Türkiye`de! - www.autowritetr.com

Transkript

Türkiye`de! - www.autowritetr.com
YIL: 13
SAYI: 161
ARALIK 2015
www.autowritetr.com
Ford Mustang:
Türkiye’de!
Aralık 2015 www.autowritetr.com
1
Editörden
Merhaba,
Bir sene sonu yazısı daha geldi çattı.
Ne kadar çabuk zamanı geldi,
12. yazının.
Oysa, Ocak sayısının yazını “hoş geldin yeni yıl” diye daha yeni yazmış ve
yayınlamıştım.
Bu yaşta çok mu hızlı geçmeye başladı
12 ay, yoksa bana mı hızlı geliyor?
Ne güzel ve ne umutlu 2015 dileklerimiz vardı halbuki. İyisiyle kötüsüyle bir
yılı daha deviriverdik; farkında mıydık
bilemedim? Zamanın hızlı geçmesi
ve değişkenlerin en değişken olduğu
sistemde bana çok hızlı geldi. Sizleri
bilmem.
Yayıncılıkta bir sene daha eskidik.
DÜNYA GAZETESİ (1984) ile başlayan
otomobil yayıncılığı serüvenim, 31.
Yılında AUTO WRITE Grubu ile devam
etti. Şartlar izin verdiği sürece de inşallah 2016’da da devam edecek. İnşallah, geçen seneden daha iyi bir sene
geçireceğim. Zira, değişim ve gelişim
durmayacak. Yeniliklerin arttığı gibi
AUTO WRITE Grubu olarak, yeniliklerimiz de yenilenerek devam edecek. Tabi
şartlar izin verirse.
Bu sene zaten çok harala gürele ile
geçen bir sene oldu.
2015 adını “terör”le geçen bir yıl olarak
yazıldı tarih sayfalarına. Bombalar patladı, silahlı çatışmalar yaşandı. Kayıplar
fazla oldu. ”İstikrar” kelimesi en önemli
kelime oldu bence. En son savaş çığlıkları atılmaya başlandı. Allah korusun bir
bu eksikti.
Seçim yaşadık, terör olayları tavan
yaptı, hükümetler kuruldu-kurulamadı,
aramıza yeni insanlar katıldı, bazılarını
ebediyete yolladık, yeni otomobiller
piyasaya çıktı, yeni vergiler geldi hayatımıza, yeni cezalar türetildi işlerimize,
biraz para kazandık, kazandığımızdan
fazlasını harcadık ya da borçlandık,
kimimiz yeni yerlere gitti, kimimiz
eskiden gittiği yerlere gidemedi, daha
fazla yedik, biraz daha kilo aldık ama
aldığımız kiloları vermek için yeni hareketler keşfetmeye çalıştık, ki bir çoğunu
veremedik. Yeni yemekler keşfettik
ama eski lezzet arayışları da hiç bitmedi
zira, eski tatları bulamadık daha. İçecek
konusunda eskiye bağlılığımız devam
ediyor. İzin verildiği sürece de devam
etsin diye, kredilerimizi daha dikkatli
kullanmaya çalıştık (Zaman zaman
gençliğe özensek de!).
Biraz daha beyaz saç- sakalımız arttı.
Belki, biraz daha saçımız döküldü. Göz
derecelerimiz bir miktar daha büyüdü.
Refleksler mi, aman o eksik kalmasın
onda da saniyenin binde biri! kadar
yavaşlamalar oldu. Dişler mi? Aman
dikkat!
Çocuklarımız ki, Allah sağlık ve uzun
ömür versin, bir sene daha büyüdüler
(sormayın dilleri daha hızlı büyüdü),
masrafları da aynı oranda büyüdü.
Eşlerimiz, annelerimiz, hala, teyzelerimiz bir sene daha gençleşti. Onlarla
aramızdaki yaş farkı bir yıl daha arttı.
Büyüklerimiz ile de, birbirimize daha
yaklaştık. Ben bu sene durmak istedim
ama daha çözüm bulamadım.
Otomobillerimizin kilometreleri bir
miktar daha fazlalaştı, o oranda lastiklerimiz biraz daha eskidi. Doğal olarak
araçlarımız da bir yaş daha yaşlandı.
Ama yenilerine alışmak bir o kadar da
kolay oldu. Daha güvenli otomobillerle
eskileri değiştirmek, daha ekonomik ve
daha teknolojik araçlara doğru yöneldik.
Çünkü, teknolojiyi çok seviyoruz.
Bu konu sadece otomobil ile de sınırlı
değil. Yeni telefonlar, televizyonlar,
daha hızlı bilgisayarlar akıllı klimalar,
ocaklar hatta akıllı evler hayatımıza girdi. İnternet hızlandı. En önemlisi “para
harcama” en hız kazanan kısım oldu.
Yaptığımız her şey daha HIZLI olmaya
başladı. Araçlar hızlandı, her konuda
bekleme sürelerimiz azaldı ama TRAFİK’te tam ters orantı ortaya çıktı. Yeni
zaman geçirme sistemlerine en son
“trafikte geçen zaman” eklenmişti ki,
geçen sene de çok önemli bir olgu oldu.
Bu arada otomobil satışları bu sene
tüm sıkıntılara rağmen iyi bir satış grafiği yakaladı. Ekonomik durum yüzünden
nasıl olduğunu anlayamasam da, sevindirici ama yeni seneden de korkum
var. 2015 rakamlarını yakalamak veya
geçmek için neler yapılabilir bilemedim. Çünkü, 2016’ya karamsar bakmak
istemiyorum. O yüzden de temennim
“inşallah” ın ötesine geçemiyor.
Yeni yıl, TÜRKİYEMİZE iyi gelsin.
Yazıma ekleyecek daha çok konu bulabilirim. İşte o yüzden İYİ DİLEKLERİMLE
yazımı bitirmek istiyorum.
2016 senesi hepimize başta sağlık,
başarı, akıl, ahlak, saygı ve sevgi
getirsin. Parayı söylemiyorum bile
HEPİMİZE çok para getirsin.
Yeni sene hepimize yeni ufuklar açsın.
HEPİMİZE İYİ BİR SENE DİLERİM.
Sevgilerimle
Zira, yenilenen binalar yüzünden özellikle İstanbul’un durumu içler acısı hale
geldi. İstanbul’da rahat kıta değiştirmek
için belki, 3 köprü daha gerek sanki.
Netice, maliyetleri daha nasıl azaltırız
düşüncesi ile akıp geçen bir yıl oldu
sanki 2015.
Babür
2016 Model Lamborghini
Huracan Lp 610-4 Yeniliklerle
Geliyor
2
014’te pazara başarılı bir giriş
yapan Lamborghini Huracan LP
610-4, şimdi bir dizi yenilikle birlikte siparişe hazır durumda. Yeni özellikler, verimlilik, sürüş kabiliyeti ve lükse
odaklanırken, 2016 yılı modellerinde
tüm bu özellikler mevcut.
Standart olarak hem Huracan Coupe’lerde hem de yeni lanse edilen Spyderver-
siyonunda motor verimliliğini iyileştiren
silindir deaktivasyon özelliği yer alırken,
bu defa bu fonksiyon ilk kez atmosferik
V10 motorlarında da yer alıyor. Tam motor kapasitesi gerekmediğinde, silindir
dizilerinden biri kapanıyor ve 10 silindirden 5’i geçici olarak deaktive oluyor. Sürücü hızlandığında ise, kendisi gerçekte
hiçbir şey fark etmezken, sistem anında
10 silindirli moduna geri dönüyor. Bu
özellik, yakıt tüketimini azaltırken, CO2
emisyonunu da 283 g/km’ye düşürüyor.
Elektronik olarak kontrol edilen 4WD
sisteminde yapılan ince ayarlar, özellikle
STRADA modunda, daha nötr ve hatta
daha gelişkin bir sürüş tarzı sunuyor.
Huracan’ın sunduğu renk ve biçim özelliklerinde de önemli yenilikler var. İç ta-
sarımında, kapı kolları ve merkezi konsolun tüm üst kısımları standart olarak
deriden yapıldı. Havalandırma bölümleri
ise seçkin bir tarzda mat siyah renginde.
Marka’nın, müşteriye özel düzenleme
programı olan Lamborghini Ad Personam, iç cephede kişiye özel değişiklikler
yapma imkanı sunarken, dış cephede de
geleneksel renkler ve mat boyalar gibi
seçenekler sağlıyor. Tam Ad Personam
programı, otomobil sahiplerine, araçlarında tümüyle kendi kişisel zevklerine
uygun düzenlemeler yapma imkanı sunuyor.
Seçenekler programı da eskisine göre
genişletildi. Lamborghini’nin Sensonum
ses sistemini de kapsayan yeni seçenekler eklendi. Sistem, özel Sensonum
işareti taşıyan altıgen şeklindeki ses
filtrelerinden, 10 kanallı hoparlörleri ve
yine 10 adet ses yükselticisiyle 390
Watt RMS sağlayabiliyor.
Lamborghini’nin, tercihe bağlı olan ve
özgün görünüme sahip parlak siyah
egzoz boru uçlarıyla dikkat çeken spor
egzoz sistemi ise artık dünya çapındaki
bütün satış noktalarında bulunabiliyor.
Motor bölümündeki yeni LED aydınlatması, tercihe bağlı şeffaf motor kapağı
ve fiber karbon motor bölmesiyle birleştirilebiliyor. Hız Sabitleme sistemi
de özel olarak ayarlanabiliyor. Seyahat
paketinde önde ve arkada ilave eşya fileleri, ilave bir 12V ek çakmak ve bardak
tutacağı da bulunuyor. Automobili Lamborghini, Huracan Coupe’nin iki tekerden çekiş sistemine sahip
versiyonu Lamborghini Huracan LP 580-2’nin tanıtımını
gerçekleştirdi. Arkadan itiş sistemine göre özellikle tasarlanan ve geliştirilen Huracan LP 580-2, dinamik yeni
görünümü, daha güçlü bir Lamborghini sürüş hissi oluşturmak için yeni bir paketle birleştiriyor.
Yeni Huracan LP 580-2, gerçek bir sürüş deneyimi sunacak şekilde geliştirildi ve ayarlandı. Atmosferik V10
gerçek zamanlı bilgi akışı sunuyor: ESC de tüm yol tutuş
koşullarına uyum sağlayacak şekilde geliştirilmesine
rağmen tüm sürüş modlarında arkadan çekiş sürüş davranışını ön plana çıkarıyor.
Lamborghini’den Arkadan
İtişli Yeni Huracan Lp 580-2…
5.2 litre motoru, arka aksa 580 HP güç aktarırken, Huracan LP 580-2’nin ağırlığı da yalnızca 1.389 kilogram
ile bir önceki dört çekerli versiyona göre 33 kilogram
daha düşük.
A
ğırlık dağılımı da önde yüzde 40, arkada yüzde 60
olarak ayarlandı ve böylece ön akstaki devinimsizlik
de azaltıldı. Tamamen yenilenen güç yönetim yapısı,
değiştirilmiş kapsayıcı süspansiyon, yeni direksiyon yapısı ve
yeniden ayarlanmış stabilite ve çekiş gücü kontrolleri, sürücüyü mümkün olan en yüksek düzeyde yola bağlıyor. STRADA, SPORT ve CORSA olarak sıralanan Lamborghini sürüş
modu seçenekleri de yüksek direksiyon kabiliyeti sağlayacak
ve gerçek arka tekerden itişdeneyimini ön plana çıkaracak
şekilde ayarlandı.
Huracan LP 580-2’deki sürücüyü içine alan, iki çekişli sürüş
sisteminin sportif eğlencesi, tamamen kapsayıcı teknolojisi
ve mevcut Huracan LP 610-4’ün dört çekerli sürüş deneyimi
ile Huracan LP 610-4 Spyder’ın yaşam tarzı cazibesini birleştirmesi sayesinde mevcut Huracan serisini de mükemmel bir
şekilde tamamlıyor.
TASARIM
Lamborghini Huracan LP 580-2, aynı ailenin dört çekerli stabil modeline göre bariz farklılıklar taşıyor. Huracan LP 5802’nin ön ve arka yapısı, genç, taze ve daha iddialı bir görünüm
ortaya çıkaracak ve havacılık alanından esinlenilen tarzını ön
planda tutacak şekilde yeniden tasarlandı.
Huracan LP 580-2’nin tasarımındaki her bir ayrıntı, Centro
Stile tasarımcıları ve Lamborghini’nin aerodinamik uzmanlarının yakın işbirliği sonucunda fonksiyonun estetiğini ortaya
çıkarıyor. Geniş, yeni geliştirilen ön hava girişleri, ön aks üzerindeki aşağı yönlü baskıyı daha da artırmak için soğutma
havasını ve karşıdan gelen rüzgarı özel olarak yönlendiriyor.
Arkadaki rüzgarlık, otomobilin arka bölümünün etrafındaki
hava akışını daha iyileştirmek için yükselen difüzörle birlikte
çalışıyor. Böylece Huracan’ın hareket edebilir arka rüzgarlığa
ihtiyacı kalmıyor.
Huracan LP 580-2’de yeni ve farklı ölçülere sahip (ön/arka)
19 inçlik Kari jantlar yer alıyor ve bu da otomobilin dinamik
ifadesini daha da güçlendiriyor. Bu arkadan çekişli otomobil
için özel olarak geliştirilen Pirelli PZero lastikler kullanılıyor.
Alüminyum fren disk kaliperlerine sahip çelik frenler, ağırlığı
azaltmak ve soğutmayı iyileştirmek için özel olarak şekillendirildi.
ARKADAN İTİŞLİ SÜRÜŞ PERFORMANSI İÇİN YENİDEN
GELİŞTİRİLDİ
Huracan’ın V10 5.2 litrelik, atmosferik, ortaya yerleştirilen
motoru da azami 580 HPgüç çıkışına ve yüzde 75’i 1.000
d/d’de mevcut olacak şekilde 540 Nm tork üretimine sahip
olacak şekilde yeniden geliştirildi.
Diğer Huracan modellerinde olduğu gibi LP 580-2 motor verimliliğini artırmak amacıyla silindir devre dışı bırakma özelliğine sahip. Motorun kapasitesinin tamamının kullanılmasına
gerek olmadığı durumlarda, bir silindir serisi kapatılarak, 10
silindirden beşi devre dışı bırakılıyor. Sürücü hızlandığında ise
sistem anında 10 silindirli moda geri dönüş yaparak, bu durumun sürücü tarafından hissedilmesini imkansız hale getiriyor. Bu özellik sayesinde yakıt tüketimi 100 kilometre 11,9
litreye (kombine) indirilirken, CO2emisyonu kilometre başına
278 gram oluyor.
Ağırlığı Huracan LP 610-4 Coupe’ye göre 33 kg daha düşük ve boş ağırlığı 1.389 kg olan Huracan LP 580-2’nin güç
ağırlık oranı da HP başına 2,4 kg. LP 580-2’de, Huracan’ın
alüminyum ve karbon elyaf şasisi kullanıldı ve bu da ağırlığın
azaltılmasına yardımcı oldu.
Yayların ve çift çatallı süspansiyonların üzerinde yer alan
denge çubuklarının yeni düzeni sayesinde Huracan LP 5802’nin burulma sertliği de Gallardo LP 550-2’ye kıyasla yüzde
50 iyileştirildi.
Lamborghini Doppia Frizione (LDF), yedi vitesli çift kavramalı
yapı da vites değişikliklerinin en hızlı şekilde yapılmasını sağlıyor ve kalkışta en yüksek hızlanma performansının yakalanmasını sağlayan ‘kalkış kontrolü’nü de içinde barındırıyor.
Elektronik hidrolik direksiyon sistemi ve opsiyonel Lamborghini DynamicSteering (LDS) de sürüş modu ve hızından
bağımsız olarak otomobilin her türlü sürüş koşulunda çevik
ve kontrol edilebilir olmasına yardımcı oluyor. Yeni arka kinematikler de otomobilin ‘ortalı’ hissini güçlendiriyor.
Tüm üç boyutlu hareketleri takip eden ve otomobilin ağırlık
merkezine yerleştirilen Huracan sensör sistemi Lamborghini
PiattaformaInerziale (LPI) de bu arkadan çekişli modelin içine
yerleştirildi. Bu sistem, opsiyonelMagnetoRheologicalSuspension (MRS) ile direksiyon ve stabilite kontrol sistemlerine
SÜRÜŞ DUYGUSU – AZAMİ KEYİF
Lamborghini Huracan LP 580-2, her açıdan sürüş keyfi
verecek şekilde geliştirildi ve böylece sürücünün otomobilden gelen tüm geri dönüşleri yorumlamasına ve yol
ya da pistle bağlantı kurmasına olanak tanıyor.Sürücü,
direksiyonun üzerinde yer alan ve arkadan itişli modelin ruhuna uyacak şekilde yeniden ayarlanan ANIMA
(Adaptive Network Intelligent Management: İtalyan’ca
‘ruh’ anlamına geliyor)düğmesini kullanarak farklı sürüş
modları arasında geçiş yapabiliyor. Günlük kullanım için
geliştirilen STRADA, direksiyondan daha az geri dönüş
veriyor ve çekiş gücüne odaklı bir şekilde çalışıyor. Biraz
daha yüksek direksiyon hareketiyle birlikte sportif ve
duygusal bir sürüş için SPORT; yol modundamaksimum
performans sağlayan ve doğal bir direksiyon davranışı
sunan CORSA da diğer modlar arasında yer alıyor.
ÖZELLİKLER VE MİRAS
LP 580-2, Huracan’ın tüm dış ve iç renk ve döşeme seçenekleriyle birlikte sunuluyor. Buna ek olarak, Lamborghini’nin kişiselleştirme programı Ad Personam ile sınırsız
iç ve dış renk seçenekleri de yer alıyor.
Yeni Mitsubishi Outlander
Türkiye’de
amamen yenilenen dinamik, agresif ön tasarımı ve gelişmiş yol performansını yepyeni bir iç donanımla buluşturan Yeni Mitsubishi Outlander
Türkiye’de. Mitsubishi Motors’un 66. Frankfurt Uluslararası Otomobil
Fuarı’nda dünyaya tanıttığı Yeni Outlander Türkiye pazarında yerini aldı. Tamamen yenilenen dinamik ve agresif ön tasarımı ve gelişmiş yol performansını yepyeni bir iç donanımla sunan Yeni Mitsubishi Outlander, SUV pazarına
iddialı girecek.
T
multimedia sistemiyle akıllı telefonlar ile bağlantı sağlanarak tüm uygulamalara güvenli sürüşten ödün vermeden erişim sağlanabiliyor.
Yeni Mitsubishi Outlander: Daha teknolojik, daha şık, daha güvenli ve
daha çevreci…
Yeni Mitsubishi Outlander, dinamik ön yüz tasarımı ile yepyeni bir görünüme
sahip. Araç iç tasarımında kullanılan malzeme kalitesinin artışı iyice hissedilirken; gövde, şasi ve güç aktarım mekanizmasında sağlanan gelişmeler ile Yeni
Mitsubishi Outlander, kendi segmentinde fark yaratıyor. Artırılan izolasyon,
gövde ve süspansiyon yapısında yapılan geliştirmeler sayesinde Yeni Mitsubishi Outlander daha sessiz ve konforlu bir sürüş deneyimi vaat ediyor.
