Aysel Baytok: Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları

Transkript

Aysel Baytok: Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi
Cilt 3, Sayı 3 (Eylül 2006)
Mak. #44, ss. 78-99
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
Ankara Üniversitesi
ÖZET
Soru kategorisi pek çok dilde genel olarak “evet/hayır soruları” ve “soru zamirleriyle
yapılan sorular” olmak üzere ikiye ayrılır. Bu sınıflandırma, genel olarak Türk dili ve onun
Kuzey-Batı (Kıpçak) grubuna dâhil edilen lehçelerinden biri olan Kırgız Türkçesi için de
geçerlidir. Evet/hayır soruları kısaca cevabı “evet” ya da “hayır” olan, yani olumlu ve
olumsuz cevapları ortaya çıkaran sorulardır. Kırgız Türkçesinde evet/hayır soruları değişik
varyantları ile birlikte asıl soru edatı bı ile go, ee, ıya gibi diğer soru parçacıkları ile yapılır.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Soru, soru cümleleri, evet/hayır soruları, Kırgız Türkçesi
ABSTRACT
In many languages, the category of interrogation generally has been distinguished as
yes/no questions and questions formed with interrogative pronouns. This classification
also is suitable for the Turkish language and its dialect, Kirghiz Turkish, a member of
Northwest Kipchak group. Yes/no questions are briefly answered as ‘Yes’ or ‘No’, in
other words they are questions that lead to positive and negative answers. In Kirghiz
Turkish, yes/no questions are formed with the main interrogative particle bı and the
other interrogative particles such as go, ee, ıya.
KEY WORDS
Interrogation, question sentences, yes/no questions, Kirghiz Turkish
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
1. Giriş
Soru, bazı araştırmacılar tarafından kip (mood) sınıfları arasında, bazıları tarafından
ise tarz (mode) sınıfları arasında değerlendirilmiştir. Matthews (1993) soruyu tarz
(mode) sınıfları arasında gösterirken Wilson ve Sperber (1988: 86-87) kip (mood)
sistemi içinde değerlendirmiştir. Kip sistemi, cümlenin temel yapısal özelliklerini
yönetir. Cümle bildirme (declarative), soru (interrogative) ve emir (imperative)
şekillerinden birini seçer (Yaylagül 2003: 33).
Soru sormanın temel amacı soru vasıtasıyla bilgi akışını sağlamaktır. Soru sorma
iki yönlüdür, yani “soru soran” ve “yanıt veren” vardır. Bu nedenle soru sorma
eylemi karşılıklı ve dönüşümlü bir diyalog gerektirir. Soru “merak”tan doğar.
İnsanoğlu, var olduğundan beri “merak”ını gidermek için soru sormuş, cevap aramış,
uygarlık da bunun neticesinde gelişmiştir. Düşünen, zekâsını kullanan insan soru
sorar. Kişiyi düşünmeye sevk eden soru cümleleri, bilinmeyen ya da kısmen bilinen
bir konu hakkında bilgi edinmeyi sağlar. Soru soran bir bilgi talep etmekte, cevap
veren ise bilgisini paylaşmaktadır.
Soru sorma ve bilgi kazanımı arasında yakın bir ilişki vardır. Belirli yaşlardaki
çocuklar bir şeyin nasıl adlandırıldığını veya nasıl yapıldığını öğrenmek için sürekli
soru sorarlar. Daha üst ve karmaşık düzeyde bilimsel soruşturmalar, mecazi olarak,
“Doğa” sorusu için denemeler şeklinde tanımlanabilir. Belki “kimin, neyi, ne zaman,
niçin yaptığı” sorularına bir cevap girişimi olarak “tarihin incelenmesi” düşünülebilir
(Bell 1975: 193).
Ancak soru sorma eylemi her zaman bilgi edinme amacıyla kullanılmaz. Soru
sorma, başka eylemleri (mesela davet, teklif, şikayet, rica, istek vb.) gerçekleştirmek
için de yaygın şekilde bir araç olarak kullanılır:
1. Niçin gelmiyorsun? (davet),
2. Bir fincan kahve ister misin? (teklif)
3. Niçin oraya gitmek zorundayız? (şikayet/yakınma)
4. Judy orada mı? (telefon konuşmasını başlatırken) (rica/istek) (Koshik, 2005:1).
1. cümlede aslında kişinin “niçin gelmediği” sorulmamakta, soru vasıtasıyla
gelmesi istenmektedir. 2. cümlede kahve teklif edilmekte, 3. cümlede soru yoluyla
gitmeme isteği belirtilmektedir. 4. cümlede ise her milletin kendine has olan telefonda
konuşma kalıbı gereği soru cümlesiı kullanılarak Judy istenmektedir. Aynı şekilde
Kırgız Türkçesinde de Ayşanı çakırasızbı? “Ayşe’yi çağırır mısınız?” soru cümlesi
kullanılarak Ayşe telefona istenmektedir.
79
80 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
2. Soru Cümleleri
Soru cümleleri soru sorma yoluyla bilinmeyen bir konuda cevap almayı hedefleyen
cümlelerdir (Biray 2005: 78). Soru cümlelerinin asıl fonksiyonu bilinmeyeni öğrenmek,
yeni bilgi edinmektir.
Her cümlenin bir yapısı ve bir de içeriği vardır. Mantık ve dil felsefesi
konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeye önemli katkılarda bulunan ve 20.
yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Ludwig Wittgenstein, bildiri kipinden
cümleleri resim ya da fotoğrafa benzetir (Wittgenstein Nisan-2006: 75, 235;
Wittgenstein Mart-2006: 51) Resimde çeşitli özellikleriyle bir nesne, bir olay ya da bir
kavram çizilmiş ve yaşanan olaylar konu edilmiş olabilir. Cümle de bir resim gibi, bir
kişi, madde, olay ya da bir kavram hakkında bilgi verir. Cümleler bu madde, olay ve
kavramların bir takım özelliklerini dile getirir. Bu özellikler “küçük, mavi, ince, kısa”
gibi fiziksel ve “kullanışlı, zor, işe yaramaz, kolay” gibi işlevsel olabilir. Diğer taraftan
cümleler madde, durum ve kavramlar hakkında “iyi, önemli, anlamlı, olumlu” gibi
değer yargıları da verebilir. Cümleler bazı olayların resmini de çizebilir: Komşumuz
geçen hafta kızını evlendirmiş. Yine cümleler, bir takım ruh hâllerini, olay ve durumların
varlıklar üzerinde bıraktıkları izlenimleri dile getirebilir: Oğlunun bir türlü üniversiteyi
kazanamaması Ahmet Bey’i çok üzüyor. Soru cümleleri ise konuşmacı tarafından eksik
bırakılmış ve dinleyicinin tamamlaması beklenen resimler gibidir. Bu resim uzun
açıklamalarla tamamlanabileceği gibi, tek kelimeyle de tamamlanabilir.
Soru cümleleri pek çok dilde genel olarak iki tip içinde değerlendirilir:
1. Evet ya da hayır cevabı bekleyen sorular (evet/hayır soruları)
2. Yeni bilgi bekleyen (yani açıklama isteyen) sorular.
Cevapta açıklama isteyen soru cümleleri “ne, kim, nerede, nasıl, niçin vb.” soru
isimleri kullanılarak yapılırlar. Bu soru kalıbının temel amacı öğrenme ihtiyacı
duyulan bilgileri açığa kavuşturmak, bilinmeyen ya da emin olunmayan bir konuda
bilgi almaktır. Dolayısıyla bu tür cümlelerin bir cevabı olmak zorundadır ve cevapta
mutlaka açıklama ister. Bu nedenle bu soru kalıbında yöneltilen soruları evet/hayır
şeklinde cevaplamak mümkün değildir. Soru, cümlede bulunan ögelerin herhangi
biriyle ilgili olabilir. Örneğin özneye ait bir bilgi soruluyorsa cevap özneye ilişkin,
yükleme ait bir bilgi soruluyorsa da yükleme ilişkin olmalıdır (Üstünova 2004: 425426; Savran 2002: 36).
Evet/hayır sorularında ise cevabın “evet” ya da “hayır” olması yeterlidir. Cevap
veren isterse ek açıklama yapabilir. O nedenle evet/hayır soruları bilgi almaktan
ziyade bir bilginin olumlu ya da olumsuz olup olmadığını ortaya çıkarma veya bir
bilgiyi onaylatma amacıyla sorulurlar.
Bunların dışında soru amacı taşımayan, yani bilgi istemeyen soru cümleleri de
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
bulunmaktadır. Bu tür cümleler biçim bakımından soru cümlesi olmakla birlikte soru
dışında amaçlar için kullanılırlar. Wilson ve Sperber (1988: 86-87) bu tip cümleleri yedi
gruba ayırırlar:
1.
