Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Dergisini PDF olarak indiriniz

Transkript

Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Dergisini PDF olarak indiriniz
iz
ücr
ets
3-99 yaş için açık sahne, çadır ve stant
etkinlikleri; masal anlatıcıları, sanatsal ve
eğitsel aktiviteler, sürpriz konuklar
Etkinliklerin tümü ücretsizdir
Yer: Sanatçılar Parkı- Akatlar
Cumartesi : 12:00-22:00
Pazar
: 12:00-22:00
www.birvarmisbiryokmus.org
Masal Şenliğimize
Bekliyoruz.
4-5 Haziran 2016
Şenlik
Programı
4 Haziran Cumartesi
Türkiye’nin ilk Masal Şenliği
“Bir Varmış Bir Yokmuş”
4-5 Haziran’da gerçekleşiyor!
“Masal iyileştirir, masal büyütür, masal düşündürür, masal çözer,”
inancına sahip, bu işe gönül verenler tarafından masal anlatıcılığı sanatı
yeniden canlandırılıyor.
Beşiktaş Belediyesi ve Kidsnook Masal Akademi, 4-5 Haziran
tarihlerinde Akatlar Sanatçılar Parkında Türkiye’nin ilk masal şenliği,
Açık Sahne
“Bir Varmış Bir Yokmuş” etkinliğini gerçekleştiriyor. İki gün boyunca
11:00 Kortej eşliğinde açılış ve Basın Daveti
sürecek masal şenliği, dopdolu programı ile hem çocukları hem
12:00 Danimarka İstanbul Başkonsolosu Jesper Kamp ile Açılış
yetişkinleri masalların büyülü dünyasına götürüyor.Katılımın ücretsiz
Konuşması ve Andersen’den Masallar
12:30 Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile Açılıış ve Müzisyen
Anne Ahu Kahraman ile Ritim Şov
13:00 Ayşegül Dede ve Hatice Aslantaş ile Mim’li Masallar (3-99
yaş)
olduğu bu özel organizasyona herkes davetli.
Ayrıntılı bilgi için:
www.birvarmisbiryokmus.org
5 Haziran Pazar
14:00 Mehmet Erbil ile “ Evvel zaman içinde” (3-99 yaş)
15:00 Çiğdem Şimsek ile “Anadolu Masalları” (3-99 yaş)
16:00 Serkan Kırmızı “Davulumdan Meseller” (9-99 yaş)
Açık Sahne
17:00 Didem Köktaş ile “ Elmanın Çekirdeği “ (3-99 yaş)
11:00 Nur Niyaz Bildik ile “Masallarla Dans“ (5-99 yaş)
18:00 Semih Ali Aksoy ile “Hikaye Saati “ (9-99 yaş )
12:00 Semih Ali Aksoy ile “Hikaye Saati “ (9-99 yaş )
19:30 Müzik (Enstrümantal)
13:00 Ayşegül Dede ve Hatice Aslantaş ile Mim’li Masallar (3-99
yaş)
20:00 Didem Köktaş“ Yetişkin Masalları”
21:00 Musa Dede ile “Meseller” (yetişkinler)
14:00 Didem Köktaş ile“Elmanın Çekirdeği “ (3-99 yaş)
21:30 Demet Tuncer’in sahnesinden canlı performans
15:00 Eskişehir Masal Şatosu Sahne Performansı
22:30
16:00 Onur Erol ile “Müzikli Masallar” (3-99 yaş)
17:00 Serkan Kırmızı ile “Davulumdan Meseller “ (9-99 yaş)
Kapalı Çadır
18:00 Çeşitli Dillerde Masal Anlatımı (7-99 yaş)
11:00 Hafize Güner ile Masal / Yoga (6-9 yaş)
19:00 Müzik (Enstrümantal)
12:30 Nilay Yılmaz ile “Masal Halısı” Yaratıcı Yazma (9-14 yaş)
20:00 Didem Köktaş “Yetişkin Masalları”
14:00 Prof. Dr. Orhan Ziylan (İstanbul Üniversitesi, İstanbul Üni-
21:00 Ali Denizci ile Sohbet (yetişkinlere)
versitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk
Ürolojisi Uzmanı) ile Çocuklarda Gece Alt Islatma Sorunu
Hakkında Bilgilendirici Sohbet (Yetişkinler için)
15:30 Sanem Nane ile “Masal-Ses-Nefes“ (8-12 yaş)
17:00 Songül Bozacı ile “Evvel Zaman İçinde, Masal Sanat İçinde”
(8-12 yaş)
21:30 Demet Tuncer’in sahnesinden canlı performans
22:30
Kapalı Çadır
11:00 Çiğdem Odabaşı ile Yaratıcı Masal Okuma (7-8 yaş)
12:30 Özge Yaran ile “Masallarla Dans” (7-12 yaş)
14:00 Hatice Aslantaş “Masal Pantomim Atölyesi” (7-9 yaş)
15:30 Songül Bozacı “Masal Drama Atölyesi” (8-10 yaş)
17:00 Ayşegül Dede ile “Yetişkinler için Masala Hazırlık Workshop”
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Değerli Beşiktaşlılar,
Türkiye’nin yükseleni Beşiktaş yine bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin ilk Masal Şenliği’ni
gerçekleştiriyor. Belediyemiz dopdolu programı ile okulların açılmasına son günler kala hem
çocukları hem yetişkinleri masalların büyülü dünyasına götürüyor.
Kidsnook Masal Akademi ve Beşiktaş Belediyesi’nin birlikte düzenlediği Türkiye’nin ilk Masal Şenliği
“Bir Varmış Bir Yokmuş” 4-5 Haziran tarihlerinde Akatlar Sanatçılar Parkı’nda gerçekleşiyor.
Belediyemiz bünyesinde gerçekleştirilen “Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği”, KidsNook Masal
Akademi çatısı altında buluşan masaların gücüne inanmış bir masalcı, bir oyuncu, bir yazar, bir
filolog, bir sosyolog, bir iletişim uzmanı ve bir drama eğitmeninden oluşan 7 kişilik ekip tarafından
hazırlandı. Katılımın ücretsiz olduğu bu özel organizasyona sadece Beşiktaş’tan değil tüm
İstanbul’dan çocuklarımızı ve masal dostu yetişkinleri davet ediyoruz.
İki gün sürecek Masal Şenliğimiz bir eğlence etkinliği olmasının yanı sıra uzmanların ve müzelerin
etkinlikleri yoluyla çocukları sanatsal yollarla eğitmeyi ve onlara yeni ufuklar kazandırmayı da
amaçlıyor.
Okul öncesi dış dünyanın problemlerinden uzak büyüyen çocuklar, okula başladıklarında sorunlar
yaşayabiliyor. Oysa çocukların büyürken problem çözme becerilerini geliştirmeleri çok önemli. İşte
masallar bu noktada ebeveynlerin çocukları dış dünyaya hazırlayacakları en eski eğitim araçları
olarak dikkat çekiyor.
Her masal kendi içinde hayatın kendisi gibi birbirinden farklı deneyimler sunar ve çocuklar masal
karakterlerinde kendilerini bulur, sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenir ve problem çözme becerilerini
geliştirir.
Her şeyimiz çocuklarımızın sağlıklı birer birey olarak yetişmesi anne ve babalar olarak bizlerin en
büyük vazifesi ve sorumluluğu olduğu gibi ülkemizin geleceği açısından da hayati önem taşıyor…
“Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği” kapsamında masalların çocuk eğitimindeki ve insan
hayatındaki önemini vurgulamak amacıyla elinizde tuttuğunuz bu yayını hazırladık. Mini
gazetemizde yazar, iletişimci, hikaye anlatıcısı, masalcı, eğitimci, dramacı, psikolog ve akademisyen
gibi alanlarında uzman isimlerin yazı ve yorumları, röportajlar, çok özel konularla masalların çocuk
gelişimindeki önemine dikkat çekmeye çalıştık…
“Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği” dolayısıyla hazırladığımız gazetemizin özellikle herkes için
ufuk açıcı olması temennisiyle tüm konuklarımızın güzel bir şenlik geçirmesini diliyorum.
Sevgi ve Emekle
Av. Murat Hazinedar
Beşiktaş Belediye Başkanı
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
3
Beşiktaş Belediye Başkanı
Sn. Av. Murat Hazinedar’ın
Yazısı
Lorem ipsum
sit Beşiktaş
amet, consectetur
Yayındolor
Sahibi:
Belediyesi
lobortis.
Yazı ve Röportaj İletişim Koordinasyonu:
Ut at tellus non tellus viverra varius.
Ayşegül Dede
Kendi Öykülerimizi
Anlatmak
Yaşamımızı
Dönüştürür.
16
Müze Bilgi
Mabedidir
Sunay Akın’la Röportaj
Hafize Çınar Güner
adipiscing
elit. Sorumlusu: Perihan Uyar
Koordinasyon
Donec fermentum
quam Sara
laoreet
cursus
Yayın Editörü:
Şahinkanat
10
5
Editörden
Sara Şahinkanat
11
Dr. Nilay Yılmaz
19
İÇİNDEKİLER
KÜNYE
Sunuş
3
Yeşim Salkım ile...
Phasellus id eros non diam porttitor
maximus sed ullamcorper ligula.
Donec eu magna sed est iaculis
Erhanmolestie
Durukan
non at magna.
Eda Aydın
Düzeltmenler: Songül Bozacı
Cras in ex quis metus pellentesque
luctus
Sara Şahinkanat
non quis risus.
Yayın Baskısı: Özlem Matbaacılık
6
Judith Malika
Liberman
12
Hiç Böyle
Düşünmemiştim
19
Demet Tuncer ile...
Özge Özdemir ve Onur Bakır
Nulla id nibh mollis, maximus ipsum vitae,
tincidunt augue.
Cras luctus metus nec semper vestibulum.
Aenean nec dui eget enim facilisis feugiat
at nec massa.
8
Masal Büyütür
Ayşegül Dede
Nullam vitae enim at tortor sagittis
malesuada urna.
Masal, Oyun ve
Yaratıcı Drama
Songül Bozacı
accumsan a in lorem.
Duis eget enim mollis, hendrerit libero non,
13
8
Ezgi Ökse
13
Masallarımız Kadar
Yaşıyoruz
20
Müzeler ve
Sanat Galerileri
22
Müze Programı
Çiğdem Şimşek
9
Kidsnook
(Biz kimiz sayfa 20-21-22-23)
14
Masallar İyilerştirir
Nesli Keskinöz Bilen
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
23
Gece Yatak
Islatma Nedir?
EDİTÖRDEN
Masallar ışık,
sevgi ve barış
saçsın…
Merhaba sevgili Beşiktaşlılar ve değerli konuklar,
Kiminizle çocuk kitaplarım yüzünden tanışıyoruz. Ama bu kez burada biraz farklı kimliklerle size
hitap ediyorum. Geçmiş reklamcılık tecrübemden ötürü bu yayının editörü ve ayrıca şenliğin
anlatıcılarından biri olarak…
Masallar ve hikâyeler… Aslında hepimizin ilgi alanı değil mi zaten? Bu şenlik gazetemizde bazen
Hepimizin hayatı
birer masala
dönüşsün.
masal, bazen de hikâye sözcüğüne rastlayacaksınız. Aslında hikâye deyince hepsini kapsıyor ama
ben şöyle bir açıklama eklemek istiyorum izninizle. Masallar ille de ders kitaplarında tarif edildiği
gibi sihir içermez. Masalın sihri gücünden gelir. İnsanlık tarihindeki ortak bilincin, yer ve zaman
ayırmaksızın ortak olan yaşanmışlıkların aktarımıdır ve etkileri yüzyıllarca denenmiş, süzülmüş,
adeta damıtılmıştır. O yüzden de çok güçlü ve sihirlidir. Büyü gibidir. Hipnotizma gibidir. Ama hangi
hikâyenin zaman içinde masala dönüşeceğini bilemeyiz tabii. Aslında hepimizin hayatı iç içe geçmiş
hikâyelerden oluşan büyük birer hikâye. Ve hepimizin amacı hayat hikâyemizle bir sanat eseri, belki
de bir masal oluşturmak.
Rüyalar, metaforlar, mitolojiler, destanlar ve bunun devamı olan masallar ve hikâyeler… Hep
ruhumuzdaki aynı anda yaşamak istediğimiz diğer hayat hikâyelerinin, olmak istediğimiz
kahramanların, ortak arzularımızın yansımaları. Gerçekte tek bir yerde ve zamanda yaşarken
hikâyelerin her türüyle - günümüzde sinema, dizi, tiyatro, müzikal, animasyon, roman da bu
kapsamdadır aslında - özgürleşiyor ve adeta bir zaman ve dönüşüm makinesine biniyoruz. Aslında
fiziksel olarak yaşayamadığımız ama merak edip arzuladığımız farklı yaşamları, duyumsama
yeteneğimiz ölçüsünde ve tabii ki sunulan hikâyenin yorum kalitesi ölçüsünde hikâyelerle yaşıyoruz.
