ANKARA ANKARA 2. SANAYİ FUARI - Birleşik İnşaat Müteahhitleri
Transkript
ANKARA ANKARA 2. SANAYİ FUARI - Birleşik İnşaat Müteahhitleri
BİRLEŞİK İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ FEDERASYONU EYLÜL - EKİM / 2012 YIL: 5 BİRLEŞİN SAYI: 22 GÜÇLENİN kD KIM-DER 2010 SİNCAN ETİMESGUT YENİMAHALLE ALTINDAĞ KAZAN MAMAK ÇANKAYA AKYURT KAZAN G Ö KD EM İ RG R U P www.gokdemirgrup.com.tr ‘sektörde lider’ GÜVEN KALøTE Z ÜCRETSøZ KEùøF G GENøù ÜRÜN Y YELPAZESø SATIù SONRASI SERVøS Merkez : PÕnarbaúÕ Mah. 11.Cad No: 8/A-B-C Sincan / ANKARA Tel: 0(312) 264 26 84 - 264 56 77 - 264 55 85 Faks: 0 (312) 263 16 36 ùube: Sanayi Sitesi 3.Cadde 8.Sokak No:3 Sincan/ ANKARA Tel: 0 (312) 269 15 16 e-mail: [email protected] Grup Demir A.Ş. Kereste & Plywood & Osb & Onduline www.saglamlarorman.com Sağlamlar inşaat Bizden fiyat almadan, karar vermeyin... KÖKNAR KALAS, øTHAL LADøN, øNùAATLIK ÇAM KERESTE, DÖùEME (RABITA), LAMBøRø, LAMøNANT, SÜPÜRGELøK, SAFAK TAHTASI, MERDøVEN ve KÜPEùTELøK MALZEMELER, ÇAM SIRIK, AHùAP PALET, PLYWOOD ( SU KONTRASI ), OSB, SINGIL (SHINGLE), MEBRAN, DOöRAMALIK ÇAM KALAS, NEVÜRLÜ DEMøR SİNCAN SANAYİ SİTESİ 224. CADDE 222. SOKAK NO:12 SİNCAN / ANKARA Tel: 90 (312) 270 22 43 Pbx - 90 (312) 270 38 84 Fax: 90 (312) 270 12 42 [email protected] - [email protected] içindekiler ISNN: 9771307-78720 USTA Dergisi Adına İmtiyaz Sahibi BİM-FED Genel Başkanı Mustafa ŞAHİN 09 BAŞKANIN MESAJI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdülkadir PINARBAŞI 10 GÜNCEL Genel Yayın Yönetmeni Özhan ŞEREFLİ 20 BİM-FED HABERLERİ 42 MARKA Görsel Yönetmen Meral ŞEREFLİ Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan Editör Cem ÖZTÜRK Grafik Tasarım Demet AKIN 46 BELEDİYELERDEN 56 PROJE Rüyamkent Evleri 60 Reklam Rezervasyon 0541 627 39 73 0312 215 57 00 MÜHENDİSİN KÖŞESİ Nazmi ŞAHİN - YDKB Ankara Şube Başkanı 63 Yayın Adı USTA DERGİSİ BİLİRKİŞİ Garanti Koza Gayrimenkul Koordinatörü ve Gayrimenkul için Strateji Platformu (GİSP) Başkanı Gürler Ünlü Yayın Türü Yerel Süreli Yayın 66 PEYZAJ Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat Yayın Şekli 2 Aylık Türkçe Baskı Tarihi 15.11.2012 Vizyon Ajans Özhan Şerefli Adres: Çetin Emeç Bulv. 8. Cd. 1328 Sk 14/2 Aşağı Öveçler / ANKARA 68 ÜRÜN HABERLERİ 72 HAK- HUKUK Avukat Sonay ASLAN 74 VİZYON Veli SARITOPRAK - TÜSİAV Başkanı Telefon: (0312) 472 14 58 / (0312) 472 14 59 Fax: (0312) 473 29 31 Baskı SALMAT BASIM YAYINCILIK AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ. Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1 Cad) Arpacıoğlu İşhanı No. 95/1 İskitler/ANKARA Tel: (0312) 341 10 24 Fax: (0312) 341 30 50 Bu yayın Vizyon Ajans-Özhan Şerefli tarafından BİM-FED adına hazırlanmaktadır. Yayının tamamı ya da bir bölümü yayıncının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz ya da yayınlanamaz. SİNCAN ETİMESGUT YENİMAHALLE ALTINDAĞ kD KIM-DER 2010 MAMAK ÇANKAYA AKYURT KAZAN 76 HUKUK KÖŞESİ Avukat Hüseyin YILDIRIM 78 SAĞLIKLI YAŞAM Diyetisyen Elvan ODABAŞI KANAR başkanın mesajı “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” Hz. Muhammed (S.A.V.) Mustafa ŞAHİN BİM-FED Genel Başkanı Değerli Meslektaşlarım… ‘Başkanın Mesajı’ başlığıyla her sayımızda sizler ile sektör gündemini takip ediyor, sorunlarımızı konuşuyor ve mesleğimizin geleceğinde söz sahibi olabilmek adına yapılması gerekenler üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu ayki sayımızda sizlerle farklı bir konu üzerine sohbet etmek istiyorum… SEVGİ üzerine… Bir toplumun veya topluluğun; devamı, geleceği ve hedeflerine ulaşabilmesi SEVGİ ile sağlam temeller üzerine oturtulmasına bağlıdır. Bu, toplumumuzun en önemli yapı taşı olan aile için böyle olduğu gibi; her hangi bir sebep ya da ortak çıkar doğrultusunda kader birliği yapmış, kendisine hedefler koymuş ve bu hedeflerine ulaşabilmek için çalışan tüm birliktelikler için de böyledir. Yeryüzünün yaratılış, yaşamın var oluş sebebidir; SEVGİ. Yüce Rabbimiz; insanı sevgiyle yaratmıştır. Tüm yarattıklarını da sevgiyle yarattığı insanın emrine vakfetmiştir. Pazarlıksız olmalıdır sevgi. “Ben seni severim ama…” Benim gibi düşünürsen, benim sevdiklerimi seversen, benim dediklerimi yaparsan!!! 9 Yaratan’ın yarattığı fıtrata aykırı yaşamayan tüm insanları “amasız” sevebilmektir gerçek; SEVGİ. Karşımızdakilerin en ufak bir kusurunda, hatasında, kendimizi dev aynasında görmeyip, onların kusurlarıyla da güzel olduğunu fark etmektir; SEVGİ. İsteklerimiz doğrultusunda hareket edip, düşünecek insan imal eden fabrikalar olmadığına göre; olsaydı da bunların kimlik, kişilik sahibi, duyguyu, sevgiyi, yaşamı paylaştığımız, canımız, cananımız insanlar olmayacağını, birer robot değerinde olacaklarını idrak edip, insanları olduğu gibi sevelim. Yaratılanı sevelim, Yaratan’dan ötürü. Günlük hayatın telaşı, bizi birbirimizden ayıran, aramızdaki sevgi ve selamı yok eden unsurlar haline geldi. Yaşanan hayat kavgası, iş hayatımızda baş etmek zorunda olduğumuz acımasız rekabet, kimi zaman dünyevi meselelere fazla dalmamıza, ruhani vazifelerimizden uzaklaşmamıza; baba olduğumuzu, eş olduğumuzu, arkadaş olduğumuzu unutmamıza neden olarak, aramızdaki sevgi bağlarını zayıflamaktadır. Beş dakika sonrası garanti olmayan bir hayatta yaşıyoruz… Yücelerin yücesi Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız” sözünü aklımızdan çıkarmayalım. Çıkarmayalım ki, hem bu dünyada hem de ahirette huzuru bulalım. Hadi, bugün; eşimize, dostumuza, arkadaşlarımıza, çocuklarımıza; onları ne kadar sevdiğimizi söyleyelim... Saygılarımla… eylül-ekim ’12 usta Dostu, sevgiliyi kendi kalıplarımıza sokmaya çalışıp, “sen bu çerçeveye uymuyorsun, o halde ya benim istediğim gibi ol, ya da ben seni sevmem” bencilliğini yenebilmektir; SEVGİ. Adres : Ahi Evran Mh. 243/1 Sk. No:13 Sincan / Ankara Tel : 0312 270 63 13 Fax: 0312 271 16 66 Web : www.dortkardesler.com.tr E-mail : [email protected] Mobilya ve únüaat Sektörlerinde Kaliteli Hizmet... güncel güncel Çeke güven gelmezse ticaretin çarklarının daha da zor döneceğini, piyasada çeke olan güvenin azalacağını ve ekonomik aktivitenin bundan olumsuz etkileneceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, 2012 yılında ikinci çeyreğinden itibaren çek kullanımındaki azalmanın göze çarptığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, 2011 yılı ile karşılaştırıldığında Bankalararası Takas Odalarına ibraz edilen çek tutarının 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 artmışken, ikinci çeyrekte yüzde 3 azaldığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2 düştüğünü bildirdi. Karşılıksız çek oranı usta son üç yılın en yüksek seviyesinde Rifat Hisarcıklıoğlu, bu yılın 9 aylık döneminde karşılıksız çek sayısının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 49 arttığını, yine bu dönemde piyasadaki çeklerin karşılıksız çıkma oranının geçen yıl yüzde 2,6 iken, bu yıl yüzde 4,3’e yükseldiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, mahkemeler tarafından yasaklama kararı alınan çek adetlerinde de ciddi bir artış olduğuna işaret ederek, geçen yılın tamamında bu rakamın 48 bin adet iken, bu yılın 9 ayında 338 bine ulaştığını bildirdi. Ancak bu artışta yeni düzenleme sonrasında karşılıksız çek keşidecilerine verilen yasaklama kararlarına ilişkin sürecin hızlanmış olmasının da etkisi olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: ‘’2012 yılında karşılıksız çek miktarındaki hızlı artışın iki nedeni var. İlk eylül-ekim ’12 Nisan ayında faaliyete geçen bu sistem ile müşterinin kredi hesaplarıyla ilgili pozitif ya da negatif ödeme performansı bilgileri bankalar arasında paylaşılmaktadır. Bu güzel bir gelişme olmakla birlikte bu sistem reel sektöre tamamen kapalı. Karşılıksız çek sayısındaki artışın ikinci nedeniyse, bu yılın ilk yarısına ilişkin büyüme rakamlarında da görüldüğü üzere iç piyasada yaşanan durgunluktur. Yurt içi tüketim yılın ilk yarısında geçen senenin aynı dönemine göre reel olarak binde 2 azaldı. Benzer şekilde özel sektörün makine ve teçhizat yatırımı harcamaları da reel olarak yüzde 5,9 geriledi.’’ Hisarcıklıoğlu, sonuç olarak çekte yeni bir kontrol mekanizmasının devreye alınmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, piyasada çarkın işlemesi için çekin çok önemli bir işlev gördüğünü, ancak karşılıksız çeke uygulanan hapis cezasının kalkmasının ardından çek sisteminin güvenilirliğini artıracak bir mekanizmanın hala hayata geçirilmediğini ifade etti. “Çeke olan itibar azaldı’’ Bu yüzden çeke olan itibarın azaldığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, ‘’Şimdi riskli-risksiz ayrımı kalmadı. Herkes diğerine şüpheyle bakıyor. Bugünlerde piyasada vadeli çekin yerine bankaların ticari kredi kartı kullanımı artıyor. Ancak bunlar birbirinin yerine ikame edilecek şeyler değil. Kaldı ki, çekten beklenen hareketi oraya yükleyemezsiniz. Çekte yaşanan sıkıntılar konusunda Anadolu’dan her gün e-postalar ve telefonlar geliyor’’ diye konuştu. Rifat Hisarcıklıoğlu, bürokratların, çeke ilişkin rakamların henüz çok kötü noktalara ulaşmadığını, çekini ödemeyenlerin hep aynı şirketler olduğunu o yüzden izlemede kaldıklarını vurguladıklarını aktararak, ‘’Ancak bir şeyi unutuyorlar. Ekonomide beklentiler ve algılar çok önemlidir. Kaldı ki rakamlar da ortada. Karşılıksız çıkan çek oranı son 3 yılın en yüksek seviyesine ulaştı’’ dedi. Çeke güven gelmezse ticaretin çarklarının daha da zor döneceğini, piyasada çeke olan güvenin azalacağını ve ekonomik aktivitenin bundan olumsuz etkileneceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, 2012 yılında ikinci çeyreğinden itibaren çek kullanımındaki azalmanın göze çarptığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, 2011 yılı ile karşılaştırıldığında Bankalararası Takas Odalarına ibraz edilen çek tutarının 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 artmışken, ikinci çeyrekte yüzde 3 azaldığını, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2 düştüğünü bildirdi. ‘’Çek sistemine güven gelmezse ekonominin büyüme temposu yavaşlayacak’’ ‘’Çeke itibarı yeniden kazandırılmalıdır’’ diyen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kendilerinin zamanında ilgili bakanlara ve Bankalar Birliği’ne bir çağrı yaptıklarını, tacirlerin birbirinin kredi/çek geçmişini görebilecekleri bir sistem kuralmasını önerdiklerini hatırlattı. eylül-ekim ’12 13 usta 12 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, karşılıksız çıkan çek oranının son üç yılın en yüksek seviyesinde olduğunu, çeke güven gelmezse ticaretin çarklarının daha da zorlanacağını belirterek, ''Çek sicili kontrol sistemi reel sektöre SMS yoluyla açılsın. Dürüst müteşebbis mağdur olmasın'' dedi. olarak karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılmasının ardından yeni bir kontrol mekanizması kurulamadı. Reel sektörün beklentisi, Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB) faaliyete geçmesiyle birlikte çek kabul edecek müteşebbisin, çek keşidecisinin geçmiş çek ödeme bilgilerini görebilmesiydi. Böylece çeki kabul edip etmeme kararını hangi riski aldığını bilerek verebilmesini sağlanacaktı. güncel Enerji ve Kentsel Dönüşüm için acele kamulaştırma kararları alındı 14 usta Bazı enerji ve kentsel dönüşüm projeleri için ihtiyaç duyulan taşınmazlar ‘’acele’’ kamulaştırılacak. Bakanlar Kurulu’nun, söz konusu kamulaştırmalara ilişkin kararları, Resmi Gazete’nin 5 Kasım 2012 tarihli sayısında yayımlandı. Buna göre, Niğde Gebere II. Merhale Projesi kapsamındaki Yeşilburç Barajı ve Derivasyon Tesislerinin yapımı amacıyla bazı taşınmazlar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak. Öte yandan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Ankara’nın Beypazarı ve Güdül ilçelerinde tesis edilecek Dereli Hidroelektrik Santrali, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde kurulacak Sümer-Hidroelektrik Santrali’ne ait enerji nakil hattının, Aydın’ın, Germencik ilçesinde tesis edilecek Gümüşköy Jeotermal Elektrik Santrali’ne ait enerji nakil hattının, Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde tesis edilecek Gökgedik Hidroelektrik Santrali’nin yapımı amacıyla belirtilen taşınmazlar Hazine adına tescil edilmek üzere acele kamulaştıracak. Kırşehir’de yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında da belirtilen taşınmazlar Kırşehir Belediyesi tarafından acele kamulaştırılacak. eylül-ekim ’12 Bazı enerji ve kentsel dönüşüm projeleri için ihtiyaç duyulan taşınmazlar ''acele'' kamulaştırılacak. güncel usta 16 Eylül'de ihracat %21 arttı, ithalat %6,4 azaldı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan 2012 Eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı. Buna göre, Eylül ayında, geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 21 oranında artarak 13 milyar 13 milyon dolar, ithalat yüzde 6,4 azalarak 19 milyar 838 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı ise söz konusu dönemde yüzde 34,7 oranında azaldı ve 10 milyar 453 milyon dolardan 6 milyar 825 milyon dolara geriledi. Geçen yılın Eylül ayında yüzde 50,7 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı ayında yüzde 65,6’ya yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre de Eylül ayında, geçen yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 21 artarken, ithalat yüzde 2,6 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise Eylül ayında, bir önceki aya göre ihracat yüzde 6,8 azalırken, ithalat yüzde 4,1 oranında arttı. eylül-ekim ’12 Türkiye'nin ihracatı bu yılın Eylül ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21 oranında artarak 13 milyar 13 milyon dolara ulaştı. İthalat ise aynı dönemde yüzde 6,4 azalarak 19 milyar 838 milyon dolara geriledi. Dış ticaret açığı ise söz konusu dönemde yüzde 34,7 azalarak, 10 milyar 453 milyon dolardan 6 milyar 825 milyon dolara düştü. güncel usta 18 İnşaat maliyetleri yüzde 2,86 arttı Buna göre, 2005=100 Temel Yıllı Bina İnşaatı Maliyet Endeksi, toplamda bir önceki döneme göre yüzde 0,10, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,86 ve dört dönem ortalamalara göre ise yüzde 8,17 artış gösterdi. Bu yılın üçüncü döneminde bir önceki döneme göre, işçilik endeksi yüzde 0,67 artarken, malzeme endeksi ise yüzde 0,06 oranında azaldı. Söz konusu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre işçilik endeksi yüzde 5,74, malzeme endeksinde yüzde 2,04 artış gerçekleşti. Geçen yılın üçüncü döneminde, maliyet endeksi toplamda bir önceki döneme göre yüzde 3,53, bir önceki yılın son dönemine göre yüzde 12,76, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,53 ve dört dönem ortalamalarına göre ise yüzde 10,86 artış kaydetmişti. eylül-ekim ’12 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın TemmuzAğustos-Eylül aylarını kapsayan üçüncü dönemine ilişkin 'Bina İnşaatı Maliyet Endeksi' sonuçlarını açıkladı. güncel 20 usta Eylül ayında 379 adet yatırım teşvik belgesi düzenlendi Ekonomi Bakanlığı’nın Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğine göre, Eylül’de verilen yatırım teşvik belgeleri gıda, tarım, madencilik, tekstil, imalat, enerji ve hizmetlerde yoğunlaştı. Söz konusu ayda, yatırım teşvik belgesi sabit yatırım tutarı 5 milyar 128 milyon 633 bin 406 liraya ulaştı. Düzenlenen belgelerde 12 bin 725 kişilik istihdam öngörüldü. Eylül ayında 81 adet yatırım teşvik belgesi de iptal edildi. eylül-ekim ’12 Ekonomi Bakanlığı’nın Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğine göre, Eylül’de verilen yatırım teşvik belgeleri gıda, tarım, madencilik, tekstil, imalat, enerji ve hizmetlerde yoğunlaştı. bim-fed’den terek, ENERJİSA’nın yaptığı hizmetlerde tek karar mercii olmadığını söyledi. süleyma Salman konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Biz EPDK’ya bağlıyız. Tüm yatırımlarımız ve giderlerimiz devlet tarafından belirleniyor. Eksik veya fazla harcama şansımız hiç yok. Tüm çalışmalarımız kalem kalem devlet tarafından hesaplanarak önümüze konuyor. Sincan ve Gölbaşı’na şu anda yatırımlarımız var. Özellikle Gölbaşı’na şu anda diğer illerden daha fazla yatırım yapılıyor. Elektrik yatırımı çok pahalıya mal oluyor. Şebekemiz bir kere çok eski. Ama biz elimizden gelen çabayı sarf ediyor, en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Daha çok yatırım yapmak istiyoruz fakat bize verilen bütçeye göre hareket etmek zorundayız. İnşaat sektörünün hareketli olması ve yeni konutların üretilmesi bizi alternatif projelere zorluyor. Bizim yapacağımız yatırımlarımız belli olmasına karşın farklı çözüm arayışları ile müteahhitlerimizin bu sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. usta 22 BİM-FED, ENERJİSA ile sorunları görüştü Birleşik İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (BİM-FED) Genel Başkanı Mustafa Şahin, BİM-FED Yönetim Kurulu Üyeleri Cem Saklavcı ve Ömer Faruk Çabuk ile birlikte ENERJİSA yetkilileri ile görüşerek, müteahhitlerin elektrik bağlantı sorunlarını görüştü. ENERJİSA Dağıtım Sistemleri ve Yatırım Koordinatörü Hüsnü Dökmeci, Dağıtım Hatları Müdürü Süleyman Salman, Metropol Yeni Bağlantı Operasyo n Yöneticisi Kürşat Kılıçarslan, Burhanettin Gökçe ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Ebru eylül-ekim ’12 Arıcan hazır bulunduğu toplantıda bölgelerde yaşanan sıkıntılar dile getirildi. BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin, ENERJİSA’nın sorumluluğunda olan elektrik dağıtım sisteminin işleyişindeki aksaklıkların müteahhitleri zor durumda bıraktığını, bu sorunun çözümü için neler yapılabileceğini konuşmak üzere ziyareti gerçekleştirdiklerini söyledi. Dağıtım Hatları Müdürü Süleyman Salman, dağıtım hizmetlerinde bazı aksaklılar yaşadıklarının doğru olduğunu belir- Birleşik İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (BİMFED) Genel Başkanı Mustafa Şahin, BİM-FED Yönetim Kurulu Üyeleri Cem Saklavcı ve Ömer Faruk Çabuk ile birlikte ENERJİSA yetkilileri ile görüşerek, müteahhitlerin elektrik bağlantı sorunlarını görüştü. Eskiden 50 veya 100 konutluk bir proje tamamlandığında bunun altyapısını da müteahhit yapardı. Herkes de bunu kabullenmişti. Fakat geçtiğimiz yıl biz Yapracık’ta ki TOKİ projesine 12 Milyon TL yatırım yaptık. planlıyoruz. Biz TOKİ projelerine işin gerçeği yatırım yapmak istemiyoruz.” dedi. Söz alan BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin, Süleyman Salman’ın söylediklerine hak verdiğini belirterek; “Biz sizi anlayabiliyoruz. Ancak sormak istediğim bir konu var. Doğalgazdan ve ASKİ’den örnek vermem gerekirse, daha önce ASKİ girdiği bölgeyi tamamlayıp çıkıyordu. Şimdi biz koordineli çalışıyoruz. Önceliğimiz olan bölgeleri aktarıyor ve yaptırıyoruz. Doğalgazda da aynı usulü uyguluyoruz. Gerekli rapor ve çalışmalar ile yatırım yapılan yerlere hizmet istiyoruz. Bunu sizinle de böyle yapalım. Yoğunlaşan bölgelere hizmetimizi daha önce götürelim.” dedi. “Şu anda yatırım ve bütçelerimiz belli olduğu için çalışmalarımızı kendi isteklerimiz doğrultusunda yönlendiremiyoruz.” diye BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin’e cevap veren ENERJİSA Dağıtım Hatları Müdürü Süleyman Salman; “Şu anda müteahhitlerimiz kendi hatlarını çekiyorlar ve sistem kullanım bedeli olan ve her faturanın yüzde 15’ine tekabül eden miktar, borç ödenene kadar düşüyor. Yani müteahhitlerimiz trafoyu koyuyor ödedikleri tutar kullanıcı faturasından düşüyor.” dedi. Elektrik altyapısını yaparken imar çok önemli. Elektrik altyapısını yaptıktan sonra yapılanma devam ederse o hattı kullanamazsınız. Çünkü kullanıcı sayısı ve kapasitesi belirlenen altyapılar ona göre tasarlanıp yapılıyor. İmar planı önemli. İmar planına göre hareket ediyoruz. çünkü, belirli projelerde yüklü miktarda yatırım yaparsınız, örneğin 10 bin kişinin oturabileceğini düşündüğünüz bir altyapı kurarsınız sonra oraya sadece 500 kişi gelir ve yatırımınız boşa gider. Sonuçta bunun kamu kaynağı olduğunu düşünerek hareket etmeliyiz. BİM-FED Yönetim Kurulu üyesi Cem Saklavcı da genel anlamda ruhsat aşamasına gelen projelerin tesisat sorunu olduğunu kaydederek; “Masanın iki tarafı da, yani sizler de bizler de hizmetin gecikmesinden ve elektrik ile ilgili yaşanan sorunlardan rahatsızız. Bu konuların çözümünün ne şekilde olacağı belli. Aslında biz bir yıl önceden nerede kaç kişinin oturabileceği ve yatırım yapacağı konusunda BİM-FED olarak bir rapor sunabiliriz. Planlama, ruhsat ve projeler hep belli. Burada, karşılıklı görüşmelerde size vereceğimiz raporlarda planlamanızı yönlendirebilirsiniz.“ diyerek önerisini sundu. Gelen başvurular ve saha personelimizin raporları neticesinde yıllık planlar yapıyoruz ve yatırımlarımızı buna göre Cem Saklavcı’nın önerisinin üzerine Genel Başkan Mustafa Şahin; “Biz o zaman şöyle bir çalışma yapalım. Biz sizin işinizi nasıl kolaylaştırabiliriz. Size ne gibi bilgiler sunabiliriz bunu çalışalım. siz de bu veriler ile bizim işimizi nasıl kolaylaştırırsınız bunun çalışmasını yapın. Bir çalışma programı oluşturalım. Biz üyelerimizin sorunlarını bireysel değil de kitlesel olarak kalıcı çözümler ile çözmek arzusundayız. Bu nedenle size hazırlayacağımız dosyalarımız ile çeşitli zamanlarda gelebiliriz. Bir bölgede yaşanan sorun varsa size iletmek de bizim bir meslek örgütü olarak vazifemiz. Yapılan projeler veya yapılacak projeler kapsamında 1 yıl önceden size bilgi verecek bir kapasitemiz var. Hangi belediyede, hangi bölgede ne kadar yatırım yapılıyor, inşaat projeleri hangi bölgelerde yoğunlaşmış bunları biliyoruz. Sizinle bu verilerimizi paylaşabiliriz. Biz, sizinle tekrar bir araya gelerek verilerimizi paylaşmak ve sizin yapacağınız planlamada her iki tarafında faydasını sağlayacak bir platform oluşturmak istiyoruz. Elimizdeki verilerin sizin çok işinize yarayacağını düşünüyorum. Bu veriler ışığında yapacağınız yıllık yatırım planlarını da bizim meslektaşlarımıza fayda sağlayacaktır. “ diye konuştu. Son olarak söz alan ENERJİSA Dağıtım Sistemleri ve Yatırım Koordinatörü Hüsnü Dökmeci daha önce de bahsedildiği gibi belirli bir bütçeye ve plana sadık kalmak zorunda olduklarını ve yaşanan sorunların çekilen sıkıntıların hepsinin farkında olduklarını söyledi. Dökmeci; “Türkiye’de yaşanan altyapı sorununun da farkındayız. Ciddi bir altyapı eksikliğimiz var. Bana göre altyapıların çok öncesinden hizmet sağlayacağı alanlara ulaşması gerekiyor. Kurumunuzun bizlere sunacağı veriler ileriki planlamalrımızda çalışmalarımıza ışık tutacaktır.” dedi. Toplantı sonrasında iki taraftan da birer teknik heyet oluşturulması ve yaşanan sorunların çözümü ile ilgili yapılabileceklerin görüşülmesi üzere 5 Aralık 2012 Çarşamba günü BİM-FED toplantı salonunda bir araaya gelinmesine karar verildi. eylül-ekim ’12 23 usta bim-fed’den bim-fed’den bim-fed’den MİM-DER Genel Kuruluna, Şinasi Kaya ve sahte oylar gölge düşürdü Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER), 29 Eylül 2012 günü başkanını seçmek üzere sekizinci kez Genel Kurula gitti. Genel kurulda tutarsız davranışları ile eleştirilen Divan Başkanı Şinasi Kaya, konuşmaları ve Genel Kurulu yönetememesi ile tepki topladı. Gündeme uymayarak ve taraflı bir yönetim anlayışı ile ortamı geren Şinasi Kaya, Genel Kurulun şaibeli geçmesine neden oldu. Belediye taraf olduğu ve Mamaklı müteahhitlerin belediyece tehdit edildiği yolunda çıkan haberler ile yapılan seçimi Sezai Mallı kazandı. Sahte oyların kullanıldığı seçimde, seçim gecesine kadar MİM-DER’e kayıt yapılmasına izin veren eski dernek başkanı Hamza eylül-ekim ’12 Can da eleştirilerden kurtulamadı. Müteahhitlerin derneği olan ve bir meslek örgütü görevi üstlenen MİM-DER’in genel kurulunda, benzin işletmecisi, kasap, inşaat işçisi, esnaf ve çevre ilçelerden gelen müteahhitlerin de oy kullanması, seçim öncesi kafalarda soru işareti bırakan dedikoduları haklı çıkardı. Şinasi Kaya verdiği kararlar ile Divanı bir arada tutamadı Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açıldı. Genel Kurulu yönetecek Divan Kurul’unun Başkanlığına Şinasi Kaya, Başkan Yardımcılığına Gürbüz Kaya, Ahmet Aloğlu, Katip Üyeliğine Doğan Sandalcı, Sırrı Tozlüyük sunuldu ve oylama ile kabul edildi. Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER), 29 Eylül 2012 günü başkanını seçmek üzere sekizinci kez Genel Kurula gitti. Divan Kurulu yerini aldıktan sonra tartışmalar başladı. Öncelikle kurul maddelerine uymayan başkan Şinasi Kaya, Divan Kurulunu bir arada tutmakta güçlük çekti. Yapılan haksızlığa dayanamayan üyelerden iki tanesi istifa etti. Divan’ın düşmemesi için araya girenler sayesinde yeniden toplanan Divan Genel Kurulu, Şinasi Kaya’nın yanlı tutumu ve bilinçli olarak gündeme uymaması sebebiyle tartışmalara sebep oldu ve seçimin gergin bir ortamda geçmesine neden oldu. Adeta bir görev üstlenmişçesine hareket eden Divan Başkanı Şinasi Kaya bütün haksızlıkların odak noktası oldu. Şinasi Kaya gelen önergeleri dikkate almadı Genel Kurul Gündemini okuyan Şinasi Kaya, gündem maddelerinin haricinde istenilen önergeleri talep etti. Gelen önergelere kayıtsız kalan Şinasi Kaya, katılımcılardan tepki topladı. Önergelerin dikkate alınmama sebebini soran önerge sahiplerine ise “Ben başkanım ben ne dersem o olur” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamanın ardından ortam iyice gerildi. Demecinden geri adım atan Şinasi Kaya, aldığı görevi tamamlamak istercesine, ortamı yumuşattı fakat gelen önergeleri yürürlüğe koymadı. Mesut Akgül: Ben tüm adaylara eşit mesafedeyim Toplantıya katılan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, meslek örgütlenmelerin önemine değinerek, dernek faaliyetlerine destek verdiklerini vurguladı. Başkan Akgül, her üç adaya da başarılar dileyerek, seçimlerin demokratik bir süreç olduğunu, kaybedenlerin yılmayarak meslekleri için gönül rızası ile çalışmaya devam etmeleri gerektiğini dile getirdi. Seçimden önce bir takım spekülasyonların dolaştığını duyduğunu belirten Akgül, bu tip dedikoduların olmaması gerektiğini herkese eşit mesafede olduğunu açıkladı. “Federasyon Başkanının konuşması istenmedi” MİM-DER’in bağlı bulunduğu federasyon olan BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin’in konuşması yönünde eylül-ekim ’12 25 usta usta 24 Genel kurulda tutarsız davranışları ile eleştirilen Divan Başkanı Şinasi Kaya, konuşmaları ve Genel Kurulu yönetememesi ile tepki topladı. Gündeme uymayarak ve taraflı bir yönetim anlayışı ile ortamı geren Şinasi Kaya, Genel Kurulun şaibeli geçmesine neden oldu. gelen önergelere karşı çıkan Şinasi Kaya, taraf olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gündem maddelerinde yer alan üst birim olan Federasyon başkanının konuşmasına imkan vermemek adına türlü oyunlar yapan Şinasi Kaya, gelen taleplere ve baskılara rağmen son derece inatçı davranarak talepleri geri çevirdi ve aldığı görevi icra etmeye devam etti. Salondan gelen yoğun protestoya ve itirazlara da gözlerini, kulaklarını kapatan Şinasi Kaya, yaşanan gerginliğin artmasına neden oldu. Divan’dan istifalarını açıklayan Gürbüz Kaya ve diğer delegelerin “Bu divan düşmüştür” demelerine rağmen genel kurula devam eden Şinasi Kaya, son derece haksız ve hukuksuz kararlara imza attı. usta 26 eylül-ekim ’12 bim-fed’den İbrahim Buğdaycı: Konuşmalardan korkan birileri mi var? Çıkan tartışma üzerine söz alan başkan adayı İbrahim Buğdaycı, Şinasi Kaya’yı tarafsız olacağını düşündükleri için seçtiklerini belirterek, ne yapılmaya çalışıldığını anlamadığını söyledi. MİMDER’in, BİM-FED’e bağlı olduğunu ve Genel Başkan Mustafa Şahin’in de konuşmasının son derece doğal olduğunu kaydeden Buğdaycı, bu konuda birilerinin çekincesi olduğuna inandığını kaydetti. Buğdaycı’nın araya girmesi ile tekrar bir araya gelen divan, genel kurula devam kararı aldı. MİM-DER 8. Olağan Genel Kurulu, başkan adayları olan İbrahim Buğdaycı, "MİM-DER’in bağlı bulunduğu federasyon olan BİMFED Genel Başkanı Mustafa Şahin’in konuşması yönünde gelen önergelere karşı çıkan Şinasi Kaya, taraf olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gündem maddelerinde yer alan üst birim olan Federasyon başkanının konuşmasına imkan vermemek adına türlü oyunlar yapan Şinasi Kaya, gelen taleplere ve baskılara rağmen son derece inatçı davranarak talepleri geri çevirdi ve aldığı görevi icra etmeye devam etti. Salondan gelen yoğun protestoya ve itirazlara da gözlerini, kulaklarını kapatan Şinasi Kaya, yaşanan gerginliğin artmasına neden oldu. " Sezai Mallı ve Veli Demir’in konuşmaları ile devam etti. Başkan adayları seçilmeleri halinde ortaya koyacakları projeleri anlatırken oy istediler. Başkan adaylarının konuşmalarının ardından yönetim kurulu ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibrasına yer verildi. Okunan raporlar oya sunuldu ve dernek üyeleri tarafından kabul edildi. Müteahhitlik federasyonlarına üye- lik ve üyeliklerin geri çekilmesi maddesi büyük tepki topladı Genel Kurul Gündeminde yer alan maddeler içerisinde Müteahhitlik federasyonlarına üyelik ve üyeliklerin geri çekilmesi maddesi salonda gerginlik yarattı. BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin kürsüye çıkarak sıradan bir uygulamaymış gibi anlatılan federasyondan ayrılma ve katılma maddesinin açılmasını ve üyelere gerçeklerin anla- tılmasını istedi. Başkan Şahin bu maddenin BİM-FED’den ayrılmak amaçlı bir madde olduğunu ve içeriğinin bilinerek oylanması gerektiğini belirtti. Fakat Divan Başkanı Şinasi Kaya böyle bir talebe cevap veremeyeceklerini açıklayarak geri adım attı. Şinasi Kaya’nın tutarsız tavırları, salondan büyük tepki topladı. BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin, “Bu dernek BİM-FED’e üye, böyle bir madde oylanamaz. Öncelikle 27 usta bim-fed’den eylül-ekim ’12 bim-fed’den seçilen yönetim dilediği takdirde genel kurula giderek bunun kararını alır. Bu maddenin burada oylanması yanlış olur. Burada nahoş bir ortam yaratmak Mamak’a yakışmıyor.” dedi. Daha sonra polis eşliğinde seçime geçildi. Divan Başkanı Şinasi Kaya’nın oy kullanma esnasında da taraflı davranışlarına devam etmesi ise Genel Kurula damga vurdu. üyelikten çıkarılması için karar alınması gerekiyor. İşimizi doğru yapalım. İnsanları yanlış yönlendirmeyelim” dedi. Salondan gelen tepkilere daha fazla duyarsız kalamayan Şinasi Kaya ilgili maddenin görüşülüp görüşülmeyeceği ile ilgili olarak oylama yapma kararı aldı. Üyelerin büyük çoğunluğunun oylarıyla madde gündemden kaldırıldı. 28 Şinasi Kaya’nın beceriksiz yönetimi sebebiyle yaşanan gerginliğin ardından söz alan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, müteahhitlerin birlikte hareket etmeleri ve belediye ile iç içe olduklarını hatırlatarak, federasyon oylamasının yerinin burası olmadığını söyledi. Akgül; “Burada sağlıklı bir başkanlık seçimi yapılarak daha sonra Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (MİMDER) sekizinci Genel Kurulu’nu şaibeler ve belediye desteğiyle Sezai Mallı kazanırken, akıllara durgunluk veren ve tarihte görülmemiş , anti demokratik bir seçim geride kaldı. Seçime Divan Başkanı Şinasi Kaya damga vururken, Şinasi Kaya kendisinden beklenilmeyen tutum ve taraflı davranışları ile meslektaşlarından büyük tepki toplamasına rağmen kendisine verilen görevi hakkıyla (!) yerine getirdi. M.B.Ş. inşaat - taahhüt - yatırım iskele & kalıp sistemleri úSKELE & KALIP úHTúYACINIZ, SATILIK ve KúRALIK olarak, İş kanunu kapsamına amın na g giren iren şç çi SSağlığı ağlıığı yapı işlerinde, İşçi ve İş Güvenliği Tüz Tüzüğü’nde züğü’’nde en b aşkka öngörülenlerden başka g üv venllikk alınacak sağlık ve gü güvenlik usta tedbirlerinin belirlendiği elirrlendiğ ği “YAPI İŞLERİNDE İŞÇİ ŞÇİ SAĞLIĞI S VE İŞ GÜVENLİĞİ TÜZÜ TÜZÜĞÜ”ne Ü ÜĞÜ”n ne ızlı şşekilde ekilde ek uygun ve en hızlı diliir.... temin edilir... eylül-ekim ’12 úskeleciniz... Tel: 0 312 385 16 96 1265. 1 265. Sk. Sk. N No: o: 15 Örnek S San. an. Sitesi Os Ostim stim m-A ANKARA NKARA Fax F Fax: x: 0 31 312 23 385 38 85 16 1 8 84 4 iin info [email protected] ffo@m @mbs @m @ bsiinsaatt com tr bim-fed’den Mamaklı Müteahhitler'den, şaibeli Genel Kurul'un mimarlarına, TOKAT gibi cevap Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Başkanı Mehmet Özmen: Yapılanları kabullenemeyerek gerçek anlamda bir meslek örgütü kurduk Mamak’ta Müteahhitler Yeni Bir Dernek Kurdu Mamak’ta Müteahhitlerin Yeni Adresi: Mamak Müteahhitleri Derneği Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (MİM-DER), 29 Eylül 2012 günü gerçekleştirdiği şaibeli Genel Kurul’a Mamaklı müteahhitler sessiz kalmadılar. Mamak’ta inşaat yapan gerçek müteahhitlerin üyeliği ile oluşturulan MAMAK MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ, MİM-DER Genel Kuruluna şaibe katanlara tokat gibi bir cevap olarak görülüyor. 30 Belediyenin taraf olduğu ve Mamaklı müteahhitlerin belediyece tehdit edildiği, seçim gecesine kadar MİM-DER’e fason üye kayıtlarının yapıldığı bilinen Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği seçimlerinde, can sıkıcı konulardan biri de tarafsız olması gereken Divan Başkanlığı makamının, bir yerlerden görev aldığı çok net olan Şinasi Kaya tarafından doldurulması oldu. Bir meslek örgütü olan Mamak İnşaat Mütehhitleri Derneği’nin siyasi bir grup tarafından kurtarılması gereken bir kale gibi taarruza uğraması ise ayrıca düşündürücüydü. usta MİM-DER’in genel kurulunda, benzin işletmecisi, kasap, inşaat işçisi, esnaf ve çevre ilçelerden gelen müteahhitlerin de oy kullanması durumun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Bir önceki seçimlerde 600 civarında oy kullanılarak eski başkan Hamza Can’ın 207 oy ile seçilmesi, Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin 8. Olağan Genel Kurul’unda ise toplam 1046 oy kullanılması fason üye kaydının ne boyutlara ulaştığını gösterdi. Mamaklı Müteahhitler, MİM-DER’in kendilerini mesleki açıdan yeterince temsil edemediği ve üyelik kriterlerini taşımayan üyelerle kongreye gittiği, derneğin siyasallaşmaya başladığı gerekçeleriyle yeni bir dernek kurdular. Kurucu Başkanlığına Mehmet Özmen’in getirildiği Mamak Müteahhitleri Derneği, yapacağı çalışmalar ile mesleğin sesi olmayı hedeflemekle beraber, hazırladığı projeler ile de müteahhitlere ufuk açacaklar. Derneğin kuruluş amacını ve neden böyle bir dernek kurma ihtiyacı hissettiklerini konunun muhataplarından dinledik. Bu amaç ile dernek kuruluşunda görev alan, Kurucu Başkan Mehmet Özmen, İbrahim Buğdaycı, Hasan Bozkul ve Doğan Sandalcı ile gerçekleştirdiğimiz söyleşileri sizler ile paylaşıyoruz. eylül-ekim ’12 Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (MİMDER), 29 Eylül 2012 günü gerçekleştirdiği şaibeli Genel Kurul’a Mamaklı müteahhitler sessiz kalmadılar. Mamak’ta inşaat yapan gerçek müteahhitlerin üyeliği ile oluşturulan MAMAK MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ, MİM-DER Genel Kuruluna şaibe katanlara tokat gibi bir cevap olarak görülüyor. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Başkanı Mehmet Özmen, MİMDER Genel Kurulu’nu değerlendirerek, yeni kurdukları dernek hakkında bilgi verdi. Özmen, MİM-DER Genel Kurulu’nun alışılmışın dışında gergin geçtiğini belirterek, yapılan haksızlıklar ile birlik ve beraberlik anlayışının yok edildiğini söyledi. Özmen, fason üyelerden dolayı Mamak’ta faaliyet gösteren müteahhitlerin sayılarını bile bilemediklerini aktararak, MİM-DER’in temsil hakkını kaybettiğini ve mesleği temsil edemediğini vurguladı. Özmen, yapılan genel kurul ve müteahhitlerin yeni derneği hakkında şunları söyledi; “Ne olursa olsun seçim kazanılmalı mantığıyla hareket edenler, yaptıkları usulsüzlüklerle şaibeli bir genel kurula imza atmışlardır. Demokratik şartlarda ben ve müteahhit arkadaşlarım, genel kuruldan kim başkan çıkarsa çıksın kabullenmeye hazırdık. Yapılan usulsüzlükler sonucu MİM-DER müteahhitleri temsil etme hakkını kaybetmiş, meslektaşlarımız için yeni bir oluşuma ihtiyaç doğmuştur. Olayların bu noktaya taşınmasının en büyük sorumlusu maalesef MİM-DER eski başkanı Hamza Can’dır. Başarısız yöneticiler sivil top- lum kuruluşlarında bölünmeler yaratır. Mamak’ta yaşanan olay da budur. Hamza Can taraf olarak suç işledi Daha önce referandum sürecinde Hamza Can, taraf olduğunu beyan ederek suç işlemiştir. Bir yönetim kurulu kararı olmamasına rağmen dernek başkanı sıfatıyla siyasi bir karar vermiş ve bunu deklare etmiştir. Biz bunu kendisine söylediğimizde inkar etti. Ama Genel Kurul’da kendisi itiraf etti. Siyasi temsilciler karşısında olunca kendisini güçlü hissetti galiba ve yaptığını açıkladı. Ama dernek adına bunu yapamazsınız. Bu da Hamza arkadaşımızın bilgisizliğinden kaynaklanıyor. Geçtiğimiz süre zarfında kendisini hiç geliştirmedi. Mamak’ta yaşananlar tamamen Hamza Can’ın suçudur. Ben kendilerine şunu tavsiye ettim. Eğer siyasi bir taraf olacaksanız, Mamaklı AKP’Lİ Müteahhitler derneği kurun ve açıklamalarınızı buna göre yapın. Ama bir sivil toplum kuruluşunu temsil etmeyin. Dernekler siyasete taraf olacak kurumlar değildir. Mesleğimizin çıkarına bir konu varsa mutlaka destek oluruz. Bizim adımıza bir çalışma yürütülüyorsa bizler de arkasında dururuz. Bu hangi parti olursa olsun. Aksi halde üyelerin kendi siyasi görüş- leri var, biz üyelerimizin siyasi görüşlerine ipotek koyamayız. Ayrıca Hamza Can Genel Kurul’da yaptığı konuşmada taraf olduğunu direk beyan etmiştir. Bir başkan tüm adaylara eşit mesafede olmalı. Bu hareketler Mamak’taki birlik ve beraberliğe gölge düşürmüştür. Genel Kurul iyi yönetilemedi Genel Kurul’da hiç bir meslektaşımız veya üst yöneticimiz meslektaşlarına seslenemedi. Oylama yapılırken üstü kapalı geçildi. Fikir beyan etmek isteyene izin verilmedi. Şinasi Kaya bunları iyi bildiği halde, yapmadı. Demek ki bir vazife aldı ve bunu icra etmeye çalıştı. Üzülerek söylüyorum ki derneğimizde söz almak isteyen herkese söz hakkı verilmeliydi. Arkadaşımız seçimi kazandı ama bence içine sindiremedi. Biz birleşmeden yana olduk. Bize birleşelim tek liste halinde gidelim teklifinde geldiklerinde, biz İbrahim Buğdaycı’nın 9 ay çalıştığını, sıkmadık el bırakmadığını, kendisinin önderliğinde birleşmeyi kabul ettiğimizi söyledik. Ama buna yanaşmadılar. Bunun nedeni de Hamza Can’ın tutarsız davranışları oldu. biz de bölünmeden yana değiliz. Ama bu birlikteliği Hamza Can ve Genel Kurulda meydana gelen olaylar bozmuştur. Buna da kimse dur dememiştir. Gerçek anlamda bir meslek örgütü kurduk Biz, yaşanan bu olumsuz tabloda gerçek müteahhitlerimizden oluşan bir dernek kurmaya karar verdik. Üretim yapan aktif müteahhitlerin yer aldığı bir dernek kurduk. Bizler, müteahhit sayımızı bilmek istiyoruz. Kapasitemizi görmek istiyoruz. Meslek örgütümüzü, bizim meslektaşlarımızın seçtiği kişiler yönetmeli. Bizim ilk yaptığımız iş teknik heyetimizi kurmak oldu. Derneğimizde mesleğimiz ve projelerimiz konuşulacak. Konsorsiyumlar oluşturarak büyük projeler yapacağız. Artık tek başına birkaç konutluk projeler yapma zamanı geçiyor. Birleşerek daha büyük projelere talip olmamız gerekiyor. Daha gelişmiş ve modern projeler yapacağız. Şu anda birliktelikler kurulmaya başlandı. Derneğimizde kesinlikle siyaset yapılmayacak. Tamamen meslektaşlarımızın çıkarına faaliyetler ve ticari iş birliktelikleri gerçekleştirilecek. Bizim şu anda her zamankinden eylül-ekim ’12 31 usta bim-fed’den bim-fed’den bir düşüş elde ettik. Bankalarla anlaşarak kredi kolaylığı sağladık. İnşaat malzemeleri alımında büyük indirimler sağladık. Önemli olan ilkeli bir şekilde çalışmaktır. Kısa sürede önemli adımlar atarak üyelerimize avantajlar sunduk. Kısaca üyeleri bizden olmayan ve iyi çalışmayan bir derneği kabullenemeyerek, gerçek anlamda Mamak’ta faaliyet gösteren müteahhitlerden oluşan bir dernek kurduk. Çok güzel fikirler ortaya çıktı. Kapımız tüm meslektaşlarımıza açık Bu arada daha iyi işler yapmak isteyen, mesleği adına çalışmak isteyen, konsorsiyumlara katılmak isteyen ve mevcut yapıyı beğenmeyerek bize katılmak isteyen tüm meslektaşlarımıza da kapımız açık. Bu dernek hiçbir siyasi yapıya veya kuruluşa muhalefet yapmak için kurulmamıştır. Sadece meslektaşlarının sorunlara eğilmek ve daha iyi işler yapmak adına kurulmuş bir dernektir. Mamaklı müteahhitlerin derneğidir. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi İbrahim Buğdaycı Müteahhitlerden oluşan bir meslek örgütü kurduk taraflı ve adeta bir görev üstlenmişçesine hareket etti ve kendisine yakışanı yapmadı.” dedi. usta 32 İbrahim Buğdaycı aday olduğu MİM-DER Genel Kurulu’nun ardından çarpıcı açıklamalarda bulundu. Buğdaycı, taraf olunan ve şaibelerle dolu bir seçimin ardından yeni bir oluşuma imza attıklarını belirterek, Mamaklı müteahhitlerin özgür iradeleriyle kendi derneklerini kurmaya karar verdiklerini söyledi. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi İbrahim Buğdaycı, başkan adayı olarak katıldığı MİM-DER Genel Kurulu’nda Divan Başkanı Şinasi Kaya’yı işaret ederek; “Biz bu denli taraf olunabileceğini hiç düşünmedik. Derneğin Onursal Başkanı olan Şinasi Kaya’yı eşit ve adil bir yönetim göstereceği düşüncesiyle divan başkanı olarak seçtik. Fakat Şinasi Kaya, son derece eylül-ekim ’12 MİM-DER’i basamak olarak kullanmak istiyorlar Daha önce MİM-DER’i siyasi bir basamak olarak kullanan Şinasi Kaya’nın ardından, Hamza Can’ın da aynı şeyi yapmak istediğini kaydeden Buğdaycı, yeni seçilen başkan Sezai Mallı’nın da maksadının aynı olduğunu vurguladı. Kendilerinin bunu anlayarak harekete geçtiklerini anlatan Buğdaycı konuşmasına şöyle devam etti; “Derneğimiz maalesef birilerine peşkeş çekilmiştir. Genel Kurul son derece taraflı geçmiş, tarihte görülmemiş bir genel kurula imza atılmıştır. Diğer başkan adayı Veli Demir ile birlikte dik duruşumuzu sergiledik. Tahminimizce de yüzde 80’lik bir oy oranı aldık. Seçimi kaybetmemizin nedeni ise, son günlerde üye yapılan ve müteahhit olmayanların kullandıkları oylar olmuştur. Müteahhitler derneği başkanı, kasabın, manavın ve diğer ilçelerden gelen insanların oylarını almıştır. Derneğin siyasallaştırıldığını ve artık müteahhitlere bir faydasının bulunmayacağını düşünüyoruz. MİM-DER’in tabanına dinamit koydukları için Hamza can ile birlikte Şinasi Kaya’yı tebrik ediyorum. Tabi her şerde bir hayır vardır. Biz de bu seçimin ardından Mamaklı müteahhitler olarak bir araya geldik ve gerçek anlamda bir meslek örgütü kurduk. Değerli Başkanımız Mehmet Özmen’in Başkanlığında bir dernek kurduk ve en kısa sürede organizasyon yapımızı hazırlayarak yolumuza devam edeceğiz. Adil bir seçim yapılmadı Seçimi kazanan Sezai Mallı Bey’e oy verilmesi adına Mamak Belediyesi’nden müteahhitlerimize yapılan baskı, MİMDER’e aday olduktan sonra bizlere açılmayan dernek kayıtlarının kendisine açılması, dernek binasını seçim bürosu gibi kullanması taraf olunduğuna dair en belirgin kanıtlardır. Bu seçimin hakla hukukla kazanıldığını kimse söyleyemez. Sezai Mallı’nın da ben bugün vicdanının rahat olduğuna inanmıyorum. Mali tablo şaka gibi; geldi 110 bin, gitti 110 bin Genel Kurulda mali tablolar okunurken, söz hakkı istedik. Mali tabloda Hamza Can nasıl oluyor da 110 bin geliri 110 bin gideri ayarlayabiliyor. Hiç mi artısı veya eksisi yok bu mali tablonun. Buna itiraz etmek istedik. Normal şartlarda konuşmamız gerekirken bize söz hakkı verilmedi ve saçma bir oylamayla kabul edildi. Bakınız adalet herkese bir gün lazım olacaktır. Adaleti karşılarına alanlar da bir gün mutlaka adalet diye sesleneceklerdir. Federasyon başkanımızın konuşturulmamasını kabullenemiyorum Seçimde divan başkanı Şinasi Kaya’nın taraflı tutumu, BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin’i konuşturmaması ile iyice pekişmiş, hiçbir bağımızın bulun- madığı TİM-FED başkanı da konuşmayacak bahanesiyle üstü kapatılmak istenmiştir. Bizim üst kuruluşumuz olan ve kendisinin müteahhitlik sektörüne sonsuz katkıları olan Sayın Mustafa Şahin’e yapılan bu saygısızlığı kabullenemiyorum. Benim gibi birçok meslektaşımda burada tepkilerini dile getirmiş fakat Şinasi Kaya tüm bu tepkilere kayıtsız kalmıştır. Biz demokrasiden yanayız. Burada TİM-FED Başkanı misafir olarak konuşma yapsaydı buna itiraz etmezdik. Veya diğer meslektaşlarımız konuşma yapsaydı herkes saygıyla dinlerdi. Fakat kimseye konuşma hakkı verilmedi. Böyle bir anlayış olamaz. Biz, bağımsız, haklarımızı arayacağımız bir meslek örgütü kurduk Biz de seçimden sonra bu derneğin bizi artık temsil edemeyeceğini, meslek örgütlenmesinden ziyade siyasi bir yapıya büründüğünü tespit ederek, kendi derneğimizi kurmaya karar verdik. Mehmet Özmen Başkanımızın Kuruculuğunu üstlendiği Mamak Müteahhitleri Derneğimiz, yaşanan bu olumsuz tablodan tamamen sıyrılarak, tam manasıyla bir meslek örgütü niteliği taşıyacaktır. İlk adım olarak belediyenin yanında 2 daire alarak derneğimizin kendi idari bürosunu yaptık. Mesleğimizin sorunlarını çözebileceğimiz tek- nik ve ekonomik komisyonlar oluşturacağız. Konsorsiyumlar kurarak büyük projelere dahil olacağız. Masa başında hazırlanan kanun ve yönetmeliklere karşı mücadele edeceğiz. Birleşik İnşaat Müteahhitleri Federasyonu’na (BİM-FED) üye olarak Mustafa Başkanımız ile birlikte hareket edeceğiz. Çünkü BİM-FED çatısı altında daha güçlü olacağımızı düşünüyoruz. Kimseye veya hiçbir siyasi oluşuma karşı değil, tam anlamıyla bir meslek örgütü niteliği taşıyan bir dernek olacağız. Burada kesinlikle siyasete veya derneği menfaatleri uğruna kullanmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Hasan Bozkul Kaybeden Mamaklı müteahhitler oldu tu; “İbrahim Buğdaycı ile birlikte çıktığımız yolda Mamak’ta 470 müteahhit meslektaşımızın güvenini topladık ve insanlar bize inandı. Çok çalıştık ve insanlara projelerimizi anlattık. Ama son bir ayda belediyemizin desteklediği bir aday çıkarıldı. MİM-DER’e son birkaç günde yeni kaydedilen kişilerle de seçimi kazandılar. Ama burada kaybeden Mamaklı müteahhitler oldu. Biz, sorunlarımızı dile getirelim diye uğraştık. 3 yıl boyunca Hamza Can, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek, bizim temsilciliğimizi yapamamıştır. Atılan tüm adımlar, BİM-FED aracılığıyla atıldı. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Hasan Bozkul, geride kalan MİM-DER Genel Kurulu’nu değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Hamza Can döneminde müteahhitlerin çok büyük haksızlığa uğradığını kaydeden Hasan Bozkul, yapılan seçimin tarihte görülmemiş haksızlıklara sahne olduğunu ifade etti. 9 ay gibi bir süre zarfında İbrahim Buğdaycı önderliğinde seçimlere hazırlandıklarını anlatan Hasan Bozkul, seçimlerin sonunda kazanamasalar da kendilerinin galip geldiğini söyledi. Bozkul şöyle konuş- İlçe dışından adam getirtilerek, değişik sektörlerde çalışan insanlara oy kullandırılarak, kazanılan seçimle, bizim sorunlarımızı nasıl çözecekler? Yapılan seçimde hepimiz şahit olduk. Kasap, manav, benzinci, hepsi oy kullandı. Bunlar derneğimize neden üye oldu? İlçe dışında tanıdığımız, Mamak’ta inşaat yapmayan insanların bizim seçimimizde ne işi var? Bağlı bulunmadığımız bir federasyon yetkilileri neden MİM-DER’i takip ediyor? Bunlar hep cevap bekleyen sorular. Seçimin kimler tarafından ve nasıl kazanıldığı bu soruların cevabında yer alıyor. Dediğim gibi burada kaybeden Mamaklı müteahhitler olmuştur. Böyle kazanılan bir seçim, hangi sorunumuza eğilecek, hangisine çözüm arayacaktır? Buradan sormak istiyorum; 2 bin 500 üye varken neden bin 59 oy kullanılıyor? Diğer aday Veli Demir ile birlikte biz 600 oy aldık. Aldığımız bu oy oranı, geçen seçimde kullanılan toplam oy miktarı kadar. Bizim kanaatimiz ve Mamaklı müteahhitlerin ortak kanaati; seçimleri İbrahim Buğdaycı ve Veli Demir’in kazandığıdır. Bağlı olduğumuz üst kuruluşun başkanının konuşturulmamasını kabullenemiyoruz MİM-DER Genel Kurulu’nda bağlı bulunduğumuz üst kuruluşumuz olan BİM-FED’in Genel Başkanı Sayın Mustafa Şahin’in konuşturulmamasını kabullenemiyoruz. Yapılmak istenen apaçık ortadadır. Ama tarih bu yapılanları affetmez. Mamak’ta yapılan bu haksızlık dalga dalga yayılıyor. Düşünün bir oda seçimi yapılıyor, başkan adayları konuşuyor, bağlı bulunulan üst kuruluşun başkanı konuşturulmuyor. Böyle bir uygulama, böyle bir mantık nerede görülmüş, nerede duyulmuş? Kimsenin konuşturulmaması taraf olunduğuna en büyük kanıttı Genel Kurul’un Divan Başkanı olan Şinasi Kaya kimsenin konuşmasına müsaade etmedi. Özellikle gündem maddeleri, idari ve mali raporlar okun- eylül-ekim ’12 33 usta daha fazla birlikteliğe ihtiyacımız var. Üye sayımızın çok olması önemli değil, yeteneklerinin fazla olması, sorun çözebilme kapasitemizin fazla olması gerekiyor. Bununla ilgili, teknik heyet kurduk. Bunun içerisinde hukukçumuz, mimarımız, mühendisimiz ve meslekten arkadaşlarımız yer aldı. Burada sorun çözme, maliyetleri azaltma, daha iyi projeler üretme gibi konularda faaliyetler yapılıyor. İlk çalışmalarımızda kalıp maliyetlerinde büyük oranda bim-fed’den bim-fed’den Hamza Can’a soruyorum kayıt yapılan üyelerin paraları nerede? Divan, mali gelir gider tablosunun okunmasının ardından bize söz hakkı vermedi. Sizin aracılığınız ile sormak istiyorum. Bize söylenen mali tabloda 110 bin girdi, 110 bin çıktığıydı. Seçim akşamına kadar yapılan üye aidatları nerede? Aynı gece hepsi mi harcandı? Üye tarihleri ve kayıtları incelenmeli. Bu gelirlerin nereye harcandığı araştırılmalı. Son bir ayda 300-400 arası üye yapılmış. Kasada hiç para yok. Bu üye paraları nereye gitti? Biz mesleğimize sahip çıkarak yeni bir dernek kurduk Yapılanları affedemedik ve seçimde bir araya gelen arkadaşlarımız ile birlikte yeni bir dernek kurmaya karar verdik. Tüm bu olumsuzluklara rağmen kendi kimliğimizle Mamak’ta yeni bir oluşuma imza attık. Mamak’ın önünün açılması lazım. Sektör Mamak’ta zor durumda. Geçenlerde bir meslektaşımız yaşadığı sorunlar yüzünden icralık oldu ve adam vurdu. Bürokratik sorunları aşmamız gerekiyor. Mamak Belediyesi yeni bir uygulama getirdi ve 3 metrelik bir perdeye ruhsat istiyor. Bu yeni uygulama her müteahhidimize hem bürokratik sorun hem de ek maliyet getirdi. Bizim önümüzün açılması gerekirken, her geçen gün önümüz tıkanıyor. Peki bunu kim dile getirecek? Neden çevre ilçelerde bürokratik sorunlar aşılmışken, Mamak’ta yenileri ekleniyor?” Amacımız projeler halinde bu sorunları dile getirerek ortadan kaldırmak. Sektörün sorunlarını doğru analiz ederek doğru adımlar ile çözmek istiyoruz. Bunu yapabilecek bir organizasyon olmadığı için adım attık, tüm meslektaşlarımızı da davet ediyoruz. Burada hiçbir çıkar gütmeden sadece meslektaşlarımızın sorunlarını çözebileceğimiz bir mekanizma oluşturacağız. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı MİM-DER Genel Kurulu’nda hatalar zinciri usta 34 Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER) Genel Kurulu’nda yönetimsel anlamda çeşitli sıkıntılar yaşandığını dile getiren Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı, Genel Kurul’un tam bir fiyasko olduğunu, çeşitli eylül-ekim ’12 yasal usulsüzlükler yaşandığını ve haksız bir seçim sonucu elde edildiğini söyledi. Seçimin iptal edilmesi için birçok neden var Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER) Genel Kurulu ardından tepkiler dile getirilmeye devam diyor. Yapılan Genel Kurul’da Divan Üyeliği yapan Sandalcı İnşaat Genel Müdürü ve Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı ile bir araya gelerek kendisinden bilgi aldık. Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu Üyesi Doğan Sandalcı, “Biz seçimlerden birkaç gün önce bir araya gelerek Şinasi Kaya’nın tarafsız olacağına inanarak Divana başkanlık etmesinde mutabık kaldık. Divanın çok güzel gideceğine inanıyorduk. Ancak, Divana başlandığı zaman yönetimsel hatalar ile birlikte taraflı bir tutum gözlemlediğim anda ben istifa ettim. Bir kere, hazirun cetveli dediğimiz, üyelerin imzasını atması gereken ve yeterli sayıya ulaşması beklenen cetvelin tamamlanmadığını gördüm. Hazirun cetveline bakıyoruz bomboş. ‘Başkanım bu toplantıyı açamayız Hazirun cetvelinde imza yok’ diyorum. Kesinlikle cevap yok. Hamza Bey çıktı ‘yeterli sayımız var’ dedi. Bu bile seçimin iptaline yeterli bir sebeptir. Oradaki seyirci üye olmayabilir. Bu cetvelde imza olması gerekiyor. Gündem bile yanlış Daha sonra gündem maddeleri okunmaya başlandı. Okunan gündem bile eski yönetim tarafından Genel Kurula hazırlanılmadığını gösterdi. Biz, daha önce 13 maddelik bir gündem üzerinde anlaştık. Aklı selim bir adam bunları kronolojik sıraya göre okuyacak sorun çıkmayacaktı. Ama kafalarına göre oluşturdukları gündem, itirazlara aldırmaksızın okundu ve kimse de dinlenmedi. Divan başkanı tüzüğe göre yönetir ve tarafsız olur Divan başkanlarının genel kurullarda tarafsız olması ve tüzüğe göre yönetmesi beklenir. Bizim bağlı olduğumuz bir federasyonumuz var. Sen beğen ya da beğenme, o bizim üst kuruluşumuz. Genel başkanımızın veya yöneticilerimizin orada çıkıp birkaç kelime etme hakkı var. Bunu elinden alamazsın. Başka bir federasyon ile kıyaslayarak, eşleştiremezsin. Resmi olarak kime bağlıysak sen onu dile getirmek zorundasın. Hayatımda yaklaşık 30’a yakın genel kurul yaşadım, ilk defa hiçbir üyenin konuşmadığı veya konuşturulmadığı bir genel kurul gördüm. Artık dayanamadım ve başkana isyan ettim. ‘Önümüzde talepler var. Başkanı konuşturmuyorsun bari üyelerimizden fikir beyan etmek isteyenlere müsaade edelim’ dedim. İnsanların lehte veya alehte konuşmaya hakları vardır. Bunları elinden alamazsınız. Oylamalar sayılmadan geçildi Yönetimin raporlarını oylamamız gerekiyor, oyluyoruz. Oylar kesinlikle sayılmıyor. Ardından ‘Lehte ve alehte konuşmak isteyen var mı?’ diye sormak gerekiyor. Bunların hiçbirini yaşamadık. En son dilekçemi yazdım ve istifa ettim. Bu divanın düşmesi gerekirken, gelip rica ettiler ve tekrar başladık. Ben orada üyelerin hakkını savundum. İşimi yapmaya çalıştım ama çok engelle karşılaştım. Zarflarda ve pusulalarda mühür yoktu Türlü zorluklarla seçime geçtik. Kırtasiyeden zarf almışlar, hiç birinde mühür yok. Sandıkları koyuş şekli, sandık görevlilerinin yerleri hepsi yanlış. Dile getirmemize rağmen müdahale edemedik. Polis olmasaydı kargaşadan seçim bitmezdi. En büyük tehlike oy kullanan üyeleri bilemememizdi Üye isimlerini bizim o dakika sorgulama şansımız olamaz. Listede ismi yazılı kişilerin kimliklerine bakarak oy kullandırdık. Ama kendisi üye midir, ne iş yapar bilemeyiz. Seçimde en büyük tehlike bence buydu. Tahminimce müteahhit olmayan birçok kişi oy kullandı. Fazla imza sayısı da 8 tane çıktı. Ben daha çok bekliyordum. Bir meslek örgütünde bu tarz işlere girilmesi doğru değildi şahsım adına çok utandım. Herkes yaşananları gördü, artık insanların takdirine bırakıyorum. Siyasetin meslek örgütlerine bulaşmaması gerekiyor Seçimden önce çeşitli söylentiler duyduk tabi. Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİM-DER) adı üstünde, Mamaklı müteahhitlerin derneği. Bir meslek örgütü olması gerekiyor. Seçilmiş kişilerin veya siyasi bağlantı olan insanların buralara bulaşması, olmaması gereken bir durum. Böyle bir şey yapıldıysa yanlış olur. Taraf olduğunuz kişi kaybeder de diğeri kazanırsa ne yapacaksınız, düşman mı olacaksınız? Mesleğimizi temsil eden yeni bir dernek kurduk Seçimden sonra arkadaşlarımız ile bir araya gelerek, yanlışlıkları tespit ettik. Müteahhitlerin üye olmadığı bir derneğin, haklarımızı savunamayacağını düşünerek, ekmeğini bu işten kazanan ve bu işe gönül vermiş kişiler ile bir müteahhitler derneği kuralım dedik ve kurduk. Biz, müteahhitliğin gelişmesi için her şeyi yapacağız. Tek yürek olarak hareket edip, ortak şirketler kurup parmakla gösterilecek projeler inşa edeceğiz. İnsanların gelip vakit geçirebileceği bir yerimiz olacak. Teknik ekibimiz, danışman avukatımız, sosyal faaliyetlerimiz, ticari iş birliklerimiz gibi birçok aktivitemiz olacak. Amacımız mevcut derneğe muhalif olmak değil, daha iyi işler yapmak. Kurumsal bir yapıya sahip, meslektaşlarımızın faydasına çalışmalar yürütecek, ticari anlaşmaların ve işbirliklerinin yapılacağı, iyi bir ortam kurmak istedik. Özellikle arsa sahibi ile müteahhitler arasında kuracağımız hukuk danışmanlığında hakem rolü görmek istiyoruz. Sözleşmelerin tek olmasını biz de dernek olarak, daha ileri giderek, garantör olmak istiyoruz. Yanlışların önüne geçip, meslektaşlarımız adına pozitif adımlar atmak istiyoruz. resmi kurumlarda özellikle çok vaktimizi alan evrak çokluğunu azaltmak istiyoruz.” Sandalcı İnşaat Genel Müdürü ve Mamak Müteahhitler Derneği Kurucu ÜyesiDoğan Sandalcı Kimdir? • Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi Mezunu • 16 yıldır İnşaat Mühendisliği yapmakta • Büyük holdinglere mühendislik danışmanlığı yapmakta • Sincan 1. Organize Sanayi Bölgesinde Avrupa’nın en büyük Un 35 fabrikası olan Ankara Un Sanayi'nin mühendislik hizmetlerini yürüttü • Şu anda Çukurambar’da 5 yıldızlı bir otel inşaatı gerçekleştirmekte • Mamak ve Yenimahalle İlçelerinde konut inşaatları yapmakta • Birçok STK’da yöneticilik görevi üstlenmekte • Gençler Birliği Spor Kulübü Yönetiminde • Kayaş Spor Başkanı • Evli ve 1 kız çocuğu babasıdır. eylül-ekim ’12 usta duktan sonra Divan Başkanının sorması gerekiyor; ‘Görüş bildirmek isteyen var mı’ diye. Ama Şinasi Kaya ne hikmetse kendi başına oyladı ve kabul etti. Orada söz almak isteyenler oldu. kimseye söz hakkı vermedi. İnsanların demokratik haklarını ellerinden aldı. Taraf olduğu her halinden belli olan başkan, en azından yapılan faaliyetlere ilişkin lehte veya alehte görüş bildirmemize müsaade etmeliydi. Ben yıllarca meclis üyeliği yaptım. Her toplantımızda mutlaka görüşümüz olmasa dahi sorulurdu. Ama ne hikmetse bizim divan başkanı sormadı. bim-fed’den bim-fed’den bim-fed’den Sincanlı müteahhitler Cafer Acar dedi Sincanlı müteahhitler Cafer Acar ile yollarına devam etme kararı aldılar. Yapılan dördüncü genel kurula üç aday katılırken Cafer Acar seçimi göğüsleyerek, yeni başkan oldu. Genel Kurula Sincanlı müteahhitlerin yanı sıra, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Sincan Ak Parti İlçe Başkanı Ahmet Erbağ, Etimesgut Belediye Başkan Yardımcısı Cemal Satılmış, Sincan Ziraat Odası Başkanı Zekeriya Gülmez, BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin, YDKB Anakara Başkanı Nazmi Şahin, Etimesgut Müteahhitleri Derneği Başkanı Bünyami Arslan’da katıldılar. Samimi bir havada ve dostluk mesajlarının verildiği genel kurulda, Acar; “ Benim kazanmam önemli değil, kim ka- eylül-ekim ’12 zanırsa kazansın Sincan kazanmış olacaktı. Bizim aramızdaki rekabet sndık sonuçlarını görene kadardı. Biz arkadaşız ve ben hem bana oy veren hem de vermeyen tüm meslektaşlarıma eşit mesafedeyim. Bundan sonra da bana verdiğiniz bu yeni görevle elimden gelenin en iyisini yapmaya, sizleri en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağıma söz veriyorum.” şeklinde konuştu. Genel Kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başladı. Genel Kurul’un divan başkanlığına Mustafa Şahin getirilirken, Başkan Yardımcılığına Nazmi Şahin, Yürütme Üyeliği’ne ise Bünyami Arslan getirildi. Divan’ın oylanıp kabul edilmesinin ardından, Başkan Mustafa Şahin gündem maddelerini okudu. Okunan gündemin ardından eski başkan Mecnun Baş bir konuşma yaptı. Baş yaptığı konuşmada, 2004 yılında kurulan SİM-DER’in ogünden bugüne en etkin derneklerden bir tanesi olduğunu belirterek, bugüne kadar verdikleri desteklerden dolayı tüm meslektaşlarına teşekkür etti. Mecnun Baş konuşma- Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin Genel Kurulu’nda Cafer Acar yeni başkan seçilirken, seçimin birlik, beraberlik ve dostluk mesajları içerisinde tamamlanması beğeni topladı. Cafer Acar, İsmail Çolak ve Recep Doğan arasında geçen mücadeleyi Cafer Acar kazanarak yeni başkan seçildi. sında şunları söyledi, “ Biz çalıştığımız dönemde her zaman yaptığımız faaliyetlerde; derneğimizi daha faal, daha etkin daha başarılı bir dernek yapmaya çalıştık. Hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm meslektaşlarımıza elimizden gelen yardımı yapmaya çalıştık. Sadece kendi menfaatlerimize değil, mesleğimize bir kimlik kazandırmak, bir kalite ve stan- dart getirmek adına çalışmalar yaptık. Belediyelerimiz ile ilişkilerimizi hep üst düzeyde tuttuk. Derneğimize taze kan getirecek ve bizden aldıkları bayrağı çok daha ileriye götüreceklerine inandığım aday kardeşlerime başarılar diliyorum. Sizlerden son ricam derneğimize sahip çıkmanızdır. Birlik ve beraberliğimizi korursak altından kalkamayacağı- mız hiçbir sorun olmaz.” Mecnun Baş’ın ardından BİM-FED Genel Başkanı Mustafa Şahin bir konuşma yaptı. Şahin, mesleğimiz ile ilgili birçok sorun var diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti; “ Yaşadığımız sorunları çeşitli platformlarda çalışarak düzeltmeye çalışıyoruz. Fakat mesleğimizin büyüklüğüne baktığımızda sorunlarımızın da bir çırpıda düzelecek sorunlar olmadığını görüyoruz. Ancak yılmadan usanmadan bu sorunlar ile mücadele etmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de sizlerden alacağımız desteğe ihtiyacımız var. sizden alacağımız güç ile derneklerimizin güçlenmesi, derneklerimizin güçlenmesi ile federasyonumuzun güçlenmesi, federasyonun gücü ile birlikte de her kesimle haklı olduğumuz konularda daha sağlıklı mücadele edebilmemizin önü açılıyor. Bugün devletimizin çıkarılan kanun ve yönetmeliklerde başvuracağı, görüş isteyeceği listesinde yer alan 19 kurumdan bir tanesi BİM-FED’dir. Sizler adına burada mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şu anda kentsel eylül-ekim ’12 37 usta usta 36 Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin Genel Kurulu’nda Cafer Acar yeni başkan seçilirken, seçimin birlik, beraberlik ve dostluk mesajları içerisinde tamamlanması beğeni topladı. Cafer Acar, İsmail Çolak ve Recep Doğan arasında geçen mücadeleyi Cafer Acar kazanarak yeni başkan seçildi. bim-fed’den bim-fed’den Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna ve SİSİAD Üyelerini ağırladı Başkan Tuna, SİMDER’i ziyaret etti dönüşüm projeleri revaşta. Çevre ve Şehircilik Bakanımız her toplantısına bizleri çağırıyor ve görüşlerimizi alıyor. Oda olma mücadelemiz her daim sürüyor ve sürdürmeye de devam edeceğiz. Özellikle çok tartıştığımız yeni Türk Ticaret Kanunu konusunda yapılan değişikliklerde görüşlerimizi bildirdik. Yapılan düzenlemelerde görüşlerimiz değerlendirilmiş ve bizleri rahatlatacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.” Mustafa Şahin yaptığı konuşmanın ardından, eski Başkan Mecnun Baş’a 38 verdiği emeklerden dolayı BİM-FED adına bir plaket ve hediye verdi. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel yaptığı konuşmada, sivil toplum örgütlerinin gönül işi olduğunu, karşılıksız çok çalışma ve özveri gerektirdiğini belirterek, adaylara tavsiyelerde bulundu. Kitleleri temsil etmenin verdiği sorumluluk ile kim kazanırsa kazansın birlikte çalışılması gerektiğini anlatan Demirel adaylara şans diledi. Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna ise yaptığı konuşmada kongrenin hayırlara vesile olmasını dileyerek, seçilecek adayın Mecnun Baş’ın elinden aldığı bayrağı daha yukarılara taşıyacağına inandığını söyledi. Protokol konuşmalarının ardından faaliyet ve mali raporlar okunarak oylandı. Oylamanın ardından aday konuşmalarına geçildi. Adaylar projelerini anlatarak üyelerden oy istediler. Konuşmaların ardından listeler okunarak seçime geçildi. Seçimleri Cafer Acar kazanarak yeni başkan seçildi. Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’ni (SİM-DER) ziyaret ederek, yeni başkan Cafer Acar ve Yönetimine hayırlı olsun dileğinde bulundu. Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna ve beraberindeki heyet, SİM-DER’e gelerek yeni başkan Cafer Acar’a hayırlı olsun dileklerinde bulundular. Ziyarete Başkan Mustafa Tuna’nın yanı sıra Başkan Vekili Mustafa Kılıçarslan, Ak Parti Belediye Meclisi Grup Başkan vekili Faruk Çetinkaya katıldılar. SİM-DER Yönetim Kurulu ziyarette tam kadro hazır bulunurken, sektörel değerlendirmeler yapıldı. Başkan Doç. Dr. Mustafa Tuna yaptığı konuşmada, belediyelerin sıkıntı yaratmak yeri değil çözüm ve yardımcı olma yeri olduğunu ifade ederek, “ Belli bir kanun ve nizam çerçevesinde olabilecek her türlü kolaylığı sağlamak bizim görevimiz. El ele daha güzel çalışmalar yaparız. Şu anda güzel binalar yapılıyor ellerinize sağlık.” şeklinde konuştu. Cafer Acar ise, belediye ile el ele çalışmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirirken, kendilerinin inşaat yapma yönünde daha fazla alana ihtiyaç duyduklarını belirtti. Sincan’da çevre ilçelere nazaran daire fiyatlarının düşük olduğunu söyleyen Acar, bu konuda atılması gerekli adımlarda kendilerinin de üzerlerine düşen görevi yapmaya hazır olduklarının altını çizdi. Bölgesel sorunların masaya yatırıldığı ve sektörel sorunlara değinilen ziyarette keyifli anlar yaşandı. usta usta SİSİAD'dan, SİMDER’e hayırlı olsun ziyareti 39 Sincan Etimesgut Sanayici ve İşadamlar Derneği (SİSİAD) Başkanı Hasan Toprak ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği’ne hayırlı olsun ziyaretinde bulundular. Sincan Etimesgut Sanayici ve İşadamlar Derneği (SİSİAD) Başkanı Hasan eylül-ekim ’12 Toprak, başta SİM-DER Başkanı Cafer Acar olmak üzere, SİM-DER Yönetim Kurulu Üyelerini tebrik edrek, inşaat sektörünün ve müteahhtlik mesleğinin önemine dikkat çekti. Sincan ekonomisinde, müteahhit iş adamlarının çok önemli bir rol oynadıklarına da değinen SİSİAD Başkanı Hasan Toprak, SİMDER’in yapacağı çalışmaları takdirle karşıladıklarını ve işbirliğine hazır olduklarını kaydetti. SİM-DER Başkanı Cafer Acar da yapılan ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek, sektöre ve ticari hayata katkı sağlamak adına her türlü çalışmaya katkı sağlayacaklarını dile getirerek SİSİAD Üyelerine teşekkür etti. eylül-ekim ’12 bim-fed’den Uyar İnşaat Genel Müdürü ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Uyar: Mesleğin sorunlarını çözmekte bizim de katkımız olsun istedik 2003 yılına kadar inşaat malzemeciliği yapan ve 2003 yılında Sincan Bölgesi’nde müteahhitlik sektörüne adım atan Mehmet Uyar ile görüşerek SİM-DER’i ve sektörü değerlendirdik. Sincan Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu’na girerek sektörel sorunları çözmede yardımcı olmak istediğini dile getiren Mehmet Uyar, bugüne kadar 40 meslektaşlarının kendileri için çalıştığını, bu işin bir gönül işi olması sebebiyle kendisinin de artık meslektaşları için hizmet etmek istediğini söyledi. Uyar, resmi ve özel kuruluşlarda sektörün sorunlarını aramada önemli çalışmalar yapacaklarını, atılacak adımlarda kendisinin de katkısının olmasını istediğini ifade etti. Mehmet Uyar konuşmasına şöyle devam etti; “Müteahhit meslek- Erhan İnşaat ve Ankara Otomotiv Genel Müdürü ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi usta Erhan Şahin: Yaşadığımız sorunları anında masaya yatırıyoruz Sincan Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden Erhan Şahin ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Şahin bize kendisini ve firmasını tanıtarak sektör hakkında bilgi verdi. eylül-ekim ’12 Sincan Bölgesi’nde 8 yıldır müteahhitlik yapan Erhan Şahin, aynı zamanda çeşitli sektörlerde de faaliyet gösteriyor. Sincan’da Maraşal Çakmak, Andiçen ve Pınarbaşı bölgelerinde 13’e taşlarım ve ben de dahil olmak üzere şu anda çeşitli sorunlar ile mücadele ediyoruz. Özellikle doğalgaz bağlatmak konusunda sorunlar yaşıyoruz. ASKİ harçları ve belediye ile ilgili sorunlarda bazen işin içerisinden çıkılmaz bir hal alıyor. Özellikle resmi kurumlardan bazı taleplerimiz olacak. Harçların çok yüksek olması konusunda her gün bir meslektaşımızdan şikayet alıyoruz. Yol parasını bazen iki defa yatırıyoruz. Yeni arsa üretimi konusunda belediyemiz biraz zayıf kalıyor. 10 yıl önce imara açılan bir bölgemiz var. Burada da altyapı tamamlanmadığı için inşaat yapamıyoruz. Yapılan inşaatlarda ruhsat ve iskanımızı çok kolay alıyoruz. Diğer bölgelere göre bu konuda avantajlıyız.” Güncel sorunlara da değinen Mehmet Uyar, konut satışında yaşadıkları sorunlardan da bahsetti. Devletin ekonomi politikası gereği piyasayı sıktığını belirten Uyar, yaşanan daralmada müteahhitlerin de konut satışında sorun yaşadıklarını ifade etti. Daire maliyetlerinin arsa paylarından, inşaat malzemelerine değin sürekli bir artış gösterdiğini anlatan Mehmet Uyar, buna karşın daire fiyatlarının yerinde kaldığını belirtti. yakın proje tamamladıklarını dile getiren Erhan Şahin, ağırlıklı olarak klasik parsel üzerine inşaat yaptıklarını söyledi. Sincan’da müteahhitlik anlamında bir sorun yaşamadıklarını belirten Şahin şöyle konuştu; “ Belediyemiz diğer belediyelere nazaran biz müteahhitlere biraz esnek davranıyor. Özellikle belediyemiz ile bir sorun yaşamıyoruz. Ben daha önce de dernek yönetiminde yer alıyordum. Biz müteahhit meslektaşlarımızı temsilen genelde yerel yönetimimiz ile ilişkilerimizi sıcak tutuyor ve sorunlarımızı hemen masaya yatırarak çözüm üretiyoruz. Biz Sincan Bölgesi’nde faaliyet gösteren müteahhitler olarak genelde ASKİ ve diğer resmi kuruluşlar ile sorun yaşıyoruz. Özellikle kısa zaman önce merdiven sahanlıkları ile ilgili bir sorunumuz oldu. Ama bazı girişimler ile bunları çözdük. Tabi bu bizim SİMDER ( Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği ) olarak tek başımıza çöze bileceğimiz bir sorun değil- di. BİM-FED Başkanımız Sayın Mustafa Şahin sağ olsun konu hakkında bize çok yardımcı oldu. Gerekli girişimlerde bulunarak bu sorunumuzu ortadan kaldırdı. Sincan çok sayıda göç alan bir ilçe. Bu nedenle son derece hareketli. Sincan, ticaretinde yoğun yaşandığı bir ilçe. Sincan’da bu nedenlerden dolayı konut ihtiyacı hiç bitmiyor. İyi bir proje ürettiğinizde satmakta kesinlikle zor- lanmıyorsunuz. Fakat talebe rağmen klasik parseller bitti. Yeni imar alanlarının da açılmamasından dolayı konut üretiminde zorlanıyoruz. İmar alanlarının azalmasına rağmen müteahhit sayısı çok fazla. Kalan arsalar ise, aramızda yaşanan rekabet nedeniyle çok değerli oldu. rekabet edebilme adına arsa paylarını arttırıyor kazancımızdan fedakarlık ediyoruz. Diğer bölgelerde Oktay İnşaat Genel Müdürü ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Halis Yayvan: yılda 7 milyon konut üretilecekmiş. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmayı arzuluyoruz. Yaşanan bu süreçte kentsel dönüşüm projeleri alarak hem mesleğimize hem de ülkemize hizmet etmek istiyoruz.” dedi. Artan kalite tabi ki maliyetlerimize de yansıdı. Fakat artan maliyetler maalesef konut satışlarımıza yansıyamadı. Çok sayıda müteahhit meslektaşımızın da aynı bölgede faaliyet göstermesinden dolayı yaşanan rekabette daire fiyatları artması gerekirken düştü. Yaşanan rekabet, müşterilerimize ve arsa sahiplerine olumlu yansırken biz müteahhitlere olumsuz yansıdı. Sincan merkezinde altyapı sorunu yaşamıyoruz. Belediyemiz bize her konuda yardımcı oluyor. Bizim sıkıntı yaşadığımız kurumlar içerisinde ASKİ başta geliyor. Abonelik ve harçlar gün geçtikçe artıyor. Bu artış biz müteahhitleri sıkıntıya sokuyor. Ayrıca inşaat malzemelerinin özellikle demir ve beton fiyatlarının sezon açıldığında yaşadığı anormal artış biz müteahhitlerin yaptığı bütün hesapları altüst ediyor. sezonda artan demir ve beton fiyatları sezon sonunda tekrar düşüyor. Burada bir fırsat kovalamaca var. madem fiyatlar belirli bir seyirde ilerleyecek neden sezon başladığında arttırılıyor. Bu konuda yetkililerimizden destek bekliyoruz.“ 27 yıldır inşaat sektöründe olması nedeniyle geçmişten günümüze bir değerlendirme yapmasını istediğimiz Halis Yayvan, yaşanan gelişmelere değindi. Yayvan şöyle konuştu; “ Mesleğe ilk başladığım dönemde özellikle Sincan Bölgesi’nde yapılan konutlarda kaliteye pek de önem verilmiyordu. İşçilik ve kullanılan malzeme bakımından diğer bölgelerden daha düşük seviyede ürün kullanılıyordu. Faka şimdilerde Sincan’da yapılan konutların kalitesi, Çankaya’da yapılan konutlar ile aynı düzeyde. Bunun nedeni; hem müşterileri talepleri hem de meslektaşlarımızın rekabet yarışına girmesidir. İnşaat malzemelerinde de yaşanan kalite artışından kaynaklı ciddi bir ivme yakalandığını söyleyebilirim. Sincan’da yaşanan imar açığı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Halis Yayvan, klasik parsellerin tamamımın neredeyse bittiğini, emsalli parsellerin de pahalıya mal olmasından dolayı satış sorunu yaşadıklarını söyledi. Sincan’da belirli bir oranda sabitlenen daire fiyatlarının emsalli parsellerde artacağını, bunun da daire satışlarına olumsuz yansıyacağını kaydeden Halis Yayvan şöyle konuştu; “ Bugün Sincan’a yatırım yapılması gerekiyor. Sincan’ın daha yaşanılır ve tercih edilir bir ilçe olması için, bir üniversite veya metronun bir uzantısının buraya kadar gelmesi gerekiyor. Bu tip hamleler daire fiyatlarını arttıracak, bizim de yeni projeler üretmemiz için destek olacaktır.” Devir, birleşerek birlikte hareket etme devri 27 yıldır inşaat sektöründe yer alan ve 2007 yılından itibaren müteahhitlik yapan Oktay İnşaat Genel Müdürü Halis Yayvan ile sektörel gelişmeleri değerlendirdiğimiz bir sohbet gerçekleştirdik. Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu’nda yer alan Halis Yayvan, bize Sincan Bölgesi’nde müteahhitlik sektörünü ve yaşanan gelişmeleri anlattı. Oktay İnşaat Genel Müdürü Halis Yayvan 2007 yılında başladığı müteahhitlik mesleğinde Sincan’da 8 projeye imza attı. Bu döneme kadar klasik parsel üzerinde inşaatlarını tamamlayan Yayvan, artık emsalli bölgelerde site tarzı konutlara imza atmaya hazırlanıyor. Halis Yayvan, “ 2012 yılı pek de istediğimiz gibi geçmedi. 