samsun doğa turizmi master planı 2013 - 2023

Transkript

samsun doğa turizmi master planı 2013 - 2023
T.C.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
XI. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
SAMSUN DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI
2013 - 2023
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
XI. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
SAMSUN-2013
SAMSUN DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI
2013-2023
T.C.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
XI. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
SAMSUN 2013
PROJE YÖNETİCİSİ
Emin KARAMAN
Bölge Müdürü
PROJE KOORDİNATÖRLERİ
Fatih KARAKAYA
Milli Parklar Şube Müdürü
Murat DEMİR
Samsun Şube Müdürü
PROJE EKİBİ
Berrin TANRINUR, Özden SAĞLAM, Gözde GÜREL
EDİTÖRLER
Semih E. DEMİRBAŞ
Kapak Tasarımı: Fatih KARAKAYA
İmtiyaz Sahibi: T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü, XI. Bölge Müdürlüğü
Adres: 19 Mayıs Mah. Ağabali Cad. No:13/A İlkadım/SAMSUN
Tel: +90-362-4356598
Faks:+90-362-4359052
E-posta: [email protected]
Yıl: 2013
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Bu Master Plan T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü, XI. Bölge Müdürlüğü, Milli Parklar ve Samsun Şube Müdürlüğü tarafından
hazırlanmıştır.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SAMSUN İLİNDE
DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI
2013 – 2023
KISALTMALAR
SUNUŞ
Master Planının temel kararları, Türkiye Turizm Stratejisi (2023) kararları
doğrultusunda bölge yaylalarını turizme kazandırma fikridir. Doğu Karadeniz Turizm Master
Planında Türkiye Turizm Stratejisi (2023) kararlarına paralel olarak oluşturulmuş olan “yayla
yolları” bağlantıları Samsun Turizm Master Planında da bu oluşturulmaya özen gösterilmiştir.
Doğu Karadeniz Planında aralarında yol izi bulunan yaylar, Karadeniz sahil yolundan
yaylalara ayrı sapmalar yapılması yerine, yaylaları biri birine bağlayan ardıl bir yol bağlantısı
ile birleştirme önerisine sahiptir. Coğrafi yapının el verdiği yaylalar arasında kurulabilen bu
yeşil yol, Ordu sınırına kadar gelebilmektedir.
Planımızı diğer benzer çalışmalardan ayıran bir diğer özgün yönü ise, “markalaşma”
önerilerini soyut söylemler olmaktan çıkararak somut mimari çözüm önerilerinin plan süreci
içinde geliştirilmiş olmasıdır. Bu nedenle Samsun Turizm Master Planı, alışılmış Master plan
kalıplarının dışına çıkarak, tüm önerilerini somutlaştırmış ve proje ölçekli çalışmalarla
destekleyerek gerek kamu kurum ve kuruluşlarına ve gerekse özel söktör yatırımcılarına yol
gösterecek özgün çalışma örneklerini de son derece detaylı bir biçimde araştırarak,
değerlendirmiştir.
ÖNSÖZ
Dünya Turizm Örgütü bütünleşik turizm yönetimi ve planlaması konusunu öncelikli
bir planlama ve uygulama yöntemi olarak globalleşen turizm hareketleri karşısında
sürdürülebilir kalkınma bileşenleri içinde tanımlamaktadır. Bütünleşik turizm planlama ve
yönetimi temelde birkaç unsurun varlığına bağlı olarak geliştirilmektedir. Planlama, uygulama
ve denetim üçlüsü olarak özetlenebilecek bu yöntem, “ölçek ekonomisine” sahip alanlarda,
turist beklentilerine uygun destinasyon ve alt yapının kullanılarak mekansal kararlardan çok
yatırım stratejilerinin oluşturulduğu, uygulamanın denetimi noktasında sivil toplum
örgütlerinin aktif rol aldığı, insanlığın ortak mirası, tarihi, kültürel ve doğal değerlerin
korunmasını öncül görev olarak tanımlayan ve turizmin diğer ekonomik faaliyetlere
entegrasyonunu da amaçlayan bir yaklaşımı oluşturmaktadır.
Büyük Önder Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Mücadelesini başlattığı ve bu yolda ilk
adımı attığı Samsun; doğal, tarihi ve kültürel zenginlikleri, deniz, kara, hava, demiryolu
ulaşım imkânlarıyla Karadeniz Bölgesi’nin turizm potansiyeli en yüksek kentlerindendir.
Bu tarihi birikime sahip SAMSUN, bu gün kayak turizminden termal turizmine, sağlık
turizminden doğa ve deniz turizmine kadar birçok üstünlüğü aynı anda konuklarına
sunmaktadır.
Samsun İli Karadeniz Bölgesinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir
yerleşim bölgesi olup, 6000 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. 200 km sahili, doğal plajları, çok
sayıda sit alanı ve tescilli yapıları, müzelerde sergilenen 6299 arkeolojik ve 642 etnografik
eserleri, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatrosu, yılın her mevsiminde etkinlikler
düzenlenen sanat galerileri, kongre turizmi için toplam 4.576 kişi kapasiteli toplantı salonları,
yüzlerce çeşit endemik bitkisi, yaylaları, dağları, ormanları, yamaç paraşütü alanları, kar
kayağı ve çim kayağı alanları, kuş cenneti, gölleri ve şelaleleri ile turizmin her çeşidine imkân
sağlamaktadır.
İlimizin kültür turizmi, av turizmi, kış turizmi, doğa turizmi, su sporları turizmi, olta
balıkçılığı turizmi, sağlık-termal turizm, doğa yürüyüşü turizmi, yayla turizmi, ornitoloji (kuş
gözlemciliği) turizmi, botanik (bitki inceleme) turizmi, eko turizm, kongre turizmi vb.
çeşitleri ile bir turizm kentidir.
Turizm Master Planı ulusal ve uluslar arası, turizm planlarına entegre olması ve
Samsun halkının yenilikçilik potansiyelinin ortaya çıkarılması ve bu potansiyelin tespiti ve
serbest bırakılması ve şehirde daha yüksek katma değere sahip turizm potansiyelinin
üretilmesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyulan anahtar olacak ve Samsun’un 2023 yılına yönelik
turizm vizyonunu oluşturacaktır.
ÇALIŞMANIN MAKSADI
Samsun Turizm Master Planı, bölge gelir düzeyinin arttırılmasına ve bölgenin dengeli
kalkınmasına turizm sektörünü geliştirerek katkıda bulunmayı temel sorunsal olarak kabul
etmektedir.
Samsun’da yapılmış olan yerinde incelemeler sırasında ilin öne çıkan tarımsal ve ticari
potansiyelinin çok ötesinde yoğunlaşmış turizm potansiyelinin varlığı tespit edilmiştir.
Samsun’un turizm potansiyelinin değerlendirilmesi noktasında karşılaşacağı en önemli
sorun, Samsun’un turizm potansiyelinin gerek ülke çapında ve gerekse il içinde
farkındalığının olmamasıdır. Master Planın amacı il içinde ve il dışında turizm farkındalığının
yaratılması katkıda bulunmaktır.
Bu bağlamda Samsun Turizm Master Planının vizyonu aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
SAMSUN TURİZM MASTER PLANININ VİZYONU
1-Samsun il bütünü açısından turizm, ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi
amacından da öte, bölge ekonomisinin sürdürebilirliği açısından geliştirilmesi zorunlu bir
sektör olarak ortaya çıkmaktadır.
2-Turizm Master Planı bölge gelir düzeyinin arttırılması ve bölgenin dengeli
kalkınmasına katkıda bulunmayı temel sorunsalları arasında kabul etmektedir.
3-Samsun’da turizm gelirlerinin arttırılması bölgede geceleme sayısının arttırılması ile
mümkündür.
4-Samsun’da tüm aktörlerin planlı bir bakışla mevcut kaynaklarını bölgenin turizm
potansiyelini gelir getirici yatırımlara dönüştürme amacıyla seferber etmelerini sağlayacak
eylem planları geliştirilmelidir.
5-Bölge turizm potansiyelinin kırsal kalkınmaya katkısını sağlamak amacıyla
geleneksel mekân ilişkilerinin yeniden oluşturulmasında, sahil- turizm odağı- yayla ilişkisinin
her karar düzeyinde gözetilmelidir.
6-Samsun‘da turizmin gelişimi açısından yapılacak planlı çabalar için gerekli
koordinasyonun oluşturulması amacıyla bölge ihtiyaçlarına özgü, özel “Turizm Otoritesi”nin
tanımlanması gerekmektedir.
7-Bölgede turizm sektörünün geliştirilmesi görevinde özel sektör yatırımlarının
özendirilmesi esastır. Kamu yatırımları turizm odaklarında öncülük gerektiren alanlarla sınırlı
tutulmalıdır.
8-Turizm odaklarında yer alan yatırımların sahil ve yayla bütünleşmesi sağlanarak,
kırsal bölgelerin turizm fonksiyonlarının desteklenmesinin yanı sıra, geleneksel olarak karasal
bölgelerde yer seçmiş turizm odaklarının geleneksel ilişkilerinin canlandırılarak, sahil ve
yayla bölgelerinin denetlenmesi ve desteklenmesinin tüm aşamalarda gözetilmesi
gerekmektedir.
9-Samsun açısından öncül görev, turizm aktörlerinin bölgenin turizm potansiyeli
konusunda farkındalık düzeylerinin artırılarak, sektörün sahiplenilmesidir.
10-Samsun’un turizm potansiyelinin il içinde, yurt içinde ve yurt dışında tanınırlılığını
destekleyecek tanıtım stratejileri geliştirilmelidir.
11-Turizm sektöründe faaliyet gösterecek iş gücünün eğitimi ve kırsal alanlarda
pansiyonculuğun geliştirilmesi desteklenmelidir
12-Özel sektörün bölgede yatırım konusundaki isteksizliğinin temel nedeninin yatırım
bölgelerinin alt yapısının turizme uygun olmamasından kaynaklandığı teşhis edilmiştir.
13-Turizm Odağı olarak belirlenen bölgelerde kamu kurum ve kuruluşları ile
belediyelere düşen en başat görev, özel sektör için yatırım ortamının yaratılmasıdır.
14-Doğu Karadeniz Bölgesi Turizm Master Plan kararlarıyla Samsun Turizm Master
Plan kararlarının bütünleştirilmesi planlama amaç ve vizyonumuzu oluşturmaktadır.
Samsun için Turizm Master Planı çerçevesinde belirlenmiş olan planlama vizyona
ilişkin gerekçeleri açacak olursak;
Samsuna ilişkin yapılmış olan sosyo ekonomik araştırmalar, ilin tarım ve ticaret
konularında ihtisaslaşma düzeyi, Karadeniz bölgesinde giderek güçlenen rakipleri karşısında
üstünlüğünü koruma şansının giderek azaldığını ortaya koymaktadır. Samsun ilinin Karadeniz
bölgesinde üstünlüğünü oluşturan tarım sektörü, gerek ulusal tarım politikalarındaki değişim
ve gerekse iç ticaret hadlerinin tarım kesimi aleyhine hızla bozulması karşısında çok önemli
bir gelişme yaşanmaması halinde kan kaybetmeyi sürdürme eğilimini korumaktadır.
Tarımsal gelirlerin yetersizliğine bağlı olarak gelişen, kırsal alandan, Samsun kent
merkezine olan göçün durdurulamaması ve kent merkezinde yeni gelen nüfusun yeni iş ve
istihdam alanlarının gelişmemesi halinde Samsun bölge illeri arasında var olan kalkınmışlık
düzeyini korumakta zorlanacaktır.
Samsun’un turizm konusunda son derece bakir bir alan olarak kalmış olması doğru
stratejilerin oluşturulabilmesi halinde Samsun ilinin kalkınması amacıyla fırsata
dönüştürülebilir nitelik ve güçtedir.
Bu noktada, Samsun’un turizm sektöründe var olan potansiyelinin ve olanaklarının bu
güne kadar farkında olunmaması bir bakıma Samsun’un en önemli şansı olarak öne
çıkmaktadır.
Samsun’un Turizm Tanınırlılığının Olmaması Bir Fırsata Dönüştürülmelidir.
1-Samsun bölgedeki diğer iller gibi ucuz bir iç turizm merkezi olmak yerine doğru
stratejilerle orta ve üst - orta gelir gruplarına ve dış turizme hitap edecek biçimde örgütlenme
şansına sahiptir.
2-Samsun’un turizm tanınırlılığının olmaması bölgenin bakir kalması sonucunu
yaratmıştır.
3-Yaşanmakta olan iklim değişiklikleri Karadeniz bölgesinde yakın zaman kadar
kullanılmayan deniz turizmi olanaklarını kullanılır kılacaktır. 4- Samsun doğru tanıtım
stratejileri ile gelir düzeyi yüksek turistler için tüketilmemiş, yeni ve keşfedilmeye değer bir
tercih alanına dönüştürülebilir niteliktedir.
Bütünleşik turizm planlama anlayışının gereği olan; tüm aktörlerin planlı bir bakışla,
mevcut kaynaklarını bölgenin turizm potansiyelini gelir getirici yatırımlara dönüştürme
amacıyla seferber etmesi, Turizm Planının temel amaçları arasındadır.
Samsun’un turizm sektöründe başarılı olması seçilmiş turizm destinasyonlarının
markalaşması ile mümkündür.
Marka, artık yalnız bir ürünün değil bir kişi, şirket, şehir, bölge ya da bir ülkenin
görünen kişiliği, yani imajı anlamına gelmektedir. Başarılı ülkeler, önce özgün altyapı ve
üstyapıyı iyileştirmiş ve böylece rakiplerden ayırt edilmeyi sağlayan bir marka-bölge kimliği
geliştirmeyi başarmış ülkelerdir. Bu açıdan bakıldığında Samsun’un turizm alanındaki bakir
yapısı ve istekliliği, seçilmiş destinasyonlarda markalaşma çalışmalarının tüm aktörler
tarafından benimsenmesi konusunda yerel sahiplenmenin yaratılabilmesi halinde, gerekli alt
ve üst yapıda değişim ile birlikte markalaşma sürecinde hızla yol alınması mümkün bir bölge
olarak öne çıkmaktadır.
Samsun il bütününde geleneksel yerleşim biçimi; sahilden uzak bölgelerde yerleşim
tercihlerinin sahil ve yayla ilişkisi kurularak zenginleştirilmesi olduğu, bu ilişkilerin sahil
yolunun inşası ile birlikte bozulduğu teşhisi planlama çalışmaları sırasında yapılmıştır.
Turizm Master Planı çerçevesinde, sahil yolu ile bozulmuş olan bu geleneksel ilişkinin
yeniden inşası öngörülmektedir.
Turizm odaklarında belirlenen turizm yatırımları, yatırım yeri dışında sahil ve yayla
ilişkilerini de oluşturan geleneksel yerleşim tarzına uygun tahsislerle sahil ve yayla
kesimlerinde ekonomik değer yaratmak ve koruma - kullanma dengelerini oluşturmak
amacıyla desteklenmelidir.
SAMSUN TURİZM MASTER PLANININ AMAÇ VE HEDEFLERİ
. Samsun Turizm Master Planı, bölge gelir düzeyinin arttırılmasına ve bölgenin dengeli
kalkınmasına turizm sektörünü geliştirerek katkıda bulunmayı temel sorunsal olarak kabul
etmektedir.
. Bölge turizm potansiyelinin kırsal kalkınmaya katkısını sağlamak amacıyla geleneksel
mekân ilişkilerinin yeniden oluşturulmasında, sahil- turizm odağı- yayla ilişkisi her karar
düzeyinde gözetilmelidir.
. Master Plan çalışmasının alt bölgelerinde turizm faaliyetleri açısından çekim gücü yaratacak
turizm türleri ve aktiviteleri oluşturularak bölge gelir düzeyinin arttırılması öngörülmektedir.
. Samsunun Turizm sektöründe tanınırlılığını sağlayacak tanıtım stratejileri Master Plan
çerçevesinde oluşturulmuş olan turizm kreasyonlarına ve marka değerlere bağlı senaryolarla
desteklenecektir.
. Marka değerlerin desteklenmesi amacıyla fiziki yapılanma önerilerinin geliştirilmesi
gerekmektedir. . Turizm kreasyonlarının desteklenmesi amacıyla senaryo taslakları ve fiziki
yapılanma önerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
. Samsunun Turizm sektöründe tanınırlılığını sağlayacak tanıtım stratejileri ilin özelliği
nedeniyle;
o İl içinde turizm hareketlerini oluşturmaya yönelik stratejiler,
o İl dışından turizm hareketlerini oluşturmaya yönelik stratejiler,
o Yurt dışından turizm hareketlerini oluşturmaya yönelik stratejiler olarak belirlenmiştir.
. Bölgenin turizm sektöründe istihdam kapasitesinin geliştirilme stratejileri tanıtım
stratejilerine paralel olarak geliştirilmelidir.
. Samsun‘da turizmin gelişimi açısından yapılacak planlı çabalar için gerekli koordinasyonun
oluşturulması amacıyla bölge ihtiyaçlarına özgü, bir “Turizm Otoritesi”nin tanımlanması
gerekmektedir.
. Samsun’un Turizm Amaç ve hedefleri ile kabul edilmiş olan Doğu Karadeniz Bölgesi
Turizm Master Planı amaç ve hedeflerinin bütünleştirilerek, gerekli sinerjinin yaratılmasına
karşılıklı olarak katkıda bulunulması amaçlanmalıdır.
.Bu bağlamda Samsun Turizm Master Planının özel amaçlarına bakılacak olursa;
.Bölgenin turizm gelirlerinden aldığı payı yükseltici stratejilerin geliştirilmesi;
.Turizm alanında yeni yatırım ve iş fırsatları için uygun ortamın yaratılmasına katkıda
bulunmak,
.Turizm sektörüne işgücü niteliğini ve yeteneklerini geliştirme stratejilerini oluşturmak,
.Turizmin gelişmesi ve canlandırılmasına yönelik ürün geliştirme ve tanıtım faaliyetlerini
organize edecek stratejiler geliştirmek,
.Turist tercih skalalarında bölgeye yönelmeyi özendiren önlemler bütününü bölgede
oluşturmak,
.Turizmin gelişmesinde yenilikçi stratejiler belirlemek ve Samsun’un ülke turizmi içinde
farklı ve nitelikli bir konum kazanmasını sağlamak.
.Bölge turizm ürünlerinin ulusal ve uluslar arası düzeyde tanınırlılığını sağlayacak doğru
stratejileri oluşturmak,
.Turizm altyapısının geliştirilmesinde niteliksel bir anlayış geliştirmek ve turizm altyapısına
nitelik kazandırmak,
.Turizmin gelişmesinin yanı sıra, bu gelişimin Samsun ili için yaşam kalitesin iyileştirmesini,
yerel ekonomik gelişmenin bir parçası olmasını sağlamak.
.Turizmin ayrılmaz parçası olan yolcu taşımacılığı alt yapısını geliştirmek.
.Bölgenin turizm gelirlerinden pay almasını sağlamak,
.Samsun’u turizm sektöründe marka yapmak,
.Marka niteliği kazandırılacak değerlerin saptanması,
.Marka değerlerin öne çıkarılmasını sağlayacak stratejilerin belirlenmesi,
.Samsunun turizm potansiyelinin tanınırlığını sağlayacak tanıtım stratejilerinin belirlenmesi
olarak planlanmıştır.
İÇİNDEKİLER
1.GİRİŞ
1.1. Doğal Alanlar, Yöre İnsanının Geleneksel Hayatı, Kırsal Kalkınma, Sürdürülebilir
Turizm Alternatifi ve Samsun Vilayetinde Sürdürülebilir Doğa Turizmi
1.2. Doğal Alanlar ve Sürdürülebilir Kalkınma
1.3. Sürdürülebilir Doğa Turizmi
1.4. Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi
2.SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞİMİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR
2.1. Kaynak Analizi
2.1.1.Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar
2.2. Turizm Potansiyeli
2.3. Taşıma Kapasitesi
2.3.1.Taşıma Kapasitesinin Elemanları
3.İLGİ GRUBU ANALİZİ VE YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
3.1. İlgi Grupları / Paydaşlar
3.2. İlgi Grubu Kategorileri
3.3. İlgi Grubu Analizi
3.4. Toplum Temelli Yaklaşım
3.5. Yerel Organizasyonun Oluşturulması
3.6. Tarihçe
3.7. Samsun İlinin Genel Özellikleri
3.8. İlgi Grubu ve Paydaş Analizi
4. SAMSUN DOĞA TURİZMİ ARZI
4.1. Samsun İlinin Doğa Turizmi Değerleri ( Doğa Turizmi Arzı )
4.2. Samsun İlinin Doğa Turizmi ( Arzı ) Değerleri ve Bilinirlik Değerlendirmesi
4.3. Samsun İlinde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar
4.4. Seçkin Özellikli Diğer Sahalar
4.5. Samsun İlinde Doğa Turizm Çeşitleri
5.SEÇKİN VE YÜKSEK DEĞER TAŞIYAN (X) YILDIZ ALANLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİNİ GELİŞTİRME İMKANLARININ
ORTAYA KONULMASINA İLİŞKİN ANALİZLER
6.SAMSUN İLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ STRATEJİLERİ
1. GİRİŞ
1.1.DOĞAL ALANLAR, YÖRE İNSANININ GELENEKSEL
HAYATI, KIRSAL KALKINMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
ALTERNATİFİ ve SAMSUN VİLAYETİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR
DOĞA TURİZMİ
Tabiatı korumanın geleceği kırsal alanların geleceğine, kırsal hayatın korunmasına ve
sağlıklı yürüyen bir kırsal ekonomiye bağlıdır. Kırsal alanlardaki düşük ve dağınık nüfus ile
beraber yetersiz gelir söz konusu olduğunda bu alanların turizm köyleri vb. faaliyetler için
kullanılması söz konusu olacaktır. Bu tür girişimlerin önemli bir kısmı korunan alanlarda veya
dışında yapılmaktadır. Bazı etkinliklerin koruna alanlara ve tabiata çok zarar verdiği de
görülmektedir. Bu sebeple tabiatı korumakla görevli olan bizlerin çevremiz ile iyi bir proaktif
ilişkiler içinde olmamız lüzumludur. Proaktif kişi; ilişkilerde ve faaliyetlerde inisiyatifi eline
alan kişi demek olup tabiattaki faaliyetlerin kontrolü için Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğü taşra kuruluşlarının kırsal sahalarda doğa turizminin geliştirilmesinde öncü
olması doğru bir harekettir.
Son yıllarda sivil toplum kuruluşları ve diğer kuruluşlar korunan alanlar, doğal alanlar,
kırsal kalkınma, kalkınma için işbirliği gibi konuları tamamıyla farklı bir bakış açısı ile
algılamaya başlamışlardır. Tabiat ve geleneksel kültürler üzerinde turizmin yarattığı olumsuz
tesirler ve bunların neticesinde duyulan korkular kitle turizmine karşı alternatif çevre duyarlı
turizmi ve tabiatı korumayı öne çıkarmıştır. Sürdürülebilir doğa turizmi ve ekoturizm tabiatın
korunması için bir umut olarak ortaya çıkmıştır. Algılamadaki bu değişiklik, doğal alanlar,
korunan alanlar ve çevresinin bölgesel planlamasında turizme ilişkin proje ve çalışmaların
giderek artmasına yol açmıştır. Bu sayede turizm, zaman içinde kırsal alanların
kalkınmasında, yoksulluğun azaltılması ve yöresel kültürel zenginliğinin korunmasında
anahtar bir kelime haline gelmiştir.
Sürdürülebilir doğa turizmi, kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi, kırsal nüfus için yeni bir
bakış açısı yaratılması, yoksulluğun ve kırsal göçün azaltılmasında en önemli seçeneklerden
biri olarak görülmektedir. Ancak, turizmin yalnızca yerel ekonomi ile doğru şekilde
bütünleştirildiği takdirde beklentileri karşılayabileceği ve yöre halkı ile diğer ilgi gruplarına
fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
1.2.DOĞAL ALANLAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
1980’li yıllardan itibaren Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) çevre
konularına ilişkin çalışmaları giderek artan bir etki yaratmıştır. Dünya Çevre Kalkınma
Komisyonu’nun 1987 yılında tamamladığı çalışmalar sonunda “ortak geleceğimiz” adlı bir
rapor hazırlanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, çevre ve kalkınma konularına çok
farklı yaklaşılması gerektiği bu raporda vurgulanmış olup, kalkınmanın ve insanlığın sahip
olduğu
kaynakların
sürdürülebilir
olduğuna
değinilmiştir.
Raporda
ortaya
konan
“sürdürülebilir kalkınma” kavramı, insanların elinde bulundurduğu ve onlara muhtaç olduğu
ekolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik kaynakların nadir ve eşsiz olduğu görüşüne
dayanmaktadır.
Bir sahanın sahip olduğu kaynaklar, çok farklı maksatlar için kullanılabilmektedir.
Örneğin, bir orman kereste imalatı için kullanılabilir, üzerindeki ağaçlar kesilerek tarım
toprağı olarak kullanılabilir, korunan alan olarak kullanılabilir. Alanın ve alanda yaşayan yöre
halkının özelliklerine bağlı olarak bu seçeneklerden bazıları uygulanabilirken, bazıları ise
kesinlikle uygulanamaz. Yalnızca korumacı bir yaklaşım içine girildiğinde doğru görülen
seçenek ormanın el değmemiş eski haline bırakılması olsa da yöre halkı ve diğer iş
gruplarının bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı yaşam kalitelerini yükseltmek için
ormandan hak iddia etmeleri mevzubahistir. Bu sebeple yüzde yüz sürdürülebilir kalkınmaya
her zaman ulaşılamasa da bu hedef üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Doğal ve korunan kırsal alanlarda, geçmişten günümüze yerel topluluklar ile arazinin
beraberliği çok önemli olmaktadır. Korunan alan ağı büyüdükçe korunan alan kavramının
anlamı da değişmeye ve gelişme göstermeye başlamıştır. Bu gelişme içinde yöre insanlarının
varlığı ve faydalanmalarının sürdürülebilirliği de öne çıkmaktadır.
Bir doğal alan ve korunan alanın ve içinde yer aldığı bölgenin sürdürülebilir kullanımı,
turizm, ekolojik tarım, hayvancılık, yeni bölgesel ürünler, sürdürülebilir ormancılık, hatta
enerji üretimindeki yatırımlarla birlikte düşünüldüğünde daha başarılı olacaktır.
Doğal alanlarda faaliyetlerin açıklanmasında Kırsal alan, Kırsal kalkınma ve
Sürdürülebilir Kalkınma gibi kavramlar değerlendirilmelidir, bu kavramlar şu şekilde
açıklanabilir;
Kırsal alan; Şehir diye tabir edilen yerleşme sahalarının dışında kalan tarımla ilgili
etkinliklerin yapıldığı alanları da içeren köy, mezra, kom vb. adlarla anılan insan
yerleşimlerinin var olduğu alanları “kırsal alan” olarak tanımlayabiliriz.
Kırsal kalkınma kavramı: Kırsal kalkınma, küçük toplulukların içinde bulundukları
ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin
bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların tüm ülke insanlarının tümüyle
kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanma
süreci şeklinde tanımlanmıştır.
Kırsal alan kalkınması; Hem bir eğitim hem de örgütlenme işi olup kırsal alan,
toplumun gereksinimlerinin göz önünde tutulması, kırsal alan kalkınma politikası ile ilgili
planların alınması sırasında topluma zorla kabul ettirilmemesi gereken bir konudur. Toplum
istediklerini elde etmedikçe kırsal alan çalışmalarına katılmayacaktır. Tarımsal çalışmalar,
beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayiler,
sosyal güvenlik çalışmaları, planlama ve sağlık politikaları nitelikleri kırsal alan ve ülke
planları ile bir bütünlük sağlamalıdır.
Sürdürülebilir
kalkınma:
ekolojik,
ekonomik
ve
sosyo-kültürel
kaynakların
sürdürülebilir kullanımına dayanmaktadır. Burada ekolojik, ekonomik ve sosyo kültürel
sürdürülebilirlik şartlarının tamamının sağlanması önemli olmaktadır.
Kırsal alanlar turizm ve boş zamanların değerlendirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır.
Kırsal alan, turistlere sakin ve huzurlu bir seçenek sunmaktadır. 2005 yılında Fransız
vatandaşları tatillerinin %52’sini ya bir ailenin yanında ya da bir arkadaşının evinde, %26’sı
evlerinde geçirdiklerini ve %9’luk bir kısmı ise kırsal alanda ikinci bir eve sahip olduklarını
ifade etmişlerdir. Kırsal alanlar ayrıca doğa için önemli role sahiptirler.
Tabii kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, doğal felaketlere karşı
koruma, iyi hayat şartlarının korunması ve doğal manzaranın korunması doğal çevre ile ilgili
hususlardır.
1.3.SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ
Sürdürülebilir kalkınma, ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir
kullanımına dayanmaktadır. Sürdürülebilir turizmin gelişimi de sürdürülebilir kalkınma ile
bağlantılı bir yaklaşımdır. Sürdürülebilir turizmin gelişiminde turistlerin ve ziyaret edilen
yerlerin bugünkü ihtiyaçlarının, gelecekteki fırsatları koruyup genişleterek karşılanması
amaçlanmaktadır. Bu yaklaşım, ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün,
gerekli ekolojik süreçlerin, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün, gerekli ekolojik
süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve kırsal hayatı destekleyen süreçlerin devamını içerçektedir.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün tanımına göre sürdürülebilir bir turizm
gelişimi;
Çevresel kaynakların en iyi şekilde kullanılmasını sağlamalı,
Ziyaret edilen toplulukların sosyo-kültürel yapısına, gelenekselliğine saygı göstermeli,
Bütün ilgi gruplarına adil bir şekilde dağıtılan sosyo-ekonomik faydalar ile tutarlı ve uzun
vadeli ekonomik faaliyetler ortaya koymalıdır.
Buna göre sürdürülebilir kırsal/doğa turizminin gelişme ölçütleri;
a. Biyolojik çeşitliliğin korunması,
b. Ekonomik tutarlılık,
c. Kültürel zenginlik,
d. Yöre halkının refahı,
e. İstihdam kalitesi,
f. Sosyal eşitlik,
g. Ziyaretçi memnuniyeti,
h. Yetkinin yerele doğru dağıtılması,
i. Toplumun genelinin refah ve mutluluğu,
j. Fiziki bütünlük,
k. Kaynakların etkin kullanımı,
l. Çevre temizliğidir.
Korunan alanlar açısından; tabiatın seçkin parçaları olan korunan alanlar ile turizm
arasındaki bağ, korunan alanların tarihçesi kadar eskidir.
Korunan alanlar turizme, turizm korunan alanlara ihtiyaç duymaktadır. Turizm korunan
alanların kurulması ve yönetiminde göz önüne alınması gereken önemli bir bileşendir.
Aynı şekilde koruma altında olmayan flora ve faunanın tutunduğu tabiat alanlarına ve
insanın yaşadığı sahalardaki yöresel kültüre de turizm bağımlıdır. Bu bağımlılık doğa ve
kültürün bozulmaması için tedbirler gerektirir. Bu tedbirlerin neler olacağının “sürdürülebilir
kırsal kalkınma” ilkeleri çerçevesinde tespiti de lüzumludur.
Turizmin önemli bir ekonomik faaliyet olması ve tüm göstergelerin bu faaliyetin büyüme
eğiliminde olacağı yönünde olması önemli bir husustur. Turizmdeki büyümeyle beraber
sürdürülebilir turizm, ekoturizm gibi doğayla ilgili turizme olan talep artmış ve turizm
ürünleri ile destinasyonlar çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri de değişmiş ve çeşitlenmiştir.
Turistlerin talepleri konaklamada konforun sağlanması yanında, yöreye özgü kültürel değerler
hakkında bilgi edinme, yöre halkıyla iletişim, bölgenin flora ve faunası, özel ekosistemler,
doğal hayat ve bunların korunması da dahil olmak üzere daha sorumlu bir seyahat deneyimi
kazanmak da söz konusudur.
Beklenen büyüme ve yeni eğilimler turizmi o kadar stratejik bir konuma taşımıştır ki,
turizm eşiz özellikli doğal veya korunan alanların sürdürülebilirliğinin yanı sıra bu alanların
çevresinde yaşayan yöre halkının kalkınma potansiyeline de müspet etki sağlayabilmektedir.
Bu durumda turizm, doğal alanların korunması ve yöre halkı ile ziyaretçilerin çevre bilincinin
arttırılmasında kullanılabilecek çok önemli bir araç olabilmektedir. Dolayısıyla turizm
sayesinde koruma çalışmaları için gerekli mali kaynakların kazanılmasının yanı sıra
ziyaretçiler ile yöre halkına yönelik bilinçlendirme ve eğitim programlarının oluşturulması ve
uygulanması gibi hedeflere de ulaşılabilmektedir.
En önemli husus; turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniş
kapsamlı, dikkatli, katılımcı ve paylaşımcı olarak planlaması, sürecin etkin yönetimi ve
izlenmesi de gereklidir.
Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüşü mümkün olmayan
olumsuz etkileri ortaya çıkacak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline gelecektir.
İşte bu nedenle bu çalışmaya “SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME
(MASTER) PLANI” çalışmasına lüzum duyulmuştur.
1.4.SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME STRATEJİSİ,
Yukarıda da bahsedildiği üzere, insan kullanımı bakımından hassas olan sahalarda turizm
söz konusu olduğunda turizmin iyi planlanması ve yönetilmesi önemli olmaktadır.
Alışılmış turizm stratejileri ile Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi arasındaki fark
şudur; alışılmış yöntemler yukarıdan aşağıya bakış açısı ile uygulanmaktadır.
Yani kararlar merkezden alınmakta ve uygulanması için yerele taşınmaktadır. Yöre halkı
katılımcı olamamaktadır.
Sürdürülebilir turizm ise aşağıdan yukarıya bir yaklaşım için gayret göstermektedir.
Bu yaklaşımda yöre halkının beklentileri ele alınır, yönetime katılmasını sağlayıcı yapı
kurulur, yörenin kalkınma potansiyelini bünyesinde barındıran tabii değerlerin korunması
için kararlar ortak alınır ve karar almanın yanında uygulama ve izleme aşamalarında da yöre
halkının becerilerini, bilgisini, en uygun şekilde kullanmak esastır. Bu yaklaşım yöre halkının,
yerel otorite ve organizasyonların yetkilendirilmesine dayanır.
-Sürdürülebilir turizm gelişim aşamasında doğa ve çevresinin ortak çıkarları söz konusudur.
Konaklama ve diğer turizm altyapıları mümkün olduğunca doğal alan dışında olmalıdır. Bu
durum doğaya ve kültüre zararı en aza indirdiği gibi ev pansiyonculuğu gibi faaliyetlerin
yapılabileceği gibi yöreye faydayı arttırabilir.
-Yöre halkı ve diğer bölgesel ilgi grupları turizm gelişiminde önemli ortaklardır, söz konusu
gruplar turiste konaklama imkanı sunacaklar, sunacakları ürünün kalitesinin korunmasında da
sorumluluk alacaklardır.
-Günübirlik ziyaretçiler yerine uzun süreli konaklamaya lüzum duyan turistle hedefleniyorsa,
doğal ve kültürel mirasa dayalı çekim noktaları, el sanatları gibi faaliyetler ortaya konmalıdır.
-Doğal alanlar genellikle çok hassastır, bu sebeple ekolojik değerler, belirli bir saha ile sınırlı
olmayacaktır. Geleneksel hayat, yerel kültür, kırsal sosyal ekonomik yapılar da aynı zamanda
turizmin temel kaynağı olmaktadır.
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın ilimizde/bölgemizde ve ülkemizde
doğa turizmine konu olacak sahaların tüm ilgi grupları için anlamlı ve cazip bir bakış açısına
dayandırılmasına esas olmalıdır.
- Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nda turizm doğayı koruma, kırsal
kalkınma için bir araç olarak ele alındığından, doğa turizmi yönetim planı olarak ele
alınmalıdır. Halihazırda olan turizm etkinlikleri de tartışılmalı, değerlendirilmelidir. İlde
sürdürülemez olan turizm veya gelir getirici faaliyetler de tanımlanmalıdır. Ayrıca iyi bir
yönetim için tehditler ve fırsatlar da ele alınarak bunlardan hareketle ortaya çıkacak fikirler
ortaya konmalıdır.
-Doğaya dayalı turizm yönetiminin entegre bir anlayışla (alan ve çevresinin sahip olduğu
doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynakların bütüncül ele alınması) değerlendirilmesi de
önemlidir.
-Turizm gelişimi genel olarak piyasa talebine göre yönlendirilir. Bir alanın turizm
potansiyelinin değerlendirilmesi, rekabetçi ve özgün bir destinasyon oluşturması için gerçekçi
beklentiler ortaya konulmalıdır. Yüksek ekolojik değerlere sahip olan sahalar yüksek turizm
değeri içermeyebilir. Turizm, ancak doğru pazar ürünlerini hedeflediği zaman başarılı olabilir.
Özellikle hassas tabiat alanlarında taşıma kapasitesi düşük iken, bu alanlardan beklenen
faydalar yüksek olmaktadır. Taşıma kapasitesinin düşüklüğü sınırlı sayıda turist demektir. Bu
sebeple taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi de önemli olmaktadır.
-Entegre doğal alan yönetimi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı ile doğa
ve turizm yönetimi için tüm ilgi gruplarının desteğini almayı hedefler. Tüm ilgi gruplarının
etkin desteği önem taşır. Turizm gelişiminin karmaşık yapısı göz önüne alınırsa, ilgi
gruplarının etkin işbirliği oldukça önemlidir, planın herkes tarafından sahiplenilmesi ayrıcalık
olacaktır.
-Sürdürülebilir kırsal kalkınma için kapsamlı bir vizyon belirlenmesine de ihtiyaç vardır.
-Pazarlama stratejisi de Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı’nın bir parçası
olup, kalkınma ve rekabete açık ürün-Pazar kombinasyonu için yaratıcı yaklaşımlar
içermelidir. Pazarlar, hedef gruplar, turist sayısı, ürünler, hizmetler, yaratıcı yaklaşımlar bu
stratejide yer almalıdır.
-Turizm destinasyonu yönetimi; yaygın bir stratejik yaklaşım olup, destinasyonu rekabete
açık hale getirir, bir turizm pazarını iyi bir şekilde yönetmek, pazarlamak, bir destinasyonu
rekabetçi yapabilmek için gereken tüm unsurları içeren bir rekabetçi yaklaşımdır.
-İyi tanımlanmış amaçlarla ve göstergelerle mantıksal bir çerçeve kurmak, ayrıntılı bütçe,
mali portre ve ilgi gruplarının tümüne açık görev ve sorumluluklar veren bir iş planı
hazırlamak gereklidir.
-Ziyaretçinin izlenmesi ve ziyaretçi yönetim planı: Madem ki doğa gibi hassas bir sistemde
çalışılıyor bu durumda turist ziyaretinin ilkelerini belirleyen bir ziyaretçi yönetim planı
lüzumludur. Aynı zamanda da hem geri bildirim temin etme, hem de taşıma kapasitesinin
kontrolü için izleme programı da olmalıdır.
Geribildirimler
kalitenin
arttırılması,
sunumların
taleplere
uygun
hale
getirilmesi
(iyileştirilmesi) ve hizmetteki aksamaların doğadaki değişimlerin takibi için çok gereklidir.
Şu unutulmamalıdır ki; turizm, doğanın korunması için ortaya konan ana hedeflere ulaşmak
garanti edildiği takdirde teşvik edilmelidir.
2. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞİMİNE İLİŞKİN
ÇALIŞMALAR
2.1.KAYNAK ANALİZİ
Gelişme planı ve stratejisi için öncelikle kaynak analizi yapılması zorunludur. Bir alanın
sahip olduğu kaynaklar, o alanın kalkınması için bir sermaye veya potansiyel oluşturmaktadır.
Bu kaynakların analizi de önemli veri ve bilgi oluşturulmasını temin etmektedir.
Ekolojik ve kültürel kaynakların yanında sosyo-ekonomik özellikler de turizm gelişimi için
önemli bir temel oluşturmaktadır. Örneğin kırsal turizmin tarımsal faaliyetleri desteklemediği
durumlarda kırsal turizmin gerçekleştirildiği bölge hem kendi sermayesini hem de kırsal olma
özelliğini kaybedecektir.
Gerek turizm potansiyeli gerekse taşıma kapasitesi turizm kaynaklarının mevcut
durumuna bağlı olduğundan kaynak envanterinin mutlaka yapılması gerekir.
2.1.1 Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar
a. Doğal Kaynaklar: turizmin gelişimi için önemli olan yöreye özgü doğal
kaynaklardır. Bu kaynakların halihazırdaki ekonomik kullanımları, korunma durumları,
statüleri, iklim gibi turizm gelişimi için potansiyel kaynakların envanterini içermektedir.
Seçkin Doğal Kaynaklar: Turizm yalnızca korunan doğa parçaları ile ilgili değildir.
Eşsiz manzaralar, dağlar ve nehirler gibi ve korunmayan türler de turizm için ilgi çekici
olmaktadırlar. Örneğin; ormandaki ağaçların üzerinde gezinen sincapları konakladığımız evin
penceresinden gözlemlemek son derece çekicidir. Bir orman öncelikli olarak odunculuk
amacıyla kullanılsa da dağ bisikleti gibi bir aktivite için ortamı çekici hale getirebilmektedir.
Seçkin
Doğal
Kaynakların
Halihazırdaki
Ekonomik
Kullanımlarının
Tanımlanması Doğal kaynakların çok çeşitli kullanımları söz konusudur, ormanların
odunculuk amaçlı kullanımı, nehirler ve göllerin sportif balıkçılık, su sporları ve enerji
üretmek için kullanımları gibi. Bu kullanımlardan bazıları gelenekseldir ve düşük etkilere
sahiptir. Bazıları ise sürdürülebilir değildir. Bu sebeple bunlar turizm gelişimi için de uygun
değildir.
Kaynağın Korunma Durumu ve Statüsü: Bazı doğal kaynaklar mevcut kanunlarla
korunur. Bunların turizmde kullanımı da bu kanunlara uygun olmalıdır.
İklim; mevsimlerin dağılımı, ortalama sıcaklık, nem ve günlük ortalama optimal
güneş ışığı saatlerine bağlı olarak iklim analizi yapılmaktadır. Burada önemli olan iklimin
farklı mevsimlerde turizm için elverişli olup olmadığıdır.
Turizm Gelişimi İçin Potansiyel Doğal Kaynaklar: Potansiyel kaynakların tespiti
turizm planlaması için önemli ve özellikle yönlendirici olmaktadır. Tüm bu kaynakların
envanter çalışmalarının haritaya aktarılması, turizm ürünleri ve hizmetlerinin gelişmesi ve
altyapı ile tesislerin fiziksel planlaması için önemli olmaktadır.
b. Kültürel Kaynaklar: Kültürel kaynakların envanteri doğal kaynaklara ilişkin
çalışmalara benzerlik göstermektedir. Özellikle doğal ve kültürel kaynaklardan oluşan
kombinasyonlar, turistler tarafından yüksek ilgi ile karşılanmaktadır. Kültürel mirasın
korunmasının önemi konusunda farkındalık meydana getirilebilirse, sürdürülebilir turizm
gelişimine ve doğa korumaya verilen destek artacaktır.
c. Sosyo-Ekonomik Kaynaklar: Altyapı, insan kaynakları ve farklı ekonomik
sektörlerin bileşimini içermektedir. Bu konuda yapılacak envanter çalışması, birbiri ile
bağlantılı birçok farklı unsurlar içermesi ve bu unsurların turizm gelişimi için ilk bakışta
kavranamaması mümkündür. Bölgenin kalkınma potansiyelinde, sosyal ve ekonomik rekabet
edebilirlik unsurları büyük öneme sahiptir. Yerel nüfusun turizme yaklaşımı, turizm
sektöründe çalışma isteği gibi bazı unsurların turizm ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.
Altyapı: Bir bölgenin turizmde rekabet edebilirliği ve kalkınma seviyesinin tespiti için
alatyapı kalitesi önemli bir göstergedir. Altyapının kalitesi, yerel nüfusun hayat kalitesini
ortaya koymanın yanı sıra turizim gelişimi için de zorunlu bir şarttır. Alan, güvenli içme suyu,
donanımlı sağlık tesisleri gibi temel unsurları içermiyorsa turizm gelişimi asla başarılı
olamayacaktır.
Altyapının farklı unsurları için şartlar, kalite ve gelecekteki durum değerlendirilmelidir.
Kaynak halihazırda turizm için mi kullanılmaktadır? Sorusu hem kaynağın turizm gelişimi
için önemi konusunda hem de kaynak kalitesi hakkında göstergeleri ortaya koyabilmektedir.
-Su kaynaklarına yönelik etütler; kaliteli su kaynağının sağlanması, su kaynağının
sürdürülebilir kullanımı ve su çıkarmanın çevresel etkisini de içerir.
-İletişim ağına yönelik etütler; turistlerin refahı ve turizm gelişimi için önemli olan cep
telefonlarının da olmak üzere telefon ve internet ağlarının kalitesine yönelik etüdleri
içermektedir.
-Sağlık hizmetlerinin; kalite, miktar ve coğrafi dağılımı son derece önemlidir.
-Güç kaynaklarına yönelik etütler; elektrik şebekesi, ısınma ve yemek pişirme için enerji
kaynaklarının varlığı önemlidir. Her ne kadar resmi standartlara göre planlansa ve tehlike
içermese de turistler nükleer santrallerin yakınında konaklamamaktadır.
-Su ve toprak kirliliği etkisi olan atık su sistemleri önemli olup, bölgeye gelen turistlerin
sayısı ile meydana gelecek atık su miktarı da dikkate alınmalıdır.
-Katı atıkların düzenli depolaması toplum için olduğu kadar çevre için de önemlidir. Katı
atıkların görüntü kirliliğine de yol açması ayrı bir menfi etkisidir.
-Yol ağlarının durumu; çoğu turistin tercihlerini yaparken en önemli etkendir.
-Güvenlik; kamu güvenliğini ve asayişi sağlamak turist güvenliği gibi unsurlar önemli
olmaktadır. Aşırı kar yağışı, kanyon veya dağ kurtarma timlerinin olup olmaması da çok
önemlidir.
-Politik istikrarsızlık ve suçlar; turist için caydırıcı etki yapmaktadır.
İnsan Kaynakları; Bir bölgenin insan sermayesini ifade eden bu unsur, turizm
gelişiminde anahtar etmenlerden biridir. İnsan kaynakları hem hizmeti hem de manevi
nitelikteki kültür ve kimliği oluşturmaktadır.
İnsan kaynaklarına ilişkin etütler aşağıdaki unsurları içermelidir;
-Yöre halkının nüfusu,
-Göç vb. eğilimler,
-Demografik yapı,
-Aktif nüfus ve yapısı, eğitim seviyesi, potansiyel bilgi ve beceriler, açık fikirlilik,
geleceğe odaklanma, çalışma ahlakı,
-Yöreye özgü geleneksel ekonomik faaliyetleri ve yöresel sanatları yapabilme,
-Turizm gelişimine ilişkin tutum, misafir severlik duygusu, hizmete yönelim,
-Sosyal tutarlılık, esneklik, mevcut sosyal ilişkilerin kalitesi ve aralarındaki işbirliğini
içeren sosyal yapı,
-Yerel kurumlar, idareler, yönetişim, bürokrasiden kaçınma vb. hususlarla finansal
kaynaklar ve yönetimleri,
-Alanın kültürü ve kimliği, alanda etkin görev alacak kişilerin ortak değerleri, ilgileri,
yaklaşımları, algılama şekilleri, özel ilgi ve becerileri, özgün gelenekler, o topluma ait
olma ve o toplumda yaşamaktan onur duyma gibi durumları içerir,
-Farklı ekonomik sektörler; söz konusu coğrafi bölgeye ve ile yoğunlaşma durumları,
firma sayısı, ölçeği, ortalama karlılık, geleceğe yönelik bakış açısı, pazarları ve dış
ilişkileri, sektörler arası işbirliği son derece önemlidir, tüm sektörler turizm sektörü ile
ilişkili olabilmektedir.
Kaynak analizinin sonuçları; sürdürülebilir turizm yönetimi ve kalkınmada sermayeyi
oluşturan kullanılabilir kaynaklara genel bir bakışı sağlamakla beraber, bölgenin mevcut
kalkınma durumunu ve sürdürülebilirliğini değerlendiremeye yönelik bir resim
sunmaktadır. Analiz aynı zamanda; bölgenin sürüdürülebilir kalkınmasına yönelik bir
vizyon oluşturulmasını ve turizm gelişiminin diğer sektörlerle bütünleştirilmesini
sağlayacaktır.
2.2 TURİZM POTANSİYELİ
Yüksek değerlere sahip doğal ekolojik sahalar her zaman yüksek turizm potansiyeli
içermezler;
-Bazı doğa parçaları araştırma yapan uzmanlara, iyi eğitimli ekoturistlere hitap
etmektedir. Bu alanlar sayıca az olduğu için de sınırlı bir turizm potansiyeli içerirler,
-Bazı doğal sahalar, erişim, güvenlik gibi nedenlerle turistler için elverişli olmayan
yerlerde bulunurlar,
-Ekolojik kaynakların kullanımlar karşısındaki duyarlılığı (taşıma kapasitesi), ziyaretçi
girişinde kısıtlamalara sebep olmaktadır,
Turizm potansiyeli için “turizm talebi” incelemesi aşağıdaki hususların tespiti ile yapılabilir;
-Halen yapılan turizm,
-Halihazırdaki turist miktarı,
-Her bir ziyaretçinin günde harcadığı miktar,
-Ortalama kalma zamanları,
-Turist profili,
-Dürtü analizi; hangi temel etmenlerin turistler için rol oynadığı,(doğa, kültür, sağlık,
güneş, vb.)
-Benzer bir il veya saha ile kıyaslama yapılması, milli veya milletlerarası bir il ile
kıyaslama yapılması ve neden o ilin tercih edildiği,
-Gelecekte rakip olacak iller hangileridir, nedeni,
“Turizm arzı” incelemesinde ise aşağıdaki hususlar öne çıkmaktadır;
-İlimizde bir uluslar arası havaalanı var mıdır veya yakın bir ilden yararlanma imkanı
makul müdür?
-Alan ulaşım hangi araçlarla olur?(demiryolu, özel taşıt, genel taşımacılık, vd.), bunlara
yaklaşım nasıl olmaktadır (kötü, yeterli, iyi gibi),
-Alana ulaşma durumu (kolay-rahat, çaba ile, zor ve tehlikeli)
-İle gelmek için yabancı turistler ülkemizden vize alıyor mu?
-Sahamızın istikrarlı bir yönetimi var mı?,
-Güvenlik ve ulaşım açısından ne gibi problemler yaşanabilir?
-Alt yapı incelemesi; taşımacılık ağı, yerel yolun durumu (toptak, asfalt), anayolla
bağlantısı, demiryolu ağı, yerel genel taşımacılığın yaygınlığı, program, ücretler,
hat/duraklar, döngü patikaları, patikalar, yollar, işaret levhaları, genel enformasyon
levhaları, araç-otobüs park kapasitesi, bilgi alma, tercüme kolaylıkları,
-Yiyecek içecek ve barınma; restoran sayısı, restoranların sınıflandırılması (iyi-sayısı, orta
iyi-sayısı vb.)
-Hangi standartta yiyecek sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü)
-İl ve çevresinde ne tür barınma alanları var? (otel, hotel, yatak kapasitesi, rota üstü
barınma kulübeleri, bungalov, parkları, kamp alanı, diğerleri),
-Hangi standartlarda barınma sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü),
-İlinizin seçkin özellikteki doğal alanlarının özellikleri (sundukları ile tek mi?, biraz farklı
mı?, diğer seçkin özellikli yerlere benziyor mu?),
-Alan turist gezi rotasına girecek şekilde turistlerin ilgisini çekebilecek diğer sahalara
yakın mı? (diğer çekici sahalara yakın, orta derecede potansiyel, düşük veya yakında
böyle bir potansiyel bulunmamakta),
-İlin alanlarında yaban hayatı; (bayrak tür, ilginç diğer türler, temsil edici yaban hayatı,
farklı yaban hayatı izleme aktiviteleri, yürüyerek, botla, gözlem noktası ile vb.),
-Yaban hayatı izleme de tatmin edicilik durumu (garanti etme, genellikle, şans veya
mevsime bağlı),
-Bölgedeki önemli yaban hayatının tanımı,
-Yardımcı tesislerin durumu (rekreasyonel, spor, diğer; durumu:kötü-yeterli-iyi),
Kaynakların turizm potansiyelinin değerlendirilmesi;
-doğal değerler: (sahiller, sahil kayalıkları, kumullar, dağlar, ormanlar, korunmuş izole
olmuş alanlar, şelaleler, göller, nehirler, mağaralar, yaban hayatı, hayvan-kuş, deniz
canlıları, iklim, diğerleri),
-kültürel değerler; (tarihi binalar, tarihi yerler, anıtlar, arkeolojik yerler ve koleksiyonlar,
folklor ve gelenekler, el işleri, müzeler, sahne sanatları, sanayi mirası vb.)
-Toplumun turizm potansiyeli; (insan kaynakları; aktif nüfusun büyüklüğü ve yapısı,
eğitim düzeyi ve profesyonel bilgi, beceriler, eğitimler, orijinal-karaktestik ve geleneksel
özellikleri, ekonomik faaliyetler-sanatlar profesyonel olmayanlar dahil, resmi olmayan
bilgi ve beceriler, turizm gelişimine yaklaşımlar, misafir severlik anlayışı, hizmet
eğilimleri, yerel kuruluş ve idareler ile yönetişim, alanın kültürü ve kimliği,
-Ekonomik kaynakların turizm potansiyeli; (tarım, ormancılık, balıkçılık, sanayi ve diğer),
-Altyapı; (su sistemleri, ulaşım ağları, sağlık imkanları, ulaşım terminalleri, enerji
kaynakları, kanalizasyon sistemleri, katı atık ve yok etme sistemi, caddeler/yollar,
güvenlik sistemleri vd.)
-İş ve hizmet altyapısı; (fırınlar, kasaplar, bakkallar, süpermarketler, doğrudan satış yapan
çiftlikler, kiralık araç, servis istasyonları, taksiler, otobüsler, kiralık bisiklet, kiralık spor
malzemeleri ve bakımı, postaneler, bankacılık hizmetleri, doktorlar, dişçiler, eczaneler,
kafe ve restoranlar, atm’ler, bankalar, diğer iş ve hizmetler.)
Turizm Talebi; turizmin mevcut durumunun incelenmesi;
Ziyaretçi; boş zamanlarını geçirmek için bir yere gelen kişi olarak tanımlanabilir, turist ise
alanda bir veya daha fazla gece konaklamaktadır. Her turist bir ziyaretçidir, ancak her
ziyaretçi turist değildir. Dolayısı ile turist ve ziyaretçi sayılarının ayrılması gerekmektedir.
Ziyaretçi ve turist ayrımı farklı talepleri sebebi ile yapılmak durumunadır, ayrıca her
ikisinin de farklı etkileri bulunmaktadır. Bir turistin ortalama harcaması alanda daha fazla
zaman geçirdiğinden, konaklamaya, ilave yiyecek ve içeceğe ödeme yaptığından genellikle
daha yüksek olmaktadır.
Turizm Arzı:
Konum Faktörü; Bir ilin başka turizm pazarları ile ilişkili olarak nasıl konumlandığını,
bir turistin alana ulaşmak için harcadığı zamanı, parayı/enerjiyi belirtir.
Bir saha ne kadar güzel olursa olsun, hedef grup tarafından kolayca ulaşılabilir değilse
asla başarılı bir turizm gelişimi sağlanamayacaktır. Yerel nüfusun değil turistin algılama
durumu dikkate alınmalıdır. Örneğin bakir alanları ziyaret etmekten zevk alan ve ilkel patika
yollarla ulaşılan yerleri ziyaret etmek isteyen turistler için düşünülen uzak mesafeler için
alanın sınırlı sayıda turist potansiyeli olacaktır.
-Uzun mesafeden gelen turistler için hava alanına uzaklık çok önemlidir,
-Tur operatörlerinin çoğu havayolu ulaşımını zorunlu görmektedirler, bu sebeple bağımsız
turistler veya tur operatörleri hedeflenebilir,
-Tren, otobüs veya özel araçlarla erişim de konum faktörleri içinde önemlidir,
-Alana ziyaret iklim şartları açısından da kısıtlı imkanlara neden olabilir,
-İle özgü yapılan bürokratik işlemlerin bıktırıcılığı da önemlidir, sık sık güvenlik birimleri
tarafından kimlik sorulmak, aranmak gibi,
-Turizm arzında; işaretlemeler, doğru yönlendirmeler, bilgiye ulaşma kolaylığı da önem
arz etmektedir. Haritalar, broşürler, internet imkanı, kılavuz ve rehberler önemli bir arz
faktörüdür.
-Yiyecek içecek sunumu ve konaklama arzı; Sunumun ürün ve hizmet kalitesi, hijyenik
standartlar, özgünlük/otantik, yöresel olması, yer ve ürünlerin çeşitliliği, ortam ve
konukseverlik önemlidir.
-Restoranların sınıflaması önceden yapılırsa turist için kolaylık olacaktır.
-Konaklama tüm türleri içerebilmelidir, ürün ve hizmetlerin kaliteli olması, özellikle
hijyeniklik konaklamada çok önemlidir.
Doğal Alanın Kendine Has Özellikleri; Doğal alanların değer yaratması, kırsal
kalkınmada rol oynaması beklentisi de son yıllarda öne çıkan bir görüştür. Doğal alanların
alternatif kaynak kullanımına dönüştürülmesi için yapılan baskılar sonucu tehdit altında
olduğu yerlerde devamlılığını sürdürebilmeleri, diğer alternatif kaynak kullanımları karşısında
koruma ve kullanma dengesinin uzun dönemli ekonomik değerinin gösterilebilmesine
bağlıdır. Tabiat ve kültürel miras, yaban hayatının gözlemlenmesi, yöreye özgü özellikler ve
korunması gereken öncelikli türler, doğa ile ilgili çalışan ve doğanın kıymetini bilen ekoturistler için son derece önemlidir.