Zaten yorum kalitesi de sanat ve sanatçının farkını oluşturuyor. Yeterince iyi bir yorumsa ya da
bazen sadece yeterince samimi ve içtense, paylaşan herkeste mutluluk uyandırıyor. Çünkü hepimiz
özde aynıyız. Hepimiz aynı evrenin parçalarıyız. Ve ortak arzularımız, hikâyelerimiz bizi birbirimize
bağlıyor. O yüzden bence de hikâyeler ve masallar uyandırıyor, özgürleştiriyor, iyileştiriyor, birleştiriyor
ve daha pek çok derde deva oluyor.
Ruhumuzun çok yorulduğu bugünlerde hikâyelere ve masallara ne çok ihtiyacımız var. Hele hele
bunu yakın temasla, eski usulle, göz göze, dip dibe, adeta trans halinde yapmaya. Bu yüzden bu
şenliği kaçırmayın. Kültürümüzde ve genlerimizde zaten var olan hikâye anlatıcılığı sanatı yeniden
canlansın ve daha çok kişiye ışık, sevgi ve barış saçsın. Herkesin hayatı da kendine özgü birer sanat
eserine, birer masala dönüşsün. Dileğim budur.
Hepinize sevgilerimle,
Sara Şahinkanat
Çocuk kitapları yazarı ve İletişimci
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
5
Masallar Birleştirir…
Judith Malika
Liberman
Hikâye anlatıcısı, yazar,
sanat terapisti ve eğitmen.
fonlarımızla, aynı anda birden fazla iş yaparak
J. L. - Hikâye anlatıcısı olduğumu söylediğimde
sürekli dikkatimiz dağılıyor. Biz her şeyi daha
çoğu insan sanki sakayım demişim gibi bakı-
hızlı yapmaya çalıştıkça çocuklarla kurulan göz
yor. Teknolojinin yok ettiği bir meslek gibi gö-
teması ciddi şekilde azaldı. Ancak, bir hikâye
rünüyor. Her evde sular akıyor, her evde TV ve
dinlediğimizde hafif bir transa giriyoruz. Derin
radyo var ve bugün artık hikâyeler bu mecra-
dinlemenin keyifli hali. Yavaşlamanın ve aynı
larda anlatılıyor. Televizyonda anlatılan, radyo-
anda sadece tek bir işle uğraşmanın ne kadar
da dinlenen veya kitaplarda okunan hikâyelerin
güzel bir duygu olduğunu hatırlıyoruz.
bize çok keyif vermesine rağmen, doğaçlama
yapılarak canlı anlatılan hikâyelerin tadı bir baş-
S.Ş. - Sizce masallar bir gün gerçek olacak mı?
ka oluyor ve hiçbir teknolojinin onun yerini alması mümkün değil. İşte bu nedenle hikâyeleri
J.L. - Hikâyeler inançların tohumudur. Hikâye-
anlatmak ve dinlemek için hala bir araya gel-
ler bize içimizde
memiz gerekli.
saklı potansiyeli
gösteriyor.
Türkiye’de masal anlatıcılığının yeniden canlanmasına öncülük etmiştir. Yıllardır yetişkinler
ve çocuklar için masal geceleri düzenliyor, yeni
nesil Anadolu Masalcıları yetiştiriyor. Ayrıca masalların ve sanatın iyileştirme gücünden faydalanılan atölyeler de gerçekleştiriyor.
Her hafta NTV Radyo’da “Masal Bu Ya” programında hikâye ve masalların gücü hakkında konuklarıyla sohbet ediyor. “Bir varmış bir yokmuş”
filminde masalcı olarak rol alan Judith’in Doğan
Yayıncılık tarafından ‘’Masal Terapi’’ isimli bir kitabı bulunuyor. Dünyanın dinlediği hikâyeler değişirse, dünyanın da değişebileceğine inanıyor
Usta hikâye anlatıcısı Judith Liberman’a sevilen
“Masalların ve hikâyelerin
gerçekten nereden geldiğini
bilmek imkansız. Hiç kimse
Pamuk Prenses veya Kırmızı
Başlıklı Kız’ın hikâyesini anlatmaya hangi ülkenin başladığını bilmiyor. Avrupa versiyonları ünlü ama dünyanın
hemen her köşesinden benzer
hikâyeler toplandı. Bir keresinde Yunan hikâyeleriyle ilgili bir
kitap aldım ve bir falcıyla ilgili
çok güzel bir hikâyeye rastladım. Kitabı kapattım ve İran
hikâyelerinin bulunduğu başka bir kitabı açtım, çok az değişikliklerle aynı hikâyeyi orada
da buldum. Hikâyelerin nasıl
uluslararası özelliğinin olduğunu, Internetten önce nasıl dudaklardan kulaklara ve oradan
insanların kalplerine ulaştığını
ve nasıl bugüne kadar gelebildiklerini gördüğümde gerçekten çok şaşırıyorum.”
çocuk yazarı Sara Şahinkanat sizler için sorularını yöneltti.
dan
arasın-
geçmenin
veya hayvanların
dilini anlamanın
veya konuşmanın
imkansızlı-
ğına
gülüyoruz
çünkü böyle şeyler sadece hikâyelerde ve olur,
henüz
gerçek-
leşmemiştir. Peki ya konuşan sihirli ayna? Yüzyıllar önce hikâye anlatıcılar Pamuk Prenses’in
hikâyesini anlattığında çok çılgın bir kavram
gibi görünmüş olmalı ama bugün artık herkesin
elinde sihirli cep telefonları var ve “şu kişiyi bana
göster” dediğimizde Facebook bize pek çok resim ve bilgi veriyor. Uçuyoruz ve dünyanın öbür
ucundaki insanlarla konuşuyoruz. Kısa bir süre
öncesine kadar bunların hepsi sadece peri masallarında oluyordu. Bazılarının hayal edilmesi
imkansızken gerçek oldu. Bu nedenle, bugün
akla hayale sığmaz bir hikâye duyduğumda ne
zaman gerçek olacağını merak ediyorum. Belki
gün gelecek ağaçların yürüdüğünü göreceğiz,
çiçeklerle, taşlarla ve hayvanlarla konuşmayı
öğreneceğiz. Belki zaten yapabiliyoruzdur… ve
hikâyeler bize gizli potansiyelimizi söylüyordur... uçabildiğimizi bize hatırlatıyor, kanatlarımızı bulma cesaretini bize veriyordur.
S.Ş. - Peki Judith, acaba masallar bize geçmişe
S.Ş. - Peki, bu geleneksel sanat, modern topluS.Ş. - Sevgili Judith, bazıları hikâye anlatıcılığı-
varların
Du-
mi çağırıyor, geleceğe mi davet ediyor?
mumuza neler hatırlatabilir?
nın kaybolmuş bir sanat olduğunu düşünüyor,
J.L. - Sanırım nasallar ve hikâyeler bizi macera-
değil mi? Sizce hikâye anlatmanın modern top-
J.L: - Hikâyeler bize kaybolmuş bir sanatı ha-
ya davet ediyor, bilinmeyeni keşfetmemizi, yeni
lumdaki yeri nedir?
tırlatıyor: dinleme sanatı. Ellerimizde cep tele-
şeyleri denememizi söylüyor, yani bizi gelece-
6
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
mizin farklı olduğu, bir kültürden diğerine, bir
nesilden diğerine farklılıklar olduğu söylenmiş.
Ancak onlarca yüzyıl önce aynı hikâyelerin anlatıldığını bilmek ve hala aynı hikâyeleri anlatıyor olmamız tam tersini gösteriyor: hepimizin
bağlı olduğunu, kendimizi ejderhalarla savaşan, aşkı arayan, dünyanın öbür ucuna seyahat eden kahramanlar olarak hayal ettiğimizde
hepimizin hikâye olarak adlandırılan evrensel
hayal sistemiyle insanlığın geri kalanına bağlı
olduğumuzu ortaya koyuyor.
S. Ş. - Teşekkürler sevgili Judith. Çok ilham verici bir söyleşi oldu.
ğimize davet ediyor. Ancak hikâye anlatma ve
Avrupa versiyonları ünlü ama dünyanın hemen
dinleme sanatı bize geçmişi hatırlatıyor. Kısa
her köşesinden benzer hikâyeler toplandı. Bir
bir süre öncesine kadar köylerde gün sonunda
keresinde Yunan hikâyeleriyle ilgili bir kitap al-
herkes hikâyeleri paylaşmak için sobanın etra-
dım ve bir falcıyla ilgili çok güzel bir hikâyeye
fında toplanırdı. O zamanlar geceler TV önünde
rastladım. Kitabı kapattım ve İran hikâyelerinin
sonlanmıyordu. Bence bu iki nedenden ötürü
bulunduğu başka bir kitabı açtım, çok az deği-
önemliydi. Öncelikle herkesi bir araya topluyor-
şikliklerle aynı hikâyeyi orada da buldum. Hikâ-
du, tüm nesiller aynı hikâyeyi paylaşıyordu. Bu-
yelerin nasıl uluslararası özelliğinin olduğunu,
gün çocuklar, gelişme çağındakiler, genç yetiş-
Internetten önce nasıl dudaklardan kulaklara
kinler ve yetişkinler için farklı hikâyelerimiz var.
ve oradan insanların kalplerine ulaştığını ve
Hepimiz bir arada yaşamaya çalışıyoruz ama
nasıl bugüne kadar gelebildiklerini gördüğüm-
hayal gücümüzde ayrıyız, ortak bir hikâyemiz
de gerçekten çok şaşırıyorum. Bize hep hepi-
yok. Ortak bir hikâyeye sahip olmak bizi birleştirir, hayallerimizi, tutkularımızı, değerlerimizi ve
inançlarımızı birleştirir, bizi bir arada tutar.
Bir başka önemli şey de geleneksel toplumlarda herkesin bir şeyler yaratmasıdır. Sırayla herkes hikâye anlatır, şarkı söyler, müzik çalardı.
Kimsenin yaratıcı olmak için profesyonel sanatçı olmasına gerek yoktu, sanat yapmak doğamızdaydı. Bugün TV hikâye anlatıyor ve biz
dinliyoruz. Hikâyelerin pasif tüketicileri olduk.
Ancak çevremize baktığımızda bu gezegendeki
deneyimlerimizle ilgili hikâyeler oluşturmak ve
anlatmak dünyamızı anlamamamızın ve öğrendiklerimizi ve değerlerimizi paylaşmanın en
önemli yollarından biri.
S.Ş. - Bence en önemli soru. Neden masalların
bizi birleştirdiğine inanıyorsunuz?
Masalların ve hikâyelerin gerçekten nereden
geldiğini bilmek imkansız. Hiç kimse Pamuk
Prenses veya Kırmızı Başlıklı Kız’ın hikâyesini
anlatmaya hangi ülkenin başladığını bilmiyor.
“Bize hep hepimizin farklı olduğu, bir kültürden diğerine,
bir nesilden diğerine farklılıklar olduğu söylenmiş. Ancak
onlarca yüzyıl önce aynı hikâyelerin anlatıldığını bilmek ve
hala aynı hikâyeleri anlatıyor
olmamız tam tersini gösteriyor: hepimizin bağlı olduğunu, kendimizi ejderhalarla
savaşan, aşkı arayan, dünyanın öbür ucuna seyahat eden
kahramanlar olarak hayal ettiğimizde hepimizin hikâye
olarak adlandırılan evrensel
hayal sistemiyle insanlığın
geri kalanına bağlı olduğumuzu ortaya koyuyor.”
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
7
Masal Büyütür
Ayşegül Dede
Dilbilimce ve Eğitmen
Yeni nesil annelerin aşırı korumacı yapısı, ço-
ve problem çözme becerilerini geliştirirler. Kö-
na ulaşabiliyoruz. Şehirde dev binalar arasında,
tüleri yenebilme, en zor durumlarda bile mutlu
Harikalar Diyarı’na giden tavşan deliğini arıyo-
sonu görebilme, çocuğun büyürken en büyük
ruz. İçimizde var olmayan ülkenin kayıp çocuk-
motivasyonu olan ümit duygusunu pekiştirir.
larını saklıyoruz. Etrafımız savaşmamız gere-
İşte tüm bunları çocuklarımıza sağlamak bir
ken devler, canavarlar ve cadılarla çevrili. Kaf
masal kadar yakınımızda. Ebeveynler olarak
Dağı’nın eteklerine ulaşıp Zümrüd-ü Anka ku-
ilk yapmamız gereken sadece masallara inan-
şunun kanatları ile özgürlüğümüze kavuşmak
mak.
istiyoruz. Sonsuz hazineleri elde edebilmek için
cukların gerçek hayatı tecrübe edebilmeleri
az gidiyoruz, uz gidiyoruz; dağları aşıp orman-
açısından ne yazık ki dezavantajlı bir durum
lardan geçiyoruz. Önümüzde koca kurtlar kılık-
oluşturmakta.
tan kılığa girip bizi kandırmaya çalışıyor. Bazen
Bu aşırı korumacı tavır ile gerçek dışı yapay
şekerlemeden evin tadına aldanıp tuzaklara ka-
bir ortamda problemlerden, sıkıntılardan uzak
pılıyoruz. Ama bir anda, sihirli bir şeyler oluyor;
büyüyen çocuklar ne yazık ki okula başladıkla-
büyülü bir el sırtımıza dokunuyor. İyilik perileri
rında çok daha yıpratıcı bir süreç geçiriyor. Hal-
hep yardımımıza koşuyor. Mutlu sona ulaşma
buki çocukların büyümek için problem çözme
ümidi ile sonsuza kadar mutlu yaşamak için
becerilerini geliştirmeleri çok önemli. İşte tam
sürekli çabalıyoruz.
da bu sebepten, ebeveynler için masallar, çocukların dış dünyayı deneyimleyebilecekleri en
Kendi masalımızda yaşadıklarımızla büyüyor
güvenilir fırsatlardır. Her bir masal yolculuğu
ve güçleniyoruz. Yeter ki bir masal kahramanı
tıpkı hayatın kendisi gibi zorluklarla doludur.
