DGS – 2009 – Sözel-(1) Deneme

Transkript

DGS – 2009 – Sözel-(1) Deneme
Deneme-6 – 3. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(1)
1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1.
Balık sürülerini ---- belirleyen elektronik aygıtların
yoğun olarak kullanılması, ---- ürünlerinin azalmasına
ve bazı canlıların neslinin ---- tehlikesiyle yüz yüze
gelmesine neden oldu.
A)
uzaktan – deniz – tükenme
B)
yakından – balık – azalma
C)
hareketlerinden – su – çoğalma
D)
karadan – balıkçıların – bozulma
E)
gemiden – tatlı su – değişme
3.
Doğayı koruma bilinciyle atılan ilk adımlar hep bireye
yönelikti. Ancak asıl iş üreticiye düşmektedir. Üreticiler --- uyumlu maddeler kullanıp, --- ürünler çıkardıkça tüketici, çevre korumasıyla ilgili eylemlerini rahatlıkla yapabilecektir.
A)
teknolojiyle – tüketime yönelik
B)
insanla – bireyin zevkine yönelik
C)
doğayla – çevreye zarar vermeyen
D)
çevreyle – insanların ilgisini çekecek
E)
toplumla – daha çeşitli
1.
DGS – 2009 – Sözel-(1)
Deneme-3 – 4. Soru
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
Balık sürülerini ---- belirleyen elektronik aygıtların
yoğun olarak kullanılması, ---- ürünlerinin azalmasına
ve bazı canlıların neslinin ---- tehlikesiyle yüz yüze
gelmesine neden oldu.
4.
Bütün ağaçlarda birbirine eş ..................... bulunmadığı
gibi, bütün edebiyatta da tamamen ................. romana
rastlanmaz.
A)
ağaç türü – aynı üne sahip
B)
büyüklükte ağaç – aynı üslupla yazılmayan
C)
iki dal, iki yaprak – aynı romancıya, tamamen eş
iki
karadan – balıkçıların – bozulma
D)
meyve – aynı şiire
gemiden – tatlı su – değişme
E)
aynı meyve veren ağaç – farklı olan
A)
uzaktan – deniz – tükenme
B)
yakından – balık – azalma
C)
hareketlerinden – su – çoğalma
D)
E)
Deneme-4 – 11. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(2)
7. – 11. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
2.
Kimi düşler vardır, uğruna birçok şeyi ---- göze
alır insan, onlar gerçek olsun ister; kimi gerçekler
vardır, bir zamanlar ---- olduğunu bildiği hâlde yine de
---- zanneder onları.
A)
bilmeyi – ulaşılmış – yanlış
B)
harcamayı – sorgulanmış – masal
C)
kaybetmeyi – yaşanmış – düş
D)
yeniden yaşamayı – bitmiş – öykü
E)
yok saymayı – olmuş – sezgi
11.
Güzelliği, su, hava, ekmek gibi ---- bir ihtiyaç haline
getirmezsek ne maddi ne manevi kalkınmamız ----.
Çünkü bir ulusun kalkınması ----.
A)
lüzumlu – sağlanamaz – sanata destek verilmesiyle
sağlanabilir
B)
hayati – söz konusu olabilir – için çok fazla unsura
gerek yoktur
C)
vazgeçilebilir – gerekli olur – ekonomik güce bağlıdır
D)
gereksiz - sağlanır – parasal destekle mümkündür
E)
zorunlu – mümkün olur – her alanda güzelliğe
değer vermekle mümkün olur
Deneme-8 – 3. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(2)
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
2.
Kimi düşler vardır, uğruna birçok şeyi ---- göze
alır insan, onlar gerçek olsun ister; kimi gerçekler
vardır, bir zamanlar ---- olduğunu bildiği hâlde yine de
---- zanneder onları.
A)
bilmeyi – ulaşılmış – yanlış
B)
harcamayı – sorgulanmış – masal
C)
kaybetmeyi – yaşanmış – düş
D)
yeniden yaşamayı – bitmiş – öykü
E)
yok saymayı – olmuş – sezgi
1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
3.
Bilmek, öğrenmek, haber almak her canlının ve insanın -----. Ama bilmesin, öğrenmesin, haberi olmasın diye -----A)
dileğidir – uğraşır.
B)
en son düşündüğü şeydir – isteksizlik duyar
C)
hayali olmalıdır – kendini kısıtlar.
D)
harcı değildir – umursamaz.
E)
vazgeçilmez haklarındandır – birbirine yasaklar
koyan da yine insandan başkası değil.
Deneme-9 – 16. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(3)
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
3.
Müzelerin yerinde sayan ziyaretçi sayısı, bale,
opera ve tiyatro izleyicisi oranlarının düşüklüğü,
sinemaların izleyici sayısının azalması ve canlanamayan yayın yaşamı, ---- ortaya koyuyor.
13. – 17. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
16.
Ağrı, vücutta olan biten hakkında önemli bir haberci
olduğu kadar, ---. İnanılmaz gibi gelse de, ağrısız acısız
yaşam, oldukça güç ve zorlayıcı olabilir. Ancak ağrıyla
yaşamak da en az bunun kadar zor.
kişiler arası ilişkilerin azaldığını
A)
insana da olmadık acılar çektiriyor
B)
kültürel yaşamımızın zayıflığını
B)
uyarıcı ve koruyucu bir niteliğe de sahip
C)
her sanat dalının herkes tarafından anlaşılamayacağını
C)
ağrı kesicilerle dindirilebilir
D)
çekilecek dert değil
D)
yeniliklere ne kadar kapalı olduğumuzu
E)
genellikle kaslarda meydana gelir
E)
sanatçıların ürünlerinin azaldığını
A)
Deneme-10 – 2. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(3)
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
3.
Müzelerin yerinde sayan ziyaretçi sayısı, bale,
opera ve tiyatro izleyicisi oranlarının düşüklüğü,
sinemaların izleyici sayısının azalması ve canlanamayan yayın yaşamı, ---- ortaya koyuyor.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN
UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ
BULUNUZ.
2.
Çok pahalı takıları süsleyen değerli taşların, pek çok
gelişmemiş ülkede yaşayan insanların --- onları hiçe sayarak, bu ülkelerin refah düzeylerini arttırmak yerine tek
bir kişinin mutluluğuna yapılan bir yatırım olduğunu biliyor
musunuz?
A)
kişiler arası ilişkilerin azaldığını
B)
kültürel yaşamımızın zayıflığını
C)
her sanat dalının herkes tarafından anlaşılamayacağını
A)
gelir düzeyine uygun olarak
B)
zenginliğini sağlamak için
D)
yeniliklere ne kadar kapalı olduğumuzu
C)
yaşamları pahasına çıkarılıp
E)
sanatçıların ürünlerinin azaldığını
D)
gözlerini açmak için
E)
mutluluğunu artırmak için
Deneme-7 – 3. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(4)
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
4.
Fotoğraf bir anı olduğu gibi yansıtırken edebiyat,
o anın çözümlemesini yapar. Örneğin biraz önce
çektiğim fotoğrafta pişirdiği tüm kestanelerini satan
satıcının yüzü güleçti, ama kestanelerini satmasaydı
yüzü asık olacaktı. Edebiyat açısındansa durum böyle değil. Bu adamın oldukça uzun bir hikâyesi olmalı,
der ve yaşanan bu hikâyenin kurgusunu yapar edebiyat, ----.
A)
çünkü iyi bir fotoğraf çekmek için uygun zamanı yakalamak zordur
B)
buna karşılık edebiyatta, yaşananları anlatırken sözcükleri ustalıkla seçmek gerekir
C)
ayrıca fotoğraf karesinde, hikâyenin bir anını eksiksiz olarak görüntüleyebilirsiniz
D)
çünkü edebiyatın işi, yaşananları en ince ayrıntısına kadar bellekte canlandırmaktır
E)
ama gerçeği yansıtabilmek için birtakım teknik
bilgilere gereksinim duyarsınız
1. – 6. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
3.
Sanat, çıkarcı çevreler tarafından niteliksiz bir yarış hâline dönüştürüldüğünde, sanatçılar yarışı kazanabilmek
için sanattan taviz verdiler ve amaçsızca niteliksiz sanat
üretmeye başladılar. Böylece yalnızca sanatı ayaklar altına almakla kalmayıp --A)
yarış, tüm sanat camiası için çok daha zevkli hâle
geldi ve böylelikle sanat gelişti.
B)
sanata ve sanatçıya gösterilmesi gereken saygı arttı.
C)
sanatın ve sanatçının özünü ve biçimini değiştirerek gelecek kuşakların sanatını da yaraladılar,
kirlettiler.
D)
ona insanlığa hizmet etme olanağı sundular.
E)
Sanatı ortadan kaldırarak bilimin ve aydınlığın yolunu açtılar.
Deneme-5 – 17. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(4)
13. – 18. SORULARDA, CÜMLE YA DA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
4.
Fotoğraf bir anı olduğu gibi yansıtırken edebiyat,
o anın çözümlemesini yapar. Örneğin biraz önce
çektiğim fotoğrafta pişirdiği tüm kestanelerini satan
satıcının yüzü güleçti, ama kestanelerini satmasaydı
yüzü asık olacaktı. Edebiyat açısındansa durum böyle değil. Bu adamın oldukça uzun bir hikâyesi olmalı,
der ve yaşanan bu hikâyenin kurgusunu yapar edebiyat, ----.
17.
Bizde çocuk kitabı dendi mi aklımıza ilk gelen nedense
hep masallar olur. Aksi gibi yazarlar da hep böyle düşünür ve çocuk kitaplarında masalların sayısı giderek artar.
Bu masallar, renkli ve tamamen hayali bir dünyanın kapılarını açar çocuklara. Oysa-------A)
çocukların hayal dünyası renkli değildir.
B)
çocukları çok okumaya yönlendirmek gerekir
C)
çocuk kitapları herkes tarafından yazılmamalıdır.
A)
çünkü iyi bir fotoğraf çekmek için uygun zamanı yakalamak zordur
D)
bugünün çocukları daha gerçekçi bir dünyayla
örtüşen eserler bekliyorlar.
B)
buna karşılık edebiyatta, yaşananları anlatırken sözcükleri ustalıkla seçmek gerekir
E)
bu konuda çocuklar daha başarılı olabilirler.
C)
ayrıca fotoğraf karesinde, hikâyenin bir anını eksiksiz olarak görüntüleyebilirsiniz
D)
çünkü edebiyatın işi, yaşananları en ince ayrıntısına kadar bellekte canlandırmaktır
E)
ama gerçeği yansıtabilmek için birtakım teknik
bilgilere gereksinim duyarsınız
Deneme-2 – 5. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(5)
1. – 5. SORULARDA CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ BULUNUZ.
5.
Hâli vakti yerinde yabancı uyruklu bir tanıdığım,
bütün varlığını ülkesinde bırakarak İstanbul’a yerleşmişti. Kendisine neden Türkiye’de yaşamayı seçtiğini sorduğumda verdiği cevabı unutamam: “Orada
canım sıkılıyordu. Beş yıl sonra bile neler olacağını
bilebiliyordum. Yaşamımda hiç sürpriz yoktu. Buradaysa bırakın gelecek haftayı, yarın bile neler olabileceğini kestiremiyorum. ----.”
5.
İtalya’nın sokaklarında dolaşıyorum. Sanki tarihi yeniden
yaşıyorum. Burada kentlerin tarihi dokusunun korunmasına gösterilen özenden gerçekten çok etkileniyor; aklıma
hemen aynı şeyi……………….
A)
ülkemizde yıllar önce çok daha kolay bir şekilde başardığımız geliyor.
B)
İtalyanların bizden daha iyi bildiğine dair söyleyen
asılsız şeyler geliyor.
A)
İstanbul’un doğal güzelliklerini, kalabalığını özlemişim
C)
İtalyanları küçümsemekte çok haklı olduğumuz düşüncesi geliyor.
B)
Bu stresli hayata daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum
D)
tarihi kendi kentlerimizde başaramadığımız sorusu
takılıyor.
C)
Aradığım, özlediğim, beklenmedik heyecanlarla
dolu bir yaşam var burada
E)
niçin kendi kentlerimizde başaramadığımız sorusu takılıyor.
D)
Her şeyin yolunda gittiği ülkemde hiçbir konuda günlük kararlar alınmaz
E)
Bu ülkede yaşayan insanların sıcakkanlılığı bu
kararı almamda etkili oldu
Deneme-7 – 7. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(6)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6.
7. –12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
(I) Eriyen buzullar, yükselen deniz suyu seviyeleri,
erken çiçek açan ağaçlar, geç donan göller… (II) Bütün bunlar son yıllarda sıkça vurgulanan iklim değişiklikleriyle ilişkilendiriliyor. (III) Peki iklimin değişmekte olduğunu nasıl anlıyoruz? (IV) Tarihsel kayıtlar, onlarca yıl büyük bir özenle gerçekleştirilmiş gözlemler ve dünyanın dört bir yanında yapılan hassas
ölçümlerin yanı sıra temel bilimsel ilkeler sayesinde… (V) Canlı türlerinde sözü edilen bu kitlesel yok
oluşun da tarihte görülmemiş boyutlara ulaşacağı
tahmin ediliyor.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
7.
(I) Kum, kıyılardaki granit yapılı kayaların çok küçük
parçalara ayrılmaları sonucu oluşur. (II) Bu kumların niteliği, kıyıdaki kayaların yapılarına ve denizin şiddetine
bağlıdır. (III) Aslında kumun büyük bir kısmı kıyılara nehirler aracılığıyla taşınır. (IV) Bazı yerlerde kayalardan
kopan veya uzak kıyılardan sürüklenen taşlar, sahile yığılır. (V) Sahillerdeki kumun bir kısmı da deniz aşındırması
yoluyla ya da denizin taşıması sonucu oluşur.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V
Deneme-6 – 15. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(6)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6.
(I) Eriyen buzullar, yükselen deniz suyu seviyeleri,
erken çiçek açan ağaçlar, geç donan göller… (II) Bütün bunlar son yıllarda sıkça vurgulanan iklim değişiklikleriyle ilişkilendiriliyor. (III) Peki iklimin değişmekte olduğunu nasıl anlıyoruz? (IV) Tarihsel kayıtlar, onlarca yıl büyük bir özenle gerçekleştirilmiş gözlemler ve dünyanın dört bir yanında yapılan hassas
ölçümlerin yanı sıra temel bilimsel ilkeler sayesinde… (V) Canlı türlerinde sözü edilen bu kitlesel yok
oluşun da tarihte görülmemiş boyutlara ulaşacağı
tahmin ediliyor.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
13.- 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
15.
(I) Deniz suyunun tuzlu oluşu, kayaların çözünmelerinden
ve nehirlerin, yollarında rastlayarak erittikleri tuzu yıllar
boyu denize taşımalarındandır. (II) Milyarlarca yıldan beri
yağmur suları, kayaları yıkamışlar; bunların yapısındaki
tuzun bir kısmını çözündürmüşlerdir. (III) Bu çözünen tuz,
sel suları ile her yıl deniz çukurlarına taşınmıştır. ( IV)
Suyun bir kısmının buharlaşması ile de denize karışan
tuz oranı sabit kalır. ( V) Kara suları, denizlerden daha az
tuzludur.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-10 – 7. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(7)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
7.
(I) Nikola Tesla, alternatif elektrik akımını gelişti
ren başarılı bir bilim adamıdır. (II) Bilim tarihinde
öyle insanlar vardır ki bilime katkıları en az öteki
bilim insanları kadar önemli olmasına karşın pek
öne çıkmamışlardır. (III) Bunun, aynı alanda orta
ya çıkmış büyük bir adın gölgesinde kalma gibi
bir nedeni olabilir. (IV) Bilimin her alanında, böyle insanlara rastlamak mümkündür. (V) Bu grup
ta yer alan bilim insanlarından oluşturulacak bir
liste, kuşkusuz çok uzun olur.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
7.
(I) Ekim 2003’te yayın hayatına başlayan Naviga dergisi
denize ve rüzgâra tutkun yaşayanların ortak duyguları ile
doğdu. (II) Okurken keyif alacağınız röportajları, gerçek
hikâyeleri, kaliteli görseli ve kaynak olarak başvurulacak
teknik konuları ile denize sevdalı insanların kısa zamanda başucu dergisi oldu. (III) Bunda Naviga’nın içeriğinin
çok büyük payı var. (IV) Piyasada Naviga gibi daha pek
çok dergi var. (V) Çünkü Naviga, “Yedi Denizler”i doyasıya okuyabilmeniz için ucu bucağı olmayan sulara bazen
yelkenle, bazen motorla, bazen de kürekle açıldı ve okuyucularına gizemli dünyaların kapılarını aralayarak onların merak ettiklerini gözler önüne serdi.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-11 – 10. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(8)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
8.
6. – 11. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
(I) Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla
Sultan II. Bayezid Külliyesi yapılmıştır. (II) Temeli
1484 yılında atılan külliye, 1488 yılında hizmete
açılmıştır. (III) Külliye, darüşşifa, tıp medresesi,
tabhane, cami, imaret ve köprüden oluşmaktadır. (IV)
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu külliye hakkında bilgi vermektedir. (V) Külliyenin hamamı, değirmeni, su deposu, sübyan mektebi; mehterhane, muvakkithane gibi bölümleri de vardır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
10.
(I) Divanü Lugati’t-Türk, tarihimiz, kültürümüz açısından çok önemli bir eserdir. (II) Bugün tek nüshası İstanbul’daki Millet Kütüphanesinde olan bu eserin bulunuşu, yayımlanması ve çevirisi, ilgi çekici olaylar
dizisidir. (III) Eserin bulunuşu tamamen bir rastlantı
sonucudur. (IV) Kâşgarlı Mahmud, anıtsal eseri
Divanü Lugati’t-Türk’ü yazış nedenini ilk sayfadaki
Tanrı’ya ve Hz. Muhammed’e övgü bölümünden hemen sonra açıklamaktadır. (V) Kitap dostu Ali
Emiri’nin bilgisi, dikkati, kitap sevgisi ve çabaları olmasaydı eser bilgisiz ellerce belki de yok edilecek, dilimizin ve kültürümüzün en büyük hazinesinden mahrum kalacaktık.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-10 – 10. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(8)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
8.
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
(I) Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla
Sultan II. Bayezid Külliyesi yapılmıştır. (II) Temeli
1484 yılında atılan külliye, 1488 yılında hizmete
açılmıştır. (III) Külliye, darüşşifa, tıp medresesi,
tabhane, cami, imaret ve köprüden oluşmaktadır. (IV)
Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu külliye hakkında bilgi vermektedir. (V) Külliyenin hamamı, değirmeni, su deposu, sıbyan mektebi; mehterhane, muvakkithane gibi bölümleri de vardır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
10.
(I) Göktürk Alfabesi ya da Orhun Alfabesi, Göktürkler
tarafından kullanılan alfabedir. (II) Türkler, bunun gibi, tarihte pek çok farklı alfabe kullanmıştır. (III) Göktürk alfabesinin bilinen en eski örneği Kazakistan'da Sakalara ait
olduğu düşünülen Esik Kurganı'nda bulunan ve M.Ö.
