Uluslararası Düzeyde Sosyal Turizm ve Türkiye`deki Uygulamaları

Transkript

Uluslararası Düzeyde Sosyal Turizm ve Türkiye`deki Uygulamaları
T.C.
KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM VE TÜRKİYE’DEKİ
UYGULAMALARI
UZMANLIK TEZİ
Bahadır KARA
ŞUBAT - 2009
ANKARA
T.C.
KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM VE TÜRKİYE’DEKİ
UYGULAMALARI
UZMANLIK TEZİ
Bahadır KARA
Tez Danışmanı
Kültür ve Turizm Uzmanı
Sermin DEDEOĞLU
ŞUBAT-2009
ANKARA
KABUL VE ONAY
Bahadır KARA tarafından hazırlanan ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL
TURİZM VE TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak
uygun olduğunu onaylarım.
Sermin DEDEOĞLU
(Danışman)
Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm
Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir.
Adı ve Soyadı
İmzası
Başkan : ________________________________________
……………
Üye
: ________________________________________
……………
Üye
: ________________________________________
……………
Üye
: ________________________________________
……………
Üye
: ________________________________________
……………
Tarih : ......../….…/…………
Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının
Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez
yazım kurallarına uygundur.
ÖNSÖZ
Sanayi devrimi temelinde şekillenen yeni ekonomik yapı, gelir dağılımını geniş
halk kitleleri lehine değiştirerek, elit kesimlere özgü yaşam biçimi ve alışkanlıkların
orta/dar gelir düzeyindeki bireylerce de benimsenebilmesini sağlamıştır. Sanayi devrimi
sonrası artan gelir düzeyi, ekonomik anlamda bir hizmet tüketim talebi olarak turizm
talebini herkes için olanaklı hale getirebilmiştir. Örgütlü mücadele ile elde edilen
dinlenme hakkı ve gelir düzeyi nispeten artan kitlelerin turizme talebi, turizmin hizmet
sunumunda da yapısal değişikliklere neden olmuştur. Nihayet sosyal turizm, sözü edilen
koşullara uyum sağlayan, turizmde yeni ve özgün bir arz ve talep kompozisyonu olarak
ortaya çıkmıştır.
Bu çalışma, uluslararası alanda sosyal turizm kavramının, tarihsel süreçte ve farklı
coğrafyalarda uygulanma biçimlerine göz atarak, ülkemizde orta/dar gelir gruplarını
hedefleyen bir turizm politikasına fikir vermeyi amaçlamaktadır.
“Uluslararası Düzeyde Sosyal Turizm ve Türkiye’deki Uygulamaları” adlı tez
çalışmam boyunca verdikleri bilgi ve destekten dolayı tez danışmanım Kültür ve Turizm
Uzmanı Sayın Sermin DEDEOĞLU’na, birim amirlerime ve mesai arkadaşlarıma
şükranlarımı sunarım.
Bahadır KARA
Ankara, 2009
i
ÖNSÖZ ....................................................................................................................................... i
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................................... ii
TABLOLAR VE GRAFİKLER CETVELİ ............................................................................... v
GİRİŞ ......................................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
SOSYAL TURİZM
1.1. SOSYAL TURİZM KAVRAMI......................................................................................... 3
1.2. SOSYAL TURİZMİN ULUSLARARASI DÜZLEMDEKİ TANIMI .............................. 4
1.3. SOSYAL TURİZMİN AMAÇLARI ................................................................................. 6
İKİNCİ BÖLÜM
SOSYAL TURİZMİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
2.1. SOSYAL TURİZMDE TEMEL FAKTÖRLER................................................................. 7
2.1.1. Sosyal Politika............................................................................................................... 7
2.1.2. Gelir .............................................................................................................................. 8
2.1.3. Demografik Yapı......................................................................................................... 12
2.1.4. Sanayileşme-Kentleşme .............................................................................................. 13
2.2. SOSYAL TURİZMDE GELİŞTİRİCİ FAKTÖRLER..................................................... 13
2.2.1. Ekonomik Yardımlar ve Kolaylıklar........................................................................... 13
2.2.2. Sosyal Yatırımlar ........................................................................................................ 14
2.2.3. Üçüncü Yaş Turizmi ................................................................................................... 14
2.2.4. Ulaştırmanın Gelişmesi............................................................................................... 14
2.3. SOSYAL TURİZMDE KISITLAYICI FAKTÖRLER .................................................... 15
2.3.1. Ekonomik Yetersizlik ................................................................................................. 15
2.3.2. Mevsimlik Konsantrasyon .......................................................................................... 15
ii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SOSYAL TURİZMDE ARZ VE TALEP
3.1. SOSYAL TURİZMDE ARZ............................................................................................. 16
3.1.1. Konaklama .................................................................................................................. 16
3.1.2. Ulaşım. ........................................................................................................................ 19
3.1.3. Sosyal Turizmde Arzın Finansmanı............................................................................ 21
3.2. SOSYAL TURİZMDE TALEP ........................................................................................ 22
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM
4.1. ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZMİN GELİŞİMİ................................. 22
4.2. ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM UYGULAMALARINDAN
ÖRNEKLER ............................................................................................................................ 25
4.2.1. Arjantin. ...................................................................................................................... 25
4.2.2. Belçika......................................................................................................................... 28
4.2.3. Kanada......................................................................................................................... 29
4.2.4. Rusya........................................................................................................................... 31
BEŞİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZM
5.1. TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZMİN GELİŞİMİ........................................................... 34
5.2. TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZM POLİTİKALARI..................................................... 34
5.3. SOSYAL TURİZMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN TÜRKİYE AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ ........................................................................................................ 40
5.3.1. Ücretli Tatil Hakkı …………………………………………………. ........................ 40
5.3.2. Doğal Kaynaklar …………………………………………………. ........................... 42
iii
5.3.3. Sosyo-Ekonomik Durum …………………………………………………................ 42
5.3.4. Organizasyon ve Yatırım …………………………………………………. .............. 51
5.3.5. Gelir Düzeyi ................................................................................................................ 52
SONUÇ VE ÖNERİLER ......................................................................................................... 59
KAYNAKÇA........................................................................................................................... 62
ÖZET........................................................................................................................................ 66
ABSTRACT............................................................................................................................. 67
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................................. 68
iv
TABLOLAR VE GRAFİKLER CETVELİ
Tablo 1: Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklayanlar İçinde Yerlilerin Payları .......... 18
Tablo 2: Karşılaştırmalı Tablo (Arjantin) ............................................................................. 27
Tablo 3: İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzeylerine Göre Sosyo-Ekonomik
Gelişmişlik Sıralaması ............................................................................................................. 46
Tablo 4: İnsani Gelişme Endeksi ve Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
Değerleri……………………………………………............................................................... 56
Grafik 1: Türkiye ve OECD Ülkelerinde Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim
Harcamasının Dağılımı …………………………………………………. ............................... 9
Grafik 2: Lorenz Eğrisi…………………………………………………. .............................. 11
Grafik 3: Türkiye, OECD ve AB Ülkelerinde Gini Katsayısı ……………. .......................... 12
Grafik 4: Turizm Belgeli Konaklama Tesislerinin Sayısı ……………. ............................... 19
Grafik 5: Haftalık çalışma saati 40 ve daha üstü olanların toplam çalışanlar içindeki
payı ……………..................................................................................................................... 41
Grafik 6: Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı ……………. ........................................ 43
Grafik 7: OECD Ülkelerinde İstihdamın Sektörel Dağılımı ……………. ............................ 43
Grafik 8: Türkiye’de Milli Gelirin (GSYİH) Sektörel Dağılımı ……………. ..................... 44
Grafik 9: OECD Ülkelerinde Milli Gelirin (GSYİH) Sektörel Dağılımı ……………. ........ 45
Grafik 10: Türkiye’de İstihdamın Bölgelere Göre Sektörel Dağılımı ……………............... 47
Grafik 11: Türkiye’de Milli Gelirin (GSYİH) Bölgelere Göre Dağılımı ……………. ........ 47
Grafik 12: Kent-Kır Ayrımında Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim
Harcamasının Dağılımı ……………. ..................................................................................... 48
Grafik 13: Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim Harcamasının Bölgesel
Dağılımı ……………. ............................................................................................................ 49
Grafik 14: Hanehalkı Büyüklüğüne Göre Tüketim Harcamalarında Eğlence, Dinlenme
ve Kültür Harcamalarının Payı ……………........................................................................... 50
v
Grafik 15: Hanehalkı Tipine Göre Tüketim Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve
Kültür Harcamalarının Payı ……………. .............................................................................. 50
Grafik 16: Türkiye ve OECD Ülkelerindeki Kamu Harcamalarının Dağılımı …………..... 51
Grafik 17: OECD Ülkelerindeki Kamu Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve Kültür
Harcamalarının Payı ……………........................................................................................... 52
Grafik 18: OECD Ülkelerindeki Hanehalkı Tüketim Harcamalarında Eğlence,
Dinlenme ve Kültür Harcamalarının Payı …………….......................................................... 53
Grafik 19: Gelire Göre % 20’lik Dilim Ayrımında Hanehalkı Tüketim Harcamalarında
Eğlence, Dinlenme ve Kültür Harcamalarının Payı ……………........................................... 54
Grafik 20: Hanehalkının Temel Gelir Kaynağına Göre Tüketim Harcamalarında
Eğlence ve Kültür Harcamalarının Payı ……………............................................................. 55
Grafik 21: OECD Ülkelerindeki Yoksulluk Oranları ……………. ...................................... 55
Grafik 22: Türkiye, OECD ve AB Ülkelerinde İGE Gelişim trendleri ……………. ........... 57
Grafik 23: Hanehalklarının son bir yılda aldığı yardımların türü ……………..................... 58
vi
GİRİŞ
Sosyal turizm, düşük gelir düzeyindeki grupların turizm hareketine katılmasını
mümkün kılan her türlü girişim ve eylem olarak nitelendirilebilir. Sosyal turizm
uygulamaları, ülkelerin tarihsel geçmişi ve ekonomik, sosyal ve siyasi yapılarına göre
biçimlenmiştir. Bu tez çalışması, herkes için turizmi kişisel gelişim hakkı olarak gören
bir vizyona sahip Avrupa Birliği adaylığı sürecindeki Türkiye’de sosyal turizm
kapsamında değerlendirilebilecek düzenlemelerin ortaya konması, bu konudaki
sorunların belirlenmesi ve çözüm önerileri geliştirilmesini amaçlamaktadır.
“Uluslararası Düzeyde Sosyal Turizm ve Türkiye’deki Uygulamaları” adlı bu
çalışma beş ana bölümden oluşmaktadır.
Çalışmanın ilk bölümünde, sosyal turizm kavramının önemine ve uluslararası
düzeyde tanımlarına değinilecek ve özellikle Avrupa’da sosyal turizme bakış konusunda
bir çerçeve sunulmaya çalışılacaktır. İlk bölümde ayrıca, sosyal turizmin amaçları da
belirtilecektir.
Çalışmanın ikinci bölümünde, sosyal turizmi belirleyen temel, geliştirici ve
kısıtlayıcı faktörlerden bahsedilecektir. Temel faktörler bağlamında, sosyal politika,
gelir, demografik yapı, sanayileşme ve kentleşme; geliştirici faktörler bağlamında,
ekonomik yardımlar ve kolaylıklar, sosyal yatırımlar, üçüncü yaş turizmi, ulaştırmanın
geliştirilmesi ve kısıtlayıcı faktörler bağlamında, ekonomik yetersizlik ve mevsimlik
konsantrasyon konuları açıklanacaktır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde, sosyal turizmde arz ve talep hususuna
değinilecektir. Arz açısından; konaklama, ulaşım ve finansman konuları; talep açısından
ise aile bütçesi, tatil kredisi ve sigorta konuları anlatılacaktır.
Çalışmanın dördüncü bölümünde, uluslararası düzeyde sosyal turizmin gelişimi
için genel bir çerçeve sunulacak ve Arjantin, Belçika, Kanada ve Rusya’da sosyal turizm
uygulamalarından örnekler verilecektir.
Çalışmanın beşinci bölümünde, Türkiye’de sosyal turizmin gelişimi, sosyal
turizm
politikaları,
sosyal
turizmi
etkileyen
faktörlerin
Türkiye
açısından
değerlendirmesi konularına yer verilecektir. Bu bağlamda; ücretli tatil hakkı, doğal
kaynaklar, sosyo-ekonomik durum, organizasyon ve yatırım ve gelir düzeyine ilişkin
çeşitli istatistikler sunulacak ve Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasında bir karşılaştırma
yapılacaktır.
Sonuç kısmında ise sosyal turizm açısından Türkiye’deki sorunlar özetlenecek
ve sorunların çözümüne ilişkin geliştirilen öneriler sunulmaya çalışılacaktır.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
SOSYAL TURİZM
1.1. SOSYAL TURİZM KAVRAMI
Turizm önceleri yalnızca yüksek gelirli sınıfların katılabildiği bir faaliyetken
sanayileşme ile birlikte ekonomik açıdan zayıf halk kitlelerine doğru yayılmıştır. Bu
süreç, devlet ve işverenlerin çalışmanın fiziksel ve psikolojik yönden insan hayatındaki
olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla aldığı bazı önlemlerle gerçekleşebilmiştir.
Bu önlemlerden doğan her türlü olay ve ilişkiler sosyal turizmle de ilgilidir. Net bir
tanım ortaya koymanın güçlüğü ile beraber sosyal turizm, şu şekillerde tanımlanabilir:
“İktisaden zayıf sosyal sınıfların turizme katılma olayı ve bunun yarattığı olay ve
ilişkilerin tümüdür” (Hunziker; naklen Usta, 1982: 6).
“Sosyal turizm, satın alma gücü düşük olan halk tabakalarının turizme
katılmalarından doğan olay ve ilişkilerin tümüdür” (Hunziker; naklen Usta, 1982: 6).
“Sosyal turizm; iktisadi güçleri zayıf olan kitlelerin birtakım özel önlem ve
tesisler yardımıyla turizme katılmaları ve bunun yarattığı ilişkilerin tümüdür” (Usta,
1982: 7).
“İyi tanımlanmış sosyal yöntemler sayesinde nüfusun düşük gelirli kısımlarının
turizme iştirak etmesinden doğan tüm kavram ve olaylardır” (Avrupa’da Sosyal Turizm
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Barselona Bildirgesi, 2006: 3).
Yukarıdaki tanımlardan hareketle sosyal turizm, tarihsel ve coğrafi anlamda
farklı uygulanma biçimleri de göz önünde bulundurularak, özellikleri itibariyle de şöyle
tanımlanabilir: Sosyal turizmin bireyleri, ekonomik anlamda kendilerine, devlet kredi
yardımları, sendika girişimleri, tasarruf sandıkları, kooperatifler, özel indirimler, özel
konaklama tesisleri gibi özel koşullar sağlanmadıkça turizm faaliyetine katılamayan
kimselerdir (Usta, 1982: 7).
1.2. SOSYAL TURİZMİN ULUSLARARASI DÜZLEMDEKİ TANIMI
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nin 14 Eylül 2006 tarihinde yayınladığı
Barselona bildirgesine göre bir faaliyetin sosyal turizm olarak addedilebilmesi için üç
koşulun yerine gelmesi gerekir (Avrupa’da Sosyal Turizm Avrupa Ekonomik ve Sosyal
Komitesi Barselona Bildirgesi, 2006: 3):
:
•
Gerçek hayat şartları turizm hakkını tamamen veya kısmen kullanmayı imkansız
hale getirmektedir. Bu durum, ekonomik koşullar, fiziksel veya akli yetersizlik,
kişisel veya ailevi yalnızlık, düşük hareketlilik, coğrafi zorluklar ve gerçek bir
engel teşkil eden çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir.
•
Bir kişi, bir kamu kurumu veya özel kuruluş, bir şirket, bir sendika veya en
basitinden örgütlenmiş bir grup insan, insanların turizm hakkını kullanmaları
önündeki engeli ortadan kaldırmak veya azaltmak için harekete geçmeye karar
verir.
•
Bu hareket etkili olur ve bir grup insanın sürdürülebilirlik, erişilebilirlik ve
dayanışma değerlerine saygı duyan bir şekilde turizme iştirak edebilmesine
yardımcı olur.
Bunlara ilaveten, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi, aynı bildirgede,
Uluslararası Sosyal Turizm Bürosu ile paralel olarak, turistik bir etkinliğin “sosyal” olup
olmadığının belirlenmesinde rehber olarak kullanılabilecek bazı kriterler sıralamaktadır
4
(Avrupa’da Sosyal Turizm Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Barselona Bildirgesi,
2006: 3):
•
Temel amaç, turizme erişimin zor olduğu belirli bir grup veya tüm bu tür gruplar
için turizmin erişilebilirliğini arttırmaktır;
•
Geniş kapsamlı kullanıcı grupları ve sektörler için açık olmalıdır. Ayrıca, değişik
yönetim ve sosyal turizmin pratisyenlerine de açık olmalıdır;
•
Faaliyetlerin hedeflediği gruplar, ırk, kültür ve sosyal duruma dayanarak
ayrımcılık yapılmaması kriterini her zaman yerine getirmek suretiyle, uygun
şekilde tanımlanmalıdır: sosyal kategoriler, yaş grupları, sakatlığı olan kişiler;
•
İnsancıl, eğitimsel, kültürel ve genel olarak insan gelişimi ile ilgisi olan
girişimler ve amaçlar dahil edilmelidir;
•
Kârlar sosyal hedefleri karşılamak için gereken seviyeye düşürüldüğünde
faaliyetin ekonomik kısmında şeffaflık olmalıdır;
•
Turizm ürünü, parasal olmayan bir değer katmalıdır;
•
Bir turistik faaliyeti yerel çevre ile güçlendirilebilir bir şekilde entegre etmenin
açık isteği olmalıdır;
•
İnsan kaynakları, sosyal turizm örgütlerinin istihdamının kalitesine odaklanarak,
iş tatminkarlığı ve entegrasyonu teşvik edecek şekilde yönetilmelidir.