Aslında hepimiz birer masal kahramanı değil
olduğumuzu hiç unutmayıp pes etmeden yola
Çocuklar bu yolculukta masal karakterleri ile
miyiz? Elimizde sihirli aynalarımız, “Ayna ayna,
devam edebilelim.
kendilerini özdeşleştirir, sebep-sonuç ilişkisi
söyle bana,” diye başlayıp, her sorunun cevabı-
Ezgi Ökse
ler değil midir cogu zaman? Yetişkinlerin dün-
Psikolog ve eğitmen
yasında önemli olan çoğu şey, sadece ayrıntıdır
burada ve hayatın asıl amacına bir iç yolculuktur masal; ayrıntılara rağmen hissedebilmek ve
Hayal dünyasının kapısını aralayan çocukların
biraz da çocuk kalabilmek adına.
karmaşalarını, sorularını, ikilemlerini şefkatli
kollarıyla bir bir çözer masallar. Kimi zaman
Çocuk zihinlerde sonsuza dek yollarını aydınla-
Kaf Dağı’nın ardında, kimi zaman yüksek dağ-
tacak küçük ışıklar yakar masallar. Artık her şey
larda, kimi zamansa bilinmeyen uzak bir ülke-
bitti sandığında kurdun karnından canlı çıkan
nin bir köyünde.
büyük anneyi hatırlar bir çocuk ve güçlenmek
için hiçbir zaman geç olmadığını anlar.
İsimler de onemli değildir masallarda, ülkeler
ve hatta tarihler de...
“Yalan söyleme, bak taş olursun!” demez masal, çatık kaşları ve sallanan işaret parmağıy-
“Evvel zaman içinde ülkenin birinde bir prens
la; ama Geppetto Usta’nın Pinokyo’ya öğrettiği
varmış…” diye başlayan cümlelerde asıl dikka-
gibi usul usul işler dürüstlüğün tahtayı bile in-
timizi vermemiz gereken, duygular ve hissediş-
sana çevirebileceğini.
8
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Kidsnook
Bu şenliğin fikir annesi Ayşegül Dede’den sahibi olduğu
Kidsnook hakkında biraz daha
bilgi almak istedik ve şenlik
gazetesi olarak sorularımızı
yönelttik. İşte İstanbul’da çocukların ve dolayısıyla ebeveynlerinin en mutlu olduğu köşelerden biri… Kidsnook Çocuk
Kitabevi.
Kidsnook’un Hikâyesi nedir? Nasıl başladı?
Ayrıca Kidsnook çocuğunuzla vakit geçirebile-
Masalların çocuklar üzerindeki etkileri ve öne-
Anaokulu ve İngilizce öğretmeni iki kız kardeş
ceğiniz bir yer. Her hangi bir ücret ödemeden
mi oldukça uzun bir konu fakat özetlemek ge-
olarak hayalimiz kendimize ait bir mekan oluş-
sadece kitap okumaya ve çocuğunuzla oyna-
rekirse çocukları hayata hazırladığını, var olan
turmaktı. Bu mekan elbette çocuklarla ve ders-
maya gelebilirsiniz.
sıkıntı ve sorunlarını iyileştirebildiğini, ebeveyn
lerimizde bolca kullandığımız kitaplarla ilgili olmalıydı. Yani bir hayal olarak başladı Kidsnook,
Kidsnook’taki etkinlikleri nasıl duyuruyorsunuz?
şimdi ise popüler bir mekan haline geldi.
Sosyal medyayı aktif kullanıyoruz ve sosyal
Kidsnook’ta Neler Yapılıyor?
medya gücünü önemsiyoruz. Duyurularımızı
Masal sınıfımızda çeşitli etkinlikler yapıyoruz,
da genelde Instagram üzerinden yapıyoruz.
1-3 yaş grubu için sensory storytime diye ad-
Internet sitemizden aylık takvimimize ulaşıla-
landırdığımız oyunlu bir masal anlatımımız,
biliyor. Bizi telefonla aradıklarında da istenilen
oyun grubumuz bulunuyor, bunun dışında
bilgileri müşterilerimize sağlıyoruz.
ve çocuk arasında iletişimi kuvvetlendirdiğini
söyleyebiliriz. Kidsnook olarak genelde klasik
masalları anlatmayı tercih ediyoruz, çünkü yüz
yıllar öncesinden günümüze kadar ulaştığına
göre olağanüstü ve sihirli buluyoruz.
Türkçe ve İngilizce olmak üzere 4-10 yaş arası çocuklar için masal anlatımları yapıyoruz.
Atölyelere ebeveynler de katılıyor mu?
Çocuk Hikâye Anlatıcılar yetiştiriyoruz. Okullar
Küçük yaş gruplarında ebeveyn katılımı şart
masal anlatımlarını dinlemek için sınıfça geziye geliyorlar. Ayrıca kitaplar, masallar, alternatif
oluyor, çünkü çocuklar zaten ayrılmak istemiyorlar ve kendilerini güvende hissetmeleri
etkinliğe katılımlarını arttırıyor. Ayrıca etkinliklerimiz annelere çocuklarıyla nasıl vakit geçirebileceklerine dair öğretici nitelik taşıyor.
Kidsnook’ta özel organizasyonlar gerçekleşiyor
mu?
Masalsı doğum günleri düzenliyoruz. Masala
göre dekorasyon, kostüm ve masal anlatımı
içeren çok özel organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca çocuklar kendi ürünlerini oluşturuyorlar temin ettiğimiz malzemelerle. Doğum
eğitim sistemleriyle ilgili seminerlere de ev sahipliği yapabiliyoruz. Her etkinlik türü için katı-
günlerimizin oldukça beğenildiğini söyleyebili-
lımcı sayımız değişebiliyor.
riz.
Kidsnook’a kimler geliyor?
Katılımcılar genelde çocuğuyla ilgili eğitimli
anne babalar, ilgili eğitimciler ve psikologlar
oluyor. Etkinliklerimizin bir çoğu ücretli, fakat
ücretsiz etkinlikler de bulabiliyorsunuz. Kidsnook Türkiye de “Masal Anlatıcılığı” sanatını
bir kurum olarak çocuklara sunan tek mekan.
4 ve üzeri yaş gruplarında ebeveynlerin katılımını desteklemiyoruz. Onlara cafe bölümünde
çaylarını içerek bekleyebileceklerini söylüyoruz.
Masalların Çocuklar üzerindeki etkilerinden
bahseder misiniz?
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
9
Kendi Öykülerimizi
Anlatmak
Yaşamımızı
Dönüştürür.
Dahası yaratılan hikâyeler o anda spontan bir
Hafize Çınar Güner
Masalları/hikâyeleri anlatmak, dinlemek, daha-
Yaratıcı drama ve yoga
eğitmeni
şekilde oynanmakta ve karakterler arası çatışmalar taze taze yaşanmakta. Her şey oracıkta
olup bitmekte ve hayat kadar gerçek cereyan
etmekte. Çocuklar bu sürecin içinde olmayı, bir
parçası olarak yer almayı çok seviyorlar. Çünkü
tüm bunlar yaşanırken olan şey ise şu; çocuklar kendilerini “iyi” hissediyorlar.
sı oynamak onları “iyileştiriyor”. Buradaki iyileşme sözcüğü hastalanmanın karşılığı değil. “İyi”
olma hali. İyileşmekten kast edilen şey sağlıklı
olmak değil, kendini mutlu hissetmek. Prof. Dr.
Bir sanat eğitimcisi olarak yıllardır çocuklarla
İnci San, Terakki Vakfı Okulları’nca düzenlenen
çalışıyorum. Çocukların kendilerini keşfetmele-
3. Yaratıcı Drama Köprüsü Sempozyumu’nun
rine, yaratıcılık ve hayal güçlerinin farkına vara-
açılış konuşmasında sanatın iyi edici rolü üze-
rak özgürce deneyimlemelerine ve yeni sonuç-
rinde dururken Kanadalı bir hemşire olan Mari-
lara ulaşmalarına fırsat vermeye çalışıyorum.
on Joan Healy-Ogden’in “Kendini İyi Hissetme
hem kendinizsiniz hem de o masalın kahramanısınız. Kimi zaman kötü kalpli üvey anne gibi
kötü düşüncelerinizlesiniz, öfkenizi tırnak diplerinizde hissedersiniz, kimi zaman ise yolunu
kaybetmiş bir kuş gibi çaresizsiniz. Tüm bu
duyguları duyumsarken ya da duyumsatırken
hem sizsiniz hem değilsiniz.
Her zaman yolumu aydınlatan çok değerli, saygıdeğer hocam, yine aynı konuşmasında, Ogden’in sanatların sağaltım sürecindeki önemine de değindiğinden, De Salvo’dan (1999) alıntı
yaparak yazma/anlatma eyleminin rolünü ve
özellikle “Kendi öykülerimizi anlatmak yaşamımızı dönüştürür,” sözlerini ele aldığından bahsetmişti. Ne güzel sözler, öyle değil mi? Yaşamı
dönüştürme belki sizlere çok iddialıgelmiş ola-
Tüm bunları yaparken onlarla iletişim kurabil-
(Well-being)” konulu doktora çalışmasından
mem ve iyi bir dinleyici olabilmem çok önemli.
bahsetmişti. İyi olmanın doğasını araştıran bu
Çünkü süreç içerisinde onlara doğru zamanda
çalışmada San’ın aktarımına göre; “Kişinin zi-
doğru soruları sorabilmem ve kimi zaman ken-
hinsel yetenek ve yetilerinin en uygun gelişimi
dimi geri çekmem, kimi zaman ise cesaretlen-
ve kullanımı ile adalet içeren amaçlara ulaşa-
dirmem gerek. Dinlemek, öylesine yorucu bir
bilmesi, temel eşitliklerin koşullarının sağlan-
şey ki susmak değil sadece. Tüm duyuların
mış olması, o kişinin kendini iyi hissetmesini
açık olduğu bir an. Hem sürecin içinde, hem de
sağlar,” denmekte. Kısacası iyi olabilmemiz için
dışında olabilmek. Siz de oyunun bir parçasısı-
sağlık durumumuz ön koşul değildir. Hastay-
nız, oyundaki,parktaki bir kargasınız ama aynı
ken de kişi, iyi, huzurlu ve mutlu olabilir. İyi ola-
zamanda da değilsiniz. Oyunun tüm hazlarını
bilmemiz için kişinin kendini tanıması ve ifade
yaşarken bir o kadar da oyunun dışındasınız.
etmesi, ama bir o kadar da kendini unutması
Çünkü dinlemedesiniz, tüm süreçle iletişim
ve başkasının ifadesini kabul etmesi gerekiyor.
halindesiniz. Her çocuğun kendi hikâyesini
İşte tüm bunları masallar yapabiliyor.
oluşturmasına ve yapılanlar arasında karmaşık
bir kurgunun kurulmasına tanık oluyorsunuz.
10
Bir masalı anlatırken, dinlerken ya da oynarken
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
bilir. Ama bir düşünmenizi isterim.Yüzyıllarca
bu aktarımda. Siz Keloğlan’la birlikte anasının
insanlar, mağaranın önündeki ateşin başından
yaptığı sıcak çorbadan tadar, padişahın kızını
başlayarak nedenbirbirlerine hikâyeler anlattı-
kurtarmak için girdiği devin mahzeninin küflü
lar ve dahası neden o hikâyeler hala anlatılıyor?
duvarlarının kokusunu burnunuzda, karşılaş-
İşte o hikâyeler, masallar, mitler ve efsaneler,
siniz. İmajlar sizi kuşatırken yaşamla tekrar
ben hepsine anlatılar diyeceğim, yaşamı anlamlandırma ve tekrar var etme çabamız. Ve
en insan yanımız. Anlatıcı anlattığı/oynadığı
kendi hikâyesi olsa da olmasa da, nefesle, dille, bedenle; zamanı, yaşamı aktarır karşısındakine. Tüm duyular ve duygular işin içine girer
tığı ejderhanın nefesini ensenizde hissederyüzleşir, hesaplaşır ve arınırsınız. Kısacası siz
iyileşirsiniz. Bunun olabilmesi için ise kalbinizi
masallara açmanız yeterlidir. Onların bilgeliğine, sınanmışlığına inanmalısınız. Sizden bir şey
almalarına ve size bir şey vermelerine fırsat verin. Söz aslında hiç de uçmuyor. Çünkü dinlediğiniz bazı sözler, sesiyle, tınısıyla, kokusuyla ve
rengiyle sizi öylesine ele geçiriyor ve hangi yaşta olursanız olun öylesine içinize işliyor ki…Kimi
zaman yolunuzu çiziyor, kimi zaman da sizi
mahkûm ediyor. Sesin ve bedenin aktarımıyla
yeniden hayat bulan bir masal bizi doğamızla
buluşturuyor. Şu sıralar doğamızla tekrar buluşmaya, insan yanımızı hatırlamaya çok ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Sanılanın aksine
teknoloji ilerledikçe masallar, tiyatrolar kısacası
sanat ölmüyor. Bize soracak daha çok soru ve
anlatacak/oynayacak farklı hikâyeler sunuyor.
