türkiye`de aktif istihdam politikası aracı olarak düzenlenen

Transkript

türkiye`de aktif istihdam politikası aracı olarak düzenlenen
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ
ANABİLİMDALI
TÜRKİYE’DE AKTİF İSTİHDAM POLİTİKASI ARACI OLARAK
DÜZENLENEN İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARININ İSTİHDAM
AÇISINDAN BELİRLEYİCİLİĞİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Selahattin BULUT
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Vedat BİLGİN
Ankara-2010
ONAY
Selahattin BULUT tarafından hazırlanan “Türkiye’de Aktif İstihdam Politikası Aracı
Olarak Düzenlenen İşgücü Eğitim Kurslarının İstihdam Açısından Belirleyiciliği ” başlıklı bu
çalışma 03/06/2010 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı
bulunarak jürimiz tarafından Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim dalında
Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
…..
Prof. Dr. Vedat BİLGİN (Başkan)
…..
Doç. Dr. İlkay SAVCI
…..
Yrd. Doç. Dr. Osman ŞİMŞEK
ÖNSÖZ
İşgücünün üretim faktörleri dışında kalması anlamına gelen işsizliğin,
ekonomik olduğu kadar toplumsal açıdan da olumsuz sonuçlar doğurduğu
görülmektedir. Bu nedenle işsizlik ve istihdam konusu başta yöneticiler olmak
üzere, bilim adamlarının ve topluma etki eden diğer aktörlerin üzerinde
önemle durmaları gereken bir konudur.
İşsizlik olgusunun 1950’li yıllardan itibaren Türk çalışma hayatı
literatürüne girdiği, 1960’lı yıllarla birlikte işgücünün ülke dışına göç
hikayesinin başladığı, 1990’lı yıllarda terör sorunu ile birlikte işsizliğin
gündemden düşmediği, günümüzde ise yoğun olarak yaşanan işsizlik
probleminin küresel boyutta yaşanan ekonomik kriz ile birlikte daha da
derinleştiği görülmektedir. Her şeye rağmen Türkiye’nin kendi dinamikleri ve
sahip olduğu potansiyel, işsizliğin katlanılması gereken bir alın yazısı
olmaktan çıkarılmasını sağlayacak güçtedir. Bunun için her şeyden önce
sorunun doğru anlaşılması ve ona göre çözüm yollarının ortaya konulması
oldukça önemlidir.
Üniversiteye adım attığım ilk günden itibaren, görüşleri ve birikimiyle
düşünce dünyamın şekillenmesinde önemli rolü olan ve her zaman pozitif
desteğini hissettiğim, Tez Danışmanım Prof. Dr. Vedat BİLGİN’e teşekkür
borçluyum.
Tez çalışmasının tamamlandığı sırada görev değişikliği olan eski
Genel Müdürüm Namık ATA’ya, eserlerinden yararlandığım yeni göreve
başlayan Genel Müdürüm Doç. Dr. Mustafa Kemal BİÇERLİ ile Müfettiş
Yardımcısı olarak memuriyete başladığım ve halen bünyesinde hizmet
vermekten onur duyduğum Türkiye İş Kurumu’nun özverili personeline içten
şükranlarımı sunmak isterim. Bu çalışmanın; ülkemizin en önemli sorunu olan
işsizliğin çözümünde katkısı olması ümidiyle...
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................................................................İ
İÇİNDEKİLER .................................................................................................İİ
KISALTMALAR ........................................................................................... Vİİ
TABLOLAR ................................................................................................ Vİİİ
GİRİŞ ..............................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
AKTİF İSTİHDAM POLİTİKASININ ÖNEMİ VE ARAÇLARI
I-İSTİHDAM ....................................................................................................4
II-İSTİHDAM POLİTİKALARI .........................................................................5
III-AKTİF VE PASİF İSTİHDAM POLİTİKALARI ...........................................8
A-İşsizlikle Mücadelede Aktif İstihdam Politikalarının Artan Önemi 11
B-Aktif İstihdam Politikası Araçları ..................................................... 14
1-İşgücü Arzını Artıran Programlar ................................................ 15
a-İşgücü Eğitim Programı ......................................................... 15
b-İşyerinde İşgücü Eğitim Programı......................................... 17
(1)-İşsizlere Yönelik İşyerinde İşgücü Eğitim Programı .... 17
(2)-İşçilere Yönelik İşyerinde İşgücü Eğitim Programı ...... 18
2-İşgücü Talebini Artıran Programlar ............................................ 19
a-Ücret Ve İstihdam Sübvansiyonu Programı ......................... 20
iii
b-Girişimcilik ve İşletme Geliştirme Programı ......................... 22
c-Geçici Kamu Çalışma Programı............................................. 24
3-İstihdam Hizmetlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Programlar26
a-İşe Yerleştirme Hizmetleri ...................................................... 28
b-İş ve Meslek Danışmanlığı ..................................................... 28
c-İş Arama Becerilerinin Geliştirilmesi, Seminerler ve İş
Kulüpleri .............................................................................................. 29
d-İşgücü Piyasası Hakkında Bilgilendirme .............................. 30
e-Coğrafi Hareketlilik Destekleri ............................................... 30
C-Pasif İstihdam Politikaları ve Araçları ............................................. 31
1-İşsizlik Sigortası ........................................................................... 31
2-Kıdem Tazminatı .......................................................................... 33
3-Kısa Çalışma Ödeneği ................................................................. 33
4-Ücret Garanti Fonu....................................................................... 37
5-Sosyal Yardımlar .......................................................................... 37
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ YAPISI VE GENEL ÖZELLİKLERİ
I-TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ YAPISI ......................................................38
A-Demografik Yapı ............................................................................... 40
B-İşgücüne Katılım Oranı ..................................................................... 43
C-İşgücüne Dahil Olmayanlar .............................................................. 44
D-İşsizlik ve İstihdam Oranları............................................................. 45
E-İşsizlerin ve İstihdam Edilenlerin Eğitim Düzeyi ............................ 46
F-İşsizlerin ve İstihdam Edilenlerin Yaş İtibariyle Durumu ............... 47
II-TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ GENEL ÖZELLİKLERİ ............................48
A-İstihdamın Sektörel Dağılımı ............................................................ 49
B-Uzun Dönemli İşsizler ....................................................................... 51
C-Kayıt dışı İstihdam ............................................................................ 53
D-Bölgesel Gelişmişlik Farkı ve Göç .................................................. 57
iv
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÜLKEMİZDE DÜZENLENEN İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARI VE İŞKUR
I-İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARI DÜZENLEYEN KURUM VE KURULUŞLAR
..................................................................................................................... 60
A-Türkiye İş Kurumu ............................................................................ 61
B-Diğer Kamu Kurum Ve Kuruluşlar ................................................... 64
1-Milli Eğitim Bakanlığı ................................................................... 65
2-KOSGEB ....................................................................................... 68
3-Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü ............................................................................................... 70
4-Kültür ve Turizm Bakanlığı .......................................................... 71
5-Belediyeler .................................................................................... 72
a-Ankara Büyükşehir Belediyesi .............................................. 73
b-İstanbul Büyükşehir Belediyesi............................................. 74
C-Diğer Kurum ve Kuruluşlar, Özel İşletmeler ................................... 76
II-İŞKUR’UN DÜZENLEDİĞİ İŞGÜCÜ EĞİTİM PROGRAMLARININ HEDEF
KİTLESİ VE KONULARINA GÖRE GÖRÜNÜMÜ .......................................77
A-İstihdam Garantili İşgücü Eğitim Kursları....................................... 77
B-Özürlülere Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim Kursları ................ 81
C-Hükümlülere/Eski Hükümlülere Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim
Kursları ....................................................................................................... 81
D-Kendi İşini Kuracaklara Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim Kursları
..................................................................................................................... 82
E-İşsizlik Ödeneği Alanlara Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim
Kursları ....................................................................................................... 83
F-Toplum Yararına Çalışma Programları ............................................ 84
III-İŞKUR’UN İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARINA YÖNELİK PROJELERİ .....85
A-Önceki Yıllarda Gerçekleştirilen Bazı Projeler ............................... 85
1-Göçmenlerin Mesleki Eğitimi ve İstihdamına İlişkin Soydaş
Projesi ..................................................................................................... 86
2-İstihdam Ve Eğitim Projesi .......................................................... 86
3-Özelleştirme Sosyal Destek Projesi............................................ 88
a-ÖSDP Danışmanlık Hizmetleri ............................................... 91
v
b-ÖSDP Eğitim Hizmetleri ......................................................... 92
c-ÖSDP Toplum Yararına Çalışma Programları ...................... 93
4-Aktif İşgücü Programları Projesi................................................. 93
B-Mevcut Devam Eden Projeler........................................................... 95
1-Fon Kaynaklı İşgücü Eğitim Projeleri ......................................... 96
a-Ülke Genelinde Uygulanan İşgücü Eğitim Projeleri ............. 97
b-GAP .......................................................................................... 98
2-AB Projeleri ................................................................................ 100
a-Genç İstihdamın Desteklenmesi Hibe Programı ................ 101
b-Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı ............ 101
3-Özürlü ve Eski Hükümlü İdari Para Cezaları Kaynaklı Projeler
............................................................................................................... 102
C-Yeni Uygulanmaya Başlayan Projeler ........................................... 104
1-Staj Programları ......................................................................... 104
2-Girişimcilik Eğitimleri Projesi ................................................... 106
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İŞGÜCÜ EĞİTİM PROGRAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE
ÜLKEMİZDE AKTİF İSTİHDAM POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE
İSTİHDAMIN ARTIRILMASI ÖNERİLERİ
I-İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ......................109
A-Mevcut Uygulamada Görülen Hususların Değerlendirilmesi ...... 109
B-Kursların İstihdam Edilebilirliğinin Değerlendirilmesi ................. 116
II-AKTÖRLERİN İŞGÜCÜ EĞİTİM PROGRAMI VE DİĞER AKTİF
İSTİHDAM POLİTİKASI ARAÇLARINA BAKIŞI....................................... 122
A-Hükümetin İşgücü Eğitimi Programı ve Diğer Aktif İstihdam
Politikası Araçlarına Bakışı ..................................................................... 122
vi
1-Hükümetin Orta Vadeli Program(2010-2012) ........................... 122
2-Hükümetin 2010 yılı Eylem Planı .............................................. 126
B-Sosyal Tarafların İŞKUR Genel Kurulu’nda İşgücü Eğitim Programı
ve Diğer Aktif İstihdam Politikaları Araçları ile İlgili Aldığı Kararlar .... 138
III-ÜLKEMİZİN İŞGÜCÜ PİYASASI PROBLEMLERİYLE UYUMLU ÇÖZÜM
ÖNERİLERİMİZ ..........................................................................................142
A-İşgücü Eğitim Programlarının İstihdam Odaklı Sürekli
İyileştirilmesi ............................................................................................ 142
B-Diğer Aktif İstihdam Politikası Araçlarının Uygulanması İhtiyacı 147
C-İstihdam Politikalarının Merkezindeki İŞKUR’un Yeniden
Yapılandırılması ve Kurumsal Kapasitesinin Geliştirilmesi ................. 152
IV-MİLLİ İSTİHDAM STRATEJİSİ VE POLİTİKASI .................................1567
SONUÇ .......................................................................................................161
KAYNAKÇA ...............................................................................................164
ÖZET ..........................................................................................................170
ABSTRACT ................................................................................................172
vii
KISALTMALAR
AB:Avrupa Birliği
ADNKS:Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
AİPP:Aktif İşgücü Programları Projesi
a.g.e.:adı geçen eser
C:Cilt
ÇSGB:Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
DPT:Devlet Planlama Teşkilatı
İLO:Uluslararası Çalışma Teşkilatı
İİBK:İş ve İşçi Bulma Kurumu
İŞKUR:Türkiye İş Kurumu
KOBİ:Küçük ve Orta Boy İşletme
KOSGEB:Küçük Ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı
MEB:Milli Eğitim Bakanlığı
MEGEP:Mesleki Eğitim Geliştirme Projesi
ÖSDP:Özelleştirme Sosyal Destek Projesi
S:Sayı
SGK:Sosyal Güvenlik Kurumu
STB:Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
STK:Sivil Toplum Kuruluşları
T.C.:Türkiye Cumhuriyeti
TİSK:Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu
TÜRK-İŞ:Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu
TÜİK:Türkiye İstatistik Kurumu
TOBB:Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TYÇP:Toplum Yararına Çalışma Programları
viii
TABLOLAR
Tablo-1: Türkiye’de Yıllara Göre İşgücü Durumu
Tablo-2: Türkiye’de Nüfus ve Nüfus Artışı
Tablo-3: Kent, Kır ve Cinsiyet Ayrımında İşgücüne Katılma Oranı
Tablo-4: Nedenlerine Göre İşgücüne Dahil Olmayanlar
Tablo-5: İşgücünün Eğitim Düzeyi
Tablo-6: Yaş Gruplarına Göre İşgücünün Durumu
Tablo-7: Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı
Tablo-8: Türkiye’de Bekleme Sürelerine Göre İşsizlerin Dağılımı
Tablo-9: Türkiye Genelinde Mesleki Eğitim Merkezlerinin 2003-2008 Yıllarına
İlişkin Sayısal Verileri
Tablo-10: Türkiye Genelinde Halk Eğitim Merkezlerinin 2002-2008 Yıllarına
İlişkin Sayısal Verileri
Tablo-11: Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü
2003-2008 (Kasım) Dönemi İstihdam Eğitimi Proje Destekleri
Tablo-12: İstihdam Garantili ve Kendi İşini Kuracaklara Yönelik İşgücü
Yetiştirme Kursları (1993-2000/Haziran)
Tablo-13: ÖSDP Kapsamında Düzenlenen Projeler
Tablo-14: AB Aktif İşgücü Programları Projesinden Yararlananlara Ait Bilgiler
Tablo-15: İşsizlik Sigortası Fonu’nun Görünümü
Tablo-16: İŞKUR Tarafından Gerçekleştirilen İşgücü Eğitim Hizmetleri(20052009)
GİRİŞ
Bu çalışmada; Aktif ve pasif istihdam politika araçları ve özellikleri
hakkında bilgiler verilerek, başta İŞKUR olmak üzere çeşitli kurum kuruluşlar
tarafından işgücüne nitelik kazandırarak istihdam edilebilirliğini artırmak
üzere düzenlenen işgücü eğitim kursları ele alınmaya çalışılacaktır.
İŞKUR ve birçok
özel-kamu kurum ve kuruluşları tarafından
düzenlenen işgücü eğitim kurslarının amacı, uygulanması, farklılıkları, olumlu
ve olumsuz yönleri ele alınacak ve istihdam açısından değerlendirilecektir.
Türkiye’de önemli boyutlara ulaşan işsizliği önlemede ve istihdamı
artırmada işgücü eğitim kursları düzenlemenin bir çözüm yolu olup olmadığı
tartışılacaktır. Daha sonra özellikle aktif istihdam politikası çerçevesinde
işgücü talebinin artırılmasına yönelik politika araçları uygulanmasının
gerekliliği üzerinde durulacaktır.
İşgücü piyasasına
yön
verme
görevini
bünyesinde barındıran
İŞKUR’un, sunmuş olduğu işgücü eğitim kursları hizmetiyle, işsizliğin
önlenmesi ve istihdamın artırılması konularına ne gibi katkısı olduğu ortaya
konulmaya çalışılacaktır.
Daha baştan ifade etmek gerekir ki, artan işsizlik sorunu ve sunulan
hizmetlere paralel olarak,Türkiye İş Kurumu’nun ülkemizin işgücü piyasasının
sorunlarını dikkate alarak yeniden yapılandırılması ve kurumsal kapasitesinin
geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle şimdiye kadar eksik
uygulanan, hiç veya gerektiği kadar yer verilmediği görülen, ancak oldukça
önemli olduğu düşünülen işgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif istihdam
politikası araçlarından; Geçici Kamu Çalışma Programı, Ücret ve İstihdam
Sübvansiyonu Programı ile Girişimcilik ve İşletme Geliştirme Programı ele
alınarak incelenecektir.
2
Çalışmanın ilk bölümünde, İstihdam Politikaları ile birlikte Aktif ve Pasif
İstihdam Politikaları konuları işlenecek, çalışmanın ana bölümünü oluşturan
Aktif İstihdam Politikası araçlarının neler olduğu teorik olarak anlatılacaktır.
Literatürde tek tip bir sınıflandırma bulunmamakta olup, bu çalışmada Aktif
İstihdam Politikalarını alt alta sıralama yolu tercih edilmemektedir. Söz
konusu politikaların giderek önemli hale gelmesi ve bu politikaların ülkemizin
sorunları ile paralel değerlendirilebilmesi düşüncesinden hareketle; İşgücü
Arzını Artıran Programlar, İşgücü Talebini Artıran Programlar ve İstihdam
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Programlar şeklinde üçe ayrılmak
suretiyle incelenecektir.
İkinci
bölümde;
işgücü
piyasasının
yapısı
üzerinde
durularak
demografik yapı, işgücüne katılım oranı, işgücüne dahil olmayanlar, işsizlik
ve istihdam oranları verilerek, işsizlerin ve istihdam edilenlerin eğitim düzeyi
ile yaş itibariyle dağılımı konuları ele alınacaktır. Öte yandan işgücü
piyasasının özellikleri olarak istihdamın sektörel dağılımı, uzun dönemli
işsizlik, kayıt dışı istihdam ile bölgesel gelişmişlik farkı ve göç konusuna yer
verilecektir.
Üçüncü bölümde; işgücü eğitimi kursları düzenleyen kurum ve
kuruluşlara yer verilerek, İŞKUR’un konularına göre düzenlediği işgücü eğitim
faaliyetleri
ele
alınacaktır.
Daha
sonra
kurumun
önceki
yıllarda
gerçekleştirdiği projeler, mevcut devam eden projeler ve yeni uygulamaya
başlayan projelere yer verilecektir.
Dördüncü bölümde, işgücü eğitim kursları ile ilgili mevcut uygulamada
görülen hususlar ile kursların istihdam edilebilirlikleri değerlendirilecektir.
Aktörlerin işgücü eğitim kursları ve diğer aktif istihdam politikası araçlarına
bakışı ele alınarak Hükümetin Orta Vadeli Programı(2010-2012) ile 2010
Eylem Planı incelenecektir. Ayrıca hükümet, işçi, işveren kesimlerinin katılımı
ile gerçekleştirilen İŞKUR Genel Kurulu’nda bu konuda alınan kararlar
irdelenecektir.
3
Son olarak; Milli istihdam stratejisi ve politikası çerçevesinde, işgücü
eğitim kurslarının istihdam odaklı sürekli iyileştirilmesi, diğer aktif istihdam
politikalarının uygulanması ihtiyacı ve istihdam politikalarının merkezindeki
İŞKUR’un yeniden yapılandırılması ile kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi
hususlarına yer verilecektir.
BİRİNCİ BÖLÜM
AKTİF İSTİHDAM POLİTİKASININ ÖNEMİ VE ARAÇLARI
Ülkemizde hükümetler ile birlikte sosyal tarafların, istihdam ve işsizlik
probleminin daha çok ekonomik büyümeye bağlı olarak çözüleceği ön kabulü
ile istihdam politikalarına yeteri kadar önem vermemekle birlikte, planlı
dönemden günümüze kadarki süreçte bir ulusal istihdam politikasının
olmadığı görülmektedir.
Özellikle işsizlik probleminin yoğun olarak gündeme geldiği 1980’li
yıllardan günümüze kadar gelinen zaman diliminde, Türkiye’de işsizlik ve
istihdam
sorununu
kavrayan
kapsamlı
bir
çözüm
modelinin
ortaya
konulamadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sorunun çözümünde önemli olduğu
düşünülen aktif istihdam politikası araçlarının rolü ele alınmaya çalışılacaktır.
I-İSTİHDAM
Ekonomik kriz dönemlerinde daha fazla gündeme gelen istihdam
politikasının üzerinde anlaşma sağlanmış tam bir tanımını bulmak zordur.
İstihdam politikası kavramının açıklanabilmesi için önce istihdam kavramının
açıklanmasında yarar görülmektedir.
İstihdam; kullanma, çalışma demektir. Bir ülkede, bir yıldaki ekonomik
faaliyetlere katılacak durumda olan insan gücünün; kullanılma, çalışma ve
çalıştırılma derecesi istihdamı gösterir. 1İstihdam basit olarak işçilerin
çalıştırılması veya üretim faaliyetinde bulunmalarının sağlanması şeklinde
tanımlanabilir.
Aziz Köklü, Makro İktisat, 2. Baskı, Ankara,S Yayınevi, 1987, s.67.
1
5
Geniş anlamıyla istihdam; bir ekonomide belli bir dönemde tüm üretim
faktörlerinin (emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimci) var olan teknolojik
düzeye göre ne ölçüde kullanıldığıdır. 2 Bu anlamda tam istihdam, bir
ekonomide var olan tüm emeğin, sermayenin, doğal kaynakların ve
girişimcilerin üretime katılması tümünden yararlanılması anlamına gelir. 3
Her ülkenin ekonomik yapısı, politik felsefeleri, kültürel geçmişi ve
içinde bulundukları zorluklar birbirinden çok farklı olması nedeniyle, işsizliğin
boyutu ve yapısı da ülkeden ülkeye değişmektedir. Dönemler itibariyle azalıp
çoğalmasına rağmen gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ekonomilerin ortak
problemi işsizliktir.
Bir ülkenin istihdamı; o ülkenin kalkınmışlık seviyesi, nüfus ve tabii
kaynakları ile ekonomik şartlarına bağlıdır. 4 Ülkelerin kültürel geçmiş, politik
felsefe, ekonomik ve sosyal yapılarının birbirinden farklılık göstermesi, her
ülkenin kendi yapısına uygun istihdam politikası oluşturup, bu doğrultuda
önlemler almasına neden olmuştur.
II-İSTİHDAM POLİTİKALARI
Ülkelerin ekonomik açıdan en genel amacı, toplumun ve bireylerin
refah seviyesini yükseltmek için gerekli olan ekonomik politikaları planlayıp
uygulamaktır. Hükümetler tarafından uygulanan politikalar içinde istihdam
konusu, üretim faktörlerinin en önemli unsuru olan emeğin ekonomik ve
toplumsal olduğu kadar beşeri boyutu nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir.
2
Aziz Köklü, a.g.e., s.67.
Cafer Unay, Makro Ekonomi, 6.Baskı, Bursa, Ekin Kitabevi, 1996, s.203.
3
Dr. Rebii Savaşır, Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Küçük ve Orta Boyutlu İşletmeler
Açısından İstihdam Politikaları, Kamu-İş, Ankara, 1999, s.81.
4
6
İstihdam politikası işsizlikle ve fakirlikle mücadele politikaları arasında
önemli bir yer tutmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde istihdam
politikaları ekonomik ve sosyal düzenlemelere dayanmaktadır. Bu anlamda
İstihdam politikaları, bir ekonomide büyüme ve istikrarın sağlanmasıyla
birlikte işgücü arz-talep dengesinin kurulmasına ve bu dengesizliğin neden
olduğu sorunların çözülmesine yönelik uygulamaları içermektedir.
İstihdam politikası, herhangi bir ülkede ekonomik büyümeyi ve istikrarı
sağlayarak refah düzeyini artırmak, sosyal adalet ve fırsat eşitliği sağlayacak
biçimde üretim faktörlerinin etkin kullanılmasıyla doğacak gelirin eşit ve adil
dağılımını gerçekleştirmek, fakirliği önlemek amacıyla işsizliğin neden olduğu
olumsuz sonuçlarla mücadele etmek ve kişilerin insan onuruna yaraşır
şekilde yaşamlarını idame ettirmelerine imkan tanıyacak ilke, kural ve usulleri
kapsamaktadır.
İstihdam
politikası,
istihdam
artışını
sağlayan
her
türlü
politikadır. 5İLO’ya göre İstihdam politikası ise;“İktisadi gelişme ve kalkınmayı
teşvik etmek, hayat seviyesini yükseltmek, işgücü ihtiyaçlarını karşılamak
işsizlik ve eksik istihdam sorununu çözümlemek amacıyla, tam ve verimli
istihdama ve işin serbestçe seçilmesine matuf aktif bir politikayı esas gaye
olarak ele alıp, uygulamaktır”. 6 İstihdam politikasından, istihdam seviyesi
üzerinde olumlu etkiler sağlaması amacıyla işgücü piyasalarına yapılan her
türlü bilinçli müdahalenin anlaşılması gerekir. 7
İstihdam politikası kavramının, işsizlikle ile mücadele kavramı ile
karıştırıldığı veya birbirleri yerine kullanıldıkları görülmekte ise de, istihdam
politikaları işsizlikle mücadele politikalarından daha kapsamlıdır.
Akay Tekin, Avrupa Birliği İstihdam Politikası Genel Esasları, Ankara, TİSK, 2008, Yayın No:291,
s. 83.
5
İLO,“122No’lu
İstihdam
Politikası
Sözleşmesi”,
http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/sozlesme/soz122.htm., Erişim:10.07.2009
6
Alpay Hekimler, AB-Türkiye & Endüstri İlişkileri, Beta Basım, İstanbul, 2004, s.83.
7
7
Özellikle son 40 yılda işgücü piyasasındaki değişmelere bağlı olarak,
ülkelerin ekonomik ve sosyal sorunların başında gelen istihdamı çözüme
kavuşturma
konusunda
ciddi
zorluklarla
karşılaştıkları
görülmektedir.
Ülkemizde ise 1960’lı yıllara gelindiğinde; hızlı nüfus artışı, tarıma açılacak
yeni alanların marjinal sınıra gelmesi, kırsal kesimden kentlere doğru
başlayan akıma bağlı olarak şehirleşmenin hız kazanması, tarım sektöründe
makineleşme, sanayi sektöründe yeterli gelişmenin elde edilememesine
karşılık teknolojik gelişmenin insanın yerini alması gibi nedenlerle, işsizlik
önemli bir sorun olarak ortadadır.
Türkiye’de istihdamın artırılması ve genişletilmesi kendi başına
bağımsız bir amaç olarak gündeme gelmemiştir.Yeterli düzeyde istihdam
artışının sağlanması, genel anlamda ekonomik büyümenin ve özel olarak da
yatırımların bağımlı değişkeni sayılmıştır. Kalkınma planlarında benimsenen
genel yaklaşımda bu yönde olduğu anlaşılmıştır. Kalkınma planlarında işgücü
fazlalığından söz edilmekle birlikte bu konuda genel ve soyut ifadeler
kullanılmakta ve çok zaman iyimser yaklaşımlar benimsenmektedir. 8
Türkiye’de işsizliği önleme yolundaki istihdam politikalarına bakacak
olursak, bu konuda Türkiye’nin hemen her şeyi tartıştığını, buna mukabil çok
azını etkin bir biçimde uygulamaya soktuğunu görüyoruz. Ne var ki bütün bu
çabalara rağmen, ne Türkiye’de işsizliğin miktarı ve niteliği belirlenebilmiş, ne
de bu konuda takip edilecek politikalar yeterli ve bilimsel açıklıkta ortaya
konulabilmiştir. 9
Meryem Koray, Günümüzde İşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları ve İstihdam Politikaları, II.
İstihdam Haftası Tebliğleri, İİBK Yayın No:276, Ankara, 1992, s.103.
8
Nusret Ekin, Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları, İTO Yayın No:2000-33, İstanbul,
2000, s.371.
9
8
Ülkemiz kendi insan gücünün katkısını kullanarak ekonomik alanda
Dünya’daki rekabet ortamında yerini almalıdır. 10 Türk çalışma yaşamına yön
vermek ile yükümlü ilgili kurum ve kuruluşların, bundan sonraki süreçte
ülkemizin
ihtiyaçları
doğrultusunda
kapsamlı
bir
istihdam
politikası
oluşturmak suretiyle uygulamaya koyulması gelecek açısından büyük önem
taşımaktadır.
İş piyasası üzerinde yapılan düzenlemeleri bir istihdam politikası
olarak değerlendirmek mümkündür. Buna göre istihdam politikaları içinde
aktif ve pasif istihdam politikalarından söz edilebilir.
III-AKTİF VE PASİF İSTİHDAM POLİTİKALARI
Liberal
ekonomik
politikaların
yoğun
olarak
uygulandığı
yada
uygulanmaya çalışıldığı günümüzde bir ülke istediği kadar liberal olsun,
“bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” kuralını kendisine rehber edinsin,
çalışma hayatına ilişkin politikalarda liberal olamamakta bunu tam olarak
gerçekleştirememektedir.
Bir yerde işsizlik çığ gibi büyüyorsa ekonomik bir sorunun ötesinde
sosyal bir soruna dönüşüyorsa, hiçbir ülke bu duruma kayıtsız kalamamakta,
bir şekilde müdahale yollarını aramakta ve buna uygun politikaları yürürlüğe
koymaya çalışmaktadır. 11
Bu çerçevede İşgücü piyasası; dinamik yapısı ve diğer özellikleri
nedeniyle çok daha yakından izlenerek kontrol edilmeyi, belli bir program
çerçevesinde yönlendirilmeyi gerektirmektedir. Tam bu noktada aktif ve pasif
istihdam politikaları işgücü piyasasına müdahale etmenin en etkin araçları
Kamil Turan, Küreselleşen Çağımız ve Çalışma Hayatı, Kamu-İş,İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Ocak
1994, Cilt:3,Sayı:3, s.8.
10
Recep Varçın, İstihdam ve İşgücü Piyasası Politikaları, Ankara, Siyasal Kitabevi, Ocak 2004, s. 1.
11
9
arasında yer almaktadır. Kişi başına düşen milli gelir düzeyinin yüksek
olduğu özellikle liberal ekonomik sistemi benimseyen Avrupa ve Amerika
kıtasında yer alan ülkeler, aktif ve pasif istihdam politikaları araçları ile işgücü
piyasalarına müdahale etmeyi, ekonomik plan ve programlarının ayrılmaz bir
parçası olarak görmektedirler.
OECD’ye göre işsizlere sadece gelir desteği yapılmasına yönelik
politikalar pasif politikalar olarak kabul edilirken, emek piyasasındaki işleyiş
bozukluklarını iyileştiren, mesleki becerileri geliştiren ve işgücü piyasalarının
etkinliğini
artıran
politikalar
aktif
istihdam
politikaları
olarak
değerlendirilmektedir. 12
İşgücü
piyasası
çerçevesinde
işsizlikle
mücadele,
istihdamın
artırılması ve işsizliğin olumsuz sonuçlarının telafisine yönelik çeşitli
politikalar geliştirilmiştir. Bu politikalar genel anlamda pasif istihdam
politikaları ve aktif istihdam politikaları olarak iki başlık altında ele
alınmaktadır. Pasif istihdam politikaları 1900’lü yılların başlarında işsizliğin
olumsuz sonuçlarını telafi etmek amacıyla ortaya çıkmış ve günümüze kadar
önemini korumuştur. Ancak işsizliğin yükselmesi ve yüksek seviyelerde
seyretmesi sonucunda pasif politikaların etkinliği tartışılmaya başlanmış ve
bu politikaların işsizlikle mücadeleye zarar verdiği ileri sürülmüştür. Pasif
politikalar yerine işsizliğin azaltılmasına katkıda bulunacak aktif politikalara
geçiş yapılması gerektiği ortaya konmuştur.
Bu çerçevede OECD ülkelerinde uygulama alanı bulan aktif istihdam
politikasına
işsizlikle
mücadele
ve
istihdamın
artırılması
konusunda
1990’lardan itibaren önemli bir rol verilmiş ve bu politikalar kendine özellikle
OECD ülkelerinde önemi giderek artan bir yer edinmiştir. Söz konusu
politikaların önümüzdeki dönemde de gelişeceği ve önemini koruyacağı
beklenmektedir.
Mustafa Kemal Biçerli, İşsizlikle Mücadelede Aktif İstihdam Politikaları, Eskişehir, Anadolu
Üniversitesi Yayınları No:1563, 2004, s. 46.
12
10
Pasif istihdam politikası işsizlik veya iş arama süresince gelir kaybının
telafisi ile ilgili iken, aktif istihdam politikası işgücü piyasasına entegrasyonla
ilgilidir. Geniş anlamda pasif istihdam politikası sosyal transfere karşılık
gelmektedir. Buna karşıt olarak aktif istihdam politikası genellikle işgücü
piyasasına entegrasyonda zorluklarla karşılaşan gençler, yaşlılar, kadınlar ve
özürlüler gibi özel grupları hedef alır. Aktif istihdam politikası gelir kaybı
telafisi politikalarının çalışmayı caydırıcı olabileceği eleştirisine cevap olarak
gösterilmektedir. 13
Halen Ülkemizde pasif istihdam politikaları olarak Kıdem Tazminatı,
İhbar Tazminatı, İşsizlik Sigortası, özelleştirme sonucu işsiz kalanlara ödenen
İş Kaybı Tazminatı, Ücret Garanti Fonu, Kısa Çalışma Ödeneği uygulamaları
yer almaktadır.
1980 sonrası dönemde işgücü piyasasına ilişkin duyarlılıkların ele
alınması yönündeki en kayda değer girişim, 1999 yılı Ağustos ayında işsizlik
sigortasının getirilmesidir. Bu alanda prim toplanması 2000 yılı Haziran
ayında başlamış, ilk işsizlik sigortası ödemeleri de 2002 Mart ayında
yapılmıştır. 14
Öte yandan, pasif istihdam politikası aracı arasında yer alan İşsizlik
yardımı adı altında ülkemizde henüz herhangi bir uygulama veya hizmet
bulunmamakta olup, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Belediyeler
gibi çeşitli kamu kuruluşları tarafından işsizlere ve fakirlere sosyal yardım adı
altında nakdi ödemelerde bulunmakta ise de, işsizlik yardımı konusunda
işgücü ve işsizlerle ilgili hizmetleri bünyesinde bulunduran İŞKUR’un sürece
aktif olarak dahil edilmesinin birçok yararı olacağı mütalaa edilmektedir.
ILO, Ekonomik ve Sosyal Politika Komitesi 288. Oturum, ikinci gündem maddesi AİPP, Genova,
Kasım 2003, s. 3.
13
İnsan Tunalı, İstihdam Durum Raporu Türkiye’de İşgücü Piyasası ve İstihdam Araştırması, Ankara
Üniversitesi Basımevi, 2004, s. 97.
14
11
Başarılı bir istihdam politikası için, işgücü piyasasının yapısı ile
problemlerini esas alarak, değerleri oranları farklı olan aktif ve pasif
politikalarının yan yana planlanarak uygulanması halinde programın etkisinin
artabileceği değerlendirilmektedir.
Söz konusu çalışmamızda daha çok ülkemizdeki aktif istihdam
politikaları uygulamaları üzerinde durulacak olup, pasif politikalar konusuna
kısaca değinilecektir.
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile belediyelerin çeşitli ayni
veya nakdi yardımları ile faaliyetleri bulunmaktadır. Ülke genelinde asgari
yaşam koşullarının altında hayatlarını devam ettiren ailelerin belirlenerek
sosyo-ekonomik bakımdan kabul edilebilir bir seviyeye gelmeleri için
hanelere ayni ve nakdi yardımda bulunulması, iş imkanlarının sunulması
gerekmektedir. Ancak bu anlamda kapsamlı bir uygulama birliği olduğunu
söyleyebilmek mümkün değildir. Kültürümüzün bir parçası olarak geçmişten
günümüze kadar devam eden değer ve birikimleri dikkate almak suretiyle
sosyal devlet ilkesi gereği, işsizlik yardımlarını da içeren sosyal yardımlar ile
ilgili karmaşık yapının düzene ve sisteme bağlanmasına şiddetle ihtiyaç
vardır.
A-İşsizlikle Mücadelede Aktif İstihdam Politikalarının Artan Önemi
Aktif istihdam politikaları iş ve işçi bulmaya aracılık anlamında çok
daha öncelere dayanmakla birlikte, asıl olarak 1950’lerde İsveç’te ortaya
çıkmıştır. Bu ülkede işgücü arzını ve talebini teşvik etmek ve bu ikisi
12
arasındaki eşleşmeyi sağlamak amacıyla iş ve işçi bulma aracılık hizmetleri,
istihdam sübvansiyonları ve işgücü eğitimi gibi programlar yürütmüştür. 15
OECD Aktif istihdam politikalarının gelişimine 1960’lardan bu yana
destek vermektedir. İsimdeki aktif sözcüğü İsveç’te 1950’lerde ücret
kısıtlamalarına dayanan politikalara reaksiyon oluşturulan politikalardan
alınmıştır. II. Dünya savaşından önce işgücü piyasaları ile ilgili çok sayıda iş
yaratma ve mesleki eğitim programları mevcut olmakla birlikte, bu politikalar
“aktif istihdam politikaları” olarak anılmamaktaydı.1948 yılında iki İsveçli
iktisatçı Gösta Rehn ve Rudolph Meidner ilk kez aktif istihdam politikalarını
tam istihdam amacını gerçekleştirirken enflasyonu kontrol altında tutan
sosyal demokrat bir strateji olarak tanımlamışlardır.
16
Aktif istihdam politikaları tam istihdamı hedeflemese bile, işsizliği
azaltmayı ve işini kaybeden kişilerin işsizlik süresini kısa tutarak istihdama
katılmalarını amaçlayan programlardır. 17 Aktif istihdam politikaları temel
olarak işsizliği azaltmayı, istihdamı ve gelirleri artırmayı amaçlayan
politikalardır. Son yıllarda aktif istihdam politikalarına verilen önemin artması
bu politikalara olan ilgiyi de artırmıştır. Söz konusu politikalar 1990’ların
başından itibaren işsizlikle mücadelede önemli bir politika aracı olarak
uygulanmışlardır.
Bahse konu politikaların temel amacı, işsizlere sadece gelir desteği
sağlamak yerine, onların çalışma hayatına dönüşlerini kolaylaştırmaktır.
Öncelikli hedef kitlesi uzun dönemli işsizler olmak üzere gençler, kadınlar,
özürlü işsizler gibi işgücü piyasasında iş bulma şansları zayıf olan gruplardır.
15
Roman Ballester, European Employment Strategy and Spanish Labour Market Policies, Working
Papers. Department of Economics, University of Girona, Girona, June 2005, s. 7.
16
Thomas Janoski, “Explanining State Intervention to Prevent Unemployment:The Impact of
Institutions on Active Labor Market Policy Expenditures in 18 Countries”, Eds. Günther Schmid,
Jacqueline O’Reilly ve Klaus Schöman, İnternational Handbook of Labor Market Policy and
Evalotion, Edwart Elgar, Cheltenham U.K., 1996, s. 698.
Recep Varçın, a.g.e., s.1.
17
13
Uygulanan
aktif
istihdam
politikaları
arasında
işgücünün
niteliğini
yükseltmeye yönelik eğitim programları, işe yerleştirme ve danışmanlık
hizmetleri, istihdam yaratma programları, işsizliğin yoğun olduğu bölgelerde
işyerlerinin mali bakımdan desteklenmesi, girişimciliğin teşvik edilmesi gibi
araçlar bulunmaktadır.
Günümüzde, devlete ait işletmelerin özelleştirilmesi, özel sektör
yatırımlarının yetersizliği, her yıl işgücü piyasasına katılan yoğun sayıda genç
nüfus, teknolojik gelişmeler, emek yoğun yerine sermaye yoğun üretim
biçiminin çekiciliği işgücü piyasasında değişime neden olan faktörler
arasındadır. İşsizlerin yeniden işgücü piyasasına girmesini sağlayan ve
istihdam edilebilirliklerini artıran aktif istihdam politikalarının, özellikle
günümüz işsizlik kısır döngüsünün kırılmasında ve yapısal işsizliğin
önlenmesinde çok önemli rolü bulunmaktadır.
Aktif istihdam politikaları işgücü piyasasına müdahale anlamında
uygulayan kişi ve kuruluşlara belli bir esneklik sunar. Her ne kadar aktif
politikalar hukuki zemine otursa da, aktif politikalarla işgücü piyasasına
müdahale eden kuruluşun tespit edilmesinde, programların seçiminde,
yürütülmesinde,
hedef
kitlenin
tespit
edilmesinde,
programların
değiştirilmesinde, etkisinin araştırılmasında önemli oranda bir esneklik
sunmaktadır. Sözü edilen bu esneklik aktif politikaların oluşturulmasında,
uygulanmasında, sonuçların tespit edilmesinde eşgüdümü ve diyaloğu
zorunlu kılmaktadır. Aktif
istihdam politikaları ile
işgücü
piyasasına
müdahaleye “evet” diyen bir ülkenin müdahalenin aracının ne olacağını ve
nasıl işleyeceğini eşgüdüm ve diyalog içerisinde gerçekleştirmesi gerekir. 18
Recep Varçın, a.g.e., s.5.
18
14
B-Aktif İstihdam Politikası Araçları
Aktif istihdam politikaları araçları konusunda tek bir sınıflandırmanın
aksine değişik kaynaklarda çeşitli sınıflandırmaların olduğu görülmektedir.
Mustafa Kemal Biçerli, Aktif İstihdam politikası araçlarını Ücret ve
İstihdam Sübvansiyonları, Kendi İşini Kuranlara Yardım Programları,
Doğrudan Kamu İstihdamı, Mesleki Eğitim Programları, Kamu Eşleştirme ve
Danışmanlık Hizmetleri şeklinde beş’li sınıflandırma olarak ele almıştır. 19
Şerife Türcan Özsuca’da çalışmasında beş’li sınıflandırmayı tercih etmiştir. 20
Recep Varçın ise Aktif istihdam politikası araçlarını, geçici işsizliğe
yönelik politikalar, yapısal işsizliğe yönelik politikalar, istihdam yaratma
politikaları ve işgücü piyasası uyum politikaları olarak sınıflandırmıştır. 21
Varçın’ın tasnifine göre, genel istihdam hizmetleri, toplu işten çıkarmalara
karşı hizmetler, yoğun iş arama programları ve bölgesel işgücü hareketlerinin
düzenlenmesi hizmetleri geçici işsizliğe ilişkin politikalardır. İşgücü yetiştirme
programları, işbaşı eğitim programları ve ücretlerin sübvanse edilmesi
yapısal işsizliğe karşı politikalardır. İstihdam yaratma politikaları ise küçük
işletme geliştirme programları, kamu yararına çalışma programları, yerel
ekonomik gelişme programlarından oluşmaktadır. Son olarak İşgücü piyasası
uyum politikaları altında İhbarlı işten atma, çalışma süresinin kısaltılması,
esnek çalışma ile iş güvenliği ve ücretlere ilişkin düzenlemeler olarak ele
almaktadır.
Türkiye’de gittikçe artan uzun dönemli işsizlik ve yapısal işsizlik sorunu
konusunda doğru çözüm ve reçeteler uygulanabilmesine ufak da olsa katkısı
19
Mustafa Kemal Biçerli, a.g.e., s.73-202.
Şerife Türcan Özşuca, Esneklik ve Güvenlik İkileminde Türkiye Emek Piyasası, Ankara, İmaj
Yayınevi, 2003, s.133-150.
20
Recep Varçın, a.g.e., s.22-66.
21
15
olabileceği düşüncesinde hareketle, Türk işgücü piyasasının yapısına daha
uygun sınıflandırmanın İşgücü Arzını Artıran Programlar, İşgücü Talebini
Artıran
Programlar,
İstihdam
Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesine
Yönelik
Programlar şeklinde ele alınmasında yarar görülmektedir.
1-İşgücü Arzını Artıran Programlar
Bu programlarda işsize meslek kazandırılması, işgücünün niteliğinin
artırılması suretiyle istihdam edilebilirliklerinin artırılması amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan istihdamdaki işgücünün niteliğini artırmaya yönelik programlar
aracılığıyla da üretim kapasitesi ve verimliliğin artırılması beklenmektedir.
İşgücü arzını artıran programlar; özellikle üretim faktörleri içerisinde yer alan
emeğin/işgücünün niteliğinin yükseltilmek suretiyle istihdam edilebilirliğinin
artırılması üzerinde yoğunlaşmaktadır.
a-İşgücü Eğitim Programı
Günümüz bilgi toplumu süreci ve teknolojik gelişmeler, üretimde eğitim
düzeyi yüksek, çoklu beceriye sahip, takım çalışmasına yatkın, değişen
üretim teknolojilerine çabuk uyum sağlayan yaratıcı nitelikli işgücünü gerekli
kılmaktadır. 22 Üretim biçiminde meydana gelen değişimler ve artan rekabet
şartları nitelikli elemana duyulan talebi her geçen gün daha fazla
artırmaktadır. Bu gelişmeler çerçevesinde işgücü piyasasındaki işsizler
nitelikleri ve becerileri itibariyle talep edilen işgücünden çok uzakta
bulunabilmektedirler.
Vasıflı işgücü de vasıflarının demode olması yada o alanda talep
olmaması nedeni ile kimi zaman sahip olduğu vasıflar doğrultusunda
Namık Ata, İşgücü Eğitimi ve İstihdam Edilebilirliğin Artırılması, Uluslararası Mesleki Eğitim Ve
İstihdam Semineri, 16-18.01.2002, Kızılcahamam-Ankara, s.295.
22
16
istihdam edilememektedir. İşgücü talebi ile arzının, işgücünün vasıflarından
dolayı makro düzeyde eşleştirilememesi veya değişen koşullar karşısında
işgücünün niteliğinin düşük olması, kamu istihdam ofislerini insiyatif
geliştirerek bu konuda aktif programlar geliştirmeye zorlamaktadır. 23
İşgücü eğitim programları aracılığıyla, işgücü piyasasının ihtiyaçları
doğrultusunda işgücü piyasasına yeni dahil olacaklara ve işsizlere yeni
beceriler kazandırılarak iş bulmalarını kolaylaştırmak hedeflenmektedir. 24
Değişen ekonomik ve teknolojik koşullar karşısında işgücünün
vasıflarının
yetersiz
kalması
nedeniyle
işgücü
talebi
ve
arzı
eşleşememektedir. Bu durumda işgücü eğitim programlarının düzenlenmesi
ihtiyacı doğmaktadır. Söz konusu programlar uzun dönemli işsizler, gençler,
kadınlar gibi dezavantajlı gruplara yönelik olarak düzenlenebilmektedir.
İşgücü piyasasına hakim olarak analizler yapan ve istihdam politikaları
oluşturmakla yükümlü olan kamu istihdam kurumları, işgücü talebinin hangi
alanda olduğunu, işgücü piyasasındaki niteliksel iyileştirmelerin hangi
sektörlere yönelik yapılması gerektiğini, işsizler kitlesinin vasıflarının ne
olduğunu ve bunların işsizlik sürelerinin ne kadar olduğunu en iyi bilen
kuruluş konumundadırlar. Bu nedenle kamu istihdam kurumları, mesleki
eğitim alanlarını belirleyebilmekte ve hangi mesleklere talebin olduğunu
elindeki
verilerle
görebilmekte,
bunlar
temelinde
programlarını tasarlayıp organize etmektedirler.
de
işgücü
eğitim
25
Recep Varçın, a.g.e., s.33-34.
23
24
Amit Dar ve Zafiris Tzannatos, Active Labor Market Programs,:A Review of The Evidence From
the Evaluations, The World Bank, 1999, Washington D.C., s.6.
Recep Varçın, a.g.e., s.33-34.
25
17
b-İşyerinde İşgücü Eğitim Programı
İşyerinde işgücü eğitim programlarının işgücü eğitim programlarına
oranla daha fazla istihdam imkanı sağlama potansiyeli bulunmakta olup, reel
ekonomi açısından da oldukça önemlidir.
