amorium antik kenti kazı çalışmaları

Transkript

amorium antik kenti kazı çalışmaları
AMORİUM ANTİK KENTİ KAZI ÇALIŞMALARI: ROMA, BİZANS,
SELÇUKLU VE OSMANLI İZLERİ
2015 YILI KAZI ÇALIŞMALARI
DOÇ. DR. ZELİHA DEMİREL GÖKALP
GİRİŞ
Amorium Kenti 2015 yılı kazı çalışmaları 23.07.2015-06.09.2015 tarihleri arasında
gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarda Bakanlık Temsilcisi olarak Ankara Etnografa Müzesi’nden
uzman İsa YILMAZ, Kazı Başkanı Doç. Dr. Zeliha DEMİREL GÖKALP, Kazı Başkan
Yardımcısı Dr. A. Ceren EREL, Alan Sorumlusu olarak Mersin Üniversitesi’nden Yrd. Doç.
Dr. Şener YILDIRIM, Anadolu Üniversitesi’nden Araş. Gör. Selda UYGUN ve Araş. Gör.
Erkan KAYA, ayrıca Girit Üniversitesi’nden Dr. Nikos TSİVİKİS, Atina’dan Olga
KARAGİORGOU1, Bonn Üniversitesi’nden Petra LINSCHEID2, antropoloji çalışmaları için
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Arzu DEMİREL, tarih çalışmaları için
Girit Üniversitesi’nden Thanasis SOTIRIOU, Kostas RAUSSOS, jeofizik çalışmalarını
yürüten Tuna KALAYCI, Katerina KANATSELOU’dan oluşan bilimsel ekip yer almıştır.
Kazı çalışmaları Anadolu Üniversitesi 3 , Hacettepe Üniversitesi 4 , Akdeniz Üniversitesi 5 ve
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden6 mezun ve lisans öğrencilerinin katılımları ve 10 işçi
ile gerçekleştirilmiştir.
2015 yılı kazı çalışmalarına T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu Üniversitesi,
Türk Tarih Kurumu, Emirdağ Kaymakamlığı, Emirdağ Belediyesi ve Davulga Belediyesi
destek olmuştur.
2015 Yılı çalışmaları Depo Çalışmaları, Temizlik ve Kazı Çalışmaları, Koruma ve
Belgeleme Çalışmaları olarak 3 başlık altında değerlendirilebilir.
1. Depo Çalışmaları
2015 yılında yürütülen depo çalışmalarında Anadolu Üniversitesi’nden Araş. Gör.
Gizem Altun, Sanat Tarihi Bölümü yüksek lisans öğrencisi Berna Yıldırım çalışmıştır.
Önceki kazı sezonlarda bulunan kurşun mühürleri çalışmıştır.
Önceki kazı sezonlarında bulunan kumaş parçalarını çalışmıştır.
3
Sanat Tarihçi Mehmet Kurt, Berna Yıldırım, Sevinç Özen; Öğrenciler, Özcan Yamaç, Samet Lüleci, Zeynep
Aktop, Seda Önder, Demet Yetkinoğlu, Hakan Can Aslanoğlu, Gül Pınar Otlu.
4
Seramik Bölümü mezunu Ceren Gürçay.
5
Sanat Tarihi Bölümü öğrencisi Ceren Uzun.
6
Antropoloji Bölümü öğrencileri Saliha Kuyumcu, Hatice Öztürk.
1
2
1
Araş. Gör. Gizem Altun 1988-2013 yılları arasında Amorium kazılarında ele geçen
tüm cam eserleri 7 , Berna Yıldırım 8 ise maden eserleri buluntu yerleri, ele geçtikleri yıllar
dikkate alınarak depoda tasnifi üzerinde çalışmaları yürütmüştür.
2. Temizlik ve Kazı Çalışmaları
Kazı çalışmalarının ilk etabında 23-30 Temmuz 2015 tarihleri arasında Aşağı Şehir‘de
Aşağı Şehir Kilisesi, Büyük Mekan ve Büyük Bina’da; Yukarı Şehir ’de Bazilika B’de
(Resim 1-2) ve Güney Batı Kule ’de genel bir yüzey ve ot temizliği gerçekleştirilmiştir.
Bunun yanı sıra 12.08.2015 tarihinde kazı alanlarında çalışılmamış, jeofizik ölçümü yapılmak
için belirlenen alanlarda ot biçmek koşuluyla temizlik çalışması yapılmıştır (Resim 3). Ekip
üyeleri ölçüm yapılacak alanda tüm gün çalışmışlardır.
2.1.Yukarı Şehir Bazilika Bg (Bg1, Bg2, Bg3,Bg4,Bg5) Açmaları
2013 yılında başlayan çalışmalar 2015 yılında da sürdürülmüştür. Alanın sorumlusu
Kazı Başkan Yardımcısı Dr. A. Ceren EREL’dir.
2015 yılı kazı sezonunda, Yukarı Şehir B Bazilikası alanında 31.07.2015 – 29.08.2015
tarihleri arasında arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Bu yıl Bg1, Bg2, Bg3, Bg4, Bg5 olmak üzere beş yeni 5.00 x 5.00’lik açmada
çalışılmıştır. Ayrıca bu yıl tespit edilen mimari verilerin anlaşılabilmesi için 2013 yılında
çalışılan Ba4 açmasının bir bölümünde toprak seviyesinde yaklaşık 10 cm. inilmiştir.
Bu yıl kazılması planlanan ilk açma olan Bg1 açması (Resim 4), B bazilikası apsis
başlangıcının güneyinde bulunmaktadır. Açmanın yeri saptanırken, bazilikanın apsisin
güneyinde kalan doğu duvarının ve bazilikanın güney duvarının tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Böylece yapının sözü edilen yönlerde sınırları saptanarak, olası boyutları hakkında fikir sahibi
olunması planlanmıştır. Elde edilen mimari veriler neticesinde, Bg1’den sonraki açmaların,
batı ve kuzey yönünde devam ettirilmesine karar verilmiştir. Bunun sebebi, yapının güney
duvarının batı yönünde devamını takip edebilmek ve yapı içerisindeki bölümlenmeyi ve farklı
evreleri anlayabilmektir. Bu sezondaki çalışmalara batı ve kuzey yönünde devam
Arş. Gör. Gizem Altun Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde Amorium Kentinde 2013-2015
yıllarında yürütülen kazılar sonucunda çıkartılan tüm cam eserler üzerine yüksek lisans tezi hazırlamaktadır.
8
Sanat Tarihçi Berna Yıldırım Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde “Amorium Kazısı Büyük Bina
Maden Buluntuları” konulu yüksek lisans tezi hazırlamaktadır.
7
2
etmememizin bir diğer sebebi, bazilikanın güney duvarı dışında kalan alanın mezar alanı
olarak kullanıldığının saptanmasıdır. Bu yönde devam edecek açmalarda çok sayıda mezarın
çıkması söz konusu olduğu için önümüzdeki sezon, antropologlardan oluşan daha geniş ve
uzun zamanlı bir ekiple çalışılması uygun görülmüştür.
Açmalardaki çalışmalar yaklaşık 975.791 – 975.291 kodları arasında başlamış ve yine
yaklaşık 974.481 – 974.141 kodlarında sonlandırılmıştır. Bg1 açmasında dört; Bg2, Bg3
açmalarında üç; Bg4 açmasında iki ve Bg5 açmasında beş konteks belirlenmiştir.