2.3.TAŞIMA KAPASİTESİ
-Belirli bir sürede ( yıl, ay, hafta, gün, saat ) bir bölgenin alabileceği ziyaretçi sayısı veya
bölgenin kaynakları üzerinde istenmeyen veya planlanmamış etkilere sahip olmayan ve
sürdürülebilir kalkınmayı tehdit etmeyecek düzeyde bir alanda aynı anda bulunabilecek
ziyaretçi sayısı,
-Bir bölgenin, hayati önemde olduğu düşünülen değerleri, ekolojik süreç ve koşulları
tehlikeye atmadan ve sürdürülebilir kalkınma imkanlarını azaltmadan belirli bir süre boyunca
destekleyebileceği insan faaliyetlerinin (ağaç kesimi, avlanma, tarım) ve diğer etmenlerin
(örn: iklim değişikliği, kirlenme.vb.) baskısı,
-Ziyaret edilen bir alan veya tesisin sahip olduğu kaynaklar üzerinde koruma amaçlarını
tehlikeye atmadan, istenmeyen ve planlanmayan etkilere neden olmadan belirli bir süre (yıl,
ay, gün, an) boyunca alabileceği ziyaretçi sayısı şeklinde tanımlanmaktadır.
Taşıma kapasitesi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planında önemli bir
planlama aracıdır. Turizmin gelişimi ve korunmasında önemli bir kavramdır.
Taşıma
kapasitesinin analizi ve izlenmesi, yönetim kararları yönünden girdi sağlayacaktır. Taşıma
kapasitesi sayesinde kullanımı sınırlamak, en elverişli ziyaretçi sayısını tamamlayarak müspet
etkileri azamiye çıkartmak, olumsuz etkileri en aza indirmek mümkün olabilecektir. Kısaca
Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planındaki “sürdürülebilirlik” taşıma kapasitesinin
aşılmaması ile temin edilir.
Ziyaretçi sayısı ve etkinin büyüklüğü arasında doğrudan ilişki vardır. Ancak alan içinde
tek tehdit unsuru ziyaretçiler değildir. Doğa için önemli olan tehditlerin tümünün birleşik
etkisidir.
2.3.1. Taşıma Kapasitesinin Elemanları;
Sosyal Taşıma Kapasitesi,
Turizm için yerel tolerans limitleri olarak tanımlanmakta olup yöre halkı üzerindeki
olumsuz etkilerinden ve ziyaretçiler ile yöre halkı arasındaki çatışmalardan kaçınılmasını
içerir.Bu unsurun turizm gelişimi içerisinde anahtar rolü vardır. Yöre halkı turizmi
desteklemezse kalkınma asla olmaz.
Yerel kabulü belirleyen temel etmenler, sosyal yapı ve kültürün hassaslığı, toplumun
değişimin üstesinden gelebilme yeteneği, turizmin algılanışı, yöre halkı ile ziyaretçilerin
ilişkileri, kullanıcı grupların davranışları, birbiri ile uyumu ve paydaş olmanın ekonomik ve
toplumsal faydalarıdır.
Ekonomik Taşıma Kapasitesi;
Sürdürülebilir bir turizm gelişiminde turizm, ekonomik yapı ile bütünleşmiştir ve diğer
sektörleri de desteklemektedir.
Ekonomik taşıma kapasitesi; turizm gelişimini sağlayan bir yerel ekonomi ve yerel
ekonominin sürdürülebilirliğini sağlayan bir turizm gelişimi anlamına gelmektedir. Yani
temel kıstas; turizm gelişimi ile yerel ekonomi arasındaki sinerjidir.
Ekonomik taşıma önemli olan iki unsur; beklenen faydaları temin etmek için asgari turist
sayısı ve ekonominin üstesinden gelebileceği azami turist sayısıdır.
Ekolojik Taşıma Kapasitesi;
Ekolojik taşıma kapasitesi, ziyaretçilerin/turistlerin ziyaret edilen alandaki ekosistemler,
ikamet yerleri ve canlı türleri üzerinde ortaya koyduğu ekolojik zararlardır. Burada, ekolojik
değerlerin, ziyaretçi akışlarının ve davranışlarının uzun süreli ve sistematik olarak izlenmesi
ve veri toplanması önemli olmaktadır.
İdari/fiziki Taşıma Kapasitesi;
Fiziki taşıma kapasitesi aynı anda ve belirli bir zamanda müşteri olarak alınabilecek
ziyaretçi sayısıdır. Bu kapasite, alana uygun insan sayısına, yani alanın büyüklüğü ve diğer
fiziki şartlar (doğal, coğrafi koşullar ve hava şartları) ile turizm altyapısının kapasitesine
dayanmaktadır. Burada temel göstergeler; kalabalık, kuyruklar ve trafik sıkışıklığıdır.
Fiziksel kapasite yönetiminin verimliliği ve etkinliği şu unsurlara bağlıdır;
-Organizasyon kaynaklarının kapasitesi (insan ve ekonomik kaynaklar vb. gibi),
-Ziyaretçi yönetiminin kapasitesi,
Bir sahanın ziyaretçi kullanımına/ turizm gelişimine karşı hassas olan kaynakları: Kırmızı
liste ve endemik türlerin habitatları, alanın savunmasız olan diğer kaynakları, göçe hassas
türler,
Ziyaretçi yönetimi de dahil olmak üzere yönetim amaçları ve hedefleri: Genel bir doğa
koruma planı, amaçlar, hedefler ve doğa koruma politikası, tür koruma politikaları, bölgeleme
sistemi, izleme sistemi,
Ziyaretçiler/turistler, turizm gelişimi ve etkileri üzerine veriler; tüm güzergahlar, tesisler,
konaklama ve ziyaretçi/turist için olan etkinlikler ve detaylı haritalar, ziyaretçi sayısı,
özellikleri, akımları, ziyaretçi modelleri, etkinlikler ve mevsime bağlı özelliklere ilişkin
bilgiler vb., ziyaretçiler tarafından özel olarak gerçekleştirilen faaliyetler, ziyaretçi etkilerine
ilişkin veriler, etkilerin izlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin yöntemler, ölçütler ve
göstergeler.
Psikolojik Taşıma Kapasitesi;
Psikolojik taşıma kapasitesi bir alanın belirli bir zaman diliminde ziyaretçi deneyimleri
üzerinde olumsuz etkilenmeye sebep olmaksızın kaldırabileceği maksimum ziyaretçi
sayısıdır.
3.İLGİ
GRUBU
ANALİZİ
VE
YEREL
ORGANİZASYONUN
OLUŞTURULMASI
3.1. İLGİ GRUPLARI/PAYDAŞLAR
İlgi grupları, “belirli bir koruma ve sürdürülebilir kalkınma projesi ile ilgili olarak fayda
sağlayan, projenin içinde yer alan veya söz konusu projeden olumlu ya da olumsuz etkilenen
bireyler, gruplar veya organizasyonlar” olarak tanımlanabilirler.
Paydaşlar, bir problemi çözmek için sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ve
amaçlarımıza ulaşmak için güvenebileceğimiz kişilerdir.
İlgi gruplarının hepsi sürdürülebilir doğa turizmi gelişimine ortak değildir veya olmaları
gerekmez. Çünkü bir ortağın projeye olumlu bir bakışı, tutumu olmalıdır ve amaçlara ulaşmak
için işbirliği yapmalıdır.
Bazen bir ilgi grubu projeye olumsuz bakabilir ve hatta aktif bir tehdit bile olabilir, ilgi
gruplarını işbirliği yapılanlar haline getirmek onlara paydaş değeri verilmesi ile mümkün olur.
3.2 İLGİ GRUBU KATEGORİLERİ
Turizmde ilgi grupları;
-Yöre halkı, kişiler ve kurumlar,
-Alana dayalı ilin sorumlu yöneticileri,
-Bölgesel yetkililer,
-Ulusal yetkililer,
-Turizm ofisleri, yerel turizm organizasyonları, konaklama ve hizmet sunanlar,
taşımacılar,
-Turizmle ilgili sektörler,
-Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi farklı ekonomik sektörlerin temsil edildiği ticaret
ve sanayi odaları ve el sanatları ile ilgili birimler,
-İşçi sendikaları, dernekler, STK’lar,
-Eğitim ile ilgili birimler,
3.3 İLGİ GRUBU ANALİZİ
İlgi grubu analizi sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının ortaya konması ve
uygulamasında yer alan farklı taraflara ilişkin genel bir izlenim sahibi olabilmek, niyet
okumak için kullanılan bir araçtır. Yalnızca bir envanter olarak ele alınmamalıdır,
sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının planlanmasında potansiyel ortaklarımızın kimler
olduğunu ve hangi tarafla çelişkiler yaşayacağımızı bize bildirmektedir. Ayrıca projenin farklı
seviyelerinde destek temini için de son derece elverişli bir analizdir.
İlgi grupları analizine dayalı olarak sürdürülebilir doğa turizmi gelişme planının
yönetiminden sorumlu bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir doğa turizmi gelişimi için, detaylı bir ilgi grubu analizi ilgi gruplarının;
-Genel hedeflerini,
-Turizmden beklediği faydaları
-Turizmdeki rollerini tanımlamalıdır.
Bu süreç; şu adımlardan oluşur;
-İlgi gruplarının tanımlanması,
-Her ilgi grubunun çıkarlarının, önceliklerinin ve değerlerinin belirlenmesi,
-Her ilgi grubunun davranışlarının belirlenmesi,
-İlgi grubunun gücünün ve ilgi grupları arasındaki muhtemel koalisyonlarının gücünün
tahmin edilmesi,
-İlgi gruplarının mevcut ihtiyaçlarının ne düzeyde karşılandığının değerlendirilmesi,
-İlgi grupları ile birebir iletişimlerin başlatılması ve ilgi gruplarının güveninin
kazanılması,
-Ortak menfaatler, sinerji ve başarı unsurlarının tanımlanması,
-Paydaşların bir araya getirilmesi,
-Ortak hedef ve amaçların ve onlara ulaşmak için gerekli olan stratejinin ortaya
konması,
-Organizasyon çerçevesinin oluşturulması,
-Uygulama
(zaman
çizelgesinin
ve
hedeflerin
ortaya
konması,
iletişim
organizasyonunun oluşturulması, ilgi gruplarına somut sorumlulukların verilmesi.)
-İzleme ve geri bildirimin yapılması
3.4. TOPLUM TEMELLİ YAKLAŞIM
Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Planı’nın hazırlanmasında toplum temelli yaklaşım
uygulanması neticesinde;
-Yöre halkı için sürdürülebilir geçim kaynakları ortaya koymak,
-Toplulukların kendi yapılarını korumalarını teşvik etmek ve
-Doğal alanların koruma hedeflerinde yerel faydayı oluşturmak mümkündür,
Toplum temelli turizmin en önemli özelliği, doğal kaynakların kalitesi ile alanın kültürel
mirasının bozulmamış ve turizmle güçlendirilmiş olmasıdır. Doğal çevre üzerindeki
olumsuz etkiler en aza indirilmeli ve yerel kültür korunmalıdır. Turizm, insanların kendi
yerel kültürlerini yaşatma ve değerlendirmeye teşvik etmelidir.
3.5. YEREL ORGANİZASYONUN OLUŞTURULMASI
İlgi grubu analizine dayalı olarak, korunan alan ve çevresi için, Sürdürülebilir Doğa
Turizmi Gelişme Planını izlemek veya biçimlendirmek amacıyla, korunan alan yönetimi ve
tüm ilgi gruplarının resmi işbirliğine dayalı bir organizasyon oluşturulmalıdır.
Bu işbirliği Valiye imzalatıldığı takdirde resmi bir dokümandır. Sürdürülebilir Doğa Turizmi
Gelişme Planını uygulamak, desteklemek ve sorumluluklarını, karar verme gibi hususları
düzenler.
3.6. TARİHÇE
Samsun Bölgesinde yapılan araştırmalarda en erken insan izlerinin Tekkeköy’de
ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Buradaki kaya sığınaklarında mağara ve düz yerleşmelerde
yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda Paleolitik Çağ (M:Ö: 600.000- 10.000), Mezolitik Çağ
(M.Ö. 10.000- 8000), Tunç Çağ’ı ve Hitit Çağı’na ait eserler ele geçmiştir. Bu bölgede açık
hava yerleşmelerine en erken Geç Kalkotik Çağ’da (M:Ö: 4300-3200 yılları) rastlanır. Geç
Kalkotik Çağ –İlk Tunç Çağı’na (M:Ö:3200-2100) tarihlenen yerleşmeler Bafra, Kavak,
Havza dolaylarında Orta Tunç Çağı’na(M:Ö: 2100-1600) tarihlenen yerleşmeler ise Bafra’nın
batı ve güneyinde yoğunluk kazanır.
Demir Çağı’nda bu yörede yaşayan halk hakkında bilgiler yetersizdir. Heredot,
Xenephon ve Strabon’nun yaşadığı geç çağlarda bile buralarda uluslaşmış bir halk topluluğu
yoktur. Grekler Amisos yöresine geldiklerinde Kızılırmak- Terme arasında yaşayan Beyaz
Suriyeli yahut Kappadokialı adını verdikleri bir halk ile karşılaşırlar. Ancak yeterli yazılı
belge olmadığından bu yörede yaşayan halkın çok karışık olduğu kabul edilmektedir.
Kızılırmak’ın batısındaki bölgede Greklerin Paphlagonlar dediği halk yaşamakta, Terme’den
doğuya ise Amazonlar, Khalybler, Tiberenoslar ve Mossynoikoslar adı verilen halk
toplulukları bulunmaktadır.
Roma İmparatorluğu ikiye bölündüğünde Bizans Devletinin payına düşen kent
Amisos adıyla bir piskoposluk merkezi olur. M.S. 10.YY da imparator Konstantin
Porphyrgenitos’un bir emrinde şehrin adı Aminsos olarak geçer.
Türk Hâkimiyetinde Samsun
İslamiyetin doğuşundan sonra 863 yılında Arap ordularının saldırısına uğrayan kent
yakılıp yağmalanır. Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler Anadolu’yu yurt tutmak amacıyla
yayılmaya başlarlar. 1086’da Danişmentliler Samsun’u kuşatırlarsa da ele geçiremezler.
Ancak Samsun’un yakınında yeni bir kent kurarlar. Bundan sonra eski kente ‘Hıristiyan
Samsun denir.
Ankara savaşından sonra Anadolu beyliklerini yeniden canlandıran Timur,
Müslüman Samsun’u Canik Beylerinden Kubatoğulları’na verir (1403). Timur Anadolu’dan
çekip gittikten sonra, Samsun’u Kubatoğulları’ndan alarak Taşanoğlu Ahmet Bey’e verir.
(1404). Süleyman Çelebinin İstanbul yolunda öldürülmesinden (1411) sonra toplanıp
güçlenen Kubatoğlu Cüneyt Bey savaşta yenilgiye uğrattığı Taşanoğlu Ahmet Bey’i öldürerek
topraklarını ele geçirir. Ancak daha sonra Karakoyunluların Erzincan Valisi Pir Ömer’le
anlaşan İsfandiyar Bey Müslüman Samsun’u Hasan bey’den alarak küçük oğlu Hızır bey’i
valiliğe atar.
Canik Bölgesini denetim altına almakla görevlendirilen Amasya Sancak Beyi Lala
Yörgüç Paşa, Samsun’u bir kez daha Osmanlı topraklarına katar (1428).
Osmanlı yönetiminde Samsun Canik bölgesinin merkezi olarak önce Amasya’ya
sonra da Sivas’a (Paşa sancağı) bağlanır. Kentin ağırlık merkezi Hıristiyan Samsun’dan
Müslüman samsun’a geçerken limanı da Sinop bölgesinde kalır. Yavuz Sultan Selim
Döneminde kent Trabzon ve Karahisarla birlikte oluşturulan Erzincan eyaletine bağlanır
(1514). III. Mehmet Döneminde (1595- 1603) Kazaklar’ın sürekli saldırısına uğrayarak büyük
hasar gören Samsun kalesi, daha sonra onarılarak sağlamlaştırılır ve içine yerleştirilen
muhafızlarla denizden gelebilecek akınlara karşı kentin güvenliği arttırılır.
Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Karadeniz’in buharlı gemilere açılması ve
Bafra yöresinde nitelikli tütün ekiminin başlaması Samsun için yeni bir geçim kaynağı olur.
Kentin Türk nüfusu arttığı gibi Avrupalı tütün alıcıları ve çeşitli hammadde tüccarları da şehre
yerleşmeye başlar. 1869 yılında Samsun’da büyük bir yangın çıkar. Şehrin hemen tamamı kül
haline gelir.
Osmanlı İmparatorluğunun çöküş döneminde başlayan “Kapitülasyonlar”
döneminde; 1887 yılında Fransız Reji Şirketi tarafından Samsun’da Sigara Fabrikası kurulur.
Samsun’da 1887 yılından başlayıp Cumhuriyetin ilanına kadar süren dönem çok uluslu ticari
ilişkilerin yanı sıra ağırlıkla Fransız mimarların eserlerinin kente yansıdığı, sadece ekonomik
ilişkileri değil, sosyal yaşamı ve kent ilişkilerini yeniden biçimlendiren “Reji Dönemi” olarak
anılmaktadır.
Kurtuluş Savaşında Samsun
20. yüzyıl başlarında Anadolu topraklarına yayılan bölücü faaliyetlerden Pontus
Rum Cemiyeti kısa sürede on dört şube açarak örgütlenmiş ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında
itilaf devletlerinin de açık desteğini alarak hızla silahlanan Pontus çeteleri Samsun ve Merkez
kazaya bağlı köylerde kıyıma gitmiştir.
30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi günlerinde Samsun, bağımsız Canik
Sancağı’nın merkez kazasıydı. Sancağın dışında dört kazası daha vardı: Bafra, Çarşamba,
Terme ve Fatsa. Samsun‘un bugünkü ilçeleri Ladik, Havza ve Vezirköprü ise, o dönemde
Sivas Vilayeti’nin Amasya Sancağı’nın kazaları idi. Canik Sancağının 300,000 dolayında
nüfusu vardı ve bunun (göçmen adı altında getirilenlerle birlikte) yarısını Rumlar teşkil
ediyordu. Sancağın merkezi Samsun olmasına rağmen Bafra ve Çarşamba kazaları, nüfusça
Samsun’dan daha kalabalıktı.
9.Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığı gün,
şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dâhil, bölgede önemli bir askeri güç olarak
bulunuyorlardı.
Mustafa Kemal, 21 Mayıs’ta Harbiye Nezareti (Genel Kurmay) ‘ne gönderdiği
raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu Müslüman halkın
kaygı ve korku içinde yaşadığını, Rum Çetelerine karşı bir tedbir olmak üzere bazı Laz
çetelerinin para karşılığı bölgeye getirilip Rum saldırılarına karşı kullanıldığını belirtti. Söz
konusu çetelerden biri ve en kuvvetlisi; Giresun Bölgesinde üslenmekle birlikte Karadeniz’in
hemen her yerinde baskınlar düzenleyen, Rum çetelerini sık, sık zor durumlara düşüren
“Topal Osman” çetesi idi ve Mustafa Kemal’in Samsun bölgesinde görüştüğü ilk kişilerden
birisi de Topal Osman olmuştur.
Samsun, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Anadolu direnişini
örgütleme kararlılığıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun Tütün limanına ayak basması ve kurtuluş
savaşının ilk harcının Samsun’da karılmış olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyet tarihinde de
seçkin bir yere sahiptir.
3.7. SAMSUN İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
3.7.1. İlin Jeomorfolojik Özellikleri
Samsunda genç delta ovalarında alüvyonlar bulunmakla birlikte dik yamaçlarla
ayrılmış taraçalar da eski alüvyonlar görülmektedir. Güneydeki dağlık kesime geçiş alanı
neojen yağlı, killi-kireçli tortularla kaplıdır. Kıyı dağları kratese lavlarından oluşmuştur. Aynı
dağların iç kesiminde killi-çakıllı tortular bulunur. iç kesimlerde neojen tortular ve yer yer
alüvyonlarla kaplı ovaların güneyinde de 1. ve 2. zaman yağlı ve kıvrımlı kayaçlar kratese ve
eosen filizlerine rastlanır. Geniş alanlarda ise yeniden volkanik oluşumlar görülmektedir.
Samsun‘da eosen, kratese ve neojen dönemli oluşumlara sıkça rastlanmaktadır. Topraklarının
güney sınırında Göksu ile Yeşilırmak‘ın birleştiği alanda üst kratese yaşlı oluşumlar geniş
alanlara yayılır. Abdal Irmağının doğusunda eosen oluşumlarına rastlanır. Yeşilırmak
havzasının doğusunda devam eden bu oluşumlar genelde grey, marn ve konglameradan
ibarettir. İlin kuzeyi tümüyle halosen yaşlı yeni alüvyonlarla kaplıdır. Bu alanlarda
Yeşilırmağın taşıdığı kum-çakıl ve bloklar izlenmektedir.
Mesozoik:
Samsun‘da yapılan incelemelerde, tortul seriyi teşkil eden formasyonun mezosoik
kalker ve filiş serileri olduğu bulunmuştur. Kretase ile temsil edilmektedir. Kretasenin alt ve
orta seviyeleri daha ziyade kalker fasiyesinde gelişmiş olup, inceleme sahası içinde Mahmur
Dağı kuzey-kuzeybatı civarında mostra verir. Kalker fasiyesi üzerine ise üst kretase filiş serisi
gelir.
Filiş fasiyesi, sahilden 9-10 km kadar içeriden başlar ve güneye doğru geniş bir sahaya
doğru yayılır. Filişte umumiyetle mostra başlangıç sahasından itibaren marn-kum taşı-kil taşı
şeklinde bir müşaade edilir. Tabakalanmaya yer yer marnlı kalkerler ve konglomera seviyeleri
ile de katılır. Ayrıca, sahile yakın kısımlarda marn ve marnlı kalker tabakaları arasına
interkale olmuş andezit ve bazaltik lavlarda görülmektedir. Filiş serisinde hakim renk
kırmızımsı kahve, gri, kirli yeşil, alacalı, kirli sarıdır. Marn-marnlı kalkerler, gri ve kirli yeşil;
kum taşı, kil taşı ve konglomera seviyeleri de çoğunlukla koyu renklidirler. Kum taşı ve
konglomerada çimento, kalkerdir. Kum taşları, sert olduğu halde konglomeraların yer yer
gevşek yapıda oldukları görülmektedir. İncelenen sahanın çeşitli yerlerinde diziyi teşkil eden
üyeler, aynı litolojik ve fiziksel karakterleri gösterirler. Yol yarmalarıyla dere vadilerinde çok
güzel bir tabakalanma arz eden filişte, tabaka kalınlıkları 10-50 cm arasında değişir. Volkanik
ara tabakalarda ise 5-25 m arasında bir kalınlık görülür (Akalan Köyü, Ulupınar Mah.
civarında olduğu gibi). Filiş serisinde yer yer fosil izlerine de rastlanır. Üst kretase üst
serisinin bir başka özelliği ise, bilhassa marn ve kil taşlarındaki jisttiyet ile kum taşı
tabakalarında mevzi olarak foliasyonun müşaade edilmesidir. Kalker seviyelerinde de
laminalar boyunca plaket halinde ayrılmalar vardır.
Senozoik:
Tersiyer
Samsun‘da yapılan incelemelerde, tersiyer, paleosen, eosen ve neojen ile temsil edilir.
Paleosen‘e ait seri, bazı müelliflerce alt kretase, bazılarına göre de maestrichtien-paleosen
yaşlı olarak kabul edilmektedir. Bu seri masif görünüşte, siyahımsı kül renginde yer yer kalsit
damarlı, çok kırık ve çatlaklı kalkerlerden teşekkül eder. Umumiyetle, üst kretase filiş serisi
üzerinde ve sahanın güzeyinde parçalar halinde most sıralarına rastlanır (Harita- 1) Eosen iki
fasiyes halinde görülür. Bunlar alt seviyeye tekabül eden filiş fasiyesi ile üst seviyede olan
volkanik fasiyestir. Filiş fasiyesi önceki incelemelere göre Lütesien yaşlı, daha ziyade kum
taşı, marn, konglomeratik kalker ve seri içinde yer almış lav, bazen konglomera, bazen de
alglomera görünümünde olan tabakalardan ibarettir. Volkanik fasiyeste gelişen eosen ise daha
çok andezit, bazalt, alglomera ve tüf seviyelerinden ibarettir.
Samsun‘un güneyinde Hacı İsmail, dereler ve kozlu köyleri civarında konglomera,
kum taşı, aglomera ve sarımsı beyaz renkli marn tabaklarının mostra verdiği ve tatlı bir
meyille kuzeybatıya daldığı görülür. Kürtün ırmağı batısında, Beypınar Köyü civarında eosen,
gastropod fosilli, gevşek yapıda, oolitik kum taşı, sarımsı kahve ve beyaz renkli gastropod ve
lamelli branchia fosilli kalker tabakaları halinde aflore eder.
Toraman Tepe batı yamacında, eoseni iki farklı seviye halinde görmekteyiz. Üstte
kalınlığı takriben 10 m civarında olan koyu renkli, sert, tabaka yüzeyine dik kırıklı birbirinin
içinde adeselenmiĢ, kum taşı ve konglomera seviyeleri; altta ise sarımsı beyaz ve bej renkli
kum taşı-marn münavebesi yer alır.
Neojen
İncelenen bölgede, neojene ithal edilen kil ve marn serisinin Samsun ili yerleşim
sahasını da içine alarak güneybatı istikametinde 8-9 km kadar uzandığı müşaade edilir.
Sahilden itibaren deniz altından da kuzeye doğru uzanır. Neojenin karakterini tespit gayesi ile
DSİ 7. bölge sahası içinde açılmış 104 m derinliğindeki araştırma sondaj kuyusunda, üstte
killi bir kısım, (5-6 m. ) alta doğru jips ara bantlı marn seviyesi geçilmiştir. Jips ara tabakaları
bilhassa 5 m ile 33 m arasında, 5-15 cm ara ile görülür. Jips ara bantları yanında, marn içinde,
15 m.‘den sonra silt adeselerine rastlanmaktadır.
Kuaterner
Mert ve Kürtün Irmaklarının yataklarında tersip ettiği, kalınlığı 10-35 m arasında
değişen alüvyon ile kıyı şeridi boyunca güneyden kuzeye doğru sel suları ile akış gösteren
derelerin yığıntı malzemesi ve denizden menşeli kum-çakıl karışımından ibaret seviyeler
kuaterner araziyi meydana getirir. Mert ve Kürtün Irmakları alüvyal malzemesi, iri çakıl ve
kum adesi halinde bu seviyeler arasında yer alan kil tabakalarından meydana gelir.
Mağmatik Taşlar:
İncelenen sahada, volkanizma, üst kretase içinde başlar eosen ve eosen sonrasında da
aralıklı olarak devam eder. Bu husus gerek incelenen sahada, gerekse Karadeniz sahil
silsilesinde müŞaade edilir. Üst kreatese filiş serisi içinde, kalınlığı 5-25 m arasında değişen
andezit sillerinin yer aldığı, ayrıca bazalt alglomera ve tüf seviyelerinin de gerek ara tabakalar
halinde, gerekse üst seviyelere tekabül etmek üzere stratifikasyona iştirak ettikleri müşaade
olunur. Ayrıca, iki fasiyes halinde ortaya çıkan eosen de müstakilen görülen andezit, bazalt,
tüf ve alglomera yanında filiş serisinde ara tabakalar halinde volkaniklere rastlanmaktadır. Üst
kretase ve eosene ait volkanikleri ve hatta filiş serilerini birbirinden ayırt etmek güçtür.
Ancak, eosen filiş serisinin belirgin rengi olan sarı renk yardımıyla ve fosil muhtevası ile iki
zaman mümessilleri arasında bir ayrım yapmak mümkün olabilmektedir.
3.7.2. Jeolojik Özellikler
Samsun’da genç delta ovalarında alüvyonlar geniş alanlar kaplar. Dik yamaçlarla
ayrılmış taraçalarda ise eski alüvyonlar görülür. Güneydeki dağlık kesime geçiş alanı neojen
yaşlı, killi kireçli tortularla kaplıdır. Kıyı dağları Samsun kentinin batısına doğru ince bir şerit
halinde uzanan ama doğuda Ordu’ya doğru genişleyen ve kalınlığı artan kretase lavlarından
oluşmuştur. Aynı dağların iç kesimlerinde genellikle kretase filişleri yer alır. İç kesiminde
neojen tortulları ve yer yer alüvyonlarla kaplı ovaların güneyinde birinci ve ikinci zaman yaşlı
kıvrımla kayaçlar kretase ve eosen filişleri ve oldukça geniş alanlarda da yeniden volkanik
oluşumlar görülür.
Samsun’da kretase eosen ve neojen yaşlı oluşumlar çok yaygındır. İlin güney sınırında
Yeşilırmak ile Göksu Irmağının birleştiği alanda üst kretase yaşlı oluşumlar geniş alanlar
kaplar. Eosen oluşumları ilin güneyinde Abdal Irmağının doğusunda görülmektedir. Ayrıca
Yeşilırmak havzasının doğusunda da süren bu oluşumlar marn ve konglomeralardır.
Volkanik oluşumlar içermeyen filişler Çarşambanın güney batısında görülür.
Yeşilırmak vadisinin doğu yamacında görülen eosen oluşumları içerisinde marnlara
rastlanmıştır. Çarşambanın güney batısında Abdal ırmağı ve Yeşilırmak arasında ayrıca
Yeşilırmak’ın doğusunda neojen yaşlı şilstler vardır. İlin kuzeyi tümüyle halosen yaşlı
alüvyonlarla kaplıdır. Bu alanda Yeşilırmak’ın taşıdığı kumlara, çakıllara ve bloklara
rastlanır. Bu oluşumlar kıyıdan 9-10 km. içeride başlar ve güneye doğru uzanır. Marn, kum
taşı, kil taşı, konglemera yer yer çeşitli tabakalardan oluşmuştur. Kürtün ve Mert ırmaklarının
taşıdığı alüvyonlarla kaplı 10 ve 30 km.lik alan kuvaterler yaşlıdır.
3.7.3. İklim Özellikleri
İklim Verileri (1970-2010 Yılları Ortalama)
Samsun genellikle ılıman bir iklime sahiptir. Ancak sahil şeridinde ve iç kesimlerde
iklim iki ayrı özellik gösterir. Sahil şeridinde (Merkez ilçe, Terme, Çarşamba, Bafra, Alaçam,
Yakakent, 19 Mayıs, Tekkeköy) Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Bunun için sahil
şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. İç kesimler (Vezirköprü, Havza, Ladik,
Kavak, Asarcık, Salıpazarı ve Ayvacık) yüksekliği 2000 m.yi bulan Akdağ ve 1500 m.yi
bulan Canik Dağlarının etkisi altında kalır. Burada dağların etkisinden kışlar soğuk, yağmur
ve kar yağışlı, yazlar ise serin geçer.
Sıcaklık;
Sıcaklık ve yağış yönünden Samsun hiçbir bölgeye benzemez. Samsun İli sıcaklık ve
yağışlar açısından Doğu ve Batı Karadeniz iklimine benzemektedir. Yağışı Doğu Karadeniz
Bölgesine göre az, sıcaklık ortalaması açısından ise yüksektir. İlin iç kesimleri ise deniz
etkisinden uzak olduğu için daha soğuktur. Kıyı kesiminde ise kışlar ılık, ilkbahar sisli ve
serin, yaz mevsimi ise kuraktır.
1970–2010 yılları ortalamasına göre, Samsun’da yıllık ortalama sıcaklık 14.4 0C’dir.
Yıllık ortalamalarına göre en sıcak geçen aylar Temmuz (23.30C) ve Ağustos (23.5 0C), en
soğuk geçen aylar ise Ocak (7.0 0C) ve Şubat (6.9 0C) aylarıdır.
En Yüksek Sıcaklık ortalaması yıllık 18.2 0C; En Düşük Sıcaklık ortalaması ise 10.9
0C’dir.
En Düşük Sıcaklık ortalaması Ocak (4.1 0C), Şubat (3.6 0C) ve Mart (4.7 0C) ile en
soğuk aylardır.
En Yüksek Sıcaklık ortalaması Temmuz (26,6 0C) ve Ağustos (27.2 0C) ile en sıcak
aylardır.
Toprak Üstü En Düşük Sıcaklık ortalaması 9.1 0C’dir.
Güneş, Temmuz ve Ağustos aylarında çok etkilidir.
Samsun’da ortalama günlük Güneşlenme süresi 5,1 saat olup; Mümkün Olan
Güneşlenmeye oranı %40 olarak gerçekleşmektedir. Günlük Güneşlenme süresi Aralık (2,4
saat), Ocak (2,5 saat) ve Şubat (3,2 saat) ile en düşük aylardır. Aralık (%26), Ocak (%26) ve
Şubat (%28) ile en düşük Güneşlenme süresi gerçekleşme oranına sahip aylardır.
Güneş Işınları Şiddetinin yıllık ortalaması 297.2 cal/cm2 olup; aylık ortalama Haziran
ayında 498,1 cal/cm2, Temmuz ayında 493.6 cal/cm2 ve Ağustos ayında 429.9 cal/cm2 ile en
yüksek aylardır.İlin sahil kesiminde ölçülen sıcaklıklar ile sahilden 10-15 km. iç kısımlarda
ölçülen sıcaklıklar arasında 10 0C’ye varan farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle kış aylarında
deniz kıyısından uzaklaştıkça iç kısımlara doğru gidildiğinde sıcaklık değerleri büyük değişim
göstermektedir. Yaz aylarında deniz suyu sıcaklığı 22,7 0C’dir. Aylık Deniz Suyu Sıcaklık
ortalamaları Haziran 19,70C, Temmuz 23,6 0C, Ağustos 24,8 0C ve Eylül 22,7 0C ile en
sıcak aylardır.
Yağış;
Yıllık ortalama yağış ülke ortalamasının üzerindedir (692,0 mm.). Buna karşılık ildeki
yağış oranı Batı Karadeniz Bölgesi illerine göre değişiktir. 1970-2010 yılları ortalamasına
göre ilde yağış en çok Ekim (63,1 mm.) ve Kasım (66,5 mm.) aylarında olmaktadır. İlin
doğusundaki yağış miktarı batısına göre daha fazladır. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı
140’dır.
Buharlaşma ve Transprasyon;
1970–2010 yılları ortalamasına göre yıllık ortalama açık yüzey buharlaşması 71.9 mm
olup en yük açık yüzey buharlaşması 153.0 mm ve 146.0 mm ile Temmuz ve Ağustos
aylarında gerçekleşmektedir. En düşük açık yüzey buharlaşması 17.1 ve 17.2 ile Şubat ve
Mart aylarında olmaktadır. Yıllık maksimum açık yüzey buharlaşması ise 11.8 mm’dir.
Ayrıca, Yapraklar üzerindeki buharlaşmayı tespit eden Piş aletinden elde edilen verilerde
yıllık ortalama 2,7 mm olup; Temmuz (3,1 mm) ve Ağustos (4,1 mm) aylarında yine en
yüksek değere ulaşılmaktadır.
Rüzgar;
Samsun kuzey rüzgârlarına devamlı olarak açıktır. En şiddetli esen rüzgârın yönü
güney-güneybatı olup; bu rüzgar Aralık ayında esen Lodos rüzgarıdır. Karayel, Yıldız ve
Poyraz güneydoğudan esen Keşişleme, güneyden esen Kıble ve Lodos rüzgârları Samsun
bölgesini etkisi altına alır.
Mevsimler itibariyle Samsun’da Sonbahar ve Kışın hâkim rüzgar yönü GüneyGüneybatı ve Güneybatı, İlkbaharda Kuzey-Kuzeybatı ve Kuzey-Kuzeydoğu, Yazın ise
Kuzey-Kuzeydoğu ve güney-batı rüzgarları hâkimdir.
1970–2010 yılları ortalamasına göre, Samsun İlinde yılda ortalama 63 gün Kuvvetli
Rüzgar, yaklaşık 16 gün Fırtınalı Rüzgar esmektedir. Fırtınalı rüzgar Aralık (4 gün), Ocak (4
gün), Şubat (3 gün), Mart-Nisan-Kasım aylarında ortalama 1 gün; ayrıca kuvvetli rüzgar
Aralık 10 gün, Ocak 9 gün, Şubat 8 gün, Mart ve Kasım 7 gün, Nisan 5 gün, Mayıs-HaziranTemmuz-Ağustos ve Eylül aylarında 3 gün olarak ölçülmüştür.
Samsun’da Aralık (34,5 m/sec.), Mart (32,8 m/sec) ve Ocak (31.2 m/sec.) aylarında
diğer aylara göre daha kuvvetli rüzgar esmektedir.
Basınç;
Hava basıncı yer yüzeyindeki havanın hareketli veya hareketsiz olmasını önemli
ölçüde etkiler. Yüksek basınç şartlarının olduğu bir alanda hava devamlı çökelme
eğilimindedir. Bu yüzden kirli hava yükselip dağılamaz. Yüksek basınç sahaları hava kirliliği
bakımından olumsuz şartlar içerir.
Alçak basınçlarda ise hava hareketleri yükseltici özellik gösterdiğinden bu hareket
türbülans yolu ile kirli havayı atmosferin üst katlarına taşıyarak yüksek katlarda dağılmasını
sağlar. Alçak basınç sahaları hava kirliliğinin dağılması açısından önemlidir.
Sis ve Nem;
1970-2010 yılları ortalamasına göre Samsun’da yıllık ortalama bulutlu gün sayısı 219
gündür. Açık gün sayısı 50; kapalı gün sayısı ortalaması ise 96 gündür.
Samsun’da nispinem oranı ülke ortalamasının hayli üzerindedir (%73,5). İlkbahar
mevsimi en yüksek nem oranı ortalamasına sahiptir (%78,1). En düşük nem oranı ortalaması
Kış mevsiminde %67,7 olmaktadır. Sonbahar ve yaz aylarında nispi nem oranları ortalaması
ise 73,6 ve 74,4’tür.
Samsun’da yaz aylarında nispi nemin yüksek olması nedeniyle hava sıcaklığı
olduğundan daha yüksek hissedilir.
1970-2010 yılları ortalamasına göre, Samsun’da yıllık sisli gün sayısı ortalama 11
gündür: Ocak 1 gün, Şubat 1 gün, Mart 2 gün, Nisan 3 gün, Mayıs 3 gün olarak tespit
edilmiştir. Temmuz ve Ağustos aylarında sis tespit edilmemiştir. Diğer aylarda ortalama 1
günün altındadır.
Kar ve Don;
Samsun’da karla örtülü gün sayısının olduğu aylar Aralık 1 gün, Ocak 2 gün, Şubat 2
gün ve Mart 1 gündür. En yüksek kar örtüsü Ocak ayında 36 cm olarak ölçülmüştür.
Sıcaklığın 00C’nin altına düşmesi nedeniyle meydana gelen don olayları ilimizde bazen sebze
ve meyve bahçelerine zarar vermektedir ancak son yıllarda Samsun’da donlu günler sayısında
ortalama olarak bir azalma görülmektedir.
1970-2010 yılları ortalamasına göre, Samsun’da Donlu Gün sayısı yıllık ortalama 9
gün olup; Kasım’da ortalama 1 günden az, Aralık’ta 1 gün, Ocak’ta 3 gün, Şubat’ta 4 gün,
Mart ayında 2 gün ve Nisan ayında ortalama 1 günün altında donlu gün görülmektedir.
3.7.4. Hidrografya
Çarşambaya ulaşan Yeşilırmak ilçeyi ortadan ikiye bölerek, Cıva Burnundan
Karadeniz’e dökülür. Üç taşlar bölgesinde Ters akan ırmağı ile birleşir. Uzunluğu 416 km
olan Yeşilırmak’ın akış hızı 5 km,en kurak mevsimde su yüksekliği 9 metre doğu sahilinde ise
5.5 metredir.
• Kızılırmak: Sivas’taki kızıl dağından doğan Kızılırmak Türkiye’nin en uzun
akarsuyudur. Osmancık ilçesinden Karadeniz bölgesine giren ırmak 1151 km uzunluğundadır.
Kargı civarında kuzey doğu Samsun-Sinop sınırına girer. Bafra’nın batısında kollara ayrılan
ırmak Bafra Burnundan Karadeniz’e dökülür. Delice, Devres ve Gök ırmağı Kızılırmak’ın
önemli kollarındandır. Bafra yakınlarında yapılan ölçümlere göre en kurak zamanda genişliği
46 metre derinliği 1.30 metredir. Saniyede 21 metreküp su akıtır. Akış hızı ise 4 ila 6 km
arasındadır.
• Terme Çayı: Terme çayı Kara ormandan doğar. Simenit etrafındaki sazlıkları
besleyen Terme çayı ilçeyi ikiye bölerek Karadeniz’e dökülür. Genişliği 30 metre derinliği
yaklaşık 1 metre olan Terme çayı çeltik tarlalarına hayat verir.
Bu akarsulardan başka bölgede Mert Irmağı, Kürtün Çayı, Ters akan Çayı, Kara boğaz Deresi,
Akçay, Uluçay, Esenli, İncesu, Hızırilyas, Ballıca deresi ve Güdedi gibi irili ufaklı akarsular
vardır.
4. Göller
Bölgedeki göller zaman zaman değişen akarsu yataklarından meydana gelmiştir. Yörenin
gölleri Bafra,Çarşamba ve Ladik ilçelerinde toplanmıştır.
Liman Gölü: Kızılırmak doğu sahilinde Cernek Gölünün kuzeybatısında yer alır ve
tahmini alanı 270 hektardır. 7 m. derinliğinde, tabanı ve kıyıları kumdur. Sazan, akbalık ve
kefal bulunur. Besleyici madde bol miktarda bulunur.
Cernek Gölü:
Bu göl Balık Gölü’nün kuzeyinde Kızılırmağın doğu sahilinde yer alır. DSİ nin
Kolmataj raporuna göre göllerin alanı 590 hektardır. Göl seviyesi Karadeniz'den 60 cm.
aşağıda, derinliği ise takriben 1.60 m.dir. Besleyici madde boldur. Gölde akbalık, sazan ve
kefal vardır.
Karaboğaz Gölü:
Kızılırmağın batı sahillerinde yer, alır. Gölü çevreleyen oldukça yüksek eksibeleri
meydana getirmiş olan kuzey ve batı rüzgarlarına açıktır. Göl genellikle 5-6 m. derinliktedir
ve besleyici madde bakımından zengindir. Kolmataj raporuna göre tahmini alanı 170
hektardır.
Ladik Gölü: Ters akan ırmağının kaynağını teşkil eden Ladik gölü Ladik’e 10 km
uzaklıktadır. Gölde alabalık ve turna balığı bulunmaktadır. Balıkçılık yanında geniş bir sazlık
alana sahip olan Ladik gölünden toplanan sazlar hasır yapımında kullanılır. Gölün uzunluğu 5
km genişliği 2 km ve yüz ölçümü 10 km karedir.
Simenit Gölü: Simenit Gölü Terme çayı yatağının değişmesi ile meydana gelmiştir.
Terme hudutları içerisinde bulunan gölde balıkçılık yapılmaktadır. Termeye 20 km uzaklıkta
bulunan göl, kanalla birbirine bağlanmış iki göl görünümümdedir. Kışın yağmur suları ile
beslenen göl,fırtınalı zamanlarda zaman zaman deniz suyunun göle karışması ile dolar.
Bölgede yukarıda sayılan göllerden başka bir çok irili ufaklı göller vardır. Bunlar; Bafra da
Kızılırmak tarafından meydana gelmiş ,Karagöz,Dut dibi, Çernek, Uzun göl ve Tombul
gölüdür. Çarşambada Yeşil ırmağın meydana getirdiği Akcagöl,Akarcık,Dumanlı ve Kör
ırmak adıyla bilinen göllerdir.
Akgöl:
Simenit gölü gibi Terme çayı’nın yatağını değiştirmesi ile oluşan bu gölde de çok sayıda balık
bulunmaktadır. Deniz suyunun basması ile balık varlığının çeşitliliği artmaktadır.
Denizler:
Bir iç deniz olan Karadeniz 1546 m uzunluğunda olup basenin max derinliği 2212m
ortalama derinliği 1350mdir. Basenini toplam alanı 420.000 km2dir. Denizin toplam hacmi
537.000 km3 olup bunun %87 sini O2 siz sular oluşturur. Karadeniz’in sıcaklık profili
incelendiğinde her mevsimde 3 tabakaya ayrıldığı gözlenir. En üstte yer alan yüzeysel su
tabakası yer yer değişimle beraber 20-30m kalınlığındadır. Bu su kütlesinin sıcaklığı
mevsimlerin radyasyon bilançosuna göre değişir. Arada yer alan serin tabakanın kalınlığı 2575 m arasında değişir . ara tabakanın altında ise alt su tabakası yer alır.
Karadeniz’in akıntı durumu incelendiğinde yüzeysel suların havzanın kıyılarını kabaca
izleyerek hareket ettiği bilinmektedir. Genişliği yaklaşık 50 mil olan akıntı sistemi içinde ve
sistemin birer parçası olan doğu ve batı havzalarından Karadeniz’in orta kısmından daralması
sonucu ayrı bir sirkülasyon sistemi daha gelişmiştir.
Yoğunluk 1.024 - 1.030 arasında değişir yoğunluk derinliğe paralel olarak artış
gösterir bu artış sürekli olmayıp sıcaklığın derinliğe bağlı azalmasında olduğu gibi önce yavaş
ve belli derinlikten sonra yükselir .
Karadeniz’in önemli bir özelliği hidrolojik rejimidir. Boğaz akıntılarının oluşmasının
nedeni bu rejimdir.
Jeotermal Kaynaklar
Havza Kaplıcaları :
İlde jeotermal kaynaklar ağırlıklı olarak Havza İlçesinde yer almaktadır. Havza'da
turizm faaliyetlerinin büyük bir bölümü termal turizme dayanmaktadır, kaplıcalar yaklaşık
2000 yıldan beri kullanılan tarihi sağlık tesisleridir. Şifalı suları bulunan ilçeye eski çağlardan
beri bazı hastalıkların tedavisinde yaradığı için çevreden hatta bütün Anadolu'dan çok sayıda
insan gelmektedir. Diğer bir deyişle Havza'da daha çok sağlık, dinlenme ve temizliğe dayalı
turizm söz konusudur. Havza'nın içerisinde Samsun-Ankara yoluna yaklaşık 1 km. uzaklıkta
bir tepenin eteğinde beş kaplıca bulunmaktadır. Bu kaplıcaların üçü eski tarihlerde yapılmış;
Aslanağzı - Kızgözü; Şifa ve maarif hamamları; diğer iki tanesi ise MTA'nın araştırmaları
sonucu 1986 yılında bulunan ve çıkarılan sıcak suyun değerlendirilmesi amacıyla sonradan
yapılmış modern Türk Hamamı, Lokman hekim Hamamıdır.
Yaklaşık 2.000 yıldan beri kullanılan tarihi sağlık tesisleridir. Yakın geçmişe kadar 1.6
lt/sn Kadar olan kaynak debisi MTA ‘nın çalışmaları ile 50 lt/sn. ‘ye kadar ulaşmış ancak
daha sonra bu debi 20 lt/sn.ye düşmüştür.
Ladik Hamamayağı Kaplıcaları:
Samsun’a 75 havza’ya 15 Km. uzaklıkta yer alan kaplıca, Ladik İlçe merkezinin 13
Km. kuzeyinde bulunmaktadır. Oldukça eski bir tarihe ve kullanıma sahip olan hamamayağı
70 kaplıcalarının debisi fazla değildir. Su bir vadinin tabanından ve hemen yanındaki taşlık
tepenin altından gelmektedir. Su sıcaklığı 35 °C dir.
Akarsular
Samsun ili, 14 numaralı Yeşilırmak havzası ile 15 numaralı Kızılırmak havzasının
aşağı (mansap) kısmında yer almaktadır. Bu havzaların batısında 13 numaralı Batı Karadeniz
havzası, doğusunda ise 22 numaralı Doğu Karadeniz havzası yer almaktadır.
Samsun ili sınırları içerisinde yer alan önemli akarsular; Kızılırmak Nehri, Yeşilırmak
Nehri, Terme Çayı, Abdal Irmağı, Mert Irmağı, Kürtün Irmağı, Engiz Deresi, Tersakan Çayı
ve bunların yan kollarından oluşmaktadır.
Samsun – Salıpazarı – Terme Çayı :
Terme Çayının yağış alanı, güneyde Karakuş Irmağı havzası sınırlarındaki 1300 m
kotlarından Salıpazarı ilçesi merkezindeki 58 m kotu arasında yer almaktadır. Salıpazarı ilçesi
merkezinde Terme Çayının yağış alanı 233 km2 ve akarsu boyu 35 km dir. Terme Çayı,
Terme ilçe merkezinin 5 km mansabında Karadeniz’e birleşmektedir.
Samsun – Terme – Miliç Irmağı :
Miliç Irmağının Karadeniz’e birleşim yerindeki yağış alanı 180 km2 ve akarsu boyu
24 km dir. Karadeniz’e birleşim yerindeki 100 yıl yinelenmeli taşkının pik debisi Q100 = 359
m3 / s ve 500 yıl yinelenmeli taşkının pik debisi ise Q500 = 481 m3 / s olarak hesaplanmıştır.
Samsun – Çarşamba – Yeşilırmak Nehri :
Yeşilırmak Nehrinin Çarşamba ilçesi merkezindeki yağış alanı 36 000 km 2 ve kotu 10
m dir. Yeşilırmak ana kolu, Çekerek Irmağı, Çorum Çat Irmağı, Kelkit Irmağı, Tersakan
Irmağı ve Karakuş Irmağı, Yeşilırmak Nehrinin yan kollarıdır. Amasya ve Tokat illerinin
tamamı ile, Samsun, Çorum, Yozgat, Sivas, Erzincan, Gümüşhane, Ordu ve Giresun illerine
ait arazilerin bir kısmı, 14 numaralı Yeşilırmak Havzası içerisinde yer almaktadır. Bu havza
içerisindeki; Kılıçkaya, Almus, Ataköy, Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu barajlarında elektrik
enerjisi üretilmektedir.
Samsun – Çarşamba – Dikbıyık – Abdal Irmağı :
Abdal ırmağının, Dikbıyık kasabası – Irmaksırtı mevkiindeki yağış alanı 502 km2 ve
kotu 08 m dir. Aptal ırmağının yağış alanı, Asarcık ilçesi arazilerindeki 1200 m kotlarından
başlamaktadır ve Irmaksırtı mevkiinde Samsun – Ordu karayolunu geçtikten sonra
Karadeniz’e birleşmektedir. Samsun ili merkeze içme ve kullanma suyu sağlayan Çakmak
Barajı, Abdal ırmağı yağış alanının 476 km2 lik kısmını kontrol etmektedir.
Samsun – Tekkeköy – Gelemen Kanalı :
Gelemen kanalı, yukarı havzasında yer alan üç ayrı dere ile tarım arazilerinin drenaj
sularını Karadeniz’e tahliye etmektedir. Karadeniz’e birleşim yerindeki yağış alanı 198 km2
ve en uzun akarsu boyu 37 km dir. Yağış alanının güney yamaçlarındaki en yüksek
kısımlarında yükseltisi 900 m ye kadar ulaşmaktadır.
Samsun – Tekkeköy – Tekkeköy Deresi :
Tekkeköy Deresinin Tekkeköy ilçesi merkezindeki yağış alanı 47 km2 ve dere boyu 18
km’dir. Yağış alanının yükseltisi, Tekkeköy ilçesi merkezinde 25 m dir.Yağış alanın yüksek
kısımlarında kotlar 850 m ye kadar ulaşmaktadır. Tekkeköy deresi, ilçe merkezi mansabındaki
Tekkeköy Kanalına katılmaktadır. Tekkeköy Kanalı ise, Samsun – Ordu karayolunu geçtikten
sonra Karadeniz’e birleşmektedir.
Samsun – Tekkeköy – Kirazlık Deresi :
Kirazlık Deresinin, Samsun – Ordu karayolu geçişindeki yağış alanı 45 km2 ve dere boyu 15
km dir. Kirazlık Deresi, Samsun organize sanayi sahası içerisinden geçerek Karadeniz’e
birleşmektedir. Derenin yağış alanının yükseltisi, karayolu geçişindeki 04 m kotundan alanın
yüksek kısımlarındaki 850 m kotlarına kadar ulaşmaktadır.
Samsun – Merkez – Mert Irmağı :
Mert ırmağının yağış alanı sınırları, Kavak ve Asarcık ilçelerinin yüksek
kesimlerindeki 1200 – 1300 m kotlarından başlamaktadır. Irmağın Karadeniz’e birleşim
yerindeki yağış alanı 816 km2 ve akarsu boyu 68km’dir. Kavak-Güven, Kavak-Divanbaşı ve
Kavak-Kozansıkı göletleri, Mert ırmağı havzası içerisinde yer almaktadır.
Samsun – Merkez – Kürtün Irmağı :
Kürtün ırmağı yağış alnının sınırları Kavak ilçesi sınırlarındaki 1100 m kotlarından
başlamakta olup, Samsun il merkezi içerisinde Karadeniz’e birleşmektedir. Irmağın denize
birleşim yerindeki yağış alanı 320 km2 ve akarsu boyu 47 km’dir.
Samsun – 19 Mayıs – Engiz Deresi :
Engiz deresi yağış alanının yukarı sınırları 1300 m kotlarından başlamakta olup, 19
Mayıs ilçe merkezine Samsun-Sinop karayolunu geçerek Karadeniz’e birleşmektedir.
Samsun – Bafra – Kızılırmak Nehri :
15 numaralı Kızılırmak Havzası, Sivas ili arazilerinden başlayıp, Samsun ili sınırları
içerisinde Karadeniz’e birleşmektedir. Delice çayı, Devres çayı ve Gökırmak, Kızılırmak
nehrinin yan kollarıdırlar. Kızılırmak nehrinin, Bafra – İnözü Köyündeki yağış alanı 75 120
km2 ve kotu 38 m dir. Kesikköprü, Hirfanlı, Altınkaya ve Derbent barajları ve HES tesisleri
Kızılırmak havzası içerisinde yer almaktadır.
Samsun – Alaçam – Yenice – Taşkelik Deresi :
Taşkelik Deresinin Samsun – Sinop karayolu geçişindeki yağış alanı 136 km2 ve kotu
15 m dir. Yağış alanının yüksek kesimlerinde yükselti 1600 m yi geçmektedir. Akarsu boyu
ise 33 km dir.
Samsun – Alaçam – Uluçay :
Uluçay deresinin Alaçam ilçe merkezindeki yağış alanı 130 km2 ve kotu 16 m
dir.Yağış alanının yüksek kesimlerindeki yükselti 1600 m yi geçmektedir.
Samsun – Havza - Havza Deresi :
Havza deresinin ilçe merkezi girişindeki yağış alanı 53 km2 ve kotu 640 m dir. Yağış
alanının yukarı kesiminde yükselti 1600 m yi aşmaktadır. Aynı yerdeki akarsu boyu ise 18 km
dir. Havza Deresi, ilçe merkezi mansabında Tersakan Çayına birleşmektedir.
Samsun – Havza – Tersakan Çayı :
Tersakan çayının Havza ilçe merkezindeki yağış alanı 513 km2 ve kotu 615 m dir. Ladik gölü
havzası, Tersakan çayı yağış alanının yağış alanı içerisinde yer almaktadır.
Amasya – Merzifon Yedikır barajı ve Amasya Suluova sulamalarına, Tersakan çayından su
sağlanmaktadır.
Samsun – Havza – Çatak – Derinöz Deresi :
Derinöz deresinin Çatak köyündeki yağış alanı 120 km2 ve kotu 650 m dir. Yağış alanının
yukarı kesiminde, yükseltisi 1900 – 2000 m kotlarına kadar ulaşan Akdağ’ın batı yamaçları
yer almaktadır. Derinöz deresi, Çatak Köyü’nün mansabında Tersakan Çayına birleşmektedir.
Samsun – Havza – Kayabaşı – İstavloz Çayı :
İstavloz çayının Kayabaşı Köyü mevkiindeki yağış alanı 327 km2 ve kotu 410 m dir. İstavloz
çayının yağış alanının yukarı kesiminde, 1700 m kotlarına kadar yükselen AmasyaGümüşhacıköy ilçesi arazileri yer almaktadır. Vezirköprü – Köprübaşı bucağı içerisinde
Bakırçay Deresi ile birleşiminden sonra mansabındaki Akçay Çayına katılmaktadır.
İstavloz çayı, Kamlık çayı ve Vezirköprü ilçesi merkezinden geçen Uluçay deresi’nin
birleşiminden oluşan Akçay çayı ise, mansabındaki Altınkaya Barajı gölüne katılmaktadır.
SAMSUN ÇEVRESİ HİDROJEOLOJİK ETÜTLERİ
Samsun ili ve yakın çevresinde, kıyı boyunca yer altı suyu yönünden önemli olan
sahayı; şehrin güneydoğu ve kuzeybatısından Karadeniz’e dökülen Mert ve Kürtün
ırmaklarının meydana getirdiği alüvyal düzlükler ile, Atakum Sahil Düzlüğü teşkil
etmektedir.
Etüd Sahasının Tanıtımı
Samsun il Merkezini de içine alan inceleme sahasının doğu sınırı; ilin 2 km kadar
güneydoğusundan geçer, güneye doğru 28-30 km uzanır. Batıdan da 45-50 km uzunluğunda
bir hatla sınırlıdır. Saha, Greenwich başlangıcına göre 36o-37o boylam daireleriyle, 41o-42o
enlem daireleri arasında yer alır.
Havza alanı, 1120 km2 kadardır. Deniz kenarından itibaren tatlı bir meyille başlayan
topografya, güneye doğru yükselerek 100 m yi geçer. Arazi dik ve derin vadilerle yarılmıştır.
Sahanın yüksek noktaları doğu ve güneydoğuda 500-700 m güneyde ise 1000 m nin üstüne
çıkar. Batıda ise, Kocadağ 1310 m yüksekliğe sahiptir (Böğürtlen Tepe). Sahanın batı kenarı
boyunca güneye doğru, Ömerpaşa Tepe 1158 m, Elik Tepe 1255 m ile en yüksek noktaları
teşkil ederler.
Morfolojik yapı jeolojik karakterlere bağlı olarak teşekkül etmiştir. Sarı renkli
killerden meydana gelen Neojen arazi, sahilden itibaren başlar, kısmen düz ve bombeli sırtlar
halinde güneye doğru devamlı 100-150 m lik bir irtifa kazanır. Ayrıca bünyede mevcut jips
bant ve adosolerinin meydana getirdiği heyelanlar, topografyanın asli şeklini bozarak seki ve
tümsekli bir yapının doğmasına sebep olmuştur.
Kretase’nin aflörman sahası, jeolojik yapıya intibakla, tabak meylinin az olduğu
kısımlarda, düzlüklerle; meylin fazla olduğu yerlerde ise bombeli sırtlar, derin ve dik vadilerle
dikkati çeker. Volkanikler daha çok, yüksek kısımlarda, sivri tepeler halinde görülürler.
