4-5 Ders Öğretim Materyali
Transkript
4-5 Ders Öğretim Materyali
YAfiAYAN KÜLTÜRÜMÜZ KELO⁄LAN “Bir varm›fl bir yokmufl” la Masal›na bafllan›r. Büyük küçük dinleyen, Hikâyenden hofllan›r. Saf temiz yüre¤inle, Da¤lar› afl›yorsun. Annen ile birlikte, Ne güzel yafl›yorsun! Yoksulsun ama gönlün, Öylesine zengin ki. Ey Kelo¤lan biz seni, Seviyoruz inan ki… Kötülü¤ün düflman›, Dostusun iyilerin. Maceras› bir baflka, Devlerin cücelerin. Masallarla her gece, Konuk ol evimize. ‹yi, güzel, do¤ruyu, Katarak sevgimize. Kelo¤lan, Keleflo¤lan, Seviyoruz biz seni. Bekliyoruz her zaman, Gülmeni, güldürmeni! R›fk› KAYMAZ 126 ANNEM Benim annem! ‹lk kunda¤›m, ilk ninnim, ilk ekme¤im, ilk tad›m. Kolum ve kanad›m annem. ‹lk gülüflüm, ilk gözyafl›m, ilk naz›m, annem. Dilin ince, ninnilerin pek tatl›. Ellerin pamuktan daha yumuflak, saçlar›m› okflarken. Melek yüzlüm, bahar gözlüm. Acaba senin yan›nda olmak m› cennette yaflamak! Dua et, Allah bizi hiç ay›rmas›n olur mu? Senin dikti¤in fidanlar, tomur tomur açar; salk›m salk›m meyveler verir, bilirim. Sen benim için ekmek kadar, su kadar, hava kadar de¤erlisin. ‹flin gücün sevinç üretmek. Ben, senin sevginle büyüyorum; gelece¤e do¤ru yürüyorum. Sen benim elimsin, kolumsun; do¤rulukta yolumsun, tutunacak dal›ms›n! Can›mda gülümsün anne! A¤z›mda bal›ms›n anne! Bak›fl›n ve gülüflün içimi ›s›t›p ayd›nlat›r. Annem, sen bize Allah'›n en büyük lütfusun Mustafa TATCI vd. 127 YAfiAYAN KÜLTÜRÜMÜZ ANNE SEVG‹S‹ Anne, bilir misin seni ne kadar severim? Kufl havay› ne kadar severse Ben de seni o kadar severim. Anne, bilir misin seni ne kadar severim? Toprak suyu ne kadar severse Ben de seni o kadar severim. Anne bilir misin seni ne kadar severim? A¤aç günefli ne kadar severse Ben de seni o kadar severim Anne, bilir misin seni ne kadar severim? Her çocuk babas›n› ne kadar severse Ben de seni o kadar severim. Necati ZEKER‹YA 128 Haydi Şarkı Söyleyelim 129 111 YAfiAYAN KÜLTÜRÜMÜZ HAYD‹ fiARKI SÖYLEYEL‹M 23 N‹SAN MARfiI 23 Nisan kutlu olsun Sevinin çocuklar Övünün büyükler 23 Nisan mutlu olsun Çok büyük bayram bu bayram Herkese kutlu olsun Çok büyük bayram bu bayram Herkese mutlu olsun. 23 N‹SAN Sanki her tarafta Var bir dü¤ün Çünkü en flerefli En mutlu gün Bugün Yirmi üç nisan Hep nefleyle Doluyor insan. 130 HAYAT BAYRAM OLSA fiu dünyadaki en mutlu kifli Mutluluk verendir fiu dünyadaki sevilen kifli Sevmeyi bilendir fiu dünyadaki en güçlü kifli Güçlükten gelendir fiu dünyadaki en bilgin kifli Kendini bilendir Bütün dünya buna inansa Bir inansa Hayat bayram olsa ‹nsanlar el ele tutuflsa Birlik olsa Uzansak sonsuza Bütün dünya buna inansa Bir inansa Hayat bayram olsa ‹nsanlar el ele tutuflsa Birlik olsa Uzansak sonsuza fiu dünyadaki en olgun kifli Ac›ya gülendir fiu dünyadaki en soylu kifli ‹nsafa gelendir fiu dünyadaki en zengin kifli Gönül fethedendir fiu dünyadaki en üstün kifli ‹nsan› sevendir Bütün dünya buna inansa Bir inansa Hayat bayram olsa ‹nsanlar el ele tutuflsa Birlik olsa Uzansak sonsuza Söz: fienay 131 YAfiAYAN KÜLTÜRÜMÜZ BU GÜN BAYRAM Sen gittin gideli içimde öyle bir s›z› var ki Yaln›z sen anlars›n Sen flimdi uzakta cennette meleklerle bizi düfller a¤lars›n Bugün bayram erken kalk›n çocuklar Giyelim en güzel giysileri Elimizde taze k›r çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi Sen yaz geceleri y›ld›zlar içinde Ara s›ra bize göz k›rpars›n Sen so¤uk günlerde kalbimi ›s›tan en s›cak an›s›n Bu gün bayram çabuk olun çocuklar Annemiz bugün bizi bekler Bayramda hüzünlenir melekler Gönül al›r bu güzel çiçekler Söz-Müzik: Bar›fl Manço 132 YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE EV KURMASINLAR Yüksek yüksek tepelere ev kurmas›nlar, Aflr› aflr› memlekete k›z vermesinler, Annesinin bir tanesini hor görmesinler, Uçanda kufllara malum olsun, Ben annemi özledim, Hem annemi hem babam›, Ben köyümü özledim. Babam›n bir at› olsa uçsa da gelse, Annemin yelkeni olsa binse de gelse, Kardefllerim yollar›n› bilse de gelse, Uçanda kufllara malum olsun, Ben annemi özledim, Hem annemi hem babam›, Ben köyümü özledim. Söz-Müzik: Anonim 133 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye 134 4. ÜN‹TE YAfiADI⁄IM ÜLKE VE TÜRK‹YE KONULAR 1. YAKINLARIMIZLA ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z • Aile Foto¤raf› Emre’nin Mektubu • Avrupa’daki Türk ‹zleri 2. YAfiADI⁄IMIZ ÜLKEDEK‹ TÜRK KURUM VE KURULUfiLARI • Yard›m Kurulufllar›: K›z›lay ve K›z›lhaç K›z›lay K›z›lay (fiiir) 3. TÜRK‹YE CUMHUR‹YET‹ DEVLET‹ Ankara’y› Neden Hükûmet Merkezi Yapt›m? 4. EVRENSEL ÇOCUK HAKLARI Çocuklar›n Haklar› 5. ‹HT‹YAÇLAR VE MESLEKLER Büyüyünce Ne Olacaks›n? SERBEST OKUMA MET‹NLER‹ HAYD‹ fiARKI SÖYLEYEL‹M ÜN‹TEYE HAZIRLIK 1. Türkiye’deki akrabalar›n›zla iliflkilerinizi güçlü tutmak için neler yap›yorsunuz? 2. K›z›lay ve K›z›lhaç hakk›nda araflt›rma yaparak s›n›fta arkadafllar›n›zla paylafl›n›z. 3. Bulundu¤unuz ülkedeki Türk temsilciliklerini ve dernekleri araflt›r›n›z. Yapt›klar› etkinliklere örnekler veriniz. 4. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayra¤›, yönetim flekli hakk›nda bir araflt›rma yap›n›z. 135 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye 1. YAKINLARIMIZLA ‹L‹fiK‹LER‹M‹Z Geleneksel Türk aile yap›s›, komflu ve akrabalarla yo¤un iliflkilerin oldu¤u bir özelli¤e sahiptir. Almanya'da yaflayan Türk ailelerinin yabanc› bir ülkede bulunmalar›na ra¤men bu özelli¤i sürdürdükleri görülmektedir. Almanya’daki akraba ve hemflehriler, Almanya’da birbirleriyle görüflmek ve yard›mlaflmak için ayn› flehre ve flehrin belli bölgelerinde birbirlerine yak›n yerlere yerleflmifllerdir. Böylece akrabal›k iliflkilerinin ve dayan›flman›n sürdürülmesi mümkün olmaktad›r. Yaflad›¤›m›z ülkede o ülkenin insanlar›yla da iletiflim kurmal›y›z. Bu iletiflimi kurmak için Türkçe ile birlikte yaflad›¤›m›z ülkenin dilini de çok iyi bilmemiz gerekir. A‹LE FOTO⁄RAFI Büyükler arkada, küçükler önde, Gezici bir foto¤rafç› çekmifl bu resmi. ‹flte kap›s› da¤lara bakan Minyatür gibi bir bahçe Ve bahçe içinde bembeyaz bir ev; “Âfliyân”m›fl ismi. Kaç nesle tan›k olmufl bu flirin ev Babam en ayd›nl›k odada do¤mufl, Sonra da ayn› odada ben.. 136 ‹flte hepimiz bir odaday›z Dede, baba, torun… Ninem, ulu bir ceviz a¤ac› gibi kurulmufl, Dedemse bir yerli kaya Görkemli mekân›na oturmufl. Annemi ninnileriyle tan›r›m ‹nce, k›vrak, sab›rl› Resminden de belli, o bir anacan Saçlar›n› süpürge yapm›fl yuvas› için Bir gün bile of dememifl Y›llar y›l› … Yak›nlar›m›zla ‹liflkilerimiz Çok okumufl babam içli bir flâir… Kitap içinde do¤mufl, kitaplarla yaflam›fl. Ninem; eli aç›k, cömert bir kad›nm›fl. Kimin, neye, ne kadar ihtiyac› var Önce tek tek arar, sorar; Sonra da bu¤daym›fl, üzümmüfl, pekmezmifl, Balm›fl, Karanl›k bast› m› komfluya dalarm›fl. Nerde o eski da¤lar fiimdi o da aram›zda de¤il fiunlar kardefllerimdir üzüm salk›m› gibi Ve flu çocuk da ben… Bir aile, Bir resimde birlikteyken. Do¤du¤umuz o ev yerinde yok art›k. Ne nine hayatta, ne dede, ne baba… Hepsi bu resimde kald›. Ben ve kardefllerim evlendik, Baflka evlerde oturuyoruz çocuklar›m›zla. Eski havuz yavafl yavafl boflald› Ama hayat devam edip gidiyor, fiimdi ben oturuyorum dorukta. Yeni resimlerde buluflmaya Merhaba diyorum, Merhaba… Bahaettin KARAKOÇ MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. fiairin do¤du¤u evin özellikleri nelerdir ? 2. fiairin aile foto¤raf›nda bulunanlar›n flimdiki durumlar› nedir ? 3. fiairin aile foto¤raf›nda kimler bulunmaktad›r ? 4. fiairin aile foto¤raf›nda bulunanlar›n özellikleri nelerdir ? 5. Siz de kendi do¤du¤unuz evi tan›t›n›z. FIKRA D‹L SORUNU ‹ngiltere'ye gitti¤ini duydum. Dil bilmedi¤in için çok s›k›nt› çektin mi? -Ne münasebet can›m! As›l s›k›nt›y› ‹ngilizler çekti. 137 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye EMRE'N‹N MEKTUBU Sevgili Anneci¤im, ‹çimi ›s›tan, beni mutlu eden mektubunu ustam, dün bana bir müjdeyle verdi. Ben, güzel yüzünün hayaliyle iflimi yap›yor, desenleri, motifleri bak›r bir panoya iflliyordum. O kadar mutlu oldum ki... Anneci¤im, Vakit geçirmeden, hemen bu mektubu yaz›yorum. Köyden ayr›lal› alt› aydan fazla olmufl. Bu süre içinde, belki her ay sizleri, köyümüzü, evimizi, yemyeflil a¤açlarla dolu bahçemizi, petek petek ar› kovanlar›m›z› görmeme ra¤men yine özlemle doluyum. Geçti¤imiz günlerde ustam, bak›r ifllemecilikte k›sa zamanda ilerleyiflimi yetene¤ime ve gayretime ba¤layarak “Aferin!” dedi. Sanat›n bir alt›n bilezik oldu¤unu söyledi. Haftal›¤›m›n önümüzdeki hafta artaca¤›n› müjdeledi. Ben de o an, sana bayram hediyesi olarak alaca¤›m ayakkab›y› düflündüm. ‹flyerimize yak›n bir ayakkab›c›n›n vitrininde gördü¤üm sana yak›flacak ayakkab›y› alaca¤›m. Bayramdan birkaç gün önce, ustam izinli olaca¤›m› söylemiflti. Elimde ayakkab›m, küçük kardeflim Zeynep'e çeflit çeflit çikolata ve boyama kitaplar› ile kap›n›z› çalaca¤›m. Bayram sevincini birlikte paylaflaca¤›z. Ne güzel de¤il mi anneci¤im? ‹fle iyice al›flt›m. Beni düflünüp üzülme! Kendini yorma! Ben usta bir sanatkâr olma yolunda çal›fl›yorum. Sanat›m›za katk›da bulunmak, bir yandan da üretici bir insan olarak kendime, aileme ve milletime yararl› olmak istiyorum. Bak›r eflyalar üzerine, çay ve kahve tak›mlar›na, semaverlere, hediyelik bak›r eflyalara, duvar panolar›na ne güzel desenler iflliyorum bir görsen. Çizgilerin ak›fl›nda, desenlerin flekilleniflinde hep sizleri düflünüyorum. Babam›n vefat› ile düfltü¤ümüz s›k›nt›y› nas›l gö¤üsleyece¤imi planl›yorum. ‹flimi ilerletip ücretimi art›rmak istiyorum. El eme¤i ifller büyük ilgi görüyormufl. Bunu, rahmetli babam›n arkadafl› Orhan amca söyledi. ‹stanbul'da bir sergi açmam›z konusunda bize yard›m edece¤ini belirtti. Biz de “evet” dedik ve bafllad›k çal›flmaya. Ayn› ifl yerinde iki arkadafl›mla birlikte yapt›¤›m›z özel iflleri biriktirmeye bafllad›k. Geleneksel süsleme sanat›n›n birbirinden güzel örneklerini iflliyoruz. 138 Yak›nlar›m›zla ‹liflkilerimiz Çal›flmalar›m›z bitince ‹stanbul'da bir sergi açaca¤›z. Orhan Amca, sergi salonu için araflt›rma yapmaya bafllad› bile. Haz›rl›¤›m›z sürüyor güzel anneci¤im. Bayramda birlikte olmak dile¤iyle senin ellerinden, küçük Zeynep'in gözlerinden öperim. Kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Adres: Çaml›ca Mah. Ankara O¤lun Emre (imza) R›fk› Kaymaz MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. Emre, köyünden ayr›lal› ne kadar olmufltur? 2. Emre, köyünden niçin ayr›lm›flt›r? 3. Emre hangi iflte çal›flmaktad›r? 4. Emre, ifliyle ilgili ne yapmay› planl›yor? 5. Herhangi bir nedenle memleketinden ayr›lanlar sizce hangi duygular içinde olabilir? ADRES TAR‹F‹ FIKRA Evini kaybeden küçük çocu¤a polisler soruyor. -Yavrum senin evin nerede? -Park›n karfl›s›nda -Peki park nerede? -Evin karfl›s›nda. 139 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye AVRUPA’DA TÜRK ‹ZLER‹ Avrupa’da, hem geçmiflten kalan hem de günümüzde var olan çeflitli Türk izleri görülmektedir. Geçmiflteki izlerin en taze olan› Osmanl›’dan kalanlard›r. Avrupa’n›n birçok flehrinde Türk kelimesiyle adland›r›lan bir cadde ya da sokak levhas›na rastlayabiliriz. Bu izler Viyana flehrinde doruk noktas›na ulaflm›fl durumdad›r. fiehirde Osmanl›’n›n kuflatma yapt›¤› yerde “Türkenschanzpark” Türkenschanzpark (Türk flans› park›) (Türk flans› park›) adl› büyük bir park bulunmaktad›r. O dönemden kalma toplar, gülleler ve güllelerin duvarlarda b›rakt›¤› izler korunarak günümüze ulaflt›r›lm›flt›r. Almanya’n›n Ingolstad Askerî Müzesi'nde; Avrupa’n›n birçok müzesinde oldu¤u gibi Osmanl›’ya ve Anadolu Medeniyetlerine ait eserler sergilenmektedir. Biraz daha afla¤›lara yani Balkanlara indi¤imizde ise buralar›n hanlar, hamamlar, camiler, kütüphaneler, medreseler, köprüler, sarn›çlar vb. ile donat›lm›fl bir aç›k hava müzesine çevrilmifl oldu¤unu görürüz. Günümüz Avrupa’s›nda ise Türkler gerek ifl dünyas›nda gerekse sosyal hayatta giderek artan oranda kendilerini göstermektedirler. 2007 y›l›nda yap›lan bir araflt›rma sonucuna göre Almanya'da 70.300 Türk giriflimci bulunmaktad›r. Bu say›n›n 25 AB ülkesinde 100.000'i aflt›¤› saptanm›flt›r. Bu ifl yerlerinde 337.000 kifli çal›flmaktad›r. Birçok Avrupa ülkesinde Türklerin yo¤un olarak yaflad›¤› yerlerde Türk marketlerine ve dönercilere rastlamak mümkündür. Hatta Berlin’in Kreuzberg semti bakkallar›, kuaförleri, al›flverifl merkezleri, lokantalar› ve kahvehaneleri ile “Küçük ‹stanbul” olarak bilinmektedir. ‹fl alan› d›fl›nda sosyal hayatta da Türkler giderek artan oranda kendilerini göstermektedirler. Millî tak›mlara kadar yükselme baflar›s› göstermifl sporcular›m›z, en önemli bulufllara imza atm›fl bilim adamlar›m›z, alan›nda söz sahibi olmufl avukatlar›m›z, doktorlar›m›z, politikac›lar›m›z gurur kaynaklar›m›zd›r. Hamit Alt›ntop (futbolcu) 140 Yak›nlar›m›zla ‹liflkilerimiz 2. YAfiADI⁄IMIZ ÜLKEDEK‹ TÜRK KURUM VE KURULUfiLARI Türk Büyükelçilikleri ve Baflkonsolosluklar› Ülkemizde birçok ülkenin büyükelçilikleri ve baflkonsolosluklar› oldu¤u gibi bizim de birçok ülkede büyükelçiliklerimiz ve baflkonsolosluklar›m›z vard›r. Bunlar karfl›l›kl› anlaflmalarla görev yapan kurumlard›r. Büyükelçiliklerimiz, Türkiye’nin yurt d›fl›ndaki en yüksek seviyedeki temsilcilikleridir. Görev yapt›klar› ülkelerde cumhurbaflkan›n›n temsilcileri olarak bulunurlar. Bu yüzden de büyükelçilerimiz, Cumhurbaflkan›m›z›n “Güven Mektubunu” gittikleri ülkenin Devlet Baflkan›na sunarak görevlerine bafllarlar. Büyükelçiliklerimizin bafll›ca görevleri Türkiye’nin menfaatlerini gözeterek ülkemiz ile di¤er ülkeler aras›ndaki ikili iliflkilerin geliflmesine katk›da bulunmakt›r. Günümüzde ikili iliflkilerin çerçevesi son derece genifltir. Siyasi iliflkilerin yan› s›ra, ekonomik, ticari, kültürel ve askerî iliflkiler; turizm, spor, sanat gibi pek çok alandaki temaslar büyükelçiliklerimizin görev alan›na giren konulard›r. Baflkonsolosluklar›m›z, ikili iliflkilerin gelifltirilmesinin yan› s›ra yurtd›fl›nda yaflayan vatandafllar›m›z›n do¤um, nüfus, evlenme, pasaport, askerlik, noterlik ve vatandafll›kla ilgili tüm yasal ve hukuki ifllemlerini bulunduklar› ülkede rahatça yapabilmelerini sa¤larlar. Ayr›ca baflkonsolosluklar›m›zdaki ataflelikler ile birçok hizmetlerin yürütülmesi sa¤lanmaktad›r. Örne¤in E¤itim Ataflesi, o ülkeye ö¤renim için gelen gençlerimizle ilgilenirler. Özellikle Avrupa ülkelerinde Türkiye’den görevlendirilen ö¤retmenler arac›l›¤›yla çocuklar›m›z›n ve gençlerimizin kendi dillerini ve kültürlerini yaflatmalar› için e¤itim ifllerini organize ederler. Din Hizmetleri Ataflesi, din görevlileri arac›l›¤›yla vatandafllar›m›z›n her türlü dinî hizmeti alabilmeleri için gayret eder. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Ataflesi vatandafllar›m›z›n çal›flma hayat›na yönelik ifllerinde onlara yol gösterir. Büyükelçilikler ülkelerin sadece baflkentlerinde bulunur ve iki ülke aras›ndaki üst düzey iliflkileri düzenlerler. Konsolosluklar ise de¤iflik flehirlerde aç›larak o bölgedeki vatandafllar›m›za yönelik çal›fl›rlar. 141 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye Afla¤›da baz› ülkelerdeki temsilciliklerimiz yer almaktad›r. ALMANYA FRANSA AVUSTURYA Berlin Büyükelçili¤i Paris Büyükelçili¤i Viyana Büyükelçili¤i Köln Baflkonsoloslu¤u Paris Baflkonsoloslu¤u Lyon Baflkonsoloslu¤u 142 ‹SV‹ÇRE AMER‹KA B‹RLEfi‹K DEVLETLER‹ Bern Büyükelçili¤i Los Angeles Baflkonsoloslu¤u Zürich Baflkonsoloslu¤u Chicago Baflkonsoloslu¤u BELÇ‹KA ‹NG‹LTERE Brüksel Büyükelçili¤i Londra Baflkonsoloslu¤u Yaflad›¤›m›z Ülkedeki Türk Kurum ve Kurulufllar› Avrupa’daki Türk Dernekleri Avrupa’da sosyal hayatta sivil toplum kurulufllar›n›n etkisi çok fazlad›r. Bu ülkelerde yaflayan vatandafllar›m›z da kurduklar› derneklerle bu sosyal hayat› renklendirmifller ve zenginlefltirmifllerdir. Vannes Türk Kültür Derne¤i-Fransa Avrupa’daki herhangi bir flehre gitti¤inizde bir Türk spor kulübüyle ya da bir Türk kültür derne¤iyle karfl›laflmak çok ola¤and›r. Almanya’da bir Türk futbol tak›m› Avrupa’daki Türk derneklerinin genel amac› Türk kültürünü tan›tmak, yurtd›fl›ndaki Türkler aras›nda birlik ve beraberli¤i sa¤lamakt›r. Dernekler çeflitli etkinlikler yaparlar. Kermesler, Türk yürüyüflleri, millî bayram kutlamalar›, Türk mutfa¤›n›n tan›t›m› ile ilgili etkinlikler, sportif faaliyetler, tiyatro gösterileri, Türk sinema günleri, seminerler ve sergiler düzenlenmektedir. Bunlar›n yan› s›ra dinler ve kültürler aras› diyalog toplant›lar›yla ön yarg›lar›n y›k›larak karfl›l›kl› hoflgörü gelifltirilmektedir. Fransa Vannes flehrinde karnavalda Türk yürüyüflü 143 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye YARDIM KURUMLARI: KIZILAY VE KIZILHAÇ Türk K›z›lay›n›n görevi; Toplumun güç ve kaynaklar›n› harekete geçirerek, insan sayg›nl›¤›n›n korunmas› do¤rultusunda her koflulda, yerde ve zamanda muhtaç ve korunmas›z insanlara yard›m etmek ve toplumun afetlerle mücadele kapasitesinin gelifltirilmesini desteklemektir. 