Akbabalar - TRAKUS Türkiye`nin Anonim Kuşları

Transkript

Akbabalar - TRAKUS Türkiye`nin Anonim Kuşları
Akbabalar
Akbaba, gündüz yırtıcıları (Falconiformes) takımının Yeni Dünya akbabaları (Cathartidae) familyasını
ve Atmacagiller (Accipitridae) familyasına ait Eski Dünya akbabaları (Aegypiinae) alt familyasını
oluşturan ve iri, leş yiyen kuşların ortak adıdır. Akbaba terimi belirli bir taksonomik grubu karşılamaz.
Yaşadığı yerler: Avrupa, Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın Yüksek dağlık bölgeleri. Özellikleri: 60116 cm uzunlukta. İki kanat ucu arası 2,5 m, ağırlığı 7 kg’dır. Ömrü: 100-118 sene. Esaret hayatında 30
yıl kadar yaşar. Çeşitleri: En meşhurları; kara, kızıl, rahip, tepeli, leş akbabasıdır.
Başı ve boynu genellikle çıplak veya ince seyrek tüylerle örtülü, dağlık yerlerde yaşayan, iri, yırtıcı bir
kuş. Gündüz avlanır ve çoğunlukla leş ile beslenir. Üst gagalarının ucu çengel gibi kıvrıktır. Gagada
burun deliklerinin bulunduğu üst kısım ince bir deri ile örtülüdür. Ayak parmakları çok kuvvetli ve
çengel tırnaklıdır. Büyük kanatlarıyla en yükseklere kadar uçarlar. Çoğunlukla 6500 metreye kadar
çıktıkları olur. Erkekleri dişilerinden büyüktür. Yırtıcı kuşlar içinde akbabalardan daha büyüğü yoktur.
Görme ve koku alma duyusu çok kuvvetlidir. Gözlerinde biri uzağı, diğeri yakını görmeğe yarayan ayrı
iki odak noktası vardır. Bıkıp usanmadan çok yükseklerde süzülüp leş ararlar. Sırtlanlar gibi bunlar da
tabiatın sıhhiye memurlarıdır. Leşleri tüketerek salgın hastalıkları önlerler.
Akbabaları tam manasıyla yırtıcı saymak zordur. Leş ve kemik iliklerini canlı yiyeceklere tercih
ederler. Pek azı canlı hayvanlara saldırır. Aşırı açlık zamanlarında hasta sığırlara saldırdıkları ve
kuzuları kaptıkları görülmüştür. Zaman zaman bitkisel besinleri yiyenler de vardır. Palmiye akbabası,
leş ve su yüzeyinde yüzen balıklarla beslenir. Yağ palmiyelerinin meyvelerine de düşkündür. Kuzu
akbabaları, kemiklerin içindeki iliği yemek için kemikleri yükseklerden kayalara bırakarak kırarlar. Kara
kaplumbağalarının kabuklarını da bu usulle kırarak etlerini yerler.
Bir-iki yumurta yumurtladıklarından çoğalmaları yavaştır. Akbabaların çoğunun gagaları o kadar
zayıftır ki, et çürümemiş ise parçalayamazlar. Akbabaların her türü, ölü hayvanların belli bir kısmıyla
beslenir. Dolayısıyla türlerin beraber yaşadığı bölgelerde bir leşin başına üşüştüklerinde, birbirleriyle
yiyecek çekişmesi olmaz. Boyun ve başları kel olduğundan, leşleri didiklerken tüylerine kan ve pislik
yapışmamış olur. Çıplak boyunlarına ve başlarına bulaşan mikroplar güneş ışınları tarafından
öldürülür.
Akbabalar ürkek hayvanlardır. Diğer yırtıcı kuşlardan çekinirler. Leşin başında başka bir yırtıcı kuş
veya çakal, sırtlan gibi bir hayvan varsa onun çekilmesini beklerler. Ancak o gittikten sonra leşin
yanına sokulurlar.
Leşçil akbabalar eski Mısırlılar tarafından mukaddes sayılırdı. Bugün de Hindistan’da Zerdüşt
inancındaki insanlar, akbabayı “göklerin kutsal kuşu” olarak kabul eder. Ölülerinin vücudunu
günahlara bulaşmış kabul ettiklerinden, akbabaların yemesi için yüksek dağ doruklarına bırakırlar.