Akarsu şebekesi de yapı kontrolünde teşekkül etmiş olup, dantritik karakterdedir.
İncelenen sahanın suları, iki ırmak vasıtasıyla Karadeniz’e boşaltılır. Bunlardan biri, Samsun
ilinin içinden akan Mert Irmağı olup 770 km2 lik bir sahanın suyunu toplar ve drene eder.
Diğeri de ilin kuzeybatısından Karadeniz’e dökülen ve 350 km2 lik bir sahanın suyunu
boşaltan Kürtün Irmağıdır.
3.7.5. Toprak Özellikleri
İlde görülen iklim ve jeolojik yapı farklılıkları ile vejetasyondaki çeşitlilik değişik
özelliklere sahip toprakların oluşmasına neden olmuştur. Tarım arazilerinin I.,II., III. ve IV.
sınıf araziler üzerinde yoğunlaştığı ancak en fazla yüzölçümü sahip olan orman alanları ile
çayır – mera alanlarının VII. Sınıf araziler üzerinde olduğu görülmektedir. I- IV. Sınıf
aralığında 321.221 ha.lık alanda tarım yapılıyor olması, V – VIII. sınıf aralığında ise 134.103
ha.lık alanda tarım yapılıyor olması Samsun İlinde agro- ekolojik faktörlerin üretimde önemli
kısıt teşkil ettiğini göstermektedir.
3.7.6. Arazi Varlığı
Arazi Sınıfları
Kullanma kabiliyetine göre sınıflandırmada en geniş kategoriyi oluşturan kabiliyet
sınıfları sekiz adet olup toprak zarar ve sınıflandırılmaları l. sınıftan VIII. Sınıfa kadardır. İlk
dört arazi sınıfı, iyi bir toprak idaresi altında, yöreye adapte olmuş tarla bitkileri ile orman,
mera ve çayır bitkilerinin iyi bir şekilde yetiştirme yeteneğine sahiptir. V., VI. ve VII. Sınıflar
bulundukları yöreye adapte olmuş yerli bitkilerin yetişmesine elverişlidir. Bunlardan V.ve VI.
sınıflarda, toprak ve korunma önlemi alınması koşulu ile bazı özel bitkilerde yetiştirilebilir.
VIII. sınıf arazi çok etkin ve pahalı ıslah çalışmaları ile üretime alınabilinirse de ürün ve
yatırım harcamalarını karşılayamaz. Buna göre Samsunda arazi sınıflaması yapıldığında sırası
ile; Sınıf l -Bu sınıf toprakların, kullanılmalarını kısıtlayan hafif derecede bir veya iki
sınıflandırması olabilir. Topografyaları hemen hemen düzdür. Su ve rüzgar erozyonu zararı
yok veya çok azdır. Toprak derinliği fazla drenajları iyidir. Tuzluluk, sodiklik (alkalilik) ve
taşlılık gibi sorunları yoktur. Su tutma kapasiteleri yüksek ve verimlilikleri iyidir veya
gübrelemeye cevap verirler. Çok üretken olup geniş bir bitki seçim aralığına sahiptirler.
Kültür bitkileri yetiştirilmesinde olduğu kadar, çayır, mera ve orman içinde güvenli olarak
kullanılabilir. Topraklar kolay işlenmekte olup gübreleme, kireçleme, yeşil gübreleme, bitki
artıkları ve hayvan gübrelerinin toprağa verilmesi, adapte olmuş bitkilerin münavebeye
alınması gibi olağan amenejman işlemelerinden bir veya bir kaçının uygulanmasına ihtiyaç
gösterirler.
Sınıf I- arazinin yayılma alanı toplam 42.079 hektar olup il yüzölçümünün %4.4'ünü
teşkil etmektedir. %98.22 'sini alüviyal %1.8 'ini de kolüviyal topraklar oluşturmaktadır.
Hemen hepsi %2 den daha az eğimlidir. %98.3 ünde toprak derin , %1.7 sinde orta
derindir.10.399 hektarını sulu, 28.696 hektarında kuru tarım yapılmakta, 10.395 hektarında da
fındık yetiştirilmektedir. Kalan 1889 hektardan 689 hektarı orman ve funda örtüsü altında
olup, 1210 hektarı yerleşik alan haline gelmiş bulunmaktadır.
Sınıf II- Bu sınıftaki topraklar kötüleşmeyi önlemek veya işleme sırasında hava su
ilişkilerini iyileştirmek için yapılan koruma uygulamalarını içeren dikkatli bir toprak
uygulamasını gerektirir. Sınırlandırmalar az ve uygulamalar kolayca yerine getirilebilir
cinstendir. Topraklar kültür bitkileri, çayır, mera ve orman için kullanılabilir. Bu sınıftaki
toprakların sınırlandırmaları :
(1) Hafif eğim,
(2) Orta derecede su ve rüzgar erozyonuna maruzluk veya geçmişteki erozyonun orta
derecede olumsuz etkileri
(3) İdealden daha az toprak derinliği
(4) Biraz elverişsiz toprak yapısı ve işlenebilirliği,
(5) Hafiften ortaya kadar değişen,
(6) Kolayca düzeltilebilen fakat yinede görülebilen taşkın zararı,
(7) Drenajla düzeltilebilir fakat sürekli olarak orta derecede sınırlandırma şeklinde var
olan yaşlılık
(8) Toprak kullanma ve idaresi zerindeki hafif iklimsel sınıflandırmaların tek tek yada
kombinasyon şeklinde etkileri içerir.
Bu sınıftaki topraklar çiftçiye bitki seçimi ve amenejman uygulamaları bakımından
sınıf l dekinden daha az serbestlik sağlar. Bunlar aynı zamanda özel toprak koruyucu bitki
yetiştirme sistemleri, toprak koruma uygulamaları, su kontrol yapıları veya kültür bitkiler için
kullanıldıklarında uygun işleme yöntemleri gerektirirler. Samsun ilinde II. Sınıf araziler
115.504 hektarlık yüzölçümleri ile %12'lik bir oran teşkil eder. Bu arazilerin %70.2'sini
alüviyal, %14.8'ini kestane rengi, %8.2'sini kolüvyal %0.2'sini gri-kahverengi orman
toprakları oluşturmaktadır.
Bu sınıf arazilerin %75.4 ünde eğim %0.2 , %23.6 sında %2-6 ve %1.0 unda ise %12
den fazladır. Toprakların %83.3 ü derin, %16.7 si orta derin veya sığdır. Eğimi %0.2 oranların
%69.8 inde drenaj yetersizliği görülmektedir. Bir kısmında hafif veya orta derecede erozyon
hüküm sürmektedir.
Sınıf III-Bu arazilerde şu sınırlandırmaların bir veya birkaçı bulunabilir.
1- Orta derecede eğim,
2- Şiddetli su veya rüzgar erozyonuna maruzluk yahut geçmişteki erozyonun şiddetli
olumsuz etkileri,
3- Ürüne zarar veren, sık taşkınlar,
4- Alt toprakta çok yavaş geçirgenlik,
5- Drenajdan sonraki, yaşlık veya bir süre için devam edecek, göllenme,
6- Sığ kök bölgesi,
7- Düşük rutubet tutma kapasitesi,
8- Kolayca düzeltilmeyen düşük verimlilik,
9- Orta derecede tuzluluk veya sodiklik
Bu sınıftaki yaş veya yavaş geçirgen fakat hemen hemen düz toprakların çoğu,
işlendiğinde, drenaj ve toprağın yapısı ile işlenebilirliğinin sürdürecek bir ürün yetiştirme
sistemin gerektirir. Balçıklaşmayı önlemek ve geçirgenliği düzeltmek için böyle topraklara
organik madde ilave etmek, ve yaş olduklarında işlemeden kaçınmak gerekir. Sulanan
alanlardaki III. Sınıf arazi topraklarının bir kısmı yüksek taban suyu, yavaş geçirgenlik , tuz
veya sodyum birikmesinden dolayı, sınırlı olarak kullanılmaktadır.
Üçüncü sınıf araziler Samsun ilinin %10.4'ünü teşkil eder. Toplam alanları 99.253
hektardır. İldeki alüviyal toprakların %1.6'sını, kolüvyallerin %31.4'ü kırmızı-sarıpodzolik
toprakların %75.6'smı, gri-kahverengi podzolik toprakların %1.7'sini, kahverengi orman
topraklarının %13.5'i ve kahverengi toprakların %23.7'i bu sınıfa girmektedir.
Çoğu orta eğime sahiptir. %4.3 ü düz veya düze yakın, %3.3. hafif eğimlerde, %0.2 si
de dik eğimlerde yer almaktadır.%4.2 sinde toprak derin ,%59.7 sinde orta derin, %36.1 inde
sığdır. %4.3 ü hafif, %95.4 ü ora ve %0.3 ü şiddetli erozyona maruzdur. Düz eğimde olanların
%0.5 inde yalnız drenaj bozukluğu, hem de tozluk vardır.
III. Sınıf arazilerin ildeki kullanım durumu; 73.482 hektar kuru tarım, 192 hektar sulu
tarım, 2.026 hektar fındıklık, 375 hektar mera, 22.310 hektar orman ve fundalık, 868 hektar
yerleşim alanı şeklindedir.
Sınıf IV- Bu sınıfta toprakların kullanılmasında kısıtlamalar III. Sınıftakinden daha
fazla ve bitki seçimi daha sınırlıdır. İşlendiklerinde daha dikkatli bir idare gereklidir. Koruma
önlemlerinin alması ve muhafazası daha da zordur. Çayır, mera ve orman için
kullanılabilecekleri gibi gerekli önlemlerin alınması halinde iklime adapte olmuş tarla ve
bahçe bitkilerinden bazıları içinde kullanılabilir.
Aslında IV. Sınıf arazi topraklarında ;
1- Dik eğim
2- Şiddetli su ve rüzgar erozyonuna maruzluk
3- Geçmişteki erozyonun şiddetli olumsuz etkileri
4- Sığ toprak
5- Düşük rutubet tutma kapasitesi
6- Ürüne zarar veren sık taşkınlar
7- Uzun süren göllenme, yaşlılık ve/veya bir kaçının sürekli etkilenmesi sonucu kültür
bitkileri için kullanım çok sınırlıdır.
Samsun ilinde IV. Sınıf araziler 135.994 hektarlık bir yüz ölçüme ve %14.2'lik bir
orana sahiptir. Bu sınıfın % 53.4'ünü kahverengi orman %28.2'sini kestane rengi, %14.4'ünü
grikahverengi podzolik, %3.5'ini alüvyal, %0.3'ünü kolüviyal, % 0.2 'sini de kırmızı-sarı
podzolik topraklar oluşturmaktadır.
Bu sınıf arazilerin %3.6 sı düz veya düze yakın, %0.3 ü hafif, %7 si orta , %89.2 si de
dik ve daha fazla eğime sahiptir. Toprakların %16.6 sı derin, %36.1 i orta derin, %40 ı sığ ve
%6,6 sı çok sığdır. Düz veya düze yakın eğimlerde erozyon etkisi pek görülmemekte ise de bu
sınıf arazinin %96.2 sinde orta ve %0.3 ünde şiddetli bir erozyon hüküm sürmektedir. Düz
alanların hemen hemen tümünde drenaj bozuk olup, % 2.3 ünde çoraklık vardır.Bu arazilerin
büyük bir kısmında (108.919 hektar) kuru tarım uygulanmaktadır, 28.899 hektarı orman ve
funda ile kaplıdır. 1.115 hektarı yerleşik alan haline gelmiş olup geri kalanı da sulu tarım
arazisi, fındıklık ve mera olarak kullanılmaktadır.
V. Sınıf araziler yetişecek bitki cinsini kısıtlayan ve kültür bitkilerinin normal
gelişmesini önleyen sınırlandırmalarına sahiptir. Bunlarda coğrafya hemen hemen düzdür.
Toprakları ya sık sık sel basması nedeniyle sürekli yaş, yada çok yaşlı veya kayalıktır. Sık sık
taşkınlara maruz kalan taban arazilerle düz,düze yakın eğime sahip çok taşlı veya orta
derecede kayalı, araziler, yada drenaj bakımından, kültür bitkileri tarımına elverişli olmayan,
fakat suyu seven, kot ve ağaçların yetişmesine uygun, gölgelenme alanları bu sınıfa örnek
olarak gösterilebilir.
Tarla ve bahçe bitkileri kültürüne uygun olmakla birlikte çayır ıslahı yapmak, veya iyi
bir idare ile uygun, ağaç türleri yetiştirmek suretiyle bu arazilerden kazanç sağlanabilir.
Bu tür araziler, Samsun İlinde 349 hektarlık yüzölçümü ile %0.1 'den daha düşük bir oran
teşkil eder. Tamamı hafif tuzlu, düz veya derin hidromorfik alüvallerden ibarettir. Çayır
arazisi olarak kullanılmaktadır.
VI- Bu sınıfa giren toprakların fiziksel koşulları, gerektiğine tohumlama, kireçleme
gübreleme ve kontur karıkları , drenaj hendekleri, saptırma yapıları ve su dağıtıcıları ile su
kontrolü gibi çayır ve mera iyileştirmelerinin uygulanmasını pratik kılar, bu sınıftaki
toprakların:
1-Dik eğim
2-Ciddi erozyon zararları
3-Geçmişteki erozyon olumsuz etkileri
4-Taşlılık
5-Sığ kök bölgesi
6-Aşırı yaşlılık veya taşkın
7-Düşük rutubet kapasitesi
8-Tuzluluk veya sodiklik gibi düzeltilemeyecek sürekli sınırlamaları vardır. Bu
sınırlamaların bir veya daha fazlası dolayısıyla bu topraklar genellikle kültür bitkilerine uygun
değildir, fakat çayır, mera veya orman için kullanılabilir.
Samsun ilinde 47.300 hektar ile %4.9'luk bir orana sahip olan VI. Sınıf araziler
%34.8'ini kahverengi orman, %5.9'unu kestane rengi, %26.2'ini gri-kahverengi podzolik,
%33.1'ini alüviyal, topraklar oluşturmaktadır.
Bu sınıf arazilerin %33.1 inde düz-düze yakın, %0.12 sinde hafif, %0.1 inde orta ve
%65.9 unda dik, çok dik veya sarptır. Toprakların %36.34 ü sığdır. Daha düşük düzlüklerde
görülmekte olan derin topraklar %38.2 lik bir oran teşkil etmektedir. Orta derin toprakların
oranı %22.5,çok sığ topraklardaki %0.3 tür. Bu toprakların büyük çoğunluğu (%56) orta
şiddetli erozyona maruzdur. Şiddetli erozyondan etkilenen topraklar %9, hiç veya hafif
etkilenenler %35 oranındadır. Bu sınıftaki toprakların 15.691 hektarında drenaj bozuktur.
Bunların da %90 dan fazlası aşırı tuzdan etkilenmiş durumdadır. VI.sınıf arazilerin
13.947 hektarı orman ve funda örtüsü altındadır. Kuru tarım yapılan alan 27.259, sulu tarım
alanı 1.584 ve fındıklık 2.739 , yerleşim alanı ise sadece 27 hektardır.
VII-Bu sınıfa giren topraklar;
1-Çok dik eğim
2-Erozyon
3-Toprak sığlığı
4-Taşlılık
5-Yaşlılık
6-Tuzluluk veya sodiklik gibi kültür bitkilerinin yetiştirilmesini engelleyen çok
şiddetli sınırlandırmalara sahiptir. Fiziksel özellikleri tohumlama ve kireçleme yapmak,
kontur karıkları, drenaj hendekle, saptırma yapıları ve su dağıtıcıları tesis etmek gibi
iyileştirme, koruma ve kontrol uygulamalarına elverişli olmadığından, çayır ve mera ıslahı
için kullanılma olanakları da oldukça sınırlıdır. Bazı yerlerde toprak muhafaza önlemleri
almak veya alttaki arazileri korumak için ağaç dikimi veya ot tohumu aşılaması yapıldığı hatta
istisnai bazı hallerde kültür bitkileri bile yetiştirildiği olursa da bu gibi durumlar VII sınıf
araziler için genel bir özellik sayılmaz.
Samsun ilindeki VII sınıf araziler %52 lik bir orana sahiptir. Toplam alanları 49.884
hektar olup %52.8 i kahverengi orman toprakları, %36.24 ünün gri kahverengi potsolik, %8.5
ini kestane rengi, % 2 sini hidromorfik alüviyal ve %0.3 ünüde alüvyal topraklar
oluşturmaktadır.
Bu sınıftaki toprakların % 2.34 ü düz-düze yakın, % 0.1 i orta, % 97.6 sı dik, çok dik
ve sarp eğimlidir. Ancak % 2.3 ü derin olup % 51.1i sığ, % 46.6' sı da çok sığdır. Erozyon %
2.3 ünde hafif veya hiç yok, %0.3 ünde orta, %96.5 inde şiddetli, %0.9 unda ise çok
şiddetlidir.
Ayrıca % 4 ünü teşkil eden düz alanlarda drenaj bozukluğu ve çoraklık görünmektedir.
Toplam alanları 499.884 hektar olup 131.920 hektarında kuru tarım yapılmaktadır.18.8502
hektarı mera arazisi, 348.939 hektarı orman fundalık, 175 hektarı da yerleşik alan şeklindedir.
VIII- Bu sınıf araziler;
1- Erozyon
2- Yaşlılık
3- Taşlık
4- Kayalık
5- Düşük rutubet kapasitesi
6- Tuzluluk ve sodiklik gibi kısıtlayıcılardan bir veya bir kaçının, önlenemeyecek
derecede şiddetli sınırlandırmaları nedeniyle, ot, ağaç, ve kültür bitkilerinin yetiştirilmesine
elverişli değildir.
Çok aşınmış araziler, kumsallar, kayalar, ırmak yatakları, maden işletmesi yapan eski
ocak ve atık alanları bu sınıfa girerler. Bunlarda alt sınıflama yapılamaz. Bitki yetiştirilmesine
elverişli, olmasalar da yaban hayatı için dinlenme yerleri olarak kullanılabilirler.
Samsun İlinde VIII. Sınıf araziler 11.251 hektarlık bir yüzölçümü ve %1.2' Ik bir
orana sahiptir. Toplam alanları 11.250 hektar olup 5.976 hektarı ırmak taşkın yatağı, 3.557
hektarı kıyı kumulu, 1.718 hektarı da çıplak kayalık olarak haritalanmıştır.
Samsun ilinde sınıflandırılması yapılan bu arazi tipleri dışında il genel yüzeyine ait
olup da sınıflandırma dışı bırakılan 1.152 hektarlık yoğun yerleşim alanı ile 5.113 hektar su
yüzeyi bulunmaktadır.
Kullanım Durumu; Samsun İlinin Yüzölçümü Toplam 957.900 Ha Olup Dağılımı;
İşlenebilir Arazi 455.324 Ha., Çayır-Mera Arazisi 44.826 Ha., Orman ve Fundalık Arazi
358.107 Ha, Tarım Dışı Arazi 99.643 Ha., Toplam 957.900 Ha. dır.
3.7.7. Orman Varlığı
İklim özellikleri, toprak yapısı ve topoğrafik yapı orman yayılışına ve ağaç, türlerine
etki etmektedir. Bu etkileşim ormancılıkta belirli zorluklar, oluşturur. Bunlar Palinetum,
Lauretum, Castenaum, Faguetum, Abietum Alpinetum’dur.
Bölgenin Orman Envanteri:
Samsun ilinde birisi Merkez İlçe, birisi Bafra ilçesi ve birisi de Vezirköprü İlçesi’nde
olmak üzere üç Orman işletmesi bulunmaktadır.
Samsun Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı olan Merkez, Asarcık, Ayvacık,
Çarşamba, Kavak, Salıpazarı, Tekkeköy ve Terme ilçeleri sınırları dahilinde 126.203 Ha.
ormanlık alan bulunmaktadır.
Bafra Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Bafra, 19 Mayıs, Alaçam ve Yakakent
ilçeleri sınırları dahilinde 99.609,5 Ha. ormanlık alan bulunmaktadır.
Vezirköprü Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Vezirköprü, Havza ve Ladik ilçeleri
sınırları dahilinde 143.391Ha. Ormanlık alan bulunmaktadır.
Ormanlar Mülkiyet Bakımından şöyle sınıflandırılabilir:
1.Devlet Ormanları (% 95 ): Bu ormanlar Vezirköprü, Bafra, Samsun İşletme
Müdürlükleri ve buna bağlı bölge Şefliklerince işletilmektedir.
2. Özel Ormanlar ( % 3): Şahıslar tarafından tasdik ettirilen amanejman planı dahilinde
işletilmektedir. Samsun İli dahilinde Seyrek ve Yörükler özel ormanları bulunmaktadır.
3. Köy Tüzel Kişiliği ve Vakıflara Ait Ormanlar ( % 2 ): Bunların işletmeciliğini
kendileri yaparlar. Denetleme işini ise Orman işletmeleri yapmaktadır.
Bölge ormanları genellikle orta karadeniz bölgesinin iklim özelliklerini gösterir. Bölge
ormanları batı ve doğu Karadeniz iklim bölgelerinin geçiş zonunda bulunmaktadır.
Vejetasyon süresinde ortalama sıcaklık 17 derece, ortalama yağış ise 29,5 mm dir. Bu
özellikler itibariyle Kızılırmak vadisine yakın yerlerde rakımın az olduğu mıntıkalarda
Kızılçam ağaç türü, orta rakımlarda Meşe ağaç türü yüksek rakımlarda ise Kayın, Sarıçam,
Karaçam ağaç türleri ağırlıklı yayılış göstermektedir.
Kuzeyden Karadeniz’e ve Güneyden Amasya ili Taşova ilçesi ile Tokat Erbaa ilçeleri
sınırına kadar uzanmaktadır. Denizden yüksekliği 1200 m.’ye kadar varan sahaların kuzey
bakılarında Kayın, kestane ve kızılağaç ormanları Güney bakılarda ise Meşe ve Çam türleri
bulunmaktadır. Diğer bakılarda ise yöresel şartlara göre karışık ağaç türleri ile kaplı ormanlar
mevcuttur.
Özellikle alçak rakımlı, denize yakın yörelerde (kumsal alüvyon topraklarda) kızılağaç
ve dışbudak ağaçları bulunmaktadır. Yüksek kesimlerdeki derin topraklı kuzey bakılarda,
Kayın, Güney bakısında ve sığ topraklı alanlarda çam türleri bulunmaktadır.
3.7.8. Flora-Fauna ve Hassas Yöreler
TR8 Bölgesi’nde yer alan Samsun İli ormanları çeşitli tıbbi, aromatik, endüstriyel ve
süs bitkileri türleri ile flora ve fauna bakımından zengin olup, ana ağaç türü olarak, deniz
seviyesinden 400 m yüksekliğe kadar kızılçam, kızılağaç, kestane, çınar, ıhlamur, 400 m ile
900 m arasında karaçam, meşe gürgen, 900 m üzerinde ise sarıçam, göknar ve ardıç türleri
mevcuttur.
TR83 Bölgesi’nde yaklaşık 4.000 endemik bitki türü bulunmakta olup, safran, kekik,
salep, adaçayı, nane, ısırgan, oğulotu, defne, mersin, düğün çiçeği, kuşburnu, sumak, çiğdem,
geven, papatya, sığır kuyruğu, su kamışı, hasır sazı, ebegümeci, ıhlamur, kestane, kızılcık,
ahlat, alıç, böğürtlen, ahududu, menengiç, madımak, ballıbaba, mahlep, kapari doğal olarak
yetişen başlıca bitkilerdir. Dağ çileği, safran ve çavuş üzümü bölgeye özgü çeşitlerdir.
Bölge yaban hayvanları için doğal bir ortam özelliği oluşturur. Bölge faunası; ayı,
sansar, tilki, çakal, kurbağa, yılan, kirpi, yarasa, porsuk, kurt, tavşan, karaca, geyik, yabani
domuz, gelincik, sincap, kaplumbağa, kertenkele, vaşak, kınalı keklik, karatavuk, doğan,
kartal, çulluk, şahin, su tavuğu, kılkuyruk, elmabaş, üveyik, karabatak, balıkçıl, leylek,
kırlangıç, bıldırcın, bülbül, baykuş, ağaçkakan, kırlangıç, deniz kenarında martı, iç sular ve
göllerde sazan, kefal, alabalık, yayın, su yılanı, mersin balığı, tatlı su kaplumbağası, kurbağa
türleri, semenderler gibi canlılardan oluşmaktadır.
Arazi yapısı ve iklim özellikleri nedeni ile Samsun İli büyük zenginlik göstermektedir.
Yağışın yıl içinde dağıldığı, sıcaklık farkının az olduğu bu bölgede bol orman alanlarına
rastlanır. Kıyı şeridinde 200–300 m yükseltiye ve vadi ağızlarında birkaç km içerilere kadar
uzanan yeşil çalılıklar bir yalancı maki şeridi görünümündedir. Akdeniz tipin göre daha sık ve
uzun boylu olan bu maki formunu defne, kocayemiş, sandal, orman gülü, kızılcık, yabani
fındık, akçakesme, geyik dikeni, böğürtlen ve sarmaşıklar oluşturur. Kızılırmak ve Yeşilırmak
deltalardaki düzlüklerde yakın zamana kadar dişbudak, kızılağaç, akçaağaç, kavak ve
meşelerden oluşan geniş düzlük ormanları ve subasar ormanları yer almaktaydı. Ancak
bunların büyük bir kısmı tahrip edilmiş, geriye küçük orman parçaları kalmıştır.
Kızılırmak Deltası
Koordinatlar : 410 30’ Kuzey : 360 05’ Doğu
Delta Alanı : 56.000 Hektar
Sulak Alanlar : 16.100 Hektar
Kızılırmak nehrinin taşıdığı alüvyonların oluşturduğu ülkemizdeki en büyük
deltalardan birisidir. İdari olarak Samsun ilinin Engiz, Bafra ve Alaçam ilçeleri sınırları
içerisinde yer almaktadır.
Delta ovası, denizden güneye doğru basamaklar halinde yükselmektedir. Deltanın
gerisinde, Kızılırmak nehrinin her iki kenarında yay şeklinde uzanan ve yükseklikleri 600 –
800 metreye varan Kuzey Anadolu Dağlarının ilk sırasını oluşturan platolar, daha geride ise
1000 – 1500 metre yüksekliğindeki dağlar yer almaktadır.
Kızılırmak Deltası, doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz
kıyısındaki tek sulak alanıdır.
Deniz, ırmak, göl, sazlık, bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi
farklı ekolojik karakterdeki habitatların bir arada bulunması, besin maddelerince zenginlik ve
uygun iklim koşulları Delta’nın eşine az rastlanır ölçüde biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını
sağlamıştır.
Delta’da, altısı doğu, birisi ise batı yakasında olmak üzere yedi adet göl
bulunmaktadır. Deltanın batısında yer alan Karaboğaz gölünün çevresindeki sazlık ve bataklık
alanlarla birlikte toplam alanı 1.400 hektardır. Deltanın doğusunda yer alan göller ise Balık
gölü, Uzun göl, Çernek gölü, Liman gölü, Gıcı gölü ve Tatlı göldür. Bunlardan Balık gölünün
denizle bağlantısı vardır. Göllerin suları tatlı denebilecek kadar az tuzludur. Sadece, denizle
bağlantısı olan Balık Gölü’nde denizden su girişinin olduğu dönemlerde tuzluluk artmaktadır.
Tamamı sığ olan en derin yeri su seviyesinin yüksek olduğu dönemlerde dahi 3 metreyi
geçmez. Ortalama derinlik 1,5 metre civarındadır. İlkbaharda suların yükselmesiyle geniş
alanlar su altında kalmakta, delta’nın doğu bölümündeki göllerin tamamına yakını birleşmekte
ve tek bir gölü andırmaktadır. Bu dönemde, Balık gölü ile deniz arasında bulunan Galeriç
ormanının da büyük bir kısmı su altında kalmakta ve eşsiz bir görünüm oluşturmaktadır.
Deltadaki karakteristik oluşumlardan biri de göllerle deniz arasındaki kumullardır. 200
– 300 metrelik şeritler halinde kıyı boyunca uzanan kumulların yükseklikleri 7 – 8 metredir.
Bazı yerlerde 12 metre yüksekliğe ulaştıkları da görülmektedir.
İşlev ve Değerleri
Deltalar, mikro ve makro faunanın çok yüksek bir üretim düzeyine ulaştığı
yeryüzünün en verimli doğal alanlarıdır. Yüksek verimin oluşturduğu yiyecek ağı başta su
kuşları olmak üzere, değişik türlerden zengin bir yaban hayatının barınmasına ve
beslenmesine imkân sağlamaktadır.
Deltalar, balıkların yumurta döktüğü, özellikle yavru balıkların beslendiği, korunduğu
alanlardır. Yapılan araştırmalar, yediğimiz balıkların 2/3’sinin yaşamlarının tamamını ya da
belirli bir devresinin sulak alanlarda geçirdiğini göstermiştir. Bu nedenle sulak alanlar,
özellikle deltalar balıkçılığın devamlılığı yönünden hayati öneme sahiptirler.
Kızılırmak Deltası, yaşama ortamlarının çeşitliliği ve önemleri, barındırdığı hayvan
varlığı ve türlerin durumları ile çok sayıda Uluslar arası öneme sahip sulak alan kriterlerine
sahip bir sulak alan ekosistemidir. Ülkemizin Karadeniz kıyısında doğal karakterleri
korunabilmiş tek alan olması, deltanın önemini arttırmıştır. Karadeniz’i direkt olarak aşan
göçmen kuşların uçuş hazırlığı ve uçuş sonrası dinlenebildikleri, beslenebildikleri ve
korunabildikleri tek alandır.
Değişik habitatları, zengin bitki ve hayvan varlığı ile bilimsel çalışmalar için açık hava
laboratuarıdır. Taban suyunun dengeleme, denizin tuzlu su girişini önleme gibi işlevleriyle
bulunduğu bölgenin su rejiminin düzenlenmesine katkı sağlar.
Tüm bunların yanı sıra, Kızılırmak Deltası su ürünleri üretimi, saz kesimi ve otlatma
imkânlarıyla yöre ekonomisine önemli katkılar sağlayan çok yönlü bir sulak alan
ekosistemidir.
Bafra İlçesi’nin doğusundan batısına 60 km’lik bir kıyı şeridine sahip deltada balık
gölleri, kıyı kumulları, çorak adalar, kuru ve su basar çayırlar, sazlıklar, çamur düzlükleri ve
tarım alanları yer almaktadır. Kızılırmak Deltası kuş popülasyonu açısından da son derece
önemli bir yerdir. I. II. III. derece doğal sit alanıdır.
Kızılırmak Deltası, Karadeniz Bölgesi’ndeki doğallığını koruyabilmiş en önemli sulak
alandır. Kızılırmak Deltası toplam 56.000 hektar genişliğinde bir alanı kapsamakta olup bu
alan, 19 Mayıs, Bafra, Alaçam, Yakakent İlçelerini içine almaktadır.
Kızılırmak Deltası sahip olduğu doğal özelliklerinin korunması amacı ile Doğal Sit
İlke Kararlarına göre; 1994 yılında, deltanın doğu bölümünde yar alan sulak alanların tamamı
Kültür Bakanlığınca Doğal Sit Alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Alanın yaklaşık
olarak % 80’i 1. derece sit alanı kapsamındadır.
17.05.1994 tarih ve 21937 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
Ramsar Sözleşmesi uyarınca Kızılırmak Deltası’nın yaklaşık olarak 22.000 hektarlık kısmı
15.04.1998 tarihinde ‘’Ramsar Alanı’’ olarak ilan edilmiştir. Bakanlıkça 1979 yılında
yaklaşık olarak 4570 hektarlık alan Cernek Gölü Yaban Hayatı Koruma Sahası (YHKS),
olarak ilan edilmiş olup, 2005 yılında, toplam olarak 5174 hektar genişliğindeki alan Bakanlar
Kurulunca Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak ilan edilmiştir.
Su kuşlarının, dünya üzerinde var olan üç göç yolundan bir tanesi Kızılırmak Deltası
üzerinden geçmektedir. Türkiye’de toplam 453 kuş türü bulunduğu kabul edilmekte olup
bunların 394’ü düzenli olarak görülmekte, 304 adedi üremektedir. Kızılırmak Deltası Kuş
Cenneti’nde ise bugüne kadar 340 adet kuş türü tespit edilmiş olup, bunlardan 140 adedi Kuş
Cenneti’nde üremektedir. Tüm dünyada nesli tehlike altında olan 24 adet kuş türünden 15
adedi Kuş Cenneti’nde tespit edilmiştir.
Kızılırmak Deltası’nda yaşayan yöre halkı, geçim kaynağının % 80–90’nını tarımsal
ve hayvansal faaliyetlerden karşılamaktadır. Az bir kısmı ise geçim kaynağını deltadaki irili
ufaklı 20 adet gölde balıkçılık yaparak ve saz kesiminden karşılamaktadır. Bölgeden kesilen
sazlar yurt dışına ihraç edilmekte olup, yöreye yıllık yaklaşık 400.000 TL kaynak
sağlamaktadır.
Ülkemizde, uluslararası öneme sahip 200 sulak alanda Bakanlığın 06.12.2004 tarih ve
367 nolu onayları ile “Doğa Harikası ve Kuş Cennetleri Projesi” başlatılmıştır.
Bu doğrultuda, bir bütüncül kullanım anlayışı içerisinde, Kızılırmak Deltası’nın sahip
olduğu özelliklerin dengeli bir şekilde kullanılarak, gelecek nesillere aktarılabilmesi ve
böylece tüm insanlık tarafından faydalanılması amacı ile “Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti
Projesi” uygulamaya konulmuştur. Bu çerçevede, İl Müdürlüğünce çalışmalara 2005 yılı
başında başlanmış, proje çalışmaları neticelendirilmiştir. Kuş Cenneti Projesi; 1 adet Ziyaretçi
Merkezi, 1 adet Yönetim Merkezi ile 30 m² büyüklüğünde ve 12 m yüksekliğinde,
ziyaretçilerin optik aletlerle gözlem yapabilecekleri 2 adet Kuş Gözlem Kulesi’nden
oluşmaktadır.
Deltaya gezi amacıyla giden kişilerin, delta hakkında bilgi edinmeleri için, Ziyaretçi
Merkezi binasında görüntü izleme merkezi, sergi salonu, bölgeye has ürünlerin tanıtıldığı satış
reyonu gibi alanlar oluşturulmuştur. Görüntü izleme merkezinde deltanın farklı yerlerine
yerleştirilen dört adet kamera ile alınan görüntüler ziyaretçiler tarafından izlenebilmektedir.
2005 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce Kızılırmak Deltası
Yönetim Planı ihalesi gerçekleştirilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşları ile yöre halkının
katılımlarıyla 2007 yılı sonuna kadar Kızılırmak Deltası Yönetim Planı hazırlanarak,
27.03.2008 tarihinde toplanan 1. Olağan Ulusal Sulak Alan Toplantısı’nda onaylanmıştır.
Yönetim Planı içerisindeki faaliyet konuları Yerel Sulak Alan Komisyonu nezaretinde
başlatılmış olup, bölgenin izlenmesi ve korunması çalışmaları devam etmektedir. İlçe sınırları
içerisinde bulunan Kızılırmak'ın binlerce yıl Anadolu’dan sürükleyip getirdiği sedimenlerle
oluşturduğu bereketli deltasında aynı zamanda ülkenin en önemli sulak alan eko
sistemlerinden biri olan Bafra Balık Gölleri de bulunur. Kızılırmak Deltası, barındırdığı canlı
türlerinin çeşitliliği, canlılar için zengin yaşam alanları bulundurması ve halen bozulmamış
olan doğal yapısı ile ülkemizin uluslararası öneme sahip ender sulak alanlarından biridir.
Deltadaki kuş türlerinin çeşitliliği ve sayıları ekosistemin canlılar için ne denli zengin ve
sağlıklı olduğunu gösterir. Karadeniz'i cephe göçü ile aşan küçük ötücüler ve su kuşlarının
yanı sıra yırtıcılar, leylekler, turnalar ve balıklar için de, delta son derece önemli bir beslenme
ve konaklama alanıdır. Bölgede eko-turizm olanakları son derece fazladır.
Fauna ve Ornitolojik Önemi
Kızılırmak Deltası, biyolojik üretim yönünden bol gıda ihtiva eden karakterde bir
sulak alan ekosistemidir. Deltada bulunan göller, sazlıklar ve bataklıkların planktonlar ve
omurgasız canlılar bakımından zengin oluşu alanın değişik türde zengin faunaya sahip
olmasını sağlamıştır. 16.000 hektarlık alanda 100.000 su kuşunun barınması deltanın besin
maddesince ve fauna elemanlarınca zenginliğinin en iyi göstergesidir.
Deltada bulunan göllerde, sazan, sudak, has kefal, mersin morinası, alabalık türlerine
ait zengin balık popülasyonları mevcuttur. Ayrıca bol miktarda kerevit bulunmaktadır.
Yeşilkurbağa, sıçrayıcı kurbağa, ağaç kurbağası ile su kaplumbağaları ve su yılanları deltanın
değişmez ve önemli sakinlerindendir.
Delta ve yakın çevresi memeliler bakımından da oldukça zengindir. Yörede görülen
başlıca memeli türleri su sıçanı, ev sıçanı, su samuru, yaban kedisi, çakal, ağaç sansarı, sincap
ve yaban domuzudur.
Ornitolojik Önemi
Deltada bu güne kadar 342 kuş türü saptanmıştır. Bu sayı Türkiye kuş türlerinin %74’
ü olup, Türkiye’ de Göksu Deltasından ( 332 tür ) sonra bir alanda tespit edilmiş en yüksek
sayıdır. Bölgede görülen türlerden büyük deniz düdükçünü ve kuzey incir kuşu bugüne dek
Türkiye’ de sadece Kızılırmak Deltasında saptanmıştır. Yine küçük kirazkuşu ve akkirazkuşu
son 25 yılda Türkiye’ de sadece Kızılırmak deltasında görülmüştür.,
Deltadaki türlerden tepeli pelikan, cüce karabatak, al boyunlu kaz, dikkuyruk, şah
kartal, küçük kerkenez ve toy dünya çapında nesilleri tehlikede olan türlerdir. Bu türlerden
tepeli pelikan deltada kuluçkaya yatmaktadır.
1992 yılında yapılan bir araştırmada 140 kuş türünün deltada ürediği tespit edilmiştir.
Bunlardan tepeli pelikan 6 çift, erguvan balıkçıl 500 çift, kara leylek 50 çift, kaşıkçı 75 çift,
boz ördek 200 çift, turna 50 çift, Macar ördeği 75 çift, pasbaşpatka 150 çift, kocagöz 50 çift
ve bataklık kırlangıcı 100 çift üreme popülasyonları ile delta uluslararası öneme sahip sulak
alan özelliğini kazanmaktadır.
Deltada üreyen başlıca diğer kuş türleri küçük batağan 350 çift, bahri 250 çift ve
küçük sumru 45 çifttir.
Deltada bulunan Galeri ormanı, ülkemizdeki nadir subasar ormanlardan birisidir.
Biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin olan ormanda 35 ötücü kuş türü kuluçkaya
yatmaktadır. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz’ i doğrudan aşan kuş türleri için
hayati önem taşımaktadır. İlkbaharda Karadeniz’ i aşan kuş türlerinin Karadeniz kıyısında
sığınabilecekleri en önemli sulak alandır. Bu nedenle, özellikle göç sırasında bazı kuş türleri
deltada büyük sayılara ulaşmaktadır. Örneğin göç sırasında bir günde Çernek gölü üzerinde
42.000 kum kırlangıcı sayılmış olup; bölgeden geçit yapan kırlangıç sayısının bir milyonu
aştığı tahmin edilmektedir. Ötücüler dâhil olmak üzere deltadan geçen su kuşlarının sayısı bir
kaç milyonu bulmaktadır.
Kızılırmak Deltasının Florası
Deltada yer alan Çernek Gölü ve çevresini kapsayan 4000 hektarlık alan 1979 yılında
Orman Bakanlığınca Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilerek deltanın bu bölümünde
avcılık tamamen yasaklanmıştır. Ancak yeterli denetim yapılamadığı için yasa dışı avcılık
yapılmaktadır.
Değişik ekolojik karakterdeki habitatların varlığı deltayı bitki çeşitliliği yönünden de
zengin kılmıştır. Göl kıyıları, sazlıklar ve bataklıklar yoğun vejetasyonla kaplıdır. Göllerde su
sümbülleri cinsine ait türler hâkimdir. Kıyılarda ise kamış, saz, sivri hasırotu bulunmaktadır.
Bazı yerlerde nilüferlere de rastlanmaktadır.
Kuru kesimlerde vejetasyon daha zayıftır. Bu kesimlerde hasırotu vejetasyonu içerisinde
ayrıkotu, sinirotu, beşparmakotu ve sütleğen türleriyle, göl soğanı, engerekotu ve orkide
yayılış göstermektedir.
Kumulların yer aldığı sahil kesimleri bitki örtüsünden yoksundur. Diğer kesimlerde
sütleğen, sığırkuyruğu yaygındır. Daha çok eski kumullarda olmak üzere yer yer defne,
kocayemiş, mersin, süpürge otu, şimşir, orman gülü, çıkırgan ve erkek kızılcık gibi bodur
ağaç ve çalılarla kaplı alanlar mevcuttur.
Türkiye'deki nadir subasar ormanlardan biri olan Galeriç Ormanı’nın hâkim ağaç türü
dişbudaktır. Diğer önemli ağaç türleri ise; meşe, söğüt, peruka çalısı ve yemişgendir.
Koruma ve Yönetim
Deltada yer alan Çernek Gölü ve çevresini kapsayan 4000 hektarlık alan 1979 yılında
Orman Bakanlığınca Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Ayrıca, 1994 yılında
deltanın doğu bölümünde yer alan sulak alanların tamamı Kültür Bakanlığınca Doğal Sit
Alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
1996 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Çevre Bakanlığının işbirliğiyle
deltadaki tüm doğal alanları kapsayacak şekilde hazırlanan çevre düzeni planında, sulak alan
ekosistemi ve sistemle ilişkili habitatlar dikkate alınarak, mutlak koruma, ekolojik etkilenme
ve tampon bölgeler belirlenmiş; her bir bölge için koruma ve kullanım esaslarını düzenleyen
özel plan kararları geliştirilmiştir.
Gölün doğal yapısının ve ekolojik karakterinin korunabilmesi için göl yönetim planı
hazırlanmalı; ayrıca etkin bir izleme ve denetimin sağlanabilmesi için mutlaka yerel anlamda
özel bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır.
Kızılırmak Deltası içerisinde, Orman Bakanlığınca 1979 yılında yaklaşık olarak 4570
Ha.lık alan Çernek Gölü Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edilmiştir. Bu ilan edilen
alanın sınırlarının belirsiz ve net hatlardan oluşmamış olması nedeniyle özellikle yöre insanı
ve avcılarla büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bunun sonucunda 11/07/2003 tarihli 4915 sayılı
Kara Avcılığı Kanunu gereğince; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün
21/08/2003 tarih ve B.18.0.DKMPG.0.03.04.265.00/61-1807 sayılı emirleri doğrultusunda;
Yaban Hayatı Koruma Sahaları yöre insanı ve idaremiz arasında yaşanabilecek
olumsuzlukları ortadan kaldırmak amacıyla, özel şahıs arazilerini dışında bırakacak şekilde
alanın sınırları hem RAMSAR ALANI sınırlarına hem de doğal sınırlara uyularak kesin ve
net hatlara oturtularak; olarak 5185,0 Ha. genişliğindeki alan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
olarak ilan edilmiştir.
Ülkemizde; Uluslararası öneme sahip 200 sulak alanda Çevre ve Orman Bakanlığı,
Bakanlık Makamının 06.12.2004 tarih ve 367 nolu onayları ile ‘’Doğa Harikası ve Kuş
Cennetleri Projesi’’ tüm Türkiye de başlatılmıştır. Bu doğrultuda; bir bütüncül kullanım
anlayışı içerisinde, deltanın sahip olduğu özelliklerin dengeli bir şekilde kullanılarak, gelecek
nesillere aktarılabilmesi ve böylece tüm insanlık tarafından faydalanılması amacıyla Bakanlık
oluru ile ’Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Projesi’’uygulamaya konulmuştur.
Proje kapsamında; Kızılırmak Deltası sulak alan ekosisteminin en iyi şekilde kullanılarak
delta üzerinde kontrolsüz bir şekilde yürütülen kültür, eko-turizm, ekonomik kazanımlar,
rekreasyonel amaçlı kullanımlar gibi insana yönelik faaliyetlerin, kontrollü bir şekilde doğal
alana ve yaşam ortamına zarar vermeden yürütülmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Balık Gölü
Bu göl çevresinde 1400 ha genişliğinde Dişbudak, Kızılağaç ve diğer yapraklılardan
meydana gelen bir orman vardır. Bu göl Kızılırmak Deltası’nın doğu ucunda denize paralel
uzanır. Göl üç parçadan ibarettir. Deniz tarafında Uzun Göl, ortada Balık Gölü, batıda Gıcı
Gölü (ve ya Tatlı Göl) bulunur. Gölün batısı yoğun sazlıktır. Göl kapalıdır. Göl ile deniz arası
dişbudak, kızılağaç çınar ormanları ile kaplıdır. Göllerin çevresinde bataklık alanda, küçük
göllerin kıyılarında Sepetçi Söğüdü, Kofa Otları ve milli kum alanlarda da ılgınlar, çeşitli
bodur bitkiler ve otlar bulunur.
Liman Gölü
Deltada yer alan ve denize en yakın olan Lagün Gölü’dür. Batısında Kızılırmak’a
kadar uzanan Dişbudak, Gürgen, Meşe, Ormanları ve aralarında küçük tarım alanları yer alır.
Güneyi sazlıktır.
Karaboğaz Gölü Çevresi
Kısmen bataklıktır. Gölün güneybatısı ve doğu kıyısı tamamen sazlarla kaplıdır.
Galeriç Subasar Ormanı Alanı Florası
Araştırmalarda alanda kumul ve orman vejetasyon tipleri bulunmaktadır. Orman
ağaçları arasında “Asil Ağaçlar” olarak bilinen Dişbudak, Karaağaç, Akçaağaç gibi türler
genel olarak kanaatkâr olarak bildiğimiz orman ağaçları arasında, çoğunlukla alüvyon
karakterde, besin maddelerince zengin, derin ve rutubetli taban arazi topraklarını sever ve
topraklar da iyi gelişme gösterirler. Subasar Ormanlar bu kıymetli türleri barındırmakta fakat
çeşitli olumsuzluklar (toprakların, tarım alanlarına dönüştürülmesi, yerleşime açılması vs.)
nedeniyle varlıklarını zor devam ettirebilmektedirler.
Galeriç Subasar Ormanı Alanı yaygın olarak bulunan Orman vejetasyonunda
dominant ve karakteristik türler Fraxinus angustifolia, Acer campestre, Carpinus orientalis,
Carpinus betulus örnek verilebilir. Ağaç katını oluşturan ağaçların boyları 20 m ile 40 m
arasında değişmektedir. Üniversitelerce yapılan araştırmalarda taban suyunun yüzeye çıkarak
4–5 ay kaldığı sahalarda bitki çeşitliliğinin taban suyunun yüzeye çıkmadığı alanlardan daha
fakir olduğu gözlenmiştir. Taban suyunun yüzeye çıkarak 4–5 ay kadar yüzeyde kaldığı su
basar koridorlar dar Fraxinus angustifolia, Fraxinus exelcior, Ulmus glabra, Alnus glutinosa,
Carex pendula, Lysimachia vulgaris, Irıs pseudocorus, Rumex crispus, Myriophyllum
verticillarum bireylerine rastlanmıştır.
Taban suyunun yüzeye çıkarak belli müddet kaldığı alanlarda bulunan dişbudak
bireylerinde gövdenin toprak seviyesine yakın kısımlarında payanda oluşması gözlenmiştir
(20–40 cm arasında). Yine bazı dişbudak ve kızılağaç bireylerinde havai kök oluşumu söz
konusudur. Diğer su basar ormanlardan farklı olarak dişbudak yapraklı kanatlı ceviz
(Pterocarya fraxinifolia) mevcuttur. Bu endemik türe civarda bulunan Selyeri, Çınarlık
Köyü’nde rastlanması bu endemik türün Çarşamba Ovası’nda geniş alanlarda Dişbudak,
Akçaağaç, Gürgen, Karaağaç gibi türlerle karışık olarak bulunduğu fakat bu alanların tarım
alanına dönüşmesi nedeniyle sınırlı sayıda kaldığını göstermektedir. Öte yandan Hacıosman
Ormanında; Hedera helix, Smilax exelca, Periploca, Humulus lupulus gibi sarılıcı bitkilerle,
Cyclamen coum, Ornithogalum sigmoideum, Leucojum aestivum, Ranunculus
constantinopolitanus, Helleborus orientalis, Rumex crispus, Juncus acutus, Primula vulgaris,
Galum rivale, Viola sieheana, Glycrrhiza echinata, Hypericum perforatum, Typha latifolia,
Irıs pseudacorus, Myriophyllum verticillatum, Hydrocharis morsus ranae gibi çok sayıda otsu
bitkilerde saptanmıştır. Bu bitkilere ait hazırlanan herbaryum, saha girişinde yer alan bekçi
evi içinde bir oda tefrik edilerek sergilenmeye açılmıştır. Bitki florası bakımından çok zengin
bir yapıya sahip bu ormanda ağaç katına ait 12 takson, çalı katına ait 30 takson ve ot katına ait
68 takson tesvit edilmiştir.
Kızılırmak Deltası Faunası
Kızılırmak Deltası’ndaki göller, bataklık alanlar, altı subasan ormanlar, kuşlar için
nemli kuluçka alanlarıdır. Kışlama ve konaklama için de geniş alanlara sahip olan Kızılırmak
Deltası ornitolojik yönden büyük önem taşımaktadır.
Kızılırmak Deltasının Ornitolojik Önemi
Deltada yer alan Balık Gölü'nde tabanı su basan ormanlar çeşitli kuşlar için önemli bir
kuluçka alanıdır. Balık Gölü balıkçılık yönünden önem taşır. Gölde sazan, kefal bol miktarda
bulunur. Göle Kumcağız Boğazı'ndan Mersin Balığı'da girmektedir. Fakat son yıllarda çok
azalmıştır. Gölde su yılanı, tatlı su kaplumbağası, kurbağa türleri ve semenderler yaşar.
Ayrıca göl planktonlarca da çok zengindir. Kızılırmak Deltası'nın tamamında bu güne kadar
308 kuş türü belirlenmiştir. Bunlardan 55 tür kuluçkaya yatmaktadır. Kuş türleri çeşitliliği ve
barındırdığı yüksek popülasyon bakımından uluslararası kriterlere göre A sınıfına giren sulak
alandır.
Kuluçkaya Yatan Türler
Tepeli Dalgıç, Yumurta Pilici, Karabatak, Tepeli Pelikan, Gribalıkçıl, Erguvani
Balıkçıl, Alaca Balıkçıl, Küçük Beyaz Balıkçıl, Bozkaz, Bozördek, Fiyu, Çamurcun,
Çıkrıkçın, Yeşilbaş, Kaşıkgaga, Yaz ördeği, Elmabaş, Posbaş, Sakarmeke, Suklavuzu,
Sutavuğu, Uzunbacak, Kızılgaga, Kocagöz, Küçük Halkalı Yağmurcun, Kızkuşu, Kızılbacak,
Karabaş Martı, Gümüş Martı, Sumru, Küçük Sumru, Kara Sumru, Akkanatlı Sumru, Saz
Delicesi kuluçkaya yatan türlerdir. Göl çevresindeki alanlarda üveyik, Kumru, Bıldırcın,
Sülün, Deniz Kartalı, Bataklık Kartalı, Şahin, Delice Doğan, Küçük Bağırgan, Kartal ve
Kerkenez'dir.
Kışlayan ve Konaklayan Türler
Tepeli Dalgıç, Yumurta Pilici, Gri Balıkcıl, Büyük Beyaz Balıkcıl, Balaban,
Karabatak, Akpelikan, Bozkaz, Sakarca Kazı, Küçük Sakarca Kazı, Kuğu, Yeşilbaş,
Kılkuyruk, Bozördek, Kasıkgaga, Elmabaş, Posbaş, Tepeli Patka, Kadife ördeği, Altın ördek,
Testere Burun, Sakarmeke, Saztavuğu Yumurcun Türleri, Düdükçünler, Büyük Kartal ve Saz
Delisi, göl çevresinde Çulluk kışlamaktadır.
Liman Gölü’ndeki saz ve kamışlar ve çevresinde ki ağaçlık ve çalılıklar çeşitli kuşlar
için iyi bir kuluçka alanıdır. Balık Gölü'nde, Çernek Gölü'nde rastlanan su kuşlarının büyük
bir kısmına bu gölde rastlanmaktadır. Balık Kartalının bu bölgede kuluçkaya yattığı
sanılmaktadır.
Karaboğaz Gölü'nde kefal, sazan balıkları bulunur. Gölde su yılanı, tatlı su
kaplumbağası, kurbağa türleri ve semender'ler yaşar.
Karaboğaz Gölü'nde Kuluçkaya Yatan Türler
Tepeli Dalgıç, Yumurta Piçi, Karabatak, Gri Balıkçıl, Erguvani Balıkçıl, Alaca
Balıkçıl, Küçük Beyaz Balıkçıl, Balaban, Küçük Balaban, Çeltikci, Bozkaz, Bozördek,
Yeşilbaş Çamurcun, Fiyu, Yazördeği, Kaşıkgaga, Elmabaş, Pasbaş, Sakarmeke, Suklavuzu,
Sutavuğu, Uzunbacak, Kılıçgaga, Kocagöz, Kızkuşu, Kızılbacak, Karabaş Martı, Gümüşi
Martı, Sumru türleri ve Saz Delicesi.
Karaboğaz Gölü'nde Konaklayan ve Kışlayan Türler
Tepeli Dalgıç, Yumurta Piçi, Gri Balıkcıl, Büyük Beyaz Balıkcıl, Balaban, Karabatak,
Akpelikan, Kuğu, Bozkaz, Sakarca Kazı, Küçük Sakarca Kazı, Yeşilbaş, Kılkuyruk,
Bozördek, Kaşıkgaga, Çamurcun, Elmabaş, Pasbaş, Tepeli Patka, Kadife Ördeği, Altıngöz
Ördek, Sakarmeke, Testere Burun, Saztavuğu, Düdükcünler, Yağmurcun Türleri, Kız Kuşu,
Kum Kuşları, çevre ormanlar ve çalılıklarda Orman Çulluğu.
Karaboğaz Gölü'nde kışlayan kuş popülâsyonu 25.000'in üzerindedir. En yüksek
popülasyon 65.850 olarak belirlenmiştir.
Yeşilırmak Deltası
Ülkemizin Karadeniz Kıyısı’ndaki en büyük deltasıdır. Deltanın doğusunda yer alan
Simenit, Akgöl ve kumul alanlar delta için önemli kısımlardır. Deltanın batı kesiminde
Gagalı, Dumanlı, Akçasaz ve Ahubaba adlı küçük göl ve lagünler yer alır. Deltadaki en
önemli insan aktivitelerinden olan saz kesimi yıllık 500 ton civarında olup, Avrupa'ya ihraç
edilir. Simenit ve Akgölde balıkçılık yapılmaktadır. Simenit ve Akgöl Sulak Alan Ekosistemi
kompleksi 1975 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Yeşilırmak Deltası’nda
Yeşilırmak Ekolojik Alanı, Yeşilırmak Sulak Alanı ve Yeşilırmak Tampon Alanı
bulunmaktadır.
Çarşamba Yeşilırmak Deltası Sulak Alanı
Coğrafi Konumu ve Koordinatları : 36023’ ile 37007’ boylam : 41006’ ile 41022’
enlem daireleri arası
Alanı : Ova alanının toplam yüzölçümü 900 km2 dir.
Alanın Açıklamalı Tanıtımı : Yeşilırmak Deltası geçmişte Karadeniz’in en büyük
deltası durumunda iken (yaklaşık 90.000 ha) deltanın büyük kısmı tarım alanlarına
dönüştürülmüştür. Yaşam alanlarının gittikçe daralmasının ve bozulmasının doğal bir sonucu
olarak, geçmişe oranla günümüzde daha az yaban hayvanı sahada barınmaktadır.
Deltanın doğu bölümünde yer alan ve kısmen de olsa doğal özelliğini koruyabilmiş
Simenlit Gölü – Akgöl sulak alan kompleksi, kumul alanlar ve bunların arkasında geniş bir
ağaçlandırma sahası mevcuttur. Simenlit Gölü – Akgöl’ ün 1.900 hektarlık yüzölçümünün
200 hektarı açık su alanı, gerisi sazlık ve bataklıktır.
Deltada tarımsal alanların açılmasıyla çok sayıda köy kurulmuş ve bu sahalarda fındık,
çeltik üretimi artmıştır. Meşe, çam ve dişbudak koruları mevcuttur. Balaban, Gece Balıkçılı,
Alaca Balıkçıl, Saz Delicesi, Uzunbacak ve Irmak Bülbülü büyük olasılıkla bölgede
kuluçkaya yatıp, üreyen türlerdir. Delta; Yeşilbaş, Yağmurcun, Elmabaş, Pakta, Kılkuyruk
gibi göçmen su kuşları içinde kış süresince çok önemlidir.
Simenlit Gölü – Akgöl sulak alan kompleksi ve çevresindeki 16042, 0 Ha. lık alan
1975 yılından itibaren Yaban Hayatı Koruma Sahası statüsüne alınmıştır. Çevre ve Orman İl
Müdürlüğümüz sorumluluk alanında bulunan Mülga 3167 sayılı yasa gereği ilan edilmiş olan
yaban hayatı koruma sahası İl Müdürlüğümüz görüşleri doğrultusunda Genel
Müdürlüğümüzce yeniden değerlendirilerek 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununun 4. maddesi
uyarınca Bakanlar Kurulunun 07/09/2005 tarih ve 2005/9453 sayılı kararı ile kararlaştırılmış;
16/10/2005 tarih ve 25968 sayılı Resmi Gazetede Samsun Terme Gölardı Simenit Gölü
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 3355 ha. olarak yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yasal Konumu: Yeşilırmak Deltası içerisinde, Terme Gölardı Simenit Gölü Yaban
Hayatı geliştirme sahası ve Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma Alanı resmi statü
kazandırılarak koruma altına alınmıştır. Yeşilırmak Deltası içerisinde bulunan yaklaşık 90.000
ha büyüklüğündeki alanın büyük bir bölümü tarım ve yerleşime açılmış durumdadır.
