Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

Transkript

Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
ALGI
Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Tıbbi Psikoloji Dersi
2012
Edgar Müller
Escher
KONU BAŞLıKLARı
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Tanımlar
Duyum ve algı arasındaki farklar
Duyu ve algının nörofizyolojik temelleri
Alıcı sistemler, algı tipleri, duyuların algılanma koşulları
Algının bölümleri
Algılama süreçleri
Algı kuralları
Algı alanı kuralları
Algıyı etkileyen faktörler
Algı yanılsamaları
Algı bozuklukları
TANıMLAR
•
•
Algı (Perception): Duyu organları aracılığı
ile edinilen verilerin, tutarlı ve anlamlı bir
bütünlük oluşturacak şekilde örgütlenmesi,
analiz edilmesi, yorumlanması ve sentez
edilmesi ile nesnelere ve olaylara ait
duyumların tanımlanması, farkına varılması,
kavranması.
ALGI
 Algılamanın
amacı dış dünya ile ilgili bilgi
toplamak ve bundan bir anlam çıkarmaktır.
 Dış dünyayı algılamakla tanırız. Başka bir deyişle
dışımızdaki gerçekliğin bilgisini bize algılar verir.
 Ruhsal yaşamımız buna bağlıdır.
 Organizmanın çevreye uyumu önce algıyla
başlar.
 Duyum (sensation): organizmanın ham
(işlenmemiş) uyaran ile ilk karşılaşmasıdır.
Organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları
duyu organı aracılığı ile alıp sinirsel enerji haline
dönüştürmesi sürecine denir.
DUYUM VE ALGı ARASıNDAKI FARKLAR
 Duyumlar
duyular yoluyla edinilen basit
deneyimlerdir.
 Duyum duyu organının çevresinden gelen etkiye
yaptığı bir tepkidir.
 Duyum henüz bir bilgi haline gelmemiş olan
olaydır.
 Mesela, dilin tat alması bir duyumdur. Bunun
çay tadı olduğunu anlamamız algıdır.
DUYUM VE ALGı ARASıNDAKI FARKLAR
 Duyum
öğrenmenin etkisine açık değil
 Belli bir uyarı her yinelenişinde aynı duyumlara
yol açar,
 Duyum, duyu organlarının yakınında yer alan
sinir sistemi olaylarıyla özdeşleşir.
DUYUM VE ALGı ARASıNDAKI FARKLAR
 Algı
ise basit öğelerden çağrışım yoluyla
oluşturulan daha karmaşık yapılardır
 Öğrenmenin etkisine açıktır.
 Algılar, aradaki sürede öğrenilenlere bağlı olarak
bir durumdan öbürüne değişebilir
DUYUM VE ALGı ARASıNDAKI FARKLAR
 Algı,
duyuma göre daha öznel deneyimleri
tanımlar.
 Sinir sisteminin daha üst bölümlerinde, karşılık
bulur.
 Algılar, duyumların sonucu olarak ortaya çıkarlar.
 Kulağın
bir ses işitmesi bir duyumdur. Bunun
dersin sona erdiğini bildiren zilin sesi olduğunu
anlamak ise algıdır.
 Dilin tat alması bir duyumdur. Bunun şeker tadı
olduğunu anlamak algıdır.
 Algılama, insanın çevresindeki nesneleri,
nitelikleri, ilişkileri duyu organları yoluyla
tanıması, anlaması, anlamlandırmasıdır.
 Küçük bir bebek için algılama söz konusu
olamaz. Bebek için sadece duyumlar vardır.
 Algılama
duyusal mesajların en iyi nasıl
yorumlanacağının araştırılmasıdır. Gelen girdileri
pasif bir şekilde almayız aynı zamanda en tutarlı
algının bulunmasına uğraşırız. Ama çoğu zaman
bunu farkında olmayız.
 Yalnızca olağan dışı durumlarda ve belirsiz şekillere
baktığımızda algı sisteminin test etme doğasının
farkına varırız.
Ames Odası
DUYU VE ALGıNıN NÖROFIZYOLOJIK
TEMELLERI
 Reseptör
(alıcı) ve efektör (etkin) organ.
 Tek hücreli canlılarda iki işlevi aynı hücre yapar.
 Daha üst düzeydeki canlılarda iletici (transmitter )
organ da var. Reseptör uyarılır. Sonrasında
hücresel, humoral ya da sinirsel iletim yoluyla bu
uyarı iletilir. Beyinde algılanır ve etkin organ
yoluyla yanıt verilir.
Algılama
Veri İşleme
Tanıma
Eylem
Transdüksiyon
ALıCı SISTEMLER
 Görme
Duyusu: Retinada koniler ve çubuklar
 İşitme Duyusu: İç kulakda corti hücreleri 20-20000 Hz
arasında frekansları algılayabilir.
 Deri Duyusu: Basınç, dokunma, ağrı, ısı
 Kimyasal duyular: Koku ve tat
 Durum duyular: Alıcıları organizmayı duruş halinden
kendisinin ve parçalarının durumundan, hareket ya da
hareketsizlik ve denge halinden haberdar eder. Alıcıları
eklemlerde, kas demetleri içinde, iç kulakta
ALGı TIPLERI:
 Temel:
fizyolojik olarak değişik bölümlerin bir
araya gelmesinden oluşmamış, yalın duyular
 Bileşik: edinilmesinde değişik fizyolojik
sistemlerin bir arada çalıştığı
 Protopatik duyu: Bir duyunun algılanması. Daha
kaba duyular (ağrı, ısı, kaşıntı gibi).
 Epikritik duyu: Duyunun yoğunluk ve
yaygınlığının tanımlanması ve yorumlanması.
İnce ayrıntılar. (nesnelerin yerini lokalize
edebilme –topognozis-, nesnenin ne olduğunun
algılanması –stereognozis-.vb)
DUYULARıN ALGıLANMA KOŞULLARı:
1) Zaman Etkeni: Bir uyaranın o organizmada ayrı
bir duyu olarak algılanması için uyarının olduğu
en kısa zamana moment denir. İki uyaran
arasındaki süre çok kısa olduğunda tek bir
uyaran olarak algılanırlar
2. Yer etkeni: Uyaranların
doğurduğu duyuların
farklı algılanması için
aralarında belirli bir
aralık olması lazım.
Diskriminasyon eşiği.
Özellikle deri duyusu
için.
3) Zaman yer bütünlüğü: Kısa sürede çok sayıda
uyaran yer değişikliği ile beraber olursa
hareket algısı olur.
ALGıNıN BÖLÜMLERI:
1.
2.
Alıcı Süreç:

