Yaşayan Dönüşüm - Harvard Business Review Türkiye

Transkript

Yaşayan Dönüşüm - Harvard Business Review Türkiye
Yaşayan Dönüşüm
accenture.com/techvision
TECHNOLOGY VISION 2016
ÖNCE İNSAN: DIJITAL DÜNYANIN
MERKEZINDE İNSAN OLACAK
İÇİNDEKİLER
Accenture
Teknoloji Vizyonu 2016
Accenture olarak geleceğe yön vereceğini öngördüğümüz ve artık geleneksel
hale gelen ‘Teknoloji Vizyonu’nun 2016 versiyonunu büyük bir heyecanla
paylaşıyoruz.
Bu yılki Teknoloji Vizyonu çalışmasında yeni dünyayı şekillendiren beş trend
sunuyoruz. Ve bu trendlerin özünde “Önce İnsan” yaklaşımı yer alıyor. Çünkü her
ne kadar dijitalleşmenin temelinde alt yapı teknolojilerinin gelişimi yatıyor gibi
görünse de şirketlerde asıl farkı yaratacak ve başarıyı getirecek olan insan… İşte
raporda da her ölçekteki şirketin; çalışanlarının dijital yetkinliklerini güçlendirecek
yeteneklerini belirlemeyi, bu yetenekteki kişileri işe almayı onların sürekli
gelişimlerine destek vermeyi önceliklendirmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Bugün baktığımızda, teknoloji sayesinde verinin hızlı üretilir, ulaşılabilir olması,
internete erişimin hızla artması ve bilgi işlem gücünün artması ile farklı
sektörlerdeki şirketlerin işlerinin bir bölümünü dijital işe dönüştürdüklerini
görüyoruz. Biz de Accenture olarak, ortaya koyduğumuz, hepsi somut
gerçekliğe odaklanan ve işletmelerin dijitale dönüşmesi ortak zemininde
buluşan Teknoloji Vizyonu 2016 trendlerini uygulayabilen şirketlerin geleceğin
liderleri olacağına ve dijital avantaj elde edeceğine inanıyoruz.
Bu yılın trendlerinin başında ise lider şirketlerin, akıllı otomasyondan rekabet
avantajı sağlayacak yeni bir dijital dünya yaratmak için faydalanmaları
gerektiği geliyor. Bu dönemde makineler ve yapay zeka iş gücü ise
vazgeçilmez unsurlar haline gelecek. Bu trend, her ne kadar ‘Bunlar insanların
yerini mi alacak?’ düşüncesini akla getirse de çalışanlar kritik bir unsur
olarak karşımızda duruyor. Şirketlerin doğru teknolojiyi seçmesinin yanı sıra
bu teknolojileri kullanarak doğru kişilerin doğru adımları atmalarına imkan
sağlaması en öncelikli konular arasında yer alıyor.
GIRIŞ
SAYFA 2
DEĞER
YARATMANIN
YENI DINAMIKLERI
SAYFA 4
TECHNOLOGY
VISION 2016
SAYFA 8
“TRENDLERIN
MERKEZINDE
İNSAN VAR”
SAYFA 30
Diğer yandan platformlar iş dünyasındaki en büyük dönüştürücü unsurlardan
biri olarak dikkat çekiyor. 2005 yılında küresel ekonominin yüzde 15’ini
oluşturan ve 2020’de yüzde 25 seviyesine çıkması beklenen dijital ekonomide
platform modelli iş modelleri değer kazanıyor. Ancak bu platformlar büyük
resmin sadece bir parçasını oluşturuyor. Platformlarda yer alan şirketlerin
sayıları arttıkça bunların etrafında dijital ekosistemler oluşuyor. Bu dijital
ekosistemler bir sonraki teknolojik ve ekonomik dönüşümün temellerini atıyor.
Değişimin bir sonraki dalgasını görebilmek için dijital ekosistemlere bakılması
gerekiyor. Dijital ekonominin temelini ise güven oluşturuyor. Dijital şirketler,
güven oluşturmadan veri toplayamayacağı ve kullanamayacağı için şirketlerin
güvenlik ve etik unsurlarını öncelik haline getirmeleri gerekiyor.
Gelecek dijitalde ve bu ekosistemde varlık göstermek ve bu varlığı
sürdürmenin özünde insana dokunmak yatıyor. Şirketler, hem çalışanlarını
hem de diğer paydaşlarını teknolojiyi daha etkin kullanmaya yönlendirebildiği,
onların bu alandaki kabiliyetlerine yatırım yapabildikleri takdirde sonu
gelmeyecek dijital dönüşüm içinde var olabilecek. Odak noktasının teknoloji
olduğu çağımızda liderliğin sırrı ise merkeze insanı koymak olacak.
Accenture Teknoloji Vizyonu 2016 trendlerinin, bu ekosistemin bir parçası
olmanızda vedönüşen dünyada farkınızı ortaya koymada rehberlik edeceğine
inanarak Harvard Business Review ile beraber hazırladığımız bu yayını keyifle
okumanızı dilerim.
Tolga Ulutaş
Accenture Türkiye Genel Müdürü
1
Technology Vision 2016
Giriş
Önce İnsan: Dijital
Dünyanın Merkezinde
İnsan Olacak
Dijital dünyada başarıyı yakalayan şirketler
sadece teknolojik unsurlara yatırım yapmakla
kalmıyor, başarılarının temelinde insan
faktörünün yattığının da bilincinde hareket
ediyor. Zekanın ve yetkinliklerin ön plana çıktığı
bir dünyada şirketler, gelişen teknolojilerden
yararlanmak ve bu teknolojilerin hayat verdiği
yeni iş modellerini özümseyebilmek için
kültürlerinde ciddi bir dönüşüm sağlamak
durumunda kalıyor. Bu dönüşümün özünde de
insana dokunmak yatıyor.
Şirketler insanları yani müşterilerini,
çalışanlarını, ekosistemdeki iş ortaklarını,
teknolojiyi kullanarak daha etkili ve başarılı
olmaya yönlendirmek zorunda. Teknoloji,
insanların daha kolay adapte olmaları ve
öğrenmeleri, sürekli yeni çözümler ve fikirler
geliştirmeleri, kesintisiz devam eden değişime
ayak uydurmaları ve ezber bozmaları için bir
araç olarak görülmeli. Tüm odağın teknolojiye
döndüğü bir çağda liderliğin sırrı, insana öncelik
vermek ve merkeze insanı koymak olacak.
“Cihazların birbirine bağlı olduğu bir
dünya hayal edin.
İçerik ve hizmetleri ve hatta reklamları
dağıtmak için bundan büyük bir
platform olabilir mi?”
David Eun
Başkan Yardımcısı, Samsung
Dijital Kültür Şoku
Büyük bir teknoloji devriminin hatta daha
açık söylemek gerekirse dijital devrimin tam
ortasındayız. 2015 yılında dünya ekonomisinin
yüzde 22’sine karşılık gelen dijital ekonominin
hacmi 2020’de yüzde 25’e yükselecek.
Bu gelişmeyle birlikte hayatımızın her alanına
giren teknoloji; yeni çözümleri, yeni yaklaşımları,
yeni iş birliklerini ve iş modellerini beraberinde
getiriyor. Diğer taraftan müşteriler de
dijitalleşmeyle birlikte kabuk değiştiriyor, “dijital
müşteri” kavramı olgunlaşıyor. Milenyum kuşağının
ağırlık kazanmasıyla birlikte sadece müşteri türleri
değişmekle kalmıyor, müşterilerin beklentileri,
bakış açıları, hizmet ve ürünlerden bekledikleri
özellikler de değişim gösteriyor. Bu değişim
dönemi geçici değil, kalıcı... Yeni normal artık bu.
Bu gerçeğin farkına varan şirketler ürünlerini,
hizmetlerini, iş modellerini ve bunları destekleyen
her türlü süreçlerini gözden geçirmek ve yeniden
tanımlamak durumunda kalıyor. Bu değişimin
temelinde de insan faktörü yer alıyor. Yetkinlikleri
güçlendirecek yetenekleri belirlemek, işe almak
ve sürekli gelişimlerine destek vererek onları elde
tutabilmek ve bu yeteneklerle teknolojik unsurları
bütünleştirebilmek her ölçekten şirketin önemli
önceliği haline geliyor.
Etkili ve üretken bir dijital kültür oluşturmak için
nasıl bir strateji izlemek gerekiyor? Bu yaklaşımın
dört bacağı mevcut:
2
Technology Vision 2016
Yıkıcılığı Benimsemek
Veri Temelli Olmak
Yeni araçlar, yetkinlikler ve modellerle şekillenen
değişimi her seviyede yönetmek durumunda kalan
liderlerin yeni bir rol üstlenmesi gerekir. Yeni nesil
liderler teknolojinin ve değişimin nimetlerinden
yararlanmakla yetinmeyip, yıkıcılığı ve ezberleri
bozmayı kurumlarının DNA’sı haline getirmelidir.
Bir yandan kendi şirketlerinin dinamik yapısını
kurgularken bir yandan da endüstrilerinin sınırlarını
yeniden tanımlamalı ve geleceğin ekosistemlerini
oluşturmada aktif rol üstlenmelidirler.
Çok önemli olan bir diğer ayağı da veri temelli
bir yapıya kavuşmaktır. Her ne kadar bu konu
son yıllarda öne çıksa da hâlâ istenilen düzeye
ulaştığı söylenemez. Veri temelli olmak,
analitik ve benzeri yetkinlikleri edinmekle
sınırlı kalmaz, karar verme süreçlerinin de
kökten değiştirilmesini gerektirir. Veri herkes
için erişilebilir olmalı ve sadece insanların
değil makinelerin de içgörüler üzerinden karar
vermelerine yardımcı olmalıdır.
Değişime Uyum
Dijital Risk Farkındalığı
Dört bacağından en önemlisi olan değişime
uyum, şirketin mevcut faaliyetlerini sürdürürken
değişebilme ve dönüşebilme becerisini ve
kapasitesini ifade eder. “Yeni IT” bakış açısıyla
sürekli hizmet kalitesini geliştirmek için DevOp,
servis temelli mimari (SOA) ve bulut teknolojileriyle
ölçeklenebilirlik; yazılımı hizmet olarak kullanma
(SaaS) yaklaşımıyla etkinlik ve platformlar ile
iş birliğini artırma söz konusu olabilir. Tüm bu
değişimin özünde insan vardır. Bu değişimin
özümsenmesi, kabullenilmesi en kritik faktördür.
Dijital ekonomide yaşanan bu hızlı değişim
aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde
getiriyor. Dijital şirketler, geleneksel şirketlerin
karşı karşıya kalmadığı birçok riskle yüzleşmek
zorunda. Güvenlik, verilerin gizliliği, veri
kullanımında şeffaflık, yeni teknolojilerin
kullanımında etik konular bunlardan sadece
birkaçı. Liderler bu kaygılara yanıt vermek
için dijital güven oluşturmak ve bu güven
unsurunu ürün ve hizmetlerin ayrılmaz bir
parçası haline getirmek zorunda.
3
Technology Vision 2016
DEĞER
YARATMANIN
YENI DINAMIKLERI
Dönüşümün hız kesmeden devam ettiği
günümüz iş dünyasında her ölçekten şirket
bu dönüşümde pozisyon almak durumunda.
Accenture Technology Vision trendleri
şirketlerin hâlihazırda hayata geçen veya kısa
vadede etkisini hissettirecek olan dinamikleri
öngörmelerine yardımcı oluyor. Accenture
Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici
Ortağı Emre Hayretci ile trendlerin detaylarını
ve Türkiye’ye yansımalarını değerlendirdik...
4
Technology Vision 2016
Technology Vision 2016 “Önce İnsan”
mottosunu öne çıkarıyor. Neden
teknoloji dünyasında insan bu kadar
önem kazanıyor? Accenture olarak son
dört senedir bu trend çalışmasında birbirini
destekleyen temalar üzerinden gidiyoruz. İlk
önce dijital kavramını ve bireyler ile kurumların
dijitalleşmesini öne çıkarmıştık. Sonrasında
bu dijitalleşmenin sadece doğuştan teknolojik
şirketlerde değil endüstri şirketlerinde de kendini
göstereceğini belirttik. Ardından “Biz Ekonomisi”
konseptiyle dijitalin, şirketlerin kullandığı bir
araç, bir yöntem olmaktan çıkıp, birbirleriyle
ortaklaşa çalışma ve ekosistem biçiminde kendini
gösterdiğinden bahsettik. Tüm bunların kesişim
kümesinde teknoloji ve teknolojinin birçok işi
yapabilme konusunda sağladığı avantajlar vardı.
