ANKARA ANKARA 2. SANAYİ FUARI - Birleşik İnşaat Müteahhitleri

Transkript

ANKARA ANKARA 2. SANAYİ FUARI - Birleşik İnşaat Müteahhitleri
BİRLEŞİK İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ FEDERASYONU
EYLÜL - EKİM / 2012 YIL: 5
BİRLEŞİN
SAYI: 22
GÜÇLENİN
kD
KIM-DER
2010
SİNCAN
ETİMESGUT
YENİMAHALLE
ALTINDAĞ
KAZAN
MAMAK
ÇANKAYA
AKYURT
KAZAN
G Ö KD EM İ RG R U P
www.gokdemirgrup.com.tr
‘sektörde lider’
GÜVEN
KALøTE
Z
ÜCRETSøZ
KEùøF
G
GENøù ÜRÜN
Y
YELPAZESø
SATIù SONRASI SERVøS
Merkez : PÕnarbaúÕ Mah. 11.Cad No: 8/A-B-C Sincan / ANKARA
Tel: 0(312) 264 26 84 - 264 56 77 - 264 55 85 Faks: 0 (312) 263 16 36
ùube: Sanayi Sitesi 3.Cadde 8.Sokak No:3 Sincan/ ANKARA Tel: 0 (312) 269 15 16
e-mail: [email protected]
Grup
Demir
A.Ş.
Kereste & Plywood & Osb & Onduline
www.saglamlarorman.com
Sağlamlar
inşaat
Bizden fiyat almadan, karar vermeyin...
KÖKNAR KALAS, øTHAL LADøN,
øNùAATLIK ÇAM KERESTE, DÖùEME
(RABITA), LAMBøRø, LAMøNANT,
SÜPÜRGELøK, SAFAK TAHTASI,
MERDøVEN ve KÜPEùTELøK
MALZEMELER, ÇAM SIRIK, AHùAP
PALET, PLYWOOD ( SU KONTRASI ),
OSB, SINGIL (SHINGLE), MEBRAN,
DOöRAMALIK ÇAM KALAS,
NEVÜRLÜ DEMøR
SİNCAN SANAYİ SİTESİ 224. CADDE 222. SOKAK NO:12 SİNCAN / ANKARA
Tel: 90 (312) 270 22 43 Pbx - 90 (312) 270 38 84 Fax: 90 (312) 270 12 42
[email protected] - [email protected]
içindekiler
ISNN: 9771307-78720
USTA Dergisi Adına İmtiyaz Sahibi
BİM-FED Genel Başkanı
Mustafa ŞAHİN
09
BAŞKANIN MESAJI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Abdülkadir PINARBAŞI
10
GÜNCEL
Genel Yayın Yönetmeni
Özhan ŞEREFLİ
20
BİM-FED HABERLERİ
42
MARKA
Görsel Yönetmen
Meral ŞEREFLİ
Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan
Editör
Cem ÖZTÜRK
Grafik Tasarım
Demet AKIN
46
BELEDİYELERDEN
56
PROJE
Rüyamkent Evleri
60
Reklam Rezervasyon
0541 627 39 73
0312 215 57 00
MÜHENDİSİN KÖŞESİ
Nazmi ŞAHİN - YDKB Ankara Şube Başkanı
63
Yayın Adı
USTA DERGİSİ
BİLİRKİŞİ
Garanti Koza Gayrimenkul Koordinatörü ve Gayrimenkul
için Strateji Platformu (GİSP) Başkanı Gürler Ünlü
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
66
PEYZAJ
Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat
Yayın Şekli
2 Aylık Türkçe
Baskı Tarihi
15.11.2012
Vizyon Ajans Özhan Şerefli
Adres: Çetin Emeç Bulv. 8. Cd.
1328 Sk 14/2 Aşağı Öveçler / ANKARA
68
ÜRÜN HABERLERİ
72
HAK- HUKUK
Avukat Sonay ASLAN
74
VİZYON
Veli SARITOPRAK - TÜSİAV Başkanı
Telefon: (0312) 472 14 58 / (0312) 472 14 59
Fax: (0312) 473 29 31
Baskı
SALMAT BASIM YAYINCILIK AMBALAJ
SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ.
Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1 Cad)
Arpacıoğlu İşhanı No. 95/1 İskitler/ANKARA
Tel: (0312) 341 10 24 Fax: (0312) 341 30 50
Bu yayın Vizyon Ajans-Özhan Şerefli tarafından
BİM-FED adına hazırlanmaktadır. Yayının tamamı
ya da bir bölümü yayıncının yazılı izni olmaksızın
çoğaltılamaz ya da yayınlanamaz.
SİNCAN
ETİMESGUT
YENİMAHALLE
ALTINDAĞ
kD
KIM-DER
2010
MAMAK
ÇANKAYA
AKYURT
KAZAN
76
HUKUK KÖŞESİ
Avukat Hüseyin YILDIRIM
78
SAĞLIKLI YAŞAM
Diyetisyen Elvan ODABAŞI KANAR
başkanın mesajı
“İman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş
olmazsınız”
Hz. Muhammed (S.A.V.)
Mustafa ŞAHİN
BİM-FED Genel Başkanı
Değerli Meslektaşlarım…
‘Başkanın Mesajı’ başlığıyla her sayımızda sizler ile sektör gündemini takip ediyor, sorunlarımızı konuşuyor ve mesleğimizin geleceğinde söz sahibi olabilmek adına yapılması gerekenler üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz.
Bu ayki sayımızda sizlerle farklı bir konu üzerine sohbet etmek istiyorum… SEVGİ üzerine…
Bir toplumun veya topluluğun; devamı, geleceği ve hedeflerine ulaşabilmesi SEVGİ ile sağlam temeller üzerine oturtulmasına
bağlıdır. Bu, toplumumuzun en önemli yapı taşı olan aile için böyle olduğu gibi; her hangi bir sebep ya da ortak çıkar doğrultusunda kader birliği yapmış, kendisine hedefler koymuş ve bu hedeflerine ulaşabilmek için çalışan tüm birliktelikler için de
böyledir.
Yeryüzünün yaratılış, yaşamın var oluş sebebidir; SEVGİ.
Yüce Rabbimiz; insanı sevgiyle yaratmıştır. Tüm yarattıklarını da sevgiyle yarattığı insanın emrine vakfetmiştir.
Pazarlıksız olmalıdır sevgi. “Ben seni severim ama…” Benim gibi düşünürsen, benim sevdiklerimi seversen, benim dediklerimi
yaparsan!!!
9
Yaratan’ın yarattığı fıtrata aykırı yaşamayan tüm insanları “amasız” sevebilmektir gerçek; SEVGİ.
Karşımızdakilerin en ufak bir kusurunda, hatasında, kendimizi dev aynasında görmeyip, onların kusurlarıyla da güzel olduğunu
fark etmektir; SEVGİ.
İsteklerimiz doğrultusunda hareket edip, düşünecek insan imal eden fabrikalar olmadığına göre; olsaydı da bunların kimlik, kişilik
sahibi, duyguyu, sevgiyi, yaşamı paylaştığımız, canımız, cananımız insanlar olmayacağını, birer robot değerinde olacaklarını
idrak edip, insanları olduğu gibi sevelim. Yaratılanı sevelim, Yaratan’dan ötürü.
Günlük hayatın telaşı, bizi birbirimizden ayıran, aramızdaki sevgi ve selamı yok eden unsurlar haline geldi. Yaşanan hayat kavgası, iş hayatımızda baş etmek zorunda olduğumuz acımasız rekabet, kimi zaman dünyevi meselelere fazla dalmamıza, ruhani
vazifelerimizden uzaklaşmamıza; baba olduğumuzu, eş olduğumuzu, arkadaş olduğumuzu unutmamıza neden olarak, aramızdaki sevgi bağlarını zayıflamaktadır.
Beş dakika sonrası garanti olmayan bir hayatta yaşıyoruz…
Yücelerin yücesi Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
iman etmiş olmazsınız” sözünü aklımızdan çıkarmayalım.
Çıkarmayalım ki, hem bu dünyada hem de ahirette huzuru bulalım.
Hadi, bugün; eşimize, dostumuza, arkadaşlarımıza, çocuklarımıza; onları ne kadar sevdiğimizi söyleyelim...
Saygılarımla…
eylül-ekim ’12
usta
Dostu, sevgiliyi kendi kalıplarımıza sokmaya çalışıp, “sen bu çerçeveye uymuyorsun, o halde ya benim istediğim gibi ol, ya da
ben seni sevmem” bencilliğini yenebilmektir; SEVGİ.
Adres : Ahi Evran Mh. 243/1 Sk. No:13 Sincan / Ankara
Tel
: 0312 270 63 13 Fax: 0312 271 16 66
Web : www.dortkardesler.com.tr
E-mail : [email protected]
Mobilya ve únüaat
Sektörlerinde
Kaliteli Hizmet...
güncel
güncel
Çeke güven gelmezse ticaretin çarklarının daha
da zor döneceğini, piyasada çeke olan güvenin
azalacağını ve ekonomik aktivitenin bundan olumsuz
etkileneceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, 2012 yılında
ikinci çeyreğinden itibaren çek kullanımındaki
azalmanın göze çarptığını söyledi. Hisarcıklıoğlu,
2011 yılı ile karşılaştırıldığında Bankalararası Takas
Odalarına ibraz edilen çek tutarının 2012 yılının ilk
çeyreğinde yüzde 5 artmışken, ikinci çeyrekte yüzde
3 azaldığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2 düştüğünü
bildirdi.
Karşılıksız çek oranı
usta
son üç yılın en yüksek
seviyesinde
Rifat Hisarcıklıoğlu, bu yılın 9 aylık döneminde karşılıksız çek sayısının
geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 49 arttığını, yine bu dönemde
piyasadaki çeklerin karşılıksız çıkma oranının geçen yıl yüzde 2,6 iken,
bu yıl yüzde 4,3’e yükseldiğini kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, mahkemeler tarafından yasaklama kararı alınan çek adetlerinde de ciddi bir artış olduğuna işaret ederek, geçen yılın tamamında
bu rakamın 48 bin adet iken, bu yılın 9 ayında 338 bine ulaştığını bildirdi.
Ancak bu artışta yeni düzenleme sonrasında karşılıksız çek keşidecilerine verilen yasaklama kararlarına ilişkin sürecin hızlanmış olmasının da
etkisi olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
‘’2012 yılında karşılıksız çek miktarındaki hızlı artışın iki nedeni var. İlk
eylül-ekim ’12
Nisan ayında faaliyete geçen bu sistem ile müşterinin kredi
hesaplarıyla ilgili pozitif ya da negatif ödeme performansı
bilgileri bankalar arasında paylaşılmaktadır. Bu güzel bir
gelişme olmakla birlikte bu sistem reel sektöre tamamen
kapalı. Karşılıksız çek sayısındaki artışın ikinci nedeniyse,
bu yılın ilk yarısına ilişkin büyüme rakamlarında da görüldüğü üzere iç piyasada yaşanan durgunluktur. Yurt içi tüketim yılın ilk yarısında geçen senenin aynı dönemine göre
reel olarak binde 2 azaldı. Benzer şekilde özel sektörün
makine ve teçhizat yatırımı harcamaları da reel olarak yüzde 5,9 geriledi.’’
Hisarcıklıoğlu, sonuç olarak çekte yeni bir kontrol mekanizmasının devreye alınmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, piyasada çarkın işlemesi için çekin çok önemli bir
işlev gördüğünü, ancak karşılıksız çeke uygulanan hapis
cezasının kalkmasının ardından çek sisteminin güvenilirliğini artıracak bir mekanizmanın hala hayata geçirilmediğini
ifade etti.
“Çeke olan itibar azaldı’’
Bu yüzden çeke olan itibarın azaldığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, ‘’Şimdi riskli-risksiz ayrımı kalmadı. Herkes
diğerine şüpheyle bakıyor. Bugünlerde piyasada vadeli
çekin yerine bankaların ticari kredi kartı kullanımı artıyor.
Ancak bunlar birbirinin yerine ikame edilecek şeyler değil.
Kaldı ki, çekten beklenen hareketi oraya yükleyemezsiniz.
Çekte yaşanan sıkıntılar konusunda Anadolu’dan her gün
e-postalar ve telefonlar geliyor’’ diye konuştu.
Rifat Hisarcıklıoğlu, bürokratların, çeke ilişkin rakamların
henüz çok kötü noktalara ulaşmadığını, çekini ödemeyenlerin hep aynı şirketler olduğunu o yüzden izlemede kaldıklarını vurguladıklarını aktararak, ‘’Ancak bir şeyi unutuyorlar. Ekonomide beklentiler ve algılar çok önemlidir. Kaldı ki
rakamlar da ortada. Karşılıksız çıkan çek oranı son 3 yılın
en yüksek seviyesine ulaştı’’ dedi.
Çeke güven gelmezse ticaretin çarklarının daha da zor döneceğini, piyasada çeke olan güvenin azalacağını ve ekonomik aktivitenin bundan olumsuz etkileneceğini anlatan
Hisarcıklıoğlu, 2012 yılında ikinci çeyreğinden itibaren çek
kullanımındaki azalmanın göze çarptığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, 2011 yılı ile karşılaştırıldığında Bankalararası Takas
Odalarına ibraz edilen çek tutarının 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 artmışken, ikinci çeyrekte yüzde 3 azaldığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2 düştüğünü bildirdi.
‘’Çek sistemine güven gelmezse ekonominin büyüme
temposu yavaşlayacak’’
‘’Çeke itibarı yeniden kazandırılmalıdır’’ diyen Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kendilerinin zamanında ilgili bakanlara ve Bankalar
Birliği’ne bir çağrı yaptıklarını, tacirlerin birbirinin kredi/çek
geçmişini görebilecekleri bir sistem kuralmasını önerdiklerini hatırlattı.
eylül-ekim ’12
13
usta
12
TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, karşılıksız
çıkan çek oranının
son üç yılın en
yüksek seviyesinde
olduğunu,
çeke güven
gelmezse ticaretin
çarklarının daha
da zorlanacağını
belirterek, ''Çek
sicili kontrol sistemi
reel sektöre SMS
yoluyla açılsın. Dürüst
müteşebbis mağdur
olmasın'' dedi.
olarak karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılmasının ardından yeni bir kontrol mekanizması kurulamadı. Reel sektörün beklentisi, Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB) faaliyete
geçmesiyle birlikte çek kabul edecek müteşebbisin, çek
keşidecisinin geçmiş çek ödeme bilgilerini görebilmesiydi.
Böylece çeki kabul edip etmeme kararını hangi riski aldığını bilerek verebilmesini sağlanacaktı.
güncel
Enerji ve Kentsel Dönüşüm
için acele kamulaştırma
kararları alındı
14
usta
Bazı enerji ve kentsel dönüşüm projeleri için ihtiyaç duyulan taşınmazlar ‘’acele’’ kamulaştırılacak.
Bakanlar Kurulu’nun, söz konusu kamulaştırmalara ilişkin kararları, Resmi
Gazete’nin 5 Kasım 2012 tarihli sayısında yayımlandı.
Buna göre, Niğde Gebere II. Merhale Projesi kapsamındaki Yeşilburç Barajı ve
Derivasyon Tesislerinin yapımı amacıyla bazı taşınmazlar Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak.
Öte yandan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Ankara’nın Beypazarı
ve Güdül ilçelerinde tesis edilecek Dereli Hidroelektrik Santrali, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde kurulacak Sümer-Hidroelektrik Santrali’ne ait enerji nakil hattının, Aydın’ın, Germencik ilçesinde tesis edilecek Gümüşköy Jeotermal
Elektrik Santrali’ne ait enerji nakil hattının, Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde
tesis edilecek Gökgedik Hidroelektrik Santrali’nin yapımı amacıyla belirtilen taşınmazlar Hazine adına tescil edilmek üzere acele kamulaştıracak.
Kırşehir’de yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında da belirtilen taşınmazlar Kırşehir Belediyesi tarafından acele kamulaştırılacak.
eylül-ekim ’12
Bazı enerji ve
kentsel dönüşüm
projeleri için
ihtiyaç duyulan
taşınmazlar
''acele''
kamulaştırılacak.
güncel
usta
16
Eylül'de ihracat %21
arttı, ithalat %6,4 azaldı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle
oluşturulan 2012 Eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı. Buna
göre, Eylül ayında, geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 21 oranında artarak 13 milyar 13 milyon dolar, ithalat yüzde 6,4 azalarak 19 milyar 838 milyon
dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı ise söz konusu dönemde yüzde 34,7
oranında azaldı ve 10 milyar 453 milyon dolardan 6 milyar 825 milyon dolara
geriledi. Geçen yılın Eylül ayında yüzde 50,7 olan ihracatın ithalatı karşılama
oranı, bu yılın aynı ayında yüzde 65,6’ya yükseldi.
Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre de Eylül ayında, geçen yılın aynı
ayına göre ihracat yüzde 21 artarken, ithalat yüzde 2,6 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise Eylül ayında, bir önceki aya göre
ihracat yüzde 6,8 azalırken, ithalat yüzde 4,1 oranında arttı.
eylül-ekim ’12
Türkiye'nin ihracatı
bu yılın Eylül ayında,
geçen yılın aynı
ayına göre yüzde
21 oranında artarak
13 milyar 13 milyon
dolara ulaştı. İthalat
ise aynı dönemde
yüzde 6,4 azalarak
19 milyar 838 milyon
dolara geriledi. Dış
ticaret açığı ise söz
konusu dönemde
yüzde 34,7 azalarak,
10 milyar 453 milyon
dolardan 6 milyar
825 milyon dolara
düştü.
güncel
usta
18
İnşaat maliyetleri
yüzde 2,86 arttı
Buna göre, 2005=100 Temel Yıllı Bina İnşaatı Maliyet Endeksi, toplamda bir
önceki döneme göre yüzde 0,10, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,86
ve dört dönem ortalamalara göre ise yüzde 8,17 artış gösterdi. Bu yılın üçüncü
döneminde bir önceki döneme göre, işçilik endeksi yüzde 0,67 artarken, malzeme endeksi ise yüzde 0,06 oranında azaldı.
Söz konusu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre işçilik endeksi yüzde
5,74, malzeme endeksinde yüzde 2,04 artış gerçekleşti.
Geçen yılın üçüncü döneminde, maliyet endeksi toplamda bir önceki döneme
göre yüzde 3,53, bir önceki yılın son dönemine göre yüzde 12,76, bir önceki
yılın aynı dönemine göre yüzde 14,53 ve dört dönem ortalamalarına göre ise
yüzde 10,86 artış kaydetmişti.
eylül-ekim ’12
Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK),
bu yılın TemmuzAğustos-Eylül aylarını
kapsayan üçüncü
dönemine ilişkin
'Bina İnşaatı Maliyet
Endeksi' sonuçlarını
açıkladı.
güncel
20
usta
Eylül ayında 379 adet
yatırım teşvik belgesi
düzenlendi
Ekonomi Bakanlığı’nın Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğine göre, Eylül’de verilen yatırım teşvik belgeleri gıda, tarım, madencilik, tekstil, imalat, enerji ve hizmetlerde yoğunlaştı.
Söz konusu ayda, yatırım teşvik belgesi sabit yatırım tutarı 5 milyar 128 milyon
633 bin 406 liraya ulaştı. Düzenlenen belgelerde 12 bin 725 kişilik istihdam
öngörüldü.
Eylül ayında 81 adet yatırım teşvik belgesi de iptal edildi.
eylül-ekim ’12
Ekonomi
Bakanlığı’nın
Resmi Gazete’nin
bugünkü sayısında
yayımlanan
tebliğine göre,
Eylül’de verilen
yatırım teşvik
belgeleri gıda,
tarım, madencilik,
tekstil, imalat, enerji
ve hizmetlerde
yoğunlaştı.
bim-fed’den
terek, ENERJİSA’nın yaptığı hizmetlerde
tek karar mercii olmadığını söyledi.
süleyma Salman konu ile ilgili olarak
şunları söyledi: “Biz EPDK’ya bağlıyız.
Tüm yatırımlarımız ve giderlerimiz devlet tarafından belirleniyor. Eksik veya
fazla harcama şansımız hiç yok. Tüm
çalışmalarımız kalem kalem devlet tarafından hesaplanarak önümüze konuyor.
Sincan ve Gölbaşı’na şu anda yatırımlarımız var. Özellikle Gölbaşı’na şu anda
diğer illerden daha fazla yatırım yapılıyor.
Elektrik yatırımı çok pahalıya mal oluyor.
Şebekemiz bir kere çok eski. Ama biz
elimizden gelen çabayı sarf ediyor, en
doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Daha
çok yatırım yapmak istiyoruz fakat bize
verilen bütçeye göre hareket etmek zorundayız. İnşaat sektörünün hareketli
olması ve yeni konutların üretilmesi bizi
alternatif projelere zorluyor. Bizim yapacağımız yatırımlarımız belli olmasına
karşın farklı çözüm arayışları ile müteahhitlerimizin bu sorunlarını çözmeye
çalışıyoruz.
usta
22
BİM-FED, ENERJİSA ile
sorunları görüştü
Birleşik İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (BİM-FED) Genel Başkanı Mustafa
Şahin, BİM-FED Yönetim Kurulu Üyeleri
Cem Saklavcı ve Ömer Faruk Çabuk ile
birlikte ENERJİSA yetkilileri ile görüşerek, müteahhitlerin elektrik bağlantı sorunlarını görüştü.
ENERJİSA Dağıtım Sistemleri ve Yatırım
Koordinatörü Hüsnü Dökmeci, Dağıtım
Hatları Müdürü Süleyman Salman, Metropol Yeni Bağlantı Operasyo n Yöneticisi Kürşat Kılıçarslan, Burhanettin Gökçe
ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Ebru
eylül-ekim ’12
Arıcan hazır bulunduğu toplantıda bölgelerde yaşanan sıkıntılar dile getirildi.
BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin,
ENERJİSA’nın sorumluluğunda olan
elektrik dağıtım sisteminin işleyişindeki
aksaklıkların müteahhitleri zor durumda bıraktığını, bu sorunun çözümü için
neler yapılabileceğini konuşmak üzere
ziyareti gerçekleştirdiklerini söyledi.
Dağıtım Hatları Müdürü Süleyman Salman, dağıtım hizmetlerinde bazı aksaklılar yaşadıklarının doğru olduğunu belir-
Birleşik İnşaat
Müteahhitleri
Federasyonu (BİMFED) Genel Başkanı
Mustafa Şahin,
BİM-FED Yönetim
Kurulu Üyeleri
Cem Saklavcı
ve Ömer Faruk
Çabuk ile birlikte
ENERJİSA yetkilileri
ile görüşerek,
müteahhitlerin
elektrik bağlantı
sorunlarını görüştü.
Eskiden 50 veya 100 konutluk bir proje tamamlandığında bunun altyapısını
da müteahhit yapardı. Herkes de bunu
kabullenmişti. Fakat geçtiğimiz yıl biz
Yapracık’ta ki TOKİ projesine 12 Milyon
TL yatırım yaptık.
planlıyoruz. Biz TOKİ projelerine işin
gerçeği yatırım yapmak istemiyoruz.”
dedi.
Söz alan BİM-FED Genel Başkanı
Mustafa Şahin, Süleyman Salman’ın
söylediklerine hak verdiğini belirterek;
“Biz sizi anlayabiliyoruz. Ancak sormak
istediğim bir konu var. Doğalgazdan
ve ASKİ’den örnek vermem gerekirse,
daha önce ASKİ girdiği bölgeyi tamamlayıp çıkıyordu. Şimdi biz koordineli çalışıyoruz. Önceliğimiz olan bölgeleri aktarıyor ve yaptırıyoruz. Doğalgazda da
aynı usulü uyguluyoruz. Gerekli rapor
ve çalışmalar ile yatırım yapılan yerlere
hizmet istiyoruz. Bunu sizinle de böyle
yapalım. Yoğunlaşan bölgelere hizmetimizi daha önce götürelim.” dedi.
“Şu anda yatırım ve bütçelerimiz belli olduğu için çalışmalarımızı kendi isteklerimiz doğrultusunda yönlendiremiyoruz.”
diye BİM-FED Genel Başkanı Mustafa
Şahin’e cevap veren ENERJİSA Dağıtım Hatları Müdürü Süleyman Salman;
“Şu anda müteahhitlerimiz kendi hatlarını çekiyorlar ve sistem kullanım bedeli
olan ve her faturanın yüzde 15’ine tekabül eden miktar, borç ödenene kadar
düşüyor. Yani müteahhitlerimiz trafoyu
koyuyor ödedikleri tutar kullanıcı faturasından düşüyor.” dedi.
Elektrik altyapısını yaparken imar çok
önemli. Elektrik altyapısını yaptıktan
sonra yapılanma devam ederse o hattı
kullanamazsınız. Çünkü kullanıcı sayısı
ve kapasitesi belirlenen altyapılar ona
göre tasarlanıp yapılıyor. İmar planı
önemli. İmar planına göre hareket ediyoruz. çünkü, belirli projelerde yüklü
miktarda yatırım yaparsınız, örneğin 10
bin kişinin oturabileceğini düşündüğünüz bir altyapı kurarsınız sonra oraya
sadece 500 kişi gelir ve yatırımınız boşa
gider. Sonuçta bunun kamu kaynağı olduğunu düşünerek hareket etmeliyiz.
BİM-FED Yönetim Kurulu üyesi Cem
Saklavcı da genel anlamda ruhsat aşamasına gelen projelerin tesisat sorunu
olduğunu kaydederek; “Masanın iki tarafı da, yani sizler de bizler de hizmetin
gecikmesinden ve elektrik ile ilgili yaşanan sorunlardan rahatsızız. Bu konuların çözümünün ne şekilde olacağı belli.
Aslında biz bir yıl önceden nerede kaç
kişinin oturabileceği ve yatırım yapacağı konusunda BİM-FED olarak bir rapor
sunabiliriz. Planlama, ruhsat ve projeler
hep belli. Burada, karşılıklı görüşmelerde size vereceğimiz raporlarda planlamanızı yönlendirebilirsiniz.“ diyerek
önerisini sundu.
Gelen başvurular ve saha personelimizin raporları neticesinde yıllık planlar
yapıyoruz ve yatırımlarımızı buna göre
Cem Saklavcı’nın önerisinin üzerine
Genel Başkan Mustafa Şahin; “Biz o
zaman şöyle bir çalışma yapalım. Biz
sizin işinizi nasıl kolaylaştırabiliriz. Size
ne gibi bilgiler sunabiliriz bunu çalışalım. siz de bu veriler ile bizim işimizi
nasıl kolaylaştırırsınız bunun çalışmasını
yapın. Bir çalışma programı oluşturalım.
Biz üyelerimizin sorunlarını bireysel değil de kitlesel olarak kalıcı çözümler ile
çözmek arzusundayız. Bu nedenle size
hazırlayacağımız dosyalarımız ile çeşitli
zamanlarda gelebiliriz. Bir bölgede yaşanan sorun varsa size iletmek de bizim bir meslek örgütü olarak vazifemiz.
Yapılan projeler veya yapılacak projeler
kapsamında 1 yıl önceden size bilgi verecek bir kapasitemiz var. Hangi belediyede, hangi bölgede ne kadar yatırım
yapılıyor, inşaat projeleri hangi bölgelerde yoğunlaşmış bunları biliyoruz. Sizinle
bu verilerimizi paylaşabiliriz. Biz, sizinle
tekrar bir araya gelerek verilerimizi paylaşmak ve sizin yapacağınız planlamada
her iki tarafında faydasını sağlayacak bir
platform oluşturmak istiyoruz. Elimizdeki verilerin sizin çok işinize yarayacağını
düşünüyorum. Bu veriler ışığında yapacağınız yıllık yatırım planlarını da bizim
meslektaşlarımıza fayda sağlayacaktır.
“ diye konuştu.
Son olarak söz alan ENERJİSA Dağıtım
Sistemleri ve Yatırım Koordinatörü Hüsnü Dökmeci daha önce de bahsedildiği
gibi belirli bir bütçeye ve plana sadık
kalmak zorunda olduklarını ve yaşanan
sorunların çekilen sıkıntıların hepsinin
farkında olduklarını söyledi. Dökmeci;
“Türkiye’de yaşanan altyapı sorununun
da farkındayız. Ciddi bir altyapı eksikliğimiz var. Bana göre altyapıların çok
öncesinden hizmet sağlayacağı alanlara ulaşması gerekiyor. Kurumunuzun
bizlere sunacağı veriler ileriki planlamalrımızda çalışmalarımıza ışık tutacaktır.”
dedi.
Toplantı sonrasında iki taraftan da birer
teknik heyet oluşturulması ve yaşanan
sorunların çözümü ile ilgili yapılabileceklerin görüşülmesi üzere 5 Aralık
2012 Çarşamba günü BİM-FED toplantı
salonunda bir araaya gelinmesine karar
verildi.
eylül-ekim ’12
23
usta
bim-fed’den
bim-fed’den
bim-fed’den
MİM-DER Genel Kuruluna,
Şinasi Kaya ve sahte oylar
gölge düşürdü
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği
(MİM-DER), 29 Eylül 2012 günü başkanını seçmek üzere sekizinci kez Genel Kurula gitti. Genel kurulda tutarsız
davranışları ile eleştirilen Divan Başkanı Şinasi Kaya, konuşmaları ve Genel
Kurulu yönetememesi ile tepki topladı.
Gündeme uymayarak ve taraflı bir yönetim anlayışı ile ortamı geren Şinasi
Kaya, Genel Kurulun şaibeli geçmesine neden oldu.
Belediye taraf olduğu ve Mamaklı müteahhitlerin belediyece tehdit edildiği
yolunda çıkan haberler ile yapılan seçimi Sezai Mallı kazandı. Sahte oyların
kullanıldığı seçimde, seçim gecesine
kadar MİM-DER’e kayıt yapılmasına
izin veren eski dernek başkanı Hamza
eylül-ekim ’12
Can da eleştirilerden kurtulamadı. Müteahhitlerin derneği olan ve bir meslek
örgütü görevi üstlenen MİM-DER’in
genel kurulunda, benzin işletmecisi,
kasap, inşaat işçisi, esnaf ve çevre ilçelerden gelen müteahhitlerin de oy
kullanması, seçim öncesi kafalarda
soru işareti bırakan dedikoduları haklı
çıkardı.
Şinasi Kaya verdiği kararlar ile Divanı bir arada tutamadı
Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın
ardından açıldı. Genel Kurulu yönetecek Divan Kurul’unun Başkanlığına
Şinasi Kaya, Başkan Yardımcılığına
Gürbüz Kaya, Ahmet Aloğlu, Katip
Üyeliğine Doğan Sandalcı, Sırrı Tozlüyük sunuldu ve oylama ile kabul edildi.