İşgücü eğitim programları ile işyerinde işgücü eğitim programları
birlikte yürütülebilmektedir. Eğitim programı içeriğinde teorik ve pratik eğitimin
her ikisinin de olması durumunda, planlanan pratik eğitim işyerinde
yapılabilmektedir. Böylelikle işsizin çalışacağı meslek ile ilgili teorik ve pratik
bilgileri birlikte öğrenme-uygulama imkanı doğmakta ve istihdam edilebilirliği
artmaktadır.
(1) İşsizlere Yönelik İşyerinde İşgücü Eğitim Programı
Bu program çerçevesinde kamu istihdam kurumları, piyasanın ihtiyaç
duyduğu mesleklerde işletmelerle işbirliği yaparak kursa katılan işsizleri
işbaşı eğitiminden geçirmekte ve kurs eğitim programının bitiminde bu
kursiyerlerin
söz
konusu
işyerinde
istihdam
edilmelerini
sağlamaya
çalışmaktadır.
Kursa katılan işsiz, istihdam edilmese dahi işyeri eğitim programının
kalitesine göre piyasada geçerli bir meslek edinme şansı bulmaktadır.
Herhangi bir işi bulunmayan işsiz, işyeri eğitim programı süresince aktif bir iş
disiplini içerisinde ileriye yönelik umutlarını biraz olsun artırarak, geleceğe
daha olumlu bakabilme şansı yakalamaktadır.
İşsizlere yönelik işyeri eğitim programları; işgücü talebinin yüksek
olduğu dönemlerde/işletmelerde daha etkin ve verimli olarak yürütülür,
böylelikle programın başarı şansı artar. İşyerlerinin bu dönemlerde kamu
18
istihdam kurumuna karşı istihdam taahhütlerini yerine getirmesi daha kolay
olabilir.
Pratiğin bir sonucu olarak; işsizlere yönelik düzenlenen işyeri eğitim
programları konusunda, kamu istihdam kurumunun önceden yapacağı
işgücü piyasası analizi, sektörel durum analizi, işyeri ziyaretleri ve firma
teknik analizleri oldukça önemlidir. Tüm dönemlerden bağımsız olarak bu
programların özellikle yeni yatırım yapan, kapasite artırımında bulunan, malhizmet üretim artışını hedefleyen ve istihdam sağlama potansiyeli olan
işletmelerde düzenlemesi halinde daha başarılı sonuçlar alınabilir.
(2) İşçilere Yönelik İşyerinde İşgücü Eğitim Programı
Bu programda kamu istihdam kurumları; işletmelerle işbirliği yaparak
mevcut çalışan işçilerin verimliliğini artırması veya çalışılan işyerine daha
fazla katma değer sağlaması için işçiye meslek geliştirme ve meslek
değiştirme imkanı sağlamaktadır.
Kursa katılan işçiler işbaşı eğitiminden geçmek suretiyle niteliklerini
artırarak, çeşitlendirerek verimli çalışacaklarından ve daha fazla katma değer
sağlayacaklarından
söz
konusu
işyerinde
istihdamda
kalma
süreleri
uzayabilir.
Mevcut çalışan işçilere yönelik işyeri işgücü eğitim programları, belirli
bir sektörde, belirli bir bölgede veya belirli işyerlerinde uygulanabilir. Yapılan
araştırmalar ve incelemeler sonucunda, bir bölge ile sınırlı olarak bir veya
birkaç sektörün geliştirilmesi ve desteklenmesi düşünüldüğünde söz konusu
programların uygulanması yararlı olabilir. Planlanan seviyenin ve şartların
oluşması durumunda programın sonlandırılarak piyasanın doğal işleyişine
bırakılabilir.
19
Özellikle iş kazalarının sık görüldüğü ağır ve tehlikeli işlerde, imalat
sanayiinde, ihracat yapan işyerlerinde ve bölgesel gelişmişlik farklarının
olduğu illerdeki işyerlerinde özel sektörün desteklemesi amacıyla da
uygulanabilir.
İ.İ.B.K. tarafından yayımlanmış olan bir kitapçıkta işyeri eğitiminin
birtakım yararlarından bahsedildiği görülmüştür. Konuyla ilgisi olması
bakımından bu ifadelere aynen yer verilmiştir; “Gayet tabi olarak, işbaşında
eğitim suretiyle kalifiye işçilere sahip olmakla;
a.İstikrarlı bir işgücü,
b.Daha iyi bir kalite,
c.Daha fazla istihsal,
d.Daha az malzeme israfı,
e.Daha düşük bir maliyet,
f.Daha iyi bir iş emniyeti,
g.Daha çok rekabet imkanı sağlanmış olacaktır.” 26
2-İşgücü Talebini Artıran Programlar
Bahse konu programların kamuoyunda doğru anlaşıldığını ve Türkiye’
de etkin olarak uygulandığını söyleyebilmek oldukça zordur. Özellikle karma
ekonomi ve ithal ikameci büyüme yerine, serbest piyasa ekonomisi ve
ihracata dayalı büyüme modeline geçilmesi ile birlikte, bu programların
şimdiye kadar uygulanmamasının önemli bir eksiklik olduğu müşahede
edilmektedir.
Şimdiye kadar; hükümetler, bakanlıklar ve ilgili kurumlar işgücü
talebinin artırılmasına yönelik aktif istihdam politikası araçlarının uygulanması
konusuna çok uzak durdukları gibi, İşçi ve İşveren Kuruluşları, Sendikalar ve
İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü, İşgücü Eğitiminin Esasları, Yayın No:60, Ankara,
1969, s.6.
26
20
Üniversitelerinde
konuya
tam
anlamıyla
gereken
önemi
verdiklerini
söyleyebilmek mümkün değildir.
Bu itibarla aşağıda yer alan programların ele alınması ayrı bir önem
taşımaktadır.
a-Ücret Ve İstihdam Sübvansiyonu Programı
Bu programda devlet, gelişme eğilimi bulunan ya da yeni kurulan
işletmelere, doğrudan kredi vermek yerine kamu istihdam ofisleri aracılığıyla
çalışanların ücretlerini sübvanse ederek destek sağlamaktadır. Sübvanse
desteği, koşulsuz bir destek olmayıp, bu programdan yararlanan işletmeleri
belli bir yükümlülük altına sokmaktadır. Bu yükümlülük, genellikle ücretleri
sübvanse edilen çalışanların sübvanse sonrası belli bir süre işletmede
çalışmalarını zorunlu kılmaktadır. 27
Ücretlerin ve istihdamın sübvanse edildiği programlar, yapısal işsizliğin
sonucu ortaya çıkan uzun dönemli işsizleri ve gençleri hedeflemekte,
işverenin
işsiz
kişileri
işe
almalarının
maliyetini
desteklemek
için
uygulanmaktadır.
Ücret
ve
istihdam sübvansiyonları
gelişmiş
ülkelerin
çoğunda
uygulanan önemli bir işgücü piyasası politika aracıdır. Sübvansiyonlar işgücü
piyasalarına daha müdahaleci yaklaşımı benimseyen Fransa, Almanya, İsveç
gibi ülkelerin yanı sıra; İngiltere, A.B.D., Kanada gibi Anglo-Sakson türü
işgücü piyasalarına sahip ülkelerde de uygulanan önemli bir “talep yanlı”
politikadır. 28
Uygulamada
hükümet
işverenlere
program
kanalıyla
Recep Varçın, a.g.e., s. 40.
27
28
Michael Gerfin, Michael Lechner ve Heidi Steiger, “Does Subsidied Temporary Employment Get
the Unemployment Get the Unemployed Back To Work? An Econometric Analysis of Two Different
Schemes”, University Of St. Gallen, Department Of Economics WP No:2002/22, s.1.
21
desteklendiği belgelenen/duyurulan işçileri işe alma karşılığında, ücretin
belirli bir kısmını karşılayacağını veya bu işverenlerin ödeyecekleri vergilerde
indirim yapacağını duyurur. Yapılan bu sübvansiyon genelde belirli bir
maksimum miktar ve süre ile sınırlıdır. 29
Bu programlar, yakından kontrol edilmediği durumlarda kötüye
kullanıma açık olan ve beklenilen sonuca yol açmayan bir özelliği
barındırmaktadır. Bu nedenle ücretleri sübvanse eden kamu istihdam ofisleri,
işletmeleri yakın takibe almakta ve sözleşme hükümlerinin uygulanıp
uygulanmadığını
kontrol
etmektedir.
Ücretlerin
sübvanse
edildiği
programlardan yararlanan işletmeler, ağır bir yükümlülük ve sorumlulukla
karşı karşıya kalmakta, bu yükümlülüğü ve sorumluluğu yerine getirmediği
zaman ciddi yaptırımlara tabi olmaktadır. 30
Ülkemizde üretiminin, istihdamın artırılması ve ekonomik gelişmişlik
seviyesinin yükseltilmesi amacıyla birtakım yeni teşvik uygulamalarının
yürürlüğe konulduğu bilinmektedir. Ancak söz konusu mevcut teşvik
uygulamalarına bakıldığında firma bazında bir desteğin olmadığı gibi, işgücü
piyasasıyla ilgili deneyimi ve hizmetleri bulunan İŞKUR’un sürecin dışında
kalması/tutulması amaçlanan başarının elde edilmesini güçleştirecektir.
Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu Programının yapısal işsizliğin yoğun
olduğu, işgücü talebinin yeterli olmadığı, girişimciliğin zayıf olduğu bölgelerde
ve ülke genelinde gelişme potansiyeli olan sektörlerde uygulanması halinde
başarı şansının artacağı ileri sürülebilir. Diğer taraftan ihracatın artırılmasına
ve geliştirilmesine yönelik politikalarda da bu programları uygulamanın yararlı
olacağı düşünülmektedir.
29
Mustafa Kemal Biçerli, a.g.e., s.74.
Recep Varçın, a.g.e., s.41.
30
22
Genel bir teşvik uygulamasının çok iyi tasarlandığında yararlı sonuçlar
elde edileceği düşünülmektedir. Ancak özellikle belirli kriterleri ve özellikleri
olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik ücret, sigorta ve vergi
kolaylıklarının sağlandığı daha dar ve yoğun bir teşvik programının
uygulanması gerekir. Böylelikle büyük sermaye yapısına sahip güçlü firma ve
holdinglerle, gelişme potansiyeli bulunan mütevazi ölçekte faaliyet gösteren
küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin aynı boyda güreşmelerinin önüne
geçilmiş olur.
b-Girişimcilik Ve İşletme Geliştirme Programı
Kamu istihdam kurumları yada yetkililer, istihdam imkanları bulamadığı
işsizlerin bir kısmını kendi işlerini kurabilmeleri için girişimciliği teşvik
etmektedir. Bu programlarda eğitim, danışmanlık, iş planı geliştirme ve
uygulama gibi teknik hizmetler sunulmaktadır. Ve kredi, hibe, ödenek
şeklindeki finansal yardımlarla işsizlerin kendi işini kurmasını, küçük ölçekli
yeni
işletmelerin
kurulmasını
veya
faaliyette
bulunan
işletmelerin
geliştirilmesini içermektedir.
Programa katılacak olanların nitelikleri, kendi başına iş örgütleyebilme
becerileri ve işletmecilik nosyonları programların başarı ile yürütülmesinde
diğer bir etkendir. Girişimcilere veya kendi işini kuracaklara sadece mesleki
eğitim ile ya da bu beceri olmaksızın salt kredi desteği ile yetinmemelidir.
Özellikle hedef kitlenin çok iyi seçilmesi, mesleki beceri kazandırmanın yanı
sıra temel işletmecilik becerisinin kazandırılması, örneğin pazarlama
teknikleri,
personel
yönetimi,
müşteri
hizmetleri
başarısında önemli bir değişken olarak durmaktadır. 31
Recep Varçın, a.g.e., s.45.
31
gibi,
programların
23
Girişimcilik programları, hedef kitle olarak eğitim düzeyi göreceli
yüksek orta yaş grubuna dahil ve müteşebbis özellikleri bulunan kişileri
hedeflediğinde daha olumlu sonuçların alınması olasıdır. Zira bu kitle,
işgücünün daha istikrarlı hareket edebilecek, eğitim ve yaşam deneyimi itibari
ile de işletme yürütebilecek ve gereken sorumluluğu üstlenebilecek kesimini
oluşturmaktadır. 32
İşgücü talebinin ve iş imkanlarının az olduğu durumlarda bu
programların uygulanması yararlı olabilir, özellikle programda sunulan
hizmetlerin
ve
desteklerin
başarılı
olabilmesi
için
seçilecek
sektör,
yararlanacak hedef kitle, bunların nitelikleri ve iş piyasasının iyi analizi önemli
hususlardır. İşletme geliştirme programlarında girişimciye, işletmeye eğitim
ve danışmanlık hizmetleri ile finansal destekler birlikte sunulduğunda daha
etkin sonuçlar alınabilir.
Söz konusu programlar aracılığıyla girişimcilere ve işletmelere eğitim,
danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra düşük faizli kredi veya faizsiz kredi temin
edilmesi yoluyla işgücü talebinin artırılması sağlanabilir. Türkiye’de, özellikle
işsizlik nedeniyle yoğun göç veren özel sektörün zayıf olduğu, gelişmişlik
farklarının olduğu bölgelerde uygulanmak suretiyle sosyo-ekonomik ortamın
iyileşmesi sağlanabilir.
Ayrıca ülke genelinde belirli sektörlerde örneğin;imalat sektöründe
küçük ve orta büyüklükteki firmalar seçilip, desteklenmek suretiyle istihdam
artışı sağlanabilir. Bununla birlikte ciddi üretim yapan yerli firmalar bu
programlar yoluyla desteklenerek istihdam ve ihracat kapasiteleri artırılabilir.
Bu program türü diğer aktif istihdam politikası araçlarından çok daha
maliyetli olabilmektedir. Özellikle bu programın iyi tasarlanması, objektif
kriterlere göre uygulanması sistemin başarılı ve etkin olarak işleyebilmesinin
Recep Varçın, a.g.e., s.46.
32
24
en önemli şartıdır. Sunulacak hizmetler ile sağlanacak desteklerin cazip
olması karşısında faklı amaç besleyenler olabilir. Bu nedenle etkin bir izleme
değerlendirme ve denetim sistemi oluşturmak suretiyle programda ortaya
çıkacak olumsuzluklar kontrol altına alınabilir.
c-Geçici Kamu Çalışma Programı
İstihdam imkanlarının sınırlı olduğu dönemlerde kamu sektöründe
veya kar amacı gütmeyen kuruluşlarda işsizlere geçici istihdam imkanları ile
gelir sağlanan ve kamu tarafından finanse edilen düşük ücretli programlardır.
Bu programlar daha çok kamusal alt yapı hizmetleri, kamu binalarının bakım
ve onarımı, restorasyon, çevre düzenlemeleri, ağaçlandırma gibi projelerde
kişilerin belli bir süre istihdam edilmesini kapsar.
Geçici
Kamu
Çalışma
Programının
hedef
kitlesi,
dezavantajlı
gruplardan genellikle işgücü piyasasında yeterli vasıflara sahip olmayan, az
eğitimli, iş bulma ihtimali en düşük kişilerden oluşmaktadır. Bu programların
amacı kişilerin niteliklerinin aşınmasının önlenmesi, işgücü piyasası ile temas
halinde kalmalarının sağlanması ve yaşam ihtiyaçlarının belli bir süre de olsa
karşılanarak geçici gelir desteği sunulmasıdır.
Ayrıca kamu istihdam programlarının amaçları arasında ekonomideki
yapısal dengesizliklerin hafifletilmesi ve konjonktürel işsizliğin azaltılmasını
da saymak mümkündür. 33 Belli bir bölgedeki yaygın ve yüksek orandaki
işsizlik problemi ile başa çıkmak üzere uygulanabilir. Türkiye’de ise özellikle
özel sektörün zayıf olduğu, yoğun işsizlik nedeniyle göç veren illerde özel
bütçeler oluşturularak uygulanması yararlı olabilir. Ayrıca ülke genelinde
33
Asa Sohlman ve David Turnham, “What Can Developing Countries Learn From OECD Labour
Market Programmes and Policies?”, OECD Development Center Technical Paper No:93, Januar 1994,
s. 57.
25
uzun dönemli işsizlere, gelir düzeyi düşük muhtaç kimselere yönelik sınırlı bir
program geliştirilmesi olumlu sonuçlar yaratabilir.
Kamu yararına çalışma programları, ekonomik kriz, özelleştirme gibi
işsizliğin olağan dışı yükseldiği dönemlerde, kişilerin çalışma hayatından
koparak maddi sıkıntıya düşmelerini, çalışma alışkanlıklarıyla disiplinlerini
yitirmelerini ve uzun süreli işsiz haline dönüşmelerini önlemek amacıyla da
uygulanmaktadır. Bu programlar aynı zamanda işsizlerin aktif olarak iş arayıp
aramadıklarını ve çalışmalarına engel bir durum olup olmadığını tespit
etmede de etkin bir ölçüt olarak kullanılmakta, bir ön tarama işlevi
görmektedir.
Bu
programlar
aracılığıyla
kamu
istihdam
kuruluşları,
katılımcıların özellikleri, işsizlerin ihtiyaçlarına ilişkin daha detaylı bilgi
edinebilmekte, işsizlerin ihtiyaçlarına uygun eylem planları geliştirilebilmekte
ve başka neler yapılması gerektiği konusunda bilgi sağlamaktadır. 34
Aktif istihdam politikalarını tasarlayan ve yürüten birimler temel amacın
ne olduğuna, yani sübvansiyonu minimum düzeyde tutmayı mı, program
sayesinde
üretilen
ürünlerin
değerini
maksimize
etmeyi
mi
tercih
edeceklerine karar vermeleri gerekir. Bu değerlendirme yapılırken, doğrudan
kamu istihdamı programlarının çoğu dezavantajlı gruplar için “son çare”
olduğu gerçeği göz önünde tutularak, konuya sadece ekonomik açıdan değil,
sosyal açıdan da yaklaşmak gerekir. Dikkatlice tasarlanan ve yürütülen
programların bu zıt ilişkiyi aşabileceği, yani hem kamu sübvansiyonunu
minimumda tutup hem de değerli ürünlerin üretilmesini sağlayabileceği
söylenebilir.
35
Özellikle işsizlere verilecek ücret miktarının ne kadar olacağı
hususunda, özel sektörün işgücü ihtiyacını ve ücret seviyesini dikkate almak
Şerife Türcan Özşuca, a.g.e, s.147.
34
35
Mustafa Kemal Biçerli, a.g.e., 2004, s.141.
26
gerekir. Böylelikle özel sektörün işletme ve ücret maliyetlerinde dolaylı bir
artışa neden olunmamasına özen gösterilir.
Bu programla ilgili olarak; ekonomideki uzun dönemli işsizliği
azaltmada önemli bir etkisinin olmadığı, katılımcıları istikrarlı ücretli bir işe
yerleştirmede etkin bir araç olmadığı ve çok maliyetli olduğu eleştirileri
getirilse de, bu programların süresi kısa olmasına rağmen işsizlikle ve
fakirlikle mücadele de ve toplam talebin zayıf kaldığı dönemlerde konjonktür
karşıtı etkili bir politika aracı olduğu iddia edilebilir.
3-İstihdam Hizmetlerinin Etkinleştirilmesine Yönelik Programlar
İstihdam hizmetlerinin etkinleştirilmesine yönelik programlar, özel
sektörün gelişmiş olduğu, geçici işsizliğin yaşandığı işgücü piyasalarında
daha etkin uygulanabilir ve maliyetinin daha düşük olduğu iddia edilebilir.
İşgücü piyasasında iş arayanlar ile işgücü talebinde bulunanların
eşleştirilmesi, kamu istihdam ofislerinin asli görevleri olan istihdam hizmetleri
arasında yer almaktadır. İstihdam ofislerinin etkin bir eşleştirme ve işe
yerleştirme hizmeti sunması halinde işçi devrinin azalması, işsizlik süresinin
düşmesi, böylelikle verimliliğin artması gibi ekonomiye pozitif yönde etkisi
bulunmaktadır.
İşgücü piyasasında iş arayan ile eleman arayanın buluşturulması ve
eşleştirmenin yapılması istihdam hizmetlerinin özünü oluşturmaktadır.
İşverenin uygun çalışanı bulabilmek amacıyla harcamış olduğu zaman ve
nakit hem işletme açısından hem de ulusal ekonomi açısından önemli bir
kayıptır. Öte yandan iş arayanın pazarlanabilir niteliklerine ve özelliklerine
uygun olarak iş bulabilmek amacıyla geçirdiği işsizlik süresi ve bu konuda
harcadığı zaman ve nakit bireyin kayıplar bütününü oluşturmaktadır.
Dolayısıyla
işgücü
piyasasında
sağlıklı
bir
eşleştirme
hizmetinin
27
yapılamaması
taraflara
önemli
bir
maliyet
yüklemektedir.
İstihdam
hizmetlerinin ana hedefi işgücü piyasasında tarafların kaybını aşağıya
çekmek ve gittikçe karmaşıklaşan işgücü piyasasının düzenli bir hale
gelmesini sağlayarak bu yöndeki talepleri gidermektir. 36
İstihdam hizmetlerinin etkinleştirilmesi programı işsizliğin önlenmesine
yönelik politikalarda tek başına etkisi oldukça sınırlıdır. Ayrıca ekonomik
durgunluk ve işsizlik oranının yüksek olduğu dönemlerde başarı şansı
düşüktür. Ancak bu programın diğer aktif ve pasif istihdam politikaları ile
koordineli
bir
şekilde
yürütüldüğünde
olumlu
sonuçlar
alınabileceği
düşünülmektedir. Yine söz konusu program içerisinde yer alan hizmetler
kamu istihdam ofisinin varlık nedeni olarak görülmektedir, dolayısıyla en az
maliyetli ve en iyi işleyen programlar olduğu söylenebilir. Özellikle işgücü
talebinin azaldığı daralma dönemlerinde, diğer işgücü talebini artıran aktif
istihdam politikalarıyla birlikte uygulandığında olumlu etkileri artırılabilir.
Kayıtdışı istihdamın varlığı ve istihdam kurumunun kapasite olarak
zayıf olması, istihdam hizmetlerinin performansını olumsuz etkileyen iki
önemli unsurdur.
İstihdam hizmetleri geleneksel anlamda kamu istihdam kuruluşlarınca
yürütülmektedir. Zamanla kamu istihdam kuruluşlarının yanı sıra özel
istihdam büroları da oluşmaya başlamıştır. Bir çok ülkede kamu ve özel
istihdam kuruluşları bir arada yer almaktadır.
İstihdam hizmetleri, bir çok farklı tipteki faaliyetleri kapsamaktadır;
Recep Varçın, a.g.e., s.24.
36
28
a-İşe Yerleştirme Hizmetleri
İşçilerin niteliklerine ve beklentilerine uygun işi, işverenlerinde ihtiyaç
duydukları özelliklere sahip işçiyi bulmalarını sağlayan aracılık hizmetidir.
İşgücü piyasasında açık işlerin ve iş arayanların eşleşmesi bilgi
eksikliği nedeniyle hızlı ve etkin olamamaktadır. Bu eşleşmenin kendi
kendine gerçekleşmesi hem zaman aldığından ve maliyetli olduğundan, iş
arayanlar ve açık işlerin etkin ve hızlı bir biçimde eşleşmelerinin sağlanması
oldukça önemlidir.
Türkiye’de işgücü piyasasında 2000 yılından itibaren önemli bir takım
gelişmeler yaşanmıştır. Uzun süredir özel sektörde işe yerleştirme tekelini
elinde bulunduran kamu istihdam ofisinin yanında özel istihdam ofislerine de
işe yerleştirme hizmeti sunma imkanı getirilmiştir.
Kar güdüsüyle hareket eden özel istihdam ofislerinin bugün itibariyle
sanayileşmenin
yoğun
olduğu
bölgelerin
dışında
hizmet
sunabilme
potansiyeli oldukça sınırlıdır. Bu gerçekten hareketle Türkiye’de kamu
istihdam ofisinin hizmetleri ayrı bir önem taşımaktadır. Ayrıca İŞKUR
tarafından işe yerleştirme hizmetlerinin son bir iki yıldır elektronik ortamda
sunulabilmesi önemli bir adımdır. Ancak mevcut sistemin etkin bir şekilde
kullanılabilmesi için donanım, yazılım ve işletim sisteminin geliştirilme
zorunluluğu bulunmaktadır.
b-İş ve Meslek Danışmanlığı
İş ve Meslek Danışmanlığı; mesleklerin gerektirdiği nitelikler ve
kişilerin sahip oldukları özelliklerin karşılaştırılması, bireyin yetenek ve
isteklerine göre yönlendirilmesi, bu kapsamda bireyin yararlanabileceği eğitim
ve diğer imkanlar konusunda yol gösterilmesidir.
29
İş
bulmada
zorluk
yaşayan
kişileri
de
hedefleyen
bireysel
danışmanlığın önemli ve pozitif etkileri bulunmaktadır. İŞKUR tarafından
sürekli güncellenen ve geliştirilen Türk Meslekler Sözlüğü bu anlamda önemli
bir materyaldir. Ayrıca İŞKUR bünyesinde var olan Meslek Danışma
Merkezleri bir diğer pozitif noktadır. Bahse konu hizmetlerin sürekli
iyileştirilmek suretiyle geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
c-İş Arama Becerilerinin Geliştirilmesi, Seminerler ve İş Kulüpleri
İş
bulmada
zorluklarla
karşılaşan
kişiler
için
yoğunlaştırılmış
danışmanlık biçimini alan hizmetlerdir. Bu seminerlerde özgeçmiş hazırlama,
açık işlerin yerini belirleme teknikleri, etkin mülakat ve mülakat egzersizleri
gibi iş arama teknikleri öğretilir, aynı zamanda işsizin çok ihtiyaç duyduğu
kendine güven duygusu ile ilgili motive edici faaliyetler yer alır.
İş arama destekleri iş arama konusunda daha az beceriye sahip
işsizlere iş sağlayabilmekte, geliri artırabilmekte, işsizlik ödemelerinden
tasarruf sağlayabilmekte, özellikle kadınlar olmak üzere tüm yetişkinlere
yardım edebilmektedir.
Bunlardan en bilineni iş bulmada en fazla zorlanan işsizlerin belli
aralıklarla toplanarak deneyimlerini birbirlerine aktardıkları ve bir danışmanın
gözetiminde iş aradıkları iş kulüpleridir.
Özel sektörün zayıf olduğu ve sanayileşmenin bulunmadığı bölgelerde
bu programın uygulama alanı bulunmamaktadır. Diğer taraftan yüksek
işsizliğin olduğu dönemlerde iş arama seminerleri ile iş kulüplerinin olumlu
etkileri zayıflamaktadır.
30
d-İşgücü Piyasası Hakkında Bilgilendirme
İşgücü piyasası bilgi sisteminin iyi işlemesini sağlayacak bilgileri temin
etmek suretiyle işgücü piyasasının düzenlenmesine katkıda bulunmaktır.
Piyasadaki işler ve gerekli nitelikler hakkında iş arayanları bilgilendirmek ve
gerekli önlemleri almayı içerir. Kamu istihdam ofisinin bu hizmeti etkin bir
şekilde sunabilmesi için, işgücü piyasası araştırmaları analizi yapabilecek
profesyonel uzman kadrolar ve iyi işleyen bilişim sistemi oldukça önemlidir.
e-Coğrafi Hareketlilik Destekleri
İşgücü
talebinin
olduğu
bir
bölge
veya
sektöre
işsizlerin
yönlendirilmesi ve gerekirse o bölge veya sektöre gitmeleri için bu kişilere
taşınma giderleri, harçlık gibi desteklerin verilmesidir.
Ülkelerin ekonomik gelişmelerinde bölgesel eşitsizlikler bulunması,
işletmelerin bölgesel dağılımında yoğunlaşmalara neden olabilmektedir.
Ayrıca belirli bir bölgenin işgücü piyasası yeniden yapılanma programları
veya özelleştirme uygulamalarından etkilenebilmektedir. Kamu istihdam
ofisleri, farklı gelişmişlik düzeyine sahip bölgeler arasında işgücü arzını
kaydırmaya yönelik programlar geliştirmektedir. Bölgeler arasındaki işgücü
arz ve talebi arasındaki dengesizliği gidermeyi hedefleyen bu programlarda,
kamu istihdam ofisi sadece iş talebinde bulunan kesime danışmanlık hizmeti
sunmamakta, çoğu kez işgücünün, talebin olduğu bölgeye göç etmesine de
destek sağlamaktadır. Yeni bir bölgeye kaydırmada aktif programlar
genellikle gençleri hedef kitle olarak seçmektedir. 37
Şerife Türcan Özşuca, Esneklik ve Güvenlik İkileminde Türkiye Emek Piyasası, Ankara, İmaj
Yayınevi, 2003, s.139.
37
31
C-Pasif İstihdam Politikaları ve Araçları
Pasif istihdam politikalarının temel amacı; istihdamı artırmak veya
işsizliği azaltmak değil, işsizleri maddi açıdan destekleyerek işsizliğin bireyler
ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmektir. 38 Başka bir
deyişle, bu politikalar işini kaybeden ya da iş bulamayanların satın alma
gücünü koruyabilmesi için gelir desteği sağlamayı amaçlayan politikalar
olarak uygulanmaktadır. Ayrıca istihdamın korunması amacıyla mevcut
çalışan işçinin işten çıkarılmasını önleyerek, istihdamda kalmasını sağlayan
programlarda bu çerçevede değerlendirilebilir.
Pasif politikalar ülkeden ülkeye farklılaşmakla birlikte, genel anlamda
işsizlik sigortası, kıdem tazminatı, kısa çalışma ödeneği, ücret garanti fonu ve
sosyal yardımlar olarak beş grupta toplanabilir.
1-İşsizlik Sigortası
İşsizlik sigortası pasif politikalar arasında en fazla öneme sahip
programdır. İşsizlik
sigortası ödemelerinden kimlerin hangi şartlarda
yararlanacağı ülkeden ülkeye değişmektedir. İşsizlik ödemelerinin iki önemli
ayağı mevcuttur. Birincisi İşsizlik sigortası, diğeri ise işsizlik yardımıdır. 39
İşsizlik sigortasının iki temel amacı vardır. İlki işsizliğin bireyler
üzerindeki olumsuz etkilerinin en az düzeyde tutulması yoluyla toplumsal
dengeyi bozucu sonuçların ortaya çıkmasını engellemektir. Diğer amaç ise
piyasada işsizlik nedeniyle meydana gelecek olan satın alma gücünün
Mustafa Kemal Biçerli, Çalışma Ekonomisi, İkinci baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.
Yayınları, 2003, s.455.
38
Recep Varçın, İstihdam ve İşgücü Piyasası Politikaları,Siyasal Kitabevi, Ocak 2004, s.15.
39
32
azalmasının engellenerek üretimin daha da azalmasının ve işsizliğin
artmasının önlenmesidir. 40
Ülkemizde 1999 yılında yasalaşan İşsizlik sigortasının amacı; bir iş
yerinde çalışırken, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere,
uğradıkları gelir kaybını kısmen de olsa karşılamak üzere, sigortalı olunan
süre ile ilişkili bir dönem için işsizlik ödeneği vermek, sağlık ve analık
sigortası primlerini karşılamak ve bu dönemde yeni bir işe girebilmelerine
yönelik iş bulma hizmeti, meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi
sağlamaktır.
İşsizlik sigortasının finansmanı sigortacılık ilkeleri çerçevesinde ve
genellikle işçi, işveren ve devletin katılımıyla sağlanmaktadır.
İşsizlik sigortası hizmetleri, aktif istihdam politikaları ile birlikte
yürütüldüğünde etkinliği artmaktadır. İşsizlik sigortası sisteminin aktif istihdam
politikalarıyla birlikte sunulması halinde, sigortalının işgücü piyasasında
çapraz kontrolüne imkan verdiği gibi, uzun süre işsiz kalmasının önüne de
geçilebilmektedir.
Türkiye’de 1999 yılında yasalaşarak 2002 Mart ayından itibaren fiili
uygulaması devam eden işsizlik sigortası sisteminin, aktif istihdam politikaları
ile birlikte uygulandığını söyleyebilmek oldukça zordur. Şu an itibariyle
sadece kendi isteği ve kusuru dışında işsiz kalanlara işsizlik sigortası
ödemeleri gerçekleştirilmektedir. Sonuç olarak işsizlik sigortası sisteminin
aktif istihdam politikaları ile entegre edilmesi sorunu çözüme muhtaç bir konu
olarak ortadadır.
Mustafa Kemal Biçerli, Çalışma Ekonomisi, İkinci baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.
Yayınları, 2003, s.456.
40
33
İşsizlik ödemelerinin diğer önemli ayağını ise işsizlik yardımı
oluşturmaktadır. İşsizlik yardımı sosyal yardım başlığı içerisinde ele
alınacaktır.
2-Kıdem Tazminatı
Çalışanların işyerinde iş güvencesinin sağlanmasını, yani işverenlerin
işçileri işten kolayca çıkarmalarını engellemeyi sağlayan bir sistemdir. Kıdem
Tazminatı işten atılan elemanın tazminat ile ödüllendirilmesinden çok,
işverenlerin
kolayca
eleman
atmamalarını,
dolayısıyla
işyerinde
iş
güvencesinin sağlanmasını hedefleyen bir sistemdir. 41
Kıdem
tazminatı
genelde
işsizlik
sigortasına
alternatif
olarak
uygulanmaktadır. İşsizlik sigortasının olduğu çoğu ülkede kıdem tazminatı
uygulanmamaktadır.
Kıdem tazminatı uygulamasının Türkiye’deki en eski pasif istihdam
politikası aracı olduğu söylenebilir. 1936 tarihli ve 3008 sayılı İş Kanunu ile
düzenlenen bu pasif istihdam politikası türü günümüzde de varlığını
sürdürmektedir. Kıdem tazminatı, işyerinde bir iş güvencesi aracı olarak
düşünülmektedir.
3-Kısa Çalışma Ödeneği
İşsizlik Sigortası ve Ücret Garanti Fonuna ek olarak ülkemizde
uygulanan bir diğer pasif istihdam politikası Kısa Çalışma Ödeneğidir. Ücret
Garanti Fonunda olduğu gibi Kısa Çalışma Ödeneği de çalışanları koruma
maksadıyla üretilmiş pasif bir tedbirdir. İlk defa 4857 sayılı İş Kanununda yer
Recep Varçın, a.g.e., Ocak 2004, s.15.
41
34
verilen Kısa Çalışma Ödeneği, 2008 yılında yapılan değişiklik ile 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanunu içerisinde düzenlenmiştir. Buna göre Kısa Çalışma
Ödeneğinden “işverenin genel ekonomik kriz veya zorlayıcı sebeplerle
işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması
veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması”
halinde yararlanılmaktadır.
Ülkemiz uygulamalarında bu ödenek miktarı işsizlik sigortası ödeneği
tutarını geçmemektedir. Kısa Çalışma Ödeneği; çalışma hayatını ve çalışma
barışını
koruyarak
çalışanların
dışsal
sebeplerden
dolayı
işten
çıkarılmamasını temin amacıyla uygulanmaktadır.
Bu program pasif politika tedbiri çerçevesinde; genellikle belirli bir süre
üretimi azaltan veya üretime ara veren işletmelerin, işçilerini işten
çıkarmalarını önlemeyi amaçlamaktadır.
Kısa Çalışma Ödeneği 2009 yılından itibaren yaşanan ekonomik kriz
ile birlikte İŞKUR tarafından yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Kriz tedbiri
olarak kısa çalışma ödeneğinin yararlanma süresi 3 aydan 6 ay çıkarılmış
daha sonra da azami 12 aya çıkarılmıştır.
Özellikle ekonomik kriz döneminde, büyük ölçekli işletmeler önlerini
göremedikleri için veya maliyetlerini düşürmek amacıyla haftalık çalışma
saatlerini azaltmak, üretimi kısmen veya tamamen durdurmak zorunda
kalabilmektedirler.
Diğer taraftan ekonomik kriz döneminde büyük ölçekli işletmeler daha
çok haftalık çalışma saatlerini azaltmak, faaliyetlerini, üretimi kısmen veya
tamamen durdurmak yönünde strateji takip ederken, KOBİ’ler ise normal
şartlar altında faaliyetlerini, üretimlerini daha ucuza ve daha az maliyetle
gerçekleştirmek zorunda kaldıklarından, haftalık çalışma saatlerini azaltmayı,
faaliyetlerini, üretimi kısmen veya durdurmayı tercih etmemektedirler.
35
Başka bir deyişle, ekonomik kriz döneminde büyük ölçekli işletmelerin
haftalık çalışma saatlerini azaltmaları, faaliyetlerini kısmen veya tamamen
durdurmaları şeklinde politika takip etmeleri daha rasyonel iken, KOBİ’lerin
haftalık çalışma saatlerini azaltmaları, faaliyetlerini kısmen veya tamamen
durdurmaları rasyonel olmamakta, daralan pazar ve artan rekabet şartları
nedeniyle
daha
ucuza
üretmek
ve
daha
fazla
çalışmak
zorunda
kalmaktadırlar.
Hatırlanacağı üzere bireyin ve firmanın davranışlarını ele alan Mikro
İktisat öğretisinde, Monopol, Oligopol ve Tam Rekabet şartlarındaki firmanın
maliyet eğrileri değişmekte ve başa baş noktaları farlılık arz etmektedir.
Buradan hareketle ekonomik kriz döneminde de büyük ölçekli firmaların
davranışları ile KOBİ’lerin stratejileri farklı olmaktadır.
Böylelikle Kısa Çalışma Ödeneği Hükümet, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR tarafından, ekonomik kriz döneminde alınan
tedbir olarak kamuoyuna sunulmuş, sosyal taraflarda genel olarak bu tedbirin
uygulanması ile ilgili memnuniyetlerini dile getirmişlerdir.
Ancak
görülmektedir;
burada
özellikle
Ücret/İstihdam
şu
hususun
Sübvansiyonu,
vurgulanmasında
Girişimcilik
ve
yarar
İşletme
Geliştirme Programları gibi aktif istihdam politikası araçlarını bir kenara
bırakarak, kapsamı ve süresi genişleterek sadece pasif politika önlemi olan
kısa çalışma ödeneği tedbiriyle yetinilmesi sorunu daha da karmaşık hale
getirmiştir.
Halen uygulamada; KOBİ’lerin finans ihtiyacını gidermeye yönelik
faizsiz kredi veya düşük faizli kredi desteği gibi aktif istihdam politikası tedbiri
bulunmamaktadır.
İşgücü Eğitim Kursları, İşsizlik Sigortası, Kısa Çalışma Ödeneği
dışında başka kriz tedbirleri ve teşvikleri olmadığından, reel faizlerin yüksek
36
olması ve ekonomik krizin etkisiyle KOBİ kapsamındaki kimi işletmeler, başka
alternatiflerinin olmamasının sonucunda doğal olarak maliyetleri düşürme,
yaşadıkları finans sorununu ve diğer olumsuzlukları en aza indirme
güdüsüyle, haftalık çalışma saatlerini azalttıkları, faaliyetlerini kısmen veya
tamamen durdurdukları şeklinde farklı beyanlarda bulunarak kısa çalışma
ödeneğinden yararlanmaya gitmektedirler. Şikayete bağlı olarak Kısa
Çalışma Ödeneği incelemesi yapılan KOBİ’ler hakkında idari, mali ve adli
yönden ciddi yaptırımlar uygulanmaktadır.
Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili şikayete konu olan şirketlerin genellikle
küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğu, tekstil sektörü başta olmak üzere
emek
yoğun
sektörde
faaliyette
bulundukları,
çok
ortaklı
sermaye
şirketlerinden ziyade aile şirketleri olduğu, profesyonel yönetim kadrolarının
olmadığı görülmekte olup, ülkemiz işgücünün büyük ve önemli bir bölümünü
bu özellikteki işletmelerin istihdam ettiği, ihracat kapasitelerinin giderek artığı,
kamuoyunda kendilerini yeterince ifade edemedikleri bilinmektedir.
Ekonomik kriz döneminde ülkemizde istihdamı korumaya yönelik böyle
bir tedbirin yürürlüğe konulması çok yerinde görülmektedir. Ancak küçük ve
orta ölçekli işletmelere haftalık çalışma saatlerinin azaltılması, faaliyetlerin,
üretimin
kısmen
veya
tamamen
durdurulması
halinde
tedbirden
yararlandırılacağı hükmünün sorun yarattığı düşünülmektedir. Söz konusu
uygulamanın mevcut haliyle devam etmesi halinde sorunların giderek
artacağı, sorunun esas nedeninin uygulanan sistemin bizatihi kendisi olduğu
değerlendirilmektedir.
“Kısa Çalışma Ödeneği” uygulaması ile ilgili mevcut usul ve esasların
iyileştirilmesi ihtiyacı görülmekle birlikte, KOBİ’lere yönelik diğer istihdam
tedbirlerinin uygulanmasının mevcut sorunların çözümünde önemli rol
oynayacağı mütalaa edilmektedir.
37
4-Ücret Garanti Fonu
Pasif
istihdam politikaları kapsamında çalışanları korumak ve
desteklemek amacıyla çok sayıda politika uygulanabilir. Bu politikalar
çerçevesinde ülkemizde uygulanmakta olan ücret garanti fonu; işverenin
ödeme güçlüğüne düşmesi hallerinde (işverenin konkordato ilan etmesi,
işveren için Aciz Vesikası alınması veya iflası nedenleri ile) çalışanların, iş
ilişkisinden kaynaklanan son üç aylık ücret alacağını garanti etmek amacıyla,
İş Kanunun 33. maddesine istinaden uygulanmakta olan bir pasif politika
aracıdır.
Ücret garanti fonu ile çalışanların iş ilişkisinden kaynaklanan
alacaklarını karşılayarak, bu kişilerin ücret alamadan boşa çalışma (angarya)
gibi bir duruma karşı korunması amaçlanmaktadır.
5-Sosyal Yardımlar
Çeşitli ülkeler işsizlik sigortasına ek olarak bu türden programlar
yürütmektedir. Programın nasıl işleyeceği, kapsamının ne olacağı ülkelere
göre değişmektedir. Sosyal yardımlar bazı ülkelerde çok daha sistematik bir
şekilde refah programları kapsamında yürütülürken, bazı ülkelerde sistematik
olmayan ve ancak ihtiyaç duyulduğu zaman devreye sokulan bir program
olarak yürütülmektedir. 42
Sosyal yardımların hedef kitlesi; yasa gereği işsizlik sigortası
ödemelerinden yararlanamayan işsizler ile daha çok fakir aileler olarak
değerlendirilebilir. Sosyal yardımlar nakit olabileceği gibi ayni yardım şeklinde
de
Recep Varçın, a.g.e., Ocak 2004, s.18.
42
olabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ YAPISI VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Türkiye’nin genç ve dinamik bir işgücü yapısına sahip olması,
ekonomik büyüme açısından bir fırsat olarak görülmektedir. Türkiye yeteri
kadar yeni iş ve istihdam yaratamaması ve genç nüfusu işgücü piyasasıyla
bütünleştirememesi nedeniyle bu fırsattan tam olarak yararlanamamaktadır.
Türkiye’nin
insan
kaynakları
potansiyelini
eksiksiz
biçimde
değerlendirebilmesi, istihdam performansını artırabilmesi için, ihracata dayalı
büyüme stratejisi çerçevesinde kapsamlı bir milli istihdam politika ve
programının yürürlüğe konulması gerekli görülmektedir.
Söz konusu programın ertelenmesi/ötelenmesi, sahip olunan mevcut
kaynakların
ve
potansiyelin
etkin
olarak
kullanılamamasına
neden
olmaktadır. Bu nedenle Türk işgücü piyasasının yapısı ile sorunlarının neler
olduğu çok önemlidir.
I-TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ YAPISI
Türki
işgücü
karşılaştırıldığında
piyasası,
önemli
diğer
farklılıklar
ülkelerin
işgücü
içermektedir.
piyasaları
Bunun
en
ile
önemli
nedenlerini, tarım sektöründeki yüksek istihdam-düşük verimlilik, işgücüne
katılım ve istihdam oranının özellikle kadınlarda çok düşük olması ve
işgücünün ortalama eğitim seviyesinin düşüklüğü oluşturmaktadır. Ülkemizin
işgücü piyasasının bu özelliklerinin yanında, diğer bir özelliği ise, istihdam
yaratmaya yönelik yatırımların yetersiz kalmasıdır. 43
TÜSİAD, Türkiye’de İşgücü Piyasasının Kurumsal Yapısı ve İşsizlik, İstanbul, Yayın No:11-381,
Aralık 2004, s.29.
43
39
Ülkenin ekonomik yapısı kadar demografik yapısı da işgücü
piyasasına etkide bulunmaktadır. Genç bir nüfus yapısına sahip olan
Türkiye’nin gelecek on yıllardaki nüfus projeksiyonları bu yapı üzerinde etkili
olarak işgücü piyasasını şekillendirecektir.
Tablo-1: Türkiye’de Yıllara Göre İşgücü Durumu
(000)
15+ Nüfus
İşgücü
İstihdam
Kayıt dışı istihdam
İşsiz
İşgücüne dahil olm. nüf.
İşgücüne Katılma (%)
İstihdam (%)
İşsizlik (%)
Tarım dışı işsizlik (%)
İstihdamda artış (%)
GSMH büyüme (%)
Eksik istihdam
Kayıt dışı istihdam (%)
2004
47.544
22.016
19.632
9.843
2.385
25.527
46,3
41,3
10,8
14,2
9,4
860
50,1
2005
48.359
22.455
20.067
9.666
2.388
25.905
46,4
41,5
10,6
13,5
2,22
8,4
702
48,2
2006
49.174
22.751
20.423
9.593
2.328
26.423
46,3
41,5
10,2
12,7
1,77
6,9
776
47,0
2007
49.994
23.114
20.738
9.423
2.376
26.879
46,2
41,5
10,3
12,6
1,54
4,7
689
45,4
2008
50.772
23.805
21.194
9.220
2.611
26.967
46,9
41,7
11
13,6
2,20
0,9
779
43,5
2009*
51.686
24.748
21.277
9.328
3.471
26.938
47,9
41,2
14
17,4
0,39
-4,7
43,8
Kaynak:Türkiye İş Kurumu V. Genel Kurul Raporu 2009, s.24
*TÜİK
2009
Yılı
Hanehalkı
İşgücü
Anketi
sonuçlarından
yararlanılarak
oluşturulmuştur.
İşgücü, istihdam ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkilerin ekonomide
oluşturduğu uzun dönem dinamikleri işsizliğin nedenlerine ve geleceğine
ilişkin çok önemli ipuçları verir.
Ekonomik büyüme, işgücü için bir çok yönden olumlu bir süreçtir.
Büyüme yoksulluğu azalttığı gibi bir çok çalışan için refah seviyesinin
yükselmesini sağlar. Özellikle yeni sanayileşen ekonomiler geçtiğimiz 10
yılda yüksek ve kalıcı büyüme oranlarına erişmişler ve sonucunda istihdamı
artırmışlar, işgücünün verimliliğini büyüme sayesinde yükseltmişlerdir.İşgücü
tecrübesi, sağlık ve beslenme üzerine yapılan yatırımlar işgücü verimliliğini
40
artıran başlıca faktörler olmakta ve gelişmenin-büyümenin aynası olarak
görülmektedir. Ama verim artışı aynı zamanda istihdamda daha düşük bir
artış anlamına gelir. Büyümenin kaynağı ne kadar büyük ölçüde emek
verimindeki artışlara bağlı olursa, istihdam artışı da o ölçüde düşük
olacaktır. 44
Türkiye’de 2002-2006 yılları arasında yüksek büyüme hızları elde
edilmesine rağmen, istihdam artışlarının büyümeye paralel olarak gelişmediği
görülmektedir. Dolayısıyla sadece yüksek büyüme rakamları işsizliği
azaltmada massetmede etkili olamamıştır. Bu deneyimlerin sonucunda,
istihdamı artırmak ve işsizliği önlemek için ekonomik büyümenin tek başına
yeterli olmadığı, istihdamı artırmaya ve işsizliği azaltmaya etki eden diğer
faktörlerinde eş zamanlı olarak birlikte devreye konulması gerektiği ortaya
çıkmaktadır.
