Dünya Mirası Kavramının Tarihçesi

Transkript

Dünya Mirası Kavramının Tarihçesi
Dünya Mirasý Kavramýnýn Tarihçesi
Dünyanýn yedi harikasýndan biri
sayýlan Ýskenderiye Fenerinin
Alman Arkeolog Prof. H. Thiersch
tarafýndan 1909 yýlýnda çýkarýlan
temsili çizimi.
Dünyamýz, gerek tabiat kuvvetlerinin, gerekse yaratýcý insan dehasýnýn meydana getirdiði eþsiz
güzelliklere ev sahipliði yapmaktadýr. Yerkürenin ve insan topluluklarýnýn evrimiyle meydana gelmiþ
bu þaheserler içimizi yaþama sevinci ile doldurur ve yaþadýðýmýz hayata deðer katar. Bu yüzdendir
ki, sahip olduðumuz bu kýymetli þaheserler çok eskiden beri insanlara heyecan vermiþ, bunlarýn
saptanmasý ve kayda geçirilmesi için kimi giriþimler olmuþtur. Dünyanýn Yedi Harikasý ifadesi
kulaklara tanýdýk geliyor deðil mi? Aslýnda bu, dünyadaki güzelliklere deðer verildiðini gösteren çok
eski ve cýlýz bir giriþimdir sadece. Dünyada yedi deðil, yüzlerce, binlerce harika olduðu kesindir.
Yine de bu kayýt altýna alma giriþimini, çok erken bir duyarlýlýðýn simgesi olarak görmek ve kutlamak
gerek.
Bu fikrin oluþumu, Ý.Ö. 5. yüzyýla, Herodot'un tarih kitabýna kadar geri gider. Daha birkaç on yýl
geçmeden, Yunanlý yazarlar dünya çapýnda önem taþýyan abidelerden söz etmeye baþlamýþlardýr.
Ýskenderiye Kitaplýðý'nýn yöneticisi Cyrene'li Callimachus (ÝÖ 305-240), “Dünyadaki Harikalar
Koleksiyonu” adlý kitabýnda dünyadaki yedi harikadan söz eder ve bunlarýn isimlerini sayar. Fakat
ne yazýk ki, Ýskenderiye Kütüphanesi'nin yanmasýyla bu eser de yok olmuþtur. Ortaçaðda liste
Saray Bosna - Mostar Köprüsü
restorasyon çalýþmalarý.
Yugoslav iç savaþýnda tahrip olan Mostar Köprüsü daha
sonra UNESCO’nun katkýlarý ile restore edildi.
yeniden derlenecek ve bunlara Antikçaðýn Etkileyici Yedi Abidesi denilecektir.
Dünyamýzýn sahip olduðu güzelliklere yönelik ilgi, günümüze dek varlýðýný sürdürmüþtür. Fakat bu
ilginin, geçmiþtekinden farklý olarak bir koruma bilinciyle birlikte þekillendiði söylenebilir. Modern
dönemlerde insan kaynaklý etkenlerin, en az doðal afetler kadar tahrip edici olabildiðine defalarca
tanýklýk eden insanoðlu (örneðin savaþta bombalarýn hedefi olan Mostar Köprüsü ya da
Afganistan'da Taliban tarafýndan yerle bir edilen dev Buda heykellerini düþünmek yeterli), doðal ve
kültürel þaheserleri korumak konusunda özel bir hassasiyet geliþtirmiþtir. Bunun en önemli nedeni,
bu ender güzelliklerin biricik ve yeri doldurulamaz nitelikte olduðunun anlaþýlmasýdýr. Bütün
görkemiyle akan devasa Iguaza Þelalesi'nin kurumasý ya da Çin Seddi'nin yýkýlmasý durumunda,
telafisi mümkün olmayan bir kayýpla karþý karþýya kalacaðýmýz açýktýr. O yüzden bizlere düþen
görev, dünyanýn ender bulunan deðerlerini kaybetmesine engel olmaktýr.
Birleþmiþ Milletler'in Eðitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) kolu, bu gereklilikten yola
çýkarak “Dünya Miraslarý” kavramýna baþvurmuþ ve çok önemli bir giriþime imza atmýþtýr. Bu
projenin temel felsefesini iki maddede özetlemek mümkündür:
1. Sahip olduðumuz doðal ve kültürel deðerler, geçmiþten devraldýðýmýz, korumak ve geleceðe
aktarmakla yükümlü olduðumuz miraslardýr.
2. Bu miraslar, içinde yer aldýklarý ülke sýnýrlarýna bakýlmaksýzýn, tüm insanlýða aittirler. Dikkat
edilirse insanlýðýn ortak mirasý ifadesine baþvurularak, zamansal ve coðrafi sýnýrlamalarýn
ötesine geçen bir tanýma gidilmektedir. Yani zamansal açýdan, dünya miraslarýnýn yalnýzca
bugünün insanýna deðil, hem geçmiþ hem de gelecek kuþaklara, yani tüm insanoðluna ait
olduðu vurgulanmaktadýr. Bu tanýmlama, bugünün insanýna geçmiþ ile gelecek arasýnda
«köprü» olma sorumluluðunu yüklemektedir. Öte yandan coðrafi açýdan da miraslarýn
bulunduklarý bölgenin ulusuna deðil, tüm dünya milletlerine ait olduðu ilan edilerek, koruma
görevinin «ulusal» deðil, «uluslararasý» bir sorumluluk olduðuna dikkat çekilmektedir. Zira
kültür ve tabiat miraslarý, UNESCO'nun ifadesiyle insanlýðýn yeri doldurulamaz yaþam ve
ilham kaynaklarýdýr. Onlar bizim mihenk taþlarýmýz, referans noktalarýmýz ve kimliðimizdir.
UNESCO bu doðrultudaki hedefini, “insanlýða ait olduðu düþünülen deðerlerin, kültürel ve doðal
miraslar olarak tespit edilmesi, muhafaza altýna alýnmasý ve korunmasý yönünde teþvik edici olmak”
biçiminde tanýmlamaktadýr.
8
Dünya Mirasý Merkezi
Çin Seddi insan eliyle yapýlmýþ en muazzam eserlerden birisidir.
Afganistan - Bamyan’daki Buda Heykelleri
UNESCO'nun Dünya Miraslarý misyonu þöyle tarif edilir:
?Ülkeleri Dünya Mirasý Sözleþmesi'ni imzalamaya, kültürel ve doðal miraslarýný korumaya teþvik
etmek;
?Taraf
ülkeleri ulusal sýnýrlarý içinde bulunan, Dünya Miraslarý listesine girebilecek alanlarý
belirlemek konusunda cesaretlendirmek;
?Taraf ülkeleri, dünya mirasý alanlarýný koruma noktasýnda yönetim planlarý oluþturmaya ve bildirim
sistemleri kurmaya özendirmek;
?Taraf
ülkelere, sahip olduklarý dünya miraslarýný korumak hususunda teknik destek ve
profesyonel eðitim sunmak;
UNESCO’ya baðlý olarak
Paris’te çalýþmalarýný
sürdüren Dünya Mirasý
Merkezi (World Heritage
Center), 1992 yýlýnda
k u r u l m u þ t u r. Ö n c e l i k l e
Sözleþme’nin uygulanmasýna iliþkin görevleri hýzla
ve etkili bir þekilde yerine
getirmekle yükümlüdür.
Diðer görevleri ise, taraf
olmayan ülkeleri sözleþmeyi
imzalamaya özendirmek;
taraf ülkeleri, Dünya Mirasý
Listesi’ne girecek yeni
adaylar belirlemeye teþvik
etmek; taraf ülkelerdeki
Sözleþme’ye baðlý
uygulamalarý takip etmek;
koruma kurullarý oluþturma,
yönetim, koruma ve
restorasyon sürecini
yönetecek ekibi eðitme gibi
konularda taraf ülkelere
destek vermek; yeni projeler
oluþturulmasýna yardýmcý
olmak ve uygulama
süreçlerini kolaylaþtýrmak;
bu amaçla ekstra bütçeleri
harekete geçirmek; doðal ya
da insani nedenlerle tehlike
altýna giren miraslara iliþkin
ivedilikle karar almak.
?Tehlike altýndaki Dünya Mirasý alanlarý için acil yardým sunmak;
?Taraf ülkelerin, Dünya Miraslarýný koruma konusunda toplumsal bilinci arttýrmak için yaptýklarý
etkinliklere destek vermek;
?Miraslarýn konumlandýðý bölgelerdeki yerel nüfusu koruma programlarýna katýlmaya özendirmek;
?Kültürel
ve Doðal Dünya Miraslarý'nýn korunmasý konusunda uluslararasý iþbirliklerini teþvik
etmek.
Þimdi bu koruma ve yaþatma programýnýn nasýl þekillendiðine göz atalým.
BAÞARI ÖYKÜLERÝ 10: WIELICZKA TUZ MADENÝ (POLONYA)
13. yüzyýldan beri aktif olarak çalýþan bu muhteþem maden, 1978 yýlýnda Dünya Mirasý ilan edilen
ilk on iki bölgeden biri olmuþtur. 300 kilometreyi bulan koridorlarýnda çok sayýda sanat çalýþmasýna
ve tuzdan yapýlmýþ heykele rastlamak mümkündür. Biz de 2006 yýlýnda seyahat rotamýzý bu
bölgeye çevirmiþtik. Tamamý tuz olan bu daðýn içinde, yerin üç yüz metre altýnda, 400 metre karelik
dev bir kilise alaný görmek büyüleyiciydi. Hala düðünlerin organize edildiði bu alanda, duvarlar
heykeller ve tablolar ile doludur. Tümü de, duvardaki tuz bloklarýný iþleyerek yapýlmýþtýr ve
yaratýcýlarý, isimleri bile hatýrlanmayan maden iþçileridir. 800 sene boyunca bir dantel gibi iþlenerek
meydana getirilen bu eserler, ne yazýk ki 19. yüzyýlýn sonunda kullanýlmaya baþlanan suni
havalandýrma sisteminin yarattýðý rutubet nedeniyle yok olma tehlikesiyle karþý karþýya kalmýþtýr.
1989 yýlýnda Tehlike Altýndaki Dünya Mirasý Listesi’ne alýnan Wieliczka Tuz Madeni için hem
Polonya hükümeti hem de uluslararasý kamuoyu ortak bir çalýþma baþlatmýþtýr. Dokuz yýllýk etkili bir
çalýþma sonucunda kurulan rutubet engelleyici sistem, bölgenin Aralýk 1998’de Tehlike Altýndaki
Dünya Mirasý Listesi’nden çýkarýlmasýný ve gelecek kuþaklara armaðan edilmesini saðlamýþtýr.
9
Meksika - Chichen-Itza
Dünya Miraslarý Projesi Nasýl Ortaya Çýkmýþtýr?
Mýsýr - Abusimbel
Miraslarý korumak konusunda uluslararasý bir hareket oluþturma fikri, ilk olarak Birinci
Dünya Savaþý’ndan sonra doðdu. Modern teknolojinin yarattýðý çevresel deðiþimler
üzerine giderek artan bir uluslararasý duyarlýlýk ise, 1960’lara damgasýný vuran bir
geliþmeydi. 1959 senesinde Mýsýr hükümeti, Nil nehri üzerinde kurulacak Nasýr Barajý
sebebiyle sular altýnda kalacak Abu Simbel ve Philia mabetlerinin kurtarýlmasý için
UNESCO’dan yardým istedi. Mýsýr ve Sudan hükümetlerinin baþvurusu üzerine, UNESCO
Antik Mýsýr Uygarlýðý’ndan günümüze gelen bu nadide eseri korumak amacýyla
uluslararasý bir çalýþma baþlattý. Elli ülkenin baðýþlarýyla oluþturulan 80 milyon dolarlýk fon,
arkeolojik çalýþmalarýn hýzlandýrýlmasý ve mabetlerin güvenli bir yere taþýnmasý için
kullanýldý. Bu baþarýnýn en mühim yönü, dünya miraslarýnýn korunmasý konusunda
uluslararasý dayanýþmanýn önemini göstermesiydi. Bu sürecin ardýndan UNESCO’nun
baþýný çektiði üç büyük kuruluþ, 1966’daki sel baskýnýndan sonra Floransa merkez
bölgesinin restorasyonu, Venedik’te her kýþ gerçekleþen sel baskýnlarýnýn yol açtýðý
sorunlarýn çözümü, Moenjodoro (Pakistan) bölgesindeki arkeolojik kalýntýlarýn koruma
altýna alýnmasý ve Borobodur Mabedi’nin (Endonezya) restorasyonu gibi kampanyalara
öncülük etti.
.
1970’lerde bu iyi niyetli çalýþmalar somut bir çerçeveye oturdu ve Birleþmiþ Milletler’in
Çevre Programý, UNESCO’nun Ýnsan ve Biosfer Programý ile Milli Parklar’a iliþkin
uluslararasý konferansta kendisini gösterdi. Her bir toplantý dünya sözleþmesi fikrinin
tartýþýldýðý ve onaylandýðý mecralara dönüþtü ve sonuç, UNESCO’nun 1972’deki genel
konferansýnda kabul edilen “Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi” oldu. Bu
sözleþme, doðal ve kültürel miraslarý korumak konusundaki iki farklý giriþimi tek bir
çerçevede birleþtirdi. Bu fikir, Amerika Birleþik Devletleri’nin bir giriþiminden doðmuþtu.
1965’de Washington’da düzenlenen bir Beyaz Saray Konferansý’nda, dünyadaki doðal ve
tarihsel kýymetlerin bugünün ve yarýnýn dünya vatandaþlarý adýna korunmasý hususunda
uluslararasý iþbirliðini teþvik etme kararý alýndý. 1968 yýlýnda da Uluslararasý Doðayý
Koruma Birliði (International Union for Conservation of Nature – IUCN), kendi üyelerine
benzer bir teklif sundu. Bu teklifler, 1972 yýlýnda Stockholm’de düzenlenen Birleþmiþ
Milletler toplantýsýna taþýndý. Böylece Paris’te düzenlenen 16 Kasým 1972 tarihli
toplantýda, tüm bu fikirleri içeren tek bir sözleþme metni üzerinde anlaþýlmýþ oldu.
Bu sözleþme, Dünya Mirasý Listesi’ne girmeyi hak eden doðal ve kültürel alanlarýn
niteliklerini tanýmlar. Potansiyel dünya miraslarýnýn belirlenmesi ve mevcutlarýn korunmasý
hakkýnda taraf devletlere düþen sorumluluklarý belirler. Sözleþmeye imza atan her ülke,
yalnýzca kendi sýnýrlarý içinde konumlanmýþ Dünya Mirasý alanýný korumakla deðil, kendi
ulusal miraslarýný da korumakla yükümlüdür. Taraf ülkeler doðal ve kültürel mirasý koruma
sürecini yerel planlama programlarýyla bütünleþtirmeye, koruma alanlarýnda görevli
kadrolar oluþturmaya, koruma amaçlý bilimsel ve teknolojik araþtýrmalara giriþmeye,
miraslara topluluðun gündelik yaþamýnda bir iþlev kazandýracak ölçüleri belirlemeye
özendirilir. Dünya Mirasý Fonu’nun nasýl kullanýlýp, yönetileceðini ve uluslararasý mali
desteðin hangi durumlarda devreye sokulacaðýný belirler. Sözleþme, taraf devletlerin
koruma süreci konusunda Dünya Mirasý Komitesi’ne düzenli olarak rapor vermesini
zorunlu kýlar. Dünya Miraslarýna verilen kamusal desteði güçlendirmek, eðitici ve öðretici
programlarla koruma sürecini güçlendirmek konusunda taraf devletleri yönlendirir.
Avustralya, Aðustos 1974’de Sözleþme’ye onay veren ilk ülke olmuþtur. Bugün itibariyle
(2009) Birleþmiþ Milletlere üye 191 ülkeden 186’sý bu ilkeleri benimseyip imza atarak,
state party (taraf devlet) unvanýný almýþ ve uluslararasý bir koruma programýnýn parçasý
olduðunu ilan etmiþtir. Türkiye ise bu sözleþmeyi 1983 yýlýnda onaylamýþtýr. Ýlk defa
1978’de 12 bölgeyi «Dünya Mirasý» ilan eden komite, þimdiye kadar 33 toplantý yapmýþ ve
bunun sonucunda, Sözleþmeye taraf ülkelerden 148’inde 689’u insan yapýsý (kültürel)
176’sý tabiatýn kendiliðinden yarattýðý doðal ve 25’i karma (hem kültürel, hem doðal) olmak
üzere toplam 890 noktayý Dünya Mirasý ilan etmiþ ve koruma altýna almýþtýr. Bunlardan
30’u þu anda “Tehlike Altýndaki Kültür Mirasý” listesinde olup, kurtarýlmalarý için acil eylem
planý uygulanmaktadýr. Tehlike bertaraf edildiðinde koruma altýndaki alan yeniden Dünya
Mirasý Listesi’ne taþýnmakta; yeni bir tehditle karþýlaþan miraslar ise risk listesine
kaydýrýlmaktadýr.
Endonezya - Borobudur
10
Dünya Mirasý Amblemi Neyi Simgeler?
Dünya Miraslarý projesi, dünyanýn 830 ayrý noktasýnda tek bir amblemle temsil
edilir. Ortak duyarlýlýðý ve sorumluluðu ifade eden bu amblem, Belçikalý Michel
Olyff tarafýndan UNESCO için özel olarak tasarlanmýþ ve 1978 yýlý içinde Dünya
Miraslarý Komitesi’nin ikinci oturumunda Dünya Mirasý Sözleþmesi’nin resmi
amblemi olarak kabul edilmiþtir. Amblem, bulunduðu yerdeki doðal ya da
kültürel mirasýn uluslararasý bir iþbirliðince korunduðunu anlatýr. Yalnýzca orada
bir dünya mirasý bulunduðunu iþaret etmekle kalmaz, ayný zamanda
Sözleþme’yi ve taraf devletlerin Sözleþmeye olan baðlýlýðýný da simgeler. Ayrýca
fon yaratma sürecinde bir marka olarak iþlev görür. Dünya Mirasý Amblemi’nin
kullanýmýna iliþkin rehberde, amblemin dünya mirasýnýn görünüþünü
bozmayacak, fakat bütün turistlerin kolaylýkla görebileceði bir konumda yer
almasý gerektiði anlatýlýr. Tabelada yer alacak yazýnýn, miras alanýnýn taþýdýðý
istisnai deðeri vurgulamasý ve alanla ilgili kýsa ve kullanýþlý bir bilgi sunmasý
istenir.
Dünya Mirasý logosu Belçikalý
Michel Olyff tarafýndan
hazýrlandý ve 1978
yýlýndan beri kullanýlýyor.
Þekil olarak amblem, dünyadaki doðal ve kültürel çeþitliliðin aslýnda bir bütün
olduðunu simgeler. Ortadaki kare insan yaratýcýlýðý ve yeteneðinin ürünlerini
sembolize ederken, etrafýndaki çember doðanýn bize sunduðu armaðanlarý
anlatýr. Amblemin çembersel düzeni ayrýca, insanlýðýn sahip olduðu tüm
miraslarýn küresel bir koruma altýnda olduðunu ifade eder. Çemberin dýþýnda üç
dilde yazýlmýþ “Dünya Mirasý” ifadesi yer alýr. Bazý ülkeler bu sembolü
kullanýrken, ifadelerden birini kendi dillerinde yazarlar.
Dünya Mirasý Sertifikasý Neyi Temsil Eder ?
Dünya Mirasý Kurulu Dünya Mirasý listesine dahil olan yerlere bu tanýma ile ilgili
bir belge gönderir. UNESCO Genel Direktörü’nün imzasýný taþýyan bu belge, o
yerin artýk sonsuza kadar Dünya Mirasý sayýlacaðýnýn bir kanýtýdýr. Sözleþme
metninde þu ifadeler yer alýr: “Dünya Mirasý Komitesi, ……’i Dünya Mirasý
Listesi’ne kaydetmiþtir. Bu listede yer almak, kültürel ve doðal bir bölgenin
istisnai bir evrensel deðere sahip olduðunu ve insanlýk adýna korunmasý
gerektiðini kanýtlar.”
Sözleþmeye Ýmza Atmanýn Getirdiði Faydalar Nelerdir?
Sözleþmeyi imzalayan taraf ülkeler, dünyanýn doðal ve kültürel miraslarýný
sakýnmak ve üzerine titremek noktasýnda el ele vermekle, gelecek kuþaklara
ortak mirasýmýzý aktarmak üzere müþterek bir yükümlülüðü kabul etmiþ sayýlýr.
Sözleþmeye imza atmanýn ve listede yer alan miraslardan birkaçýna sahip
olmanýn getirdiði prestij, miraslarýn korunmasý konusunda büyüyen bir
farkýndalýðýn katalizörü iþlevini görür. Bilhassa geliþmekte olan ülkeler için
bunun faydasý, Dünya Miraslarý Fonu’na ulaþmakta yatar. Her yýl yaklaþýk 4
milyon dolar, taraf ülkelerin tanýmlama, koruma ve tanýtma etkinliklerini
desteklemek için kullanýlmaktadýr.
Ýnsan ya da doða kaynaklý bir felaketin neden olduðu acil durumlarda devreye
giren destek de ayrýca önemlidir. Tehlike Altýndaki Dünya Miraslarý Listesi’nde
yer alan bölgeler için hem kamuoyunun dikkati çekilir, hem de gerekli fonlar
harekete geçirilir. Taraf ülkeler, kapsamlý bir planlama ve takip deneyiminden
yararlanma olanaðýna da kavuþurlar; uzmanlar, yerel koruma ekiplerine gerekli
eðitimi sunar. Tüm bunlara ek olarak belirli bölgeleri Dünya Miraslarý Listesi’ne
sokmak, bunlarýn önemi ve deðeri konusunda artan bir kamusal bilinç yaratýr ve
söz konusu yerlerde yoðunlaþan bir turist hareketine yol açar. Ýyi planlandýðýnda
ve yönetildiðinde bu turist hareketi hem bölgeye, hem de yerel ekonomiye
önemli mali katký sunabilir.
11
Dünya Kültür Mirasý
listesine alýnan yerlere
tahsis edilen sertifika örneði
Dünya Mirasý Olarak Kabul Edilme Kriterleri Nelerdir?
UNESCO, “Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi”nde bir yerin Dünya
Mirasý olarak kabul edilebilmesi için bazý net kriterler belirlemiþtir. Bu kriterlerin biri ya da
birkaçýna uyan bölgeler, Dünya Mirasý sayýlmayý hak etmektedirler. Komite, yalnýzca
altýncý kriterin tek baþýna uygulanmamasýný önermektedir. Buna karþýn Mimar Sinan’ýn
yapýtý Mostar Köprüsü, 2005 yýlýnda istisnai bir durum olarak yalnýzca altýncý kriterle
Dünya Mirasý Listesi’ne alýnmýþtýr.
Sertifika
Dünya Mirasý Komitesi
UNESCO Dünya Mirasý
Merkezi (World Heritage
Center), Dünya Mirasý
Komitesi tarafýndan
yönetilir. Ýki yýlda bir taraf
ülkelerden seçilen 21
üyeden oluþan komite, yýllýk
olarak toplanýr ve gerekli
kararlarý alýr. Komitenin
temel görevleri, Dünya
Mirasý Listesi’ne girmeye
hak kazanan adaylarý
belirlemek; Sözleþmenin
uygulanmasýna iliþkin
meseleleri ele almak; tehlike
altýndaki dünya miraslarýný
saptamak; uluslararasý
destek çaðrýlarýný
deðerlendirmek;
Sözleþmenin getirdiði
sorumluluklara uymak
konusunda taraf ülkeleri
yönlendirmek ve
desteklemek; Dünya Mirasý
özelliðini yitiren yerleri
listeden çýkarmak;
g e r e k s i n i m l e r
doðrultusunda Dünya
Mirasý Fonu’nu yönetmektir.
Komite, Paris’te bulunan ve
UNESCO’nun bir parçasý
olan küçük bir sekretarya
(Dünya Mirasý Merkezi)
aracýlýðýyla iþ görür.
Baþlangýçta kriter prosedürü, Kültürel Miras için 6, Doðal Miras için 4 olmak üzere, c1, c2,
c3, c4, c5, c6 ve n1, n2, n3, n4 biçiminde tanýmlanýrken, aþaðýda da görüleceði gibi
sonradan bu sistemden vazgeçilmiþ ve kriterler deðiþmeden kalsa da, 1’den 10’a kadar
numaralandýrma düzenine geçilmiþtir. Bunardan ilk altýsý kültürel miraslarý, son dördü de
doðal miraslarý ilgilendirir. Merkeze baðlý organlar bütün bir yýl çalýþýr ve senede bir defa
aþaðý yukarý on beþ gün süren bir toplantýdan sonra, çok sayýda adayý bu on kritere göre
deðerlendirir ve Dünya Mirasý Listesi’ne alýnmayý hak eden yerleri açýklarlar. Þimdi gelin,
kriterlere daha yakýndan bakalým:
1. Yaratýcý insan dehasýný gösteren bir þaheser olmalý.
2. Bu eser, bir zaman diliminde veya bir bölgede insani deðerlerin geliþimini
göstermeli. Bu gözlenebilir geliþme, mimaride, teknolojide, anýtsal yapýlarda,
þehir planlamasýnda veya toprak kullanýmýnda olabilir.
3. Bu eser, yaþayan ya da ortadan kaybolmuþ bir medeniyete veya eþsiz bir kültür
geleneðine ait nadide bir örnek olsun.
4. Öyle bir teknolojik yapý veya mimarisi olmalý ki, bu eser insanlýk tarihinin önemli
bir dönemini bize resmedebilsin.
5. Ýnsanoðlu karayý ve denizi kullanarak öyle muhteþem bir yerleþim yeri kurmuþ
olsun ki, insanlýk, herhangi bir tahribat halinde bu tarihi deðerin kaybolma
tehlikesi ile karþý karþýya kalsýn.
6. Öyle bir eser olmalý ki, halen yaþayan geleneklerle iç içe olsun ve edebi ya da
sanatsal açýdan ayrýcalýklý uluslararasý bir anlam taþýsýn.
7. Olaðanüstü, eþi bulunmaz bir doðal güzellik ve estetiðe sahip olsun.
8. Öyle seçkin ve önemli bir doðal yapý olsun ki, bize dünyanýn oluþumu ve
insanlýk tarihinin aþamalarý hakkýnda bilgi versin.
9. Akarsularda veya denizlerde öyle bir yer olmalý ki, bize ekolojik ve biyolojik
olarak dünyanýn milyonlarca yýldýr süregelen ve halen devam eden fauna ve
flora geliþimini göstersin.
10. Öyle bir yer olmalý ki, orada bitki ve hayvan türlerinin tarihsel deðiþim aþamalarý
ayný anda gözlenebilsin ve bu deðerler þu anda yok olma tehlikesiyle karþý
karþýya kalsýn. Bilim açýsýndan da bunlarýn korunmasý uluslararasý bir öneme
sahip olsun.