Mamak İnşaat
Müteahhitleri
Derneği (MİM-DER),
29 Eylül 2012 günü
başkanını seçmek
üzere sekizinci kez
Genel Kurula gitti.
Divan Kurulu yerini aldıktan sonra tartışmalar başladı. Öncelikle kurul maddelerine uymayan başkan Şinasi Kaya,
Divan Kurulunu bir arada tutmakta
güçlük çekti. Yapılan haksızlığa dayanamayan üyelerden iki tanesi istifa etti.
Divan’ın düşmemesi için araya girenler
sayesinde yeniden toplanan Divan Genel Kurulu, Şinasi Kaya’nın yanlı tutumu
ve bilinçli olarak gündeme uymaması
sebebiyle tartışmalara sebep oldu ve
seçimin gergin bir ortamda geçmesine
neden oldu. Adeta bir görev üstlenmişçesine hareket eden Divan Başkanı
Şinasi Kaya bütün haksızlıkların odak
noktası oldu.
Şinasi Kaya gelen önergeleri dikkate almadı
Genel Kurul Gündemini okuyan Şinasi
Kaya, gündem maddelerinin haricinde
istenilen önergeleri talep etti. Gelen
önergelere kayıtsız kalan Şinasi Kaya,
katılımcılardan tepki topladı. Önergelerin dikkate alınmama sebebini soran
önerge sahiplerine ise “Ben başkanım
ben ne dersem o olur” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamanın
ardından ortam iyice gerildi. Demecinden geri adım atan Şinasi Kaya, aldığı
görevi tamamlamak istercesine, ortamı
yumuşattı fakat gelen önergeleri yürürlüğe koymadı.
Mesut Akgül: Ben tüm adaylara eşit
mesafedeyim
Toplantıya katılan Mamak Belediye
Başkanı Mesut Akgül, meslek örgütlenmelerin önemine değinerek, dernek
faaliyetlerine destek verdiklerini vurguladı. Başkan Akgül, her üç adaya da
başarılar dileyerek, seçimlerin demokratik bir süreç olduğunu, kaybedenlerin
yılmayarak meslekleri için gönül rızası
ile çalışmaya devam etmeleri gerektiğini dile getirdi. Seçimden önce bir takım
spekülasyonların dolaştığını duyduğunu belirten Akgül, bu tip dedikoduların
olmaması gerektiğini herkese eşit mesafede olduğunu açıkladı.
“Federasyon Başkanının konuşması istenmedi”
MİM-DER’in bağlı bulunduğu federasyon olan BİM-FED Genel Başkanı
Mustafa Şahin’in konuşması yönünde
eylül-ekim ’12
25
usta
usta
24
Genel kurulda
tutarsız davranışları
ile eleştirilen Divan
Başkanı Şinasi
Kaya, konuşmaları
ve Genel Kurulu
yönetememesi
ile tepki topladı.
Gündeme
uymayarak ve
taraflı bir yönetim
anlayışı ile ortamı
geren Şinasi Kaya,
Genel Kurulun şaibeli
geçmesine neden
oldu.
gelen önergelere karşı çıkan Şinasi
Kaya, taraf olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gündem maddelerinde yer alan
üst birim olan Federasyon başkanının
konuşmasına imkan vermemek adına
türlü oyunlar yapan Şinasi Kaya, gelen
taleplere ve baskılara rağmen son derece inatçı davranarak talepleri geri çevirdi ve aldığı görevi icra etmeye devam
etti. Salondan gelen yoğun protestoya
ve itirazlara da gözlerini, kulaklarını kapatan Şinasi Kaya, yaşanan gerginliğin
artmasına neden oldu. Divan’dan istifalarını açıklayan Gürbüz Kaya ve diğer
delegelerin “Bu divan düşmüştür” demelerine rağmen genel kurula devam
eden Şinasi Kaya, son derece haksız
ve hukuksuz kararlara imza attı.
usta
26
eylül-ekim ’12
bim-fed’den
İbrahim Buğdaycı: Konuşmalardan
korkan birileri mi var?
Çıkan tartışma üzerine söz alan başkan adayı İbrahim Buğdaycı, Şinasi
Kaya’yı tarafsız olacağını düşündükleri
için seçtiklerini belirterek, ne yapılmaya
çalışıldığını anlamadığını söyledi. MİMDER’in, BİM-FED’e bağlı olduğunu ve
Genel Başkan Mustafa Şahin’in de
konuşmasının son derece doğal olduğunu kaydeden Buğdaycı, bu konuda
birilerinin çekincesi olduğuna inandığını kaydetti. Buğdaycı’nın araya girmesi
ile tekrar bir araya gelen divan, genel
kurula devam kararı aldı.
MİM-DER 8. Olağan Genel Kurulu, başkan adayları olan İbrahim Buğdaycı,
"MİM-DER’in
bağlı bulunduğu
federasyon olan BİMFED Genel Başkanı
Mustafa Şahin’in
konuşması yönünde
gelen önergelere
karşı çıkan Şinasi
Kaya, taraf olduğunu
bir kez daha
kanıtladı. Gündem
maddelerinde
yer alan üst birim
olan Federasyon
başkanının
konuşmasına
imkan vermemek
adına türlü oyunlar
yapan Şinasi Kaya,
gelen taleplere ve
baskılara rağmen
son derece inatçı
davranarak talepleri
geri çevirdi ve
aldığı görevi icra
etmeye devam etti.
Salondan gelen
yoğun protestoya ve
itirazlara da gözlerini,
kulaklarını kapatan
Şinasi Kaya, yaşanan
gerginliğin artmasına
neden oldu. "
Sezai Mallı ve Veli Demir’in konuşmaları
ile devam etti. Başkan adayları seçilmeleri halinde ortaya koyacakları projeleri
anlatırken oy istediler. Başkan adaylarının konuşmalarının ardından yönetim
kurulu ve denetim kurullarının ayrı ayrı
ibrasına yer verildi. Okunan raporlar
oya sunuldu ve dernek üyeleri tarafından kabul edildi.
Müteahhitlik federasyonlarına üye-
lik ve üyeliklerin geri çekilmesi
maddesi büyük tepki topladı
Genel Kurul Gündeminde yer alan
maddeler içerisinde Müteahhitlik federasyonlarına üyelik ve üyeliklerin geri
çekilmesi maddesi salonda gerginlik
yarattı. BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin kürsüye çıkarak sıradan bir
uygulamaymış gibi anlatılan federasyondan ayrılma ve katılma maddesinin
açılmasını ve üyelere gerçeklerin anla-
tılmasını istedi. Başkan Şahin bu maddenin BİM-FED’den ayrılmak amaçlı bir
madde olduğunu ve içeriğinin bilinerek
oylanması gerektiğini belirtti. Fakat
Divan Başkanı Şinasi Kaya böyle bir
talebe cevap veremeyeceklerini açıklayarak geri adım attı. Şinasi Kaya’nın
tutarsız tavırları, salondan büyük tepki
topladı. BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin, “Bu dernek BİM-FED’e üye,
böyle bir madde oylanamaz. Öncelikle
27
usta
bim-fed’den
eylül-ekim ’12
bim-fed’den
seçilen yönetim dilediği takdirde genel kurula
giderek bunun kararını
alır. Bu maddenin burada oylanması yanlış olur.
Burada nahoş bir ortam
yaratmak Mamak’a yakışmıyor.” dedi.
Daha sonra polis eşliğinde seçime geçildi. Divan
Başkanı Şinasi Kaya’nın
oy kullanma esnasında
da taraflı davranışlarına
devam etmesi ise Genel
Kurula damga vurdu.
üyelikten çıkarılması için karar alınması gerekiyor. İşimizi doğru yapalım. İnsanları yanlış yönlendirmeyelim” dedi.
Salondan gelen tepkilere daha fazla
duyarsız kalamayan Şinasi Kaya ilgili
maddenin görüşülüp görüşülmeyeceği ile ilgili olarak oylama yapma kararı
aldı. Üyelerin büyük çoğunluğunun oylarıyla madde gündemden kaldırıldı.
28
Şinasi Kaya’nın beceriksiz yönetimi
sebebiyle yaşanan gerginliğin ardından söz alan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, müteahhitlerin birlikte
hareket etmeleri ve belediye ile iç içe
olduklarını hatırlatarak, federasyon
oylamasının yerinin burası olmadığını söyledi. Akgül; “Burada sağlıklı bir
başkanlık seçimi yapılarak daha sonra
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (MİMDER) sekizinci Genel
Kurulu’nu şaibeler ve
belediye desteğiyle Sezai Mallı kazanırken, akıllara durgunluk veren ve
tarihte görülmemiş , anti demokratik bir
seçim geride kaldı. Seçime Divan Başkanı Şinasi Kaya damga vururken, Şinasi Kaya kendisinden beklenilmeyen
tutum ve taraflı davranışları ile meslektaşlarından büyük tepki toplamasına
rağmen kendisine verilen görevi hakkıyla (!) yerine getirdi.
M.B.Ş.
inşaat - taahhüt - yatırım
iskele & kalıp sistemleri
úSKELE & KALIP
úHTúYACINIZ,
SATILIK ve KúRALIK
olarak,
İş kanunu kapsamına
amın
na g
giren
iren
şç
çi SSağlığı
ağlıığı
yapı işlerinde, İşçi
ve İş Güvenliği Tüz
Tüzüğü’nde
züğü’’nde
en b
aşkka
öngörülenlerden
başka
g
üv
venllikk
alınacak sağlık ve gü
güvenlik
usta
tedbirlerinin belirlendiği
elirrlendiğ
ği
“YAPI İŞLERİNDE İŞÇİ
ŞÇİ SAĞLIĞI
S
VE İŞ GÜVENLİĞİ TÜZÜ
TÜZÜĞÜ”ne
Ü
ÜĞÜ”n
ne
ızlı şşekilde
ekilde
ek
uygun ve en hızlı
diliir....
temin edilir...
eylül-ekim ’12
úskeleciniz...
Tel: 0 312
385 16 96
1265.
1
265. Sk.
Sk. N
No:
o: 15 Örnek S
San.
an. Sitesi Os
Ostim
stim
m-A
ANKARA
NKARA
Fax
F
Fax:
x: 0 31
312
23
385
38
85 16
1 8
84
4 iin
info
[email protected]
ffo@m
@mbs
@m
@
bsiinsaatt com tr
bim-fed’den
Mamaklı Müteahhitler'den,
şaibeli Genel Kurul'un
mimarlarına, TOKAT gibi cevap
Mamak Müteahhitler Derneği
Kurucu Başkanı Mehmet Özmen:
Yapılanları kabullenemeyerek
gerçek anlamda bir meslek
örgütü kurduk
Mamak’ta Müteahhitler Yeni Bir Dernek Kurdu
Mamak’ta Müteahhitlerin Yeni Adresi: Mamak
Müteahhitleri Derneği
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (MİM-DER), 29 Eylül 2012 günü gerçekleştirdiği şaibeli Genel Kurul’a Mamaklı müteahhitler sessiz kalmadılar.
Mamak’ta inşaat yapan gerçek müteahhitlerin üyeliği ile oluşturulan MAMAK
MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ, MİM-DER Genel Kuruluna şaibe katanlara tokat
gibi bir cevap olarak görülüyor.
30
Belediyenin taraf olduğu ve Mamaklı müteahhitlerin belediyece tehdit edildiği,
seçim gecesine kadar MİM-DER’e fason üye kayıtlarının yapıldığı bilinen Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği seçimlerinde, can sıkıcı konulardan biri de
tarafsız olması gereken Divan Başkanlığı makamının, bir yerlerden görev aldığı çok net olan Şinasi Kaya tarafından doldurulması oldu. Bir meslek örgütü
olan Mamak İnşaat Mütehhitleri Derneği’nin siyasi bir grup tarafından kurtarılması gereken bir kale gibi taarruza uğraması ise ayrıca düşündürücüydü.
usta
MİM-DER’in genel kurulunda, benzin işletmecisi, kasap, inşaat işçisi, esnaf
ve çevre ilçelerden gelen müteahhitlerin de oy kullanması durumun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bir önceki seçimlerde 600 civarında oy kullanılarak eski başkan Hamza
Can’ın 207 oy ile seçilmesi, Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin 8. Olağan Genel Kurul’unda ise toplam 1046 oy kullanılması fason üye kaydının ne
boyutlara ulaştığını gösterdi.
Mamaklı Müteahhitler, MİM-DER’in kendilerini mesleki açıdan yeterince temsil edemediği ve üyelik kriterlerini taşımayan üyelerle kongreye gittiği, derneğin siyasallaşmaya başladığı gerekçeleriyle yeni bir dernek kurdular. Kurucu
Başkanlığına Mehmet Özmen’in getirildiği Mamak Müteahhitleri Derneği, yapacağı çalışmalar ile mesleğin sesi olmayı hedeflemekle beraber, hazırladığı
projeler ile de müteahhitlere ufuk açacaklar.
Derneğin kuruluş amacını ve neden böyle bir dernek kurma ihtiyacı hissettiklerini konunun muhataplarından dinledik. Bu amaç ile dernek kuruluşunda
görev alan, Kurucu Başkan Mehmet Özmen, İbrahim Buğdaycı, Hasan Bozkul ve Doğan Sandalcı ile gerçekleştirdiğimiz söyleşileri sizler ile paylaşıyoruz.
eylül-ekim ’12
Mamak İnşaat
Müteahhitleri
Derneği’nin (MİMDER), 29 Eylül 2012
günü gerçekleştirdiği
şaibeli Genel
Kurul’a Mamaklı
müteahhitler
sessiz kalmadılar.
Mamak’ta inşaat
yapan gerçek
müteahhitlerin
üyeliği ile
oluşturulan MAMAK
MÜTEAHHİTLERİ
DERNEĞİ, MİM-DER
Genel Kuruluna
şaibe katanlara
tokat gibi bir cevap
olarak görülüyor.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Başkanı Mehmet Özmen, MİMDER Genel Kurulu’nu değerlendirerek, yeni kurdukları dernek hakkında
bilgi verdi. Özmen, MİM-DER Genel
Kurulu’nun alışılmışın dışında gergin geçtiğini belirterek, yapılan haksızlıklar ile birlik ve beraberlik anlayışının yok edildiğini söyledi.
Özmen, fason üyelerden dolayı
Mamak’ta faaliyet gösteren müteahhitlerin sayılarını bile bilemediklerini aktararak, MİM-DER’in temsil hakkını kaybettiğini ve mesleği temsil edemediğini
vurguladı. Özmen, yapılan genel kurul
ve müteahhitlerin yeni derneği hakkında
şunları söyledi; “Ne olursa olsun seçim
kazanılmalı mantığıyla hareket edenler,
yaptıkları usulsüzlüklerle şaibeli bir genel kurula imza atmışlardır. Demokratik
şartlarda ben ve müteahhit arkadaşlarım, genel kuruldan kim başkan çıkarsa
çıksın kabullenmeye hazırdık. Yapılan
usulsüzlükler sonucu MİM-DER müteahhitleri temsil etme hakkını kaybetmiş,
meslektaşlarımız için yeni bir oluşuma
ihtiyaç doğmuştur. Olayların bu noktaya
taşınmasının en büyük sorumlusu maalesef MİM-DER eski başkanı Hamza
Can’dır. Başarısız yöneticiler sivil top-
lum kuruluşlarında bölünmeler yaratır.
Mamak’ta yaşanan olay da budur.
Hamza Can taraf olarak suç işledi
Daha önce referandum sürecinde
Hamza Can, taraf olduğunu beyan
ederek suç işlemiştir. Bir yönetim kurulu kararı olmamasına rağmen dernek
başkanı sıfatıyla siyasi bir karar vermiş
ve bunu deklare etmiştir. Biz bunu kendisine söylediğimizde inkar etti. Ama
Genel Kurul’da kendisi itiraf etti. Siyasi
temsilciler karşısında olunca kendisini
güçlü hissetti galiba ve yaptığını açıkladı. Ama dernek adına bunu yapamazsınız. Bu da Hamza arkadaşımızın bilgisizliğinden kaynaklanıyor. Geçtiğimiz
süre zarfında kendisini hiç geliştirmedi.
Mamak’ta yaşananlar tamamen Hamza
Can’ın suçudur. Ben kendilerine şunu
tavsiye ettim. Eğer siyasi bir taraf olacaksanız, Mamaklı AKP’Lİ Müteahhitler
derneği kurun ve açıklamalarınızı buna
göre yapın. Ama bir sivil toplum kuruluşunu temsil etmeyin. Dernekler siyasete taraf olacak kurumlar değildir. Mesleğimizin çıkarına bir konu varsa mutlaka
destek oluruz. Bizim adımıza bir çalışma yürütülüyorsa bizler de arkasında
dururuz. Bu hangi parti olursa olsun.
Aksi halde üyelerin kendi siyasi görüş-
leri var, biz üyelerimizin siyasi görüşlerine ipotek koyamayız. Ayrıca Hamza
Can Genel Kurul’da yaptığı konuşmada
taraf olduğunu direk beyan etmiştir. Bir
başkan tüm adaylara eşit mesafede olmalı. Bu hareketler Mamak’taki birlik ve
beraberliğe gölge düşürmüştür.
Genel Kurul iyi yönetilemedi
Genel Kurul’da hiç bir meslektaşımız
veya üst yöneticimiz meslektaşlarına
seslenemedi. Oylama yapılırken üstü
kapalı geçildi. Fikir beyan etmek isteyene izin verilmedi. Şinasi Kaya bunları
iyi bildiği halde, yapmadı. Demek ki bir
vazife aldı ve bunu icra etmeye çalıştı.
Üzülerek söylüyorum ki derneğimizde
söz almak isteyen herkese söz hakkı
verilmeliydi. Arkadaşımız seçimi kazandı ama bence içine sindiremedi. Biz
birleşmeden yana olduk. Bize birleşelim tek liste halinde gidelim teklifinde
geldiklerinde, biz İbrahim Buğdaycı’nın
9 ay çalıştığını, sıkmadık el bırakmadığını, kendisinin önderliğinde birleşmeyi kabul ettiğimizi söyledik. Ama buna
yanaşmadılar. Bunun nedeni de Hamza Can’ın tutarsız davranışları oldu. biz
de bölünmeden yana değiliz. Ama bu
birlikteliği Hamza Can ve Genel Kurulda meydana gelen olaylar bozmuştur.
Buna da kimse dur dememiştir.
Gerçek anlamda bir
meslek örgütü kurduk
Biz, yaşanan bu olumsuz tabloda gerçek müteahhitlerimizden oluşan bir
dernek kurmaya karar verdik. Üretim
yapan aktif müteahhitlerin yer aldığı
bir dernek kurduk. Bizler, müteahhit
sayımızı bilmek istiyoruz. Kapasitemizi
görmek istiyoruz. Meslek örgütümüzü,
bizim meslektaşlarımızın seçtiği kişiler
yönetmeli. Bizim ilk yaptığımız iş teknik
heyetimizi kurmak oldu. Derneğimizde mesleğimiz ve projelerimiz konuşulacak. Konsorsiyumlar oluşturarak
büyük projeler yapacağız. Artık tek
başına birkaç konutluk projeler yapma zamanı geçiyor. Birleşerek daha
büyük projelere talip olmamız gerekiyor. Daha gelişmiş ve modern projeler
yapacağız. Şu anda birliktelikler kurulmaya başlandı. Derneğimizde kesinlikle siyaset yapılmayacak. Tamamen
meslektaşlarımızın çıkarına faaliyetler
ve ticari iş birliktelikleri gerçekleştirilecek. Bizim şu anda her zamankinden
eylül-ekim ’12
31
usta
bim-fed’den
bim-fed’den
bir düşüş elde ettik. Bankalarla anlaşarak kredi kolaylığı sağladık. İnşaat
malzemeleri alımında büyük indirimler
sağladık. Önemli olan ilkeli bir şekilde
çalışmaktır. Kısa sürede önemli adımlar atarak üyelerimize avantajlar sunduk. Kısaca üyeleri bizden olmayan ve
iyi çalışmayan bir derneği kabullenemeyerek, gerçek anlamda Mamak’ta
faaliyet gösteren müteahhitlerden oluşan bir dernek kurduk. Çok güzel fikirler ortaya çıktı.
Kapımız tüm meslektaşlarımıza açık
Bu arada daha iyi işler yapmak isteyen,
mesleği adına çalışmak isteyen, konsorsiyumlara katılmak isteyen ve mevcut yapıyı beğenmeyerek bize katılmak
isteyen tüm meslektaşlarımıza da kapımız açık. Bu dernek hiçbir siyasi yapıya
veya kuruluşa muhalefet yapmak için
kurulmamıştır. Sadece meslektaşlarının
sorunlara eğilmek ve daha iyi işler yapmak adına kurulmuş bir dernektir. Mamaklı müteahhitlerin derneğidir.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi İbrahim Buğdaycı
Müteahhitlerden oluşan bir meslek örgütü kurduk
taraflı ve adeta bir görev üstlenmişçesine hareket etti ve kendisine yakışanı yapmadı.” dedi.
usta
32
İbrahim Buğdaycı aday olduğu
MİM-DER Genel Kurulu’nun ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Buğdaycı, taraf olunan ve şaibelerle
dolu bir seçimin ardından yeni bir
oluşuma imza attıklarını belirterek,
Mamaklı müteahhitlerin özgür iradeleriyle kendi derneklerini kurmaya karar verdiklerini söyledi.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi İbrahim Buğdaycı, başkan
adayı olarak katıldığı MİM-DER Genel Kurulu’nda Divan Başkanı Şinasi
Kaya’yı işaret ederek; “Biz bu denli
taraf olunabileceğini hiç düşünmedik.
Derneğin Onursal Başkanı olan Şinasi
Kaya’yı eşit ve adil bir yönetim göstereceği düşüncesiyle divan başkanı olarak
seçtik. Fakat Şinasi Kaya, son derece
eylül-ekim ’12
MİM-DER’i basamak olarak kullanmak istiyorlar
Daha önce MİM-DER’i siyasi bir
basamak olarak kullanan Şinasi
Kaya’nın ardından, Hamza Can’ın da
aynı şeyi yapmak istediğini kaydeden Buğdaycı, yeni seçilen başkan
Sezai Mallı’nın da maksadının aynı
olduğunu vurguladı. Kendilerinin
bunu anlayarak harekete geçtiklerini
anlatan Buğdaycı konuşmasına şöyle devam etti; “Derneğimiz maalesef
birilerine peşkeş çekilmiştir. Genel
Kurul son derece taraflı geçmiş,
tarihte görülmemiş bir genel kurula
imza atılmıştır. Diğer başkan adayı Veli
Demir ile birlikte dik duruşumuzu sergiledik. Tahminimizce de yüzde 80’lik bir
oy oranı aldık. Seçimi kaybetmemizin
nedeni ise, son günlerde üye yapılan
ve müteahhit olmayanların kullandıkları oylar olmuştur. Müteahhitler derneği
başkanı, kasabın, manavın ve diğer
ilçelerden gelen insanların oylarını almıştır. Derneğin siyasallaştırıldığını ve
artık müteahhitlere bir faydasının bulunmayacağını düşünüyoruz. MİM-DER’in
tabanına dinamit koydukları için Hamza
can ile birlikte Şinasi Kaya’yı tebrik ediyorum. Tabi her şerde bir hayır vardır.
Biz de bu seçimin ardından Mamaklı
müteahhitler olarak bir araya geldik
ve gerçek anlamda bir meslek örgütü
kurduk. Değerli Başkanımız Mehmet
Özmen’in Başkanlığında bir dernek
kurduk ve en kısa sürede organizasyon
yapımızı hazırlayarak yolumuza devam
edeceğiz.
Adil bir seçim yapılmadı
Seçimi kazanan Sezai Mallı Bey’e oy
verilmesi adına Mamak Belediyesi’nden
müteahhitlerimize yapılan baskı, MİMDER’e aday olduktan sonra bizlere
açılmayan dernek kayıtlarının kendisine
açılması, dernek binasını seçim bürosu
gibi kullanması taraf olunduğuna dair
en belirgin kanıtlardır. Bu seçimin hakla
hukukla kazanıldığını kimse söyleyemez. Sezai Mallı’nın da ben bugün vicdanının rahat olduğuna inanmıyorum.
Mali tablo şaka gibi; geldi 110 bin,
gitti 110 bin
Genel Kurulda mali tablolar okunurken,
söz hakkı istedik. Mali tabloda Hamza
Can nasıl oluyor da 110 bin geliri 110
bin gideri ayarlayabiliyor. Hiç mi artısı
veya eksisi yok bu mali tablonun. Buna
itiraz etmek istedik. Normal şartlarda
konuşmamız gerekirken bize söz hakkı verilmedi ve saçma bir oylamayla
kabul edildi. Bakınız adalet herkese bir
gün lazım olacaktır. Adaleti karşılarına
alanlar da bir gün mutlaka adalet diye
sesleneceklerdir.
Federasyon başkanımızın konuşturulmamasını kabullenemiyorum
Seçimde divan başkanı Şinasi Kaya’nın
taraflı tutumu, BİM-FED Genel Başkanı
Mustafa Şahin’i konuşturmaması ile
iyice pekişmiş, hiçbir bağımızın bulun-
madığı TİM-FED başkanı da konuşmayacak bahanesiyle üstü kapatılmak
istenmiştir. Bizim üst kuruluşumuz olan
ve kendisinin müteahhitlik sektörüne
sonsuz katkıları olan Sayın Mustafa
Şahin’e yapılan bu saygısızlığı kabullenemiyorum. Benim gibi birçok meslektaşımda burada tepkilerini dile getirmiş
fakat Şinasi Kaya tüm bu tepkilere kayıtsız kalmıştır. Biz demokrasiden yanayız. Burada TİM-FED Başkanı misafir
olarak konuşma yapsaydı buna itiraz
etmezdik. Veya diğer meslektaşlarımız
konuşma yapsaydı herkes saygıyla
dinlerdi. Fakat kimseye konuşma hakkı
verilmedi. Böyle bir anlayış olamaz.
Biz, bağımsız, haklarımızı arayacağımız bir meslek örgütü kurduk
Biz de seçimden sonra bu derneğin
bizi artık temsil edemeyeceğini, meslek örgütlenmesinden ziyade siyasi
bir yapıya büründüğünü tespit ederek, kendi derneğimizi kurmaya karar
verdik. Mehmet Özmen Başkanımızın
Kuruculuğunu üstlendiği Mamak Müteahhitleri Derneğimiz, yaşanan bu olumsuz tablodan tamamen sıyrılarak, tam
manasıyla bir meslek örgütü niteliği
taşıyacaktır. İlk adım olarak belediyenin
yanında 2 daire alarak derneğimizin
kendi idari bürosunu yaptık. Mesleğimizin sorunlarını çözebileceğimiz tek-
nik ve ekonomik komisyonlar oluşturacağız. Konsorsiyumlar kurarak büyük
projelere dahil olacağız. Masa başında hazırlanan kanun ve yönetmeliklere karşı mücadele edeceğiz. Birleşik
İnşaat Müteahhitleri Federasyonu’na
(BİM-FED) üye olarak Mustafa Başkanımız ile birlikte hareket edeceğiz. Çünkü BİM-FED çatısı altında daha güçlü
olacağımızı düşünüyoruz. Kimseye
veya hiçbir siyasi oluşuma karşı değil,
tam anlamıyla bir meslek örgütü niteliği taşıyan bir dernek olacağız. Burada
kesinlikle siyasete veya derneği menfaatleri uğruna kullanmak isteyenlere
müsaade etmeyeceğiz.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Hasan Bozkul
Kaybeden Mamaklı müteahhitler oldu
tu; “İbrahim Buğdaycı ile birlikte çıktığımız yolda Mamak’ta 470 müteahhit
meslektaşımızın güvenini topladık ve
insanlar bize inandı. Çok çalıştık ve insanlara projelerimizi anlattık. Ama son
bir ayda belediyemizin desteklediği bir
aday çıkarıldı. MİM-DER’e son birkaç
günde yeni kaydedilen kişilerle de seçimi kazandılar. Ama burada kaybeden
Mamaklı müteahhitler oldu. Biz, sorunlarımızı dile getirelim diye uğraştık. 3 yıl
boyunca Hamza Can, kendi çıkarları
doğrultusunda hareket ederek, bizim
temsilciliğimizi yapamamıştır. Atılan tüm
adımlar, BİM-FED aracılığıyla atıldı.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Hasan Bozkul, geride kalan MİM-DER Genel Kurulu’nu değerlendirerek önemli açıklamalarda
bulundu.
Hamza Can döneminde müteahhitlerin
çok büyük haksızlığa uğradığını kaydeden Hasan Bozkul, yapılan seçimin
tarihte görülmemiş haksızlıklara sahne
olduğunu ifade etti. 9 ay gibi bir süre
zarfında İbrahim Buğdaycı önderliğinde seçimlere hazırlandıklarını anlatan
Hasan Bozkul, seçimlerin sonunda
kazanamasalar da kendilerinin galip
geldiğini söyledi. Bozkul şöyle konuş-
İlçe dışından adam getirtilerek, değişik sektörlerde çalışan insanlara
oy kullandırılarak, kazanılan seçimle, bizim sorunlarımızı nasıl çözecekler?
Yapılan seçimde hepimiz şahit olduk.
Kasap, manav, benzinci, hepsi oy
kullandı. Bunlar derneğimize neden
üye oldu? İlçe dışında tanıdığımız,
Mamak’ta inşaat yapmayan insanların
bizim seçimimizde ne işi var? Bağlı bulunmadığımız bir federasyon yetkilileri
neden MİM-DER’i takip ediyor? Bunlar
hep cevap bekleyen sorular. Seçimin
kimler tarafından ve nasıl kazanıldığı
bu soruların cevabında yer alıyor. Dediğim gibi burada kaybeden Mamaklı
müteahhitler olmuştur. Böyle kazanılan
bir seçim, hangi sorunumuza eğilecek,
hangisine çözüm arayacaktır? Buradan
sormak istiyorum; 2 bin 500 üye varken
neden bin 59 oy kullanılıyor? Diğer aday
Veli Demir ile birlikte biz 600 oy aldık.
Aldığımız bu oy oranı, geçen seçimde
kullanılan toplam oy miktarı kadar. Bizim kanaatimiz ve Mamaklı müteahhitlerin ortak kanaati; seçimleri İbrahim
Buğdaycı ve Veli Demir’in kazandığıdır.
Bağlı olduğumuz üst kuruluşun
başkanının konuşturulmamasını kabullenemiyoruz
MİM-DER Genel Kurulu’nda bağlı bulunduğumuz üst kuruluşumuz olan
BİM-FED’in Genel Başkanı Sayın
Mustafa Şahin’in konuşturulmamasını
kabullenemiyoruz. Yapılmak istenen
apaçık ortadadır. Ama tarih bu yapılanları affetmez. Mamak’ta yapılan bu haksızlık dalga dalga yayılıyor. Düşünün bir
oda seçimi yapılıyor, başkan adayları
konuşuyor, bağlı bulunulan üst kuruluşun başkanı konuşturulmuyor. Böyle
bir uygulama, böyle bir mantık nerede
görülmüş, nerede duyulmuş?