Şimdi artık bunları gerçekten kullanan ve bu
trendleri farklı iş modellerine dönüştürebilen
şirketlerde bir şeyin farklı olduğunu gördük:
İnsan odaklı yaklaşım... Bu şirketlerin, söz konusu
teknolojileri kullanan insanları donatmaya
başladıklarını, bu insanların yetiştirilmesi ve elde
tutulması konusunda çabaların yoğunlaştığını
görüyoruz. Yani tüm bu trendlerin üzerinde
insanın olduğunu vurguluyoruz. Bu teknolojileri
değer yaratma yaklaşımıyla hayata geçirecek
insanlar bizim hâlihazırda elimizde bulunan veya
silo yapıları içerisinde çalışan insan profilinde
değil. Bu insanların milenyum kuşağı özelliklerini
taşıdıklarını biliyoruz ve aynı zamanda bu
insan kaynağı bir yerde hazır biçimde bizleri
beklemiyor. Bu teknolojileri kullanabilecek kişilerin
yetiştirilmesi gerekiyor ve bu yetkinliklere dünya
üzerinde çok hızlı erişebilmek önem kazanıyor.
Burada dikkat çekmek istediğim bir diğer konu
da “insan” derken sadece çalışanlarımızı değil
iş ortaklarımızı, birlikte iş yapılan ekosistemi ve
müşterileri kastediyoruz. Bu insan kaynağının
değişimini ve özelliklerini bu raporda
vurgulamaya çalışıyoruz.
Genel anlamda trendlere bakarsak üst
çerçeve olarak neyi görüyorsunuz?
Aslına bakarsanız biz bu trendleri belirlerken
önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde endüstrileri
dönüştürecek dinamikleri ortaya koymaya
çalışıyoruz. Bu nedenle trendler bugün var
yarın yok yapıda değil, evrilerek ve süreklilik arz
ederek hayatımıza giriyorlar. Trendlerin temelde
oturduğu ortak zemin olarak işletmelerin dijitale
dönüşmesini söyleyebilirim. Bu kavramın da
altına inecek olursak birkaç farklı ayağından söz
edebiliriz. Bunlardan bir tanesi verinin çok hızlı
üretilir ve erişilebilir hale gelmesi... Online olan
kişi sayısı son birkaç yılda çok hızlı arttı ve bu
artış ivmesini yükselterek devam edecek gibi
görünüyor. Diğer bir önemli unsur da bilgi işlem
gücü. Bu alanda çok hızlı bir gelişim söz konusu.
Bu kadar büyük veriyi işleyebilecek altyapıları
çok daha ucuza kurabilme ve kullanabilme şansı
var. Bugün bakıldığında birçok endüstri şirketi
donanım yatırımlarını artırıp hâlihazırda var olan
veriyi yeni algoritmalarla harmanlayarak var olan
bazı işlerini dijital işe dönüştürmeyi başarabildiler.
Bu tarz örnekler arttıkça ve yeni teknoloji
şirketleri hayatımıza girdikçe bu dönüşüm ilgi
çekmeye ve odak haline gelmeye devam ediyor.
Raporda bugün 3 trilyon dolarlık ekonomiden
bahsedildiğini vurguluyoruz ki bunun 2,5 trilyon
dolarlık kısmı platform temelli şirketlerden
geliyor. Geri kalanı da “unicorn” dediğimiz
teknoloji şirketleri tarafından oluşturuluyor. Bu
geçtiğimiz 10 yılda ortaya çıkan bir durum ve
bunun gerçekleşmesinin nedeni sözünü ettiğimiz
yapıların kullanılmasına imkan sağlayacak şekilde
teknolojik imkanların gelişmesi...
Yani bu trendler uzak geleceğe dair
fikirlerden ziyade kısa sürede hayata
geçecek veya halihazırda hayata
geçmiş olan dinamikleri işaret ediyor...
Kesinlikle katılıyorum. Bazen trend kelimesi bize
çok ileri gelecekte olacak veya olmayabilecek
hedefleri çağrıştırabiliyor. Fakat bu çalışmamızda
belirlediğimiz trendler somut gerçekliğe
odaklanıyor. Örneğin platform dediğimiz
kavrama baktığımızda şu anda dünya üzerinde
bu modeli başarıyla kurup hayata geçiren birçok
şirket var. Üstelik bu platformları kuranların
hepsi Apple gibi Google gibi doğuştan
teknolojik şirketler de olmayabiliyor. Platform,
özünde şirketin iş yaptığı paydaşlarla birlikte
5
Technology Vision 2016
oluşturduğu bir bütünsel ekosistem. Şirketler
burada yatırımı yapıp bunun üzerinde ortak bir
katma değer üretme fırsatı yakalıyor. Bu süreç
oldukça hızlı. Geleneksel ekonomide şirketler
bir kaynağa sahip olur ve bu kaynağı işleyerek
bir değer elde eder. Bu değer, zincirdeki bir
sonraki halkaya geçer ve lineer biçimde bu
geçiş devam eder. Platform ekonomisinin en
büyük özelliği tamamen talep taraflı olması ve
size sahip olmadığınız bir kaynak üzerinden
değer yaratma imkanı vermesi. Örneğin Apple,
Store platformunu kurarak tam da bunu yaptı.
Yazılımcılara, geliştiricilere sahip olmadan
onların katkı verebileceği bir yapı kurdu ve
yaklaşık 10 milyar dolarlık bir ciroyu spesifik bir
yatırım yapmadan elde edebildi. GM ve Fiat’ın
bağlantılı otomobil yaklaşımları, WeChat’in
platformu, Alibaba’nın kurgusu... Bunlar eskiden
sadece Silikon Vadisi’nden çıkarken artık coğrafi
dağılımın çok genişlediğini görüyoruz. Diğer bir
nokta da bu platformların sağlıktan otomotive
birçok farklı endüstride kendini göstermesi...
Birçok geleneksel endüstrinin kendi sektörleri
dışında iş ortaklarıyla iş yapmayı planladıklarını
görüyoruz. Şirketler kendi alanlarından çıkıp yan
endüstrilerde iş ortağı bulma ve bu ortaklıkla
birlikte yeni bir iş fikrini hayata geçirme
süreçlerini benimsedi. Bu sinerjiyi yakalayan
şirketler bir anda yıkıcı etkiler yaratabiliyor. Bunu
yaparken de büyük yatırımlar gerekmeyebiliyor.
Anlaşılıyor ki platform sizin de favori
trendlerinizden. Akışkan işgücü
yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm bu dijital büyük resme baktığımızda birçok
unsurun hayata geçtiğini ve kullanıma hazır halde
olduğunu görüyorsunuz. Örneğin sanal gerçeklik
bugün hayatın içine girebilen bir teknoloji ancak
sanal gerçekliği bilen ve bu alanda etkili üretim
yapabilen insan kaynağının durumu nedir diye
baktığımızda hâlâ oldukça sınırlı olduğunu
görüyoruz. Geçmişte yıkıcı etkilerin çok daha
sınırlı ve yavaş olduğu dönemde bu tür insan
kaynağını yetiştirmek için zamanınız ve fırsatınız
olabiliyordu. Bugün ise bu trendlerin büyük
bir çoğunluğu hızlı biçimde hayata geçiyor,
birbirleriyle etkileşiyor ve dönüşüyor. Böylesine
6
Technology Vision 2016
bir dünyada insan kaynağını hazır bulmanız
mümkün olamıyor. Bu noktada insan kaynağını
ya var olduğu noktadan tedarik etmeniz ya
da mevcut kaynağı bu alanlara yönelecek
biçimde eğitmeniz gerekiyor. Kaynağı temin
etme konusuna baktığımızda bir ülke olarak dış
kaynak kullanımına yeni yeni alışan bir görüntü
veriyoruz. Çalışanın yanı başımızda oturduğu ve
belirli bir hiyerarşi içerisinde yer aldığı yapılara
alışkınız. Yeni dünyada ise sahip olmadığımız
yetkinliği kullanmamız gerekiyor. Artık bu kaynağı
online olarak, freelance olarak sunan oyuncular
görülüyor. Bugün 1,2 milyar insan online durumda
ve bunlara erişebildiğinizde yapamadığınız birçok
işi bu kaynağı kullanarak yapmanız mümkün
olabilir. Bu kaynağı kullanabilen, bu yöntem
ve metodolojileri benimsemiş şirketler büyük
bir avantaj elde edecek. Ancak bu kaynağı
kullanmak çok da kolay değil. Organizasyonel ve
süreç anlamında birçok yaklaşımı değiştirmek
ve yeniden kurgulamak gerekiyor. Bu trendin
en iyi uygulayıcılarından biri de Accenture...
Yaklaşık 370 bin çalışanımız var ve tüm çalışma
mantalitemiz bu yaklaşım üzerine kurulu.
Accenture’da organizasyon ve eğitim yaklaşımı
çok akışkan bir yapı ortaya çıkardı. Biz bir proje
yaparken dünyanın herhangi bir yerindeki
işgücünü birbiriyle entegre ve tek bir metodoloji
üzerinde kullanabilme yetkinliğini ve eğitim
mekanizmalarımız sayesinde ihtiyaç duyulan bir
beceri setini çok hızlı oluşturabilme özelliğine
kavuştuk.
Türkiye iş dünyası bu trendlerden nasıl
faydalanabilir? Aslında her trendin Türkiye’de
ciddi uygulama alanları bulabileceğine
inanıyorum. Akıllı otomasyon dediğimizde
özellikle hizmet ve üretim sektöründe verimliliği
adresliyoruz. Otomasyon yeni bir kavram
değil, 1980’lerden bu yana konuştuğumuz bir
yaklaşım. Bugün verinin ve bilgi işlem gücünün
artmasıyla birlikte manuel yapılan birçok işin
veya sürecin insan eli değmeden, otomatize
biçimde yapılabilmesi mümkün hale geliyor.
Finansal servislerde dahi temel süreçlerin yüzde
37’sinin el değmeden yapılabileceğini öngören
çalışmalar var. Dolayısıyla şirketler, kendi içlerine
bakıp süreçlerinin ne kadarını otomatize edip
yeni yöntemlerle hayata geçirebileceğine
bakmalı. Yapay zeka ve türevi yaklaşımları
süreçlerin içine nasıl katabileceğini düşünmeli.
Akışkan işgücü özellikle ekosistem ve işbirlikleri
kurma noktasına gelen şirketlerin hissedeceği
insan kaynağı yetersizliklerini aşmak için çok
etkili bir bakış açısı. Platform ekonomisinde önce
yerel ölçekte ve küçük boyutta başlayıp daha
sonra dünya ölçeğine taşınabilecek modeller ve
yapılar oluşturmak mümkün. Bu da Türkiye için
bir fırsat olabilir. Bugün bankalar, sağlık sektörü,
devlet, telekomünikasyon şirketleri ve daha
birçok endüstri birbirlerine çok daha fazla değer
katabilecek durumdayken yeterince entegre ve
ortak çalışamıyor. Bu iş birliği yapısının kurulması
artık mümkün ve dünyada çok bariz örnekleri
mevcut.
Dijital güven ve güvenlik konusu özellikle dijital
ekonomiye geçiş söz konusu olduğu andan
itibaren hep bir endişe ve bir bariyer olarak
gündeme geliyordu. Elbette ki dijitalleşmeyle
birlikte güvenlik hep konuşuluyor olacak
ancak güvenliğin çözümü güvende yatıyor.
Özellikle dijital iş modellerine geçen şirketlerin
güveni şirketin kalbine koymaları ve müşteriye
dokundukları her noktada bu güveni onlara
hissettirmeleri gerekiyor. Ancak o zaman
müşteriler o işletmenin güvenli olduğunu
benimsiyor ve diğerlerine bunu anlatıyor.
Bunun en güzle örneklerinden biri Apple... Son
dönemde hukuki süreçlerle de karşı karşıya kalan
Apple sistemini açmamakta direniyor çünkü
bu gibi olaylar sonucunda müşterilerin Apple’a
olan yaklaşımları pekişiyor. Güveni doğuran
temel unsur ise etik. Dolayısıyla şirketlerin güven
yaratabilmek için çok net etik kurallar ortaya
koymaları ve buna uymaları önemli.