4.yüzyıla tarihlenen bir gümüş tabağın üzerindeki iki satırlık yazıda görülmektedir. (IV) Bundan sonraki en eski
örneği ise Orhun mezar külliyesindeki anıtların dikilişinden iki yüzyıl önce Yenisey'deki anıtlarda görülür. (V) Bu
alfabenin Orhun Alfabesi olarak anılmasının sebebi adı
geçen alfabenin son ve mükemmel biçimini Orhun'daki
anıtlarda almış olmasından kaynaklanır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-7 – 8. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(9)
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
9.
7. – 12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU
BULUNUZ.
(I) “Uzay çöpü” evlerimizdeki atıklar gibi bir çöp yığını değildir. (II) İlk uzay çöpü Vonguard 1 adlı uzay
aracıdır. (III) Uzay çöplerini temizleme şansımız yok
gibi görünüyor, çünkü çok geniş bir alana yayılmış
olan parçalarla başa çıkmak olanaksız. (IV) Vonguard
1, 1964’te devre dışı kaldığından bu yana Dünya’nın
çevresinde sessizce dolaşıyor, 16,5 cm çapındaki bu
metal küre, başka bir cisimle çarpışmazsa daha yüzlerce yıl yörüngede dolaşmaya devam edecek. (V)
Vonguard 1’in yanı sıra işlevini tamamlamış uydular,
roket motorları, boya parçaları ve patlamaların ardından saçılmış küçük parçalar gibi toplam kütlesi binlerce tonu bulan uzay çöpleri, yörüngede dolaşıp duruyor.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
8.
(I) Organizma, dokuların onarılmasını ve gelişmesini
sağlamak için azotlu, soğukla mücadele edebilmek için
de enerji verici, yağlı maddelere muhtaçtır. (II) Bu maddeler bitkilerde bulunduğu kadar, etlerde ve hayvansal
yağlarda da vardır. (III) Sadece bitki yiyerek yaşamak
mümkün olsa da hayvansal besinler bitkilerden çok daha
fazla azotlu organik madde içerdikleri için et de yemek
gerekir. (IV) Kırmızı etin sağlığa zararları da vardır. (V)
Dengeli beslenmek için bitki ve hayvansal gıdaların karışık olarak yenmesi şarttır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-8 – 12. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(10)
7. – 12. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN ANLAM AKIŞINI BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6. – 10. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
10.
(I) Petrol genellikle denizel, seyrek olarak da karasal
eski tortullar içerisinde bulunur. (II) Bu, petrolün
oluştuktan sonra milyonlarca yıl korunabildiğini göstermektedir. (III) Petrolün içerisinde bulunan porfirin
maddesi, oluşumun organik kökenli olduğunu ve
oluşumu esnasında sıcaklığın 200 ºC’yi geçmediğini
göstermektedir. (IV) Petrol, içerisinde bulunduğu ortamda oluşabildiği gibi çok uzaklardan göç edip gelmiş de olabilir. (V) Kömürün oluşumunda da karasal
bitkiler etkili olduğundan, petrol sahalarında kömür
bulunmamaktadır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
12.
(I) Günümüzden milyonlarca yıl önce toprak kaymaları, karaların deniz, denizlerin de kara hâline dönüşmesi gibi büyük tektonik olaylar olmuştur. (II) Bu tektonik olaylar sonucu ormanların bir kısmı yer altında
kalmıştır. (III) Yer altındaki havasız ortamda sıcaklık
ve basınç etkisiyle kimyasal değişimlere uğrayan ormanlar kömürleşmiştir. ( IV) Bir kısım odun yığınları
ise özel fırınlarda birtakım işlemlere tâbi tutularak
odun kömürüne dönüştürülür. (V) Bugün kömür yataklarına, toprağın 400 – 4000 metre derinliklerinde
rastlanmaktadır.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-9 – 24. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(11)
11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK
YARGIYI BULUNUZ.
11.
Çinliler, ordularını Hun tarzına göre düzenlemiş,
Türklerin silahlarına benzer silahlar yapmış, Türklerin
kullandığı 12 hayvanlı takvimi benimsemiştir.
24.
Göktürkler; sanat yönünden zengin ve ileri düzeyde
eserler vermiş olmalarına rağmen birçok soygun ve tahripler yüzünden o dönemden zamanımıza çok az eser
ulaşabilmiştir.
Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi kesin olarak
çıkartılabilir?
A)
Göktürkler, döneminin en gelişmiş devletidir.
Çin uygarlığının gelişmesinde Türklerin etkisi
görülür.
B)
Türklere ait ilk yazılı eserler Göktürklere aittir.
B)
Çinliler öğrendiklerini sonradan daha da geliştirmişlerdir.
C)
Göktürklerden günümüze az eser ulaşmıştır.
D)
C)
12 hayvanlı takvimi Türkler bulmuştur.
Kültürel değerleri en çok tahrip edenler eski dönemlerde yaşamışlardır.
D)
Çinliler, her şeyden çok orduya önem vermişlerdir.
E)
Göktürkler dışında herhangi bir Türk devletinin eserleri günümüze ulaşamamıştır.
E)
Çinliler, o dönemde birçok uygarlığı etkilemiştir.
A)
Deneme-10 – 19. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(12)
11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK
YARGIYI BULUNUZ.
12.
Kafayla vurduğu top direkten dönmeseydi oyuncu,
maçta kendi adına ikinci golü atmış olacaktı.
A)
Oyuncu maçtaki ilk golünü kafayla atmıştır.
B)
Oyuncunun takımı maçta daha önce en az bir gol
atmıştır.
C)
Oyuncu takımının bütün maçlarında gol atmıştır.
D)
Oyuncunun takımı maçta skor olarak öndedir.
E)
Oyuncunun ligde attığı gol sayısı birden fazladır.
16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ.
19.
Bu takım, tarihinde ilk defa üst kümeye yükseldi.
A)
Daha önce bu takım bir üst kümeye hiç çıkmamıştır.
B)
Takımın köklü bir geçmişi yoktur.
C)
Daha önce bulunduğu kümede hiç mağlubiyet yaşamamıştır.
D)
Bu takım yeni kurulmuştur.
E)
Oyuncu kadrosu ve antrenörü sayesinde bu takım
üst kümeye yükselmiştir.
Deneme-10 – 16. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(13)
11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK
YARGIYI BULUNUZ.
13.
Ürünümüz artık, yüzde seksen daha az miktarda
doymuş yağ içeriyor.
A)
16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ.
16.
Marketlerde bulabileceğiniz bu ilaç, sivrisinek ve
zararlı böceklerin uzun süre size yaklaşmasını önleyecektir.
Yağlı ürünler sağlığa zararlı olduğu için çok tüketilmemektedir.
A)
B)
Firma, maliyeti düşürmek için ürünün içeriğini değiştirmiştir.
İlacı üreten firmanın her böcek türü için ayrı ilacı
vardır.
B)
Bu ilaç, piyasadaki en etkili ilaçtır.
C)
Ürünün doymuş yağ oranı, rakip ürünlerin doymuş
yağ oranından yüzde seksen daha düşüktür.
C)
İlacın insanlara zararlı bir etkisi yoktur.
D)
D)
Ürünün önceki üretimlerinde doymuş yağ oranı
daha yüksektir.
Bu ilaç, sivrisinek ve tüm haşerelere kökten çözüm
getirir.
E)
E)
Firmanın yeni ürünü, piyasadaki ürünler arasında
yağ oranı en düşük olandır.
İlaç, haşerelerin insanlara yaklaşmasını belli bir
süre önlemektedir.
Deneme-10 – 17. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(14)
11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK
YARGIYI BULUNUZ.
14.
Londra’da trafik saatte 12 km hızla akmaktadır,
tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi…
16. – 20. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ.
17.
Norveç Kitap Kulüpleri, dünyayı ele geçiren televizyon ve bilgisayara karşı klasik edebiyatı yüceltmek
için tüm zamanların en iyi yüz kitabını belirledi.
A)
Londra’da trafik konusunda, geçmiştekine benzer durumlar sürmektedir.
A)
B)
Londra’daki insanlar her yere kendi araçlarıyla gitmektedir.
Kitapları belirlemek için satış oranları esas alınmıştır.
B)
Böyle bir belirleme daha önce yapılmamıştır.
C)
Londra’da trafiğe çıkan araç sayısı sıkı şekilde denetlenmektedir.
C)
Kitapların belirlenmesinde belirli bir zaman dilimi
değil, tüm zaman göz önünde bulundurulmuştur.
D)
Londra’da trafik kurallarına herkes uymaktadır.
D)
E)
Londra’da yüz yıldır cadde ve sokaklar pek değişmemiştir.
Tüm zamanların en iyi kitaplarının okur sayısı daha
fazladır.
E)
Bu listeyi ilk kez Norveç Kitap Kulübü oluşturmuştur.
Deneme-9 – 24. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(14)
24.
11. – 14. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLELERDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK
YARGIYI BULUNUZ.
14.
Dünyanın dört bir yanından gelen ve evrenin kökenine
ışık tutmayı amaç edinmiş olan binlerce fizikçinin üzerinde çalıştığı Büyük Patlama deneyinde, geri sayım başladı.
Londra’da trafik saatte 12 km hızla akmaktadır,
tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi…
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin
olarak söylenebilir?
A)
Londra’da trafik konusunda, geçmiştekine benzer durumlar sürmektedir.
A)
Bu konuda daha önce hiç deneme yapılmamıştır.
B)
Deneyin büyük riskleri vardır.
Londra’daki insanlar her yere kendi araçlarıyla gitmektedir.
C)
Deneye, dünyanın en iyi fizikçileri katılmaktadır.
D)
Deneyin gerçekleşmesine az bir süre kalmıştır.
C)
Londra’da trafiğe çıkan araç sayısı sıkı şekilde denetlenmektedir.
E)
Deney için pek çok ülke mali destek sağlamıştır.
D)
Londra’da trafik kurallarına herkes uymaktadır.
E)
Londra’da yüz yıldır cadde ve sokaklar pek değişmemiştir.
B)
Deneme-3 – 16. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(15)
15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN
YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
15.
I.
1950’li yıllarda evimizden Karaköy’e
II.
tarlaların içinden koşarak
III.
duyar duymaz evden fırlar
16.
IV. gitmek için her sabah düdük sesini
V.
banliyö trenine ucu ucuna yetişirdim
A) I. ile II.
B) I. ile III.
D) II ile V
12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
C) II. ile IV.
E) IV ile V
I.
Yemek konusuna gelince, kendisiyle pek iyi değildir
aram.
II.
Biri iyi yemek yapmak, diğeri bağlama çalmak...
III.
Bağlamayı bir kenara bırakalım, yemek konusu
içimde derin yaradır.
IV. Şu dünyada iki şey için vahlanır dururum.
V.
Ahmet Haşim’in Refik Halit’in yemek yazıları, en
leziz yemekten daha çok haz verir bana.
A) I ile III
B) II ile V
D) I ile IV
C) IV ile V
E) II ile III
DGS – 2009 – Sözel-(16)
Deneme-2 – 15. Soru
15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN
YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE
SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
16.
I.
İşte buradan, kayalığın tepesinden aşağıya bakarken, çağlayandan uçuşan serin su damlacıkları,
Akdeniz sıcağını, üstünüzdeki başınızdaki tozu unutturuverir.
15.
I.
Karanfil Sokağı’nda avluların, pencere önlerinin karanfil tüttüğünü; Nevbahar Sokağı’nda her mevsim
bahar yaşandığını düşleyebiliriz.
II.
Çağlayanların sesleri de sarp kayalıklarda yankılanır.
II.
Bu rakamların hayatımıza karışan bir kokusu var
mıdır?
III.
Bu çağlayanlara giden yollar, kurumuş dere yataklarından, dar patikalardan, çam ormanlarından
geçer.
III.
Oysa Mehtap Sokağı, Aynalı Çeşme
Nevbahar Sokağı, Karanfil Sokağı…
Sokağı,
IV. Ardından, bir kayalığın önünde birdenbire son bulur.
IV. Bu isimler ne çok şey söyler bize; onları anılarımızla,
düşlerimizle süsleyebiliriz.
V.
V.
Toros Dağlarında duyulan yalnızca kartalların kanat
sesleri ve dağ keçilerinin ayak sesleri değildir.
A) I. ile III.
B) I. ile V.
D) II. ile IV.
Hangi güzellik düşmanı adamlar hayatın cıvıl cıvıl
gülümseyip durduğu bir sokağa 1658. sokak veya
15. sokak adını vermiş olabilir?
C) II. ile III.
E) III. ile V.
A) I ile II
B) I ile IV
D) II ile III
C) I ile V
E) II ile V
Deneme-8 – 17. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(17)
15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN
OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE
YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
13. – 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE
SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
17.
17.
I.
Harşena (Amasya) Dağı’nın güneye bakan eteklerindeki kalker kayalar oyularak yapılan Kral Kaya Mezarları oldukça ilgi çekiyor.
II. İçindeki mezarlar bakımından en önemli ve ilginç olanı, güneş vurduğunda cephesinin parlamasıyla dikkat
çeken Aynalı Mağara.
III. Örneğin Mithridotes’in barış görüşmelerini yokuşa süren Roma elçilerini buraya hapsettiği, tarihî belgelerle
belirlenmiştir.
IV. Bazı Kral Kaya Mezarları da savaş yıllarında hapishane ve cezalandırma mekânı olarak kullanılmış.
V.
Ötekilerden farklı olarak yerleşim ve ibadet amacıyla
oyulduğu tahmin edilen bu mağaranın önemi “Büyük
Rahip Tes” yazısından anlaşılıyor.
A) I. ile III.
B) II. ile III.
D) III. ile V.
C) II. ile V.
E) IV. ile V.
I.
Orta Asya'nın bozkırlarında yaşayan Türk boylarının,
ele aldığı konulardan dolayı "hayvan üslubu" olarak
adlandırılan resimler yaptığı bilinmektedir.
II.
İnsanların en eski çağlardan beri kullandıkları bir anlatım aracı olan resim, Türkler tarafından da kullanılmıştır.
III.
İslamlık benimsendikten sonra dinsel yasaklar nedeniyle betimleyici resim daha az kullanılmış, onun
yerine süsleyici resim sanatları gelişmiştir.
IV. Bu nedenle Türk resim sanatı denince daha çok Batı
etkisi altında gelişen ve betimleyici yanı da olan
çağdaş resim sanatı anlaşılır.
V.
Gene de daha önceki dönemlerden kalan bazı yapıtların, resim sanatı içinde sayılabileceği unutulmamalıdır.
A) I. ve II.
B) I. ve III.
D) II. ve IV.
C) II. ve III.
E) III. ve IV.
Deneme-3 – 14. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(18)
12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN
YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
18.
I.
Yayınevlerinin bir diğer çözümü de baskı adedini
düşürmek.
II.
Söz gelimi kitap çeşidini artırıyor, böylelikle okurun
seçeneklerini çoğaltıp satın alma olasılığını yükseltmeye çabalıyorlar.
III.
Yayıncılar kitap satışlarındaki düşüşün getirdiği
olumsuzlukları gidermek ve sektörü koruyabilmek
için geçici de olsa kimi çözümler üretmeye çalışıyor.
IV. 10 yıl öncesine kadar yaklaşık 5 bin adet basılan kitaplar artık ortalama bin adet basılıyor.
V.
Hatta bazı büyük yayınevleri bile kimi yeni kitapların
baskısını 500 adet yapıyor.
A) I. ile III.
B) II. ile IV.
D) III. ile V.
C) III. ile IV.
E) IV. ile V.
14.
I.
Oysa çok okunma belirli bir zaman dilimine özgü bir
olgu değildir.
II.
Çok satılma geçici bir olgudur, yapıtın yayımlandığı
yılı ya da onu izleyen yılı içerir.
III.
Bir kitabın çok satılması, çok okunduğu anlamına
gelmez.
IV. Söz gelimi son üç yıl içinde Homeros’un İlyada’sını
yirmi beş milyon kişi okumuştur, bu örneği başta
Don Kişot olmak üzere diğer başyapıtlara da aktarabiliriz.
V.
Ama son bir yılda bu eserlerin ne kadar satıldığı çok
önemli değildir.
A) I ile III
B) II ile III
D) III ile V
E) IV ile V
C) II ile V
DGS – 2009 – Sözel-(19)
Deneme-8 – 14. Soru
15. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ SÖZLERİN
YA DA CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
13. – 18. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK BİÇİMDE
SIRALANMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER
DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
19.
I.
Arkeolojinin bugün bilinen anlamı ile ortaya çıkışı,
15. yüzyılda filizlenen Rönesans’ın Avrupa’da yayıldığı yıllara rastlar.
II.
Rönesans’ın etkisiyle Hristiyanlığın kökenini, eski
azizleri araştıranlar, tapınaklar, mezarlar, antik kentler buldu ve arkeoloji bir disiplin olarak bilim dünyasındaki yerini aldı.
III.
İlk sistemli kazılar ise İtalya’da Vezüv Yanardağının
püskürttüğü lavlar altında kalan Pompeii ve
Herculaneum antik kentlerinde 18. yüzyılda başlatıldı.
IV. Buradan çıkarılan yapıtlar, 1883’te Osman Hamdi
Bey tarafından kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesinde
toplanmaya başladı.
V.
Anadolu’daki ilk kazılar da 19. yüzyıl sonlarında
Troia da gerçekleştirildi.
A) I. ile II.
B) I. ile V.
D) III. ile IV.
C) II. ile V.
E) IV. ile V.
14.
I.
Hattatlar, yüzyıllar boyu usta-çırak ilişkisi içinde yetişmişlerdir.
II.
Başlangıçta alıştırma niteliğinde çalışmalara dayanan ve “meşk” adı verilen bu dersler tek tek harflerin
yazılışının öğrenilmesiyle başlar, harflerin birleşme biçimleriyle, sözcüklerin ve tümcelerin yazılış tarzlarının
öğrenilmesiyle sürerdi.
III.
Bu ilişkide hat sanatını öğrenmeye heveslenen kişi,
usta bir hattatın çırağı olur, ondan ders alırdı.
IV. Ortalama üç beş yıl kadar süren bu eğitimin sonunda hattat adayı iki ya da üç hattatın önünde yazı yazarak bir çeşit sınav verirdi.
V.
Hattatlar bu yazıyı beğenirlerse altına imzalarını koyarlardı; buna, başarı ya da izin belgesi anlamına
gelen “icazetname” adı verilirdi.
A) I. ve II.
B) I. ve III.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
C) II. ve III.
Deneme-10 – 23. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(20)
23.
20.
I.
Frigleri konu edinen sergi
I.
ülkemizdeki kültür sanat oluşumları,
II.
ay sonuna kadar ziyaretçilerini bekliyor
II.
bir niteliğe ulaşmış ve ülke kültürünün
III.
kendilerinden sonra gelen
III.
destekle mümkün olmuştur
IV. Yunan ve Roma Uygarlıklarını etkileyen
IV. devletin önemli desteğiyle çağdaş
V.
V.
Anadolu’da köklü bir kültür oluşturarak
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü
olur?
kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi bu
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
E) V.
Deneme-8 – 19. Soru
19.
I.
aldığı çok sayıda eğitsel
II.
ve televizyonlarda halkın erişimine sunuluyor
III.
gelişme oluyor ve bu gelişmelerin yer
IV. günümüzde astronomide birçok heyecanlı
V.
kaynak internet ortamında, radyo
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Deneme-4 – 23. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(21)
23.
21.
I.
bitki ekosistemleri arasındaki
II.
korunmasına önemli katkılarda bulunmuş
III.
söz konusu bitki ekosistemlerinin
C) III.
D) IV.
tükenmesine neden
V.
yüzyılda ayıların soylarının
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci
olur?
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci
olur?
B) II.
II.
IV. olacağından korkuyor
ekolojik ilişkiler araştırılmış ve elde edilen bilgiler
A) I.
ısınmanın içinde bulunduğumuz
III. uzmanlar, küresel
IV. Akdeniz iklim tipine sahip Fransa, Yunanistan, ABD
gibi ülkelerde yangınlarla
V.
I.
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
E) V.
Deneme-9 – 23. Soru
23.
I.
yönelik eşyalar üretmesine
II.
edilebilen her biçimde ve sayısız amaca
III.
olanak sağlamıştır
IV. camın keşfi, insanoğlunun
V.
bu malzemeyi kullanarak hayal
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
DGS – 2009 – Sözel-(22)
Deneme-6 – 20. Soru
22.
20.
I.
çevrilebileceğini ortaya koydu
I.
kamusal olsun, gözle görülür
II.
"1841 yılında J. Robert Mayer yaptığı bir deneyde
II.
fabrikalar nasıl otomasyona
III.
ısının da kinetik enerjiye
III.
değişikliklere uğramış, hatta gerçek
IV. havanın sıkıştırılması ile sıcaklığın meydana geldiğini göstererek
V.
IV. yönelmişse taşıtlar da,ister kişisel ister
V.
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur?
A) I
bir devrimden geçmiştir
kinetik enerjinin ısıya
B) II
C) III
D) IV
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
E) V
Deneme-4 – 22. Soru
22.
I.
sevgi, insan sevgisidir
II.
her zaman
III. zaman zaman bulabileceği
IV. insanın
V.
isteyebileceği, ancak
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Deneme-5 – 22. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(23)
23.
I.
hizmet ettiren devlet ne kadar
birlikte gökyüzünün en etkileyici
II.
hizmet edecek yerde
günlerde havanın kararmasıyla
III.
yerde bayağılaştıran
I.
üzerinde beliriyor
II.
III.
22.
IV. kışın ortalarına geldiğimiz şu
IV. sanat da korkunçtur
V.
V.
takım yıldızı Orion doğu ufku
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi ilk olur?
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi ilk sırada yer
alır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
korkunçsa insanı yüceltecek
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
E) V.
Deneme-11 – 21. Soru
21.
I.
açıklamaya, yeni fikirlerin tartışılmasına önem verilirken kimi
II. zamanlarda ise susmaya, düşünceleri gizlemeye
önem verilmiştir
III. toplumsal ve bireysel yaşayış ve alışkanlıklar, baskılar ve özgürlükler
IV. sonucu, toplumlarda dönem
V. dönem konuşmaya, fikirleri
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir biçimde sıralandığında hangisi ilk olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Yaprak Test 14 – 13. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(24)
24.
I.
Kuruluş amacı, Osmanlı
bezi ve halat üretmekti.
donanmasına
yelken
II.
Ancak bir süre sonra Akdeniz ticari ve askerî gemiciliği buharlı gemilerin egemenliğine girdi.
III.
İplikhane-i Amire, 19. yüzyılın ilk yarısına damgasını
vuran devlet merkezli sanayileşme politikasının ilk
fabrikasıdır.
IV. Bu ani değişimin ardından 1830’ların başında bu
fabrikada, devlete ait öteki tekstil fabrikalarının ihtiyacını karşılamak amacıyla iplik eğrilmeye başlandı.
V.
Bu yüzden Osmanlı’nın yelken ve halat ihtiyacı birdenbire azaldı.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
13.
I.
Buna dayanarak tarihçilerin, tarihî olayları değerlendirirken yansız davranmalarını istemek safdillik olur.
II.
Durum böyle olunca da tarihçinin yansızlığı da lafta kalıyor.
III.
Söylemeye kalkışsa da toplumun tepkisi malum.
IV. Çünkü tarihçi de bir insandır ve her insan gibi bir dine,
milliyete, dünya görüşüne sahiptir.
V.
Kişinin zaman zaman bile olsa; dini, milliyeti aleyhinde
konuşması pek görülmüş şey değil.
Yukarıdaki cümleler anlamlı olarak sıralanırsa hangisi
dördüncü cümle olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
DGS Kitap Sayfa 657. – 5. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(24)
24.
I.
Kuruluş amacı, Osmanlı
bezi ve halat üretmekti.
donanmasına
yelken
II.
Ancak bir süre sonra Akdeniz ticari ve askerî gemiciliği buharlı gemilerin egemenliğine girdi.
III.
İplikhane-i Amire, 19. yüzyılın ilk yarısına damgasını
vuran devlet merkezli sanayileşme politikasının ilk
fabrikasıdır.
IV. Bu ani değişimin ardından 1830’ların başında bu
fabrikada, devlete ait öteki tekstil fabrikalarının ihtiyacını karşılamak amacıyla iplik eğrilmeye başlandı.
V.
Bu yüzden Osmanlı’nın yelken ve halat ihtiyacı birdenbire azaldı.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
5.
Verilen cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda baştan üçüncü cümle hangisi olur?
A)
İşte bu içen gelen arzu gururdan fedakârlık etmen,
hodbinlikten vazgeçmen, kendine ait bir hesabı bozman senin kurtuluş yolundur.
B)
Tıpkı zamanında yapılan özür dilemenin dostluğu
derinleştirmesi gibi.
C)
Acı bir söz, ruhun derinliklerine kadar işler.
D)
Çünkü insan bu özür dileyişle karşısındakine olan yakınlığını hisseder, bir haksızlığı tamir etmeye çalıştığını
gösterir.
E)
Unutulan bir özür dileme insanca münasebetleri bozar.
DGS – 2009 – Sözel-(25)
25.
“Taraftarlık kimilerine göre kendini aldatma sanatıdır.”
sözüyle sporda taraftarlığın hangi yönü vurgulanmak
istenmiştir?
A)
Yalnızca bir takıma sıkı sıkıya bağlanıldığı
B)
Sağduyuyla düşünmeyi sınırlayarak insanları,
gerçeklerden uzaklaştırdığı
Deneme-11 – 26. Soru
26.
Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif,
sonra kırılamayacak kadar güçlü olur.
Cümlesinde alışkanlıkların hangi yönü vurgulanmak
istenmiştir?
A)
Kolay bırakılacak düzeyde olması
Kimlerin oynadığının değil, nasıl oynandığının önem
kazandığı
B)
İyi olursa zararının dokunmayacağı
C)
Vazgeçilmez hâle gelmesi
D)
Oyunun, bir spor olarak yararlarının bilinmediği
D)
Etkilerinin herkesi kapsaması
E)
Rakip takımların düşman olarak görüldüğü
E)
Bir şeylere bağlanmak için şart olduğu
C)
Deneme-10 – 32. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(26)
26.
“Çitin diğer tarafındaki çimler her zaman daha yeşildir.”
sözüyle
anlatılmak
istenen
aşağıdakilerden
hangisidir?
A)
Hayatta daha iyi bir konuma gelmek için çabalamak
gerektiği
B)
Karşılaşılan zorluklarla başa çıkmanın bir yolunun
mutlaka bulunabileceği
C)
İnsanlara, sahip olmadıkları şeylerin daha çekici
geldiği
D)
Hayatta ele geçen fırsatların değerlendirilmesi gerektiği
E)
Bir konuda karşı tarafın düşüncelerinin göz ardı
edilmemesi gerektiği
32.
Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir.
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Mutluluğa ulaşmak için zorluklardan geçmek gerekir.
B)
Başarının anahtarı çok çalışmaktır.
C)
İnsanlar sabretmeyi öğrenemezler.
D)
Zorluklara göğüs gerebilen, cesaret sahibidir.
E)
Mutluluk fırsatı her zaman ele geçmez.
Deneme-10 – 28. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(27)
27.
Kişi, özgür doğar ama yaşamda her konuda zincire vurulmuştur.
28.
Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Toplumsal kurallar özgürlüğü sınırlar.
B)
Özgürlük insana çok şey kazandırır.
C)
Her insan değişime açık değildir.
D)
Özgürlük doğada yalnızca insana özgüdür.
E)
Birey yalnız yaşarsa daha mutlu olur.
Doğru yolda giden kaplumbağa eğri yolda giden yarış
atını geçer.
Sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Başarı, sıkı çalışma ve iyi dinlenmenin birleşimidir.
B)
Sadece bir başarı vardır: Hayatı istediğin gibi yaşayabilmek.
C)
Uçurtmalar, rüzgâr kuvvetiyle değil, bu kuvvete karşı
uçtukları için yükselirler.
D)
Çok küçük bir başarı çok büyük bir plandan daha
iyidir.
E)
Başarı, hızla değil, yöntemle elde edilir.
Deneme-10 – 37. Soru
37.
Zayıflığını bilmeyen adam, gerçekten kuvvetli değildir.
Cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir?
A)
Gerçek güç kendini bilmektir.
B)
Cesaret ve güç bir araya gelirse etkili olur.
C)
Gücün kaynağı kendine güven duymaktır.
D)
İnsanların güçlü olduğu kadar zayıf yönleri de vardır.
E)
Zayıf insanlar güçlerini kontrol edemezler.
DGS – 2009 – Sözel-(28)
28.
“İnsanı zenginleştiren, yaşam sandığında biriktirdikleridir.” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A)
Geleceğe umutla bakmak gerekir.
B)
Yalnızca güzel anılar kalıcı olur.
C)
Yaşananları farklı açılardan değerlendirmek gerekir.
D)
Yaşam zaman kaybedecek kadar uzun değildir.
E)
Geçmişte yaşananlar insana birçok deneyim kazandırır.
Deneme-9 – 25. Soru
25.
Karamsarlık ne denli zararlıysa gerçeğe uymayan hayaller kurmak da o denli zararlıdır.
cümlesinde anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Hayal kurmak insanı karamsarlıktan uzaklaştırır.
B)
İyimser olan insan, hayallerine ulaşmakta zorlanmaz.
C)
Düş gücünün sınırlanması insanı karamsarlığa sürükler.
D)
Gerçekleştirilemeyecek hayaller en az karamsarlık kadar zararlıdır.
E)
Karamsar insanlar hayal kuramaz.
Deneme-9 – 30. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(29)
29.
“Ben eski eşyaları karıştırmayı sevmem. Kaçınırım
bundan. Çünkü geçmiş, her şeyiyle acıtır insanın
canını.” diyen bir kişi aşağıdakilerin hangisiyle
nitelendirilebilir?
A) Doğal
B) Olgun
D) Duygusal
C) Anlayışlı
E) Saygılı
30.
“Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları
çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan.” diyen biri aşağıdakilerden
hangisi ile nitelenebilir?
A) Karamsar
B) Hayalperest
C) Kendine özgü
D) Yalnız
E) Tembel
Deneme-5 – 27. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(30)
30.
“Hedeflerime ulaşabilecek yeteneğe sahip olduğumu
biliyorum.” diyen bir kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir?
27.
Yitirdiğinin farkına varmak, belki de aramaya başlamak
için ilk adımdır.
A) Çözüm üretebilen
B) Azimli
Bu cümleyi söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle
nitelendirilebilir?
C) Özgüveni yüksek
D) Özgün düşünen
A)
Kederli
B)
Özlemlerle dolu
C)
Karamsar
D)
Acılar karşısında yılmayan
E)
Öfkeli
E) Yaratıcı
DGS Kitap Sayfa 623. – 17. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(31)
31.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “geçmişte olduğu
gibi” anlamı vardır?
A)
B)
Eski Mısır’da 2900, İndus’ta 2800, Çin’de 1500 yıllık
metal aynalar bulunmuştur.
18. yüzyılda da boy aynaları, kralların gözünde,
birbirlerine hediye edebilecekleri değerli bir eşyaydı.
C)
Aynaya Uygurcada “közgü” denirdi, Anadolu ağızlarındaysa “bakanak, bakar, gözgeç, kılıklık” gibi adlar
kullanılmıştı.
D)
Cam ayna Fenikeliler tarafından keşfedilmiş, ancak
Avrupa’ya ulaşması 13. yüzyılı bulmuştur.
E)
17. yüzyılda Osmanlılarda aynalı köşk ve kasır
yaptırmak moda olmuştu.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sorunun giderek
büyüdüğü anlamı vardır?
A)
Bu kentte her geçen gün ulaşım yetersizleşiyor.
B)
Bu kentte sağlıksız besin maddelerinin satışı, yapılan
sıkı denetimlerle engellenmeye çalışılıyor.
C)
Bu kentteki insanlar çöp atacak kutu bulmakta zorlanıyor.
D)
Bu kentteki toplu ulaşım araçlarının çoğunun eskimiş
ve bakımsız olduğu biliniyor.
E)
Bu kentte insanlar olup bitenlere tepkisiz kaldığından
yöneticiler sorunları zamanında öğrenemiyor.
DGS Kitap Sayfa 604. – 10. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(34)
34.
(I) Çelebi Süleyman Sokak’ta o zamanlar, sokağın ortasında kalmış bir ahşap ev vardı. (II) Bizim evin karşısındaysa baştan savma yapılmış bir apartmanla etrafında
kümelenmiş kırık dökük evler… (III) Orada mahalle bekçisiyle akrabaları oturuyordu. (IV) Sokak, imar planına
göre yeniden düzenlendiğinde artık orada bizim evimiz
yoktu. (V) Yerineyse çirkin bir beton yığını oturtulmuştu.
(VI) Böylece gençlik yıllarım yalnızca anılarda ve yazılarda kalmış oldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
nesnellik söz konusudur?
A) I., II., VI.
B) I., III., IV.
D) III., V., VI.
10. (I) Türk öykücülüğünde Anadolu insanı, belki ilk kez onun
öykülerinde ete kemiğe bürünüp tam bir gerçeklikle hayat
bulmuştur. (II) O, yazdığı yirmi öyküde Anadolu insanının
yol, su, toprak, işsizlik, ağalık düzeni ve sağlık gibi sorunlarını ortaya koymuştur. (III) Köyün ve köylünün bu sorunlarını
bir sosyolog veya politikacı gibi değil, sanatçı gözüyle ele
alarak öyküleştirmiştir. (IV) Elbette bu yaklaşımlarında kimlerden yana olduğunu göstermiş, duracağı yeri çok iyi belirlemiştir. (V) Sonuçta ortaya inandırıcı ve etki-leyici bir dünya
çıkarmayı başarmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
“nesnellik” söz konusudur?
C) II., IV., VI.
E) IV., V., VI.
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
DGS – 2009 – Sözel-(35)
DGS Kitap Sayfa 605. – 14. Soru
35.
I.
Özür, ancak zamanında dilenirse ve özrü gerektiren
durum tekrar edilmeyecekse bir anlam ifade eder.
II. Özür, yapılan hatadan dolayı gerçekten üzüntü duyduğunu göstermek için dilenir.
14. I.
Yalnız biçime önem veren sanatçı, nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya
benzer.
II.
Pek çok sanatçı zaman içinde, yapıtlarının biçim ve
içeriğin de hiç değişiklik yapmamıştır.
IV. Hatalı olduğunu anladıktan sonra özür dilemek zor
ama erdemli bir davranıştır.
III.
Bu şairimizin, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya çalışması, yeni bir yöntem değildir.
V.
IV. Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki
yüzü gibi birbirinden ayrılamaz.
III. Başkası adına özür dilemek yarar sağlamaz.
Gerekli durumlarda özür dileyebilmek, insanı yüceltir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine yakındır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
D) III. ve V.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakın olanlar hangileridir?
C) II. ve IV.
E) IV. ve V.
A) I ve II
B) I ve III
D) II ve III
C) I ve IV
E) II ve IV
DGS Kitap Sayfa 605. – 8. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(36)
36.
(I) Runik yazının kökeni Orta Asya’dır. (II) İpek Yolu
boyunca sıralanan kavimler, doğularındaki kavimler
de runik yazıyı görmüş, dillerine uyarlayarak kendi
yazı sistemlerini oluşturmuşlardır. (III) Kimi araştırmacılar,
değişik Avrupa ülkelerinde pek çok runik yazılı Türkçe
yazıt olduğunu belirtmektedir. (IV) İskandinav ülkelerinin
bu konuda başı çektiği de verilen bilgiler arasındadır. (V)
Bu yazıtlar, Hunlular Döneminde ve sonrasında herhangi
bir nedenle o bölgelere gitmiş olan, Türkçenin unutulmuş,
belki de yok olmuş bir lehçesini konuşan kimi topluluklarca yazılmıştır.
8.
(I) Bu kentte iki ünlü şair yetişmişti. (II) Bunlardan biri
1900’de burada doğan Yorgo Seferis’ti. (III) Seferis, zamanının çoğunu iskeledeki balıkçıların arasında geçirir, onların
ezbere okudukları destanları dinlerdi. (IV) Şairliğinin ilk tohumları bu sırada atılmış olmalıydı. (V) Öteki önemli şair de
Necati Cumalı’ydı. (VI) Burada büyüyen, okuyan ve yaşayan Cumalı, en güzel şiirlerinde ve romanlarında Ege yöresi
kasabalarını ve insanlarını anlatmıştı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
“tahmin” söz konusudur?
A) II.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
olasılık söz konusudur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI
Deneme-9 – 34. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(37)
37.
(I) Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ni ilk kez
ziyaret ettiğimde, bölgenin doğal güzellikleri, kişilerin cana yakınlığı çok hoşuma gitmişti. (II) Burada
gördüğüm başka bir şey de nüfustaki azalmaydı.
(III) Yalnızca bir grup yaşlının yaşadığı köylere gitmiştim.
(IV) Tüm çocukları ve torunları İstanbul, Ada
pazarı, Bursa gibi kentlerin yanı sıra yurt dışına çalışmaya gitmişlerdi. (V) Örneğin, Ardanuç ilçesinin
nüfusu bir zamanlar 27.000 iken şimdi yalnızca 6000. (VI)
Çünkü köydeki iş olanakları çok az olduğundan gençler iş
aramaya başka yerlere gitmişler.
34.
(I) Kişiler, kendini anlatmak ve karşısındakiyle iletişim
kurabilmek için en önemli araç olarak dili kullanmaktadırlar. (II) Zamanla dil içinde meslek gruplarına göre dilsel
ayrılıklar ortaya çıkmıştır. (III) Buna göre meslek gruplarına ait olmayan kişiler için dilleri anlamak çok güç hatta
imkânsız hale gelmiştir. (IV) Hukuk dili de bu mesleki dillerin arasında anlaşılması en güç olanlardan biridir. (V)
Amacımız, toplum kurallarının yazılı metni olarak kabul