5
2006 Barselona Bildirgesi’nde yer alan bu kriterler sosyal turizmin uluslararası
düzeyde ve çağdaş dünyada ifade ettiği anlamı bilmek açısından önemlidir1.
Sosyal turizme ilişkin alternatif tanımlara yer vermişken bir terminoloji sorununu
belirtmekte de yarar vardır. Sosyal turizm pek çok kez “kitle turizmi” ya da “halk
turizmi” ile eş anlamlı olarak kullanılsa da ancak sınırlı özellikleri olan halk
kitlelerinden bahsetmektedir; örneğin bir seyahat acentesinin gemi ile düzenlediği tur,
kitle turizmi sayılabilir fakat sosyal turizm değildir (Usta, 1982: 5). Ya da sosyal turizm
belirli halk tabakalarını içerirken -ki bunlar gelir düzeyi düşük olan kitlelerdir (Usta,
1982: 6), halk kelimesi tüm toplumu ifade etmek için kullanılır.
1.3. SOSYAL TURİZMİN AMAÇLARI
Sosyal turizmin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:
o Çok sayıda insan kitlesinin turizmden faydalanmasını sağlamak,
o İç turizmi canlandırarak turizmin gelişmesini sağlamak (Karakaş ve Topdal,
2007: 62),
o İnsanların, özellikle çalışan kesimin düşünce ve değer yargılarının genişletilmesi,
o Diğer insanlarla kendini kıyaslama ve sosyal kaynaşma alışkanlığının
kazandırılması,
o Kendi ülke insanlarını tanıma olanağı sağladığı gibi, diğer ulusların milletleri ile
yakınlaşma ve dostluk duygularının geliştirilmesi,
o Barış içinde yaşamanın kitlelere ulaşan bir bilince dönüşmesi,
o Sosyal eşitliğin sağlanması, bunun sosyo-ekonomik yapı içinde yayılması,
o Yaşlılar için yeniden aktif bir yaşam ortamının yaratılması (Usta, 1982: 6).
1
Sosyal turizm kavramı ve sosyal turizmin tarihsel gelişimiyle ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Minneart,
2007; Hall, 2000; Sharpley, 1999; Lanquar ve Rayounard, 1986 ve Chauvin, 2002.
6
İKİNCİ BÖLÜM
SOSYAL TURİZMİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
Bir ülkenin sahip olduğu şartlar ya da ülkede mevcut bazı düzenlemeler sosyal
turizmin var olmasına kendiliğinden ortam hazırlayabilir, sosyal turizm potansiyelinin
gelişimine olumlu katkıda bulunabilir veya mevcut potansiyeli engelleyebilir. Bundan
hareketle sosyal turizmde etkenler üç grupta incelenebilir;
Temel faktörler
Geliştirici faktörler
Kısıtlayıcı faktörler
2.1. SOSYAL TURİZMDE TEMEL FAKTÖRLER
Sosyal turizmin var olması için gerekli sosyal ya da ekonomik olaylar ve
düzenlemelerdir.
2.1.1. Sosyal Politika
Sanayi devrimine paralel olarak çalışma koşulları kötüleşen işçiler çeşitli akımlar
ve örgütler çevresinde birleşerek menfaatlerini savunmaya girişmişlerdir. İşçilerin
kitleler halindeki bu girişimleri, devletlerin de çalışma hayatını yeniden düzenlemesi
konusunda tedbirler almasını zorunlu kılmıştır. Bu tedbirlerden bir tanesi ve sosyal
turizmin gelişmesi yönüyle önemli olanı çalışanlara belirli bir çalışma süresinden sonra
dinlenme hakkının verilmesidir.
Sürekli çalışma dönemlerinden sonra yapılan tatiller, çalışanlara fiziksel ve
psikolojik açıdan olumlu katkısıyla beraber işlerindeki verimleri artırması yönüyle
işletme sahipleri açısından da önemlidir. Günümüzde ücretli tatiller üç şekilde
verilmektedir (Usta, 1982: 15);
i.
Hafta Tatili
ii.
Tatil Günleri
iii.
Yıllık Ücretli İzinler
Bir ülkede ücretli tatil günü sayısının sosyal turizm olgusuyla paralel bir ilişki
içerisinde olduğu söylenebilir. Ancak yasalarca düzenlenen ücretli tatilin ne zaman
kullanılacağı da önemli sorunlardan biridir. Zira turizm hareketlerinin mevsimlik özellik
taşıması, özellikle yaz aylarında yoğunluk kazanması, sosyal turizm yönünden sorunlar
yaratmaktadır. Turistik konsantrasyon olarak nitelendirilen bu olayın sosyal turizm
bireyleri yönünden olumsuz etkilerinin giderilmesi, ücretli izinlerden beklenen yararların
tam olarak sağlanabilmesi ve mevsimlik sorunların daha gerçekçi bir açıdan
çözümlenebilmesi için tatillerin süre, zaman ve yer bakımından optimal dağılımının
incelenmesi ve bu konuda nasıl bir yasal düzenlemeye gidildiği önem taşımaktadır
(Usta, 1982: 18).
2.1.2. Gelir
Bilindiği üzere tüketim harcamaları ile gelir düzeyi arasında sıkı bir ilişki vardır.
Dolayısıyla bir tüketim harcaması kalemi olarak seyahat ederken yapılan harcamalar da
gelir düzeyi ile doğrudan ilgilidir ve tüketim harcamalarının içinde konut, gıda gibi
zorunlu harcamalardan tasarruf edilen kısımla gerçekleşir. Buradan yola çıkarak, yüksek
gelir düzeylerinde tasarruf edilen kısım da yüksek olacağından, gelir düzeyi arttıkça,
bireylerin seyahat etme, tatil vs. harcamalarının da artacağını söylemek yanlış
olmayacaktır.
8
Grafik 1: Türkiye ve OECD Ülkelerinde Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim
Harcamasının Dağılımı (2005)
25
20
15
%
OECD
Türkiye
10
Çeşitli mal ve
hizmetler
Lokanta ve Oteller
Eğitim
Eğlence, Dinlenme
ve Kültür
Haberleşme
Ulaştırma
Sağlık
Mobilya, ev aletleri ve
ev bakım hizmetleri
Konut, kira, elektrik,
su, gaz
Alkollü İçecekler,
sigara ve tütün
Gıda ve Alkolsüz
İçecekler
0
Giyim ve Ayakkabı
5
Kaynak: OECD 2008 verilerinden derlenmiştir. Yuvarlamalardan dolayı dağılım toplamları 100’den 1-2
puan fazla olabilir.
Farklı gelir gruplarının çeşitli mal ve hizmet türlerine yaptıkları harcamaların
oranını karşılaştıran Engel’e göre, tüketicilerin zevk ve tercihleri aynı iken, fertlerin
gelirleri arttıkça gıda maddelerinin yanında giyim ve öteki zaruri ihtiyaçlara yapılan
harcamaların, ailenin artan geliri içindeki paylarının azalan bir eğilim gösterdiği
bilinmektedir. Yüksek gelirli aileler, düşük gelirlilerle karşılaştırıldıklarında gelirlerinin
daha büyük paylarını lüks nitelikteki mal ve hizmetlere harcarlar (Seyidoğlu, 1999: 161).
İktisat literatüründe Engel Kanunu olarak adlandırılan bu teori çerçevesinde, turizme
yönelik harcamaların lüks tüketim kapsamında değerlendirilebileceği göz önünde
bulundurularak,
düşük
gelirli
bireylerin
turizm
etkinliklerine
kendiliğinden
katılmalarının zorlaşacağı ve bu nedenle devletin ya da diğer sosyal turizm
9
kurumlarının, bireyleri turizm hareketine dahil edecek bazı önlemler alması gerektiği
söylenebilir.
Grafik 1’de görüldüğü gibi, OECD ülkelerinde gelir düzeyi yüksek olduğu için,
tüketim harcamaları içinde eğlence, dinlenme ve kültür harcamalarına ayrılan pay
Türkiye ile karşılaştırıldığında yüksektir.
Gelir düzeyi ve sosyal turizmi irdelerken değinilebilecek başka bir husus da gelir
dağılımıyla ilgilidir. Zira, gelir dağılımında adaletsizlik arttıkça düşük gelir gruplarının
tasarrufta bulunma oranı azalacağından bireylerin turizm faaliyetlerine katılımı da
güçleşecektir. Gelir dağılımına ilişkin önemli bir gösterge, Lorenz eğrisidir. Lorenz
eğrisi, toplumdaki gelir dağılımı eşitsizliklerini göstermek için kullanılan bir teknik
olup, yatay eksende toplumdaki toplam nüfusun gelir grupları olarak yüzdeleri ile, düşey
eksende kümülatif olarak toplam gelirden alınan paylar arasındaki ilişkiyi gösterir. Eğri
üzerindeki her nokta, nüfusun yüzde kaçının, milli gelirin yüzde kaçını almakta
olduğunu belirtir (Seyidoğlu, 1999: 371). Grafik 2’de görüldüğü gibi, Türkiye’deki
nüfusun en düşük gelir dilimindeki % 20’si, milli gelirin yaklaşık % 6’sını; nüfusun
düşük gelir dilimindeki % 40’ı, milli gelirin % yaklaşık % 16’sını; nüfusun % 60’ı, milli
gelirin yaklaşık % 30’unu; nüfusun % 80’i, milli gelirin yaklaşık % 55’ini elde
etmektedir. Nüfusun en yüksek gelir dilimindeki % 20’si ise, milli gelirin yaklaşık %
45’ini elde etmektedir. Eğer bir toplumda tam bir gelir dağılımı eşitliği varsa, yani
herkes gelirden aynı payı alıyorsa Lorenz Eğrisi, 45 derecelik düz bir doğru biçiminde
olur. Grafik 2’de bu eğri, eşitlik eğrisi şeklinde gösterilmiştir. Buna göre, Lorenz Eğrisi,
eşitlik doğrusuna ne ölçüde yaklaşırsa, gelir dağılımı o derece eşit; bu doğrudan ne
ölçüde uzaklaşırsa, gelir dağılımı o derece eşitsiz olur.
10
gelirden alınan pay
Grafik 2: Lorenz Eğrisi (Türkiye)
100
90
80
70
60
50
40
30
20
10
0
eşitlik eğrisi
1994
2002
2003
2004
2005
0
20
40
60
80
100
gelir grupları
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri, 1994, 2002, 2003, 2004, 2005 kullanılarak oluşturulmuştur.
Grafik 2’de görüldüğü üzere, 2005’te Türkiye’de, 1994’e göre daha eşit bir gelir
dağılımı vardır.
Lorenz Eğrisi’nden türetilen Gini Katsayısı, veri bir gelir dağılımının mutlak
eşitlik veya eşitsizliğe ne derece yakın olduğunu göstermeye yarayan bir ölçüdür.
Lorenz Eğrisinde eşitlik doğrusu ile Lorenz Eğrisinin kavisi arasında kalan alanın tüm
üçgen alana oranı olarak hesaplanır. Katsayı 0’a yaklaştıkça, gelir dağılımı mutlak
eşitliğe yönelir; katsayı 1’e yaklaştıkça, gelir dağılımı daha eşitsiz hale gelir.
Grafik 3’te OECD ve AB ülkelerindeki Gini Katsayıları 0.32 civarında iken,
ülkemizde bu katsayı, 0.44 civarındadır. Lorenz Eğrisi ve Gini Katsayısından da
anlaşılacağı üzere, OECD ve AB ülkelerine göre Türkiye, daha eşitsiz bir gelir
dağılımına sahiptir.
11
Grafik 3: Türkiye, OECD ve AB Ülkelerinde Gini Katsayısı (2007)
45
40
35
%
30
25
20
15
10
5
0
Türkiye
OECD
AB
Kaynak: BM İnsani Gelişme Raporu 2007/2008 , Dünya Bankası 2008 ve OECD 2008
verilerinden derlenmiştir.
Buradan yola çıkarak, OECD ve AB ülkelerine nazaran, Türkiye’de sosyal
turizme dönük politika uygulamalarının daha güç olacağı ve istenen amaçlara
ulaşılabilmesi için daha fazla kaynak gerekeceği söylenebilir. Yine de, Grafik 2’den
anlaşıldığı gibi, ülkemizde gelir dağılımında yıldan yıla az da olsa bir iyileşmenin
gözlemlenmesi, sosyal turizme dönük politikaların başarı şansı açısından umut vericidir.
2.1.3. Demografik Yapı
Sosyal turizmi etkileyen başka bir unsur da nüfus yoğunluğunun dağılımıyla
ilgilidir. Nüfus yoğunluğun düşük olduğu tarımsal bölgelerde tatile çıkma oranı
düşükken, bu oran nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde yüksektir. İleri
düzeydeki kentleşmiş yaşam, diğer insanlarla bir arada konut paylaşma zorunluluğu
doğurmaktadır. Kent, bir apartmanda çok sayıda aile birimlerinin bir araya gelmesiyle,
çok değişik özellikteki insanların sınırlı düzen içinde tekdüze yaşantıyı kabullenmelerine
yol açmaktadır. Bu nedenle apartman dairelerinde yaşayanların tatile çıkma ihtiyacı,
12
müstakil evlerde (maison unifamiliale) yaşayanlara oranla daha şiddetlidir (Usta, 1982:
27).
2.1.4. Sanayileşme - Kentleşme
Sanayileşme ve kentleşme olguları birbirleriyle etkileşim içerisindedir.
Sanayileşmenin kentleşme olgusunu ortaya çıkarması kadar, kentleşmenin de
sanayileşmeyi geliştirmesi, doğal olarak bir neden-sonuç ilişkisinin varlığını ortaya
koymaktadır (Usta, 1982: 28). Her iki olgu da insan hayatına birlikte yaşamayı
kolaylaştıracak kurallar koyarken bireylerin bu kurallara asgari düzeyde eşit bir şekilde
riayet etmemeleri, üzerlerinde psikolojik baskı oluşturmaktadır. Kalabalıklaşma, sanayi
işletmelerinin yarattığı kirlilik, ulaşım sorunları, vs. gibi faktörler bireyleri stres altında
oldukları bu ortamdan uzaklaşmaya itmektedir.
2.2. SOSYAL TURİZMDE GELİŞTİRİCİ FAKTÖRLER
Bireylerin sosyal turizme katılımını teşvik eden bazı nedenler ve yardımlardır.
2.2.1. Ekonomik Yardımlar ve Kolaylıklar
Gelir düzeyi yeterli olmadığı için tatile çıkma imkanı bulamayan bireylere
yapılan ekonomik katkılardır. En yaygın uygulamalar şunlardır (Usta, 1982: 31):
-
Tatil Kredileri,
-
Ulaştırma araçlarında indirimli fiyatlar,
-
Özel seyahat ya da tatil çeki kullanımı,
-
Taksitle tatil olanağı,
13
-
Konaklama tesisleriyle, sosyal turizm bireyleri arasında bağlantı kurulması,
(indirimli özel anlaşmalar gibi),
-
Tasarruf sandıklarının kurulması ve yaygınlaştırılması.
2.2.2. Sosyal Yatırımlar
Bireylerin konaklayacakları ucuz ve kullanışlı tesislerin sağlanmasına yönelik
yatırımlardır. Bu nedenle, geleneksel konaklama türlerinin yanı sıra, aile tatil evleri, aile
tatil köyleri, turizm merkezleri, kır evleri, çadır köyleri, kampingler gibi turizmdeki
sosyalleşmenin ortaya çıkardığı yeni değişik ve sosyal turizmin kendine özgü konaklama
şekilleri belirmiştir (Usta, 1982: 32).
2.2.3. Üçüncü Yaş Turizmi
Üçüncü yaş dönemi, bireylerin çalışma hayatından ayrılıp emeklilik dönemine
girdikleri zaman dilimidir. Emeklilik dönemindeki bireyler, seyahat etmek için yeterli
boş vakte sahip olmaları yönüyle, turizm sektörü açısından göz ardı edilemez bir
potansiyele sahiptirler. Son yıllarda tıp alanında ve teknolojideki gelişmeler sayesinde
ortalama yaşam süresinin uzaması, üçüncü yaş dönemine giren bireylerin sayısını
artırarak üçüncü yaş turizmine dönük potansiyeli daha da önemli hale getirmiştir (Çakır,
1998 ve Hayta, 2008).
2.2.4. Ulaştırmanın Gelişmesi
Bilindiği üzere teknolojik ilerlemeler ulaşım araçlarının seri üretimi ve gelişimi
üzerinde etkili olmuştur. Ulaşım araçlarının hız ve kapasitesindeki artış, yolculuk
süresinin kısalması, daha çok sayıda insan taşınması ve özellikle de ulaşım
maliyetlerinin düşmesi yoluyla bireylerin turizm faaliyetine katılımını kolaylaştırmıştır.