Mitsubishi Motors, güvenilirliği ve güvenlik standartlarının birleştiği Yeni Mitsubishi Outlander’ı da tüm diğer araçları gibi 5 yıl/100 bin kilometre garantisiyle satışa sunuyor. Yeni Mitsubishi Outlander’ın tavsiye edilen anahtar
teslim fiyatı 169.831 TL olarak açıklandı.
Yeni Mitsubishi 2.0 MIVEC benzinli motoru ve iyileştirilmiş CVT şanzımanı
sayesinde bir önceki Outlander’a göre %4’den fazla yakıt tasarrufu sağlıyor.
Üstelik sadece 149 g/km karbon salımı ile daha da çevreci.
Yeni Mitsubishi Outlander, benzersiz güvenlik donanımı ile üstün koruma
sağlarken, daha modern ve agresif bir görünüme kavuştu. Yeni Mitsubishi
Outlander, yeni tasarım ön ızgara, yeni nesil LED ön farlar, LED’li sinyal lambaları, 18 inç alaşımlı jantlar, arka tampon ve LED’li stop lambalarıyla yepyeni bir
tasarım sunuyor. Yeni Mitsubishi Outlander’da sunulan gelişmiş navigasyonlu
2014 ve 2015 yıllarında “Top Safety Pick+” olarak değerlendirilen Yeni Mitsubishi Outlander, standart olarak sunulan Önden Çarpışma Önleme Sistemi
(FCM), Şerit Takip Sistemi (LDW) ve Adaptif Hız Sabitleme Sistemi (ACC) gibi
ileri güvenlik özellikleri ile üstün koruma sağlıyor.
Fiat’tan
Pikap Atağı
FİAT FULLBACK DUBAİ OTOMOBİL FUARI’NDA
BOY GÖSTERDİ!
Fiat, yeni pikap modeli Fullback’i Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın en geniş çaplı otomotiv etkinliği olan
2015 Dubai Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tüm
dünyaya tanıttı. 2016 yılının ilkbahar aylarından
itibaren Avrupa ve Ortadoğu pazarlarında satışına
başlanacak olan Fiat Fullback, tüm EMEA Bölgesi’nde (Avrupa-Ortadoğu-Afrika) arkadan itiş veya
dört tekerlekten çekiş özelliğiyle müşterilerinin
beğenisine sunulacak. Adını Amerikan futbolundaki hem defans hem de hücum pozisyonlarında
oynayabilecek kadar dayanıklılık gerektiren kilit
oyuncu tanımlamasından alan Fiat Fullback, Avrupa pazarlarında 6 ileri manuel ve 5 ileri otomatik
şanzımanla kombine edilebilen 2.4 litrelik 2 farklı
güç üreten versiyona sahip turbo dizel motorla
boy gösterecek.
Ticari araçlar konusunda 100 yılı aşkındır varlığını
pek çok başarılı modelle ispat eden Fiat, orta boy
pikap pazarındaki güçlü rekabete Fullback adını
verdiği yeni modeliyle katılıyor. 2015 Dubai Uluslararası Otomobil Fuarı’nda dünya lansmanı yapılan Fiat Fullback, adını Amerikan futbolundaki hem
defans hem de hücum özelliği bulunan güç ve
yüksek dayanıklılık gerektiren kilit bir konumdan
almasıyla dikkat çekiyor. Tasarımı, boyutları ve motor/şanzıman kombinasyonu açısından rekabetin
en ön sıralarında yer alacak olan Fiat’ın yeni pikap
modeli, Avrupa-Ortadoğu-Afrika pazarlarının her
birinin özel ihtiyaçlarına adapte olabilecek, farklı
özelliklere sahip yapısıyla da farklılaşıyor.
2014 yılında tüm hafif ticari araç pazarının yüzde
23’ünü oluşturan, 675 bin adetlik toplam pikap satışının gerçekleştiği EMEA Bölgesi’ndeki rekabete
orta boy pikap sınıfıyla güçlü bir giriş yapmayı
planlayan Fiat, Fullback modelini dört farklı yapıyla
(tek kabinli, uzatılmış kabinli, çift kabinli ve kamyonet) pazarlara sunacak. Fiat Fullback’in tüm versiyonları 1780 mm’lik bir azami yüksekliğe ve 3000
mm’lik bir aks mesafesine sahip olurken, genişlik
değeri ise 1815 mm’ye kadar varacak. Tek kabinli versiyonlarda 5155 mm’lik uzunluğa sahip Fiat
Fullback’in çift kabinli versiyonlarında ise uzunluk
değeri 5285 mm’ye kadar yükseliyor. Aynı şekilde
kargo alanının uzunluğu da kabin seçeneklerine
göre 1520 mm ile 2265 mm arasında değişiklik
gösteriyor. Fiat Fullback’in yük kapasitesi de karoser yapısına göre 1 tonu aşarak 1100 kg’ya kadar
çıkabiliyor.
Fiat Fullback, Avrupa Bölgesi’ndeki pazarlarda yeni
altı vitesli manuel şanzımanla veya spor modu
bulunan beş ileri otomatik vitesli kombine edilen,
150 HP ve 180 HP’lik 2 ayrı versiyonu bulunan
2.4 litrelik turbo dizel motorla satışa sunulacak.
Fiat Fullback, tüm EMEA Bölgesi’nde ise arkadan
itiş veya dört tekerlekten çekiş özelliğiyle müşterilerinin beğenisine sunulacak.
Amerikan Efsanesi Ford Mustang
Türkiye’de Tutkunlarıyla Buluşuyor
deneyimlemenizi sağlıyor. Amerika Michigan’da
üretilen Ford Mustang 10 farklı renk seçeneği ile
hayranlarının beğenisine sunuluyor.
EŞSİZ PERFORMANS İKİ MOTOR SEÇENEĞİYLE
50 yıllık geçmişinde görünüşü, motor sesi ve sürüşü ile sıradan bir spor otomobilden çok daha fazlasını sunan Ford Mustang, yeni neslinde, 2.3-litre
EcoBoost, 5.0-litre Ti-VCT V8 motor seçenekleri
ve 6 ileri manuel / otomatik şanzıman alternatifleri
ile sunuluyor.
Sıralı 4 silindirli 2.3 litrelik EcoBoost motora sahip
olan yeni Mustang, 317 PS güç ve 432 Nm tork
üretiyor. Mustang V8 ise 421 PS güç ve 530
Nm tork ile müthiş performans bir sunuyor. Ford
Mustang 2.3 EcoBoost, 0 ‘dan 100 km/s hıza 5.8
saniyede ulaşırken, Ford Mustang V8 ise 0-100
K
öklü geçmişiyle klasikleşmiş bir Amerikan
otomobil efsanesi olan, göz alıcı tasarımı ve
yüksek performansı ile tüm dünyaya ün salmış Ford Mustang şimdi Türkiye yollarında.
Ford, Amerikan efsanesi yeni Ford Mustang ile
Türkiye’de otomobil tutkunlarını büyülemeye hazırlanıyor. Her dönem efsane stilini koruyan ve
nefes kesen performansını Ford’un ileri teknolojileriyle birleştirerek Türkiye yollarına çıkacak olan
Ford Mustang, Fastback ve Convertible gövde seçeneklerinde 2.3-litre EcoBoost 317 PS ve 5.0-litre V8 421 PS’lik motor seçenekleriyle sunulacak.
Avrupa ve Türkiye’de sabırsızlıkla beklenen Ford
Mustang, yarım asır sonra ilk kez Avrupa pazarında
satışa sunulacağı haberlerinin ardından, 2.600’ü
aşkın sipariş alarak kendi alanında bir rekora imza
attı. Bugüne kadar toplamda 9 milyonu aşkın satış
rakamına sahip olan Ford Mustang, yüksek performansı, akıllı teknolojileri ve eşsiz tasarımı ile Türkiye yollarına çıkıyor. Mustang 130.000 $ başlangıç
fiyatıyla, Ford yetkili satıcılarında Ford Otosan resmi güvencesiyle* müşterilerini bekliyor.
EFSANE FORD MUSTANG, İKİ FARKLI GÖVDE
SEÇENEĞİ İLE TÜRKİYE’DE
Gelenekselleşen karakteristik tasarımı ile Ford
Mustang, yeni neslinde de temel tasarım özelliklerini korumaya devam ediyor. Ford Mustang’in
kendine özgü tasarım detayları arasında; alçak ve
geniş tavan, dik eğimli ön ve yan camlar, üç boyutlu, üç çizgi halindeki stoplar, kaslı gövde dizaynı,
köpekbalığı burnu şeklindeki tampon ve ön ızgara
üzerinde bulunan eşsiz Mustang logosu yer alıyor.
Mutlak sürüş özgürlüğünün emsalsiz bir ifadesi olan Ford Mustang Convertible aynı zamanda
“Mermi” olarak tanımlanıyor. Her açıdan mükemmel tasarıma sahip aracın kabin çevresini dolanan
gövde hattı, açılan tavanı ile özgür ve sınırsız. Ford
Mustang ruhunu hayata geçiren Fastback gövde
Ford Mustang’in olağanüstü performansını bizzat
km/s hızlanmasını 4.8 saniyede tamamlayarak Avrupa’da satılan seri üretim Ford modelleri arasında
gelmiş geçmiş en hızlı model unvanına sahip oluyor.
Yeni Mustang’in son derece hassas bir sekilde
ayarlanmış McPherson ön süspansiyon sistemi,
gelişmiş Multilink arka aks ile birleşerek birinci
sınıf sürüş konforu ve oldukça dinamik yol tutuş
sağlıyor. 2.3-litre EcoBoost’un lastikleri 255/40
R19 ölçüsündeyken, 5.0-litre V8’de önde 255/40
R19, arkada ise 275/40 R19 lastikler, 19 inç alüminyum alaşım jantlarla donatılıyor.
FORD KALİTESİ VE RUHUNUN BİR ARAYA
GELDİGİ EŞSİZ BİR ARAÇ
Ford’un en son konfor ve güvenlik teknolojileri ile
donatılan yeni nesil Mustang’in geniş ve anlaşılması kolay, ergonomik kokpitinde 8 inçlik renkli do-
kunmatik ekranlı SYNC 2 ile elinizi direksiyondan
ayırmanıza gerek kalmadan sesli komutlarla müziginizi seçebilir, navigasyon sistemini yönetebilir
ve telefon rehberinizden kişileri seçerek telefon
görüşmelerinizi yapabilirsiniz.
Deri kaplı 3 kollu direksiyonun ardındaki büyük iki
daire içinde hız ve devir göstergeleri yer alıyor. Yüksek orta konsolda, sürücüye yakın konumlandırılan
mekanik el freni de aracın ikonik unsurlarından bir
diğeri. Yeni Ford Mustang farklı yol koşullarına en
uygun tepkiyi vermek üzere; normal, spor, arazi ve
kar/ıslak zemin olmak üzere dört farklı sürüş moduna sahip. Acil Durum Fren Desteği (EBA), Elektronik Denge Kontrolu (ESC), sınırlı kaydırmalı kilitli
diferansiyel ve elektronik servo direksiyon ile spor
otomobilden beklenen maksimum kontrol, eşsiz
performans ve yüksek güven sunuyor.
Ford
Mustang:
Türkiye’de!
Yeni Porsche 911 Carrera Modelinde
Daha Fazla Sürüş Keyfi, Daha Yüksek
Performans ve Daha Çok Verimlilik
Yeni turbo motorlar: Hem 20 hp güç artışı hem
daha düşük yakıt tüketimi
Çift turbolu tamamen yeni nesil motor, 911 Carrera’da duygusal sürüş keyfini daha da yoğun bir deneyime yükseltiyor: 911 Carrera’nın arkasında 370
hp’lik bir güç yer alırken, 911 Carrera S’in motoru ise
şimdi 420 hp’lik etkileyici bir güç sunuyor. Bu, her
iki modelde de 20 hp’lik bir güç artışını ifade ediyor.
Motorların ikisi de 3 lt hacme sahip. 911 Carrera S’in
bu etkileyici motor gücü geliştirilmiş kompresörlü
turbo şarjı, özel egzoz sistemi ve ayarlanmış motor
yönetiminden kaynaklanıyor.
Her iki durumda da sabit olarak en düşük 1700 d/d
ve en yüksek 5000 d/d devirden gelen, sırasıyla
maksimum 450 Nm ve 500 Nm’lik belirgin biçimde
artırılmış torklarıyla karakterize edilen Yeni Posche
motorları harika sürüş performansı sunuyor. Aynı
zamanda, yeni nesil motor 7.500 d/d maksimum hızıyla alışılagelmiş turbo motorların en yüksek hızlarını belirgin bir farkla geçerken Porsche motorlarına
özgü etkileyici sesiyle güç gösterisi yapıyor.
Y
eni Porsche 911 Carrera modelinde daha
fazla sürüş keyfi, daha yüksek performans ve
daha çok verimlilik
Porsche’nin efsanevi modeli 911’in yeni nesli, geliştirilmiş şasisi, yeni motorları ve yeni Porsche İletişim Yönetimi sistemiyle fark yaratıyor. Yeni Porsche 911 Kasım ayında Türkiye’de satışa sunuluyor.
Porsche’nin efsane modelleri arasında yer alan ve
dünyanın en çok satan spor otomobilleri arasında
bulunan 911 Carrera, yeni nesliyle bu öncülüğünü
daha da ileri taşımayı hedefliyor.
Yenilikçi turbo motorları, performans ve konforu
olağanüstü bir uyumla birleştiren geliştirilmiş şasisi,
yeni eğlence ve iletişim sistemi Yeni 911 Carrera’yı
fazlasıyla donanımlı kılıyor. Hem otomobil yarışları
hem de spor otomobil üretiminde 40 yılı aşkın turbo motor tecrübesi sayesinde, yeni 911 Carrera’nın
motorları performans, sürüş keyfi ve verim açısından standartları yeniden belirliyor.
Carrera modellerinde ilk kez sunulan arka akstan
yönlendirme seçeneği sürüş dinamiklerinin menzilini çok daha genişletiyor. Nürburgring’deki North
Loop’ta (Kuzey Parkuru) 911’in en hızlı tur zamanı
daha önceki derecenin tam 10 saniye altına, yani 7
dakika 30 saniyeye indi.
911 Carrera’nın bir çok dış özelliği de yeniden tasarlandı: Gündüz sürüşünde yanan dört-noktalı
yeni farlar, yuva kapağı olmayan kapı kolları, dikey
havalandırma ızgarası ve dört-noktalı fren ışığı özelliği taşıyan yeni arka farlar ile yeniden tasarlanmış
bagaj kapağı bu yeniliklerden sadece bazıları.
İç özelliklerinde ise, birden çok dokunmayı aynı anda
algılayan multi-touch ekranı ile yeni standart Porsche İletişim Yönetimi (PCM) oldukça geniş bir işlevsellik alanı ve çok daha kolaylaştırılmış yönetim
olanağı sunuyor.
911’in tüm yeni nesilleri öncekilerle karşılaştırıldığında daha da geliştirilmiş performans ve verimlilik sağlıyor. Örneğin, modele bağlı olarak yeni nesil
motorlar neredeyse yüzde 12 daha yüksek verim
sunuyor: yakıt tüketiminde 100 kilometrede bir litreye varan düşüşler sağlandı. PDK şanzıman ile 911
Carrera 100 kilometrede artık sadece 7,4 litre yakıt
tüketirken (100 kilometrede 0,8 litrelik bir azalma),
911 Carrera S PDK şanzıman ile 100 kilometrede
7,7 litre yakıt tüketiyor (100 km’de 1 litre daha düşük).
Yeni 911 aynı zamanda etkileyici bir performans
sergiliyor: Porsche-Doppelkupplung (PDK) şanzıman ve Sport Chrono Paketi ile 911 Carrera Coupé
seleflerini 0,2 saniye geride bırakarak 0’dan 100
km/h hıza sadece 4,2 saniyede ulaşıyor. Yine PDK
şanzıman ve Sport Chrono Paketi ile donatılmış
olan 911 Carrera S ise çeviklik gösterisinde 100
kilometreye 3,9 saniyede ulaşıyor (selefinden yine
0,2 saniye daha hızlı). Yani, Carrera ailesinde sihirli
kabul edilen 4 saniye sınırının altına inme
başarısını ilk kez yeni 911 gösteriyor. Ayrıca, her iki modelin maksimum hızları da
yükseldi: 911 Carrera’nın en yüksek hızı
artık 295 km/h iken (eskisinden 6km/h
daha hızlı), yeni 911 Carrera S şimdi saatte 308 km/h hıza ulaşıyor (saatte 4 km/h
artış).
Opsiyonel olan Sport Chrono Paketi ile
bağlantılı olarak 911 Carrera şimdi ilk kez
direksiyonda bulunan, 918 Spyder’ın hibrit mod düğmesinden yola çıkılarak geliştirilen bir mod seçme düğmesine sahip.
Mod seçme düğmesi, “Normal”, “Sport”,
“Sport Plus” ve “Kişisel” sürüş modları için
4 konumlu bir döner halkadan oluşuyor.
Donanıma bağlı olarak bu son ayar (Kişisel
sürüş modu), sürücünün, örneğin PASM,
aktif motor yatakları, PDK şanzıman stratejisi ve spor egzoz sistemi gibi kendi kişisel araç ayarlarını yapılandırmasına olanak
sağlıyor. Mod seçme halkası, PDK şanzıman ile bağlantılı bir ilave düğme olan
“Spor Tepki Düğmesi” taşıyor. Bu düğmeye basıldığı zaman, örneğin geçiş manevrası yapmadan hemen önce, transmisyon
20 saniye süresince maksimum ivmelenmeye önceden hazırlanmış oluyor. Bunun
için en uygun vites devreye giriyor ve motor yönetimi kısa bir sürede olabilecek en
hızlı tepkiyi vermeye ayarlanıyor.
Yeni PASM’le sürüş yüksekliği 10mm daha aşağıda
Sürüş dinamikleri açısından tüm spor otomobiller için bir
mihenk taşı konumunda yer alan 911 Carrera, her yeni nesliyle, günlük konfor ve yol performansı arasındaki bütünlüğü
daha da geliştiriyor. Sürüş yüksekliğini 10 milimetre aşağı
çeken yeni PASM şasi (Porsche Active Suspension Management) ilk kez tüm yeni Carrera modellerinde standart bir
özellik olarak sunuluyor. Bu özellik, yüksek hızla alınan virajlarda stabiliteyi daha da artırıyor.
Aynı zamanda, dikkat çekici niteliklere sahip olan yeni amortisör nesli geliştirilmiş hassas tepki özelliği sayesinde konforu artırıyor ve dinamik sürüş boyunca gövde bağlantısını
daha da iyileştiriyor. Beş adet ince ikiz kollu yeni standart
jantlar, dönme direncini azaltıyor ve performansı artırıyor.