Konuşma sanatıyla ilgili sorular: Bu tür soruların cevabı zaten bilinmektedir
ve herhangi bir karşılık beklenmez. Amaç fikirleri benimsetme,
söylediklerine inandırma, ikna etmedir.
2.
Sınav soruları: Bu tür sorularda amaç bilgi edinmek değil, bilgiyi ölçmektir.
3.
Tahmin soruları: Burada tahmin edilen cevabın doğru olup olmadığı
sorulur. Mesela “Hangi elimde?” sorusuna karşılık “Şu elinde mi?”
şeklinde bir soru cümlesi bir tahmini dile getirmektedir.
4.
Sürpriz soruları: Bu tür soru cümlesi yoluyla şaşkınlık, şüphe ve sevinç dile
getirilmektedir.
5.
Açıklama soruları: Burada da amaç soru sormak değil, konuya dinleyenin
dikkatini çekmektir. Genellikle yazar, konuşmacı gibi bir fikri savunan, bir
görüşü açıklayan kişilerce kullanılır.
6.
Kendine yönelik sorular: Bu tür sorular konuşanın kendi kendisiyle yaptığı
konuşmalardır. Kendine yönelik sorularla konuşur bilgi isteyen değil,
söylediği şeyden dolayı şaşkınlığa düşen kişi olur. Burada cevabı verecek
olan kişi de yine soruyu sorandır.
7.
Spekülatif sorular: Bu tip sorular dinleyiciden bilgi talep etmekten çok
dinleyicinin görüşünü almaya yöneliktir. (Yaylagül 2003:2’den Wilson ve
Sperber 1988: 86-87)
3. Kırgız Türkçesinde Soru Cümleleri
Kırgız Türkçesinde soru cümlesi için “suroolu süylöm” terimi kullanılır ve “soru
vurgusu ile, bilgi almak amacıyla kurulan cümleler” şeklinde tanımlanır (Biray 2005:
78; Caparov 1979: 24). Bu tür cümleler bilinmeyen nesneleri/şeyleri öğrenme ya da
bilinen şeyleri açıklama amacıyla kullanılan çeşitli soru elementleri vasıtasıyla objektif
gerçeği yansıtma, anlama ve öğrenme görevi görür. Soru cümlelerinde diyalog sözleri
geniş yer alır. Ancak soru monologlarda da kullanılır. Soru cümlelerinin yapısal ve
vurgusal hususiyetleri olup, gramatikal şekillerine göre çeşitli soru durumlarını
bildirme özelliğine sahiptir (Caparov 1979: 22).
Kırgız Türkçesinde soru cümlelerinin asıl fonksiyonu bilgi almaktır. Ancak soru
cümleleri, sadece bilgi almak amacıyla kullanılmazlar. Onun yanı sıra tehdit, onay, ret,
vurgulama, dikkat çekme vb. amaçlarla da yaygın bir şekilde kullanılır.
Kırgız Türkçesinde soru cümleleri üç yolla yapılır:
81
82 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
3.1. Soru zamirleri vasıtasıyla
Soru kelimeleriyle yapılan soru cümleleri konuşmacı tarafından eksik bırakılmış
önermelerdir. Soru soran, bu eksik bilgiyi öğrenmeye çalışmaktadır. Bu tür soru
cümlelerinde nesne, zaman, eylem, yer vb. bir bilgi öğrenilmeye çalışılır ve
öğrenilmek istenen konuya uygun soru sözlerini kullanır.
Kırgız Türkçesinde bilinmeyen kişiyi ya da sayı ve sıfatsal özelliklerini açıklamak
için kullanılan sözlere soru zamirleri (surama at atooç) denir. Kırgız Türkçesinde
kullanılan soru zamirleri şunlardır: kim “kim”, emne/ne “ne”, kaçan “ne zaman”, kanday
“nasıl”, kaysı “hangisi”, kança “kaç”, neçe “ne kadar”, kayda “nerede”, kana “hani,
nerede”, kaydan “nereden”, kay ubakta “hangi vakitte”, emne üçün “niçin”, emne
sebeptüü “ne sebeple” (KADG 1980: 265). Bu soru zamirleri cümleye soru anlamı
katarlar ve cümlenin baş ya da açıklayıcı ögelerinden birini oluştururlar. Soru
zamirleriyle kurulan soru cümlelerinde söz dizimi sırası değişmez. Öğrenilmek
istenen bilginin yerine uygun olan bir soru zamiri getirilir.
1. Aytsaŋ al emne cönündö? “Söylediğin ne hakkında? (Caparov 1979: 22).
2. Kaysı künü kelet? “Hangi gün gelecek?” (KADG 1980: 267).
3. Kaydan kele catasıŋ? “Nereden geliyorsun?” (Caparov 1979: 22).
4. Cıynalış kaçan bolot? “Toplantı ne zaman olacak?” (KADG 1980: 268).
Yukarıdaki örneklerde 1. cümlede nesne, 2. ve 4. cümlelerde zaman, 3. cümlede
ise yer sorulmaktadır. Cümlelerin söz dizimi sırası değişmemiştir.
Bu tür soru sözleri vasıtasıyla yapılan soruların cevapları açıklama gerektirir.
Bunlar evet/hayır şeklinde cevaplanamazlar. Çünkü her birinin muhtemel cevapları
bir bilgi içermektedir ve cevapta bu bilgi açıklanmalıdır. Bu tür sorular özne, nesne ya
da yükleme ait bir ya da daha çok bilgiyi istemektedir.
Kırgız Türkçesinde soru zamirleri bazen cümlenin bağlamına ve vurgusuna göre
soru anlamı dışında başka amaçlar için de kullanılabilir. Örneğin:
- Bul emne degen söz? “Bu ne biçim söz” (azarlama anlamında) (Aytmatov-KK
1983: 261).
- Egerde soguş bolboso, mınday oor cüktü bularga kim kötörtmök ele? “Eğer savaş
olmasaydı böyle ağır yükü bunlara kim kaldırtırdı/taşıtırdı?” (Eğer savaş
olmasaydı bunlara/kadınlara böyle ağır yük taşıtılmazdı, anlamında)
(Aytmatov-C 1982: 214).
- Kim ayttı saga uşunday kaptardı kötörsün dep? “Kim söyledi sana böyle çuvalları
taşısın diye?” (kimse söylemedi, anlamında azarlama) (Aytmatov-C 1982:
220).
- Ayal degen kaçan ele araba aydaçu ele? “Kadın dediğin ne zaman araba
kullanmış?” (Kadın araba kullanmaz, anlamında kızma) (Aytmatov-C 1982:
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
198).
- Bizdin ayılda uşul küngö çeyin klubdun coktuguna kim ayıptuu ele? “Bugüne
kadar bizim köyde klübün olmamasından kim suçluydu? (… suçlu değil
miydi, o kişi suçluydu, anlamında) (Aytmatov-TS 1983: 344).
- Bügün al kanday kelsin “Bugün o nasıl gelsin / gelemez”.
- Munu iştebegende emne “Bunu yapmayıp ne yapacaksın / yapmak
zorundasın”.
- Al kaydan filosof bolsun “O nasıl/nereden filozof olsun / o filozof olamaz,
beğenmeme anlamında” (KADG 1980: 265-266).
- Emne tikteysiŋ? Cogol! “Ne bakıyorsun? Defol!” (Bakıp durma, anlamında)
(Aytmatov-KK 1983: 17).
Bazen bir cümlede birden fazla konu hakkında bilgi alınacağından soru
ögelerinden birden fazlası kullanılabilir. Örneğin,
- Tooba, özü calgız suu boyuna barıp catkandan kanday kızık tabat, emnesi bar
munun? “Tövbe, tek başına dere boyuna gitmekten nasıl zevk alıyor, neyi var
bunun?” (Aytmatov-C 1982: 210).
- Bul emnesi, munu kim kıldı? “Bu da nesi, bunu kim yaptı?” (Aytmatov-TS
1983: 346).
- Munu Asiyalardın içinen kimisi kılat, kimdin kolunan kelet? “Bunu Asiya’ların
içinden hangisi yapar, kimin elinden gelir?” (Aytmatov-AK 1983: 380).
- Emne kılış kerek, köpürönü kanday kılıp oŋdoso bolot? “Ne yapmak gerek,
köprüyü nasıl onarsa acaba?” (Aytmatov-AK 1983: 381).
- Kaydan kelip kaldı, emnege kızıgıp oturat? “Nereden geldi, neyle ilgileniyor?”
(Aytmatov-KK 1983: 17).