Yeni Dünya (Amerika) akbabaları (Cathartidae): Hepsi leş yiyici ve yağmacıdır. En yükseklerde uçan
kara kuşlarıdır. 7000 metreden daha yükseklere çıkanları vardır. En önemli özellikleri yuva
yapmamalarıdır. Yumurtalarını dağ ve kuru ağaç zirvelerindeki kovuklara bırakırlar. 1-2 yumurta
yumurtlarlar. Tepeli akbabaya “kondor” da denir. Andrean kondoru (Vultur gryphus) ve Kaliforniya
kondoru (Gymnogyps californianus) 7.500 metreden daha yükseklere çıkabilirler. Kanat açıklıkları 3
metre kadar olup vücut ağırlıkları 10 kg kadardır. İyi bir hedef olduğu için avcılar tarafından kolaylıkla
avlanır. Bu bakımdan nesli hayli azaltılmıştır. Yediği leşlerden saatlerce ayrılmaz. O kadar çok yer ki,
havalanması için koşması gerekir. Leş hayvanı olmalarına rağmen bazen kuzu ve süt danalarına da
saldırdıkları olur.
Kral akbaba, kara akbaba, hindi akbaba en iyi bilinen Yeni Dünya türleridir.
Eski Dünya akbabaları (Vulturidae): Akbabagiller olarak da bilinirler. Yenidünya akbabalarına benzer
görünürlerse de anatomik olarak kartallarla akrabadırlar. Yenidünya akbabalarından en önemli
farkları yuva yapmalarıdır. Erkekler dişiden daha büyüktür. Kaz akbabası, leşçil akbaba, kuzu akbabası,
rahip akbabası ve palmiye akbabası meşhur türleridir.
Özellikleri
Akbabaların başları kel kursakları büyüktür. Yürümeye ve leşleri tutup kaldırmaya uyum sağlamış olan
ayakları iri ama güçsüz, tırnaklarıysa yassıdır. Gagaları genellikle eti ve deriyi koparabilecek kadar
güçlü ve kalındır. Görme duyusu bütün türlerde, duyma duyusu ise hindi akbabasında gelişmiştir.
Dağılımı
Akbabalar Avustralya ve Okyanus Adaları dışında bütün ılıman ve tropik bölgelere dağılmıştır.
Beslenme
Çoğunun besin seçme alışkanlığı olmadığından genellikle leş, çöp, ve ara sırada canlı hayvan gibi ne
bulurlarsa yerler. Yalnızca bazı türleri kaplumbağa kuzu gibi savunmasız hayvanlara saldırır.
Yaşam şekli
Akbabalar uzun ve geniş kanatları üstünde zarif bir biçimde dönerek saatlerce havada kalabilirler.
İçlerinde biri ölü ya da can çekişen bir hayvan bulduğunda öbürleri de kilometrelerce uzaktan uçarak
gelir. Besini paylaşırken gövdesi daha büyük ve gagası daha güçlü olana öncelik tanıyan topluluk
düzenine sıkı sıkıya bağlı kalırlar. Akbabalar genellikle kümeler halinde tünedikleri ve yuva yaptıkları
sarp kayaların ve yüksek ağaçların tepesinde ya da yerde yaşayabilirler. Dişisi bir ya da iki yumurta
yumurtlar ve 7-8 hafta boyunca kuluçkaya yatar. Eskidünya akbabalarının avlarını kolayca yakalamaya
elverişli kartalınkine benzer kıvrık pençeleri vardır.
Yeni Dünya akbabaları:
Amerika kara akbabası ve Kral akbaba
Eski Dünya akbabaları:
Kızıl akbaba , Kara akbaba ve Küçük akbaba (Mısır akbaba)
Ülkemizde bulunan akbaba türleri :
Kızıl akbaba
Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’dan Hindistan’a uzanan geniş bir alanda yaşar. Örtü tüyleri kızıl
kahverengi, telekleri karadır. Çıplak gibi görünen beyaz renkli başıyla, boynu küçük tüylerle kaplı olan
kızıl akbabanın kabarık tüylerden oluşan beyaz bir yakası vardır. Çoğunlukla kayalık bölgelerde yaşar
ve yuvasını kayalıklara yapar. Türkiye’nin her bölgesinde dağlık yörelerde görülse de batı bölgelerinde
daha az sayıda bulunur.
