ÇOCUK VE ERGENLERDE İNTİHAR

Transkript

ÇOCUK VE ERGENLERDE İNTİHAR
19- Sethi, BB., Gupta, SC., Mahendru, RK., Kumars, P.:
Mental Health and Urban Life: A Study of 850 Families.
Brit J Psychiatry, 124: 243-246 1974.
20- Siimbilloğlu, K.: Sa ğl ık Bilimlerinde Ara ş tı rma Teknikleri ve istatistik. Mati ş Yay ınları, Ankara 1978.
Psikiyatrik Epidemiyolojide Kullan ılan 05121- Ş atı r,
çekler ve Standart Bir LSIçe ğ'in Gecekondu Bölgesinde
Uygulanması . Uzmanl ı k Tezi, Ankara 1982.
22- Tarnopolsky, A., et al.: Prevalence of Psychiatric Morbidity in on Industrial Suburbans of Buenos Aires. Soc
Psychiatry, 12: 75-88 1977.
23- Ünal, M.: Ruh Hastal ıkları nın Yaygı nl ığı ve Sosyo-ekonomik Olgularla Ili ş kisi. Doçentlik Tezi, Ankara 1979.
24- Westbrook, MT., Mitchell, RA.: Changes in Sex Role
Stereotypes from Health to Illness. Soc Sci Med, 13A:
297-302 1979.
25- Yöriikoğlu, A.: "Ruh Hastal ı klarının Epidemiyolojisi".
Ruh Sağlığı ve Hastal ıklan'nda (Yay ın Sor.: MO. Öztürk). Meteksan Ltd. Ş ti. Ankara 1981.
ÇOCUK VE ERGENLERDE İ NTİ HAR
Dr. Fulya MANER*, Dr. Solmaz TAPTIK*, Dr. P ı nar Y. ZIYALAN*, Dr. Niyazi UYGUR*
ÖZET: Bu yaz ıda çocuk ve ergenlerde intihar davranışına ilişkin demografik, psikolojik, aileye ili ş kin sosyo-kültürel risk faktörleri ile ilgili son y ı llarda yapılan çalışmalar gözden geçirilmiş ve koruyucu önlemler tart ışılmrş tir.
a
SUMMARY: In this paper current studies on demographic, psychological, sociocullural and fa ınily risk factors for suicidai
behavior among children and adolescents are reviewed and strategies for prevention are discussed.
Intihar giri şiminde bulunan psikiyatrik hastalarda madde
ve alkol kullanım ına ve borderline ki ş ili ğe de sı k rastlan ı r.
Friedman ve ark. (18) depresyonu ve borderline ki ş ili ğ i olan
hastaları n %92'sinin bir ya da iki kez intihar giri ş imi oldu ğunu saptam ış tı r.
Intihar davran ışı ile anti-sosyal davran ış arasındaki ili ş ki
özellikle suç i ş lemiş ergenlerde tan ımlanm ış tı r (14). Cezavinde bulunan sald ı rgan davran ış gösteren 71 genç üzerinde yap ılan bir çal ış mada, bunların %68'inin intihar e ğilimlerinin
oldu ğu, bunlardan majör depresyonu ve/veya borderline ki şilik bozuklu ğu olanlarda anlaml ı olarak daha yüksek oranda
ciddi intihar giri şimi saptandığı bildirilmiş tir (14). Gerfingel
ve ark. (10) intihar giri ş imi sonucu hastaneye kabul edilen ergenlerin ço ğunun yüksek doz ilaç aldığı n ı, bu gençlerin ortak
özelliklerinin disforik mizaç, saldı rganl ı k, hostilite ve s ı kl ı kla
yaşı tlanyla ili ş kilerinde somnluluk oldu ğunu bildirmi ş tir.
Izleme çal ışmaları nda risk altı nda olan ergen ve genç yetiş kinlerde üç özellik göze çarpmaktad ı r. Bunlar; önceki intihar davran ışı, baz ı DSM III tan ıtan, intiharla ili ş kili tipik erken psikososyal özelliklerdir. En belirgin bulgu, erken ya ş ta
intihar giri şiminde bu davran ış larını sı kl ı kla yineledikleridir
(19).
Welnes ve ark. (24) 8-10 y ıllı k izleme çal ışmaları nda 1219 yaş ları nda 77 psikiyatrik hastada erken ya ş ta baş layan
bipolar bozuklu ğun kötü prognozlu oldu ğunu, bu hastalardan %25'inin intihar etti ğ ini ortaya koymu ş tur.