Son noktada öngörülebilir yıkıma baktığımızda
son dönemde yıkıcı inovasyon ve ezber bozan
yaklaşımların çok konuşulduğuna şahit oluyoruz.
Bugün bu yıkım net ve açık, kimse de varlığını
veya ne olduğunu sorgulamıyor. Aslında bu yıkım
ekosistemler üzerinden geliyor ve bu iş birlikleri
oluşmaya başladığı andan itibaren gözle görülür
hale geliyor. Örneğin otomotiv endüstrisi ile
içerik ve eğlence endüstrisinin üst üste bindiğini,
ardından buna sağlık ve sigorta endüstrilerinin
eklemlendiğini görebiliyorsunuz. Bu endüstrilerin
birbirleriyle etkileşimleri ve kurmuş oldukları
ortak ekosistemlere bakarak aslında bir sonraki
yıkımın nereden ve nasıl gelebileceğini tahmin
edebiliyorsunuz. Burada yapılması gereken bu
gelişmeleri çok yakından izlemek. Bir yandan
sizin endüstrinize olacak etkilerini tahmin edip
buna karşı kendinizi hazırlarken diğer taraftan
nasıl yeni alanlara ve fırsatlara koşabileceğinizi
analiz etmeniz gerekiyor.
Biz raporumuzda şirketlerin bu trendlerin
çıktılarından faydalanmaları için kendi içlerinde
nasıl bir analiz ve uygulama yapmaları
gerektiğine dair 100 günlük ve 365 günlük basit
planları da sunuyoruz.
Bu trendlerin hayata geçmesinde
Accenture şirketlere nasıl yardımcı
oluyor? Accenture olarak bu süreçte farklı
roller üstleniyoruz. Bunların başında bu
trendlerin belirlenmesi ve oluşturulması yani ArGe tarafında yapılan çalışmalar söz konusu. Bu
trendlerin iş dünyasına etkilerini ve yansımalarını
çok yakından izlediğimiz bir danışmanlık iş
birimimiz var. Accenture’ın iş modelinde beş sac
ayağı söz konusu. Bunlardan biri olan strateji
birimi dijital dönüşümün farklı endüstrileri ve
şirketleri nasıl etkileyebileceğini ve şirketlerin
neleri değiştirmeleri gerektiğine yönelik
stratejilerin hazırlanmasına destek oluyor.
Danışmanlık birimimiz de şirketleri bu geleceğe
hazırlıyor, onlara dönüşümü gerçekleştirmeleri
için gerekli olan endüstri uzmanlığını sağlıyor.
Dijital iş birimimiz tüm bu işin dijitalleştirilmesi
noktasında bilfiil süreçleri ve yöntemleri
müşterilerle birlikte, onların yanında durarak
hayata geçiriyor. Teknoloji bölümü ise tüm
bunların hayata geçmesini sağlayan birim.
Operasyon bölümümüz ise bu modellerin
işletilmesi süreçlerinde müşterilerimizin yanında
olarak onlara destek oluyor. Yani fikirden işletime
her noktada yer alabiliyoruz.
7
Technology Vision 2016
TECHNOLOGY VISION 2016
DÜNYAYI HER SEFERINDE YENIDEN TANIMLAMAK
Artık her şirket dijitalleşmeden payını alıyor. Teknoloji, organizasyonların ve stratejilerin
temel bileşenlerinden biri haline gelse de, inanılmaz bir hızda değişen bir dünyada,
şirketlerde asıl farkı ve başarıyı getirenler insanlar olacak.
Bu yılki Teknoloji Vizyonu çalışmamızda bu yeni dünyayı şekillendiren beş trend belirledik.
Her ne kadar trendlerin hepsinde teknoloji temel bileşen olsa da aslında tümünün özünde
ve detayında “Önce İnsan” yaklaşımının yattığını göreceksiniz. Bu trendleri anlayan ve
uygulayan şirketler yarının liderleri olacak ve bariz bir dijital avantaj elde edecekler.
Trend 1: Akıllı Otomasyon
Akıllı otomasyon yeni dünyada büyümenin ve
inovasyonun başlangıç noktası olacak. Yapay zeka
tarafından desteklenen çözümler, farklı sistemlerden
muazzam miktarda veriyi elde etme ve işleme
yeteneği sağlayarak şirketlerin iş modellerini ve iş
yapma biçimlerini önemli ölçüde değiştirecek.
Trend 2: Akışkan İş gücü
Şirketler sürekli değişen dijital çağa ayak uydurmak için gerekli
teknolojilere ve araçlara yatırım yapıyor. Ancak tüm bunların
arkasında çok kritik bir unsur daha var: İş gücü, yani çalışanlar...
Şirketler doğru teknolojiyi seçmekten daha fazlasını yapmalı. Bu
teknolojileri kullanarak doğru kişilerin doğru adımları atmalarına
imkan sağlamalı.
8
Technology Vision 2016
Trend 3: Platform Ekonomisi
Yıkıcı inovasyonun bir sonraki aşaması, şu anda
farklı endüstrilerde filizlenen, teknolojiyi kullanan ve
platformlar tarafından desteklenen dijital ekosistemler
tarafından oluşturulacak. Dijital şirketler yaratmak için
teknolojinin nimetlerinden başarıyla yararlanan liderler
şimdi de ekosistem temelli dijital ekonomide başarıyı
getirecek, birbiriyle bağlantılı, ölçeklenebilir ve uyumluluk
özellikleri güçlü bir platform ekonomisi ortaya koyuyorlar.
Trend 4: Öngörülebilir Yıkım
Günümüzde her şirket dijital dünyanın dönüştürücü gücünü
anlamış durumda. Ancak bunlar arasında yeni, platform
temelli ekosistemlerin ne kadar güçlü ve sürekli bir değişim
yarattığını özümseyenlerin sayısı çok da fazla değil. Sadece
iş modelleri tepetaklak olmakla kalmayacak. Bu ekosistemler
güçlü ve önceden tahmin edilebilir bir yıkım başlattıkça
endüstrilerin ve ekonomik segmentlerin tamamı yeniden
tanımlanmak zorunda kalacak.
Trend 5: Dijital Güven
Yeni teknolojiler yeni ve potansiyel risk alanları
doğuruyor. Şirketler, güven ortamı sağlamadan,
verileri toplama ve işleme şansına sahip olamayacak.
İşte bu nedenle günümüzün en gelişmiş güvenlik
çözümleri sadece alan savunması yapmakla kalmıyor,
veri konusunda en güncel etik standartlara uyumu
da sağlıyor.
9
Technology Vision 2016
TREND 1
AKILLI OTOMASYON:
DIJITAL ÇAĞDAKI YENI
İŞ ARKADAŞINIZ
Lider şirketler, otomasyonun sağladığı avantajlardan, sadece dijital değişimi ve dönüşümü
etkin biçimde yönetmek için değil rekabet avantajlarını koruyup geliştirebilecekleri yeni
bir dijital dünya yaratmak için de faydalanmalı. Böylesi bir dönemde makineler ve yapay
zeka iş gücünün vazgeçilmez unsurları haline gelecek. Daha önce yapılamayanların
kapılarını aralayacak, mevcut yapılan işler de yeniden tanımlanacak.
Singapur’daki Timbre adlı restoranda yemek
yiyenleri çok farklı bir deneyim bekliyor. Bu
restoranda boşalan tabakları drone’lar masadan
alıyor ve mutfağa götürüyor. Siemens’in “ışıkların
yanmadığı fabrika” olarak nitelenen tesisinde
bazı üretim hatları haftalarca insan müdahalesine
gereksinim duymadan, tamamen otomatize
biçimde çalışabiliyor.
Bir süredir gündemimizde olan “akılı otomasyon”
artık hayatımızın bir gerçeği... Üstelik bu yaklaşım,
bazı işlerin veya süreçlerin makineler tarafından
yapılması anlayışından çok daha derin. Akıllı
10
Technology Vision 2016
otomasyon ile birlikte gerek şirketlerin gerekse
bireylerin iş yapma biçimleri önemli ölçüde
değişiyor. Makinelerin getirdiği ölçek, hız ve
karmaşık süreçleri kolayca yerine getirebilme
becerileri sayesinde yapabileceklerimizin sınırları
genişliyor. Makinelerin kendilerini organize ettiği,
tedarik zincirinin bağlantılarının otomatik olarak
kurulduğu, üretim sürecinin otomatize edildiği bir
dünyada özelleştirilmiş ürün ve hizmet üreterek
rekabette ayrışma şansı da artıyor.
Böyle bir dünya resmi karşısında şu soru akıllara
geliyor: Acaba makineler ve yapay zeka insanların
yerini mi alıyor? Aslında bu gelişmeler emeğe ve
insan gücüne tehdit değil, bunu destekleyen ve
daha katma değerli alanlara yönelten bir unsur.
Gelecekte başarılı olacak, öncü şirketler insanlar ile
makineler arasında etkin ve verimli bir iş birliğini
sağlayan, buna ortam ve imkan verenler olacak.
Ve artık zamanı geldi... Yazılımlar, her geçen gün
daha fazla süreç ve operasyona dokundukça,
dijital dönüşümün ayak izi arttıkça otomatize
edebileceklerimizin kapsamı da artıyor. Örneğin
yapay zeka... Bir süredir üzerinde konuşulan bu
kavram altın çağını yaşamaya başlıyor. Bilişim
altyapısının bir katmanı haline gelmekte olan
yapay zeka, makinelerin öğrenme ve karar verme
yeteneklerini inanılmaz biçimde artırıyor. Her
geçen gün sayısı artan yapay zeka araçları, bu
alana yapılan inanılmaz yatırımlar ve artan ilgi
sayesinde son dört yılda yapay zeka üzerine
çalışan startup’ların sayısı sadece ABD’de 20 kat
artmış durumda.
İnovasyonla Gelişmek
Liderlerin önündeki önemli konulardan biri
de akıllı otomasyonu ve yapay zekayı sadece
etkinlik ve maliyet tasarrufu sağlayan bir araç
olarak görmemek. Yarının başarılı şirketleri,
bu kavramlardan faydalanarak ürünlerinin,
hizmetlerinin ve hatta iş modellerinin kapsamını
ve yapısını değiştirebilen ve böylelikle hem
kendilerini hem de endüstrilerini dönüştürebilenler
olacak. Örneğin bugün akıllı solucanlar tehlikeli
maden sahalarında izleme görevi yapıyor, 30
binden fazla Kiva robotu Amazon’un talepleri
karşılamasına yardımcı oluyor, AquaSpy sayesinde
tarım faaliyetleri otomatize edilebiliyor. Sadece
süreçler değil müşteri deneyimleri de dönüşüyor.
Control4 ev otomasyonu yaşamımıza dair birçok
işi otomatikleştiriyor, Panasonic’in Laundroid’i
çamaşırlarınızı yıkıyor, kurutuyor ve katlıyor.
Tüm bu örnekler değişimin ve dönüşümün ne
kadar hızlı hayata geçtiğinin göstergesi. Bu
muazzam değişimi yönetmek isteyen şirketler
önlerine çıkan yeni ürün, yeni teknoloji araçları,
yeni iş birlikleri, yeni modelleri, yeni ekosistemler
ve başka birçok yeniliği etkin biçimde anlamak,
bünyelerine entegre etmek ve yönetmek zorunda.
Birçok endüstride kullanılan
akıllı otomasyon şirketler ve
toplumlar için değer yaratacak.
Doğal Lisan İşleme: Finans şirketleri,
kanuna uyum ve yolsuzluk denetimi
için NLP’yi kullanıyor. Bu teknoloji
sayesinde elektronik iletişimi izlemek
ve farklı işlemler arasındaki ilişkileri ve
benzerlikleri gözlemlemek mümkün
olabiliyor.
Bilgisayarların Görmesi: Kolluk
kuvvetleri bilgisayarın görüntü
tanımlama özelliğini kullanarak bir
kişiyi bir dijital görüntüden veya
video görüntüsünden tanımlama
konusunda çalışmalar yürütüyor.
Bilgi Sunumu: Sağlık şirketleri
muazzam boyuttaki verileri analiz
ederek faydalı çıkarımlar elde etmeye
çalışıyor. Doktor isimleri, maliyetler
ve şikayet sayısı gibi faydalı veriler
sayesinde kök sebeplere inerek
maliyetleri düşürmek ve klinik
performansı artırmak mümkün
olabiliyor.
Nedenselleştirme ve Planlama:
Genelde otonom robotlar ve
insansız cihazlar tarafından
gerçekleştirilebilen otomatik
planlama ve zamanlama, depolardan
perakende mağazalarına ve hatta
evlere kadar inecek.