edilen hukukun daha yalın bir dile dönüşmesi gerekliliğini
vurgulamaktır.
Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)
I. cümlede, dilin anlatma işlevinden söz edilmiştir.
A)
I. cümlede, gidilen yerin etkilenilen özelliklerinden
söz edilmiştir.
B)
II. cümlede, dil ayrılıklarının meslek gruplarına göre
şekillendiği söylenmiştir.
B)
II. cümlede, gidilen yerin dikkat çeken bir yönüne
değinilmiştir.
C)
III. cümlede, dil ayrılıklarının sosyal problemlere
yol açtığı belirtilmiştir.
C)
III. cümlede, köylerin bir özelliğinden söz edilmiştir.
D)
D)
V. cümlede tahmin yapılmıştır.
IV. cümlede, hukuk dilinin anlaşılmaz olduğu söylenmiştir.
E)
VI. cümlede neden belirtilmiştir.
E)
V. cümlede, bir amaç belirtilmiştir.
DGS – 2009 – Sözel-(38)
38.
Deneme-6 – 57. Soru
İki gündür onunla konuşmuyor, kendisi konuşursa
yalnızca onu dinliyordum. (1) Dışarı çıktığımda yine
alçak boyacı iskemlesine oturmuş, yavaş yavaş çayını
yudumluyordu. (2) Usulca yanına yaklaşıp “Yalnızlık artık
hoşuna mı gidiyor?” diye sordum. (3)
I.
56. ve 57. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
(I) Teknik her gün harikalarına yenisini ekliyor. (II) Ne var
ki teknik tarafsızdır, insanlar ona nasıl bir yön vermişse
öyle kalır. (III) Teknik insana özgürlük de getirebilir, onu
kendine köle de edebilir. (IV) İyi ya da kötü olma yolunu
seçen makineler değildir. (V) Evet, insanlar için televizyon harikadır, nükleer enerji ise bomba ile bir tutulduğu
için korkunç; sahibine büyük bir hareket özgürlüğü kazandırdığı için otomobil bir harikadır ama trafik kazalarının bir yıllık bilânçosuna bakılırsa ürkütücü olur; makineler, işçileri eziyetten kurtardığı zaman harikadır, onları işsiz bıraktığı zaman korkunç.
Bu kez, belki ben de konuşmadığım için, sıkılmış,
yalnızlığı seçmişti.
II. Evet demedi ama belli belirsiz başını salladı.
III. Onun gibi bilge suskunluğunda kalmaya kesin kararlıydım.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1,
2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir?
1
2
A)
I
III
II
B)
II
I
III
C)
II
III
I
D) III
I
II
E) III
II
I
3
.
57.
Parçada numaralanmış cümlelerden hangisinden
sonra “Onların iyi ya da kötü olmasına insanlar karar verir.” Cümlesi getirilirse anlam bütünlüğü sağlanmış
olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
DGS – 2009 – Sözel-(39)
39.
Aslında her yazıda bir kurgu söz konusudur. Yazının
gerçeği, yazarın izin verdiği ölçüde asıl gerçekle örtüşür.
Bir olay, bir söz, bir yüz, yazıya döküldü mü artık o başkasıyla paylaşılan bir gerçek değildir. Yazarın, hatırladığı
gerçekleri zenginleştirip okura sunduğu bir eserdir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
Deneme-8 – 34. Soru
34.
Dilde sadeleşme, Türkçe'den yabancı kelimelerin çıkartılması, yazı diliyle konuşma dili arasındaki ayrımın ortadan
kaldırılması ve yeni sözcükler türetmek ve Türkçenin lehçelerinden sözcük almamak gibi kriterleri içeriyordu.
Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem bu hareketin ilk temsilcileridir. Hatta Yeni Lisan hareketinin
manifestosu olarak kabul edilen ilk makale, Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınmış ve Genç Kalemler'de yayımlanmıştır.
A)
Her edebî yapıtın öznel bir yanı vardır.
B)
İnsan belleğinde yalnızca belli olaylar kalır.
C)
Yaşananlar başkalarıyla paylaşıldıkça kalıcılık kazanır.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
D)
Yazarın belleği ne kadar güçlü ise yapıtında da o ölçüde ayrıntılara yer verir.
A)
Türkçe çok fazla yabancı sözcük barındırmaktadır.
E)
İnsanı yalnızlıktan kurtaran en etkili araç yazıdır.
B)
Yeni dil anlayışının esasları bir makaleyle ortaya
konmuştur.
C)
Dilde sadelik çalışmaları İslamiyet’i kabul etmemizden sonra başlar
D)
Edebiyatın temel malzemesi olan dil, anlaşılır olmak
zorundadır.
E)
Dilin sadeleşmesiyle ilgili çalışmalar, bugün de devam etmektedir.
Deneme-11 – 47. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(40)
40.
Okuyucuya, üslup ve sözcük oyunlarıyla güçlük çıkarıp
yazarlığımı kanıtlamaya çalışmak yerine, olabildiğince
rahat okunabilecek bir anlatım ve üslupla, okuyucuyla
aramda duygusal ve düşünsel bağlar oluşturmaya çalışırım.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Nasıl anlattığınız kadar neyi anlattığınız da önemlidir.
B)
Yazıda okurun ilgisini canlı tutmak gerekir.
C)
Güncel konular her zaman daha çok ilgi çeker.
D)
Kalıcı ürünler vermek için çok çalışmak gerekir.
E)
Okurla sıkı bir iletişim kurmada anlatım biçiminin
önemli bir yeri vardır.
47.
Karşınızda, sizi çok iyi tanıdığını söyleyen, iddiasına göre
de sizi anlatan biri var. Ancak onun anlattığı siz değilsiniz. Anlatan kişi, kafasında yeni bir siz oluşturmuş, kendi
izlenimlerinden, kendi düşünüş biçiminden... Kendinizi
oluşturabileceğiniz, kendi kelimelerinizle anlatabileceğiniz
zamanınız yoktur. Bu duygu, sancılı bir duygu. Özellikle
karsınızdaki insan, iletişim kopukluğuna, tanıma yetersizliğine rağmen değer verdiğiniz bir insansa size ağır geliyor “kendinizi anlatamamak”.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Endişeyle söylenen sözler, kişiyi mahcup duruma
düşürür.
B)
Dilin kullanımında kurallara dikkat etmek gerekir.
C)
Çoğu zaman anlatılan ya da ortaya konanla karşıdakinin anladığı farklıdır.
D)
Topluluk karşısında konuşmak cesaret ister.
E)
Susarak, konuşmadan da kendini anlatmak mümkündür.
DGS – 2009 – Sözel-(41)
Deneme-3 – 41. Soru
41.
41.
Gençler İçin Tiyatro Atölyesinde, katılımcılara önce
bir konu veriliyor. Bu konunun ses, beden ve hare
ketlerle özgün bir gösteriye nasıl dönüşebileceği anlatıldıktan sonra, belli bir süre verilerek öğrencilerden
bunlar üzerinde metinli ve metinsiz egzersizler yapmaları
isteniyor. Bu süreçte, bir yandan doğaçlamalara dayalı
karakterler oluşturulurken bir yandan da rol çalışmaları
kuramsal bilgilerle pekiştiriliyor ve finalde küçük bir gösteri düzenleniyor.
Bu parçadan, adı geçen çalışmayla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
‘Dünya Bellek Şampiyonası” isminden de anlaşılacağı
gibi yalnızca hafızayı sınayan bir organizasyon. Testlerden birinde, katılımcılara karıştırılmış bir deste iskambil
kağıdı gösterilip 5 dakika düşünme süresi tanınıyor. Bu 5
dakikanın sonundaysa kendilerine gösterilen iskambil kağıtlarının sırasını en kısa sürede, yeni bir desteyle oluşturmaları isteniyor. Bu alandaki rekor 32.13 saniyeyle 29
yaşındaki bir İngiliz muhasebeciye ait. Yarışmacıların en
genci 12 yaşında. Bu yarışmaya katılanların çoğu da
normal bir zekâya sahip. Çünkü hatırlama gücü herkesin
eğitimle yapabileceği bir takım püf noktalara dayanıyor.
Bu parçaya dayanarak, “Dünya Bellek Şampiyonası’na
katılan yarışmacılarla” ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A)
Teorik eğitime ek olarak pratik uygulamalar yapılmaktadır.
B)
Tiyatrolara oyuncu yetiştirme amacıyla düzenlenmektedir.
A)
Hafızayı test eden bir yarışma olduğuna
B)
Yarışmacıların üstün zekâlı olduğuna
Katılımcıların kendilerini geliştirmelerine yönelik çalışmalar ortaya konmaktadır.
C)
Hafızasına güvenen herkesin katılabileceğine
D)
Ne gibi testlere tabi tutulduklarının örneklerine
D)
Katılımcılara bir tiyatrocuda olması gereken özellikler kazandırılmaya çalışılmaktadır.
E)
Eğitilerek hafızalarını geliştirebileceklerine
E)
Katılımcıların, ortaya koyacakları oyuna, kendilerinden bir şeyler katmaları beklenmektedir.
C)
DGS – 2009 – Sözel-(42)
42.
Çok ünlü bir tiyatrocunun annesi hep anılarından
söz edermiş. Tiyatrocu bir gün annesine, “Biraz da
bugünden, yarından söz etsen olmaz mı?” deyince
yaşlı kadın çok öfkelenmiş: “Anılar ihtiyar beyinlerin
bastonudur. Sen bunun farkında değilsin.” demiş.
Deneme-8 – 28. Soru
28.
Bir köpek bir adamı ısırsa bu haber değildir ama bir adam
bir köpeği ısırsa işte bu haber olur, diyen bir haberci,
haber yazılarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiş olabilir?
Bu parçada yaşlı kadın, oğluna verdiği cevapla aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A)
İlgi çekici olması
B)
İnsanları bilgilendirme amacını taşıması
A)
Geçmişin güzel günlerini özlemle andığını
C)
Doğru olması
B)
Gelecekten bir beklentisi olmadığını
D)
Merak unsurunu gidermesi
C)
Yaşlıların, geçmişin verdiği güçle yaşama sarıldığını
E)
Halkı ilgilendirecek konularda hazırlanması
D)
Bütün yaşlıların, anılarını anlatma eğiliminde olduğunu
E)
Yalnızca onu etkileyen olayları hatırladığını
Deneme-3 – 35. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(43)
43.
Kansas Üniversitesinde bir sergi salonunda, duvarlar
birkaç kez farklı renge boyanmış. Fonda beyaz kullanıldığında insanlar sergide yavaş hareket etmiş. Fon
kahverengiye döndüğünde ise insanların sergi salonunda
daha çok yeri, daha az zamanda gezdiği gözlenmiş.
35.
Birtakım şairler, özellikle de çiçeği burnundakiler, şiir
yazarken havaya girdiklerinde, mantığın süzgecinden geçen her şeyin şiirsel atmosferi bozacağından korkarlar.
Bu konuda söylenmesi gereken, bu korkunun ahmakça
olduğudur.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A)
Renkler, değişik insanlar üzerinde benzer etkiler
yaratır.
A)
Şairin başarısı, duyguları ön planda tutmasına bağlıdır.
B)
Renkler, insanlardaki duygusal farklılıkları ortaya çıkarır.
B)
Günümüz şairleri duygudan çok akla önem veriyorlar.
C)
Seçilen renkler, insanların ruhsal durumlarını yansıtır.
C)
Şairin yaratma eyleminde akıldan korkmaması
gerekir.
D)
Sergi salonları, sergilenecek ürünlerin niteliğine uygun olmalıdır.
D)
Şiir, coşku ve duygunun ürünü olmalıdır.
E)
Şair gerçekleri şiirlerinde anlatmalıdır.
E)
Renk seçimi yaşa ve kişiye göre değişir.
DGS – 2009 – Sözel-(44)
44.
Eski Mısırlılar tarafından dünyanın ilk meyvesi olarak
kabul edilen nar, sahip olduğu eşsiz özellikleriyle tanınır.
Nar, Farsçada “ateş, kırmızı” anlamlarına gelmektedir.
Sert bir yapısı olması nedeniyle uzun süre bozulmaz.
Narda önemli miktarda kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, demir ve çinko bulunur. Ayrıca A, B1,
B2, B6 ve C vitaminleri bulunduğu için birçok hastalığa iyi
gelir. Boya endüstrisinde ham madde olarak kullanılan
bitkilerin başında yer alır. Narın kökünden, gövdesinden,
çiçeğinden ve meyvesinden farklı renkler elde edilebilmektedir.
Bu parçada narla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
A)
Bir dildeki anlamına
B)
Çeşitli vitamin ve mineralleri içerdiğine
C)
Endüstri alanında kullanıldığına
D)
Dayanıklılığına
E)
Hangi hastalıkların tedavisinde kullanıldığına
Deneme-4 – 52. Soru
52.
Lale, zambakgiller familyasından Tulipa cinsini oluşturan
güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı,
çok yıllık otsu bitki türlerinin ortak adıdır. Ana vatanı Kazakistan’dır. Türkiye’nin çoğu yerine özellikle Nevşehir ve
bölgesine doğal olarak yayılmıştır. Soğanlarının üzerinde
zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağı vardır.
Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bazen ikidir. Çiçek parçaları altılıdır. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir. Beyaz en çok tercih edilen rengidir. 16′ncı
yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hollanda
Kralı’na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalıları ve kısa
zaman içerisinde tüm Avrupalıları hayranlık içinde bırakmıştır. Böylece günümüze kadar dünyanın en fazla lale
üreten ülkesi Hollanda olmuştur.
Parçada lale ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
Türkiye’de doğal olarak yayıldığı alanlardan bazılarına
B)
En çok tercih edilen rengine
C)
Ana vatanına
D)
Türk kültüründe önemli bir yeri olduğuna
E)
Günümüzde kadar üretimini en fazla yapan ülkeye
DGS – 2009 – Sözel-(45)
45.
Konya’ya ulaştığınızda hemen ötede yükselen dağlar,
“Yolun sonu!” diye seslenir. Sola dönüp Karaman yöresine devam ettiğinizdeyse biraz daha farklı bir düzlük
başlar. Aradaki inişler çıkışlar, uzun mu uzun düzlüğün
ardından büyük bir yükselti havası verir. Anadolu’nun tahıl ambarı olan bu düzlükteki tek tük ağaçlar, uzun bir
masanın ortasındaki güzel mi güzel bir vazoya benzer.
Hele de bahar aylarında! Yol üzerindeki badem çiçeklerine sadece selam vermek yetmez, onlarca pembenin rüzgârda tatlı tatlı kıpırdadığını görünce biraz nefeslenmek
gerekir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A)
Kişileştirmeden yararlanma
B)
İkilemelere yer verme
C)
Benzetmeye yer verme
D)
Sözde soru cümleleri kullanma
E)
Kişisel duyguları yansıtma
Deneme-8 – 42. Soru
42.
Küre Dağlarını döne döne tırmanıyorduk. Güneş, sabah
sisinin grileştirdiği yeşil tepelerin arasından portakal renkli
yüzünü gösteriyordu; ama güneşin daha ulaşamadığı derin koyaklar vardı. Yeşilin en güzel tonlarıyla bezeli, mendil kadar tarlalar, gerçek değilmiş gibi duruyordu. Derin
derin uçurumlar, dipten doruğa çamlarla, akkavaklarla
donanmıştı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A)
Betimleme ve öyküleme tekniği ağır basmaktadır.
B)
Görsel ögelerin ayrıntılarına yer verilmiştir.
C)
Doğadaki bir varlığın renk niteliği doğadaki başka bir
varlık için kullanılmıştır.
D)
Ayrıntıların anlatımında birden fazla duyuya yer
verilmiştir.
E)
Doğadaki bir varlığın büyüklüğünü belirtmek için
benzetmeden faydalanılmıştır.
DGS – 2009 – Sözel-(46)
46.
Neden bir adamın uçabileceğine inanmak isteriz? Nasıl
oluyor da milyonlarca insan, Peter Parker’ın Örümcek
Adam’a dönüşünü izlemek için sinemalara doluyor? İnsanların çizgi roman karakterlerini bu kadar benimsemelerinin ardında yatan gerçek nedir? Bunu tek bir sözcükle
açıklayabiliriz: Özdeşleşme. Her kültürde, insanlar yaşamlarını sınırsız düşlerle süsleme gereksinimi duyarlar
ve kendilerinin, başkalarının eylemleri aracılığıyla onların
yaşantısına katıldıklarını hayal ederler. Grafik illüstrasyonlarıyla çizgi romanlar, çizenin yarattığı dünyayla özdeşleşmeyi sağlar. Çocuklarda ve gençlerde kendini biriyle özdeşleştirme, onların etkilendikleri kişiye bakarak
yaptıkları hareketlerde gözlenebilir.
Bu parçaya göre özdeşleşme ile ilgili olarak aşağıdaki
genellemelerden hangisi yapılamaz?
A)
B)
C)
D)
E)
Başkalarının davranışları ile kendininkiler arasında
ilişki kurmadır.
Çocuklar kendilerini, etkilendikleri kişilerin yerlerine
koyarlar.
Çizgi roman ya da film süresiyle sınırlıdır.
Çizgi romanlarda, gençlerin ve çocukların kendileriyle özdeşleştirebileceği karakterler bulunur.
Okuyucular, çizgi roman karakterleri aracılığıyla,
gerçek yaşamlarında yapamayacaklarını kendileri
yapmış gibi düşlerler.
Deneme-10 – 54. Soru
54.
Dilin dört temel beceri alanı vardır. Bunlar; konuşma,
yazma, okuma ve dinlemedir. Bir dilin öğretilmesinde ve
bu dili etkili biçimde kullanmada bu dört unsur birbirini
tamamlar. İnsanlar konuşarak ve yazarak anlatır; okuyarak ve dinleyerek de anlarlar. En önemli beceri hangisidir
diye sıralamaya girmek istersek çeşitli durumlar karşısında çeşitli tanımlamalar yapmak zorunda kalırız. Ancak
şunu herkes kabul eder ki konuşma, hayatımızda en fazla kullandığımız beceri alanıdır.
Parçada verilen bilgilere göre dilin işlevleriyle ilgili
aşağıdaki çıkarımlardan hangisine ulaşılamaz?
A)
Dilin becerileri arasında bir sıralama yapmak çeşitli
durumlarda tanımlamalar yapmayı gerektirir.
B)
Dilin temel beceri alanları ayrılmaz bir bütündür, birbirini tamamlar.
C)
Dilin dört temel becerisi anlamak ve anlatmak için
kullanılır.
D)
Yazma, diğer beceri alanlarından daha kalıcıdır.
E)
En yaygın kullanılan beceri alanı konuşmadır.
Deneme-7 – 63. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(47)
47.
Tarihi MÖ 2000’e kadar uzanan, doğanın hâlâ pırıl
pırıl olduğu, stresten uzak, huzur dolu bir yer Datça.
Dünyada oksijeni en fazla olan bölgeler sıralaman
da kinci. Yalnızca astım ve kalp rahatsızlığı olanlar
değil Datça’ya koşanlar, keşifçiler, şairler, ressamlar
ve daha onlarcası… Datça’da çok sayıda arkeolojik
eser de var. Bu yüzden burası en az doğa tutkunları
kadar tarih meraklılarını da kendine çekiyor. Geleneksel
yemekleri arasında dallame, mürdümük, lokum pilavı ve
kabak çiçeği dolması bulunuyor.
Bu parçada Datça’yla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır?
A)
Ulaşım olanakları nelerdir?
B)
Eski uygarlıklara ait kalıntılara rastlanıyor mu?
C)
Hangi bitkiler yetiştirilmektedir?
D)
Turizm gelirleri halkın geçimine yetmekte midir?
E)
Obezlik tıp ve sağlık alanında üzerinde belki de en az kanser kadar
çalışılan konulardan biri; günlük gazetelerde bile bununla ilgili haberlere
neredeyse her gün rastlamak mümkün. "İşte!" dedirtecek bulguların ortaya çıkma sıklığıysa pek fazla değil. Obezlik konusunda son dönemde
yapılan bir çalışmaysa bu konuda epeyce ses getirmiş durumda. Bir
dergide yayımlanan iki araştırma, barsak bakterilerinden en yaygın