Kimsenin konuşturulmaması taraf
olunduğuna en büyük kanıttı
Genel Kurul’un Divan Başkanı olan
Şinasi Kaya kimsenin konuşmasına
müsaade etmedi. Özellikle gündem
maddeleri, idari ve mali raporlar okun-
eylül-ekim ’12
33
usta
daha fazla birlikteliğe ihtiyacımız var.
Üye sayımızın çok olması önemli değil, yeteneklerinin fazla olması, sorun
çözebilme kapasitemizin fazla olması
gerekiyor. Bununla ilgili, teknik heyet
kurduk. Bunun içerisinde hukukçumuz, mimarımız, mühendisimiz ve
meslekten arkadaşlarımız yer aldı. Burada sorun çözme, maliyetleri azaltma,
daha iyi projeler üretme gibi konularda
faaliyetler yapılıyor. İlk çalışmalarımızda kalıp maliyetlerinde büyük oranda
bim-fed’den
bim-fed’den
Hamza Can’a soruyorum kayıt yapılan üyelerin paraları nerede?
Divan, mali gelir gider tablosunun
okunmasının ardından bize söz hakkı
vermedi. Sizin aracılığınız ile sormak
istiyorum. Bize söylenen mali tabloda
110 bin girdi, 110 bin çıktığıydı. Seçim
akşamına kadar yapılan üye aidatları
nerede? Aynı gece hepsi mi harcandı?
Üye tarihleri ve kayıtları incelenmeli. Bu
gelirlerin nereye harcandığı araştırılmalı. Son bir ayda 300-400 arası üye
yapılmış. Kasada hiç para yok. Bu üye
paraları nereye gitti?
Biz mesleğimize sahip çıkarak yeni
bir dernek kurduk
Yapılanları affedemedik ve seçimde bir
araya gelen arkadaşlarımız ile birlikte
yeni bir dernek kurmaya karar verdik.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen kendi
kimliğimizle Mamak’ta yeni bir oluşuma
imza attık. Mamak’ın önünün açılması
lazım. Sektör Mamak’ta zor durumda.
Geçenlerde bir meslektaşımız yaşadığı
sorunlar yüzünden icralık oldu ve adam
vurdu. Bürokratik sorunları aşmamız
gerekiyor. Mamak Belediyesi yeni bir
uygulama getirdi ve 3 metrelik bir perdeye ruhsat istiyor. Bu yeni uygulama
her müteahhidimize hem bürokratik
sorun hem de ek maliyet getirdi. Bizim
önümüzün açılması gerekirken, her geçen gün önümüz tıkanıyor. Peki bunu
kim dile getirecek? Neden çevre ilçelerde bürokratik sorunlar aşılmışken,
Mamak’ta yenileri ekleniyor?”
Amacımız projeler halinde bu sorunları
dile getirerek ortadan kaldırmak. Sektörün sorunlarını doğru analiz ederek
doğru adımlar ile çözmek istiyoruz.
Bunu yapabilecek bir organizasyon
olmadığı için adım attık, tüm meslektaşlarımızı da davet ediyoruz. Burada
hiçbir çıkar gütmeden sadece meslektaşlarımızın sorunlarını çözebileceğimiz
bir mekanizma oluşturacağız.
Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı
MİM-DER Genel Kurulu’nda hatalar zinciri
usta
34
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER) Genel Kurulu’nda
yönetimsel anlamda çeşitli sıkıntılar yaşandığını dile getiren Mamak
Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı, Genel Kurul’un
tam bir fiyasko olduğunu, çeşitli
eylül-ekim ’12
yasal usulsüzlükler yaşandığını ve
haksız bir seçim sonucu elde edildiğini söyledi.
Seçimin iptal edilmesi için birçok
neden var
Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği
(MİM-DER) Genel Kurulu ardından
tepkiler dile getirilmeye devam diyor.
Yapılan Genel Kurul’da Divan Üyeliği
yapan Sandalcı İnşaat Genel Müdürü ve Mamak Müteahhitler Derneği
Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı ile
bir araya gelerek kendisinden bilgi
aldık. Mamak Müteahhitler Derneği
Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı, “Biz
seçimlerden birkaç gün önce bir araya gelerek Şinasi Kaya’nın tarafsız
olacağına inanarak Divana başkanlık
etmesinde mutabık kaldık. Divanın
çok güzel gideceğine inanıyorduk.
Ancak, Divana başlandığı zaman
yönetimsel hatalar ile birlikte taraflı
bir tutum gözlemlediğim anda ben
istifa ettim. Bir kere, hazirun cetveli
dediğimiz, üyelerin imzasını atması
gereken ve yeterli sayıya ulaşması
beklenen cetvelin tamamlanmadığını gördüm. Hazirun cetveline bakıyoruz bomboş. ‘Başkanım bu toplantıyı
açamayız Hazirun cetvelinde imza yok’
diyorum. Kesinlikle cevap yok. Hamza
Bey çıktı ‘yeterli sayımız var’ dedi. Bu
bile seçimin iptaline yeterli bir sebeptir.
Oradaki seyirci üye olmayabilir. Bu cetvelde imza olması gerekiyor.
Gündem bile yanlış
Daha sonra gündem maddeleri okunmaya başlandı. Okunan gündem bile
eski yönetim tarafından Genel Kurula
hazırlanılmadığını gösterdi. Biz, daha
önce 13 maddelik bir gündem üzerinde anlaştık. Aklı selim bir adam bunları
kronolojik sıraya göre okuyacak sorun
çıkmayacaktı. Ama kafalarına göre
oluşturdukları gündem, itirazlara aldırmaksızın okundu ve kimse de dinlenmedi.
Divan başkanı tüzüğe göre yönetir
ve tarafsız olur
Divan başkanlarının genel kurullarda
tarafsız olması ve tüzüğe göre yönetmesi beklenir. Bizim bağlı olduğumuz
bir federasyonumuz var. Sen beğen ya
da beğenme, o bizim üst kuruluşumuz.
Genel başkanımızın veya yöneticilerimizin orada çıkıp birkaç kelime etme
hakkı var. Bunu elinden alamazsın.
Başka bir federasyon ile kıyaslayarak,
eşleştiremezsin. Resmi olarak kime
bağlıysak sen onu dile getirmek zorundasın. Hayatımda yaklaşık 30’a yakın
genel kurul yaşadım, ilk defa hiçbir
üyenin konuşmadığı veya konuşturulmadığı bir genel kurul gördüm. Artık
dayanamadım ve başkana isyan ettim. ‘Önümüzde talepler var. Başkanı
konuşturmuyorsun bari üyelerimizden
fikir beyan etmek isteyenlere müsaade
edelim’ dedim. İnsanların lehte veya
alehte konuşmaya hakları vardır. Bunları elinden alamazsınız.
Oylamalar sayılmadan geçildi
Yönetimin raporlarını oylamamız gerekiyor, oyluyoruz. Oylar kesinlikle sayılmıyor. Ardından ‘Lehte ve alehte konuşmak isteyen var mı?’ diye sormak
gerekiyor. Bunların hiçbirini yaşamadık.
En son dilekçemi yazdım ve istifa ettim. Bu divanın düşmesi gerekirken,
gelip rica ettiler ve tekrar başladık. Ben
orada üyelerin hakkını savundum. İşimi yapmaya çalıştım ama çok engelle
karşılaştım.
Zarflarda ve pusulalarda mühür yoktu
Türlü zorluklarla seçime geçtik. Kırtasiyeden zarf almışlar, hiç birinde mühür yok. Sandıkları koyuş şekli, sandık
görevlilerinin yerleri hepsi yanlış. Dile
getirmemize rağmen müdahale edemedik. Polis olmasaydı kargaşadan
seçim bitmezdi.
En büyük tehlike oy kullanan üyeleri
bilemememizdi
Üye isimlerini bizim o dakika sorgulama şansımız olamaz. Listede ismi
yazılı kişilerin kimliklerine bakarak oy
kullandırdık. Ama kendisi üye midir, ne
iş yapar bilemeyiz. Seçimde en büyük
tehlike bence buydu. Tahminimce müteahhit olmayan birçok kişi oy kullandı.
Fazla imza sayısı da 8 tane çıktı. Ben
daha çok bekliyordum. Bir meslek örgütünde bu tarz işlere girilmesi doğru
değildi şahsım adına çok utandım.
Herkes yaşananları gördü, artık insanların takdirine bırakıyorum.
Siyasetin meslek örgütlerine bulaşmaması gerekiyor
Seçimden önce çeşitli söylentiler duyduk tabi. Mamak İnşaat Müteahhitleri
Derneği (MİM-DER) adı üstünde, Mamaklı müteahhitlerin derneği. Bir meslek örgütü olması gerekiyor. Seçilmiş
kişilerin veya siyasi bağlantı olan insanların buralara bulaşması, olmaması
gereken bir durum. Böyle bir şey yapıldıysa yanlış olur. Taraf olduğunuz kişi
kaybeder de diğeri kazanırsa ne yapacaksınız, düşman mı olacaksınız?
Mesleğimizi temsil eden yeni bir
dernek kurduk
Seçimden sonra arkadaşlarımız ile bir
araya gelerek, yanlışlıkları tespit ettik.
Müteahhitlerin üye olmadığı bir derneğin, haklarımızı savunamayacağını
düşünerek, ekmeğini bu işten kazanan
ve bu işe gönül vermiş kişiler ile bir müteahhitler derneği kuralım dedik ve kurduk. Biz, müteahhitliğin gelişmesi için
her şeyi yapacağız. Tek yürek olarak
hareket edip, ortak şirketler kurup parmakla gösterilecek projeler inşa edeceğiz. İnsanların gelip vakit geçirebileceği bir yerimiz olacak. Teknik ekibimiz,
danışman avukatımız, sosyal faaliyetlerimiz, ticari iş birliklerimiz gibi birçok
aktivitemiz olacak. Amacımız mevcut
derneğe muhalif olmak değil, daha iyi
işler yapmak. Kurumsal bir yapıya sahip, meslektaşlarımızın faydasına çalışmalar yürütecek, ticari anlaşmaların
ve işbirliklerinin yapılacağı, iyi bir ortam
kurmak istedik. Özellikle arsa sahibi
ile müteahhitler arasında kuracağımız
hukuk danışmanlığında hakem rolü
görmek istiyoruz. Sözleşmelerin tek olmasını biz de dernek olarak, daha ileri
giderek, garantör olmak istiyoruz. Yanlışların önüne geçip, meslektaşlarımız
adına pozitif adımlar atmak istiyoruz.
resmi kurumlarda özellikle çok vaktimizi alan evrak çokluğunu azaltmak
istiyoruz.”
Sandalcı İnşaat
Genel Müdürü
ve Mamak
Müteahhitler
Derneği Kurucu
ÜyesiDoğan
Sandalcı Kimdir?
• Gazi Üniversitesi İnşaat
Mühendisliği Fakültesi
Mezunu
• 16 yıldır İnşaat
Mühendisliği yapmakta
• Büyük holdinglere
mühendislik danışmanlığı
yapmakta
• Sincan 1. Organize
Sanayi Bölgesinde
Avrupa’nın en büyük Un
35
fabrikası olan Ankara Un
Sanayi'nin mühendislik
hizmetlerini yürüttü
• Şu anda Çukurambar’da
5 yıldızlı bir otel inşaatı
gerçekleştirmekte
• Mamak ve Yenimahalle
İlçelerinde konut inşaatları
yapmakta
• Birçok STK’da yöneticilik
görevi üstlenmekte
• Gençler Birliği Spor Kulübü
Yönetiminde
• Kayaş Spor Başkanı
• Evli ve 1 kız çocuğu
babasıdır.
eylül-ekim ’12
usta
duktan sonra Divan Başkanının sorması
gerekiyor; ‘Görüş bildirmek isteyen var
mı’ diye. Ama Şinasi Kaya ne hikmetse
kendi başına oyladı ve kabul etti. Orada
söz almak isteyenler oldu. kimseye söz
hakkı vermedi. İnsanların demokratik
haklarını ellerinden aldı. Taraf olduğu
her halinden belli olan başkan, en azından yapılan faaliyetlere ilişkin lehte veya
alehte görüş bildirmemize müsaade etmeliydi. Ben yıllarca meclis üyeliği yaptım. Her toplantımızda mutlaka görüşümüz olmasa dahi sorulurdu. Ama ne
hikmetse bizim divan başkanı sormadı.
bim-fed’den
bim-fed’den
bim-fed’den
Sincanlı müteahhitler
Cafer Acar dedi
Sincanlı müteahhitler Cafer Acar ile yollarına devam etme kararı aldılar. Yapılan
dördüncü genel kurula üç aday katılırken Cafer Acar seçimi göğüsleyerek,
yeni başkan oldu. Genel Kurula Sincanlı müteahhitlerin yanı sıra, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Etimesgut
Belediye Başkanı Enver Demirel, Sincan Ak Parti İlçe Başkanı Ahmet Erbağ,
Etimesgut Belediye Başkan Yardımcısı
Cemal Satılmış, Sincan Ziraat Odası
Başkanı Zekeriya Gülmez, BİM-FED
Genel Başkanı Mustafa Şahin, YDKB
Anakara Başkanı Nazmi Şahin, Etimesgut Müteahhitleri Derneği Başkanı Bünyami Arslan’da katıldılar.
Samimi bir havada ve dostluk mesajlarının verildiği genel kurulda, Acar; “
Benim kazanmam önemli değil, kim ka-
eylül-ekim ’12
zanırsa kazansın Sincan kazanmış olacaktı. Bizim aramızdaki rekabet sndık
sonuçlarını görene kadardı. Biz arkadaşız ve ben hem bana oy veren hem
de vermeyen tüm meslektaşlarıma eşit
mesafedeyim. Bundan sonra da bana
verdiğiniz bu yeni görevle elimden gelenin en iyisini yapmaya, sizleri en iyi
şekilde temsil etmeye çalışacağıma
söz veriyorum.” şeklinde konuştu.
Genel Kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başladı. Genel
Kurul’un divan başkanlığına Mustafa
Şahin getirilirken, Başkan Yardımcılığına Nazmi Şahin, Yürütme Üyeliği’ne ise
Bünyami Arslan getirildi. Divan’ın oylanıp kabul edilmesinin ardından, Başkan Mustafa Şahin gündem maddelerini okudu. Okunan gündemin ardından
eski başkan Mecnun Baş bir konuşma
yaptı.
Baş yaptığı konuşmada, 2004 yılında
kurulan SİM-DER’in ogünden bugüne
en etkin derneklerden bir tanesi olduğunu belirterek, bugüne kadar verdikleri
desteklerden dolayı tüm meslektaşlarına teşekkür etti. Mecnun Baş konuşma-
Sincan İnşaat
Müteahhitleri
Derneği’nin Genel
Kurulu’nda Cafer Acar
yeni başkan seçilirken,
seçimin birlik,
beraberlik ve dostluk
mesajları içerisinde
tamamlanması
beğeni topladı. Cafer
Acar, İsmail Çolak
ve Recep Doğan
arasında geçen
mücadeleyi Cafer
Acar kazanarak yeni
başkan seçildi.
sında şunları söyledi, “ Biz çalıştığımız
dönemde her zaman yaptığımız faaliyetlerde; derneğimizi daha faal, daha
etkin daha başarılı bir dernek yapmaya
çalıştık. Hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm
meslektaşlarımıza elimizden gelen yardımı yapmaya çalıştık. Sadece kendi
menfaatlerimize değil, mesleğimize bir
kimlik kazandırmak, bir kalite ve stan-
dart getirmek adına çalışmalar yaptık.
Belediyelerimiz ile ilişkilerimizi hep üst
düzeyde tuttuk. Derneğimize taze kan
getirecek ve bizden aldıkları bayrağı
çok daha ileriye götüreceklerine inandığım aday kardeşlerime başarılar diliyorum. Sizlerden son ricam derneğimize
sahip çıkmanızdır. Birlik ve beraberliğimizi korursak altından kalkamayacağı-
mız hiçbir sorun olmaz.”
Mecnun Baş’ın ardından BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin bir konuşma
yaptı. Şahin, mesleğimiz ile ilgili birçok
sorun var diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti; “ Yaşadığımız
sorunları çeşitli platformlarda çalışarak
düzeltmeye çalışıyoruz. Fakat mesleğimizin büyüklüğüne baktığımızda sorunlarımızın da bir çırpıda düzelecek
sorunlar olmadığını görüyoruz. Ancak
yılmadan usanmadan bu sorunlar ile
mücadele etmemiz gerekiyor. Bunu
yaparken de sizlerden alacağımız desteğe ihtiyacımız var. sizden alacağımız
güç ile derneklerimizin güçlenmesi,
derneklerimizin güçlenmesi ile federasyonumuzun güçlenmesi, federasyonun
gücü ile birlikte de her kesimle haklı
olduğumuz konularda daha sağlıklı
mücadele edebilmemizin önü açılıyor.
Bugün devletimizin çıkarılan kanun ve
yönetmeliklerde başvuracağı, görüş
isteyeceği listesinde yer alan 19 kurumdan bir tanesi BİM-FED’dir. Sizler
adına burada mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şu anda kentsel
eylül-ekim ’12
37
usta
usta
36
Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin
Genel Kurulu’nda Cafer Acar yeni başkan seçilirken, seçimin birlik, beraberlik
ve dostluk mesajları içerisinde tamamlanması beğeni topladı. Cafer Acar, İsmail Çolak ve Recep Doğan arasında
geçen mücadeleyi Cafer Acar kazanarak yeni başkan seçildi.
bim-fed’den
bim-fed’den
Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri,
Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna ve SİSİAD Üyelerini ağırladı
Başkan Tuna, SİMDER’i ziyaret etti
dönüşüm projeleri revaşta. Çevre ve
Şehircilik Bakanımız her toplantısına
bizleri çağırıyor ve görüşlerimizi alıyor.
Oda olma mücadelemiz her daim sürüyor ve sürdürmeye de devam edeceğiz. Özellikle çok tartıştığımız yeni Türk
Ticaret Kanunu konusunda yapılan
değişikliklerde görüşlerimizi bildirdik.
Yapılan düzenlemelerde görüşlerimiz
değerlendirilmiş ve bizleri rahatlatacak
şekilde yeniden düzenlenmiştir.”
Mustafa Şahin yaptığı konuşmanın ardından, eski Başkan Mecnun Baş’a
38
verdiği emeklerden dolayı BİM-FED
adına bir plaket ve hediye verdi.
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel yaptığı konuşmada, sivil toplum
örgütlerinin gönül işi olduğunu, karşılıksız çok çalışma ve özveri gerektirdiğini belirterek, adaylara tavsiyelerde
bulundu. Kitleleri temsil etmenin verdiği
sorumluluk ile kim kazanırsa kazansın
birlikte çalışılması gerektiğini anlatan
Demirel adaylara şans diledi.
Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna
ise yaptığı konuşmada kongrenin hayırlara vesile olmasını dileyerek, seçilecek
adayın Mecnun Baş’ın elinden aldığı
bayrağı daha yukarılara taşıyacağına
inandığını söyledi.
Protokol konuşmalarının ardından faaliyet ve mali raporlar okunarak oylandı.
Oylamanın ardından aday konuşmalarına geçildi. Adaylar projelerini anlatarak üyelerden oy istediler. Konuşmaların ardından listeler okunarak seçime
geçildi. Seçimleri Cafer Acar kazanarak
yeni başkan seçildi.
Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr.
Mustafa Tuna, Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’ni (SİM-DER) ziyaret ederek, yeni başkan Cafer Acar
ve Yönetimine hayırlı olsun dileğinde bulundu.
Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr.
Mustafa Tuna ve beraberindeki heyet,
SİM-DER’e gelerek yeni başkan Cafer
Acar’a hayırlı olsun dileklerinde bulundular. Ziyarete Başkan Mustafa Tuna’nın
yanı sıra Başkan Vekili Mustafa Kılıçarslan, Ak Parti Belediye Meclisi Grup
Başkan vekili Faruk Çetinkaya katıldılar.
SİM-DER Yönetim Kurulu ziyarette tam
kadro hazır bulunurken, sektörel değerlendirmeler yapıldı.
Başkan Doç. Dr. Mustafa Tuna yaptığı
konuşmada, belediyelerin sıkıntı yaratmak yeri değil çözüm ve yardımcı olma
yeri olduğunu ifade ederek, “ Belli bir
kanun ve nizam çerçevesinde olabilecek her türlü kolaylığı sağlamak bizim
görevimiz. El ele daha güzel çalışmalar
yaparız. Şu anda güzel binalar yapılıyor
ellerinize sağlık.” şeklinde konuştu.
Cafer Acar ise, belediye ile el ele çalışmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirirken, kendilerinin inşaat
yapma yönünde daha fazla alana ihtiyaç duyduklarını belirtti. Sincan’da
çevre ilçelere nazaran daire fiyatlarının
düşük olduğunu söyleyen Acar, bu konuda atılması gerekli adımlarda kendilerinin de üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarının altını çizdi.
Bölgesel sorunların masaya yatırıldığı
ve sektörel sorunlara değinilen ziyarette
keyifli anlar yaşandı.
usta
usta
SİSİAD'dan, SİMDER’e hayırlı olsun ziyareti
39
Sincan Etimesgut Sanayici ve İşadamlar Derneği (SİSİAD) Başkanı
Hasan Toprak ve Yönetim Kurulu
Üyeleri, Sincan İnşaat Müteahhitleri
Derneği’ne hayırlı olsun ziyaretinde
bulundular.
Sincan Etimesgut Sanayici ve İşadamlar Derneği (SİSİAD) Başkanı Hasan
eylül-ekim ’12
Toprak, başta SİM-DER Başkanı Cafer
Acar olmak üzere, SİM-DER Yönetim
Kurulu Üyelerini tebrik edrek, inşaat
sektörünün ve müteahhtlik mesleğinin
önemine dikkat çekti. Sincan ekonomisinde, müteahhit iş adamlarının çok
önemli bir rol oynadıklarına da değinen
SİSİAD Başkanı Hasan Toprak, SİMDER’in yapacağı çalışmaları takdirle
karşıladıklarını ve işbirliğine hazır olduklarını kaydetti.
SİM-DER Başkanı Cafer Acar da yapılan ziyaretten duydukları memnuniyeti
dile getirerek, sektöre ve ticari hayata
katkı sağlamak adına her türlü çalışmaya katkı sağlayacaklarını dile getirerek
SİSİAD Üyelerine teşekkür etti.
eylül-ekim ’12
bim-fed’den
Uyar İnşaat Genel Müdürü ve SİMDER
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Uyar:
Mesleğin sorunlarını çözmekte
bizim de katkımız olsun istedik
2003 yılına kadar inşaat malzemeciliği yapan ve 2003 yılında Sincan
Bölgesi’nde müteahhitlik sektörüne
adım atan Mehmet Uyar ile görüşerek
SİM-DER’i ve sektörü değerlendirdik.
Sincan Müteahhitleri Derneği Yönetim
Kurulu’na girerek sektörel sorunları
çözmede yardımcı olmak istediğini dile
getiren Mehmet Uyar, bugüne kadar
40
meslektaşlarının kendileri için çalıştığını, bu işin bir gönül işi olması sebebiyle
kendisinin de artık meslektaşları için
hizmet etmek istediğini söyledi. Uyar,
resmi ve özel kuruluşlarda sektörün
sorunlarını aramada önemli çalışmalar
yapacaklarını, atılacak adımlarda kendisinin de katkısının olmasını istediğini
ifade etti. Mehmet Uyar konuşmasına
şöyle devam etti; “Müteahhit meslek-
Erhan İnşaat ve Ankara Otomotiv Genel
Müdürü ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi
usta
Erhan Şahin: Yaşadığımız
sorunları
anında masaya yatırıyoruz
Sincan Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden Erhan Şahin
ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Şahin
bize kendisini ve firmasını tanıtarak
sektör hakkında bilgi verdi.
eylül-ekim ’12
Sincan Bölgesi’nde 8 yıldır müteahhitlik yapan Erhan Şahin, aynı zamanda
çeşitli sektörlerde de faaliyet gösteriyor. Sincan’da Maraşal Çakmak, Andiçen ve Pınarbaşı bölgelerinde 13’e
taşlarım ve ben de dahil olmak üzere
şu anda çeşitli sorunlar ile mücadele
ediyoruz. Özellikle doğalgaz bağlatmak konusunda sorunlar yaşıyoruz.
ASKİ harçları ve belediye ile ilgili sorunlarda bazen işin içerisinden çıkılmaz bir
hal alıyor. Özellikle resmi kurumlardan
bazı taleplerimiz olacak. Harçların çok
yüksek olması konusunda her gün bir
meslektaşımızdan şikayet alıyoruz. Yol
parasını bazen iki defa yatırıyoruz. Yeni
arsa üretimi konusunda belediyemiz
biraz zayıf kalıyor. 10 yıl önce imara
açılan bir bölgemiz var. Burada da altyapı tamamlanmadığı için inşaat yapamıyoruz. Yapılan inşaatlarda ruhsat ve
iskanımızı çok kolay alıyoruz. Diğer bölgelere göre bu konuda avantajlıyız.”
Güncel sorunlara da değinen Mehmet Uyar, konut satışında yaşadıkları sorunlardan da bahsetti. Devletin
ekonomi politikası gereği piyasayı
sıktığını belirten Uyar, yaşanan daralmada müteahhitlerin de konut satışında sorun yaşadıklarını ifade etti. Daire
maliyetlerinin arsa paylarından, inşaat
malzemelerine değin sürekli bir artış
gösterdiğini anlatan Mehmet Uyar,
buna karşın daire fiyatlarının yerinde
kaldığını belirtti.
yakın proje tamamladıklarını dile getiren Erhan Şahin, ağırlıklı olarak klasik
parsel üzerine inşaat yaptıklarını söyledi. Sincan’da müteahhitlik anlamında
bir sorun yaşamadıklarını belirten Şahin şöyle konuştu; “ Belediyemiz diğer
belediyelere nazaran biz müteahhitlere
biraz esnek davranıyor. Özellikle belediyemiz ile bir sorun yaşamıyoruz. Ben
daha önce de dernek yönetiminde
yer alıyordum. Biz müteahhit meslektaşlarımızı temsilen genelde yerel yönetimimiz ile ilişkilerimizi sıcak tutuyor
ve sorunlarımızı hemen masaya yatırarak çözüm üretiyoruz. Biz Sincan
Bölgesi’nde faaliyet gösteren müteahhitler olarak genelde ASKİ ve diğer
resmi kuruluşlar ile sorun yaşıyoruz.
Özellikle kısa zaman önce merdiven
sahanlıkları ile ilgili bir sorunumuz oldu.
Ama bazı girişimler ile bunları çözdük.
Tabi bu bizim SİMDER ( Sincan İnşaat
Müteahhitleri Derneği ) olarak tek başımıza çöze bileceğimiz bir sorun değil-
di. BİM-FED Başkanımız Sayın Mustafa Şahin sağ olsun konu hakkında bize
çok yardımcı oldu. Gerekli girişimlerde
bulunarak bu sorunumuzu ortadan kaldırdı. Sincan çok sayıda göç alan bir
ilçe. Bu nedenle son derece hareketli.
Sincan, ticaretinde yoğun yaşandığı bir
ilçe. Sincan’da bu nedenlerden dolayı
konut ihtiyacı hiç bitmiyor. İyi bir proje
ürettiğinizde satmakta kesinlikle zor-
lanmıyorsunuz. Fakat talebe rağmen
klasik parseller bitti. Yeni imar alanlarının da açılmamasından dolayı konut
üretiminde zorlanıyoruz. İmar alanlarının azalmasına rağmen müteahhit
sayısı çok fazla. Kalan arsalar ise, aramızda yaşanan rekabet nedeniyle çok
değerli oldu. rekabet edebilme adına
arsa paylarını arttırıyor kazancımızdan
fedakarlık ediyoruz. Diğer bölgelerde
Oktay İnşaat Genel Müdürü ve SİMDER
Yönetim Kurulu Üyesi Halis Yayvan:
yılda 7 milyon konut üretilecekmiş. Biz
de bu konuda üzerimize düşeni yapmayı arzuluyoruz. Yaşanan bu süreçte
kentsel dönüşüm projeleri alarak hem
mesleğimize hem de ülkemize hizmet
etmek istiyoruz.” dedi.
Artan kalite tabi ki maliyetlerimize de
yansıdı. Fakat artan maliyetler maalesef
konut satışlarımıza yansıyamadı. Çok
sayıda müteahhit meslektaşımızın da
aynı bölgede faaliyet göstermesinden
dolayı yaşanan rekabette daire fiyatları
artması gerekirken düştü. Yaşanan rekabet, müşterilerimize ve arsa sahiplerine olumlu yansırken biz müteahhitlere
olumsuz yansıdı. Sincan merkezinde
altyapı sorunu yaşamıyoruz. Belediyemiz bize her konuda yardımcı oluyor.
Bizim sıkıntı yaşadığımız kurumlar içerisinde ASKİ başta geliyor. Abonelik ve
harçlar gün geçtikçe artıyor. Bu artış biz
müteahhitleri sıkıntıya sokuyor. Ayrıca
inşaat malzemelerinin özellikle demir ve
beton fiyatlarının sezon açıldığında yaşadığı anormal artış biz müteahhitlerin
yaptığı bütün hesapları altüst ediyor. sezonda artan demir ve beton fiyatları sezon sonunda tekrar düşüyor. Burada bir
fırsat kovalamaca var. madem fiyatlar
belirli bir seyirde ilerleyecek neden sezon başladığında arttırılıyor. Bu konuda
yetkililerimizden destek bekliyoruz.“
27 yıldır inşaat sektöründe olması nedeniyle geçmişten günümüze bir değerlendirme yapmasını istediğimiz Halis
Yayvan, yaşanan gelişmelere değindi.
Yayvan şöyle konuştu; “ Mesleğe ilk
başladığım dönemde özellikle Sincan
Bölgesi’nde yapılan konutlarda kaliteye
pek de önem verilmiyordu. İşçilik ve kullanılan malzeme bakımından diğer bölgelerden daha düşük seviyede ürün kullanılıyordu. Faka şimdilerde Sincan’da
yapılan konutların kalitesi, Çankaya’da
yapılan konutlar ile aynı düzeyde. Bunun
nedeni; hem müşterileri talepleri hem
de meslektaşlarımızın rekabet yarışına
girmesidir. İnşaat malzemelerinde de
yaşanan kalite artışından kaynaklı ciddi bir ivme yakalandığını söyleyebilirim.