Karadeniz sahil şeridi boyunca bulunan sulak alan niteliğindeki yerlerin mülkiyeti Orman
Genel Müdürlüğü ve Hazine’nin hüküm ve tasarrufundadır.
Çarşamba ovasının yıllık yeraltı suyu rezervi, akiferlerin yıllık rezerv değişimlerinden
gidilerek 156,5 hm3/yıl olarak hesaplanmıştır.
Yeşilırmak Deltasının Florası
Çarşamba ve Terme Ovalarından meydana gelen Yeşilırmak Deltası kıyısında, her biri
denizden çalılar ve fundalarla kaplı kordonlarla ayrılmış, denize bağlantılı olan, içinde
kayıkların, mavnaların barındığı irili ufaklı birçok göl vardır. Deltada sazlıklar, orman
alanları, kavaklıklar, yağışlı mevsimlerde oluşan bataklık alanlar vardır.
Deltada tarımsal alanların açılmasıyla çok sayıda köy kurulmuş ve bu sahalarda fındık,
çeltik üretimi artmıştır. Meşe, çam ve dişbudak koruları mevcuttur.
Balaban, Gece Balıkçılı, Alaca Balıkçıl, Saz Delicesi, Uzunbacak ve Irmak Bülbülü
büyük olasılıkla bölgede kuluçkaya yatıp, üreyen türlerdir. Delta; Yeşilbaş, Yağmurcun,
Elmabaş, Pakta, Kılkuyruk gibi göçmen su kuşları için de kış süresince çok önemlidir.
Yeşilırmak Deltasının Faunası
Detaylı bir araştırma yapılmamıştır. Yapılan gözlemler de Köstebek, Kaplumbağa, Yılan, Su
Yılanı, Kurbağa ve çeşitli ötücü kuşlar ile balıkçıl kuşlara rastlanmıştır. Saha içerisinde
özellikle yılan varlığı fazladır.
Hacıosman Ormanının Tabiat Koruma Alanı
Avrupa çapında çok sınırlı bir yayılışa sahip ve hızla ortadan kalkma tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan eşsiz bir alüvyal orman ekosistemidir. Dişbudak (Fraxinus excelsior), meşe
(Quercus hartwissiana), dişbudak yapraklı kant ceviz (Pterocarya fraxinifolia), kayacık
(Ostrya calpigoliya), kayacılar (Ulmus glabra), doğu gürgeni (Carpinus orientalis), akçaağaç
(Acer canpestre) önemli bitki türlerini oluşturmaktadır.
Araştırmalarda alanda kumul ve orman vejetasyon tipleri bulunmuştur. Orman ağaçları
arasında < Asil Ağaçlar > olarak bilinen Dişbudak, Karaağaç, Akçaağaç gibi türler genel
olarak kanaatkâr olarak bildiğimiz orman ağaçları arasında, çoğunlukla alüvyon karakterde,
besin maddelerince zengin, derin ve rutubetli taban arazi topraklarını sever ve topraklar da iyi
gelişme gösterirler. Subasar ormanlar bu kıymetli türleri barındırmakta fakat çeşitli
olumsuzluklar (toprakların, tarım alanlarına dönüştürülmesi, yerleşime açılması vs.) nedeniyle
varlıklarını zor devam ettirebilmektedirler.
Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma Alanı yaygın olarak bulunan Orman
vejetasyonunda dominant ve karakteristik türler Fraxinusangustifolia, Acer campestre,
Carpinus orientalis, Carpinus betulus örnek verilebilir.
Ağaç katını oluşturan ağaçları boyları 20 m. ile 40 m. Arasında değişmektedir.
Üniversitelerce yapılan araştırmalarda taban suyunun yüzeye çıkarak 4-5 ay kaldığı sahalarda
bitki çeşitliliğinin taban suyunun yüzeye çıkmadığı alanlardan daha fakir olduğu gözlenmiştir.
Taban suyunun yüzeye çıkarak 4 – 5 ay kadar yüzeyde kaldığı subasar koridorlar dar Fraxinus
angustifolia – Fraxinus exelcior – Ulmus glabra – Alnus glutinosa – Carex pendula,
Lysimachia vulgaris, Irıs pseudocorus – Rumex crispus – Myriophyllum verticillarum
bireylerine rastlanmıştır.
Taban suyunun yüzeye çıkarak belli müddet kaldığı alanlarda bulunan dişbudak
bireylerinde gövdenin toprak seviyesine yakın kısımlarında payanda oluşması gözlenmiştir
(20 – 40 cm arasında). Yine bazı dişbudak ve kızılağaç bireylerinde havai kök oluşumu söz
konusudur. Diğer subasar ormanlardan farklı olarak dişbudak yapraklı kanatlı ceviz
(Pterocarya fraxinifolia) mevcuttur. Bu endemik türe civarda bulunan Selyeri, Çınarlı
köyünde rastlanması bu endemik türün Çarşamba Ovasında geniş alanlarda Dişbudak,
Akçaağaç, Gürgen, Karaağaç gibi türlerle karışık olarak bulunduğu fakat bu alanların tarım
alanına dönüşmesi nedeniyle sınırlı sayıda kaldığını göstermektedir.
Öte yandan Hacıosman Ormanındaki Hedera helix, Smilax exelca, Periploca, Humulus
lupulus gibi sarılıcı bitkilerle, Cyclamen coum, Ornithogalum sigmoideum, Leucojum
aestivum, Ranunculus constantinopolitanus, Helleborus orientalis, Rumex crispus, Juncus
acutus, Primula vulgaris, Galum rivale, Viola sieheana, Glycrrhiza echinata, Hypericum
perforatum, Typha latifolia, Irıs pseudacorus, Myriophyllum verticillatum, Hydrocharis
morsus ranae gibi çok sayıda otsu bitkilerde saptanmıştır. Bu bitkilere ait hazırlanan
herbaryum, saha girişinde yer alan bekçi evi içinde bir oda düzenlenerek edilerek
sergilenmeye açılmıştır.
Bitki florası bakımından çok zengin bir yapıya sahip bu ormanda ağaç katına ait 12
takson, çalı katına ait 30 takson ve ot katına ait 68 takson tespit edilmiştir.
Mantar Florası: 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü
öğretim üyesi Doç. Dr. Aysun UZUN PEKŞEN bu konuda yaptığı araştırmalar sonucunda
Hacıosman Ormanın da 32 familyaya ait 72 mantar türü belirlenmiştir. Bu 72 türden 20 sine
Samsun çevresinde sadece bu ormanda rastlandığı ifade edilmektedir. Belirlenen türler içinde
bir tür zehirli, 34 tür yenmez, 31 tür yenilebilir, 6 tür yenme özelliği açısından belirsiz
özelliktedir.
Terme Gölardı Simenit Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
Alanın yaklaşık % 59’u ağaç, ağaççık ve çalılarla kaplıdır. Alandaki başlıca ağaç
türleri; Kavak, dişbudak, kızılağaç, fıstıkçamı ve karaağaçtır. Alanın sahil şeridinde yalancı
maki topluluğu bulunmaktadır. Ayrıca alanda bozuk baltalıklar da yer almaktadır. Alandaki
göl ve bataklıklarda sucul bitki türleri ve sazlar bulunmaktadır. Sahanın bazı kesimlerinde
otlaklarla kaplı yer yer açık alanlar mevcuttur. Sahada ayrıca birçok yosun, mantar ve liken
türleri de bulunmaktadır.
Saha barındırdığı saz, hasırotu, nilüfer gibi çeşitli çiçek türleri, çeşitli çalı grupları ile
sulak alan yaban hayatı için uygun bir habitat oluşturmaktadır. Sahada endemik tür olarak
kum zambağı görülmektedir.
Simenit Gölü'nde Kuluçkaya Yatan Türler
Tepeli Dalgıç, Balaban, Gece Balıkçıl, Alaca Balıkçıl, Gri Balıkçıl, Erguvani Balıkçıl,
Küçük Beyaz Balıkçıl, Cüce Balaban, Sakarmeke, Sutavuğu, Suklavuzu, Yeşilbaş, Çamurcun,
Boz ördek, Kaşıkgaga, Elmabaş, Uzunbacak, Kızkuşu, Sumru, Turna, Leylek, Üveyik, Saz
Delicesidir.
Alan, delta, göl, subasar orman ve deniz ekosistemlerinin iç içe bulunduğu önemli bir
sulak alandır. Su kuşları bakımından oldukça önemli olan bu alanda bulunan yaban hayvanları
genel olarak; Kirpi, Köstebek, Yaban Tavşanı, Sincap, Tilki, Gelincik, Ağaç Kurbağası, Yeşil
Kertenkele, Hazar Yılanı, Su Yılanı, Su samuru, Küçük batağan, Bahri, Yelkovan, Küçük
karabatak, balaban, alacabalıkçıl, küçük akbalıkçıl, erguvani balıkçıl, büyük ak balıkçıl, kara
leylek, çeltikci, kaşıkcı, bozkaz, sakarca, boz ördek, çıkrıkcın, kaşıkgaga, Macar ördeği, kara
ördek, elmabaş pakta, paşbaş patka, kadife ördek, dikkuyruk, küçük orman kartalı, turna,
sakarmeke, uzunbacak, kocagöz, bataklık kırlangıcı, küçük gümüşi martı, ak kanatlı sumru,
tepeli pelikan, çizgili ötleğen, karaçaylak, ulu doğan, saz delicesi, sessiz kuğu, otücü kuğu,
sülün, çulluk, bıldırcın ile bölgedeki göllerde yaşayan sazan, tatlı su levreği ve kefal gibi
birçok tür bulunmaktadır.
Saha aynı zamanda Önemli Kuş Alanlarımızdan, Yeşilırmak Deltası ÖKA alanı
içerisinde bulunmaktadır. Bu ÖKA alanı aynı zamanda Hacı Osman Longozu Tabiatı Koruma
Alanını da içine almaktadır.
Yeşilırmak Deltası geçmişte Karadeniz’in en büyük deltası durumunda iken (yaklaşık
90.000 ha) deltanın büyük kısmı tarım alanlarına dönüştürülmüştür. Yaşam alanlarının
gittikçe daralmasının ve bozulmasının doğal bir sonucu olarak, geçmişe oranla günümüzde
daha az yaban hayvanı sahada barınmaktadır. Ayrıca, Kızılırmak ve Yeşilırmak Deltaları
geçmişte yerli sülünün doğal olarak bulunduğu alanlardır. Bugün, 1999 yılından itibaren
üretilen sülünlerin doğaya salınma yeri olan alanda, sülün popülasyonu hızla artmaktadır.
Bölge aynı zamanda göç yolu üzerindedir. Kuğu, Kaz, Dikkuyruk, Macar ördeği, Kadife
ördek, Bıldırcın, Turna, Çulluk bu bölgede gözlenen göçmenlerdendir.
1. Geliş ve dönüş zamanları: Türlerine göre bir kısmı 11. ay sonu itibariyle bir kısmı
da ( Kılkuyruk, Turna ) 2-3. aylarda gelir, yine türlerine göre Mart ayı ortalarında ayrılırlar.
2. Kışlama, yazlama, konaklama : Yeşilbaş ördek, Elmabaş ördek, Saz tavuğu,
Sakarmeke, Balıkçılar yerli kuşlardır.
3. Kuluçkalama ve yavrulama: Mart sonu itibariyle yumurtlama başlar, Nisan – Mayıs
ayları kuluçka ve yavrulama dönemidir.
Türler ve Popülâsyonları
19 Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Merkezinin Terme Gölardı Simenit Gölü Yaban
Hayatı Geliştirme Sahasında 12 Kasım 2006 tarihinde yapmış olduğu kuş envanterine göre
sahada tespit edilen kuş sayıları aşağıya çıkarılmıştır.
Terme Gölardı Simenit Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında envanter çalışması
yapılmamış ancak yaşadığı bilinen Domuz, Tavşan, Sincap, Tilki, Çakal gibi memeli
hayvanlar ile sahanın içinde bulunan göl ve kanallarda Sazan, Tatlı su levreği, Kefal gibi tatlı
su balıkları mevcuttur.
Fauna
Karadeniz, dünyanın en verimli denizlerinden biri olmakla birlikte antropojenik
ötröfikasyon, balıkçılık faaliyetleri ve kıyıların tahrip edilmesi nedeniyle bu verimlilikte
önemli boyutlarda düşüşler görülmüştür.
Tabanda oksijensiz bir ortam oluşturan H2S nedeniyle tüm balıkçılık faaliyetleri 100
m’ lik katman dahilinde gerçekleştirilmektedir.
Türkiye denizlerinde yaşayan balık türleri hakkında günümüzde kesin bir sayı mevcut
değildir. Bunun en önemli nedeni ise kıyılarımızda bulunan balık türlerinin ekonomik
değerinin fazla olmayışı ve konu üzerinde yeterli çalışmaların yapılmamış olmasıdır.
Slastenenko (1955-1956), 155Ti denizde ve 34'ü Karadeniz'i besleyen büyük nehir ağızlarında
olmak üzere Karadeniz'de toplam 189 türün yaşadığını rapor etmiştir. Bununla beraber, son
yıllardaki aşırı avcılık ve kirlilikten dolayı bazı balık türlerinde azalmalar olmuştur. Buna
mukabil, yeni türlerin bulunmasıyla bu sayıda artış olabilir.
Karadeniz planktonik alg florası diatomlardan ve kıyı kesimlerde bulunan bazı
türlerden oluşmuştur. En verimli kısımlar, besin değeri yüksek nehir sularının deşarj yaptığı
ve yüzey karışımın en aktif olduğu Kuzeybatı eğimi ve kıyı kesimleridir. Doğu ve batı
siklonik eddy akıntılarının arasındaki bölgede de verimlilik nispeten fazladır. Bu akıntıların
ortasında ise verimlilik 0,1-0,2 gr/m2/gün ‘ e kadar düşmektedir.
Fitoplanktonik organizmaların bir kütlesi ve miktarı 104 ila 107 hücre/l arasında
değişmekle birlikte, ilkbahar aylarında 2-3 gr/m3 ve sonbahar aylarında 10-20 miligr/m3
olarak belirlenmiştir. Yaz mevsiminde kıyısal planktonik türler, çeşitli pelajik ve dip
omurgasız ve balık türlerine ait yumurta ve larvalarla birlikte bulunmaktadır. Kuzeybatı
eğiminde özellikle bahar aylarında fitaplankton miktarında artış olmakta ve bu süre yaz
aylarına kadar uzaya bilmektedir. Karadeniz in ortalarındaki derin havza pelajik besin
zincirinde zooplanktonlar arasında en önemli yeri kopepotlar almaktadır. Yaz aylarında
kladoseranlar, kıyı kesimde toplam zooplanktonik kütle içinde %50-70’ lik bir orana sahiptir.
Chaetoknathlar, ctenophorlar ve deniz anaları da önemli pelajik fauna üyeleridir. Su
yüzeyinden 100 metre derinliğe kadar olan kesimde bulunan çoğu türün ortalama sayısı,
mayıs ve ağustos ayları arasında azami değerine ulaşmakta, ancak bazı türlerin biyo kütle
değerlerinde yıl boyunca önemli değişiklik olmamaktadır. Zooplankton yaşamı, orta-ölçekli
su dolaşımı nedeniyle oluşan dikey türbülans ile bağlantılıdır. Bu kısımlar genel olarak kıyıya
yakın kesimlerde doğu ve batı siklonik akıntıların arasında kalan bölgede, denizin
kuzeybatıda yer aldığı sığ kesimlerde ve güneydoğudaki anti siklonik alanda bulunmaktadır.
Zooplankton biyo kütlelerinin %80-85’ lik kısmı, en üstte bulunan 50 m’ lik bir tabakada yer
almaktadır. Soğuk ortamlarda yaşayan zooplanktonik organizmalar ise 50-170 m arasında
bulunmakta ve dağılımı mevsimsel değişiklik göstermektedir. Kış aylarında sadece oksijenli
bölgelerde gözlenen bu türler, yaz aylarında termoklin altında bulunan bölgeye çekilmektedir.
Midyeler ve deniz skuirtleri, yumuşakçalar hydroids ve küçük seaweeds en çok rastlanan
bulut oluştura ( foulink ) organizmalardır. Özellikle midye spratları kafes ağlar için problem
oluştura bilir. Kültür canlılarına saldırılar hakkında herhangi bir rapor olmamasına rağmen
yunuslar, köpekbalıkları, deniz kuşları, yengeçler, rapana, conbove deniz anaları potansiyel
yırtıcı hayvanlar olarak kabul edilirler.
3.7.9. Yerleşim Alanları ve Nüfus
Samsun bölgesel kalkınma olarak TR 83 Bölgesinde yer almaktadır. TR 83
Bölgesinde Samsun, Çorum, Amasya, Tokat illeriyle bulunmaktadır.
1970’lerden beri köy nüfusu yüzdesinde bir düşme görülmektedir. 1980 yılından sonra
ise Türkiye’nin yalnızca toplam köy nüfusu yüzdesinde değil aynı zamanda toplam köy
nüfusu düzeyinde de azalma görülmeye başlanmıştır. Bu değişimin önemli bir sebebinin
sanayileşme olduğu söylenebilir.
1970 ile 2010 yılları arasındaki döneme ilişkin Samsun nüfusunun gelişimi
sunulmaktadır. 1970 ile 2010 arasındaki dönemde Samsun kent nüfusunda hızlı bir yükselme
görülmektedir. Bunun sonucu olarak bu dönemde köy nüfusu yüzdesinde bir düşme
görülmektedir. 1980 yılından sonra ise Samsun’nun yalnızca toplam köy nüfusu yüzdesinde
değil aynı zamanda toplam köy nüfusu düzeyinde de azalma görülmeye başlanmıştır.
2010 sonuçlarına göre Samsun’un nüfusu 1,252,693’dir. Türkiye’de, 2010
rakamlarıyla, nüfusu Samsun gibi bir milyonun üzerinde olan sadece ondokuz şehir vardır.
Samsun 1,252,693 kişilik toplam nüfusuyla Türkiye’nin en büyük onbeşinci şehridir. İl
toplam nüfusunun %49’u erkek, %51’ini kadındır. Samsun nüfusunun %35’ini köy nüfusu,
%65’ini ise kent nüfusu oluşturmaktadır. Türkiye’de toplam köy nüfusu, 2010 rakamlarıyla,
toplam ülke nüfusunun %24’ü olarak hesaplanmaktadır. Üç büyük şehir olan İstanbul, Ankara
ve İzmir, Türkiye toplamından çıkarıldığı zaman ise oran %33’e yükselmektedir. Bu anlamda,
Samsun üç büyük şehir dışındaki Türkiye ortalamasına yakındır; ortalamanın yalnızca yüzde
iki puan üzerindedir. Diğer taraftan, 2000-2010 yılları arasında Türkiye’nin toplam nüfusu
%8,7 oranında artmıştır. Aynı dönemde Samsun ili toplam nüfusunun artış oranı ise %3,6’dır.
Dolayısıyla, 2000-2010 döneminde, Samsun toplam nüfusunun artış hızı ortalama Türkiye
toplam nüfus artış hızının yarısından düşük seyretmiştir. Ancak, üç büyük şehir dışındaki iller
ortalamasına bakıldığında ise, 2000-2010 döneminde nüfus artış oranının %2,7 olduğu
görülmektedir. Bu rakam, ilgili dönemde, Samsun ili nüfus artış oranının, üç büyük il dışında
kalan Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu göstermektedir.
2000-2010 yılları arasında Samsun’da, bu dönemde, köy nüfusu küçülme oranı %24’tür.
Diğer taraftan, yine üç büyük il dışında kalan ülke ortalamasına bakılır ise, 2000-2010 yılları
arasında köy nüfusunun küçülme oranının %22 olduğu görülür. Dolayısıyla, 2000-2010 yılları
arasında Samsun’da köy nüfusunun küçülme oranı üç büyük il dışındaki ülke ortalamasının
iki yüzde puan üzerinde seyretmiştir. Samsun’da üçü merkez ilçe olmak üzere toplam 17 ilçe
vardır. Hem 2000 hem de 2010 yıllarında, merkez ilçeler dışında, nüfus bakımından en büyük
üç ilçe sırasıyla; Bafra, Çarşamba ve Vezirköprü’dür. Terme ilçesi bu dönemde en büyük
dördüncü ilçe konumundadır. Nüfus büyüklüğü açısında beşinci ilçe ise Tekkeköy’dür. Kentli
nüfusu büyüklüğü bakımından Samsun’un ilçeleri arasında, merkez ilçeler hariç tutulursa, en
yüksek kent nüfusu hem 2000 hem de 2010 yıllarında Bafra ilçesinde görülmektedir. Bu
ölçüte göre Bafra ilçesini Çarşamba ilçesi izlemektedir. 2000 yılında kentli nüfusun
büyüklüğü açısından tüm ilçeler arasında (merkez ilçeler hariç) altıncı sırada olan Tekkeköy
ilçesi, 2010 yılında üçüncü sıraya yükselmiştir. Kentli nüfus büyüklüğü bakımından
Tekkeköy ilçesini dördüncü sırada Terme ilçesi takip etmektedir. 2010 yılında Vezirköprü
ilçesi ise bu bakımından beşinci sırada yer almaktadır.
İlçeleri, köy nüfuslarının toplam ilçe nüfusları içindeki yüzdesine göre sıralarsak
köy nüfusunun en yoğun olduğu ilçenin %87 ile Asarcık olduğu görülür. Bu bakımdan ikinci
ve üçüncü ilçeler sırasıyla, %74 oranı ile Vezirköprü ve Ayvacık ilçeleridir. Salıpazarı ilçesi
ise %70 oranı ile köy nüfusunun ilçe toplam nüfusu içinde en yüksek olduğu dördüncü ilçe
konumundadır. Tablo 4’den görüleceği gibi, bu dört ilçenin 2000 ile 2010 yılları arasında köy
nüfusu yüzdeleri pek değişmemiştir. Diğer taraftan, Tekkeköy ilçesi için köy nüfusunun
toplam ilçe nüfusuna oranında 2000 ile 2010 yılları arasında çok ciddi bir değişim
gözlenmektedir: 2000 yılında %70 olan oran, 2010 yılında %25’e gerilemiştir. Böylece,
Tekkeköy 2000 yılında köy nüfusu yüzdesi büyülüklüğü bakımından tüm ilçeler arasında 6.
sıradayken 2010 yılında 14. sıraya düşmüş ve Samsun’un tüm ilçeleri arasında (merkez ilçeler
hariç) köy nüfusu yüzdesinin en az olduğu ilçe konumuna gelmiştir.
Son olarak ise,regresyon rakamlarına göre 1990-2010 döneminde:
(1) Türkiye toplam nüfusu 10 yılda ortalama %13,3 oranında büyürken, Samsun
toplam nüfusu 10 yılda ortalama %3,9 oranında büyümüştür,
(2) Türkiye kent nüfusu 10 yılda ortalama %26,1 oranında büyürken, Samsun kent
nüfusu 10 yılda ortalama %22,1 oranında büyümüştür,
(3) Türkiye köy nüfusu 10 yılda ortalama %14 oranında küçülürken, Samsun köy
nüfusu 10 yılda ortalama %18,6 oranında küçülmüştür.
Samsun’un ilçeleri için kent-köy ayrımında 2000 ve 2010 nüfus rakamları ve bu
dönemde görülen değişim oranları sunulmaktadır. Tekkeköy için son 11 yılda görülen kent
nüfusu değişim oranının %145 olduğu görülmektedir. Bu trendin aynı şekilde devam etmesi
beklenmemektedir. Çünkü aksi takdirde Tekkeköy ilçesinde önümüzdeki dönemde hiç köy
nüfusu kalmayacaktır. Kent nüfusu büyüme oranları yerine köy nüfusu küçülme oranlarına
daha önem verilmesinin bir sebebi de bu tür durumlardır. Bu sebeple, yazında da bu tür
tahminler yapılırken büyümeden ziyade daha çok küçülme trendleri dikkate alınarak
tahminler yapılır.
Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri
Kent makro formunun belirlemede kuzeyde Karadeniz, güneyde eğimli arazi, yerleşme
alanlarındaki jeolojik sakıncalı alanlar , doğuda sanayi kullanımları etkili olmuş olup, buna
göre kentsel çanakta sıkışma oluşmuştur.
Ancak kent zaman içerisinde ikinci konut ağırlıklı batı kesimine ve güneye doğru
gelişim göstermeye başlamıştır.
3.7.10. Tarım ve Hayvancılık
Samsun İlinde polikültür tarım yapılmaktadır. Su ürünleri ve hayvansal üretimdeki üretim
kalemleri de dikkate alınarak üretim deseni içinde stratejik önemi, getirisi, üretim hacmindeki
ağırlığı fazla olan ürünler incelenecektir. İlde toplam 455.324 ha tarım arazisi mevcut olup,
tahıl tarımı yapılan alan, % 47,82’lik pay ile I. sıradadır. % 19,52 lik pay ile II. sırayı
meyvecilik alıyor görülüyorsa da 88.884 ha.lık meyvelik alanın 85.532 ha.ı fındık ziraatı
yapılan alandır.
İlimizde ekonomik bakımdan yetiştirilen en önemli ürünler buğday, mısır, çeltik ve
tütündür. Sanayi bitkisi olarak da ayçiçeği tarımı yapılmaktadır. Kapama meyvecilik üretimi
yapılmaktadır.Bunun önemli bir bölümü fındık alanıdır. Fındık üretimi Merkez,Terme
Çarşamba, Salıpazarı, Ayvacık, Tekkeköy, Ondokuzmayıs, Bafra, Alaçam, Yakakent ve
Asarcık İlçelerinde yapılmaktadır.
Yine kapama olarak Merkez ve Çarşamba İlçelerinde şeftali üretimi yapılmakta ve önemli
gelir kaynağı oluşturmaktadır. Son yıllarda kapama bahçe Kivi üretim çiftçiler tarafından
uygulanmaktadır.Diğer meyveler dağınık ağaç şeklinde olmaktadır.
İlimizde en fazla üretimi yapılan sebzeler domates, biber, hıyar, patlıcan, ıspanak, fasulye,
kabak, lahana, pırasa, karpuz ve kavundur. Ayrıca plastik sera ve yüksek tünellerde son
yıllarda artan bir oranda sebze yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Hayvansal Üretim
Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen ve gelişen koşullarına uygun bir biçimde
üretim ve kalitesinin arttırılması, Türkiye ekonomisi açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Bunun başarılabilmesi ise büyük ölçüde pazarlama organizasyon ve fonksiyonlarının etkin bir
biçimde yerine getirilmesine bağlıdır.
Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; Örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde
başarıya ulaşılsa dahi pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe üretim ve kaliteyi
yükseltmek çoğu zaman güç ve bazen de imkansızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlanması,
ürünlerin mamüller halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam eder. Bu
bakımdan pazarlama hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır. Hayvancılıkta
başarılı bir pazarlama sistemi, hayvansal ürünlerin ülkenin farklı bölgelerdeki değişik kalite
ve miktarda talebinin karşılanmasını hedef almalıdır. Hayvansal ürünlerin çeşitlilik arz etmesi
nedeniyle, pazarlama hizmetleri daha çok girift meseleleri kapsamaktadır.
Hayvan alım satımı daha ziyade hayvan pazarlarında yoğunlaşmış olup üretici ile alıcı
arasında karşılıklı pazarlık şeklinde gerçekleşmektedir. Üreticiler her iki durumda da
pazarlanan hayvanların sakatatının değerlendirilmesinden elde edilen gelirden istifade
edememektedirler. Bu da kasapların ve entegre tesislerin kar marjını yükseltmektedir. İlde 20
adet kesimhane (mezbahane) mevcut olup kaçak hayvan kesimi yok denecek kadar azdır.
Hayvansal üretimde sağlıklı bir ekonomik gelişme, ancak pazarlama kanallarının etkin
bir şekilde işetilmesi ile mümkündür. Bu nedenle pazarlamanın rasyonelliği, tüketici
isteklerinin miktar, çeşit ve kalite olarak üretim kesimine yansıtılması ve bunun sonucu olarak
hayvansal üretimin verim ve kalitesinin yükseltilmesi ile ölçülebilmektedir. Kısaca, hayvansal
ürünlerde tüm pazarlama faaliyetleri tüketiciye yöneliktir. Gerçekten de günümüz tüketicisi
bir işletmenin veya bir sektörün üretim şekline istediği gibi yön verebilmektedir. Bir başka
anlatımla etkin bir pazarlama, tüketici isteklerini mümkün olduğu kadar dikkate alan bir
sistemdir.
Organik Tarım
Organik tarım, genel olarak mevcut olan ekolojik dengeyi korumak için tamamen veya
mümkün olduğu ölçüde az kimyevi mücadele ilacı ve gübre kullanımı ile hayvancılıkta
büyüme düzenleyicileri ve yem katkı maddeleri kullanımı kaldıran, iyi bir toprak bakımı,
ekim nöbeti, doğal gübreleme ve biyolojik zirai mücadele yapılması fikrine dayanan, insana
ve çevreye dost üretim sistemlerini kapsamaktadır.
Organik tarım, tarımsal üretimde hiçbir modern tarım tekniklerinin kullanılmadığı eski
bir işletmecilik şekline dönüş değil aksine üretimin her aşamasında belirli bir düzeyin üstünde
bilgi ve planlama gerektiren bir sistemdir. Günümüzde organik tarımın tüm olanaklarından
faydalanmakla beraber, tarımda ürün kalitesini yükseltecek metotları geliştirerek, toprak
yapısını güçlendirme, eko sistemdeki dengeyi bozmayacak etmenleri kullanma ve uygun bitki
münavebesi gibi unsurlardan yararlanan bir tarımsal düşünceyi gerektiren bir sistemdir.
Ülkemizde üretilen ekolojik ürünler büyük ölçüde yurtdışı pazarlara gönderildiğinden,
ürün miktarı ve çeşitliliği yurt dışından gelen talepler doğrultusunda şekillenmektedir.İhracat
organizasyonunun gerekliliğinden dolayı üretimler organizasyon kuruluşları tarafından
sözleşmeli olarak çiftçilere yaptırılmaktadır.
3.7.11. Sanayi ve Teknoloji
Samsun ili Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük metropol kentidir. Kentin nüfus
yoğunluğu sebebiyle ticari ve sınai yaşantısı canlıdır. Kentin yerleşim ve üretim alanları
yatırımı diğer Karadeniz illerine göre daha müsaittir. Kent stratejik önemi nedeniyle de
bölgedeki diğer illere göre avantaj ve üstünlük sağlar.
Karadeniz havzasına açılan ilk deniz kapısı ve İç ve Orta Anadolu’ya açılan ilk kara kapısı
olması özelliği de bölgenin ticari yapısında önem arz eder.
Bölgede istihdam, nüfus yığılması sebebiyle gitgide zorlaşmaktadır. Bölgedeki kamu
yatırımlarının da kısa sürede özelleştirilmesi bölge insanının ve müteşebbislerine uygun ve
rantabl yatırımlara yönlendirilmesi açısından önem arz etmektedir. Bölge küçük ve orta boy
işletmelerin yönlendirilmesi ve tesis edilmesi açısından çok uygundur.
Karadeniz sahil şeridinin orta bölümünde yer alan Samsun ili 9579 km2’lik yüzölçümü ile
sahil şeridimizin en büyük yüzölçümüne sahip şehirlerimizden biridir. İlin özellikleri nedeni
ile Cumhuriyet tarihinden bu yana ilde KBİ, Azot ve Sigara fabrikası büyük sanayi
işletmelerimizin bulunmasına rağmen ilde tarıma dayalı bir ekonomi ön plana çıkması sonucu
kent halen bir endüstri kenti haline gelememiş büyük sanayi tesislerde bölgedeki küçük
işletmelerin gelişiminde gerekli ivmeyi yaratamamıştır.
Kentin özellikle İç Anadolu dan Karadeniz e açılan ilk kapı olması sebebi ile kentin ticari
hayatı sürekli canlı olmuştur. Özellikle; tarım ürünleri ve ziraata dayalı üretimin yapılması
istihdamın sürekli bu alanda yoğunlaşma çabası istihdamı tesisi etmede gerekli potansiyeli
gösterememiştir.
Özellikle 1980 yılından sonra kentte daralan istihdamın çözümü için gelişen endüstri çağına
uygun olarak gerek kent civarında gerekse ilçelerinde küçük sanayi siteleri oluşmuş istihdam
yavaş yavaş emek yoğun olan küçük işletmelere doğru yönelmeye başlamıştır.
Samsun ve yöresinde üretilen ürünlerin en önemlileri çimento, gübre, bakır, yapay jüt, oto
yedek parçası, muhtelif boyutlarda pompa, mobilya ve tekstil, konfeksiyon ve tıbbi aletlerdir.
Büyük ve orta ölçekli işletmelerin yanı sıra küçük ölçekli işletmelerinde emek yoğun üretim
yapan, kalorifer kazanı, plastik PVC tesisleri, zirai alet ve makineleri, bakır mamulleri, inşaat
demirleri, plastik poşet, muhtelif şekerleme, reçel ve sanayi tipi mutfak eşyası ve buzdolabı
üretimi yapan küçük tesisler de mevcuttur.
Ticaret kenti olan Samsun, ülkemizin her yerinde olduğu gibi sanayileşmeye Kamu
yatırımları ile başlamıştır.
3.7.12. Altyapı, Ulaşım, Haberleşme ve Konaklama
Samsun şehir merkezinde yerleşmiş bulunan Samsun Limanı; konumu itibarı ile
Rusya’nın Novorossijsk (217 Mil), Tuapse (203 Mil), Anapa ve Azak limanlarına (Taganrog
(409 Mil) ve Yejsk (374 Mil), Ukrayna’nın Simferopol (252 Mil), Herson (448 Mil) ve
Odessa (403 Mil) limanlarına, Gürcistan’ın Batum (233 Mil) ve Sochi (201 Mil) limanlarına,
Romanya’nın Köstence Limanına (380 Mil) oldukça yakın ve kolay ulaşılabilir durumdadır.
Samsun Limanı Türkiye’nin Karadeniz’deki en büyük, genelde ise 5. büyük limanıdır.
Samsun Limanı, Orta Avrupa ve Rusya’dan gelen yüklerin Orta Doğu ve Orta Asya
ülkelerine taşınmasında merkez teşkil etmektedir. Feribot terminali herhangi bir aktarma
olmaksızın Ro-Ro sistemleri dâhil demiryolu feribot seferleriyle kombine taşımacılık
varışlarına sahip bir limandır. Limana giren ve çıkan gemiler için kılavuz almak zorunludur.
1000 GT'den küçük Türk ve 500 GT'den küçük yabancı gemiler için römorkör alma
mecburiyeti yoktur. Bu hizmet, 24 saat boyunca, 2500 HP gücündeki 3 römorkörle Liman
tarafından verilmektedir.
Demiryolu Ulaşımı
Samsun İli; Türkiye Demiryolu ağına Samsun-Sivas ve Samsun- Çarşamba
Demiryolları ile bağlıdır. Liman, Serbest Bölge, Azot Gübre Sanayi; Organize Sanayi
Bölgesi, Bakır İşletmelerinde demiryolu ağı mevcuttur.
Samsun – Sivas ve Samsun – Çarşamba hatlarında tesis edilen demiryollarının Samsun
sınırları dâhilinde uzunluğu 142 km. ana hat, 47 km olmak üzere toplam 189 km’dir. Samsun
ilinden Sivas’a bağlanan demiryolu hattı Tokat’tan geçmektedir. Bu bölgedeki demiryolu
ulaşımı büyük ölçüde yük taşımacılığı amacıyla kullanılmaktadır. Samsun limanına gelen
yükler demiryolu ile iç bölgelere taşınmaktadır.
Samsun ili, demiryolu ile Karadeniz Bölgesi’nin tamamına hitap etmekte olup;
demiryolu, karayolu ve deniz yolu kombine taşımacılıkta önemli bir yük lojistik merkez
olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle ilk defa Türkiye’de 2004 yılından itibaren uygulamaya
konulan modern yük taşımacılığının kalbi olarak görülen diğer ulaşım sistemleriyle
entegrasyon sağlanması amacıyla DDY tarafından geliştirilen kombine taşımacılık lojistik
köyleri uygulaması Türkiye’de ilk defa Samsun, Gelemen ’ de başlatılmıştır.
Samsun, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinin ülke demiryolu ağı ile bağlanan 404
Km.lik Samsun-Sivas hattının yapımı 1932 yılında tamamlanmış olup bu hat’ta günümüzde
çoğunlukta ticari eşya ve hammadde taşımacılığı, yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Hattın
sonu Liman ve Serbest Bölge içerisindedir. Bu hattın dışında Samsun-Çarşamba arasında 34
Km.lik yolcu taşımasına dönük olarak kullanılan bir yol ve bu hattan ayrılan Samsun-Azot,
Samsun-Bakır Fabrikaları arasında 12 Km.lik yolda gübre, bakır madeni ve yolcu taşıması
yapılmaktadır.
Havayolu Ulaşımı
Samsun/ Çarşamba Havaalanı 09.02.1999 tarihinde işletmeye açılmış, 11 Şubat
1999'da ise tarifeli seferlere başlanmıştır. Yılda iki milyon yolcu kapasitesi olan ve
uluslararası standartlarda yirmi dört saat hizmet veren on iki bin metrekare terminal binası
bulunmaktadır.
2009 yılının ağustos ayında apronun yetersiz kalması nedeniyle havaalanının apronu
genişletildi. 2007 yılında Metro Şirketler Grubu tarafından inşaatına başlanan A tipi gümrüklü
kargo antreposu ve soğuk hava deposu ise 1 Eylül 2009'da faaliyete geçti. 2010'un başında
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü havaalanının uçuş kısıtlamalarını kaldırırarak open sky
uygulamasına geçirdi. Böylece havayolu işletmeleri havaalanına istedikleri sayıda uçuş
gerçekleştirmeye başladı. (IATA Kodu: SZF, ICAO Kodu: LTFH) Havaalanın pisti beton
olup, uzunluğu 3,000 metredir. Koordinatlar: 41°15′56″N 36°32′55″E , Havaalanı tipi: Sivil,
Yön: 13/31, Uzunluk: 9,843ft ; 3,000m, Rakım (ODS): 18 ft / 5 m.dir.
2 Milyon Yolcu/Yıl kapasiteli 12.000 m2 Terminal Binası, diğer destek binaları ve
tüm elektrik-elektronik sistemleri bulunmaktadır. Bakanlar kurulu kararıyla hava hudut kapısı
ilan edilen Samsun /Çarşamba Havaalanı Uluslararası standartlarda ve günün 24 saati İç/Dış
hat uçuşlar için kesintisiz hizmet vermektedir.
Samsun’da bulunan hava kargo üniteli uluslararası hava limanı; deniz, kara ve
demiryolları ile ulusal ve uluslararası ulaşım ağına entegredir.
Ondokuzmayıs (Engiz) Sivil Havaalanı
Sivil Havacılık amaçlı olarak kurulmuş olan havaalanı pist uzunluğu Samsun'un
Ondokuzmayıs ilçesi Engiz/Ballıca Mevkiinde olup; havacılık kulübü tarafından sportif
amaçlı faaliyetler için kullanılmaktayken arazi anlaşmazlığı nedeniyle 2002 yılında hizmete
kapatılmıştır. Samsun sivil havacılık kulübü tarafından sportif amaçlı faaliyetler için
kullanılıyordu.
Ondokuzmayıs (Engiz) Sivil Havaalanının pist uzunluğunun arttırılarak, ülkenin ilk
ve tek sivil havacılık eğitimlerine açık havaalanı olması yolunda çalışmalar başlatılmış olup,
anılan alanda “air-park” uygulaması planlanmaktadır.
Karayolu Ulaşımı
Samsun İli karayolu ile Samsun-Ankara, Samsun-Amasya-Tokat, Samsun-İstanbul,
Samsun-Trabzon-Rize istikametleri ile yurdun her yönüne dağılım imkânına sahiptir.
Samsun’dan; Türkiye’nin her iline günlük otobüs seferleri düzenlenmektedir. Otogar
binasında Avrupa standartlarında hizmet verilmektedir. İl sınırları içindeki Devlet Karayolları
769 km’dir. Bunun 384 km’si devlet yolu, 385 km’si ise il yoludur.
Samsun’un 8.200 km’lik köy yolu ağının; % 36’sı asfalt (2.956 km), % 58’i stabilize
(4.760 km), % 6’sı tesviye (459 km) ve % 1’i (25 km) mutasavver yollardan oluşmaktadır.
Samsun’da yerleşmeler arası ulaşımda bölünmüş il ve devlet yollarını
kullanılmaktadır.
Çarşamba; Samsun-Ordu Devlet karayolu üzerinde olup, Samsun’a uzaklığı 37 km.dir.
Hiç ulaşım sorunu olmayan Çarşamba ilçesine Samsun İl merkezinden demiryolu bağlantısı
da 1926 yılından beri devam etmektedir.
Havza; Samsun-Ankara devlet karayolu üzerinde kurulmuş bir ilçedir. Samsun’a
uzaklığı 84 km.dir. Samsundan Havzaya ulaşım problemi yaşanmamaktadır. Her gün her saat
araç bulmak mümkündür.
Kavak; Orta Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan Samsun-Ankara Devlet karayolu
üzerindedir. Samsuna uzaklığı 51 km. olan ilçeye ulaşım kolayca sağlanabilmektedir.
Ladik ilçesi; Samsun’a 82 km. uzaklıkta olan ilçenin ulaşım problemi yoktur.
Samsun’dan Ladik’e her zaman araç bulmak mümkündür.
Ondokuzmayıs ilçesi; Samsun-Sinop Devlet karayolu üzerinde yer almaktadır. Bu
nedenle ulaşım problemi yoktur. Samsun’dan Ondokuzmayıs ilçesine her gün, her saat araç
bulmak mümkündür. İlçenin Samsun’a uzaklığı 33 km’dir.
Salıpazarı’ndan ulaşım; Çarşamba ve Terme ilçeleri üzerinden olmaktadır. Samsun’a
uzaklığı 54 km’dir.
Tekkeköy ilçesine; ulaşım genellikle karayolu ile yapılır. Samsun’a uzaklığı 14
km.dir. Samsun’dan Tekkeköy’e her an araç bulmak mümkündür. Samsun-Çarşamba
demiryolu da ilçeden geçmektedir.
Terme ilçesi; Samsun’a 58 km. uzaklıktadır ve Samsun’dan Terme’ye her gün her saat
araç bulmak mümkündür. Çevre il ve ilçelerle ulaşım problemi yoktur.
Vezirköprü ilçesinin, çevreyle ulaşımı karayolu ile sağlanmaktadır. Her gün
Vezirköprü’den Samsun-Ankara, İstanbul, Bursa'ya otobüs seferleri vardır. Havza ve
Durağan’a her gün minibüslerle ulaşmak mümkündür. Samsun’a uzaklığı 116 km. olan ilçeye
Samsun’dan her gün araç bulunur
Yakakent ilçesi; Samsun-Sinop karayolu üzerinde olduğundan, Samsun ve Sinop’a her
gün ulaşım yapılmaktadır. Yakakent’e Alaçam 6 km., Bafra 33 km. ve Samsun 84 km.
mesafededir.
3.7.13. Madencilik
Ülke ekonomilerinin önemli sektörlerinden biri olan madencilik, ulusların sosyo
ekonomik kalkınmaları için gerekli olan enerji ve sanayinin temel hammaddelerini sağlayan
tüm faaliyetleri kapsamaktadır.
Madenler, ülkelerin doğal kaynaklarından biri olup, giderek artan talepleri karşılamak
yüzünden de işletilmeleri kaçınılmazdır. Ancak kullanılmakta olan maden çıkarma
metotlarına bakılmaksızın, her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazi bozulmalarına ve
doğal çevrenin tahribine sebep olmaktadır.
Madencilik işletmeleriyle doğal kaynaklar olan madenler ve mineraller insan refahı
için bir taraftan ekonomiye kazandırılırken, diğer taraftan ekolojik çevreye verilen büyük
tahribat ve zararları çoğu zaman gözardı edilmektedir. Faaliyetlerin yapıldığı alanlarda ve
özellikle açık işletme yöntemi ile çalışılan sahalarda, çalışmalar bittikten sonra topografya,
jeolojik yapı, röliyef, su rejimi, iklim ve peyzaj tamamen değişmekte ve bitki örtüsü de harap
olmaktadır.
Enerji Madenleri
Samsun merkez ilçede bilinen metalik maden, endüstriyel hammadde veya birincil enerji
kaynağı bulunmamaktadır. İl genelinde ancak Havza ve Vezirköprü’de linyit kömürü, Havza
ve Ladik’te kaplıca suyu ,Bafra ve Çarşamba’da da maden suyu bulunmaktadır.
3.7.14. Enerji
Enerji konusunu, kaynaklarına göre enerji üretimi ve enerji tüketiminin sektörlere göre
dağılımı olmak üzere iki ana başlık ile bunların alt başlıklarında sınıflandırılmıştır.
Oluşturulan ana ve alt başlıkların içerikleri, tanımları ve tüm bu konuların nasıl
incelenmesi gerektiği ve konuların rahatlıkla anlaşılabilmesi için geliştirilen kriterler aşağıda
verilmektedir.
Genel anlamda;
-Enerji ile ilgili mevcut doğal potansiyellerin nicelik ve niteliklerini,
-Enerji konusu ile ilgili olarak yapılmış, yapılmakta olan veya planlanan projelerin
amaç ve aşamaları,
-Kurulan tesisin ömrünü, yıllık üretim kapasitesini, kullanılan yakıtın türü ve yıllık
tüketim miktarını,
-Uygulanan teknolojinin çevreye uygun olup olmadığını,
-Enerji üretimi ile ilgili tesisler için ÇED yapılıp yapılmadığı,
-Enerji üretimi ve tüketimi sırasında kaynakların optimum kullanılıp kullanılmadığını,
-Kaynak rezervlerini,
-Enerji tasarrufuna yönelik olarak lokal çalışmaların olup olmadığını,
-Kurulan tesislerde arıtma, desülfirizasyon gibi kirlenmeyi önleyici ünitelerin bulunup
bulunmadığını,
-İllerde bulunan sektörlerin yoğunluğu hakkında genel bilgiyi,
-Sektörel bazda enerji tüketiminden kaynaklanan kirlilikleri,
-İllerde yapılacak çalışmalara temel oluşturacak hedef ve yönü tespit etmektir.
Birincil Enerji Kaynakları
Güneş, rüzgar, kömür gibi sınıflandırılan alt başlıklardır. Bunlar gereken enerji
kullanımına dönüştürülünceye kadar makinalarda ısınma amacıyla, türbin veya motor gibi
araçlarda kullanılıncaya kadar işe yaramaz. Dünyanın her yerinde birçok ülkede pek çok
birincil enerjinin ziyan olmasına sebep onu gerekli hizmete çevirecek olan donanımın
tasarımındaki veya gelişmesindeki yetersizliklerdir.
3.8. İLGİ GRUBU ve PAYDAŞ ANALİZİ
Turistik İşletme Belgeli Tesisler
Tesisin Adı
Telefon
Kaya Otel
432 46 64
Dolphin Otel
437 72 55
Cem Otel
431 15 88
Altay Otel
431 68 77
Gold Otel
431 19 59
Sandıkçı Otel
431 07 35
Omtel Otel
457 54 81
Sönmez Otel
431 26 69
Kent Otel
431 72 91
Daştan Otel
431 53 93
Güçlü Otel
431 17 17
Yuvam Pansiyon
457 69 08
Şahin Otel
435 20 01
Klas Otel
432 43 20
Omtel Tepe Otel
457 60 74
Anakent Sosyal Tesisleri Otel 228 27 47
Tesisin Adı
Sınıfı
Büyük Samsun
5 Yıldız
Vidinli
3 Yıldız
Yafeya
3 Yıldız
Çavuşoğlu (Tekkeköy) 3 Yıldız
Maarif (Havza)
2 Yıldız
Oda Sayısı Yatak Sayısı
107
234
45
80
96
184
56
118
24
48
Telefon
435 80 18
431 60 50
435 11 35
256 33 65
714 10 10
Tesisin Adı
Cumhuriyet
Divan Rama
İtimat Balık
Grand Saray
Sınıfı
2.Sınıf Lokanta
2.Sınıf Lokanta
2.Sınıf Lokanta
2.Sınıf Lokanta
Tesisin Adı
Grubu
Yavuztur
(A) Grubu
Kartur (Ulusoy)
(A) Grubu
Alaçam Seyahat
(C) Grubu
Vetser
(C) Grubu
Lamirjen
(C) Grubu
Ondokuzmayıs Seyahat (C) Grubu
Ergüntur
(C) Grubu
Rasibutur
(C) Grubu
Kapasite
100 Kişilik
140 Kişilik
130 Kişilik
50 Kişilik
Telefon
431 21 65
230 62 19
435 76 62
834 34 67
Telefon
431 13 24
431 33 10
621 34 37
437 38 08
432 35 45
231 39 07
431 86 73
230 01 71
4. SAMSUN İLİ DOĞA TURİZMİ ARZI
Samsun’un Doğu Karadeniz Bölgesi ile Doğa Turizmi Açısından Rekabet Gücünün
Değerlendirilmesi
Samsun’un doğa turizmi açısından kullanabileceği, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğa
turizmi açısından en önemli üstünlüğü, son derece nadir ve önemli sulak alanları ve subasar
ormanları ile Vezirköprü, Merzifon, Salıpazarı ilçelerinde bulunan ormanlık alanlarda flora va
fauna çeşitliliğinin yanısıra görsel açıdan zengin bir panorma açılımına sahiptir. Üstelik
Samsun’da Galeriç, Hacıosman Ormanı ve Simenit (Gölyazı) bölgesinde üç farklı karakter
özelliği sunan subasar ormanları mevcut olup; bunlardan Kızılırmak Deltası içerisinde yer
alan Galeriç Subasar Ormanı Türkiye de büyüklük açısından ikinci sırada yer alamktadır.
Samsun da bulunan Kızılırmak ve Yeşilırmak sulak alanları, Türkiye’ nin iki büyük
ırmağı olan Kızılırmak ve Yeşilırmaklarının taşıdığı sedimentlerle oluşmuş olup; bu nedenle
yüksek düzeyde biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Bu biyolojik çeşitlilik ve sağladığı besin
değerlerleri bu iki alanın özellikle kuşlar açısından da önemli alanlar olmalarını sağlamıştır.
Bu alanlardan Kızılırmak Deltası sahip olduğu kuş populasyonu açısından uluslararası
öneme sahip sulak alan ( RAMSAR ALANI ) ilan edilmiştir. Bunun yanında alan ulusal
düzeyde de değişik koruma statülerine ( Doğal Sit, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Kuş
Cenneti ) sahiptir.
Kızılırmak deltasında irili ufaklı çok sayıda göl bulunmaktadır. Bu alan Türkiye’nin en
önemli sulak alanlarından biridir. Biyolojik çeşitlilik bakımından son derece zengin olan delta
sulak alanları, barındırdığı kuş türleriyle de dikkati çekmektedir.
Delta ve yakın çevresi deniz, akarsu, göl, bataklık, sazlık, çayır, mera, kumsal ve tarım
ekosistemleri ile fundalık-ağaçlık ve orman formasyon alanları gibi ekolojik önemi bulunan
önemli mekanlardan biridir. Her bir ekosistemdeki nitelikler bu yörede e ine ender rastlanır
biyolojik çeşitliliğin oluşmasına yol açmıştır.
Yeşilırmak Deltasıda ulusal düzeyde önemli sulak alanlar listesinde yer almaktadır.
Bu alanlar önemli ziyaretçi potasiyeline sahip olup; yıl içerisinde yerli ve yabancı
ziyaretçiler, özellikle kuş gözlemi, kuş ve doğa fotoğrafçılığı, amatör balıkçılık, bisiklet, doğa
yürüyüşü faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler.
Bu alanlar aynı zamanda bitki çeşitliliği bakımdan zengin olup; endemik türleri de
barındırmaktadır.
Bu üstünlükleriyle Samsun son derece güçlü foto safari olanaklarının yanı sıra
kamping, trekking, yamaç paraşütü, oto safari, offroad, offshore, dağ bisikleti, kayak vb. bir
çok aktiviteye olanak tanımaktadır.
Karadeniz sahil yapımı sonrasında Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan Artvin,
Trabzon ve Rize sahillerinin deniz turizmi açısından kullanılırlığını neredeyse tamamen
kaybetmişken, Giresun’da denize girilebilir yaklaşık 2,5 km. kıyı niteliğini koruyan alanlar
parçalı olarak varlığını sürdürmekte, Samsun ili bu illerle karşılaştırıldığında 35 km lik
kesintisiz sahil bandı bulunmaktadır.
Yeşilırmak deltasının deniz kıyısına yakın kesimlerinde Simenit/Simenit, Akgöl,
Kargalı ve Dumanlı Göl gibi lagün gölleri yer almaktadır. Çevreleri sazlık olan bu göller, su
ürünleri bakımından da zengindir.
Kıyıdan iç kesimlere doğru kıyı gerisindeki Canik Dağlarının güneyinde tektonik
oluşumlu depresyon sahalarından sonra Kunduz Dağları (1783 m.). Tavşan Dağı (1901m.) ve
Akdağ (2061 m.) gibi ikinci bir kütle ile dağlık ve ormanlık alanlara geçilmektedir.
Yayla, dağ turizmi ve kış sporlarına uygun özellikler taşıyan bu alanlarda eskiden beri
yerel ölçekte var olan turizm ve rekreasyon hareketleri giderek yoğunlaşmaktadır. Bunlardan
Kunduz Dağları ve Kunduz ormanları önemli bir çekiciliktir. Kunduz ormanlarında iğne
yapraklı ve geniş yapraklı orman formasyonları geniş yayılış gösterirler.
Kunduz ormanları (Vezirköprü), serin orman havasıyla, yaz aylarının sıcak- bunaltıcı
havasından kurtulmak isteyen, yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yeridir.
Kunduz yaylaları, orman dokusuyla iç içe olması ve dağ - orman ekosistemlerinin
tipik özelliklerini bünyesinde barındırmasıyla ilgi çekmektedir. Yaban hayatı, geyik üretme
istasyonu, yaz ve kışın doğal manzarası, konaklama tesisiyle çeşitli rekreasyon ve tatil imkanı
sunan Kunduz ormanları, her mevsim belirli sayıda ziyaretçiyi kendine çekmektedir.
Kunduz Ormanları yayla turizminin yanı sıra, doğa yürüyüşleri (trekking), bisiklete
binme, piknik yapma, doğa incelemeleri ve kamp yapma gibi rekreasyon faaliyetlerine uygun
ortamlara sahiptir. Kunduz ormanları tesislerine asfalt karayoluyla kolayca ulaşılmaktadır.
Bölgedeki işletme tesisleri yaz kış gelenlerin dinlenme ve konaklama ihtiyacını
karşılamaktadır. Kunduz ormanlarında her yıl haziran ayında geleneksel yayla şenlikleri de
yapılmaktadır.
Kunduz ormanlarında özellikle Şahinkayası Kanyonu ayrı değer arz etmektedir.
Samsun’un güneyinde yer alan Akdağ (Ladik), yayla ve orman alanlarıyla önemli
çekicilik oluşturmaktadır. Akdağ (Ladik) yöresinin sahip olduğu yazın serin-kuru iklimi, kıyı
kesiminin nemli-boğucu ikliminden kurtulmak isteyenler için fırsatlar sunmaktadır.
Yayla sahaları, yayla turizmi yanı sıra çim kayağı, yamaç paraşütü ve kampçılık için
elverişli alanlara sahiptir. Akdağ ’da kış aylarında yağan yağışların önemli bir kesiminin kar
şeklinde düşmesi, ekim-nisan arası gibi uzun bir dönem karın yerde kalması gibi klimatik ve
topografik faktörlerden dolayı kış turizmi imkanı sunmakta olup; alanda bir kayak tesisi
mevcuttur. Aynı zamanda bu alanda kar sezonunun bitmesi ile birlikte çim kayağı imkanı da
sunmakta olup; Akdağ ’da 1997 yılından bu yana yayla şenlikleri düzenlenmektedir.
Amasya - Samsun sınırları arasında yer alan Tavşan Dağı ormanlık alanları da, sahip
olduğu dağ -orman ekosistem özellikleriyle doğal bir turizm ünitesidir. Buralara Merzifon
(Amasya) ve Vezirköprü (Samsun) ‘ye idari olarak bağlı çevre köyler için yaz aylarında dikey
yönlü yaylacılık faaliyetinde bulunulmaktadır.
Tavşan Dağı ve ormanlık sahasına son yıllarda yazlık konutlarının yapımına
başlanması, gelecekte buraların muhtemel tercih edilecek yerler arasında olacağının işaretleri
olarak değerlendirilmelidir.
Samsun’da kıyı gerisinde yer alan Havza ve Lâdik yörelerinden geçen tektonik fay
hatları (KAF) üzerinde bulunan sıcak su kaynakları “kaplıca turizmi” için potansiyel
oluşturmaktadır. Bunlardan Havza Kaplıcaları, eskiden beri bölgenin kaplıca turizmi sağlık
merkezi durumundadır. Su sıcaklığı 49.8 °C olan kaplıca suyunun, kan, cilt, sinir, kadın
hastalıkları, bronşit ve mide hastalıklarına iyi geldiği yetkililerce belirtilmektedir.
Samsun’a yaklaşık bir saatlik mesafedeki Havza ilçe merkezinde bulunan kaplıcalara,
Samsun-Ankara karayoluyla kolayca ulaşılmaktadır. Kaplıca alanında konaklama için otel,
motel ve pansiyonlar bulunmaktadır. Kaplıcaya Samsun-Ankara karayolu üzerinde yer alması
nedeniyle, günübirlik ve kısa süreli ziyaretçi gelişi de oldukça fazladır.
Bir diğer termal alan, Lâdik ilçe merkezinin kuzeybatısında yer alan Hamamayağı
kaplıcasıdır. Samsun il merkezine 75 km, Havza’ya 15 km mesafede olan kaplıca, Ladik ilçe
merkezinin 13 km kuzeyindedir. Hamamayağı sıcak su kaynağı, herhangi bir sondaj
yapılmaksızın kendiliğinden yüzeye çıkmakta olup, su sıcaklığı 37 °C dir. Kaplıca suyunun
müzmin romatizma ve cilt hastalıklarını iyileştirici özelliği yanında sinir ve kas yorgunluğu,
eklem kireçlenmesi, sinirsel hastalıklar ve ameliyat sonrası yorgunluklar gibi daha birçok
hastalıklara da olumlu etkileri görüldüğü; su sıcaklığının yüksek olmaması, nefes darlığı,
yüksek tansiyon ve şeker hastalığı bulunan kişiler için ideal olduğu bilinmektedir.
