Korku ve Umut Arasında Yasamım

Transkript

Korku ve Umut Arasında Yasamım
INGE WENDE
Korku ve Umut
Arasında Yaşamım
Yaşam Öyküsü – Kan Kanserie
Inge Wende
Korku ve Umut
Arasında Yaúamım
Yaúam Öyküsü – Kan Kanseri
Kapak Foto÷rafı:
Christa Reichmann
Basım ve Yayın:
Dürer-Presse
Frankenbach
GmbH
Druckhaus
Gummersbach,
Wagener
GmbH
65719
Hofheim-Wallau
51645 Gummersbach, Germany
Almanya’da basılmıútır
1. Baskı 2005
A
dım Inge Wende. Birçokları
için sonu ölümle biten, derin
acılarla dolu bir geçmiú var
ardımda. Ama ben farklı bir
gözle baktım hayatta karúıma
çıkan tüm sıkıntılara, çünkü
yaúamımda beni taúıyan sa÷lam
bir temel var.
B
u kitapçık “Yaúamın Doruk
Noktaları Kendi Öyküsünü
Yazıyor” adını da taúıyabilirdi.
Çünkü yazarken hayatımdaki
birçok olumlu, ama bazı olumsuz
doruk noktalarını da düúünmem
gerekliydi. Mutlak, olumlu olayları
kabul etmek ve onlarla yaúamak
çokları için olumsuz durumlarla
u÷raúmaktan daha kolaydır.
1
988 senesinde Paskalya
kutlayıúı öncesindeki
Perúembe günü Almanya’nın
Giessen kentindeki Üniversitenin
klini÷inde yatmaktaydım.
Sabahın henüz erken saatlerinde
profesör çok saldırgan bir tür kan
kanserine yakalandı÷ımı
3
bildirmek üzere odama geldi. Bu
gerçek olamaz! Kafamdaki her
úey karmakarıúık oldu. Önümde
daha yaúanacak çok zaman
duruyordu – çocuklarımızın da
hâlâ bana gereksinimleri vardı.
K
albim hızla atıyordu, saat da
tıklayarak ilerliyordu. Kendimi
çimdikledi÷imde bunun kötü bir
rüya olmadı÷ının farkına vardım.
Profesör hâlâ yata÷ımın
yanıbaúında duruyordu. Ona
kimsenin yanıtlayamaca÷ı bazı
sorular sordum aslında.
“ùansım var mı? –
Yaúayabilecek miyim?”
Korku ve sıkıntı nefes almamı
güçleútiriyordu.
Eski bir hemúire olarak bu
teúhisin ne anlama geldi÷ini
biliyordum. Ama baúıma nelerin
gelece÷inin ayrıntılarını o
zamanlar düúünemezdim.
Eúimin de beraber olaca÷ı bir
konuúma için aynı akúama
randevu kararlaútırdık. Birlikte
odayı paylaútı÷ım arkadaúlarım
4
bu süre içinde hiç belli etmeden,
sessizce odadan ayrıldılar. Artık
tümden yalnızdım. – Gerçekten
yalnız mıydım? –
B
iraz sakinleútikten sonra,
düúüncelerim önümde duran
konular üzerinde dönmeye
baúladı. Kafamdan úunlar
geçiyordu: “Kocam ne diyecek,
anne ve babalarımız,
kardeúlerimiz, arkadaúlarımız ya
çocuklarımız?” Çocuklarımız dört
ay önce Jamila’nın baúına
gelenleri tümüyle görmüúlerdi.
Jamila öldü! Noel kutlayıúından
dört hafta önceki Cumartesi
akúamı yaúama gözlerini yumdu.
Kan kanserine yakalanmıútı o da.
Ama sorun Suriye’den geliyor
olmasıydı ve ülkesinde tedavisi
yapılamıyordu. Almanya’da
hastalık sigortasına sahip
olmadı÷ından, tüm tedavi
giderleri özel ödenmeliydi.
