2010 Nisan - türk eczacıları birliği

Transkript

2010 Nisan - türk eczacıları birliği
Sayı
ISSN 1301-5060
Türk Eczacıları Birliği'nin 2 Aylık Yayın Organı • Mart - Nisan 2010
Kadın Eczacılardan Dayanışma Örneği
Farmavizyon Eczacılık Fuarı
Dünya’nın İlacını Çöpe Atıyoruz
Türkiye Eczacılık Kongresi
Yayın Türü: Süreli Yayın
İÇİNDEKİLER
SAHİBİ
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
Genel Başkan
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Ecz. Özgür ÖZEL
Genel Sekreter
BAKIŞ
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
DİYALOG
Ecz. Özgür ÖZEL
MERKEZ HEYETİ
Ecz.Erdoğan ÇOLAK
Uzm.Ecz.Harun KIZILAY
Ecz.Özgür ÖZEL
Ecz.Nevin TAŞLIÇAY
Ecz.Mukaddes HARMANCI
Ecz.Hüseyin OLAN
Ecz.M.Şerif BOYACI
Ecz.Ali ASLAN
Ecz. Murat YÜRÜR
Doç.Dr.Mustafa ASLAN
Ecz.M.Ekrem EŞKİNAT
3
4
FARMAVİZYON ECZACILIK FUARI
Ayşen YALMAN
5
KADIN ECZACILARDAN DAYANIŞMA ÖRNEĞİ
Ayşen YALMAN
10
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN SON HALKASI
Serkan MERCAN
13
DÜNYANIN İLACINI ÇÖPE ATIYORUZ
YAYIN SEKRETERİ
Ayşen YALMAN
Ecz. Vildan ÖZCAN
MERSİN’DEN UMUT DOLU BİR YAZI
19
REDAKSİYON
Dönsel COŞAR
REKLAM SORUMLUSU
Ayşen YALMAN
KAPAK VE SAYFA TASARIMI
BİZDEN HABERLER
Ecz. Esin YAVUZ ve Ecz. Elif SÜZMEÇELİK
Ecz. Aygin BAYRAKTAR
Baskı Tarihi: 05 Haziran 2010
YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA
26
ARAMIZA KATILAN YENİ ODAMIZ : NEVŞEHİR ECZACI ODASI
31
DÜNYADA NE VAR NE YOK
Sevim ÖZDEMİR
Ecz. Erol ÖZDAYI
GÜNCEL : ÇOCUK OLAMAMAK / OLDURULAMAMAK
YAYIN KOŞULLARI
BURÇLAR ve SAĞLIK
TEB Haberler Dergisi hakkındaki şikayetlerinizi,
memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için;
Türk Eczacıları Birliği
Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine,
[email protected]
e-posta adresine yazabilir ya da
0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz.
32
SANATÇI ECZACILARIMIZ
Willy Brandt Sokak No: 9
Çankaya / ANKARA
Tel: 0.312 409 81 00
Dergideki yazılar dengi adı gösterilerek yayımlanabilir.
yazılardaki görüşlerden yazarın kendisi sorumludur. Dergi
üyelere ücretsiz gönderilir. Yayınlanması istenilen yazıların,
bilgisayarda Word programı ile yazılması ve yazıların orijinal
çıktısı ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik açıdan kolaylık
sağlayacaktır.
22
10. TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ
Fersa Ofset Tesisleri
Ostim 36. Sokak No: 5/C-D
Yenimahalle - ANKARA
Tel: 0312 386 17 00 (pbx)
www.fersaofset.com
20
HİPERÜRİSEMİ VE GUT
Fersa Ofset
BASKI
16
Berivan VARGÜN
Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU ve Ayşen YALMAN
34
36
38
GÜNCE
Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU
41
BASINDA TEB
Gaye SARIKAYA
46
Bakış
Gündelik hayatın gündelik sorunları ile boğuşma, bir sorunu
çözmüşken belki de daha çözememişken hemen bir yenisi ile
karşılaşma, bunun sonucunda gelecek ideallerimizi, projelerimizi öteleme, göz ardı etme yalnızca 14 Mayıslara özgü bir
sorun değil elbette. Hatta deyim yerindeyse kronikleşmiş bu
durum, önümüzdeki temel sorunlardan bir tanesi. Bugünde,
bugünün sorunlarında o kadar boğuluyoruz ki, geleceğin sorunlarını öngöremez, alternatif çözüm önerilerimizi konuşamaz hale geliyoruz. Halbuki geleceğin sorunlarının bir çoğunun emaresi bugünlerde saklı. Ancak oraya buraya saçılmış
tohumları birleştirerek, resme bütünlüklü bakmak gerekiyor.