grubun, obez fare ve insanlarda, normal kilolu bireylere göre farklı miktarlarda bulunduğunu gösteriyor. Bu bakterilerin hem obez hem de zayıf
farelerden alınan örnekleri üzerinde yapılan genetik çalışmalar, obez
bireylerdeki bakteri topluluklarının, alınan besinlerden kalori 'çekme'
yetilerinin çok daha fazla olduğunu ortaya çıkarmış durumda.
Barsaklarımızda, vücudun kendi kendine sindiremediği besinlerin (tahıl,
meyve ve sebzelerdeki karmaşık şekerler gibi) sindirimine yardımcı olan
trilyonlarca dost bakteri var. Sindirim sürecindeki bir halka olarak bu
bakteriler, besinleri ayrıştırarak, yağ olarak depolanabilecek kalori alımını
sağlıyorlar. Araştırma, özellikle kalori alımını hızlandıran Firmicutes
bakterisinin obezlerde çok daha büyük oranda bulunduğunu gösterdi.
Yani bu bakterilerin normal oranda bulunduğu insanlar, bir tabak pilavdan
daha az kalori alırken obez insanlar daha fazla kalori alıyor.
63.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı vardır?
A)
Obezlerde kaloriyi tutma oranını etkileyen bakteri oranı
yüksek midir?
Yemek kültürü nasıl oluşmuştur?
B)
Obezlik insanlarda ve farelerde aynı oranda mı bulunur?
C)
Bakteriler insan ve hayvan yaşamlarını olumsuz etkiler mi?
D)
Obezlik bir hastalık olarak nasıl tanımlanır?
E)
Obezliğin tedavisi için etkin yöntemler geliştirildi mi?
DGS – 2009 – Sözel-(49)
49.
Deneme-5 – 56. Soru
Heredotos, Batı geleneğindeki ilk büyük düz yazı us
tasıdır. Yazdığı kitap günümüze kadar gelen en eski
bilimsel yazılarını da içerir. Örneğin, Nil Nehri’nin sürüklediği topraklar konusundaki açıklamaları, kişisel gözlemlerinin ürünüdür. Heredotos toprak sürüklenmesindeki
doğal
süreçler
hakkında
bir
genelleme
yapma girişiminde bulunmuştur. Vardığı sonuçlarda
hayal gücü, doğrudan gözlemlerin bir adım önüne
geçmiştir. Bu yüzden Mısır’ın vaktiyle Kızıldeniz’in
olduğu gibi, bir havza olduğu yönündeki iddiası da
yanlış kabul edilmiştir. Çünkü her ne kadar Nil bir
zamanlar Kızıldeniz’e akıyor idiyse de, artık yer bilimciler
onun çok eski bir nehir olduğu kanısındadırlar. Ancak, bu
hatasına rağmen Heredotos’un bilimsel araştırmalara
katkısı büyüktür.
56.
Son arkeolojik araştırmalar Orta Asya kültürlerinin, MÖ
4000 yıllarına kadar uzandığını ortaya koymaktadır. Türklere ait ilk bilgilerin ise MÖ 3000 yıllarına ait olduğu antropolojik bulgularla kesinlik kazanmıştır. Bu tarihten itibaren Asya’nın Çungarya bölgesinde tarih sahnesine atılan
Türkler, Tanrı Dağları ile Altay Dağları arasındaki steplerden çıkarak Asya, Afrika ve Avrupa’nın üçte birini ele
geçirmişler, dünya siyasi tarihini yönlendiren büyük devlet
ve imparatorluklar kurarak günümüze kadar varlıklarını
sürdürmüşlerdir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
Türklerin tarih sahnesine çıktığı bölgeye
B)
Türklerin dünyanın en güçlü imparatorluğunu
kurduğuna
C)
Türklerin üç kıtada hüküm sürdüğüne
D)
Türklere ait bilgilerin uzandığı döneme
E)
Orta Asya kültürlerinin ortaya çıktığı döneme
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
Tarih yazıcılığını kimin başlattığına
B)
Heredotos’un çevreyle ilgili incelemelerine
C)
Heredotos’un ulaştığı bazı sonuçların bilimsel olmadığına
D)
Nil Nehri konusunda bilinenlerin değiştiğine
E)
Batı’daki ilk
ulaştığına
düz
yazı
örneklerinin
günümüze
Deneme-5 – 51. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(50)
50.
Çorba her damak tadına hitap eden evrensel bir lezzet
olarak mutfaklarda özel bir yere sahiptir. Çorba
sözcüğünün kökeni, Farsça “tuzlu haşlama” anlamına gelen “şûrbâ”dır. İnsanlığın avcı ve göçebe kül
türden tarım kültürüne geçişinin önemli bir sembolü
olarak kabul edilir. Geçmişte ana yemek olarak tüketilen
çorba, artık menülerin ilk yemekleri arasında sunulmaya
başlanmıştır. Bunun nedeniyse iştahı açmak, sindirim sistemini uyararak daha sonra tüketilecek yemeklerin sindirimini kolaylaştırmaktır. 20. yüzyılda özellikle Batı’da
krema ve bitki yaprakları eklenerek çorbanın, bir anlamda, yemek kültüründeki statüsü yükseltilmiştir.
51.
Yozgat yöresine ait Arabaşı yemeği, Anadolu’da yaygın
olarak yapılır. Yemek kaz etiyle yapılan çorbaya hamur
batırılarak yenir. Kış günlerinin soğuklarında komşular
birbirlerini davet edip bu yemeği ikram ederler. Çorbasının çok acılı olması tercih edilir. Ayrıca kış günlerinde yapılmasının sebebi çorbanın soğuk algınlığına iyi gelmesidir.
Bu parçaya dayanarak Arabaşı yemeği hakkında aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
Çorbasında acılığın tercih edildiğine
B)
Yapımında kaz eti kullanıldığına
Bu parçada çorbayla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
C)
Özellikle kış aylarında yapıldığına
D)
Ait olduğu yöreye
A)
İsminin hangi dildeki bir sözcükten geldiğine
E)
Düğünlerde özel yemek olarak ikram edildiğine
B)
Yemek listesindeki sırasının değiştiğine
C)
Çeşitli toplumlarda önemli bir yerinin olduğuna
D)
İnsanların yaşam biçiminin değişmesini sağladığına
E)
Tüketilmesinin sağladığı yararlara
Deneme-7 – 47. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(51)
51.
Dünyanın ünlü arkeolojik yapılarından biri olan İngiltere’deki Stonehenge Anıtı’nın kocaman taşlarının
oraya kimler tarafından ve nasıl getirilip yerleştirildiği günümüzde hâlâ bir sır. Buranın bir tapınak mı, gözlemevi
mi yoksa bir statü sembolü mü olduğu konusuda... Esrarını koruyan bu yapının yanında bulunan bir mezar, bu
akıl almaz işi başaranlardan birkaçı hakkında bilgi verebilecek nitelikte. Su borusu döşemek üzere bir kanal açılırken rastlantı sonucu keşfedilen mezarda, 4300 yıl önce
anıtın yapıldığı sıralarda gömüldükleri anlaşılan üç yetişkin erkek, bir genç ve üç çocuğa ait kalıntılar ortaya çıkarıldı. Mezarda bulunan kil sürahi ve başka eşyalar, 4200 4400 yıl öncesinde yapıldığı anlaşılan Erken Bronz Çağı
kalıntıları. İncelemeler sonucunda, mezardaki yetişkin erkeklerin, anıtın iç halkasındaki mavi taşlar gibi, Galler
Bölgesi’nden geldiği anlaşılmış.
Bu parçadan Stonehenge Anıtı’yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A)
Yakınında çıkarılan canlı kalıntılarının kimlere ait olduğuna
B)
İç içe halkalar şeklinde yapılmış olduğuna
C)
Hangi amaçla kullanıldığına
D)
Yapı malzemesinin taş olduğuna
E)
Hangi ülkede bulunduğuna
47.
İri vücutlu, yassı bir örümcek olan yengeç örümceğinin
bacaklarının iki çifti ötekilerden çok kısadır. Yengecimsi
görünüşü bundan ileri gelir. Bu örümcek, yengeçler gibi
yan yan bile yürür. Ağ örmeyerek duvarların üzerinde ve
çiçeklerin içinde barınır. Örümcek ailesinin iyi bilinen
üyesi (Xysticus viaticus) sarımsı kahverengi zemin üzerinde değişik işaretlerle süslüdür. Bu örümcek, yaprakların arasında gizlenir ve haziran başlarında yumurtalarını
da buraya yumurtlar.
Parçadan hareketle yengeç örümceğiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A)
Yengece benzer bir görüntüsü vardır.
B)
Bacaklarının kısa olması adının konulmasında etken
olmuştur.
C)
Hem etçil hem de otçul beslenme biçimini tercih
eder.
D)
Yaşam alanları bakımından diğer örümcek türlerinden farklıdır.
E)
Çoğalmaları yaz ayları başında gerçekleşir.
Deneme-6 – 60. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(54)
60. ve 61. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
53. VE 54. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Modaya çok bağımlı olan; ekmek, et ya da sebzeler kadar
(I) Somuncu Sokağı’nın merdivenleri yosun tutmuştur. (II)
İster yaz olsun ister kış, yakınlardan bir yerden hep su
sesi gelir. (III) Basamakları çıktıkça kediler çıkar karşınıza. (IV) İstanbul’un en vurdumduymaz, en tasasız sokak
kedileri burada barınır. (V) Bu kedilerin gözlerinin nasıl bu
kadar pek, karınlarının nasıl böylesine tok olduğunu yerdeki süt kapları, tavuk artıkları, kuru mamalar açıklar. (VI)
Son basamağa vardığınızda, bir kedi vahasında buluverirsiniz kendinizi. (VII) Sokağın sonunda yıkıldı yıkılacak,
terk edilmiş bir ev vardır. (VIII) Mesken edindikleri bu evin
kırık pencerelerinden, kapı aralarından girer çıkar ve yemeklerinin gelmesini bekleyerek pinekler kediler. (IX) Hiç
aksatmadan bu kedilere yemek götüren adama, sokak
sakinleri “kedi peygamberi” adını vermiştir.
54.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) İnsana özgü nitelikler hayvanlara aktarılmıştır.
B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
C) Merak duygusu uyandırılmaya çalışılmıştır.
D) Devrik cümlelere yer verilmiştir.
E) Birden fazla duyuya seslenilmiştir.
zorunlu bir ihtiyacı karşılamayan güzellik ürünleri pazarlayıcılarının reklam desteğine diğer maddelerden daha çok ihtiyacı
vardır. Balzac, “Cesar Birotteau” adlı romanında bir kozmetik
yağ için modern reklamcılığın bazı formüllerini icat etmemiş
miydi? Ama cazibe silahlarını sattırabilmek için onları nasıl
cazip hâle getirmeli? “Dichter, bu konuda şunları söylüyor “
Mesleklerini iyi bilen reklamcılar, onlara ideal güzellikteki bir
kadın portresi çizmeye çalışmazlar; bilirler ki afişteki kadın
çok güzel olursa müşterilerinin çoğunun cesareti önceden kırılacaktır. Çünkü onlar bu ideal görüntüye benzemek mutluluğuna hiçbir zaman erişemeyeceklerdir. Reklamda kullanılan kadın kahraman, müşterilerin erişebileceği kadar güzel
olmalıdır.”
60.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A)
Soru cümleleriyle anlatım güçlendirilmiştir.
B)
Düşünceyi güçlendirmek amacıyla bir uzmanın görüşlerine yer verilmiştir.
C)
Konuyla ilgili örnek bir roman adı belirtilmiştir.
D)
Açıklayıcı anlatım tekniği kullanılmıştır.
E)
Karşılaştırmalardan faydalanılmıştır.
Deneme-4 – 67. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(55. ve 56. Sorular)
55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Kültürel mirasın korunması konusundaki yetersizlikler nedeniyle
Mimar Sinan’ın eserlerinin bir bölümü ne yazık ki günümüze ulaşamadı. Fakat Rönesans Dönemi çağdaşlarının eserleriyle boy
ölçüşecek kadar güzel olduğu kabul edilen pek çok eseri sapasağlam ayakta. Sinan’ın 16. yüzyılda kullandığı yapım tekniği,
kendisinden önce var olandan farklı değildi. Başka bir deyişle,
aslında yeni bir inşaat malzemesi bulmamıştı ve yapılarını yükseltirken attığı kemerler de önceki mimarların kemerleriyle aynıydı. Ancak mimarlık diline kattığı ve bu dili geliştiren işlevsel, biçimsel ve yapısal birçok yenilik, oluşturduğu yeni bir gramer vardı. Buna günümüzde inovasyon adı verilmektedir. İnovasyon
Türkçede tam karşılığı olmayan bir sözcük. En basit anlamda,
ortayalyeni bir şey koymak olarak tanımlanabilir. Ülkelerin gelişmesi için vazgeçilmez bir kavramdır. İşte Mimar Sinan da 16.
yüzyılda mimarlık, bayındırlık, şehir planlamacılığı gibi oldukça
önemli alanlarda inovasyonlarıyla mimarimize katkıda bulundu.
O, yüzyıllar içinde gelişimini büyük oranda tamamlamış olan İslam mimarisi geleneğini, eserlerindeki özgün çözümlemeleriyle
sürdüren bir deha olmakla kalmadı, yaptığı yeniliklerle sonraki
mimarlara da önemli bir örnek oldu.
55.
Bu parçada Mimar Sinan’la ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A)
Eserlerinin, hangi sanat döneminin ürünleriyle kıyaslanabileceğine
B)
Mimariye hangi yönlerden yenilik kattığına
C)
Mimaride, sonraki kuşaklar üzerindeki etkisine
D)
Eserleri arasında en önemli yeri camilerin tuttuğuna
E)
Birçok nitelikli eserinin günümüze ulaştığına
(I) Teknik resim, mühendisler arasındaki iletişimi en kolay ve en doğru
şekilde sağlaması açısından büyük öneme sahip teknik bir alfabedir. (II)
Temelde doğrular ve eğrilerin çeşitli şekillerde bir araya gelmesiyle
oluşan teknik resim, yapılması istenen yapı ve tasarımın kâğıt üzerinde
tanımlanması sanatıdır. (III) Teknik resim, tasarımdan üretime, pazarlamadan kullanıma kadar bir ürünün başından geçen her aşamada ilgili
kişilere yol gösterir. (IV) Teknik resim, ürünün malzemesini, nasıl imal
edileceğini, boyutlarını, toleranslarını, yüzey kalitesini, sertlik ve ısı
değerlerini vb. tüm imalat yöntemlerini daha sonrasında ürünün montajını, taşınmasını ve hatta kullanımını belirli kurallar ve standartlar çerçevesinde anlatır. (V) Daha önceleri cıvata, somun ve sembol şablonları, aydınger kağıdı, iletki (minkale), gönyeler, kurşun kalemler, silgiler, resim kağıtları,
çini mürekkebi, resim masası, resim tahtası, cetvel, daire şablonu, pistole’ler
(yay cetvelleri), yazı şablonları, rapido takımı, T cetveli (85 veya 100 cm),
pergel takımı vs. çeşitli takımların yardımıyla el ile çizilen teknik resimler,
gelişen teknolojiye ayak uydurmuş ve günümüzde büyük bir oranda bilgisayarlarda CAD (Computer-Aided Design) programları yardımıyla çizilmektedir.
67.
Parçada teknik resimle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
İnşaat alanında vazgeçilmez bir unsur olduğuna
Yapılırken kullanılan malzemelere
Yapılması tasarlanan ürünü her yönüyle tanıttığına
Tanımına
Ürünü hangi açılardan anlattığına
Deneme-7 – 46. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(55. ve 56. Sorular)
55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Kültürel mirasın korunması konusundaki yetersizlikler nedeniyle
Mimar Sinan’ın eserlerinin bir bölümü ne yazık ki günümüze ulaşamadı. Fakat Rönesans Dönemi çağdaşlarının eserleriyle boy
ölçüşecek kadar güzel olduğu kabul edilen pek çok eseri sapasağlam ayakta. Sinan’ın 16. yüzyılda kullandığı yapım tekniği,
kendisinden önce var olandan farklı değildi. Başka bir deyişle,
aslında yeni bir inşaat malzemesi bulmamıştı ve yapılarını yükseltirken attığı kemerler de önceki mimarların kemerleriyle aynıydı. Ancak mimarlık diline kattığı ve bu dili geliştiren işlevsel, biçimsel ve yapısal birçok yenilik, oluşturduğu yeni bir gramer vardı. Buna günümüzde inovasyon adı verilmektedir. İnovasyon
Türkçede tam karşılığı olmayan bir sözcük. En basit anlamda,
ortayalyeni bir şey koymak olarak tanımlanabilir. Ülkelerin gelişmesi için vazgeçilmez bir kavramdır. İşte Mimar Sinan da 16.
yüzyılda mimarlık, bayındırlık, şehir planlamacılığı gibi oldukça
önemli alanlarda inovasyonlarıyla mimarimize katkıda bulundu.
O, yüzyıllar içinde gelişimini büyük oranda tamamlamış olan İslam mimarisi geleneğini, eserlerindeki özgün çözümlemeleriyle
sürdüren bir deha olmakla kalmadı, yaptığı yeniliklerle sonraki
mimarlara da önemli bir örnek oldu.
56.
46.
Kâğıt kullanarak yapılan oyuncakların başlangıcının
2.000 yıl önce Çin'de olduğu sanılıyor. O zamanlarda
uçurtmalar popüler bir eğlence kaynağı sayılıyordu. Buna
rağmen kâğıt uçakların tamamen ne zaman icat edildiğini
belirlemek pek mümkün değil. Sürat, yükseliş ve moda
tasarımları seneler geçtikçe gelişmiştir. Tahminlere göre
kâğıt uçaklar ilk olarak 1909 yılında yaratılmıştır. Ancak
en çok kabul edilen uyarlaması üç asır sonra 1930 yılında Lockheed Corporation kurucularından biri olan Jack
Northrop tarafından yaratılmıştır. Northrop kâğıt uçakları
test aletleri olarak kullanarak gerçek uçakların tasarımlarını keşfetmeye çalışmıştır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı yoktur?
A)
Kâğıt uçakların ne zaman icat edildiğini söylemek
mümkün müdür?
B)
Kâğıt uçaklar, kâğıt katlama sanatı yoluyla mı ortaya çıkmıştır?
C)
Yıllar geçtikçe kâğıt uçakların tasarımında neler değişmiştir?
Mimar Sinan, ülkesinde mimarinin gelişmesini sağlayan ça-
D)
Kâğıt uçaklar, ilk olarak ne zaman yaratılmıştır?
lışmaları ne zaman yapmıştır?
E)
Kâğıt oyuncakların başlangıcı ile ilgili tahmini bir bilgi
var mıdır?
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A)
B)
C)
D)
E)
İnovasyon hangi yönden önemlidir?
Mimar Sinan’ın hangi eseri iyi bir inovasyon örneğidir?
Mimar Sinan’ın kimi eserleri niçin yok olmuştur?
Mimar Sinan’ın eserlerinin, kendinden önceki çalışmalarla
ne gibi benzerlikleri vardır?
DGS – 2009 – Sözel-(57. ve 58. Sorular)
Deneme-7 – 67. Soru
57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
66. – 68. NUMARALI SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Yale Üniversitesinden bir grup araştırmacı, Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adalarının ünlü dev kaplumbağa türleri üzerinde bir inceleme yaptı. Bunun sonucunda, bu kaplumbağa türlerinden birinin genetik çeşitliliğinin sınırlı olmasıyla eski ve şiddetli bir yanardağ patlaması arasında ilişki olduğu belirlendi. Üzerinde beş ayrı yanardağın bulunduğu bu adaların özelliği, her yanardağın eteğinde ayrı bir tür kaplumbağanın yaşaması. Araştırmacılar, Alcedo Volkanı’nın eteklerinde yaşayan kaplumbağa türündeki genetik çeşitliliğin, diğer türlere göre şaşırtıcı derecede
sınırlı olduğunu ortaya koydu. Daha sonra, adalardaki yanardağların özelliklerini inceleyen ekip, yalnızca Alcedo Volkanı’nda yüz
bin yıl öncesinde büyük bir patlama olduğunu, ötekilerinse sızdırma yoluyla yavaş yavaş lav çıkardıklarını belirledi. Araştırmacılar şu sonuca vardılar: Alcedo eteklerinde yaşayan kaplumbağaların büyük çoğunluğu patlamadan çıkan metrelerce kalınlıktaki kızgın kül ve lav örtüsü altında kalarak ölmüştür. Bu yüzden,