2015–2018
Robot Satış
Tahminleri
Profesyonel Hizmetlere
Yönelik Robotlar
Kişisel Hizmetlere
Yönelik Robotlar
152.400 adet
19,6 milyar dolar
35 milyon adet
12,2 milyar dolar
11
Technology Vision 2016
Robotik Cerrahi:
Da Vinci robotu
sayesinde cerrah daha
iyi görebiliyor, daha
doğru müdahaleler
yapabiliyor ve
daha fazla kontrol
sağlayabiliyor.
Robot Hizmetçi:
Aloft oteldeki
robot hizmetçi
ziyaretçilerin
odalarına ikramlar
götürüyor.
AI Kiosk:
FURo-S Smart Device
Robot, FURo-S ile
etkileşime geçerek
insanların bilet almasına,
yön sormasına ve hatta
can sıkıcı reklamlardan
kaçınmalarına yardımcı
oluyor.
Teknolojideki hızlı gelişim
inovasyon, zeka ve otomasyon
konularında yeni olasılıkların
kapılarını aralıyor.
• Muazzam veri hacimleri: 2002 yılında, 44
zetabayttan fazla veri var olacak ve bunların yüzde
35’i analizler için kullanılabilir durumda olacak.
• Depolama maliyetlerinin düşmesi: Son 30 yıl
içinde sabit disklerde veri depolamanın gigabayt
başına maliyeti her 14 ayda bir yarıya düştü. Bu
maliyet 1980’de 3.488.630 dolarken 2015’de 0,03
dolardı.
• Sınırsız bilişim gücü: Genel erişime açık bulut
bilişimin 2015’de dünyada 70 milyar dolarlık
hacme erişmesi bekleniyordu.
• Yapay zeka teknolojilerdeki gelişmeler:
Sadece ABD’de yapay zeka konusunda çalışan
startup’ların sayısı son dört yılda 20 katına çıktı.
• BT kapsamının genişlemesi: Üst yöneticilerin
yüzde 88’i BT organizasyonunun kapsamını
genişletmesi ve gelişen BT ihtiyaçlarına ayak
uydurması gerektiğinde hemfikir.
Tahminler
Benim Ürettiğim Uygulamalar: Kullanıcılar;
sesli komutları, vücut hareketlerini ve daha
birçok özelliği kullanarak kendilerine özgü
ve basit uygulamalar geliştirebilecek. Kısa
zaman içerisinde herkes birer programcıya
dönüşecek.
Avatarlar Çağı: Avatarların ve robotların
yaygın olarak kullanıldığına şahit
olacağız. Bunlar bizim yapamadığımız
veya yapmak istemediğimiz işleri
yapacak, gitmek istemediğimiz veya
gidemediğimiz yerlerde bulunacak.
Perakende
Hizmet Robotu:
OSHbot, müşterilerin basit
sorularına yanıt veriyor,
ürünleri tanıyor, envanteri
araştırıyor, rehber olarak
hizmet veriyor ve hatta
donanım uzmanlarını
video sohbetlere
yönlendirebiliyor.
12
Technology Vision 2016
Temel Çıkarımlar
• Akıllı otomasyon size yeni bir değişim gücü
veriyor olacak.
• Yapay zeka, işinizin her alanında
kullanabileceğiniz temel bir yetkinlik haline
gelecek.
• Şirketinizin organizasyon yapısı, kültürü,
becerileri ve yapay zekayı kullanma yetkinliğinden
faydalanarak “Önce İnsan” yaklaşımını pekiştirin.
Akıllı Otomasyon
100 Günlük Plan
365 Günlük Plan
Önümüzdeki üç aylık dönemde akıllı
otomasyon ve yapay zekanın mevcut
durumunu daha iyi anlayabilmek
için çaba gösterin. Bu teknolojilerin
şirketinizde hâlihazırda nasıl
kullanıldığına ve bunların optimal
kullanım alanlarına odaklanın.
Bundan 1 yıl sonrasında şirketlerin,
otomatize edilmiş zekayı
organizasyonlarına sokmuş ve değişimi
başlatmış olmaları gerekir. Bunu
yapmak için de kural temelli otomasyon
yetkinliklerine kavuşmuş olmak,
makinelerin öğrenmesine yönelik yeni
teknolojileri kullanmak ve en güncel yapay
zeka ürünlerini değerlendirmek gereklidir.
1. Şirketinizin yetkinlik oluşturmak ve
yetkinlik açığını kapatmak için yapay zekayı
ve analitik becerileri nasıl değerlendirdiğine
bakın. Yapay zekanın, karar vermekten kendi
evrimini yönetmesine ve inovasyon fırsatlarını
belirlemesine dek olası birçok kullanım
alanında ne avantajlar sağlayabileceğini
belirleyin. Bunlardan yararlanmak için
şirketinizi nasıl bir yola yöneltmelisiniz?
1. 100 Günlük planınızda belirlediğiniz
otomasyon projelerinden en önde gelenleri
inceleyin. Bunlardan biri için yapay zeka
teknolojilerini kullanarak çözüm geliştirin. İşe
yönelik etkisini rakamlara dökün ve bu maliyet
avantajını kullanarak sonraki projelere zemin
oluşturun.
2. Emek yoğun iş süreçlerinin bir envanterini
çıkarın ve burada otomasyona ve makinelerin
öğrenmesine yönelik olası yatırım noktalarını
belirleyin. Bunlar, operasyonel yetkinliklerin
gelişmesine ve analitik kullanımının
yaygınlaşmasına yardımcı olabilir.
3. Sık ve manuel güncellemeler, hızlı bir
ölçekleme, veri analizi ve/veya yüksek
seviyede kişiselleştirme gerektiren
uygulamaları belirleyin. Eğer bir uygulama
veriye ihtiyaç duyuyorsa bu uygulama yapay
zeka için öncelikli alanlardan biri olabilir.
Örneğin: Makinelerin öğrenmesi ve kendilerini
yönetmeleri...
1
2
3
4
4. Bu örneklerle mevcut iş süreçlerinizi ve
kurumsal stratejinizi karşılaştırın ve belirli
öncelikleri tespit ederek yeni avantajlar
oluşturmaya çalışın.
5. Veriye yönelik yetkinliklerinizi artırın: Veri ve
otomasyon know-how’ınızı desteklemek için
yeni birimler oluşturmaya, satın almalar ve/
veya iş ortaklıkları yapmaya açık olun.
6. Otomatize edilecek görevin sorun
noktalarını belirleyin: Görev değişimleri,
organizasyonel ihtiyaçlar, süreçler ve beceriler
gibi... Otomatize görevlerin işgücünün emek
yoğun kısmından ayrıştırıldığında hangi yeni
ihtiyaçların ortaya çıkabileceğine bakın.
7. Organizasyonun dönüştürülmesi, yeni
yetkinliklere yönelik eğitimler ve değişimlerin
uygulanması için “Önce İnsan” yaklaşımını
benimseyin.
5
6
7
2. Otomasyon projesini ölçeklendirmek için
gereken etki ve dönüşüm planlarını oluşturun.
Doğru planlama, dönüşümün kolay olmasını
sağlar ve böylece işgücü ve mevcut süreçler
otomatize edilen bileşenlerle aynı anda ve
uyum içinde işlev görebilir.
3. Net tanımlanmış bir senaryoya yönelik
olan bir veri setini kullanan bu makinelerin
öğrenmesi yazılım çözümünü kurarak
hayata geçirin ve kurum içinde makinelerin
öğrenmesine yönelik bir yetkinlik oluşturun.
Bu çözüm, kişiselleştirme uygulaması gibi
gelişmiş bir analitik unsur içermeli.
4. Yeni veri yaklaşımlarını keşfeden bir
makinelerin öğrenmesi çözümü deneyin. Yeni
bir büyüme ve inovasyon fırsatı yakalamak
için (örneğin yeni bir müşteri segmenti veya
yeni bir ürün) sonuçları detaylı biçimde
inceleyin.
5. Makinelerin öğrenmesine yönelik kullanım
alanlarını ve örnekleri eleştirel bir gözle analiz
edin. Varılacak sonucu desteklemek veya
çürütmek ve alınacak aksiyonlara yardımcı
olmak üzere bir kalite güvence süreci
oluşturun. Veri bilimcilerinizin veri setlerinizin
tamam ve algoritmaların doğru ve uygun
olduğundan emin olmasını sağlayın.
6. Veri bilimcilerinizin ve yazılım
mühendislerinizin en güncel ve yeni öğrenme
ve yapay zeka teknolojilerine yönelik
eğitildiklerinden emin olun. Onlara, bu
teknolojileri kullanarak potansiyel çözümler
geliştirmeleri için zaman tanıyın.
7. Yapay zeka ve veri bilimi konusunda
şirketin tepesinden alt kısmına bir stratejik
taahhüt oluşturun. Bunların içerisinde Ar-Ge
yatırımları, inovasyon programları ve ürün
geliştirme de yer alsın.
13
Technology Vision 2016
TREND 2
AKIŞKAN İŞ GÜCÜ:
GÜNÜMÜZÜN DIJITAL İHTİYAÇLARINA
UYGUN BIR IŞ GÜCÜ OLUŞTURMAK
Şirketler, dijital çağda hız kesmeden devam eden değişime ayak uydurmak için araçlara
ve teknolojilere yatırım yaparken çok önemli bir diğer unsura da odaklanmayı ihmal
etmiyor: İş gücü... Bugün birçok lider, akışkan iş gücünün yeni rekabet silahı olabileceğinin
farkına varmış durumda.
Bugün herhangi bir startup’ın kapısından
girdiğinizde işlerin farklı yürüdüğünü görebilirsiniz.
Zaten bu şirketler farklı kültürleri, çeviklikleri ve her
şeyi yeniden tanımlama konusundaki arzularıyla
bilinir. Ancak bu özelliklerin büyük ve yerleşik
şirketlere de sıçradığını görmek şaşırtıcı olabilir.
Örneğin GE... Dünyanın en büyük şirketlerinden
biri olan GE, FastWorks adını verdiği bir yaklaşımla,
çalışanlarının bir startup gibi düşünmesini
sağlamaya çalışıyor. Çalışanlarını değişime itiyor,
daha hızlı ve akıllı kararlar almaya çalışıyor ve
müşteriye daha yakın olmanın mücadelesini veriyor.
14
Technology Vision 2016
GE, bu dönüşüme yönelik örneklerden sadece
biri. Her geçen gün daha fazla şirket sürekli
yaşanan yıkıma ve hızla değişen iş amaçlarına ayak
uydurabilmek için iş gücü yapılarını değiştiriyor ve
yeniden düzenliyor. Eskiden bir kişi hayatı boyunca
aynı işi yaparak yaşayabilirdi. Bugün ise ürünler,
hizmetler ve modeller her an değişime açık ve
roller de her an yeniden tanımlanabiliyor.
Şirketler, bu eğilimleri avantaja çevirmek için
“akışkan iş gücü” yaklaşımına odaklanıyor.
Akışkan iş gücü, şirketin yetenek havuzunu
sürekli güncel ve değişen ihtiyaçlara uyumlu
tutmasına yönelik bir yaklaşım. Böylelikle ürün,
hizmet ve model alanındaki hızlı değişimleri
hayata geçirecek kritik becerilere, inovasyon
yetkinliğine ve farklı bakış açılarına sahip olmak
da mümkün olabiliyor.
İş gücü dünyası da dramatik biçimde değişiyor.
2015 yılı itibariyle artık milenyum kuşağını
oluşturan gençler iş gücünde çoğunluğu
oluşturmaya başladı. Şirketler, bu kuşağın doğal
özellikleri olan teknolojiye yatkınlık ve yenilikçi
düşünce enerjisinden yararlanma şansı yakalıyor.
Şirketler, yetkinliklerin ve özel becerilere sahip
iş gücünün pazarda kendiliğinden oluşmasını
beklemek yerine bunu kendileri oluşturmayı
tercih ediyorlar. Teknoloji sayesinde kitlesel
online öğrenim, ortak çalışma araçları (Slack
gibi) ve tahmine dayalı iş gücü analitiği araçları
sayesinde iş gücünün becerilerini artırmak ve
etkili yönetilmesini sağlamak da kolaylaşıyor.
Bu nedenle uçtan uca ortak çalışma ve iş gücü
yönetimi araçlarına olan ilgi her geçen gün daha
da artıyor.
