Siraz Balığı Eylem Planı (Konya) - Doğa Koruma ve Milli Parklar

Transkript

Siraz Balığı Eylem Planı (Konya) - Doğa Koruma ve Milli Parklar
BALIĞI
i
Orman, Su Varsa Hayat Var.
ii
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Temmuz)
Siraz
iii
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
iv
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
v
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Siraz
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
Beyşehir Sirazı
vi
Orman, Su Varsa Hayat Var.
vii
Orman, Su Varsa Hayat Var.
viii
Orman, Su Varsa Hayat Var.
1. Giriş
Türkiye coğrafyasının karmaşık jeolojik yapısı ve iklimi, zengin biyolojik çeşitliliğinde en
önemli etken olduğu bütün bilim uzmanları tarafında kabul edilmektedir. Türkiye’yi oluşturan
kara parçaları çoğunlukla, Tetis Okyanusu’nun birimlerinin oluşturduğu jeolojik bir mozaik
olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Anadolu, çok eski geçmişi olan büyük depremlerin
olduğu dünyanın en aktif tektonik bölgelerinden biri olarak sayılır. Bölgede oluşan karmaşık
jeolojik, jeomorfolojik ve iklimsel farklılıklar, Türkiye ve komşu ülkelerde farklı denizlere
dökülen birçok akarsuyun oluşumuna neden olmuştur (Demirsoy, 1996). Diğer taraftan
Türkiyeninde içinde bulunduğu Akdeniz bölgesindeki içsu balıklarından sazangillerin
türleşmesinin, bölgedeki paleoklimetolojik ve hidrojeolojik geçmişinin ardından oligosen ve
miyosen dönemlerindeki vikaryans olaylar sonucu gerçekleştiği ileri sürülmüştür (Perea vd.,
2010).
Günümüze kadar tanımı yapılmış tüm omurgalı hayvanların % 50’sini balıkların oluşturduğu
ve balıklar içinde çok büyük bir oranda (% 96) kemikli balıkların (Osteichthyes) temsil dildiği
bildirilmiştir. Son dönemlerde taksonomi alanında geliştirilen yeni yöntemlerin başarı
kazanması, dünyadaki biyolojik çeşitliliğin belirlenmesine büyük bir ivme kazandırmış,
örneğin, 2006 yılı kayıtlarında balıkların 27977 türü olduğu, bu sayının yakın gelecekte 32500
olması beklendiği vurgulanmıştır (Nelson, 2006).
Türkiye içsu balıklarının taksonomileri ile ilgili ilk kayıtlar 1872 yılında başlamış, daha sonra
Hanko (1924), Sözer (1941, 1942), Battalgil (1940-1944), Kosswig ve Battalgil (1943) ve
Akşiray (1948)’ın çalışmaları sürmüştür. Daha sonra Karaman (1969,1971 ve 1972), Kuru
(1971, 1975), Balık (1979, 1984), Bogutskaya (1994,1997) Bogutskaya vd. (2000, 2006),
Erk’akan vd. (2011), Turan vd. (2009ab), Küçük (2007), Küçük vd. (2009, 2013, 2014) ve
Freyhof ve Özuluğ (2006, 2009)’nın çalışmaları bulunur.
Son dönemde Fricke vd. (2007)’nin ülkemizdeki balıklar ve çenesizlerin 155 familya
içerisindeki 694 türden oluştuğunu ve bu türlerden 248'nin içsularda yaşadığını
bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılara göre, Türkiye'deki yabancı (egzotik) tür sayısı 45, endemik
tür sayı ise 78’dir. Türkiye’de son yapılan taksonomik çalışmalardan oluşturulmuş bir listede
ise içsularımızda 307 balık türünün yaşadığı bildirilmiştir (Küçük, 2012).
2. Konya İli İçsu Balık Faunası
Konya ili içsu balık faunasının çeşitlenmesi Konya Kapalı Havzasının jeolojik geçmişi ile doğrudan
ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapalı havza eski Konya Gölü olarak adlandırılan coğrafik alanı
kapsamaktadır. Eski Konya Gölü; Konya, Çumra, Karaman, Ereğli ve Karapınar ovalarını içine alan
Büyük Konya Kapalı Havzası’nda yer almaktaydı. Havza’yı batıda, Erenler Dağı; güneyde, Orta
Toros Dağlarının kuzey kesimleri; doğuda, Niğde-Bor Havzası; kuzeydoğuda, Karacadağ volkanik
kütlesi, kuzeyde, Bozdağlar ile Obruk Platosu çevrelemektedir. Havzanın ortası kesimlerinde Karadağ
yer almaktadır. Konya Havzası, Neojen öncesinde başlayan ve Kuvaterner başlarına kadar devam eden
kratojenik ve epirojenik stildeki hareketlerle şekillenmeye başlamıştır. Bu hareketler sonucu oluşan
depresyon, Glasyal ve Postglasyal devredeki plüviyal yağışlar sebebiyle dolarak göl halini almıştır.
Ortalama 15-20 m. derinlikte olan göl, Holosen’de plüviyal şartların sona ermesiyle tedrici olarak
çekilmiştir. Pleistosen’de 1020 ile 1017 m. yükseltilerinin sınırlandırdığı alanı kaplayan göl, zamanla
1012 ile 1014 m. yükseltilerine çekilmiştir. En son ise, 1006 m. izohipsinin çevrelediği alanlar göl
suları ile kaplanmıştır. Bugün Eski Konya Gölü’nü çevreleyen morfolojik ünitelerin kenarında, pasif
falezler, kıyı setleri, kum depoları ve kıyı
Orman, Su Varsa Hayat Var.
1
kordonlarına ait izler yer almaktadır. Günümüzde ise, Eski Konya Gölü’nün kalıntıları olan
bataklık sahalar (Akgöl, Hotamış, Aslım, Arapmezarlığı, Alakova) bulunur (Tapur, 2009).
Eski Konya Gölü’ne ait izler, gün geçtikçe azalmaktadır. Çünkü havzada dış kuvvetlerin etksi
ile aşındırma ve biriktirme faaliyetleri devam etmektedir. Bu nedenle dağların kenarında pasif
falezler tahrip olduğu gibi bir kısmının üzeri glasi ve birikinti konileri tarafından örtülmüştür.
Ayrıca kıyıdaki kıyı kordonları ve kum setleri, kum ocakları şeklinde işletildiği için bu
depolar tahrip edilmektedir. Eski Konya Göl’ü ilkçağlarda insanların yerleşmelerini etkilemiş
ve Çatalhüyük, Can Hasan, Alibeyhüyüğü gibi yerleşmeler bu gölün kenarına kurulmuştur.
Bugün göl tabanı verimli alüvyal topraklara sahip olması nedeniyle önemli tarım
potansiyeline sahiptir (Tapur, 2009).
Günümüze kadar bahsi geçen “Büyük Konya Gölü” balıklarının tanımlanmasına yönelik
ayrıntılı bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak özellikle Beyşehir Gölü ve Suğla gölleri, Akgöl
(Ereğli) ve bazı küçük derelere ait kayıtlar bulunmaktadır. Bu çalışmalardan ilki cumhuriyet
dönemi öncesine dayanır. Dönemin İstanbul Balık Hali Müdürü Karekin Deveciyan (1915)
Türkiye denizleri ve içsularındaki balık üretimi ilgili notlarından oluşturduğu “Balık ve
Balıkçılık” isimli eserinde Beyşehir Gölünden Sazan, Bıyıklıbalık, Kızılkanat, Çapak, Gökçe
(=Göğce), Tatlısu Kefali, Tatlısu Kayası ve Kerevit yaşadığını bildirilmiştir. Bilimsel isimleri
verilmeyen bu balıklar içersinde “Bıyıklıbalık” olarak verilen türün havyarının zehirli
olduğunu belirtilmiştir. Bu bilgiden Bıyıklıbalığın (Siraz) Capoeta olduğu anlaşılmaktadır.
Hanko (1924), Orta Anadolu bölgesinde yaptığı çalışmada 27 balık türü tanımlamış,
bunlardan ikisi Akgöl (Ereğli)’den tanımladığı Pseudophoxinus anatolicus ve
Hemigrammocaopoeta kemali’dir. Daha sonraki yıllardaki çalışmalar ise tarih sırasına göre
özetlenmiştir.
Battalgil (1942), Kosswig ve Battalgil (1943) Beyşehir Gölü balıkları konusunda ilk bilimsel
çalışmaları yapmışlardır. Battalgil (1942) Beyşehir Gölünden toplanan balıkları inceleyerek
ilk kez bilimsel isimlerini verdiği Alburnus akili (Göğce), Gobio microlepidotus (Kayabalığı,
Derekayası ya da Ereğli’de Hasırcı) ve Cobitis bilseli (Taşısıran veya Yılanbalığı)’yi
tanımlamıştır. Numann (1958) ise Beyşehir ve Suğla göllerinde sudak balığının
aşılanmasından önce yaptığı çalışmada; Cyprinus carpio, Chondrostoma regium, Alburnus
akili, Acanthorutilus anatolicus, Leuciscus lepidus ve Varicorhinus pestai olmak üzere 6
türün yaşadığını, predatör bir türün olmadığını, bu balıklardan sazan’nın en ekonomik tür
olduğu belirtilmiştir. Bu tarihten sonraki kayıtlar sırasıyla Ladiges (1960), Karaman (1969),
Erdemli (1978) ve Balık (1980)’a aittir.
2
Erdemli (1982) Beyşehir Gölüne, 7 tür ve 1 alttür bulunduğu, bu türlerin Cyprinidae ve
Cobitidiae familyalarına ait olduğunu bildirmiştir. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı,
Isparta İl Müdürlüğü tarafından 1983-1984 tarihleri arasında yapılan çalışmada ise Beyşehir
Gölü’nde; Cyprinus carpio, Sander lucioperca, Leuciscus lepidus, Capoeta pestai,
Cohondrostoma regium, Gobio gobio, Alburnus akili, Acanthorutilus anatolicus ve Cobitis
bilseli olmak üzere 9 balık türünün yaşadığı tespit edilmiştir. (Bogutskaya, 1997) ise
Cohondrostoma regium’un sistematik durumunu Cohondrostoma beysehirense şeklinde
değiştirmiştir. Beyşehir Gölüne, yakın çevredeki göllerde olduğu gibi 1990’lı yılların
başlarında Tinca tinca (kadife balığı), 1990’lı yılların ortasında Carassius gibelio (gümüşi
havuzbalığı), 2002 yılında ise Atherina boyeri (gümüş balığı)’nin istemli veya istemsiz olarak
karıştığı tahmin edilmektedir. Bu araştırmalardan sonra, Naseka vd. (2006) gölden Gobio
battalgilae, Freyhof ve Özuluğ (2010) ise Pseudophoxinus hittitorum’u tanımlamışlardır.
2006 yılında yapılan başka bir çalışmada ise S.lucioperca, C.carpio, C. gibelio, T.tinca, C.
Orman, Su Varsa Hayat Var.
regium, L. lepidus, A. anatoliae anatoliae, A.boyeri, G.affinis ve K. caucasica türleri
bulunduğu bildirilmiştir. Bu çalışmalarda daha önceki yıllarda gölden kaydı verilen Gobio
gobio ve Capoeta pestai’nin gölde rastlanamadığını, yalnızca gölü besleyen akarsularda
yaşamaya devam ettiği açıklanmıştır (Yeğen vd., 2006; Çubuk vd.,2006).
Tarım ve Köyişleri bakanlığı Isparta İl müdürlüğünün 1986 yılı verilerine göre Beyşehir
Gölü’nün ekonomik balıkları aşağıdaki şekilde verilmiştir; Sander lucioperca (37.6%),
Cyprinus carpio (31.2%), Leuciscus lepidus (Squalius anatolicus) (20%), Chondrostoma
regium (C. beysehirense) (7.6%) ve Alburnus akili (3.5%). Bu gölün yabancı türlerinden
Sander lucioperca’nın 1978-1980 döneminde Eğirdir Gölü’nden alınarak ilgili bakanlık
tarafından Beyşehir Gölü’ne aşılandığı resmi kayıtlardan anlaşılmaktadır.
2007 yılında Beyşehir Gölü'nde yapılan başka bir araştırmada ise; Bacillariophyta'dan 42,
Chlorophyta'dan 48, Chrysophyta'dan 1, Cryptophyta'dan 4, Cyanobacteria'dan 9,
Pyrrophyta'dan 5 ve Euglenophyta'dan 10 olmak üzere toplam 119 plankton türü teşhis
edilmiştir. Gölün ortalama fitoplankton biyokütlesi 1,98 mg/L olup, toplam biyokütle içinde
Bacillariophyta %53, Chlorophyta %27, Chrysophyta %3, Cryptophyta %2, Cyanobacteria
%10, Pyrrophyta %4 ve Euglenophyta %2 oranında temsil edilmiştir. Aynı çalışmada,
ortalama klorofil a 8,24 mg/m3, Toplam fosfor 0,01 mg/L ve Secchi diski derinliği 1,08 m,
Çözünmüş oksijen 6,36 - 11,63 mg/L, pH 7,80 - 8,92 olarak belirlenmiş ve gölün “mezotrofik
besin düzeyi ve iyi ekolojik kalite sınıfında” olduğu açıklanmıştır (FAKIOĞLU ve DEMİR,
2011).
Altındağ ve Yiğit (2004), 1998- 2000 yılları arasında Beyşehir Gölü zooplanktonu içerisinde
Rotifera’dan 32, Cladocera’dan 9 ve Copepoda’dan 2 tür olmak üzere toplam 43 takson
belirlemişlerdir. Bu çalışmada Copepoda’dan Eudiaptomus drieschi, Cladocera’dan Daphnia
longispina ve Rotifera’dan Brachionus calyciflorus baskın türler olarak bildirmiştir. Başka
bir çalışmada ise Beyşehir Gölü’nde 18 zooplankton türü belirlemiş ve Copepoda’dan
Eudiaptomus drieschi ile Cladocera’dan Diaphanosoma branchyurum'un gölün baskın türleri
olduğu belirtilmiştir (Oğuzkurt, 2001).
Beyşehir Gölü’nde günümüze en yakın zaman sürecinde 2009-2010 yıllarında yapılan bir
çalışmada da; Rotifera’ya ait 37, Copepoda’ya ait 5, Cladocera’ya ait 4 ve Bivalvia’ya ait 1
olmak üzere toplam 47 tür tespit edilmiştir. Zooplanktonun % 95,45’ini Rotifera’nın; %
3,66’sını Cladocera’nın (B.longirostris'nin aşırı yoğunluğunda) ve % 0,89’u Copepoda’nın
oluşturduğu vurgulanmıştır (Didinen ve Boyacı 2014).
2000’li yılların başına kadar, Beyşehir Gölü’nün baskın zooplankton türü olan Eudiaptomus
drieschi (Calanoida, Copepoda) (Oğuzkurt 2001, Altındağ ve Yiğit 2004), 2009-2010 yılında
yapılan araştırmada (Didinen ve Boyacı 2014) belirlenememiştir. Proje ekibinin Temmuz
2014'de gölün üç farklı bölgesinden yaptığı örneklemelerde yine bu türe rastlanamamıştır. Bu
tarihte ağırlıklı olarak ötrofik ortamların temsilcileri olan rotifera türleri ve küçük vücutlu
kladoserler (Bosmina longirostris ve Daphnia cucullata) ağrılıklı olarak görülmüştür. Eskiden
Beyşehir Gölü’nün baskın pelajik zooplankton türü olan kalanoit kopepotların (Eudiaptomus
drieschi) 2000’li yıllardan sonra gölden kaybolduğu araştırmalar ile saptanmıştır. Bu durum
Beyşehir Gölü’nde ekonomik türlerdeki azalma, biyomasın ekonomik olmayan türlere
yansımasıyla izah edilebilir. Yani göldeki zooplankton biyoması ekonomik olmayan
balıklarca paylaşılmakta ve ekonomik türlerinin larvaları yeterince beslenememektedir.
Orman, Su Varsa Hayat Var.
3
Örneğin Çinsazanı larvaları ve gümüş (her yaş grubunda) balıkları baskın planktivor türler
olup, ekonomik türlerle besin rekabetine girmektedir. Yavru döneminde, alt besin grubundan
yeterince pay alamayan ekonomik balık türlerinin kendini yenilemesi güçleşmektedir. Bu
değişimin göl ekosistemine yansıması, avlanan ekonomik balık türü miktarındaki azalma
şeklinde olmaktadır.
Yırtıcı (balık yiyen, piskivor) bir tür olarak, sudağın gölde bulunması her ne kadar istenmiyor
olsa da; gerek planktivor türlerin kontrol edilmesinde, gerekse herbivor türlerin miktarının
baskı altında tutularak zooplankton üzerindeki predasyonlarının hafiflemesinde olumlu
etkileri vardır. Sudağın diğer türlere yaptığı baskı neticesinde büyük vücutlu zooplankton ,
biyomasındaki artış, fitoplankton üzerindeki baskısını arttırarak, gölde berraklığın artmasını
sağlayacaktır. Bu ilişki göl ekosisteminde yukarıdan aşağıya denetleme mekanizması şeklinde
bilinir.