A-Demografik Yapı
Bir ülkenin demografik yapısı işgücü piyasasına etki eden en önemli
unsurlardan birisidir. Türkiye nüfus artış hızı yüksek bir ülkedir. Bu durum
artan oranda nüfusun işgücü piyasasına girmesi anlamına gelmektedir.
Böylelikle artan işgücünü karşılayabilecek işlerin yaratılması zorunluluğu
bulunmaktadır.
Dünya gelecekte ekonomik ve sosyal alanda bir hayli etkili olacak olan
demografik bir dönüşüm geçirmektedir. Bu dönüşümün en önemli dinamikleri
doğum oranlarının düşmesi, yaşam sürelerinin uzaması ve buna bağlı olarak
yaşlı nüfusun artmasıdır. Gelişmiş ülkelerde yaşanan işgücü sıkıntısı ülkemiz
için
henüz
geçerlilik
göstermese
de
Türkiye
de
bu
gelişmelerden
etkilenecektir. Ülkemizde genç nüfusun toplam nüfus içindeki payı gelişmiş
Seyfettin Gürsel-Veysel Ulusoy; Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları,
Birinci Baskı, Ağustos 1999, s.58-59.
44
41
ülkelere göre oldukça yüksek seviyelerdedir. 45
Tablo-2: Türkiye’de Nüfus ve Nüfus Artışı
YIL
(000)
1927
1940
1950
1960
1970
1980
1990
2000
2009
NÜFUS
13.648
17.821
20.947
27.755
35.605
44.737
56.473
67.804
72.561
NÜFUS
ARTIŞI %0
21.1
10.6
27.8
24.6
25.0
24.9
17.0
13.8
11.3
Kaynak:TUİK verilerinden yararlanılmış olup, 2000 yılına kadar olan veriler Genel
Nüfus Sayım Sonuçlarından, 2009 yılı verileri ADNKS sonuçlarından elde edilmiştir.
Bugün itibariyle genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’nin ileriki yıllarda
nüfus artış hızının azalması beklenmektedir. 1990 yılında % 1,81 olan yıllık
doğal nüfus artış hızı, 2020 yılına gelindiğinde binde 8,6’ya, 2050 yılında ise
binde 0,3’e düşmektedir. Nüfus artış hızındaki azalmaya karşın, 1990 yılında
%60 seviyesinde olan çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfusa oranının
2015 yılında %69 civarında olması beklenmektedir. 2025 yılından itibaren ise
toplam nüfusta azalma başlayacaktır. Gelişmiş ülkelerde toplam nüfus
içindeki yaşlı nüfus oranı hızla artmaktadır. Genç nüfusun toplam nüfus
içindeki payı Türkiye’de gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında çok daha yüksek
seviyelerdedir.
2000-2025 döneminde Türkiye’nin önünde demografik fırsat penceresi
adı verilen önemli bir süreç vardır. Çalışabilir yaştaki nüfusun artması
işgücünün daha fazla artması anlamına gelmektedir. İşgücünün artması ise
Rosetta Planının Analizi ve Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Şartlarında Uygulanabilirliği, Ankara,
2006, s.15.
45
42
daha
fazla
işlerin
yaratılmasını
gerektirecektir.
Bu
sürecin
iyi
değerlendirilmesi Türkiye kalkınmasına ciddi katkılar sağlayacaktır. Aksi
durumda, yani bu artan işgücüne iş imkanları sağlanamadığı takdirde hem
nüfusun önemli bölümü atıl kalarak ülke kalkınmasına ciddi zarar verilmiş
olacak hem de zaten yüksek olan işsizlik çok daha fazla artacak ve geri
dönülemez boyutlara ulaşacaktır. 46 Bu çerçevede düşük eğitim düzeyine
sahip işgücünün eğitim ve nitelik düzeyinin yükseltilmesi önemli bir sorun
olarak ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’de 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ülkenin nüfusu
13,6 milyondu. 2000 yılındaki nüfus sayımına göre ise Türkiye’nin nüfusu
67,8 milyondu. BM varyantına göre Türkiye’nin 2050 nüfusu 100 milyonun
biraz üzerinde olacak, ardından nüfus istikrara kavuşacaktır. Elde bulunan en
son TÜİK İşgücü Araştırması verilerine göre Türkiye’de kurumsal olmayan
sivil nüfus 72 milyona ulaşmıştır. Demografik geçiş sırasında, nüfus artış hızı
yavaşlarken potansiyel işgücü arzının, başka bir deyişle çalışabilir yaştaki
nüfusun artmaya devam etmesi “demografik fırsat penceresi” olarak
tanımlanmaktadır. Türkiye’de çalışabilir çağdaki nüfus, 2030 yılına kadar
azalan bir hızda artmaya devam edecektir. 47 Böyle bir durum herhangi bir
ulusun tarihinde bir kez yakalanabilecek bir fırsattır. 48
İnsan kaynağı olarak nüfus ve demografik yapı esas alındığında, genç
bir nüfusa sahip olmamızın bizim açımızdan bir demografik fırsat penceresi
olabilmesi
için,
bu
genç
nüfusun
iyi
eğitilerek
istihdam
edilmesi
gerekmektedir.
Nüfus artış oranları bölgelerarası farklılıklar göstermektedir. Bu durum
genellikle, bölgelerdeki farklı doğum oranları ve göçten kaynaklanmaktadır.
46
DPT, 2005, s.29.
Türkiye’de bugünkü yıllık nüfus artış hızı % 1,4’tür. Bu hız 2050 yılına gelindiğinde % 0’a
inecektir. Bu yıla gelindiğinde ülkenin nüfusu 100 milyon eşiğinin bir milyon altında kalacaktır.
47
Hakan Ercan; Türkiye’de Gençlerin İstihdamı, Birinci Baskı, Ankara, ILO, 2007, s.8.
48
43
Doğum oranları ülkenin batısında daha düşük olmasına rağmen batıda
nüfusun artmasının en önemli nedeni iç göçtür. Özellikle, tarım sektörünün
öneminin göreceli olarak azalması ve hizmetler sektörünün öneminin artması,
kırsal alandan kentlere doğru bir iç göç yaşanmasına neden olmaktadır. Bu
durum işgücü piyasası açısından bir takım sorunları da beraberinde
getirmektedir. 49
B-İşgücüne Katılım Oranı
Türkiye’de işgücüne katılma oranı düşüktür ve yıllar itibarıyla da
azalma eğilimindedir. Söz konusu oranın düşük olması kadınlardan, özellikle
de düşük eğitimli kadınlardan kaynaklanmaktadır. İşgücüne katılma oranının
düşüklüğünün nedenleri genel olarak; yüksek nüfus artış hızı, tarımsal
istihdamın azalma eğilimi sonucu artan kente göçün özellikle kadınların
işgücünden çekilmesine neden olması, yaşanan ekonomik krizler, ortalama
eğitim süresinin uzaması, yüksek işsizlik ortamında kişilerin özellikle
kadınların iş bulmaktan ümitlerini kesip iş aramamaları, erken emeklilik ve
işgücünün eğitim seviyesinin düşüklüğüdür.
Okullaşma oranlarının artması, eğitim süresinin uzaması ve kırsal
alandan kente göç, kısa dönemde işgücüne katılma oranını düşürmekle
birlikte, bu faktörlerin orta ve uzun dönemde işgücüne katılma oranını
artırması beklenmektedir.
Rosetta Planının Analizi ve Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Şartlarında Uygulanabilirliği, Ankara,
2006, s.16.
49
44
Tablo-3:Kent, Kır ve Cinsiyet Ayrımında İşgücüne Katılma Oranı
%
1990
1995
2000
2005
Türkiye
56,6
54,1
49,9
48,3
- Erkek
79,9
77,8
73,7
72,2
- Kadın
34,2
30,9
26,6
24,8
Kent
47,9
45,2
44,1
45,5
- Erkek
76,8
74,1
70,9
71,5
- Kadın
17,1
16,8
17,2
19,3
Kır
66,9
65,8
58,7
53,1
- Erkek
83,0
82,6
77,9
73,5
- Kadın
52,0
49,3
40,2
33,7
Kaynak: TÜİK 1990, 1995, 2000 ve 2005 Yılları Hanehalkı İşgücü Anketi
Sonuçlarından yararlanılarak oluşturulmuştur.
C-İşgücüne Dahil Olmayanlar
İşgücüne dahil olmayanların 1990 yılında yüzde 17,7’si ve 2005
yılında yüzde 21,6’sı hanehalkı reisidir. 1990 yılında işgücüne dahil
olmayanların yüzde 22,8’i erkek ve yüzde 77,2’si kadın iken, 2005 yılında bu
oranlar sırasıyla yüzde 28,3’ erkek ve yüzde 71,7’dir.
1990-2005 yılları arasında işgücüne dahil olmayanlar içerisinde en
büyük grup ev işleri ile meşgul kadınlardır. Bu grubun payı söz konusu
dönem içerisinde azalmakla birlikte hala yüksektir.
İşsizlik açısından çok önemli bir grup olan iş aramayıp çalışmaya hazır
olanların, işgücüne dahil olmayanlar içindeki payı ise özellikle 2005 yılında
olmak üzere, artış göstermiştir. Bu grup iş bulma ümidi kırılmış işsizler olarak
da adlandırılabilmektedir. Bu grubun payındaki artış açık işsizliğin daha da
yükselmesi anlamına gelmektedir.
45
Tablo-4: Nedenlerine Göre İşgücüne Dahil Olmayanlar
2009 YILI VERİLERİNE GÖRE İŞGÜCÜNE DAHİL OLMAYANLAR
Toplam
Kadın
Erkek
Sayı
%
Sayı
%
İŞGÜCÜNE DAHİL OLMAYANLAR
26.938
100,0
7.471
100,0
19.466 100,0
İş Aramayıp, Çalışmaya Hazır Olanlar
2.061
7,7
898
12,0
1.164
6,0
757
2,8
447
6,0
310
1,6
1.304
4,8
451
6,0
854
4,4
87
0,3
20
0,3
67
0,3
Ev İşleriyle Meşgul
12.101
44,9
-
-
12.101
62,2
Öğrenci (eğitim, öğretim)
3.967
14,7
2.134
28,6
1.832
9,4
Emekli
3.622
13,4
2.858
38,3
763
3,9
Çalışamaz Halde
3.396
12,6
1.252
16,8
2.143
11,0
Diğer
1.705
6,3
308
4,1
1.397
7,2
İş Bulma Ümidi Olmayanlar
Diğer
Mevsimlik Çalışanlar
Sayı
%
Kaynak: TÜİK 2009 Yılı Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçlarından yararlanılarak
oluşturulmuştur.
D-İşsizlik ve İstihdam Oranları
Ülke genelinde işsizlik ve istihdam oranları yıllık ve üçer aylık
dönemler itibariyle açıklanmakta olup, ilk defa 2009 yılının ikinci çeyreğinden
itibaren illere göre işsizlik, istihdam ve işgücüne katılım oranlarının
açıklanması memnuniyet verici bulunmuştur. İllere göre 2009 yılı işsizlik,
istihdam ve işgücüne katılım oranlarının yer aldığı tabloya TÜİK’ten
bakılabilir.
İllere göre işsizlik, istihdam ve işgücüne katılım oranlarına bakıldığında
birtakım çelişkilerin olduğu göze çarpmaktadır. Ekonomisinin zayıf ve özel
sektörün yeterince güçlü olmadığı illerde işsizlik oranlarının düşük olduğu
görülmektedir. Özellikle 1960’lardan günümüze kadar yoğun bir şekilde
yaşanan iç göçün analize dahil edilmemesi nedeniyle fotoğrafın net bir
şekilde görülemediği düşünülmektedir. Ayrıca ilin özel sektörünün sektörler
itibariyle dağılımı, yıllık ihracatı, istihdamı, küçük-orta-büyük işletmeleri gibi
46
unsurların çalışmaya dahil edilmesinde yarar görülmektedir. Böylelikle daha
sağlıklı analizler yapılmak suretiyle rasyonel politikaların uygulanması
mümkün olabilecektir.
TÜİK tarafından gerçekleştirilen söz konusu çalışmanın, işsizler, işçiler
ve işverenler gibi işgücü piyasası bilgilerini bünyesinde barındıran İŞKUR ile
ortaklaşa yürütülmesi halinde birçok eksikliğin ortadan kalkacağı tahmin
edilmektedir.
E-İşsizlerin ve İstihdam Edilenlerin Eğitim Düzeyi
Türkiye’de istihdam ve eğitim arasında etkin bir ilişkinin kurulamaması,
işgücü
piyasasında
talep
edilen
ve
arz
edilen
beceriler
arasında
dengesizliklere yol açmaktadır. Ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda ara
eleman temininde zorluklar yaşanmaktadır. Bununla birlikte, mesleki eğitim
mezunlarının işsizlik oranları da yüksektir. Bunun nedenleri, mesleki eğitimin
işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilememesi ve işverenlerin
talep ettikleri nitelikte işgücü bulamamasıdır. Ayrıca işverenler talep ettikleri
işgücü niteliklerini işgücü piyasasına tam olarak yansıtamamaktadır.
Tablo-5:İşgücünün Eğitim Düzeyi
EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE İSTİHDAM EDİLENLER VE İŞSİZLER
Okur yazar
Olmayanlar
2008
YILI İstih.
İşsiz
%
%
000
000
Lise Altı Eğitimliler
İstih.
000
%
İşsiz
000
%
Lise ve Dengi
Meslek
Yükseköğretim
İşsiz
İşsiz.
İstih.
İstih.
%
%
%
%
000
000
000
000
TOP. 1.002 4,7 87 2,5 12.563 59,0 2.033 58,6 4.392 20,6 891 25,7 3.321 15,6 459 13,2
ERK. 307 2,0 65 2,6 9.528 61,8 1.642 65,9 3.448 22,4 558 22,4 2.123 13,8 226 9,1
KAD. 696 11,9 21 2,1 3.034 51,7 392 40,0 944 16,1 333 34,0 1.197 20,4 233 23,8
Kaynak:TÜİK 2008 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçlarından yararlanılarak oluşturulmuştur.
47
Türkiye’de 2005 yılında işgücünün yüzde 67,3’ü, istihdamın yüzde 68’i
ve işsizlerin yüzde 60,5’i lise altı eğitim seviyesindekiler ve okur-yazar
olmayanlardan oluşmaktadır.
Eğitim seviyeleri itibarıyla bakıldığında yüksekokul ve fakülte mezunları
dışında kalan gruplarda
eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranı da
yükselmektedir. Ancak eğitim seviyesi yükseldikçe özellikle yüksekokul ve
fakülte mezunları için işgücüne katılma ve istihdam oranları da artmaktadır.
F-İşsizlerin ve İstihdam Edilenlerin Yaş İtibariyle Durumu
Yaş grupları itibariyle işsizlik oranlan incelendiğinde dikkatler ''genç
işsizliği" üzerinde toplanmaktadır. 15-29 yaş grubu, Türkiye'de işsizlikten en
çok etkilenen kitle olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yaş gruplarına göre işsizlikten en çok etkilenenler gençlerdir. Tabloda
dikkat çekici bir diğer noktada yaş ile işsizlik oranı arasında ters yönlü bir
ilişkinin bulunmasıdır.
Yaş grupları arttıkça işsizlik oranları azalmaktadır. En yüksek işsizlik
oranları genç nüfusta, en düşük işsizlik oranları en yaşlı nüfusta
görülmektedir.
Ülkemizin genç işsizlikle mücadelede seferber olması gerekmektedir.
Bununla ilgili olarak Hükümet tarafından acilen bir “İSTİHDAM PROGRAMI”
hayata geçirilmek suretiyle, tüm kamu-özel kurum ve kuruluşları tarafından
koordineli bir şekilde uygulanması sağlanmalıdır.
48
Tablo-6:Yaş Gruplarına Göre İşgücünün Durumu
YAŞ GRUPLARINA GÖRE İŞGÜCÜ PİYASASI
GENEL GÖRÜNÜM
Kurumsal
Yaş olmayan İŞGÜCÜ İSTİH. İŞSİZ İKO İ.O
çalışma
000
000 000 % %
çağındaki
nüfus
ORANSAL DAĞILIM
Kurumsal
olmayan
İST.
İŞGÜCÜ İSTİH. İŞSİZ
çalışma
%
%
%
%
çağındaki
nüfus
15-19
6.151
1.681
1.351
330 27,3 20
22
12,11
7,06
6,37
20-24
5.340
2.700
2.133
567 50,6 21
39,9
10,52
11,34
10,06 21,72
25-29
6.350
3.979
3.454
525 62,7 13
54,4
12,51
16,71
16,30 20,11
30-34
5.664
3.598
3.249
349 63,5 9,7 57,4
11,16
15,11
15,33 13,37
35-39
5.221
3.324
3.050
274 63,7 8,2 58,4
10,28
13,96
14,39 10,49
40-44
4.615
2.833
2.615
218 61,4 7,7 56,7
9,09
11,90
12,34
8,35
45-49
4.184
2.209
2.042
167 52,8 7,6 48,8
8,24
9,28
9,63
6,40
50-54
3.536
1.500
1.398
103 42,4 6,8 39,5
6,96
6,30
6,60
3,94
55-59
2.782
894
841
53 32,1
30,2
5,48
3,76
3,97
2,03
60-64
2.120
523
503
19 24,7 3,7 23,7
4,18
2,20
2,37
0,73
65+
4.809
563
558
6
Top.
50.772
11,7
6
12,64
1
11,6
9,47
2,37
2,63
0,23
23.805 21.194 2.611 46,9 11
41,7
100
100
100
100
Kaynak: TÜİK 2008 Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçlarından yararlanılarak
oluşturulmuştur.
II-TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Türkiye’nin en önemli sosyal politika probleminin işsizlik olduğunu
iddia etmek herhalde abartılı bir tespit olmasa gerek. Rakamlar bize açık bir
biçimde işsizliğin Türkiye’de kronik bir hal aldığını ve bu sürecin devam
ettiğini göstermektedir. Ancak işsizlik sorununun çözümüne yönelik olarak
ciddi politikaların üretildiğini de iddia etmek mümkün değildir. 50
Alpay Hekimler, Türkiye’de ve Almanya’da İşgücü Piyasası Politikaları, Türkiye’de ve Almanya’da
Ekonomik ve Sosyopolitik Yapısal Reformlar, Ankara, Konrad Adenauer Vakfı Yayını, 2008, s.185.
50
49
İşgücü faktörü, ekonomik kalkınmanın “olmazsa olmaz” unsurlarının
başında gelir.Yeterli sayıda ve nitelikli işgücüne sahip ekonomilerin kalkınma
yarışında avantajlı konumda oldukları gözlenmektedir. 51
Türkiye işgücü piyasasında; genel olarak hızlı nüfus artışı, tarım
sektöründeki çözülme, kayıt dışı istihdam, bölgesel gelişmişlik farkına bağlı
olarak yaşanan göçler, İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde özel sektörün zayıflığı, gençlerde işsizlik oranının
yüksekliği, kadınların işgücüne katılım oranın düşüklüğü, istihdam edilen
işgücünün eğitim düzeyinin düşük olması gibi işgücü piyasasının yapısal
özellikleri
işsizlik
ve
istihdam
sorununun
çözümünü
daha
da
zorlaştırmaktadır.
A-İstihdamın Sektörel Dağılımı
Türkiye’de istihdamın sektörel yapısı sürekli bir değişim içindedir.
Yıllara göre bu değişim; genel olarak tarım sektöründen sanayi ve hizmetler
sektörüne doğru geçiş şeklinde görülmektedir.
Türkiye işsizlik sorunu yanında istihdam sorunu da yaşayan bir ülkedir.
Verimliliğin
çok
düşük
olduğu
tarım
sektöründe
geniş
bir
işgücü
barınmaktadır. Ayrıca, uygulanan tarım politikaları ile üretici gelirlerinde
istikrar sağlanamamakta olup, tarımdan kazanılan artı değerin sermaye
birikiminin oluşumuna katkı sağlayacak politikaların uygulanmasına ihtiyaç
bulunmaktadır.
Tarım
istihdamının
azalması
kırdan
kente
göçü
beraberinde
getirmekte, kentsel alanlarda istihdam artmaktadır.
Mustafa Kemal BİÇERLİ, İşsizlikle Mücadelede Aktif İstihdam Politikaları, Eskişehir, Anadolu
Üniversitesi Yayınları No:1563, 2004, s.232.
51
50
İstihdamın sektörel dağılımında 2000 yılından itibaren tarım ağırlıklı
yapıdan, hizmet ağırlıklı bir yapıya doğru bir geçiş gözlemlenmektedir.
Türkiye’de istihdamın dağılımında tarım sektöründeki azalışın hizmet
sektöründeki artışla dengelendiği söylenebilir. Hizmetler sektörünün ağırlıklı
olarak sermaye yoğun teknolojiye açık olmaması nedeniyle işgücü
tasarrufunun olmayacağı, dolayısıyla söz konusu sektörde net istihdam
artışlarının görülebileceğini söylemek mümkündür. Türkiye’de ekonominin
potansiyeline paralel olarak uzun dönemde istihdamın lokomotifinin hizmetler
sektörü olacağı öngörülmektedir.
Tablo-7: Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı
İSTİHDAM EDİLENLERİN SEKTÖREL DAĞILIMI
Toplam Tarım
%
Sanayi
%
1990
18.539
8.691
46,9
2.844
15,3
1991
19.288
9.212
49,7
2.934
1992
19.459
8.718
47,0
3.156
1993
18.499
7.861
42,4
1994
20.006
8.812
1995
20.586
1996
İnşaat
%
Hizmet
%
892
4,8
6.111
33,0
15,8
975
5,3
6.168
33,3
17,0
1.049
5,7
6.538
35,3
2.942
15,9
1.238
6,7
6.458
34,8
47,5
3.294
17,8
1.208
6,5
6.692
36,1
9.080
49,0
3.295
17,8
1.238
6,7
6.974
37,6
21.194
9.259
49,9
3.487
18,8
1.298
7,0
7.151
38,6
1997
21.204
8.837
47,7
3.715
20,0
1.320
7,1
7.333
39,6
1998
21.778
9.039
48,8
3.722
20,1
1.324
7,1
7.692
41,5
1999
22.048
8.856
47,8
3.783
20,4
1.364
7,4
8.045
43,4
2000
21.581
7.769
41,9
3.811
20,6
1.364
7,4
8.638
46,6
2001
21.524
8.089
43,6
3.775
20,4
1.110
6,0
8.551
46,1
2002
21.354
7.458
40,2
3.954
21,3
958
5,2
8.984
48,5
2003
21.147
7.165
38,6
3.847
20,8
965
5,2
9.170
49,5
2004
19.632
5.713
29,1
3.919
20,0
966
4,9
7.364
50,5
2005
20.067
5.154
25,7
4.178
20,8
1.107
5,4
7.736
51,7
2006
20.423
4.907
24
4.269
20,9
1.196
5,9
7.948
52,4
2007
20.738
4.867
23,5
4.314
20,8
1.231
5,9
8.122
52,8
2008
21.194
5.016
23,7
4.441
21,0
1.241
5,9
8.134
52,1
2009
21.277
5.254
24,7
4.130
19,4
1.249
5,9 10.644
50,0
Kaynak: TÜİK 1990-2009 Hanehalkı İşgücü Anket Sonuçlarından yararlanılarak
oluşturulmuştur.
51
Diğer taraftan ülkemizin sanayi sektöründe istihdam edilen işgücü
%20-25’ler düzeyinde dalgalanmakta ve bu oranın güçlü ekonomiler
ortalaması olarak görülmektedir.
Ancak, sanayi sektöründe istihdam edilen işgücünün niteliğinin
artmasına ve diğer ekonomi politikalarına paralel olarak güçlü ekonomiler ile
rekabet edebilmesi ve pek tabii ki ihracat kapasitesinin artırılması kısa, orta
ve uzun vadede ülkemiz ekonomisi açısından nazik bir konu olarak önemini
korumaktadır.
B-Uzun Dönemli İşsizler
Uzun süreli işsizliğin tanımlanması ile ilgili farklı görüşler bulunmakla
birlikte, bu konuda başvurulacak en güvenilir tanımlama Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO)'nün yaptığı tanımlamadır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün
işgücü piyasası ve istihdama ilişkin yayınladığı bir çok araştırma ve raporda
uzun süreli işsizlik, kişilerin işsiz kalma süresi esasa alınmak suretiyle
tanımlanmaktadır. Bu çalışmalara göre bir yıl ve daha uzun süredir işsiz
olanlar "uzun süreli işsiz" olarak tanımlanmaktadır. Uzun süreli işsiz
kavramına işgücü piyasası içerisinde mevcut olan işsizlerden bir yıl veya
daha uzun süredir işsiz olanlar girmektedir.
Türkiye hızla artan ve genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen,
ekonomik alanda nüfus artışı ile orantılı istihdam artışı sağlanamamaktadır.
Her gün işgücüne eklenen yeni bireylerle genişleyen işgücü arzı karşısında
sınırlı işgücü talebi uzun süren yapısal işsizliğe zemin hazırlamaktadır.
İşsiz kalma süresinin çalışmalarda bir kriter olarak ele alınması
işsizliğin boyutlarının belirlemek bakımından son derece önemlidir. Çünkü
işsiz kalınan süre uzadıkça işsizlik problemi yapısal bir hal almakta ve işsizlik
sorununun çözümü zorlaşmaktadır. İşsizlik süresinin uzaması ve bir yılı
52
aşması kişilerin iş bulma ümidini kırmakta, mesleki becerilerini körlemesine
neden olmakta ve çalışma disiplininden uzaklaştırmaktadır. Uzun süreli
işsizler belli bir süre sonra iş aramaktan vazgeçmekte ve işgücü piyasasının
dışına çıkmaktadır. Böyle bir durumda uzun süreli işsizleri yeniden istihdam
etmek hem daha fazla bir süreyi almakta, hem de çok yüksek toplumsal ve
ekonomik maliyetlere yol açmaktadır.
Sonuç olarak düşük eğitim seviyesine ve istihdam edilebilirlik
bakımından düşük vasıf ve niteliklere sahip olanlar uzun süreli işsizlikten çok
daha fazla etkilenmektedirler.
Tablo-8: Türkiye’de Bekleme Sürelerine Göre İşsizlerin Dağılımı
2009 YILI VERİLERİNE GÖRE BEKLEME SÜRELERİNE GÖRE İŞSİZLER
1-2
3-5
2 yıl ve
1 yıl ve
daha 3 yıl ve İş bulmuş
fazla, 3 daha
işe
6-8 9-11 daha
TOPLAM
fazla, 2 yıldan fazla başlamayı
yıldan az
az
bekleyen
TOPLAM 957
%
27,6
929
502
175
538
199
135
37
3.471
26,8 14,5
5,0
15,5
5,7
3,9
1,1
100,0
ERKEK
%
727
689
364
125
345
126
87
28
2.491
29,2
27,7 14,6
5,0
13,8
5,1
3,5
1,1
100,0
KADIN
230
239
137
50
193
73
48
9
979
%
23,5
24,4 14,0
5,1
19,7
7,5
4,9
0,9
100,0
Kaynak: TÜİK 2009 yılı Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçlarından yararlanılarak
oluşturulmuştur.
Ülkemizde uzun dönemli işsizliğin düşük olmasının nedenleri arasında;
birincisi vasıfsız işgücünün veya düşük eğitimli işgücünün kayıt dışı veya
asgari ücret düzeyine yakın bir ücret düzeyinde çalışmasıdır. İkincisi ise,
istihdam edilen işgücünün yaklaşık % 30’unun tarım sektöründe olduğu ve
tarımın büyük ölçüde işsizliği ve uzun dönemli işsizliği gizlemekte ve bu
durumunda uzun süreli işsizlik oranını düşürmesidir.
53
C-Kayıt Dışı İstihdam
Kayıt dışı istihdam kavramı esas itibariyle üretimin temel unsuru olan
emek faktörünü kapsamaktadır. İstihdam ile ilgili yükümlülüklerin kısmen
veya tamamen kamu otoritelerinin bilgisi dışında gerçekleştirilmesi olarak
tanımlanabilir.
Kayıt dışı istihdam; çalışanların ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına hiç
bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi nedeniyle vergi ve sosyal güvenlik
primleri vb. gibi yasal yükümlülüklerden kaçınılması şeklinde karşımıza
çıkmaktadır. 52 Hızlı nüfus artışı, bölgesel geri kalmışlık, iç göç nedenleriyle
artan işsizlik herhangi bir işte çalışmayı zorlaştırmaktadır. Düşük nitelikli
nüfusun köyden kente göçü, kadınların işgücüne katılım oranlarının
düşüklüğü kayıt dışı istihdamı artıran nedenler arasında sayılabilir.
Kayıt dışı istihdamın önde gelen nedenleri arasında;
-İşçi maliyetlerinin (istihdam vergileri) yüksek olması,
-Bürokratik işlemlerin fazlalığı,
-Etkin denetimin gerçekleştirilememesi,
-Tarafların bilgilendirme ve bilinçlendirilme konularındaki eksikliği,
-Sosyal güvenlik hizmetlerinin yeterince cazip görünmemesi,
-İşsizlik oranının yüksekliği ve istihdamın katma değerinin düşük ve
eğitimsiz olması,
-Kamu kurumları arasındaki koordinasyon ve işbirliği eksikliği,
-Çalışma ilişkilerinde meydana gelen değişmeler,
-Sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan nedenler,
-Gelir
dağılımındaki
adaletsizlik,
yoksulluk
ve
işsizlik
olarak
sıralanabilir. 53
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kayıt Dışı İstihdam ve Yabancı Kaçak İşçi İstihdamı,
Genel Yayın No.116, Ankara, Ağustos 2004, s.27.
52
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kayıt dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi,
Ankara, Ekim 2006, s.10.
53
54
Kayıt dışı kesimde güvencenin olmadığı görülür; buna karşılık kayıtlı
kesimde ise tartışılabilir olmakla birlikte, özellikle büyük ve sendikalaşmış
özel işletmelerde güvence fazladır. 54
Bugüne kadar Türkiye’de kayıt dışı istihdamın tahminine ilişkin
çalışmalarda sonuçlar ne kadar farklı olursa olsun, kayıt dışı istihdamın
işgücü piyasasındaki payının küçültülmesi için bir milli istihdam stratejisi
çerçevesinde politika oluşturulmak suretiyle, yasal ve idari önlemleri içeren
bir dizi faaliyetlerin yürütülmesi kaçınılmaz görünmektedir.
İnformal sektör, önceleri işgücü arzı fazlasının yarattığı sorunlara
çözüm getiren bir sektör olarak gelişmiş ve kırsal kesimden kente göç edip
formal sektörde iş bulamayan, kendi işini yaratan ve böylelikle yaşamını
kazanan kişilerle açıklanmış, sadece bu açıdan bakılarak geçici bir durum
olarak değerlendirilmiştir. Ancak daha sonra informal sektör gerçeğinin geçici
bir durum olmadığı, hatta giderek önem kazandığı, ekonomide rolünün
büyüdüğü görülmüştür. 55
Türkiye’de kayıt dışı istihdamın bir çok oluşum nedeni bulunmaktadır.
İstihdam üzerindeki vergilerin aşırı yüksek olması kayıt dışılığı teşvik eden en
önemli nedenlerden biri olarak görülmektedir. Türkiye’de nüfus artışının hala
yüksek olmasına karşın formal istihdamdaki artış hızı bunun altındadır. Diğer
bir
ifadeyle,
Türkiye’de
yeni
formal
istihdam
alanları
yeterince
yaratılamamakta, bu ise kişileri kayıt dışılığa ve informal sektörde düşük
verimlilikte ve düşük ücretle çalışmaya itmektedir. Kayıt dışı istihdama ilişkin
en önemli veri kaynağını TÜİK tarafından uygulanan işgücü anketleri
oluşturmaktadır. Hanehalkı işgücü anketinde kayıt dışı istihdam, kişinin
Hakan Ercan; Türkiye’de Gençlerin İstihdamı, Birinci Baskı, Ankara, ILO, 2007, s.32.
54
TÜSİAD, Türkiye’de İşgücü Piyasasının Kurumsal Yapısı ve İşsizlik, Yayın No:11-381, İstanbul,
Aralık 2004, s.35.
55
55
yaptığı işten dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) kayıtlı olmayanlar
olarak tanımlanır. 56
Bir başka deyişle, kayıt dışı sektör sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı
olmayan istihdam şeklinde tanımlanırken, informal sektör 10 kişiden daha az
işçi çalıştıran, çoğunlukla kendi hesabına ve evde çalışma şeklinde faaliyetini
sürdüren işyerlerindeki istihdamı olarak tanımlanabilir.
Kayıt dışı istihdam devletin fiskal ve parafiskal gelirlerinde ilk bakışta
tamamen negatif etki yaratan bir unsur gibi görünmekle birlikte; kayıt dışı
çalışanların toplam istihdamda yarattığı net katkılar nedeniyle işsizliğin ortaya
çıkaracağı olumsuz bir çok gelişmenin önüne geçilmesinde bazı sosyal ve
ekonomik faydalar sağladığı da değerlendirilmektedir.
57
Türkiye’de kayıt dışı istihdam payının bu kadar yüksek olmasında ve
giderek artmasında rol oynayan bir çok neden bulunmaktadır. Bu nedenler
özellikle düşük üretim faaliyetleri içinde yer alan küçük işyerleri için geçerlidir.
Küçük işyerleri, kayıt dışı faaliyet göstererek sosyal sigorta primleri, kurumlar
vergisi, katma değer vergisi gibi vergilendirmeden kaçınma eğilimindedirler.
Kayıt dışı çalışan işyerlerinde genellikle verimliliğin düşük ve ödenen ücretler
de kayıtlı işyerlerinde ödenenin altında olduğu görülmektedir. Diğer taraftan,
Türkiye’de kayıtlı işletmeler de vergilerden ve birtakım formalitelerden
kaçınmak için gelirlerini ve çalıştırdıklarını olduğundan az göstererek kayıt
dışı sektöre katkıda bulunmaktadır.
İstihdamın neredeyse tamamının kayıt dışı olduğu tarım kesimi bir
yana bırakılırsa (Tarım kesiminde 2007 yılında bütün çalışanların % 87,6’sı
kayıt dışıdır), inşaat, perakende ticaret, restoran ve oteller, ulaşım/iletişim
TÜSİAD, a.g.e., s.37.
56
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kayıt Dışı İstihdam ve Yabancı Kaçak İşçi İstihdamı,
a.g.e., s.33.
57
56
kayıt dışı çalışmanın yaygın olduğu alanlardır ve kayıt dışı istihdamın bu
alanlardaki payı % 42 ile % 60 ve üzeri arasında değişmektedir. Ayrıca,
imalat sanayi de kayıt dışı çalışanların üçte birini istihdam etmektedir 58.
İş değiştirmek, kayıt dışı sektörde hiç olmayan, ancak kayıtlı sektörde
katı kurallara tabi kıdem tazminatı uygulamaları nedeniyle güçtür. Kayıt dışı
istihdam konusunda politikacıların ilgilisi sözel olarak vardır. 59
Sorunun
azda
olsa
bir
bölümü
aşırı
kırtasiyecilikten
kaynaklanmaktadır. Türkiye, işletme kuruluşlarında Avrupa’nın en fazla izin
ve lisans talep eden ülkesidir. Dünya Bankası yakın geçmişte “Doing
Business” (İş Yapmak) başlıklı bir rapor yayınlamıştır (World Bank, 2006).
Söz konusu raporda, dünya ülkelerinin pek çoğunda yeni bir işletme kurmak
için alınması gereken izin ve lisansların sayısı ve bunların maliyeti
incelenmiştir. Rapor ayrıca tek tek ülkeleri iş yapma kolaylığı açısından
sıralamaktadır. Türkiye ile Avrupa’daki eski sosyalist ülkeler bürokratik
işlemlerin en fazla, İskandinav ülkeleri ise en az olduğu ülkelerdir.
60
2006 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “Kayıt Dışı
İstihdamla Mücadele” (KADİM) projesini başlatmıştır. Projenin sonucunda
ortada anlamlı bir çıktı bulunmamaktadır. Kayıt dışı istihdam mevcudiyetini
hala korumaktadır. Kamu kurumları kayıt dışı istihdam ile ilgili önlemler
almadan önce kendi aralarındaki mevzuat ve veri paylaşımı sorunlarını
gidermelidirler.
Örneğin; Aynı Bakanlığa bağlı olarak hizmet veren Türkiye İş Kurumu
ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında tam anlamıyla koordinasyonun
bulunduğunu söylemek zordur. Bir kişi İŞKUR tarafından özel sektörde işe
58
OECD, Economic Surveys.
59
Hakan Ercan; a.g.e., s.32.
60
Hakan Ercan; a.g.e., s.47.
57
yerleştirildiğinde işe yerleştirme tarihi itibariyle SGK kayıtlarında da
sigortalılığının başlaması gerekmektedir. Daha fiili tespite ve herhangi bir
araştırmaya gerek kalmadan İŞKUR ile SGK bilgisayar sistemleri üzerinde
çapraz kontrol yapılması durumunda yoğun olarak kayıt dışı istihdam
sorunuyla karşılaşılmaktadır. Önlem alması gereken başta İŞKUR ile SGK
birbirlerinin verilerinden haberdar olmadıkları ve dikkate almadıkları için kayıt
dışı istihdam sorunu varlığını devam ettirmektedir.
Böylelikle kayıt dışı istihdam ile ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarının
aralarında işbirliği olması, bilgi işlem sistemlerinin birbirleriyle entegre
edilmesi ve güncel bilgilerin online işlenerek görevlilere gerekli uyarıları
vermesi sağlanabilir.
Sonuç olarak şimdiye kadar Hükümetlerin kayıt dışı istihdam
konusuna
gerekli
önemi
vermedikleri,
adeta
kayıtsız
kalarak
bir
politikasızlığın hüküm sürdüğü gözlemlenmektedir. Dolayısıyla daha baştan
kamu kurum ve kuruluşlarının kapsamlı araştırma-analizler yaparak bir
politika çerçevesinde kayıt dışı istihdamı önleme konusunda samimi ve tutarlı
olmaları icap etmektedir.
D-Bölgesel Gelişmişlik Farkı ve Göç
İstihdamın sektörel dağılımı, illerin temel ekonomik faaliyetlerinin
yapısının
bir
göstergesidir.
Modern
tarımsal
üretim
tekniklerinin
kullanılmadığı ve buna bağlı olarak, tarımsal verimliliğin düşük olduğu görece
geri kalmış yörelerde, tarım kesiminde çalışanların, toplam istihdam
içerisindeki payının göreli olarak yüksek olduğu gözlenmektedir.
Sosyo-ekonomik gelişmeyle birlikte, toplam istihdam içinde, tarım
sektörünün payı göreli olarak gerilerken, sanayi ve hizmetler sektörlerinin
payı artmaktadır.
58
İnsanların, bölgelerin gelişmişlik farkları, işsizlik, bireylerin daha fazla
gelir elde etme ve daha yüksek refah seviyesine ulaşma gibi nedenlerle geri
kalmış bir bölgeden gelişmiş bir bölgeye göç etmeleri söz konusu
olabilmektedir.
Ülkemizde bölgesel gelişmişlik farkları nedeniyle genel olarak doğudan
batıya doğru göç yaşanmaktadır. Göç şehirleşmeyi artırdığı kadar birçok
sosyal
problemi
de
şehirlere
taşımakta,
şehirlerin
genel
yapısını
etkilemektedir. Bu sorunların başında eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeterince
karşılanamaması, belediye hizmetleriyle ilgili sorunların artması, ücretlerin
düşmesi, kayıt dışı istihdamın artması, konut ve altyapı yetersizliği,
betonlaşma gibi sorunlar gelmektedir. Bir bölgede nüfusun artması, fiyat
artışlarını da beraberinde getirmektedir. Bu fiyat artışları, her türlü mal ve
hizmetlerde görülmesine rağmen özellikle gayrimenkul ve kira artışlarında
daha fazla görülebilmektedir. İnsanların açıkta barınmaları söz konusu
olmadığı için gelirlerine göre, hazine arazileri üzerine kaçak ve ucuz oturma
yerleri yaparak gecekondulaşmaya neden olunmaktadır. Bu gecekondularda
genellikle ulaşım, haberleşme ve sağlık hizmetleri yetersizdir. Bugün
ülkemizdeki İstanbul, Ankara, İzmir gibi birçok metropol şehrimizin önemli bir
kısmı gecekondu bölgelerinden oluşmaktadır.
Ülkemizde özellikle İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, başka bir deyişle Sivas-Erzurum-Van-Urfa
hattında acilen kapsamlı istihdam odaklı “Ekonomik Kalkınma Programı”
yürürlüğe konulmalıdır. Söz konusu bölgesel programda yer alması gereken
hedefler arasında şunlar sayılabilir;
-Bölgede otonom yatırımlara öncelik verilerek genel yaşam kalitesinin
artırılması,
-Kamu destekli projeler uygulamak suretiyle işsizliğin önlenmesi ve
istihdam imkanlarının artırılması,
59
-Girişimciliğin desteklenmesi ve özel sektörün geliştirilmesi,
-Bölgenin
ülke
üretimine
katkı
sağlaması
ve
ihracat
yapma
kapasitesinin artırılması,
-Zengin yer altı ve yerüstü kaynaklarının harekete geçirilmesi,
-Göçün
azaltılması vb.
önlenerek
metropol
bölgelerdeki
nüfus
yoğunluğunun
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÜLKEMİZDE DÜZENLENEN İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARI VE İŞKUR
İşgücü eğitimi faaliyetlerinde bulunan kamu kurumları arasında başta
İŞKUR gelmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı, Yerel yönetimler olarak
Belediyelerin bu konuda çeşitli faaliyetleri bulunmaktadır.
Türkiye’de işgücü eğitim kursları faaliyetinde bulunma konusunda
kamu-özel kurum ve kuruluşlar arasında bir koordinasyon ve eylem birliği
bulunmamaktadır. Son zamanlarda özellikle İŞKUR ile diğer kurum ve
kuruluşlar arasında işbirliğinin artırılmasına yönelik faaliyetler sürdürme
çabaları vardır. Özellikle İŞKUR ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında bazı
çalışmalar yapılmaktadır. Ancak söz konusu çalışmaların bir eylem birliğine
dönüştüğünü söylemek zordur.
I-İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARI DÜZENLEYEN KURUM VE KURULUŞLAR
Mevcut yetersizliklere rağmen işgücü eğitim programları ile ilgili en
deneyimli kuruluşun Türkiye İş Kurumu olduğu söylenebilir. Diğer taraftan
Milli Eğitim Bakanlığı ile Üniversiteler ciddi potansiyeli barındırmaktadır.
Ayrıca çeşitli kurum ve kuruluşlarının da işgücü eğitim programı konusunda
faaliyetlerine rastlanmaktadır.
Bu çerçevede yerel yönetimler olarak Belediyelerin işgücü eğitim
kursları konusunda faaliyetleri görülmektedir. Özellikle Ankara Büyükşehir
Belediyesi ile Gazi Üniversitesi arasında bir işbirliği göze çarpmakta ise de,
Belediyelerin genel olarak bu konuda İŞKUR ve diğer kamu kuruluşları ile
işbirliği ya zayıftır yada hiç bulunmamaktadır.
61
Ülkemizde
işgücü
eğitimi
faaliyetlerinin
plan
ve
programlar
çerçevesinde yürütülmesi konusunda kurum ve kuruluşlar arası genel bir
ortak politika ve işbirliğinin zayıf olduğu bilinmekte ise de, son zamanlarda İl
İstihdam Kurulları ile Mesleki Eğitim Kurullarının birleştirilerek İl İstihdam ve
Mesleki Eğitim Kurulunun oluşturulması olumlu bir adım olarak görülmektedir.
Ancak birleştirilerek yeni oluşturulan İl İstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurullarının sadece İŞKUR’un düzenleyeceği işgücü eğitim faaliyetlerinin
onay makamı olmaktan çıkarılması güncel bir sorun olarak ortadadır. İlin
işgücü piyasasının arz ve talep boyutuyla detaylı incelenmesi, bunların
dönemsel raporlaştırılması, ilin GZTF analizinin (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler,
Tehditler ve Fırsatlar) yapılarak amaç ve hedeflere göre faaliyet yürütülmesi,
işgücü eğitim kursları ile diğer aktif istihdam politikası araçlarının analizlerin
çıktılarına göre planlanarak yürütülmesi, ilin üretim, yatırım ve ihracat
kapasitesinin artırılması ile istihdam arasındaki kolerasyonun kurulması,
ildeki ekonomik ve bürokratik aktörlerin kurulu sahiplenmesi, işlevselliğinin ve
etkinliğinin artırılması yeni tartışma konuları olabilir.
Kamuoyu araştırmalarında ülkemizde birinci sorun olarak işsizliğin
görülmesi, sosyal barışı ve huzuru olumsuz etkilemesi, kamuya işe girmede
merkezi sınav usulünün getirilmesi, kamuda sınırlı istihdam, mevcut
istihdamın daha çok özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi ve özel sektör
yatırımlarının işsizliği azaltmada yetersiz kalması, uzun dönemli yapısal
işsizliğin giderek artması gibi hususlar kamunun düzenleyici fonksiyonunu
yerine
getirmesi
yönündeki
beklentileri
şiddetlendirmekte
ve
gerekli
kılmaktadır.
A-Türkiye İş Kurumu
Memleketimizde modern anlamda bir istihdama, gelişme yolunda olan
öteki ülkelerde de görüldüğü üzere, esas itibariyle ikinci büyük savaştan
62
sonra ancak yaklaşıldığından, ondan önceki faaliyetler, denebilir ki sınırlı
birer girişim halinde kalmıştır. 61
Ülkemiz kamu istihdam hizmetlerinde ilk kanuni düzenleme 1936 tarihli
3008 sayılı İş Kanunudur. Söz konusu Kanun iş ve işçi bulma aracılığı
hizmetinin kamu tekelinde yapılmasını sağlayacak İş ve İşçi Bulma
Kurumunun üç yıl içinde kurulmasını öngörmekteydi. Ancak araya II. Dünya
Savaşının da girmesiyle bu süre aşıldı ve sonunda 21 Ocak 1946 tarihinde
4837 sayılı Kanun ile kamu istihdam hizmetlerini vermek üzere İş ve İşçi
Bulma Kurumu (İİBK) kuruldu. 4837 sayılı Kanun Kurumun görevini “işçilere
vasıflarına uygun işler bulmak ve işverenlere de işlerine uygun vasıfta işçi
bulmak” yani iş ve işçi bulmaya aracılık olarak belirlemiştir.
İİBK 1946 yılından itibaren işgücü piyasasında iş ve işçi bulmaya
aracılık hizmetini vermeye başlamış, özellikle gelişmekte olan sanayiinin
işgücü ihtiyacını karşılama ve işgücünün sektörel (tarımdan sanayi ve
hizmetler sektörüne) ve coğrafi hareketliliğini sağlamada kendisine verilen
görevi uzun süre yerine getirmeye çalışmıştır.1960’lı yıllarla birlikte başta
Almanya olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin artan işgücü ihtiyaçları ve bu
ihtiyacı yabancı işçiler yoluyla karşılamaları üzerine İİBK, bu yıllarda
yurtdışına işçi gönderme faaliyetine yoğunlaşmıştır. 1973 Petrol Krizinden
sonra
sanayileşmiş
ülkelerde
yaşanan
durgunluk
ve
artan
işsizlik,
yurtdışından işgücü talebinin durmasına neden olmuştur. Kurum değişen
işgücü piyasasının ihtiyacı olan hizmetleri vermede kendini yenileyememiş,
işgücü piyasasındaki rolü ve etkinliği gittikçe azalmaya başlamıştır.