Şirketler statik ve aynı işi yapmaya odaklanmış
yapılardan vazgeçip değişime hazır olan ve
değişimi yönlendirebilecek iş gücü yapılarına
yatırım yapıyor. Çevik ve akışkan bir iş gücü
yapısı oluşturmak kolay olmayabilir ancak bunu
başaranlar çok daha hızlı ve akıllı bir büyüme
gerçekleştirebilecek. Ve dijital çağda bu hedef bir
arzu değil bir zorunluluk...
Üst düzey yöneticiler daha akışkan bir iş gücünün kendileri için
önemli bir rekabet avantajı oluşturduğunun farkına varıyor.
Mevcut Durum
Genelde işletme fonksiyonuna (mühendislik,
satış, pazarlama, tasarım vb.) göre
düzenlenen silo halinde çalışma yapısı.
Tahmine yönelik
analitiği ve uçtan uca
İK uygulamalarını
kullanan veri temelli
organizasyon yönetimi.
İş birliğini, çevikliği
ve becerilerin
paylaşılmasını
öncelleyen proje temelli
çalışma grupları.
Eğitim özel yapıda, belirli bir araca veya
teknolojiye (şirketin halihazırda yatırım
yaptığı) yönelik yapılıyor.
İş gücü yönetim araçları dağıtık yapıda.
İnovasyon genelde resmi olmayan gruplar
veya organizasyondaki “yalnız kurtlar”
tarafından yürütülüyor.
Hızlı ve geliştirici
hatalar yapmak:
Çalışanlara
inovasyon yapma
fırsatı tanımak.
Gelecek
Sürekli
eğitimin temel
organizasyonel
yetkinlik haline
getirilmesi.
İş gücünün,
aralarında resmi iş
ortakları ve kitlelerin
oluşturduğu
platformların da
olduğu kurum dışı
yetkinliklere
erişimin artması.
İş birliği seviyesi düşük.
Belirli beceriler ve fonksiyonlar etrafında
şekillendirilen statik iş gücü yapısı.
Yarın: Projeler etrafında şekillenen ve eğitimi içinde
barındıran adaptif iş gücü yapısı.
15
Technology Vision 2016
Fırsat
Otomasyon
Otomasyon daha rutin
ve manuel görevlerde de
kullanılıyor.
Freelance’in Yükselişi
2020 yılında ABD’deki
iş gücünün yüzde 43’ünün
freelance olması bekleniyor.
İnovasyon Hızı
Sürekli yeni teknolojiler ortaya
çıkıyor ve adaptasyon hızı her
zamankinden daha fazla.
Yeni Bir Kuşak
2015’de milenyum kuşağı iş
gücündeki en büyük kitle
haline geldi. 2025’de bu oran
yüzde 76’ya çıkacak.
Çalışanların Dağılımı: Üst seviye işlerde (rutin
olmayan ve ilişkiye dayanan analitik işler) insan
ihtiyacı artıyor. Şirketler yetenekli iş gücünü elde
tutma ve bu açığı kapatma şansına sahip olacak.
Beceri Ekonomisi: Şirketler, durumsal iş gücünden
yararlanmak üzere stratejiler geliştirebilir, derin
teknik bilgi ve beceriye sahip iş gücüne hızlı
biçimde erişebilir ve şirket dışındaki deneyim
sahiplerine ulaşabilir.
Sürekli Eğitim: Organizasyonlar, eğitimi temel bir
yetkinlik haline getirerek kendilerini rekabette
ayrıştıracak becerileri geliştirebilirler.
Dijital Nesil: Şirketler, doğru bir strateji
oluştururlarsa milenyum kuşağının teknoloji, takım
çalışması ve dijital konulara yönelik heyecanından
yararlanabilir ve onları yeni girişimlerde
değerlendirebilir.
Tahminler
Beceriler
Talep edilen becerileri
oluşturabilmek için
eğitimi ve öğrenmeyi
organizasyonun temel
özelliklerinden biri
haline getirin.
Projeler
Kurumun içindeki
ve dışındaki yetkinlikleri
gerektiğinde birleştirmek
gerektiğinde ayrıştırmak
için teknolojiyi
kullanın.
16
Technology Vision 2016
Organizasyon
Organizasyonel
becerilerin gerçek
zamanlı resmini
çekebilen analitik
uygulamalar ile iş
gücünün etkinliğini
artırın.
Yok Olan Roller: Organizasyon şemaları
değişecek ve bu değişimin temel tetikleyicisi
yazılımlar olacak. Çalışanlar değişik beceriler
edinecek, yenilikler ortaya koyarak hem
kendilerinin hem de şirketlerinin amaçlarını
gerçekleştiriyor olacaklar.
Gelecek Freelance’de: 10 yıl içinde
Global 2000 listesinde yer alan ve tepe
yöneticileri dışında tam zamanlı çalışanı
olmayan bir şirketin doğduğunu göreceğiz.
Temel Çıkarımlar
• İş gücündeki büyük değişimlere bugünden hazırlanın
• Çevik iş gücü=Çevik şirket
• Dönüşümü şu beş temel unsurda başlatın:
o Eğitimi temel bir yetkinlik haline getirin.
o Proje odaklı ve çevik olun.
o İş birliğini ve yeni fikirleri destekleyin.
o Dağıtık yapıdaki iş gücünü yönetin.
o Engelleyen değil harekete geçiren bir
organizasyon oluşturun.
Akışkan İş gücü
100 Günlük Plan
365 Günlük Plan
Akışkan iş gücü hayata geçmekte olan
bir kavram ve yeni bir iş gücü stratejisi
için doğru zamandayız.
Bir yıl içerisinde akışkan iş gücü
dönüşümü oldukça ilerlemiş olacak. Bu
dönüşümü organizasyonunuz içerisinde
yaygınlaştırmak için şu hamleleri
yapabilirsiniz:
1. Yetkinliklerdeki eksiklikleri tespit edecek
bir analiz gerçekleştirin. İK organizasyonunuz
şirketteki boş pozisyonları gözden geçirerek
uygun kişiler bulunamadığı için boş kalan
yüksek öneme haiz pozisyonları belirlemeli.
1. Yeni eğitim stratejinizi hayata geçirin. Önde
gelen ihtiyaçlardan biri seçin ve mevcut
çalışanlarınızı bu alanda eğitin. Bu projeyi
analiz ederek çalışanlarınız için en etkili eğitim
kaynaklarının (çalışma kampları, MOOC’lar,
kişiselleştirilmiş eğitim vb.) hangileri olduğunu
belirleyin.
2. Organizasyonunuzun eğitim yetkinliğini
genişletmek için bir strateji geliştirin. İş
gücünüze etkin ve sürdürülebilir bir eğitim
verebilmek için teknoloji, tesis ve insan
kaynağı alanında hangi yatırımların yapılması
gerektiğini belirleyin.
3. Yeni bir etkileşim stratejisi geliştirin ve bunu
yaparken genç çalışanların şirketlerinden
beklentilerini göz önünde bulundurun.
Çalışanların istekli oldukları projelere katılım
sağlamalarına, organizasyon içerisinde
serbestçe yer değiştirebilmelerine ve dijital
teknolojiyi kullanarak kendi becerilerine en
uygun işlerde çalışmalarına imkan veren bir
plan ortaya koyun.
4. Freelance çalışanlar ve dış kaynaklar ile
iş birliğine yönelik kurumsal bir yaklaşım
geliştirin. Gerek kısa gerekse uzun dönemli
çalışanlarınız arasında işin nasıl dağıtılacağını
net biçimde belirleyin ve bunun çalışanlara
duyurulmasını sağlayın.
5. Yeni bir “akışkan” pilot proje oluşturun.
Gruplarınızdan birine bir proje verin ve
amaçlarına varabilmeleri için gerekli
olan özerkliği ve kaynakları sağlayın. Bu
pilot çalışmayı akışkan bir proje stratejisi
geliştirmek için mihenk taşı olarak kullanın.
1
2
3
4
5
2. Akışkan proje uygulamalarınızın
organizasyonun bütününe yayılması için bir
plan oluşturun. Pilot gruplarınızın gelişiminden
dersler çıkarın. Nerede başarılı nerede
başarısız oldular? Bu bilgiyi kullanarak bu
modeli organizasyonunuzun geneline yayacak
planı kurgulamak için kullanın.
3. Şirketinizin dış kaynak kullanımında en
fazla faydayı nerede sağlayacağını belirlemek
için kitle kaynaklarının etkili olabileceği
üç alana yönelik üç örnek proje geliştirin.
Ardından bu projelerden elde edeceğiniz
içgörüleri kullanarak dış kaynakların ve kitle
kaynaklarının organizasyonda en fazla faydayı
nerelerde oluşturabileceğini belirleyin.
4. İK organizasyonunuzun analitik teknolojiler
kullanmasını sağlayın. İK ekibinizden bir
takımı veri bilimcilerinizle bir araya getirin ve
gelişim göstermesini istediğiniz performans
değerleme, işe alım, terfi ve diğer alanlara
yönelik destek olabilecek yeni içgörüler elde
etmelerine imkan sağlayın. Bu içgörüleri
kullanarak yetenekli kişilerin elde tutulması ve
işe alınmasına yardımcı olun.
5. İnsan kaynağı yönetim stratejinizin bir
alanında tahmine yönelik analizleri kullanın.
(Örneğin terfi veya işe alım.) Tahmine
dayalı analitiğin mevcut süreçleri nasıl
zenginleştirebileceğini göstermek için veri
bilimcilerden ve İK uzmanlarından oluşan
ekibinizi kullanın.
17
Technology Vision 2016
TREND 3
PLATFORM EKONOMISI:
TEKNOLOJIYE DAYALI, DIŞARIDAN
GELEN IŞ MODELI INOVASYONU
Teknolojinin gücünü kullanmak isteyen şirketler sadece yeni teknoloji platformlarına
yatırım yapmakla kalmıyor, platform temelli iş modellerini ve stratejileri de hayata
geçiriyorlar.
Günümüzde platformlar iş dünyasındaki en büyük
dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor.
İş yapma biçimlerini yeniden tanımlayan ve yepyeni
büyüme fırsatları oluşturan bu platformlar etrafında
kurgulanan ekosistemler ve yeni modeller, Sanayi
Devrimi’nden bu yana iş dünyasında yaşanan en
büyük değişimlerden birini gerçekleştiriyor.
Amazon, Alibaba, Google gibi bazı şirketler
doğuştan dijital yapıda olabiliyor. Ancak
bu şirketlerin ortaya koydukları değere ve
inovasyonlara bakıldığında aslında temel
başarılarının ürün ve hizmetlerden ziyade platform
yapılarını hayata geçirmek, bu yapılar etrafında yeni
değer ve iş modelleri geliştirmek olduğu görülüyor.
18
Technology Vision 2016
Peki platform iş modelini bu kadar önemli kılan
nedir? Bu sorunun cevabı dünya ekonomisinin
dönüşümünde gizli. Küresel ekonomi her geçen
gün daha da dijitalleşiyor. 2005’te küresel
ekonominin yüzde 15’i dijital ekonomiden oluşurken
bu oranın 2020’de yüzde 25’e çıkması bekleniyor.
Bu eğilimi yakalayan platform modelli yapılar
da değer kazanıyor. Halka açık olan en büyük 15
platform temelli şirketin piyasa değeri 2,6 trilyon
dolara erişirken henüz halka açılmamış Unicorn
(piyasa değeri 1 milyar dolar ve üstü startup)
şirketlerin toplam değeri 500 milyar doları aşıyor.
Yani platform temelli şirketler bugün 3 trilyon
dolardan daha fazla bir piyasa değerini temsil
ediyor.
Yerleşik şirketler de platform iş modeline yönelik
ciddi yatırımlar ve çabalar ortaya koyuyor. Bu
alanda öncü çalışmalar yapanlar arasında Fiat
(bağlantılı otomobiller), Disney (MagicBands
bileklik), Caterpillar (bağlantılı makineler),
Schneider Electric (akıllı şehirler, binalar, evler),
Goldman Sachs (müşteri analitiği), Philips (sağlık
hizmetleri) gibi şirketleri saymak mümkün.