Mimari:
Bu yıl yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen mimari verileri şöyle özetlemek mümkündür:
B Bazilikası apsisinin yaklaşık başlangıç ekseninde, güneydeki Bg1 (Resim 4) ve onun
batısında Bg2 açmalarının yerleri saptanırken yukarda da belirttiğimiz üzere bazilikanın doğu
ve güney duvarlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmalar sonucu hedeflendiği üzere
kuzey - güney yönünde ve doğu - batı yönünde devam eden ve birbiriyle 90° açıyla birleşen
iki duvar tespit edilmiştir (Resim 5). Kuzey – güney doğrultusundaki duvarın bazilikanın
doğu duvarının apsisin güneyinde kalan bölümü; doğu – batı doğrultusundaki duvarın ise
bazilikanın güney duvarı olduğu anlaşılmıştır.
Bazilikanın doğu duvarının tamamı günümüze sağlam olarak ulaşmamıştır. 2013
yılında çalışılan Ba4 açmasında toprak seviyesi inilerek kontrol edilmiş; duvarın apsisle
birleştiği kısmın tamamının mevcut olamadığı görülmüştür. Ancak kalan izlerden birleşme
yeri anlaşılabilmektedir. Belli bir seviyeye kadar mevcut olan duvarın üst kodları 975.261 –
974.551 arasında değişmekte; en yüksek noktada, inilen toprak seviyesinden yaklaşık 0.90 m.
yüksekliğinde görülebilmektedir. Duvarın yaklaşık ekseninde bir açıklık bulunmaktadır.
Ancak bunun yıkılma sonucu mu yoksa özgününde var olan bir açıklık mı olduğu kesin olarak
anlaşılamamıştır. Duvar sandık duvar tekniğindedir. Köşede, iki yanda büyük boyutlu
dikdörtgen blok taşlar kullanılmıştır. Duvarın diğer bölümlerinde, duvar örgü ve malzemesi
değişerek daha küçük boyutlu kısmen kaba yonu ve moloz taşların kullanıldığı görülmektedir.
Ayrıca duvar örgüsünde yer yer kırık tuğlalarda kullanılmıştır.
Bazilikanın güney duvarı da benzer şekilde belli bir seviyeye kadar günümüze
ulaşmıştır. Duvarın üst kodları 975.351 – 974.951 arasında değişmektedir. Duvar inilen toprak
seviyesinden yaklaşık 1.00 – 1.20 m. yüksekliğinde günümüze ulaşabilmiştir. Ayrıca duvarın
3
içten yaklaşık eksende zarar gördüğü tespit edilmiştir. Tıpkı doğu duvarda olduğu gibi,
köşede büyük boyutlu düzgün kesme taşların kullanıldığı sandık duvar tekniği, sonrasında ise
duvar örgü ve malzemesinde farklılıklar görülmektedir. Ayrıca Bg1 açmasının güneyinde,
bazilikanın doğu duvarının dışında, güney ve doğu yönünde devam eden duvar kalıntıları
veya yıkıntı olması muhtemel izler tespit edilmiştir.
Doğu ve güney duvarların, bazilikanın birinci evresine ait özgün konumlarında yer
aldıkları; ancak malzeme – teknikte görülen farklılıklardan dolayı sonraki evrelerde
konumlarında değişiklik yapılmadan onarım geçirdikleri veya yeniden inşa edildikleri
düşünülmektedir.
Çalışmaların ilerleyen aşamalarında, bazilikanın doğu ve güney duvarlarının,
kendilerine paralel olacak şekilde kuzey ve batıya inşa edilen birer duvarla birleştikleri ve bir
mekan oluşturulduğu görülmüştür. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı mekan içten
yaklaşık 4.70 x 7.50 m. boyutlarındadır (Resim 6). Batıda eksende, söveleri kısmen mevcut
bir girişi bulunmaktadır. Dışta girişin iki yanında tam olarak anlaşılamamakla birlikte,
duvarda niş benzeri birer girinti dikkat çeker. Bazilikanın güney duvarı, batı yönünde yaklaşık
7.50 m. devam ettikten sonra, kuzey-güney doğrultusunda uzanan batı duvarla 90° açıyla köşe
yapacak şekilde birleşmekte; batı duvarla aynı eksende, güney duvarın dışında, cephede dışa
doğru taşkınlık yapan büyük bir blok taş bulunmaktadır. Sonrasında ise bazilikanın güney
duvarı takip edilememektedir.
Bu büyük mekanı kuzeyde sınırlandıran duvarın bir bölümü, 2013 yılında çalışılan
Ba4 açmasında açığa çıkarılmış; bu yılda batısındaki Bg5 açmasında devamı tespit edilmiştir.
Duvar, yaklaşık güneydeki apsis başlangıcı ekseninde, doğu – batı doğrultusunda, bazilikanın
güney duvarına
paraleldir.
Doğu
yönünde,
bazilikanın
doğu
duvarıyla
birleştiği
anlaşılmaktadır. Duvarın konumuna bakıldığında, bazilikanın ilk evresinde orta nef ile güney
nefi birbirinden ayıran eksen üzerinde olduğu görülmektedir. Bu yıl inilen toprak seviyesinde,
duvarın en altındaki taş sırasının, duvarın iki yanında dışa doğru taşkınlık yaptığı
saptanmıştır; duvarın dış yüzünde tümüyle, içte ise kısmen takip edilebilmektedir. Ayrıca
burada, duvarın üstteki bölümünden farklı olarak, oldukça düzgün işlenmiş, büyük boyutlu
blok taşlar kullanıldığı dikkat çekmektedir. Kuzey duvarın batı ucunda, doğu ve batısına
bitişik yarım yuvarlak sütunlar bulunan dikdörtgen bir paye bulunmaktadır. Payenin doğusuna
bitişik yarım sütün duvar örgüsünün içinde kalmıştır. Bugün belli bir seviyeye kadar mevcut
4
olan desteğin kalanına ait parçalar, duvar örgüsü içerisinde devşirme olarak kullanılmıştır.
Bütün bunlardan anlaşıldığı üzere, söz konusu destek in-situ durumda olup kuzey duvar
sonradan örülmüştür.
Kuzey duvardaki veriler değerlendirildiğinde; duvarın alt seviyede, daha kalın ve
farklı malzeme-tekniğe sahip olan bölümünün, konumu da göz önüne alındığında, erken
dönem bazilikasına ait, orta ve güney nefleri birbirinden ayıran stylobat olması mümkündür
(Resim 7). Kısmen duvar örgüsü içerisinde kalan batı uçta in-situ durumdaki desteğin de aynı
yapım evresine ait özgün desteklerden biri olması muhtemeldir.
Büyük mekanın batısında, Bg3, Bg4 ve kısmen Bg5 açma sınırları içerisinde,
bazılarının üçüncü bir yapım evresine ait olduğunu düşündüğümüz duvarlara sahip mekanlar
tespit edilmiştir. Mekanların bulunduğu alan kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır.
Alanı kuzey ve güneyde sınırlandıran dış duvarlar, büyük mekanın kuzey duvarı ile
bazilikanın güney duvarının eksenlerinden dışa doğru kaymış çıkıntı yapmaktadırlar. Bu
mekanların batı yönünde devam ettikleri kalan duvar izlerinden anlaşılmaktadır. Ancak kazı
sezonunun sonuna gelinmesi nedeniyle önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmalarda açığa
çıkarılacaktır.
Sonuç olarak şimdiye kadar elde edilen mimari verilere göre, erken dönem bazilikası,
dıştan yedi cepheli içten yarım yuvarlak apsisli, üç nefli bir bazilikadır (Resim 8-9). Daha
sonra bazilikanın herhangi bir sebeple yıkılması ve işlevini kaybetmesi sonucu, doğu duvar ve
güney duvarın belli bir bölümü konumları değiştirilmeden onarılmış ve/veya yeniden inşa
edilmiş; batı ve kuzey duvarlar eklenerek erken dönem bazilikasının güney nefinin doğusunda
dikdörtgen planlı bir mekan oluşturulmuştur. Kuzey duvar, bazilikanın stylobatı su basman
gibi kullanılarak onun üzerine inşa edilmiş ve stylobat üzerinde mevcut olan destekte
korunarak duvar örgüsünde sağlam bir köşe taşı olarak değerlendirilmiştir.