Arkadaúlarla birlikte tüm ailemiz
dokuz ay boyunca Jamila’nın
yanında olmuútuk. Çeúitli
5
gazetelerde yakalandı÷ı
acımasız kan kanserine, beú
küçük çocu÷una ve ödeyemece÷i
miktardaki yüksek tedavi
masraflarına iliúkin haberler
yayınlatmıútık. Çocuklarımız o
zaman 9 ve 14 yaúlarındaydılar.
Biriktirdikleri tüm harçlıklarını
onlar için vermiúlerdi. Jamila ve
çocukları hakkında tüm
çevrelerinde yardım toplayarak
onlara yardım etmek istediklerini,
Almanya’da tedavi görüp
sa÷lı÷ına yeniden kavuúmasını
dilediklerini anlattılar.
Bu amaçla 200.000 Alman
Markından fazla ba÷ıú topladık.
Jamila yakalandı÷ı hastalı÷a
yenik düútü! 1987 Noel
kutlayıúından dört hafta önceki
Cumartesi akúamı, geçirdi÷i
kemik ili÷i nakli ameliyatından iki
hafta sonra öldü. Tüm savaú,
çırpınıú ve umutlar sonuçsuz
kalmıútı. –
Ve úimdi, dört ay sonra biz
kendimiz aynı durumla karúı
karúıyaydık!
6
J
amila’nın yaúadıkları
gözlerimin önünden bir film
úeridi gibi geçip gittikten sonra
çocuklarımızı düúündüm.
ùundan emindim: Bana
yapacakları her úeye katlanırım,
ama kemik ili÷i nakli yapılmasına
asla izin vermeyece÷im.
Çocuklarımız Jamila’nın ölümünü
yakından gözledikleri için,
baúarısızlıkla sonuçlanabilecek
bir baúka kemik ili÷i nakli
ameliyatının korkusunu onlara
yaúatmak istemiyordum.
K
ısa süre sonra eúim gelince
ilkin birlikte a÷ladık ve dua
ettik. ùimdi gerçekten yalnız
mıydım? Her gün benimle birlikte
olaca÷ını vaat eden göksel bir
Babam yok muydu? Beni hiç terk
etmeyece÷ine, hep yanımda
olaca÷ına söz vermemiú miydi?
Yıllar önce yaúamımı Tanrı’nın
ellerine teslim etmiútim. Gerçek
bir Mesih øsa inanlısı olarak
yaúamımda birçok doruk
noktaları olmuútu, ama aynı
7
zamanda derinlerde de
yaúamıútım.
Kutsal Kitap’ta úunlar yazılı:
“Gidece÷in yolu gösterece÷im
sana, gözüm sendedir.”
Ne iyi, O’nun gözleri úimdi
Almanya’da, Giessen kentindeki
Üniversitenin klini÷inde beni
görüyor. Dualarımla bütün
gözyaúlarımı, sıkıntılarımı,
korkularımı, kaygılarımı ve
sorularımı söyleyebilirim ve
O’nun ellerine teslim edebilirim.
Tanrı’ya her úeyi ellerine alması
için eúimle birlikte yakarabildik.
A
kúam profesörle birlikte
aydınlatıcı ve bilgilendirici bir
konuúmamız oldu. Bizi bir sürü
insansal ö÷ütlerle baúbaúa
bıraktı:
“ølkin birkaç kez kemoterapi
uygulanacak. Bu kanser
hücrelerini hemen yok edebilmek
için yüksek derecede olmalı.
Bunun yan etkisi olarak
saçlarınız dökülecek. Bu olay
gerçekleúmeden bir peruk edinin
8
– bu kadınlar için oldukça önemli
bir durumdur. Tırnaklarınız aúırı
úekilde de÷iúikli÷e u÷rayabilir ya
da tamamen düúebilir. Bunlar
kemoterapinin yan
etkilerindendir, çok normal bir
durumdur bu. Hastalı÷ınıza iliúkin
konuúun. Hakkında
konuútu÷unuz úeyler size eskisi
kadar çok yük yüklemez. Kan
kanseri bugünden itibaren
yaúamınızın bir parçası.