Bu koruma bilincinin otuz yýlda varmýþ olduðu nokta, gelecek yýllar için umutlu olmaya izin
vermektedir. Dünya ancak bu kültürel ve doðal þaheserleriyle birlikte güzeldir. Bu güzelliði
yaþamak, yaþatmak ve gelecek kuþaklara iletmek, asli görevimizdir. Dünya Mirasý projesi,
bunun için þimdilik en etkili araç olarak görünmektedir.
Geçici Liste Nedir, Ne Anlama Gelir?
Hükümetler, kendi ulusal sýnýrlarý içinde bulunan ve Dünya Mirasý Listesi’nde yer
alabilecek doðal ve kültürel deðerleri UNESCO’ya bildirirler. Bu bildirimler,
“Tentative List”te (Geçici Liste) toplanýr. Bu liste beþ ya da on yýl içinde adaylýk için
baþvurmasý tasarlanan bölgelerin geniþ bir envanteri niteliðindedir. UNESCO,
taraf devletleri ilgili sivil toplum kuruluþlarý, partnerler, sponsorlar ve yerel
yönetimler ile iþbirliðine giderek geçici liste oluþturmaya teþvik etmektedir. Bugün
itibariyle Tentative List’te 155 taraf devletin önerdiði, 1343 doðal ve kültürel varlýk
yer almaktadýr. Bu bölgelerden biri aday konumuna gelmeden önce en az bir yýl
Tentative List’te yer almak zorundadýr. Adaylýk sürecinde, UNESCO temsilcileri
hükümetçe hazýrlanan ayrýntýlý dosyayý etüt ederler ve ardýndan, baðýmsýz
kuruluþlar (International Council on Monuments and Sites – ICOMOS; World
Conservation Union – IUCN) tarafýndan gerçekleþtirilen yerinde inceleme sürecine
12
geçilir. Ýncelemeler sýrasýnda Dünya Mirasý Kriterleri’ne baþvurulur ve aday
bölgenin kriterlerden kaçýna uyduðu araþtýrýlýr. Eðer bölge bir ya da birden fazla
kritere uyuyorsa, kurul olumlu rapor hazýrlayacak ve UNESCO Dünya Mirasý
Komitesi’ne gönderecektir. Yýlda bir kez toplanan komite raporu inceleyip onay
verebileceði gibi, kararý erteleyerek daha ayrýntýlý bilgi talep etme yetkisine de
sahiptir. Eðer karar olumlu olursa, söz konusu bölge artýk bir Dünya Mirasý statüsü
kazanacaktýr.
Türkiye’nin Geçici Listesi aþaðýdaki gibidir; daha ayrýntýlý bilgiyi kitabýmýzýn ikinci
bölümünde bulabilirsiniz.
1.
2.
3.
4
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
Efes Antik Kenti
Karain Maðarasý
Selimiye Camii ve Külliyesi
Bursa ve Cumalýkýzýk Osmanlý
Kentsel ve Kýrsal Yerleþimleri
Konya Selçuklu Baþkenti
Alanya Kalesi ve Tersanesi
Selçuklu Kervansaraylarý
Ýshak Paþa Sarayý
Harran ve Þanlýurfa Yerleþimleri
Diyarbakýr Kalesi ve Surlarý
Mardin
Ahlat Mezar Taþlarý ve Osmanlý Kalesi
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
Sümela Manastýrý
Alahan Manastýrý
St. Nicholas Kilisesi
St. Paul Kilisesi,
St. Paul Kuyusu ve Çevresi
Kekova
Güllük Daðý - Termessos
Milli Parký
Afrodisyas
Likya Þehirleri
Sagalassos
Çatalhöyük
Perge
Almanya Quedlinburg
Dünya Doðal ve
Kültürel Mirasý Koruma
Sözleþmesi
Sözleþme, doðal ve kültürel
miraslarýmýzýn yalnýzca
doðal sebeplerle deðil,
deðiþen sosyal ve ekonomik
koþullarýn etkisiyle de
giderek artan bir tehdidin
altýnda olduðunu belirterek
baþlar.
Yeni Zelanda - Tongoriro NP
Bir Seyahat Rotasý Olarak Dünya Miraslarý Listesi
Bugün giderek daha fazla sayýda insan, Dünya Miraslarý Listesi’ni bir seyahat
rotasý olarak görmekte ve gezi planlarýný bu rotaya göre çizmektedir. Dünya Mirasý
Listesi’nde yer alan bölgeler, yabancý bir ülkede turistlerin öncelikle görmek
istedikleri yerler haline gelmiþtir. Çünkü bir yerin Dünya Mirasý Listesinde tescil
edilmesi, o yer ve onun mümtaz deðeri hakkýnda kaçýnýlmaz olarak bir merak
uyandýrmaktadýr. Dünyayý dolaþan gezginlerin ellerinden düþürmedikleri Lonely
Planet, Rough Guide, DK, Fodor’s, Let’s Go gibi seyahat kitaplarýna daha
yakýndan bakarsak, bu yeni eðilimi gözlemleyebiliriz. Bu yayýnevlerinin editörleri,
Unesco'nun ilgili komisyonlarý ile her sene bir veya iki kez bir araya geliyorlar ve
Dünya Mirasý Listesi’nde yer alan bölgelerin kitaplarda nasýl yer almasý gerektiði ve
okurlara ne tür bilgiler verilmesi gerektiðini tartýþýyorlar. Eðer bu yöreler belli
özellikler arz ediyorlar ise, buralarda nasýl hareket edilmesi gerektiðine iliþkin
önerilere de kitapta yer veriyorlar. Bu durum bile, UNESCO Dünya Mirasý
Listesi’nin turizm sektöründeki artan önemini göstermeye yeterli.
2020 yýlýna kadar global seyahat hacminin bugüne oranla 3 kat artacaðý
hesaplanýyor. Dünya Miraslarý, sürdürülebilir turizm prensipleri dikkate alýnarak iyi
bir þekilde planlandýðý ve organize edilebildiði zaman önemli fonlarý o mirasýn
bulunduðu bölgeye çekebilir. Bunun ulusal ekonomiler için ne denli önemli
olduðunu söylemeye bile gerek yok. Bu yüzden pek çok ülke daha fazla Dünya
Mirasý’na sahip olmak için çalýþmakta, çok sayýda yeni eser ve tabiat þaheseri
13
Metinde, kültürel ya da
doðal bir mirasýn tahrip ya
da tümüyle yok olmasý,
bütün dünya uluslarýnýn
sahip olduðu mirasýn
fakirleþmesi olarak
vurgulanýr. Öte yandan bir
mirasýn korunmasý
açýsýndan ulusal düzeyde
yapýlacak giriþimler yetersiz
olabilir; çünkü söz konusu
ülkenin ekonomik, bilimsel
ve teknolojik olanaklarý
gerekli kaynaðýn
oluþturulmasýna
yetmeyebilir, bu yüzden
Sözleþme metninde
uluslararasý dayanýþmanýn
önemine iþaret edilir. Yeni
tehlikelere karþý uluslararasý
bir güç ve kararlýlýkla
mücadele etmek, daha etkili
sonuçlar doðuracaktýr.
tespit ederek, UNESCO’ya baþvurmaktadýr. Sahip olduklarý Dünya Mirasý ve aday
miktarý açýsýndan ilk otuz ülkenin listesi aþaðýda görülebilir (Siyah renkli rakamlar,
ülkelerin sahip olduklarý Dünya Mirasý sayýsýný ((Kasým 2009 itibari ile), kýrmýzý
renkli rakamlar ise, aday gösterdikleri bölgelerin sayýsýný ifade etmektedir. Ayrýca
bu tabloda yer almaya Özbekistan’ýn 33, Mýsýr’ýn 31, Filipinler'in 28,
Endonezya'nýn 24, Ýsrail'in 20, Nijerya'nýn 19, Þili'nin 18, Guatemala'nýn 18,
Pakistan'ýn 18, Ürdün'ün 16, Hýrvatistan'ýn 16, Gürcistan'ýn 15, Nepal'in 15,
Suriye'nin 15 ve Slovakya'nýn 15 yer teklif ettiðini ekleyelim.)
Sri Lanka - Anuradhapura
ÝTALYA
43 41
BREZÝLYA
17
17
ÝSPANYA
41 25
AVUSTRALYA
17
ÇÝN
38 50
ALMANYA
34 13
FRANSA
BELÇÝKA
10
16
2
ÝRAN
10
60
YUNANÝSTAN 17
8
ÝSVÝÇRE
10
3
KANADA
15
9
BULGARÝSTAN
9
14
33 36
ÝSVEÇ
14
2
KÜBA
9
3
MEKSÝKA
29 39
JAPONYA
14
12
TÜRKÝYE
9
23
ÝNGÝLTERE
28 15
PORTEKÝZ
13
12
ARJANTÝN
8
7
HÝNDÝSTAN
27 29
POLONYA
13
4
AVUSTURYA
8
11
RUSYA
23 25
ÇEK CUM.
12 15
G. AFRÝKA
8
9
ABD
20 14
PERU
11
MACARÝSTAN
8
9
6
Ilk defa Umman'daki Arabistan Oryx'lerinin koruma alaný Umman hükümetinin
koruma yapmamasý sonucu Oryx lerin çok azalmasi yüzünden listeden çýkartýldý.
2. olarak 2009 senesinde Dresten Elbe Vadisi Alman Hükümeti'nin köprü yapma
ýsrarý yüzünden listeden çýkartýldý.
Dünya Mirasý Turizme Destek Programý
Geliþmekte olan ülkelerdeki Dünya Mirasý yerleri kaynaklardan, deneyimden ve
turizmi yönetebilecek eðitilmiþ personelden yoksundur. Sözleþmeye imza atan
ülkelerin ve miras yeri yönetim timlerinin bu sorunlarla baþa çýkmalarýna yardýmcý
olmak için Dünya Mirasý Komitesi 2001 yýlýnda Dünya Mirasý Turizme Destek
Programý’ný (World Heritage Sustainable Tourism Programme) baþlatmýþtýr.
Burada hedef:
Sri Lanka - GalleÞehri
•
•
•
•
Bu yer ile ilgili bir turizm yönetim planý hazýrlamak,
Yöre halkýný eðitmek ve onlarýn katkýlarýný saðlamak,
Yöresel ürünlerin tanýtýmýný teþvik etmek,
Yöre halkýnýn böyle bir yere sahip olmakla büyük gurur duymasýný saðlamak ve
bu yerin korunmasý gerektiði bilincini uyandýrmak,
• Bu yerin korunmasý için turizm fonlarýndan yararlanmak,
• Benzer Dünya Mirasýna sahip yerlerle temas kurarak karþýlýklý bilgi birikimini
paylaþmak,
• Tüm turizm endüstrisi içinde özel sektör ve devlet ile birlikte Dünya Mirasý
bölgeleriyle ilgili saðlam politikalar oluþturmaktýr.
Yeni Zelanda Tongoriro NP
Özbekistan - Buhara
14
Turizme destek programýnýn temelinde yatan amaç þudur: Turizm bugün dünyanýn
en büyük sanayisidir. Halklarýn en büyük geçim kaynaðýdýr. Turizmin geliþmesi, bir
yörenin geliþmesi ile eþ anlamlýdýr. Turist ise en küçük nemden nezle olan
kiþilerden oluþur. Turisti kaçýrmak kolay, geri kazanmak zordur. Toplumlar turizmin
getirilerini gördükçe turistik deðerlere daha çok sahip çýkarlar ve onlarý daha çok
korurlar. Herhangi bir tahribata ilk ve en hýzlý tepki yöre halkýndan gelir. Dünya
Mirasý deðerlerinin korunmasýndaki en önemli ve etkin yolun, yöre halkýna sahip
olduðu deðerin önemini anlatmak ve bunun nasýl gelire dönüþtürülebileceðini
göstermekten geçtiði artýk ortak bir kabuldür. Dünya Mirasý Örgütü’nün 4 milyon
dolar civarýndaki bütçesi ile bunu gerçekleþtirmek olanaksýzdýr. O halde ne
yapmak gerekir? Burada en büyük görev Sivil Toplum Örgütlerine düþmektedir.
Baþta yöresel örgütler olmak üzere, ulusal ve uluslararasý sivil toplum kuruluþlarý
da gerek yöre halkýný eðitmeli, gerekse de o yöreye gelen ziyaretçilere en güzel
imkanlarý sunmak için gerekli alt yapýyý hazýrlamalýdýr.
Yeni Zelanda - Tongoriro NP
Avustralya - Mungo Gölü Tabelasý
Dünya Miraslarý’nýn Tanýtýmý
Turistlerin önemli bir bölümü, gezdikleri yerin bir Dünya Mirasý olduðunu bilseler
de, bir kýsmý kendilerine sunulan program çerçevesinde geldikleri için bu konuda
tam bir bilgiye sahip deðillerdir. Belki çok muhteþem bir doðal güzelliðin (Grand
Canyon ya da Iguasu þelaleri gibi) varlýðýný duymuþlardýr veya o yer zaten
asýrlardýr bilinmektedir (Mýsýrdaki piramitler veya Çin Seddi gibi). Ama bu yerlerin
Dünya Mirasý Listesinde olup olmadýðýndan habersizdirler. Peki onlara bu bilgiyi
nasýl ulaþtýrmalý?
Dýþ ülkelerde uzun süredir uygulanan yöntemlerin baþýnda, rehberlerin bu konuda
iyi bilgilendirilmesi geliyor. Eðer rehberli bir tur ile geliniyorsa yerel rehberler o yerin
ne zaman listeye girdiðini, hatta bazýlarý daha da ayrýntýya girerek, listede hangi
sýra numarasýyla yer aldýðýný konuklarýna anlatýyorlar. Turizm Rehberi olmak için ilk
þart, kendi ülkesinde yer alan Dünya Miraslarý hakkýnda tam bilgi sahibi olmak.
Sadece iki örnek vermekle yetinelim: Avustralya’nýn ortasýnda bulunan ve
geleneksel adý Uluru olan Ayers Rock kutsal mekânýna doðru altý günlük bir tura
katýldýðýmýzý anýmsýyorum. Rehberimize, Avustralya’nýn kaç Dünya Mirasý’na
sahip olduðunu sormuþtum. Uluru’nun Dünya Mirasý olduðunu bilip bilmediðini
sorgulamak istemiþtim aslýnda. En ufak bir tereddüt etmeden, “On altý” demesi
beni þaþýrtmýþtý. Bunlarýn hangileri olduðunu sorunca, bana hemen yanýndaki
kutudan çýkardýðý “Avustralya Dünya Miraslarý” adlý kitabý verdi. Bu, Avustralya’da
rehberlerin el kitabýymýþ. Vietnam’da da rehberimize ayný soruyu yöneltmiþtim.
Hemen “Beþ” diye yanýtladý ve her birisinin listeye giriþ seneleri de dahil olmak
üzere bilgi verdi.
Ýtalya - Val D'Orcia
15
Dünya Mirasý Fonu
Sözleþme'nin 15. maddesine baðlý olarak, bir Dünya
Mirasý Fonu (World Heritage
Fund for the Protection of
World Cultural and Natural
Heritage of Outstanding
Universal Value) meydana
getirilmiþtir. Bu fon Sözleþmeye taraf olan ya da
olmayan ülkelerden, Birleþmiþ Milletler ’e baðlý
örgütlerden, kamusal veya
özel kuruluþlardan ya da
kiþilerden gelecek katkýlardan beslenir. Þu anda
yýllýk yaklaþýk 4 milyon
dolara ulaþan bir bütçe söz
konusudur.
Bu bütçe tam anlamýyla
yeterli olmasa da, bugüne
kadar çok sayýda önemli
koruma giriþimini finanse
etmeyi baþarmýþtýr. Bu
giriþim, acil yardým ya da
doðrudan destekleme
olabileceði gibi, taraf
ülkelerin yetiþmiþ elemana
sahip olmasý amacýyla
gerçekleþtirilen danýþmanlýk
ve eðitim hizmetleri gibi
dolaylý yardýmlar da olabilir.
Fon, tüm bu çalýþmalar için
yaþamsal önemde bir
kaynak saðlamaktadýr.
Özb
ekis
rya
tu
Avus
Avustralya - Willandra
z
- Gra
tan -
-R
anya
rg
elsbe
amm
Hiva
Alm
Ülkeler için bir Dünya Mirasý’na sahip olmak çok önemli olduðundan, bu sýfatý
almaya hak kazanmýþ bölgeler için hemen yöresel, ulusal ve uluslararasý bir
tanýtým seferberliði içine giriliyor. Rehberler bunun en önemli sacayaðý. Çünkü
turistlerle doðrudan iletiþimleri var. Öte yandan Dünya Miraslarý ile ilgili hem özel
sektör, hem de devlet eliyle yayýnlanan çok sayýda kitap, kitapçýk ve broþüre
rastlamak mümkün. Basýlý materyaller, tanýtýmýn bir baþka önemli ayaðýný
oluþturuyorlar. Son tanýtým ve bilgilendirme yöntemi ise, Amblem ve Sertifika’nýn
görsel bir öðe olarak kullanýlmasý. Dünyanýn birçok yerinde, Dünya Mirasýna giden
güzergah çok uzaklardan baþlayan yol levhalarý ile iþaretleniyor ve bunlarýn
tümünde Dünya Mirasý Amblemi yer alýyor. Sonra yöreye ulaþýldýðýnda, sizi yine
Dünya Mirasý’na geldiðinizi belirten amblemli panolar karþýlýyor..
O yörelerin halklarý da, Dünya Mirasý Amblemi’ni çeþitli yerlerde kullanarak
hediyelik eþya satýþlarýný arttýrmak ve bunlara bir anlam kazandýrmak istiyor.
Burada iki örnek göreceksiniz. Örneðin 800 yýllýk tuz madenleri ile Dünya Mirasý
Listesi’ne giren Avusturya’nýn Hallstatt þehri, bu madenden çýkarttýðý tuzlarý
þiþeliyor ve üzerine amblemleri basýyor. Diðer bir örnek de Almanya'nýn Edlinburg
þehrinden. Gördüðünüz gibi, yaratýcý bir düþünceyle, ürettikleri þemsiyeyi Dünya
Mirasý Amblemi ile süslemiþler.
Çin - Mogao
Bazý bölgelerde, ziyaretçilerin sertifikanýn kopyasýný görmeleri de saðlanýyor.
Çünkü sertifikalar o yerin gurur kaynaðý. 2006 senesi itibariyle dünyada yalnýzca
830 yer bu sertifikayý alma ve sergileme hakkýný kazanmýþ. Ama bazý yöreler buna
daha da özel bir önem vermiþler. Sertifikanýn dev boyutlu bir kopyasýný giriþte
gösteriþli bir yere koymuþlar. Yukarýda Özbekistan’ýn Hiva þehri ve yanda Çin’in
Magoa Maðaralarýndaki iki uygulamayý görmektesiniz.
Hediyelik
Þemsiye
Hediyelik Þiþe
16
Baþarý Öyküleri : Royal Chitwan National Park (Nepal)
Royal Chitwan Milli Parký, Güney Asya’nýn simgesi niteliðindeki 400 kadar tek boynuzlu gergedan
için sýðýnak rolü üstlenmektedir. Burada ayrýca nesli tükenmek üzere olan Chitwan kaplanlarý da
yaþamaktadýr. Geçen yüzyýlýn baþlarýnda bu bölgede düzenlenen kaplan avý partileri meþhurdu. Bu
av partilerine katýlan Ýngiliz asilzadelerden biri, 130 kaplan öldürmekle övünüyordu. Ayrýca nehir
kenarýnda yaþamlarýný sürdüren timsahlar da, yine bu hassas ekosistemin bir parçasý. Dünya
Mirasý Komitesi 1990’larýn baþýnda, Rapti Nehri’nin yönünü deðiþtirmeye yönelik bir projenin
çevresel etkilerini sorgulamýþtýr. Asya Ýlerleme Bankasý ve Nepal Hükümeti projeyi yeniden gözden
geçirmiþ ve yön deðiþtirmenin nehir kenarýndaki doðal yaþamý ve özellikle Chitwan gergedanlarýný
tehdit edeceði sonucuna vararak, projeyi iptal etmiþtir. Doðal yapýnýn korunmasý sayesinde,
hayvan nüfusunda belirgin bir artýþ kaydedilmiþtir. Fillerin sýrtýnda yaptýðýmýz bir gezi esnasýnda
Tanrý’nýn dünyaya armaðan ettiði güzelliklerden olan iki Chitwan gergedanýna rastlamak bizi
heyecanlandýrmýþtý. Biraz ötede meyve ve ot toplayan yerli kýzlarýn, civarda gergedan olduðunu
duyunca güvenli bölgelere doðru korkuyla kaçtýklarýný görmek de ayrýca etkileyiciydi.
Seyahat ettiðimiz ülkelerde, gerek UNESCO sembolünün, gerekse Dünya
Miraslarý sertifikasý ve ambleminin çok çeþitli kullanýmýyla karþýlaþtýk. Bunlardan
bazýlarýnýn fotoðraflarýný üçüncü ve dördüncü bölümlerde bulabileceksiniz.
Ziyaretçi Merkezi Düzenlemeleri
Dünya Mirasý Listesi’nde yer alan bölgelerin büyük çoðunluðu bir müze giriþi
þeklindedir. Buralarda bulunan Visitor Centre’larda bir bölüm, Dünya Mirasý’nýn ne
anlama geldiðiyle ilgili açýklayýcý bilgilere ayrýlýyor. Böylece turistlerin
bilinçlenmeleri saðlanýyor.
Yeni Zelanda - Fiordland
Avustralya’nýn Darwin þehri yakýnlarýndaki Kakadu Milli Parký dünyadaki ikili
miraslardan biridir. Bir yerin ikili miras sayýlabilmesi için, en az birer tane doðal ve
kültürel kritere uymasý gerekiyor. Dünyada bu yerlerin sayýsý yalnýzca 24’tür.
Kakadu Milli Parký yetkilileri bunun önemini gurur duyarak ve bilhassa
vurguluyorlar.
Bu yüzden, diðer sayfada gösterilen panoyu hazýrlamýþlar. Bu panonun altýnda da
diðer 19 yer yazýlý. Bu miraslardan iki tanesi de Kapadokya ve Pamukkale. Bu
sayede Kakadu Milli Parký’ný gezenler, çok az sayýdaki ikili mirastan iki adedinin
Türkiye’de olduðunu ve isimlerini öðreniyorlar. Daha birçok yerde rastladýðýmýz
gibi, Almanya'nýn Rammelsberg Madenleri’nin Visitor Centre’ýnda da, o seneye
kadar ilan edilmiþ olan Dünya Miraslarý Listesi bulunuyor. Bu çalýþmanýn sonunda,
Dünya Miraslarý’nýn tam listesini bulabilirsiniz.
17
Avustralya - Kakadu
Portekiz - El Ýlaný
Avustralya - Kakadu
Fas - El Jadida
Ören Yerlerine Giriþ Biletleri
Birçok ören yerine giriþte, biletlerin üzerinde Dünya Mirasý Amblemi yer almaktadýr. Bunu
hatýra olarak ülkelerine götüren turistler vardýr.
Hýrvatistan - Giriþ Bileti
Hýrvatistan - Giriþ Bileti
Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü
Polonya - Zamosc
Bazý sivil toplum örgütleri
de bu tanýtým için aktif rol
ü s t l e n m e k t e d i r l e r.
Ýtalya’nýn
Ravenna ve
Polonya’nýn Zamocs
kentinde bu iþbirliðinin en
tipik örneklerini görmek
mümkündür. Ravenna
Rotary Kulübü, yerel
yönetim ve Kültür
Bakanlýðý ile ortaklaþa bir
proje çerçevesinde
anlaþmýþ ve þehrin her
yanýndaki afiþler ile,
turistlerin buralara
kolayca ulaþabilmelerini
saðlayan harita, broþür
ve amblemli biletlerin
basýmýný üstlenmiþlerdir.
Ýtalya - Alberobella
Öte yandan oluþturduklarý bir fon ile, bu eserlerin (Ravenna’da 8 eser koruma altýna
alýnmýþtýr) çevre düzenlemelerini yapmaktadýrlar. Zamosc’ta ise Dünya Mirasý
amblemlerini taþýyan þehre giriþ levhalarýný yaptýrýp asmýþlardýr. Görüldüðü gibi, Sivil
Toplum Örgütleri’nin Dünya Miraslarý’ný tanýtmak ve korumak açýsýndan yapabilecekleri
katký sýnýrsýzdýr.
18
Bölüm
2
Türkiye'nin
UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki
Yerleri
19
TÜRKÝYE'NÝN UNESCO DÜNYA MIRASI LÝSTESÝ'NDEKÝ YERLERÝ
Dünya Mirasý Projesi'nin Türkiye’de yeterince bilindiðini söyleyemiyoruz henüz. Buna karþýn, bu konuyla yakýndan
ilgilenmesi gereken belli baþlý birkaç ülke arasýnda yer almaktayýz. Çünkü birçok tabiat güzelliðine sahip olduðu gibi, çok
sayýda uygarlýða da beþiklik etmiþ eþsiz bir coðrafyada yaþýyoruz.
Her bir uygarlýk; konutuyla, heykeliyle, mezar taþýyla, ibadethanesiyle, kabýyla, çanaðýyla kendi kültürünü nakþetmiþ
Anadolu topraklarýna. Her köþe baþýnda baþka bir medeniyetin izine rastlamak mümkün. Dünya Mirasý ifadesinin ne
anlama geldiðini bir kez daha düþünürsek, Türkiye’nin bu açýdan ne büyük bir önem taþýdýðýný daha iyi kavrayabiliriz.
Türkiye’de Dünya Mirasý Listesi’ne girmeyi hak eden o kadar çok yer var ki. Sadece konuya biraz daha yakýndan
eðilmemiz, biraz daha titiz bir çalýþma yapmamýz gerekiyor. Ülkemiz, Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma
Sözleþmesi’ni 23 Mayýs 1982 tarihinde onayladý ve Sözleþmenin hükümleri 1983 yýlýnda resmi gazetede yayýnlanarak
yürürlüðe girdi. Bugüne kadar 9 bölgemiz Dünya Miraslarý Listesi’ne girmeye hak kazanmýþ durumda. 23 yer ise,
Türkiye’nin UNESCO’ya sunduðu Tentative List’te, yani geçici listede yer alýyor. Þimdi Dünya Miraslarýmýzý ve
adaylarýmýzý daha yakýndan inceleyelim.
8
1
4
9
3
2
7
5
6
UNESCO LÝSTESÝNDEKÝ DÜNYA MÝRASLARIMIZ
1 Ýstanbul'un Tarihi Alanlarý
6 Xanthos - Letoon
2 Kapadokya ve Göreme
7 Pamukkale - Hierapolis
3 Divriði Ulu Camii ve Darüþþifasý
8 Safranbolu Þehri
4 Hattuþa - Boðazköy
9 Truva Antik Kenti
5 Nemrut Daðý
20
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÝSTANBUL’UN TARÝHÝ ALANLARI
Sýra : 356
Yeri : Ýstanbul
Niteliði : Kültürel
Kriter : i, ii, iii, iv
Onay Tarihi : 6.12.1985
atan
Yereb
Ortakö
NBUL
- ÝSTA
y - ÝSTA
NBUL
Cami Detay - ÝSTANBUL
Kültürel olarak Doðu ve Batý uygarlýklarýný, coðrafi olarak ise Asya ve
Avrupa’yý birleþtiren, üç büyük Ýmparatorluðun baþkenti olmuþ efsanevi
þehrimiz Ýstanbul, kuþku yok ki gerçek anlamda bir Dünya Mirasý’dýr.