Mezarlar:
Bazilikanın güney duvarı ile batıdaki mekanları sınırlayan güney duvarın dışındaki alan gömü
alanı olarak kullanılmıştır (Resim 10). 2014 yılında çalışılan, apsisin doğusundaki alanda
olduğu gibi, burada da farklı seviyelerde gömüler tespit edilmiştir (Resim 11). İskeletlerin
bazıları, herhangi bir şekilde sınırlandırılmış mezar alanları tespit edilmeksizin dağınık halde
bulunmuştur. Bu durumdaki kemiklere, toplandıkları alana göre gruplandırılarak iskelet
5
numarası verilmiştir. Böylece daha sonra yapılacak antropolojik çalışmalarda, bireylerin
ayrılarak saptanması işlemini kolaylaştırmak hedeflenmiştir. Saptayabildiğimiz taş ve/veya
tuğla ile sınırlandırılmış alanlar içerisindeki iskeletlere ise mezar numarası verilmiştir.
Kemikler yaklaşık olarak 975.331 kodlarından itibaren başlamaktadır. Geçen yıl apsisin
doğusunda olduğu gibi, üst seviyelerdeki mezar ve iskeletler çok zarar görmüş; yukarıda da
belirtildiği gibi mezar sınırları saptanamayacak şekilde dağılmışlardır. Bu yıl mezar harici
bulunan kemikler toplamda İ1 – İ7 arasında numaralandırılmıştır.
Bu yıl tespit edilen en yüksek mezar kodu (mezar kapağı üst kodu) 974.981’dir.
Toplamda in–situ durumda 6 mezar tespit edilmiştir. Sadece taşlarla sınırlandırılmış veya taş
ve tuğlanın birlikte kullanıldığı sanduka tipi mezarlar dışında, geçen yıldan farklı olarak
tümüyle tuğladan yapılmış mezarlar bulunmuştur (Resim 12). Tuğla mezarlarda iki farklı tip
karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki yanlarda, zemin ve kapakta tuğlaların kullanıldığı
dikdörtgen biçimli mezarlardır. Bu tip özellikle çocuk ve bebek mezarlarında tercih edilmiştir.
İkinci tip ise M3 olarak isimlendirdiğimiz tek örnekte karşımıza çıkmaktadır. Yanlarda iç
bükey büyük boyutlu tuğlaların kullanıldığı mezar, yine iki yandan iç bükey tuğlaların ortada
birleşmesi ile oluşan tonoz benzeri bir örtüye sahiptir (Resim 13).
Mezarlar içerisindeki iskeletler de genellikle diğerleri gibi dağınık ve oldukça zarar
görmüş durumdadırlar. M3’de bulunan iskelet, bu yılın en iyi korunmuş ve neredeyse tümüyle
in-situ durumda olan tek örneğidir. Mezarlarda ayrıca geçen yıl da olduğu gibi çoklu
gömülerle karşılaşılmıştır. İskeletler dağıldığı için bazılarının eş zamanlı gömüler olup
olmadıkları anlaşılamamaktadır. Ancak bazı mezarlarda farklı kodlarda birden çok iskelet
tespit edilmiş; aynı mezarın eş zamanlı değil farklı zamanlarda tekrardan kullanıldığı
anlaşılmıştır.
2.2. Aşağı Şehir Büyük Bina- BBD Açması
2014 yılında başlayan çalışmalar 2015 yılında da sürdürülmüştür. Söz konusu alanın
sorumlusu Dr. Nikos Tsivikis’dir.
Büyük Bina BBD Açmasında ilk kez kazı çalışmaları 2014 yılında gerçekleştirilmiştir.
BBD Açması, Martin Harrison döneminde “Büyük Bina” olarak adlandırılmış binanın
yaklaşık 20 m batısında yer almaktadır. 2014 yılında iyi durumda olan, tek parça üçgen masif
6
payenin üst yüzeyi ortaya çıkartılmıştır. 2014 yılı kazı ve yüzey bulguları sonucunda fiziksel
durumu aynı özelliklere sahip üç paye, arasında kabaca dikdörtgen bir mekanın varlığını
belirtmiştir. 2015 yılı çalışmalarının amacı kalan üç payeyi ve bu şaşırtıcı binanın genel
planını ortaya çıkartmak olmuştur. Dolayısıyla binanın tahmini sınırlarını içine alacak
biçimde 15x15 ölçüsünde büyük kare açma sınırları belirlenmiştir. Binanın hesaplanan
limitlerini kapsayabilmek için (Resim 14) hem iç hem dış seviyeleri düşürülerek açık açma
metodu kullanılmıştır.
Binanın hem iç hem de dış tarafında çalışılarak farklı seviyelerde aşağıya inilmiştir.
Böylelikle yapının tamamı ya da büyük bir kısmı içerde ve dışarda farklı seviyelerde ortaya
çıkartılmıştır. Tartışma konusu olan bina kareye yakın dikdörtgen plandadır. Bina kemerli çatı
örtüsünü taşıyacak biçimde karmaşık desteklere sahiptir. Henüz binanın işlevi tespit
edilmediği için söz konusu mekan “kareye yakın dikdörtgen planlı bina” olarak
isimlendirilmiştir.
Önceki kazı sezonlarında “Büyük Bina”da (LB) kullanılan numaralandırma sistemi
takip edilerek, Büyük Bina ile bağlantılı “kareye yakın dikdörtgen planlı bina”da (RB) 5 yeni
mekan/alan da çalışılmıştır.
Alan 11: “Kareye yakın dikdörtgen planlı bina”nın dışı, güneybatı duvar
Alan 12: “Kareye yakın dikdörtgen planlı bina”nın içi
Alan 13: “Kareye yakın dikdörtgen planlı bina”nın dışı, güneydoğu duvar
Alan 14: “Kareye yakın dikdörtgen planlı bina”nın dışı, kuzeydoğu duvar
Alan 15: “Kareye yakın dikdörtgen planlı bina”nın dışı, kuzeybatı duvar
Alan 11: Bu alan yapının güneybatı duvarın arkasında yer almaktadır. Alan 11 diğer
açmalar arasında kazı çalışmasını yürütülen en zor aladır, çünkü bu alanın açma sınırı oldukça
dardır. Alan 11 çok yüksek ihtimalle kareye yakın dikdörtgen planlı binanın güneybatısında
yer alan, oktogonal planlı olduğunu düşündüğümüz bir odadır. Biz hala bu odanın sadece
doğu duvarını biliyoruz. Bu alan aynı zamanda merkezi planlı olarak düşünülen binanın batı
cephesidir. Buna ek olarak odanın kuzey duvarının kuzey ucuna yakın bir yerde küçük bir
bölüm ortaya çıkarılmıştır. Duvarın ortaya çıkarılan bu bölümünden şu anlaşılmaktadır: Batı
duvarı ile kuzey duvarı arasında 90 derecelik bir açı mevcuttur. Bu açının varlığı ise bize şunu
göstermektedir. Oktogonal mekan çok büyük ihtimalle uzatılan boyutlarıyla yapıyı merkezi
planlı bir yapı haline getirmektedir. Oda (yarım yuvarlak) beşik kemerli bir örtü sistemine
7
sahiptir. Kemerin taşları iyi durumdadır ve kemer yayının doğu tarafındadır. Kemerin bu
detayı (yarım yuvarlak) beşik kemerin genişliğinin, batı duvarının pozisyonunun ve kemerin
desteklerinin hesaplanması için önemli bir veridir. Bu sene çıkartılan yeni bir özellik ise
uzunlamasına dikdörtgen planlı odanın doğu duvarında büyük delikler vardır ve kemerin
başlangıç seviyesine kadardır. Deliklerin kiriş deliği olduğu düşünülmektedir. Doğu duvarının
açığa kavuşturulan bu kısmında dört adet kiriş deliği bulunmaktadır (Resim 15). Bu deliklerin
ölçüleri kabaca 0.25x0.25'dir ve aralarında 40 cm boşluk vardır. Kiriş delikleri büyük
ihtimalle duvar boyunca ve kemerin altında devam etmektedir.