11 Haziran 1868 tarihinde kurulan “Osmanl› Yaral› ve Hasta Askerlere Yard›m Cemiyeti” 1947’de “Türkiye K›z›lay Derne¤i” ad›n› alm›flt›r. Kurulufla “KIZILAY” ad›n› büyük önder Atatürk vermifltir. 144 Yaflad›¤›m›z Ülkedeki Türk Kurum ve Kurulufllar› Uluslararas› K›z›lhaç Komitesi (ICRC), 1863’te ‹sviçre’nin Cenevre flehrinde kurulmufl özel insani bir kurulufltur. Bu Komite, uluslararas› ve ulusiçi silahl› çat›flmalarda insan hayat› ve onurunu korumak konusunda uluslararas› insani hukukta özel ve eflsiz bir otoriteye sahiptir. Uluslararas› K›z›lhaç ve K›z›lay Hareketi Görevi; dinî inanç, dil, ›rk, toplumsal s›n›f veya politik görüfl fark› gözetmeksizin insan hayat› ve sa¤l›¤›n› korumak, insan varoluflunun sayg› görmesini sa¤lamak, insanlar›n ac› çekmesini önlemek ve ac›lar›n› dindirmek olan uluslararas› bir insani harekettir. 145 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye KIZILAY K›z›lay bir yard›m kurumudur. Yard›m insanc›l bir duygudur. ‹nsanlar› yücelten bir düflüncedir. Bu düflüncenin yayg›nlaflmas›, dünyam›z› güzellefltirir. Bar›fl içinde bir arada yaflamam›z› sa¤lar. ‹nsanlar aras›nda birlik ve beraberlik duygular›n› gelifltirir. 1868 y›l›nda Yaral› Askerlere Yard›m Derne¤i kuruldu. Dernek bir süre sonra Hilal-i Ahmer ad›n› ald›. Hilal ay, ahmer k›rm›z› demektir. Cumhuriyet döneminde derne¤in ad› bu anlam› aç›klay›c› biçimde de¤ifltirildi. Türkiye K›z›lay Derne¤i oldu. K›z›lay; savafl, deprem, sel bask›n›, yang›n, salg›n hastal›k gibi felakete u¤rayanlara yard›m eder. Depremden, selden, yang›ndan zarar görenlerin yard›m›na koflar. Felakete u¤rayanlar›n bar›nmalar› için çad›r, battaniye, yiyecek, giyecek da¤›t›r. Yaralananlar›n iyileflmeleri için geçici hastaneler kurar. Savaflta yaralanan askerlerin iyileflmeleri için çaba gösterir. Onlara her tür yard›mda bulunur. K›z›lay salg›n hastal›k durumlar›nda hastalara yard›m eder. Aflevleri açar, aflevlerinde yoksul, kimsesiz, düflkün yurttafllara yiyecek ve içecek verir. Yurt içinde ya da yurt d›fl›nda deprem, sel bask›n›, savafl olur olmaz K›z›lay depolar›n› açar, felaket bölgesine çad›r, battaniye, giyecek, yiyecek, kan ve ilaç gönderir. Bu yard›mlar›n da¤›t›m›n› sa¤lar. K›z›lay ülke içinde ve ülke d›fl›nda yapt›¤› bu yard›mlar›; üyelerin ödentileri, yard›mseverlerin ba¤›fllar› ve ö¤rencilerin sat›n ald›klar› K›z›lay pullar›ndan elde etti¤i gelirlerle karfl›lar. K›z›lay, hiç bir ayr›m gözetmeksizin do¤al y›k›mlara u¤rayanlara, savafl yaral›lar›na, düflkünlere, salg›n hastal›klara yakalananlara, din, dil, ulus ayr›m› yapmadan yard›m elini uzat›r. K›z›lay gerekti¤inde ayn› amaçl› yard›m kurulufllar› ile iflbirli¤i yapar. K›z›lay gençlik kamplar›, aflevleri, hastaneler, dispanserler, kan merkezleri gibi sa¤l›k ve yard›m kurulufllar›n› çal›flt›r›r. Türkiye K›z›lay Derne¤i’nin beyaz zemin üstünde k›rm›z› aydan oluflan bir bayra¤› vard›r. K›z›lay prensip olarak, milliyet, ›rk, din ve sosyal flart ve siyasi inanç fark› gözetmeksizin fertlerin ›st›raplar›n› önlemeye ve hafifletmeye çal›fl›r. Milletleraras› karfl›l›kl› dostluk ve sürekli bar›fl anlay›fl›n› destekler. K›z›lay menfaat beklemeksizin hizmet veren gönüllü bir yard›m kurulufludur. Bugün K›z›lay’›n yurdun her taraf›nda 649 flubesi, 10 kan merkezi ile bir hemflirelik koleji, Afyon'da bir maden suyu iflletmesi, gençlik kamplar›, karayollar› üzerinde ilk yard›m istasyonlar›, pek çok dispanser, afloca¤›, ö¤renci yurdu gibi tesisleri vard›r. Ali KUZU MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. K›z›lay hangi durumlarda insanlara yard›m eder? 2. K›z›lay, yard›mlar›n› nereden elde etti¤i gelirlerle yapmaktad›r? 3. ‹nsanlara yard›m etmek neden önemlidir? 146 Yaflad›¤›m›z Ülkedeki Türk Kurum ve Kurulufllar› Küçük yard›mlar büyük ifller görür. K›z›lay, flefkatin en güzel örne¤idir. K›z›lay kara gün dostudur. Ac›lar paylafl›ld›kça azal›r. KIZILAY fi‹‹R‹ fiefkatli kuca¤›nla. Fakirleri korursun. S›cak afl oca¤›nla. Açlar› doyurursun. Kara günde ›fl›ks›n. Yoksullara âfl›ks›n. Çok büyüktür hizmetin, Kalbindesin milletin. Yang›n, deprem olunca, Evlere su dolunca, Engelleri aflars›n. Yard›mlara koflars›n. Genç, ihtiyar hepimiz, Seninleyiz K›z›lay. Seninledir kalbimiz, Bizi de saf›nda say. Hasan SARPEL FIKRA Ö¤retmen, Ömer’in evde yapt›¤› matematik ödevine bakt›ktan sonra flunlar› söyler: - Hayret, ne kadar çok yanl›fl var. ‹ki üç probleme bu kadar yanl›fl› s›¤d›rmak kolay de¤il. Ömer gayet rahat bir flekilde cevap verir: - Bunu tek bafl›ma s›¤d›rmad›m ki ö¤retmenim. Babam, annem, ablam ve a¤abeyim de yard›m ettiler. Emel ‹PEK 147 Türkiye Cumhuriyeti Devleti 3. TÜRK‹YE CUMHUR‹YET‹ DEVLET‹ Türkiye Edirne Yönetim fiekli: Cumhuriyet K›rklareli Tekirda¤ Bart›n Kocaeli Resmî Dili: Türkçe Bursa Samsun Karabük Eskiflehir Ayd›n Mu¤la Bayra¤›: Denizli Trabzon Yozgat K›r›kkale Sivas Tunceli Nevflehir Afyonkarahisar Aksaray Ni¤de Burdur Antalya Karaman Mersin Bingöl Kahraman Marafl Adana Osmaniye Van Bitlis Elâz›¤ Diyarbak›r Ad›yaman Gazi Antep fianl› Urfa Kilis Hatay A¤r› Mufl Kayseri Malatya Isparta I¤d›r Erzurum Erzincan K›rflehir Konya Kars Gümüflhane Bayburt Manisa Baflkenti: Ankara Tokat Ardahan Rize Giresun Ankara Kütahya Uflak Ordu Amasya Çank›r› Çorum Bilecik Bal›kesir ‹zmir Artvin Zonguldak Düzce Adapazar› Bolu Çanakale Sinop Kastamonu ‹stanbul Batman Mardin Siirt fi›rnak Hakkâri KUZEY B D G 148 Türkiye Cumhuriyeti Devleti ‹ST‹KLÂL MARfiI Korkma, sönmez bu flafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin y›ld›z›d›r, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olay›m, çehreni ey nazl› hilâl! Kahraman ›rk›ma bir gül! Ne bu fliddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlar›m›z sonra helâl... Hakk›d›r, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl! Mehmet Âkif ERSOY Türkiye, gücünü halk›ndan al›r. Halk›n kendi yöneticisini özgürce seçebildi¤i bir yönetim flekline sahiptir. Her ba¤›ms›z ülke gibi Türkiye’nin de bir bayra¤›, baflkenti, resmî dili ve millî marfl› vard›r. Türk bayra¤›; k›rm›z› rengin ay y›ld›zla bütünleflti¤i, flehitlerimizi ve ba¤›ms›zl›¤›m›z› simgeleyen bir öneme sahiptir. Ankara; Türkiye’nin kurtulufl mücadelesi sonucunda baflkent yap›lan ve ülke yönetiminin kalbi olan bir flehirdir. Türkiye’nin resmî dili ise Türkçedir. Çok uzun y›llardan beri sadece Türkiye’de de¤il tüm dünyada konuflulan ve Türkleri birbirine ba¤layan dünyan›n önemli dillerinden biridir. ‹stiklal Marfl›; Mehmet Âkif Ersoy’un yazarak Türk milletine hediye etti¤i, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ba¤›ms›zl›k marfl›d›r. Türk milletinin ba¤›ms›zl›k mücadelesini ve millî duygular›n› ifade eden bir marfl olup ilk iki k›tas› bütün resmî törenlerde söylenmektedir. Türkiye; yönetim flekli, resmî dili, baflkenti, bayra¤› ve marfl›yla tüm halk›n›n birlik, beraberlik içinde yaflad›¤› bir ülke olup kalk›nma ve ça¤dafllaflma yolunda h›zla ilerlemektedir. 149 Türkiye Cumhuriyeti Devleti T›pk› Türkiye gibi di¤er ba¤›ms›z ülkelerin de kendilerine özgü yönetim flekli, bayra¤›, resmî dili, marfl› ve baflkenti vard›r. Afla¤›da baz› ülkelerin bu özellikleri yer almaktad›r. Almanya (Deutschland) Yönetim fiekli: Federal Cumhuriyet Resmî Dili: Almanca Baflkenti: Berlin Bayra¤›: Fransa (France) Yönetim fiekli: Cumhuriyet Resmî Dili: Frans›zca Baflkenti: Paris Bayra¤›: 150 Türkiye Cumhuriyeti Devleti ‹ngilter e (England) Yönetim fiekli: Meflruti Krall›k Resmî Dili: ‹ngilizce Baflkenti: Londra Bayra¤›: ‹sviçr e (Schweiz) Yönetim fiekli: Federal Cumhuriyet Resmî Dili: Almanca, Frans›zca, ‹talyanca Baflkenti: Bern Bayra¤›: 151 Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türkiye'nin baflkenti “Ankara” hakk›nda neler biliyorsunuz? Bulundu¤unuz ülkenin baflkentini ve bildi¤iniz ülkelerin baflkentlerini söyleyiniz. ANKARA’YI NEDEN HÜKÛMET MERKEZ‹ YAPTIM? Atatürk, s›cak bir günün akflam›nda yan›ndakilerle Çankaya Köflkü’nün bahçesinde dolafl›yordu. Ben de o s›ralarda eski köflkün tavan dekorlar›yla u¤rafl›yordum. Tozlu ve sisli bir akflam Ankara’n›n üzerine çökmüfltü. Yer yer toz hortumlar› gökyüzüne yükseliyor ve manzaraya daha bo¤ucu bir hava ekliyordu. Atatürk bize: “Ankara’y› hükûmet merkezi yapmakla iyi mi ettim?” diye sordu. Tabii herkes olumlu cevap verdi. Arkas›ndan: “Neden?” diye sordu. Baz›lar› stratejiden, baz›lar› da siyasetten bahsetti. “Ankara’n›n hükûmet merkezi olmak için sayd›¤›n›z özellikleri beni ikna etmeye yetmez… Ben Ankara'y› hükûmet merkezi yapmakla büsbütün baflka bir hedef amaçlad›m. Türk’ün imkâns›z olan› baflarabilecek gücünü, bir kere daha dünyaya göstermek istedim. Bir gün gelecek, flu çorak tarlalar yeflil a¤açlar›n çevirdi¤i villalar›n aras›ndan uzanan yeflil sahalar, asfaltlarla bezenecek. Hem bunu hepimiz görece¤iz. O kadar yak›nda olacak!” dedi. Muzaffer EREND‹L MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. Atatürk, yan›ndakilerle beraber nerede dolafl›yor? 2. Atatürk birlikte gezdi¤i kiflilere ne sormufltur? 3. Atatürk’ün sordu¤u soruya yan›ndakiler hangi cevab› verdiler? 4. Atatürk’ün Ankara’y› baflkent yapmas›n›n nedenini söyleyiniz. 5. Atatürk’ün verdi¤i cevap, onun hangi özelli¤ini gösterir? 6. Yaflad›¤›n›z ülkenin baflkenti neresidir? Niçin baflkent seçilmifl olabilir? 152 Evrensel Çocuk Haklar› 4. EVRENSEL ÇOCUK HAKLARI ÇOCUKLARIN HAKLARI - Günayd›n komflu. Duydun mu, göldeki yavru kufllar haklar›n› ar›yorlarm›fl? - Nas›l yani, ne yap›yorlarm›fl? -Hadi gidip bakal›m neler oluyor. Parlak mavi tüylü anne papa¤anlar, kara kargalar, beyaz güvercinler uçarak göl kenar›na gittiler. Haberi duyan baflka kufllar da göl kenar›na gelmifllerdi. Gölün durgun suyunun üzerinde ördek, çulluk, mart›, ku¤u, kaz yavrular›n›n hepsi kanatlar›n›n alt›na sapl› birer yaprak ilifltirmifl, ‘cik cik’ diye dolafl›yorlard›. Flamingo, karabatak bal›kç›l kufllar› bir o yana bir bu yana uçuflup dururken onlar›n yavrular› da kanatlar›n›n alt›na soktuklar› yapraklarla bir yandan cik cikliyor bir yandan da di¤er kanatlar›n› ç›rp›yorlard›. Mavi papa¤an yanlar›na gitti. - Hayrola çocuklar, ne yap›yorsunuz böyle? - Gördü¤ünüz gibi haklar›m›z› ar›yoruz. Biz yavru kufllar›n da kendilerini ilgilendiren konularda görüfllerini aç›klama hakk› varm›fl. Biz de bu hakk›m›z› kullan›yoruz. - Peki görüfllerinizi bize de aç›klar m›s›n›z? - Biz bu gölün çocuklar›y›z. Burada do¤duk burada büyüdük. Hayallerimiz hep burada kuruldu. Büyüyünce de burada yaflam›m›z› sürdürece¤iz. Gidecek baflka gölümüz yok. Onu temiz tutmak zorunday›z. Oysa gittikçe artan çevre kirlili¤i ileride gölümüzü yaflanmaz yapacak. - Öte yandan biz savafl da istemiyoruz. Çocuklar›n savafl oyunlar›nda çocuklar ölmez. Ama büyüklerin savafl oyunlar›nda çocuklar ölüyor. Oysa biz yaflamak istiyoruz. Büyüklerimiz kendi aralar›nda oturup konuflsun, sorunlara çözüm bulsun. Yoksa olan bize olacak. ‹flte bu yüzden büyüklerimizi uyar›yoruz. Görüfllerimizi, haklar›m›za dayanarak serbestçe dile getiriyoruz. 153 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye Bu konuflmay› dinleyen yetiflkin kufllar bafllar›n› sallad›lar ve aralar›nda konuflmaya bafllad›lar. - Çocuklar hakl›. - Evet, çok hakl›lar. - Do¤rusu ben kendi ad›ma utand›m. - Baksan›za ne kadar ciddiler. Büyük kufllar›n aralar›nda konufltu¤unu gören bal›kç›l yavrusu onlara yaklaflt›: - Akflamüstü yine burada toplanaca¤›z. Aram›zdan seçti¤imiz konuflmac›lar›m›z savafl›n olumsuzlu¤unu, çevre kirlili¤inin hayat›m›za tafl›d›¤› sonuçlar› anlatacak. Lütfen bizi dinlemeye gelin. Bu sözleri duyan yetiflkin kufllar, akflama toplant›ya kat›lmak üzere uçup gittiler. Nuran TURAN (Düzenlenmifltir.) MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. Yavru kufllar göle niçin gidiyor? 2. Yavru kufllar, hangi konularda görüfllerini aç›kl›yor? 3. Yavru kufllar›n sözlerini dinleyen büyükler ne yap›yor? 4. Yavru kufllar›n rahats›z olduklar› konularda siz neler düflünüyorsunuz? Bu konulara, baflka hangi konular› ekleyebilirsiniz? 154 Evrensel Çocuk Haklar› EVRENSEL ÇOCUK HAKLARI Çevrenizde çocuklar›n korundu¤u ve bar›nd›¤› yurtlar›n olup olmad›¤›n› araflt›r›n›z. Çocuk Haklar› Sözleflmesi ile tüm dünya çocuklar›n›n daha iyi flartlarda yaflamas›, korunmas› ve gelifltirilmesi amaçlanm›flt›r. Bu sözleflmede çocuklar›n yetifltirilmesinde toplumun, devletin ve ailenin sorumluluklar› aç›klanmaktad›r. “Nitelikli insan”›n yetifltirilmesi temel hedef olarak belirlemifltir. Çocuk Haklar› Sözleflmesi’nde çocu¤un sa¤l›¤›, geliflimi, e¤itimi ve kat›l›m› temel konular olarak ele al›nmaktad›r. Bu konular çerçevesinde çocuk ihmali ve istismar› önemli yer tutmaktad›r. Türkiye’de de son y›llarda çocuk haklar› konusunda birçok geliflme olmufltur. - Tüm çocuklar›n iyi flartlarda e¤itim almas›, - Çocuklar›n zorla çal›flt›r›lmas›n›n önlenmesi, - Çocuklar›n fliddete maruz kalmas›n›n önlemesi ve çocuklar›n korunmas› gibi pek çok alanda çocuklar için yeni haklar getirilmifltir. 155 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye Çocuk Haklar› Sözleflmesi, Birleflmifl Milletler Genel Kurulu taraf›ndan 20 Kas›m 1989 tarihinde kabul edilmifltir. Türkiye ise bu sözleflmeyi 14 Eylül 1990’da kabul etmifltir. Afla¤›da Çocuk Haklar› Sözleflmesi’ndeki çocuk haklar›ndan baz›lar› yer almaktad›r. Madde 7: Madde 1: Her çocu¤un isim hakk› ve Tüm dünya çocuklar› vatandafll›k haklar› vard›r. “çocuk haklar›ndan” din, dil, ›rk, renk, cinsiyet, milliyet, Madde 26: mülkiyet, siyasi, sosyal s›n›f ayr›m› yap›lmaks›z›n yararlanmal›d›r. Her çocu¤un sosyal güvenlikten yararlanma hakk› vard›r. 156 Evrensel Çocuk Haklar› Dinlenme Hakk› E¤itim Hakk› Beslenme Hakk› Bar›nma Hakk› Oyun Hakk› 157 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye 5. ‹HT‹YAÇLAR VE MESLEKLER Bir günümüzü düflünelim. Sabahtan akflama kadar ihtiyaçlar›m›z›n, isteklerimizin yerine gelmesi için kimler çal›fl›yor? Kahvalt› sofram›zdaki zeytini ve peyniri üreten, bizi ifl yerimize ulaflt›ran, giysilerimizi diken, ekme¤imizi pifliren ve daha yüzlercesi… ‹htiyaçlar›m›z› karfl›layabilmek için pek çok kiflinin çal›flmas›na ihtiyac›m›z var. Bir hafta süreyle f›r›nc›lar ekmek üretmese tafl›tlar çal›flmasa veya sular›m›z akmasa hayat›m›z nas›l olurdu? ‹nsanlar›n ihtiyaçlar› o kadar çok ve çeflitli ki kimse bütün ihtiyaçlar›n› tek bafl›na karfl›layamaz. Geçmiflten günümüze, ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› için çeflitli meslekler ortaya ç›km›flt›r. Meslek, bir kimsenin geçimini sa¤lamak için yapt›¤› sürekli ifltir. ‹nsanlar›n ihtiyaçlar› de¤ifltikçe yeni meslekler ortaya ç›km›fl, baz›lar› da ortadan kalkm›flt›r. Eskiden ulafl›m hayvanlarla yap›ld›¤› için semercilik ve nalbantl›k çok geçerli bir meslekti. Motorlu araçlar›n icad› ve yayg›nlaflmas›yla bu meslek geçerlili¤ini kaybetmifltir. 