Hakikat Aylık İslâm Dergisi
Transkript
Hakikat Aylık İslâm Dergisi
Bismillahirrahmanirrahim “‹mans›z vatan, vatans›z iman muhafaza edilmez...” Ad›na Sahibi Ömer ÖNGÜT Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü ‹smail YAVUZ Yay›n Yönetim: Nuri ÖLÇER Yay›n Kurulu: Nuri ÖLÇER ‹smail YAVUZ U¤ur KARA Yusuf DO⁄ANGÜN fiinasi ÇAPA Teknik Düzenleme: Serdar AKÇAY Ahmet Erol FIRAT Grafik Düzenleme: Göksel KAHRAMAN ‹dare Yeri: Ankara Cad. Ca¤alo¤lu Yokuflu Saâdet Han No: 42/1 Ca¤alo¤lu / ‹ST. Tel: (0-212) 511 21 41 - 511 84 98 513 72 00 - 511 08 95 Fax: (0-212) 513 72 45 Yay›n Türü: Yerel Süreli Yay›n http://www.hakikat.com/ E-posta: [email protected] Dergimizde yay›nlanan yaz›lar›n iktibas hakk› mahfuzdur. Dizgi Grafik-Montaj Bask› Da¤›t›m : Hakikat : Hakikat : Uygun Bas›m : Hakikat Abone fiartlar› (1 Y›ll›k): Yurtiçi (PTT) : 30 TL Yurtd›fl› : 25 Euro Temmuz 2009 "Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdi¤i ve be¤endi¤i flekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun. Peygamberimiz Efendimiz'e, onun di¤er peygamber kardefllerine, hepsinin Âl ve Ashâb-› kiram'›na, etbâ›na, ihsan duygusuyla k›yamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzlar›n sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun." Muhterem Okuyucular›m›z; 12 Haziran 2009 tarihli Taraf Gazetesinde yay›nlanan bir haberde Muhterem Ömer Öngüt gayr-i kanuni maksatlar için kullan›labilecek bir kimse olarak gösterilmifltir. Bu iddia, -sahibi kim olursa olsundo¤ru de¤ildir, yaland›r, iftirad›r. Kasten yap›lm›flt›r, art niyetlidir. Bu ayki dergimizde iflin hakikati, bu iftiran›n niçin yap›ld›¤› arzediliyor. Ortal›¤› kar›flt›rarak aradan s›yr›lmak isteyenlerin maskeleri indiriliyor.. Zira bunlar›n gayesi huzursuzluk ç›kartmakt›r. Fakat bu kirli ve çirkin tezgâhlar› ellerinde patlayacak, kurmak istedikleri tuzaklar kendilerine dönecektir. “Kötü tuzaklar kuranlar, Allah’›n kendilerini yerin dibine geçirmeyece¤inden veya kendilerine hiç ummad›klar› bir yerden azab›n gelmeyece¤inden emin mi oldular?” (Nahl: 45) Bu yalanc›lar›n Allah’a imanlar› olsayd› korkarlard›. Ancak yalan ile iman bir arada bulunmaz. Bunlarda da iman yok. Fakat “Kahhar” olan Allah-u Teâlâ bunlar› görüyor ve biliyor. • “Bizim yafl›m›z 85’e gelmifltir. Ömrümüz 1950 y›l›ndan beri irfladla geçmifltir. Yay›nlanan eserlerimizin say›s› 35 cilde varm›flt›r, toplam 20 bin sahifeyi bulmaktad›r. Bütün Kuran-› kerim Âyet-i kerime’lerini izahlar›yla beraber havî bu eserlerimiz tefsir hükmündedir. “Kalplerin Anahtar› Külliyat›” ismiyle neflredilmektedir. Bizi tan›yanlar, sevenler bilirler; bütün rahats›zl›klar›ma ra¤men, bütün zorluklara ra¤men Allah ve Resul’ünün nurunun yay›lmas› için gayret ediyorum. Yaklafl›k 20 y›ld›r ‹slâm dininde bölücülük yapan, kendi nam ve hesab›na ‹slâm kalesini y›kmaya çal›flan fitnelerle mücadele ediyorum, eserler neflrediyorum. ‹slâm dininde bölücülük yapanlar›n vatanda da bölücü olduklar›n› ilan ediyorum. Bunlar›n ‹slâm’dan ç›kt›klar›n› Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif’lerle ispat ediyorum. Biz rahat› ve istirahati, süsü ve lüksü terkettik. Hayat›m›z› ‹slâm dini’nin selâmetine adad›k. Bu bölücüler gibi para toplamad›k, banka kurmad›k. ‹slâm dininin hükümlerini arkam›za atmad›k. Adam toplamak, taraftar kazanmak için ‹slâm dininin hükümlerini de¤ifltirmeye kalk›flmad›k. Allah’›ma s›¤›n›r›m. Bilakis Hazret-i Allah’›n Âyet-i kerime’lerini hat›rlatt›k. Fakat dinlemediler. “Kendisine Rabbinin âyetleri hat›rlat›larak ö¤üt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir? Muhakkak ki biz suçlulardan öç alaca¤›z!” (Secde: 22) Oysa bu zâlimlerin, bu bölücülerin hepsi bunlar› yapt›lar. Taraftar toplamay› ‹slâm dininden üstün tuttular. Paraya tapt›lar. Toplad›klar› paralar› koyacak yer bulamay›nca banka kurdular. Kendi kurduklar› dinlerini ‹slâm dininin yerine koymaya çal›flt›lar. “‹flte onlar hidayet karfl›l›¤›nda sap›kl›¤› sat›n alm›fllard›r. Bu al›fl-veriflleri kendilerine kâr sa¤lamam›flt›r, do¤ru yolu da bulamam›fllard›r.” (Bakara: 16) Biz onlar› Hazret-i Allah’a, Kitabullah’a, Resulullah’a ça¤›rd›k. ‹slâm’›n emir ve hükümlerini önlerine sürdük. ‹man ile küfür aras›na berzah koyduk. Dinlemediler, bizi düflman bildiler. Nasihatteki hikmeti bilemediler. Büsbütün uzaklaflt›lar. Bizim bu mücadelemiz birçok sahtenin menfaatine, kurmufl oldu¤u dine zarar verdi. Her türlü iftiray›, ellerinden gelen her fleyi yapmaya çal›flt›lar. Bizi halk›n nazar›ndan düflürmeye çal›flt›lar. Eserlerimizin okunmas›n› engellemek için her yolu denediler. Allah-u Teâlâ onlara hitaben buyuruyor ki: “Ve her yolun bafl›na oturup da tehdit ederek inananlar› yolundan al›koymaya ve o Allah yolunu e¤riltmeye çal›flmay›n.” (A’raf: 86)” • Bu fitneyi yayanlar yanlar›na kâr kalaca¤›n› m› san›yorlar? “Ben onlara mühlet veriyorum. fiüphe yok ki, benim tuza¤›m metindir.” (Kalem: 45) • Bu ay içerisinde idrak edece¤imiz mübarek “Miraç Kandili”nizi tebrik eder, Cenâb-› Hakk’tan hay›rlara vesile olmas›n› niyaz ederiz. Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah... 1 ‘te Bu Ay Baflyaz› / Ömer ÖNGÜT / 3 “Fitne Ç›karmak, Adam Öldürmekten Daha Kötüdür.”(Bakara: 191) “Allah Tuzak Kuranlara Karfl›l›k Vermekte En Güçlü Oland›r.” (Âl-i imrân: 54) “Sen Onlar› Hidayete Ça¤›rsan da Onlar Aslâ Hidayete Gelmezler.” (Kehf: 57) “Sen O Münaf›klar› Gördü¤ün Zaman, Kal›plar› Hofluna Gider ve Söylerlerse Dediklerine Kulak Verirsin. Sanki Onlar Direk Olmufl Keresteler Gibidirler. Ve Her Gürültüyü, Korkular›ndan Aleyhlerinde San›rlar. Onlar Düflmand›rlar, Onun ‹çin (Kendilerine Emniyet Etme) Onlardan Sak›n. Allah Kahretsin Onlar›! Hakk’tan Nas›l Çevriliyorlar?” (Münâfikûn: 4) TARAF GAZETES‹NDE YAYINLANAN YALAN VE ‹FT‹RALARA CEVAP VER‹YORUM. YALAN SÖYLÜYORLAR, HUZURSUZLUK ÇIKARMAK ‹ST‹YORLAR! B‹Z‹M ASLA ONLARLA DA ‹LG‹M‹Z YOK, YOLLARIYLA DA ‹LG‹M‹Z YOK! Taraf Nas›l Bir Gazete? Kim Destekliyor? / 10 Mehmet Baransu Kimdir? / 11 Öteden Beri Her Bir Bölücünün Yapt›¤› ‹ftira / 11 ‹slâm Dini’ni Siyasi Maksatlar›na Alet ediyorlar / 13 Bizim Hiçbir Siyasi Maksad›m›z Yoktur / 14 Bizim Gizli Bir Maksad›m›z da Yoktur / 15 Bizim ‹stikametimiz Öteden Beri Ayn›d›r / 15 Bu ‹ftirac›lar›n En Büyük Vas›flar›; Haram Yemeleri ve Hep Yalana Kulak Vermeleridir / 16 BU ‹FT‹RALAR N‹YE YAPILIYOR! / 17 BUNLAR DAHA ÖNCE BÖYLE DE⁄‹LD‹! / 18 FETHULLAH GÜLEN YOLUNU DE⁄‹fiT‹RMEDEN ÖNCE MÜSLÜMANLARI DOST B‹L‹YORDU! / 20 BUNLARIN MÜSLÜMAN ‹CRAATI YAPTIKLARI ZAMANK‹ NEfiR‹YATLARINI ‹NCELERSEN‹Z BUGÜNKÜ ‹CRAATLARINI KEND‹ YAYINLARININ TEKZ‹P ETT‹⁄‹N‹, KEND‹ DURUMLARINI KEND‹ YAYINLARININ ORTAYA KOYDU⁄UNU GÖRECEKS‹N‹Z! / 22 Bediüzzaman -k.s.- Hazretleri Allah Yolunda Bir Veli idi / 22 Fethullah Gülen Önceden Böyle De¤ildi / 23 Para Toplamakla Yoldan Ç›kmaya Bafllad›lar / 25 O Kadar Çok Para Toplad›lar ki, Banka Kurdular, Haram Olan Fâize Dald›lar / 25 Küfrü Hofl Gördüler, Narc› Oldular / 26 Müminle Kâfir, ‹manla Küfür Hiçbir Zaman Birleflemez / 27 Mümin-Kâfir / 28 Bunlar›n söz ve icraatlar›na bak›n, bir de Allah-u Teâlâ’n›n hükmüne bak›n! Kim oldu¤unu buradan anlay›n. Resulullah Aleyhisselâm’›n ‹smini Kelime-i Tevhid’den Kald›rmaya Çal›flmak Küfürdür / 30 Allah-u Teâlâ’n›n Att›¤›, Kabul Etmedi¤i Kâfirleri, Kardefl ve Dost Kabul Etmek Din-i ‹slâm’› ‹nkârd›r / 31 H›ristiyan Misyonun Parças› Olmak ‹steyenler ‹slâm Dini’nin Ferdi Olamaz / 32 Tesettür; Allah-u Teâlâ’n›n Emridir Emr-i ‹lâhî’yi Hafife Alan Küfre Girer / 33 “Cebrâil Aleyhisselâm’› Desteklemem” Demek, Allah-u Teâlâ’n›n ‹ndirdi¤ini ‹nkâr Etmektir / 34 Para Toplamak, Din Ad›na Dilencilik Yapmak ‹slâm’da Yoktur / 35 Amerika’n›n Dostlu¤u ve Gölgesi Alt›nda Çal›fl›yor / 36 Resulullah Aleyhisselâm’›n ‹slâm’a Dâveti / 37 ‹MAN-KÜFÜR BERZAHI ‹man ‹le Küfür Berzah› 10 Âyet-i kerime / 38 “Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çok fliddetli bir azap vard›r ve onlar›n kurduklar› tuzaklar da mutlaka bofla ç›kacakt›r.” (Fât›r: 10) / 45 Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e Kurulan Tuzak / 45 ‹brahim Aleyhisselâm’a Kurulan Tuzak / 45 ‹sâ Aleyhisselâm’a Kurulan Tuzak / 46 2 Temmuz 2009 Baflyaz› “Fitne Ç›karmak, Adam Öldürmekten Daha Kötüdür.” (Bakara: 191) “Allah Tuzak Kuranlara Karfl›l›k Vermekte En Güçlü Oland›r.” (Âl-i imrân: 54) “Sen Onlar› Hidayete Ça¤›rsan da Onlar Aslâ Hidayete Gelmezler.” (Kehf: 57) “Sen O Münaf›klar› Gördü¤ün Zaman, Kal›plar› Hofluna Gider ve Söylerlerse Dediklerine Kulak Verirsin. Sanki Onlar Direk Olmufl Keresteler Gibidirler. Ve Her Gürültüyü, Korkular›ndan Aleyhlerinde San›rlar. Onlar Düflmand›rlar, Onun ‹çin (Kendilerine Emniyet Etme) Onlardan Sak›n. Allah Kahretsin Onlar›! Hakk’tan Nas›l Çevriliyorlar?” (Münâfikûn: 4) TARAF GAZETES‹NDE YAYINLANAN YALAN VE ‹FT‹RALARA CEVAP VER‹YORUM. YALAN SÖYLÜYORLAR, HUZURSUZLUK ÇIKARMAK ‹ST‹YORLAR! B‹Z‹M ASLA ONLARLA DA ‹LG‹M‹Z YOK, YOLLARIYLA DA ‹LG‹M‹Z YOK! ÖMER ÖNGÜT Yayd›klar› fitneye bir bak›n! Bunlar›n hangisi ‹slâm dini’ne s›¤›yor? Kasten yap›lm›flt›r. Yaland›r, yalan söylüyorlar! Gayeleri ortal›¤› kar›flt›rmak, fitne ve huzursuzluk ç›karmakt›r. Bu tertibin arkas›ndakiler yazd›¤›m›z yaz›lardan dolay› bizden intikam almaya çal›fl›yorlar. Bu iftiralara karfl›, bu yay›nlara karfl› gerekli hukuki giriflimlerde bulunduk, tekzipler gönderdik. “Kötü tuzaklar kuranlar, Allah’›n kendilerini yerin dibine geçirmeyece¤inden veya kendilerine hiç ummad›klar› bir yerden azab›n gelmeyece¤inden emin mi oldular?” (Nahl: 45) Hiç flüpheniz olmas›n bunun vebali kendilerini kuflatacakt›r. “Allah Azîz’dir, intikam sahibidir.” (Âl-i imrân: 4) 12 Haziran 2009 tarihli Taraf Gazetesinde “Ordu belgesi” oldu¤u iddia edilen bir belge “‹flte Silahl› Kuvvetler’in Ergenekon eylem plan›” bafll›¤› alt›nda yay›nlanm›fl, flahs›m gayr-i kanuni maksatlar için kullan›labilecek bir kimse olarak gösterilmifltir. Bu iddia, -sahibi kim olursa olsun- do¤ru de¤ildir, yaland›r, iftirad›r. Kasten yap›lm›flt›r, art niyetlidir. Nitekim eserlerimizi okuyan, hayat›m›z› bilen herTemmuz 2009 kes bu iddialar›n as›ls›z oldu¤unu yaz›y› okur okumaz anlam›flt›r. ‹smimizin geçti¤i paragraf incelendi¤inde yazar›n›n maksad›, zihniyeti ve yalanc›l›¤› hemen anlafl›lmaktad›r. ‹flin hakikatini, bu iftiran›n niçin yap›ld›¤›n› arzedece¤iz. Ortal›¤› kar›flt›rarak aradan s›yr›lmak isteyenlerin maskelerini indirece¤iz. Zira gayeleri huzursuzluk ç›3 Baflyaz› karmakt›r. Fakat bu kirli ve çirkin tezgâhlar› ellerinde patlayacak, kurmak istedikleri tuzaklar kendilerine dönecektir. “Kötü tuzaklar kuranlar, Allah’›n kendilerini yerin dibine geçirmeyece¤inden veya kendilerine hiç ummad›klar› bir yerden azab›n gelmeyece¤inden emin mi oldular?” (Nahl: 45) Bu yalanc›lar›n Allah’a imanlar› olsayd› korkarlard›. Bunlar›n cesareti nereden geliyor? Cehaletlerinden ve kötü niyetlerinden! Ancak yalan ile iman bir arada bulunmaz. Bunlarda da iman yok. Fakat “Kahhar” olan Allah-u Teâlâ bunlar› görüyor ve biliyor. Bu tezgâh› kuranlar›n maksad›n›n ortal›¤› kar›flt›rmak, fitne ve huzursuzluk ç›karmak oldu¤unu birçok kimse biliyor. Hakkaniyetli olanlar bunu dile getiriyor: “‘Hükümeti hedef alan ihanet’ belgesi olarak takdim edilen ‘irtica belgesi’ Taraf gazetesi taraf›ndan servis edilince y›pranan›n hükümet de¤il Ordunun oldu¤unu, meseleye biraz daha dikkatle bak›ld›¤›nda ise, bu belge ile, Hükümetle Ordunun tokuflturulmak istendi¤ini ve ‘Hükümetle Ordu tokufltu¤unda kim kârl› ç›kacaksa belgenin arkas›ndaki gücün de iflte o güç!’ olaca¤› kanaatine var›p, olacaklar› beklemeye bafllad›k.” (Hasan Demir, Yeniça¤, 17 Haziran 2009) Hasan Demir bizimle ilgili iftiralar hakk›ndaki kanaatini de flöyle ortaya koyuyor: “Belgede iki kiflinin ad› geçiyor. Biri ABD’de yaflayan ‹skender Evreneso¤lu ki, biz kendileriyle mahkemelik olmufluzdur. Di¤eri, Ömer Öngüt’tür ve o, ‘Dinleraras› Diyalog’ projesine fliddetle karfl›d›r. Say›n Öngüt’ün o mefl’um belgede ad›n›n geçmesi bizde, istifade edilmesinden çok y›prat›lmak istenmesi duygusunun a¤›r basmas›na sebep oldu, bekleyip görece¤iz, ömrümüz yetmezse, yaflayanlar görecek.” Binaenaleyh, Taraf gazetesinde yay›nlanan haberde bizimle ilgili bir de¤il birçok yalan var. ‹ftira ve yalandan taraf olan gazetedeki haberin bizimle ilgili k›sm› flu flekildeydi: “‹skender Evreneso¤lu, Ömer Öngüt gibi haz›rda bekletti¤imiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yapt›r›lacak ve bu kifliler FG'ciler baflta olmak üzere di¤er irticai gruplarla özdefllefltirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar aras›nda benzerlik kurmas› sa¤lanacakt›r.” Burada tam 4 tane yalan, yak›flt›rma, iftira var. Bunlar› s›ras›yla ele alal›m: Hasan Demir, Yeniça¤, 17 Haziran 2009 4 Yalan 1: “‹skender Evreneso¤lu, Ömer Öngüt gibi...” ‹slâm dininde olmayan ifl ve icraatlar› sebebi ile müslümanlar›n hofl nazarla bakmad›¤›, mehdi oldu¤unu iddia eden sahte bir kimse ile bizim ismimizi ayn› keTemmuz 2009 Baflyaz› feye koymak, bize büyük bir vermekte, namaz› hafife almaktad›r.” hakarettir. Bunu yazan müfteFakat bu kirli ve çirkin ridir. Bu beyanlar›m›za, bu tezgâhlar› ellerinde patlayacak, Üstelik bizim ‹skender Evadam hakk›ndaki eserlerimize kurmak istedikleri tuzaklar r eneso¤lu ve benzer sahte ra¤men bizi bununla benzer kendilerine dönecektir. mehdiler, sahte peygamberler göstermeye çal›flan kimse bü“Kötü tuzaklar kuranlar, Allah’›n ve ahir zaman âlimleri hakk›nyük bir yalanc›d›r. kendilerini yerin dibine da y›llar önce yay›nlad›¤›m›z ‹skender Evreneso¤lu degeçirmeyece¤inden veya bir eserimiz var. Bu eserimizin nilen bu adam Amerika’da kendilerine hiç ummad›klar› bir kapa¤›nda aynen flunlar yaz›l›yaflamaktad›r. E¤er birileri ile yerden azab›n gelmeyece¤inden d›r: ayn› kefeye konulacaksa yan›emin mi oldular?” (Nahl: 45) “Hadis-i flerif'te flöyle na Amerika’da yaflayan baflka Bu yalanc›lar›n Allah’a imanlar› buyuruluyor: bir kimse bulman›z gerekirdi. olsayd› korkarlard›. Ancak yalan ile ‘Onlar›n âlimleri gökiman bir arada bulunmaz. Bunlarda kubbe alt›ndakilerin en flerYalan 2: da iman yok. lileridir. Fitne onlardan ç›kt›, “...haz›rda bekletti¤imiz Ancak “Kahhar” olan Allah-u Teâlâ yine onlara dönecektir.’ elemanlar...” bunlar› (Beyhâkî) Bu söz bir iftirad›r. Yalangörüyor ve biliyor. Bunlardan Birkaç›: d›r. Yazan kim olursa olsun ya“Allah Azîz’dir, intikam Yaflar Nuri Öztürk, lanc›d›r. Maksatl› yaz›lm›flt›r. Edip Yüksel, Kas›tl› yap›lm›flt›r. sahibidir.” (Âl-i imran: 4) ‹skender Evreneso¤lu, Bu sözü yazan yalanc› biNazmi Sakall›o¤lu, zim yolumuza, ahlâk›m›za, Refet Kayserilio¤lu.” iman›m›za iftira atmak iste‹skender Evreneso¤lu’nun nas›l bir yalanc› oldu¤u- mifltir. Zira bu yalanc›, bu büyük yalan› ile yazd›¤›m›z nu, din-i ‹slâm ile ilgisinin olmad›¤›n›, birçok eserimiz- eserlere, yapt›¤›m›z nasihatlere, 60 y›l› irfladla geçen de zikretti¤imiz gibi hakk›nda bir kitap ve hususi bir bir ömre “Sahte” damgas› vurmak istemifltir. mecmua ç›kard›k. Bu büyük bir yaland›r. Eserfiöyle bir beyan›m›z vard›: lerimizde, -Âyet-i kerime ve “Bunlar› Resulullah -sallallaHadis-i flerif’lerle- yalanc›l›klar›hu aleyhi ve sellem- Efendimiz n› ortaya ç›kartt›¤›m›z sahtekârhaber vermifltir. lar›n tertibidir. "Hepsi de Allah'›n peyBizim asla onlarla da ilgigamberi oldu¤unu iddiâ eden miz yok, yollar›yla da ilgimiz otuza yak›n yalanc› deccaller yok. Biz Hazret-i Allah’a ve Retüremedikçe k›yamet kopsulullah’a dayanm›fl›z. Kimsenin maz." (Tirmizi) ad›na hareket etmeyiz. Bize fiimdi deccaliyet devrinin Hazret-i Allah ve Resul’ü yeter. içindeyiz, en son deccale gelin“Ben ancak O’na güveniceye kadar devam edecek. rim ve yaln›z O’na yönelirim.” "fiüphesiz ki k›yametin (fiûrâ: 10) önünde yalanc›lar zuhur edeBinaenaleyh; cektir." (Müslim) Bizim yafl›m›z 85’e gelmifl‹flte bu yalanc›lar bu zatir. Ömrümüz 1950 y›l›ndan bemanda mevcuttur. Onlar›n her ri irfladla geçmifltir. Yay›nlanan fleyi yalan ve doland›r. eserlerimizin say›s› 35 cilde Ey müslümanlar! varm›flt›r, toplam 20 bin sahifefieytan›n istilâ etti¤i bu sahyi bulmaktad›r. Bütün Kur’an-› teler fleytan taraftar›d›rlar. Onlakerim Âyet-i kerime’lerini izahra tâbi olan da onlarla beraberlar›yla beraber havî bu eserleridir ve fleytan f›rkas›ndand›r. Bu miz tefsir hükmündedir. “Kalplerin Anahtar› Külliyat›” ismiyle yalanc›lara kanmay›n. Onlar› iyi neflredilmektedir. tan›y›n. Bizi tan›yanlar, sevenler bifiimdilerde türeyen sahte lirler; bütün rahats›zl›klar›ma mehdi de flarab› helâl saymak‹lk bask›s› 1998 y›l›nda yap›lan ra¤men, bütün zorluklara ra¤ta, bafl› aç›k gezilmesine, ka“Ahir Zaman Alimleri” hakk›ndaki men Allah ve Resul’ünün nurud›nlar›n ç›plak dolaflmas›na izin eserimizin kapa¤› Temmuz 2009 5 Baflyaz› bulamay›nca banka kur dular. nun yay›lmas› için gayret ediyoKendi kurduklar› dinlerini ‹slâm rum. Yaklafl›k 20 y›ld›r ‹slâm diBinaenaleyh biz bu kadar dininin yerine koymaya çal›flt›lar. ninde bölücülük yapan, kendi “‹flte onlar hidayet karfl›l›nam ve hesab›na ‹slâm kalesini senedir bu mücadelenin ¤›nda sap›kl›¤› sat›n alm›fllary›kmaya çal›flan fitnelerle mücaiçerisindeyiz. Asker dahil d›r. Bu al›fl-veriflleri kendileridele ediyorum, eserler neflredine kâr sa¤lamam›flt›r, do¤ru yorum. ‹slâm dininde bölücülük hiç kimsenin “haz›rda yolu da bulamam›fllard›r.” (Bayapanlar›n vatanda da bölücü olbekletti¤i eleman›” de¤iliz. kara: 16) duklar›n› ilan ediyorum. Bunlar›n Bunu bizi tan›yan herkes Biz onlar› Hazret-i Allah’a, Ki‹slâm’dan ç›kt›klar›n› Âyet-i keritabullah’a, Resulullah’a ça¤›rd›k. me ve Hadis-i flerif’lerle ispat bilir. Asker de bilir. ‹slâm’›n emir ve hükümlerini önediyorum. lerine sürdük. ‹man ile küfür araAllah-u Teâlâ Âyet-i keriBunu yazan kimsenin s›na berzah koyduk. Dinlemedime'sinde bütün bölücülerin ‹smaksad› bize ve askere kara ler, bizi düflman bildiler. Nasihatlâm dâiresinden at›ld›klar›na dair teki hikmeti bilemediler. Büsbühudut çizmektedir: çalmakt›r. tün uzaklaflt›lar. "F›rka f›rka olup dinlerini “Onlara: ‘Allah’›n indirdi¤i parça parça edenlerle senin Kur’an’a ve Peygamber’e gehiçbir ilgin yoktur. Onlar›n ifli Allah'a kalm›flt›r. Sonra O yapt›klar›n› kendilerine lin!’ denildi¤i zaman, münaf›klar›n senden büsbütün uzaklaflt›klar›n› görürsün.” (Nisâ: 61) haber verecektir." (En'am: 159) Bizim bu mücadelemiz birçok sahtenin menfaatiAllah-u Teâlâ onlar› kullu¤undan tardetmifl, dininden atm›fl, Habib-i Ekrem'inin de tardetmesi için emir ne, kurmufl oldu¤u dine zarar verdi. Her türlü iftiray›, buyuruyor: "Benim onlarla bir ilgim yok, senin de ellerinden gelen her fleyi yapmaya çal›flt›lar. Bizi halk›n nazar›ndan düflürmeye çal›flt›lar. Eserlerimizin okunolmas›n." Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendi- mas›n› engellemek için her yolu denediler. Allah-u Teâlâ onlara hitaben buyuruyor ki: miz: “Ve her yolun bafl›na oturup da tehdit ederek "Ayr›l›k yapan bizden de¤ildir." (Münâvi) inananlar› yolundan al›koymaya ve o Allah yolunu Hadis-i flerif'iyle de ümmetli¤e kabul etmiyor. Dinde bölücülük yapman›n ve fitne ç›kartman›n e¤riltmeye çal›flmay›n.” (A’raf: 86) Halbuki biz bu neflriyat›m›zdan önce her bir bölücezas› çok a¤›rd›r. cüyü ikaz ettik. Yapt›klar›n›n yanl›fl oldu¤unu, ‹slâm di‹flte bu bölücüler bizi susturmak isterler. ninin düsturlar›na dönmelerini Biz rahat› ve istirahati, süsü nasihat ettik. ve lüksü terkettik. Hayat›m›z› ‹sAma dinlemediler. lâm dini’nin selâmetine adad›k. “Sen onlar› hidayete ça¤›rBu bölücüler gibi para toplamasan da onlar aslâ hidayete geld›k, banka kurmad›k. ‹slâm dinimezler.” (Kehf: 57) nin hükümlerini arkam›za atma“Onlar› do¤ru yola ça¤›rad›k. Adam toplamak, taraftar kacak olursan›z size uymazlar. zanmak için ‹slâm dininin hüOnlar› ça¤›rsan›z da, sussan›z kümlerini de¤ifltirmeye kalk›flda sizin için birdir.” (A’raf: mad›k. Allah’›ma s›¤›n›r›m. 193) Bilâkis Hazr et-i Allah’›n ‹slâm dinine zarar veren bu Âyet-i kerime’lerini hat›rlatt›k. zâlimleri teflhir ettik. Zira bunlaFakat dinlemediler. r›n zararlar› ‹slâm dinine idi. Bir “Kendisine Rabbinin âyetd›fl düflman ‹slâm’a d›fltan sald›leri hat›rlat›larak ö¤üt verildikr›r, müslümanlar›n ancak hayatten sonra, onlardan yüz çevilar›na kastedebilir. Ancak ‹slâm ren kimseden daha zâlim kim akidesi bozuldu¤u zaman müsolabilir? Muhakkak ki biz suçlümanlar›n iman kalesi çöker. lulardan öç alaca¤›z!” (Secde: Tarih boyunca ‹slâm dininin 22) asliyetini bozan kimseler sebeOysa bu zâlimlerin, bu bölüBelge ile ilgili tutuklanan Serdar biyle Allah-u Teâlâ dinini tazelecülerin hepsi bunlar› yapt›lar. TaÖztürk’ün avukat› Hasan Gürbüz’ün mek için peygamberler gönderraftar toplamay› ‹slâm dininden aç›klamas› di. üstün tuttular. Paraya tapt›lar. (Milliyet, 13 Haziran 2009) “Onlar› emrimizle do¤ru Toplad›klar› paralar› koyacak yer 6 Temmuz 2009 Baflyaz› “Ben size iki fley b›rakt›m yolu gösteren rehberler k›lki, onlara s›ms›k› sar›l›p tutund›k.” (Enbiyâ: 73) du¤unuz müddetçe, katiyyen Bu zamanda da ‹slâm dininin Bu çirkin iftira ve tezgâh, sap›tmazs›n›z. Birisi Allah'›n asliyetini bozmak isteyenler, Taraf gazetesinde kitab›, di¤eri ise Resulullah iman kalesini y›kmaya çal›flanlar yay›nland›ktan sonra, Aleyhisselâm'›n sünnetidir.” var. Bugün, Zaman, Star, Yeni (‹mâm-› Mâlik, Muvatta) Bunlara karfl› bugün de Refiafak gibi gazetelerde, Bir müslümana düflen Allah sulullah Aleyhisselâm’›n varisi Samanyolu, ATV gibi ve Resul’ünün hükmüne teslim olan ehlullah vazife görüyor. ‹stelevizyonlarda da olmakt›r. lâm dini’nin, iman kalesinin yay›nland›. Bizim vazifemiz hat›rlatmak. ayakta kalmas› için mücahede Bu bas›n kurulufllar›n›n Bu yolda birçok zorluklarla, ifve mücadele ediyorlar. hepsi de böylece bu yalana tiralar ile karfl›laflt›k. Bir misal ve“Yaratt›klar›m›zdan öyle bir ortak oldular. relim; topluluk da vard›r ki, onlar Böylece gerçek durumlar›n› Küffar; bütün ordular› ile TürHakk’a iletirler ve hak ile hügöstermifl oldular. kiye’de misyonerlik çal›flmas› küm verirler.” (A’raf: 181) yapmaya çal›flt›¤› günlerde, Ha‹flte bizim mücadelemiz bukikat Dergimizde makaleler yadur. y›nlad›k, h›ristiyanl›¤›n içyüzünü Binaenaleyh biz bu kadar senedir bu mücadelenin içerisindeyiz. Asker dahil hiç ortaya koyduk. “H›ristiyanlar› Hidayet ve Gerçek kimsenin “haz›rda bekletti¤i eleman›” de¤iliz. Bunu Kurtulufla Davet” ad› alt›nda broflürler neflrettik. Bu bizi tan›yan herkes bilir. Asker de bilir. Bunu yazan broflürleri bütün Avrupa dillerine çevirdik. Avrupa’da, kimsenin maksad› bize ve askere kara çalmakt›r. bütün dünyada bu broflürleri her tarafa her bir papaza Zira bu cümlenin devam› bunu yazanlar›n bu mak- da¤›tt›k. Küffar o kadar büyük flaflk›nl›¤a u¤rad› ki... sad›n› ele veriyor: Çünkü; “Yazan Allah’›n kendisine ö¤retti¤i gibi yazYalan 3: maktan çekinmesin, yazs›n.” (Bakara: 282) “...medyatik eylemler ve söylemler yapt›r›lacak.” Âyet-i kerime’si mucibince tüm hakikatleri, Allahfiimdi bu yaz›y› yazan yalanc› u Teâlâ’n›n hükümlerini e¤ip bükdemek istiyor ki: meden ortaya koyduk. Hakikati “Bu bizim elimizde bir adam, arayan birçok h›ristiyan bu broflürne istersek yapar, kendini kullanler sayesinde müslüman oldu. Pad›r›r, baflkalar›n› karalamak için pa’n›n, kardinallerin, papazlar›n kendisini karalat›r.” saltanat› sars›ld›. Böyle bir ak›ls›zl›k olabilir mi? Hemen akabinde Türk medBöyle bir iftira olabilir mi? Böyle yas›nda bizi mahkûm ettirmeye saçma bir iftiraya inan›l›r m›? çal›flt›lar. Savafl Ay bize bir kompBu kadar senedir bu kadar lo kurmaya çal›flt›. Elemanlar›n› ciddi yay›nlar yap›l›yor. Bugüne gönderdi. Röportaj vermedi¤imiz kadar hiçbir medya bu yay›nlar›halde nezaketen yapt›¤›m›z göm›z› gündeme getiremedi. Niye? rüflmeyi röportaj gibi takdim edip, Kullanamayaca¤› bir neflriyat olsöylemedi¤imiz sözleri söylemifl du¤u için. Âyet-i kerime ve Hagibi yans›tt›lar. Sabah Gazetesi ve dis-i flerif’lerle mühürlü oldu¤u ATV televizyonunda aleyhimizde için. Zira bunlara polemik lâz›m, düzmece haber yay›nlad›lar. “Orlaf lâz›m, hakikat lâz›m de¤il. Oygan Nakli’nin haram oldu¤u”nu sa bizim her beyan›m›z Âyet-i kebeyan eden eserimizi dillerine dorime ve Hadis-i flerif iledir. lad›lar. Daha önceden tertiplerini Zira Allah-u Teâlâ Âyet-i keribuna göre haz›rlam›fllar, bize bume’sinde: radan vurmay› hesap etmifller. Bir“fiüphesiz ki bu Kur’an (hak çok gazete ve televizyon bu tezile bât›l›) ay›ran bir sözdür.” (Tavirata bilerek veya bilmeyerek orr›k: 13) tak oldu. Sonra ne oldu? Görüflme kaBuyurdu¤u gibi Resulullah setlerini mahkemeye veremediler. sallallahu aleyhi ve sellem- EfenBir gazetecinin elinde görüflme dimiz de Hadis-i flerif’lerinde flöykayd› olmaz m›? Halbuki bizim le buyurmufllard›r: Güngör Mengi, Vatan, 14 Haziran 2009 Temmuz 2009 7 Baflyaz› elimizde vard›. O anl› flanl› gaze‹flte bu beyanlar böylece bu “Onlar teler çat›r çat›r tekzip yay›nlamak iftirac›lar› ele veriyor. Yani bu söz, durmadan zorunda kald›lar. Sonra da “Ayetli, bu yalanc›lar›n iç duygusunu ele yalana kulak hadisli tekzip olur mu?” diye yayveriyor. verirler. Sana gelmeyen Görüyorsunuz; bunu yazan garaya bafllad›lar. Karar› veren habir baflka topluluk lehine kimdir, anlay›n, tan›y›n. kimleri hedef gösterdiler. kulak verip casusluk Maksatlar›; bize iftira atmakBugün de bu iftiray› yay›nlayaparlar. Kelimeleri t›r, fitne ç›karmakt›r. Ortal›¤› kar›flyan bütün bas›n kurulufllar› ile huyerlerinden tahrif ederek t›r›p kendilerini arkada b›rakmakkuki mücadelemizi yine yap›yode¤ifltirirler. “Bu (de¤iflik flekliyle) size verilirse al›n, t›r. Bunlar yalanc›d›r. Yalan söylüruz, yapaca¤›z. verilmezse sak›n›n!” derler. Allah yorlar. Binaenaleyh bu iftiralar bizi flabir kimsenin fitneye düflmesini Bunca senedir, Fethullah Güfl›rtm›yor. Azmimizi art›r›yor. isterse, senin Allah’a karfl› len hakk›nda o kadar neflriyat›m›z Nerede flimdi bize bu kompyapacak hiçbir fleyin yoktur. ‹flte oldu. Yolunu de¤ifltirip, 1995 y›loyu yapanlar? Bir bak›n âk›betleonlar Allah’›n, kalplerini l›nda Sabah ve Hürriyet gazetelerine! Biri sesini kaybetti, bir di¤eri temizlemek istemedi¤i rinde verdi¤i röportajlarda “Tesetbasit meseleden dolay› kavga etkimselerdir. Dünyada onlar türü inkâr” gibi ‹slâm dinine ayk›r› ti¤i kifli taraf›ndan b›çakland› ve için rezillik, ahirette de beyanlar vermesi üzerine Hakikat ölümden döndü. büyük bir azap Dergisi’nin 18. say›s›nda “FethulHer bir tuzak kuran gibi bu tuvard›r.” (Mâide: lah Gülen Nurculuk Dini’ni ‹lan Etza¤› kuranlar›n da âk›beti ayn›d›r. 41) ti!” bafll›¤› ile neflriyat yapt›k. Bundan hiç flüpheniz olmas›n. “Küfrü hoflgörü” icraat›na baflla“Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzaklar›n› bozuyordu. Allah tuzak kuran- mas› üzerine de ilki Kas›m 1996 tarihli Hakikat Dergisi’nin 38. say›s›nda olmak üzere defaatla dergilerimizlara karfl›l›k verenlerin en hay›rl›s›d›r.” (Enfâl: 30) Biz yaln›z Hazret-i Allah’a güvenmiflizdir ve O’na de yay›nlar yapt›k. “Küfrü Hofl Gören Narc›lar›n ‹çyüzü” ad› alt›nda bir de kitap neflrettik. dayanm›fl›zd›r. Nitekim, misyonerlik faaliyetleri olsun, baz› müslü“Allah tuzak kuranlara karfl›l›k vermekte en manlar›n dinden ç›kmalar› olsun, Avrupa Birli¤i ad› algüçlü oland›r.” (Âl-i imrân: 54) t›nda küffar› halka hofl gösterme faaliyetleri olsun; bütün bu zararl› faaliyetlerin temeli ve tohumu bu tarihte Dördüncü yalan ve yak›flt›rmaya gelince: at›ld›. O zamanki bizim fliddetli müdahalemiz olmaYalan 4: sayd›, bu fitne çok daha büyüyecekti. ‹man kalesi y›k›*...bu kifliler FG'ciler baflta olmak üzere di¤er irticai lacakt›. gruplarla özdefllefltirilerek, kamuoyunun tüm bu grup‹nsan bakmaz m›; bu Âyet-i kerime’dir, Allah kelâlar aras›nda benzerlik kurmas› sa¤lanacakt›r.” m›d›r; bu Hadis-i flerif’tir, Resulullah -sallallahu aleyhi Kar›fl›k, mu¤lak bir cümle. Zira maksatlar› kar›flt›r- ve sellem-in beyan›d›r. Hay›r, bakmad›lar, bilâkis dalga mak. fiimdi bu cümlenin tercümesini de flöyle arzede- geçtiler. Ama Hazret-i Allah’›n hofluna gitmedi. lim. “Dillerinizin yalan yere vasfetti¤i fleyler hakk›nBu yalan kendisine yazd›r›lan yalanc› demek istiyor da: ‘Bu helâldir, bu haramd›r.’ demeyin. Çünkü Alki: “Bu adamlar kendi kendilerini öyle bir karalas›n ki, lah’a karfl› yalan uydurmufl olursunuz. Allah’a karfl› biz de bak bütün bunlar›n hepsi ayn› diye neflriyat ya- yalan uyduranlar ise aslâ iflâh olmazlar.” (Nahl: pal›m. Fethullah Gülen’i böylece karalam›fl olal›m.” 116) Vatan, 13 Haziran 2009 8 Temmuz 2009 Baflyaz› Bize Allah ve Resul’ünün Oysa Fethullah Gülen bizi çok Bizi hükmünü neflretmenin flerefi yeeskiden, ‹zmir günlerinden tan›r. tan›yanlar, ter. Kendisini bu icraatlar›ndan önce sevenler bilirler; “Kim izzet ve fleref istiyorharama düflmemesi için ikaz ettik, bütün rahats›zl›klar›ma sa, bilsin ki izzet ve fleref bütühaber gönderdik. Ancak o, yoldan ra¤men, bütün zorluklara nüyle Allah’›nd›r.” (Fât›r: 10) ç›kt›. Müslümanlar› da yoldan ç›ra¤men Allah ve Peki bu yaz› nereden ç›k›yor. kartmaya çal›flt›. Resul’ünün nurunun Bunlar›n televizyonlar›n› izliBütün bunlar› hiç kimseden yay›lmas› için gayret ediyorum. yorsan›z, gazetelerini, dergilerini çekinmeden aç›klad›k, müslümanYaklafl›k 20 y›ld›r ‹slâm dininde bölücülük yapan, kendi nam ve takip ederseniz; bunlar›n zihniyelar› uyand›rmaya çal›flt›k. hesab›na ‹slâm kalesini y›kmaya tini tan›yorsan›z nereden ç›kt›¤›n› Mühim olan Hazret-i Allah’›n çal›flan fitnelerle mücadele anlars›n›z. hükmüdür. Ama dinlemediler. ediyorum, eserler fieytan bunlar› öyle bir uçur“‹flte böyle. Çünkü onlar Alneflrediyorum. ‹slâm dininde mufltur ki, de¤il Türkiye’yi bütün lah’›n indirdi¤inden tiksinip bölücülük yapanlar›n vatanda dünyay› irflad ediyoruz zannederhofllanmam›fllard›r. Allah onlada bölücü olduklar›n› ilan ler. Bunlar için Türkiye, dünya üzer›n amellerini bofla ç›karm›flt›r.” ediyorum. rindeki herhangi bir ülke mesabe(Muhammed: 9) ‹flte bu bölücüler bizi sindedir. Amerika’ya gitti. Oradan tasusturmak “Andolsun ki ‹blis onlar›n raftarlar›n› yönetiyor. Taraftarlar› isterler. aleyhindeki zann›n› gerçekleflonun iflareti ile Türkiye’de faaliyettirdi. Müminlerden bir f›rka halerini yönlendiriyor. Siyasi mesajriç olmak üzere hepsi ona uylar vermekten çekinmiyor. Son senelerde bu tür aç›klamalar›n› iyice art›rd›. Dini bir ce- dular.” (Sebe’: 20) Kendilerine karfl› ç›kan herkesi ayn› kefeye koyarmaatin bafl›nda olan kiflinin üstelik baflka bir ülkede senelerdir yafl›yor olmas›na ra¤men siyasetle bu kadar lar, “bunlar radikal örgüttür” demeye getirirler. Kendiyak›n iliflki içinde olmas› size de garip gelmiyor mu? lerini masum, zarars›z, iyi niyetli, karfl› ç›kanlar› da çaAcaba bu kifli kendi ülkesinin menfaatine mi hareket t›flmac›, zararl› göstermek isterler. Bu yalanlar›na tarafediyor yoksa içinde yaflad›¤› ülkenin menfaatine mi? tarlar›n› inand›r›rlar. Halbuki her türlü komployu icra etmekten çekinmezler. Zira hedeflerine ulaflmak için her Bunu bir sorgulay›n bakal›m. Bu kadar ciddi bir mücadele var. Bu kadar ciddi bir yolu mübah görürler. Bu bölücülerin yalanc›l›klar› yalana olan ifltiyaklaikaz ve irflad var. Bütün bunlar ortada iken bu yaz›y› yazan yalanc› r›ndan gelir. Hakikati duymak istememelerinden gelir. Bu gibiler hakk›nda Allah-u Teâlâ Resulullah Aleydiyor ki: “FG’cilerle özdefllefltirelim.” Bizim bu neflriyat›m›z› bütün Türkiye biliyor. Kimse hisselâm’a hitaben flöyle buyuruyor: bizi bunlarla özdefllefltirmez. Bunlarla özdeflleflmekten “Onlar durmadan yalana kulak verirler. Sana de Allah’a s›¤›n›r›z. Biz bunlardan ayr›y›z. Bilakis bun- gelmeyen bir baflka topluluk lehine kulak verip calar bizimle özdeflleflmekle fleref bulurlar. Ancak onlar susluk yaparlar. Kelimeleri yerlerinden tahrif ededa bu flerefi istemezler. rek de¤ifltirirler. “Bu (de¤iflik flekliyle) size verilirse Hürriyet, 16 Haziran 2009 Temmuz 2009 9 Baflyaz› Taraf Nas›l Bir Gazete? Kim Destekliyor? Taraf Gazetesi’ni ç›kartanlar ayr›d›r, destekleyenler ayr›d›r. Ancak nihayetinde hepsi ayn› yolun yolcusudur. Taraf Gazetesinin Kurucu Genel Yay›n Yönetmeni Ahmet Altan’d›r. Ahmet Altan inançs›z oldu¤unu aç›kça yazan bir kimsedir. fiimdi iflin hakikatini ayr›nt›lar› ile, her yönü ile izah fiahit olarak bir tane örnek veriyoruz. Taraf gazeteedelim: sinde 2 A¤ustos 2008 tarihinde yazd›¤› yaz›s›ndaki sözleri aynen flöyledir: “Tanr›ya inanmasam da tanr›yla ilgili bir sezgim var ama benim. ... E¤er varsa, O, benim bunTaraf Gazetesi’ni kimlerin destekledi¤ini, dan emin oldu¤umu biliyor. bu iftiralar›n nereden ç›kt›¤›n› görüyorsunuz: Benim hiçbir dindara din anlatmaya hakk›m yok. Cahilim ve inançs›z›m. ...” Ahmet Altan imans›z oldu¤u gibi, vatan duygusu da olmayan bir kimsedir. Vatan hakk›ndaki sözleri ehlince malumdur. Taraf Gazetesi’nin Genel Yay›n Yönetmen Yard›mc›s› Yasemin Çongar ise liseyi Amerika’da okumufl, Londra’da BBC’de çal›flm›fl, 1995 y›l›ndan, Taraf’› ç›kartmak üzere Amerika’dan Türkiye’ye gelmesine kadar 13 y›l Milliyetin Washington muhabiri olarak görev yapm›flt›r. Y›llarca “Amerika Türkiye’ye ne diyor?” diye merak edenler Yasemin Çongar’›n yaz›lar›n› okumufltur. Bu iki kiflinin yönetimindeki Taraf gazetesine en büyük deste¤i kim veriyor? Kendisine müslüman diyen kimseler ve ABD’deki malum flah›s.! Taraf gazetesinin ç›kt›¤› günden beri yay›n çizgisi malumunuz. fiimdi sor mak lâz›m: “Bir müslüman bu gazeteye destek verir mi?” Veyahut “Bu gazeteye destek verenler müslüman m›d›r?” Bunlar›n, bu gazeteye destek verenlerin maksad› ‹slâm de¤il. ‹slâm unutulal› çok oldu. “Dünya bizim olsun” diye Amerika’y›, küffar› memnun etmek hangi müslümana yak›fl›r? Bunlar›n durumunu buradan da anlayabilirsiniz. Bunlar bu destekte o kadar al›n, verilmezse sak›n›n!” derler. Allah bir kimsenin fitneye düflmesini isterse, senin Allah’a karfl› yapacak hiçbir fleyin yoktur. ‹flte onlar Allah’›n, kalplerini temizlemek istemedi¤i kimselerdir. Dünyada onlar için rezillik, ahirette de büyük bir azap vard›r.” (Mâide: 41) Bu iftiray› yayanlar› buradan tan›yabilirsiniz. 10 Temmuz 2009 Baflyaz› Dikkat ederseniz dergimizin logosunda “Türk bayra¤›” vard›r. Taraf gazetesine en büyük Bu bölücüler bu bayra¤› hazmedeste¤i kim veriyor? demezler. Kendisine müslüman Dergimizin logosunda Hakidiyen kimseler! kat yaz›s›n›n üzerinde her ay flu Taraf gazetesinin ç›kt›¤› cümle neflredilir: günden beri yay›n çizgisi “‹mans›z vatan, vatans›z malumunuz. iman muhafaza edilmez...” fiimdi sormak lâz›m: “Bir Bu bölücüler dinde bölücü olmüslüman bu gazeteye duklar› gibi vatanda da bölücü oldestek verir mi?” Veyahut duklar› için bu cümleyi hazmede“Bu gazeteye destek mezler. verenler müslüman Taraf gazetesi zaten bunlar›n m›d›r?” hiçbirini hazmedemez. Çünkü bu Bunlar›n, bu gazeteye gazetenin bayrakla da imanla da destek verenlerin maksad› ilgisi yoktur. ‹slâm de¤il. ‹slâm unutulal› Cemalettin Kaplan Almançok oldu. ya’da tahta tüfeklerle halifeli¤ini ilan etti¤i zaman Alman televizyonlar›na ç›k›p Türk bayra¤›na “paçavra” demek küstahl›¤›nda bulunmufltu. Onun hakk›nda neflretti¤imiz “Cemalettin Kaplan’›n ‹çyüzü” isimli eserimizde “Türk bayra¤›na paçavra diyen bir Mehmet Baransu Kimdir? kimse nas›l müslüman olabilir?” diye içyüzünü ortaTaraf Gazetesindeki haberi yapan muhabir Meh- ya koyduk. met Baransu Taraftaki orduyu hedef alan haberlerin heOna flu Âyet-i kerime’yi önüne sürdük: men hepsinde imzas› olan bir muhabir. Medya kuru“Nefsinin hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, lufllar› böyle genç bir muhabirin bu kadar gizli bilgi ve belgeye ulaflabilmesini manidar buluyor Yapt›¤› haberlerden dolay› hakk›nda aç›lm›fl birçok dava var. Baz› haberlerinin as›ls›z oldu¤u mahkemelerde ortaya ç›kt›. Bir mahkemede de gizli belgeleri polisten ald›¤›n› itiraf etti. “Peki Baransu gibi genç bir gazeteciye polis içindeki haber kaynaklar› neden bu bilgileri veriyordu. Bunun yan›t› belki de Baransu’nun gazetecilik kariyerinde sakl›. Baransu Taraf Gazetesi’nden önce Aksiyon Dergisi’nde çal›fl›yordu. Aksiyon Dergisi, cemaatin haftal›k yay›n organ› olarak biliniyor. K›sacas› Taraf’›n baflar›l› muhabirinin cemaat ile böyle bir geçmifli var. Bu haliyle düflününce “AKP ve Gülen’i Bitirme Plan›” haberi anlam kazan›yor.” (Bar›fl Terko¤lu, Odatv.com, 13 Haziran 2009) Bize askerin adam› olmak iftiras›n› atanlar›n kimin adam› oldu¤unu görüyorsunuz. pervas›z hareket ettiler ki; fakirlere yard›m edece¤iz diye kurduklar› yard›m dernekleri bu gazeteye ilanlar verdi. Müslümanlardan toplad›klar› yard›m paralar› bu gazeteye gelir oldu. 15 Kas›m 2007 tarihinde yay›na bafllayan Taraf gazetesine ilk ç›kt›¤› günlerde “Kimse Yok mu Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i” çokça reklam verdi. Kimse Yok mu Derne¤i 2002 y›l›nda Samanyolu Televizyonu bünyesinde “Kimse Yok mu?” program› ile ortaya ç›kt›. ‹flte televizyonlar›nda toplad›klar› yard›m paralar› ile bu gazeteye reklam verdiler, desteklediler. Bu destek daha sonra de¤iflik flekillerde devam etti. Ey kardefl! Hangi müslüman bunu yapar? Öteden Beri Her Bir Bölücünün Yapt›¤› ‹ftira: Bu gibi bölücüler bizi öteden beri “Baflkas› nam ve hesab›na çal›flan bir kimse” gibi göstermeye çal›flm›fllard›r. fiimdi de hiçbir ilgimiz ve bilgimiz olmad›¤› halde “Ergenekon” ad› verilen örgütle ba¤lant›l› göstermeye çal›fl›yorlar. Bunlar nereden ç›k›yor? Temmuz 2009 11 Baflyaz› oluyor. Allah’›n da dalâleti hak etti¤ini Biz öteden beri hem dinde bilerek sapt›rd›¤›; kula¤›n› ve ‹ki gayemiz var bizim. hem vatanda bölücülü¤ü yok etkalbini mühürledi¤i ve gözüne ‹man ve vatan. meye çal›fl›yoruz. Bunu; ‹slâm perde çekti¤i kimseyi gördün Çünkü ben vatan›n ne dini böyle emretti¤i için yap›yomü? Onu Allah’tan baflka kim oldu¤unu çok iyi ruz. do¤ru yola erifltirebilir? Hâlâ Ancak bu gibiler bölücü olibret almayacak m›s›n›z?” (Câbiliyorum. Bunun sebebi duklar› için, bir de kendi aleyhlesiye: 23) ben Yugoslavya’da rindeki her bir fleyi gerek yalan, Ancak bu bölücüler o kadar do¤dum. Siz bu bayra¤›n gerek iftira ile savuflturmak istekendilerini vatanlar›ndan ve bayflerefini bilmezsiniz, dikleri için bize de iftira etmekraklar›ndan ay›rd›lar ki bu cümçünkü bu bayrak alt›nda ten çekinmemifllerdir. leyi, bayrak hakk›ndaki beyan›büyüdünüz. Amma “Kim bir hatâ veya bir güm›z› ‹slâm’a ayk›r› gibi gösteryabanc› bir bayrak nah ifller de sonra onu bir meye çal›flt›lar. Halbuki “Hilâl” alt›nda büyüseydiniz o suçsuzun üzerine atarsa, muOsmanl› devrinde olsun, ‹slâm zaman bayra¤›n›z›n hakkak ki büyük bir iftira ve devirlerinde olsun “Lale” ile birk›ymetini bilirdiniz. Ben apaç›k bir günah yüklenmifl likte Hazret-i Allah’› temsil eden bunu çok iyi biliyorum... olur.” (Nisâ: 112) bir simge olarak kullan›lm›flt›r. Vatan›m›, bayra¤›m› çok ama Gül ve 5 köfleli y›ld›z da Peyçok seviyorum. gamber -sallallahu aleyhi ve sel‹ki gayemiz var bizim. ‹man lem- Efendimiz’i temsil eden bir simgedir. Bu bayrak bize Osmanl› devrinden kalan, bu ve vatan. Çünkü ben vatan›n ne oldu¤unu çok iyi biliülkenin ‹slâm ülkesi oldu¤unu simgeleyen en güzel bir yorum. Bunun sebebi ben Yugoslavya’da do¤dum. Siz bu bayra¤›n flerefini bilmezsiniz, çünkü bu bayrak alt›nmirast›r. Nitekim bugün birçok ‹slâm ülkesinin bayra¤›nda da büyüdünüz. Amma yabanc› bir bayrak alt›nda bü“Hilâl” vard›r. Nas›l ki birçok h›ristiyan ülkesinin bayra- yüseydiniz o zaman bayra¤›n k›ymetini bilirdiniz. Ben bunu çok iyi biliyorum... ¤›nda kendi inançlar›n›n simgesi olan haç oldu¤u gibi. Ben aslen Seyyid-i Kâinat Sebeb-i Mevcûdat EfenBir zamanlar Avrupa Birli¤i yetkilileri “Bayra¤›n›z› de¤ifltirin!” diye teklif etme cüretinde bile bulundular. dimiz’in asl›ndan›m, Medine-i münevvere’denim. Bir h›ristiyan -ateist bile olsa- ç›k›p kendi bayra¤›na Orada kalabilirdim. Hatta 1952’de kalmaya da gittim “Paçavra” derken gördünüz mü? ve fakat bakt›m ki oran›n halk› Resulullah Efendimiz’e Binaenaleyh bu bayraktan ancak küf far rahats›z karfl› çok lâubali. “Ben lâubâli yaflamaktansa hasretle yaflayay›m daha hay›rl›.” dedim, buraya geldim. Bir yak›n›m askere gitti¤i zaman, “Gitti¤in yer Peygamber Oca¤›” diye ona nasihat ediyorum. Biz her zaman flöyle dua ederiz: “Allah’›m! Ümmet-i Muhammed’i affet! Vatan›m›z› muhafaza et! Ordumuzu muzaffer et!” Allah korusun, bir harp ç›km›fl olsa en önde savaflmak isterim, ordumuza her türlü yard›mda bulunmak için bütün imkânlar›m› seferber ederim. Bu ne suç ne de günaht›r. Zira Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Vatan sevgisi imandand›r.” buyuruyorlar. “‹mans›z vatan, vatans›z iman müdafaa edilmez.” Ancak bu bölücüler kendilerini öyle ay›rd›lar, kalplerini öyle bir kinle doldurdular ki, hiçbir hakikati duymak istemiyorlar. Her iftiray› peflinen kabul ediyorlar. Yar›n bir harp olsa cepheden kaçmak isterler. Çünkü düflman olmufllar. Herkes icraat›n› yap›yor. Günefl balç›kla 12 Temmuz 2009 Baflyaz› ma yabanc›lara aittir. Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan Biz Hazret-i Allah’a müesseselere s›zmaz; girme onba¤l›y›z. Bize “Birilerinin lar›n hakk›d›r, hayati bütün birimlere çocuklar›n›z› gönderin. eleman›” yaftas›n› Mülkiyeye de, emniyete de giyap›flt›rmak çok büyük rer hariciyeye de...” diyor. Daha bir hakarettir. birkaç sene önce s›zmay› da kaZira Hazret-i Allah’›n bul etmiyor, ortaya ç›kan kasetnurunu yayma vazifesini teki konuflmalar› için “Montajyapan bir kimseye bu d›r” deyip yalan söylüyordu. Dikkat ederseniz her bir bölüiftiray› atmak, Hazret-i cü konuflurken kendini millet yeAllah’›n nurunu rine koyuyor. Halbuki kendi tasöndürmeye, hükümsüz raftar› olmayanlara hayat hakk› k›lmaya çal›flmakt›r. tan›mak istemezler. Zaten bunlar›n maksad› Birçok masum vatan evlad›n› da budur. kendi maksad›n›z için kullanmaya, kendinizi aradan ç›kartmak ‹slâm Dini’ni için ortal›¤› kar›flt›rmaya çal›fl›Siyasi Maksatlar›na yorsunuz. Alet Ediyorlar: Amerika ve Avrupa ülkelerinin Türkiye gibi ülkeleDikkat ederseniz, Taraf gazetesinde yay›nlanan bu rin e¤itim müfredat› üzerinde çok gizli büyük bir dikve bunun gibi yaz›lar ilk önce Fethullah Gülen taraftar- kati vard›r. Bu ülkeler uzun vadeli düflünüyorlar. Bugülar› taraf›ndan sat›n al›nan gazetelerde, televizyonlar- ne kadar yapt›klar›n›n, kurduklar› tahakkümün temelinda, internet sitelerinde yay›nlan›yor. de bu vard›r. Binaenaleyh Türkiye’nin içinde bile bu kaSiz müslüman m›s›n›z? Müslüman iseniz sat›n ald›- dar büyük dikkati olan küffar›n bütün dünyada bunlar›n ¤›n›z gazeteleri ‹slâm dininin neflriyat›n› yapmak için okullar›na destek vermesi mânidard›r. Nitekim kendisi mi ald›n›z? Bu gazetelerde bu neflriyat yap›lmad›¤›na de itiraf ediyor: göre maksad›n›z nedir? “... flöyle veya böyle Amerika ile dostça geçinmeDemek ki siyasi bir maksad›n›z var. Siz de fliiler gi- den destek almak de¤il, dostça geçinmeden, Ameribi “Takiye”yi düstur edinmiflsiniz. Her türlü maskeyi kal›lar istemezlerse, kimseye dünyan›n de¤iflik yerlekullanmaktan çekinmiyorsunuz. rinde hiçbir ifl yapt›rmazlar. fiimdi baz› gönüllü kuru‹slâm dininde bu var m›? Yok. Seneler önce bafllad›n›z. Taraftarlar›n›z› askeri okullara, polis okullar›na yerlefltirmek için yönlendirdiniz. Bunu art›k herkes biliyor. Buna dair daha önce kendisine ait bir kaset ortaya ç›km›flt›. Kendisi bu iddialar› o zaman reddetti, “Kaset bana ait de¤il!” dedi. O zaman siyasi mesajlar vermekten çekinirdi. fiimdi ise devir de¤iflti, daha rahat konufluyor. ‹nkâr ettikleri, montaj dedikleri konuflmalar› gazetelere röportaj veriyor, siyasi mesajlar vermekten çekinmiyor. “Neden çocuklar›n›z› mülkiye’ye, adliyeye, askeriyeye, emniyete yönlendirmiyorsunuz? Bir insan kendi ülkesinde Radikal, 15 Haziran 2009 de¤iflik birimlere s›zmaz ki, s›zs›vanm›yor. Halk bunlar› biliyor. Binaenaleyh biz Hazret-i Allah’a ba¤l›y›z. Bize “Birilerinin eleman›” yaftas›n› yap›flt›rmak çok büyük bir hakarettir. Zira Hazret-i Allah’›n nurunu yayma vazifesini yapan bir kimseye bu iftiray› atmak, Hazret-i Allah’›n nurunu söndürmeye, hükümsüz k›lmaya çal›flmakt›r. Zaten bunlar›n maksad› da budur. Âyet-i kerime’de flöyle buyuruluyor: “Onlar Allah’›n nurunu a¤›zlar›yla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacakt›r.” (Saff: 8) Temmuz 2009 13 Baflyaz› “A¤›zlar›ndan ne büyük söz ç›k›yor! Onlar yaln›z ve yaln›z yalan söylerler.” (Kehf: 5) "Söylediklerine inanacak bir mümin kardefline yalan söylemen, çok büyük bir h›yanettir." (Ebu Dâvud) "Yalandan sak›n›n›z. Zira yalan ile iman bir arada bulunmaz." (Ahmed bin Hanbel) "Yalan söyleyenler muhakkak lânete u¤ram›flt›r." (Münavi) lufllar dünya ile entegrasyon ad›na gidip dünyan›n de¤iflik yerlerinde okullar aç›yorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çat›flt›¤›n›z sürece bu projelerin gerçeklefltirilmesi mümkün olmaz. Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin ad›d›r. ... ” (Yeni Yüzy›l, 23.07.1997, http://tr.fgulen.com/content/ view/7877/15/) Amerika’dan sürekli oturum izni almak için mahkemeye müracaat etti¤inde aralar›nda CIA ajanlar›n›n da oldu¤u birçok ünlü Amerikal› Amerikan mahkemesine Fethullah Gülen’e destek mektubu verdi. Bu isimlerden birkaç›n› örnek olarak veriyoruz: George Fidas; Mahkemeye sunulan destek mektuplar›n›n ilk s›ras›nda yer al›yor. CIA'dan Analiz ve Prodüksüyon Direktörü olarak emekli oldu. Yunan as›ll›, Joint Military Intelligence Council'de görevli. Graham Fuller; eski CIA ajan› ve yine eski ‘National Intelligence Council" Baflkan Yard›mc›s›. ‘RAND Corporation’da dan›flmanl›k hizmeti veriyor. Alexander Karloutsos; Gülen için mahkemeye mektup gönderenler aras›nda ikinci s›rada. Merkezi New York'ta bulunan Amerika Yunan-Ortodoks Baflpiskoposlu¤u'nda rahip. Mektubunda Gülen'den övgü ile söz ediyor. Morton Abramowitz; ABD'nin yahudi kökenli eski Ankara Büyükelçisi, halen "The Century Foundation" da görevli. Biz kimseden taraf de¤iliz. Ancak bu yap›lanlar ‹slâm dinine göre de¤il. Bu yüzden halk› uyand›rmak bizim vazifemiz. Yar›n bunlar›n eline f›rsat geçmifl olsa, ‹slâm dininin hükmünü mü icra edecekler? fiiiler ‹ran’da iktidar oldular, ‹slâm dininin hükmünü mü icra ediyorlar? Vehhabiler Arabistan’da iktidar oldular, ‹slâm dini’nin hükmünü mü icra ediyorlar? Bugün bile kendilerinden olmayana hayat hakk› tan›mak istemiyorlar. Yar›n bütün kuvvet bunlar›n elinde olsa ne yapacaklar? Halbuki flu zamanda küffar, ordular› ile ‹slâm dünyas›na sald›r›yor. Burada kuvvetli bir devlet, kuvvetli bir ordu gördü¤ü için ileriye gidemiyor. “Ortal›k kar›fl›rsa kar›fls›n, gerekirse Amerika’ya kaçar›z!” diye mi düflünüyorsunuz? 14 Hadi siz kaçt›n›z, bu müslüman halk ne yapacak? Buras› bir Irak, bir Afganistan olursa hoflunuza m› gidecek? Ey müslüman! ‹slâm dünyas›n› görüyorsunuz, küffar›n girdi¤i yerde halk iman›n› da namusunu da koruyam›yor. Bu memleketin halinin böyle olmas›na müsade edecek misiniz? Irak’›n hali ortada de¤il mi? Binaenaleyh ordu bu milletin ordusudur. Milleti orduya düflman etmek isteyenler küffar›n ekme¤ine ya¤ sürüyorlar. “Bu bölücülerden de¤iliz” diye bize de kara çalmaya çal›fl›yorlar. ‹ftira ve yalan ile bizi örgüt üyesi gibi göstermeye çal›fl›yorlar. Bunlar bir taraftan “Baz› kimselerin hatalar›ndan dolay› bir müessesenin tamam›n› suçlamak do¤ru olmaz.” derler, di¤er taraftan televizyonlar›nda, gazetelerinde halk› orduya düflman edici büyük bir propaganda yaparlar. Çünkü kin ve düflmanl›k içlerine ifllemifltir. Siyasi maksatlar›na engel gördükleri için ellerinden gelen her fleyi yapmak isterler. Halbuki devlet içinde bulundu¤umuz bir gemidir. Y›k›ld›¤› zaman okyanusun dibine içindekilerle beraber gider. ‹flte Afganistan, iflte Irak!.. Dikkat ederseniz tarih boyunca hakiki âlimler, evliyaullah dâima ›slahat ile meflgul olmufltur, bölücülük yapmam›flt›r. Memleketin bafl›na bazen iyi bazen kötü kimseler geçebilir. Nitekim böyle de oluyor. Bize düflen nasihatt›r, ›slahatt›r, bölücülük de¤il. ‹flte bölücüler bu hakikatleri yüzlerine vurdu¤umuz için bizi karalamaya çal›fl›rlar. fiimdi soruyorum: Bizim Hiçbir Siyasi Maksad›m›z Yoktur: Eserlerimiz incelendi¤inde siyasi hiçbir fley bulamazs›n›z. Gayemiz ‹slâm’d›r, isim de¤il, murad›m›z Hazret-i Allah ve Resulü’dür, bölücülerden herhangi biri de¤il. Bizim bütün gayemiz budur, Allah ve Resul’üdür, Hazret-i Allah’›n hoflnutlu¤unu kazanmakt›r. “Taraftar›m›z çok olsun!”, “‹ktidar bizim olsun!” diyenlerden; kendisini mehdi ilan edenlerden; dünya saltanat› için ‹slâm dininin hükümlerini ortadan kald›rmaya çal›flanlardan; dünya menfaati için, onun, bunun veyahut yabanc›lar›n adam› olanlardan de¤iliz. Baflkalar› gibi ABD’den ahkâm kesmiyoruz, kendi ülkemizde Allah ve Resul’ü ad›na irflad hizmetimizi sürdürme gayreti içindeyiz. Dünyan›n Hazret-i Allah kat›nda sivrisinek kanad› kadar de¤eri olsayd›, kâfirlere bir içim su vermezdi. Binaenaleyh dünyada bize lâz›m olan “‹man”d›r. Bütün dünya bizim olsa, iman olmad›ktan sonra ne k›ymeti var? Ebedi bir hayat karfl›s›nda bu k›sa ömrün ne hükmü var? Bizim bütün gayemiz “‹man kurtarmakt›r.” Bediüzzaman Hazretleri de “‹man kurtarmak” için mücadele Temmuz 2009 Baflyaz› etmiflti. Ancak bugün onun yolundan gitti¤ini iddia edenler dünya saltanat› için imanlar› pahas›na bankalar kurdular, küffar ile kol kola girdiler. Bank Asya bunlar›n bankas›d›r. Bu bildi¤imiz, bilmedi¤imiz kim bilir daha neler var? Önce küfrü hofl gördü, sonra Amerika’ya gitti. Halbuki Bediüzzaman Hazretleri’nin ömrü bütün zorluklar›na ra¤men bu memlekette geçti. Hayat› ne zorluklarla geçti. Ne mahkemelerde geçti. Senelerce hapis yatt›. Cenazesi bile bilinmeyen bir yere defnedildi. Ama o ne baflka bir ülkeye s›¤›nmaya kalk›flt›, ne de harama, fâize dald›. ‹flte bunlar›n ‹slâm’la alâkas› kalmad›¤› gibi Bediüzzaman Hazretleri ile de ilgisi yoktur. “Onlar müminleri b›rak›p kâfirleri dost edinirler. Onlar›n taraf›nda bir fleref ve kudret mi ar›yorlar? Bilsinler ki fleref ve kudret tamamen Allah’a âittir.” (Nisâ: 139) “Ey iman edenler! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r.” (Mâide: 51) “E¤er onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene (Kur’an’a) inanm›fl olsalard›, onlar› dost edinmezlerdi. Fakat onlar›n ço¤u yoldan ç›km›fl fâs›klard›r.” (Mâide: 81) Bediüzzaman’›n nurlu yolundan gidenleri yay›nlar›m›zda daima bunlardan ayr› tuttuk. Onun için onun yolundan ayr›lanlar› “Narc›” diye tabir ettik. Zira bunlar “Nur”u b›rak›p “Nar”a talip oldular. “Nurcu” iken “Narc›” ismini ald›lar. “Allah’›n âyetlerini az bir dünya menfaati karfl›l›¤›nda satt›lar da insanlar› O’nun yolundan al›koydular. Onlar›n yapt›klar› gerçekten ne kötüdür!” (Tevbe: 9) fiimdi de¤il Türkiye bütün dünya sizin olsa iman olmad›ktan sonra ne yapacaks›n›z? Hazret-i Allah cehennemine koydu¤u zaman, bu dünya gibi kaç dünyay› feda etmek istersiniz, ancak ifl iflten geçmifl olur. Bizim bütün maksad›m›z budur. ‹man kurtarmakt›r. ‹slâm’›n asliyetinin bozulmas›n› engellemektir. Yoksa bizim kimseye garezimiz yok. Biz hakikati neflretmemifl olsayd›k, “‹slâmiyet budur” zannedilecekti. Bu mücadele ve irflad zanlar›n ötesindedir. Hazreti Allah’›n yard›m› ve vazifedar k›lmas› iledir. “Sizin dostunuz ancak Allah’t›r, onun Peygamber’idir ve Allah’›n emirlerine boyun e¤erek namazlar›n› k›lan, zekâtlar›n› veren müminlerdir.” (Mâide: 55) Biz, göre göre konufluyoruz, göre göre yaz›yoruz. Bir kimse için küfre düfltü dedi¤imiz zaman, durumunu ‹slâm terazisinde tartarak konufluruz. Onun için rahat konufluyoruz. Bunu bölücülerin anlamas› mümkün de¤ildir. Temmuz 2009 Bunlar ‹slâm’a yak›fl›r m›? Bunu müslüman yapar m›? Ölmeyecek miyiz? Kabre girmeyecek miyiz? Azap görmeyecek miyiz? O küffara s›¤›nm›fl durumda. Küffar›n perdesi alt›nda konufluyor. Hakiki müslüman vatan›na gelir, vatan› için çal›fl›r. ama fitne ç›karmaz. “Fitne ç›karmak adam öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara: 191) Büyük günaht›r, büyük azapt›r. Bizim Gizli Bir Maksad›m›z da Yoktur: Bizim inanc›m›z ne ise sözümüz de odur. Gizli niyetimiz, gizli toplant›lar›m›z yoktur. Maksad›m›z Hazret-i Allah ve Resul’ü oldu¤u için gizlili¤e de ihtiyac›m›z yoktur. Binaenaleyh gizli bir niyetimiz olmad›¤› için herkesle rahat görüflürüz. Birçok kimseler gelir gider. Kimisi takip etmek için gelir, kimisi hakikati merak etti¤i için gelir. Sa¤l›¤›m›z elverdi¤i müddetçe herkesle görüflürüz. Ne sekreterimiz var, ne de kapal› kap›lar›m›z var. Buras› Hakk kap›s›d›r. Gelen bir misafiri geri çevirmek bize büyük bir a¤›rl›k verir. Ancak yafl›m ilerledi, ciddi rahats›zl›klar›m var. Art›k eskisi gibi misafir kabul edemiyorum. Ancak bizi tan›yanlar bu niyetimizi ve bu halimizi bilirler. Bizim ‹stikametimiz Öteden Beri Ayn›d›r: Bu zamanda istikamet üzere olmak ancak Allah-u Teâlâ’n›n ihsan ve ikram› iledir. Kimseden para toplamay›z. ‹slâm’› “Cep cihad›na” “Dilencili¤e” çevirenlerden de¤iliz. “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar do¤ru yoldad›rlar.” (Yâsin: 21) Âyet-i kerime’sini düstur edinmiflizdir. Oysa hiçbir din kurucu bu Âyet-i kerime’yi duymak dahi istemez. Hangi peygamber, hangi ‹slâm âlimi para toplayarak dini yaymaya çal›flm›flt›r? “De ki: ‘Ben buna karfl›l›k sizden hiçbir ücret istemiyorum.’” (En’am: 90) “Buna karfl›l›k sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbine âittir.” (fiuârâ: 109) Bunlar ise ifli o kadar büyüttüler ki, para toplamak en büyük icraatlar› oldu. Dilencilik sanatlar› oldu. Üstelik bu icraatlar›n›n hepsine ‹slâm dinini alet 15 Baflyaz› re yedirmekten çekinmezler. ediyorlar. Bundan büyük zuBir de talebe yetifltiriyoruz dilüm olabilir mi? ye iftihar ederler. ‹slâm âlidir. Bunlar›n bu Dikkat ederseniz, Taraf Halbuki haram giren vüicraatlar›ndan, bu rezaletleringazetesinde yay›nlanan bu gibi cuttan hay›rl› icraat beklenir den uzakt›r. yaz›lar ilk önce Fethullah Gülen mi? Beklenmez. Bunu ben Bu millet bu hakikatleri söylemiyorum Resulullah duyunca ferahl›yor, “Oh!” ditaraftarlar› taraf›ndan sat›n sallallahu aleyhi ve sellemyor. ‹man› tazeleniyor. Çünkü al›nan gazetelerde, Efendimiz söylüyor: bu yanl›fl icraatlar ‹slâm’a matelevizyonlarda, internet "Haramdan meydana ledildikçe ‹slâm’dan ç›k›yorsitelerinde yay›nlan›yor. gelen her vücuda, atefl daha du. Gördü ve anlad› ki bunlalây›kt›r." (Tirmizî) r›n yapt›klar› ‹slâm’a tamaSiz müslüman m›s›n›z? Oysa bunlar›n her fleyleri men z›t. Müslüman iseniz sat›n ald›¤›n›z haram. Kimisi de bunlar›n ‹slâm’a gazeteleri ‹slâm dininin "Bir insan ki, büyük bir ayk›r› oldu¤unu hissediyordu neflriyat›n› yapmak için mi ifltiyâkla, (Hacc veya Umre ancak ismini koyam›yordu. için) yola ç›kar. Birçok eziEserlerimizi okuyunca “Taald›n›z? yetlere katlan›r, toz toprak mam, iflte ‹slâm budur!” dedi. Bu gazetelerde bu neflriyat içinde kal›r. Ellerini semâya Birçoklar›n›n imanlar› kurtulyap›lmad›¤›na göre maksad›n›z do¤ru aç›p Yâ Rabb'î, yâ du¤u gibi, birçoklar› da hakiki nedir? Rabb'î diye yalvard›¤› halde, ‹slâmiyeti ö¤renmifl oldu. yedi¤i haram, içti¤i haram, Bu hakikatleri bu müslüDemek ki siyasi bir maksad›n›z giydi¤i haram ve her türlü man millet elbette duyuyor. var. g›das› haramd›r. Böyle bir Memuru da duyuyor, amiri adam›n duâs› nas›l kabul de duyuyor. Polisi de okuyor, edilir?" (Müslim) askeri de okuyor. Binaenaleyh iman› vicda‹flte bu haramlara dald›kn› olan bu sahil-i selâmeti buldu¤u zaman dört elle sa- ça her bir bölücü yoldan ç›kt›, ‹slâmdan ayr›ld›. Birçokr›l›yor. lar›n› ikaz ettik, “Harama dalmay›n, para toplamay›n!” ‹nsanlar›n bir k›sm› neflriyat›m›z› gördü¤ü zaman dedik. Çok az› bizi dinledi. üzerindeki isme bak›yor. Halbuki her zaman söyleriz. ‹flte bu haramlar bu icraatlara sebep oluyor. Yalan, “Bunlar benim hükmüm de¤il, Allah ve Resul’ünün dolan, iftira, entrika. Her fley var. hükmünü arzediyorum. Bana maletmeyin!” diyorum. Oysa Resulullah Aleyhisselâm ne buyuruyor: Bizim bütün gayretimiz istikamet üzere gitmektir. "Söylediklerine inanacak bir mümin kardefline Fâizi yemeyiz, helâle harama dikkat ederiz. Helâl kesil- yalan söylemen, çok büyük bir h›yanettir." (Ebu Dâdi¤inden emin olmad›¤›m›z eti yemeyiz. De¤il haram- vud) dan flüpheliden dahi kaçar›z. Para toplamay›z. "Yalandan sak›n›n›z. Zira yalan ile iman bir araOysa bugün “Müslüman›m!” diyen birçoklar› nere- da bulunmaz." (Ahmed bin Hanbel) den geldi¤ine bakmadan, haram m› helâl mi diye arafl"Yalan söyleyenler muhakkak lânete u¤ram›flt›r." t›rmadan para toplarlar. Haram yemekten, fâizle ifltigal (Münavi) etmekten çekinmezler. Görüyorsunuz iflte! Yalan söyleyen kimselerin s›fatlar› bunlard›r. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Bu ‹ftirac›lar›n En Büyük Vas›flar›; di¤er bir Hadis-i flerif’lerinde de flöyle buyurmufllard›r: Haram Yemeleri ve “Amelleri Tihame da¤› kadar büyük olan nice Hep Yalana Kulak Vermeleridir: topluluklar vard›r ki k›yamet günü haflredilecekler Allah-u Teâlâ bu gibi haramzâdelerden flöyle haber ve cehenneme at›lmalar› emredilecek.” veriyor: Ashâb-› kiram: “Onlar hep yalana kulak verirler, durmadan ha‘Namaz k›ld›klar› halde mi ya Resulellah?’ diye soram yerler.” (Mâide: 42) Dikkat ederseniz bunlar haram yedikleri gibi, Âyet- runca flöyle devam ettiler; “Evet bunlar namaz k›larlar, oruç tutarlar, gecei kerime’de haber verildi¤i üzere yalana ifltiyakl›d›rlar. leri çok az uyurlard›. Ama kendilerine az›c›k bir Biz bu hakikatleri, bu iftiran›n içyüzünü aç›kl›yoruz. dünyal›k arz edildi mi dört elle sar›l›rlard›.” (Irakî, Bununla beraber her bir yalanc› bölücünün bunlar› duyMu¤ni lll. 204) mak dahi istemeyece¤ini biliyoruz. Çünkü onlara yalan ‹flte bunlar›n durumu budur. Dünyaya sar›lmakta lâz›m. Kendi yalan yollar›n› idame ettirebilmek için. Bu bölücüler elde ettikleri haram paralar› talebele- bunlardan ustas› yok. 16 Temmuz 2009 Baflyaz› BU ‹FT‹RALAR N‹YE YAPILIYOR! Bunlar›n “Küfrü hoflgörü” icraatlar› ‹slâm akidesine zarar verdi¤i için, müslümanlar›n iman kalesini çökertti¤i için müdahale ettik. Allah-u Teâlâ’n›n hükmünü, Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif’leri ortaya koyduk. Yoksa bizim kimseye bir garezimiz yok. Kimsenin küfrüne de r›zam›z yok. ‹man kalesinin y›k›lmas›na ise asla tavizimiz yok. Asl›nda bu neflriyat›m›z kendileri için de bir rahmetti. Do¤ru yola dönmeleri için. Ancak dinlemediler, uzaklaflt›kça uzaklaflt›lar. Küfrün kuca¤›na yerlefltiler. “Sen onlar› hidayete ça¤›rsan da onlar aslâ hidayete gelmezler.” (Kehf: 57) Hakikaten hidayete ça¤›rsan da hidayete gelmezler. Çünkü onlar›n tapt›klar› put var. “Resulüm! Gör dün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Art›k ona sen mi vekil olacaks›n? (Onu flirkten sen mi koruyacaks›n?)” (Furkân: 43) “Çünkü onlar, imana girdiler, sonra kâfir oldular. Bunun üzerine kalpleri mühürlendi de, onlar art›k anlamaz bir toplum oldular.” (Münâfikûn: 3) “‹man ettikten sonra kâfir olup ve küfürde daha da ileri gidenlerin tevbeleri aslâ kabul edilmeyecektir. ‹flte onlar sap›klar›n tâ kendileridir.” (Âl-i imrân: 90) Bunlar›n iç durumunu ortaya koydukça bize düflman kesildiler. Âyet-i kerime’lerin karfl›s›nda cevap veremeyince intikam almaya çal›flt›lar. Biz din-i ‹slâm’›n müdafili¤ini yap›yoruz. Onlar ise küfrün müdafili¤ini yap›yorlar. Biz hakikati neflrediyoruz. Onlar ise yalan ve iftira neflrediyorlar. Temmuz 2009 17 Baflyaz› BUNLAR DAHA ÖNCE BÖYLE DE⁄‹LD‹! Bunlar bizi y›llar öncesinden tan›rlar. Fethullah Gülen de tan›r. Görüflmelerimiz olmufltu. Gazetelerinde yer verirlerdi. Afla¤›da 1988 y›l›nda gazetelerinde bizimle yapt›klar› mülâkat› görüyorsunuz. Yollar›n› de¤ifltirmeden önce müslüman icraat› ve neflriyat› yap›yorlard›. Biz de kendilerini hay›rl› hizmetlerinde teflvik ediyorduk. Ne zaman ki harama dalmaya bafllad›lar, kendilerini ikaz ettik. Bizzat “Para toplamay›n!” diye haber gönderdik ve nasihat ettik. “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar do¤ru yoldad›rlar.” (Yâsin: 21) Âyet-i kerime’sini defaatle hat›rlatt›k. Ancak dinlemediler, harama dald›kça dald›lar. Yavafl yavafl küfre kayd›lar. Sonunda küfrü hofl gördüler. ‹manl› inançl› gençler yetifltiriyorlard›. fiimdi taraftar yetifltiriyorlar. Taraftarlar› ile siyasi nüfuz kazanmak istiyorlar. Ancak neye yarar? ‹manlar harap olduktan sonra bütün dünya senin olsa ne hükmü var! 6 Haziran 1988 tarihli Zaman gazetesi 18 Temmuz 2009 Baflyaz› 7 Haziran 1988 tarihli Zaman gazetesi O günkü gazetelerinde yay›nlanan nasihatlerimizin ne kadar lüzumlu oldu¤u bugün daha iyi anlafl›l›yor. “En büyük keramet istikamet üzere olmakt›r.” buyurulmufltur. Bugün istikamet üzere gitmek çok zorlaflm›flt›r. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde “Emrolundu¤un gibi dosdo¤ru ol.” buyuruyor. (Hud: 112) Resulullah Aleyhisselâm bu Âyet-i kerime’ye iflaretle “Sûre-i Hud ile benzeri sûreler beni ihtiyarlattı.” buyurmufllard›r. (Tirmizî) Oysa bunlar hiçbir emri dinlemediler. Hat›rlat›lan âyet ve hadisleri görmezden geldiler. Para toplamakla bafllad›lar. Sonunda küfrü hofl gördüler. Temmuz 2009 19 Baflyaz› FETHULLAH GÜLEN YOLUNU DE⁄‹fiT‹RMEDEN ÖNCE MÜSLÜMANLARI DOST B‹L‹YORDU! ‹fiTE O ZAMANK‹ GAZETELER‹, ‹fiTE O ZAMANK‹ MEKTUPLARI! ‹flte bunlar bizi bu kadar yakinen tan›yorlard›. Oysa flimdi bunun taraftarlar› bizi karalamaya çal›fl›yor. ‹ftira ile ortal›¤› kar›flt›rmak istiyorlar. Televizyonlar›nda, gazetelerinde hakk›m›zda iftiralar neflrediyorlar. Halbuki biz bugüne kadar Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif ile kendilerini ikaz ettik, müslümanlar› tenvir ettik. Sizin bu düflmanl›¤›n›z bize mi, Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif’lere mi? Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif’leri görünce ona göre kendinizi düzeltmeniz gerekmez miydi? Ama siz küfrü hofl görmede inad ettiniz. Küffarla birlik oldunuz. fieytan size bunu süslü gösterdi. Art›k dönemiyorsunuz. “fieytan kendilerine yapt›klar›n› süslü göstermifl de onlar› do¤ru yoldan al›koymufl. Bunun için do¤ru yola gelip hidayete giremiyorlar.” (Neml: 24) Küfrü hofl görmeye bafllad›ktan sonra imanl› talebeleri yavafl yavafl küfre meylettirdiniz. O genç dima¤lara küfrü hofl göstermeye çal›flt›n›z ve küfre dald›rd›n›z. Dinimizin ve vatan›m›z›n en büyük düflmanlar› ile dostluk, birlik ve beraberlik kurdunuz. Papazlarla anlaflt›n›z, papazlar› resmen “Hazret” kabul ettiniz. “Küfrü hofl görün!” diyerek milyonlarca müslüman› küfre kayd›rmak istediniz. Papaya yazd›¤›n›z mektup bunun bir delili de¤il midir? Halbuki size Allah-u Teâlâ’n›n hükümleri hat›rlat›ld›. “Ey iman edenler! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r. fiüphesiz ki Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.” (Mâide: 51) Biz sizi ilâhi hükme davet ediyoruz. “Aralar›nda hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygamber’e ça¤›r›ld›klar› zaman, müminlerin sözü sadece: “‹flittik ve itaat ettik!” demekten ibarettir. ‹flte saadete erenler onlard›r.” (Nûr: 51) Biz saadete ermek istiyoruz, siz ise dünyay› istiyorsunuz. 