düşüme kışlar düşer her mevsim payıma üşümek düşer

Transkript

düşüme kışlar düşer her mevsim payıma üşümek düşer
DÜÞÜME KIÞLAR DÜÞER HER MEVSÝM PAYIMA ÜÞÜMEK DÜÞER
(30-01-2006) - Editör Necmettin EVCÝ - Son Güncelleme (31-01-2006)
Sanki sözleþmiþler gibi ‘büyüklerinizin kýþ anýlarý’ konulu okul ödevi için defterini kapýp her zamanki sevecen, dah
doðrusu ne yapýp edip zorla kendini sevdiren edalarýyla yamaçlarýma iliþen kýzýmýn isteðiyle eþ zamanlý olarak muhterem
yönetmenimiz Þeref Bey’den de yeni gündemin ‘kýþ’ olarak belirlendiði mesajýný aldým. Böylece bir anda
beyazýn da deðiþik tonlarý olduðunu; düþümü çocukluðumun kýþlarýndaki sýcaklýða býrakýrken, gerçeklerimin yine o kýþýn soð
kesildiðini anladým. Kýþ. Hangi kýþ? Bir yaným bayram yeri bir yaným da hüzün var.
Ýþte yine bir kýþ. Her birimizin mevsimlere göre deðiþen güzellikte eþsiz anýlarý vardýr. Birini diðerine tercih etmekte zorlanýrýz.
güzün, kýþýn hepsinin yaþama karþýlýk gelen, yaþamý çoðaltan, varlýða güç, coþku, süreklilik katan özellikleri vardýr. Bir an dün
dönüþümsüz, deðiþimsiz olduðunu düþününüz. O zaman da Sünnetullah’ýn farklý yasalarla tecelli edeceðini hatýrlatanlar
mümkün olmamakla beraber, bize bahþedilen imkân bolluðu ve güzellikler adýna renksiz, soluksuz kalmak dayanýlýr olamazdý.
ressam dostum ‘Biliyor musun’ demiþti, ‘yeryüzündeki bütün bu güzellikler üç ana renk ve onlarýn karýþýml
saðlanýyor. Cennette sayýsýz ana renklerle oluþan sonsuz kombinezonlarý bir hayal et. Düþlemekle duyduðum hazla bile
kendimden geçiyorum.’ El Hak doðru. Biz esasen güzellikleri algýlamak için onlarý sýnýrlamak mecburiyetinde kalýyoruz.
Sýnýrlý duyumlar ve duyurmalarla birbirimize sadece mevsimlere iþaret eder, onlarý hatýrlatýrýz o kadar. Yoksa meselâ bir kýþ g
beyazýn tüm tonlarýný içeren bembeyaz gelinliðini özenle giyinmiþ çam ormanlý dik yamaçlardaki bir köy manzarasýnýn ruhumu
uyandýracaðý serin, ferah, pürüzsüz geniþliði hangi anlatýmda hisseder, hissettirebiliriz? Empresyonist bir yaklaþýmla sanatsal
duyarlýðýn bizdeki estetik karþýlýklarý önemsediði olgusu, doðal güzellikleri örtmenin hiç mi hiç bahanesi olamaz. Ýþte yeni bir k
Büyük kentlerde yaþayan bizlerin; dar, kapalý ufkumuzda belki bir ayrýcalýk olarak bulduðumuz aralýktan üzerine kar düþen uzak
tepeleri görme imkânýmýz ölçüsünde. Aaa kýþ gelmiþ!..Onu da kitaplarda yaþar olduk. Jack London’ýn öykülerini biraz da
hazlar duyarak okumuþtum. Bir dönem bizim köy eksenli edebiyatýmýzda ne çok kýþ vardý. Belki bir dostumuz
Akkoyunlu’nun ‘Kar Yaðýyordu Karanlýklara’ sýndan, Pamuk’un ‘Kar’ ýna kadar bir
döküm de yapabilir. (Bu arada Fatma Sabiha Kutlaroðlu’nun ‘Türk Edebiyatýnda Kýþ Þiirleri’ üzerine bir çalý
yaptýðýnýn bilgisini almýþ bulunmaktayýz.) Belki Mehmet Saim Deðirmenci bir iyilik daha yapýp ‘Ýçinden Kýþ Geçen Þiirl
derlemesi yapar. Ýyi de olur hani. Ýyisi mi ben kendi kýþ temrinime döneyim. Bir geniþ zaman aralýðýndan, kâh çocukluðuma, kâ
delikanlýlýðýma giderek topladýðým kýþlardan þimdi burada deðinmeden edemediðim üþümelerin hülasasýný paylaþmak istiyoru
gibi bu bir bakýma ödevim oldu.