3.2. Cümlenin yüklemine soru işaretleyicisi bı ya da bele, beken,
beym yardımcı sözlerinin getirilmesiyle
Cümlenin yüklemine soru edatı bı eklenerek ya da bele, beken, beym sözleri getirilerek
de soru cümlesi yapılır (Caparov 1979: 22-23). bı (mı) edatı bütün Türk lehçelerinde
bulunan soru yapıcısıdır. Çoğu Türk lehçesinde (Kazak, Özbek, Başkurt, Altay, Şor,
Türk vb.) bı ayrı bir element olarak görülür. Kırgız Türkçesinde ise bu daima eklendiği
sözle birleşik yazılır. bı edatının yeri cevap beklenen, yani vurgulanan konuya göre
değişmez, her zaman cümlenin sonunda yer alır. Eklendiği sözün sonundaki
ünlü/ünsüz seslere göre bu parçacığın içeriğindeki sesler de değişir: bardıbı “vardı mı”,
berdibi “verdi mi”, otpu “ateş mi”, boldubu “oldu mu”, balamı “çocuk mu” vb.
Evet/hayır cevabının verildiği soru tipi de çoğunlukla bı ile yapılan soru cümleleridir.
bele, beken, beym yardımcı fiilleri de aslında bı vasıtasıyla yapılmışlardır: bı + ele >
bele, bı + eken > beken, bı + deym > beym. Dolayısıyla bu biçimlerle yapılan soru cümleleri
83
84 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
de bı ile yapılmış sayılabilir ve evet/hayır şeklinde cevaplanırlar.
Çoğu zaman soru zamirleriyle yapılan soru cümlelerinde olduğu gibi, bı soru
edatı ya da bele, beken, beym vasıtasıyla kurulan soru cümlelerinin de soru anlamı
içermemesi mümkündür. Bu tür durumlarda soru cümlelerine has olan vurgu yer
almaz (Caparov 1979: 23).
3.3. Vurguyla
Bazen düz cümleler de herhangi bir soru elementi içermeksizin, vurgu yoluyla soru
anlamı kazanır. Örneğin:
Aydar keldi? “Aydar geldi mi”?
Üç kündön beri mında? “Üç günden beri burada mı?”
4. Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Hangi dilde olursa olsun, birden çok düşünce, duygu ve yargıyı içeren, birden çok
hareketi gösteren karmaşık cümlelere rastlandığı gibi, tek sözcükten oluşan ve yine bir
düşünce, duygu ya da yargıyı anlatan cümlelere de rastlanır (Aksan 2000: 122).
Evet/hayır cevapları bu türden cümlelerdir. Ancak cevabı evet/hayır olan sorular çok
farklı boyutlarda olabilirler.
Evet/hayır soruları basit bir şekilde “evet” ya da “hayır” olarak cevaplanabilen
sorulardır ve olumlu veya olumsuz cevapları ortaya çıkarır. Örneğin:
S. Bu konu dil hakkında mı?
C. Evet ya da hayır.
Evet/hayır soruları kişisel cevap ya da değerlendirme için kullanıldığında diğer
soru şekilleri onu takip eder (Day 2005: 4-5). Örneğin:
S. Bu makaleyi sevdin mi?
C. Evet ya da hayır.
S. Niçin?
Bir evet/hayır sorusunun cevabının “evet” ya da “hayır” veya bu terimlerin bazı
varyantlarının olması gerektiği açıkça görülürken genellikle kabul edilebilir cevaplar
böyle bir terim içermeyebilir. Green ve Carberry bu gerçeği şu örnekle gösterir:
S. Bu gece alış verişe gidecek misin?
C1. Hayır.
C2. Arabam çalışmıyor.
C3. Direksiyonu kırılmış.
C2 ve C3 soruya olumsuz cevaplar içermesine rağmen “hayır” sözü dile
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
getirilmemiştir (Hockey 2005: 1).
K. Üstünova (2004: 426) evet/hayır sorularını “yeni bilgi bekleyen”, yani “cevapta
açıklama isteyen” soru grubunun alt grubu olarak saymış ve “cevabı bilinen soru
cümleleri” olarak adlandırmıştır. Üstünova, bu tür soru cümlelerinin cevabının
bilindiğini, sorunun genelde yüklemle ilgili olduğunu ve cevap için “evet, hayır ve
bilmem” olmak üzere üç seçenek bulunduğunu belirtmiştir. Örneğin, Yarın tiyatroya
gitmeyeceksin değil mi? türünden söz söyleyenin eylemin yapılamamasını onaylatmak
amacıyla yönelttiği soruya verilebilecek cevaplar üç türde kümelenir. Sayıyı artırmak
mümkün değildir:
C1. - Hayır (Yarın tiyatroya gideceğim).
C2. - Evet (Yarın tiyatroya gitmeyeceğim).
“Olabilir”, belki”, “galiba” türünden cevaplar “yarın tiyatroya gitmeme olasılığı
var” anlamına geldiğinden bu grupta alınabilir. Fakat bunlarla “evet” arasında
kesinlik-olasılık farkı olduğu göz ardı edilmemelidir.
C3. - Bilmem, henüz karar vermedim.
Bu cümlede (C3), hem “evet” hem “hayır” anlamında çift yönlü bir olasılıktan söz
edilmektedir. Her iki tarafa yüzde elli şans tanınmaktadır.
Koshik (2005: 1) ise evet/hayır sorularını “retorik soru” olarak adlandırır. O, pek
çok kişinin retorik soruları, cevabı beklenilmeyen sorular olarak düşündüğünü, çünkü
cevabın zaten bilindiğini, bununla birlikte, karşılıklı etkileşimde kullanıldıklarında bu
soruların bazen cevaplandıklarını belirtmiş, yine de sıradan bilgi arama soruları olarak
sorulmadıklarını ifade etmiştir.
Bir de soru amacı taşımayan, yani cevap istemeyen evet/hayır soruları vardır.
Bunlar şekil olarak soru cümlesi olmakla birlikte soru anlamı içermezler. Daha çok
onaylatmak, doğrulamak, reddetmek, yalanlamak, bilmezden gelmek, başa kakmak,
şikâyet etmek, dikkat çekmek, şaşırmak, beğenmemek, övmek, çaresizlik, imkânsızlık,
kesinlik, gereksizlik, acındırmak, korkutmak, tepeden bakmak, aşağılamak, hor
görmek, ayıplamak, küçümsemek, alay etmek, kafa tutmak, suçlamak vb. amaçlara
hizmet ederler. Bu tür cümlelerde amaç, soruya bir cevap almak değil, sorunun
yöneltildiği kişiyi yukarıdaki amaçlar doğrultusunda bir duygu durumuna
sokmaktır. Genellikle bilinen ya da inanılan gerçekleri gündeme getirmeyi amaçlar.
Kırgız Türkçesinde “evet” anlamında ooba, “hayır” anlamında ise cok sözü
kullanılır. Ooba/cok yanıtının verildiği sorular, genellikle bı edatı ile yapılan sorulardır.
Bunun yanı sıra ee, ıya, go gibi soru parçacıkları vasıtasıyla da evet/hayır soruları
yapılabilir. Ancak bunlar her zaman soru anlamı içermezler. Konuşmacının isteğine
göre farklı amaçlarla da kullanılırlar. Meselâ:
(1)
Kız degen uşul turbaybı? “Kız dediğin böyle mi olur? (Aytmatov-AC
1983: 324).
85
86 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
(2)
Iras ele, Osmondun sözü da keppi? “Doğru, Osman’ın sözü de laf mı?”
(Aytmatov-C 1982: 204).
(3)
Sen emne bala, cindep kettiŋbi ıya? “Sen ne biçim çocuksun, delirdin mi?”
(Aytmatov-C 1982: 219).
(4)
Karatay, tünküsün sen sugatta bolosuŋbu? “Karatay, sen geceleri
sulamada bulunuyor musun / sulama yapıyor musun?” (Aytmatov-TS
1983: 339).
(5)
Sokonun üstünö minip alıp, een ay-talaada cürgön, kızga ılayıkpı? “Pulluğun
üstüne binip ıssız tarlada bayırda dolaşmak kız için uygun mu?
(Aytmatov-AC 1983: 319).
Yukarıdaki örneklerden (1) ve (2) numaralı cümleler soru kalıbında olmakla
birlikte “ayıplama, beğenmeme” anlamlarında kullanılmışlardır. Cümle (1)’de “kız
böyle olmaz”, cümle (2)’de de “… söylediği önemli değil” anlamı verilmek
istenmektedir. (3) numaralı cümle azarlama anlamını içermektedir. Ayrıca bu
cümlede emne soru zamiri, bı soru edatı ve ıya soru parçacığının hepsinin bir arada
kullanıldığı dikkati çekmektedir. (4) numaralı cümle tek başına alındığında hem
anlamca hem de şekilce soru cümlesi görünümündedir. Ancak bağlam içinde
bakıldığında “sen geceleri sulama yapmıyorsun” anlamında kullanıldığı anlaşılır. (5)
numaralı cümlede ise soru yoluyla iletilen fikrin tersi (uygun değil) söylenmek
istenmektedir.