Sincan’da yaşanan imar açığı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Halis Yayvan, klasik parsellerin tamamımın
neredeyse bittiğini, emsalli parsellerin
de pahalıya mal olmasından dolayı satış
sorunu yaşadıklarını söyledi. Sincan’da
belirli bir oranda sabitlenen daire fiyatlarının emsalli parsellerde artacağını,
bunun da daire satışlarına olumsuz
yansıyacağını kaydeden Halis Yayvan
şöyle konuştu; “ Bugün Sincan’a yatırım
yapılması gerekiyor. Sincan’ın daha yaşanılır ve tercih edilir bir ilçe olması için,
bir üniversite veya metronun bir uzantısının buraya kadar gelmesi gerekiyor.
Bu tip hamleler daire fiyatlarını arttıracak, bizim de yeni projeler üretmemiz
için destek olacaktır.”
Devir, birleşerek birlikte hareket
etme devri
27 yıldır inşaat sektöründe
yer alan ve 2007 yılından itibaren müteahhitlik yapan
Oktay İnşaat Genel Müdürü
Halis Yayvan ile sektörel gelişmeleri değerlendirdiğimiz
bir sohbet gerçekleştirdik.
Sincan İnşaat Müteahhitleri
Derneği Yönetim Kurulu’nda
yer alan Halis Yayvan, bize
Sincan Bölgesi’nde müteahhitlik
sektörünü ve yaşanan gelişmeleri
anlattı.
Oktay İnşaat Genel Müdürü Halis Yayvan 2007 yılında başladığı müteahhitlik
mesleğinde Sincan’da 8 projeye imza
attı. Bu döneme kadar klasik parsel
üzerinde inşaatlarını tamamlayan Yayvan, artık emsalli bölgelerde site tarzı
konutlara imza atmaya hazırlanıyor. Halis Yayvan, “ 2012 yılı pek de istediğimiz
gibi geçmedi. 2013 yılında meslektaşlarımız ile bir grup kurarak daha büyük
projelere imza atmak arzusundayız. Devir birleşme devri. Artık müteahhit meslektaşlarımız birleşerek büyük projelere
imza atıyor. Hem sermaye hem de güç
birlikteliği yaparak tek başımıza altından
kalkamayacağımız site tarzı projelere
başlamak arzusundayız. Afet Yasası ile
birlikte kentsel dönüşüm başladı. Çevre
ve Şehircilik Bakanımız Sayın Erdoğan
Bayraktar’ın açıklamalarına göre 20
faaliyet gösteren meslektaşlarımıza
nazaran bu dönemde rekabetten dolayı az kazanıyoruz. Bizim şu anda en
büyük sorunumuz inşaat yapacak yer
bulamamamız.” İnşaat maliyetlerinde
yaşanan yoğun artışa dikkat çeken
Erhan Şahin, bu oranda da konut değerlerinin arttığını, konut satışında zorlanmamak adına kaliteye önem verdiklerini ifade etti.
eylül-ekim ’12
41
usta
bim-fed’den
bim-fed’den
bim-fed’den
Sektöre mimarı anlamda
farklı bir soluk gerekiyor
usta
42
Babadan oğla müteahhitlik sektörünün içerisinde yer alan ve Sincan’ın
en eski inşaat firmalarından bir tanesi olan Ünsalan İnşaat Kurucu
ortaklarından Köksal Ünsal ile keyifli
bir sohbet gerçekleştirerek, hem
kendisini yakından tanıma hem de
sektör hakkında sohbet etme fırsatı
yakaladık. SİM-DER’in ( Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği ) Yönetim
Kurulu’nda yer alan Ünsal, Sincan’da
müteahhit olmayı ve yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Ünsalan İnşaat Kurucu Ortağı Köksal
Ünsal, Sincan ve Etimesgut bölgelerinde genelde emsalli ve iş merkezleri
başta olmak üzere projeler gerçekleştirdiklerini belirterek, Ankara’nın inşaat
konusunda bir değişime ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Köksal Ünsal, insanların artık değişik şeyler gördüklerini
ve bunları talep ettiklerini ifade ederek
şöyle konuştu; “ Ankara’da artık konut
alacaklar klasik parsellere doydu. Artık
emsalli parsellerde olsun değişik taleplerde bulunuyorlar. Sosyal donatı başlığı
altında yüzme havuzlu, sosyal alanları
olan, insanların çeşitli ihtiyaçlarına cevap verebilecek aktiviteler olması ge-
eylül-ekim ’12
rekiyor. Ayrıca rezidans kültürünün de
artık artması gerekiyor. Yapılan bazı projeler var fakat bunlar tam anlamıyla rezidans kültürünü yansıtmıyor. Şimdilerde
İstanbul’da örneklerini gördüğümüz
rezidans kültürünün, Ankara’da da başlaması gerekiyor. Biz bu konuda biraz
kafa yorduk ve çok farklı özellikleri olan
değişik bir tasarımla örnek bir proje ortaya koyacağız. Eskiden yükseklik sorunumuz vardı, çok şükür bu sorunu aştık.
Dünya çapında Türk müteahhitler çok
ünlü. Değişik ülkelerde büyük ve çağdaş projelerde bizim müteahhitlerimizin
imzası var. Neden kendi ülkemizde de
bu tip projeler üretmeyelim? Özellikle
mimariye çok önem vermeliyiz. Çünkü
sadece konut değil, aynı zamanda bir
kültür inşa ediyoruz. Yaptığımız konutlar nesilden nesile kalarak bir kültürün
parçası oluyorlar. Dünyanın her yerinde
bunu yapabilirken neden kendi ülkemizde yapmayalım? Müşterilerin dışarıdan
binayı görerek içeri girmesi tercihinde
yaptığın mimarinin ön plana çıkması
gerekiyor. Örnek vermemiz gerekirse
Göksu parkının çevresinde 500 parsellik bir alan aynı anda hizmete açılacak.
Bu 500 müteahhidin aynı anda orada
işe başlayacağı anlamına geliyor. 500
müteahhit içerisinde yaptığınız projenin
farklı olması demek tercih edilebilmenizin artması demek oluyor. Aynı mantıkla
yapılan konutların satışında sorun yaşamanız kaçınılmazken, değişik ve farklı
tasarımlar ile ön plana çıkmanızda ve
konut satışında yaşayacağınız rahatlık
da aynı oranda kaçınılmazdır.”
Müteahhitlerimizin kurumsallaşma konusunda ciddi bir sıkıntı yaşadığını dile
getiren Köksal Ünsal, kurumsallaşamayan firmaların genelde küçük ölçekli
işler yaptığını, birleşerek büyük projelere imza atamadıklarını belirtti. Sincan
bölgesinde yaşanan sorunlara değinen
Köksal Ünsal, “ Bizler müteahhit olarak bölgenin belki de en güçlü insanlarıyız. Bugün birleştiğimizde altından
kalkamayacağımız bir sorun olmaması
gerekiyor. Belediye olsun diğer resmi
kuruluşlar olsun bizim birlikteliğimizden
doğacak güç ile taleplerimize cevap
vermek zorunda kalacaktır. Arsa paylarının yüksek olmasından dolayı şikayetler duyuyoruz. Arsa paylarını yükselten,
yine bizim aramızda doğan rekabetten dolayı anlayıştır. Birleşerek yatırım
ortaklıkları kurarak arsaların fiyatlarını
düşürebilir, büyük projeler ile mevcut
sisteme karşı tavır alabiliriz. Bizim kendi kendimizi güçlendirmemiz gerekiyor.
Bazen resmi kurumlardan dolayı şikayet
eden arkadaşları dinliyoruz. Fakat yapılması zorunlu uygulamaları yapmamız,
işimizi doğru ifşa etmemiz, belediyeden
veya diğer kurumlardan gelen görevlilerin ise bize “aferin” demesi gerekiyor.
Türkiye’de inşaat sektöründe şu anda
yaşadığımız bir durgunluk dönemi var.
Her 10 yılda geçmişten günümüze bu
tip dönemler olur. Bazen konut yığılması
olur, satışlar beklenen oranda olmaz ve
bir durgunluk dönemine geçilir. Şu anda
bu dönemi yaşıyoruz. bu arada ufak
projeler yapan, sermayesi olmayan müteahhit meslektaşlarımız zarara uğrar
veya batar. Bunun önüne geçilebilmesi
için, projeleri büyütmek ve sermayesi
olmayan insanları müteahhitlikten uzak
tutmak gerekiyor. Sermayesi olmayanlar günü kurtarmak adına piyasayı
düşürerek bizi de zarara uğratabiliyor.
Bu dönem Sincan İnşaat Müteahhitleri
Derneği Yönetim Kurulu’na bende girdim. Amacım meslektaşlarımıza faydalı
olmak ve sorunlarını çözmek.” dedi.
Ölmez İnşaat Genel Müdür Yardımcısı ve SİMDER
Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Ölmez:
SİM-DER çatısı altında meslektaşlarımıza
elimizden geldiğince hizmet edeceğiz
sektörü hızlanırsa diğer
tüm sektörler de paralel bir oranda artış gösterir. Buradan hareketle
bize gerekli hassasiyeti
göstermeleri gerekiyor.
SİMDER ( Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği) Yönetim Kurulu’na
yeni giren Tayfun Ölmez ile dernek
faaliyetlerini ve sektör sorunlarını
konuştuk.
Tayfun Ölmez, Sincan’da inşaat sektörünün yavaşladığını ve daire fiyatlarının düşük seviyede ilerlediğini
belirterek, SİMDER Yönetimine girmek istediğini, elinden gelen hizmeti
göstererek sektörün sorunlarına eğilmek istediğini dile getirdi. Sincan’da
arsa bulmakta zorlandıklarını kaydeden Tayfun Ölmez şöyle konuştu; “
Sincan’da arsa azlığından kaynaklı
arsa fiyatları çok arttı. Artık müteahhitlerimiz birleşerek emsalli bölgelerde inşaat projeleri gerçekleştirmeye
başladı. Biz de birlikten kuvvet doğar
anlayışıyla hareket ederek birleşmek
ve daha büyük projelere girmek arzusundayız. Geçmişten günümüze
inşaatlarda kalite çok arttı. Müşteri
beğenilerine orantılı ve aramızdaki
rekabetten kaynaklı artık daha başarılı ve daha kaliteli projeler yapmak
zorundayız. Bunun içinde sektörde
sorun yaşamamak, bütün enerjimizi
mesleğimizi geliştirmeye harcamak
gerekiyor. Benim müteahhitlik sektöründe en çok sıkıntı yaşadığım konu
bürokratik işlemler oluyor. Şu anda bir
inşaatı tamamlamamız 11 ayımızı alırken, inşaat dosyalarını hazırlamamız
1 ayı buluyor. Geriye kalan 11 aydan
keyif alırken o bir ayda çok sıkıntı çekiyoruz. Sistem bizim rahat çalışmamız için değil de sanki sorunlarla karşılaşıp ilerlememiz için çalışıyor gibi.
Bu konuda gerekli çalışmayı yaparak, önümüzü açmamız vaktimizi ve
enerjimizi iş kolumuza harcamamız
gerekiyor. İnşaat sektörü Türkiye’nin
lokomotif sektörüdür. İstihdam ve
gelir açısından çok büyük bir dilimi
oluşturuyoruz. Bizim vakit kaybına tahammülümüz yok. Türkiye’de inşaat
Sincan’da şu anda yeni
açılan imar bölgelerinde alt yapı sorunu var.
inşaat yapmak istiyoruz
fakat, alt yapı olmadığı
için projelerimize başlayamıyoruz.
Ayrıca
ödediğimiz harçlar da
bizleri sıkıntıya sokuyor.
Her geçen gün harçlara zam yapılıyor. Arsa
payları aramızda doğan rekabetten dolayı
çok arttı. Müteahhitler
inşaat yapacak arsa
bulamadıkları için kendileri ile rekabete başladı. Kimse boş durmak istemiyor. Bir
şeyler yapmak isteyen meslektaşımız
ise arsa bulamıyor. Bu nedenle daha
önce de bahsettiğim gibi birleşerek
emsalli projelere girmemiz gerekiyor.
Ben bu konuda meslektaşlarımla istişare ederek kendilerini yönlendirmeye çalışıyorum.
Meslek örgütlenmeleri özellikle bizim
alanımızda çok önemli bir konu. Biz,
bir araya gelerek sesimizi daha güçlü duyurmalı ve sorunlarımıza ortak
çözüm aramalıyız. Ayrıca üst kuruluşumuz olan BİM-FED çalışmalarına
da elimizden geldiğince destek olmalıyız. Çünkü BİM-FED mesleğimiz
adına elini taşın altına koymuş ve var
gücüyle bizi temsil etmeye çalışan bir
meslek örgütüdür. Daha önce birçok
sorunumuza çözüm bulmuş bulmaya
da devam etmektedir. Birlikten kuvvet
doğar anlayışıyla hareket etmeli ve
mesleğimize sahip çıkmalıyız.
eylül-ekim ’12
43
usta
Ünsalan İnşaat Kurucu Ortağı ve SİMDER
Yönetim Kurulu Üyesi Köksal Ünsal:
marka
marka
İyi Bir Ölçüm, Kaliteli Malzeme,
İyi Bir Kesim, İyi Bir Montaj
Ankara Gold Glass
Genel Müdürü
Erhan Kavuşturan
ile bir araya gelerek
keyifli bir sohbet
gerçekleştirdik. Cam
balkon sistemleri
hakkında detaylı bilgi
veren Kavuşturan,
sektörün sorunlarına
değinerek çözüm
önerilerinde bulundu.
usta
44
Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan
Kavuşturan ile bir araya gelerek keyifli
bir sohbet gerçekleştirdik. Cam balkon
sistemleri hakkında detaylı bilgi veren Kavuşturan, sektörün sorunlarına değinerek
çözüm önerilerinde bulundu.
Cam balkon sistemlerinin her geçen gün
gelişerek ilerlediğini belirten Ankara Gold
Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan,
kapalı sistem cam balkon uygulaması
olan inşaat projelerinin daha rahat müşteri bulduğuna dikkat çekti. Mesleklerini
severek ve büyük bir heyecanla yaptıklarına değinen Erhan Kavuşturan, özellikle
işlerini tamamladıktan sonra duydukları
müşteri memnuniyetini hiçbir şeye değişmediklerini ifade etti.
En büyük avantajımız deneyimli kadromuzla işlerimizi zamanında teslim
etmemiz
“2002 yılında 5 kişilik bir ekiple başladığımız yolda, şimdilerde toplamda 28 ki-
eylül - ekim ‘12
şilik profesyonel bir kadro ile cam balkon
sektöründe faaliyet gösteriyoruz” diyen
Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan
Kavuşturan, kurumsal bir organizasyon
ve eğitimli personelleri ile özellikle büyük
projelerde müteahhit firmalar ile çözüm
ortaklığı yaptıklarını kaydetti. Firmalarının
üretim ve montaj ayağı olmak üzere iki
ana kolda faaliyet gösterdiğini belirten
Erhan Kavuşturan, yaptıkları montajları yurtdışına da ihraç ettiklerini söyledi.
Erhan Kavuşturan, “Her ay 2 bin metrekarenin üzerinde, özellikle Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere yurt dışına
ihracatı gerçekleştiriyoruz. İhracatımızın
yanı sıra özellikle büyük site tarzı projeler
başta olmak üzere cam balkon kapatma
sistemleri yapıyoruz. İç mekan bölmeleri,
dış mekan kapatmaları, teras kapatmaları, duşa kabin gibi çeşitli hizmetlerimiz de
var. Yaptığımız işte en önem verdiğimiz
konuların başında, verdiğimiz sözde durmak geliyor. Sektörümüzde maalesef bir
güven sorunu var. Genelde işler, verildiği
sürede tamamlanmıyor. Bizim en büyük
avantajımız; deneyimli kadromuz ve var
olan gücümüzle, aldığımız işi zamanında
ve sorunsuz tamamlamak oluyor. Ayrıca
değişik yapılarda sineklik uygulamalarımız
da var. Amacımız, müşterilerimizin yaşam
kalitesini arttırmak.” dedi.
İşimi severek yapıyorum
Yılların verdiği ticari deneyimi 2002 yılında
kurduğu Ankara Gold Glass markası ile
devam ettiren Erhan Kavuşturan çalışma hayatından bahsetti. Çok genç yaşta
çalışma hayatına atılan ve ticaret lisesini
bitirdikten sonra ticaret ile alakadar olan
Erhan Kavuşturan, 1978 yılından itibaren
vergi mükellefi olduğunu belirterek çalışma hayatını şöyle anlattı; “ İlk ticari işletmem gıda sektörü üzerineydi. Ardından
turizm işine girerek, ticari yaşamımda
önemli bir yol kat ettim. Turizm işi benim
ufkumu genişletti. Akabinde turizm sektörü ile aynı anda inşaat sektörüne girerek, sahil bölgelerinde kooperatifler inşa
kılarıyla bazı müteahhitlerimiz
bunu yapmaya başladılar ve
satışlarında çok da güzel sonuçlar alıyorlar.”
ettim. Ardından iç dekorasyon
ve mimari işine girerek, değişik
sektörlerde yer alan firmalarımı
birleştirerek grup kurdum. 2002
yılında Ankara Gold Glass’ı kurarak, cam balkon sektörüne
girdim. 2008 yılında emekli olarak dinlenme dönemine girdim.
Cam balkon sektöründen gelen
yoğun talep üzerine tekrar ticari
hayatıma geri dönerek, işimin
başına geçtim.”
Yerli malı kullanımı konusunda çok hassas davranıyorum
“İşimizde özellikle yerli cam
üretimini desteklemek amacıyla
Trakya Şişecam ürünlerini kullanıyoruz”
diyen Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, yerli malı kullanımı
konusunda çok hassas davrandıklarını
ifade etti. Gerek kalite gerekse yerli malı
kullanımını güçlendirmek adına yerli markaları tercih ettiklerini anlatan Kavuşturan
şöyle konuştu; “ Türkiye’de Osmanlı’dan
kalma bir cam sanatı ve ustalığı mevcut.
Osmanlı’da cam ustaları ve sanatı çok yoğun yaşanmakta ve bu konuya önem verilmekte idi. Akabinde Ulu Önderimiz Atatürk, cam işine verdiği önemle İş Bankası
ile Paşabahçe markasının kurulmasına
öncü oldu. Yıllar öne İş Bankası dediğimiz
zaman akla ilk önce Paşabahçe gelirdi.
Yıllarca cam işleme sanatında Paşabahçe
önemli gelişmeler kat etti. Sektör sürekli bir gelişme kaydettiği için, sonrasında
Trakya Şişe Cam kurularak ülke genelinde
faaliyetlerini genişleterek sürdürdü. Yerli
markalarımız dünyada ün yapmış, son derece kaliteli firmalardan oluşuyor. Bunun
da haklı gururunu yaşamaktayız. Ben Türk
markalı ürünlerin kullanılması ile sektörde
daha güvenli ve kaliteli ürünlerin üretilebileceğini, Türk markalarının dünya markası haline gelebileceğini düşünüyorum.
Özellikle kendim tercih etmekle birlikte,
müşterilerim de tercihlerinde Türk malı
Trakya Şişe Cam’ı tercih ediyorlar. Çünkü
biz kullandıkça firmalarımız büyüyecek
ve daha teknolojik, daha kaliteli ürünler
üretebileceklerdir. Ben bu konuda Türk
markalarımıza çok güveniyorum. Bizim
markalarımızın ürettiği camlar, yurtdışından gelen camlara nazaran daha kaliteli
ve sağlıklı. Özellikle kaliteli cam kullanımı,
müşterilerimize çeşitli ayrıcalıklar sunuyor.
Kış aylarında gelen sıcak havayı emen
temperleme sistemi sayesinde cam bu
sıcak havayı içeride hapsederken, yaz aylarında doyum noktasına ulaşmış olması
sebebiyle 30 derecenin üzerindeki sıcağı
içeri çekmeyerek önemli bir klima görevi
üstlenir. Ancak bu özellik sadece kaliteli
ve camın temperlenmesi sonucu kullanılmasıyla meydana geliyor. Türkiye’de üretilen camlar da ise bu özellikleri mutlaka
yaşıyoruz.”
Kapalı cam balkon sistemleri, müteahhitlerimize yasal sorun yaşatmıyor
Cam balkon kapatma sistemlerinin, açılır
bir düzenekte çalıştığı için, herhangi bir
yasal soruna neden olmadığını belirten
Erhan Kavuşturan, müteahhitlerin daireleri
satmadan cam balkon kapatma sistemini
yaptırmaları halinde, projelerinde belirtmeleri gerektiğini söyledi. Erhan Kavuşturan,
cam balkon kapatma sistemlerinin çirkin
görüntü teşkil etmediği, normal yaşama
ayak uydurabildiği için Yargıtay kararınca
iskan aşamasında bir sorun çıkarmadığını söyledi. Ankara Gold Glass Genel
Müdürü Erhan Kavuşturan; “Kaliteli bir
cam balkon kapatma sistemi, dışarıdan
bakıldığında binanın görünümünü pozitif
yönde etkiliyor. Özellikle
bazı
müteahhitlerimiz
camlara stor perdeler çekerek, genel bir bütünlük
ve daire satışlarında kolaylık sağlıyor. Müşteriler
ise sağlanan bu bütünlük
karşısında kayıtsız kalamayarak daireye olumlu
bakıyor. Ayrıca dışarıdan
sağlanan bu bütünlük
sitenin de sosyal yapıda
bir fark yaratmasına neden oluyor. Ankara Gold
Glass firmamızın da kat-
Cam balkon kapatma sistemleri evin kullanım alanını genişletiyor
Ankara Gold Glass Genel
Müdürü Erhan Kavuşturan,
özellikle site tarzı projelerde
yönetim kurulları ile anlaşarak büyük projelere imza attıklarını belirterek, kendilerini
arayarak konutlarında cam
balkon yaptırmak isteyen
müşterilerini de kırmadıklarını
ve az sayıda da olsa tekli konut projelerinde de faaliyet gösterdiklerini söyledi. Günümüz inşaat projelerinde müteahhitlerin
yaptıkları konutlarda balkonları büyük tasarladıklarını ifade eden Kavuşturan şöyle
konuştu; “ Cam balkon kapatma sistemleri evin kullanım alanını çok değiştiriyor. Üç
artı bir daire sayısı ve 2 balkonu olan bir
evin, balkonları kapandığında, beş artı bir
daire özelliği sağlanmış oluyor. Balkonlar
kapatıldığında evin kullanım alanı genişliyor. Kapatma sistemi de kaliteli ürün ve
profesyonel işçilikle birleştirildiği zaman,
balkonlar da bir oda misali kullanılabiliyor.
Balkon sistemi çeşitli amaçlar ile kullanılabiliyor. Kimisi yemeğini burada yiyor,
kimisi sigara odası olarak kullanabiliyor.
Bazen, yazlık ve kışlık odalar olarak bile
ayırt edilebiliyor. Kapalı balkon sistemleri,
ailelerin bir araya gelerek sohbet ettikleri
bir mekan olması nedeniyle, aile içindeki
birlikteliği arttıryor. Aileler kapalı balkon
sistemlerinde mevsim değişikliğine göre
spor odası olarak da kullanibiliyorlar. Kapalı cam balkon sistemlerinde, camın
açılma şekillerine göre, içeride doğal bir
eylül - ekim ‘12
45
usta
Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan:
marka
esnasında çeşitli sorunlar yaşıyoruz. Oval
balkonlar bizim için montajda sıkıntı veren
balkon tiplerinden. Yaşadığımız bir diğer
bir sorun ise, balkonlarda demir korkulukların küpeştenin ortasına veya balkona
yakın kısmına yapılması. Bizim müteahhitlerden ricamız, kapalı balkon sistemlerini
de düşünerek bu küpeştelerin üzerine
konulan paslanmaz korkulukların küpeşte
merkezinden 3 - 4 santimetre dışa doğru
yaptırılması durumunda kasa ve bazamızın gireceği bir mesafe bırakılması sağlanır, bu da bizim için yeterli olacaktır. Ben
zaman zaman inşaatların önünde durarak
yetkililer ile görüşüyor ve küpeşteleri biraz
önce belirttiğim şekilde yapmalarını rica
ediyorum”
usta
46
klima etkisi yaratılabiliyor. Sistem; yazın
serin, kışın ise sıcak bir hava etkisi yaratarak, insanları rahatsız etmeyecek doğal
bir ortam sunuyor.
hatasından kaynaklanan sorunlarda yaşanabiliyor fakat benim bahsettiğim konu
hatasız sistemlerde meydana gelebilecek
bir sorun.” dedi.
Şiddetli yağmurlarda esnemeden dolayı su sızmaları yaşanabiliyor
Kapalı cam balkon sistemlerinin özelliklerini anlatan Kavuşturan, düzgün işçilik
olmasına rağmen bazı durumlarda çeşitli sorunlar yaşanabileceğini söyleyerek;
“Yatay yağmurlarda, yağmur damlalarının
cama şiddetli darbelerinden dolayı, bir esneme meydana geliyor. Bu nedenle bazı
durumlarda, kapalı cam balkon sistemlerinde, su sızmaları meydana gelebiliyor.
Müşterilerimizin bunu anlayabilmesi çok
zor. Fakat cam temperlemeden dolayı esneyebiliyor. Bizde de kırılmaların yaşanmaması
için temperleme sistemi
kullanıldığı için bu tip
sorunlar nadir de olsa
yaşanabiliyor.
Kapalı
cam balkon sisteminde temperlemeyi tercih
etmemizin sebebi ise;
temperlemenin kırılmayı
yüzde 500 azaltan bir
sistem olması. Temperleme sistemi, kırılmaya
karşı 5 misli bir direnç
sağlıyor ve esneklik veriyor. Bu esnemeden
dolayı da yağmur suları ve toz balkonlara
girebiliyor. Tabi yapım
İyi bir ölçüm, kaliteli malzeme, iyi bir
kesim ve iyi bir montaj
Cam balkon sistemlerinde önemli birkaç
unsurun olduğunu belirten Erhan Kavuşturan, konu hakkında bilgi verdi. İyi bir
cam balkon sisteminin iyi bir ölçü alma
ile başladığı anlatan Kavuşturan şunları
söyledi; “Bir diğer önemli husus ise iyi bir
kesim, kaliteli malzeme ve iyi bir montaj.
Tabi balkonun zemini de önemli. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman, iyi bir
sistem yapmış olursunuz. Bazen montaj
eylül - ekim ‘12
Güvenlik nedeniyle temperleme sistemini kullanıyoruz
Teknik konularda da bilgi veren Ankara
Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, ”Kapalı cam balkon, 8 mm camların temperlenmesi ile meydana gelen bir
sistem. Temperlenme sistemi; müşterilerimizin balkonlarından aldığımız ölçülere
göre kesilmiş olan camların rodajlanarak, diğer gerekli işlemler yapılarak 740
derecelik bir fırında tekrar yumuşatılarak,
akabinde 20 veya 30 derecelik bir fırına
alınarak soğutulmasıyla meydana gelir.
Burada camın ebatlarında ve renginde
herhangi bir değişiklik yaşanmaz. Sıcaktan soğumaya terk edilen cam, 6000
derecelik bir püskürtme ile buharlaşarak
şoklanır ve temperleme işlemi meydana
gelmiş olur. Temperleme işi Ankara’daki
profesyonel, kaliteli ekibi ve
tecrübesiyle çalısan fabrikalarımız tarafından yapılmaktadır. Bu işte emeği
geçen işçi kardeşlerimin
ve işletmeci arkadaşlarıma
işlerine gösterdikleri özenden dolayı teşekkür eder,
başarılarının devamını dilerim.Temperlemede amaç,
normal cama göre 5 kat
daha fazla dayanıklı olması,
camın kırılmaması veya kırıldığında da mercimek tanesi
kadar ufak parçalara ayrılarak canlılara zarar vermez bir
hale gelmesidir.
Sektör başı boş bir şekilde ilerliyor
Cam balkon sisteminin
Türkiye’de gün geçtikçe artan bir sektör
olması nedeniyle göze çarptığını dile getiren Kavuşturan, buna karşın sektörün
başıboş bir şekilde ilerlediğini belirtti.
Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan
Kavuşturan, “ Cam balkon işinde bizim
ve ustalarımızın uyması gereken standartlar yok. Yetişmiş eleman bulmak çok zor.
Bizim sektörümüz ancak kontrol altında
tutulur, eğitimli kişiler ile yürütülür ve çeşitli
standartlar getirilir ise ciddiye alınır. Güven
unsuru bizim sektörümüzde çok önemli.
Cam balkon sektörü ciddiye alındığında
ve firmalar bu konuda gerekli yatırımı yaptığında, biz de gerekli güveni kazanmış
olacağız. Çok sayıda kendisine ulaşılamayan firma sahibi var. Bunlar işlerini yaptıktan sonra arkasında durmayan kişiler. Bu
kişilerin sayısının artmış olması da bizim
sektörümüze duyulan güveni baltalıyor.
Ben devletimden şunu talep ediyorum.
Bizim sektörümüze eğilsinler ve eğitsinler.
Halk eğitim merkezleri, KOSGEB kursları
veya meslek liseleri olabilir, neresi olursa
olsun eğitimler verilmeli ve ustalık belgeleri ile sektörün ciddiyeti kazanılmalıdır. Ben
Erhan Kavuşturan olarak bu işte seve seve
çalışmaya razıyım. Gönüllüyüm ve istiyorum. Bu sektör her geçen gün büyüyen,
gelişen ve insanları istihdam edebilecek
bir sektör. Mutlaka devlet yetkililerimizden
ilgili kuruluşların sektörümüze el atması ve
kontrol altına alması gerekiyor. Getirilecek
standartlar ile disipline edilmesi gerekiyor.
Bu bahsettiğim konuların olmaması sebebiyle sektörümüzde bir güven sorunu yaşıyoruz. Bizim sektörel bir derneğe veya
federasyon çatısı altında sektörümüzü toparlayacak bir sivil toplum kuruluşuna ihtiyacı var. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili
girişimlerim oldu ve devam etmektedir. Bu
konuda sektörel bir değişim yaşanmalı ve
sektörümüzü hak ettiği noktaya taşımalıyız.”
Müteahhitlerimiz projelerinde müşteri
adına her detayı düşünmeli
İnşaat sektörü hakkında da görüşlerini aldığımız Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, inşaat sektörünün
geldiği noktada önemli gelişmeler yaşandığını, inşaatların artık konut üretmekten
ziyade kaliteli bir yaşam tarzı sunduğunu
söyledi. Geçmişte sadece konut üreten
müteahhitlerin şimdilerde, çevre düzenlemesinden, duşa kabinine, cam balkonundan sığınağına kadar her türlü ihtiyaca
cevap verebilecek bir üretim gerçekleştir-
meleri gerektiğine değinen Erhan Kavuşturan, bu şekilde konut satışında müteahhitlerin rakiplerine göre daha tercih edilir
olabileceklerini söyledi. Çok lüks yapılan
konutların, ufak detayların atlanması nedeniyle değerinin altında
satıldığına işaret eden Kavuşturan, “ Müşteriler konut almaya
geldiği zaman, kendisinin uğraşmayacağı, her şey düşünülerek
tamamlanmış, bir yaşam alanı
tercih ediyor. Özellikle günümüzde, müşteri beğenileri ve talepleri, gördükleri ve her geçen gün
artan yaşam kalitesi nedeniyle
artış göstermiştir. Siz müteahhit
olarak, müşteri adına her detayı
düşünüp her şey dahil bir ortam oluşturarak, balkonlarınıza
cam kapatma sistemlerini de
uygulayarak projenizi tamamlar
iseniz; müşterileriniz aldıkları dairede hiç bir tadilat, ilave onarım
yapmazlar. satışlarınız daha da kolaylaşır.