Karlar altýnda kalan anýlarýn bir kýsmýný olsun kardelen gibi göðertebilecek miyim?
‘Hadi kalk kurban olduðum. Bak dýþarýya kar yaðmýþ.’
Küçücük odamýzda kapý ve pencere aralýklarýndan üfüren soðukla üþüyen çocuk bedenim mitilinde büzüþmüþ son düþlerinde k
ýlýk sesiyle canlanýr. Kar mý yaðmýþ? Bu haber benim için tam bir müjdedir. O bitmesini istemediðim rüya kaldýðý yerden devam
edecek. Hemen fýrlayýp kalkýyorum. Baba erkenden çokmýþtýr evden. Soba çoktan baþlamýþ çýtýrdamaya. Ýçeri sýcakmýþ, dý
kimin umurunda. Kahvaltý hatýrýna hemen bir iki lokma atýþtýrmalý, kýþlýklar bir kat fazla giyilmeli ve sokaða fýrlamalýdýr. Þimd
arkadaþlar sokakta mýdýr acaba? Acele etmeli.
‘Acele etme. Önce karnýný doyur yavrum.’
Nasýl acele etmezsin yeryüzünün bu birdenbire deðiþen rengi kýþkýrtýyor insaný. Bunu ancak þimdilerde çözümleyebiliyorum. Y
karþý konulmaz dürtüyle kýþkýrtan deðiþime katýlma, o deðiþimi doyasýya yaþama coþkusu hareketlendiriyordu. Yaþam en zor
bile çocuklarýn gözlerine sýðýnmakta ustadýr. Demek oluyor ki, çocuk bakýþlara karanlýk çökmeden yaþamýn ýþýðý sönmez. B
iþlemeyen ayazlarýn soðuðu onlara yönelen alýmlý bakýþlarýmýzýn alevinde çözülüyormuþ meðer, þimdi anlýyorum. Þölene geç
þaþkýnlýk atlatýlýr. Buz tutan camlarda oluþan desenlerde kendimizce bir oyun kurmuþuzdur bile. Soðuk; camlarý, beyaz dantel
ipliðiyle yaprak yaprak damar damar sýk dokulu tül perde gibi iþlemiþtir. Orada ne resimler görürüm ne resimler. Daha çok da kar
altýnda bahçeler, yollar, evler. Hepsi birbirinden güzel. Görsel daðarcýðýmýn elverdiði kadar sokak ve insan manzaralarý, çeþit ç
figürler, deðiþik yüz ifadeleriyle insan portreleri. Hepsini tanýrým. Okul, mahalle arkadaþlarýmdýr; babamýn dükkânýnda veya iþ
gördüðüm biridir. O üzeri açýk, zemini taþ döþeli geniþ avlusu olan kagir iþ haný. Orasý da ayrý bir alem. Son zamanlarda ahþap
sundurmalara bile hiç anlayamadýðým kesif bir kasvet sinmiþtir. Yokluk yýllarý. ‘bu böyle gitmez’ diyorlar. Böyle
gitmeyen bir yaþamý, böyle gitmeyen olup bitenleri anlamaya çalýþýyorum, nafile.. Zorunlu itildiðim gaz, þeker kuyruklarýndan ge
müthiþ üþümeler kalýyor. Artýk eskisi gibi haz alamadýðým oyunlarýn yine de yarým kalmasýna hayýflanýyorum. Realiteyi umurs
düþlerle baþlayýp sokaða taþan oyunlar ve oyunlar boyu sürüp giden dönem buraya kadar mýydý yoksa? Ýlk ciddi düþ kurmacal
ýsýndýkça buzlu camda eriyip gider. Þimdi o tül perdenin ya da buðulu camýn gerisinden baktýðýmda hepten de eriyip gitmediðin
derinimde çok önemli motifler, birikimler býraktýðýný da anlýyorum. Meðer ne kýþlar yaþamýþýz daha doðrusu ne kýþlar atlatmý
Kýþ nedir?