Bunun yanı sıra, tüm modellerde arka jantların genişliği 0,5
inç ile 11,5 inç arasında arttı ve 911 Carrera S’in arka lastikleri 295 milimetreden 305 milimetreye genişletildi. 911
Carrera S için sunulan arka akstan aktif yönlendirme seçeneği 911 Turbo ve 911 GT3 modellerinden uyarlanmış bir
şasi teknolojisi. Bu özellik 911’in yüksek hızlarda şerit değiştirirken sürüş dengesini artırıyor. Aynı zamanda, 0,5 metre
azalan dönüş çapı sayesinde şehir trafiğinde daha iyi manevra kabiliyeti sağlıyor. Daha da geliştirilmiş direksiyon hâkimiyeti, 918 Spyder’ın direksiyonuna dayanan bir tasarım
olan yeni nesil direksiyon aracılığıyla sürücüye aktarılıyor.
Temel direksiyonun çapı 375 milimetre; seçenek olarak sunulan GT spor direksiyonun çapı ise 360 milimetre. Gündelik kullanışlılığı sınırsız kılmak için Porsche ön aksın süspansiyon kollarındaki kaldırma silindirleri ile entegre olmuş bir
hidrolik kaldırma sistemi sunuyor. Bir düğmeye basılmasıyla
5 saniye içinde ön tarafta yerden yükseklik 40 milimetre artıyor ve dolayısıyla, örneğin dik garaj çıkışlarında, otomobilin
altının yere çarpması önleniyor.
Yeni Subaru’dan 328 beygirlik
limited-edition
“S207 WRX STI” TOKYO’DA
GÜNYÜZÜNE ÇIKTI
S
ubaru’nun limitli sayıda üretilen S207 WRX
STI modeli, 44. Tokyo Motor Show’da görücüye çıktı. Sadece 400 adet üretilen S207
WRX STI, Subaru’nun güçlü mirasını temsil eden
mühendislik ve tasarım özelliklerini barındırıyor.
Eşsiz bir sürüş keyfi sunmayı vaat eden S207
WRX STI, sportif performansı doruk noktasına
taşıyor.
Subaru 44. Tokyo Motor Show’da mühendislik harikası S207 WRX STI modelini otomobilseverlerle
buluşturdu.
S207 WRX STI, 328 BG gücündeki özel motoru,
gelişmiş süspansiyon özellikleri ve sürücüye kullanım rahatlığı sunan tasarım özellikleri ile dikkatleri
üzerine çekiyor.
Sadece 400 adet üretilen S207 WRX STI, Ralli
Mavi İnci’, ‘Beyaz Kristal İnci’ ve ‘Kristal Siyah ’ olmak üzere üç farklı gövde rengi ile Subaru severlere sunulacak. Günışığı sarısı rengindeki özel “NBR
Yarış Paketi” opsiyonlu STI ise sadece 100 adet
üretilecek. Bu özel üretimde ise; siyah yan camlar,
siyah eşik çıtaları ve S207 logolu sarı eşik plakaları
göze çarpıyor.
Sportif ve çevik…
Üst düzey yol sürüşü sunan ve STI konseptini benimseyen S207, tüm STI modellerinin zirvesinde
yer alıyor. İçinde seyahat eden herkese güzel bir
deneyim sunan S207 WRX STI, sürüş kabiliyetini
mükemmel hale getirerek dünyanın en keyifli otomobili olmayı hedefliyor.
S207 WRX STI’ın kalbinde 2.0 litrelik DOHC 16valf dual AVCS (çift aktif silindir kontrol sistemi)
teknolojisine sahip dört silindirli 431 Nm tork üreten 328 beygir gücünde motor yatıyor. Yüksek
devire dayanabilen motor aksamı, 6 ileri manuel
şanzıman ile destekleniyor.
Yeni Subaru’dan 328 beygirlik
limited-edition
“S207 WRX STI”
Subaru, S207 WRX STI’da ön süspansiyonu geliştirmeyi de ihmal etmemiş. Japon otomobil üreticileri arasında bir ilk olan DampMatic II ön süspansiyonu sistemi, daha detaylı komutlar verirken,
karbon fiber ön aks da hafifliğiyle aracın yüksek
viraj alabilme kapasitesini destekliyor. Önde 6 pistonlu, arkada ise 4 pistonlu Brembo marka frenler,
özel tasarım 255/35R19 lastikler ve özel geniş ön
spoiler ile de sürüş performansı arttırılıyor. S207,
sürücünün konforu için tercih edilmiş özel STIspec Recaro öne yatar koltuk ve kişiye özel sportif
tasarım öğeleriyle de sürücünün beklentilerini ve
memnuniyetini arttırmayı hedefliyor.
S207’ye ek olarak NBR Challenge Package adı altında bir paket de sunuluyor. Bu paket kapsamında; büyük karbon fiber kanat ve ‘Gündoğumu Sarısı’ renk bu yıl gerçekleşen Nürburgring 24 Saat
SP3T sınıfında Subaru’nun 2015 zaferi anısına
özel olarak hazırlandı.
Fiat 124 Spider Efsanesi Geri Dönüyor!
Yeni Fiat 124 Spider, Los Angeles
Otomobil Fuarı’nda Tanıtıldı!
F
iat’ın 50 yıl önce tanıttığı ve kısa sürede efsane haline gelen 124 Spider modeli, yeniden
hayat buluyor. 2015 Los Angeles Otomobil
Fuarı’nda tanıtılan yeni Fiat 124 Spider, gerek
güçlü İtalyan “roadster” tasarımı gerekse güçlü
teknik altyapısıyla ilk neslin başarısını daha da yukarılara taşıyor. Arkadan itişli yeni Fiat 124 Spider,
ilk etapta 1.4 litre 140 HP benzinli motor ve 6 ileri
manuel şanzımanla kombine edilmiş olarak pazara
sunulacak. Fiat 124 Spider’da sürüş keyfi, teknoloji ve güvenlik, ikonik İtalyan tasarımıyla bir araya geliyor. Etkileyici sürüş dinamikleri, mükemmel
güç-ağırlık oranı, MultiAir Turbo gücü, hafif malzeme kullanımı, kusursuz tekniği ve kullanımı çok
kolay olacak biçimde tasarlanan kumaş tavanıyla
ön plana çıkan Fiat 124 Spider, 2016 yazından
itibaren tüm EMEA Bölgesi’nde (Avrupa-Ortadoğu-Afrika) satışa sunulacak.
Özellikle ABD pazarında yaklaşık 50 yıl önce tanıttığı 124 Spider ile bir efsane haline gelen Fiat
markası, 21. yüzyıl için geliştirdiği ve ilk nesil mo-
delden ipuçları taşıyan yeni roadster modelini
2015 Los Angeles Otomobil Fuarı’nda tanıttı. İtalya-Torino’daki Fiat Tasarım Merkezi’nde (Centro
Stile) tasarlanan yeni Fiat 124 Spider, otomotiv
tarihinin tartışmasız bir efsanesinin modern uyarlaması olarak fuarda ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
2016 yazından itibaren tüm EMEA Bölgesi’nde
(Avrupa-Ortadoğu-Afrika) satışa sunulacak olan
yeni Fiat 124 Spider, sürüş keyfi, teknoloji ve güvenliği, ikonik İtalyan roadster tasarımıyla bir araya
getiriyor.
Köklerden gelen güçlü tasarım
Fiat’ın gelmiş geçmiş en güzel otomobillerinden
biri olarak kabul edilen 1966 model Spider’dan
esinlenerek şekillendirilen yeni Fiat 124 Spider, ilk
bakışta bal peteği tasarımlı altıgen üst ızgarası, ızgara kalıbını çevreleyen güçlü çizgileri ve yatay konumla arka farları gibi özellikleriyle ilk nesil Spider
modelini andıran tasarım unsurlarıyla dikkat çekiyor. LED teknolojili ön ve arka aydınlatma gruplarının tasarımları ise aracın güçlü profiline ve genel
atik görünümüne katkıda bulunuyor. Yeni Fiat 124
Spider, çift çıkışlı egzoz sistemi, siyah renkli takla
barları, gövde renginde ön cam çerçevesi, marşpiyeller ve kapı kollarıyla ayrıca fark yaratan bir tasarım yapısına sahip. Standart olarak sunulan 16
inç alaşım jantlar ve LED üçüncü stop lambaları ise
genel dış tasarıma etki eden diğer ayrıntılar arasında yer alıyor.
Fiat 124 Spider’ın kabini yolculara odaklanarak
yüksek kaliteli ve yumuşak dokunuşlu malzemelerle bezenmiş. Deri ve ekoderi malzemelerle kaplanan kabin içi kadar şık tasarımlı ön konsol, yeni
Fiat 124 Spider’ın iddiasını başarıyla taçlandırıyor.
Direksiyon, pedallar ve vites topuzunun sürüş sırasında kolay kullanımı ve sürüş deneyimine odaklı
ergonomisi ön plana çıkıyor. Toplam ağırlığı daha
da iyileştirmek amacıyla Fiat 124 Spider’da koltuk sırtlığı ve koltuk minderinde hafif bir kompozit
malzeme kullanan gelişmiş bir koltuk yapısı yer
alıyor.
Arkadan itişli ve MultiAir Turbo motorlu
124 Spider
Arkadan itişli bir altyapıya sahip yeni Fiat 124 Spider’ın
kaslı kaputunun altında ise Fiat’ın bir çok modelinde
başarıyla görev yapan 1.4 litrelik MultiAir teknolojili
turbo motor yer alıyor. 140 HP güç ve 240 Nm tork
üreten bu motor 6 ileri vitesli yüksek dayanıklı bir manuel şanzımanla kombine ediliyor. Kompakt tasarımlı
bu şanzıman, alüminyum pres döküm yuvası ve özel
materyaller sayesinde ayrıca hafifletilmiş bir yapıya da
sahip.. Fiat 124 Spider’ın hassas sürüş dinamiklerine
katkıda bulunmak amacıyla debriyaj pedalının kullanımı en ideal düzeye çıkarılmış, bunun sonucunda da
sürücülerin, G-kuvvetlerinin artışını kontrol etmeleri ve
seri vites değişimlerinde bulunmaları mümkün olmuş.
Debriyaj pedalı, kullanılmadığı nokta ile kavrama noktası arasında ideal bir hareket mesafesini temin etmek
amacıyla ergonomik olarak konumlandırılmış, böylelikle
bir hafiflik duygusu içerisinde ritmik vites değişimlerine imkân verilmiş.
Kolay kullanılabilir kumaş tavan
Sürücünün, tavanı açıp kaparken elinin izlediği yol incelenerek ve sürücünün gereken kuvveti nasıl kolayca
uygulayabileceği üzerinde çalışılarak, tavanın çalıştırılma sistemi ideal düzeye çıkarılmıştır. Tavanı tam açık
konumundan yükseltirken devreye girerek sürücünün
hareketini destekleyen bir yardımcı yay, gereken kuvvetin asgari düzeyde olmasını sağlar. Böylece elektrikli
bir destek sistemi ihtiyacı ortadan kaldırılarak ağırlıktan
da tasarruf edilmiş olur. Tavanı açmak veya kapatmak
için kilit kolları çalıştırıldığında camlar otomatik olarak
tam yükseltilmiş konumlarına göre 140 mm aşağıya
indirilerek tavanın açılması daha kolay ve kullanışlı hâle
getirilmiş.
Fiat 124 Spider’ın koltuk yapısı da oturur durumdayken
yumuşak tavanın kullanımını basitleştirir. Koltuk; uyluklardan, arkadan, kalçalardan ve göğüs kafesinin yanlarından sürekli şekilde destek sağlarken, yan minderler
de omuz seviyesinde daha az dar olup, bu özellikleriyle
sürücünün üst bedeninin daha rahat hareket etmesine
izin verir. Tavan ve camlar inmiş konumda Fiat 124 Spider’ı kullanırken karoser tasarımının insan odaklı oranları ve ön camı çevreleyen ön cam çerçevesinin arkaya
doğru yerleşimi, rüzgârın araç içindekilerin başlarının
üzerinden ve otomobilin arkasına doğru olacak şekilde
yönlendirilmesini sağlayarak hem doğrudan araç içindekilere çarpan rüzgâr miktarını hem de arkadan sarmalayan hava cereyanlarını en aza indirgemiş.
Audi 13. Sonbahar Göcek Yarış
Haftası’nda “10 Kasım Atatürk Kupası”,
Courrier Du Coeur’un oldu
G
öcek Yat Kulübü tarafından 13’üncüsü düzenlenen ve ilk kez Audi’nin ana sponsorluğunda gerçekleştirilen Audi 13. Sonbahar
Göcek Yarış Haftası’nda ’10 Kasım Atatürk Kupası’,
bir yıl aradan sonra yine “Courrier Du Coeur” teknesi ile Andrey Arbuzov’un oldu.
Göcek Yat Kulübü tarafından düzenlenen Audi 13.
Sonbahar Göcek Yarış Haftası sona erdi. Bu yıl ilk
kez Audi’nin ana sponsorluğunda düzenlenen, 12
farklı ülkeden 68 teknede, 450 usta yelkencinin
3 gün boyunca mücadele ettikleri yarış haftası,
4 Kasım Çarşamba günü yapılan 2 yarış ile başladı. Akdeniz’in en büyük uluslararası marina ağına
sahip D-Marin Marinalar Grubu marinalarından
D-Marin Göcek’in ev sahipliğinde start alan yarış
haftasında ilk yarış Audi Kupası için yapıldı.
Fethiye Körfezi’nin değişmez noktası İz Kayası’ndan start almayı bekleyen takımlar, Cahit Üren
Başkanlığındaki yarış komitesinin start işareti için
hazırlıklarını tamamladı. Rüzgarın 210 kerterizinden 4-5 Kts ile gücünü artırmaya başlamasıyla,
Audi Kupası’nın ilk startı IRC sınıflarına verildi.
Hemen ardından Charter ve IRC Charter tekneleri
start aldı. Güney batıdan kuvvetlenen havanın etkisiyle kısa parkur mola vermeden tamamlandı ve
tüm sınıflar 1,5 saat içinde finiş hattını geçti.
Günün ikinci yarışı olan ERGO Kupası için mücadele
eden takımlar, rüzgarın kendisini hissettirmesinin
ardından, IRC 1, 2 ve 3 sınıfı 32 tekne birbirlerine
manevra alanı bile bırakmadan start aldı. Hemen
arkasından start almayı bekleyen 36 tekne de
saatte 12 knot hıza ulaşan rüzgarın da etkisiyle
heyecanlı bir yarışa başladı.
DOĞUŞ GRUBU GÜN YARIŞLARINDA SABIR
KAZANDI
Yarış haftasının ikinci günü yine 2 yarış, gözlemlenen hava raporlarına göre İz Kayası start hattına
alındı. Kuzeyli bir sürpriz rüzgar olasılığıyla ilk kez
İz Kayası – İnlice hattına çizilen rotada mücadele
eden ekiplerin önemli bir bölümü, yarış için tanınan
2,5 saatlik süre içerisinde finişe ulaşma başarısı
gösterdi.
Haftasının 4’üncü yarışı D-Marin Göcek Kupası
için yapıldı. IRC sınıfları için oldukça zor bir coğrafi parkurda, hafif rüzgarlarda büyük sabır isteyen
Tersane – Domuz Adası dar kanal geçişli 9,5 deniz
mili mesafeli parkur, bir gün öncesinin aksine yelkencilerin sabırlarını zorladı. Ve yine IRC sınıfında
birçok tekne yarışı tamamladı.
Son teknenin finiş hattından geçmesiyle ilk günün
iki yarışı, 3,5 saat gibi rekor sayılabilecek bir sürede
tamamlanmış oldu.
SONBAHAR MOLASI KEYFİNDE SON GÜN
YARIŞI
Haftanın 5’inci yarışı E.G.G. Yachting Kupası için
start Göcek liman içinde verildi. IRC Charter ve
Charter sınıflarının mücadelesine sahne olan, Göcek Adası dönüşlü tercih edilen 5 deniz mili rota,
kısa sürede tamamlandı. 7,5 deniz mili ve adalar
arası geçişli rotalarında büyük çekişme yaşayan
IRC sınıfları, Fethiye yönünden Göcek Adası kanalına ve dolayısı ile finiş hattına dik esmeye başlayan
rüzgarların eşliğinde, yarış haftasını tamamladılar.
BÜYÜK KUPA, BÜYÜK HEYECAN!
Audi 13. Sonbahar Göcek Yarış Haftası’nda IRC sınıfları usta yelkencileri, 10 Kasım Atatürk Kupası
için yarıştı. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Göcek Yat
Kulübü tarafından titizlikle hazırlatılan ve yapımı
aylar süren, IRC sınıfları düzeltilmiş en iyi zamanlı
teknesine verilecek bu ödül için büyük mücadele
yaşandı.
İlk 3 yarışta bu çok özel kupanın en iddialı adayı
konumunda olan Alp Doğuoğlu yönetimindeki
Karavida ekibi, 4. yarışta hafif rüzgarların ve zor
parkurun azizliğinde bu mücadeleden kopmak zorunda kaldı.
Haftanın 4. yarışını en iyi performansla tamamlayan St. Anna ve C.D.Couer tekneleri ise son gün
yarışına farklı bir hırsla başladı. Gerçekleşmeyen
protestolar ve ceza dönüşleriyle dolu mücadeleyi
kazanan ekip, Andrey Arbozuv liderliğindeki C.D.
Couer teknesi oldu.
5. yarışın düzeltilmiş zamanda birincisi olan Karavida teknesi ile Alp Doğuoğlu, büyük kupaya 2.
sırada adını yazdırma başarısını elde etti.
2. gurupta Karavida teknesi ile Alp Doğuoğlu-Cihan Ünsal ve ekibi,
3. gurupta We Gizmo teknesi ile Tolga Sevinç-Jock
Blair ve ekibi,
IRC Charter sınıflarında,
4. grupta Red Zeppelin teknesi ile Maksim Taranov
ve ekibi,
5. grupta Loreley teknesi ile Viktor Zakharov ve
ekibi,
CHARTER sınıfında ise, Blue Moon teknesi ile Bob
Pettigrew ve ekibi,
Audi Overall Kupası’nı kazandılar.
Hedeflenen 5 yarışı tamamlama başarısını bir kez
daha ortaya koyan Cahit Üren başkanlığındaki yarış komitesi, son yarışın ardından overall ilk 3’lerini
ilan etti.
Bu sonuçlara göre;
IRC sınıflarında,
1. gurupta St. ANNA teknesi ile Mikhail Kadetov
ve ekibi
Yelken Sporu Destek Teşekkür Ödülü sahibi
E.G.G. Yachting
Göcek Yat Kulübü’nün sosyal sorumluluk projesi
kapsamında yaşama geçirilen yelken okulundan
yetişen genç yelkencilerimize destek veren kurum
veya şahıslara verdiği, Yelken Sporu Destek Teşekkür Ödülünün 7.’sine, bu yıl E.G.G. Yachting firması
sahip oldu.