Buradan bütün Türkiye’deki müteahhit
arkadaşlarıma başarılar dilerim.” şeklinde konuştu.
47
usta
marka
eylül - ekim ‘12
belediyelerden
Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi
neceği ve bütünlük arz etmeyeceğini
belirterek, arka tarafta kalan 400 bin
metrekarelik alanın da bize verilmesini
istedik. Bakanlar Kurulu da bu tarzda
onay verdi.” dedi. Ancak Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile Tabiat
Varlıklarını Koruma Komisyonu’nun, bu
kararın ana plana işlenmesi ve Belediye
Meclisi’nde bu yönde karar alınması isteği üzerine olağanüstü olarak Meclis’i
toplama gereği gördüklerini kaydeden
Başkan Gökçek, bunun sebebinin ise
çalışmaların bir an önce tamamlanması
olduğunu söyledi.
AOÇ İÇİN
OLAĞANÜSTÜ
TOPLANDI
usta
48
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi,
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Hayvanat
Bahçesi yenileme alanını görüşmek
için Belediye Başkanı Melih Gökçek
başkanlığında olağanüstü toplandı.
Bakanlar Kurulu tarafından daha önce
onaylanan kararın, koruma kurulu tarafından meclis kararına işlenmesi isteği
üzerine toplanan meclis, bu yönde karar aldı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek başkanlığında olağanüstü toplanan Belediye Meclisi’nde,
Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi Yenileme alanı 1/10000 ve 1/1000
ölçekli koruma amaçlı imar plan değişikliğine ilişkin Başkanlık yazısı kabul
edildi. Başkan Gökçek, başkanlığındaki Meclis toplantısında, AOÇ Hayvanat
Bahçesi ile ilgili tek gündem maddesi
görüşüldü. Başkanlık maddesi olarak
eylül - ekim ‘12
meclise gelen gündem maddesinin
okunmasının ardından, Meclis üyelerinin oy birliği ile İmar Komisyonu’na
gönderilen yazı için oturuma ara verildi.
Komisyonda görüşülen yazının yeniden
meclise gelmesinin ardından toplanan
üyelere konuya ilişkin açıklamada bulunan Başkan Melih Gökçek, öncelikle
tüm meclis üyelerinin Cumhuriyet ve
Kurban Bayramlarını kutlayarak, gündem maddesine ilişkin bilgi verdi.
AOÇ ile ilgili daha önce 1/10.000’lik
planın Belediye Meclisi’nde kabul edildiğini ifade eden Başkan Melih Gökçek,
“Buranın yenileme alanı olması için de
bir karar almıştık ve Bakanlar Kurulu
da tasdik etmişti. Bakanlar Kurulu, ilk
yapmış olduğumuz planda AOÇ’deki
hayvanat bahçesinin orta kısmını dar
olarak vermişti ve bu nedenle burada
sıkıntılar yaşadık. Biz de buranın bölü-
Meclis toplantısında CHP Grup Başkanı Fazıl Güleken ve MHP Grup Başkanı
Hamit Yavuz’un gündem maddesine
ilişkin sorularına da cevap veren Başkan Gökçek, şunları söyledi: “CHP
grup başkanı arkadaşımız o kadar yanlışlarla dolu bir konuşma yaptı ki, anlayabilmek mümkün değil. Biz AK Partili
belediyeler olarak ne yaparsak yapalım, özellikle Büyükşehir Belediyesi olarak söylüyorum, CHP ona muhalefet
eder. Düşünebiliyor musunuz? AOÇ
seçimlerden önce bitmiş, halk geliyor
hayvanat bahçesini, Tema parkı ziyaret
ediyor, bu puan AK Partiye gidecek.
Bunu CHP olarak kabul etmeleri mümkün mü?”
Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi,
Atatürk Orman Çiftliği
(AOÇ) Hayvanat
Bahçesi yenileme
alanını görüşmek
için Belediye Başkanı
Melih Gökçek
başkanlığında
olağanüstü toplandı.
“AOÇ’da Sanayi, Konut ve Ticari
Ypaı Olmaması İçin Ben Hüküm
Koydurdum”
Güleken’in konuya ilişkin değerlendirmelerini madde madde cevaplandıran
Başkan Gökçek, “Şimdi birincisi AOÇ
küçülüyor diyorlar. Ben geçenlerde bir
açıklama yapmıştım gazetecilere. Sayın
Baykal’dan AOÇ kanunu çıkarken rica
etmiştim. AOÇ Kanunu’nu Sayın Ateş
ve Kapusuz ile birlikte yaptık. O kanun
çıkarken, ‘bu araziye sanayi, konut ticaret konamaz’ diye hüküm ve maddeyi
ben teklif ettim, ben koydurdum. O
günden bu yana AOÇ’ye bu tarz bir girişimde bulunulmadı. Sadece ve sadece
olan tek şey planlama oldu.” dedi.
“Muhteşem Bir Park Olacak”
“Biz buranın halka açılmasını, hizmetin
ona gitmesini istiyoruz” diyen Başkan
Melih Gökçek, “Hayvanat Bahçesi’ne
Ankaralı gelecek, tüm Türkiye’den gelecekler, hatta yurtdışından bir yığın turist gelecek. Hayvanat bahçesi ve Tema
parkını Ankara turizminin en büyük tetikleyicisi olarak görüyorum. Bitince ne
olduğunu birlikte göreceğiz. Tüm dünyada bu tip çalışmalar çok fazla aktivite
çekiyor” diye konuştu. Bu çalışmayı aslında özel sektörün yapması gerektiğini
ancak özel sektörün buna yanaşmadığına dikkat çeken Başkan Melih Gökçek,
“Ama bu iş bize düşüyor. AOÇ’de bunu
yapıyoruz. Muhteşem bir park olacak”
dedi. Bölgenin yapılaşmaya açılacak
gibi iddiaların da asılsız olduğunun altını çizen Başkan Melih Gökçek, şunları
söyledi: “2 milyon 100 bin metrekare
içerisinde 40-50 bin metrekare yapılaşma olur. Bunlar da tamamen kış aylarında Lunapark, hayvanların kış şartlarında barınmaları ve benzeri durumlar
için yapılacak alanlar olacak. Kalkıp da
buraya bina yapmayacağız, konut yapmayacağız, işyeri yapmayacağız. Tüm
Tema parklarda olduğu kadar olacak.
Tüm dünyada bu tür Tema parklardan
çıkınca özellikle çocuklar için oyuncakların olduğu satış yerleri vardır. Burada
da bunlar olacak. Ayrıca araçlar için de
mecburen otopark yapılacak.”
AOÇ’ye 2 Milyon 400 Bin ağaç Dikildi
AOÇ içerisinde ağaçlandırmaya büyük önem verdiklerini bildiren Başkan
Gökçek, yeşil alana verdikleri önemi şu
cümlelerle dile getirdi: “AOÇ’ye 2 milyon 400 bin ağaç dikildi şimdiye kadar.
Hayvanat Bahçesi’ne yıl sonuna kadar
da yetişkin minimum 100 bin ağaç dikeceğiz. Mini çalı grubuyla falan ise bu
1 milyon olacak. Bunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Ben belediye başkanı olduğumda kişi başına
2,08 metrekare yeşil alan düşüyordu.
Nüfus da bunun yarısıydı. Nüfus bugün
iki katına çıkmasına rağmen kişi başına
düşen yeşil alan miktarı 18.3 metrekareye ulaştı. Nüfus aynı olsaydı bu rakam 36,6 metrekare olacaktı.”
Birleşmiş Milletler dünya kentleşmesi
ile ilgili yan örgütü Habitat tarafından
hazırlanan, 2012-2013 dünya şehirlerinin durumu-refah” başlıklı raporunda
Ankara’nın dünyanın en refah kentleri
arasında 31. sırada yer aldığını ve bu
listeye Türkiye’den giren tek şehrin Ankara olduğunu kaydeden Başkan Gökçek, “Yani bizi Birleşmiş Milletler takdir
eder, Avrupa Parlamentosu 4 ödül
vererek takdir eder, ama bir tek CHP
‘Ankara’da hizmet yoktur, her şey yanlış’ der.” diye konuştu.
AOÇ ile ilgili iddiaları cevaplamaya devam eden Başkan Gökçek, birinci dereceden üçüncü derece sit alanı haline
getirileceğinin de asılsız olduğunu ifade ederek, “Hayvanat bahçesi ile ilgili
yine başka bir yanlış cümle de ‘tarihi
çekirdek alanından çıkartılıyor’ iddiası.
Planda hayvanat bahçesi aynı yerde
kalıyor. Bu kararla hayvanat bahçesinin
karşısındaki otopark da yol ile birlikte
plana ilave ediliyor. Yol da hayvanat
bahçesinin bölünmemesi için yukarıdan viyadük ile geçecek. Hemen ilerisinde de safari park oluyor. Tema park
ise Anadolu Bulvarı ile İstanbul yolu
arasındaki bölümde kalıyor. Çağ öncesi
hayvanlar ise hayvanat bahçesinin ve
Tema parkın arka tarafında yer alıyor.
Yani hayvanat bahçesinin ağaçlık alanı
aynen kalıyor” diye konuştu. “Dolayısıyla yapacağımız yeni düzenlemeyle gayet güzel bir hizmet vermiş olacağız.”
diyerek konuşmasını sürdüren Başkan
Gökçek, Belediye Meclisi’ni olağanüstü
toplamaktaki amaçlarının, bir an önce
kuruldan kararın geçmesi ve çalışmalara başlanılması olduğunu ifade ederek,
meclis üyelerine teşekkür etti. Konuşmanın ardından AOÇ ile ilgili madde,
meclis üyelerinin oy çokluğuyla karara
bağlandı.
eylül - ekim ‘12
49
usta
belediyelerden
belediyelerden
belediyelerden
Türkiye'nin ilk alttan
ısıtmalı yolu
Sincan'da Lale Meydanı Yenileme
ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR
BAŞKENT'TE
Sincan Belediyesi, Lale
Meydanı yenileme
çalışmalarına hızla
devam ediyor.
Sincan’a yenilenen
yüzü ile yeni bir soluk
getirecek olan Lale
Meydanı, granit
taşlarla kaplanarak
kırmızı ve beyazın
uyumu yakalanacak.
İlçenin sembolü olan
laleler, Meydanı
süsleyecek.
50
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden
yapılan yazılı açıklamaya göre, çalışmaları süren proje alanındaki yeni
protokol yolunda, kış aylarında belli
bir sıcaklığın altında otomatik olarak
devreye girecek olan ısıtma sistemiyle, Kuzey Ankara girişinden başlayıp
Solfasol Kavşağı’na kadar kar ve buzlanma olmadan güvenli bir sürüş sağlanabilecek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek, açıklamada proje alanı içinde
kalan ve ASKİ tarafından yapımı devam
eden, 2 Köprülü kavşak, 2 viyadük ve 1
tünelden oluşan yaklaşık 3,5 kilometrelik yeni Protokol Yolu’nun alttan ısıtma-
eylül - ekim ‘12
sının yol boyunca uzanacağını kaydederek, “Gidiş geliş yaklaşık 7 kilometre
uzunluğundaki alttan ısıtma sistemi,
döşenen özel kablolar ile sağlanacak”
ifadesini kullandı.
Yolun 3 gidiş-3 geliş toplam 6 şerit olduğunu belirten Gökçek, lastik izleriyle
kar ve buzlanmanın önüne geçileceğini, sürücülerin 12 adet lastik izini takip ederek, güvenli bie şekilde devam
edebileceklerini bildirdi.
Açıklamada, yapılan protokol yolunun,
mevcut protokol yoluna alternatif olacağını, Kuzey Ankara girişinden başlayıp Solfasol Kavşağı’na kadar devam
edeceğini dikkati çeken Gökçek, alttan
ısıtmalı yolun otoban köprüsü bittikten
sonra başlayıp, tünel yol hariç 3,5 kilometrelik yol boyunca, proje alanı içerisinde devam edeceğini kaydetti.
Lale Meydanı’nın Sincan için çok
önemli bir noktada olduğunu hatırlatan
Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; “ Vatandaşlarımızın yoğun
isteği doğrultusunda Lale Meydanı’nın
yenileme çalışmaları için düğmeye
bastık. Meydan yenilenen yüzü ile ilçemize yakışır bir hale bürünecek. İlçemizin sembollerinden olan lale figürleri
de burada yerini alacak. Çalışmaların
en kısa sürede tamamlanması için yoğun gayret gösteriyoruz.” dedi.
İlçeye farklı bir görünüm kazandıracak
yenileme çalışması ile zemin kaplanarak meydan pergolalar ve banklarla
alternatif dinlenme alanlarından biri
haline gelecek. Meydan dev fakat estetik görünümlü elektrik sistemi ile ışıl
ışıl aydınlanacak. Çevre düzenlemesinin de yapılacağı Meydan’da çimlendirme ve ağaçlandırma çalışmaları da
yapılacak.
51
Sincan'da Saat Kulesi Yükselmeye
Türkiye'nin en uzun
alttan ısıtmalı yolu,
Kuzey Ankara Girişi
Kentsel Dönüşüm
ve Gelişim Proje
Alanı'ndan geçecek
yeni Protokol Yolu'na
yapılıyor.
BAŞLADI
Pazar Pazarının yerine
yapılacak olan Kent
Meydanı'nın içinde
yapılacak ve Osmanlı
motifleri ile bezenecek
olan Saat Kulesi,
Sincan’a yeni bir simge
olmaya aday...
Son yıllarda Ankara’nın hızla büyüyen
ve gelişen ilçelerinin başında gelen
Sincan, büyüklüğüne yakışır bir Saat
Kulesi’ne kavuşuyor. İlçenin yeni simgesi olması beklenen Saat Kulesi’nin
yapımı hızla devam ediyor. Pazar Pazarının yerine yapılacak olan Kent Meydanı, Saat Kulesi ile farklı bir estetik kazanacak.
“Vakit Daralıyor”
Kent Meydanı’nın girişinde yer alacak
Saat Kulesi, 25 metre yüksekliğinde ve
5 metre çapında olacak. Osmanlı motifleri ile bezenecek olan Saat Kulesi’nin
üzerine “Vakit Daralıyor” ifadesi yer alacak. Bu ifade, saate bakanlar için de
zamanın hızla ilerlediği mesajını vermiş
olacak. Lale Meydanı’ndan sonra ilçenin yeni simgesi olarak gösterilen Saat
Kulesi, modern ve estetik görünümü ile
şimdiden takdir topluyor.
Sincan’a yeni eserler kazandırmanın
mutluluk verici olduğunu belirten Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa
Tuna; “ Pazar Pazarının bulunduğu yer
hem kötü bir görüntü sergiliyor hem de
trafiği olumsuz etkiliyordu. Yaptığımız
anketler de vatandaşlarımızın bu noktadaki şikâyetlerini ortaya çıkardı. Bu
istek doğrultusunda Sincan’a yakışır
bir Kent Meydanı çalışmalarına başladık. Bu meydanda yer alan saat kulesi
de Sincan’a farklı bir eser farklı bir vitrin
olacak.” dedi.
eylül - ekim ‘12
usta
usta
Türkiye’nin en uzun alttan ısıtmalı yolu,
Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm
ve Gelişim Proje Alanı’ndan geçecek
yeni Protokol Yolu’na yapılıyor.
Sincan Belediyesi Lale Meydanı’nın yenileme çalışmalarına hızla devam ediyor. Vatandaşın isteği doğrultusunda
başlanan yenileme çalışmaları ile ilçe
merkezi estetik bir görünüm kazanacak. Meydanın zemini kırmızı, gümüş
ve beyaz granit taşlarla kaplanacak.
Zeminde bulunacak lale figürleri sayesinde de Meydan da her daim laleler
açacak.
belediyelerden
belediyelerden
Etimesgut Kent Konseyi
HİZMETE AÇILDI
Halkın yönetime daha yoğun ve etkin
katılımını sağlayacak olan Etimesgut Belediyesi Kent Konseyi Binası,
Cumhuriyet’in 89. yıl dönümünde MHP
Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından hizmete açıldı. Konseyi gezen
Bahçeli, konservatuvar biriminde şarkıtürkü dinledi, engellilerle kucaklaştı,
çocuklarla şakalaştı. Gezi sonrası El
ve Yöresel Ürünler Merkezi’nde mantı,
baklava ve sarma yiyen Bahçeli, ‘Tüm
belediyelere örnek olacak bir hizmet”
diyerek Kent Konseyi’ni övdü, Başkan
Enver Demirel’i tebrik etti.
Etimesgut Belediyesi’nin temelini geçen yıl atarak 407 günde tamamladığı
Kent Konseyi Binası, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından hizmete açıldı. Açılış törenine, MHP Genel
Sekreteri İsmet Büyükataman, MHP
Genel Başkan Yardımcıları Ruhsar De-
eylül - ekim ‘12
mirel, Mevlüt Karakaya, Sadir Durmaz,
Mustafa Erdem, MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya ile Etimesgut İlçe
Başkanı Ali Metin, Etimesgut’taki sivil
toplum örgütleri, meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Açılış öncesi, halk oyunları ve seğmen ekipleri
gösteri sundu.
Başkan Demirel Brifing Verdi
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye,
kent konseyi binası hakkında brifing
verdi. Demirel, mevcut kent konseyi
binasının akaryakıt istasyonu içerisinde yer aldığını vurgulayarak; “Bizden
önceki yönetim, kiraladığı bu yere 3
milyon TL para harcayarak kent konseyi binası yapmış. Ancak bu yer bulunduğu konum itibariyle büyük risk
oluşturuyordu. Belediye olarak yerini
kamulaştırarak bu kent konseyi bina-
Halkın yönetime
daha yoğun ve
etkin katılımını
sağlayacak olan
Etimesgut Belediyesi
Kent Konseyi Binası,
Cumhuriyet’in 89.
yıldönümünde
MHP Genel Başkanı
Dr. Devlet Bahçeli
tarafından hizmete
açıldı.
bilgisayar odaları, sivil toplum kuruluşları için çalışma ofisleri yer almaktadır.
Hemşehrilerimiz için hayırlı olsun”.
Bahçeli 3 Saat Tesisi Gezdi
Başkan Demirel, konuşmasının ardından MHP lideri Bahçeli’ye tesisi gezdirdi. Bütün katlarda incelemelerde
bulunan Bahçeli, engelli, kadın, gençlik ve çocuk meclislerini ziyaret etti.
Etimesgut Engelli Meclisi, MHP lideri
Bahçeli’yi “onursal başkan” seçti. Bahçeli de her zaman engellilerin yanında
olacağını söyledi. Çocuk Meclisi’nde
çocuklar Bahçeli’nin etrafını sararken,
renkli görüntüler ortaya çıktı. Konserva-
tuar çalışma alanlarında Bahçeli’ye müzik dinletisi sunuldu. Konservatuarın,
Türk müziği alanında eğitim verdiğini
ve binin üzerinde öğrencisi olduğu bilgisini alan Bahçeli, “Bu çalışmalarınızı
yürekten destekliyorum” dedi. Bahçeli
daha sonra sivil toplum kuruluşlarına
ait çalışma ofislerini tek tek ziyaret etti,
dernek yönetimleri ile tanışıp sohbet
ederek, hatıra fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 3 saat boyunca tesisi gezen Devlet
Bahçeli, ziyaretini El ve Yöresel Ürünler
Merkezi’nde noktaladı. Bahçeli’ye burada, Etimesgutlu hanımlar kendi yaptıkları mantı, sarma, börek ve baklava
ikram ettiler.
eylül - ekim ‘12
53
usta
usta
52
mızı inşa ettik. Temeli, 16 Eylül’de, 8.
Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve
Sanat Festivalimizin finali olan 18 Eylül
2011 tarihinde Genel Başkanımız Sayın
Dr. Devlet Bahçeli tarafından atılmıştır.
407 günde tamamlayarak hizmete açtık” dedi. Kent konseyi binasının toplumun tüm kesimlerine hitap ettiğini belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tesisimizde 220 koltuk kapasiteli toplantı ve konferans salonu, yemekli toplantılarımızı yapabileceğimiz çok amaçlı
salon, kadın, gençlik, çocuk ve engelli
meclisleri, halk oyunu kurs alanları, belediye konservatuarı, mahalle çalışma
grupları ve çalışma ofisleri, kütüphane,
belediyelerden
belediyelerden
TOBB ve ATO'dan
KENTSEL DÖNÜŞÜM TEBRİĞİ
Çankaya'da "Düzayak Sokaklar"
ÇALIŞMASI DEVAM EDİYOR
Çankaya Belediyesi,
ilçedeki sokakları gencin,
yaşlının, engellinin ve
her kesimden insanın
kolaylıkla yürüyebileceği
şekilde inşa ediyor ve
arabaların kaldırımları
işgal etmesinin önüne
geçiyor...
Çankaya Belediyesi “Düzayak Çankaya
Sokağı Çalışmaları” adını verdiği bir sistemle yürüttüğü çalışmaları kapsamında ilçedeki birçok sokağı engelsiz hale
dönüştürdü.
Bölgedeki kentsel dönüşüm çalışmalarının masaya yatırıldığı sohbet toplantısında, Pamuklar ve
Macunköy’de yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının bölgede takdir
topladığı konuşuldu.
Başarıdaki formül işbirliği
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti
ifade eden Yaşar, gerçekleştirilen
başarılı çalışmaların kurumlar arası
işbirliği ile sağlandığını vurguladı.
Yenimahalleli vatandaşları daha gü-
eylül - ekim ‘12
zel günler belediğini söyleyen Yaşar,
“Belediye olarak tüm dernek, oda
vakıf ve kamu kurumlarımızla birilikte
hareket ediyoruz. Kentsel dönüşüm
çalışmalarında 270 gecekonduyu
kimsenin burnunu kanatmadan yıktık. Fakirin elindeki yerleri alıp zengine satmadık. 25-30 bin liraya vatandaşları ev sahibi yaptık. Mehmet Akif
Ersoy bölgesinde de çalışmaların
sonuna gelindi. İş böyle olunca vatandaşın takdirini kazandık “ diye
konuştu.
55
bir yapıda düzenlendiğini de belirtti.
Olgunlar Sokak İçin Projemiz Hazır
Bekliyouz...
Tamamlanmış ve proje halindeki sokaklardan bahseden Tanık, Olgunlar
Sokak’ın da projesinin hazır olduğunu
ve yargı kararının gelmesinin ardından
çalışmalara başlamak için beklediklerini söyleyerek “Orası cadde değildir,
Olgunlar Sokak’tır. Kızılay’ın özellikle
yaya ağırlıklı bir bölgesidir. Kültür, sanat ve turizm amaçlı kullanımı için fiziki bakımdan Ankara’ya ve Çankaya’ya
yakışır hale getirecek her türlü projemiz
hazırdır. Büyükşehir’in çıkardığı hukuki
engelin aşılması durumunda hızla o
alan da yayalar ve çevre komşular için
sevilerek kullanılan mekanlar haline getirilecektir” şeklinde konuştu.
Binlerce Metre Sokak Tamamlandı...
Çalışmalar kapsamında en son tamamlanan 82 metrelik Balo Sokak, 515 metrelik Bardacık Sokak, 190 metrelik Hacıyolu Sokak ve 333 metrelik Binektaşı
Sokak ile birlikte toplamda uzunluğu
4 bin 200 metreyi bulan birçok sokağı
engelsiz hale getiren Çankaya Belediyesi ekipleri, bu sokaklara toplam 23
bin 665 metrekare de tretuvar döşedi.
Esat - Kavaklıdere bölgesindeki Çığır,
Bilezik, Beykoz ve Yalım sokaklardaki
“Düzayak Çankaya Sokağı” çalışmaları
da sürüyor.
eylül - ekim ‘12
usta
usta
54
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,
Ankara Ticaret Odası(ATO) Başkanı Salih Bezci ve CHP Ankara Milletvekili
Sinan Aygün'den oluşan heyet Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi
Yaşar'ı ziyaret etti.
Birçok sokakta çalışmalarını sürdüren
belediye ekipleri, son olarak Küçükesat
bölgesindeki Bardacık, Balo, Hacıyolu
ve Binektaşı sokakları tamamladı. Sokakları yenilenmiş ve engelsiz hale getirilmiş durumda vatandaşların hizmetine
açan Çankaya Belediye Başkanı Bülent
Tanık, günümüzde dünyada yaşanan
pek çok gelişme gibi yeni değerlerin
ortaya çıktığını ve bu değerler arasında
“engelsizlik” kavramının da olduğunu
söyleyerek “Yaşlıların, bedensel engellilerin, yük taşıyanların kolay yaşamalarını sağlayabilecek şekilde engelsiz
kent mekanları yaratmak özel önem
kazanan yeni değerler arasında. Biz
de, bu engelsiz kavramını halkımızın
kullandığı çok yaygın bir deyimle eşleştirerek düzayak Çankaya sokakları
kavramıyla yeni bir konuma getirdik”
ifadelerini kullandı. Ankara’da görme
engelliler için yürüme izleri konusunda
Çankaya Belediyesi’nin öncü olduğunu
vurgulayan Başkan Tanık, yaya güvenliğini sağlayacak babalarla donatılan
sokakların aynı zamanda yıkanabilecek
belediyelerden
Kazan'a yeni bir
SANAYİ SİTESİ
Tarımı, hayvancılığı,
balı ve son yıllarda
gösterdiği gelişimin
yanı sıra özellikle
Saray Mahallesinde
kurulan fabrikalar
nedeniyle sanayisi ile
de adından sıkça söz
ettiren Kazan’da yeni
bir sanayi sitesinin örnek
işyeri Kazan Belediye
Başkanı Lokman Ertürk
ve AK Partili milletvekilleri
tarafından açıldı.
usta
56
Saray Mahallesine yapılan ve kısa
adı ANSA olan S.S. Ankara Sanayicileri Orta Ölçekli Küçük Sanayi
Sitesi’nin örnek işyeri açılış törenine,
AK Parti Niğde Milletvekili Mükerrem
Leventoğlu, Karabük Milletvekili Ali
Öğüten, Artvin Milletvekili Orhan
Yıldız, Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, ANSA Başkanı Ali Albayrak, ANSA’nın ortakları ile çok sayıda
davetli katıldı.
Törende bir konuşma yapan ANSA
Başkanı Ali Albayrak 2006 yılında arsasını aldıkları kooperatifin imar planını 1.5 yıl gibi çok kısa sürede Kazan
Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ün
yakın ilgisi ve desteği ile tamamladıklarını belirterek, “2008 yılında saha
tefsiye çalışmalarına başlamıştık onu
da tamamladık. Örnek işyerimizi inşa
ettik. Kazan üretim üssü, üretimin
başkenti oluyor. Özellikle imar planı aşamasından ruhsat almamıza
eylül - ekim ‘12
kadar her aşamada yakın ilgisini ve
desteğini esirgemeyen, belediyeciliğin gerçekten halka hizmet olduğunu gösteren Kazan Belediye Başkanı
Lokman Ertürk’e, başkan yardımcılarına, İmar ve Fen İşleri Müdürlüğü
ile tüm belediye çalışanlarına huzurlarınızda çok teşekkür ediyor, en kısa
sürede de işyerlerimizin yapımını tamamlamayı istiyorum.” dedi.
Sanayicilere her zaman destek olduklarını hatırlatan Kazan Belediye
Başkanı Lokman Ertürk, “Yıllar önce
buradan önemli miktarda ve uygun
fiyata almış olduğunuz bu arsaya
şimdi güç yetmez hale geldi. Biz yıllar önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Melih Gökçek
ile birlikte sanayicilerimize bir söz
verdik; ‘siz yatırım yapın istihdamı
artırın, işsizlerimiz iş sahibi olsunlar,
bizler de sizin alt yapı çalışmalarınızı çok hızlı ve en uygun şartlarla
tamamlayalım.’dedik. Sanayicilerimize sunduğumuz kolaylıklar onların
buralara daha çok yatırım yapmalarını sağladı. Kazan konumu gereği
otoyolların kesişme noktasında, yani
Türkiye’nin her yerine yakın. Bakınız
Türkiye’nin en prestijli projelerinden
birisi ve ülkemizin ilk lojistik üssü
olan Ankara Lojistik Üssü Kazan’da.
Onlar da tıpkı sizin gibi kendi öz ser-
mayeleri ile bu dev yatırımı gerçekleştirdiler. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı
yapıldı. Türkiye’nin en büyük projesi
olan Savunma Sanayine iş yapan
tedarikçi firmaların bir araya toplanacağı Savunma Sanayi Kümelenmesi
Kazan’da kuruluyor. Sizler de buraya
önemli bir sanayi sitesi kazandırıyorsunuz. Gerek ben ve ekibim, gerek
Ankara Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra
da sizlere destek olmaya devam
edeceğiz. Sayın Ali Albayrak başta
olmak üzere ANSA’nın siz değerli
ortaklarıyla, işyerlerinizin tamamının
açılışında da birlikte olmayı umuyor,
bu sanayi sitesinin size ve ülkemize
hayırlı kazançlar getirmesini diliyorum.” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından AK
Partili Milletvekilleri, Kazan Belediye
Başkanı Lokman Ertürk ve beraberindekiler ANSA Sanayi Sitesi’nin
örnek işyerinin açılışını yaptılar.
Kazan’ın Saray Mahallesi fabrikalar
bölümünde toplam 180 bin metrekare alan üzerine kurulan ANSA Sanayi
Sitesi’nde her biri 2000’er metrekare
net arsa üzerine 1200 metrekaresi
kapalı alanlı 9.5 metre yüksekliğinde
fabrika gibi yaklaşık 50 adet işyeri
yapılıyor.
Sektördeki tüm markalar
bir tıkla kapınızda ...
www.asansoral.com
proje
proje
usta
Özoğlu-Özbay Grup İnşaat
Genel Müdürü Veli Özoğlu:
Rüyam Kent Evleri’nde
müşterilerimizin rüyalarını
süsleyecek bir kalite yarattık
Son dönemde birleşerek başarılı ve kaliteli projelere imza atan müteahhitlerimiz ile sizleri bir araya getirmeye devam ediyoruz. Bu sayımızda Sincan
ve Etimesgut bölgesinde yıllardır faaliyet gösteren, şirket ve kader ortaklığı
yaparak bölgede kaliteli projeler geliştirmeye başlayan Özoğlu-Özbay Grup
İnşaat ile bir araya geldik. Özoğlu-Özbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli
Özoğlu, bize firma faaliyetleri hakkında bilgi verirken, yeni projeleri olan “Rüyam Kent Evleri”ni anlattı.