20 Temmuz 2009 Baflyaz› YOLUNU DE⁄‹fiT‹RD‹, KÜFRÜ HOfi GÖRMEYE BAfiLADI. HAHAMLARIN, PAPAZLARIN YANINDA fiEREF BULMAYA ÇALIfiTI! “ONLAR MÜM‹NLER‹ BIRAKIP KÂF‹RLER‹ DOST ED‹N‹RLER. ONLARIN TARAFINDA B‹R fiEREF VE KUDRET M‹ ARIYORLAR? B‹LS‹NLER K‹ fiEREF VE KUDRET TAMAMEN ALLAH’A ‹TT‹R.” (N‹SÂ: 139) VATANI BIRAKIP KÜFRE SI⁄INDI. ARTIK MEKTUBUNU KÜFFARA YAZIYOR, HÜRMET‹N‹ “PAPA”YA ARZED‹YOR! fi‹MD‹ ‹SE GAZETE VE TELEV‹ZYONLARINDA HAKKIMIZDA ‹FT‹RALAR YAYINLANIYOR! KÜFFARI HOfi GÖRÜYORLAR AMA MÜSLÜMANI HOfi GÖRMÜYORLAR! Temmuz 2009 21 Baflyaz› BUNLARIN MÜSLÜMAN ‹CRAATI YAPTIKLARI ZAMANK‹ NEfiR‹YATLARINI ‹NCELERSEN‹Z BUGÜNKÜ ‹CRAATLARINI KEND‹ YAYINLARININ TEKZ‹P ETT‹⁄‹N‹, KEND‹ DURUMLARINI KEND‹ YAYINLARININ ORTAYA KOYDU⁄UNU GÖRECEKS‹N‹Z! Bediüzzaman -k.s.- Hazretleri Allah Yolunda Bir Veli idi: Bediüzzaman Hazretleri’nin o devirleri ne güzel bir saadet devri idi. Bütün gayeleri imanl› müslümanlar yetifltirmek idi. O bir iman âbidesi ve numunesi idi. O öyle bir zât-› âlîdir ki, Allah-u Teâlâ onu zâhirî ilimle, tarikat ilmiyle, mârifetullah ilmiyle BARIfi TOPLANTILARININ PAPALI⁄IN OYUNU mücehhez k›lm›flt›. O Allah-u TeOLARAK TANIMLAYAN âlâ’n›n sevdi¤i, seçti¤i veli kulla3 KASIM 1986 TAR‹HL‹ ZAMAN GAZETES‹: r›ndan idi. Nur saçan kandildi, etraf›n› nurland›rd›. Daima nur saçt›. Hayat› boyunca Allah-u Teâlâ’n›n ve Resulullah Aleyhisselâm’›n emir ve hükümlerine gönülden ba¤l› idi, istikametten ayr›lmad›. Ömrünün son nefesine kadar bu yolda yürüdü, bununla mücadele etti. Her cefâya katland› ve fakat bu cefâlar onun iman›n› art›r maktan, azmini ço¤altmaktan baflka bir fleye yaramad›. Hiçbir zaman haks›zl›¤a boyun e¤medi. Can›n› hiçe sayd›, dinde imanda aslâ en küçük taviz vermedi. Etraf› da öyle idi. Onun izinden gidenler harama ve helâle çok dikkat ederlerdi. Hapishaneden hapishaneye sürüklenirlerdi ve fakat her ç›kan iman ile gürlerdi. Onlar› hiçbir tehdit y›ld›ramad›. Canlar›n› verdiler imanlar›n› vermediler. Bu yolun bafllang›c› böyle idi. Her türlü eziyete katlan›rlard›. Aç dururlar, has›r üstünde yatarlar d›. Bu onlar›n imanlar›n› art›r›yordu. Cenâb-› Hakk hidayetlerini art›r›yordu. Aslâ kimseden para toplamaz, aslâ dilenmezlerdi. Ona tâbi olanlar, onun ahlâk›n› alanlar da yine ayn› öyledir. Zaman Gazetesi’nin 3 Kas›m 1986 tarihli ilk say›s› ‹badet ve taata çok düflkün- Buraya ald›¤›m›z önceki ve sonraki gazeteleri, durumlar›n› ayan beyan ortaya koyuyor. Bunlar›n öncesi ve sonras›n› size anlatal›m. Bu beyanlar›m›z› bunlar hakk›nda daha önce yay›nlanm›fl eserlerimizde de bulabilirsiniz. “Papal›¤›n oyununa alet olduk” üst bafll›¤› dikkat çekiyor. 22 Temmuz 2009 Baflyaz› dü. Çok büyük feragat sahibi idi. Bütün hayat› feragat misalleri ile dolup taflmaktad›r. Dünyaya aslâ meyil ve iltifat etmedi. Bir kap çorba, bir lokma ekmek, bir bardak su ile yetinirdi, elbisesi pek basit ve fakirâne idi. En sevmedi¤i fley siyasetti, talebelerini de siyasetten fliddetle menederdi. Allah-u Teâlâ’n›n koydu¤u iman ile küfür aras›ndaki berzaha daima dikkat ederdi. Koydu¤u hudutlar› muhafaza ederdi. Bunu en mühim vazife sayard›. Hakk ve hakikati bildirmek için, bütün ömrünü bu yolda ve bu u¤urda geçirdi. Ömrünü bu nurlu yolda geçirdi¤i gibi, iman edenler için de güzel bir iz b›rakt›. Öylesine bir iz ki, Resulullah Aleyhisselâm’›n izinde idi. Nur kayna¤› ancak Resulullah Aleyhisselâm’d›r. 1960 y›l›nda vefat›ndan sonra, ona tâbi olan yak›n- lar›, o zât-› muhteremin izinden gitmeye ve yolunda yürümeye çal›flt›lar. Bir çok sahada hay›rl› hizmetler yapt›lar. Fakat bu gidiflat çok sürmedi. Kimi takvâ yolunu tuttu, kimi siyaset çukuruna düfltü, kimi nam, flöhret yolunu tuttu, kimi de dünyaya dald›. “O abi, o abi...” dediler, cemaat da¤›ld›, paramparça oldular. Bu birlik ve beraberlikleri birçok parçalara, gruplara ayr›ld›. Bu büyük zât›n izinden gidenler kurtuldu. Çok az› onun izini takip etmek istedi. Binaenaleyh ona uyanlar nurland›, küfrü hofl görenler ise narland›. Fethullah Gülen Önceden Böyle De¤ildi: Fethullah Gülen’in önceki halini ve tedrisat›n› biliyorum. Mütevazi bir hayat› vard›, kanaatkârd›. Dünya- BUNLARIN ASLI BU! BAfiKA TÜRLÜ GÖRÜNDÜLER. ‹fiTE DEL‹L MEYDANDA! KÜFÜRLE ‹FT‹HAR ETT‹LER. VATANI BIRAKIP KÜFRE SI⁄INMIfi DURUMDALAR. BUNLARIN NERES‹NE ‹T‹MAT EDERS‹N‹Z? Zaman Gazetesi’nin 10 fiubat 1998 tarihli say›s› 1986 y›l›nda Bar›fl Toplant›lar›n› “Papal›¤›n Oyunu” olarak duyuruyorlard›. Art›k bunlar da bu oyuna ortak oldu. Temmuz 2009 23 Baflyaz› ya hiç meyletmez ve ehemmiyet vermezdi. Tedrisat ile meflguldü. Bediüzzaman Hazretleri’nin temiz feyiz ak›fllar›n› bir kaç hocaefendi ile yürütüyorlard›. Ve fakat Bediüzzaman Hazretleri’nin yaln›z zâhirî yolunu takip ediyorlar, o yolda da fidan yetifltiriyorlard›. ‹zmir’de Akyaz›l› vakf› kuruldu. Bunlar bir kaç arka- dafl idiler. Çocuklar› ‹slâmî bir terbiye ile, ibadet ve taat ile yetifltirmeye çal›fl›yorlard›. Bu duruma ‹zmir’e gitti¤imde bizzat flâhit olmufltum. Talebelerin hepsi namaz k›l›yordu, bu gençlere teheccüd namaz› dahi k›ld›r›yorlard›. Allah-u Teâlâ’n›n sevgilisi, veli kulu olan Bediüzzaman Hazretleri’nin izini takip ediyorlar, zâhirî yolda O gün bunlar› yazd›lar. Bugün hepsi “Küfrü Hofl Görücü” oldular. Bunlar›n müdafii oldular. Bunlar› destekleyenlere sormak lâz›m: Dün öyleydi de bugün ne de¤iflti? ‹man edenler için Allah-u Teâlâ flöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r.“ (Mâide: 51) ‹flte bunlar bunlardand›r! Aksiyon Dergisi’nin 1 Temmuz 1995 tarihli 30. say›s›n› görüyorsunuz. Derginin kapak haberini kaleme alan Erhan Baflyurt art›k Bugün gazetesinin Genel Yay›n Yönetmeni. Aleyhimizdeki iftiray› kalemine dolayan köfle yazarlar›ndan birisi de Erhan Baflyurt’du. 24 Temmuz 2009 Baflyaz› yürüyorlard›. O zamanlar dâima derdik ki: “Bât›nî yolunu da ele alsalard›, o feyiz ve bereket ile hayat-› hakikiye nâil olurlard›.” Zira ancak mânevî afl› ile ehil meyve verir. Böyle bir seyyiat zaman›nda mânevî destek ve feyiz olmad›kça yürümek çok güçtür, âdeta mümkün de¤ildir, bunun için de fidanlar›n afl›lanmas› flartt›r. “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun! Onlar do¤ru yoldad›rlar.” (Yâsin: 21) Âyet-i kerime’sindeki emr-i ilâhî’yi yavafl yavafl kenara ittiler, gizli ve âflikâr para toplamaya bafllad›lar, her emr-i ilâhî’yi unuttular. Ayn› zamanda o büyük mürflidin izinden de ayr›ld›lar. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ onlar›n da kalplerini çevirdi. Art›k Rahman yolunda de¤il, fleytan yolunda yürümeye bafllad›lar. Para Toplamakla Yoldan Ç›kmaya Bafllad›lar: ‹flte bu afl› olmad›¤› içindir ki: “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun! Onlar do¤ru yoldad›rlar.” (Yâsin: 21) Âyet-i kerime’sindeki emr-i ilâhî’yi yavafl yavafl kenara ittiler, gizli ve âflikâr para toplamaya bafllad›lar, do¤ru olmad›¤›n› bildirdi¤i halde, halk onlar›n do¤ru her emr-i ilâhî’yi unuttular. Ayn› zamanda o büyük yolda olmad›¤›n› bilemedi. Onlar› müslüman zannetti mürflidin izinden de ayr›ld›lar. ve yard›m etti. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ onlar›n da kalplerini çevirdi. Çünkü art›k Rahman yolunu terketmifllerdi. Nam, flöhret, makam ve menfaat sevgisi baflta geO Kadar Çok Para Toplad›lar ki, liyordu. Haram girince imanlar› tamamen gitti, küfürleBanka Kurdular, rini alenen ilân ettiler ve dâvet ettiler. Ve art›k Allah-u Haram Olan Fâize Dald›lar: Teâlâ bütün ulviyattan soydu onlar›. Bütün iman güzelO kadar para toplad›lar ki, nihayet arzu ettikleri liklerinden mahrum oldular. noktaya gelince paralar›n› muhafaza edemez oldular ‹lk evvelâ talebelere teheccüd namaz› k›ld›rmakla ve koyacak yer bulamad›lar. Allah-u Teâlâ’n›n en çok ifle bafllayan narc›lar, ‹slâm’›n ön saf›nda görünerek; te- bu¤zetti¤i haramlardan birisi fâiz oldu¤u halde onlar miz, nezih ve saf müslümanlar› avlad›lar. Sonra lüzum- banka kurdular. lu olan maddeyi elde edince ve etraflar›nda kalabal›k“Ey iman edenler! Allah’tan korkun! E¤er iman›lar› görünce, kendilerinde bir güç gördüler ve dinlerini ilân ettiler, ilâh kesildiler. Bir yandaki dergilerine bak, bir de afla¤›daki dergilerine! Halk› yeme¤e dâvet ederlerdi. YeNas›l da de¤ifltiler! mekli toplant›lar düzenlerlerdi. Bal›¤› tutmak için olta att›klar› gibi, gelenleri 17 fiubat 1996 tarihli 13 Nisan 1996 tarihli oltaya takarlard›. Cazg›rlar: “fiu kadar Aksiyon Dergisi: Aksiyon Dergisi: flu verdi, flu kadar flu verdi!” diyerek oradaki halk› utand›r›rlar, paralar›n› al›rlard›. Yan›nda paras› olmayan› mahcup etmek suretiyle halka senet imzalatt›r›rlar, bu senetleri günü gelince ödeyemeyenler icraya verilir, evini, arabas›n› ve arsas›n› dahi elinden alarak tahsil ederlerdi. Hiçbir fleyini b›rakmazlard›. Yani halk› kaz yerine koyarlard›. Bütün bunlar›n hepsi dini dünyaya âlet etmek suretiyle oluyordu. Halka bu kadar zulmederlerdi. Bütün bu sap›t›c› imamlar bu flekilde yap›yordu. Bu yolmalar, bu soymalar sofra eflkiyal›¤› de¤il midir? Oysa Allah-u Teâlâ Yâsin sûre-i flerif’inin 21. Âyet-i kerime’si ile onlar›n Temmuz 2009 25 Baflyaz› kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r. fiüphesiz ki Allah zâ“Münaf›k limler gürûhunu hidayete erdiradamlara ‘Efendi’ mez.” (Mâide: 51) diye hitap etmeyin. “Ey iman edenler! ‹çinizden Zira o, efendi denilerek kim dininden dönerse, Allah büyütülecek olursa, Allah’›n sevmedi¤ini tâzim onun yerine ileride öyle bir miletti¤inizden dolay›, Aziz ve let getirir ki; Allah onlar› sever, Celil olan Rabbinizin gadab›n› onlar da Allah’› severler. Mücelbetmifl olursunuz.” minlere karfl› alçak gönüllü, kâ(Ebu Dâvud) firlere karfl› bafllar› dik ve güçAllah-u Teâlâ mümine izzet, lüdürler. Allah yolunda cihad kâfire ise zillet vermifltir. Bu ederler. Hiçbir k›nay›c›n›n k›nazillete düflenlere izzet vermek, mas›ndan korkmazlar. ‹flte bu, ‹slâm’›n izzetini yok etmek Allah’›n öyle bir lütfu ihsan›d›r demektir. ki, onu diledi¤ine verir. Allah’›n Küfrü hofl görenin lütfu genifltir, her fleyi bilendir.” Küfrü Hofl Gördüler, durumunu (Mâide: 54) Narc› Oldular: k›yas edin! “Sizin dostunuz ancak AlBu da yetmiyor mufl gibi lah’t›r, onun Peygamber’idir ve imanl› talebeleri yavafl yavafl küfre Allah’›n emirlerine boyun e¤emeylettirdiler. De¤il namaz, de¤il teheccüd namaz›; o genç dima¤lara küfrü hofl göster- rek namazlar›n› k›lan, zekâtlar›n› veren müminlerdir. meye çal›flt›lar ve küfre dald›rd›lar. Kim Allah’›, onun Peygamber’ini ve müminleri Bunlar, bu din ve vatan düflmanlar› dinimizi kökünden söküp atmak ve vatan›m›z› da y›kmak için dinimi- dost edinirse, bilsin ki galip gelecek olanlar Alzin ve vatan›m›z›n en büyük düflmanlar› ile dostluk, lah’tan yana olanlard›r. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap birlik ve beraberlik kurdular. Papazlarla anlaflt›lar, papazlar› resmen “Hazret” kabul ettiler. “Küfrü hofl gö- verilenlerden dininizi alay ve e¤lenceye alanlar› ve rün!” diye milyonlarca müslüman› küfre kayd›rd›lar. kâfirleri dost edinmeyin. E¤er mümin iseniz AlNitekim papaya yazd›¤› mektup ve muhtevâs› gazete- lah’tan korkun!” (Mâide: 55-57) Bu ve buna mümasil bütün Âyet-i kerime’ler, Halerde neflredildi. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ’n›n hükümleri hat›rla- dis-i flerif’ler tek tek kendilerine hat›rlat›ld›. ‹slâm’›n hükmü izah edildi. t›ld›. Bunlar›n vas›flar› daha önce “Nurcu” iken, bu hal“Ey iman edenler! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden lerinden ötürü “Nurcu” isimlerini “Narc›” olarak vas›fn›zda gerçek iseniz, fâizden arta kalan› b›rak›n almay›n. Yok e¤er fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve Peygamber’ine aç›lm›fl bir savafl oldu¤unu bilin.” (Bakara: 278-279) Âyet-i kerime’lerinde haber verildi¤i üzere, do¤rudan do¤ruya Hazret-i Allah’a ve Resulullah Aleyhisselâm’a harp ilân ettiler. Bu nur ç›k›nca, iç yüzlerini a盤a vurunca bunlar›n soygunlar› bitti. Bu para toplama h›rs› onlar› ‹slâm dininden rahatça ç›kard›. Patri¤in nas›l bir ihanet içerisinde oldu¤unu böyle neflrediyorlard›. (1 Temmuz 1995, Zaman) 26 Temmuz 2009 Baflyaz› land›rd›k. Bu ismi onlara biz verdik ve art›k “Narc›” olarak tan›n›yorlar. Nurculuk Said-i Nursî Hazretlerinde ve onun yolunda olanlarda kald›. Çünkü bunlar papazlar› “Hazret” kabul ettikleri için, bunlara nurcu demek, ‹slâm’a büyük bir zillet getirir. Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i flerif’lerinde: “Münaf›k adamlara ‘Efendi’ diye hitap etmeyin. Zira o, efendi denilerek büyütülecek olursa, Allah’›n sevmedi¤ini tâzim etti¤inizden dolay›, Aziz ve Celil olan Rabbinizin gadab›n› celbetmifl olursunuz.” buyurmufltur. (Ebu Dâvud) Allah-u Teâlâ mümine izzet, kâfire ise zillet vermifltir. Bu zillete düflenlere izzet vermek, ‹slâm’›n izzetini yok etmek demektir. Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Sizden kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r.” buyuruyor. (Mâide: 51) Küfrü hofl görmeyi, her yerde küfrün soluklanmas›n› ilân edince, hepsi de kabul ettiler. Onu ilâh olarak kabul edenler böylece küfre kaym›fl oldu. Onlar› sevip kucaklad›klar› halde, onlara tâbi olan türemelerden hiç birinin onlara itirazda bulunduklar›n› gördünüz mü? Hepsi de küfrü hofl gördüler ve küfür içinde donup kald›lar. fiimdi soruyorum! Hangisi küfrü reddetti, çirkin gördü, kabul etmedi¤ini ilân etti? Duydunuz mu hiç? Bu dünyadaki durumlar› birbirinden farkl› oldu¤u gibi, ahiretteki âk›betleri de ayn› flekilde farkl› olacakt›r. “Allah’›n hoflnutlu¤unu gözeten kimse, Allah’›n gadab›na u¤rayan kimse gibi olur mu? Berikinin yeri cehennemdir. O ne kötü bir dönüfl yeridir!” (Âl-i imrân: 162) Allah-u Teâlâ’ya itaat edip r›zas›n› arayan ile, O’na isyan edip gadab›na müstehak olan ve hüsranla dönen kimse eflit de¤ildir. “Onlar Allah kat›nda derece derecedirler. Allah onlar›n yapt›klar›n› görmektedir.” (Âl-i imrân: 163) Allah-u Teâlâ’n›n ne dünyada ne de âhirette müminlerle kâfirleri eflit tutmas› mümkün de¤ildir. Çünkü müminler takvâ ve itaat üzere yaflarlar, kâfirler ise inkâr ve isyan üzere yaflarlar. “Hiç mümin olan kimse, fas›k olan kimse gibi midir? Elbette bunlar eflit olamazlar.” (Secde: 18) Mümin; mümin olarak yaflar, mümin olarak ölür, mümin olarak diriltilir. Kâfir ise; küfür içinde yaflar, kâfir olarak ölür, kâfir olarak diriltilir. Üç senede ne de¤iflti ki, Patri¤i memnun edecek kadar dost oldular. (10 fiubat 1998, Zaman) Müminle Kâfir, ‹manla Küfür Hiçbir Zaman Birleflemez: ‹man ile küfrün, mümin ile kâfirin ayr›lmas› ve bilinmesi lâz›md›r. Bu ise ancak Allah-u Teâlâ’n›n emri ile ayr›l›r ve bilinir. Temiz ile pisin ayr›ld›¤› gibi. Âyet-i kerime’lerde flöyle buyurulmaktad›r: “(Mümin ve kâfir) iki zümrenin durumu, kör ve sa¤›r ile gören ve ifliten kimseler gibidir. Bunlar›n hâli hiç eflit olur mu? Hâlâ düflünmüyor musunuz?” (Hûd: 24) Hakikati gören ve hidayet nûrlar› ile nûrlanan kimsenin durumu, dalâlet karanl›klar›nda bocalayan ve yolunu bulamayan kimsenin durumuna elbette benzemez. “De ki: Hiç körle gören (kâfirle mümin) bir olur mu? Hiç tefekkür etmiyor musunuz?” (En’âm: 50) Allah-u Teâlâ’n›n hükümlerini görüp kabul edenler ile inkâr edenler elbette beraber olamazlar. O’nun yüce peygamberi Muhammed Aleyhisselâm’›n Sünnet-i seniyye’sine ittiba edenlerle etmeyenler flüphe yok ki aslâ bir seviyede bulunamazlar. “Rabb’inden sana indirilenin hak oldu¤unu bilen (mümin) bir kimse, kör gibi olur mu?” (Ra’d: 19) Buradaki körlükten maksat kalp gözü körlü¤üdür. Temmuz 2009 27 Baflyaz› Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri’nin Bir Beyan›: “Ey hitabet-i umumiye s›fat› ile, gazete lisan›yla konferans veren muharrir (yazar)! Sen, kendi nefsini afla¤› göstermeye ve nedamet ederek kusurlar›n› ilân etmeye hakk›n var. Fakat fleair-i ‹slâmiyeye (‹slâm’›n sembolü olan hususlara) z›d ve muhalif olan herzeler (saçmal›klar) ile ‹slâmiyeti lekelendirme¤e katiyyen hakk›n yoktur. Seni kim tevkil etmifltir (vekil k›lm›flt›r)? Fetvây› nereden al›yorsun? Hangi hakka binaen milletin nam›na, ümmetin hesab›na ‹slâmiyet hakk›nda hezeyanlar› savurarak dalâletini neflr ve ilân ediyorsun? Milleti, ümmeti kendin gibi dâll (hak yoldan sapm›fl) zannetme. Dalâletini (sap›kl›¤›n›) kime sat›yorsun? Buras› ‹slâmiyet memleketidir, yahudi memleketi de¤ildir. Cumhur-u mümininin (müminlerin ekserisinin) kabul etmedi¤i bir fleyin gazete ile ilân›, milleti dalâlete dâvettir, hukuk-u ümmete (ümmetin haklar›na) tecavüzdür. Bir adam›n hukukuna tecavüze cevaz-› kanunî olmad›¤› (kanuni ruhsat verilmedi¤i) halde, koca bir milletin belki âlem-i ‹slâm›n hukukuna hangi cesarete binaen tecavüz ediyorsun? A¤z›n› kapat!..” (Mesnevî-i Nuriye sh: 89) Biz bunlara narc› diyoruz, nurcu demiyoruz. Narc› baflka, nurcu baflka. NURCULAR O BÜYÜK ZEVÂT-I K‹RAM’IN ‹Z‹NDEN YÜRÜYEN, NURU TAK‹P EDEN, ALLAH-U TEÂLÂ’NIN NURUNU YAYMAYA ÇALIfiANLARDIR. NARCILAR ‹SE KÜFÜR ‹Z‹N‹ TAK‹P EDERLER, KÜFRÜ YAYMAYA ÇALIfiIRLAR. BUNLAR B‹R TUTULMASIN VE B‹R SANILMASIN. “Âyetlerimiz hakk›nda do¤ruluktan ayr›l›p sap›kl›¤a düflenler bizden gizli kalmazlar. O halde ateflin içine at›lan m› hay›rl›d›r, yoksa k›yamet gününde emin olarak gelen mi daha hay›rl›d›r? Diledi¤inizi yap›n! Do¤rusu O, yapt›klar›n›z› görmektedir.” (Fussilet: 40) Âyet-i kerime’de geçen “‹lhad”; do¤ruluktan e¤rilmek, istikametten ayr›lmak, Hakk’tan bât›la sapmak, bât›l tevillerde bulunmak mânâlar›na gelir. 28 Mümin-Kâfir: Allah-u Teâlâ, âyetlerini yalanlay›p inkâr edenlerin cehennem atefli ile cezaland›r›lacaklar›n›, inananlar›n ise k›yamet gününde emniyet içinde olacaklar›n› beyan buyurmaktad›r. “Kendisine güzel bir vaadde bulundu¤umuz ve ard›ndan ona kavuflan kimse, dünya hayat›n›n geçici nimetlerinden vererek yaflatt›¤›m›z, sonra da cezaland›rmak için k›yamet günü huzurumuza getirilenler aras›nda bulunan kimse gibi olur mu?” (Kasas: 61) Allah-u Teâlâ’n›n kendilerine vâdetti¤i kimseler müminlerdir. Dünya hayatlar›nda Allah-u Teâlâ’ya gönülden inanm›fllar, ahkâma s›k› s›k› sar›lm›fllar, ahiretleri için en güzel haz›rl›klar yapm›fllar ve o vaade kavuflmufllard›r. Kendilerini az bir süre faydaland›rd›¤› kimseler ise kâfirlerdir. Allah’a ve âhiret gününe inanmam›fllar, ahkâm-› ilâhî’yi arkalar›na atm›fllar, huzur-u ilâhî’ye eli bofl gelmifller. Bu iki zümrenin eflit olmayaca¤› apaç›k bir gerçektir. “Yoksa biz muttakileri, yoldan ç›kanlar gibi mi sayaca¤›z?” (Sad: 28) Müminlerle kâfirler, takvâ sahipleri ile fâcirler aslâ bir tutulmayacaklar; müminler nimetlere kavuflacaklar, münkirler ise lây›k olduklar› cezalara çarpt›r›lacaklard›r. “Rabb’inden apaç›k bir delil üzerinde bulunan (mümin) kimse, kötü ifli kendisine güzel gösterilen ve heveslerine uyan (kâfir) kimse gibi olur mu?” (Muhammed: 14) Delil üzerinde olan ve o delil ile Allah yolunda yürüyenler müminlerdir, hevâ ve heveslerine uyanlar da onlara muhalefet ederek giden kâfirlerdir. “Körle gören, iman edip de iyi ifller yapanlarla kötülük yapan bir olmaz. Ne de az düflünüyorsunuz!” (Mümin: 58) ‹nsanlar›n pek ço¤u çok az düflünüp, çok az ö¤üt ve ibret almaktad›rlar. Allah-u Teâlâ di¤er bir Âyet-i kerime’sinde bu gibi kimseler hakk›nda flöyle buyurmufltur: “Kötülükleri kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülü¤ü hiç istemeyen kimseye benzer) mi?” (Fât›r: 8) Onlar kötü ifller yaparlar, bununla beraber güzel ifl yapt›klar›na inan›r ve öyle zannederler. ‹lmi olup da gere¤iyle amel etmeyenler, görüp de görmemezlikten gelenler de kör hükmündedir. “Körle gören, karanl›kla ayd›nl›k, gölge ile hararet bir de¤ildir. Dirilerle ölüler de bir de¤ildir. Allah diledi¤i kimseye iflittirir. Sen kabirde olanlara iflittiremezsin.” (Fât›r: 19-20-21-22) Kabirde olanlardan murat ruhu ölmüfl olanlard›r. Onlar hiçbir hakikati duymazlar. Temmuz 2009 Baflyaz› Mümin iman› sayesinde gölge ve rahat içindedir. Kâfir de inkâr›ndan dolay› yak›c› s›cak içinde ve s›k›nt›dad›r. Kalpleri iman ile mârifetullah ile diri olan müminlerle, içleri küfür ve isyan zulmetleri içinde kalm›fl, mânen ölmüfl kâfirler müsavi olamazlar. “Allah bir kimsenin sinesini müslümanl›k için açarsa, o Rabb’inden verilen bir nur üzerindedir. Kalpleri Allah’› zikretmeye kaskat› olan kimselere ise yaz›klar olsun! Onlar apaç›k dalâlet içindedirler.” (Zümer: 22) Onlar hidayet yolunu takip edemezler, dünya saâdetine, ahiret selâmetine eremezler, hak ve hakikatten daima uzak bulunurlar. “Bir ölü iken kendisini diriltti¤imiz, ona insanlar aras›nda yürüyebilece¤i bir nûr verdi¤imiz kimse, karanl›klar içinde kal›p ondan hiç ç›kmayan kimse gibi olur mu hiç? ‹flte böyle; kâfirlere yapt›klar› fleyler süslü gösterildi.” (En’âm: 122) Bu cazibe sebebiyledir ki, kâfirler yapt›klar›n› be¤enirler ve karanl›klardan hiçbir zaman ç›kamazlar. Bunun neticesi olarak da ahirette cehennem azab› ile cezaland›r›l›rlar. • Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’den rivayet edilen bir Hadis-i flerif’te Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz flöyle buyurmufllard›r: “Ümmetimden birtak›m zümreler türeyecektir. Onlar Kur’an’› öyle okurlar ki; sizin okuyuflunuz onlar›nkinin yan›nda hiç kal›r. Namaz›n›z da namazlar›na göre bir hiç kal›r. Orucunuz da oruçlar›n›n yan›nda bir hiç kal›r. Kur’an’› okurlar, onu lehlerine zannederler, halbuki o aleyhlerine olacakt›r. Namazlar› köprücük kemiklerinden öteye geçmez. Nitekim onlar, okun yaydan ç›kt›¤› gibi ‹slâm’dan hemen ç›kacaklar. Onlarla harp eden ordunun