14
Bu suretle turizm, yüksek gelir grubundakilerin yararlanmakta olduğu bir etkinlik
olmaktan çıkarak geniş halk kitlelerine yayılmıştır.
2.3. SOSYAL TURİZMDE KISITLAYICI FAKTÖRLER
Bireylerin turizm hareketine katılımını güçleştiren faktörlerdir.
2.3.1. Ekonomik Yetersizlik
Bireyler elde ettikleri gelirle seyahat etmek, tatil yapmak vs. gibi turizme dönük
harcamaları ve diğer harcamaları arasında bir tercih yapmak zorundadır. Özellikle gelir
düzeyi düşük bireyler açısından finansal kısıtlar turizm faaliyetlerine katılmalarını
güçleştirir. Sosyal turizm uygulamalarıyla gelir düzeyi yetersizliğinden kaynaklanan
engeller ortadan kaldırılabilir.
2.3.2. Mevsimlik Konsantrasyon
Bireyler tatil yapmaya karar verirken çoğunlukla; doğa ve iklim koşullarından en
iyi şekilde yararlanabilmeyi ve/veya okul çağında çocukları olanlar eğitim-öğretim
dönemi dışındaki zamanları değerlendirmeyi göz önünde bulundurarak dönem olarak
yaz aylarını, yer olarak da kent yaşamının stresinden uzaklaşmayı tercih ederek kırsal
bölgeleri seçerler. Bu ve benzeri sebeplerden turizm talebi belirli bir bölge ya da zaman
diliminde yoğunlaşır.
Bu olgu turizmde mevsimlik konsantrasyon diye ifade edilir.
Turizm talebinin istikrarını sağlamak için ücretli tatilleri düzenleyen yasalara esneklik
kazandırılması, alternatif turizm çeşitleri veya mekanlarının özendirilmesi yollarıyla
mevsimlik konsantrasyon sorununun önüne geçilebilir.
15
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SOSYAL TURİZMDE ARZ VE TALEP
3.1. SOSYAL TURİZMDE ARZ
Sosyal turizmde arz, düşük gelirli bireylerin konaklama ve ulaşım ihtiyaçlarını
gidermek amacıyla ortaya çıkan düzenlemelerdir.
3.1.1. Konaklama
Sosyal turizm uygulamaları açısından bireylerin ödeme güçlerine göre tesisler
geliştirmek ve hizmet sunumunda asgari şartları gerçekleştirmek temel amaçtır.
Geleneksel otelcilik anlayışının kitlelerin tatil yapmaya olan talebini karşılayamaması,
geleneksel otelcilik anlayışında fiyat düzeyinin orta/dar gelirli ailelere nispeten yüksek
olması gibi sebepler yeni konaklama türlerine olan ihtiyacı artırmıştır. Motorlu taşıt
araçlarının süratleri ve tasarımlarında meydana gelen değişim, bir yandan bireylerin
uzak yerlere seyahat etmesini kolaylaştırmış, diğer yandan kamping, karavaning gibi
tamamlayıcı konaklama tesisleri olarak da tanımlanan yeni konaklama türlerinin ortaya
çıkmasına sebep olmuştur (Usta, 1982: 44).
Tamamlayıcı konaklama yerlerinden önemli olanları açıklayalım.
Kamping: Kampingler; karayolları güzergahları ve yakın çevrelerinde, kent girişlerinde,
deniz, göl, dağ gibi doğal güzelliği olan yerlerde kurulan ve genellikle kampçıların kendi
imkanlarıyla geceleme, yeme-içme, dinlenme, eğlence ve spor ihtiyaçlarını karşıladıkları
en az 30 ünitelik (karavan, çadır, bungalov ) tesislerdir (Ulusal Kamp ve Karavan
Federasyonu, 2009).
Karavaning: Karavan, aslen arkadan çekilen bir araç (römork), fakat bugünlerde
sıklıkla, özel alanlarda yarı-kalıcı konaklama amacıyla kullanılmaktadır (Turizm
Terimleri
Sözlüğü,
2009)
şeklinde
tanımlanmaktadır.
Konaklama
ve
ulaşım
maliyetlerinden büyük ölçüde tasarruf sağlayan karavanla seyahat etmek, Avrupa ve
Amerika’da geniş aileler tarafından rağbet görmektedir.
Aile tatil evleri: Aile tatil evleri, kar amacı gütmeyen ve kuruluşları itibariyle birçok
ailenin aynı anda ve ana babalarıyla çocukların birbirinden ayrılmayacak şekilde tatil
geçirmelerine elverişli, birtakım hizmetlerin kolektif şekilde görülmesi sayesinde bu
ailelerin ihtiyaçlarına en uygun şartları sağlayabilen müesseselerdir (Usta, 1982: 52).
Aile tatil köyleri: “…sert malzeme ile imal edilmiş geleneksel yapı tarzına uygun, her
mevsimde kullanılabilir ve iç düzen itibariyle de orta derecede bir otelin konforunu
sağlayabilen yapılardır” (Usta, 1982: 52).
Hosteller: Aslen üniversite veya benzer kurumlarda düşük fiyata konaklama imkanı
sağlayan kuruluşlar için kullanılan bir terimken şimdi farklı anlamlar kazanmıştır.
Gençlik Hostelleri Birliği (Youth Hostels Association) ve bağlı birimleri tarafından
dünya çapında sunulan konaklama hizmetleri tatilciler için son derece ucuza
gelebilmektedir. Yataklar yurt düzeninde verilmekte ve ilgili mahalde kendin-yapkendin-ye tarzı imkanlar da bulunabilmektedir (Turizm Terimleri Sözlüğü, 2009).
Pansiyonlar: Tamamı veya bir kısmının, devamlı ya da süreli olarak kiralanabildiği
ucuz konaklama yerleridir.
Kamu Kampları: Kendi çalışanlarına ucuz konaklama imkanı sağlayan, kamu
personelinin tatil ihtiyacını karşılamak için kurulmuş tesislerdir. Özelikle Türkiye’de bir
sosyal turizm politikasının sonucunda kurulmayan kamu kampları, tersine böyle bir
politikanın ve yatırım yetersizliğinin yokluğu karşısında zaman içinde gelişmiş ve
yaygınlık kazanmıştır.
17
Belediye Tesisleri: Türkiye’de bazı belediyelerin çalışanlarının tatil yapma ihtiyaçlarını
karşılamaya dönük olarak düşük fiyat politikalarıyla sosyal turizm uygulamalarına örnek
olan tesislerdir.
Öğretmen Evleri: Öğretmen evleri, “Öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanlığı Merkez ve
Taşra Teşkilatı personelinin…”( MEB, 1990: 5. madde) turizme dönük faaliyetlerini
karşılamak amaçlı kurulan tesislerdir. Kuruluş amaçları bakımından diğer sosyal turizm
uygulamalarıyla paralellik gösterirler.
Tablo 1: Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklayanlar İçinde Yerlilerin Payları (%)
2001
49.53
37.88
39.69
51.47
72.23
81.64
61.01
47.80
78.99
2002
47.01
33.75
36.70
52.50
69.69
84.02
57.09
23.26
92.85
2003
51.06
35.19
42.23
59.22
74.50
84.91
58.60
67.81
94.68
2004
49.52
34.90
40.32
59.97
76.82
84.17
57.99
78.35
91.62
2005
46.81
32.15
40.08
55.70
74.29
78.42
59.26
2006
51.93
38.68
44.94
65.26
77.52
85.28
58.67
93.66
32.01
60.12
56.63
17.69
98.99
48.81
44.02
35.14
46.33
34.92
59.27
67.67
18.34
96.69
41.50
51.61
39.30
18.37
15.41
62.26
70.64
19.67
99.12
43.81
44.97
38.07
26.31
18.73
43.69
66.22
19.10
96.78
20.42
60.98
68.04
14.07
14.11
76.24
70.93
18.67
90.50
21.81
53.61
22.07
5.94
92.53
99.94
11.39
77.89
80.12
22.20
96.75
22.76
54.90
74.05
20.54
61.96
56.55
46.89
44.51
48.39
46.97
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tesis İstatistikleri kullanılarak hesaplanmıştır.
44.67
49.30
TÜM OTELLER
5 YILDIZ
4 YILDIZ
3 YILDIZ
2 YILDIZ
1 YILDIZ
ÖZEL BELGELI
YÜZER
TERMAL
BUTİK
APART
MOTEL
PANSİYON
TATİL KÖYÜ
OBERJ
KAMPİNG
GOLF TESİSİ
EĞİTİM UYGULAMA
TURİZM KOMPLEKSİ
DAĞ EVİ
TOPLAM
1999
62.95
50.96
55.18
64.38
73.65
81.90
63.97
66.42
86.94
86.94
52.13
67.76
63.77
50.57
99.27
48.29
38.36
27.24
2000
58.77
45.48
43.66
67.16
77.60
90.18
69.95
49.89
95.00
95.00
51.56
63.48
50.08
32.81
98.05
67.04
45.98
67.53
37.38
18
Grafik 4: Turizm Belgeli Konaklama Tesislerinin Sayısı (2006)
2005
2500
YATIRIM BELGELİ
İŞLETME BELGELİ
2000
16
2
19
13
148
22
5
8
107
19
75
43
41
20
5
500
97
1000
699
1500
ÖZEL
BELGELİ
BUTİK OTEL
DİĞERLERİ
0
OTEL
MOTEL
TATİL KÖYÜ PANSİYON
APART
OTEL
KAMPİNG
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tesis İstatistikleri
Grafik 4’te görüleceği gibi Türkiye, kamping, apart otel, oberj, vs. gibi sosyal
turizm tesisi niteliğinde sayılabilecek turizm tesisleri yönünden oldukça yetersiz
düzeydedir ve ülkemizin mevcut konaklama kapasitesinin içinde otellerin oranı,
diğerleriyle karşılaştırılamayacak düzeyde yüksektir. Tablo 1 ise, yerli turistlerin sosyal
turizme dönük bu tesislere talebinin yüksek olduğunu göstermektedir. Yerli turistlerin bu
talebi, kuşkusuz gelir düzeyiyle ilişkilidir. Buradan hareketle, yetersiz düzeyde olduğunu
gözlemlediğimiz sosyal turizm tesis kapasitelerinin güçlü bir sosyal turizm politikasıyla
artırılmasının, özellikle iç turizmi canlandırıcağı söylenebilir
3.1.2. Ulaşım
Daha önce bahsedildiği gibi, ulaşım araçları ve ağlarındaki gelişimin turizm
sektörü üzerinde yadsınamaz etkileri olmuştur. Teknoloji ve ulaşımdaki yenilikler
19
kitlelerin turizm hareketine katılmalarında önemli bir paya sahiptir. Tarihi seyri
içerisinde taşıma kapasitesi yüksek, daha hızlı ve konforlu ve maliyeti nispeten daha
düşük ulaşım araçlarının seri üretimi, mesafeleri kısaltmış ve ulaşım araçları kitlelerin
seyahat edebilmelerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Turizm arzındaki önemine
dayanarak ulaştırma, düşük gelirli bireylerin seyahatlerinde tercih ettikleri araçlar
yönüyle yakından incelenebilir.
Sosyal turizme hizmet sunan ulaştırma araçlarından;
Tren, karayolu ve havayolu gibi alternatif ulaşım araçlarında ortaya çıkan
gelişmelere rağmen, yolcuların seyahat ederken kendilerini güvende hissetmeleri,
öngörülen hareket ve varış saatlerine uyabilmesi, en önemlisi de bilet fiyatlarında
öğrenci indirimi, grup indirimi gibi uygulamalarla seyahatte ucuzluk sağlamasıyla
kitlelere ulaşım hizmeti sağlayacak en uygun araçlardan biridir.
Otomobil, edinme maliyeti ve kullanma masrafları fazla olsa da, kişilere seyahat
esnasında bağımsız hareket etme imkanı verdiğinden tercih edilmektedir. Gelir
düzeyinin artması, oto-sanayindeki gelişmeler, devletin karayolları yapımına önem
vermesi gibi faktörler sayesinde otomobil, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de
orta/dar gelirli bireylerin ulaşım araçlarından biri haline gelmiştir.
Midibüs, toplu taşımacılığa uygun olduğundan kişi başına ulaştırma maliyeti
düşmektedir ve ucuz turistik seyahatlerde ve toplu gezilerde kullanılabilmesi nedeniyle
turizmde kullanımı yaygınlaşmaktadır.
Gemi, kitleleri ulaştırmanın yanı sıra konaklama, eğlence gibi hizmetler de
vererek bireylerin tatillerini geçirebilecekleri bir mekan sağlaması sebebiyle turizmdeki
payı giderek artan bir ulaşım aracıdır.
Uçak, özellikle taşıma kapasitesi büyük türlerin gelişimiyle koltuk başına ulaşım
maliyetlerindeki düşüş ve zaman ve konfor yönünden sağladığı avantajlarla kullanımı
20
artan bir ulaşım aracıdır. Düşük gelirli bireyler için maliyetli bir ulaşım aracı olsa da,
uçak kiralama sistemleri (charter) gibi uygulamaların devreye girmesiyle, düşük
maliyetli uçuşların, sosyal turizmde uçak kullanımını yaygınlaştıracağı görülmektedir.
3.1.3. Sosyal Turizmde Arzın Finansmanı
Sosyal turizme dönük yatırımların en işlevsel finansman yolları arasında sosyal
kuruluş katkıları, devlet yardımları ve teşvikler vardır (Turizm Bakanlığı Yatırımlar
Genel Müdürlüğü, 1993: 126-128.).
Sosyal Kuruluşlarca sağlanan katkılar: Kar amacıyla faaliyet göstermeyen çeşitli
sosyal turizm ve doğa dernekleri, gençlik kuruluşları, sendikalar, kooperatifler, vakıflar
gibi oluşumlar sosyal turizm yatırımlarının finansmanında önemli rol oynarlar. Kendi
faaliyet gelirlerinin yanı sıra üyelerinden topladıkları aidatlar ve üyelerinin gönüllü
katkıları sosyal turizm için potansiyel bir kaynak niteliğindedir.
Devlet Yardımı: Gerek sosyal politika gerek turizm politikaları çerçevesinde geniş halk
kitlelerinin turizme katılmalarını sağlayan önemli bir finansman kaynağıdır. Devlet
yardımları batı ülkelerinde subvansiyonlar şeklinde verilmekte, ülkemizde ise kamu
kurum ve kuruluşlarına ait kamp ve tatil yerlerinin işletilmesi için bütçeden ayrılan
ödeneklerle gerçekleştirilmektedir. Devlet yardımları ülkemizde geçmiş dönemlerde tatil
kredisi sisteminin uygulamaya konulmasıyla da ortaya çıkmıştır. Devletin faiz politikası
aracılığıyla özel bankaları sosyal turizmin finansmanına yönlendirmesi de devlet yardımı
kapsamında sayılabilir.
Teşvikler: Devletin sosyal turizmi geliştirmek için bedelsiz veya düşük bedelli arazi
tahsisi, sosyal turizm tesislerinin alt yapı ihtiyaçlarının devlet tarafından finanse
edilmesi, sosyal turizme dönük yatırımlar için devlet tarafından düşük faizli kredilerin
verilmesi, bazı vergiler için muafiyet tanınması gibi uygulamalardır.
21
3.2. SOSYAL TURİZMDE TALEP
Sosyal turizmde talep denilince, dar gelirli kitlelerin turizm hizmetlerine dönük
talebinden bahsedilir. Talebi etkileyen en önemli etken bireylerin finansman sorunudur.
Sosyal turizme destek sağlayan finansman kaynakları şunlardır:
Aile bütçesi
Kredi ve Taksitle Seyahat
Borç veya Tatil Kredisi
Sigortalar
Biriktirme Sandıkları ve Pul Sistemi (Usta, 1982: 78).
Aile Bütçesi: Ailelerin tüketim harcamaları “gıda, konut, ev eşyaları, giyim, sağlık ve
kişisel harcamalar, ulaştırma, kültür ve eğlence ve diğer harcamalar” (Usta, 1982: 78)
dan oluşmaktadır. “Tatil amacıyla yapılan harcamalar … kültür ve eğlence grubuna
girmektedir” (Usta, 1982: 78). Sosyal turizm bireylerinin gelir düzeyi ancak gıda, giyim
vs. gibi zorunlu harcamaları karşılayabildiğinden, aile bütçesi sosyal turizm açısından
etkili bir finansman yöntemi değildir.
Kredi ve Taksitle Seyahat: Bireylere seyahat giderlerinin bir kısmını peşin kalan
kısmını taksitle ödeyebilme imkanı sunan yöntemdir.
Borç veya Tatil Kredisi: Kuruluşların personeline tatile çıkabilmeleri için düşük faizle
borç vermeleridir. Ülkemizde 1970’li yıllarda, memur ve işçilerin dinlenmesine olanak
sağlanması, iş verimliliğinin artırılması ve iç turizmin gelişmesini sağlamak amacıyla,
Turizm Bankası A.Ş. tarafından, hedef kitlesi geniş tutulan bir tatil kredisi uygulamasına
gidilmiştir. Ne var ki, “verilen kredi miktarı ile bir ailenin turistik belgeli bir tesiste
geçirebileceği tatilin bedeli, kredi olanaklarının çok üstünde kalmıştır. Bu nedenle, arz
yönünden sadece turistik belgeli tesisler itibariyle kredi alanlara açık olan 16700 yatak
arzı, fazla bir anlam ifade etmemiştir. Örneğin, …, 244 yatak kapasiteli Carlton Oteli
22
gibi tesisler, dar ve orta gelirli memur ve işçilere verilen tatil kredisi çeklerinin geçerli
olduğu tesisler kapsamına girmiş; fakat bu tesislerden sosyal turizm amaçlı yararlanmak
mümkün olmamıştır” (Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, 1993: 34).