Kemoterapi uygulamalarına
baúlamak için çok zamanımız
yok – bu andan itibaren zaman
size karúı iúliyor!”
Profesöre her úeye razı
oldu÷umuzu söyledik – ama
kendisinin de tanıdı÷ı
çocuklarımız ve Jamila’nın
yaúadıklarının ıúı÷ı altında kemik
ili÷i nakli ameliyatını kabul
etmeyece÷imizi bildirdik. Bunu
kabul etti ve úunları söyledi:
“Ne yapılaca÷ı bir yana –
bu andan itibaren size do÷ru
gelen úey çok zor olacak.
Savaúmalısınız!”
9
P
rofesöre Tanrı’nın, daha
do÷rusu Rab øsa Mesih’in
yaúamımızda ve ailemizde ne
denli önemli yer tuttu÷unu ve
Tanrı’nın kendisinin bizim için
büyük doktor oldu÷unu açıkladık.
G
elecekteki 200 günün
hazırlı÷i için üç günlü÷üne
bir kez daha evimize gidebilirdik.
Çocuklarımızın bensiz
geçirecekleri bu süre için yeni bir
yuvaya ihtiyacı olacaktı ve bunun
sa÷lanması gerekiyordu. ølkin
eúime bu dönem için iúvereni
tarafından izin verildi. O günlerde
geçmiúim ve gelece÷ime iliúkin
birçok düúüncelerde bulundum.
Hastalı÷a yenik düúersem, ne
olur? Ölürsem Tanrı önünde
dikilece÷im ve yaúamımın o ana
dek geçen 37 yılına iliúkin O’na
hesap vermeliyim. Kendilerine
karúı haksızlıkta bulundu÷um ya
da benimle sorunları olan
insanlardan beni ba÷ıúlamalarını
dilemek için içimde büyük bir
istek ve gereksinim do÷du.
10
Benim için önemli olan, Tanrı’yla
ve insanlarla aramın tertemiz
olmasıydı. Ardından ilk
kemoterapiler uygulanmaya
baúladı. Yapılması tasarlanan
kemoterapilerin sayısı 50 idi.
Bunlar o denli saldırgan olmalıydı
ki, kandaki ve kemik ili÷indeki
kanser hücrelerini hemen yok
edebilsinler. Bu baúarılı bir
tedavinin devamı için gerekli olan
koúuldu. Kemoterapilerin yan
etkileri di÷er yan etkiler yanında
a÷ız içindeki mukoza zarının
úiddetle yok oluúunda kendisini
belirgin ediyordu. A÷zımın içi
günde birçok kereler ucu
pamuklu çubuklarla ve ilaçlarla
dezenfekte edilmeliydi.
Kapanmayan açık yaralar bana o
kadar acı veriyordu ki, az kalsın
aklımı yitirece÷im sandım.
Böylesi anlarda eúimin beni ne
çok sevdi÷i güvenli÷ini bana
tekrar tekrar vermesine ve
çocuklarımın destek olmasına
minnettardım.
11
O
n yaúındaki o÷lumuz Tobias
úunları söyledi: “Seni güzel
saçların var diye sevmedik.
Saçların olmadan da seni eskisi
kadar çok seviyoruz. Seni
seviyoruz, çünkü sen bizim
annemizsin!” On beú yaúındaki
o÷lumuz Matthias da babası
aracılı÷ıyla bana úu haberi
gönderdi : “Baba, anneme söyle:
Ben de onunla beraber
savaúıyorum!”
i
nsanın ailesinin, ebeveynlerinin,
dost ve yakınlarının birlikte
savaútı÷ını bilmesi ne güzel! Ne
hoútu onlara güvenebilece÷imi
görmek! Yurt içinden ve yurt
dıúından geçmiú olsun dilekleri
bize ulaútı. øsa Mesih
inanlılarından oluúan bir koro
beni klinikte ziyaret etti ve teselli
veren ilahiler söylediler.