Surlarýndan kalelerine, kulelerinden dikilitaþlarýna, kiliselerinden
camilerine, medreselerinden han ve hamamlarýna, çeþmelerinden
sebillerine, türbelerinden mezarlýklarýna, müzelerinden saray ve
yalýlarýna kadar çok çeþitli eserleri bünyesinde barýndýran kent, yaþayan
bir tarih görünümü sunmaktadýr. Nitekim Ýstanbul 1985 yýlýnda, Göreme
ve Kapadokya Milli Parký ve Divriði Ulu Camii ile birlikte Türkiye’den
Dünya Miraslarý Listesi’ne ilk giren bölgelerden biridir. Ýstanbul’un
sahip olduðu uluslararasý önem, 2010 yýlýnda Avrupa Kültür Baþkenti
seçilmesinde de kendisini göstermiþtir. Þu anda yýlda yaklaþýk 5.5
milyon turistin ziyaret ettiði Ýstanbul’a, 2010 yýlýnda 15 milyon konuk
beklenmektedir. Ýstanbul’un Dünya Mirasý kimliðine yakýþan bir
geliþme bu. Fakat çeliþkiler de yok deðil. UNESCO, 2006 yýlýnýn
ortasýnda Ýstanbul’u Tehlike Altýndaki Dünya Miraslarý Listesi’ne
alabileceðini duyurdu. Bu durum, mirasýn korunmasýyla ilgili yeterince
sorumlu davranmadýðýmýza iliþkin bir iþaretti aslýnda. Hükümetiyle, özel
sektörüyle, sivil toplum örgütleriyle daha etkin çalýþmamýz gerektiði
açýða çýkmýþ oldu. Miraslarýmýza sahip çýkabileceðimizi göstermemiz
gerekiyor.
Ýstanbul’u fethettikten sonra “Fatih” unvanýný alan II. Mehmet’in, zaferin
ardýndan “Dünyanýn en muhteþem ve gösteriþli þehrini almasýna
yardýmcý olduðu için” Tanrýya dua ettiði söylenir. Ýstanbul dünya için o
kadar büyük önem taþýyordu ki, tarihçiler 1453 yýlýný Ortaçað’dan
Yeniçað’a geçiþin miladý olarak kabul ettiler. yüzyýllar boyunca
Byzantion, Deutera Roma (Ýkinci Roma), Nea Roma (Yeni Roma),
Konstantinopolis, Konstantiniye, Dersaadet (Mutluluk Kapýsý), Deraliye
(Yüce Kapý) isimlerini alan Ýstanbul’un geçmiþi, beþ bin yýlý bulmaktadýr.
Kalkolitik Çað’dan bu yana insan yerleþmesine rastlanan kentte, M.Ö. 7.
yüzyýl’da Dor Ýstilasý’ndan kaçarak gelen Megaralýlar, M.Ö. 513’te
Persler, M.Ö. 489’da Spartalýlar, M.Ö. 477’de ise Atinalýlar egemen
olmuþtur. M.Ö. 146’da ise Roma Ýmpratorluðu’nun egemenliði baþlar ve
M.S. 330 yýlýnda Ýstanbul Constantinopolis adýný alarak, ikinci baþkent
ilan edilir. 476 yýlýnda Batý Roma Ýmparatorluðu tarihe karýþýnca,
Ýstanbul Doðu Roma Ýmparatorluðu’nun (Bizans) tek baþkenti haline
gelir. Ýstanbul’un Bizans için taþýdýðý önem, 1453’de Fatih Sultan
Mehmet tarafýndan ele geçirilmesiyle son bulur ve Osmanlý
Ýmparatorluðu’nun baþkenti olarak Ýstanbul için yepyeni bir dönem
baþlar.
Ýstanbul’da tüm bu uygarlýklarýn sosyal, kültürel, sanatsal, dinsel izlerini
bulmak mümkündür. Her köþe baþýnda anýtsal bir þaheser çýkar
karþýmýza. Güzel Ýstanbulumuzdaki eserleri saymakla bitirmek
imkansýz olsa da, bazýlarýný daha ayrýntýlý olmak üzere genel itibariyle
göz gezdirelim.
21
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
TOPKAPI SARAYI
N 41°0'39.92" E 28°58'58.82"
+41.011088
+28.983005
Ýstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafýndan 1460-1478 yýllarý arasýnda yaptýrýlan Topkapý Sarayý,
380 yýl boyunca Ýmparatorluðun yönetim merkezi ve padiþahlarýn ikametgâhý olarak kullanýlmýþtýr. Sarayýn tek bir
mimarýndan söz edilememektedir; çünkü her dönemde yeni ekleme ve revizyonlara maruz kalmýþtýr.
Saray ileri gelenlerinin Dolmabahçe, Yýldýz ve diðer saraylara
taþýnmasýnýn ardýndan bile önem ve etkisini sürdürmüþtür. Sultan
Abdülmecid (1839-1861) zamanýnda o dönemin Ýngiliz Elçisi’ne
saray gezdirilir ve hazine dairesindeki eþyalar gösterilir. O
günden sonra, yabancý ziyaretçilere sarayý gezdirmek bir
gelenek haline gelecek ve Topkapý Sarayý giderek bir müzeye
dönüþecektir.
Topkapý Sarayý ve Müzesi’nin halka açýlmasý ise, Mustafa Kemal
Atatürk’ün emriyle 3 Nisan 1924 tarihinde gerçekleþecektir.
Topkapý Sarayý, dünyada günümüze kadar gelebilmiþ saraylarýn
en eskisi ve geniþidir. Kullanýmý itibariyle de diðerlerinden
Topkapý Sarayý - Ýstanbul
22
Topkapý Sarayý (Galata Kulesi'nden Görünüþ) - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
TOPKAPI SARAYI
oldukça farklý bir özelliðe sahiptir. Burasý yalnýzca sultanýn
ikametgâhý olmakla kalmamýþ, ayný zamanda resmi devlet iþlerinin
yürütüldüðü, bakanlar kurulunun toplandýðý, devlet hazinesi,
darphanesi ve arþivlerini içeren bir yer olmuþtur.
Ýmparatorluðun en yüksek öðrenim kurumu da yine sarayýn içinde
bulunmaktadýr. Kuruluþundan çok sonra sultanlarýn haremleri de
saraya taþýnacaktýr. Bu açýdan Topkapý Sarayý Osmanlý
Ýmparatorluðu’nun kalbi sayýlýr ve Ýmparatorluða dair bir çok iz
taþýmaktadýr.
Sarayýn birinci avlusuna Bab-ý Hümayun diye bilinen
Ýmparatorluk kapýsýndan girilmektedir. Kapý önündeki anýt
çeþme, 18. yüzyýl Türk sanatýnýn en nadide örneklerindendir.
L
ANBU
ý - ÝST
aray
kapý S
Top
Yine burada saray fýrýnlarý, darphane, muhafýz alayý ve özel
sebze bahçeleri yer alýr. Çinili Köþk ve Arkeoloji Müzeleri de bu
avludadýr. Solda, 6. yüzyýl eseri olan Aya Ýrini Müzesi bulunur. Babüs Selam kapýsýndan girilen ikinci avlu ise, hükümetin yönetim
merkezidir. Ayný zamanda burada resmi törenler
gerçekleþtirilmektedir.
Topkapý Sarayý Haremi, iç avlular etrafýna serpiþtirilmiþ 400
kadar odadan oluþur. III. Murat devrinde yapýlan büyük salon 16.
yüzyýldan kalma çini süslemelerle bezenmiþtir ve ince iþlemeli
çeþmelerin aktýðý bir havuzu vardýr. Salonun dip kapýsý, küçük
kütüphaneye ve meyve-çiçek resimleriyle bezeli «Yemiþ
Odasý»na açýlýr.
“Divan-ý Hümayun” bölümünün yanýndaki sekiz kubbeli bina,
zengin bir silah koleksiyonuna sahiptir. Burada sultanlarýn
kullandýðý zýrh ve silahlar ile, yabancý ülkelerden ele geçirilen
silahlarý bulmak mümkündür. Hemen yan tarafta sarayýn tek kulesi
olan Adalet Kulesi yer almaktadýr.
Hazine - ÝS
TANBUL
Sarayýn yemek takýmlarý koleksiyonu da ayrýca görülmeye deðerdir.
Mevcudu 12 bini geçen Çin ve Japon porselenlerinin 2500’ü mutfak
bölümünde ziyarete açýlmýþ durumdadýr. Üçüncü avlunun ortasýnda
bulunan III. Ahmet Kütüphanesi (18. yüzyýl) barok üslubun Türk
Mimarisindeki en güzel örneklerinden biridir. Avlunun sað
tarafýndaki özel bir bölümde teþhir edilen sultan elbiseleri
koleksiyonunun dünyada bir benzeri daha yoktur. Burada 15.
yüzyýldan beri özenle saklanan, ipek üzerine altýn ve gümüþ
simlerle iþlenmiþ 2500 kadar kýyafet görülebilir.
L
U
TANB
li - ÝS
A
Bab-ý
Topkapý Sarayý’nýn hazine bölümü, dünya çapýnda eþsiz bir
koleksiyona ev sahipliði eder. Burada her biri el iþçiliði harikasý olan
sultan tahtlarý, nadide taþlarla süslü sorguçlar, Türk mücevher
23
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
TOPKAPI SARAYI
sanatýnýn nadide örnekleri, Rus-Çin-Ýran-Hint yapýmý el iþi
eserler, devlet madalyonlarý, merasim kýlýçlarý, taký ve yüzükler
yer alýr. Ayrýca Kaþýkçý Elmasý, III. Mustafa’nýn süslü zýrhý ve
altýndan yapýlmýþ, üzeri deðerli taþlarla süslü bir beþik
sergilenmektedir.
II. Ahm
et Kütü
phanes
Kutsal Emanetler Bölümü’nde Ýslam Uygarlýðý’nca kutsal sayýlan,
Hz. Muhammed’in kýlýçlarý, yayý ve hýrkasý, mührü, sakal kýllarý,
mektubu ve ayak izleri, ilk el yazma Kuranlardan birisi ve Kabe’nin
anahtarlarý muhafaza edilmektedir.
i - ÝSTA
NBUL
Kutsal Emanetler Odasý’nýn yanýnda, dünyanýn en zengin saat
koleksiyonu bulunmaktadýr. Hemen sað tarafta Türk sanatkârlarýnýn
el iþi saatleri yer alýrken, az ileride dünyanýn çeþitli ülkelerinde 1619. yüzyýllar arasýnda imal edilmiþ her biri þaheser niteliðindeki
orijinal saatleri görmek mümkündür. 3.5 metre boyunda ve 1
metre eninde olup, içinde bir org bulunan Ýngiliz malý devasa saat
ayrýca ilginçtir. Sarayda ayrýca büyük tarihi deðer taþýyan
belgeler, kitaplar, minyatürler, yazý takýmlarý sergilenir.
L
U
TANB
kü - ÝS
Köþ
ðdat
Ba
Özel bir salonda Sultanlarýn yaðlý boya tablolarýný bulmak da
mümkündür. Dördüncü avluya ve oradan bahçeler içindeki
pavyonlara geçildiðinde, 17. yüzyýl yapýmý, iþlemeler ve
çinilerle süslü Baðdat ve Revan köþkleri ile, saraya inþa
edilen en son yapý olan Mecidiye Köþkü görülebilir.
Harem - ÝSTANBUL
Topkapý Sarayý - Ýstanbul
24
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ZEYREK CAMÝÝ
(Pontocrator Kilisesi) ve Çevresi
N 41°1'9.30" E 28°57'20.25"
+41.019274 +28.955576
12. yüzyýlda inþa edilmiþ, Ýstanbul’da Ayasofya’dan sonra ikinci büyük Bizans kilisesidir. Yapýmý 1136’da tamamlanmýþtýr. Aslýnda üç
kiliseden oluþur; ilk kilise ve çevredeki kompleks II. Komnenos’un karýsý Eirene tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Eirene’nin ölümünden sonra
kocasý birkaç adým kuzeye Meryem’e adadýðý bir kilise daha inþa ettirdi. Ýmparator Komnenos, daha sonra birbirine çok yakýn olan bu iki
kiliseyi birleþtirmeye karar verdi ortalarýna üçüncü þapeli yaptýrdý. Kiliseyi camiye, çevresindeki manastýrý medreseye çeviren Fatih
Sultan Mehmed, baþýna Zeyrek Mehmed Efendi’yi getirdi. Kilise ve manastýrýn baþka bir önemli özelliði de, altýnda Yerebatan’dan
sonraki en büyük Bizans sarnýcýnýn yer almasýdýr. Zeyrek Camii, þu anda ciddi bir onarým ve restorasyona ihtiyaç duymaktadýr.
Üç kilise bir arada, Ýstanbul'da, Ayasofya'dan sonra, ayakta kalan en büyük kiliseyi oluºturur. Kompleksi ve ilk inºa edilen güneydeki
Pantokrator'u, II. Komnenos'un karýsý Ýmparatoriçe Eirene yaptýrdý. Eirene'nin
ölümünden sonra imparator kocasý burada bir kilise daha yaptýrmaya karar verdi ve
Pantokrator kilisesinin birkaç adým kuzeyinde Meryem'e adadýðý bir kilise daha inºa
ettirdi. Böylece birbirine çok yakýn iki kilise ortaya çýkýnca, Ýmparator Komnenos
bunlarý birleºtirmeye karar verdi ve aralarýna, bu üçlünün en küçüðü olan üçüncü
þapeli yaptýrdý. Ýoannis Komnenos, bina tamamlandýktan sonra, bir de son narteks
yaptýrmýþtýr. Güneydeki kilisenin üç apsisi var. Eski sütunlarýn yerine Osmanlý
döneminde payeler konmuþ. Yunan haçý planý açýkça belli. Mermer döþeme ve duvar
kaplamalarýnýn çoðu duruyor.
Ortadaki þapel ayný zamanda Komnenoslar'ýn aile mezarý olmak üzere
tasarlanmýþtý. Burada mezarýn yeri hala görünür durumdadýr.
Zeyrek Camii - ÝSTANBUL
Zeyrek Camii - ÝSTANBUL
25
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
YILDIZ SARAYI
N 41°2'56.17" E 29°0'59.18"
+41.048936
+29.016439
Marmara Denizi sahilinden baþlayarak, Boðaziçi’ne hakim bir
mevkide tepeler ve vadileri kaplayan, 500 bin metre karelik geniþ
bir koru içine yerleþmiþ köþkler, havuzlar, seralar, kuþhaneler,
yönetim, koruma ve servis yapýlarý kompleksi olan Yýldýz Sarayý,
Ýstanbul’u Ýstanbul yapan þaheserlerden biridir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren av alaný olarak
kullanýlan bu geniþ koruya ilk olarak I. Ahmed bir köþk
yaptýrmýþtýr. Sultan III. Selim’in (1789-1807) annesi Mihriþah
Sultan için inþa ettirdiði kasr, sonradan yapýldýðý bilinen ilk
yapýdýr. Daha sonra II. Mahmud’un 1834’de bir köþk yaptýrdýðý
ve boðaza nazýr olduðu için “Yýldýz” adýný verdiði bilinmektedir.
Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL
Sultan Abdülmecid annesi Bezmialem Valide Sultan için Kasr-ý
Dilküþa’yý (1842) yaptýrýrken, Sultan Abdülaziz Çýraðan
Sarayý’ný bir köprü ile Yýldýz Korusu’na baðlamýþ, ardýndan park içine Büyük Mabeyn, Malta ve Çadýr Köþkleriyle, Çit Kasrýný
yaptýrmýþtýr. Bilhassa II. Abdülhamit, otüz üç yýllýk saltanatý boyunca korunaklýlýðý nedeniyle bu sarayý resmi dairesi ve haremi
olarak kullanacaktýr.
Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL
26
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
YILDIZ SARAYI
Hemen giriþte iki küçük cami bulunur. Sarayýn iç bahçesinde,
yine Sultan III. Selim tarafýndan yaptýrýlan Rokoko stilinde bir
çeþme yer alýr. Yapýlar topluluðu içinde yer alan porselen
fabrikasý, 19. yüzyýl’da Osmanlý saray dekorasyonu ihtiyaçlarý
için yapýlmýþtýr.
Burada bugün bile üretim sürmektedir. Yine sol tarafta
Sultanýn misafirlerini aðýrladýðý tek katlý Çit köþkü ve harem
giriþi, karþýda da görevli subaylarýn ofisleri, Yaveran dairesi
bulunur. Harem bölümünde bir sera ve tiyatro da yer
almaktadýr.
Yýldýz S
arayý - ÝS
TANBUL
Yýldýz Camii avlusunun güneybatý köþesinde bulunan, 1890
tarihli Saat Kulesi, oryantalist ve neogotik tarzýyla dikkat
çekmektedir. Köþeleri kýrýk bir kare plan üzerine yükselen, üç
katlý bir kuledir. Sivri ve dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Örtü
kýsmýnda yine dilimli kemerli çatý pencereleri bulunur.
Þale Köþkü, Yýldýz Sarayý yapýlar topluluðunun en nadide
parçalarýndan biridir. 19. yüzyýl Osmanlý Mimarlýðý’nýn en
ilginç yapýlarýndan biri olan bu köþk, II. Abdülhmit’in isteði
üzerine üç bölüm halinde inþa edilmiþtir.
Katlarý birbirine mermer ve ahþaptan yapýlmýþ üç zarif
merdivenin baðladýðý köþkte, altmýþ oda ve dört büyük salon
yer alýr. Ýç mekân, Barok, Rokoko ve Ýslam etkilerini yansýtan
geometrik bezemeler ve panolarla süslüdür. Tören salonunun
zemininde 406 metre karelik tek parça Hereke halýsý yer
alýrken, tavaný altýn yaldýzlý panolarla süslenmiþtir.
Yýldýz Sarayý -
ÝSTANBUL
Köþkte ayrýca, çeþitli Avrupa ülkelerinden gelen deðerli
eþyalar, çini sobalar, vazolar, oymalý yatak takýmlarýyla
süslenmiþ çok sayýda oda bulunur.
Giriº soldaki Muayede köºkü yeni bir müze olarak tamir ve
tanzim edilmektedir. Yine sol tarafta Sultanýn misafirlerini
aðýrladýðý tek katlý Çit köºkü ve harem giriºi, karºýda da görevli
subaylarýn ofisleri, Yaveran dairesi bulunur. Harem
bölümündeki sera ve tiyatro türlerinin en çarpýcý
örnekleridirler. Giriº sað tarafýnda personel yemekhanesi iken
sonradan silah koleksiyonlarý sergilenen bölüm, günümüzde
sergi ve konserlere tahsis edilmiºtir. Yýldýz Sarayý Müzesi ve
Ýstanbul Belediyesi ªehir Müzesi de buradadýr.
Eski marangozhane binasýnda 1994 yýlýnda tesis edilen Saray
müzesinde oyma ve dekorlu ahºap eserler, tahtlar, buradaki
özel fabrikada imal edilmiº çeºitli porselen, sarayla ilgili
dekoratif objeler sergilenmektedir. Yan taraftaki ªehir
Müzesinde ise cam, porselen, gümüº eserler, Ýstanbul
tablolarý ve türünün ender örneklerinden bir 16 yy. kandili
sergilenmektedir.
27
Yýldýz S
arayý - ÝS
TANBUL
Yýldýz Sarayý -
ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
AYASOFYA MÜZESÝ
N 41°0'31.20" E 28°58'48.14"
+41.009204
Ayasofya (Hagia Sofia), yalnýzca dinler
tarihinin en sembolik yapýlarýndan biri
olmakla kalmaz, ayný zamanda dünya
mimarlýk tarihinin en önemli anýtlarý
arasýnda da yer alýr. Ayasofya’nýn fikri,
Ýmparator Justinyen’in “Adem’den beri
hiçbir devirde görülmemiþ ve
görülmeyecek” bir ibadethane yaptýrmak
için yola çýkmasýyla doðdu. Ýmparator,
devlet hazinesini mimarlarýn (Trallesli
Anthemius ve matematikçi Miletoslu
Ýsidorus) önüne saçtý. Yapý, günde 1000
usta, 10 bin iþçinin ortak çalýþmasýyla 5 yýl,
11 ay, 10 günde tamamlandý ve 537 yýlýnda
merasimlerle açýldý. Hýristiyanlýk aleminin o
güne kadar gördüðü en büyük kilise,
görenleri hayrete düþürecek bir haþmet ve
azamete sahipti. Halk, böyle bir yapýnýn
ancak kutsal kuvvetlerin yardýmýyla
yapýlabileceðini düþünüyordu.
+28.979909
Ayasofya’nýn iç görünümü, bir sarayý
andýracak kadar göz alýcýdýr. 55.60 metre
yüksekliðinde ve ortalama 31.36 metre
çapýndaki dev kubbe, o dönem için bir
mucize niteliði taþýmaktadýr. Ýçeride IX. yüzyýl
ile XII. yüzyýl arasýnda yapýlmýþ nadide
mozaikler yer alýr. Bunlar Hýristiyanlýk
tarihinin önemli þahsiyetlerini, dinsel açýdan
önem taþýyan olaylar içinde resmetmektedir.
Tonozlarda ise Bizans’ýn ilk dönemine ait
muazzam güzellikte geometrik ve bitkisel
motifli mozaiklere rastlanýr. Sütun baþlýklarý
tüm yapýnýn en karakteristik ve belirgin,
klasik, 6. yy. Bizans süsleme örnekleridir.
Ayasofya/Ýkona - ÝSTANBUL
Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL
28
Türklerin Ýstanbul’u fethetmesinden sonra,
916 yýl Hýristiyanlýðýn baþ kilisesi olarak
hizmet etmiþ olan Ayasofya camiye çevrilmiþ
ve 481 yýl boyunca Müslümanlarýn kutsal
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
AYASOFYA MÜZESÝ
mabedi olarak iþ görmüþtür. Galeriler seviyesinde duvara
asýlý olarak duran büyük çemberler ve kubbedeki yazýt,
eserin camiye dönüþtürülme sürecinde yapýlmýþlardýr. 19.
yüzyýl ortalarýnda yapýlan bu eserler, dönemin kaligrafi
ustalýðýný sergileyen þaheserlerdir. Yuvarlak tablolarda Allah,
Hz. Muhammed, Dört Halife ile Hasan-Hüseyin isimleri
yazýlýdýr. Döneminin güzel örnekleri mihrap üstü vitraylar,
apsis içine yerleþtirilmiþ cami mihrabý, yanýndaki minber ve
mevlithanlar balkonu Türk dönemi ekleridir. Müze
bahçesinde deðiþik devirlerde inþa edilmiþ Türk sanat
eserleri bulunur. Bunlar mimarisiyle klasik Osmanlý türbe
geleneðinin en güzel örneklerini oluþturan sultan mezarlarý,
okul, saat ayar evi ve þadýrvandýr.
Üstün kaliteli mermerden yapýlmýþ iki küresel iri kap orta
mekânýn giriþ yanlarýnda yer alýr. Antik orijinli bu kaplar geç
16. yy.'da Bergama'dan getirtilmiºtir. Binanýn kuzey
köºesinde "terleyen sütun" bulunur. Alt kýsmý bronz bir kuþak
ile çevrilmiþ, parmak sokulabilen bir dilek deliði olan sütun
hakkýnda bolca masal ve efsane vardýr. Binayý dýþardan
destekleyen payandalarýn kuzeydeki
ilkinin içerisi rampadýr. Üst galerilere bu
rampa ile çýkýlýr. Binayý üç yönden
kuþatan galerilerden muhteþem iç
mekân bambaþka görülür. Ýmparatorluk
kadýnlarý ve kilise toplantýlarý için
ayrýlmýþ kýsýmlarý vardýr. Kuzey kanatta
bir, güney kanatta da 3'lü figürler
halinde 3 mozaik pano bulunur.
Ayasofya/Ýç Detay - ÝSTANBUL
sanatýnýn þaheser panosu yer alýr. Buradaki konu, çok geniº
son mahkeme sahnesinin tam ortasýnda
bulunan; "Diesis" diye bilinen, üçlü
figürdür. Ortada Ýsa onun saðýnda
Meryem, solunda ise Hz. Yahya yer alýr.
Deðiþik dizili arka fon mozaikleri,
figürlerin güzelliðini daha da artýrýr, yüz
ifadeleri fevkâlede realisttir. Güney
galeri dibindeki 12. yy. mozaik panoda,
Meryem Ana ve çocuk Ýsa, Ýmparator II.
Komnenus, Ýmparatoriçe Ýrene, yan
duvarýnda hasta Prens Aleksios yer alýr.
Takdim edilen rulo kiliseye baðýþlarý, deri
Güney galeride, yanýndaki pencereden
giren gün ýþýðý altýnda, Bizans mozaik
Ayasofya/Ýç Detay - ÝSTANBUL
Ayasofya/Ýç Detaylar - ÝSTANBUL
29
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
AYASOFYA MÜZESÝ
kese ise altýn yardýmýný belirtmektedir. Macar asýllý
imparatoriçenin ýrk özellikleri; açýk ten ve açýk saç rengi belirgindir.
Buradaki ikinci pano, tahta oturmuþ Ýsa, yanýnda Ýmparatoriçe Zoe
ve üçüncü kocasý Konstantin Monomakhos'dur, Ýç koridordan
müzeyi terk ederken görülen büyük bir mozaik pano 10. yy.'dan
kalmadýr. Bozuk perspektifli figürler: Ortada Meryem Ana ve çocuk
Ýsa, yanlarda ise þehir maketini sunan Büyük Konstantin ile
Ayasofya maketini sunan Justinyen'dir. Çýkýþta kýsmen zemine
gömülü M.Ö. 2. yy.'dan kalma muazzam bronz kapýlar Tarsus'tan,
belki de bir pagan mabetinden getirtilerek, burada tekrar
kullanýlmýþtýr. Doðu cephesi minareleri 15, batýdakiler de 16. yy.'da
eklenmiºlerdir.
Ýki büyük dinin bu büyük mabedi, ayný zamanda uzun yüzyýllar
boyunca Hýristiyanlýk ile Ýslam arasýndaki rekabeti de
simgelemekteydi. 1935 yýlýnda buranýn müzeye dönüþtürülmesini
emreden Atatürk, bu çatýþmayý ortadan kaldýrdý ve Ayasofya’yý
uygarlýðýn ortak mirasý haline getirdi. Ýstanbul’un Dünya Mirasý
listesine girmesi, aslýnda Atatürk’ün ileri görüþlülüðünü bir kez
daha kanýtlamýþ oldu.
Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL
Ayasofya/Ýç Görünüþ - ÝSTANBUL
UL
NB
ÝSTA
ütu
fya/S
so
Aya
þý n Ba
Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL
30
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
KARA SURLARI
N 41°0'27.20" E 28°55'14.46"
+41.002423
+28.921248
Üçgeni andýran eski Ýstanbul yarýmadasýnýn etrafý surlarla çevrilidir. 22 km.'yi bulan surlar 5 yy. Roma devrine aittir.
Byzantion ºehir sitesi, kurulmasýndan itibaren batý yönüne doðru geniºleyerek 4 defa yeni surla çevrilmiºti. Yarýmada
kolay savunulurdu. Balkanlardan öteye az engebeli bölgeler geçilince, kara tarafý devasa surlarý müthiº bir koruma
saðlardý. Marmara denizi ve Haliç kýyýlarý da tek sýra fakat güçlü surlarla çevrili idi. Þehrin akropolisini çevreleyen
surlardan, 3. yy.'da yapýlmýþ imparator Septimus Severius ve 320 de büyük Kostantin'in yaptýrdýðý 3. surdan eser yoktur.
Kara surlarý deniz kýyýsýndan baþlayarak tepeleri ve vadileri geçerek Haliç surlarýna iner. Deðiþik devir kitabeleri surlarda
yapýlan tamiratlarý belirtir. Kara surlarý 6492 metre uzunluðundadýr. En önde yer alan hendek arkasýndaki ilk sýra surlar
ve kuleler, bunun da gerisinde, daha yüksek 96 kuleli esas sur bulunur. Orijinal kapýlarýn çoðu günümüze gelmiþtir.
1980'li yýllarda baþlayan ve devam edecek olan koruma ve tamir çabalarý neticesinde, surlarýn etrafý temizlenmiþ yer, yer
tamiratlar yapýlmýþ, parklar etrafý süslemiþtir.
Kara Surlarý - ÝSTANBUL
Kara Surlarý - ÝSTANBUL
Kara Surlarý - ÝSTANBUL
31
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
KAPALI ÇARÞI
N 41°0'38.41" E 28°58'7.07"
+41.010681
+28.968699
Kapalýçarþý - ÝSTANBUL
Dünyanýn en eski ve büyük kapalý çarþýsý Ýstanbul þehrinin merkezinde yer alýr. Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokaðý, üç
binden fazla dükkâný ile Kapalý çarþý, Ýstanbul'un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir ºehri andýran, bütünü
ile örtülü bu site zaman içerisinde geliºip büyümüºtür. 15 yy.'dan kalan kalýn duvarlý, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapýnýn
etrafý sonraki yüzyýllarda, geliþen sokaklarýn üzerleri örtülerek, ekler yapýlarak bir alýþ veriþ merkezi haline gelmiþtir. Geçmiþte
burasý her sokaðýnda belirli mesleklerin yer aldýðý ve bunlarýn da, el iþi imalatýnýn sýký denetim altýnda bulundurulduðu, ticari
ahlak ve törelere çok saygý gösterilen bir çarþý idi. Her türlü deðerli kumaþ, mücevherat, silah, antika eþyalar, konusunda
nesillerce uzmanlaþmýþ aileler tarafýndan, tam bir güven içinde satýþa sunulurdu. Geçen yüzyýlýn sonlarýnda deprem ve birkaç
büyük yangýn geçiren Kapalý Çarþý eskisi gibi onarýlmýþsa da, geçmiþteki özellikleri, yozlaþarak deðiþikliðe uðramýþtýr.
Eskiden esnafa olan güven duygusu halkýn birikmiþ parasýnýn, bir banka gibi onlara verilmesine ve iþletilmesine neden olurdu.
Günümüzde birçok sokaktaki dükkânlar fonksiyon deðiþikliðine uðramýþtýr. Yorgancýlar, terlikçiler, fesçiler gibi meslek gruplarý
sadece sokak ismi olarak kalmýþtýr. Çarþýnýn ana caddesi sayýlan sokakta çoðunlukla mücevher dükkânlarý, buraya açýlan
yan bir sokakta altýncýlar bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar deðiþik fiyat ve pazarlýkla satýþ yaparlar. Kapalý Çarþý renk
ve atraksiyon olarak her ne kadar eski canlýlýðýný koruyor ise de, 1970'li yýllardan itibaren Ýstanbul'u ziyarete gelen turist
guruplarý için alýþveriþ olanaklarý, çarþýnýn ana giriþindeki modern ve büyük kuruluþlar tarafýndan saðlanmaktadýr. Haliç
kýyýsýndaki Mýsýr Çarþýsý da daha küçük ölçüde bir kapalý çarþýdýr. Galata semtindeki diðer bir 15. yy. küçük kapalý çarþýsý da
halen kullanýlmaktadýr.
Kapalý Çarþý günün her saatinde hareketli ve kalabalýktýr. Esnaf, ziyaretçileri ýsrarlý olarak kendi maðazasýna çaðýrýr. Çarþý
giriþinde geliþen konforlu, büyük maðazalar Türkiye'de elde imal edilen ve ihracatý yapýlan hemen bütün eþyayý satýþa
sunmaktadýr. El halýlarý ve mücevherat geleneksel Türk sanatýnýn en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile
satýlýr ve dünyanýn her tarafýna garantili gönderme yapýlýr. Halý ve mücevheratýn yanýnda meþhur Türk iþi gümüºten yapýlmýº
eserler, bakýr, bronz hediyelik ve dekoratif eºyalar, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatýralarý zengin
bir koleksiyon oluºtururlar.
32
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
BOZDOÐAN KEMERÝ
N 41°0'53.31" E 28°57'16.82"
+41.014653
+28.954337
Kemeri Ýstanbul Saraçhane'dedir. Yapýmýna I. Constantinus döneminde (306-337) baþlanmýþ, 378'de
Ýmparator Valens tarafýndan tamamlanmýþtýr. Alibeyköy'den gelen içmesuyunu kente taþýyordu. Ýki sýra
kemerden oluþmaktadýr. Bir kilometre uzunlukta iken bugün 800 metrelik bir bölümü ayakta kalmýþtýr.
ðan
Bozdo
L
U
TANB
ri - ÝS
Keme
Bozdoðan Kemeri - ÝSTANBUL
GOTLAR SÜTUNU
N 41°0'39.72" E 28°58'58.09"
+41.011082
+28.982801
Topkapý Sarayý dýþ bahçesinde, Gülhane Parký Sarayburnu
giriþinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç deðiþikliðe
uðramadan gelen en eski abidedir. Etrafýný saran Yüksek
aðaçlar arasýna saklanmýþ gibi durmaktadýr.
Yüksekliði 18.5 metredir. Prokonnessos mermerinden tek bir
blok halinde yapýlmýþtýr. Sütun baþý korint uslubunda kartal
armasý ile süslüdür. Sütunun ismi kaidesinde bulunan
kýsaltýlmýþ, Latince bir yazýttan gelmektedir.
"FORTUNAE REDUCI OB DEVICTUS GOTHOS."
Bu kýsa kýsým "Gotlarýn yenilgisi sebebi ile geri dönen
Fortuna'ya" anlamýnda gelmektedýr. Genel inanýþa göre
bugünkü kitabe Claudius'un Gotlara karþý kazandýðý zaferi
anmaktadýr.
33
Gotlar - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÇEMBERLÝTAÞ
Konstantin Sütunu
N 41°0'33.37" E 28°58'1.82"
+41.009206
+28.967229
M.S. 330'da Baºkentin Roma'dan Ýstanbul'a nakli sebebi ile ºehrin ikinci
tepesindeki büyük oval bir meydanýn ortasýna, Konstantin'in ºerefine dikilmiºti.
Form Konstantin diye bilinen meydanýn etrafý sütunlu galeriler ile çevriliydi.
Çemberlitaº, yanýk sütun olarak ta bilinir. Orijinalinden daha kýsa hali ile
günümüze gelebilmiºtir. Eskiden üstünde Büyük Konstantin'in güneº tanrýsý
pozundaki heykeli bulunurdu.
Sütunun porfir bloklarý zamanla ve yangýnlardan çatladýðý için demir çemberlerle
çevrilmiþtir. Mermer baþlýk 12 yy., alttaki örme takviye kýsmý 18 yy.'a aittir.
Sütunun dibindeki küçük bir odanýn erken Hýristiyanlýða ait kutsal emanetler
odasý olduðuna inanýlýrdý. Buradan geçen ana yol Büyük Konstantin devrinden
beri ayný güzergâhtadýr.
BEYAZIT MEYDANI
N 41°0'38.89" E 28°57'50.11"
+41.010778
+28.963935
Ýmparator Teodosyus devrinde M.S. 393 yýlýnda þehrin en büyük
meydaný olarak inþa edilmiþti. Ortasýndaki dev boyutlu zafer
takýnýn üzerinde yer alan bronz boða baþlarýnda dolayý buraya
"Form Tauri" meydaný denilmiþti.
Üzerinde Ýmparatorun da heykeli yükselen zafer takýndan
birkaç mermer blok ve sütun kalýntýlarý bulunmuþken, kuzeydeki
abidevi çeþmeden eser kalmamýþtýr. Þehrin bu en büyük
çeþmesini Valens su kemeri beslerdi.
Kuzeyde, Fatih'in yaptýrdýðý ilk sarayýn yerinde Ýstanbul
Üniversitesi bulunmaktadýr. Üniversite giriþi abidevi kapý ve
bahçedeki yangýn kulesi 19 yy. yapýlarýdýr. Meydaný süsleyen ve
adýný veren 15 yy. Beyazýt Camii kalabalýk ve hareketli kapalý çarþýnýn komþusu olup, buraya ait külliyeden günümüze
medrese, hamam ve dükkânlar kalmýþtýr.
34
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ARAP CAMÝÝ
N 41°1'27.80" E 28°58'15.25"
+41.024382
+28.970762
Haliç'in Galata yakasýndaki en büyük camidir. Büyüklüðü nedeniyle
Cami-i Kebir de denir. Emevi ordu kumandanlarýndan Müslime bin
Abdülmelik'in 717 yýlýnda Konstantinopolis'i kuºattýðý sýrada yaptýrdýðý
sanýlmaktadýr. Bizanslýlar ºehri ellerine geçirince bazý ilavelerle camiyi
kiliseye çevirdiler. 1232'deki IV. Haçlý Seferi sýrasýnda da Latinler
Konstantinopolis'i alýnca cami, St.Hyacinthus ve Dominicus
rahiplerine verilmiºti. Cenevizliler binaya Saint Dominicus derlerdi.
Yapý saf Müslüman özellikleri taºýmaz. Roma ve Gotik tarzýnda
pencere ve sütun baºlýklarý vardýr. Ortaçað'daki çan kulelerine
benzeyen ve içinde çan iskelesinin konulduðu delikler bulunan
minare, Þam'daki Emeviye Camii'nin minarelerini andýrýr. Pencere
sütun baþlýklarýndaki put ve kapý silmeleri, minarenin üst kýsmýný
Bizans ve Latinlerin yaptýðýný gösterir. Mihrabýn Gotik kemer ve
pencereleri Latin devrine aittir.
Sultan II. Beyazýt zamanýnda Ýspanya'daki Beni Ahmer devletinin
yýkýlmasý ile Ýstanbul'a gelen Araplar, yapýyý Dominikenlerden alarak
yenilediler ve "Arap Camii" adýný verdiler. Camiyi, Sultan II.
Mahmud'un annesi 1808'de tamir ettirdi. Daha sonraki bir tamirde
döºemeden çýkan Latin mezar taºlarý 1913'te müzeye taºýndý. Mihrap
bölümünden de freskler çýktý.
Arap Camii - ÝSTANBUL
RÜSTEMPAÞA CAMÝÝ
N 41°1'3.87"
E 28°58'7.62"
+41.017833
+28.968552
Mýsýr Çarþýsý yakýnýnda, tek minareli, etrafýný çevirmiþ sýra
dükkânlarýn, depolarýn üzerinde yükselen merkezi planlý
yapýdýr. Þehrin en aktif ticari merkezinde arka sýrtlarda
yükselen Süleymaniye Camii ile birlikte eþsiz, güzel bir
manzaradýr. 1561 Yýlýnda Sadrazam Rüstem Paþa tarafýndan
Mimar Sinan'a yaptýrýlmýþtý. Dükkânlarýn üzerinde yer alan
camiye iki yandaki döner merdivenler ile ulaþýlýr.
Avlu entresan mimariye sahip, küçük bir teras olup beº küçük
kubbe ile örtülür. Merkezi kubbe karºýlýklý 4 duvar payesi ve
yanlardaki ikiºer sütün üzerinde yükselir. Kare mekân
köºeleri, kubbeyi destekleyen 4 yarým kubbe ile çevrilidir. Ýki
yan taraf sütunlarýn arkasýnda galeri gibidir. Giriº cephesi,
küçük fakat çarpýcý iç mekân duvarlarý, devrinin en meºhur
Ýznik çini örnekleri ile süslüdür. Çiniler geometrik, yaprak ve
çiçek motifleri ile dekorlu olup renkli çiçek bahçesini anýmsatýr.
Bir röliyef gibi kabarýk mercan kýrmýzýsý rengi 16 yy.'da kýsa bir
süre kullanýlmýþtý.
35
Rüstempaþa Camii - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
HASEKÝ HÜRREM SULTAN HAMAMI
N 41°0'24.89" E 28°58'43.63"
+41.006766
+28.979052
Ayasofya ile Sultanahmet Camii'nin arasýnda bulunan Haseki
Hürrem Sultan Hamamý, Kanuni Sultan Süleyman'ýn sevgilisi,
Rus ya da Ukrayna asýllý Hürrem Sultan tarafýndan ýsmarlanmýþ
ve Mimar Sinan tarafýndan Ýstanbul'daki en büyük hamam olarak
inþa edilmiþtir.
Uzun dikdörtgen planlý hamamýn iki karþýt ucunda erkek ve
kadýnlarýn kullanacaðý, farklý giriþler vardýr. "Çifte hamam"
denilen bu hamam tipinde, erkeklerle kadýnlarýn birbirine hiç
rastlamamasý saðlanmýþtýr.
1980'de restore edilen Haseki Hürrem Sultan Hamamý, Ýstanbul
Festivali'nin sergi mekânlarýndan biri olarak açýldý. Günümüzde
halý teþhirinin yapýldýðý hamamda, ayný zamanda da halýlarýn
satýþlarý gerçekleþtiriliyor.
Haseki Hürrem Sultan Hamamý - ÝSTANBUL
VALÝDE CAMÝÝ
N 41°0'36.02" E 28°57'10.54"
+41.010369
+28.953190
Sultan II. Mahmut'un eºi ve Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal
Valide Sultan tarafýndan 1869-1871 yýllarý arasýnda Camii`nin, neogotik
tasarýmýyla klasik camilerden oldukça farklý bir mimarisi vardýr. Tek
ºerefeli iki minaresi, Dolmabahçe Camii'nin minarelerinden daha geniº
tutulmuºtu. Ýç mekân bakýmýndan da bu camiden daha geniºti. Tek
kubbesi yüksek, fakat küçüktür. Neogotik yüzey bezemeleri bu camiye
ayrý bir güzellik kazandýrýr. Ayný bezeme zenginliði ve güzellik caminin iç
kýsýmlarý için de geçerlidir. Altýn yaldýzla parlatýlan mavi rengin egemen
olduðu kalem iþi süslemeler, iç mekâný baþtan sona süslemektedir.
Caminin Aksaray Meydaný`na bakan avlu kapýsý, Ýstanbul`daki camiler
için pek alýþýlmadýk ve ayný zamanda da göz kamaþtýrýcýdýr. Bu kapý
Osmanlý taþ oyma sanatýnýn nadide ürünlerindendir. 1956-59
arasýndaki Aksaray Meydaný düzenlenmesi esnasýnda sebil gibi camiye
ait bazý unsurlar kaldýrýlmýþ veya yeri deðiþtirilmiþtir. Caminin
çevresindeki eserler: Bir çeþme, bir kütüphane, Pertevniyal Sultan'ýn
kendisi için yaptýrdýðý türbeden oluþmaktadýr. Kütüphanesi,
Süleymaniye Kütüphanesi'ne taþýnmýþtýr. Caminin kahyâsý Hüseyin
Bey cami masrafý olarak 7961 kese 396 kuruþ 10 para harcamýþ; üç ayrý
temel çukuruna olmakla 3225 lira temele gömülmüþtür.
36
Valide Camii - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
KARÝYE MÜZESÝ
N 41°1'52.28" E 28°56'21.47"
+41.031241
+28.939302
V. yy.'da yapýlan þehir surlarýndan önce sur dýþýnda bir þapelin varlýðý bilinmekte olup, bu þapelin yerine ilk
Khora Kilisesi, Justinianus tarafýndan (527–565) yeniden yaptýrýlmýþtýr.
Kommenoslar döneminde Blakhernai Sarayýnýn yakýnýnda olduðu için kilise önemli dini merasimlerde saray
þapeli olarak kullanýlmýþtýr. XI.yy. sonlarýnda Ýmparator I. Alexios'un (1081-1118) kayýnvalidesi Maria
Daukaina, kiliseyi yeniden inºa ettirmiºtir. Latin istilasý (1204–1261) sýrasýnda bu kilise de tahrip edilmiþ, II.
Andronikos (1282- 1328) döneminde Sarayýn Hazine Nazýrý Theodoros Metokhites (1313) tarafýndan
onarýlan kilisenin kuzeyine bir ek, batýsýna exonarteks ve güneyine þapel (Parekklesion) eklenmiþ mozaik ve
fresklerle bezenmiþtir.
Kariye'deki mozaik ve freskler Bizans resim sanatýnýn son dönemine (XIV. yy.) ait en güzel örneklerdir. Bu
mozaik ve fresklerdeki derinlik figürlerin hareket ve plastik deðerlerinin veriliþi, figürlerdeki uzamalar bu
dönemin üslubudur.
Kariye, 1453 yýlýnda Ýstanbul'un fethinden sonra Kilise olarak kullanýlmýþ, 1511'de Vezir Hadým Ali Paþa
tarafýndan camiye çevrilmiþtir.1945 yýlýnda müzeye dönüþtürülmüþ, 1948–1958 yýllarýnda Amerikan Bizans
Enstitüsü'nün yaptýðý mozaik ve freskolarýn üzeri açýlarak ortaya çýkarýlmýþtýr.
Kariye Müzesi - ÝSTANBUL
37
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
YEDÝKULE
N 40°59'35.68" E 28°55'26.24"
+40.993291
+28.924296
Surlardaki en görkemli kapý, Marmara denizine yakýn olan "Altýn
Kapý" idi. Bu Ýmparator merasim kapýsý, iki mermer kule
arasýnda zafer taký gibi yerleþtirilmiþti. Zaferden dönen ordular,
Ýmparator ve erkaný þehre bu kapýdan girerdi.
Dört tane Bizans Ýmparatorlarý'nýn, 3 tane de Fatih Sultan
Mehmet'in yaptýrdýðý yedi adet kuleden adýný alan bu tarihi
yapýtýn her kulesine isim verilmiþtir. Bu kulelerin isimleri ve kýsa
tarihçeleri þöyledir:
Genç Osman Kulesi: Bu kulenin 2. katýnda Osmalý'nýn en genç
padiþahlarýndan Genç Osman katledilmiþtir.
Cephanelik Kulesi, III. Ahmet Kulesi, Hazine Kulesi,
Zindan Kulesi: Kitabeler Kulesi adýyla da anýlýr. Zindan olarak
kullanýlan iki kuleden birisidir.
Top Kulesi: Yangýnda yanan bir diðer kuledir. Hapishane olarak
da kullanýlmýþtýr.
Bayrak Kulesi: Yedi kule arasýnda en saðlam olanýdýr. Osmanlý
döneminde sancaðýn dalgalandýðý yerdir.
Yedikule - ÝSTANBUL
TEKFUR SARAYI
N 41°2'1.50"
E 28°56'25.27"
+41.033515
+28.940611
Ýstanbul`un Edirnekapý ile Haliç arasýndaki kara surlarýna bitiþik
olarak inþa edilmiþtir. Araþtýrmalara göre, 13. yüzyýla ait olduðu
belirtilir. Bizans'tan günümüze ulaºabilen yegane saray olmasý ve
Bizans'ýn sivil mimari tarzýný yansýtmasý nedeniyle, sadece Ýstanbul
için deðil, dünya sanat tarihi açýsýndan da oldukça önemli bir yere
sahiptir. Saray'ýn kaç yýlýnda ve kim tarafýndan yaptýrýldýðý henüz
tam olarak bilinmemektedir. Fakat etrafýndaki kalýntýlarýndan
anlaþýlmaktadýr ki, bugün Tekfur Sarayý olarak isimlendirdiðimiz
yapý müstakil bir saray deðil, daha büyük bir sarayýn kýsýmlarýndan
biridir.
Günümüzde Tekfur Sarayý üç katlý ve çatýsýz bir haldedir. 16.
yüzyýlda üzeri çatýyla kaplý olan bu sarayýn, 17. yüzyýlýn sonlarýna
gelindiðinde çatýsý yok olmuþtur. 1453 tarihinde, Ýstanbul`un
fethinden sonra çeºitli amaçlar için kullanýlmýºtýr. 1955-1970 yýllarý
arasýnda onarým görmüºtür. Tekfur Sarayý Bizans Döneminden
zamanýmýza gelen tek örnektir.
38
Tekfur Sarayý - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
MISIR ÇARÞISI
N 41°1'2.17"
E 28°58'16.57"
+41.017307
+28.971268
Ýstanbul'un 2. büyük kapalý çarþýsý 17. yy.'dan beri varlýðýný sürdürmekte. Þehrin en bilinen ve en geniþ baharat çarþýsý,
IV. Mehmed'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafýndan Yeni Cami'ye vakfiye olarak yaptýrýlmýþ. Yapýmýna Mimar Kasým
Aða tarafýndan baþlanmýþ, 1660 yýlýnda Mimar Mustafa Aða tarafýndan tamamlanmýþ. 1943'de yapýlan restorasyon ile
son þeklini almýþ. Çarþýnýn, 6 kapýsý ve 86 dükkânýndan bazýlarý günümüzde kullanýlmýyor. "L" planlý ve iki uzun galeriden
oluþan çarþýnýn kesiþtiði bölümde, Lonca Vaizi'nin kürsüsü hâlâ yerinde durmakta. Zaman içinde Kapalýçarþý ile ayný
deðiþikliklere uðrayan Eminönü'ndeki Mýsýr Çarþýsý, eski Ýstanbul'da olduðu gibi günümüzde de önemini koruyan bir
alýþveriþ merkezi konumunda. Ýlk dönemlerinde çarþýya «Valide Çarþýsý» ya da «Yeni Çarþý» adý verilmiºse de, daha çok
Mýsýr'dan getirilen mallarýn satýldýðý bir yer olmasý nedeniyle 18. yy. ortalarýndan itibaren, «Mýsýr Çarºýsý» olarak
anýlmaya baºlanmýº.
Çarºýnýn çehresi günümüzde her ne kadar deðiºmiº, aktarlar azalmýº olsa da içeriye girer girmez mis gibi bir koku ortalýðý
kaplýyor ve ziyaretçileri geçmiºten günümüze kadar hiç deðer kaybetmemiº bir baºka kültür mirasý karºýlýyor.
Mýsýr Çarºýsý'nda bulunan baharatçý ve aktarlarýn yaný sýra meze, kuru yemiþ, bitki, þifalý ot, zeytin ve peynir çeþitleri,
kurutulmuþ meyve, pestil, el sanatlarý ve giyim eþyasý satanlar çarþý esnafýný oluþturuyor.
Binanýn dýþýna çýkýldýðýnda Batý tarafýnda manav, mezeciler, balýkçýlar; doðu tarafýnda ise çiçek ve hayvan pazarlarý yer
alýyor. Burada her cins akvaryum balýðýndan ismi ansiklopedi köþelerinde kalmýþ çiçek tohumlarýna kadar aradýðýnýz
hemen her þeyi bulabilirsiniz.
Mýsýr Çarþýsý - ÝSTANBUL
39
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
GALATA
N 41°1'31.83" E28°58'29.06"
+41.02568
+28.974712
Galata da dinler ve diller mozayiði ile dünya baþkenti olarak adlandýrýlan bu kentin aykýrý, farklý köþelerindendir. 19. yüzyýla kadar eski Ýstanbul
ve Üsküdar'ýn dýþýnda kentin üçüncü bölgesi olarak yaþamýný sürdüren Galata, Bizans döneminde Tophane, Azapkapý ve Galata Kulesi
arasýnd a yaklaþýk 3 km uzunluðunda bir surla çevriliydi ve iç surlarla 5 bölüme ayrýlmýþtý. Bu surlar üzerinde biri hala duran 12 kapý yer
alýyordu. Galata kelimesinin kökeni belli deðil. ilk Çaðýn sonlarýnda bölge Syka (Sycae=incirlik) olarak adlandýrýyordu. Kimilerine göre adý
buradaki süthaneler nedeniyle Galaktos (süt) sözcüðünden kaynaklandý. Kimilerine göre de italyanca merdiven, iskele anlamýna gelen
Galata kelimesinden türetildi. Galata kelimesinin buradan Anadolu'ya geçen Gotlar'ýn adýndan geldiði de ileri sürülmektedir. Galata'nýn parlak
dönemi 12. yüzyýlda buraya bazý ayrýcalýklarla yerleþen Cenovalýlar ile baþlar. Bölge bir ara Venediklilerin egemenliðine geçer. 13. yüzyýldan
sonra Cenovalýlarýn etkinliðinde bir Latin kolonisidir Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'u fethinden 23 yýl sonraya 1476 tarihlenen bir belgeye
göre Galata'da 592 Rum, 535 Müslüman, 332 Frenk, 62 Ermeni evi varmýþ. Galata çeþitli mezheplere, tekkelere baðlý Müslüman, Rum
Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Karay, Seferad, Eþkenaz), Arap, Çingene, Sýrp, Arnavut, Ulah,
Cenovalý, Venedikli, Fransýz, Levanten topluluklarýyla zengin bir dinler, diller mozayiði oluþturur. Galata'da özellikle Tophane ve Azapkapý
çevreleri Müslümanlarca iskan edilmiþtir. Dolayýsýyla semtte cami, mescit, tekke, sebil gibi dinsel, han, bedesten gibi ticari eserler de
bulunmaktadýr.