2000’li yıllar kamu istihdam hizmetleri için yeniden yapılanma dönemi
olarak görülebilir. 1999 yılında 4447 sayılı Kanunla getirilen işsizlik sigortası
sisteminde 01.06.2000 tarihinde primler toplanmaya başlamış ve ilk işsizlik
sigortası ödemesi 01.04.2002 tarihinde gerçekleştirilmiştir.1946 yılında
İş ve İşçi Bulma Kurumu, İstihdamda 25 Yıl (15.Mart 1946-15 Mart 1971), Ankara, Ayyıldız
Matbaası A.Ş., s.47.
61
63
kurulan İİBK 2000 yılında 617 sayılı KHK ile kaldırılarak Türkiye İş Kurumu
(İŞKUR) kurulmuştur. Ne var ki söz konusu KHK’nin Anayasa Mahkemesince
iptal edilmesiyle İŞKUR teşkilat yasası ancak 2003 yılında 4904 sayılı
kanunla yürürlüğe girmiştir.
Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olup,
özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliği haiz, idarî ve malî bakımdan özerk
bir
kamu
kuruluşudur.
Teşkilatlanma
modelinde
katılımcılık
esası
benimsenerek sosyal taraflarda yönetimde söz sahibidir. Kurumun organları
Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Genel Müdürlük ile İl İstihdam ve Mesleki
Eğitim Kurulları’ndan oluşmaktadır.
Esasında 4837 sayılı İş ve Bulma Kurumu kanunu ile 2003 yılında
çıkarılan 4904 sayılı İŞKUR kanunu arasında görevler ve sunulan hizmetler
bakımından kayda değer bir farklılık bulunmamaktadır. Sadece İŞKUR
kanunu ile Şube Müdürlüklerinin İl Müdürlüklerine dönüştürülmesi, Genel
Kurul ile Yönetim Kurulu’nun ihdas edilmesi gibi idari yapıdaki birtakım
değişiklikler ile özel istihdam bürolarının kurulması en önemli değişiklikler
olarak sayılabilir. Türkiye’de özel sektörün yapısı, kurumsal büyük ölçekli
işletmelerin azlığı, işgücü arzının fazlalığı gibi nedenlerle 2003 yılında
faaliyete başlayan özel istihdam bürolarının günümüze kadar gelinen süreçte
Ankara, İstanbul ve İzmir üçgeninin dışına çıkamadığı görülmekle birlikte,
işsizliği önlemede ve istihdamı artırmada anlamlı bir etkisinin olup-olmadığı
tartışmalı bulunmakta, araştırılmaya ihtiyacı bulunmaktadır.
İlgili kanunda İŞKUR’un görevleri sayılırken “aktif işgücü piyasası
politikaları çerçevesinde benzeri işgücü uyum programlarını uygulamak”
şeklinde kapalı ve ne alma geldiği anlaşılmayan bir tanımlamada
bulunulmaktadır. Yapılacak yeni düzenleme ile aktif istihdam politikası
araçlarına özellikle yer verilerek açıkça tanımlanması yararlı olacaktır.
64
İstihdamın geliştirilerek işsizliğin önlenmesine yardımcı olmak ve
işgücünün niteliğini yükseltmek amacıyla, kuruma kayıtlı işsizlere yönelik
olarak ihtiyaç duyulan alanlarda işgücü eğitim kursları düzenlenmektedir.
Kurum kurulduğu günden bu tarafa işgücü eğitim hizmetleri verdiği bilinmekte
ise de, özellikle bu hizmetlerin yapısal işsizliğin yoğunlaşmaya ve uzun
dönemli işsizliğin artmaya başladığı 1990’lı yıllarla birlikte faaliyetlerinin
merkezine yerleşmeye başladığı görülmektedir.
Türkiye
İş
Kurumunun
2000’li
yıllarla
birlikte
işgücü
eğitim
hizmetlerinde daha fazla faaliyette bulunduğu, sunulan hizmetler ile hedef
kitlesinin giderek arttığı gözlemlenmektedir. Buna karşın kurumun, işgücü
piyasasının
dinamizminin
etkisiyle
ortaya
çıkan
yeni şartlara
uyum
göstermede ve yön vermede zorluklar yaşadığı düşünülmektedir. Kamu-Özel
kurum ve kuruluşlarına nazaran işgücü eğitim hizmetlerinin daha yoğun
olması ve sunduğu hizmetlerin öneminin giderek artması nedeniyle ağırlıklı
olarak İŞKUR ve projelerine yer verilecektir.
B-Diğer Kamu Kurum Ve Kuruluşlar
İşgücü eğitim konusunda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının ülke
düzeyinde önemli çapta faaliyetleri bulunmaktadır. Ancak bu kurum ve
kuruluşlar arasında ciddi anlamda bir koordinasyon ve işbirliğinin olduğunu
söylemek mümkün değildir.
Üniversitelerin
bu
oyunda
ciddi
katkılarının
olabilecekleri
düşünülmekte olup, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Gazi Üniversitesi
arasında gerçekleştirilen faaliyetlerin daha profesyonel bakış açısıyla ele
alınması gerektiği notunu düşmekle birlikte, bu konuda küçük ama önemli
katkıları olduğu için örnek projedir.
65
Yine KOSGEB tarafından girişimciliğin geliştirilmesine yönelik verilen
kurs eğitimi ve destekler oldukça önemlidir. İŞKUR’un son bir iki yıldır diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile faaliyetlerini koordinasyon içerisinde yürütme
ve eğitimlerin verimliliğini artırmaya yönelik çabalarını ifade etmekte yarar
vardır. İşgücünün istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik düzenlenen işgücü
eğitim faaliyetlerinin etkin yürütülmesi için, ulusal istihdam politikası
kapsamında tüm aktörlerin koordine edilmesi ve planlama yapılarak
faaliyetlerin gerçekleştirilmesi yararlı olacaktır.
1-Milli Eğitim Bakanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Mesleki Eğitim Merkezleri ile Halk
Eğitim Müdürlükleri tarafından işgücü eğitim kursları düzenlenmektedir.
Eğitimlerde kursiyer ücreti verilmesi veya ücret ödenmesi söz konusu
değildir. Ayrıca bu eğitimleri tamamlayan mezunların ne kadarının istihdam
edildiği veya kendi işini kurduğuna dair herhangi bir bilgi ve çalışma
bulunmamaktadır. Mesleki Eğitim Merkezlerinde 81 ilde, 300 civarındaki
Merkezde, 100’den fazla meslekte, yıllık olarak yaklaşık 200.000 kursiyere
mesleki eğitim hizmeti sunulmaktadır. Aşağıda Mesleki Eğitim Merkezlerince
düzenlenen kurs faaliyetleri ile ilgili tablolar yer almaktadır;
Tablo-9: Türkiye Genelinde Mesleki Eğitim Merkezlerinin 2003-2008
Yıllarına İlişkin Sayısal Verileri
ÖĞRETİM
YILI
2003-2004
2004-2005
2005-2006
2006-2007
2007-2008
2008-2009
İL
MESLEK
SAYISI SAYISI
81
113
81
112
81
112
81
133
81
133
81
133
EĞİTİM
MERKEZi
293
297
300
300
307
311
ÖĞRETMEN
EĞİTİME
SAYISI
ALINANLAR
4548
195910
4555
184761
4532
183200
4460
178279
3725
187927
4501
187743
Kaynak:Milli Eğitim Bakanlığı verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
BELGE
ALANLAR
83943
139011
107454
225184
150673
150673
66
Diğer taraftan Halk Eğitim Merkezlerinde de işgücüne meslek
kazandırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülmektedir. Burada aktif istihdam
politikası uygulamaları açısından önemli olan konu meslek kurslarına yönelik
faaliyetlerine bakıldığında Mesleki Eğitim Merkezlerinden çok daha fazla
sayıda ve kişiye kurs verildiği görülmektedir. Mesleki Eğitim Merkezlerinde
yıllık olarak 200.000 kişiye kurs verilmekte iken bu rakam Halk Eğitim
Merkezlerinde 1.000.000 sınırını aşmıştır. Söz konusu kursların iyi
planlanması, işgücü piyasası ile ilişkisinin kurularak ihtiyaca dayandırılması
ve istihdam konularının ele alınması gerekmekte olup, bu hususlar
faaliyetlerin zayıf yönlerini teşkil etmektedir.
Tablo-10:Türkiye Genelinde Halk Eğitim Merkezlerinin 2002-2008
Yıllarına İlişkin Sayısal Verileri
MESLEK KURSLARI
YILLAR
2002-2003
2003-2004
2004-2005
2005-2006
2006-2007
2007-2008
TOPLAM
KURS
11143
12379
35505
42004
46561
60542
208134
KURSİYER
510128
552756
678842
894406
931588
1040915
4608635
Kaynak:Milli Eğitim Bakanlığı verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre Mesleki Eğitim Kurulunun
görevleri arasında özellikle;
-Muhtelif sektör ve branşta çıraklık eğitimi ile mesleki eğitim
konusunda eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek ve Bakanlığa bildirmek,
-Bu kanuna göre yapılacak çıraklık ve işletmelerdeki mesleki
eğitimde, uygulama alanına alınacak veya çıkarılacak yer meslekleri
belirlemek ve Bakanlığa görüş bildirmek, maddeleri kursların etkinliği ve
67
yerindeliği açısından önemli görülmektedir. Çünkü eğitim verilen meslekler ile
mevcut piyasada işgücü arz ve işgücü talep dengesinin kısa, uzun dönemde
dikkate alınması gerekmektedir.
Özellikle MEB’in işgücü arzı boyutunda önemli katkıları olmasına
rağmen, işgücü talebi boyutunda ekonomik gelişmelerin aktörü olan kurum ve
kuruluşların aktif rol alması gerektiği temel varsayımımızdır. Bir diğer
varsayımımız; Küreselleşme, teknolojik gelişmeler, artan nüfus ve rekabet
şartları üretim süreçlerinde köklü değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır.
Bu itibarla MEB’in; dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere göre örgün eğitimin
güncellenmesinde aktif rol oynaması ancak yaygın eğitim konusunda diğer
aktörlerle ortak hareket etmesi beklenmektedir.
İşgücü piyasasının ihtiyacı olan mesleklerde eğitim verilmesi oldukça
önemli görülmekte olup, buna karşın faaliyetlerin piyasa ihtiyaçlarına göre
planlanarak
yürütülememesi
nedeniyle
eğitim-işgücü-üretim
arasındaki
makas daha da artarak karmaşık hale gelmektedir. Böylece piyasada
yeterince talep görmeyen mesleklerde eğitim almış bir işgücü fazlalığının
uzun dönemli işsizliği daha da artırmasına neden olacaktır. Ülkemizde
mesleği olmasına rağmen piyasada istihdam edilemeyen milyonlarca işsiz
bulunmaktadır. İşgücü talebinin artırılmasına yönelik yapılması gereken
politikaları sabit varsaydığımızda (saklı tuttuğumuzda), işgücü arzının plan ve
programlar aracılığıyla dinamik olarak yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu
sorunun ancak uzmanlar tarafından diğer kurumlarla işbirliği içerisinde
yapılacak
çalışmalar
ve
planlamalar
yoluyla
aşılabilmesi
mümkün
görülmektedir.
Ülkemizin
varolan
genç
nüfus
avantajının
pozitif
olarak
değerlendirilmesi, kaynakların israf edilmemesi ve daha fazla zaman
kaybedilmemesi için eğitim-işgücü-üretim süreçlerinin uzmanlarca ele
alınarak
ihtiyaçların
belirlenmesi,
analiz
edilmesi,
planlanması
uygulanması Milli İstihdam Stratejisi açısından büyük önem taşımaktadır.
ve
68
Geçmişten günümüze kadarki gelişmelere bakıldığında; Milli Eğitim
Bakanlığının ilgili kanunlarda sürekli değişiklikler yaparak, örgün eğitimin
aksine yaygın eğitimde hizmetlerini artırma yaklaşımının olduğu görülmekte
olup, plansız ve programsız yapılan faaliyetlerin hem kaynak israfına hem de
ülkemizde yapısal işsizliğin giderek fazlalaşmasına neden olmaktadır.
MEB’in örgün eğitime yönelik hizmetlerin merkezinde olması, bu
konuda diğer kurum ve kuruluşların katkısını alarak hareket etmesi
gerekmektedir. İşgücü arzının fazlalığı, işgücü talebi, yapısal işsizlik ve
istihdam sorunları nedeniyle MEB’in yaygın eğitim ile ilgili hizmetlerin
merkezinde yer almaması ve sürecin birlikte yönetim ilkesi çerçevesinde
diğer uzman kuruluşlara katkı sunması yararlı olacaktır.
2-KOSGEB
KOSGEB tarafından girişimciliğin desteklenmesine yönelik olarak
çeşitli faaliyetlerde bulunulmaktadır. Girişimciliğin geliştirilmesine yönelik
faaliyetlerin düzenli ve sistemli bir şekilde yapıldığı takdirde, özel sektörün
gelişmesine, mal ve hizmet üretiminin artırılmasına, ihracatın artırılmasına ve
istihdam kapasitesinin artırılmasına pozitif itici bir etki yapacaktır. Bu nedenle
girişimciliğin desteklenmesine yönelik program ve projeler ülkemiz için büyük
önem taşımaktadır. Aşağıda ilgili kurumun girişimciliğin geliştirilmesine
yönelik eğitim ve destek faaliyetlerine yer verilmiştir.
KOSGEB tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerden biri Yeni Girişimci
Desteğidir. Yeni Girişimci Desteğinin amacı, ekonomik kalkınma ve istihdam
sorunlarının çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenerek,
yaygınlaştırılması ve başarılı işletmelerin kurulmasını sağlamaktır. Hak
kazanan yeni girişimcilere toplam en fazla 44.000 TL destek verilmektedir. Bu
destekten beklenen yarar yeni girişimcilerin işletmelerini kurarken yaşadıkları
mali sıkıntılara çözüm getirmektir.
69
KOSGEB tarafından üniversitelerde gerçekleştirilen Genç Girişimci
Geliştirme Programından mezun olan veya KOSGEB tarafından verilen iş
kurma danışmanlığı veya uygulamalı eğitim desteğini alan veya KOSGEB’in
işbirliği ve denetimi çerçevesinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Fonu, İŞKUR, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Belediyeler ve ilgili
kamu kurum ve kuruluşları ile meslek odaları tarafından ulusal ve uluslararası
projeler kapsamında düzenlenen girişimcilik eğitimine katılanlar veya İş
Geliştirme Merkezlerinde (İŞGEM) yer alan girişimcilerden son bir yıl içinde
işletmesini kuranlar bu destekten yararlanabilecektir.
Destek Oranı ve Üst Limiti;
-İş Kurma (Geri ödemesiz): 4.000 (dört bin)TL,
-Sabit Yatırım (Finansal kiralama giderleri için geri ödemesiz): 10.000
TL, kalkınmada öncelikli yörelerde %70, normal yörelerde % 60, gelişmiş
yörelerde %50,
-Sabit Yatırım (Geri ödemeli): 40.000 (kırk bin) TL, kalkınmada
öncelikli yörelerde %90, normal yörelerde % 80, gelişmiş yörelerde %70’dir.
Destek yeni girişimcilerin, sözleşme tarihinden itibaren en fazla 3 yıllık
süre içerisinde iş kurmaya yönelik başlangıç giderleri ile makine-teçhizatı ve
donanım giderlerini karşılamaya yönelik verilir.
1)İş kurmaya yönelik başlangıç giderleri, işletmesinin yasal kuruluşu
sırasında yapmış olduğu harcamaların karşılanması amacıyla verilir.
2)Sabit Yatırım Giderlerinde,
a)Yeni girişimcilerin alacakları makine-teçhizat ve ofis donanımları
giderlerini karşılamak üzere teminat karşılığı verilen ilk 12 ayı geri ödemesiz
70
dönemden sonra, 6 ay aralıklarla 5 eşit taksitte geri tahsil edilecektir. Geri
ödemeli destekte yararlanıcıya hiçbir faiz uygulanmaz.
b)Finansal kiralama yolu ile alacakları makine-teçhizat ve ofis
donanımlarının, kiralama süresi en fazla 4 yıl olacak şekilde, faturada yer
alan peşin bedeli ve KDV dışında kalan kiralama giderlerini karşılamaya
yönelik olarak verilecek geri ödemesiz destektir.
3-Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünce
istihdama yönelik proje destekleri faaliyetlerinde bulunulmaktadır. Bu
İstihdam eğitimi projelerinin amacı, yoksul kadınlara, işsiz gençlere,
düzenlenecek kısa süreli kurslarla çeşitli teknik ve sosyal beceriler
kazandırılması ve bu kişilerin daha nitelikli iş bulmalarının sağlanmasıdır.
Eğitimlerde benzer konularda çalışma yapan kamu ve sivil toplum kuruluşları
(Vakıflar, dernekler, sanayi, ticaret ve esnaf odaları, kooperatifler, birlikler
vb.) ile işbirliği yapılarak istihdam güvencesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
62
Tablo-11:Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü 2003-2008 (Kasım) Dönemi İstihdam Eğitimi Proje Destekleri
Desteklenen Proje Sayısı
Desteklenen Kişi Sayısı
Aktarılan Kaynak (TL)
503
15.922
12.211.326
Kaynak:T.C. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü verilerinden
yararlanılarak hazırlanmıştır.
Elektronik eşya tamiri, forklift operatörlüğü, gemi kaynakçılığı,
sekreterlik-ön muhasebe, tesisatçılık, yaşlı bakıcılığı vb. konulardaki projelere
destek verilmektedir.
http://www.sydgm.gov.tr/tr/html/230/Proje+Destekleri/erişim:04.12.2009
62
71
4-Kültür ve Turizm Bakanlığı
Bakanlığa ait Yaygın Eğitim Daire Başkanlığının görevleri sayılırken;
3.madde de, “Kaybolmaya yüz tutmuş, unutulmaya ve yozlaşmaya
başlayan Türk süsleme sanatları ve geleneksel el sanatlarımızı tanıtarak,
bozulmasını ve yok edilmesini önlemek, aslına uygun olarak öğretip yeni
elemanlar ve ustalar yetiştirerek gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak
amacıyla kurs, konferans ve seminerler düzenlemek”,
5. madde de, “Turizm işletmelerinin çeşitli alan ve seviyelerdeki eğitim
ihtiyaçlarını belirleyerek, sektörden gelen eğitim taleplerini değerlendirmek,
turizm işletmelerinde düzenlenecek kursların gerçekleştirilmesini ve yeni
eğitim programlarının geliştirilmesini sağlamak”, şeklinde kurs eğitimleri ile
ilgili düzenlemelere yer verilmiştir.
Adı geçen Daire Başkanlığının 2009 yılı faaliyetleri sayılırken Bursa’da
58 kişiye Ev Pansiyonculuğu Eğitimi Kursu verildiğinden bahsedilmektedir.
Öte yandan Antalya, Balıkesir, Bilecik, Çanakkale, Kütahya, Mardin, Mersin
ve Hatay’da Yiyecek İçecek Servisi, Kat Hizmetleri, Yiyecek Üretimi,
Yöneticileri Eğitici Olarak Yetiştirme Kursları düzenlenmesinin planlandığı
anlaşılmaktadır.
Ayrıca, “2010 İstanbul Kültür Başkenti” etkinliği dahilinde; ilgili
Bakanlıktan belgeli tüm yeme-içme ve konaklama tesislerinde görevli
personele İşbaşı Eğitimi Kursu ile Yöneticileri Eğitici Olarak Yetiştirme Kursu
düzenleneceği ifade edilmektedir.
Yaygın Kültürel Eğitim Faaliyetleri kapsamında da, 2009 yılı içerisinde
53 ilde 77 tanesi Türk süsleme sanatları kursları, 71 tanesi ise geleneksel el
sanatları kursları olmak üzere toplam 148 adet kurs planlandığı öğrenilmiştir.
72
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın küçümsenemeyecek sayıda çeşitli
mesleklerde kurs düzenlediği/kurs vermeyi planladığı, bu konuda İŞKUR ile
herhangi bir işbirliğinin ve koordinasyonun olmadığı bilinmektedir.
5-Belediyeler
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda; Meslek ve beceri
kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri
yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve
sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak şeklinde hükümlere yer verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda da meslek ve beceri kazandırma kursları
açılması veya açtırılması Belediyelerin görevleri arasında sayılmıştır.
Ülkemizde Belediyelerin mevcut işgücüne ve işsizlilere yönelik mesleki
beceri kazandırma faaliyetleri konusunda çalışmaları henüz arzu edilen
seviyede olmamakla birlikte, çalışma yapılan belediyelerde de kursa katılan
ve başarıyla kursu tamamlayan kursiyerlerin istihdamına yönelik herhangi bir
çalışma ve faaliyet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan Belediyelerin kurslarına katılan kursiyerlere herhangi bir
ücret ödenmediği gibi, kayıt parası dışında kursiyerlerden ücret alınması söz
konusu olmamaktadır.
Aşağıda Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin bu kapsamdaki
çalışmalarına değinilecektir.
73
a-Ankara Büyükşehir Belediyesi
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 2009 Bütçe Yılı Performans
Programında yer alan 5 Numaralı Stratejik Amaç’ta; “Ankara’da İşsizliğin
Önlenmesi İçin Her Türlü Önlemi Almak” olarak belirlenmiş, daha sonra da
bu amacın gerçekleştirilmesi ile ilgili aşağıda sıralanan stratejik hedeflere yer
verilmiştir;
Stratejik Hedef 1-Meslek sahibi olmak isteyen hemşehrilere, üniversite
ile işbirliği yaparak meslek kursları açmak,
Stratejik Hedef 2-Bayanlara meslek kursları açmak,
Stratejik Hedef 3-Sanayi Bölgelerinde ara eleman ihtiyacını karşılamak
amacıyla Sanayii Bölgeleri ile işbirliği yaparak kurslar açmak,
Stratejik Hedef 4-Sanayi Bölgelerinin altyapılarını yaparak istihdamı
sağlamak,
Stratejik Hedef 5-Engelli vatandaşlarımıza farklı konularda iş imkanı
sağlamak.63
Öncelikle Belediye tarafından işsizliğin önemsenerek bununla ilgili bir
stratejik amaç ve hedeflere yer verilmesi olumlu bulunmuştur. Ancak burada
yer alan hedeflerin işsizliğin önlenmesine yönelik etkin tedbirleri içermediği
gibi, üniversiteler ile işbirliğinden söz edilmesine rağmen İŞKUR ile bu
anlamda işbirliği ve projenin olmamasının önemli bir eksiklik olduğu,
değerlendirilmektedir.
Ankara
Büyükşehir
Belediyesi
bünyesinde
faaliyet
gösteren
BELMEK’in; Toplumda kültür sanat ve estetik bilincini yaygınlaştırmak,
kültürel
zenginliklerimizin
korunup
gelişmesine
katkıda
bulunmak,
kadınlarımızı yeni bilgi ve becerilerle donatarak meslek sahibi yapmak, aile
ekonomilerini güçlendirmek, kadınlarımıza birlikte yaşama ve planlı çalışma
alışkanlığını
63
kazandırmak,
toplumda
dostluk,
dayanışma
ve
güven
http://www.ankara.bel.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/mali_hizmetler/2009_butce_yili_performan
s_programi.pdf .Erişim:02.12.2009
74
duygusunu pekiştirmek, boş zamanların verimli bir şekilde kullanımını
sağlamak amacıyla
1994 yılında “her ev bir atölye olacak” sloganıyla
açıldığı,1994 yılından 2009 yılına kadar 148.670 kişiye kurs verdiği, 20092010 kurs döneminde 423 Usta Öğretici ile 6 ana merkez ve 135 kurs yerinde
30
branşta
meslek
edindirme
ve
el
becerileri
kursu
düzenlediği,
anlaşılmaktadır. 64
BELTEK-Belediye Teknik Eğitim kurs projesinin amacı; Kent halkını
bilgi ve beceri sahibi yapmak, kentsel bütünleşmeyi sağlamak, küçük ve orta
ölçekli işletmelerin ihtiyaç duyduğu kent ve meslek standartlarına uygun
insan gücü yetiştirmek olarak belirlenmiştir.
1999-2008 yılları arasında Bilgisayar, Elektronik, Elektrik, Matbaa,
Yapı, Mobilya ve Dekorasyon, Metal Döküm Model, Makine, Genel
Ana
Bölümlerinde olmak üzere 74 branşta toplam 73.349 kişiye kurs verildiği,
görülmüştür. 65
b-İstanbul Büyükşehir Belediyesi
1996 yılında İstanbul Sanat ve Meslek Eğitim Kurslarında (İSMEK),
geleneksel sanatların yaşatılmasına ve öğrenilmesine katkı sağlanmakta, atıl
durumdaki her yaştan işgücü nitelikli kılınarak üretken hale getirilmekte ve
girişimcilik cesaretlendirilmektedir. 66
64
http://www.ankara.bel.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/kultur_sosyal/kultur_sosyal_hizmetler_dair
esi_baskanligi/meslek_edindirme_sube_mud/kurs_donemi_bolgelere_gore_kursiyer_sayilari.aspx.
Erişim 02.12.2009
65
http://www.ankara.bel.gov.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/kultur_sosyal/kultur_sosyal_hizmetler_
dairesi_baskanligi/meslek_edindirme_sube_mud/beltek_ana_bolumleri.aspx erişim 02.12.2009
66
http://www1.ibb.gov.tr/IBB/DocLib/pdf/stratejikplan/stratejikplan2.pdf,
Belediyesi, 2007-2011 Stratejik Planı, s 48. erişim 03.12.2009
İstanbul
Büyükşehir
75
İSMEK’in hedef kitlesi; Ev kadınları, genç kızlar ve erkekler, işsizler,
halen bir işte çalışanlar, okuma yazma bilmeyenler, özürlüler, mahkumlar,
yaşlılar, emekliler vb. toplumun her kesiminden insanları olarak dile
getirilmektedir.
Adı geçen Belediye’nin Performans Programının V. Toplumla İlgili
Sonuçlar başlığının Halka Yönelik Eğitimler alt başlığında, İSMEK Kurslarını
tamamlayan kursiyer sayısının sırasıyla 2008 yılında 199.495 kişi, 2009
yılında 230.000 kişi, yine İSMEK kurs merkezi sayısının da 2008 yılında 201,
2009 yılında 225 olarak hedeflendiği anlaşılmaktadır. 67
İSMEK; İstanbulluların kişisel birikimlerini yükseltmek, mesleki ve
sanatsal bilgilerini geliştirmek, kent kültürü ve metropolde yaşama konusunda
donanımlarını artırmak, pasif tüketici olmaktan çıkıp aktif üretici olmalarına
yardımcı
olmak,
gelir
elde
etmelerine
katkıda
bulunmak,
istihdam
edilebilirliklerini artırmak vb. amaçlarla kurulmuş, örgün eğitimi tamamlayıcı
bir yaygın eğitim organizasyonu olarak tanımlamaktadır.
İSMEK eğitimleri ile İstanbulluların içindeki yetenekleri keşfedip ortaya
çıkardığı, istihdam edilebilirliklerini artırdığı, farkındalıklarını ve birikimlerini
zenginleştirdiği, üretip gelir elde etmelerine imkan hazırladığı hususları özellik
taşımaktadır.
Zorunlu ilköğretim yaşını tamamlamış her İstanbullu İSMEK kursiyeri
olabilmektedir. Buna göre İSMEK’te kursiyer alt yaş sınırı 16’dır. Üst yaş
sınırı ise yoktur. Kayıtlar her yıl Eylül ayında yapılmakta; dersler Ekim ayında
başlamaktadır. Haziran ayında ise eğitim dönemi sona ermektedir. MEB’in
belirlediği müfredatlar çerçevesinde 3,5 aydan 10 aya kadar süren eğitimlerin
yanı sıra bazı branşlarda bir sonraki dönem de devam eden tekamül kursları
verilmektedir. Branşın kredisini dolduran ve başarılı olan kursiyerlere, MEB
67
http://www.ibb.gov.tr/TR/kurumsal/Birimler/StratejikPlanlamaMd/Documents/performans2009/perf
ormansprogrami2009.pdf, s.44. erişim 03.12.2009
76
onaylı Kurs Bitirme Sertifikası, derslere devam eden ancak yeterli başarı
gösteremeyen kursiyerlere de Kurs Katılım Belgesi verilmektedir. 68
C-Diğer Kurum ve Kuruluşlar, Özel İşletmeler
Ülkemizde Organize Sanayi Kuruluşları, Sanayi Odaları ve Ticaret
Odaları gibi kurum ve kuruluşların işgücü eğitimi konusunda aktif olduklarını
söylemek zordur. Piyasanın ihtiyacına göre verilecek işgücü eğitimlerinin
istihdama önemli katkı sağlayacağı düşünüldüğünden, Sanayi Bölgeleri
Yönetimleri, Sanayi Odaları ve Ticaret Odaları ile işbirliğinin azami ölçüde
geliştirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır. Özellikle İmalat sektörü ile ilgili
meslek
kuruluşları
ile
yakın
ilişki
içerisinde
olunmalı
ve
projeler
gerçekleştirilmelidir.
Diğer taraftan az da olsa özel İşletmelerden daha çok altyapısı,
finansal yapısı güçlü büyük ölçekli firmaların kendi bünyelerinde işgücü
eğitim faaliyetinde bulundukları görülmektedir. Ancak söz konusu firmaların
İŞKUR ile bağları zayıftır. Orta ve Büyük ölçekli firmalarla ilişkilerinin
geliştirilmesi genel anlamda istihdamın artırılmasına ve ülkenin ihracat
kapasitesinin artırılmasına hizmet edebilir.
Bilindiği üzere sadece kamu tarafından işe yerleştirme faaliyetleri
yürütülmekte iken, 2003 yılında özel istihdam bürolarının da işe yerleştirme
faaliyetinde bulunabilmeleri için düzenleme yapılmıştır. Gelinen süreçte; Özel
İstihdam Bürolarının sanayileşmenin ve özel sektörün geliştiği metropol
birkaç il dışında faaliyetlerinin ve etkinliklerinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Faaliyette bulunan Özel İstihdam Büroları ile işgücü eğitimleri projelerinin
gerçekleştirilmesi konusu tartışılabilir.
68
http://ismek.ibb.gov.tr/portal/egitimsureci.asp erişim:04.12.2009
77
II-İŞKUR’UN DÜZENLEDİĞİ İŞGÜCÜ EĞİTİM PROGRAMLARININ HEDEF
KİTLESİ VE KONULARINA GÖRE GÖRÜNÜMÜ
Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işgücü eğitim kursları hedef
kitlesi ve konularına göre değişiklik göstermektedir. Örnek vermek gerekirse;
Özürlü iş arayan işsiz ile işsizlik ödeneği alan işsizin tabii olduğu kurs
programlarında, hem kursun parasal kaynağı hem de kursa katılan
kursiyerlerin işgücü yapısı farklılık arz etmektedir.
Diğer taraftan, kursiyerin kurs için kuruma çağrılması, görüşme, seçim,
kurs
sırasındaki
sağlayıcının(kurs
hak
ve
yükümlülükleri
düzenlenen,
işbirliği
farklı
yapılan,
olduğu
kurum
gibi,
veya
hizmet
kuruluş)
belirlenme usulü, kurs programı, istihdam şartı gibi hak ve yükümlülükleri de
değişiklik gösterebilmektedir.
A-İstihdam Garantili İşgücü Eğitim Kursları
Kursiyerlerin kurs sonunda Hizmet sağlayıcılar tarafından belli bir
oranının istihdam edilme zorunluluğu olan programlardır. Konularına göre
kurs grupları içerisinde doğrudan istihdamı esas alan etkili projelerdir. Söz
konusu kurslar özel sektörde faaliyet gösteren Hizmet sağlayıcılar ile
düzenlenmektedir.
Kurs düzenlenen Hizmet sağlayıcılar özel bir işyeri olabileceği gibi,
özel kurs eğitim firmalarıyla da işbirliği yapılabilmektedir. Özel kurs eğitim
firmalarının istihdam yükümlülüğü özel işyerlerine göre nisbi olarak daha
düşüktür. Ve bu programlarda kurslar sınıf içerisinde yürütülmekte olup,
işyerinde eğitim veya pratik eğitim imkanı bulunmaması bu kurs programının
dezavantajlı tarafıdır.
78
İstihdam garantili işgücü eğitim kursları hizmet sektöründe faaliyet
gösteren işyerlerinde uygulanabildiği gibi özellikle imalat sektöründe imalat
sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde uygulandığında daha verimli
sonuçlar alınabilir.
İŞKUR tarafından özel işyerleri ile işbirliği sonucu yürütülen istihdam
garantili kurslarda uygulamada birtakım sorunlar yaşanmaktadır. Bu
sorunlardan tespitlerimiz doğrultusunda en önemli görülenleri şöyledir;
1-Seçilen ve kursa devam eden kursiyerin o işyerinin sigortasız/kayıt
dışı çalışanı olması,
2-Kursun kurs eğitim programının planlandığı gibi yürütülmemesi,
3-Kursiyerlerin işverence işyerinin işçisi gibi görülerek kurs saatleri
sonrasında fazla mesai yaptırılması,
4-Kursiyer ücretlerinin bankaya yatırıldıktan sonra işveren tarafından
kursiyerden geri alınması,
5-Kurs sonunda başarılı olanların % 50’sinin istihdam edilmesi
yükümlülüğüne işveren tarafından uyulmaması,
6-Kurs sonunda kursiyerlerin işveren tarafından yükümlülük gereği
sadece 30 gün istihdam edildikten sonra işten çıkarılması,
7-Kursiyer seçim sürecinin baştan savma yapılması sonucunda gerçek
ihtiyacı olan işsizlerin kurs görememesi,
8-Kişinin meslekte deneyimi bulunmasına ve o meslekle ilgili olarak
başka işyerinde çalışmış olmasına rağmen işsiz olması nedeniyle kursiyer
seçilmesi,
9-İşgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre belirlenen mesleklerde kurs
açılması gerekirken uygulamada yeterince bu kriterin esas alınmaması,
10-Bazı mesleklerde gereğinden fazla kurs açılması,
11-Kimi illerde çok fazla kurs açılırken kimi illerde az kurs açılması
veya hiç kurs açılmaması,
12-İl Müdürlüğünün kurs yönetimi konusundaki bilgi eksiklikleri ve
gereği gibi denetim yapılmaması,
79
13-Belirli işyerleri veya eğitim kurumları ile gereğinden fazla kurs
düzenlenmesi,
14-AB
Projelerinin
ilan
edilmesi,
seçilmesi,
uygulanması
ve
sonuçlandırılması ve denetlenmesi süreçlerinde İŞKUR ile bağının olmaması
veya az olması,
15-İllerin işgücü piyasasının yapıları ve sorunları farklı olmasına
rağmen buna göre projeler uygulanmaması (Örneğin; Antalya ile Sivas’ın
ekonomik yapısı farklı olduğundan uygulanması gereken aktif istihdam
politikası araçlarının dağılımının, hedef kitlesinin ve sektörlerin aynı
olmaması gerekir),
Özellikle sorunların en başında ve kursu anlamsız kılan husus
kursiyerlerin işyerinin çalışanı olması durumudur. Projelerde uzunca bir süre
yaygın
yaşanan
olumsuzlukları
önlemeye
yönelik
getirilen
öneriler
doğrultusunda, geçte olsa yaklaşık son üç-dört yıldır İŞKUR’da kursiyerin
herhangi bir işyerinde çalışıp-çalışmadığının belirlenmesine yönelik kursiyer
sigorta sorgulama işlemi yapılmaktadır.
Ancak her ne kadar kursiyerlerin herhangi bir işyerinde çalışıpçalışmadığının belirlenmesine yönelik sigorta sorgulama işlemi yapılmakta
ise de, bu tespitin sadece kayıtlı çalışanlara yönelik yapılabildiği, halen
işyerinin kayıt dışı çalışan eski işçisinin kursiyer gözükmesi sorununun
devam ettiği düşünülmektedir.
Yaygın ve yapısal bir sorun olan kayıt dışı istihdamın projelere olan
olumsuz yansımasını minimize etmek için, İŞKUR işverenden kursiyeri
işyerinde çalıştırmadığına ve kursiyerden o işyerinde çalışmadığına dair
taahhütname almak gibi idari önlemlere başvurmaktadır. Ancak işverenin işçi
karşısında güçlü durumda olması ve işçinin doğru beyanda bulunduğu
taktirde işten çıkarılma endişesi taşıması gibi nedenlerle kimi işçi ve
işverenlerin faklı beyanlarda bulundukları görülmüş, böylelikle Taahhütname
80
alınması işleminin de çok etkili bir yol olmadığı uygulama sonucunda ortaya
çıkmıştır.
Ülkemiz işgücü piyasasında fiilen çalışan işgücünün yaklaşık %
50’sinin kayıt dışı istihdam edilmesi gerçeğiyle birlikte, işbirliğine yönelik bazı
olumlu gelişmeler yaşanmakta ise de, İŞKUR’un SGK ve diğer kamu
kuruluşları ile koordinasyonunun zayıflığı mevcut projelerin başarısını
olumsuz etkilemektedir.
İŞKUR tarafından son iki yıldır özel sektör işyerlerine anket yapılarak
ihtiyaç duyulan işgücünün tespitine yönelik iyi niyetli bir çalışma yapılmakta
ise de, İlin işgücü piyasası verileri, özel sektör işyerlerinin istihdam yapısı,
işyerlerinin sektörler itibariyle durumu, işgücü arzının yapısı, işgücü talebi
potansiyeli, istihdamını artıran-azaltan işyerleri, ihracat yapan işyerleri, sosyal
tarafların önerileri, ilin stratejik planı ve ilin sosyo-ekonomik yapısının
analizine göre yapılacak teknik çalışmayla hazırlanacak İl İstihdam Raporuna
göre kurs düzenlenecek mesleklerin gerçekçi yöntemlerle belirlenmesi ve
buna göre faaliyet yürütülmesi gerekmektedir.
İl İstihdam Raporu’nun hazırlanması uzmanlık gerektirmekte olup,
üniversiteler ile işbirliğinin zayıf olması, çeşitli gerekçelerle akademisyenlerin
yeterince ilgi göstermemesi nedeniyle kurum hakkındaki bilgi eksiklikleri,
piyasada mevcut yeterlilikte uzman kuruluşların olmaması, mevcut personel
yapısı ve kurumsal kapasitesiyle söz konusu çalışmayı yürütmesi zor
olacaktır. Henüz kurumda böyle bir çalışma yapılmadığı gibi, örnek model
uygulamada
bulunmamaktadır.
Ancak
her
şeye
rağmen
İŞKUR-
Akademisyenler-Sosyal Tarafların dayanışması ile aşılabilme şansı olan en
güncel ve çözüme kavuşturulması gereken sorundur.
81
B-Özürlülere Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim Kursları
Bu kurslar sadece özürlülere yönelik düzenlenmektedir. Kurs sonunda
kursiyerlerin istihdam edilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Özürlülere
yönelik düzenlenen işgücü eğitim kursları daha çok özürlü işsizlerin rahatlıkla
katılabileceği, kursa devam edebileceği mesleklerde düzenlenmektedir.
Genel olarak bu kurslarda özel işyerleri ile işbirliği bulunmamaktadır.
Ancak özel eğitim kurumları ile kurslar düzenlenebildiği gibi, daha çok
kursların
özürlü
dernekleri
ile
vakıflarla
ortaklaşa
gerçekleştirildiği
görülmektedir.
Söz konusu kursların kaynağı; 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca özürlü
istihdam yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerlerinden tahsil edilen idari
para
cezalarından
sağlanabildiği
gibi,
kurum
bütçesinden
de
karşılanabilmektedir. Kaynağı Kurum bütçesinden karşılanan kurslar, ihale
mevzuatına göre doğrudan temin yöntemiyle düzenlenmekte iken, idari para
cezaları kaynağından düzenlenen kursların teklifi ve kabulü ilgili komisyonun
takdirinde olup, diğer kurs programları ile aynı teklif ve kabul süreçlerinin
olmaması eleştirilebilir tarafıdır.
C-Hükümlülere/Eski Hükümlülere Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim
Kursları
Özürlülere yönelik düzenlenen kurslarda olduğu gibi Hükümlü/Eski
Hükümlülere yönelik kurslarda da kursiyerlerin istihdam edilme zorunluluğu
bulunmamaktadır. Münhasıran eski hükümlülere yönelik düzenlenen kurslar
yok gibidir. Ceza ve Tevkifevleri Müdürlükleri ile hükümlülere yönelik
düzenlenen kurslarda son zamanlarda talep artışı yaşanmaktadır. Kursiyer
ücretinin yanında birlikte sunulan kurs desteği ilgili cezaevleri tarafından
82
cazip bulunmaktadır. Mahkumlara yönelik bir sosyal faaliyet veya uğraş
olması da kurslara olan talebi artıran bir diğer nedendir.
Bilindiği üzere son dönemde yapılan düzenlemeyle özel sektörde eski
hükümlü istihdam etme zorunluluğu kaldırılmıştır. Ülkemizde normal nitelikli
bir kişi piyasada istihdam edilme ve işsizlik sorunu yaşamakta iken, daha
fazla özel ilgiye ihtiyacı bulunan dezavantajlı gruplar arasında yer alan
hükümlü/eski hükümlülerin topluma tekrar kazandırılmalarının, sosyal hayata
uyum sağlamlarının asli aracı olan istihdam sorununun Adalet Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ele
alınması önemli görülmektedir.
D-Kendi İşini Kuracaklara Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim Kursları
Kurum tarafından kendi işini kuracak işsizlere yönelik olarak işgücü
eğitim kursları düzenlemektedir. Kuruma kayıtlı olan işsizlere eğitim verilerek
kendi işini kurmalarına yardımcı olmak üzere gerçekleştirilen faaliyetlerdir.
İŞKUR’un bu konudaki şimdiye kadar ki faaliyetleri bakımından ele
alındığında; kurs adedi ve katılan kişi sayısı oldukça sınırlı olmuştur. Kursa
katılan kişiye sadece eğitim verilmesi, bunun yanında işletme kurma
maliyetleri ile ilgili herhangi bir desteğin olmaması söz konusu programa olan
ilginin zayıf kalmasına neden olmuştur.
2009
yılında
Kendi
İşini
Kuracaklara
Yönelik
işgücü
eğitim
programlarında yerinde yapılan değişiklikle KOSGEB ile işbirliğine gidilerek
Girişimcilik eğitimi şeklinde değiştirilmiş olup, konu ilgili bölümde ele
alınmıştır.
83
E-İşsizlik Ödeneği Alanlara Yönelik Düzenlenen İşgücü Eğitim Kursları
1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca;
bir işyerinde çalışmakta iken kendi istek ve kusuru dışında herhangi bir
nedenle işsiz kalan sigortalı diğer gerekli şartları taşımasıyla 6-10 ay arası
işsizlik ödeneği almaktadır.
İşsizlik sigortası primi ödenilen süre ile orantılı olarak, işsiz kalanlara
İŞKUR tarafından; Aylık gelir kayıplarının bir bölümü işsizlik ödeneğiyle
karşılanmakta, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için hastalık ve analık
sigorta primleri sosyal güvenlik kuruluşuna yatırılmakta, niteliklerine uygun
yeni bir iş bulunmasına yardımcı olunmakta, mesleklere ilişkin danışmanlık
hizmeti verilmekte ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu mesleklerde eğitim
imkanı sunulmaktadır.
İlgili kanunun çıkarılmasından sonra ilk işsizlik sigortası ödemesinin
yapıldığı 2002 yılından günümüze kadar gelinen süreçte, işsizlik ödeneği
alan sigortalılara yönelik yeterli sayıda işgücü eğitim kurslarının verildiğini
söyleyebilmek zordur.
İlk yıllarda kurs teklifi ve kabulü süreçlerinin açık ihale usulü ile
yapılması gerekçesiyle karmaşık ve zor bir süreç olduğu neden olarak ileri
sürülebilirse de, sonraki yıllarda kamu ihale kanununda yapılan değişiklik ile
İŞKUR’un düzenlediği işgücü eğitim hizmetlerinin doğrudan temin ile hizmet
alımı imkanı getirilmesiyle birlikte, bir artış görülmesine rağmen işgücü
piyasasının yapısal sorunları ve diğer nedenlere bağlı olarak bu konudaki
faaliyetlerde arzu edilen rakamlara ulaşılamamıştır.
Kaldı ki, işsizlik ödeneği alan sigortalıların kayıt dışı şekilde herhangi
bir işte çalışmaları durumunda, sadece İŞKUR’a şikayet edilenler ile ilgili
olarak yapılan inceleme sonucuna göre çalıştığı tespit edilen sigortalıların
84
işsizlik ödeneği kesilmekte, diğer kayıt dışı çalışanlar ile ilgili olarak herhangi
bir işlem yapılamamaktadır.
Ülkemiz işgücü piyasasında yaşanan uzun dönemli işsizlik sorunu,
işgücü talebinin zayıf olmasına bağlı olarak özel sektörden alınan açık iş
sayısının yetersizliği, kayıt dışı istihdam vb. konular işsizlik sigortası
hizmetlerinin etkin olarak sunulamamasına neden olmakta, sonuçta işsiz
kalan sigortalıya sadece işsizlik ödeneği verilebilmektedir.
F-Toplum Yararına Çalışma Programları
İşsizliğin yoğun olduğu dönemlerde işsizlerin kısa süreli istihdam ve
eğitimini amaçlayan, doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya
da hizmetin gerçekleştirilmesini sağlayan programlardır.
Bu faaliyetler genellikle ekonomik kriz, özelleştirme, ekonomik
yapılanma, doğal afetler ve işsizliğin yoğun olduğu dönemlerde kuruma
kayıtlı işsizlerin, çalışma yaşamından uzun süre ayrı kalarak maddi sıkıntıya
düşmelerini önlemek, çalışma alışkanlık ve disiplinlerini yitirmemelerini, kısa
süreli istihdam ve eğitimlerini sağlamak için yürütülürler.
Ülkemizde İŞKUR tarafından TYÇP’ler ilk olarak 1999 yılında
meydana gelen Marmara Depreminin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla
uygulanmaya başlamıştır. Daha sonra ki yıllarda düşük yoğunlukta olmak
üzere bu programlar ülkenin her tarafında uygulanmıştır.
Bu programın hedef kitlesi; kuruma kayıtlı 18 yaşını doldurmuş uzun
dönemli işsizlerdir. Programa katılan kişiye asgari ücret verilmektedir.
Programın süresi ise en fazla 6 aydır.
Düzenlenen programlar kamu yararına yönelik düzenlenebilir ve her
85
bir programın iş arama becerileri vb. alanlarda iş danışmanlığı programını
içermesi gerekmektedir. Programların konusu;
a-Çevre temizliği,
b-Kamusal altyapının yenilenmesi,
c-Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda çevre düzenlemesi,
bakım onarım ve temizlik işleri yapılması,
ç-Restorasyon, kültürel mirasın korunması,
d-Ağaçlandırma, park düzenlemeleri,
e-Vadi ıslahı,
f-Erozyon engelleme çalışmaları alanlarında olabilir.