Samsun’un Doğu Karadeniz Bölgesi karşısındaki en zayıf yönünü ise gerek il içinde,
gerekse il dışında tanınırlılığının olmaması olarak nitelemek gerekmektedir.
4.1 SAMSUN İLİ’nin DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ (DOĞA TURİZMİ
ARZI)
Samsun’da önceki bölümlerde belirtildiği gibi, subasar ormanları, kuş cenneti,
benzersiz gölleri ve kanyonlar bulunmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı Samsun TR 83
Bölgesinde önemli bir doğa turizmi kapasitesine sahiptir.
Vezirköprü ilçesinde devam etmekte olan Hititlerin kutsal kenti Lerik (Oymaağaç
Köyü) kazılarının ilerlemesi ve tanınırlığının sağlanması halinde Samsun İnanç turizmi
açısından farklı bir odak haline gelmeye aday olabilecek güçtedir.
Ancak Samsun Doğu Karadeniz bölgesinde bulunmayan sayı ve nitelikteki ahşap
camileri ile inanç turizminde bir odak olabilecek kapasitededir. Samsun’daki tescilli dinsel ve
kültürel yapı sayısı 209 adettir. Söz konusu yapıların dağınık bir biçimde yer seçmiş olması
doğrudan turizm odağı olmalarını engellemekle birlikte, bu dağılım aynı zamanda her türlü
turizm faaliyetinde aynı zamanda bu alanların da gezilmesi ile turizm çeşitliliğini sağlamanın
yanı sıra, sadece inanç turizmi amacıyla bölgeye gelenler açısından ise bölgede geceleme
sayısının arttırılması anlamındadır.
Samsun’un Doğu Karadeniz Bölgesi ile Kültür Turizmi Açısından Rekabet
Gücünün Değerlendirilmesi
Samsun Karadeniz bölgesinde Tekkeköy’de yer alan Paleolitik cağa ilişkin bulgulara
sahip, bulguları Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmekte olan tek il olmasına karşın
insanlığın kültürel izlerinin sürülmesi noktasındaki üstünlüğünün tanınırlığı olmadığı gibi,
yerinde ziyarette de sahip olduğu tarihi değerin vurgusunu doğru bir biçimde yapacak
düzenlemeleri gerçekleştirememiş bir ilimizdir.
Samsun ayrıca cumhuriyet tarihinde son derece önemli bir yer olan kurtuluş Savaşının
ilk adımının atıldığı ildir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda çok önemli bir değere sahip
olan ve aslına uygun olarak yapılmış Bandırma Vapuru ile Ulu Önder Atatürk ile silah
arkadaşlarının Samsun’ a ayak basmalarını temsili olarak ifade eden Kurtuluş Yolu önemli
ölçüde turist çekmektedir.
Yukarıda yer alan Turizm Stratejisi Kavramsal Eylem Planı Haritasında
Samsun; Ekoturizm Odaklı Gelişim Bölgesi ve Yayla Turizmi Gelişim Bölgesi olarak
planlanmıştır.
4.2. SAMSUN İLİNİN DOĞA TURİZMİ (Arzı) DEĞERLERİ ve BİLİNİRLİK
DEĞERLENDİRMESİ
Rakipleri Karşısında Samsun’un Güçlü Ve Zayıf Yönleri (PETS Analiz)
Samsun’un Güçlü Yönleri
-Kıyı boyunca ince kumlu kumsala sahip plajların varlığı,
-Kıyıdan itibaren artı gösteren yükselti ile değişen farklı iklim tiplerine bağlı klimatik
kaynaklar,
-Farklı iklim tiplerine bağlı bitki çeşitliliğindeki zenginlik ve biyolojik çeşitlilik,
-Sahada deniz, kıyı alanları, delta ovaları, lagün gölleri, sazlık bataklık alanlar, yamaç
araziler, platoluk ve dağlık alanlar, ormanlar, çeşitli ve gür bitki örtüsü, boğazlar, akarsu
vadileri vb. çeşitli coğrafi özellikler, doğal kaynaklara dayalı turizm faaliyetleri için avantajlar
sunmaktadır.
-Denizin ve kumsalların yanı sıra, baraj göllerinin de turizme uygun kullanım
olanakları yaratmaktadır.
-Denize girme, güneşlenme, su sporları, doğa yürüyüşü, avcılık, yaban hayatı, kamp
kurma, fotoğraf çekme, manzara seyretme, kuş gözleme, yaylacılık, balık tutma, kaplıca,
dağcılık, kayak, vb. turizme konu olabilecek kaynakların çeşitliliği dolayısıyla turizm hizmet
arzının sayı ve çeşit olarak zenginlik göstermektedir.
-Turizme kaynak oluşturabilecek zengin doğal manzaraların varlığı,
-Güçlü bir tarihsel geçmişe bağlı ilk çağ kalıntıları olan Höyükler, kaya mezarları ve
kale kalıntılarının bölgedeki yoğun varlığı
-Ahşap yapı mimarisine uygun zengin dini yapılar
-Bölgeye özgü ahşap yapı teknikleri ile üretilmiş ambarlar ve evlerin ağırlıklı olduğu
kırsal yerleşmelerin varlığı
-Reji dönemi mimarisinin seçkin örneklerinin varlığı
-Ladik-Akdağ ve Asarcık yörelerinde kış turizmi için uygun doğal ortamların
bulunması,
-Tektonik fay hatlarına bağlı olarak, sahada sıcak su kaynağı kaplıcaların varlığı,
-Delta ovaları üzerinde lagün gölleri, sazlık, bataklık ve ormanlık alanlarındaki zengin
ekosistemlerin varlığı,
-Subasar Ormanları gibi tekil örneklerin bölgedeki varlığı,
-Foto safariye uygun doğal ve tarihi alanlar
-İç kesimlerdeki dağlık alanlar ve plato düzlüklerinde yaylacılık turizmi için uygun
ortamların bulunması,
-Çalışma alanında ulaşım altyapısının belirli düzeyde gelişmiş olması.
Samsun’un Zayıf Yönleri
-Turizm konusunda il bütününde farkındalık düzeyinin son derece düşük oluşu,
-Turizm yatırımları için uygun yatırım ortamının desteklenmesinin yerel yönetimlerce
benimsenmemiş olması
-Turizmin önemi konusunda halkın ve yerel yönetimlerin henüz yeteri kadar duyarlı
olmaması,
-Bütüncü bakış açısından yoksun, plansız yapılaşma kararlarının varlığı,
-Bölgenin doğal ve tarihi değerlerinin korunması ve geliştirilmesi konusunda kamuoyu
duyarlılığının son derece sınırlı olması,
-Çeşitli turizm olanaklarının arza dönüştürülememiş olması,
-Samsun merkez dışında konaklama yerlerinin gelişmemiş olması veya çok az olması,
-Yörede turizmin düzenlenmesi ve geliştirilmesine yönelik planlamanın olmaması,
-Doğal kaynaklara dayalı turizmin geliştirilmesine yönelik yatırımların çok az olması
ya da hiç olmaması,
-Yağış, nem, bulutluluk ve rüzgâr gibi klimatik faktörlerin kıyı turizmine olumsuz
etkileri,
4.3.SAMSUN İLİNDE DOĞA TURİZMİ AMAÇLI KULLANILAN VE KORUMA
STATÜLÜ ALANLAR
Milli Parklar : İlimizde Milli Park Sahası bulunmamaktadır.
Tabiat Parkları
Çamgölü Tabiat Parkı
1/25000 ölçekli haritada Sinop E34-c2 Pafta, X = 4614939-4614958 ve Y= 703631703649 koordinatları arasında 30 mt. rakımında 5.0 Ha.lık ormanlık sahayı kapsamaktadır.
Samsun İli Yakakent ilçesi sınırları içerisinde kalmakta olup Samsun il merkezine 90 Km.
mesafededir. Vejetasyon örtüsü Kızılçam ve Defne dir.
Sarıgazel Tabiat Parkı
1/25000 ölçekli haritada Samsun E36-d4,Samsun F36-a1 Pafta X= 4599500 , Y=253000
koordinatlarında, 55 mt. rakımında 142,0 Ha.lık ormanlık sahayı kapsamaktadır. Samsun ili
19 Mayıs ilçesi sınırları içerisinde kalmakta olup Samsun il merkezine 33 Km. mesafededir.
Vejetasyon örtüsü Ağlayan çam,Kızılçam,Sarıçam,Ladin,Göknar,Sedir,Selvi,Çınar vb.dir.
Vezirsuyu Tabiat Parkı
35,0 Ha.lık ormanlık sahayı kapsamaktadır. Samsun ili Vezirköprü ilçesi sınırları
içerisinde kalmakta olup Samsun il merkezine 150 Km. mesafededir.
Vejetasyon örtüsü Kızılçam ve Sedirdir.
Tabiatı Koruma Alanları
Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma Alanı
Avrupa çapında çok sınırlı bir yayılışa sahip ve hızla ortadan kalkma tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan eşsiz bir subasar (alüvyal) orman ekosistemidir. Beslenme imkânlarının çok
elverişli olması nedeniyle pek çok hayvan türünün barınmasına imkan sağlamaktadır.
Rumların bu yöreden çekilmesi sonrası TORUL / Kürtün den taşınarakTekkeköy ilçesine
gelen Müderris Hacı Osman EKİNCİ adlı kişi ormanı sahiplenmiş 1940’ lı yıllara kadar bu
ormanı kullanarak korumuştur. Zatın vefatı sonrası Hazineye ait bu ormanın Hacıosman
Ormanı olmuştur. 1943 yılında 3780 sayılı Kanun ile Bataklık, Kumluk ve Ormanlık saha
üzerinde Zirai kombineler işletmesi kurulmuştur.
1982 yılında bu alanda Orman Kadastrosu yapılarak saha Orman İşletme Müdürlüğünce
teslim alınmıştır. 07.04.1987 tarihinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından 2873 sayılı
Milli Parklar Kanunun 3. maddesi 2. Fıkrası uyarınca Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma
Alanı olarak tefrik edilmiştir. Samsun İli, Çarşamba İlçesi Çınarlı Köyü, Hacıosman Ormanı
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 01.10.1997 gün ve 2948 sayılı
kararı ile Doğal Sit ilan edilmiş, 02.11.1998 tarih ve 3320 nolu kararla 1. derece Doğal Sit
Alanı olarak ilan edilmiştir.
Mülkiyeti Devlete ait orman arazisi olarak Samsun Orman Bölge Müdürlüğü Çarşamba
İşletme Şefliğisorumluluğu kapsamındaki Hacı Osman Oramanı; Tabiatı Koruma Alanı olarak
ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Samsun Doğa Koruma ve Milli Parklar
Şube Müdürlüğü, Samsun Doğa Koruma ve Milli Parklar Mühendisliği sınırları içinde
kalmaktadır.
Hacıosman Ormanı, Çarşamba Ovası’nın batı uzanımında yer almaktadır. Alanın
tamamını alüvyonlar oluşturmaktadır. Akarsular (Yeşilırmak, Abdal Irmağı) tarafından
taşınan malzeme taşıma prensibine uygun olarak güneydeki ova girişinde iri, kuzeyde ova
içinde ise ince elemanlardan oluşmuştur. Alanda taban suyunun yüksekliği ile karakterize
edilen hidromorfik alüvyal toprak bulunur. Bu topraklarda bazı mevsimler su yüzeye kadar
çıkmaktadır.
Orta Karadeniz Bölgesinde Samsun ili Çarşamba ilçesi Çınarlı köyü sınırları içerisinde yer
almaktadır. Samsun-Çarşamba devlet karayolunun 8. km.sindedir.
Avrupa çapında çok sınırlı bir yayılışa sahip ve hızla ortadan kalkma tehlikesiyle karşı
karşıya bulunan eşsiz bir alüvyal orman ekosistemidir. Dişbudak (Fraxinus excelsior), meşe
(Quercus hartwissiana), dişbudak yapraklı kant ceviz (Pterocarya fraxinifolia), kayacık
(Ostrya calpigoliya), kayacılar (Ulmus glabra), doğu gürgeni (Carpinus orientalis), akçaağaç
(Acer canpestre) önemli bitki türlerini oluşturmaktadır.
Beslenme imkânlarının çok elverişli olması nedeniyle pek çok hayvan türünün barınmasına
imkân sağlamaktadır. Köstebek, kaplumbağa ve gri balıkçıl gibi türler bulunmaktadır. Bu
özelliklerinin korunması amacıyla sahanın 86 hektarlık bölümü 1987 yılında Tabiatı Koruma
Alanı olarak ayrılmıştır. Saha ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda öncelik korumaya
verilmiştir. Bu nedenle saha tel çitle çevrilmiştir. Ayrıca saha girişinde bir bekçi evi
bulunmaktadır. Sahada yönlendirme levhaları mevcuttur.
Yaban Hayatı Geliştirme,Yerleştime, Yaban Hayatı Koruma Sahaları ve Avlaklar
Alaçam Kızlan Devlet Avlak Sahası
19 Mayıs Ballıca Genel Avlak Sahası
Ladik Akdağ Örnek Avlak Sahası
Vezirköprü Domu Örnek Avlak Sahası
Yakakent Domuzalan Örnek Avlak Sahası
Vezirköprü Boğazkoru Keklik Yerleştirme Sahası
Kavak Göçebe Keklik Yerleştirme Sahası
Bafra Kızılırmak Deltası Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
(16.10.2005 tarih ve 25968 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan sınırları dahilinde avlanmak
yasaktır.)
Terme Gölardı Simenlik Gölü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
(16.10.2005 tarih ve 25968 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan sınırları dahilinde avlanmak
yasaktır.)
Sulak Alanlar ve Ramsar Alanları
17/05/1994 Tarih ve 21937 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe giren “Uluslar
arası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi” (RAMSAR Sözleşmesi) Uyarınca Koruma
Altına Alınmış Kızılırmak Deltası Ramsar Alanı:
1-Alanın Resmi Adı :Kızılırmak Deltası Ramsar Alanı
2-Coğrafi Konumu ve Koordinatları :
3-Alanı : 56.000 Ha. ( Samsun – Sinop karayolu kuzeyinde kalan alan )
4-Alanın Açıklamalı Tanıtımı:
Delta irili ufaklı 20 göl, çayırlık, sazlık, bataklık, subasar çayırlar, kumullar gibi biyolojik ve
besin çeşitliliğinin çok yoğun olduğu alanlardan oluşmaktadır. Bu özellik alanın özellikle su
kuşları tarafından çok yoğun bir şekilde her mevsim kullanılmaktadır. Bu da tür çeşitliliğini
arttırmaktadır.
Özellikle Su kuşları açısından öenmli bir değere sahip olan Kızılırmak Deltası dünya coğrafik
bölgeleri içerisinde batı palearktik coğrafik bölgesi içerisinde yer almakta olup; bu bölge Ural
Dağlarına kadar Avrupanın tamamı, İran, Arabistan Yarımadasının bir kısmı, Kuzey Afrika,
Kanarya Adaları, İngiliz Adaları, İzlanda ve İskandinav ülkelerini içine almaktadır. Bu
bölgede yaklaşık olarak 1000 kuş türü tespit edilmiş olup bu kuş türlerinden 468’ i Türkiye de
tespit edilmiş olup, Kızılırmak Deltasında ise 342 kuş türü tespit edilmiştir. Türkiye de Göksu
Deltasından sonra en fazla kuş türünün bulunduğu bir alandır.
Dünya ölçeğinde koruma altında olan, Tepeli Pelikan, Pasbaş Patka, Küçük Karabatak gibi
türler Deltada tespit edilmiştir.
5-Yerleşimler ve Nüfusları:
Samsun İli, Bafra-19 Mayıs-Alaçam ilçeleri sınırları içerisinde kalmaktadır.
6-Sosyo-Ekonomik-Kültürel-Tarihsel Özellikler:
Alana ilk yerleşen halkın, İ.Ö.4000’ lerde Orta Asya’ dan göç eden Kaşkarlar olduğu, Geç
Kalkoit çağdan itibaren yörede yerleşimlerin olduğu bilinmektedir.
1971 yılından itibaren çevrede yapılan araştırmalarda 57 höyük, 6 düz yerleşim yeri, 48
tümülüs, 5 kaya mezar, 3 mezarlık, 1 hamam, 1 köprü ile 25 adet antik çağ ve hemen
sonrasına ait kalıntılar bulunmuştur.
7-Fiziksel Özellikler
7.1. İklim Özellikleri: Karadeniz bölgesi iklimine sahiptir. Kış ayları genellikle ılımandır,
yağış fazla sıcaklık da göreceli olarak yüksektir. Hakim rüzgar genellikle kuzey-kuzeybatı
doğrultusunda eser. Bafra Meteoroloji istasyonu verilerine göre yıllık ortalama sıcaklık 13.4
0C dir. Kışları en düşük sıcaklık 4 0C iken yaz aylarında en yüksek sıcaklık 23 – 25 0C
olmaktadır.
Yıllık yağış ortalaması 750-780 mm/yıl dır. Yağmurun yoğun olarak düştüğü dönem
çoğunlukla Eylül-Ekim aylarıdır. Buharlaşma en fazla Temmuz ve Ağustos aylarında
ölçülmektedir. Bafra Meteoroloji İstasyonunun son altı yıllık kayıtlarına göre en fazla yağmur
1992 yılında bir günde 223,5 mm olarak kaydedilmiştir.
7.2. Jeoloji: Kızılırmak Deltası binlerce yıl içinde Kızılırmağın Anadolu’ dan sürükleyip
getirdiği sedimentlerin yığılması ile oluşmuştur. Delta ovasının boyutları kuzey batıda
Alaçam İlçesi ile güney doğuda Muşta Beldesi arasında genişliği yaklaşık 45 km. dir.
Kuzeyde Bafra burnu ile Derbent barajı arasındaki uzunluğu 30 km. dir.
Kızılırmağın döküldüğü Bafra burnundan güneye doğru gidilecek olunursa geniş delta
düzlüğü ile karşılaşılır. Genel olarak eğim çok az ( yaklaşık %0.8 ) olmasına rağmen bu
düzlüğün doğu ve batı kıyıları farklı şekillerdedir. Batı kıyıları hakim rüzgar etkisi ile
tamamen düzleşmiştir. Buna karşın doğu kıyıları lagünler, çevre sazlıkları ve kıyı kordonları
ile dikkat çeker. Deltanın önemli jeomorfolojik özelliklerinden biri de batı sahilde kıyının düz
uzanması, doğu sahilde ise kıyının girintili ve çıkıntılı olmasıdır.
Ancak kuzey, kuzey-batı yönünde esen hakim rüzgarların etkisi ile doğu sahilde kıyıların
zamanla düzleştiği bilinmektedir.
Deltada genellikle Holocene ( alluvial ) depositler bulunur. Bunlar çakıl, kum ve kil içeren
alüvyallerdir. Delta ovasının oluşumu orta pleistosen döneminde başlamıştır.
Deltanın güneylerindeki sedimentler pleistosen ve daha eski dönemlere aittir. Eski ırmak
yatağı sedimentleri çakıl ve kum içermektedir. Artık günümüzde ırmak deltanın ortasında
seddeler arasında akmakta ve hemen hemen hiç sediment taşımamaktadır.
Deltadaki kumulların genişliği 700 metre civarında olup; özellikle batı yakası
kumulları,deltanın doğu bölümü kumullarına göre çok daha yüksek ve geniştir. Doğu
yakasında kumulların en geniş olduğu bölüm Cernek Gölü çevresindeki alandadır. Yine bu
bölgede kumulların en yüksek olduğu yer Yörükler deniz feneri civarındadır, bunun dışındaki
yerlerde kumullar oldukça alçaktır. Kumulların bazı bölümleri bitki örtüsünden yoksundur.
Yüksek kumul tepeleri özellikle deltanın batı sahilinde, kıyıya paralel olarak oluşmuşlardır. 7
– 8 metre ortalama yükseklikleri olan bu kumul tepeleri, yer yer 12 metre yüksekliğe kadar
ulaşmaktadır.
7.3. Hidroloji – Hidrojeoloji: Kızılırmak Deltası sulakalan ekosisteminin başlıca su ve besin
maddesi kaynakları; Kızılırmak yer altı suyu deşarjı, yüzey suyu deşarjı ve yağıştır. Ancak
deltaya çok yakın, ardı ardına inşa edilen Altınkaya ve Derbent barajları Kızılırmak suyunun
önemli bir bölümünü ve sedimentin hemen tümünü baraj göllerinde tutmaktadır. Sediment
akışının kesilmesiyle birlikte kıyı kumulları artık beslenememektedir. Bunun sonucu olarak
kıyı erozyonu kıyıları ve dolayısı ile lagün sistemlerini tehdit etmektedir. Deltanın doğu
bölümünde bulunan sekiz adet kanal sulakalana boşalmaktadır. Bu kanalların ikisi doğal,
diğer altısı ise drenaj amaçlı açılmış yapay kanallardır. Bu kanallardan üç tanesi ( Hacılar,
Çorak, Boytar ) ırmakla bağlantılıdır. Özellikle ırmaktan gelen ve yukarıda sayılan üç kanal
tarafından taşınan su miktarı tümüyle Derbent Barajının çalışma sistemine bağlıdır. Ayrıca
Bafra İlçesi kanalizasyonu da Badut drenaj kanalı ile Cernek Gölü batı sazlıklarına
akmaktadır.
Deltanın güneyinde bulunan Pekseller ve Karaköy kanalları daha çok dağlardan gelen suları,
sulakalana iletirler. Kanalların tümü delta ovasında toplanan drenaj sularını, dağlardan gelen
suları ve ırmaktan aldıkları belli miktarda suyu sulakalana taşımaktadır.
Sulakalan sisteminde bulunan göller, sazlıklar ve subasar çayırlıkların su gereksiniminin
önemli bir bölümü bu yolla karşılanmaktadır. Alandaki göllerin mevsimlere göre su
derinliklerinde değişiklikler gözlenmektedir. Göllerin tümü sığdır ve yüzeylerindeki su
seviyeleri yaklaşık olarak deniz seviyesindedir. Delta topoğrafyasının düz olması göllerdeki
su seviyelerinde göreceli olarak küçük değişikliklere neden olur.
7.4.Toprak Yapısı:İyi drene olabilen hafif bünyeli bir toprak yasına sahiptir.
7.5. Flora ve Fauna
Flora ve Vejetasyonu
Değişik ekolojik karakterdeki habitatların varlığı deltayı bitki çeşitliliği yönünden de zengin
kılmıştır. Göl kıyıları, sazlıklar ve bataklıklar yoğun vejetasyonla kaplıdır.
Göllerde su sümbülleri cinsine ait türler hakimdir. Kıyılarda ise kamış, saz, sivri hasırotu
bulunmaktadır. Bazı yerlerde nilüferlere de rastlanmaktadır.
Kuru kesimlerde vejetasyon daha zayıftır. Bu kesimlerde hasırotu vejetasyonu içerisinde
ayrıkotu, sinirotu, beşparmakotu ve sütleğen türleriyle, göl soğanı, engerekotu ve orkide
yayılış göstermektedir.
Kumulların yer aldığı sahil kesimleri bitki örtüsünden yoksundur. Diğer kesimlerde sütleğen,
sığırkuyruğu yaygındır. Daha çok eski kumullarda olmak üzere yer yer defne, kocayemiş,
mersin, süpürge otu, şimşir, orman gülü, çıkırgan ve erkek kızılcık gibi bodur ağaç ve çalılarla
kaplı alanlar mevcuttur.
Türkiye’ deki nadir subasar ormanlardan biri olan Galeriç ormanının hakim ağaç türü
dişbudaktır. Diğer önemli ağaç türleri ise; meşe, söğüt, peruka çalısı ve yemişgendir.
Fauna ve Ornitolojik Önemi
Kızılırmak Deltası, biyolojik üretim yönünden bol gıda ihtiva eden karakterde bir sulak alan
ekosistemidir. Deltada bulunan göller, sazlıklar ve bataklıkların planktonlar ve omurgasız
canlılar bakımından zengin oluşu alanın değişik türde zengin faunaya sahip olmasını
sağlamıştır. Sulak alanda her yıl ortalama 60.000 - 100.000 su kuşunun barınması deltanın
besin maddesince ve fauna elemanlarınca zenginliğinin en iyi göstergesidir.
Deltada bulunan göllerde, sazan, sudak, has kefal, mersin morinası, alabalık türlerine ait
zengin balık populasyonları mevcuttur. Ayrıca bol miktarda kerevit bulunmaktadır.
Yeşilkurbağa, sıçrayıcı kurbağa, ağaç kurbağası ile su kaplumbağaları ve su yılanları deltanın
değişmez ve önemli sakinlerindendir.
Delta ve yakın çevresi memeliler bakımından da oldukça zengindir. Yörede görülen başlıca
memeli türleri su sıçanı, ev sıçanı, su samuru, yaban kedisi, çakal, ağaç sansarı, sincap ve
yaban domuzudur.
8-Alan Kullanımı ve Mevcut Durumu:Kızılırmak Deltası 1998 yılında Türkiye’ ninde taraf
olduğu, ‘’Uluslaraarası Öneme Sahip Sulak Alanalar Sözleşmesi’’ ( RAMSAR
SÖZLEŞMESİ ) kapsamında; alanın 22.000 hektar genişliğindeki kısmı RAMSAR ALANI
ilan edilerek uluslar arası olarak koruma altına alınmıştır. İnsanın doğal alanlar üzerinde
yüzyıllardır süren yıkıcı tahribatına karşın direnen ender alanlardan yani bir Miras Coğrafya
olan Kızılırmak Deltasının korunarak gelecek nesillere bırakılması, alanın tüm paydaşları ile
birlikte el ele verilerek korunmasına bağlıdır.
9-Mevcut Sorunlar
-Av baskısı
-Yaşama Ortamına yapılan müdahaleler
-Otlatma ve evcil hayvanlarla olan ilişkiler
-Tarım faaliyetleri ile ilgili olan ilişkiler
Yeşilırmak Deltası Ramsar Alanı:
1-Alanın Resmi Adı: Çarşamba Delta Ovası Ramsar Alanı
2-Coğrafi Konumu ve Koordinatları:
3-Alanı
3.1. Toplam Alan ( km2 ):Ova alanının toplam yüzölçümü 1000 km2 dir.
3.2. Kara Yüzeyi ( km2 )
3.3. Su Yüzeyi ( km2 )
3.4. Kıyı Uzunluğu ( m )
4-Alanın Açıklamalı Tanıtımı:
5-Yasal Konumu: Yeşilırmak Deltası içerisinde, 11/07/2003 tarihli 4915 sayılı Kara Avcılığı
Kanunu gereğince; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün 21/08/2003 tarih ve
B.18.0.DKMPG.0.03.04.265.00/61-1807 sayılı emirleri doğrultusunda; Yaban Hayatı Koruma
Sahaları yöre insanı ve idaremiz arasında yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırmak
amacıyla, özel şahıs arazileri dışında bırakacak şekilde alanın sınırları hem RAMSAR ALANI
sınırlarına hem de doğal sınırlara uyularak kesin ve net hatlara oturtularak; toplam olarak
3306,0 Ha. genişliğindeki alan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak Bakanlık Makamına
teklifte bulunulmuştur.
6-Yerleşimler ve Nüfusları : Samsun İl merkezinin 3 km doğusundaki Kirazlık mevkiinden
başlayıp Tekkeköy, Çarşamba ve Terme ilçelerini içine alarak, doğuda Samsun – Ordu il
sınırını oluşturan Akçay Deresine kadar uzanan ova, ‘’Çarşamba Delta Ovası’’ olarak
adlandırılmaktadır. Ova, batıda deniz seviyesinden başlar, güneye doğru yükselen tepelerin
eteklerinden geçerek doğuya doğru uzanır.
7-Fiziksel Özellikler
7.1. Jeoloji: Morfolojisi, büyük ölçüde jeolojik formasyonların petrografik özellikleriyle
tektonik yapıya bağlı olarak gelişmiştir. Batıda mostra veren volkanikler, ova kenarından
itibaren yükselerek oldukça engebeli bir topoğrafya teşkil ederler. Güneye doğru uzanan
yamaçlar ve bunları bıçak gibi ikiye bölen, kuzey-güney doğrultusunda gelişmiş dik vadiler
özellikle Tekkeköy, Çinik ve Kutlukent civarında karakteristik topoğrafyasını oluşturur.
Buralarda yükseklik 150-250 m arasında değişmektedir.
7.2. Hidroloji – Hidrojeoloji: Çarşamba ovasının denize yakın kesimlerinde, irili ufaklı pek
çok lagün gölü oluşmuştur. En önemlileri Akgöl, Simenlik, Sazlık, Akarcık, Dumanlı ve
Kaynarca gölleridir. Esosen yaşlı fliş ve volkanik kökenli kayaçlar ile Miyo-Pliyosen yaşlı
detritik seri ve Kuaterner yaşlı alüvyon mostra vermektedir. Erosen yaşlı fliş serisi
konglomera, kumtaşı, silttaşı ve marn; volkanikler ise anglomera, tüf, andezit, bazalt ve lav
seviyelerinden oluşmaktadır. Miyo-Pliyosen ise konglomera ve kumtaşı ile konsolide olmuş
kil ve çakıllı kil bantlarından meydana gelmektedir. Alüvyon; kil, silt, kum ve çakıl
boyutundaki detritik malzeme ile kavkıların yer yer değişik oranlardaki karışımlarından
oluşur. Kalınlığı 110 m yi bulmaktadır.
Çarşamba ovasının yıllık yer altı suyu rezervi, akiferlerin yıllık rezerv değişimlerinden
gidilerek 156,5 hm3/yıl olarak hesaplanmıştır.
7.3. Flora ve Fauna
Deltada tarımsal alanların açılmasıyla çok sayıda köy kurulmuş ve bu sahalarda fındık, çeltik
üretimi artmıştır. Meşe, çam ve dişbudak koruları mevcuttur.
Balaban, Gece Balıkçılı, Alaca Balıkçıl, Saz Delicesi, Uzunbacak ve Irmak Bülbülü büyük
olasılıkla bölgede kuluçkaya yatıp, üreyen türlerdir. Delta; Yeşilbaş, Yağmurcun, Elmabaş,
Pakta, Kılkuyruk gibi göçmen su kuşları içinde kış süresince çok önemlidir.
Sulak Alanlar:
Doğal veya Yapay, Devamlı veya Geçici, Suların Durgun veya Akıntılı, Tatlı, Acı veya
Tuzlu, Denizlerin Gel-Git Hareketinin Çekilme Devresinde 6 Metreyi Geçmeyen Derinlikleri
Kapsayan, Başta Su Kuşları Olmak Üzere Canlıların Yaşama Ortamı Olarak Önem Taşıyan
Bütün Sular, Bataklık Sazlık ve Turbiyeler İle Bu Alanların Kıyı Kenar Çizgisinden İtibaren
Kara Tarafına Doğru Ekolojik Açıdan Sulak Alan Kalan Yerler
Ladik Gölü:
1-Alanın Resmi Adı: Ladik Gölü
2-Coğrafi Konumu ve Koordinatları: Ladik Gölü ilçenin doğusunda Erzincan yolunun
yaklaşık 7. kilometresinde yer almaktadır.
3-Alanı
3.1. Toplam Alan ( km2 )
Drenaj Alanı : 141.4 km2
Minimum Göl Alanı : 5 x 106 m3
Normal Göl Alanı : 13.04 x 106 m3
3.2. Kıyı Uzunluğu ( m ): Göl Uzunluğu 8 km
4-Alanın Açıklamalı Tanıtımı: Devlet Su İşlerinin hazırlamış olduğu Ladik Gölünün Islahı
Planı 1973 yılında tamamlanmış, 1986 yılında Regülatör yenilenerek ıslah çalışmalarına
başlanmış ve Ladik Gölü sulama amaçlı bir baraj gölü haline getirilmiştir. 1933 yılında Devlet
Su İşlerince göl yatağının ıslahı çalışmaları için çeşitli incelemeler yapılmış, bu incelemeler
sonucunda 1951 yılında Mazlumoğlu ve Kıranboğaz Köyleri arasında, Tersakan Irmağının
başlangıç yerine Regülatör yapılarak göl suyunun düzenli bir şekilde akması sağlanmıştır.
Amacı : Sulama
Göle Giren Yıllık Ortalama Akım : 55.22 x 106 m3
Talveg Kodu : 860.62 m
Minimum Su Seviyesi : 862.12 m
Normal Su Seviyesi : 866.62 m
Minimum Depolama Hacmi : 4.3 x 106 m3
Normal Depolama Hacmi : 48.9 x 106 m3
Aktif Depolama Hacmi : 44.6 x 106 m3
Dolu Savak Kapasitesi : 200 m3 / sn
Dolu Savak Tipi : Karşıdan Alışlı Serbest
Regülatör Tipi : Hareketli
5.Toprak Yapısı: Göl çevresindeki araziler tarım arazisi vasfında olup, aynı zamanda çok
verimli olduğu da bilinmektedir. Gölün turistik doğal güzelliklerinden dolayı ileride bu
araziler üzerinde yapılacak konut sahaları açısından kıyı kenar çizgisinin iyi bir şekilde tespiti
gerekmektedir.
6. Flora ve Fauna
Fauna: Gece Balıkçılı, Alaca Balıkçıl, Küçük Ak Balıkçıl, Erguvani Balıkçıl, Kara Leylek,
Yeşilbaş, Uzunbacak, Kızkuşu, Yeşildüdükçün, Karabaş Martı, Gümüş Martı, Sumru, Küçük
Sumru, Akkanatlı Sumru, Turna
7.Alan Kullanımı ve Mevcut Durumu: Ladik Gölü sulama amaçlı olup; Amasya’ nın Suluova
İlçesi topraklarını sulamak için yapılan Yedikır Baraj Gölü’ nün yedek su deposu görevini
üstlenmiştir. Ladik gölü bu nedenle baraj gölü niteliğinde olup; göl suyu ile yaklaşık 88.000
dekarlık arazi sulanmaktadır. Sulama mevsimi öncesinde su düzeyi yükseltilmekte ve ihtiyaca
göre akan su miktarı regülatör vasıtasıyla azaltılıp çoğaltılabilmektedir.
Özel Çevre Koruma Alanları : İlimizde Özel Çevre Koruma Alanı bulunmamaktadır.
Biyosfer Rezerv Alanları : İlimizde Biyosfer Rezerv Alanları bulunmamaktadır.
Mesire Yerleri
6831 Sayılı Orman Kanununa Tabi Alanlarda Halkın Rekrasyonel Kullanımını Düzenleyip,
Kullanımının Doğal Yapının Tahribine Neden Olmadan Yönlendirilmesini Sağlamak Üzere
Ayrılan Alanlar
Mahmur Dağı Mesire Yeri: 830 m. rakımda 11,17 Ha. lık ormanlık saha Samsun İli merkez
İlçe Çelikalan Köyü sınırları içerisinde olup, Samsun İlçe Merkezine 27 Km. mesafededir.
Vejetasyon örtüsü gürgen ve meşedir.
Atakum Piknik mesire Yeri: 196 m. rakımda 17,5 Ha.lık ormanlık saha Samsun ili Atakum
beldesi sınırları içinde Samsun- Sinop Karayoluna 2 Km. mesafededir. Vejetasyon örtüsü
meşedir.
Aydınpınar Piknik-Mesire Yeri: 900 mt. rakımında 2,71 Ha.lık ormanlık sahayı
kapsamaktadır. 19 Mayıs ilçesi Aydınpınar köyü sınırları içerisinde kalmakta olup Samsun il
merkezine 59 Km. mesafededir. Vejetasyon örtüsü Kayındır.
4.4.Seçkin Özellikli Diğer Sahalar
Göller
Samsun İli sınırları içinde birçok doğal göl ile içme suyu amaçlı göletler ve barajlar
mevcuttur. Bafra yöresinin en büyük su birikintileri; Altınkaya ( 118.31 km2 ) ve Derbent
(16.50 km2 ) baraj göllerinin saha içinde kalan kısımlarıdır. Bunların dışında Bafra Ovasının
denize yakın delta sahasında irili ufaklı göller de vardır. Bunlardan en büyüğü Balık Gölü’dür.
Bunu sırasıyla Cernek Gölü, Uzungöl, Liman Gölü, Karaboğaz Gölü, Gıcı Gölü, Tatlıgöl
izler. Yağışlı dönemlerde su seviyesi yükselen bu göller, çekik devrede ise bataklık, sazlık
haline dönüşürler.
Yeşilırmak üzerinde yer alan Hasan Uğurlu ( 22.2 km2 ) ve Suat Uğurlu ( 9.60 km2 ) baraj
gölleri önemli suni göl alanlarıdır. Bunların dışında Çarşamba’daki Çakmak Baraj Gölü ve
Simenit, Dumanlı, Kargalı, Akarcık, Koca adlarıyla bilinen delta gölleri de önemli su
birikintileridir. Ayrıca sulama amaçlı kullanılan Kavak’ta bulunan Güven Barajı, Kozansıkı
Göleti, Divanbaşı Göleti ve Merkez İlçede 19 Mayıs Göleti mevcuttur.
Balık Gölü
Bu göl Kızılırmak’ın sol sahilinde yer alır ve Bafra Ovasındaki en büyük göldür. Yüzölçümü
13.89 km2 dir. Ancak bu göl Uzungölü de içine almaktadır. Deniz suyunun göl suyuna
karışmasını engellemek amacıyla çıkış mecrası balıkçılar tarafından kısmen kapatılmıştır.
Beslenme kaynağı Kızılırmak olan gölün en derin noktası 4 – 5 m. ve denizden yüksekliği ise
0,5 m.dir. kirlilik ve kötü meteorolojik koşulların etkisi altında bulunmaktadır.
Cernek Gölü
Balık Gölünün kuzeyinde Kızılırmak’ın doğu sahilinde yer alır. Yüzey alanı 5.9 km2 olan
gölün denizden yüksekliği 1.5 m. ve en derin noktası 1.6 m.dir. Sürekli tatlı su girişi olan bu
gölde su kuşlarını üretme ve koruma alanı vardır.
Liman Gölü
Kızılırmak’ın doğu sahilinde Cernek Gölü’nün kuzey batısında yer alır. Yüzey alanı 2.72 km2
olan gölün en derin noktası 7 m. ve denizden yüksekliği 0.5 m.dir. Ulaşımı ve Turizm
potansiyeli bulunmayan gölde kirlilik problemi de yoktur.
Karaboğaz Gölü
Kızılırmak’ın batı sahilinde yer alır, yüzey alanı 1.7 km2 olan gölün en derin noktası 7 m. ve
denizden yüksekliği 1 m.dir. balıkçılık yapmak için uygun olan gölde yoğun avlanma
nedeniyle bu faaliyetler durdurulmuştur.
Terme Simenit Gölü ve Akgöl
Terme Çayı yatağının değişmesi sonucunda oluşmuştur. Deniz suyunun basmasıyla balık
varlığı çeşitliliği artmaktadır. 2.00 km2 alana sahip gölün denizden yüksekliği 1,0 m. en derin
noktası 6 m.dir. Kaçak avlanma, kirlilik, kötü meteorolojik koşullar, şehir yerleşimine açık
olması gibi başlıca problemler mevcut olup, su kuşlarını üretme ve koruma alanı vardır.
Ladik Gölü
Ladik İlçe merkezine 10 km. uzaklıkta yer alan Ladik Gölü, Ladik Ovasının doğusunda
oluşmuş bir çöküntü gölüdür. Elips biçiminde olan gölün yüzey alanı 13 km2 dir. Akdağ’dan
inen akarsularla beslenen gölün en derin noktası 5 m.yi bulmaktadır. Ulaşım problemi
olmayan, balıkçılık potansiyeli yüksek ve torf üretimi yapılan göl su sporları içinde uygundur.
Ladik gölü mevcut vejetasyonun oluşturduğu “yüzen adalar” ile son derece nadir bir yapıya
sahiptir. Göl Doğal Sit Alanı olarak tescillidir.
Barajlar
Göl/Rezervuar/Gölet adı Suat Uğurlu Barajı
Bulunduğu Havza: Yeşilırmak
Yüz ölçümü (km2) : 9,70
Rakım (m) Kret kotu: 66m Talveg kotu: 28 m
Kullanım amacı : Enerji üretimi + Taşkın Koruma
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : 1. sınıf
Maksimum derinlik (m) : 61,5 m
Derinlik
Ortalama Derinlik (m) : 16,75 m
Ortalama Su Sıcaklığı ( 0C) : 19
Hacim (m3) : 175 x 106 m3
Göle Etki Eden Kirlilik Kaynakları (Evsel, Endüstriyel, Tarımsal) :
Evsel-Endüstriyel-Tarımsal
Göl Faunası : Pullu sazan, yayın
Göl Tipi (Oligotrofik, Mezotrofik, Ötrofik) : Ötrofik
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri: Yeşilırmak; Yıllık ortalama akım: 183,7
m3/s
Koordinatları : Enlem 41003’30’’ Boylam 36040’00’’
Mansaptan uzaklığı (km) 28
Göl/Rezervuar/Gölet Adı Divanbaşı Göleti
Bulunduğu Havza : Yeşilırmak
Yüz ölçümü (m2) : 240000
Rakım (m) : 601,095
Kullanım amacı : Sulama
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : C2S1 (Sulama suyu sınıfı)
Maksimum derinlik (m) : 60,20
Ortalama Derinlik (m) : 10
Hacim (m3) : 1700000
Göle Etki Eden Kirlilik Kaynakları (Evsel, Endüstriyel, Tarımsal) : Çevrede akarsuların
kirlenmesine neden olacak herhangi bir sanayi tesisi yoktur.
Jeolojisi : Göl alanında yaygın olarak volkanik tüf, breş aglomeralar yer almaktadır.
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri : Deve ırmağı; 2,4 m3/s
Koordinatları Enlem 410 05’- Boylam 36003’
Göl/Rezervuar/Gölet Adı Çakmak Barajı
Bulunduğu Havza : Yeşilırmak
Yüz ölçümü (km2) : 702 ha
Rakım (m)
Kret kotu: 125m Talveg kotu: 80 m
Koruma Statüsü : 04.09.1988 tarihli Su Kirliliği Kotrol Yönetmeliği Madde 16.17.18.19.20
Kullanım amacı : İçme ve Kullanma Suyu ve Endüstri Suyu Temini
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : 1. sınıf
Maksimum derinlik (m) : 42,75 m
Ortalama Derinlik (m) : 20 m
Ortalama Su Sıcaklığı ( 0C) : 18
Hacim (m3) : 106 hm3
Göle Etki Eden Kirlilik Kaynakları (Evsel, Endüstriyel, Tarımsal) : Evsel—Tarımsal
Göl Tipi (Oligotrofik, Mezotrofik, Ötrofik) : Öligotrofik
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri
Abdal Irmağı: Yıllık ortalama akım: 5,34 m3/s
Koordinatları
Enlem 41044’00’’
Boylam 37005’00”
Mansaptan uzaklığı (km) : 18 km
Göl/Rezervuar/Gölet Adı Güven Göleti
Bulunduğu Havza : Yeşilırmak
Yüz ölçümü (m2) : 210000
Rakım (m) : 622,0
Koruma Statüsü : 4 Eylül 1988 tarihli SKKY Madde 16-17-18-19-20
Kullanım amacı : İçme+Kullanma
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : 1. sınıf
Maksimum derinlik (m) : 63
Ortalama Derinlik (m) : 14
Hacim (m3) : 2 100 000
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri :
Dereçam çayı; 1,67 m3/s
Koordinatları Enlem 410 05’- Boylam 36003’
Göl/Rezervuar/Gölet Adı Hasan Uğurlu Barajı
Bulunduğu Havza : Yeşilırmak
Yüz ölçümü (km2) : 20
Rakım (m) Kret kotu: 195 m Talveg kotu: 44 m
Kullanım amacı : Enerji üretimi + Taşkın Koruma
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : 1. sınıf
Maksimum derinlik (m) : 147,5 m
Ortalama Derinlik (m) : 73 m
Ortalama Su Sıcaklığı ( 0C) : 19
Hacim (m3) : 1.080 x 106 m3
Göle Etki Eden Kirlilik Kaynakları (Evsel, Endüstriyel, Tarımsal) : Evsel-EndüstriyelTarımsal
Göl Faunası : Pullu sazan vb.
Göl Tipi (Oligotrofik, Mezotrofik, Ötrofik) : Ötrofik
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri :
Yıllık ortalama akım: 148,6 m3/s
Koordinatları : Enlem 40056’00’’ Boylam 36038’50’’
Mansaptan uzaklığı (km) : 60
Göl/Rezervuar/Gölet Adı Derbent Barajı
Bulunduğu Havza : Kızılırmak
Yüz ölçümü (ha) : 1590
Rakım (m) : 56,0
Su Kalitesi Sınıfı (SKKY Tablo 1’e göre) : 1. Sınıf
Maksimum derinlik (m) : 57,50
Ortalama Derinlik (m) : 11,5
Hacim (m3) : 196 000 000
Göle Etki Eden Kirlilik Kaynakları (Evsel, Endüstriyel, Tarımsal) : Tarımsal
Göl Faunası : Tatlı su kefali,sazan,inbalığı, yayın, bıyıklı balık
Göl Tipi (Oligotrofik, Mezotrofik, Ötrofik) : Mezotrofik
Göle Gelen Akarsular ve Yıllık Ortalama Debileri :
Kızılırmak; 184,2 m3/s
Koordinatları Enlem 410 27’- Boylam 350 51’
Mansaptan uzaklığı (km) : Altınkaya baraj yerinin 19 km mansabında
Kıyılar
Bir iç deniz olan Karadeniz 1546 km uzunluğunda olup basenin max derinliği 2212m
ortalama derinliği 1350m dir. Basenini toplam alanı 420.000 km2dir. Denizin toplam hacmi
537.000 km3 olup bunun %87 sini O2 siz sular oluşturur. Karadeniz’in sıcaklık profili
incelendiğinde her mevsimde 3 tabakaya ayrıldığı gözlenir. En üstte yer alan yüzeysel su
tabakası yer yer değişimle beraber 20-30m kalınlığındadır. Bu su kütlesinin sıcaklığı
mevsimlerin radyasyon bilançosuna göre değişir. Arada yer alan serin tabakanın kalınlığı 2575 m arasında değişir. ara tabakanın altında ise alt su tabakası yer alır.
Karadeniz’in akıntı durumu incelendiğinde yüzeysel suların havzanın kıyılarını kabaca
izleyerek hareket ettiği bilinmektedir. Genişliği yaklaşık 50 mil olan akıntı sistemi içinde ve
sistemin birer parçası olan doğu ve batı havzalarından Karadeniz’in orta kısmından daralması
sonucu ayrı bir sirkülasyon sistemi daha gelişmiştir.
Yoğunluk 1.024 - 1.030 arasında değişir yoğunluk derinliğe paralel olarak artış gösterir bu
artış sürekli olmayıp sıcaklığın derinliğe bağlı azalmasında olduğu gibi önce yavaş ve belli
derinlikten sonra yükselir .
Karadeniz’in önemli bir özelliği hidrolojik rejimidir. Boğaz akıntılarının oluşmasının nedeni
bu rejimdir.
Dağlar
Samsun ili topraklarının Karadeniz kıyıları düzlüklerle, güneye uzanan iç kesimleri ise
yükseklikleri pek fazla olmayan dağ sıraları ile kaplıdır. İl topraklarının %44,9’unu kaplayan
dağlar, ilde en ağırlıklı yeryüzü şekilleridir. Doğudan batıya doğru uzanan ve birbirinin
devamı olarak görünen başlıca iki dağ sırası vardır: Bunlardan doğudakine Canik dağları,
batıdakine ise Cangal Dağları denir.
İlin en yüksek noktası ise yükseltisi 2.062 metreyi bulan Ladik ilçesindeki Akdağ’dır. Turizm
potansiyeli açısından son yıllarda Samsun Valiliği’nin girişimleri ile Akdağ’da çim kayağı ve
kar kayağı yapmak üzere tesis oluşturulması ve bölgenin turizm potansiyelinin harekete
geçirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.
Planlama bölgesinde yer alan önemli yükseltilerin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği ise
yaklaşık 500 m.’dir. Batı Planlama Bölgesinde Kurupelit belediyesi sınırları içinde kalan
Ondokuzmayıs Üniversitesi mülkiyetindeki Karaoyumca Köyü sırtları ile Doğu Planlama
Bölgesinde Kutlukent belediyesi güney sırtları, yeryüzü şekli olarak kayda değer
yükseltilerdendir.
Samsun ili topraklarının Karadeniz kıyıları düzlüklerle, güneye uzanan iç kesimleri ise,
yükseklikleri fazla olmayan dağ sıraları ile kaplıdır. Bölge, Karadeniz kıyıları ile bu kıyılara
içeriden paralel olarak uzanan yüksek dağlar arasındadır. Bu dağlar Ünye-Çarşamba
kesiminde doğu-batı, Samsun-Bafra kesiminde doğu-güney, batı-kuzeybatı yönünü takip
eder. Doğudan batıya doğru uzanan ve birbirinin devamı olarak görünen başlıca iki sıra dağ
vardır. Bunlardan doğudakine Canik Dağları, batıdakine ise, Çangal Dağları denir.
Canik Dağları
Büyük bölümleri Ordu ilinde bulunan Canik Dağlarının batı uçları Samsun topraklarında
bulunur. Yükseklikleri az olan bu dağ sıraları Karadeniz ile iç kesimler arasındaki ulaşıma
engel olmazlar.
Çangal Dağları
Samsun ili sınırlarının batı ucundan içeri giren Çangal Dağlarının büyük bir kısmı Sinop ili
sınırları içerisindedir. Çangal dağlarının ortalama yüksekliği 1500 metredir.
Sıralı Dağlar
Samsun ilinin önemli yüksekliklerinden birisi olan Sıralı Dağlar Kavak ilçesinin doğusunda
yer alır ve yüksekliği 1300 metredir.
Kocadağ
Samsun ilinin kuzey kesiminde Kavak ilçesi yakınlarında bulunan Kocadağ 1310 metre
yüksekliktedir.
Akdağ
Samsun ilinin en yüksek dağı olan Akdağ ın yüksekliği 2062 metredir. Ladik ilçesi ve
Amasya arasında bulunan Akdağ zengin orman yapısına sahiptir.
Kunduz Dağları
Samsun ili Vezirköprü ilçesi toprakları üzerinde bulunan Kunduz Dağlarının yüksekliği 1783
metredir. Ünlü Kunduz ormanları ile birlikte anılan dağ orman ürünlerinin çokluğu ile ülke
çapında bir şöhrete sahiptir.
Hacılar Dağı
Ankara -Samsun karayolu üzerinde, Kavak ilçesinden sonra yer alan Hacılar dağının
yüksekliği 1150 metredir. Bundan sonra mahmur dağlarını görmekteyiz.
Nebyan Dağı
Samsun’un kuzey batısında bulunan Koca Dağın batısında bulunan Nebyan Dağı’nın
yüksekliği 1224 metredir.
Bu dağlardan başka,
-Güney doğuda Akpınar 900 metre, Böğürtlen tepe 950 metre,
- Doğuda Büyük dağ ve Topuzlu 950 metre,Sofu alan ve Örencik 800 metre,
-Güney doğuda Saltuk tepesi 1150 metre,
-Kavakta Kocaçal tepe 913 metre,
-Mert ırmağı sağ yönünde Çadır tepe 110 metre,
-Kürtün ırmağının sağında limana doğru uzanan Toraman tepe 125 metre, yüksekliklerinde
tepeler de mevcuttur.
Şifalı sular
Havza Kaplıcaları
İlde jeotermal kaynaklar ağırlıklı olarak Havza İlçesinde yer almaktadır. Havza'da turizm
faaliyetlerinin büyük bir bölümü termal turizme dayanmaktadır, kaplıcalar yaklaşık 2000
yıldan beri kullanılan tarihi sağlık tesisleridir. Şifalı suları bulunan ilçeye eski çağlardan beri
bazı hastalıkların tedavisine yaradığı için çevreden hatta bütün Anadolu'dan çok sayıda insan
gelmektedir. Diğer bir deyişle Havza'da daha çok sağlık, dinlenme ve temizliğe dayalı turizm
söz konusudur. Havza'nın içerisinde Samsun-Ankara yoluna yaklaşık 1 km. uzaklıkta bir
tepenin eteğinde beş kaplıca bulunmaktadır.
Ladik Hamam Ayağı Kaplıcaları
Samsun’un güneyinde yer alan Hamamayağı sıcak su kaynağı ve çevresinde Permiyen’den
Pliyosen’e kadar değişen zaman aralığında çökelmiş ve genellikle volkanik ara katkılı tortul
kayaçlardan oluşan birimler yüzeylenmektedir.
Vadiler
Bafra Ovası
Bafra Ovası Samsun İlinin 20 km. batısında Çakırlar Altı mevkisinden başlayıp batıda
Yakakent İlçesine kadar devam eder, kuzeyde Karadeniz güneyinde ise Canik Dağları yer
almıştır. Ova doğu – batı yönünde 60 km, kuzey – güney yönünde 32 km uzunlukta olup
toplam 80 000 ha.dır. Ovanın topografyası taban ve yamaç araziler olmak üzere iki kısımda
incelenebilir. Taban araziler genellikle düz olup, meyilleri % 0,0-0,20 arasında değişmektedir.
Nispeten yüksek % 0,5 – 2,0 meyildeki taban araziler Kızılırmak’ın her iki sahilinde yer alan
eski alüvyonlardan oluşmuştur. Hiç meyilsiz topraklar 2.00 m kotunun altındaki arazilerdir.
Yamaç arazilerde topografya umumiyetle dalgalıdır. Meyil % 2 – 20 arasında değişmektedir.
Ovanın genel meyili güney – kuzey yönündedir.
Çarşamba Ovası
Çarşamba Ovası, Bafra Ovası ile birlikte Türkiye’nin arazi potansiyeli en yüksek
ovalarındandır. 0.00 – 50.00 kotları arasında, 103.766 ha.lık alanı kapsamaktadır. Çarşamba
Ovası Karadeniz sahilinde Samsun İlinin doğusunda yer almış Yeşilırmak’ın oluşturduğu
delta ovasıdır. Doğu – batı istikametinde 65 km., güney – kuzey istikametinde ise 35 km.
uzunluğa sahiptir. Ova taban arazilerinin genel eğimleri güney – kuzey istikametinde olup
ortalama % 0.1’dir. Bu eğim deniz kenarına yaklaştıkça % 0.0 – 0.02 ye kadar düşer. Yamaç
arazilerde eğim % 2 – 40 arasında değişmektedir. Ovanın iklim şartları pek çok ürünün
yetiştirilmesine uygun olmakla beraber, taban suyunun yüksekliği, yüzey drenaj ihtiyacı,
sulama suyu eksikliği, tesviye bozukluğu, toplulaştırma ihtiyacı, ürün desenini ve verimi
olumsuz etkilemektedir.
Vezirköprü Ovası
Vezirköprü ilçe merkezine yakınlığı ve ilçe sınırları nedeniyle Vezirköprü Ovası adı verilmesi
uygun görülmüştür. Ova 350 metre ve daha aşağı yükseltilerde yer almaktadır. İncesu, İnkaya,
Örencik, Avdan, Adatepe, Yağınözü köyleri ve arazilerini içine alan bir sahayı kapsamaktadır.
Ovanın meyli güneyden kuzeye doğru gelişmiştir. Ovalık saha Çayözü Deresi, Çorakdere ve
kolları tarafından hafifçe yarılmıştır. Bu akarsular kaynağını yakın çevredeki tepelik sahadan
almakta olup küçük ve süreksiz akarsulardır.
Akarsular
Kızılırmak
Ülkemizin en büyük akarsularından biri olan Kızılırmak Sivas’ın İmralı İlçesi’nin
doğusundaki Kızıldağ’dan doğar. Orta Anadolu Bölgesinde geniş bir yay çizerek Sivas,
Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Ankara, Çankırı, Çorum illerinden geçer ve Vezirköprü İlçesinin
50 km. kadar batısından Samsun İli topraklarına girer. Toplam uzunluğu 1 335 km. olan bu
akarsuyun ilin sınırları içerisindeki uzunluğu 185 km.dir. Samsun - Sinop sınırını çizerek 35
km. kadar kuzeybatıdan kuzeydoğu yönünde ilerler daha sonra kuzeybatıya yönelir ve Bafra
Ovasını geçerek Karadeniz’e dökülür.
Yeşilırmak
Sivas’ın Koyulhisar İlçesinin güneyindeki Kösedağı batı yamaçlarından doğmakta olup
Pozantı Çayı, Çekerek Suyu ve Kelkit Çayının birleşmesinden oluşmaktadır. Yeşilırmak
Samsun’a Tokat’ın Erbaa İlçesinin kuzeyinden, batıdan karakuş çayını alarak girer. Samsun
topraklarında önce Canik Dağlarını aşarak Ayvacık İlçesine buradan da Çarşamba Ovasına
ulaşır. Çarşamba İlçesini ikiye bölerek kuzeydoğuya yönelip Civa burnundan Karadeniz’e
dökülür. Toplam uzunluğu 448 km. olan Yeşilırmak'ın il sınırları içerisindeki uzunluğu 99
km.dir. İl içindeki önemli kolu Karakuş Deresidir
Terme
Karaorman’dan doğan Terme Çayı Terme İlçesini ikiye bölerek Karadeniz’e dökülür. Toplam
uzunluğu 58 km. olan çayın tamamı il sınırları içinde bulunmaktadır.
Mert Irmağı
Samsun İli Ladik İlçesinin Hacılar Dağından doğup kavak İlçesinin güneyinde bir süre doğu
yönünde aktıktan sonra kuzeybatıya döner. Samsun İl merkezinin hemen doğusunda
Karadeniz’e dökülür. Yatağın genişliği yer yer 50 m.yi bulmaktadır. Yaz aylarında su
derinliği 50 cm.ye kadar düşmesine karşın kış karlarının eridiği ilkbahar aylarında derinlik 4 5 m.ye ulaşır. Toplam uzunluğu 60 km. olup tamamı il sınırları içerisindedir.
Abdal Irmağı
Samsun İli Ayvacık İlçesi sınırları içerisinde doğan Abdal Irmağı Çarşamba İlçesi
sınırlarından Karadeniz’e dökülür. Tamamı Samsun İli sınırları içerisinde olan ırmağın
maksimum debisi 460 m3 /sn, minimum debisi 0 ( kuru ) olarak gözlemlenmiştir
Kürtün Deresi
Samsun İli topraklarının orta kısmından Mahmutlu Köyü yakınlarından doğar, güneybatı ve
kuzeybatı doğrultusunda bir vadide akarak Samsun İl Merkezinin batısından Karadeniz’e
dökülür. Uzunluğu 39 km dir.