askerleri Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-in dilinden kendilerine ne (kadar ücret)ler takdir edilmifl oldu¤unu bilselerdi (baflkaca) çal›flmaktan mutlaka vazgeçerlerdi.” Hazret-i Ali -radiyallahu anh- bu Hadis-i flerif’i ve devam›n› rivayet etti¤i zaman Ubeyde es-Selmânî -radiyallahu anh-: “Ey müminlerin emiri! Kendisinden baflka ilâh olmayan Allah aflk›na söyle! Sen bu Hadis’i Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-den bizzat iflittin mi?” diye sordu. O da: “Kendisinden baflka ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki evet!” dedi. Ubeyde -radiyallahu anh- ona üç sefer yemin verdi, o da üç sefer yemin etti. (Müslim: 1066) “Onlar da namaz k›l›yor!” diyorsunuz. Bu Hadis-i flerif’e bak›n da karar›n›z› verin! Temmuz 2009 29 Baflyaz› Bunlar›n söz ve icraatlar›na bak›n, bir de Allah-u Teâlâ’n›n hükmüne bak›n! Kim oldu¤unu buradan anlay›n. Resulullah Aleyhisselâm’›n ‹smini Kelime-i Tevhid’den Kald›rmaya Çal›flmak Küfürdür: Allah-u Teâlâ Kur’an-› kerim’inde Peygamber’i Muhammed Aleyhisselâm hakk›nda birçok Âyet-i kerime nâzil buyurmufltur. Resulullah Aleyhisselâm’›n Allah kat›ndaki de¤eri befler idrakinin fevkindedir. Adem Aleyhisselâm’dan beri bütün peygamberlere Ahir zaman peygamberine iman mükellefiyeti yüklenmifltir. Binaenaleyh Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm’a iman etmeyenlerin iman›n› kesinlikle kabul etmedi¤i gibi onu incitip üzenlere dahi ac›kl› bir azap vadetmifltir: “Allah’›n Peygamber’ini incitip üzenlere ac›kl› bir azap vard›r.” (Tevbe: 61) Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm hakk›nda bir baflka Âyet-i kerime’sinde: “Allah’a ça¤›ran (Muhammed’e) uyun ve ona iman edin ki Allah da sizin günahlar›n›z› ba¤›fllas›n ve sizi can yak›c› azaptan korusun.” (Ahkâf: 31) Buyuruyor. Bütün bu hakikatler günefl gibi ortada oldu¤u halde Fethullah Gülen ise flu sözü söylemifltir: “Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bak›fl›n› yeniden gözden geçirmeli ve ›slâh etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Allah’›n resulüdür k›sm›n› söylemeksizin sadece ilk k›sm›n› ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bak›fl›yla bakmal›d›r.” (Küresel Bar›fla Do¤ru, 131. sh) Bu söz bunca Âyet-i kerime’yi inkâr etmek demektir. H›ristiyan Haçl›lar Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e yaz› ve karikatür yolu ile çok çirkin iftira ve yak›flt›rmalar yapt›lar. Bu yüzden ‹slâm dünyas› aya¤a kalkt›. Çünkü onlar ‹slâm’› küçük düflürmek için böyle yapt›lar. Bu adam Resulullah Aleyhisselâm’a dâir bu kadar Âyet-i kerime’yi inkâr ediyor da k›l›n›z k›p›rdam›yor! Hâlbuki bunun yapt›¤› bu karikatürlerden çok daha zararl›d›r. Hem inkâr ediyor, hem de bütün etraf›n› inkâra sevkediyor. Ey müslüman kardefl! Sizler de bu inkârc›lara hakettikleri nazar ile bak›n! ‹nsan Allah-u Teâlâ’ya iman edip Resulullah Aleyhisselâm’a iman etmedikçe hiçbir zaman iman sahibi olmaz. “Kim Allah’›n indirdi¤i hükümlerle hüküm vermezse iflte onlar kâfirlerdir.” (Mâide: 44) 30 Allah-u Teâlâ Kelâm-› kadim’i olan kitab› Kur’an-› kerim’inde flöyle buyuruyor: “Kim Allah’a ve Resul’üne iman etmezse, bilsin ki biz kâfirler için ç›lg›n bir atefl haz›rlam›fl›zd›r.” (Fetih: 13) Kelime-i Tevhid Muhammedün-Resulullah ile tamamlan›r. Muhammedün-Resulullah’› inkâr eden imandan ve ‹slâm’dan ç›kar. • Allah-u Teâlâ Muhammed Aleyhisselâm’a iman etmeyi, Tevhid’in iki rüknünden biri yapm›fl ve: “Lâ ilâhe illâllah”tan sonra “Muhammedün Resulullah” ünvan›n› getirmifltir. Nitekim di¤er din sahipleri de Allah’a inan›yorlar. Muhammed Aleyhisselâm’a iman etmedikleri için küfürde kalm›fl oluyorlar. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i flerif’lerinde flöyle buyurmufllard›r: “Varl›¤›m kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki; bu ümmetten yahudi olsun h›ristiyan olsun, kim benim peygamberli¤imi duyar da benim getirdi¤ime iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur.” (Müslim: 153) “Lâ ilâhe illâllah” demekle iman etmifl olmaz, Gazeteciler ve Yazarlar Vakf› Yay›nlar› taraf›ndan yay›nlanan “Küresel Bar›fla Do¤ru, Kozadan Kelebe¤e-3” isimli eserin 131. sayfas› Temmuz 2009 Baflyaz› “Muhammedün Resulullah” deyince iman etmifl olur. Allah-u Teâla onun sayesinde dalâlette olanlar› hidayete erdirdi. Yahudi ve h›ristiyanlar ehl-i kitap olarak vas›fland›r›lmalar›na ra¤men, Allah-u Teâlâ onlar› Âyet-i kerime’lerinde inkârc› olarak, müflrik olarak k›namaktad›r. Çünkü ehl-i kitap olmak bir kurtulufl de¤ildir. Zira kurtulufl ancak Resulullah Aleyhisselâm’a iman ile mümkündür. Meselâ Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde ehl-i kitab› küfürlerinden dolay› flöyle ikaz etmektedir: “Ey ehl-i kitap! Görüp bildi¤iniz halde niçin Allah’›n âyetlerini inkâr ediyorsunuz?” (Âl-i imran: 70) Hanefi f›kh›n›n ‹mam-› Azam’dan sonraki en büyük iki müctehidinden birisi olan ‹mam-› Muhammed de bu durumu çok aç›k bir flekilde flöyle aç›klam›flt›r: “Ama Yahudilerle H›ristiyanlar›n durumu böyle de¤ildir. Onlar›n ‘lâ ilahe illallah’ demeleri, ‹slâm’a girmifl olmalar›na delil say›lamaz. Rasulullah’›n peygamberli¤ine inanm›yorlard›. Onun için ‹slam’a girmifl olmalar› için ‘Muhammed’ür–Rasûlullah’ demeleri de gerekiyor. Nitekim, rivayete göre, Rasulullah, hasta olan Yahudi komflusunu ziyarete gitti ve o Yahudi’ye telkin sadedinde: ‘fiahadet ederim ki, Allah’tan baflka ilâh yoktur ve ben Allah’›n rasûlüyüm’ buyurdu. Hasta Yahudi, babas›na bakt›. (fiahadeti getirmek için müsaade istiyordu) Babas› da ona: ‘Ebü’l Kas›m’a cevap ver’ dedi. Hasta, flahadeti getirdi ve sonra da ruhunu teslim etti. Bunun üzerine Rasulullah flöyle buyurdu: ‘Sayemde bir kifliyi cehennem ateflinden kurtaran Allah’a flükürler olsun.’ Daha sonra ashab›na da dönerek: ‘Din kardeflinizin cenaze ifllemlerini’ yap›n diye emretti.” (‹mam Muhammed b. Hasan, Siyer-i Kebîr, c.1, s.163-165) Bu hususta bütün Ehl-i sünnet alimleri ayn› hükümleri ortaya koymufllard›r. “‘H›ristiyan, yahudiden daha hay›rl›d›r’ diyen kimse kâfir olur. Zira bu sözü ile, fler’an ve aklen çirkin olan bir fleyi hay›r kelimesi ile vasfetmifl oluyor.. Yahudilik h›ristiyanl›ktan flerlidir.’ diyebilir.” (Ahmed Ziyâüddin Gümüflhânevi, Ehl-i Sünnet ‹’tikad›, Bedir yay›nevi, sh: 100) Siz k›yas edin, papazlar›n aya¤›na gidip “Hazret” diyenlerin, “Rahmet ve merhametle bakmak laz›m” diyenlerin durumunu. “Kâfire, ta’zim ederek hürmet göstermek veya z›mmîyi ta’zim ile selamlamak veyahut bir mecusiye ta’zim ile ‘ya üstad’ demek küfürdür.” (Ahmed Ziyâüddin Gümüflhânevi, Ehl-i Sünnet ‹’tikad›, Bedir yay›nevi, sh: 100) Ehl-i sünnet itikad› budur. Vehhabilik dini kurucular›n›n bile söylemedi¤i sözü bunlar söylemifltir. Bunlar›n durumunu art›k siz k›yas edin. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde buyurur ki: “Resul’üm! Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ: 107) “Allah’a ve Resul’üne itaat edin.” (Enfâl: 1) “Peygamber’e itaat eden, muhakkak Allah’a itaTemmuz 2009 Resulullah Aleyhisselâm H›ristiyanlar› ‹slâm’a Davet Etti! Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellemEfendimiz M›s›r’›n h›ristiyan K›pt kavminin reisine ne buyuruyorlar: “Sizi ‹slâmiyet’i kabule davet ediyorum.”, “fiayet bu davetten yüz çevirirseniz, tebaan›za gelecek felâketin günah› size aittir.” Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellemEfendimiz h›ristiyanlar› ‹slâm’a, Allah’a ve Resulullah’a dâvet etti. Ey Müslüman! Bir Resulullah Aleyhisselâm’›n mektuplar›na bak, bir de bunlar›n sözlerine ve mektuplar›na! Bunlar›n durumlar›n› buradan anla! Ölçü ve örnek Resulullah Aleyhisselâm’d›r. Zira Allah’›n Resulü’nün mektubu ve dâveti böyleydi. Onlar ise küfrü hofl görüyor, küfre meylediyorlar. Kim ki onlara meylederse onlardand›r. Bu böyledir. at etmifl olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlar›n üzerine bekçi göndermedik.” (Nisâ: 80) “Allah’a ve Peygamber’ine muhalefet edenler, iflte onlar en afla¤›l›k kimseler aras›ndad›rlar.” (Mücâdele: 20) fiimdi anlad›n›z m› Allah-u Teâlâ’n›n “Afla¤›l›k kimseler” aras›na koydu¤u kâfirlere “Rahmet ve merhamet nazar›yla bak›n.” demenin küfür oldu¤unu! Bu hükmü bize atfetmeyin. Bu Allah-u Teâlâ’n›n hükmüdür. Allah-u Teâlâ’n›n Att›¤›, Kabul Etmedi¤i Kâfirleri, Kardefl ve Dost Kabul Etmek Din-i ‹slâm’› ‹nkârd›r: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde: “Sizin dostunuz ancak Allah’t›r, O’nun Peygamber’idir. Bir de, Allah’›n emirlerine boyun e¤erek namazlar›n› k›lan, zekâtlar›n› veren müminlerdir.” (Mâide: 55) “E¤er tövbe ederler, namaz› k›larlar, zekat verirlerse art›k onlar dinde sizin kardefllerinizdir.” (Tevbe: 11) Buyuruyor. Fethullah Gülen de Papa’ya gönderdi¤i mektubunda flöyle söylüyor: “Amac›m›z bu üç büyük dinin inananlar› aras›nda hoflgörü ve anlay›fl yoluyla bir kardefllik tesis etmektir.” (9 fiubat 1998, Papa’ya yazd›¤› mektup, bkz. Aksiyon, 167. say›) Hazret-i Allah’›n kâfir dedi¤i insanlarla hoflgörü ve anlay›fl ad› alt›nda kardefllik kurmak istiyor. 31 Baflyaz› edecektir. fiüphesiz ki Allah Bu sözüyle bu Âyet-i keriAziz’dir, hüküm ve hikmet same’leri alenen inkâr etmifltir. Papan›n hibidir.” (Tevbe: 71) “Sizden kim onlar› dost aya¤›na gidip Zira Allah-u Teâlâ’n›n emir ve edinirse, iflte onlar zâlimler“Sizin misyonunuzun nehiylerine iman etselerdi, Resudir.” (Tevbe: 23) bir parças›y›m” diyen bir lullah Aleyhisselâm’› r ehber Bunlara bu nazarla bak›n! kimseden ne beklenir. edinselerdi, tevbe edip flerefi • Papan›n ve h›ristiyanlar›n küfürde de¤il de ‹slâm’da arasaAllah-u Teâlâ ehl-i kitab›n tümisyonu nedir? Görüyorsunuz lard›, onlar için daha iyi olurdu. müne ‹slâm dinine girmelerini Papal›k misyonunun temsilcisi Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i tavsiye edip, bu davete uyanlara binlerce misyoner ‹slâm kerime’sinde flöyle buyurmaktavaadini aç›klad›ktan sonra, h›risdünyas›nda her türlü yol ve d›r: tiyanlar›n bât›l inan›fllar›n› beyan yöntemle h›ristiyanl›¤› yaymaya “Çünkü onlar sald›rganlar›n etmek üzere flöyle buyurmaktaçal›fl›yorlar. tâ kendileridir. Bununla berad›r: “Ey inananlar! Yahudi ve ber kâfirlikten vazgeçip tevbe “‘Allah Meryem o¤lu Meh›ristiyanlar› dost eder, namaz k›lar ve zekât vesih’tir’ diyenler, andolsun ki edinmeyin. Onlar birbirinin rirlerse, art›k onlar dinde karkâfir olmufllard›r.” (Mâide: 17) dostudurlar. Sizden kim defllerinizdir. Biz bilen bir kavO ise Hazret-i Allah’›n kâfir onlar› dost edinirse, o me âyetlerimizi böyle aç›kl›yodedi¤i insanlarla hoflgörü ve anonlardand›r.” ruz.” (Tevbe: 10-11) lay›fl ad› alt›nda kardefllik kur(Mâide: 51) mak istiyor. Bundan daha büyük bir inkâr düflünülebilir mi? Allah-u Teâlâ ‹slâm dininde kimlerin kardefl oldukH›ristiyan Misyonun lar›n› beyan buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor: Parças› Olmak ‹steyenler “E¤er tevbe ederler, namaz› k›larlar ve zekât› ‹slâm Dini’nin Ferdi Olamaz: verirlerse art›k onlar dinde sizin kardefllerinizdir. Bilen bir kavme biz âyetlerimizi böyle uzun uzad›ya Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: aç›kl›yoruz.” (Tevbe: 11) “Hidayet kendisine apaç›k belli olduktan sonra, Allah-u Teâlâ Kur’an-› Azimüflan›nda böyle ferman Peygamber’e muhalefet edip inananlar›n yolundan buyururken, bu Âyet-i kerime’yi inkâr etmekle, ne baflkas›na uyan kimseyi döndü¤ü o yolda b›rak›r›z. yapmak istiyorlar? Ahirette de kendisini cehenneme sokar›z. Ne kötü Allah-u Teâlâ imanla küfrü kesinlikle ay›rdetti¤i bir dönüfl yeridir oras›!” (Nisâ: 115) halde bu emirleri kald›rmaya kalkan, iman ile küfrü kaBuyuruyor. r›flt›rmaya gayret eden kimse; Allah-u Teâlâ’n›n hükO ise Vatikan’a Papa’y› ziyaret etmek için gitti¤inmünü hükümsüz hâle getirmeye çal›flt›¤› için küfre de flöyle söylüyor: kaym›fl de¤il midir? “Papa 6. Paul cenaplar› taraf›ndan bafllat›lan ve deAllah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde, müminlerin vam etmekte olan Dinleraras› Diyalog ‹çin Papal›k kimleri sevip kimlerle dost olacaklar›n› beyan buyur- Konseyi (PCID) misyonunun bir parças› olmak üzere maktad›r: burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk ediflini “Sizin yegâne dostunuz Allah’t›r, O’nun Pey- görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir flekilde hatta biraz gamber’idir ve Allah’›n emirlerine boyun e¤erek cüretle, bu pek k›ymetli hizmetinizi icra etme yolunda namaz k›lan, zekât veren müminlerdir.” (Mâide: 55) en mütevaz› yard›mlar›m›z› sunmak için size geldik.” Allah’a, Peygamber’e ve müminlere dost olmak, (9 fiubat 1998, bkz. Aksiyon, 167. say›) bu dostlu¤un d›fl›ndakileri terPapal›k misyonu diyalog ketmekle mümkündür. ve hoflgörü ad› alt›nda müslüfiu Âyet-i kerime’de ise manlar›n h›ristiyanlaflt›r›lmas›iman dostlu¤unun mahiyeti d›r. Nitekim ziyaret ettikleri ve hakikati befleriyete ilân bu ölen Papa II. Jean Paul’ün edilmektedir: 1991 y›l›nda ilân etti¤i “Re“Mümin erkekler ve müdemptoris Missio” (Kurtar›c› min kad›nlar birbirlerinin Misyon) isimli genelgesinde velileri (dostlar› ve yard›maynen flöyle deniyordu: c›lar›d›rlar.) Onlar iyili¤i em“Dinleraras› diyalog, Kilireder, kötülükten menederse’nin bütün insanlar› Kililer. Namaz› dosdo¤ru k›larse’ye döndürme amaçl› mislar, zekât› verirler. Allah’a ve yonunun bir parças›d›r. Bu Peygamber’ine itaat ederler. misyon asl›nda Mesih’i ve ‹n‹flte Allah onlara rahmet cil’i bilmeyenlere ve di¤er Zaman 32 Temmuz 2009 Baflyaz› dinlere mensup olanlara yöneliktir. Tanr›, Mesih vas›tas›yla bütün insanlar› kendine ça¤›rmakta, vahyinin ve sevgisinin mükemmelli¤ini onlarla paylaflmak istemektedir... Bu aç›klamalar yap›l›rken, kurtuluflun Mesih’ten geldi¤i ve diyalogun evangelizasyon (misyon) dan ayr›lmad›¤› gerçe¤i gözard› edilmemifltir.” (Jean Paul II. Redemptoris Missio Roma: 1991) Bir parças› olmak istedi¤i misyon iflte bu! Bunlar›n “Kiliseye döndürme” misyonunun parças› olduklar›n› ö¤reniyoruz. “Onlardan bir ço¤unu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdü¤ü fley ne kötüdür! Allah onlara gazap etmifltir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklard›r.” (Mâide: 80) Bunlara bu nazarla bak›n! • Onun bu sözünden h›ristiyan, yahudi yak›nlaflmas› ile Papa misyonuna hizmet etti¤i görülmektedir. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde ise; “Allah’›n gadap etti¤i bir toplulukla dostluk kuranlar› görmedin mi? Onlar ne sizdendir, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.” buyurmaktad›r. (Mücadele: 14) Bu Âyet-i kerime’yi inkâr etmekteki cesareti nereden ald›? Bu küfür de¤il midir? Onlarla öyle bir dostluk kurdu ki Vatikan’a kadar gitti ve devaml› olarak hoflgörü, diyalog ad› alt›nda h›ristiyan ve yahudileri müslümanlara dost olarak tan›tt›. Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Kelâm-› kadim’inde: “Birbirine has›m iki zümre.” (Hacc: 19) Âyet-i kerime’si ile inananlarla inanmayanlar› ay›rm›flt›r. Hâl böyle olunca bir müminin kâfirleri ve münaf›klar› dost edinmesi kesinlikle yasaklanm›flt›r. Allah-u Teâlâ’n›n koydu¤u hüküm ve hudut budur. Bunu inkâr ediyorlar, bu hududu kald›r›yorlar. Bu, Âyet-i kerime’leri inkârd›r. ‹slâm’›n hak din oldu¤u, iman›n insan› ayd›nl›¤a ç›kard›¤›; küfrün ise sapm›fll›k oldu¤u, insanlar› karanl›klarda b›rakt›¤› apaç›k ortadad›r. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “‹man ile küfür kesin olarak birbirinden ayr›lm›flt›r.” buyuruyor. (Bakara: 256) Onlar ise bu ilâhi hükme karfl› geliyor, yahudi ve h›ristiyanlar› dost ve kardefl kabul ediyorlar. Bu, Âyet-i kerime’yi inkârd›r. Güneflin varl›¤›na delil, yine güneflin kendisidir. ‹man ile küfür, hak ile bât›l, hidayet ile dalâlet, nûr ile zulmet, saâdet ile felâket apaç›k delillerle birbirinden ay›rt edilir haldedir. ‹man nûru ile münevver olan “Hakikat ehli”, iman yolunu seçti¤i için dünya saâdetine Zaman ahiret selâmetine kavuTemmuz 2009 flacak; küfür karanl›¤›nda kalan “Dalâlet ehli” ise dünyada ve ahirette cezas›n› çekecektir. Onlar ise iman ile küfrü kar›flt›rmaya, küfrü hofl göstermeye çal›fl›yorlar ve inananlar› küfrün içine dald›rmaya çabal›yorlar. Tesettür; Allah-u Teâlâ’n›n Emridir Emr-i ‹lâhî’yi Hafife Alan Küfre Girer: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Resul’üm! Mümin kad›nlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sak›ns›nlar, ›rzlar›n›, namuslar›n› korusunlar. Ziynet yerlerini aç›p göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâd›r. Baflörtülerini (gö¤üs ve boyunlar› görünmeyecek flekilde) yakalar›n›n üstüne koyup örtsünler.” (Nûr: 31) Buyuruyor. Bu adam ise: “Kad›nlar›n bafllar›n› örtmesi iman meselesi ölçüsünde önem arzetmez. Allah’a karfl› kulluk, umumi manada kulluk ölçüsünde önem arzetmez bunlar. Teferruata ait meseledir. ... Temel meseleler varken, teferruatla (furuatla) u¤rafl›lmamal›.” diyor, Allah-u Teâlâ’n›n emriyle alay ediyor. (Bkz. Hürriyet, 23-28 Ocak 1995; Sabah, 23-30 Ocak 1995 tarihli röportajlar) Her türlü ilâhi hükmü hafife ald›¤›, önemsemedi¤i iyice anlafl›lm›fl oldu. “Bu hükümler Allah’›n hudutlar›d›r. Kim Allah’›n hudutlar›n› aflarsa kendisine yaz›k etmifl olur.” (Talâk: 1) Buna daima bu nazarla bak›n! Bunlar hudutlar› aflmakla yetinmiyor, kald›rmaya çal›fl›yorlar. Daha büyük bir cürüm iflliyorlar. Gadabullah’› celbediyorlar. Bunlardan uzak durmak laz›md›r, ilâhî gadaba düçar olmamak için. • Kad›nlara tesettür farzd›r. Dinimiz kötü bak›fllardan korunmak, fitne ve fesad› engellemek, flerefine dil, namusuna el uzat›lmas›n› önlemek için müslüman kad›nlar›n örtünme ve korunmalar›n› aç›k ve kesin olarak emir buyurmufltur. Kur’an-› kerim’de erkek elbisesi hakk›nda hiçbir teferruattan söz edilmezken, kad›n elbisesi hakk›nda oldukça genifl hususiyetler belirtilmektedir. Allah-u Teâlâ, mümine han›mlar›n flereflerinin muhafazas› için tesettüre riâyet etmekle mükellef olduklar›n› beyan etmek üzere Âyet-i kerime’sinde flöyle buyurmufltur: 33 Baflyaz› “Resul’üm! Zevcelerine, k›zlar›na ve müminlerin han›mlar›na söyle. Zaruri bir ihtiyaçlar› olup d›flar› ç›kmak istedikleri zaman, d›fl elbiselerini üzerlerine giysinler.” (Ahzâb: 59) “Cilbab”, kad›nlar›n elbiselerinin üstüne giydikleri, kad›n› tepeden t›rna¤a örten her çeflit büyük örtüdür. Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki: “Ahzâb sûresinin ‘D›fl elbiselerini üzerlerine giysinler.’ âyeti nâzil olunca, Ensar han›mlar› d›flar› ç›kt›lar. Giydikleri örtülerden dolay› sanki bafllar›n›n üzerinde siyah kargalar vard›.” (Ebu Dâvud: 4101) Âyet-i kerime’nin devam›nda flöyle buyuruluyor: “Bu onlar›n ahlâks›z kad›nlardan olmad›klar›n›n bilinmesi ve incitilmemesi için daha elverifllidir. Allah çok ba¤›fllayand›r, merhamet edendir.” (Ahzâb: 59) Tesettürü emreden hicab Âyet-i kerime’leri inmeden önce müslüman kad›nlar baflörtülerini omuzlar› aras›ndan sal›verirlerdi. Bu yüzden saçlar›n›n bir k›sm›, kulaklar›, boyun ve gerdanlar› aç›k kal›rd›. Tesettür emri geldi¤inde, hiçbir kad›n kalmay›p bafllar›ndan afla¤› hemen örtündüler. Bu emr-i flerif zaten f›tratlar›na da uygundu. Hazret-i Âifle -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki: “Allah-u Teâlâ Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacir kad›nlar›n iyili¤ini versin. ‘Baflörtülerini yakalar›n›n üstüne koyup örtsünler.’ Âyet-i kerime’si indi¤i zaman, entarilerinin eteklerini keserek bafllar›n› örttüler.” (Buhârî) Örtünmeyi, setri hafife alan ve inkâr edenlere ise yine Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i flerif’lerinde cevap veriyorlar: Bir gün Hazret-i Âifle -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’in k›z kardefli Esmâ -radiyallahu anhâ- üzerinde ince ve fleffaf bir elbise oldu¤u halde, kendisini ziyarete gelmiflti. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ondan yüzünü ters istikamete çevirerek: “Ey Esmâ! Bülu¤ ça¤›na ermifl bir genç k›z›n, yüz ve ellerinin d›fl›nda hiçbir yerinin görünmesi do¤ru de¤ildir.” buyurdu ve yüzü ile ellerini iflaret etti. (Ebu Dâvud: 4104) Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde bunlar hakk›nda: “Onlar her türlü Âyeti görseler yine de inanmazlar.” buyuruyor. (En’âm: 25) Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i flerif’lerinde buyururlar ki: “fiüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar, fakat Kur’an’›n feyzi onlar›n bo¤azlar›ndan öteye geçmeyecektir. (Yaln›z dilde kalacakt›r.) Nitekim onlar 34 okun av› delip geçti¤i gibi dinden ç›kacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir. ‹flte bütün insanlar›n ve hayvanlar›n en kötüsü bunlard›r.” (Müslim: 1067) “Cebrâil Aleyhisselâm’› Desteklemem” Demek, Allah-u Teâlâ’n›n ‹ndirdi¤ini ‹nkâr Etmektir: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “‹flte onlar Allah’›n hizbi (partisi)’dir. ‹yi bilin ki kurtulufla ulaflacak olanlar Allah’›n hizbi (partisi)’dir.” (Mücadele: 22) Buyuruyor. Bu ise Hazret-i Allah’›n vahiy elçisi olan Cebrail Aleyhisselâm hakk›nda flöyle söylüyor; “Farz-› muhal, o bile gelse Türkiye’de bir parti kursa, onun partisini bile desteklemem...” (23.11.1995, Savafl Ay ile Röportaj) “Cebrâil Aleyhisselâm’› desteklemem” demek “Allah-u Teâlâ’n›n vahyini kabul etmiyorum” demektir. “(Cebrail dedi ki): ‘Biz ancak Rabb’inin emri ile ineriz. Önümüzde, arkam›zda ve bunlar›n aras›nda bulunan her fley O’nundur.’” (Meryem: 64) “Kim Cebrâil’e düflman olursa, iyi bilsin ki bu Kur’an’› Allah’›n izniyle senin kalbine o indirmifltir. O Kur’an ki, önceki Kitaplar’› tasdik edicidir, müminler için hidayet kayna¤› ve müjdedir. Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil’e ve Mikâil’e düflman olursa, iyi bilsin ki Allah da kâfirlerin düflman›d›r. Resul’üm! Andolsun ki biz sana apaç›k âyetler indirdik. Onlar› fâs›klardan baflkas› inkâr etmez.” (Bakara: 97-99) Bunlar›n durumu budur. Bunlara bu nazarla bak›n! Siyasetten uzak oldu¤unu beyan etmek için Cebrail Aleyhisselâm’a itiraz edecek kadar ileri gidiyordu. Bugün ise s›k s›k siyasi mesajlar veriyor. Ülke yönetimi hakk›nda Amerika’dan ahkâmlar kesiyor. Acaba söyledikleri kendi düflüncesi midir yoksa bar›nd›¤› ülke yöneticilerinin mi? Karar› siz verin. ABD gibi dünya imparatorlu¤una soyunmufl devasa bir devlet hiç kendi menfaatlerine hareket etmeyen kifliyi senelerce ülkesinde bar›nd›r›p O’na kol kanat gerer mi? • “Cebrâil Aleyhisselâm’› desteklemem” sözü ile Mücâdele sûre-i flerif’inin 22. Âyet-i kerime’sini inkâr etmifltir. Aksiyon Bu emr-i ilâhi’yi Allah-u Temmuz 2009 Baflyaz› Teâlâ’n›n emriyle getiren Cebrâil Aleyhisselâm’d›r. Bu Âyet-i kerime’sinde “Ülâike hizbullah” = “Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. Onun “Girmem” dedi¤i parti iflte budur. Hazret-i Allah’›n partisi Cebrâil Aleyhisselâm’›n getirdi¤i ‹slâm partisi iken, onun vahiy elçisi Cebrâil Aleyhisselâm’›n getirece¤i partiye “Girmem” demesinin kayna¤› nedir? Bu alenen Hazret-i Allah’a karfl› gelmektir. “Bunlar güya Allah’› ve müminleri aldatmaya çal›fl›rlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldat›rlar da bunun fark›nda de¤illerdir.” (Bakara: 9) Allah-u Teâlâ onlar›n iddiâlar›n› reddetmektedir. Her ne kadar müslümanlar› aldatmaya çal›fl›yorlarsa da, asl›nda aldanan bizzat kendileridir, en büyük zarar› yine kendileri görürler, yapt›klar›n›n vebali kendilerine döner. Allah-u Teâlâ’n›n en çok bu¤zetti¤i kimseler bunlard›r. Onlar›n kalpleri nifak ve flüphe ile doludur. Âyet-i kerime’de buyuruldu¤u üzere: “Onlar›n kalplerinde hastal›k vard›r.” (Bakara: 10) “Allah da onlar›n hastal›klar›n› art›rm›flt›r.” (Bakara: 10) “Söylemekte olduklar› yalanlar sebebiyle onlara elem verici azap vard›r.” (Bakara: 10) Onlar Kitabullah’a itibar etmeyince, Allah-u Teâlâ da bu hastal›¤› tafl›yanlar›n hastal›¤›n› daha da art›rm›flt›r. Bu yüzdendir ki Allah-u Teâlâ’n›n kahr›na müstehak olmufllard›r. Kendilerinin nas›l bir cehalet ve dalâlet çukuruna düflmüfl olduklar›n›n hiç fark›nda de¤ildirler. Âyet-i kerime’de flöyle buyuruluyor: “Kendilerine ‘Yeryüzünde fesad ç›karmay›n!’ denildi¤i zaman ‘Biz ancak ›slah edicileriz.’ derler.” (Bakara: 11) Allah-u Teâlâ onlar›n bu cevaplar›n› fliddetli bir flekilde reddederek Âyet-i kerime’sinde flöyle buyurur: “‹yi bilin ki as›l ortal›¤› ifsad edenler kendileridir. Lâkin anlamazlar.” (Bakara: 12) Kalplerinden iman nûru silindi¤i için bunun böyle oldu¤unu hissedip anlamazlar. Para Toplamak, Din Ad›na Dilencilik Yapmak ‹slâm’da Yoktur: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz. Onlar do¤ru yoldad›rlar.” (Yâsin: 21) Buyuruyor. Bu ise gerek himmet geceleri, gerek iftar ziyafetleri ile trilyonlarca lira para toplatt›r›p Hazret-i Allah’›n emrine karfl› geliyor. “Allah’›n âyetlerini az bir dünya menfaati karfl›l›¤›nda satt›lar da insanlar› O’nun yolundan al›koydular. Onlar›n yapt›klar› gerçekten ne kötüdür!” (Tevbe: 9) Temmuz 2009 Cebrâil Aleyhisselâm Hazret-i Allah’›n Emrinden Baflkas›n› Getirmez! “Cebrâil Aleyhisselâm’› desteklemem” demek “Allah-u Teâlâ’n›n vahyini kabul etmiyorum” demektir. “(Cebrail dedi ki): ‘Biz ancak Rabb’inin emri ile ineriz. Önümüzde, arkam›zda ve bunlar›n aras›nda bulunan her fley O’nundur.’” (Meryem: 64) “Kim Cebrâil’e düflman olursa, iyi bilsin ki bu Kur’an’› Allah’›n izniyle senin kalbine o indirmifltir. O Kur’an ki, önceki Kitaplar’› tasdik edicidir, müminler için hidayet kayna¤› ve müjdedir. Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil’e ve Mikâil’e düflman olursa, iyi bilsin ki Allah da kâfirlerin düflman›d›r. Resul’üm! Andolsun ki biz sana apaç›k âyetler indirdik. Onlar› fâs›klardan baflkas› inkâr etmez.” (Bakara: 97-99) Buna bu nazarla bak›n! • ‹slâm’da para toplamak, ‹slâm ad›na dilencilik yapmak yoktur. Bunlar ise para toplad›lar, dilencili¤in ad›na himmet dediler. Bu icraatlar din-i ‹slâm’a ayk›r›d›r. Oysa size: “Fâs›ka yard›m eden kimse ‹slâmiyet’in y›k›lmas›na yard›m etmifl olur.” (Münâvî) Hadis-i flerif’ini defalarca söyledik. Yâsin: 21 Âyet-i kerime’sini de size tebli¤ ettik, amma siz Âyet-i kerime’ye bakmad›n›z, Hadis-i flerif’e inanmad›n›z, buna uydunuz ve cehennemi boylad›n›z. Hadis-i flerif’te: “Onlar›n dinleri para olacak.” buyuruluyor. (Münâvî) Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i flerif’lerinde “Dinlerini dünyal›¤a alet edecekler.”, “Koyun postuna bürünecekler” buyuruyor: “Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyal›¤a âlet edeceklerdir. ‹nsanlara karfl› koyun postuna bürünmüfl gibi yumuflak ve güzel huylu görünürler. Dilleri flekerden bile tatl›d›r, amma kalpleri kurt gönlü gibidir. Azîz ve Celîl olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) flöyle buyuruyor: Bunlar acaba benim sonsuz affedicili¤ime mi güveniyorlar, yoksa bana karfl› meydan m› okuyorlar? Ululu¤um hakk› için, onlara öyle a¤›r bir musibet verece¤im ki aralar›nda bulunan yumuflak bafll›lar flaflakalacaklard›r.” (Tirmizî) • Kim ki para topluyorsa, bu gibi kimselerin do¤ru yolda olmad›¤›n› Yâsin sûre-i flerif’inin 21. Âyet-i keri35 Baflyaz› me’si beyan etmektedir. Zira yaratAmerika’n›n Dostlu¤u ve mak da emretmek de Allah’a mahGölgesi Alt›nda Çal›fl›yor: sustur. Emr-i ilâhî böyle iken buna “‹man karfl› geldiler. Alenen küfürde olAllah-u Teâlâ Âyet-i kerime’leile küfür duklar›n› ilân ettiler. rinde: birbirinden O kadar para toplad›lar ki, niha“Ey inananlar! Yahudi ve h›yet arzu ettikleri noktaya gelince kesin olarak ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar paralar›n› muhafaza edemez oldubirbirinin dostudurlar. Sizden ayr›lm›flt›r.” lar ve koyacak yer bulamad›lar. Alkim onlar› dost edinirse, o onlar(Bakara: 256) lah-u Teâlâ’n›n en çok bu¤zetti¤i dand›r.” (Mâide: 51) “Ey iman edenler! haramlardan birisi fâiz oldu¤u hal“Sen onlar›n dinine uymad›kde onlar banka kurdular. Kâr pay› Küfrü imana tercih ça ne yahudiler ne de h›ristiyankisvesi alt›nda vatandafl› da fâize lar senden aslâ hoflnut olmazlar.” ediyorlarsa, bulaflt›rd›lar. (Bakara: 120) babalar›n›z› ve “Ey iman edenler! Allah’tan Buyuruyor. sak›n›n›z. E¤er iman›n›zda gerçek kardefllerinizi dost Fethullah Gülen ise flöyle söylüiseniz, fâizden arta kalan› b›rak›n edinmeyin. yor: almay›n. Yok e¤er fâizi terket“Bütün dünyada yap›lacak ifller Sizden kim onlar› mezseniz, bunun Allah’a ve Peyburadan idare edilebilir ve hatta dost edinirse, iflte gamber’ine aç›lm›fl bir savafl oldenilebilir ki, flöyle veya böyle du¤unu bilin.” (Bakara: 278-279) onlar Amerika ile dostça geçinmeden Âyet-i kerime’lerinde haber vezâlimlerdir.” destek almak de¤il, dostça geçinrildi¤i üzere, do¤rudan do¤ruya meden, Amerikal›lar istemezlerse, (Tevbe: 23) Hazret-i Allah’a ve Resulullah Aleykimseye dünyan›n de¤iflik yerlerinhisselâm’a harp ilân ettiler. de hiçbir ifl yapt›rmazlar. fiimdi baz› Hazret-i Allah’a ve Resul’üne gönüllü kurulufllar dünya ile entegharp ilân etmifl olan kimseler ise en rasyon ad›na gidip dünyan›n de¤ifliddetli bir dil ile lânetlenmifllerdir. flik yerlerinde okullar aç›yorlarsa, bu itibarla, mesela Hadis-i flerif’te flöyle buyuruluyor: “Allah faiz yiyeni, yedireni, flahitlerini ve kâtibi- Amerika ile çat›flt›¤›n›z sürece bu projelerin gerçekleflni lânetlemifltir.” (Tirmizî) tirilmesi mümkün olmaz. Amerika, hâlâ bu dünya geHakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime’lerinde misinin dümeninde oturan bir milletin ad›d›r. ... O aç›fâizi fliddetle yasaklam›flt›r: dan, Amerika daha uzun zaman dünyan›n kaderinde “Fâizi yemeyiniz!” (Âl-i imrân: 130) çok önemli bir rol oynayacakt›r. Bu realite kabul edil“Fâiz yiyenler: ‘Fâiz ticaret gibidir’ dedikleri için meli. Amerika göz ard› edilerek flurada burada bir ifl k›yamet günü kabirlerinden fleytan çarpm›fl gibi ih- yap›lmaya kalk›lmamal›. ... Amerika düzeninin bozultiyaçlar içinde kalkacaklard›r. mamas›n› ister. Amerika’daki ahengin devam ve teOysa, Allah al›fl-verifli helâl, fâizi haram k›lm›fl- madisini ister. Ve ben bunu çok yad›rgamam.” (Yeni t›r.” (Bakara: 275) Yüzy›l, 23.07.1997, http:// tr.fgulen.com/content/ viBu nur ç›k›nca, içyüzlerini a盤a vurunca bunlar›n ew/7877/15/) soygunlar› bitti. Bu para toplama h›rs› onlar› ‹slâm diAmerika hesab›na çal›flt›¤› kenninden rahatça ç›kard›. Böylece di ifadesi ile ortaya ç›k›yor. kendilerine tâbi olanlar›, o masum Buna bu nazarla bak›n. yavrular›n hepsini küfrün kuca¤›na Amerika’da oturuyor, Amerika att›lar. ile dostça geçindi¤ini söylüyor. Bu da yetmiyormufl gibi imanArt›k herkes biliyor ki gerek Türkil› talebeleri yavafl yavafl küfr e ye’de gerek ‹slâm dünyas›nda bu meylettirdiler. Papazlarla anlaflt›lar, hoflgörü zihniyetini “Il›ml› ‹slâm” papazlar› resmen hazret olarak kaprojesinin bir parças› olarak Amebul ettiler. rika destekliyor. Böylece bunun Bir Âyet-i kerime’de de flöyle Amerika hesab›na çal›flt›¤› kendi buyuruluyor: ifadesi ile ortaya ç›k›yor. “Onlar size s›k›nt› verecek Amerika’y› o kadar özümsemifl fleyleri isteyip dururlar, öfkeleri ki bir Türk yurdu olan Yakutistan’› a¤›zlar›ndan taflmaktad›r. Kalptarif ederken “Yakutistan biraz ötelerinin gizledikleri ise daha büde, Alaska’n›n ötesinde!…” sözleyüktür.” (Âl-i imran: 118) Allah-u Teâlâ’n›n hükmü burini kullan›yor. Tariflerini Ameridur. ka’ya göre yap›yor. Zaman 36 Temmuz 2009 Baflyaz› rum.” “E¤er kabul etmezsen, büMüminleri b›rak›p kâfirlerle tün halk›n vebali senin boynundostluk yapmak müslüman oldu¤udad›r.” nu söyleyen insana yak›fl›r m›? “Allah'›n “Aram›zda ortakl›k var, senin Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinküfrün de hofl” demiyor. “‹slâm’a de müminlere dost ve düflmanlar›hoflnutlu¤unu girmezsen bütün halk›n vebali n› ay›rdetmelerini muhakkak emregözeten kimse, senin boynundad›r.” diyor. diyor ve flöyle buyuruyor: Allah'›n gadab›na Resulullah Aleyhisselâm’›n K›pt “Ey inananlar! Müminleri b›kavmi’nin reisi Mukavk›s’a gönderrak›p kâfirleri dost edinmeyin. u¤rayan kimse gibi di¤i bir baflka mektuplar› ise flu fleAllah’›n aleyhinize apaç›k ferman olur mu? Berikinin yeri kildedir: vermesini mi istersiniz?” (Nisâ: cehennemdir. O ne “Rahman ve Rahim olan Al144) lah’›n ad›yla. Cinsi ne olursa olsun küfür, ‹skötü bir dönüfl yeridir!” Allah’›n kulu ve Resulü Mulâm’a göre tek bir millettir. Mümin(Âl-i imrân: 162) hammed’den K›pt kavminin reisi lerin dostu ise ancak müminlerdir. Mukavk›s’a: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sin“Hiç mümin olan Do¤ru yola giden için emniyet de buyurur ki: kimse, fas›k olan ve selâmet vard›r. Binaenaleyh si“Müminler müminleri b›rak›p kimse gibi midir? zi ‹slâmiyet’i kabule davet ediyokâfirleri dost edinmesinler. Kim rum. Kabul ederseniz selâmet bunu yaparsa, Allah ile bir dostElbette bunlar eflit bulacak, hem taht›n›z› kurtarm›fl lu¤u kalmaz.” (Âl-i imrân: 28) olamazlar.” ve hem de tebaan›z› ‹slâmiyet’le Allah-u Teâlâ ile hiçbir ilgileri (Secde: 18) müflerref etmek yüzünden iki kat kalmad›¤› gibi, Allah-u Teâlâ’n›n dimükâfat kazanm›fl olacaks›n›z. ninde onlar›n hiçbir yeri yoktur. fiayet bu davetten yüz çevirirseAradaki bütün ba¤lar tamamen keniz, tebaan›za gelecek felâketin silmifltir. günah› size aittir. Gerçekten de onlar kâfirlerle birliktedirler. ‘Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aram›zda eflit bir “Onlar müminleri b›rak›p kâfirleri dost edinir- kelimeye geliniz. Allah’tan baflkas›na tapmayal›m. ler. Onlar›n taraf›nda bir fleref ve kudret mi ar›yor- O’na hiçbir fleyi ortak koflmayal›m. Allah’› b›rak›p lar? Bilsinler ki fleref ve kudret tamamen Allah’a da kiminiz kiminizi ilâhlaflt›rmas›n. E¤er onlar yine âittir.” (Nisâ: 139) yüz çevirirlerse: ‘fiâhit olun ki, biz müslümanlar›z.’ Allah-u Teâlâ’n›n fleref vermedi¤i kimseler hiçbir (Âl-i imran: 64)” (Topkap› Saray› Müzesi, Env. No: flekilde fleref sahibi olamazlar. fiu halde kâfirlerden ve 21/174) kâfirlerin dostlu¤undan fleref beklemek ne büyük bir Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz gaflettir! M›s›r’›n h›ristiyan K›pt kavminin reisine ne buyuruyorlar: “Sizi ‹slâmiyet’i kabule davet ediyorum.”, “fiaResulullah Aleyhisselâm’›n yet bu davetten yüz çevirirseniz, tebaan›za gelecek ‹slâm’a Dâveti: felâketin günah› size aittir.” Allah-u Teâlâ Âl-i imran 64. Âyet-i kerime’sinde Bak›n Resulullah Aleyhisselâm h›ristiyan hüküm- flöyle emir buyuruyor: darlar›na mektuplar›nda nas›l hitap ediyor? “E¤er onlar yine yüz çevirirlerse: ‘fiahit olun ki, “Allah’›n kulu ve elçisi Muhammed’den Rum’un biz müslümanlar›z.’ deyin.” (Âl-i imran: 64) büyü¤ü Herakl’e. Do¤ru yolda gidene selâm olsun. Âyet-i kerime bu tevilcilerin durumunu günefl gibi Bunu böylece bilesin. Sonra ben seni ‹slâm’a dâvet ortaya koyuyor. ediyorum. ‹slâm’a gir ki, selâmette kalas›n. Allah Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz da (hem ‹sâ’ya, hem Muhammed’e iman etti¤in için) h›ristiyanlar› ‹slâm’a, Allah’a ve Resulullah’a dâvet etti. sana ecrini iki kat versin. E¤er kabul etmezsen, büEy Müslüman! tün halk›n vebali senin boynundad›r. Bir Resulullah Aleyhisselâm’›n mektuplar›na bak, ‘Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aram›zda eflit bir bir de bunlar›n sözlerine ve mektuplar›na! Bunlar›n dukelimeye geliniz. Allah’tan baflkas›na tapmayal›m. rumlar›n› buradan anla! O’na hiçbir fleyi ortak koflmayal›m. Allah’› b›rak›p Ölçü ve örnek Resulullah Aleyhisselâm’d›r. da kiminiz kiminizi ilâhlaflt›rmas›n.’ (Âl-i imran: 64)” Zira Allah’›n Resulü’nün mektubu ve dâveti böyEy müslüman! Resulullah Aleyhisselâm h›ristiyan Bizans ‹mpara- leydi. Onlar ise küfrü hofl görüyor, küfre meylediyorlar. toru’na ne diyor? “Ben seni ‹slâm’a davet ediyo- Kim ki onlara meylederse onlardand›r. Bu böyledir. Temmuz 2009 37 Baflyaz› ‹MAN-KÜFÜR BERZAHI Allah-u Teâlâ ‹slâm ile küfrü ay›rm›fl, ayr› ayr› iki zümre oldu¤unu beyan buyurmufl, müminlerle kâfirlerin aras›ndaki berzah› aç›k ve kesin olarak ilân etmifltir. O’nun koydu¤u hüküm ve hudutlar›, 10 berzah Âyet-i kerime’sini arzediyoruz. Bu Âyet-i kerime’ler iman edenler içindir. ‹man ile küfrü kar›flt›rmaya çal›flanlar›n ‹slâm ile hiçbir ilgisi yoktur. Hakiki bir mümin Allah-u Teâlâ’n›n Âyet-i kerime’si okundu¤u zaman titrer. Bunlar›n k›l› k›p›rdam›yor. ‹man ile Küfür Berzah› 1: “‹ki has›m zümre.” (Hacc: 19) Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime’sinde ‹slâm ile küfrü ay›rm›fl, ayr› ayr› iki zümre oldu¤unu beyan buyurmufl, müminlerle kâfirlerin aras›ndaki berzah› aç›k ve kesin olarak ilân etmifltir. O'nun koydu¤u hüküm ve hudut budur. Bu hududu kald›rmak isteyen küfre kayar. Küfrü imanla, küfür ehlini iman ehli ile bir tutmak bu Âyet-i kerime’yi inkârd›r, alenen küfürdür. Adem Aleyhisselâm'dan beri gelip geçen bütün insanlar iki zümreye ayr›lm›fllar; Hakk'tan yana olanlar Hakk'› hakikati savunmufllar, bât›ldan yana olanlar Hakk'› ve hakikati reddedip küfrü savunmufllard›r. Zira bu iki zümrenin biri di¤erine has›md›r. Bu iman ve küfür berzah›d›r, hakikat ile dalâlet berzah›d›r. Tevhid ve flirk mücadelesidir. Asl›nda bu Âyet-i kerime mümin ile kâfiri, iman ile küfrü ay›rmas› bak›m›ndan kâfidir. Allah için sevgi, Allah için bu¤z iman›n en sa¤lam kulpudur. ‹man›n tekâmülünde en büyük âmildir. Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i flerif’lerinde buyururlar ki: “Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için bu¤zetmektir.” (Ebu Dâvud) ‹nsan bunu ay›rdedemezse, ne kadar ibadet ederse etsin dalâlettedir, sap›kl›ktad›r. Allah-u Teâlâ ile aras›nda çok büyük bir uzakl›k meydana gelir, rahmet-i ilâhiden kovulur. Kitabullah’›n hükmüne r›zâ göstermeyenleri dost edinmenin insan› ‹slâm hudutlar› haricine ç›karaca¤› kesinlikle bilinmelidir. Bir müminin her fleyden önce dininde ve iman›nda samimi olmas› gerekir. Küfre r›zâ küfürdür. Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde: “E¤er onlara uyarsan›z siz de müflrik olursunuz.” buyuruyor. (En’âm: 121) Burada da apaflikâr görülüyor ki onlara meyleden onlardand›r. Allah-u Teâlâ onlar› hidayetten mahrum etti¤ini beyan buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor. Müminlerin dostlar›n› ise Âyet-i kerime’sinde be38 yan buyurmufltur: “Kim Allah’›, Peygamber’ini ve inananlar› dost edinirse bilsin ki flüphesiz Allah’tan yana olanlar üstün gelirler.” (Mâide: 56) Di¤erlerinin üstünlü¤ü görünüfltedir veya geçicidir. Küfrü hofl görenler h›ristiyan papa ve papazlarla, yahudi hahamlarla, küffar devletleriyle bir yak›nlaflmaya girmifller; ‹slâm ümmetine küfrü hofl göstermeye çal›fl›yorlar. Oysa Allah-u Teâlâ iman ile küfrü kesin olarak ay›rm›flt›r. “Hem müslüman olay›m, hem kâfir olay›m” demek olmaz. Allah-u Teâlâ iman ile küfrü birbirinden ay›rd›¤› halde, “Biz has›m de¤iliz, dostuz.” dediler, bu Âyet-i kerime’yi inkâr ettiler ve küfürlerini alenen ilân ettiler. Bunlar›n ‹slâm dinine ve müslümanlara olan zarar› ve tahribat› kâfirlerden daha büyük ve daha beterdir. Çünkü kâfirin küfrü aç›kt›r, insan ona göre tedbirini alabilir. Bunlar›n küfrü ise maskenin alt›nda oldu¤u için, hakikat ile dalâleti fark edemeyenler onlar› müslüman zannederek aldan›r, küfür bata¤›na düfler ve dinden imandan soyulurlar. "Münaf›klar cehennemin en alt tabakas›ndad›rlar. Art›k onlar için hiçbir yard›mc› bulamazs›n." (Nisâ: 145) ‹man ile Küfür Berzah› 2: “‹man ile küfür birbirinden kesin olarak ayr›lm›flt›r.” (Bakara: 256) Hakk Celle ve Alâ Hazretleri iman ile küfrü, inananlarla inanmayanlar› birbirinden kesin olarak ay›rm›flt›r. Dünyada ay›rd›¤› gibi, ahirette de inananlar›n saâdete, inanmayanlar›n felâkete u¤rayacaklar›n› haber vermifltir. ‹slâm’›n hak din oldu¤u, iman›n insan› ayd›nl›¤a ç›kard›¤›; küfrün ise sapm›fll›k oldu¤u, insanlar› karanl›klarda b›rakt›¤› apaç›k ortadad›r. Bunlar ise bu ilâhi hükme karfl› geldiler, iman ile küfrü kar›flt›rmak istediler. Küfrü hofl gösterdiler ve tevhidi b›rak›p flirki tercih ettiler. Allah-u Teâlâ’n›n huTemmuz 2009 Baflyaz› dutlar›n› kald›rmaya kalkt›lar. Allah-u Teâlâ böyle buyuruyorken onlar küfrün hofl görülmesi için çal›fl›yorlar. Bu küfürdür. Bu Âyet-i kerime’yi inkârd›r. ‹man nûru ile münevver olan “Hakikat ehli”, iman yolunu seçti¤i için dünya saâdetine ahiret selâmetine kavuflacak; küfür karanl›¤›nda kalan “Dalâlet ehli” ise dünyada ve ahirette cezas›n› çekecektir. Onlar ise iman ile küfrü kar›flt›rmaya, küfrü hofl göstermeye çal›fl›yorlar ve kendileri küfre dald›klar› gibi inananlar› da küfrün içine dald›rmaya çabal›yorlar. Hazret-i Allah’›n dostlu¤u, yard›m›, inayeti iman edip, Hakk yolda yürüyenler ve Hakk’› savunanlar›n üzerinedir. “Allah iman edenlerin dostudur. Onlar› karanl›klardan kurtar›p nûra ç›kar›r.” (Bakara: 257) Küfrün ve müdafilerinin dostlar› ise ta¤uttur. Onlar nûra de¤il, nâra götürürler. “‹nkâr edip kâfir olanlar›n dostlar› ise Ta¤ut’tur. Onlar› nûrdan al›p karanl›klara götürür. ‹flte onlar cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklard›r.” (Bakara: 257) ‹man›n nûr ile ifade edilmesinden daha derin ve flümullü bir tabir bulunamaz. Küfrün ise zulümat ile ifade edilifli de ayn›d›r. Hakk’›n nûrundan baflka bütün yollar hiç flüphe yok ki zulümat›n tâ kendisidir. Allah-u Teâlâ hiçbir müminin kendi yolundan baflka yollara gitmesine asla izin vermez. Âyet-i kerime’sinde flöyle buyurur: “Allah ve Peygamber’i bir ifle hüküm verdi¤i zaman, mümin bir erkekle mümin bir kad›n için art›k o iflte kendi arzular›na göre seçme hakk› yoktur. Allah’a ve Peygamber’ine bafl kald›r›p isyân eden kimse hiç flüphesiz ki apaç›k bir flekilde sap›kl›¤a Allah için sevgi, Allah için bu¤z iman›n en sa¤lam kulpudur. ‹man›n tekâmülünde en büyük âmildir. Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i flerif’lerinde buyururlar ki: “Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için bu¤zetmektir.” (Ebu Dâvud) ‹nsan bunu ay›rdedemezse, ne kadar ibadet ederse etsin dalâlettedir, sap›kl›ktad›r. Allah-u Teâlâ ile aras›nda çok büyük bir uzakl›k meydana gelir, rahmet-i ilâhiden kovulur. düflmüfl olur.” (Ahzab: 36) Bu Âyet-i kerime hususi bir hadise hakk›nda nâzil olmakla beraber hükmü umumidir. Buradaki emir ve talimat k›yamete kadar geçerlidir. ‹man ile Küfür Berzah› 3: “Hakk› bât›l ile kar›flt›rmay›n, bilerek hakk› gizlemeyin!” (Bakara: 42) Bunlar Hakk ile bât›l›, hakikat ile dalâleti birbirine kar›flt›r›yorlar ve bilerek hakk› gizliyorlar, bu fermân-› ilâhîyi bütünüyle inkâr ediyorlar, Allah-u Teâlâ'n›n hükmünü çi¤niyor, Allah-u Teâlâ'n›n mümin ve kâfir hu- ‹brahim Aleyhisselâm ne yahudi, ne de h›ristiyand›. O Allah'› bir tan›yan dosdo¤ru bir müslümand›. Asr-› saâdet’te Medine'deki yahudi ve h›ristiyanlar ‹brahim Aleyhisselâm'›n dini hakk›nda münakaflaya tutuflmufllard›. Her grup en iyi '‹brahimî Din'in kendi dîni oldu¤unu iddiâ ediyordu. Durumu Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e götürdüler. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlar›n bu iddiâlar›n› dinledi ve: “Hiçbirinizin dini ‹brahimî de¤ildir!” cevâb›n› verdi. Resulullah'›n bu cevab›n› be¤enmeyen yahudi ve h›ristiyanlar›n, buna itirâza kalk›fl›p; “Verdi¤in bu hükmü kabul etmiyoruz, dînine de inanm›yoruz!” Demeleri üzerine Allah-u Teâlâ: “Yoksa onlar Allah'›n dininden baflka bir din mi ar›yorlar?” (Âl-i ‹mrân: 83) Âyet-i kerîme'sini inzâl buyurdu. (Kurtubî, “Ahkâmü'l-Kur’an, c. 3, s. 82.) Temmuz 2009 Nitekim Allah-u Teâlâ di¤er bir Âyet-i kerime'sinde flöyle buyurmufltur: “‹brahim ne yahudi, ne de h›ristiyand›. O Allah'› bir tan›yan dosdo¤ru bir müslümand›, müflriklerden de de¤ildi.” (Âl-i imrân: 67) Zaman Gazetesi, 14 Nisan 2000 39 Baflyaz› Gerçek ‹man Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde Resul-i EkKüfür ehline sevgi göstermek, Allah’a ve ahirem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine hitap ederek ret gününe inanman›n gerekleriyle taban tabana onun flahs›nda bütün befleriyete flu gerçe¤i ferman z›tt›r. Zira onlarla dostluk kurmak, küfre sevgi gösbuyurmaktad›r: termektir. Kim Allah’› severse, O’nun düflmanlar›na “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mille- düflman olur. Nur ile karanl›k bir araya gelmedi¤i tin; babalar›, o¤ullar›, kardeflleri veya akrabalar› gibi; bir kalpte hem Allah sevgisi, hem de O’nun da olsa, Allah’a ve Peygamber’ine muhalefet düflmanlar›n›n sevgisi beraber bulunmaz. Küfre mueden kimselere sevgi beslediklerini göremezhabbet ile iman bir arada bar›nmaz. Bir kimseyi sin.” (Mücâdele: 22) sevenin, onun düflman›n› sevmesi mümkün de¤ilGerçek iman budur, bu ‹slâm dinine göredir. Görülüyor ki Âyet-i kerime, iman yak›nl›¤› ol- dir. Bu iki fley kalpte birleflmez. Kalpte Allah düflmanlar›n›n sevgisi yerleflince orada iman bulunmaz. mayan akrabal›klar› kökünden y›km›fl oluyor. ‹slâm tarihinde bunun birçok canl› örnekleri Binaenaleyh hiçbir müminin hiçbir halde onlarla vard›r. dostluk kurmas›na cevaz yoktur. dutlar›n› kald›rarak, “Kâfir de kardeflimizdir.” diyorlar. Halbuki Âyet-i kerime’sinde Allah-u Teâlâ: “Müminler kardefltir.” buyuruyor. (Hucurat: 10) Bu ilâhî hükmü böylece kald›rmak isterler. Allah-u Teâlâ bu gibi kimseleri Âyet-i kerime’sinde bize tan›t›yor ve flöyle buyuruyor: “Bunlar güya Allah’› ve müminleri aldatmaya çal›fl›rlar. Oysa onlar sadece kendilerini aldat›rlar da bunun fark›nda de¤ildirler.” (Bakara: 9) Allah-u Teâlâ onlar›n iddiâlar›n› reddetmektedir. Her ne kadar müslümanlar› aldatmaya çal›fl›yorlarsa da, asl›nda aldanan bizzat kendileridir, en büyük zarar› yine kendileri görürler, yapt›klar›n›n vebali kendilerine döner. “Hidayet kendisine apaç›k belli olduktan sonra, Peygamber'e muhalefet edip inananlar›n yolundan baflkas›na uyan kimseyi döndü¤ü o yolda b›rak›r›z. Ahirette de kendisini cehenneme sokar›z. Ne kötü bir dönüfl yeridir oras›!” (Nisâ: 115) Allah-u Teâlâ'n›n halketti¤i bütün mahlûkat bunlara lânet eder. Niçin? Çünkü müslüman gibi görünüyor, fakat Din-i ‹slâm'a ihanet ediyor. Bir taraftan dini, di¤er taraftan devleti y›kmaya çal›fl›yor. Ve fakat müminleri b›rak›p kâfirlere hizmet ettiklerinden ötürü azaplar› kâfirinkinden çok daha fliddetlidir. Nitekim bir Âyet-i kerime'sinde Allah-u Teâlâ flöyle buyurmaktad›r: “Zulmedenler nas›l bir y›k›l›flla y›k›lacaklar›n›, hangi deli¤e t›k›lacaklar›n› yak›nda görecekler.” (fiuarâ: 227) ‹man ile Küfür Berzah› 4: “Ey inananlar! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onlar› dost edinirse, o onlardand›r. fiüphesiz ki Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.” (Mâide: 51) 40 Emr-i ilâhi böyle iken bu Âyet-i kerime’yi inkâr etmekte ve küfürlerini ilân etmektedirler. Bu inkâr›n, bu küfrün kayna¤› nedir? Çünkü Cenâb-› Hakk “Kim onlar› dost edinirse o onlardand›r.” buyurdu¤una göre Allah-u Teâlâ burada hükmünü koydu ve kesip att›. Böyle oldu¤u halde, “Bunlar bizim dostumuzdur.” dediler, bu Âyet-i kerime’yi inkâr ettiler ve küfürlerini ilân ettiler. Bu ilâhî hitap, ‹slâmiyet’in ilk y›llar›ndan itibaren k›yamete kadar gelip geçecek olan bütün müslümanlarad›r. Onlar hakk›ndaki hüküm ne ise, onlar› dost edinen hakk›ndaki hüküm de odur. O art›k onlardan bir kimse gibi olur ve Hakk’a de¤il, onlar›n gayelerine hizmet eder. Ahirette de onlarla beraber haflrolur. Onlar›n zâhirde gösterdikleri sevgi ve ünsiyete katiyyen itibar edilmemesi gerekir, zira sahtedir. ‹çleri d›fllar›na uygun de¤ildir. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Ey inananlar! Müminleri b›rak›p da kâfirleri dost edinmeyin! Allah’›n aleyhinize apaç›k bir ferman vermesini mi istersiniz?” buyuruyor. (Nisâ: 144) Allah-u Teâlâ’n›n emri ve hükmü budur. Bu hükmü kald›r›yorlar. Bu Âyet-i kerime’yi inkâr ediyorlar. Halbuki; onlar ‹slâm’›n ve müslümanlar›n düflman›d›rlar, müslümanlar›n bafl›na daima bir gaile ç›karmaktan ve kötülük etmekten baflka bir fley düflünmezler. Dinini terkedip kendilerine tâbi olmad›kça, hiçbir müslümandan memnun olmazlar. Müslümanlarla savaflmak hususunda tarih boyunca daima dinsizlerden yana olmufllard›r. ‹ki yüz y›l boyunca haçl› seferleriyle ‹slâm beldelerine sald›ranlar onlard›r. Âyet-i kerime'de flöyle buyuruluyor: “‹nsanlar içerisinde, müminlere en fliddetli düflman olarak yahudileri bulursun.” (Mâide: 82) Müminleri b›rak›p kâfirlerle dostluk yapmak münaf›kl›¤›n en aç›k delili oldu¤u gibi, münaf›klar›n en bâriz Temmuz 2009 Baflyaz› huy ve hususiyetlerindendir. Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde: “Kâfirlere ve münaf›klara itaat etme!” buyuruyor. (Ahzâb: 48) Bu Âyet-i kerime hakk›nda Elmal›l› Hamdi Yaz›r Efendi tefsirinde flöyle söylemektedir: “Dâvet görevini yerine getirirken onlara dost gibi görünmek, alçaktan almak, tebli¤de yumuflak davranmak yasaklan›yor. Yasaklama ve uzlaflt›rma, abart› ile onlar› heyecana getirmek için mânâ ‘‹taat etme!’ biçiminde olumsuz ifade edilmifl ve Allah’›n emirlerini tebli¤de bir nebze hoflgörü, kâfirlere ve münâf›klara itaat etmek mânâs›nda oldu¤u anlat›lm›flt›r.” Allah-u Teâlâ müminlere kâfirleri dost edinmemelerini muhakkak emrettikten sonra, bu emr-i flerif’e uymayanlar›n ise Allah’›n dostlu¤unu kaybetmekle cezaland›r›laca¤›n› bildirmektedir: “Müminler müminleri b›rak›p kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostlu¤u kalmaz.” (Âl-i imran: 28) Allah-u Teâlâ ile hiçbir ilgileri kalmad›¤› gibi, Allah-u Teâlâ’n›n dininde onlar›n hiçbir yeri yoktur. Aradaki bütün ba¤lar tamamen kesilmifltir. ‹man ile Küfür Berzah› 5: “Kim ‹slâm'dan baflka bir din ararsa, onunki aslâ kabul edilmeyecektir. Ahirette de ziyan edenlerden olacakt›r.” (Âl-i imrân: 85) Bu kimseler bütün iyiliklerini kaybetmifller ve cezâya müstehak olmufllard›r. ‹slâm'dan yüz çevirip bir baflka din arayan kimse, faydal›y› kaybedip büyük bir zarara düflmüfltür. ‹slâm dini Allah-u Teâlâ'n›n emridir, hükmüdür. ‹lk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem Aleyhisselâm ile bafllam›fl, zaman›n ak›fl› içerisinde ve her peygamber geliflinde en mükemmele do¤ru daima bir geliflme kaydetmifltir. Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'a gelince de kemâlini buldu ve son fleklini ald›. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde: “Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlad›m ve size din olarak ‹slâm'› be¤endim.” buyuruyor. (Mâide: 3) ‹slâmiyet son dindir, k›yamete kadar bâkidir. Her yönü ile ilâhidir, günün flartlar›na uymaz, o flartlar› de¤ifltirip kendine uydurur. Zaman›n de¤iflmesiyle ilâhi hükümler de¤iflmez ve de¤ifltirilemez. ‹nsanlar›n yeni bir dine ihtiyaçlar› yoktur. Fakat zamanla vesveselere dal›p arzu ve heveslere kap›ld›klar› için, hakikati hat›rlatmaya, ruhlar›n› kuvvetlendirmeye ihtiyaçlar› vard›r. Allah-u Teâlâ din olarak ‹slâm dinini seçip be¤enmifl ve kat›nda makbul olan bu dini Resul-i Ekrem'i olan Muhammed Aleyhisselâm vas›tas›yla befleriyete ilân etmifltir: “Allah kat›nda din ‹slâm'd›r.” (Âl-i imrân: 19) Temmuz 2009 “Birbirine has›m iki zümre.” (Hacc: 19) Hazret-i Allah iman ile küfür aras›nda aç›k ve kesin bir berzah koymufl iken kâfirlerle bir olmak, onlar›n küfrünü hofl görmek hangi müslümana yak›fl›r? Müslüman olan bu alçalmay›, ‹slâm’›n ve iman›n yüksekli¤ine tercih eder mi? “Allah’a ve Peygamber’ine muhalefette bulunanlar, kendilerinden öncekilerin alçalt›ld›¤› gibi alçalt›lacaklard›r. Hâlbuki biz apaç›k âyetler indirmiflizdir. Kâfirler için alçalt›c› bir azap vard›r.” (Mücâdele: 5) Allah-u Teâlâ'n›n kat›nda makbul olan din yaln›z budur. Bu O'nun hükmüdür. Din olarak yaln›z ‹slâm vard›r. Hüküm budur. ‹lâhî emirler budur. Di¤er bir Âyet-i kerime'sinde buyurur ki: “Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanlar›n ço¤u bilmezler.” (Rûm: 30) Dimdik ayakta durmak ne demektir? Allah-u Teâlâ indirdi, hükmü ile emri ile indirdi. Bu din O'nun dinidir, ancak bu din ile amel edilir. Bu din ile amel eden müslümand›r, bu din ile amel etmeyenler; inkâr etmezse fâs›kt›r, inkâr ederse kâfirdir. Bu dini bozmaya ve y›kmaya çal›flmak, hiç flüphesiz ki kâfirin küfür alâmetlerinden birisidir. ‹slâm dini Allah-u Teâlâ'n›n râz› oldu¤u ve ondan baflkas›n› kabul etmedi¤i bir dindir. ‹slâm dini gönderildi¤i zaman nas›l taptaze idiyse, k›yamete kadar da bu tazeli¤ini ve ciddili¤ini koruyacakt›r. O, Allah-u Teâlâ'n›n dinidir ve dimdik ayakta kalacakt›r. Kur’an-› kerim'in bir harfi bile de¤iflmez, bir tek Âyet-i kerime'si inkâr edilmez. ‹man ile Küfür Berzah› 6: “Sen onlar›n dinine uymad›kça ne yahudiler ne de h›ristiyanlar senden aslâ hoflnut olmazlar.” (Bakara: 120) Onlar ‹slâm'›n ve müslümanlar›n düflman›d›rlar, müslümanlar›n bafl›na daima bir gaile ç›karmaktan ve kötülük etmekten baflka bir fley düflünmezler. Dinini terk edip kendilerine tâbi olmad›kça, hiçbir müslümandan memnun olmazlar. ‹nsanlar›n birbirlerine tabiatlar›n›n sirayeti, baz› hastal›klar›n sirayeti gibidir. Bilhassa küfür ve nifak hastal›klar› derhal sirayet eder, çünkü insan›n tabiat› daima isyana meyillidir. Yahudi ve h›ristiyanlar ‹slâm'›n en büyük düflman›d›rlar. 41 Baflyaz› ‹man ile Küfür Berzah› 7: "Ey inananlar! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin." ‹bn Sîrîn -rahmetullâhi aleyh- Hazretleri'ne evini kilise yap›lmak üzere h›ristiyanlara satan bir adam›n hâli soruldu¤unda, soranlara: "Ey inananlar! Yahudi ve h›ristiyanlar› dost edinmeyin." Âyet-i kerimesini okuyarak cevap vermiflti. (Taberî, “Tefsîr-i Taberî”, c. 4, s. 618) ‹smâil Hakk› Bursevî -kuddise s›rruhHazretleri "Rûhu'l-Beyân Tefsiri”nde bu Âyet-i kerime'yi flöyle tefsir etmifltir: "Bil ki nefis, fleytan ve insan vücudunda bulunan di¤er flerler, yahudi ve h›ristiyanlar gibidir. Nas›l ki yahudi ve h›ristiyanlarla dost olmamak, onlardan uzak durmak gerekiyorsa; ayn› flekilde nefis ve yard›mc›lar›yla dostluk da câiz de¤ildir. Çünkü onlar›n arzular›na uymak, hem cehennem atefline, hem de Allah'tan uzakl›k atefline sevkeder. Mü'min kim olursa olsun Allah'›n düflmanlar›na düflman olmakla memurdur; yoksa imân› aslâ geçerli olmaz!” Onlar hiçbir yerde, hiçbir tarihte müslümanlara dost olmam›fllard›r. Müslümanlarla savaflmakta her zaman için birbirine dost olmufllard›r. ‹nkâr ve sap›kl›kta birlefltikleri için, müslümanlara karfl› bir el gibidirler. Bu sert ve fliddetli hüküm, müslümanlar›n onlardan uzak durmalar›n› ve sak›nmalar›n› ihtar içindir. Bu ilâhî hüküm kesindir, bu böyledir, bunu böyle bilin ve onlar› öylece tan›y›n. Onlar hakk›ndaki hüküm ne ise, onlar› dost edinen hakk›ndaki hüküm de odur. O art›k onlardan bir kimse gibi olur ve Hakk'a de¤il, onlar›n gayelerine hizmet eder. Ahirette de onlarla beraber haflrolur. Ehl-i küfür hiçbir zaman müslümanlara olan düflmanl›klar›ndan vazgeçmezler. Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde flöyle buyurmaktad›r: “E¤er onlar›n güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karfl› savafla devam ederler.” (Bakara: 217) Bu ilâhî buyruk, kâfirlerin müslümanlara düflmanl›kta ne kadar ileri gittiklerini, bât›l inançlar›nda ne derece kat› davrand›klar›n›, düflmanl›klar›n›n süreklili¤ini bildirmekte, müslümanlar› dinlerinden çeviremedikleri sürece bu savafllara ara vermeyeceklerini beyan etmektedir. Güçleri yetse, bundan hiç de geri kalmazlar. 42 “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babalar›, o¤ullar›, kardeflleri veya akrabalar› da olsa, Allah’a ve Peygamber’ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin. Onlar o kimselerdir ki, Allah iman› kalplerine yazm›fl ve onlar› kendinden bir ruh ile desteklemifltir. Onlar› içlerinden ›rmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklard›r. Allah onlardan râz› olmufl, onlar da Allah’tan hoflnut olmufllard›r. ‹flte onlar Allah’›n hizbi (partisi)dir. ‹yi bilin ki kurtulufla ulaflacak olanlar Allah’›n hizbi (partisi)dir.” (Mücâdele: 22) Allah-u Teâlâ’ya ve Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine gerçek mânâda gönül verenlerin, onlara düflman olanlarla sevgi ba¤›n› kurdu¤unun görülmeyece¤i bu Âyet-i kerime’de aç›kça beyan buyurulmaktad›r. Bu vas›flar gerçek müminlere âittir. Allah-u Teâlâ’ya ve Resulullah Aleyhisselâm’a düflmanl›k etmek, küfrün ve flirkin en fliddetlisidir. Küfre ve kâfirlere muhabbet ise iman ile bir arada bulunmaz. Kim Allah’› ve O’nun Peygamber’ini severse, onlar›n düflmanlar›na düflman olur. Allah ve Peygamber sevgisinin bütün sevgilerin üzerinde tutulmas›, her türlü muhabbete tercih edilmesi gerekir. Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime'sinde kendi dinini, kendi partisini, kendi dosdo¤ru yolunu ilân etmifl, kurtuluflun ancak ve ancak burada oldu¤unu ferman buyurmufltur. Onlar sevdikleri her fleyi elde eden, her korkudan yana emniyet içerisinde olan kimselerdir. Bu Âyet-i kerime, iman yak›nl›¤› olmayan akrabal›klar› kökünden y›km›fl oluyor. Nuh Aleyhisselâm’›n o¤lu inanmayanlarla beraber suda bo¤ulmufltu. “Yâ Rabb’i! O¤lum benim ehlimdendir, sen benim ehlimi kurtarmay› vâdetmifltin!” diye münâcaatta bulundu¤u zaman Allah-u Teâlâ: “Ey Nuh! O senin ehlin de¤ildir. Çünkü o kötü bir ifl ifllemiflti.” buyurdu. (Hud: 46) ‹nsana kendi evlâd›ndan daha yak›n kimse olmad›¤›na göre, Âyet-i kerime’den anlafl›l›yor ki, hakiki yak›nl›k iman yak›nl›¤›d›r. Allah-u Teâlâ di¤er bir Âyet-i kerime’sinde flöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalar›n›z› ve kardefllerinizi dost edinmeyin. Sizden kim onlar› dost edinirse, iflte onlar zâlimlerdir.” (Tevbe: 23) Yani baflkalar› flöyle dursun öz babalar›n›z›, öz kardefllerinizi bile, kâfirli¤i müminli¤e tercih ettikleri takdirde dost edinmeyin, küfre yard›mc› olmay›n. ‹slâm bu iman› gerektirir. Bu Âyet-i kerime’ler kimlerin dost ve kardefl olaca¤›n› anlat›yor. Temmuz 2009 Baflyaz› ‹man ile Küfür Berzah› 8: “Hay›r! Biz hakk› bât›l›n tepesine fliddetle indirip atar›z da, onun beynini parçalar. Bir de görürsünüz ki bât›l yok olup gitmifltir.” (Enbiyâ: 18) Bu kesin hükümdür. Hakk'›n zuhuru bât›l›n kal›nt›lar›n› ortadan kald›r›r. Bu Âyet-i kerime bunlar›n sihirlerini bozdu att›, küfre kayd›klar› meydanda kald›. “Fakat onlar›n ço¤u haktan hofllanmamaktad›rlar.” (Müminûn: 70) Allah-u Teâlâ'n›n hakk›n bât›la, iman›n küfre, hakikatin dalâlete galip gelece¤ine dair hem vaad-i sübhanî'si, hem müjde-i ilâhî'si bulunmaktad›r. “Allah bât›l› imhâ eder. Kelimeleriyle hakk› gerçeklefltirir.” (fiûrâ: 24) Önlerine sürülen beyanlar hep Allah-u Teâlâ'n›n kelâm› ve hakikatleridir. Di¤er Âyet-i kerime'lerinde buyurur ki: “fiüphesiz ki bizim ordumuz galip gelecektir.” (Sâffât: 173) Onlar›n ço¤unlukla ald›klar› netice zafer ve ilâhî yard›md›r. Baz› zaman ve mekânlarda bir tak›m ibtilâ ve mihnetlerle karfl›laflsalar dahi bu böyledir. “Allah'›n nûrunu a¤›zlar›yla üfleyip söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hofllanmasalar da Allah nûrunu mutlaka tamamlayacakt›r.” (Tevbe: 32) “Günahkârlar istemese de Allah, sözleriyle hakk› ortaya ç›karacakt›r.” (Yunus: 82) ‹man Birli¤i Baflka, Akrabal›k Baflka fieydir! Kureyfl’in reisi Ebu Süfyân, Hudeybiye anlaflmas›n›n müddetini uzatmak için Medine-i münevvere’ye gelmiflti. Ancak Resulullah Aleyhisselâm'la do¤rudan görüflmeye cesaret edemiyordu. Ne yapaca¤›n› düflünürken, daha önce iman edip Resulullah Aleyhisselâm'la evlenen k›z› Ümmü Habîbe -radiyallâhu anhâ-n›n yan›na gitti. Ondan Resulullah Aleyhisselâm'la kendisi aras›nda arac›l›k yapmas›n› isteyecekti. Ümmü Habîbe -radiyallâhu anhâ- babas›n› karfl›lad›, içeriye ald›. Fakat Resulullah Aleyhisselâm'›n oturdu¤u yere onu oturtmak istemedi¤i için, minderi toplay›p kald›rd›. Bunun fark›na varan Ebu Süfyan içerleyerek: “K›z›m, minderi mi bana, beni mi mindere lây›k görmedin?” diye sordu. Ümmü Habibe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz: “O Resulullah'a âittir. Sen ise müflriksin, pissin. O mindere oturmaya lây›k de¤ilsin!” diye cevap verdi. K›z›n›n bu davran›fl› karfl›s›nda Ebu Süfyan: “Vallâhi k›z›m, bizden ayr›lal› sana bir hâl olmufl, sen çok de¤iflmiflsin!” demek zorunda kald›. ‹man ile Küfür Berzah› 9: “Kim iman› küfürle de¤iflirse, flüphesiz ki dümdüz yoldan sapm›fl olur.” (Bakara: 108) Dosdo¤ru yoldan ç›k›p yoldan sapm›fl olur. ‹man bir bütündür, parçalanamaz. ‹man ile küfür aras›nda orta bir yol olmad›¤› gibi; iman ile küfür, hak ile bât›l aras›nda bir mertebe de yoktur. Allah-u Teâlâ bir baflka Âyet-i kerime'sinde flöyle buyurur: “Sizden her kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onlar›n yapt›klar› ifller dünyada da ahirette de bofla gitmifltir. Onlar cehennemliktirler ve orada ebedî kal›rlar.” (Bakara: 217) Müslümanlardan herhangi biri, hangi sebepten olursa olsun dininden döner ve kâfir olarak ölürse, art›k onun daha önce müslüman olarak iflledi¤i bütün iyi ameller bât›l olur. T›pk› bütün ömürlerini küfür içinde geçiren öteki kâfirler gibi olurlar. Dininden dönenlerin ve hak yoldan yüz çevirenlerin âk›beti budur. Allah-u Teâlâ’n›n halketti¤i bütün mahlûkat ihânet edenlere lânet eder. Niçin? Çünkü müslüman gibi görünüyor, fakat din-i ‹slâm’a ihanet ediyor. Bir taraftan dini, di¤er taraftan devleti y›kmaya çal›fl›yor. Fakat onlar bunu bilmezler, gayeleri peflinde koflarlar. “‹man ettikten, peygamberin hak oldu¤una fleTemmuz 2009 hâdet ettikten ve kendilerine apaç›k deliller geldikten sonra inkâr eden bir toplulu¤u Allah nas›l hidayete erifltirir? Allah zâlimler toplulu¤unu hidayete erifltirmez.” (Âl-i imrân: 86) Allah-u Teâlâ kendilerine apaç›k deliller geldikten sonra inanmay›p yüz çeviren, din-i ‹slâm’dan ç›kan inkârc›lar›n cezas›n›n ne kadar korkunç oldu¤unu beyan ediyor. “Onlar iman ettiler, sonra inkâr ettiler. Bu yüzden kalpleri mühürlendi. Art›k onlar anlamazlar.” (Münâfikûn: 3) Münaf›k; d›fl› müslüman içi kâfir olan, duruma göre de¤ifliklik gösteren, iki yüzlü kimse demektir. Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in mahrem-i esrâr› olan Huzeyfe -radiyallahu anhHazretleri buyururlar ki: “Münaf›kl›k Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- devrinde vard›. fiimdi ise imandan sonra küfür vard›r.” (Buhârî. Fiten, 21) Bunlar› size izah etmekteki gayemiz iman ile küfrün aras›na berzah› koymakt›r. ‹man ile küfrün, mümin ile kâfirin ayr›lmas› ve bilinmesi lâz›md›r. Bu ise ancak Allah-u Teâlâ'n›n emri ile ayr›l›r ve bilinir. Temiz ile pisin ayr›ld›¤› gibi. Bunu bilmek için de “‹lâhî Hükümler”i bilmek lâz›md›r. 43 Baflyaz› “Dinini bütün dinlere üstün k›lmak için Peygamber’ini hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. fiâhit olarak Allah yeter.” (Fetih: 28) “Kim ‹slâm’dan baflka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o âhirette kaybedenlerden olacakt›r.” (Âl-i ‹mran: 85) “Ey iman edenler! Hep birden tam bir teslimiyetle ‹slâm’›n sulh ve selâmetine girin.” (Bakara: 208) “Yoksa onlar›n, Allah’›n izin vermedi¤i bir dini ortaya koyan ortaklar› m› var? E¤er erteleme sözü olmasayd›, derhal aralar›nda hüküm verilirdi. fiüphesiz ki kâfirlere can yak›c› bir azap vard›r.” (fiûrâ: 21) “fieytan onlara yapt›klar› iflleri güzel gösterip, onlar› do¤ru yoldan ç›kard›.” (Ankebut: 38) ‹man ile Küfür Berzah› 10: “‹flte böyle, inkâra sapanlar bât›la uydular, iman edenler ise Rabb'lerinden gelen Hakk'a uydular.” (Muhammed: 3) Allah-u Teâlâ kâfirlerin sap›kl›k, müminlerin de do¤ru yolu bulmalar›n›n sebeplerini aç›klamak üzere Âyet-i kerime'sinde böyle buyurmaktad›r. Hakk'a uymak, Hakk ehline uymakla mümkün olur. Çünkü onlar hakk› gerçeklefltirmekte ve ona yol göstermekte peygamberlerin vârisleridirler. Hakk ehline uyan hakikati bulmufl ve hidayete ermifltir, bât›l ehline uyan da sap›tm›flt›r. “Allah insanlara misallerini iflte böyle anlat›r.” (Muhammed: 3) Allah-u Teâlâ her iki zümrenin durumunu bir berzah olarak apaç›k beyan ediyor ki, insanlar ibret ve ö¤üt als›nlar. Bir Âyet-i kerime’de flöyle buyurulmaktad›r: “(Hak ile bât›l›n, hakikat ile dalâletin, do¤ru ile e¤rinin) aras›n› ay›rd›kça ay›ranlara andolsun ki!” (Mürselât: 4) Allah-u Teâlâ’n›n emir ve nehiylerini ümmetlerine tebli¤ eden peygamberler ve onlar›n vekilleri de bu 44 Âyet-i kerime’nin flümulüne girmektedir. Enbiyâ-i izam Hazerât› ümmetlerini kati delillerle Allah yoluna dâvet ettikleri gibi, Vâris-i enbiyâ olan ümmetin seçkinleri de halk› Hakk'a dâvet ederler. Bir Âyet-i kerime'de flöyle buyurulmaktad›r: “Yaratt›klar›m›zdan öyle bir topluluk da vard›r ki, onlar Hakk'a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler.” (A'raf: 181) Bunlar iman kurtar›c›s›d›rlar. Allah-u Teâlâ bunlar› bu vazife için; her türlü kötülü¤ü, bilhassa bölücülü¤ü, tefrikay›, ezcümle flerleri def etmek için, din-i ‹slâm'›n bütünlü¤ünü sa¤lamak için ve: “fiüphesiz sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabb’inizim. O halde benden korkun.” (Müminun: 52) Âyet-i kerime'sinde belirtildi¤i üzere, müslümanlar› o bir f›rkaya çekmek için, ciddi bir berzah koymak için, hak ile bât›l› tamamen ay›rmak için gönderilmifllerdir. Nitekim Seyyid Abdulkadir Geylânî -kuddise s›rruh- Hazretleri “Fethu’r-Rabbânî” adl› eserinin “60. Meclis”inde flöyle buyurur: “Yerine göre halk›n tepesine bir tokmak olur. Hak olanla bât›l olan› birbirinden ay›rt eder.” ‹flte bu büyük fitne ve flerlerden kurtarmak için, nûr-i ilâhî'yi yaymak ve tokma¤› vurmak için, hak ile bât›l›n aras›n› ay›rt etmek için, iflte bu Allah yolunun yolcular› bu vazife ile gönderilmifllerdir. Allah-u Teâlâ Mürselât sûre-i flerif'inin di¤er dört Âyet-i kerime'sinde flöyle buyuruyor: “Estikçe eserek, (zararl›lar›) savurup atanlara andolsun ki!” (Mürselât: 2) Bunlara bir nevi ak›nc› denir. Günümüzdeki iman kurtarma mücadelesi yapanlar da bu müjdeye, bu tebflirâta girmektedirler. “(Hakikat) tohumlar›n› yayd›kça yayanlara andolsun ki!” (Mürselât: 3) Hakikat Cenâb-› Hakk’› tarif eder, ulvî gerçekleri beyan eder. Hakikat tohumlar›n› yayanlar, hiçbir k›nay›c›n›n k›namas›ndan çekinmezler. Vazifelerini bihakk›n yürütmek isterler. Hakikati tebli¤ ederler. Hakikati yayd›kça yayarlar ve iman kurtar›rlar. “(Kalplerde) Allah’›n zikrini uyand›ranlara andolsun ki!” (Mürselât: 5) ‹lâhî buyruklar› insanlar›n kalp ve dima¤lar›na yerlefltirmeye çal›fl›rlar. “Gerek (Allah’a yönelenleri) ar›tmak, gerek (kötüleri) sak›nd›rmak için olsun.” (Mürselât: 6) Allah-u Teâlâ’ya yönelenleri ar›nd›rmak için, kötüleri kötülüklerinden sak›nd›rmak için ö¤üt telkin ederler. Her fesatç›n›n amans›z düflman›d›rlar. Bütün yalanc›lar›n, fesadç› ve ifsadç›lar›n hiç çekinmeden üzerlerine giderler. Ümmet-i Muhammed’i fesad ve ifsaddan kurtarmak için, dolay›s›yla imanlar›n› kurtarmak için hakikati bütün aç›kl›¤› ile tebli¤ ederler. Bütün gaye ve maksatlar› Nûr-i Muhammedî’nin yay›lmas›, insanlar›n Allah ve Resul’ünde birleflmesidir. Temmuz 2009 Baflyaz› “Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çok fliddetli bir azap vard›r ve onlar›n kurduklar› tuzaklar da mutlaka bofla ç›kacakt›r.” (Fât›r: 10) Hak ve hakikat ehline tuzak kurmak isteyen dalalet zümreleri, her devirde bulunmufltur. Bu dalalet zümreleri imandan mahrum olduklar› için bütün kuvvet ve kudret bizdedir zannettiler. Halbuki Allah kimine mühlet verdi, kiminin cezas›n› hemen verdi! “‹yi bilin ki, Allah’›n veli kullar› için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar.” (Yunus: 62) Allah-u Teâlâ’n›n peygamberlerine, velilere, müminlere tuzak kurmak isteyen zâlimler güruhu her devirde olmufltur. Herkes asl›n›n icraat›n› yap›yor. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellemEfendimiz’e Kurulan Tuzak: Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde flöyle buyurmaktad›r: “Kendilerine dokunan bir s›k›nt›dan sonra insanlara bir rahmet tatt›rsak, hemen âyetlerimiz hakk›nda bir tuzak düflünürler. De ki: Allah’›n tuza¤› daha çabuktur. fiüphesiz ki kurdu¤unuz tuzaklar› elçilerimiz yaz›yorlar.” (Yunus: 21) Allah-u Teâlâ yola gelmeyenleri derece derece azaba yaklaflt›r›r ve mühlet verir ki, suçlular aslâ ceza görmeyeceklerini san›rlar. Halbuki onlar kendilerine verilen sürenin içinde bulunmaktad›rlar. Sürenin bitiminde cezalar› ans›z›n bafllar›na gelir. “Resul’üm! Onlar›n yüzünden tasalanma. Aleyhinde kurduklar› tuzaklardan s›k›nt› duyma.” (Neml: 70) Kötü tuzak ancak sahibini yakalar. Allah-u Teâlâ Kur’an-› kerim’inde müflriklerin Resulullah Aleyhisselâm’› kimvurduya getirip ortadan kald›rma plânlar›ndan flu flekilde söz etmektedir: “Resul’üm! Hat›rla o zaman› ki, kâfirler seni ba¤lay›p bir yere kapamak veya öldürmek ya da seni (Mekke’den) sürmek için sana tuzak kuruyorlard›. Onlar sana tuzak kurarlarken Allah da tuzaklar›n› bozuyordu. Allah tuzaklara karfl›l›k verenlerin en hay›rl›s›d›r.” (Enfâl: 30) Allah-u Teâlâ tuzak kuranlara önce ümit verir, sonra da tuzaklar›n› bofla ç›kar›r, kendi bafllar›na geçirir. Halbuki Resulullah Aleyhisselâm’›n aralar›nda bulunmas› onlar için büyük bir nimet, büyük bir rahmet idi. Hicret edince o rahmet de kalkm›fl oldu. K›sa bir zaman sonra cezalar›n› fazlas›yla buldular. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde bu hakikati aç›k bir flekilde beyan buyuruyor: “Resul’üm! Onlar seni bu yerden söküp atmak için rahats›z edip dururlar. O takdirde kendileri de Temmuz 2009 senden sonra yurtlar›nda pek az kalabilecekler.” (‹srâ: 76) Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime ile onlar› tehdit etti. Resulullah Aleyhisselâm’› Mekke’den ç›kar›rlarsa orada çok az bir süre kalabileceklerini bildirdi. Bu apaç›k bir gayb haberiydi. Nitekim öyle olmufltur. Allah-u Teâlâ Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine yard›m etmifl, az›l› düflmanlar› Bedir savafl›nda helâk olmufllar ve sonunda Mekke’nin fethini nasip buyurmufltur. Kur’an-› kerim’in haber verdi¤i bu haber de bir mucize olarak az bir zaman sonra gerçekleflmifltir. Bu ise Allah-u Teâlâ’n›n bafllang›çtan beri süregelen kanunudur: “Senden önce gönderdi¤imiz peygamberlerimiz hakk›ndaki kanun da budur. Bizim kanunumuzda hiçbir de¤ifliklik bulamazs›n.” (‹srâ: 77) Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde Kureyfl müflriklerinin Resulullah Aleyhisselâm’a ve müslümanlara tuzak kurduklar› gibi, onlardan önce gelmifl geçmifl kâfirlerin de peygamberlere ve inananlara tuzak kurduklar›n›, fakat Zât-› akdes’inin bu tuzaklar› kendi bafllar›na geçirdi¤ini beyan etmektedir: “Onlardan öncekiler de tuzak kurdular. Oysa bütün tuzaklar Allah’a âittir. Herkesin ne kazand›¤›n› O bilir. Kâfirler de bu yurdun sonunun kime âit oldu¤unu yak›nda bilecekler!” (Ra’d: 42) Güzel sonucun kimin, kötü âk›betin kimin olaca¤› yak›nda belli olacak. Allah-u Teâlâ hadd-i zât›nda hile ve tuzak kurmaktan münezzehdir. O’nun tuza¤› Peygamber’ine ve müminlere kurulan tuza¤› savuflturmak ve geçersiz k›lmak içindir. Tuzak kuranlar›n tuza¤›n› önlemesinde müminlere hay›r oldu¤u gibi, tuzak kuranlara haddini bildirmek, baz›lar›n›n tevbe edip o iflten vazgeçmesine sebep olmak bak›m›ndan o ifli yapanlar için hay›rdan baflka birfley de¤ildir. ‹flte bundan dolay› Allah-u Teâlâ “Hayrül-mâkirîn” dir. ‹brahim Aleyhisselâm’a Kurulan Tuzak: ‹brahim Aleyhisselâm’› tuzak kurarak atefle at›p yakmak istemifllerdi fakat atefl yakmad›. Akarsular›n 45 Baflyaz› gül bahçelerinin ortas›na selâra karfl›l›k vermekte en güçmetle iniverdi. Allah-u Teâlâ lü oland›r.” (Âl-i imrân: 54) nâr› nur eyledi. Onlar dan daha sa¤lam Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Bütün melekler bu hadituzak kurar, onlar› kendi kazHadis-i kudsî’de flöyle buyuruyor: seyi hayranl›kla seyrettiler. d›klar› kuyuya düflürür. Ceza“Velilerimden birisine Müflriklerin tuzaklar›n› ya çarp›lan›n nereden geldidüflmanl›k eden kimseye defedecek bir gücü bulunma¤ini bilemeyece¤i bir flekilde ben harp ilân ederim. yan ve tek bafl›na olan bir zâceza vermeye en çok mukteKulumu bana en çok yaklaflt›ran t›n üzerine o esnada kudret dir oland›r. fley, farz k›ld›¤›m ibâdetleri eli müdahale etti. Allah-u Teâlâ kulu ve Reyapmas›d›r. Nâfile ibadetlerle de “Böylece ona bir tuzak sul’ü ‹sa Aleyhisselâm’a vabana o kadar yaklafl›r ki, nihayet kurmak istediler, fakat biz hiyle durumu haber verdi, tuonlar› daha çok hüsrana u¤zak haz›rlayanlar›n bu tuzaklaben o kulumu severim. Sevince ratt›k.” (Enbiyâ: 70) r›n› nas›l baflar›s›zl›¤a u¤ratt›de art›k onun duyan kula¤› Allah-u Teâlâ düzenlerini ¤›n› aç›klad› olurum, o benimle iflitir. Gören bafllar›na geçirdi. Bütün çal›fl“O vakit Allah flöyle bugözü olurum, o benimle görür. Eli malar› semeresiz kald›, emekyur du: ‘Ey ‹sa! Ben seni olurum, o benimle dokunur. leri bofla gitti, tuzaklar› kendi eceline yetirece¤im ve seni Aya¤› olurum, o benimle yürür, aleyhlerine neticelendi. Dünnezdime yükseltece¤im.’” (Kalbi olurum, o benimle anlar. yada rezil ve rüsvay olduklar› (Âl-i imrân: 55) Söyleyen dili olurum, o benimle gibi, ahirette de fliddetli azaAllah-u Teâlâ bu beyan› konuflur.) Ne dilerse onu yerine ba müstehak oldular. ile ‹sa Aleyhisselâm’› yahudigetiririm. Herhangi bir fleyden “Ona bir tuzak kurmay› lerin elinden kurtaraca¤›n› ve bana s›¤›n›rsa ben onu muhafaza istediler. Fakat biz de onlar› kendisine hiçbir eziyet edilederim.” alçak düflürdük.” (Sâffât: 98) meden, sa¤ salim gökler e (Buharî. Tecrid-i sarih: 2042) ‹brahim Aleyhisselâm’›n kald›raca¤›n› müjdelemekteflân› yükseldi, hak üzere oldudir. ¤u tezahür etmifl oldu. “Seni inkâr edenlerden Bu mübarek peygamber, tertemiz ay›raca¤›m.” (Âl-i Nemrut’un atefline gö¤üs germek ve kimseden istim- imrân: 55) dat etmemekle bu büyük imtihan› kazanm›fl oldu. Art›k onlarla bir ilgin kalmayacak, onlar sana bulaflamayacaklar. ‹sâ Aleyhisselâm’a Kurulan Tuzak: “Sana tâbi olanlar› k›yamet gününe kadar inkâr ‹srâilo¤ullar› Romal›lar’›n esareti alt›nda zillet için- edenlerin üstünde tutaca¤›m.” (Âl-i imrân: 55) de yafl›yorlard›. ‹sa Aleyhisselâm’›n elinden o kadar Bu müjde müslümanlara âittir. Çünkü hem ‹sa parlak mucizeleri gördükleri hâlde, dâvetine icabet et- Aleyhisselâm’a hem de di¤er bütün peygamberlere mediler. Çünkü kurtar›c› bir Mesih bekliyorlard›. Bu gerçek mânâda tâbi olanlar Muhammed AleyhisseMesih’in çok mücadeleci bir kifli olaca¤›na ve di¤er lâm’›n ümmetidir. milletlerin esaretinden kurtararak Yahudileri dünyaya “Sonra da dönüflünüz bana olacak.” (Âl-i imrân: hâkim k›laca¤›na inan›yorlard›. ‹sa Aleyhisselâm’› çok 55) yumuflak ve merhametli gördükleri için, onun Mesih ‹nananlar›n da inkâr edenlerin de gidecekleri yer oldu¤una inanmad›klar› gibi, dâvetine kulak vermek- k›yamet gününde Allah-u Teâlâ’n›n mahkeme-i kübrâten insanlar› al›koymaya çal›flt›lar. s›d›r. Fakat baflvurduklar› her teflebbüs neticesiz kald›. “‹flte o zaman ayr›l›¤a düfltü¤ünüz fleyler hak‹man etmek flöyle dursun, Yahya Aleyhisselâm gibi ‹sa k›nda aran›zda ben hükmedece¤im.” (Âl-i imrân: Aleyhisselâm’› da öldürmeye karar verdiler. 55) ‹çlerinden birini inanm›fl gibi göstererek Hâvâri‹htilâflarda kimlerin hakl›, kimlerin haks›z oldu¤u o ler’in aras›na soktular. Topland›klar› yeri ve zaman› ö¤- gün apaç›k tecellî edecek. Mümin ve muvahhid olanrenip bask›n yapacaklard›. lar ebedî olarak mükâfata erecekler, münkir ve müflrik Fakat Allah-u Teâlâ: olanlar da ebedî azaplarla cezalanacaklar. “Kötü tuzak, ancak sahibine dolan›r.” (Fât›r: 43) “‹nkâr edip kâfir olanlar›, dünyada da ahirette Âyet-i kerime’si mucibince, kendi kurduklar› tuza- de fliddetli bir azaba çarpt›raca¤›m. Onlar›n hiç yar¤a kendilerini düflürdü, plânlar›n› bofla ç›kard›. d›mc›lar› da olmayacak.” (Âl-i imrân: 56) Daha sonra Allah-u Teâlâ ‹sa Aleyhisselâm’› öldürOnlardan herhangi birini ilâhi azaptan kurtaracak mek için tuzak kuranlar hakk›nda bilgi vererek flöyle bir fert de bulunmayacak. buyurdu: • “(Yahudiler gizlice) tuzak kurdular. Allah da on“Ben onlara mühlet veriyorum. fiüphe yok ki, lar›n tuzaklar›na karfl›l›k verdi. Allah tuzak kuranla- benim tuza¤›m metindir.” (Kalem: 45) 46 Temmuz 2009 K‹T AP HE D‹ AB ON YEL‹ KA E MP AN YA SI! Kalblerin Anahtar› SÖZLER ve NOTLAR 8 Âyet-i kerime ve Hadis-i flerif’lerin nur ›fl›¤› alt›nda, selis bir üslupla kalpleri itminana kavuflturan izahlar›n yap›ld›¤› bu müstesna eserden bafll›klar: • Ashâb-› Kiram • ‹kinci Bin Sene • Hâtem-i Veli ve Bayrakl›lar • Hazret-i Mehdi Aleyhisselâm • Hazret-i ‹sa Aleyhisselâm • Peygamberler ve Peygamberlik • Peygamberler Üç K›s›md›r • Veliler ve Velâyet • Veliler Üç K›s›md›r • Âlimler Üç K›s›md›r • fiehidler ve fiehidlik • fiehidler Üç K›s›md›r • Yoldan Ç›km›fl Fâs›klar Üç K›s›md›r • Mümin ve Kâfir Ay›r›m› • ‹man Nedir? Müslüman Kimdir? • ‹slâm Nedir? • Küfre Kayanlar›n Kula¤›na Küpe • Ücret ‹stemeyen Peygamber • “Hak Geldi Bât›l Zâil Oldu.” • ‹limlerin ve Âlimlerin Hakikati • Rabbaniler • “Ey Müslümanlar! Kardefl Olun. Tefrika Bir Millete ‹yilik Getirmez.” • ‹ttifak, Tesanüd, Uhuvvet • Nûr-i Muhammedi ve Asr-› Saâdet • Zaman›m›za Gelince • Dünyada Misli Görülmemifl En Büyük Fitne Nedir? “Muhterem ÖMER ÖNGÜT’ün Bu Müstesna Eserini Abone Olan Herkese Hediye Ediyoruz...” Büyük Boy, Ciltli, 576 Sayfa Abone Bedeli; 24 TL. PTT ‹le Gönderimlerde; 30 TL.’dir. ✃ Ankara Cad. Ca¤alo¤lu Yokuflu Saâdet Han No: 42/1 Ca¤alo¤lu / ‹ST. Tel: (0-212) 511 21 41 - 511 84 98 - 513 72 00 - 511 08 95 Fax: (0212) 513 72 45 E-posta: [email protected] Yurtiçi temsilciliklerimizin bulundu¤u merkezlerde Abone bedeli 24 TL.’dir. Di¤er merkezlerde PTT ile gönderim yap›ld›¤› için Abone bedeli 30 TL.’dir. Temsilcilerimizin oldu¤u merkezlerde temsilcilerimizle irtibata geçerek telefon ile de abonelik ifllemi yapt›rabilirsiniz. Temsilcilerimizin adres ve telefonlar› arka sayfadad›r. Di¤er yerler için Abone bedeli olan 30 TL.’yi Hakikat Yay›nc›l›k A.fi. -105 43 65- No.lu Posta Çeki Hesab›'na yat›r›n›z ve afla¤›daki abone adres bilgileri formu ile birlikte, al›nd› makbuzunun fotokopisini bize gönderiniz veya faks çekiniz. Abone iflleminiz hemen yap›lacakt›r. ABONE ADRES B‹LG‹LER‹ ‹S‹M : ADRES : TEL SEMT / ‹LÇE : ‹L Temmuz 2009 : : 47 D E R G ‹ ‹ R T ‹ B A T ADAPAZARI: • Hakikat Vakf› Beflköprü Mah. Tel: (0-264) 276 16 75 • Hakikat Kitap K›rtasiye Pabuçcular Mh. Bosna Cd. No: 12 Tel: (0-264) 278 39 14 • Hakikat Kitap K›rtasiye Sakarya Cd. No: 2/D (Yeni Camii Karfl›s›) Tel: (0-264) 274 20 49 • Bayrakl›lar Kitap K›rtasiye Konuralp Mh. Ada Cd. No: 332/A Tel: (0-264) 418 60 96 Akyaz› AFYON: • Hakikat Kitap K›rtasiye Hastane Mh. Emir Da¤ Cd. No: 110 Tel: (0-272) 612 67 65 Bolvadin AKSARAY: • Alt›nkaya Tiriko B. Bölcek Mah. No: 12 Tel: (0-382) 212 50 90 - (0-537) 403 15 86 ANKARA: • Hakikat K›rtasiye Cemal Gürsel Cd. No: 38/15 (0-312) 430 78 82 - 430 78 83 Faks: (0-312) 430 78 05 Kurtulufl • Hükümet Cd. Belediye Çarfl›s› No: 23 Tel-Faks: (0-312) 310 28 69 Hac›bayram • Belediye ‹fl Han›. 3. Blok No: 8-9 Tel: (0-312) 484 17 42 Gölbafl› • Hakikat Kitap K›rtasiye Yunus Emre Cd. No: 67/E Tel: (0-312) 321 40 60 ‹ncirli • Hakikat Kitap K›rtasiye Yunus Emre Cd. No: 80/E Tel: (0-312) 321 53 25 ‹ncirli • Hakikat Kitap K›rtasiye Ba¤lar Cd. No: 141/D Tel: (0-312) 448 05 42 Seyranba¤lar› • Özcan Kitap K›rtasiye Sokullu Mehmet Pafla Cd. No: 85 Tel: (0-312) 480 85 95 Dikmen • Hakikat Kitap K›rtasiye Ankara Cd. No: 25/A Tel: (0-312) 269 85 28 Faks: (0-312) 271 81 16 Sincan ANTALYA: • Hakikat Kitap K›rtasiye Sinan Mh. Cebesoy Cd. Canöz Apt. No: 36/B Tel: (0-242) 313 05 38 - 345 81 57 - 248 48 50 BOLU: • Hakikat Kitap K›rtasiye Tabaklar Mh. Cumhuriyet Cd. Bolubeyi ‹flhan› No: 18 Tel: (0-374) 217 91 42 • Sermen K›rtasiye Tabaklar Mh. Cumhuriyet Cd. No: 14 (Evkur Yan›) • Kardefller Petrol E-1 Karayolu üzeri (0-374) 424 45 44 Taflkesti • Kardefller K›rt. Seyranc›k M. Ankara C. N: 10 Tel: (0-374) 421 66 20 Mudurnu BURDUR: • Ayd›nl›kevler Mh. Bereket Sk. No: 13 Tel: (0-248) 212 32 19-212 34 97 BURSA: • Hakikat Market ve Neflriyat Yeflil Emir Cd. Yan Sk. No: 3/A Tel-Faks: (0-224) 326 37 40 - 256 71 39 • Hakikat Kitapevi Yeflil Mh. Emir Sultan Cd. Koço¤lu Apt. No: 28 Tel: (0-224) 329 26 87- 342 13 02 • Hakikat Kitap K›rtasiye Dr. Ziya Kaya Mh. Il›ca Cd. No: 13 Tel: (0-224) 512 25 25 - 514 31 32 Gemlik • Hakikat Kitap K›rtasiye Beyler Mh. K›l›çaslan Cd. No: 137 Tel: (0-224) 757 20 15 ‹znik ÇANKIRI: • ‹maret Cd. Tansu¤ Sitesi No: 5 Tel: (0-376) 213 96 66 • Belediye Dükkanlar› No: 2/B Tel: (0-376) 311 30 10 Eldivan DEN‹ZL‹: • Kiremitçi Mh. 1484 Sk. No: 8 D: 1 Tel: (0-537) 246 54 33 - (0-505) 818 58 87 DÜZCE: • Hakikat K›rtasiye Burhaniye Mah. fiehit Ruhsar Sk. No: 45 Tel: (0-380) 523 30 30 - (0-533) 764 72 87 • Sermen K›rtasiye Bolu Cd. Tütüncüo¤lu Apt. No: 29/F Tel-Faks: (0-380) 525 03 44 ESK‹fiEH‹R: • Hakikat Kitap K›rtasiye Cumhuriye Mh. Temel Sk. No: 3/B (‹ki Eylül ‹lkö¤retim Okulu Karfl›s›) Tel-Faks: (0-222) 234 57 41 G‹RESUN: • Gazi Cad. No: 75/B Tel-Faks: (0-454) 216 06 30 ISPARTA: • Hakikat Neflriyat Kutlubey Mh. Eski Adliye Karfl›s› N: 5 Tel: (0-246) 232 47 34 ‹SKENDERUN: • Hakikat Kitap K›rtasiye Ulu Cami Cad. No: 111/C Tel-Faks: (0-326) 615 20 51 ‹STANBUL: • Ankara Cd. Ca¤alo¤lu Yokuflu Saâdet Han No: 42/1 Tel: (0212) 511 84 98 - 513 72 00 - 511 21 41 Ca¤alo¤lu http://www.hakikat.com.tr/ Email: [email protected] 48 A D R E S L E R ‹ • Dâvet Market K›rtasiye Kay›flda¤› Mah. Ziya Gökalp Sk. No: 18/A Tel: (0-216) 661 49 10 Faks: (0-216) 661 49 11 Küçükbakkalköy • Hakikat Kitap K›rtasiye Fevzi Çakmak Mh. Fevzi Çakmak Cd. No: 39/D (fievket Sabanc› Lisesi Karfl›s›) Üstkaynarca - Pendik Tel: (0-216) 597 31 80 Faks: (0-216) 597 31 73 • Bayrakl›lar Kitap K›rtasiye Mimar Sinan Mh. Nam›k Kemal Cd. Kelebek Sk. No: 2B Tel: (0-216) 471 44 35 Ataflehir • Hakikat Kitap K›rtasiye Cafera¤a Mh. Mühürdar Cd. No: 71 Tel: (0-216) 449 93 96 Kad›köy • Osmanl› Kitap K›rtasiye Esatpafla Mh. Ziya Gökalp Cd. Kuruçeflme Sk. No: 12/A Tel-Faks: (0-216) 317 15 81 Üsküdar ‹ZM‹T: • Hakikat Kitap K›rtasiye, Karabafl Mh. Cengiz Topel Cd. No: 14 Tel: (0-262) 332 22 14-15 (Yürüyüfl Yolu, Sanat Okulu Karfl›s›) ‹zmit • Hakikat Kitap K›rtasiye M. Ali Pafla Mh. Gazi M. Kemal Bulvar› No: 62/A Tel: (0-262) 325 57 11 ‹zmit • Hakikat Market fiehitler Mah. 355 Sk. No: 2 Tel: (0-262) 412 29 91 Gölcük • Hakikat Kitap K›rtasiye Hac› Ömera¤a Mh. Merkez Yeni Camii Sk. No: 11 Tel: (0-262) 452 22 51 Karamürsel • Hakikat Kitap K›rtasiye, Merkez Mh. Preveze Cd. No: 37 (Yeni Belediye Binas› Alt›) Tel: (0-262) 412 81 11 Gölcük ‹ZM‹R: • Bayrakl›lar Kitap K›rtasiye Cumhuriyet Bulvar› No: 283/A Tel: (0-232) 422 08 79 Alsancak • Hakikat Neflriyat 2005. Sk. No: 4/A Tel: (0-232) 368 69 82 Karfl›yaka • Bayrakl›lar Kitap K›rtasiye 1733 S. No: 43/A Tel: (0-232) 381 19 14 Karfl›yaka • Çarfl› ‹çi No: 13 Tel: (0-232) 878 64 68 Kemalpafla KARABÜK: • Hatipo¤lu Ticaret Gazipafla Cad. 2. Noter alt› Tel: (0-370) 424 23 69 KASTAMONU: • Hatipo¤lu Mobilya Mehmet Akif Ersoy Mh. Taflköprü Cd. ‹nci Sit. No: 1 Tel: (0-366) 212 10 78 KAYSER‹: • Hakikat Kitap K›rtasiye Hallaco¤lu Mh. Sivas Cd. Alemdar ‹fl Merkezi No: 6/1 Tel: (0-352) 231 72 54 Faks: (0-352) 222 69 29 • Bayrakl›lar Kitap K›rtasiye Mimar Sinan Mh. Murat Cd. Birlik Apt. No: 19/D Tel: (0-352) 236 25 73 Kocasinan KONYA: • 24 A¤ustos Bulvar› Total Petrol Arkas› Varl›k Apt. Alt› No: 63/E Tel: (0-536) 467 60 16 Akflehir • Musalla Ba¤lar› Elmal› Cd. Trafo Yan› No: 49/A Tel: (0-332) 237 14 89 - (0-537) 380 97 80 Selçuklu MAN‹SA: • Hakikat Market Saruhan Mh. Murat Cd. No: 98 Tel: (0-236) 231 60 40 • Uzunçarfl› 6. Sk. No: 8 Tel: (0-236) 231 14 15 • Günefl Mh. 395. Sk. No: 55 Tel: (0-236) 714 60 35 Salihli ORDU: • Yeni Mah. 52. Sk. No: 8 Tel: (0-452) 233 08 06 OSMAN‹YE: • Albayrak K›rtasiye Hac› Osmanl› Mh. Cevdet Sunay Cd. No: 113 Saat Kulesi Civar› Tel: (0-328) 812 90 88 SAMSUN: • K›l›ç Dede Mh. Muhittin Özkefeli Bulvar› Ayd›nlar Apt. No: 10 Kat: 1 Tel: (0-362) 230 12 48 - (0-544) 808 47 10 • Eski Mk. San. Karfl›s› Nurkent Yap› Koop. Yeflildere Mh. Akflehir Sk. F Blok No: 3 Tel: (0-362) 438 17 40 - (0-535) 933 14 03 S‹VAS: • K›z›l›rmak Mah. Azizbaba. Sk. No: 4 Tel: (0-346) 222 48 03 TEK‹RDA⁄: • Muhittin Mh. Kocaa¤a Sk. Çorlu ‹fl Mrk. No: 18/1 Tel: (0-282) 652 39 89 Çorlu TRABZON: • 2 Nolu Erdo¤du Mh. Özgür Sit. F Blok No: 4/15 Tel: (0-532) 228 34 61 YALOVA: • Hakikat Kitap K›rtasiye ‹stanbul Cad. No: 32/B Tel-Faks: (0-226) 813 11 29 • Bayrakl›lar K›rtasiye Taflliman Mh. G. Süleyman Aslan Cd. Akelli Apt. 17/A Tel: (0-226) 246 47 44 - 245 07 51 Ç›narc›k YOZGAT: • Dalaslan Ticaret Sungurlu Cd. No: 5 Tel: (0-354) 212 07 99 ZONGULDAK: • Hakikat Kitap K›rtasiye Müftü Mh. Demirciler Çar. N: 17 Tel: (0-372) 316 18 52 Ere¤li • Meydanbafl› Cad. No: 77/A Tel: (0-372) 322 78 61 Ere¤li Temmuz 2009