Bir nesne ilk olarak bir bütün olarak algılanır.
Parçalardan oluşmuş olarak algılanılmaz.

örn: bir elma özellikleri hesaba katılmaksızın ilk
görüldüğünde yalnızca elma olarak algılanır.
Simgesel Süreç:

Algılanan şey bir kavramla birleşiktir.

Beyin merkezine ulaşan sadece duyular değil
simgesel nitelikteki bir anlamdır.
Gnozi: bilme,tanıma
Agnozi: tanıyamama
3)
Duygusal süreç:
Her algının duygusal yanı vardır. Bu süreçte
bütünün parçaları üzerinde yoğunlaşılır.
ALGıLAMA NASıL OLUR?
Birinci problem: Duyusal uyaranlar genellikle birden fazla
anlama gelir, farklı şekilde yorumlanmaya açıktır. Algıyı
açıklamaya yetecek düzeyde bilgi içermez.
Yani “veri yetersiz”

İkinci problem: Dünya bizlere her an tutarlı
algılamalarımıza eklenmek üzere çok fazla duyusal girdi
sunmaktadır. Yani “veri fazla”..
 Her iki durumda da duyusal organlarımızın aktardığı
materyali yorumlayıp anlamak için bilişsel süreçlere
ihtiyaç vardır.

ALGıLAMA SÜREÇLERI
(SEÇICI DIKKAT )
 Dış
dünyada olup bitenlerin büyük bir kısmını
duyu organlarımız yakalar ancak biz bu
enerjilerin farkına varamayız.
 İnsan, çevresini seçici bir biçimde algılar. Duyu
organlarımızın yakaladığı uyarıcıların ancak bir
kısmını seçerek algılarız.

Seçici dikkat testi
ALGı KURALLARı:
Algıda organizmanın dış çevresindeki olay ve
nesnelerle birlikte organizmanın kendi
eğilimlerinin de rolü olmaktadır
1.
Bütünde parçaların tek tek birleşiminden daha
fazla özellik bulunmaktadır.
• Bazen uyaranı bütün olarak algılama çabası
algı yanılsamalarına yol açar.
2. Hareket ilkesi: Aynı uyaranın farklı zamanda iki
ayrı yerde sunulması ile hareket hissini ortaya
çıkarır.
• Gerçek hareket
• İnsan daima birbiriyle ilişkili iki nesne arasında
küçük olanın hareket ettiği izleniminde olur.
• Bir arabada dururken yanımızdaki araba hareket
ettiğinde kendimiz hareket ediyor sanırız. Ama
kendi aracımız hareket ettiğinde bu yanılsamayı
yaşamayız çünkü aracı içinde sallanmamız hareket
duyularımızı uyarır. Genelde bir aracın içindeyken
temel bilgi kaynağımız görseldir
3. Seçicilik :

Kişi, kendisine gelen uyaranların hepsini
seçemez. Algılamanın olabilmesi için
kendisine gelen uyaranlardan bir kısmını seçer,
bir kısmını seçmez.