Bilindik söylemiyle, ağaçlara bakmaktan ormanı göremez ve
hatta ormanın varlığını bile unutmuş bir halde oluyoruz. Bu
sorunu aşmanın temel yolu bana göre, birbirimizi geleceği
bugünden kuracak yolda yürümek için daha fazla desteklemek ve bu yönde yapıcı bir eleştiri tarzı benimsemek.
Bizim bugün temel sorun alanlarımızdan bir tanesi hiç kuşkusuz ekonomik sorunlar. Eczane ekonomileri düze çıkmadan
‘ideal’ olanı gerçekleştirme şansımız azalıyor. Bu gerçekliği
reddetmek hiçbir biçimde mümkün değil. Bu yalnızca eczane
ekonomileri değil aynı zamanda örgütlerimiz için de geçerli. Kişileri, grupları, örgütleri ve kurumları bugünden yarına
taşıyan unsur, onların var olan ve potansiyel güçleri. Ancak
güçten anladığımız yalnızca ekonomik güç olmamalı. Aynı
zamanda hayatı doğru okuyan ve kavrayan, anlamlandıran
ve hatta yeni anlamlar ortaya koyan kişi ve kurumlar ancak,
yaşamaya devam edebilirler. İşte bu nedenlerle, bizler eczane ekonomilerini rahatlatacak, özellikle daha zor durumdaki
eczanelerimizi düzlüğe çıkaracak adımlar atıyoruz. “Özellikle” diyorum; çünkü kaynaklarımızın varlığı kadar, var olan
Diğer yandan politika üretme kültürümüzü bireylerden başlayarak yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Muhalefetin
dahi pozitif bir politik zemine dayanması gerektiğini unutmamalıyız. Bundan ne anlıyoruz? Yani şikayet eden değil, alternatif çözüm önerilerini içeren bir karşı duruş tarzını benimsemeliyiz. Bir şeye karşı dururken, soruna yönelik çözüm önerilerimizi birlikte ifade etmeliyiz. Burada çözüm önerilerinin
kimilerine göre ‘irrasyonel’ olacağı/olabileceği gerçeğinden
söz etmiyorum. Önemli olan sorunu bütünlüklü algılayarak,
bütünlüklü ve alternatifli yani; pozitif siyaset ve eleştiri üretmek için daha fazla çaba harcamak.
Bu yaklaşımdan hareketle bizler bu 14 Mayısta, kamunun duyurduğu ve belli ki uygulamaktan geri durmayacağı ‘tasarruf
politikaları’ karşısında, kendi tek ve gerçek tasarruf rehberimiz olan akılcı ilaç politikalarını yine gündeme getirdik. Biz
tüm kamuoyuna, özellikle kamuya şunu söylüyoruz: tasarruf
için tercih ettiğiniz araçlar ve yöntemler uygun değil. Bunun
karşısında ise bizim çözüm önerimiz, eşdeğer ilaç ve akılcı
ilaç kullanımı politikalarını güçlendirerek uzun vadeli ve halk
sağlığı ile oynamayan tasarruf yöntemlerinin benimsenmesi.
Bunun için biz de elimizden gelen çabayı gösterdik, göstermeye devam edeceğiz.
İşte bu temelden yola çıkarak belirlediğimiz 14 Mayıs kampanyaları yalnızca bu hedeflerle de sınırlı değil. Bizim bu
çabanın, yani tünelin sonunda gördüğümüz ışığın adı; meslek hakkıdır. Bu karşılıklı gelişecek bir süreçtir. Eczacılar,
eczacılık hizmetleri konusunda kendilerini daha fazla geliştirecektir. Mesleğin kendi kamuoyu daha yetkin, daha etkin,
daha verimli eczacılık hizmeti için pozitif bir baskı kuracak.
Diğer yandan topluma sunduğumuz ilaç ve eczacılık hizmetinin gelişmesi, ama aynı zamanda görünür olması için, biz
yöneticiler daha fazla çaba harcayacağız. Bunun sonucunda
kamunun önüne haklılığı daha da meşrulaşmış taleplerimiz
ile gideceğiz.