Merkezi planlı binanın güney ve batı payeleri arasındaki duvar sonradan açığa
çıkarılmıştır. Duvarların köşelerindeki üçgen nişlerin parçaları ile organik bir şekilde
bağlantılı olduğu için bu bölümler binanın bir parçası gibi durmaktadır. Tuğla örgülü üçgen
nişler yapının sonraki dönemlerinde de (Ortaçağdan bu yana) sistematik olarak kullanılmıştır.
Güneybatı duvarın ortasındaki yuvarlak ve derin çukur ise büyük ihtimalle modern
zamanlarda tuğla almak için açılmış olmalıdır. Alan 11'deki kazı çalışması yüzeyden 1.50
metre derine inildikten sonra durdurulmuştur. Gelinen seviye henüz zemine çok uzak ancak
örtü sistemine yakındır.
Alan 12: 2014 kazısında belirlenen bu alan, dört düz duvarla çerçevelendirilmiş olup
yapının diğer açmalarından farklı özelliklere sahiptir (Resim 14). 2015 sezonundaki
çalışmalarda binanın fonksiyonunu anlamak amacıyla alan 12’de yürütülen kazıda
tarihlendirme ve alandan çıkan materyallerin değerlendirilmesi üzerinde yoğunlaşmıştır. 2015
kazısı boyunca yapının çöküşünden sonraki kullanım evrelerini anlamaya yönelik üç ana
tabakada (stratigrafik) çalışılmıştır.
İlk olarak alanın, Roma döneminden modern çağlara kadar çeşitli bulguları içerisinde
barındıran bir yüzeye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Amorium’un geçirmiş olduğu her
dönem, özellikle de 19. yüzyılın sonları ve 20 yüzyıl başlarındaki Hisarköy mimarisi ile
uyumludur. Büyük Bina’ya komşu olan yapı, malzemesiyle -büyük tuğla ve taşları ilemodern çağlarda inşa edilen yeni binalara malzeme temin etme noktalarından birisi olmuştur.
Kazıdan önce dahi fark edilebilen kareye yakın dikdörtgen planlı merkezi binanın elementleri
görülebilmektedir ve yüzeydeki bu katmanlar arasında derme çatma konulan taşlar
bulunmaktadır. Ancak bunlar belgelendikten ve çizildikten sonra ortadan kaldırılmıştır.
8
Alan 12’de yüzeyden 1.5 m derinliğe inildiğinde tüm alana yayılan bir tabaka
bulunmuştur. Bu tabaka farklı dönemlerden izler taşımaktadır ve ayrıca yapının örtüsünden
yıkıntı parçalarını içerisinde barındırmaktadır.
Küçük buluntulardan yeşil sırlı seramik
parçaların işaret ettiği en yakın dönem Osmanlı dönemidir. Bulunan yeşil sırlı seramiklerin
neredeyse tamamı 14-15. yy tarihlenir. Ayrıca bu sezonki kazıda alan 12’deki katmanda 1
adet sikke (anonim follis, 976-1035) bulunmuştur. Yine de bu tabakanın karışık olduğunu göz
önünde bulundurmak gerekir.
Bulunan yeşil sırlı seramiklerden yola çıkılarak ikinci tabakanın Osmanlı dönemine ait
olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Kalıntı ve yıkıntılardan arınmış alanda bu seviyede
toprak zemin görülmektedir. Zemin üzerinde, Osmanlı dönemine kadar uzanan karışık
seramikler dışında alanın terkedildiğini gösteren başka bir bulguya rastlanılmamıştır.
Alan 12’de kuzey payenin önünde diyagonal olarak döşenen, ne amaçla kullanıldığı
bilinmeyen ve sadece birkaç parçadan oluşan tuğla zemin döşemesi ortaya çıkarılmıştır
(Resim 15a). Döşemenin bulunduğu zemin seviyesi sonradan yapılan ikinci bir katmanın
varlığına işaret eder. Bu katmanın ortaya çıkışı orijinal binanın çoktan çöktüğü bir dönem ile
bağlantılı olmalıdır. Tartışılan zeminin seviyesi üst örtüde kullanılan kemerin başlangıcına
oldukça yakındır. Orijinal binanın duvarı en az üç metre daha derine doğru devam etmiş
olmalıdır. Kareye yakın dikdörtgen dış duvarlar ve üçgen payeleri içerisine alan diyagonal iç
duvarlar arasında dar sekiz köşe yer alır (Resim 16- 18). Böylece tahılları koymak için özel
bölmeler oluşturulmuştur. Binanın içi ve uzun yan duvarlar boyunca bu bölmeler devam
etmektedir. Köşe silolarının yapımı için 8 oyuğun en az 5 tanesi Osmanlı döneminde yapılmış
olmalıdır.
Yapının fonksiyonu ve mimarisinin anlaşılması için alan 12’nin tamamında Osmanlı
dönemine ait tabakanın kaldırılmasından sonra bu alan ortadan ikiye bölünerek kazı
kuzeybatıda sürdürülmüştür. Bu alanda daha derine inilmiştir. Bu alan kuzeybatı duvarı
bulabilmek için alan 15’i ve iki diyagonal duvarı içerisine alan bölümdür. Bu bölümde kazı
Osmanlı tabakasının en az 2 metre derinine indirilerek sürdürülmüştür. Tabaka içerisinde
bulunan materyaller orijinal binanın üst örtüsündeki kemer, duvar işçiliği ve kalıntılar ile
alakalı veri barındırmaktadır. Orta ölçekli yontma taş parçaları, tuğlalar, kesme taş görünümlü
parçalar, beton parçaları, kireç harçları vb. duvarın içerisinde izlenebilmektedir. Bu alanda
9
yürütülen kazıda neredeyse 3.5 m derine inilmesi rağmen zemine ulaşılamamıştır. Zemin ya
daha derinde ya da orijinali tamamen yok edilmiş olmalıdır.
Alan 13: Bu alan merkezi planlı yapının güneydoğusundadır ve yapının dış kısmıdır.
Binanın güneydoğusuna ait 12 m.lik duvarı içerisine alır (Resim 19). 2015 kazısında buradaki
duvarın büyük bir kısmı temizlenmiştir. Açma 1.5 m derinliğe kadar kazılarak bu derinlikte
bırakılmıştır. Bu açmadaki kazı bizim güneydoğu duvar ve duvarın dış kısmı hakkında çok
fazla bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. Alandaki çalışma bize başka bir bölüm ya da oda
olduğunu düşündürecek herhangi bir kanıt vermemiştir. Bu alanda yürüttüğümüz çalışmanın
sonuçları belki zemine yaklaştıkça ve daha derine indikçe değişebilir. Kazıda ortaya çıkan
tabakaların büyük bir kısmı binanın üst kısımlarından, tonoz veya kemerlerinden düşen
parçalardan oluşmaktadır. Düşen parçalar, kaba yonu taş, tuğla, çimento parçaları ve kesme
taşlardan oluşmaktadır. 2015 yılındaki kazının (1.5 m) derinliğinde ve son aşamasında devasa
bir dikdörtgen kalker/kireçtaşı bloğuna rastlanmıştır. Bu kalker bloğunun ne olduğu ve nerede
kullanıldığı konusu önümüzdeki sezonda tamamıyla açığa kavuşturulacaktır. Büyük bir girişe
ait gibi görünen bu parça kapı sövesi veya lentosu gibi durmaktadır.