Dışarıdan içe yönlenen yani dış ortamın kaldıraç
etkisini kullanarak inovasyon sağlayan platform iş
modellerinde üç temel yaklaşım ön plana çıkıyor:
1. Network Etkisi/Çift Taraflı Piyasalar: İki farklı
kullanıcı grubunun birbirlerine network etkisi
sağladıkları ve böylelikle talep taraflı ölçek
ekonomisi oluşturacak bir ortak fayda elde
ettikleri durumlarda söz konusudur. Birbiriyle
bağlantıda olan daha fazla kullanıcı ve işlem sunan
platformların network etkisi daha fazla değer
yaratılmasına ve ölçeği genişletilmesine imkan
sağlar.
2. Dağıtım Gücü Kanunu: Dağıtım eğrisinin “uzun
kuyruk” (ürün ve hizmetlerin popülerliğinin azaldığı
ve ilginin zamana yayıldığı dönem) bölümünde
gelir elde etmek üzere ölçek oluşturmaya yönelik
platform temelli iş modelleridir. Modelin temelinde
geleneksel çizgisel değer zinciri modellerinde sıkça
görülen iadelerin önlenmesi yatar.
3. Asimetrik Büyüme ve Rekabet: Ana pazarı
destekleyecek ilave pazar alanları yaratmaya
odaklanır. Bu ilave alanlar genelde sübvanse
edilir (kullanıcılara ücretsiz sunulur) ve birden
fazla endüstriye dokunabilir. İki veya daha fazla
şirketin birbirinden tamamen farklı yaklaşımlar ve
kaynaklarla aynı amaca yönelik faaliyet gösterdiği
durumlarda asimetrik rekabet ortaya çıkar.
Network Etkisi
Network etkisi olarak da adlandırılan talep taraflı
ölçek ekonomisi önemini artırıyor çünkü bu model
şirketlere sahip olmak zorunda kalmayacakları
kaynakları ve kapasiteyi kullanma şansı tanıyor.
Bunun en güzel örneklerinden biri de Apple’ın
App Store platformu. 2008’de hayata geçirilen
ve bugün 380 binden fazla geliştiricinin
uygulamalarına yer veren bu platformda yer alan
1,5 milyon uygulama; 100 milyar defadan fazla
indirilerek Apple’ın 2015 mali yılı sonunda 33
milyar dolarlık bir gelir oluşturdu. Bunun yüzde
70’i geliştiricilere, yüzde 30’u da Apple’a gitti ki
bu da 10 milyar dolarlık bir gelir anlamına geliyor.
Apple bunu kendine ait olmayan kaynakları ve iş
gücünü kullanarak elde etti.
Teknolojinin ana dinamiğini oluşturduğu önemli
bir makroekonomik dönüşüm dönemini yaşıyoruz.
Bu dönemde küçük startup’lardan büyük yerleşik
şirketlere kadar tüm oyuncuların stratejileri ve iş
modelleri temelinden değişmeye mahkum. İster
savunmaya yönelik ister yeni alanlarda büyümeye
yönelik olsun, her şirketin bir platform stratejisi
geliştirmesi gerekecek.
Böylesi bir dünyada ayakta kalmak ve büyümek
isteyen şirketlerin rollerini ve hedeflerini gözden
geçirmeleri ve iş yapmanın yeni kurallarını
benimsemeleri gerekiyor.
Platform teknolojisinin yapı taşları
1
Temel: Bulut hizmetleri
2
ijital Bir Arada Tutucu: API stratejisi
D
ve mimari
3
ızlandırıcı: Açık kaynak ve yeniden
H
kullanılabilir yazılımlar
4
Dijital Define Sandığı: Mobil geliştirme
platformları
5
erçek Zamanlı İş Modelleri: Nesnelerin
G
interneti tarafından destekleniyor
6
utucular: Yazılımın bağımsızlığı ve
T
taşınabilirliği
19
Technology Vision 2016
Piyasa Değerleri – İnternet şirketleri vs Platform Şirketleri
1995
2015
+%15,187.1
2,560,902$
İnternet
Şirketleri
Apple
Axel Springer
Copart
Fox Communications
IAC/InterActive Corp
iLive
iStart Internet
Live Microsystems
Netcom Online
Netscape
PSINet
RentPath
Storage Computer Corp.
Wave Corporation
Web.com
16,752$
(MM$)
İnternet
Şirketleri
Doğuştan Dijital Olan
Teknoloji Şirketleri
Alibaba
Alphabet
Amazon.com
Apple
Baidu
eBay
Facebook
JD.com
LinkedIn
Netflix
Priceline.com
Salesforce
Tencent
Twitter
Yahoo!
En Büyük 15 Halka Açık
Platform Şirketinin
Piyasa Değeri:
2,6 trilyon dolar
Özel Yapıdaki “Unicorn”
Şirketlerin Piyasa Değeri
500 milyar dolar
TOPLAM: 3 trilyon dolardan fazla
Platform
Şirketleri
Geleneksel İş Modelleri
Platform Temelli İş Modelleri
Geliştiriciler
Yayıncılar
İçerik sahipleri
Perakende
Hizmetler
Üretim
Dağıtım
Pazarlama
Değer yaratımı tek taraflı ve çizgisel
Tüketici
Platform
Ekosistem
Değer yaratımı iki taraflı ve sürekli
Tahminler
Çok Boyut Aldatıcı Olabilir: Şirketler; müşterilerin ve çalışanların kendi seçtikleri herhangi
bir ortamda beş duyuyu bir arada deneyimlemelerine imkan sağlamak için AR, VR
ve MR’ın da ötesine geçerek yeni platformlar oluşturuyor. Bu; insanların herhangi bir
zamanda dünyanın herhangi bir yerinde sanal olarak bulunabilmelerine ve arkadaşlarıyla
buluşabilmelerine imkan vererek soyutlaştırmanın ilk adımlarını şekillendiriyor.
Temel Çıkarımlar
• İş dünyasının yeni kurallarının rüzgarını arkasına alan platform iş modeli, küresel makroekonomik
ortamda Endüstri Devrimi’nden bu yana görülen en yıkıcı değişimin yaşanmasına zemin hazırlıyor.
• Teknoloji temelli ve doğuştan dijital şirketler rekor piyasa değerlerine ulaşarak dijital ekonomiyi domine
etseler de farklı endüstrilerden teknoloji odaklı olmayan şirketler de artık platform stratejileri geliştiriyor.
• Platform temelli iş modelleri geliştirmek için teknolojilerin stratejik olarak kullanılması hızla gelişen
dijital ekonomide muazzam büyüme fırsatları ortaya koyuyor.
20
Technology Vision 2016
Platform Ekonomisi
100 Günlük Plan
365 Günlük Plan
Önümüzdeki üç ay içerisinde, platform
iş modelinizin ve ekosisteminizin
temellerini oluşturacak kapsamlı bir
strateji geliştirin.
Bir yıl içerisinde şirketteki liderlerin yeni
iş yapma biçimlerini detaylıca anlamış,
platform temelli bir iş modeli stratejisi
geliştirmiş ve küçük bir pilot program
başlatmış olması gereklidir.
1. Farklı fonksiyonlardan gelen teknoloji, iş
ve ekonomi uzmanlarından oluşan bir ekibi
yönetecek bir C-seviye yönetici atayın. Bu
ekip, platform iş modelleri oluşturmak için
fırsatları analiz etmeli ve yönetim kurulunun
görüşlerine sunmalı.
1. İşinizin en fazla bilgi gerektiren
bölümlerinden birini seçin. Bu alanda bir
platform oluşturmak üzere bulut bilişim
alanında bir iş ortağıyla birlikte çalışacağınız
bir pilot proje başlatmaya yönelik planlara son
halini verin.
2. Platform iş modelinin temelini teşkil eden
iş alanlarını belirleyin ve bunları öncelikli hale
getirin.
2. Platformun temellerini kuracak olan
bulut bilişim iş ortağınızla resmi anlaşmaları
tamamlayın.
3. Yıkıcı rekabetten zarar görme olasılığı en
fazla olan iş alanlarınızı belirleyin. (Bu rekabet
yerleşik şirketlerden veya sektörün içinden/
dışından yeni şirketlerden gelebilir.) Çekirdek
iş alanlarınızı saldırıdan korumak için platform
yatırımlarınızı önceliklendirmek üzere bu
bilgilerden yararlanın.
3. İşin bazı kısımlarını platform temelli modele
dönüştürmek için çok aşamalı bir plan
oluşturun.
4. Platform iş modeli ile mevcut ürün ve pazar
stratejilerini uyumlu hale getirin. (Platform iş
modelleri geleneksel ürün stratejileriyle bir
arada bulunabilir.)
5. İlk bulguları yönetim kuruluna sunun ve
platform iş modelinin stratejik büyüme yolu
olarak görülmesini sağlamak üzere yukarıdan
aşağıya bir taahhüt oluşturun.
6. İş yapmanın yeni biçime yönelik bilgi
eksikliklerinizi belirleyin: Talep taraflı ölçek
ekonomisi, network etkisi, dağıtım gücü
kanunu ve asimetrik rekabet gibi konulara
bakın. Platform iş modellerini başarıyla ortaya
koyabilmek için bu alanlardaki eksikliklerinizi
gidermeye çalışın. Platform iş modelleri
konusunda bir bilgi platformu ve eğitim
programı oluşturarak işe başlayabilirsiniz.
7. Yeni iş yapma biçimi ve platform iş
modelleri hakkında tüm organizasyonu
kapsayacak şekilde bir duyurum kampanyası
başlatın. Şirketin içinde bu mesajın
savunucusu olacak kişileri belirleyin.
8. Platform ekosistemleri geliştirmek için
gerekli olan dijital teknolojik yetkinliklerinizi ve
bu alanlardaki eksikliklerinizi gözden geçirin.
12 ay içerisinde başarılı pilot programlar
tasarlamak, kurgulamak ve hayata geçirmek
için bu eksiklikleri gidermeye çalışın.
1
2
4. Yönetici eğitimlerini ve bilgi birikiminizi
kullanarak endüstrinizin içinde ve dışında yer
alan platform fırsatlarını belirleyin.
3
4
5. Platform ekosisteminin değerini optimize
edebilmek adına, dijital iş ortaklıklarınız ve
geliştirici toplulukları ile olan ilişkilerinizi
yönetmek üzere resmi bir plan oluşturun.
6. Endüstrinizin içinden ve dışından
gelebilecek platform büyüme fırsatlarını,
uygun ekosistemleri ve rekabet tehditlerini
izleyecek ve raporlayacak bir yaklaşım ortaya
koyun.
5
6
7. Sektörel segmentasyonun olmadığı ve
rekabetin sınırlarının daha belirsiz olduğu bir
ekonomik ortama şirketinizin neden uygun
olduğunun iletişimini yapın.
7
8
9
9. Tüm fırsatları ve tehditleri önceliklendirin ve
platform iş modeli yolculuğunu başlatmak için
küçük pilot girişimleri hayata geçirin.
21
Technology Vision 2016
TREND 4
ÖNGÖRÜLEBILIR YIKIM:
DEĞIŞIMIN BIR SONRAKI
DALGASINI GÖREBILMEK IÇIN
DIJITAL EKOSISTEMLERE BAKIN
Verimli tarım uygulamaları, akıllı şehirler veya endüstriyel internet gibi hızla gelişen
dijital ekosistemler, kurumsal dünyadaki ezberleri bozacak bir sonraki dalganın
temellerini atıyor.
Birçok farklı endüstriden şirket dijital platform
oluşturmak için ciddi yatırımlar yapıyor. Bu
platformlar şirketlerin ürün ve hizmetleri oluşturma
ve sunma biçimlerini önemli ölçüde değiştiriyor
ve bir önceki trendimizde anlattığımız “Platform
Ekonomisi” gelişiyor. Ancak bu platformlar büyük
resmin sadece bir parçası. Platform oluşturan veya
platformlarda yer alan şirketlerin sayıları arttıkça
bunların etrafında dijital ekosistemler de oluşuyor.
İşte bu dijital ekosistemler, bir sonraki teknolojik ve
ekonomik dönüşümün temellerini atıyor.
yapıyor. Bu çabalar, platformu oluşturuyor. Daha
sonra bağlantılı otomobilleri hayata geçiren
teknoloji etrafında bir ekosistem oluşuyor. Birçok
şirket; bağlantılı otomobillere yönelik bağlantı
noktası, güvenlik ve güvenilir sürüş teknolojileri,
eğlence hizmetleri, sigorta, otomobil paylaşımı ve
daha birçok ilave hizmet ve uygulama geliştiriyor.
Bu ekosistem otomobil üreticilerinin iş modelini ve
ürün yapılarını da yeniden tanımlıyor. Bu üreticiler,
sadece otomobil üretmekle kalmıyor otomobillerin
üzerinden müşterilerle etkileşim kuruyor.