2013 yılında meslektaşlarımız ile bir grup kurarak daha büyük projelere imza atmak arzusundayız. Devir birleşme devri. Artık müteahhit meslektaşlarımız birleşerek büyük projelere imza atıyor. Hem sermaye hem de güç birlikteliği yaparak tek başımıza altından kalkamayacağımız site tarzı projelere başlamak arzusundayız. Afet Yasası ile birlikte kentsel dönüşüm başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarına göre 20 faaliyet gösteren meslektaşlarımıza nazaran bu dönemde rekabetten dolayı az kazanıyoruz. Bizim şu anda en büyük sorunumuz inşaat yapacak yer bulamamamız.” İnşaat maliyetlerinde yaşanan yoğun artışa dikkat çeken Erhan Şahin, bu oranda da konut değerlerinin arttığını, konut satışında zorlanmamak adına kaliteye önem verdiklerini ifade etti. eylül-ekim ’12 41 usta bim-fed’den bim-fed’den bim-fed’den Sektöre mimarı anlamda farklı bir soluk gerekiyor usta 42 Babadan oğla müteahhitlik sektörünün içerisinde yer alan ve Sincan’ın en eski inşaat firmalarından bir tanesi olan Ünsalan İnşaat Kurucu ortaklarından Köksal Ünsal ile keyifli bir sohbet gerçekleştirerek, hem kendisini yakından tanıma hem de sektör hakkında sohbet etme fırsatı yakaladık. SİM-DER’in ( Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği ) Yönetim Kurulu’nda yer alan Ünsal, Sincan’da müteahhit olmayı ve yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ünsalan İnşaat Kurucu Ortağı Köksal Ünsal, Sincan ve Etimesgut bölgelerinde genelde emsalli ve iş merkezleri başta olmak üzere projeler gerçekleştirdiklerini belirterek, Ankara’nın inşaat konusunda bir değişime ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Köksal Ünsal, insanların artık değişik şeyler gördüklerini ve bunları talep ettiklerini ifade ederek şöyle konuştu; “ Ankara’da artık konut alacaklar klasik parsellere doydu. Artık emsalli parsellerde olsun değişik taleplerde bulunuyorlar. Sosyal donatı başlığı altında yüzme havuzlu, sosyal alanları olan, insanların çeşitli ihtiyaçlarına cevap verebilecek aktiviteler olması ge- eylül-ekim ’12 rekiyor. Ayrıca rezidans kültürünün de artık artması gerekiyor. Yapılan bazı projeler var fakat bunlar tam anlamıyla rezidans kültürünü yansıtmıyor. Şimdilerde İstanbul’da örneklerini gördüğümüz rezidans kültürünün, Ankara’da da başlaması gerekiyor. Biz bu konuda biraz kafa yorduk ve çok farklı özellikleri olan değişik bir tasarımla örnek bir proje ortaya koyacağız. Eskiden yükseklik sorunumuz vardı, çok şükür bu sorunu aştık. Dünya çapında Türk müteahhitler çok ünlü. Değişik ülkelerde büyük ve çağdaş projelerde bizim müteahhitlerimizin imzası var. Neden kendi ülkemizde de bu tip projeler üretmeyelim? Özellikle mimariye çok önem vermeliyiz. Çünkü sadece konut değil, aynı zamanda bir kültür inşa ediyoruz. Yaptığımız konutlar nesilden nesile kalarak bir kültürün parçası oluyorlar. Dünyanın her yerinde bunu yapabilirken neden kendi ülkemizde yapmayalım? Müşterilerin dışarıdan binayı görerek içeri girmesi tercihinde yaptığın mimarinin ön plana çıkması gerekiyor. Örnek vermemiz gerekirse Göksu parkının çevresinde 500 parsellik bir alan aynı anda hizmete açılacak. Bu 500 müteahhidin aynı anda orada işe başlayacağı anlamına geliyor. 500 müteahhit içerisinde yaptığınız projenin farklı olması demek tercih edilebilmenizin artması demek oluyor. Aynı mantıkla yapılan konutların satışında sorun yaşamanız kaçınılmazken, değişik ve farklı tasarımlar ile ön plana çıkmanızda ve konut satışında yaşayacağınız rahatlık da aynı oranda kaçınılmazdır.” Müteahhitlerimizin kurumsallaşma konusunda ciddi bir sıkıntı yaşadığını dile getiren Köksal Ünsal, kurumsallaşamayan firmaların genelde küçük ölçekli işler yaptığını, birleşerek büyük projelere imza atamadıklarını belirtti. Sincan bölgesinde yaşanan sorunlara değinen Köksal Ünsal, “ Bizler müteahhit olarak bölgenin belki de en güçlü insanlarıyız. Bugün birleştiğimizde altından kalkamayacağımız bir sorun olmaması gerekiyor. Belediye olsun diğer resmi kuruluşlar olsun bizim birlikteliğimizden doğacak güç ile taleplerimize cevap vermek zorunda kalacaktır. Arsa paylarının yüksek olmasından dolayı şikayetler duyuyoruz. Arsa paylarını yükselten, yine bizim aramızda doğan rekabetten dolayı anlayıştır. Birleşerek yatırım ortaklıkları kurarak arsaların fiyatlarını düşürebilir, büyük projeler ile mevcut sisteme karşı tavır alabiliriz. Bizim kendi kendimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bazen resmi kurumlardan dolayı şikayet eden arkadaşları dinliyoruz. Fakat yapılması zorunlu uygulamaları yapmamız, işimizi doğru ifşa etmemiz, belediyeden veya diğer kurumlardan gelen görevlilerin ise bize “aferin” demesi gerekiyor. Türkiye’de inşaat sektöründe şu anda yaşadığımız bir durgunluk dönemi var. Her 10 yılda geçmişten günümüze bu tip dönemler olur. Bazen konut yığılması olur, satışlar beklenen oranda olmaz ve bir durgunluk dönemine geçilir. Şu anda bu dönemi yaşıyoruz. bu arada ufak projeler yapan, sermayesi olmayan müteahhit meslektaşlarımız zarara uğrar veya batar. Bunun önüne geçilebilmesi için, projeleri büyütmek ve sermayesi olmayan insanları müteahhitlikten uzak tutmak gerekiyor. Sermayesi olmayanlar günü kurtarmak adına piyasayı düşürerek bizi de zarara uğratabiliyor. Bu dönem Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu’na bende girdim. Amacım meslektaşlarımıza faydalı olmak ve sorunlarını çözmek.” dedi. Ölmez İnşaat Genel Müdür Yardımcısı ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Ölmez: SİM-DER çatısı altında meslektaşlarımıza elimizden geldiğince hizmet edeceğiz sektörü hızlanırsa diğer tüm sektörler de paralel bir oranda artış gösterir. Buradan hareketle bize gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekiyor. SİMDER ( Sincan İnşaat Müteahhitleri Derneği) Yönetim Kurulu’na yeni giren Tayfun Ölmez ile dernek faaliyetlerini ve sektör sorunlarını konuştuk. Tayfun Ölmez, Sincan’da inşaat sektörünün yavaşladığını ve daire fiyatlarının düşük seviyede ilerlediğini belirterek, SİMDER Yönetimine girmek istediğini, elinden gelen hizmeti göstererek sektörün sorunlarına eğilmek istediğini dile getirdi. Sincan’da arsa bulmakta zorlandıklarını kaydeden Tayfun Ölmez şöyle konuştu; “ Sincan’da arsa azlığından kaynaklı arsa fiyatları çok arttı. Artık müteahhitlerimiz birleşerek emsalli bölgelerde inşaat projeleri gerçekleştirmeye başladı. Biz de birlikten kuvvet doğar anlayışıyla hareket ederek birleşmek ve daha büyük projelere girmek arzusundayız. Geçmişten günümüze inşaatlarda kalite çok arttı. Müşteri beğenilerine orantılı ve aramızdaki rekabetten kaynaklı artık daha başarılı ve daha kaliteli projeler yapmak zorundayız. Bunun içinde sektörde sorun yaşamamak, bütün enerjimizi mesleğimizi geliştirmeye harcamak gerekiyor. Benim müteahhitlik sektöründe en çok sıkıntı yaşadığım konu bürokratik işlemler oluyor. Şu anda bir inşaatı tamamlamamız 11 ayımızı alırken, inşaat dosyalarını hazırlamamız 1 ayı buluyor. Geriye kalan 11 aydan keyif alırken o bir ayda çok sıkıntı çekiyoruz. Sistem bizim rahat çalışmamız için değil de sanki sorunlarla karşılaşıp ilerlememiz için çalışıyor gibi. Bu konuda gerekli çalışmayı yaparak, önümüzü açmamız vaktimizi ve enerjimizi iş kolumuza harcamamız gerekiyor. İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörüdür. İstihdam ve gelir açısından çok büyük bir dilimi oluşturuyoruz. Bizim vakit kaybına tahammülümüz yok. Türkiye’de inşaat Sincan’da şu anda yeni açılan imar bölgelerinde alt yapı sorunu var. inşaat yapmak istiyoruz fakat, alt yapı olmadığı için projelerimize başlayamıyoruz. Ayrıca ödediğimiz harçlar da bizleri sıkıntıya sokuyor. Her geçen gün harçlara zam yapılıyor. Arsa payları aramızda doğan rekabetten dolayı çok arttı. Müteahhitler inşaat yapacak arsa bulamadıkları için kendileri ile rekabete başladı. Kimse boş durmak istemiyor. Bir şeyler yapmak isteyen meslektaşımız ise arsa bulamıyor. Bu nedenle daha önce de bahsettiğim gibi birleşerek emsalli projelere girmemiz gerekiyor. Ben bu konuda meslektaşlarımla istişare ederek kendilerini yönlendirmeye çalışıyorum. Meslek örgütlenmeleri özellikle bizim alanımızda çok önemli bir konu. Biz, bir araya gelerek sesimizi daha güçlü duyurmalı ve sorunlarımıza ortak çözüm aramalıyız. Ayrıca üst kuruluşumuz olan BİM-FED çalışmalarına da elimizden geldiğince destek olmalıyız. Çünkü BİM-FED mesleğimiz adına elini taşın altına koymuş ve var gücüyle bizi temsil etmeye çalışan bir meslek örgütüdür. Daha önce birçok sorunumuza çözüm bulmuş bulmaya da devam etmektedir. Birlikten kuvvet doğar anlayışıyla hareket etmeli ve mesleğimize sahip çıkmalıyız. eylül-ekim ’12 43 usta Ünsalan İnşaat Kurucu Ortağı ve SİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Köksal Ünsal: marka marka İyi Bir Ölçüm, Kaliteli Malzeme, İyi Bir Kesim, İyi Bir Montaj Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan ile bir araya gelerek keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Cam balkon sistemleri hakkında detaylı bilgi veren Kavuşturan, sektörün sorunlarına değinerek çözüm önerilerinde bulundu. usta 44 Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan ile bir araya gelerek keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Cam balkon sistemleri hakkında detaylı bilgi veren Kavuşturan, sektörün sorunlarına değinerek çözüm önerilerinde bulundu. Cam balkon sistemlerinin her geçen gün gelişerek ilerlediğini belirten Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, kapalı sistem cam balkon uygulaması olan inşaat projelerinin daha rahat müşteri bulduğuna dikkat çekti. Mesleklerini severek ve büyük bir heyecanla yaptıklarına değinen Erhan Kavuşturan, özellikle işlerini tamamladıktan sonra duydukları müşteri memnuniyetini hiçbir şeye değişmediklerini ifade etti. En büyük avantajımız deneyimli kadromuzla işlerimizi zamanında teslim etmemiz “2002 yılında 5 kişilik bir ekiple başladığımız yolda, şimdilerde toplamda 28 ki- eylül - ekim ‘12 şilik profesyonel bir kadro ile cam balkon sektöründe faaliyet gösteriyoruz” diyen Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, kurumsal bir organizasyon ve eğitimli personelleri ile özellikle büyük projelerde müteahhit firmalar ile çözüm ortaklığı yaptıklarını kaydetti. Firmalarının üretim ve montaj ayağı olmak üzere iki ana kolda faaliyet gösterdiğini belirten Erhan Kavuşturan, yaptıkları montajları yurtdışına da ihraç ettiklerini söyledi. Erhan Kavuşturan, “Her ay 2 bin metrekarenin üzerinde, özellikle Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere yurt dışına ihracatı gerçekleştiriyoruz. İhracatımızın yanı sıra özellikle büyük site tarzı projeler başta olmak üzere cam balkon kapatma sistemleri yapıyoruz. İç mekan bölmeleri, dış mekan kapatmaları, teras kapatmaları, duşa kabin gibi çeşitli hizmetlerimiz de var. Yaptığımız işte en önem verdiğimiz konuların başında, verdiğimiz sözde durmak geliyor. Sektörümüzde maalesef bir güven sorunu var. Genelde işler, verildiği sürede tamamlanmıyor. Bizim en büyük avantajımız; deneyimli kadromuz ve var olan gücümüzle, aldığımız işi zamanında ve sorunsuz tamamlamak oluyor. Ayrıca değişik yapılarda sineklik uygulamalarımız da var. Amacımız, müşterilerimizin yaşam kalitesini arttırmak.” dedi. İşimi severek yapıyorum Yılların verdiği ticari deneyimi 2002 yılında kurduğu Ankara Gold Glass markası ile devam ettiren Erhan Kavuşturan çalışma hayatından bahsetti. Çok genç yaşta çalışma hayatına atılan ve ticaret lisesini bitirdikten sonra ticaret ile alakadar olan Erhan Kavuşturan, 1978 yılından itibaren vergi mükellefi olduğunu belirterek çalışma hayatını şöyle anlattı; “ İlk ticari işletmem gıda sektörü üzerineydi. Ardından turizm işine girerek, ticari yaşamımda önemli bir yol kat ettim. Turizm işi benim ufkumu genişletti. Akabinde turizm sektörü ile aynı anda inşaat sektörüne girerek, sahil bölgelerinde kooperatifler inşa kılarıyla bazı müteahhitlerimiz bunu yapmaya başladılar ve satışlarında çok da güzel sonuçlar alıyorlar.” ettim. Ardından iç dekorasyon ve mimari işine girerek, değişik sektörlerde yer alan firmalarımı birleştirerek grup kurdum. 2002 yılında Ankara Gold Glass’ı kurarak, cam balkon sektörüne girdim. 2008 yılında emekli olarak dinlenme dönemine girdim. Cam balkon sektöründen gelen yoğun talep üzerine tekrar ticari hayatıma geri dönerek, işimin başına geçtim.” Yerli malı kullanımı konusunda çok hassas davranıyorum “İşimizde özellikle yerli cam üretimini desteklemek amacıyla Trakya Şişecam ürünlerini kullanıyoruz” diyen Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, yerli malı kullanımı konusunda çok hassas davrandıklarını ifade etti. Gerek kalite gerekse yerli malı kullanımını güçlendirmek adına yerli markaları tercih ettiklerini anlatan Kavuşturan şöyle konuştu; “ Türkiye’de Osmanlı’dan kalma bir cam sanatı ve ustalığı mevcut. Osmanlı’da cam ustaları ve sanatı çok yoğun yaşanmakta ve bu konuya önem verilmekte idi. Akabinde Ulu Önderimiz Atatürk, cam işine verdiği önemle İş Bankası ile Paşabahçe markasının kurulmasına öncü oldu. Yıllar öne İş Bankası dediğimiz zaman akla ilk önce Paşabahçe gelirdi. Yıllarca cam işleme sanatında Paşabahçe önemli gelişmeler kat etti. Sektör sürekli bir gelişme kaydettiği için, sonrasında Trakya Şişe Cam kurularak ülke genelinde faaliyetlerini genişleterek sürdürdü. Yerli markalarımız dünyada ün yapmış, son derece kaliteli firmalardan oluşuyor. Bunun da haklı gururunu yaşamaktayız. Ben Türk markalı ürünlerin kullanılması ile sektörde daha güvenli ve kaliteli ürünlerin üretilebileceğini, Türk markalarının dünya markası haline gelebileceğini düşünüyorum. Özellikle kendim tercih etmekle birlikte, müşterilerim de tercihlerinde Türk malı Trakya Şişe Cam’ı tercih ediyorlar. Çünkü biz kullandıkça firmalarımız büyüyecek ve daha teknolojik, daha kaliteli ürünler üretebileceklerdir. Ben bu konuda Türk markalarımıza çok güveniyorum. Bizim markalarımızın ürettiği camlar, yurtdışından gelen camlara nazaran daha kaliteli ve sağlıklı. Özellikle kaliteli cam kullanımı, müşterilerimize çeşitli ayrıcalıklar sunuyor. Kış aylarında gelen sıcak havayı emen temperleme sistemi sayesinde cam bu sıcak havayı içeride hapsederken, yaz aylarında doyum noktasına ulaşmış olması sebebiyle 30 derecenin üzerindeki sıcağı içeri çekmeyerek önemli bir klima görevi üstlenir. Ancak bu özellik sadece kaliteli ve camın temperlenmesi sonucu kullanılmasıyla meydana geliyor. Türkiye’de üretilen camlar da ise bu özellikleri mutlaka yaşıyoruz.” Kapalı cam balkon sistemleri, müteahhitlerimize yasal sorun yaşatmıyor Cam balkon kapatma sistemlerinin, açılır bir düzenekte çalıştığı için, herhangi bir yasal soruna neden olmadığını belirten Erhan Kavuşturan, müteahhitlerin daireleri satmadan cam balkon kapatma sistemini yaptırmaları halinde, projelerinde belirtmeleri gerektiğini söyledi. Erhan Kavuşturan, cam balkon kapatma sistemlerinin çirkin görüntü teşkil etmediği, normal yaşama ayak uydurabildiği için Yargıtay kararınca iskan aşamasında bir sorun çıkarmadığını söyledi. Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan; “Kaliteli bir cam balkon kapatma sistemi, dışarıdan bakıldığında binanın görünümünü pozitif yönde etkiliyor. Özellikle bazı müteahhitlerimiz camlara stor perdeler çekerek, genel bir bütünlük ve daire satışlarında kolaylık sağlıyor. Müşteriler ise sağlanan bu bütünlük karşısında kayıtsız kalamayarak daireye olumlu bakıyor. Ayrıca dışarıdan sağlanan bu bütünlük sitenin de sosyal yapıda bir fark yaratmasına neden oluyor. Ankara Gold Glass firmamızın da kat- Cam balkon kapatma sistemleri evin kullanım alanını genişletiyor Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, özellikle site tarzı projelerde yönetim kurulları ile anlaşarak büyük projelere imza attıklarını belirterek, kendilerini arayarak konutlarında cam balkon yaptırmak isteyen müşterilerini de kırmadıklarını ve az sayıda da olsa tekli konut projelerinde de faaliyet gösterdiklerini söyledi. Günümüz inşaat projelerinde müteahhitlerin yaptıkları konutlarda balkonları büyük tasarladıklarını ifade eden Kavuşturan şöyle konuştu; “ Cam balkon kapatma sistemleri evin kullanım alanını çok değiştiriyor. Üç artı bir daire sayısı ve 2 balkonu olan bir evin, balkonları kapandığında, beş artı bir daire özelliği sağlanmış oluyor. Balkonlar kapatıldığında evin kullanım alanı genişliyor. Kapatma sistemi de kaliteli ürün ve profesyonel işçilikle birleştirildiği zaman, balkonlar da bir oda misali kullanılabiliyor. Balkon sistemi çeşitli amaçlar ile kullanılabiliyor. Kimisi yemeğini burada yiyor, kimisi sigara odası olarak kullanabiliyor. Bazen, yazlık ve kışlık odalar olarak bile ayırt edilebiliyor. Kapalı balkon sistemleri, ailelerin bir araya gelerek sohbet ettikleri bir mekan olması nedeniyle, aile içindeki birlikteliği arttıryor. Aileler kapalı balkon sistemlerinde mevsim değişikliğine göre spor odası olarak da kullanibiliyorlar. Kapalı cam balkon sistemlerinde, camın açılma şekillerine göre, içeride doğal bir eylül - ekim ‘12 45 usta Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan: marka esnasında çeşitli sorunlar yaşıyoruz. Oval balkonlar bizim için montajda sıkıntı veren balkon tiplerinden. Yaşadığımız bir diğer bir sorun ise, balkonlarda demir korkulukların küpeştenin ortasına veya balkona yakın kısmına yapılması. Bizim müteahhitlerden ricamız, kapalı balkon sistemlerini de düşünerek bu küpeştelerin üzerine konulan paslanmaz korkulukların küpeşte merkezinden 3 - 4 santimetre dışa doğru yaptırılması durumunda kasa ve bazamızın gireceği bir mesafe bırakılması sağlanır, bu da bizim için yeterli olacaktır. Ben zaman zaman inşaatların önünde durarak yetkililer ile görüşüyor ve küpeşteleri biraz önce belirttiğim şekilde yapmalarını rica ediyorum” usta 46 klima etkisi yaratılabiliyor. Sistem; yazın serin, kışın ise sıcak bir hava etkisi yaratarak, insanları rahatsız etmeyecek doğal bir ortam sunuyor. hatasından kaynaklanan sorunlarda yaşanabiliyor fakat benim bahsettiğim konu hatasız sistemlerde meydana gelebilecek bir sorun.” dedi. Şiddetli yağmurlarda esnemeden dolayı su sızmaları yaşanabiliyor Kapalı cam balkon sistemlerinin özelliklerini anlatan Kavuşturan, düzgün işçilik olmasına rağmen bazı durumlarda çeşitli sorunlar yaşanabileceğini söyleyerek; “Yatay yağmurlarda, yağmur damlalarının cama şiddetli darbelerinden dolayı, bir esneme meydana geliyor. Bu nedenle bazı durumlarda, kapalı cam balkon sistemlerinde, su sızmaları meydana gelebiliyor. Müşterilerimizin bunu anlayabilmesi çok zor. Fakat cam temperlemeden dolayı esneyebiliyor. Bizde de kırılmaların yaşanmaması için temperleme sistemi kullanıldığı için bu tip sorunlar nadir de olsa yaşanabiliyor. Kapalı cam balkon sisteminde temperlemeyi tercih etmemizin sebebi ise; temperlemenin kırılmayı yüzde 500 azaltan bir sistem olması. Temperleme sistemi, kırılmaya karşı 5 misli bir direnç sağlıyor ve esneklik veriyor. Bu esnemeden dolayı da yağmur suları ve toz balkonlara girebiliyor. Tabi yapım İyi bir ölçüm, kaliteli malzeme, iyi bir kesim ve iyi bir montaj Cam balkon sistemlerinde önemli birkaç unsurun olduğunu belirten Erhan Kavuşturan, konu hakkında bilgi verdi. İyi bir cam balkon sisteminin iyi bir ölçü alma ile başladığı anlatan Kavuşturan şunları söyledi; “Bir diğer önemli husus ise iyi bir kesim, kaliteli malzeme ve iyi bir montaj. Tabi balkonun zemini de önemli. Bunların hepsi bir araya geldiği zaman, iyi bir sistem yapmış olursunuz. Bazen montaj eylül - ekim ‘12 Güvenlik nedeniyle temperleme sistemini kullanıyoruz Teknik konularda da bilgi veren Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, ”Kapalı cam balkon, 8 mm camların temperlenmesi ile meydana gelen bir sistem. Temperlenme sistemi; müşterilerimizin balkonlarından aldığımız ölçülere göre kesilmiş olan camların rodajlanarak, diğer gerekli işlemler yapılarak 740 derecelik bir fırında tekrar yumuşatılarak, akabinde 20 veya 30 derecelik bir fırına alınarak soğutulmasıyla meydana gelir. Burada camın ebatlarında ve renginde herhangi bir değişiklik yaşanmaz. Sıcaktan soğumaya terk edilen cam, 6000 derecelik bir püskürtme ile buharlaşarak şoklanır ve temperleme işlemi meydana gelmiş olur. Temperleme işi Ankara’daki profesyonel, kaliteli ekibi ve tecrübesiyle çalısan fabrikalarımız tarafından yapılmaktadır. Bu işte emeği geçen işçi kardeşlerimin ve işletmeci arkadaşlarıma işlerine gösterdikleri özenden dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.Temperlemede amaç, normal cama göre 5 kat daha fazla dayanıklı olması, camın kırılmaması veya kırıldığında da mercimek tanesi kadar ufak parçalara ayrılarak canlılara zarar vermez bir hale gelmesidir. Sektör başı boş bir şekilde ilerliyor Cam balkon sisteminin Türkiye’de gün geçtikçe artan bir sektör olması nedeniyle göze çarptığını dile getiren Kavuşturan, buna karşın sektörün başıboş bir şekilde ilerlediğini belirtti. Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, “ Cam balkon işinde bizim ve ustalarımızın uyması gereken standartlar yok. Yetişmiş eleman bulmak çok zor. Bizim sektörümüz ancak kontrol altında tutulur, eğitimli kişiler ile yürütülür ve çeşitli standartlar getirilir ise ciddiye alınır. Güven unsuru bizim sektörümüzde çok önemli. Cam balkon sektörü ciddiye alındığında ve firmalar bu konuda gerekli yatırımı yaptığında, biz de gerekli güveni kazanmış olacağız. Çok sayıda kendisine ulaşılamayan firma sahibi var. Bunlar işlerini yaptıktan sonra arkasında durmayan kişiler. Bu kişilerin sayısının artmış olması da bizim sektörümüze duyulan güveni baltalıyor. Ben devletimden şunu talep ediyorum. Bizim sektörümüze eğilsinler ve eğitsinler. Halk eğitim merkezleri, KOSGEB kursları veya meslek liseleri olabilir, neresi olursa olsun eğitimler verilmeli ve ustalık belgeleri ile sektörün ciddiyeti kazanılmalıdır. Ben Erhan Kavuşturan olarak bu işte seve seve çalışmaya razıyım. Gönüllüyüm ve istiyorum. Bu sektör her geçen gün büyüyen, gelişen ve insanları istihdam edebilecek bir sektör. Mutlaka devlet yetkililerimizden ilgili kuruluşların sektörümüze el atması ve kontrol altına alması gerekiyor. Getirilecek standartlar ile disipline edilmesi gerekiyor. Bu bahsettiğim konuların olmaması sebebiyle sektörümüzde bir güven sorunu yaşıyoruz. Bizim sektörel bir derneğe veya federasyon çatısı altında sektörümüzü toparlayacak bir sivil toplum kuruluşuna ihtiyacı var. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili girişimlerim oldu ve devam etmektedir. Bu konuda sektörel bir değişim yaşanmalı ve sektörümüzü hak ettiği noktaya taşımalıyız.” Müteahhitlerimiz projelerinde müşteri adına her detayı düşünmeli İnşaat sektörü hakkında da görüşlerini aldığımız Ankara Gold Glass Genel Müdürü Erhan Kavuşturan, inşaat sektörünün geldiği noktada önemli gelişmeler yaşandığını, inşaatların artık konut üretmekten ziyade kaliteli bir yaşam tarzı sunduğunu söyledi. Geçmişte sadece konut üreten müteahhitlerin şimdilerde, çevre düzenlemesinden, duşa kabinine, cam balkonundan sığınağına kadar her türlü ihtiyaca cevap verebilecek bir üretim gerçekleştir- meleri gerektiğine değinen Erhan Kavuşturan, bu şekilde konut satışında müteahhitlerin rakiplerine göre daha tercih edilir olabileceklerini söyledi. Çok lüks yapılan konutların, ufak detayların atlanması nedeniyle değerinin altında satıldığına işaret eden Kavuşturan, “ Müşteriler konut almaya geldiği zaman, kendisinin uğraşmayacağı, her şey düşünülerek tamamlanmış, bir yaşam alanı tercih ediyor. Özellikle günümüzde, müşteri beğenileri ve talepleri, gördükleri ve her geçen gün artan yaşam kalitesi nedeniyle artış göstermiştir. Siz müteahhit olarak, müşteri adına her detayı düşünüp her şey dahil bir ortam oluşturarak, balkonlarınıza cam kapatma sistemlerini de uygulayarak projenizi tamamlar iseniz; müşterileriniz aldıkları dairede hiç bir tadilat, ilave onarım yapmazlar. satışlarınız daha da kolaylaşır. Buradan bütün Türkiye’deki müteahhit arkadaşlarıma başarılar dilerim.” şeklinde konuştu. 