“Ama Rab her zaman büyüktür.
Düúünebilece÷imden de yücedir!
O tüm evreni yarattı,
her úey O’na tabidir.”
12
N
e zaman artık gücümün
tükendi÷ini ve cesaretimin
kalmadı÷ını düúünsem, sanki
koridordan odama úu sesleniú
ulaúıyordu:
“Ama Rab her zaman yücedir...”
S
onu gelmez gibi geliyordu
bana 50 kemoterapinin. Yan
etkileri ise oldukça úiddetliydi:
Yüksek ateú nöbetleri, yaralarla
dolu bir a÷ız, hırpalanmıú bir
mide ve ba÷ırsaklar, mide
bulantıları, kusmak ve tüm
bedeni kaplayan a÷rılar ve
sızılar. Cesaretsizlik ve zayıflık
sürekli nöbet de÷iútirerek
karúımda duruyordu. Tüm bu
karmakarıúık duygu sa÷anakları
altında yine ve yine Tanrı’nın
beraberimde oldu÷unu görüyor,
bana taptaze cesaret
aúılamasını, teselli ve sevinç
vermesini yaúıyordum.
B
u kemoterapi
uygulamalarının ardından
kemik ili÷im yeniden incelendi.
13
Laborotuvar sonuçları çok iyi
görünüyordu ve oldukça cesaret
vericiydi. Kanser hücreleri
görünmüyordu o anda. Profesör
benim için kemik ili÷i nakli
ameliyatının gerekmedi÷ini kabul
etti÷ini açıkladı bize. Ancak bana
uyguladı÷ı tedavinin bir parçası
olarak kendi kemik ili÷imin bir
kısmı dondurulmak üzere
alınmalıydı.
Bu Almanya’nın Heidelberg
kentindeki Üniversitenin
klini÷inde gerçekleúecekti. Orada
narkoz altında kendi kemik
ili÷imin yarısı alındı. Bu ancak
kemik ili÷i kesenkes kanser
hücrelerinden arı oldu÷unda
yapılabilirdi. Benden alınan
kemik ili÷ine bir makina
aracılı÷ıyla yeniden kemoterapi
uygulandı ve ardından yeniden
kullanılmak üzere donduruldu.
Kemik ili÷im gerekli oldu÷unda
çözülerek bedenime geri
nakledilebilirdi." 1
1
Açıklama: Kan kanserinin çeúitleri var. Bu nedenle tedavi
yöntemleri de birbirinden farklılık göstermekte. Benim
14
H
eidelberg kenti Üniversite
klini÷indeki hasta odamda on
tıp fakültesi ö÷rencisiyle
karúılaúmak da bir baúka
deneyimdi bizim için. Bana
seçilmiú sorular sorarak
hastalı÷ıma teúhis koyacaklardı.
Tıp fakültesi ö÷rencileri
sorularıyla ve aldıkları yanıtlarla
sonunda bir teúhise
ulaútıklarında, bu kez eúim
onlara bir soru yöneltti:
“Gelece÷in doktorları olarak
böylesi kötü bir hastalı÷ın
teúhisini hastanıza nasıl
bildirirdiniz? Ne söylerdiniz? Onu
böylesi bir teúhisle boúlu÷a,
umutsuzlu÷a göndermeniz yeterli
de÷il. Yardımınız hangi
kapsamda olurdu – tıp açısından
de÷il, insanlık bakımından?” –
Yanıt yok! Uzun bir sessizlik!!!
ùimdi bizim bu kötü haberi nasıl
karúıladı÷ımızı, taúıyabildi÷imizi,
nerede yardım buldu÷umuzu,
hangi temel üzerine kurulu
durumumda kendi kemik ili÷im alınabilirdi ve bir kemik ili÷i
ba÷ıúına gereksinimim yoktu.