Kara akbaba
Güney Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan bölgede yaşar. Eski dünya akbabalarının en irisi ve uçan
kuşların en ağırlarından biri olan kara akbabanın uzunluğu 100-110 cm, kanat açıklığı 250-295 cm ve
ağırlığı 7,5-12,5 kg arasıdır. Dağlık yörelerde yaşar ve tüyleri karaya daha yakın koyu kahverengidir.
Boynu tamamen tüysüzdür.
Tek eşli bir hayatları vardır. Eşlerden birisi ölünce başka bir eş edinebilirler. 4-5 yaşından itibaren yılda
bir kez bir adet yumurtlayan dişi, yumurta eğer ilk bir ay içerisinde zayi olursa yeniden
yumurtlayabilir. Kuluçka süresinde (50-54 gün) ve yavrunun ilk günlerinde dişi ve erkek akbaba
yumurtaya ve yavruya dönüşümlü olarak bakarlar, dönüşümlü olarak avlanırlar. Yavrular genelde
100-110 gün yuvada kaldıktan sonra erişkinlerin boyutuna ulaşır ve uçmaya başlarlar.
Küçük akbaba (Mısır akbabası)
Güney Avrupa Orta Doğu Hindistan Kuzey ve Doğu Afrika’da yaşar. Tüyleri ve kuyruk lekeleri kara,
tüysüz başının derisi ise sarıdır. Yalnız dağlık bölgelerde değil yakınlarda yuva yapmasına elverişli
kayalıklar olduğu sürece açık arazide de görülür. Türkiye’deki en yaygın tür olan Mısır Akbabası her
bölgede görülür.
Sakallı akbaba:
Diğer çoğu akbabadan farklı olarak, sakallı akbabalar kel değildir. Kayalıklardaki tiz çığlıklarıyla
tanınırlar. Güney Avrupa, Afrika, Hindistan ve Tibet'teki büyük dağlarda, sarp kayalıklarda bulunurlar.
Yerleşik olarak yaşarlar. Alplere büyük oranda uyum sağlamışlardır, ancak hala Avrupa'da bulunan az
sayıda nüfusları vardır. Türkiye'de bulunan popülasyonu tehdit altında sayılmaktadır.
Akbabaların nesli neden tehlike altında?
Akbabaların neslinin tükenmesinde;
•
Orman yangınları,
•
Doğrudan ve dolaylı olarak zehirlenme,
•
Yiyecek kıtlığı,
•
Kanun dışı ticaret ve yumurta koleksiyonculuğu,
•
İnsanların verdiği rahatsızlık,
•
Habitat değişiklikleri,
•
Avcılık ,önemli rol oynadığı söylenebilir.
Akbabalar için Türkiye’de yapılan koruma çalışmaları;
1. Dörtdivan Akbabalarını Koruma Projesi;
Projenin amacı ; Bolu - Dörtdivan bölgesinde bulunan akbabaların ve
bu akbabaların yaşadığı habitatın korunmasıdır. Bölgede Avrupa'da
görülen 4 tür akbabanın (Kara akbaba, kızıl akbaba, küçük akbaba,
sakallı akbaba) tamamı yaşamakta ve üremektedir. Besin zincirinin
sonunda yer alan akbabalar diğer canlılardan artan leşlerle
beslenmektedir ve Anadolu yarımadasında hayvan popülasyonu çok
azaldığı için leşçil kuşlar doğal leş bulamamaktadır. Mezbahalardan ve
çiftliklerden atılan leşlerle ve çöplüklerdeki artıklarla beslenmeye çalışan
akbabalar, sağlık ve hijyen için getirilen kısıtlamalar dolayısıyla artık bu
kaynaklara da ulaşamamaktadır. Ayrıca kontrolsüz olarak çöplüklerde beslenen akbabalar
zehirlenebilmektedir. Aç kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalan akbabaların nesli küresel ölçekte tehdit
altındadır ve doğa için çok önemli bu canlıların sayısı her geçen gün azalmaktadır.