günümüzde Alcedo’da yaşayan kaplumbağalar, hayatta kalabilen
çok sınırlı sayıdaki o türün devamı olduğu için genetik çeşitlilikten
yoksun kalmıştır.
58.
Bu parçada kaplumbağa türlerinin genetik çeşitliliğiyle
aşağıdakilerin hangisi arasında sıkı bir bağlantı olduğu vurgulanmaktadır?
Yeni Zelanda'da bulunan küçük ama olağanüstü fosiller, kimilerine göre tarih öncesiyle ilgili temel bilgileri yeniden gözden geçirmeye neden olacak. Çünkü bunlar, bir zamanların "kuşlar ülkesi"
olarak bilinen Yeni Zelanda bölgesinin, memelilere de ev sahipliği
yapmış olduğunu ilk kez göstermiş oluyor. Bu minicik fosil kemiklerin (çene ve kalça kemiği parçaları) fare büyüklüğünde bir kara
memelisine ait olduğu anlaşılıyor. Bu hayvanın, bölgedeki zengin
fosil yatağından daha önce ortaya çıkarılmış herhangi bir memeliyle benzerliği yok. Ancak bilimcileri şaşırtan, hayvanın özelliklerinden çok, var olmuş olması. Çünkü dünyanın başka bölgelerinde oldukça geniş bir yayılım gösteren tüylü ve sıcakkanlı hayvanların Yeni Zelanda topraklarında yaşamış olduğuna ilişkin herhangi bir ipucu, uzun aramalara karşın bulunabilmiş değildi. Bölgede en az 16 milyon yıl önce, tek bir tane de olsa bir kara memelisinin yaşıyor olduğu bilgisi bile, Yeni Zelanda’nın zengin kuş
türlerinin, kara memelileriyle rekabet söz konusu olmadığı için
evrimleşmiş olduğu kuramına bir soru işareti düşürmeye yetiyor.
67.
Parçaya göre tarih öncesi bilgileri gözden geçirmeye sebep
olacak durum aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Memelilerin yeni yaşama alanlarının keşfedilmesi
A)
Volkanik patlamanın biçimi
B)
Kuşların evrimiyle ilgili yeni bir teori ortaya atılması
B)
Kaplumbağaların adalarda yaşamaları
C)
Bulunan fosillerin daha önce bilinenlerden farklı yeni
C)
Kaplumbağaların besin kaynaklarının kısıtlılığı
D)
Volkanik faaliyetlerin sıklığı
D)
Yeni Zelandalı bilimcilerin evrim teorisine yaklaşım biçimi
E)
Kaplumbağaların yaşam süresi
E)
Tarih öncesi döneme ait bilgilerin hızla artması
veriler ortaya koyması
Deneme-7 – 68. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(57. ve 58. Sorular)
66. – 68. NUMARALI SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Yale Üniversitesinden bir grup araştırmacı, Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adalarının ünlü dev kaplumbağa türleri üzerinde bir inceleme yaptı. Bunun sonucunda, bu kaplumbağa türlerinden birinin genetik çeşitliliğinin sınırlı olmasıyla eski ve şiddetli bir yanardağ patlaması arasında ilişki olduğu belirlendi. Üzerinde beş ayrı yanardağın bulunduğu bu adaların özelliği, her yanardağın eteğinde ayrı bir tür kaplumbağanın yaşaması. Araştırmacılar, Alcedo Volkanı’nın eteklerinde yaşayan kaplumbağa türündeki genetik çeşitliliğin, diğer türlere göre şaşırtıcı derecede
sınırlı olduğunu ortaya koydu. Daha sonra, adalardaki yanardağların özelliklerini inceleyen ekip, yalnızca Alcedo Volkanı’nda yüz
bin yıl öncesinde büyük bir patlama olduğunu, ötekilerinse sızdırma yoluyla yavaş yavaş lav çıkardıklarını belirledi. Araştırmacılar şu sonuca vardılar: Alcedo eteklerinde yaşayan kaplumbağaların büyük çoğunluğu patlamadan çıkan metrelerce kalınlıktaki kızgın kül ve lav örtüsü altında kalarak ölmüştür. Bu yüzden,
günümüzde Alcedo’da yaşayan kaplumbağalar, hayatta kalabilen
çok sınırlı sayıdaki o türün devamı olduğu için genetik çeşitlilikten
yoksun kalmıştır.
Yeni Zelanda'da bulunan küçük ama olağanüstü fosiller, kimilerine göre tarih öncesiyle ilgili temel bilgileri yeniden gözden geçirmeye neden olacak. Çünkü bunlar, bir zamanların "kuşlar ülkesi"
olarak bilinen Yeni Zelanda bölgesinin, memelilere de ev sahipliği
yapmış olduğunu ilk kez göstermiş oluyor. Bu minicik fosil kemiklerin (çene ve kalça kemiği parçaları) fare büyüklüğünde bir kara
memelisine ait olduğu anlaşılıyor. Bu hayvanın, bölgedeki zengin
fosil yatağından daha önce ortaya çıkarılmış herhangi bir memeliyle benzerliği yok. Ancak bilimcileri şaşırtan, hayvanın özelliklerinden çok, var olmuş olması. Çünkü dünyanın başka bölgelerinde oldukça geniş bir yayılım gösteren tüylü ve sıcakkanlı hayvanların Yeni Zelanda topraklarında yaşamış olduğuna ilişkin herhangi bir ipucu, uzun aramalara karşın bulunabilmiş değildi. Bölgede en az 16 milyon yıl önce, tek bir tane de olsa bir kara memelisinin yaşıyor olduğu bilgisi bile, Yeni Zelanda’nın zengin kuş
türlerinin, kara memelileriyle rekabet söz konusu olmadığı için
evrimleşmiş olduğu kuramına bir soru işareti düşürmeye yetiyor.
68.
57.
Bu parçadan Galapagos kaplumbağalarıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A)
Farklı yerlerde farklı türlerinin bulunduğuna
B)
Yaşam alanlarının volkanik dağ etekleri olduğuna
C)
En az yüz bin yıldır adalarda yaşadığına
D)
Bazılarının genetik çeşitliliğinin azaldığına
E)
Beslenme alışkanlıkların n farklı olduğuna
Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşılamaz?
A) Yeni keşfedilen fosiller bölgede memelilerin yaşadığına dair
ilk kanıttır.
B) Bulunan fosiller, hayvanın memeli olduğuna dair bir bilgi
sağlamıştır.
C) Bu veri bulununcaya kadar Yeni Zelanda “kuşlar ülkesi” olarak tanınmaktadır.
D) Fosiller, tarih öncesi memelilerle ilgili pek çok soruya
yanıt verilmesini sağlamıştır.
E) Yeni keşif bilim adamlarını şaşkınlığa düşürmüştür.
Deneme-11 – 67. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(59. ve 60. Sorular)
66. – 68. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Baron Pierre de Coubertin öncülüğünde, 1896 yılında kendi
küllerinden doğarak tekrar bir başlangıç yapan modern olimpiyat
oyunları, günümüzde, dünyanın en büyük ve en prestijli spor
organizasyonu hâline gelmiştir. Dört yılda bir, dünyanın farklı
kıtasındaki bir kentte düzenlenen bu oyunlara katılan sporcu ve
ülke sayısı, her geçen yıl artmaktadır. 2008 Pekin Olimpiyat
Oyunlarına, 205 ülkeden on binin üzerinde sporcu katılmış, kent,
oyunlar süresince bir milyona yakın turisti ağırlamıştır. Açılış
töreni tüm dünyada dört milyara yakın kişi tarafından izlenerek,
gelmiş geçmiş tüm spor organizasyonları arasında izlenme
rekoru kırmıştır. Olimpiyatlar düzenlendiği kente ve ülkeye büyük
bir prestijin yanı sıra, sponsorlar, reklam ve yayın gelirleri, bilet
satışları sayesinde büyük bir maddi kazanç sağlamıştır. Olimpiyat oyunlarını düzenleyebilmek için, her yıl birçok kent aday
olmakta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri arasında yapılan gizli oylama sonu-cunda, oyunları düzenleyecek kent, adaylar arasından seçilmektedir.
60.
I.
Çevre bilincinin ve politikaların yoksunluğundan en çok
etkilenen alan topraklarımızdır. Tarımsal üretimin örgütlenme biçimi, yerleşme sistemi ve onun çevresinde oluşan apansız sanayileşme, ülke topraklarında ciddi bir
aşınmanın ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Hava kirliliği, asit yağmurları, su kirlenmeleri, bilinçsiz gübreleme ve
tarımsal mücadele ilaçlarının dikkatsiz kullanımı, verimli
toprakların kaybolması sonucunu doğurmaktadır.
67.
Parçada verilen bilgilere göre,
I.
Yerleşim
II.
Coğrafi koşullar
III.
Sanayileşme
Yarışılan spor dalları
IV. Örgütlenme
II.
Katılan sporcu sayısı
V.
III.
Satılan bilet sayısı
Bilinçsiz tüketim
IV. Gelen turist sayısı
unsurlarından hangisi ya da hangilerinin toprak
aşınmasına neden olduğu söylenemez?
Bu parçada, 2008 Pekin Olimpiyat Oyunlarıyla ilgili olarak yukarıdaki bilgilerden hangilerine yer verilmiştir?
A) Yalnız I
A) I ve II
B) I ve III
D) II ve IV
C) II ve III
E) III ve IV
B) Yalnız II
D) II. ve III.
C) Yalnız III
E) II. ve V.
Deneme-11 – 68. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(59. ve 60. Sorular)
59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Baron Pierre de Coubertin öncülüğünde, 1896 yılında kendi
küllerinden doğarak tekrar bir başlangıç yapan modern olimpiyat
oyunları, günümüzde, dünyanın en büyük ve en prestijli spor
organizasyonu hâline gelmiştir. Dört yılda bir, dünyanın farklı
kıtasındaki bir kentte düzenlenen bu oyunlara katılan sporcu ve
ülke sayısı, her geçen yıl artmaktadır. 2008 Pekin Olimpiyat
Oyunlarına, 205 ülkeden on binin üzerinde sporcu katılmış, kent,
oyunlar süresince bir milyona yakın turisti ağırlamıştır. Açılış
töreni tüm dünyada dört milyara yakın kişi tarafından izlenerek,
gelmiş geçmiş tüm spor organizasyonları arasında izlenme
rekoru kırmıştır. Olimpiyatlar düzenlendiği kente ve ülkeye büyük
bir prestijin yanı sıra, sponsorlar, reklam ve yayın gelirleri, bilet
satışları sayesinde büyük bir maddi kazanç sağlamıştır. Olimpiyat oyunlarını düzenleyebilmek için, her yıl birçok kent aday
olmakta, Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri arasında yapılan gizli oylama sonu-cunda, oyunları düzenleyecek kent, adaylar arasından seçilmektedir.
59.
A)
B)
C)
D)
E)
Bu parçadan olimpiyat oyunlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
1896 yılından önce de düzenlendiğine
Ev sahibi kentin dünya çapında ilgi çektiğine
Katılacak sporcuları Uluslararası Olimpiyat Komitesinin belirlediğine
En çok izlenen spor organizasyonu olduğuna
Organizasyonu düzenleyecek olan kentin nasıl belirlendiğine
66. – 68. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Çevre bilincinin ve politikaların yoksunluğundan en çok
etkilenen alan topraklarımızdır. Tarımsal üretimin örgütlenme biçimi, yerleşme sistemi ve onun çevresinde oluşan apansız sanayileşme, ülke topraklarında ciddi bir
aşınmanın ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Hava kirliliği, asit yağmurları, su kirlenmeleri, bilinçsiz gübreleme ve
tarımsal mücadele ilaçlarının dikkatsiz kullanımı, verimli
toprakların kaybolması sonucunu doğurmaktadır.
68.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi toprakların
verimin kaybetmesinde bir etken değildir?
A)
Dağınık kentleşme
B)
İlaçların dikkatsiz kullanımı
C)
Çevre kirlenmeleri
D)
Asit yağmurları
E)
Gübrelemede bilinçsiz davranmak
Deneme-8 – 54. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(61. ve 62. Sorular)
61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
54. ve 55. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Anadolu’da 3500 yılı aşkın bir süredir tekstil ticareti yapılıyor. İlk
kervanların geldiği zamandan beri Anadolu kumaşlarına rağbet
var. Örneğin, asıl 15. yüzyılda yükselişe geçen Bursa kumaşı için
o zamanlarda şehre her yıl beş ya da altı İran kervanı ipek getiriyordu. Çin’den dünyaya dağılan bu ham madde, Bursalı ustaların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyordu. Moldova’dan
Moskova Prensliği’ne, Polonya’ya kadar tüm hükümdarlar, tacirlerini Bursa kumaşı getirmeleri için görevlendiriyordu. Bursa’da
sayısı bine ulaşan dokuma tezgâhlarında kadife, saten gibi ipekli
kumaşlar işleniyordu. Bu kumaştan halı, peştamal, havlu, terlik,
atkı, kaftan, minder yapılıyordu.
61.
62.
Bu parçada Bursa kumaşıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Ne tür ürünler üretilmiştir?
B) Dokumalarda kullanılan motiflerde nelerden esinlenilmiştir?
C) Dokumalarda hangi ham madde kullanılmıştır?
D) 15. yüzyılda Bursa’da kaç dokuma tezgâhı vardı?
E) Ürünleri kimler satın alıyordu?
Bu parçaya göre, 15. yüzyılda Bursa kumaşının tercih edilmesinin nedeni, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) İpekli ürünlerin başka ülkelerde bulunamaması
B) Avrupa’ya ulaştırılmasının daha kolay olması
C) Bursalı ustaların çok beğenilen, değerli ürünler dokuması
D) Verilen siparişlerin kısa zamanda hazırlanması
E)
Bursa’daki ustaların, birbirini yetiştirmesi
Modern cebir kavramı, Peacock, Herschel, De Morgan,
Dabbage, Gregory ve Boole sayesinde yerini aldı. Boole, sembol
ve işlemleri kullandı. Başlangıçta oldukça gürültü kopardı ama
sonunda yerine oturdu. Boole, De Morgan'ın hem hayranı hem
de büyük bir dostuydu. İngiltere'deki büyük matematikçilerle ya
doğrudan ya da mektupla haberleşiyordu. 1848 yılında "Mantığın
Matematik Analizi" adlı bir çalışması yayımlandı. Bu eser, matematikte yeni bir çığır açmış ve Boole da kesin bir üne kavuşmuştu. Bu broşür, De Morgan'ın da takdirlerini topladı. Bu eser, bundan altı yıl sonra ortaya çıkacak olan bir çalışmanın müjdecisi
olacaktı. 1849 yılında matematik profesörü olan Boole'un 1854
yılında, mantık ve olasılıklar üzerine büyük bir eseri yayımlandı.
Bu eseriyle, “iki değerli Aristoteles mantığı”nı matematiksel temellere oturtan simgesel mantığı yarattı. Buna “Boole mantığı,
Boole cebiri, matematiksel mantık, simgesel mantık, vb.” adlar
verilmektedir.
54.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin yanıtı yoktur?
A)
De Morgan, Boole’u hangi çalışmasından dolayı
takdir etmiştir?
B)
Boole, başka matematikçilerle görüşüyor muydu?
C)
Modern cebir kavramı, kimler sayesinde gelişti?
D)
Bole, ne zaman matematik profesörü olmuştur?
E)
Boole’un mantık ve olasılık konuları üstüne yayımladığı eserin adı nedir?
Deneme-8 – 55. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(61. ve 62. Sorular)
Modern cebir kavramı, Peacock, Herschel, De Morgan,
Dabbage, Gregory ve Boole sayesinde yerini aldı. Boole,
sembol ve işlemleri kullandı. Başlangıçta oldukça gürültü
kopardı ama sonunda yerine oturdu. Boole, De Morgan'ın
hem hayranı hem de büyük bir dostuydu. İngiltere'deki
büyük matematikçilerle ya doğrudan ya da mektupla haberleşiyordu. 1848 yılında "Mantığın Matematik Analizi"
adlı bir çalışması yayımlandı. Bu eser, matematikte yeni
bir çığır açmış ve Boole da kesin bir üne kavuşmuştu. Bu
broşür, De Morgan'ın da takdirlerini topladı. Bu eser,
bundan altı yıl sonra ortaya çıkacak olan bir çalışmanın
müjdecisi olacaktı. 1849 yılında matematik profesörü olan
Boole'un 1854 yılında, mantık ve olasılıklar üzerine büyük
bir eseri yayımlandı. Bu eseriyle, “iki değerli Aristoteles
mantığı”nı matematiksel temellere oturtan simgesel mantığı yarattı. Buna “Boole mantığı, Boole cebiri, matematiksel mantık, simgesel mantık, vb.” adlar verilmektedir.
61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Anadolu’da 3500 yılı aşkın bir süredir tekstil ticareti yapılıyor. İlk
kervanların geldiği zamandan beri Anadolu kumaşlarına rağbet
var. Örneğin, asıl 15. yüzyılda yükselişe geçen Bursa kumaşı için
o zamanlarda şehre her yıl beş ya da altı İran kervanı ipek getiriyordu. Çin’den dünyaya dağılan bu ham madde, Bursalı ustaların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyordu. Moldova’dan
Moskova Prensliği’ne, Polonya’ya kadar tüm hükümdarlar, tacirlerini Bursa kumaşı getirmeleri için görevlendiriyordu. Bursa’da
sayısı bine ulaşan dokuma tezgâhlarında kadife, saten gibi ipekli
kumaşlar işleniyordu. Bu kumaştan halı, peştamal, havlu, terlik,
atkı, kaftan, minder yapılıyordu.
61.
Bu parçada Bursa kumaşıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Ne tür ürünler üretilmiştir?
B) Dokumalarda kullanılan motiflerde nelerden esinlenilmiştir?
C) Dokumalarda hangi ham madde kullanılmıştır?
D) 15. yüzyılda Bursa’da kaç dokuma tezgâhı vardı?
E) Ürünleri kimler satın alıyordu?
62.
Bu parçaya göre, 15. yüzyılda Bursa kumaşının tercih edilmesinin nedeni, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) İpekli ürünlerin başka ülkelerde bulunamaması
B) Avrupa’ya ulaştırılmasının daha kolay olması
C) Bursalı ustaların çok beğenilen, değerli ürünler dokuması
D) Verilen siparişlerin kısa zamanda hazırlanması
E)
Bursa’daki ustaların, birbirini yetiştirmesi
55.
Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Boole’un matematik çalışmaları
B)
Modern cebirin gelişme evreleri
C)
Boole’un hayatı
D)
Matematik ve mantığın gelişiminin paralelliği
E)
De Morgan ve Boole’un ortak çalışmaları
Deneme-3 – 62. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(63. ve 64. Sorular)
63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
62. – 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Son dönemde televizyonlarda çok sayıda dizi yayımlanması artık can sıkıcı olmaya başladı. Birçok televizyon
kanalında onlarca yerli dizi yayımlanıyor. Kanallar kendi
dizilerini rakip kanalın dizisiyle aynı saatte yayımlıyor.
Her birinin, sözüm ona, farklı bir senaryosu var. Önceleri
farklı olduğunu kabul ettiklerim bile bir süre sonra monotonlaşıyor, aynılaşıyor. İzleyicilerin bunu istediğini mi düşünüyorlar bilmiyorum ama hepsinde mutlaka silahlar
patlıyor. Üstüne üstlük aynı oyuncu farklı dizilerde birbirinden tamamen farklı rollerde gözükebiliyor. Hâl böyle
olunca da ne o karakterin inandırıcılığı kalıyor ne de dizinin izlenirliği…
63.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
A)
Çok sayıda televizyon kanalı olması
B)
Televizyon dizilerinin çokluğu