Biriktirme Sandıkları ve Pul Sistemi: Biriktirme ve sosyal turizm sandığı
uygulamaları ilk kez İsviçre’de “Caisse Suisse de Voyage-İsviçre Seyahat Sandığı’nın
22 Haziran 1939’da kurulması ile başlamış, Almanya ve Avusturya’da da benzer
örgütlenmeler gerçekleşmiştir. “Sosyal turizmde talebin en geniş ve gelişmiş finansman
kaynağı biriktirme sandığı veya sosyal turizm sandığı adı verilen kuruluşlardır. Bu
kuruluşlar, bir yandan sosyal turizm bireylerine ulaşım, konaklama, yeme, içme, eğlence
konusunda etkin indirimler sağlamakta; diğer yandan sosyal turizm örgütlerine çok
avantajlı koşullarda finansman imkanı sunmaktadır” (Usta, 1982: 52). Sandıkların
üyeleri belli periyotlarda bu sandığa aidat yatırmakta, sandıkta biriken fonlar pullar
vasıtasıyla bireylerin eline geçmektedir. Sosyal turizm bireyleri bu pulları tatil yaparken
tüm ihtiyaçlarına karşılık ödeme aracı olarak kullanabilmektedir.
23
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM
4.1. ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZMİN GELİŞİMİ
Daha önce de ifade edildiği gibi sosyal turizmin gelişimi sanayi devrimiyle
paralellik gösterir. XVIII. yy.‘ın sonlarında İngiltere’de başlayan sanayileşme hareketi,
XIX.yy.’da Avrupa kıtasına geçerek burada büyük bir çalışan kitlesinin oluşmasına ve
bu kitlenin bazı sosyal ihtiyaçlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu süreçte,
işyerlerinde ücretli izinler verilmeye, toplu seyahatler düzenlenmeye başlamıştır.
İlk toplu seyahat 1840 yılında İngiltere’de Thomas Cook tarafından düzenlenmiş,
ilk ücretli izin yine İngiltere’de 1890 yılında “London and North-Western Railways”
şirketi tarafından verilmiştir. 1891 yılında modern anlamda ilk sosyal turizm kuruluşu
T.A. Leonard tarafından Lancashire’da kurulmuştur (Usta, 1982: 8).
Avrupa kıtasında sosyal turizmin ilk örnekleri Avusturya’da kurulan “Doğa
Dostluğu” dernekleridir. Bu dernekler sayesinde dar gelirli insanların turizm etkinliğine
katılımı sağlanmıştır. Turizm hareketinin geniş halk tabakasına yayılmasını amaçlayan
benzeri dernekler daha sonraları tüm Avrupa’da faaliyet gösterir hale gelmişlerdir
(Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, 1993: 13).
Ücretli izin hakkının yasallaşması ilk olarak 1903’te İsviçre’nin Bern
Kantonu’nda ve ardından 1919 yılında Avusturya’da gerçekleşmiştir. 1936 yılında 16
yaşından küçük olanlar için 12 günlük izin süresinin belirlendiği ücretli tatiller,
uluslararası platformda düzenlenmiştir. Bu tarihte Fransa ve Belçika tatil yasalarını
kabul etmişlerdir (Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, 1993: 13).
1936 yılından sonra, Belçika’da “Vacances et Loisirs”, Fransa’da “Vacances
pour Tous”, Norveç’te “Norsk Folke Ferie” gibi kuruluşlar tarafından çeşitli tatil evleri
ve kamplar işletilmeye başlanmıştır. Hükümetler hafta sonu seferlerinde, toplu ve ailece
yapılan yolculuklarda yüzde yetmiş beşe varan özel indirimler uygulamıştır. Otellerle
anlaşmalar yapılarak, en az müşteri güvencesiyle kiralamalar, tasarruf sandıkları gibi
uygulamalar gerçekleştirilmiştir (Usta, 1982: 9).
1963 yılında turizm ve tatil hakkının herkes için geçerlilik kazanması ilkesine
dayanan ve sosyal turizmin uluslararası alanda geliştirilmesini amaçlayan Uluslararası
Sosyal Turizm Bürosu (Bureau International du Tourisme Social-BITS) faaliyetlerine
başlamıştır. Ülkemizin de onur üyesi olduğu Uluslararası Sosyal Turizm Örgütü, sosyal
turizmi ilgilendiren her alan ve konuda üyelerini bilgilendirmektedir. Kar amacı
olmayan kuruluş, sosyal turizmin gelişimine katkıda bulunmak adına, üyeleri arasında
bulunan kamu ve özel sektör kuruluşlarıını biraraya getirerek turizm faaliyetleri ile ilgili
işbirliğini sağlamaktadır (BITS, http://www.bits-int.org).
Görüldüğü üzere, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası alanda daha etkin
hale gelen sosyal turizm günümüz hükümet politikalarında da etkinliğini sürdürecektir.
4.2. ULUSLARARASI DÜZEYDE SOSYAL TURİZM UYGULAMALARINDAN
ÖRNEKLER
Bu bölümde; coğrafi, siyasal ve kültürel açıdan farklı ülkeler olan Arjantin,
Belçika, Kanada ve Rusya’daki sosyal turizm uygulamalarına yer verilecektir.2
4.2.1. Arjantin3
Arjantin’de sosyal turizm uygulamaları, 1945 yılında işçilere ücretli izin
hakkının tanınmasıyla başlamıştır. 1945’ten bu yana sendikaları güçlendirme, idare
2
Sosyal turizmin farklı ülkelerdeki uygulamaları için bkz. Niccoleta-Rossela ve Cristina, 2008; Hazel,
2005; Caceres, 2002; Corlyon ve La Placa, 2006; Zhelyazkeva ve diğerleri, 2006 ve Philippides, 2005.
3
Bu kısım hazırlanırken büyük ölçüde Gonzalez, 2006’dan yararlanılmıştır.
25
kapasitelerini artırma yanlısı izlenen ulusal politika, ülkede sosyal turizmin güçlenerek
gelişimine imkân sağlamıştır.
1980’li yıllar, sosyal turizm uygulamarında bir dönüm noktası olarak
nitelenebilir. Bu tarihe kadar sosyal turizmin yararlanıcıları işçiler ve aileler, hizmet
sunanlar ise sendikalara ait olan otellerdir. “Bu süre içerisinde sadece Cordoba’da çoğu
sendika organizasyonlarına ait olan 36.000’den fazla yatak kapasitesi ile tatil kampları
olarak adlandırılan 240’dan fazla kuruluş yer almaktaydı.” Yıllık doluluk oranlarının
yüksek olması nedeniyle yönetim maliyetlerinin düşmesi sendikaların sosyal turizm
hizmetini kendilerine bağlı otellerde sunabilmesini sürdürebilir kılmıştır. Kamu sektörü
ise Ulusal Turist Birimleri oluşturarak sosyal turizme önemli hizmet altyapıları ve
gelişmiş önerilerin oluşmasını sağlamıştır.
Arjantin’de sosyal turizm 1988 yılında, tüm illerden belli resmi kuruluşların
oluşturduğu, Federal Sosyal Turizm Konseyi’nin kurulmasıyla dinamizm kazanmıştır.
Konsey’in görevi, karşılıklı sözleşmeler ve değişim programları yoluyla her ildeki sosyal
turizm politikalarını ve stratejilerini tanımlamaktır.
Arjantin’de günümüzde sürdürülebilir turizme yön veren Federal Strateji Planı,
turizmi ülke kalkınmasında kilit önemi olan ekonomik ve sosyal bir aktivite olarak
görmenin yanında insanların kişisel gelişimini sağlayan sosyal bir hak olarak
düşünmektedir. Bu sebeple, sosyal turizm politikası, altyapılar oluşturmak, imtiyazsız
kişiler için sosyal yardım sistemleri geliştirmek, farkındalık yaratmak, personel eğitimi
sağlamak amacıyla tasarlanmaktadır. Devlet, turizmi engelliler, öğrenciler, yaşlılar ve
gelir düzeyi düşük aileler de dahil olmak üzere tüm nüfusun yararlanabilmesine imkan
verecek şekilde desteklemektedir. Ayrıca, ürün ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, turizme
yeni destinasyonlar eklenmesi yoluyla sezonsallık ve ziyaretçilerin etkin dağılımı
konularında turizmde yeni altenatifler sağlamaktadır.
“Hükümetin Turizm Hizmetleri Müdürlüğü iki ana programı yönetmektedir.
Bunlardan biri, devlet altyapısını, III. Embalse Rio ve Chapadmalal Turizm tesislerini,
işleten program, diğeri ise, birçok istihdam olanağı sağlayan ve böylece bölgesel
26
kalkınmaya katkıda bulunan, ülkede 20’den fazla destinasyonda kurulmuş küçük ve orta
ölçekli girişimlere odaklı özel otel sektörü ile bütünleşmiş federal programdır. Bu
programlar, seyahat etme hakkından mahrum kalmış vatandaşlara daha iyi bir eşitlik
sağlayan bir araç olarak sosyal turizm konseptinin somut bir şekilde uygulanmasını ifade
eder.
Federal Turizm Programı ülkede 100’den fazla otelde 5 gece yarım pansiyon
konaklamayı içermektedir.
Ulusal Turizm Birimi Programları özel davetler veya kongreler, öğrenciler,
yaşlılar ve engelliler için tasarlanmış 6 gece tam pansiyon konaklamayı içermektedir.
Chapadmalal Turizm Birliği 19 Bungalov evden ve 9 otelden oluşmaktadır ve
2 “A” sınıf otel, 6 “B” sınıf otel ve 6-12 yaş arası çocuklar için bir otel olarak
sınıflandırılmaktadır.
Embalse Rio III Turizm Birliği 50 bungalov evden ve 7 otelden oluşmaktadır:
2 “A” sınıfı otel ve 5 ”B” sınıfı oteli içermektedir. Bungalovların 11’i 3 yatak odası,
oturma odası, mutfak, banyo ve servis odası içermektedir. Diğer bungalovlar ise 2 yatak
odası, oturma odası, banyo ve mutfak içermektedir. Çam ağaçlarının ortasında cennet
gibi bir ortamda bulunmaktadır.
Tablo 2: Karşılaştırmalı Tablo (TURİST GÜNÜ) (Arjantin)
EMBALSE TURİZM
BİRLİĞİ
2000
79,750
2004
297,548
2005
322,821
Kaynak: Gonzalez, 2006.
CHAPADMALAL
TURİZM BİRLİĞİ
99,559
303,657
390,187
FEDERAL
PROGRAM
29,850
85,644
135,372
TOPLAM
209,150
686,549
848,380
Arjantin’de son birkaç yılda Sosyal Turizmin değişimini daha iyi göstermek için,
yukarıdaki tablo Resmi Turizm Ofisince hazırlanmış Federal Turizm Programı ve Ulusal
27
Turizm Biriminin doluluk oranlarını sunmaktadır. Sayılar 2000 ile 2004 yılı arasında
%330’luk ve 2004 ile 2005 yılları arasında %25’lik bir artışa işaret etmektedir.
4.2.2. Belçika4
Belçika’da sosyal turizm işçiler için ücretli izin hakkının 1936’da kabul
edilmesinden sonra; işçi tatil bürolarının kurulmasıyla başlar. II. Dünya Savaşı’nın
sonundan beri aileler ve gençlere destek olmak amacıyla turizm ve faaliyet altyapısının
oluşturulması yoluyla sosyal turizmin gelişimini sistemli bir biçimde teşvik eden bir
mevzuaata sahiptir.
İdari yapılanma açısından Belçika, Flandra, Valon ve Brüksel olarak üç farklı
bölgeye ayrılsa da, bu bölgelerin sosyal turizme dönük politikaları arasında uyum söz
konusudur. Valon Bölgesi’nde sosyal turizme verilen destek, yetkililerin sosyal turizm
tesislerinin inşası için gerekli yardımları, yenilenmeyi ve altyapı donanımlarını içerir.
Flaman tarafında ise mevcut yardım, engelli ve düşük gelirliler başta olmak üzere
kişilere yöneliktir.
Valon Bölgesi’nde gençler ve ailelere yönelik merkezler mevcuttur. Gençler
Gites d’Etaps’dan yararlanırlar. Ayrıca ailelere hitap eden sendikalar tarafından
yönetilen merkezler vardır. Brüksel’de bireysel ya da okul grupları olarak başkenti
ziyaret etme amacıyla gelen gençleri ağırlamaya hazır öğrenci yurtları bulmak
mümkündür. Flandra kıyılarında pek çok sosyal turizm merkezi, Ghent, Leuven gibi
tarihi şehirlerde de gençlerin konaklayacakları oteller bulunmaktadır.
Ülke genelindeki tüm merkezler, yürüyüş, dağ bisikleti gibi sporlar yapan
derneklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu faaliyetler çeşitli doğal manzaraları ve rölyefler
ile son yirmi yılda daha da gelişmiştir.
4
Bu kısım hazırlanırken büyük ölçüde Bletard, 2004’ten yararlanılmıştır.
28
4.2.3. Kanada5
Kanada’nın pek çok bölgesinde Kanada Kamp Birliği’ne bağlı tatil kampları,
gençler için pansiyonlar, dışarıda gerçekleştirilen faaliyetlerin erişilebilirliğine katkıda
bulunan farklı şehir parkları ağları ve federal ulusal parklar ağı bulunsa dahi bunlar her
zaman Quebec bölgesinde olduğu gibi sosyal turizm sınıflandırmasına dahil
edilmemektedir.
Quebec’te sosyal turizm, tüm nüfus kategorileri için turizme katılımı sağlayan
programlar, eylemler ve uygulamalardır. Bunlar arasında tatil kampları, aile kampları
gibi tatil merkezleri, gençler için pansiyonlar, gençler ya da yetişkinler için eğitim
turları, bisiklet, yürüyüş gibi faaliyetlerin erişilebilir olmasını sağlayan girişimlerden
bahsedilebilir.
Quebec’te sosyal turizmin teşvikinde önemli rol oynayan kuruluşlardan biri,
ulusal tatil kuruluşlarını temsil eden ve ilgili organları arasında işbirliğini sağlayan
Quebec Tatil Konseyi’dir. Kültürel tatil, bilimsel tatil, dışarıda gerçekleştirilen tatil,
sosyo-eğitimsel tatil ve turistik tatil gibi tatil alanlarında çeşitli faaliyetler gösteren
konsey 45 ulusal oluşumdan meydana gelen yaklaşık 4700 üye birlikten oluşmaktadır.
250000 kişinin gönüllü olarak çalışmakta olduğu Birlikler insan kaynaklarını eğiten,
turistik hizmetlere erişimin ve hizmetlerin kalitesini garantileyen, faaliyetlere
katılanların ve bölgenin erişilebilirliğinin çıkarlarını sürdürülebilir gelişim açısından
savunan kuruluşlardır.
Quebec Aile Tatilleri Hareketi, Quebec Kamplar Birliği, Gençlik Turizmi,
Quebec’te Bisiklet, Keroul, Quebec Yürüyüş Federasyonu, Quebec Kano Federasyonu,
Quebec Festival ve Organizasyonları dahil olmak üzere, tatil alanındaki uzmanlığı ve
dinamikliği ile tanınan bu kuruluşlar Quebec’te turizm ürünlerinin ve hizmetlerinin
arzında dikkate değer bir yere sahiptir. Kar amacı gütmeyen bu kuruluşlar geniş bir
5
Bu kısım hazırlanırken büyük ölçüde Jolin, 2005’ten yararlanılmıştır.
29
tüketici grubunu bir ararya getirerek orjinal ürün ve hizmetler sunarak sadece iç turizm
değil bölge dışından gelecek yabancı turistleri de bölgeye çekmeye çalışmaktadırlar.
Quebec’in farklı bölgelerinde kar amacı gütmeyen ve müdaheleleri sosyal
turizmle nisbi bir ilişki içinde bulunan eko-müzeler, tercüme merkezleri, tema parkları
ve bazı özel konaklama veya yemek merkezleri gibi kuruluş ya da birlikler de
bulunmaktadır. Konaklama köyleri ve çeşitli yerel topluluklar (Kızılderililer, Inuitler) da
kendi yaşam tarzlarının ve geleneklerinin tanınması amacıyla ziyaretçilere kapılarını
açık tutmaktadır.
Bunun yanında Mer et Monde (Deniz ve Ufuk) ve Horizon Kozmopolite
(Kozmopolit Ufuk) gibi kar amaçlı şirketler de yaklaşık otuz ülkede eğitimler ve
kültürler arası değişim programları düzenlemektedir.
Quebec Hükümeti geçen otuz yıl boyunca ulusal tatil kuruluşlarının görev ve
işlevlerini destekleyerek onların tanınması ve mali fonlar bulabilmesi için bir program
geliştirmiştir. Böyle bir program aile tatil merkezleri ve tatil kampları için de mevcuttur.
Ayrıca, Quebec’teki fauna rezervleri ve ulusal parklar dışarıda gerçekleştirilen
faaliyetlere erişimi mümkün kılmaktadır.