Bir 14 Mayıs’ı daha çeşitli etkinliklerle geride bırakmak için
değil; karanlık tüneli birlikte ışıldatmak için; daha iyi eczacılık
hizmeti, daha fazla halk sağlığı, daha mutlu eczacılar için…
Bilimsel eczacılık günümüz kutlu olsun.
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
Başkan
TEB HABERLER
14
Mayıs biz eczacılar için özel bir tarihtir. Son yıllarda 14 Mayıs’ı gündelik sorunların ötesinde, gelecek perspektifimizi oluşturacak bir zemin olarak
değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle 14 Mayıs’ı bir gün
olmaktan çıkarıp, bir hafta olarak kutluyoruz. 14 Mayıs bizim
için yalnızca anma ve kutlama günü değil. Aynı zamanda geleceğimizi bugünden kuran adımların atıldığı bir gün. Bundan
171 yıl önce bilimsel eczacılığın temelinin atıldığı bu özel
günün önemine atfen, biz de bugünden geleceği; onlarca yıl
sonraki eczacılığı kuracak adımlar atma çabasındayız. Bu ancak ortak çabamızla bir anlam kazanacaktır. Bu nedenle 14
Mayıs haftasında ortak bir tema belirleme ve ortak hareket
etme çabasındayız.
kaynağı nasıl dağıttığımız da kritik bir sorun. Var olan kaynaklarımızı adaletli dağıtmak temel ilkelerimizden biri olmalı.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
Sevgili Meslektaşlarım,
3
Diyalog
Değerli Meslektaşlarım,
TEB
Haberler dergimizin geçen sayısında ilk yazımı,
“Yeni başlangıçlar cesaret ister” diyerek
bitirmiştim. Kuşkusuz göstereceğimiz cesaretin
kaynağı geleceğe dair taşıdığımız umut. Ancak son birkaç aydır,
eczanelerimizde, odalarımızda ve Türk Eczacıları Birliği’nde o
kadar zor ve yoğun günler geçiriyoruz ki sanki çok derinlere
dalmış da yüzeye çıkamadan nefesimiz bitecekmiş gibi hissediyoruz kendimizi. Yani, geleceğe umutla bakamıyor bu nedenle
de yeni başlangıçlar için gerekli olan cesareti sergileyemeyecek
gibi hissediyoruz. Gerçekçi bir yaklaşım ile şunu kabul etmek
zorundayız, eczacıların tüm sorunlarının çözüldüğü bir yüzey
mevcut değil. Dolayısıyla, gerçekçi ve akılcı bir şekilde böyle
ideal bir yüzeye olabildiğince yaklaşmak için her kulacı cesaretle
atmak ve umudumuzu kaybetmemek zorundayız. Zira, bu ideal
yüzeye çok hızlı çıkmaya çalışmanın yaratabileceği bir vurgun
tehlikesi bulunmakta. Bu vurgun tehlikesi, içinde bulunduğumuz
nefesimizi kesen koşullardan kurtulmak için akılcı ve gerçekçi
çözüm önerileri geliştirmemize engel.
Hepimiz, sorunlarımızın nefesimizi tükenme noktasına getirdiğini
biliyoruz. Eczacılık mesleğinin sorunlarını bu dar alanda sizlerle
tekrar paylaşmam mümkün değil. Bu nedenle, bu yazıda nefessiz
bırakan sorunlardan değil nefes aldıran birkaç çalışmadan bahsetmek istiyorum.
4
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Atık İlaç Projesi
İlki, Ar-Ge Birimimizin projelendirdiği, Temmuz 2009’da İzmir
Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve
Türk Eczacıları Birliği (TEB) eş finansörlüğünde başlatılan “Evsel
Atık İlaç Toplama ve Bertarafı Projesi”. 9 aylık faaliyet süresini tamamlayan projede, T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık
Genel Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Ege
Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV) proje ortağı, EDAK Ecza Kooperatifi
proje iştirakçisi ve Buca Belediyesi ise sponsor olarak yer aldı.
İzmir ilinde yürütülen proje ile toplumda evsel ilaç atıklarının
potansiyel zararları konusunda farkındalık yaratılarak, evlerde
kullanılmayan veya miadı dolan atık ilaçların eczanelerde kurulan
özel bir sistem aracılığı ile geri toplanması ve güvenli bir şekilde
bertaraf ettirilmesine yönelik bir sistem kurulması hedeflendi.