158 ‹htiyaçlar ve Meslekler BÜYÜYÜNCE NE OLACAKSIN? Biz çocukken bayram›n birinci günü, evde el öpüldükten sora ailenin baflka büyüklerini ziyaret ederdik. U¤rad›¤›m›z hemen her yerde, önce hâl hat›r sorar, anne ve babalar›m›z›n iyi dileklerini iletir, birer fleker al›r bir köfleye sinerdik. Biraz sonra o, can al›c› sorular gelirdi: - Ee, söyle bakal›m, okul nas›l? - Okul iyi. - Yaramazl›k yok de¤il mi? - Yok. - Arkadafllar nas›l? - Arkadafllar iyi. - Karne nas›l, karne? - ‹yi, iyi. - Pekiyi de¤il mi? - Pekiyi, pekiyi. Söz bitince önemli soruya s›ra gelirdi: -Ee, söyle bakal›m, büyüyünce ne olacaks›n? Ben nedense bu soruya çok k›zard›m, ne olaca¤›m› bilmedi¤im için. Daha do¤rusu türlü türlü mesleklere girmeye can atard›m. Hepsini söylesem bilirdim ki itirazlar bafllayacak: “Yoo, olmaz, bir tanesini seçeceksin.” Bayramlarda de¤iflik ziyaretlerde farkl› niyetlerimden söz etti¤im olurdu. Bazen de bayramdan bayrama meslek de¤ifltirirdim. Bu sefer hat›rlay›p ikaz edenler olurdu: “Aaa, nas›l fley o öyle. Ramazan Bayram›’nda hukukçu demifltin, flimdi eczac› diyorsun. Nihayet kurtuluflu ‘mühendis’ demekte bulmufltum. Herkesin be¤endi¤i, övdü¤ü bir meslekti bu. Oysa ben, ileride ne yaparsam yapay›m mühendis olmayaca¤›m›, olamayaca¤›m› biliyordum. “Büyüyünce ne olacaks›n?” sorusunun en uygun karfl›l›¤› budur diye, birkaç y›l mühendis heveslisi göründüm. O y›llarda bana en iyi ö¤üdü babam verirdi: -Ne istersen ol. Ama oldu¤unun en iyisini olmaya bak. Talat Sait HALMAN MET‹NLE ‹LG‹L‹ SORULAR 1. Yazara göre büyüklerin al›flkanl›¤› nedir? 2. Büyükler çocuklara hangi sorular› sormaktad›r? 3. Yazar “büyüyünce ne olacaks›n” sorusuna nas›l cevap vermektedir? 4. Yazara büyüyünce ne olaca¤› konusunda babas› hangi ö¤ütte bulunmufltur? 5. “Büyünce ne olacaks›n?” sorusu size sorulsayd› hangi cevab› verirdiniz? 159 Yaflad›¤›m Ülke ve Türkiye SERBEST OKUMA MET‹NLER‹ YURT DIfiINDA B‹R ÇOCUK Türkiye bir uzak ülke Uzun yollar ötesinde Uçsam gitsem bir kufl gibi Türkiye bir güneflli ülke Is›t›r içimi S›cak bir gülüfl gibi Türkiye öylesine yak›n Elimi uzatsam tutaca¤›m Gece gördü¤üm düfl gibi Hüseyin GÜNEY SEVG‹ Ç‹ÇE⁄‹ Ayy›ld›zl› ülkemde Sevgi tomurcuk verdi Bir kuflun kanad›nda Çiçek gibi yeflerdi Sevgi çiçekleridir Yeryüzünün bayra¤› Gülsün evrenin yüzü Do¤sun bar›fl›n ça¤› Sürsün sonsuza kadar Gerçek olsun rüyam›z El ele süsleyelim Cennet olsun dünyam›z Mustafa Ruhi fi‹R‹N 160 Serbest Okuma Metinleri BAYRA⁄A SAYGI 30 A¤ustos Zafer Bayram› kazan›lm›flt›. Ertesi sabah meydan› dolafl›yorduk. Manzara hiç de iç aç›c› de¤ildi. Mustafa Kemal Atatürk, etraf›ndakilere dönerek flöyle söyledi: - “Bu manzara insanl›¤›n gelece¤i için iyi de¤il. Savafl ç›kmas›n› kimse istemez. Ama vatan›m›z› kurtarmak için bunu yapmak zorundayd›k.” dedi. Bu arada, yerde y›rt›lm›fl ve terk edilmifl bir Yunan bayra¤› bulunuyordu. Bunu gören Mustafa Kemal Atatürk, eliyle iflaret ederek; - Kald›r›n flu bayra¤› yerden! Bayrak bir milletin ba¤›ms›zl›k sembolüdür. Düflman da olsa sayg› göstermek laz›md›r.” dedi. Bunun üzerine Yunan bayra¤› yerden kald›r›l›p yüksek bir yere kondu. Said Arif TERZ‹O⁄LU (Uyarlanm›flt›r.) 161 Serbest Okuma Metinleri YURT TÜRKÜSÜ Güzel yurdum, da¤lar›n› Uzaktan göresim gelir. Keskin esen yellerine Kendimi veresim gelir. Gözümde tüter damlar›n, Sak›z kokulu çamlar›n, Türkü söyler akflamlar›n; Bana kendi sesim gelir. Su içtim kaynaklar›ndan, Gölgelerinde uyudum, Kufllar›n›n söyledi¤i fien türkülerle büyüdüm. Ninniyle sallad›n beni, fiefkatle kollad›n beni, Sevginle ba¤lad›n beni; Güzel yurdum, güzel yurdum. Vasfi Mahir KOCATÜRK HER fiEYDE VATAN Da¤ desem, tafl desem Vatan. Kurt desem, kufl desem Vatan. Deniz desem, gök desem Da¤, bahçe, tarla, orman… Daha… Daha… fiu çevre, flu kilim, flu hal›… Velhas›l›, Her fleyde vatan. Bedri G‹DER 162 Haydi Şarkı Söyleyelim 163 111 Haydi fiark› Söyleyelim B‹R BULUT OLSAM Havada bir top bulut olsam Ne güzel paras›z dolafl›rd›m Sinop’a do¤ru gezinirdim Oradan Hatay’a süzülürdüm Ne flirin bir yurt bu güzel yurt Denizi günefli havas›yla Söz-müzik: Salih AYDO⁄AN TREN GEL‹R HOfi GEL‹R Tren gelir hofl gelir Ley ley limi limi ley Odalar› bofl gelir Mini mini güzel gel bize Duydum yolcular gelir Ley ley limi limi ley Sefa gelir hofl gelir Mini mini güzel gel bize Erciyes'e kar ya¤ar Ley ley limi limi ley Kar alt›nda güller var Mini mini güzel gel bize Ben mahleden geçerken Ley ley limi limi ley Pencereden yar bakar Mini mini güzel gel bize 164 SÜPER BABAANNE Babaannem dedemi ilk gördü¤ü gün Tam yüre¤inden vurulmufl Dedem flöyle bir çapk›nca bak›p Hafifce b›y›¤›n› burmufl O zaman›n erke¤i pek bi a¤›rm›fl K›zlar› ise pek bi hoflmufl K›rk y›l Bir yast›kta tam 40 y›l Anlat babaanne ölümsüz aflk›n› Bir yast›kta tam 40 y›l Ufac›k bir yuva Nohut oda bakla sofa Ama sapasa¤lam ayakta Çeyiz dedikleri yorgan yast›k Iki sand›k iki de bohça Gözleri hala dolu dolu oluyor Dedemin ad›n› and›kça K›rk y›l Bir yast›kta tam 40 y›l Anlat babaanne ölümsüz aflk›n› Bir yast›kta tam 40 y›l Süper babaanne seni çok seviyoruz O büyük aflklar› inan biz de yafl›yoruz Bugünkü genç k›zlar yar›n›n anneleri dersin ‹nan gençleri anlayan bir tek sensin Tüh tüh maflaallah nazar de¤mez inflaallah Süper babaanne seni çok seviyoruz O büyük aflklar› inan biz de yafl›yoruz Zaman de¤iflir ama aflklar de¤iflir mi Y›llar sonra biz de böyle diyece¤iz de¤il mi Tüh tüh maflaallah nazar de¤mez inflaallah Babaanneme göre zamane k›zlar› Pek bi hofl ama pek bi zormufl Hele hele beyleri dede gibi olmasada Herfleyi zor be¤enir olmufl E beyleri zor bey e k›zlar› zor k›z Gençlerin ifli pek bi zormufl Bar›fl MANÇO 165 YOL VER DA⁄LAR Bafl› duman pare pare Yol ver da¤lar yol ver bana (2) Gönlüm gitmek ister yare Yol ver da¤lar yol ver bana (2) Ömrümün uzun yolu Geçip gitsem yare do¤ru Gözlerim yafl dolu dolu Yol ver da¤lar yol ver bana (2) Âfl›k olmak benim kâr›m Çok arad›m nazl› yarim Dudu dillim sitemkâr›m Yol ver da¤lar yol ver bana (2) Karl› da¤lardan aflmad›m Ben o yare hiç küsmedim Daha umudum kesmedim Yol ver da¤lar yol ver bana (2) KARIfi KARIfi TOPRA⁄INDA Kar›fl kar›fl topra¤›nda Sular gibi kan›m›z var Sat›r sat›r yapra¤›nda Tarih dolu flan›m›z var Biz çocuklar çok mutluyuz Gelecekten umutluyuz Türk olmakla gururluyuz Bar›flsever yan›m›z var Bayrak için vatan için Destan destan an›m›z var Bu toprakta yatan için Can üstünde can›m›z var Söz: Engin ÇIR Beste: Haluk GERÇEL 166 TÜRK ÇOCU⁄UNUN fiARKISI ‹zmir benim Van benim, fieref benim flan benim Kars, Erzurum, Erzincan Konya, Ardahan benim Cesaretim candad›r fiöhretim dört yandad›r Benim bütün cevherim Damardaki kandad›r Seneler kutlu bana Aylar umutlu bana Her an hayk›r›yorum Türküm ne mutlu bana Söz: Halil SOYUER Beste: Y›ld›r›m GÜRSES NASRETT‹N HOCA Hortulu Abdullah olur babas›, Güldürür dünyay› Nasrettin Hoca. Akflehir'de aç›k durur türbesi, Güldürür dünyay› Nasrettin Hoca Hep yal›n söylemifl, herkes anlam›fl, Bilginler ders alm›fl, köylü dinlemifl, Denizler ses vermifl, da¤lar inlemifl, Güldürür dünyay› Nasrettin Hoca Söz: Muharrem KUBAT Beste: Hüseyin SOYSAL 167 1. ‹man›n esaslar› hakk›nda bilgi toplay›n›z. 2. Hz. Muhammed (s.a.s)'in hayat›n› anlatan kitaplardan evinizde, yak›n kütüphanelerde ve ‹nternet'te bulabildiklerinizi yaz›n›z. 3. Kadir Gecesi’nin ‹slam dininde neden önemli oldu¤unu araflt›r›n›z. 4. Helal, haram, sevap, günah, flükür ve temizlik kavramlar›n› sözlüklerden araflt›r›n›z. 5. Bildi¤iniz dualardan bir kaç tanesini defterinize yazarak arkadafllar›n›zla paylafl›n›z. 6. ‹slam dininde kul hakk› yemek, yalan söylemek gibi davran›fllar neden yasaklanm›flt›r? Araflt›r›n›z. ‹man, ‹slam ve Ahlak 168 5. ÜN‹TE ‹MAN, ‹SLAM VE AHLAK KONULAR 1. ‹MANIN ESASLARI 2. HZ. MUHAMMED (S.A.V)’‹N HAYATI Kâbe Hakemli¤i Peygamberim Uludur 3. D‹NÎ AYLAR, GÜNLER VE GECELER 4. ‹SLAM D‹N‹NDE TEM‹ZL‹⁄‹N ÖNEM‹ Temizlik ‹mandand›r 5. D‹NÎ KAVRAMLAR 6. ‹SLAM’DA DUANIN YER‹ VE ÖNEM‹ 7. ‹SLAM D‹N‹ BAZI DAVRANIfiLARDAN SAKINMAMIZI ‹STER M›s›r Seferine Nas›l Ç›k›ld›? HAYD‹ fiARKI SÖYLEYEL‹M ÜN‹TEYE HAZIRLIK 1. ‹slam dinindeki iman esaslar› hakk›nda bilgi toplay›n›z. 2. Evinizde, yak›n kütüphanelerde veya ‹nternet’te Hz. Muhammed (s.a.v)’in hayat›n› anlatan kitaplardan bulabildiklerinizin adlar›n› yaz›n›z. 3. ‹slam dinindeki Kadir Gecesi’nin neden önemli oldu¤unu araflt›r›n›z. 4. Helal, haram, sevap, günah, flükür ve temizlik kavramlar›n› sözlüklerden araflt›r›n›z. 5. ‹slam dininde kul hakk› yemek, yalan söylemek gibi davran›fllar neden yasaklanm›flt›r? Araflt›r›n›z. 169 ‹man, ‹slam ve Ahlak 1. ‹MANIN ESASLARI “‹man ve inanç kavramlar› ne anlama gelmektedir? Düflününüz ve görüfllerinizi arkadafllar›n›zla paylafl›n›z. ‹man, Allah'›n varl›¤›na ve birli¤ine, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kaza ve kadere inanmakt›r. Bu flekilde inanan kifliye de mümin denir. Konuyla ilgili bir ayette flöyle buyurulmaktad›r: “Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, … indirdi¤i kitaba ve daha önce indirdi¤i kitaplara iman edin. Kim Allah’›, meleklerini, kitaplar›n›, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse derin bir sap›kl›¤a düflmüfl olur.”1 ‹man›n alt› esas› vard›r. Bir Müslüman afla¤›daki flemada yer verilmifl olan temel esaslar›n hepsine birden inan›r. Birini di¤erlerinden ay›rmaz. 6. Kaza ve Kadere ‹nanmak 1. Allah’a ‹nanmak 2. Meleklere ‹nanmak ‹MANIN ESASLARI 5. Ahirete ‹nanmak 1Nisâ 4. Peygamberlere ‹nanmak 3. Kitaplara ‹nanmak suresi, 136. ayet. Allah: Evrendeki yer fleyi yaratan yüce varl›k, Mevla, Tanr›. Muhammed (s.a.v): Müslümanlar›n peygamberinin ad›. Peygamber: ‹nsanlara Allah'›n emirlerini bildiren, onlar› Allah yoluna, dine ça¤›ran kimse. s.a.v: “Sallallahu aleyhi ve sellem” cümlesinin k›salt›lm›fl›d›r. Anlam› fludur: “Allah’›n rahmeti ve selam› onun üzerine olsun.” Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ismi geçti¤inde sayg› için bu cümle söylenir. 170 ‹man, ‹slam ve Ahlak Allah’a ‹nanmak Bir yerde ölçü ve düzen varsa o ölçüyü koyan ve o düzeni sa¤layan birisi var demektir. Dünyadaki ve Günefl sistemindeki düzen ve ölçü hakk›nda arkadafllar›n›zla konuflunuz. Allah’›n var ve bir oldu¤una inanmak Müslüman olman›n ilk flart›d›r. Kur’an’da flöyle buyruluyor: “ ... Allah’a ve peygamberlerine inan›n...”2 ‹slam dinine göre evreni, dünyay› ve bunlar›n içindeki her fleyi Allah yaratm›flt›r. Evrende bir düzen ve ölçü vard›r. Bu düzeni sa¤layan ve ölçüyü koyan Allah’t›r. “Yedi gö¤ü birbiriyle uyum içinde yaratan odur. O rahmeti sonsuz olan›n yaratmas›nda hiçbir düzensizlik göremezsin…”3 “Günefl ve Ay bir hesaba göre hareket etmektedir.”4 ayetlerinden de anlafl›laca¤› gibi Allah her fleyi bir düzene ve ölçüye göre yaratm›flt›r. Samanyolu Galaksisi Okudu¤umuz her kitab›n bir yazar› vard›r. Binalar› ustalar ve mühendisler yapar. Dünyan›n da bir yarat›c›s› vard›r. O da Allah’t›r. Günefl Sistemi 2 Âl-i ‹mrân suresi, 179. ayet. 3 Mülk suresi, 3. ayet. 4 Rahman suresi, 5. ayet. Müslüman: Kiflinin kendisini Allah’a teslim etmesi ve yaln›z ona kul olmas›, ibadet etmesi demektir. ‹slam: Allah’a teslim olmak demektir. Ayet: Kur’an’›n her bir cümlesine ayet denir. Kur’an: Müslümanlar›n kutsal kitab›d›r. Yüce Allah taraf›ndan gönderilmifl son ilahî kitapt›r. 171 Evrende gördü¤ümüz ve göremedi¤imiz her fleyi Allah yaratm›flt›r. Dünya’y› da insanlar›n yaflayabilece¤i flekilde düzenlemifltir. Sevdiklerimizi ve sahip oldu¤umuz her fleyi de Allah yaratm›flt›r. Allah güzeldir ve güzel fleyleri sever.5 Biz de onu severiz. Bu konuda Ahmet’le Zeynep aras›nda flöyle bir konuflma geçmektedir: ALLAH B‹Z‹ SEV‹YOR Ahmet : Annem, Allah’›n bizi sevdi¤ini söyledi. Sen bunu biliyor muydun? Zeynep : Seviyor tabi. Bizi, anne-babam›z› ve sahip oldu¤umuz her fleyi o yaratm›flt›r. Cenneti de Allah yaratm›flt›r. Ahmet : Oraya kimler gidecek? Zeynep : Allah’› sevenler ve onun dedi¤ini yapanlar orada yaflayacaklard›r. Ahmet : Allah’› nas›l sevebiliriz? Zeynep : Bu soruyu geçen hafta ö¤retmenimize sormufltum. O da bana aç›klam›flt›. Allah’› nas›l sevece¤imizi gerçekten ö¤renmek istiyor musun? Ahmet : Evet. Bana da anlat lütfen. Zeynep : Allah’› tan›rsak severiz. Tan›mak için de onu anlatan kitaplar› okumal›y›z. Öncelikle gönderdi¤i kitab› yani Kur’an’› okumal›y›z. 5 Bak›n›z: 172 Buruc suresi, 14. ayet; Hud suresi, 90. ayet. ‹man, ‹slam ve Ahlak Ahmet : Sadece “tan›yorum” ya da “seviyorum” demek yeterli mi? Zeynep : Hay›r, yeterli de¤il. Ayr›ca Allah’›n emirlerine uyup yasaklar›ndan kaç›nmal›y›z. O zaman Allah da bizi sever, dünyada ve ahirette bizi mutlu edecek ödüller verir. Ahmet : Yani Allah ile ilgili bilgileri ö¤rendikçe onu tan›r›z, tan›rsak severiz, seversek emir ve yasaklar›na uyar›z. Uyarsak mutlu oluruz, de¤il mi? Zeynep : Evet gerçekten güzel özetledin. Bir tekerleme gibi oldu. Çok hofluma gitti. Bir de beraber tekrarlayal›m. Ahmet ve Zeynep : Allah’› tan›rsak severiz, Seversek emir ve yasaklar›na uyar›z, Uyarsak mutlu oluruz. Yukar›daki konuflma metni bu kitap için yaz›lm›flt›r. (Yukar›daki konuflma metni bu kitap için yaz›lm›flt›r.) 173 UNUTMAYALIM Kalp asla bofl b›rak›lamaz. Kalbin ifli sevgidir. Bir kifli kalbine Allah ve peygamber sevgisini yerlefltirirse o sevgi orada bir çekirdek gibi yeflerir, büyür ve bütün kalbi kaplar. Allah’› ve peygamberi tan›d›kça o sevgi daha da büyür ve kalpten taflarak Allah'›n sevdi¤i her fleyi kuflat›r. Böylece insan, Yunus Emre gibi “Yarad›lan› severiz, Yaradan’dan ötürü” demeye bafllar. Allah, hepimizi tanıyor ve hepimizin adını biliyor. Allah bizi seviyor. Allah’ın bizi tanıması, bilmesi, görmesi ve duyması ne kadar heyecan verici değil mi? ‹yi insan olursak Allah bizi daha çok sever. Bu durum Kur’an’da flöyle ifade edilir: “...Allah iyilik edenleri sever.”6 Allah çocuklar› da çok sever. Kur’an'da çocuklar›n, dünyan›n süsü oldu¤u belirtilir.7 Allah’›n “Rahman”, “Rahîm” yani esirgeyen, ba¤›fllayan gibi pek çok güzel ismi vard›r. Ayr›ca o; her fleyi görür, duyar, bilir ve her fleye gücü yeter. Dolay›s›yla konufltuklar›m›z›, dilek ve dualar›m›z› duyar. ‹badetlerimizi ve bütün yapt›klar›m›z› görür. 6 Mâide suresi, 13. ayet. Kehf suresi, 46. ayet. 7 Bak›n›z: 174 ‹man, ‹slam ve Ahlak A L L A H vard›r, birdir, efli ve benzeri yoktur, hiçbir fleye benzemez. her fleyi bilir, her fleyi görür, her fleyi duyar, her fleye gücü yeter. Allah’›n her fleyi gördü¤ünü ve duydu¤unu bildi¤imiz için: • Sözlerimize dikkat ederiz, • ‹badet eder, güzel ifller yapar›z, • Yanl›fl ifller yapm›flsak Allah’tan ba¤›fllama diler ve tövbe ederiz. • Kevser Suresi ve Anlam› • Derse gelmeden önce Kevser suresini büyüklerinizden veya CD’den birkaç kez dinleyiniz. • Sureyi düzgün okumay› ö¤rendikten sonra ezberlemeye bafllay›n›z. Kevser suresinin (okunuflu) Anlam› Bismillâhirrahmânirrahîm. ‹nnâ a’taynâkelkevser. Merhamet eden ve koruyan Allah’›n ad›yla. (Ey Muhammed!) Do¤rusu biz sana kevseri (bol nimet) verdik. Öyleyse Rabb’in için namaz k›l, kurban kes. Do¤rusu ad›, san› ortadan kalkacak olan, sana kin besleyen kimsedir. Fesalli lirabbike venhar. ‹nne flânieke hüvel ebter. Namaz: ‹slam’›n befl flart›ndan biri olan ve Müslümanlar›n günde befl vakit, dinî kurallara göre yapmak zorunda olduklar› ibadettir. ‹badet: Allah’›n emirlerini yerine getirmek, yasaklar›ndan kaç›nmakt›r. Kurban: Dinin emrini yerine getirmek için kesilen hayvan. 