Son olarak, Quebec bölgesinde sosyal turizme dönük örgütlü faaliyetlerden biri
olan Quebec Tatil Konseyi ve diğer ilgili organların, özellikle yeni bir turizm politikası
konusunda kamunun görüşünün alınmasına yönelik daha etkin bir eylem isteklerini ifade
ettikleri, sosyal ekonomi bağlamında yer alan araştırma üniversiteleri ve topluluklardan
oluşan bir birliğin Tatil ve Sosyal Turizm girişimince gerçekleştirilen erişilebilir,
sürdürülebilir ve dayanışma merkezli turizm başlıklı bir konferansa değinilebilir. 2
Haziran 2004’te Motreal’de ulusal federasyonlar, ekonomik ve toplumsal kalkınma
kuruluşları, tatil merkezleri, turist çekim merkezleri, üniversiteler ve liselerden yetmişin
üstünde insanı bir araya getiren konferansta, Quebec Tatil Konseyi bir deklarasyon
kabul ederek hükümet makamlarından bazı somut isteklerde bulunmuşlardır:
30
- Herkes için turizmin erişilebilirliğinin teşviki,
- Minimum yasal tatil süresinin, geçici işçileri de göz önünde bulundurarak
artırılması,
- Quebec’in farklı bölgelerinde, özellikle ortak tatil kaynaklarının geliştirilmesi
yoluyla ve gençler, küçük çocukları olan aileler, yaşlılar, göçmenler ve kısıtlı fiziksel
kapasiteye sahip insanlar özellikle dikkate alınarak turist arzının farklı tüketicilerin
koşullarına uygun olarak artırılması,
- Diğerlerine kıyasla daha mütevazi bir gelire sahip olan insanlar için Quebec’te
tatillere ve turistik gezilere erişimin mali olarak desteklenmesi,
- Bölgeler için turizmin sosyal ve ekonomik faydalarının artırılması,
- Özel, kamuya ya da topluluk kuruluşlarına ait tüm turizm aktörlerinin
hareketliliğinin, sektörün karşı karşıya olduğu mevcut sorunlarının çözülmesi için somut
ve yenilikçi çözümlerin bulunması adına teşvik edilmesi. Bu çözümler arasında Tatil
kartının uygulanması, erişilebilir rota’nın, Sahil Şerdinin, Ulusal Şerit’in geliştirilmesi
ve altyapıların dayanıklılıklarının sağlanması.
4.2.4. Rusya6
Bilindiği üzere Rusya, kısa bir zamanda toplumun devlet yapısı ve ekonomik
temellerde radikal değişiklikler yaşayan bir ülkedir. Yıkılan Sovyetler Birliği’nin
ideolojik temelleri özgürlük, eşitlik ve sosyal adalet ilkelerine dayanmaktaydı. Öyle ki,
birçok ülkede ücretli izne imkan tanıyan kanunun kabul edilmesiyle dünyada sosyal
turizmin oluşmasında 1936 yılı bir dönüm noktası olarak kabul edilirken, bu kanun
6
Bu kısım hazırlanırken büyük ölçüde Kolmakov, 2007’den yararlanılmıştır.
31
Sovyet Rusya’da 1918’de kabul edilmiştir. 1988 yılı resmi verilerine göre sanatoryum
ve eğlence merkezlerinde tıbbi tedavi alan ve eğlenen kişi sayısının 69 milyon olduğu ve
bunların 42 milyonunun turizm faaliyetlerine katıldığı görülmektedir.
Sendikaların,
geçlik kuruluşlarının ve bunların ihtisas bölümlerinin çabalarıyla Sovyet halkı sosyal
temelli dinlenme ve tatil fırsatlarından önemli ölçüde faydalanmışlardır.
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra devlet rejimi değişmiş ve yeni devlet
liderlerince uygulanan liberal kalkınma stratejisi ülkenin ekonomik yapısını radikal bir
şekilde değiştirmiştir. Sendikaların rolü ve mali imkanları önemli ölçüde azalmış, turizm
alanında, Intourist Devlet Ajansı, Turizm ve Gezi Merkezi Konseyi ve Sputnik Gençlik
Ajansı’nın oluşturduğu üç tekel yerini küçük ölçekli 15000’i aşkın özel turizm
acentasına bırakmıştır.
1998 yılında kabul edilen “Rusya Federasyonu’nda Turizm Faaliyetlerinin
Temelleri” başlıklı Federal Kanunda yerel, içeri gelen, sosyal ve spor turizminin
desteklenmesi
ve gelişiminin anahatları, devletin turizm faaliyetleri üzerindeki
kontrolünün öncelikli eğilimi bağlamında ortaya konmuştur. Ancak turizmde dışarı
giden turlar baskınlık kazanmış ve kitlesel sosyal turizm özellikle Türkiye ve Mısır’ın
dahil olduğu ucuz eğlence turları biçimini almıştır.
Rusya’da yerel turizmin geliştirilmesi konusu yerel ve bölgesel mercilere
aktarıldığından, turizmle ilgili veriler federal istatistiklerde yer almamaktadır.
Günümüzde, Rusya’da Sosyal Sigorta Fonu, sosyal turizmde ana rolü
üstlenmektedir. 2004 yılında yaklaşık 6 milyon çocuk, giderleri devletin mali
kaynaklarınca karşılanmak üzere farklı merkezlerde ücretsiz eğlence imkanı
bulabilmiştir. Aynı imkan bir milyonu aşkın engelli vatandaşa ve hastane tedavisinden
sonra tedavileri tamamlanma aşamasında olan kişilere de sağlanmıştır. Ayrıca
sanatoryum-yazlık kuruluşları ve eğlence merkezleri 2002 yılında 9035000 kişiye
hizmet vermiştir.
32
Son zamanlarda, Rusya Uluslararası Turizm Akademisi, turizmin geliştirilmesi
için yeni bir Federal Program’ın ve “Turizm ve Turizm Endüstrisi” üzerine yeni bir
kanunun kabul edilmesi ve Rusya Başkanı’nın yetkisi altında görev yapacak Turizm
Koordinasyon Konseyi’nin oluşturulması konusunda taleplerini dile getirmektedir.
Akademi, “Sosyal Turizm” üzerine Federal Kanun taslağıyla ilgili çalışmaları başlatmış
ve taslağı hazırlamış ve “Eğlence Tatil Çekleri” taslak kanunun değerlendirilmesine
katılmıştır.
33
BEŞİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZM
5.1. TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZMİN GELİŞİMİ
Türkiye’de sosyal turizmin yararlanıcıları önemli ölçüde kamu ve özel sektörde
çalışan ücretliler olmuştur. Ülkemizde tarım sektöründe istihdam edilen kişiler tarım
etkinliğinin yaz aylarında yoğun olması ve bu sektörde gelir düzeyinin düşük olması
nedenleriyle turizm faaliyetlerine katılamamaktadır. Tarihsel süreçte tarım sektöründe
çalışan sayısının azalması, sanayileşme ve buna bağlı olarak kentleşme olgusunun ortaya
çıkışı ve gelir düzeyinin yükselmesi gibi nedenlerle turizme ve özellikle ücretlilerin
sayısındaki artışa paralel olarak sosyal turizme olan talep artmıştır.
“Ülkemizde iç turizm hareketi 1950’lerde başlamış, 1960’larda hızlanmıştır.
1950’lerde iç turizm olayı olarak İzmir Fuarı ve İstanbul’u ziyaret ve iş takibi için
Ankara’ya gidiş söz konusu idi” (Usta, 1982: 10). 1960’lara doğru sanayileşme ve
şehirleşme, memur ve ücretli sayısındaki artış, ulaştırma olanaklarının iyileşmesi,
memur kesiminin küçük sahil şehirlerinde tatillerini geçirmelerini kolaylaştırmıştır.
Ücretli kesimin yıllık izinlerini geçirmek için yaptığı seyahatlerin dışında hafta
sonu ve geleneksel bayram ziyaretlerini de bir sosyal turizm hareketi olarak nitelemek
mümkündür.
5.2. TÜRKİYE’DE SOSYAL TURİZM POLİTİKALARI
Klasik anlamda turizm politikası kamu ve özel sektör tarafından turizmin
geliştirilmesi için alınan tedbirler ve yapılan uygulamalardır. Ancak 1970’lerden sonra
uluslararası alanda yaşanan değişimlerle turizm polikası yeni anlamlar kazanmıştır.
Turizm politikası bu çerçevede “...örgütlenmiş bir toplumda, turizmin ekonomik ve
ekonomik olmayan fonksiyonlarından en rasyonel şekilde yararlanmak, turizmin
muhtemel olumsuz etkilerini en alt düzeye indirmek amacyla turistik gelişmenin gidişine
bilinçli olarak yapılan müdahelelerin ve sektörde alınan önlemlerin tümüdür” (Olalı ve
diğerleri, 1983: 320) diye tanımlanmaktadır. Çağdaş turizm politikası denilebilecek bu
yeni tanımlamanın en çarpıcı özelliği, turizm politikası kurgulanırken ekonomik
güdülerin yanısıra, çevresel ve sosyal etkenlerin ve insan öğesinin de dikkate
alınmasıdır. Çağdaş turizm politikasının yeni hedefleri “...bozulmamış, korunmuş bir
doğa içinde ve bu niteliğe tamamen uyan tesisler ve konutlarda, yerli ve yabancı turistler
için kaliteli kapasiteyi kurarak hizmet sunmak olup, turizme açılan bölge veya yörede
yaşayanların uzun vadedeki çıkar ve yaşantılarını korumak,..., mümkün olan en geniş
insan kitlelerine (ulusal anlamda bütün vatandaşlar) uzun vadede maddi ve manevi
dinlenme olanakları sağlamak, insana sosyal ve kişisel açıdan kendini yeniden yaratma
ve kuvvetlendirme olanaklarını temin etmektir” (Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel
Müdürlüğü, 1993: 27). Yeni bir anlayış üzerine inşa edilen çağdaş turizm politikası,
herkes için turizm temelinde şekillenen sosyal turizmin hedefleriyle de paralellik
göstermektedir. Bu açıdan turizm politikalarında sosyal turizme yer vermek, turizmin
döviz kazancı getiren bir sektör olmasının yanısıra geniş halk kitlelerinin katılımıyla
dinlenmiş insanlar toplumu yaratmak isteyen her ülke ve özellikle Türkiye için
kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Ülkemizde uygulanan turizm politikalarını anahatlarıyla ortaya koymak adına
beş yıllık kalkınma planları incelendiğinde; “turizm yatırımlarının genel nitelikleri;
birinci plan döneminde daha ziyade mümkün olduğu kadar çok yerde konaklama
ünitelerinin gerçekleştirilmesi şeklinde belirlenmiştir. İkinci plan döneminde ise, kitle
turizmine yöneliş ve fiziksel plan anlayışının yerleşmesi olmuştur. Üçüncü plan dönemi
için hazırlanan genel strateji ise, kitle turizminin teşviki ve yeni turizm yatırımlarının
elverişli bölgelerde toplanması şeklinde iki ana unsurdan oluşur....Bu durumda sosyal
turizme özgü yatırımların, turizm planlamalarında ele alınmadığı, üçüncü plan
çerçevesinde ise sadece turizm faaliyetlerinin bütünü içinde sosyal turizmin gelişmesine
önem verilecektir denilerek soyut bir ifade ile yetinildiği görülmektedir” (Usta, 1982:
99).
35
IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda sosyal turizme diğer planlı dönemlerden daha
fazla önem verildiği söylenilebilir. “...konaklama tesisleri yatırımlarının turizmde
öncelikli yörelerde yoğunlaştırılması ve kitle turizmi gereklerine uygun tesisler
kurulması esas alınmıştır....Sektörün işleyişi öncelikle kitle turizmi ilkesine
göre
düzenlenecektir....Kitle turizmi, özellikle turistik önceliği olan yörelerde, ülkenin altyapı
ve turistik üst yapısına
koşut
olarak
geliştirilecek; altyapı ve turistik üst yapı kitle
turizminin gereklerini karşılayacak düzeye gelinceye kadar bireysel turizm ile kitle
turizmi bir arada değerlendirilecektir....Kamu kuruluşlarına ait kamplar, dinlenme
tesisleri ve turistik yörelerdeki eğitim tesislerindeki yatak kapasitelerinin tek merkezden
yönetimi ve bu tesislerden daha geniş
kitlelerin yararlanması
sağlanacaktır.
Nitelikleri dış turizme açılmaya uygun olanların kapsam içinde yönetilmesi öncelikle
ele alınacaktır. Bu kampların iç turizme dönük kullanımlarında kâr amacı gütmeden
işletilmeleri sağlanacak; yeni kurulma hali dışında, kuruluş bütçelerinden işletme
maliyetlerini ve idame yatırımı gereklerini karşılamak üzere herhangi bir yardım
yapılmayacaktır....Tek bir merkez tarafından yönetilen ve denetlenen yatak kapasitesinin
etkin bir biçimde pazarlanabilmesini sağlamak amacıyla TC. Turizm Bankası AŞ, Türk
Hava Yollan ve Devlet Hava Meydanları ve Limanlar Genel Müdürlükleri arasında
işbirliği yapılacak; mevsim içi uçak filosunun artırılması ile «charter» seferleri
düzenlenecek; sefer fiyatlarının saptanmasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığının görüşü
alınacaktır....Çalışanların, dinlence ve tatil
gereksinimini karşılamak için gerekli
önlemler alınacaktır” (DPT, 1979: 243, 432). Görüldüğü üzere. IV. Plan döneminde
geniş kitlelerin yararlanabileceği şekilde konaklama kapasitesinin artırılmasına ve
ulaşım maliyetlerinin düşürülmesine yönelik düzenlemeler yer almaktadır.
Bu dönemde sosyal turizme dönük bir diğer somut girişim de “tatil kredisi”
uygulamasıdır. Tatil kredisi sistemine atfen, IV. Plan özel ihtisas komisyonu raporunda;
“Devlet dar gelirli vatandaşların ucuz tatil yapma, eğlence ve dinlenme
ihtiyaçlarını karşılayacak tesisleri yapma girişiminde bulunacaktır. Bu amaçla, T.C.
Turizm Bankası Kuruluş Kanunu’nun 2a-5 maddesine (işçi ve memurların tatil ve
36
dinlenme ihtiyaçlarına cevap verecek sosyal turizm tesisleri kurmak ve işletmek) uygun
yatırımlara girişecektir.
Yukarıda adı geçen sosyal tesisler gerçekleştirilinceye kadar T.C. Turizm
Bankası tarafından uygulanmakta olan tatil kredisi sistemi, daha geniş bir kitleye hitap
edecek biçimde yeniden düzenlenerek işlerlik kazandırılacaktır” (Turizm Bakanlığı
Yatırımlar Genel Müdürlüğü, 1993: 28) denilmektedir.
V. , VI. , VII. , VIII. ve IX. Kalkınma Planları ve turizm özel ihtisas komisyonu
raporlarında sosyal turizme yönelik olarak detaylı ifadeler yer almamakta ancak sosyal
turizm içinde düşünülebilecek öğelere ilişkin düzenlemeler yapılacağı öngörülmektedir.
Örneğin V. Plan’da, “Türkiye’nin tabii, tarihi, arkeolojik ve kültürel varlığı, kış,
av ve su sporları, festival, sağlık ve gençlik turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyeli,
ekolojik dengeyi koruma, çevreyi temiz sağlıklı tutma ve güzelleştirme ilkeleri
doğrultusunda değerlendirilecektir” (Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü,
1993: 28),
VI. Plan’da, “Sektörde kış, av ve su sporları ile festival , sağlık, gençlik, kongre,
termal, golf ve üçüncü yaş turizmini daha cazip hale getirecek teşvik politikaları
geliştirilecektir...toplumun en uygun şartlarda tatil yapması sağlanacaktır” (Turizm
Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü, 1993: 28),
VIII. Plan özel ihtisas komisyonu raporunda, “üçüncü yaş turizmi¸ kıyı
turizminin 12 aya yayılmasına fırsat veren, tesisleri fizibl hale getiren, çoğunluğu
sezonluk olan turizm elemanına iş sahası yaratan, mevcut yatırımları değerlendirerek
turizm girdisi yaratan, bu özellikleri nedeniyle teşvik edilmesi gereken bir turizm
çeşididir. Ayrıca, yasaların tesislerde bulunmasına zorunluluk getirdiği, özürlülerle ilgili
teknik ve yapısal düzenlemelere uyulmalı ve bu düzenlemeler fonksiyonel hale
getirilmelidir…” (DPT, 2001: 27) ve
37
“İç Turizm ve Desteği; özellikle yüksek sezon dışı dönemlerde ve öncelikle
çalışan veya emekli halkın tatil ihtiyacının karşılanması için her türlü tedbir alınmalıdır.
Bu amaçla, tatil kredisi uygulanmasının yaygınlaştırılması gerekir. Kamu kamp ve tatil
köyleri, kamu otellerinin hızla özelleştirilmesi, kaynak yaratmak yanında kamu
çalışanının yalnızca belli yerlerde değil, tüm Türkiye’nin otellerinde tatil yapabilmeleri
sağlanmalıdır. Yine bu amaçla T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim dönemleri
değiştirilerek okulların kapanış devresinin Mayıs ayına çekilmesi birçok Türk çalışanına
tatil yapma olanağı sağlayacaktır” (DPT, 2001: 25)
ifadeleri yer almaktadır.