4
Orman, Su Varsa Hayat Var.
5
Orman, Su Varsa Hayat Var.
3.Beyşehirsirazı
Beyşehir Sirazı Üzerine Balıkçı Görüşleri
Bu proje kapsamında Konya ilinin sucul ekosistemleri ve sirazın doğal yayılış alanlarında
yöre halkı ve yerel balıkçılar ile yaptığımız söyleşilerde başta siraz olmak üzere balıkçılık
sorunları ve ekosistemlerin geçmişi, bugünü ve geleceği ilgili görüşmeler yapılmış ve ilgili
konularda onların düşünceleri alınmıştır. Bu söyleşilerden bazıları sucul ekosistemler
çerçevesinde aşağıda verilmiştir.
BEYŞEHİR GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: Fahri GÖK
Görüşme Tarih: 17.07.2014
Mesleği: Balıkçı (Beyşehir Gölü Yeşildağ Mevkisi)
Dedesi ve babası balıkçı olan ve kendiside çocukluk yaşlarından bu yana balıkçılıkla uğraşan
33 yaşındaki Fahri Gök, Beyşehir Gölü kıyısında bulunan Yeşildağ Mahallesi’nde ikamet
etmektedir. Çocukluğundan itibaren göl ile iç içe yaşayan Fahri Gök yaklaşık 20 yıldır
Beyşehir Gölünde balıkçılık yaptığını söylemiştir. Bu proje kapsamında 17 Temmuz 2014
tarihinde bu kişi ile yapılan avcılıkta 12 cm göz açıklığında (balıkçılar 12’lik olarak ağ
olarak bilir) 1400 m uzunluğunda ağ Kanlıboğaz Mevkisi olarak adlandırılan bölgeye 1 gün
öncesinden bırakıldı. Zira bölgedeki diğer balıkçılar ile yapılan görüşmelerde de sirazın
genellikle bu bölgeden avlanılabileceği söylenmiştir. Yapılan avcılıkta 1400 m
uzunluğundaki bu ağlarda sirazbalığına rastlanılmadı. Ancak, daha sonra aynı balıkçının aynı
bölgede yaptığı avcılıkta 3 adet sirazbalığı tutulabilmiştir.
Balıkçı Fahri Gök’e göre: Beyşehir Gölü’nden nadiren 2-3 kg ağırlığında sirazbalığı
yakalanabilmektedir. Yine Balıkçı Fahri GÖK Beyşehir Gölü’nde azalan balık av
miktarından kendilerinin –yani balıkçıların- sorumlu olduğunu, özellikle aşırı avlanmanın
başta siraz olmak üzere diğer ekonomik balık türleri üzerinde önemli azalışlara neden
olduğunu belirtmiştir. Özellikle bir zamanlar canlı yemler ile yapılan paraketa avcılığı
sürecinde, iri sudakların (senatör) nerdeyse tüketildiğini bildirmiştir. Gölün sorunları
arasında su seviyesindeki düşme tehlikesi, otlanma ve yosunlanmaya dikkat çeken Balıkçı
Fahri Gök, iplik ağ kullanılması zorunluluğunun balıkçıları zor durumda bıraktığını da
sözlerine ekledi.
Adı-soyadı: KAMİL GÖÇMEN
Görüşme Tarih: 29.06.2014
Mesleği: Balıkçı (Sarıkaya Köyü-Şarkikaraağaç)
Beyşehir Gölü'nün Homat ve Germe Boğazı kesimlerinde balıkçılık yapan Kamil Göçmen
sözlerine “1990 yılına kadar siraz
sirazbalığı
balığı gölde yoğun olarak yakalanırdı” diyerek başladı.
Kamil Göçmen’ne göre gölün “Homat” veya “Küçük Homat” olarak adlandırılan ve
düdenlerin olduğu bölgelerde siraz
sirazbalığı
balığı yumurtlama döneminde adeta karaya vurur ve çok
aşırı şekilde avlanırdı…” diyerek başladı.
Kamil Göçmen: “Bu balığın yumurtası ve kafası yenildiği takdirde insanı alkol benzeri
sarhoş eder. Örneğin balık közde pişirildiğinde kehribar rengini alan yumurtalarını yiyen
kişilerde yoğun mide krampları ve halsizlik görülürdü. Ayran içtiklerinde rahatlayan bu
hastalar kendinden geçmiş bir halde uzun süre uyurlardı. Yine balığın havyarı (yumurtası)
tavuklara yedirildiğinde, tavuğun sersemlediği tüm yöre insanı tarafından bilinmektedir”
demiştir.
6
Kamil Göçmen’e sirazın hikayesini sorduğumuzda “…1970’li yıllarda sizrazlar ığrıp ile
avlanır ve genelde 1-1,5 kg ağırlığındaki balıklar ağırlıklı olarak tutulurdu. Sultannevruz
zamanında (Proje ekibinin yorumu; kişi kuzey yarıkürede gün dönümü, yada günlerin
Orman, Su Varsa Hayat Var.
uzamaya başladığı 21 Mart tarihinden sonraki dönemi kastetmektedir) gölden akarsu
ağızlarına giren balıklar, akarsuların yukarı kesimlerine doğru 2-3 km kadar giderler ve
özellikle söğüt köklerine yumurtalarını dökelerdi. Akarsulara giren balıkların yöre halkı
tarafından aşırı şekilde avlanması ve suların tarımsal kullanımı nedeniyle balıkların genelde
göle geri dönmeleri mümkün olmuyordu” demiştir.
Göldeki balıkçılık hakkında ise “…1970’li yıllardan 1975-1976’ya kadar ‘baskılı ığrıp’
denilen, 4-5 kayığın katıldığı, 600 m uzunluğundaki ığrıp ağlar ile Gedikli, Sarıkaya ve
Belceğiz köyleri (Şarkikaraağaç-Isparta) sınırları içerisinde bir takım ığrıp ağı ile günde 30-40
ton göğce yakalanırdı. Gölde o zamanlar 6 ığrıp ekibi bulunmaktaydı. Ben bazı günlerde 8090 ton göğcenin yakalandığını gördüm. Hatta büyüklerimizden günde 150 tona yakın göğce
yakalamış olduklarını duydum. Gölde, 1980’li yıllara kadar çok yoğun bir avcılık yapıldı.
Siraz, göğce ve kızılkanat balıkları yanında akbalık ve çamurca en çok avlanan balıklardı.
Yöre halkı tarafından eti çok sevilen bir balık olan göğce gölde tükendikten sonra, kanımca
Sarıyar Baraj Gölünden yeniden göğce getirilip göle atıldı. Fakat bu yeni göğce, gölün eski
göğcesinden biraz farklıdır.” (Proje ekibinin notu: şu anda göldeki göğce balığı denilen tür
aynı cinse ait olan Alburnus escherichii’dir).
Balıkçı Kamil Göçmen’e göre; şuanda Beyşehir Gölü’nde kendi yakaladığı balığın % 60-80’i
çinsazanı, % 20’ si sazan, % 5’i dişli, %5’i kadife ve çok az miktarda kızılkanat ve yağbalığı
ile nadiren siraz şeklindedir.
Gölün sorunlarına gelince, “…Homat Bölgesi ve Germe Boğazı mevkisinde yoğun mil
birikimi var. Germe Boğazı mevkisinden birçok köyün kanalizasyon, hayvancılık ve tarımsal
atıklarını göle taşınmaktadır. 1980’li yıllarda gölün içerisine atılan bir metal para 6-7 m
derinliğe kadar görülebilirdi. Bugün bu mümkün değil. Derebucak Çayı suyunun göle
girmesi, son bir-iki yıldır gölde önemli balık artışına yol açtı. Gölde yasak dönemde ve
kuraldışı olarak, kooperatif üyeleri olmayan kişilerce, sığ sazlık alanlarda akülü ve jeneratörlü
elektroşoklarla balık avcılığı yapılmaktadır. Bunu ben ve diğer balıkçılar görüyoruz. Gölde
sirazın artması isteniyor ise sudağın (dişli) bitirilmesi gerekiyor. Zira siraz sudağın öncelikle
tercih ettiği avıdır.”
Balıkçı Kamil Göçmen ile sohbet ederken yanımıza gelen başka bir balıkçı da sohbete
katılıyor ve söz misina (monofilament) ağların niçin yasaklandığı konusuna geldiğinde
balıkçılar: “…iplik (multifilament) ağların çok çabuk kirlendiğini ve kirlenen ağların
ağırlaştığını ve av veriminin azaldığını, bununla başa çıkmak için balıkçıların ağlarını yoğun
miktarda çamaşır suyu ile temizlediklerini belirtmiştir. Aynı balıkçı genelde tüm
meslektaşlarının bunu yaptığını ve her balıkçının haftada en az 5 litre çamaşır suyu -sodyum
hipoklorit- tükettiğini sözlerine eklemiştir.
7
Orman, Su Varsa Hayat Var.
8
Orman, Su Varsa Hayat Var.
SUĞLA GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: HASAN YİĞİT
Görüşme Tarih: 18.07.2014
Mesleği: Balıkçı (Suğla Gölü Yalıhüyük Balıkçı Barınağı)
1978 yılından bu yana aralıksız olarak Suğla Gölü’nde balık avcılığı yapan Hasan Yiğit, “ geçtiğimiz
Haziran 15’de 1 takım ağda 1 adet siraz balığı yakaladığını belirterek, bu balığın daha çok suların
soğuduğu dönemlerde, Aralık-Şubat aylarında avlanılabildiğini, bir av sezonunda, balıkçılar
tarafından ancak 7-10 adet arasında balık yakalandığını belirterek, sirazın Suğla Gölü’ndeki
popülasyonu düşük düzeyde olduğunu ve ekonomik düzeyde bir av verimi söz konusu olmadığından
söz etmiştir. Bu gölde 1966-1982 yılları arasında elle çekilen ığrıp avcılığı yapılırdı. Bu avcılığı 4
kayık ve sekiz personelden oluşan 6 balıkçı ekibi yapardı. O yıllarda Yalıhüyük’lü balıkçılar, ığrıp
avcılığında, ortalama ağırlıkları 380-400 g olan günde 20-50 ton yağbalığı -Pseudophoxinus
anatolicus- ve yağbalığı ile birlikte 1-2 civarında da göğce -Alburnus akili- avlanabilmekteydi. Suğla
Gölü’nün sularının azaldığı veya çekildiği dönemlerde siraz, göğce ve yağ balıkları gölün güney
bölgesinde bulunan mağara ve düden sistemlerine çekilerek korunmakta ve göl eski haline gelince
yeniden göle geri dönmekteler. 1980’e kadar Yalıhüyük’te yılda 30 ton civarında yağbalığı avlanırdı.
2000 yılına kadar doğal yapısını koruyan gölde, 2000’li yıllardan sonra su kalitesi ve ekosistem
dengesi bozulmaya başladı. 2000-2002 yıllarında balıkçı teknesi başına sezonda 80-100 kg yağbalığı
yakalanabilmekteydi. Ancak bu yıllardan sonra avcılık giderek azaldı ve bitme noktasına geldi”
diyerek sirazla ilgili olarak da “Bu balıkların kafalarının ve havyarının zehirli” olduğunu söyleyen
Hasan Yiğit, bunu kedilere ve tavuklara yedirerek test ettiklerini ekledi.
Adı-soyadı: OKAN EZER
Görüşme Tarih: 18.07.2014
Mesleği: Öğretmen (Yalıhüyük sakini, amatör balıkçı ve göl gözlemcisi)
“…Suğla Gölü’ndeki mağaralar ve düdenler gölün balıkları için adeta sığınak mahiyetindedir.
Mağara ve obruklardan göle dönen yağbalıkların sırtları daha koyu renkli ve gözleri oldukça küçük
olurdu”. Amatör balıkçı Okan Ezer siraz balıklarının daha çok DSİ’nin açtığı ve kaya döşediği derin
kanallarda bulunduğunu belirtmiştir.
Suğla Gölü balıkçılarına göre, et kalitesi ve lezzeti hiçbir balığa değişilmeyecek olan sirazbalığının
günümüzdeki avcılık durumu neredeyse yok denecek kadar azdır. Ancak günümüzde kanalizasyon
atık sularıyla kirletilen gölün balıkçılık verimi giderek düşmektedir.
9
Orman, Su Varsa Hayat Var.
DEREBUCAK ÇAYI YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: ALİ OSMAN GENÇ
Görüşme Tarih: 30.06.2014
Mesleği: Besici ve Çoban (Derebucak Çayı, Bakaran Mahallesi sakini)
Çocukluğundan bu yana sirazları ve habitatlarını iyi tanıdığını söyleyen Ali Osman Genç 40
yaşında ve şuanda çobanlık yapıyor. Ali Osman Genç: “ …20-25 yıl öncesine kadar bu
derede akbalık ve siraz çok yoğun olarak bulunurdu, şimdilerde ise oldukça azalmış
durumda. Sirazın buradaki başlıca azalma nedeni sütleğen otunun kıyılıp dereye atılarak
balıkların küçük-büyük demeden katledilmesidir. Balıkların buradaki üreme dönemi Haziran
başından Temmuz başına kadar devam eder. Bu balıklar özellikle kaya altlarına ve oyuklara
saklanırlar. Bu derenin taş ve betonla ıslah edilmesi balıkları tamamen bitirecektir” şeklinde
görüşlerini dile getirmiştir.
Adı-soyadı: İLYAS ÇAMTEPE
Görüşme Tarih: 30.06.2014
Mesleği: İnternet Kafe işletmecisi ve Çiftçi (Çamlık Mah. Sakini)
Derebucak Çayı Suluin mevkisinde tarlası var ve Çamlık Köyü sakinlerinden. Arada sırada
bu balıkları avladığını belirten İlyas Çamtepe: “…bu derede sirazı bitiren aşırı avcılık
yapılmasıdır, buradaki insanlar germe ağları ile derenin içini zikzak şeklinde ağ ile örüyor ve
böylece balıkları aşırı şekilde avlıyorlar. Yine de sirazlar bu bölgedeki dağın altındaki
mağaralara girerek zaman zaman gözden kayboluyor veya geri geliyorlar” şeklinde konuyla
ilgili görüşlerini bildirmiştir.
Şekil 4. Derebucak Çayı, Bakaran Mevkisi, Bir Vatandaş İle Araştırma Sırasında (2014, ©I.Gülle)
10
Orman, Su Varsa Hayat Var.
APA BARAJ GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: ZÜHTÜ PORTAKAL
Görüşme Tarih: 18.07.2014
Mesleği: Bakkal (Apa Barajı, Apasaraycık Köyü)
Apa Baraj gölünde uzun yıllar balıkçılık yapmış olan Zühtü Portakal: “…Apa Baraj Gölü
1960’da Çarşamba Çayı üzerinde kuruldu ve 1963 de su ile doldu. Burada suyun altı bağbahçe idi. 1978 yılında 11-12’lik ağ ile gölde bacağım kadar balık tutardım. En çok
yağbalığı, siraz ve istakoz avlardık. Bir seferde 3 kasa siraz+yağbalığı yakaladığım olurdu”
diyerek, sözlerini “…yağbalığının hastasıyım” şeklinde tamamlamıştır.
Adı-soyadı: YAKUP BOZDAMLI
Görüşme Tarih: 18.07.2014
Mesleği: Balıkçı (Apa Barajı, Apasaraycık Köyü )
Apa Barajı’nda halen aktif balıkçılık yapan ve yaklaşık 30 yıldır balıkçılıkla uğraşan Yakup
Bozdamlı’nın bildirdiğine göre, baraj gölünde aktif balıkçılık yapılan yaklaşık 20 adet balıkçı
teknesi bulunuyor. Balıkçı Yakup Bozdamlı “…siraz 10 yıl önce baraj gölünde tükendi ve
günümüzde hiç siraz balığı avlayamıyoruz. Barajda şu anda sudak, çinsazanı, akbalık,
kızılkanat ve nadiren sazan, alabalık, yağbalığı ve göğce (Alburnus escherichii)
avlayabiliyoruz. Ayrıca avlamadığımız gümüşbalığı ve kerevit bulunmaktadır” diye
söylemiştir.
11
Orman, Su Varsa Hayat Var.