47 usta marka eylül - ekim ‘12 belediyelerden Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi neceği ve bütünlük arz etmeyeceğini belirterek, arka tarafta kalan 400 bin metrekarelik alanın da bize verilmesini istedik. Bakanlar Kurulu da bu tarzda onay verdi.” dedi. Ancak Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu’nun, bu kararın ana plana işlenmesi ve Belediye Meclisi’nde bu yönde karar alınması isteği üzerine olağanüstü olarak Meclis’i toplama gereği gördüklerini kaydeden Başkan Gökçek, bunun sebebinin ise çalışmaların bir an önce tamamlanması olduğunu söyledi. AOÇ İÇİN OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI usta 48 Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Hayvanat Bahçesi yenileme alanını görüşmek için Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında olağanüstü toplandı. Bakanlar Kurulu tarafından daha önce onaylanan kararın, koruma kurulu tarafından meclis kararına işlenmesi isteği üzerine toplanan meclis, bu yönde karar aldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında olağanüstü toplanan Belediye Meclisi’nde, Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi Yenileme alanı 1/10000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar plan değişikliğine ilişkin Başkanlık yazısı kabul edildi. Başkan Gökçek, başkanlığındaki Meclis toplantısında, AOÇ Hayvanat Bahçesi ile ilgili tek gündem maddesi görüşüldü. Başkanlık maddesi olarak eylül - ekim ‘12 meclise gelen gündem maddesinin okunmasının ardından, Meclis üyelerinin oy birliği ile İmar Komisyonu’na gönderilen yazı için oturuma ara verildi. Komisyonda görüşülen yazının yeniden meclise gelmesinin ardından toplanan üyelere konuya ilişkin açıklamada bulunan Başkan Melih Gökçek, öncelikle tüm meclis üyelerinin Cumhuriyet ve Kurban Bayramlarını kutlayarak, gündem maddesine ilişkin bilgi verdi. AOÇ ile ilgili daha önce 1/10.000’lik planın Belediye Meclisi’nde kabul edildiğini ifade eden Başkan Melih Gökçek, “Buranın yenileme alanı olması için de bir karar almıştık ve Bakanlar Kurulu da tasdik etmişti. Bakanlar Kurulu, ilk yapmış olduğumuz planda AOÇ’deki hayvanat bahçesinin orta kısmını dar olarak vermişti ve bu nedenle burada sıkıntılar yaşadık. Biz de buranın bölü- Meclis toplantısında CHP Grup Başkanı Fazıl Güleken ve MHP Grup Başkanı Hamit Yavuz’un gündem maddesine ilişkin sorularına da cevap veren Başkan Gökçek, şunları söyledi: “CHP grup başkanı arkadaşımız o kadar yanlışlarla dolu bir konuşma yaptı ki, anlayabilmek mümkün değil. Biz AK Partili belediyeler olarak ne yaparsak yapalım, özellikle Büyükşehir Belediyesi olarak söylüyorum, CHP ona muhalefet eder. Düşünebiliyor musunuz? AOÇ seçimlerden önce bitmiş, halk geliyor hayvanat bahçesini, Tema parkı ziyaret ediyor, bu puan AK Partiye gidecek. Bunu CHP olarak kabul etmeleri mümkün mü?” Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Hayvanat Bahçesi yenileme alanını görüşmek için Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında olağanüstü toplandı. “AOÇ’da Sanayi, Konut ve Ticari Ypaı Olmaması İçin Ben Hüküm Koydurdum” Güleken’in konuya ilişkin değerlendirmelerini madde madde cevaplandıran Başkan Gökçek, “Şimdi birincisi AOÇ küçülüyor diyorlar. Ben geçenlerde bir açıklama yapmıştım gazetecilere. Sayın Baykal’dan AOÇ kanunu çıkarken rica etmiştim. AOÇ Kanunu’nu Sayın Ateş ve Kapusuz ile birlikte yaptık. O kanun çıkarken, ‘bu araziye sanayi, konut ticaret konamaz’ diye hüküm ve maddeyi ben teklif ettim, ben koydurdum. O günden bu yana AOÇ’ye bu tarz bir girişimde bulunulmadı. Sadece ve sadece olan tek şey planlama oldu.” dedi. “Muhteşem Bir Park Olacak” “Biz buranın halka açılmasını, hizmetin ona gitmesini istiyoruz” diyen Başkan Melih Gökçek, “Hayvanat Bahçesi’ne Ankaralı gelecek, tüm Türkiye’den gelecekler, hatta yurtdışından bir yığın turist gelecek. Hayvanat bahçesi ve Tema parkını Ankara turizminin en büyük tetikleyicisi olarak görüyorum. Bitince ne olduğunu birlikte göreceğiz. Tüm dünyada bu tip çalışmalar çok fazla aktivite çekiyor” diye konuştu. Bu çalışmayı aslında özel sektörün yapması gerektiğini ancak özel sektörün buna yanaşmadığına dikkat çeken Başkan Melih Gökçek, “Ama bu iş bize düşüyor. AOÇ’de bunu yapıyoruz. Muhteşem bir park olacak” dedi. Bölgenin yapılaşmaya açılacak gibi iddiaların da asılsız olduğunun altını çizen Başkan Melih Gökçek, şunları söyledi: “2 milyon 100 bin metrekare içerisinde 40-50 bin metrekare yapılaşma olur. Bunlar da tamamen kış aylarında Lunapark, hayvanların kış şartlarında barınmaları ve benzeri durumlar için yapılacak alanlar olacak. Kalkıp da buraya bina yapmayacağız, konut yapmayacağız, işyeri yapmayacağız. Tüm Tema parklarda olduğu kadar olacak. Tüm dünyada bu tür Tema parklardan çıkınca özellikle çocuklar için oyuncakların olduğu satış yerleri vardır. Burada da bunlar olacak. Ayrıca araçlar için de mecburen otopark yapılacak.” AOÇ’ye 2 Milyon 400 Bin ağaç Dikildi AOÇ içerisinde ağaçlandırmaya büyük önem verdiklerini bildiren Başkan Gökçek, yeşil alana verdikleri önemi şu cümlelerle dile getirdi: “AOÇ’ye 2 milyon 400 bin ağaç dikildi şimdiye kadar. Hayvanat Bahçesi’ne yıl sonuna kadar da yetişkin minimum 100 bin ağaç dikeceğiz. Mini çalı grubuyla falan ise bu 1 milyon olacak. Bunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum. Ben belediye başkanı olduğumda kişi başına 2,08 metrekare yeşil alan düşüyordu. Nüfus da bunun yarısıydı. Nüfus bugün iki katına çıkmasına rağmen kişi başına düşen yeşil alan miktarı 18.3 metrekareye ulaştı. Nüfus aynı olsaydı bu rakam 36,6 metrekare olacaktı.” Birleşmiş Milletler dünya kentleşmesi ile ilgili yan örgütü Habitat tarafından hazırlanan, 2012-2013 dünya şehirlerinin durumu-refah” başlıklı raporunda Ankara’nın dünyanın en refah kentleri arasında 31. sırada yer aldığını ve bu listeye Türkiye’den giren tek şehrin Ankara olduğunu kaydeden Başkan Gökçek, “Yani bizi Birleşmiş Milletler takdir eder, Avrupa Parlamentosu 4 ödül vererek takdir eder, ama bir tek CHP ‘Ankara’da hizmet yoktur, her şey yanlış’ der.” diye konuştu. AOÇ ile ilgili iddiaları cevaplamaya devam eden Başkan Gökçek, birinci dereceden üçüncü derece sit alanı haline getirileceğinin de asılsız olduğunu ifade ederek, “Hayvanat bahçesi ile ilgili yine başka bir yanlış cümle de ‘tarihi çekirdek alanından çıkartılıyor’ iddiası. Planda hayvanat bahçesi aynı yerde kalıyor. Bu kararla hayvanat bahçesinin karşısındaki otopark da yol ile birlikte plana ilave ediliyor. Yol da hayvanat bahçesinin bölünmemesi için yukarıdan viyadük ile geçecek. Hemen ilerisinde de safari park oluyor. Tema park ise Anadolu Bulvarı ile İstanbul yolu arasındaki bölümde kalıyor. Çağ öncesi hayvanlar ise hayvanat bahçesinin ve Tema parkın arka tarafında yer alıyor. Yani hayvanat bahçesinin ağaçlık alanı aynen kalıyor” diye konuştu. “Dolayısıyla yapacağımız yeni düzenlemeyle gayet güzel bir hizmet vermiş olacağız.” diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, Belediye Meclisi’ni olağanüstü toplamaktaki amaçlarının, bir an önce kuruldan kararın geçmesi ve çalışmalara başlanılması olduğunu ifade ederek, meclis üyelerine teşekkür etti. Konuşmanın ardından AOÇ ile ilgili madde, meclis üyelerinin oy çokluğuyla karara bağlandı. eylül - ekim ‘12 49 usta belediyelerden belediyelerden belediyelerden Türkiye'nin ilk alttan ısıtmalı yolu Sincan'da Lale Meydanı Yenileme ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR BAŞKENT'TE Sincan Belediyesi, Lale Meydanı yenileme çalışmalarına hızla devam ediyor. Sincan’a yenilenen yüzü ile yeni bir soluk getirecek olan Lale Meydanı, granit taşlarla kaplanarak kırmızı ve beyazın uyumu yakalanacak. İlçenin sembolü olan laleler, Meydanı süsleyecek. 50 Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, çalışmaları süren proje alanındaki yeni protokol yolunda, kış aylarında belli bir sıcaklığın altında otomatik olarak devreye girecek olan ısıtma sistemiyle, Kuzey Ankara girişinden başlayıp Solfasol Kavşağı’na kadar kar ve buzlanma olmadan güvenli bir sürüş sağlanabilecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, açıklamada proje alanı içinde kalan ve ASKİ tarafından yapımı devam eden, 2 Köprülü kavşak, 2 viyadük ve 1 tünelden oluşan yaklaşık 3,5 kilometrelik yeni Protokol Yolu’nun alttan ısıtma- eylül - ekim ‘12 sının yol boyunca uzanacağını kaydederek, “Gidiş geliş yaklaşık 7 kilometre uzunluğundaki alttan ısıtma sistemi, döşenen özel kablolar ile sağlanacak” ifadesini kullandı. Yolun 3 gidiş-3 geliş toplam 6 şerit olduğunu belirten Gökçek, lastik izleriyle kar ve buzlanmanın önüne geçileceğini, sürücülerin 12 adet lastik izini takip ederek, güvenli bie şekilde devam edebileceklerini bildirdi. Açıklamada, yapılan protokol yolunun, mevcut protokol yoluna alternatif olacağını, Kuzey Ankara girişinden başlayıp Solfasol Kavşağı’na kadar devam edeceğini dikkati çeken Gökçek, alttan ısıtmalı yolun otoban köprüsü bittikten sonra başlayıp, tünel yol hariç 3,5 kilometrelik yol boyunca, proje alanı içerisinde devam edeceğini kaydetti. Lale Meydanı’nın Sincan için çok önemli bir noktada olduğunu hatırlatan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; “ Vatandaşlarımızın yoğun isteği doğrultusunda Lale Meydanı’nın yenileme çalışmaları için düğmeye bastık. Meydan yenilenen yüzü ile ilçemize yakışır bir hale bürünecek. İlçemizin sembollerinden olan lale figürleri de burada yerini alacak. Çalışmaların en kısa sürede tamamlanması için yoğun gayret gösteriyoruz.” dedi. İlçeye farklı bir görünüm kazandıracak yenileme çalışması ile zemin kaplanarak meydan pergolalar ve banklarla alternatif dinlenme alanlarından biri haline gelecek. Meydan dev fakat estetik görünümlü elektrik sistemi ile ışıl ışıl aydınlanacak. Çevre düzenlemesinin de yapılacağı Meydan’da çimlendirme ve ağaçlandırma çalışmaları da yapılacak. 51 Sincan'da Saat Kulesi Yükselmeye Türkiye'nin en uzun alttan ısıtmalı yolu, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı'ndan geçecek yeni Protokol Yolu'na yapılıyor. BAŞLADI Pazar Pazarının yerine yapılacak olan Kent Meydanı'nın içinde yapılacak ve Osmanlı motifleri ile bezenecek olan Saat Kulesi, Sincan’a yeni bir simge olmaya aday... Son yıllarda Ankara’nın hızla büyüyen ve gelişen ilçelerinin başında gelen Sincan, büyüklüğüne yakışır bir Saat Kulesi’ne kavuşuyor. İlçenin yeni simgesi olması beklenen Saat Kulesi’nin yapımı hızla devam ediyor. Pazar Pazarının yerine yapılacak olan Kent Meydanı, Saat Kulesi ile farklı bir estetik kazanacak. “Vakit Daralıyor” Kent Meydanı’nın girişinde yer alacak Saat Kulesi, 25 metre yüksekliğinde ve 5 metre çapında olacak. Osmanlı motifleri ile bezenecek olan Saat Kulesi’nin üzerine “Vakit Daralıyor” ifadesi yer alacak. Bu ifade, saate bakanlar için de zamanın hızla ilerlediği mesajını vermiş olacak. Lale Meydanı’ndan sonra ilçenin yeni simgesi olarak gösterilen Saat Kulesi, modern ve estetik görünümü ile şimdiden takdir topluyor. Sincan’a yeni eserler kazandırmanın mutluluk verici olduğunu belirten Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; “ Pazar Pazarının bulunduğu yer hem kötü bir görüntü sergiliyor hem de trafiği olumsuz etkiliyordu. Yaptığımız anketler de vatandaşlarımızın bu noktadaki şikâyetlerini ortaya çıkardı. Bu istek doğrultusunda Sincan’a yakışır bir Kent Meydanı çalışmalarına başladık. Bu meydanda yer alan saat kulesi de Sincan’a farklı bir eser farklı bir vitrin olacak.” dedi. eylül - ekim ‘12 usta usta Türkiye’nin en uzun alttan ısıtmalı yolu, Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı’ndan geçecek yeni Protokol Yolu’na yapılıyor. Sincan Belediyesi Lale Meydanı’nın yenileme çalışmalarına hızla devam ediyor. Vatandaşın isteği doğrultusunda başlanan yenileme çalışmaları ile ilçe merkezi estetik bir görünüm kazanacak. Meydanın zemini kırmızı, gümüş ve beyaz granit taşlarla kaplanacak. Zeminde bulunacak lale figürleri sayesinde de Meydan da her daim laleler açacak. belediyelerden belediyelerden Etimesgut Kent Konseyi HİZMETE AÇILDI Halkın yönetime daha yoğun ve etkin katılımını sağlayacak olan Etimesgut Belediyesi Kent Konseyi Binası, Cumhuriyet’in 89. yıl dönümünde MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından hizmete açıldı. Konseyi gezen Bahçeli, konservatuvar biriminde şarkıtürkü dinledi, engellilerle kucaklaştı, çocuklarla şakalaştı. Gezi sonrası El ve Yöresel Ürünler Merkezi’nde mantı, baklava ve sarma yiyen Bahçeli, ‘Tüm belediyelere örnek olacak bir hizmet” diyerek Kent Konseyi’ni övdü, Başkan Enver Demirel’i tebrik etti. Etimesgut Belediyesi’nin temelini geçen yıl atarak 407 günde tamamladığı Kent Konseyi Binası, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından hizmete açıldı. Açılış törenine, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, MHP Genel Başkan Yardımcıları Ruhsar De- eylül - ekim ‘12 mirel, Mevlüt Karakaya, Sadir Durmaz, Mustafa Erdem, MHP Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya ile Etimesgut İlçe Başkanı Ali Metin, Etimesgut’taki sivil toplum örgütleri, meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Açılış öncesi, halk oyunları ve seğmen ekipleri gösteri sundu. Başkan Demirel Brifing Verdi Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, kent konseyi binası hakkında brifing verdi. Demirel, mevcut kent konseyi binasının akaryakıt istasyonu içerisinde yer aldığını vurgulayarak; “Bizden önceki yönetim, kiraladığı bu yere 3 milyon TL para harcayarak kent konseyi binası yapmış. Ancak bu yer bulunduğu konum itibariyle büyük risk oluşturuyordu. Belediye olarak yerini kamulaştırarak bu kent konseyi bina- Halkın yönetime daha yoğun ve etkin katılımını sağlayacak olan Etimesgut Belediyesi Kent Konseyi Binası, Cumhuriyet’in 89. yıldönümünde MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından hizmete açıldı. bilgisayar odaları, sivil toplum kuruluşları için çalışma ofisleri yer almaktadır. Hemşehrilerimiz için hayırlı olsun”. Bahçeli 3 Saat Tesisi Gezdi Başkan Demirel, konuşmasının ardından MHP lideri Bahçeli’ye tesisi gezdirdi. Bütün katlarda incelemelerde bulunan Bahçeli, engelli, kadın, gençlik ve çocuk meclislerini ziyaret etti. Etimesgut Engelli Meclisi, MHP lideri Bahçeli’yi “onursal başkan” seçti. Bahçeli de her zaman engellilerin yanında olacağını söyledi. Çocuk Meclisi’nde çocuklar Bahçeli’nin etrafını sararken, renkli görüntüler ortaya çıktı. Konserva- tuar çalışma alanlarında Bahçeli’ye müzik dinletisi sunuldu. Konservatuarın, Türk müziği alanında eğitim verdiğini ve binin üzerinde öğrencisi olduğu bilgisini alan Bahçeli, “Bu çalışmalarınızı yürekten destekliyorum” dedi. Bahçeli daha sonra sivil toplum kuruluşlarına ait çalışma ofislerini tek tek ziyaret etti, dernek yönetimleri ile tanışıp sohbet ederek, hatıra fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 3 saat boyunca tesisi gezen Devlet Bahçeli, ziyaretini El ve Yöresel Ürünler Merkezi’nde noktaladı. Bahçeli’ye burada, Etimesgutlu hanımlar kendi yaptıkları mantı, sarma, börek ve baklava ikram ettiler. eylül - ekim ‘12 53 usta usta 52 mızı inşa ettik. Temeli, 16 Eylül’de, 8. Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivalimizin finali olan 18 Eylül 2011 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli tarafından atılmıştır. 407 günde tamamlayarak hizmete açtık” dedi. Kent konseyi binasının toplumun tüm kesimlerine hitap ettiğini belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tesisimizde 220 koltuk kapasiteli toplantı ve konferans salonu, yemekli toplantılarımızı yapabileceğimiz çok amaçlı salon, kadın, gençlik, çocuk ve engelli meclisleri, halk oyunu kurs alanları, belediye konservatuarı, mahalle çalışma grupları ve çalışma ofisleri, kütüphane, belediyelerden belediyelerden TOBB ve ATO'dan KENTSEL DÖNÜŞÜM TEBRİĞİ Çankaya'da "Düzayak Sokaklar" ÇALIŞMASI DEVAM EDİYOR Çankaya Belediyesi, ilçedeki sokakları gencin, yaşlının, engellinin ve her kesimden insanın kolaylıkla yürüyebileceği şekilde inşa ediyor ve arabaların kaldırımları işgal etmesinin önüne geçiyor... Çankaya Belediyesi “Düzayak Çankaya Sokağı Çalışmaları” adını verdiği bir sistemle yürüttüğü çalışmaları kapsamında ilçedeki birçok sokağı engelsiz hale dönüştürdü. Bölgedeki kentsel dönüşüm çalışmalarının masaya yatırıldığı sohbet toplantısında, Pamuklar ve Macunköy’de yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının bölgede takdir topladığı konuşuldu. Başarıdaki formül işbirliği Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Yaşar, gerçekleştirilen başarılı çalışmaların kurumlar arası işbirliği ile sağlandığını vurguladı. Yenimahalleli vatandaşları daha gü- eylül - ekim ‘12 zel günler belediğini söyleyen Yaşar, “Belediye olarak tüm dernek, oda vakıf ve kamu kurumlarımızla birilikte hareket ediyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarında 270 gecekonduyu kimsenin burnunu kanatmadan yıktık. Fakirin elindeki yerleri alıp zengine satmadık. 25-30 bin liraya vatandaşları ev sahibi yaptık. Mehmet Akif Ersoy bölgesinde de çalışmaların sonuna gelindi. İş böyle olunca vatandaşın takdirini kazandık “ diye konuştu. 55 bir yapıda düzenlendiğini de belirtti. Olgunlar Sokak İçin Projemiz Hazır Bekliyouz... Tamamlanmış ve proje halindeki sokaklardan bahseden Tanık, Olgunlar Sokak’ın da projesinin hazır olduğunu ve yargı kararının gelmesinin ardından çalışmalara başlamak için beklediklerini söyleyerek “Orası cadde değildir, Olgunlar Sokak’tır. Kızılay’ın özellikle yaya ağırlıklı bir bölgesidir. Kültür, sanat ve turizm amaçlı kullanımı için fiziki bakımdan Ankara’ya ve Çankaya’ya yakışır hale getirecek her türlü projemiz hazırdır. Büyükşehir’in çıkardığı hukuki engelin aşılması durumunda hızla o alan da yayalar ve çevre komşular için sevilerek kullanılan mekanlar haline getirilecektir” şeklinde konuştu. Binlerce Metre Sokak Tamamlandı... Çalışmalar kapsamında en son tamamlanan 82 metrelik Balo Sokak, 515 metrelik Bardacık Sokak, 190 metrelik Hacıyolu Sokak ve 333 metrelik Binektaşı Sokak ile birlikte toplamda uzunluğu 4 bin 200 metreyi bulan birçok sokağı engelsiz hale getiren Çankaya Belediyesi ekipleri, bu sokaklara toplam 23 bin 665 metrekare de tretuvar döşedi. Esat - Kavaklıdere bölgesindeki Çığır, Bilezik, Beykoz ve Yalım sokaklardaki “Düzayak Çankaya Sokağı” çalışmaları da sürüyor. eylül - ekim ‘12 usta usta 54 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası(ATO) Başkanı Salih Bezci ve CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün'den oluşan heyet Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar'ı ziyaret etti. Birçok sokakta çalışmalarını sürdüren belediye ekipleri, son olarak Küçükesat bölgesindeki Bardacık, Balo, Hacıyolu ve Binektaşı sokakları tamamladı. Sokakları yenilenmiş ve engelsiz hale getirilmiş durumda vatandaşların hizmetine açan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, günümüzde dünyada yaşanan pek çok gelişme gibi yeni değerlerin ortaya çıktığını ve bu değerler arasında “engelsizlik” kavramının da olduğunu söyleyerek “Yaşlıların, bedensel engellilerin, yük taşıyanların kolay yaşamalarını sağlayabilecek şekilde engelsiz kent mekanları yaratmak özel önem kazanan yeni değerler arasında. Biz de, bu engelsiz kavramını halkımızın kullandığı çok yaygın bir deyimle eşleştirerek düzayak Çankaya sokakları kavramıyla yeni bir konuma getirdik” ifadelerini kullandı. Ankara’da görme engelliler için yürüme izleri konusunda Çankaya Belediyesi’nin öncü olduğunu vurgulayan Başkan Tanık, yaya güvenliğini sağlayacak babalarla donatılan sokakların aynı zamanda yıkanabilecek belediyelerden Kazan'a yeni bir SANAYİ SİTESİ Tarımı, hayvancılığı, balı ve son yıllarda gösterdiği gelişimin yanı sıra özellikle Saray Mahallesinde kurulan fabrikalar nedeniyle sanayisi ile de adından sıkça söz ettiren Kazan’da yeni bir sanayi sitesinin örnek işyeri Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve AK Partili milletvekilleri tarafından açıldı. usta 56 Saray Mahallesine yapılan ve kısa adı ANSA olan S.S. Ankara Sanayicileri Orta Ölçekli Küçük Sanayi Sitesi’nin örnek işyeri açılış törenine, AK Parti Niğde Milletvekili Mükerrem Leventoğlu, Karabük Milletvekili Ali Öğüten, Artvin Milletvekili Orhan Yıldız, Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, ANSA Başkanı Ali Albayrak, ANSA’nın ortakları ile çok sayıda davetli katıldı. Törende bir konuşma yapan ANSA Başkanı Ali Albayrak 2006 yılında arsasını aldıkları kooperatifin imar planını 1.5 yıl gibi çok kısa sürede Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ün yakın ilgisi ve desteği ile tamamladıklarını belirterek, “2008 yılında saha tefsiye çalışmalarına başlamıştık onu da tamamladık. Örnek işyerimizi inşa ettik. Kazan üretim üssü, üretimin başkenti oluyor. Özellikle imar planı aşamasından ruhsat almamıza eylül - ekim ‘12 kadar her aşamada yakın ilgisini ve desteğini esirgemeyen, belediyeciliğin gerçekten halka hizmet olduğunu gösteren Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’e, başkan yardımcılarına, İmar ve Fen İşleri Müdürlüğü ile tüm belediye çalışanlarına huzurlarınızda çok teşekkür ediyor, en kısa sürede de işyerlerimizin yapımını tamamlamayı istiyorum.” dedi. Sanayicilere her zaman destek olduklarını hatırlatan Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, “Yıllar önce buradan önemli miktarda ve uygun fiyata almış olduğunuz bu arsaya şimdi güç yetmez hale geldi. Biz yıllar önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Melih Gökçek ile birlikte sanayicilerimize bir söz verdik; ‘siz yatırım yapın istihdamı artırın, işsizlerimiz iş sahibi olsunlar, bizler de sizin alt yapı çalışmalarınızı çok hızlı ve en uygun şartlarla tamamlayalım.’dedik. Sanayicilerimize sunduğumuz kolaylıklar onların buralara daha çok yatırım yapmalarını sağladı. Kazan konumu gereği otoyolların kesişme noktasında, yani Türkiye’nin her yerine yakın. Bakınız Türkiye’nin en prestijli projelerinden birisi ve ülkemizin ilk lojistik üssü olan Ankara Lojistik Üssü Kazan’da. Onlar da tıpkı sizin gibi kendi öz ser- mayeleri ile bu dev yatırımı gerçekleştirdiler. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapıldı. Türkiye’nin en büyük projesi olan Savunma Sanayine iş yapan tedarikçi firmaların bir araya toplanacağı Savunma Sanayi Kümelenmesi Kazan’da kuruluyor. Sizler de buraya önemli bir sanayi sitesi kazandırıyorsunuz. Gerek ben ve ekibim, gerek Ankara Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlere destek olmaya devam edeceğiz. Sayın Ali Albayrak başta olmak üzere ANSA’nın siz değerli ortaklarıyla, işyerlerinizin tamamının açılışında da birlikte olmayı umuyor, bu sanayi sitesinin size ve ülkemize hayırlı kazançlar getirmesini diliyorum.” şeklinde konuştu. Yapılan konuşmaların ardından AK Partili Milletvekilleri, Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve beraberindekiler ANSA Sanayi Sitesi’nin örnek işyerinin açılışını yaptılar. Kazan’ın Saray Mahallesi fabrikalar bölümünde toplam 180 bin metrekare alan üzerine kurulan ANSA Sanayi Sitesi’nde her biri 2000’er metrekare net arsa üzerine 1200 metrekaresi kapalı alanlı 9.5 metre yüksekliğinde fabrika gibi yaklaşık 50 adet işyeri yapılıyor. Sektördeki tüm markalar bir tıkla kapınızda ... www.asansoral.com proje proje usta Özoğlu-Özbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli Özoğlu: Rüyam Kent Evleri’nde müşterilerimizin rüyalarını süsleyecek bir kalite yarattık Son dönemde birleşerek başarılı ve kaliteli projelere imza atan müteahhitlerimiz ile sizleri bir araya getirmeye devam ediyoruz. Bu sayımızda Sincan ve Etimesgut bölgesinde yıllardır faaliyet gösteren, şirket ve kader ortaklığı yaparak bölgede kaliteli projeler geliştirmeye başlayan Özoğlu-Özbay Grup İnşaat ile bir araya geldik. Özoğlu-Özbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli Özoğlu, bize firma faaliyetleri hakkında bilgi verirken, yeni projeleri olan “Rüyam Kent Evleri”ni anlattı. Özoğlu İnşaat, Özbay İnşaat ve Gökdemir Grup’un bir araya gelerek, ka- eylül - ekim ‘12 lıcı, kaliteli ve parmakla gösterilecek projeler üretmek üzere Özoğlu-Özbay Grup adı altında birleştiklerini dile getiren Veli Özoğlu, yıllardır sektörde kazandıkları deneyimi sermaye ve güç birlikteliği yaparak arttırmak istediklerini ifade etti. Türkiye’de inşaat sektöründe gelinen noktada küçük çaplı ve klasik emsalli projelerin artık kalmadığını ve müşterilerden talep görmediğini söyleyen Veli Özoğlu şöyle konuştu; “ Biz üç arkadaş büyük projeler yapmak için bir araya geldik. Yaklaşık 6 aylık bir ön çalışmanın ardından ilk projemiz olan ‘Rüyam Kent Evleri’ni geliştirdik. Rüyam Kent Evleri, bizim bir araya gelerek yaptığımız ilk proje. Şu anda geldiğimiz noktadan çok memnunuz. Kendi firmalarımız üzerinden inşaatlarımız devam ediyor. Ancak birleşerek yaptığımız bu projede, yapılması gereken her şeyi yapıyoruz. 