15
oldu÷umuzu onlara
açıklayabilirdik. Böylesi bir
teúhisle karúı karúıya kalan her
insan kendisine úu önemli soruyu
soruyor: “Hepsi buraya kadar
mı? Niçin yaúadım? ùimdi
ölürsem bana ne olacak?”
Bu soruları yanıtlayabilmek için
beni bu türden buhranlı
durumlarda taúıyabilen sa÷lam
ve sarsılmaz bir temele
gereksinimliyim – Kutsal Kitap –
Tanrı kendisi bu temeldir ve
sa÷lam ba÷larla ba÷layan çapa:
“Tanrı dünyayı o denli sevdi ki,
biricik O÷lu’nu verdi. Öyle ki, her
kim O’na iman ederse
mahvolmasın, sonsuz yaúama
kavuúsun.”
øncil - Yuhanna 3:16
“Yol da, gerçek de, yaúam da
Ben’im. Ben aracı olmadıkça
kimse Baba’ya gelemez.”
øncil - Yuhanna 14:6
16
B
u sözler øsa Mesih
aracılı÷ıyla Tanrı’ya
gelebilirim anlamını taúıyor.
Günahlarımın ba÷ıúlanmasına
ihtiyacım var. Bu aflı÷ı elde
etti÷imde “Tanrı çocu÷u” olmak
yetkisi veriliyordu bana. O andan
baúlayarak kendisine
güvenebilece÷im göksel bir
Babam var – O beni
unutmayacak; özellikle böylesi
buhranlı zamanlarda. E÷er
ölürsem, cennette O’nun yanında
olaca÷ımı biliyorum.
H
eidelberg Üniversite
klini÷indeki geçirdi÷im
zaman sonunda yeniden yüksek
dozda bir kemoterapi için
Giessen kentindeki klini÷e
gitmeliydim. ‘Yüksek dozdan’
kastedilen úuydu: Yeniden 21
adet kemoterapi uygulaması ve
her biri öncekilerden 19 kat daha
güçlü olacaktı! Bu süre içinde
dayanılmaz mide bulantıları,
a÷rılar ve kusmalar sürekli
yoldaúlarımdandı. “Her úey
17
düzelecek” türünden söylenen
teselli sözleri benim için çok
içeriksiz ve boútu – anlamsız
geliyordu bana.
A
ma Tanrı’nın koruyan ve
esirgeyen ellerinin üzerimde
oldu÷unu görebildim, sıkıntımda
dua edebildim. Birkaç hafta
sonra Giessen kentindeki
klinikten “iyileúti” teúhisiyle
taburcu edildim. Buna karúın
birkaç ay sonra içsel bir
bunalıma girdim.
Geçirdi÷im hafif bir bo÷az
enfeksiyonu sonucu kan verilerim
bozuldu. Kan kanserinin geri
gelip gelmedi÷ini tespit etmek
için kemik ili÷imden bir örnek
alınması gerekiyordu. Bunu
yaptırdıktan sonra eve geri
döndük. Profesör aynı gün bize
tahlil sonuçlarını bildirecekti.
Bekleyiú saatleri baúlamıútı.
Yüre÷imde Tanrı’ya haykırdım!!!
– Tüm endiúeler, umutlar ve
savaúlar boúuna mı olmuútu?
Kan kanseri gerçekten bedenime
18
yeniden geri mi gelmiúti? Oysa
úimdiye dek her úey iyi
görünüyordu. Acılar, sıkıntılar,
mide bulantıları, kusmalar,
çaresizlik, çocuklarımın
annelerini yitirmeleri korkusu
vakti yeniden mi baúlıyordu?
K
endimi çok yalnız
hissediyordum. Kafam
karmakarıúık olmuútu, hiç bir úeyi
düzene koyamıyordum.