Özoğlu İnşaat, Özbay İnşaat ve Gökdemir Grup’un bir araya gelerek, ka-
eylül - ekim ‘12
lıcı, kaliteli ve parmakla gösterilecek projeler üretmek üzere Özoğlu-Özbay Grup adı altında birleştiklerini dile getiren
Veli Özoğlu, yıllardır sektörde kazandıkları deneyimi sermaye ve güç birlikteliği yaparak arttırmak istediklerini ifade etti.
Türkiye’de inşaat sektöründe gelinen noktada küçük çaplı ve
klasik emsalli projelerin artık kalmadığını ve müşterilerden talep görmediğini söyleyen Veli Özoğlu şöyle konuştu; “ Biz üç
arkadaş büyük projeler yapmak için bir araya geldik. Yaklaşık
6 aylık bir ön çalışmanın ardından ilk projemiz olan ‘Rüyam
Kent Evleri’ni geliştirdik. Rüyam Kent Evleri, bizim bir araya
gelerek yaptığımız ilk proje. Şu anda geldiğimiz noktadan çok
memnunuz. Kendi firmalarımız üzerinden inşaatlarımız devam
ediyor. Ancak birleşerek yaptığımız bu projede, yapılması gereken her şeyi yapıyoruz. 3 blokta toplamda 151 daireden oluşan projemiz, 158 metrekarelik 4 artı 1 dairelerden oluşuyor.
Ayrıca her dairede yatak odalarında soyunma kabinlerimiz de
mevcut. Çevre düzenlemesinden spor salonlarına kadar her
şeyi düşündük ve örnek bir proje yapmaya karar verdik. Kullanılan bütün malzemelerimiz, Gökdemir Grup’un birinci sınıf
malzemeleri. Bölgede müşteri taleplerine bakarak özellikle 4
artı bir daireler yapmaya karar verdik. Cüzi bir fiyat farkıyla
insanlar artık daha geniş evlerde oturmak istiyorlardı, bizde
59
bu talebe cevap vermek sitedik.
Güvenlik ve kalite birinci sınıf
Yaptığımız projede öncelikle güvenliğe çok önem verdik. Sitemizin tek giriş ve çıkışı var. Burada kulübesinde 24 saat görev
yapan bir güvenlik görevlimiz olacak ve giriş çıkışlar güvenlik
eşliğinde dairelere bilgi verilerek sağlanacak. Süs havuzlarımız ve çevre düzenlememizde, müşterilerimizin konutlarından çıktıklarında kendilerini rahat ve güvende hissetmelerini
amaçladık. Her bloğumuzun altında spor salonu ve sosyal
alanlar yarattık. Evlerinde canı sıkılan müşterilerimiz buraya
gelerek, spor yapabilecek veya bilardo, masa tenisi gibi aktivitelerde bulunabilecek. Çocuklar için güvenli ve eğlenceli
oyun alanları, aileler için süs havuzları içerisinde kamelyalar
ve şelale yaptık. Rüyam Kent Evleri’ni, insanların riyasını süsleyecek bir şekilde elimizden geldiğince lüks yapmaya çalıştık. Daha önce bu bölgede kullanılmayan birinci sınıf malzeme
kullandık. Zaten ortaklar olarak kendimiz de burada oturacağız. İnşaatımıza C30 beton atıyoruz. Çelik kapılar birinci sınıf
olacak ve ahşap kaplama kullanacağız. Her dairenin vestiyeri,
ayakkabılığı birinci sınıf standart olacak. İki adet banyomuz
var ve banyolar duşa kabinli olacak. Son sistem banyo do-
eylül - ekim ‘12
usta
58
Son dönemde
birleşerek başarılı
ve kaliteli projelere
imza atan
müteahhitlerimiz
ile sizleri bir araya
getirmeye devam
ediyoruz. Bu
sayımızda Sincan
ve Etimesgut
bölgesinde yıllardır
faaliyet gösteren,
şirket ve kader
ortaklığı yaparak
bölgede kaliteli
projeler geliştirmeye
başlayan ÖzoğluÖzbay Grup İnşaat
ile bir araya geldik.
Özoğlu-Özbay Grup
İnşaat Genel Müdürü
Veli Özoğlu, bize
firma faaliyetleri
hakkında bilgi
verirken, yeni projeleri
olan “Rüyam Kent
Evleri”ni anlattı.
proje
lapları olacak. Banyolarda ayrıca abdest alma yerlerimiz
olacak. Çamaşır makinesi için ayrı bir bölme, üzerinde de
dolap şeklinde kullanılabilecek bir tasarım gerçekleştirdik.
Mobilyaların hepsi birinci sınıf ve balon kapak olacak. Doğramaların hepsinde ısı ve ses yalıtımlı sistemler kullanıyoruz. İç kapılar Variador markanın yeni tasarımı birinci sınıf
bir modeli olacak. Laminant parkelerimiz ve duvar kağıtları
yine birinci sınıf olacak. Kısaca kullandığımız her malzeme
birinci sınıf ve sınıfının en iyisi olacak. Projemizde ayrıca
ankastre mutfak yaptık. Burada mikro dalga fırınına kadar
tüm malzemeleri koyduk.”
İnşaat sektörü hakkında da sohbet ettiğimiz ÖzoğluÖzbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli Özoğlu, 1999
depreminin ardından Türkiye’de inşaat sektöründe çok
ciddi bir değişim yaşandığını söyledi. Kendilerinin de içerisinde yer almalarından dolayı eskiden yapılan binaları
gördüklerini anlatan Veli Özoğlu, günümüzde özellikle
kullanılan malzeme açısından kalitenin son derece arttığını belirtti. Veli Özoğlu; “ 1999 depremi öncesi, inşaatlar
şimdinin yarı maliyetine tamamlanırdı. Şu anda güvenlik
ve mimari de tasarım açısından son derece hassas bir
çalışma var. Müşteriler artık süslenmeyen veya iyi kalite
malzeme kullanılmamış konutları tercih etmiyorlar. Tabi
bunların hepsini yapabilmek için de ya çok güçlü olmanız
yada birleşerek güçlenmeniz gerekiyor. Temelden veya
inşaat yapım aşamasında iken daire satışı artık kalmadı.
Örnek daireler ile müşteriler alacakları konutları görmek
istiyorlar. Biz, birleşerek hem riski azalttık hem de başarıyı paylaştık. Hepimiz deneyimlerimizi ve bilgi birikimimizi
kullandık. Ortaya çıkan projeden herkes çok memnun.
Şu anda zaten geldiğimiz noktada iyi bir bölgede iş yapabilmek için yüze 50’ye yakın arsa payı veriyoruz. Arsa
usta
60
eylül - ekim ‘12
payları ve dolayısıyla bina maliyetleri çok arttı. Bir de büyük proje
yapıyorsanız kaliteli yapmama ihtimaliniz yok. Başbakanımız bile
birleşerek büyük projeler yapmamızı öğütlüyor. Biz kendimizi geliştirmek adına sürekli bir çalışma içerisindeyiz. Fuarlara ve yurtdışı iş seyahatlerimizde, güncel gelişmeleri takip ederek işimize
yansıtmaya çalışıyoruz. İnşaat sektörü bu anlamda çok aktif. Sürekli bir yenilik sürekli bir değişim söz konusu. Bizlerde elimizden
geldiğince bu gelişmeleri takip ederek müşterilerimize en iyisini
sunmaya gayret ediyoruz.” diye konuştu.
mühendisin köşesi
4 Ağustos 2012 tarihli
ve 28374 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanan
“Afet Riski
Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi
Hakkında Kanunun
Uygulama
Yönetmeliği”ni
sizler ile paylaşmak
istiyorum.
Nazmi ŞAHİN
İnşaat Mühendisi
YDKB Ankara Şube Başkanı
usta
62
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı;
riskli alan ve rezerv yapı alanlarında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların ve riskli alan
dışında bulunan riskli yapıların değerinin
hesaplanmasına, idare ile taşınmaz
sahipleri arasında yapılacak anlaşmaya, riskli alan ve rezerv yapı alanları ile
riskli alan dışında bulunan riskli yapıların
bulunduğu alanlarda yapılacak planlamaya, riskli yapıların tespitine, bu tespite
karşı yapılacak itirazlara ve bu itirazların
değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyetlerin teşkiline ilişkin usûl ve esasları belirlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 16/5/2012
tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü, 6 ncı ve 8 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,
b) İdare: Bakanlığı, belediye ve mücavir
alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini, Bakanlık
tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe
belediyelerini ve Toplu Konut İdaresi
Başkanlığını (TOKİ),
eylül - ekim ‘12
c) Müdürlük: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü,
ç) Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca
gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni
yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere,
TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı
olarak veya resen, Maliye Bakanlığının
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları,
d) Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal
kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık
veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de
alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı,
e) Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar
görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere
dayanılarak tespit edilen yapıyı,
f) Taşınmaz: 22/11/2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanununun 704 üncü
maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyeti
kapsamına giren arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve
sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne
kayıtlı bağımsız bölümleri,
g) Uygulama alanı: Bakanlar Kurulu kararıyla kararlaştırılan riskli alan ile Bakanlıkça belirlenen rezerv yapı alanını,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Riskli Alanın ve Rezerv Yapı Alanının
Tespiti
Riskli alanın ve rezerv yapı alanının
tespit edilmesi
MADDE 4 – (1) Riskli alan;
a) Tespitin belediyece veya il özel idaresince yapılması hâlinde, belediye meclisi veya il genel meclisi kararını,
b) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki
yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik
raporu,
c) Alanda daha önceden meydana
gelmiş olan afetlere ilişkin bilgileri,
ç) Alanın büyüklüğünü, krokisini ve koordinat noktalarını,
d) Alanda bulunan bina sayısını, alanın
nüfusunu ve alandaki taşınmazların maliklerini ve sayısını gösteren listeyi,
e) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
f) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
g) Alana ait güvenlik koridoru gerektiren
altyapı tesislerinin işlendiği krokiyi,
ğ) Alan içerisinde sit alanı var ise bu alana ilişkin bilgileri,
h) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilen alana ilişkin
olarak var ise, jeolojik ve jeoteknik raporu,
ı) Alana ilişkin imar planları ve alanın
hâlihazır haritası var ise, bu planları ve
haritayı,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan
dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak
belirlenir ve hazırlanan dosya ve görüş,
Bakanlar Kurulu kararı alınmak üzere Ba-
kanlığa gönderilir.
(2) Riskli alan tespitine ilişkin bilgi ve belgelerde eksiklik bulunması halinde, Bakanlık eksiklerin tamamlanmasını tespiti
yapan İdareden ister.
(3) Bakanlıkça, yapılacak inceleme neticesinde, uygun görülen talepler, teklif
olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.
(4) Rezerv yapı alanı; birinci fıkranın (c),
(ç), (d), (e), (f), (g), (ğ), (h) ve (ı) bentlerinde belirtilen belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden, Maliye Bakanlığının uygun
görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.
(5) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı riskli alana ilişkin görüşünü on beş gün,
Maliye Bakanlığı rezerv yapı alanına ilişkin görüşünü otuz gün içinde bildirir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Riskli Yapıların Tespiti ve İtirazların Değerlendirilmesi
Riskli yapıların tespitinde görev alacak
kurum ve kuruluşlar
MADDE 5 – (1) Riskli yapılar, İdarece
veya müracaatları üzerine lisanslandırılacak üniversiteler, inşaat, jeoloji ve jeofizik mühendisleri odaları ve 29/6/2001
tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet gösteren
yapı denetimi kuruluşları ile bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları çerçevesinde lisanslandırılacak kurum, kuruluş ve
şirketlerce tespit edilir.
(2) Sermayesinin en az yüzde kırkı kamu
kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketler
ve depremden korunma, deprem zararlarının azaltılması ve deprem mühendisliğinin gelişmesine katkıda bulunmak
gibi konularda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile mimarlık ve mühendislik hizmetleri veren ve 27/1/1954 tarihli
ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği Kanunu uyarınca büro
tescilini yaptırmış olan tüzel kişiler riskli
yapıları tespit etmek üzere Bakanlıkça
lisanslandırılabilir.
(3) İkinci fıkra uyarınca lisanslandırılacak
kuruluş ve şirketlerde, riskli yapı tespit raporunu hazırlayacak mühendislerin; ilgili
meslek odalarına üyeliklerinin devam
ediyor olması, mesleklerinde fiilen en az
beş yıl çalışmış olmaları ve bu sürenin
en az üç yılının, inşaat mühendisleri için
proje hazırlanması veya incelenmesi konularında, jeoloji ve jeofizik mühendisleri
için ise jeolojik-jeoteknik etüdlerde fiilen
görev yapmak şeklinde olması şarttır.
Belirtilen şartlara uyulmadığının tespiti
hâlinde bu kuruluş ve şirketlerin lisansı
Bakanlıkça iptal edilir.
(4) Bakanlık, riskli yapı tespitine ilişkin faaliyetleri denetleme yetkisine sahiptir.
Riskli yapı tespitinin gerçeğe aykırı olarak
yapıldığının anlaşılması veya 6 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı davranılması hâlinde; tespiti yapan üniversite,
meslek odası, kurum, kuruluş ve şirketin
lisansı Bakanlıkça iptal edilir. Gerçeğe
aykırı tespit yapan mühendis hakkında
6/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun ilgili hükümleri uyarınca iş-
lem yapılmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Riskli yapıların tespiti
MADDE 6 – (1) Riskli yapıların tespiti, yapılarda şiddetli depremlerde can güvenliğinin sağlanıp sağlanamayacağını
tespit etmek üzere, 6/3/2007 tarihli ve
26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak
Binalar Hakkında Yönetmeliğin eki Esasların Mevcut Binaların Değerlendirilmesi
ve Güçlendirilmesi başlıklı Yedinci Bölümünde belirtilen hükümlere göre yapılır.
(2) Riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir
örneği, tespit tarihinden itibaren en geç
iki gün içinde, tespiti yapan lisanslandırılmış üniversite, meslek odası, kurum,
kuruluş ve şirketçe, tespite konu yapının
bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir.
Müdürlük, raporları inceler, riskli olarak
tespit edilen yapıları, tapu kütüğünün
beyanlar hanesinde belirtilmek üzere,
tespit tarihinden itibaren en geç on iş
günü içinde ilgili tapu müdürlüğüne bildirir ve bu konuda Bakanlığa bilgi verir.
Riskli yapı tespitinin, itiraz üzerine veya
açılacak dava neticesinde değişmesi
halinde, durum aynı şekilde ilgili tapu
müdürlüğüne bildirilir.
Riskli yapıtespitine itiraz
MADDE 7 – (1) Riskli yapı tespitine karşı
malikler veya kanunî temsilcilerince on
beş gün içinde riskli yapının bulunduğu
yerdeki Müdürlüğe verilecek bir dilekçe
ile itiraz edilebilir.
(2) Riskli yapının bulunduğu ilde itirazı değerlendirecek teknik heyetin teşkil edilmemiş olması halinde, itiraz dilekçeleri
ile itiraz edilen tespite ilişkin raporlar, riskli
yapının bulunduğu yerdeki Müdürlükçe
o il için yetkilendirilmiş teknik heyetin bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir.
Teknik heyetlerin teşkili
MADDE 8 – (1) Riskli yapı tespitlerine karşı
yapılacak itirazları değerlendirmek üzere, ihtiyaca göre Bakanlıkça gerekli görülen yerlerde yeteri kadar teknik heyet
teşkil edilir.
(2) Teşkil olunacak her bir teknik heyet
için; yüksek öğretim kurumlarından,
inşaat, jeofizik ve jeoloji mühendisliği
alanlarında, 28/1/1982 tarihli ve 17588
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma
Yönetmeliği uyarınca en az yardımcı
doçentlik kadrosuna atanmış öğretim
üyeleri arasından, üniversite rektörlerince belirlenecek dört adet asil ve dört
adet yedek üyenin bilgileri talep olunur.
(3) Öğretim üyelerine ilişkin bilgiler, talep
tarihinden itibaren en geç on beş gün
içerisinde Bakanlığa bildirilir.
(4) Teknik heyet, üniversitelerden bildirilen
dört üye ile en az ikisi inşaat mühendisi
olmak üzere, Bakanlık teşkilâtında görev
yapan üç üyenin iştiraki ile yedekleri ile
birlikte yedi üyeli olarak teşkil edilir.
(5) Bakanlıkça her iki yılda bir Ocak ayın-
da teknik heyet üyelikleri yenilenir. Yeni
üyeler görevlendirilinceye kadar mevcut
üyeler görevine devam eder. Görev süresi dolan üye tekrar görevlendirilebilir.
Teknik heyetin çalışma usul ve esasları
MADDE 9 – (1) Teknik heyetin ilk toplantısında üyeler aralarından birini başkan
olarak seçer.
(2) Teknik heyetin idarî ve teknik hizmetleri, teknik heyetin bulunduğu ildeki Müdürlükçe yürütülür. Teknik heyetin gündemi Müdürlükçe hazırlanır.
(3) Teknik heyet, görüşülecek dosya
sayısı ve olağanüstü durumları da göz
önüne alarak, ayda en az bir defa toplanır. Müdürlük, gerekli gördüğünde teknik heyeti olağanüstü toplantıya davet
edebilir. Toplantının yeri, günü ve saati
ile gündemindeki konular, Müdürlükçe
en az yedi gün önceden üyelere bildirilir.
(4) Teknik heyet, en az altı üyenin iştiraki
ile toplanır ve toplantıya katılan üyelerin
çoğunluğu ile karar alır; oyların eşitliği
hâlinde, Başkanın taraf olduğu görüş
çoğunlukta sayılır.
(5) Teknik heyet tarafından gerek görülmesi hâlinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlardan uzmanlar, oy hakları olmaksızın görüşleri alınmak üzere toplantılara
davet edilebilir.
(6) Gündemdeki konu kendisi veya
üçüncü dereceye kadar kan ve kayın
hısımları ile ilgili bulunan veyahut gündemdeki konu ile herhangi bir şekilde
menfaat münasebeti bulunan üye, teknik heyet toplantısına katılamaz ve oy
kullanamaz.
(7) Teknik heyet toplantısı sonunda alınan kararlar, dayanakları ve ilmî gerekçeleri belirtilerek yazılır, başkan ve
üyelerce imzalanır. Kararlar Bakanlığa,
tespiti yapan veya yaptıran İdareye ve
itiraz edene bildirilir.
(8) Hangi sebepten dolayı olursa olsun,
yıllık izin, hastalık ve mazeret izinleri sebebiyle bulunamama hâlleri hariç olmak
üzere, bir yıl içinde dört veya üst üste iki
toplantıya iştirak etmeyen teknik heyet
üyesinin üyeliği kendiliğinden sona erer.
(9) Teknik heyet üyeleri, üyelikleri süresince yaptıkları görev ile ilgili olarak hiçbir
menfaat sağlayamazlar. Aksine davrandığı tespit edilenlerin üyeliği Bakanlıkça sona erdirilir.
Huzur hakkı, yolluk ve gündelik ödenmesi
MADDE 10 – (1) Teknik heyetlerin üniversiteler tarafından görevlendirilen üyelerine, 6306 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen esaslar
çerçevesinde huzur hakkı ödenir.
(2) Teknik heyet üyelerinin toplantılar ve
incelemeler için yapacakları seyahatlerin yolluk ve yevmiyeleri, 10/2/1954 tarihli
ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödenir.
eylül - ekim ‘12
63
usta
mühendisin köşesi
mühendisin köşesi
usta
64
Taşınmaz maliklerine konut ve işyeri
verilmesi
MADDE 12 – (1) Yapılacak konut ve işyerlerinin niteliği ve büyüklüğü idarece
belirlenmek kaydıyla, uygulama alanı
içerisinde kalan taşınmaz maliklerine
öncelikle uygulama alanında yapılacak
olan konut ve işyerlerinden verilmek üzere bunlarla sözleşme akdedilir.
(2) Uygulama alanındaki taşınmazın 11
inci maddeye göre tespit edilen bedeli, İdarece malike verilecek konut veya
işyerinin inşaat maliyet bedelinden düşülür. Bu şekilde yapılacak hesaplama
neticesinde taşınmaz malikinin;
a) İdareden alacağı olur ise, bu alacağa konu meblâğ; taraflar arasında
yapılacak anlaşmaya istinaden, İdarece, nakdi olarak veya İdarenin kamu
hizmetine tahsis edilmemiş olan taşınmazlarından verilerek ya da imar hakkının başka bir alana aktarılması suretiyle
ödenebilir.
b) İdareye borçlu olması halinde, bu
borca konu meblâğ; taşınmaz malikince İdareye taksit ile ödenir. Taksit ile
ödemenin esasları proje bazında idare
tarafından belirlenir.
c) Birden fazla konut veya işyeri alma
hakkının olması halinde, birden fazla konut veya işyeri verilmek üzere sözleşme
yapılabilir. Böyle bir durumda, taşınmaz
malikinin İdareye borçlanması hâlinde
ödemeler, verilecek konut veya işyerinin
tespitine yönelik olarak gerçekleştirilecek
noter kur’ası sonrası, İdarece belirlenecek takvime göre peşin olarak yapılır.
(3) İdarece verilecek konut veya işyerinin
inşaat maliyet bedeli; uygulama alanında gerçekleştirilecek yapım ihaleleri
sonrası gerçekleşen, ihale bedeli, arsa
edinim bedeli, proje giderleri, yıkım ve
nakliye giderleri, zemin iyileştirme giderleri ve müşavirlik giderleri gibi giderler
dikkate alınarak hesaplanır.
(4) Taşınmaz maliklerinden kendisine
eylül - ekim ‘12
işyeri verileceklere müstakil işyeri yerine
işyeri hissesi de verilebilir.
Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olanlara konut ve işyeri verilmesi
MADDE 13 – (1) Uygulama alanındaki
taşınmazların ve uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine konut veya
işyeri verilmesinden sonra, arta kalan konut veya işyerlerinin bulunması hâlinde,
belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı ayni
hak sahibi olarak, en az bir yıldır ikamet
edenler veya işyeri işletenler ile 6306 sayılı Kanun uyarınca taşınmazları kamulaştırılanlara bu konut veya işyerlerinden
verilmek üzere sözleşme yapılabilir.
(2) Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi ya
da taşınmazları kamulaştırılanlar olarak
konut veya işyeri talebinde bulunanların
sayısının artan konut ve işyeri sayısından
fazla olması hâlinde, konut veya işyeri
verilecekler noter huzurunda gerçekleştirilecek kur’a işlemi ile belirlenir.
Riskli yapılar hakkında uygulanacak
hükümler
MADDE 14 – (1) Uygulama alanı dışında
olup riskli yapı olarak tespit edilen yapılarda, sahip oldukları hisseleri oranında
paydaşların en az üçte iki çoğunluk ile
alacağı karara katılmayan maliklerin
bağımsız bölümlerine ilişkin arsa paylarının rayiç değeri, 11 inci madde hükümleri çerçevesinde tespit edilir.
(2) Bakanlıkça uygun görülmesi hâlinde,
6306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin
birinci fıkrası uyarınca, arsa payları satın
alınanlar ile bu Yönetmeliğin 13 üncü
maddesi hükümleri çerçevesinde konut
veya işyeri sözleşmesi yapılabilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kira Yardımı ve Tahliye
Kira yardımı yapılması
MADDE 15 – (1) Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanı içerisindeki yapılar
ile uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine
veya idarece belirlenecek tarihe kadar,
mümkün olması hâlinde geçici konut
veya işyeri tahsisi, mümkün olmaması
hâlinde ise, İdarece kararlaştırılacak aylık kira bedeli yardımı yapılabilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak
ikamet edenlere veya işyeri işletenlere,
İdarece belirlenecek oranda defaten
kira yardımı yapılabilir.
Tahliye
MADDE 16 – (1) İdare ile anlaşma yapan taşınmaz malikleri, İdarece belirlenecek takvime göre on beş gün içinde
var ise su, elektrik, telefon ve doğalgaz
gibi hizmet ve emlak vergisi gibi vergi
borçlarını ödeyerek yapıyı boş olarak
idareye teslim eder.
ALTINCI BÖLÜM
Planlama
Planlama süreci
MADDE 17 – (1) Plan teklifleri belediye
ve mücavir alan sınırları içerisinde belediyelerce, dışında ise il özel idarelerince
hazırlanır ve bu planlar hakkında belediye meclisi veya il genel meclisi kararı
alınır.
(2) Büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki ilçe belediyelerince hazırlanan
plan revizyonu veya değişikliği teklifleri
hakkında ilgili büyükşehir belediyesinin
görüşü alınır.
(3) Uygulama alanında, 21/7/1983 tarihli
ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu ile 16/6/2005 tarihli ve
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında
Kanun kapsamında kalan alanlardan
bulunması hâlinde, alanın sit statüsü de
gözetilerek, Kültür ve Turizm Bakanlığının
görüşü alınır.
(4) İdarece hazırlanan plan teklifleri;
planlama alanı ve yakın çevresinin mer’i
planları ve mevcut durumu gösterir bilgi
ve belgeler, alana ilişkin olarak hazırlanan imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüd raporu, ilgili kurum ve kuruluş
görüşleri ve ilgili bütün bilgi ve belgeler
ile birlikte Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça uygun görülen plan teklifleri, aynen veya
değiştirilerek onaylanır.
(5) Afet riskine karşı dayanıklı ve yaşam
kalitesi yüksek bir çevre oluşturulmasına
katkı sağlamak maksadıyla, Bakanlıkça
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde,
parsellerin birleştirmesi şartı ile imar hakkı
artışı verilebilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Görevlendirilen ilk teknik heyetin görev süresi
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin
yürürlüğe girdiği tarihten sonra teşkil olunacak ilk teknik heyetlerde görevlendirilecek üyelerin görev süresi 2014 yılının
sonunda dolar ve yeni üyeler 2015 yılının Ocak ayında görevlendirilir.
Geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmeliğin
yayımı tarihinden önce Bakanlığa iletilmiş ve fakat henüz Bakanlar Kuruluna
teklif olarak sunulmamış olan riskli alan
olarak ilân etme talebi işlemleri ile rezerv
yapı alanı olarak belirleme işlemleri, bu
Yönetmelik hükümlerine göre tamamlanır.
Yürürlük
MADDE 18 – (1) Bu Yönetmelik yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.
Garanti Koza Gayrimenkul
Koordinatörü ve
Gayrimenkul için Strateji
Platformu (GİSP) Başkanı
Gürler Ünlü: Önümüzdeki
Süreç, Şehirlerimizin
Yeniden Düzenlenebilmesi
için Büyük Bir Fırsat
Garanti Koza
Gayrimenkul
Koordinatörü ve
Gayrimenkul için
Strateji Platformu
(GİSP) Başkanı Gürler
Ünlü kentsel dönüşüm
ve mütekabiliyet
yasalarının konut
üretimine etkilerine ilişkin
sorulamızı yanıtladı.
kalacağı konuşulmaktadır. Özel sektörün, riskli
alanların dönüştürülmesi konusunda, nasıl bir rol
üsteleneceğini tam olarak anlayabildiğini zannetmiyorum.
Riskli yapılar konusunda ise piyasa dinamiklerini
de kullanan bir dönüşüm süreci öngörülmektedir.
Kamunun rolü azaltılmış ve diğer aktörler daha
fazla dönüşümün içine dahil edilmiştir. Buradaki
sorun ise “sürecin sahibinin olmamasıdır.” Dönüşüm boyunca çok farklı kişi veya kurumlar devreye girmekte ve sürece etki etmektedir. Ancak,
sürecin tümünü yönetecek bir organ veya sistem
tanımlı değildir. Bu da kafa karışıklıklarına neden
olmaktadır.
Kentsel Dönüşüm Yasası’na ilişkin olarak, riskli binaların
saptanması, tahliye sürelerine ilişkin teknik ve hukuksal
bazı sakıncalar dile getiriliyor. Buna ek olarak, yasada
özel sektörün konumuna ilişkin (yalnızca devlet müteahhidi rolünü üstlenme gibi) kaygılar da mevcut. Kentsel
Dönüşüm Yasası’nı fırsatlar ve tehditler açısından özetle
değerlendirebilir misiniz?
Yasanın çıkmış olması başlı başına bir fırsattır. Milyonlarca binanın yenilenmesinden söz ediyoruz ki, bu önemli bir iş hacmi yaratacaktır. Ancak dönüşümün nasıl yapılacağına ilişkin kafalarda
pek çok soru işareti bulunmaktadır. Bu soruların yanıtları, süreç
başladıktan sonra netlik kazanacaktır. Riskli alanların dönüştürülmesi konusunda, yasa kamuya çok ciddi yetki ve görevler
vermektedir. Özel sektörün rolünün ne olacağı ise net değildir.
Burada belirleyici, yönlendirici ve karar verici kamudur. Kısacası,
sürecin sahibi bakanlık, TOKİ ya da yerel yönetimler olacaktır.
Bu yüzden de özel sektöre “devlet müteahhidi” olma rolünün
Çevre Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,
öngörülen kentsel dönüşümün boyutlarını
kabaca -mevcut 20 milyonluk konut stoğunun %40’ı- olarak niteliyor. Bu boyutta bir
dönüşüm ne kadar sürede gerçekleşebilir;
gerçekçi midir? Bütün bu yeniden yapımın
finansmanı nasıl sağlanabilir?
Türkiye genelinde yaklaşık 7-8 milyon konutun yenilenmesinden
bahsediliyor. Bu dönüşüm, her yıl 250.000 adet konutu dönüştürebilirsek 30 yıl, 350.000 adet dönüştürebilirsek yaklaşık 20 yıl
boyunca devam edecektir. Şu an dönüştürülen konut sayısının
yaklaşık “sıfır” olduğunu düşünürsek, bu hedef rakamlara ulaşmanın bile ciddi bir zaman alacağı aşikardır. Açıkcası, dönüşüm
bekleyen konutların tamamını dönüştürülebileceğimizi sanmıyorum. Dönüşümün gerçekleşmesi için gerekecek olan talep ve/
veya finansman maalesef yoktur.
Devletin dönüşüm için ayırdığı mali kaynak, gerekli olan rakamın
yanında çok küçük kalmaktadır. Dolayısıyla, bu sürecin sadece devlet tarafından finanse edilmesi mümkün değildir. Dönüşüm için ayrıca hak sahiplerinin alacakları yeni konutlara karşılık
borçlandırılmaları düşünülüyor. Bunun pratikte çok mümkün
olacağını (en azından dönüşümü finanse edebilecek miktarda)
eylül - ekim ‘12
65
usta
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Değer Tespiti, Konut ve İşyeri Verilmesi
Taşınmazların değerinin tespiti
MADDE 11 – (1) İdare, uygulama alanındaki taşınmazların sınırını, yüzölçümünü
ve cinsini gösteren haritayı veya krokiyi
yapar veya yaptırır ve bu taşınmazların
maliklerini ve bunların adreslerini tespit
eder veya ettirir.