175 Meleklere ‹nanmak Görmedi¤imiz hâlde inand›¤›m›z varl›klar var m›d›r? Çevremizde pek çok varl›k bulunmaktad›r. ‹nsanlar, a¤açlar ve da¤lar gibi baz›lar›n› gözlerimizle görürüz. Mikrop ve galaksileri de baz› araçlar yard›m›yla görebiliriz. Ancak ç›plak gözle ya da mikroskop gibi araçlarla göremedi¤imiz baflka varl›klar da vard›r. Melekler göremedi¤imiz varl›klardand›r. ‹slam dininde meleklere inanmak iman›n esaslar›ndand›r. Bu konuda Kur’an-› Kerim bize flöyle bilgi vermektedir: “…müminler de … Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine iman ettiler…”8 ‹slam dininde oldu¤u gibi di¤er dinlerde de meleklere inan›l›r. ALLAH’IN MELEKLERİ Allah’ın yarattığı her şeyi göremeyiz, Varlığını hisseder fakat el süremeyiz. Varl›klar Duyulmaz kelebeğin kanadından çıkan ses, Havayı görmesek de alırız nefes nefes. Görünenler Isıtır, aydınlatır, motorları işletir, Elektrik denilen gücü kim görebilir? Hiçbir göze görünmez hiçbir meyvenin tadı, Güllerin kokusunu gözle gören olmadı. ‹nsanlar Bitkiler Uzay Görünmeyenler Sevgi Melekler Ak›l Görmeden biliyoruz nurdan kelebekleri, Dolaşır aramızda Allah’ın melekleri. ... Gökhan Evliyao¤lu, Çocuk ve Dua, s. 15. Melekler nurdan yarat›lm›fllard›r. Dolay›s›yla çok h›zl›d›rlar. Sürekli güzel ifl ve ibadet yaparlar. Yemezler, içmezler. Cinsiyetleri yoktur, evlenmezler. Gelecekte ne olaca¤›n› bilmezler. Allah’›n kendilerine verdi¤i görevleri yaparlar. “Keflke ben de melek olsayd›m” diye akl›ndan geçirenler hiç üzülmesin. Çünkü Allah’›n emir ve yasaklar›na uyan insanlar, meleklerden daha üstün özelliklere kavuflacak ve çok güzel ödüller alacaklard›r. 8 Bakara 176 suresi, 285. ayet. ‹man, ‹slam ve Ahlak ‹M EN EN ED ET AD ‹B LE U ‹B ⁄ AD RA ET fiA ET N M LA LE RD RD AN TE N EK TA N AK fiM LA IM RD YA ‹L G Ü ZE L DA VR ‹Y ‹L AN ‹K Ifi LE LA RD RD EN AN MELEKLER ÇOK HOfiLANIRLAR Çok say›da melek vard›r. Onlardan dört tanesine “büyük melek” denir. Büyük melekler ve görevleri flöyledir: Cebrail Allah’tan ald›¤› mesajlar› peygamberlere iletir. Azrail Mikail Allah’›n izniyle, ömrünü tamamlam›fl olanlar›n ruhunu teslim al›r. Dünyada meydana gelecek do¤a olaylar›n› düzenler. ‹srafil Vakti geldi¤inde sûru üfleyerek k›yametin geldi¤ini ilan eder. Ayr›ca “Yaz›c› Melekler (Kiramen Kâtibin)”, “Koruyucu Melekler (Hafaza)” ve “Sorgu Melekleri (Münker, Nekir)” vard›r. Yaz›c› melekler, insanlar›n yapt›klar›n› kaydederler.9 Bu konuda Kur’an-› Kerim’de flöyle bilgi verilmektedir: ”Sa¤›nda ve solunda birer melek onu (insan›) izlemekte ve söyledi¤i her sözü kaydetmektedir.”10 Bütün yapt›klar›m›z kaydedildi¤i için sözlerimize ve davran›fllar›m›za dikkat ederiz. Çünkü yapt›¤›m›z ibadet ve güzel ifllerden dolay› Allah bizleri ödüllendirecektir. Kur’an-› Kerim, meleklerin insanlara dua ettiklerini11 ve zor zamanlarda insanlara yard›m edeceklerini bildirmektedir.12 Meleklerin d›fl›nda fleytan ve cin gibi baflka varl›klar›n oldu¤u da Kur’an’da belirtilmifltir. Allah’a s›¤›nan, ona gönülden inanan ve güvenenlere bu varl›klar›n zarar vermesi mümkün de¤ildir.13 9 Tevbe suresi, 105. suresi, 17-18. ayet. 11 Bak›n›z: Mümin suresi, 7-9. ayetler. 10 Kâf 12 Bak›n›z: 13 Bak›n›z: Enfâl suresi, 12. ayet; Râd suresi, 11. ayet. Nahl suresi, 99-100. ayetler; ‹srâ suresi, 65. ayet. Sûr: ‹srafil’in k›yamet kopmadan önce ve yeniden dirilifli bildirmek üzere kullanaca¤› boru. K›yamet: Dünyan›n sonu. 177 Kitaplara ‹nanmak Araflt›ral›m Kaç tane ilahî kitap vard›r? Araflt›r›n›z. Allah, insanlara do¤ru yolu göstermek için peygamberler göndermifl ve bu peygamberlerin baz›lar›na kitaplar indirmifltir. Allah’›n, mesajlar›n› peygamberlerine iletme flekline vahiy denir. Allah taraf›ndan peygamberlere gönderilen kitaplara ilahî kitaplar ad› verilir. Bu kitaplara inanmak Müslümanl›kta iman›n esaslar›ndan biridir. İLAHÎ KİTAPLAR Hz. Musa’ya TEVRAT Hz. Davut’a Hz. ‹sa’ya Hz. Muhammed’e ZEBUR ‹NC‹L KUR’AN-I KER‹M Tevrat, Hz. Musa’ya verilen kitab›n ad›d›r. Befl bölümden oluflmaktad›r. Bunlar: Tekvin, Ç›k›fl, Levililer, Say›lar ve Tesniye’dir. Zebur ise Kitab-› Mukaddes’te Tevrat’›n sonundad›r. ‹ncil, Hz. ‹sa’ya verilen kitab›n ad›d›r. Hristiyanlar›n ço¤unun kabul etti¤i dört ‹ncil vard›r. Bunlar: Matta, Markos, Luka ve Yuhanna incilleridir. Ayr›ca Hz. Adem’e 10, Hz. fiit’e 50, Hz. ‹dris’e 30, Hz. ‹brahim’e 10 sahife (sayfa) verilmifltir. Bunlara da suhuf denir. Kur’an-› Kerim, son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’e indirilen ilahî kitapt›r. Kur’an, ayet ve surelerden oluflmaktad›r. Kur'an'›n her cümlesine ayet, her bölümüne de sure denir. Kur'an'da 114 sure vard›r. Kur’an’›n verdi¤i bilgilere göre Tevrat, Zebur, ‹ncil ve Kur’an-› Kerim Allah taraf›ndan gönderilmifltir. Kur’an-› Kerim ilahî kitaplar›n sonuncusudur. Kur’an de¤iflmemifltir ve de¤iflmeyecektir. 178 ‹man, ‹slam ve Ahlak Peygamberlere ‹nanmak Peygamber denildi¤inde akl›n›za ne geliyor? Peygamberler, Allah’›n mesajlar›n› emir ve yasaklar›n› insanlara iletmek ve do¤ru yolu göstermekle görevlidirler. Allah'›n peygamber göndermesi, insanlar› sevdi¤inin bir göstergesidir. ‹lk insandan beri her topluma bir peygamber gönderilmifltir. Yüce Allah, Kur’an’da flöyle buyurur: “Andolsun biz her ümmete… peygamber gönderdik…”14 Onun için peygamberlere inanmak ‹slam dininin iman esaslar›ndand›r. ‹lk peygamber Hz. Âdem, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’dir. ‹kisinin aras›nda pek çok peygamber gelmifltir. Müslümanlar bu peygamberlerin hepsinin Allah taraf›ndan gönderildi¤ine inan›rlar. Kur’an-› Kerim’de sadece yirmi befl peygamberin ad› geçmektedir. Hz. ‹brahim, Hz. Nuh, Hz. ‹shak, Hz. ‹smail, Hz. Süleyman, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. ‹sa ve Hz. Muhammed Kur’an’da ad› geçen peygamberlerden baz›lar›d›r. FIKRA Peygamberlerin Özellikleri • Güvenilen insanlard›r. • Zekidirler. • Allah’›n mesajlar›n› insanlara iletirler. • Günah ifllemezler. • Do¤ru sözlüdürler. Fatih Sultan Mehmet'in huzuruna ç›kan bir kifli: “Yüz yirmi dört bin peygamber var, ahirette sana flefaat etmeleri için her biri ad›na bir lira vermen gerekir.” der. Fatih: “Say bakal›m yüz yirmi dört bin peygamberin ad›n›.” diye karfl›l›k verir. Adam sadece on peygamberin ad›n› say›nca Fatih kendisine on lira verir ve: “Di¤erlerini de say, her biri için bir lira vereyim.” der. Vahit Çabuk, Osmanl› Tarihinden F›kralar, ‹stanbul, 1974, s. 11'den düzenlenerek al›nm›flt›r. 14 Nahl suresi, 36. ayet. Ümmet: Hz. Muhammed’e inananlar›n hepsine birden ümmet denir. 179 Ahirete ‹nanmak ‹nsanlar›n öldükten sonra yeniden diriltilmeleriyle bafllay›p sonsuza kadar devam edecek olan hayata ahiret hayat› “Gelen gider, Giden gelmez.” Bilmecesinin birinci k›sm›n›n cevab› “do¤um”dur. ‹kinci k›sm›n›n cevab› nedir? denir. Kur’an’da belirtildi¤i gibi “Her canl› ölümü tadacakt›r…”15 Ölüm yok olufl de¤ildir. Öldükten sonra tekrar diriltilece¤iz. Böyle bir inanca sahip olmak hayata tutunmam›z› sa¤lar. Yak›nlar›m›z› kaybetti¤imizde bir gün onlarla bir yerde buluflaca¤›m›z› bildi¤imiz için ac›m›z hafifler. Müslümanlar, iman›n esaslar›ndan biri olan ahirete inan›rlar. Çünkü Allah flöyle buyuruyor: “Onlar (müminler)… ahirete de kesin olarak inan›rlar.”16 Di¤er dinler de k›yametin olaca¤›n›, ahiretin, cennet ve cehennemin var oldu¤unu kabul etmektedir. Dünyan›n ve dünyadaki her fleyin bir ömrü vard›r. K›yamet kopunca dünyadaki hayat sona erecektir. Bir süre sonra bütün insanlar, dünyadayken yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› görmek için “mahfler meydan›nda” yeniden diriltilecektir. Dünyada güzel bir hayat sürmüfl, Allah’›n emir ve yasaklar›na uymufl olanlar cennete girecek ve hep orada yaflayacaklard›r. Bir ayette Allah flöyle buyurur: “…namaz k›lanlar, … Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya iflte onlara büyük ödül verece¤iz.”17 Bunun yan› s›ra kötülük yapanlar da yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› görecekler ve bunun cezas›n› çekeceklerdir. 15 Âl-i ‹mrân suresi, 185. ayet. suresi, 4. ayet. 17 Nisâ suresi, 162. ayet. 16 Bakara 180 ‹man, ‹slam ve Ahlak Yeniden dirilmenin pek çok örne¤ini dünyada devaml› görmekteyiz. K›fl›n yapraklar› dökülen a¤açlar, bahar gelince yeniden çiçek açar ve meyve vermeye bafllar. Bunun gibi insanlar da ahirette yeniden diriltilecektir. Mezarlar›nda sessizce yatan insanlar, mahfler günü ayn› anda hep birlikte diriltileceklerdir. Kur’an’da ahireti, cennet ve cehennemi anlatan pek çok ayet vard›r. Cenneti anlatan ayet ve hadislerde k›saca flu bilgiler verilmektedir: Cennet çok güzeldir. Orada akla hayale gelmeyen ödüller, sütten ve baldan ›rmaklar vard›r. Sevdiklerimizle devaml› görüflme imkân›m›z olacakt›r. Cennette insanlara üzüntü verecek hiçbir fley olmayacakt›r. Orada hastal›k ve ölüm yoktur. ‹nsanlara istedikleri her fley verilecektir. Ahirete inananlar güzel işler yapar ve ibadet ederler, yanlış işlerden kaçınırlar. Yapılan her şeyin hesabının sorulacağını bildikleri için sözlerine ve davranışlarına dikkat ederler. Bir yanlış yaptıklarında özür diler ve tövbe ederler. 181 Kaza ve Kadere ‹nanmak Allah, olmufl ve olacak her fleyi bilir. Her fley Allah’›n bilgisi çerçevesinde olur. Allah’›n her fleyi bilmesine ve bir ölçüye göre yaratmas›na kader denir. Kaza ise Allah’›n bildi¤i ve belirledi¤i fleylerin zaman› geldi¤inde onun dilemesiyle meydana gelmesidir. "... Her fleyi yaratan ve bir Müslümanlar kadere inan›rlar. Ancak kaderci de¤ildirler. “Aln›m›za ölçüye göre düzenleyen Allah, yüceler yücesidir." ne yaz›lm›flsa o olur.” fleklinde bir düflünce Müslümanlara Furkan suresi, 2. ayet. yak›flmaz. Çünkü insanlar ak›l ve irade sahibidir. Yani seçme Sürekli gece veya sürekli k›fl özgürlükleri vard›r. Dolay›s›yla herkes yapt›¤›ndan sorumludur. olsayd› yaflam nas›l olurdu? Yukar›daki ayeti de göz önünde ‹yi ve güzel ifller yapan insan, bunlardan dolay› güzel ödüller al›r. bulundurarak arkadafllar›n›zla Kötü ifller yapan kifliler de yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› görür.18 konuflunuz. Kadere inanmak, yan gelip yatmak ya da tembellik etmek de¤ildir. ‹nsan karfl›laflt›¤› s›k›nt›larla mücadele eder ve sorunlar›n› aflmaya çal›fl›r. “Kaderim buymufl, elden ne gelir?” diyerek pes etmeyi ‹slam dini uygun görmez. Örne¤in bir ö¤renci ders çal›flmad›¤› için baflar›s›z oldu¤unda “kaderim böyleymifl” diyemez. Tam tersine derslerine düzenli bir flekilde çal›flmas› gerekir. Mevsimler de bir düzene göredir. Bir robot nasıl programlanmışsa o şekilde davranır. Programın dışında bir davranış göstermesi mümkün değildir. İnsan robota benzemez. Çünkü insan aklını ve iradesini kullanarak seçim yapar. 18 Bak›n›z: Bakara suresi, 62. ayet: Hicr suresi, 45-50. ayetler; Nisâ suresi, 162. ayet. 182 ‹man, ‹slam ve Ahlak 2. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)'‹N HAYATI Hz. Muhammed’in Do¤du¤u Ortam Hz. Muhammed (s.a.v.)'i tan›mak bize ne kazand›racakt›r? Müslümanl›ktan önce, Araplar›n ço¤unlu¤u puta tap›yordu. Baz› flehirlerde Yahudi ve Hristiyanlar da bulunmaktayd›. Bunlar›n d›fl›nda az say›da Hz. ‹brahim'in dinine inanan ve Allah’›n bir oldu¤una iman eden “Hanîf”ler de vard›. ‹slamiyetten önce dünyan›n di¤er yerlerinde oldu¤u gibi Arabistan'da da insanlar çok kötü flartlarda, büyük sorunlar içinde yafl›yorlard›. HZ. MUHAMMED Annesi Âmine Hatun, Abdülmuttalip’e torun, İsmail’den gelir soyun. Muhammed aleyhisselâm! Yirmi Nisan pazartesi, Beş yüz yetmiş bir gecesi, Doğdu cihan bir tanesi. Muhammed aleyhisselâm! Muzaffer ÇA⁄LAR HZ. MUHAMMED Diyanet dergisi, Nisan, 1999, s. 47. 571'de Mekke'de do¤du. annesi Âmine, babas› Abdullah, dedesi Abdülmuttalip, amcas› Ebu Talip, sütannesi Halime'dir. 183 SOSYAL ORTAM DİNÎ ORTAM • Kabile hayatı yaşanıyordu. • Kan davaları vardı. • İçki ve kumar yaygındı. • İnsan hakları çiğneniyordu. • Bazı insanlar köleleştiriliyordu. • Puta tapanlar çoktu. • Hristiyanlar vardı. • Yahudiler vardı. • Az sayıda Hanif vardı. İSLAM’DAN ÖNCE ARAP YARIMADASI’NDA KÜLTÜREL ORTAM EKONOMİK DURUM • Okur-yazar sayısı yok denecek kadar azdı. • Sözlü anlatım ve şiir çok yaygındı. • Hayvancılık yapılıyordu. • Ticaretle uğraşılıyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Do¤umu ve Çocuklu¤u HZ. MUHAMMED Hz. Muhammed (s.a.v), Arabistan’›n Mekke flehrinde 571 y›l›nda do¤du. Annesinin ad› Âmine, babas›n›n ad› Abdullah’t›r. Hz. Peygamber babas›n› hiç görememifltir. Çünkü o, Peygamberin do¤mas›na iki ay kala vefat etmifltir. Mekke’nin havas› çocuklar için uygun olmad›¤›ndan, Mekkeliler yeni do¤an çocuklar›n› flehir d›fl›nda yaflayan sütannelere verirlerdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) de Halime ad›nda bir sütanneye verildi, dört yafl›na kadar onunla kald›. Daha sonra Halime, onu annesine getirdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) alt› yafl›na kadar annesi Âmine ile kald›. Annesi vefat edince alt› yafl›ndan sekiz yafl›na kadar dedesi Abdülmuttalip’le yaflad›. Hz. Muhammed (s.a.v.) dedesinin vefat›ndan sonra amcas› Ebu Tâlip’in yan›nda kalmaya bafllad›. 184 25 yafl›nda evlendi. 610’da peygamber oldu. 619’da efli Hatice vefat etti. 621’de Miraca ç›kt›. 622’de Medine’ye hicret etti. 623’te Hz. Ayfle ile evlendi. ‹man, ‹slam ve Ahlak Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Evlili¤i ve Peygamberli¤i HZ. MUHAMMED’‹N ÇOCUKLARI Bütün Mekkeliler gibi Hz. Muhammed (s.a.v.) de amcas›yla birlikte ticaret yap›yordu. Yirmi befl yafl›na geldi¤inde Hz. Hatice’yle evlendi. O s›rada Hz. Hatice k›rk yafl›ndayd›. O vefat edene kadar baflka biriyle evlenmedi. Bu evlilikten Fatma, Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiye, Kas›m ve Abdullah adl› çocuklar› oldu. Hz. Muhammed hayattayken Hz. Fatma’n›n d›fl›ndaki di¤er çocuklar› öldü. Daha sonra evlendi¤i Mariya’dan ‹brahim adl› çocu¤u dünyaya geldi, o da küçük yaflta öldü. Hz. Fatma, Hz. Muhammed’in amcas›n›n o¤lu Hz. Ali ile evlendi. Bu evlilikten Hz. Peygamberin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ad›nda torunlar› oldu. ‹nsanlar›n kendi elleriyle tafltan yapt›klar› putlara tapmalar› ve onlardan yard›m istemeleri Hz. Muhammed’i çok üzüyordu. Toplumun di¤er yanl›fllar›ndan da rahats›z olan Peygamber bu sorunlar nas›l çözülebilir diye sürekli düflünüyordu. Bu s›rada k›rk yafl›na gelmiflti. Allah, Cebrail adl› mele¤i göndererek Hz. Muhammed’i peygamberlikle görevlendirdi. O da önce yak›nlar›ndan bafllayarak insanlar› Allah’›n dinine yani ‹slam’a davet etmeye bafllad›. Kas›m Zeynep ÜmmüGülsüm Rukiye Fatma Abdullah Bu çocuklar›n d›fl›nda ‹brahim ad›nda bir çocu¤u daha vard›r. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Hicreti Puta tapanlar önce Hz. Muhammed’e karfl› ç›kt›lar sonra ona inananlara bask› uygulay›p iflkence yapmaya bafllad›lar. Baz› Müslümanlar kendilerine yap›lan iflkenceler sonucu flehit oldu. Baz›lar› da Habeflistan’a hicret etti. Müslümanlar›n ço¤u ise gizlice Medine’ye gitmek zorunda kald›. Bu arada müflriklerin bask›lar› devam ediyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.) de 622 y›l›nda Mekke’den ayr›l›p Medine’ye göç etti. Bu olaya “Hicret” denir. Medine flehri ve Mescid-i Nebi 185 Savafllar Puta tapanlar, Müslümanlar› ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’i Medine’de de rahat b›rakmad›lar. Ordular kurarak üç defa Medine’ye sald›rd›lar. Müslümanlar yeni yurtlar›n› zor flartlara ra¤men çok iyi savundular. 624 y›l›nda yap›lan Bedir Savafl›’nda Mekkeliler, beklemedikleri bir flekilde yenildiler. 625'teki Uhut Savafl›’ndan da sonuç alamayan Mekkeliler, 627 y›l›nda yine Müslümanlara sald›rd›lar. Peygamber Hz. Muhammed, onlar gelmeden Medine’nin etraf›na hendekler kazd›rd›. Puta tapanlar Medine’ye geldiklerinde hendekleri görünce flafl›rd›lar. Hendekleri geçemediklerinden sadece oklarla hücum ettiler. Fakat bir süre sonra tekrar Mekke’ye döndüler. Kaz›lan hendeklerden dolay› bu savafla Hendek Savafl› denildi. 628 y›l›nda Müslümanlarla Mekkeliler on y›l boyunca savafl olmamas› için Hudeybiye antlaflmas›n› yapt›lar. Ancak Mekkeli puta tapanlar iki y›l sonra antlaflmay› bozunca Hz. Muhammed Müslümanlarla birlikte yola ç›kt› ve Mekke’ye ulaflt›. Savaflmadan Mekke’yi fethetti. Mekkeli müflrikler, Müslümanlar›n kendilerine kötü davranacaklar›n› zannetmifllerdi. Fakat Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.), Müslümanlara çok s›k›nt› veren ve defalarca Medine’ye sald›ran Mekkeli müflrikleri affetti. 624’te Bedir Savafl› oldu. 625’te Uhut Savafl› oldu. 627’de Hendek Savafl› oldu. 628’de Hudeybiye Bar›fl Antlaflmas› yap›ld›. 