C) Dizilerde anlatılanların birbirine benzemesi
D) Bir oyuncunun aynı zamanda birden fazla dizide rol
alması
E)
Dizilerin yayım saatlerinin aynı olması
(I) Böcek larvalarında vücut sıcaklığı arttıkça besini sindirme ve de büyüme oranlarında bir artış gözlenir; buna
bağlı olarak gelişme süresi kısalır. (II) Böceklerin vücut
sıcaklığı, büyük ölçüde, çevrenin sıcaklığına bağlı olduğu
için, bir başka deyişle böcekler soğukkanlı canlılar oldukları için, dünya üzerindeki yayılışlarını sınırlayan faktörlerin başında iklim gelir. (III) Çam kese böceği için en uygun sıcaklık aralığı 20° – 25°C dir. (IV) Gündüz sıcaklığının 20°C’nin altına düşmesi durumunda tırtıllar kesenin
kalınlığını artırırlar ve düşen her 1°C için tırtılın güneşlenme süresi 100 kat artar (V) 200 bireyden oluşan bir
yuvada tırtıllar –10°C de 10 saatten fazla hayatta kalamaz.
62.
Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi sıcaklığın
artmasının böcekler üzerindeki etkilerinden biri değildir?
A)
Aldıkları besinleri daha kolay harcarlar.
B)
Fiziksel değişmelere yol açar.
C)
Büyüme oranlarını artırır.
D)
Gelişme süreleri daha kısa olur.
E)
Daha fazla üremelerini sağlar.
Deneme-3 – 63. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(63. ve 64. Sorular)
63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
62. – 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Son dönemde televizyonlarda çok sayıda dizi yayımlanması artık can sıkıcı olmaya başladı. Birçok televizyon
kanalında onlarca yerli dizi yayımlanıyor. Kanallar kendi
dizilerini rakip kanalın dizisiyle aynı saatte yayımlıyor.
Her birinin, sözüm ona, farklı bir senaryosu var. Önceleri
farklı olduğunu kabul ettiklerim bile bir süre sonra monotonlaşıyor, aynılaşıyor. İzleyicilerin bunu istediğini mi düşünüyorlar bilmiyorum ama hepsinde mutlaka silahlar
patlıyor. Üstüne üstlük aynı oyuncu farklı dizilerde birbirinden tamamen farklı rollerde gözükebiliyor. Hâl böyle
olunca da ne o karakterin inandırıcılığı kalıyor ne de dizinin izlenirliği…
64.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi bir diziyi
izlenebilir kılan faktörlerden biri olamaz?
(I) Böcek larvalarında vücut sıcaklığı arttıkça besini sindirme ve de büyüme oranlarında bir artış gözlenir; buna
bağlı olarak gelişme süresi kısalır. (II) Böceklerin vücut
sıcaklığı, büyük ölçüde, çevrenin sıcaklığına bağlı olduğu
için, bir başka deyişle böcekler soğukkanlı canlılar oldukları için, dünya üzerindeki yayılışlarını sınırlayan faktörlerin başında iklim gelir. (III) Çam kese böceği için en uygun sıcaklık aralığı 20° – 25°C dir. (IV) Gündüz sıcaklığının 20°C’nin altına düşmesi durumunda tırtıllar kesenin
kalınlığını artırırlar ve düşen her 1°C için tırtılın güneşlenme süresi 100 kat artar (V) 200 bireyden oluşan bir
yuvada tırtıllar –10°C de 10 saatten fazla hayatta kalamaz.
63.
Parçaya dayanarak, aşağıdakilerden hangisi böceklerin yayılmalarını olumlu şekilde etkilemez?
A)
Farklı bir senaryosunun olması
B)
Şiddet içermeyen konuların işlenmesi
A)
Kullanılan zirai ilaçlar
C)
Öteki dizilerden farklı saatte yayımlanması
B)
Sıcaklık artışı
D)
Rollerin ünlü olmayan oyuncular tarafından canlandırılması
C)
Elverişli iklim şartları
D)
Küresel ısınma
E)
Zamanla özgünlüğünü yitirmemesi
E)
Beslenmeleri için uygun koşulların olması
Deneme-4 – 65. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(65. ve 66. Sorular)
65. ve 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Türkiye’nin son iletişim uydusu Türksat 3A, 13 Haziranda Fransız
Guyanası’ndaki Kourou Uzay Merkezinden uzaya gönderildi.
Türkiye’nin en geniş kapasiteli ve gelişmiş uydusu olan Türksat
3A’nın, aslında 31 Mayıs sabahı fırlatılması planlanıyordu. Roketin kontrol yazılımında çıkan bir sorun nedeniyle fırlatılması ertelenmişti. On beş yıl boyunca çalışacak Türksat 3A sayesinde, televizyon yayıncılığı, internet, ses ve veri aktarımı daha hızlı olacak. Türksat 3A uydusunda, önceki uydularda olmayan yıldız izleme özelliği bulunuyor. Öteki uydular Güneş ve Dünya’ya göre
yerlerini saptarken, Türksat 3A, yıldızları izleyerek yerini hesaplıyor. Kontrolü, Ankara Gölbaşı Uydu Yer İstasyonunda yapılan
uydunun proje çalışmalarına Türk mühendisler de katıldı. Böylece ileride Türksat AŞ için üretilecek uyduları Türk mühendislerin
tasarlaması yolunda ilk adım atıldı. 2011’de Türksat 4A’nın uzaya
gönderilmesi planlanıyor. Onun hem projelendirilmesinde hem de
yapımında Türk teknik elemanlar yer alacak. 2014 yılında uzaya
gönderilecek Türksat 5A, proje aşamasından üretim aşamasına
kadar tümüyle Türkiye’de yapılacak.
65.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A)
Türksat 3A’nın öteki uydulardan farkı nedir?
Bezmiâlem Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un 2. eşi
ve padişah Abdülmecit'in annesidir. “Bezm-i Âlem”, dünya meclisi
anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen
ve saygı duyulan bir valide sultan olarak tarihe geçmiştir.
Bezmiâlem Valide Sultan genel kabul gören bilgilere göre, Müslüman Kafkas kavimlerinden birine mensuptur. Yahudi asıllı olduğuna dair bir iddia da ortaya atılmıştır. Abdülmecit tahta çıktığında 16 yaşında, kendisi de 32 yaşındaydı. Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle “Valide Sultan”
oldu. Oğluna Tanzimat'ın ilanı konusunda Mustafa Reşit Paşa'ya
güvenmesini tavsiye ettiği söylenir. Ayrıca Abdülmecit'in annesini
çok sevdiği, hükümetteki nazır(bakan)ları seçerken annesine danıştığı bilinmektedir.
65.
Parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
A)
Abdülmecit tahta çıktığında, Bezmiâlem Valide Sultan kaç
yaşındaydı?
B)
Bezmiâlem ne demektir?
C)
Osmanlı Devleti’nde “valide sultan” unvanı kimlere veril-
B)
Türksat 3A’nın yaşamımıza nasıl bir etkisi olacaktır?
C)
Türksat 3A ne kadar süre kullanılacaktır?
D)
Türksat 3A uydusu neden gecikmeli olarak fırlatılmıştır?
D)
Bezmiâlem Valide Sultan, tarihe hangi nitelikleriyle geçmiştir?
Türksat 3A uydusunun kontrolünde kaç Türk mühendis
görev almıştır?
E)
Bezmiâlem Valide Sultan’ın valide sultanlığı ne kadar sür-
E)
miştir?
müştür?
Deneme-4 – 66. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(65. ve 66. Sorular)
65. ve 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Türkiye’nin son iletişim uydusu Türksat 3A, 13 Haziranda Fransız
Guyanası’ndaki Kourou Uzay Merkezinden uzaya gönderildi.
Türkiye’nin en geniş kapasiteli ve gelişmiş uydusu olan Türksat
3A’nın, aslında 31 Mayıs sabahı fırlatılması planlanıyordu. Roketin kontrol yazılımında çıkan bir sorun nedeniyle fırlatılması ertelenmişti. On beş yıl boyunca çalışacak Türksat 3A sayesinde, televizyon yayıncılığı, internet, ses ve veri aktarımı daha hızlı olacak. Türksat 3A uydusunda, önceki uydularda olmayan yıldız izleme özelliği bulunuyor. Öteki uydular Güneş ve Dünya’ya göre
yerlerini saptarken, Türksat 3A, yıldızları izleyerek yerini hesaplıyor. Kontrolü, Ankara Gölbaşı Uydu Yer İstasyonunda yapılan
uydunun proje çalışmalarına Türk mühendisler de katıldı. Böylece ileride Türksat AŞ için üretilecek uyduları Türk mühendislerin
tasarlaması yolunda ilk adım atıldı. 2011’de Türksat 4A’nın uzaya
gönderilmesi planlanıyor. Onun hem projelendirilmesinde hem de
yapımında Türk teknik elemanlar yer alacak. 2014 yılında uzaya
gönderilecek Türksat 5A, proje aşamasından üretim aşamasına
kadar tümüyle Türkiye’de yapılacak.
66.
Bezmiâlem Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Mahmut'un 2. eşi
ve padişah Abdülmecit'in annesidir. “Bezm-i Âlem”, dünya meclisi
anlamına gelir. Osmanlı tarihinin en tanınmış valide sultanlarından biridir. Hayırseverlik için yaptığı çalışmalardan dolayı sevilen
ve saygı duyulan bir valide sultan olarak tarihe geçmiştir.Bezmiâlem Valide Sultan genel kabul gören bilgilere göre,
Müslüman Kafkas kavimlerinden birine mensuptur. Yahudi asıllı
olduğuna dair bir iddia da ortaya atılmıştır. Abdülmecit tahta çıktığında 16 yaşında, kendisi de 32 yaşındaydı. Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle “Valide Sultan” oldu. Oğluna Tanzimat'ın ilanı konusunda Mustafa Reşit Paşa'ya güvenmesini tavsiye ettiği söylenir. Ayrıca Abdülmecit'in
annesini çok sevdiği, hükümetteki nazır(bakan)ları seçerken annesine danıştığı bilinmektedir.
66.
Parçada aşağıdakilerden hangisine dair kesin bir bilgi yoktur?
A)
Tanzimat’ın ilanında Bezmiâlem Valide Sultan’ın etkisi olduğu
B)
Abdülmecit’in tahta çıkmasında etken olduğu
C)
Bezmiâlem Valide Sultan’ın kimin eşi olduğu
D)
Valide sultan unvanını Bezmiâlem Valide Sultan’ın ne kadar taşıdığı
E)
Bezmiâlem Valide Sultan’ın sevilen ve saygı duyulan bir valide sultan olduğu
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Uydunun kontrol edildiği yere
Gelecekte uyduların Türkiye’den fırlatılacağına
Türksat 3A’nın uzaya nereden gönderildiğine
Türksat AŞ’nin geleceğe yönelik planlarına
Türksat 4A’nın ne zaman fırlatılacağına
Deneme-9 – 70. – 72. Sorular
DGS – 2009 – Sözel-(67. ve 68. Sorular)
67. VE 68. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
70. ve 72. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Erzurum, Karasu Vadisi’nin genişleyerek açıldığı ovanın Palandöken’e yaslanan yamacında, bin yedi yüz elli sekiz metre yükseklikte bulunuyor. İl merkezi olarak denizden yüksekliği en fazla
olan Erzurum, “Anadolu’nun çatısı” diye anılıyor. Zengin akarsu
ağı, verimli ovaları ve çevresini kuşatan yüksek dağlarıyla Erzurum, tarih boyunca çekim merkezi oldu. Geçmişte, yalnızca doğunun batıya açıldığı bir kapı değildi Erzurum. “Bir tırtılın tarih
yazdığı” İpek Yolu üzerinde, önemli bir konaklama ve ticaret
merkeziydi. Günümüzde bir Avrasya haritasına bakıldığında Erzurum’un uluslararası yollar için ne kadar önemli olduğu görülebilir. Aynı zamanda kent geçmişte, önemli askerî yolların da birleşme noktasında yer alıyordu.
(I) Gotik katedrallerde bütün ağırlık sivri kemerlerle sütun ve
ayaklara aktarıldığı için taşıyıcı öge olarak duvara gerek kalmıyordu. (II) Böylece ara bölümlere boydan boya pencereler açılabiliyor, bunlar da renkli camlarla kaplanabiliyordu. (III) Çeşitli motiflerle ve figürlerle süslenen bu renkli camlara “vitray” adı verilir.
(IV) Paris Notre-Dame Katedrali cephesindeki “gül pencere”, dönemin vitray sanatını yansıtan örneklerden biridir. (V) Gotik katedrallerde çok sayıda renkli pencere, iç mekânın aydınlanmasını
sağlamakla kalmıyor, renkli ışıklar yapının içinde büyülü bir dinsel atmosfer oluşturuyordu.
68.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer
verilmemiştir?
70.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden fayda-
A) Öznel düşüncelere
B) Nesnel verilere
lanılmamıştır?
C) Açıklamaya
D) Tanık göstermeye
A) Betimleme
E) Somutlamaya
B) Örnekleme
D) Tanımlama
C) Açıklama
E) Karşılaştırma
DGS – 2009 – Sözel-(69. ve 70. Sorular)
70.
Deneme-9 – 49. Soru
69. VE 70. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
49. ve 50. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Büyük bir arkeolojik başarı olan Harappa ve Mohen-jodaro yerleşim alanlarının ortaya çıkarılmasından önce şöyle bir görüş vardı:
Hindistan’a ilk uygarlık Aryanlar tarafından getirildi, daha önce
orada hiçbir şey yoktu. Hint Aryanlar MÖ 2 binli yıllarda kuzeyden
gelip bugünkü Hindistan’da bulunan ovalara indiler ve izleri günümüze kadar uzanacak bir kültür oluşturmaya başladılar. Daha
sonra ise burada Aryanlardan çok daha önce bir uygarlık kurulduğu belirlendi. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında başlayan arkeolojik
keşifler, Hintlilerin ataları olan İndus Uygarlığı’nın, Eski Mısır ve
Mezopotamya ile birlikte insanlığın üç büyük uygarlığından biri
olduğunu ortaya koydu. Böylece Aryanlardan çok önce bu kıtada
gelişmiş toplumların var olduğu anlaşıldı. Ardından Hint alt kıtasındaki Büyük Veda kültürünün, Hint ve sonraki Buda inancının
yaratıcısının yalnızca Aryanlar olamayacağı, bunların köklerinin
daha eskiye dayandığı yönünde görüşler bilim dünyasında kabul
gördü. İndus Nehri’nin ve başka nehirlerin alüvyonlarının yarattığı, sonra da üzerini örttüğü bu uygarlık hakkında giderek daha
çok bilgiye ulaşılacağı düşünülüyor.
Kanga, saf pamuktan dokunmuş, dikdörtgen biçiminde ve
etrafı koyu renk bir şeritle boyanmış, canlı ve çok renkli
desenli, iki parçalı bir örtüdür. Sıcak iklime elverişli pamuklu dokuması sayesinde günlük hayatta kullanımı kolay ve çok rahat olan kanga, insanların birbirine sıkça
sunduğu mükemmel bir hediyedir. Kangayı sadece kadınlar değil, erkekler de zaman zaman kullanır. Uyurken
veya ev içinde rahat etmek üzere kangaya bürünürler.
Kadınlar ise kangayı hemen hemen her yerde kullanırlar.
Bebeklerini kanga içinde doğurur ve kangaya sararlar. İş
yaparken, bir yere giderken sırtlarında kangaya bağlayarak taşırlar. Bu nedenle kanga, sadece basit bir giyim tarzı değil, çok yönlü kullanımı ile yüzyıllardır Doğu Afrika’nın günlük hayatıyla bütünleşmiş bir simgedir aynı
zamanda.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
Hindistan’da yaşamış olan topluluğa
B)
Arkeolojik kazılarda ne tür kalıntılar bulunduğuna
49.
Parçada kanga ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
C)
İlk uygarlıkların isimlerine
A)
Şekil özelliklerine
D)
Hindistan’ın geçmişiyle ilgili bilgilerin ne zaman değiştiğine
B)
Erkeklerin hangi amaçla kullandığına
E)
Hindistan hakkında bilinmeyenler olduğuna
C)
İnsanların birbirine hediye ettiğine
D)
Motiflerinin anlamlarına
E)
Kadınların kangayı kullandıkları yerlere
DGS – 2009 – Sözel-(69. ve 70. Sorular)
69.
Deneme-9 – 50. Soru
69. VE 70. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
49. ve 50. SORULARI, AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Büyük bir arkeolojik başarı olan Harappa ve Mohen-jodaro yerleşim alanlarının ortaya çıkarılmasından önce şöyle bir görüş vardı:
Hindistan’a ilk uygarlık Aryanlar tarafından getirildi, daha önce
orada hiçbir şey yoktu. Hint Aryanlar MÖ 2 binli yıllarda kuzeyden
gelip bugünkü Hindistan’da bulunan ovalara indiler ve izleri günümüze kadar uzanacak bir kültür oluşturmaya başladılar. Daha
sonra ise burada Aryanlardan çok daha önce bir uygarlık kurulduğu belirlendi. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında başlayan arkeolojik
keşifler, Hintlilerin ataları olan İndus Uygarlığı’nın, Eski Mısır ve
Mezopotamya ile birlikte insanlığın üç büyük uygarlığından biri
olduğunu ortaya koydu. Böylece Aryanlardan çok önce bu kıtada
gelişmiş toplumların var olduğu anlaşıldı. Ardından Hint alt kıtasındaki Büyük Veda kültürünün, Hint ve sonraki Buda inancının
yaratıcısının yalnızca Aryanlar olamayacağı, bunların köklerinin
daha eskiye dayandığı yönünde görüşler bilim dünyasında kabul
gördü. İndus Nehri’nin ve başka nehirlerin alüvyonlarının yarattığı, sonra da üzerini örttüğü bu uygarlık hakkında giderek daha
çok bilgiye ulaşılacağı düşünülüyor.
Kanga, saf pamuktan dokunmuş, dikdörtgen biçiminde ve
etrafı koyu renk bir şeritle boyanmış, canlı ve çok renkli
desenli, iki parçalı bir örtüdür. Sıcak iklime elverişli pamuklu dokuması sayesinde günlük hayatta kullanımı kolay ve çok rahat olan kanga, insanların birbirine sıkça
sunduğu mükemmel bir hediyedir. Kangayı sadece kadınlar değil, erkekler de zaman zaman kullanır. Uyurken
veya ev içinde rahat etmek üzere kangaya bürünürler.
Kadınlar ise kangayı hemen hemen her yerde kullanırlar.
Bebeklerini kanga içinde doğurur ve kangaya sararlar. İş
yaparken, bir yere giderken sırtlarında kangaya bağlayarak taşırlar. Bu nedenle kanga, sadece basit bir giyim tarzı değil, çok yönlü kullanımı ile yüzyıllardır Doğu Afrika’nın günlük hayatıyla bütünleşmiş bir simgedir aynı
zamanda.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
A)
Keşifler, o zamana kadar bilinenlerin yetersizliğini gösterebilir.
B)
Yerleşmiş bilgilerin doğruluklarının sorgulanması gerekir.
C)
Birtakım çalışmalar sonucunda elde edilen bilgiler, eldeki
bilgilerin sınırlarını genişletir.
D)
Tarihî bilgilerle ilgili kesin yargılara varmak zordur.
E)
Her yeni bilgi başlangıçta tepkiyle karşılanmıştır.
50.
Parçadan, kangayla ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A)
Kullanımı kolay olduğu için sıkça tercih edilir.
B)
Pek çok kullanım alanı vardır.
C)
Dokuması bölgenin sıcak iklimine uygundur.
D)
Hem erkekler hem kadınlar tarafından kullanılır.
E)
Kültürel değerleri yansıtan önemli unsurlardandır.
Deneme-8 – 73. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular)
71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE
CEVAPLANDIRINIZ.
Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı
sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir:
4 ……..
……… 8
3 ……..
……… 7
2 ……..
……… 6
1 ……..
……… 5
ÖN
Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir:

Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır.

Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır.


Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir.
Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada
oturmaktadır.
Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır.
73.
71.
Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?
A)
B)
C)
D)
E)
Faruk, Ayça’nın yanındaki sırada oturmaktadır.
Hasan, Burcu’nun hemen arkasındaki sırada oturmaktadır.
Faruk, Gizem’in hemen arkasındaki sırada otur-maktadır.
Ayça, Burcu’nun yanındaki sırada oturmaktadır.
Ebru, Deniz’in hemen önündeki sırada oturmak
tadır.

Park yerleri soldan sağa doğrudur.

A aracı her zaman 3. sırada olacaktır.

B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir.

C aracı en sağda yer alacaktır.

D aracı B ile yan yana olacaktır.

E aracı en solda olacaktır.
C aracı kaç farklı yerde olabilir?
A) 1
B) 2
D) 4
C) 3
E) 5
Deneme-8 – 74. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular)
71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE
CEVAPLANDIRINIZ.
Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı
sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir:
4 ……..
……… 8
3 ……..
……… 7
2 ……..
……… 6
1 ……..
……… 5
ÖN
Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir:


Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır.
Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır.

Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada
oturmaktadır.
Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır.

Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir.
74.
72.
Aşağıdakilerin hangisinde Hasan’ın oturma olasılığı olan sıra
B) 3 - 5
D) 5 – 7
Park yerleri soldan sağa doğrudur.

A aracı her zaman 3. sırada olacaktır.

B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir.

C aracı en sağda yer alacaktır.

D aracı B ile yan yana olacaktır.

E aracı en solda olacaktır.
Buna göre D aracı kaçıncı sırada olabilir?
A) 1
B) 2
D) 4
numaraları birlikte verilmiştir?
A) 1 - 3

C) 3 – 7
E) 7 - 8
C) 3
E) 5
Deneme-8 – 75. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular)
71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE
CEVAPLANDIRINIZ.
Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı
sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir:
4 ……..
……… 8
3 ……..
……… 7
2 ……..
……… 6
1 ……..
……… 5
ÖN
Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir:


Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır.
Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır.

Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada
oturmaktadır.
Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır.

Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir.
75.
73.
Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A)
Ayça, 4 numaralı sırada oturmaktadır.
B)
Gizem, 5 numaralı sırada oturmaktadır.
C)
Ebru, Hasan’ın hemen önündeki sırada oturmaktadır.
D)
Deniz, 1 numaralı sırada oturmaktadır.
E)
Ceren, Gizem’in yanındaki sırada oturmaktadır.

Park yerleri soldan sağa doğrudur.

A aracı her zaman 3. sırada olacaktır.

B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir.

C aracı en sağda yer alacaktır.

D aracı B ile yan yana olacaktır.

E aracı en solda olacaktır.
Buna göre E aracı kaç farklı yerde olabilir?
A) 1
B) 2
D) 4
C) 3
E) 5
Deneme-8 – 76. Soru
DGS – 2009 – Sözel-(71. – 74. Sorular)
71. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
73. - 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE
CEVAPLANDIRINIZ.
Ayça, Burcu, Ceren, Deniz, Ebru, Faruk, Gizem ve Hasan aynı
sınıftadırlar. Tek kişilik sıralardan oluşan sınıfın sıra düzeni aşağıdaki gibidir:
4 ……..
……… 8
3 ……..
……… 7
2 ……..
……… 6
1 ……..
……… 5
ÖN
Sınıftaki oturma düzeni hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir:


Gizem, öndeki iki sıradan birinde oturmaktadır.
Burcu, 6 numaralı sırada oturmaktadır.

Ayça, Deniz’in; Ebru da Ceren’in hemen arkasındaki sırada
oturmaktadır.
Hasan, Deniz’in yanındaki sırada oturmaktadır.

Bir otoparkta 5 adet araba, 1’den 6’ya kadar numaralanmış altı tane boş yere şu kurallara göre yerleştirilmiştir.
76.
74.
Aşağıdaki sıraların hangilerine kimlerin oturduğu kesin
olarak bilinmektedir?

Park yerleri soldan sağa doğrudur.

A aracı her zaman 3. sırada olacaktır.

B aracı ile A aracı yan yana gelmeyecektir.

C aracı en sağda yer alacaktır.

D aracı B ile yan yana olacaktır.

E aracı en solda olacaktır.
Otoparkta son üç sırada sırasıyla hangi araçlar olabilir?
A) ADB
A) 1 - 2 - 3 - 4
B) 1 - 2 - 5 - 6
C) 3 - 4 - 5 – 6
D) 3 - 4 - 7 - 8
E) 5 - 6 - 7 - 8
B) DBC
D) ADE
C) CBE
E) BAE

Benzer belgeler