III-İŞKUR’UN İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARINA YÖNELİK PROJELERİ
Bu başlıkta altında; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün
geçmişten bugüne kadar düzenlediği önemli sayılabilecek işgücü eğitim
projeleri ele alınacaktır. Ayrıca mevcut devam eden işgücü eğitim hizmetleri
ile yeni uygulamaya konulan hizmetlere yer verilecektir.
A-Önceki Yıllarda Gerçekleştirilen Bazı Projeler
Türkiye İş Kurumu’nun (eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu) 1960’lı
yıllardan başlayarak günümüze kadar işgücü eğitim faaliyetlerini sürdürdüğü
bilinmektedir. Bu kısımda özellikle geçmişten günümüze kadar uygulanan
projelerden önemli görülenlerine yer verilecektir. Burada özellikle geçmişte
Kominizm
döneminde
Bulgaristan’dan
zorunlu
göçe
tabi
tutulan
soydaşlarımızın istihdamı ile ilgili yürütülmüş olan Soydaş projesi oldukça
önemlidir. Günümüzde ise sosyal ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi
amacıyla, başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere, tarih-kültür birliği olan
diğer ülkeler ile işgücü piyasalarına yönelik çeşitli uluslar arası projelerin
yürütülebilmesi gündeme alınabilir.
86
1-Göçmenlerin Mesleki Eğitimi ve İstihdamına İlişkin Soydaş Projesi
Bulgaristan’dan zorunlu göç nedeniyle ülkemize gelen soydaşlarımızın
istihdam sorunlarının çözümüne yardımcı olmak ve kısa sürede işe
yerleştirilmelerini temin etmek üzere Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) işbirliğinde başlatılmış olan “Soydaş Projesi” çerçevesinde turizm,
konfeksiyon,
hizmet, imalat,
inşaat
ve
elektronik
sektörüne
yönelik
mesleklerde 1989 yılında 25, 1990 yılında 85, 1991 yılında 345, 1992 yılında
64 ve 1993 yılında 12 kurs düzenlenmiş ve bu kurslara toplam 9150 kişi
katılmıştır.
2-İstihdam Ve Eğitim Projesi
Geçmiş dönemde Kurumun hizmetlerini ilk defa bir bütün olarak en
çok etkileyen projelerden birisi Dünya Bankasından alınan kredi ile finanse
edilen İstihdam ve Eğitim Projesidir. Proje;
-İşe Yerleştirme Hizmetlerinin Geliştirilmesi,
-İstihdam Hizmetlerinin Çeşitlendirilmesi,
-İstihdam ve Danışmanlık Hizmetlerinin Geliştirilmesi,
-Otomasyon Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması,
-İşgücü Piyasası Bilgileri,
-Kadın İstihdamının Artırılması,
-Meslek Standartları Sınav ve Belgelendirme Sisteminin Oluşturulması
bölümlerini kapsamıştır.
İstihdam ve Eğitim Projesi; işgücü piyasası ve istihdamla ilgili
politikalar tüm toplumu ilgilendirdiğinden, ilgili kurum ve kuruluşlarla
işbirliğinin önemini vurgulayan bir anlayış içinde hazırlanarak uygulanmaya
çalışılmıştır.
87
Projenin hedefi beceri düzeyi düşük işsizlere mesleki eğitim verilerek
üretken
istihdamlarının
sağlanması,
meslek
standartları,
sınav
ve
belgelendirme sisteminin kurulması, işgücü piyasası enformasyon sisteminin
geliştirilmesi ve kadın istihdamının artırılmasıdır. Böylece işgücü piyasasının
kurumsallaşmasının
sağlanması
ve
işgücü
piyasası
politikalarının
oluşturulmasında etkinliğin artırılması amaçlanmıştır.
Proje bölümlerinden olan İşe Yerleştirme Eğitiminin amacı; işsiz ve
vasıfsız işgücüne vasıf ve beceri kazandırıcı eğitim programları uygulayarak
istihdamlarını sağlamaktır. İşe Yerleştirme Eğitimi kapsamında iş piyasasının
nitelikli işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla istihdam garantili ve kendi
işini kuracaklara yönelik işgücü eğitim kursları düzenlenmiştir. İstihdam ve
Eğitim Projesi kapsamında 68.751 kişi istihdam garantili işgücü eğitim
kursuna, 15.891 kişi kendi işini kuracaklara yönelik işgücü eğitim kursuna
olmak üzere toplam 84.642 işsizin projeye katılımı sağlanarak istihdamlarına
yardımcı olunmaya çalışılmıştır.
İstihdam ve Eğitim Projesinin gerçekleştirildiği dönemde şimdiye göre
kurumun kapasitesi, personel sayısı ve niteliği daha düşüktür. Bu projeyle
Kurum olarak işgücü eğitimleri hizmetleri sunulan kursiyer sayısı artırılmıştır.
Projenin denetimlerinde bir çok eksik ve hukuki sorunlar doğuran yanlış
uygulamalar görülmüş, kusuru bulunan işverenler ve sorumluluğu olan kurum
personeli hakkında adli, idari, mali ve disiplin yönünden işlemler yapılmıştır.
Bu projede uygulama sırasında aşağıdaki konulardan; kursa katılan
kursiyerlerin işyerinin işçisi olması, kursiyer ücretlerinin kurs görevlileri
tarafından kursiyerlere ödenmemesi/eksik ödenmesi, kursiyerlere kurs
saatleri
sonrasında
fazla
çalışma
yaptırılması,
işverenin
yükümlülüğüne uymaması gibi sorunlar sadece bazılarıdır.
istihdam
88
Tablo-12: İstihdam Garantili ve Kendi İşini Kuracaklara Yönelik
İşgücü Yetiştirme Kursları (1993-2000/Haziran)
İstihdam Garantili
Yıl
Kurs
Sayısı
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
Toplam
502
653
917
463
463
381
114
136
3.629
Kursiyer
Sayısı
9.264
12.495
17.233
8.897
8.319
7.800
2.584
2.159
68.751
Kendi İşini
Kuracaklar
Kurs
Sayısı
69
155
164
143
141
115
108
58
953
Kursiyer
Sayısı
1.235
2.566
2.600
2.442
2.364
1.942
1.800
942
15.891
Toplam
Kurs
Sayısı
571
808
1.081
606
604
496
222
194
4.582
Kursiyer
Sayısı
10.499
15.061
19.833
11.339
10.683
9.742
4.384
3.101
84.642
Kaynak: Kaynak: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 1993-2000 yılları
verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
3-Özelleştirme Sosyal Destek Projesi
Uygulanan dönemde Ekonomik Reform Programını desteklemek,
özelleştirme programındaki hedeflerin başarıyla tamamlanmasına destek
olmak, kamu kuruluşlarının özelleştirilmelerinden doğan olumsuz ekonomik
ve sosyal etkileri hafifletmek amacıyla “Özelleştirme Sosyal Destek Projesi”
(ÖSDP) oluşturulmuştur. 69
İki defa ÖSDP uygulanmış olup, ÖSDP-I 2002-2005 yılları arasında
yürütülmüş, devamı niteliğinde olan ÖSDP-II ise 2006-2008 yılları arasında
gerçekleştirilmiştir. Her iki projenin finansmanı Dünya Bankası’ndan alınan
kredi ile sağlanmıştır. ÖSDP-I ve ÖSDP-II kredisine ilişkin İkraz Anlaşmaları
sırasıyla 22.12.2000 tarih 24268 sayılı, 27.12.2005 tarih 26036 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Sosyal Destek
Projesi, Birinci Baskı Aralık 2005, s.5.
69
89
Bu
proje
ile
özelleştirme
nedeniyle
işten
çıkartılan
işsizlere
tazminatlarının ödenmesi, ikincil işsizlerde dahil olmak üzere yeniden işe
yerleştirme hizmetinde bulunulması, Ekonomik Reform Programının sosyal
etkileri takip edilerek destekleyici ekonomik ve sosyal politikaların tasarlanıp
oluşturulması hedeflenmiştir.
ÖSDP-I’in toplam bütçesi, 250 Milyon ABD Doları Dünya Bankası
kredisi ve 105,3 Milyon ABD Doları Türk Hükümeti katkısı olmak üzere
toplam 355,3 Milyon ABD Dolarıdır. Bütçenin büyük bölümü işten çıkarılacak
çalışanlara ödenecek olan tazminatlar için kullanılmıştır. Yeniden İşe
Yerleştirme bileşeninde öngörülen hizmetler için İŞKUR ve KOSGEB’e
yaklaşık 25 Milyon ABD Doları kaynak ayrılmıştır. İŞKUR hizmetleri için bu
miktar 22,2 milyon ABD Dolarıdır.
ÖSDP-II’nin toplam bütçesi, 360 milyon Avro olup tamamı Dünya
Bankası kredisi ile karşılanmıştır. Kaynağın önemli bir bölümü Özelleştirilen
Kamu İktisadi Teşebbüsleri çalışanlarının Kıdem Tazminatı ve İş Kaybı
Tazminatlarına
harcanmıştır.
Yeniden
İşe
Yerleştirme
Hizmetlerinde
kullanılmak üzere İŞKUR’a 10 milyon Avro’luk kaynak ayrılmıştır.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinde bir hizmet akdine dayalı olarak ücret
karşılığı
çalışırken
bu
kuruluşların
özelleştirmeye
hazırlanması,
özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen veya tamamen
durdurulması, süreli veya süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi
nedenleriyle işten çıkarılmış veya çıkarılacak olanlar ile Ekonomik Reform
Programının etkisiyle işsiz olan veya anılan programdan dolayı istihdama
katılmakta zorluk çeken kuruma kayıtlı işsizler projenin hedef kitlesidir.
Proje kaynaklarından yararlandırmada öncelik özelleştirme nedeniyle
işten çıkarılanlara verilmesi öngörülmüş ise de, söz konusu işçilere cazip
90
gelmemesi nedeniyle projenin tamamından diğer kuruma müracaat eden
işsizler yararlandırılmıştır.
Proje ile hedef kitle içinde yer alan işsizlere danışmanlık ya da eğitim
desteği verilerek iş piyasasına uyumlarının sağlanması, toplum yararına
çalışma faaliyetleri oluşturarak bu kişilere geçici gelir desteği sağlanması ve
böylece hedef kitlenin yeniden işe yerleştirilmesi ya da kendi işlerini
kurmalarının sağlanması amaçlanmıştır.
Tazminatlar, Yeniden İşe Yerleştirme, Ekonomik Reform Programının
Etkileri ve Proje Yönetimi olmak üzere dört ana bileşenden oluşan ÖSDP,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından koordine edilerek KOSGEB ve
İŞKUR tarafından yürütülmüştür.
Kursiyerlerin tamamını veya bir kısmını kendi bünyesinde istihdam
edecek özel işyerleri % 70 istihdam zorunluluğunu yerine getirerek ve toplam
bütçenin %30’unu karşılayarak bu hizmetleri sunmaları sağlanmıştır. Özel
işyerleri dışındaki diğer hizmet sağlayıcılarda istihdam zorunluluğu % 50
olarak uygulanmıştır. 70
İŞKUR, Yeniden İşe Yerleştirme Hizmetlerini il bazında hizmet satın
alım ilanları yoluyla belirlenen hizmet sağlayıcılar eliyle gerçekleştirmiştir.
Dünya Bankası Saha Uygulama Kılavuzu temel alınarak hazırlanan proje
genelgesinde
uygulama
usul
ve
esasları
alt
başlıklar
halinde
detaylandırılarak, gerekli örnek dokümanlar geliştirilmiştir. Genelgenin eki
olan Hizmet Şartnamelerinde ise; hizmet alım ilanına çıkılması, teklifin
kapsamı, teklif verebilecek kuruluşlar, teklif dosyası belgeleri, şekli,
hazırlanması, tekliflerin verilmesi, değerlendirilmesi, değerlendirme kriterleri
ve sözleşme görüşmeleri, hizmetlerin başlaması, izlenmesi ve proje sonuç
Özelleştirme Sosyal Destek Projesi-2, İŞKUR Faaliyetleri, 2009, s.10.
70
91
işlemlerine ilişkin detay bilgiler ile tüm aşamalarında yürütülen işlemlerde
kullanılmak üzere hazırlanmış olan form, belge ve örneklere yer verilmiştir. 71
İŞKUR ÖSDP Genelge ve talimatları, uygulamada karşılaşılan
güçlüklerin aşılabilmesi için, Dünya Bankası Saha Uygulama Kılavuzu’na
uygun olarak Banka yetkilileriyle yapılan toplantılarda alınan kararlar, il
müdürlüklerinden gelen geri bildirimler, proje danışmanlarınca geliştirilen
öneriler ve İŞKUR Teftiş Kurulu Başkanlığı denetimleri sonucunda revize
edilmiştir.
Tablo-13: ÖSDP Kapsamında Düzenlenen Projeler
Eğitim
Kurs
Kursiyer
İstihdam
TYÇP
İstihdam
Kursiyer
Kurs
Kursiyer
Kurs
ÖSDP
YILLAR
İstihdam
Danışmanlık
TOPLAM
2002
1
59
38
1777
1185
4
34
14
3672
2003
7 2.886 173
269
7.353
4.023
29
417
77
15234
2004
4 1.420 135
177
4.703
2.872
22
260
45
9638
2005
1
300
30
200
5389
3049
21
266
47
9303
2006
1
296
34
72
1486
904
9
113
14
2929
2007
0
0
0
160
3089
1724
16
180
27
5196
2008
0
0
0
228
4443
2160
15
138
23
7007
1408 247
52979
TOPLAM
560
14 5462 431 1144 28240 15917 116
Kaynak:Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 2002-2008 yılları verilerinden
yararlanılarak hazırlanmıştır.
a-ÖSDP Danışmanlık Hizmetleri
Danışmanlık
hizmetlerinin
amacı;
proje
kapsamında
bulunan
katılımcılar belirlenerek, bunların yeni bir iş bulmalarına yardımcı olmak
üzere katılımcılara danışmanlık hizmetleri vermek, iş piyasasındaki işgücü
Özelleştirme Sosyal Destek Projesi-2, a.g.e., 2009, s.13.
71
92
talebini belirlemeye çalışmak, katılımcıların bulunan yeni işe kolayca ve
başarılı bir şekilde uyumlarını sağlamaktır.
Danışmanlık Hizmetleri Çerçevesinde Katılımcılara;
-Meslek Danışmanlığı,
-İşgücü Piyasası Hakkında Bilgilendirme,
-İş Kulübü Hizmeti,
-Sosyal Danışmanlık,
-İşe Yerleştirme Hizmeti,
-Yeni Bölgeye Taşınma Hizmetleri sunulmuştur.
b-ÖSDP Eğitim Hizmetleri
Eğitim hizmetlerinin amacı, proje kapsamında bulunanlara yeni
beceriler kazandırmak suretiyle iş piyasasına girişlerini ve yeni işler
bulmalarını kolaylaştırmaktır. İşgücü eğitim hizmetleri, eğitim kurumlarından
alınabildiği gibi, katılımcıların eğitim sonunda çalışmaya başlayacakları
işyerlerinden de alınmıştır. Ayrıca eğitimin teorik bölümünün eğitim
kurumlarında, pratik bölümünün işyerinde verilmesi de mümkün olmuştur.
Eğitim Hizmetleri kapsamında; istihdam garantili işgücü eğitim kursu
ile kendi işini kuracaklara yönelik işgücü eğitim kursu hizmetleri sunulmuştur.
Proje kurallarına göre verilen teklifler tespit edilerek, hizmet sağlayıcılar
aracılığıyla düzenlenen istihdam garantili işgücü eğitim kurslarına ait bazı
meslekler aşağıda belirtilmiştir;
Ahşap Mobilya ve Kapı Doğramaları, Aşçılık, Bilgisayar İşletmenliği,
Bilgisayar Teknik Servis,
Bilg. CNC Prog. ve Tezgah Operatörlüğü,
Bilgisayarlı Ön Muhasebe, Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üretim, Bilgisayar
Destekli Saç Metal Kalıp Tasarımı, Boya Terbiye, Cer makinesi, Dış Ticaret,
Garsonluk, İmalat ve Pazarlama, Kalite Kontrolcü, Kaynakçılık, Makine
93
Operatörlüğü,
Konfeksiyon
İşçiliği,
Makine
Bakım
ve
Onarımcılığı,
Mobilyacılık, Model Tasarımcı, Nakışçı, Nitelikli Büro Elemanı, Overlokçu,
Oto Elektrik, Oto mekanik, Oto Motor, Otomobil Servis Hizmetleri, Otomotiv
İşçisi, Penye makinesi, PVC Kapı ve Pencere Reçmeci Kursu, Ring İpliği
Harman Hallaç Tarak Cer Fitil makinesi, Makine Bakım, Ring Tesisi İplik
Üretim Makine Bakım, Ambalaj Paketleme, Satış ve Pazarlama, Tarak
Makinesi, Serim ve Kesimci, Singerci, Teknik Resim Eğitimi, Tekstil
Kalıpçılık, Temizlik Elemanı, Turizm Elemanı, Ütücü, Yönetici Sekreterlik.
c-ÖSDP Toplum Yararına Çalışma Programları
TYÇP, özelleştirme ve ekonomik reform programları sebebiyle
işlerinden çıkarılan işçilerle kapsama dahil ikincil işsizlerden kültürel mirasın,
çevrenin ve kamusal alt yapının korunması, sosyal yardımlaşma vb.
alanlarda çalışmak isteyenlere en fazla 6 ay süreyle geçici iş imkanı bulmayı
amaçlar. Bu program katılımcılara geçici iş imkanları sağlayarak onları belli
bir süre için maddi olarak desteklemiş ve ayrıca
çalışma
ortamına
alışarak
iş
tecrübesi
ve
iş
katılımcılar bu sayede
disiplini
edinmelerini
öngörmüştür.
4-Aktif İşgücü Programları Projesi
Aktif İşgücü Programları projesi, Avrupa Komisyonu ve Türkiye
Cumhuriyeti arasında imzalanan anlaşmaya dayalı olarak İŞKUR tarafından
uygulanmış olup, 20.10.2003 tarihinde başlayıp 2006 yılı Mart ayı itibariyle
tamamlanmıştır. Projenin bütçesi 50 milyon Euro’dur. Bu miktarın 40 milyon
Euro’su Avrupa Komisyonunca, 10 milyon Euro’su Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti tarafından karşılanmıştır.
94
Proje; Kurumsal Yapılanma, İŞKUR Ofislerinin modernizasyonu ve
Aktif İstihdam Tedbirleri olmak üzere 3 bileşenden oluşmuştur.
Hibe planı temel olarak; bölgesel ihtiyaçlar, imkanlar ve çözümler göz
önünde bulundurularak, mesleki eğitim ve diğer aktif istihdam önlemleri
yoluyla işsizlerin iş bulma yeteneklerinin geliştirilmesini amaçlamıştır.
Projenin hedefleri;
-Gelecekteki ekonomik büyümeyi teşvik edecek şekilde girişimcilik ve
iş yönetimi konularında yoğunlaşmak üzere yapısal değişiklikler ve beceri
taleplerine daha fazla uyum sağlayabilecek bir iş piyasasının geliştirilmesi,
-Etkin istihdam önlemleri yanı sıra iş piyasasının değişen ihtiyaçları
karşısında yeni beceriler geliştirebilme olanakları yaratarak iş arayanların
daha kolay istihdam edilmesini sağlamak, işsiz gençler v.s. muhtaç kesimlere
eşit iş olanakları yaratabilmek, olarak sıralanmıştır 72.
Projenin hedef kitlesi;
-İşgücüne katılım oranının düşük olması nedeniyle kadınlar, engelliler
ve istihdamında zorluk çekilen diğer bireyler,
-Kamu ve özel sektörde toplu işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya olan
işçiler,
-Düşük niteliklere sahip olanlar ve sahip oldukları nitelikler bölgenin
işgücü piyasasının taleplerine uygun olmayanlar olmak üzere, genç
işsizler(15-25 yaş arası), 9 aydan daha fazla süreli işsizler, kırdan kente göç
edenler ve diğer dezavantajlı ve risk altındaki gruplardır.
“Yeni Fırsatlar Programı” olarak adlandırılan hibe planı dahilinde 32
milyon Euro’nun aktif istihdam tedbirleri içeren projelere hibe edilmesi
planlanmış, bu kapsamda 245 proje uygulanmıştır. Projelerin 17’si
dezavantajlı gruplar için, 37’si gençler, 122’si işsizler, 30’u kadınlar, 23’ü iş
Aktif İşgücü Programları, AB-Türkiye İş Kurumuna (İŞKUR) Destek Projesi Sonuç Tanıtım
Kitapçığı, 2006, s.26.
72
95
sahipleri, 16’si diğer gruplar için düzenlenmiştir. Bu projelerden 48.644 kişi
faydalanmıştır.
Tablo-14: AB Aktif İşgücü Programları Projesinden Yararlananlara Ait
Bilgiler
Faydalanan Sayısı
Kadın Faydalanan
Erkek Faydalanan
Faydalanan Engelli Sayısı
Faydalanan Hük./Eski Hük.
Sertifika Sayısı
İşsiz Sayısı
İstihdam Edilenler
Kendi İşini Kuran Erkekler
Kendi İşini Kuran Kadınlar
48.644
19.566
29.078
1.376
91
36.535
30.294
9.298
1.315
Verilen Seminer/Konferans
Çalışan veya Kendi İşini Yürüten Kadınlar
Çalışan veya Kendi İşini Yürüten Erkekler
Girişimcilik Kursu Kadın Katılımcı
Girişimcilik Kursu Erkek Katılımcı
Engelli Kadın Sayısı
Engelli Erkek Sayısı
Hükümlü/Eski Hükümlü Kadın Sayısı
Hükümlü/Eski Hükümlü Erkek Sayısı
5.925
1.375
6.091
1.781
2.177
384
992
2
90
647
Kaynak: Aktif İşgücü Programları, AB-İŞKUR’a Destek Projesi Sonuç Kitapçığı, 2006, s-26.
B-Mevcut Devam Eden Projeler
Türkiye İş Kurumu aktif istihdam politikaları bağlamında işgücü eğitim
kurslarına devam etmektedir. Söz konusu faaliyetler adeta kurumun varlık
nedenlerinin en önemlileri arasındadır. Ülkemizde ve dünyada yaşanmaya
devam eden ekonomik kriz, geçmişten beri sunulan işgücü eğitim
hizmetlerinin önemini daha da artırmıştır.
İŞKUR tarafından sunulan işgücü eğitim hizmetlerinin finansmanı;
-Kurum bütçesinden,
-İşsizlik Sigortası Fonundan,
-Özürlü ve eski hükümlü yükümlülüğünden toplanan idari para cezalarından,
-Uluslararası kurum ve kuruluşlarla yapılan işbirliği sonucunda yürütülen
projeler için sağlanan hibe ve kredilerden karşılanmaktadır.
Bu başlık altında halen İŞKUR tarafından sunulan faaliyetler ele
alınacaktır. Mevcut faaliyetler içerisinde şu an itibariyle Dünya Bankası
96
kredisi ile finanse edilen herhangi bir proje bulunmamaktadır. Diğer taraftan
AB Sosyal Fonundan temin edilen hibelerle AB projeleri devam etmektedir.
Bir gerçeğin ifade edilmesi gerekirse; AB tarafından ülkemize tahsis edilen
kaynak ile projeden yararlanan kişi sayısı çok düşük kalmasına rağmen,
yazılı ve görsel basında yapılan reklam kampanyaları ile hibe edilen kaynak
ve yararlanan kişi sayısının misli katı kadar kamuoyunda farklı algı
yaratılmaktadır. Bu itibarla; İŞKUR tarafından sunulan işgücü eğitim
projelerinin çok önemli bölümünün finansmanının İşsizlik Sigortası Fonundan
karşılandığını ifade etmek önemlidir.
1-Fon Kaynaklı İşgücü Eğitim Projeleri
Bilindiği üzere 1999 yılında İşsizlik Sigortası Kanunu kabul edilerek,
2002 yılından itibaren işten çıkarılan sigortalı işsizlere işsizlik sigortası
ödemeleri yapılmaktadır. Adı geçen Kanunun gereği olarak işsizlik sigortası
hizmetleri kapsamında sigortalı işsizlere yönelik işgücü eğitim kursları
düzenlenmektedir.
Tablo-15: İşsizlik Sigortası Fonu’nun Görünümü
GELİRLER VE GİDERLER
İŞSİZLİK SİG. PRİMLERİ
DEVLET PAYI
İDARİ PARA CEZALARI
GECİKME ZAMMI
DİĞER GELİRLER
İADE GİRİŞ
FAİZ GELİRİ
GİRİŞLER TOPLAMI
FON GİDERLERİ
İADE ÇIKIŞ
ÇIKIŞLAR TOPLAMI
TOPLAM VARLIK
TOPLAM (TL)
17.575.840.140,95
5.942.041.172,16
15.622.894,65
389.691.761,39
202.613,90
150.318.119,92
31.282.829.823,90
55.356.546.526,86
11.845.976.073,67
4.376.608,57
11.850.352.682,24
43.506.193.844,62
Kaynak:Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın
Bülteni(31.05.2010 tarihi itibariyle), Haziran 2010, s. 4.
97
Ciddi miktarda kaynağın birikmesinin de etkisiyle, diğer işsizlere
yönelik yapılacak işgücü eğitim faaliyetlerinin giderinin İşsizlik Sigortası
Fonundan karşılanmasına yönelik mevzuatta değişiklik yapılmıştır. İşsizlik
Sigortası Fonu miktarı ile ilgili bilgilerden de anlaşılacağı üzere, İŞKUR’un
etkin
aktif
istihdam
politikaları
sunabilmesi
için
kaynak
sorunu
bulunmamaktadır.
a-Ülke Genelinde Uygulanan İşgücü Eğitim Projeleri
-İşsizlik ödeneği alanlara yönelik düzenlenen işgücü eğitim hizmetleri;
4447 sayılı Kanun uyarınca işsizlik ödeneği alan sigortalılara yönelik
düzenlenen faaliyetlerdir. Sigortalı işsiz, işsizlik ödeneği alırken aynı
zamanda bir kurs programına katılabilmektedir.
-İstihdam Garantili işgücü eğitim hizmetleri; Herhangi bir meslekte kurs
verilmek üzere özel işyerlerinden hizmet satın alınarak düzenlenen
programlardır. Kursun sonunda başarılı olan kursiyerlerin asgari % 50’sinin
işveren tarafından istihdam edilmesi gerekir.
-Kamu-Özel
Eğitim
Kurum/Kuruluşları
ile
düzenlenen
istihdam
garantisi olmayan işgücü eğitim hizmetleri; Kamu da daha çok Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı Halk Eğitim Müdürlükleri ve Mesleki Eğitim Merkezleri ile
işbirliği yapılarak düzenlenen programlardır. Özel de ise genellikle eğitim
veren özel öğretim kurumları ve dershaneler ile gerçekleştirilen kurslardır.
Kursiyerlerin istihdam yükümlüğü bulunmamaktadır.
-Toplum Yararına Çalışma Programları; TYÇP, işsizliğin yoğun olduğu
dönemlerde işsizlerin kısa süreli istihdam ve eğitimini amaçlayan, doğrudan
veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesini
sağlayan programlardır. Bu faaliyetler, genellikle ekonomik kriz, özelleştirme,
98
ekonomik yapılanma, doğal afetler ve işsizliğin yoğun olduğu dönemlerde
Kuruma kayıtlı işsizlerin, çalışma yaşamından uzun süre ayrı kalarak maddi
sıkıntıya
düşmelerini
yitirmemelerini,
kısa
önlemek,
süreli
çalışma
istihdam
ve
alışkanlık
eğitimlerini
ve
disiplinlerini
sağlamak
için
yürütülmektedirler.
TYÇP’ ler, çevre temizliği, kamusal altyapının yenilenmesi, Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı resmi okullarda çevre düzenlemesi, bakım onarım ve
temizlik
işleri
yapılması,
restorasyon,
kültürel
mirasın
korunması,
ağaçlandırma, park düzenlemeleri, vadi ıslahı, erozyon engelleme çalışmaları
konularında düzenlenebilmektedir.
Katılımcılara TYÇP süresince cari asgari ücret üzerinden çalışma
süresine göre hesap edilecek ücret ödenmekte ve sosyal güvenlik ve genel
sağlık sigorta prim ödemeleri gerçekleştirilmektedir.
b-GAP
Bilindiği üzere GAP; Güneydoğu Anadolu Projesi’nin sahip olduğu
kaynakları değerlendirerek, bu yörede yaşayan insanlarımızın gelir düzeyini
ve yaşam kalitesini yükseltmeyi, bölgelerarası farkları gidermeyi ve ulusal
düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmayı
amaçlayan ve ülkemizi uluslararası alanda markalaştıran bir bölgesel
kalkınma projesidir.
18.06.2008 tarih 26910 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren 2008/1 sayılı Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde GAP
Eylem Planının temel amacının; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ekonomik
büyüme, sosyal gelişme ve istihdam artışı sağlayarak bölgede yaşayan
vatandaşlarımızın refah, huzur ve mutluluğunun artırılması olarak ifade
edilmektedir.
99
Eylem Planının “Sosyal Gelişmenin Sağlanması” bölümünde şu
açıklamalara yer verilmiştir; İstihdamın artırılması, işsizliğin ve kayıt dışı
istihdamın
azaltılması,
işgücünün
kalitesinin
yükseltilmesi
ile
sosyal
entegrasyonun sağlanması için başta kadınlar ve gençler olmak üzere
kırılgan grupların
istihdama katılımlarının
kolaylaştırılması önem arz
etmektedir. Bu çerçevede, bireylere yönelik meslek edindirme, beceri
kazandırma ve kişilerin kendi işlerini kurmalarına yönelik eğitim ve
danışmanlık hizmetleri verilecektir. Aktif işgücü politikaları kapsamında,
İŞKUR’un yerel düzeydeki kurumsal kapasitesi geliştirilecek, hizmet alanı
çeşitlendirilecektir. 73
Söz konusu Eylem Planı Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep,
Şırnak, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa illerini kapsamakta ve projenin, istihdam
ile ilgili 4 adet eylem maddesinden sorumlu kuruluş İŞKUR olup, 2008-2012
yıllarını kapsayan planın toplam bütçesi 139.329.000 TL’dir. Maddeler şu
şekilde sıralanmıştır;
1-İşgücü yetiştirme programları yaygınlaştırılacak ve bu programların
etkinliği artırılacaktır,
2-Kendi işini kurmak isteyenlere yönelik eğitim programları ve
danışmanlık hizmetleri etkin biçimde verilecektir,
3-İşgücü
piyasasına
girişleri
kolaylaştırmak
amacıyla
mesleki
danışmanlık ve rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılacak ve daha etkin hale
getirilecektir,
4-İstihdamı
artırmaya
yönelik
hibe
programı
geliştirilecek
ve
uygulanacaktır. 74
Bu maddeler içerisinde işgücü yetiştirme kursları ile kendi işini
kuracaklara yönelik eğitim programı hizmetlerinin mevcut İŞKUR faaliyetleri
içerisinde devam ettiğini, farklılık olarak sayılan illere daha fazla kaynak
http://www.gap.gov.tr/Turkish/Genel/eylem812.pdf,s.31,erişim:22.12.2009
73
http://www.gap.gov.tr/Turkish/Genel/eylem812.pdf,s 36,erişim:22.12.2009
74
100
ayrılması olduğu ortaya çıkmaktadır. 1 ve 2 inci madde de yer alan faaliyetler
ile ilgili hizmet alımları Kamu İhale Kanunu’na göre doğrudan temin
çerçevesinde yapılmaktadır.
Bir diğeri de İstihdamı artırmaya yönelik AB
hibe projelerine benzer hibe programının geliştirilip uygulanacağıdır. Ancak
2009 yılı sonu itibariyle 3 ve 4 üncü madde de yer alan eylemler ile ilgili
olarak hazırlıkların devam ettiğinden uygulamanın henüz başlamadığıdır.
GAP Eylem Planı’nda da görüldüğü üzere klasik anlamda aktif
istihdam politikaları araçlarından sadece işgücü eğitim kursları ağırlıklı
faaliyetlere yer verilmiştir. Burada diğer uygulamalara göre önemli ve farklılık
arz eden husus, henüz uygulaması başlamayan istihdamı artırmaya yönelik
hibe programının geliştirilip uygulanacağına ait faaliyettir.
2-AB Projeleri
Avrupa Birliği işbirliği çerçevesinde diğer aday ve potansiyel aday
ülkelere olduğu gibi Türkiye’ye de katılım öncesi mali yardımlarda
bulunmaktadır. Bu yardımların ana hedefi, AB’ye uyum sürecinde engellerle
mücadele etmeleri ve AB üyeliği için Kopenhag Kriterlerini yerine getirmeleri
için gerekli reformları yapmaları konusunda aday ülkelere destek olmak diye
tanımlanmaktadır.
Bu kapsamda; istihdama yönelik Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti
tarafından
ortaklaşa
düzenlenmektedir.
Söz
finanse
konusu
edildiği
hibe
çeşitli
hibe
programlarının
programları
teknik
olarak
yürütülmesinden ve izlenmesinden İŞKUR sorumludur. Merkezi Finans İhale
Birimi ise hibe programının ihaleye çıkılması, sözleşmelerin yapılması, idari
ve mali prosedürlerin yürütülmesi, projelere ödemelerin yapılmasından
sorumludur.
101
a-Genç İstihdamın Desteklenmesi Hibe Programı
İnsan kaynaklarının geliştirilmesi alanında AB fonlarından yardım
sağlanan programlama esaslarının genel hedefi, daha çok ve daha iyi işler ve
daha fazla sosyal uyum ile sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayabilen
bilgi-temelli bir ekonomiye geçişi desteklemek olarak ifade edilmektedir.
İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı’nın 4 no’lu bileşeni
olarak uygulanan Genç İstihdamın Desteklenmesi hibe programının genel
hedefi ise, başta genç nüfus için özellikle işsizlik oranlarını düşürerek daha
fazla insanı istihdama çekmek ve istihdamda tutmak olarak belirtilmektedir. 75
Bu hibe programının genç işsizlik oranını azaltması ve gençlerin
işgücü
piyasasına
katılımını
arttırmak
yönünde
katkı
sağlaması
beklenmektedir. Proje kaynağının % 85’i Avrupa Komisyonu bütçesinden, %
15’i Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden eş-finansman yolu ile karşılanmak
üzere toplam 21.000.000 Avro’dur.
Yerel yönetimler, işçi ve işveren örgütleri, üniversiteler, meslek odaları,
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve şirketler (iştirakçi olarak) gibi ilgili aktörlerin
tamamlayıcı faaliyetleri arasında sinerji yaratmak üzere 15-29 yaşları
arasındaki
gençlerin
istihdamını
ve
girişimciliğini
desteklemeyi
amaçlamaktadır. Bu program kapsamında verilecek hibenin alt sınırı
100.000, üst sınırı ise 400.000 Avro’dur.
b-Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı
Kadınların istihdam edilebilirliklerinin yetersizliğinin ana nedenleri;
beceri ve mesleki nitelik eksikliği; toplumun, kadınlara çocuk ve yaşlı bakımı
sorumlulukları yükleyen geleneksel cinsiyet rolleri ve özellikle toplumun fakir
Merkezi Finans İhale Birimi, Genç İstihdamın Desteklenmesi Hibe Programı, Hibe Başvuru
Rehberi, 2008, s.4
75
102
bölgelerindeki ataerkil aile yapısıdır. Kadınların istihdam edilebilirliklerini
etkileyen diğer bir neden ise eğitime katılım düzeylerinin düşük olmasıdır.
Bahsi geçen konularla baş edebilmek için, bu hibe programı; yerel ihtiyaçlara
uygun olarak kadınların işgücü piyasasına katılımına mâni olan sosyokültürel engelleri aşmak, istihdama erişimlerini desteklemek ve eğitim vermek
yoluyla, kadınların istihdam edilebilirliklerini artırmayı amaçlamaktadır. Ek
olarak, bu hibe kadın girişimciliğini desteklemeyi hedeflemektedir. 76
Bu hedefe; Kadınların istihdam edilebilirliğini arttırmayı, Kadın
girişimciliğini desteklemeyi, Kadınların işgücü piyasasına katılımları önündeki
kültürel ve diğer engelleri azaltmayı amaçlayan çeşitli projeler ile ulaşılması
beklenmektedir.
Hedef Kitle;Bakım sorumlulukları nedeniyle uzun süre işsiz kalmış
kadınlar, daha önce tarım sektöründe çalışmış olan kadınları da içerecek
şekilde kentsel alanlarda yaşayan, işsiz ve işgücüne dahil olmayan
kadınlardır.
Hibe Programından faydalanan hedef grubun orta vadede en az
%35’inin
istihdam
edilmesi,
en
az
%30’unun
ise
girişimci
olması
beklenmektedir. Bu Teklif Çağrısı için ayrılan toplam tutar 13.700.000
AVRO’dur. Bu tutarın %85’i Avrupa Komisyonu bütçesinden, %15’i Türkiye
Cumhuriyeti bütçesinden eş-finansman yolu ile karşılanacaktır. 77
3-Özürlü ve Eski Hükümlü İdari Para Cezaları Kaynaklı Projeler
Özürlülere ve hükümlü/eski hükümlülere yönelik düzenlenen kursların
Merkezi Finans İhale Birimi, Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı, Hibe Başvuru
Rehberi, 2008, s.4
76
Merkezi Finans İhale Birimi, Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe Programı, Hibe Başvuru
Rehberi, 2008, s.5
77
103
giderleri, 4857 sayılı İş Kanununa dayanılarak özürlü ve eski hükümlü
çalıştırmayan işverenlerden ceza olarak kesilen paralardan karşılanmaktadır.
Diğer kurslara nazaran bu kursların teklif edilmesi,
edilerek
onaylanması,
kaynağın
tahsis
edilmesi,
teklifin kabul
Çalışma
Bakanlığı
bünyesinde oluşturulan ceza paralarını kullandırmaya yetkili komisyon
tarafından yapılmaktadır.
Ceza Paralarını Kullandırmaya Yetkili Komisyon, ceza paralarının
nerelere ve ne kadar verileceği hakkında karar vermek üzere her yılın Ocak,
Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında toplanır.
Burada dikkat çeken bazı hususları vurgulamakta yarar vardır, şöyle
ki; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü Ceza Paralarını Kullandırmaya Yetkili
Komisyonun üyesi ise de, kursların teklif edilmesi, değerlendirilmesi,
onaylanması Kurum tarafından düzenlenen kurslardan farklı ve gevşek
süreçlere tabidir. Bilindiği üzere yapılan yasa değişikliği ile özel sektörde eski
hükümlü istihdam etme zorunluluğu kaldırılmıştır, özel sektörde özürlü
istihdam etme yükümlülüğü devam etmekte olup, ileride bu uygulama
konusunda cezadan ziyade teşvik etme yoluna gidilmesi daha etkili olacağı
düşünülmektedir. Mevcut uygulama devam ettiği sürece, ilgili Kanuna
istinaden özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işverenlerden kesilen ceza
paralarının kullanımının, yapılacak bir yönetmelik değişikliğiyle Türkiye İş
Kurumu bünyesine alınarak bir plan doğrultusunda tek elden kaynak tahsis
edilmesinde yarar bulunmaktadır.
Şüphesiz dezavantajlı gruplar arasında yer alan özürlü ve hükümlü/
eski hükümlülere yönelik işgücü eğitimi kurslarına ve istihdam edilme
kapasitelerini artırıcı projelere destek verilmesi gerektiğinde tartışma
bulunmamaktadır. Ancak bunlarla ilgili harcanan kaynakların objektif usullere
göre ve bir plan doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekir. Bazı illerde hiç
özürlü ve eski hükümlülere yönelik bir kurs faaliyeti düzenlenmez iken, başka
104
illerde plansız ve programsız şekilde ihtiyaçtan fazla olarak kurslar
gerçekleştirilmektedir, hatta kimi illerde de normal işsizlere yönelik harcanan
kurslara yakın veya daha fazlası özürlü kurslarına harcanmaktadır.
C-Yeni Uygulanmaya Başlayan Projeler
Özellikle dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan ekonomik krizin
etkisi ile Türkiye İş Kurumu yeni önlemler ve projeler uygulamak zorunda
kalmıştır. Bu yeni uygulamalar ve önlemler; işsizlerin işyerlerinde staj
yaparak istihdam edilebilirliklerini sağlamak için staj programları, potansiyel
işsizler arasından seçilmek suretiyle eğitimin sonunda kendi işini kurmasına
imkan sağlamak için girişimcilik programı olarak sıralanmaktadır. Söz konusu
projelerin finansmanı ise kendi öz kaynaklarımız olan İşsizlik Sigortası
Fonundan karşılanmaktadır.
İşgücü piyasasının dinamik olması özelliğinden dolayı, ülkemiz
şartlarına göre ve sürekli iyileştirme ilkesi çerçevesinde, Kurumun bundan
sonrada mevcut işsizliğin önlenmesi ve istihdamın artırılmasına yönelik
olarak, yeni aktif istihdam politikaları uygulamalarına devam edeceği
düşünülmektedir.
1-Staj Programları
Türkiye İş Kurumu tarafından 2009 yılı içerisinde uygulamaya konulan
bir programdır. Kurum tarafından Staj programı en az lise ve üstü
düzeyindeki eğitim kurumlarından mezun 16 yaşından gün almış olan
işsizlerin mesleki yeterliklerini geliştirebilmelerini sağlamak amacıyla, 10
çalışandan az olmamak üzere özel sektörde faaliyet gösteren işyerlerinde
düzenlenir. Bir işsiz staj programlarından bir kez yararlanabilir.
105
Stajyerlerin, staj programlarının başlamadan önceki 3 aylık dönemde
işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması, son
altı aylık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama
sigortalı sayısına ilave olması zorunludur.
Örneğin bir işyerinde staj programı öncesinde ki son altı aylık
dönemde ortalama sigortalı sayısı 50 olup, fiilen bu işyerinde 40 çalışan
bulunduğu durumda, staj programlarını verebilmesi için bu işletmede çalışan
kişi sayısının 50 kişiye tamamlanmış olması gerekmektedir.
Staj Programlarının düzenlendiği işyerlerinden hiçbir surette vergi,
SGK prim ve prime ilişkin borcu ile SGK’ca kesilmiş idari para cezası
olmadığına dair belge istenmemektedir.
Staj programı; işyerinin yetkili temsilcisi ile stajyerin imzalayacakları
Staj Sözleşmesi ile fiilen başlayacaktır. Programlara katılan stajyerin kursiyer
ücreti ile iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi gideri kurum tarafından
karşılanmaktadır.
Program süresi; günlük en fazla 8 saat, haftalık 40 saat olmak üzere
toplam 6 aydır. Stajyer sayısı, staj programları başlamadan önceki son altı
aylık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde, bildirilen ortalama
sigortalı sayısının 1/20’sinden fazla olamaz.
Sözleşmenin Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olmadığının,
yanlış bilgi ve belgelerin düzenlenerek Kurumun yanıltıldığının tespit edilmesi
halinde meydana gelen zararlar sözleşmenin tarafı olan stajyer, işveren veya
işveren vekilinden tahsil edilir.
Kurumun denetim yetkisi saklı olup, İl İstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurulunca oluşturulan Denetim Kurulu tarafından denetlenir. Programın
etkinliğini ölçmek amacıyla staj programlarına katılanların durumları Kurum
106
Müdürlükleri tarafından, 6 aylık periyotla iki kez sistem üzerinden
sorgulanacaktır.
2-Girişimcilik Eğitimleri Projesi
Kuruma kayıtlı işsizlere kendi işlerini kurmalarına yardımcı olmak
amacıyla
girişimcilik
eğitimleri düzenlenmektedir. Türkiye
İş
Kurumu
tarafından uygulanan kendi işini kuracaklara yönelik işgücü eğitim kurslarının
yerine 2009 yılı içerisinde uygulamaya konulan bir programdır. Kursiyerler;
girişimcilik eğitimi almak isteyen 18 yaşını tamamlamış, en az ilköğretim
okulu mezunu veya iş kurmak istediği alanda geçerli sertifikası/belgesi olan
işsizler arasından eğitim durumları, mesleki deneyimleri, mali yeterlilikleri gibi
kriterlere göre belirlenir. Kursiyerler girişimcilik eğitiminden yalnızca bir kez
yararlanabilir.
Girişimcilik eğitimleri Kamu İhale Kanunu çerçevesinde Doğrudan
Temin yoluyla hizmet satın alınarak gerçekleştirilir. Eğitim grupları en az 10
en fazla 25 kişiden oluşur. Eğitim gideri, kursiyer ücreti ve iş kazası ve
meslek hastalığı sigorta primi giderleri kurum tarafından karşılanmaktadır.
Hizmet
alımlarında
öncelikli
olarak
hizmet
sağlayıcı
kurum/kuruluşların niteliksel uygunluğu değerlendirilir. Niteliksel uygunluk
değerlendirmesi yapılarak kurum/kuruluşların girişimcilik eğitimi verebilmesi
için gerekli şartları taşıyıp taşımadığı belirlenir.
Değerlendirme sonrasında gerekli yeterliliğe ve girişimcilik eğitiminin
verilebilmesi için gerekli şartlara sahip olduğu belirlenen hizmet sağlayıcı
kurum/kuruluşlardan
hizmet
satın
alınır.
Eğitim
hizmeti
alınacak
kurum/kuruluşların girişimcilik eğitimi alanında faaliyet göstermesi gerekir.
107
Tablo-16: İŞKUR Tarafından Gerçekleştirilen İşgücü Eğitim
Hizmetleri(2005-2009)
Kurs
Katılan
Kurs
Katılan
Kurs
Katılan
2009
Katılan
2008
Kurs
2007
Katılan
2006
Kurs
2005
90
1402
126
2019
413
6188
283
3916
325
4.346
28
579
246
5025
196
9327
368
8666
942
21.608
89
1379
118
1687
275
4329
442
6839
23
383
29
448
38
648
86
1698
279
4622
304
6.655
222
5955
82
1895
176
3269
243
4581
0
0
42
1710
94
3047
179
7880
273
3582
220
2.619
0
0
0
0
0
0
0
0
5.174 108.630
TYÇP
0
0
0
0
0
0
0
0
1.613
44.628
GAP II
0
0
0
0
0
0
0
0
515
11.854
GAP II TYÇP
Hibe
Projeleri
0
0
0
0
0
0
0
0
14
839
0
0
0
0
0
0
0
0
381
10.149
Staj
0
0
0
0
0
0
0
0
555
1.285
Girişimcilik
Çalış. Mes.
Eğitim
0
0
0
0
0
0
0
0
1
19
0
0
0
0
0
0
0
0
34
387
Kurs Türü
Eski
Hük./Hük.
İstihdam
Garantili
İşsizlik Sig.
Yön.
Kendi İşini
Kur.
ÖSDP
Özürlülere
Yön.
İşgücü Yet.
Kurs.
Toplam
500 11473
704 14321
1325 32691
1888 32206 10.101 213.402
Kaynak:Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 2005-2009 yıllarına ait verilerinden
yararlanılarak hazırlanmıştır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İŞGÜCÜ EĞİTİM PROGRAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE
ÜLKEMİZDE AKTİF İSTİHDAM POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE
İSTİHDAMIN ARTIRILMASI ÖNERİLERİ
Türkiye’de işgücü eğitim programlarının uygulanması sürecinde bir
takım sorunların yaşandığı bilinmektedir. İşgücü eğitim programlarında
özellikle yaşanan sorunların ayrıntılı olarak ortaya konulma zorunluluğu
bulunmakla birlikte, istihdama katkısının değerlendirilmesine ve sistemin
iyileştirilmesine yönelik ne gibi önlemler alınması gerektiği büyük önem
taşımaktadır.