Bu tür soru cümlelerinde birleşik fiillerden oluşan yükleme -ba olumsuzluk eki ve
bı (bele, beken varyantları ile birlikte) soru işaretleyicisi birlikte getirilirse olumsuzluk
ekinin etkisiyle soru anlamı yok olur (Caparov 1979: 23). Bu tür yapılarda sorulan
konunun tersi söylenmek istenmekte ve olumsuz önermeye olumlu (evet) yanıtı
beklenmektedir. Bu yapı Kırgız Türkçesinde, yazı ve konuşma dilinin her ikisinde de
yaygın şekilde kullanılmaktadır:
1
(6)
Kaynagaŋ bolsom da uyalbay aytayın, sen Zeynep, menin inimdi süyüp kalıp,
oşol cılı uşul “Eski köçkügö” koşo kaçıp kelbediŋbi? “Kayın ağan/ağabeyin
olsam da utanmayıp söyleyeyim, sen Zeynep, benim (erkek) kardeşimi
sevip o yıl şu “Eski çöküntü”ye kaçıp gelmedin mi? (Aytmatov-AC
1983: 325).
(7)
Ayban emes adam ölüp catpaybı? “Hayvan değil insan ölmedi mi?”
(Aytmatov-KK 1983: 17).
(8)
Bügünkü ele sözündö kara kuuray cakşı suu içse azırkı ubakta sutkasına 12-14
santimetrge çeyin koşulup ösüp turat dep al aytpadıbı? “O bugünkü
konuşmasında kara kuuray1 iyi sulanırsa şu zamanda 24 saat içinde
12-14 santimetreye kadar büyür, diye söylemedi mi?”(Aytmatov-TS
1983: 342).
Kara kuuray: içi kof bir bitki.
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
(9)
Balkim esiŋizdedir? Abutalip Kuttıbayev tuuraluu aytıp berbedim bele?
“Belki hatırınızdadır. Abutalip Kuttıbayev hakkında bilgi vermedim
mi? (Aytmatov-KK 1983: 284).
(10)
Ce men oşonço it belem: bir ooz aytsaŋ aldagı cerge ele töktürüp salbayt belem?
“Yoksa ben o kadar it miyim: bir kere söylesen öndeki yere döktürmez
miydim? (Aytmatov-C 1982: 219).
Yukarıda (6). cümle “… kaçıp geldin”, (7). cümle “… insan öldü”, (8). cümle “…
diye söyledi”, (9). cümle “… hakkında bilgi verdim” ve (10). cümle “…
döktürürdüm” anlamlarında kullanılmışlardır.
Yine basit fiilden oluşan yükleme -ba olumsuzluk eki ile bı soru işaretleyicisi ya da
isimlerden oluşan yüklemlere emes “değil” ve cok “yok/hayır” sözleri getirilirse, cümle
soru anlamı bildirmeyebilir. Bu tür durumlarda bı soru işaretleyicisi, cok ve emes
sözlerine eklenir (Caparov 1979: 23).
(11)
Kezinde Ukubala buuday ireŋ, togolok çımır cüzdü, cılt-cult oynoktogon kara
közdü kelin emes bele? “Zamanında Ukubala buğday benizli, yuvarlak
yüzlü, fıldır fıldır oynayan kara gözlü bir gelin değil miydi?
(Aytmatov-KK 1983: 9).
(12)
Tököy abam aytpadıbı, bıyıl “Eski köçkünü” büt kaltırbay aydayt eken!
“Tököy amcam söylemedi mi, bu yıl “Eski Çökme”yi hiç bırakmadan
tamamen sürecekmiş!” (Aytmatov-AC 1983: 318).
(13)
Kışkı sugat cönündögü maseleni kötörgön dagı Sabırbek emespi? “Kış
sulaması hakkındaki meseleyi de gündeme getiren Sabırbek değil mi?”
(Aytmatov-TS 1983: 342).
Yine soru kalıbında olan yukarıdaki cümlelerden (11). cümle “… bir gelindi”,
(12). cümle “… amcam söyledi”, (13). cümle ise “… Sabırbek” anlamında
kullanılmıştır.
Söz söyleyenin kendi kendine sorduğu cümlelerde de cevap beklenmez.
Bunlardaki amaç bilgi almak, öğrenmek değildir. Soru-cevap şekli, aktarmak istenen
bir durumu, bilgiyi vb. etkili kılma yöntemi olarak ve çoğunlukla da yazıda kullanılır.
Örneğin:
(14)
Kazaktın kızı da kadırluu atasın uşintip koyçu bele? “Kazak kızları da
kıymetli babalarını böyle mi bırakırlar acaba? (Aytmatov-KK 1983: 31).
(15)
Birok anın sırların ayalı tüşünör beken? “Fakat onun sırlarını karısı anlar
mıydı acaba?” (Aytmatov-KA 1982: 427).
(16)
Balanın cürögü birdemeni sezip cüröbü? “Çocuk bir şeyler mi hissediyor
acaba?” (Aytmatov-KA 1982: 431).
(17)
Emi aytsa tüşünör beken? Kayradan bayagı caŋı baş koşgondogusunday
kuuluk-şumdugu cok, açık münöz, ak peyil bolo alar beken? “Şimdi anlatsa
anlar mıydı? Yeniden evliliklerinin ilk yıllarındaki gibi kurnazlık
87
88 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
bilmeyen, temiz huylu, iyi karakterli olabilecek miydi?”
(Aytmatov-KA 1982: 427).
(18)
Mümkün, cetimdiktin zapkısın köp tartıp, turmuş anı tez iştöögö, birok köp
süylötpöy, sırın içke tüyüp saktaganga üyröttübü? “Acaba yetimlik azabını
çok çekerek hayat ona tez çalışmayı, fakat çok konuşmayıp sırrını
içinde saklamayı mı öğretti?” (Aytmatov-C 1982: 208).
Yukarıdaki örneklerde konuşan, bir başkasına değil, kendi kendine soru
sormaktadır. Dolayısıyla yanıtı verecek olan da kendisidir. Burada kişi bir şeyleri
merak etmekte ve bunlar hakkında kendi kendisiyle konuşmaktadır.
Kırgız Türkçesinde evet/hayır soruları, bunların yanı sıra evet ve hayır sözleri
kullanılmadan, sorulan nesne ya da eylemin aynen tekrarlanmasıyla da yine olumlu
ya da olumsuz şekilde cevaplanabilir. Ancak olumsuz anlam için emes “değil” sözü ya
da -ba “-ma” olumsuzluk ekinden faydalanılır:
(19)
- Tüşünüktüübü? dedi İtelgi köz. “Anlaşıldı mı, dedi Doğan gözlü.”
- Tüşünüktüü, dedi argasız Edigey. “Anlaşıldı, dedi çaresiz Edigey”
(Aytmatov-KK 1983: 166).
(20)
- Çındap ayttıŋızbı? “Gerçekten söylediniz mi?”
- Çın. “Gerçekten” (Aytmatov-KA 1982: 439).
(21)
- Kosmosko ar bir uçuş düynölük okuya… Bilesiŋbi? “Kozmoz’a her bir
uçuş bir dünya hadisesi… Biliyor musun?”
- Bilbeym. “Bilmiyorum” (Aytmatov-KK 1983: 31).
4.1. bı ve bundan genişletilmiş biçimlerle yapılan evet/hayır
soruları
4.1.1. bı’lı evet/hayır soruları
Kırgız Türkçesinde, bı soru edatını alan soru cümlelerinin mutlaka “evet” ya da
“hayır” şeklinde bir cevabı vardır. Cevap veren isterse evet/hayır cevabının ardından
açıklama da yapabilir. bı, yüklemi basit fiilden oluşan cümlelerde doğrudan fiile,
birleşik fiilden oluşan cümlelerde ise yardımcı fiile eklenir:
(22)
- Korkup atasıŋbı? “Korkuyor musun?”
- Cok, cön ele, dedi da kızı kayradan terezege ıktay oturdu. “Hayır, iyiyim,
dedi ve kızı yeniden pencereye sıkışıp oturdu.” (Aytmatov-KA 1982:
430-431).
(23)
- Alma taap aldıŋbı? “Elma bulabildin mi?”
- Ooba, tıyakta calbıraktardın arasına bekinip alıptır, takır körünbös bolup
bekinip alıptır. “Evet, öte tarafta yaprakların arasında gizlenmiş,
tamamen görünmeyecek şekilde gizlenmiş.” (Aytmatov-KA 1982: 434).