AKŞEHİR GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: ŞENOL SEYMAN
Görüşme Tarih: 02.08. 2014
Mesleği: Şoför (Akşehir Gölü, Gölçayır Mahallesi, Akşehir)
02 Ağustos 2014 tarihinde Akşehir Gölü’nde yaptığımız incelemelerde gölün tamamen
kurumuş olduğu görülmüştür. Göl kıyısındaki, Gölçayır mahallesi muhtarı, köylüler ve eski
balıkçılar ile yapmış olduğumuz söyleşilerimizde, 10 yıl önce gölün büyük ölçüde
kuruduğunu ve o günden bu yana hiç balık avlayamadıklarını öğrendik. Eski balıkçılar
Akşehir Gölü’nde hiçbir zaman siraz olmadığını, gölün olduğu zamanlarda sazan, turna,
akbalık, gümüşbalığı ve kerevit avladıklarını söylemişlerdir. Yerli halk Akşehir Gölü’nün
eski halini özlem ile andıklarını, göl olmadığından dolayı nohut ve buğdaydan eskisi gibi
verim alamadıklarını bildirdiler ve gölün yeniden oluşturulması konusunda
neler
yapılabileceğini sordular.
Köy hane halkından ve eski balıkçılardan Şenol Seyman isimli vatandaş ile göl kenarına
giderek, 20 yıl önce tamamen dolu olan gölden geriye çorak topraklar ve sazlıklar kaldığını
gözlemledik. Gölün kurumasından sonra, göl yatağındaki sazlıklarda oldukça rahat üreyen
domuzların bağ, bahçe ve tarlaları talan etmesi de köylülerden gelen başka bir şikayet
konusuydu.
12
Orman, Su Varsa Hayat Var.
HOTAMIŞ GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: MEMİŞ HOROZ
Görüşme Tarih: 05.08.2014
Mesleği: Eski Balıkçı ve saz kesicisi (Hotamış Gölü, Hotamış Mahallesi)
Dedesi ve babası da balıkçı olan Memiş Horoz şu anda 70 yaşında. Hotamış Gölü’nün
kurumadan önceki halini çok iyi biliyor, 1974 yılında kerevit ve 1975-1986 yılları arasında,
11 yıl balık avcılığı yapmış. Gölde avcılığı yapılan türler sadece sazan ve kerevitmiş. Sirazın
Hotamış Gölü’nde hiç olmadığını belirten Memiş Horoz, ayrıca uzun yıllar saz kesimi
yaparak geçimini sağlamış. Eskiden suyun 1 m altına kadar olan derinliklerde kamış
kestiklerini, günde 1 kamyon dolduracak kadar saz kesimi yapabildiğini belirtmiştir. 1986
yılında adacıklara ayrılan ve küçülen göl, bu tarihten sonra tamamen kurumuştur.
Şekil 7. Hotamış Gölü’nde yıllarca balıkçılık yapmış ve saz kesmiş olan bir göl sever. Saz kestiği
orağını hala saklıyor ve “ben bu orakla günde bir kamyon saz keserdim” derken, gözleri buğulanıyor.
(2014, ©I.Gülle)
13
Orman, Su Varsa Hayat Var.
ÇAVUŞCU GÖLÜ YEREL HALK GÖRÜŞLERİ
Adı-soyadı: Ali AKTAŞ
Görüşme Tarih: 19.07.2014
Mesleği: Balıkçı (Çavuşcu Gölü, Ilgın)
Çavuşcu Gölü ve bağlantılı kanallarda yapılan araştırmalarımızda, yöredeki deneyimli
balıkçılar ile görüşmeler yapıldı. Halen Çavuşcu Gölünde balıkçılık yapanlardan birisi olan
Ali Aktaş: “… Ilgın Gölü ve bağlantılı akarsularda sirazbalığı hiçbir zaman yoktu. Göldeki
turnabalığı 35 yıl önce yok oldu. Kerevit 15 yıldır avlanamıyor. Şuan sadece sazan avcılığı
yapılıyor. Gölde yaklaşık 10 balıkçı teknesi bulunuyor. Örneğin ben bugün 1 takım ağda
600-700 g ağırlığında 13 sazan avladım. Gölde kirlilik, otlanma ve sığlaşma çok önemli
sorunlarımız” şeklinde durumu ifade etmiştir.
Şekil 8.Ilgın Gölü’nde boş kazanlarını gösteren bir balıkçı: “Ne olacak bu gölün durumu!”
(2014,©I.Gülle)
14
Bu proje ile; Konya ili içsularındaki balık faunasının son taksonomik kayıtlara göre ortaya
balığının popülasyon yoğunluğu ve habitat özellikleri ile tehdit ve tehlike
konulması, siraz
sirazbalığının
durumlarının belirlenmesi ve izleme metodolojisinin önerilmesi ile eylem planının
hazırlanması amaçlanmıştır. Beyşehir Sirazbalığı tür eylem planı, ülkemiz genelinde içsu
balıkları üzerine hazırlanmış ilk plan olma açısından önemli bir örnek teşkil edecektir.
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Yaptığımız arazi çalışması ve gözlemler ile IUCN 2014.1 verilerine göre Beyşehir fvg
Sirazbalığı’nın
Tehlike ve Koruma ölçütleri Tablo 2’de verilmiştir.
Siraz Balığı
Tablo 2. Beyşehir Sirazbalığı’nın Tehlike ve Koruma ölçütleri
Türkçe Adı
Bilimsel
Adı
Bolluk
Düzeyi
Endemik
IUCN
CITES
TD
BERN
OSB
GT
Kaynak
Beyşehir
Sirazbalığı
Capoeta
mauricii
Nadir
1
EN
Hayır
bilinmiyor
Hayır
Hayır
1
IUCN
Yoğunluk
Endemik
IUCN
CITES
TD
BERN
OSB
GT
Kaynak
Bilinmiyor: Yoğunluk bilgisi verilemiyor
Nadir: Alanda nadiren gözleniyor
Orta : Alanda herzaman değil ama sıklıkla gözleniyor
Yaygın: Alanda yüksek sayıda gözleniyor
Taksonun endemizm durumu (1: Endemik, 0: Endemik değil)
IUCN'e Göre Tehlike Durumu
Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmeye Göre Durumu
Türkiye'deki Tehlike Durumu
Avrupanın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesine Göre Koruma Durumu
Orman ve Su İşleri Bakanlığınca Koruma Altına Alınan Türler (KA : Koruma Altında)
Gözlem Tipi: (1): Doğrudan gözlem (türün doğrudan kendisini gözlemek); (2): Dolaylı Gözlem (türe ait iz
veya belirti); (3): Doğruluğu denetlenen anket bilgisi.
Tür ile ilgili bilgi alınan literatür/ler
4. Saha Çalışması
4.1. Metodoloji
Konya İl sınırları çerisinde yer alan tatlı, tuzlu ve acı su kalitesine sahip, doğal veya yapay,
durgun ve akarsu ortamlarından 28 Haziran-17 Temmuz ve 01-10 Ağustos 2014 tarihleri
arasında balık örnekleme ve gözlemleri yapılmıştır. Ayrıca geçmiş yıllarda araştırmacılar
tarafından yapılan bilimsel literatür gözden geçirilmiştir.
İçsu balıkları çalışmalarında her paftanın %10 kuralı genel olarak uygulanmamıştır. Çünkü
balıkların sulak alanların her pafta için dağılımı homojen olmadığı göz önüne alınmıştır.
Bunun yerine her sulak alanı olabildiğince temsil edecek ve balık bulunması muhtemel
kesimlerden örneklem ve gözlemler yapılmıştır.
Arazi örneklemlerinde akarsularda ağırlıklı olarak 12 V DC 10 A eloktroşoker, serpme ve
ığrıp; göllerde ise ığrıp ağları uygulanmış; ancak çalışma süresince, araştırmacıların örnek
alması mümkün olmayan, derin ve büyük ekosistemlerde ve yerel balıkçılar tarafından
yakalanmış olan balık örnekleri değerlendirilmiştir.
Avcılık çalışmalarında her biri 200 m uzunluğa sahip 30, 40, 50, 60, 70, 80, 100, 110 ve 120
mm göz açıklığında monofilamet galsama ağlar ile 130 mm göz açıklığında monofilament
fanyalı ağlar kullanılmıştır. Ayrıca 30, 40 ve 50 mm göz açıklığına sahip multifilament
galsama ve 70 ile 110 mm göz açıklığına sahip multifilament fanyalı ağlar da deneme ağı
olarak kullanılmıştır.
Balıkların uzunlukları 1 mm hassasiyete sahip elektronik kumpas ile ölçülmüş, ağırlıkları ise
Kern FCB 30K1 marka 1 gr hassasiyetli terazide tartılmıştır. Yaş tayini için balıklardan pul
ve otolit örnekleri alınmıştır.
Örnekleme yapılan habitatlardaki popuasyonların boy-ağırlık ilişkisinin belirlenmesinde W =
a*Lb eşitliğinden yararlanılmıştır. Bu eşitlikte geçen a ve b değerleri, regresyon katsayıları
15
Orman, Su Varsa Hayat Var.
olup; a; doğrunun kesim noktasını, b ise eğimini göstermektedir. Bireylerin kondisyon faktörü
hesaplanmasında Ricker (1975)'in bildirmiş olduğu KF= (W/L3)x100 izometrik büyüme
denklemi kullanılmıştır. Burada, W: vücut ağırlığını (g), L: Çatal boyu (cm) göstermektedir.
Gonadosomatik indeksin (GSI) hesaplanmasında;
GSI = (Gonad ağırlığı/Vücut ağırlığı)x100 eşitliği kullanılmıştır (Balık ve Özcan,
2007).
Arazi örneklemleri etik kurallara en uygun biçimde yapılmış, küçük bireyler ile yumurtalı
dişiler örnekleme dışı tutulmuştur. Ayrıca çoğu zaman, iyi bilinen türler elektroşoker ile
kısmen bayıltıldıktan sonra verileri alınmış ve normal haline döndüğünde suya geri
bırakılmıştır.
Balıkların yoğunluk dağılımları akarsularda en az 100 m ve göllerde ise her örneklem
kesiminden 500 m2 alan taranmış, türün göreceli bolluk değerleri “(+): Nadir, (++): Az, (+++):
Orta, (++++):Yoğun, +++++: Çok yoğun” olarak belirlenmiştir.
Beyşehir
Sirazı
Beyşehirsirazı'nın
endemiklik, ekonomiklik, yaygınlık, hassaslık durumları ve tehditler göz
önüne alınarak tür, popülasyon ve habitat izleme kriterlerinin belirlenmiştir.
İzleme Kriterleri: İzleme kriterleri başlıca üç ana kategori ve 15 kriter göz önüne alınarak
yapılmıştır (Tablo 3).
Tablo 3. Beyşehirsirazı
Beyşehir Sirazı (Capoeta mauricii)’nın izleme kriterleri
İzlemeye ait tür ve
popülasyon
Kriter puanı
Aldığı puan
Kriter puanı
Aldığı puan
Kriter puanı
Aldığı puan
Toplam puan
Değerlendirme
Capoeta mauricii (Beyşehirsirazı),
Beyşehir Sirazı Beyşehir Gölü
Kuruma
(5P)
İzleme Kriterleri
KATEGORİ 1: Habitat etkisi
Aşırı Avcılık
Kirlilik
Su yapıları
(4P)
(3P)
(2P)
4
KATEGORİ 2:Kommünite etkisi
Karnivor
Aşırı
Hastalık ve
Predasyonu
Rekabet
Parazitler
(4P)
(3P)
(2P)
4
KATEGORİ 3: Popülasyon etkisi
Yetişkin
Nadir
birey
(3P)
(2P)
8
2
KÖTÜ (Kısa vadede)
İYİ (Orta vade)
Madencilik
(1P)
Etki yok
(0P)
Besinsizlik
(1P)
Etki yok
(0P)
Genç birey
(1P)
0+ yavru
(0P)
-
NOT: izleme puanları >5 ise KÖTÜ; 2-4 arası İYİ ve ? 1 ise ÇOK İYİ olarak değerlendirilmiştir. Yeşil bölge
düşük, turuncu bölge kritik, kırmızı bölge önemli tehditleri göstermektedir.
16
Orman, Su Varsa Hayat Var.
4.2. Bulgular
Konya İli Balık Faunası:
Konya ili genelinde siraz
sirazbalığının
balığının araştırılması ve eylem planı oluşturulması işi kapsamında;
mevcut literatürün taranması ve 28 Haziran-17 Temmuz ve 01-10 Ağustos 2014 tarihleri
arasında proje ekibinin yapmış olduğu arazi çalışması bulgularına göre, Konya ili içsularında
(göller, göletler, kanallar ve akarsular) yaşayan balık türlerinin güncel bilimsel isimleri ve
yayılış alanları Tablo 4’de verilmiştir. Siraz balıklarının dağılımının belirlenmesi amacıyla
yapılan arazi çalışması sonucunda 9 familya'ya ait 27 balık taksonu tanımlanmış, 1 tür ise EX
(soyu tükenmiş) olarak verilmiştir.
Tablo 4. Konya İli İçsu Balıkları ve Dağılım Alanları
Familya
Salmonidae
Bilimsel adı
Salmo cf. labeocula
Cyprinidae
Alburnus akili (EX)
Türkçe adı
Kırmızı
benekli
Alabalık
Göğce
Cyprinus carpio
Sazan
Capoeta mauricii
Beyşehir
Sirazı
Chondrostoma
beysehirense
Hemigrammocapoeta
kemali
Gobio microlepidotus
Kızılkanat,
Kababurun
Ereğlibalığı
Pseudophoxinus
anatolicus
Pseudophoxinus
battalgilae
Pseudophoxinus crassus
Pseudophoxinus
hittitorum
Squalius anatolicus
Yağbalığı
Squalius recurvirostris
Akbalık,
Tatlısukefali
Yosunbalığı
Cyprinodontidae
Aphanius anatoliae
Cobitidae
Aphanius mento
Aphanius wilvockii
Cobitis bilseli
Nemacheilidae
Oxynoemacheilus
ereglisensis
Seminemacheilus lendlii
Kayabalığı
Otbalığı,
çiçek
Yağbalığı
Yağbalığı
otbalığı
Akbalık
Yosunbalığı
Yosunbalığı
Taşısıran,
Yılanbalığı
Çöpçübalığı
Çöpçübalığı
Habitat
İvriz Çayı
Beyşehir,Suğla gölleri ve bu gölleri besleyen
dereler. 1985 yılından sonra nesli tükenmiştir.
Beyşehir ve Suğla göller, Çarşamba Kanalı,
Çavuşcu Gölü, Apa Baraj Gölü
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı,
Apa Baraj gölü, Sarıöz Çayı, Soğuksu ve
Üstünler
Çayları,
Derebucak
Çayı,
Gökçehüyük Göleti, Mutluköy (Hüyük) Göleti
Beyşehir ve Suğla gölleri, Sarıöz kanalı, Soğuksu
ve Üstünler çayları
Akgöl (Ereğli)’ü besleyen kanallar, Kugupark
(Seydişehir), Deliktaş kaynağı (Yeşildağ)
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı,
Sarıöz Kanalı, Soğuksu ve Üstünler çayları,
Bozkır Çayı
Beyşehir ve Suğla gölleri ( Akgöl ?)
Akgöl’ü besleyen kanallar, Kuğupark kaynağı
(Seydişehir) ve Çavuşcu Gölünü besleyen dereler
İnsuyu Köyü-Cihanbeyli
Beyşehir Gölü, Eflatunpınarı, Derebucak Çayı ve
Deliktaş Kaynağı (Yeşildağ)
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı, Apa
Baraj gölü, Sarıöz Kanalı, Soğuksu ve Üstünler
çayları, Derebucak Çayı, Gökçehüyük Göleti
Akşehir Gölü ve Çavuşcu Gölü havzası
Beyşehir Gölü ve çevresindeki küçük kaynaklar,
Tuzgölü (Cihanbeyli) çevresindeki kaynaklar ve
kanallar
Akgöl(Ereğli)’ü besleyen kanallar
Çavuşcu Gölü ve çevre akarsular ve kaynaklar
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı,
Sarıöz Kanalı, Soğuksu ve Üstünler çayları
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı,
Sarıöz Kanalı, Soğuksu ve Üstünler çayları
Akşehir Gölü havzası
17
Orman, Su Varsa Hayat Var.
KONYA İLİ YABANCI (EGZOTİK) BALIK TÜRLERİ
Salmonidae
Oncorhinchus mykiss
Gökkuşağı
alabalığı
Cyprinidae
Alburnus escherichii
İncibalığı
Carassius gibelio
Tinca tinca
Pseudorasbora parva
Percidae
Sander lucioperca
Atherinidae
Atherina boyeri
Gobiidae
Knipowitschia caucasica
Poecilidae
Gambusia holbrooki
Gümüşü
havuzbalığı
Kadife
Çizgili
sancık
Sudak,
dişili
Gümüş
balığı
Küçük
Kayabalığı
Sivrisinek
balığı
İvriz baraj Gölü, İvriz Çayı
Beyşehir ve Çavuşcu gölleri ve çevre akarsular.
Yerel balıkçılardan alınan bilgiye göre bu tür;
Sarıyar Baraj Gölünden getirilmiştir.