Tersakan Çayı
Samsun İli Ladik ilçesinin kuzeydoğusundaki Armutlu ve Şıhlı Köylerinden doğar. Ladik
Gölünün bulunduğu depresyondan kaynağını alan ve fay hatlarına uygun olarak akış gösteren
çay, Yeşilırmak'a besleyici bir kol olarak Amasya İlinde bağlanır. Toplam uzunluğu 90 km
olan çayın Samsun İl sınırları içindeki uzunluğu 59 km dir.
Engiz Deresi
Samsun İli 19 Mayıs İlçesi mevkiindeki Engiz Deresi kıyı kuşağı içinde yer alan bir yöre
akarsuyudur. Toplam uzunluğu 29 km olan bu akarsu 19 Mayıs İlçesinden denize dökülür.
Toplam uzunluğu 29 km olan derenin tamamı il sınırları içindedir.
Istavloz Çayı
Istavloz Çayı, Tavşan Dağı’ndan kaynağını alır. Duruçay Köyü’nden itibaren akarsu yatağını
nispeten genişletir. Kale-Kuşçular Köyü’ne kadar Kuyma Deresi diye bilinen akarsu,
Köprübaşı mevkiinde Bakırçay ile birleşmek suretiyle Istavloz Çayı adını alır.Varadoy
Boğazı’ndan geçip Kayalı Boğazı önlerinde Esenli ve Uluçay ile birleşen Istavloz Çayı,
Akçay vasıtası ile Altınkaya Baraj Gölü’ne sularını boşaltır.Vezirköprü’nün en geniş akarsu
havzasına sahip olması nedeniyle yatağında sürekli su taşıyan tek akarsuyudur.
Kanyonlar
Vezirköprü’nün 17 km. kadar kuzeybatısında bulunan Kanyon (Yarmavadi), Altınkaya
barajının en dar yeri olma özelliği ile de dikkat çeker ve yaklaşık 1500 metre uzunluğundadır.
Şahinkaya Kanyonu, Altınkaya Baraj Gölü’nü adeta ikiye ayıran doğa harikası bir boğazdır.
Kızılırmak, Sivas yakınlarındaki Kızıldağ'dan doğup, İç Anadolu bölümünde büyük bir yay
çizerek, Vezirköprü'de Samsun İl sınırları içine girer ve Bafra İlçesinden geçtikten sonra
Bafra Burnu'nda Karadeniz'e dökülür.
190 metre kot yüksekliği olan Altınkaya Barajı'nda 2007 yılında yaşanan kuraklık yüzünden
gölün seviyesi 169 metreye kadar inerken, su seviyesinin 21 metre düşmesinden dolayı baraj
gövdesinin bulunduğu yerde gölün dibi görünmeye başlamıştı. 2009 yılından itibaren
başlayan doluluk oranı henüz ilk ulaştığı seviyeye gelmiş değil.
Kızılırmak üzerinde kurulan ve Türkiye’de Atatürk, Karakaya ve Keban Barajı’ndan sonra 4.
büyük baraj konumunda bulunan Altınkaya Baraj gölü, Vezirköprü ilçesinin 12 tane köyünü
suları altına almıştır.
Samsun’un Bafra ve Vezirköprü ilçeleri ile Sinop’un Durağan ilçesi sınırları içinde bulunan
Altınkaya Baraj Gölü (ABG), Samsun’un Bafra ilçesine 27 km. uzaklıkta, Kızılırmak nehri
üzerindedir. DSİ tarafından 1988 yılında yapımı tamamlanan baraj enerji, sulama, taşkın
kontrolü amacıyla inşa edilmiştir. Bunların yanında gezi yeri olarak kullanılmakta ve ticari
balıkçılık faaliyetleri yürütülmektedir.
Samsun’un Bafra ve Vezirköprü ilçeleri arasında bulunan Altınkaya barajı Şahinkaya
Kanyonu görülmeye değer bir doğa harikasıdır. Tarihi ve turistik özelliklere sahip Şahinkaya
kanyonu özellikle eski kral mezarları ve kayalara oyulmuş barınak yerleri ile de meşhurdur.
Arz analizi tabloları;
Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T,
Milletlerarası seviyede: M
1- Milli Park ve benzeri sahalar
Adı
İlçesi
Bilinirlik
Çamgölü
Tabiat Parkı
Yakakent
B
Sarıgazel
Tabiat Parkı
19 Mayıs
B
Vezirsuyu
Tabiat Parkı
Vezirköprü
B
Hacıosman Ormanı
Tabiatı Koruma Alanı
Tekkeköy
T
Bafra Kızılırmak Deltası
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
19 Mayıs - Bafra
T
Terme Gölardı Simenlik Gölü
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası
Terme
T
Samsun İli Milli Park ve benzeri sahalara ait SWOT Analizi
Güçlü Yönler
Zayıf Yönler
-Kıyı boyunca ince kumlu kumsala sahip -Turizm
konusunda
il
bütününde
plajların varlığı,
farkındalık düzeyinin son derece düşük
oluşu,
-Kıyıdan itibaren artı gösteren yükselti
ile değişen farklı iklim tiplerine bağlı -Turizm yatırımları için uygun yatırım
klimatik kaynaklar,
ortamının
desteklenmesinin
yerel
yönetimlerce benimsenmemiş olması
-Farklı iklim tiplerine bağlı bitki
çeşitliliğindeki zenginlik ve biyolojik -Turizmin önemi konusunda halkın ve
çeşitlilik,
yerel yönetimlerin henüz yeteri kadar
duyarlı olmaması,
-Sahada deniz, kıyı alanları, delta
ovaları, lagün gölleri, sazlık bataklık -Bütüncü bakış açısından yoksun, plansız
alanlar, yamaç araziler, platoluk ve yapılaşma kararlarının varlığı,
dağlık alanlar, ormanlar, çeşitli ve gür
bitki örtüsü, boğazlar, akarsu vadileri vb. -Bölgenin doğal ve tarihi değerlerinin
çeşitli
coğrafi
özellikler,
doğal korunması ve geliştirilmesi konusunda
kaynaklara dayalı turizm faaliyetleri için kamuoyu duyarlılığının son derece sınırlı
avantajlar sunmaktadır.
olması,
-Denizin ve kumsalların yanı sıra, baraj -Çeşitli
turizm
olanaklarının
arza
göllerinin de turizme uygun kullanım dönüştürülememiş olması,
olanakları yaratmaktadır.
-Samsun merkez dışında konaklama
-Denize girme, güneşlenme, su sporları, yerlerinin gelişmemiş olması veya çok az
doğa yürüyüşü, avcılık, yaban hayatı, olması,
kamp kurma, fotoğraf çekme, manzara
seyretme, kuş gözleme, yaylacılık, balık -Yörede turizmin düzenlenmesi ve
yönelik planlamanın
tutma, kaplıca, dağcılık, kayak, vb. geliştirilmesine
turizme konu olabilecek kaynakların olmaması,
çeşitliliği dolayısıyla turizm hizmet -Doğal kaynaklara dayalı turizmin
arzının sayı ve çeşit olarak zenginlik geliştirilmesine yönelik yatırımların çok
göstermektedir.
az olması ya da hiç olmaması,
-Turizme kaynak oluşturabilecek zengin -Yağış, nem, bulutluluk ve rüzgâr gibi
doğal manzaraların varlığı,
klimatik faktörlerin kıyı turizmine
-Güçlü bir tarihsel geçmişe bağlı ilk çağ olumsuz etkileri,
kalıntıları olan Höyükler, kaya mezarları
ve kale kalıntılarının bölgedeki yoğun
varlığı
-Ahşap yapı mimarisine uygun zengin
dini yapılar
-Bölgeye özgü ahşap yapı teknikleri ile
üretilmiş ambarlar ve evlerin ağırlıklı
olduğu kırsal yerleşmelerin varlığı
-Reji dönemi mimarisinin
örneklerinin varlığı
seçkin
-Ladik-Akdağ ve Asarcık yörelerinde kış
turizmi için uygun doğal ortamların
bulunması,
-Tektonik fay hatlarına bağlı olarak,
sahada sıcak su kaynağı kaplıcaların
varlığı,
-Delta ovaları üzerinde lagün gölleri,
sazlık, bataklık ve ormanlık alanlarındaki
zengin ekosistemlerin varlığı,
-Subasar Ormanları gibi tekil örneklerin
bölgedeki varlığı,
-Foto safariye uygun doğal ve tarihi
alanlar
-İç kesimlerdeki dağlık alanlar ve plato
düzlüklerinde yaylacılık turizmi için
uygun ortamların bulunması,
-Çalışma alanında ulaşım altyapısının
belirli düzeyde gelişmiş olması.
Fırsatlar
Tehditler
- Dünyada ve Türkiye’de doğal
kaynaklara dayalı turizme olan talebin
artmış olması,
- Turizmin geliştirilmesine yönelik
planlamalarla yöre ekonomisinin
özellikle kırsal yerleşmelerinin ekonomik
gelir seviyelerinin yükseltilmesine
yönelik girişimlerin sağlanması,
- Yörede turizmin geliştirilmesiyle
istihdam sağlanması; kırsal
yerleşmelerden göçün önlenmesi,
- Halkın turizm konusunda
bilinçlendirilmesi ve turizm kaynaklı
potansiyel gelirlerin yaşama geçirilmesi,
- Samsun’a yakın olan ve turizme talep
oluşturabilecek önemli nüfus kitlesinin
varlığı,
- Mevcut turizm arzının çeşitli yollarla
tanıtımı sağlanarak yurt içi ve yurt
dışından sahaya yönelik turist talebini
artırılması
- Samsun’da sürdürülebilir turizm
faaliyetlerinin geliştirilmemesi nedeniyle
doğal çevrenin bozulması,
- Turistik çekiciliklerden uzak, gelişi
güzel ve plansız yararlanmaların çevre,
doğal kaynaklar ve kültürel miras
üzerindeki olumsuz etkileri,
- Bölge halkının mevcut turizm
potansiyelinin korunması ve tanıtılması
konusunda yeterli bilinç ve bilgiye sahip
olmaması,
- Tersane vb. kirletici kullanımların hala
bölgede yatırım şanslarının bulunuyor
olması,
- Turizm işletmelerinin dahi bölge turizm
potansiyelinin yeterince farkında
olmaması,
Milli Park ve benzeri sahalara dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha
geliştirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin
önlenmesine ve doğa turizminin geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar;
Samsun 3500 yıllık bir tarihe sahip Karadeniz bölgesine adeta başkentlik yapmış, erken
tunç çağına kadar uzanan tarihi birikiminin yanı sıra, Cumhuriyetin kuruluşunda da ilk
adımın atıldığı, bereketli toprakları ile tarımsal kapasitesi son derece yüksek bir
ilimizdir.
Samsun son derece çarpıcı doğal, kültürel ve tarihi değerlere sahip olmakla birlikte
kuruluşundan bu yana hiçbir dönemde bir turizm potansiyelinin değerlendirilmesi
öncelikli bir gündem olarak görülmemiştir. Samsun’un kendi tarımsal üretiminin yanı
sıra, Anadolu’nun tarım ve ticari faaliyetlerinin Karadeniz’e çıkış noktası olan limanı
nedeniyle her zaman ticaret merkezi olma niteliği öne çıkmış bir ilimizdir. Cumhuriyet
dönemi ile birlikte Samsun Fuarının açılışı ve liman fonksiyonun gelişmesi, zaten
kullanılmakta olan ve bu nedenle geniş bir hinterlanda yayılan ticari merkez niteliği
giderek daha baskın hale gelmiştir.
Bir zamanlar var olan Samsun’un ticari fonksiyonun gelişmişliğinin, Samsun’un sahip
olduğu turizm potansiyeline ket vurmuş olduğu bölgesel anlamda yapılmış tüm
çalışmalarda da açıkça görülmektedir.
Samsun’un ticaret merkezi olma üstünlüğünün Karadeniz sahil yolunun yapılması,
Trabzon limanının güçlenmesinin yanı sıra hava ulaşımının da devreye girmesi,
karayolu, liman ve hava yolu olanaklarının sadece Trabzon’da değil, tüm bölgede
artması Samsun’un tarihsel bir üstünlüğü olarak öne çıkan ticari fonksiyonlarında da
ciddi bir gerilemeye neden olduğu açıktır.
Samsun tarımda, özellikle tütün üretimi ve buna bağlı sanayi yatırımlarından
vazgeçilmiş olması, tarım ve hayvancılık konusundaki üst düzeydeki politikaların
Samsun üzerindeki olumsuz yansımaları ile birlikte, ihtisaslaşmış tarımsal sanayi
unsurlarını kaybetmesi ile birlikte ticaret merkezi olma üstünlüğünün de zaman içinde
zayıflamasına bağlı olarak Karadeniz’de ki en cazip merkez olma niteliğinin 1990
lardan itibaren giderek azalmasını da beraberinde getirmiştir.
Samsun’un geleneksel yerleşim yapısı; daha güvenli görülen ve bu nedenle tarihsel
olarak öne çıkan karasal iç bölgelerden sahile saplama yapan, yaylalarıyla organik bir
ilişkiyi koruyan yerleşme tercihleri biçiminde somutlaşmaktadır.
Ulaşım alt yapısının geliştirilmesi sırasında gündeme getirilmiş olan Karadeniz otoyolu
güzergahının sahil boyunca inşası, geleneksel yerleşim tercihleri nedeniyle iç
bölgelerde yer seçmiş tüm yerleşmelerde ana ulaşım ağlarına uzaklık nedeniyle paralel
ekonomik gelişme potansiyeline ket vurmuş durumdadır.. Nitekim Vezirköprü,
Salıpazarı, Ayvacık ve Asarcık ilçeleri DPT tarafından yapılmış olan İlçelerin Sosyo
Ekonomik Gelişmişlik sıralaması içinde 871 il içinde 6 kademe ilçeler (en az gelişmiş)
arasında yer alması, ana otoyol bağlantısının uzağında kalan, ana yollar üzerinde yer
almayan ilçelerin ulaşım politikaları sonucu edindiği durumu açıklamaktadır. . Ne
yazıktır ki, DPT tarafından 2004 yılında yapılmış araştırma sonuçlarının günümüzde
daha iyiye gittiğine dair de hiçbir gösterge bulunmamaktadır.
Samsun Turizm Master Planı, bölge gelir düzeyinin arttırılmasına ve bölgenin dengeli
kalkınmasına turizm sektörünü geliştirerek katkıda bulunmayı temel amaç olarak
tanımlamıştır.
Günümüzde Samsun iki havza da sahip olduğu bereketli topraklara rağmen tarımsal
ürünlerin iç ticaret hadlerinde, sanayi ürünleri ile rekabet gücünü kaybetmesi nedeniyle
tarımsal istihdam ve tarımsal gelir düzeylerine bağlı düşüş nedeniyle kırsal alanından
Samsun merkezine doğru ciddi bir göç baskısı yaşamaktadır.
Kırsal alanda tarım gelirlerindeki düşüşe bağlı göç büyük ölçüde ilk kademe göç
biçiminde, yani istihdam beklentileri nedeniyle Samsun kent merkezine doğru
gerçekleşmektedir. Bu nedenle il bütünündeki nüfus hareketleri ölçeğinde şiddeti çok
ta hissedilmeyen göç olgusu, İl bütünü kırsal göç rakamlarına bakıldığında oldukça
hazin bir gelişme göstermektedir. Mevcut yapısıyla Samsun da kent merkezlerinde
şimdilik absorbe edildiği görülen iç göç, gelişmelerin, kent merkezlerinin de yeterli
istihdam olanağı sağlayacak potansiyelinin bulunmaması nedeniyle kısa süre içinde
ikinci kademe göçe dönüşmesi, yani il sınırları dışındaki çekim merkezlerine
yönelmesi, gerekli yeni istihdam alanlarının Samsun il bütününde sağlanamaması
halinde kaçınılmaz bir sonuç olarak gündemdedir.
Samsun’un bölge içindeki tarım ve ticaret fonksiyonlarında yaşanan daralma
Samsun’da ki sermaye birikimini de olumsuz etkilemiş, ticaret ve tarım seçkinlerinin
kenti terk etmesi ile birlikte Samsun’da yaratılmış olan sermayenin Samsun dışına
aktarılmasına, bir başka ifade ile Samsun’da elde edilmiş olan sermaye birikimine bağlı
yatırım potansiyelinin il dışına kaymasına neden olmuştur.
Bölgede önemli bir rakip olan Trabzon’un ticari fonksiyonlarının yanı sıra turizm
sektöründe de önemli bir mesafe kat ederek kentsel fonksiyonlarını çeşitlendirmesi,
bölgedeki önem ve ağırlığını giderek arttırarak, Karadeniz bölgesinde yeni bir merkez
olarak öne çıkmaktadır.
Samsun ili açısından turizm hiçbir dönemde ciddi bir çıkış noktası olarak
tanımlanmadığından, Karadeniz bölgesinde kıyı turizmi için son derece uygun
sahillerini, yanlış bir tercihle sanayi kullanımına ve ikinci konuta açmış durumdadır.
Planlı bir yaklaşımın gereği olarak Samsun açısından alınacak olan en isabetli karar,
sanayi yatırımlarını Karadeniz bölgesinde rastlanmayan ölçüde değerli sahillerine
değil, geri kalmışlık kıskacı giderek sıkışmakta olan iç bölgelere yönlendirerek, dengeli
bir kalkınma ortamının yaratılmasında öncülük etmek olmalıydı. Tekkeköy sahilleri
halen giderek artan bir biçimde sanayi alanı yaratma baskısı altındadır. Oysa sanayide
ihtisaslaşma konusunda gerekli ayrıntılı çalışmalar yapılmaksızın tamamen tesadüfî
kararlara dayalı yatırım arayışları yoluyla sanayileşme yolunun Samsun’un kalkınma
hedef ve beklentileri açısından tatminkâr sonuçlar yaratması beklenmemelidir.
Atakum sahillerinden Ramsar koruma alanı sınırına kadar olan alan 1992 Turizm
Master Plan kararıyla ikinci konuta açılmış durumdadır. Bilindiği üzere, 1980’lerden
itibaren yaygın bir biçimde kıyı planlama kararlarında kullanılmaya başlayan “ikinci
konutlar” bir başka ifadeyle “yazlıklar” özünde bir turizm hareketi değildir.
Konaklama ücreti ödemeksizin, gündelik alışkanlıkları ile birlikte yer değiştiren
nüfusun tatil için geldikleri bölgeye önemli bir katkı sağlamaksızın bölgenin teknik
alt yapısına ciddi bir yük getirmekte, istihdama inşaat süreleri dışında katkıda
bulunmamaktadırlar. İkinci konutların turizm aktiviteleri ile beklenen ekonomik
hareketlilik ve istihdam kapasitesi üzerindeki olumlu etkilerinin bulunmaması, bölge
ekonomisine ve kalkınmaya olumsuz etki yapmaktadır. İkinci konutların yarattığı bir
diğer olumsuzluk ta; turizm yatırımlarının tercih edeceği alanları işgal ederek, bu
alanların turizm amacıyla kullanımını arsa fiyatları ve ön yatırım maliyetlerini
yükselterek, turizm yatırımların gerçekleşmelerine ket vurulması biçiminde ortaya
çıkmaktadır. Samsun il bütünü açısından kıyılarda görülen yanlış kullanım tercihleri
sonucunda Karadeniz bölgesi açısından son derece nadir bulunan Samsun
sahillerinin önemli bir bölümü yitirilirken, turizm potansiyelinin harekete
geçirilmesinin de büyük ölçüde önünü kesen mekânsal kullanımlar ortaya çıkmıştır.
NOT: Yukarıdaki tabloda yer alan strateji kararlarından yararlanılarak 6. Madde ki eylem
tabloları oluşturulmuştur.
4.5 SAMSUN İLİNDE DOĞA TURİZM ÇEŞİTLERİ
Kurvaziyer Turizmi
Samsun Turizm Master Planı 2015–2020 Dönemi hedefleri bu dönemde mevcut
Samsun Liman tesislerinin içinde 2012–2015 dönemi içinde yer tespiti ve ihalesi yapılmış
kurvaziyer turizmine uygun gümrüklü yolcu giriş ve gidiş tesislerinin hizmete açılmış
olmasını öngörmektedir. Samsun Limanına bu güne kadar yüklenmiş olan mal taşıma
fonksiyonunun yanı sıra katılması planlanan Kurvaziyer turizm işlevi öncelikle Karadenize
kıyıdaş ülkelerden yabancı turist girişinin Trabzon örneğinde olduğu gibi bölgeye kitlesel
girişini sağlayacak son derece önemli bir yatırım olarak öne çıkmaktadır.
Kurvaziyer turizminin gelişebilmesi için Samsun Limanının mevcut alanı içinde
gümrüklü yolcu salonlarının oluşturulması gerekmektedir.
Kurvaziyer turizminin Samsun’da geliştirilmesi halinde bölgeye doğrudan ekonomik
katkısı en yüksek turizm faaliyetlerinden birinin başlatılması söz konusu olacaktır. Bu
noktada unutulmaması gereken en önemli husus, bu tür turizm aktivitelerinde kısa süreli
bölgeye gelecek ziyaretçilerin devamlılığının sağlanabilmesi için gelenlere tercihlerine uygun
alternatifler sunulup sunulamayacağı noktasıdır.
Kurvaziyer turizminin ihtiyaç duyacağı teknik alt yapıdan çok daha önemsenmesi
gereken yönü, gelen turistler için cazip en az bir günlük tur fırsatlarının yaratılması için
organize olunmasını gerektirmekte ve farklı tur alternatiflerinin de turistlere sunulabilir
olmasını gerektirmektedir. Bir başka ifadeyle kurvaziyer ile gelen turistleri sadece Samsun
Merkezde organize olmayan bir biçimde serbest zaman faaliyeti biçiminde bırakılması yerine,
farklı taleplere uygun yerel turlar ile turislerin yönlendirmesinin yapılarak bölgenin turizm
gelirlerinin artırılması için gerekli organizsayonlar yoluyla turist akımının sürekliliği
sağlanmalıdır. Bu tür bir örgütlenmenin sağlanamaması halinde, hem Turizm Master Planının
temel önermeleri arasında yer alan turizm gelirlerinin bölgeler arsında dengeli dağılımı
gerçekleştirilmemiş olacak, bundan çok daha önemlisi ise, bölgeye yeni turist girişinde en
önemli tanıtım faktörü olan gelenlerin bölgeyev ilişkin anılarının zenginleştirilmesi de
sağlanamayacaktır. Bu ise, bölgeye katılınamayan tur alternatiflerini deneme amacıyla
yeniden geliş nedenlerini ortadan kaldıracak, turislerin geldikleri bölgelerde Samsun’un
olumlu tanıtımı konusunda beklenen tavsiyelerini de sakınmalarına neden olacaktır.
Eko Tarım Turizmi
Samsun ili TR83 bölgesinde organik tarım konusunda en yüksek ihtisaslaşmaya sahip
il orak öne çıkmaktadır. Bölgede organik tarımı desteklemek amacıyla başlatılmış olan eko
tarım turizmi Çarşamba havzasında organik tarım çiftliklerinde desteklenmesi gereken, orta
üst gelir ve yüksek eğitim düzeyine sahip iç ve dış turist gruplarına yönelik olan bu turizm
etkinlik türünün organik tarım yapan çiftliklerin pansiyonculuk alt yapısının da desteklenmesi
halinde bölgede yaygınlaştırılabileceği görülmektedir.
Eko tarım turizmi organik tarım yapılabilen her yerde konaklama alt yapısının anılan
çiftliklerde desteklenmesi yoluyla yapılabilir olmakla birlikte, özellikle pilot uygulamaların
Çarşamba havzasında yoğunlaşan çiftliklerden başlayarak yaygınlaştırılması tavsiye
edilmektedir. Benzer çalışmalar özellikle Nebyan yaylasında yaygınlaşan organik fındık
üretimine bağlı olarak Ondokuzmayıs’ta, Bafra ve Vezirköprü’de organik tarım yapılmakta
olan çiftiliklerde de gerçekleştirilebilir.
Airpark ( Sivil Havacılık Turizmi)
Samsun Türkiye’de Sivil havacılık konusunda geçmişi olan, bu anlamda pist vb alt
yapısını oluşturmuş, pilot brövesi vermeye uygun alt yapıya sahip tek il niteliğindedir. OMÜ
Sivil havacılık Yüksek Okulu’nun yanı sıra Sivil havacılık konusunda ihtisaslaşmış sivil
toplum örgütüne sahip olan Engiz bölgesindeki tesis alt yapısının revizyonu ve
güçlendirilmesi halinde, özellikle yurt dışı kaynaklı turizm için son derece uygun bir ortam
Samsun’da sunulmaktadır.
Yurt dışında üst gelir gruplarına hitap eden sivil havacılık etkinliklerinin bölgede
canlandırılmasını amaçlayan “Air-Park” uygulaması için gerekli alt yapı bölgede mevcuttur.
Sivil havacılık alt yapısının bölgedeki varlığı yamaç paraşütü, kite fly, vb birçok halk
açısından da popülerleşmiş etkinlik yelpazesini Samsun’da yaygınlaştıracak alt yapının da
oluşmasına yol açmıştır. Bu noktada, sivil havacılık etkinliklerine bağlı turiz etkinlik
türlerinin bölgede desteklenmesinde Samsun turizminin gelişimi açısından büyük yarar
görülmektedir.
Kış Turizmi (Kayak; Skiboard; Snow Traking, Tur Kayağı, Kayak, Buz Pateni,
Kızak)
Samsun, Ladik, Akdağ’da kamu öncülüğünde başlatılmış olan kış turizminin bölgede
sadece il içi turizm açısından dahi düşünülse son derece etkin ve popüler bir etkinlik haline
dönüştüğü açıkça gözlenmektedir.
Bu noktada, ilin en geri kalmış ilçesi olan Asarcık’ın kış turizmi konusunda sunmakta
olduğu olanakların değerlendirilerek ilçede karlı günler ve kaymaya uygun alanların
araştırılarak bölge ihtiyacını karşılayacak ve zaten ülkemiz açısından da yeterli iç talebi
bulunmasına karşın, yeterli tesisin bulunmadığı kış turizm alanlarına bir yenisinin eklenmesi
Samsun Master Plan önerisi olarak gündemimizdedir.
Sağlık Turizmi
Sağlık Turizmi dünyada ve Türkiye’de en hızlı gelişen sektörlerden biri olmuştur.
Sağlık Turizminin ülkeye ekonomik getirisi, sosyal ve siyasal getirisi açısından
değerlendirilmesi gerekmektedir. Sağlık dönüşüm programıyla ülkemizde sağlık hizmeti
sunumu çok ileri standartlara ulaşmış, hatta birçok Batı ülkelerinin kalitesini bile geçmiş
kalite standartlarına erişmiş durumdadır. Bugün ülkemiz, çevresindeki bir milyara yakın
nüfusa sağlık hizmeti sunabilecek bir cazibe merkezi olmuştur.
Sağlık turizmini bir bölgede etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirebilmenin
koşulları genelde üç temel unsura bağlanmaktadır. Bu üç unsurun varlığı, uyumu ve
işletilmesi var olan potansiyelin de etkin kullanımını beraberinde getirmektedir. Bu
unsurlardan birisi; bölgenin turizm olanaklarının varlığı ( doğa, kültür, tarih, iklim, vs.), diğeri
sağlık hizmetleri olanakları (hastaneler, personel, hizmet kalitesi, teknolojik imkânlar,
uzmanlıklar, uygun fiyatlar, şifalı sular, vs.) olurken, üçüncü unsur ise tüketiciler ile sağlık
sektörünü buluşturacak profesyonel organizasyonların varlığı olarak tanımlanmaktadır.
Samsun sadece sağlık hizmetleri alt yapısıyla değil, aynı zamanda sahip olduğu termal
kaynaklar ile de sağlık turizmi açısından önemli sayılan potansiyeli ile öne çıkmaktadır.
Samsun sunmakta olduğu doğal, kültürel ve tarihi değerlere dayalı turizm
hareketlerinin yanı sıra, sahip olduğu sağlık alt yapısıyla da ülkemiz açısından giderek ciddi
bir gelir kaynağı haline gelmekte olan sağlık turizminden de pay alabilecek durumdadır.
Karadeniz bölge ülkeleri ile özellikle kurvaziyer limanının açılması sonrasında doğrudan
kitlesel bir ilişki kurması beklenmektedir. Samsun’un sağlık alt yapısından ve termal
kaynaklarından turizm adına yararlanılması için ihtiyaç duyduğu en önemli unsur, sadece
sağlık turizmi alanında değil, tüm turizm sektörleri için temel bir ihtiyaç olan tüketici ya da
turist ile mevcut olanakların buluşmasını sağlayacak profesyonel organizasyonlar olarak öne
çıkmaktadır.
Av Turizmi
Doğa sporlarından, macera tutkusunu da beslemekte olan av sporları uluslar arası
talebi olan özellikle yüksek gelir gruplarına hizmet veren bir spor dalı olarak yaygın kabul ve
destek görmektedir.
Samsun’da kısmen gerçekleştirilmekte olan bu sporun düzenli bir biçimde organize
edilebilmesi için bu gün olduğu gibi her tur için özel avlanma izni uygulamasının yerine,
Avlak alanların saptanarak söz konusu avlakların işletmecilere tahsisi yoluyla, süreklilik
kazandırılması bölge turizm çeşitliliğinin arttırılması ve gelir kaynaklarının
çeşitlendirilmesinin yanı sıra, bölgede tarıma zarar veren özellikle yaban domuzu
popülasyonun da kontrol altına alınmasına ciddi katkıda bulunacaktır.
Samsun bölgesinin Sinop avlak alanlarından farkın yaban domuzunun yanı sanıra,
geyik, kuş avcılığı vb. yurt dışındaki avcılar için farklı av lezzetleri verecek avlanma
olanaklarını sunuyor olmasıdır.
Bölgede Terme, Salıpazarı, Alaçam ve Vezirköprü de Av köşkü yapımı önerilmiş
olup, tek başına işletilmesi halinde fizible olması beklenmeyen bu yatırımın bölgeye önerilen
otellerin yayla ayağında, mevcut otel imkânlarını kullanarak ve otel işletmeciliğini
çeşitlendirerek otelin cazibesini arttıracak biçimde kullanılması Master Plan önermeleri
arasındadır.
Su Sporları (Yüzme, Kano, Olta Balıkçılığı, Yelken, Tekne Turu, Rüzgâr Sörfü,
Rafting, Dalış)
Samsun 271 Km. lik kumsallı sahil bandıyla Karadeniz bölgesinde eşine ender
rastlanır denize bağlı aktiviteler için gerekli ortamı yaratmaktadır. Ancak bu uzun sahil bandı
ne yazıktır ki yanlış planlama kararlarıyla ikinci konutlar ve sanayi gibi turizm açısından son
derece ciddi handikaplara sahip kullanımlar tarafından işgal edilmiş durumdadır. Samsun
Turizm Master Planının temel önermeleri arasında özellikle ikinci konutlar tarafından
kullanılan alanların imar planlarının revize edilerek, bu alanların turizm kullanımlarına zaman
içinde kazandırılmasının temel bir politika olarak benimsenmesinin gereği vurgulanmıştır.
Karadeniz hepimizin bildiği gibi dipten kum çekilmesi sorunun hemen her sahilde
yaşanmakta olduğu, açık deniz niteliğiyle rüzgar olaylarına bağlı yüksek dalgalar nedeniyle
yüzme ve benzer deniz sporları açısından elverişli zamanları oldukça sınırlı olan, yaz mevsimi
Akdeniz’e kıyasla kısa olduğu için yaz turizmi açısından çok ta tercih edilmeyen bir
bölgemizdir. Bu niteliğiyle Karadeniz sahilleri genelde denize bağlı aktiviteler ve özellikle su
sporları açısından geniş aktivite olanaklarının varlığından söz edilemez.
Ancak Samsun dört büyük baraj sahası ve sayısız doğal gökleri ile bu güne kadar
kullanmadığı su sporlarının hemen her çeşidine son derece uygun bir ortam sağlamaktadır.
Özellikle göllerdeki durgun su ortamı amatör sporcuların da bu ortamlarda güvenlikli bir
biçimde spor yapma olanaklarını arttırmaktadır.
Bu noktada Master plan önerimiz, halen hiçbir biçimde kullanılmayan Simenit gölleri,
Balık gölleri, Ladik Gölü vb. doğal koruma alanları içinde kalan göllerde daha çok gezi ve
denize ulaşma amaçlı (Dalyan İztuzu sahillerinde olduğu gibi) aktivitelerin bölge ekolojik
dengesini gözeten yöntemleri tercih eden (kürek gibi insan gücüne veya elektrikli motor
gücüne dayalı) düz altlı teknelerle hafif turizm aktiviteleri ile desteklenmesi, buna karşılık
içme suyu amaçlı olmayan baraj göllerinde ise her türlü su sporlarının yapılabileceği tekne
gezileri ile çeşitlendirilmiş turizm kullanımları ile desteklenmesi olmaktadır.
Baraj göllerinden Altınkaya barajının Vezirköprü’nün turizm çekiciliğini arttırma
amaçlı Çeltek Sahillerindeki turizm odağının güçlendirilmesi amacıyla dalış sporlarında amaç
oluşturmaya yönelik olarak bir adet gemi batırılması ve bu alanın dalgıçlarca ziyaretinin
sağlanmasının bölge çekiciliğine sadece yaz aylarında değil, sonbaharda da katkıda
bulunacağı açıktır.
Kolay tarafında yer alan Derbent barajı yazıktır ki çok sayıda balık çiftliğinin istilası
altında bırakılmış durumdadır. Bölgede bu kullanımın kesinlikle kısıtlanması, hatta çevre
açısından son derece zararlı bir kullanım olan balık çiftlikleri uygulamasının açık denizlerde
dahi yaratmakta olduğu sorunlar bilinizken, kapalı baraj göllerinde bu tür uygulamaların
tamamen yasaklanması yoluna gidilmelidir. Derbent barajında ki uygulamanın sürdürülmesi
halinde birkaç yıl içinde tüm bölgenin kokmaya başlayacağı ve bu suyu sulama suyu olarak
kullanmakta olan tarım arazilerinde de kirli sulara bağlı ciddi problemlerin yaşanacağı gerçeği
gözetilmelidir.
Bölge akarsuları akış rejimi çok ender bölgelerde rafting gibi maceraya dayalı su
sporlarına olanak tanırken, ilginç bir biçimde Suat uğurlu barajında binilecek tekne ile
Çarşamba sahillerinde denize kadar gidilebilecek tekne gezi olanakları sunmaktadır. Bu
özelliğe turizm açısından işlerlik kazandırılmasında sayısız yarar görülmektedir.
Binicilik
Samsun’un Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları sadece kuş cenneti özelliği ile kısıtlı bir
biyolojik çeşitlilik ve foto safari için uygun uygun ortam sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda
yüksek popülasyona sahip yılkı atları ile de öne çıkmaktadır. Bir zamanlar bölgede gayet
yaygın olan haraların yeniden ihyası ile bölge turizmine binicilik sporunun kazandırılması
gerek farklı bir turizm etkinliği olarak ve gerekse bölgenin sunduğu foto safari ve macera
turizmi olanaklarının çeşitlendirilmesi noktasında bölgeye büyük katkıda bulunacak
niteliktedir.
Farklı kullanıcı türleri gözetilerek bölgede binicilik aktivitelerinin eşek ve deve gibi
bölgenin var olan geleneklerine uygun olarak çeşitlendirilmesinin giderek başlı başına bir
turistik çekim odağı yaratması beklenebilir. Bölgede Ondokuzmayıs Üniversitesinin yılkı
atları yanı sıra deve üretimine de yönelik bir projesi bulunmaktadır
Binicilik bilindiği üzere her yaş grubuna hitap edemeyecek, yaşlılar, çocuklar, kadınlar
vb gruplar açısından beklenen ilgiyi görmeyebilecek bir spor olduğu açıktır. Ancak
Samsun’da binicilik sporunun bir turizm aktivitesi olarak akla geliyor olmasının gerçek
nedeni, bölgenin turizm odağı nitelikli doğa bölgelerinin büyüklüğünün yanı sıra, bu
bölgelerin kitlesel turizmin bu alanlara yönelmesi ile birlikte, bölgenin araç trafiği ile
kirletilmesinin önlenmesi noktasında Master Plan duyarlılığından kaynaklanmaktadır.
Bölgede sadece at değil, eski kullanımı olan develerin de bölge gezilerinde
kullanılabileceği gerçeğinin yanı sıra, söz konusu binek hayvanlarının faytonlara koşularak ta
kullanılması halinde binicilik deneyimini yaşamadan yaya dolaşmak istemeyen turistler için
farklı bir rengin bölgede yaratılması olanağı da değerlendirilmelidir.
Yamaç Paraşütü
Samsun doğal güzelliklerinin yanı sıra, yer aldığı iklim kuşağının sunmakta olduğu
çok sert olmayan ancak sürekliliğini koruyan rüzgârlara sahiptir. Macera turizmi sevenler için
farklı bir etkinlik türü olan yamaç paraşütü yapılması için son derece uygun iklim koşullarına
sahip olan Samsun’un farklı noktalarında yamaç paraşüytüne uygun yükseltiler ve alt
kesinlerde de güvenli iniş koşullarını sağlayacak vadiler bulunmaktadır.
Ladik / Akdağ - Akdağ Yaylası ve Kayak Merkezi Samsun / Merkez –Kocadağ’da
halen yamaç paraşütü etkinlikleri yapılmaktadır. Bölgede sivil havacılık konusundaki
yatkınlık bu alanda kısa sürede çok sayıda eğitmenin yetiştirilebilmesine olanak tanımaktadır.
Deneme uçuşları ilin farklı bölgelerinde yapılmakta olup, Ayvacık ilçesinde göl üstünde
yamaç paraşütü uçuşu gerçekleştirlmiştir.
Turizm potansiyeli taşıyan alanlar ve konularına topluca bakılacak olursa;
Uzun sahil bandı iki büyük akarsu
ve bu akarsular üzerindeki 4 baraj
gölü ile, birçok doğal göle sahip
olan Samsun, su sporları ile ilgili
büyük bir potansiyel taşımaktadır.
Altınkaya Barajı, Derbent Barajı,
Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu
Barajları da su sporlarına son
derece
uygun
fırsatlar
sunmaktadır.
Samsun'da trekking faaliyetinin
yapıldığı
alanlar;
Tekkeköy,
Bafra-Kolay, Ladik-Akdağ ve
Kocadağ, Kunduz Ormanları,
İstavloz Kanyon zinciri bölge
trekking alanları olarak öne
çıkmaktadır.
Uygun Ladik / Akdağ - Akdağ Yaylası ve
Kayak Merkezi Samsun / Merkez
–Kocadağ’da yamaç paraşütü
etkinlikleri yapılmaktadır
Uygun İsa Baba (Ese Baba) Camii ve
Türbesi, Şeyh SeYYid Kudbettin
Camii ve Türbesi Camii, Kılıçdere
Camii ve Türbesi, İtalyan Katolik
Kilisesi,
Süleyman
Paşa
Medresesi, Büyük Cami, Yalı
Cami, Kurşunlu Cami, Hacı Hatun
Camii, Kale Camii, Pazar Camii,
Göğceli Camii, Düzköy Kilise ve
Camii, Türbeler, il bütününe
dağılmış özgün ahşap camiler ve
kiliselerin yanı sıra Kutsal Nerik
Kenti ilgi çekmektedir.
Uygun Ladik Akdağ, Kunduz, Asarcık.
Su Sporlarına Uygun Kaynaklar
Trekking Alanları
Yamaç
Paraşütüne
Kaynaklar
İnanç
Turizmine
Kaynaklar
Kış
Turizmine
Kaynaklar
Kaplıcaları,
Termal
Turizm/
Sağlık Hamamayağı
Aslanağzı-Kızgözü
Kaplıcası,
Turizmine Uygun Kaynaklar
Küçük Hamam (Şifa Kaplıcası),
Lâdik Ilıcası, Havza Termal
Turizm merkezi.
Milli
Parklar
Kaynaklar
/
Uygun Bafra Doğa Koruma ve Milli
Parkı, Terme Gölardı (Akgöl –
Simenlit) Yaban Hayatı Koruma
Sahası,
Hacıosman
Ormanı,
Galeriç Ormanı, Simenit Gölleri
ve Subasar ormanı, Ladik Gölü,
Balık Gölü, Uzungöl, Çernek
Gölü, Kızılırmak deltası Koruma
alanı,
Yayla
Turizmine
Kaynaklar
Yaylaları
ile
Uygun Ladik-Akdağ
Vezirköprü - Kunduz Dağı
Yaylaları
Akdağ,
Kunduz,
Küpecik, Kızlan, Taşan, Kabalı,
Küpecik,
Aktaş,
Kocadağ,
Nebiyan,
Büyükkızoğlu,
Çakırgümüş ve Gürcü yaylası,
Nebyan dağı yaylası, Gökgöl,
Koşaca, Asarcık.
Kavak
Ladik
Havza
Ondokuzmayıs
Salıpazarı
Tekkeköy
Terme
33
19
10
30
16
23
18
19
20
Rafting (R)
Canyoning/kanyon
yürüyüşü (C)
Mağaracılık (M)
X
Dağ bisikletçiliği (DB)
X
Denizel değerler (DS)
Dağ-yayla gezisi imkanı (
DG)
Peyzaj güzelliği/fotosafari
(PF)
Yaylada
konaklama/kamping (YK)
Düzenlenmiş doğa gezisi
rotası (DGR)
Tabiata uyumlu kırsal miras
gezisi (KMG)
Pansiyonculuk (P)
Kır havasında şehir
merkezleri (KHŞM)
Aktif yaylacılık (AY)
Kelebek gözlemciliği
imkanı (KeG)
Kuş gözlemciliği imkanı
(KuG)
Sportif olta balıkçılığı
imkanı (SOB)
Milli park vb sahalar (MP)
Milli park vb. nde
konaklama (MPK)
Kış sporları potansiyeli
(KSP)
Aktif kış sporları merkezi
(KSM)
Estetik şelale bulunan yerler
(EŞ)
Estetik göl/baraj olan yerler
(EGB)
Botanik gezilerine uygun
saha (BOG)
Tescilli avlak sahası (AvS)
Yabana hayatı geliştirme
sahası (YHGS)
İlkadım
Çarşamba
19
Canik
Bafra
14
Atakum
Ayvacık
19
Yakakent
Asarcık
Değerler toplamı
Vezirköprü
Aktivite/değer
Alaçam
SAMSUN İLÇELERİNİN ÖNE ÇIKAN
DOĞA TURİZMİ DEĞERLERİ MATRİSİ
39
20
3
3
3
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Garantili yaban hayatı
gözlemi (GYHG)
İzole ilginç ekosistemler
(İE)
Çim kayağı (ÇK)
Sualtı Yaşamı Gözleme
İmkanı (SAG)
Bakir Küçük Koylar (BKK)
Ormanaltı florası tanıma
gezi imkanı (Mantar ve
benzeri dahil) (FGİ)
Endemik Bitkilerin Gözlemi
(EBG)
Köy Pazarları (Orman
meyvelerinden reçel
X
marmelat, kurutulmuş
meyve satılması kaydıyla)
(KP)
Çayır şeklinde gruplanmış
dağ çiçekleri gezisi
(görselliği yüksek olacak)
(DÇG)
Doğal taşlardan tabiat tarihi
gezisi (Gezi sırasında en az
10-15 değişik taş türü ve
jeomorfolojik yapılar
tanıtılmalıdır) (DTTTG)
Bakir doğa parçaları keşif
gezisi (Bakir vadi ve bakir
orman gibi gizli kalan
değerleri keşfetme gezileri)
(BDPKG)
Gastronomi gezisi (Gezi
günü belirlenir. Gezi günü
X
ziyaretçilerle yöresel
yemekler yapılarak yedirilir)
(GG)
Dokusu bozulmamış kırsal
miras gezisi (köyler)
(KMG)
XX
Yayla gezisi imkanı (Ya)
Yaya gezi imkanı (Y)
X
Tarihi eserler, sit alanı (Ts)
X
Şelale görme imkanı (Ş)
Peyzaj değeri yüksek
yerler,fotoğrafik yerler (P)
Mağara gezisi (Mğ)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Motorlu gezi imkanı (M)
Jeolojik ve jeomorfolojik
değerler (Jm)
Kanyon görme imkanı (Cn)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Botanik gezisi imkanı (Bt)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Bakir orman gezisi (Bo)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
Atla geziye uygun (At)
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
X
5. SEÇKİN VE YÜKSEK DEĞER TAŞIYAN (X) YILDIZ ALANLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİNİ GELİŞTİRME İMKANLARININ
ORTAYA KONULMASINA İLİŞKİN ANALİZLER
Samsun ilçelerinin kıyaslandığı Doğa Turizmi Değerleri Matrisi incelendiğinde 39
değerle Vezirköprü'nün ilk sırayı aldığı, 33 değerle Bafra'nın Vezirköprü'yü takip ettiği
görülmektedir. Bu iki ilçede ise doğa turizmi açısından öncelikli olarak ele alınması gereken
alanlar Vezirköprü'de Şahinkaya Kanyonu ve Vezirsuyu Tabiat Parkı'nı içerisinde bulunduran
Altınkaya Baraj Gölü ve çevresi ile Kunduz Dağı, Bafra'da ise Kızılırmak Deltası'dır.
Bahsedilen üç adet alan, Türkiye içerisinden doğarak denize dökülen ve Türkiye'nin en uzun
nehri olan Kızılırmak üzerinde ve çok yakınında yer almaktadır. Bu nedenle Kunduz Dağı,
Altınkaya Baraj Gölü ve Kızılırmak Deltası birlikte düşünülerek Samsun'un doğa turizmi
potansiyelinin harekete geçirilmesinde ve diğer alanlar için başlangıç ve örnek teşkil
edilmesinde çok önemlidir. Aşağıda bu üç adet alan ayrıntılı şekilde değerlendirilecek olup bu
alanlar arasında doğa turizmi koridoru oluşturulmalıdır.
ALTINKAYA BARAJ GÖLÜ VE ÇEVRESİ
5.1.
5.1.1 Alanla İlgili Genel Bilgiler:
1.
2.
3.
4.
5.
Alanla ilgili genel bilgiler (konum, tarihi, topoğrafik özellikler, yükseltiler,
Seçkin Doğa turizmi değerlerine ait bilgiler,
Sahanın Doğa Turizmi Potansiyelinin öne çıktığı ve sunduğu aktiviteler,
Sahanın Doğa Turizmi Yönetimi Amaçları,
Önümüzdeki 3 yıl için Turist artış öngörüsü,
Altınkaya Baraj Gölü ve Çevresi'nin Turizm Talebi Değerleri tablosu
Halihazırdaki
sayısı
ziyaretçi Sahayı gezmek maksatlı gelen ve konaklayan: Altınkaya Barajı’na
sadece sportif olta balıkçılığı için gelen ve çadırla konaklama yapan
yıllık ziyaretçi sayısı tahmini olarak 5.000 kişi civarındadır.
Ziyaretçi (konaklamayanlar) : 25000 kişi tahmin edilmektedir.
Para harcama
Konaklama, yeme-içme, yanında yöresel el sanatı ve yöresel
kurutulmuş veya konserve ürünler alınarak para ödeme şekilleriyle
kişi başına ortalama en az 25 TL harcama yapılmaktadır.
Ziyaretçi Profili
Bireysel gezginler : % 5
Eşler: % 5 Aileler : % 45
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : % 5
Diğerleri : % 40 (Arkadaş grupları)
Gelişlerinin İlk 5 Sebebi
1- Doğa Gezileri,
2- Sportif Olta Balıkçılığı,
Kıyaslanabileceği saha
3- Rekreatif Piknik,
4- Avcılık,
5- Kanyonculuk.
Djerdap National Park -Sırbistan
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Uluslar arası havayolu bulunan illerden karayoluyla yaklaşık
Samsun’a 1,5 saat, Ankara’ya 6 saat, İstanbul’a 10 saat
uzaklıktadır.
Alana Ulaşım
Özel taşıt
(x)
Ziyaretçinin
Genel
ulaşım
Toplu taşıma
()
kanaati:
Ankara-Samsun
Diğerleri
(x )
yolundan ayrılan ve ilçeden
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
geçen
Samsun
Kastamonu
atlı vb.)
şehirlerarası
karayolunun
bölünmüş yol olacak şekilde
standartlarının
artırılması.
Sahalara ulaşım standardı kabul
edilebilir seviyede, ancak toplu
ulaşım oluşturulmalı.
Ulaşım için problemler: Sahalara toplu taşıma haricinde genel olarak ulaşım problemi yok,
standartlar yükseltilebilir.
Altyapı Analizi
Taşımacılık ağı
Yerel ağ(toprak, asfalt)
Anayollara bağlantı
Yerel genel taşımacılık
Programlar
Ücretler
Ring patikaları
İşaret levhaları
Genel yer işaret
levhaları
Bilgi panoları
Araçlar için park
kapasitesi
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
Restoran sayısı
Yetersiz
x
Yeterli
x
x
x
İyi
Açıklama
Toplu taşıma oluşturulmalı
Artırılabilir potansiyel
Artırılabilir potansiyel
x
x
x
x
x
x
x
x
Standartları yükseltilmeli
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların durumu
Yemek Standartları
Kategori
Sayısı
Açıklama
Turistik
1
Yerel
4
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar: 1
Kötü standartta yemek sunanlar : 4
Barınma imkanları
Kategori
Kuruluş Sayısı
Yatak Sayısı
(iyi-kötü-orta)
Oteller
-
Hoteller (Misafirhaneler)
-
Yatak&kahvaltı oteli
-
Rota üstü kulübeler
-
Bungalov tarzı
-
Kamp alanı
-
Diğerleri: Pansiyon
-
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri;
Sunduğu değerlerden
Sahalar turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
Durum
Var
Açıklama
Şahinkaya Kanyonu
Var
Altınkaya Baraj Gölü
Var
Kanyonlar
Mağaralar
Evet
Samsun’un Bafra,
Ladik ilçeleri olmak
üzere diğer ilçeleri,
Sinop ve Ordu
ilçelerine yakındır.
Bayrak türler
Var
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
Var
1- Karaakbaba
2- Kaya kartalı
3- Kızıl şahin
Ayı, Karaca, Su
samuru, göçmen kuş
türleri ve diğerleri
Kelebekler
Var
Farklı türler görülebilir
Endemik bitkiler,
Var
Araştırma yapılması
gerekir.
Nitelik
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
Biraz farklı ama
değerli olanlar
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
varlıklar
Tatmin edici yaban hayatı izleme imkanı (Varsa)
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Garanti edilen türler var
mı?
Memeliler
Kuşlar
Açıklama
Var
Var
Karaca
Yaban Domuzu
Kaya kartalı
Kızıl şahin
Genellikle rastlanma
ihtimali
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Alanda bulunan tesisler
Alandaki tesisler
Rekreasyonel tesisler
Spor tesisleri
Diğerleri
Var
Var
Karaakbaba
Var
Var
Su Samuru
Göçmen Kuşlar
Vezirsuyu
Tabiat
Parkı'nda
kır
gazinosu, spor destek
binası,
futbol,
voleybol, basketbol
ve tenis sahaları,
yürüyüş
yolları,
kamelyalar
bulunmaktadır. Saha
2013 yılı içerisinde
hizmet
vermeye
başlayacaktır.
Durum Açıklaması
Bungalov
tipi
konaklama üniteleri
oluşturulmalı, ayrıca
rekratif ve konaklama
amaçlı tesisler göl
çevresinde
uygun
yerlerde
artırılmalıdır.
Yetersiz
Yeterli
x
x
İyi
x
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor 5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç, istek ve önerileri
ele alınıyor
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
İyi bir işbirliği içindeler
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
1
2
3
4
x
x
5
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
Turizm hayat kalitesini artırıyor
x
x
x
x
x
x
x
x
x
x
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
………………………………………
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Genel
etkiler
Müspet
/menfi
Müspet
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
x
x
Geliştirilmelidir
Geliştirilmelidir
x
Geliştirilmelidir
x
Geliştirilmelidir
Olta balıkçılığı
x
Geliştirilmelidir
Normal spor
etkinlikleri
Yeme içme
x
Geliştirilmelidir
x
Geliştirilmelidir
Doğa yürüyüşü
x
Geliştirilmelidir
Mağaracılık
x
Geliştirilmelidir
Kanyoning
x
Geliştirilmelidir
Yaban hayatı
gözlemi
Bilimsel geziler
x
Geliştirilmelidir
x
Geliştirilmelidir
Kamping&piknik
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Dağcılık,trekking
Su sporları
Rafting
İzlemeye esas olan Ekolojik Göstergeler aşağıdaki şekilde incelenmiştir.
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
1
2
3
4
5
x
x
x
x
x
x
x
x
Ekolojik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
…………………………………………………..
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, yeterli 2- İyi, 3- Fena değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi (Vezirsuyu Tabiat Parkı)
Yer
Kapasite 1
Altyapı
Korunan alana giriş yolları
Korunan alandaki yol ağı
Korunan alan içindeki toplu Yok
taşıma araçları
Park girişi
Park etme
Henüz
yok
akış
Park yeri imkanları
Yer sayısı
Henüz
yok
Biletleme
Henüz
yok
Bilgi imkanları
yönlendirme
Henüz
yok
İşaret levhaları
Henüz
yok
Yetkililer
Henüz
yok
Ziyaretçi merkezi
Henüz
yok
Ofisler
Henüz
yok
Basılı ve görsel materyal
Henüz
2
x
3
x
x
4
5
yok
Yiyecek içecek temini
Tedarik
Henüz
yok
Ticaret
Seçenekler
Henüz
yok
Henüz
yok
Kolaylık tesisleri
Tuvaletler
Atıkların toplanması
Patika ağı
Yeterlilik durumu
Yaban hayatı izleme noktaları
Sayısı ve uygunluğu
Aktiviteler
seçenekler
Çalışanlar
x
Henüz
yok
x
Henüz
yok
x
Paket doğa turları
Henüz
yok
Bisiklet kiralama
Henüz
yok
Araç kiralama
Henüz
yok
At-katır kiralama
Henüz
yok
Yeterli sayıda
Henüz
yok
Donanımlı
Henüz
yok
Fiziki/idari taşıma kapasitesi yönünden yapılan değerlendirme;
Psikolojik Taşıma Kapasitesi: ( Göstergeler; turistlerle kavga olayları var mı? Sürekli mi?
Turistler hakkında genel kanı-Olumlu/olumsuz vb. göstergeler)
………. İLİ VE İLÇELERİNİN KIYAS YÖNTEMİ İLE KISA DEĞERLENDİRMESİ
Karşılaştırma yöntemi, kapsam dahilindeki unsurun benzerleri ve rakipleri ile arasındaki farkı
görmesi ve daha ilerlemesine itici güç olması amaç edinilerek verimliliği arttırma yöntemidir.
Karşılıklı bilgi alışverişi olarak değerlendirilen bu yöntemde, kopyalama değil, kendi
ürünlerimize yönelik ilham almak, uyarlamak hedeftir. Gelecek eğilimlerini şimdiden görüp,
müşterinin isteklerini şimdiden karşılamaya hazırlıklı olmayı gerektirir.
Karşılaştırma yapılan ilçenin/ilin başarılı oluğu hususta takip ettiği yolun ilçede/ilde
alınabilirliği araştırılmalıdır.
5.
SEÇKİN VE YÜKSEK DEĞER TAŞIYAN (X) YILDIZ
ALANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİNİ
GELİŞTİRME İMKANLARININ ORTAYA KONULMASINA
İLİŞKİN ANALİZLER
6.
7.
8.
9.
10.
Alanla ilgili genel bilgiler (konum, tarihi, topoğrafik özellikler, yükseltiler,
Seçkin Doğa turizmi değerlerine ait bilgiler,
Sahanın Doğa Turizmi Potansiyelinin öne çıktığı ve sunduğu aktiviteler,
Sahanın Doğa Turizmi Yönetimi Amaçları,
Önümüzdeki 3 yıl için Turist artış öngörüsü,
SAMSUN BATI BÖLGESİ
Samsun Batı Bölgesi; Bafra, Alaçam, Yakakent ve Ondokuzmayıs ilçelerini içeren bölgesi
olarak tanımlanmıştır.
Samsun Batı bölgesi, yoğun Reji dönemi mimari eserlerinin yanı sıra kırsal bölgelerde
ahşap mimari örneklerine de rastlanan, Ramsar koruma alanı kapsamına alınmış olan
Kızılırmak Deltasının sunduğu doğal güzelliklerin yanı sıra, yaylaları, şelaleleri, subasar
ormanları ve geniş doğal kumsallarıyla turizm açısından geniş olanaklar sunmaktadır. Bölge
“Samsun’da Cenneti Yaşamak” ve “Reji Dönemi mimari Eserleri” turlarının yanı sıra,
“Samsun’da Mavi Tur”, Samsun’da Sarı Tur”, Samsun’da Yeşil Tur” kapsamında da odak
noktası olmaktadır.
Bölge yatak kapasitesi günümüzde oldukça sınırlı olmakla birlikte, Samsun Turizm
Master Planı kapsamında bölgede Geyikkoşan bölgesinde çok yataklı (200) olmak, Bafra,
Çarşamba ve Ondokuzmayıs kent merkezlerinde ise genelde bir otobüs turisti ifade eden daha
küçük, 50 yatak kapasiteyi aşmayan otellerin Master Plan döneminde devreye girmesi
beklenmektedir. Bölgede Alaçam’da butik otellerin var olan tarihi binaların restorasyonu
yoluyla turizmin hizmetine katılması ve 100 civarında yatak kapasitesini sağlaması
beklenirken, özellikle Yörükler, Doğanca ve Dereköy Beldelerinde pansiyonculuğun
desteklenerek bölgede toplam 100 civarında yatak kapasitesinin pansiyonlar ve sahil bungalov
tipi otelleri aracılığıyla sağlanması beklenmektedir. 2012-2023 döneminde bölgede
yaratılması amaçlanan toplam 550 yatak kapasiteli tesislerin yanı sıra, Kunduz Balık Gölü,
Kızlan yaylası, Nebyan yaylası ve Dereköy sahillerinde kamping olanaklarının geliştirilerek
genç turistler için macera turizmi kapsamında olanaklar yaratılması olasıdır. Nebyan
yaylasında organik fındık üretimi yaygınlaşmaktadır. Bölgede eko tarım turizminin
geliştirilmesi amacıyla pansiyonculuk eğitimlerinin yaygınlaştırılması yoluyla bölgenin kırsal
gelir düzeyinin arttırılması mümkündür.