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
(24)
Aysel Baytok
- Kıynalıp turasıŋbı? dep Edigey dagı suradı. “Azap mı çekiyorsun? diye
Edigey yine sordu.”
- Ooba, dep Zaripa oor üşkürdü. “Evet, diyerek Zaripa derin bir iç çekti.”
(Aytmatov-KK 1983: 211).
(25)
- Uuulum naçalnigiŋ uzakta kelebi? “Oğlum amirinin gelmesine daha çok
var mı?”
- Cok, azır kelip kalış kerek. “Hayır, şimdi gelmesi gerek” (Aytmatov-KK
1983: 272).
(26)
- Robertinonu aytasıŋbı? “Robertino’yu mu anlatacaksın?”
- Ooba. “Evet” (Aytmatov-KA 1982: 433).
(22), (23) ve (25). örneklerde “evet” ya da “hayır” cevaplarından sonra açıklama
da yapıldığı görülmektedir. (24) ve (26) numaralı cümlelerde ise sadece evet/hayır
cevabıyla yetinilmiştir. bı soru parçacığı (22), (23) ve (24) numaralı cümlelerde
yardımcı fiile, (25) ve (26) numaralı cümlelerde ise doğrudan fiile gelmiştir.
Bazen de evet ya da hayır sözleri kullanılmadan olumlu ve olumsuz cevaplar
verilebilir. Bu durumda yukarıda da belirttiğimiz gibi sorulan eylem, nesne ya da
kavram tekrarlanır. Ancak olumsuz anlam için emes “değil” sözü ile -ba “-ma”
olumsuzluk eki kullanılır:
(27)
- Azır üyüŋdö bolosuŋbu? “Şimdi evinde mi olacaksın?”
- Üydömün. “Evdeyim” (Aytmatov-KK 1983: 191).
(28)
- Ugup atırsıŋbı? “Duyuyor musun?”
- Ugup atırım deym, ugup atırım “Duyuyorum diyorum, duyuyorum”
(Aytmatov-KK 1983: 16).
(29)
- Oşonu sen bilesiŋbi, Boronduu Edigey? “Onu sen biliyor musun
Boronduu Edigey?”
- Bilem “Biliyorum” (Aytmatov-KK 1983: 16).
(30)
- Bul kattı cazgan sensiŋbi? “Bu mektubu yazan sen misin?”
- Men emesmin. “Ben değilim.”
Bazen bı ile yapılan soru cümleleri soru anlamı içermez. Cümle soru şeklinde
olmakla birlikte, konuşanın konu hakkındaki düşüncesini açıklar:
(31)
Başıma balaa baldarsıŋarbı? Canıma capaa baldarsıŋarbı? dep çırkıradı.
“Başıma belâ çocuklar mısınız? Canıma cefa cocuklar mısınız? diye
bağırdı” (KEC-AB 1975: 31).
(32)
Men kelbesin dep atırımbı? “Ben gelmesin mi diyorum?” (Aytmatov-KK
1983: 11).
(33)
Meni Kuday urup, anı erkek debedimbi kayın aga debedimbi, bolboso kızdı
üydön çıgarat belem? “Allah belamı versin, ona erkek demedim mi,
kayın ağa/ağabey demedim mi, yoksa kızı evden çıkarır mıydım?”
89
90 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
(Aytmatov-AC 1983: 324).
(31). örnekte, cümleler soru biçiminde olmakla birlikte, konuşan kişi
karşısındakilere soru sormamakta, aslında çocuklara olan öfkesini dile getirmektedir.
(32). cümle “ben gelmesin demiyorum” anlamında, (33). cümle ise “ona erkek dedim,
ağabey dedim, yoksa kızı evden çıkarmazdım” şeklinde soru kalıbında verilen fikrin
tersini ifade etmektedir.
4.1.2. bele (< bı ele)’li evet-hayır soruları
Kırgız Türkçesinde bı parçacığının ele ile birleşiminden oluşan bele şeklindeki sorular
da evet/hayır ile cevaplanır:
(34)
- Sen bilçü beleŋ? dep suradı bir ubakıtta apam. “Sen biliyor muydun, diye
sordu aynı zamanda annem)
- Ooba, bilçümün. “Evet, biliyordum.” (Aytmatov-C 1982: 250).
(35)
- Senin ataŋ soguşta boldu bele? “Senin baban savaşta bulunmuş
muydu?”
- Cok, al askerlerdi soguşka cönötüp turgan. “Hayır, o askerleri savaşa
gönderiyordu.” (Aytmatov-KK 1983: 104).
(36)
- Keçe künü sabaktarıŋdı dayardap koyduŋ bele? “Dün derslerini hazırlamış
mıydın?” (Aytmatov-KA 1982: 432).
(37)
- Ildam cürgöndü cakşı körçü emes beleŋ, kızım? “Hızlı gitmeyi sevmiyor
muydun, kızım? (Aytmatov-KA 1982: 432).
(38)
- Ay, Daniyar, degi sen biröönü süydüŋ bele? “Hey, Daniyar, sen hiç birini
sevmiş miydin?” (Aytmatov-C 1982: 222).
(34) ve (35) numaralı örneklerde bele unsuruyla yapılan soru cümleleri evet/hayır
şeklinde cevaplanmış ve ayrıca devam edilerek cümle açıklanmış, tamamlanmıştır.
(36), (37) ve (38) numaralı örneklere herhangi bir yanıt verilmemiştir, ancak cümlelerin
olası yanıtları “evet” ya da “hayır”dır.
bı’lı sorularda olduğu gibi bele’li sorularda da evet/hayır sözleri kullanılmadan
cümle olumlu ya da olumsuz şekilde cevaplanabilir:
(39)
- Papa, sen uşunday alma taptıŋ bele? “Baba, sen böyle elma buldun mu?”
- Tapkam. “Bulmuştum” (Aytmatov-KA 1982: 434).
(40)
- Senin al ceŋeŋ bele? “O senin yengen miydi?”
- Ceŋem. “Yengem” (Aytmatov-C 1982: 206).
(41)
- Kazangap cakşı bele? “Kazangap iyi miydi?”
- Cakşı kişi ele. “İyi insandı” (Aytmatov-KK 1983: 306).
bele’li evet/hayır soruları bazen bağlam ve vurguya göre soru anlamı içermeyip
sadece geçmişte olmuş ve şu an olmakta olan iş hakkında konuşanın görüşünü, bakış
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
açısını açıklar ya da bu yolla aslında söylenenin tersini ifade eder:
(42)
Erkek men emes, ayaldar uşintip bel baylap iştegende alsızdık kıluuga akım bar
bele? “Erkek olarak ben değil, kadınlar böyle azimle çalışırken benim
zayıflık göstermeye hakkım var mıydı?” (Aytmatov-C 1982: 214).
(43)
Anday bersin, anı emne karışkır ceyt bele? “Öyle olsun, onu kurt mu
kapacakmış?” (Aytmatov-C 1982: 199).
(44)
Çooçun bolso bul ayılga emnege kelmek bele? “Yabancı olsa bu köye niye
gelecekti/gelsin?” (Aytmatov-C 1982: 207).
Yukarıdaki örneklerden (42) ve (44) numaralı cümleler konuşanın konu
hakkındaki fikrini, görüşünü açıklamaktadır. (42). cümlede konuşan “hakkım yok”,
(44). cümlede de “yabancı olsa bu köye gelmezdi” demek istemektedir. (43) numaralı
cümlede ise soru yoluyla söylenenin tersi, yani “onu kurt kapacak değil” anlamı ifade
edilmektedir.
Kırgız Türkçesinde bele (<bı+ele) şekli, eyleme farklı zamanlarda farklı anlamlar
kazandırmak amacıyla da kullanılır:
Açık/belirli gelecek zamanda (aykın keler çak) ele unsuru bele şeklinde kullanılırsa
hareketin işlenişini ya da geçmişte yapılma olasılığını sorar:
(45)
Eger anı çakırsam, kelet bele? “Onu çağırsam gelir miydi?” (KADG 1980:
398)
Bu cümlede geçmişe ait bir olasılık sorulmaktadır. Burada cevap “evet”, “hayır”,
“bilmem”, “belki”, “olabilir” vb. şekillerinde olabilir. Evet/hayır dışındaki cevapların
içinde de bir gizli “evet” veya “hayır” ya da her ikisi birden gizlidir.
(46)
Sen kinogo barat beleŋ? “Sen sinemaya gidecek miydin?” (KADG 1980:
398).
Burada soru doğrudan dinleyene, yani teklik ikinci şahsa sorulduğu için cevap
kesindir ve “evet” ya da “hayır” olacaktır.