İl sınırlarındaki çoğu sular
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı, Apa
Baraj gölü, Sarıöz Kanalı, Soğuksu ve Üstünler
çayları
Bu tür 1984 yılından sonra Meriç nehrinden
Anadolu’daki içsulara girdiği bildirilmektedir.
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı, Apa
Baraj gölü,
Beyşehir Gölü
Beyşehir ve Suğla gölleri, Çarşamba Kanalı
Durgun ve yavaş akan bütün içsular
Beyşehir Sirazı (Capoeta mauricii)’nın Taksonomik Özellikleri:
5.Beyşehirsirazı
Sazangiller (Cyprinidae) familyasından olan sirazbalıkları (Capoeta)’nın vücutları silindirik
yapıda veya nadiren yanlardan yassılaşmış; ağızları alt konumlu, genellikle enine yarık veya
yarımay şeklinde ve büyüktür. Bu balıklar alt çenelerinin oldukça ince ve tırnaksı (keratin) bir
tabaka ile kaplı olduğundan, sert yüzeylerden kazıyarak beslenme özelliğine çok iyi uyum
sağlamışlardır. Bu kazıyıcı beslenme özelliği ile diğer Sazangillerden kolayca (Kızılkanat
dışındaki) ayrılmıştır. Asya kökenli olan bu cins üyelerinin Anadolu’ya girişleri, Anadolu
büyük iç gölünün (Sarmatik Göl) Batı Asya tatlısu bağlantısı ile gerçekleşmiştir. Sonrasında
bu bağlantının kesilmesi ile Anadolu’ya endemik türleri çeşitlenmiş, ancak Trakya’ya geçişi
mümkün olmamıştır. Turan vd. (2008) ve Küçük vd. (2009)’ne göre, son yıllarda yapılan
ayrıntılı taksonomik çalışmalarda, Capoeta mauricii haricinde, Anadolu’da 16 farklı Capoeta
türünün yaşadığı bildirilmektedir. Bunlar; C. angorae, C. antalyensis, C. baliki, C.
banarescui, C. barroisi, C. capoeta, C. bergamae, C. damascina, C. ekmekciae, C. erhani, C.
kosswigi, C. pestai, C. sieboldii, C. tinca, C. trutta ve C. umbla.
Beyşehir Sirazı
Capoeta mauricii (Beyşehirsirazı)’nin
bilimsel tanımı ilk olarak Eğirdir Gölü’nden
Pietschmann (1933) tarafından yapılmış, ancak balıkların küçük ve büyük bireyleri arasındaki
renk ve beneklenme farkından dolayı Schizothorax prophylax ve Varicorhinus pestai olmak
üzere iki tür adı vermiştir. Yapılan bilimsel bir çalışmada bu yanılgının popülasyonun
bireyleri arasındaki büyüklük farkından kaynaklanan morfolojik değişimden kaynaklandığı
belirlenmiştir. Bu durum “Eğirdirli eski balıkçılar” tarafından küçük balıklara “Kelten”
büyüklerine de “Şişek” ismi vererek yöresel olarak adlandırılmıştır (Küçük vd., 2007).
Bu tür diğer Capoeta türlerinden farklı olarak, göl ortamında uyum sağlamıştır. Üreme
bölgeleri göllerin kıyısal alanlarındaki küçük taşlık alanlardır. Tür Beyşehir Gölü ve onu
besleyen dereler (Sarıöz Deresi vb.), Bakaran Çayı (Manavgat Irmağı havzası), Çarşamba
Kanalı, Suğla Gölü ve çevresindeki küçük akarsularda yayılış gösterir. Ayıca Ihlara
Vadisindeki Melendiz Çayında da yayılış gösterdiği bilinmektedir. Üreme ve beslenme
biyolojisi konusunda henüz ayrıntılı bir çalışma yoktur. Ancak genel gözlemlere göre mayıs
ayı içinde üredikleri belirtilmektedir.
18
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Bu türün Beyşehir Gölü’nden ilk kaydı ise Karekin Deveciyan (1915) tarafından
“Bıyıklıbalık” olarak vermiştir. Deveciyan (1915), Beyşehir Gölü’nün diğer türlerinin Sazan,
Kızılkanat, Çapak, İncibalığı (Gökçe, Göğce), Tatlısu Kefali, Tatlısu Kayası ve Kerevit
Balığı’nın ilk bilimsel kaydını ise Kosswig ve Battalgil
olduğu bildirilmiştir. Beyşehir Siraz
Sirazbalığının
(1943) vermişlerdir. Bu tarihten sonraki kayıtlar sırasıyla Ladiges (1960), Karaman (1969),
Erdemli (1978) ve Balık (1980)’a aittir.
Küçük vd. (2009), Beyşehir Gölü havzasındaki Çarşamba Kanalı (Apa Kanalı), Suğla Gölü,
Sarıöz Deresi ve Derebucak Çayı (Manavgat Nehri üst havzası)’nda yayılış gösteren
sirazbalığı popülasyonlarının, Eğirdir Gölü sirazbalığından farklı olduğunu (yanal çizgideki
pul sayısı, vücut üzerindeki beneklenmeler ve kuyruk yüzgecinin morfolojisi) belirleyerek, bu
türü “Capoeta mauricii” adlandırdıkları bir çalışma ile “Zoology in the Middle East” isimli
uluslararası bilimsel bir dergide 2009 yılında yayınlamışlardır. Bu yayın ile Beyşehir Gölü ve
havzasında yayılış gösteren sirazbalığının bilimsel ismi “Capoeta mauricii” olarak
değişmiştir. Morfolojik (dış görünüş) olarak, bu türe en çok benzeyen balıklar ise İran,
Afganistan, Pakistan, Hindistan, Çin, Özbekistan ve Kırgızistan’nın yüksek dağ sularında
yaşayan, başka bir sazangil olan Schizothorax türleridir. Bu balıklar, özellikle sırt
bölgelerindeki belirgin benekler ve soğuk akarsu ekosistemlerinde yaşamaları nedeniyle
İngilizcede “Snowtrout” ismi ile anılmaktadır.
Beyşehirsirazı
Beyşehir
Sirazı etinin lezzeti, özellikle bu balığın doğal yayılış alanları olan Beyşehir ve
Seydişehir çevrelerinde halk tarafından oldukça iyi bilinmekte ve çok rağbet görmektedir.
Kendine has lezzeti, aroması ve et kalitesi nedeniyle Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı yöre insanının hafızasında
yer etmiş olan ve en beğenilen balık türüdür. Bu nedenle tür üzerinde doğal düşmanlarının
yanı sıra, özellikle amatör avcılardan kaynaklanan çok yoğun bir av bakısı da bulunmaktadır.
Beyşehir Sirazı
6.Beyşehirsirazı'nın
Morfolojik Özellikleri:
Vücut genç bireylerde yanlardan oldukça fazla, olgun bireylerde hafif yassılaşmıştır. Sırttan
görünüşü düz veya hafif dışbükey, karın bölgesi ise dış bükeydir. Predorsal bölge (ense ile sırt
yüzgeci arası) düz, erkeklerinde pullu bir karina vardır. Ağız küçük ve kavisli, protaktil
(uzayıp kısalabilen) olan alt dudağın ortasında yatay bir lob bulunur. Ağız çevresinde bir çift
bıyık bulunur ve bıyık uzunluğu nostril'in arka kenarına kadar uzanır. Dorsal yüzgeç 4 basit, 8
dallanmış ışınlıdır, bu yüzgecin son basit ışını orta düzeyde kemikleşmiş ve arkasında testere
şeklinde çentiklenme görülür. Anal yüzgeçte ise 3 basit, 5 dallanmış ışın bulunur. Yanal çizgi
tam ve 80-87 delikli pul bulunur. Solungaç tarağı sayısı 16-18'dir. Bu tür 2009 yılına kadar
bütün kaynaklarda Capoeta pestai olarak isimlendirilmiş, ancak Küçük vd. (2009) tarafından
yapılan taksonomik çalışmada C.mauricii olarak yeni tür şeklinde tanımlanmıştır (Şekil 9).
Tablo 5’de C. mauricii (Beyşehirsirazı) ve C. pestai (Eğirdirsirazı)'nin metrik özellikleri
ayrıntılı olarak verilmiştir. Eşeyler arasında eşeysel dimorfizm görülür. Erkeklerin özellikle
burunlarında üreme tüberkülleri görülür. Ayrıca anal yüzgeçlerinin şeklide farklılaşmıştır.
19
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 5. Capoeta mauricii ve C. pestai türlerinin metrik özelliklerinin karşılaştırılması (Parantez içi
ortalama değerleri göstermektedir), (Küçük vd., 2009’dan değiştirilerek alınmıştır).
Türler
Havza
Drenaj alanı
Örnek sayısı
Standart Boy (mm) SL
Metrik ölçümlerin standart boya oranı
Baş yüksekliği
Vücut yüksekliği (dorsal yüzgeç başı)
Predorsal uzunluk
Prepelvik uzunluk
Preanal uzunluk
Pektoral-anal yüzgeç başlangıcı arası
Pektoral-pelvik yüzgeç başlangıcı arası
Pelvik -anal yüzgeç başlangıcı arası
Dorsal yüzgeç uzunluğu
Anal yüzgeç uzunluğu
Pektoral yüzgeç uzunluğu
Pelvik yüzgeç uzunluğu
Kaudal yüzgeç üst lobu
Kaudal pedünkul yüksekliği
Kaudal pedünkul kalınlığı
Metrik ölçümlerin baş uzunluğuna oranı
Burun uzunluğu
Göz çapı
İnter-orbital mesafe
Kafa genişliği (gözün ön kenarından)
Kafa genişliği (gözün arka kenarından)
Kafa genişliği (solungaç kapağında)
Kafa yüksekliği (gözler arası bölgede)
Kafa yüksekliği (oksiput)
Burun yüksekliği (nostril)
Burun derinliği (nostril)
Bıyıklar arası mesafe
Bıyık uzunluğu
Capoeta mauricii
İç Anadolu
Lake Beyşehir
n=15
109-147
Capoeta pestai
Akdeniz
Lake Eğirdir
n=6
105-160
26.1-28.4 (27)
24.1-27.0 (25.7)
52.0-54.8 (54.9)
53.4-57.2 (55)
75.1-79.0 (76.6)
48.8-54.3 (51.1)
28.4-31.8 (29.4)
20.6-23.4 (21.9)
18.3-23.2 (20.9)
12.9-17.5 (15.4)
16.3-18.8 (17.4)
13.7-15.2 (14.7)
19.5-23.8 (21.6)
17.4-19.8 (18.3)
10.0-11.2 (10.5)
26.7-29.0 (27.9)
21.7-23.9 (22.6)
53.6-55.1 (54.3)
54.9-56.4 (55.8)
76.0-78.0 (77.1)
50.1-53.1 (51.4)
29.4-30.5 (29.9)
20.2-22.5 (21.3)
18.8-23.2 (20.4)
15.3-21.6 (17.8)
17.1-20.7 (19.4)
14.8-16.7 (15.6)
18.7-24.2 (22.1)
15.9-17.4 (16.8)
9.3-10.3 (9.9)
35-37 (36)
14-18 (16)
32-36 (33)
35-42 (39)
50-53 (51)
55-60 (58)
44-49 (46)
63-68 (65)
32-36 (34)
29-34 (31)
23-28 (26)
12-15 (13)
35-38 (37)
13-19 (16)
30-33 (31)
35-39 (37)
45-51 (48)
54-56 (55)
45-48 (46)
62-66 (64)
30-33 (33)
28-36 (32)
25-28 (26)
15-19 (16)
Renk: Vücudun lateral ve dorsal bölgeleri gümüşi veya yeşilimsi, arka kısımları yeşilimsi
veya kahverengindedir. Bu bölgelerde düzensiz siyah benekler bulunur. Dorsal, kaudal ve
anal yüzgeçler gri veya bazen siyaha yakın, diğer yüzgeçler ise sarımsı renktedir (Şekil 9a,b).
20
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı 138 mm SL, Beyşehir Gölü bağlantılı Sarıöz Çayı, b).
Şekil 9. a). C. mauricii (Beyşehirsirazı)
C.pestai (Eğirdirsirazı) 126 mm SL, Eğirdir Gölü bağlantılı Çayköy Deresi.
Beyşehir Sirazı
7.Beyşehirsirazı'nın
Beslenme, Büyüme, Üreme ve Özellikleri
Beslenmesi açısından çoğunlukla omnivor olan bu balıkların oldukça uzun ve hassas bir
sindirim kanlı (mide + bağırsak) bulunur. Mideleri çok iyi gelişmemiş ve bağırsağa benzer bir
yapı gösterir, karaciğer ve safrakeseleri oldukça büyüktür (Şekil 10). Omnivor beslenme
davranışı gösteren sirazlar; sert yüzeylerden perifitonu keratin yapılı altdudakları ile
kazıyarak, aynı zamanda küçük omurgasızları da (sinekler, sinek larvaları, kurtçuklar ve
salyangozları) aktif olarak avlamaktadırlar.
Larva ve post larva döneminde ağırlıklı olarak protista ve zooplanktonla seçici beslenen
bireyler, genç yavru döneminde omurgasızlar ile seçici beslenirken, daha ileri aşamalarda sert
substratumdan özellikle perifiton ve sessil omurgasızları kazıyarak beslenmektedirler. Diğer
sazangil türlerinde olduğu gibi, sirazlar da gelişim dönemleri, ortamın fiziksel özellikleri ve
ortamdaki besin organizmalarının dağılım ve bolluğuna bağlı olarak beslenme davranışlarını
değiştirebilmektedirler. Yapmış olduğumuz sindirim sistemi içeriği incelemelerimize göre,
genel olarak sirazbalıklarının öncelikle karnivor, ikincil olarak omnivor beslenme tarzını
benimsedikleri söylenebilir.
21
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Şekil 10. Beyşehir Sirazı İç Organları ve Sindirim Kanalı Genel Görüntüsü (2014, ©I.Gülle)
Az sayıdaki örnek ölçümü ile elde ettiğimiz verilerden hesapladığımız boy-ağırlık ilişkisi
eşitliği analizinde boy-ağırlık arasında pozitif bir ilişki olduğu anlaşılmıştır (Şekil 11a,b).
Beyşehir Sirazı Boy-Ağırlık İlişki Grafiği
Şekil 11a.Beyşehirsirazı'nın
Boy-Ağırlık İlişkisi Grafiği (Standart boy)
Beyşehir Sirazı
22
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı Boy-Ağırlık İlişki Grafiği
Beyşehir Sirazı Boy-Ağırlık İlişkisi Grafiği (Tam boy)
Şekil 11b.Beyşehirsirazı
Durgunsu habitatlarında yaşayan sirazbalıkları, üremek ve yumurtlamak üzere, özellikle
ilkbahar ve yaz aylarında (Mayıs-Temmuz döneminde) akarsu ağızlarına girerek, bol oksijenli
ve akıntılı olan yukarı bölgelere doğru göç yaparlar. Yapılan gözlemler ve arazi
çalışmalarında, Derebucak Çayı (Bakaran mevkisi) popülasyonunun 29 Haziranda henüz
yumurtasını dökmediği (en azından bir kısmını) anlaşılmıştır (Şekil 12a,b). Bu dönemde
yakalanan bir dişi ve erkek bireyde yapılan ölçümlerde şu sonuçlar alınmıştır. Tam boyu 21,1
cm ve ağırlığı 102 g olan dişi bireyin gonad ağırlığı 11,79 g olarak belirlenmiştir. Bu bireyin
Gonadosomatik İndeks (% GSI) değeri 11,56; ortalama yumurta çapı 1,36±0,12 mm, toplam
yumurta sayısı 7915 adet; fekonditesi (yumurta verimi) 77598 yumurta/kg canlı ağırlık olarak
belirlenmiştir. Aynı habitatta yakalanan üreme olgunluğundaki 20,4 cm tam boy ve 79,8 g
ağırlığındaki erkek bireyin gonad ağırlığı 1,97 g ve GSI değeri 2,47 olarak belirlenmiştir. Göl
habitatlarında yaşayan popülasyonlar daha erken (Mayıs-Haziran) üreme döngüsüne girerken,
akarsu habitatlarında yaşayanlar ise çoğunlukla daha geç (Haziran-Temmuz) zamanlarda
üremektedirler.
23
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Şekil 12a. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Dişi Birey Üreme Organları (Ovaryumlar) (2014, ©I.Gülle)
24
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı
25
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Beyşehir Gölü Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
Şekil.13Beyşehir
Beyşehirsirazı
26
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Proje çalışması sırasında, çeşitli popülasyonlardan örneklemesi yapılan toplam 24 siraz
bireyinin Kondisyon Faktörü (KF) ne ilişkin bulgular Tablo 6’te gösterilmiştir.