Kısa kısa
Araç İçi Bilgi
Sistemleri ile
Akıllı Telefonlar
Bir Araya Geliyor
O
tomotiv dünyasında yaşanan elektronik ve
yazılım evrimi ile elektronikleşme trendinin
hâkim olduğu sektörde artık pek çok kontrol
elektronik olarak yapılıyor. Network’lerin oluşturulması, eskiden sadece kablolar ile sinyallerin paylaşılması şeklinde gerçekleşirken, günümüzde ise
bir araç içi network ve bir işletim sistemi üzerinde
çalışan uygulamalara doğru yönelim hızla artıyor…
Doğuş Grubu, Audi, D-Marin, ERGO Sigorta ve
E.G.G. Yachting adına düzenlenen gün yarışlarında
ödül kazanan yelkenciler kupalarını, 6 Kasım Cuma
günü D-Marin Göcek Marina’da yapılan ödül töreniyle aldılar.
D-Marin Göcek Marina ev sahipliğindeki kapanış gecesine Power FM damgası
Doğuş Grubu, Audi, D-Marin, ERGO Sigorta ve
E.G.G. Yachting adına düzenlenen gün yarışlarında ödül kazanan yelkenciler kupalarını, 06 Kasım
cuma günü D-Marin Göcek Marina’da yapılan ödül
töreniyle aldılar. Yarış haftasının kapanış gecesinde, Audi Overall kupalarını da teslim alan ekipler,
Türkiye’nin en çok dinlenen müzik radyosu Power
FM DJ performansı eşliğinde yorgunluklarını attılar.
Android tabanlı akıllı telefonların yaygın bir şekilde üst düzey bir bilgi sistemi olarak kabul edilmesi
durumunda araç ile bağlantılı olması da aynı şekilde mümkün olabilir. Bu yaklaşımı benimseyen
firmaların kurduğu “Car Connectivity Consorsium”
oluşumu telefon ekranlarının konsol ekranında görünmesi amacıyla yoğun çalışmalar yapıyor.
Elektronik tasarım otomasyonu
çözümleri ve danışmanlık hizmetleri ile otomotiv sektöründe
önemli bir yere sahip olan CDT,
Araç içi Bilgi ve Eğlence Sistemleri’nin gelişimini de yakından takip
ediyor. CDT Genel Müdürü Alpay
Göğüş, günümüz modern Araç
içi Bilgi ve Eğlence Sistemleri’nin
işletim sistemine adapte edilmesiyle ilgili görüşlerini şu şekilde
paylaştı:
“Günümüzde Ardroid’in şimdiye
kadar yapılmış en başarılı taşınabilir işletim sistemi olduğu görüşünün çok yaygın olduğunu ve
Google Android mobil işletim sisteminin akıllı telefon pazarında hızla yaygınlaşan bir platform haline
geldiğini gözlemliyoruz. Bu durumda Android’in
aynı şekilde Araç içi Bilgi ve Eğlence Sistemleri
sektöründe de etkili olacağı kaçınılmaz. Nitekim
geçtiğimiz günlerde Paris’teki bir otomotiv fuarında Renault’nun Android temelli Navigasyon
ve multimedya gibi gömülü uygulamalara sahip
R-Link Bilgi sistemli otomobilinin tanımı yapıldı.
kalmamasının yanında kalıcı olarak sabitlenmiş sistemlerde tasarım ve bakım hizmetlerinin sağladığı
uygun fiyat imkânı ve ortak kullanılan ya da kiralanan araçlar olduğunu dile getiren Göğüş sözlerini
şöyle tamamladı: “Akıllı telefon bağlandığı aracı
anında kişiselleştireceği için her seferinde yeni
bir ara yüz öğrenmek durumunda kalınmayacaktır. Akıllı telefonu bilgi sistemine entegre etmenin
diğer bir avantajı da, Android araç modudur.
Bu Android telefonu GPS navigasyon, sesli
kontrollü komutlar ve araç kontak listesi gibi
özel uygulamalara çabuk erişim sağlayacağı
için daha iyi bir yol arkadaşı haline dönüştürecektir.
Akıllı telefonlar ile Araç içi Bilgi Sistemleri
arasındaki bu uyumlu gelişmelerin kullanıcıları fazlasıyla rahatlatacağından hiç şüphemiz yok.”
Temsilcisi olduğumuz Menthor Grapnics gibi pek
çok bilgi sistemi platform sağlayıcısı firma da konsol ekranının ince istemci monitörü gibi davrandığı
ama uygulamaların doğrudan akıllı telefon üzerinde çalıştığı bu yapıyı destekleyici çözümler üretiyor.”
Bu gelişmelerin en büyük avantajının araç yaşlansa bile telefon bağlantı teknolojisinin geçersiz
Röportaj
Şampiyon Ralli Pilotu:
Serkan YAZICI
Sizi şampiyon bir ralli pilotu olarak tanıyoruz
ama, kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1971 yılında Bursa’da doğdum lise ve üniversite
eğitimini Bursa’da tamamladım. 1989 yılında başladığım otomobil sporları kariyerim boyunca 4 kez
Türkiye Ralli Şampiyonluğunu kazandım ve 2000
yılında Dünya Ralli Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ettim. 2011 yılında aktif sporculuk hayatına ara
verdim. O günden bu yana da Can Tolon başta olmak üzere her zaman genç sporcuları destekleyerek otomobil sporlarından kopmadım. Halen turizm
sektöründe yöneticilik yapıyorum, aynı zamanda
Moldova Bursa Fahri Konsolosuyum. Evliyim ve
rüzgar adında 8 yaşında bir oğlum var...
Otomobil sporunda neleri EKSİK gördüğünüz
için aday oldunuz?
Ülkemizde otomobil sporları ne yazık ki bir süredir
bitkisel hayatta… Bugüne kadar ki tüm yönetimler
iyi niyetle birçok girişimde bulundular elbette ama
son dönemde baktığınız zaman ‘ruh ve heyecan
eksik’… Sporu eski günlerine döndürebilecek, sporcusundan görevlilere kulüplere herkesin yeniden
heyecan duymasını sağlayacak projelerimizle spora bugün ve yarın katkım olabileceğini düşündüğüm için aday oldum.
Başkan olduğunuzda ilk 3 hedefiniz nedir?
Sporu yeniden eski günlerine dönebilmesi için en
önemli konu birleşmekten geçiyor. Tüm paydaşların birleşip gücümüzü gösterebileceği en önemli
projelerimizden birisi ‘otomobil sporları festivali’...
Offroaddan rallikrosa, kartingden ralliye, driftden
draga kadar bütün branşlar 3-4 gün boyunca aynı
bölgede etkinlikler, yarışlar, gösteriler yapacaklar.
Bu proje ile daha önce yapılmamış bir ilk’i gerçekleştireceğiz. Farklı branşlardaki sporcular birbirleri
ile tanışıp kaynaşacak, kulüpler kendilerini daha
iyi ifade edip halka tanıtabilecek, sporcudan organizatörlere, görevlilerden gözetmenlere medyaya bütün paydaşlar bir arada olacağız. Otomotiv
sektörü gelecek, lastikçisi yedek parçacısı, hepsi
standlar açacak. Bu sayede spora başlamak isteyen kişiler de her branşın en doğru insanları ile
birebir görüşebilecek. İzlemek isteyenler ve medya
için de her şey göz önünde olacak.
Yönetim olarak, tüm branşlardaki Türkiye Şampiyonalarının isim sponsorluklarını bulmak için efor
sarf edeceğiz. Ulusal yarış düzenleyen kulüpler,
kendi sponsorlarının yanına artı olarak bu destekle
maddi olarak büyük bir yükten kurtulmuş olacaklar. Kulüplerin organizasyonlar haricinde sporcu
yetiştirmelerini teşvik etmek için de projelerimiz
var. Mesela eskiden olduğu gibi her branşta kulüp
takım şampiyonalarını hayata geçirip, kazanan kulüplerimize desteklerimiz olacak. Sporcuları teşvik
etmeye yönelik de, branşlarda Türkiye Şampiyonaları haricinde farklı kriterler ile değerlendirmeler
sonucu puan taşınabilecek ‘süper kupa’lar planlıyoruz. Her branşın ‘süper kupa’sını kazananlara
da ciddi ödüller koyacağız. Super Kupayı kazanan
sporcuların, yaş ve tecrübeleri doğrultusunda
başarılarını ödüllendirme düşüncemiz var. Mesela
Offroad Super Kupa birincisi TOSFED desteğinde
uluslararası bir rally-raid yarışına katılacak, ralli süper kupa birincisine TOSFED desteğinde Avrupa
Ralli Kupası’nda bir yarış yaptıracağız, karting süper kupa birincisi TOSFED desteğinde V1 Challenge ya da pistteki özel kupalarda yarışacak… Bu tür
ödüller tüm branşlarda mutlaka motivasyonu ve
rekabeti arttıracak unsurlar olacak.
Ekibiniz hazır mı? Sorun olmazsa ekibinizdeki
isimler nedir?
Benim yönetim kurulum, benden daha akıllı ve
başarılı insanlardan oluşuyor. Zaten kendinden
daha akıllı insanlarla çalışmayan insan, hiçbir zaman başarılı olamaz, bugüne kadar da olamadılar
da. Ben, kendimden daha akıllı insanlarla çalışacağım. Görev alacak arkadaşlarım da çok heyecanlı.
Bugüne kadar ne geçmiş yönetimlerde yer aldılar,
ne de herhangi bir şahısla organik bir bağları var.
Daha önce hiçbir şekilde şaibeye karışmamış, genç
bir yönetim oluşturacağımıza inanıyorum. Yakın bir
zamanda isimleri açıklandığında herkesin bu heyecanı hissedeceğine eminim.
Seçilirseniz vaz geçilmezleriniz nelerdir?
Şeffaflık ve dürüstlük…
Eski yönetimden farklarınız neler olacak?
Ben düzeni yıkmaya değil, onarmaya geliyorum.
Mevcut düzeni onaracak ve herkese yardımcı olmaya çalışacağım. Sonuçta baktığınız zaman, bir
süredir iyi veya kötü işleyen bir düzen var. Kim
gelirse gelsin, bu düzen aynı şekilde işleyecektir.
Ama ben az önce bahsettiğim gibi kural değişiklikleri ile bri takım yenilikler getirerek, spora yeniden
özlenen heyecanı katacağıma inanıyorum.
Otomobil sporlarındaki tesisler sizce yeterli mi?
Otomobil sporlarının kesinlikle tesisleşmeye ihtiyacı var ve şu bir gerçek ki tesis olmadan sporda
asla ilerleme olmaz. Bakın, mesela Bursa Orhangazi’de ve İzmir Menderes’de rallikros parkurları
yapılıyor. Farklı bir çok ilde offroad ve trial yarışları
için hazırlanan parkurlar var. Ben çok takdir ediyorum o insanları, çünkü büyük bir özeveri ve müthiş
bir emek var. Bizim böyle şövalye ruhlu insanlara
ihtiyacımız var ve onları desteklememiz lazım. Karting yarışlarının artık Körfez ve İzmirPark haricinde
yeni pistlerde yapılması lazım. Offroad kulüplerinin
yerel yönetimlerin destekleri ile hazırladıkları parkurları kalıcı hale getirmek lazım.
Son dönemde offroadda ciddi bir yükseliş söz
konusu. Sizin offroad ile ilgili görüş ve hedefleriniz neler?
Offroad son yıllarda otomobil sporlarının Türkiye’deki lokomotifi konumunda olan bir branş. Offroad oyunlarının kaldırılıp, yarışların belli kurallar
çerçevesinde güvenliğin ön planda olduğu mahalli
ya da ulusal olarak resmi bir formatta düzenlenmesiyle birlikte daha ciddi bir kimliğe kavuştu. Artık
TOSFED içerisinde de daha farklı bir şekilde temsil
edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve hem sportif
içerisinde offroad kökenli üyeler olması, yönetim
kurulunda temsil edilmesi planlarımız arasında.
Otomobil sporlarını daha geniş kitlelere yaymak
için ne gibi hedefleriniz var?
Karting otomobil sporlarının gerçekten de giriş kapısı ve ne yazık ki Kocaeli ve İzmirpark harici gerçek
anlamda karting pistimiz yok. Hele ki İstanbul gibi
bir metropolde uluslararsı standartlarda bir karting
pisti olmaması bence bu sporun ayıbıdır. En ekonomik ve en genç yaşta başlanabilecek sporu biz
yurt sathına yaymazsak başarı elde edemeyiz. Zamanında yapılan ve Berkay Besler, Ayhancan Güven, Kaan Önder gibi bir sürü genci spora kazandıran 25 KÜÇÜK ADAM gibi, eğitim ağırlıklı projeler
ile okullar bazında kartingi tanıtmak ve tabana
yaymak gibi düşüncelerimiz var.
Peugeot Design Lab ve
Airbus Helicopters, H160 helikopterin
tasarımında işbirliği yapıyor
A
irbus Helicopters, 8 – 12 Kasım tarihleri arasında « Dubai Airshow » fuarında ilk sivil helikopteri olan H160
modelini tanıttı. H160’ın dış tasarımı ilk
aşamada Peugeot Design Lab’ın tasarım
ekibi tarafından başlatıldı, ardından Airbus
Helicopters şirketinin tasarım bürosu tarafından geliştirildi ve tamamlandı. H160
modelinin akıcı ve dinamik çizgileri, bu ürün
gamına dahil olan helikopterlerin görsel
kimliğini yeniden yorumluyor ve H160’ın
somutlaştırdığı yeni jenerasyonu temsil
ediyor.
İki yılda bir düzenlenen ve en son 2013 yılında 60.000’den fazla ziyaretçiyi bir araya
getiren uluslararası Dubai Airshow fuarında bu yıl Airbus Helicopters, 2016 yılında
satışa sunulacak olan yeni orta tonajlı sivil
helikopteri H160 modelini vitrine çıkardı. Bu
çok amaçlı helikopter, petrol platformları ile
irtibat, kamu hizmetleri, hasta tahliyeleri,
sahil gözetimi ya da özel ve iş havacılığı gibi
birçok farklı görevi yerine getirecek şekilde
tasarlandı.
H160 model helikopterin tasarımı, Airbus
Helicopters’in yeni açılımlara ve tasarım
konusunda yeni standartlar yaratma iradesini ön planda tutan, Peugeot Design Lab
tasarımcıları tarafından bir stil yarışmasında ortaya çıktı. Vitrine çıkan bu helikoptere
ulaşmak için Airbus Helicopters bünyesinde
bulunan ekip tarafından H160 modeli geliştirildi ve birkaç ay süren çalışma ile tamamlandı.
Airbus Helicopters Dizayn ve Stil Sorumlusu
Guillaume Chielens : « Peugeot Design Lab
tarafından önerilen ilk tasarımı H160’ın, yenilikçilik, performans ve heyecan değerlerini simgeleyen şahsiyetini tanımlamamıza
yön verdi. Biz de bu etütten itibaren özgün
kişiliği ile operatörlerin ve halkın dikkatini
çeken bir helikopter geliştirebildik. Tasarım
bugün, eşsiz kişiliği ve performansı ile zihinlerde yer etmeyi amaçlayan H160 programının önceliklerinin merkezinde yer alıyor»
şeklinde demeç verdi.
H160’ın ince uzun camlarla vurgulanan
fütürist silueti, yapılan çalışmanın doruk
noktası olarak ortaya çıktı. Stili ve modernize edilen burun tasarımı ile bir önceki
kuşağın helikopteri Dauphin’in kimliğini
yeniden tanımlıyor. Kompozit malzemeden
oluşan gövdesi, çift kanatlı arka stabilizatörü, eğimli arka kuyruk rotoru, « Blue Edge »
pervaneler gibi çok sayıda yeniliği ile akıcı
bir çizgiye kavuşan H160 helikopter, performansı ve çalışma sessizliği ile dikkat çekiyor.
Peugeot Global Brand Design stüdyo sorumlusu Cathal Loughnane, Peugeot Design Lab’ın H160 modelinin dış tasarımına
katılımı ile kompleks ve teknolojik projeler
tasarlama kapasitesini kanıtladığını ifade
etti. 2012’de kuruluşundan bu yana Studio’nun, Dassault Aviation, Alstom, Bombardier, Leclerc, Groupe SEB, Quechua gibi
çok sayıda global markalar, hizmetlerinden
yararlandılar. Son projelerinden biri ise Aslan’ın Bistrosu olan Peugeot Foodtruck olmuştu.
Hyundai i20,
“Altın Direksiyon 2015”
Ödülünü de Kaptı
P
iyasaya sunulduğu günden bu yana
tasarım ve konfor açısından sınıfında
fark yaratan ve aynı zamanda otoriteler tarafından da ödüllere layık görülen
Hyundai i20, son olarak oldukça prestijli
“Altın Direksiyon 2015” tacını taktı.
Altın Direksiyon ödülünü kazanan ilk
Hyundai modeli olarak da öne çıkan i20,
zengin donanımları ve çeşitli motor seçenekleriyle ülkemizde de başarılı bir grafik
çiziyor.
2015 yılında 40. yılını kutlayan Altın Direksiyon ödülleri, yılın en iyi yeni otomobillerini seçerek sektöre yön vermeye de-
vam ediyor.
Almanya’nın ünlü otomobil dergisi Auto
Bild ve haftalık gazetesi Bild am Sonntag
tarafından düzenlenen yarışma, 20 ülkedeki lisanslı yayınlarla ortaklaşa olarak
yapılıyor.
Avrupa’da toplam 425.000 okuyucunun
oylamaya katılmasıyla sonuçlanan “Altın
Direksiyon 2015”, segmentlere göre en
iyileri belirlerken aynı zamanda tasarımcılar, editörler ve yazarlardan oluşan jüri
üyelerine sahip.
Hyundai Motor Grubu Tasarım Başkanı
Peter Schreyer, Berlin Axel Springer Yayınevi’nde düzenlenen törende ödülünü
alırken konuyla ilgili olarak “Okuyucular,
ürün gamımızın en genç üyelerinden biri
olan Hyundai i20’yi tercih ederek segmentinde birinci seçti. Bu durumdan oldukça gurur duyuyoruz.
Çünkü tasarım, kalite ve işçilik anlamında
ilerleme kaydettiğimizi açıkça kanıtlamış oluyoruz. Red Dot Design ve IF Design ödüllerinden sonra Altın Direksiyon
2015’i de kazanan i20’nin tasarım ve
konfor anlamındaki başarısı ve iddiası da
böylelikle perçinlenmiş oluyor” dedi.
JAGUAR, Contemporary İstanbul’da
genç sanatçıların destekçisi.
“THE ART OF PERFORMANCE”
J
B
aguar markasının Türkiye distribütörü Borusan Otomotiv, sanat dünyasındaki genç yetenekleri destekliyor.