Diğer taraftan işsizliğin önlenmesinde ve istihdamın artırılmasında
işgücü eğitim programlarının önemli ancak sınırlı bir etkiye sahip olduğu,
diğer aktif
ve pasif istihdam politikası araçları ile birlikte uygulandığında
etkinliğinin artacağı değerlendirilmektedir.
Özellikle ülkemizde sistemli bir şekilde uygulanması gereken aktif ve
pasif istihdam politikası araçlarından işgücü talebinin artırılmasına yönelik
programlara değer ve öncelik vermelidir. Şimdiye kadar göz ardı edildiği
düşünülen bu politikalar ile para ve maliye politikaları gibi makro ekonomik
politikalarla ilişkisinin, bağının kurulması artık ihmal edilmemesi gereken çok
önemli bir husustur.
İstihdam
politikalarının
merkezinde
olması
gereken
İŞKUR’un
yeniden yapılandırılması ve kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi sorunun
nitelikli kadrolar eliyle çözülmesine imkan verecektir. Politika ve programları
uygulamaya koyacak iradenin bakış açısı, felsefesi ise çözümün anahtarı
olacaktır.
109
I-İŞGÜCÜ EĞİTİM KURSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
İŞKUR ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen işgücü
eğitim kurslarının uygulanması sonucunda bir çok konunun ortaya çıkması
tabidir. Kurslardan planlanan ve beklenilen yararın elde edilmesi amacıyla,
ülke genelinde kursların performansının günlük, haftalık, aylık ve yıllık
periyotlarla takip edilerek raporlaştırılması, etkin denetim yapılması, kursun
istihdama etkisini ve başarısını ölçmek için objektif değerlendirme kriterlerinin
uygulanması, kursiyerin kurs sonrasında istihdamda kalış süresinin takip
edilmesi,
uygulamanın
güçlü
ve
zayıf
yönlerine
dikkat
edilerek
güncellenmesi, bir ilke olarak sistemin sürekli iyileştirilmesi oldukça önemlidir.
İŞKUR haricindeki diğer kurum ve kuruluşların düzenlediği işgücü
eğitim faaliyetlerinde genel olarak kurs sonrasında kursiyerin istihdamına
yönelik bir süreç olmadığı gibi, zorunluluk da bulunmamaktadır. Bu nedenle
İŞKUR işgücü eğitim kursları istihdam açısından ayrı bir önem taşımaktadır.
A-Mevcut Uygulamada Görülen Hususların Değerlendirilmesi
İŞKUR tarafından düzenlenen işgücü eğitim programları ile ilgili olarak
uygulamada
başlayarak
iyileştirmesine
birtakım
günümüze
yönelik
sorunlar
kadar
birtakım
yaşanmaktadır.
uygulamada
önlemler
Özellikle
karşılaşılan
alınmıştır.
1990’lardan
sorunların
Ancak
yapılan
iyileştirmelere rağmen uygulamada birçok sorun varlığını halen devam
ettirmektedir. Konunun daha anlaşılabilir olması için özelikle sıralama
yöntemi tercih edilmiş olup, mevcut sorunlardan tespitlerimiz doğrultusunda
en önemli görülenleri şöyledir;
1-Seçilen ve kursa devam eden kursiyerin işbirliği yapılan işyerinin
sigortasız-kayıtdışı çalışanı olması; İstihdam ve Eğitim Projesi ile ÖSDP’lerde
yoğun olarak karşılaşılmıştır. Yapılan kısmi iyileştirmelere rağmen halen
110
sorun mevcut kurslarda da devam etmektedir. Genel olarak ülkemizde
yaşanan kayıtdışı istihdamın olumsuz bir yansıması olarak karşımıza
çıkmaktadır. Kurs başlamadan önce kursiyer seçimi sırasında; işverenden
kursiyerlerin kendi işçisi olmadığına dair, kursiyerden de işyerinin çalışanı
olmadığına dair taahhütname alınmasına rağmen kursiyerler işyerinin işçisi
çıkabilmektedir.
Taahhütname alınması işleminde; işçinin işverene bağımlı olması ve
işten çıkarılma endişesiyle genellikle ikilemde kaldığı, işbirliği yapılan
işverenin de çeşitli nedenlerle işçilik maliyetlerinden kaçınma güdüsüyle
hareket ettiği, böylelikle her iki tarafın farklı beyanda bulunması sonucunda
taahhütname alınması işleminin uygulamada soruna çözüm getirmekten uzak
olduğu görülmektedir.
Son birkaç yıldır yürürlüğe konan kursiyer sigorta sorgulama işlemi
yerinde bir uygulama olmasına rağmen, sadece kayıtlı çalışanların
görülebilmesini sağlamakta, diğer kayıt dışı çalışanların çapraz kontrolüne
herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
2-Kurs eğitim programının planlandığı gibi yürütülmemesi;İşbirliği
yapılan kurs firmasının/işverenin kurs başlamadan önce taahhüt ettiği
programa uygun eğitim vermemesi sorunuyla karşılaşılmaktadır. Teorik
eğitim veya pratik eğitim dilimlerinden herhangi birisinin dikkate alınmaması,
eğiticilerin olmaması, eğiticilerin yeterli şartları taşımaması, eğitici değişikliği
prosedürüne uyulmaması, ayrıntılı zaman plan taslağında yer alan konulara
riayet edilmemesi, eğitim programı dışına çıkarak işverenin kursiyerleri işçisi
gibi çalıştırması gibi sorunlar yaşanmaktadır.
3-Kursiyerlerin işverence işyerinin işçisi gibi görülerek kurs saatleri
sonrasında fazla mesai yaptırılması; Kurs eğitim programında planlanan kurs
saatleri haricinde işverenin kursiyerlere işçisi gibi fazla mesai yaptırmaktadır.
İşveren fazla çalışma yaptırırken bazen kursiyerin rızasını alarak ek ücret
111
ödemekte, çoğu zamanda kursiyerin rızası alınmadan ve herhangi bir ücret
ödenmeden fazla çalışma yaptırılmaktadır. Uygulamada kursiyerin rızasını
almak ve ücretini ödemek suretiyle işverenin fazla çalışma yaptırabileceği
savunulmaktadır. Kursiyerlerin bir hizmet akdine bağlı olmamalarına rağmen
işçi gibi fazla çalışma yaptırılması çelişkili bulunmaktadır.
4-Kursiyer ücretlerinin bankaya yatırıldıktan sonra işveren tarafından
kursiyerden geri alınması;İstihdam
ve Eğitim projesinde kursiyer ücretleri
İŞKUR tarafından nakit olarak ve elden kursiyerlere ödenmekteydi, ancak
kursiyer ücretlerinin ödenmesi konusunda bazı sorunlar yaşandı. Daha sonra
ÖSDP ile birlikte kursiyer ücretlerinin işveren tarafından kursiyerlerin banka
hesaplarına yatırılması ve dekontu ibraz etmesi yolu benimsendi. Bu şekilde
de az da olsa banka hesabına yatırılan kursiyer ücretinin işveren tarafından
geri alınması sorunu yaşanmaktadır.
5-Kurs sonunda başarılı olan kursiyerlerin % 50’sinin istihdam edilmesi
yükümlülüğüne işveren veya kurs firması tarafından uyulmaması;Kurs
sonunda başarılı olan kursiyerlerinin % 50’sinin işveren tarafından istihdam
edilmesi yükümlülüğünün ya hiç ya da kısmi olarak yerine getirilme sorunu
yaşanmaktadır. İşverenin özellikle kapasitesinin üzerinde işçi çalıştırma
taahhüdünde bulunması nedeniyle, istihdam şartını yerine getiremediği
görülmektedir.
6-Kurs sonunda kursiyerlerin işveren tarafından yükümlülük gereği
sadece 30 gün istihdam edildikten sonra işten çıkarılması; Özellikle
ÖSDP’lerde çok sıkça yaşanmıştır. Halen mevcut uygulamada da istihdam
şartı 30 gün olarak uygulanmaktadır. İşveren kurs istihkakını almak için kursu
başarı ile bitiren kursiyeri sadece 30 gün istihdam etmekte daha sonra işten
çıkarmaktadır.
7-Kursiyer seçim sürecinin sağlıklı yapılamaması sonucunda gerçek
ihtiyacı olan işsizlerin kurs görememesi;Kursiyer seçim süreci bir kursun
112
başarı ile sonuçlandırılmasının önemli bir ayağıdır. İllerde yaşanan yoğun ve
yapısal işsizlik nedeniyle kurum kayıtlarında çok fazla kayıtlı işsiz
bulunmasına karşın, özel sektörden alınan açık işlerin düşüklüğü nedeniyle
işsizlerin bir işe gönderilmesi ve işe yerleştirilmesi düşük bir ihtimaldir.
Personel sayısının yetersizliği, seçimde görevli personelin teknik yetersizliği,
ildeki kurs sayısının azlığına karşın başvuru fazlalığı, işsizle bireysel
ilgilenememe gibi nedenlerle zaman zaman kurs programında iyi seçim
yapılamamaktadır.
8-Kişinin meslekte deneyimi bulunmasına ve o meslekle ilgili olarak
başka işyerinde çalışmış olmasına rağmen işsiz olması nedeniyle kursiyer
seçilmesi; Kursiyer seçimi sırasında veya kurum kayıtlarında, işsizin daha
önceki çalıştığı işyerindeki işi veya kendi mesleği, kurs göreceği meslekle
aynı olduğunun öğrenilmesine rağmen, alternatif diğer ürünlerin yetersizliği
ve genel olarak açık işlerin azlığı nedeniyle isteğine bağlı olarak kursiyer
seçilebilmektedir.
9-İşgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre belirlenen mesleklerde kurs
açılması gerekirken uygulamada yeterince bu kriterin esas alınmaması;
Ülkemizde hiçbir ilde henüz kapsamlı bir işgücü piyasasının ihtiyaçları ve
istihdam konusunda detaylı, sistemli örnek bir çalışma bulunmamaktadır.
İŞKUR’un son birkaç yıldır işgücü piyasasının ihtiyaçlarının belirlenmesine
yönelik anket çalışmaları bulunmakta ise de, personel yetersizliği, yöntem
sorunu gibi nedenlerle ihtiyaca tam olarak cevap verememektedir.
Özel-kamu kurum ve kuruluşları, Üniversiteler, Ticaret ve Sanayi
Odaları, Sendikalar gibi aktör kuruluşların; illerin sosyo-ekonomik durumu,
işgücü ve istihdamı hakkında strateji ve plan çalışmalarını kapsayan rapor ve
araştırmalarının bulunmaması, İŞKUR’un yapması gereken çalışmanın
önemini daha da artırmaktadır.
113
10-Bazı
mesleklerde
gereğinden
fazla
kurs
açılması;Dünya
Bankası’ndan finanse edilen İstihdam ve Eğitim Projesi, ÖSDP’lerde, AB
projelerinde ve halen uygulanmakta olan işgücü eğitim kurslarında, ilgili
meslek ile ilgili olarak İŞKUR kayıtlarında gereğinden fazla kayıtlı işsiz
olmasına,
piyasada
talep
sorunu
yaşanmasına,
çok
fazla
nitelik
gerektirmemesine ve katma değeri düşük olmasına rağmen kurs açılması,
sorunu daha da karmaşık hale getirmektedir.
11-Küçük illerde çok fazla kurs açılırken büyük illerde az kurs açılması;
Daha önceki yıllarda çok sık karşılaşılan bir sorundur. Nüfusu, ekonomik
potansiyeli, işsiz sayısı çok fazla olan illerde açılan kurs sayısı, küçük bir
ildeki kurs sayısından daha az olabilmektedir. Son zamanlarda yapılan
planlamalarla bu sorun giderilmeye çalışılmaktadır.
12-Kurs konularının, işbirliği yapılan hizmet sağlayıcıların nispi
ağırlıklarının orantısız olması;Herhangi bir ilde özürlülere yönelik gereğinden
fazla kurs açılırken, uzun süreli işsizlere yönelik az sayıda işgücü eğitim
kursları düzenlenebilmektedir. Özel sektör ile işbirliği yapılarak açılan kurs
sayısı az veya hiç yokken, sürekli kamu kurumları ile işbirliği yapılarak kurs
açılmaktadır. TYÇP projeleri dışındaki kurs programlarının daha çok özel
işyerleri ile açılması esas olmalıdır.
13-Belirli işyerleri veya eğitim kurumları ile gereğinden fazla kurs
düzenlenmesi;Bir yıl içerisinde herhangi bir ilde çok fazla işbirliği yapacak
işveren veya eğitim kurumu bulunmasına rağmen, sadece bir kaç işveren ile
veya eğitim kurumu ile işgücü eğitim kursları düzenlenmektedir. Böylece
işgücü eğitim kurslarından arzu edilen etkinliğin sağlanamaması gibi bir
sorun ile karşı karşıya kalınmaktadır.
14-Kurum Genel Müdürlük ve İl Müdürlükleri personelinin kurs
süreçleri konusundaki bilgi eksiklikleri ve etkin denetim yapılamaması; İŞKUR
Genel Müdürlüğü’nde az sayıda da olsa İstihdam Uzmanlarının görev
114
yapmasıyla
işgücü
eğitim
kurslarının
merkezden
koordinasyonu
ve
yönlendirilmesinde olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ancak sayılarının azlığı ve
yerel
birimlerdeki
süreçlerden
uzaklıkları
etkinliğin
artırılmasını
engellemektedir. Diğer taraftan İl Müdürlükleri’nde her geçen gün azda olsa
nitelikli personel sayısı artmasına rağmen, genel durum olarak sayı ve nitelik
problemi çok yoğun olarak yaşanmaktadır. Bu itibarla Genel Müdürlük ve İl
Müdürlükleri’nde; işgücü piyasası, istihdam, ekonomik gelişmeler gibi
konularda analiz yapma, politika uygulama ve raporlaştırma çalışmalarını
yürütebilecek
nitelikli
uzman
statüsündeki
personele
şiddetle
ihtiyaç
duyulmaktadır.
15-AB
Projelerinin
ilan
edilmesi,
seçilmesi,
uygulanması
ve
sonuçlandırılması ve denetlenmesi süreçlerinde İŞKUR ile bağının olmaması
veya
az olması; AB projelerinde ilk olarak uygulandığı 2005 yılından
günümüze kadar normal kurs programlarından farklı bir süreç izlenmektedir.
Kurs programlarının ilan edilmesi, belirlenmesi ve sonuçlandırılmasında
Merkezi İhale Finans Birimi etkin rol oynamaktadır. Ayrıca diğer bir konuda
AB projelerinde normal kurs programlarından farklı bir denetim prosedürü
izlenmekte olup, Türkiye İş Kurumu Müfettişlerinin denetimine açık değildir.
16-İllerin işgücü piyasasının yapıları ve sorunları farklı olmasına
rağmen buna göre projeler uygulanmaması; İllerin ekonomik yapısı ve
şartları, sektörel potansiyelleri, nüfusu, işsizlerin sayısı ve nitelikleri farklı
olduğundan uygulanması gereken aktif istihdam politikası araçlarının
dağılımının, hedef kitlesinin ve sektörlerin aynı olmaması gerekir. Örneğin;
Sivas’ta özel sektörün, girişimciliğin geliştirilmesine yönelik kurs programları
ile TYÇP’lerin uygulanması gerekirken, Antalya’da ise özel sektör gelişmiş
olduğundan daha çok nitelikli işgücünün karşılanmasına yönelik istihdam
garantili özel işyerleri ile kurs programlarının uygulanması ve iş danışmanlığı
hizmeti etkili olabilir.
115
17-Hizmet satın alma prosedürlerinin genel hükümlere tabi olması
sonucu maliyetli ve karmaşık bir yapının ortaya çıkması; Daha önceki yıllarda
uygulanan İstihdam ve Eğitim Projesi, ÖSDP’lerde Dünya Bankası ile
ülkemizin belirlediği hizmet alımı yöntemleri uygulandı. AB Projelerinin hizmet
alımı süreçleri daha önce ifade edildiği üzere Merkezi İhale ve Finans Birimi
tarafından konulan kurallara göre yürütülmektedir.
Özürlü ve Eski Hükümlülere yönelik düzenlenen kurs programları ise
kamu ihale mevzuatına tabi olmayıp Bakanlık tarafından çıkarılan Özürlü ve
Eski Hükümlü İstihdam Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen İşverenlere
Kesilen İdari Para Cezaları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre
yürütülmektedir.
İşsizlik sigortası fonu kaynaklı düzenlenen işgücü eğitim kursları
hizmet alımları ise 4732 sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabidir. İki yıl önce
yapılan kanuni değişiklik ile Türkiye İş Kurumu’nun işgücü eğitim kurslarına
yönelik hizmet alımlarının açık ihale usulü yerine doğrudan temin yöntemi ile
yapılabilmesine imkan tanınmıştır.
İşgücü eğitim kurslarının hizmet alımında ve işverenin belirlenmesi
süreçlerinde oldukça karmaşık bir yapı ortaya çıkmıştır. Her ne kadar işgücü
eğitim hizmetleri ile ilgili hizmet alımlarının doğrudan temin yöntemi ile
yapılması sorunu biraz olsun hafifletmiş ise de, hem maliyetli hem de
karmaşık olan mevcut yapının kamu ihale mevzuatı ve diğer satın alma
prosedürleri yerine, işgücü eğitimleri hizmeti satın alma prosedürlerinin tek,
sade ve basit bir hale getirilmesi gelecek dönemin iyileştirilmesi gereken
sorunlardan birisi olarak gözükmektedir.
18-İşgücü eğitim kursları denetiminin tek elden yapılmaması; Söz
konusu kurslar kurumun ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim hakkı saklı
kalmak üzere İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu tarafından yapılması
yönündeki getirilen düzenlemenin etkin olarak uygulanamadığı görüşü
116
hakimdir. Denetim kurulu üyelerinin yeterli birikime, deneyime ve zamana
sahip olmamaları nedeniyle söz konusu denetim görevi etkin olarak yerine
getirilememektedir. Mevzuatta İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu üyelerinin
denetim hakkı saklı kalmak üzere, denetim görevinin yaşanan tüm sorunlara
rağmen bu konuda deneyimi ve birikimi olan İŞKUR personeli tarafından
yapılması yönünde değişikliğe gidilmesi yararlı olabilir.
19-Performans esasına dayalı bir sistemin öncelikli olmaması; İşgücü
eğitim kursları düzenleyen İl Müdürlükleri’nin performansı düşük olanların
sürekli izlenmesi, sorunlarının giderilmesi ve devamı halinde idari önlemler
alınması hususunda İŞKUR’un daha özenli hareket etmesi gerekir. Kurum
portalı aracılığıyla kamuoyu önünde 81 İl Müdürlüğü hizmetleri ile ilgili lig
usulü puanlamaya gidilmesi gibi uygulamalar sistemi daha etkili kılabilir.
20-Diğer kurum ve kuruluşlar ile işbirliğinin zayıf olması; Özellikle
işgücü eğitim kursları konusunda İŞKUR’un Üniversiteler, Belediyeler, Ticaret
ve Sanayi Odaları ve Organize Sanayi Müdürlükleri ile işbirliğinin olmadığı
görülmektedir. İŞKUR’un söz konusu kurum ve kuruluşlar ile işbirliğini
geliştirmesi zorunlu olmuştur.
B-Kursların İstihdam Edilebilirliğinin Değerlendirilmesi
Ülkemizde işgücü eğitim kursu düzenleyen çeşitli kamu kurum ve
kuruluşları içerisinde sadece Türkiye İş Kurumu istihdam yükümlülüğü
aramaktadır. Bir başka deyişle diğer kamu kurum ve kuruluşlarının istihdam
şartı bulunmamaktadır.
Türkiye İş Kurumu’nun düzenlediği tüm işgücü eğitim kurs gruplarının
tamamında istihdam şartı aramamaktadır. Özürlü ve eski hükümlülere yönelik
düzenlenen işgücü eğitim kursları, özel eğitim-öğretim kurumları tarafından
117
düzenlenen işgücü eğitim kursları ve kamu kurum kuruluşları ile düzenlenen
işgücü eğitim kurslarında istihdam yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Ayrıca TYÇP’lerde kursiyerlerin tamamımı baştan sigortalı ve asgari
ücret verilerek istihdam edilmektedirler, projenin bitiminde kursiyerlerin
istihdam edilme şartı bulunmamaktadır. Diğer taraftan 2009 yılı içerisinde
uygulamaya konulan Girişimcilik ve Staj Programlarında da istihdam
yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Buna mukabil, özel işyerleri ile düzenlenen işgücü eğitim kurslarında
kurs sonrasında başarılı olan kursiyerlerin % 50’sinin istihdam edilme
zorunluluğu bulunmaktadır. 2009 yılı içerisinde İŞKUR mevzuatında
değişiklik yapılarak işyeri eğitim kurslarında istihdam yükümlülüğü %70’den
%50’ye indirilmiş ve özel eğitim kurumları ile düzenlenen işgücü eğitim
kurslarındaki %20 istihdam şartı tamamen kaldırılmıştır.
İŞKUR tarafından düzenlenen işyeri eğitim kurslarında istihdam
yükümlüğü oranının % 70’den % 50’ye indirilmesinde ve özel eğitim
kurumlarının düzenleyeceği işgücü eğitim kurslarındaki istihdam şartının
tamamen kaldırılmasında; 2008 yılından itibaren dünyada ve ülkemizde
yaşanan yoğun ekonomik krizin, mevcut yapısal işsizliğin giderek artmasının
ve Hükümetin işsizlik konusundaki çözüm arayışlarının etkili olduğu
düşünülmektedir.
İŞKUR’un geçmişten günümüze kadar düzenlemiş olduğu işgücü
eğitim kurslarından yararlanan kişi sayısının 2009 yılında büyük sıçrama
gösterdiği görülmektedir. İşsizlik Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapılmak
suretiyle Fon’dan işgücü eğitim programlarına tahsis edilen ödenek miktarı
artırılmış ve normal işsizlerin fon kaynaklı kurslardan yararlanma imkanı
getirilmiştir. Böylece işgücü eğitim kurslarının kaynak problemi fon imkanları
kullanılarak çözüme kavuşturulmuştur.
118
TYÇP’lere olan ilgi giderek artmakta olup, uzun süre işsiz kalan kişiler,
iş bulma ümidi azalan kişiler ile vasıf düzeyi düşük olan kişilere daha fazla
hitap etmektedir. Asgari ücret düzeyinde bir gelir elde etmeye ihtiyacı olan
kişilerin tercih ettiği programlar olup, yararlanma süresi yönetmelikle en fazla
6 ay olarak sınırlandırılmıştır.
İşsizlerin belirli bir bölümü asgari ücret seviyesinde çalışmak
istemelerine rağmen, piyasada talep (açık iş) yetersizliği, işsizin vasıf
düzeyinin düşüklüğü gibi nedenlerle durumlarına uygun iş bulmakta
zorlanmaktadırlar. İşsizliğin giderek arttığı günümüzde, iş bulmakta zorluk
çeken ve vasıf seviyesi düşük olan kişilerinde istihdam edilebilmeleri için
TYÇP’lerin önemi artmıştır. Piyasada kısa ve orta vadede alternatif istihdam
imkanlarının sınırlı olması nedeniyle, İŞKUR’un TYÇP’lerin ödeneğini ve
yararlanan kişi sayısını artırması olumlu görülmektedir.
Ülkemizde TYÇP’ler ilk olarak İŞKUR tarafından 1999 yılında
Marmara Depreminin yaralarını sarmak için uygulanmaya başlamıştır.
Günümüzde ise yoğun hissedilen işsizliğe geçici bir önlem olarak uygulama
ihtiyacı doğmuştur. ilk uygulanmaya başladığı 1999 yılından günümüze kadar
TYÇP’lerden yararlanma süresi yönetmelikle 6 ay olarak sınırlandırılmıştır.
Programa katılacak işsizlerin seçimini objektif kriterlere dayandırmak şartıyla
noter usulünün kaldırılması, iş bulma ümidi olan işsizler açısından 6 ay
sınırlamasına devam edilmesi, protokole bağlı olarak uygulanan projelerde
esnek düzenleme yapabilme imkanı getirilmesi(örneğin okullarda uygulanan
TYÇP’lerin süresinin öğretim yılı esasına göre düzenlenmesi), dezavantajlı
gruplar arasında bulunan yardıma muhtaç, iş bulma ümidi olmayan işsizler
açısından adeta sosyal koruma programının bir parçası gibi görülerek süre
şartının kaldırılması veya daha esnek uygulanması tavsiye edilmektedir.
Ayrıca tarihi kültürel varlıklarımızın korunmasına ve restorasyona yönelik
TYÇP projelerine yer verilmesi yararlı olabilecek faaliyetlerdir.
119
Uygulamada işsizlere meslek edindirme ve istihdam açısından en az
yararı olan programın özel eğitim ve öğretim kurumları ile düzenlenen işgücü
eğitim kursları olduğunu söyleyebiliriz.
Özel eğitim ve öğretim kurumları ile düzenlenecek kurs mesleklerinin
sınırlandırılması, istihdama katkısı olmayan kursların açılmaması, bu
programlara harcanan kaynağın diğer aktif istihdam politikası araçlarına
aktarılması, özel eğitim ve öğretim kurumları ile kurs faaliyetlerinin en az bir
düzeyde tutularak toplam işgücü eğitim kursları içerisinde nispi ağırlığı asgari
düzeye indirilmesi gerçekçi olacaktır.
Devam edecek olursak yine ikinci en az etkisi olan kursların Milli
Eğitim Bakanlığı ile düzenlenen işgücü eğitim kursları olduğunu ifade
edebiliriz. Düzenlenen kursların piyasa ile bağlantısı olmadığı veya çok az
olduğu için, kursiyerler kurs sonunda sadece sertifika almakta buna karşın
istihdam edilebilme şansları oldukça zayıf kalmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı ile İŞKUR’un düzenleyeceği işgücü eğitim
kurslarının ülke düzeyinde çok iyi planlanması gerekmektedir. Kurs açılacak
mesleklerin piyasa araştırmalarına göre belirlenmesi ve istihdam edilebilme
şansları olan kursların açılması en önemli kriter olmalıdır. Bu çerçevede
düzenlenecek kurslarda Meslek Eğitim Merkezleri ile açılacak kurslar ayrı bir
öneme sahip olacaktır. Halk Eğitim Merkezleri ile ortaklaşa düzenlenecek
kurslarında iyi planlandığı takdirde olumlu etkisinin olabileceğini yabana
atmamak gerekir. Ülke düzeyinde sınırlı sayıda özel bütçe tahsis edilerek
kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel ve kültürel değeri olan mesleklere yönelik
kurs faaliyetleri yürütülebilir.
Diğer taraftan Üniversiteler ile İŞKUR’un işbirliği oldukça zayıf olup,
ileriki
dönemlerde
değerlendirilmektedir.
ortaklaşa
mesafe
alınmasının
yararlı
olacağı
120
Özürlü kursları ile ilgili İŞKUR çok esnek davranmakta olup, ülke
düzeyinde sağlıklı bir planlama çerçevesinde faaliyette bulunma ihtiyacı
vardır. Kimi illerde özürlü kurslarına harcanan kaynak diğer normal işsizlere
yönelik düzenlenen işgücü eğitim kurslarına ödenen meblağı geçebilmekte
veya yakın bir seyir izleyebilmektedir. Kursların hedef kitlesi önceliğinin
merkezinde normal işsizler olmasına gereken özenin verilmesi gerekir.
İŞKUR
tarafından
son
zamanlarda
eski
hükümlülere
yönelik
düzenlenen işgücü eğitim kursları çok azdır. Bu programlarda özellikle halen
hükümlü olanlara yönelik çok daha fazla kurs düzenlenmektedir. Dezavantajlı
gruplar arasında yer alan eski hükümlülere yönelik kurslara daha fazla önem
verilmesi ve istihdamlarının artırılmalarına yönelik diğer aktif istihdam
politikalarının uygulanması yararlı olabilir.
Dünyada yaşanan küresel ekonomik krizden ayrı olarak özellikle özelkamu yatırımlarının yetersizliği nedeniyle ülkemizdeki uzun dönemli işsizlik
giderek artmaktadır. İşgücü piyasasının en önemli sorunu olan uzun dönemli
işsizliğin çözümünde, istihdam garantili işgücü eğitim kurslarının sınırlıda olsa
olumlu etkisi vardır.
Toplam kurs harcamaları içerisindeki özürlü ve hükümlülere yönelik
projelerin payının maksimum %10-20 olmasına dikkat edilmesinin yararlı
olacağı, esas hedef kitlenin dezavantajlı grup içerisinde yer alan uzun
dönemli kayıtlı işsizler ve genç işsizler olmasının ülkemiz işgücü piyasasıyla
uyumlu olacağı, değerlendirilmektedir.
2009 yılında işgücü eğitim kurslarının çoğunluğunun Kamu kuruluşları
ile gerçekleştirildiği görülmektedir. Türkiye İş Kurumunun kamu kuruluşları ile
işbirliğini
geliştirmesi
yararlı
olmakla
birlikte,
işgücü
eğitim
kursları
konusundaki enerjisini daha çok özel sektöre yönlendirmesiyle istihdam,
üretim, rekabet ve ihracata pozitif katkı sağlaması söz konusu olacaktır.
121
Genel olarak dünyada ve ülkemizde devam eden ekonomik kriz
nedeniyle işletmeler yeni yatırım, ek yatırım-büyüme eğiliminde olmasalar da,
az da olsa bazı işletmelerin yatırım-üretimlerini artırdıklarından veya
artıracaklarından ek ilave işgücüne ihtiyaç duydukları bilinmektedir. Böylelikle
sektörlere göre yapılacak işyeri ziyaretleriyle, çalıştırdığı işçi sayısının aylarayıllara göre değişimi, yıllık üretim ve satış trendi gibi firma teknik analizleriyle
istihdam garantisi taahhüdünü yerine getirebilme katsayısı yüksek potansiyel
proje gerçekleştirilebilecek özel işyerleriyle istihdam garantili işgücü eğitim
kursları düzenlenmesi yararlı olabilir. Bu kapsamda ihracat yapan özel sektör
işyerleri ile de istihdam garantili işgücü eğitim kursları düzenlenmesi oldukça
önemlidir.
Ayrıca ülke-bölge-il düzeyinde istihdamda olan işçilerin işlerinin
analizine göre ortaya çıkan meslekler, genel ortalamanın üzerinde yüksek
ücret alan meslekler, gelecekte istihdam edilme potansiyeli yüksek olan
meslekler vb. araştırmalarla işgücü eğitim projeleri düzenlenebilecek meslek
sayısı artırılabilir.
İŞKUR tarafından 2009 yılı içerisinde yeni uygulanmasına başlanılan
Staj programlarının istihdama katkısının yüksek olacağı, sağlıklı seçildiği
takdirde deneyim kazanmış ve iş disiplini edinmiş stajyerin istihdam edilme
şansı yüksek olmaktadır.
Girişimcilik faaliyetlerine yönelik kurs programları 2009 yılında sınırlı
sayıda açılmış olup, tüm illerde henüz etkin olarak uygulanmamaktadır. 1993
yılından itibaren kendi işini kuracaklara yönelik kurslar olarak İŞKUR’un
gerçekleştirdiği faaliyetlerin benzeridir. Girişimcilik eğitimlerinin verildiği bu
program geliştirilmeye ihtiyacı bulunmakla birlikte, İŞKUR’un Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı, KOSGEB ile mevcut işbirliğini artırması, programa katılan
ve başarıyla bitiren kursiyerlere sağlanan maddi desteğin ve kredi
imkanlarının geliştirilmesi olumlu sonuçlar alınmasına neden olabilir.
122
II-AKTÖRLERİN
İŞGÜCÜ
EĞİTİM
PROGRAMI
VE
DİĞER
AKTİF
İSTİHDAM POLİTİKASI ARAÇLARINA BAKIŞI
Ülkemiz işgücü piyasası ile istihdam politikalarının oluşturulmasında
ve uygulanmasında başta Hükümet olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları
ile özel kurum ve kuruluşlar etkin rol oynamaktadırlar. Çalışmamızda işgücü
eğitim kursları ve diğer aktif istihdam politikaları konusunda ilk önce
Hükümetin plan ve programı ele alınacak, sonra da özel kurum ve kuruluşları
temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen V. İŞKUR Genel Kurul Kararları
incelenecektir.
A-Hükümetin İşgücü Eğitim Programı ve Diğer Aktif İstihdam Politikası
Araçlarına Bakışı
Kamunun İşgücü eğitim kursları ve diğer aktif istihdam politikaları ile
ilgili görüşlerinin anlaşılması için; Hükümet tarafından yayımlanan Orta Vadeli
Program(2010-2012) ile bu programa istinaden belirlenen 2010 yılı Eylem
Planının ele alınması yararlı olacaktır.
1-Hükümetin Orta Vadeli Programı(2010-2012)
Devlet Planlama Müsteşarlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulu Kararı
ile uygulamaya konulmak üzere 2009 yılında Orta Vadeli Program
yayımlanmıştır. 78
Konumuz ile ilgili olarak söz konusu programda; Türkiye’de krize karşı
önlem olarak İstihdamı korumak ve yeni istihdama imkan sağlamak amacıyla
kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ödeme koşullarının iyileştirildiği,
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete.
78
123
işgücü eğitimi için ayrılan kaynakların artırıldığı ve geçici süreli yeni iş
alanlarının oluşturulduğu vurgulanmıştır.
“IV.Program Dönemi Gelişme Eksenleri” bölümünün “B-İstihdamın
Artırılması” başlığı altında üç ana konu üzerinde durulmuştur;
İşgücü Piyasasının Geliştirilmesi için,
istihdam odaklı sürdürülebilir
büyüme çerçevesinde, krizin olumsuz etkilerinin asgariye indirilmesi,
istihdamın artırılması ve işgücü piyasasının etkinleştirilmesi temel amaçtır.
Bu çerçevede;
1-İstihdamın artırılması ve kayıt dışılığın azaltılması amacıyla,
güvenceli esneklik yaklaşımı çerçevesinde esnek çalışma modelleri teşvik
edilecek ve yaygınlaştırılacaktır. Bu kapsamda sosyal diyalog kanalları etkili
olarak işletilecektir.
2-İşletmelerin ve çalışanların dünyada ve ülkemizde yaşanan
değişimlere uyum sağlama kapasite ve yetenekleri artırılacaktır.
3-İşgücü piyasasında başta gençler, kadınlar ve özürlüler olmak üzere
dezavantajlı kesimlere yönelik destekleyici politikalar sürdürülecektir.
4-İşletmelerin ilave istihdam oluşturmalarını kolaylaştıracak ve kayıt
dışına yönelişi önleyecek yeni modeller geliştirilecektir. 79
Eğitimin İşgücü Talebine Duyarlılığının Artırılması için, eğitimin işgücü
talebine duyarlılığının artırılması ve işgücü piyasasında talep edilen nitelik ve
nicelikte insan gücünün yetiştirilmesi temel amaçtır. Bu çerçevede;
1-Hayat Boyu Öğrenme Stratejisi etkili bir şekilde uygulanacaktır.
2-Ortaöğretim ve yükseköğretim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki
uyum artırılacaktır.
3-Mesleki okulların müfredatlarının mesleki standartlarla uyumlaştırma
çalışmaları başlatılacaktır. 80
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete, s.14.
79
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete s.14.
80
124
Aktif
İşgücü Politikalarının Geliştirilmesi için, bireylerin işgücü
piyasasında kendilerine uygun iş edinmelerini kolaylaştırmak amacıyla
mesleki beceri ve nitelik düzeylerini artıracak işgücü eğitimlerinin, kamu
istihdam hizmetlerinin ve iş yaratmayı içeren aktif işgücü programlarının
yaygınlaştırılması
ve
bu
kapsamda
sunulan
hizmetlerin
kalitesinin
yükseltilmesi temel amaçtır. Bu çerçevede;
1-Aktif işgücü programları, krizin işgücü piyasasında yarattığı olumsuz
etkiler de göz önüne alınarak, işgücü piyasası ihtiyaç analizleri doğrultusunda
yaygınlaştırılacak ve bu programların işgücü piyasası üzerindeki etkileri
değerlendirilecektir.
2-Aktif işgücü programlarının etkin uygulanması yönünde İŞKUR’un
kurumsal kapasitesi geliştirilecektir.
3-İşsizlere yönelik, başta toplum yararına çalışma programları olmak
üzere, kısa vadeli istihdam yaratmayı sağlayan programlara devam
edilecektir. 81
Görüldüğü üzere işgücü piyasasının geliştirilmesi için alınacak
önlemlerden 1. madde hariç diğer 2, 3 ve 4. maddelerde yer alan hedefler
direkt olarak aktif istihdam politikaları araçlarının bir parçasıdır. Diğer taraftan
aktif işgücü politikalarının geliştirilmesi için alınan önlemlerin tamamı da, aktif
istihdam politikaları araçlarından sadece işgücü eğitim ile TYÇP’ler ile ilgilidir.
İşgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif istihdam politikası araçlarını
kapsayan önlemlerden genel kavram olarak bahsedilmesi yeterli görülmüş
olsa bile, söz konusu hedeflerin aktif işgücü programları başlığı altında yer
almaması dikkat çekicidir.
Ayrıca “A.Rekabet Gücünün Artırılması” başlığının “9.Sanayi ve
Hizmetlerde Yüksek Katma Değerli Üretim Yapısına Geçişin Sağlanması”
bölümünün “a)Sanayi” başlığı altında yer alan hedeflerden 2-4 maddeler,
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete, s.14.
81
125
direkt olarak aktif istihdam politikası araçlarının faaliyetleriyle ilgili olmasına
rağmen istihdam ile ilişkisinin kurulmaması anlamlı bulunmuştur. 82
Yine “D-Bölgesel Gelişme ve Bölgesel Gelişmişlik Farklarının
Azaltılması” başlığının ”2-Yerel Dinamiklere ve İçsel Potansiyele Dayalı
Gelişmenin Sağlanması” alt başlığında yer alan hedeflerden
2. ve 4.
maddelerin aktif istihdam politikası araçları faaliyetleri ile ilgili olmasına
rağmen istihdam ile ilişkisi kurulmamıştır. 83
Öte
yandan
“E-Beşeri
Gelişme
ve
Sosyal
Dayanışmanın
Güçlendirilmesi” başlığının “3.Gelir Dağılımının İyileştirilmesi, Sosyal İçerme
ve Yoksullukla Mücadele” alt başlığında yer alan hedeflerle ilgili olarak aktif
istihdam
politikaları
ile
bağlantı
kurulmamasına
rağmen
2010
yılı
programında aktif istihdam politikalarını ve İŞKUR’u ilgilendiren faaliyetlere
yer verilmesi dikkat çekici bulunmuştur. 84
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete, s 13;
ii) Orta ve yüksek teknolojili sektörler başta olmak üzere, sanayi ihracatının artırılmasına ve yapısal
dönüşümüne yönelik girişimler desteklenecektir.
iii) Kümelenme politikası oluşturulacak, bu kapsamda işletmelerin sanayi bölgelerinde kurulması
özendirilecek, işletmeler arası işbirliği ve kümelenme faaliyetleri bir model çerçevesinde
desteklenecektir.
iv) KOBİ’lerin büyüme ve birleşmeleri özendirilecektir. Bu çerçevede verimlilikleri, iş kurma ve
geliştirme faaliyetleri desteklenecektir.
82
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete, s 16;
ii) Bölgesel düzeyde rekabet gücü taşıyan sektörlere odaklanarak ve yerel girişimleri öne çıkararak;
yenilik faaliyetlerini destekleyen, verimlilik ve istihdamı artıran, ulusal ve uluslararası rekabet
avantajı ve işbirliği imkanı sağlayan kümelenme politikaları geliştirilecek, buna uygun bir yönetişim
ve destekleme mekanizması kurulacaktır.
iv) Bölgesel potansiyeli ve yerel işgücü piyasası özelliklerini dikkate alan ve yerel düzeyde ekonomik
dönüşümü destekleyen girişimcilik ve işletme modelleri oluşturulacaktır.
83
Orta Vadeli Program (2010-2012), 2009/15430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 16.09.2009 tarih
27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete, s.15;
i)Dezavantajlı gruplar için eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik gibi temel hizmetlerin
erişilebilirliği artırılacaktır.
ii)Yoksullukla mücadele kapsamındaki hizmetlerde, yoksulluğun nesiller arası aktarımını ve
yoksulluk kültürünün oluşmasını önleyecek uygulamalara ağırlık verilecektir.
iii)Yoksulluğu azaltmaya yönelik transferler daha etkin hale getirilecektir.
84
126
2-Hükümetin 2010 yılı Eylem Planı
2010 Yılı Programının temel makroekonomik öncelikleri; ekonominin
yeniden sürdürülebilir bir büyüme dönemine geçişini sağlamak, istihdamı
artırmak, enflasyondaki düşüş eğilimini devam ettirmek ve küresel krizin
etkisiyle bozulan kamu dengelerini düzeltmektir. 85
Hükümetin 2010 yılı Programında; İşgücü Piyasasının Geliştirilmesi
başlığı altında aşağıdaki politika ve tedbire yer verilmiştir; 86
Sorumlu
İşbirliği Yapılacak
Yapılacak İşlem ve
Kuruluş
Kuruluşlar
Süre
Açıklama
Öncelik 71. İşgücü piyasası etkinleştirilecektir.
Tedbir 159.
Çalışma
Maliye Bakanlığı,
Aralık Küresel krizin de etkisiyle
Değişen piyasa ve Sosyal MEB, DPT, Hazine
Sonu değişen piyasa koşullarını
koşullarını
Güvenlik Müsteşarlığı, SGK,
göz önüne alan bütüncül bir
makro bakış
Bakanlığı MYK, KOSGEB, İşçi
istihdam stratejisi
açısıyla ele alan
ve İşveren Sendikaları
oluşturulacaktır. Ayrıca,
ulusal bir
Konfederasyonları,
oluşturulan istihdam stratejisi
istihdam
Üniversiteler, Meslek
doğrultusunda işgücü
stratejisi ve
Kuruluşları, STK’lar
piyasasının canlandırılması
eylem planı
ve istihdamın artırılmasına
oluşturulacaktır.
yönelik eylem planı da
hazırlanacaktır.
Öncelik/ Tedbir
Ulusal istihdam stratejisi ve eylem planının hazırlanmasında geç
kalınmış olmasına rağmen programa alınması olumlu görülmüş, ancak bu
konuda İŞKUR’a herhangi bir görev verilmemesi ve işgücü piyasasının
geliştirilmesi ile ilgili Orta vadeli programda yer alan amaçlarla ilgili 2010 yılı
Hükümet programında herhangi bir tedbire yer verilmemiş olması eksiklik
olarak değerlendirilmektedir.
iv)Aile destek hizmetleri yaygınlaştırılacak, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete karşı daha yoğun
mücadele edilecek, dezavantajlı çocuklara yönelik önleyici, koruyucu ve rehabilite edici hizmetlerin
kalitesi artırılacaktır.
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s. 82-83.
85
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.187.
86
127
Hükümetin 2010 yılı Eylem Planında; Eğitimin İşgücüne Talebine
Duyarlılığının Artırılması başlığı altında aşağıdaki politika öncelikleri ve
tedbirlere yer verilmiştir; 87
İşbirliği
Sorumlu
Yapılacak
Yapılacak İşlem ve
Öncelik/Tedbir
Kuruluş
Kuruluşlar
Süre
Açıklama
Öncelik 72. İş dünyasının talep ettiği nitelikteki işgücünün yetiştirilmesi amacıyla
eğitim ile işgücü arasındaki işbirliği güçlendirilecektir.
Tedbir 163. Mesleki Milli
ÇSGB, YÖK,
AraYenilenen modüllere
ve teknik
Eğitim
İŞKUR, MYK,
lık
öğretmenlerin uyumunun
ortaöğretimde
Bakanlığı İşçi ve İşveren
Sonu sağlanmasına yönelik hizmet
kurulan modüler
Sendikaları
içi eğitim faaliyetleri
sistem geliştirilecek
Konfederasartırılacaktır.
MYO’lar meslek liselerinin
ve
yonları, Meslek
müfredatlarını tekrar eder
yükseköğretimdeki
Kuruluşları,
konumdan çıkarılarak,
mesleki ve teknik
STK’lar
aralarında program
eğitim programları
devamlılığı ve bütünlüğü
da bu yapıyla
sağlanacaktır.
uyumlu hale
getirilecektir.
Tedbir 164. Mesleki Milli
ÇSGB, DPT,
AraMesleki eğitim ve öğretimde
Eğitim ve Öğretim
Eğitim
İŞKUR, İşçi ve
lık
işgücü talebine uyumun
Stratejisi
Bakanlığı İşveren
Sonu güçlendirilmesine, kalitenin
hazırlanacaktır.
Sendikaları
artırılmasına, statünün
Konfederasgeliştirilmesine, mali
yonları, Meslek
kaynakların
Kuruluşları
çeşitlendirilmesine ve iş
dünyasının yönetimde rol
almasına odaklanan bir
strateji ve eylem planı
hazırlanacaktır.
Mesleki, Bilgi, Rehberlik ve
Danışmanlık Sisteminin
oluşturulması kapsamında
etkin bir hayat boyu mesleki
yönlendirme mekanizması
geliştirilecektir.
Tedbir 165. Ulusal
MYK
MEB, ÇSGB,
AraEtkin bir koordinasyon
mesleki yeterlilikler
YÖK, İŞKUR,
lık
mekanizması kurularak,
sisteminin
Üniversiteler,
Sonu mesleki ve teknik eğitim
güçlendirilmesi ve
İşçi ve İşveren
programları, geliştirilen
öncelikli sektörlerde
Sendikaları
meslek standartları ile uyumlu
meslek standartları
Konfederashale getirilecektir.
geliştirilmesi
yonları, Meslek
çalışmalarına hız
Kuruluşları,
verilecektir.
STK’lar
Yıl içerisinde 163 no’lu tedbirde Mesleki Eğitim ve Öğretim Stratejisinin
hazırlanacak olması olumlu görülmesine rağmen, önemli katkı sağlama
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.190.
87
128
potansiyeli olan Üniversitelerin söz konusu çalışmaya dahil edilmemesi
eksiklik olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye’nin, demografik yapısı itibarıyla artan çalışma çağı nüfusunun
istihdam yaratabilmesi ve bilgi toplumuna dönüşebilmesi için önünde ciddi
fırsatlar bulunmaktadır. Kısa ve orta vadede, değişen ekonomik yapıya uygun
işgücü ihtiyacını karşılayacak gençlerin mesleki becerilerinin artırılması ve
özellikle yüksek katma değer üretilmesini sağlayacak olan bilgi ve iletişim
teknolojilerinin sunduğu imkanlardan yararlanılması, hem insan kaynağının
geliştirilmesini sağlayacak hem de bilgi toplumuna dönüşümde ihtiyaç
duyulan itici gücü ortaya çıkaracaktır. 88
İstihdam ve eğitim arasındaki bağın yeterince kurulamaması ve
mesleki eğitimin işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda istenilen ölçüde
verilememesi, insan gücü niteliği ile işgücü piyasasının talebi arasında
dengesizliklere yol açmakta ve eş zamanlı olarak hem işsizliğe, hem de boş
iş pozisyonlarına neden olmaktadır. Bu durum, mesleki eğitimin işgücü
piyasasının talepleri doğrultusunda şekillendirilmesini ve oluşturulan mesleki
yeterlilikler sisteminin tamamlanarak hayata geçirilmesini gerekli kılmıştır. 89
Ülkemizde işgücünün niteliği ile işgücü piyasasının talebi arasında
dengesizliğin olması eşzamanlı olarak hem işsizliğe hem de boş iş
pozisyonlarına neden olmakta ve mesleki eğitimin işgücü piyasasının
talepleri doğrultusunda şekillendirilmesini zorunlu kılmakta ise de, piyasada
talep edilmesine rağmen doldurulamayan iş pozisyonunun çok önemli
boyutlarda olmadığı ve İŞKUR kayıtlarına göre karşılanamayan açık iş
sayısının düşük olduğu dikkate alındığında, işsizliğin çözümünü işgücü
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.187188.