Ayrıca VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda dar gelirli bireylerin konaklama
ihtiyaçlarına cevap verebilecek pansiyonların işletmeciliği ile ilgili bir kanun tasarısının
hazırlanmasının planlandığı da ifade edilmektedir.
Yine IX. Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda, üçüncü
yaş ve gençlik turizminin ayrıca teşvik edilmesi ve “Yöresel ve bölgesel turizme
yönelik, alternatif konaklamaya (halen ağırlıklı olarak 5 yıldızlı yatırımlar vardır;
bunların pansiyon, 3 yıldız, 4 yıldız gibi ara konaklama üniteleri ile desteklenmesi)
yönelik tesislerin teşvik edilmesi” (DPT, 2007: 66) hedeflenmiştir.
Son olarak üretim, yönetim ve uygulama süreçlerinde turizm sektörünün önünde
bir yol haritası olarak nitelenen 2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde sosyal turizmle ilgili
olarak;
“iç turizmden başta dezavantajlı gruplar (özürlüler, düşük gelirliler, gençler,
kadınlar v.b. ) ve genç nüfusun daha fazla yararlanmasına yönelik çeşitli sosyal turizm
projeleri kamu ve özel sektör işbirliği ile gerçekleştirilecektir. İç turizmin yönetimi ve
yönlendirilmesinde kamu etkinliğinin artırılması için iç turizm pazarının araştırılması ve
değerlendirilmesine yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde İç Turizm
Araştırma Birimi…” nin kurulacağı (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007: 15),
38
iç turizm pazarının desteklenmesi kapsamında “orta ve düşük gelir gruplarındaki
yerli turistlarin tatil ihtiyaçlarını karşılamaları için turizm tesislerinin uygun kontenjan
ve fiyat ayarlamaları yapmaları...” nın (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007: 16)
sağlanacağı,
“dezavantajlı grupların tatile çıkmalarını olanaklı kılacak sosyal turizm
projeleri…” nin geliştirileceği (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007: 16) ifade
edilmektedir.
Bunlara ilaveten sosyal turizmle bağlantılı olarak “…gençliğin ülkemizi daha iyi
tanıması, seyahat ve tatil alışkanlığı edinmesi açısından turizm işletmelerinin gençlik
turizmine daha fazla yönelmeleri için sektör ile ortak çalışma ve programlar…” (Kültür
ve Turizm Bakanlığı, 2007: 16) gerçekleştirileceği ve seyahat ederken sosyal turizm
bireyleri için sağladığı avantajlar itibariyle önemli olan
payının
artırılması
amacıyla
bölgeler
arası
demiryolu taşımacılığının
bağlantıların
geliştirilmesi
de
hedeflenmektedir.
Görüldüğü üzere, 80’li yıllardan sonraki kalkınma planlarında sosyal turizm ile
ilgili detaylı bir düzenlemeye gidilmemesine karşın, sosyal turizmle bağlantılı
sayılabilecek gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi, demiryolu taşımacılığı gibi alanların
geliştirilmesine yönelik eylemlerin uygulamaya konulacağı ifade edilmektedir.
39
5.3. SOSYAL TURİZMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN TÜRKİYE AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
5.3.1. Ücretli Tatil Hakkı
Anayasa’nın 50. Maddesi “Her çalışan dinlenme hakkına sahiptir. Ücretli hafta
ve bayram tatili ve ücretli yıllık izin kanunla düzenlenir” (1982 Anayasası) diyerek
sosyal turizmin oluşması için temel faktör olan ücretli izni yasal bir hak olarak
düzenlemiştir. Ücretli izin hakkına ilişkin detaylar 4857 sayılı İş Kanunu ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenmiştir (4857 sayılı İş Kanunu ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu).
Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri konusunda, 4857 sayılı İş Kanunu Madde
53’e göre; işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere,
en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından
vazgeçilemez. Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya
işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
az olamaz.
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere
verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş
sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
Yıllık izin konusunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Madde 102’ye göre;
devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil)
40
olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde
bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir. Aynı kanunun 103.
maddesine göre; yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca
göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izliyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari
yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer.
Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer
mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez. Hizmetleri sırasında radyoaktif
ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir.
Grafik 5: Haftalık çalışma saati 40 ve daha üstü olanların toplam çalışanlar içindeki payı (2007)
100
90
80
70
%
60
50
40
30
20
10
AB
OECD
Macaristan
Türkiye
Slovakya
Polonya
Çek Cum.
Yunanistan
Güney Kore
ABD
Lüksemburg
İzlanda
İspanya
Portekiz
İsviçre
Japonya
İtalya
Yeni Zelanda
İsveç
Avusturya
Kanada
Almanya
İngiltere
Avustralya
Finlandiya
İrlanda
Fransa
Belçika
Hollanda
Norveç
Danimarka
0
Kaynak: OECD 2008
Anayasal olarak sosyal bir devlet olan Türkiye’de iş kanunu ve devlet memurları
kanununda ücretli izin, çalışma süreleri ve tatil hakları konusunda düzenlemeler yer
almasına karşın, Grafik 5’te de görüldüğü gibi, OECD ve AB ülkelerine gore, haftalık
çalışma saati 40 ve daha üstü olanların toplam çalışanlar içindeki payı oldukça yüksektir.
Türkiye’de ortalama çalışma sürelerinin gelişmiş ülkelere nazaran yüksek olduğunu
41
ifade eden bu gösterge, doğal olarak izin ve tatil sürelerinin de daha az olduğunu ve
bireylerin turizme katılımları için
kullanabilecekleri
zamanın daha az olduğunu
gösterir.
5.3.2. Doğal Kaynaklar
Türkiye sosyal turizme elverişli bir iklim ve doğal yapıya sahiptir. Deniz ve
güneşten yararlanma olanağının fazla olması ve mevsimsel çeşitlilik çalışanların belli
zaman dilimleri içinde aynı imkanlardan yararlanmasına izin vermektedir. Türkiye iklim
şartlarının yanısıra kültürel ve tarihi açıdan da zengin bir ülkedir. Kültürel zenginlik de
sosyal turizm için önemli bir potansiyeldir.
5.3.3.Sosyo-Ekonomik Durum
Türk toplumunun 1950’lerden itibaren sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte
geleneksel ve tarıma bağlı yapısından sıyrılması turizme katılımı giderek artırmıştır.
Kent yaşamının getirdiği sosyal ve psikolojik olumsuzluklar ve gelir düzeyinin tarım
sektörüne kıyasen yükselmesi bireyleri tatile çıkmaya teşvik etmiştir. Sanayileşmekentleşme ve turizme katılım arasındaki paralel ilişki ülkemizde de turizmin ve sosyal
turizmin gelişimine uygun bir ortam hazırlamaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 1980 ve 2006 verilerine göre, istihdam edilenlerin
sektörel dağılımı incelendiğinde, tarım sektöründe çalışan kişilerin toplam çalışanlar
içindeki payı 1980 yılında ortalama olarak % 61 iken 2006 yılında % 27’ye düşmüştür.
Buna karşılık sanayi sektöründe çalışanların toplam çalışanlara oranı 1980’de 12 ve
2006 ‘da % 25, hizmetler sektöründe çalışanların toplam çalışanlara oranı 1980’de 27 ve
2006’da % 48’tür.
42
Grafik 6: Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı (2006)
Tarım
27%
Hizmetler
48%
Sanayi
25%
Kaynak: TÜİK. Hanehalkı İşgücü Anketleri (inşaat sektörü, sanayi sektörü içinde
değerlendirilmiştir).
Tarım sektöründe istihdam edilenlerin sayısındaki çarpıcı düşüş, küreselleşme
süreci ve buna paralel olarak ülkemizde uygulanan liberal politikaların etkisiyle
meydana gelmektedir. Ülkemizde istihdam edilenlerin sayısındaki bu azalmanın turizm
etkinliklerine katılımı da artırdığı söylenebilir.
Grafik 7: OECD Ülkelerinde İstihdamın Sektörel Dağılımı (1996-2005)
100%
90%
80%
70%
60%
hizmetler
sanayi
tarım
50%
40%
30%
20%
10%
Kaynak: Birleşmiş Milletler 2007-2008.
43
Türkiye
ABD
OECD
İngiltere
İsveç
İsviçre
İspanya
Portekiz
Norveç
Polonya
Yeni Zelanda
Meksika
Hollanda
Lüksemburg
İtalya
Japonya
İrlanda
İzlanda
Macaristan
Yunanistan
Fransa
Almanya
Finlandiya
Çek Cum.
Danimarka
Belçika
Kanada
Avusturya
Avustralya
0%
Tarım dışındaki sektörlerin istihdamdaki toplam payı % 73 iken, tarım
sektörünün payı ise % 27’dir. Diğer yandan, Grafik 7’de de görüldüğü gibi, tarım
sektöründeki istihdam düşüşüne rağmen, tarımsal faaliyetlerin toplam istihdam içindeki
payı, gelişmiş ülkelere göre hala yüksektir. Buradan hareketle ülkemizin gelişmiş
ülkelere nazaran daha kırsal bir yapı özelliği gösterdiğini, bunun da tarımsal faaliyetlerin
özellikle yaz mevsiminde yoğunlaştığı dikkate alındığında, sosyal turizme katılımı
olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.
Grafik 8: Türkiye’de Milli Gelirin (GSYİH) Sektörel Dağılımı (2006)
Tarım
9%
Hizmetler
63%
Sanayi
28%
Kaynak: TÜİK. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İstatistikleri (inşaat sektörü, sanayi sektörü içinde
değerlendirilmiştir).
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006 verilerine göre, milli gelirin dağılımı
incelendiğinde (Grafik 8), tarım sektörünün payının % 9, sanayi sektörünün payının %
28 ve hizmetler sektörünün payının % 63 olduğu görülmektedir. Dikkat edilirse tarım
dışındaki sektörlerin milli gelir içindeki toplam payı % 91 gibi büyük bir orana
sahipken, tarım sektörünün payı ise sadece % 9’dur. Grafik 6’da tarım sektöründeki
istihdam oranının % 27 olduğu hesaba katılırsa, tarım sektöründe çalışanların, sanayi ve
hizmetler sektörlerine göre milli gelirden oransal olarak çok daha az pay aldıkları
görülecektir. Buradan, tarım sektöründeki gelir düzeyinin, diğer sektörlere göre çok daha
44
düşük olduğu ve turizm faaliyetlerine katılma oranlarının da gelire bağlı olduğu göz
önünde bulundurulursa, tarım sektöründe çalışan insanların turizm ve sosyal turizme
katılımlarının az olduğu sonucu çıkarılabilir.
Grafik 9’da OECD ülkelerinde milli gelirin sektörel dağılımı verilmiştir.
Görüleceği gibi, OECD ülkelerinde de tarımın milli gelirden aldığı paylar düşüktür.
Ancak, gelişmiş ülkelerde tarımın istihdam içindeki payı da düşük olduğundan, OECD
ülkelerinde tarım sektörünün aldığı milli gelir payı açısından çok büyük bir dengesizlik
olduğu söylenemez.
Grafik 9: OECD Ülkelerinde Milli Gelirin (GSYİH) Sektörel Dağılımı (1996-2005)
100%
90%
80%
70%
60%
hizmetler
sanayi
tarım
50%
40%
30%
20%
10%
Türkiye
OECD
İngiltere
Sweden
İspanya
Slovakya
Polonya
Portekiz
Norveç
Meksika
Hollanda
Lüksemburg
Güney Kore
İtalya
Macaristan
Yunanistan
Almanya
Fransa
Finlandiya
Danimarka
Belçika
Çek Cum.
Avusturya
Avustralya
0%
Kaynak: Dünya Bankası, Dünya Gelişme Göstergeleri 2008.
DPT’nin 2003’te yaptığı ve İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik
Sıralaması Araştırması; sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyelerini yansıttığı varsayılan ve
45
gelişmişliğin neden ve/veya sonucu olarak ortaya çıkan demografik yapı, istihdam,
eğitim, sağlık, altyapı, imalat sanayi, inşaat, tarım, mali değişkenler gibi sosyal ve
ekonomik 100’e yakın gösterge kullanılarak gerçekleştirilmiştir (DPT, 2003).
Sözkonusu sıralama, Tablo 3’te gösterilmiştir. Diğer verilerle tutarlı olarak, bu tabloda
da, kırsal ve görece tarıma dayalı bölgelerimizin daha alt sıralarda olduğu görülmektedir.
Tablo 3: İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzeylerine Göre Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik
Sıralaması (2003)
Sıra
No
1
Düzey 1
İstanbul
2
Batı Anadolu
3
Doğu Marmara
4
Ege
5
Batı Marmara
6
Akdeniz
7
Batı Karadeniz
8
Orta Anadolu
9
Doğu Karadeniz
10
Güneydoğu Anadolu
11
Ortadoğu Anadolu
12
Kuzeydoğu Anadolu
Düzey 2
İstanbul
Ankara
Konya
Bursa
Kocaeli
İzmir
Aydın
Manisa
Tekirdağ
Balıkesir
Antalya
Adana
Hatay
Zonguldak
Kastamonu
Samsun
Kırıkkale
Kayseri
Trabzon
Gaziantep
Şanlıurfa
Mardin
Malatya
Van
Erzurum
Ağrı
Düzey 3
İstanbul
Ankara
Konya, Karaman
Bursa, Eskişehir, Bilecik
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova
İzmir
Aydın, Denizli, Muğla
Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak
Tekirdağ, Edirne, Kırklareli
Balıkesir, Çanakkale
Antalya, Isparta, Burdur
Adana, Mersin
Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye
Zonguldak, Karabük, Bartın
Kastamonu, Çankırı, Sinop
Samsun, Tokat, Çorum, Amasya
Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir
Kayseri, Sivas, Yozgat
Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane
Gaziantep, Adıyaman, Kilis
Şanlıurfa, Diyarbakır
Mardin, Batman, Şırnak, Siirt
Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli
Van, Muş, Bitlis, Hakkari
Erzurum, Erzincan, Bayburt
Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan
Kaynak: DPT, 2003.
Türkiye’de tarımın istihdam payının hala yüksek olmasının en önemli nedeni,
pek çok bölgedeki nüfusun önemli bir bölümünün geçimini tarımsal faaliyetlerden
46
sağlamasıdır. Sözkonusu bölgelerimiz için turizme ve dolayısıyla sosyal turizme katılım
potansiyelinin düşük olduğu söylenebilir.
Grafik 10: Türkiye’de İstihdamın Bölgelere Göre Sektörel Dağılımı (2006)
100%
80%
60%
40%
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı İşgücü Anketleri.
Grafik 11: Türkiye’de Milli Gelirin (GSYİH) Bölgelere Göre Dağılımı (2001)
Ortadoğu Anadolu
2%
Doğu Karadeniz
3%
Kuzeydoğu Anadolu
1%
İstanbul
21%
Orta Anadolu
4%
Batı Marmara
5%
Batı Karadeniz
6%
Ege
17%
Güneydoğu Anadolu
6%
Batı Anadolu
10%
Doğu Marmara
13%
Akdeniz
12%
Kaynak: TÜİK, Bölgeler Göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İstatistikleri.
47
Güneydoğu Anadolu
Ortadoğu Anadolu
Kuzeydoğu Anadolu
Doğu Karadeniz
Orta Anadolu
Akdeniz
Batı Karadeniz
Tarım
Batı Anadolu
Sanayi
Doğu Marmara
Hizmetler
Ege
İstanbul
0%
Batı Marmara
20%
Hanehalklarının harcama kalemlerine göre tüketim harcamalarının dağılımları
Grafik 12’de gösterilmiştir. Buna göre, Türkiye’de hanehalkı tüketim harcamaları içinde
eğlence, dinlenme ve kültür harcamalarının payının çok az (2.4 civarında) olduğu ve
yukarıdaki açıklamalarla da tutarlı olarak kırsal kesimde yaşayanların eğlence, dinlenme
ve kültür harcamalarının, kenttekilere göre oransal olarak daha az olduğu
gözlemlenmektedir.
Grafik 12: Kent-Kır Ayrımında Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim Harcamasının
Dağılımı (%) (2003-2004)
40
35
30
25
20
15
10
Çeşitli mal ve
hizmetler
Lokanta ve Oteller
Eğitim
Eğlence, Dinlenme
ve Kültür
Haberleşme
Ulaştırma
Sağlık
Mobilya, ev aletleri ve
ev bakım hizmetleri
Konut, kira, elektrik,
su, gaz
Giyim ve Ayakkabı
Türkiye
kent
kır
Alkollü İçecekler,
sigara ve tütün
0
Gıda ve Alkolsüz
İçecekler
5
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
Harcama türlerine göre hanehalkı tüketim harcamasının Türkiye’deki 12 bölgeye
gore dağılımı Grafik 13’te verilmiştir. Geliri, görece tarıma dayalı bölgelerdeki eğlence,
dinlenme ve kültür harcamalarının payının az olduğu görülmekle birlikte, esasen tüm
bölgelerde sözkonusu pay çok düşüktür.