Alan 14: Bu alan merkezi planlı yapının kuzeydoğusundadır ve yapının dış kısmıdır
(Resim 20). 2015 kazısında bu alanda yaklaşık olarak 1 m derine inilmiştir. Alan 14’de
merkezi planlı yapının ekseninde yer alacak biçimde kuzeydoğu-güneybatı yönünde bir rampa
mevcuttur. Bu durum yapının içinden ve alan 12'den çıkartılan hafriyatın taşınmasını
kolaylaştırmıştır. Alan 14 bize iki farklı durum için kanıt sunmaktadır. Büyük ihtimalle alanın
kuzeyinde iki farklı zamana ait olduğunu düşündüğümüz iki duvar bulunur. Açmanın bu
kısmının üst taraflarında küçük bir bölüm (1.20X0.80) mevcuttur. Bu bölüm orta ve küçük
boyutlu taşlarla örülen kuru inşa duvarı olarak tarif edilebilir. Bu kısım kuzeydoğu duvar ile
paralel ve bağlantılı olarak devam etmektedir. Derin bir seviyede başka bir duvara ait olan
ikinci bir bölüm çıkarılmıştır. Bu duvarda harç malzemesi kullanılmadan kuru duvar
tekniğiyle inşa edilmiştir. Duvarın kalınlığı yaklaşık 0.80 metredir. Duvar, binanın kuzey
köşesinden başlamaktadır ve binanın yapısına uyumlu (paralel) bir şekilde devam etmektedir.
Ayrıca duvar daha geç bir döneme ait gibidir. Büyük ihtimalle 20. yüzyıl başı veya daha
sonraki yakın tarihlere aittir. Alan 14'ün yüzeye yakın bir bölümünde farklı bir durum açığa
çıkarılmıştır (Resim 21). Çeşitli taşlardan oluşan bir taş yığını rastgele serpiştirilmiş halde
bulunmuştur. Bu kalıntıların arasında az sayıda da olsa enteresan mimari plastik parçalar
bulunmuştur. Son iki yıldır bu alanda yürüttüğümüz kazılardan çıkan en büyük mimari plastik
10
parçalar olduğunu söyleyebiliriz. Bu parçalardan en ilginç olanı bir zemin levhasının dört
parçasından birisidir. Mimari plastik parçaların kırılma biçimleri birbirine benzemektedir. Bu
durum ise taş testeresinin kullanıldığına işaret etmektedir. Bu parçalar moloz yığınından
çıkartılan iyi korunmuş bir parçayla uyumludur. Bu parçalar çok yüksek ihtimalle sonradan
başka bir amaç için kullanılan lahite ait parçalar gibi durmaktadır. Aynı lahitten çok fazla
parça bulunması iki ihtimali akla getirmektedir. Ya parçalar buluntu yerine yakın bir yerden
gelmektedir ya da bu buluntu yeri daha sonradan bir endüstriyel sürece maruz kalmıştır. Alan
14’e ek olarak kuzeydoğu dış duvarın yoğun şekilde taş ve tuğla hırsızlığına maruz kaldığı da
söyleyebilir. Bu duvarın yaklaşık 1m’ye kadar olan bölümü tamamen sökülmüştür.
Alan 15: Bu alan merkezi planlı yapının kuzeybatısında yer alır ve yapının dış
kısmıdır. Bu alanda yaklaşık 1 m. derinliğinde kazı yapılmıştır ve hiçbir önemli buluntuya
rastlanılmamıştır. Alan sonraki dönemlerde ağır şekilde tahrip edilmiş gibi görünmekle
birlikte (Resim 22.) kuzeybatı duvar malzemesinin büyük bir kısmının yeniden kullanım için
tahrip edildiği düşünülmektedir.
2.2.1.Aşağı Şehir Büyük Bina- BBD Açması - Kareye Yakın Dikdörtgen Planlı
Bina’nın Mimarisi ve Kemer Yapısı
Kareye yakın dikdörtgen planlı binanın ve yakın çevresinin kazı çalışmaları 2015
süresince henüz tamamlanmamış olup gelecek sezon da devam edecek olmasına rağmen
yapının mimarisi ve muhtemel tarihlendirmesi hakkında başlangıç niteliğinde bir tartışma için
yeterli veriye sahibiz. Dikdörtgen yapı olarak adlandırdığımız ana yapı muhtemelen 19891990 yıllarındaki kazıda ortaya çıkarılan ana yapının geri kalanına bağlı büyük yapının bir
parçasıdır. Ana yapının dikdörtgen planı dış ölçümde 12m’lik kenarlarıyla kuzeydoğu
duvarına (Resim 14) açılan tek kapılı bir yapıdır. Yapının dört köşesinden yapının merkezine
doğru çaprazlama köşegen uzanan yekpare duvarlar, yaklaşık 4-5m kadar uzanıp dikdörtgenin
merkezinde son bulur. Bu yolla her biri 45 derecelik açıyla 8 dar niş oluşturur (Resim 23).
Duvarlar, yapının planını duvarlar seviyesinde yeniden yapılandırmayı /rekonstrüksiyonu
yapabileceğimiz kadar iyi korunmuştur. Yapının yekpare yapısı ve kemerindeki malzemenin
dayanaklılığı sayesinde kemer ve çatı yapısı ayakta duran duvarlar üzerinde korunmuştur.
Duvarların birleştiği noktada köşe yuvalarının kesişme noktasında dar tuğla örmeli kemerli
nişler 8 üçgen kemer oluşturmak için yapılmıştır. Farklı korunma seviyelerinden ötürü
yapının batı tarafındaki kemerli nişlerin tamamı ayakta olduğu görülürken (Resim 23a) doğu
11
yakasındakilerin kemerleri tamamen kaybolmuştur fakat yine de kemerlerin nasıl
oluşturulduğu hakkında bilgi verir durumdadır (Resim 23). Bu sistemle dikdörtgen alanın her
köşesi köşegen duvarlarla bölünmüş ve bir çift kemerli niş oluşturulmuştur. Farklılık, merkez
alanın kemerinin dört köşede oluşan kemerli nişlerle çevrelenmesidir. Böylelikle kesişme
çizgisi merkezinde olan yarım yuvarlak kemerler oluşmuştur.
Yapının çatı sistemine ışık tutabilecek detaylar yapının ayakta kalan kısımlarındaki
görünür ayrıntılarda takip edilmektedir. Öncelikle merkeze uzanan köşegen duvarların dar
ucunda ve daha iyi korunmuş olan doğu köşegen duvarda, kemerin bitiş noktası olan karşı
köşegen duvara doğru (batı köşegen duvarı) tuğla örme bir kemerin uzantısı hala görünür
durumdadır. Güneybatı duvarının önünde, kemerler üçgen oyukların üstünde bir seviyede
korunmuş durumdadır. Özellikle de güneybatı duvarına bakan iki oyuk bu şekildedir (Resim
23a) Güneybatı duvara diyagonal duvarları güney ve batıyı ayrı ayrı olmak üzere bağlayan iki
tuğla kemerin izleri de görülmektedir (Resim 24). Bu kemerler üçgen nişlerin iç yüzeyini
oluşturmakta ve haçın güneybatı kolunun yarım yuvarlak kubbesinin yatay eğimini devam
ettirmektedirler. Tuğla kemerlerin üst tarafındaki harç parçalarında, yarım yuvarlak kemerin
ilk seviye tuğlalarına ait birçok iz vardır (Resim 25). İlk iki tuğla tonoz sırası paralel değildir
ve sanki pervazlı (kuşaklı) merkezinden uzaklaştırılsa çapı küçülecekmiş ve hatta
alçalacakmışçasına hafifçe güneybatı duvarının merkezine doğru bükülmüşler ve bu yolla
merkezden kenarlara bir eğim kazanmışlardır.