Galata 19. yüzyýlda yukarýlara doðru geniþlemiþ ve zaman içinde bugünkü Beyoðlu'nu oluþturmuþtur. Galata'yý Tophane'den Azapkapý'ya,
oradan da Galata Kulesine doðru gezmeye baþladýðýmýzda çok ilginç yapýlarla karþýlaþýrýz. Tophane Fatih Sultan Mehmet tarafýndan
yaptýrýlan, daha sonra geliþtirilen bir yapýlanmadýr. Bugünkü yapý Sultan III. Selim'den (1803) kalmadýr. Yapý önündeki Tophane Müþirliði
Dairesi 1957'deki yol yapýmý nedeniyle yýktýrýldý. Yapýlarýn bir parçasý olan Teftiþ Köþkü, bugün Marmara Üniversitesi Konukevi. Köþkün
yanýndaki 1826 tarihli Nusretiye Camisi, Barok mimari örneklerindendir. Kýlýç Ali Paþa Camisi yanýndaki 1732 tarihli Tophane Çeþmesi, Barok
yapýlý, bitkisel motifler ve arabesklerle süslüdür. Kýlýç Ali Paþa Camisi (1580) italyan asýllý Kaptan-ý Derya Kýlýç Ali Paþa için Mimar Sinan
tarafýndan yaptýrýlan külliyeye aittir. Külliye cami, türbe, sebil, medrese, ve hamamdan oluþur 4 fil ayaðý üzerine oturan 2 yarým kubbesi ve
pandantifli bir kubbesi vardýr. Planý Aya Sofya'ya benzer. Beþ kubbeli son cemaat yerini bir revak sýrasý sarar. Mihrabýnda Ýznik çinileri bulunur.
Galata - ÝSTANBUL
40
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
GALATA KULESÝ
N 41°1'31.96" E 28°58'27.10"
+41.025583
+28.974197
Ýstanbul'un siluetinde dimdik yükselen Galata Kulesi, tarihi yüreðinde barýndýran sessiz bir mücevher gibidir. Önce Byzantium, sonra, Fetihe
kadar Konstantinopolis adýyla bilinen Ýstanbul, güneyde Marmara denizi, doðu açýklarýnda Boðaz, kuzeyde ise Haliç'in çevrelediði tarihi
yarýmada üzerinde kurulmuþtur.
Galata Kulesi, eski devirlerden beri 'Galata' adýyla anýlan bu mevkiin çevresinde Galata'yý korumak amacýyla yapýlmýþ tahkimatýn bir
parçasýdýr. Fetih'ten sonra, depremler ve baºka nedenlerle zaman zaman hasar gören kuleye bugünkü ºekli 2. Mahmut döneminde yapýlan
onarýmda verilmiºtir.
14. Yüzyýl ortalarýnda, Cenevizliler'in savunma amaçlý olarak inþa ettikleri kule 16. Yüzyýlda tersanede çalýþtýrýlan esirlerin barýnaðý olarak
kullanýldý. 18. Yüzyýlda Galata Kulesi'ne, geceyarýsýný haber vermekle görevli bir Mehterhane Ocaðý yerleþtirildi. Kule, 1874'ten itibaren
yangýn gözetleme ve haber verme mevkii olarak kullanýlmaya baþlandý. 1967 yýlýnda Belediye Baþkaný Haþim Ýþcan tarafýndan tamir ettirilen
kulenin üst katý lokanta ve lokal olarak kiraya verildi.
Galata Kulesinin iç çapý, zemin katýnda 8,95 m'dir. Duvar kalýnlýðý 3,75 m. Olan kulenin zemin katýnda dýþ çapý ise 16,45 metredir. Kulenin
yüksekliði ise 60 m.'dir.
Fetih'e kadar iki yüz yýlý aþkýn bir süre boyunca hemen hemen baðýmsýz bir Ceneviz sömürge kenti olan Galata'nýn birkaç kez büyütülen
kentsel savunma sistemindeki yirmi dört kuleden ayakta kalabilen tek ve en anýtsal olaný bu kuledir.
1350'de II.Murad'ýn destek ve yardýmý ile yapýmý tamamlanabilen, Bizanslýlarýn Megalos Pyrgos (Büyük Burç), Cenevizliler'in Torre di Cristo
(Ýsa Kulesi) olarak adlandýrdýklarý dev boyutlardaki (165 m çap, 68 m yükseklik) Kule Osmanlý döneminde birkaç kez biçim deðiþtirmiþtir.
Günümüzde ise 1830'larda aldýðý biçimle korunulmaya çalýþýlmaktadýr.
Galata Kulesi'nden Genel Görünüþ (Galata Köprüsü) - ÝSTANBUL
41
Galata Kulesi/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
DOLMABAHÇE SARAYI
N 41°2'19.38" E 28°59'56.94"
+41.038716
Dolmabahçe Sarayý, Avrupa sanatý üslûplarýnýn bir karýþýmý
olarak 1843-1856 yýllarý arasýnda inþa edilmiþtir. Sultan
Abdülmecit'in mimarý Karabet Balyan'ýn eseridir. Osmanlý
Sultanlarýnýn her devirde birçok sarayý bulunurdu. Ancak esas
saray Topkapý, Dolmabahçe Sarayýnýn tamamlanmasýndan
sonra terk edilmiþtir. Dolmabahçe Sarayý 3 katlý, simetrik
planlýdýr. 285 odasý ve 43 salonu vardýr. Denizden 600
metrelik bir rýhtýmý, kara tarafýnda ise birisi çok süslü 2 abidevi
kapýsý vardýr. Bakýmlý ve güzel bir bahçenin çevrelediði bu
sahil sarayýnýn ortasýnda, diðer bölümlerden daha yüksek
olan tören ve balo salonu yer alýr. Sarayýn giriþ tarafý Sultanýn
kabul ve görüþmeleri, tören salonunun diðer tarafýndaki kanat
ise harem bölümü olarak kullanýlmýþtý. Ýç dekorasyonu,
mobilyalarý, ipek halý ve perdeleri ve diðer tüm eþyasý eksiksiz
olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiþtir. Dolmabahçe
Sarayý mevcut hiçbir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve
ihtiþama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalý
sanatkârlarýnýn resimleri ve tonlarca aðýrlýðýnda altýn
süslemeleri ile dekore edilmiþtir. Önemli oda ve salonlarda
Dolmabahçe Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
42
+28.999150
Dolmabahçe Sarayý/Ýç Detay - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
DOLMABAHÇE SARAYI
her þey ayný renk tonuna sahiptir. Bütün zeminler birbirinden
farklý, çok süslü ahºap parke ile kaplýdýr. Meºhur Hereke ipek
ve yün halýlarý, Türk sanatýnýn en güzel eserleri, birçok yerde
serilidirler. Avrupa ve Uzak doðunun ender dekoratif el iºi
eserleri sarayýn her yerini süslerler. Pýrýl, pýrýl kristal avize,
ºamdan ve ºömineler sarayýn pek çok odasýnda güzelliklerini
sergilerler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo
salonu buradakidir. 36 m. Yüksekliðindeki kubbesinden
aðýrlýðý 4.5 ton olan devasa kristal avize asýlý durur. Önemli
siyasi toplantýlarda, tebrik ve balolarda kullanýlan bu salon,
önceleri alttaki, fýrýna benzer bir düzen ile ýsýtýlýrdý. Saraya
kalorifer ve elektrik sistemi daha sonralarý eklenmiþtir. 6
Hamamdan Selamlýk bölümündeki, eþi olmayan, güzel
oymalý alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun
üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrýlmýþtý.
Uzun koridorlar geçilerek varýlan harem bölümünde, sultan
yatak odalarý ve sultanýn annesinin bölümü ile diðer kadýn ve
hizmetkârlarýn bölümleri bulunmaktadýr. Sarayýn kuzey
eklenti bölümü þehzadelere tahsis edilmiþti. Giriþi Beþiktaþ
semtinde olan yapý Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet
vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Ýstanbul
ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullanýlan sarayda en önemli
olay 1938'de Atatürk'ün ölümüdür. Halkýn ziyaretine açýk
tutulan Atatürk'ün naºý buradan Ankara'ya gönderilmiºti.
Halen saraydaki saatler bu büyük Türk'ün anýsýna ölüm
saatinde durdurulmuþtur.
Dolmabahçe Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
43
Dolmabahçe Sarayý/Arka Bahçe - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÇÝNÝLÝ KÖÞK
N 41°0'40.10" E 28°58'52.87"
+41.011717
+28.981434
Ýstanbul'un Sarayburnu'nda Topkapý Sarayý çevresi içinde,
Arkeoloji Müzesi karþýsýnda bulunan Fâtih devrinden kalan
önemli bir yapý. Sýrça Köþk, Sýrça Saray olarak da tanýnan, 1473
yýlýnda yapýlmýþ olan bu köþk, köþegenvâri plânlý, eyvanlý,
hareketli örtü sistemine sâhip bulunan bir yapýdýr. Yapýdaki zengin
çini ile bezemeler, Fâtih devrinde bu iþe verilen önemi
göstermektedir.
Þüphesiz Selçuklu, Beylikler ve Osmanlý devrinde yapýlan bütün
köþk ve saraylarýn hepsi bu sýnýrlar içinde kalmýyor. Yýkýlmýþ
olanlarýn dýþýnda, belirli bir oranda varlýklarýný koruyan örnekler de
bulunmaktadýr. Özellikle Alanya ve çevresinde karþýmýza çýkan
köþkler bu durumu isbatlamaktadýr.
Dursun Bey, Çinili köþk için; "Tavr-ý Ekâsire üzre bir sýrça sarây-ý
can- feza..." târifini kullanmýþtýr; yâni, Kisrâlar tarzýna uygun bir
sýrçalý, çinili saraydýr, der. Kisrâ Tarzý tâbirinden herhâlde Baðdat
yakýnýnda Selman Pâk'ta olan adýyla sanýyla Tâk-ý Kisrâ'yý
kasdetmiþ olsa gerektir. Kisrâ adý da Sâsânilere kadar olan Ýran
hükümdarlarýna verilir. Onlarýn yapýlarý içinde tonozlu, eyvanlý
Çinili Köþk/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
44
Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÇÝNÝLÝ KÖÞK
olan yalnýz bu olduðundan, mevzûbahis ettiði odur. Tâk-ý Kisrâ
pek kocaman büyük tonozlu, çok katlý bir saraydýr.
Çinili Köþkte de eyvan vardýr. Fakat insan ölçüsünden az derin ve
zariftir. Köþkün dört iç eyvaný ve bunlarý birleþtiren tek bir kubbesi,
köþelerde dört, mihverde bir olmak üzere beþ odasý vardýr.
Odalarýn geride olan ikisi daha basit tutumlu, hizmete mahsus
yerlerdir. Birisinde bodruma inen merdiven vardýr. Asýl odalar
önde olan üç tânedir. Bunlar birbirinden çok baþka renk ve
þekillerde, bir kýsmý yaldýzlý hârikulâde çinilerle kaplýdýr. Orta
odanýn kubbesinin ve köþeliklerinin alçý tezyinâtý emsalsizdir.
Binâ Eski Eser Müzesi yapýldýðý zaman ara duvar sökülmüþ, iki
taraf birleþmiþtir. Son tâmirde bu duvar ihyâ edilmiþ olmakla
berâber, dýþ eyvaný örten camekân yerinde býrakýlmýþtýr. Bütün
eyvanlar gibi, açýkta olanlar da çini kaplýdýr.
Bodrumun yalnýz Gülhâne Parký tarafý açýktýr. Üç tarafý topraða
gömülüdür. Bu sebeple üç tarafa boº dehlizler yapýlarak su ve
rutûbete karºý odalar muhâfaza altýna alýnmýºdýr. Köºkün giriº
cephesinde dar bir ara katý çýkarýlmýºtýr. Binânýn üstü aslýnda
taraçadýr. Ýçlerde olduðu gibi, revak cephesi ve eyvan, nefis
çinilerle kaplýdýr. Bu kýsmýn çinileri daha ziyâde kesme mozayiktir;
içdekiler levha hâlindedir.
Çinili Köºk tam bir zevk ve safâ mekâný olup, dört evyanlý Türk
plânýnda, nev'i ºahsýna münhasýr bir yapýdýr. Noksansýz bir
Osmanlý Türk zevkini temsil eder. Ýleride Ýran'ýn Safevî
köþklerinde misâl teþkil etmiþ ve çini kaplamada da mozayik
usûlünün tatbik edildiði son binâ bu olmuþtur.
Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL
45
Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
SÜLEYMANÝYE CAMÝÝ
N 41°0'58.23" E 28°57'51.73"
+41.016269
+28.964379
Ýstanbul'un siluetini minareler ve kubbeler süsler. ªehrin en büyük
ve görkemli camii Süleymaniye Camiidir. Dýº ve iç estetiði,
fevkalade muntazam, göz okºayýcý proporsiyonlarý seyredeni
büyüler. Süleymaniye Camii bir mimari ºaheserdir. 16. yy., Türk
Osmanlý Ýmparatorluðunun her bakýmdan geliºmiº ve ilerlemiº
olduðu bir devirdir. 36 Osmanlý Sultaný arasýnda 47 yýl ile en uzun
hüküm süreni Kanuni Sultan Süleyman'dýr.
Bu büyük þöhretli Sultan, kendi adýna yaptýrtacaðý camii Koca
Mimar Sinan'a havale etmiºti. Mimarlýk dünyasýnýn bir dehasý olan
Mimar Sinan, camii ve etrafýný saran büyük kompleksi 1550-1557
yýllarý arasýnda tamamlamýºtýr. Türk sanatýnýn klasik döneminin
kurucusu ve geliºtireni Mimar Sinan, sanatýnýn üstünlüðünü
burada da ispat etmiºti. Caminin avlusunun etrafýný çevreleyen
büyük komplekste okullar, kütüphane, hamam, aºevi,
kervansaray, hastane ve dükkânlar bulunur. Süleymaniye'nin dýþ
güzelliðini seyredebilmek için yapýdan uzakta olmak gerekir.
Galata Kulesi'nden veya Haliç'in Galata kesiminden, bu
imparatorluk eseri bütün haºmeti ile görülebilir.
Süleymaniye Camii/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
46
Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
SÜLEYMANÝYE CAMÝÝ
Dört minaresi olan caminin esas mekânýný büyük bir kubbe örter.
Caminin ana giriºi etrafý revaklarla çevrili, ortasýnda ºadýrvaný
olan iç avludandýr. Ýç mimarideki açýklýk, bütünlük, ölçülü bir
süsleme buranýn haþmetli etkisini güçlendirir. 53 m. yüksekliðinde
26.50 m. çapýndaki merkezi kubbeyi fil ayaðý denilen dört büyük
paye taþýr. Mekânýn bütün elemanlarý uyumlu bir armoni
içerisindedir. Statik bakýmýndan da yapýnýn dengesi kusursuzdur.
Zaman içinde Ýstanbul þehrini sarsan depremler burada tek bir
çatlaða bile sebep olamamýþtýr. Kubbenin içi geçen yüzyýlda
yapýlmýþ barok tesirli dekorasyondur.
Yerdeki el yapýsý tek örnek, mihraplý halý 1950'li yýllarda
yerleþtirilmiþti. Ýçerideki en göz alýcý yer mihrap duvarýndaki 16. yy.
orijinal, fevkalade renkli, Türk motifleri ile süslü vitraylardýr. Gayet
sade mevlithanlar balkonu ve minber yanýnda, yine mermerden
yapýlmýþ mihrap niþinin etrafý çinilerle süslüdür. Sultan locasý
mihrabýn solunda bulunur. Duvarlar Kuran'dan alýnan ayetlerle
süslüdür. Bunlar Türk kaligrafi sanatýnýn çok güzel örnekleridir.
Giriþ ve yan cephelerde kadýnlara ayrýlmýþ balkonlar yer alýr.
Giriþin saðýnda bronz kafesli bölme 18. yy. Türk maden iþçiliðinin
güzel bir örneðidir.
Caminin arka avlusunda Sultan Süleyman'ýn, bunun yanýnda da
çok sevdiði karýsý Roksana'nýn büyük türbeleri bulunur. Etrafta
deðiþik asýrlarda yapýlmýþ önemli kiþilerin mezarlarý vardýr.
Süleymaniye kompleksinin bir ucunda küçük ve gayet mütevazý
bir mezar bulunur. Burasý 99 yýl þan ve þöhret ile yaþamýþ 50 yýl
süre ile Ýmparatorluk baþ mimarlýðý yapmýþ, 400'ün üzerinde eser
býrakmýþ, büyük usta Mimar Sinan'ýn mezarýdýr.
Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL
47
Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
KIZ KULESÝ
N 41°1'15.96" E 29°0'14.85"
+41.021282
+29.004157
Boðaz giriþindeki kayalýk üzerine kurulmuþ küçük, þirin bir kuledir. Ýstanbul'un sembollerinden birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi,
deniz feneri olarak kullanýlmýþ, Boðaz giriþini belirten bir mihenk noktasýdýr. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis
edilmiþ lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir. Sularýn, karasevdanýn ve söylencelerin gizemini taþýyan Kýz Kulesi,
Ýstanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarýndan biri. Alýmlý, sevdalý ve denizin ortasýnda bir baþýna, yapayalnýz...
Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyýllardýr anlatýlan efsaneleriyle de bir ilgi odaðý. Kýzkulesi ile ilgili anlatýlan ilk
hikaye; Ovidius'un kaydettiði bir aþk hikayesi. Zamanýnda Üsküdar sýrtlarýnda Tarnýça Afrodit adýna bir tapýnak vardýr. Hero'da genç
kýzlarýn görev yaptýðý bu tapýnaðýn rahibelerindendir.
Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Aþka yasaklýdýr. Her ilkbaharda doðanýn uyanýþý adýna tapýnak çevresinde törenler yapýlýr,
çevre þehirlerden insanlar akýn akýn tapýnaðýn çevresine gelir, yenilir içilir, aþký bulamayanlar Afrodit'e mabedinde yakararak aþký
yaþayabilmek için yalvarýrlar. Boðazýn karþý kýyýsýnda oturan Leandros da bu törene katýlmak için tapýnaða geldiðinde Hero'yla
karþýlaþýr. Birbirine aþýk olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aþklarýný kutsarlar. Kýzkulesi her gece iki gencin gizli
aþkýna tanýklýk eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldiði fýrtýnalý bir günde kýskanç bir rahip feneri söndürür. Karanlýkta yolunu
kaybeden Leandros boðazýn sularýna gömülür. Sevgilisinin öldüðünü gören Hero da kendini Kýzkulesi'nden Boðazýn sularýna býrakýr.
Kuleyle ilgili söylencelerden biri de Kleopatra'nýn sonuna benzer bir sonun anlatýldýðý yýlan hikayesidir. Kehanete göre kralýn birine,
çok sevdiði kýzý onsekiz yaþýna geldiðinde bir yýlan tarafýndan sokularak öleceði söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasýndaki bu
kuleyi onararak kýzýný buraya yerleþtirir. Kaderin kaçýnýlmazlýðýný kanýtlarcasýna, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çýkan bir yýlan,
prensesi zehirler. Kral, kýzýna demirden bir tabut yaptýrarak Ayasofya'nýn giriþ kapýsýnýn üstüne yerleþtirir. Bugün bu tabutun üstünde
iki delik vardýr. Yýlanýn ölümünden sonra da onu rahat býrakmadýðýna dair hikayeler anlatýlýr.
Kýz Kulesi/Kule Detay - ÝSTANBUL
Kýz Kulesi/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
48
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÇIRAÐAN SARAYI
N 41°2'36.19" E 29°0'55.16"
+41.0433861 +29.0153222
Haliç ve Boðaziçi'nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kiºilere saray
ve köºkleri için tahsis edilmiºti. Zaman içinde bunlarýn bir çoðu yok
olmuºtur. Büyük bir saray olan Çýraðan da 1910 yýlýnda yanmýþtý.
Önceki bir ahþap sarayýn yerinde 1871 yýlýnda Sultan Abdülaziz
tarafýndan Saray Mimarý Serkis Balyan'a yaptýrýlmýþtý. 4 yýlda 4 milyon
altýna mal olan yapýnýn ara bölme ve tavaný ahþap, duvarlar da mermer
kaplýydý.
Taþ iþçiliðinin üstün örnekleri sütunlarý zengin döþenmiþ, mekânlar
tamamlardý. Odalar nadide halýlarla, mobilyalar altýn yaldýzlar ve sedef
kalem iþleri ile süslüydü. Boðaziçi'nin diðer saraylarý gibi Çýraðan da bir
çok önemli toplantýya mekân olmuþtu. Renkli mermerle süslenmiþ
cepheleri, abidevi kapýlarý vardý ve arka sýrtlardaki Yýldýz Sarayý'na bir
köprü ile baðlanmýþtý.
Cadde tarafý yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yýllar boyu harabe halinde
duran kalýntý büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuþ, yanýna ilave
edilen eklentiler ile 5 yýldýzlý, güzel bir sahil oteline dönüþtürülmüþtür.
Çýraðan Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
Çýraðan Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
49
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
BEYLERBEYÝ SARAYI
N 41°2'33.91" E 29°2'23.53"
+41.042752
+29.039869
Boðaziçi köprüsü Asya kulesinin dikili olduðu
Beylerbeyi Bizans'tan beri saraylara tahsis edilmiº
güzel bir semttir. Beylerbeyi sahil sarayý 1861-1865
yýllarýnda, eski ahºap bir sahil sarayýnýn yerinde
Sultan Abdülmecit tarafýndan yaptýrýlmýºtý. Cephe ve
iç dekorasyonda Doðu ve Türk motifleri, Batý süs
öðeleri ile birlikte kullanýlmýºtýr. 3 katlý yapý harem ve
selamlýk bölümlerini ihtiva eden 26 oda ve 6 salondan
ibarettir. Otantik mobilyalar, halýlar, perdeler ve diðer
eþyalar olduðu gibi korunmuþlardýr.
Denize bakan cephe süsleri, bakýmlý bahçe ve orta
bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat
çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz,
teraslar ve türünün güzel örneði at ahýrlarý yer
almýþtýr. 1970'li yýllara kadar kullanýlan eski ana yol bir
tünel ile saray bahçesinin altýndan geçerdi. Sahilde iki
küçük seyir köþkü bulunan sarayda devlet misafirleri
de aðýrlanýrdý. Müze- saray yýl boyu ziyarete açýktýr.
Beylerbeyi Sarayý/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL
Beylerbeyi Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
50
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
RUMELÝ HÝSARI
N 41°5'5.21"
E 29°3'24.68"
+41.084780
+29.056855
Ýstanbul 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in ºehri
kuºatmasýndan önce de birçok kuºatmaya uðramýºtý.
ªehri çevreleyen Roma devri surlarý bütün önceki
kuºatmalarý durdurabilmiºti. Çok uzun süren
kuºatmalarda ºehrin ihtiyaçlarý deniz yolu ile takviye
edilirdi. Rumelihisarý, karºý kýyýdaki daha erken tarihli bir
Türk kalesinin karºýsýnda, Ýstanbul'u kuºatma sýrasýnda
Karadeniz'den gelebilecek yardým ve takviyeleri önlemek
amacý ile, þehir kuþatmasýndan önce inþa edilmiþti.
Bu askeri yapý 1452'de 4 ay gibi inanýlmaz kýsa bir sürede
tamamlanmýþtý. Bütün Orta Çaðýn bu en büyük ve
kuvvetli hisarý 1453'te Ýstanbul'un Türkler tarafýndan
fethini takiben stratejik önemini yitirmiþtir. Klasik Türk
kale mimarisinin bu güzel örneði bütün heybeti ile
Boðaziçi'ni süsler. 1950'li yýllarda yapýlan onarýmlarý
takiben müzeye çevrilmiºtir. Her yýl yapýlan Ýstanbul
festivallerinde Hisar içi bir açýk hava tiyatrosu olarak
kullanýlmaktadýr.
Rumeli Hisarý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
Rumeli Hisarý/Üstten Görünüþ - ÝSTANBUL
51
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
ÞEHZADE CAMÝÝ
N 41°0'49.66" E 28°57'25.28"
+41.013794
+28.957022
Kanûni Sultan Süleyman 1542'de çýktýðý Macaristan Seferinden zaferle
dönüþünde Edirne'de, Manisa valisi oðlu Sultan Mehmed'in ölüm haberinin
alýnmasýndan sonra yapýlan Þehzade Camii ikiþer þerefeli iki minarelidir.
Yanýnda þehzade için yapýlmýþ bir türbe, bir medrese, bir imaret, bir
tabhane ve bir sýbyan mektebiyle birlikte 1543-1548 yýllarý arasýnda
tamamlandý.
Cami, kare planlý olup, üstü yarým küre ºeklinde bir büyük kubbe ve bunun
etrafýnda dört yarým kubbeyle örtülmüºtür. Dört köºede yarým küre, dört
küçük kubbe vardýr. Bütün kubbeler dört büyük fil ayaðý üzerine oturur.
Mimar Sinan'ýn eserlerinde görülen sadelik, güzellik ve tezyinat, bu camide
de görülür. Þehzade Camii Mimar Sinan'ýn yaptýðý en büyük üç camiden biri
ve ilkidir. Mimar Sinan, bu eserini "çýraklýk eseri" olarak vasýflandýrmaktadýr.
Þehzade Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL
Þehzade Camii'nin büyük dýþ harem avlusu altý kapýlýdýr. Medrese ve
tabhane, dýþ harem avlusu üzerinde ve avlunun kuzey kenarýndadýr.
Ýmaretle mektep ise dýþ avlunun doðusundadýr. Caminin haziresinde yedi türbe vardýr. Bunlar; Þehzade Mehmed'in türbesi,
Sadrazam Rüstem Paºa Türbesi, ªehzade Mahmûd Türbesi, Fatma Haným Sultan Türbesi, Hadice Sultan Türbesi, Damat
Bosnalý Ýbrahim Paþa Türbesi, Destari Mustafa Paºa Türbesidir.
Þehzade Camii/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL
52
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI
N 41°0'29.73" E 28°58'41.37"
+41.008258
Her devirde ºehrin en önemli ve dinamik yeri, yarým
ada yedi tepesinin ilki olmuºtur. ªehrin ilk kurulduðu
akropol surlarla çevrili, tipik bir Akdeniz ticari
yerleºimiydi. Roma devrinde bu merkez
geniºletilerek, yenilenmiºtir. Günümüze çok az
kalýntýlarý kalan Roma devri önemli yapýlarý ve
abideleri Hipodrom çevresinde inºa edilmiºti. "Büyük
Saray" diye bilinen Ýmparatorluk Sarayý Hipodromun
yanýndan baºlar, aºaðýlara, deniz kenarýna kadar
uzanýrdý.
+28.978158
ilk km. taºý da buradaydý. Hamamlar, mabetler, dini,
kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara
yerleºmiºlerdi. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de
merkezi önemini devam ettirmiºtir.
Ýstanbul'un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan
Ahmet Camii, Türk ve Ýslam Eserleri Müzesi, Yere
Batan Sarnýcý burada, Hipodromun çevresindedirler.
Þehrin ana caddeleri (aþaðý limana inen ve batýya
þehir surlarýna doðru gidenler) Hipodromdan baþlar
ve yamaçlarý takip ederdi. Yol kenarlarý ticari
kuruluþlar ve ikametgâhlarla çevrili idi. Yan yollar dar
ve bazýlarý basamaklarla yokuþ aþaðý uzanýrlardý.
Anayol kaldýrýmlarý bazen iki katlý, galerili inþa
edilmiþlerdi.
Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik
panosu gelebilmiºtir. ªehrin en önemli meydaný
Agusteion ve burasý ile cadde arasýnda Milerium zafer
taký bulunurdu.