48
Grafik 13: Harcama Türlerine Göre Hanehalkı Tüketim Harcamasının Bölgesel Dağılımı
(2003-2004)
100%
90%
Çeş itli m al ve hizm etler
80%
Lokanta ve Oteller
Eğitim
70%
Eğlence, Dinlenm e ve
Kültür
Haberleş m e
60%
Ulaş tırm a
50%
Sağlık
Mobilya, ev aletleri ve ev
bakım hizm etleri
Konut, kira, elektrik, s u,
gaz
Giyim ve Ayakkabı
40%
30%
Alkollü İçecekler, s igara
ve tütün
Gıda ve Alkols üz
İçecekler
20%
G
üneydoğuAnadolu
O
rtadoğuAnadolu
KuzeydoğuAnadolu
DoğuKaradeniz
Batı Karadeniz
O
rtaAnadolu
Akdeniz
Batı Anadolu
DoğuM
arm
ara
Ege
İstanbul
0%
Batı M
arm
ara
10%
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
Sosyo-ekonomik durumla ilgili değinilebilecek başka bir husus da hanehalkı
büyüklüğü, gelir ve turizm arasındaki dolaylı ilişkidir. TÜİK 2002-2007 istatistiklerinde
hanehalkı büyüklüğüne göre tüketim harcamalarında eğlence, dinlenme ve kültür
harcamalarının payı Grafik 14’te gösterilmiştir. Grafikten, eğlence, dinlenme ve kültür
harcamasına en fazla pay ayıran ailelerin 3 ve 4 kişilik aileler olduğu anlaşılmaktadır.
Bu ailelerin 1-2 çocuklu aileler olduğunu varsaymak yanlış olmayacaktır. Bu da bize, 12 çocuklu ailelerin çocuksuz ailelere göre daha fazla eğlence, dinlenme ve kültür
harcaması yaptıklarını göstermektedir. Ancak çocuk sayısı arttıkça, gelir düzeyinde
düşmenin söz konusu harcamaları azalttığı görülmektedir.
49
Grafik 14: Hanehalkı Büyüklüğüne Göre Tüketim Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve Kültür
Harcamalarının Payı (2002-2007)
3.5
3.0
2.5
Türkiye
1.5
kent
kır
%
2.0
1.0
0.5
0.0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10+
hanehalkı büyüklüğü
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
Grafik 15: Hanehalkı Tipine Göre Tüketim Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve Kültür
Harcamalarının Payı (2002-2007)
3.5
3.0
%
2.5
Türkiye
2.0
kent
1.5
kır
1.0
0.5
0.0
Tek
çocuklu
aile
İki
çocuklu
aile
Üç ve Çocuksuz Ataerkil
Tek
Birarada
daha
çift
veya yetişkinli yaşayan
fazla
geniş aile
aile
kişiler
çocuklu
aile
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
50
5.3.4. Organizasyon ve Yatırım
Sosyal turizm politikaları, düşük gelir gruplarının turizm faaliyetine dahil
olabilmesini sağlayan, dar gelirli kitlelerin gelir düzeylerine göre konaklayabilecekleri
tesislerin ve yararlanabilecekleri hizmetlerin sunumunu ve altyapılarının hazırlanmasını,
ulaşımda bu kitlelere yönelik indirim ve kolaylıkları içeren politikalardır.
Dış turizmin döviz getirisi ön planda tutularak, ülkemizde geçmiş dönemde
uygulamaya konan turizm politikaları, turizm yatırımlarının lüks nitelikte hizmet sunan
işletmelere ve bu tür bir altyapıya yönelmesine neden olmuştur. Bir önceki bölümde
ayrıntısıyla değinildiği üzere, ülkemizde sosyal turizme dönük kapsamlı bir politikanın
mevcut olmayışı nedeniyle, sosyal turizm tesisleri kapsamında değerlendirilebilecek
tesisler, devlet kuruluşları, bankalar ya da özel sanayi kuruluşlarının personeline tatil
imkanları sunan sosyal tesislerdir. Kamu kampları diye de nitelendirilen bu tesislerin
sayılarının 2005 yılı itibarile 400’ü aşkın olduğu ve yatak kapasitelerinin 120000’i aştığı
iddia edilmektedir (Polatoğlu, 2005).
Grafik 16: Türkiye ve OECD Ülkelerindeki Kamu Harcamalarının Dağılımı (2006)
40
35
30
%
25
20
15
10
Sosyal Güvenlik
ve Sosyal Yardım
Eğitim
ve Din
Dinlenme,Kültür
Sağlık
Refah
İskan ve Toplum
Çevre Koruma
Ekonomik İşler
Güvenliği
OECD
Kamu Düzeni ve
Türkiye
Savunma
0
Genel Kamu
5
Kaynak: OECD 2008 ve Maliye Bakanlığı 2008. (yuvarlamalardan dolayı dağılım toplamları 100’den 1-2
puan fazla olabilir).
51
Grafik 16 ve Grafik 17, sırasıyla, kamu harcamalarının dağılımı ve eğlence,
dinlenme ve kültür harcamalarının paylarının 2006 yılı için OECD ve Türkiye
karşılaştırmasını göstermektedir. Eğlence, dinlenme ve kültür, sosyal güvenlik ve sosyal
yardım harcamalarının gelişmiş ülkelerde Türkiye’ye kıyasla yüksek düzeyde olduğu
görülmektedir. Buradan yola çıkarak, kamu tarafından sosyal turizme yapılan
yatırımların gelişmiş ülkelerde ülkemize kıyasla daha fazla olduğunu söylemek yanlış
olmayacaktır.
Grafik 17: OECD Ülkelerindeki Kamu Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve Kültür
Harcamalarının Payı (2006)
9
8
7
6
%
5
4
3
2
1
Japonya
ABD
Yunanistan
Türkiye
Almanya
İtalya
İrlanda
Avusturya
İsveç
İngiltere
Portekiz
Kanada
Finlandiya
Norveç
Slovakya
Polonya
Belçika
Yeni Zelanda
Fransa
Güney Kore
Hollanda
Çek Cum.
Danimarka
İspanya
Macaristan
İzlanda
Lüksemburg
0
Kaynak: OECD 2008. Maliye Bakanlığı 2008.
5.3.5. Gelir Düzeyi
Sosyal turizme olan talebi etkileyen en önemli değişken, hane halkının gelir
düzeyidir. Zira, gelir düzeyindeki yetersizlik, sosyal turizme ilişkin sorunları ve
52
alternatif gelir düzeylerine karşılık çeşitli sosyal turizm uygulamalarını ortaya
çıkarmaktadır.
Grafik 18: OECD Ülkelerindeki Hanehalkı Tüketim Harcamalarında Eğlence, Dinlenme ve Kültür
Harcamalarının Payı (2005)
12
11
10
9
8
%
7
6
5
4
3
2
1
Türkiye
Meksika
İtalya
Yunanistan
Güney Kore
İrlanda
Lüksemburg
Polonya
Portekiz
Belçika
Japonya
Macaristan
OECD
Germany
AB
İsviçre
ABD
Slovakya
Fransa
Hollanda
Kanada
İspanya
İsveç
Danimarka
Finlandiya
İzlanda
Avustralya
Avusturya
Norveç
İngiltere
Yeni Zelanda
Çek Cumhuriyeti
0
Kaynak: OECD 2008.
Ülkemizdeki gelir düzeyi-tüketim harcaması-eğlence kültür harcamaları ile ilgili
olarak Grafik 18, OECD ülkelerine kıyasen çok çarpıcı bir tabloyu ortaya koymaktadır.
Ülkemizde eğlence, dinlenme ve kültür harcamalarına ayrılan pay, gelişmiş ülkelere
nazaran oldukça düşük düzeydedir. Bunun en önemli nedeni kuşkusuz gelişmiş
ülkelerdeki gelir düzeyinin ülkemize göre yüksek düzeyde olmasıdır. Türkiye ve OECD
ülkelerinde harcama türlerine göre hanehalkı tüketim tarcamasının dağılımını gösteren
Grafik 1’den de hatırlanacağı gibi, ülkemizdeki gıda, konut, giyim, vs. gibi zorunlu
harcamaların hanehalkı tüketim harcamalarındaki payı OECD ülkelerine göre çok
yüksektir. Turizm harcamaları, zorunlu harcamalardan sonra gelirin kalan kısmı ile
53
yapıldığından, gelişmiş ülkelerdeki turizm harcamalarının (eğlence, dinlenme ve kültür
harcamalarının bir kalemi olarak) ülkemize göre çok yüksek düzeyde olması şaşırtıcı
değildir.
Grafik 19: Gelire Göre % 20’lik Dilim Ayrımında Hanehalkı Tüketim Harcamalarında Eğlence,
Dinlenme ve Kültür Harcamalarının Payı (2002-2007)
3.5
3.0
2.5
Türkiye
2.0
%
kent
1.5
kır
1.0
0.5
0.0
1. %20
2. %20
3. %20
4. %20
5. %20
gelir grubu
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
TÜİK 2002-2007 verilerinde, gelire göre % 20’lik dilim ayrımında hanehalkı
tüketim harcamalarında eğlence, dinlenme ve kültür harcamalarının payı, Grafik 21’de
gösterilmiştir.
Grafik 20’deki gelirin elde edilme kaynağına göre, eğlence, dinlenme ve kültür
harcamalarının payı konusunda, kır ve kentteki emeklilerin hiç bir farklılık
göstermediklerini söylemek mümkündür. Ayrıca Türkiye’de emeklilerin, gelirini diğer
gelir kaynaklarından elde edenlere göre, eğlence, dinlenme ve kültür harcamalarına daha
az pay ayırdıkları görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, ülkemizde emeklilik
gelirlerinin çok düşük düzeyde olmasıdır. Literatürde “üçüncü yaş dönemindeki
bireyler” şeklinde tanımlanan emeklilere yönelik olarak Türkiye’de sosyal turizm
desteği verilmesi gerektiği açıktır.
54
Grafik 20: Hanehalkının Temel Gelir Kaynağına Göre Tüketim Harcamalarında Eğlence ve Kültür
Harcamalarının Payı (2002-2007)
3.5
3.0
2.5
Türkiye
1.5
kent
kır
%
2.0
1.0
0.5
0.0
Maaş, ücret
geliri
Müteşebbis
geliri
Gayrimenkul Menkul kıymet Emeklilik geliri
kira geliri
geliri
Diğer
karşılıksız
gelirler
Kaynak: TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri.
Grafik 21: OECD Ülkelerindeki Yoksulluk Oranları (*)
25
20
%
15
10
5
55
Meksika
ABD
Türkiye
İrlanda
İspanya
Kaynak: OECD, 2008. (*): medyan gelirin % 60’ının altında geliri olan kişilerin yüzdesi.
Yeni Zelanda
Polonya
Japonya
Güney Kore
Portekiz
İtalya
Avustralya
Yunanistan
OECD
Kanada
Almanya
Belçika
İsviçre
İngiltere
Finlandiya
Fransa
Hollanda
Slovakya
Avusturya
Norveç
Lüksemburg
İzlanda
Macaristan
Danimarka
İsveç
Çek Cumhuriyeti
0
OECD 2008 verilerine gore, OECD ve Türkiye’de yoksulluk oranları Grafik
21’de gösterilmiştir. Türkiye’de yoksulluk oranı, Meksika hariç, diğer OECD ülkerinin
hepsinden daha fazladır.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Birimi’nin hesapladığı insani gelişme endeksi
(İGE), sağlık, bilgi ve yaşam standardı açısından bir ülkenin ortalama başarımlarının
bileşimi ile ölçülen bir endekstir. İGE değeri; doğuşta beklenen yaşam süresi (sağlık),
yetişkin okur-yazarlık oranı, ilk, orta ve yüksek öğretimde brüt okullaşma oranları (bilgi)
ve satın alma gücüne göre kişi başına gayri safi yurt içi hasıla (yaşam standardı)
birleşiminden oluşmaktadır (Birleşmiş Milletler, İnsani Gelişme Raporu 2007-2008).
Tablo 4’ten görüleceği üzere Türkiye bu endekste, 2006 yılı itibariyle 179 ülke
arasında 73. sıradadır ve yine 2006 yılı itibariyle, bu endeksin yüksek, orta ve düşük
kategorileri arasında ise orta kategori ülkelerinin en üst sırasındadır.
Tablo 4: İnsani Gelişme Endeksi ve Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Değerleri (2006)
Türkiye
Gelişmekte olan ülkeler
Az gelişmiş ülkeler
Arap Ülkeleri
Orta Asya ve Pasifik
Latin Amerika ve Karayipler
Güney Asya
Sahra Altı Afrika
Orta, Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu
OECD
Yüksek Gelirli OECD ülkeleri
İGE
0.798
0.688
0.480
0.713
0.762
0.810
0.606
0.495
0.814
0.925
0.950
Kişi başına
GSYİH (*)
11535
4572
1125
7760
5110
9051
2671
1873
10827
30879
35331
Yüksek İGE ülkeleri
Orta İGE düzeyli ülkeleri
Düşük İGE düzeyli ülkeler
0.901
0.690
0.444
25100
3829
1199
Yüksek Gelirli Ülkeler
Orta Gelirli Ülkeler
Düşük Gelirli Ülkeler
0.942
0.774
0.564
35062
6649
1949
Kaynak: BM İnsani Gelişme Raporu 2007-2008, Dünya Bankası 2008 ve OECD 2008 verilerinden derlenmiştir. (*):
ABD Doları bazında Kişi başına GSYİH’nın satın alma gücüne göre hesaplanmış değeridir.
56
Yukarıdaki bölümlerde açıklanan Lorenz eğrisi, Gini katsayısı gibi göstergelerle
tutarlı olarak, yüksek yoksulluk oranı ve İGE değerlerinin de sosyal turizm açısından
güçleştirici bir faktör olduğu söylenebilir. İnsani gelişme endeksinin yıllar itibariyle
trendleri Grafik 22’de de görüldüğü gibi, Türkiye açısından az da olsa olumlu bir
gelişme göstermektedir.
Grafik 22: Türkiye, OECD ve AB Ülkelerinde İGE Gelişim trendleri
1.000
0.950
0.900
0.850
Türkiye
0.800
OECD
AB
0.750
0.700
0.650
0.600
1980 1985 1990 1995 2000 2003 2004 2005 2006
Kaynak: BM İnsani Gelişme Raporu 2007/2008, Dünya Bankası 2008 ve OECD 2008 verilerinden
derlenmiştir.
Ülkemizde gelir düzeyine ilişkin çarpıcı bir istatistik de, hane halklarının
aldıkları yardımların türleridir. Grafik 23’te ülkemizde düşük gelirli hanehalklarının
gıda, nakit, yakacak, kira gibi daha çok zorunlu sayılan harcama kalemleri için yardım
aldıkları görülmektedir. Zorunlu harcamaları için bile yardım alan kimselerin turizm
faaliyetlerine katılmalarını sağlamak amacıyla etkili bir sosyal turizm politikasının
kaçınılmaz olduğu açıktır.
57
Grafik 23: Hanehalklarının son bir yılda aldığı yardımların türü, 2003-2007
100%
90%
diğer
80%
kira yardımı
70%
ücretsiz eğitim
60%
ilaç-tıbbi gereç
50%
yakacak
40%
ev eşyası
giyecek
30%
yiyecek
20%
nakit para
10%
0%
2003
2004
2005
2006
2007
Kaynak: TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırmaları, 2003-2004-2005-2006-2007
58
SONUÇ VE ÖNERİLER
Turizm, sanayileşme olgusuyla paralellik gösteren bir biçimde kitlelerin de
katılabildiği bir faaliyet haline gelmiştir. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan işçi sınıfının
çalışma koşullarının iyileştirilmesi için verdiği örgütlü mücadele, hükümetleri ve
işverenleri iş ve yaşam koşullarının yeniden düzenlenmesi zorunluluğu ile karşı karşıya
bırakmıştır. Bu bağlamda, pek çok ülkede 1936 yılında ücretli iznin yasal bir zemine
kavuşturulması, sosyal turizmin başlangıç tarihi sayılabilir.
Sosyal turizm tarihsel süreçte, turizmden özellikle ekonomik koşulları yetersiz
kimselerin yararlanmasını sağlamak amacıyla, kendine özgü bazı uygulamalarla ortaya
çıkmıştır. Devlet kredi yardımları, sendika ya da derneklerin girişimleri, tasarruf
sandıkları, kooperatifler, özel indirimler, özel konaklama tesisleri gibi uygulamalar pek
çok ülkenin turizm sektöründe ağırlık kazanmaktadır.
Uluslararası düzeyde her ülkenin tarihi, sosyal, ekonomik, siyasi vs. geçmişi
sosyal turizmin var olma koşulları ya da biçimlerini etkilese de, dünya ölçeğinde sosyal
turizme etki eden ortak unsurları belirlemek mümkündür.
Bir ülkedeki ücretli izinlerin yasal zemini ve verilen izinlerin zaman ve yer
bakımından nasıl dağıldığı sosyal turizmin var olabilme koşullarından biridir.
Ülkemizde çalışan kesimlerin ücretli izin hakkı Anayasa, Devlet Memurları Kanunu ve
İş Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Bununla birlikte, ücretli izinlerin yıl içinde
kullanımının yaygınlaştırılması, eğitim dönemlerinin turizm sezonuna paralellik
gösterecek şekilde uyumlaştırılması gibi önlemler, turizmde mevsimlik konsantrasyon
diye ifade edilen sorunların giderilmesini ve turizme daha çok bireyin katılımını
sağlayacaktır.