Jaguar, ARMAGGAN Art & Design Gallery ile
yapmış olduğu işbirliği neticesinde; Tan Taşpolatoğlu, Arman Suciyan ve Yiğit Dündar isimli 3
genç sanatçıya gereken tüm desteği sağlayarak
eserlerini ortaya çıkarmasına katkıda bulunuyor.
Jaguar markasının mottosu olan “The Art of Performance” yani “Performansın Sanatı”, otomobilin sadece bir performans makinesi olmasının
ötesinde tasarım ile mühendisliği tek vücutta
birleştirebilen bir sanat eserini çağrıştırdığına
gönderme yapmaktadır.
Bu sene 12-15 Kasım’da İstanbul Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek Contemporary İstanbul’u, bir çok sanat
severin ziyaret etmesi bekleniyor.
Genç sanatçıların eserleri Lütfi Kırdar B1-415
no’lu ARMAGGAN Art & Design Gallery standında sergilenecektir.
Jaguar, tüm genç sanatçılara başarılar diler.
Sanatçı Bilgileri:
Tan Taşpolatoğlu
Arman Suciyan &
Yiğit Dündar
Toyota Hilux “44 Keşif Rotası”
Gezi Kitabı ile Maceraya Çağırıyor
• Tan Taşpolatoğlu
2000 yılında Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel
Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümünden mezun
olmuştur. Sanatçı, sergide, Jaguar markasının
desteği ile ortaya çıkartdığı iki eserini sergileyecektir.
• Arman Suciyan & Yiğit Dündar
Arman Suciyan, 1996 yılında İngiltere’deki Kent
Institute of Art and Design, Takı ve Mücevher
Tasarım Bölümünden mezun olmuştur.
Yiğit Dündar, Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümünden 2010 yılında mezun olduktan sonra,
2012 yılında Plastik Sanatlar Bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır.
İki sanatçı da kendi uzmanlık alanlarını birleştirerek sanat ve tasarım ekseninde bir proje sergileyecektir.
inlerce yıllık tarihi, eşsiz doğal güzellikleri
tanıtmanın yanında, hobi ve gezi tutkunlarını Türkiye’nin cennet köşeleriyle buluşturmayı amaçlayan “Toyota Hilux ile 44 Keşif
Rotası” kitabı okuyucuyla buluştu. İstanbul’da 8
D&R mağazasında ve ayrıca Türkiye genelinde
İnkılap ve Remzi Kitabevleri başta olmak üzere
seçkin 200’e yakın kitabevinde satışa sunulan özel tasarıma sahip gezi kitabında 44 keşif
rotasının özellikleriyle birlikte, bu yerlere nasıl
gidileceği ve bu noktalarda neler yapılabileceği
de okuyucuya aktarılıyor. Boyut Yayınları’ndan
çıkan kitapta görülmesi gereken yerler ile ilgili
tarihi ve turistik bilgiler verilirken “yapılması ve
kaçırılmaması” gerekenler de sıralanıyor. Türkiye’nin 7 bölgesinden 44 noktanın fotoğraflarla
zenginleştirildiği gezi kitabı 95 sayfadan oluşuyor. Yeni Hilux’ın lansmanı için hazırlanıp ya-
pılan işbirlikleriyle
okuyucuya sunulan “Toyota Hilux
ile Kültür, Doğa ve
Adrenalin 44 Keşif
Rotası” gezi kitabında Karadeniz’in
el değmemiş yaylarından Ege’nin
saklı cennetlerine,
Akdeniz’in coşkun
akarsularından
G ü n ey d o ğ u ’ n u n
gizemli topraklarına kadar pek çok
yer için “eşsiz bir
deneyim” vadediliyor. Toyota Hilux, 44 Keşif
Rotası ile “yoldan çıkmaya gönüllü olanları” Ana
dolu’nun benzersiz hazinelerinde eğlenceli ve
heyecan dolu bir maceraya çağırıyor.
Mercedes-Benz Vito Tourer, Snoopy ve
Charlie Brown ile biraraya geldi
• Mercedes-Benz filmin vizyona girmesinden önce misafirlerini Zorlu AVM’de düzenlenen ilk gösteriminde ağırladı.
• Gösterime TEGV ve Koruncuk Vakfı aracılığı ile davet edilen çocuklar eğlenceli bir
gün geçirme fırsatı yakaladılar.
Mercedes-Benz, bir efsane haline gelen ve
Türkiye’de gösterime sunulacak olan “Snoopy ve Charlie Brown Peanuts” film serisinin
beşincisini, Vito Tourer aracı ile destekledi
ve filmin vizyona girmesinden önce Zorlu
AVM’deki ilk gösterimde çocukları ve ailelerini ağırladı. TEGV ve Koruncuk Vakfı kanalıyla
davet edilen küçük seyircilerin yanısıra Vito
Tourer müşterileri de Facebook’ta düzenlenen
yarışma sonucunda kazandıkları biletlerle aileleriyle birlikte bu ilk gösterime katılma fırsatı
elde ettiler. Davetli çocuklar araç maketiyle fotoğraf da çektirerek aracın ne denli eğlenceli
ve kendileri için uygun olduğunu gösterdiler.
Organizasyonda çocuklar ve aileleri eğlenceli
vakit geçirmenin yanı sıra, özellikle geniş aileler için tasarlanmış olan 9 kişilik aracı yakından
tanıma fırsatı buldular. Özellikle geniş ailelerin
eşyaları ve tüm oyuncakları ile birlikte sorunsuzca sığdıkları Vito Tourer, opsiyonel olarak
sunduğu donanımlar ve yüksek güvenlik standartları ile güvenli ve eğlenceli bir seyahatin
kapılarını açıyor.
Charles M. Schulz tarafından yaratılan ve hikâyesi 1950lere dayanan, Charlie Brown ve Peanuts çetesinin başından geçen serüvenleri
konu alan çizgi dizi ve roman serisi uzun bir
aradan sonra beyazperdeye geri döndü ve sevenleri ile buluştu. Charlie Brown ve en iyi arkadaşı Snoopy ile birlikte, baş düşmanı Kırmızı
Baron’dan intikam almak için çıktıkları maceralı
yolculuğu konu alacak olan filminin senaryosuna Bryan Schulz, Craig Schulz ve Cornelius
Uliano imza atarken, yönetmen koltuğunda
ünlü yönetmen Steve Martino yer aldı.
“Snoopy ve Charlie Brown Peanuts” filmi 13
Kasım’da vizyona girecek.
Peugeot 2016 Rally Raid programında
Sébastien Loeb Resmi Pilot Oldu
Müzik tutkusundan ilham alan efsanevi deneyim:
Wraith - Inspired by Music
“Sébastien Loeb’ün Peugeot Sport ekibine katılmasından dolayı çok mutluyum. Bütün zeminlerdeki üstün pilotaj yeteneği, Peugeot Sport ekiplerinin performansı ile birleştiğinde markamızın
sportif macerasına güzel perspektifler açacaktır.
Saf sportif performansın da ötesinde Sébastien,
spor ve otomobil tutkunlarına hayal kurduran değerleri taşıyor. Herkese bir Peugeot’nun direksiyonunda da yeni heyecanlar yaşatacağına inanıyorum.” Maxime PICAT.
Sébastien Loeb yeni statüsüne, gelecek Dakar’dan itibaren kavuşacak. Bütün sportif mücadelelerinde katkı ve yadımlarından destek alan
PSA Peugeot Citroën grubunun bünyesinde kalarak, 2016 Rally Raid sezonu boyunca Peugeot
adına yarışacak. 2013 yılında Pikes Peak’te birlikte
başardığımız gibi, her zaman yeni iddialar peşinde
birlikte yeni bir işbirliği başlıyor…
“Kariyerimi, yeni keşfettiğim bir branşta tamamlamak benim için yeni bir fırsat. Öğrenmek için zaman ayırmak gerekiyor, ben de yarışlar ve testler
boyunca bunu yapıyorum. Gerek WRC’de 9 dünya
şampiyonluğumu ve WTCC’de zaferler kazandığım Citroën ile olsun, gerekse iki yıl önce A.B.D.’de
birlikte yeni bir sayfa açtığımız Peugeot ile olsun,
tüm bu başarıları PSA Grubunun bünyesinde ya
Zafer ve
şampiyonlukları eşsiz
olan Fransız
pilot Sébastien Loeb
2016 sezonunda
Rally Raid programı
çerçevesinde
Peugeot Sport takımına
katılıyor.
şamış olmaktan mutluyum. Daha kazanacağımız
çok sayıda motive edici maceralar ve turnuvalar
var.” Sébastien Loeb.
Ocak ayında Peugeot pilotu Sébastien Loeb’ün
co-pilotu Daniel Elena ile birlikte Rally Raid’deki
ikinci yarışını koşacağı Dakar rallisinin startında
buluşmak üzere.
R
ock&Roll’un doğduğu günden bu yana
müzik dünyasındaki efsanevi isimlerin
yaşamlarının bir parçası olan Rolls-Royce
Motor Cars, müzik tutkunlarından ilham alarak
Wraith – Inspired by Music’i yarattı. Rolls-Royce’un Bespoke programıyla sayesinde özel olarak tasarlanan ilk ‘Wraith – Inspired by Music’
aracı geçtiğimiz hafta alıcısıyla buluştu.
Wraith’in 2013 yılındaki lansmanından bu yana
Rolls-Royce Wraith müşterileri, araçlarını otomotiv tarihinin en kapsamlı ses sistemi Bespoke Audio ile birlikte sipariş edebiliyorlar. Wraith
‘Inspired by Music’ ile tüm bu karakteristik özellikler ve Bespoke Ses Sistemi’nde kullanılan değerli malzemeler benzersiz bir işitsel deneyim
sunan özel bir müzik sahnesi yaratarak ön plana
çıkıyor.
Olağanüstü ses berraklığı ve dinamik ses aralığı;
iki bas hoparlörü, yedi tiz (tweeter) hoparlörü
ve yedi mid-range hoparlörden oluşan 1300W
gücündeki 18 kanallı sistem sayesinde elde ediliyor. Arabanın tavanına yerleştirilen iki ‘exciter’
hoparlörü; sesin dinleyiciye kulak seviyesinde
iletilmesinde önemli bir rol oynuyor ve müziğin
canlı bir ortamda dinleniyormuş gibi kusursuz
bir şekilde çıkmasını sağlıyor. Dış gürültüyü sürekli kontrol eden mikrofonlar, kullanıcının müzik
dinleme keyfine odaklanarak ses ve ton ayarlarını otomatik olarak değiştiriyor.
Rolls-Royce Bespoke programı:
Keşfetmenin kişiye özel macerası
Kullanıcılarının kültürlerini ve yaşam biçiminlerini ustalık gerektiren bir ifadeyle sergileyen
Rolls-Royce Bespoke programı; müşterilerine,
arabalarının belirli özelliklerini değiştirme ve
tamamen kendilerine özel modellerini yaratma
imkanı tanıyan bir hizmet.
Rolls-Royce tasarımcıları, her müşterisinin yaşam tarzını ve ihtiyaçlarını ön planda tutarak
doğru tasarımı yaratabilmek için titizlikle çalışıyor. Kişisel arzuları işlevsellik bir araya getiriyor
ve müşterilerinin estetik duygularını kişiye özel
modeller yaratarak açığa vuruyor.
Bespoke kişiselleştirme programı 2014’te dikkat çekici bir rekor elde etti. Neredeyse Phantom ailesindeki modellerin tamamı; Ghost ve
Wraith modellerinin ise büyük bir kısmı kişiselliği, lüksü ve detay farklılığını açıkça ifade eden
çeşitli Bespoke kişiselleştirmelerine sahip olarak Rolls-Royce merkezinden sahiplerine ulaştı.
Skoda Otomobil Üretiminde
110. Yılını Kutluyor
Bir yandan kuruluşunun 120. yılını kutlayan
Skoda, aynı zamanda ilk otomobilini de 110 yıl
önce üretmenin gururunu yaşıyor. Vaclav Laurin ve Vaclav Klement’in o dönemde Laurin&Klement adıyla kurduğu şirket, 29 Ekim 1905’te
ilk otomobili olan “Voiturette A” modelini bantlardan indirirken, dünyanın en önemli ve köklü
otomotiv üreticilerinden biri olan Skoda’nın da
temelini atmıştı.
110 yıldır otomobil üretimi yapan Skoda’nın
ürettiği otomobiller ise bugün tüm dünyada
inanılmaz başarılara imza attı. L&K bisiklet fabrikasının kuruluşundan yaklaşık 10 yıl sonra, ilk
L&K markalı motosikletin üretilmesinin üzerinden henüz 6 yıl geçmişken, 1905 yılında şirket,
7 beygir gücündeki araçla otomobil üretimine
de başladı. Fransızca’da “küçük otomobil” anlamına gelen Voiturette, uzun test sürüşlerinin
ardından satışa sunulmuştu.
firması haline gelmesine öncülük etti. Skoda bugün, Çek Cumhuriyeti’ndeki Bohemia yani Mlada
Boleslav’ın yanı sıra aralarında Çin, Hindistan ve
Rusya’nın da bulunduğu çeşitli coğrafyalarda
üretim yapan bir şirket haline geldi.
1905: Tam bir milat
1905’te satışa sunulan bu küçük otomobil,
Skoda’nın bugüne kadar 40 farklı model ve 17
milyondan fazla araç üreten önemli bir otomotiv
Voiturette A sadece Skoda’nın ilk otomobili
olmakla da kalmadı. Aynı zamanda otomotiv
dünyasında halen kullanılan pek çok yeniliği de
armağan etti.
Nitekim bu 1005 cm3 hacimli iki silindirli motora sahip otomobilin radyatörü, ilk kez motorun
önüne yerleştirilmişti. Araçta, o güne kadar dik
olarak konumlandırılan direksiyon sistemi, ilk kez
yatay yerleştirilmişti. Sadece 44 adet üretilen
Voiturette A, 3 ileri 1 geri vites kutusuna sahipti
ve yaklaşık 40 km/s hız yapabiliyordu.
1905 yılında Prag Otomobil Fuarı’nda tanıtılan
L&K şirketinin ilk otomobili, aynı zamanda iki silindirli V-motoru ile de büyük ses getirmeyi başarmıştı. Bu yenilik, Alman otomobil dergisinin
29 Ekim tarihli sayısında fotoğraflarıyla yer alırken 1905 yılının sonlarında haftalık yayınlanan
bir Çek dergisinin kapağından da duyurulmuştu.
İlk günkü heyecanı bugün de taşıyan Skoda
markası, farklı, yenilikçi ve pratik özelliklere sahip modelleriyle adından söz ettirmeye devam
ediyor.
Türkiye Ralli Şampiyonası’nda
Azimle Gelen Zafer
2015 Yılı Türkiye Ralli Şampiyonası Kadın Pilotlar Birinciliğini
Simin Bıçakcıoğlu kazandı. Üst üste 4’üncüşampiyonluğunu kazanan
Bıçakcıoğlu kariyerindeyeni bir ilke imza attı...
T
ürkiye Ralli Şampiyonası, yedinci ve son yarış olan 36. İstanbul Rallisi ile tamamlandı.
İstanbul Park Oto Pazarı’nda gerçekleşen ve
ralliseverlerin yoğun ilgi gösterdiği yarış kıyasıya
çekişmelere sahne oldu. Şampiyonanın son yarışını da birincilikle tamamlayan ve 4’üncü kez üst
üste kazandığı Türkiye Ralli Şampiyonası Kadın
Pilotlar Birinciliği ile Simin Bıçakcıoğlu; kariyerinde
yeni bir ilke imza attı.
Haydi Çocuklar!
Toyota’nın “Hayalimdeki Araba”
Resim Yarışması Sizleri Bekliyor
D
ünyanın 5 kıtasından binlerce çocuğun katılacağı Toyota “Hayalimdeki Araba Resim
Yarışması 2016’nın Türkiye ulusal yarışması
başladı. Bu yıl 15 yaşın altındaki Türk çocuklarının
beşinci kez katılacağı resim yarışması için başvurular 12 Şubat 2016 tarihine kadar sürecek. Türkiye’deki değerlendirmelerde 3 ayrı kategoride (7
yaş ve altı, 8-11 yaş arası, 12-15 yaş arası) ilk 3
dereceye giren resimlerin sahipleri birbirinden değerli ödüllerin yanında Japonya’da gerçekleşecek
Uluslararası Yarışma’ya katılma şansı da kazanacak. Yarışmaya 2015 yılında Türkiye ile birlikte 81
ülkeden 814 bin resim katılmıştı.
Toyota tarafından 2004 yılından bu yana “Senin
Hayalin – Geleceğin Arabası” temasıyla organize
edilen yarışma, otomobilleri çocukları sevdirmek
ve hayal dünyalarını geliştirmek amacıyla düzenle-
niyor. Çocukların hayallerindeki arabayı resme dökmeleri için fırsat sunan yarışmaya dünya çapında
büyük ilgi olurken birbirinden yaratıcı resimler dereceye girmek için yarışıyor. Türkiye’den çocukların dördüncü kez hayallerindeki otomobili resimlerine yansıtarak yer alacağı yarışmaya geçtiğimiz 4
yılda 25 bin 495 Türk çocuğu katılmıştı.
lim edebilecekler. www.toyota.com.tr web sitesinden plazaların adreslerine ulaşmak mümkün.
Yarışmaya posta yoluyla katılmak isteyenler ise
resimlerini başvuru formu ile birlikte Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. (Cumhuriyet Mahallesi
E-5 Yanyol No:11 Yakacık 34876 Kartal/İstanbul)
adresine de gönderebilecekler.
Nasıl başvuracaksınız?
Toyota Hayalimdeki Araba Resim Yarışması’na katılmak isteyen çocuklar hayallerini, A4, A3 boyutlarında veya tabloid ebatlara sahip, istenilen türde
kağıda istenilen resim malzemesi kullanılarak resmedebiliyorlar.
Ayrıntılı bilgi için www.toyota.com.tr web sitesini ziyaret edebilir, sorularınız için Toyota İletişim Merkezi’ni 0 (212) 354 0 354 numaralı
telefondan arayabilirsiniz.
Katılımcılar, resimlerini başvuru formu ile birlikte
şehirlerinde bulunan Toyota Plazalar’a elden tes-
Türkiye otomobil sporları tarihinde hafızalara
kazınacak bir zafer...
Türkiye Ralli Şampiyonası’nda Neo Motorspor adına, Mitsubishi EVO IX ve Gürkal Menderes co-pilotluğunda Klass Magazin,A&S Transport ve Hayaller
Gerçektir’in katkılarıyla yarışan Simin Bıçakcıoğlu;“Bu yıl Türkiye Ralli Şampiyonası’nda Kadın Pilotlar
Birincisi olmamın benim için ayrı bir önemi var. Birincilik serimi 4 yıla çıkardım. Motivasyonumu hiç
kaybetmedim, hep bugünü düşündüm, 4’üncü kez
üst üste kupa kaldırmayı hayal ettim. Allah insanın
gönlüne göre veriyor demek istiyorum. Başarıya
ulaşmak için hayal etmenin ötesine de geçmeli,
fiziksel ve mental açıdan güçlü olmalısınız. Ayrıca
sadece Sizin güçlü olmanız yeterli değil takım olarak mücadele etmelisiniz. Takımıma ve beni gönülden destekleyen başta ailem ve arkadaşlarım olmak üzere tüm yarışseverlere teşekkür ediyorum.