Tahminî gelecek zamana (arsar keler çak) ele ek fiili bele şeklinde gelirse, hareketin
gelecekte olup olmayacağını sorar. Bazen de bağlama göre hareketin/işin geçmişte
gerçekleşme ihtimalinin olup olmadığına cevap arar. Aşağıdaki örneklerde olası
cevaplar “evet, hayır, belki, olabilir, bilmem” şekillerindedir. “belki, olabilir, bilmem”
cevapları “evet” ve “hayır” cevaplarını yüzde elli, yüzde elli içerir:
(47)
Eptese ayla bolor bele, balam? “Kolayını bulsa çare olur muydu,
çocuğum? (KADG 1980: 401).
(48)
Oşondo üygö çakırsam keler beleŋ? “O zaman eve çağırsam gelir miydin?”
(KADG 1980: 401).
91
92 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
4.1.3. beken (< bı + eken)’li evet/hayır soruları
bı parçacığının eken ek fiiliyle birleşiminden oluşan beken ile yapılmış sorular da evet,
hayır ve onun varyantları ile cevaplanırlar:
(49)
Degi al eköö tirüü bar beken? “Hiç olmazsa iki canlı var mıymış?”
(Aytmatov-KK 1983: 45).
(50)
- Dubal boruna, ce kagazga cazıp ketken eç kanday cazuu cok beken?
“Duvara ya da kağıda yazılmış hiçbir yazı yok muymuş?”
- Cok, cok. “Yok yok” (Aytmatov-KK 1983: 46).
(49) numaralı cümle de “evet”, “hayır”, “bilmem” şekillerinde cevaplanabilir.
beken ile kurulan bazı soru cümleleri soru anlamı taşımaz. Bunlarda amaç soru
yoluyla konuşanın fikrini açıklamak ya da sanatlı bir şekilde söylenenin tersini
anlatmaktır:
(51)
Oşonun capakeçtigi bar beken?
(Aytmatov-KA 1982: 428).
“Bunun fedakârlığı mı olurmuş?”
(52)
Alar bir ata, bir eneden calgız beken? “Onlar aynı ana, aynı babadan tek
çocuklar mıymış? (Aytmatov-AC 1983: 320).
(51) ve (52) numaralı cümleler birer soru cümlesi olmakla birlikte, aslında
söylenenin tersi ifade edilmekte ve konuşanın görüşü açıklanmaktadır. (51). cümle
“bunun fedakârlığı olmaz”, (52). cümle “onlar tek çocuk değiller” anlamını
içermektedir.
beken’li soru cümleleri evet/hayır sözleri kullanılmadan da olumlu ya da olumsuz
şekillerde cevaplanabilirler:
(53)
- Kanday, aylana-tegerek sonun beken? “Nasıl, etraf güzel miymiş?”
- Sonun “Güzel” (Aytmatov-KA 1982: 432).
Bazen beken’li soru cümleleri soru anlamı içermeyip azarlama, tersini söyleme,
ayıplama, küçümseme, konuşanın görüşünü açıklama vb. amaçlar için kullanılabilir:
(54)
Sultan andan kem kalat beken. “Sultan ondan eksik kalır mı.” (KADG
1980: 399).
(55)
Ce askerge ketken calgız ele senin küyööŋ beken? “Yoksa askere giden
sadece senin kocan mıydı?” (Aytmatov-C 1982: 205).
(54) numaralı cümle şekil olarak soru cümlesi olmakla birlikte soru anlamı
içermemektedir. Cümle “… eksik kalmaz” anlamındadır. Kırgız Türkçesi yazım
kurallarına göre, cümle soru kalıbında olsa da, eğer soru anlamı içermiyorsa sonuna
soru işareti getirilmez. Burada da bu nedenle soru işareti kullanılmamıştır. Ancak
incelediğimiz metinlerde gördüğümüz kadarıyla uygulamada bu kural düzenli
değildir. Bazen soru anlamı vermeyen cümlelerin sonuna da soru işareti geldiği
görülür. (55) numaralı cümle de aynı şekilde soru değil, “askere giden yalnız senin
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
kocan değil” anlamında kullanılmıştır.
Beken ile soru amacı taşımadan kendi kendine sorma anlamında soru cümleleri
de yapılabilir:
(56)
Oşol cigitterdi barıp sınap körölük, aytkan sözdörün orundaar beken? “O
delikanlıları gidip sınayalım, söyledikleri sözleri yerine getirecekler
miymiş?” (KEC-UC 1975: 199).
(57)
Uktap catat boldu beken, ce oygobu? “Acaba uyumuş mudur, yoksa
uyanık mı?” (Aytmatov-C 1982: 210).
Yukarıdaki cümlelerde konuşan bir başkasına değil, kendi kendine soru
sormaktadır. Dolayısıyla bir cevap da beklememektedir.
beken’li sorular da eyleme farklı zamanlarda farklı anlamlar kazandırırlar:
Eğer düz şimdiki zamandan (cönököy uçur çak) sonra eken ek-fiili beken (< bı +
eken) şeklinde gelirse, hareketin şu anda olup olmadığını öğrenmek amacıyla soru
sorulmuş olur. Örneğin:
(58)
Al ayıl çarba institutunda okuyt beken? “O Ziraat Enstitüsünde mi
okuyor?” (KADG 1980: 390).
Cümlenin cevabı “evet” ya da “hayır”dır. Başka türlü bir cevap mümkün
değildir.
Tahminî gelecek zamanda (arsar keler çak) eken ek-fiili beken ( < bı+eken) şeklinde
gelirse hareketin/işin gelecekte olup olmayacağını sorar (KADG 1980: 401).
(59)
Ataŋ seni körör beken? “Baban seni görecek mi acaba?” (KADG 1980:
401).
Kırgız Türkçesi cümlede, cümlenin içinde bulunan tahmin anlamı Türkiye
Türkçesinde “acaba” sözü ile verilebilir. Yine bu cümlenin olası cevapları da “evet,
hayır, belki, olabilir, bilmem” şekillerinden biridir.
Açık/belirli gelecek zaman (aykın keler çak) eken ek-fiilinin beken şekliyle birleşirse,
hareketin gelecekte olup olmayacağını öğrenme amacıyla soru sorar, “evet, hayır,
belki, olabilir, bilmem” şekillerinden biriyle cevaplanabilir:
(60)
Al Calal-Abadga cönöyt beken? “O Celalabad’a yönelecek mi / gidecek mi
acaba?” (KADG 1980: 399).
Görülen geçmiş zaman eki (bayırkı aykın ötkön çak) -dı, eken ek-fiili ile sadece
soru şeklinde birleşir ve görülen geçmiş zamanın soru şeklini ya da geçmiş olayın
tahminini bildirir. Aşağıdaki örneklerde de beken cümleye “acaba” anlamı
katmaktadır. Bunlarda da olası cevaplar “evet, hayır, belki, olabilir, bilmem”
şekillerinden biridir:
(61)
Al menin katımdı aldı beken? “O benim mektubumu aldı mı acaba?”
(KADG 1980: 406)
93
94 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
(62)
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
Anda meni tosup çıktı beken? “O zaman beni karşılamaya çıktı mı
acaba?” (KADG 1980: 406).
4.2. Diğer soru parçacıklarıyla yapılan evet/hayır soruları
Kırgız Türkçesinde bunların dışında başka soru elementleri ile yapılan soru cümleleri
de bulunmakta ve bu tür cümleler de evet/hayır şeklinde cevaplanmaktadır.
Bunlardan bazıları şunlardır:
4.2.1. ee
Daima cümle sonuna gelir ve konuşan onun yardımıyla söylenen fikir hakkında
başka birinin fikrini bilmek, öğrenmek ister. Karşıdaki kişiyi sorulan soruya cevap
vermeye teşvik eder. ee parçacığı çıkarıldığında, kalan kısım düz cümle
görünümündedir (KADG 1980: 518). Örneğin:
(63)
Bir çuŋkurga meni tıgıp taştap kete beret ekensiŋer da, ee? “Beni bir çukura
tepip atarak gidecekmişsiniz ha, öyle mi? (Aytmatov-KK 1983: 55).
(64)
Darbız-koon kaalagança köp da, ee? “Karpuz kavun istediğin gibi çok
galiba, ha?” (Aytmatov-KK 1983: 140).
(65)
Uulum, ayalıŋ oorukçan körünöt, ee? “Oğlum, hanımın hasta gibi
görünüyor, öyle mi?” (Aytmatov-KK 1983: 195).
(66)
Akırı kelgen ekensiŋ da ee? “Sonunda gelmişsin, ha?” (Aytmatov-KK
1983: 282).
(67)
Baykuş Taylak düynönün cüzün körböy ketken eken ee, çirkin? “Zavallı
Taylak dünya yüzü görmeden gitmiş ha/öyle mi, vah vah?” (KADG
1980: 518).