3 blokta toplamda 151 daireden oluşan projemiz, 158 metrekarelik 4 artı 1 dairelerden oluşuyor. Ayrıca her dairede yatak odalarında soyunma kabinlerimiz de mevcut. Çevre düzenlemesinden spor salonlarına kadar her şeyi düşündük ve örnek bir proje yapmaya karar verdik. Kullanılan bütün malzemelerimiz, Gökdemir Grup’un birinci sınıf malzemeleri. Bölgede müşteri taleplerine bakarak özellikle 4 artı bir daireler yapmaya karar verdik. Cüzi bir fiyat farkıyla insanlar artık daha geniş evlerde oturmak istiyorlardı, bizde 59 bu talebe cevap vermek sitedik. Güvenlik ve kalite birinci sınıf Yaptığımız projede öncelikle güvenliğe çok önem verdik. Sitemizin tek giriş ve çıkışı var. Burada kulübesinde 24 saat görev yapan bir güvenlik görevlimiz olacak ve giriş çıkışlar güvenlik eşliğinde dairelere bilgi verilerek sağlanacak. Süs havuzlarımız ve çevre düzenlememizde, müşterilerimizin konutlarından çıktıklarında kendilerini rahat ve güvende hissetmelerini amaçladık. Her bloğumuzun altında spor salonu ve sosyal alanlar yarattık. Evlerinde canı sıkılan müşterilerimiz buraya gelerek, spor yapabilecek veya bilardo, masa tenisi gibi aktivitelerde bulunabilecek. Çocuklar için güvenli ve eğlenceli oyun alanları, aileler için süs havuzları içerisinde kamelyalar ve şelale yaptık. Rüyam Kent Evleri’ni, insanların riyasını süsleyecek bir şekilde elimizden geldiğince lüks yapmaya çalıştık. Daha önce bu bölgede kullanılmayan birinci sınıf malzeme kullandık. Zaten ortaklar olarak kendimiz de burada oturacağız. İnşaatımıza C30 beton atıyoruz. Çelik kapılar birinci sınıf olacak ve ahşap kaplama kullanacağız. Her dairenin vestiyeri, ayakkabılığı birinci sınıf standart olacak. İki adet banyomuz var ve banyolar duşa kabinli olacak. Son sistem banyo do- eylül - ekim ‘12 usta 58 Son dönemde birleşerek başarılı ve kaliteli projelere imza atan müteahhitlerimiz ile sizleri bir araya getirmeye devam ediyoruz. Bu sayımızda Sincan ve Etimesgut bölgesinde yıllardır faaliyet gösteren, şirket ve kader ortaklığı yaparak bölgede kaliteli projeler geliştirmeye başlayan ÖzoğluÖzbay Grup İnşaat ile bir araya geldik. Özoğlu-Özbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli Özoğlu, bize firma faaliyetleri hakkında bilgi verirken, yeni projeleri olan “Rüyam Kent Evleri”ni anlattı. proje lapları olacak. Banyolarda ayrıca abdest alma yerlerimiz olacak. Çamaşır makinesi için ayrı bir bölme, üzerinde de dolap şeklinde kullanılabilecek bir tasarım gerçekleştirdik. Mobilyaların hepsi birinci sınıf ve balon kapak olacak. Doğramaların hepsinde ısı ve ses yalıtımlı sistemler kullanıyoruz. İç kapılar Variador markanın yeni tasarımı birinci sınıf bir modeli olacak. Laminant parkelerimiz ve duvar kağıtları yine birinci sınıf olacak. Kısaca kullandığımız her malzeme birinci sınıf ve sınıfının en iyisi olacak. Projemizde ayrıca ankastre mutfak yaptık. Burada mikro dalga fırınına kadar tüm malzemeleri koyduk.” İnşaat sektörü hakkında da sohbet ettiğimiz ÖzoğluÖzbay Grup İnşaat Genel Müdürü Veli Özoğlu, 1999 depreminin ardından Türkiye’de inşaat sektöründe çok ciddi bir değişim yaşandığını söyledi. Kendilerinin de içerisinde yer almalarından dolayı eskiden yapılan binaları gördüklerini anlatan Veli Özoğlu, günümüzde özellikle kullanılan malzeme açısından kalitenin son derece arttığını belirtti. Veli Özoğlu; “ 1999 depremi öncesi, inşaatlar şimdinin yarı maliyetine tamamlanırdı. Şu anda güvenlik ve mimari de tasarım açısından son derece hassas bir çalışma var. Müşteriler artık süslenmeyen veya iyi kalite malzeme kullanılmamış konutları tercih etmiyorlar. Tabi bunların hepsini yapabilmek için de ya çok güçlü olmanız yada birleşerek güçlenmeniz gerekiyor. Temelden veya inşaat yapım aşamasında iken daire satışı artık kalmadı. Örnek daireler ile müşteriler alacakları konutları görmek istiyorlar. Biz, birleşerek hem riski azalttık hem de başarıyı paylaştık. Hepimiz deneyimlerimizi ve bilgi birikimimizi kullandık. Ortaya çıkan projeden herkes çok memnun. Şu anda zaten geldiğimiz noktada iyi bir bölgede iş yapabilmek için yüze 50’ye yakın arsa payı veriyoruz. Arsa usta 60 eylül - ekim ‘12 payları ve dolayısıyla bina maliyetleri çok arttı. Bir de büyük proje yapıyorsanız kaliteli yapmama ihtimaliniz yok. Başbakanımız bile birleşerek büyük projeler yapmamızı öğütlüyor. Biz kendimizi geliştirmek adına sürekli bir çalışma içerisindeyiz. Fuarlara ve yurtdışı iş seyahatlerimizde, güncel gelişmeleri takip ederek işimize yansıtmaya çalışıyoruz. İnşaat sektörü bu anlamda çok aktif. Sürekli bir yenilik sürekli bir değişim söz konusu. Bizlerde elimizden geldiğince bu gelişmeleri takip ederek müşterilerimize en iyisini sunmaya gayret ediyoruz.” diye konuştu. mühendisin köşesi 4 Ağustos 2012 tarihli ve 28374 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği”ni sizler ile paylaşmak istiyorum. Nazmi ŞAHİN İnşaat Mühendisi YDKB Ankara Şube Başkanı usta 62 Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; riskli alan ve rezerv yapı alanlarında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların ve riskli alan dışında bulunan riskli yapıların değerinin hesaplanmasına, idare ile taşınmaz sahipleri arasında yapılacak anlaşmaya, riskli alan ve rezerv yapı alanları ile riskli alan dışında bulunan riskli yapıların bulunduğu alanlarda yapılacak planlamaya, riskli yapıların tespitine, bu tespite karşı yapılacak itirazlara ve bu itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik heyetlerin teşkiline ilişkin usûl ve esasları belirlemektir. Dayanak MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü, 6 ncı ve 8 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında; a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, b) İdare: Bakanlığı, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini, Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığını (TOKİ), eylül - ekim ‘12 c) Müdürlük: Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü, ç) Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanları, d) Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı, e) Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı, f) Taşınmaz: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 704 üncü maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyeti kapsamına giren arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümleri, g) Uygulama alanı: Bakanlar Kurulu kararıyla kararlaştırılan riskli alan ile Bakanlıkça belirlenen rezerv yapı alanını, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Riskli Alanın ve Rezerv Yapı Alanının Tespiti Riskli alanın ve rezerv yapı alanının tespit edilmesi MADDE 4 – (1) Riskli alan; a) Tespitin belediyece veya il özel idaresince yapılması hâlinde, belediye meclisi veya il genel meclisi kararını, b) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu, c) Alanda daha önceden meydana gelmiş olan afetlere ilişkin bilgileri, ç) Alanın büyüklüğünü, krokisini ve koordinat noktalarını, d) Alanda bulunan bina sayısını, alanın nüfusunu ve alandaki taşınmazların maliklerini ve sayısını gösteren listeyi, e) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini, f) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını, g) Alana ait güvenlik koridoru gerektiren altyapı tesislerinin işlendiği krokiyi, ğ) Alan içerisinde sit alanı var ise bu alana ilişkin bilgileri, h) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilen alana ilişkin olarak var ise, jeolojik ve jeoteknik raporu, ı) Alana ilişkin imar planları ve alanın hâlihazır haritası var ise, bu planları ve haritayı, ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak belirlenir ve hazırlanan dosya ve görüş, Bakanlar Kurulu kararı alınmak üzere Ba- kanlığa gönderilir. (2) Riskli alan tespitine ilişkin bilgi ve belgelerde eksiklik bulunması halinde, Bakanlık eksiklerin tamamlanmasını tespiti yapan İdareden ister. (3) Bakanlıkça, yapılacak inceleme neticesinde, uygun görülen talepler, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur. (4) Rezerv yapı alanı; birinci fıkranın (c), (ç), (d), (e), (f), (g), (ğ), (h) ve (ı) bentlerinde belirtilen belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. (5) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı riskli alana ilişkin görüşünü on beş gün, Maliye Bakanlığı rezerv yapı alanına ilişkin görüşünü otuz gün içinde bildirir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Riskli Yapıların Tespiti ve İtirazların Değerlendirilmesi Riskli yapıların tespitinde görev alacak kurum ve kuruluşlar MADDE 5 – (1) Riskli yapılar, İdarece veya müracaatları üzerine lisanslandırılacak üniversiteler, inşaat, jeoloji ve jeofizik mühendisleri odaları ve 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet gösteren yapı denetimi kuruluşları ile bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları çerçevesinde lisanslandırılacak kurum, kuruluş ve şirketlerce tespit edilir. (2) Sermayesinin en az yüzde kırkı kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketler ve depremden korunma, deprem zararlarının azaltılması ve deprem mühendisliğinin gelişmesine katkıda bulunmak gibi konularda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile mimarlık ve mühendislik hizmetleri veren ve 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca büro tescilini yaptırmış olan tüzel kişiler riskli yapıları tespit etmek üzere Bakanlıkça lisanslandırılabilir. (3) İkinci fıkra uyarınca lisanslandırılacak kuruluş ve şirketlerde, riskli yapı tespit raporunu hazırlayacak mühendislerin; ilgili meslek odalarına üyeliklerinin devam ediyor olması, mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış olmaları ve bu sürenin en az üç yılının, inşaat mühendisleri için proje hazırlanması veya incelenmesi konularında, jeoloji ve jeofizik mühendisleri için ise jeolojik-jeoteknik etüdlerde fiilen görev yapmak şeklinde olması şarttır. Belirtilen şartlara uyulmadığının tespiti hâlinde bu kuruluş ve şirketlerin lisansı Bakanlıkça iptal edilir. (4) Bakanlık, riskli yapı tespitine ilişkin faaliyetleri denetleme yetkisine sahiptir. Riskli yapı tespitinin gerçeğe aykırı olarak yapıldığının anlaşılması veya 6 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı davranılması hâlinde; tespiti yapan üniversite, meslek odası, kurum, kuruluş ve şirketin lisansı Bakanlıkça iptal edilir. Gerçeğe aykırı tespit yapan mühendis hakkında 6/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca iş- lem yapılmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Riskli yapıların tespiti MADDE 6 – (1) Riskli yapıların tespiti, yapılarda şiddetli depremlerde can güvenliğinin sağlanıp sağlanamayacağını tespit etmek üzere, 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliğin eki Esasların Mevcut Binaların Değerlendirilmesi ve Güçlendirilmesi başlıklı Yedinci Bölümünde belirtilen hükümlere göre yapılır. (2) Riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir örneği, tespit tarihinden itibaren en geç iki gün içinde, tespiti yapan lisanslandırılmış üniversite, meslek odası, kurum, kuruluş ve şirketçe, tespite konu yapının bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir. Müdürlük, raporları inceler, riskli olarak tespit edilen yapıları, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde ilgili tapu müdürlüğüne bildirir ve bu konuda Bakanlığa bilgi verir. Riskli yapı tespitinin, itiraz üzerine veya açılacak dava neticesinde değişmesi halinde, durum aynı şekilde ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Riskli yapıtespitine itiraz MADDE 7 – (1) Riskli yapı tespitine karşı malikler veya kanunî temsilcilerince on beş gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe verilecek bir dilekçe ile itiraz edilebilir. (2) Riskli yapının bulunduğu ilde itirazı değerlendirecek teknik heyetin teşkil edilmemiş olması halinde, itiraz dilekçeleri ile itiraz edilen tespite ilişkin raporlar, riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlükçe o il için yetkilendirilmiş teknik heyetin bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir. Teknik heyetlerin teşkili MADDE 8 – (1) Riskli yapı tespitlerine karşı yapılacak itirazları değerlendirmek üzere, ihtiyaca göre Bakanlıkça gerekli görülen yerlerde yeteri kadar teknik heyet teşkil edilir. (2) Teşkil olunacak her bir teknik heyet için; yüksek öğretim kurumlarından, inşaat, jeofizik ve jeoloji mühendisliği alanlarında, 28/1/1982 tarihli ve 17588 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği uyarınca en az yardımcı doçentlik kadrosuna atanmış öğretim üyeleri arasından, üniversite rektörlerince belirlenecek dört adet asil ve dört adet yedek üyenin bilgileri talep olunur. (3) Öğretim üyelerine ilişkin bilgiler, talep tarihinden itibaren en geç on beş gün içerisinde Bakanlığa bildirilir. (4) Teknik heyet, üniversitelerden bildirilen dört üye ile en az ikisi inşaat mühendisi olmak üzere, Bakanlık teşkilâtında görev yapan üç üyenin iştiraki ile yedekleri ile birlikte yedi üyeli olarak teşkil edilir. (5) Bakanlıkça her iki yılda bir Ocak ayın- da teknik heyet üyelikleri yenilenir. Yeni üyeler görevlendirilinceye kadar mevcut üyeler görevine devam eder. Görev süresi dolan üye tekrar görevlendirilebilir. Teknik heyetin çalışma usul ve esasları MADDE 9 – (1) Teknik heyetin ilk toplantısında üyeler aralarından birini başkan olarak seçer. (2) Teknik heyetin idarî ve teknik hizmetleri, teknik heyetin bulunduğu ildeki Müdürlükçe yürütülür. Teknik heyetin gündemi Müdürlükçe hazırlanır. (3) Teknik heyet, görüşülecek dosya sayısı ve olağanüstü durumları da göz önüne alarak, ayda en az bir defa toplanır. Müdürlük, gerekli gördüğünde teknik heyeti olağanüstü toplantıya davet edebilir. Toplantının yeri, günü ve saati ile gündemindeki konular, Müdürlükçe en az yedi gün önceden üyelere bildirilir. (4) Teknik heyet, en az altı üyenin iştiraki ile toplanır ve toplantıya katılan üyelerin çoğunluğu ile karar alır; oyların eşitliği hâlinde, Başkanın taraf olduğu görüş çoğunlukta sayılır. (5) Teknik heyet tarafından gerek görülmesi hâlinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlardan uzmanlar, oy hakları olmaksızın görüşleri alınmak üzere toplantılara davet edilebilir. (6) Gündemdeki konu kendisi veya üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile ilgili bulunan veyahut gündemdeki konu ile herhangi bir şekilde menfaat münasebeti bulunan üye, teknik heyet toplantısına katılamaz ve oy kullanamaz. (7) Teknik heyet toplantısı sonunda alınan kararlar, dayanakları ve ilmî gerekçeleri belirtilerek yazılır, başkan ve üyelerce imzalanır. Kararlar Bakanlığa, tespiti yapan veya yaptıran İdareye ve itiraz edene bildirilir. (8) Hangi sebepten dolayı olursa olsun, yıllık izin, hastalık ve mazeret izinleri sebebiyle bulunamama hâlleri hariç olmak üzere, bir yıl içinde dört veya üst üste iki toplantıya iştirak etmeyen teknik heyet üyesinin üyeliği kendiliğinden sona erer. (9) Teknik heyet üyeleri, üyelikleri süresince yaptıkları görev ile ilgili olarak hiçbir menfaat sağlayamazlar. Aksine davrandığı tespit edilenlerin üyeliği Bakanlıkça sona erdirilir. Huzur hakkı, yolluk ve gündelik ödenmesi MADDE 10 – (1) Teknik heyetlerin üniversiteler tarafından görevlendirilen üyelerine, 6306 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen esaslar çerçevesinde huzur hakkı ödenir. (2) Teknik heyet üyelerinin toplantılar ve incelemeler için yapacakları seyahatlerin yolluk ve yevmiyeleri, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödenir. eylül - ekim ‘12 63 usta mühendisin köşesi mühendisin köşesi usta 64 Taşınmaz maliklerine konut ve işyeri verilmesi MADDE 12 – (1) Yapılacak konut ve işyerlerinin niteliği ve büyüklüğü idarece belirlenmek kaydıyla, uygulama alanı içerisinde kalan taşınmaz maliklerine öncelikle uygulama alanında yapılacak olan konut ve işyerlerinden verilmek üzere bunlarla sözleşme akdedilir. (2) Uygulama alanındaki taşınmazın 11 inci maddeye göre tespit edilen bedeli, İdarece malike verilecek konut veya işyerinin inşaat maliyet bedelinden düşülür. Bu şekilde yapılacak hesaplama neticesinde taşınmaz malikinin; a) İdareden alacağı olur ise, bu alacağa konu meblâğ; taraflar arasında yapılacak anlaşmaya istinaden, İdarece, nakdi olarak veya İdarenin kamu hizmetine tahsis edilmemiş olan taşınmazlarından verilerek ya da imar hakkının başka bir alana aktarılması suretiyle ödenebilir. b) İdareye borçlu olması halinde, bu borca konu meblâğ; taşınmaz malikince İdareye taksit ile ödenir. Taksit ile ödemenin esasları proje bazında idare tarafından belirlenir. c) Birden fazla konut veya işyeri alma hakkının olması halinde, birden fazla konut veya işyeri verilmek üzere sözleşme yapılabilir. Böyle bir durumda, taşınmaz malikinin İdareye borçlanması hâlinde ödemeler, verilecek konut veya işyerinin tespitine yönelik olarak gerçekleştirilecek noter kur’ası sonrası, İdarece belirlenecek takvime göre peşin olarak yapılır. (3) İdarece verilecek konut veya işyerinin inşaat maliyet bedeli; uygulama alanında gerçekleştirilecek yapım ihaleleri sonrası gerçekleşen, ihale bedeli, arsa edinim bedeli, proje giderleri, yıkım ve nakliye giderleri, zemin iyileştirme giderleri ve müşavirlik giderleri gibi giderler dikkate alınarak hesaplanır. (4) Taşınmaz maliklerinden kendisine eylül - ekim ‘12 işyeri verileceklere müstakil işyeri yerine işyeri hissesi de verilebilir. Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olanlara konut ve işyeri verilmesi MADDE 13 – (1) Uygulama alanındaki taşınmazların ve uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine konut veya işyeri verilmesinden sonra, arta kalan konut veya işyerlerinin bulunması hâlinde, belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak, en az bir yıldır ikamet edenler veya işyeri işletenler ile 6306 sayılı Kanun uyarınca taşınmazları kamulaştırılanlara bu konut veya işyerlerinden verilmek üzere sözleşme yapılabilir. (2) Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi ya da taşınmazları kamulaştırılanlar olarak konut veya işyeri talebinde bulunanların sayısının artan konut ve işyeri sayısından fazla olması hâlinde, konut veya işyeri verilecekler noter huzurunda gerçekleştirilecek kur’a işlemi ile belirlenir. Riskli yapılar hakkında uygulanacak hükümler MADDE 14 – (1) Uygulama alanı dışında olup riskli yapı olarak tespit edilen yapılarda, sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluk ile alacağı karara katılmayan maliklerin bağımsız bölümlerine ilişkin arsa paylarının rayiç değeri, 11 inci madde hükümleri çerçevesinde tespit edilir. (2) Bakanlıkça uygun görülmesi hâlinde, 6306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, arsa payları satın alınanlar ile bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde konut veya işyeri sözleşmesi yapılabilir. BEŞİNCİ BÖLÜM Kira Yardımı ve Tahliye Kira yardımı yapılması MADDE 15 – (1) Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanı içerisindeki yapılar ile uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine veya idarece belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması hâlinde geçici konut veya işyeri tahsisi, mümkün olmaması hâlinde ise, İdarece kararlaştırılacak aylık kira bedeli yardımı yapılabilir. (2) Birinci fıkrada belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, İdarece belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilir. Tahliye MADDE 16 – (1) İdare ile anlaşma yapan taşınmaz malikleri, İdarece belirlenecek takvime göre on beş gün içinde var ise su, elektrik, telefon ve doğalgaz gibi hizmet ve emlak vergisi gibi vergi borçlarını ödeyerek yapıyı boş olarak idareye teslim eder. ALTINCI BÖLÜM Planlama Planlama süreci MADDE 17 – (1) Plan teklifleri belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde belediyelerce, dışında ise il özel idarelerince hazırlanır ve bu planlar hakkında belediye meclisi veya il genel meclisi kararı alınır. (2) Büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki ilçe belediyelerince hazırlanan plan revizyonu veya değişikliği teklifleri hakkında ilgili büyükşehir belediyesinin görüşü alınır. (3) Uygulama alanında, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında kalan alanlardan bulunması hâlinde, alanın sit statüsü de gözetilerek, Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınır. (4) İdarece hazırlanan plan teklifleri; planlama alanı ve yakın çevresinin mer’i planları ve mevcut durumu gösterir bilgi ve belgeler, alana ilişkin olarak hazırlanan imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüd raporu, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri ve ilgili bütün bilgi ve belgeler ile birlikte Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça uygun görülen plan teklifleri, aynen veya değiştirilerek onaylanır. (5) Afet riskine karşı dayanıklı ve yaşam kalitesi yüksek bir çevre oluşturulmasına katkı sağlamak maksadıyla, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, parsellerin birleştirmesi şartı ile imar hakkı artışı verilebilir. YEDİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Görevlendirilen ilk teknik heyetin görev süresi GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra teşkil olunacak ilk teknik heyetlerde görevlendirilecek üyelerin görev süresi 2014 yılının sonunda dolar ve yeni üyeler 2015 yılının Ocak ayında görevlendirilir. Geçiş hükmü GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce Bakanlığa iletilmiş ve fakat henüz Bakanlar Kuruluna teklif olarak sunulmamış olan riskli alan olarak ilân etme talebi işlemleri ile rezerv yapı alanı olarak belirleme işlemleri, bu Yönetmelik hükümlerine göre tamamlanır. Yürürlük MADDE 18 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür. Garanti Koza Gayrimenkul Koordinatörü ve Gayrimenkul için Strateji Platformu (GİSP) Başkanı Gürler Ünlü: Önümüzdeki Süreç, Şehirlerimizin Yeniden Düzenlenebilmesi için Büyük Bir Fırsat Garanti Koza Gayrimenkul Koordinatörü ve Gayrimenkul için Strateji Platformu (GİSP) Başkanı Gürler Ünlü kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet yasalarının konut üretimine etkilerine ilişkin sorulamızı yanıtladı. kalacağı konuşulmaktadır. Özel sektörün, riskli alanların dönüştürülmesi konusunda, nasıl bir rol üsteleneceğini tam olarak anlayabildiğini zannetmiyorum. Riskli yapılar konusunda ise piyasa dinamiklerini de kullanan bir dönüşüm süreci öngörülmektedir. Kamunun rolü azaltılmış ve diğer aktörler daha fazla dönüşümün içine dahil edilmiştir. Buradaki sorun ise “sürecin sahibinin olmamasıdır.” Dönüşüm boyunca çok farklı kişi veya kurumlar devreye girmekte ve sürece etki etmektedir. Ancak, sürecin tümünü yönetecek bir organ veya sistem tanımlı değildir. Bu da kafa karışıklıklarına neden olmaktadır. Kentsel Dönüşüm Yasası’na ilişkin olarak, riskli binaların saptanması, tahliye sürelerine ilişkin teknik ve hukuksal bazı sakıncalar dile getiriliyor. Buna ek olarak, yasada özel sektörün konumuna ilişkin (yalnızca devlet müteahhidi rolünü üstlenme gibi) kaygılar da mevcut. Kentsel Dönüşüm Yasası’nı fırsatlar ve tehditler açısından özetle değerlendirebilir misiniz? Yasanın çıkmış olması başlı başına bir fırsattır. Milyonlarca binanın yenilenmesinden söz ediyoruz ki, bu önemli bir iş hacmi yaratacaktır. Ancak dönüşümün nasıl yapılacağına ilişkin kafalarda pek çok soru işareti bulunmaktadır. Bu soruların yanıtları, süreç başladıktan sonra netlik kazanacaktır. Riskli alanların dönüştürülmesi konusunda, yasa kamuya çok ciddi yetki ve görevler vermektedir. Özel sektörün rolünün ne olacağı ise net değildir. Burada belirleyici, yönlendirici ve karar verici kamudur. Kısacası, sürecin sahibi bakanlık, TOKİ ya da yerel yönetimler olacaktır. Bu yüzden de özel sektöre “devlet müteahhidi” olma rolünün Çevre Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, öngörülen kentsel dönüşümün boyutlarını kabaca -mevcut 20 milyonluk konut stoğunun %40’ı- olarak niteliyor. Bu boyutta bir dönüşüm ne kadar sürede gerçekleşebilir; gerçekçi midir? Bütün bu yeniden yapımın finansmanı nasıl sağlanabilir? Türkiye genelinde yaklaşık 7-8 milyon konutun yenilenmesinden bahsediliyor. Bu dönüşüm, her yıl 250.000 adet konutu dönüştürebilirsek 30 yıl, 350.000 adet dönüştürebilirsek yaklaşık 20 yıl boyunca devam edecektir. Şu an dönüştürülen konut sayısının yaklaşık “sıfır” olduğunu düşünürsek, bu hedef rakamlara ulaşmanın bile ciddi bir zaman alacağı aşikardır. Açıkcası, dönüşüm bekleyen konutların tamamını dönüştürülebileceğimizi sanmıyorum. Dönüşümün gerçekleşmesi için gerekecek olan talep ve/ veya finansman maalesef yoktur. Devletin dönüşüm için ayırdığı mali kaynak, gerekli olan rakamın yanında çok küçük kalmaktadır. Dolayısıyla, bu sürecin sadece devlet tarafından finanse edilmesi mümkün değildir. Dönüşüm için ayrıca hak sahiplerinin alacakları yeni konutlara karşılık borçlandırılmaları düşünülüyor. Bunun pratikte çok mümkün olacağını (en azından dönüşümü finanse edebilecek miktarda) eylül - ekim ‘12 65 usta DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Değer Tespiti, Konut ve İşyeri Verilmesi Taşınmazların değerinin tespiti MADDE 11 – (1) İdare, uygulama alanındaki taşınmazların sınırını, yüzölçümünü ve cinsini gösteren haritayı veya krokiyi yapar veya yaptırır ve bu