Ergenlerin intiharı nda çevra ve ki ş iler arası iliş kiler de,
ındaaır. Shafii ve ark. (22) intiharla önemlirskfat
bağlantı lı çevre de ğ iş kenliklerini, arkada ş , anne-baba ya da
akrabalar ı n intihar dü şünceleri, tehditleri veya giri ş imlerinin
olması, anne-baban ı n duygusal sorunları , anne-baban ın yoklu-
pe
cy
1984 yıl ında Amerika Birle şik Devletleri'nde 15-24 ya ş
grubunda ölüm nedenleri aras ında intihar ikinci sıradad ı r (14,
18). Son 20 yılda gençlik intiharlar ı ndaki artış toplumsal bir
sorun olmu ş tur. Tüm ergen ölümlerinin yakla şık 1/4'ü intihar
nedeniyledir (10). Ancak bu konuda Türkiye'ye ait veri henüz yoktur.
Çocuk ve ergenlerin intiharlan, risk faktörlerinin belirlenmesi ve bu faktörlerin azalt ı lması ile önlenebilir.
Ergenlerde ve gençlerde intihar giri şiminin gerçek prevalansı kesin olarak bilinmemektedir. Yap ılan çal ışmalar son
y ıllarda genç intiharlanndaki art ışın depresyon (13), ailelerdeki kopmalar ve intihar arac ı olarak ate ş li silah kullanma
oranları ndaki artış (4) ile koşutluk gösterdi ğini belirlemektedir. 15-24 yaş arasındaki yüksek intihar oran ına karşın 5-14
yaş lannda intihar bütün ya ş gruplanndan daha dü şük oranda
görülmektedir (14).
Shaffer (21) 12-14 ya şında intihar eden 30 ergende affektif bozukluk ve anti-sosyal özelliklerin yüksek prevalans gösterdi ğ ini bildirmiş tir. Shafii ve ark. (22) psikolojik otopsi
yöntemi ile 12-19 ya şında iken intihar eden gençler üzerinde
yaptı kları çal ışmada, intiharla ilgili psikolojik risk faktörlerini, daha önce intihar fikri ve giri ş iminin olması , drog ve alkol
kötüye kullan ım ı ve anti-sosyal davran ış olarak saptam ış tı r.
Holden (II) intihar edenlerin %95'inin (kontrol grubunda
%48) DSM III kriterlerine göre en az bir psikiyatrik bozukluk
gösterdi ğini bildirmi ş tir.
ölümle sonuçlanmayan intihar davran ışı nı ara ş tıran çal ış malar depresif belirtiler ve/veya DSM Tifo göre majör depresif bozukluk ile intihar giri ş imleri aras ı nda ko şutluk oldu ğunu göstermektedir. ErOnlerde majör depresif bozukluk ve intihar davran ışı arasındaki sı kı ili ş ki dikkat çekmektedir (14).
* Bakı rköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Hastanesi III. Psikiyatri Birimi
17
ğ u, fiziksel h ırpalanma olarak saptam ış tı r.
Genetik faktörlerin de intiharda önemli rol oynad ığı (14)
ileri sildilmü şse de, eldeki verilerle var ılan sonuç, genetik faktörlerin intihar davran ışı na önemli katkı ları oldu ğu, ancak
tek belirleyici olmad ığı dı r. Anne-babada depresyon, madde
kullan ım ı ve intihar davran ışı gençlerdeki intihar e ğ ilimiyle
yakı ndan ilgilidir. Anne-babada depresyon, çocuk ve gençte
depresyon ve intihar riskini artt ırmaktad ı r (12).
İntihar taklit edilebilen bir davran ış olarak incelendi ğinde
Shafii ve ark. (22) ergen ya ş ta intihar edenlerin daha önce bir
yakınları n ın intihar e ğ ilimi gösterdi ğine tan ı k oldukları na
dikkat çekmi ş tir. Phillips ve Castersen (16) televizyonda intihar hakkı nda bir haberden sonra 7 gün içinde ergen intiharları nda önemli bir art ış oldu ğunu bulmuş tur. Ara ş tı rmalara göre taklit, gençlerin intihar davran ışında belirgin rol oynamaktadır.