Sirazı Kondisyon Faktörü (KF)
Tablo 6. Beyşehir
Beyşehirsirazı
KF
(enküçükenbüyük)
1,3
(1,1-1,8)
Birey sayısı
Ort. KF
(st. Sapma)
Ort. Çatalboy (cm)
(enküçük-enbüyük)
Ort. Ağırlık (g)
(enküçük-enbüyük)
23
1,3±0,2
18,1
5,8-32,2
138,9
2,2-508,2
Balıkçılık biyolojisinde kondisyon faktörü popülasyonların çeşitli özelliklerinin
karşılaştırılmasında, beslenme durumu ve üreme döneminin belirlenmesinde çok yaygın
olarak kullanılan bir eşitliktir. Balıkların vücut şekillerine göre değişen bu katsayı genel
olarak ince ve uzun olan türlerde 1’den küçük, mekik şekilli türlerde 1-3 arasında, vücudu
kısa ve yüksek yapılı olanlarda ise 3 ve üzerindedir (Avşar, 1998). Elde edilen sonuçlar
Beyşehirsirazı’nın
vücut şekline göre kondisyon faktörünün ortalama değerler içinde
Beyşehir
Sirazı
olduğunu, popülasyonun her hangi bir beslenme sorunu bulunmadığını göstermiştir.
Siraz Balığı Habitat Özellikleri ve Ekolojik İstekleri:
8.Beyşehir Sirazbalığı
Siraz Balıkları genel olarak akıntılı ve bol oksijenli soğuk suları tercih etmekle birlikte, ılık ve
Sirazbalıkları
durgun sulara da uyum sağlayabilen balıklardır. Çoğunlukla akarsuların “alabalık bölgesi”
olarak tanımlanan üst ve orta havzalarında yaşamalarına karşın, göllerde ve akarsuların
göllere döküldüğü karışım bölgelerinde de bulunabilmektedirler. Örneğin, C.mauricii ve
C.pestai ise Beyşehir ve Eğirdir gölleri gibi soğuk ve temiz olan yüksek rakımlı göllere uyum
sağlamış türlerdir. Sirazların havyarlarının (Yumurtalarının) zehirli olduğu birçok araştırıcı
tarafın bildirilmiş olup, bu durum yerli halk tarafından da kabul edilmektedir.
Sirazı tipik bir soğuksu balığıdır. Bol ve iyi derecede
Yukarıda belirtildiği gibi Beyşehir
Beyşehirsirazı
oksijenli suları tercih ederler. Ağız yapısının kazıyıcı olması nedeniyle mutlaka taşlık ve
kayalık bölgelerde sert yüzeyleri kazıyarak beslenirler. Bu nedenle Beyşehir ve Suğla
göllerinin özellikle kayalık alanlarında nadir düzeyde popülasyonlarının varlığı anlaşılmıştır.
Beyşehirsirazı,
Beyşehir
Sirazı Beyşehir Gölü’nün yanı sıra kısmen doğal bir suyolu ile bağlı olduğu Suğla
Gölü, ayrıca Beyşehir ilçesi yakınlarından 1900 yılının başlarında açılan Çarşamba Kanalı
aracılıyla oluşan Apa Baraj Gölünde yayılış gösterir. Beyşehir Gölü’nün Yeşildağ
yakınlarındaki kayalık alanlarda, Soğuksu ve Üstünler çaylarının alt havzalarında ve Sarıöz
kanalında azda olsa populasyonlarına rastlanmıştır. Ayrıca son yıllara kadar Manavgat Nehir
havzasında olan Derebucak Çayının bütün bölgelerinde orta düzeyde populasyon
yoğunluğuna rastlanmıştır. Suğla Gölü havzasında ise gölün kısmen soğuk olduğu kaynak
bölgeleri ve Gökçehüyük Göleti’nden örnekleme yapılmıştır.
Konya ili genelindeki sucul ekosistemlerde yaptığımız arazi çalışmalarında ve yerel balıkçılar
ile yapılan söyleşilerde sadece 7 ekosistemde Beyşehir
Beyşehirsirazı'na
Sirazı rastlanılmıştır (Şekil 14).
27
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Şekil 14. Beyşehir
Beyşehirsirazının
Sirazı’ nın Konya ili’ndeki En Önemli 7 Popülasyonu
Beyşehir Sirazı
Beyşehirsirazı’nın
Konya ili genelindeki belirlenen popülasyon ve habitatlarına ilişkin
ayrıntılı veriler Tablo 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14’de, bu popülasyonlara ilişkin ölçümler
EK’de verilmiş verilmiştir.
28
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 7. Mutluköy-Hüyük Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı (Efsunlubalıklar) Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Habitat
Mevkiisi
Tarih
Hüyük
Efsunlu
pınar
(Mutluköy)
Koordinatlar
18.07.2014
x
y
36S379544
D
4200723
K
Yükselti
(m)
Saat
1255
15:4
0
Habitat tipi
Durgunsu
Örneklem
Şekli
Elektroşoker
Habitat Özellikleri
Su Kalitesi
Diğer Balık türleri
Su sıcaklığı (°C)
:22,4
pH
:7,48
Elek.
İlet.(μS/cm)
TDS (mg/L)
:428
Çöz. Oksijen
(mg/L)
Oks. Doy. (%)
:6,67
Secchi D. Gör.
(m)
Derinlik (m)
:-
Akıntı hızı (m/s)
:-
Debi (L/s)
:1-5
Siraz yoğunluğu
· Cyprinus carpio
· Carassius gibelio
· Gambusia holbrooki
nadir
az
orta
bol
çok bol
X
Açıklama: Bu ekosistemde eloktroşoker aracılığıyla
yapılan örneklemlerde, sirazbalığına yüksek
yoğunlukta rastlanılmıştır. Balıklar yapay havuz ve
göletlerde doğrudan gözlemlenmektedir. Balıkların
kutsal olduğu inanışı nedeniyle ve bir park
ortamında
sosyal-etik
koruma
kalkanında
bulunmaktadır. Çok kısıtlı bir alanda ve besin
yetersizliği altında ve insan sitresi etkisinde yaşayan
balıkların genç ve yavru bireyleri yüksek sayıdadır.
Çok sınırlı bir ekosistemde yaklaşık 2000 birey
bulunmaktadır.
:299,7
:76
:0,5-1,5
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Diğer tüm su kaynaklarından bağımsız ve izole bir kaynaktır. Köyün gezinti parkı içerisinde bulunmaktadır.
Tamamen yapay ortamlardan ibaret olan ekosistemde türün besin ağı oldukça dardır (Şekil 14). Su kalitesi iyi
olmakla bitlikte, küçük bir alanda çok sayıda balık olması besin sıkıntısına neden olmaktadır. Zira havuzların dip ve
yan duvarları beton ile kaplanmıştır. Yöre insanı ve ziyaretçiler balıklara ekmek vb. besinler atmaktadır.
Tehdit Durumu ve vadesi
Orta: X
Yüksek:
kısa
orta
uzun
kısa
orta
X
X
Düşük:
uzun
kısa
orta
Bilinmiyor:
uzun
Açıklama: Kısa ve orta vadede su sıkıntısı söz konusudur
Olası tehditler
Kuruma
ve
su çekimi
Av
Baskısı
Preadatör
türler
Kirlilik
Fiziki
engeller
İstilacı
türler
Hastalık ve
parazitler
Besinsizlik
Üreme
alanı
tahribi
Açıklama:
1.) Ekosistemde su sıkıntısı riski vardır.
2.) Ortamda Çinsazanı bulunması besin rekabettine yol açmaktadır.
3.) Bazı sizrazların bir veya her iki gözü birden kör olmuştur. Nedeni balıkların dar alanda sıkışmasıdır.
4.) Beton havuzlarda balıklar yeterli ve kaliteli besin bulmaktan uzaktır.
5.) Ortamda yumurtlama alanı oldukça sınırlıdır ve Çinsazanlarının yumurtalarını yediği düşünülmektedir.
Öneriler
Kısa: Diğer balık türleri ortamdan alınmalı
Orta: havuzcuklar arasında bağlantı kanalları kurulmalı
Uzun: Su miktarı sürekli aynı seviyede tutulmaldır
29
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı
30
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Tablo 8. Gedikli Bölgesi (Beyşehir Gölü) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Habitat
Mevkiisi
Tarih
Koordinatlar
x
Beyşehir Gölü
Gedikli
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C) :25,5
:8,51
pH
:395
Elek.
İlet.(μS/cm)
:275
TDS (mg/L)
:6,75
Çöz. Oksijen
(mg/L)
:80
Oks. Doy. (%)
:1,25
Secchi D. Gör.
(m)
:3
Derinlik (m)
Akıntı hızı (m/s) :
:
Debi (L/s)
01.07.201
4
y
Yükselt
i
(m)
1123
Saat
Habitat tipi
Örneklem
Şekli
36S353019 4201677
07:0 Durgunsu
Balık ağı
D
K
0
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Siraz yoğunluğu
Cyprinus carpio, Carassius gibelio,
nadir
az
orta
bol
çok bol
Squalius anatolicus, Tinca tinca,
X
Pseudophoxinus anatolicus,
Açıklama:Yapılan avcılık opereasyonları ve yerel
Pseudophoxinus hittitorum, Gobio
balığının gölün
balıkçılarla yapılan söyleşilerde siraz
sirazbalığının
microlepidotus, Sander lucioperca,
bu bölgesinde nadir olarak bulunduğu anlaşılmıştır
Chondrostoma beysehirense,
Aphanius anatoliae, Gambusia
holbrooki, Atherina boyeri,
Pseudorasbora parva,
Oxynoemacheilus ereglisensis,
Cobitis bilseli, Knpowitschia
caucasica
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Beyşehir Gölü’nün kuzey- kuzeybatı kıyılarıdır. Bölge Şarkikaraağaç köyleri tarımsal alanlarından gelen askıda katı
madde, organik madde ve diğer kirlilik unsurlarının etkisi altındadır. Çok yoğun sazlık ve kamışlık alanlar ile kaplı
olan bölgede su bulanık, oksijen nisbeten düşüktür. Ayrıca yoğun submers makrofit gelişimi gözlemlenmektedir
(Şekil 15).
Çalışma sırasında Unio crassus, Dreissena polymorpha, Radix labiata ve Planorbarius corneus sıklıkla görülmüştür.
Tehdit Durumu ve vadesi
Orta:
Düşük:
Yüksek:
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
X
X
X
Açıklama: Av bakısı ve bölgedeki organik kirlilik artışı
Olası tehditler
Av
Preadatör
Kirlilik
Fiziki
İstilacı
Hastalık ve
Kuruma
baskısı
türler
engeller
türler
parazitler
ve
su çekimi
Bilinmiyor:
Besinsizlik
Üreme
alanı
tahribi
Açıklama:Habitat özellikleri baılğın isteğine uygun olmasına karşın;
1.) Balığın çok tercih edilmesi nedeniyle her boy ve cinsiyetteki biraylerinin avlanarak tüketilmesi. Diğer Balık türleri
için yapılan aşırı avcılık nedeniyle seçici olmayan avcılık yapılması. Beyşehir Gölü’nün Gedikli avlağında yapılan bir
avcılık operasyonunda; 4 takım (800 m, 13’lük) iplik fanyalı ve 13 takım (2600 m, 8’lik) fanyasız ağda: 102 adet
(?150-250 g) kadife balığı, 13 adet (?300-2000 g) sudak, 33 adet (?600-2000 g) sazan, 6 adet (? 200-400 g) yağbalığı,
85 adet (?150-200 g) çinsazanı yakalanmış ancak, 3400 m uzunluğundaki bu ağda hiçbir siraz bireyi
yakalanamamıştır. Bu bulgular ve balıkçıların diğer av operasyonları sirazbalığının alüvyon ova kıyılarını ve çamur
katmanının derin olduğu bölgeleri tercih etmedikleri göstermektedir.
2.) Gölün başlıca predatörü olan sudak, Beyşehir Gölü’nün sazangil türleri için potansiyel avcı türdür. Bu nedenle
sudağın göle girdiği 1978 yılından bu yana, siraz üzerindeki olumsuz etkisi birçok bilimsel çalışmada belirtilmiştir.
3.) Göldeki en baskın istilacı tür olan çinsazanının bütün içsularda olduğu gibi, bu gölde de diğer sazangil türleriyle
habitat paylaşımı ve besin rekabeti nedeniyle yerli türlere olumsuz etki yaptığı bildirilmektedir.
Öneriler
Kısa: Üreme dönemi olan ilkbahar ve yazın ilk aylarında sazlık taşkınlarda ve dere ağızlarında elektrikle yapılan
balık avcılığının kontrol edilmesi
Orta: Üreme dönemlerinde Germe Boğazı mevkisine giren temiz su akışının sağlanması
Uzun: Germe Boğazı mevkisnde kirlilik ve sediman birikiminin kontrol edilemesi
31
Orman, Su Varsa Hayat Var.
32
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının
Tablo 9. Yeşildağ Bölgesi Bölgesi (Beyşehir Gölü) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Özellikleri
Habitat
Mevkiisi
Yeşildağ
Beyşehir Gölü
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C) :24,5
:8,50
pH
:375
Elek.
İlet.(μS/cm)
:270
TDS (mg/L)
:6,85
Çöz. Oksijen
(mg/L)
:82
Oks. Doy. (%)
:1,50
Secchi D. Gör.
(m)
:4
Derinlik (m)
Akıntı hızı (m/s) :
:
Debi (L/s)
Tarih
Koordinatlar
Yükselti
(m)
Saat
Habitat tipi
Örneklem
Şekli
x
y
36S36588
4163006
1123
12:0 Durgunsu
Balık ağı
4D
K
0
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Siraz yoğunluğu
Cyprinus carpio, Carassius gibelio,
nadir
az
orta
bol
çok bol
Squalius anatolicus, Tinca tinca,
X
Pseudophoxinus anatolicus,
Açıklama:Yapılan avcılık opereasyonları ve
Pseudophoxinus hittitorum, Gobio
yerel
balıkçılarla
yapılan
söyleşilerde
microlepidotus, Sander lucioperca,
sirazbalığının gölün bu bölgesinde çok az
Chondrostoma beysehirense,
sayıda bulunduğu anlaşılmıştır.
Aphanius anatoliae, Gambusia
holbrooki, Atherina boyeri,
Pseudorasbora parva,
Oxynoemacheilus ereglisensis,
Cobitis bilseli, Knipowitschia
caucasica
17.7.201
4
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Beyşehir Gölü’nün Güney- güneybatı kıyılarıdır. Bölge çok sayıda güçlü ve sürekli akan karstik yer altı
su kaynakları bulunmaktadır. Ayrıca yer altı sularının dışında, Derebucak Çayının suyunu taşıyan
Soğuksu Çayı, İliırmak, Üstünler Deresi ve kış aylarında Pınargözü kaynağının suları bu gölgeye
karışmaktadır. Bölgenin kıyıları yer yer kayalık olup, kıyılar dik ve derindir. Bu nedenle suları gölün
diğer kısımlarına daha berrak ve oksijence zengindir. Dip yapısı kayalık ve taşlık olup, sediman birikimi
daha azdır. Gölün oluştuduğu küçük koylarda ve dere ağızlarında sazlık ve kamışlık alanlarda yoğun
makrofit gelişimi gözlemlenir (Şekil 16).
Tehdit Durumu ve vadesi
Yüksek:
orta
kısa
kısa
X
Açıklama: Av bakısı ve predatör türler
Kuruma
ve
su çekimi
uzun
Av
Baskısı
Preadatör
türler
Orta:
orta
X
Kirlilik
uzun
kısa
Düşük:
orta
Olası tehditler
Fiziki
İstilacı
engeller
türler
Bilinmiyor:
uzun
Hastalık ve
parazitler
Besinsizlik
Üreme
alanı
tahribi
Açıklama:Habitat özellikleri balığın isteğine uygun olmasına karşın;
1.) Balığın çok tercih edilmesi nedeniyle her boy ve cinsiyetteki biraylerinin avlanarak tüketilmesi. Diğer
balık türleri üzerinde yapılan aşırı avcılık nedeniyle seçici olmayan avcılık yapılması. Beyşehir Gölü’nün
Yeşildağ avlağında yapılan 17.07.2014 tarihinde 4 takım balık avı ile yapılan avcılıkta siraz balığı
yakalanamamıştır. Aynı bölgede 01.08.2014 tarihinde yapılan bir başka avcılık operasyonunda; 7 takım
(1400 m uzunluğunda 8,5’luk) ağda 3 adet (?300-500 g) siraz yakalanmıştır. Bu sonuçlara göre; sirazın
Beyşehir Gölü’nde enbol bulunduğu bölgede dahi oldukça düşük yoğunlukta olduğu anlaşılmıştır
2.) Gölün başlıca predatörü olan sudak, Beyşehir Gölü’nün sazangil türleri için potansiyel avcı türdür.
Bu nedenle sudağın göle girdiği 1978 yılından bu yana, siraz üzerindeki olumsuz etkisi birçok bilimsel
çalışmada belirtilmiştir.