Bölgede Alaçam gerek yoğun tescilli yapı stoku ve gerekse bu yapı stoku ile çok ta
uyumsuzluk göstermeyen yeni yapılarıyla öncelikle Samsun Merkez bölgesinde yoğunlaşan
nüfusu çekecek aktivitelerle donatılması halinde bölge dört mevsim yerli yabancı turistlerin
ilgi odağı haline getirilebilecek kapasitededir. Bölgeye Alaçam’da yaratılacak aktivitelerle ilk
çekimin sağlanması halinde, mevsimsel çekim odağı olan yaylalar ve deniz turizminin de gelir
getirici bir biçimde işletilmeye başlanarak turizm gelirlerinin bölge ölçeğine yayılması
mümkün olacaktır.
Yakakent tam olarak ikinci konutlar tarafından istilaya uğramış durumdaki bir ilçe olup,
bölgede ikinci konutların tasfiyesinin sağlanamaması halinde turizmden beklenen getiriyi elde
etmesi beklenmemekte, ancak Kunduz Balık gölünde gelişmesi beklenen kamping turizmi
için gerekli ihtiyaçların giderilmesi ve günübirlik kullanımlar çerçevesinde varlığını
sürdürmesi mümkün olacaktır.
Bölge turizmi açısından Geyikkoşan turizm alanı, Yörükler turizm alanı ve Dereköy
Turizm alanlarının öncelikli imar planlarının hazırlanarak, bölgenin Samsun’un sahillerinde
yaşanan ikinci konutların istilasının yanı sıra doğal değerlerinin de ciddi bir biçimde
korunmasının sağlanması öncelikli bir görev olarak algılanmalı, diğer bölgelerde yaşanmış
olan tecrübelerden ders alınarak, benzer hataların tekrarlanmasından kaçınılmalıdır.
Engiz bölgesi sahip olduğu ülkemizin tek sivil havacılık pistinin geliştirilerek uluslararası
örnekleri görülen Air Park haline gelmeye aday olmakla birlikte, ikinci konutların da baskısı
altında ve gelişigüzel günübirlik kullanımlar tarafından tehdit edilmektedir. Bölgede planlı
yaklaşım alışkanlıklarından yoksunluk son derece değerli doğal sahillere erişimi
olanaksızlaştıran ruhsatsız ikinci konutlar tarafından büyük ölçüde istila edilmiş durumda
olup, birçok sokak imar planlarının öngördüğü minimum genişliğe bile sahip değildir. Bölge
açısından bir diğer tehlike de 1990 lı yıllarda yapımına başlanan ancak hala tamamlanamamış
olan balıkçı barınaklarıdır. Nitekim Yakakent sahillerinin kumsalları hidrolojik araştırmalar
yapılmaksızın inşasına başlanan balıkçı barınağının yarattığı ters akıntılar nedeniyle
kaybedilmiş, sahildeki doğal kumsallar tamamen kaybedilmiş, kumsal sonrası yapılmış olan
yol dahi oyulmuş durumdadır. Yakakent’in tim yerleşimi için tehlike arz eden bu durumun
üstesinden gelmek amacıyla denize yeni yapıların yapılmasına ihtiyaç duyulmuş olup, sahil
doğal yapısını tamamen kaybetmektedir.
Balıkçı barınakları ile ilgili bir diğer tehlike de barınaklardan birinin tersane yapımına
tahsis edilmeye çalışılmasın olmaktadır. İlgilerince bölgede ekonomik bir aktivite yaratma
açısından bir ihtiyaç olduğu savunulan tersane yatırımının çevresel etkilerinin göz ardı
edilmemesi ve bu tür kirliliklerin yaratılması halinde, tersaneden çok daha yüksek gelir ve
istihdam kapasitesine sahip olan turizmin bölgedeki gelişimine ket vurulacağı gerçeği asla
unutulmamalıdır.
Bafra’nın beldesi olan Kolay turizm bölgesi ilan edilmiş olmakla birlikte, bölgeye
turistik çekicilik katan ana unsur olan Derbent baraj gölünün çok yoğun bir biçimde aqua
kültür alanı haline getirilmiş olması beraberinde yoğun bir kirlenme tehdidini getirmektedir.
Derbent barajının şimdiki biçimde balık çiftlikleri tarafından yoğun kullanımının sürmesi
halinde turizm alanında gelişmesinin beklenemeyeceği görüşü ağırlık kazanmış olup, bölgede
yatak kapasitesi geliştirilmesi bu nedenle önerilmemiştir.
Kızılırmak deltasının sunmakta olduğu kuş cenneti özelliğinin çekiciliği kadar ciddi bir
çekim noktası da Galeriç subasar ormanı ve göller olmaktadır. İlgili bölümlerde ayrıntıları
verilmiş olan bölgenin turizm çekiciliğinin bölgenin çekiciliğinin temel gerekçesini oluşturan
çevre değerlerinin korunması öncelikli bir görev olarak algılanmalıdır. Unutulmaması gereken
en önemli unsur; turizmin en temel gerekleri arasında temiz, olabildiğince bakir, korunan ve
geliştirilmesine özen gösterilen çevre değerlerinin geleceğin yükselen değerlerinin başında
olduğu gerçeğidir.
Yakakent – Kunduz Balık Gölü Entegrasyonu
Yakakent bölgesinde halen kamping olarak kullanılan kırsal alan yatırımcılara Master
Plan kapsamında önerilmekte olan Turizm Stratejisi uyarınca sahilde deniz turizmi amacıyla
hizmet veren bir otel birlikte tahsis edilerek sahil-kent- yayla ilişkisinin sağlanması
amaçlanmalıdır. Bu yolla;
Kunduz Gölü bir turistik ilgi odağı olarak güçlendirilerek ticari gelire konu olabilecek,
Kunduz Balık Gölü çevresi koruma, bakım veya temizlik yönünden denetim altına
alınabilecek;
Sahil Otelinde bulunan ziyaretçilere tekdüzeliği ortadan kaldırabilecek farklı turistik
alternatifler sunulabilecek;
Kunduz Gölü çevresinde yerleşik halk için, ilgi duymaları halinde, el sanatlarını veya
yerel ürünlerini doğrudan pazarlayabilecekleri imkânlar oluşturulabilecek.
Bunların oluşturulabilmesi için:
Beklenen daha yüksek getiri kapasitesi nedeniyle ticari yönden daha fazla tercih
edilecek olan Yakakent Sahil Oteli Projesi, daha zayıf olan Kunduz Balık Gölü kamping alanı
projesi ile birleştirilerek yatırımcılara tahsis edilmelidir.
Bütün proje bu Samsun Turizm Stratejisinde tanımlanmış bulunan Turizm Otoritesi
tarafından uygulama ve işletme süresince tahsis projesine uygunluk, çevre koruma, bakım
veya temizlik yönlerinden denetlenmelidir.
Alaçam sahili Geyikkoşan beldesi deniz turizmi oluşturulması için Samsun
kıyılarındaki en elverişli bölgelerden birisi olarak görünmektedir. Bu bölgenin turizm alanı
ilan edilerek yoğun turistik yapılaşmaya açılması Samsun Turizm Stratejisinin en güçlü
kararlarından birini oluşturmaktadır. Ancak deniz turizminden beklenen yüksek getirinin
Sahil yatırımlarıyla sınırlı kalmaması, getirinin iç bölgelere de yaygınlaştırılabilmesi için
sahilde oluşturulacak turizm bölgesinin Alaçam İlçe Merkezi ve Kızlan Yaylasının Birlikte
yatırıma açılması, Daha yüksek yatırım talebi görmesi beklenen Geyikkoşan’daki deniz
turizmi yatırımlarının Alaçam Kent Merkezi ve Kızlan Yaylası kırsal alanı ile entegre
edilmesi yararlı olacaktır.
Bunun için Sahilde tahsis verilecek her yatırıma muhakkak bir veya birkaç iç bölge
yatırımı zorunlu olarak eklenmeli ve yatırımın bu şekilde yapıldığı ve işletmenin sürekli
olarak birlikte sürdürüldüğü yakından izlenmelidir. Ayrıca iç bölge yatırımlarına yerel halkın
kendi küçük sermayeleriyle doğrudan veya kiracı vb. gibi katılabilmesi de tahsis kapsamına
alınmalıdır.
Sahil otelleri sadece Samsun yerel halkı için değil, Türkiye’nin diğer illerine, özellikle
harcama kapasitelerinin daha yüksek olması beklenen büyük metropol kaynaklı ziyaretçilere,
ve daha da ötesi, ilk planda, Karadeniz çevresi kaynaklı dış turizme de hitap edecek şekilde
oluşturulmalıdır. Bu amaçla sahil otelleri çevresinde alışveriş imkânları, restoranlar, gece
kulübü ve diskotek gibi ek hizmetler de mevzi planlama sırasında göz önüne alınmalıdır.
Sahil otelleri içerisinde en az bir otel sinerjik talep oluşturmak üzere bir gösterge niteliğinde
Kamu desteği ile özel kesim yatırımcıları için arsa tahsis Kolaykları vb. gibi etkin önlemlerin
oluşturulması yoluyla teşvik edilmelidir. Yatırımların gerçekleşme süresi belirlenerek şartlı
tahsis yoluna gidilerek, yatırımların Master Plan öngörülerine paralel biçimde
gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
Kızlan bölgesine ulaşım bağlantısı oluşturmak için mevcut yollar kullanılmalı, araç
trafiğinin kaçınılmaz olarak artması beklendiği için talebin artmasına bağlı olarak gerekli
olacak yol iyileştirmeleri ve trafik düzenlemeleri için önlemler alınmalıdır.
Alaçam şehrinin turistik ilgi odağı olabilecek birçok yapıya sahip olduğu görülmektedir. Bu
Yapılar bir Revitalizasyon Projesi kapsamında, içinde yer aldıkları sokakları ile birlikte hızla
elden geçirilmeli, temizlenmeli, eğer gerekiyorsa yenilenmelidirler. Bu çalışma doğrudan
gelir getirici bir niteliğe sahip olmamakla birlikte, turistler yönünden bir ilgi odağı olarak
çekici olma ve Alaçam için bir kimlik oluşturma niteliğine sahiptir.
Alaçam içerisinde halen kullanılmayan bazı yapılar yeni fonksiyonel kullanımlar
araştırılarak Restitüsyonlarının yapılması Alaçam’ın turistik yönden bir canlılık kazanmasına
yol açabilecek hem de gelir getirme potansiyeli oluşturabilecektir, Halen böyle bir yapının
Mübadele Müzesi olarak yeniden yapılanması Alaçam için büyük bir imkân oluşturmuş
durumdadır. Bunun da ötesi bu eski yapılar için söz konusu bu restitüsyon kapsamında;
Yerel menülerin sunulduğu bir restoran,
Her ne kadar sağlıkla ilgili endişe kaynağı oluştursa da Samsun’un eski hatıratı olan
Tütün üzerine harmanlama butik üretim yapılan bir tütün evi,
Alaçam’ın mübadeleden önce var olan eski geleneğini hatırlatacak çeşitli
harmanlamaların yapıldığı mevcut şaraphanenin de restorasyonu ile elde edilebilecek
degustatif bir şarap evi, ve Mevcut yapıların restorasyonu ile oluşturulacak Butik otel, gibi
yeni fonksiyonlar kazandırılmalıdır.
Bu gibi düzenlemeler muhakkak ki Geyikkoşan sahil otellerinde kalan ziyaretçilerin
yanı sıra Samsun Merkez bölgede yaşayan nüfusun da ilgisini çekecek, tatillerin
monotonlaşmasını giderecek yeni imkanlar sunacaktır.
Alaçam – Kızlan yolu üzerinde yolun monotonluğunu gidermek, yolcuların kısa bir
mola vermesine yarayacak, hem de yerel halkın geleneksel el sanatları veya yerel yiyecek
ürünlerine pazarlayabilmesini sağlayacak bir kırsal satış merkezi kurulması yararlı olacaktır.
Bu tesis de sahil otellerine entegre edilmeli, tahsis sırasında tahsis belgesine eklenmeli ve
yapılması ve işletilmesi bu Turizm Master Planında önerilen Turizm Otoritesi tarafından
denetlenmelidir.
Kızlan bölgesinde bir avlak sahası oluşturulabilmesi halinde Kızlan Köyünden
servis alan, köy yakınlarında veya hatta, köy içerisinde kullanımı sona erdirilerek boşaltımlaş
bulunan ilkokul binasının elden geçirilmesiyle yabancı turistlere hitap edecek şekilde
oluşturulacak ve sahil otellerine entegre edilecek bir Av Köşkü hem kırsal alanda gelir ve
istihdam olanakları yaratılmasına katkıda bulunacak, hem de, aynı bina içinde veya
yakınlarında bir Av Müzesi oluşturulması halinde, avla ilgilenmeyen diğer turistlere de hitap
edebilen bir ilgi odağı oluşturabilecektir.
Kızılırmak Deltası üzerinde yer alan Bafra ilçesi yakın çevresinde turistik ilgi odağı
oluşturabilecek birçok tarihi, arkeolojik veya doğal oluşumlara ev sahipliği yapmaktadır. İlçe
Merkezi bu ilgi odaklarına ulaşmak için çok uygun bir konumda yer almakta olup bu amaçla
geliştirilebilecek turistik yatırımları üstlenebilme potansiyeline sahip görünmektedir. Ancak
henüz Samsun ilinde bu gibi ilgi odaklarına yönelik yoğun bir kitle turizmi hareketliği
oluşmadığı için otel vb. gibi yatırımlara karar vermek çok erkendir. Halen mevcut bulunan
Öğretmen evi veya diğer alt sınıf geceleme tesisleri şimdilik bu gibi amaçları karşılamak için
yeterli gibi görünmektedir. Daha gelişmiş geceleme imkânlarının geliştirilmesi için Kitle
turizminden ve yerel sermayeden talep oluşmasını beklenmesi uygun görülmektedir.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti gibi uluslararası bir öneme sahip bir oluşuma da ev
sahipliği yapmaktadır. Uluslararası RAMSAR Sözleşmesi gereğince oluşturulmuş bu alanı
ziyaret için en uygun konum halen Bafra Merkezidir. Ancak bütün Delta bölgesinde olduğu
gibi Kuş Cenneti – Bafra ulaşım bağlantıları bölgeye yabancı ziyaretçiler açısından okunabilir
değildir. Bu Master Planın uygulamaya geçmesini beklemeden kent içi yolların kalitesinin
arttırılması ve yönlendirme bilgilerinin yapılandırılması yararlı olacaktır.
Kuş Cenneti içerisinde yoğun motorlu araç trafiği oluşmasının uygun olmayacağı açık
olduğu gibi RAMSAR gereklerine de aykırılık oluşturacaktır. Şimdilik koruma alanı içi sakin
olmakla birlikte, Samsun’da bir kitle turizmi oluşması durumunda trafik yoğunluğu Kuş
Cenneti içerisinde de kaçınılmaz olarak baskı oluşturacaktır. Motorlu trafiğin koruma alanına
sokulmaması ve alanın sınırlı sayıda otobüs turuyla toplu şekilde gezilecek şekilde
düzenlemeler yapılmasını gerektirmektedir. Diğer bir yaklaşım da alanın yaya olarak
gezilmesidir, ancak bu durumda tüm alanın büyüklüğü nedeniyle tam olarak dolaşılmasını
zorlaştırmaktadır. Bu da ancak daha sportif kondisyonuna sahip gezginler için mümkün
olabilir.
Koruma alanı içerisinde yılkı atlarının ve manda popülasyonunun varlığı düşünülerek
at sırtında veya at veya manda koşumlu araba gezilerin düzenlenmesi de bir turizm kreasyonu
olarak düşünülmelidir. Bunun için de bölgeye yakın bir konumda gerekli binek ve koşum
hayvanı yetiştiriciliğine şimdiden başlanılması gerekebilir.
Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesinin Samsun’un eski anısı olan deve ve eşek
yetiştiriciliği üzerine bazı girişimlerde bulunduğu bilinmektedir. Binek veya koşum hayvanı
olabilecek bu gibi hayvanlar bu amaçla kullanılabilecek olup, aynı zamanda Üniversitenin
çabalarına da bir amaç desteği sağlamış olacaktır. Bu gibi tesislerin kurulması için en uygun
konum, koruma alanına yakınlığı nedeniyle, Doğanca Beldesi olacaktır. Eğer
gerçekleştirilebilirse bu yapılandırmanın başarılı bir geçmişi olan Bafra Harasının anılarının
yeniden hatırlanması için de bir vesile olacağı gibi oldukça etkili bir turistik ilgi odağı
oluşturması da söz konusudur..
Bafra’nın güneyinde yer alan Kolay Beldesi Paflagon kaya mezarları ve Asar Kale
gibi bölgenin geçmiş dönemlerini yansıtan ve etkin bir görsellik oluşturan tarihi yapıları
barındırmaktadır. Ancak bu alana karadan ulaşabilmek için iki saate yaklaşan bir taşıt
yolculuğu yapmak gerekmektedir ki bu da zamanını çok efektif kullanma arzusunda olan
turistler açısından cazip olmayacaktır
Bu durumda en etkin çözüm Şahinkaya Kanyonu tur güzergâhı ile Kolay beldesinin
eklemlenmesidir. Derbent baraj gölüne kıyı olan bir rıhtım ve yerel yiyecek – içecek kültürü
ve el sanatlarının yansıtıldığı bır “Kırsal Satış Merkezleri” uygun bir mola noktası
oluşturacaktır. Rıhtım, Paflagon dönemi eserlerine su üzerinden tekne ile ulaşım için de
imkân yaratacaktır. Ancak Kolay beldesinde turizm yatırımları ve su sporları için Derbent
Baraj Gölünde yer alan balık çiftliklerinin yarattığı insan ve çevre sağlığı için zararlı kirliliğin
tam olarak giderilmesi olmazsa olmaz ön koşuldur.
Derbent Gölü üzerinde tekne gezileri için bir destinasyon oluşturmak üzere Paflagon
eserlerinin ilerisinde Altınkaya baraj bendinin önünde ve üzerinde Altınkaya baraj Gölünün
kıyısında birer rıhtım daha oluşturmak tekne gezisinin kimi turistler üzerinde yaratabileceği
monotonluğu aşmak için önemli olabilir. Bu alanlarda baraj göllerinde elde edilen su
ürünlerinin ana menüleri oluşturacağı restoranların yapılanması için de uygun alanlar
oluşturacaktır.
Kolay merkezi ve Altınkaya baraj Gölündeki bu rıhtımlar birlikte konumlandıkları
kahve, restoranlar aracılığıyla bölge halkı için bir turistik getiri kaynağı olacağı gibi aynı
zamanda Kızılırmak Vadisi güzergâhı üzerinde planlanabilecek tur opsiyonları için de birer
köprübaşı oluşturma potansiyeline sahip olacaktır.
Samsun İlinde Engiz Çayı Havzası şimdi uygulanmakta olan idari bölümlemede tam
olarak Ondokuzmayıs İlçesi sınırları içerisinde kalmakla birlikte bu Master Plan çalışmasında,
yönetsel sınırların oluşturabileceği kısıtlamalara bağlı kalmamak, turistik ilgi odaklarını bu
sınırlar arasındaki geçişliliğinin yarattığı imkânlardan mümkün olduğu kadar yararlanabilmek
ve en önemlisi turistik getirinin Samsun ilinin bütün kesimlerine yaygınlaştırılabilmesi
olanaklarını, idari sınırlarla kısıtlanmaksızın, olabilen bütün durumlarda sağlayabilmek
amacıyla idari terimlerle değil, coğrafi terimlerle adlandırmayı tercih etmekte olduğumuzu
burada not etmeyi yararlı görüyoruz.
Engiz havzası Kızılırmak Deltası ve Nebyan Yaylasının oluşturduğu coğrafi farklılık
nedeniyle Samsun ilinin iklim, bitki örtüsü, topografya, tarihi geçmiş yönlerinden yoğun
farklılıkların oldukça dar bir kesimde birlikte bulunduğu, dolayısıyla da turistik yönden en
yoğun ilgi odaklarının bir arada bulunduğu kesimi olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle kitle
turizmine hitap edebilecek daha yoğun yerleşmelerin bu bölgede yapılandırılması doğaldır.
Deltanın batısında kalan Yörükler ve Dereköy sahil şeritleri yoğun kitle turizmini
ağırlayabilecek kapasiteye sahip olmakla birlikte bu bölgede kitle turizm tesisleri önerilmek
yerine, pansiyonculuk, butik otel vb. işletme türlerinin tercih edilmesi gerektiği kararına
varılmıştır. Bu kararın temel gerekçesi, Yörükler sahili Galeriç Subasar ormanlarına bitişik
olduğu ve kısmen Kuş Cenneti Ramsar Sözleşmesi koruma alanı sınırları içerisinde yer
almaktadır, doğal sitlerin korunabilmesi için sahilde yer alacak geceleme birimlerinin koruma
kararlarına uygun mevzi imar planlarının ilgili kurumlarca kabulü sonrasında
projelendirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınması zorunlu olacaktır. Bunlar arasında:
Yapı birimlerinin mümkün olan en alçak gabaride ve tek katlı olarak oluşturulması;
Kumsal bozulmalarını ve zeminde yer alan doğal hayatı sürdürülebilirliğini zedeleme
olasılığının en aza indirilmesi için Master Plan kapsamında önerilen Serender Mimari
Tarzının kullanılması;
Ramsar Alanında konaklayan kuşlar için yerleşme yoğunluğu azaltılmış bir ortam
oluşturabilmek için geceleme birimlerinin birbirlerinden ayrılmış bungalov tipinde
yapılandırılması;
Gene kuşlar için daha doğal dost bir görünüm oluşturabilmek için Master Plan önerisi
olan Saz dam mimarisinin kullanılması;
Yörükler ve Dereköy sahili halen Samsun halkı tarafından da mevsiminde yoğun
olarak kullanılmaktadır. Sahil tesislerinde kalan turistler için oluşturulacak deniz kıyısı
alanları halkın sahilden yararlanma hakkını ortadan kaldırmamalı, eğer ücretlendirilen haklar
yönünden sakıncaları olma ihtimali varsa, otele ait olacak sahil yapılanmaları sahilin genel
kullanım hakkını ortadan kaldırmayacak şekilde sadece sınırlı bir kesiminde ve ülkemizin
yoğun turistik ilgi gören diğer kesimlerinde “Beach” olarak adlandırılan ve gene serender
tarzı mimariye uygun yükseltilmiş platformlar şeklinde olmalıdır.
Dereköy Sahilinin bir kısmı yoğun deniz turizmi için uygun olmakla birlikte özellikle
bölgenin Atakum’a doğru kesimlerinde 1992 tarihli Turizm Master Planı gereğince izin
verilmiş bulunan ve neredeyse tamamı ruhsatsız, gelişigüzel yer seçmiş, en temel ihtiyaç olan
yol bağlantıları dahi oluşmamış, ikinci konut yapılaşması tarafından istila edilmiş olup, ikinci
konutların yaygın olduğu bölgelerin sahillerine konut sahiplerinin dışındaki girişler adeta
yasaklanmış durumdadır. Bu durum Samsun’un en önemli turizm potansiyeline sahip
alanlarından sadece yurt içi ve dışı turizm gelişimi adına değil, günübirlik kullanım talepleri
açısından da yararlanabilme olanağını ortadan kaldırmaktadır. Ancak meydana gelmiş
bulunan bu olumsuzluğun kitle turizmine yönelik sahil otelleri için her hangi bir gerileme
oluşturmasına meydan vermeden çözümlenme yolları aranmalıdır.
Örneğin yol genişliklerinin elverdiği bölgelerde (genellikle sahile dik yollar imar
mevzuatının gerektirdiği minimum 7m. yol genişliğini de sağlayamamaktadır):
İkinci konutların yoğun olarak bulunduğu bir alanda bir sahil oteli gereği oluşması
halinde yukarıdaki şekilden de görülebileceği üzere ikinci konut dizisinin hemen arkasındaki
boş bir arazide bütün tesisleri ile birlikte konumlandırılacak bir turistik otelin denizle
bağlantısını konut dizisinin arasında oluşturulacak yükseltilmiş platform bir köprü aracılığıyla
sağlayabilir. Otelin servisleri sahilde serender mimari tarzı ile oluşturulmuş bir “beach”
üzerinden, kumsalda yerel halkın deniz imkânlarından yararlanma hakkına herhangi bir
kısıtlama oluşturmadan sağlanabilir.
Gerek Yörükler Sahilinde ve gerekse de Dereköy sahilinde yapılandırılacak turistik
geceleme tesislerinde konaklayacak yerli ve özellikle de yabancı turistler için ek ilgi odağı
oluşturmak, konakladıkları sürece karşılaşabilecekleri olası monotonluğu kırmak, turistlerin
harcama ortalamasını arttırmak ve nihayet bölge halkı için daha fazla istihdam potansiyeli
oluşturmak amaçlarına hizmet etmek üzere bölgenin uygun yerlerinde kafeler, pastaneler,
alışveriş merkezleri, tematik müzeler, gece kulüpleri, diskotekler, spor tesisleri, golf sahaları,
lunaparklar veya su parkaları oluşturmak yararlı olacaktır.
Yörükler Beldesinin Kuş Cenneti Koruma Alanına bitişik bölgelerinde de yoğun kuş
popülasyonlarına rastlama olanağı bulunmaktadır. Kuş gözlemi için, eğer tekne ile geçişe
imkân verir hale getirilebilirse, Boytar Kanalı turistik yönden etkili bir turizm odağı
oluşturabilme kapasitesine sahiptir.
Boytar Kanalı konumu nedeniyle taşkın sularını denize boşaltabilmesi için açılmış
olmakla birlikte, denizin ters akıntılarına açık bir bölgeye çıkışı verilmesi nedeniyle, kumlar
tarafından ağzı tıkanmakta ve her yıl düzenli olarak temizlenmek durumundadır. Yapılacak
temizliğin sığ su teknelerine de geçit verecek şekilde düzenlenmesi halinde kanal üzerinden
deniz sahilinde Kanal Ağzından başlayarak Uzun Göl ve Balık Göllerine varacak tekne gezisi
düzenlenmesi mümkündür. Bu geziler sahil otellerinde geceleyen ve daha yüksek turistik
harcama kapasitesine sahip yerli ve yabancı konukların harcamalarından sağlanacak getirinin
Boytar kanalı boyunca oluşturulacak turistik tesisler aracılığıyla daha iç bölgelerde yerleşik
halka da ulaştırılmasına vesile olacaktır.
İlk akla gelen konumlar:
Şeyh Beyk Türbesi bahçesinde yerel halkın ürünlerini pazarlayabileceği bir Yiyecekiçecek ve yöresel el sanatları satış merkezi ve
Halen de faal olan Balık Gölü kıyısındaki Balık Kooperatifi çevresinde oluşturulacak bir
Balık Restoranı olmalıdır.
Bunların dışında Boytar Kanal boyunun turistik çekiciliğini arttırmak için Balık
Gölü ve Uzungöl kıyılarında uygun yerlerde veya hatta su üstünde pontonlar üzerine
kurulmuş kuş gözlem istasyonları kurulması da yararlı olacaktır.
Bu bölgenin diğer bir önemli turistik ilgi odağı Galeriç Subasar Ormanları olmalıdır.
Ormanlar çok etkileyici bir görselliğe sahip olmakla birlikte, zeminde oluşan su birikiminin
tehlikeli olabilecek şekilde değişen derinliklerde bataklık olması nedeniyle, gezilip görülmesi
sıradan turistler açısından mümkün değildir. Galeriç Subasar Ormanlarının turizme
kazandırılması için en doğru yaklaşım orman alanını boydan boya kat eden ve Karadeniz
kıyısındaki Fenere kadar ulaşan sert zeminli ahşap platformdan oluşa bağlantı yolu
kurulmasının yanı sıra, bölgeyi tek hattan gezmeyi düşünmeyen turistler için lastik çizme
kiralayan birimlerin oluşturulması olacaktır. Yükseltilmiş platformlar subasan zemine
değmeyeceği için ormanın doğal dokusunu etkilemesi en alt düzeyde tutulabilmiş olacaktır.
Ancak gene de böyle bir tesisisin beklenmedik şekilde oluşturabileceği zararlardan
sakınabilmek amacıyla yapılacak tesisin niteliklerine çok ciddi kayıtlar konulması ve bunların
uygulanması noktasında Koruma Kurulu onayının alınmasının yanı sıra, Master Plan
önermesi olan Turizm Otoritesi tarafından denetlenmesi gereklidir.
Engiz bölgesinin hemen güneyinde yer alan Nebyan Yaylası turizm bölgesi ilan
edilmiş olup, bölgede av turizmi ile de çeşitlendirilebilecek gelişme beklenmektedir. Halen
Samsun’un yerel halkı tarafından bir şenlik ve mesire alanı olarak oldukça yoğun şekilde
kullanılmaktadır. Ancak bu ilgiye rağmen yayla kendini sürdürebilecek geliri elde etmekten
uzaktır. Bölgede gelişmekte olan organik fındık üretiminin desteklenmesinin yanı sıra, bölge
turizmine de katkıda bulunacak pansiyonculuk eğitimlerinin de gerçekleştirilmesi halinde eko
tarım turizmi olankalarının da değerlendirilebilmesi mümkündür.
Diğer taraftan yayla Kuzey Engiz bölgesinde konaklaması öngörülen yerli ve yabancı
turistler için de bir ilgi odağı haline getirilebilir; bunun için gerekli olabilecek doğal
görsellikler ve hatta sınırlı da olsa bazı tarihsel özellikler yaylada bulunmaktadır. Bugün için
yayla yerel halk dışında yerli ve yabancı turistlerin ilgi alanında olmadığı için yapılacak
planlamalarda Yörükler ve Dereköy beldeleri için planlanan kitle turizminin desteğini almak
gerekli olmaktadır. Bunun için yayladaki bazı alanların kitle turizmi için tahsisleri yapılacak
ve yüksek getiri beklentisi olan sahil otellerinin tahsislerine eklenmesidir. Bu entegrasyondan
beklenen yararlar:
Nebyan Yaylası yerli ve yabancı turistler için de ilgi odağı haline getirilip bir getiri
kaynağı durumuna getirilecek;
Yayla çevresi koruma, bakım veya temizlik yönünden denetim altına alınabilecek;
Sahil Otelinde konaklayan ziyaretçilere tekdüzeliği ortadan kaldırabilecek farklı
turistik alternatifler sunulabilecek;
Nebyan Yaylasında yerleşik halkın el sanatlarını veya yerel ürünlerini doğrudan
pazarlayabilecekleri imkânlar oluşturulabilecektir.
Bütün bunların oluşturulabilmesi için daha yüksek getiri kapasitesi nedeniyle
beklentisi ile ticari yönden daha fazla tercih edilecek olan Yörükler ve Dereköy sahil Otelleri
projeleri, Nebyan yaylasında oluşturulacak restoranlar, kır kahveleri vb. ile birleştirilerek
yatırımcılara tahsis edilmelidir. Sahildeki her otelin muhakkak yaylada da bir tesisi olmalı ve
bu tesis otel faal durumda olduğu sürece muhakkak işletilmeli ve sahil otellerinde konaklayan
turistlerin yayladaki tesislere günübirlik olarak taşınması için çaba gösterilmelidir. Diğer
taraftan uygulama sırasında yerel halkın halen müktesep hak oluşturmuş bulunduğu yayladan
serbestçe ve bedelsiz olarak yararlanması imkânları korunmalıdır.
Nebyan yaylasında sahil otellerine entegre edilecek tesisler esas olarak kır kahveleri ve
restoranlardan oluşmak durumundadır. Ancak bunların yanı sıra, turizm getirisini yerel halka
ulaştırma potansiyeli taşıyacağı için, yerel halk tarafından üretilecek el sanatları ve yöresel
yiyecek-içeceklerin doğrudan gene kendileri tarafından pazarlanması imkânı sunacak olan
kırsal satış noktaları bu yapılanmanın daha önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.
Kırsal satış birimlerinin daha da yaygınlaştırılması için yayla çıkış güzergâhları iki
alternatiften oluşmalı ve turistleri yaylaya çıkaran taşıtlar dönüşte muhakkak diğer alternatif
yolu kullanmalıdır. Bu durum turist gözüyle oldukça uzun olan yayla yolunda bir mola
fonksiyonu oluşturarak günün monotonluğunu da gidermeye yardımcı olacaktır.
SAMSUN DOĞU BÖLGESİ
Samsun Doğu Bölgesi; Çarşamba, Terme, Ayvacık ve Salıpazarı ilçelerini
içermektedir.
Samsun Batı bölgesi, organik tarımın en yaygın olarak yapıldıdığı Çarşamba ovasına
sahiptir. Bölgede Hacıosman ve Simenit subasar ormanlarının yanı sıra özellikle kırsal
bölgelerde ahşap mimari örnekleri ile dikkat çekmektedir. Paflagon kalıntılarının son derece
yoğun bir biçimde bulunduğu bölge de Amazonların yaşamış olduğu sanılmaktadır. Bölge
“Amazonların İzlerini Samsun’da sürmek” turu kapsamında yaratılacak turizm kreasyonları
yoluyla ciddi bir turizm kapasitesi yaratma potansiyeline sahiptir. “ Ahşap mimari eserler
turu” kapsamında ciddi bir ağırlığı olan bölgede yazıktır ki kırsal alanlarda yer alan ahşap
mimari örnekler yerlerini kâgir yapılara hızla bırakmaktadır. Bölgede Ahşap mimari örnekler
genellikle nadide süslemelere sahip ahşap camiler olmasına karşın, bölgede kitle turizmine
konu olacak ölçüde “inanç turizmi” amaçlı potansiyeli yaratacak ölçüde olmayan söz konusu
camiler gerek tekil inanç amaçlı turlar için, gerekse mimari bir ilgi odağı olarak ilgiye konu
olabilecek sayıda ve çeşitliliktedir.
Bölge Yeşilırmak Deltasının sunduğu doğal güzelliklerin yanı sıra, yaylaları, şelaleri,
subasar ormanları ve geniş doğal kumsallarıyla turizm açısından geniş olanaklar sunmaktadır.
Bölge ayrıca “Samsun’da Mavi Tur”, Samsun’da Sarı Tur”, Samsun’da Yeşil Tur”
kapsamında da odak noktası olmaktadır.
Bölge yatak kapasitesi günümüzde neredeyse yok düzeyindedir. Samsun Turizm
Master Planı kapsamında bölgede turizm çekim odağı olarak gerekli desteklemelerin
yapılması halinde Ayvacık’ın kongre turizmi amacına son derece uygun doğal ve coğrafi
koşullara haiz olduğu tespit edilmiştir. Suat Uğurlu ve Hasan uğurlu Baraj gölleri ile her türlü
amatör su sporunun ve trekking yapılmasına olanak veren baraj gölü ve çevresinin yanı sıra,
orman dokusu içinde saklı bir cennet görünümünde olan Ayvacık, kongre turizminin talebi
olan katılımcılarını dağılmadan bir arada tutma işlevine son derece uygun bir konumdadır.
Bölgede kongre turizminin gerektirdiği sinerji yatırımları başlamış durumda olup, şu anda 50
yatak kapasitesine sahip beldede Master Plan dönemi sonunda en az 500 yatağa ulaşılması
beklenmektedir.
Doğu Bölgesinin bir diğer güçlü çekim merkezinin ise Salıpazarı olması
beklenmektedir. Kırsal alanında ahşap camilerin yanı sıra ahşap konutlara da sahip olan
Salıpazarı Amazon kalesi olduğu iddia edilen ve hemen her turist tarafından yapılabilir doğal
eğilimli patika yoldan tırmanılabilir eğime haiz Garpu kalesi ile farklı bir potansiyel
sergilemektedir. Garpu kalesinin yanı sıra, kaya mezarları ve henüz tarihlenememiş ilk çağ
insan yerleşmelerince kullanılmış mağaralarının yanı sıra şelaleler, büyük kayalar arasından
akan yüzmeye elverişli havuzlar oluşturan ırmağı ve yeme içme olanakları ve özgün mutfağı
ile öncelikle Samsun içi, ilin turizm tanınırlılığının artması halinde yurt içi ve yurt dışı turizm
hareketleri için son derece cazip bir turizm odağı olmaya adaydır. Bölgede ahşap mimari
tarzında butik otel yapımı için ilk girişimler başlamış durumdadır. Salıpazarı’nda
pansiyonculuk ve yapılması planlanan oteller ile en az 100 yatak kapasitesinin yaratılması
planlanmaktadır.
Çarşamba ve Terme ilçe merkezlerinin gelişmelere paralel olarak 2023 yılı itibariyle
50 şer yatak kapasitesine erişmesi beklenmelidir.
“Samsun’da Yeşil Tur” ve “Samsun’da mavi Tur” kapsamında son derece etkileyeci
bir turizm odağı olarak bölgede Gölyazı ve Evci beldeleri öne çıkmaktadır. Simenit Gölleri ve
Simenit su basar ormanlarının olağanüstü bir biyolojik çeşitlilik oluşturduğu ortamda, gölden
denize ulaşım mümkündür. Bir karşılaştırma yapılacak olursa, bu bölge sazlıklarla dolu ve
denize ulaşan göl alanıyla Muğla, Dalyan, İztuzu bölgesi ile çok benzer bir coğrafya ve
güzelliği insanlığa sunmaktadır. Terme Bölgesi tamamen Amazonlar Bölgesi olarak
anılmaktadır. Nitekim Simenit göl alanının altında Amazonlardan kalma bir batık kent
bulunduğu iddiası tüm bölgede yaygın bir inanç olmasına karşın göl alanında şimdiye kadar
ciddi sayılabilecek bir araştırma yapılmamış durumdadır.
Gölyazı sahilleri Samsun’un ikinci konutlar ve sanayi tarafından kirletilmemiş ve
tüketilmemiş tek sahilleri olarak karşımıza çıkmakla birlikte, Sivaslılar Köyü mevkiinde
kurulması tasarlanan termik santralin yapımı halinde bölge Turizm Master Plan önermesi olan
turizm yatırımlarını ve gelişimini sağlanamayacaktır. Samsunun bakir kalmış son sahillerini
turizm açısından kullanılamaz hale getirecek olan termik santral kararının ivedilikle gözden
geçirilmesinde yarar görülmektedir.
Turizm Master Planı Gölyazı, Sakarlı ve Evci bölgelerinin turizm yatırımları açısından
son derece elverişli alanlar olduğu tespitinden hareketle bu bölgelerin yaşanması muhtemel
yanlış yapılanmaya karşı şimdiden imar planları yapılarak, koruma kullanma dengesini
gözeten, turizm dışında yatırımların bölgede yer almasını engelleyecek kararlarının alınması
gereğinin altını çizmektedir.
Bölgenin turizm gelişimini engellemekte olan bir başka husus ta DSİ tarafından 1980
li yıllarda yapılmış ancak günümüze kadar hiç bir biçimde uygulanmamış olan Sulama
Projelerine dikkat çekmekte de yarar görülmektedir. Samsun batı bölgesi gibi doğu bölgesi de
ova niteliği nedeniyle yoğun tarım alanlarıdır. Bölgeler için yapılmış olan ancak bu güne
kadar uygulanmamış olan sulama projeleri bölgede özellikle kırsal alandaki yapıların ruhsatlı
bir biçimde yapılmasının önünde ciddi bir yasal engel oluşturmaktadır. Oysa turizm
yatırımlarının ruhsatsız olması durumunda söz konusu yatırımların ülkesel anlamdaki turizm
politikaları uyarınca geliştirilen teşvik ve desteklerden yararlanamamalarının yanı sıra,
organize turlar sırasında da kullanılamamaktadırlar. Bir başka ifadeyle; yurt içi ve yurt dışı
turist taşıyan acenteler ruhsatsız olduğu için turizm belgesi alamayan, yani kamusal
denetimde olmayan tesislerde yaşanabilecek olumsuzlukların sonuçlarını yüklenememekte ve
bu tür tesislere turist getirmekten haklı olarak kaçınmaktadırlar. Böylesi bir gidişin Turizm
Master Plan önermeleri acısından isteyen bir durum olduğu açıktır. Bu nedenle her bölge için
imar planlarının yapılması ve ruhsatlı yapı stokunun özellikle turizm yatırımları açısından
elzemliğine dikkat çekilmektedir.
Çarşamba Ovası aynı zamanda organik tarım tekniklerin en yoğun kullanıldığı
bölge olarak öne çıkmaktadır. Bu gelişim turizm açısından son yıllarda giderek ciddi bir odak
haline gelen eko tarım turizminin de kırsal bölgelerde organik tarım yapan işletmelere ek gelir
yaratarak teşvikinin yanı sıra, bu yeni eğilimin Samsun için gelir getirici yeni bir fırsat olarak
ta değerlendirilmesi ve teşviki noktasında uyarıcı olmalıdır.
Samsun Büyükşehir sınırları ile Çarşamba ilçesi arasındaki kıyı şeridi genellikle
sanayi yapılanması tarafından işgal edilmiş olduğundan turizm açısından cazibeye sahip
değildir. Ayrıca bağlantı esas olarak Karadeniz Otoyolu üzerinden sağlanmaktadır ki bu da
yoğun bir şehirlerarası motorlu taşıt trafiğini beraberinde getirmektedir. Bütün bu olgular
turizm açısından bir dezavantaj oluşturmaktadır. Ancak, bu dezavantaj, farklı ulaşım
alternatiflerinin
oluşturulabilmesi
halinde,
turizm
getirisinin
iç
bölgelere
yaygınlaştırılabilmesi gibi bir avantaj haline de dönüştürülebilecektir.
Söz konusu kesimin iç bölgelerinde Tekkeköy Tarihi eserleri, Kabaceviz Şelalesi ve
Çakmak Barajı gibi turistik yönden çekici olabilecek ilgi odakları da bulunmaktadır.
Karadeniz Otoyolundan Tekkeköy İlçe merkezi itibariyle ayrılarak, tur otobüslerinin
çalışabileceği şekilde elden geçirilmiş mevcut köy yolları üzerinden bu ilgi odaklarını
birleştirecek bir bağlantı kurulması halinde yeni bir turistik güzergah elde edilmiş olacaktır.
Güzergah üzerinde Kabaceviz Şelalesinde Turistik Kır Kahvesi ve Lokantası, Abdal
Deresi yukarı çığırlarında Rafting Tesisleri ve Çakmak Gölü çevresinde Kır Kahvesi ve
Lokantası ve bir Yerel Ürünler satış noktasının yanı sıra, ayrıca güzergahın üzerinde
potansiyel taşıdığına inanılan kesimlerde benzeri tesislerin oluşturulması mümkündür.
Oluşturulacak tesislerin çevre koruma, bakım ve temizlik yönlerinden bir güvence
oluşturulabilmesi için yüksek gelir kapasitesine sahip bir başka tesis ile entegre edilmesi
amacıyla, yatırım tahsisleri yapılırken bu gereklilik göz önüne alınmalı ve uygulama tahsis,
uygulama ve işletme süresince bu Master Plan kapsamında oluşturulması öneriler Turizm
Otoritesi tarafından denetlenmelidir.
Söz konusu projenin diğer bir önemi de, bölgesinde Göğceli Camii, Şeyh Habil Camii,
Ordu Köyü camii gibi mimari yönden gerçekten çok değerli eski eserleri bulunduran
Çarşamba’ ya bir turistik bağlantı oluşturarak, İlçenin tanıtımı için bir imkan yaratılması ve
Çarşamba’nın hızlı kentsel gelişmesi nedeniyle birbirlerinden koparak dağınık bir durum
almış bulunan bu gibi eserlerin ziyaret edilebilmesi için bir fırsat oluşturulmasıdır.
Bunun ötesinde Çarşamba her ne kadar turizm yönünden her hangi bir ilgi odağı yoğunluğuna
sahip olmasa da, Kabaceviz bölgesine bu bağlantının oluşturulması sonrasında, aynen
Salıpazarı ve Ayvacık ilçeleri için de geçerli olduğu üzere, bölgenin temel lojistik merkezi
olmaya aday olacaktır.
Ayvacık bölgesinin genel olarak Samsun ilinden daha farklı bir turistik ilgi odağı
görselliği sergilemekte olduğu hemen ilk bakışta görülmektedir. Samsun peyzaj özellikleri
genellikle yumuşak Batı Karadeniz görselliğine sahipken Ayvacık Bölgesi daha çok “İsviçre”
benzeri bir görünüm sunmaktadır. Bu nedenle bölgenin turistik sunumunu kendi bütünlüğü
içerisinde kapalı tutmak ve ziyaretçileri gene kendi içerisinde yeni oluşturulacak aktivitelere
yönlendirip daha uzun geceleme süreleri kazanmak bölge için rasyonel bir yaklaşım olacaktır.
Bu bölge Samsun ilinin diğer bölgelerinden farklı olarak doğa ile çok iç içe olduğu için, kış
turizmi için de olasılıklar sunabilecek nitelikleri kazanabilecek kapasitededir.
Bölgede turizm planlamasının genel yaklaşımı, kitle turizmine yönelik temel
yapılandırmayı daha ağır bir yük kaldırabilecek Ayvacık kesiminde oluşturmak, Kuzeyde
Karadeniz sahilinde Gölyazı ve Evci kesimlerinde bu temel yapılandırmadan beslenen turistik
eklentiler geliştirmek şeklinde oluşturulması olarak planlanmaktadır. Ayvacık bölgesinde
daha sınırlı dolulukla da olsa bütün yıla yayılabilen bir turizm kapasitesi oluşturmak mümkün
iken, sahil kesimi özellikle yaz aylarında kullanıma daha uygun olacaktır.
Turistik Aktivite geliştirmeleri
Ayvacık turizm projesinde ziyaretçiler için ilgi odağı oluşturacak aktivitelerin
geliştirilmesi birincil önemdedir. Bu aktiviteler
Kitle turizmi yönünden bir çekicilik oluşturacak,
Yüksek sınıf geceleme ziyaretçilerinin zamanlarını daha yoğun şekilde
geçirebilmelerine yardım edecek,
Ziyaretçilerin turizm harcamalarının hacmini geliştirecek ve en önemlisi
Turizm gelirinden
hazırlayacaktır.
bölgede
yerleşik
halkının
da
yararlanabilmesine
imkân
Serender Köy Eko – Turizm Yapılanması
Köy hayatı sunmayı amaçlayan bir yerel girişim olarak halen çalışmaları
sürdürülmekte olan bu proje yerel iradeyi göstermesi bakımından çok önemli sayılmalıdır.
Projenin başarılı olması muhakkak ki Samsun bölgesindeki başka benzeri girişimleri de teşvik
etme şansını yaratacaktır. Proje köy hayatı turizmi ile sınırlı olup sadece belirli bir grup
ziyaretçiyi ilgilendirecektir. Bu grubun Salıpazarı çevresindeki doğa turizmi veya tarih
turizmi ile de eklemlenmesi beklenmemelidir. Bu nedenle talebi kuvvetlendirmek için
projenin başka alanlarla, örneğin yüksek turistik ilgi potansiyeline sahip Deniz Turizmi ile de
desteklenmesi yararlı olacaktır. Bunun için uygun yaklaşım Evci sahili kumsalında bir
“Beach” tipi Kıyı Serenderinin Salıpazarı bölgesi geceleme birimleri ile entegre edilmesidir.
Kırsal Ürünler Satış Merkezi
Terme Çayı boyunda yer alan restoranlara, Salıpazarı dışından da olan talebi göz önüne
alarak, Salıpazarı’nda çevre halkının ürettiği yerel yiyecek-içecek ve elişi ürünlerini
pazarlama imkanı bulabileceği bir Yerel Ürünler Pazarının eklemlenmesinin ilgi göreceğini
düşünmek yanlış olmayacaktır.
Av Köşkü Avlak izni alınabilmesi halinde Salıpazarının kırsal alanında yüksek gelir
getirme potansiyeline sahip yabancı turistlere hitap edecek bir Av Köşkü kurulması
mümkündür. Konakören bölgesi Garpu Kalesinin oluşturduğu bilinirlik nedeniyle daha iyi
tanıtım imkanı oluşturabileceği için şimdilik Av Köşkü için uygun bir alan olarak
görünmektedir. Ancak ayrıntılı incelemeler sonucunda daha uygun alanlar bulunması da
olasılık dâhilindedir. Av köşkü yüksek getiri potansiyeline sahip olmasına rağmen, yıl
boyunca homojen bir doluluk oranı sağlayamayacağı için verimliliği daha öngörülebilir bir
işletme ile entegre edilmesi işletim garantisi açısından gerekli duyulabileceği gözetilerek,
Salıpazarı merkezinde önerilen Butik Otel ile bütünleştirilmesi tavsiye edilmektedir.
SAMSUN GÜNEY BÖLGESİ
Samsun Güney Bölgesi; Kavak, Asarcık, Havza, Ladik ve Vezirköprü ilçelerini içeren
bölge olarak tanımlanmıştır.
Samsun Güney bölgesi, çok eski dönemlerden bu yana insan yerleşmelerine ev
sahipliği yapmış, birçok medeniyetin izlerini taşıyan, arkeolojik yönden son derece zengin,
Osmanlı mimarisinin nitelikli örneklerini bağrında taşıyan, doğal güzellikleri, gölleri ve
yaylalarıyla üstün doğal değerlere sahip olan bölge aynı zamanda termal su kaynaklarıyla da
farklı turizm odaklarına sahiptir. Bölge; “Kurtuluş Savaşının İzlerini Samsun’da Sürmek”,
“ Amazonların İzinde Samsun”, Bölge “Samsun’da Cenneti Yaşamak” ve “Osmanlı
Dönemi Mimari Eserleri” turlarının yanı sıra, “Samsun’da Mavi Tur”, Samsun’da Sarı
Tur”, “Samsun’da Yeşil Tur” ve “Samsun’da Beyaz Tur” kapsamında da odak noktasıdır.
Asarcık’ta kamping alt yapısının geliştirilmesi öncelikle desteklenmesi gereken alan
olup, kayak merkezinin gerçekleştirilmesi sırasında yatak kapasitesi ihtiyacının da gözeterek
planlanması beklenmektedir.
Samsun Güney Bölgesinin sahili olmamakla birlikte, bölgedeki Altınkaya Baraj
gölünün yanı sıra var olan birçok doğal gölüyle sahiller açısından öngörülen hemen hemen
tüm yatırımların gerçekleşebileceği, su sporları vb yatırımlara uygun farklı fırsatlar
sunmaktadır. Bölge yoğun orman alanları, gölleri ve yaylalarıyla doğa ve macera turizmine
uygun odaklara sahiptir.
Bölgeye ciddi bir turizm çeşitliliği kazandıran Havza ve Hamamayağı kaynaklı termal
sulara bağlı yatırımlardan sadece bir teki yerli ve yabancı turizmin hizmetine sunulabilir
nitelikte olup, termal kaynakların kullanımında bu güne kadar depompaj yapılmaksızın
kaynakların tüketilmiş olması su kaynağında ciddi bir azalmaya yol açmıştır. Hazva ve
hamamayağı bölgesinin aktif bir biçimde turizmden gelir elde etmesinin öncül koşulu,
tükenmekte olan su kaynaklarını geri besleyecek alt yapı tesislerinin acilen kurulması
gerekmektedir. Havza’da yüksek yoğunluklu bir termal otel tesisinin yapılması
planlanmaktadır. Bu tür yüksek yoğunluklu yatırım kararlarına girişilmeden önce, termal
suların sürdürülebilirliğini destekleyecek alt yapı yatırımlarının tamamlanmış olması şiddetle
tavsiye edilmektedir.
Ladik bölgenin tek kayak tesislerinin yanı sıra, yaylaları, yoğun orman dokusu, yüzer
adaları ile Doğal Sit alanı olarak tescilli olan Ladik gölü ve bu gölde konaklayan kuş türleri ve
oldukça korunmuş özgün mimariye sahip kentsel dokusuyla son derece ilginç ve farklı turizm
alternatifleri sunmaktadır. Bölge kırsalı ayrıca Ahşap mimari dokusuyla da ilgi çekicidir.
Ladik Kaymakamlığınca bölgenin özgün ahşap mimari örnekleriyle oluşturulmuş
“Ambarköy” açık hava müzesi de farklı bir turizm odağı olarak değerlendirilmiştir.
Ladik Akdağ kayak tesisleri bölge ihtiyacına yetmemektedir. Akdağ tepe noktasında
yapılmış tesisin, uluslararası örneklerde de olduğu gibi, dağ eteklere yapılacak ek tesisler ve
oteller ile desteklenmesi, nüfusun şimdiki kayak merkezine karayoluyla taşınması yerine,
güvenli bir biçimde dağ eteklerinde durdurularak, aktivite amaçlı zirveye çıkışın telesiyejlerle
gerçekleştirilmesine uygun yapılacak mevzii imar planları sonrası tahsislerle bölgenin kış
döneminde elde ettiği turizm gelirlerinin arttırılması mümkün olacak ve mevcut talepte bu
yolla karşılanacaktır. Kayak merkezinde kar kayağının yanı sıra çim kayağının da yapılmasına
ilişkin çalışmaların varlığı, bölgenin turizm hareketliliğinin bahar ve yaz aylarına da
yaygınlaştırılması olanağını sağlayacaktır.
Asarcık ilçesi doğal güzelliklerinin yanı sıra bölge için “Samsun’da Beyaz Tur” turizm
kreasyonunu destekleyecek kayak sporunun yanı sıra, farklı kış sporları, trekking ve dağ
bisikleti gibi doğa turizmi aktivitelerine de olanak sağlayacak kapasiteye sahiptir. Bölgede
yeni bir kayak merkezinin daha oluşturulmasının Ladik Akdağ kayak merkezi ile bir rekabet
odağı oluşturması söz konusu olmayacak tam aksine, farklı pistleri denemeyi tercih edecek
yurt içi ve yurt dışından sporcuları çekecek sinerjiyi oluşturacaktır. Bu noktada Asarcık’ta
kayak merkezi yapılabilecek bölge tespiti çalışmalarının yapılması ve Master Plan dönemi
sonunda faaliyete geçirilmesi için gerekli önlemlerin alınması önerilmektedir.
Vezirköprü neredeyse bir açık hava müzesi olabilecek nitelikte ve yoğunlukta Osmanlı
dönemi mimari eserlerine sahiptir. Ancak anayollardan içerde kalması ve yeterli tanınırlığının
olmaması nedeniyle Vezirköprü turizmden hak ettiği payı alamamaktadır. Vezirköprü
ilçesinin kent girişleri yazıktır ki kentin gerçek değerini yansıtmaktan uzak olup, öncelikle
kent girişlerinde revitalizason çalışmalarına ihtiyaç duyulmakta olup, kent içinde de sokak
iyileştirme çalışmalarının hızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Vezirköprü’nün karayolundan uzak oluşunun yarattığı olumsuzlukların Master Plan
kapsamında giderilmesi noktasında, Vezirköprü’ye Osmanlı esrelerinin yanı sıra yeni
fonksiyonların daha eklenmesi uygun görülmüştür. Çeltek sahillerinde yoğunlaşmış turizm
yatırımlarının gerçekleştirilerek, Altınkaya Baraj gölünün bölgeye katmakta olduğu değerin
yükseltilmesi amacıyla, Çeltek sahillerinde su sporlarının desteklenmesi ve Şahinkaya
Kanyon gezisinin ilk etapta farklı bir turizm aktivitesi olarak Samsun’a kazandırılması uygun
görülmüştür.
Altınkaya Baraj Gölü güçlü bir tarihi karakter taşımakta olan Vezirköprü İlçesine yeni
fırsatlar sunmaktadır. Oldukça geniş bir alana yayılan Baraj Gölü doldurmuş olduğu
Kızılırmak Vadisi boyunca gezinti imkânı sunduğu gibi, su sporları ve göl turizmi için de
alternatifler oluşturmaktadır.
Gölün iki geniş alanını birleştiren Şahinkaya Kanyonu çevresindeki kaya yapılarının
oluşturduğu görsellikler henüz ilgili alt yapı kurulmamamış olmasına rağmen şimdiden
ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ancak yaklaşık bir saat süren Kanyon geçişi ziyaretçilerin
tekrar gelmeleri olasılığına fazla yardım etmeyen bir tekdüzeliği de barındırmaktadır. Daha
hareketli bir görsellik, eğer zoolojik yönden geliştirilebilirse, bölgeye bir Doğa Parkı anlayışı
içerisinde salınacak dağ keçisi gibi bazı fauna gruplarının varlığının sağlanması ile
oluşturulabilir. Bu yaklaşıma Kızılırmak ve Yeşilırmak Deltalarında kendiliğinden oluşan
yabani yılkı atı sürüleri ve bir ekonomik değer olarak çevre halkı tarafından yabanda yaşatılan
manda sürüleri örnek olarak gösterilebilir. Eğer oluşturulabilirse canlı bir doğa muhakkak ki
çok daha ilgi çekecek ve turistik yönden de bölgeye büyük bir katkı oluşturacaktır.
Şahinkaya Kanyonunu batısında Türkmen Köyü sahilinde bir diğer iskele
oluşturulması, Adatepe ve Oymaağaç gibi tarihsel ve Kabalı Yaylası gibi Altınkaya Baraj
Gölüne nazır doğal görsellikli bölgeleri birbirlerine bağlayan bir güzergah oluşturuyor olması
ve bu güzergahları baraj gölü üzerinden uzun erimli tur opsiyonlarına bağlayabilir olması
nedeniyle önemlidir.
Gerek Çeltek Sahili güzergâhı ve gerekse Türkmen Köyü Sahili güzergahı yerel
ürünlerin doğrudan üreticileri tarafından pazarlanabileceği Yerel Ürünler satış merkezleri
oluşturmak için uygundur. Bu pazarlar kitle turizminin yerel halk tarafından da benimsenmesi
açısından yararlı olacaktır.