Projenin sonuçları gerçekten cesaret verici oldu. Bu nedenle,
projeyi tüm Türkiye’de yaygınlaştırmak ve halk sağlığının ve
onun ayrılmaz parçası olan çevre sağlığının korunması için çaba
sarf etmeye devam etme kararlığında olmak zorundayız. Şu an
itibariyle, Atık İlaç Yönetmeliği’nin yayınlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, yetkilendirilmiş bir tüzel kişiliğin tüm farmasötik
atık yönetimini idare etmesi amacıyla kurulması gerektiğini her
platformda yineliyoruz.
Genel kuraldır, bir proje başarılı olunca sahip çıkan çok olur.
Ama bazı kişiler vardır ki; onlar başından beri ordadır, elleri
her daim taşın altındadır, bir şeyler ters gitse ilk onlar suçlanır.
Başarıda ise çok akla gelmezler. Bu projede inanılmaz bir istek
ve inançla çalışan, bu örnek projenin gerçek kahramanları
Sn.Ecz.Şule İlkkurşunlu’ ya Engin ve Oral Dünyaoğulları’na ve
tüm arkadaşlarına bir selam göndermemek olmaz.
Akılcı İlaç Kullanımı
Bizleri umutlandıran ve nefes aldıran bir diğer uygulama ise, Akılcı
İlaç Kullanımına yönelik gerçekleştirdiğimizi faaliyetler. 2009
yılından bu yana bir hafta süreyle kutladığımız 14 Mayıs Eczacılık
Haftası’nda bu yıl, ilaç ve eczacılık hizmetlerini yetkinleştirmek
ve eczanelerden sunulan hizmetlerin görünürlülüğünü arttırmak
konusunda toplumu bilgilendirmek amacıyla ‘Akılcı İlaç
Kullanımı’ teması seçildi. Çocuklara ve yetişkinlere yönelik afiş
hazırlanması, çocuklara akılcı ilaç kullanımı hakkında bilgilendirici sunumların hazırlanması, medya organlarında günün belli
saatlerinde yayınlanan “Akılcı İlaç Kullanımı” tanıtım filmi, ayrıca
hastalarımıza yönelik bilgilendirme amaçlı bir web sitesi (www.
eczacinizadanisin.info) bu süreçte atılan en önemli adımlardır.
Bu ve benzeri projeler bizlere, geleceği tasarlamamız için ilham kaynağı oluyor. Elbette emeğine ve birikimine saygı,
bilgisiyle ilaç ve eczacılık hizmetine sunduğu katkıya gereksinim duyulan bir eczacı. Bu katkıların sadece övüldüğü değil,
görüldüğü ve bir sağlık emeği olarak karşılık bulduğu bir yönetim
anlayışı. Eczacısının, bir sağlık çalışanı olarak farmasötik bakım
uygulamaları ile toplum sağlığına ve ülke ekonomisine katkıda
bulunduğu bir eczane. Farmasötik atıkların toplanmasında rol
alan, evsel atık pillerin toplanmasında sorumluluk alan ve eczanede kullanılan poşetin bile geri dönüşümlü olmasına önem
veren mesleği ile barışık, topluma ve doğaya duyarlı ve onlar ile
etkileşim içinde bulunan bir “yeşil eczane”.
Gelecek üzerine düşünürken, bizler, geri ödeme sıkıntılarının,
sistemin çalışmamasının, mesleğimizi tüccarlığa indirgeyen
bakış açılarının mesleğimizin yaşam dünyasını kısıtladığını biliyoruz. Ve hala umut ediyoruz. Geçen ay Eczacılık Haftası etkinlikleri kapsamında, Edirne Eczacı Odamızın düzenlediği akılcı
ilaç kullanımı konulu panele katıldım. Dolu bir salonda TTB İlaç
Danışma Kurulu Başkanı Prof.Dr.Ersin Yarış, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden Yrd.Doç.Dr.Hale Zerrin Toklu,
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı
Sayın Murat Salihoğlu ile birlikte akılcı ilaç kullanımı ve akılcı
ilaç kullanımında eczacının rolünü tam 3,5 saat tartıştık. Edirneli meslektaşlarımdan toplantıya katılanların tamamı, toplantıyı
baştan sona ilgiyle izledi ve fikirleriyle katkı sundu. Bu bize
şunu açıkça kanıtlıyor: Bizler yaşadığımız maddi ve manevi
sıkıntılarımız ne olursa olsun sadece ve sadece mesleğimizi
en iyi şekilde icra etmek ve onu geleceğe taşımak istiyoruz.