Alan 12’nin kubbeli örtüsü şu şekilde tanımlanabilir: Dört köşe (dikme) merkezden
dışa çıkan diagonal duvarlarla ve her köşede iki tane olmak üzere oluşturulan sekiz üçgen
tuğla tonoz nişleriyle desteklenmektedir. Bu üçgen tuğla tonozların üzeri güçlü Roma harcı ile
doldurulmuş ve merkezi haç (çapraz) alanın pervazlı yuvarlak kemer sisteminin kenarlarını
taşımaktadır.
Özgün bina tek bir kapı girişine sahip olmalıdır. Yapının kapı açıklığı güneydoğu
duvar üzerinde ve en fazla 3 m.dir (Resim 26). Üzeri geniş bir tuğla kemerle çevrelenmiştir.
Yapının sonraki kullanımında açıklığın içi tamamen kapatılmıştır. Duvarların alt kısımları
büyük ve orta boy kireç taşından iyi bir şekilde örülmüştür. Duvarların üst kısımlarında,
binanın dış çevresinde ve güneydoğudaki kapı açıklığında dört sıralı tuğla kullanımı vardır
(Resim 27) Tonozların içinde küçük moloz parçalar ve koyu gri renk kireçli beton tabaka
vardır. İnce tuğlalar özellikle yapının birçok kademesinde karşımıza çıkmaktadır.
12
2.2.2.Aşağı Şehir Büyük Bina- BBD Açması Ön Sonuçlar ve Olası Tarihlendirme
Merkezi planlı yapının hala tam olarak işlevini anlayamasak da yapının özel bir bina
olduğu açıktır. Devasa duvarları ve karmaşık kemer yapısı binanın yapımında ne kadar çeşitli
materyallerin kullanıldığı ve yapının zenginliği hakkında bizlere ipucu vermektedir. Kareye
yakın dikdörtgen planlı bina kesinlikle “Büyük Bina”dan ayrı olarak görülmemelidir. Çok
yüksek ihtimalle bu binalar birbirleriyle fiziksel olarak ta bağlantılıdır.
Binanın orijinal ve ayrıntılı mimarisi bizlere Geç Roma Erken Bizans dönemini işaret
etmektedir. Önümüzdeki yıllarda sürdürülecek olan kazılarda binanın işlevi hakkında bir
şeyler söylemek mümkün olacaktır. Ancak akla en yakın gelen ihtimal Geç Roma-Erken
Bizans dönemi bir hamamının parçası olduğudur.
Orijinal binanın hangi tarihlerde inşa edildiğini belirlemek de bir sorun teşkil
etmektedir. Şu ana kadar yapının inşa tarihine ait olan güvenilir herhangi bir bulguya
rastlanılmamıştır. Yapıdaki bazı mimari kalıntılar şehrin başka bir yerinde kullanılmak üzere
yerinden sökülerek götürülmüş gibi durmaktadır. Yalın duvarlar dışında hiçbir şey kalmamış,
bütün dekoratif parçalar, mermer kaplamalar, hatta eşik taşları bile yerinden alınmıştır. Bu
sebeple tarih belirlemek için kullanabileceğimiz buluntular sadece mimari form ve inşa
teknikleridir ki bu bulgularda Roma döneminin sonunu ve Bizans döneminin başını işaret
etmektedir (3.yy ile 5.yy arası)
3. Koruma ve Belgeleme
3.1 Koruma
2015 yılı kazı ekip listesinde adı bulunan ve kazının son iki haftasında Amorium’a
gelmesi planlanan küçük buluntu konservasyon uzmanı Sami Aslan depoda bulunan önceki
yıllara ait etütlük eserleri inceleyecekti. Ancak mazeret belirtmeden Amorium’a gelmemiş ve
küçük buluntuların konservasyonu 2015 yılında gerçekleşmemiştir.
2014 yılında kazısına başlanan Yukarı Şehir Güney Batı Kule duvarından düşen büyük
blok taşlar koruma kurulu kararı gerektirmeyecek şekilde yerine yerleştirilmiştir.
13
Yukarı Şehir Bazilika B’de apsisin güneydoğu blok taşlarının altlarının boşaldığı ve
tehlike arz ettiği için harçsız kuru duvar tekniğinde boşalan yerler doldurularak
desteklenmiştir.
3.2. Belgeleme
14-28 Ağustos 2015 tarihleri arasında Tuna Kalaycı ve Katerina Kanatselou’dan
oluşan ekip jeofizik çalışmalarını gerçekleştirmiştir. Çalışma alanları Aşağı Şehir ‘de Büyük
Bina’nın batısı, Bazilika C ve Yukarı Şehir ‘de Bazilika B’dir. Bu yöntemle ölçümü yapılan
alanlarda duvar izleri belirlenmeye çalışılmıştır. Jeofizik ölçümle Amorium’un kentleşmesine
ilişkin yeni bilgilere ulaşılması amaçlanmaktadır.
25-28 Ağustos 2014 tarihinde CRC Mimarlık Restorasyon Mühendislik İnşaat
Taahhüt Turizm Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden Mimar Cihan Yıldırım BBA
GD01 ve Bazilika B’de Total Station ve Faro ile kazı sonrası ortaya çıkartılan alanlarda üç
boyutlu ölçüm ve rölöve çalışmaları gerçekleştirmiştir.
4. Buluntular
4.1. Mimari Plastik
2015 yılı çalışmalarında, Yukarı Şehir Bazilika B açmalarında, Aşağı Şehir Büyük
Bina BBD açmalarında ve köyde olmak üzere toplam 60 parça mimari plastik eser
bulunmuştur. Kireç taşı ve mermer malzeme ağırlıkta olmakla birlikte parçaların büyük
çoğunluğu Yukarı Şehir Bazilika B açmalarında ele geçmiştir. Mimari plastikler içinde
balüster, sütun kaidesi, sütun gövdesi ve sütun başlığı parçaları, mezar steli parçası, sütünce
başlığı, levha parçaları, lahit ve alınlık parçaları, arşitrav ve söve parçaları bulunmaktadır.
4.2. Maden
Yukarı Şehir Bazilika B açmaları ve Aşağı Şehir Büyük Bina BBD açmalarında
toplam 32 parça demir ve bronz malzemeden oluşan maden eser ele geçmiştir. Maden
eserlerin büyük bir bölümü Yukarı Şehir Bazilika B açmalarında bulunmuştur. Buluntular
arasında kapı aksamı parçaları (Resim 28) kaplama levhası parçaları, çan, makas, bıçak
(Resim 29), bilezik parçası ve halka gibi objeler yer almaktadır.
14
4.3. Seramik
Yukarı Şehir Bazilika B açmalarında Geç Roma Erken Bizans Dönemi kırmızı astarlı
seramik parçaları (Çizim 1.119, 127, 332,426 / Çizim 2.126), Orta Bizans Dönemi sıvı kabı
(Çizim 2.413,448,150,99,169) ve pişirme kabı parçaları (Çizim 3), yine Orta Bizans
Dönemine tarihlenen sırlı kap parçalarının (Çizim 4.433) yanı sıra Osmanlı Dönemi sırlı kap
parçaları ele geçmiştir (Çizim 4.07). Ayrıca kilisenin güney nefi dışında gömü alanı içinde
Orta Bizans Dönemine tarihlenen tüme yakın sırsız sıvı kabı bulunmuştur (Resim 30, Çizim
5). Bu parçaların yanında nitelikli olarak örnekleyeceğimiz Erken Bizans Dönemine
tarihlenen kırmızı astarlı ve yazıtlı bir parça ele geçmiştir (Çizim 6.186).