Sırada daha büyük hedefler var, Avrupa’da kupa
kaldırarak Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek ve
uluslararası arenada yeni başarılar kazanmak istiyorum.” dedi.
Yeni kazandığı unvanla Türkiye Ralli Şampiyonası’nda son 4 yılın Kadın Pilotlar Birincisi olan Simin
Bıçakcıoğlu, 36. İstanbul Rallisi’ni Türkiye otomobil sporları tarihinde hafızalara kazınacak bir zafer
olarak tanımladı ve “Yarışın son günü Pazar sabahı
yaklaşık 1,5 tonluk otomobilimizi co-pilotum Gürkal Menderes ile yaklaşık 100-150 metre itmek
zorunda kaldık. Kural gereği belli bir noktadan sonra gözetmen ve hakemlerin yardımedebileceği bir
durumda kimsenin yardım etmemesi ise benim için
daha motive edici bir durumdu. Geçmişteki her birinciliğimin yeri ayrı ama bu seferki birincilik azmin
zaferi olarak tanımlanabilir. Yarışseverlerin ve rakiplerimizin hafızalarına kazınacak bu birincilik eminim
ki rallinin ne denli, stratejik bir spor dalı olduğunun
altını çizecektir. Damalı bayrağı görmeden ve yarış
bitmeden birincilikler elde edilmiyor. En yakın rakibimin kural hatası yapmasını ise fırsata çevirmek
bu sporun doğasında var. Örneğin tüm dünyanın
yakından takip ettiği Formula 1 yarışlarında takımlar kural hataları nedeniyle yarıştan elenebiliyorlar.
Neo Motorspor takımı olarak kurallara riayet etmemizin geri dönüşü ZAFER oldu.” dedi.
Volkswagen Transporter T6 2016
Uluslararası Yılın Ticari Aracı Seçildi
Volkswagen Transporter üçüncü defa “Uluslararası Yılın Ticari Aracı 2016” ödülünü (IVOTY)
kazandı. Transporter’in Euro 6 motora sahip
olan altıncı nesli, Fransa’da Lyon Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen özel bir törenle
hafif ticari araç endüstrisinin en büyük ödülünü kazandı.
Ödül, Lyon Euroxpo’da düzenlenen Solutrans Fuarı açılışı öncesinde IVOTY Başkanı Jarlath Sweeney
tarafından, Solutrans Başkanı Patrick Cholton ve
Lyon Ticaret Odası Başkanı Emmanuel Imberton’un katılımıyla verildi. Ödülü teslim alan Volkswagen Ticari Araçlar Başkanı Dr. Eckhard Scholz,
şunları söyledi: “T-serisi için aldığımız prestijli “In-
WRC Büyük Britanya’da zafer,
Volkswagen pilotu
Sébastien Ogier’nin
F
IA WRC’nin 2015 yılındaki son ayağı Büyük Britanya Rallisi, soğuk ve ıslak
zemin üzerinde zorlayıcı yol koşullarının
etkisi altında Volkswagen Polo R WRC’nin zaferiyle sonuçlandı. Sébastien Ogier ve Julien
Ingrassia ikilisinden oluşan Volkswagen Polo
R WRC takımı, yağmur, yoğun çamur ve sisli
havaya rağmen Michelin lastikleri ile her türlü
yol koşulu ile baş etti.
FIA WRC Rallisi’nin son ayağı Britanya, zorlu yol
ve hava koşullarında gerçekleşen sezonun en
uzun yarışlarına sahne oldu. 1.500 kilometreye
varan uzun yarışta zafer, Sébastien Ogier ve Julien Ingrassia ikilisinden oluşan Volkswagen Polo
R WRC’nin oldu. Büyük Britanya Rallisi’nde Kris
Meeke - Paul Nagle ile Citroën DS3 WRC takımı
ikinci olurken; Andreas Mikkelsen - Ola Floene ile
Volkswagen Polo R WRC takımı ise üçüncülüğe
ismini yazdırdı.
Çin, FIA WRC 2016 ajandasında
Britanya ayağının tamamlanmasıyla FIA WRC
2015’ın şampiyon üreticisi de Volkswagen Motorsporları olurken Citroën Racing ve Hyundai
Motorsporları sıralamayı takip etti. FIA WRC 2016,
Ocak ayında Monte Carlo Rallisi ile başlayacak. 14
yarıştan oluşacak FIA WRC 2016’da en büyük değişiklik ise yarışlara yeni eklenen Çin Rallisi olacak.
Sezonun en uzun yarışı olan Büyük Britanya Rallisi’nin oldukça zorlayıcı şartlarda gerçekleştiğini
belirten Michelin WRC Programı Yöneticisi Jacques
Morelli, “FIA WRC kurallarına göre her türlü hava ve
zemin koşulunda pilotların tek bir lastik kullanması
gerekiyor. Biz de Michelin olarak, temel stratejimiz
olan MICHELIN Total Performance Stratejisi sayesinde pilotların bir lastikte aradığı bütün performans alanlarını bir arada sunmak için çalışıyoruz.
Şampiyona süresince pek çok farklı etapta pilotların zafere adını yazdırmasını sağlayan MICHELIN
Latitude Cross H90 / S80 ve MICHELIN Pilot Sport
H5 / S5 lastiklerimiz ile performanslara katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Michelin, WRC 2015’te performansı yükseltti
Güçlendirilmiş yapısı ve deseni sayesinde daha
yumuşak bileşenlere sahip olan MICHELIN Latitude Cross H90 / S80, daha geniş bir zeminle
temas alanı da sunuyor. MICHELIN Pilot Sport H5
/ S5 lastikleri ise hem kuru hem de ıslak zeminde
ultra esnek lastik yapısıyla pilotlara daha yüksek
bir denge sağlarken; pilotların performansı kuru
zeminde 0.3 km, ıslak zeminde ise 0.8 km artırıyor.
ternational Van of the Year 2016 Ödülü”, doğru
uygulamalar ile ikonumuzu Hannover’den en iyi
Transporter haline getiren ekibimizin başarılarının tanındığına dair müthiş bir işarettir. Bu ödülü
bütün Transport kullanıcılarına adıyoruz ve bütün
Volkswagen Ticari Araçlar ekibi adına büyük bir
memnuniyetle kabul ediyoruz. Bu büyük onur bizi
çok gururlandırıyor ve bize önemli olaylarla geçmesini beklediğimiz 2016 yılına iyi başlamak için
pozitif enerji veriyor.”
Ödülü değerlendiren ve Avrupa çapında ülkelerden hafif ticari araç konusunda uzman 24 gazeteciden oluşan Uluslararası Yılın Ticari Aracı Jürisi’nde, Türkiye’den Aysberg Basın Yayın tarafından
yayınlanan Kargo Haber Dergisi yayın yönetmeni
Akın Öcal yer alıyor. Değerlendirme sonucu; Volkswagen Transporter T6 (Euro 6) için 98 puan
verirken, Fiat Professional Doblo Cargo 68 puan-
la ikinci oldu. Euro 6 motorlu Volkswagen Caddy
4 ise 63 puanla üçüncü sırayı aldı. Oylar Birleşik
Krallık Karayolu Taşımacıları Derneği tarafından
bağımsız olarak değerlendirilerek sonuçlandırıldı.
IVOTY Juri Başkanı Jarlath Sweeney ise şu yorumda bulundu: “Volkswagen Ticari Araçları yeni Euro
6 Transporter Altı ile Uluslararası Yılın Ticari Aracı
ödülünü kazanmasından dolayı kutluyorum. Daha
önce 1992 yılında T4 ile açılış ödülünü kazanan
marka 2005 yılında T5 ile bu ödülü bir kez daha
kazanmıştı.”
Sweeney, “Ödül, hafif ticari araç üreticisinin çevre
ve insan güvenliğine göre verimlilik ve sürdürülebilir taşımacılık standartlarını yükseltmede önemli
bir katkı sağladığını onaylıyor ve bu yıl bu etkiyi
Volkswagen T6’nın yaptığını kabul ediyor” dedi.
Renault TALISMAN
Konfor ve sürüş keyfinin
sıra dışı harmanı
TALISMAN’ın iç ve dış özelliklerinin Paris’te ardından Frankfurt Otomobil Fuarı’nda gözler önüne
serilmesinden sonra Renault, yeni modelini satışa
sunmaya hazırlanıyor. Renault Talisman Fransa
ve Belçika’da 2015 yılı sona ermeden pazara sunulacak. Talisman,Türkiye’de ise Şubat 2016’da
satışa sunuluyor olacak.
Renault TALISMAN ve inovatif özellikler:
• Sürücünün ruh haline uyum sağlayan Multi-Sense teknolojisi sayesinde eşsiz sürüş keyfi..
TALISMAN, eşsiz sürüş özellikleri, dinamik, çevik
ve sıra dışı sürüş konforu yaşatan 4Control®
dört tekerlekten manevra sistemini elektronik
süspansiyon ile bir araya getiren tek D-segment
otomobil.
• Sürüş keyfine katkıda bulunan dizel motorların
yakıt tüketimi 3.6 litre/100 km, CO2 emisyon
düzeyi ise 95g/km
• Konforlu, geniş kabin ve etkileyici çizgilerle birleşen 608dm3 (VDA) boyutundaki büyük bagaj
• Cömert ön koltuklarda göz alıcı döşeme ve
sınıfının en kapsamlı özellikleri bulunuyor (masaj,
ısıtma, havalandırma)
• Konfor arttıran teknolojiler: 8.7-inçlik ekranıyla
dokunmatik ekranlı internet bağlantılı R-Link2;
renkli Head Up Display teknolojisi ve eller serbest park sistemi
Talisman sadece göz alıcı tasarımı ile değil,eşsiz
sürüş deneyimine katkıda bulunan inovasyonlar
ile de dikkat çekiyor.
Türkiye’de Talisman Touch ve Icon olmak üzere
2 ekipman seviyesi (bakınız sayfa 23) ve 3 dizel
motor seçeneği (1.5dCi 110bg-manuel&EDC /
1.6dCi 130bg-manuel&EDC / 1.6dCi 160bg EDC)
ile pazara sunuluyor.
Renault TALISMAN
Konfor ve sürüş keyfinin
sıra dışı harmanı
Skoda
Yeti 500 Bin
Adetlik
Üretimi Aştı
Ç
ek üretici Skoda’nın ilk SUV modeli olan Yeti, üretimde
500 bin adedi geride bıraktı. Dünyanın en popüler SUV
modelleri arasında yerini alan Yeti’nin 500 bininci örneği,
geçtiğimiz günlerde bantlardan indirildi. Avrupa pazarlarının
yanı sıra Çin’de de beğeni toplayan Yeti, Türkiye’de ise 9 bin
adede yaklaşan satışıyla sınıfının önemli oyuncuları arasındaki yerini aldı.
Skoda’nın Kvasiny tesisinde banttan inen kırmızı renkli Yeti
Monte Carlo, markanın bu sınıftaki başarısının da simgesi
oldu. Markanın ilk kez 2009 yılında üretimine başladığı Yeti,
o günden itibaren Avrupa’nın yanı sıra uluslararası pazarlarda
da büyük beğeniyle karşılandı. Kvasiny’nin yanı sıra Rusya’da
ve Çin’de de üretimi yapılan Yeti, 2013 yılında geçirdiği yenilenme operasyonu sonrasında yenilenen iç mekanı, gelişmiş
bilgi ve eğlence sistemleri, “akıllıca” unsurları barındıran pratik özellikleri, yüksek fonksiyonelliğinin yanı sıra geliştirilmiş
motor ve vites kutusu kombinasyonlarıyla başarısını bir adım
daha öteye taşıdı.
Önden çekişli ve 4x4 versiyonlara sahip olan Yeti, Türkiye’de
de sınıfının önemli oyuncuları arasında yerini almakta gecikmedi ve şu ana dek Türkiye’de 8 bin 860 adet Yeti modeli
yola çıktı. 58 bin 700 TL’lik başlangıç fiyatına sahip olan Skoda Yeti, 1.2 lt benzinli manuel ve 1.4 lt TSI DSG vites kutusu
seçenekleriyle satışa sunuluyor.
Bentley, Bentayga “First Edition” ı Tanıttı.
“Sadece 608 Adet Üretilecek”
Ö
zel detayları ve eşsiz bileşenleri ile göz alıcı
teknik özellikler, Bentayga’nıntüm yeteneklerini gözler önüne seriyor. First Edition’ın
eşsiz tasarımı, UnionJack arması, aydınlatmalı kapı
basamakları ve 22 inç siyah renkte ve cilalı
jantları içeriyor. Modelin ayrıcalıklı yapısı, sadece on dış renk seçeneği sunularak vurgulanıyor.
Crewe’de üretilen tamamıyla yeni çift turbo 6,0
litrelik W12 motor, yeni Bentayga’nın kalbini oluşturuyor. Bu 12 silindirli muazzam motor, verimlilik
ve rafine kavramlarını ultra lüks bir güç ve tork ile
Modern, lüks kabinin içerisinde ‘Elmas içinde
elmas’ desenli kaplama, ısmarlama üretim
iç aydınlatma, UnionJack bant arması, eşsiz
kontrast dikişler ve işlemeli koltuklar, bu özel
serinin görünümünü ve verdiği hissi daha da
zenginleştiriyor. Döşeme unsurları arasındaki
özenli tolerans payları da dahil, metal, ahşap
ve derideki detaylı çalışmalar otomotiv tasarımında yeni bir standart oluşturuyor.
Bentley, Bentayga First Edition modelinin üretim
adedini motor gücünün metrik değeriyle eş tutuyor. Bentayga608 HP güç ve 900 Nm maksimum
torka sahip otomobilden 608 adet üretilecek.
Her bir First Edition sahibi, yeni ve lüks SUV aracını
tamamlayacak eşsiz bir Breitling saate sahip olacak.Breitling, Bentley Bentayga SUV tanıtımı için
yüksek performanslı özel seri kronograflar hazırladı: Emergency, dahili bir çift frekanslı kişisel
konum belirleyici radyo sinyali özelliği taşıyor,
Cockpit B50’nin çok işlevli elektronik bir göstergesi bulunuyor, otomatikChronomat 38
ise kadınlar için tasarlandı.
Aracı satın alan herkes, üç özel seri Breitlingkronograftan birine sahip olacak: Resmi bir
kronometre sertifikasına sahip Breitling hareket mekanizması; orijinal ve güçlü tasarıma
sahip tamamı siyah kap; siyah sedef kadran;
tanıtılan ilk Bentayga’nın rengiyle eş, bronz
tonunda akrep ve yelkovan; bazı iç öğelerle
aynı rengi taşıyan lastik kayış.
birleştiriyor. Sadece 4,1 saniyede 0-100 km/shıza
ulaşabilen ve maksimum hızı 301 km/s olan Bentayga, dünyanın en güçlü ve en hızlı SUV’si olma
özelliğini taşıyor.
Bu kronograflar, ileride Bentayga müşterilerine
opsiyonelekipman olarak sunulacak.
Dizel Motorlu Yeni Range Rover Evoque
Türkiye’de!
Yenilenen Evoque Dizel Motor Seçeneğiyle
Borusan Oto Showroomlarında!
orusan Otomotiv çatısı altında Land Rover
markasının satış ve satış sonrası hizmetlerini başarıyla sürdüren Borusan Oto, 2011
yılında satışa sunulduğu günden bu yana tüm
dünyada 400 bin adet satan Range Rover Evoque
modelinin 2.0 litre dizel motorlu versiyonunun satışına başladı. Borusan Oto’nun İstinye, Avcılar,
Ankara Balgat ve Adana şubelerinde yerini alan
yeni Range Rover Evoque, 2.0 litre dizel ve 9 ileri
vitesli otomatik şanzıman kombinasyonuyla 87
bin 216 Euro’dan başlayan anahtar teslim fiyatıyla müşterilerin beğenisine sunuldu. Hali hazırda
3 ayrı zengin donanım paketiyle tercih edilebilen
dizel motorlu Range Rover Evoque, üstün 4 tekerlekten çekiş sistemi, teknolojik donanımları ve
üstün güvenlik özellikleriyle ön plana çıkıyor.
B
Borusan Oto Genel Müdürü Uğur Sakarya ‘’Yenilenen Range Rover Evoque’un 2 farklı güç üreten
2.0 litre dizel motorlu versiyonu, showroomlarımızda yerini aldı ve çok yoğun ilgi görüyor. Dizel
motorlu yeni Range Rover Evoque modelinin markaya ekstra dinamizm getirip satışlarımıza büyük
katkı yapmasını bekliyoruz.” dedi.
Yenilenen Range Rover Evoque modelininin
2.0 litre dizel motorlu versiyonları, Borusan Oto
showroomlarında sergilenmeye başlanarak Tür-
kiye’de de satışa sunuldu. 150 HP ve 180 HP’lik
2.0 litre turbo dizel motorlu Range Rover Evoque,
9 ileri vitesli otomatik şanzıman kombinasyonuyla
87 bin 216 Euro’dan başlayan anahtar teslim fiyatıyla müşterilerin beğenisine sunuldu. SE Dynamic, HSE ve HSE Dynamic adı verilen 3 ayrı zengin
donanım paketiyle tercih edilebilen dizel motorlu
Range Rover Evoque, aynı zamanda geniş isteğe
bağlı donanım seçenekleriyle de kişiselleştirilebiliyor.
Range Rover Evoque:
Hem Yeni Hem Dizel
Tüm zamanların en hızlı
satılan Land Rover modeli özelliğine sahip olan
Range Rover Evoque’un
modern dış tasarımı,
dikkatle planlanmış bir
dizi revizyon ile daha da
geliştirildi. Bu güncellemeler arasında yeni ön
tampon, iki yeni ızgara
tasarımı,
tamamen LED farlar ve
yepyeni üç alaşım jant
tasarımı yer alıyor. Yenilenen Evoque, gece üstün
bir görüş sağlayan tam LED uyarlanabilir farlarla
donatılan ilk Land Rover modeli olmasıyla da ön
plana çıkıyor.
İç mekândaki değişiklikler ise tasarımı yenilenmiş
gösterge grubuyla birlikte yeni koltukları ve kapı
içlerini, sekiz inch dokunmatik ekran üzerinden
erişilen yeni bilgi-eğlence sistemini ve Evoque’un
cesur mimari formlarını tamamlayan Lunar Ice ve
Vintage Tan gibi yeni renkleri ve malzemeleri içeriyor. Yeni üst düzey, yumuşak dokunuşlu materyaller, daha önce olmadığı kadar geniş bir teknik
özellik yelpazesiyle birlikte kalite seviyesini yükseltiyor.