Haydi, o zaman önce kendi hikâyemizle tanışmaya, barışmaya ve anlatmaya başlayalım
Dr. Nilay Yılmaz
Akademisyen/Yaratıcı drama
eğitmeni
ni anlattığımız ve hangisini dinlediğimiz hep bir
seçimdir. Tıpkı masallardaki yol ayrımları gibi.
Hangi yolun bizi nereye götüreceğini bilemeyiz.
Tıpkı hangi yoldan gideceğini seçen kahramanın hayatının tümden değişmesi gibi seçtiğimiz
Bir varmış bir yok-
masal da hem anlatanı hem de dinleyeni değiş-
muşla başlar bütün
tirir. Her yol elbette bir yere çıkar, çıkmaz dedi-
masallar.
Sözcükler
ğimiz yollar bile bir yere akar. Biliriz ki aslında
birbirlerine eklene ek-
seçtiğimiz yol değildir bizi yollardan yollara ta-
lene Binbir Gece Ma-
şıyan, çünkü hangi yolu seçmiş olursak olalım
salları gibi bitmez olur
o yolda yaşadığımız şeylere bakış açımızdır bizi
anlatılacaklar. Bugüne
büyüten. Yolculuğumuzda bize eşlik edenlerle
kadar anlatılagelen masalların dışında anlatıl-
ve düşüncelerimize düşünce, sözcüklerimize
mamış olanlar da vardır. Masallar okudukça,
sözcük ekleyenlerle birlikte alınan yollar hiç
anlattıkça, dinledikçe ve yazdıkça, yani paylaş-
bitmez. Her son yeni bir masalın başlangıcıdır.
tıkça çoğalır. Paylaşılmayan masallar içimizde
Her sözcük yeni bir sözcüğün köküdür. Ve söz-
mayalanır durur ve kendi zamanı geldiğinde
cükler de masallar gibidir, hiç bitmez, masalları
mutlaka sahibini bulur.
anlatanlar ve dinleyenler gibi birbirlerini çoğal-
Hangi masalla buluşup okuduğumuz, hangisi-
tır dururlar.
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
11
Hiç Böyle
Düşünmemiştim
lar; mutsuzluk veren hiçbir şeyi hatırlamazlar;
geçmişlerini, ailelerini, amaçlarını unuturlar;
hatırlasalar da önemsemezler. Artık tek dertleri vardır hayatta, o da biraz daha bu içecekten
bulmak ve sonsuza kadar mutlu olmak.
çocuk: “Hayır, ben içmeyeceğim. Mutluluğu bilmek için mutsuz olmayı da bilmek gerekmez
mi?” diye sorar. Gizemli içeceği içen çocuk: “Hiç
böyle düşünmemiştim” der.
Bu anlattığım olay, mutluluk sorusunu tartıştığımız Çocuklar İçin Felsefe eğitiminden kısa
bir bölüm. Yani çocukları bir hikâye ve uyaran
çevresinde felsefi sorulara yönlendirdiğimiz ve
bir araştıran topluluk olarak düşünmeye ve konuşmaya teşvik ettiğimiz özel bir pedagoji. Bugün, Avrupa ve Amerika’da bu konuda çalışan,
eğitimler veren, eğitim-öğretim materyalleri geliştiren ve eğitmen yetiştiren çok sayıda organizasyon bulunmakta. Biz de, bu organizasyonlarla işbirliği içerisinde, Çocuklar İçin Felsefe
etkinliğini Türkiye’de hayata geçiriyoruz.
Gizemli içeceği hiç düşünmeden içen çocuk,
bizim durumlar karşısındaki otomatik tepkilerimizi simgeliyor. Bir çoğumuz kültürel olarak
bize aktarılan düşünme biçimlerini ve doğruları
genellikle hiç sorgulamadan hareket ediyoruz.
Bu düşünme biçimleri ve doğrular çoğu za-
Özge Özdemir ve
Onur Bakır
Çocuklarla Felsefe Eğitmenleri
“Günler süren fırtınadan sonra, Kaptan Odysseus, savaş gemilerini, bilmediği bir adaya demirlemek zorunda kalır. Hem gemilerin tamir
edilmesi hem de azalan temiz su ihtiyacının
karşılanması gerekmektedir. Mürettebat adaya ayak bastığında, Odysseus en güvendiği
askerlerinden bir kaçını keşif yapmak üzere
adanın iç taraflarına gönderir. Bir kaç saat içinde dönmeleri beklenen askerler, bütün gün ve
gece geri dönmezler. Ertesi sabah, Odysseus,
yanına en yakın arkadaşı Perimedes’i alarak,
kayıp askerleri bulmak üzere yola çıkar. Ormanın derinliklerine vardıklarında, nihayet kayıp
askerlere ulaşırlar. Askerler yarı uykulu şekilde
yerde yatmakta ve hemen yanlarında da boş
tahta bardaklar durmaktadır. Askerlerden birini
uyandırdıklarında, söylediği tek şey “biraz daha
o içecekten, biraz daha lütfen!” olur. Perimedes durumu anlar, eski gemicilerden dinlediği
efsanenin gerçek olduğunu görür. Buna göre,
bu adada yetişen lotus çiçeğinden elde edilen özel bir içecek vardır. Bu içecekten içenler
hep mutlu olurlar. Hiçbir şey için kaygılanmaz-
12
Uyanan asker, yerlilerden aldığı bir bardak içeceği Odysseus’a getirir ve ‘Bunu içmelisin!’ der.
Odysseus bardağı eline alır, burnuna yaklaştırıp
koklar ve....”
man ayağımıza dolansa da, yolumuzu tıkasa
da, sanki başka türlü olması mümkün değilmiş
gibi yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. “Başka türlü olması mümkün mü?” diye sorduğumuz an, değişimin ve iyileşmenin başladığı an.
“Evet çocuklar” der öğretmen, “şimdi bir an için
Odysseus olduğunuzu ve elinizdeki su dolu
bardağın da bu gizemli içecekle dolu olduğunu
hayal edin. Ve düşünün, her zaman mutluluk
vaat eden bu içeceği içecek misiniz, içmeyecek misiniz. Her zaman mutlu olmak ve tüm
“Hiç böyle düşünmemiştim” demek, değişime
ve iyileşmeye giden yolun başlangıcı. Zihnimizi
bu yönde eğitebilmek uzun soluklu bireysel ve
toplumsal iyileşmenin müjdecisi.
Zihnimizi, dünyayla ilişkimizde kullandığımız
bir alet çantasına benzetirsek,
felsefe, bu çantadaki temel
aletlerden biri. Bir duruma farklı yönlerden bakmamızı sağlayan, tamir eden, değiştiren,
dönüştüren, iyileştiren bir alet.
Hikâyeler aracılığıyla felsefi sorunların gündeme getirildiği Çocuklar İçin Felsefe eğitimi de,
bu ihtiyaca cevap veren özel bir
pedagoji.
“Hiç
sıkıntıları unutmak iyi bir şey midir?” diye sorar.
Öğretmen daha konuşmasını tamamlamadan
çocuklardan biri: “Ohh harika bi şey bu, hep
mutlu olmak!” der ve içi su dolu bardağı bir dikişte içer. Kısa bir sessizlikten sonra bir başka
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
böyle
düşünmemiştim”
diyebilmek, gizemli içecekten daha da gizemli bir şey değil mi? Hep mutluluk vaat etmese
de, dönüştürme ve iyileştirme gücüne sahip bu
sözcükler. Felsefe yapmanın iyileştirici gücüne.
Neden bu beceri çocukken kazanılmasın ki?
Songül Bozacı
Drama öğretmeni ve hikâye
anlatıcısı
Masal , Oyun ve Yaratıcı Drama
Oyun ile büyür çocuklar. Zihnimizin gelişimin
sürecindeoyunun yeri önemlidir. Günümüz çocukları bilgi ve teknolojinin içine doğdular. Teknoloji ve öğrenme konusu uzmanların sürekli
tartıştığı bir konu olarak uzun zaman devam
edeceğe benziyor. Sanal ya da gerçek fark et-
sonra masalla bağ kuran çalışmalar yapılması,
gelişmektedir.
masalın çocuğa dokunduğu noktaları anlaya-
Dil becerilerinin gelişme sürecinde de oyun ve
bilmesine yardımcı olur. Yaratıcı drama yönte-
masal önemlidir. Yaratıcılığı besleyen en önem-
mi ile oyunlar ve canlandırmalar yapılmasıyla
li faktör hayal gücüdür. Masalı dinleme süre-
masalın satır aralarına da girilir. Masalda yerine
cine interaktif oyunların katılması bu gelişimi
geçmek istediği kahraman, olmak istemediği
destekler. Oyunsu süreç masalla ne kadar çok
karakterler çocuğun iç dünyası ve konuya bakı-
iç içe olursa imgelem dünyası da o kadar bü-
şıyla ilgili bilgi verir bizlere. Çocukların gelişimi
yür. O yüzden yaratıcılık ve dil becerilerinin yanı
için oyun ne kadar önemliyse dinleme becerile-
sıra özgüven, farkındalık ve kendini anlama da
rini kazandığı masal dinletileri deo kadar önem-
çocukların ihtiyacı olan şeylerdir. Ve bunları
lidir. Oyun ve yaratıcı drama ile masalı anlama,
masal yoluyla kazandırmak en güzel yöntem-
kendini ifade etme ve farkındalık kazanımları
lerden biridir.
meyen ve hiç değişmeyen gerçek her çocuğun
oyuna ihtiyacı var. Ve çocuklar kendilerini yaratıcı drama süreci içinde en güzel oyunla ifade
ediyorlar.
Masal, oyun ve drama o yüzden ayrılmaz bileşenler olarak her çocuğun hayatında yer alır.
Çocuklar oyun oynayarak kendilerini oluştururlar. Masallarla gelişim süreçleri pekişir. Drama
ise onlara hayatın provasını yaptırır.
Hikâyeler olmasaydı, neler olurdu? Başka dünyaları algılayabilmek, kendimizin dışındaki düşünceleri deneyimleyebilmek için hikâyeler
dinleriz, hikâyeler anlatırız. Bir yaşanmışlık, bir
öğreti, bir bilgelik vardır her anlatıda. Her masal
bir şey söyler bize. Bir masaldan her dinleyen
aynı şeyianlamaz. Çocuklara masal anlattıktan
Masallarımız kadar
yaşıyoruz...
geçmişin ışığı, geleceğin düşüdür.
Masallar kültürel mirasın ciğerleridir, masalları
yok olan bir toplum nefes alamaz tarih sahnesinden silinir gider. Pamuk Prensesin Anadolu
versiyonu Nardaniye Hanım’ı, Kül Kedisi’nin
Çiğdem Şimşek
karşılığı Küllü Fatma’yı, Robin Hood kadar kah-
Halk bilimci ve hikâye anlatıcı
raman olan Köroğlu’nu, bu topraklarda din-
“Bizim de bir masal dünyamız var; uçsuz bu-
ye’de Pamuk Prenses kadar değerli olmalıydı,
caksız bir dünya bu! Keloğlan’ı da içine alır,
anlatılmalıydı, yaşamalıydı. Bu toprakların unu-
Köroğlu’nu da; peri kızını da içine alır dev anası-
tulan geleneksel kültürü masallarla hatırlanabi-
nı da; seni de içine alır beni de; gene de bir fın-
lir, gelecek nesillere aktarılabilirdi. Anadolu’nun
dıkkabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz.” Ana-
kültür kodları küresel dünyaya bu yolla kazandı-
dolu’nun her karış toprağı buram buram masal
rılabilirdi. Kısaca Anadolu masallarla yaşabilir-
kokar. Anadolu insanının ruhundan doğan bu
di. Bu nedenledir ki o gün bugündür Anadolu’yu
masallar kültürel geçmişi, tarihi, yaşanmışlık-
karış karış gezip dinlediğim masalları önce ken-
ları, sevdaları, acıları ve özlemleri içinde taşır,
dime sonra dünyaya anlatıyorum. Nefes almak
taşıdıkça büyür, çoğalır, nefes olur geleceğe.
ve var olmak adına masalları yaşıyorum, yaşa-
Bunun için masallar kültürel zenginliğin aynası,
tıyorum...
ledikten sonra baş koydum bu yola. Nardani-
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
13
Masallar İyileştirir
(öznelliklerarasılık, Kaes) nasıl iyileştiriyor ola-
salda da! terapide de!
bilir?