(2) Taşınmazın değeri; İdare bünyesinden en az üç kişiden teşkil olunacak
kıymet takdir komisyonları marifetiyle
veya hizmet satın alınmak suretiyle tespit edilir.
(3) Taşınmazın değeri; taşınmaz değerleme konusunda uzman kişi, kurum veya
kuruluşlardan bilgi alınarak ve mahallin
emlak alım satım bürolarından alınacak
bilgilerden de faydalanılarak, 4/11/1983
tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesindeki esaslara
göre tespit edilir.
bilirkişi
düşünmüyorum.
İş yine özel sektörün omzuna binecektir. Onlar da mevcut yapsat sistemini kullanarak, emsal artışları ile finansmanı sağlamaya çalışacaklardır. Bu da yeterli olmayacaktır ve bazı dönüştürülmesi gereken bölgeler özel sektörün ilgisini çekmeyecektir.
Özel sektörün daha aktif olabilmesi ve finansman yükünü sırtlayabilmesi için yasa da çok elverişli görünmemektedir. Yeni düzenlemeler ile piyasa dinamiklerini harekete geçirecek ve özel
sektörün önünü açacak önlemler alınmalıdır. En azından, özel
sektör için cazip olabilecek bölgelerin yükü devletin ve vatandaşın omzundan alınmalıdır.
Yinede de tüm bu metotlar yetersiz kalacak ve ek finansmana
ihtiyaç duyulacaktır. Burada farklı bir finansal mekanizma üzerinde çalışılmalıdır. Mevcut piyasada kullanılan modellerden farklı
bir model geliştirilebilir. “Menkulleştirme” üzerine inşa edilecek
karma bir metod geliştirilmesi uygun olacaktır.
Konutu yıkılacak mülk sahipleri hattâ kiracıların mağdur
olmamaları için destekler verileceği dile getiriliyor. Ancak
bu boyutta bir dönüşüm düşünüldüğünde yeni konutlardaki olası fiyat artışlarının bu alanlarda bir soylulaşmaya
yol açması söz konusu mu? Başka bir deyişle yenilemenin
sosyal ayrışmaya neden olması söz konusu mu? Bu nasıl
engellenebilir?
Kentsel dönüşüm sonrası fiyat artışlarının olması çok muhtemeldir. Özellikle mevcut piyasa yöntemleri ile yapılan dönüşüm
sonrasında değer artışları doğal olarak ortaya çıkacaktır. Bu da
dönüşüm alanları için bahsettiğiniz “soylulaştırma” gerçeğini ortaya çıkaracaktır. Yeni üretilecek alanlar hak sahiplerine bile verilse, satış yolu ile daha varlıklı kesimler bu bölgelere taşınacaktır.
usta
66
Bunu önlemenin çeşitli yolları düşünülebilir. Örneğin, şehir merkezine alternatif cazibe merkezleri yaratılılabilir ve şehrin sosyoekonomik tabakaları yayılabilir. Yani tek bir merkez etrafında sıralanmak yerine, çok sayıda merkez etrafında farklı gelir grupları
yerleşebilir. Ya da kentsel dönüşüm için kullanılacak olan finansal mekanizmayı bu amaç doğrultusunda kurgulayarak, orta ve
alt gelir gruplarının (özellikle hak sahiplerinin) cazip bölgelerden
mülk sahibi olmaları sağlanabilir. Ya da devlet belirli bölgelerde
mal sahibi olmayı seçerek, buraları bu amaç doğrultusunda kullanabilir.
Ama sanırım, kabul edilebilir ve en iyi çözüm şehirlerde çok sayıda cazibe merkezleri yaratmak ve ulaşım ağını etkin hale getirmektir. Bu sayede, hem bahsettiğiniz sorunun önüne geçilebilir,
hem de topyekün şehirlerin değeri arttırılarak herkesin yaşam
kalitesi iyileştirilebilir.
Var olanı iyileştirmenin yolları neler? Bugüne dek konut
ya da gayrimenkul talebinin karşılanması daha çok yeni
(çoğunluk kent çeperinde gelişme alanlarında) konut
projeleri ile karşılanıyordu. Ancak Kentsel Dönüşüm, çıkan yasayla da birlikte, mevcut alanların yeniden yapımı
ile arzın buralarda da yapılmasını gündeme getirdi. Bu
durum şimdiye dek Güvenlikli siteler + AVM ağırlığında
sürdürülen konut üretimine farklı bir biçim verebilir mi?
Yeni gelişme ve mevcut dokunun dönüşümü konut üretimi
bakımından ne gibi ayırt edici özelliklere sahip? Öte yandan Kent içindeki kamusal alan, donatı sorunlarının bu
bağlamda çözülme olanağı var mı?
eylül - ekim ‘12
bilirkişi
Kentsel dönüşümü eski binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması olarak kurgulamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Meseleyi sadece “afet” ve “daha dayanıklı binalar” ekseninde
görürsek hem kendimize hem de gelecek kuşaklara büyük bir
haksızlık etmiş oluruz. Önümüzdeki süreci, şehirlerimizin yeniden düzenlenebilmesi için büyük bir fırsat olarak görmeliyiz.
Kentsel dönüşümü büyük ölçekte planlamalı ve şehirlerimizin
rekabet gücünü, marka değerini ve yaşam kalitesini artıracak
şekilde gerçekleştirmeliyiz. Bütün bunları yaparken de, sizin de
bahsettiğiniz ve modern kent yaşamında gerekli olan kamusal alanların yaratılması, donatı sorunlarının çözülmesi, ulaşım
probleminin hafifletilmesi gibi pek çok konuda ciddi iyileştirmeler sağlayabiliriz.
Kentsel dönüşüm, klasik anlamdaki gayrimenkul geliştirmeden
farklıdır. Dönüşüm alanları büyük ihtimalle güvenlikli siteler şeklinde kurgulanmayacaktır. Daha kent dokusuna hizmet edecek
ürünler ortaya çıkacaktır. Ancak kentsel dönüşüme sadece konut üretimi şeklinde bakmamalıyız. Konut üretimi bu seferberliğin önemli bir parçası olacaktır, fakat asıl yanıtlanması gereken
soru “şehirlerimize daha fazla yatırım, kaliteli işgücü, turist ve yaratıcı kitleyi çekebilmek için kent kurgusu nasıl şekillenmelidir?”
olmalıdır. Artık şehirlerin uluslararası areneda birbirleriyle yarıştığı bir dönemdeyiz ve kentsel dönüşümü bu rekabette avantaj
sağlayacak şekilde tasarlamamız gereklidir.
Yabancılara mülk satışının önünü açan Mütekabiliyet
Yasası’na ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Gayrimenkul sektöründe canlanma yönünde katkı sağlaması bekleniyor.
Bu doğrultuda, yeni projeleri nitelik bağlamında nasıl etkileyebilir? Örneğin yabancılara özel projeler geliştirilmesi
devamında belirli bölgelerde yoğunlaşması söz konusu
olabilir mi? Örneğin Boğaziçi’nin yabancılar tarafından
büyük talep gördüğü belirtiliyor. Öte yandan yeni alıcılar
piyasada fiyat artışına neden olabilir mi?
Mütekabiliyet yasası ülkemizin kendine olan güvenini ve dünya
ile entegre olma konusundaki kararlılığını göstermesi bakımından önemlidir. Ancak yasa “sihirli bir değnek” veya “her derde
deva bir ilaç” değildir. Potansiyel alıcıların artması bakımından
sevindiricidir, ancak asıl yapmamız gereken kendi içimizdeki iyileşmeyi sağlamak ve şehirlerimizin marka değerini ve rekabet
gücünü artırmaktır. Mütekabiliyet yasasının ciddi etkilerini kısa
vadede göreceğimizi sanmıyorum. Büyük olaslıkla ilk başta küçük ve zengin bir grup Boğaz hattı ya da Büyükdere aksı gibi
değeri yüksek olan bölgelerden satın alma yapacaktır. Bu grup
risk almayı seven, yeniliklerinden peşinden giden ve ekonomik
durumu fazlasıyla iyi olan bir kesimdir. Zaten gazete haberlerine
de bakarsanız, Boğaz hattına olan ilgiden ya da yatırımcı grupların toplu alım isteklerinden bahsetmektedir. Bizim asıl gayrimenkul stoğumuzu oluşturan yeni ve geniş kitlelere hitap eden konut
projelerinin şu aşamada ciddi bir ilgi göreceğini zannetmiyorum.
Fiyatlar ise sadece bu azınlık grubun aldığı mülkler için artacaktır, diğer ürünlerde bir fiyat artışı olmasını beklemiyorum.
Eğer bu ilk alımları yapacak olan kitleyi memnun edebilirsek,
diğer alıcıların da önü açılacaktır. Ancak bu konuda da önemli
soru işaretleri vardır. Sektörde kurumsal çalışmayı ilke edinmemiş firmalar, kamu otoritesinden kaynaklanan riskler (müktesap
hak konusu, vergi oranlarındaki değişiklikler, vs.), ürünlerin kalitesinde yaşadığımız sorunlar, vs. yabancı alıcıların memnuniyetine etki edecek önemli faktörlerdir. Dolayısıyla, müktesap hak
yasası ile birlikte, kendi evimizin içinin de derlenip toparlanması
gerekecektir.
Gayrimenkul sektörünün analizi ve strateji geliştirme
için gerekli, sektöre ait kamu ya da özel veri tabanları
Türkiye’de yeterli düzeyde mi? Örneğin değerleme işlemlerinin arttığı son yıllarda bu verilerin ortak bir havuzda
toplanması ve bütüncül bir veri tabanı yaratılması söz konusu olabilir mi? Bunun dışında bu alanda süren çalışmalar var mı?
Türkiye’deki önemli eksiklerden birisi yetersiz verilerdir. Gerek
kamu verileri gerekse de özel sektörün oluşturduğu veri tabanları ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Ancak son yıllarda bu konuda
önemli iyileşmeler de görülmektedir. GYODER ve Reidin’in birlikte oluşturdukları “Konut Fiyatları Endeksi” önemli bir çalışmadır.
AYD’nin hazırldığı AVM endeksi de diğer iyi bir çalışmadır. Bu
veya bunun gibi temel göstergelerin gelişmekte olması olumlu
adımlardır.
Bütüncül veri tabanının oluşturulması çok yerinde olacaktır. Ancak bu oluşurken verinin kaynağı ve doğruluğu kritik önemdedir.
Bu konuda ne derece iyi bir sonuç alınacağını kestirmek güç.
Böyle bir çalışma için kamunun ya da sektör derneklerinin öncülük etmesi yerinde olacaktır. Veri tabanının yaratılması sektörün
saydamlaşması ve yabancı yatırımcının daha kolay karar verebilmesi açısından da gereklilik arzetmektedir.
Türkiye’de gayrimenkul sektörü ve konut üretimi sürekli
büyüme eğiliminde görünse de örneğin İstanbul’da konut
fazlası olduğu da dile getiriliyor. Bugün veya gelecekte
oluşacak bir aşırı konut arzının sektörü krize sürüklemesini
önlemek üzere genel bir arz yönetimi/yönlendirmesi söz
konusu olabilir mi? Bunun üzerine sivil toplum ya da kamu
bağlamında bir çalışma var mı?
Arz yönetimi/yönlendirmesi doğru yaklaşım olmayacaktır. Serbest piyasa koşulları içinde firmalara yön vermeye çalışmak
doğru değildir. Her organizasyon kendi kararını kendisi vermelidir. Bunun aksi çok daha ciddi sorunlara yol açacaktır.
Türkiye’deki konut üretimi, talebin üzerinde değildir. GYODER’in
açıkladığı yıllık konut ihtiyacı ile ruhsat alan projelerdeki konut
sayıları birbirleri ile paralellik göstermektedir. Akıllara takılan soru,
orta-üst ve üst gelir grubu için üretilen konut sayısının fazlalığı
olabilir. Ancak bu konuda da göstergeler bu sorunun haklılığını çok destekler nitelikte değildir. Gayrimenkullerimizin fiyatları
artmakta, yeni projeler yüksek satış hızları yakalamakta ve hâlâ
diğer ülkelere göre fiyatlarımız düşük kalmaktadır. Tabiki içinde
bulunduğumuz riskli ortam ve küresel ekonomik krizin etkilerinin
devam etmesi bazı olumsuz durumlara neden olabilir. Burada
firmalar ve alıcılar bilinçli hareket etmeli ve karşı karşıya oldukları
riskleri iyi değerlendirmelidirler. Burada yapılması gereken orta
ve alt gelir grubu için konut üretimidir. Bu sayede daha dengeli
bir arz yaratılabilir. Bunun için ise inşaat maliyetlerinin yeniden
düşünülmesi, tasarımların tekrar gözden geçirilmesi ve finansal
mekanizmaların yeniden tasarlanması gerekecektir. Düşürülen
birim maliyetler ve düşük finansal yük ile şu an piyasada alım yapamayan bir kesimin konut sahibi olması olası hale gelecektir.
Türkiye’de orta ve üst segment konutun dışında önemli
miktarda devlet tarafından üretilen sosyal konut söz konusu. Şu an yalnızca TOKİ’nin faaliyet gösterdiği bu alanda
tıpkı TOKİ gibi bazı desteklerden yararlanarak özel sek-
törün de sosyal konut ya da düşük gelirli konut alanında
faaliyet göstermesi mümkün müdür? Olumlu bir etkisi olur
mu? Bunun için ne gibi politika ya da düzenlemeler gereklidir?
Bir önceki sorunuzda da kısaca belirttiğim gibi bu konuda olumlu adımlar atmak mümkündür. Özel sektör düşük maliyetli konutu üretebilir. Bunu başarabilmek için ise bazı varsayım ve kabullerin tekrar gözden geçirilmesi ve devlet teşviki faydalı olacaktır.
Burada başarılı olacak firmalar, klasik gayrimenkul geliştirmenin
dışında, düşük maliyetli üretimi başarabilenler olacaktır.
İlk olarak devlet düşük maliyetli üretimi ve satışı teşvik etmek için
çeşitli adımlar atabilir (doğrudan destek, KDV ve vergi indirimleri, resim ve harçlarda indirimler, vs.). Bununla birlikte firmalarında maliyetlerini düşürmek için tedbirler alması gerekecektir.
IKEA’nin mobilyalar için yaptığını, firmaların da inşaat sektörü
için yapmaları yerinde olacaktır. Yeni tasarımlar ve yeni maliyet
düşürücü tedbirler ile birim maliyetler düşürülmelidir. Ayrıca, finansal mekanizmaların da buna hazır hale getirilmesi gerekecektir. Uzun vadeli kredi imkanları ile aylık ödemelerin asgariye
indirilmesi, orta ve alt gelir grubu için kritik olacaktır.
Özetle, bu işin başarılabilmesi mevcut yöntem ve piyasa koşullarında mümkün görülmemektedir. Yaptığımız herşeyin tekrar
düşünülmesi ve hedef alıcıların durumlarına uygun (gerek finansal gerek yaşam alışkanlıkları) üretimin yapılması gerekecektir.
Gayrimenkul sektörü gündeminde son günlerin en çok öne
çıkan iki konusu yasaları ile birlikte kentsel dönüşüm ve
yabancılara mülk satışı. Öyle ki bu iki düzenlemeden gayrimenkul sektörünü canlandıracak birer şok tedavisi olarak
söz ediliyor. Bu iki düzenlemenin gelecekteki rolü (kısa ve
uzun vadede) ne olabilir? Beklentiler gerçekleşmezse gayrimenkul sektörüne olumsuz etkileri ne boyutta olur?
Her iki düzenleme de olumludur ancak sektörü canlandıracak bir
sihirli değnek veya şok tedavisi değildirler. Kentsel dönüşümün
sektöre nasıl bir etki yapacağı henüz belli değildir. Konunun karmaşıklığı dolayısyla da, büyük hacimlere ulaşılması kısa vadede
zor olacaktır. Mütekabiliyet yasası ile başlangıçta az sayıda alım
olacaktır. Olası olumlu etkileri de büyük ihtimalle kısa dönemde
ortaya çıkmayacaktır. Dolayısıyla her iki konu da sektörde ciddi
bir canlanma yaratmayacaktır (En azından kısa vadede). Bu iki
yasaya bağlı beklentilerin gerçekleşmemesi sektörde çok fazla şeyi değiştirmeyecektir. Gayrimenkul sektörü yoluna bugüne
kadar getirdiği şekli ile devam edecektir. Ancak mevcut durum
artık sektör oyuncularını tatmin etmekten uzaktır ve önümüzdeki
dönemde sektörü geliştirmenin ve önündeki fırsatları arttırmanın
yollarını aramalıyız.
Kentlerimizi nasıl cazip hale getireceğiz? Sektörü nasıl geliştireceğiz? Rekabet gücümüzü nasıl artıracağız? Marka değerimizi
nasıl yükselteceğiz? Herkesin peşinden koştuğu sermayeyi nasıl çekeceğiz? İnsanlarımızın yaşam kalitesini nasıl artıracağız?
Şehirlerimizin marka değerini artırmak için nasıl bir kentsel dönüşüm kurgulamalıyız? Bu ve buna benzer sorulara yanıt bulmalıyız ki ülkemiz ve kentlerimiz daha fazla talep edilsin ve gayrimenkullerimizin değeri artsın. Bu süreçte gayrimenkul sektörüne
önemli görevler düşmektedir. Zaten GİSP’in de amacı stratejik
bir bakış açısı ile bu sorulara cevap aramak ve sektörün gelişimine katkı sağlamaktır. Önümüzdeki dönemde arkadaşlarımızla
beraber bu doğrultuda yoğun bir çaba içerisinde olacağız.
eylül - ekim ‘12
67
usta
bilirkişi
peyzaj
usta
Özen İnşaat Peyzaj Genel
Müdürü Osman Murat:
Müteahhitlerin ne
istediklerini biliyor ve ona
göre çalışıyoruz
1992 yılından itibaren inşaat sektöründe faaliyet gösteren Özen İnşaat Peyzaj
Genel Müdürü Osman Murat ile bir araya gelerek, firmasını ve faaliyetlerini
konuştuk. Yıllara dayanan deneyimi ve ustalığı ile sektörde 21 yıldır faaliyet
gösterdiğini anlatan Osman Murat, kaliteli işçiliği ve oluşturduğu markası ile
müteahhitlerin kendisine güvendiğini, kendisinin de yaptığı işçilik ile bu güveni boşa çıkarmadığını ifade etti.
eylül - ekim ‘12
1992 yılından
itibaren inşaat
sektöründe faaliyet
gösteren Özen
İnşaat Peyzaj Genel
Müdürü Osman
Murat ile bir araya
gelerek, firmasını ve
faaliyetlerini konuştuk.
Yıllara dayanan
deneyimi ve
ustalığı ile sektörde
21 yıldır faaliyet
gösterdiğini anlatan
Osman Murat,
kaliteli işçiliği ve
oluşturduğu markası
ile müteahhitlerin
kendisine
güvendiğini,
kendisinin de yaptığı
işçilik ile bu güveni
boşa çıkarmadığını
ifade etti.
69
İnşaat projelerine; peyzaj, altyapı, sert zemin, bahçe duvarı,
çelik kapı ve sulama sistemleri gibi konularda hizmet sunduklarını belirten Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman
Murat, en önem verdikleri konunun müşteri memnuniyeti olduğunu kaydetti. Yaptıkları işte görselliğin önemli olduğunu
ve müşterinin tamamlanan bir inşaat projesinde ilk peyzaja
baktığını ifade eden Osman Murat şöyle konuştu; “ Bizim işimiz çok önemli. Peyzaj inşaat projelerinin en önemli görselliklerinden bir tanesi. Zemin düzeltme, bahçe duvarı, gibi hizmetlerimi ile peyzaj görsellini arttırabiliyoruz. Yıllardır bu işle
uğraştığımız için mesleğimizin en ince detayına kadar konuya
hakimiz. Karşılaşılacak problemleri kısa yollu ve en az kayıpla
düzeltebiliyoruz. Kaliteli ürün kullanımına ve işçiliğe çok önem
veriyoruz. Konut sahibi olabilmek için ziyarete gelen müşteriler
ilk etapta çevre düzenlemesine dikkat ediyorlar. İyi bir çevre
düzeni, insanların karar vermesinde önemli bir noktayı oluşturuyor. Çünkü insanlar yaşayacakları evin yanı sıra pencereden
baktıklarında veya dışarı çıktıklarında da kendilerini rahat ve
iyi hissettirecek hususlara önem veriyorlar. Eskiden sadece
konutlara dikkat edilirken şimdilerde peyzaja da önem verilmeye başlandı. İyi bir peyzaj otomatik sulama ile gerçekleştiriliyor. Yeşilliğin iyi dikilmesi kadar, iyi korunması ve sulaması
da önemlidir. Biz otomatik sulamayı ve nasıl bakılması gerektiği konusunda da müşterilerimizi de bilinçlendiriyoruz. Ayrıca
bize gelen ve projesi olmayan müteahhitlerimize de proje konusunda yardımcı oluyoruz. Artık çevre düzenlemesinin yanı
sıra havuz isteyen, şelale isteyen müşterilerimiz de oluyor.
Sadece dış görünüşe bakarak oradan konut almak isteyen
çok sayıda insan ile karşılaştım. Bu nedenle işimizin öneminin
farkındayım ve bu farkındalıkla işimize devam ediyoruz.”
Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat, büyük projelerde daire karşılığı iş alabildiklerini de belirterek, müteahhitlere ellerinden gelen kolaylığı gösterdiklerini vurguladı.
eylül - ekim ‘12
usta
68
peyzaj
ürün haberleri
ürün haberleri
Genellikle çatıların
yeşillendirilmesinde
kullanılan VYDRO®;
poliüretan esaslı,
ağırlığı düşük, ancak
su tutma kapasitesi
yüksek bir hidrofilik
malzemedir.
Duvarların ölçüsüne
göre özel olarak
üretilen, estetiği pano
halinde üretilmiş
büyük desenler ile
sunan Glamora duvar
kağıtları HD Group’un
distribütörlüğü ile
Türkiye’de.
71
Hidrofilik Yeşil Çatı
Malzemesi: VYDRO®
ile Duvarlara
Özel Dokunuş
Genellikle çatıların yeşillendirilmesinde kullanılan VYDRO®; poliüretan esaslı, ağırlığı düşük, ancak su tutma kapasitesi yüksek bir hidrofilik malzemedir. Su yönetimini kontrol eder, kentleşmenin etkilerini
azaltır, biyolojik çeşitliliğin gelişmesine katkıda bulunur ve bina bakım
maliyetlerini azaltır.
Duvarların ölçüsüne göre özel olarak üretilen, estetiği pano halinde üretilmiş büyük desenler ile sunan Glamora duvar kağıtları HD
Group’un distribütörlüğü ile Türkiye’de.
Düşük ağırlığı sayesinde yeşil çatılar ve düşey duvarlarda, kurak
mevsim yaşanan ülkelerde yapılacak dinlenme tesisi projelerinde
peyzaj-çim yetiştirme amaçlı kullanılır.
Glamora
Üstü vinil, altı elyaf tabanla kaplı, isteğe göre ipek ve keten hissi veren isteğe göre her iki dokuda da üretilebilen Glamora duvar kağıtları, dijital baskının son teknolojisini kullanan makineleriyle desenlerde
netlik hiç bozulmadan istenilen ölçülerde üretebiliyor.
Diğer yeşil çatı sistemlerine göre yüzde 70’den az ağırlığa sahiptir (1
m³ = 30 kg). Sudaki ağırlığını 30 kez kadar korur.
Özenle tasarlanmış, zarafet ve inceliği yansıtan eşsiz desenlerini beğeniye sunan Glamora, ayrıca istenilen herhangi bir deseni de dijital
olarak belirtilen ölçülerde üretebiliyor.
Yüksek su tamponlama kapasitesine sahiptir, 1 saat sonra suyu yüzde 40-60 muhafaza eder ve ısı kalkanı olarak davranır. (lambda 34
kuru) Birden fazla dönemlerde tekrar su alabilir.
Çeşitli desen alternatiflerinin yanı sıra desen tekrarı ve desen pozisyonunu n istenildiği gibi ayarlanabildiği Glamora duvar kağıtları ile
renk ve desen harmonisi kişiye özel olarak ayarlanabiliyor.
eylül - ekim ‘12
eylül - ekim ‘12
usta
usta
70
ürün haberleri
ürün haberleri
usta
72
Binlerce yıldır ev yapımında ve mobilya sektöründe kullanılan Bambu; dekoratif
görselliği, dayanıklı ve zarif bir malzeme olmasının ötesinde oldukça değerli ve yenilenebilir bir doğal kaynak. Tüm bu özellikleriyle yapı sektörü başta olmak üzere
birçok alanda tercih edilen bambu, URAN Holding bünyesindeki ARAY Dış Ticaret
ve Pazarlama A.Ş’nin zemin döşeme markası BAMPAR ile fark yaratıyor.
Yenilenebilir doğal kaynak
Botanik anlamda ot sınıfına dahil olan Bambu, gezegendeki en yenilenebilir doğal
kaynaklardan biri olarak gösteriliyor. Geleneksel ahşapların aksine, hızlı büyüyen
bambu saplarından elde edilen Bambu zemin döşeme çözümleri, bu özelliğiyle
uzun yıllar süresince yetişen diğer orman ürünlerine yönelik talebi de düşürüyor.
Bambuyu zemin döşeme malzemesi olarak kullanan BAMPAR, yıpranmaya karşı
dayanıklılık ve kalıcılık özelliklerine sahip ideal döşeme malzemesi bambuyu geniş
dağıtım ağıyla Türk kullanıcıları ile tanıştırıyor. Zarif ve güçlü yapısı ile yurt dışında
yüzlerce yıldır tercih edilen bambu parkeler, ortamdaki ısı ve nem değişikliklerinde
etkilenmediği gibi tüm zeminlerin yanı sıra, ıslak zeminlerin döşenmesinde, banyo
ve mutfaklarda rahatlıkla kullanılabiliyor.
Orman kaynaklı ahşap malzemeye yönelik tüketim talebini düşürecek
Uzun yıllarda yetişen orman kaynaklı ahşap malzemelere yönelik tüketim talebini de
düşürmeyi amaçlayan ARAY Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş, BAMPAR ile yıpranmaya
karşı dayanıklılık ve kalıcılık özelliklerine sahip ideal döşeme malzemesini şık bir
dekorasyon malzemesi olarak sunuyor.
eylül - ekim ‘12
Dünyanın En İnce Radyatörleri
Kişiye özel çözümler
sunan Minoa tasarım
Dekorasyon
radyatörleri; ofis, salon,
alternatifleri
banyo ve mutfaklarda
arasında tercih
kullanılabiliyor. Estetik
edilme oranı her
objelerin değer
geçen gün artan
bulduğu her ortamda
Bambu; BAMPAR
tasarımlarıyla fark
markasıyla zemin
yaratan Minoa
döşemelerinde
Design’ın imzası
fark yaratıyor.
güzellik ve şıklık olarak
ön plana çıkıyor.
Kişiye özel çözümler sunan Minoa tasarım radyatörleri; ofis, salon, banyo ve mutfaklarda
kullanılabiliyor. Estetik objelerin değer bulduğu her ortamda tasarımlarıyla fark yaratan
Minoa Design’ın imzası güzellik ve şıklık olarak ön plana çıkıyor. Mevcut ürünlerle minimalist çözümler sunan Minoa Design, müşterilerinin önereceği ve tasarlayacağı radyatörlerle tasarım alanına yeni bir bakış açısı getiriyor.
Patentli teknolojisiyle Minoa Design, radyatör dünyasında bir çığır açıyor ve kişisel zevklere göre kişisel radyatörler sunuyor. Dünyanın en ince estetik radyatörlerini üreten Minoa
Design, iç tasarımcıların önündeki önemli bir engeli kaldırıyor.Özel tasarımların gerçekleştirilmesine olanak sağlayan Minoa Design’ın farklılıkları;
•İnce yapısı ile çarpıcı bir görünüm,
•Duvarlardaki estetik objelere ısıl değer kazandırılması,
•Benzersiz oluşu ile özel müşteriler için özel ürünler sunması,
•Üretim sürecinde kullanılan tekniklerle doğa dostu olması şeklinde sıralanıyor.
Minoa ismi, M.Ö. 3500 yıllarına dayanan Giritli bir uygarlıktan geliyor. İsmini mitolojik bir
kraldan alan bu uygarlığın en önemli özelliği ise; duvarlar içerisinden geçen borular yoluyla tarihte bilinen ilk merkezi ısıtma sistemini kullanmaları.
Minoa Design ürünleri bilinen radyatörler gibi içinden geçen borular yerine iki çelik levhanın arasında oluşturulan kanallar sistemi ile ısınıyor. Bu sayede 7mm kalınlığında ürünler
üretmek herkes için bir hayalken Minoa Design için bir standart halini alıyor.
Minoa Design ürünleri benzersiz incelikte tasarlanan modellerden oluşan ve her geçen
gün genişleyen kendi koleksiyonunu kullanıcıların beğenisine sunarken iç mimar ve dekoratörler için yaşam alanlarının oluşturulması sürecinde kendi geliştirdiği esnek üretim
teknolojisiyle tamamen kişiye özel tasarımlara imkan tanıyor.
eylül - ekim ‘12
73
usta
Çevreci Bir Zemin Döşeme
Çözümü: Bambu
hak - hukuk
İhaleye fesat
karıştırma
suçları
Sonay ASLAN
Avukat
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 235 ve
236. Maddesinde düzenlenen İhaleye
Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat
Karıştırma suçları son zamanların hatta
ve hatta son günlerin en çok karşımıza çıkan suçları arasında yer almaya başladı.