Çaresizlik içinde dua etmeye
çabaladım ama yüre÷imde
esenli÷in olmadı÷ının farkına
vardım. Bu arada Tanrı’nın
sorunu baúka türlü çözebilece÷i
fikri de ara sıra düúüncelerime
yerleúiyordu. Profesör klinikten
telefon açabilir ve úunları
söyleyebilirdi bana: “Bayan
Wende, laboratuvardaki tahlil
makinaları daha önce de böylesi
hatalı sonuçlara ulaútılar. Kemik
ili÷iniz kan kanseri hücrelerinden
arı. Sizin için her úey yolunda.”
Ama ne yazık bu telefon gelmedi.
Yeniden kan kanserine
19
yakalanmıú olma korkusu beni
izleyip iúkenceyi etmeyi
sürdürdü. Hiç bitmeyen bekleyiú,
bekleyiú, bekleyiú...!
Sonunda akúam saat 21.00’de
telefon çalana dek uzun saatler
geçti. Görümcem telefondaydı ve
bana, “Klinikten Profesör seninle
konuúmak istiyor!” dedi. –
Tam o an Kutsal Kitap’tan
Yeúaya peygamberin 43.
bölümdeki ilk üç ayeti geldi
aklıma:
“Korkma, çünkü seni kurtardım,
seni adınla ça÷ırdım, sen
benimsin.
Suların içinden geçerken seninle
olaca÷ım,
ırmakların içinden geçerken su
boyunu aúmayacak.
Ateúin içinde yürürken
yanmayacaksın,
alevler seni yakmayacak.
Çünkü senin Tanrın, seni
kurtaran RAB benim!”
20
O
an anlatılamaz bir huzur
yaúadım yüre÷imde. Sanki
gözlerimden tane tane pullar
dökülmüútü, yeniden görmeye
baúlamıútım: Kan kanseri ya da
kemik ili÷i nakli veya baúka
herhangi bir hastalık beni
öldüremezdi; ancak Tanrı beni
yanına almak isterse, o zaman
ölecektim! O an her úeyi
anladım: “Göksel Babam kocam,
çocuklarım ve benim için gerekli
sorumlulu÷u tümden kendisi
üstlenecekti, úimdi hangi haber
gelirse gelsin.” Yüre÷im birden
sevinçle doldu! Tüm dünyayı
kucaklayabilirdim.
P
rofesör bana telefonda
yeniden kemik ili÷imde
kanser hücrelerine rastladı÷ını ve
bu nedenle kemik ili÷i naklinin
benim durumumda kaçınılmaz
gereksinim oldu÷unu bildirdi.
ønanılmaz gibi gelebilir ama tüm
bunlar o anda benim için önemli
de÷ildiler.
21
O an tek úey geçerliydi –
Yeniden derin bir güvenlik ve
esenlik hissediyordum Tanrı’da.
D
okuz ay öncesi aklıma
hayalime bile getirmek
istemedi÷im kemik ili÷i nakli
çoktan iúleme konulmuútu bile.
Tez elden bir yatak verdiler
klinikte bana. Ancak tüm
hazırlıkların yapılması amacıyla
bir hafta için Heidelberg kenti
Üniversite klini÷ine yatmalıydım.
øsa Mesih’in Do÷uú Kutlayıúı
(Noel) arifesi eúime kutlayıúı
ailemle geçirmemi sa÷lamak
amacıyla beni iki günlü÷üne
evimize götürmesi için izin verildi.
1988 yılı Noel kutlayıúıydı. Beni
bekleyen úeylerden korkum
yoktu. ùu sözler sürekli
beraberimdeydi:
“Korkma, çünkü seni kurtardım!”
Ve: “Suların içinden geçerken
seninle olaca÷ım!” Ve: “Ateúin
içinde yürürken yanmayacaksın.
Çünkü senin Tanrın RAB benim!”