Seçilecek uyaranları etkileyen başlıca iki faktör
vardır :
1. Kişinin ilgi ve dikkati
2. Uyaranın özelliği
4. Değişmezlik :
 Zihnimiz bir nesne ya da şekil değişik
durumlarda da olsa hep aynı biçimde algılar.
 İyi algılanan ve bilinen uyaranlar (şekiller ya da
melodiler) değiştirilseler bile aynı şekilde
algılanırlar. Zihnimiz bir nesne yada şekli değişik
durumlarda da olsa hep aynı biçimde algılar
ALGı ALANı KURALLARı:
1.
2.
Yapılaştırma: Dağınık rastgele dağılımları bir araraya
getirerek algılama eğiliminde oluruz.
Şekil ve zemin ilişkisi: Belli sınır çizgileri ile
yapısallaşmış bİr şekil zeminden ayrılmış hissi doğurur.
3.
Algı genelleşmesi: Bir şeklin algılanması aynı zamanda bir
anlamın da kavranması demektir.
Tamamlama: Görülen her nesne bir tamlığa
doğru götürülerek algılanır:
4.

Yuvarlaklığı tamamlanmamış bir çizgi yine de çember
olarak algılanır.

Simetrisi fazla olan şekiller daha fazla algılanır.

Alacakaranlık gibi hallerde bilinen cisimler tam olarak
algılanır.
ALGıYı ETKILEYEN FAKTÖRLER
A.Çevresel Koşullar:
 Uyaranın parlak görünmesi yalnızca kendisine bağlı
değildir. Çevresindeki uyarıma da bağlıdır. Aynı gri
kare, koyu fon üzerinde daha beyaz, açık fon
üzerinde daha siyah görülür.

Uyarana ait olanlar
•

Bazı fiziksel özellikler: Şiddet, boyut, kontrast ve
hareket, değişkenlik
Sosyal etmenler:
•
Sosyal algı: İnsan diğer insanların algıladığı gibi
algılamaya eğilimlidir. KONFORMİZM
B. Algılayanın özellikleri
1. Duygudurum
Algı ile duygusal nitelikler arasındaki ilişki ilk olarak
temel ve yaşamla ilgili temel işlevlerden doğar.
 Kötü bir tat ya da koku tiksinti hissi doğurur ve o
şeyden uzak kalmamıza neden olur. Örneğin bir
leşteki yoğun bakteri miktarı ile oluşan koku bizi
kaçırtır.
 Örneğin bir müzik parçası duygularımızla
etkileştiğinde farklı algılanabilir. Ya da korkulu ve
anksiyeteli bir duygudurumda bir karaltıyı farklı
algılayabiliriz.

2. Kişilik:
 Kişilik algının niteliğini ve onu yorumlamamızı
etkiler. Örneğin güvensiz bir kişiliği olan insan
herhangi bir dostluk girişimini olumsuz olarak
algılayabilir.
 Kimi insanlar bütüncül olarak algılarken kimi
analizci ve ayrıntılı olarak algılar.
3.Deneyim ve öğrenme: Yeni uyaranlar karşısında
algılamaya alışkın olduğumuz şeyleri algılamaya
daha fazla eğilimimiz vardır.
4. Amaçlama-beklenti:
5. Motivasyon
ALGI YANILSAMALARI
Algı; alışkanlıkların, inançların ve duygusal
eğilimlerimizin etkilerine karşı çok duyarlıdır. Bu
sebeple tek yönlü olan, tam algı niteliği
taşımayan algılarımızda yanılmalar olmaktadır.
 Nesne ve şekilleri teker teker değil, bir bütün
olarak algılamamız bazı durumlarda
yanılsamalara sebep olmaktadır. Çünkü, ayrıntı,
bütünün içinde kaybolmaktadır.

BIRLEŞIK ALGıLAR
 Kendilik
(self) algısı
 Zaman algısı
 Duyumötesi algı: telepati, öngörü, altıncı his,
sezgi
ALGı BOZUKLUKLARı
 Yanılsama
(illusion):
 Varsanı (hallüsinasyon):
 Derealizasyon:
 Depersonalizasyon
Vincent Van Gogh
Claude Monet

Benzer belgeler

EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE

EGZERSİZLER, KORUYUCU, TEDAVİ EDİCİ VE MUAYENE  Dış dünyayı algılamakla tanırız. Başka bir deyişle dışımızdaki gerçekliğin bilgisini bize algılar verir.

Detaylı