Ülkeler arası çal ışmalar karşılaş tı rı ldığı nda, Amerika Birle şik Devletleri ve İngiltere'de genç intiharlann ın arttığı bildirilmekte iken Danimarka'da durum bunun aksini göstermektedir. 12 y ılı kapsayan veriler aras ı nda sadece 1 hasta 15 yaşından önce intihar etmi ş tir. 25 yaş altı ndaki grupta intihar
yüzdesinin biraz azald ığı gözlenmiş tir (1). KORUNMA
KAYNAKLAR
1- Barner-Rasmussen, P., Dupont, A., Bille, H.: Suicide in
psychiatric patient in Denmark, 1971-1981. I. Demographic and Diagnostic description Acta Psychiatr.
Scand. 73, 441-448, 1986
Berraclough, B., Bunch, J., Nelson, B., et al: A hundred
cases of suicide clinical aspects. Br. J. Psy 125: 355-373
1974
Beshow, J.: Suicide and mental disorder in Swedish
men. Acta Psychiatr. Scand. Suppl 277: 138, 1979
Boyd, J.H., Moscicki, E.K.: Firearms and youth suicide.
Am J Public Health 76: 1240-1243, 1986.
Cheynoweth, R., Tange, J. I., Armstrong, J.: Suicide in
Brisbane-A retrospective psychosocial study. Austr.
NZ. J. Psychiatry 14: 37-45, 1980.
Delong, W.B . Robins, E.: 'Ille communication of suicidal inteni plior to •psychiatric hospitalization. A study
of 87 patients. Am. J. Psychiatry 117: 695-705, 1961.
Dorpet, T.L., Ripley, H.S.: A study of suicide in the
settled area. Comp. Psychiatry: 349-359, 1960.
Friedman, R.C., Arnoff, M.S., Clarkin, J.F. et al: Hister of suicidal behavior in depressed borderline patients. Am. J. Psychiatry. 140: 1023-1026, 1983.
Friedman, J.M.H., Asnis, G.M., Boeck, M. Difiore, J.:
Prevalance of specific suicidal behaviors in ahigh school
sample. Am. J. Psychiatry 144: 9, 1203-1206, 1987.
Garfinkel, B.D., Foese, A., Hood, J.: Suicide attempts
in children and adolescents. Am. J. Psychiatry, 139:
1257-1261, 1982.
Holden, C.: Youth suicide, New research focuseson a
growing social problem. Science 233: 839-841, 1986.
Keller, M.B., Beardslee, W.R., Dorer, D.J. et al: Impact
of se ıerity and chronicity of parental affective illnessonon adaptive functioning and psychopathology in
children. Arch. Gen. Psychiatry 43: 930-937, 1986.
Klerman, G.L., Lavor, P.W. Pica, J. et al: Birth-cohort
trends in rates of majör depressive disorder among relathres of patient with affective disorders. Arch. Gen.
l'sychiatry 42: 689-693, 1985.
a
Gençlerin intihar davran ışına yönelik önlemlerin al ınmasında hangi ki ş ilerin intihar riski ta şıdığı nı n öngörülmesi
önemlidir. Yap ılan ampirik çal ışmalar çok say ıda risk faktörünü ortaya koymu ş sa da gençlerde intiharı n önceden tahmin
edilebilmesi genel olarak olanaks ızdır (Pokorny 1983) (17).
Tanın ın konmasından sonra ilk hedef genci intihar davran ışında bulunmaktan korumakt ı r. Eğer genç klinisyenle i şbirli ği kuruyorsa, sorunlar ını çözmeye başlam ış ve ya ş amak
istiyor demektir, bunlar ayaktan da tedavi edilebilirler. Ancak e ğer genç dışarı da bulundu ğu süre içinde intihar davramşında butu nmu ş sa, ciddi depresyonda ise, yo ğun agressif e ğitimleri varsa bu gibi olgularda psikiyatrik hospitalizasyon endikedir (Pfeffer ve ark. 1986) (15). Suisidal gençlerin teftviye karşı uzun vadede direnç göstrmeleri sözkonusudur. Ailenin ve di ğer önemli ki şilerin tavrı gencin tedaviyi kabulünde
önemli ölçüde belirleyicidir (Taylor ve Stersfeld, 1984, Pfeffer ve ark. 1986) (15-23). En etkili tedavi psikiyatrik bozuklu ğa ait hedef semptomların azaltı lması ve ortadan kald ı rılmasına yönelik olandı r.