Kýþ üþümektir.
Bir serçe pencerenin kenarýna konuyor. Minicik yüreðim titriyor.
Sonra kumrular tünüyor balkon demirine. Dýþarýda sabah kuþlarý. Nasýl da mazlum ve fakat onurlu bakýnýyorlar.
Bir avuç bulgur serpiyor Annem. Hurra, hepsi birden üþüþüyorlar. O gün bu gün onlarý iyi tanýyorum. Ýlk önce onlar þehirli olmuþ
Kadim uygarlýðýmýzýn dokunulmaz sakinleri. Biraz tembeldirler belki. Olsun. Tüm ulu camilere, kubbeli kemerli yapýlara saplant
bir baðlýlýklarý vardýr. Hep cami, mescit, çeþme gibi mekânlarda toplanýrlar. Osmanlý hayranýdýrlar bir de. Derviþ gibidirler. Tek
beklemiþlerdir, çorbayý da içeceklerdir. Onlarýn hakkýný gözetmek insani ve kültürel sorumluluðumuzdur. Modernizmle beraber
onlarýn sosyal yaþamlarý da deðiþti. Þimdi daha çekirdek aileler halinde apartmanlarýmýzýn balkonlarýna sýðýnýr oldular. Onlar
bizim bücür ilgileniyor. Þimdi bir nostalji gibi kalsa da kuþlarý yemlerken tattýðý mutluluðu bizatihi duyuyorum.
‘Bir avuç daha atalým’ dediðimde,
‘Bu kadar yeter’ diyor annem, ‘bunlarý böyle alýþtýrmak da fazla iyi deðil’
Her yer bembeyaz. Kar her yere un gibi elenmiþ. Bütün bir yeryüzü berrak sessizlikleri içinde karlarý giyinip uykularýna çekilmiþle
http://www.kriter.org - www.kriter.org
Powered by Mambo
Generated: 13 October, 2016, 10:58
bile. Bahar rüyasýnda olmalý yeryüzü. Kar Beydaðý’nýn üzerine ütülü bir çarþaf gibi gerilmiþ. Bakýnca gözleriniz kamaþýr
kadar uðultusuz, sessizlik bu kadar sonsuz. Beyazýn uzak tonu mavidir. Aman ya Rabbi ne beyaz ne tenha bir sessizlik
böyle. Sesler susmuþ. Her þeyin bir sesi, þarkýsý olduðunu; varlýk korosuna bu seslerle katýldýklarýný anlýyorsunuz. Çýt yok. A
serçenin kanatlarýyla titreyen dallardan lapa lapa kar dökülüyor. Tüm sesler, tüm sözler sessizliði yansýtarak ruhu sükûnete yüks
Sokakta çocuklarýn coþkulu baðýrýþlarý. Katýlýrým. Bir grup kardan adam yapýyor. Bir iki de anne ve abla var onlara yardým ed
Sokaðýn meyilli tarafýnda kayak baþlamýþ çoktan. Kayak güzergâhý kayýla kayýla buzlaþmýþ, cam gibi parlýyor. Ýþte biri düþtü
bir ana dönüþüyor hemen. Þimdi nerdeyse bütün mahalle dýþarýda. Her kesin yüzünde tebessüm. Bir oðlanýn tam ensesinde bir
patlar. Beyaz bir kahkaha eklenir coþku yumaðýna.
Her þey ne kadar güzel.
Keþke her þey bu kadar güzel olsa.
Sonraki zamanlarda bu düþ tadýnda yaþamayý gece ocak baþýnda anneannemin masallarýna iliþtiremem. Galiba biraz büyümüþ
Rahmetli babam eve ne yapýp etse de gizleyemediði dertlerle, sýkýntýlarla gelir. Babalar evlere üþümüþ gelir. Bir yandan sobayý
kucaklayacakmýþçasýna ýsýnmaya çalýþýrken kendi halinde bir sohbet de baþlamýþtýr. Transistorlu radyo ajanslarý verir. Baba
‘susun’ der bize. Olmadýk yerde elektrik kesilir. Haberler yarým kalýr. Dünyayla baðlantý kopar. ‘Yine
karartma baþladý’ Karartma!. Ne demektir bu? Kar, kýþ ve karartma. ‘Gazýmýz da az kaldý’ der annem.