Bu dönüşümün en iyi örneklerinden biri otomotiv
endüstrisi... Hemen hemen bütün büyük otomobil
üreticileri bağlantılı araçlar üretmek üzere yatırım
Her ne kadar bu yaklaşım yıkıcı etkilere sahip
olsa da geçmişteki teknolojik gelişmelere kıyasla
çok daha kolay ve net biçimde öngörülebiliyor.
22
Technology Vision 2016
Bu nedenle sektöründe bilgi birikimine sahip
olan şirketler ekosistem modelinin kaldıraç
etkisini kullanarak hızlı ve etkili bir büyüme fırsatı
elde edebiliyor. Örneğin sigortacılık endüstrisi...
Bağlantılı otomobillerin ekosisteminden yararlanan
bazı sigorta şirketleri, Google ve Metromile
gibi şirketlerin de desteğini alarak, “kullandığın
kadar sigorta primi öde” temelli modeller hayata
geçirmeye başladı. Tesla, otopilot özelliği olan
otomobilleri sunmaya hazırlanırken Google
sürücüsü, direksiyonu ve gaz pedalı olmayan
otomobiller için önemli yatırımlar yapıyor.
Bu örneklerden de görülebileceği gibi ekosistem
yaklaşımı sadece dijital şirketlere değil her
endüstriden ve yapıdan şirkete fırsat sağlayabiliyor.
Örneğin ilk zamanlarda sadece otomobil ve
sürücü sağlayan bir şirket olan Uber bugün
Boston bölgesinde sağlık hizmetleri de veriyor.
UberHEALTH hizmeti sayesinde lisanslı hemşireler
evinize gelip grip aşınızı yapabiliyor, bazı temel
sağlık hizmetlerini sunabiliyor. Düşünsenize, ABD’de
hangi hastane zinciri veya eczane şirketi Uber’in
rakipleri olacağını aklına getirebilirdi?
Dijital teknolojiler, sektörlerin işleyiş biçimini
değiştirdikçe hemen hemen her sektörde bir
ekosistem ortaya çıkabiliyor. Evler artık akıllı evlere,
üreticiler Endüstri 4,0 yaklaşımına, şehirler akıllı
şehirlere dönüşüyor. Şirketler, bu ekosistemlerin
endüstrilerindeki köklerini ve getireceği yenilikleri
doğru analiz ederek tehditleri ve fırsatları
belirlemek durumunda. Yıkımları önceden görebilen
şirketler, bunu avantaja çevirme şansına sahip
olacak. Ekosistemlerin avantajları veya riskleri her
endüstride farklı hızda ve oranda kendini gösteriyor
olacak. Ancak er ya da geç her endüstri bu
rüzgardan nasibini alacak. Yeni ve farklı oyuncular
alışılmışın dışında bir rekabet ortamı oluştururken
yerleşik şirketlerin bu rekabeti anlaması ve
ekosistemlerin dinamiklerini benimsemesi daha
da önem kazanacak. Bu bilgiyi kullanan şirketler
büyümek için yeni stratejiler geliştirme ve fırsatlara
giden doğru yolu bulabilme şansına sahip olacak.
Platform temelli şirketler rekor piyasa değerleri elde ederek
dijital ekonomiyi domine ediyor ve geleneksel engelleri
aşarak yepyeni pazarlarda büyüyorlar.
Platform Temelli İş Modelleri Yatırımları Sermaye Çekiyor
Büyütecek Sermayeye Erişim: Platform
şirketleri, ekosistemlerinden kaynaklanan
rekor seviyede piyasa değerlerine sahipler.
Ekosistem Ekonomisi: Lider şirketler
geleneksel engelleri aşarak yeni
pazarlara ve endüstrilere giriyor;
büyümede, kârlılıkta ve farklılaşmada
yeni boyutlar açıyorlar.
Ekosistemin Gücü Kârlılığı ve Şirket Değerini Artırıyor
23
Technology Vision 2016
Bağlantılı Sigortacılık
Yeni İş Zekası
Yeni İş Modelleri
Veri analitiğinin sigortacılık
endüstrisi üzerinde ciddi
etkisi olması bekleniyor.
İngiliz sigorta şirketi Direct
Line Group 12 aylık bir
pilot çalışmada, bağlantılı
otomobillerden 18 milyon
kilometreden fazla veri elde etti.
Allstate ve GEICO gibi büyük
sigorta şirketleri performans
temelli, değişken fiyatlandırma
sunuyorlar. Bu şirketler, kazalarla
ilişkili olabilen hız, sert fren ve
diğer unsurları takip ediyor ve
yüksek riski belirleyebiliyor.
Kullanıcı verileri sigortanın
sunulmasına yönelik yeni
yaklaşımları mümkün kılıyor.
Örneğin Metromile kilometre
başına kapsam sunuyor,
böylelikle müşteriler her ay sabit
bir prim ödemektense otomobili
kullandıkça ödeme yapıyorlar.
Tahminler
Liderlerin Ekosistem Oyunu: Strateji
ekipleri yıkımları tahmin etmek ve
bunların üstesinden gelebilmek için
oyunsallaştırmayı kullanabilir.
Endüstriler Yataylaşıyor: Geleneksel
endüstri bariyerleri yok oluyor ve yepyeni
endüstri segmentlerinin doğmasına zemin
hazırlıyor.
Temel Çıkarımlar
• Kurumsal yıkımın bir sonraki dalgasının temelini dijital ekosistemler
oluşturuyor.
• Endüstriyel bariyerler giderek belirsizleşiyor ve piyasa gücü yeni
oyuncuların eline geçiyor.
• Şirketler, yeni rolleri ve yeni yol haritalarını oluşturarak ekosistemlerin
yıkıcı güçlerine dayanabilir ve onlara karşı harekete geçebilir.
24
Technology Vision 2016
Öngörülebilir Yıkım
100 Günlük Plan
365 Günlük Plan
Önümüzdeki üç ay içinde, yeni gelişen
ekosistemlerin yıkıcı gücünü ve
oluşturdukları fırsatları iyice anlayın.
Bir yıl içerisinde, şirketiniz geleneksel
rekabet ile ekosistem ekonomisinin
dinamiklerini dengeli biçimde anlamış
olmalı.
1. Yeni ekosistem ve dijital iş birliği
girişimlerinizi yönetecek bir ekip kurun ve bu
ekibin başına C-seviye bir yönetici atayın.
1. Ekosistem stratejinizi destekleyecek iş
ortaklıkları oluşturun. Dijital ekosistemlerdeki
önemli oyuncuları belirleyin, ortak yapılardan
yer alacaklarınızı seçin ve öncü görüşmeleri
başlatın.
2. İşinizle ilgili ekosistemlerin envanterini
oluşturun ve organizasyonunuz üzerinde en
fazla etki yapacak olanları önceliklendirin.
Gelişen dijital ekosistemlerle ilgili taze bakış
açıları verebilecek şirket dışından uzmanların
görüşlerini alın.
3. Ekibinizin, gelişmekte olan dijital
ekosistemlerden nasıl yararlanabileceğine
dair yenilikçi fikirler ortaya atmasını sağlayın.
Rekabet etmeyi planladığınız ekosistemlerdeki
rekabet durumunu, yeni değer zincirlerini ve
uygulama alanlarını gözden geçirin.
2. Dijital ekosisteme ilk giriş için bir pilot
program oluşturun. Olası yıkımlara açık olan,
öncelikleriniz arasında yer alan ve yeni iş
birliklerinden değer üretebilecek uygun bir
süreci, ürünü veya hizmeti seçin.
2
4. Bu fikirleri hayata geçirecek bir strateji
kurgulayın. Bu yeni yolda yürümek için gerekli
olan kaynakları, paydaşları ve yatırımları hazır
ederek işe başlayın.
4
1
3
3. Dijital ekosistemlerdeki başarıyı belirlemek
için yeni ölçütler ortaya koyun. Bu ölçütleri
belirlemek için pilot projenizin seyrine
bakın ve buradan elde ettiğiniz içgörülerle
potansiyel göstergeleri belirleyin. Başarıyı
güvenilir biçimde ölçümleyecek ölçütleri elde
edene dek bu süreci devam ettirin.
4. Dijital ekosistem stratejinizin yayılmasına
yardımcı olacak yeni yetkinlikleri belirleyin.
Hangi yeni teknolojik yetkinliklere ihtiyaç
var? Şirketiniz belirli bir endüstride deneyime
ihtiyaç duyuyor mu? Bu önemli yetkinlikleri ve
becerileri elde etmek için bir plan oluşturun.
25
Technology Vision 2016
TREND 5
DIJITAL GÜVEN:
ETIK VE GÜVENLIKLE MÜŞTERI
ILIŞKILERINI GÜÇLENDIRMEK
Güven, dijital ekonominin temelidir. Dijital şirketler, güven oluşturmadan, faaliyetlerinin
özünü oluşturan veriyi toplayamaz ve kullanamaz.
Şirketler, dijital ekonominin ağırlık kazandığı bir
ortamda bireylerin, ekosistemlerin ve düzenleyici
kuruluşların güvenini kazanmak için, müşteri
yolculuğunun her aşamasında etik ve güvenliğe
yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koymak
zorundadır. Ürünler ve hizmetler daha tasarlanırken
güvenlik ve etik özellikler dikkate alınmalıdır.
Bunu en yakından hisseden şirketlerden biri de
Apple... 2014 yılında iCloud’da yaşadığı tatsız
deneyimden sonra Apple, güvenin önemini anladı
ve Apple Pay, HealthKit gibi ürünlerinde çok güçlü
bir güvenlik ve etik yapı benimsedi. Hatta son
günlerde telefonun sistemine girmeye yönelik
bir mahkeme kararına karşı çıkan Apple, böylesi
bir müdahalenin müşterilerin bilgilerinin gizliliği
konusunda ciddi sorunlar yaratacağını vurguluyor.
26
Technology Vision 2016
Kısacası kendi alanında ve endüstrisinde ön plana
çıkmak isteyen her şirket, güvenlik ve etik unsurları
öncelik haline getirmek durumunda.
Rekabetin bu kadar hızlı aktığı, şirketlerin yüz
milyonlarca müşteriye erişebildikleri bir dünyada bu
kolay bir iş değil. Riskler çeşitleniyor ve sistematik
olarak artıyor. Riskin doğru yönetilememesi sonucu
oluşacak bir sıkıntılı durum şirketlerin müşteri
kaybetmelerine, pazar paylarının erimesine ve
şirket değerinin dramatik biçimde düşmesine zemin
hazırlayabiliyor. Yani şirketler ürün ve hizmetlerini
daha en başından güvenlik ve etik unsurlara göre
şekillendirmek zorunda.
Şirketler etik ve güvenlik konusunda yeterince
duyarlı davranmadıklarında ve sıkıntılara neden
olduklarında sadece müşterilerin değil düzenleyici
kurumların da tepkisini çekiyor. Düzenleyici
kurumların yapacakları temel düzenlemeler sadece
iş ortamının alanını daraltmakla kalmayabiliyor,
şirketlerin inovasyon çabalarının hız kesmesine ve
iş modellerinde kapsamlı değişimler yapılmasına da
neden olabiliyor.
Verinin çok olması kadar doğru analizi ve bağlamsal
özellikleri de önemli. Her şirketin veriye erişimi
aynı seviyede olmadığı için şirketler hatalı hamleler
yaparak itibarlarını ve marka değerlerini zarara
uğratma riski ile karşı karşıya. Örneğin Uber, arz ve
talep temelli bir fiyatlandırma algoritması kullandığı
için Sydney’deki bir rehine krizi sırasında yaşanan
talep artışı nedeniyle otomatik olarak fiyat artırmış
ve ciddi eleştirilere maruz kalmıştı. Facebook
da 700 bin kullanıcıya izinsiz yaptığı uygulama
nedeniyle eleştirel haberlere konu olmuştu. Bunlar
ve benzeri olaylar şirketlerin veri politikalarını
değiştirmelerine neden olmuştu.
Şirketler kendi içlerinde verinin güvenliğini
sağlamakla yükümlü oldukları kadar dışarıdan
unsurların da veriye izinsiz erişimini önlemekle
yükümlüdür. Bu nedenle verinin geçtiği ve
bulunduğu her yerde gelişmiş güvenlik çözümleri
kullanmak önemlidir. AT&T, Coca-Cola, Verizon,
Google, Mazda ve daha birçok şirket güvenlik
konusunda en güçlü sistemleri devreye alma
anlamında tüm altyapılarında ciddi bir dönüşüm
gerçekleştiriyor.