Aşağı Şehir BBD açmalarında ise Erken Bizans Dönemi kırmızı astarlı seramik
parçaları (Çizim 7.472, 487, 533), Orta Bizans Dönemine tarihlenen sıvı kapları parçaları
(Çizim 8), kulp parçaları (Çizim 9) ve kapakların (Çizim 10) yanı sıra Osmanlı Dönemi sırlı
sıvı kabı (Çizim 11) ele geçmiştir.
4.4. Cam
2015 yılı Amorium kazısında bulunan cam miktarı 161’dir. 9 En yoğun buluntu
grubunu bilezikler oluşturmaktadır. 2015 yılında 55 adet cam bilezik ele geçmiş, bu
buluntuların tamamı kırık parça halindedir. 1 adet 4 cm çapında bütün bir buluntu ele
geçmiştir. Bu buluntunun mezarların çıkarıldığı alandan gelmesi ve sahip olduğu form
başlangıçta bebek bileziği olabileceği izlenimi verse de üzerindeki izlerden karıştırma çubuğu
olduğu anlaşılmıştır (Resim 31). Amorium kazısı 2015 sezonunda ele geçen diğer buluntular
ise 27 adet pencere camı, 21 adet ağız kenarı, 18 adet gövde, 12 adet kaide, 5 kulp ve 2 kandil
çubuğudur.
2015 yılında ele geçen bileziklerde görülen formlar ağırlıklı olarak yuvarlak ve oval
olmakla beraber iki adet dörtgen kesitli bilezik buluntular arasındadır (Resim 32).
Bileziklerde görülen bezemeler yoğunluk sırasına göre cam ipliği, yiv, boya bezeme ve
burgudur. Ayrıca cam bileziklerde az miktarda hava kabarcığı ve yüzeyde aşınma izleri
görülmektedir. Ele geçen buluntularda koyu mavi ve siyah tonları yoğunlukta olmakla beraber
kırmızı tonları ve açık mavi örnekler sınırlıdır.
9
Etütlük kayıtlarında 139 parça cam eser olarak yazılmıştır. Bunun nedeni bir biri ile ilişkili olduğu düşünülen
bazı parçalara ayrı numara verilmeyip aynı buluntu poşeti içinde muhafaza edilmesidir. Ancak detaylı
çalışıldıktan sonra parçalar ayrılmıştır.
15
Amorium kazısı pencere buluntuları incelendiğinde burada Ortaçağda üretildiği
bilinen dairesel ve katlı kenarlı pencere camının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Dairesel pencere
camlarının iki çeşitlemesi mevcuttur. Bunlar merkez orta ve katlı kenar dışında kalan
gövdenin ince olması ve merkez ortaları kalın biçimlendirilip kenar ile orta kısım arasında
derinlik oluşturulması yoluyla yapılır10. 2015 yılında ortası kalın olarak biçimlendirilmiş 3
adet dairesel pencere camı bulunmuştur (Resim 33.1). Diğer buluntular ise düz (levha biçimli)
pencere camı parçalarıdır (Resim 33.2). 2015 yılı aydınlatma işlevli eserlerinde bir adet masif
(Resim 34) ve bir adet içi boş kandil çubuğu bulunmuştur.
Ağız kenarlarının bir kısmı çapı alınamayacak kadar küçük boyuttadır ve bezemeli
örnek bulunmamaktadır. Ağız kenarı, gövde ve kaide gibi kullanım kaplarına ait buluntularda
yeşil ve kahvenin açık tonlarının hakimdir (Resim 35).
Kadehlerin kırılmalara karşı en dayanıklı yeri ayaklarıdır. Bu nedenle kazılarda kadeh
formu en kolay ayak kısmından tespit edilir 11 . Nitekim Amorium kazısı 2015 yılında ele
geçen kaideler ağırlıklı olarak kadehlere aittir (Resim 36). Ayrıca üç adet kase dibi tespit
edilmiştir.
Tesseralarda yeşil mavi ve kahve tonları görülmekle beraber bir adet altın yaldızlı
örnek mecvuttur (Resim 37).
Gövdelerde ise bir adet kazıma teknikli, iki adet bombeli ve iki adet boya bezemeli
örnek mevcuttur (Resim 38).
4.5. Sikkeler
Amorium 2015 yılı çalışmalarında 9 adet bronz sikke ele geçmiştir. Sikkelerden 5’i
Yukarı Şehir Bazilika B açmalarında, 2’si Aşağı Şehir BBD açmasından ve diğer 2’si köyde
yüzeyde bulunmuştur.
Olcay, Y., “Pencere Camları ve Kullanım Biçimleri Üzerine Bazı Bulgular”, Anadolu Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Dergisi, 2, s.259-275 (2000).
11
Gençler, Ç., “Elaiussa Sebaste Antik Yerleşimi Cam Buluntuları”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2009, s. 110.
10
16
No: 1
Kazı Envanter No: AMR15 - 200
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, I. Romanos, 931-44
Ölçüleri:
Çap: 25/27 mm. Yön: 6, Ağırlık: 5.22 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Yukarı Şehir Bg 2 - 975.431
Tanımı: Ön Yüz: RmAn’bASILЄVSRm
Romanos’un cepheden büstü. Sakallı ve tablionlu khlamys giyimli. Haçlı tacı var. Sağ elinde labarum tutuyor.
Labarumun tepesi yonca biçimli süslü. Sol elinde haçlı globus var.
Arka yüz: Dört satır; +RmA / n’ЄnЄωbA / SILEVSRω / mAIωn
No: 2
Kazı Envanter No: AMR15 – 201
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, Anonim B, 1030-35/1042
Ölçüleri:
Çap: 24/30 mm. Yön: 6, Ağırlık: 8.59gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Yukarı Şehir Bg 2 - 975.051
Tanımı: Ön Yüz: + ЄmmΑ-NOVHİsa’nın büstü cepheden, haç nimbuslu, haçın her bir kolunda “”, haçın
sağ ve sol kollarının yukarısındaki boşlukta birer nokta var. İsa tunik ve himation giyimli. Sol eli ile incili
tutuyor. Kitap kapağında nokta bezeme var. Sağ ve sol boşluklarda IC ve XC.
Arka yüz: İki basamaklı kaide üzerinde haç var. Haçın kollarının ucunda birer nokta bulunuyor. Haçın kolları
arasında; IS-XS / bAS-ILЄ / bAS-ILЄ
17
No: 3
Kazı Envanter No: AMR15 - 202
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, Anonim I, 1075-80
Ölçüleri:
Çap: 22 mm. Yön: 6, Ağırlık: 2.72 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Yukarı Şehir Bg 5- 974.791
Tanımı: Ön Yüz: Yazı yok. İsa’nın büstü cepheden, uzun sakallı, haç nimbuslu, haçın her bir kolunda bir nokta
bezeme var. Tunik ve himation giyimli. Sağ elini takdis pozisyonunda göğsünde pelerinin kenarından tutuyor.
Sol elinde üzeri bezemeli kitap var. Sağ ve sol boşluklarda IC ve XC.
Arka yüz: Yazı yok. Latin haçı var. Haçın her bir ucunda iki ufak nokta arasında bir büyük nokta var. Ortada
küçük haç, aşağıda haçın alt kolunun iki yanında birer nokta ve bitkisel bezeme yer alır. Yukarıda sağ ve sol
boşluklarda birer hilal bulunur.