Eyvah daha ödevimi yapmadým. Elektrikler de kesildi. Yarýn öðretmene ne derim? Zalim adam. Onun kýrmýzý tokadýný düþünm
ürkütüyor. Gaz lâmbasýnýn ýþýðýnda ne yapýp edip çalýþmalýyým.
‘Yarýn yaðla þeker daðýtýlacakmýþ’ diyor babam, ‘para versem alýr mýsýn?’ Alýrým. Belki bu bahan
okulu kýrarým.
Yokluk yýllarý. Gaz yok, yað, þeker, çay, sigara yok. Pirinç yok, benzin yok, tüp yok..yok..yok..yok! Meðer ne yokluklar yaþamýþý
en temel ihtiyaç maddeleri yok da ne vardýr? Darbeler, idamlar vardýr, yaþam üþür; tutuklamalar, mahkumluklar vardýr özgürlük
þiddet, kan, acý, aðýt vardýr aþk üþür, söz üþür. Gece aðýr ve uzundur, ‘lâmbada titreyen alev üþür.’ Türkiye kar a
Çocukken girdiðim kuyruklardan kaç yaþýmda çýktým þimdi bilemiyorum. Ama soðuktan ayaðýmýn birini kaldýrýp diðerini indirer
bekleyiþler sonrasýnda kimi zaman eve zatürreeyle döndüðümü biliyorum. Anladým ki hangi mevsim olursa olsun uzun, çok uzun
sürmüþ bir kýþ yaþamýþýz. Her mevsim kýþ. Pikniðe çýktýðýmýzda bile kar yaðmýþ. Bütün bir memleketin aþký, hissiyatý, aklý d
sadece ülkemin daðlarýna deðil düþüne, gerçeðine, ufkuna, yarýnlarýna yaðmýþ asýl. Düþlerimiz, düþüncelerimiz, ufkumuz, gele
donmuþ/dondurulmuþ. Kaç uzun yýl var ki kar altýnda kalmýþýz. Bu uzun sürmüþ kýþtan çýkýp, bu kaç yýldýr üzerimizi örten kar
baharýmýza eriþecek miyiz? Murat Kapkýner ‘kara göründü’ der gibi ‘iþte bahar’ diyordu ‘Bu
Rüzgâr’ þiirinde: ‘iþte bahar/kalktý yerden/ kýrk yýllýk kar…ne güller ne güneþler var/ bu mu beklediðim bahar
rüzgâr..’ Bu kýþ kýrk yýldan da fazla sürdü. Fiziki anlamda yine bir kýþ yaþarken, belki nicedir manevi iklimimizi soðuk
kuþatmasýna alan bir kýþtan, bir kýþ uykusundan da çýkýyoruz. Þimdi umulur ki umudumuzun ve yüreðimizin tam orta yerini ayd
bir þafak söküyor. ‘Kuþlar muþtu cývýltýsýnda/ umudum önlenemez/umuduma cemre düþtü/ umudum çiçeklerden alýnma
geliyor haberin olsun ihtiyar anne’
Belki de bu kýþ ülkeme bahar gelecek.
Umudumuza düþen, umudumuza düþecek olan cemreleri bir sevgili gibi bekliyoruz.
O zaman þakaklarýma kar yaðsýn ne çýkar.
Cemre, düþümüze bir sevgili gibi düþer.
Sonraki sabahýn eþiðinde seni bekliyorum.
Arkamda üþüyen yanlarýmý býrakmadan, karlarýn altýndan çýkýp da geldim.
Yerinde duramayan beyaz kýsraðýna binip, rüzgâr gibi koþturarak gel.
Yeni baharlarla gel.
Bir yaným çocuksu, bayram yeri, bir yaným hüzün kanar.
Düþüme hep kýþ düþtü. Her mevsim payýma üþümek düþtü. Yüreðim ona yanar.
Yaz olup gel, bahar olup gel.
Üþüdük üþüyeceðimiz kadar.
‘Artýk yeter gel’
http://www.kriter.org - www.kriter.org
Powered by Mambo
Generated: 13 October, 2016, 10:58

Benzer belgeler