Sosyal turizmi etkileyen çok önemli başka bir faktör de, ülkedeki gelir düzeyi ve
gelir dağılımıdır. Gelirleri yalnızca gıda, giyim, konut gibi zorunlu harcamalara yetecek
bireyleri turizm faaliyetine dahil etmek için ek bazı önlemlerin alınması gereklidir. Gelir
59
dağılımı eşitsiz hale geldikçe, turistik mal ve hizmetlerin kendileri için lüks sayıldığı
bireylerin sayısı da artacak, böylece yapılması gereken sosyal turizm yatırımları için
ayrılması gereken kaynak miktarı da fazla olacaktır. Türkiye’de gelişmiş ülkelere
kıyasen gelir düzeyi düşük ve gelir dağılımı dengesizdir. Bununla birlikte son yıllarda
her iki değişkende de gözlemlenen iyileşmeler, sosyal turizme dönük politikaların başarı
şansı açısından umut vericidir.
Kentleşme düzeyi ekonomik, sosyal ve psikolojik nedenlerle bireylerin tatil
yapmaya olan taleplerini artırmaktadır. Tarım sektöründe çalışanların kırsal yerlerde,
sanayi ve hizmetler sektöründe çalışanların şehirlerde ikamet ettikleri varsayıldığında,
istihdamın sektörel dağılımı ülkenin kentleşme düzeyiyle ilgili ipuçları verecektir.
Ülkemizde 80’li yılardan sonra tarım sektörünün istihdamdaki payının azalması ile
turizme ülke düzeyinde katılımın artması beklenmektedir.
Tıp alanında ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak ortalama yaşam süresinin
uzaması, üçüncü yaş dönemine giren bireylerin sayısını artırarak üçüncü yaş turizmine
dönük potansiyeli daha da önemli hale getirmiştir. Ülkemizde emeklilerin, gelirlerini
diğer kaynaklardan elde edenlere nazaran turizme dönük harcamalarının az olduğu
gözlemlenmektedir. Bunun en önemli nedeni ülkemizde emeklilik gelirlerinin yetersiz
olmasıdır. Oysa ki, aktif çalışma yaşamından ayrılmış, boş zamanı fazla olan emekliler
sosyal turizm açısından önemli bir potansiyeldir. Bu açıdan, emeklilerin turizm
faaliyetine katılımını mali olarak destekleyen bir kredi sisteminin uygulamaya konması,
özellikle alternatif turizm çeşitlerinden sağlık turizmine talebi artıracak mali ya da
organizasyonel teşviklerin, pansiyon, kamping, karavaning gibi ara konaklama türlerinin
yaygınlaştırılması gibi önlemleri içeren kapsamlı ve etkin bir turizm politikasının varlığı
ile emeklilerin sosyal turizme dönük potansiyeli değerlendirilebilir.
Batı ülkelerinde düşük gelir düzeyindeki bireylere hizmet veren sosyal turizm
tesisleri, sivil toplum örgütlerinin girişimleri ya da devletin sübvansiyonlar vermesi ile
finanse edilmektedir. Ülkemizde kamping, apart otel, oberj gibi sosyal turizm tesisi
niteliğinde sayılabilecek tesisler yetersiz düzeydedir ve sosyal turizme dönük etkin bir
60
devlet politikası ya da özel girişim olmaması nedeniyle sosyal turizmin konaklama
mekanları, finansmanı bütçeden ayrılan ödeneklerle gerçekleştirilen kamu kampları
şeklinde ortaya çıkmıştır. Son zamanlarda, sıklıkla özelleştirilmeleri yönünde talepler
gündeme gelse de, uluslararası alandaki diğer örneklerinde görüldüğü gibi kamu
kampları, yönetim stratejileri yeniden gözden geçirilerek sosyal turizme önemli ölçüde
hizmet verebilecek mekanlar haline getirilebilir. Zira, özelleştirmeyi talep edenler, kamu
kampları özelleştirildiği taktirde, düşük gelirli bireylerin konaklama ihtiyaçlarının
sağlanmasına yönelik alternatif bir öneri getirememektedirler.
Ulaşım teknolojisindeki ilerlemeler bireylere turizm hizmetini sunmada özellikle
maliyetleri düşürmesi yönüyle sosyal turizmin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Ülkemizde havacılık ve özellikle önümüzdeki dönemde demiryolu taşımacılığının
geliştirilmesine yönelik politika eğiliminin, öğrenci, emekli, özürlü ve düşük gelirli
bireylerin ulaşım hizmetlerinden düşük fiyatlarla yararlanmasını sağlayacak şekilde
kurgulanması, sosyal turizmin yararlanıcıları için önemli bir avantaj olacaktır.
Sosyal turizm politikaları, düşük gelir gruplarının konaklayabilecekleri tesisler ve
yararlanabilecekleri hizmetlerin sunumu ve altyapılarının hazırlanmasını, ulaşımda bu
kitlelere yönelik indirim ve kolaylıkları, tatil kredisi, tatil çekleri, biriktirme sandıkları
gibi uygulamalar ve düzenlemeleri içerir. Ülkemizde yakın geçmişte dış turizmin döviz
kazandırıcı etkisi temeline inşa edilen turizm politikaları, sektörel tesis, hizmet ve
altyapıların dış turizme ve lüks tüketim talebine yönelmesine neden olmuştur. Turizmin
bireylerin
kişisel gelişimlerine olumlu katkısı göz önünde bulundurularak, turizm
politikalarının ülke vatandaşlarını da turizm hareketine dahil edecek şekilde yeniden
tasarlanması şarttır. Önümüzdeki dönem turizm politikalarının sosyal turizme yönelik
ayrıntılı plan içermemesine karşılık, sosyal turizmin öğeleri sayılabilen gençlik turizmi,
üçüncü yaş turizmi, demiryolu taşımacılığı gibi alanların geliştirilmesi hedefleri, herkes
için turizmi mümkün kılmak adına olumlu bir gelişmedir.
61
KAYNAKÇA
Avrupa’da Sosyal Turizm Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Barselona Bildirgesi
(2008), Brüksel. http://www.festtravel.com/tr/sayfa.asp?Pageid=6 (Erişim tarihi:
15.01.2009).
BITS, http://www.bits-int.org (Erişim tarihi: 15.01.2009).
BITS Montreal Bildirgesi, http://www.festtravel.com/tr/sayfa.asp?Pageid=123 (Erişim
tarihi: 15.01.2009).
Birleşmiş Milletler (2009), İnsani Gelişme Raporu İstatistikleri. 2007-2008
BLETARD, J. (2004), “Belgium: The Land of Social Tourism Yesterday, Today and
Tomorrow”, BITS, http://www.bits-int.org (Erişim tarihi: 15.01.2009).
CORLYON, J. ve V. LA PLACA (2006), “Briefing Paper for Policy Makers and Service
Providers: Holidays for Families in Need-Policies and Practice in the UK”, Policy
Research Bureau and Family Holiday Association.
CACERES, M. (2002), “The Growth of Social Tourism in Honduras”, Project in
Honduras, http://www.projecthonduras.com (Erişim tarihi: 17.02.2009)
CHAUVIN, J. (2002), Le tourisme social et associatif en France. Paris: l'Harmattan.
ÇAKIR, İ. (1998), “Turizm Pazar Bölümleme Stratejileri İçinde Üçüncü Yaş Turizminin
Türk Turizmi Açısından Değerlendirilmesi”. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir
Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otelcilik Programı. 1. Ulusal Turizm Sempozyumu.
Eğirdir, s. 267-275.
DPT. (1979), Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983), Ankara.
DPT. (1984), Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989), Ankara.
DPT. (1989), Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), Ankara.
DPT. (1995), Yedinci Beş Yıllık kalkınma Kalkınma Planı (1996-2000), Ankara.
DPT. (2000), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005), Ankara.
DPT. (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Turizm Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, Ankara.
62
DPT. (2003), İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması,
Ankara.
DPT. (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Ankara.
DPT. (2007), Dokuzuncu Kalkınma Planı Turizm Özel İhtisas Komisyonu Raporu,
Ankara.
Dünya Bankası. (2008), Dünya Gelişme Göstergeleri.
GONZALEZ, J. A.(2006), “Argentina – Social Tourism in the Republıc of Argentina –
Tourism for All”, Mart 2006. BITS. http://www.bits-int.org (Erişim tarihi: 15.01.2009).
HALL, C. (2000), Tourism Planning: Policies, processes and relationships, Harlow:
Prentice Hall.
HAZEL, N. (2005), “Holidays for Children and Families in Need: An Exploration of the
Research and Policy Context for Social Tourism in the UK”, Children and Society, 19:
225–236.
HAYTA, A. B. (2008). “Turizm Pazarlamasında Tüketici Satın Alma Süreci ve
Karşılaşılan Sorunlar”. Kastamonu Eğitim Dergisi, 16 (1): 31-48 , Mart 2008.
HUNZIKER, W. (1951), Le Tourisme social, Tome 1. Alliance İnternationale de
Tourisme, Bern.
JOLIN, L. (2005), “Social Tourism in Quebec.. and in Canada”, Temmuz 2005. BITS.
http://www.bits-int.org (erişim tarihi 15.01.2009).
KARAKAŞ, A. ve TOPDAL, Y. (2007), Turizm-1, MEB, Açıköğretim Lisesi Ders
Kitabı.
KOLMAKOV, A. (2007), “Russia – A Look at the Past And Present of Social Tourism”,
Mart 2007. BITS. http://www.bits-int.org (erişim tarihi 15.01.2009).
Kültür ve Turizm Bakanlığı (2007), Türkiye Turizm Stratejisi (2023), Ankara.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Konaklama İstatistikleri, çeşitli yıllar.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tesis İstatistikleri, çeşitli yıllar.
LANQUAR, R. ve RAYNOUARD, Y. (1986), Le Tourisme Social, Paris: Presses
Universitaires de France.
Maliye Bakanlığı (2006), Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Bütçe Büyüklükleri,
Ankara.
63
Milli Eğitim Bakanlığı (1990), “Öğretmen Evleri Lokaller ve Eğitim Merkezleri Sosyal
Tesisleri Yönetmeliği”, Tebliğler Dergisi, 20.8.1990/2319.
MINNAERT, L. (2007), “Social tourism: a potential policy to reduce social exclusion?
The effects of visitor-related social tourism for low income groups on personal and
family development”, University of Westminster, WestminsterResearch. ( 3-5 Ocak
2007’de 29. Yıllık UTSG Konferansı’nda sunulan tebliğ). Harrogate.
NICOLETA-ROSSELA, D. ve CRISTINA, N. (2008), “Accesibility of Social Tourism
Offers for the Population – Study Carried out for Braila County”, Arhiva Revistei
Facultăţii de Ştiinţe Economice, Cilt IV-Sectiunea: Management and Marketing.
OECD (2008), OECD Stat Extracts, (Erişim tarihi: 20.01.2009)
OLALI, H.; NAZİLLİ, S. ve KIRCIOĞLU, N. (1984), Dış Tanıtım ve Turizm, Türkiye
İş Bankası Kültür Yayınları: 253, Ekonomi Dizisi: 18.
PHILIPPIDES, N. (2005), “The ministry of tourism supports domestic tourism”, Trade
with Greece, Sayı 33, Temmuz 2005.
POLATOĞLU, C. (2005), “Turizm Sorunları/1”, Ege Life Dergisi, Özel Dosya, 1 Aralık
2005 sayısı.
SEYİDOĞLU, H. (1999), Ekonometrik Terimler: Ansiklopedik Sözlük, İstanbul.
SHARPLEY R. (1999), Tourism, tourists and society, Huntingdon: Elm Publications.
T.C.
Anayasa
Mahkemesi.
Türkiye
Cumhuriyeti
http://www.anayasa.gov.tr/general (Erişim tarihi: 23.01.2009).
Anayasası
(1982).
T.C. Başbakanlık Bilgi Sistemi. Mevzuat Bilgi Sistemi. 657 Sayılı Devlet Memurarı
Kanunu. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr (Erişim tarihi: 23.01.2009).
T.C. Başbakanlık Bilgi Sistemi. Mevzuat Bilgi Sistemi. 4857 sayılı İş Kanunu.
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr (Erişim tarihi: 23.01.2009).
TEZCAN, B. (2004), “Developing Alternatıve Modes of Tourism in Turkey”, ODTÜ
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı (yayımlanmamış yüksek lisans tezi).
Ankara, 2004.
Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğü (1993), Sosyal Turizm Araştırması,
Ankara.
Turizm Terimleri
16.01.2009).
Sözlüğü
(2009),
http://turizm.terimleri.com
64
(Erişim
tarihi:
TÜİK, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İstatistikleri, çeşitli yıllar.
TÜİK, Hanehalkı Bütçe Anketleri, çeşitli yıllar.
TÜİK, Hanehalkı İşgücü Anketleri, çeşiti yıllar.
TÜİK, Yaşam Memnuniyeti Araştırmaları, çeşitli yıllar.
Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu (2009),
http://www.kampkaravan.org/analinkler/yrlbilgiler_eki2.htm (erişim tarihi 16.01.2009).
USTA, Ö.(1978), “Yapısal Bakımdan Sosyal Turizm – Sosyal Turizm Politikası ve
Türkiye”, Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi (yayımlanmamış doktora tezi), İzmir.
USTA, Ö. (1982), Sosyal Turizm, İzmir.
ZHELYAZKOVA, I.; YARKOVA, Y. ve ZHELEVA, A. (2006), “Tourism for
Handicapped People – Responsibility and Commitment in the Period of Bulgaria’s
Accession to the European Union”, Trakia Journal of Sciences, cilt 4, No. 4, s.39-43.
65
ÖZET
Bu tez çalışması, herkes için turizmi kişisel gelişim hakkı olarak gören bir
vizyona sahip Avrupa Birliği adaylığı sürecindeki Türkiye’de sosyal turizm kapsamında
değerlendirilebilecek
düzenlemelerin
ortaya
konması,
bu
konudaki
sorunların
belirlenmesi ve çözüm önerileri geliştirilmesini amaçlamaktadır. “Uluslararası Düzeyde
Sosyal Turizm ve Türkiye’deki Uygulamaları” adlı bu tezde; öncelikle sosyal turizm
kavramının önemine ve uluslararası düzeyde tanımlarına değinilmekte ve özellikle
Avrupa’da sosyal turizme bakış konusunda bir çerçeve sunulmaya çalışılmaktadır.
Sosyal turizmi belirleyen temel faktörler bağlamında, sosyal politika, gelir, demografik
yapı, sanayileşme ve kentleşme; geliştirici faktörler bağlamında, ekonomik yardımlar ve
kolaylıklar, sosyal yatırımlar, üçüncü yaş turizmi, ulaştırmanın geliştirilmesi ve
kısıtlayıcı faktörler bağlamında, ekonomik yetersizlik ve mevsimlik konsantrasyon
konuları açıklanmaktadır. Sosyal turizmde arz açısından; konaklama, ulaşım ve
finansman konuları; talep açısından ise aile bütçesi, tatil kredisi ve sigorta konuları
anlatılmaktadır. Uluslararası düzeyde sosyal turizmin gelişimi açısından genel bir
çerçeve sunulmakta ve Arjantin, Belçika, Kanada ve Rusya’da sosyal turizm
uygulamalarından örnekler verilmektedir. Sosyal turizmin gelişimi, sosyal turizm
politikaları, sosyal turizmi etkileyen faktörlerin Türkiye açısından değerlendirmesi
konuları anlatılmaktadır. Konuya ilişkin olarak çeşitli istatistikler sunulmakta ve Türkiye
ile gelişmiş ülkeler arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır. Son olarak, Türkiye’de
sosyal turizm konusundaki sorunlar saptanmakta ve sorunların çözümüne ilişkin olarak
geliştirilen öneriler sunulmaktadır.
Anahtar Sözcükler: sosyal turizm, Türkiye’de sosyal turizm, gelir düzeyi.
66
ABSTRACT
This thesis work aims to display the regulations concerning social tourism in
Turkey, which is in the accession process to the European Union whose vision handles
tourism for everyone as a personal development right, and then to determine the
problems and to develop solution recommendations. In this thesis, titled “Social Tourism
at International Level and its Practices in Turkey”, firstly importance of social tourism
concept and the definitions at international level are mentioned, and it is attempted to
present a frame regarding especially the prospects of social tourism in Europe. Basic,
remedial and restrictive factors determining social tourism are specified and explained
under the issues of social policy, income, demographic structure, industrialization and
urbanization; economic aid and facilities, social investments, third age or senior tourism,
improvement of transportation, economic insufficiency and seasonal concentration. The
topics of accomodation, transportation and financing in terms of supply in social
tourism; and household budget, holiday credit and insurance in terms of demand in
social tourism are explained. A general frame in the sense of developments of social
tourism at international level is presented and examples of Argentina, Belgium, Canada
and Russia concerning social tourism practices are given. The issues such as
development of social tourism, social tourism policies and factors affecting social
tourism are evaluated from the viewpoint of Turkey. Various data regarding the matter is
offered and comparison is made between developed countries and Turkey. Finally, the
problems in the matter of social tourism in Turkey are ascertained, and suggestions of
solutions to the problems are offered.
Keywords: social tourism, social tourism in Turkey, income level.
67
ÖZGEÇMİŞ
Bahadır KARA, 24.03.1980 tarihinde Edirne’de doğdu. 2003 yılında Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun oldu. 2005’ten bu
yana Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi
Başkanlığı’nda uzman yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Bahadır KARA iyi
derecede İngilizce bilmektedir.
68

Benzer belgeler