taşınmazların maliklerini ve bunların adreslerini tespit eder veya ettirir. (2) Taşınmazın değeri; İdare bünyesinden en az üç kişiden teşkil olunacak kıymet takdir komisyonları marifetiyle veya hizmet satın alınmak suretiyle tespit edilir. (3) Taşınmazın değeri; taşınmaz değerleme konusunda uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan bilgi alınarak ve mahallin emlak alım satım bürolarından alınacak bilgilerden de faydalanılarak, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesindeki esaslara göre tespit edilir. bilirkişi düşünmüyorum. İş yine özel sektörün omzuna binecektir. Onlar da mevcut yapsat sistemini kullanarak, emsal artışları ile finansmanı sağlamaya çalışacaklardır. Bu da yeterli olmayacaktır ve bazı dönüştürülmesi gereken bölgeler özel sektörün ilgisini çekmeyecektir. Özel sektörün daha aktif olabilmesi ve finansman yükünü sırtlayabilmesi için yasa da çok elverişli görünmemektedir. Yeni düzenlemeler ile piyasa dinamiklerini harekete geçirecek ve özel sektörün önünü açacak önlemler alınmalıdır. En azından, özel sektör için cazip olabilecek bölgelerin yükü devletin ve vatandaşın omzundan alınmalıdır. Yinede de tüm bu metotlar yetersiz kalacak ve ek finansmana ihtiyaç duyulacaktır. Burada farklı bir finansal mekanizma üzerinde çalışılmalıdır. Mevcut piyasada kullanılan modellerden farklı bir model geliştirilebilir. “Menkulleştirme” üzerine inşa edilecek karma bir metod geliştirilmesi uygun olacaktır. Konutu yıkılacak mülk sahipleri hattâ kiracıların mağdur olmamaları için destekler verileceği dile getiriliyor. Ancak bu boyutta bir dönüşüm düşünüldüğünde yeni konutlardaki olası fiyat artışlarının bu alanlarda bir soylulaşmaya yol açması söz konusu mu? Başka bir deyişle yenilemenin sosyal ayrışmaya neden olması söz konusu mu? Bu nasıl engellenebilir? Kentsel dönüşüm sonrası fiyat artışlarının olması çok muhtemeldir. Özellikle mevcut piyasa yöntemleri ile yapılan dönüşüm sonrasında değer artışları doğal olarak ortaya çıkacaktır. Bu da dönüşüm alanları için bahsettiğiniz “soylulaştırma” gerçeğini ortaya çıkaracaktır. Yeni üretilecek alanlar hak sahiplerine bile verilse, satış yolu ile daha varlıklı kesimler bu bölgelere taşınacaktır. usta 66 Bunu önlemenin çeşitli yolları düşünülebilir. Örneğin, şehir merkezine alternatif cazibe merkezleri yaratılılabilir ve şehrin sosyoekonomik tabakaları yayılabilir. Yani tek bir merkez etrafında sıralanmak yerine, çok sayıda merkez etrafında farklı gelir grupları yerleşebilir. Ya da kentsel dönüşüm için kullanılacak olan finansal mekanizmayı bu amaç doğrultusunda kurgulayarak, orta ve alt gelir gruplarının (özellikle hak sahiplerinin) cazip bölgelerden mülk sahibi olmaları sağlanabilir. Ya da devlet belirli bölgelerde mal sahibi olmayı seçerek, buraları bu amaç doğrultusunda kullanabilir. Ama sanırım, kabul edilebilir ve en iyi çözüm şehirlerde çok sayıda cazibe merkezleri yaratmak ve ulaşım ağını etkin hale getirmektir. Bu sayede, hem bahsettiğiniz sorunun önüne geçilebilir, hem de topyekün şehirlerin değeri arttırılarak herkesin yaşam kalitesi iyileştirilebilir. Var olanı iyileştirmenin yolları neler? Bugüne dek konut ya da gayrimenkul talebinin karşılanması daha çok yeni (çoğunluk kent çeperinde gelişme alanlarında) konut projeleri ile karşılanıyordu. Ancak Kentsel Dönüşüm, çıkan yasayla da birlikte, mevcut alanların yeniden yapımı ile arzın buralarda da yapılmasını gündeme getirdi. Bu durum şimdiye dek Güvenlikli siteler + AVM ağırlığında sürdürülen konut üretimine farklı bir biçim verebilir mi? Yeni gelişme ve mevcut dokunun dönüşümü konut üretimi bakımından ne gibi ayırt edici özelliklere sahip? Öte yandan Kent içindeki kamusal alan, donatı sorunlarının bu bağlamda çözülme olanağı var mı? eylül - ekim ‘12 bilirkişi Kentsel dönüşümü eski binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması olarak kurgulamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Meseleyi sadece “afet” ve “daha dayanıklı binalar” ekseninde görürsek hem kendimize hem de gelecek kuşaklara büyük bir haksızlık etmiş oluruz. Önümüzdeki süreci, şehirlerimizin yeniden düzenlenebilmesi için büyük bir fırsat olarak görmeliyiz. Kentsel dönüşümü büyük ölçekte planlamalı ve şehirlerimizin rekabet gücünü, marka değerini ve yaşam kalitesini artıracak şekilde gerçekleştirmeliyiz. Bütün bunları yaparken de, sizin de bahsettiğiniz ve modern kent yaşamında gerekli olan kamusal alanların yaratılması, donatı sorunlarının çözülmesi, ulaşım probleminin hafifletilmesi gibi pek çok konuda ciddi iyileştirmeler sağlayabiliriz. Kentsel dönüşüm, klasik anlamdaki gayrimenkul geliştirmeden farklıdır. Dönüşüm alanları büyük ihtimalle güvenlikli siteler şeklinde kurgulanmayacaktır. Daha kent dokusuna hizmet edecek ürünler ortaya çıkacaktır. Ancak kentsel dönüşüme sadece konut üretimi şeklinde bakmamalıyız. Konut üretimi bu seferberliğin önemli bir parçası olacaktır, fakat asıl yanıtlanması gereken soru “şehirlerimize daha fazla yatırım, kaliteli işgücü, turist ve yaratıcı kitleyi çekebilmek için kent kurgusu nasıl şekillenmelidir?” olmalıdır. Artık şehirlerin uluslararası areneda birbirleriyle yarıştığı bir dönemdeyiz ve kentsel dönüşümü bu rekabette avantaj sağlayacak şekilde tasarlamamız gereklidir. Yabancılara mülk satışının önünü açan Mütekabiliyet Yasası’na ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Gayrimenkul sektöründe canlanma yönünde katkı sağlaması bekleniyor. Bu doğrultuda, yeni projeleri nitelik bağlamında nasıl etkileyebilir? Örneğin yabancılara özel projeler geliştirilmesi devamında belirli bölgelerde yoğunlaşması söz konusu olabilir mi? Örneğin Boğaziçi’nin yabancılar tarafından büyük talep gördüğü belirtiliyor. Öte yandan yeni alıcılar piyasada fiyat artışına neden olabilir mi? Mütekabiliyet yasası ülkemizin kendine olan güvenini ve dünya ile entegre olma konusundaki kararlılığını göstermesi bakımından önemlidir. Ancak yasa “sihirli bir değnek” veya “her derde deva bir ilaç” değildir. Potansiyel alıcıların artması bakımından sevindiricidir, ancak asıl yapmamız gereken kendi içimizdeki iyileşmeyi sağlamak ve şehirlerimizin marka değerini ve rekabet gücünü artırmaktır. Mütekabiliyet yasasının ciddi etkilerini kısa vadede göreceğimizi sanmıyorum. Büyük olaslıkla ilk başta küçük ve zengin bir grup Boğaz hattı ya da Büyükdere aksı gibi değeri yüksek olan bölgelerden satın alma yapacaktır. Bu grup risk almayı seven, yeniliklerinden peşinden giden ve ekonomik durumu fazlasıyla iyi olan bir kesimdir. Zaten gazete haberlerine de bakarsanız, Boğaz hattına olan ilgiden ya da yatırımcı grupların toplu alım isteklerinden bahsetmektedir. Bizim asıl gayrimenkul stoğumuzu oluşturan yeni ve geniş kitlelere hitap eden konut projelerinin şu aşamada ciddi bir ilgi göreceğini zannetmiyorum. Fiyatlar ise sadece bu azınlık grubun aldığı mülkler için artacaktır, diğer ürünlerde bir fiyat artışı olmasını beklemiyorum. Eğer bu ilk alımları yapacak olan kitleyi memnun edebilirsek, diğer alıcıların da önü açılacaktır. Ancak bu konuda da önemli soru işaretleri vardır. Sektörde kurumsal çalışmayı ilke edinmemiş firmalar, kamu otoritesinden kaynaklanan riskler (müktesap hak konusu, vergi oranlarındaki değişiklikler, vs.), ürünlerin kalitesinde yaşadığımız sorunlar, vs. yabancı alıcıların memnuniyetine etki edecek önemli faktörlerdir. Dolayısıyla, müktesap hak yasası ile birlikte, kendi evimizin içinin de derlenip toparlanması gerekecektir. Gayrimenkul sektörünün analizi ve strateji geliştirme için gerekli, sektöre ait kamu ya da özel veri tabanları Türkiye’de yeterli düzeyde mi? Örneğin değerleme işlemlerinin arttığı son yıllarda bu verilerin ortak bir havuzda toplanması ve bütüncül bir veri tabanı yaratılması söz konusu olabilir mi? Bunun dışında bu alanda süren çalışmalar var mı? Türkiye’deki önemli eksiklerden birisi yetersiz verilerdir. Gerek kamu verileri gerekse de özel sektörün oluşturduğu veri tabanları ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Ancak son yıllarda bu konuda önemli iyileşmeler de görülmektedir. GYODER ve Reidin’in birlikte oluşturdukları “Konut Fiyatları Endeksi” önemli bir çalışmadır. AYD’nin hazırldığı AVM endeksi de diğer iyi bir çalışmadır. Bu veya bunun gibi temel göstergelerin gelişmekte olması olumlu adımlardır. Bütüncül veri tabanının oluşturulması çok yerinde olacaktır. Ancak bu oluşurken verinin kaynağı ve doğruluğu kritik önemdedir. Bu konuda ne derece iyi bir sonuç alınacağını kestirmek güç. Böyle bir çalışma için kamunun ya da sektör derneklerinin öncülük etmesi yerinde olacaktır. Veri tabanının yaratılması sektörün saydamlaşması ve yabancı yatırımcının daha kolay karar verebilmesi açısından da gereklilik arzetmektedir. Türkiye’de gayrimenkul sektörü ve konut üretimi sürekli büyüme eğiliminde görünse de örneğin İstanbul’da konut fazlası olduğu da dile getiriliyor. Bugün veya gelecekte oluşacak bir aşırı konut arzının sektörü krize sürüklemesini önlemek üzere genel bir arz yönetimi/yönlendirmesi söz konusu olabilir mi? Bunun üzerine sivil toplum ya da kamu bağlamında bir çalışma var mı? Arz yönetimi/yönlendirmesi doğru yaklaşım olmayacaktır. Serbest piyasa koşulları içinde firmalara yön vermeye çalışmak doğru değildir. Her organizasyon kendi kararını kendisi vermelidir. Bunun aksi çok daha ciddi sorunlara yol açacaktır. Türkiye’deki konut üretimi, talebin üzerinde değildir. GYODER’in açıkladığı yıllık konut ihtiyacı ile ruhsat alan projelerdeki konut sayıları birbirleri ile paralellik göstermektedir. Akıllara takılan soru, orta-üst ve üst gelir grubu için üretilen konut sayısının fazlalığı olabilir. Ancak bu konuda da göstergeler bu sorunun haklılığını çok destekler nitelikte değildir. Gayrimenkullerimizin fiyatları artmakta, yeni projeler yüksek satış hızları yakalamakta ve hâlâ diğer ülkelere göre fiyatlarımız düşük kalmaktadır. Tabiki içinde bulunduğumuz riskli ortam ve küresel ekonomik krizin etkilerinin devam etmesi bazı olumsuz durumlara neden olabilir. Burada firmalar ve alıcılar bilinçli hareket etmeli ve karşı karşıya oldukları riskleri iyi değerlendirmelidirler. Burada yapılması gereken orta ve alt gelir grubu için konut üretimidir. Bu sayede daha dengeli bir arz yaratılabilir. Bunun için ise inşaat maliyetlerinin yeniden düşünülmesi, tasarımların tekrar gözden geçirilmesi ve finansal mekanizmaların yeniden tasarlanması gerekecektir. Düşürülen birim maliyetler ve düşük finansal yük ile şu an piyasada alım yapamayan bir kesimin konut sahibi olması olası hale gelecektir. Türkiye’de orta ve üst segment konutun dışında önemli miktarda devlet tarafından üretilen sosyal konut söz konusu. Şu an yalnızca TOKİ’nin faaliyet gösterdiği bu alanda tıpkı TOKİ gibi bazı desteklerden yararlanarak özel sek- törün de sosyal konut ya da düşük gelirli konut alanında faaliyet göstermesi mümkün müdür? Olumlu bir etkisi olur mu? Bunun için ne gibi politika ya da düzenlemeler gereklidir? Bir önceki sorunuzda da kısaca belirttiğim gibi bu konuda olumlu adımlar atmak mümkündür. Özel sektör düşük maliyetli konutu üretebilir. Bunu başarabilmek için ise bazı varsayım ve kabullerin tekrar gözden geçirilmesi ve devlet teşviki faydalı olacaktır. Burada başarılı olacak firmalar, klasik gayrimenkul geliştirmenin dışında, düşük maliyetli üretimi başarabilenler olacaktır. İlk olarak devlet düşük maliyetli üretimi ve satışı teşvik etmek için çeşitli adımlar atabilir (doğrudan destek, KDV ve vergi indirimleri, resim ve harçlarda indirimler, vs.). Bununla birlikte firmalarında maliyetlerini düşürmek için tedbirler alması gerekecektir. IKEA’nin mobilyalar için yaptığını, firmaların da inşaat sektörü için yapmaları yerinde olacaktır. Yeni tasarımlar ve yeni maliyet düşürücü tedbirler ile birim maliyetler düşürülmelidir. Ayrıca, finansal mekanizmaların da buna hazır hale getirilmesi gerekecektir. Uzun vadeli kredi imkanları ile aylık ödemelerin asgariye indirilmesi, orta ve alt gelir grubu için kritik olacaktır. Özetle, bu işin başarılabilmesi mevcut yöntem ve piyasa koşullarında mümkün görülmemektedir. Yaptığımız herşeyin tekrar düşünülmesi ve hedef alıcıların durumlarına uygun (gerek finansal gerek yaşam alışkanlıkları) üretimin yapılması gerekecektir. Gayrimenkul sektörü gündeminde son günlerin en çok öne çıkan iki konusu yasaları ile birlikte kentsel dönüşüm ve yabancılara mülk satışı. Öyle ki bu iki düzenlemeden gayrimenkul sektörünü canlandıracak birer şok tedavisi olarak söz ediliyor. Bu iki düzenlemenin gelecekteki rolü (kısa ve uzun vadede) ne olabilir? Beklentiler gerçekleşmezse gayrimenkul sektörüne olumsuz etkileri ne boyutta olur? Her iki düzenleme de olumludur ancak sektörü canlandıracak bir sihirli değnek veya şok tedavisi değildirler. Kentsel dönüşümün sektöre nasıl bir etki yapacağı henüz belli değildir. Konunun karmaşıklığı dolayısyla da, büyük hacimlere ulaşılması kısa vadede zor olacaktır. Mütekabiliyet yasası ile başlangıçta az sayıda alım olacaktır. Olası olumlu etkileri de büyük ihtimalle kısa dönemde ortaya çıkmayacaktır. Dolayısıyla her iki konu da sektörde ciddi bir canlanma yaratmayacaktır (En azından kısa vadede). Bu iki yasaya bağlı beklentilerin gerçekleşmemesi sektörde çok fazla şeyi değiştirmeyecektir. Gayrimenkul sektörü yoluna bugüne kadar getirdiği şekli ile devam edecektir. Ancak mevcut durum artık sektör oyuncularını tatmin etmekten uzaktır ve önümüzdeki dönemde sektörü geliştirmenin ve önündeki fırsatları arttırmanın yollarını aramalıyız. Kentlerimizi nasıl cazip hale getireceğiz? Sektörü nasıl geliştireceğiz? Rekabet gücümüzü nasıl artıracağız? Marka değerimizi nasıl yükselteceğiz? Herkesin peşinden koştuğu sermayeyi nasıl çekeceğiz? İnsanlarımızın yaşam kalitesini nasıl artıracağız? Şehirlerimizin marka değerini artırmak için nasıl bir kentsel dönüşüm kurgulamalıyız? Bu ve buna benzer sorulara yanıt bulmalıyız ki ülkemiz ve kentlerimiz daha fazla talep edilsin ve gayrimenkullerimizin değeri artsın. Bu süreçte gayrimenkul sektörüne önemli görevler düşmektedir. Zaten GİSP’in de amacı stratejik bir bakış açısı ile bu sorulara cevap aramak ve sektörün gelişimine katkı sağlamaktır. Önümüzdeki dönemde arkadaşlarımızla beraber bu doğrultuda yoğun bir çaba içerisinde olacağız. eylül - ekim ‘12 67 usta bilirkişi peyzaj usta Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat: Müteahhitlerin ne istediklerini biliyor ve ona göre çalışıyoruz 1992 yılından itibaren inşaat sektöründe faaliyet gösteren Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat ile bir araya gelerek, firmasını ve faaliyetlerini konuştuk. Yıllara dayanan deneyimi ve ustalığı ile sektörde 21 yıldır faaliyet gösterdiğini anlatan Osman Murat, kaliteli işçiliği ve oluşturduğu markası ile müteahhitlerin kendisine güvendiğini, kendisinin de yaptığı işçilik ile bu güveni boşa çıkarmadığını ifade etti. eylül - ekim ‘12 1992 yılından itibaren inşaat sektöründe faaliyet gösteren Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat ile bir araya gelerek, firmasını ve faaliyetlerini konuştuk. Yıllara dayanan deneyimi ve ustalığı ile sektörde 21 yıldır faaliyet gösterdiğini anlatan Osman Murat, kaliteli işçiliği ve oluşturduğu markası ile müteahhitlerin kendisine güvendiğini, kendisinin de yaptığı işçilik ile bu güveni boşa çıkarmadığını ifade etti. 69 İnşaat projelerine; peyzaj, altyapı, sert zemin, bahçe duvarı, çelik kapı ve sulama sistemleri gibi konularda hizmet sunduklarını belirten Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat, en önem verdikleri konunun müşteri memnuniyeti olduğunu kaydetti. Yaptıkları işte görselliğin önemli olduğunu ve müşterinin tamamlanan bir inşaat projesinde ilk peyzaja baktığını ifade eden Osman Murat şöyle konuştu; “ Bizim işimiz çok önemli. Peyzaj inşaat projelerinin en önemli görselliklerinden bir tanesi. Zemin düzeltme, bahçe duvarı, gibi hizmetlerimi ile peyzaj görsellini arttırabiliyoruz. Yıllardır bu işle uğraştığımız için mesleğimizin en ince detayına kadar konuya hakimiz. Karşılaşılacak problemleri kısa yollu ve en az kayıpla düzeltebiliyoruz. Kaliteli ürün kullanımına ve işçiliğe çok önem veriyoruz. Konut sahibi olabilmek için ziyarete gelen müşteriler ilk etapta çevre düzenlemesine dikkat ediyorlar. İyi bir çevre düzeni, insanların karar vermesinde önemli bir noktayı oluşturuyor. Çünkü insanlar yaşayacakları evin yanı sıra pencereden baktıklarında veya dışarı çıktıklarında da kendilerini rahat ve iyi hissettirecek hususlara önem veriyorlar. Eskiden sadece konutlara dikkat edilirken şimdilerde peyzaja da önem verilmeye başlandı. İyi bir peyzaj otomatik sulama ile gerçekleştiriliyor. Yeşilliğin iyi dikilmesi kadar, iyi korunması ve sulaması da önemlidir. Biz otomatik sulamayı ve nasıl bakılması gerektiği konusunda da müşterilerimizi de bilinçlendiriyoruz. Ayrıca bize gelen ve projesi olmayan müteahhitlerimize de proje konusunda yardımcı oluyoruz. Artık çevre düzenlemesinin yanı sıra havuz isteyen, şelale isteyen müşterilerimiz de oluyor. Sadece dış görünüşe bakarak oradan konut almak isteyen çok sayıda insan ile karşılaştım. Bu nedenle işimizin öneminin farkındayım ve bu farkındalıkla işimize devam ediyoruz.” Özen İnşaat Peyzaj Genel Müdürü Osman Murat, büyük projelerde daire karşılığı iş alabildiklerini de belirterek, müteahhitlere ellerinden gelen kolaylığı gösterdiklerini vurguladı. eylül - ekim ‘12 usta 68 peyzaj ürün haberleri ürün haberleri Genellikle çatıların yeşillendirilmesinde kullanılan VYDRO®; poliüretan esaslı, ağırlığı düşük, ancak su tutma kapasitesi yüksek bir hidrofilik malzemedir. Duvarların ölçüsüne göre özel olarak üretilen, estetiği pano halinde üretilmiş büyük desenler ile sunan Glamora duvar kağıtları HD Group’un distribütörlüğü ile Türkiye’de. 71 Hidrofilik Yeşil Çatı Malzemesi: VYDRO® ile Duvarlara Özel Dokunuş Genellikle çatıların yeşillendirilmesinde kullanılan VYDRO®; poliüretan esaslı, ağırlığı düşük, ancak su tutma kapasitesi yüksek bir hidrofilik malzemedir. Su yönetimini kontrol eder, kentleşmenin etkilerini azaltır, biyolojik çeşitliliğin gelişmesine katkıda bulunur ve bina bakım maliyetlerini azaltır. Duvarların ölçüsüne göre özel olarak üretilen, estetiği pano halinde üretilmiş büyük desenler ile sunan Glamora duvar kağıtları HD Group’un distribütörlüğü ile Türkiye’de. Düşük ağırlığı sayesinde yeşil çatılar ve düşey duvarlarda, kurak mevsim yaşanan ülkelerde yapılacak dinlenme tesisi projelerinde peyzaj-çim yetiştirme amaçlı kullanılır. Glamora Üstü vinil, altı elyaf tabanla kaplı, isteğe göre ipek ve keten hissi veren isteğe göre her iki dokuda da üretilebilen Glamora duvar kağıtları, dijital baskının son teknolojisini kullanan makineleriyle desenlerde netlik hiç bozulmadan istenilen ölçülerde üretebiliyor. Diğer yeşil çatı sistemlerine göre yüzde 70’den az ağırlığa sahiptir (1 m³ = 30 kg). Sudaki ağırlığını 30 kez kadar korur. Özenle tasarlanmış, zarafet ve inceliği yansıtan eşsiz desenlerini beğeniye sunan Glamora, ayrıca istenilen herhangi bir deseni de dijital olarak belirtilen ölçülerde üretebiliyor. Yüksek su tamponlama kapasitesine sahiptir, 1 saat sonra suyu yüzde 40-60 muhafaza eder ve ısı kalkanı olarak davranır. (lambda 34 kuru) Birden fazla dönemlerde tekrar su alabilir. Çeşitli desen alternatiflerinin yanı sıra desen tekrarı ve desen pozisyonunu n istenildiği gibi ayarlanabildiği Glamora duvar kağıtları ile renk ve desen harmonisi kişiye özel olarak ayarlanabiliyor. eylül - ekim ‘12 eylül - ekim ‘12 usta usta 70 ürün haberleri ürün haberleri usta 72 Binlerce yıldır ev yapımında ve mobilya sektöründe kullanılan Bambu; dekoratif görselliği, dayanıklı ve zarif bir malzeme olmasının ötesinde oldukça değerli ve yenilenebilir bir doğal kaynak. Tüm bu özellikleriyle yapı sektörü başta olmak üzere birçok alanda tercih edilen bambu, URAN Holding bünyesindeki ARAY Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş’nin zemin döşeme markası BAMPAR ile fark yaratıyor. Yenilenebilir doğal kaynak Botanik anlamda ot sınıfına dahil olan Bambu, gezegendeki en yenilenebilir doğal kaynaklardan biri olarak gösteriliyor. Geleneksel ahşapların aksine, hızlı büyüyen bambu saplarından elde edilen Bambu zemin döşeme çözümleri, bu özelliğiyle uzun yıllar süresince yetişen diğer orman ürünlerine yönelik talebi de düşürüyor. Bambuyu zemin döşeme malzemesi olarak kullanan BAMPAR, yıpranmaya karşı dayanıklılık ve kalıcılık özelliklerine sahip ideal döşeme malzemesi bambuyu geniş dağıtım ağıyla Türk kullanıcıları ile tanıştırıyor. Zarif ve güçlü yapısı ile yurt dışında yüzlerce yıldır tercih edilen bambu parkeler, ortamdaki ısı ve nem değişikliklerinde etkilenmediği gibi tüm zeminlerin yanı sıra, ıslak zeminlerin döşenmesinde, banyo ve mutfaklarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Orman kaynaklı ahşap malzemeye yönelik tüketim talebini düşürecek Uzun yıllarda yetişen orman kaynaklı ahşap malzemelere yönelik tüketim talebini de düşürmeyi amaçlayan ARAY Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş, BAMPAR ile yıpranmaya karşı dayanıklılık ve kalıcılık özelliklerine sahip ideal döşeme malzemesini şık bir dekorasyon malzemesi olarak sunuyor. eylül - ekim ‘12 Dünyanın En İnce Radyatörleri Kişiye özel çözümler sunan Minoa tasarım Dekorasyon radyatörleri; ofis, salon, alternatifleri banyo ve mutfaklarda arasında tercih kullanılabiliyor. Estetik edilme oranı her objelerin değer geçen gün artan bulduğu her ortamda Bambu; BAMPAR tasarımlarıyla fark markasıyla zemin yaratan Minoa döşemelerinde Design’ın imzası fark yaratıyor. güzellik ve şıklık olarak ön plana çıkıyor. Kişiye özel çözümler sunan Minoa tasarım radyatörleri; ofis, salon, banyo ve mutfaklarda kullanılabiliyor. Estetik objelerin değer bulduğu her ortamda tasarımlarıyla fark yaratan Minoa Design’ın imzası güzellik ve şıklık olarak ön plana çıkıyor. Mevcut ürünlerle minimalist çözümler sunan Minoa Design, müşterilerinin önereceği ve tasarlayacağı radyatörlerle tasarım alanına yeni bir bakış açısı getiriyor. Patentli teknolojisiyle Minoa Design, radyatör dünyasında bir çığır açıyor ve kişisel zevklere göre kişisel radyatörler sunuyor. Dünyanın en ince estetik radyatörlerini üreten Minoa Design, iç tasarımcıların önündeki önemli bir engeli kaldırıyor.Özel tasarımların gerçekleştirilmesine olanak sağlayan Minoa Design’ın farklılıkları; •İnce yapısı ile çarpıcı bir görünüm, •Duvarlardaki estetik objelere ısıl değer kazandırılması, •Benzersiz oluşu ile özel müşteriler için özel ürünler sunması, •Üretim sürecinde kullanılan tekniklerle doğa dostu olması şeklinde sıralanıyor. Minoa ismi, M.Ö. 3500 yıllarına dayanan Giritli bir uygarlıktan geliyor. İsmini mitolojik bir kraldan alan bu uygarlığın en önemli özelliği ise; duvarlar içerisinden geçen borular yoluyla tarihte bilinen ilk merkezi ısıtma sistemini kullanmaları. Minoa Design ürünleri bilinen radyatörler gibi içinden geçen borular yerine iki çelik levhanın arasında oluşturulan kanallar sistemi ile ısınıyor. Bu sayede 7mm kalınlığında ürünler üretmek herkes için bir hayalken Minoa Design için bir standart halini alıyor. Minoa Design ürünleri benzersiz incelikte tasarlanan modellerden oluşan ve her geçen gün genişleyen kendi koleksiyonunu kullanıcıların beğenisine sunarken iç mimar ve dekoratörler için yaşam alanlarının oluşturulması sürecinde kendi geliştirdiği esnek üretim teknolojisiyle tamamen kişiye özel tasarımlara imkan tanıyor. eylül - ekim ‘12 73 usta Çevreci Bir Zemin Döşeme Çözümü: Bambu hak - hukuk İhaleye fesat karıştırma suçları Sonay ASLAN Avukat 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 235 ve 236. Maddesinde düzenlenen İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma suçları son zamanların hatta ve hatta son günlerin en çok karşımıza çıkan suçları arasında yer almaya başladı. İhale artırımlarına fesat ve hile karıştırma, gizli ihale bilgilerinin ifşası yahut edimin ifasına fesat karıştırma gibi tadadi olarak örneklendirilebilecek suçlar da aynı madde kapsamında kalmaktadır. usta 74 Her ne kadar mezkûr maddelerde düzenlenen ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçları çeşitli biçimlerde gerek günlük hayatımızda gerekse yazılı ve görsel basında karşımıza çıksa da, çoğu kez habere konu olan suçun ihaleye yahut edimin ifasına fesat karıştırma olmadığı ortaya çıkmaktadır. Anlaşılan o ki ihale edilen bir işte meydana gelen bir usulsüzlük karşısında yapılan ilk şey usulsüzlüğü ihaleye fesat karıştırma olarak yorumlamak. Hâlbuki ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarının maddi yahut manevi unsurlarına dikkat edilmeden yapılan bu nitelendirmeler yanlış yönelimlere sebebiyet vermektedir. Fakat tüm bunlarla birlikte ihaleye fesat karıştırma suçunun kanun koyucu ile hâkimler tarafından farklı yorumlanması yahut farklı uygulanması karşısında yapılması gereken, mantıklı tepkiler vermek sureti ile yapıcı eleştiriler yaparak yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi adına çaba göstermektir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, bu ay ihaleye fesat karıştırma suçunun hangi hallerde belirdiği yahut oluştuğu kanun dairesinde tartışılacaktır. eylül - ekim ‘12 İhaleye fesat karıştırma suçu 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 235 inci maddesinde düzenlenmiş olup kanunun Ekonomi, Sanayi Ve Ticarete İlişkin Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bu suç aynı zamanda topluma karşı işlenen suçlar başlığı altında da geçmektedir. İhaleye Fesat Karıştırma suçu sıradan bir vatandaş tarafından işlenebileceği gibi bir memur tarafından da işlenmektedir. Bu suçun faili durumunda olan memurlar hakkında 4483 Sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmamaktadır. Zira bu suçun faili olan memurlar hakkında 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu’nun 17 nci maddesi hükmü gereği genel hükümlere göre işlem yapılmaktadır. 