Vezirköprü Merkezi Osmanlı tarihinin en önemli dönemlerinden birine tanıklık
etmekte olan tarihsel yapıları bünyesinde bulundurması nedeniyle farklı bir seçkinliğe sahip
bulunmaktadır. Vezirköprü’nün bu özgünlüğü benzerlerini Safranbolu, Mudurnu veya
Göynük gibi Orta Anadolu kasabalarında kendini gösteren bir otantik tarihsel bir kasaba
turizmine aday haline getirmektedir. Fazla uzun süreli gecelemeler olmasa da her zaman bu
özgünlüğü yerinde izlemek isteyen ziyaretçileri kendisine çeken bu nitelik, tarihinde yer alan
Köprülüler Ailesinin varlığı ile Vezirköprü’nün diğer benzeri turizm odaklarından çok daha
fazla ilgi çekmesi beklenmelidir. Yapılması gereken Vezirköprü’nün bu tarihsel özelliğini
daha fazla vurgulayacak şekilde eski eserlerinin Kaldırım Düzenlemeleri, Sokak Cephe
Yenilemeleri, Eski Eserlerin Restorasyon ve Revitalizasyonlarının yapılmasıdır. Kasaba
içerisinde halen de sağlam bir şekilde ayakta olan medrese, bedesten, arasta, hamam gibi eski
yapılar turistik getiri oluşturacak şekilde yiyecek-içecek veya turistik alışveriş fonksiyonları
kazandırılarak hizmete alınmalıdır. Ayrıca kasaba içerisinde otantik özelliklerini korumakta
olan eski konakların Butik Otel olarak yeniden yapılandırılmaları yönünde teşvik edilmelidir.
Vezirköprü içerisinde veya yakın çevresinde örneğin, Altınkaya Baraj Gölü Sahilinde yüksek
yoğunluklu turistik otel yapılandırılması, Bölgede beklenen gelişimine bağlı olacağından, ilk
etapta bölgenin planlı gelişimi için gerekli mevzi imar planlarının hazırlanması sonrası
bölgenin özel sektör için cazip olacak alt yapı tesisleri tamamlandıktan sonra kendiliğinden
gelişim sürecine bırakılmalıdır.
Doğrudan bir turizm getirisi oluşturması beklenmese de halen de kullanılmakta olan
tarihi camiler ve özellikle yapıları görünür olmasa da sokak şekillenmelerinden sınırları aşağı
yukarı belli olan tarihi Taş Kale ve ona bitişik Toprak Kale izleri kaldırım düzenlemeleri ve
sokak işaretlemeleri ve hatta mümkün olması halinde köşe strüktürleri yeniden yapılması
suretiyle Vezirköprü’nün tarihi atmosferinin olabildiği kadar ziyaretçilerin gözünde
canlandırılması kasabanın kimliğinin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.
Vezirköprü Bölgesinin önemli diğer bir turistik potansiyeli Kunduz Yaylasıdır.
Kunduz Yaylası halen de Samsun Bölgesinde ve çevre illerde belirli bir tanınırlığa sahip
olmakla birlikte, diğer bütün yaylalarda olduğu gibi herhangi bir turizm getirisi oluşturmaktan
oldukça uzak bulunmaktadır. Yaylaların en büyük sorunu yerel halk tarafından ilgi görmesine
rağmen herhangi bir gelir oluşturulamadığı için, ilgi gören alanın temizlik, bakım güvenlik
gibi hizmetlerin karşılanabilmesi için Samsun Vilayeti Genel Bütçesinden kaynak
aktarılmasına ihtiyaç göstermesidir. Buradan bir kaynak sağlanamadığı hallerde yayla alanı
kendi haline terk edilmek durumunda kalmaktadır.
Kunduz Yaylasında Orman İşletmeleri Eğitim tesisi olarak yapılmış olan 60 yataklı
olduğu belirtilen tesisin işletmeciye verildiği ancak işletme sorunları yaşandığı için şu anda
terk edildiği bilgisine erişilmiştir. Oysa Kunduz Yaylası, orman varlığı, akarsuları, trekking
parkurları, balıkçılık imkanları ve hatta Alageyik Üretme Çiftliği gibi Bursa Uludağ Yaylasını
hatırlatan özelliklere sahip bir alan olmasına rağmen şimdi içinde bulunduğu durumda
örnekleri verilen yaylalar benzeri bir talep potansiyeli oluşturmaktan uzaktır.
Kunduz Yaylası için şimdilik önerilebilecek en makul yapılandırma, Kunduz
Yaylasında Öğrenci veya İzci Doğa Kampları geliştirilmesi için çaba gösterilmesi olacaktır.
Bu tür bir turizm oluşturabilmek için kamping tarzı geceleme için elektrik, su, tuvalet gibi
altyapı gereksinimlerinin, yaylanın tümünde değil, sadece belirli kesimlerinde temin edilmesi
gerekli olacaktır. Bunun ötesinde bu gibi bir turist popülasyonu için, doğa yürüyüşü, dağ
bisikleti ve benzeri güzergahların oluşturulması yararlı olacaktır.
Adatepe ve Oymaağaç antik yerleşmelerinden başlayarak Vezirköprü Merkezinin hemen
doğusuna doğru Kurt Köprüsünden geçerek Ladik İlçe Merkezi ve Kuzeyde Çakallı Beldesine
kadar Canik Dağları ve Sahil Kesimi arasında uzanan alan Samsun İli sınırları içerisinde.
Bölge içerisinde birbirlerine fazla yakın olmayan ancak tarihin çok farklı
dönemlerinde, sürekli olarak yerleşilmiş bu bölgenin Lerdüge Bölgesi Tarihi Eserleri adı
altında bir bütün olarak tanıtılması amacıyla “Amazonların İzinde Samsun” turu bir kreasyon
olarak Master Plan kapsamında önerilmektedir. Tarih turizmine eğilimli yerli veya yabancı
turistlerin ilgisini muhakkak ki çekecek tur için öncelikle ayrıntılı bir tur haritasının yerinde
belirlenerek ulaşım aksları oluşturulması, bu aksların üzerine yol işaretleme ve tanıtım
levhalarını konulması ve bütün bunların rehberlere ve katılımcılara dağıtılmak üzere
hazırlanacak bilgilendirme broşürlerinin basılması olmalıdır. Bu bütünlük içerisine alınmadığı
takdirde oldukça dağınık olan bu ilgi odaklarının kendi başlarına teker teker ilgi oluşturması
kolay olmayacaktır; ama uzun bir tarihi kapsayan süre boyunca var olması zaten çok
muhtemel olan bir uygarlık alanının bütünlük halinde tanıtılarak bir ilgi odağı haline
getirilmesi daha kolay olacak, ziyaretçiler yönünden de oluşturulan bu destinasyonlar
içerisinde dolaşmak daha farklı bir anlam kazanmış olacaktır.
Bu turistik ilgi odakları arasındaki uzun boşlukları doldurmak için uygun yerlerde
Yerel ürünler satış merkezleri ve yiyecek-içecek avluları oluşturulması hem tekdüzeliğin
giderilmesi yönünden ziyaretçiler için, hem de ürünlerini veya elişlerini doğrudan turistlere
pazarlama imkânı bulacak yerel halk için olumlu sonuçlar getirecektir.
LADİK – AKDAĞ ENTEGRASYONU
Ladik İlçesinin güneyinde yer alan Akdağ Kayak Merkezi Ladik’e Samsun içinden kış
mevsiminde ciddi bir talep oluşturan turizm cazibe merkezidir. Ancak Kayak Merkezi şimdiki
mevcut talep potansiyelini karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Akdağ kayak merkezinin
kapasitesini arttıracak ek yatırımların gerçekleştirilmesi Samsun il içi turizm hareketleri
açısından da son derece yararlı bir yatırım olacağı açıktır. Akdağ Kayak Merkezinde halen
kullanılmakta olan kayak pisti sportif gerekler yönünden en uygun pistler arasında
sayılmaktadır. Ancak kitle turizmine açık olacak pistlerin, turistik yönden ilgi duyacak
kişilerin farklı eğitim ve deneyimlerine sahip olacağını da göz önünde tutarak ve uluslararası
kayak yatırımlarında tercih edilen yerleşim kararları gözetilerek genişletilmesi için gerekli
mevzi imar plan çalışmaları ve istekliler arasında tahsis işlemleri ivedilikle gündeme
getirilmelidir.
Ladik Bölgesinde, farklı harcama imkanlarına sahip turistlerin de Kayak Turizmi
imkanlarından yararlanabilmesi ve böylelikle ziyaretçi yelpazesinin daha yüksek getiriye
ulaşabilmesi yönünden, Ladik Merkezinden daha Kolaykla lojistik destek alan ve daha yoğun
bir kitle turizmi oluşturabilecek şekilde orta ve düşük geceleme kapasitelerinin de
oluşturulması yararlı olacaktır. Daha sınırlı sermaye gerektirecek bu yatırımların beklenen
turizm getirisinden Ladik yerli halkının da doğrudan yararlanabilmesi imkanını
yaratabilecektir.
Ladik Şehir Merkezi ayrıca kendine özgü doğal ve tarihsel turizm ilgi odaklarını da
bünyesinde bulundurmakta. Bu odakların getireceği imkânlar Ladik Bölgesinin karsız yaz
aylarında da turizm getirilerinden yararlanması için önemli olacaktır. Bunun için Ladik
Merkezinde Sokak Düzenlemeleri ve Yiyecek-içecek Avluları oluşturulması uygun olacaktır.
Samsun Bölgesine özgü mutfak ürünleri sunacak bu tesisler, bir bölgesel kimlik olgusu
yaratacağı gibi, küçük sermayeli yerel esnafın da turizm gelirlerinden yararlanabilmesi için
olanak yaratacaktır.
Ladik’te halen kırsal ürünlerin depolanması amacıyla çok eski zamanlardan beri
kullanılagelmekte olan ancak şimdilerde modern depolama yöntemlerinin geliştirilmiş olması
sonucu işlevsiz kalmış olan otantik ambarların taşınması ile oluşturulmakta olan Anbarköy bu
yolda atılmış uygun bir adımdır. Gelir getirme potansiyeli yönünden de geliştirilmesi
planlanan ve bir otel yerleşkesi de eklenmekte olan Ambarköy’ün yanı sıra, Erzincan
Karayolu üzerinde yer alan ve Bölgede yüzen adalarıyla ünlü olan Ladik Gölü çevresindeki
mevcut tesislerin de yeni ilavelerle geliştirilmesi uygun olacaktır.
Akdağ çevresine yönelmesi beklenen ziyaretçi potansiyelinin yerel kırsal ürünlerin
doğrudan doğruya üreticileri tarafından pazarlanabilmesi için de uygun fırsatlar oluşturması
beklenmelidir. Bu durumdan yararlanabilmek için Akdağ Kayak Merkezi yolu üzerinde,
tercihen Küçükkızoğlu Köyü civarında ve Ladik Gölü çevresinde Yerel Ürünler Merkezleri
oluşturulması yararlı olacaktır. Böylelikle Ladik çevresindeki köylerde yerleşik halk da kitle
turizminin oluşturacağı fırsatlardan yararlanma imkanı bulabileceklerdir.
ASARCIK BÖLGESİ TURİSTİK ENTEGRASYONU
Asarcık Samsun’un en az gelişmiş dolayısıyla da doğal görselliklerini en en yoğun
olarak korumakta olan bir ilçesi. Öte yandan bir çok yerleşmesinde halen de kullanılmakta ve
bu nedenle de korunmuş durumda olan ahşap camii örneklerini barındırmaktadır. İlçenin bu
özellikleri sahasının bütününe ideal bir dinlenme turizmi özelliği kazandırmaktadır.
Asarcık Bölgesinin turizm bağlantıları Samsun Merkezi üzerinden kurulacaktır. Bu nedenle
Samsun Merkezine Çayırkent Beldesi üzerinden doğrudan ulaşım sağlayan bağlantı yolu
elden geçirilmeli ve iyileştirilmelidir.
Asarcık Bölgesinin sunmakta olduğu yüksek doğal görsellikler özellikle kamping,
trekking, dağ bisikleti, foto-safari ve kısmen de ahşap mimari örneklerini izleme üzerine
gelişebilecektir. Bu tür turizm yaklaşımları için gerekli altyapı gereklilikleri fazla bir masraf
gerektirmeyecektir.
Diğer taraftan Asarcık İlçesi Samsun’un yüksek rakımlarına sahip bir bölgesinde yer
almakta olduğu için büyük bir ihtimalle, Akdağ benzeri kayak ve kış turizmine uygun alanlara
da ev sahipliği yapmakta olduğuna ilişkin Master Plan ekibinin gözlemsel değerlendirmeleri
ayrıntılı bir biçimde araştırılmalıdır.
Akdağ Kayak Merkezinde de görüldüğü üzere, Kayak Turizmi çok büyük bir
potansiyele sahiptir ve geliştirilebilmesi halinde Asarcık İlçesine ve Samsun il bütününe
Turizm yönünden çok ciddi bir katkı sağlayacaktır.
Sahanın Turizm Talebi Değerleri tablosu
Halihazırda ki ziyaretçi Sahayı gezmek maksatlı gelen ve konaklayan: 200 kişi
sayısı
Ziyaretçi (konaklamayanlar) : 1000 kişi
Para harcama
Konaklama, yeme-içme, yanında yöresel el sanatı ve yöresel
kurutulmuş veya konserve ürünler alınarak para ödeme şekilleriyle
Kişi başına ortalama en az 50 TL harcama yapılmaktadır
Ziyaretçi Profili
Bireysel gezginler : % 30
Eşler: %40 Aileler : % 30
Tur grupları (tanıdık ve benzer talepteki kişilerin bir araya gelmesi
şeklinde) : % 80
Diğerleri : % 20
Gelişlerinin İlk 5 Sebebi
6- Doğa Gezileri,
7- Fotosafariler,
8- Kırsal Miras Gezileri,
9- Botanik gezileri,
10- Yaban Hayatı ve Kuş Gözlemciliği (fauna gezileri),
11- Bakir Orman Gezileri,
12- Kanyonculuk –Canyoning,
13- Mağaracılık,
14- Doğa Eğitimi Programları
15- Adrenalin gezileri (kaya tırmanıcılığı vb.)
Kıyaslanabileceği saha
Son 25 yılda tahmin alanında yargısal yöntemlerin (judgemental forecasting)
kullanımında ciddi bir artış olduğu görülmektedir (Lawrance vd. 2006). En karmaşık ileri
istatistiksel yaklaşımların yer aldığı çalışmalarda bile, yöntemin seçilmesi aşamasında veya
geçmiş veri setinin büyüklüğünü belirleme konusunda yargısal yöntemler kullanılmaktadır.
Literatürde turizmde talep tahmini ile ilgili pek çok farklı çalışmaya rastlanmaktadır.
Bu çalışmaları, makro (ülke geneli) düzeyde yapılan çalışmalar, mikro (otel, motel vb.)
düzeyde yapılan çalışmalar ve bunlardan farklı olarak yapılan diğer çalışmalar şeklinde üç
grupta incelemek mümkündür. (Soysal, vd. 2010) Bu noktada Master Plan önermelerinde yer
alan yatak kapasiteleri esas alınarak konaklama tesisleri için farklı doluluk oranları tahminleri
yapılarak turizm talep tahminlerinin yapılması yöntemi benimsenmiştir.
Yatak kapasitesi olarak beklentilerimizin düşük tutulmasının temel gerekçesi dünyanın
içinde bulunduğu genel kriz ortamıdır. 2023 hedefli bir planlama çalışmasının oldukça net bir
ekonomik belirsizlik ortamında yapılıyor olması, genel konjoktürün etkilerinin yerel etkilerine
ilişkin tahminlerin sağlıklığını da tehdit etmektedir. Tüm dış etmenlere karşın, en kötü
senaryonun düşük gelişme trendinde seyretmesi beklenmektedir. Güney bölgesinde beklenen
en kritik sorun mevcut ve muhtemel termal kaynakların geliştirilmesi ile yakından ilişkilidir.
Havza ve Hamamayağı’nda beklenen gelişmelerin kısa sürede tamamlanması halinde diğer
bölgeler için düşük gelişme trendi görülse bile 900 yataklık Güney Bölgesi yüksek gelişme
trendinin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır.
Ulaşılabilirlik Analizi
Sahanın Uluslararası
havaalanına yakınlığı
Alana Ulaşım
Ulaşım için problemler:
Orta derecede yakın; 3 saat (2-4 saat arasında)
Özel taşıt
(X)
Toplu taşıma
(X)
Diğerleri
( )
(Bisiklet, motosiklet, yürüyüş,
atlı vb.)
Ziyaretçinin Genel ulaşım
kanaati:
Altyapı Analizi
Yetersiz
Yeterli
İyi
Taşımacılık ağı
X
Yerel ağ(toprak, asfalt)
X
Anayollara bağlantı
X
Yerel genel taşımacılık
Programlar
X
X
Ücretler
Ring patikaları
X
X
İşaret levhaları
X
Genel yer işaret
levhaları
X
Bilgi panoları
X
Araçlar için park
kapasitesi
X
Bilgi alma ve tercüme
kolaylıkları
Restoran sayısı
Açıklama
X
X
Yeme içme konaklama analizi
Restoranların durumu
Yemek Standartları
Kategori
Sayısı
Turistik
2
Yerel
5
Açıklama
Yüksek standartlı yemek sunanlar :
Yeterli ve yöresel standartta yemek sunanlar:
Kötü standartta yemek sunanlar :
Barınma imkanları
Kategori
Kuruluş Sayısı
Yatak Sayısı
K
K
(iyi-kötü-orta)
Oteller
K
Hosteller (Misafirhaneler)
İ
K
K
Yatak&kahvaltı oteli
O
K
O
Rota üstü kulübeler
K
K
K
Bungalov tarzı
K
K
K
Kamp alanı
K
K
K
Diğerleri: Pansiyon
İ
K
O
Sahanın kendine has seçkin ve diğer önemli özellikleri;
Var-Yok
Sunduğu değerlerden
Alan turist ziyaret
döngüsüne girecek
şekilde turistlerin
ilgisini çekecek diğer
alanlara yakın mı?
Alandaki yabanıl
varlıklar
Neler?
Tek-eşsiz olanlar
var mı?
V
Su Kuşları ve Yaban
Hayatı Yaşam Ortamı
Biraz farklı ama
değerli olanlar
V
Manda Varlığı ve
Yörük Kültürü
Diğer ilgi çeken
yerlere benzer
olanlar
V
Terme AkgölSimenlik Yaban
Hayatı Gelişme
Sahası
Evet
Hangi Sahalar
Sunduğu özellikleri
Sarıgazel Tabiat
Parkı
Bayrak türler
1.
2.
Diğer ilginç yaban
hayatı (fauna)
1.
2.
Kelebekler
Apollo kelebeği
….. tür
……. tür
Endemik bitkiler,
Tatmin edici yaban hayatı izleme imkanı (Varsa)
Tatmin edici yaban
hayatı izleme imkanı
Memeliler
Kuşlar
Açıklama
Garanti edilen türler var
mı?
Genellikle rastlanma
ihtimali
Manda
Yılka Atları
Yaban ördekleri
Sakarmake Saz
Horozu vb.
Yüksek
Yüksek
Şans veya mevsime
bağlı olanlar
Alanda bulunan tesisler
Sahadaki tesisler
Yetersiz
Rekreasyonel tesisler
X
Spor tesisleri
X
İyi
Yeterli
Durum Açıklaması
Diğerleri
Taşıma Kapasitesi Analizi
Sosyal ve ekonomik taşıma kapasitesi Değerlendirme Şekli: 1- Tamamen Sağlanabiliyor, 2- Genel
Olarak Sağlanıyor, 3- Veri Yok, 4- Çoğunlukla Sağlanamıyor
5- Hiç Sağlanamıyor
Göstergeler
1
2
Tüm ilgi grupları turizmden elde edilen gelirden eşit pay alırlar
4
5
X
Tüm ilgi grupları turizm gelişimine oranlı bir miktar para
yatırımı yapabilir
Yerel ekonomi için turizm faydaları açıktır
3
X
X
Turizm gelişimiyle ilgili paydaşların ihtiyaç,istek ve önerileri
ele alınıyor
X
Tüm ilgi gruplarına önem veriliyor
X
İlgi gruplarının birbiriyle olan ilişkileri iyi
X
Beraber çalışmanın önemi biliniyor
X
İyi bir işbirliği içindeler
X
Belirli kararların alınma amacı saklanmıyor
X
Yerel ilgi grupları karar almada söz sahibi
X
Bölgesel ilgi grupları karar almada söz sahibi
X
Diğer sektörler de turizm gelişimine fayda sağlıyor
X
Turizm kırsal ekonomiye destek veriyor
X
Geleneksel faaliyetler ve üretim türleri turizm gelişiminden
sonra gelişme gösterdi
X
Turizm gelişimi istihdamı artırma beklentilerini karşılıyor
X
Yerel halk, özellikle gençler için yeni iş imkanı ortaya çıktı
X
Kendi turizm işini kurmak isteyenlere yeterli destek veriliyor
X
Turizm işi kurmak için eğitim ve öğretim veriliyor
X
Planlı turizm uygulaması yapılıyor
X
Yerel köyler ve kamusal alanın özelliği turizmden sonra zarar
görmemiştir.
X
Turizm temel olarak yerel mal ve hizmetlerden faydalanır
X
Bölgemizi ziyaret eden turist sayısı yeterlidir
X
Turizm kültürel mirasın devamına yardımcı oluyor
X
Turizm endüstriyel mirasın sürdürülmesi için yardımcı oluyor
X
Turizm gelişimi peyzaj dokusuna zarar vermiyor
X
Turizm doğanın korunmasına yardımcı oluyor
X
Turizm kültürel manzaranın korunmasına yardımcı oluyor
X
Turizm hayat kalitesini artırıyor
X
Sosyal ve Ekonomik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Ekolojik taşıma kapasitesi analizi
Etki
Faaliyet
Genel
etkiler
Müspet
Korunan alan
üzerindeki etki
Kabul
edilebilir
Kabul
edilemez
Kabul edilebilir
ancak;
/menfi
Kamping&piknik
Ahşap Hediyelik
eşyaların satılması,
Dağcılık,trekking
Su sporları
Rafting
Olta balıkçılığı
Normal spor
etkinlikleri
Yeme içme
Doğa yürüyüşü
Mağaracılık
Kanyoning
Yaban hayatı
gözlemi
Bilimsel geziler
İzlemeye esas olan Ekolojik Göstergeler aşağıdaki şekilde incelenmelidir.
1- Tamamen doğru, 2- Genel olarak doğru, 3- Veri yok, 4- Çoğunlukla yanlış, 5- Hiç yok,
Ekolojik taşıma kapasitesinin etkileri;
Ekolojik göstergeler
Bitkiler turizm artışından etkilenmemektedir
Yürüyüş yolarından yürümeyen turistler bitkilere çok zarar
veriyor
Turizmden dolayı daha fazla toprak erozyonu meydana
gelmektedir
Korunan alanın suları gözle görünür şekilde kirlenmektedir
Turizm gelişimi sebebi ile balık miktarı azalmıştır
1
2
3
4
5
Korunan alanın yer altı suları içme suyu olarak kullanılabilir
Turistler yaban hayatı için rahatsız edici bir faktördür
Turizmden dolayı flora ve faunada ölümler artmıştır
Ekolojik Taşıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Sonuçları;
Fiziki/idari Taşıma Kapasitesi İncelemesi ve Değerlendirmesi;
(1-Akıcı, yeterli 2- İyi, 3- Fena değil, 4- Kötü, 5- Çok Kötü)
Fiziki/idari taşıma kapasitesi
Yer
Altyapı
Korunan alana giriş yolları
Korunan alandaki yol ağı
Korunan alan içindeki toplu
taşıma araçları
Park girişi
Park etme
akış
Park yeri imkanları
Yer sayısı
Biletleme
yönlendirme
Bilgi imkanları
İşaret levhaları
Yetkililer
Ziyaretçi merkezi
Ofisler
Basılı ve görsel materyal
Yiyecek içecek temini
Tedarik
Ticaret
Seçenekler
Kolaylık tesisleri
Tuvaletler
Atıkların toplanması
Kapasite 1
2
3
4
5
Patika ağı
Yeterlilik durumu
Yaban hayatı izleme noktaları
Sayısı ve uygunluğu
Aktiviteler
seçenekler
Paket doğa turları
Bisiklet kiralama
Araç kiralama
At-katır kiralama
Çalışanlar
Yeterli sayıda
Donanımlı
Fiziki/idari taşıma kapasitesi yönünden yapılan değerlendirme;
Psikolojik Taşıma Kapasitesi: ( Göstergeler; turistlerle kavga olayları var mı? Sürekli mi?
Turistler hakkında genel kanı-Olumlu/olumsuz vb. göstergeler)
SAMSUN
İLİ
VE
İLÇELERİNİN
KIYAS
YÖNTEMİ
İLE
KISA
DEĞERLENDİRMESİ
Karşılaştırma yöntemi, kapsam dahilindeki unsurun benzerleri ve rakipleri ile
arasındaki farkı görmesi ve daha ilerlemesine itici güç olması amaç edinilerek verimliliği
arttırma yöntemidir.
Karşılıklı bilgi alışverişi olarak değerlendirilen bu yöntemde, kopyalama değil, kendi
ürünlerimize yönelik ilham almak, uyarlamak hedeftir. Gelecek eğilimlerini şimdiden görüp,
müşterinin isteklerini şimdiden karşılamaya hazırlıklı olmayı gerektirir.
Karşılaştırma yapılan ilçenin/ilin başarılı oluğu hususta takip ettiği yolun ilçede/ilde
alınabilirliği araştırılmalıdır.
KIYAS YÖNTEMİ İLE DOĞA TURİZMİ POTANSİYELİ YÜKSEK OLAN BAZI
İLÇELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
SAMSUN İLİ
İlçe
Kıyaslanan
İl/ilçe
Vezirköprü
Bafra
(Şahinkaya
Djerdap
National Park
Kıyaslama
sebebi
Örnek Alınacak Deneyim
Şahinkaya
Kanyonu ve
Altınkaya Baraj
Gölü ile
Djerdap National Park'a çok benzeyen
hatta daha üstün peyzaj güzelliklere
sahip Kanyon, Baraj Gölü ve Çevresi
uluslararası düzeydeki bu Milli Park'ın
Çevresi
Kanyonu ve
Altınkaya
Baraj Gölü ile
Çevresi )
Vezirköprü
(Şehir
Merkezi)
Safranbolu
Tarihi şehir
merkezi ve
evleri
deneyimleri örnek alınarak planlanır
ve yönetilirse doğa turizmi potansiyeli
son derece yükselecektir.
Safranbolu deneyimi kullanılarak
Vezirköprü İlçesi'nde bulunan ve bir
kısmı restore edilen evler ve sokaklar,
şehir içi konaklamaları ve şehir
gezileriyle doğa turizmine so derece
katkı sağlayacaktır.
Bafra
(Kızılırmak
Deltası)
NOT:
Sonraki
bölümde
verilecek
doğa
turizmi
stratejilerinde
yapılan
detaylı
karşılaştırmaların sonuçlarına göre stratejik faaliyetler oluşturulmuştur.
6.SAMSUN İLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ STRATEJİLERİ
6.1.Gelişme Stratejileri
2012 -2015 döneminde Samsun Turizm Master Planının öncelikli hedefi; il içindeki
turizm aktivitelerinin canlandırılması yoluyla Samsun il bütününde turizm alanındaki
farkındalık düzeyinin arttırılması ve geri kalmış bölgelerde gelir getirici turizm aktivitelerinin
yaratılarak bölgesel kalkınmaya katkıda bulunulması amaçlanmaktadır. Samsun’da halen çok
ta yaygın olmayan il içinde, farklı ilçelere yönelik turizm hareketlerinin yaygınlaştırılması
noktasında Samsun Merkez nüfusu hedef kitle olarak tanımlanmaktadır.
Samsun Merkez nüfusunun Turizm Master Planında belirlenmiş diğer üç bölgeye
yönlendirilebilmesi amacıyla ilk destinasyonlar; halen bölgesinde son derece zayıf turist
ziyaretçisi bulunan;
Samsun Batı Bölgesinde; Alaçam
Samsun Doğu Bölgesinde; Salıpazarı
Samsun Güney Bölgesinde ise; Vezirköprü ve Havza olarak seçilmiştir. 2012–2015
dönemi içinde, Master plan önermeleri içinde yer alan Asarcık ilçesinde kış turizmine uygun
alanların tespiti çalışmalarının başlaması ve Samsun – asarcık yol güzergâhının iyileştirilerek,
Samsun merkeze yayla hizmeti veren bölgeler arasına Asarcık’ın katılması da il içi turizm
hareketliliğini destekleyecek yatırım kararları olarak tanımlanmaktadır.
Ladik (Akdağ) kayak merkezinin özel sektör eliyle büyütülmesi için merkezin alt
bölgelerinde yatırım alanlarının tahsisi sağlanarak, günümüz koşullarında dahi il içi talebi
karşılamakta yetersiz kalan merkezinin il dışına da hizmet edecek tesis alt yapısının
oluşturulması gerekmektedir.
Strateji : 1. İl Dışından Turizm Hareketlerini Oluşturmaya Yönelik Stratejiler
2012–2015 dönemi içinde özellikle “Kurtuluş Savaşının İzlerini Samsun’da Sürmek”
senaryosuna bağlı olarak öncelikli olarak il içindeki okullardan başlayarak, Milli Eğitim
Bakanlığına da aynı senaryo proje olarak teklif edilip, ilk yıl 100.000 öğrencinin Samsun
Merkezden başlayıp, Samsun’da Havza’da sonlanacak turun ilgili ayağının sağlanması
halinde Amasya’ya kadar sürecek tura katılımının sağlanması hedeflenmektedir. Bu
senaryonun hayata geçirilmesi; İl dışı turizm hareketlerini destekleyecek yaklaşımlar ve
kararlar olarak nitelenmektedir.
“Kurtuluş Savaşının İzlerini Samsun’da Sürmek” turizm kreasyonunun bu dönemde il
dışına taşması ve Samsun merkezde bir hostel inşası yoluyla tüm yıl hizmet verecek hale
getirilmesi yoluyla, ilk üç yıl için yıllık 100.000 olarak düşünülen öğrenci kapasitesinin yıllık
150.000 öğrenciye ulaştırılması planlanmaktadır.
Aynı dönemde ilgili alt yapının tamamlanarak, “Amazonların İzinde Samsun”
senaryosuna uygun turların Samsun’da başlatılması hedeflenmektedir. İl içi olmanın yanı sıra,
yurt içi ve yurt dışı turizm hareketliliğine neden olacak bu turda, Tekkeköy’deki deliklikli
mağaralardan başlayarak, Salıpazarı’nda Garpu kalesi, mağaralar, kaya mezarları turunun
ikinci ayağını oluşturan Havza – Vezirköprü arasındaki dağınık arkeolojik buluntu alanlarını
da kapsayan iki günlük bir turun gerçekleştirilmesi ile ilgili alt yapının hazırlanarak 20152020 Döneminde turizmin hizmetine sunulması beklenmektedir.
Bu dönemde başlaması planlanan “Samsun’da Amazonların İzini Sürmek” turizm
kreasyonun başlangıçta Samsun Merkez nüfusuna ve yurt içi turistlere yönelik olması
planlanmaktadır. Buluntuların ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte, 2015’ten başlayarak
artan oranlı yabancı turist çekiminin bu kreasyon etrafında gelişmesi beklenmektedir.
Bölgenin organik tarıma geçiş hızına bağlı olarak “Eko-Tarım Turizmi”nin yurt içi ve yurt
dışı menşeli turistler için bir çekim merkezi oluşturması beklenmelidir.
Strateji: 2. Yurt Dışından Turizm Hareketlerini Oluşturmaya Yönelik Stratejiler
2012–2015 dönemi içinde 2015–2020 Dönemi hedeflerine yönelik girişimlerin de
başlatılması gerekmektedir. Bu noktada Turizm Master Planının “yurtdışı turizm hareketlerini
destekleyecek yaklaşımlar ve kararlarlar bütünü” içinde yer alan iki temel önermesi olan
“Kurvaziyer Turizmi” alt yapısının hazırlanması ve Samsun Güney Bölgesinde yabancı turist
girişini hedefleyen Lerdüge Bölgesinin JİCA ile ortaklaşa kazı işlemlerinin başlatılması
öncelik kazanmaktadır.
Avlak alanlarının belirlenmesi ile birlikte bölgede yurt dışı kaynaklı yüksek gelir
getirici bir turizm aktivitesi ile çekim gücü yaratılmış olacaktır. 2015–2020 Döneminde
Avlaklar konusunda yurt dışı tanınırlığın artışıyla birlikte yurt dışından bu amaçla gelen turist
sayısında ciddi ve kalıcı bir artışın olması beklenmektedir.
Bölgenin organik tarıma geçiş hızına bağlı olarak “Eko-Tarım Turizmi”nin yurt içi ve
yurt dışı menşeli turistler için bir çekim merkezi oluşturması beklenmelidir.
Samsun Turizm Master Planı 2015–2020 Dönemi hedefleri bu dönemde mevcut
Samsun Liman tesislerinin içinde 2012–2015 dönemi içinde yer tespiti ve ihalesi yapılmış
kurvaziyer turizmine uygun gümrüklü yolcu giriş ve gidiş tesislerinin hizmete açılmış
olmasını öngörmektedir. Samsun Limanına bu güne kadar yüklenmiş olan mal taşıma
fonksiyonunun yanı sıra katılması planlanan Kurvaziyer turizm işlevi öncelikle Karadeniz e
kıyıdaş ülkelerden yabancı turist girişinin Trabzon örneğinde olduğu gibi bölgeye kitlesel
girişini sağlayacak son derece önemli bir yatırım olarak öne çıkmaktadır.
Türkiye de hiç bulunmayan “Sivil Havacılık” turizmi için Engiz’deki uçuş pist ve
hangarlarının devreye alınması, bölgenin “Airpark” olarak düzenlenmesinin sağlanması ile
birlikte bölgenin yabancı turist çekim gücüne ciddi bir katkıda bulunulmuş olacaktır.
Yurt dışı turizm hedef kitlesinin ağırlıklı olarak “Samsun’da Amazonların İzini Sürmek”,
turizm kreasyonu ile “Doğa Cenneti Samsun” kreasyonlarına bağlı olarak gerçekleşmesi
beklenirken, oransal olarak daha az sayıda olsa da nitelikli turizm aktivitelerinin “avcılık”,
“sivil havacılık”, “foto safari” aktivitelerinde yoğunlaşması planlanmaktadır.
Kurvaziyer turizm aktivitelerinin tamamının Karadeniz’e kıyıdaş ülke limanlarından
gelmesi planlanan yabancı turistlere yönelik olması planlanmaktadır.
6.2. Pazarlama Stratejisi
Strateji: 1.
Türkiye’de Samsun’u tek başına bir destinasyon olarak pazarlayan düzenli tur
organizasyonu bulunmamaktadır.
Tur Güzergâhı Üzerinde Samsun
Samsun Doğu Karadeniz’e yönelik olarak karayolu ile düzenlenen tüm turların tur
güzergâhlarının üzerindedir. Destinasyonları farklı turlar tarafından kısmen tek gecelik
konaklama (passa paran) amacıyla Samsun tercih edilmektedir.
Bölgede Turizme Yönelik Üretilen Ürünler ve Pazarlama Stratejileri
Samsun İl bütününde Halk Eğitim Merkezleri önderliğinde kilim ve bez dokuma
ürünleri, seramik, halı, kilim üretimi vb. tüm Türkiye geneli için geçerli ürünler
üretilmektedir.
Samsun özelinde var olan sazların değerlendirilmesi ve bir turizm ürünü elde edilmesi
amaçlı geleneksel bir el sanatı olan zembil yapımına Yörükler Belediyesince hazırlanmış bir
proje kapsamına başlanmıştır. Henüz kitlesel üretime geçilememiş olan zembil üretiminin il
dışına fuarlar aracılığıyla pazarlaması planlanmaktadır.
Samsun’da ahşap oyuncak geleneksel oyunca üretimi başlamış durumdadır. İl içinde
belli merkezlerde satışa sulan ürünler, il dışında fuarlara katılım yoluyla pazarlanmaktadır.
Samsun bölgesindeki manda varlığı, bölgeye özel, manda sütünden yapılan yoğurt, kaymak,
lokum, peynir benzeri ürünler uygun saklama ve paketleme tekniklerinin üretim sürecine
katılması ile pazarlanabilir turizm ürünleri arasında yerlerini alacak kapasitededir.
Turizm Ürünlerinin Hedef Kitlesinin Özellikleri
İl içinde organize olarak el sanatı üretimi sadece Zembil ve Ahşap oyuncak ürünleri
alanında söz konusudur. Henüz kitlesel üretime geçilmemiş olan her iki alanda da yapılan
gözlemlerde alıcıların belirgin bir özelliği saptanamamıştır
Mevcut Durumda Turizmin Odaklaştığı Alanların Özellikleri, Potansiyelleri ve
Sorunları
Samsun’da mevcut durumda turizm hareketleri Samsun Merkez ve Ladik -Havza
bölgelerinde odaklaşmaktadır.
Samsun merkez yoğun nüfusa bağlı ticari potansiyeli ile iş amaçlı turist hareketlerine
ağırlıkla konu olmaktadır.
Samsun’un marka değeri olan Kurtuluş Savaşının başlangıç noktası olma ayrıcalığının
yanı sıra, yapılan araştırmalar sonrası varlığının farkına varılmış olan bölgede kökeni 1800
lere dayanan ve gene marka değeri atfedilmesi planlanan büyük ölçüde reji dönemine ait
yapılara ilişkin mekansal algının, Samsun dışından gelen ve çevreyi tanımayanlar üzerinde
yaratılamamaktadır.
Strateji: 2. TURİZM VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ
Türkiye daha önce de verilmiş olan bilgilerden de anlaşılacağı üzere, turizm
sektöründe Avrupa ülkeleri arasında gidilen destinasyon olarak 2008 de 7. sıradayken, 2009
da 6. sıraya yükselmiş, bu bakımdan uluslar arası bilinirliği son derece yüksek bir ülkedir.
Bir il açısından tanıtım stratejileri oluşturulurken yurt dışı turizmin desteklenmesinde
ülke tanınırlılığının varlığı çok büyük bir avantaj olarak ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan
Samsun özelinde yurt dışı turizme yönelik stratejiler de gözetilmesi gereken en önemli husus,
özellikle Akdeniz ve Ege Bölgelerine yönelik olarak örgütlenmiş söz konusu turist akımının
Karadeniz bölgesinde bir destinasyon yapmasını sağlamak yönünde olmalıdır.
Samsun turizm açısından bakir bir il olarak kalmış ender illerimizden biridir. Bu
noktada turizm ve pazarlama stratejilerinin oluşturulması turizm açısından ayrı bir özen ve
önem arz etmektedir.
Doğu Karadeniz- Samsun Turizm Hareketlerinin Bütünleşmesi Yoluyla Tanıtım
ve Pazarlama Stratejileri
Trabzon Sümela Manastırı, inanç turizmi açısından Avrupa ülkelerinin giderek artan
bir taleple yönlenmekte olduğu önemli bir turizm çekim merkezi niteliğindedir. Doğu
Karadeniz Turizm Master Planı ile Samsun Turizm Master Plan önermelerinin bu noktada
bütünleştirilerek, Doğu Karadeniz destinasyonuna gitmekte olan Samsun için passa paran
nitelikli turistlerin bir bölümünün Samsun’da bir gece geçirmeye ikna edilmesi amacıyla,
mevcut yurt içi ve yurt dışı seyahat acentelerinin ikna edilmesi gerekmektedir. Bu noktada,
turizm seyahat acenteleri üst birliği olan TURSAB ile doğrudan ilişki kurulması
gerekmektedir:
Bu noktada TÜRSAB’ın bölgede ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra geçerli tur
bölgelerinde gezdirilerek bölgenin pazarlama tarafı olan seyahat acentelerini tanıtılması
öncelikli strateji önerilerimizdendir.
6.3. Ziyaretçi Yönetimi Stratejisi
Strateji : 1. Turizm Tanıtım Kampanyaları İle İlgili Stratejiler
Plan döneminde Samsun’un bir bütün olarak “Güneşin Doğduğu Kent Samsun” logosu
altında tanıtımına özen gösterilmeli ve uzun vadede “Antalya” gibi ili, veya “Bodrum” gibi
ilçeyi, bir bütün olarak zihinlere yerleştirecek marka imajı yaratılmaya başlanmalıdır.
İmaj yaratma noktasında, Samsun Turizm Master Planının belirlemiş olduğu “marka değerler”
ve “fiziki yapılanma önerileri” gözetilerek, olabildiğince bu değerlerin mekânsal vurgularının
güçlendirilmesine özen gösterilmelidir.
Turizme Yönelik Becerilerin Geliştirilmesine Yönelik Stratejiler
Bu konuda kamu kurumlarının genelde yapabileceği katkı, sektöre ilişkin işgücü ve el
sanatları konularında mesleklendirme eğitimleri olacaktır.
İşgücü eğitiminin Samsun açısından büyük eksikliği duyulan “Turizm Servis
Elemanı”, “Aşçı”, “Turizm Ön Büro elamanı”, “Turizm Temizlik Elamanı” vb. temel turizm
personeli mesleklendirme eğitimleri yoluyla eksiklilerin giderilmesi tarafımızca
önerilmektedir.
Samsun’da ayrıca turizme hizmet veren mekânlarda özgün yemek kültürünün
oluşturulması teşvik edilmeli, aynı mekânlarda Samsun kültürünün ayrılmaz bir parçası olan
Samsun müziklerinin de özgün yemekler ile birlikte değerlendirilmesine özen gösterilmelidir.
Samsun’da turistik hediyelik eşya olarak satılabilir el sanatları da oldukça kısıtlıdır. Bu
noktada da özellikle kırsal alanlarda marka değerleri vurgulayacak, hediyelik eşya yapımını
destekleyecek mesleklendirme eğitimleri yoluyla hediyelik eşya sektöründe olumlu
yönlendirme sağlanmalıdır.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ta; el sanatlarının
pazarlanabileceği doğru mekânların geliştirilmesidir. Yapılacak detay planlamalarda bu
konuya yeterli özen mutlaka gösterilmelidir.
Turizm Farkındalığı Yaratma Stratejileri
Samsun il bütünün turizm farkındalık düzeyinin son derece düşük olduğu
çalışmamızın farklı bölümlerinde özenle altı çizilmiş olan bir olgudur. Nitekim turist hedef
kitlesi olarak Samsun Master Planı diğer planlama çalışmalarından farklı olarak “il içi turizm
hareketlerinin teşvik edilmesini bu yolla ilk etapta il içi hareketlilik yoluyla seçilmiş
merkezlerde turizm hareketini yaratmayı amaçlamaktadır.
Samsun Merkez nüfusunun Turizm Master Planında belirlenmiş diğer üç bölgeye
yönlendirilebilmesi amacıyla ilk destinasyonlar; halen bölgesinde son derece zayıf turist
ziyaretçisi bulunan;
Samsun Batı Bölgesinde; Alaçam
Samsun Doğu Bölgesinde; Salıpazarı
Samsun Güney Bölgesinde ise; Vezirköprü ve Havza olarak seçilmiştir.
Bu bölgelerde öngörülen ilk yatırımların başlamasının ardından Samsun’da Turizm
farkındalık düzeyinin yükseltilmesi beklenmektedir.
Samsunda sadece Merkez nüfusunun değil, aynı zamanda turizm işletmelerinin de
turizm konusundaki farkındalık düzeylerinin son derece düşük olduğu planlama sürecinde
erişilen bilgiler arasındadır. Bu noktada; turizm işletme sahipleri ve turizm çalışanlarının
Master plan çalışmaları sırasında hazırlanmış olan dokümanlardan yararlanılarak yapılacak
farkındalık düzeyini arttırmayı amaçlayan tanıtım toplantılarının özenle il bütününde
tekrarlanması önerilmektedir.
7. SONUÇ VE ÖNERİLER
Samsun İli Doğa turizm Master Planı, Samsun’un coğrafî, tarihî, edebî, kültürel ve
doğa turizm potansiyel birikiminin tespit edilmesine; ayrıca bu birikimin ve değerlerin
tanıtımına katkı sağlamaya yönelik olarak hazırlanmıştır.
Samsun ili doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliştirilmesi, güçlü
yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin
geliştirilmesine yönelik stratejik kararlar alınmış, bu kararlara yönelik eylem planları
oluşturulmuştur.
Samsun ilinde öncelikli olarak iki adet alan öne çıkarılmıştır. Birinci alan olarak 19
Mayıs – Bafra ilçelerinde bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, ikinci alan ise Vezirköprü
ilçesinde bulunan Vezirsuyu Tabiat Parkı ile birlikte Şahinkaya Kanyonu ve Kunduz
Ormanlarında doğa turizm uygulamalarına yönelik yatırımların yoğunlaştırılmasının daha
uygun olacağı düşünülmektedir.
6.1 .KAPASİTE GELİŞTİRME Amaç: ilgili paydaşların turizm(doğa turizmi) açısından kapasitelerini geliştirmek
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
1
Doğaturizm eğitimi
Açıklama
Yerel halkının doğa turizmi hakkında
eğitimi
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
İKTM, OSİ,
Belediyeler,
muhtarlıklar
Doğa turizm
Dernekleri
2013
Bu konuda plan süresince 10 kurs açılarak
300 kişinin eğitilmesi sağlanacak.
2
1
Hizmet ve Ürün kalitesinin
geliştirilmesi
Doğaturizm hizmetlerinin kademeli olarak
geliştirilmesi için bir yerel nitelikler
standardı oluşturulması, alanlarda
konaklama ve lokanta binalarının
yapılması.
OSİ, KY, B
Valilik
Belediyeler
2013
3
1
Doğa koruma eğiticileri
yetiştirmek
Doğa eğitimi için görev alacak
eğitimcilerin eğitilmesi, plan dönemi içinde
20 adet eğitici eğitmek
OSİ,
Üniversiteler
TUBİTAK,
WWFTürkiye,
TEMA Vakfı,
DKMPGM
2013
4
1
Deneyim paylaşımı
Deneyim paylaşım programları
oluşturulacaktır, kıyaslama bölgeleri ile ve
ülke düzeyinde deneyim paylaşımı için 10
adet karşılıklı gezi düzenlenecektir.
Yöre halkı, KY,
İKTM, İÖİ, Özel
girişimciler
5
1
Rehber Eğitimi
Samsun İl genelindeki alanlara yönelik
tamamı yöre halkından olmak üzere plan
döneminde 50 adet Alan Klavuzu
yetiştirilmesi
OSİ, ÜN, B, Ky,
MEM
Tema Vakfı
6
1
Haritaların oluşturulması
Turistler için rotaların yer aldığı
haritaların oluşturulması ve basımı,
İKTM, OSİ, KY,
İÖİ
Dernekler
2013
2013
2013
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
7
1
Üniversitelerle işbirliği
Her türlü faaliyetin planlanma, geliştirme
ve uygulama safhalarında Amasya içinde ve
yakınındaki üniversitelerden bilimsel destek
alınması için işbirliği yapılacaktır,
OSİ, İKTM,
8
1
Kurtarma Timlerinin
kurulması
Dağ, kanyon ve mağara kurtarma
Timlerinin kurulması sonucunda
ziyaretçilerin güvenliği sağlanacaktır.
OSİ,AFAD,
Kaymakamlıklar
Dernekler
2013
2013
6.2. FİZİKSEL ALTYAPININ OLUŞTURULMASI Amaç; altyapıyı güçlendirmek veya geliştirmek,
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
Öncelik
Açıklama
Eylem no
Eylem
1
1
Atık yönetimi
Özellikle katı atıkların yönetimi
sağlanacak, vahşi depolama
engellenecektir.
Belediyeler,(B)İl
özel idaresi
(İÖİ)
2
1
Alan düzenleme
3
1
Hizmet üniteleri
geliştirme
İKTM, İÖİ,
Kaymakamlıklar
,
KY, İÖİ, OSİ
Özel girişim ÖG
4
1
Patika düzenlemeleri
(trekking yol ağı
oluşturma ve düzenleme)
5
1
Ziyaretçi Merkezleri
Kurulması
Yürüyüş yolları, Kamp alanlarının ve
günübirlik alanların düzenlenmesi
yapılacaktır.
Seçilen alan içinde kalan, binaların
onarımı, yenilerinin yapılması ve
turizmde kullanımı sağlanacaktır.
Sahada Trekking güzergahı olarak
tespiti edilen tüm sahalarda patika
düzenlemeleri ve her türlü tanıtıcı,
bilgilendirici elemanların yapımı ve
yerine konması,
Alanda, ziyaretçi merkezlerinin
kurulması için çalışmalara
başlanacaktır.
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
Dernekler D
Çevre ve
Şehircilik
md ÇŞM
D, ÇŞM
2014
D;
Belediyeler
2014
İKTM, OSİ, Ky,
B, İÖİ,
Dernekler
2013
İTM, OSİ, Ky,
B, İÖİ
İKTM, D, B,
Muhtarlıklar
2014
2014
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
6
1
Dağ bisikleti parkurları
7
1
Ulaşım İmkanlarının
artıtılması
8
1
Butik otel ve
pansiyonların arttırılması
9
1
Yürüyüş platformlarının
yapılması
10
2
Atıksu Yönetimi
11
2
Sportif olta balıkçılğına
uygun iskelelerin
yapılması
12
1
Kuş gözlem kulelerinin
yapılması
13
1
14
2
Turizm alanlarına
manzara seyir noktası ve
seyir terasları yapılması
Seçilen alanlarda kuru
tuvalet yapılması
Belirlenen alanlarda dağ bisikleti
güzergahı için altyapı, araştırma ve
organizasyonun tamamlanması,
Alanlara ulaşım yollarının yenilenmesi
ve toplu taşımanın kurulması.
İl ve ilçelerde butik otel ve
pansiyonculuğun arttırılması ile
ziyaretçilerin konaklama ihtiyaçları en
üst seviyeye getirilecektir.
Kanyonlara yürüyüş için yürüyüş
platformlarının ve işaretlemelerin
yapılması ziyaretçi güvenliğini
sağlayacaktır.
Özellikle belediyeler ve atıksu
oluşturan tüm evsel ve endüstriyel
atıksular oluşturan işletmelerden
kaynaklı atıksular arıtılacak ve turizm
alanları korunmuş olacaktır.
Sportif olta balıkçılığı meraklılarına ve
sportif olta balıkçılığı turizmine altyapı
oluşturulmuş olacaktır.
Yeşilırmak Deltasında kuş gözlem
kuleleri yapılarak kuş gözlemciliği ve
kuş gözlemciliğine dayalı turizm
altyapısı oluşturulmuş olacaktır.
Turizm alanlarında seyir noktası ve
seyir terasları yapılarak cazibe
arttırılacaktır.
Yaya, atlı ve bisikletli doğa gezi
güzergahları üzerinde uygun yerlere
kuru tuvaletler yapılarak gezi
parkurlarında atık yönetimi sorununa
çözüm getirilmiş olacaktır.
OSİ; İKTM, Ky,
İÖİ; B
Dernekler
Valilik, İÖİ,
Belediye
Ky, Turizm
İşletmeleri,
İKTM,
Kaymakamlıklar
Belediyeler,
Muhtarlıklar
OSİ,
Kaymakamlıklar
, B.
B,İÖİ,OSİ
2014
2014
2014
2013
Çevre ve
Şehircilik İl
Müdürlükler
i
2013
OSİ, İl Gıda
Tarım
Hayvancılık
Müd., İKTM
OSİ
2013
İÖİ, B
,K,Muhtarlıklar,
OSİ
OSİ, İl Özel
İdaresi, Ky
2013
2013
2014
6.3. ENVANTER, ÜRÜN OLUŞTURMA, ÜRÜN ÇEŞİTLENDİRME VE GELİŞTİRME, SERTİFİKALANDIRMA, TANITIM VE PAZARLAMANIN
YAPILMASI Amaç: mevcut ekoturizm ürünlerinin ortaya çıkarılması, geliştirilmesi,tanıtımı ve pazarlamasını yapmak.
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
1
Kültürel ürün envanteri
ürünleri sunuma hazır
hale getirme
2
1
Doğal ürün envanteri
sunuma hazır hale
getirme
3
1
Milli ve Milletlerarası
seviyede tanıtım
4
1
Ekolojik ürün satış
merkezleri
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
Geleneksel yaşam tarzı ve kültüre
ilişkin olarak doğadan toplanan veya
üretilen gıda maddeleri, doğal
materyalden üretilen el sanatları vb.
değerlerin tespiti, satılabilir hale
getirilmesi, sözlü değerlerin envanteri,
bunların turizme sunulabilir hale
getirilmesi
Doğada gizli kalmış, henüz
keşfedilmemiş olan turizme
sunulabilecek değerlerin ortaya
çıkarılması ve sunuma hazır hale
getirilmesi, ,bunların basılı katalog
haline getirilmesi sağlanacaktır.
Sunuma ve tanıtıma ait senaryonun
katılımcılıkla oluşturulması ve
çerçevede Milli ve Milletlerarası
düzeyde tanıtım materyallerinin
basımı(1 WEB sitesi, yeterli miktarda
broşür, rota haritası, CD, 2 tanıtım
filmi vb.)
İKTM, OSİ, Ky,
HEM,
Dernekler,
üniversiteler
2014
İÇŞM, Gıda,
Tarım ve
Hayvancılık il
Müdürlüğü, özel
girişimciler
Üniversiteler
2013
Favori ilçelerde yöre insanının ürettiği
ekolojik ve doğadan toplanan ürünlerin
satışına yönelik her ilçede en az 1 tane
olmak üzere 8 adet satış yerlerinin
İKTM, Oİ,
Tarım Md. İÖİ
B
OSİ; İKTM, Ky,
B, İÖİ,
2014
WWF
ÇEKÜL
TATUTA
2014
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
5
1
Pansiyonculuğun
geliştirilmesi
6
1
Tur opreratörlerine saha
tanıtımı ve Doğaturizmi
destinasyonları
7
2
Yeni tesisler
8
1
Organik tarım
9
1
Yapı sistemi
10
1
Avlaklarda av sayısının
arttırılması
11
1
Yayla Pansiyonluğu ve
yayla turizminin
geliştirilmesi
oluşturulması, vatandaşların üretim ve
satış için yönlendirilmesi.
Alanlarda aynı kalite standardındaki
Pansiyonların oluşturulması ve
pazarlama ağı içine alınması
sağlanacak,
Tur opartörlerine sahanın gezdirilerek
tanıtımı, görüşlerinin alınması,
isteklerinin değerlendirilmesi,
destinasyon şekillendirmelerinin
yapılması, bu destinasyonlar üzerinde
hizmet kalitesi ağı kurulması,
destinasyonları destekleyici, olumlu
etkileyici eklerin tespiti.
Zamanla gelişim gösteren ve
potansiyeli artan yerlere belirlenmiş
doğa turizm standartlarına uygun yeni
tesislerin inşası.
Korunan alanlarda organik tarımla
üretim prensiplerinin yerleştirilmesi,
plan dönemi sonunda sahaların yüzde
30 unda organik tarımın yapılıyor
olmasının sağlanması,
Alanlarda, köy, belde ve ilçelerde yeni
yapılacak yapıların tamamen yerel
mimariye uygun olmasının zorunlu
hale getirilmesi
Avlaklarda av potansiyelini artıracak
ve av turizminin cazibesini
arttıracaktır.
Yayla turizmi meraklılarına yeni
alanlar oluşturulmuş olacaktır.
İKTM; B, Ky,
İÖİ, Özel Gr.
2014
İKTM, OSİ;
Valilik, K, B,
İÖİ,
Dernekler,
İKTM
2014
Özel Gr. OSİ,
Ky İÖİ, İKTM
Dernekler,
Belediyeler
2015
İTM, OSİ,
İL tarım Md.
Muhtarlıklar
, Dernekler,
2014
B, ÇŞM, M. Ky
Dernekler
Mimarlar
Odası
2014
OSİ, Avlak
İşletmecileri
2013
Avlaklar
da av
sayısının
arttırılm
ası
2013
Vatandaşlar,
Orman Bölge
Müdürlüğü,
Turizm
Acenteleri, OSİ
6.4 . iZLEME VE DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK EYLEMLER Amaç: ekoturizm faaliyetlerinin izlenmesine ilişkin kriterlerin belirlenmesi, izlemenin yapılması, raporlama,
değerlendirme ve geri bildirimlerin yapılması.
Eylem no
Öncelik
Eylem
1
1
Değişimin sınırlarının
belirlenmesi
2
1
3
Açıklama
Yapacak kişi ve
kuruluşlar
İşbirliği
ortakları
Süresi
Başlangıç
tarihi
OSİ, İKTM,
Üniversiteler
WWF,
Dernekler
2014
Çevresel etkilerin izlenmesi
Doğal ve kültürel değerleri etkileyen tüm
turizm faaliyetlerinin kabul edilebilir
değişimin sınırlarının belirlenmesi, bu
çalışmanın hedefi yöresel düzeyde kabul
edilebilir sınırların tespitidir.
İndikatörlere göre izlenecektir.
ÇŞM, OSİ, B
2014
1
Ekonomik etkilerin izlenmesi
İndikatörlere göre izlenecektir
4
1
İndikatörlere göre izlenecektir
Dernekler,
2014
5
1
Sosyal ve kültürel etkilerin
izlenmesi
Sürdürülebilirliğin izlenmesi
İKTM, Gıda,
Tarım ve
Hayvancılık Md,
Ky, B, Tic San
Od.
OSİ, İKTM, Üniv
Dernekler,
KTM
Dernekler,
Üniv.
İndikatörlere göre izlenecektir
OSİ; ÇŞM
Dernekler,
2014
6
1
Uyumun izlenmesi
İKTM, OSİ Özel
girişimciler,
Hizmet üreten
herkes,
Dernekler
2014
7
1
İzlemenin raporlama,
dedğerlendirme ve geri
bildirimlere dönüştürülmesi
Kurallar sistemine uyumun izlenmesi,
uyumsuzluğun söz konusu olduğu hususları
inceleme, uzlaşma arayışı, çözüm
geliştirme, raporlama ve değerlendirme,
yaptırım uygulama,
Doğal ve kültürel değerlere etki yapan
faaliyetlerin sınırlara göre durumunun
izlenmesi ve raporlama, değerleme ve geri
bildirimlerinin yapılması,
OSİ; İKTM, ÜNİV
Dernekler
2014
2014
2
0
1
3
2
0
1
4
2
0
1
5
2
0
1
7
Bütçesi ve
Finans kaynağı
2
0
1
9
2
0
2
1
2
0
2
3
Göstergeler
HAZIRLAYAN
KONTROL EDEN
Murat DEMİR
Fatih KARAKAYA
Orman ve Su İşleri Bakanlığı
Orman ve Su İşleri Bakanlığı
XI. Bölge Müdürü
XI. Bölge Müdürlüğü
Samsun Şube Müdürü
Milli Parklar Şube Müdürü
Uygun Takdim
Emin KARAMAN
Osman Nuri ÇOBANOĞLU
Orman ve Su İşleri Bakanlığı
Vali Yardımcısı
XI. Bölge Müdürü
Doğa Turizmi Master Planının uygulanması UYGUNDUR
Hüseyin AKSOY
VALİ

Benzer belgeler