2.0 litrelik dizel motorun 150 HP’lik versiyonu 100
km/’de 4.2 litreye varan yakıt tüketim değeriyle
dikkat çekerken 180 HP’lik versiyon ise ortalama
4.8 lt/100 km’lik tüketim değeriyle Range Rover
Evoque’un kaslı kaputu altında ön plana çıkıyor.
Peugeot 308 R HYbrid :
Dört Tekerlekten Çekiş, Üç Farklı Motor, İki Farklı Enerji
Kaynağı ile Eşsiz Bir Hatchback
H
ibrit araçların başarılı olması, sürücülerin
binek otomobil ve motor seçenekleri konusunda yeni çözümlere karşı ilgisini arttırdı.
Sürüş keyfi, radikal performans ve kontrol altında
tutulan tüketimi bir araya getiren ve bu konuda
öncü olan Peugeot Sport ilk hibrit kompakt hatchback modelini yarattı.
Peugeot Sport, daha fazla gücü kabul eden Peugeot 308 temelinde 308 R HYbrid modelini geliştirdi. Bu elektrikli benzinli hibrid, olağanüstü
performanslar sergilemek üzere segmentte sportifliğin sınırlarını daha üst düzeye taşıyor.
2015 Nisan ayında tanıtımından bu yana, bir benzinli motor ile iki elektrik motoru birleştiren Peugeot Sport güç ünitesini geliştirilmeye devam etti.
500 hp motor gücü ve 730Nm tork değerlerine,
bundan böyle üç sürüş modu (ZEV, HYbrid, HYbrid Spor) ve Peugeot I-Cockpit yardımıyla sürücü
tarafından denetlenen Launch Control sistemi ile
erişilebiliyor.
Dikkat çekici ve dinamik bir karakter
Peugeot 308 R Hybrid, saf performans arayışına
mükemmel bir boyut getiriyor: Dikkat çekici kompaktlık, dört köşeye atılmış tekerlekler, mükemmel
bir denge.
Bu hedefe ulaşmak için, Peugeot 308 hatchback
ve onun Emp2 platformuna dayanma avantajını kullanıyor. İlk bakışta göze çarpan 308’in zarif
tasarımı ve sportif görünümü radikal bir ifadeye
dönüşmek üzere ilk kez Quartz konsepti ile tanıştığımız tasarım kodlarını benimsiyor.
80 mm genişletilmiş tekerlek izleri üzerine oturan 235/35 R19 lastiklerle yere adeta yapışan
Peugeot 308 R Hybrid geniş hava girişli kaputun
örttüğü etkileyici ön yüzü ve köşeli kenarlı ve düz
yüzeyli mineral tamponu ile asfaltı adeta yutuyor. Damalı desenli ön ızgara 500 hp güç üreten
yenilikçi çekiş ünitesini hava ile besliyor. Mekanik
bileşenler etrafında sıkıca çizilen profili çizgileri
ışığı yakalıyor ve bakışları aracı keşfetmeye doğru
yönlendiriyor. Peugeot 308 R Hybrid floresan pigmentler ve cam partiküllerin entegrasyonu ile etkileyici şekilde yoğun bir mavi renkle giyiniyor. Bu
renk hem hibrid motor ve hem de tarihsel olarak
Fransız yarış araçlarına özgü olan rengi çağrıştırıyor. Arka kapılarda, bu mavi renk Peugeot’nun en
ekstrem modellerinin simgesi olan çift renkli tasarımın farklı bir yorumunu oluşturacak şekilde mat
siyah ile eşleşiyor. Arkada, Peugeot 308 R Hybrid’in radikal tasarımı son derece yalın bir şekilde
kendini gösteriyor. Bagaj kapağının üstündeki dar
spoyler aerodinamik yapıyı pekiştiryor. Öte yandan, tampon sıcak havayı dışarı çekerek akü sıcak-
lığını kontrol altında tutmaya yardımcı olan iki hava
deliği içeriyor. Hava girişleri ve kasa altları üzerine
tatbik edilen beyaz seramik görünümlü dokunuşlar otomobilin dinamik karakterini vurguluyor.
Peugeot i-Cockpit
Açılan kapılar geniş orta konsol ve dört koltuk ile
biçimlendirilen etkileyici bir iç mekânı gözler önüne
seriyor. Seçilen malzeme ve renkler Peugeot 308
R Hybrid modelinin öncelikli amacı yüksek performansı açıkça ortaya koyuyor.
Böylece, üst giydirme aksamı ve tavan kaplaması
antrasit gri renkleriyle ayırt ediliyor. Koltuklar paslı
görüntü verilmiş açık kahverengi deri ile döşendi.
Gerçek spor geleneğindeki kırmızı dokunuşlar, sayaç çerçeveleri, direksiyon simidi merkezi ve orta
konsol başta olmak üzere iç mekânı boydan boya
beziyorlar.
Peugeot 308 R Hybrid’te ilk kez şimdiye kadar genellikle sadece konsept otomobillere ayrılan malzemeler kullanıldı. Ön panel, dijital dokuma tekniği
kullanılarak üretilen bir kumaş ile kaplandı. Bu yenilikçi malzeme aracı hafifletmek için köpük benzeri
malzemelere gerek kalmadan yumuşak dokunuşlu
büyük, karmaşık parçaların üretilmesini sağlıyor.
Bu dijital kumaş siyah deri ve kahverengi eskitilmiş
deri ile birlikte kapı panellerinde kullanılıyor.
Peugeot i-Cockpit’in yenilikçi mimarisi sayesinde, sürücü güç aktarım ünitesinin sağladığı 500
hp gücü tam güvenlik içinde kontrol ediyor. Orta
konsolda, iki buton mekaniğin denetlenmesini
sağlıyor. Birinci buton güçlü motoru uyandırırken,
ikincisi ise HYbrid modundan ZEV (%100 elektrikli) moduna geçişi sağlıyor. Delikli deri kaplı ve 308
R Hybrid logosu taşıyan kompakt direksiyon simidi viraj alırken hassas ve keskin bir konumlandırma sağlıyor. Sağ başparmağıyla direksiyon simidi
üzerindeki butona basarak HYbrid Spor modunu
devreye alıyor. El altındaki vites değiştirme paletleri sürücünün altı-ileri şanzımana parmak ucu ile
kumanda etmesine olanak veriyor. Head-up gösterge paneli yoldan gözlerini ayırmadan, ilgili tüm
sürüş bilgilerini sürücüye aktarıyor.
Böylece, merkezi ekranda çekiş zincirine ilişkin bütün bilgiler görüntüleniyor : seçilen vites ve kullanımda olan sürüş modu, akünün şarj durumu, akünün anlık durumu (güç temini veya şarj konumu).
Ayrıca, vites göstergesi üst vitese geçmek için
ideal anı göstererek motor gücünden azami verimin alınmasını sağlıyor. Bunun için, devir kesiciye
yaklaşırken, gösterge kırmızı renkte beliriyor ve bir
sesli sinyal işitiliyor.
Üst düzey performans
Peugeot 308 R Hybrid’i n geliştirilmesi Peugeot
Sport’a teslim edildi. Bu projede gerçek bir meydan
okuma yaratıldı : üst düzey performanslı elektrikli
benzinli hibrid güç ünitesi geliştirmek, onu EMP
platformu üzerine entegre etmek ve performans
açısından bugüne kadar ulaşılmamış yeni sınırlar
belirlemek.
Meydan okumaya yaraşır düzeyde şaşırtıcı bir sonuç elde edildi. Dört tekerlekten çekiş ve 500 hp
güç ile Peugeot 308 R Hybrid’in azami hızı elektronik olarak 250 km/h ile sınırlandırıldı, 0 - 100
km/h hızlanmasını sadece 4.0 saniyede tamamlıyor ve 1000 m mesafeyi 22.0 saniyede kat ediyor.
Tüm bunlara rağmen, CO2 emisyonu sadece 70 g
/ km. Peugeot 308 R Hybrid, önde % 60 ön ve arkada 40% ağırlık dağılımıyla mükemmel bir denge
sergiliyor ve sadece 3,1 kg / hp’lik bir ağırlık/güç
oranı elde ediyor.
Peugeot Sport sistematik olarak teknik uzmanlığına ve her bileşenin özelliklerinin yanı sıra ideal
konumunu tanımlamak için başarılı yarış siciline
çağrıda bulunuyor. Motor böylece birbirlerinden
bağımsız olarak aracı yürüten üç farklı güç kaynağını bira araya getiriyor:
• 169 HP/L ile bu motor büyüklüğü için dünyanın
en yüksek özgün güç değerini sunan Yeni 308 GTi
by Peugeot Sport’un 4 silindirli benzinli 1.6L THP
270 S&S motoru,
• 6-vitesli şanzıman ile ön tekerleklere bağlanan
85 kW / 115 HP gücüne sahip bir elektrik motoru,
• Arka aksta aynı özelliklere sahip bir ikinci elektrik
motoru.
Kontak açıldığında, 308 R HYbrid otomatik olarak
üç modun birincisi olan elektrik motorunu devreye
sokan ZEV moduna geçer. ZEV modu arka elektrik motorun ürettiği 115 HP ile 100 km/h’ye kadar
aktif kalır. Akü şarjı yeterli değilse, 308 R HYbrid
bağımsız olarak HYbrid moduna geçiş yapar. Sürücü ayrıca orta konsol üzerindeki kumandayı kullanarak bu modu aktive edebilir.
HYbrid modunda, tekerleklere aktarılan güç ve
tork değerleri maksimum 270 HP ve 330 Nm
düzeylerine ulaşıyor. 308 R HYbrid’in ana çekiş
ünitesi benzinli motordur. Öndeki elektrik motoru
üç fazda devreye giriyor: Düşük devirlerdeki yeniden hızlanmalarda turbonun cevap süresini telafi
ediyor. Vites değiştirmelerde tekerlekte sabit bir
tork sağlamak üzere içten yanmalı motoru ikame
ediyor. Ayrıca, öndeki elektrik motoru aynı zamanda aküyü şarj edebiliyor. Bunun için, benzinli motor
sürücünün talebinin üzerinde bir güç üretiyor, ilave
güç böylece aküye yönlendiriliyor. Bu modda, boş
akünün tam kapasitesine ulaşması için 15km’den
az süre gerekiyor, böylece üç modun sonuncusunun kullanılabilirliği artıyor.
HYbrid Spor moduna direksiyon simidinin sağ kolu
üzerindeki buton yardımıyla erişiliyor. Gaz pedalına güçlü basıldığında, elektrik motorları tam güç
etkisiyle hareket ediyorlar ve 400 HP ve 530
Nm üretmek üzere benzinli motorla birleşiyorlar.
308 R HYbrid böylece bugüne kadar bir kompakt
hatchback modelden beklenmeyen ivmelenmeler
sergiliyor.
Önde, elektrik motoru ön aks üzerinde ilave 15 HP
sağlıyor ve üstelik HYbrid modunda olduğu gibi
aynı şekilde devreye giriyor. Arkada ise, elektrik
motorunun gücü hız yükseldikçe azalıyor, böylece
aküden daha az enerji çekerek HYbrid Spor modunun kullanılabilirlik süresini maksimize ediyor.
Bu üç moda ilaveten, 308 R HYbrid daha iyi Start
& Stop hızlanmalar gerçekleştirmek üzere bir
Launch Control sisteminden yararlanıyor. Çekiş
zincirinin 500 HP motor gücü ve 730Nm tork
değerleri, Launch Control sisteminin aktivasyonu
sırasında otomatik olarak yönetiliyor.
Bunun için, araç sıfır hızdayken, sürücü HYbrid
Spor moduna geçer, ESP’yi devre dışı bırakır, fren
pedalına basar, ikinci vitese geçer ve gaz pedalına
sonuna kadar basar, benzinli motorun devri otomatik olarak 4000 d/d’ya ayarlanır. Bu durumda
sürücünün 1000m Start & Stop kronometrajını
başlatmak için fren pedalını serbest bırakması yeterli olacaktır.
Start & Stop gerçekleştikten sonra, 308 R HYbrid
sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesine kadar maksimum potansiyelini verir ve sonra otomatik olarak HYbrid Spor moduna geçer.
0 - 100 km/h ivmelenmenin sadece 4.0 saniyede
tamamlanabilmesi için, ön tekerleklerin patinajının
kontrol edilerek gücün tamamen yola aktarılması
gereklidir. Bu amaçla, benzinli motor tüm potansi-
yelini vermesi için yüksek devirde tutulduğundan,
ön elektrik motoru tutunma limiti aşılır aşılmaz
devreye girer. Bu durumda jeneratör olarak çalışan
bu elektrik motoru gereğinden çok olan termik
torku tüketir ve ön tekerlekleri optimum çekişlerinde tutar.
Elektrik motoru ile anti patinaj sağlanması hem
mekanik hem de enerjetik verimlilik sağlar. Bu
aksam aracılığı ile gerçekleştirilen bu fonksiyon
aktarma organlarını daha az yük altına sokar ve
benzinli motorun sağladığı gereğinden fazla enerjiyi geri kazanır.
308 R HYbrid’in performansı ultra sportif araçlarınkine eşdeğer, C segmentine ait bir hatchback
için radikal bir performanstır! Elektronik olarak 250
km/h ile sınırlı azami sürate ulaşan 308 R HYbrid
0-100 km/h hızlanmasını 4.0 saniyede, 400 m
Start & Stop ivmelenmesini 12.5 saniyede ve
1000 m Start & Stop ivmelenmesini sadece 22.5
saniyede tamamlamaktadır.
Bu performansıyla uyumlu kusursuz bir sürüş
özelliğinin ve yol tutuşunun garanti edilmesi için,
308 R HYbrid azami ölçüde merkezde toplanmış
ve alçaltılmış ağırlık merkezi, 4x4 çekiş sistemi ve
etkin bir tasarım ile donatılmıştır.
Böylece, benzinli motor ve elektrik motoru birbirlerine bağlı olup, her ikisi de aks dişlileri aracılığı ile çekiş ünitesine katılıyorlar. Bu montaj türü
vites değişiklikleri sırasında parazit hareketlerin
yok edilmesi avantajını sunuyor. Motor torku azaldığında, ön elektrik motoru tork düşüşünü telafi
etmek için devreye giriyor. Motor aksamı böylece
geçiş fazlarında yük altında tutuluyor. Dolayısıyla vites değişiklikleri sürücünün hissetmeyeceği
şekilde son derece süratli ve sarsıntısız biçimde
gerçekleşiyor.
Peugeot 308 R HYbrid Eşsiz
Bir Hatchback
HYUNDAI Tucson
Yeni Tucson, Türkiye’de 79.900 TL’den başlayan fiyatlarla satışa
sunuluyor. 1.6 litre T-GDI Elite Plus 4WD seçenek 113.900 TL,
2.0 litrelik CRDI Executive ise 169.900 TL etikete sahip.
Cesur tasarımı ve kalitesiyle tüm algıları
değiştiriyor
• Modern ve sportif tasarımıyla SUV segmentine
yeni bir soluk
• 1.6 lt Turbo177 PS yeni benzinli ve 2.0 CRDI dizel motor seçenekleri
• 1.6 lt Turbo ile 7 ileri DCT ve 4WD standartı
• Akıllı Şerit Takip ve Otomatik Acil Fren Sistemi
gibi segmente özel donanımlar
• Geniş kapsamlı aktif ve pasif güvenlik teknolojileri
• Rafine iç mekan, ergonomik koltuklar ve üst düzey donanımlar
• Geniş yükleme kapasitesi, pratik saklama cepleri
Hyundai’nin son SUV modeli, marka adına oldukça
önemli bir adım
Y
eni Tucson, Hyundai’nin Avrupa ve Türkiye’deki marka imajına katkıda bulunmak adına yollara çıkıyor. Cesur ve ilgi çekici tasarımı,
gelişmiş konfor özellikleri ve standartları belirleyen üst düzey donanımlarıyla gelen Hyundai Tucson, Avrupalı müşteriler için Avrupa’da üretiliyor.
Hyundai’nin SUV segmentindeki en önemli modeli
olması hedeflenen Tucson,daha önce Hyundai’yi
düşünmeyen müşterilerin bile ilgisini çekmeye hazırlanıyor. ix35 modelinin yerini alan Tucson, sıkıcı
olmayan cesur ve estetik tasarımıyla her yaştan
kullanıcıya hitap edecek özelliklere sahip.
Yeni Tucson, tıpkı diğer Hyundai modelleri gibi
müşterilerine beklentilerin ötesinde bir değer sunuyor. Yeni modelle birlikte bölgedeki SUV satış
başarısını devam ettirmeyi hedefleyen Hyundai,
ilk olarak 2001 yılında Santa Fe ile Avrupa pazarına giriş yapmıştı.
TASARIM
Sportif ve modern çizgiler, SUV segmentine
farklı bir soluk getiriyor
Son derece modern ve sportif hatlara sahip olan
Yeni Tucson, markanın yeni tasarım felsefesini de
gözler önüne seriyor. Tucson, Genesis ile başlayarak daha sonra Sonata ve i20’yle devam eden
Hyundai Akıcı Tasarım Felsefesi’nin (Fluidic Sculpture 2.0) en son temsilcisi konumunda. Bu tasarım
Yeni Tucson, marka adına farklı bir kimlik oluşturmak için ön kısımda oldukça güçlü bir duruşa sahip.
LED farlar ile birleşen Hyundai’nin karakteristik
altıgen krom ızgarası, otomobilin en önemli yeniliği olarak öne çıkarken ayrıca LED gündüz farlarını
içeren geniş hava girişli ön tampon da otomobile
eşsiz bir stil veriyor. Otomobilin daha geniş görünmesi için görsel bir referans sağlayan bu özellikler
yan ve arka tarafta da devam ediyor. A sütunundan başlayarak arkaya kadar şık bir profil üzerinde
devam eden hatlar da çevik ve dinamik görünümleriyle tasarıma katkıda bulunuyor.
Arka dodikler ve çamurluk üzerindeki etkileyici ‘Z’
şeklindeki çizgiler ise yan tarafta güçlü bir duruş
sergilenmesine yardımcı oluyor. Ön ve arka tampon üzerindeki tasarım detayları ile SUV görünümü desteklenen Yeni Tucson, dinamizm katan
eliptik yan çamurluk kaplamaları sayesinde de çok
daha etkileyici görünüyor. Yeni Tucson’un dinamik
tasarımını desteklemek adına cam çerçevesinin
alt bölümüne yerleştirilmiş krom çıtalar premium
görünümü arttırıyor. İnce detaylar ile tasarımın etkileyiciliği vurgulanıyor.
Çamurlukların geniş yapısı, otomobilin çevik ve
dinamik görünümüne katkıda bulunurken arkada
yer alan yatay ve yüksek çizgisi de sportif kompakt otomobillere gönderme yapmış oluyor. Ayrıca
yine yatay bir şekilde uzayan stop lambaları da Tucson’un karakteristik olarak şık duruşunu pekiştiriyor.Elite Plus donanım seviyesinde sunulan LED
arka stop lambaları, Turbo GDI motorlu versiyonlarda çift egzos çıkışı, SUV görünümünü destekleyen tampon alt detayı bunlardan sadece bazıları.
ix35 ölçülerine göre toplam uzunluğu 65 mm,
toplam genişliği 30 mm arttırılan Yeni Tucson’un
yüksekliği ise 10 mm alçaltıldı. Bu sayede daha
sportif bir görünüm elde eden Yeni Tucson’un
dingil mesafesi de 30 mm arttırılarak iç mekan çok
daha ferah hale getirildi.