88
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.188.
89
129
talebinin artırılmasına yönelik politika araçlarında aramak daha etkili ve
olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Yine Hükümetin 2010 yılı Programında; Aktif İşgücü Politikalarının
Geliştirilmesi başlığı altında aşağıdaki politika öncelikleri ve tedbirlere yer
verilmiştir; 90
İşbirliği
Sorumlu
Yapılacak
Yapılacak İşlem ve
Öncelik/Tedbir Kuruluş
Kuruluşlar
Süre
Açıklama
Öncelik 73. Aktif işgücü programları işgücü piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda
yaygınlaştırılacak, etkinleştirilecek ve bu programların piyasa üzerindeki etkileri
değerlendirilecektir.
Tedbir 166.
İŞKUR
Maliye Bakanlığı,
Aralık Gençler, kadınlar, uzun süreli
Başta işgücü
Adalet Bakanlığı,
Sonu işsizler, özürlüler, eski
piyasasına
ÇSGB, MEB,
hükümlüler ve kriz nedeniyle
girişte zorlukla
Hazine
işten çıkarılanlar başta olmak
karşılaşanlar ve
Müsteşarlığı, SGK,
üzere, bireylere niteliklerine
kriz nedeniyle
YÖK, SYDGM,
uygun becerilerin
işten
KOSGEB, KSGM,
kazandırılması, iş
çıkarılanlar
GSGM, SHÇEK,
bulmalarının ve iş
olmak üzere
ÖZİDA, Valilikler,
kurmalarının kolaylaştırılması
bireylerin aktif
Yerel Yönetimler,
amacıyla bu kesimlere iş
işgücü
Kalkınma
arama ve mesleki
programlarına
Ajansları, İşçi ve
yönlendirme hizmetleri ile
erişimleri
İşveren
teorik ve işbaşı eğitimleri
artırılacaktır.
Sendikaları
bileşenlerinin bir arada
Konfederasyonları,
verildiği aktif işgücü
Meslek
programları
Kuruluşları,
yaygınlaştırılacaktır.
STK’lar
Tedbir 167.
İŞKUR
ÇSGB, MEB, DPT, Aralık Aktif işgücü programlarının
Aktif işgücü
Hazine
Sonu etkinliğini ve etkililiğini
programları
Müsteşarlığı,
düzenli bir şekilde, program
izleme ve
MYK, KOSGEB,
türü ve il bazında izlemeye
değerlendirme
Kalkınma
imkan veren çalışmalar
sistemi
Ajansları, Yerel
tamamlanacaktır.
oluşturulacaktır.
Yönetimler, İşçi ve
Uygulanacak olan aktif
İşveren
işgücü programları söz
Sendikaları
konusu izleme ve
Konfederasyonları,
değerlendirme çalışmalarının
Üniversiteler,
sonuçları dikkate alınarak
Meslek Kuruluşları
tasarlanacaktır.
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.191193.
90
130
İşbirliği
Yapılacak İşlem ve
Yapılacak
Süre
Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 73. Aktif işgücü programları işgücü piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda
yaygınlaştırılacak, etkinleştirilecek ve bu programların piyasa üzerindeki etkileri
değerlendirilecektir.
Tedbir 168.
İŞKUR
Maliye Bakanlığı, Aralık İşgücü yetiştirme
İŞKUR’un
ÇSGB, MEB,
Sonu programlarında özel
uyguladığı işgücü
sektör, meslek kuruluşları
Hazine
eğitimlerinde özel
ile işçi ve işveren
Müsteşarlığı,
sektör, meslek
kuruluşlarının payının
MYK, Kalkınma
kuruluşları ile işçi
artırılması
Ajansları, İşçi ve
ve işveren
özendirilecektir. Başta
İşveren
kuruluşlarının payı
KOBİ’ler olmak üzere,
Sendikaları
artırılacaktır.
söz konusu kuruluşlara
Konfederasyonla
yönelik bilgilendirme
rı, Meslek
faaliyetleri
Kuruluşları
yaygınlaştırılacaktır.
Tedbir 169. Özel
İŞKUR
ÇSGB, MYK, İşçi Aralık Özel istihdam bürolarının
istihdam bürolarının
ve İşveren
Sonu faaliyetlerini
işe yerleştirme
Sendikaları
çeşitlendirmeye yönelik
sürecindeki
Konfederasyonla
düzenlemeler
etkinlikleri
rı, Meslek
yapılacaktır.
artırılacaktır.
Kuruluşları
Tedbir 170. Kısa
İŞKUR
ÇSGB, MEB,
Aralık Özellikle kriz nedeniyle
vadeli istihdam
Hazine
Sonu işten çıkarılanların gelir
yaratmayı
Müsteşarlığı,
kayıplarını telafi etmek ve
amaçlayan
MYK, İşçi ve
bu kişilere kısa süreli iş
programlar
İşveren
sağlamak amacıyla
yaygınlaştırılacaktır
Sendikaları
toplum yararına çalışma
.
Konfederasyonla
programları gibi kısa
rı, Meslek
süreli istihdam yaratan
Kuruluşları
programlar
yaygınlaştırılacaktır.
Tedbir 171.
İŞKUR
Maliye Bakanlığı, Aralık Aktif işgücü
İŞKUR’un kurumsal
ÇSGB, DPT,
Sonu programlarının daha etkin
kapasitesi
Hazine
bir şekilde uygulanmasını
güçlendirilecektir.
Müsteşarlığı,
ve İŞKUR tarafından
DPB
sunulan hizmetlerin
kalitesinin artırılmasını
sağlamak amacıyla
İŞKUR İl Müdürlüklerinin
fiziki ve insan gücü
ihtiyaçları karşılanacaktır.
Öncelik/Tedbir
Sorumlu
Kuruluş
Küresel kriz ülkemizde işgücü piyasasını ciddi şekilde etkilemiştir. İç
ve dış talepteki daralmaya bağlı olarak üretimde yaşanan azalma ile birlikte
istihdam azalmış ve işsizlik artmıştır. Bu durum, özellikle istihdam piyasasına
girişte zorluk yaşayan vasıfsız işgücünün niteliklerinin ve kazançlarının
131
artırılmasını amaçlayan ve kamu istihdam hizmetlerini, iş yaratmayı ve
işgücünün eğitimini içeren aktif işgücü politikalarının önemini artırmıştır. 91
Kanaatimize göre; Hükümetin 2010 yılı programında yukarı paragrafta
yer alan hususlara ek olarak bazı değerlendirmelerin yapılması yararlı
olacaktır. Ekonomik krizin işgücü piyasasını olumsuz etkilediği ortada ise de,
ülkemizde geçmişten bu yana yaşanan yoğun işsizlikte sorunu daha da
ağırlaştırmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde günümüzün ihtiyacına göre yetişmiş
nitelikli işgücünün de yoğun bir şekilde işsizlik problemiyle karşı karşıya
olduğu ortadadır. Bu durum, Aktif istihdam politikalarının hedef kitlesinin ve
kapsadığı alanın daha geniş tutulmasını zorunlu kılmaktadır.
Aktif
işgücü politikaları kapsamında İŞKUR; iş arayanlara iş
bulunmasını, mesleki eğitim ve işgücü uyum programlarını, mesleğe
yöneltme, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin sunulmasını, iş
arama stratejilerinin geliştirilmesini, uzun süreli işsizler, özürlüler, kadınlar ve
gençler gibi dezavantajlı grupların daha kolay iş bulmasını, girişimcilik
eğitimlerini ve istihdam garantili eğitim kurslarını ve kamu yararına çalışma
programlarını yürütmektedir. İŞKUR’a aktif işgücü politikalarında kullanılmak
üzere aktarılan kaynağın artırılması İŞKUR’un bu kapsamda verdiği
hizmetlerden yararlanan kişi sayısını artırmıştır. 92
Yine programda yapılan yukarıdaki değerlendirmenin ele alınmaya
muhtaç yönleri bulunmaktadır. Her ne kadar İŞKUR’un sunduğu hizmetlerin
kaynağının artırılması, işe yerleştirme ile ilgili istihdam hizmetlerinin
geliştirilmesi, kamu yararına çalışma programlarının artırılması olumlu
görülmekte ise de, Hükümetin ve İŞKUR’un işgücü talebinin artırılmasına
yönelik politika araçlarını programın merkezine almasıyla ülkedeki işsizlik
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.190.
91
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.191.
92
132
sorununun
çözümünde
önemli
mesafe
alınmasını
sağlayacağı
düşünülmektedir.
2007 yılından itibaren İŞKUR tarafından işgücü piyasası ihtiyaç
analizine yönelik İşgücü Piyasası Araştırması yapılmaya başlanmıştır. İşgücü
Piyasası Araştırması, işverenlerin günümüzde ve önümüzdeki dönemlerde
hangi sektörlerde, hangi mesleklerde ve ne kadar elemana ihtiyaç
duyduğunun ve hangi mesleklerde eleman temininde güçlük çektiklerinin
tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, söz konusu anket aktif işgücü
programlarının
piyasanın
ihtiyaçlarına
göre
tasarlanmasına
ve
uygulanmasına katkı sağlayacaktır. 93
İŞKUR tarafından 2007 yılından itibaren kısıtlı imkanlarla ve dar
kapsamda yapıldığı düşünülen söz konusu İşgücü Piyasası Araştırma
çalışmalarının geliştirilmeye ve desteklenmeye ihtiyacı vardır.
2010 yılı programı içerisinde yer alan; Aktif işgücü programları izleme
ve değerlendirme sistemi oluşturulması, İŞKUR’un uyguladığı işgücü
eğitimlerinde özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının
payının artırılması, kısa vadeli istihdam yaratmayı amaçlayan programların
yaygınlaştırılması, İŞKUR’un kurumsal kapasitesi güçlendirilmesi konulu
167,168, 170 ve 171 no’lu tedbirler yerinde görülmektedir.
Ancak 169 no’lu Özel istihdam bürolarının işe yerleştirme sürecindeki
etkinlikleri artırılacaktır şeklindeki tedbirden neyin hedeflendiği tam olarak
anlaşılamamaktadır. Eğer ki Özel istihdam bürolarının geçici iş ilişkisi hizmeti
sunabilmelerine yönelik düzenleme yapılmasıysa; İŞKUR tarafından ruhsat
verilen Özel İstihdam Büroları sayısı ile hangi illerde faaliyette bulundukları,
kaç kişiye yönelik ve hangi sektörlerde hizmet sunulduğunun incelenmesi
gerekir. 2003 yılında yapılan düzenleme ile yasal izin verilen Özel İstihdam
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.191.
93
133
Bürolarının daha çok İstanbul, İzmir ve Ankara’da faaliyette bulundukları
görülmektedir.
Özellikle
İstanbul’daki
büroların
faaliyet
yoğunluğu
bulunmaktadır. Dolayısıyla söz konusu bürolarla İŞKUR’un işbirliğinin ve
eğitim faaliyetlerinin artırılması yararlı görülmesine rağmen, geçici iş ilişkisi
hizmetinin sunulabilmesine imkan verecek düzenlemenin istihdama, çalışma
barışına katkısının olumlu ve olumsuz yönleriyle analiz edilmesine ve
araştırılmasına ihtiyaç vardır.
Hükümetin 2010 yılı Programında; Gelir Dağılımının İyileştirilmesi,
Sosyal İçerme ve Yoksullukla Mücadele başlığı altında aşağıdaki politika
öncelikleri ve tedbirlere yer verilmiştir; 94
İşbirliği
Yapılacak
Süre
Yapılacak İşlem ve Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 81. Dezavantajlı gruplar için eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik gibi
temel hizmetlerin erişilebilirliği artırılacaktır.
Öncelik /
Tedbir
Tedbir 200.
Özürlülere
yönelik iş
imkanları
geliştirilecektir.
Sorumlu
Kuruluş
ÖZİDA
ÇSGB,
Sağlık
Bakanlığı,
Maliye
Bakanlığı,
Hazine
Müsteşarlığ
ı, SHÇEK,
İŞKUR
Aralık
Sonu
Özürlüler için çalışma ortamının
özel olarak düzenlendiği korumalı
işyerlerine Devlet tarafından
sağlanacak teknik desteğe ilişkin
mevzuat çalışmaları
tamamlanarak korumalı
işyerlerinin yaygınlaştırılması
sağlanacak ve özürlülere kolay
erişilebilir mesleki eğitim ve
danışmanlık hizmetleri
sunulacaktır.
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.211213.
94
134
İşbirliği
Yapılacak
Süre
Yapılacak İşlem ve Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 82. Çalışabilecek durumda olan yoksullara yönelik sosyal yardım ve
hizmetler, yoksulluk kültürünün oluşmasını önleyici ve yoksul kesimin üretken
duruma geçmesini sağlayıcı nitelikte olacak; çalışamayacak durumda olan yoksullar
ise düzenli sosyal yardımlarla desteklenecektir.
Tedbir 203.
SYDGM
ÇSGB,
Aralık
Sosyal yardım başvurusu yapan
Çalışabilir
SGK,
Sonu
ve çalışabilir durumdaki kişilere
durumdaki
İŞKUR,
meslek edindirme, rehberlik,
yoksul kişilerin
SHÇEK,
toplum yararına çalışma gibi
işgücüne
KOSGEB,
imkanlar sunulacak ve kendi işini
katılımını
Yerel
kurabilecek olanlara sermaye
artırmaya
Yönetimler,
destekleri verilecektir. Bu
yönelik özel
STK’lar
doğrultuda gerekli mevzuat
programlar
düzenlemeleri yapılarak,
geliştirilecektir.
çalışabilir durumdaki kişilerin
sosyal yardımlardan
yararlanabilmesi için İŞKUR’a
kayıtları zorunlu hale getirilecektir.
Öncelik /
Tedbir
Sorumlu
Kuruluş
Tedbir 204.
Kayıtlı çalışan
kesimin
yoksulluk
riskinin
azaltılması ve
asgari yaşam
standartlarına
ulaşmalarının
kolaylaştırılması
na yönelik
programlar
geliştirilecektir.
SYDGM
Maliye
Bakanlığı,
ÇSGB,
İŞKUR
Aralık
Sonu
Yoksul veya yoksulluk riski altında
olup, kayıtlı çalışanların da
(özellikle çocuk sahibi olanlar)
sosyal yardımlardan
yararlanmaları için gerekli
mevzuat düzenlemeleri
yapılacaktır.
Tedbir 205.
Yoksulluğu
azaltmayı
hedefleyen
sosyal
transferlerin
etkinliği
artırılacaktır.
SYDGM
MEB, SGK,
SHÇEK,
TÜİK,
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü,
İŞKUR,
Yerel
Yönetimler
Aralık
Sonu
Sosyal transferlerin hedef kitleye
ulaşması sağlanacak ve yoksul
bireyin geliri yoksulluk sınırına
yükseltilecektir.
135
İşbirliği
Yapılacak
Süre
Yapılacak İşlem ve Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 83. Aile destek hizmetleri yaygınlaştırılacak, kadınlara ve çocuklara yönelik
şiddete karşı daha yoğun mücadele edilecek, dezavantajlı çocuklara yönelik
önleyici, koruyucu ve rehabilite edici hizmetlerin kalitesi artırılacaktır.
Tedbir 209.
Adalet
İçişleri
Aralık
Kanunla ihtilaf halindeki çocuk ve
Kanunla ihtilaf
Bakanlığı Bakanlığı,
Sonu
gençlere yönelik hizmetlerin
halindeki çocuk
Milli Eğitim
kalitesi artırılacaktır. Suça itilmiş
ve gençlere
Bakanlığı,
çocukların ve gençlerin
yönelik takip
SHÇEK,
hükümlülük süresinde ıslahı ve
sistemi
GSGM,
topluma kazandırılmaları için
oluşturulacak ve
İŞKUR,
uygulanmakta olan programlar
çocuk
STK’lar
çeşitlendirilecek ve
mahkemelerinin
etkinleştirilecektir. Bu faaliyetlerin
sayısı ve
etkisinin değerlendirilebilmesi
personeli
amacıyla bu çocuklara yönelik
artırılacaktır.
takip sistemi oluşturulacaktır.
Öncelik /
Tedbir
Sorumlu
Kuruluş
Aktif istihdam politikaları ile bağlantı kurulmamasına ve mevcut
uygulamada yöntem sorunu bulunmasına rağmen, aktif istihdam politikaları
araçları kapsamındaki İŞKUR’u ilgilendiren faaliyetlere yer verilmesi dikkat
çekici bulunmuştur.
2010 yılı programında yer verilen; özürlülere yönelik iş imkanları
geliştirilmesi, kırsal alanda yaşayan yoksul kesimin ekonomik kaynaklarının
çeşitlendirilmesi için yerel düzeyde gelir getirici projelerin desteklenmesi,
çalışabilir durumdaki yoksul kişilerin işgücüne katılımını artırmaya yönelik
özel programlar geliştirilmesi, kayıtlı çalışan kesimin yoksulluk riskinin
azaltılması ve asgari yaşam standartlarına ulaşmalarının kolaylaştırılmasına
yönelik programlar geliştirilmesi, yoksulluğu azaltmayı hedefleyen sosyal
transferlerin etkinliğinin artırılması, kanunla ihtilaf halindeki çocuk ve gençlere
yönelik takip sistemi oluşturulması ve çocuk mahkemelerinin sayısı ve
personelinin artırılması konulu 200, 201, 203, 204, 205, 209 no’lu tedbirler
toplumsal barışın tesisi açısından olumlu görülmektedir.
2010 Yılı Programının, Gelişme Eksenleri adlı Dördüncü Bölümünün,
I.Rekabet Gücünün Artırılması başlığının, H. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin
136
Yaygınlaştırılması alt başlığında aşağıdaki politika öncelikli ve tedbire yer
verilmiştir; 95
İşbirliği
Yapılacak İşlem ve
Yapılacak
Süre
Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 48. BİT sektörünün ihtiyaç duyduğu uzmanlık alanlarında nitelikli insan
kaynağının geliştirilmesine yönelik eğitim programları hayata geçirilecektir.
Tedbir 106.
Türkiye İş DPT,
Aralık
BİT sektörünün nitelikli
Nitelikli bilişim
Kurumu
Sivil
Sonu
personel ihtiyacı,
çalışanları
Toplum
belirlenecek uzmanlık
yetiştirilmesi
Kuruluşları
alanlarındaki uluslararası
amacıyla sertifika
kabul gören sertifika
programları
programları vasıtasıyla
uygulanacaktır.
karşılanacaktır.
Öncelik / Tedbir
Sorumlu
Kuruluş
İŞKUR uzun yıllardır bilişim sektörüne yönelik mesleklerde işgücü
eğitim
kursları
düzenlemesine
rağmen,
beyaz
yakalı
olarak
nitelendirilebilecek kesime yönelik anlamlı bir hizmeti bulunmamaktadır. Bu
anlamda; programda nitelikli bilişim çalışanları yetiştirilmesi amacıyla sertifika
programlarının uygulanması pozitif bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Hükümetin 2010-2012 yıllarını kapsayan orta vadeli programda daha
fazla hedef yer almasına rağmen yıllık programda sadece konuyla ilgili az
sayıda tedbire yer verilmesi düşündürücüdür. İşbirliği yapılacak kuruluşlar
arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile İŞKUR’un bulunmaması tedbirin
uygulanabilirliğini olumsuz etkileyecektir.
2010 Yılı Programının, Gelişme Eksenleri adlı Dördüncü Bölümünün,
IV. Bölgesel Gelişmenin Sağlanması başlığının, B.Yerel Dinamiklere ve İçsel
Potansiyellere Dayalı Gelişmenin Sağlanması alt başlığında aşağıdaki
politika öncelikli ve tedbire yer verilmiştir; 96
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.141146.
95
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.232237.
96
137
İşbirliği
Yapılacak
Süre
Yapılacak İşlem ve Açıklama
Tedbir
Kuruluşlar
Öncelik 96. Nispeten az gelişmiş bölgelerde göç eğilimlerini bölge içine
yönlendirmede çekim merkezi ve kentsel büyüme kutbu işlevi görecek ve
çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek cazibe merkezleri geliştirilecektir.
Tedbir 235.
Program kapsamında
DPT
Maliye
Aralık
Cazibe
Diyarbakır’da yürütülen uygulama
Bakanlığı,
Sonu
Merkezlerini
diğer merkezlere
İçişleri
Destekleme
yaygınlaştırılacaktır.
Bakanlığı,
Programı
Uygulamalarda merkezler ve
ilgili
yaygınlaştırılac
mücavir alanlarındaki gelişme
merkezi ve
aktır
potansiyellerini ve yerel girişimleri
yerel
destekleyen projelere öncelik
yönetimler
verilecek, program uygulamaları
ile altyapı yatırımlarının uyumu
gözetilecektir.
.Öncelik /
Sorumlu
Kuruluş
2010 Yılı Programının, Gelişme Eksenleri adlı Dördüncü Bölümünün,
I.Rekabet Gücünün Artırılması başlığının, İ.Sanayi ve Hizmetlerde Yüksek
Katma Değerli Üretim Yapısına Geçişin Sağlanması alt başlığında aşağıdaki
politika öncelikli ve tedbire yer verilmiştir; 97
İşbirliği
Yapılacak
Süre
Yapılacak İşlem ve Açıklama
Kuruluşlar
Öncelik 59. KOBİ’lerin büyüme ve birleşmeleri özendirilecektir. Bu çerçevede
verimlilikleri, iş kurma ve geliştirme faaliyetleri desteklenecektir.
Tedbir 129.
KOSGEB Maliye
Aralık
İşletmelerin ölçeklerini büyütmeleri
Başta esnaf ve
Bakanlığı,
Sonu
ve verimliliklerini artırmaları
Sanayi ve
sanatkarlar
amacıyla ortak iş yapma ve ortak
Ticaret
olmak üzere
sorun çözümüne yönelik olarak
Bakanlığı,
KOBİ’lerin ortak
proje bazlı destekler sağlanacaktır.
İlgili Diğer
iş yapma kültürü
Kuruluşlar
geliştirilecek ve
bu konudaki
projeler
desteklenecektir.
Öncelik /
Tedbir
Sorumlu
Kuruluş
2010 yılı içerisinde daha çok strateji geliştirme ve raporlama
faaliyetlerine yer verilmekte olup, destekleme yönünde bir tedbirin dışında
herhangi bir faaliyet bulunmaması söz konusu programın en zayıf tarafıdır.
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı, 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı Resmi Gazete, s.160173.
97
138
Sonuç olarak; en çok istihdam sağlayan, katma değer yaratan ve
ekonominin can damarı olan KOBİ’ler, kendi kaderiyle baş başa kalmaya
devam etmektedir. Başta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile İŞKUR olmak üzere
diğer Kamu Kurum/Kuruluşlarının KOBİ’lere finans ve teknik destek
sunulması konusunda etkin işbirliği yapmaları zorunlu görülmektedir.
B-Sosyal Tarafların İŞKUR Genel Kurulunda İşgücü Eğitim Programı ve
Diğer Aktif İstihdam Politikaları Araçları ile İlgili Aldığı Kararlar
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanuna göre; iki yılda bir Genel Kurul
toplantıları yapılmaktadır. Genel Kurul; devletin ekonomik ve sosyal
politikalarına uyumlu Ulusal İstihdam Politikası’nın oluşturulmasına yardımcı
olmak, uygulanan politikaların dönem içindeki etkilerini değerlendirmek,
istihdamın korunması, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve işsizliğin önlenmesi
faaliyetlerine yardımcı olmak amacıyla 46 sosyal taraf temsilcisi ile 33 kamu
kurum ve kuruluşu temsilcisinden olmak üzere toplam 79 üyeden
oluşmaktadır.
En son 2009 yılı Aralık ayında yapılan Türkiye İş Kurumu’nun V.Genel
Kurulunda İstihdam Politikası Önerileri olarak 32 maddelik karar alınmıştır.
İşgücü piyasasındaki yapısal sorunlara küresel krizin olumsuz etkilerinin
eklenmesiyle ülkemizde işsizliğin yaygınlaştığı, istihdamın zayıfladığı özel
olarak vurgulanmıştır. Sosyal tarafların mutabık oldukları işgücü eğitim
kursları ve diğer aktif istihdam politikaları ile doğrudan ilgisi olan kararların 15
maddesine aşağıda yer verilmiştir; 98
1-Kriz nedeniyle üretim ve istihdam azalmıştır. İstihdam politikasının
ana ekseni, işverenleri işçi istihdam etmeye özendirmek, bireylerin
girişimciliğini ve istihdam edilebilirliğini geliştirmek olmalıdır.
Türkiye İş Kurumu Genel Kurulu Kararları Mutabakat Metni, Ankara, 2009.
98
139
ve
2-İşsizlik
yoksullukla
mücadelede,
uygun
yerel
ekonomik
potansiyelin harekete geçirilmesi ve geliştirilmesi önemlidir. İstihdam
planlaması, bölgesel ve sektörel ekonomik ve sosyal politikalar çerçevesinde
yapılmalıdır.
3-Üretim sektörlerine yönelik teşvik ve kredi politikalarında “istihdam
temelli” yaklaşım izlenmelidir. İstihdamın teşvikinde bölgesel ve sektörel
istihdam farklılıkları tüm düzenlemelerde dikkate alınmalı, geri kalmış
bölgelerde
istihdam
desteklenmelidir.
Sağlanan
bu
teşvikler
bütçe
harcamaları içinde görünür olmalı, teşviklerin sonuçlarını ve etkinliğini
ölçecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
4-İzlenecek
büyüme
stratejisi
sanayileşmeye,
ileri
ve
öncü
teknolojilere, rekabet gücünü ve yatırım yapma kapasitesini artırmaya ve
istihdamı geliştirmeye dayalı olmalıdır.
5-İŞKUR’un
yürütmekte
olduğu
ve
işsizliğin
yoğun
olduğu
dönemlerde, bölgelerde veya afet, kriz vb. gibi olağanüstü durumlarda
işsizlerin kısa süreli istihdam ve eğitimini amaçlayan, toplum yararına bir iş ya
da
hizmetin
gerçekleştirilmesini
sağlayan
Toplum
Yararına
Çalışma
Programları yaygınlaştırılarak sürdürülmelidir.
6-Tarım sektörü, tarıma dayalı sanayi sektörü ile ilişkilendirilmeli,
sektörün
dünya
pazarlarındaki
rekabet
gücünü
artıracak
yapısal
düzenlemelere gidilerek tarım sektöründeki işgücünün “yerinde” istihdamı
sağlanmalıdır.
7-Kayıt dışı istihdam sorununun genellikle küçük işletmeler ve kendi
hesabına çalışanlar kapsamında ortaya çıktığı dikkate alınarak, sosyal
sigorta ve vergi kayıtlılığı temelinde mikro kredilerin verilmesi, mevzuat,
pazarlama, işletme yönetimi, teknoloji kullanımı gibi konularda danışmanlık
140
ve eğitim hizmetleri gibi desteklerin sunulması önem taşımaktadır. Bu tür
hizmetler,
yararlanmak
isteyenlerin
kayıtlı
hale
gelmelerine
katkı
sağlayacaktır.
8-Ülkemizin en önemli sermayesi olan insan gücümüzün etkin ve
verimli kullanılabilmesi için İŞKUR’ca verilen iş ve meslek danışmanlığı
hizmetleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
9-İŞKUR’un
uyguladığı
Aktif
İşgücü
Programları
kapsamında
dezavantajlı gruplara göre düzenlemiş sosyal güçlendirme eğitimleri verilmeli;
Aktif
İşgücü
Programlarının
etki
analizleri
yapılmalı,
izleme
ve
değerlendirmeye ilişkin çalışmalar etkinleştirilmelidir.
10-Özürlü istihdamının artırılabilmesi için çalışan sayısına bağlı
zorunlu istihdam uygulamalarının yanı sıra teşvik sistemi geliştirilmeli,
işverene sağlanacak destekler sadece mali boyutla sınırlı kalmayıp, istihdam
öncesi eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri ile istihdam sonrası özürlülerin işe
uyumlarını
sağlayacak
rehberlik
hizmetleri
ve
iş
yerindeki
fiziksel
düzenlemeleri de içerecek şekilde verilmelidir. Korumalı işyerlerinin teknik ve
mali yönden teşvik edilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
11-Eğitim çağındaki çocukların tarımda, sokakta, sanayide çalışmaları
sorunu önemini korumaktadır. Bu sorunun en temel nedeni olan işsizliği ve
yoksulluğu önleyici, hane halkını destekleyici politikalar geliştirilmelidir.
12-Eğitim-istihdam ilişkisi sağlanmalı, işgücü piyasasının ihtiyaçlarına
göre şekillenmiş, sektörel tabanlı bir eğitim temel alınmalıdır. Mesleki ve
teknik eğitim sistemimizin iş dünyasıyla bağlantılı olduğu bir sistem kurularak
işgücü piyasasının talep ettiği sayıda ve nitelikte eleman yetiştirilmeli,
eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı ve zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmalıdır.
141
13-Mesleki ve teknik eğitimin yaygınlaştırılmasına ve kalitesinin
artırılmasına yönelik teşvik edici önlemler belirlenmelidir. Bu kapsamda
meslek liseleri ve yüksekokullarından mezun olmuş kişileri istihdam eden
işletmelere çeşitli teşvikler uygulanmalıdır.
14-İl
düzeyinde;
istihdam
ve
mesleki
eğitim
politikalarının
oluşturulması, istihdamı koruyucu, geliştirici ve işsizliği önleyici tedbirler ile
uygulanacak aktif işgücü programlarının belirlenmesi, istihdam etkinliklerinin
ve mesleki eğitim uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik
çalışmaları yürüten İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları etkinleştirilmeli,
Kurul çalışmalarının izlenmesine yönelik mekanizmalar geliştirilmelidir.
15-Genel lise, meslek lisesi ve üniversite gençlerine işgücü piyasası
ile ilgili bilgiler aktarmak ve işgücü piyasasını tanıtmak, onları çalışma
hayatına hazırlamak, mezun olacak durumda olanlara çalışabilecekleri
işyerleri konusunda bilgi sağlamak ve rehberlik etmek, staj ve mezuniyet
sonrası istihdam olanakları hakkında bilgilendirmek amacıyla programlar
geliştirilmelidir. Genç işsizlikle mücadele etmek üzere staj programları teşvik
edilmeli ve desteklenmelidir.
Yukarıda işgücü eğitim ve aktif istihdam politikalarını ilgilendiren Genel
Kurul’da alınan kararların nasıl, ne zaman, hangi yöntemle ve hangi kaynakla
uygulanacağına dair bir plan, program veya yol haritası bulunmamaktadır. Bu
itibarla, bir dahaki Genel Kurul çalışmalarına kadar geçecek süre ile ilgili
kanaatlerimizi saklı tutarak, faydalı ve önemli olduğunu düşündüğümüz
mutabakat ile alınan söz konusu kararların şimdiye kadar tavsiye metninden
öteye gidemediği düşünülmektedir.
142
III-ÜLKEMİZİN İŞGÜCÜ PİYASASI PROBLEMLERİYLE UYUMLU ÇÖZÜM
ÖNERİLERİMİZ
Uzun dönemli işsizlik, genç işsizlik, başta kadınlar olmak üzere genel
işgücüne katılım oranının düşüklüğü, kamunun istihdam kapasitesinin ve
işlevinin sınırlı olması karşısında ülkemiz özel sektörünün mevcut işsizliği
eritmedeki yetersizliği, yıllık yaratılan yeni iş alanlarının her yıl işgücü
piyasasına dahil olan işgücünü istihdam etmedeki zayıflığı, piyasada yüksek
ve orta düzeyde gelir getiren iyi işlerin azlığıyla birlikte kayıt dışı istihdamın
fazlalığı, bölgelerarası gelişmişlik farkı, tarım sektöründe istihdamın fazlalığı,
elli yıla yakın özellikle Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu’nun
doğusundan batıya doğru göç olgusu, söz konusu göç veren bölgelerde
girişimciliğin ve özel sektörün zayıflığı ülkemizin karşı karşıya olduğu
problemlerdir.
Ülkemizin her şeye rağmen yukarıda sıralanan sorunların çözümünü
de
bünyesinde
barındırdığını
düşünmekteyiz.
Ancak
şunu
özellikle
vurgulamak gerekir ki; mevcut sorunların büyüklüğü karşısında, sorunların
nedenlerinin doğru teşhis edilmesi ve bunları massedecek doğru çözüm
yollarının uygulanması oldukça önemlidir.
A-İşgücü Eğitim Programlarının İstihdam Odaklı Sürekli İyileştirilmesi
İŞKUR’un düzenlediği İşgücü Eğitim Programlarının etkinliğinin
ve
verimliliğinin artırılması ile sorunların en asgariye indirilmesi için birtakım
önerilerde bulunulmuştur. Önerilerin anlaşılabilir olması için aşağıda
maddeler halinde sıralanmıştır;
1-Toplam kurs harcamaları içerisindeki özürlü ve hükümlülere yönelik
projelerin payının maksimum %10-20 sınırını geçmemeli, esas hedef kitlenin
143
dezavantajlı grup içerisinde yer alan uzun dönemli kayıtlı işsizler ile genç
işsizler olmalıdır.
2-Türkiye İş Kurumunun kamu kuruluşları ile işbirliğini geliştirmesi
yararlı olmakla birlikte, işgücü eğitim kursları konusundaki enerjisini daha çok
özel sektöre yönlendirmesiyle istihdam, üretim, rekabet ve ihracata pozitif
katkı sağlaması söz konusu olacaktır.
3-Dünyada ve ülkemizde devam eden ekonomik kriz nedeniyle
işletmeler yeni yatırım, ek yatırım-büyüme eğiliminde olmasalar da, az da
olsa bazı işletmelerin yatırım-üretimlerini artırdıklarından ek ilave işgücüne
ihtiyaç
duymaktadırlar.
Böylelikle
sektörlere
göre
yapılacak
işyeri
ziyaretleriyle, çalıştırdığı işçi sayısının aylara-yıllara göre değişimi, yıllık
üretim ve satış trendi gibi firma teknik analizleriyle istihdam yükümlülüğünü
yerine getirebilme katsayısı yüksek özel işyerleri ve ihracat yapan özel sektör
işyerleri ile istihdam garantili işgücü eğitim kursları düzenlenmelidir.
4-Ülke-bölge-il düzeyinde yapılacak araştırmalarla; istihdamda olan
işçilerin analizine göre ortaya çıkan meslekler, genel ortalamanın üzerinde
yüksek ücret alan meslekler, gelecekte istihdam edilme potansiyeli yüksek
olan meslekler ile temininde güçlük çekilen mesleklerde işgücü eğitim
projeleri düzenlenmelidir.
5-Deneyim kazanmış ve iş disiplini edinmiş stajyerin istihdam edilme
şansı yüksek olduğundan, İŞKUR tarafından yeni uygulanmasına başlanılan
staj programlarına daha fazla önem verilmelidir.
6-Girişimcilik eğitimlerinin verildiği bu program geliştirilmeye ihtiyacı
bulunmakla birlikte, programın işgücü eğitimleri bünyesinden çıkarılıp diğer
aktif istihdam politikası araçları içerisinde ele alınması ve baştan aşağı
ülkemiz gerçekleri doğrultusunda tasarlanması gerekmektedir.
144
7-TYÇP’ler ülkemizde ilk olarak İŞKUR tarafından 1999 yılında
Marmara Depreminin yaralarını sarmak için uygulanmıştır. TYÇP’lerin işgücü
eğitim hizmetleri içerisinde kabul edilerek uygulanma süresi yönetmelikle 6
ay olarak sınırlandırılmıştır. Günümüzde ise yoğun hissedilen işsizliğe karşı
geçici bir önlem olarak etkili bir şekilde uygulanma ihtiyacı doğmuş ve teoriye
göre de tek başına ayrı bir aktif istihdam politikası aracı olan TYÇP’ler,
işgücü
eğitimlerinden
bağımsız
olarak
ayrı
bir
şekilde
yeniden
tasarlanmalıdır.
8-Uygulamada işsizlere meslek edindirme ve istihdam açısından en az
yararı olan Özel Eğitim ve Öğretim Kurumları ile düzenlenen kurs faaliyetleri
sınırlı tutulmalı, toplam işgücü eğitim kursları içerisinde nispi ağırlığı asgari
düzeye
indirilmeli,
kaynak
diğer
aktif
istihdam
politikası
araçlarına
aktarılmalıdır.
9-Milli Eğitim Bakanlığı ile Belediyelerin düzenlediği işgücü eğitim
kurslarının piyasa ile bağlantısı olmadığı veya çok az olduğu için, kursiyerler
kurs sonunda sadece sertifika almakta buna karşın istihdam edilebilme
şansları oldukça zayıf kalmaktadır. Kurs açılacak mesleklerin piyasa
araştırmalarına göre belirlenmesi ve istihdam edilebilme şansları olan
kursların açılması en önemli kriter olmalıdır. Dolayısıyla Milli Eğitim
Bakanlığı(Meslek Eğitim Merkezleri, Halk Eğitim Merkezleri), Belediyeler ile
İŞKUR’un ortaklaşa düzenleyeceği işgücü eğitim kursları ülke düzeyinde çok
iyi planlanarak açılmalıdır.
10-Ülke düzeyinde sınırlı özel bütçe tahsis edilerek kaybolmaya yüz
tutmuş, geleneksel, tarihi ve kültürel değeri olan meslek ve ürünlere yönelik
özel kurs programları yürütülmelidir.
11-Özellikle İstihdam ve Eğitim Projesi ile ÖSDP’ler de yoğun olarak
görülen, kısmi iyileştirmelere rağmen halen devam etmekte olan kursiyerin
işyerinin sigortasız-kayıt dışı çalışanı olması sorunu konusunda, İŞKUR
145
merkez ve taşra yönetimleri her türlü hukuki, idari, teknik tedbiri almalı ve bu
konuda samimi olmalıdır.
12-Kurs eğitim programı planlandığı gibi yürütülmeli, kursiyerlere
işyerinin işçisi gibi kurs saatleri sonrasında fazla mesai yaptırılmamalıdır.
13-İşverenin
taahhüdünde
özellikle
bulunarak
kapasitesinin
yükümlülüğünü
üzerinde
ve
getiremeyeceği projeler uygulanmamalı,
istihdam
işçi
çalıştırma
şartını
yerine
kurs sonunda başarılı olan
kursiyerlerin belirli bir oranının işveren tarafından istihdam edileceği projeler
seçilmeli, işverenin kursiyerleri 30 gün yerine daha uzun süre ile istihdam
edebileceği programlar uygulanmalıdır.
14-Kursiyer seçiminde işsizin özellikleri, mesleğin durumu, işverenin
beklentileri ve programın kuralları vb. kriterler gibi doğru yöntemler
kullanılmalı, kurs hedef kitlesine uygun seçim yapılmalıdır.
15-İhtiyaç
duyulmayan
ve
istihdam
edilme
şansı
zayıf
olan
mesleklerde kurs açılması önlenmeli, il düzeyinde işgücü piyasasının
ihtiyaçlarına göre belirlenen mesleklerde kurs açılmalıdır.
16-Nüfusu, ekonomik potansiyeli, işsiz sayısı, göç vb. gibi kriterlere
göre illerin kaynak dağılımı belirlenmeli, kurs programları, kurs konuları,
işbirliği yapılan hizmet sağlayıcıların nispi ağırlıkları orantılı olmalı, belirli
işyerleri
ve
belirli
eğitim
kurumları
ile
gereğinden
fazla
kurs
düzenlenmemelidir.
17- İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulunun denetim hakkı saklı
kalmak üzere, işgücü eğitim kurslarının etkin bir şekilde denetimi yaşanan
tüm sorunlara rağmen bu konuda deneyimi ve birikimi olan İŞKUR’un,
istihdam edeceği uzman statüsünde muhakeme yeteneği güçlü, nitelikli
personeli tarafından yapılmalıdır.
146
18-AB projelerinde normal kurs programlarından farklı bir denetim
prosedürü izlenmemeli, ayrıca söz konusu projelerin denetimi Türkiye İş
Kurumu Müfettişlerine açık olmalıdır.
19-İllerin ekonomik yapısı ve şartları, sektörel potansiyelleri, nüfusu,
işsizlerin sayısı ve nitelikleri farklı olduğundan, yapıları ve sorunlarının
farklılığına göre projeler uygulanmalıdır.
20-Daha
önce
tamamlanmış
olan
Dünya
Bankası
kredisiyle
gerçekleştirilen İstihdam ve Eğitim Projesi, Özelleştirme ve Sosyal Destek
Projesinde, ve halen mevcut devam eden
AB Projeleri, Özürlü ve Eski
Hükümlülere yönelik düzenlenen kurs projeleri ile İşsizlik Sigortası Fonu
kaynaklı projelerde farklı farklı hizmet alımı prosedürleri uygulanmaktadır.
Hem maliyetli hem de karmaşık olan mevcut prosedürler; tek, basit ve
anlaşılabilir hale getirilmelidir.
21-İŞKUR’da performans esasına dayalı bir sisteme geçilmeli, İl
Müdürlüklerinin performansları sürekli izlenmeli, işgücü eğitim projelerinin
sonuçlarını ve etkisini ölçmek üzere İzleme ve Değerlendirme Sistemi
kurulmalı, sorunlarını gidermeye yönelik idari önlemler alınmalıdır.
22-İŞKUR’un işgücü eğitim hizmetleri konusunda, başta Üniversiteler,
Milli Eğitim Bakanlığı, Belediyeler, Ticaret ve Sanayi Odaları ve Organize
Sanayi Müdürlükleri olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar ile işbirliği
geliştirilerek bir plan çerçevesinde yürütülmelidir.
23-Firmaların büyüme, gelişme ve kapasite artırımında bulundukları
dönemlerde istihdam garantili işgücü eğitim kursları etkili olmaktadır. İşyeri
ziyaretleri ve istihdam teknik analizleri ile firmanın istihdam kapasitesi
hakkında öngörüde bulunularak işbirliği yapılmalıdır.
147
24-Kısa ve orta vadede kursiyerleri istihdam etme kapasiteleri zayıf
olan işyerleri ile işgücü eğitim kursları düzenlenmemeli, onun yerine söz
konusu işyerine ücret/istihdam sübvansiyonu, işletme geliştirme programları
gibi diğer aktif istihdam politikası araçları uygulanmalıdır.
25-Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitimde, İŞKUR ve Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ise yaygın eğitimde aktif rol almalı, kurumların görev alanları iyi
belirlenerek koordinasyonları en üst seviyeye çıkarılmalıdır.
B-Diğer Aktif İstihdam Politikası Araçlarının Uygulanması İhtiyacı
Türkiye’nin uzun süredir karşı karşıya bulunduğu işsizlik sorununun
çözülebilmesi
için
gerçekçi
ve
doğru
politikaların
uygulanması
bir
zorunluluktur. Şimdiye kadar gelinen süreçte hem sorunun nedenleri tam
olarak ortaya konulamadığı gibi, hem de çözümüne yönelik politikalarında
yetersiz kaldığı düşünülmektedir. İşgücü eğitim programının işsizliğin
önlenmesi ve istihdamın artırılmasına yönelik pozitif katkıları bulunmakla
birlikte, bu katkının sınırlı olduğu şimdiye kadar gözden kaçırılan bir konudur.
Esasında işsizliği önlemede işgücü eğitim kursları düzenlenmesinin
dışında işletmelerin finansal açıdan desteklenerek istihdamın artırılmasına
doğru çözüm önerilerinin yer aldığı görülmektedir. 1994 yılında İŞKUR’da
görev yapan bir uzman personel tarafından raporlaştırılmış çalışmada
aşağıdaki öneriden bahsedilmesi oldukça önemlidir. Şöyle ki “İstihdamı
geliştirmede güç durumdaki işletmelere sağlanacak finansman destekleri çok
önemlidir. İşletmenin istihdamını geliştirici yatırımlarını teşvik, engelleyici
problemlerini gidermeye yönelik teşebbüsleri nakit ödemelerle desteklenmeli,
işbaşı eğitim, staj ve deneme işçi çalıştırılarak yapılacak eğitimlerde teşvik ve
desteklenerek primleri karşılanmalıdır.”
99
Ahmet Keleş, İşsizliği Önlemede Yeni Politikalar Raporu, Ankara,1994, s.42
99
148
Türk işgücü piyasasının sorunlarından hareketle şimdiye kadar ihmal
edilen işgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif istihdam politikası
araçlarının uygulanması bir zorunluluk olarak görülmektedir. “Dün erkendi,
yarın geç olur, bugün tam zamanı” sözünden hareketle; aktif istihdam
politikası araçlarından Geçici Kamu Çalışma Programı, Ücret ve İstihdam
Sübvansiyonu Programı ile Girişimcilik ve İşletme Geliştirme Programı’nın
plan ve programlanarak hayata geçirilmesi oldukça önemlidir.
Konunun daha
somut ve anlaşılabilir olması düşüncesiyle öneriler
maddeler halinde sıralanmıştır;
1-Aktif istihdam politikası araçlarından olan Ücret ve İstihdam
Sübvansiyonu ile İşletme Geliştirme Programlarının uygulanabilmesi,
bu
çerçevede KOBİ’ler ve diğer işletmelere finansal ve teknik destek
hizmetlerinin sunulabilmesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile KOSGEB
arasında
işbirliğinin
geliştirilebilmesi
amacıyla,
İŞKUR
bünyesinde
“Girişimcilik ve İşletmelere Destek Daire Başkanlığı” birimi kurulmalıdır.
2-Türkiye İş Kurumunun SGK-Maliye-Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi
kamu kuruluşları ile işbirliğini geliştirmesi, enerjisini daha çok özel sektöre
yönlendirmesiyle istihdam, üretim, rekabet ve ihracata pozitif katkı sağlaması
esas olmalıdır.
3-Girişimcilik
eğitimleri programı
işgücü
eğitimleri bünyesinden
çıkarılmalı, diğer aktif istihdam politikası araçlarından Girişimcilik ve İşletme
Geliştirme programı olarak geliştirilmeli, baştan aşağı ülkemiz gerçekleri
doğrultusunda tasarlanmalıdır.
4-Türkiye’de ilk olarak İŞKUR tarafından 1999 yılında Marmara
Depreminin yaralarını sarmak için uygulanan ve şimdiye kadar işgücü eğitim
programları kapsamında değerlendirilen ve teoriye göre de tek başına ayrı bir
aktif istihdam politikası aracı kapsamında Geçici Kamu Çalışma Programı
149
olarak yer alan TYÇP’ler, işgücü eğitimlerinden bağımsız olarak ayrı bir
şekilde yeniden tasarlanmalıdır.
5-İşgücü eğitimlerinden bağımsız ayrı bir aktif istihdam politikası aracı
kapsamında Geçici Kamu Çalışma Programı olarak tasarlanacak olan
TYÇP’ler, günümüzde yoğun hissedilen işsizliğe karşı bir önlem olarak etkili
bir şekilde uygulanmalı, süresi ilgili yönetmelikte 6 ay olarak yer alan
sınırlama kaldırılmalıdır.