İ ntihann önlenebilir olup olmad ığı na yönelik bir soru akla
gelebilir. Sonuçlanm ış intiharlara ait çok say ı da çal ışman ın
sonuçları bu olguların yakla şı k 1/4'ünün ölümlerinden önceki
bir ay içinde doktora ba ş vurdu ğunu ortaya koymaktad ı r. Yap ılan çal ış maları n ortak noktası intihar edenlerin hemen hepsinin klinik olarak hasta oldu ğu ş eklindedir (Robins ve ark.
1959, Dorpet ve ark. 1960, Beshow, 1979, Cheynoweta ve
ark. 1980, Rech ve ark. 1986) (2, 3, 5, 7, 18, 20). ölümleri
sı rasında hasta olanlar ın oran ı %95 ve üstü olarak verilmektedir ki bunlann 2/3'iinii de iki psikiyatrik hastal ı k oluş turmaktadır. %40-50 depresif bozukluk ve %25 alkolizm. Bu nedenle
riskli populasyonun çok dağın ı k olmadığın ı , aksine daha küçük bir bölümü olu ş turdu ğunu ve kolayca tan ınabilir oldu ğunu dü şünmek mümkündür.
Depresyon tan ısı konmasındaki başarısızl ık yanı nda sı k
rastlanan di ğer bir ba şarısızlık da intihar fikrinin sorulmas ı
konusunda göze çarpmaktad ır. İlk değerlendirmede sormak
da yeterli olmamaktad ır. Uygun aral ıklarla hastan ı n düşünce
leri yeniden de ğerlendirilmelidir. Bu tip dü şünceleri olan hastaların ço ğu eğer soru ş turuluyorsa dü şüncelerini hekime
aç ıklamaktadırlar (Relong ve Robins, 1961) (6).
İntihar riskinin arttığı durumlara ait ipuçlar ı şunlardır:
A) Affektif bozukluklarda intihar riski sadece depresif epizod sırasında mevcuttur, klinik olarak manik olan hiçbir olguda intihara rastlanmam ış tır. Ancak burada dikkat edilmesi
gereken nokta maniklerin ani olarak depresyona girebilecek1 eridir.
B) Alkoliklerde yap ılmış çal ışmalar tek bir risk faktörünü
göstermektedir, bu da intihardan önceki 6 hafta içinde ki şiler
aras ı ın şın ı erinde ya şadı kları kay ıptır.
C) Ş izofrenlerde sekonder depresyon prevalans ı yüksek
olup iimitsizli k hissinin yo ğun oldu ğu üzerinde durulmaktad ı r.
Intihar nas ı l önlenebilir?
1) Tanı
2) Tedavi
3) Sorgulama
4) Hospi tal iza sy on
5) İntihar araçlarının elde edilebilirli ğinin sm ırlandınknası
6) Başarılı tedavi
7) Ç ı kıştan sonra yak ı n takip
pe
cy
2-
34-
5-
6-
7-
8-
9-
101112-
İ NTİHARDA HEKIMIN ROLÜ
Hekim kontrolündeyken intihar edenlere yönelik bir çal ış mada önemli bulgulardan biri depresif bozukluk tan ısın ın 13çok az konmuş olmas ı dı r. Bu olguların çoğunda hastalardaki
depresif mizaç tan ımlanm ış ancak klinik olarak depresif bozukluk tan ı sı nadiren konmu ş tur.
18
14- Pfeffer, C.R.: Suicidal Behavior among Children and
Adolescents: Risk Identification and Intervention
American Psychiatric Press. Review of Psychiatry Vol
7. Edited by Allen J. Frances, Robert E. Halles 386402, 1988.
15- Preffer, C.R., Plutchik, R., Mizruchi, M.S.: A comparison of psychopathology in child psychiatric inpatients,
outpatients and nonpatients: Implications of treatment planning. J. Ner. Ment. Dis. 174: 529.535, 1986.
16- Phillips, D.S., Capstensen, L.L.: Clustering of teenage
suicide after television news stories about suicide. N.
Engl. J. Med. 315: 685-689, 1986.
17- Pokomy, A.D.: Prediction of suicide in psychiatric patients. Arch. Gen. Psychiatry 40: 249-257, 1983.
18- Rich, C.L., Young, D., Fowler, R.C.: San Diego Suicide
Study, young versus old subjects. Arch. Gen. Psychiatry
43: 577-582, 1986.