Bu proje ile belirli bir program çerçevesinde ve veteriner kontrolünde besleme istasyonları
kuralarsak akbabaların düzenli ve sağlıklı besine ulaşması hedeflenmektedir. Yerel idareler, milli
parklar, çevre - orman müdürlükleri bu projeye destek olmaktadır.
Yurtdışında son derece başarılı olmuş örnekleri bulunan besleme istasyonu modeli için Bolu Dörtdivan pilot bölge olarak seçilmiştir. Hem buradaki akbaba tür çeşitliliği, hem Ankara ve İstanbul'a
yakınlığı, hem de Kartalkaya yolu üzerinde oluşu bu seçimde etkili olmuştur. Besleme istasyonları
sayesinde akbabaları düzenli olarak besinle buluştururken bir yandan da eğitim ve bilinçlendirme
çalışmaları yürütülmektedir. Projenin yan hedeflerinden bir tanesi bölgedeki yerel idarelerin, eğitim
kurumlarının, halkın akbabalar ve akbabaların yaşadıkları habitat konusunda bilgilendirilmesi,
bilinçlendirilerek topyekûn koruma çalışmalarına katılım sağlanmasıdır. Projenin ana hedefi besin
desteği sağlayarak akbabaların neslinin devamının sağlanması ve içinde yaşadıkları habitatın
korunmasıdır.
Projenin diğer bir hedefi avcılara yöneliktir. Doğayı iyi bilen ve sürekli arazide olan avcıların yaralı,
sakat hayvanları tespit ettiklerinde iletişim ağımız vasıtası ile yetkililere bilgi vermelerinin sağlanması,
avladıkları ancak yemedikleri yaban domuzlarının besleme istasyonlarına getirilerek akbabalara besin
olarak bırakılması amaçlanmıştır. Ayrıca aslen bir fotoğraf derneği olan Ornitofo derneğimiz
bünyesindeki fotoğraf eğitmenleri ile avcı derneklerine fotoğraf eğitimi verilmesi, avcıların silah
yerine ellerine fotoğraf makinesi alarak görüntü avcılığı yapmalarının sağlanması hedeflenmiştir.
2. Kara Akbaba Koruma, Araştırma ve Deneyim Paylaşımı Projesi
Projenin amacı: Türk-Yunan sivil diyaloğunu geliştirmek amacıyla nesli tehlike
altında olan Kara Akbaba'ların korunması amacıyla çalışan Türk ve Yunan sivil
toplum kuruluşları arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını artırmak.
International Vulture Awareness Day (Uluslararası Akbaba
Farkındalık Günü)
İlk olarak İngiltere’de Hawk Conservancy Trust tarafından başlatılan Uluslararası Akbaba
Farkındalık Günü her geçen yıl daha da yeni katılımcıların destekleriyle büyüdü. 1 Eylülde
Uluslararası Akbaba Farkındalık Günü, geçtiğimiz senelerde 21 Ülke 79 kurum ve kuruluşun katılımıyla
kutlandı. Bu sene de Darıca Faruk Yalçın Hayvanlar Alemi ve Botanik Parkı olarak bu anlamlı günü
bizlerde çeşitli etkinliklerle kutlayacağız. Etkinliklerin asıl amacı, nesli tehlike altında olan bu özel
kuşlar için tüm dünyada farkındalık yaratmaktır. Farkındalık yaratmak adına birçok ülkede çeşitli
etkinliklerle bu özel gün kutlanmaya devam edilecek.
Ülkemizde 4 farklı türde akbaba yaşam bulmakta. Var olan akbabalarımızın neslinin devamı için
çeşitli vakıflar, dernekler ve kuruluşlar çalışmalar yapmaktalar. Yapılan çalışmaların halka duyurulması
farkındalık yaratmada büyük bir öneme sahip. Farkındalık yaratıldığı takdirde, nesli tehlike altında
olan akbabalar için büyük bir umut doğacak.
Kaynakça:
•
http://www.vultureday.org
•
http://karaakbaba.kad.org.tr
•
http://www.ornitofoto.org
•
http://www.dogaarastirmalari.org
•
http://www.kuzeydoga.org
HAZIRLAYAN: BİYOLOG SERAP SANTUR VE EĞİTİM SORUMLUSU NURAY GÜNDOĞDU.

Benzer belgeler