3.) Göldeki en baskın istilacı tür olan çinsazanının bütün içsularda olduğu gibi, bu gölde de diğer sazangil
türleriyle habitat paylaşımı ve besin rekabeti nedeniyle yerli türlere olumsuz etki yaptığı
bildirilmektedir.
Öneriler
Kısa: Kıyının dik ve derin olduğu kayalıklara ağ atılmasının yıl boyu engellenmesi.
Orta: Karstik kaynakların olduğu bölgelerin yıl boyu balık avcılığına kapatılması
Uzun: Sirazların en az 5 yıl boyunca her türlü avcılığının durdurulması
33
Orman, Su Varsa Hayat Var.
34
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Tablo 10. Soğuksu Bölgesi (Beyşehir Gölü) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Habitat
Soğuksu
Çayı
Mevkiisi
Yeşildağ
Köprüsü
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C) :14,8
:8,04
pH
:348
Elek.
İlet.(μS/cm)
:243
TDS (mg/L)
:10,40
Çöz. Oksijen
(mg/L)
:103,5
Oks. Doy. (%)
:Secchi D. Gör.
(m)
:0,5-1,5
Derinlik (m)
Akıntı hızı (m/s) ::1,5-2
Debi (m3/s)
Tarih
Koordinatlar
Yükselti
(m)
Saat
Habitat tipi
Örneklem
Şekli
x
y
36S3670 4156070K 1127
09:0 Akarsu
Elektroşoker
99D
0
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Siraz yoğunluğu
nadir
az
orta
bol
çok bol
Cyprinus carpio
Carassius gibelio
X
Gobio microlepidotus
Açıklama: Bu ekosistemde eloktroşoker aracılığıyla
Pseudorasbora parva
yapılan örneklemlerde siraza orta derece
yoğunlukta rastlanılmıştır. Araştırmada hem küçük
hemde
üreme
olgunluğundaki
bireylere
rastlanmıştır. Yapılan örneklemelerde akarsuyun 50
metrelik bir kesiminde 2 birey tespit edilmiştir.
17.07.2014
·
·
·
·
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Derebuçak Çayının sularını Beyşehir Gölü’ne taşıyın bu akarsuyun doğal yapısı bozulmuş ve sonradan
ıslah çalışması yapılmıştır. Ekosistemin su kalitesi sirazlar ve diğer sazangiller için oldukça idealdir.
Çözünmüş oksijen konsantarsyonu doygunluk düzeyinde bulunan ekosistemin trofik düzeyi alfamezosaprobik’dir. Dip yapısı kayalık ve kumluk olup, sualtı makrofitleri ve ipliksi yeşil algler bitkisel
dokuyu oluşturmaktadır (Şekil 17). Bu akarsu ekosisteminde filamentli-dallanmış yeşil algler ve
karofitlerin yanı sıra Potamogeton crispus, Groenlandia densa, Elodea canadensis ve Ceratophyllum
demersum gibi makrofitler akarsuyu temsil etmektedir.
Bu bölgeden yakalanmış olunan 2 adet siraz örneğinin sindirim kanalı içeriğinde ağırlıklı olarak
Trichoptera larvaları, Chironomidae larvaları ve perifiton (protista, detritus, kum ve silt) çıkmıştır.
Ekosistemin siraz açısından olumsuz yönü sığ olması, olumlu yönü ise kısmen yavaş akıntılı büyük
kayalık zemine sahip olmasıdır. Bu ekosistem dere ıslahı çalışmalarıyla nisbeten yapay hale getirilmiş
olmakla birlikte zemine ve yan duvarlara döşenmiş 0,5-1,0 m çapındaki kayalar sirazbalıkları için çok
elverişli saklanma ve beslenme ortamı yaratmıştır.
Tehdit Durumu ve vadesi
Düşük: X
uzun
kısa
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
X
X
X
Açıklama: Tehdit durumu düşük olup, suyun sığlaşması ve azalması riski bulunmaktadır.
Olası tehditler
Av
Preadatör
Kirlilik
Fiziki
İstilacı
Hastalık ve
Kuruma
Baskısı
türler
engeller
türler
parazitler
ve
su çekimi
Yüksek:
orta
Orta:
orta
Bilinmiyor:
Besinsizlik
Üreme
alanı
tahribi
Açıklama:
1.) Ekosistemin nisbeten yapay olması, sulama ve su temini amaçlı olarak zaman içerisinde değişikliğe uğraması
manipüle edilmesi
2.) Rekabetçi balık türleri olan Çinsazanı ve Pseudorasbora parva’nın bulunması besin rekabetine yol açabilir. Ancak
bu iki türün akarsulardaki başarısı Siraz’a göre daha düşük kalmaktadır.
Öneriler
Kısa: Akarsuyun göle bağlantı ağzında balık avcılığının tam kontrol altına alınması
Orta: Bu ekosistemi rezerv alanı olarak korunması
Uzun: Akarsuda makineler ile temizlik ve kazıma yapılmaması, akarsuyu derinleştirmek ve akışı yeknesaklıktan
kurtarmak için yer yer büyük kaya öbekleri oluşturmak.
35
Orman, Su Varsa Hayat Var.
36
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 11. Bakaran Mevkisi (Derebucak Çayı) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Habitat
Derebucak
Çayı
Mevkiisi
Bakaran
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C) :12,8
:7,71
pH
:260
Elek.
İlet.(μS/cm)
:178
TDS (mg/L)
:10,45
Çöz. Oksijen
(mg/L)
:99
Oks. Doy. (%)
:Secchi D. Gör.
(m)
:0,1-0,8
Derinlik (m)
Akıntı hızı (m/s) :0,1-1
:200
Debi (L/s)
Tarih
Koordinatlar
30.06.201
4
x
y
36S384
242D
4138829
K
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Squalius anatolicus,
Pseudophoxinus hittitorum
Onchorhynchus mykiss
Yükselti
(m)
Saat
1400
09:3
0
Habitat tipi
Akarsu
Örneklem
Şekli
Elektroşoker
Siraz yoğunluğu
orta
bol
çok bol
X
Açıklama: Eloktroşoker aracılığıyla yapılan
örneklemlerde,
siraza
orta
yoğunlukta
rastlanılmıştır. Dere içerisindeki 80-100 m2 alanda
50 birey tespit edilmiştir. Bu habitatda yavrudan
yetişkine kadar her boyda bireye rastlanılmış olması
bu alanın önemli bir üreme ve barınma habitatı
olduğunu gösteremktedir. Kaynak bölgesinden
Suluin ve Derebucak göletine kadar olan bütün
kesimleri sirazın habitatını oluşturmaktadır.
nadir
az
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Önceleri Manavgat Irmağı havzası içerisinde olan Derebucak Çayı, son yıllarda baypas edilerek Beyşehir Gölü
havzası içerisine alınmıştır. Küpe Dağı karstik kaynaklarından beslenen bu akarsu oldukça temiz, bol oksijenlidir.
Bakaran mevkisinden sonra karstik Suluin Mağarasına ve sonra Derebucak Göletine gider. Üst kesimlerde nisbeten
yavaş akan sistem Suluin Mağarasına hızlı bir giriş yaptıktan sonra tekrar mutedil akışını sürdürür. Akarsuda
temizsu organizmaları baskın durumdadır. Makrofit gelişimi oldukça sınırlıdır. Taşlık bölgelerde ipliksi yeşil algler
başlıca bitkisel dokuyu oluşturmaktadır. Kumlu ve çamurlu zeminlerde Chara sp.öbekleri bulunmaktadır. Genel dip
yapısı kayalık, taşlık ve kumluktur (Şekil 18)
Bu habitattan yakalanmış olunan 2 adet siraz örneğinin sindirim kanalı içeriğinde ağırlıklı olarak Trichoptera
larvaları, Chironomidae larvaları ve perifiton (protista, detritus, kum ve silt) belirlenmiştir.
Tehdit Durumu ve vadesi
Orta:
Düşük:
Bilinmiyor:
Yüksek:
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
X
X
X
Açıklama: Av bakısı, kuruma ve dere ıslahı
Olası tehditler
Av
Preadatör
Kirlilik
Fiziki
İstilacı
Hastalık ve
Besinsizlik
Üreme
Kuruma
Baskısı
türler
engeller
türler
parazitler
alanı
ve
tahribi
su çekimi
Açıklama:
Sirazı serpme, germe ağları ve olta ile
1.) Bölgede eti çok sevilen ve halkın büyük ilgi duyduğu Beyşehir
Beyşehirsirazı
avlanmaktadır. Özellikle germe ağları balıklar için büyük tehlike oluşturmaktadır.
2.) Akarsuya sonradan giren gökkuşağı alabalıkları yavru bireylerin predatörü olmuştur.
3.) Akarsu üzerinde ve yan kollarında yapılan su drenaj sistemleri, dere ıslahı ve baraj çalışmaları balıklar açısından
büyük tehlike oluşturmaktadır. Özellikle Bakaran mevkisinde su miktarındaki azalma ve dere ıslahı çalışmaları
başlıca tehdit durumundadır. Islah çalışmaları ile betonla kaplanan dereler balığın saklanma, beslenme ve üreme
alanlarını tamamamen tahrip etmektedir.
Öneriler
Kısa: Olta dışında tüm avcılık yöntemlerinin yasaklanması
Orta: Yeterli ve sürekli su akışının temini
Uzun: Dere ıslahı ve betonlama çalışmalarının mutlaka durdurulması
37
Orman, Su Varsa Hayat Var.
38
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 12. Sarıöz Çayı (Eylikler Mevkisi) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Habitat
Mevkiis
i
Tarih
Sarıöz Çayı
Eylikler
16.07.2014
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C)
:21,3
pH
:8,19
Elek.
:820
İlet.(μS/cm)
TDS (mg/L)
:573
Çöz. Oksijen
:8,22
(mg/L)
Oks. Doy. (%)
:92,5
Secchi D. Gör.
:(m)
Derinlik (m)
:0,3-1,5
Akıntı hızı (m/s)
:0,1-0,6
Debi (L/s)
:500
·
·
·
·
Koordinatlar
Yükselt
i
(m)
Saat
Habitat tipi
Örneklem
Şekli
x
y
36S389759
476096
1131
18:3
Akarsu
Elektroşoker
D
K
0
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Siraz yoğunluğu
nadir
az
orta
bol
çok bol
Squalius anatolicus,
Gobio microlepidotus
X
Oxynoemacheilus ereglisensis,
Açıklama: Bu ekosistemde eloktroşoker ile yapılan
Knipowitschia caucasica
örneklemlerde, siraza düşük
yoğunlukta
rastlanılmıştır. Akarsuyun göl yakınında ve üst
bölgesinde (Üçpınar Köyü) siraz bulunmamaktadır.
Eylikler Köyünün 2 km aşağısı ve 1 km yukarısını
içine alan dar bir alanda balığa rastlanılmıştır. Dere
içerisindeki 300 m2 alanda 3 birey tespit edilmiştir.
Bu akarsu aynı zamanda ‘Beyşehir
“Beyşehirsirazı”
Sirazı’ nın tipyeri
durumundadır.
Akarsuda
her
mevsim
bulunmaktadır.
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Beyşehir Gölü’nü besleyen en önemli akarsulardan biri olan Sarıöz Çayı Beyşehir
Beyşehirsirazının
Sirazı’ nın en önemli habitatlarından
birisidir (Şekil 19). Üçpınar Köyü yakınlarından çıkan acı-alkali sular en önemli kaynağını oluşturur. Akarsu çevresinde çok
yoğun tarımsal etkinlikler ve az miktarda hayvancılık vardır. Akarsu köy içinden geçerken katı atıklar ve hayvansal atıklar
ile kirletilmesine karşın balıkların yaşamını tehdit eden bir kirlilik yoktur. Alfa-mezosaprobik karakterde, çoğunlukla dibi
çamurlu ve yoğun bitkili olan akarsuyun kayalık kesimleri sirazlar için ideal yaşam ortamları oluşturmaktadır.
Tehdit Durumu ve vadesi
Yüksek:
Orta: X
Düşük:
Bilinmiyor:
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
X
X
Açıklama: Tarımsal kirlilik ve katı atıklar
Olası tehditler
Kuruma ve
Av
Preadatör
Kirlilik
Fiziki
İstilacı
Hastalık ve
Besinsizlik
Üreme
su çekimi
Baskısı
türler
engeller
türler
parazitler
alanı
tahribi
Açıklama:
1.) Akarsu üzerinde ve yan kollarında yapılan su drenaj sistemleri, dere ıslahı çalışmaları balıklar açısından tehlike
oluşturmaktadır.
2.) Tarımsal gübre ve ilaç kalıntıları akarsu üzerinde olumsuz etkiye neden olabilir. Çok fazla moloz, çöp vb. katı atıklar
habitata zarar vermektedir.
Öneriler
Kısa: Kirlilik azaltıcı çalışmalar yapılmalı
Orta: Akarsuda koruma bölgeleri oluşturulmalı ve göl ile arasındaki fiziksel engeller kaldırılmalı
Uzun: Hidrolojik denge sağlanmalıdır.
39
Orman, Su Varsa Hayat Var.
40
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 13. Gökçehüyük Göleti (Seydişehir) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Habitat
Mevkiisi
Tarih
Koordinatlar
Gökçehüyük
Göleti
Taraşlı
18.07.2014
x
Su Kalitesi
Yükselti
(m)
Saat
Habitat tipi
Örneklem
Şekli
18:5
0
Kaynak,
gölet
Elektroşoker
y
36S392171 4143799
1180
D
K
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
Su sıcaklığı (°C)
:24,8
pH
:8,50
Elek.
İlet.(μS/cm)
TDS (mg/L)
:258
Çöz. Oksijen
(mg/L)
Oks. Doy. (%)
:8,70
Secchi D. Gör.
(m)
Derinlik (m)
:2,8
Akıntı hızı (m/s)
:-
Debi (L/s)
:-
Siraz yoğunluğu
· Cyprinus carpio
· Pseudophoxinus battalgilae
· Oxynoemacheilus sp.
nadir
az
orta
bol
çok bol
X
Açıklama: Bu ekosistemde, eloktroşoker aracılığıyla
yapılan örneklemlerde ve olta balıkçılarından
edinilen bilgi ve gözlemlerde sirazın orta derece
yoğunlukta rastlanılmıştır. Araştırmada hem üreme
olgunluğundaki bireyler, hem de genç bireyler
yakalanmıştır.
:180
:101
Yaptığımız elektroşoker çalışmalalarında 50 m kıyı
şeridinde 2 birey tespit edilmiştir. Ancak, oltacıların
bu balıkları rahat bir şekilde yakalamış olmaları
popülasyonun iyi olduğunu göstermektedir.
:?3-15
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Diğer tüm su kaynaklarından bağımsız ve izole bir kaynaktır. Sulama suyu temini rekreasyon alanı olarak
kullanılmaktadır. Havza tamamen ormanlık ve dağlık olup, göl birinci sınıf su kalitesine sahiptir (Şekil 20). Organik
verimlilik açısından Beta-mezosaprobik bir ortamdır. Oksijen seviyesi ve berraklık yüksektir. Sonradan ortaya
çıkan yapay bir ekosistem olması açısından sirazın ortama uyumu ve üreme başarısı ekosistemin uygunluğunu
göstermektedir.
Tehdit Durumu ve vadesi
Orta:
Yüksek: X
kısa
orta
X
X
uzun
kısa
Düşük:
orta
uzun
kısa
orta
Bilinmiyor:
uzun
Açıklama: Kısa ve orta vadede olta balıkçılığı av baskısı sözkonusudur.
Olası tehditler
Kuruma
ve
su çekimi
Av
Baskısı
Preadatör
türler
Kirlilik
Fiziki
engeller
İstilacı
türler
Hastalık ve
parazitler
Besinsizlik
Üreme
alanı
tahribi
Açıklama:
1.) Olta balıkçılarının yoğun baskısı sözkonusudur.
Öneriler
Kısa: Olta balıkçılığına 3 yıl yasaklama getirilmelidir.
Orta: Bu ekosistem rezerv-üretim alanı olarak ilan edilmeli ve korunmalıdır.
Uzun: Buradan doğal üreme ile sağalanacak stok fazlası bireyler havzadaki diğer ekosistmelere taşınmaldır.
41
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı’ nın doğal
Şekil 21. Gökçehüyük Göleti, siraz habitatından bir görünüm (2014, ©I.Gülle).Beyşehirsirazının
veya yarı-kontrollü üretiminin yapılabilmesi -eski habitatlarına stoklanması amacıyla- için en uygun
alan olarak öngörülmektedir.