(68)
Basa senin kardıŋ açtı ee? “Demek öyle senin karnın acıktı ha/öyle mi?”
(KADG 1980: 518).
(69)
Bıyıl pahta cakşı çıkkan eken ee? “Bu yıl pamuk iyi yetişmiş öyle mi?”
(KADG 1980: 518).
(70)
Kişi bolsun dep okutkan bala uşul ee? “Adam olsun diye okuttuğu çocuk
bu mu/bu ha?” (Aytmatov-KK 1983: 18).
(71)
- Sen da cakşı körösüŋ, ee? “Sen de beğendin, değil mi?”
- Ooba Anara, cakşı köröm. “Evet, beğendim” (Aytmatov-KA 1982: 432).
Yukarıdaki cümlelerde herhangi bir soru işaetleyicisi ya da soru sözü
bulunmazken, soru anlamı cümle sonundaki ee parçacığı vasıyasıyla verilmektedir.
(63), (65), (67), (68), (69) ve (71) numaralı cümleler soru anlamında olup öğrenilmiş
olan bir bilginin doğru olup olmadığı sorulmaktadır. (64) numaralı örnekte konuşanın
bir tahmini belirtilmekte ve bunun doğru olup olmadığı sorulmaktadır. (66) numaralı
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
cümle bir gözlemi iletmekte ve bu konuda karşısındakinden bir yanıt, bir yorum
beklemektedir. (70) numaralı cümlede ise konuşan aslında herhangi bir soru
sormamaktadır. Çünkü zaten cevabını bilmektedir. Bu cümlede soru ve vurgu
yoluyla beğenmeme anlamı ifade edilmiştir.
4.2.2. ıya
ıya parçacığı çoğunlukla soru sözleriyle ve bı parçacığıyla yapılan soru cümlelerinden
ya da rica anlamındaki cümleden sonra gelerek onun soru anlamını daha da açıklayıp
güçlendirir. Verilen soru cevap vermeyi gerektirir (KADG 1980: 518):
(72)
Sen bul cerde emne kılıp turasıŋ, kıtıgılayınbı ıya? “Sen burada ne
yapıyorsun, gıdıklayayım mı?” (Aytmatov-TS 1983: 335).
(73)
Sen taarındıŋbı? Katuu taarındıŋbı ıya? “Sen darldın mı? Çok mu
darıldın?” (Aytmatov-C 1982: 243).
(74)
Erteŋki künü men ölgöndöy bolsom, aruu cuup, ak kepindep kömör kişi
tabılbay kalabı, ıya? “Yarın ben ölsem, temizce yıkayıp ak kefine sararak
gömecek kişi bulunmayacak mı?” (Aytmatov-KK 1983: 55).
Bu şekilde, YÜKLEM-bı + ıya kalıbıyla yapılan soru cümleleri, evet/hayır ve
varyantları ile cevaplanır. Cümlelerde görüldüğü gibi ıya parçacığı ek bir soru anlamı
katmamakta, ancak bı parçacığının cümleye kattığı soru anlamını güçlendirmektedir.
ıya parçacığı, yine soru zamirleriyle yapılan soru cümlelerine de gelerek onların
soru anlamını güçlendirir. Bu tür cümleler, -bı+ıya şekliyle yapılan soru cümlelerinden
farklı olarak, cevapta açıklama gerektirir.
(75)
Emne unçukpaysıŋ ıya? “Niye hiç ses çıkarmıyorsun?” (KADG 1980:
518).
(76)
Bul emne degen kep ıya? “Bu nasıl söz?” (KADG 1980: 518).
(77)
Uşunça cıl seni emnege okuttu eken, ıya? “Bunca yıl seni niye okuttu
acaba?”(Aytmatov-KK 1983: 38).
4.2.3. go
Cümle sonunda gelir ve cümleye “acaba” anlamında soru anlamı katar:
(78)
- Ee balam, kaydan cürösüŋ, erdiŋ kebersigen, etegiŋ türülgön, sen ıraak
cerden kele catkan balasıŋ go? “Hey çocuğum, nereden geliyorsun,
dudağın kurumuş, eteğin dağılmış, sen uzak yerden gelen bir
çocuksun galiba?”.
- Ooba, ata, ıraaktan kele catamın. “Evet, baba, uzaktan geliyorum” (KECOK 1975: 154).
(79)
Ee degin, ceekke serpilip kalgan balık barbı dep şimşip cürgön ersiŋ go? “Ee
söyle, sahile dağılmış balık var mı, diye koklayarak dolaşan ersin
95
96 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
galiba, öyle mi?” (Aytmatov-KK 1983: 58).
(80)
Bul cerdin balası emessiŋ go? “Buranın çocuğu/buralardan değilsin
galiba?” (KEC-SB 1975: 195).
(78) numaralı cümlede soru anlamı go parçacığı vasıtasıyla verilmiştir. Cevapta
“evet”in yanı sıra açıklama da yapılarak cümle tamamlanmıştır. (79) numaralı
cümlede konuşan bir tahminde bulunmakta ve bu tahmininin doğru olup olmadığını
sormaktadır. Cümle evet ya da hayır şeklinde cevaplanabilir. (80) numaralı cümlede
de yine bir tahminde bulunulmuş ve bunun doğruluğu araştırılmaktadır. Bu
cümlenin olası cevapları da şunlar olabilir:
- Ooba, bul cerdin balası emesmin. “Evet, buranın çocuğu/buradan
değilim.”
- Cok, bul cerdin balasımın. “Hayır, buranın çocuğuyum/buralıyım.”
4.2.4. beym tahmin-soru parçacığı
Diğer soru elementleri soruya cevap isterken tahmin-soru elementleri cevap istemez.
Konuşan kişi bu element vasıtasıyla söylenen fikir hakkında sadece kendi içinde,
kendi kendine soru sormaktadır. Kırgız Türkçesinde bı parçacığı ile de- fiilinin
birleşiminden oluşan beym (< bı + de-y-m), daima cümle sonunda gelir ve ona tahminsoru anlamı katar. Kırgız noktalama kuralları da böyle durumlar için belirleyicidir:
Eğer konuşan kişi söylediği konunun soru anlamını özellikle belirtmek isterse, cümle
sonuna soru işareti koyar. Eğer onun “tahmin, şüphe” anlamına dikkati çekmek
isterse, nokta işareti koyar (KADG, 1980: 519):
(81)
Baykabay kalasız beym? “Dikkat etmediniz mi diyorum? Acaba dikkat
etmediniz mi?” (KADG 1980: 519).
(82)
Kumda ölügü kalgan beym? “Kumda ölüsü mü kalmış diyorum? Acaba
kumda ölüsü mü kalmış?” (KADG 1980: 519).
Bazen cümle sonunda iki soru elementi yan yana gelebilir. Bu durumda ikisi de
kendi anlamlarını korur. Bunlar çoğunlukla şu şekilde olurlar: ee + ıya, go + ıya, go + ee,
go + deym (KADG 1980: 519).
(83)
Menin baktım bar ee ıya? “Benim şansım/talihim var ha, öyle mi?”
(KADG 1980: 519).
(84)
Sen çoçup catasıŋ go ıya? “Sen korkuyorsun ha, öyle mi?” (KADG 1980:
519).
(85)
Sultandar keçee ele ketip kalışkan go ee? “Sultangil dün gitmişler ha, öyle
mi?” (KADG 1980: 519).
(86)
Uulu şaardan cetip kele albayt go deym? “Oğlu şehirden yetişip gelemedi
galiba, diyorum?” (Aytmatov-KK 1983: 11).
(83), (84) ve (85) numaralı cümlelerde konuşan karşısındakine soru sormakta ve
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
iki soru parçacığının yan yana kullanılması, cümlenin soru anlamını
güçlendirmektedir. Bu cümleler evet/hayır ile yanıtlanabilir. (86) numaralı cümlede ise
konuşan kendi kendine soru sormakta, dolayısıyla bir yanıt da beklememektedir.
5. Sorusuz evet/hayır cevapları
Kırgız Türkçesinde, bazen soru sorulmadan da evet/hayır cevabı verilebilir. Bu tür
cümleler genellikle istek, onaylatma bildiren cümlelerdir. Dinleyen bu cümlelere
kendi fikrine göre “evet” ya da “hayır” cevabı verebilir. Örneğin:
(87)
- Ee baatır azıgındı alıp kel, ortoktoş bololu. “Hey delikanlı, azığını getir,
ortak olalım”. (istek)
- Cok, senin azıgın dagı bar. “Hayır, senin azığın daha var” (KEC-AL
1975: 172).
(88)
- Çıragıŋ küyüp turat. Catıp dem alsaŋçı, balam. Kitepti erteŋ dele okursuŋ…
“Çıran hâlâ yanıyor. Yatıp dinlensene, çocuğum. Kitabı yarın da
okursun…” (istek)
- Cok, ata, men cön ele… “Hayır, baba, ben iyiyim…” (Aytmatov-KK
1983: 308).