22
Bu Noel kutlayıúını aile olarak
özel bilinçle ve sevinçle geçirdik.
Bu birlikte geçirdi÷imiz son Noel
mi olacaktı? Rabbim ve
kurtarıcım øsa Mesih do÷muútu.
Bu kurtarıcıya ait olmak ne denli
önemli bir ayrıcalıktı. Sakin ve
emin bir yürekle, “Kurtarıcı Mesih
aramızda...” ilahisini hep birlikte
ailece söyledik.
Noel kutlayıúının ikinci günü hızla
gelip çatan ayrılık vakti
yüreklerimize acı ve gözyaúı
getirdi, ama Tanrı’nın esenli÷i
hep kalıcıydı. Kemik ili÷i nakli
hazırlıkları tüm bedene bir sıra
radyoaktif ıúın uygulamalarıyla
baúlayacaktı – dört gün boyunca,
günde üç kez 20’úer dakika
olarak. O an aúırı derecedeki bu
röntgen ıúınlarının beni
öldürebilece÷ini biliyordum.
Ancak bundan baúka çarem
yoktu. –
Ardından dört gün boyunca,
günde beú kez yüksek dozda
kemoterapi uygulandı; yeniden
19 kat fazla derecede. Sonunda,
23
5 Ocak 1989’da kemik ili÷i nakli
yapılmadan önce, bir gün ara
verildi. Ve önceden dondurulmuú
olan kendi kemik ili÷im bana geri
nakledildi!
øleriki haftalar çok acı getirmiúti
beraberinde. Radyoaktif ıúın
tedavisiyle kemoterapiler etkisini
göstermeye baúlamıútı. Ateú ve
dayanılmaz a÷rılar günümü
oluúturuyordu. Morfin yalnız kısa
süre için a÷rılarımı dindirebilirdi.
Ancak çekti÷im tüm bu bedensel
acılara ve sıkıntılara karúın
kalbimdeki esenlik yerinde kaldı.
Eúimin iú arkadaúlarına candan
minnettardım telefonda bana
söyledikleri úu ilahi için:
“Rab, beni senin güçlü elin
tuttu÷u için, güvenle
bekliyorum...”
Gerçekten hâlâ güvenebilecek
miydim? – Iúınların beni
yakmasına ra÷men?
24
BILD (25)
Burada dondurulmuú kemik ili÷i
çözülüyor.
25
BILD (26)
Hasta kemik ili÷i güçlü
kemoterapi ve radyoaktif ıúınlar
aracılı÷ıyla tümden yok edildikten
26
BILD (27)
sonra, sa÷lıklı kemik ili÷i bir
damardan yeniden bedene
úırınga edilmekte.
27
Tanrı’ya yücelik getirmesi ve
tanıklık edebilirim ki, O’nu hiç bir
zaman suçlamadım.
Esenlik hep kaldı!
K
emik ili÷i nakli o÷lumuz
Tobias’ın 11. yaú gününde
gerçekleúti. O günden beri bu
günü birlikte kutluyoruz. Her yıl
yaúamımızda önemli bir doruk
noktası bu gün.
Bu arada birçok Noel gününü
birlikte kutlayabildik ve her Noel
kutlayıúı arifesinde hep o aynı
ilahiyi söyledik:
“Kurtarıcı Mesih aramızda.”
Kurtarıcımız – ve benim kiúisel
kurtarıcım.
Y
eniden düúüncelerim geçen o
yıllarda dolaúıyor. 1988 yılı
Paskalya öncesi Giessen kenti
Üniversite klini÷inde yapılan
teúhisi iúitti÷imde, dua etmiútim:
“Rab øsa Mesih, bana yeniden
yaúam yılları arma÷an edersen
ve yaúarsam, olanaklar kısıtlı da
28
olsa, bana yaptıklarını
baúkalarına anlataca÷ım!”