629’da Mute Savafl› oldu. 630’da Mekke fethedildi. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Vefat› Hz. Muhammed, 632 y›l›nda hac ibadetini yapmak için Mekke’ye geldi. O s›rada hacca gelen yüz yirmi bin Müslüman’a bir konuflma yapt›. Hz. Peygamber’in Mekke’deki bu son konuflmas›na “Veda Hutbesi” denilir. Hz. Peygamber bundan sonra Medine’ye döndü ve hastaland›. Bir süre sonra da vefat etti. Peygamberin mezar› Medine’dedir. Arabistan’da insanlar›n puta tapmalar›ndan ve di¤er kötü yaflam biçimlerinden dolay› ‹slam’dan önceki döneme “Cahiliye Dönemi” denilmifltir. Hz. Muhammed, Mekke’nin fethinden sonra ‹slam dinini yaymaya devam etti. ‹slam’dan önce toplumda var olan sorunlar› ortadan kald›rd›. Art›k putlara tap›lm›yor, zay›flar ezilmiyor, kad›nlara haks›zl›k yap›lm›yor, insanlar kölelefltirilmiyordu. ‹çki, kumar ve ahlaks›zl›¤›n önüne geçilmiflti. Müslümanlar huzur içinde yafl›yorlard›. Bundan dolay› Hz. Muhammed (s.a.v)’in yaflad›¤› döneme “Asr›saadet” yani “Mutluluk Ça¤›” denilmifltir. 186 ‹man, ‹slam ve Ahlak A UM ‹ K O ETN M KÂBE HAKEMLİĞİ Hz. Muhammed (s.a.v.) 35 yafllar›nda idi. Kâbe’nin duvarlar› y›pranm›flt›. Onar›lmas› gerekiyordu. Duvarlar temellerine kadar y›k›ld› ve yeniden yap›lmaya baflland›. Çal›flmalar güzel gidiyordu. Ancak s›ra Hacerülesved denilen siyah tafl› yerine koymaya geldi¤inde sorun ç›kt›. Mekke’nin, önde gelen kabileleri, bu kutsal tafl›, yerine kendilerinin koymalar› gerekti¤ini söylüyorlard›. Tart›flmalar birkaç gün boyunca devam etti. Büyük bir çat›flma ç›kaca¤› s›rada, Mekkeliler: “Tart›flmaya son verelim. Kâbe'nin avlusuna ilk giren kifliyi hakem yapal›m. Onun verece¤i karara raz› olal›m.” diye karar ald›lar. Bu teklif kabul edildi. Ancak bu sefer de “Kim gelecek acaba? Ya güvenilmez biri gelirse! Taraf tutarak bir karar verirse!” diye herkes endifleyle beklerken kap›da biri belirdi. Mekkeliler gelen kifliyi uzaktan fark ettiler ve sevinçle ba¤›rd›lar: “Muhammed! ‹flte güvenilir biri! Onun aram›zda verece¤i karara raz›y›z.” dediler. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v.) herkesin güvenini kazanm›fl, dürüst bir insand›. Hz. Muhammed o zaman daha peygamber de¤ildi. Hem kendisi hem de içinde yaflad›¤› toplum onun peygamber olaca¤›n› bilmiyordu. Fakat o kadar iyi, o kadar ahlakl› biriydi ki herkesin ona sayg›s› ve güveni vard›. Hz. Muhammed yere bir sergi açt›, Hacerülesved’i serginin üzerine koydu. Mekkeli kabile reislerinden de serginin uçlar›ndan tutmalar›n› istedi. Onu hep beraber konulaca¤› yere kadar tafl›d›lar. Sonra Hz. Muhammed, tafl› ald› ve yerine koydu. Onun bu karar› bütün kabile reislerini memnun etti. Böylece kan dökülmesi önlenmifl oldu. Bu olaya da “Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Kâbe Hakemli¤i“ denildi. Ali Himmet Berki-Osman Keskio¤lu, Hazret-i Muhammed, Ankara, 1981, s. 50-51'den uyarlanarak al›nm›flt›r. 621’de namaz farz oldu. 622’de cuma namaz› farz oldu. 624’te oruç ve zekât farz oldu. 626’da içki ve kumar yasakland› 632’de Veda Hutbesi okundu. 632’de Peygamber vefat etti. 187 Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamber olmadan önce de Peygamber olduktan sonra da Güvenilir bir insand›. Aile bireylerini ve büyüklerini sever ve sayard›. Dan›flarak ifl yapard›. Sevinçlerini ve s›k›nt›lar›n› ailesiyle paylafl›rd›. Merhametli ve affediciydi. Güzel olmayan davran›fllardan kaç›n›rd›. Zaman›n› iyi de¤erlendirirdi. Akrabalar›n› ziyaret ederdi. Asla israf (savurganl›k) yapmazd›. PEYGAMBER‹M ULUDUR 19 M. 188 Peygamberim uludur, Abdullah'›n o¤ludur, Güzel ad›: Muhammed, Yolu, Allah yoludur. K›rk yafl›na de¤ince, Peygamberlik verildi, Allah birdir! deyince, Putlar yere serildi! Annesidir Âmine, Nur ya¤d› o an evine, Gördü tatl› rüyalar, ‹mrendi gökyüzü zemine, Herkes kördü, sa¤›rd›, Gelin! diye ba¤›rd›, Hakk’›n do¤ru yoluna, ‹nsanlar› ça¤›rd›. Do¤du Hakk’›n günefli, Do¤mad› hiçbir efli, Befl yüz yetmifl bir y›l›, Söndü flirkin atefli. Sürü sürü günaha, Karfl› duran O oldu, ‹nsanlar› felaha, Kavuflturan O oldu. Bast› alt› yafl›na, Kald› bir tek bafl›na, ‹nci gibi, annesi, Üzüntüler, bofluna. Yirmi üç y›l didindi, Tafl›, yast›k edindi, Ayd›nlatt› cihan›, Getirdi¤i hak din idi. Hak dindirir her yas›, Dedesiyle amcas›, Hemen kanat gerdiler, Büyüdü gül goncas›. Altm›fl üç y›l yaflad›, Aln› aç›k, yüzü ak, An›ld›kça pak ad›, Selamlan›p duracak Mustafa As›m Köksal19 As›m Köksal, ‹slam ‹lmihâli, Seha Neflriyat, ‹stanbul, 1993, s. 69. ‹man, ‹slam ve Ahlak • Salavat Dualar› ve Anlamlar› 1. Derse gelmeden önce salavat (Salli-Bârik) dualar›n› büyüklerinizden veya CD’den birkaç kez dinleyiniz. 2. Dualar› düzgün okumay› ö¤rendikten sonra ezberlemeye bafllay›n›z. 1. Allahümme Salli Duas›n›n Okunuflu Anlam› Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Allah’›m! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle; flerefini yücelt. Kemâ salleyte alâ ‹brahîme ve alâ âli ‹brahîm. ‹brahim’e ve ‹brahim'in ümmetine rahmet etti¤in gibi. ‹nneke hamîdün mecîd. fiüphesiz övülmeye lay›k yaln›z sensin, flan ve fleref sahibi de sensin. 2. Allahümme Bârik Duas›n›n Okunuflu Anlam› Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Allah’›m! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine hay›r ve bereket ver. Kemâ bârekte alâ ‹brahîme ve alâ âli ‹brahîm. ‹brahim’e ve ‹brahim’in ümmetine verdi¤in gibi. ‹nneke hamîdün mecîd. fiüphesiz övülmeye lay›k yaln›z sensin, flan ve fleref sahibi de sensin. 189 3. D‹NÎ AYLAR, GÜNLER VE GECELER Ramazan ve Kurban Bayramlar› Ramazan ve Kurban bayramlar› Müslümanlar aç›s›ndan neden önemlidir? ‹nsanlar toplu hâlde yaflarlar. Dolay›s›yla üzüntülerini ve sevinçlerini de paylafl›rlar. Bayramlar sevinçlerin yo¤un olarak yafland›¤› günlerdir. ‹slam’da kutlanan iki bayram vard›r. Bunlar Ramazan ve Kurban bayramlar›d›r. Ramazan ay› geldi¤inde kendisine oruç farz olanlar, bu ay boyunca oruç tutarlar. Befl vakit namaza ek olarak yats›dan sonra teravih namaz› k›larlar. Fitre verilir. Fakirlere yard›m edilir. Ramazan›n sonunda da çoluk çocuk, yafll› genç herkes bayram eder. Yaklafl›k iki ay sonra da Kurban Bayram› kutlan›r. Bu bayramda kurban ibadeti yerine getirilir. Kurban etinden fakirlere da¤›t›l›r, komflulara ve misafirlere ikramda bulunulur. Her iki bayram öncesinde de evler temizlenir. Mümkünse yeni elbiseler, ayakkab›lar al›n›r. Ziyarete gelecek kiflilere ikram edilmek üzere börek, tatl› vb. yiyecekler haz›rlan›r. Akrabalar ziyaret edilir. Uzaktakilerin bayramlar› kutlan›r. Darg›n ve küskün olanlar bar›flt›r›l›r. Mezarl›klar ziyaret edilir. Bu iki bayramdan önceki güne “Arife Günü” denir. Arife gününün akflam›nda ve gecesinde bol bol dua, tövbe ve ibadet edilir. Cuma Günü Bir di¤er önemli gün de cumad›r. Çünkü o gün cuma namaz› k›l›n›r. Bu konuda flöyle bir ayet vard›r: “Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okundu¤unda her türlü al›flverifli b›rak›p Allah’› anmaya koflun…”20 Cuma namaz› her hafta ö¤le namaz› vaktinde cami ya da mescitte cemaatle k›l›n›r. Cuma namaz›na giderken özellikle beden ve elbise temizli¤ine çok dikkat edilir. Perflembeyi cumaya ba¤layan geceye cuma gecesi denir. Bu gecelerde de her zamankinden daha fazla dua edilir, Kur’an okunur, tövbe edilir. 20 190 Cum’a suresi, 9. ayet. ‹man, ‹slam ve Ahlak Kandiller ‹slam dininde Mevlit, Regaip , Miraç, Berat ve Kadir gecelerine kandil geceleri denir. Bunlara ‹slam dininde ayr› bir önem verilir. Mevlit kandilinin d›fl›ndakiler üç aylar denilen recep, flaban, ramazan aylar› içinde kutlan›r. Müslümanlar bu geceleri, kendilerine çeki düzen vermek için bir f›rsat olarak düflünürler. Kandil gecelerinde yap›lmas› zorunlu olan özel ibadetler yoktur. Ancak bu özel zamanlar› de¤erlendirmek için kandil gecelerinde daha fazla ibadet, dua ve tövbe edilir, Kur’an ve mevlit okunur. Yüce Allah’tan ba¤›fllanma dilenir. Mevlit Kandili Mevlit, do¤um ya da do¤um günü demektir. Mevlit Kandili Hz. Muhammed (s.a.v.)’in do¤du¤u gecenin y›l dönümüdür. Peygamberin do¤um günü hicri takvime göre 12 Rebiyülevvel, miladi takvime göre ise 20 Nisan 571’dir. Bu iki tarihte de Hz. Muhammed (s.a.v.)’in do¤um günü çeflitli etkinliklerle kutlan›r. 12 Rebiyülevvelin denk geldi¤i tarih Mevlit Kandili, 20 Nisan’›n içinde bulundu¤u hafta ise Kutlu Do¤um Haftas› olarak kutlan›r. 191 Regaip Kandili Müslümanlarca kutsal kabul edilen ve üç aylar olarak adland›r›lan Recep, fiaban ve Ramazan aylar›ndan ilki olan Recep ay›n›n ilk cuma gecesine Regaip Kandili denir. Bu gece insanlar, Allah’›n rahmet ve bereketinden daha çok faydalan›rlar. Bunun için ibadet etmek, dua etmek ve Allah’tan af dilemek gerekir. Günlük hayat›m›zda zaten söz ve davran›fllar›m›za dikkat etmemiz gerekiyor. Fakat zaman zaman baz› hatalar yapabiliyoruz. Bunun için de tövbe etme ve af dileme imkân›ndan her zaman faydalanmal›y›z. Bu anlamda kandil gecelerini bir f›rsat olarak de¤erlendirmeliyiz. Miraç Kandili Miraç Kandili üç aylar›n ilki olan recep ay›n›n yirmi yedinci gecesinde kutlan›r. Bu gece, Miraç olay› gerçekleflmifltir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke’deyken 621 y›l›nda çok h›zl› bir flekilde Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülmüfltür.22 Oradan da yüce Allah’›n kat›na yükselmifltir. Müslümanlara befl vakit namaz bu s›rada emredilmifltir. Dolay›s›yla her y›l Miraç Kandili’nde Müslümanlar taraf›ndan Peygamberin yaflad›¤› bu özel olay hat›rlan›r. Berat Kandili fiaban ay›n›n on beflinci gecesi Berat Kandili’dir. Berat, günahlardan kurtulufl anlam›na gelir. Bu nedenle di¤er kandil gecelerinde oldu¤u gibi tövbe ve dua edilir, Kur’an okunur, nafile namaz k›l›n›r. Kadir Gecesi bunlar› biliyor muydu Kur’an-› Kerim 610 y›l›nda ramazan ay›n›n yirmi yedinci nuz? gecesinde inmeye bafllam›flt›r. Hakk›nda Kur’an’da bilgi verilen bu geceye Kadir Gecesi denir. Konuyla ilgili olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Kadir Gecesinde Kadir suresinde flu bilgiler verilmektedir: “Biz, onu flu duay› çok tekrarlamam›z› tavsiye (Kur’an’›) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin etmifltir: “Allah'›m! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.” ne oldu¤unu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hay›rl›d›r. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin Hadis (Kütüb-i Sitte, C 3, s. 288.) izniyle her ifl için inerler. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin do¤ufluna kadar.”21 Kur’an-› Kerim bu gecede indirilmeye bafllad›¤› için “Kadir Gecesi” ‹slam dünyas›nda çok önemlidir. Her zaman yap›lan ibadetlere ek olarak bu gece hem asl›ndan hem de tercümelerinden Kur’an okunur. Aflure Günü Muharrem ay›n›n onuncu gününe aflure denir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Medine’ye gitti¤inde Yahudilerin aflure gününde oruç tuttuklar›n› gördü ve sebebini sordu. Onlar da “Bu gün hay›rl› bir gündür… Hz. Musa o gün oruç tuttu.”23 dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber de o gün oruç tuttu. Bu günde aflure denilen tatl› yap›l›r ve komflulara ikram edilir. Bu orucu tutmak isteyenler, muharrem ay›n›n dokuz ve onuncu ya da on ve on birinci günlerinde tutarlar. 24 Türkiye'de aflure gününe önem verilir. Aflure zaman› on iki gün boyunca oruç tutarak kurban kesmek suretiyle bu güne sayg› gösterme gelene¤i de devam etmektedir. 21 Kadir suresi, 1-5. ayetler. ‹sra suresi, 1. ayet. 23 Kütüb-i Sitte, C 9, s. 104. 24 Kütüb-i Sitte, C 9, s. 101-102. 22 Bak›n›z: 192 ‹man, ‹slam ve Ahlak 4. ‹SLAM D‹N‹NDE TEM‹ZL‹⁄‹N ÖNEM‹ “Allah temizli¤i sever.” Hadis (Tirmizi, Edeb, 41.) Temizlik denildi¤inde akl›n›za ne geliyor? Düflüncelerinizi arkadafllar›n›zla paylafl›n›z. Temizlik, bedeni, elbiseleri ve çevreyi kirlerden, kalbi de kötü duygulardan ar›nd›rmakt›r. Kalp temizli¤ine manevi temizlik denir. TEM‹ZL‹K RUH-KALP Do¤ruluk Birinin ard›ndan konuflmamak Tövbe etmek ... BEDEN-G‹YS‹ El temizli¤i Vücut temizli¤i Elbise temizli¤i ... ÇEVRE Ev Mahalle Okul ... ‹slam dininde temizli¤e çok önem verilir. Abdestin, boy abdestinin ve gerekti¤inde teyemmümün emredilmifl olmas› bunun bir göstergesidir. Kur’an’a ancak temiz olanlar dokunabilir. 25 Dinin dire¤i olan namaz›n k›l›nabilmesi için vücudun, elbiselerin ve namaz k›l›nacak yerin (çevrenin) temiz olmas› flartt›r. Kur’an’da, namaz k›l›naca¤› zaman abdest al›nmas› emredilmektedir.26 Namaz›n günde befl defa k›l›nmas› farz oldu¤una göre sürekli temiz olmak gerekir. Hz. Muhammed (s.a.v.), elbise, vücut ve çevre temizli¤ine çok dikkat ederdi. Etraf› rahats›z etmeyecek flekilde güzel kokular kullan›rd›. Yemeklerden önce ve sonra ellerini y›kard›. Difllerini her abdestten önce mutlaka misvakla f›rçalard›. Difllerini temizlemeyenleri uyar›rd›. Hz. Peygamber, difllerini f›rçalayarak abdest alanlar›n k›ld›klar› namaz›n daha sevap oldu¤unu söylemifltir. Haftada en az bir kere banyo yapmay› tavsiye etmifltir. Rahats›z edici kokularla toplum içine ç›k›lmas›n› istememifltir. Hz. Muhammed (s.a.v.), el temizli¤ine çok dikkat etmifltir. Müslümanlar da el temizli¤ine özen göstermelidir. 25 Vâk›a suresi, 79. ayet. suresi, 6. ayet. 26 Mâide 193 ELLER‹N‹ YIKAYAN B‹R MÜSLÜMAN • Temiz olur. • Peygamberin bir sünnetine uydu¤u için sevap al›r. • Sa¤l›¤›n› korumufl olur. El temizli¤i önemlidir.28 Temizlikle ilgili olarak Kur’an-› Kerim’de flöyle bir ayet vard›r: “…Allah tövbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.”27 Kötü söz ve davran›fllar insan›n iç dünyas›n› kirletir. Kendisini gelifltirmek isteyen bir insan, kötü davran›fllardan kaç›narak iyi davran›fllar sergilemelidir. İYİ VE KÖTÜ DAVRANIŞLAR • Doğru bilgi edinmek • Bilgisizlik • Başkası hakkında iyi şeyler konuşmak • Yalan söylemek • Verdiği sözde durmak • Gıybet (Dedikodu) • Başkalarına yardım etmek • Hastaları ziyaret etmek • Dürüst davranmak • Doğru söylemek ... 27 Bakara suresi, 222. ayet. görseli www.grip.saglik.gov.tr’den düzenlenerek al›nm›flt›r. 28 Temizlik 194 • İftira • Özenti • Kıskançlık • Alay etmek ... ‹man, ‹slam ve Ahlak Her Müslüman hem güzel ifller ve ibadet yaparak hem de tövbe ederek iç temizli¤i yapmal›d›r.29 Yalan, hile ve dedikodu gibi kötü davran›fllar insan›n iç dünyas›n› kirletir. Bu durumdan, ibadet ederek, güzel davran›fllar sergileyerek ve tövbe ederek kurtulmak mümkündür. Bilgisayar›na virüs bulaflan insanlar onlar› temizlerlerse bilgisayarlar›n› bozulmaktan kurtarm›fl olurlar. Tövbe etmek de insandaki virüsleri temizlemek gibidir. Onun için müslümanlar “Esta¤firullah” ya da bunun Türkçesi olan “Allah›m beni ba¤›flla” diyerek tövbe eder. Hz. Muhammed (s.a.v.), “Günah›ndan tövbe eden kifli hiç günah ifllememifl gibidir.” 3 0 demifltir. K›sacas› bir Müslüman beden, elbise ve çevre temizli¤inin yan›nda iç temizli¤ine de özen göstermelidir. 29 Bu görsel M. fievki Ayd›n v.d., ‹lkö¤retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Ö¤retim K›lavuzu 4. s›n›f , s. 42’den düzenlenerek al›nm›flt›r. 30 Kütüb-i Sitte, C XVII, s. 628. 