Cadde Roma'ya kadar uzanan yolun baºlangýcý idi ve
Yol boyu geniþ meydanlardan ayrýlan sapaklarla sur
kapýlarýna ulaþýlýrdý. Ana cadde "Mese" diye anýlýrdý.
Surlarda Altýn Kapý yolu "Via Egnetia" Roma'ya giden
yoldu. "Hipodrom" at binenlerin, atlarýn meydaný
anlamýna gelir. Roma Ýmparatoru Septimius
Severus'un 2.yy. sonlarýnda inþa ettirdiði hipodrom,
Büyük Konstantin tarafýndan devasa ölçülerde
geniþletilmiþti. Bazý tarihçiler 30, bazýlarý da 60 bin
seyirci kapasitesinde olduðunu bildirirler. 2 veya 4 atýn
çektiði arabalarýn yarýþlarý esas gösterilerdi.
Roma Ýmparatorluðu ve sonradan Bizans
Ýmparatorluðu devrinde Hipodrom þehrin toplantý,
eðlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10. yy.'a
kadar önemini sürdürmüºtü. 1204 Latin istilasý ile
beraber, þehrin bir çok diðer abideleri gibi burasý da
önemini yitirmiþti. Araba yarýþlarý yanýnda, müzisyen
topluluklarý, dansözler, akrobatlar, vahþi hayvanlarla
kavga gösterileri, toplantýlar yapýlýrdý. Bütün bu
faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri
mevcuttu.
Dev ölçüde bir U harfi þeklinde olan Hipodromun doðu
uzun tarafýnda, damýnda 4 bronz at bulunan, balkon
ºeklinde, imparator locasý yer alýrdý.
Ortada, Hipodromun kum kaplý sahasýný ikiye bölen,
arabalarýn etrafýnda yarýºtýðý alçak bir duvar, bu
duvarýn üstünde de Ýmparatorluðun çeºitli yerlerinden
getirilen abideler ve meºhur at yarýºçýlarý ile atlarýnýn
heykelleri bulunurdu.
Hipodrom ve Sultanahmet/Üstten Görünüþ - ÝSTANBUL
53
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI
Obeliks
M.Ö. 1490'lý yýllarda Mýsýr Firavunu III. Tutmosis'in Asya'da
kazandýðý zaferlerin þerefine diktirdiði iki obeliskten biri, I.
Constantinus (337-361) tarafýndan Sultanahmet'teki Hipodromu
sus̈lemek amacýyla Mýsýr'dan getirtilmiºtir.
Ender kalitedeki pembe granitten yapýlan dikilitaº, Ýstanbul'daki
en eski tarihi abidedir. Her devirde «týlsýmlý» olduðu duþ̈un̈ul̈en
25.60 metre uzunluðundaki dikilitaº, rölyeflerle sus̈lu¨Roma devri
kaidesinin uz̈erindeki dört bronz blok uz̈erine yerleºtirilmiºtir.
Örme Obeliksi
Kaba yontulmuº taºlarla örülü, taklit Obelisk hipodromun
güneyinde yer alýr. Kati yapýldýðý tarih bilinmez. 10. yy.'da eseri
tamir eden Ýmparator Konstantin Porfiregenetus adý ile anýlýr.
Obeliks/Hipodrom - ÝSTANBUL
Bir zamanlar üzerini kaplayan, altýn harflerle süslü Bronz plakalar
4. Haçlýlar tarafýndan soyulmuºtur.
Yýlanlý Sutun
Ýstanbul'un en eski eserlerinden birisidir. M.Ö. 5. yy.'da Persleri
yenen muzaffer Yunan ºehirleri tarafýndan, baºarýyý
kutlamak amacýyla bronz ganimetlerin eritilmesiyle
yapýlmýºtýr.
Örme
Obelik
si/Hipo
drom -
Birbirine dolanan uç̈ yýlandan oluºan 8 metre boyundaki suẗun,
Ýmparator Konstantin tarafýndan Delfi'deki Apollo Tapýnaðý
önun̈den 324 yýlýnda getirtilerek, Hipodromun ortasýna
diktirilmiþtir.
Kayýp olan yýlan kafalarýnýn bir parçasý sonradan bulunarak
Ýstanbul Arkeoloji Muz̈esi'ne konulmuºtur.
Alman Çeþmesi
Alman Çesmesi, Sultanahmet Meydaný`nda, Sultan I. Ahmed
Türbesi`nin karþýsýndadýr. Alman Ýmparatoru II. Wilhelm`in 1898
yýlýnda Ýstanbul`a geliþinin ikinci yýldönümü hatýrasýna ithaf edilen
bu çeþme Almanya`da inþa edilmiþ ve 1900 yýlýnda parçalar
halinde Ýstanbul`a getirilerek bugünkü yerine kurulmuþtur.
tun
lý Sü
Yýlan
L
NBU
STA
m-Ý
dro
/Hipo
Sultanahmet'in ilginç yapýlarýnýn baþýnda, mimari yönden
çevresiyle uyum saðlayamamakla beraber meydan ile
bütünleºen Alman Çeºmesi gelir.
Alman Ýmparatoru ve Prusya Kralý II. Wilhelm (1888-1918) uzun
hükümdarlýk yýllarýnda Ýsveç, Danimarka, Ýtalya, Ýngiltere,
Yunanistan gibi bir çok Avrupa ülkesini dolaºmýº ve Türkiye'ye de
üç kez gelmiºtir.
54
Alman Çeþmesi - ÝSTANBUL
ÝSTAN
BUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI
Büyük Saray Buluntularý
Roma ve Bizans Devri saraylar tapluluðu Ayasofya ve
Hipodrom civarýnda deniz kýyýsýna kadar büyük bir bölümde
bulunurdu.
Yer yer mevcut kalýntýlara ilaveten Ýstanbul Arkeoloji Müzeleri
Kazýsý ile bu saraya ait büyük bir yapý Ayasofya'nýn
doðusunda günýþýðýna çýkarýlmýþtýr.
Büyük Saray Buluntularý/Hipodrom - ÝSTANBUL
Binbirdirek Sarnýcý
Hipodromun batýsýnda yer alýr. Yakýn yýllarda temizlenerek
yanýndan geçen yola bir galeri ile baðlanmýþtýr. Kolay gezilen,
enteresan ve güzel bir ziyaret yerine dönüþtürülen sarnýç 64
x 56 metre boyutlarýndadýr.
Tarihte yaptýrýcýsýnýn adý Philoksenos diye anýlan eser 4 yy.
Büyük Konstantin devrinden kalmadýr. 224 adet orijinal
sütundan 212 adedi günümüze gelmiþtir. Kalýn duvarlarýn
çevrelediði mekânýn tuðla tonozlarý, bunlarý taþýyan, bir ara
bölme ile bindirilmiþ çifte sütunlar ve iþlemesiz baþlýklarý
enteresan görüntüler sergilemektedir.
Küçük satýþ reyonlarý, cafe ve sergi alanlarý ile sarnýcýn
ortasýnda yer alan, sütunlarýn orijinal boyunun görülebildiði
çukur bölüm, tadilat sýrasýnda yapýlmýþlardýr.
Yerebatan Sarnýcý
ªehirdeki en büyük ve muhteºem kapalý sarnýçtýr. Ayasofya
meydaný batýsýndaki küçük binadan girilir. Sütun ormaný
görünümündeki mekânýn tavaný tuðla örülü, çapraz
tonozludur.
Yerebatan Sarnýcý/Gözyaþý Sütunu - ÝSTANBUL
Zamanýnda civardaki bir bazilikadan dolayý bu isimle
anýlmýºtýr. Civardaki saraylara su saðlamak için I. Justinyen
(527-565) devrinde yapýlmýºtý. 28 x 12 sýralý sütunlarýn
toplamý 336 adet olup, 170 x 70 metre boyutlarýndadýr.
Bazýlarý sade, çoðu Korint üslubunda sütun baþlýklarý ile
süslüdür. Su seviyesi mevsimlere göre deðiþirdi. Doðu
duvarýndaki deðiþik seviyerdeki borular ile dýþarýya su
verilirdi.
Su seviyelerinin býraktýðý izler, sütunlarda görülebilir. 1984
büyük tamirat sýrasýnda zemin temizliði yapýlmýþ, 1 metreden
fazla çamur temizlendiðinde orijinal tuðla taban ve 2 sütun
altýnda meduza kafasý mermer bloklar ortaya çýkarýlmýþtý.
Ýnþa edilen yol ile de sarnýç içini dolaþmak mümkün olmuþtur
Yerebatan Sarnýcý/Medusa Sütunlarý - ÝSTANBUL
55
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
SULTANAHMET CAMÝÝ
Türk ve Ýslam dünyasýnýn en ünlü anýtlarýndan birisi olan Sultan Ahmet Camii Ýstanbul’a gelen herkes tarafýndan hayranlýkla ziyaret
edilir. Klasik Türk Sanatýnýn bir diðer örneði olan bu Sultan Camii orijinal olarak 6 minare ile inþa edilen tek camidir. Bulunduðu yer
tarihi Ýstanbul þehrinin daha erken yapýlmýþ diðer önemli eserleri ile çevrilidir.
Ýstanbul þehrinin en güzel manzarasý denizden görülür. Bu þahane
manzarada caminin silueti yer alýr. Þöhreti “Mavi Camii” olarak bilinen eserin
asýl adý I. Sultan Ahmet Camiidir. Esas mesleðine yakýþýr þekilde, Mimar
Mehmet Aða Cami içerisini kuyumcu titizliði ile dekore etmiþtir. 1609-1616
yýllarý arasýnda inþa edilen cami büyük bir kompleksin içerisinde bulunurdu.
Bunlar bir kýsmý zamanýmýza gelemeyen sosyal ve kültürel içerikli yapýlardý.
Kapalý Çarþý, Türk Hamamý, aþevi, hastane, okullar, kervansaray ve Sultan
Ahmet’in türbesi belli baþlý kýsýmlardý. Caminin mimarý klasik Türk sanatýnýn
ulu mimarý olan Koca Sinan’ýn öðrencisiydi ve caminin yapýmýnda hocasýnýn
daha önce denediði bir planý, daha büyük ölçüde uygulamýþtý. Sultan Ahmet
Camiinin esas giriþi Roma devrinden kalan hipodrom tarafýndadýr. Bir dýþ
avlunun çevrelediði iç avlu ve esas mekân yüksek bir podyum üzerindedir. Ýç
avluya açýlan kapýdan ortadaki sembolik þadýrvan ve etrafý çevreleyen
galerilerin üzerinden, fevkalade bir harmoni ile biri, biri üzerine yükselen
kubbeler görülür. Ýçeriye açýlan 3 kapýdan herhangi birinden girildiðinde dýþ
görünüþü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarýnýn zengin ve renkli
süslemeleri ile karþýlaþýlýr. Ýç mekân büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler
geniþ sivri kemerlerin dayandýðý 4 iri sütun üzerinde yükselir.
Caminin içini 3 taraftan çevreleyen balkonlarýn duvarlarý, sayýlarý 20.000’i
aþan þahane Ýznik çinileri ile süslüdür. Ana giriþ karþýsýnda yer alan mihrap
yanýnda, þahane oyma iþçiliði olan mermer minber yer alýr. Diðer tarafta ise
Sultanlarýn locasý balkon þeklinde görülür. 260 pencerenin aydýnlattýðý iç
mekâný örten kubbe 23,5 m. çapýnda ve 43 metre yüksekliðindedir.
Sultanahmet Camii/Ýç Görünüþ - ÝSTANBUL
Sultanahmet Camii/Gece Genel Görünüþ - ÝSTANBUL
56
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL
FENER RUM PATRÝKHANESÝ
N 41°1'44.89" E 28°57'6.06"
+41.029136
+28.951683
Fener'de, Sadrazam Ali Paºa Caddesi ile Ýncebel Sokaðý
arasýnda bulunmaktadýr. Rum Ortodoks Patrikhanesi de bu
kilisenin avlusunda yer almaktadýr. 16. yüzyýlda manastýr olarak
kullanýlan Aya Yorgi'ye, Patrikhane 1602 yýlýnda taºýnmýºtýr. O
günden bu yana, defalarca çeºitli sebeplerle hasar görmüº ve
tamir edilmiºtir.
En son 1941 yýlýndaki yangýnda büyük hasara uðramýº ve 1989
yýlýnda baºlatýlan
tamirat
çalýþmalarý 1991 yýlýnda
tamamlanmýþtýr.
Kilise, mimari olarak pek deðerli ve gösteriþli deðildir. Ancak
içerisinde bazý çok deðerli eþyalar vardýr. 5. yüzyýldan kaldýðý
söylenen patrik tahtý, dünyada benzeri çok az sayýda bulunan üç
mozaik ikon, Kudüs'te Hz. Ýsa'nýn baðlanarak kýrbaçlandýðý kabul
edilen bir sütun ve üç azizeye ait tabutlar bunlarýn baþlýcalarýdýr.
Patrikhane - ÝSTANBUL
EYÜP SULTAN CAMÝÝ
N 41°2'53.05" E 28°56'0.96"
+41.048069
+28.933600
Kara surlarý ile Haliç surlarýnýn birleþtiði yerin dýþýnda yer alan
Eyüp Sultan Camii ve Türbesi Ýslam dünyasýnýn kutsal yerlerinden
kabul edilir. Eyüp-el Ensari Hz. Muhammet'in bayraktarlýðýný
yapmýþ bir kiþiydi. 7 yy. Arap kuþatmasý esnasýnda burada ölmüþ,
Ýstanbul'un Türk kuþatmasý sýrasýnda mezarý keþfedilmiþ,
sonradan türbe ve þehrin ilk camii buraya yapýlmýþtý. Ýlk camii
zelzeleden ötürü yýkýlýnca 1800 de bu günkü inºa edilmiºti.
Avludaki türbenin duvarlarý deðiºik çaðlarýn çinileriyle kaplýdýr.
Tarihi kaynaklar bu semtin Bizans devrinde de kutsal bir mahal
olduðunu; aziz bir kimsenin yatýrýnýn ziyaret edilerek yaðmur
dualarý yapýldýðýný kaydeder. Fatih'ten sonra tahta geçip silah
kuºanan sultanlar Eyüp Sultan Türbesi'ni ziyaret ederek merasimi
tamamlarlardý.
Cami etrafý ve civar yamaçlar mezarlýklarla çevrili olup, meºhur
Pier Loti kahvesi de buradadýr. Ýstanbul aºýðý ºair ve yazar Loti sýk
sýk buraya gelerek Haliç'in o zamanki güzel ve doyumsuz
manzarasýný seydermiþ. Dolunay gecelerinde bu küçük kafeden
ve terastan görünen seyredenlere unutulmaz anýlar yaþatýr.
57
Eyüp Sultan Camii - ÝSTANBUL
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
KAPADOKYA ve GÖREME
r
Sýra : 357
Yeri : Nevþehir
Niteliði : Doðal / Kültürel
Kriter : i, iii, v, vii
Onay Tarihi : 6.12.1985
koordinatla
N 38°38'56.04"
E 34°50'41.12"
+38.648901
+34.844756
Nevþehir’de Göreme’yi de içine alan Kapadokya, Pers dilinde (Katpatukya)
“Güzel Atlar Diyarý” anlamýna gelir. Doðal ve tarihi güzelliklerin birleþtiði,
Anadolu topraklarýnda yer aldýðý için gurur duyduðumuz eþsiz bir Dünya
Mirasýdýr. Dünyada yalnýzca 24 adet bulunan ikili dünya mirasýndan biridir
(bir diðeri de Pamukkale-Hieropolis) ve yalnýzca bu özelliðiyle bile gurur
duymamýz gereken bir þaheserdir.
Her þeyden önce Kapadokya/Göreme’nin bir tabiat mucizesi olduðunu
söylemek gerekir. Erciyes, Hasan Daðý ve Göllüdað’ýn milyonlarca yýl önce
püskürttüðü lav ve küllerin oluþturduðu yumuþak tüf tabakasý zamanla
bazaltla örtülüp, tabiat güçlerinin maharetli ellerinde bir sanat eserine
dönüþmüþtür. Ortaya çýkan þapkalý uzun koniler yöre halkýný o kadar
büyülemiþtir ki, bunlara “Peri Bacalarý” adýný vermiþler, üstelik içlerini
oyarak on bin yýl boyunca orada ikamet etmiþlerdir. Bazalt örtüsü olmayan
tüf tabakalarýnýn da erozyonla ilginç þekilli kanyonlara dönüþmesiyle,
Kapadokya görenleri þaþkýna çeviren bir masal ülkesi haline gelmiþtir.
Bu muazzam güzellikteki bölgeye ilk insanýn ayak basmasý Paleolitik
döneme rastlar. O günden bugüne birçok toplum Kapadokya’ya yerleþmiþ
ve kendi izlerini býrakmýþtýr. Ýpek Yolu’nun bir kavþaðý olmasý,
Kapadokya’nýn ülkeler arasýndaki ticari, kültürel ve toplumsal iliþkilerin ana
merkezlerinden biri olmasýna neden olmuþtur. Kente ilk sistemli yerleþme,
Hititler tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir.
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
Daha sonra bölgeye at yetiþtiriciliði ile þöhret kazanan Hitit Tabal Krallýðý
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
58
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
KAPADOKYA ve GÖREME
hakim olur ve Perslerin Kapadokya’ya “Güzel Atlar Diyarý” demesine yol
açarlar. Hititlerden sonra Kapadokya sýrasýyla Kimmerlerin, Medlerin ve
Perslerin hakimiyetine girer. Daha sonra ortaya çýkan Kapadokya Krallýðý
da zamanla Roma Ýmparatorluðu’nun etkisi altýna girecek ve baðýmsýzlýðýný
yitirecektir. M.S. üçüncü yüzyýlda Kapadokya Hýristiyanlarýn eðitim ve
düþünce merkezi haline gelir. Sonradan da artan baskýlara karþý
korunmak için bir sýðýnak rolü üstlenecektir. Sadece Bizans
döneminde bölgeye 360 kadar kilise ve manastýr yapýlmýþtýr ve
bunlarýn duvarlarý dinsel resimler ve rölyeflerle bezelidir. Hýristiyanlarýn
bölgedeki etkisi, mevcut hoþgörü ortamý nedeniyle gerek Selçuklu,
gerek Osmanlý Ýmparatorluðu’nun hakimiyeti altýnda da devam etmiþtir.
Bölgedeki son Hýristiyanlar, 1924-26 yýllarýndaki mübadeleler sýrasýnda
Kapadokya’yý terk etmiþlerdir. 1071 Malazgirt zaferiyle baþlayan Büyük
Selçuklu ve sonrasýnda Anadolu Selçuklu, Ýhanlýlar, Eratna Beyliði,
Karamanoðullarý ve Osmanlý hakimiyeti, bu kez bölgenin camiden
mescide, hanlardan hamamlara, medreselerden türbelere kadar çeþitli
Ýslami eserlerle renklenmesini saðlar. Böylece bölge, ilkçað uygarlýklarýnýn,
Hýristiyanlýðýn ve Ýslam’ýn etkisiyle gerçek bir Dünya Mirasý’na dönüþür.
Kapadokya ve
reme
e Gö
okya v
Göreme - Ne
vþehir
ehir
- Nevþ
Kapad
Antik uygarlýklardan günümüze ulaþan izlerden en önemlileri, bölgenin en
eski yerleþimi olan Civelek Maðarasý; ne zaman kimler tarafýndan yapýldýðý
bilinmeyen, yöre halký arasýnda bir kral mezarý olduðuna inanýlan Çeç
Tümülüsü; ÝÖ. VI. yüzyýldan itibaren görülmeye baþlanan Likya-Karia
mezar stiline göre yapýlmýþ Kaya Mezarlarý; Acýgöl yakýnlarýnda 1934
yýlýnda ortaya çýkarýlan, Hitit dilinde güncel siyasal geliþmeleri anlatan
Acýgöl-Topada Yazýtý ve Asur uygarlýðýndan bugüne kalan çiviyazýsýyla
oluþturulmuþ ve Anadolu’nun ilk yazýlý belgeleri olarak kabul edilen
Kapadokya Tabletleri’dir.
Eski uygarlýklardan günümüze ulaþan ve bugünün insanýný bile þaþýrtmaya
devam eden yeraltý þehirlerinden de söz etmemek olmaz. Kapadokya’da
yumuþak tüf kayalarýn oyulmasýyla inþa edilmiþ, bazýlarýnýn derinliði 55
metreyi bulan çok sayýda yer altý þehri bulunmaktadýr. Kýþýn soðuðuna,
yazýn sýcaðýna, depreme, yangýna, vahþi hayvanlara karþý sýðýnak rolü
üstlenen bu þehirlerin daha da ilginç yönü, mükemmel bir teknikle
oluþturulmalarýdýr. Þehirlerde havalandýrma sistemlerine, emniyet ve
güvenlik tertibatlarýna, özel giriþ çýkýþ tekniklerine, kuyulara ve çöp
toplama mekânizmalarýna rastlamak mümkündür. Bu þehirlerin en
büyüðü olan Derinkuyu Yeraltý Þehri, yaklaþýk 100 bin kiþinin
yaþayabileceði büyüklüktedir. Ýçinde su kuyusu ve ahýrlar bulunmaktadýr.
Þarap üretimi yapýlabilmektedir. Yaklaþýk 18-20 kat olduðu bilinse de,
yalnýzca ilk sekiz katý ziyarete açýlabilmiþtir. Diðer önemli yeraltý þehirleri,
Kaymaklý, Mazý, Özkonak, Tatlarin, Özlüce (Zile), Acýgöl ve Sivasa
Gökçetoprak’týr.
Yýlda yaklaþýk bir milyon kiþi tarafýndan ziyaret edilen Kapadokya
bölgesinin en dikkat çekici özelliklerinden biri de, Hýristiyan inanýþýna uygun
olarak kayalara inþa edilmiþ ibadethanelerdir. Kiliselerin yoðunlaþtýðý
bölge, III. ve XIII. yüzyýllar arasýnda dini merkez konumunda olan
Göreme’dir. Göreme’de ziyarete açýk olan bazý önemli kilise ve manastýrlar
þunlardýr:
Bölgenin en büyük kaya kilisesi olan Tokalý Kilise; yedi kattan oluþan
Rahibeler Manastýrý (Kýzlar Manastýrý); XI. yüzyýla tarihlenen Yýlanlý Kilise
(Aziz Onuphrius Kilisesi); adýný çevresindeki elma bahçelerinden alan
Elmalý Kilise; yine XI. yüzyýla ait Aziz Basil Þapeli; çok az ýþýk alan ve bu
sayede freskleri canlý renklerini koruyan Karanlýk Kilise; Ýsa'nýn göðe
yükseliþ sahnesinin altýnda bulunan çarýk izine benzer bir ayak izinden
adýný alan Çarýklý Kilise; ikonalarýndan birinin adýyla anýlan, VIII. yüzyýla ait
Azize Barbara Þapeli; kesme taþlarla inþa edilen ve kaya kabartma
süsleriyle ünlü Kadir Durmuþ Kilisesi; yine kesme taþlarla yapýlan XI.
59
Kapadokya ve
Göreme - Ne
vþehir
ehir
me - Nevþ
a ve Göre
Kapadoky
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
KAPADOKYA ve GÖREME
yüzyýla ait Yusuf Koç Kilisesi; Ýsa'nýn çocukluðundan
mucizelere kadar geçen zaman ve azizlerin tasvirlerinin
sahnelendiði El-Nazar Kilisesi; 1957 yýlýnda bulunduðu için
“saklý” sýfatýný alan Saklý Kilise; Kýlýçlar Vadisi'nde yer alan X.
yüzyýl baþýna ait Kýlýçlar Kilisesi; çok sayýda aziz figürü ve Ýncil
siklusunun dört sahnesini içeren Meryem Ana Kilisesi (Kuþluk
Kilisesi); narteks zemininde dokuz mezar, duvarlarýnda ise iki
niþli mezar bulunan Azize Catherine Þapeli; aðýrlýklý olarak
kýrmýzý ve yeþil renklerin kullanýldýðý freskleriyle ünlü olan Aziz
Eustathius Þapeli; farklý üsluplarý barýndýrdýðý için bölgenin en
ilginç ve çözülmesi güç kilisesi kabul edilen, IV. yüzyýla ait
Yamalý Kilise; duvarlarýndaki yazýlardan Meryem'e adandýðý
anlaþýlan Eðri Taþý Kilisesi.
bulunan Hýristiyan medeniyetinin izlerini bugüne
taþýmaktadýrlar. Ayrýca Ortahisar’da, Üzümlü Kilise, Harým
Kilise, Sarýca Kilise, Cambazlý Kilise, Tavþanlý Kilise, Ala
Kilise, Kepez Kiliseleri, Balkan Deresi Kiliseleri, Hallaç Dere
Manastýrý; Özkonak’ta Belha Manastýrý; Çavuþin’de Vaftizci
Yahya Kilisesi, Büyük Güvercinlik Kilisesi, Güllüdere Kilisesi;
Gülþehir’de Aziz Jean Kilisesi ve Açýksaray Harabeleri yer alýr.
Bunun yaný sýra Belisýrma Köyü, Ihlara ve Melendiz Çayý
üçgeninde de 105 kilise ve manastýra rastlanýr. Önemli
kiliseler þunlardýr: Ala Kilise, Direkli Kilise, Kýrkdamaraltý
Kilisesi, Karagedik Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Sümbüllü Kilise,
Bahattin
Kilisesi, Aðaçlý Kilise, Yýlanlý Kilise, Karanlýk Kilise,
Ürgüp ve çevresini sayarsak, Mustafapaþa'da Aios Vasilios
Kokar
Kilise,
Purenliseki Kilisesi, Eðritaþ Kilisesi, Kemer
Kilisesi, Konstantin-Eleni Kilisesi, Kara Kilise, Yeþilöz Kilisesi
(Aziz Theodore); Cemilköy'de Archangel Manastýrý, Hagios Kilise, Saint George Kilisesi.
Stephonos Manastýrý, Saint Euphemia Kilisesi bulunur. Ayrýca Bu kiliselerin tümünde, farklý dönemsel özellikler gösteren çok
Soðanlý'da otuz civarýnda kesme taþtan yapýlmýþ kilise yer sayýda fresk yer almaktadýr. Bu fresklerde Meryem, Ýsa ve
almaktadýr. Önemli kiliseler Takkeli Kilise, Ak Kilise, Geyik azizlerin portrelerinin yaný sýra, müjde, Beytüllahim'e
Kilise, Karabaþ Kilise, Canavar Kilise, St. Barbara Kilisesi'dir. yolculuk, doðum, üç müneccimin tapýnmasý, vaftiz,
Ayrýca, Alakara Kilisesi ve Pancarlýk Kilisesi de Ürgüp'te Lazarus'un dirilmesi, baþkalaþým, Kudüs'e giriþ, son akþam
yemeði, ihanet, Ýsa’nýn çarmýha gerilmesi gibi dinsel olaylarýn
çok sayýda tasvirine de rastlanýr.