– Aradan uzun yıllar geçti ve kan
kanserine yakalanan birçokları
yardımımızı istedi. Hastalı÷a
yakalananlara, ailelerine yardım
eli uzatmak, yanlarında olmak ve
kan kanserinin aileleri ve
evlilikleri yıkmaması için
elimizden geleni yapmak
konusundaki görevimizin önemini
her geçen gün daha açıklıkla
görebiliyoruz.
Kocam bir keresinde bana
úunları söylemiúti: “Hasta kiúiyi
seviyorsan, sende onunla
beraber yıkılana dek acı
çekiyorsun. Aile sa÷lıklı biçimde
ayakta kalmalı.”
Ö
nceki mesle÷im olan
hemúirelik aracılı÷ıyla,
sevdikleri kiúinin acılarına
dayanamayan birçok hasta
yakınlarının kendilerini de
“kanserin” bir bulaúıcı hastalık
gibi etkiledi÷ine tanık oldum.
29
Burada kocam ve ben hastalı÷a
yakalananlara ve yakınlarına
yardım sunmak istiyoruz – hatta
son saate dek!
B
üyük úükran içerisindeyiz bu
hizmeti birkaç yıldan bu yana
verebildi÷imize. Acılı ve sevinçli
anlar bugün de beraberimde,
ama Tanrı’nın bana hediye etti÷i
yaúayabildi÷im her yeni gün için
O’na yürekten minnettarım.
Y
aúam öykümü 1996 yılında
yazdı÷ımda, geride sa÷lı÷ım
açısından birçok umut ve
umutsuzluk anları vardı. Her
umutsuzluk anı bana korkulan
anın gelip gelmedi÷ini soruyordu.
Bu zor ve sıkıntılı anlarda tekrar
ve tekrar Tanrı’nın kayra dolu
iúleyiúini ve korumasını yaúadık.
Kendim de aynı yoldan geçtikten
sonra, kan kanserine yakalanan
hastalara çaresizliklerinde
yardım ve teúvik olmak görevinin
yaúam ödevim olaca÷ı aklımın
ucundan bile geçmezdi.
30
E
kim 1988’de bizi uzun süredir
teúvik eden arkadaúlarımızla
kan kanserine yakalananlara ve
yakınlarına yardım için “Yaúam
ve Umut Derne÷ini” kurduk.
LOGO
S
ınırlı güçle de olsa bugün ev
iúlerimi yürütebilmekteyim.
Kan kanseri hastalarına cesaret
vermeyi, onları Tanrı Sözü ve
dualarımla desteklemeyi
kendime özel görev sayıyorum.
Bu hizmette beni yalnız
bırakmayan tüm aileme de
teúekkür borçluyum. Tanrı
sevgisinin izleri hastalı÷ımın
baúlangıcından bu güne dek
yaúamımda görülebilir durumda.
B
A
u kitapçık yaúam krizinden
geçen insanlara adanmıútır.
ynı zamanda kocam
Reiner’e, o÷ullarım Matthias
ve Tobias’a, anne babalarımıza,
31
kardeúlerimize kilisemize,
dostlara ve dua edenlere bir
teúekkürdür. Tüm sevgi,
dayanak, yoldaúlık ve aylar boyu
süren yardımlar için teúekkürler.
D
iez, Giessen, ve Heidelberg
kenti kliniklerindeki
doktorlara, hastabakıcılara,
hemúirelere tüm tıbbi ve insani
yardımlarından ötürü teúekkür
etmek istiyorum.
Ama en büyük teúekkürümü
kiúisel kurtarıcım Rab øsa
Mesih’e vermek istiyorum.
INGE WENDE
Schloßstrasse 9
56269 Dierdorf
Tel.: 02689 – 97 90 90
Faks:02689 – 97 93 01
www.leben-undhoffnung.de
B
u broúür aúa÷ıdaki dillere
çevrilmiútir:
z Almanca z Rusça z øngilizce
z Fransızca z øspanyolca
z Yunanca z Türkçe
32

Benzer belgeler