Görünmeyeni görünür, hissedilebilir kılan meta-
Nesli Keskinöz
Bilen
Psikiyatrist
Öykünün de ötesine geçen bu gizil bağın gücü
forlardır bazen.
nereden gelir?
Masal ve Metaforlar
Masaldaki simgelerin ve kullanılan metaforların birçok ruhsal hastalık için koruyucu olabilen
Metafor kelimesi Latinceden (meta- phora) kö-
‘zihinselleştirme kapasitesinin’ artması arasın-
ken alır. Aktarmak, taşımak, transfer anlamına
daki ilişki nedir?
gelir; Türkçe’de mecaz olarak da kullanılır. Onun
kökeni ise Arapça Macaz; geçit, köprüdür.
Masalın düşle gerçek, kurgu ile hayat, uyku ile
uyanıklık arasındaki “geçiş nesnesi” (Winnicott)
Kişinin kendisini özne olarak tanımlamasında
halinin sağaltıcı yönü ne olabilir?
metafor, sözel temsillere şekil ve duygusal ton
veren bir çeşit ayna görevi görür (Ogden, 2001
Bion’un (1962) ruhun en temel işlevi dediği “ha-
s.42-43). Masalın olmazsa olmazıdır. Psikote-
yalleme/ Reverie”nin oluşmasında masalların
rapilerde ise hastayı iyileştirebilen bir yöntem
rolü nedir?
(Seligman, 2007).
Psikanalizin “Perde anılar” olarak tanımladığı
Masal ve Çocuk
çocukluğun travmatik/ kilit anıları ve masallar
(Freud, 1989) ilişkisi hangi kapıları açar?
“Çocuk masalları, saf ve yumuşak ışıklarıyla
ilk düşünceleri, yüreğin ilk atışlarını doğurmaya ve büyütmeye yarar; onlara yuva masalları
Anlamak, tanımlamak, ete kemiğe, şekle şema-
da deriz çünkü duru şiirselliklerinden keyif alır,
le büründürmek, içerde olanı dışarı çıkarmak
gerçekleriyle zenginleşir, aktarılan bir miras gibi
ve tüm bunları masalın keyifli, gerçek olmayan,
yuvada kalır” Jakob ve Wilhelm Grimm,1812
güvenli sularında yapmak, tekrar tekrar… (Yaşamın ilk yıllarında, dünyayı ve kendini anlamaya
Masalla çocuk beklemeyi öğrenir, her ne ka-
çalıştığı ilk zamanlarda “Reverie” Yani ‘annenin
dar okunan masal herhangi bir öğretici unsur
Hayalleme/ düşlemleme yetisi’dir; bu içsel ve
dışsal karmaşıklıkların anlaşılarak aktarılması ve çözümlenmesi süreci. Annenin zihnini,
Ne iyileştirir?
işleyişini geçici olarak yenidoğanın hizmetine
sunuşu) … Taa ki içerdeki anlamakta, hesap-
“Masalın örüldüğü kumaş üçlü özellik taşır;
laşmakta zorlanılan mesele, mesele olmaktan
Ruhsal gerçekliğin ipliği, öznelliklerarası olanın
çıkıp dışarıdan el sallayıncaya kadar… Psikana-
örgüsü ve kültürel/ sosyal oluşumların zinciri
lizin, erişkinlerde ve masalın, çocuklarda en ilk
masalda iç içe geçmiştir. Masallar, tıpkı rüya,
ortaklığı belki de bu. Güvenli bir oyun alanı.
hayaller ya da kabus gibi arzu gerçekleşmesi-
Ağır ve derin, zor ve tanımlanması güç ne var-
nin değişik biçimleridir” der psikanalist Rene
sa, içerden dürten, dengeyi bozan her ne ise
Kaes (1996).
dökülür bu alana. Arada bir yerdedir, burası.
Herşeyin arasında; bilinç ile bilinçdışının, düşle
Anlatmak...
gerçeğin, içle dışın, görünenle görünmeyenin…
İnsan neden anlatır? Neyi anlamaya çalışır ve
Ve işte bu güvenli yerde başlar kişi anlatmaya…
kime anlatır?
Bazen sözle bazen başka türlü… Bazen düşüyle, bazen düşlemini gerçekleştirdiği bir davra-
Anlatmak, dile dökmek neden bu kadar önem-
nış ile, sürçtüğü bir kelime, güldüğü bir şaka
lidir?
ile… Kendi masalını anlatır, oynar hatta bazen
oynatır! İşte tam da o zaman hikâyenin piştiği
Anlatırken kurulan bağ, diğeri ile kurulan ilişki
14
ötekini de içine aldığı en can alıcı noktadır; maMASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
içermese de. Masalla çocuk, kahramanla özdeşleşerek empati yapabilme yetisini geliştirir.
Mutlu son beklentisiyle ile kaygı ve belirsizliklere tahammül eder. İyinin kazanacağı ve bir
bakış açısını benimsiyor” diyen Ramachandran
bu nöronlara “Gandhi nöronları” diyordu.
Yenilerde saptandığı üzere sadece gördüğümüz ya da duyduğumuz zaman değil okuduğumuz, dinlediğimiz yani zihnimizde imajine
ettiğimiz zaman da tıpkı o eylemi biz gerçekleştiriyor gibi beynimiz uyarılmakta.** (Gallese
ve Goldman 1998). Bu demek ki okuduğumuz,
dinlediğimiz, gördüğümüz her şeyde biz farkında olmadan beynimizde tıpkı onu yapıyor/ hissediyor/ düşünüyor gibi uyarılan bölgeler var.
Ayna nöronları, medeniyetin ve empatinin primitif formudur… Empati ile olan ilişkisi çokça
yazılmış, anlaşılmıştır.
Masallarla etkinleşen Ayna nöronları empatinin
çekirdeği… Empati ise uygarlaşmanın, insanlaşmanın ve medenileşmenin…
koşulda bir perinin ya da kral ile kraliçenin ya
da bir prensin; ‘bir öteki’nin onu kurtaracağı his-
1990’ların İtalya’sında, Parma’daki bir nörobi-
snin içselleştirilmesi iyi gelir çocuğa. Umudu
lim laboratuarında, çoğu önemli buluşlarda
salıklar. Güvenebilmeyi (Oral Dönem, Freud),
olduğu gibi rastlantısal olarak ilginç bir olay
umut edebilmeyi, araştırmayı, beklemeyi (Anal
gerçekleşti. Kafatasında birçok elektrot takılı
Dönem, Freud) ve sona razı olmayı (Ödipal Dö-
Masallarla uygarlaşır, iyileşir, iyileştirebiliriz.
Eski Yunan’da bir kütüphane kapısının üzerinde “İnsanın Ruhunun İyileştirildiği Yer” yazar
nem, Freud)…
(Riordan and Wilson 1989). Anlatılanlar, yazı-
Masallar çocuğa, düşlemleriyle güvenli bir şe-
dinleyeni, okuyanı, anlayanı olunca anlatmak
lanlar, dile dökülenler önemlidir. Karşısında bir
iyileştirir….
kilde oynayabileceği bir çerçeve sunarlar. Tıpkı
terapide kişinin bilinçdışını, düşlemlerini anlayabileceğimiz güvenli bir alan kurmaya çalıştığımız gibi. Ve o alanda oynadığımız gibi…
Çünkü “Bütün anlamlı insan ilişkileri, iki oyun
alanının örtüştüğü yerde gerçekleşir” (Winnicott). Çocukluk düşlem çağıdır. Yetişkinlik ise
gerçeklerle sarılır. Erişkin biri psikanalizde geriye bakmaya başladığında o düşlem ve arzu
anları uzak bir düş ülkesi gibi gelir, sanki anlamaya ve yeniden kurgulamaya çalıştığı bir ma-
olan bir deney maymunu fındık yerken, beynin-
sal gibi…
de aktive olan bölgeler gözlenmekteydi. İlginç
olarak fındık yemeyi bıraktığında ve araştırmayı
Masalın kaygı verici karışımı, endişe verici
yapan kişiyi fındık yerken gözlemlediğinde de
değildir. Masalda çocuk ile kurgu arasındaki
beynin aynı bölgelerinde uyarılmaların saptan-
sınır nettir. Bu iki alan arasındaki sınırın muğ-
ması şaşırtıcıydı. Motor komuta nöronlarının
lak olduğu Fantastik filmler dehşet verici etki-
(yani benim hareketi yapıyorken aktive olan si-
ye sahip olabilir (Denzler,2012). Roger Caillos
nir hücrelerimin), o hareketi ben yapmayıp bir
“Fantastik olan gerçek dünya içinde tahammül
başkasında gördüğümde ya da duyduğumda
edilemez bir kopuşa neden olabilirken masal-
da (dil ve işitsel olarak) aktive olan bir kısmı
sı olan zarar vermeden ve tutarlılığı bozmadan
(yaklaşık %20’si) ayna nöronları idi. Bu bulguy-
gerçekliğe eklenen harikulade bir evrendir” der.
la, tekrarlayan araştırmalar yapan Rizzolatti,
gördükleri şeye inanmalarının yıllar aldığını be-
Ayna nöronları
lirtmekteydi. “Bana ait bir nöron bir başkasının
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
15
Müze Bilgi
Mabedidir
Kidsnook yöneticisi Ayşegül Dede ve psikolog
Ezgi Ökse, hepimizin tanıdığı, sevdiği değerli
hikâye anlatıcı ve müzeci Sunay Akın ile gazetemiz için özel olarak görüştü.
Yani ben bir serüvenci, ayrıntıya meraklı, derin-
oyuncağım vardı,” gibisinden bilgi birikimi oluş-
anda o mekan müze değeri kazanır. Şimdi ben
turulur. Fakat müze dediğimizde eseri esas
bunun peşindeyim. Yani ben bir serüvenci, ay-
alırız. Nedir o? Resim müzesi dediğimde örne-
rıntıya meraklı, derinlerden bilinmeyen şeyleri
ğin kübizmden empresyonizme kadar o resim
çıkarmaya sevdalı biri olarak müze dendiğinde
hareketlerinin öncülerinin tablolarını görmek ne
bunu esas alıyorum. Bunları bir araya getirmek
kadar değerliyse; oyuncak, oyun ya da masal
de o mekanı tek başına müze yapmaya yetmi-
müzelerinde de aynı nitelikte eserleri ön plana
yor. Çünkü müzeler atölyeleriyle vardır. Atölye-
çıkarmamız gerekir. Örneğin; ben bu röportajı
ler de sözünü ettiğim bugün yaşayan, var olan
yaptığımız günden 2 hafta önce Kopenhag’day-
oyuncak, oyun, masal; yani çocuk dünyasına
dım. Andersen üzerine bir çalışma yaptım ve
bugün katılan değerlerin nasıl olması gerektiği,
orada bir koleksiyonerden Andersen’in çok sev-
nasıl daha nitelikli, daha insana kolay ulaşabilir
diği, hep paltosunun cebinde taşıdığı en sev-
olması gerektiği, bilinçli anne baba yaratmaya
diğim kitabım dediği kitabin ilk baskısının bir
yönelik etkinliklerin yapıldığı mekanlardır. Bir de
örneğini aldım. Bu Andersen’in masallarının ilk
yayınlar vardır ki, o apayrı bir uzmanlık alanı-
kez resimlendiği kitap. Şimdi bu kitabı koydu-
dır. Ama ben müzeciyim. Diğer konularda bilgi
ğumuz zaman bir çatının altına, orası müze de-
sahibi miyim? Evet. ama benim enstrümanım
ğildir. Ya da Johanna Spyri’nin Heidi romanının
-çünkü sonuçta her müzisyen orkestrada iki
ilk örneği ya da Exupery’nin Küçük Prens’inin ilk
eliyle bir enstrüman tutar- müzecilik tarafında-
baskısı. Sadece kitaplar değil objeler de konul-
dır. Ben hangi koleksiyonerden, hangi objenin,
malıdır bir masal müzesine. Örneğin; Heidi’nin
hangi kitabın bulunup alınabileceğini, o koleksi-
ilk oyuncağı ya da Pinokyo’nun ilk oyuncağı ya
yonerin nerede olduğunu; ben bunları buldum
da ilk üstünde bu masal kahramanının resim-
çıkardım. Benim bu alandaki kendi hevesim ve
leri olan okul araç gereçleri, bunların ilk örnek-
uzmanlık alanım bu. Bir masal müzesi kurula-
leri. Yani bütün bunları, bu bilgiyi topladığınız
cağı zaman, ben özellikle eser ve obje tarafın-
lerden bilinmeyen şeyleri çıkarmaya sevdalı biri
olarak müze dendiğinde bunu esas alıyorum.