195 OKUMA METNİ TEMİZLİK İMANDANDIR Kimi insanlar için “çok temiz bir insan” tan›mlamas›n› kullan›r, bu insanlar› takdir eder, onlar› örnek gösteririz. Kimdir temiz insan? Güler yüzü, tatl› sözü ve örnek davran›fllar›yla be¤endi¤imiz bu insanlar› hemen gözümüzün önüne getiririz. ‹yi, yard›msever, alçakgönüllü, cömert, dürüst gibi güzel özellikleri de birlikte ça¤r›flt›r›r temiz insan. Güzel, iyi, do¤ru tüm davran›fllar, hep temiz insanla birlikte söylenir, hat›rlan›r. Temizli¤i, yaln›zca güzel huy ve ahlak aç›s›ndan ele almak, maddi temizli¤i önemsememek do¤ru de¤il. Beden temizli¤i, çevre temizli¤i de elbette büyük önem tafl›maktad›r. Dinimiz abdest alarak ayn› zamanda bedenimizi temizlemeyi, odam›z›, evimizi, okulumuzu ve çevremizi temiz tutmay› emreder. Yemekten önce ve sonra ellerimizi y›kamak, difllerimizi f›rçalamak, y›kanmak, çevremizi kirletmemek durumunday›z. Yedi¤i çekirdeklerin kabuklar›n›, içti¤i meyve suyu fliflesini, at›k ve çöpleri sokaklara atmak, yaflad›¤›m›z temiz hayat› kirletmek de¤il de nedir? ... Ruh temizli¤imizi, yalan söylememek, Yaradan›m›za ibadet etmek, iyilik, do¤ruluk ve güzelli¤i kendimize ilke edinmekle vb. koruyabiliriz. Maddi ve bedenî temizli¤imizi sürdürmemiz ise ço¤u zaman bizi hastal›klardan uzak tutar. Maddi ve manevi hastal›klar›n temelinde, elbette maddi ve manevi kirler yatmaktad›r. Onlardan temizlenmek, bizi her bak›mdan; temiz, sa¤l›kl› ve inançl› insan hâlinde yaflat›r. Peygamberimizin “Temizlik imandand›r” sözü, temizli¤i imana ba¤lamakta, iman eden her insan›n, temizli¤e gerçekten önem vermesi gerekti¤ini vurgulamaktad›r. 3 1 31 R›fk› 196 Kaymaz, Baflar› ve Mutlulu¤a K›rk Pencere, Ankara, 2009, s. 50, 51. ‹man, ‹slam ve Ahlak 5. D‹NÎ KAVRAMLAR ‹slam dini, güzel ifller yap›lmas›n› ve güzel sözler söylenmesini ister. Kötü ve zararl› ifllerden, sözlerden uzak durulmas› gerekti¤ini belirtir. Bu durumlar için farz, sünnet, helal, haram, sevap, günah gibi kavramlar “Helal kesim, helal et” ifadelerini hiç duydunuz mu? Bunlar›n ne anlama geldi¤ini araflt›r›n›z. Buldu¤unuz bilgileri arkadafllar›n›zla paylafl›n›z. kullan›l›r. Allah’›n yap›lmas›n› kesin olarak emretti¤i ifllere farz denir. Namaz k›lmak, oruç tutmak gibi. Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yapt›¤› ve Müslümanlar›n da yapt›klar›nda sevap alacaklar› ifllere sünnet denir. Yemekten önce ve sonra elleri y›kamak, diflleri f›rçalamak sünnettir. ‹slam dinine göre yap›lmas› serbest olan söz ve davran›fllara helal denir. Çal›flarak geçimini sa¤lamak, yasaklanmam›fl fleylerden yemek ve içmek helal olan davran›fllard›r. ‹slam’a göre yap›lmas› kesin olarak yasaklanm›fl söz ve davran›fllara haram denir. Örnek; Alkollü içecekleri içmek, uyuflturucu kullanmak, kumar oynamak, yalan söylemek, dedikodu yapmak gibi durumlar kesinlikle haramd›r. Bir Müslüman ‹slam dinine göre nelerin haram oldu¤unu ö¤renmeli ve bunlardan uzak durmal›d›r. Bu tür hatalara düflen kifliler de hemen vazgeçip tövbe etmelidir. Haramlardan uzak duranlar Allah taraf›ndan sevilirler, dünyada ve ahirette mutlu olurlar. Yap›lan iyi ifllere ve söylenen güzel sözlere verilecek olan karfl›l›¤a sevap denir. ‹badet etmek, birine yard›m etmek, ders çal›flmak gibi. ‹slam dinine göre hofl karfl›lanmayan söz ve davran›fllara günah denir. Komflular› rahats›z etmek, yalan söylemek, insanlar› aldatmak, h›rs›zl›k yapmak, trafik kurallar›na uymamak gibi. Dinî kavramlardan biri de flükürdür. ‹nsanlar kendilerine iyilik edenlere teflekkür ederler. Allah'›n verdi¤i say›s›z nimetlere teflekkür etmeye flükür denir. Bunun en güzel örne¤i yemeklerden sonra söylenen flu cümlelerdir. “Elhamdülillah”, “Çok flükür”, “Hamdolsun”, “Allah'›m sana flükürler olsun”, “Allah’a flükür”. fiükretmek son derece önemlidir. Çünkü Allah flöyle buyuruyor : “…E¤er flükrederseniz Allah sizden hoflnut olur…”32 “…fiükrederseniz elbette size nimetimi art›r›r›m…”33 Dolay›s›yla flükretti¤iniz neyse Allah onu art›racakt›r. 32 Zümer suresi, 7. ayet. suresi, 7. ayet. 33 ‹brahim, 197 Sa¤l›¤›n›za flükrederseniz Daha sa¤l›kl› olursunuz. Mutlulu¤unuza flükredersiniz Daha mutlu olursunuz. Baflar›n›za flükredersiniz Daha baflar›l› olursunuz. Şükrettigimiz bütün güzellikler artırılacaktır. Nasıl Şükredebiliriz? Hem dille hem de bedenle flükredersek tam olarak flükretmifl oluruz. Bunlardan biri eksik olursa flükür tam olmaz. Örne¤in, derslerinde baflar›l› olan bir ö¤renci s›navlarda yüksek not ald›¤›nda: “Allah’›m sana flükürler olsun” dese fakat ders çal›flmaya devam etmese eksik flükretmifl olur. Dolay›s›yla ders çal›flmaya devam etmelidir. Ayr›ca ibadetlerini de yapmal›d›r. fiükrün en güzel flekli ise namaz ibadetidir. Günde befl vakit namaz k›lan bir Müslüman, her rekâtta fatiha suresini okumaktad›r. Bu surenin ilk ayetinin anlam› fludur: “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.”34 Ayn› flekilde evinin geçimini sa¤layan bir kifli de yeme¤in ard›ndan dille flükreder. ‹flinde düzgün çal›flmaya devam eder ve ibadetlerini de aksatmaz. Bunlar› yapt›¤›nda tam olarak flükretmifl olur, Allah da ona verdi¤i nimetleri art›r›r. fiükür Dille flükür “Allah’›m sana flükürler olsun” vb. sözler söylenerek yap›l›r. 34 Fatiha 198 suresi, 1. ayet. Bedenle flükür Çal›flarak ve ‹badet ederek yap›l›r. ‹man, ‹slam ve Ahlak • Ettehiyyatü Duas› ve Anlam› • Dersten önce Etttehiyyatü duas›n› büyüklerinizden veya CD’den birkaç kez dinleyiniz. • Duay› düzgün okumay› ö¤rendikten sonra ezberlemeye bafllay›n›z. Ettehiyyâtu Duas›n›n Okunuflu Anlam› Ettehiyyâtu lillâhi vessalevâtü vettayyibât. Selam, rahmet ve bütün güzellikler, iyilikler Allah içindir. Esselâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtuh. Ey Peygamber! Allah’›n selam›, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihîn. Selam bizim üzerimize ve Allah’›n bütün iyi kullar› üzerine olsun. Eflhedü en lâ ilâhe illallâh ve eflhedü enne Muhammeden abduhû ve Rasûlüh. fiahitlik ederim ki Allah’tan baflka ilah yoktur. Yine flahitlik ederim ki Hz. Muhammed, onun kulu ve Peygamberidir. 199 6. ‹SLAM’DA DUANIN YER‹ VE ÖNEM‹ Allah “…Benden isteyenin, dua etti¤inde duas›na karfl›l›k veririm.” buyurmaktad›r. Bakara suresi, 186. Ayet. Yüce Allah’a dua etmek bize neler kazand›r›r? Hiç düflündünüz mü? Dua; dilekleri, istekleri Allah'a iletmektir. Allah kendisine dua etmemizi ister. Dualar›m›z› iflitti¤ini ve karfl›l›k verece¤ini bildirir. “…Bana dua edin, size cevap vereyim...”35 ayetinde de görüldü¤ü gibi Allah, do¤rudan kendisine dua etmemizi istemektedir. Dua Allah ile insan aras›nda kuvvetli bir ba¤d›r. Dua etmek için bir arac›ya, özel bir yere ihtiyaç yoktur. Her yerde, her zaman Allah’a dua edilebilir. Namazlardan sonra, kandil gecelerinde, cuma akflamlar›nda, yemeklerden sonra, akflam yatmadan önce dua edilmesi özellikle tavsiye edilmifltir. Anne-baban›n evlad›na, Müslümanlar›n birbirine yapt›klar› dualar›n, namazlardan sonra ve ezan okunurken yap›lan dualar›n kabul edilece¤i peygamberimiz taraf›ndan söylenmifltir.36 Böyle bir duyguyu vermeseydin Rabbim, Böyle sonsuz bir rahmet sunmasaydın, Dua nedir, niyaz nedir bilmeseydim, Dertlerle bunalır, boğulurdu kalbim. Hacer AKIN Diyanet Dergisi, S. 109. Kur’an’da dua örnekleri verilerek nas›l dua edilece¤i gösterilmifltir. Peygamberin en çok yapt›¤› dua, Rabbenâ dualar›d›r. Kur’an-› Kerim’de Bakara suresinin 200. ayetinde bu dua yer almaktad›r. 35 36 Mü’min suresi, 60. ayet. Kütüb-i Sitte, C 5, 500-504. 200 ‹man, ‹slam ve Ahlak • Rabbena Dualar› ve Anlamlar› Rabbena Duas› 1 (okunuflu) Anlam› Rabbenâ âtina fiddünya haseneten Allah’›m! Bize dünyada iyilik, güzellik ver. ve fil âhireti haseneten Ahirette de iyilik, güzellik ver. ve k›na azâbennâr. Ve bizi cehennemin azab›ndan koru. Rabbena Duas› 2 (okunuflu) Anlam› Rabbena¤firlî veli vâlideyye velil mü'minîne yevme yekûmul hisâb Allah’›m! Beni, anam›-babam› ve bütün müminleri hesap görülece¤i günde ba¤›flla. Geldi uyku zaman› Huzur gönder yarabbi! Bütün yarat›klara Rahatl›k ver yarabbi! ..................................... Rahmetin boldur senin. Yard›m›n› dilerim, Hasta yatanlar için. Temiz yata¤›m›za Sa¤ yat›p sa¤ kalkal›m. Sabahleyin nefleyle Yolumuza ç›kal›m. Güzel rüyalar görüp Uyanal›m inflallah, Lâ ilâhe illâllah, Muhammed Resulüllah. Gökhan Evliyao¤lu, Çocuk ve Dua, s. 6. 201 7. ‹SLAM D‹N‹ BAZI DAVRANIfiLARDAN SAKINMAMIZI ‹STER ‹slam dini insanlar›n ve toplumlar›n huzurlu ve mutlu olmalar›n› ister. Huzuru bozacak ifl ve davran›fllar› yasaklar. Dolay›s›yla bir Müslüman, ‹slam dininin yasaklad›¤› davran›fllar›n neler oldu¤unu ö¤renmeli ve bunlara göre hareket etmelidir. Kur’an-› Kerim'de: “Muhakkak ki 37 Allah... kötülükleri, fenal›k ve azg›nl›¤› yasaklar. O düflünüp tutas›n›z diye size ö¤üt verir.” buyrulur. Burada yanl›fl davran›fllardan baz›lar› üzerinde durulacakt›r: Kul Hakk› Yemek ‹nsanlar toplu hâlde yaflayan varl›klard›r. Herkes çeflitli haklara sahiptir. Herkesin birbirinin hakk›n› gözetmesi gerekir. ‹slam dininde, insanlar›n birbirlerine söz ve davran›fllarla zarar vermesine kul hakk› denir. Allah “...Birbirinizin mallar›n› haks›z flekilde yiyip 38 tüketmeyin...” buyurarak kul hakk› yemeyi yasaklam›flt›r. Araflt›ral›m Hucurat suresi 11 ve 12. ayetleri Kur’an-› Kerim’den bularak okuyunuz. Bu ayetlerde geçen ve kaç›n›lmas› istenen davran›fllar›n neler oldu¤unu belirleyiniz. Kul hakk›n› gözetti¤imiz gibi devlete ve topluma ait haklara da dikkat etmeliyiz. Çünkü ayn› devlette yaflayan her bireyin di¤erlerine karfl› hak ve sorumluluklar› vard›r. Müslüman olsun olmas›n bütün insanlar›n haklar›na dikkat etmemiz gerekir. Kul hakk› yemifl olanlar, o insanlara verdikleri zarar› ödemeli ve onlarla helalleflmeli, Allah’a tövbe ederek de ba¤›fllanma dilemelidir. Yalan Söylemek, Sözünde Durmamak ‹nsanlar› aldatmak amac›yla bilerek ve gerçe¤e ayk›r› olarak söylenen sözlere yalan denir. 39 Allah “…Yalan sözden kaç›n›n.” ayetiyle yalan› kesin olarak yasaklamaktad›r. ‹slam dininde yalan›n hiçbir flekli hofl görülmez. Baz› insanlar karfl›laflt›klar› birtak›m sorunlar› çözmek için yalan söylemeye bafllarlar. Sonra o yalan ortaya ç›kmas›n diye daha büyük yalanlar söyleme yoluna giderler. Hz. Peygamber bir hadiste flöyle buyuruyor: “… Do¤ruluk iyili¤e, iyilik de cennete götürür. Kifli do¤rulu¤a devam ederse Allah kat›nda da do¤ru olur. Yalanc›l›ktan sak›n›n. Çünkü yalanc›l›k kötülü¤e, kötülük de cehenneme götürür. Kifli yalan söylemeye devam ederse Allah kat›nda çok 40 yalan söyleyen olarak kaydedilir.” Kaç yalandan Kaçar gibi y›landan Hem dünya hem ahiret Karar›r yalan dolandan 37 Nahl 39 Hac 38 40 Tecrid-i suresi, 90. ayet. Bakara suresi, 188. ayet. 202 suresi, 30. ayet Sarih, C 12, s.146. ‹man, ‹slam ve Ahlak fiakadan da olsa yalandan uzak durulmal›d›r. Yalan›n en kötüsü, yalan yere yemin etmek ve yalanc› flahitlik yapmakt›r. Yalan, insanlar aras›ndaki ve toplumdaki güveni yok eder. Dolay›s›yla evde, ailede ve toplumda huzur kalmaz. Yalancılık psikolojik bir hastalıktır. Yalan söyleyen bir kişi sürekli bir şeyler gizlemiş olmanın huzursuzluğu içinde olur. Bu hastalıktan kurtulmanın tek çaresi yalandan uzak durmaktır. Bir Müslüman verdi¤i sözü tutmal›d›r, tutamayaca¤› sözü vermemelidir. Bir hadiste; yalan söyleyen, sözünde durmayan ve emaneti korumayan kiflinin ikiyüzlü oldu¤u yani inanmad›¤› hâlde inan›yormufl gibi göründü¤ü belirtilmektedir. 41 G›ybet (Dedikodu) ve ‹ftira Etmek Bir kiflinin yüzüne söylendi¤inde hofllanmayaca¤› kusurlar›n›, arkas›ndan söylemeye g›ybet denir. G›ybetin kötüleme, çekifltirme, dedikodu yapma gibi anlamlar› da vard›r. ‹ftira ise bir kifliyi yapmad›¤› bir iflle suçlamakt›r. Kur’an’da g›ybetin de 42 iftiran›n da günah oldu¤u belirtilmektedir. Dolay›s›yla g›ybet etmek ve iftira atmak haramd›r. Bu günahlar› iflleyenler çekifltirdikleri ya da iftira ettikleri kifliden özür dileyerek helalleflmeli ve Allah’a tövbe etmelidir. Sizin arkan›zdan konuflulmas› ve size iftira edilmesi nas›l hoflunuza gitmiyorsa ayn› fleyi baflkas›na yapman›z da onlar›n hofluna gitmez. Bulundu¤umuz ortamda dedikodu yap›l›yorsa engellemeliyiz. Engel olamazsak, oradan ayr›lmam›z da mümkün de¤ilse oradaki konuflmalara kat›lmamal›y›z. 41 Tecrid-i 42 Bak›n›z: Sarih, C 1, s. 44-45. Hucurat suresi, 12. ayet; Nisa suresi, 112. ayet. 203 Bir gün Hz. Muhammed (s.a.v.) arkadaşlarına “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Onlar da “Allah ve Rasulü daha iyi bilir” dediler. Peygamber: “Müslüman kardeşinizden, hoşlanmayacağı şekilde söz etmenizdir.” dedi. Orada bulunan biri: “Söylediğim şey onda varsa (Bu da mı gıybet olur?)” diye sordu. Bunun üzerine Peygamber şöyle dedi: “Eğer söylediğin şey onda varsa gıybetini yapmış olursun. Konuştuğun şey onda yoksa iftirada bulunmuş 43 olursun.” H›rs›zl›k Yapmak Bir kiflinin baflkas›na ait bir fleyi izinsiz olarak almas›na h›rs›zl›k denir. Yahudilik ve Hristiyanl›kta oldu¤u gibi ‹slam’da da h›rs›zl›k yasaklanm›flt›r. Kur’an’da: “Ey iman edenler! Mallar›n›z› aran›zda haks›zl›kla de¤il, karfl›l›kl› r›za ile yap›lan ticaretle yiyin...”44 buyrulmaktad›r. Miktar›, k›ymeti ne olursa olsun bir mal›n, sahibinden izinsiz olarak al›nmas› h›rs›zl›kt›r ve kul hakk›d›r. Bu flekilde izinsiz al›nan eflyalar sahibine geri verilmeli, özür dilenmeli ve helallik al›nmal›d›r. Ayr›ca tövbe edilmelidir. Böyle bir durumda mal›n ya da eflyan›n sahibinden helallik almadan tövbe edilmesinin bir anlam› olmaz. Arkadafllar›n›n eflyas›n› izinsiz kullanmak da h›rs›zl›kt›r. Zekât, sadaka, yard›mlaflma ve borç verme gibi güzel davran›fllar bir toplumda yayg›nlafl›rsa h›rs›zl›¤›n önüne geçilmifl olur. 43 Kütüb-i 44 Nisa 204 Sitte, C 12, 121-122. suresi, 29. ayet. ‹man, ‹slam ve Ahlak K›skançl›k (Haset) Baflkalar›nda olan güzel özelliklerden rahats›z olup o özelliklerin kaybolmas›n› istemek veya beklemek k›skançl›kt›r. Kur’an’da k›skanç kiflilerin kötülü¤ünden Allah’a s›¤›nmam›z istenmifltir. Hz. Muhammed de: “K›skançl›ktan kaç›n›n›z. Çünkü ateflin odunu yak›p yok etmesi gibi 45 k›skançl›k da bütün iyilikleri yok eder.” diyerek k›skançl›¤›n nelere yol açaca¤›na dikkat çekmifltir. Baflkas›na g›pta etmek yani imrenmek k›skançl›k de¤ildir. Dolay›s›yla baflkas›n›n sahip oldu¤u güzelliklere sahip olmay› istemek dinimizce hofl karfl›lanm›flt›r. Fakat k›skançl›k yasaklanm›flt›r. Özellikle kardefller aras›nda yaflanan k›skançl›¤›n ileri boyutlara ulaflmas›na izin vermemek gerekir. K›skançl›k insana hiçbir fley kazand›rmaz, aksine insan›n ruh sa¤l›¤›n›n bozulmas›na sebep olur. Aile ve çevresiyle iletifliminin bozulmas›na yol açar. K›skançl›ktan kurtulmak için konuyla ilgili ayet ve hadisleri çok iyi anlamal›y›z. K›skançl›¤›n zararl› oldu¤unu unutmamal›y›z. Ayr›ca kendi imkânlar›m›z› kullanarak elde edece¤imiz güzelliklerin ve baflar›lar›n, baflkalar›n› k›skanmaktan daha önemli oldu¤unu fark etmeliyiz. Alay Etmek Alay, insanlar›n kusurlar›n›, eksik yönlerini e¤lence konusu yapmakt›r. Bu konuda Allah flöyle buyurur: “Ey iman edenler! Bir topluluk di¤er bir toplulukla alay etmesin. Belki alay edilenler, kendilerinden daha iyidirler…”46 Her insan›n eksik ve kusurlu yönleri olabilir. Ayn› durumda biz de olabiliriz. Kendimize yap›lmas›n› istemedi¤imiz davran›fllar› biz de baflkalar›na yapmamal›y›z. Hiç kimsenin baflkalar›n› hor görme ve küçümseme hakk› yoktur. Baflkas›n›n kusurlar›yla u¤raflan kifli kendi hatalar›n› fark edemez. Ak›ll› bir insan kendi kusur ve yanl›fllar›na dikkat ederek onlar› düzeltir. Allah ve Peygamber sevgisini kazanarak etraf›na faydal› olmaya çal›fl›r. 45 Kütüb-i 46 Hucurat Sitte, C 5, s. 277-278. suresi, 11. ayet. 205 Büyüklenmek (Kibir) Kibir, bir insan›n kendisini her fleyden üstün görmesi ve baflkalar›n› küçümsemesidir. Allah Kur’an’da flöyle buyurur: “Küçümseyerek surat as›p insanlardan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini be¤enip övünen hiç kimseyi sevmez.”47 Kendini be¤enmifl ve kibirli insanlardan, Hz. Peygamber de hofllanmazd›. Kibirli insan baflkalar›yla dostluk ve arkadafll›k kuramaz, yaln›z kal›r. Ya da onun etraf›nda sahte arkadafllar toplan›r ve ilk f›rsatta da onu terk ederler. Kibrin karfl›t anlaml›s› alçakgönüllülüktür. Allah alçakgönüllü insanlar› sever. Kötü Zanda Bulunmak Kötü zan, baflkalar› hakk›nda kötü fleyler düflünmek ve o düflünceye dayanarak insanlara kötü davranmakt›r. Yüce Allah flöyle buyurur: “Ey iman edenler! Zann›n ço¤undan kaç›n›n›z çünkü baz› zanlar, günaht›r…”48 Baflkas› hakk›nda güzel zanlarda bulunmak, güzel düflünmek daha hofltur. Baflkas›yla ilgili duydu¤umuz her söze inanmamal›y›z. Baflkalar›n›n Özel Hayatlar›n› Araflt›rmak Allah Hucurat suresinde “Ey iman edenler! ... Birbirinizin kusurlar›n› araflt›rmay›n...”49 buyurarak özel hayat›n incelenmesini ve kusurlar›n araflt›r›lmas›n› yasaklam›flt›r. Sadece yasaklamakla kalmam›fl, bir insan›n hatas›n› görmüflsek onu da gizlememizi istemifltir. Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadiste bizi flöyle uyarm›flt›r: “Kim bir Müslüman kardeflinin ay›b›n› örterse k›yamet günü Allah da onun bir ay›b›n› örter. Kim de Müslüman kardeflinin bir ay›b›n› aç›klarsa Allah da onun ay›b›n› a盤a ç›kar›r…”50 Ancak herkese sürekli zarar veren insanlar varsa, di¤er insanlar› bu konuda uyarmak gerekir. 47 Lokman 48 Hucurat 206 suresi, 1 ve 5. ayetler. suresi, 12. ayet. 49 Hucurat 50 Kütüb-i suresi, 12. ayet. Sitte, C 17, s. 329. ‹man, ‹slam ve Ahlak Anne-Baba ve Büyüklere Sayg›s›zl›k Etmek ‹slam dini büyüklere sayg› gösterilmesini önemsemifltir. Bu konuda yak›nlar›m›za da yak›n olmayan büyüklere karfl› da ayn› davran›fl› sergilemek son derece önemlidir. En yak›n büyüklerimiz olan anne-babadan bafllayarak bu davran›fl› yayg›nlaflt›rmal›y›z. Kur'an-› Kerim’de bu konuda flöyle buyrulur: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, anne ve baban›za da iyi davranman›z› emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yan›nda yafllan›rsa kendilerine 'öf' bile deme; onlar› azarlama, ikisine de güzel söz söyle, onlar› esirgeyerek üzerlerine kanat ger ve 'Rabbim, küçüklü¤ümde onlar beni nas›l yetifltirmifllerse, flimdi sen de onlara öyle rahmet et.' diyerek dua et.”51 Bu ayette Allah kendisine ibadet edilmesini emretmifl hemen peflinden de anne babaya iyilik etmemizi istemifltir. Anne babaya iyi davranmak Allah kat›nda çok önemlidir. Onlar› üzecek en ufak bir davran›flta bile bulunmamal›y›z. Bir baflka ayette ise di¤er insanlara karfl› da iyi davran›lmas› emredilmifltir: “Allah'a ibadet edin ve ona ortak koflmay›n, anne-babaya, yak›n akrabaya, yetimlere, düflkünlere, yak›n komfluya, uzak komfluya, yan›n›zdaki arkadafla, yolcuya... iyilik edin...” 5 2 A UM ‹ K O ETN M MISIR SEFERİNE NASIL ÇIKILDI? Yavuz Sultan Selim, M›s›r seferine ç›km›flt›. Ordu, saatlerce Kocaeli'nin ba¤l›k ve bahçelikleri aras›nda yürüdükten sonra mola verilmiflti. Yavuz, ordu komutan›n› ça¤›rd›. — Can›m bir elma istedi. Pazardan sat›n al›n, getirin, dedi. Pazarda çok dolafl›ld› ama tek bir elma bile bulunamad›. Ordu komutan› son bir ümitle askerlerin çantalar›n› araflt›rd›. Hiçbirinden elma ç›kmad›. Padiflah›n yan›na geldi. — Padiflah›m, bir tek elma bile bulamad›m, dedi. Yavuz, sinirlendi: — Askerlerimde de yok mu? — Hepsinin çantalar›n› aratt›m ama ç›kmad›. Yavuz, tatl› bir flekilde gülümsedi: — E¤er bir askerimin çantas›ndan halk›n bahçesinden kopar›lm›fl bir tek elma ç›km›fl olsayd› M›s›r seferinden vazgeçecektim, dedi. Vahit Çabuk, Osmanl› Tarihinden F›kralar, ‹stanbul, 1974, s. 7'den düzenlenerek al›nm›flt›r. 51 ‹sra suresi, 23-24. ayetler. suresi, 36. ayet. 52 Nisa 207 Haydi Şarkı Söyleyelim 208 111 İMANIN ŞARTI ALTI İmanın şartı altıdır altı, Bir Allah’a inanmak, iki meleklere inanmak, üç kitaplara inanmak, dört peygamberlere inanmak, beş ahiret gününe inanmak, altı kaza ve kadere hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak. İmanın şartı altıdır altı, altı, altı, altıdır altı. 209 DUA Ya Rabbim! bize birlik ver ne olur Ya Rabbim! bize bolluk ver ne olur Sen ganisin, sen rahimsin, sen kerimsin Ya Rabbim! Alemde her ne varsa senindir Her varlık hep senin eserindir Sen bizim gönlümüze göre verirsin Sen bizim eksiğimizi de bilirsin Sen ganisin, sen rahimsin, sen kerimsin Ya Rabbim! Sen bilirsin, sen acırsın, sen verirsin Ya Rabbim! Sana şükürler olsun Ya Rabbim! Sana şükürler olsun. 210 SÖZLÜK A abdest: Namaz gibi baz› ibadetleri yapmak için, vücudun belirli bölgelerini usulüne uygun olarak y›kamak veya mesh etmek. adalet: Hak ve hukuka uygunluk, hakk› gözetme, do¤ruluk. akademi: Bilim dallar›nda, güzel ya da uygulamal› sanatlarda orta ve yüksek ö¤retim yapan kimi okullara verilen ad. aksi: Ters, z›t, karfl›t, olumsuz, menfi. aktar: Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân. âlem: 1. Yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelerin oluflturdu¤u bütün, evren. 2. Dünya, cihan. 3. Herkes. ambar: Genellikle tah›l saklanan yer. andolsun: Yemin ederim. arife: Belirli bir günün, olay›n bir önceki günü veya ona yak›n günler, ön gün. arkeoloji: Tarih öncesi ve eski ça¤lardan kalma eserleri tarih ve sanat bak›m›ndan inceleyen bilim, kaz› bilimi. afl: Yemek. aflevi: Yoksullara paras›z yemek yedirilen veya da¤›t›lan yer, aflhane. âfliyân: Ev, oturulan yer, mesken. aflure: Bu¤day, nohut vb. tanelerle kuru yemifllerin bir arada flekerle kaynat›lmas›yla yap›lan bir tür tatl›. atasözü: Uzun deneme ve gözlemlere dayan›larak söylenmifl ve halka mal olmufl, ö¤üt verici nitelikte söz. ayet: Kur’an surelerini oluflturan k›s›mlardan her biri. B ba¤›r: Gö¤üs. ba¤›fl: Bir kiflinin mal›n› karfl›l›ks›z olarak bir baflka kifliye veya kuruma vermesi. ba¤›fllamak: Herhangi bir kötü davran›fl için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek. bahtiyar: Mutlu. balta: A¤ac› kesme, yarma, yontma vb. ifllerde kullan›lan a¤aç sapl›, demir araç. bark: Yap›, ev. baflkent: Bir devletin yönetim merkezi olan flehir. bay›nd›r: Geliflip güzelleflmesi, hayat flartlar›n›n uygun duruma getirilmesi için üzerinde çal›fl›lm›fl olan, bak›ml›, imar edilmifl, mamur (yer), abat. belde: ‹lçeden küçük, belediye ile yönetilen yer. bere: Yuvarlak, yass› ve sipersiz bafll›k. bereket: Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan. besmele: Bir ifle bafllarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah. beytullah: Kâbe. billur: Duru, temiz ve ak›c›. bilge: Bilgili, iyi ahlakl›, olgun ve örnek (kimse), hakim. bo¤az: ‹ki denizi birbirine ba¤layan dar su geçidi. bohça: ‹çine çamafl›r, elbise vb. koyup sar›lan dört köfle kumafl boncuk: Cam, tafl, sedef, tahta gibi fleylerden yap›lan ortas› delik, ço¤u yuvarlak ve 211 renkli süs tanesi. buyurmak: Emretmek, söylemek. buyurulmak: Emredilmek, söylenmek. büyükelçi: Bir devletin baflka bir devletteki en üst düzey temsilcisi. C-Ç cehalet: Bilgisizlik. cephe: Üzerinde savafl›n sürdü¤ü bölge. cevher: Bir fleyin özü, maya, gevher, de¤erli süs tafl›, mücevher. coflku: Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan. cömert: Para ve mal›n› esirgemeden veren, eli aç›k, selek, semih, ahi, bonkör. cuma namaz›: Cuma günü ö¤le vaktinde cemaatle k›l›nan namaz. cumhuriyet: Milletin, egemenli¤i kendi elinde tuttu¤u ve bunu belirli süreler için seçti¤i milletvekilleri arac›l›¤›yla kulland›¤› yönetim biçimi. çare: Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kald›rmak için tutulmas› gereken yol, ç›kar yol, çözüm yolu. çentik: Bir fleyin kenar›ndan kesilerek veya k›r›larak aç›lan küçük kertik, t›rt›k. çetin: Amaçlanan duruma getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, ifllenmesi güç veya engeli çok olan. çentik: Bir fleyin kenar›ndan kesilerek veya k›r›larak aç›lan küçük kertik, t›rt›k. çad›r: Kal›n bezden, keçeden ya da deriden yap›l›p direklerle tutturularak kurulan bar›nak. ça¤: Zaman dilimi, dönem, devir. çanak: Toprak, metal vb. bir maddeden yap›lm›fl yayvan, çukurca kap. çentik: Bir fleyin kenar›ndan kesilerek veya k›r›larak aç›lan küçük kertik, t›rt›k. çorak: Verimli olmayan. çul: Genellikle k›ldan yap›lm›fl kaba dokuma. çulluk: Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaflayan, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, eti için avlanan, uzun gagal›, göçmen bir kufl, bekas. D damak: A¤›z bofllu¤unun tavan›. darg›n: Dar›lm›fl olan, küskün. demokrasi: Halk›n egemenli¤i temeline dayanan yönetim biçimi. depo: Korunmak, saklanmak veya gerekti¤inde kullan›lmak için bir fleyin konuldu¤u yer. derya: 1. Deniz 2. Bilgili kimse. destur: ‹zin, müsaade. deva: ‹laç, çare. dilek: Bir kimsenin diledi¤i fley, istek, talep, temenni, rica, murat. dinleti: Sanat eserlerini bir toplulu¤a çalma veya söyleme, konser. divan: Yüksek düzeydeki devlet adamlar›n›n kurdu¤u büyük meclis. diyar: Ülke. do¤a: ‹çinde canl›lar›n yaflad›¤› yerküre, çevre. Tabiat. do¤al: Do¤ada olan, do¤ada bulunan. doruk: Da¤, a¤aç vb. yüksek fleylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve. 212 dost: Sevilen, güvenilen, yak›n arkadafl, gönüldafl, iyi görüflülen kimse. dua: Allah'a yalvarma, yakar›fl. duru: Bulan›kl›¤› olmayan, temiz, berrak duvak: Gelinin bafl›n›, bazen de yüzünü örten dantel veya tülden örtü. düfl: Uyurken zihinde beliren olaylar›n, düflüncelerin bütünü, rüya. dümen: Hava ve deniz tafl›tlar›nda, tafl›ta istenilen yönü vermeye ve belirli bir do¤rultuda götürmeye yarayan hareketli parça. E ebe: Do¤um yapt›ran kad›n. ekip: Tak›m, grup, kol. emanet: Birine geçici olarak b›rak›lan ve teslim al›nan kiflice korunmas› gereken eflya, kimse vb., inam, vedia. eniflte: Bir kimsenin k›z kardeflinin veya kad›n akrabalar›ndan birinin kocas›. erzak: Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel ad›. eflelemek: Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan fleyleri hafifçe kaz›p kar›flt›rmak evcil: Eve ve insana al›flm›fl, kendisinden yararlan›labilen hayvan. evvel: Önce, ilk, önceki, geçmifl. ezan: Müslümanl›kta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yapt›¤› ça¤r›. F farz: Müslümanl›kta, özür olmad›kça yap›lmas› zorunlu olan, yap›lmamas› günah say›lan ifl ve davran›fllar. felaket: Büyük zarar, üzüntü ve s›k›nt›lara yol açan olay veya durum. fer: Parlakl›k, ayd›nl›k, canl›l›k. fes: fiapka yerine kullan›lan, k›rm›z›, kal›n çuhadan yap›lm›fl, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde bafll›k. fetih: Bir flehir veya ülkeyi savaflarak alma. festival: Dönemi, yap›ld›¤› çevre, kat›lanlar›n say›s› veya niteli¤i programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi. f›kra: K›sa ve özlü anlat›m› olan espirili, güldürücü hikâyecik. fiyat: Al›m veya sat›mda bir fleyin para karfl›l›¤›ndaki de¤eri. G gaflet: Aymazl›k. gayret: Çal›flma, çaba, çal›flma iste¤i. gazi: Ola¤anüstü yararl›klar göstererek düflman› yenen komutanlara devlet taraf›ndan verilen onur unvan›. gelenek: Bir toplumda eskiden kalm›fl olmalar› dolay›s›yla sayg›n tutulup kuflaktan kufla¤a iletilen, yapt›r›m gücü olan kültürel kal›nt›lar, al›flkanl›klar, töre ve davran›fllar. gonca: Henüz aç›lmam›fl veya aç›lmak üzere olan çiçek, tomurcuk. göç: Çal›flmak ve kendine daha iyi yaflama olanaklar› bulmak umuduyla, insanlar›n 213 oturduklar› yeri b›rak›p baflka yerlere giderek orada kesin ya da geçici olarak yerleflmeleri. görkem: Göz al›c› ve gösteriflli olma. görsel: Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan. guguklu saat: Aç›lan küçük kap›dan veya pencereden bir guguk kuflunun ç›kmas› ve ötmesiyle saat bafllar›n› ve buçuklar› bildiren saat. gusül: (bk.) Boy abdesti. gücenmek: Birinin beklenilmeyen bir davran›fl› veya sözü karfl›s›nda k›rg›nl›k duymak, k›r›lmak günlük: Günü gününe tutulan hat›ra, günce. güven: Korku, çekinme ve kuflku duymadan inanma ve ba¤lanma duygusu, itimat. H hadis: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in söz ve davran›fllar›. hak (Hak Taala): Allah hak: Adaletin, hukukun gerektirdi¤i veya birine ay›rd›¤› fley, kazanç. Hanif: ‹slamiyetten önce Arabistan Yar›madas›’nda putlara tapmay›p Hz. ‹brahim’in dini üzere bulunanlara verilen isim. Hz. ‹brahim’in yolu üzerine olup tek Allah’a inanan kimse. halifelik: Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanlar›n imaml›¤›n› ve din koruyuculu¤unu yapmakla görevli kimse. Osmanl› padiflahlar›n›n kulland›klar› unvanlardan biri. hançer: Ucu e¤ri ve sivri, kamaya benzer, silah olarak kullan›lan bir tür b›çak. harçl›k: Ufak tefek gereksinimler için harcanacak para. harita: Yeryüzünün ya da bir parças›n›n belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen tasla¤›. harp: Savafl. hasat: Ürün kald›rma, ekin biçme ifli. haflmetli: Görkemli, hükümdarlara verilen unvan. hatun: Kad›n, bayan, han›m, efl, zevce. havza: Da¤ veya tepelerle s›n›rlanm›fl, sular› ayn› denize, göle veya ›rma¤a akan bölge. hayal: Zihinde tasarlanan, canland›r›lan ve gerçekleflmesi özlenen fley, imge, hülya. hazine: Alt›n, gümüfl, mücevher vb. de¤erli eflya y›¤›n›, büyük servet. hedef: 1. Niflan al›nacak yer, niflangâh. 2. Yap›lmas› tasarlanan ifl, amaç. hemfleri: Memleketli. hicret: Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ve Müslümanlar›n Mekke’den Medine’ye göç etmeleri. hiddet: Öfke, k›zg›nl›k. hükümdar: Padiflah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet baflkan›. huni: Bir s›v›y› a¤z› dar bir kaba aktarmak için kullan›lan koni biçimindeki araç. hünkâr: Osmanl›larda yaln›z padiflahlar için kullan›lan bir ünvan. hürriyet: Özgürlük, ba¤›ms›zl›k, serbestlik. I-‹ ibadet: Allah’›n emirlerini yerine getirmek. ihmal: Gereken ilgiyi göstermeme, bofllama, savsaklama, savsama, önem vermeme. iklim: Havan›n s›cakl›k, bas›nç, nem, rüzgâr gibi koflullar›n› topluca belirten terim. ikram: Konu¤u a¤›rlama, bir fleyi arma¤an olarak verme, sunma. ilah: Tanr›. 214 ilke: Temel düflünce, temel inanç, unsur, prensip. imambay›ld›: Bütün olarak k›zart›lm›fl ve ortas› yar›lm›fl patl›can›n içine so¤an, sar›msak ve domatesli iç konularak yap›lan zeytinya¤l› yemek. imkân: Olanak. inci: ‹stiridye gibi baz› kabuklu deniz hayvanlar›n›n içerisinde oluflan, de¤erli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi. ink›lap: Toplum düzenini ve yap›s›n› daha iyi duruma getirmek için yap›lan köklü de¤ifliklik, iyilefltirme, reform. insaf: Ac›maya, vicdana veya mant›¤a dayanan adalet. ‹nfla: Yap› kurma, yap› yapma, kurma. inflallah: “Tanr› dilerse, Tanr› nasip ettiyse” anlamlar›nda dilek anlatan bir söz. ilifltirmek: Ba¤lamak, tutturmak, e¤reti takmak, hafifçe tutturmak. ilke: Temel düflünce, temel inanç, umde, unsur, prensip. irmik: Sert bu¤daydan elde edilen, taneleri iri, un. istismar: Birinin iyi niyetini kötüye kullanma, sömürü. iflgal: Bir yeri ele geçirme. ifltah: Yemek yeme iste¤i. itilaf: Anlaflma, uyuflma, uzlaflma. itiraz: Bir düflünce veya karar› benimsemeyerek karfl› ç›kma. K kâbe: Mekke’de bulunan, Müslümanlarca k›ble olarak kabul edilen ve hac ibadeti yap›l›rken tavaf edilen kutsal yer. kalbur: Tah›l ve baflka iri taneli maddeleri elemek için kullan›lan büyük delikli veya seyrek telli elek. kara baht: Gelecekteki olaylar› kaç›n›lmaz bir biçimde belirleyen ilahî iradenin insan ve toplum için çizdi¤i yaflay›fl biçimi, kader, talih, flans. karakter: 1. Ay›rt edici nitelik. 