Rafine iç mekan, üst düzey donanımlar ve rahatlık
Hyundai mühendislerinin Tucson’un geliştirirken
düşündükleri ilk şey, müşteriler kapıları açtığı andan itibaren büyüleyici ve konforlu bir otomobil
hissi sağlamak. Bu sebeple tüm detaylar, en ince
ayrıntısına kadar konfor ve rahatlık sağlaması adına geliştirildi. Tucson iç mekanında yeni soft-touch ve yüksek kaliteli malzemelere yer veriyor.Bu
sayede kalite hissi artırılırken aynı zamanda konfor
da ön plana çıkıyor. Yüksek kaliteli iç mekandaki
orta konsolun modern ve sade görüntüsü otomobile ayrıcalık katarken, Bordo deri döşeme seçeneği de aracın yeni özelliklerden bir diğeri.
Sofistike dış ve iç renk paletleri
Yeni Tucson, sportif tasarımını ve konforlu iç mekanını yepyeni ve etkileyici renklerle destekliyor.
11 adet yeni gövde rengi, 3 adet ferah ve şık siyah, bej ve bordo iç mekan rengiyle beraber sunuluyor.
KONFOR VE KOLAYLIK
Yeni Tucson, cömert iç mekan boyutlarıyla C-SUV
segmentine farklı bir bakış açısı da getirmiş oluyor.
Tamamen yeni bir platform üzerine inşa edilen
otomobil, geniş saklama cepleri, büyük torpido
gözü ve 513 litrelik bagaj (1503 lt arka koltuklar
yatırıldığında) hacmiyle kullanıcılarına kolaylık ve
fonksiyonellik sunarken aynı zamanda mükemmel
bir dış ve iç boyut oranına sahip olduğunu gözler
önüne seriyor.
Rahat ve ferah iç mekandaki ısıtmalı ön & arka ve
havalandırmalı ön koltuklar, dijital havalandırma
sistemi, 8 inçdokunmatik ekranlı multimedya ve
navigasyon, USB bağlantılı kaliteli müzik sistemi,
Akıllı Park Asistanı (APA) ve anahtarsız çalıştırma gibi üst düzey donanımlar da konforu artıran
detaylar olarak öne çıkıyor. Deri döşemeli koltuklar, kısa ve uzun süreli yolculuklarda maksimum
konforu sağlaması adına geliştirildi. Özellikle sırt
bölgesinde yer alan destekler sayesinde Tucson,
kullanımı daha da keyifli hale getiriyor. Arka koltuk
sırt eğim ayarı ise yolcuları rahat ettirmek için sunulan bir Hyundai ayrıcalığı. Komple açılabilen cam
tavan sayesinde ferah bir iç mekan sunan Tucson,
aynı zamanda özellikle yaz aylarında kullanıcısına
mükemmel bir konfor sağlamış oluyor.
Yeni Tucson, yatay ve dikey olarak kendi kendine
park edebilme özelliği ile üst düzey konforu sunuyor. Şehir içerisinde park etmeyi teknolojik olarak
konforlu hale getiriyor. Yeni Akıllı Park Asistanı
(APA) özellikleri arasında sıkışık park alanından çıkış modu da bulunuyor.Akıllı bagaj kapağı özelliği
ile eller doluyken de bagaja erişim çok kolay. Bu
özellik sadece 2.0 CRDi Executive modelde sunuluyor.
A sütunueski nesle göre 37 mm daraltılarak alt
yan camlardanda maksimum görünürlük elde edilmesine olanak sağlandı. Ayrıcayine önceki modele
kıyasla kör nokta genişliği de 6 mm daha az olma-
sı için yeniden tasarlandı. Orta konsolda yer alan
yeni nesil navigasyon sistemi de yansıtıcı olmayan
8-inç ekran ile donatıldı.
Aynı zamanda USB flash diske depolanan ve daha
sonra hızlı bir şekilde güncelleme imkanı sunan haritadaysa daha fazla rota seçeneği var.
GÜVENLİK
Geniş kapsamlı aktif ve pasif güvenlik sistemleri
Kapsamlı aktif ve pasif güvenlik paketiyle de kullanıcılarına tam koruma sunan Hyundai Tucson,
kendi segmentindeki en donanımlı araçlardan biri
olarak iddiasını ortaya koyuyor. Yayalar başta olmak üzere, şehir içi ve şehir dışı gibi üç farklı moda
sahip Otomatik Acil Fren Sistemi (AEB), yoldaki
yayayı veya hızla yaklaşılan diğer araçları algılayarak güvenli şekilde durulmasını sağlıyor. Buna ek
olarak, Aktif Şerit Takip Asistanı (LKAS) de şerit
dışına çıkıldığında olası tehlikeyi önlemek adına
direksiyonu otomatik olarak düzeltiyor.Arka Trafik
Uyarı sistemi ise 180 derecelik alanı taramak için
bir radar kullanıyor. Bu radar sayesinde yaklaşan
diğer araçlar sürücüye anında bildirilerek güvenli
sürüş sağlanmış oluyor. Kör Nokta Algılama sistemi (BSD) de otomobilin etrafındaki diğer araçları
algılamak için yakın alan sensörlerini kullanıyor.
Sistem başka bir araç algıladığında sürücüyü anında uyararak güvenli şerit değiştirmesini sağlıyor.
Araç Stabilize Yönetimi (VSM) ve Elektronik Stabilite Kontrol (ESC) programları Yeni Tucson’da kombine olarak görev alıyor. Bu programlarla birlikte
Elektronik Direksiyon Sistemi (MDPS) de sürücüye
ani manevralarda kontrolü kaybetmemesi adına
yardımcı oluyorFarklı yol koşullarındaki hızlanma
veya fren anında VSM, optimize edilmiş gücü direksiyona ileterek sürücüye yardımcı oluyor.
Ultra dayanıklı çelik gövde ve yeni platform
Tucson’un gövdesinde yüzde 51oranındaYüksek
Mukavemetli Çelik kullanılıyor. Ayrıca burulma
sertliği yüzde 48 artırılan gövde, daha yüksek
darbe dayanıklılığı da sağlamış oluyor.Yeni Tucson,
0.33 hava sürtünme katsayısı ile de tasarımındaki
aerodinamik etkileri göz önüne seriyor.
MOTORLAR VE ŞANZIMANLAR
Verimli motor seçenekleri ve 1.6 litre T-GDI
177 PS yeni ünite
Yeni Tucson, Türkiye’de 132 PS beygir gücünde
1.6 litre atmosferik direkt enjeksiyonlu ve 177 PS,
turbo beslemeli T-GDI benzinlimotorlarla satışa
sunulurken aynı zamanda 185 PS, 2.0 litre common rail dizel seçeneğe de yer veriyor.
Yeni nesil 1.6 litre turbo beslemeli motor, 177
beygirlik gücün yanı sıra 265 Nm’lik maksimum
tork değeri de sunuyor. 1500-4500 devirler ara-
sında ortaya çıkan bu tork, dört tekerlekten çekiş
sistemiyle beraber oldukça keyifli ve atak bir sürüş
imkanı sağlıyor. Sadece çift kavramalı 7DCT şanzımanla sunulan dört tekerlekten çekiş sisteminin
haricinde, 4×2 seçenek de sadece manuel vites
opsiyonunda sunuluyor.
Daha fazla ekonomi ve performans isteyen kullanıcılar için geliştirilen 2.0 litrelik CRDI dizel ünite
ise 185 beygir güç üretiyor. 1750-2750 devirler
arasında 400 Nm tork sunan bu ünite, 6 ileri tork
konvertörlü otomatik şanzımanla kombine ediliyor. Dizel motorlu Tucson, çevreyi korumak adına
emisyonlarını azaltmak için bakım gerektirmeyen
yalın NOx katalizör teknolojisine sahip.Bütün motorlar Euro 6 normlarını karşılıyor
1.6 GDI 132 PS benzinli motor ile STYLE, STYLE
PLUS ve ELITE donanım seviyeleri sunuluyor. 1.6
T-GDI 177 PS motor seçeneği ile ise STYLE, ELITE
ve ELITE PLUS versiyonları kullanıcıları ile buluşturuluyor. 2.0 CRDi Dizel 185 PS motor ise en yüksek donanım seviyesi olan EXECUTIVE’le satışa
sunuluyor.
Yedi ileri çift kavramalı şanzıman (7DCT)
Hyundai’nin Accent Blue ve i30 modellerinde de
kullandığı 7 ileri çift kavrama teknolojisine sahip
DCT şanzımanı, Tucson’un da en önemli silahlarından biri. Hyundai’nin ilk kez SUV segmentinde
Tucson’la görev verdiği bu şanzıman, şehir içinde
muazzam bir konfor ve yakıt ekonomisi sunarken
aynı zamanda daha fazla performanslı kullanım isteyenler için de manuel modunu öneriyor.
Yeni 7DCT şanzıman, kullanım özellikleri bakımından kullanıcısına üstün bir konfor sunarken aynı
zamanda çift kavrama sayesinde de sarsıntısız ve
kesintisiz vites değişimleri gerçekleştiriyor. Örneğin, yüksek hızlarda motorun devrini düşük tutan
bir üst dişli oranına sahiptir. Sürücünün tepkilerine
göre 7DCT, geçişleri elektronik bir beyin sayesinde milisaniyeler içerisinde gerçekleştiriyor. Ayrıca
CO2 emisyonu ve yakıt tüketimi, klasik otomatik
şanzımanlara göre ciddi oranda azalma gösterirken buna zıt olarak performans da artmış oluyor.
Her iki koltuğun arasında yer alan sürüş modu (Drive Mode) butonuna basıldığında Sport konumuna
geçiyor. Bu özellik sayesinde de tek bir tuşla daha
geç vites değişimleri, farklı direksiyon tepkileri ve
doğal olarak daha akıcı ve daha performanslı bir
kullanım elde ediliyor.
Dört tekerlekten çekiş sistemi (4WD)
1.6 litre T-GDI benzinli motorun DCT’li versiyonları,
kaygan zeminlerde ve virajlarda maksimum koruma sağlayan dört tekerlekten çekiş sistemi (4WD)
ile sunuluyor. Sürüş zevkini de artıran bu sistem,
normal yol koşullarında torkun yüzde 100’ünü ön
tekerleklere iletirken aynı zamanda yüzde 50’lik
kısmını da arka tekerlere gönderiyor.
Yol ve arazi şartlarına göre otomatik olarak çalışan
çekiş sistemi, manuel olarak seçilebilen kilit modu
(Lock Mode) sayesinde detorku 50/50 oranında
eşit bir şekilde dört tekere iletiyor. 40 km/s hıza
kadar çalışan bu sistem, özellikle off road kullanım-
larda kullanıcısına yardımcı oluyor.
YÜRÜYEN AKSAM
Sürüş kalitesini ve dinamizmi artıran tamamen
yeni bir şasi
Hyundai Tucson, sürüş dinamiklerinden ödün vermeden sürüş konforuna odaklanarak SUV müşterileri için özel olarak geliştirildi. Tamamen yepyeni
bir platform üzerinde inşa edilen Tucson, aynı
şekilde yeni bir süspansiyon sistemine de sahip.
Etkileyici ve keyifli bir sürüş için geliştirilen süspansiyonlar, konfor ve performans dengesini en
iyi şekilde sunarken hidrolik direksiyon da yerini
aldığı modele oranla daha hassas ve hisli.
Ön süspansiyonlar, konforu artırmak ve darbeleri
azaltmak için yeni helezonlara yer verirken McPherson gergi kolu sistemine de sahip. Rafine çok
noktadan bağlantılı arka süspansiyon sistemiyse
genel sürüş dinamiklerini geliştirmek için görev
alıyor. Üst ve alt kollar ise genel olarak süspansiyon performansını artırmak için uzatılarak şasiye
bağlanıyor.
Ayrıca Tucson yine konfor ve yol performansını
optimize etmek için daha uzun bir dingil mesafesi (2670 mm) ve geniş iz açıklığına sahip. Yüksek
hızlarda ve virajlarda daha fazla performans sunması adınageliştirilen yürüyen aksam Avrupa pa-
zarı göz önüne alınarak karakterize edildi. Yüksek
hızlardaki yol performansına ek olarak fren sisteminde de gelişim gösteren Yeni Tucson, önde 305
mm, arkadaysa 302 mm çapında diskler kullanıyor.
Yeni nesil elektrik motorlu direksiyon sistemi
(MPDS) ise Tucson için özel olarak geliştirilen bir
yazılım kullanıyor. Bu sistem de Avrupalı müşteriler
düşünülerek geliştirildi.Viraj performansı ise 4WD
değişken tork dağılımı ve ESC ile birleştirilerek Gelişmiş Viraj Çekiş Kontrolü (ATCC) ile destekleniyor.
Viraj performansını artırmak için, kafadan kayma
halindeyse yüksek tork doğrudan arka aksa uygulanıyor. Böylelikle aracın viraj kabiliyeti de maksimum şekilde kontrol altına alınmış oluyor.
Hyundai Tucson, 1.6 litre T-GDI ve 2.0 litre CRDI
dizel motorlarda 19 inç’lik jantlar kullanırken 1.6
lt GDI ve T-GDI Style donanım seviyesinde ise 17
inç’lik alüminyum alaşımlı jantlara yer veriyor.
Dayanıklılık testleri dünyanın en zorlu yarış pistlerinden biri olarak bilinen ünlü Nürburgring Nordschleife’de gerçekleştirilen Yeni Tucson, her gün
zorlu bir şekilde kullanılarak toplam 180 bin kilometre yol kat etti. Hyundai’nin kendine ait bir test
merkezinin de bulunduğu Nürburgring, böylelikle
Tucson’un direksiyon sistemini, frenlerini, süspansiyonlarını, lastiklerini, viraj ve yol performansını
geliştirmesinde önemli bir rol oynadı.
ÜRETİM
Yeni Tucson, Çek Cumhuriyeti’nde üretiliyor
Hyundai,bölge pazarında etkili rol oynamak ve payını artırmak için Tucson’u Nosovice, Çek Cumhuriyeti’ndeki fabrikasında üretiyor. Yıllık olarak 330
bin adet üretim kapasitesi sunan Hyundai Çek
Cumhuriyeti Fabrikası’nda üretilen Tucson’ların
yüzde 90’ı yine Avrupa pazarına ihraç ediliyor.
Türk pazarında da satışa sunulan Yeni Tucson ülkemize Çek Cumhuriyeti’ndeki fabrikadan ithal ediliyor. Hyundai, Tucson modeliyle geleceğe yönelik
önemli bir adım attı ve model ismini değiştirdi. Bir
önceki ix35 adı sadece Avrupa pazarında geçerliydi ve diğer pazarlarda Amerika, Kore ve Asya ülkelerinde“Tucson ix” olarak sunuluyordu. Hyundai
artık tüketiciler arasında ürün bilinirliğini artırmak
adına tek bir isim kullanılmasını doğru buluyor. Bu
sebeple tüm dünyada aynı isimle satılmasını uygun görerek adını Tucson olarak kullanmaya karar
vermiş durumda. Bu sebeple tüm dünyada olduğu
gibi Avrupa’da da artık Tucson adı kullanılacak.
FİYAT VE YORUM
Hyundai’nin Avrupa’daki geleceği için önemli
bir model
Güçlü markaların en yeni teknolojileri ve çekici
dizaynlarıyla boy gösterdiği bu arenada Yeni Tucson, en iyiler arasında yerini korumaya devam
edecek. Modern Premium marka felsefesi yolunda
emin adımlarla ilerleyenHyundai, Tucson ve onun
gibi kaliteli gelecek nesil modelleriyle marka imajını
da geliştirmeye devam ediyor.
Yeni Tucson, Türkiye’de 79.900 TL’den başlayan
fiyatlarla satışa sunuluyor. 1.6 litre T-GDI Elite
Plus 4WD seçenek 113.900 TL, 2.0 litrelik CRDI
Executive ise 169.900 TL etikete sahip.
Hyundai Assan Genel Müdürü Önder Göker, Yeni
Tucson’un satışa sunulmasıyla ilgili olarak,”Dinamik çizgileri, güçlü motoru, yeni nesil güvenlik donanımları ile Hyundai markasının prestijini ve kalite
çıtasını üst basamaklara taşıyacak Tucson modelimiz Türk hayranlarıyla nihayet buluşuyor.
Üstün teknoloji ürünü konforlu ve ekonomik 7
ileri DCT şanzımanı, Euro 6 normlarında 177 PS
gücünde Yeni 1.6 Turbo GDI motoru, yenilenen ve
ölçüleri büyüyen jantları, yeni güvenlik ve konfor
donanımları ile 2015 yılının son 4 ayına damga
vurmayı hedefliyor. Tucson bütün dünyada aynı
isimle ve küçük detaylar dışında hemen hemen
aynı görsel özelliklerle pazara sunuluyor. Henüz
pazara çıkmadan sadece Avrupa’da 10.000, dünya genelinde 60.000 adet satış bağlantısına ula-
şıldı. Şimdiden otomotiv için otorite kabul edilen
Almanya’daki sektör dergilerince yapılan karşılaştırmalı testlerde en yüksek puanlarla birinci sırayı
aldı.
Güvenlik, konfor, donanım ve iç hacmiyle rakiplerinin önünde yer alan Yeni Tucson, sürüş performansı ve yakıt ekonomisiyle öne çıkacak yeni DCT
şanzımanı, çekiş performansını doruğa taşıyacak
akıllı dört tekerlekten çekiş sistemi ile birlikte SUV
C segmentinin yıldızı olmayı hak ediyor.” dedi.
BABÜR GÜREL YORUMU:
Hyundai’nin en son dönemdeki değişim sürecinin en büyük örneklerinden biri olana TUCSON, SUV segmentine yeni bir boyut getirmiş.
Lüksün arazi şartlarında da olacağını kanıtlamış. Arazide zorlanmayan ama, asfalta da binek konforunu veren bir araç olmuş.
Hyundai Tucson, özellikle şerit değiştirme
asistanı ile, üst sınıf otomobiller kadar donanıma sahip. Yol tutuşu ve güç dengelenmesi
çok iyi. Kullandığım 177 hp gücündeki Tucson,
yakıt ekonomisi ve kullanım rahatlığı ile dikkatimi çekti.

Benzer belgeler

HYUNDAI SANTA CRUZ

HYUNDAI SANTA CRUZ Bumerang şekilli gündüz farları, geniş ön ızgara ve gösterişli tampona entegre sis farları ile daha güncel bir yüze kavuşan Corsa’da, motor kaputu üzerindeki alçak tasarlanmış bölüm

Detaylı