Kapadokya ve Göreme çevresi 1071’den itibaren Türk-Ýslam
etkisiyle þekillenmeye baþlamýþtýr. Selçuklularýn
Kapadokya'daki en belirgin izleri, ticaretin geliþmesinin hem
nedeni hem de sonucu olan kervansaraylardýr. Bu yapýlar
savaþ zamanýnda savunma görevi üstlenirken, diðer
zamanlarda seyahat halindeki tüccarlar için barýnak rolü
üstlenmiþlerdir. Ýlginçtir ki, anýtsal nitelikler taþýyan giriþ
kapýlarýnda yer alan süslemeler, gotik tarzý hatýrlatýr. Bilhassa
Kuzey Avrupa’da yoðunlaþan gotik yapý tarzýnýn, Haçlý
Seferleri yoluyla Selçuklular’dan Avrupa’ya taþýndýðý
düþünülmektedir.
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
Anadolu Selçuklu Devleti ve Beylikler döneminin günümüze
býraktýðý miraslar, özetle þöyle sýralanabilir: Bir cami ve
medrese ile iki türbeden oluþan, Karamanoðullarý'na özgü taþ
iþçiliðinin seçkin örneklerini veren Taþkýn Paþa Külliyesi
(Ürgüp); Selçuklular’ýn savaþ zamanýnda kadýn ve çocuklarýn
sýðýnmasý için kullandýklarý Kadýnlar Kalesi (Ürgüp); kimliði
belirsiz bir Selçuklu komutanýnýn eþi ve çocuklarý için yapýlan
Altý Kapý Türbesi (Ürgüp); 1268 yýlýnda Nükreddin Kýlýçarslan
için Vecihi Paþa tarafýndan yapýlan Temenni Türbesi (Ürgüp);
olaðanüstü zengin süslemelere sahip Selçuklu eseri Saruhan
(Avanos); I. Alaeddin Keykubat tarafýndan yaptýrýldýðý kabul
edilen Alaeddin Camii (Avanos); Selçuklular tarafýndan 1293
yýlýnda yapýlan Kýzýlkaya Camii (Gülþehir); enlemesine bir
planý olan ve tarihi bilinemeyen Taþ Cami (Gülþehir);
Selçuklular döneminde yapýlan Nevþehir Kalesi.
Ayrýca, XVIII. yüzyýlda Damat Ýbrahim Paþa tarafýndan
yaptýrýlan ve cami, medrese, kütüphane, hamam, imaret
60
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
KAPADOKYA ve GÖREME
(aþevi) ve sübyan mektebinden oluþan Damat Ýbrahim Paþa Külliyesi; Lale
Devri'nin mimari özelliklerini yansýtan ve 1726 yýlýnda tamamlanan
Kurþunlu Cami; XIII. yüzyýl Ýstanbul camilerindeki plastik özellikleri yansýtan
1715 tarihli Kaya Camii; þehrin çeþitli noktalarýný süsleyen Orduoðlu,
Tavukçu, Bekoloðlu ve Çekiç Çeþmeleri; bir cami ve medreseden oluþan
gösteriþli Karavezir Külliyesi (Gülþehir); sarayýn aþçýbaþýsý Süleyman Aða
tarafýndan 1715'te yaptýrýlan Aþçýbaþý Camii (Gülþehir); XVIII. yüzyýla ait
olup, toprak seviyesinden merdivenlerle inildiði için Yeraltý Camii diye de
bilinen Ulu Cami (Avanos); 1726 yýlýnda Damat Ýbrahim Paþa tarafýndan
yaptýrýlan Beylik Haný; Nevþehir-Ürgüp karayolu üzerindeki Uçhisar Kalesi;
yine Nevþehir-Ürgüp karayolu üzerinde yer alan ve içinde Üzümlü Kilise,
Sarýca Kilise, Cambazlý Kilise, Tavþanlý Kilise, Balkan Deresi Kilisesi, Hallaç
Dere Manastýrý’ný barýndýran Ortahisar Kalesi. Ýki büyük dini temsil eden
cami, kilise, manastýr ve türbelerin büyüleyici tabiat manzaralarý eþliðinde
kucaklaþtýðý bu eþsiz Dünya Mirasý’na sahip olduðumuz için gerçekten
gurur duymalýyýz.
Kap
Kapad
okya v
e Göre
me - N
evþehir
öreme -
ya ve G
apadok
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
K
Kapadokya ve Göreme - Nevþehir
61
vþehir
e - Ne
Görem
a ve
adoky
ir
Nevþeh
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI
r
Sýra : 358
Yeri : Sivas
Niteliði : Kültürel
Kriter : i, iv
Onay Tarihi : 6.12.1985
koordinatla
N 39°22'17.27"
E 38°7'17.73"
+39.371463
+38.121591
Evliya Çelebi bu muazzam eseri gördüðünde þöyle demiþti: “Üstad bu camiye öyle emek sarf edip, kapý ve duvarlarý öyle nakþ
bukalemun eylemiþ ki, methinde diller kýsýr, kalem kýrýktýr...” Görenleri hayrete düþüren usta iþi süslemeler, insanýn kayaya ve ahþaba
þekil verme kabiliyetinin doruklarýna iþaret eder. Ziyaretçilerin baþýný döndüren bezemeler, sanki bir camiye deðil de, bir heykele, bir
resme bakýyormuþ hissi uyandýrýr insanda. Bu nedenledir ki, Ulucami ve darüþþifasý (hastanesi) UNESCO’nun Türkiye’den Dünya
Mirasý Listesi’ne kabul ettiði ilk eserlerdendir.
Divriði Ulu Camii, Anadolu Selçuklu Devleti Mengücekoðullarý
Beyliði döneminde (1228) Mengücekoðullarý Beyi Ahmet Þah
tarafýndan, hastane ise Ahmet Þah'ýn eþi Melike Turan
tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Divriði Ulu Camii, Fatma Hatun Camii,
Ahmet Þah Camii diye de anýlýr. Baþ Mimarý Ahlatlý
Hürremþah’týr.
Caminin mükemmel bir iþçilikle yapýlmýþ olan ahþap minberi ise,
Tiflisli Ýbrahim oðlu Ahmed adlý bir sanatkâra aittir ve 1240
tarihini taþýmaktadýr. Ulucamii ve Darüþþifasý’nýn üslubu, Divriði
Mucizesi ya da Divriði Muammasý olarak da adlandýrýlýr zaman
zaman. Çünkü bu eserin üslubu, sanat tarihimizde öncesiz ve
sonrasýzdýr; tektir, eþsizdir.
Ana kapý o denli ustaca iþlenmiþtir ki, süsleme tarzý bir kumaþa
benzetildiðinden kapýya «Tekstil Kapý» denilmiþtir. Sað
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
62
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI
kenarýna çift baþlý kartal, sol kenarýna da çift baþlý kartalla birlikte
tek baþlý þahin kuþu kabartmasý ustalýkla yerleþtirilmiþtir. Çift baþlý
kartal, Selçuklu amblemi, tek baþlý þahin kuþu ise Mengücek
amblemi olarak bilinmektedir. Þahinin baþý öne doðru eðiktir.
Bu þekilde Ahmet Þah, Selçukluya saygýsýný, baðlýlýðý ifade
etmektedir. Mimar Doðan Kuban Ýslam ve Türk sanat tarihinin en
büyük taþ oyma bezeme örneði olarak tanýmladýðý Ulu Camii için
þunlarý söylemektedir: “Ýslam’ýn figüratif sanata karþý olan sanat
geleneði içinde dünyanýn diðer kültürlerindeki özgün yontu
geleneklerine eþdeþ bir sanat niteliði taþýyan, üç boyutlu bir özgün
yaratmadýr. Ahlat’lý Hürremþah dünyanýn en büyük sanatçýlarý
arasýnda sanat tarihine girmesi gereken bir yaratýcýdýr. Sinan
büyük mekân sanatýnda nasýl yapýtlarýna dokunulmazlýk
kazandýran bir yaratýcý ise Hürremþah da ayný deðerde bir
yontucudur.”
Hürremþah’ýn en ince detayýna kadar iþlediði geometrik stiller ve
bitkisel bezemelerin en önemli özelliði, asimetrik oluþudur. Her
karede, binlerce motif bulunur. Hiçbir motife baðlýlýk yoktur; üstad
tekrara düþmeden, sürekli olarak kendini yeniler. Divriði Ulu Camii
ve Daruþþifasý'nýn dört kapýsý da (Þifahane Taç Tapýsý, Cami
Kuzey Taç Kapý, Cami Batý Taç Kapý ve Þah Mahfili Taç Kapýsý), bir
mimarlýk harikasý niteliðindedir. Binanýn dengede durup
durmadýðýný belirlemek için dönen bir kolon yerleþtirilmiþ, 1938
depreminden sonra kolon bir daha hareket etmez hale gelmiþtir.
Anadolu erken dönem mimarisinin en seçkin örneði olan Divriði
Ulu Camii’nde, tarih ve isim veren 4, ustalarýn imzalarýný taþýyan 4,
besmele, ayet ve dua içeren 21 pano yer almaktadýr.
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
63
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI
Kýble kapýsý (Kuzey Taç Kapýsý), Selçuklu yapýlarýnýn kapýlarýnda olduðu gibi,
yapýya göre daha yüksek ve dýþa taþýntýlý biçimdedir; Barok stilde yapýlmýþtýr.
Caminin her biri sanat eseri deðerinde olan halý ve kilimleri Ýstanbul Halý ve
Kilim Müzesi'nde sergilenmektedir. 768 metrekarelik bir alana sahip olan
hastanenin en ilginç özelliði ise, ruh hastalýklarýnýn müzik ve su sesiyle tedavi
edilmesidir.
Binanýn içindeki küçük eyvanlarda, Selçuklu döneminde þehit olmuþ büyük
askerlerin mezarlarý bulunmaktadýr. Ayrýca Ahmet Þah ile eþi Melike Turan,
annesi Fatma Hatun, babasý Süleyman Þah ve aile efradýnýn mezarý da yine
burada yer almaktadýr. Ahmet Þah ve Melike Turan’ýn lahitleri üzerinde patlýcan
moru ve turkuvaz rengi çinilerle, altýn varaklý “Ya Allah” yazýlarý mevcuttur.
Bir baþka ilginç özellik ise, tabip odalarýnýn giriþinin alçak yapýlmýþ olmasýdýr.
Burada amaç, tabibi ziyarete gelenin eðilerek, saygý ve edep belirtir bir biçimde
girmek zorunda kalmasýdýr.
Hastanenin yönetimi ile ilgili en eski vakfiye XIV. yy. sonlarýnda düzenlenmiþ
olup, orijinal vakfiye ele geçmemiþtir. XIV. yy.'da düzenlenen bu vakfiyede,
hem vâkýflarýnýn, hem de mütevellilerinin hep kadýn olduðu görülmektedir.
Darüþþifanýn yalnýzca yaptýrýcýsýnýn deðil, yöneticilerinin de kadýnlar olduðu ele
geçen belgelerden anlaþýlmaktadýr. Divriði Ulu Camii ve Darüþþifasý, özgün
mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel deðerinin yaný sýra, 13. yüzyýlda kadýnerkek eþitliðini de simgeleyen bir anýt olarak da bu listeye alýnmaya layýk
görülmüþtür.
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas
64
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
HATTUÞA (BOÐAZKÖY)
r
koordinatla
Sýra : 377
Yeri : Çorum
Niteliði : Kültürel
Kriter : i, ii, iii, iv
Onay Tarihi : 28.11.1986
N 40°1'10.78"
E 34°36'55.24"
+40.019661
+34.615344
Anadolu’nun en eski ve köklü uygarlýklarýndan olan
Hititlerin baþkenti Hattuþa, 1986 yýlýnda UNESCO
tarafýndan insanlýðýn ortak zenginliði olarak kabul edilmiþ
ve Dünya Miraslarý Listesi’ne alýnmýþtýr.
Çorum’a baðlý Boðazköy’de bulunan Hattuþa antik
kentinin tarihi, Hititlerden de eskiye, Hattilere kadar
uzanýr. Kente Hattuþ adýný veren ve ilk yerleþenler
onlardýr. Daha sonra Güney’de yer alan ve “Aþaðý Þehir”
olarak adlandýrýlan bölgede, Asur ticaret kolonilerinin
yerleþmesine rastlanmýþtýr.
þa -
Hattu
m
Çoru
M.Ö. 1700’lerde Kuþþara þehrinin kralý Anitta tarafýndan
yerle bir edilip, “benden sonra gelecek kral Hattuþa’yý
yeniden kurarsa tanrýnýn fýrtýnasý ile vurulacaktýr”
sözleriyle lanetlenmiþ, fakat ölümünden hemen sonra
kral I. Hattuþili tarafýndan yeniden onarýlýp, Hitit Ülkesinin
baþkenti yapýlmýþtýr. Böylece Hattuþa adýný alan þehir,
400 yýldan uzun süre boyunca Hitit Uygarlýðýnýn kalbi
olacaktýr.
Hattuþ
a - Çoru
Hattuþa - Çorum
65
m
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
HATTUÞA (BOÐAZKÖY)
uþa
Hatt
Hattuþ
rum
Hattuþa’da uzun süredir yürütülen kazýlar sonucunda, 5
kültür katmanýna rastlanmýþtýr: Hatti, Asur, Hitit, Frig,
Galat, Roma ve Bizans. Kalýntýlar Aþaðý kent, Yukarý Kent ,
Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazýlýkaya'dan oluþmaktadýr.
Burada bulunan kalýntýlar arasýnda Kral Sarayý, iki katlý
Arþiv Yapýsý, Hitit Dönemi'nden kalma dört tapýnak, anýtsal
kapýlar (Kral Kapýsý, Sfenksli Kapý, Aslanlý Kapý, Poternli
Kapý ve Batý Kapýsý) ve Tanrý Teshup’un tapýnaðý yer
almaktadýr. Hitit Ýmparatorluðu Arþivi, bilinen en eski
kütüphanedir.
- Ço
Burada 3500’e yakýn çivi yazýlý tablet bulunmuþtur. Bunlar,
týpký günümüzde olduðu gibi, duvarlar boyunca yer alan
ahþap raflar üzerine sýrayla yerleþtirilmiþlerdir. Ayrýca
tabletlerin içeriklerini belirten kil etiketler de bulunmuþtur.
Güneydeki Yukarý Kent, surlarla çevrilerek Ýmparatorluk
Çaðýndaki ana yerleþim bölgesini oluþturmuþtur. 6
kilometreyi bulan surlar, bugün bile hala iyi durumdadýr.
Güneydoðusunda ise, Hatti Gök Tanrýsý ve Arinna Güneþ
Tanrýçasý’nýn Tapýnaðý yer alýr. Yapýnýn iki yanýnda birer
muhafýz odasý, güneybatýsýnda büyük taþ bloklarla
yapýlmýþ ana kapý bulunmaktadýr.
Tapýnaðý çevreleyen küçük odalar, erzaklar ve tören
malzemesi için depo görevi görmektedir. Büyükkale, Ý.Ö.
14.-13. yüzyýllarda Hattuþa'nýn akropolisi olarak
kullanýlmýþtýr. Kentin güneybatýsýndaki kapýsý Ýmparatorluk
dönemi baþlarýnda (Ý.Ö. 14. yüzyýl baþý) inþa edilmiþtir.
Hemen doðusunda da Akropolis Kapýsý yer alýr.
Doðusundaki Yan Kapý 34 m. uzunluðundadýr ve büyük taþ
bloklarla yapýlmýþtýr.
a - Çoru
m
m
a - Çoru
Hattuþ
Hattuþa - Çoru
m
Doðu tarafýndaki Kral Yolu, kýrmýzý mermer plâkalarla
kaplý geniþ bir yoldur, içte güneydeki surlarý izler ve
doðuda bir havuzla sonlanýr. Havuzda, olasýlýkla ayinlerde
kullanýlmýþ adak eþyalarý bulunmuþtur. Kapýnýn
kuzeyindeki Güneybatý Holü, Akropolis’e giriþi saðlayan
bir revaktýr. Revakýn alt duvarlarý Ýmparatorluk dönemi
baþlarýna aittir. Giriþ revakýndan geçilen Orta Avlu sekiz
yapýyla kuþatýlmýþtýr. Kamu ve resmi toplantýlar için
kullanýldýðý anlaþýlan avlu, bir tür “Devlet Agorasý” olarak
kabul edilmektedir.
Doðuda, Akropolis’in üst kesiminde Saray yapýlarý yer
almaktadýr. Dýþ kapýlar dýþýnda, Büyükkale’deki tüm
yapýlar, kapýlar ve yollar Ý.Ö. 13. yüzyýla aittir. Akropolis’in
güney ve güneybatý eteklerindeki kesme taþ kalýntýlar Frig
dönemine, Ý.Ö. 7.-6. yüzyýllara aittir. Akropolis’in
66
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
HATTUÞA (BOÐAZKÖY)
eteðindeki kuyuda kývrýlan ve güneybatýdaki kale kapýsýna kadar devam eden yol da yine Frigler tarafýndan
yapýlmýþtýr.
Öte yandan Büyükkale’yi güneyden gelecek saldýrýlara karþý koruyan üç kale bulunmaktadýr. Surlarýn güneyinde 14.
yüzyýl baþlarýna ait Yer (Sfenksli) Kapý ile altýnda 70 m. uzunluðunda ve saldýrý sýrasýnda çýkýþ kapýsý iþleviyle
kullanýlmýþ büyük dehliz (potern) bulunur. Surlarýn doðusunda yer alan Kral Kapýsý’nda bulunan kabartma savaþ
tanrýsý, bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Kapýnýn orijinal görüntüsü, bugüne kadar az çok
korunarak gelebilmiþtir. Surlarýn batýsýndaki Aslanlý Kapý’nýn dýþ yüzleri
aslan kabartmalarýyla süslüdür. Aðýzlarý tehdit edercesine açýk olan
aslanlarýn, kötü ruhlara karþý yapýldýðýna inanýlýr.
Günümüzde Yazýlýkaya olarak adlandýrýlan Hitit Ýmparatorluðu’nun ulusal
tapýnaðý, Hattuþa'nýn 2 kilometre kuzeydoðusunda yer alýr. Doðal kaya
üzerine yapýlmýþ bir açýk hava tapýnaðýdýr. Bu kült alanýnýn önüne
sonradan inþa edilmiþ tapýnak yapýlarý üç farklý döneme aittir.
Ýlk dönemde, kaya tapýnaðýný dýþ dünyadan soyutlayan bir kuþatma duvarý
yapýlmýþ; ikinci evrede anýtsal giriþ yapýsý ile birlikte Hitit geleneðinde bir
tapýnak eklenmiþ; üçüncü dönemde, ana yapýnýn doðu kanadý, küçük
galerinin önünde daha kullanýþlý bir giriþe dönüþtürülmüþtür.
Tapýnakta çeþitli büyüklüklerde dinsel kabartmalar yer almaktadýr.
Tapýnaklarýyla, saraylarýyla, kütüphanesiyle, yazýtlarýyla tam bir dünya
mirasý olan Hattuþa, gelecek kuþaklara aktarýlabilmek için dünya
milletlerinin korumasý altýna alýnmýþtýr.
Hattuþa - Çorum
Hattuþa - Çorum
67
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
NEMRUT DAÐI
r
Sýra : 448
Yeri : Adýyaman
Niteliði : Kültürel
Kriter : i, iii,iv
Onay Tarihi : 11.12.1987
koordinatla
N 37°58'51.20"
E 38°44'24.78"
+37.980888
+38.740216
1881 yýlýnda Diyarbakýr’daki yol yapým iþlerinden sorumlu
Alman mühendis Karl Sester, Nemrut Daðý’nda
tesadüfen karþýlaþtýðý eserler karþýsýnda o denli
büyülenmiþti ki, Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi’ne
yazdýðý heyecan dolu bir mektupta bu eserlerden söz etti.
Bu mektup, Doðu-Batý medeniyetinin 2160 metre
yükseklikteki harikulade buluþma noktasý olan
Kommagene Uygarlýðý’nýn dünya halklarýna tanýtýlmasý
açýsýndan bir ilk adým oldu. Bu ilk adým, Nemrut Daðý’nýn
106 yýl sonra UNESCO Dünya Miraslarý Listesi’ne
girmesiyle son buldu. Sester’in mektubundan sonra
Kraliyet Akademisi tarafýndan bölgeye araþtýrma yapmak
için gönderilen Alman bilimadamý Otto Punchtein ve
ekibi, Nemrut Daðý’nýn tepesindeki tümülüs ve tümülüsün
doðu ve batýsýnda oluþturulmuþ teraslar üzerindeki
devasa heykeller ve kabartmalar üzerinde titiz bir çalýþma
yürütmüþtür.
Uzun çalýþmalarýn ardýndan Grekçe yazýlmýþ bir kitabeyi
çözdüklerinde, bu gizemli uygarlýðýn Kommagene
Nemrut Daðý - Adýyaman
68
Nemrut Daðý - Adýyaman
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
NEMRUT DAÐI
Uygarlýðý olduðunu açýða çýkartmýþ olurlar. Kitabe, bu
muhteþem eserleri yaptýran I. Antiochos’un aðzýndan
yazýlmýþtýr ve Antiochos’un yasalarýný içermektedir.
1953 yýlýnda Amerika Doðu Araþtýrmalarý Enstitüsü adýna
Theresa Goell tarafýndan yapýlan yüzey araþtýrmasý ve
kazýlar sonucunda, Kommagene Uygarlýðý tümüyle
sýrlarýný açýða vurur.
Kommagene, M.Ö. 80 ve M.S. 72 yýllarý arasýnda varlýðýný
sürdüren ve baþkenti Samosata (Samsat) olan bir Anadolu
Uygarlýðýdýr. I. Antiochos, Adýyaman’ýn Kahta ilçesinde
konumlanan bu devletin M.Ö. 69 ve 36 yýllarý arasýnda
hükümdarlýðýný yapmýþ ve gelmiþ geçmiþ en önemli
yöneticisi olmuþtur.
Nemrut
dýyaman
Daðý - A
Yazýlý belgelerden anlaþýldýðýna göre anne tarafýndan
Büyük Ýskender ’den (Yunan-Makedonya), baba
tarafýndan ise Darieos’dan (Pers) gelmektedir. Bu açýdan
Kommagene uygarlýðýnýn yüzü hem doðuya, hem de
batýya dönüktür.
I. Antiochos’un önemi, büyük hedeflerinden gelir.
Antiochos Pers dini ile Yunan dinini birleþtirerek doðu ve
batýyý kucaklayan yepyeni bir maneviyat oluþturmak ve bir
dünya dini yaratmak peþindeydi. Bu amaçla kendisini
Tanrý ilan etti. Tüm Kommagene ülkesine hakim
pozisyonda olan Nemrut Daðý’ný, bu kutsal hedefin
sembolik merkezi yaptý.
Nemrut Daðý
- Adýyaman
Nemrut Daðý’nýn doruðuna kendisi için görkemli bir anýt
mezar ve yýðma taþlardan oluþan, 55 metre yükseklikte ve
150 metre çapýnda devasa bir tümülüs inþa ettirdi.
Tümülüsün üç tarafýný kutsal alanlarýn yer aldýðý üç teras
çevirmektedir.
Doðu, batý ve kuzey teraslarý olarak adlandýrýlan bu
alanlardan doðu ve batý teraslarda; bir sýra izleyen, blok
halinde 8 yontma taþýn üst üste oturtulmasýyla oluþturulan
8-10 metre yüksekliðinde görkemli heykeller, kabartmalar
ve yazýtlar bulunmaktadýr.
Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle baþlar ve ayný
düzende son bulur. Burada aslan yeryüzündeki gücü,
tanrýlarýn habercisi olan kartal ise gökyüzünün gücünü
sembolize etmektedir.
Heykeller her iki tarafta da þu þekilde sýralanmýþtýr: Kral 1.
Antiochos (Theos); Fortuna (Theichye-KommageneTanrýça) Zeus (Oromasdes); Apollo (Mithras-HeliosHermes), Herakles (Ares-Artagnes).
Nemrut Daðý - Adýyaman
69
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
NEMRUT DAÐI
Batý Terasýnda yer alan ve ziyaretçilerin en çok ilgisini
çeken eserlerden biri de Aslanlý Horoskop denilen aslan
kabartmasýdýr.
Kabartmadaki Mars, Merkür Jüpiter gezegenlerinin
konumu incelendiðinde, bunun Kommagene’nin I. Kralý
Mithradates’in taç giydiði geceye; M.Ö. 109 yýlýnýn temmuz
akþamýna denk geldiði görülmektedir. Ýlginç olan bir baþka
nokta da, bu gezegensel konumun önümüzdeki 25 bin yýl
boyunca bir daha yaþanmayacak olmasýdýr.
Antiochos tarafýndan kutsal bir mabede dönüþtürülen
Nemrut Daðý, imparatorluk var kaldýðý sürece ülkenin en
önemli kült yeri olmuþ, kralýn doðum gününün ve tahta
çýkýþýnýn aylýk ve yýllýk kutlamalarý için halkýn ziyaret ettiði
kutsal bir ibadet yeri haline gelmiþtir.
Nemrut Daðý - Adýyaman
Bugün bu bölge dünya halklarýna mal olmuþ yegane
miraslardan biridir ve her yýl çok sayýda ziyaretçiyi
kendisine çekmektedir.
Nemru
t Daðý
- Adýya
man
Nemrut Daðý - Adýyaman
Nemrut Daðý - Adýyaman
70
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS
r
Sýra : 485
Yeri : Denizli
Niteliði : Doðal / Kültürel
Kriter : iii, iv, vii
Onay Tarihi : 9.12.1988
koordinatla
N 37°55'10.40"
E 29°7'21.17"
+37.919555
+29.122547
Efsaneye göre yakýþýklý çoban Endymion, Ay Tanrýçasý Selene ile tam þu anda travertenlerin bulunduðu yerde
buluþmuþ. Mutluluktan kendinden geçip de ineklerini saðmayý unutunca, ineklerin memelerinden süzülen sütler
Pamukkale’yi oluþturmuþ. Pamukkale travertenleri, dünyada eþi benzeri az bulunacak güzellikte bir tabiat
þaheseridir. Daðlardaki kaynaðýndan gelen kalkerli sular zaman içinde çökelip katýlaþarak mucizevi bir görüntü
meydana getirmiþtir.
Pamukkale termal kaynaðýndan çýkan 35° sýcaklýktaki su, 320 metre uzunluðunda bir kanal ile traverten baþýna
gelmekte ve aþaðýya süzülerek yine 300 metre kadar yol kat etmektedir. Kalsiyum tuzlarý ve karbondioksit gazý
içeren termal suyunun, yüzyýllardan beri çeþitli hastalýklarý iyileþtirici etkisine inanýlmýþ ve Pamukkale þifa arayan
hastalarýn en önemli uðrak yerlerinden biri olmuþtur. Bugün de doðal bir varlýk olarak Dünya Mirasý Listesi’nde haklý
yerini almýþtýr.
Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Pamukkale’nin Dünya Mirasý kabul edilmesinin tek nedeni yalnýzca bir tabiat
þaheseri olmasý deðildir. Ayný zamanda birkaç kilometrelik çember içinde, arkeoloji literatüründe “Kutsal Kent”
adýyla anýlan Hierapolis Antik Kenti de yer almaktadýr. Bu sebeple Dünya Mirasý Listesi’ne hem doðal hem de
kültürel varlýk olarak kabul edilmiþtir.
Pamukkale - Denizli
71
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS
Bu açýdan, dünyada yalnýzca 24 tane yer alan ikili
mirastan biridir. Diðerinin de Kapadokya olduðunu
düþünürsek, zenginlikler açýsýndan ne kadar talihli bir
coðrafyada yaþadýðýmýzý daha iyi anlayabiliriz.
Pamukk
Hieropolis’in Kutsal Kent olarak adlandýrýlmasýnýn
nedeni, kentte çok sayýda dinsel yapý ve tapýnaðýn
bulunmasýdýr. Bergama Krallarý’ndan II. Eumenes
tarafýndan M.Ö. 2. yüzyýlda kurulduðu ve Bergama’nýn
efsanevi kurucusu Telephos'un karýsý Hiera'dan dolayý
Hierapolis adýný aldýðý bilinmektedir.
ale - Den
izli
Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin baþkenti
olmuþtur. Kral III. Attalos’un vasiyetnamesi uyarýnca
M.Ö. 133 yýlýnda, Bergama Krallýðý’nýn tüm topraklarýyla
birlikte Romalýlara miras olarak býrakýlmýþtýr. Tamamen
Helenistik kent geleneklerine göre kurulan þehir, üst üste
gelen depremler nedeniyle o kadar çok harap olmuþtur ki,
sonraki onarýmlar nedeniyle giderek tipik bir Roma
kentine dönüþmüþtür. Hieropolis, Bizans döneminde de
önemini korumayý baþarmýþtýr.
nizli
ale - De
Pamukk
Pamukkale -
M.S. 80’li yýllarda Hz. Ýsa’nýn havarilerinden Aziz Philip’in
burada öldürülmesinden sonra, kent 4. yüzyýldan itibaren
Hýristiyanlýðýn merkezlerinden biri haline gelmiþtir.
Bizans döneminde Hierapolis piskoposluk merkezi
olmuþ ve Aziz Philippus adýna büyük bir kilise inþa
edilmiþtir. Kent, 14. yüzyýlda Bizanslýlarýn terk
etmesinden sonra iskân görmemiþtir.
Yapýlan çalýþmalarda ortaya çýkarýlan yapýlarýn büyük bir
bölümü Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Yalnýz
Gymnasium ile 20 bin kiþilik tiyatronun Helenistik
döneme ait olduðu düþünülmektedir.
Denizli
Hieropolis kentinin en büyük yapýlarýndan biri Roma
Hamamý’dýr. Yapýnýn doðusunda Palaestra (güreþ ve
beden eðitimi yapýlan bölüm) yer almaktadýr. Güney ve
kuzeyindeki iki büyük oda imparatorlar tarafýndan
törenlerde kullanýlmak için yapýlmýþtýr.
Hamamýn belirli bir bölümü, 1984 yýlýndan beri Hierapolis
Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzede
Hierapolis kazýlarýndan çýkan eserlerin yanýnda
Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu)
vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadýr.
ile
lemi
ir
ya M
Dün
mb
asý A
le
ukka
Pam
Hamamýn güneyinde, 12. yüzyýla ait olduðu belirtilen
Bizans evleri bulunmuþtur. Hamamýn doðusunda, üç nefli
72
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS
Büyük Kilise bulunmaktadýr.
Kilisenin Hieropolis psikoposluðun merkezi olduktan
s o n r a y a p ý l d ý ð ý d ü þ ü n ü l m e k t e d i r. K i l i s e n i n
kuzeydoðusunda, kentin merkezini oluþturan bölümde
Sütunlu Cadde yer alýr. Apollon, Hieropolis’in baþ
tanrýsýdýr ve caddenin kuzeydoðusunda adýna yapýlmýþ
büyük bir tapýnak bulunur. Nymphaion (anýtsal çeþme
yapýsý), Apollon Tapýnaðý’nýn önündedir. Yerleþimin
kuzeyindeki büyük boyutlu ve iyi korunmuþ mezarlýk
(nekropolis), geçmiþin en etkileyici mezarlýklarýndan biri
olarak kabul edilmektedir.
Sütun
lu Ha
vuz -
Yolun iki tarafýnda yaklaþýk 1 kilometrelik bir alaný
kaplamaktadýr. Geç Helenistik Dönemden Erken
Hýristiyan Dönemine kadar ilginç lâhitleri, mezar tipleri ve
mezar anýtlarý ile dikkat çekicidir. Çoðu yazýtlý olan
lâhitlerin bir bölümü de bezemelidir.
Pamu
kkale
Antikçað ve Bizans’ýn önemli merkezlerinden olan
Hierapolis, travertenlerin büyüleyici güzelliði ile
oluþturduðu mükemmel bütünlük sayesinde, gerçek bir
Dünya Mirasý sayýlmaya hak kazanmýþtýr.
lis
Hierapo
Travertenlerde Anýt Mezar - Pamukkale
73
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
XANTHOS - LETOON
r
Sýra : 484
Yeri : Muðla & Antalya
Niteliði : Kültürel
Kriter : ii, iii
Onay Tarihi : 9.12.1988
koordinatla
N 36°21'21.71"
E 29°19'2.57"
+36.356030
+29.317380
Ýlkçað’da Fethiye-Antalya arasýnda büyük bir uygarlýk kuran
Likya Birliði’nin iki büyük þehri, Xanthos ve Letoon 1988
yýlýnda Dünya Mirasý kabul edilmiþ ve uluslararasý bir iþbirliði
çerçevesinde korunmaya alýnmýþtýr. Fethiye’ye 46 kilometre
uzaklýktaki Kýnýk Köyü yakýnlarýnda bulunan Xanthos antik
kenti, Likya birliðinin idari merkezidir.
ölümüne savaþa girerler.
Böylece Harpagos’un elinde yalnýzca insansýz, virane bir
þehir kalýr. Bu karmaþadan sað salim çýkan seksen aile ise
sonradan gelecek göçmenlerle birlikte kenti yeniden
kuracaklardýr.
Büyük Ýskender’in seferi sýrasýnda önemli bir direniþ
gösteren, M.Ö. 309’dan itibaren Mýsýr hanedaný
Ptolemaioslarýn ve daha sonra Suriye Kralý III. Antiokhos’un
egemenliðini kabul etmek zorunda kalan þehir, M.Ö. 2.
yüzyýlda Likya Birliði’nin baþkenti olacaktýr. + M . S . 4 2
yýlýnda Romalý Brutus tarafýndan yerle bir edilecek, daha
sonra Ýmparator Marcus Antonius’un emriyle yeniden inþa
edilecektir. Bu dönemden kalma pek çok Roma yapýsý kenti
süslemektedir.
Tarihçiler bu kentin defalarca yerle bir olup, sonra küllerinin
arasýndan yeniden doðabilmeyi baþardýðýný yazmaktadýrlar.
Homeros, Sarpedon yönetimindeki Xanthoslularýn Truva
savaþlarýna katýldýðýný yazar. Þehir, M.Ö. 546 yýlýnda Pers
Kumandaný Harpagos tarafýndan kuþatýlýr.
Tarihçi Herodot’un anlattýðýna göre kahramanca karþý
koymalarýna raðmen çaresiz duruma düþen kent halký, bu
durumu gururlarýna yediremez ve kadýnlarý, çocuklarý, köleleri
ve hazineleri kaleye doldurup, ateþe verirler ve sonra da
Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya
74
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
XANTHOS - LETOON
Bizans Ýmparatorluðu döneminde piskoposluk merkezi olan ve
buna uygun olarak yapýlanan þehir, 7. yüzyýldan sonra Arap
akýnlarý nedeniyle tümüyle terk edilecektir. Þehirde bugün
Akropolise açýlan Hellenistik giriþ kapýsý, Roma Ýmparatoru
Vespasianus anýsýna yapýlan kemer, Neredler anýtýnýn kalýntýlarý,
hâlâ saðlam duran Roma tiyatrosu ve çevresindeki lahitler,
Harpyler anýtý ile Bizans bazilikasý ve agora, Pillar anýtý ve aslanlý
mezar kalýntýlarý görülebilir. Kent kalýntýlarýnýn önemli bir bölümü,
1838 yýlýnda kazýyý yürüten Charles Fellows tarafýndan Londra’ya
götürülmüþtür. Þu anda bu eserlerin tümü, British Museum’un
Likya Eserleri bölümünde sergilenmektedir.
Xanthos’a 4 kilometre uzaklýkta bulunan Letoon ise, Tanrý Apollon
ve Tanrýça Artemis’in annesi Leto adýna kurulmuþ ve uzun yýllar
boyunca Likya Uygarlýðýnýn dini merkezi rolünü üstlenmiþtir.
Geçmiþi M.Ö. 8. yüzyýla kadar geri giden kent, týpký Xanthos gibi,
M.S. 7. yüzyýlda terk edilmiþtir. Letoon’un en önemli kalýntýlarý,
yerleþim merkezindeki kutsal alanda bulunan teras üzerindeki üç
tapýnaktýr ve bunlar ana tanrýça Leto ile çocuklarý Artemis ve
Apollon adýna yapýlmýþtýr. Kentin batýsýndaki Leto Tapýnaðý, M.Ö.
5. yüzyýlýn sonlarýna doðru Kral Arbinas tarafýndan inþa ettirilmiþtir.
Bu tapýnaðýn yerine, M.Ö. 150’lerde Ýon düzeninde Leto'ya adanan
yeni bir tapýnak yapýlmýþtýr. Ýyi durumda bulunan bu tapýnaðýn
yakýnýndaki Artemis Tapýnaðý Ýon düzenindedir ve M.Ö.. 4. yüzyýla
aittir.
Doðudaki harap durumda bulunan Apollon Tapýnaðý ise Helenistik
dönemde Dor düzeninde yapýlmýþ ve Bizanslýlar zamanýnda büyük
ölçüde tahrip edilmiþtir. Kutsal bölümünde (cella) yer alan
mozaikte, Apollon’un liri ile Artemis’in ok ve sadaðý betimlenmiþtir.
Tapýnaðýn yakýnýnda bulunan ve Grekçe, Aramice ve Likya dilinde
yazýlmýþ bir kararnameyi içeren 358 tarihli yazýt günümüzde
Fethiye Müzesinde bulunmaktadýr. Güneydoðuda ise, M.Ö. 4.
yüzyýla ait küçük bir Manastýr ve bir Kilise kalýntýsý görülmektedir. 4.
yüzyýla tarihlenen kilisenin mozaikleri dikkat çekicidir. Tapýnaklarýn
yaklaþýk 100 m. uzaðýndaki tepenin eteðinde, henüz kazýsý
yapýlmamýþ bulunan Tiyatro yer almaktadýr. Yapýnýn Roma
dönemine ait olduðu düþünülmektedir.
Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya
Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya
Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya
75
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
SAFRANBOLU ÞEHRÝ
r
Sýra : 485
Yeri : Karabük
Niteliði : Doðal / Kültürel
Kriter : ii, iv, v
Onay Tarihi : 17.12.1998
koordinatla
N 41° 14'43.31"
E 32°41'36.25"
+41.2453639
+32.6934028
Safranbolu, evleri, sokaklarý, camileri, türbeleri, mezarlýklarý,
anýtlarýyla tam bir Müze Kent görünümündedir. Homeros’un
Ýlyada adlý eserinde Paplagonya ismiyle anýlan kent, çok özsel
konumu nedeniyle Paleolitik çaðdan bu yana insan
yerleþimine açýk olmuþtur.
Kuzey Anadolu’nun batý kesiminde, Karabük iline baðlý
Safranbolu ilçesinde sýrasýyla Persler, Helenler, Romalýlar,
Bizanslýlar, Daniþmendoðullarý, Çobanoðullarý, Selçuklular,
Candaroðullarý Beyliði ve Osmanlýlar egemen olmuþlardýr. 14.
yüzyýlýn baþlarýndan bu yana Türklerin hakimiyetinde olan
Safranbolu, özellikle 18. yüzyýlda Asya ve Avrupa arasýndaki
ticaretin önemli bir merkezi olmuþtur.
Safranbolu adýný, o bölgede yetiþmekte olan «safran» bitkisini
alýr. Safran bugün ilaç ve baharat sanayinden, kumaþ
boyamaya dek uzanan geniþ bir alanda kullanýlmaktadýr.
Yemeklere lezzet verdiði gibi, þifalý özelliklere de sahiptir.
Bunun yaný sýra kendi aðýrlýðýnýn 100 bin kat suyu sarýya
boyama gücünden dolayý, tekstil sektöründe kullanýlmaktadýr.
Bugün uluslararasý piyasalarda gramaj fiyatý altýnla yarýþan
safran üretimini yeniden canlandýrabilmek için, Safranbolu’da
çeþitli giriþimlerde bulunulmaktadýr.
Safranbolu “Þehir” diye adlandýrýlan kýþlýk bölgeyle, yazlýk
biçiminde kullanýlan “Baðlar” bölgesinden oluþur. “Þehir” alaný,
yönetim merkezinin bulunduðu kale ile alýþveriþ merkezlerinin
Sahip olduðu zengin insanlýk mirasýnýn yaný sýra, bu mirasý bulunduðu çarþýyý kapsadýðý gibi, evlerin bulunduðu Akçasu,
çevresel dokusu içinde büyük bir baþarýyla korumaktaki Gümüþ, Musalla, Kýranköy ve Tabakhane semtlerini de içine
durumundan dolayý 1984 yýlýnda UNESCO’nun Dünya Mirasý alýr. “Baðlar” bölgesi ise, iklim olarak yazýn yaþamaya daha
Listesi’ne girmiþtir.
elveriþli olan ve yazlýk evlerin bulunduðu kýsýmdýr.
Safranbolu - Karabük
76
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
SAFRANBOLU ÞEHRÝ
Safranbolu’nun en önemli özelliði, 18. ve 19. yüzyýl Osmanlý
kentsel dokusunu bozulmadan günümüze dek taþýmasýdýr.
Yaklaþýk 2000 civarýndaki geleneksel Safranbolu evi kalabalýk
aile yapýsýný, komþuluk iliþkilerini, kültürel gelenekleri,
ekonomik refahý ve yöredeki iklim özelliklerini mükemmel bir
biçimde aksettirir.
Genelde iki-üç katlý, 6-8 odalý ve cumbalý yapýlardýr. Her
odasýnda fazla sayýda pencere bulunur. Evler, bir sanat
eseriymiþçesine titizlikle meydana getirilmiþtir. Taþ ve ahþap
iþçiliðinin en nadide örneklerine rastlamak mümkündür. Tavan
ve duvar süslemeleri, merdiven korkuluklarý ve kapý
tokmaklarý, izleyenleri zaman makinesine koyup geçmiþe geri
götürür sanki.
Evlerde iþlevsellik kadar, estetik kaygýlarýn da bu kadar ön
planda olmasý, günümüz þehirciliðine örnek oluþturacak
niteliktedir. Evlerin sokak içindeki konumlarý, komþuluk
iliþkilerini ön plana çýkarýr. Genel olarak taþ ve kerpiç örgülü
olan duvarlar beyaz badanalýdýr ve evler bakýmlýlýklarýyla
dikkat çeker.
Meyve bahçeleri içindeki konumlarý ve fýskiyeli havuzlarý,
evlere ayrýca güzellik katar. Safranbolu’da özensiz ve derme
çatma yapýlmýþ hiçbir þeye rastlamak mümkün deðildir. Amaç
hayatý güzelleþtirmek, estetize etmektir çünkü. Ayrýca evlerin
«çevreye saygýlý» olarak tasarlandýðý bugünün mimarlarýnca
dikkat çekilen bir baþka konudur. Doða-insan-ev iliþkileri
titizlikle düþünülmüþ ve evler buna uygun olarak tasarlanmýþtýr.
Komþuya saygý egemen olduðu için, hiçbir ev bir diðerinin
görüþünü kapatacak þekilde inþa edilmez. Zira manzaraya
verilen önem, Safranbolu evlerinde dikkat çeken bir baþka
özelliktir.
Safranbolu - Karabük
Hititlerden beri iskân gören bölgede ayrýca baþta Eflani olmak
üzere, çok sayýda höyük ve tümülüs, kaya mezarý ve
kabartmalar bulunmaktadýr. Güneydeki Sipahiler köyünde
bulunan bir Roma tapýnaðý da ayrýca dikkat çekmektedir. 1309-
Safranbolu - Karabük
Safranbolu - Karabük
77
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
SAFRANBOLU ÞEHRÝ
1340 yýllarý arasýnda yapýldýðý tahmin edilen Cami-i Kebir
mahallesindeki Eski Cami de (Gazi Süleyman Paþa Camii)
kentin tarihi dokusunu oluþturan dünya miraslarýndan biridir.
Candaroðlu Beyliði’nin baþýnda bulunan Þücaüddin Süleyman
Paþa tarafýndan yaptýrýldýðý düþünülmektedir. Yanýndaki gazi
Süleyman Paþa medresesini Abdülmecid 1845/1846 da
onartmýþtýr. Ayný bölgede bulunan eski hamam da 1322’den
sonra inþa edilmiþtir.
Candaroðlu dönemine ait Taþminare Camii; 1662’de yapýlan,
içerisi geç dönem kalem iþleriyle bezenmiþ bulunan Köprülü
Mehmet Paþa Camii; Hidayet Aða tarafýndan 1719’da
yaptýrýlan Hidayetullah Camii; 1779 tarihini taþýyan Kazdaðlý
Camii; diðer camilerden farklý olarak kesme taþlarla kaplanmýþ
olan 1796 tarihli Ýzzet Mehmed Paþa Camii de Safranbolu’nun
sayýlabilecek diðer güzellikleri arasýndadýr.
Safranbolu - Karabük
Safranbolu - Karabük
Safranbolu - Karabük
Safranbolu - Karabük
78
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
TRUVA
r
Sýra : 849
Niteliði : Doðal / Kültürel
Kriter : ii, iii, vi
Onay Tarihi : 2.12.1998
koordinatla
N 39°57'25.71"
E 26°14'22.43"
+39.9571417
+26.2395639
Büyük ozan Homeros, dünya kültürünü meydana getiren yapý taþlarýndandýr. Bugün hiçbir Batýlý eðitim sistemi yoktur ki, Homeros’u
müfredatýnda baþ köþeye yerleþtirmesin. Homeros’u bilmeyen, tanýmayan, onun baþ eserlerini okumayan bir öðrenciye rastlamak
bile zordur.
Peki Homeros kimdir? Homeros, iki devasa baþyapýtý, Ýlyada ve Odysseia’yý insanlýða armaðan etmiþ büyük þairdir. Eserlerinde
Truva’yý ve Truva Savaþý’ný konu alýr. Truva ise, bugün Çanakkale ilimiz sýnýrlarý içinde yer almaktadýr. Ýþte bizler için gerçek bir gurur
kaynaðý. Efsane antik mitolojiye kadar geri uzanýr. Paris, Sparta kralý Menelaos’un eþi dünya güzeli Helene’yi kaçýrýp memleketi
Truva’ya götürür. Bunun üzerine Akhalýlar büyük bir ordu oluþturup Truva’ya akýn eder. Fakat Truvalýlarýn kahramanca direniþi,
savaþýn on yýl boyunca devam etmesine yol açar. Artýk iyice yorulan Akhalý general ve askerler, sonunda bir hileye baþvurmak
zorunda kalýrlar ve çok büyük bir tahta at inþa edip, Truva kale surlarýnýn önüne býrakýrlar. Atý býraktýktan sonra gemilere binip
uzaklaþan Akhalý askerleri gören Truvalýlar, sonunda savaþýn bittiðine inanýrlar ve bir armaðan olduðunu düþündükleri atý içeri
alýrlar. Halbuki atýn içinde en usta savaþçýlar saklanmaktadýr. Truvalýlar gece boyunca kutlama yapýp, yorgun argýn yataklarýna
uzandýklarýnda askerler tahta attan çýkar ve kenti ele geçirirler.
Bu efsanevi savaþýn hikayesi, Homeros’un da katkýsýyla binlerce yýldýr aðýzdan aðza dolaþmaktadýr. Yakýn zamanda çekilen Truva
filmi, efsanenin daha da tanýnmasý açýsýndan çok büyük rol oynamýþtýr. Bu destansý kenti görmek için her yýl binlerce yabancý turist
Çanakkale’ye akýn etmektedir.
Çanakkale iline baðlý Tevfikiye köyü yakýnlarýnda bulunan ve günümüzde “Hisarlýk” adýyla anýlan Truva, ilk defa 1871 yýlýnda H.
Truva - Çanakkale
79
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
TRUVA
Schliemann tarafýndan kazýlmýþtýr. Schliemann aslýnda Truva
kralý Priamos’un hazinesinin peþindedir ve ören yerinin belirli bir
bölgesini önemli ölçüde tahrip eder. Daha sonra W. Dörpfeld ve
C. Blegen’in baþlattýðý kazýlarla, efsanevi Truva kenti toprak
altýndan çýkarýlmaya baþlanýr. Kazýlarý 1988 yýlýndan beri Manfred
Korfmann sürdürmektedir.
le
anakka
Ç
Truva -
Doðal afetlerle ve savaþlarla tarih boyunca dokuz kez yýkýlan
Truva, bugün dokuz katmanda incelenmektedir. Truva’daki en
erken yerleþim katý M.Ö. 3000-2500 ile erken Bronz Çaðý’na
tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleþim gören Truva
katmanlarý M.Ö. 85 – M.S. 8. yy.’a tarihlenen Roma Dönemi ile
sona ermektedir.
Truva I’de döneme özgü olarak örülmüþ balýk sýrtý duvarlar ile,
aletlerde bakýr ve bronz kullanýmýna rastlanmaktadýr. Truva II
döneminde çark kullanýlmaya baþlanmýþ, gümüþ ve elektrondan
yapýlmýþ takýlar, süs eþyalarý ve kaplar bulunmuþtur. Truva III-IV
ve V dönemleri MÖ. 2200-1800 tarihleri arasýna denk
düþmektedir ve bu süre içinde uygarlýðýn yeni bir geliþme
gösteremeyip, kendini tekrar ettiði görülmektedir.
Truva III döneminde moloz taþlarla yapýlmýþ bitiþik küçük evler ve
dar sokaklara rastlanýr. Sur duvarlarý da tümüyle taþtandýr. Kap
biçimlerinde küçük deðiþimler görülür; çan biçimli kaseler,
maþrapalar ve gaga aðýzlý testiler ortaya çýkmýþtýr.
Truva - Ç
a
nakkale
anakkale
Truva - Ç
Erken Tunç Çaðýnýn son yerleþmesini oluþturan Truva IV’te sur
duvarlarýnýn bile bulunmadýðý anlaþýlmaktadýr. Kil döþemeli taþ
temel üzerine kerpiçten yapýlmýþ evlerin avlularýnda, ilk kez
olarak kubbeli fýrýnlar açýða çýkarýlmýþtýr. Erken Tunç Çaðýndan
Orta Tunç Çaðýna geçiþi oluþturan Truva V’te ise, yerleþim
alanýnýn basit bir surla çevrildiði anlaþýlmaktadýr.
Evlerin mimari özellikleri deðiþmeden kalsa da, duvarlarda daha
özenli bir iþçilik dikkati çekmektedir. Kubbeli ocaklar, arý kovaný
tarzýnda fýrýnlar gibi mekan içi malzemelerde görülen yenilikler,
yaþam biçiminde küçük de olsa bir geliþmenin iþareti olarak
yorumlanmaktadýr. Truva VI, ev ve surlarýnda görülen yetkin
iþçilik ve estetiðin yaný sýra, kent planlamasý alanýnda da
çaðdaþlarý arasýnda en güzel, düzenli ve sýra dýþý kentlerden biri
olarak kabul edilmektedir.
Bu dönemde, Truvalýlarýn kültürel olarak altýn çaðlarýný
yaþadýklarý bilinir. Fakat kent, büyük bir deprem sonucunda yok
olmuþtur. Truva VII’nin ilk dönemi, bazý araþtýrmacýlara göre
Priamus’un kentidir ve Homeros’un eserlerinde dile getirdiði Ilion
da bu döneme aittir. Kent Akhalar tarafýndan büyük ölçüde tahrip
edilmiþ, ardýndan kente geri dönen Truvalýlar tarafýndan yeniden
inþa edilmiþtir.
Truva - Çana
kkale
Daha sonraki süreç, kültürel bir deðiþimin baþlangýcýna tanýklýk
eder ve Helenistik etkinin iþaretlerini verir. Truva VIII’de görülen
ve kazýlarda ortaya çýkarýlarak “Yukarý Temenos” olarak
adlandýrýlan ilk Helenistik yapý, kentin güneybatýsýnda yer alýr.
Duvarýn ortasýndaki sunak taþý dikkat çekicidir. Temenos’un
kaplamalý kuzeydoðu duvarý, Helenistik dönemin özenli taþ
80
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri
TRUVA
iþçiliðinin kaliteli örneklerini sunar.
Yukarý Temenos’un güneyindeki, “Aþaðý Temenos” olarak
adlandýrýlan kutsal alanda, Helenistik Döneme ait iki sunak taþý
bulunmaktadýr. Helenistik dönemde kentte inþa edilmiþ en
önemli yapý ise, kentin kuzeydoðusundaki Athena Tapýnaðý’dýr.
Bu yapýdan Homeros da söz etmektedir. Büyük Ýskender
zamanýna mal edilen yapý, onun komutanlarýndan Lysimakhos
zamanýnda (M.Ö. 323-281) inþa edilmiþtir. Truva IX, Roma
dönemine denk düþer. Romalýlar, Aphrodite’nin oðlu ve Truva
Savaþý kahramaný Aeneas’ýn atalarý olduðuna inandýklarý için,
“Ilion”a büyük önem vermiþlerdir.
Truva - Çanakkale
Bu dönemde, Athena Tapýnaðý’nýn temenosu geniþletilmiþ ve
birçok yeni yapý inþa edilmiþtir. Tapýnak dört yandan, her biri
seksen metre yüksekliðindeki sütunlarla kuþatýlmýþtýr. Athena
Tapýnaðý’nýn güneydoðusu ile surlar arasýnda kalan alanda da
birçok Roma yapýsýna rastlanýr. Bu döneme ait önünde mozaik
döþemesi bulunan yapý kalýntýsý, tiyatro ve bouleuterion (Meclis
Binasý) oldukça etkileyicidir.
Truva - Çanakkale
Truva’dan elde edilen arkeolojik bulgular, bugün Çanakkale ve
Ýstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Bölge 1996
yýlýnda “Tarihi Miliî Park” ilan edilmiþ ve 1998’de UNESCO ile
imzalanan sözleþme çerçevesinde, tüm dünya milletlerinin
ortak mirasý olarak kabul edilmiþtir.
Truva - Çanakkale
81

Benzer belgeler