Bunları bir araya getirmek de o mekanı tek başına müze yapmaya yetmiyor. Çünkü müzeler
atölyeleriyle vardır. Atölyeler de sözünü ettiğim
bugün yaşayan, var olan oyuncak, oyun, masal;
yani çocuk dünyasına bugün katılan değerlerin
nasıl olması gerektiği, nasıl daha nitelikli, daha
insana kolay ulaşabilir olması gerektiği, bilinçli
anne baba yaratmaya yönelik etkinliklerin yapıldığı mekanlardır.
A.D.- Sayın Akın ilk sorumuz şöyle: Acaba bir
masal müzesi nasıl olmalıdır?”
S.A. - Aklımıza hani biz sokak aralarında ya da
boş arsada ya da evimizde şu oyunları oynardık gibisinden bir bilgi birikimi gelmesi; evet
bunlar var. Bunlar çok değerli. Fakat ‘müze’ dediğimizde tarihte değerli olan, tarihi önemi olan
“Sadece kitaplar değil objeler de konulmalıdır bir masal
müzesine. Örneğin; Heidi’nin
ilk oyuncağı ya da Pinokyo’nun ilk oyuncağı ya da ilk
üstünde bu masal kahramanının resimleri olan okul araç
gereçleri, bunların ilk örnekleri. Yani bütün bunları, bu bilgiyi topladığınız anda o mekan
müze değeri kazanır. Şimdi
ben bunun peşindeyim.”
objelerin sergilendiği mekan olmalıdır. Müzelerin atölyeleri vardır, müzelerin arşiv çalışmaları
vardır, yayınları vardır. Burada o sözünü ettiğim
hani “Biz de şu oyunu oynardık,” ya da “Biz de
şu masalı dinledik.” ya da “Benim de şöyle bir
16
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
başka kartpostal.
Şimdi uçan halı çok çok önemlidir. Ben apayrı
önem veriyorum. Örneğin II. Dünya Savaşı’nda ABD askerlere uçan halıyla provalar yapar.
Keza bakın bu da bir halı, bildiğin halı üzerine
yapılmış bir kitap, halıları anlatan bir kitap. Kapağında uçan halı görüyorsunuz. Uçan halıya
binen hayal kahramanları var. Bak müze nedir
anlatabiliyor muyum? Bunları bulmam lazım,
bu bilgiyi sunmam lazım. Uçan halı bir masaldaki bir obje bak ama çizgi romanda Batman
dayım. Doğru eserler ve doğru objeler konul-
ladım. Masal dediğimizde aslında bir Laterna
ve Superman’i uçan halının üzerinde taşıyor.
malı. Örneğin; şu anda yeni yazmakta olduğum
Magica’nın tarihini anlatmak gerekiyor. Çünkü
Ne kadar değerli farkında mısınız? Bunları araş-
kitabımda da ona yer vereceğim; II. Dünya Sa-
masallar Laterna Magica dediğimiz bu optik
tırmak, bulmak. Müze, masal müzesi…Bunları
vaşı’nda Naziler, Danimarka’yı işgal ettiklerinde
oyuncak ortaya çıktığında resimli renkli cam-
sunmalısın insana bilgi toplamalısın sen. Müze,
direnişçiler, yani Hitler’e karşı direnen Danimar-
larla duvara yansıyor. Masal dediğimizde örne-
bilgi mabedidir.
kalı insanlar, Andersen’in bir masalını o yıllara
ğin kibrit kutularında masallar var masallar kib-
adapte ederek direniyorlar, “Andersen de direni-
rit kutularına resmedilmiş onları da topluyorum
şe katıldı” diyorlar. Andersen’in masalını resme-
ben. Afişlerden tut da sinema; örneğin beyaz
dip kitaplar basıyorlar. Bende onlar var, onları
perdeye aktarılan masallar. Gustave Dore’nin,
S.A. - Yöntemi sensin. Senin entelektüel biriki-
buldum aldım. Bunlar çok az sayıda basılmış,
Grimm Kardeşleri’nin masallarını resmettiği bir
min ve derinliğin.
düşünsene.
kitabı vardır; onu aldım ben ilk baskı. Keza siz
Salvador Dali’nin Cervantes’in Don Kişot’unu
E.Ö - Siz aslında masal müzesinin alt yapısını
resmettiği bir romanı olduğunu biliyor musu-
hazırlamaya başladınız.
nuz? Don Kişot ve sayfalarında Dali’nin resimleri var. O var. Bakın burada masal sanat ilişkisi,
S.A. - Tabii, yıllardır.
E.Ö. - Peki bunun bir yöntemi var mi?
E.Ö. - Tamam ama o entelektüel birikimi elde
edebilmek için bir strateji filan? Öğretilebilir, aktarılabilir bir şey olsa.
masal resim ilişkisi, masal roman ilişkisi, masal
sinema ilişkisi; bunların bilgilerini topluyorum.
A.D. - Peki bir müzenin açılması için ne kadar ob-
Ha ne kadar obje olur, bilmiyorum, ama yani
jenin bir arada toplanmış olması lâzım, böyle bir
1000’e yakın obje olur. Keza çizgi romanlar. Ba-
sınır var mı?
kın örneğin, masalların çizgi romanları var. Herman Melvillle’in Mobidik eseri. Bak işte roman
S.A. - Hayır, aslında konunun ve temanın kurul-
ve masal ilişkisi. O masaldır, edebiyata doğru
ması gerekir yani objeden ziyade bilgiyi doğru
girişidir masalın. Ya da Define Adası… masaldır.
aktarmamız gerekiyor. Bilgiyi doğru aktarma-
Onların çizgi romanlarını ben topluyorum. Ben
nın yolu da obje toplamaktır. Ama burada bi-
bir de şunu merak ettim, öyle bir koleksiyonum
rinci planda olan obje toplamak değil, bilgiyi
var, size belki gösterebilirim bir parçasını. He-
aktarmaktır. Örneğin; Jules Verne denince
men geliyorum.
önce akla Aya Seyahat adlı kitabı geliyor. Masal
...
müzesinde bunun ilk baskısı olmalı. Yine Jules
Şimdi bakın bu müze değeri olan bir kitaptır, an-
Verne’in İstanbul’u anlatan, İstanbul’da geçen
latabiliyor muyum yani bu çok ender bulunan
İnatçı Keraban adlı öyküsü, bunların da ilk bas-
bir kitap. Ben şimdi neyi topluyorum; örneğin
kısı. Bunların hepsi bende var, bunların hepsini
Alaaddin’in Sihirli Lambası’ndan tut da Simbad,
ben biriktirdim, aldım.
Ali Baba ve Kırk Haramiler, Binbir Gece Masal-
“Picasso bir tanedir. Müzecilik de böyledir aslında...
Birisinin imzasıdır, birinin
entelektüel birikimi ve onun
ortaya koyduğu bir şeydir. Bu
tür tematik müzelerden ben
söz ediyorum. Yoksa resim
tarihçesi, sanat tarihçesi bellidir. Ama ayakkabı müzesi,
kur hadi. Onu kuracak olan
insanın, tıpkı Van Gogh’un fırça darbeleri gibi; onun arayışıdır, onun sürecidir.”
ları en önemlisi. Tabii ne vardır onlarda? Uçan
E.Ö.- Bunların hepsini bilip gerçekleştirebilmek…
halı. Şimdi bak uçan halı temalı 1900’lere ait
S.A. - Yok, değil. Picasso bir tanedir. Müzecilik
Sovyetler Birliği’ndeki bir kartpostal.
de böyledir aslında... Birisinin imzasıdır, birinin
entelektüel birikimi ve onun ortaya koyduğu bir
S.A. - Tabii, bilgiye hakim olup nereden alacağını bulup... Bir de çok bütçeli iştir bu. Bunları
A.D.- 1905 yazıyor.
yorum. Yoksa resim tarihçesi, sanat tarihçesi
insanlarla konuşurken para söz konusu değil,
ama onun bir ederi var, onları da vererek top-
şeydir. Bu tür tematik müzelerden ben söz edi-
S.A. - 1905 tabii. Aynen. Ve uçan halı temalı bir
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
bellidir. Ama ayakkabı müzesi, kur hadi. Onu
17
tıldığı bir gezi yolu var.
kuracak olan insanın, tıpkı Van Gogh’un fırça
uçan halıların kapak olduğu hayal kahramanla-
darbeleri gibi; onun arayışıdır, onun sürecidir.
rı dergilerini bulamazsın. Bunu sen yapacaksın,
Şimdi bir müzede bir köşede sadece uçan halı;
anlatabildim mi? Bunun gibi sen oluşturacak-
bu Binbir Gece Masalları’nda çıkan doğu ma-
sın, sen kurgulayacaksın. Şimdi bu bir zaman,
sal kültürünün bir objesi olan uçan halı. Bunları
aslolan zaman. Bu işin bir parası da var ama
S.A.- Tabi, kaç kere. Yani ben katıldım derken
toplayıp araştırırsan, bunları objeyle sunarsan,
parası önemli değil. “Ne kadar bu efendim?”
artık ben nokta atışı gidiyorum pek çok ülkeye.
o zaman müze olursun. Sana sadece bir örnek
Atıyorum “3 lira”. “Ya çok”; olmaz böyle bir şey.
Şimdi masallar anonim olarak gelen ürün var;
anlattım.
3 lira değil 33 lira da dese, onu alacaksın. Ben
A.D.- Siz kendiniz de katıldınız bunlara.
zaten bildiğimiz Ezop Masalları’ndan tut da
Grimm kardeşlere kadar bunları toplamışlar.
Bakın masallar insan, doğa ve hayvan ilişkisini
anlatıyor. Fabl dediğimiz de masal. Peki orada
ne var? Hayvanlar var. Mesela Nuh’un Gemisi
masalı. Bunları hep anlatmak lazım. Bir Nuh’un
Gemisi’ni ortaya koymadan masal müzesinde
fablları anlatamazsın. Fabl dediğimiz masallar
aslında Nuh’un Gemisi’nin hâlâ devam eden
yolculuğudur.
Biz bir orkestraysak, siz farklı bir enstrümansınız, ben farklı bir enstrümanım; ama aynı şarkıyı söylüyoruz.
Teşekkürler sevgili Sunay Akın…
o kadar çok objenin, oyuncağın peşinden koşA.D. - Peki Kartal Belediyesi ile olan girişiminiz
tum ki bulduğum zaman onu, fiyat hiç önemli
şu an ne durumda?
değil. Yeter ki onu bana satsın. Şuradaki hiçbir
oyuncak fiyatı bana ‘çok’ gelmedi. Çünkü ben
S. A. - Kartal Belediyesi’nde Altınok Öz çok en-
bilginin peşindeyim. Para bunun için lazım za-
telektüel. Bu konuda gerçekten o belediyedeki
ten anlatabildim mi? Bunun için entelektüel bi-
Belediye Başkanı’nın ya da belediye başkan
rikimi olan birisinin olması gerekiyor, karsısın-
yardımcısının entelektüel olması gerekiyor,
dakini anlasın. Yoksa tutup da burada “Ya bu
yani aydın. Aydından kastım bu dediğim duyar-
bize çok gelir, şu kadar bir şey yapalım” deyin-
lılığa, bu bilgi birikimine ilgili birisinin olması ge-
ce, kusura bakma, yani burası lokantaymış gibi
rekiyor. Bu yüzden Ataşehir’de, Ataşehir Beledi-
giriyorsun da, az çorba az kuru, söyler gibi ol-
yesi’nde gerçekten birikimli olan insanlar var.
muyor; az müze olmuyor, anlatabildim mi? Hiç
Benden Kartal Belediyesi de istedi oyun müze-
yapma daha iyi. Bilgiyi eksik vereceğine verme
si kurmamı, şimdi aynı şekilde Kartal Belediye
daha iyi.
Başkanı Altınok Öz de orada bahçe içinde çok
güzel, müstakil, belediyeye ait bir evi “Bunu ne
A.D.- Peki bir soru daha sorayım; dünyada masal
yapalım?” diye sordu bana. Ben de “Harika,” de-
müzesi örnekleri ya da buna önem veren öne çı-
dim. Şimdi orada öyle bir şey var.
karan belli başlı ülkeler hangileri?
E.Ö. - Ama herhalde biraz da anladığım kadarıyla
- Almanya’da sadece masal yolu var. Mesela
zaman ve para isteyen bir iş.
turistler için yapılan geziler var ya… Sadece Almanya’da masallar üzerine yapılan bir turistik
S.A. - Şunların her biri çok çok derindir. Para
gezi yolu var ve bütün o masalların yazıldığı
burada hiç önemli değil; önemli olan zaman ve
yerler, yazarlarının evleri, geçtiği mekanlar, o
bilgi birikimi. Bunlar çünkü kolay bulunan şey-
masallar oranın coğrafyasından kültüründen
ler değil. Yani gidip sen şimdi gidip hiçbir yerde
nasıl etkilenmiş hep bunların görüldüğü, anla-
18
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Ayşegül Dede, Kidsnook’un müdavim annelerinden hem ünlü
şarkıcı Yeşim Sakım ile kızı Ada hem de gösteri sanatçısı
Demet Tuncer ile kızı Ayza ve masallar üzerine söyleşti.
Yeşim Salkım ile...
nuyoruz ve ondan sonra uyuyoruz.