İhale artırımlarına fesat ve hile karıştırma,
gizli ihale bilgilerinin ifşası yahut edimin
ifasına fesat karıştırma gibi tadadi olarak
örneklendirilebilecek suçlar da aynı madde kapsamında kalmaktadır.
usta
74
Her ne kadar mezkûr maddelerde düzenlenen ihaleye ve edimin ifasına fesat
karıştırma suçları çeşitli biçimlerde gerek
günlük hayatımızda gerekse yazılı ve görsel basında karşımıza çıksa da, çoğu kez
habere konu olan suçun ihaleye yahut
edimin ifasına fesat karıştırma olmadığı
ortaya çıkmaktadır. Anlaşılan o ki ihale
edilen bir işte meydana gelen bir usulsüzlük karşısında yapılan ilk şey usulsüzlüğü
ihaleye fesat karıştırma olarak yorumlamak. Hâlbuki ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarının maddi yahut manevi unsurlarına dikkat edilmeden yapılan
bu nitelendirmeler yanlış yönelimlere sebebiyet vermektedir. Fakat tüm bunlarla
birlikte ihaleye fesat karıştırma suçunun
kanun koyucu ile hâkimler tarafından farklı yorumlanması yahut farklı uygulanması
karşısında yapılması gereken, mantıklı
tepkiler vermek sureti ile yapıcı eleştiriler
yaparak yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi
adına çaba göstermektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, bu ay
ihaleye fesat karıştırma suçunun hangi
hallerde belirdiği yahut oluştuğu kanun
dairesinde tartışılacaktır.
eylül - ekim ‘12
İhaleye fesat karıştırma suçu 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 235 inci
maddesinde düzenlenmiş olup kanunun
Ekonomi, Sanayi Ve Ticarete İlişkin Suçlar
bölümünde yer almaktadır. Bu suç aynı
zamanda topluma karşı işlenen suçlar
başlığı altında da geçmektedir. İhaleye
Fesat Karıştırma suçu sıradan bir vatandaş tarafından işlenebileceği gibi bir memur tarafından da işlenmektedir. Bu suçun
faili durumunda olan memurlar hakkında
4483 Sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
hükümleri uygulanmamaktadır. Zira bu
suçun faili olan memurlar hakkında 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu’nun
17 nci maddesi hükmü gereği genel hükümlere göre işlem yapılmaktadır.
5235 Sayılı TCK’nın 235. Maddesi
“İhaleye fesat karıştırma
(1)Kamu kurum veya kuruluşları adına
yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile
yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, beş
yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya
ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını
engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme
dışı bırakmak,
4. Teklif edilen malları, şartnamesinde
belirtilen niteliklere sahip olmadığı hâlde,
sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması
gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını
sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle
ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla,
ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale
sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan
kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı
etkilemek için aralarında açık veya gizli
anlaşma yapmaları.
(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda
ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza
yarı oranında artırılır. Zararın meydana
gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra
hükmünün uygulanmasını engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla
menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca
bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu
kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan
artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu
kurum veya kuruluşlarının ya da kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların
bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,
kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet
alım veya satımlarına ya da kiralamalara
fesat karıştırılması hâlinde de uygulanır.”
Hükmünü amirdir.
235. Maddede ihaleye fesat karıştırma
suçu tanımlanmış ve kamu kurum veya
kuruluşlarınca yapılan alımların yasal
çerçevede ve dürüstlük kuralları doğrultusunda yapılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla madde olası kamu zararlarına
sebebiyet verecek faillerin cezalarını düzenlemektedir.
kişilere doğrudan yönelik olması maddeye göre aranmamaktadır. İleride gerçekleşmesi mümkün olan ve ihaleye katılmak
isteyenlerin veya katılanların yakınlarına
veya mallarına yönelik bir tehdit yahut
katılımlarının engellenmesine yönelik herhangi bir fiil yargıçlarca suçun işlenmiş
olması için yeterli görülmektedir.
Bu madde düzenlenen suçun konusunu
mal veya hizmet alım veya satımına ya
da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım
ihaleleri oluşturmaktadır. İhaleye fesat karıştırma suçunun oluşması için, kurumca
yapılan ihalenin konusunun ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi bir ihale
olması da şart değildir.
Fıkranın (d) bendinde ihaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve
özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık
veya gizli anlaşma yapmaları, ihaleye fesat
karıştırma suçunu oluşturmaktadır. Çünkü
bu fiiller, ihalenin objektif koşullarda yapmasını engellerken ihaleye katılan firmalar
arasındaki rekabete de engel olacaktır.
İhale süreci, yapılan iş ile ilgili sözleşmenin imzalanmasına kadar ki geçen
sürenin bütünüdür. Suçun maddi unsuru
sözleşmenin imzalanmasına kadar olan
süreçte oluşmaktadır.
İhaleye fesat karıştırma suçunun manevi
unsuru kasttır. Failinin hangi saikle hareket ettiği ne kadar önemli ise de bu sonucu bilmesi ve istemesi yeterli olduğundan
genel kastının varlığı yeterli olacaktır.
İhaleye fesat karıştırma suçu sözleşmenin
imzalanmasına kadar geçen süreçte ihaleye katılsın, katılmasın, ihaleye aktif etkisi
bulunsun ya da tamamen pasif olsun bir
şekilde sürece etki eden kişiler tarafından
işlenir. Tabiri caizse “ihaleye yan bakan”
bu suçun maddi unsurunu oluşturur.
İhalelerin dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılacağına dair, kamu görevlilerine
duyulan güvenin örselenmesine sebebiyet veren ve ihalenin objektif şartlarında
yapılmasını engelleyen, maddenin ikinci
fıkrasında sayılan bütün bu seçimlik hareketlerden herhangi birinin veya birkaçının gerçekleştirilmesi durumunda, - (a)
bendinde sayılan hareketlerin hileli davranışlar ile gerçekleşmiş olması gerekir
- ihaleye fesat karıştırma suçu işlenmiş
olur. Yukarıda da açıklandığı üzere suçun
işlenebilmesi için de kişi ile suç arasındaki psikolojik bağın varlığı şarttır ki bu da
kast olarak belirir. Kastın varlığından bahsedebilmek için de medeni kanunda yer
alan tanımıyla orta zekalı vasat makul bir
kimsenin bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştirmiş olması gereklidir. İhalenin sonuçlanmaması, iptal edilmesi gibi nedenlerle
ihalenin yapılamamış olması ihaleye fesat
karıştırma suçunu ortadan kaldırmamaktadır. Özetle İhaleye fesat karıştırma suçu
için ihalenin objektif ve serbest koşullarda yapılmasının önüne bilerek ve isteyerek geçmek yahut bu sürece herhangi bir
nedenle illegal müdahalelerde bulunmak
yeterlidir.
İhaleye ne şekilde fesat karıştırıldığını düzenleyen ikinci fıkrada sayılanlardan bir
ya da bir kaçının ihale sürecinde olması
yeterlidir.Yine hileli davranışlarla gerçekleştirilen fiillerde tek tek sayılarak son derece açık bir biçimde belirlenmiştir.
“Fıkranın (b) bendine göre ise ihale sürecinde, tekliflerle ilgili olup da, ihale
mevzuatına veya şartnamelere göre gizli
tutulması gereken bilgilere başkalarının
ulaşmasını sağlamak, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturmaktadır.” Bu durumda hileden bahsedilemez elbette ve
fakat gizli kalması gereken bilgilerin ifşa
edilmesi, ihalenin objektif, şeffaf ve serbest rekabet koşullarında ifa edilmesinin
önüne set koymaktadır.
Fıkranın (c) bendinde, cebir veya tehdit
kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı
diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin
ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere
katılmalarını engellemek, ihaleye fesat
karıştırma olarak belirlenmiştir. Zor kullanmanın, ihalede rekabeti sağlayacak, ihaleye katılma yeterliğine sahip olan kişilerin
ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere
katılmalarını engellemek şeklinde tezahür
etmesi gerekirken, tehdidin ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan
“İhale işlemlerinin yürütülmesi sürecinde yer alan kamu görevlilerinin,
“eşitlik ve dürüstlük” ilkesinin korunması
amacıyla, öncelikle, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17 nci ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu’nun 83 üncü maddelerinde
belirtilen, ihalenin objektif ve serbest rekabet şartlarında yapılmasını engelleyen
yasak fiil ve davranışlarda bulunmamaları,
yasak fiil ve davranışlarda bulunulmasına
da izin vermemeleri gerekmektedir.”
Maddenin üçüncü fıkrasına yer alan,
“ihaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili
kamu kurumu veya kuruluşu açısından
bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı
oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş
olduğu sabit olmakla birlikte miktarının
belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.” hükmünden anlaşıldığı üzere, ihaleye fesat
karıştırma suçunun oluşabilmesi için, ilgili
kurum veya kuruluşun herhangi bir zarar görmesi olmazsa olmaz şart değildir.
İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili
kamu kurumu veya kuruluşu açısından
bir zararın ortaya çıkmış olması, bu suçun
nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir ve kişinin ilgili suçtan dolayı daha ağır bir cezayla cezalandırılmasını gerektirmektedir.
Bu durumda da zararın meydana gelmiş
olması yeterlidir. Meydana gelen zararın
miktarının tam olarak belirlenmesine gerek bulun-mamaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasına yer
alan,
“ihaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu
nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.” hükmü ise ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kamu
görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat
temin etmiş olmalarının gerekmediğini
anlatmaktadır. Aksi halde, yani ihaleye
fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması hâlinde, bu menfaat
temini bir başka suçu da oluşturuyor ise
menfaat temin eden kamu görevlileri hem
ihaleye fesat karıştırma suçundan dolayı
cezalandırılacak hem de ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
Kanımızca maddenin beşinci fıkrasında
ihaleye fesat karıştırma suçunun uygulama alanı biraz daha genişletilmiş ihalenin
geniş anlamda kamusal bir faaliyet olarak
icra edilmiş olması da kapsama dâhil
edilmiştir.
Açıklananlar ışığında yukarıdaki fıkra hükümleri, sadece kamu adına ve hesabına yapılan ihaleler açısından değil, kamu
kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan
artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu
kurum veya kuruluşlarının ya da kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların
bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,
kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet
alım veya satımlarına ya da kiralamalara
fesat karıştırılması hâlinde de uygulanacaktır.
eylül - ekim ‘12
75
usta
hak - hukuk
vizyon
fuar
Ankara Sanayinin
başkenti olma yolunda…
Girişimcilik
ve Kadın
TÜSİAV Başkanı
ANKARA
2.2.
SANAYİ
ANKARA
SANAYİFUARI
FUARI
20-24 Kasım 2012 •
usta
76
Bir yerde okumuş ve çok beğenmiştim. “ İşyeri yoksa
iş te yoktur” Gerçektende öyle değil midir? İşletme (
işyeri ) olursa iş olur. İşyerini de girişimciler açar. Girişimci; belli bir amaç doğrultusunda kendi sermayesi ile belli bir risk alarak iş kuran kişi veya kişilerdir.
Girişimcilik için fikir ve tecrübe de önemlidir. Ama
sermaye olmazsa olmaz öncelikli bir faktördür. Bütün dünyada yükselen değer olan girişimcilik; ülkemizde de yoğun bir şekilde gündemde. Ekonomi
dünyası Türkiye’deki girişimci sayısının artması için
projeler geliştiriyor.
Hükümet, girişimciliğin güçlü hale getirilmesi için girişimciler için destek paketleri hazırlıyor. Sivil toplum
kuruluşları, üniversiteler, meslek odaları; girişimcilik
kursları düzenliyor ve girişimci yetiştirmeğe çalışıyorlar. Bu çabalar içinde en çok dikkati çeken de TOBB
‘ un ; illerde kadın girişimciler kurulları oluşturması ile
o ildeki kadın girişimci potansiyelini nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi hedefi var. Bu hedef
doğrultusunda girişimcilik kültürünü ve pratiğini o
ilde yaymak ve girişimcilik eğitimlerine öncülük etmek…
Ekonomik büyüklüğü ile dünyada 16. Sırada olan
Türkiye, kadınların ekonomiye katılımında 134 ülke
arasında sondan 4. Sıradadır.( Dünya Ekonomik forumu 2010 yılı verileri ) 60 yıldır üyesi olmağa çalıştığımız AB Avrupa Birliği üyesi ülkelerde her 100
kadından 59 u çalışırken bu sayı Türkiye’de sadece 22 dir. Türkiye İstatistik kurumu 2010 yılı verilerine
göre çalışan her 100 kadından sadece 13 ü işveren
veya kendi hesabına çalışandır. İşveren yada kendi
hesabına çalışan her 100 kişiden sadece 15’i kadındır. Kadınların iş hayatına çok sınırlı olarak katılabildiği ülkemizde kadın girişimciliğini özendirme ve
teşvik etme çabalarımızda oldukça geç kalınmıştır.
Ama İngilizlerin dediği gibi “ Binlerce millik bir yolculuk küçücük bir adım atmakla başlar” Türk iş dünyası, gönüllü kuruluşları, yerel yönetimleri ve devleti
ile kadın girişimciliğinin önemini anlamış ve ilk adımı
atmıştır.
Güler Sabancı’nın isabetli bir değerlendirmesi var.
“ İş hayatı zordur. Kadınlar için daha da zordur”
Kadınları girişimci yapmak, girişimci kadın sayısını
artırmak noktasında yapılan çalışmaları önemsememiz ve desteklememiz lazımdır. Unutmayalım
işyeri yoksa iş te yoktur. Girişimci yoksa işyeri de iş
te yoktur.
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ - ANKARA
ANKARA 2. SANAYİ FUARI
İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI…
Ankara 2. Sanayi Fuarı, 20-24 Kasım 2012 tarihleri arasında, Atatürk
Kültür Merkezi’nde Forum Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş. ve Ankara Sanayi Odası işbirliği ile düzenlenecektir. İkinci kez gerçekleştirilecek
olan fuar ülkemizin sanayi potansiyelinin görülmesi açısından büyük
önem taşımaktadır.
Ayrıca komşu ve çevre ülkelerden alım heyetleri programı organize
edilecektir.
On binin üzerinde sanayi işletmesi bulunan Ankara’da, bu yıl 25
bin metrekare alanda organize edilecek, 300 fi rmanın katılımıyla
gerçekleşecek olan ANSAF’12 40.000 profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacak. Fuar üretim, yatırım, iç ve dış ticaretin gelişmesi, firma ve
kuruluşlar arasında iş birliklerinin kurulması açısından büyük önem taşımaktadır.
Ankara Genç İşadamları Derneği’nin (ANGİAD) sponsoru olduğu
ANSAF’12, makine sanayi başta olmak üzere, otomasyon, hidrolik
pnomatik, depolama istifl eme, ısıtma ve soğutma sistemleri, elektrik
panoları, inşaat ve iş makineleri üreten fi rma, kurum ve kuruluşlarını
bir araya getiriyor…
eylül - ekim ‘12
77
Ankara 2. Sanayi Fuarı, Ankara ve çevre illerdeki sanayicileri, alıcıları,
işbirliği yapabilecekleri firma ve kuruluşları hem de komşu ve çevre
ülkelerdekiyatırımcıları, ticaret heyetlerini ağırlarken fuar kapsamında
seminerler, konferanslar, work-shoplar ve yerli-yabancı ziyaretçilerle
ikili iş görüşmeleri düzenlenecek.
usta
Veli SARITOPRAK
Organizasyon
Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş.
www.aso.org.tr
www.forumfuar.com
Fuarda sergilenecek ürün grupları;
Makine-Metal İşleme, Endüstriyel Otomasyon,
Hidrolik Pnomatik, Enerji, Elektrik ve Elektronik,
Taşıma, Depolama, İstifl eme ve Lojistik, İnşaat ve
Yapı Malzemeleri, Çevre Teknolojileri, İş Makinaları
ve Yedek Parça, Telekomünikasyon, Isıtma Soğutma ve Havalandırma, Güvenlik Teknolojileri Ana
ve Yan Sanayi, Araç Üstü Ekipmanları, Teknolojileri
ve Yan Sanayi
eylül - ekim ‘12
hukuk köşesi
Tek ortaklı
Anonim
Şirket
uygulaması
ANKARA
2. SANAYİ FUARI
20-24 Kasım 2012
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ - ANKARA
Başkentin
Sanayisinden
Sanayinin
Başkentine...
Hüseyin YILDIRIM
Avukat
Yeni Türk Ticaret Kanununun 1 Temmuz 2012 tarihinde
yürürlüğe girmesiyle, hayatımıza birçok yeni hukuki kurum
geldiği gibi, bu zamana kadar alışık olmadığımız birçok şirket yapılaşmaları da uygulamaya kondu. Bunlardan birisi
de tek ortaklı anonim şirketlerin kurulmasına olanak sağlanmasıdır. Artık, eskiden olduğu gibi en az beş kurucu ortak
zorunluluğu olmadığından tek bir gerçek veya tüzel kişi de
anonim şirket kurabilecektir
usta
78
Tek ortaklı anonim şirketlerle ilgili yenilik, sadece kurucu
ortak sayısının bire düşürülmesi ile sınırlı olmayıp, mevcut
anonim şirketlerin de ortak sayısını bire indirebilmelerine imkan sağlamasıdır. Yani, 1 Temmuz 2012 tarihinden önce
en az beş ortak zorunluluğunu yerine getirmek için eşine,
çocuklarına, yakın arkadaşlarına, sembolik birer hisse vererek göstermelik ortak almak zorunda olanlar, artık diğer
ortakların elindeki tüm hisseleri devralarak, şirketlerinin tek
ortağı haline gelebileceklerdir. Bunun da en büyük yararı,
çağrısız genel kurul toplantılarının her zaman ve her an yapılabilecek olmasıdır.
Şirket, tüm hisselerin tek bir ortağa ait olduğu tarihte tek
ortaklı anonim şirkete dönüşmüş olacaktır. Ticaret siciline
tescil ise bu durumun üçüncü kişilere duyurulması fonksiyonunu yerine getirecektir.
Ticaret Kanunu’nun 359’uncu maddesine uygun olarak,
yönetim kurulu da tek üyeli yönetim kuruluna dönüşmelidir.
Bunun için de ana sözleşmenin değiştirilmesi şarttır. Yeni
TTK’ da bakanlık temsilcisi veya eski adı ile hükümet komiseri bulunması da şart değildir. Sadece kuruluşu Bakanlık iznine tabi olan anonim şirketlerin genel kurullarında bakanlık
eylül - ekim ‘12
temsilcisi bulunması zorunludur. Üstelik Bakanlık temsilcileri
de ilgili Bakanlık olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından değil, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından
tayin edilmektedir.
Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı temsilcisinin de hazır
bulunduğu, tek bir ortaktan oluşan olağanüstü genel kurul
toplantısında, yeni TTK md 420 hükmüne uygun bir toplantı
başkanı seçilerek, ana sözleşmede gerekli değişikler yapılıp, yönetim kurulu üye sayısı bire indirildikten sonra, aynı
genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi de seçilmiştir.
Yönetim kurulu tek bir üyeden oluştuğundan, temsil yetkisi
hiçbir şekilde sınırlanmamalı, en geniş yasal temsil yetkisine sahip olmalıdır. Yeni TTK 359’uncu maddesi ile yönetim
kurulu üyeliği için hissedar olma şartını aramadığı gibi, tüzel
kişilerin de yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerine olanak
sağlamıştır. Bunun faydası ise, yönetim kurulu üyeliğine
seçilen tüzel kişinin, yönetim kurulu üyesi olarak atayacağı
gerçek kişiyi, dilediği zaman, bir genel kurul kararına gerek
olmaksızın değiştirebilmesidir. Tek şartı, bu değişikliğin ticaret siciline tescil ve ilanıdır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu, birçok yenilik getirmiş ve birçok
hususu değiştirmiştir. Bu kolaylıklardan bazıları, bir anonim
şirketin bütün hisselerinin tek bir kişinin elinde toplanabilmesi, böylece -kural olarak Bakanlık temsilcisinin dahi bulunmadığı- tek ortaklı genel kurul toplantılarının mümkün
olması, yönetim kurulunun tek üyeli olabilmesi, yönetim
kuruluna tüzel kişilerin seçilebilmesi ve yönetim kurulu tüzel
kişinin atadığı temsilcisini dilediği zaman değiştirebilmesidir. Bütün bunların bir anonim şirketin yönetimini bazı yönlerden kolaylaştırdığında şüphe yoktur.
Destekleyenler
T.C. Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı
Türk Standardları
Enstitüsü
Ankara
Ticaret Odası
Ankara Sanayi Odası
1. Organize Sanayi Bölgesi
Organizasyon
Sponsor
Ankara Sanayi Odası
2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi
Ankara Genç
İşadamları Derneği
Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş.
www.aso.org.tr
www.forumfuar.com
Atatürk Bulvarı No: 193 Kavaklıdere-ANKARA
Tel: 0 (312) 417 12 00 Faks: 0 (312) 417 52 05
e-mail: [email protected]
Uğur Mumcu Cad. No: 78/3 • 06700 GOP-ANKARA
Tel: 0 (312) 446 08 22 (pbx) Faks: 0 (312) 446 08 23
e-mail: [email protected]
İstanbul irtibat
Tel: 0 (212) 465 73 76 (pbx) • Faks: 0 (212) 465 89 88
B U F U A R 5 1 7 4 S AY I L I K A N U N G E R E ø ú N C E T Ü R K ú Y E O D A L A R V E B O R S A L A R B ú R L ú ø ú ( T O B B ) ú Z N ú ú L E D Ü Z E N L E N M E K T E D ú R .
sağlıklı yaşam
sağlıklı yaşam
Metabolizmanızı
yatırmayın…
6. Adımsayarlar belimizde ve hedef 10000
adım. İster evinizin koridorunda, ister alışveriş
merkezinde, ister iş yerinizde artık hareket zamanı…. Günde 10000 adım atıyoruz metabolizmamızı tıkır tıkır çalıştırıyoruz.
7. Kış sebzelerinin kalorileri düşük, iştah kontrolüne destekleri ise büyük… Akşam yemeklerinizde mutlaka öğününüzün yanında 1 çorba
kasesi çiğ sebze yada buharda hazırlanmış
sebzeyi baharat ve sirke eşliğinde tüketin.
Hem sindirim sisteminiz hızlandıracak hem de
akşam yemeğinde kontrollü besin tüketiminizi
sağlayacak.
8. Buğday kıtırı ile tanışın. Sınırsızca yiyebilsem,
usta
80
Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart işte metabolizmanızın kış uykusunda olduğu aylar…. Bu
aylarda düşen hava sıcaklığı ve günün aydınlık kısmının azalması ile ne yazık ki metabolizmamız kış uykusuna yatıyor. Çevresel koşullar
bizi daha az hareket eden daha fazla gıda
tüketen daha fazla uyuyan bireyler haline getiriyor. Peki, metabolizmamızı kış uykusundan
uyandırmak için neler yapmalıyız. Eğer yaza
bu aylardan kazanacağınız birkaç kilo ile girmek istemiyorsanız önerilerimize kulak verin…
1. Erken kalkanın metabolizması daha hızlı…
Kış aylarında günün aydınlık kısmının kısıtlı olması ve ısının düşük olması nedeni ile metabolizmalarımız yavaşlıyor. Erken kalkmanız ise
metabolizmanıza hız kazandırıyor. Güneşin
doğuş saati ve batış saati arasındaki zamanı
daha iyi kullanın kalorisi yüksek besinleri bu saatler içerisinde tüketmeye özen gösterin…
2. Güneş girmeyen eve artık tartı giriyor. Eğer
eviniz güneş görmüyor, yaz aylarında çok sınırlı tatil yapabiliyorsanız çok acil 25-OH VD3
değerlerinize baktırın. Güneşin armağanı D
eylül - ekim ‘12
vitamini metabolizmanızın hızlı çalışması için
altın anahtar.
3. Hayatı sindire sindire yaşamaya ne dersiniz?
Sürekli kabızlık şikayeti olan bireylerin ne yazık
ki bu aylarda sindirim sistemi şikayetleri artmaya başlıyor daha sık kabızlık problemi sürekli
gaz şikayeti ile karşı karşıya kalıyoruz. Metabolizmanızın hızını destekleyen en önemli sistem
ise tabi ki sindirim sistemi. Düzenli çalışması
için düzenli probiyotik kullanımı ise hem metabolizmanız hem sizi keyiflendirecek.
4. Uyku kaliteniz de uyku saatiniz de metabolizmanızın düzenli çalışması için oldukça
önemli. Günde ortalama 8 saat uyku almaya
özen gösterin. Bulunduğunuz odanın uyku saatleriniz içerisinde sesiz ve ışıksız olması uykunuzun kalitesi açısından oldukça önemli.
5. Sudan bir mazeretten metabolizmanızın
yavaş çalışıyor olmasını istemezsiniz değil mi?
Su metabolizmanızın hızını düzenliyor ve onun
yerine hiçbir içecek geçmiyor. Günde 2 lt su
içmeye özen gösterin ve suyunuzun sıcaklığı
beni tok tutsa, kalorisi çok düşük olsa… İşte
artık hayaller gerçek oldu kocaman bir paket
sadece 70 kal oldu. Buğday kıtırı ile tanışın akşam dizileriniz daha düşük kalorili geçsin.
9. Kışın yemek takımınızın boyutlarını küçükleri
ile değiştirin böylelikle porsiyonlarınızın da boyutlarını da değiştirmiş olacaksınız. Unutmayın
ilk doyum göz ile başlıyor.
10. Dikkat dikkat önümüzdeki üç ay içerisinde
karşınıza çıkacak metabolizmayı hızlandırır ve
tokluk hissi verir bir ayda 7-8 kg verdirir reklamlarından tüketmeyiniz. Asıl metabolizmanızı
yavaşlatan ve hatta bozan ve hatta sizi kısır
döngü içerinde bir kilo problemi ile baş başa
bırakan bu yöntem ve önerilerden uzak durunuz.
Veee Formeo’nun en hızlı hazırlanan ve metabolizmayı hızlandıran çorbası…
Metabolizmanız için YEŞİL ÇORBA
1 kg ıspanak, 1 su bardağı yeşil mercimek, 2 yemek kaşığı zeytin yağı, 2 adet havuç, 2 orta
boy soğan, Limon
Hazırlanışı: 1 su bardağı yeşil mercimeği küçük bir tencere koyun, havuçları ve soğanları iri
iri dilimleyip ekleyin ve üzerine 2 su bardağı su ekleyin hepsini beraber haşlayın. Büyük bir
tencerenin içine ıspanakları çiğden eliniz ile parçalayın üzerine 1,5 lt sıcak su ekleyin ve
haşladığınız yeşil mercimek ve sebze karışımını ekleyin beraber yaklaşık 15 dk kaynatın. Ve
blendırdan geçirin. En son zeytin yağı ekleyin servis yaparken bol limon ile tüketin. Baharat
keyfinize kalmış…
81
Öğün öncesinde bir büyük kase bu çorbadan rahatlıkla tüketebilir. Metabolizmanızı hızlandırıp iştahınız kontrol altına alabilirsiniz.
KIŞ LİMONATAMIZ İLE metabolizmalarınızı hızlandırın.
Taze zencefil, Limon, Kuru nane, Tarçın kabuğu, Tatlandırıcı
Hazırlanışı: Taze zencefili iri iri rendeleyin ortalama 1 tatlı kaşığı dolusu zencefil rendeniz
olsun. Üzerine 2 tatlı kaşığı kuru nane ekleyin ve 1 adet limonun suyunu sıkın. 300 ml sıcak
su ile 5 dk demleyin ve en son tarçın kabuğu ve tatlandırıcı ile servis yapın. Günde 3 fincan
içmeniz hem bağışıklılığını destekleyecek hem metabolizmanızı hızlandıracak hem de iştah
kontrolünüzü sağlayacaktır.
METABOLİZMANIZI HIZALNDIRAN BESİNLER
Greyfurt, yeşil çay, yoğurt, badem, ıspanak, kahve, hindi, elma, kurbaklagiller, brokoli, köri,
tarçın, yulaf, biber, soya sütü.
eylül - ekim ‘12
usta
kış uykusuna
oda sıcaklığında olsun.
p
b
POLAT
BETON
ONAT ALÇI
O
N
A
T
Ali Rıza ONAT Şirketler Grubu; 1983 yılından beri inşaat
sektöründe hizmet veren güçlü finansman kaynakları,
deneyimli ve dinamik kadrosu ile kaliteli hizmetlerini
sunarak, Türkiye’nin önde gelen inşaat firmaları
arasında hak ettiği yeri almıştır.
Grubumuzun öncelikli hedefi; kaliteden ödün vermeden,
bilgi birikimlerimizi ve deneyimlerimizi kullanarak
müşteri memnuniyetini sağladığımız noktadan daha
ilerilere taşıyabilmektir.
ONA T
A
L
Ç
I
A L Ç I
KAYAģ Tesisi
POLAT BETON A.ù.
KAYAù Tesisi:
K. Kayaú Mah. 19 MayÕs BulvarÕ
No: 687 Mamak/ANKARA
Tel: 0312 372 76 72
Fax: 0312 373 52 60
BAøLUM Tesisi
FirmamÕz müúterilerinin ve uygulamacÕlarÕn ihtiyaçlarÕnÕ
yakÕndan takip etmek ve taleplerine daha hÕzlÕ cevap
verebilmek amacÕyla Ankara, østanbul, øzmir ve Antalya'da
satÕú teúkilatÕnÕ kurmuútur.
SøNCAN Tesisi:
Ahi Evren Mah. Çakmak Sok.
No:13 Sincan/ANKARA
Tel: 0312 270 81 05
Fax: 0312 269 08 00
BAöLUM Tesisi:
KarúÕkaya Mah. Kurúunlu Cad.
No:21 Keçiören/ANKARA
Tel: 0312 329 10 53
Fax: 0312 329 10 57
www.polatbeton.com
Bir Ali RÕza ONAT ùirketler Grubu markasÕ olan ONAT
ALÇI; Ekim ayÕnda piyasaya sunuldu. Gruba ba÷lÕ ONPO
Madencilik A.ù. ¿rmasÕnÕn üretti÷i ONAT AlçÕ'nÕn üretim
tesisleri Ankara - Bala Yolu üzerinde 20. Km.'dedir. ùirketin
merkezi Ankara'da bulunmaktadÕr.
ÜRÜNLERøMøZ
Peritli SÕva AlçÕsÕ PERONAT / Saten Perdah AlçÕsÕ SATONAT
Kartonpiyer AlçÕsÕ KARONAT / Makine SÕva AlçasÕ MAKONAT
SĂNCAN Tesisi
ONAT ALÇI FABRøKASI
Bala Yolu Üzeri 20. Km Çavuúlu Köyü
Dumlutepe Mevkii Bala/ANKARA
Tel: 0312 887 91 91-6 Fax: 0312 887 90 09
www.onpo.com.tr
Evinize Deðer Katar ...
Ek-Tan Ýnþ. ve Ýnþ. Malz. San. Tic. Ltd. Þti.
Merkez :Ýstasyon Caddesi No: 153 / A-B Etimesgut / ANKARA T. 0312 475 58 00 (pbx) • F. 0312 475 58 10
[email protected]
Fabrika : Ýstanbul Yolu Saray Modern Keresteciler San. Sit. 1. Cad. No: 65 - 67 Sarayköy - Kazan / ANKARA
T. 0312 815 11 55 (pbx) • F. 0312 815 12 80 • [email protected]
DOOR
ANKASTRE
ç e l i k
k a p ý
w w w . r e v i z y o n m u t f a k . c o m

Benzer belgeler