(89)
- Cöö-calaŋdan bolso da ketemin! “Yayan yapıldak olsa da gideceğim!”
(onaylatma)
- Cok, cöö da ketpeysiŋ. “Hayır, yayan da gitmiyorsun.” (Aytmatov-KK
1983: 264).
(90)
- Eger bilseŋiz, men bu kitepkanaga calaŋ gana siz dep kelip cüröm. “Bir
bilseniz, ben bu kütüphaneye yalnız sizin için geliyorum.” (onaylatma)
- Ooba, bilem. “Evet, biliyorum.” (Aytmatov-KA 1982:438).
Burada evet/hayır ifadeleri, aslında bir cevaptan çok, istenen, onaylatmak istenen
bir iş ya da durumu ret ya da kabul etme anlamını bildirmektedir.
6. Sonuç
Kırgız Türkçesinde soru cümleleri, “cevapta açıklama isteyen soru cümleleri” ve
“evet/hayır” soruları olmak üzere ikiye ayrılır. Cevapta açıklama isteyen soru
cümleleri kim “kim”, emne/ne “ne”, kaçan “ne zaman”, kanday “nasıl”, kaysı “hangisi”,
kança “kaç”, neçe “ne kadar”, kayda “nerede”, kana “hani, nerede”, kaydan “nereden”
gibi soru sözleri ile, evet/hayır soruları ise bı ve içinde bı soru parçacığı olan beken, bele,
beym gibi unsurlarla yapılır. Ayrıca evet/hayır sorularında go, ee, ıya gibi parçacıklar da
görev üstlenir.
Cevapta açıklama isteyen soru cümleleri nesne, kavram ya da eylemle ilgili bilgi
edinmek amacıyla sorulduğundan cevapta bu bilgiler açıklanmalıdır. Dolayısıyla
evet/hayır şeklinde cevaplanamazlar. Evet/hayır soruları ise, genellikle bir bilgiyi
97
98 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
onaylatma, olumlu ve olumsuz cevapları ortaya çıkarma amacıyla sorulduğu için
evet/hayır şeklinde cevaplanmaları yeterlidir. Ancak cevap veren isterse açıklama da
yapabilir.
Kırgız Türkçesinde soru zamirleri ve bı, bele, beken, beym, go, ee, ıya biçimleriyle
kurulan soru cümlelerinde söz dizimi sırası değişmez. Soru zamirleri öğrenilmek
istenen bilginin yerine, ve bı, bele, beken, beym, go, ee, ıya ise daima cümlenin en sonuna
getirilir, bu biçimlerin yeri vurgulanan konuya göre değişmez.
Kırgız Türkçesinde soru cümlelerine bakıldığında, işlevlerinin bilgi almakla sınırlı
olmadığı, bunun yanı sıra, farklı amaçlar doğrultusunda da soru cümlelerinden
yararlanıldığı görülmektedir. Bu amaçlar onaylatma, doğrulama, ret, yalanlama,
şikâyet, dikkat çekme, şaşırma, beğenmeme, övme, çaresizlik, imkânsızlık, kesinlik,
gereksizlik, acındırma, korkutma, aşağılama, ayıplama, küçümseme, alay, suçlama
vb. olabilir. Bu tür cümlelerde soru anlamı yoktur ve bir cevap aranmaz. Bu soru türü
özellikle Kırgız konuşma ve yazı dilinde konuşmayı daha etkili kılmak amacıyla
yaygın şekilde kullanılır.
Taranan Eserler
AB = Alnazar Bakı. Kırgız El Comoktoru (Frunze, 1975) içinde (Masal, 13 sayfa).
AC = Ak Caan (Ak Yağış). Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. III. Tom (Frunze,
1983) içinde (Hikâye, 15 sayfa).
AK = Asma Köpürö (Asma Köprü). Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. III. Tom
(Frunze, 1983) içinde. (Hikâye, 33 sayfa).
AL = Akköŋül Menen Karaköŋül (Akgönül İle Karagönül). Kırgız El Comoktoru (Frunze, 1975)
içinde. (Masal, 5 sayfa).
C = Camiyla. Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. I. Tom (Frunze, 1982) içinde.
(Hikâye, 60 sayfa).
KA = Kızıl Alma (Kırmızı Elma). Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. I. Tom
(Frunze, 1982) içinde. (Hikâye, 17 sayfa).
KADG = Kırgız Adabiy Tilinin Grammatikası. Kırgız İlimder Akademiyası Til cana Adabiyat
İnstitutu, Frunze, 1980.
KEC = Kırgız El Comoktoru. Kırgız CCR İlimder Akademiyası Til cana Adabiyat İnstitutu,
Mektep Basması, Frunze, 1975.
KK = Kılım Karıtaar Bir Kün (Gün Olur Asra Bedel). Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan
Çıgarmalar. III. Tom (Frunze, 1983) içinde. (Roman, 309 sayfa).
OK = Obozgerdin Kızı (Obozger’in Kızı). Kırgız El Comoktoru (Frunze, 1975) içinde. (Masal, 7
sayfa).
SB = Sulayman Bay (Süleyman Bey). Kırgız El Comoktoru (Frunze, 1975) içinde. (Masal, 5 sayfa).
TS = Tünkü Sugat (Gece Sulaması). Çıngız Aytmatov, Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. III. Tom
(Frunze, 1983) içinde. (Hikâye, 25 sayfa).
UC = Ubadaga Bek Cigit (Sözüne Sağlam Yiğit). Kırgız El Comoktoru (Frunze, 1975) içinde.
(Masal, 2 sayfa).
Kırgız Türkçesinde Evet/Hayır Soruları
Aysel Baytok
Kaynaklar
AKSAN D. (2000) Her Yönüyle Dil. C. 2, Ankara.
AYTMATOV Ç. (1982) Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. I. Tom, Frunze.
AYTMATOV Ç. (1983) Üç Tomdon Turgan Çıgarmalar. III. Tom, Frunze.
BELL M. (1975) Questioning. The Philosophical Quarterly, C. 25, S. 100.
BİRAY N. (2005) Türkiye Türkçesi İle Kırgız Türkçesindeki Cümlelerin Çeşitleri Bakımından
Karşılaştırılması Üzerine Bir Deneme. Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, S. 10.
CAPAROV A. (1978) Kırgız Tilinin Sintaksisi. Frunze.
DAY R.R. (2005) Reading in a Foreign Language. University of Hawai’i at Manoa, C. 17, S. 1
HOCKEY B.A. (2005) Can You Predict Responses to Yes/No Questions? Yes, No and Stuff. University
of Pennsylvania, Philadelphia.
KOSHIK I. (2005) Beyond Rhetorical Questions. John Benjamins Publishing Company:
Philadelphia, PA.
Kırgız Adabiy Tilinin Grammatikası. Kırgız İlimder Akademiyası Til cana Adabiyat İnstitutu,
Frunze, 1980.
Kırgız El Comoktoru. Kırgız CCR İlimder Akademiyası Til cana Adabiyat İnstitutu, Mektep
Basması:Frunze 1975.
SAVRAN Z. (2002) Cevapta Açıklama İsteyen Soru Zamirleri “Welch, Was Für Ein, Was”
Türkçede Hangi Anlamlarla Karşılanır? G.Ü., Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, C. 22, S. 1.
ÜSTÜNOVA K. (2004) Soru ve Cevap Cümlelerinin Çözümü. Zeynep Korkmaz Armağanı,
Ankara:TDK Yay., 425-433.
WILSON D. and D. SPERBER (1988) Mood and the analysis of non-declarative sentences. Stanford
University Press.
WITTGENSTEIN L. (2006) Felsefî Soruşturmalar. (Çev. D. KANIT), İstanbul.
WITTGENSTEIN L. (2006) Tractatus Logico-Philosophicus, (çev. O. ARUOBA), İstanbul.
YAYLAGÜL Ö. (2003) Türk Runik Harfli Metinlerde Soru. KÖK Araştırmalar, KÖK Sosyal ve
Stratejik Araştırmalar Dergisi, C. V, S. 1 (Bahar 2003), 33-48.
Aysel Baytok
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları
Anabilim Dalı doktora öğrencisi. Yoğunlaştığı araştırma alanı Kırgız Türklerinin dili ve
edebiyatı.
E-posta: [email protected]
Yazı bilgisi :
Alındığı tarih: 15 Ocak 2006
Yayına kabul edildiği tarih: 5 Mayıs 2006
E-yayın tarihi: 29 Eylül 2006
Çıktı sayfa sayısı: 22
Kaynak sayısı: 18
99

Benzer belgeler