A.D- Ada’nın en sevdiği Masal hangisi?
“Bence masallar çocukların dünyasını geliştirmek ve hayal kurabilmelerini güçlendirmek
Y. S. - Ada’nın en sevdiği masal Rapunzel. İlk
adına çok kıymetli. Aynı zamanda iyi bir anlatıcı
masal dinlemeye başladığından beri favori
olabilmeleri ve doğru konuşabilmeleri, kendi-
masalı. O yüzden onu okumak, keyifle canlan-
lerini iyi ifade edebilmeleri için de çok değerli.
dırmak en güzeli. Ada Rapunzel oluyor ben ise
Hem masal anlatmayı, hem masal okumayı
Flynn. Hikâyesini okuyoruz, oynuyoruz ve şar-
çok seviyorum.”
kılarını söylüyoruz.
lerini iyi ifade edebilmeleri için de çok değerli.
A.D. - Sevgili Yeşim Salkım, Ada ile yatmadan
A.D- Sizce masallar neden önemli?
önce uyku ritüeliniz var mı?
Hem masal anlatmayı, hem masal okumayı
çok seviyorum. Aynı şekilde bunu çocuklarıma
Y. S.- Bence masallar çocukların dünyasını ge-
da aşılamaya çalıştım. Onlar da masalcı olma
Y. S. - Ada ile yatmadan bir saat önce her ak-
liştirmek ve hayal kurabilmelerini güçlendirmek
yolunda ilerliyorlar.
şam masal okuyoruz, hatta okumakla kalma-
adına çok kıymetli. Aynı zamanda iyi bir anlatıcı
yıp canlandırıyoruz. Onları müzikal şeklinde oy-
olabilmeleri ve doğru konuşabilmeleri, kendi-
Demet Tuncer ile…
Ayza’ya ayrıca 2 yaş sendromunu rahat atlata-
A D. - Sevgili Denet Tuncer, Kızınız Ayza ile uyku
öncesi hikâye saatiniz var mı? Çocuk büyütürken hikâyeler sizce neden önemli?
Ayza’yla benim hayatımda masallar-hikâyeler
çok onemli. Bebekliğinden beri Ayza’yla hep
konustuk, uzun uzun anlattık. Anlamaz ki, kısa
keselim, demedik. Ayza büyüdükçe kitapların
dışında en fazla onu yatırırken anlattığımız masalları tercih etti Ayza...
Ben ona “The Little Girl” diye bir küçük kız karakteri uydurdum. Aslında o kız Ayza ama başkasıymış gibi yaptım ve onun uzerinden Ayza’ya
o gün içinde yaşanmış hoş olan veya olmayan
davranışları sanki o kız yapmış gibi anlattım ve
doğrusunu anlatarak hep o kızı övdüm...Hikâye tamamen günü toparlayan bir hikâye, neler
Teşekkürler sevgili Yeşim Salkım…
lım diye “Baby Sign” işaret dili de öğrettim. Benim universitedeyken merak saldığım -ne alaka
bu ders- dedikleri şey inanılmaz hayat kurtardı.
Tekrar kitaplarımın başına oturdum ve başladım çalışmaya... Ayza da Basic American Sign
Language biliyor ve kendini ifade edebiliyor.
Hikâyelerimi işaretlerle de süsleyerek anlatıyorum.
A.D. - Hikâye okur ya da anlatırken Ayza’nın ilgisini çekmek için ne gibi yöntemler kullanıyorsunuz?
“Gönlünüzden istediğiniz şeyleri yüksek sesle
söyleyin ve cümleler içinde anlatın… hem soyleyin, hem kulağınız duysun……Kendinize inanmaya başlayın!!!”
Hele bu süper hızlı, metropol hayatında hayal
etmeyi unutuyoruz...sonra ilişkilerimizde fante-
D.T. - Ayza’nın en sevdiği hikâye anlatımım, kuk-
zi kuramadığımızdan psikologları dolaşıyoruz...
lalarla olanı...araya da müzikler koydum mu
masallar beynimizi hayal gücümüzü çalıştırır.
der durur.
keyfine değecek yok!.
İlla uydurmanıza gerek yok… Gönlünüzden iste-
Gece anlattığım masallarda çok enerjik olma-
Masalların sihrine ne kadar inanıyorsan, masal-
ler içinde anlatın… hem soyleyin, hem kulağınız
maya daha sakinleştirici ses tonu kullanmaya
ların-hikâyelerin “insan” gelişimindeki yerine de
duysun……Kendinize inanmaya başlayın!!!
özen gösteriyorum ve çok işe yarıyor!
çok inanıyorum.
Teşekkürler sevgili Demet Tuncer…
yaşandı, kime gidildi, vs., vs. Bunun çok işe yaradığını gördüm ve her akşam Little Girl anlat
diğiniz şeyleri yüksek sesle söyleyin ve cümle-
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
19
“Sanat, bir
medeniyeti sonraki
nesillere anlatan
en büyük şahiddir”
Büyük Frederich
www.akbanksanat.com
Sanat, nesilden nesile bilgi aktarımı adına çok
kiye’nin farklı şehirlerinden çocuk atölyeleri ile
değerli bir iletişim yoludur. Atalarımızdan bize
dikkat çeken müzeleri ağırlayacağız. Her bir
miras gelen Hikaye Anlatıcılığı Sanatı kültür
alışverişi ve bilgi aktarımı olarak etkili bir araçtır. Toplumun sanat&kültür&tarih ile buluşma
ğunda çocuklara Yönelik iki günboyunca ücret-
noktası olan müzeler, Çocuklara sanatı sevdir-
siz atölyleyeler düzenleyecekler.
mek için uzman eğitmenler eşliğinde bir birinden değerli çalışmalar yapmaktadır.
Romain Rolland’ın dediği gibi “Tüm sanatlar
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği’nde Tür-
kardeştir, hepsi de ötekilerin ışığı altında ilerler.”
Akbank Sanat, kurulduğu 1993 senesinden itibaren
Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimini desteklemek
amacıyla müzik, yayın, sahne sanatları ve görsel
sanatlar alanlarını kapsayan zengin bir kültür-sanat
programı oluşturmuştur.
İkinci kat - “Çok Amaçlı Salon”
Üçüncü kat – “Çağdaş Sanat Atölyesi” ve “Baskı
Atölyesi”
2013 senesinde 20. yaşını kutlayan Akbank Sanat;
“değişimin hiç bitmediği yer” olma sloganıyla bir yıl
içerisinde 700’ün üzerinde etkinliğe ev sahipliği yaparak, sergilerden modern dans gösterilerine, klasik
müzik resitallerinden caz konserlerine, konferans
ve seminerlerden çocuk atölyelerine, film gösterimlerinden tiyatro gösterilerine birçok etkinliğe yer vermektedir.
İstiklal caddesinde yer alan Akbank Sanat binası 6
kattan oluşmaktadır. Binada yer alan aktiviteler:
Giriş ve Birinci Kat – “Çağdaş Sanat Galerisi”
28 Mayıs 2013 tarihinde ziyarete açılan müze temel
olarak, Ankara’yı kültür turizmi merkezlerinden biri
haline getirmeye katkıda bulunmak, tarihî ve kültürel değerlerini ortaya çıkarmak için alan çalışmaları
yapmak ve bu alan çalışmasından elde edilen verileri müzede uygulama modellerine dönüştürerek
kuşaktan kuşağa aktarımını sağlamayı hedeflemektedir.
Müze’de masal odası, gelin odası, muhabbet odası, oyun odası, atölye gibi bölümler bulunmaktadır.
Bu bölümler içerisinde; Karagöz-Hacivat, orta oyunu, meddah gösterileri, köy seyirlik oyunları, çocuk
oyunları, ıhlamur baskı, ebru sanatı, Ankara masalları, türküleri, hikâyeleri, ninnileri, manileri, gele-
20
müze bir birinden değerli eğitmenlerin koçlu-
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Dördüncü Kat – “Kütüphane” ve “Akbank Sanat
Kafe”
Altıncı Kat – “Dans Atölyesi”
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri: Akbank Sanat - Oyuncak Heykel Atölyesi
Hiç “heykelle oynanmaz” deme! Artık heykeller de
hayatımızın bir parçası ve hatta oyuncaklarımız
olabiliyor. Kendi hayallerimizdeki oyuncak heykellerimizi yapabilir ve bu heykellerimizle daha sonra
oynayabiliriz. Yapacağın oyuncak heykelin ismini
şimdiden düşünmeye başla! (7-12 yaş)
neksel sohbet toplantıları, temsili kına geceleri, diş
hediği, asker kınası vb. gibi birçok kültürel değer uygulamalı olarak yaşatılmaktadır.
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Ankara Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi olarak “Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği” kapsamında şenlik süresince gerçekleştireceğimiz atölye
ve etkinlikler şöyledir:
•Anadolu masalları- anlatımları
•Çocuk oyunları; Topaç, misket, aşık, tiktak, mangala, dokuz taş vb.
•Karagöz- Hacivat Gösterileri
Borusan Contemporary, seçkin çağdaş sanat koleksiyonu ve yıl içinde değişen geçici sergileri ile her
yaştan sanatsevere, çağdaş sanatın sorgulayan
dünyasına bir pencere açma çabasındadır.
Bir kentin beslenme çantası müzelerdir. Borusan
Contemporary Eğitim Departmanı, bu anlayış doğrultusunda toplumun tüm kesimlerini çağdaş sanatla buluşturacak çeşitli eğitim programları yürütmektedir.
Genelde sanat, özelde “çağdaş sanat” ekseninde hazırlanan eğitim programları; çocuk, genç, öğretmen
ve yetişkin gruplarına öğrenme fırsatlarını geniş bir
yelpazede sunarak, katılımcıların çağdaş sanatla
buluşma imkanlarını çeşitlendirmektedir.
Müzecilik ve eğitim konusuna olan farklı yaklaşımı
ile ön plana çıkan Borusan Contemporary, Hikâye
www.dustepeoyunmuzesi.com
Ataşehir Belediyesi, Türkiye’nin ilk oyun müzesini 19
Mayıs’ta Mimar Sinan Parkı’nda açtı. 60.000 metrekarelik park içinde bulunan tek katlı iki ahşap binada
kurulan Düştepe Oyun Müzesi ve Oyun Bahçesi’nin
küratörü Sunay Akın , Genel Koordinatörü Orhan
Bahtiyar. Müzeyi; Şehir Tiyatroları’nın sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan tasarladı. Düştepe Oyun
Müzesi’nde, 20’yi aşkın ülkeden ve yaklaşık 150 koleksiyonerden toplanan çocuk oyunları yer alıyor.
Müzede, 150 yıllık satranç takımı, Victorya döneminin küp oyunları, 100 yıllık ilk taş ev inşa oyunu, ilk
uzay oyunlarına varana kadar yüzlerce oyun bulunuyor. Oyun kültürünü geliştiren çizgi, radyo, roman,
www.kucukprensmuzesi.com
Küçük Prens Müze Girişimi, dünyanın farklı dil ve
lehçelerinde basılmış Küçük Prens kitaplarının koleksiyonunun yapılmasını, yeni baskılarının yayın
hayatına katılmasını, tanıtımını, korunmasını ve sergilenmesini amaçlayan gönüllü bir platform... Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki Küçük Prens koleksiyonerlerinin bir araya gelerek oluşturdukları platform,
kısa bir süre sonra tüzel kişiliğe kavuşmak amacıyla
derneğe dönüşmeyi planlıyor. Girişim, Japonya ve
Brezilya’nın ardından üçüncü Küçük Prens Müzesi’ni Türkiye’de kurmayı amaçlıyor. Bu çerçevede
Küçük Prens Müzesi’nin kurulması için kamuoyu
oluşturmaya çalışmak; kamu kurum ve kuruluşları,
sivil toplum örgütleri ve özel sektör temsilcileriyle
girişimlerde bulunmak ve destek aramak da girişimin temel amaçları arasında...
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Anlatıcılığı, Yaratıcı Yazma, Fotoğrafların Öyküsü,
Çağdaş Sanatı Okuyoruz, Yaratıcı Drama ve Yaratıcı
Okuma gibi birçok yenilikçi programı ile Müze Eğitimi alanında birçok ilke imza atarak, model olma
rolünü başarıyla sürdürmektedir.
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Masal, Kahramanlarını Arıyor: Her katılımcının kendi kitap kahramanını yapacağı eğlenceli bir yüksek
baskı çalışmasıdır. (6-9 yaş)
Benim Hikâyem: Aileler ve Çocuklar Kendi Hikaye
Kitaplarını Yapıyor! (4-6 yaş)
Noktadan Resim Olur mu? Peter H. Reynolds’ın
dünyaca ünlü kitabı “The Dot” (Nokta) okunarak
başlanacak atölyede, ünlü Ressam Wassily Kandinsky’nin benzer yapıtları, kitaplardan ve bilgisayar
ekranından incelenecek. (7-10 yaş)
Çocuk İllüstratörler İş Başında: Bu atölyede çocuklar, dünyaca ünlü hikaye kitaplarını yeniden resimliyor! (8-12 yaş)
edebiyat, radyo, sinema ve televizyon dünyasının
kahramanlarının da yer aldığı müzede bulunan oyun
ve oyuncakların tarihi 1800’lerin başına kadar uzanıyor.