5235 Sayılı TCK’nın 235. Maddesi “İhaleye fesat karıştırma (1)Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır: a) Hileli davranışlarla; 1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek, 2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak, 3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak, 4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı hâlde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak. b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak. c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek. d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları. (3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez. (4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar. (5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması hâlinde de uygulanır.” Hükmünü amirdir. 235. Maddede ihaleye fesat karıştırma suçu tanımlanmış ve kamu kurum veya kuruluşlarınca yapılan alımların yasal çerçevede ve dürüstlük kuralları doğrultusunda yapılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla madde olası kamu zararlarına sebebiyet verecek faillerin cezalarını düzenlemektedir. kişilere doğrudan yönelik olması maddeye göre aranmamaktadır. İleride gerçekleşmesi mümkün olan ve ihaleye katılmak isteyenlerin veya katılanların yakınlarına veya mallarına yönelik bir tehdit yahut katılımlarının engellenmesine yönelik herhangi bir fiil yargıçlarca suçun işlenmiş olması için yeterli görülmektedir. Bu madde düzenlenen suçun konusunu mal veya hizmet alım veya satımına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihaleleri oluşturmaktadır. İhaleye fesat karıştırma suçunun oluşması için, kurumca yapılan ihalenin konusunun ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi bir ihale olması da şart değildir. Fıkranın (d) bendinde ihaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturmaktadır. Çünkü bu fiiller, ihalenin objektif koşullarda yapmasını engellerken ihaleye katılan firmalar arasındaki rekabete de engel olacaktır. İhale süreci, yapılan iş ile ilgili sözleşmenin imzalanmasına kadar ki geçen sürenin bütünüdür. Suçun maddi unsuru sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süreçte oluşmaktadır. İhaleye fesat karıştırma suçunun manevi unsuru kasttır. Failinin hangi saikle hareket ettiği ne kadar önemli ise de bu sonucu bilmesi ve istemesi yeterli olduğundan genel kastının varlığı yeterli olacaktır. İhaleye fesat karıştırma suçu sözleşmenin imzalanmasına kadar geçen süreçte ihaleye katılsın, katılmasın, ihaleye aktif etkisi bulunsun ya da tamamen pasif olsun bir şekilde sürece etki eden kişiler tarafından işlenir. Tabiri caizse “ihaleye yan bakan” bu suçun maddi unsurunu oluşturur. İhalelerin dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılacağına dair, kamu görevlilerine duyulan güvenin örselenmesine sebebiyet veren ve ihalenin objektif şartlarında yapılmasını engelleyen, maddenin ikinci fıkrasında sayılan bütün bu seçimlik hareketlerden herhangi birinin veya birkaçının gerçekleştirilmesi durumunda, - (a) bendinde sayılan hareketlerin hileli davranışlar ile gerçekleşmiş olması gerekir - ihaleye fesat karıştırma suçu işlenmiş olur. Yukarıda da açıklandığı üzere suçun işlenebilmesi için de kişi ile suç arasındaki psikolojik bağın varlığı şarttır ki bu da kast olarak belirir. Kastın varlığından bahsedebilmek için de medeni kanunda yer alan tanımıyla orta zekalı vasat makul bir kimsenin bilerek ve isteyerek fiili gerçekleştirmiş olması gereklidir. İhalenin sonuçlanmaması, iptal edilmesi gibi nedenlerle ihalenin yapılamamış olması ihaleye fesat karıştırma suçunu ortadan kaldırmamaktadır. Özetle İhaleye fesat karıştırma suçu için ihalenin objektif ve serbest koşullarda yapılmasının önüne bilerek ve isteyerek geçmek yahut bu sürece herhangi bir nedenle illegal müdahalelerde bulunmak yeterlidir. İhaleye ne şekilde fesat karıştırıldığını düzenleyen ikinci fıkrada sayılanlardan bir ya da bir kaçının ihale sürecinde olması yeterlidir.Yine hileli davranışlarla gerçekleştirilen fiillerde tek tek sayılarak son derece açık bir biçimde belirlenmiştir. “Fıkranın (b) bendine göre ise ihale sürecinde, tekliflerle ilgili olup da, ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturmaktadır.” Bu durumda hileden bahsedilemez elbette ve fakat gizli kalması gereken bilgilerin ifşa edilmesi, ihalenin objektif, şeffaf ve serbest rekabet koşullarında ifa edilmesinin önüne set koymaktadır. Fıkranın (c) bendinde, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek, ihaleye fesat karıştırma olarak belirlenmiştir. Zor kullanmanın, ihalede rekabeti sağlayacak, ihaleye katılma yeterliğine sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek şeklinde tezahür etmesi gerekirken, tehdidin ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan “İhale işlemlerinin yürütülmesi sürecinde yer alan kamu görevlilerinin, “eşitlik ve dürüstlük” ilkesinin korunması amacıyla, öncelikle, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17 nci ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 83 üncü maddelerinde belirtilen, ihalenin objektif ve serbest rekabet şartlarında yapılmasını engelleyen yasak fiil ve davranışlarda bulunmamaları, yasak fiil ve davranışlarda bulunulmasına da izin vermemeleri gerekmektedir.” Maddenin üçüncü fıkrasına yer alan, “ihaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.” hükmünden anlaşıldığı üzere, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, ilgili kurum veya kuruluşun herhangi bir zarar görmesi olmazsa olmaz şart değildir. İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zararın ortaya çıkmış olması, bu suçun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir ve kişinin ilgili suçtan dolayı daha ağır bir cezayla cezalandırılmasını gerektirmektedir. Bu durumda da zararın meydana gelmiş olması yeterlidir. Meydana gelen zararın miktarının tam olarak belirlenmesine gerek bulun-mamaktadır. Maddenin dördüncü fıkrasına yer alan, “ihaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.” hükmü ise ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kamu görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin etmiş olmalarının gerekmediğini anlatmaktadır. Aksi halde, yani ihaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması hâlinde, bu menfaat temini bir başka suçu da oluşturuyor ise menfaat temin eden kamu görevlileri hem ihaleye fesat karıştırma suçundan dolayı cezalandırılacak hem de ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar. Kanımızca maddenin beşinci fıkrasında ihaleye fesat karıştırma suçunun uygulama alanı biraz daha genişletilmiş ihalenin geniş anlamda kamusal bir faaliyet olarak icra edilmiş olması da kapsama dâhil edilmiştir. Açıklananlar ışığında yukarıdaki fıkra hükümleri, sadece kamu adına ve hesabına yapılan ihaleler açısından değil, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması hâlinde de uygulanacaktır. eylül - ekim ‘12 75 usta hak - hukuk vizyon fuar Ankara Sanayinin başkenti olma yolunda… Girişimcilik ve Kadın TÜSİAV Başkanı ANKARA 2.2. SANAYİ ANKARA SANAYİFUARI FUARI 20-24 Kasım 2012 • usta 76 Bir yerde okumuş ve çok beğenmiştim. “ İşyeri yoksa iş te yoktur” Gerçektende öyle değil midir? İşletme ( işyeri ) olursa iş olur. İşyerini de girişimciler açar. Girişimci; belli bir amaç doğrultusunda kendi sermayesi ile belli bir risk alarak iş kuran kişi veya kişilerdir. Girişimcilik için fikir ve tecrübe de önemlidir. Ama sermaye olmazsa olmaz öncelikli bir faktördür. Bütün dünyada yükselen değer olan girişimcilik; ülkemizde de yoğun bir şekilde gündemde. Ekonomi dünyası Türkiye’deki girişimci sayısının artması için projeler geliştiriyor. Hükümet, girişimciliğin güçlü hale getirilmesi için girişimciler için destek paketleri hazırlıyor. Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, meslek odaları; girişimcilik kursları düzenliyor ve girişimci yetiştirmeğe çalışıyorlar. Bu çabalar içinde en çok dikkati çeken de TOBB ‘ un ; illerde kadın girişimciler kurulları oluşturması ile o ildeki kadın girişimci potansiyelini nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi hedefi var. Bu hedef doğrultusunda girişimcilik kültürünü ve pratiğini o ilde yaymak ve girişimcilik eğitimlerine öncülük etmek… Ekonomik büyüklüğü ile dünyada 16. Sırada olan Türkiye, kadınların ekonomiye katılımında 134 ülke arasında sondan 4. Sıradadır.( Dünya Ekonomik forumu 2010 yılı verileri ) 60 yıldır üyesi olmağa çalıştığımız AB Avrupa Birliği üyesi ülkelerde her 100 kadından 59 u çalışırken bu sayı Türkiye’de sadece 22 dir. Türkiye İstatistik kurumu 2010 yılı verilerine göre çalışan her 100 kadından sadece 13 ü işveren veya kendi hesabına çalışandır. İşveren yada kendi hesabına çalışan her 100 kişiden sadece 15’i kadındır. Kadınların iş hayatına çok sınırlı olarak katılabildiği ülkemizde kadın girişimciliğini özendirme ve teşvik etme çabalarımızda oldukça geç kalınmıştır. Ama İngilizlerin dediği gibi “ Binlerce millik bir yolculuk küçücük bir adım atmakla başlar” Türk iş dünyası, gönüllü kuruluşları, yerel yönetimleri ve devleti ile kadın girişimciliğinin önemini anlamış ve ilk adımı atmıştır. Güler Sabancı’nın isabetli bir değerlendirmesi var. “ İş hayatı zordur. Kadınlar için daha da zordur” Kadınları girişimci yapmak, girişimci kadın sayısını artırmak noktasında yapılan çalışmaları önemsememiz ve desteklememiz lazımdır. Unutmayalım işyeri yoksa iş te yoktur. Girişimci yoksa işyeri de iş te yoktur. ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ - ANKARA ANKARA 2. SANAYİ FUARI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI… Ankara 2. Sanayi Fuarı, 20-24 Kasım 2012 tarihleri arasında, Atatürk Kültür Merkezi’nde Forum Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş. ve Ankara Sanayi Odası işbirliği ile düzenlenecektir. İkinci kez gerçekleştirilecek olan fuar ülkemizin sanayi potansiyelinin görülmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca komşu ve çevre ülkelerden alım heyetleri programı organize edilecektir. On binin üzerinde sanayi işletmesi bulunan Ankara’da, bu yıl 25 bin metrekare alanda organize edilecek, 300 fi rmanın katılımıyla gerçekleşecek olan ANSAF’12 40.000 profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacak. Fuar üretim, yatırım, iç ve dış ticaretin gelişmesi, firma ve kuruluşlar arasında iş birliklerinin kurulması açısından büyük önem taşımaktadır. Ankara Genç İşadamları Derneği’nin (ANGİAD) sponsoru olduğu ANSAF’12, makine sanayi başta olmak üzere, otomasyon, hidrolik pnomatik, depolama istifl eme, ısıtma ve soğutma sistemleri, elektrik panoları, inşaat ve iş makineleri üreten fi rma, kurum ve kuruluşlarını bir araya getiriyor… eylül - ekim ‘12 77 Ankara 2. Sanayi Fuarı, Ankara ve çevre illerdeki sanayicileri, alıcıları, işbirliği yapabilecekleri firma ve kuruluşları hem de komşu ve çevre ülkelerdekiyatırımcıları, ticaret heyetlerini ağırlarken fuar kapsamında seminerler, konferanslar, work-shoplar ve yerli-yabancı ziyaretçilerle ikili iş görüşmeleri düzenlenecek. usta Veli SARITOPRAK Organizasyon Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş. www.aso.org.tr www.forumfuar.com Fuarda sergilenecek ürün grupları; Makine-Metal İşleme, Endüstriyel Otomasyon, Hidrolik Pnomatik, Enerji, Elektrik ve Elektronik, Taşıma, Depolama, İstifl eme ve Lojistik, İnşaat ve Yapı Malzemeleri, Çevre Teknolojileri, İş Makinaları ve Yedek Parça, Telekomünikasyon, Isıtma Soğutma ve Havalandırma, Güvenlik Teknolojileri Ana ve Yan Sanayi, Araç Üstü Ekipmanları, Teknolojileri ve Yan Sanayi eylül - ekim ‘12 hukuk köşesi Tek ortaklı Anonim Şirket uygulaması ANKARA 2. SANAYİ FUARI 20-24 Kasım 2012 ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ - ANKARA Başkentin Sanayisinden Sanayinin Başkentine... Hüseyin YILDIRIM Avukat Yeni Türk Ticaret Kanununun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, hayatımıza birçok yeni hukuki kurum geldiği gibi, bu zamana kadar alışık olmadığımız birçok şirket yapılaşmaları da uygulamaya kondu. Bunlardan birisi de tek ortaklı anonim şirketlerin kurulmasına olanak sağlanmasıdır. Artık, eskiden olduğu gibi en az beş kurucu ortak zorunluluğu olmadığından tek bir gerçek veya tüzel kişi de anonim şirket kurabilecektir usta 78 Tek ortaklı anonim şirketlerle ilgili yenilik, sadece kurucu ortak sayısının bire düşürülmesi ile sınırlı olmayıp, mevcut anonim şirketlerin de ortak sayısını bire indirebilmelerine imkan sağlamasıdır. Yani, 1 Temmuz 2012 tarihinden önce en az beş ortak zorunluluğunu yerine getirmek için eşine, çocuklarına, yakın arkadaşlarına, sembolik birer hisse vererek göstermelik ortak almak zorunda olanlar, artık diğer ortakların elindeki tüm hisseleri devralarak, şirketlerinin tek ortağı haline gelebileceklerdir. Bunun da en büyük yararı, çağrısız genel kurul toplantılarının her zaman ve her an yapılabilecek olmasıdır. Şirket, tüm hisselerin tek bir ortağa ait olduğu tarihte tek ortaklı anonim şirkete dönüşmüş olacaktır. Ticaret siciline tescil ise bu durumun üçüncü kişilere duyurulması fonksiyonunu yerine getirecektir. Ticaret Kanunu’nun 359’uncu maddesine uygun olarak, yönetim kurulu da tek üyeli yönetim kuruluna dönüşmelidir. Bunun için de ana sözleşmenin değiştirilmesi şarttır. Yeni TTK’ da bakanlık temsilcisi veya eski adı ile hükümet komiseri bulunması da şart değildir. Sadece kuruluşu Bakanlık iznine tabi olan anonim şirketlerin genel kurullarında bakanlık eylül - ekim ‘12 temsilcisi bulunması zorunludur. Üstelik Bakanlık temsilcileri de ilgili Bakanlık olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından değil, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından tayin edilmektedir. Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı temsilcisinin de hazır bulunduğu, tek bir ortaktan oluşan olağanüstü genel kurul toplantısında, yeni TTK md 420 hükmüne uygun bir toplantı başkanı seçilerek, ana sözleşmede gerekli değişikler yapılıp, yönetim kurulu üye sayısı bire indirildikten sonra, aynı genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi de seçilmiştir. Yönetim kurulu tek bir üyeden oluştuğundan, temsil yetkisi hiçbir şekilde sınırlanmamalı, en geniş yasal temsil yetkisine sahip olmalıdır. Yeni TTK 359’uncu maddesi ile yönetim kurulu üyeliği için hissedar olma şartını aramadığı gibi, tüzel kişilerin de yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerine olanak sağlamıştır. Bunun faydası ise, yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişinin, yönetim kurulu üyesi olarak atayacağı gerçek kişiyi, dilediği zaman, bir genel kurul kararına gerek olmaksızın değiştirebilmesidir. Tek şartı, bu değişikliğin ticaret siciline tescil ve ilanıdır. Yeni Türk Ticaret Kanunu, birçok yenilik getirmiş ve birçok hususu değiştirmiştir. Bu kolaylıklardan bazıları, bir anonim şirketin bütün hisselerinin tek bir kişinin elinde toplanabilmesi, böylece -kural olarak Bakanlık temsilcisinin dahi bulunmadığı- tek ortaklı genel kurul toplantılarının mümkün olması, yönetim kurulunun tek üyeli olabilmesi, yönetim kuruluna tüzel kişilerin seçilebilmesi ve yönetim kurulu tüzel kişinin atadığı temsilcisini dilediği zaman değiştirebilmesidir. Bütün bunların bir anonim şirketin yönetimini bazı yönlerden kolaylaştırdığında şüphe yoktur. Destekleyenler T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türk Standardları Enstitüsü Ankara Ticaret Odası Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi Organizasyon Sponsor Ankara Sanayi Odası 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi Ankara Genç İşadamları Derneği Fuarcılık ve Geliştirme A.Ş. www.aso.org.tr www.forumfuar.com Atatürk Bulvarı No: 193 Kavaklıdere-ANKARA Tel: 0 (312) 417 12 00 Faks: 0 (312) 417 52 05 e-mail: [email protected] Uğur Mumcu Cad. No: 78/3 • 06700 GOP-ANKARA Tel: 0 (312) 446 08 22 (pbx) Faks: 0 (312) 446 08 23 e-mail: [email protected] İstanbul irtibat Tel: 0 (212) 465 73 76 (pbx) • Faks: 0 (212) 465 89 88 B U F U A R 5 1 7 4 S AY I L I K A N U N G E R E ø ú N C E T Ü R K ú Y E O D A L A R V E B O R S A L A R B ú R L ú ø ú ( T O B B ) ú Z N ú ú L E D Ü Z E N L E N M E K T E D ú R . sağlıklı yaşam sağlıklı yaşam Metabolizmanızı yatırmayın… 6. Adımsayarlar belimizde ve hedef 10000 adım. İster evinizin koridorunda, ister alışveriş merkezinde, ister iş yerinizde artık hareket zamanı…. Günde 10000 adım atıyoruz metabolizmamızı tıkır tıkır çalıştırıyoruz. 7. Kış sebzelerinin kalorileri düşük, iştah kontrolüne destekleri ise büyük… Akşam yemeklerinizde mutlaka öğününüzün yanında 1 çorba kasesi çiğ sebze yada buharda hazırlanmış sebzeyi baharat ve sirke eşliğinde tüketin. Hem sindirim sisteminiz hızlandıracak hem de akşam yemeğinde kontrollü besin tüketiminizi sağlayacak. 8. Buğday kıtırı ile tanışın. Sınırsızca yiyebilsem, usta 80 Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart işte metabolizmanızın kış uykusunda olduğu aylar…. Bu aylarda düşen hava sıcaklığı ve günün aydınlık kısmının azalması ile ne yazık ki metabolizmamız kış uykusuna yatıyor. Çevresel koşullar bizi daha az hareket eden daha fazla gıda tüketen daha fazla uyuyan bireyler haline getiriyor. Peki, metabolizmamızı kış uykusundan uyandırmak için neler yapmalıyız. Eğer yaza bu aylardan kazanacağınız birkaç kilo ile girmek istemiyorsanız önerilerimize kulak verin… 1. Erken kalkanın metabolizması daha hızlı… Kış aylarında günün aydınlık kısmının kısıtlı olması ve ısının düşük olması nedeni ile metabolizmalarımız yavaşlıyor. Erken kalkmanız ise metabolizmanıza hız kazandırıyor. Güneşin doğuş saati ve batış saati arasındaki zamanı daha iyi kullanın kalorisi yüksek besinleri bu saatler içerisinde tüketmeye özen gösterin… 2. Güneş girmeyen eve artık tartı giriyor. Eğer eviniz güneş görmüyor, yaz aylarında çok sınırlı tatil yapabiliyorsanız çok acil 25-OH VD3 değerlerinize baktırın. Güneşin armağanı D eylül - ekim ‘12 vitamini metabolizmanızın hızlı çalışması için altın anahtar. 3. Hayatı sindire sindire yaşamaya ne dersiniz? Sürekli kabızlık şikayeti olan bireylerin ne yazık ki bu aylarda sindirim sistemi şikayetleri artmaya başlıyor daha sık kabızlık problemi sürekli gaz şikayeti ile karşı karşıya kalıyoruz. Metabolizmanızın hızını destekleyen en önemli sistem ise tabi ki sindirim sistemi. Düzenli çalışması için düzenli probiyotik kullanımı ise hem metabolizmanız hem sizi keyiflendirecek. 4. Uyku kaliteniz de uyku saatiniz de metabolizmanızın düzenli çalışması için oldukça önemli. Günde ortalama 8 saat uyku almaya özen gösterin. Bulunduğunuz odanın uyku saatleriniz içerisinde sesiz ve ışıksız olması uykunuzun kalitesi açısından oldukça önemli. 5. Sudan bir mazeretten metabolizmanızın yavaş çalışıyor olmasını istemezsiniz değil mi? Su metabolizmanızın hızını düzenliyor ve onun yerine hiçbir içecek geçmiyor. Günde 2 lt su içmeye özen gösterin ve suyunuzun sıcaklığı beni tok tutsa, kalorisi çok düşük olsa… İşte artık hayaller gerçek oldu kocaman bir paket sadece 70 kal oldu. Buğday kıtırı ile tanışın akşam dizileriniz daha düşük kalorili geçsin. 9. Kışın yemek takımınızın boyutlarını küçükleri ile değiştirin böylelikle porsiyonlarınızın da boyutlarını da değiştirmiş olacaksınız. Unutmayın ilk doyum göz ile başlıyor. 10. Dikkat dikkat önümüzdeki üç ay içerisinde karşınıza çıkacak metabolizmayı hızlandırır ve tokluk hissi verir bir ayda 7-8 kg verdirir reklamlarından tüketmeyiniz. Asıl metabolizmanızı yavaşlatan ve hatta bozan ve hatta sizi kısır döngü içerinde bir kilo problemi ile baş başa bırakan bu yöntem ve önerilerden uzak durunuz. Veee Formeo’nun en hızlı hazırlanan ve metabolizmayı hızlandıran çorbası… Metabolizmanız için YEŞİL ÇORBA 1 kg ıspanak, 1 su bardağı yeşil mercimek, 2 yemek kaşığı zeytin yağı, 2 adet havuç, 2 orta boy soğan, Limon Hazırlanışı: 1 su bardağı yeşil mercimeği küçük bir tencere koyun, havuçları ve soğanları iri iri dilimleyip ekleyin ve üzerine 2 su bardağı su ekleyin hepsini beraber haşlayın. Büyük bir tencerenin içine ıspanakları çiğden eliniz ile parçalayın üzerine 1,5 lt sıcak su ekleyin ve haşladığınız yeşil mercimek ve sebze karışımını ekleyin beraber yaklaşık 15 dk kaynatın. Ve blendırdan geçirin. En son zeytin yağı ekleyin servis yaparken bol limon ile tüketin. Baharat keyfinize kalmış… 81 Öğün öncesinde bir büyük kase bu çorbadan rahatlıkla tüketebilir. Metabolizmanızı hızlandırıp iştahınız kontrol altına alabilirsiniz. KIŞ LİMONATAMIZ İLE metabolizmalarınızı hızlandırın. Taze zencefil, Limon, Kuru nane, Tarçın kabuğu, Tatlandırıcı Hazırlanışı: Taze zencefili iri iri rendeleyin ortalama 1 tatlı kaşığı dolusu zencefil rendeniz olsun. Üzerine 2 tatlı kaşığı kuru nane ekleyin ve 1 adet limonun suyunu sıkın. 300 ml sıcak su ile 5 dk demleyin ve en son tarçın kabuğu ve tatlandırıcı ile servis yapın. Günde 3 fincan içmeniz hem bağışıklılığını destekleyecek hem metabolizmanızı hızlandıracak hem de iştah kontrolünüzü sağlayacaktır. METABOLİZMANIZI HIZALNDIRAN BESİNLER Greyfurt, yeşil çay, yoğurt, badem, ıspanak, kahve, hindi, elma, kurbaklagiller, brokoli, köri, tarçın, yulaf, biber, soya sütü. eylül - ekim ‘12 usta kış uykusuna oda sıcaklığında olsun. p b POLAT BETON ONAT ALÇI O N A T Ali Rıza ONAT Şirketler Grubu; 1983 yılından beri inşaat sektöründe hizmet veren güçlü finansman kaynakları, deneyimli ve dinamik kadrosu ile kaliteli hizmetlerini sunarak, Türkiye’nin önde gelen inşaat firmaları arasında hak ettiği yeri almıştır. Grubumuzun öncelikli hedefi; kaliteden ödün vermeden, bilgi birikimlerimizi ve deneyimlerimizi kullanarak müşteri memnuniyetini sağladığımız noktadan daha ilerilere taşıyabilmektir. ONA T A L Ç I A L Ç I KAYAģ Tesisi POLAT BETON A.ù. KAYAù Tesisi: K. Kayaú Mah. 19 MayÕs BulvarÕ No: 687 Mamak/ANKARA Tel: 0312 372 76 72 Fax: 0312 373 52 60 BAøLUM Tesisi FirmamÕz müúterilerinin ve uygulamacÕlarÕn ihtiyaçlarÕnÕ yakÕndan takip etmek ve taleplerine daha hÕzlÕ cevap verebilmek amacÕyla Ankara, østanbul, øzmir ve Antalya'da satÕú teúkilatÕnÕ kurmuútur. SøNCAN Tesisi: Ahi Evren Mah. Çakmak Sok. No:13 Sincan/ANKARA Tel: 0312 270 81 05 Fax: 0312 269 08 00 BAöLUM Tesisi: KarúÕkaya Mah. Kurúunlu Cad. No:21 Keçiören/ANKARA Tel: 0312 329 10 53 Fax: 0312 329 10 57 www.polatbeton.com Bir Ali RÕza ONAT ùirketler Grubu markasÕ olan ONAT ALÇI; Ekim ayÕnda piyasaya sunuldu. Gruba ba÷lÕ ONPO Madencilik A.ù. ¿rmasÕnÕn üretti÷i ONAT AlçÕ'nÕn üretim tesisleri Ankara - Bala Yolu üzerinde 20. Km.'dedir. ùirketin merkezi Ankara'da bulunmaktadÕr. ÜRÜNLERøMøZ Peritli SÕva AlçÕsÕ PERONAT / Saten Perdah AlçÕsÕ SATONAT Kartonpiyer AlçÕsÕ KARONAT / Makine SÕva AlçasÕ MAKONAT SĂNCAN Tesisi ONAT ALÇI FABRøKASI Bala Yolu Üzeri 20. Km Çavuúlu Köyü Dumlutepe Mevkii Bala/ANKARA Tel: 0312 887 91 91-6 Fax: 0312 887 90 09 www.onpo.com.tr Evinize Deðer Katar ... Ek-Tan Ýnþ. ve Ýnþ. Malz. San. Tic. Ltd. Þti. Merkez :Ýstasyon Caddesi No: 153 / A-B Etimesgut / ANKARA T. 0312 475 58 00 (pbx) • F. 0312 475 58 10 [email protected] Fabrika : Ýstanbul Yolu Saray Modern Keresteciler San. Sit. 1. Cad. No: 65 - 67 Sarayköy - Kazan / ANKARA T. 0312 815 11 55 (pbx) • F. 0312 815 12 80 • [email protected] DOOR ANKASTRE ç e l i k k a p ý w w w . r e v i z y o n m u t f a k . c o m