42
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 14. Yalıhüyük Bölgesi (Suğla Gölü) Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Popülasyonu ve Habitatının Özellikleri
Koordinatlar
Habitat
Mevkiisi
Tarih
x
Suğla Gölü
Yalıhüyük
Su Kalitesi
Su sıcaklığı (°C)
:27,1
pH
:8,47
Elek. İlet.(μS/cm) :304
TDS (mg/L)
:213
Çöz. Oksijen
:8,11
(mg/L)
Oks. Doy. (%)
:110
Secchi D. Gör.
:1,20
(m)
Derinlik (m)
:3-4
Akıntı hızı (m/s)
:
Debi (L/s)
:
y
Yükselti
(m)
36S415646 4128892
18.07.2014
1100
D
K
Habitat Özellikleri
Diğer Balık türleri
nadir
Cyprinus carpio, Carassius gibelio,
Squalius anatolicus, Chondrostoma
beysehirense, Tinca tinca,
Pseudophoxinus anatolicus,
Pseudophoxinus battalgilae,
Gobio microlepidotus, Sander
lucioperca, Gambusia holbrooki,
Atherina boyeri, Pseudorasbora
parva, Oxynoemacheilus
ereglisensis, Knipowitschia
caucasica
Saat
Örneklem
Şekli
Habitat tipi
10:00 Durgunsu
Balık ağı
Siraz yoğunluğu
az
orta
bol
çok bol
X
Açıklama:Yapılan avcılık opereasyonları ve yerel
balıkçılarla yapılan söyleşilerde siraza Suğla
Gölünün derin ve soğuk, akıntılı derin kanallarda
bulunduğu anlaşılmıştır. Yapılan avcılık eyleminde;
2 takım (400 m ) ağda 10 kg sudak, 15 kg çinsazanı
ve 9 adet akbalık (Squalius anatolicus) yakalanmış
ancak aynı ağlarda siraz yakalanamamıştır. Daha
sonra yapılan ve gölün kayalık-kanal kısımlarına
atılan ağlarda 2 adet siraz yakalanabilmiştir.
Habitatın Limnolojik ve Ekolojik Özellikleri
Yapay bir rezervuar özelliğnde olan gölün başlıca su kaynağı Beyşehir Gölü’dür. Balık faunası Beyşehir Gölü’yle aynıdır.
Ötrofik özellikte olan göle, Seydişehir İlçesi kanalizasyonu karışmaktadır.Kıyılarda düşük yoğunluklu emers bitkiler, göl
içinde yüksek yoğunluklu submers bitkiler bulunmaktadır (Şekil 21). Gölün dip kısmı kalın bir çamur- kil tabakasıyla
kaplıdır.
Suğla Gölü’nün baskın makrofitleri, yoğunluk durumlarına göre: Ceratium demersum, Myriophyllum spicatum, Potamogeton
perfoliatus, Potamogeton nodosus, Elodea canadensis, Polygonum amphibium ve kıyısal alanlarda küçük öbekler halinde
Phragmites australis bulunmaktadır. Gastropoda’dan Anodonta cygnea, Dreissena polymorpha, Viviparus contectus,
Planorbarius corneus, Radix labiata türlerine yoğun olarak rastlanmıştır.
Tehdit Durumu ve vadesi
Yüksek:
Orta:
Düşük:
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
kısa
orta
uzun
X
X
Açıklama: Av bakısı, organik kirlilik ve predatör türler
Olası tehditler
Kuruma ve
Av
Preadatör
Fiziki
İstilacı
Hastalık ve
Kirlilik
engeller
parazitler
su çekimi
Baskısı
türler
türler
Bilinmiyor:
Besinsizlik
Üreme alanı
tahribi
Açıklama:
1.) Balığın çok tercih edilmesi nedeniyle her boy ve cinsiyetteki biraylerinin avlanarak tüketilmesi. Diğer Balık türleri
üzerinde yapılan aşırı avcılık nedeniyle seçici olmayan avcılık yapılması. Gölün sığ ve kıyılarının düz olması saklanma ve
korunma alanlarını daraltmaktadır.
18.07.2014 ve 01.08.2014 tarihinde yapılan avcılık operasyonları, gözlemler ve balıkçılarla yapılan söyleşilerimiz
neticesinde; balığın göldeki yoğunluğunun oldukça düşük olduğu anlaşılmıştır. Normal av operasyonlarında yakalanmayan
siraz, özel uğraşlar sonucunda Suğla Gölü’nün ancak akıntılı ve derin kanal girişlerinde toplam 3 takım (8’lik) ağda 2 adet
balık (? 400-500 g) yaklanmıştır. Sonuç olarak Suğla Gölü’nde siraz popülasyonu çok düşüktür.
2.) Gölün başlıca predatörü olan sudak, Suğla Gölü’nün sazangil türleri için potansiyel avcı türdür. Bu nedenle sudağın göle
girdiği 1980li yıllardan bu yana, siraz üzerindeki olumsuz etkisi birçok bilimsel çalışmada belirtilmiştir.
3.) Göldeki en baskın istilacı tür olan çinsazanının bütün içsularda olduğu gibi, bu gölde de diğer sazangil türleriyle habitat
paylaşımı ve besin rekabeti nedeniyle yerli türlere olumsuz etki yaptığı bildirilmektedir.
4.)Seydişehir ilçesi kanalizasyon suları ve tarımsal kalıntılar gölü kirletmektedir.
5.) Habiatatın yapay bir göl olması nedeniyle üreme alanı çok sınırlıdır.
Öneriler
Kısa: Üreme ve beslenme alanlarının korunması ve bu bölgelerde avcılığın tamamamen yasaklanması
Orta: Balıkçıların uyarılması ve eğitilmesi
Uzun: Su kalitesinin iyileştrilmesi
43
Orman, Su Varsa Hayat Var.
44
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Beyşehir Sirazı Tür Eylem Planı
9.Beyşehirsirazı
Tablo 15.Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Tür Eylem Planı İdeal Hedefleri
Beyşehir
Sirazı Tür Eylem Planı İdeal Hedefleri
Beyşehirsirazı
Sirazı
1. Beyşehir
Beyşehirsirazı’nın
Beyşehir Gölü Havzasında yeniden avlanılabilir popülasyon büyüklüğüne
ulaştırılması ve sürdürülebilir av veriminin oluşturulması
2. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı habitatlarının iyileştirilmesi ve korunması
3. Beyşehir
Beyşehirsirazı’nın
doğal ortamında üremesinin sağlanması ve doğal habitatlarına stok takviyesi
Sirazı
yapılması
4.Paydaşların eğitim ve farkındalık düzeylerinin arttırılması, Kamu kurumları, Uzmanlar, Balıkçılar,
STK ve Gönüllülerin katılımıyla yapılacak eğitim ve izleme çalışmaları.
Tablo 16. Beyşehirsirazı Tür Eylem Planı İdeal Hedefleri
Beyşehir ve Suğla Gölleri Eylem Planı
Balıkçılık Uygulaması
1.İplik ağ yerine Misina ağ yasak olmasına karşın balıkçıların, misina ağ kullanımını itiraf etmişlerdir.
misina
ağ Balıkçıların büyük bir kısmı zaten misina ağ kullanmaktadır.
kullanılması
Beyşehir ve Suğla göllerinde yoğun askıda katı madde ve alglerin neden olduğu fouling
(ağların kirlenmesi) olayı ile ağlar kirlenmekte, ağılaşmakta ve av verimi düşmektedir.
Bu sorunla mücadele için balıkçıların ağlarını yoğun düzeyde çamaşırsuyu (Sodyum
hipoklorit) kullanarak temizledikleri görülmekte ve bilinmektedir. Örneğin Beyşehir
Gölü’nde her bir balıkçının ayda 20 kg kadar çamaşır suyu kullandıkları ve gölde
yaklaşık 500’e yakın balıkçı bulunduğu noktasından hareketle, yılda 120 bin kg çamaşır
suyunun göle karıştığı, bunun da en az 120 milyon m3 suyu kirlettiği söylenebilir.
Toksik bir madde olan çamaşır suyu, bununla sürekli iştigal eden balıkçılarda yoğun
temas ve solunum yoluyla zararlı etkisi yanı sıra, son derece aktif bir madde olan
hypoklorit (ClO) organik maddeler ile kolayca birleşerek; kanserojen bileşikler olan
organoklorin türevlerine dönüşmektedir. Sudaki miktarı artan ve biyolojik ayrışmaya
karşı oldukça dirençli olan kanserojen özellikteki bu maddeler besin zinciri yoluyla önce
balıklara, sonrada insanlara geçmektedir.
Sonuç olarak; bu maddenin kullanımı yasak olmakla birlikte, önlemek mümkün
olmadığından, misina ağ kullanım yasağının kaldırılması ile göldeki çamaşır suyu
kullanımı sona erecektir.
Av yasağı dönemi
Siraz balıklarının yumurta bırakma dönemlerinin temmuz ayının ortalarına sonuna kadar
devam ettiği görülmüştür. Bu durumda balık av yasağının 15 gün uzatılması yararlı
olacaktır
2. Seçici avcılık Bazı kesimlerde balıkların canlı olarak yakalandığı ve koruma altındaki türlerin geri
yöntemleri
bırakıldığı ığrıp avcılık yöntemi kullanılabilir.
3. Mutlak koruma Soğuksu Deresi’nin (Derebucak suyu) mansap bölgesini de içine alan Yeşildağ Mevkisi
alanları
ve Yenişarbademli’nin kuzeyindeki Beyşehir Gölü’nün Karstik kaynaklarının olduğu 2
oluşturulması
bölgenin (göl alanının yaklaşık %2-3’ünün) yıl boyu avcılığa kapalı olması sağlanmalıdır.
Yani rezerv alanı oluşturulmalıdır (Şekil 22).
Bu alanlardan biri 36S366790D-4162833K ve 36S368850D-4163484K noktalarını
birleştiren hattın güneyinde kalan Soğuksu Çayı nehir ağzı bölgesi; diğeri 36S361302D4181026K , 36S362793D-4180535K ve 36S362516D-4178626K noktaları arasında
kalan üçgen şeklindeki bölge olmak üzere iki kesim yıl boyu her türlü avcılığa kapalı
olmalıdır. Bu alandaki yasak en az 5 yıl sürmeli ve bu süre sonunda popülasyon durumu
belirlendikten sonra eylem planı güncellenmelidir.
Böylece korunaklı alanın diğer balık türleri için de önemli bir üreme ve korunma alanı
olarak kalması sağlanacaktır. Zira bu bölgeden diğer bölgelere düzenli bir geçiş
45
Orman, Su Varsa Hayat Var.
olacağından Beyşehir Gölü’nde hiçbir balık nesli yok olmayacaktır. Bu bölgeden avlanan balıkçıların muhtemel
av kayıplarının çeşitli teşvik ve telkin yöntemleriyle karşılanması ve olayın karşılıklı hoşgörü ile halledilmesi
gerekmektedir.
Germe Boğazı
Soğuksu Deresi
Beyşehir kanalı su
çıkış
savağının
düzenlenmesi
Harici
balıklandırma
uygulamaları
Akarsu iyileştirme
(rehabilitasyon)
çalışmaları
Bu bölgeden göle giren organik atıklar ve askıda katı madde yükü azaltılmalıdır.
Günümüzde Derebucak Çayı’nın sularını Beyşehir Gölü’ne taşıyan bu çay, gölü besleyen
en önemli kaynaklardan biri konumundadır. Su kalitesi oldukça iyi olan akarsu siraz vb.
limnodrom (göç eden) türlerin üreme ve yavru gelişiminde eşsiz öneme sahiptir.
Ayrıca, Derebucak suyunun göle girmesi ve daha sonra Çarşamba kanalı aracılığıyla
gölün boşalması göl açısından çok önemli bir role sahiptir. Zira zaten başta tarımsal ve
evsel atıklardan gelen nutriyent (besin tuzları) yükünün etkisi altındaki göl, Azot ve
Fosfor yükünün artması nedeniyle giderek ötrofik özellik kazanmaktadır. Bir şans olarak
Derebucak tarafından temiz ve kaliteli suyun gölden giriş-çıkış yapması Beyşehir
Gölü’nü temizlemektedir. Normalde gölden su verilmesi gölün hidrolojik dengesini
bozmakla birlikte, bu suyun tedariki durumu gölün temizlenmesi açısından oldukça iyi
sonuç verecektir. Zira durgun sistemlerine giren suyun temiz olması durumunda; göllerin
boşalma (devir-daim) süreleri kısalacak, böylece kirlenme ve tuzlanma tehdidi
azalacaktır.
Beyşehir Gölü’nün çıkış ayağından Suğla Gölü’ne yılda yaklaşık 200 milyon metreküp su
verildiği dikkate alındığında, gölün çıkışında debisi ve hızı yüksek bir akış olduğu
aşikardır. Bu kaçış ile besin maddesi (plankton) ve yavru balık kaçışları muhtemeldir.
Suyla beraber, her koşulda plankton kaçmasının önlenmesi mümkün değildir, ancak bazı
önlemler ile yavru ve genç balık kaçışını önlemek mümkündür. Su verildiği dönemlerde
çıkan suyun kesit alanını genişletip, derinliğini ve akış hızını azaltmak veya hava
perdeleri kullanarak balıkları o bölgeden kaçırmak sayılabilir.
Özellikle büyük göllerde dışarıdan balıklandırma yapmak genelde çözüm olmakla
birlikte, çok sayıda soruna da yol açabilmektedir. 10.10.2013 tarihinde Beyşehir Gölü’ne
resmi kanallardan 80.000 adet sazan balığı atılmıştır (www. Milliparklar.gov.tr/anasayfa/
resimlihaber/13-10-14/BEYŞEHİR_GÖLÜ_SULAK_ALANINA_SAZAN_BALIĞI
_SALINDI.aspx?sflang=tr) .Yapay göllerde bunun bir sakıncası olmamakla birlikte,
Beyşehir Gölü gibi doğal göllerde, başka kaynaklardan yapılan balıklandırma çalışmaları
istem dışı sonuçlara yol açabilir. Örneğin, göldeki balık stoklarında parazit ve
hastalıklara, gen havuzunun bozulmasına, yabancı veya istilacı bitki ve hayvan girişlerine
neden olabilecektir. Balık av miktarını arttırmada en ekonomik ve risk taşımayan
seçeneğin, yerli balık stoklarının sürdürülebilir avcılığı ve ekosistem doğru yönetilmesi
olduğu artık dünyada kabul edilen bir gerçektir.
Özelilikle akarsu ekosistemlerinde DSİ ve diğer kurumlar tarafından yapılan dere ıslah
çalışmaları veya düzenlemeler neticesinde yapılan düzgün beton satıhlar, sirazlar için son
derece olumsuz etki yaratmaktadır.
Zira yan duvarları ve/veya dip kısımları beton veya betonlu taş ile kaplanan ortamlarda;
· Su hızlı aktığından
· Akarsu sığlaştığından
· Besin organizmaları gelişemediğinden
· Makrofit gelişimi olmadığından
· Balık saklanamadığından ve
· Üreme alanı tahrip olduğundan siraz popülasyonları kaybolmaktadır.
Eğer mutlaka akarsularda bir düzenleme yapmak gerekiyorsa, bu uygulamanın yerine,
suyun hızlı ve yavaş aktığı alanlar oluşturulmalıdır. Kanal içinde derinliği 2 m’yi geçen
sığınak bölgeleri ve akarsuyun yan kesimlerine betonsuz kaya duvarları ile tabanına çapı
en az 1 m olan kayalardan öbekler oluşturmak son derece yararlı olacaktır. Zira siraz
özünde taşlık ekosistemleri benimseyen ve seven bir balıktır.
46
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Suğla Gölü
Suğla Gölü’ne giren Seydişehir ve Beyşehir yerleşimlerinin atık suları bir an önce
arıtılmalıdır. Bu atık sular Suğla Gölünde fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirleticilerin
konsantrasyonunu arttırmaktadır.
Siraz Üretim alanları oluşturulması
Siraz balıkları sanılanın aksine ekolojik hoşgörüsü yüksek olan balıklardır. Yeni girdiği gerek durgunsu, gerekse
akarsu ortamlarına kolaylıkla uyum sağlayabilmekte ve üreme başarısı gösterebilmektedir. Özellikle omnivor
beslenme özelliğine sahip olması bu balıkların her ortamda beslenme başarısı göstermesinde önemlidir. Predatör
ve avcılık baskısından korunmuş, yavaş akıntılı, nispeten yüksek oksijen düzeyi (>5 mg/l) ve taşlık- kayalık
substratın olduğu soğuk su bünyelerinde başarılı bir şekilde üreyebilmektedir.
Bunun en güzel örneğini, Mutluköy (Hüyük) mesire alanındaki çok dar ve ideal olmayan şartlarda, ayrıca daha
önce balığın yaşamadığı Gökçehüyük göletinde (Gökçehüyük Köyü, Seydişehir) anaç ve yavru bireylerinin
bulunması, balığın uyum yeteneğinin en önemli kanıtlarıdır.