19- Robbins, D.R., Alessi, N.E.: Depressive Symptoms and
Suicidal Behavior in Adolescents. Am. J. Psychiatry
142: 5, 588-592, 1985.
20- Robns, E., Murphy, G. E., Wilkinson, R.H. et al: Some
clinical considerations in prevention of suicide based
on a study of 134 succesful suicides. Am J. Public
Health 49: 888-899. 1959.
21- Shaffer, D.: Suicide in children and early adolescence.
J. Child Psychol. Psychiatry 15: 275-291, 1974.
22- Shafii, M., Carrigan, S., Whittinghill, J.R., et al: Psychological autopsy of completed suicide in children and
adolescents. Am. J. Psychiatry 142:1061-1064, 1985.
23- Taylor, E.A., Stansfeld, S.A.: Children who poison
themselves, II: Prediction of attendance for treatment.
Br. J. Psychiatry, 145: 132-135, 1984.
24- Welner, A., Welner, Z., Fishman, R.: Psychiatric adolescent inpatients: 8-10 years follow-up. Arch. Gen.
Psychiatry, 36: 698-700, 1979.
Yrd. Doç. Dr. Orhan DO ĞAN*
pe
cy
a
L İSE Ö ĞRENCİLER İN İN SİĞARA IÇME ALIŞKANLIĞI İLE BAZI
DEĞİŞ KENLER ARASINDAK İ İ LIŞKİLER
ÖZET: Bu çalışmada aktif sosyal etkinlik, cinsiyet, s ın ıf, haftal ık harçlık, en sevilen üç ö ğretmen ve arkadaş ile aile bireylerinin sigara içme alışkanlığı gibi baz ı değişkenlerle Sivas'taki lise ö ğrencilerinin sigara içme alışkanlıkları arasındaki ilişkiler
araş tırildı.
Erkek olma, sigara içen arkadaş lara ve/veya aile bireylerine sahip olma, haftaltk harçhğın yüksek olmas ı, aktif sosyal etkinliklere katı lman ın sigara içme alış kanlığı ile pozitif bir korelasyon gösterdiğ i bulundu.
THE RELATIONSHIPS BETWEEN SOME VARIABLES WITH SMOKING HABITS OF SECONDARY
SCHOOL STUDENTS
SUMMARY: In this study, the relationships between some variables, such as active social activity, sex, years of education,
weekly expenditure and snı oking habits of three most-loved teachers and friends and of family members, with the smoking
habits of secondary school students of Sivas have been investigated.
7'he nı ale sexuality, having smoking friendsand/or family members, having much more weekly expenditure, and participating
in the active social activities have been found to be positively correlated with the smoking ha bit.
GIRI Ş
Gençlik ça ğı ruhsal ve toplumsal aç ıdan önemli bir risk
dönemidir. Bu ça ğ çeş itli özelliklerinin yan ısıra sigara, alkol,
uyu ş turucu gibi zararl ı al ış kanl ı klara ba şlaman ın da en kolay
oldu ğu dönemdir (2, 10).
Sigara içme al ış kanl ığı sağl ığı bozan nedenler içinde en
önlenebilir olanlardand ır. Bu al ış kanl ı k özellikle geli şmekte
olan ülkelerde giderek yayg ı nlaş makta, önemli bir halk sağl ığı sorunu olu ş turmaktad ı r (9). Sigara içme al ış kanlığı çok
yönlü bir halk sa ğl ığı sorunudur ve bu sorunla mücadele de
çok yönlü olmak zorundad ır. Bunlar arasında eğitim ve bilgilendirme, reklam yasa ğı da dahil olmak üzere yasal önlemler,
sağl ık elemanların ın yanısıra toplumda etkinli ğ i olan önderlerin deste ğinin sağlanması, tütün tarım ve endüstrisinin baş ka
alanlara kaydmlması, bu alandaki epidemiyolojik verilerin
toplanarak ülke düzeyinde yap ı lacak çal ışmaların planlanması say ılabilir. Ancak bu alandaki çal ışmaların ruhsal ve sosyal
olaylardan, temel güven duygusu ve kimlik geli ş tirmeden,
toplumsal de ğer yargı lanndan soyutlanamayaca ğı unutulmamalıdır (2, 3).
Bu ara ş tı rmanı n amac ı bu alanda ülkemizde yap ılan araş -
* Cumhuriyet C.T.F. Psikiyatri ABD ö ğretim Üyesi
19

Benzer belgeler