Mesleğimizi koruma ve geliştirme amacıyla hareket ediyoruz.
Bunun için her fırsatı kolluyoruz ve elimizden gelenin fazlasını
yapmak için cesaret ve umut dolu adımlar atmak istiyoruz.
Yollardayız
Bu istek ve kararlılıkla, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti olarak, tüm Türkiye’yi geziyoruz. Şu ana kadar, 20 ilde
meslektaşlarımızla buluştuk. Yaklaşık 6000 km yol kat ettik ve toplam 2.500 meslektaşımıza ulaştık. Gittiğimiz her ilde ve ilçede;
mesleğimiz için aynı istek ve kararlığı taşıyan meslektaşlarımızla
buluşmaktan çok büyük bir onur duyuyoruz.
Bizler, mesleğimizin sorunlarını çözmek ve meslektaşlarımıza
nefes aldırmak için çıktık yola. Türkiye’nin her noktasına gitmeye, paylaşmaya, konuşmaya, dinlemeye, birlikte üretmeye,
“birlikte yönetmeye” ve nihayetinde mesleğimizi geleceğe
taşımaya devam edeceğiz.
Bir başka sayımızda ya da tercihen bir toplantıda yüz yüze
görüşene dek hoşçakalın.
Saygılarımla
Ecz.Özgür ÖZEL
Genel Sekreter
TEB Haberler Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
FUAR
Ayşen YALMAN
FARMA
VİZYON
ECZACILIK FUARI
T
ürk Eczacıları Birliği ve Tüm Ecza Kooperatif-
meyi hedeflediklerini söyledi. Çolak, fuarın ticari
leri Birliği’nin ortaklaşa düzenledikleri 9. Far-
kaygılardan öte, sağlık alanındaki tüm paydaşların
mavizyon Eczacılık Fuarı, sektörün tüm pay-
yan yana geldiği, doğru sorular sormak ve yanıtla-
daşlarını buluşturdu. Fuarı ziyaret eden katılımcılar,
rını bulmak için deneyimlerin paylaşıldığı bir plat-
ortak geleceklerini konuştular, bilgilerini paylaştılar.
form olduğunu vurguladı. Çolak daha sonra şöyle
09-11 Nisan 2010 tarihleri arasında İstanbul’da
devam etti;
“Gerek dünyada gerekse ülkemizde sağlık alanın-
eczacıların yanı sıra, sağlık alanında hizmet veren
da bir yeniden yapılanmadan söz etmek mümkün.
tüm bileşenler katıldılar. Her geçen yıl ilginin arttığı
Biz eczacılar da, bu süreçten ciddi bir biçimde et-
fuara, bu yıl yaklaşık 200 ilaç firması katıldı.
kilendik. Birer sağlık profesyoneli olan biz eczacıların sunduğu hizmeti daha nitelikli hale getirmek
Fuarın açış konuşmasını yapan TEB Genel Başkanı
için hep birlikte daha fazla çaba göstermeliyiz.
Ecz. Erdoğan Çolak, 2002 yılından bu yana fuarın
Eczacı hem birey hem de toplum sağlığı açısından
sürekli yenilendiğini ve zenginleştiğini belirterek,
ilaç kullanımının akılcı ve doğru olmasını sağlayan
eczacılık mesleğini sürekli ve her yönüyle geliştir-
kişidir. Eczacı sadece mesleği ile sınırlı kalmayıp,
TEB HABERLER
özelliğini taşıyan Farmavizyon Eczacılık Fuarı’na,
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
gerçekleştirilen “En Kapsamlı Eczacılık Fuarı” olma
5
FUAR
“Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları” konulu panel
yaşamı her yönüyle kucaklayan, sorumluluk hisse-
Öte yandan, bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde
den, toplumun hemen her kesimiyle iletişim kurabi-
uygulanan meslek hakkı uygulamasının ülkemizde
len kişidir. Bizler var olan gerçekler ile ortak hayal-
de uygulanması gerekmektedir. Yine, yıllardır bek-
lerimiz arasındaki farkı kapatmak için görünür bir
leyen eczacılık kanunumuzun değişmesi de artık
çaba harcayan bir mesleğin üyeleriyiz. Türkiye’nin
kaçınılmazdır. Düzensiz açılan eczaneler birbirleri-
dört bir yanında kesintisiz sağlık hizmeti sunan
ni verimsizleştiriyorlar. Sağlık alanı serbest rekabet
eczacılarımızdan ve dayanışmanın vücut bulduğu
kurallarının işlediği bir sisteme dönüştürülemez.