2. Bir bireyin kendine özgü yap›s›, onu baflkalar›ndan ay›ran temel belirti ve bireyin davran›fl biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yap›, ›ra, seciye. kasket: Genellikle erkeklerin giydi¤i, önü siperli bafll›k. kaz: Perde ayakl›lardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaflayan, uçan, yabani veya evcil kufl. kavi: Dayan›kl›, güçlü, zorlu. kepenek: Çobanlar›n omuzlar›na ald›klar› dikiflsiz, kolsuz, keçeden üstlük, aba. kermes: Bir derne¤e, bir çal›flmaya yard›m sa¤lamak amac›yla genellikle aç›k havada sat›fl yap›larak gelir sa¤lanan toplant›. kerpiç: Duvar örmekte kullan›lmak için kal›plara dökülüp güneflte kurutulmufl saman ve balç›k kar›fl›m› ilkel tu¤la. kervansaray: fiehirler aras›ndaki ulafl›m›n hayvanla sa¤land›¤› ça¤lardan kalma, yollar üzerinde kurulmufl, yolcular›n geceyi geçirmek için konaklad›klar› yap›. kapl›ca: Yerin derin katmanlar›ndan gelen s›cak, içinde sa¤l›¤a yararl› erimifl özdekler ve gazlar bulunan sular›n ç›kt›¤› kaynak. k›na: K›na a¤ac›n›n kurutulmufl yapraklar›ndan elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullan›lan toz. konuk: Bir yere veya birinin evine k›sa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman. 215 korugan: A¤aç gövdeleriyle yap›lm›fl ve çevresinde kaz›l› çukuru bulunan, korunmaya elveriflli, kare biçimindeki ev. kovuk: Bir fleyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü. k›ta: Yeryüzündeki alt› büyük kara parças›ndan her biri, ana kara. k›flla: Askerlerin toplu olarak bar›nd›klar› yap›lar bütünü. k›vanç: Övünç, iftihar. kozalak: Kozalakl›lar›n, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi. kur’an (Kur’an-› Kerim): Yüce Allah taraf›ndan Hz. Muhammed (s.a.v)’e indirilen kutsal kitap. kültür: Tarihsel, toplumsal geliflme süreci içinde yarat›lan bütün maddi ve manevi de¤erler ile bunlar› yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullan›lan, insan›n do¤al ve toplumsal çevresine egemenli¤inin ölçüsünü gösteren araçlar›n bütünü, hars, ekin kütük: Kal›n a¤aç gövdesi. kültür: Bir topluma veya halk toplulu¤una özgü düflünce ve sanat eserlerinin bütünü. kürsü: Kalabal›¤a karfl› konuflma yapanlar›n önünde bulunan yüksekçe yer. L lider: Önder, flef, bir partinin veya bir kuruluflun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse. logo: Bir kuruluflun, gazete vb.nin ad›n›n simge özelli¤i bulunan özel olarak haz›rlanm›fl biçimi. lokum: fiekerli niflasta eriyi¤ini piflirip hafif a¤dalaflt›rarak yap›lan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen flekerleme, kesme, latilokum. M-N malum: Bilinen, belli, bilindi¤i üzere, bilindi¤i gibi, kuflkusuz. manzara: Bak›fl›, dikkati çeken her fley, görünüfl. maruz: Bir olay›n, bir durumun etkisinde veya karfl›s›nda bulunan. medeniyet: Uygarl›k. medine: Hicaz bölgesinde Hz. Muhammed’in türbesinin bulundu¤u flehir. medrese: ‹slam ülkelerinde, genellikle ‹slam dini kurallar›na uygun bilimlerin okutuldu¤u yer. mekke: Hz. Muhammed (s.a.v)’in do¤du¤u flehir. menfaat: Ç›kar. merhamet: Bir kimsenin veya bir baflka canl›n›n karfl›laflt›¤› kötü durumdan dolay› duyulan üzüntü, ac›ma. meslek: Belli bir e¤itim ile kazan›lan sistemli bilgi ve becerilere dayal›, insanlara yararl› mal üretmek, hizmet vermek ve karfl›l›¤›nda para kazanmak için yap›lan, kurallar› belirlenmifl ifl. mesut: Mutlu, sevinçli, ongun. meflhur: Ünlü, tan›nm›fl, herkesçe bilinen, ang›n. millî: Milletle ilgili, millete özgü, ulusal. minyatür: Ço¤unlukla eski yazma kitaplarda görülen, ›fl›k, gölge ve hacim duygusu yans›t›lmayan küçük, renkli resim sanat›. 216 miras: Birine, ölen bir yak›n›ndan kalan mal mülk, para veya servet, kal›t, b›rak›t, tereke. mizah: Gülmece. motif: Yan yana gelerek bir bezeme iflini oluflturan ve kendi bafllar›na birer birlik olan ögelerden her biri. muallim: Ö¤reten, ö¤retmen, hoca. muhammed (s.a.v): Müslümanlar›n peygamberinin ad›. muharebe: Savaflta yap›lan çarp›flmalardan her biri. muhteflem: Görkemli, gösteriflli. mücadele: 1. Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf aras›nda yap›lan zorlu çal›flma, savafl. 2. Herhangi bir amaca eriflmek, bir kuvvete karfl› koyabilmek için bir kifli veya toplulu¤un güçlü, sürekli çabas›, savafl›m müjde: Sevindirici haber. mükemmel: Eksiksiz, kusursuz, tam, yetkin, flahane. müze: Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin sakland›¤›, halka gösterilmek için sergilendi¤i yer veya yap›. naafl: Ölen insan›n vücudu, ceset. nak›fl: Genellikle kumafl üzerine renkli iplikler veya s›rma ve sim kullanarak elle, makineyle yap›lan iflleme, el ifli, ince ifl. nalbant: Hayvanlar›n aya¤›na nal çakan kimse. namazl›k: Üstünde namaz k›l›nan kilim, post vb. fleylerden yap›lm›fl seccade. nazar: Belli kimselerde bulundu¤una inan›lan, k›skançl›k veya hayranl›kla bak›ld›¤›nda insanlara, eve, mala mülke hatta cans›z nesnelere kötülük verdi¤ine inan›lan u¤ursuzluk, göz. nefis: Pek hofl, çok güzel. nefle: Mutlu olmaktan do¤an ve d›fla vurulan sevinç. nur: Ayd›nl›k, ›fl›k, par›lt›, ziya. O-Ö organizasyon: Düzenleme. oruç (oruç tutmak): Allah’›n emrini yerine getirmek amac›yla yeme, içme vb. fleylerden belli bir süre uzaklaflma. önder: Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolay›s›yla, belli zaman ve durumlar içinde, iliflkili bulundu¤u küme veya toplumun tutum, davran›fl ve etkinliklerini de¤ifltirip yönetme yetene¤ini gösteren kimse, lider, flef. örf: Yasalarla belirlenmeyen, halk›n kendili¤inden uydu¤u gelenek. övünç: Övünme, k›vanç, iftihar. öykü: Ayr›nt›lar›yla anlat›lan olay, hikaye. özgüven: Bir görüflmede görüflmecinin araflt›rmay› sunarken ve sürdürürken kendine duymas› gereken güven. P pabuç: Ayakkab›. paz›: Ispanakgillerden, yapraklar› sebze olarak kullan›lan bir bitki. padiflah: Osmanl› Devleti'nde devlet baflkan›na verilen unvan, hükümdar, sultan. pafla: Osmanl› Devleti zaman›nda yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede 217 bulunan askerlere verilen unvan. paz›: Ispanakgillerden, yapraklar› sebze olarak kullan›lan bir bitki, yaban pancar›, yabani ›spanak. pehlivan: Güreflçi, boylu boslu ve güçlü kimse. pekmez: Genellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynat›larak koyulaflt›r›lm›fl biçimi. peri: Do¤aüstü güçleri oldu¤una inan›lan, hayal ürünü varl›k. R rab: Allah, Tanr›. redif: fiiirde uyaktan sonra tekrarlanan, ayn› harflerden oluflan kelime veya ek, yedek. refah: Bolluk, rahatl›k. reisicumhur: Cumhurbaflkan›. rengârenk: Çeflitli renkleri olan, renk renk. rivayet: Bir olay, bir haber veya sözü nakletme. riyakâr: ‹kiyüzlü. rütbe: Subay, astsubay ve polislerin sahip oldu¤u derece, mevki. S-fi salk›m: Üzüm gibi, birço¤u bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve. sanat: Bir duygu, tasar›, güzellik vb.nin anlat›m›nda kullan›lan yöntemlerin tamam› veya bu anlat›m sonucunda ortaya ç›kan üstün yarat›c›l›k. sand›k: ‹çine çeflitli fleyler konulan, tahtadan yap›lm›fl, kapakl› ev eflyas›. sar›k: Sar›larak meydana getirilen bafll›k. sarn›ç: Ya¤mur suyu biriktirmeye yarayan yer alt› su deposu. sarp: Dik, ç›kmas› ve geçilmesi güç (yer), yalman. sefa: 1. Gönül rahatl›¤›, rahatl›k, kayg›s›z ve sakin olma. 2. E¤lence, zevk, nefle. semer: At, eflek, kat›r vb. hayvanlar›n s›rt›na yerlefltirilen, üzerine yük ba¤lanan veya binilen, iskeleti a¤açtan araç. sergi: Al›c›n›n görmesi, seçmesi için dizilmifl fleylerin tümü ve bu nesnelerin serildi¤i yer. seyirlik: Seyir için olan. s›la: Gurbetteki bir kimse için do¤up büyüdü¤ü ve özledi¤i yer. s›rma: Alt›n yald›zl› veya yald›zs›z ince gümüfl tel. simge: Duyularla ifade edilemeyen bir fleyi belirten somut nesne veya iflaret, remiz, rumuz, timsal, sembol. sini: Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bak›r veya pirinçten büyük tepsi. sinmek: 1. Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak. 2. Korku, y›lg›nl›k vb. sebeplerle konuflmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek. siper: Korunulacak, arkas›na, alt›na veya içine girerek saklan›lacak yer. sitemkâr: Sitem edici, sitem eden. skeç: Güldürü niteli¤inde k›sa oyun soylu: ‹yi tan›nm›fl, köklü bir aileden gelen (kimse), asil sünnet: Hz. Muhammed (s.a.v)’in Müslümanlarca uyulmas› gerekli say›lan davran›fllar›. flair: fiiir söyleyen veya yazan kimse. 218 flifa: Bedensel veya ruhsal bir hastal›¤›n son bulmas›, hastal›ktan kurtulma. soylu: Do¤ufltan veya hükümdar buyru¤uyla, baz› ayr›cal›klara sahip olan ve özel unvanlar tafl›yan (kimse), asaletli, asil. söylence: Efsane, Tanr›lar, kahramanlar, önceki ça¤lar›n olaylar› üzerine anlat›lanlar, masallar, öyküler. flalvar: Genellikle a¤› çok bol olan, bele bir uçkurla ba¤lanan, genifl bir tür pantolon. flefkat: Sevecenlik, ac›ma ve sevgi duygusu. flelale: Büyük ça¤layan, çavlan. flerefli: Onurlu. fl›ng›r: De¤irmen çak›lda¤›. fl›ra: 1. Henüz mayalanmam›fl üzüm suyu. 2. Baz› meyve ve sebzelerin özü. flivan: A¤›t, yas, k›ya. T tarz: Özel olufl veya davran›fl biçimi, üslup, stil, janr. tasarruf: Para biriktirme, art›r›m. taz›: Genellikle tavflan av›nda kullan›lan, uzun bacakl›, çekik kar›nl›, çok çevik bir köpek türü. tercüme: Çeviri. Bir metnin bir dilden baflka bir dile çevrilmesi. teselli: Avunma, avuntu, avunç. teflkilat: Örgüt. tevazu: Alçak gönüllülük. tevhit: Allah'›n birli¤ine inanmak. tipi: Kar f›rt›nas›. tortu: Bir s›v› çözelti ya da kar›fl›mda, dibe çökmüfl nesne. torun: Bir kimseye göre çocu¤unun çocu¤u. tören: Anma, kutlama gibi amaçlarla yap›lan toplant›. tuhaf: Acayip, flafl›lacak, garip. turizm: Dinlenmek, e¤lenmek, görmek ve tan›mak gibi amaçlarla yap›lan gezi. tutku: ‹rade ve yarg›lar› aflan güçlü bir coflku, ihtiras. türbe: Genellikle ünlü bir kimse için yapt›r›lan ve içinde o kimsenin mezar› bulunan yap›. U-Ü u¤ultu: Gürültülü, bo¤uk ve anlafl›lmaz ses, u¤uldama sesi. ulus: Millet, halk, insan toplulu¤u. usta: Bir zanaat› gere¤i gibi ö¤renmifl olan ve kendi bafl›na yapabilen kimse. uygarl›k: Uygar olma durumu, medeniyet, medenilik. uzlaflmak: Aralar›ndaki düflünce veya ç›kar ayr›l›¤›n›, karfl›l›kl› ödünlerle kald›rarak uyuflmak, karfl›l›kl› anlaflmak ve mutab›k kalmak, antant kalmak. ülkü: Amaç edinilen, ulafl›lmak istenen fley, ideal. 219 V vahiy: Allah’›n emir ve yasaklar›n›n, mesajlar›n›n peygamberlere iletilmesi flekli. vak›f: Birçok kifli taraf›ndan kurulan ve toplum yarar›na çal›flmay› ilke edinen kurulufl. vakit: Zaman. vapur: Su buhar› gücüyle çal›flan gemi. vatan: Bir halk›n üzerinde yaflad›¤›, kültürünü oluflturdu¤u toprak parças›. velhas›l: K›sacas›, sözün k›sas›. vezir: Osmanl›larda devletin bakanl›k, valilik gibi yüksek görevlerinde bulunan ve pafla unvan›n› tafl›yan kimse. virane: Y›k›lm›fl veya çok harap olmufl yap›. Y ya¤›z: 1.Yi¤it. 2. esmer. yamaç: Da¤›n veya tepenin herhangi bir yan›. yar›mada: Yaln›z bir yan›ndan ana karaya ba¤l›, öbür yanlar› suyla çevrili kara parças›. yasa: Devletin yasama organlar› taraf›ndan konulan ve uyulmas› gereken kurallar bütünü, kanun. yayla: Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler. yel: Rüzgâr. yemeni: Kal›pla bas›l›p elle boyanan, kad›nlar›n bafllar›na ba¤lad›klar› tülbent. yemifl: Meyve. yetenek: Bir kimsenin bir fleyi anlama veya yapabilme niteli¤i, kabiliyet, istidat. yi¤it: Delikanl›, genç erkek, güçlü ve yürekli, kahraman, alp, gözü pek, düflüncelerini aç›kça söylemekten çekinmeyen kimse. yo¤un: Hacmine oranla a¤›rl›¤› çok olan, kesif. yurttafl: Yurtlar› veya yurt duygular› bir olanlardan her biri, vatandafl. yürek: 1. Kalp. 2. Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül. Z zafer: 1. Savaflta kazan›lan baflar›. 2. Bir yar›flma veya u¤rafl›da çaba harcayarak elde edilen baflar›. zarf: ‹çine mektup veya baflka k⤛tlar konulan k⤛ttan kese. zevk: Hofla giden veya çekici bir fleyin elde edilmesinden, düflünülmesinden do¤an hofl duygu, haz. zikzak: Art arda birdenbire ters yöne aç›lar yapan k›r›k çizgi. 220 KAYNAKÇA ALPAY, Meral vd., Cumhuriyet Dönemi Çocuk ve Gençlik Öyküleri Seçkisi, TC. Kültür Bak. Yay. Ankara,1999. ARAZ, Abdullah, Hünerli Hayvanlar, Mufltu Yay›nlar›, ‹stanbul, 2003. Atatürkçülük I, Genelkurmay Baflkanl›¤› Yay›nlar›, ‹stanbul, 1997. AYDIN, M. fievki vd. ‹lkö¤retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Ö¤retim K›lavuzu. AYDIN, Türkân, Atatürk'üm, Anadolu Üniversitesi Bas›mevi, Eskiflehir, 1993. BERK‹, Ali Himmet -Osman Keskio¤lu, Hazret-i Muhammed, Ankara, 1981. CANAN, ‹brahim, Hadis Ansiklopedisi Kütüb-i Sitte, Akça¤ Yay›nlar›, I-XVIII. ÇABUK, Vahit, Osmanl› Tarihinden F›kralar, ‹stanbul, 1974. ÇINARO⁄LU Ayla, fiiir Gemisi, Uçan Bal›k Yay, ‹stanbul. 1999. DANYAL, Nezih, Nasrettin Hoca, Nezih Danyal Karikatür Vakf› Yay›nlar›, Ankara, 2008. DO⁄AN, Recai - Tosun, Cemal, ‹lkö¤retim 4 ve 5. S›n›flar ‹çin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö¤retimi, Pegem Yay›nc›l›k, Ankara, 2003. DUYSAK, Ülkü, Bayramlaflma, Do¤u, Ermat Ofset, Erzincan, 2009 ECEV‹T, Bülent, Bir fieyler Olacak Yar›n, Tüm fiiirler ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar›, ‹stanbul, 2009. EREND‹L, Muzaffer, ‹lginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, Genelkurmay Baflkanl›¤›, Bas›mevi, Ankara, 1988. EVL‹YAO⁄LU, Gökhan, Çocuk ve Dua, TDV Yay›nlar›, Ankara, 2005. EYUBO⁄LU, Bedri Rahmi, Tezek, Bilgi Yay. Ankara, 1987. GÖLPINARLI, Abdülbaki, Mesnevi Tercemesi ve fierhi, ‹nk›lâp Kitabevi, ‹stanbul, 1990. GÜLER, Tu¤ba, Din ve Ahlak Ö¤retiminde Drama Örnekleri, Ankara, 2007. GÜNEY, Eflatun Cem, Bir Varm›fl Bir Yokmufl, Do¤an Kardefl Afi. Bas›mevi, ‹stanbul 1963. GÜRMEN, Aysel, Benim Ad›m Selen, Uçan Bal›k Yay›nlar›, ‹stanbul, 1995. HALMAN, Talat Sait, Do¤rusu-Milliyetten 100 Yaz›, Yap› Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul, 1999. HENG‹RMEN, Mehmet, Harp Okulunda, Engin Yay›nevi, Ankara, 2006. ‹lkö¤retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi 4, 5, 6, 7 Ve 8. S›n›flar Ö¤retim Program› ve K›lavuzu, MEB Yay›nlar›, Ankara, 2007. ‹NAN, Afet, Atatürk Hakk›nda Hat›ralar ve Belgeler, Türkiye ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar›, ‹stanbul, 2007. ‹ZGÜ, Muzaffer, Anneannemin Gramafonu, Bilgi Yay›nevi, Ankara, 1995. ‹ZGÜ, Muzaffer, Ben Cumhuriyet Bayram›nda Do¤dum, Bilgi Yay.‹st. 2006. KARAKOÇ, Bahaettin, fiiir Burcunda Çocuk, M. E. Bas›mevi. ‹stanbul, 1993. KARATAfi, Cuma, Anadolu Efsaneleri, Umut Matbaas›, ‹stanbul, 2004. Karikatür ve Çocuk Haklar›, Nezih Danyal Karikatür Vakf› Yay›nlar›, Ankara, 2006. KAYMAZ, R›fk›, Ay Kanatl› Y›ld›z Kufl, Küçük Ev Yay›nlar›, Ankara, 2009. KAYMAZ, R›fk› - Zübeyir Y›lmaz- S›rr› Er, Tekerlemeler, M. E. Yay›nlar›, Ankara, 2008. KAYMAZ, R›fk›, Baflar› ve Mutlulu¤a K›rk Pencere, Ankara, 2009. KAYMAZ, R›fk› - Zübeyir Y›lmaz - S›rr› Er, Türk Bilmecelerinden Seçmeler, MEB Çocuk 221 Kitaplar›, Ankara, 2008. KAYNAR, Reflat- Necdet Sakao¤lu, Atatürk Düflüncesi, M. E. Bas›mevi, ‹stanbul, 1999. KAZDA⁄LI, Günefl, Atatürk ve Bilim, Tübitak Yay›nlar›, Ankara, 2001. Kur’an-› Kerim ve Aç›klamal› Meali, (Heyet), Türkiye Diyanet Vakf› Yay›nlar›, Ankara 2005. Kur’an-› Kerim Türkçe Meali, (Haz›rlayan: Elmal›l› Hamdi Yaz›r, sadelefltirme ve yeni tertip: Rauf Pehlivan, ‹stanbul, 2004.) Kur’an-› Kerim Türkçe Çeviri, (Çevirenler: fi. Aziz Taha-Kemal Çelik), Ankara, 2006. MASALA, Anna, Türkiye'ye Aflk Mektuplar›m, TC. Kültür Bak. Yay. Ankara, 2002. NEYD‹M, Necdet, Sana Güvenebilir miyim Dostum, Türkiye ‹fl Bankas› Yay›nlar›, ‹stanbul, 2008. Nuran, Mustafa vd. Federal Almanya'da Yaflayan Türklerin Aile Yap›s› ve Sorunlar› Araflt›rmas›, Aile ve Sosyal Araflt›rmalar Genel Müdürlü¤ü Yay›nlar›, 2005. O⁄UZKAN, A. Ferhan, Çocuklar ‹çin fiiir Dünyas›, Ankara, 1995. Okul Denemesi Çerçeve Talimatlar› '‹slam Din Dersleri, (04.01.2005 Yeni Program Son fiekli), Afla¤› Saksonya Kültür Bakanl›¤›, 27 May›s 2003. ÖNDER, Mehmet, Ald› Sözü Anadolu, Elips Yay›nlar›, Kas›m, 2008. PALAZO⁄LU, Ahmet Bekir, Atatürk ve E¤itim, Ajans-Türk Matbaac›l›k, Ankara, 1990. PEKTAfi, Pelin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö¤retiminde Çoklu Zeka Uygulamalar›, Ankara, 2002. PÜSKÜLLÜO⁄LU, Ali, Anadolu Söylenceleri, Arkadafl Yay›nlar›, Ankara, 1993. SARPEL, Hasan, K›z›lay ve Yard›m Kurumlar› fiiirleri, ‹stiklal Matbaas›, Ankara, 1960. Sky Life Dergisi, Ömer Faruk fierifo¤lu, “Dolmabahçe Saray› 150 Yafl›nda” Kas›m, 2006. Sky Life Dergisi, Turgay Tuna, “Sultanahmet”, A¤ustos, 2007. TATCI, Mustafa, Hakkı USLU, “Annem”, “Çocuksu Denemeler” Meb Yay›nlar›, 2009. TUNCALI, Esra ‹stanbul Foto¤raflar›. TURAN, Nuran, Kufllar Adas›, Uluslar aras› Mavi Hilal ‹nsani Yard›m ve Kalk›nma Vakf›, ‹stanbul, 2008. TURAN, Nuran, Sünnet Dü¤ünü, Erdem Yay›nlar›, ‹stanbul, 2007. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, 10. Bask›, Ankara, 2005. TÜZÜNER, Nurdan, Çocuk fiiirleri, Nurdan Yay›nlar›, ‹stanbul, 1999. ÜNVER,Oral, Çocuklara Karagöz-Hacivat Söyleflmeleri, TC.Kültür Bak. Yay. Ankara, 2000. Yaz›m K›lavuzu, Türk Dil Kurumu, 24. Bask›, Ankara, 2005. ZEYNEDD‹N Ahmed, Sahih-i Buhari Muhtasar› Tecrid-i Sarih Tercemesi ve fierhi, (Mütercim ve flarih, Kamil Miras), I-XII, Ankara, 1981. ZEKER‹YA, Necati, “Anne Sevgisi”, Belirli Gün ve Haftalar, 2002. www.grip.saglik.gov.tr http://www.kizilay.org.tr www.kultur.gov.tr 222 GÜNEY KIBRIS RUM YÖNET‹M‹ NÖC: Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Başkent (Ankara) İstanbul il merkezi Diğer il merkezleri N ) RB ÖC AY CA N ZE (A