Bu gözlemlerden hareketle; su kalitesi, hidrolojisi, iklimsel ve coğrafi özellikleri, konumu, korunması, ve sosyoekonomik yapısı yönünden son derece ideal olan halen balığın doğal habitatı konumundaki Gökçehüyük göleti
sirazın doğal üretim alanı olarak kullanılabilecek bir bölgedir.
Bu habitat sportif balık avcılarından korunarak, balığın doğal üretim alanı olarak değerlendirilip, ilk 3 yıl
sonunda buradaki, 2-3 yaşlı olgunluk öncesi dönemdeki bireylerin ığrıp ağları ile toplanarak, Beyşehir Gölü
havzalarındaki uygun su kaynaklarına, bilimsel bir araştırma sonrası stoklanması tavsiye edilir.
Araştırmacıların görüşlerine göre, balığın bu şekilde çoğaltılması ve yaygınlaştırılması, kültür koşullarında
üretilmesinden hem daha avantajlı hem de daha başarılı olacaktır.
Koruma Alanları
1. Soğuksu Çayı
Soğuksu Çayı’nın Beyşehir Gölü karışım bölgesinden (36S367864D-4161680K) Adaköy
yukarısına kadar (36S364011D-4152878K) olan bu akarsuyun yaklaşık 10 km’lik bölümü
her türlü avcılık başta olmak üzere, kirleticiler, peyzaj yapısı ve hidrolojik açıdan
korunması ve denetlenmesi gerekmektedir.
2. Sarıöz Çayı
Sarıöz Çayı’nın Beyşehir Gölü ile giriş bölgesinden (36S384973D-4175144K) İsaköy’ün
yukarısına (36S393252D-4180204K) kadarki yaklaşık 12 km’lik mesafenin olta avcılığı
dışındaki her türlü avcılık, kirleticiler, peyzaj ve su hidrolojik açıdan korunması ve
denetlenmesi gerekmektedir.
3.Gökçehüyük
Potansiyel üretim alanı olarak kullanılabilecek bu habitatın her türlü avcılık başta olmak
Göleti
üzere, kirleticiler, peyzaj ve hidrolojik açıdan korunması ve denetlenmesi gerekmektedir.
4. Bakaran Çayı
Akarsu rehabilitasyon ve su alma projeleri başta olmakla birlikte, olta avcılığı dışındaki
her türlü avcılık, kirleticiler, peyzaj yapısı ve hidrolojik açıdan korunması ve
denetlenmesi gerekmektedir.
Diğer Koruma Planları ile uyum
Beyşehir
Sirazı tür koruma ve eylem planlarının, özellikle Beyşehir Gölü popülasyonunun
Beyşehirsirazı
korunması ve geliştirilmesinde, alanda yürütülen diğer koruma eylem planlarıyla uyumlu
ve eşzamanlı (senkronize) yapılması gerekmektedir.
47
Orman, Su Varsa Hayat Var.
48
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Tür Eylem Planı Paydaş Kurumlar İşbirliği Ağı
Şekil 24. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Beyşehir Sirazı
49
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Tablo 17. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Tür Eylem Planı İdeal Hedefleri İzleme ve Değerlendirme Programı
İzleme
Süresi
İzleme Kıstasları
Başarı Değerlendirme
Dönemi
(? 50 başarılı)
puanı
I. Dönem
II.
Dönem
III.
Dönem
IV.
Dönem
V.
Dönem
3. yıl
5. yıl
7. yıl
10. yıl
15.
Yıl
1. Popülasyon artışı sağlandı mı?
2. Yavru ve genç bireylerde artış var mı?
3. Su kalitesi olumlu mu?
4. Hidrolojik durum uygun mu?
5. Avcılık baskısında azalma var mı?
6. Predatör baskısında azalma var mı?
7. Rekabetçi türlerin yoğunluğu uygun mu?
8. Hastalık veya parazitler var mı?
9. Halkın bilinç düzeyinde artış var mı?
10. Paydaşlar arası işbirliği sağlanabiliyor mu?
1. Popülasyon artışı sağlandı mı?
2. Yavru ve genç bireylerde artış var mı?
3. Su kalitesi olumlu mu?
4. Hidrolojik durum uygun mu?
5. Avcılık baskısında azalma var mı?
6. Predatör baskısında azalma var mı?
7. Rekabetçi türlerin yoğunluğu uygun mu?
8. Hastalık veya parazitler var mı?
9. Korunan alanlar sağlıklı mı?
10. Rezerv alanlarda doğal üretim başarıldı mı?
1. Popülasyon artışı sağlandı mı?
2. Yavru ve genç bireylerde artış var mı?
3. Su kalitesi olumlu mu?
4. Hidrolojik durum uygun mu?
5. Avcılık baskısında azalma var mı?
6. Predatör baskısında azalma var mı?
7. Rekabetçi türlerin yoğunluğu uygun mu?
8. Korunan alanlar sağlıklı mı?
9. Rezerv alanlarda doğal üretim başarıldı mı?
10.Yeni habitatlara stok yapıldı mı?
1. Popülasyon artışı sağlandı mı?
2. Yavru ve genç bireylerde artış var mı?
3. Su kalitesi olumlu mu?
4. Hidrolojik durum uygun mu?
5. Avcılık baskısında azalma var mı?
6. Predatör baskısında azalma var mı?
7. Rekabetçi türlerin yoğunluğu uygun mu?
8. Yeni habitatlara stoklar uyum sağladı mı?
9. Vatandaşlardan olumlu dönütler alınıyor mu?
10. Paydaşlar arası işbirliği sağlanabiliyor mu?
1. Siraz popülasyonları ticari olarak avlanabiliyor mu?
2. 15 yıl önceki Siraz habitat ve popülasyonlarında
kayıp var mı?
3. Sirazın korunması diğer türlere yarar sağladı mı?
4. Paydaşlar eylem planının başarılı buluyor mu?
5.Koruma Eylem planının diğer balık türler için
uygulanabilir mi?
Evet:
10
Hayır:
0
Evet:
10
Hayır:
0
Evet:
10
Hayır:
0
Evet:
10
Hayır:
0
Evet:
20
Hayır:
0
50
Orman, Su Varsa Hayat Var.
10. KAYNAKLAR
1.
2.
Anonim, 1986. Beyşehir Gölü’nün Limnolojik Özelliklerinin Araştırılması Projesi Sonuç Raporu.
Tarım-Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Isparta İl Müdürlüğü, Isparta, 55s.
Anonim, 2013. Beyşehir Gölü Milli Parkı Ekosistem Rehabilitasyon Projesi Değerlendirme Raporu.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi & Orman ve Su İşleri 8. Bölge Müdürlüğü Konya Şube Müdürlüğü.
3.
Altındağ, A., Yiğit, S., 2004. Beyşehir Gölü Zooplankton Faunası ve Mevsimsel Değişimi. G.Ü. Gazi
Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 3(2004), 217-225.
4.
Balık, S., 1988. Systematic and Zoogeographic Investigation on Inland Water Fishes of The
Mediterranean Region of Turkey. Turk. J.Zool., 12, 156-179.
5.
Balık, İ., 1997. Beyşehir Gölü Su Ürünlerini Geliştirme Projesi, Balık PopulasyonlarınınAraştırılması
Ve Sudak Populasyonunun Göl Balıkçılığı Üzerine Etkileri. Tarım veKöyişleri Bakanlığı, Eğirdir Arş.
Enst. Müd., Eğirdir, 93s.
6.
Balık, İ., 1999. The Feeding Features of The Pike-Perch (StizostedionLucioperca) Populationin Lake
Beyşehir. Turk. J. Zool., 23, 189-194.
7.
Battalgil, F. (1944). Türkiye’de yeni ve az tanınmış balıklar. İstanbul: İstanbul Üniv.Fen Fak. Mec., Ser.
B, 9, 299–303.
8.
Battalgil, F., 1942. Contribution A La Connaissance Des Poissons Des Eaux Douces De La Turquie.
Revue De La FaculteDesSciences De l’Üniversited’İstanbul, 7, 287-306.
9.
Bogutskaya, N.G. 1997. Contribution to the knowledge of leuciscine fishes of Asia Minor Part 2. An
annotated checklist of leuciscine fishes (Leuciscinae, Cyprinidae) of Turkey with descriptions of a new
species and two new subspecies. Mitteilungen aus dem Hamburgischen Zoologischen Museum und
Institut 94: 161-186.
10. Bogutskaya, N. G., F. Küçük ve Atalay, M. A. 2006. A description of three new species of the genus
Pseudophoxinus from Turkey (Teleostei: Cyprinidae: Leuciscinae). Zoosystematica Rossica, 15: 335341.
11. Coad, W. B., 1996. Zoogeography of the Fishes of the Tigris – Euphrates Basin. Zool. İn the Middle
East (13): 51-70.
12. Demirsoy, A. 1996. General and Turkey Zoogeography–Animal geography. Meteksan A.S., Ankara,
630 s.
13. Didinen, H., Boyacı Y. Ö. 2014. Beyşehir Gölü Zooplankton Türlerinin Aylık Dağılımı. Süleyman
Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 18(1): 91-98.
14. Erk’akan, F. (1981). Sakarya Havzası Balıklarının (Pisces) Sistematiği ve Biyo-Ekolojik İlişkileri
Üzerine Araştırmalar. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
15. Erk’akan, F. (1983). The fishes of the Thrace region. Hacettepe Bull. Nat. Sci. Eng. 12, 39 - 48.
16. Erdemli, Ü.A., 1982. Beyşehir Gölü Balıkları. Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Dergisi, 2,131- 142.
17. Fakıoğlu, Ö., Demir N. Beyşehir Gölü Fitoplankton Biyokütlesinin Mevsimsel ve Yersel Değişimleri.
Ekoloji 20, 80, 23-32 (2011)
18. Hanko, B. (1924), Fische aus Kleinasien. Ann. Hist. Nat. Mus. Nation. Hung. 21, 137-158.
19. Karaman, M. S., 1969. Revision der Kleinasiatischen und Vorderasiatischen Arten der Genus Copoeta
(Varicorhinus partim) Mit .Hamburg Zoo. Mus. İnst. Band 66, 17-54.
20. Karaman, M. (1971). Süβwasserfische der Türkei. 8.Teil. Revision der Barben Europas,Vorderasiens
und Nordafrikas. Mitt. Hamb. zool. Mus. Inst. 67, 175–254.
21. Karaman, M. (1972). Süβwasserfische der Türkei. 9. Revision einiger kleinwüchsiger
51
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Cyprinidengattungen Phoxinellus, Leucaspius, Acanthobrama usw. Aus Südeuropa, Kleinasien,
Vorder-Asien und Nordafrika. Mitt. Hamb. zool.Mus. Inst. 69, 115 – 155.
1. Kuru, M. (1971), The fresh –water fish fauna of eastern Anatolia. – İstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm.,
Ser. B, 36, 137–147.
2. Kuru, M. (1975). Dicle-Fırat, Kura-Aras, Van Gölü ve Karadeniz Havzası tatlısularında yaşayan
Balıkların (Pisces) Sistematik ve Zoocoğrafik Yönden İncelenmesi. Doçentlik Tezi, Atatürk
Üniversitesi, Erzurum.
3. Küçük, F. Turna İ.İ, Demir, O. 2007. Capoeta pestai (Pietschmann, 1933) (Pisces: Cyprinidae)’nin
Yayılış Alanı ve Taksonomik Özellikleri. SDÜ.Fen Bilimleri Dergisi Fen Bilimleri Enstitüsü
Dergisi,11-1 (2007),18-25
4. Küçük, F.,Turan,D., Şahin, C.,Gülle, İ. 2009. Capoeta mauricii n. sp., a new species of cyprinid fish
from Lake Beyşehir, Turkey (Osteichthyes: Cyprinidae. Zoology in the Middle East,47:71-82.
5. Numan, W., 1958. Anadolu’nun Muhtelif Göllerinde Limnolojik ve Balıkçılık İlmi Bakımından
Araştırmalar ve Bu Göllerde Yaşayan Sazanlar Hakkında Özel Bir Etüd. İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsü Yayınları,7, 112s.
6. Oğuzkurt, D., 2001. Beyşehir Gölü Limnolojisi. Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri, Enstitüsü,
Doktora Tezi, 206 s, Ankara.
7. Tapur, T. 2009. Eski Konya Gölü’nün İlk Yerleşmelere Etkileri”, Karadeniz Araştırmaları, Cilt: 6
(23):99-115.
8. Turan, D., Kottelat, M. and F. Güler Ekmekçi. 2008. Capoeta erhani, a new species of cyprinid fish
from Ceyhan River, Turkey (Teleostei: Cyprinidae). Ichthyol. Explor. Freshwaters, 19:263-270.
52
Orman, Su Varsa Hayat Var.
EKLER
1- ARAZİ ÇALIŞMASI KAYITLARI
Örnek
no
1
Yaş
(yıl)
1
2
1
3
2
4
2
5
2
6
2
7
2
8
3
Ortalama
Total Boy
(L, cm)
12,2
12,5
15,2
15,5
16,2
17,4
20,4
21,1
16,3
Ağırlık
(W, g)
16,7
17,5
29,5
33,0
40,4
42,3
79,8
102
45,2
Cinsiyet
Üreme
(Erkek, Dişi)
Yetisi
Belirisiz
Hayır
Belirisiz
Hayır
Belirisiz
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Belirisiz
Belirisiz
Belirisiz
Erkek
Evet
Dişi
Evet
Habitat
Bakaran Deresi, Suluin Mağarası
ve Derebucak Barajı
L
Örnek
no
1
Yaş
(yıl)
1
2
1
3
1
4
3
Ortalama
Total Boy
(L, cm)
6,4
8,8
9,4
24,1
12,2
Ağırlık
(W, g)
2,2
5,9
7,7
113
32,2
Cinsiyet
Üreme
(Erkek, Dişi)
Yetisi
Belirisiz
Hayır
Belirisiz
Hayır
Belirisiz
Hayır
Dişi
Habitat
Efsunlu Balıklar, Mutlu Köyü,
Hüyük
Evet
L
Örnek
no
1
2
3
Yaş (yıl) Total Boy
(L, cm)
1
11,6
14,2
16,2
14,0
2
2
Ortalama
Ağırlık
(W, g)
17,1
27,1
48,5
30,9
Cinsiyet
Üreme
(Erkek, Dişi)
Yetisi
Belirisiz
Hayır
Belirisiz
Hayır
Habitat
Sarıöz Çayı, Eylikler Köyü Mevkisi
Hayır
Belirisiz
L
Örnek
no
1
2
Yaş Total Boy Ağırlık
Cinsiyet
Üreme
(yıl) (L, cm) (W, g) (Erkek, Dişi) Yetisi
2
2
Ortalama
24,4
25,6
25,0
131
157
144,0
Erkek
Hayır
Dişi
Hayır
Habitat
Soğuk Irmak, Yeşildağ
L
Örnek
no
1
Yaş Total Boy Ağırlı
Ürem
(yıl) (L, cm)
k
Cinsiyet
e
(W, g) (Erkek, Dişi) Yetisi
3
25,7
179,6
Dişi
Evet
Habitat
Gökçehüyük Göleti, Gökçehüyük Köyü,
Seydişehir
53
Orman, Su Varsa Hayat Var.
L
Örnek
no
1
2
3
Yaş Total Boy Ağırlık
Cinsiyet
Üreme
(yıl) (L, cm) (W, g) (Erkek, Dişi) Yetisi
3
Evet
28,5
312,6 Dişi
4
5
Ortalama
32,0
33,5
31,3
425,9
490,5
409,7
Dişi
Erkek
Evet
Evet
Habitat
Beyşehir Gölü Batısı ve Güneybatısı
L
Örnek
no
1
2
Ortalama
Yaş Total Boy Ağırlık
Cinsiyet
Üreme
(yıl) (L, cm) (W, g) (Erkek, Dişi) Yetisi
4
5
33,0
35,5
34,3
408,3
508,2
458,3
Dişi
Evet
Dişi
Evet
Habitat
Suğla Gölü
Orman, Su Varsa Hayat Var.
2. FOTOĞRAFLAR
Fotoğraf 1. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Efsunlubalıklar (Mutluköy, Hüyük) Popülasyonundan Örnek
Birey (2014, ©I.Gülle)
Fotoğraf 2. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Soğuksu Çayı Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
55
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Sirazı Suğla Gölü Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
Fotoğraf 3. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Sarıöz Çayı Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
Fotoğraf 4. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Fotoğraf 5. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Sirazı Gökçehüyük Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
Sirazı Popülasyonundan Örnek Birey (2014, ©I.Gülle)
Fotoğraf 6. Beyşehir
Beyşehirsirazı
Orman, Su Varsa Hayat Var.
Fotoğraf 7. Proje Çalışmasından Bir Görünüm (2014, ©I.Gülle)
58
Fotoğraf 8 . Proje Çalışmasından Bir Görünüm (2014, ©I.Gülle)
Orman, Su Varsa Hayat Var.