No: 4
Kazı Envanter No: AMR15 - 203
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, X. Konstantinos, Tip 1,
1050/1067
Ölçüleri:
Çap: 25 mm. Yön: 6, Ağırlık: 7.10 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Yukarı Şehir Bg 5 - 974.911
Tanımı: Ön Yüz: +ЄMMA NOVH
İsa kare souppedion üzerinde ayakta duruyor. Cepheden, sakallı başında haç nimbus var. Nimbusun içinde
yer alan haçın her bir kolunda nokta bezeme bulunuyor. Tunik ve himation giyimli, sağ eli ile pelerinini
tutuyor, sol elinde kitap var. Sağ ve sol boşlukta IC / XC
Arka yüz: Sağda: + KWNTK, solda: (ЄVK)AV
Solda Eudokia ayakta, cepheden, pendilialı taçlı ve loroslu. Sağda Konstantinos ayakta cepheden, pendilialı
taçlı ve loroslu. Aralarında ortasında haç bulunan labarum tutuyorlar. Labarum üç basamaklı kaide
üzerinde. Her ikisi de bir elini göğsüne götürmüş.
18
No: 5
Kazı Envanter No: AMR15 - 204
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, Anonim A2 (976/1030-35)
Ölçüleri:
Çap: 32/34 mm. Yön: 6, Ağırlık: 15.33 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
BBA ODA – 12 - 932.90 – 932.11
Tanımı: Ön Yüz: + ЄmmA-NOVH
İsa’nın cepheden büstü. Sakallı, haç nimbuslu, haçın her bir kolunda varyasyonlara göre değişik bezemeler
yer almaktadır. İsa tunik ve himation giyimli. Sağ eli ile pelerinin kenarından tutuyor, sol elinde kitap var.
Kitap kapağında, varyasyonlara göre değişiklik gösteren bezemeler yer alır.
Arka yüz: Dört satır: IһЅЧЅ/ХRISτЧS/ bASILЄЧ’/bASILЄ
yazının altı ve üzerinde bezeme.
No: 6
Kazı Envanter No: AMR15 - 205
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Erken Bizans,
Ölçüleri:
Çap: 26 mm. Yön: 12, Ağırlık: 6.72 gr.
Kazıda
Bulunduğu
Yer
ve
Tabakası:
Serpil
Çetinkaya tarafından evinin bahçesinde bulunmuştur.
Tanımı: Ön Yüz: İmparator büstü
Arka yüz: Okunmuyor.
19
No: 7
Kazı Envanter No: AMR15 - 206
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Roma?
Ölçüleri:
Çap: 25 mm. Yön: ? Ağırlık: 13.16 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Hisar Mahallesi Camii önünde bulunmuştur.
Tanımı: Ön Yüz: Okunmuyor
Arka yüz: Okunmuyor
No: 8
Kazı Envanter No: AMR15 - 207
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Roma?
Ölçüleri:
Çap: 10 mm. Yön: ? Ağırlık: 0.98 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
Yukarı Şehir Bg 3 - 974.531 (M4-3.seviye batı)
Tanımı: Ön Yüz: Okunmuyor
Arka yüz: Okunmuyor
No: 9
Kazı Envanter No: AMR15 - 213
Eserin Adı: Sikke
Eserin Yapıldığı Maden: Bronz
Eserin Devri: Bizans, Focas (602-610)
Ölçüleri:
Çap: 29/32 mm. Yön: 12 Ağırlık: 10.71 gr.
Kazıda Bulunduğu Yer ve Tabakası:
BBA
Yüzey
Tanımı: Ön Yüz: CAS
Arka yüz: XXXX, sağda yıl rakamı: Ç
20
4.6. Tekstil
2009 yılında Dr. Chris Lightfoot’un kazı başkanlığı sırasında Aşağı Şehir Kilisesi’nde
Mezar 103’de gerçekleştirilen kazılarda bulunan tekstil parçaları, 2015 yılı kazı sezonunda
Petra Linscheid tarafından çalışılmıştır. Raporu aşağıda yer almaktadır.
Yer: Aşağı Şehir Kilisesi konteks 589
Kazı Sezonu: 2009
Mezarı no: 103
Çalışma Tarihi: 26-28 Temmuz 2015
Mezar, 11. yüzyıla tarihlenmektedir. İyi korunmuş organik malzeme içermektedir. Bu
mezarın buluntuların teknik analizi, yüksek enerjili mikroskop yardımıyla ve bir el lensi ile
yapılmıştır.
Malzeme bir kaç yüz fragmandan oluşmaktadır. Bazılarının boyutları 17 x5 cm.
olmakla birlikte çoğu bir santimetreden küçüktür. Fragmanların hepsi son derece sert ve
kırılgandır ve hepsi kahverengidir. Fragmanlar mezardaki iskelet sayısına göre 6 büyük karton
kutuda korunmaktadır.
Analiz sırasında 15 farklı tekstil tespit edilmiştir. Tekstillerin çoğu ipek içermektedir
ve dokuma Z biçimli bükülmüş çözgü ve bükülmemiş düz atkı dokumadır. Sonuçta ince
işçilikli çok ince kumaşlar olduğu söylenebilir. İki ipek örneğinde dekoratif dikişler nakış ile
dekore edilmiştir. Dikiş izleri giysilerin yapım aşaması için ipucu vermektedir. Düğme için
ilik gibi. En az iki kumaş örneği ipek değildir. Kaba örgülü yün ya da keten olmalı.
Fragmanların çoğu çeşitli tekstil katmaları içermektedir. Tekstillerin mikro stratigrafisi göz
önüne alınarak, onların mezardaki konumları, original şekil ve görünümleri tespit edilebilir.
Bu değerlendirme çalışmalarına devam edilmektedir.
103 nolu mezardaki buluntular, Aşağı Şehir Kilisesi Narteksi’ndeki 6 no’lu mezar
buluntuları ile basit tek örgü, nakış süsleme teknikleri ve ipek kullanımı ile benzerlik
göstermektedir. Örneğin Mezar 6’da daha önce tespit edilen küçük işlemeli madalyon benzeri
103 no’lu Mezar’da da bulunmuştur. Bu tekstil parçaları bir örtüye ait olmalıdır. Dolayısıyla
parçalar Orta Bizans Dönemi Amorium mezarlarında kullanılan standart tekstil için kanıt
olabilir.
21
4.7. Diğer (fresko, mermer döşeme/kaplama parçaları, ağırşak, oyun tablası, kemik, vs.)
Diğer buluntular arasında Yukarı Şehir Bazilika B kazılarında ele geçen fresko,
mermer kaplama parçaları (Resim 39), pişmiş toprak ağırşaklar (Resim 40), kemik objeler
(Resim 41), tuğla oyun tablaları (Çizim 12.197-198) ve kireç taşı ile granit malzemeden
mortarlar (Resim 42) yer almaktadır. Ayrıca 2015 sezonunda üzeri yazıtlı bir tuğla (Çizim
12.196), üzeri haç bezeli (Çizim 12.199) ve yine üzeri bezeli (Çizim 12.208) bir başka tuğla
örneği bulunmuştur.
22

Benzer belgeler

31.Kazı Sonuçları Toplantısı, 1 - Altıntepe Urartu Kalesi Kazısı

31.Kazı Sonuçları Toplantısı, 1 - Altıntepe Urartu Kalesi Kazısı Büyük mekanın batısında, Bg3, Bg4 ve kısmen Bg5 açma sınırları içerisinde, bazılarının üçüncü bir yapım evresine ait olduğunu düşündüğümüz duvarlara sahip mekanlar tespit edilmiştir. Mekanların bul...

Detaylı