6-Kamu kurum ve kuruluşları tarafından sunulan sosyal yardım
hizmetleri İŞKUR ile ilişkilendirilmeli, ADNKS (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi) esas alınarak her hane halkından en az birisi kayıtlı çalışan olacak
şekilde tüm ülke genelinde proje yürütülmelidir.
7-İllerin ekonomik yapısı ve şartları, sektörel potansiyelleri, nüfusu ve
işgücü yapıları ve nitelikleri farklı olduğundan, ülke-bölge-il düzeyinde
yapılacak araştırmalarla sorunlarına göre işgücü talebinin artırılmasına
yönelik farklı programlar ve projeler uygulanmalıdır.
8-Daha önceden tanımlanmış objektif kriterlere göre, geçmiş aylara ve
yıllara göre istihdam seyri, mevcut defter ve bilanço kayıtlarına göre mali
analizi, yıllık üretim ve satışları gibi yapılacak firma teknik analizleriyle,
sözleşmeden doğan taahhütlerini yerine getirebilirliği yüksek olan veya iç
piyasaya yönelik üretim ve imalatta bulunduğu veya ihracat yaptığı anlaşılan
özel işyerleri ile istihdamı artırmaya yönelik, Girişimcilik ve İşletme Geliştirme
Programı, Ücret/İstihdam Sübvansiyonu Programı uygulanmalıdır.
9-İşsizlerin bir bölümü asgari ücret seviyesinde çalışmak istemelerine
rağmen, piyasada talep (açık iş) yetersizliği, vasıf düzeylerinin düşüklüğü,
bölgenin sanayileşmeden yoksunluğu gibi nedenlerle durumlarına uygun iş
bulmakta zorlanmaktadırlar.
150
TYÇP’lere olan ilgi giderek artmakta olup, uzun süre işsiz kalan kişiler,
iş bulma ümidi azalan kişiler ile vasıf düzeyi düşük olan kişilere daha fazla
hitap etmektedir. Asgari ücret düzeyinde bir gelir etmeye ihtiyacı olan kişilerin
tercih ettiği programlardır.
İşsizliğin giderek arttığı günümüzde, iş bulmakta zorluk çeken ve vasıf
seviyesi düşük olan kişilerinde istihdam edilebilmeleri için TYÇP’lerin önemi
artmıştır. Piyasada kısa ve orta vadede alternatif istihdam imkanlarının sınırlı
olması nedeniyle, İŞKUR’un TYÇP’lerin ödeneğini ve yararlanan kişi sayısını
artırması olumlu görülmektedir.
Programa katılacak işsizlerin seçimini objektif kriterlere dayandırmak
şartıyla noter usulünün kaldırılması, iş bulma ümidi olan işsizler açısından 6
ay sınırlamasına devam edilmesi, protokole bağlı olarak uygulanan
projelerde esnek düzenleme yapabilme imkanı getirilmesi(örneğin okullarda
uygulanan TYÇP’lerin süresinin öğretim yılı esasına göre düzenlenmesi),
dezavantajlı gruplar arasında bulunan yardıma muhtaç, iş bulma ümidi
olmayan işsizler açısından adeta sosyal koruma programının bir parçası gibi
görülerek süre şartının kaldırılması veya daha esnek uygulanması tavsiye
edilmektedir.
10-Geçici Kamu Çalışma Programı kapsamında, tarihi ve kültürel
varlıklarımızın
korunması
ve
restorasyon
gibi
konularda
istihdamın
artırılmasına ve işsizliğin önlenmesine yönelik projeler uygulanmalıdır.
11-Yaklaşık 60 yıldır başta Marmara bölgesi ile sanayinin görece
geliştiği bölgeler olmak üzere devam eden doğudan batıya göç olgusunun
yönetilebilmesi için, bölgeler arası gelişmişlik farkının azaltılması, özel
sektörün geliştirilmesi, bu suretle istihdam kapasitelerinin artırılması amacıyla
aktif istihdam politikası araçlarından Geçici Kamu Çalışma Programı, Ücret
ve İstihdam Sübvansiyonu Programı ile Girişimcilik ve İşletme Geliştirme
Programı göç veren bölgelerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmalıdır.
151
12-İŞKUR tarafından, işgücünün artırılmasına yönelik aktif istihdam
politikası araçları çerçevesinde Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu Programı ile
Girişimcilik ve İşletme Geliştirme Programının uygulanabilmesi için, KOSGEB
ve başta Halk Bankası olmak üzere finans sektöründeki kurum ve
kuruluşlarla işbirliği geliştirilmeli, ekonomik krize rağmen yüksek karlar
açıklayan Bankaların kredi politikaları gözden geçirilerek istihdam sağlama
potansiyeli bulunan firmalara finansal kolaylıklar sağlanmalıdır.
13-Türkiye’de istihdam imkanlarının yetersizliği, kurumsallaşmış büyük
işletmelerin sınırlı olması, ortalama reel ücretlerin düşüklüğü gibi nedenlerle,
nitelikli işgücünün ülke dışına çıkması/çıkmak zorunda kalması karşısında,
şimdiye kadar ihmal edilen beyin göçü sorununu kontrol altına almaya ve
önlemeye yönelik aktif istihdam politikaları uygulanmalıdır.
14-Şimdiye kadar Türkiye’de genel teşvik politikaları olmasına rağmen
firmalara yönelik Ücret ve İstihdam Programı desteğinin bulunmadığı,
çıkarılan genel bir teşvik paketiyle büyük, orta ve küçük firmalara aynı gözle
bakıldığı, her firmanın desteğe ihtiyacı olduğu varsayılarak tüm firmaların
teşvik paketine dahil edildiği, sektörel ve bölgesel farklılıklar kriteri olmasına
rağmen aynı ilde yer alan firmaların pozisyonlarının farklı olabileceğinin göz
ardı edildiği, böylelikle teşvik paketinden beklenen yararın elde edilemediği
ve daha maliyetli olduğu müşahede edildiğinden, istihdamın büyük ölçüde
KOBİ’ler tarafından sağlandığı gerçeğinden hareketle, özellikle imalat
sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler öncelikli olmak üzere firma kriterine
göre Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu Programı tasarlanıp uygulanmalıdır.
15-İşgücü piyasası aktörleri tarafından aktif istihdam politikası aracı
şeklinde algılanarak son iki yıldır yoğun bir şekilde uygulanmaya devam eden
Kısa Çalışma Ödeneğinin büyük ölçekli işletmelere hitap ettiği, esasında
istihdamı korumaya yönelik pasif istihdam politikası aracı olduğu, özellikle
ekonomik kriz, kredi kanallarının yetersizliği ve reel faizlerin yüksekliği gibi
saiklerle KOBİ’lerin finans ihtiyaçlarını karşılamak için başvurduğu, idari, mali
152
ve adli yönden sorunların yaşandığı müşahede edildiğinden, Kısa Çalışma
Ödeneği yeniden tanzim edilmelidir.
C-İstihdam
Politikalarının
Merkezindeki
İŞKUR’un
Yeniden
Yapılandırılması ve Kurumsal Kapasitesinin Geliştirilmesi
Dünya
ve
ülkemiz
ekonomisinde
meydan
gelen
gelişmeler
çerçevesinde işgücü, istihdam, işsizlik konuları giderek daha fazla önem
kazanmaktadır. Ekonomide yaşanan mevcut yapısal ve yoğun işsizlik
sorunuyla baş edebilmesi ve çözüm bulması Türkiye İş Kurumu’nun varlık
nedenidir. Önemi, rolü ve sorumluluğu giderek artan kurumun hizmetlerini
daha
profesyonel
bir
şekilde
sunabilmesi,
kurumsal
olarak
kendini
geliştirmesi zorunlu görülmektedir. Bu çerçevede önemli görülen önerilere
aşağıda maddeler halinde yer verilmektedir;
1-Ülkemizin karşı karşıya olduğu işsizlik problemine kurumların
mevcut haliyle etkin çözüm getirebilme imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle,
10 yılda devasa miktara ulaşan İşsizlik Sigortası Fonu’nu bünyesine alarak
aktif ve pasif istihdam politika araçlarının etkin bir şekilde yürütülebilmesi için,
İŞKUR Genel Müdürlüğü, Çalışma Genel Müdürlüğü, Çıraklık ve Yaygın
Eğitim Genel Müdürlüğü, KOSGEB, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğü ile Mesleki Yeterlilik Kurumunun SGK‘ya
benzer tek çatı altında İstihdam/İş Kurumu Başkanlığı diye yeni teşkilat ve
yapılanmaya gidilmesi,
2-Ülkemizde ve dünyadaki çalışma hayatıyla ilgili gelişmeleri takip
etmek,
personelin verimliliğini artırmaya yönelik eğitimler vermek, işgücü
piyasası ve istihdam konularında bilimsel çalışmalar yapmak, uluslararası
düzeyde işbirliği faaliyetleri ve projeler düzenlemek amacıyla ÇASGEM’i de
bünyesine alarak İşgücü ve İstihdam Enstitüsü kurulması,
153
3-Aktif istihdam politikası araçlarından olan Ücret ve İstihdam
Sübvansiyonu ile İşletme Geliştirme Programlarının uygulanabilmesi,
bu
çerçevede KOBİ’ler ve diğer işletmelere finansal ve teknik destek
hizmetlerinin sunulabilmesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile KOSGEB
arasında işbirliğinin geliştirilebilmesi amacıyla Girişimcilik ve İşletmeleri
Destekleme Daire Başkanlığı biriminin kurulması,
4-İşgücü piyasası ile ilgili verilerin toplanması, analiz edilmesi ve
yorumlanması hizmetlerini yürütmek amacıyla İşgücü Piyasası ve Analiz
Daire Başkanlığı oluşturulması,
5-Geçmişten bu zaman kadar TÜİK tarafından yapılmakta olan İşgücü
Hanehalkı Anketlerinin doğru olmadığı ve gerçekleri yansıtmadığı konusunda
kamuoyunda bir algı bulunmaktadır. Doğru politikaların geliştirilmesi ve
uygulanması için işgücü anketlerinin TÜİK-İŞKUR eliyle ortak yürütülmesi,
6-Kişi kurum ve kuruluşların istihdam ve işgücü piyasası ilgili
önerilerini değerlendirmek, Hükümet Programı, Genel Kurul Kararları,
Kurumun Stratejik Plan, Performans Programına yön vermek üzere Strateji
Geliştirme Kurulu oluşturulması,
7-İstihdam ve işgücü piyasası ile ilgili teknik çalışmalar yapmak, ilin
strateji, plan ve programlarını oluşturmak, üst düzeyde faaliyetleri yürütmek
ve sunulan hizmetleri raporlaştırmak üzere illerde İstihdam Uzmanlarının
görevlendirilmesi,
8-Dünyada ve ülkemizdeki gelişmeleri yorumlama, analiz etme,
değerlendirme ve İŞKUR üst yönetimine destek amacıyla, nitelikli, teknik
kapasitesi güçlü danışmanlar istihdam edilmesi,
154
9-İŞKUR’un merkez ve taşrada yaşanmakta olan hizmet binalarının
kalitesinin artırılması, nitelikli uzman statüsünde personel istihdam etmesi ve
hizmet sunduğu personel sayısının artırılması,
10-Sunulan
hizmetin
kalitesinin
artırılması
amacıyla
İŞKUR
personelinin ülkemizdeki ilgili kurumlarda ve yabancı ülkelerdeki istihdam
kurumlarında staj yapabilme imkanının sağlanması,
11-Üniversiteler
ile
İŞKUR’un
işbirliğinin
geliştirilmesi,
Çalışma
Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri öğrenimi gören öğrencilere kurumda staj
yaptırılması,
12-Her yıl belirli sayıda gelir düzeyi düşük üniversite öğrencilerinin
seçilerek kurumda stajyer/anketör olarak çalıştırılması,
13-İŞKUR otomasyon ve bilgisayar sisteminin etkinleştirilmesi, ilgili
birimde nitelikli bilişim elemanlarının istihdam edilmesi,
14-Özellikle işe yerleştirme hizmetleri ve işyerleri ile ilgili işlemlerde
İŞKUR-SSK-Maliye-Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bilgi sistemlerinin entegre
edilmesi,
15-Her ne kadar Ankara, İstanbul gibi sınırlı sayıdaki birkaç ilde
faaliyette bulunsalar da Özel istihdam bürolarının işe yerleştirdiği kişilerle ilgili
işe yerleştirme kayıtlarının İŞKUR ve SGK ile entegrasyonunun sağlanması,
İŞKUR öncülüğünde belli dönemlerde eğitim ve değerlendirme toplantıları
yapılarak hizmetlerinin sürekli iyileştirilmesi,
16-İstihdam dostu hizmet sunumu ilkesi çerçevesinde, yürürlükteki
uygulamaların olumsuz etkilerini gidermek üzere istihdamı azaltma ve işsizliği
artırma potansiyeli olan ülkedeki tüm mevzuatın taranması,
155
17-Yürürlükteki politika, plan ve programların etkin uygulanabilmesini
temin etmek amacıyla tüm kurum ve kuruluşların koordinasyonunun
sağlanması,
18-İntikal eden şikayetlerin dışında işsizlik sigortası ödeneği alan
işsizler ile ilgili genel olarak herhangi bir inceleme yapılmamaktadır, ödenek
almakta iken kayıt dışı şekilde çalışan sigortalılar ile ilgili işsizlik çapraz
kontrol mekanizmaları kurulması için diğer özel ve kamu kurumlarından
destek alınması,
19-İşsizlik ödeneği alanlara yönelik aktif istihdam politikası araçlarının
etkin olarak uygulanması,
20-Kurum hizmetleri ve istatistiklerle ilgili gelişmeleri paylaşmak,
kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aylık bülten çıkarılması ve basın
toplantısı yapılması,
21-Kurum hizmetlerinin akademik seviyede tanıtılması ve tartışılması
gayesiyle düzenli olarak bilimsel içerikli İstihdam Dergisi çıkarılması,
22-Kurum hizmetleri konusunda detay bilgi edinilmesi ve kullanıcıların
ihtiyacını karşılamak amacıyla yüksek kapasitede kütüphane hizmetinin
sunulması,
23-Kurum istatistik ve faaliyet raporlarına önem verilerek analiz ve
yorum kalitesinin artırılması,
24-Kurumun sunduğu tüm hizmetlerin sade ve anlaşılır olması, işlem
basamaklarının basitleştirilmesi,
25-Kurumun sunduğu tüm işlem süreçlerinin günlük, haftalık, aylık
izlenmesi ve iller düzeyinde lig usulü oluşturulması,
156
26-Her ilin kendi hizmet alanları ile ilgili yıllık plan, performans
programı ve faaliyetleri hakkında İl İstihdam Raporu hazırlaması,
27-Genel Müdürlük ile İl Müdürlüklerinin sunduğu hizmetin kalitesinin
artırılması amacıyla idari, mali, hukuki ve teknik sorunlarının çözümü için
Personel Destek Masasının kurulması,
28-Başta yöneticiler olmak üzere personelin hizmet sunumunda,
objektif belirlenecek performans değerlendirme sistemi kriterinin esas
alınması,
kuruma
yaratabilecek,
nakil
kariyer
ve
olacak
liyakat
personelin
kriterinin
geçişinde
esas
katma
alınması,
değer
personel
politikasının geleceğin ihtiyaçlarına paralel olarak tekrar gözden geçirilmesi,
29-İŞKUR bilgisayar sisteminin dış kullanıcıların ve personelin etkin
kullanımını sağlayacak şekilde geliştirilmesi ve sunulan hizmetlerin işlem
basamaklarını tanımlayan kılavuzlara yer verilmesi,
30-Kurumun ilgili birimlerinin sunmuş olduğu denetim hizmetlerinin
geliştirilmesi ve standartlarının yükseltilmesi, önerilmektedir.
157
IV-MİLLİ İSTİHDAM STRATEJİSİ VE POLİTİKASI
Yaklaşık 300 yıldır modernleşme çabalarını yaşayan Türkiye’de
iktisadi ve siyasi demokrasi vazgeçilmez değerler olarak karşımıza
çıkmaktadır. Topluma etki eden aktörler tarafından sorunların doğru
anlaşılması halinde başarının uzak olmadığı söylenebilir. Ne var ki şimdiye
kadar ülkemizin tutarlı, özgün bir istihdam stratejisi ve politikasının
bulunduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Çok yakın bir zamanda
açıklanacağı ifade edilen çalışmanın içeriği merak konusudur. Her şeyden
önce böyle bir çalışmanın ortaya konulacak olması sevindiricidir.
Değerli bilim adamı Prof. Dr. Mümtaz TURHAN’ın 1940’lı yıllarda
kaleme aldığı bir eserinde meşrutiyet devrinin zihni yapısını tahlil ederken ki
tespiti oldukça ilgi çekicidir. “Her ne kadar meşrutiyetçiler nasıl olsa bizzat
tahakkuk ettiremeyecekleri bir garplılaşma hedefi üzerinde birleşemezlerse
de içlerinden mühim bir kısmı nihayet onu doğru olmak üzere tayinde
muvaffak olur: Artık Avrupa ile aramızdaki farkın sadece askeri sahada
görünen bir usul ve teknik üstünlüğünden veya devlet teşkilatında, idare
tarzındaki başkalıktan, bir rejim ayrılığından ibaret olmadığı; bütün bunları ve
diğerlerini meydana getiren esas farkın ilimden, onun tatbikatından, ilmi
zihniyetten ve hür tefekkürden doğan bir atitüd, bir düşünme ve görüş
tarzından ileri geldiği nihayet anlaşılır. Fakat çok geç kalınmıştır. Bu neticeye
yüz sene evvel varılmış olsaydı belki bir tesir yapardı. Halbuki şimdi, arkada
muvaffakiyetsizlikle biten iki yüz senelik bir çabalama, bir bocalama, bir
mücadele devri, bunun geride bıraktığı canlı hatıraları, hayal kırıklıkları, yeis
ve ümitsizlikler vardı. Binaenaleyh maddi ve manevi tazyikini, düşmanlığını
gittikçe artıran ve hala bir heyula gibi dimdik duran bir medeniyet karşısında
duyulan hayranlık, korku ve aşağılık hisleri içinde bu tedbir belki de
müşahhas olmadığı için bir şey ifade etmiyordu. Bu itibarla ilim ve onun
tatbikatı olan teknik; Avrupalıya has bir imtiyaz, edinilmesi uzun zamana
bağlı,
güç,
hatta
imkansız
görünüyor
ve
medeniyetle
münasebeti
kestirilemediği için ekseri münevverlerce kıymeti takdir edilemiyor, cazip
158
gelmiyordu. Maamafih medeniyetle münasebeti müphem bir şekilde sezilen
bilgi ihtiyacının sözde mevcut bir maarif teşkilatıyle tatmin olunabileceği
zannediliyor; Avrupa’ya bir an evvel benzeme temayülü her şeye hakim
oluyordu.
Onun
için
asrileşmede
en
cezri
yolu
seçen
Garpçıların
programında ilme hususi bir yer verilmemiş; buna mukabil derhal göze
çarpan şekil ve kıyafet, yaşayış tarzı, içtimai teşkilatın taklidi ve buna benzer
unsurlar veya farklar üzerinde durulmuştur.”
Bu
itibarla
Türkiye’de
“Milli
100
İstihdam
Stratejisi
ve
Politikası”
konusundaki temel yaklaşımın ne olduğu, nasıl bir yol izleneceği ve ne gibi
sonuçların alınacağı önemli hususlardır. Bir başka anlatımla strateji ve
politikanın temelini oluşturan felsefenin bizatihi kendisi sorunların çözümünün
de anahtarıdır.
Yine geçmişten günümüze kadar bu konuda birçok kişinin değerli
önerilerine rastlamakla birlikte, Kasım 1971 yılında Prof. Dr. Nevzat
YALÇINTAŞ tarafından V. Çalışma Meclisi’nde sunulan tebliğde “istihdamı
artıran ihracata dönük sanayinin geliştirilmesi” 101 yaklaşımı ile diğer
önerilerinin şimdiye kadar ıskalandığı, bugünde halen güncelliğini koruyan
öneriler olduğu düşünülmektedir.
Söz konusu çalışma ile ilgili olarak daha bir çok şeyin yapılabileceği ve
söylenebileceği bir süreç yaşanmaktadır. Buradan hareketle önemli olduğu
düşünülen bazı konulara değinmek icap etmektedir.
Ülkemizde faaliyet gösteren KOBİ’lerin büyük kısmının idari yapılarının
zayıf olduğu, insan kaynakları ve mali uzmanlık birimlerinin olmadığı veya
yetersiz olduğu, profesyonel yönetim kabiliyetlerinin düşük olduğu, özellikle
Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri Sosyal Psikoloji Bakımından Bir Tetkik, 5. Baskı, İstanbul,
Çamlıca Yayınları, 2006, s.201-202.
100
Nevzat Yalçıntaş, Türkiye’de Kalkınma Açısından İstihdam Sorunu, V. Çalışma Meclisi Tebliği,
Çalışma Bakanlığı Çalışma Dergisi, İstihdam Özel Sayısı, 1971, s.143-160.
101
159
çalışan işgücünün büyük bir bölümünün KOBİ’ler tarafından istihdam
edildiklerinden hareketle, Türkiye İş Kurumunun istihdam dostu yaklaşımla
KOBİ’leri hizmetlerinin merkezine almalıdır.
Mevcut küresel ekonomik krize bağlı olarak ülkemizdeki işsizlik
giderek artmaktadır. Bununla birlikte küresel ekonomik krizden ayrı olarak
özellikle özel-kamu yatırımlarının yetersizliği nedeniyle uzun yıllardır işsizlik
artarak devam etmektedir. İşgücü piyasasının en önemli sorunu olan
işsizliğin çözümünde, işgücü arzından ziyade daha çok işgücü talebinin
artırılmasına yönelik aktif istihdam politikası araçlarının uygulanmasına
ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin zenginleşmesi yerli üretim ile birlikte ihracatın artırılmasına
bağlıdır. İhracatın desteklenmesine yönelik olarak işyerleri ile kapsamlı
projeler yürütülmelidir.
Serbest piyasa ekonomisi ve ihracata dayalı büyüme modeli
çerçevesinde; para ve maliye politikalarının reel sektörü geliştirmeye yönelik
istihdam
odaklı
olması,
Türk
bankacılık
kredi
politikasının
yeniden
tasarlanarak istihdamın ve ihracatın artırılmasında önemli potansiyeli
barındıran KOBİ’lerin finansal açıdan desteklenmesi oldukça önemlidir.
Türk işgücü piyasasının sorun ile çözüm yollarına yönelik bilimsel
çalışmalar ve araştırmalara önem verilmesi, beyin göçünün önlenerek ülke
içinde istihdam edilmesine yönelik aktif istihdam politikası araçlarının
tasarlanması, söz konusu politikalarının etkin uygulanabilmesi için Türkiye İş
Kurumu’nun acilen yeniden yapılandırılması ve kurumsal kapasitesinin
geliştirilmesi gerekir.
Diğer taraftan İşsizlik Sigortası fon kaynakları etkin kullanılmalı, yoğun
bir şekilde yaşanmakta olan genç işsizlik ve uzun dönemli işsizlik sorunuyla
ilgili işgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif istihdam politikası araçları
160
etkin bir şekilde uygulanmalı, ülke genelini kapsayan uygulamalardan ziyade
firma bazında uygulanacak programlarla istihdam ve üretimin artırılması esas
alınarak KOBİ’lerin finans ihtiyacı giderilmelidir.
Öncelikli olarak bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesine, doğudan
batıya göçün önlenmesine yönelik politika ve programlar geliştirilerek
uygulanmalıdır.
Özellikle
Doğu
Anadolu,
Güneydoğu
Anadolu,
İç
Anadolu’nun Doğusu içerisinde yer alan illere yönelik daha özel program ve
projeler uygulanmalıdır.
Ülkemizin güzide bölgeleri arasında yer alan Sivas-Erzurum-Van-Urfa
hattına özel önem verilmeli, bu bölgedeki her ilde özel sektörün geliştirilerek
orta vadede en az 1 milyar Dolar ihracat yapabileceği plan ve programlar
uygulanmalı, altyapı yatırımları artırılmalı, özellikle kamu hizmeti bölgenin
sosyo-ekonomik problemlerinin çözümü konusunda yetiştirilmiş nitelikli
kadrolar eliyle sunulmalıdır.
Modernleşme sürecinin devam ettiği 21. yüzyılın Büyük Türkiye’si özel
sektörde dünya ölçeğinde rekabet edilebilen güçlü firmaların ve ürünlerin
varlığıyla mümkün olabilecektir. Özellikle Turizm, İnşaat, Tekstil ve Sağlık
sektöründe önemli ilerlemelerin elde edilmiş olması memnuniyet vericidir.
Bilhassa katma değeri yüksek sektörlerde önemli atılımların yapılması
gerekmektedir. Bu itibarla adeta göz bebeğimiz olan Türk İmalat Sanayi’nin
profesyonel bir şekilde teşvik edilmesi ve yönlendirilmesi Milli İstihdam
Stratejisi ve Politikasının asli görevi olmalıdır.
Bu itibarla Milli istihdam stratejisi ve politikasının temel ülküsü tam
istihdam olmalı ve % 5 civarındaki bir işsizlik oranının makul kabul edileceği
çalışmalar yapılmalıdır.
SONUÇ
Bu çalışmada; Aktif ve pasif istihdam politikaları, araçları ve özellikleri
hakkında bilgiler verilerek, başta İŞKUR olmak üzere çeşitli kurum kuruluşlar
tarafından işgücüne nitelik kazandırarak istihdam edilebilirliğini artırmak
üzere aktif istihdam politikası aracı olarak düzenlenen işgücü eğitim kursları
ele alınmıştır. Türkiye’de önemli boyutlara ulaşan işsizliği önlemede ve
istihdamı artırmada işgücü eğitim kursları düzenlemenin bir çözüm yolu olup
olmadığı tartışılmış ve alternatif olarak, özellikle aktif istihdam politikası
çerçevesinde
işgücü
talebinin
artırılmasına
yönelik
politika
araçları
uygulanmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Türkiye işgücü piyasasının yapısına bakıldığında genel olarak; her yıl
işgücüne bir milyona yakın katılım olmasına rağmen istihdam oranın oldukça
düşük seyrettiği, özellikle uzun dönemli işsizliğin giderek arttığı, ayrıca
eğitimli gençlerde de işsizliğin yoğun bir şekilde görüldüğü, kadınların
işgücüne katılım oranının düşük olduğu, istihdam edilen işgücünün eğitim
seviyesinin düşük olduğu görülmektedir. Her ne kadar sanayi ve hizmetler
sektörünün istihdamında artışlar yaşanmakta ise de, halen tarım sektöründe
önemli bir işgücünün istihdam edildiği, kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu,
bölgesel gelişmişlik farklılıkları ve işsizlik nedeniyle uzun bir süredir doğudan
batıya göçün devam ettiği bilinmektedir.
Türkiye’de istihdam oranının düşük olmasının nedeni genel olarak
şöyle sıralanabilir; giderek artan yoğun genç işgücüne rağmen ekonomide
kamu-özel sektör yatırımlarının ve istihdam kapasitesinin düşüklüğü, özel
sektörün zayıf olduğu bölgelerde alt yapı yatırımlarının yetersiz olması, uzun
yıllardır devam eden mesleki eğitim politikasındaki kargaşa nedeniyle
işgücünün niteliğinin sanayi ve hizmetler sektörünün ihtiyaçlarına tam olarak
cevap verememesi, hızla değişen teknoloji ve üretim biçimleri ile birlikte
geleneksel emek yoğun üretimde bulunan firmaların tasfiyesi, küreselleşme
ile birlikte giderek artan rekabet ortamında ülkemizdeki imalat sanayiinin göz
162
ardı edilmesi, istihdamın ve ihracatın artırılmasında önemli potansiyeli
barındıran KOBİ’lerin gerektiği şekilde ve yeterince desteklenmemesi, para
ve maliye politikalarının reel sektörü geliştirmeye yönelik istihdam odaklı
olmaması, yarı devletçi ve karma ekonomik modelin terk edilmesine karşın
kamunun
teşvik
ve
yönlendirme
politikalarını
etkin
bir
şekilde
uygulayamaması diye değerlendirilmektedir.
İŞKUR ve birçok özel-kamu kurum ve kuruluşları tarafından
düzenlenen işgücü eğitim kurslarının amacı, uygulanması, farklılıkları, olumlu
ve olumsuz yönleri ele alınmış ve istihdam açısından değerlendirilmiştir.
Türkiye İş Kurumu’nun ekonominin diğer aktörleri ile birlikte koordineli bir
şekilde çalışarak işsizlik ve istihdam sorunuyla nasıl baş edebileceği ve
işgücü piyasasına etki oranını nasıl artırılabileceği konusu tartışılmış ve bazı
önerilerde bulunulmuştur.
Özellikle; karma ekonomi ve ithal ikamesi yerine, serbest piyasa
ekonomisi ve ihracata dayalı büyüme modeline geçilmesi ile birlikte,
1946’dan beri ülkemizde hizmet vermeye çalışan Türkiye İş Kurumu’nun aynı
ölçüde kendini yenileyemediği ve geliştiremediği düşünülmektedir.
Büyük mali imkanlara sahip olmasına rağmen, işsizliği sadece işgücü
eğitim kursları ile önlemeye çalışması yeterli olmadığı gibi, kurumun bu
mevcut yapısıyla Türk işgücü piyasasının karşı karşıya olduğu sorunlara
çözüm getirebilmesi çok zor görülmektedir. Öncelikle ülkemiz işgücü piyasası
sorunlarının doğru teşhis edilmesi ve gerçekçi plan ve programların
uygulanması icap etmektedir.
Bu itibarla, önemli ölçüde istihdam sağlayan, küçük ve orta
büyüklükteki işletmeler olarak adlandırılan KOBİ’lerin İŞKUR tarafından
profesyonel
bir
şekilde
teşvik
edilmesi
ve
yönlendirilmesi
zorunlu
görülmektedir. Bunun yanında küreselleşmeyle birlikte yaşanmakta olan
yoğun rekabet ortamında, Türk imalat sanayiinde üretimde bulunan
163
işletmelerin ihracata yönelik olarak desteklenmesi İŞKUR’a düşen bir başka
önemli görevdir. Bölgesel gelişmişlik farklarının olduğu yörelerde özel
sektörün geliştirilmek suretiyle göçün kontrol altına alınması, sosyal
yardımların işgücü piyasası ile ilişkilendirilerek
sistemli bir şekilde
yürütülmesi, özellikle genç ve uzun dönemli işsizliğin eritilmesi oldukça
önemli konulardır.
Bölgesel gelişmişlik farklılıkları ve işsizlik nedeniyle yaklaşık elli yıldır
aralıksız olarak doğudan batıya göç yaşanmaktadır. İstanbul başta olmak
üzere metropol şehirler adeta yaşanabilir olmaktan çıkmaktadır. Bu sürecin
biran önce kontrolünün ele alınmasının zamanı çoktan gelmiş ve
geçmektedir.
Yukarıda sıralanan önemli konuların çözümünde, şimdiye kadar
uygulamada ihmal edildiği görülen işgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif
istihdam politikası araçlarından; Geçici Kamu Yararına Çalışma Programı,
Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu Programı ile Girişimcilik ve İşletme
Geliştirme Programına hak ettiği önemin verilmesi gerekmektedir.
Modernleşme sürecini tamamlamış güçlü ve büyük Türkiye’nin
inşasında,
İŞKUR’un
merkezi,
önemli
bir
role
sahip
olduğu
değerlendirilmektedir. Dolayısıyla kurumun sunduğu hizmetlerin ülkemizin
işgücü piyasasının sorunlarını dikkate alarak yapılandırılması ve kurumsal
kapasitesinin artırılması gerekmektedir. Böylelikle işgücü piyasasına yön
vererek işsizliğin önlenmesi ve istihdamın artırılması mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak; Hükümetlerin ekonomik plan, program ve uygulama
süreçlerinde İŞKUR aktif rol oynamadığı sürece ülkemizde işsizlik ve
istihdam sorununun çözümü mümkün görülmemektedir.
164
KAYNAKÇA
Aktif İşgücü Programları Projesi; AB-Türkiye İş Kurumuna (İŞKUR) Destek
Projesi Sonuç Tanıtım Kitapçığı, Ankara, 2006.
ATA, Namık; İşgücü Eğitimi ve İstihdam Edilebilirliğin Artırılması,
Uluslararası Mesleki Eğitim Ve İstihdam Semineri, Kızılcahamam-Ankara, 1618.01.2002, s. 295.
BALLESTER, Roman; European Employment Strategy and Spanish Labour
Market Policies, Working Papers. Department of Economics, University of
Girona, Girona, June 2005.
BİÇERLİ, Mustafa Kemal; Çalışma Ekonomisi, İstanbul, Beta Basım Yayım
Dağıtım A.Ş. Yayınları, İkinci baskı, 2003.
BİÇERLİ,
Mustafa
Kemal;
İşsizlikle
Mücadelede
Aktif
İstihdam
Politikaları, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları No:1563, 2004.
DAR, Amit ve TZANNATOS, Zafiris; Active Labor Market Programs,:A
Review of The Evidence From the Evaluations, The World Bank, Washington
D.C.1999.
EKİN, Nusret; Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları,
İstanbul, İTO Yayın No:2000-33, 2000.
ERCAN, Hakan; Türkiye’de Gençlerin İstihdamı, ILO, Ankara, Birinci Baskı
2007.
GERFİN, Michael, LECHNER, Michael ve STEİGER, Heidi; “Does Subsidied
Temporary Employment Get the Unemployment Get the Unemployed Back
165
To Work? An Econometric Analysis of Two Different Schemes”, University Of
St. Gallen, Department Of Economics WP No:2002/22:1.
GÜRSEL, Seyfettin,ULUSOY, Veysel; Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam,
İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, Ağustos 1999.
HEKİMLER, Alpay; AB-Türkiye & Endüstri İlişkileri, İstanbul, Beta Basım,
2004.
HEKİMLER,
Alpay;
Türkiye’de
ve
Almanya’da
İşgücü
Piyasası
Politikaları, Türkiye’de ve Almanya’da Ekonomik ve Sosyopolitik
Yapısal Reformlar, Ankara, Konrad Adenauer Vakfı Yayını, 2008.
ILO; Ekonomik ve Sosyal Politika Komitesi 288. Oturum, İkinci gündem
maddesi AİPP, Genova, Kasım 2003, s 3.
İş ve İşçi Bulma Kurumu, İstihdamda 25 Yıl (15.Mart 1946-15 Mart 1971),
Ankara, Ayyıldız Matbaası A.Ş, 1971.
JANOSKİ,
Thomas;
“Explanining
Unemployment:The Impact of
State
Intervention
to
Prevent
Institutions on Active Labor Market Policy
Expenditures in 18 Countries”, Eds. Günther Schmid, Jacqueline O’Reilly ve
Klaus Schöman, İnternational Handbook of Labor Market Policy and
Evalotion, Edwart Elgar, Cheltenham U.K., 1996.
KELEŞ, Ahmet; İşsizliği Önlemede Yeni Politikalar Raporu, Ankara,1994.
KORAY, Meryem; Günümüzde İşgücü Piyasasının Özellikleri, Sorunları
ve İstihdam Politikaları, II. İstihdam Haftası Tebliğleri, Ankara, İİBK Yayın
No:276, 1992.
KÖKLÜ, Aziz; Makro İktisat, Ankara, S Yayınevi, 2. Baskı,1987.
166
Merkezi Finans İhale Birimi, Genç İstihdamın Desteklenmesi Hibe
Programı, Hibe Başvuru Rehberi, Ankara, 2008
Merkezi Finans İhale Birimi, Kadın İstihdamının Desteklenmesi Hibe
Programı, Hibe Başvuru Rehberi, Ankara, 2008.
Rosetta Planının Analizi ve Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Şartlarında
Uygulanabilirliği; Ankara, 2006.
Özelleştirme Sosyal Destek Projesi-2 Sonuç Tanıtım Kitabı; İŞKUR
Faaliyetleri, Ankara, 2009.
ÖZŞUCA, Şerife Türcan; Esneklik ve Güvenlik İkileminde Türkiye Emek
Piyasası, Ankara, İmaj Yayınevi, 2003.
SAVAŞIR, Rebii; Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Küçük ve Orta
Boyutlu İşletmeler Açısından İstihdam Politikaları, Ankara, Kamu-İş,
1999.
SOHLMAN, Asa ve TURNHAM, David; “What Can Developing Countries
Learn From OECD Labour Market Programmes and Policies?”, OECD
Development Center Technical Paper No:93, Januar 1994.
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kayıt Dışı İstihdam ve Yabancı
Kaçak İşçi İstihdamı, Ankara, Genel Yayın No.116, Ağustos 2004.
T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kayıt dışı İstihdamla Mücadele
(KADİM) Projesi, Ankara, Ekim 2006.
T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı verileri.
167
TEKİN, Akay; Avrupa Birliği İstihdam Politikası Genel Esasları, Ankara,
TİSK, Yayın No:291, 2008.
TUNALI, İnsan; İstihdam Durum Raporu, Türkiye’de İşgücü Piyasası ve
İstihdam Araştırması, Ankara Üniversitesi Basımevi, 2004.
TURAN, Kamil; Küreselleşen Çağımız ve Çalışma Hayatı, Kamu-İş,İş
Hukuku ve İktisat Dergisi, Ocak 1994, Cilt:3, Sayı:3.
TURHAN, Mümtaz; Kültür Değişmeleri Sosyal Psikoloji Bakımından Bir
Tetkik, İstanbul, Çamlıca Yayınları, 5. Baskı, 2006.
Türkiye
Cumhuriyeti
Başbakanlık
Özelleştirme
İdaresi
Başkanlığı;
Özelleştirme Sosyal Destek Projesi Sonuç Tanıtım Kitabı, Ankara, Birinci
Baskı, Aralık 2005.
Türkiye İş Kurumu; Genel Kurul Kararları Mutabakat Metni, Ankara, 2009.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın
Bülteni, Haziran 2010.
TÜSİAD, Türkiye’de İşgücü Piyasasının Kurumsal Yapısı ve İşsizlik,
İstanbul, Yayın No:11-381, Aralık 2004.
UNAY, Cafer; Makro Ekonomi, Bursa, Ekin Kitabevi, 6.Baskı, 1996.
VARÇIN, Recep; İstihdam ve İşgücü Piyasası Politikaları, Ankara, Siyasal
Kitabevi, Ocak 2004.
YALÇINTAŞ, Nevzat; Türkiye’de Kalkınma Açısından İstihdam Sorunu, V.
Çalışma Meclisi Tebliği, Çalışma Bakanlığı Çalışma Dergisi, İstihdam Özel
Sayısı, 1971.
168
Ankara Büyükşehir Belediyesi; 2009 Bütçe Yılı Performans Programı,
http://www.ankara.bel.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/mali_hizmetler/2009_b
utce_yili_performans_programi.pdf ., Erişim:02.12.2009
Ankara Büyükşehir Belediyesi; Kurs Dönemi Bölgelere Göre Kursiyer
Sayıları,
http://www.ankara.bel.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/kultur_sosyal/kultur_so
syal_hizmetler_dairesi_baskanligi/meslek_edindirme_sube_mud/kurs_done
mi_bolgelere_gore_kursiyer_sayilari.aspx., Erişim 02.12.2009
Ankara Büyükşehir Belediyesi; Beltek Ana Bölümleri, http://www.ankarabel.gov.tr/AbbSayfalari/hizmet_birimleri/kultur_sosyal/kultur_sosyal_hizmetler
_dairesi_baskanligi/meslek_edindirme_sube_mud/beltek_ana_bolumleri.asp
x, Erişim 02.12.2009
Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi İdaresi Başkanlığı, 2008-20012
Eylem
Planı,
http://www.gap.gov.tr/Turkish/Genel/eylem812.pdf,s
31,Erişim:22.12.2009
Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü; Proje
Destekleri,
http://www.sydgm.gov.tr/tr/html/230/Proje+Destekleri/,
Erişim:04.12.2009
İLO;
122
No’lu
İstihdam
Politikası
Sözleşmesi,
http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/sozlesme/soz122.htm,
Erişim:10.07.2009
İstanbul
Büyükşehir
Belediyesi;
2007-2011
Stratejik
Planı,
http://www.ibb.gov.tr/IBB/DocLib/pdf/stratejikplan/stratejikplan2.pdf,
03.12.2009
s.
48,
Erişim
169
İstanbul
Büyükşehir
Belediyesi;
2009
Yılı
Performans
Programı,
http://www.ibb.gov.tr/trTR/kurumsal/Birimler/StratejikPlanlamaMd/Documents/performans2009/perfo
rmansprogrami2009.pdf, s 44. Erişim 03.12.2009
İstanbul Büyükşehir Belediyesi; Meslek Eğitim Kursları Eğitim Süreci,
http://ismek.ibb.gov.tr/portal/egitimsureci.asp, Erişim:04.12.2009
Bakanlar Kurulu Kararı; 2009/15430 sayılı, Orta Vadeli Program(2010-2012),
16.09.2009 tarih 27351 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete.
Hükümetin 2010 Yılı Eylem Planı; 01.11.2009 tarih 27393 Mükerrer sayılı
Resmi Gazete.
TUİK, 1990-2009 Yılları Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü 1993-2000 Yılları İstihdam Garantili ve
Kendi İşini Kuracaklara Yönelik İşgücü Yetiştirme Kursları Verileri.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü 2002-2008 Yılları ÖSDP Verileri.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü 2005-2009 Yılları İşgücü Eğitim
Hizmetleri Verileri.
1927,1940,1950,1960,1970,1980,1990 ve 2000 Yılları Genel Nüfus Sayım
Sonuçları.
2009 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları.
170
ÖZET
BULUT, Selahattin. Türkiye’de Aktif İstihdam Politikası Aracı Olarak
Düzenlenen İşgücü Eğitim Kurslarının İstihdam Açısından Belirleyiciliği, Tezli
Yüksek Lisans, Ankara, 2010.
Bu çalışmada; başta İŞKUR olmak üzere çeşitli kurum kuruluşlar
tarafından istihdam edilebilirliği artırmak üzere aktif istihdam politikası aracı
olarak düzenlenen işgücü eğitim kursları ele alınmıştır. Ülkemizde önemli
boyutlara ulaşan işsizliği önlemede ve istihdamı artırmada işgücü eğitim
kursları düzenlemenin bir çözüm yolu olup olmadığı tartışılmış ve alternatif
olarak, özellikle aktif istihdam politikası çerçevesinde işgücü talebinin
artırılmasına yönelik politika araçları uygulanmasının gerekliliği üzerinde
durulmuştur.
Özellikle; karma ekonomi ve ithal ikamesi yerine, serbest piyasa
ekonomisi ve ihracata dayalı büyüme modeline geçilmesi ile birlikte,
1946’dan beri ülkemizde hizmet vermeye çalışan Türkiye İş Kurumu’nun aynı
ölçüde kendini yenileyemediği ve geliştiremediği düşünülmektedir.
Büyük mali imkanlara sahip olmasına rağmen, işsizliği sadece işgücü
eğitim kursları ile önlemeye çalışması yeterli olmadığı gibi, kurumun bu
mevcut yapısıyla Türk işgücü piyasasının karşı karşıya olduğu sorunlara
çözüm getirebilmesi çok zor görülmektedir. Öncelikle ülkemiz işgücü piyasası
sorunlarının doğru teşhis edilmesi ve gerçekçi plan ve programların
uygulanması icap etmektedir.
Bu itibarla, önemli ölçüde istihdam sağlayan, küçük ve orta
büyüklükteki işletmeler olarak adlandırılan KOBİ’lerin İŞKUR tarafından
profesyonel
bir
şekilde
teşvik
edilmesi
ve
yönlendirilmesi
zorunlu
görülmektedir. Küreselleşmeyle birlikte daha yoğun olarak yaşanan rekabet
171
ortamında, Türk imalat sanayiinin ihracata yönelik olarak desteklenmesi
İŞKUR’a düşen bir başka önemli görevdir. Bölgesel gelişmişlik farklarının
olduğu yörelerde özel sektörün geliştirilmek suretiyle göçün kontrol altına
alınması, sosyal yardımların işgücü piyasası ile ilişkilendirilerek sistemli bir
şekilde yürütülmesi, özellikle genç ve uzun dönemli işsizliğin eritilmesi
oldukça önemli konulardır.
Yukarıda sıralanan önemli konuların çözümünde, şimdiye kadar
uygulamada ihmal edildiği görülen işgücü talebinin artırılmasına yönelik aktif
istihdam politikası araçlarından; Geçici Kamu Yararına Çalışma Programı,
Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu Programı ile Girişimcilik ve İşletme
Geliştirme Programına hak ettiği önemin verilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak; Kurumun ve sunulan hizmetlerin ülkemizin işgücü
piyasasının sorunlarını dikkate alarak yeniden yapılandırılması ve kurumsal
kapasitesinin
artırılması
gerekmektedir.
Ayrıca
ekonomik
plan
ve
programlarda İŞKUR’un aktif rol oynaması bir zorunluluktur. Böylelikle işgücü
piyasasına yön vererek işsizliğin önlenmesi ve istihdamın artırılması mümkün
olabilecektir.
Anahtar Sözcükler
1.Türkiye İş Kurumu
2.Aktif İstihdam Politikası Araçları
3.İşgücü Eğitim Kursları
4.Ücret ve İstihdam Sübvansiyonu
5.Girişimcilik ve İşletme Geliştirme Programları
172
ABSTRACT
BULUT, Selahattin. The Determinant Of Man Power Training
Courses Ordering As An Active Policy Employment Instrument In
Turkey, In The Terms Of Employment, Thesis of Master, Ankara 2010
In this work, Labor Force Training Courses (LFTC) which are using as
an active employment policy by especially İŞKUR and the other different
intuitions for the purpose of increasing employability, was taken in hand. In
our country discussed whether Labor Force Training Courses (LFTC) are
solution or not for dramatically increased unemployment and increasing the
employment and as an alternative stress on requirement of applying the
instruments of policy for increasing the demand of labor force especially
within the framework active employment policy.
It consider that especially after been shifted from the mixed economy
and import substitution to the free market and economy growing model based
on export, İŞKUR (serve in our country since 1946) have not renew and
improve itself adequately.
Although it has great financial opportunity, the current organization of
intuition, as it is not enough to avoid unemployment with only LFTC, seemed
so hard to solve the problems faced labor force market of Turkey. At first it is
necessary that correctly identify problems of labor force of our country and
implementing realistic plans and programs.
In this regard, it seems that because of ensuring significant degree of
employment,
SMEs
named
small
and
middle
enterprise
must
be
professionally encouraged and guidance by İŞKUR, obligatory. In more
intensive competitive environment, thanks to the globalization, Turkish
manufacturing industry should be supported in the terms of export and this is
173
the other important mission of İŞKUR. In purpose of decreasing especially
young and long run unemployment, promote private sector in the zone has
inter-regional differences in terms of development to control immigrations,
associate
social
helps
with
labor
force
market
and
management
systematically are most important .
On the solution of this important subject, until now it has seemed the
policy for increasing demand of active employment has been ignored,
however the instruments of increasing demand of active employment policy,
as the work program of temporary public interest, the wage and employment
subsidiary program with Entrepreneurship and Developing Management
program must be attached the value it deserved.
To sum up, our country’s labor force market must take in consideration
and the structure of intuition and services are given be restructured and
develop the intuitional capacity. Furthermore İŞKUR must play a vital role in
economic plan and programs. In this way with shaping the labor force market
preventing unemployment and increasing employment will be possible.
KEY WORDS:
1-Turkey İntuition Of Labor
2-Instruments Of Active Employment Policy
3-Labor Force Training Courses (LFTC)
4-Wage and Employment Subsidiary
5-Entrepreneurship and Developing Management Program

Benzer belgeler