İçinde bulunduğumuz dünyada tek başına
mükemmel bir güvenlik yapısı sorunun tamamını
çözmez. Düzenlemelere uymak da yetmez. Şirketler
net bir güven ortamı oluşturmak, veriyi yönetme
biçimleri ve dijital etik yaklaşımlarıyla riskleri en aza
indirgemeyi amaçlamak durumundadır. Bağlantının
sınırsız olduğu, platformların her geçen gün ağırlık
kazandığı dijital ekonomide geleceğe güvenle
bakmak ve büyümek isteyen şirketlerin güven
sağlamak dışında bir şansı yoktur.
al Etik
Dijit
ki
i
nl
er
G ü venlik
ış
l
t
Ye
kl
ar
Dijital Güven
an
vr
a
D
27
Technology Vision 2016
Güven ve Müşteri Yolculuğu
Farklılaşma
Etik ve güvenlik
uygulamalarının
şeffaflığı markanızı
diğerlerinden farklı
kılabilir.
Güvenin Rolü:
Yüksek Etik
Standartlar
Yüksek etik
ve güvenlik
standartlarına sahip
olmak bağlantılı
platformlardakine
benzer güncellemeler
gerektirebilir.
Güven Müşterileri
Cezbeder
Ürünler ve
hizmetler daha
güvenilir hale
geldikçe müşteriler
de markanın
savunucusu olur.
Güçlü İlişkileri
Korumak
Müşteriler iş ortağı
haline gelir ve
platformunuza
değer katar. Deney
yapmaya daha
fazla alanınız kalır.
Müşteri
Yolculuğu:
Düşün
Satın Al
Entegre Et
Geliştir
Savun
Tahminler
Geleceğe bakıldığında güven ve dijital etik konularının işletme faaliyetlerinde daha kritik bir rol
üstelenecek ve sektörel ekosistemlere katılımda asgari standart haline gelecek.
Güven Patlaması: Yüksek düzeyde dijital
etik hataları yeni idari kurumların, yeni
düzenlemelerin ve yeni iş kategorilerinin
doğmasına zemin hazırlayacak.
CEO’nun İkizi: Güven büyük önem
kazanacak ve Etik Üst Yöneticisi olarak
nitelendirilen bir yeni lider profili doğacak.
Temel Çıkarımlar
• Her tür dijital dönüşümde etik ve güvenlik ana unsurlar olarak görülmeli.
• Şirketlerin dijital iş operasyonları arttıkça risklere maruz kalma oranları da artıyor.
• Şirketler, risklerden korunabilmek için daha güçlü etik kararlar almalı, harici tehditlere karşı korunabilmek
için güvenliği etkin biçimde ele almalı ve ekosistemdeki paydaşlarla güvene dayalı ilişkiler oluşturmalı.
• Yeni teknolojileri tedarik ederken güvenlik ve etik bir kriter olarak göz önüne alınmalı.
•Müşteri yolculuğundaki her etkileşim noktasında güven oluşturmaya yönelik fırsatlar aranmalı.
28
Technology Vision 2016
Dijital Güven
100 Günlük Plan
365 Günlük Plan
Önümüzdeki üç ay içerisinde
halihazırda karşı karşıya oldukları dijital
riskleri anlamalı ve geliştirilebilecek
noktaları belirlemeli.
Bir yıllık süreçte şirketler, güçlü
bir dijital etik vurgusuna dijital
stratejilerine yer vermeli, yeni güvenlik
pilot projelere başlamalı ve müşteri
güvenine zarar verebilecek sıkıntılardan
kaçınmaya yönelik net planlar
oluşturmuş olmalıdır.
1. Sunduğunuz portföydeki güven seviyesini
belirlemek için paydaşlarınızın görüşlerine
başvurun.
1. En az güven duyulan beş ürün listesindeki
unsurlarla ilgili kapsamlı bir müşteri yolculuğu
analizi yapın ve güven oluşturmaya yönelik
fırsatların nerelerde olduğuna bakın.
2. Müşteri hizmet kayıtları içerisinde “Güven”
kelimesini arayın. Müşterilerin sizin önerilerinizi
ve markanızı nasıl algıladığını anlamak için
duygu analizi yapın. En az güven duyulan beş
öneriyi listeleyin.
3. Veri temelli iş süreçlerinin bir envanterini
çıkarın. Bunların her biri için mevcut ve
potansiyel güvenlik ve etik unsurları
tanımlayın.
2. Dijital üst yöneticisi, güven üst yöneticisi
veya etik üst yöneticisi atama konusunu
yönetim kurulunuzla tartışın. Bu rol, dijital
güvenin oluşturulması ve yönetilmesinden
sorumlu olmalı.
1
2
4. Üreticiler, iş ortakları ve müşteriler ile
güven, dijital etik ve güvenlik kavramlarını
kurgulayacak ve yönetecek sorumlu
yöneticileri belirleyin.
5. Rakiplerinizin müşterileri ile nasıl güven
oluşturduğunu araştırın. Neyin güven
oluşturduğunu neyin güveni azalttığını
kaydedin. Operasyonlarınız içerisindeki
gelişim noktalarını belirlemek için beyin
fırtınası yapın.
3
4
6. Dijital etik konusunda daha derinlemesine
çalışabilmek için bir akademik kurumla, STK
ile veya sektörel kurum ile iş birliği yapın.
Bulgu ve tavsiyeleri yayınlayın.
7. Veriye daha yakınlaşmak için güvenlik
alanındaki fırsatları listeleyin.
3. Bir ürün/hizmeti seçerek bunda güven
oluşturmaya çalışın. Zaman içerisindeki
gelişimi ölçmek üzere ölçütler belirleyin.
Sonuçları ürün ekiplerine bildirin ve onları bu
hedeflere varmaları için zorlayın.
4. Hem güven hem de veri ve dijital etik
konularındaki ölçütleri izlemeye başlayın.
Bu veriyi kullanarak şirketinizin yıllık sosyal
sorumluluk raporunda güven ve etik
uygulamaların da yer almasını sağlayın.
5. Güvenliği veriye daha yakın kılmak için bir
çözüm portföyü oluşturun. Bu çözümlerin
kullanılmasının riskleri nasıl engellediğini
açıklayın. Bu raporu CIO ve CFO’nuzla
paylaşın ve sigorta primlerinin düşmesine
yardımcı olun.
5
6
7
29
Technology Vision 2016
30
Technology Vision 2016
“TRENDLERIN
MERKEZINDE
İNSAN VAR”
Tech Vision trendleri klasik bir öngörüden çok daha öte bir çalışma.
İş dünyasının geleceğine yönelik yaklaşımların ve modellerin temelini
şekillendiren dinamikleri yansıtan trendler, doğru anlamlandırıldığında
ve kullanıldığında önemli bir perspektif ve avantaj penceresi
sunabiliyor.
Accenture’ın Sophia Antipolis Innovation Lab Yönetici
Direktörü Emmanuel Viale Tech Vision trendlerinin belirlenme
sürecini, bu trendlerin önemini ve şirketlerin bunlardan nasıl
faydalanabileceklerini anlatıyor.
31
Technology Vision 2016
Accenture’ın bu trendleri belirlemesinin
arkasında yatan gereklilik ve nedenler
nelerdir? Tech Vision trendlerini 10 yıldır
yayınlıyoruz. Bu, kendimizin ve müşterilerimizin
kullanımı için şekillendirdiğimiz ve dedike bir ekiple
yürüttüğümüz sürdürülebilir bir çalışma haline
geldi. Tech Vision, Accenture olarak bizim kendi ArGe ve kurum içi yatırımlarımız için mükemmel bir
girdi sağlarken müşterilerimizin yeni teknolojilerle
birlikte yaşayacağı dönüşümü şekillendirmelerine
destek olmak için de çok kullanışlı bir araç.
Her yıl Ocak-Şubat döneminde bu trendleri
yayınlasak da yıl içerisinde bazı spesifik
versiyonlarını da oluşturuyoruz. Örneğin bankacılık,
perakende gibi bazı sektörlere veya güvenlik gibi
bazı fonksiyonlara özel raporlar hazırlıyoruz.
Bu trendleri belirlerken ortak bir kalıp,
bir üst çerçeve gözlemlediniz mi? Son dört
yıldır ana kalıp ve örüntünün “dijital” olduğunu
gözlemledik. Dijital kavramının temelini oluşturan
yeni teknolojiler, uygulamalar ve hizmetler son
yıllarda trendlerin merkezinde yer alıyor. Ayrıca her
yıl Tech Vision için bir genel tema da belirliyoruz.
Bu yılın teması: “Önce İnsan.” Ayrıca geçmiş yılların
trendlerini de gözden geçiriyoruz ve iş dünyası
bağlamında bu trendlerin nasıl etki oluşturduğunu
ve hayata geçtiğini de izliyoruz.
Bu yılki trendler içerisinde sizin en
önemli bulduğunuz hangisi? Ben bu yılın
ana teması olan Önce İnsan tanımını önemsiyorum.
Robotlar, yapay zeka, büyük veri, giyilebilir
teknolojiler gibi birçok teknolojik gelişmenin
şekillendirdiği dünyamızda en kilit unsurun insan
olduğunu hatırlamak çok önemli. Eğer beş trend
içerisinden birini seçmemi isterseniz ben Dijital
Güven’i tercih ederim. Bu trend teknolojileri, insan
faktörünü, etiği ve belirli bir ölçüde teknolojiler ve
onların kullanımı hakkında felsefi yaklaşımları bir
araya getirip, tek potada eriten bir bağlam içeriyor.
Teknolojik dünyada insan faktörünün
önemini biraz daha açar mısınız? Dijital
dünyada insan faktörünün önemi zirveye çıkıyor.
Teknolojiler ancak son kullanıcılar tarafından
32
Technology Vision 2016
benimsenir ve kullanılırsa bir değer ifade edecek.
Drone’lar, robotlar, giyilebilir teknolojiler ve diğer
teknolojik gelişmeler, ancak iş gücü bağlamında
değer ifade ettiğinde anlamlı hale gelecek. Birçok
sensörden ve sosyal medya gibi kaynaklardan
gelen veriler ancak müşterinin güvenini
kazandığında değerli olacak. Burada süper insanlar
yaratmak değil insanları süper kılmak esas olacak.
Şirketler bu trendlerden faydalanabilmek
için neler yapmalı? Elbette ki bunlardan
faydalanabilmek coğrafi, kültürel, sosyal birçok
faktöre bağlı ancak şirketler bu trendlerin birine
veya birkaçına odaklanabilir. İşte bu nedenle
geçmişteki trendleri de yeniden değerlendiriyor ve
gözden geçiriyoruz. Ayrıca her trende yönelik 100
günlük ve 365 günlük planlar ortaya koyuyoruz. Bu
“pratik” rehber, trendlerin nasıl uygulanabileceğini
gösteriyor. Özetlemek gerekirse bu trendlerden
en fazla fayda elde edebilmek için şirketler
de hepsinin merkezindeki unsur olan insana
odaklanmalı. Bu insan kavramı kimi yerde çalışanlar
olurken kimi yerde müşteriler veya vatandaşlar
olabilir.
Bu trendlerin hayata geçirilmesi için
laboratuvarınızda hangi projeleri
yürütüyorsunuz? Ar-Ge planımızı
oluştururken her yıl Tech Vision trendlerinden
yararlanıyoruz. Bu nedenle Yapay Zeka, Dijital
Güvenlik veya Platformlar ve Sistemler gibi
konularda Ar-Ge gruplarımız ve Dijital İş Gücü
gibi alanlarda girişimlerimiz mevcut. Örneğin ben
Blockchain teknolojisi üzerine gerçekleştirdiğimiz
Ar-Ge çalışmalarına yoğun biçimde katılım
sağlıyorum.
Teknoloji ve insan kaynağı açısından
baktığınızda bu trendlerin meyvelerini
toplayacak noktaya gelebildik mi?
Evet kesinlikle o noktadayız. Bu trendlerin
temel bileşenlerini oluşturan birçok gelişmenin
şirketlerde hayata geçtiğini veya test edildiğini
gözlemliyoruz. Örneğin Accenture içerisinde
373 bin çalışan var ve biz de Akışkan İş Gücü
trendinin birçok etkisini bu ekip üzerinde
gözlemleyebiliyoruz.

Benzer belgeler