Müze kapsamında ayrıca bir etkinlik binası bulunuyor. Devasa parkın bir bölümü de çocuklar için çeşitli oyun alanlarına dönüştürülmüş durumda. Bu
alanlarda çocuklar için bowling, satranç, mini golf,
labirent, masa tenisi ve ahşap salıncaklar yer alıyor.
Hem etkinlik binasında hem de oyun bahçesinde
Afrika çocuk oyunları haftası, Japon çocuk oyunları
haftası gibi uluslararası etkinliklerin yanı sıra birçok
oyun festivali gerçekleştirilecek.
Dünyanın Küçük Prens kitapları eksiksiz bir araya
geliyor
Bu yılın Mayıs ayında 48 koleksiyonerin katılımıyla
Ankara’da kolektif bir sergi gerçekleştiren Girişim,
20 Eylül – 20 Ekim 2015 tarihleri arasında İstanbul’da bugüne kadar dünyada basılan tüm dil ve
lehçelerdeki kitapları kapsayacak büyük bir sergiye
hazırlanıyor.
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği sırasında gün
boyunca 5-10 yaş grubu için Türkçe ve farklı dillerde
Küçük Prens kitap okumaları, resim ve taş boyama
etkinlikleri ve Küçük Prens karakterleri eş bulma
oyunu oynanacaktır.
21
9 Mart 2014 tarihinde Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen
tarafından ‘’Her Şey Çocuklar İçin‘’ sloganıyla hizmete açılan Masal Şatosu;
Düşsel bir ortamda, çocukların hayal güçlerini geliştirmelerine katkıda bulunmak, mutlu bir geleceğin
temellerini oluşturmak ve her yaştan bireye içindeki
çocuğu yaşatma fırsatını sunmaktadır.
Masal Şatosu’nda çocuklarımızın algı dünyalarına
hitap ederek hayal dünyalarını geliştirmelerine, etkileşimli oyunlarla kendilerini ifade edebilen bireyler
yetişmesine olanak sağlamak, problem çözme ve
yaratıcı düşünme becerisi geliştirmelerine yardımcı
olmak, hedeflemiştir.
Masal Şatosu 26 kuleden oluşmaktadır, Gizemli Yolculuk turu’nda çocuklarımızı bir masala dahil ederek
onlara merak, cesaret ve özgürlük kavramlarını yaşatarak öğretirken Bir Varmış Bir Yokmuş ve Masal
Masal İçinde turları ile de Türk kültürü masallarını
ziyaretçilerimize tanıtıyor, eğlenceyle eş zamanlı
İstanbul Oyuncak Müzesi, şair-yazar Sunay Akın’ın
ülkesinin güzel yarınları için yazdığı bir masaldır…
tasarladığı bilinen ilk müze olma özelliğini taşımaktadır.
Şair-yazar Sunay Akın tarafından kurulan İstanbul
Oyuncak Müzesi 23 Nisan 2005 yılında kapılarını ziyaretçilere açmıştır. Müze 20 yılda dünyanın çeşitli
ülkelerinde bulunan antikacılardan ve açık arttırmalardan edinilen 1000’den fazla oyuncakla kurulmuş
ve şu anda 4000’den fazla oyuncak sergilenmektedir. Sergilenen oyuncaklar, sanatçının kitaplarından, tek kişilik sahne oyunlarından ve televizyon
programlarından edindiği teliflerle satın alınmıştır.
Sanatçı, ailesine ait Göztepe’deki beş katlı tarihi konağı bu düşün gerçeğe dönüşmesi için kullanmıştır.
İstanbul Oyuncak Müzesi’nin kapısından içeri girerken bir elinizden çocuğunuz, ayrılırken diğer elinizden çocukluğunuz tutacak…
Sergileme teknikleri açısından çok zengin olan
müze bir şairin açtığı ve sahne tasarım sanatçısının
8 Haziran 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan
Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat
hizmeti vermek amacıyla kurduğu bir özel müzedir.
Açıldığından bugüne her yıl ulusal ve uluslararası
eğitim ve sanat kurumlarıyla işbirliği yaparak genç
sanatçıları destekleyen sergiler de düzenleyen Pera
Müzesi, tüm sergilerini kitaplar, sözel etkinlikler ve
Pera Eğitim programlarıyla da desteklemektedir.
Kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok
canlı bölgesinde çağdaş bir müze-kültür merkezi
olarak hizmet vermektedir.
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Mini Fincanlar
18.-20. yüzyılları arasında Osmanlı sanat moza-
22
kültürel, sosyal gelişimi ve bilinçlendirmeyi bir arada sunuyoruz.
KULELERİMİZ:
GALATA KULESİ – İstanbul, BURGULU KULE –
Amasya, SİNDRELLA KULESİ – İstanbul (gravür),
KIZ KULESİ – İstanbul, ADALET KULESİ – İstanbul,
ULU KULE - Mardin, ÇAN KULESİ – Diyarbakır, YİVLİ
KULE – Antalya
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Masal Anlatımı Atölyesi: : Anlatıcının kostüm giyerek, katılımcılara hikâyeyi birinci ağızdan anlatması
şeklinde gerçekleşir. (3-9 yaş)
Hikaye Tamamlama Atölyesi: Yürütücünün verdiği
ve başı-sonu var olan hikâyenin gelişme bölümü, katılımcı çocuklar tarafından tamamlanması beklenir.
Sirk Sanatları Atölyesi: Atölye yürütücüsü, soytarı
kostümüyle katılımcıları karşılar. Soytarı, çocukları
top çevirme atölyesine çağırarak, atölyeyi gerçekleştirir.
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Bir Varmış Bir Yokmuş Masal Şenliği Etkinlikleri:
Origami ile Masal Kahramanlarımızı Yapıyoruz…
Bu atölye çalışmasında sihirli küçük ellerle birlikte
en sevdiğimiz masal kahramanlarını yapıyoruz…
Hayalbaz Oyun Atölyesi - Bir Bavul Masal
Modern bir meddahın anlatımıyla açılan ahşap bavul ile bir masal yolculuğuna çıkıyoruz… Bu yolculukta masal anlatıcısı Memo’ya sevimli, minik kuklalar ve tabii ki onu dinleyen aynı zamanda masalın
tam içinde olacak çocuklar eşlik ediyor….
iğinin önemli bir kısmını oluşturan Kütahya Çini
ve Seramikleri, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın da üç
büyük koleksiyonundan biridir. Koleksiyondan derlenen Kahve Molası sergisine yönelik bu atölyede
çocuklar, sergide yer alan eserleri ve temel seramik
yöntemlerini öğrenerek kendi fincanlarını tasarlıyor.
(4-12 yaş)
Küçük Kaplumbağalar
Çocuklar, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan derlenen Kesişen Dünyalar,
Elçiler ve Ressamlar sergisi hakkında bilgi edindikten sonra, Osman Hamdi Bey’in en bilinen eserlerinden, “Kaplumbağa Terbiyecisi”ni inceliyor. Ardından
atölyede kağıt, karton ve hamur gibi malzemelerle
kendi küçük kaplumbağalarını yaratıyorlar. (4-12
yaş)
GECE YATAK ISLATMA NEDİR?
5 yaşına gelmiş bir çocukta ayda 2 geceden fazla yatak ıslatma normal değildir. Bu durum; çocuğun, farkında olmadan uykuda
yatağını ıslatması anlamına gelen enürezis nokturna sorunu olduğunu gösterir.
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15’i uykuda altını ıslatır. 18 yaşındaki 100 kişinin 1’inde bu sorun devam edebilmektedir.
Özetle, yatak ıslatma sorunu yıllar içerisinde kendiliğinden düzelebilmektedir. Yine de yatak ıslatma sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığın tedavi edilmesi gerekmektedir.
Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması kimi zaman konunun aile içerisinde konuşulmak istenmemesine yol açmaktadır. Bu
şekilde üstünün kapatılması, sorunun tedavisini olanaksız hale getirmekte ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Oysa yatak ıslatma, herhangi bir sağlık sorunu gibi ilgili uzmanla konuşularak rahatça çözülebilir.
TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat gece altını ıslatmanın
çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir. Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün
değildir. Bu nedenle 5 yaşına girmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir.
ÇOCUK VE AİLE SUÇLU MU?
Yatak ıslatma, çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Yatak ıslatmayı ortaya çıkaran nedenler, tedaviye başlanmadığı sürece
çocuğunuzun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. Çocuğun gece altını ıslatması, anne ve babanın onu iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerinin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir. Anne ve babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu
seçmesi; sorunu çözmek yerine, sorunun daha çok derinleşmesine yol açabilir.
Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.
ÖZETLE:



Gece yatak ıslatmak çocuğunuzun suçu değildir!
5 yaşın üzerindeki çocuğunuz gece yatağını ıslatıyor ise tedavisi mümkündür!
Gece yatak ıslatmak psikolojik bir sorun değildir! Lütfen bir doktora başvurunuz.
Daha fazla bilgi için www.geceyatakislatma.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
MASAL ŞENLİĞİ 12-13 EYLÜL 2015
23
Müze Programı
04.06.2016 Cumartesi
Tarih Saat
11:00
Kırmızı Başlıklı
Kız / Sihirli
Fasülyeler
Atölye
Uygulaması 1
12.00
13.00
Atölye
Uygulaması 2
14.00
15.00
Atölye
Uygulaması 3
16.00
17.00
05.06.2016 Pazar
Tarih Saat
Atölye
Uygulaması 4
Pamuk Preses/
Çizmeli Kedi
11:00
12.00
Atölye
Uygulaması 1
13.00
14.00
Atölye
Uygulaması 2
15.00
16.00
17.00
Atölye
Uygulaması 3
Ankara SOKÜM
Eskişehir
Büyükşehir
Belediyesi
Masal Şatosu
KidsNook
Küçük Prens
Koleksiyonlerler
Girişimi
Çocuk Oyunları
-Topaç
Masal Anlatımı
Atölyesi
Sensory Story
Times
Küçük Prens
Farklı Dillerde
Kitap Okumaları
5-10 yaş
Çocuk Oyunları
- Mangala
Hikaye
Tamamlama
Atölyesi
Hikaye Küpleri
Küçük Prens
Karakter Eşleme
5-10 yaş
Çocuk Oyunları
- Mangala
Hareketli
Çocuk Oyunları
- Misket
Sensory Story
Time
Küçük Prens
Karakter
Eşleme 5-10
yaş
Hikaye küpleri
Küçük Prens
Farklı Dillerde
Kitap Okumaları
5-10 yaş
Tiyatro
Çocuk Oyunları
- Tiktak
Sirk Sanatları
Atölyesi
Çocuk Oyunları
- Dokuztaş
Sirk Sanatları
Atölyesi
Hareketli
Çocuk Oyunları
- Aşık
Masal Anlatımı
Atölyesi
Sensory Story
Ankara SOKÜM
Eskişehir
Büyükşehir
Belediyesi
Masal Şatosu
KidsNook
Küçük Prens
Koleksiyonlerler
Girişimi
Çocuk Oyunları
-Topaç
Masal Anlatımı
Atölyesi
Sensory Story
Times
Küçük Prens
Farklı Dillerde
Kitap Okumaları
5-10 yaş
Çocuk Oyunları
- Mangala
Hikaye
Tamamlama
Atölyesi
Hikaye Küpleri
Tiyatro
Time
Küçük Prens
Karakter Eşleme
5-10 yaş
Sensory Story
Time
Küçük Prens
Karakter
Eşleme 5-10
yaş
Hikaye küpleri
Küçük Prens
Farklı Dillerde
Kitap Okumaları
5-10 yaş
Çocuk Oyunları
- Dokuztaş
Sirk Sanatları
Atölyesi
Hareketli
Çocuk Oyunları
- Aşık
Masal Anlatımı
Atölyesi
Sensory Story
Tiyatro
Time
MASAL ŞENLİĞİ 4-5 HAZİRAN 2016
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Uçan Masallar
- Uçurtma ve
Masal Atölyesi
(8/12 Yaş)
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Oyun Müzesi
Pera Müzesi
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Çocuk Oyunları
- Misket
Sirk Sanatları
Atölyesi
Uçan Masallar
- Uçurtma ve
Masal Atölyesi
(8/12 Yaş)
Taş ve Resim
Boyama 17:00
5-10 yaş
Hareketli
Çocuk Oyunları
- Tiktak
Pera Müzesi
Taş ve Resim
Boyama 17:00
5-10 yaş
Çocuk Oyunları
- Mangala
Tiyatro
Oyun Müzesi
Uçan Masallar
- Uçurtma ve
Masal Atölyesi
(8/12 Yaş)
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Uçan Masallar
- Uçurtma ve
Masal Atölyesi
(8/12 Yaş)
Mini Fincanlar
(4-12 yaş)
Taş ve Resim
Boyama 17:00
5-10 yaş
Taş ve Resim
Boyama 17:00
5-10 yaş
25

Benzer belgeler