kooperatiflerimizden aldığımız güçle, sağlıklı birey,
Çünkü söz konusu insan sağlığıdır. Bu fuarın sloga-
sağlıklı toplum ve yaşanabilir bir dünya için kararlı-
nı da ‘eczacım benimle sağlığım güvencede’ olarak
lıkla yürümeye devam edeceğiz.”
belirlenmiştir” şeklinde konuştu.
Çolak’ın ardından kürsü alan Tüm Ecza Kooperatifleri Birliği Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit, kendileri
için bu yılki fuarın her zamankinden daha güzel ve
anlamlı olduğunu, fuarın artık sektörün buluşma
noktası haline geldiğini söyledi. Özyiğit konuşmasında özetle;
“Yaşanan ekonomik krize rağmen katılım konusunda geçen yılın iki katı bir talep var. Hatta bazı
6
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
talepleri karşılayamadık. Artık sıra Farmavizyon
Fuarı’nın uluslar arası alanda yerini almasına geldi. Çünkü bizim fuarımızın farkı, sadece bir fuar
olmayışı, bilgi platformunda pek çok konunun da
tartışılıyor olmasıdır. Bu yıl da, mesleki bilgilerin
tazelenmesine, yeniliklerin sunulmasına yönelik eczacılık mesleğinin içinden geçtiği zor dönemle ilgili
konuların tartışıldığı sunum ve paneller yer alacak.
Toplantıda söz alan bir diğer isim ise, AKP Milletvekili Ecz. Mehmet Domaç’tı. Eczacı örgütlerinin bir
araya gelmesini son derece sevindirici bulduğunu
ifade eden Domaç, konuşmasında eczacıların sorunlarına dikkat çekti.
FUAR
Eczacıların en önemli sorununun 6197 sayılı yasanın çıkması olduğunu belirten Mehmet Domaç,
“Yasanın serbest eczacıları rahatlatması gerekir. Şu
anda amacından sapmak üzere olan bu yasayı da
ancak 2-3 maddelik torba yasa ile çözebiliriz. Aksi
halde bunu çözmek biraz zor” dedi. CHP Milletvekili
Ecz. Abdülaziz Yazar ise, kapatılan eczane sayısının
çokluğuna dikkat çekti. Yazar, “Eczacının ayakta
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
duracak hali kalmadı. Bizler daima eczacı meslektaşlarımızın yanında olacağız ve özellikle 6197 sayılı yasanın çıkması konusunda gerekeni yapacağız”
dedi.
SECOF BAŞKANI DA KATILDI
Öte yandan fuarın açılış törenine katılan ve kısa bir
Ecz. Abdullah ÖZYİĞİT
konuşma yapan Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu (SECOF) Başkanı Michele Pianca, günümüzdeki eczacı kooperatiflerinin önemine vurgu yaptı.
Pianca, kooperatiflere daha fazla önem verilmesi
gerektiğini belirterek, “Eczaneler şirketler karşısında korunmalıdır. Eczacılık mesleğinin önemi konusunda Avrupa Adalet Divanı Kararı’nı çok önemsiyor ve yakından takip ediyoruz. Eczacıların daha iyi
Michelle PIANCA
hizmet verebilmeleri için çaba gösteriyoruz” dedi.
Değişimlere ayak uydurmak gerektiğine dikkat
çeken Pianca, Türkiye’nin bu anlamdaki gelişimini
yakından takip ettiklerini ve eczacılık sistemini çok
beğendiklerini söyledi.
BİLGİ PLATFORMU BEĞENİ TOPLADI
Ecz. Mehmet DOMAÇ
Fuarın en önemli bölümlerinden olan Bilgi Platformu
başlığı altında yapılan sunumlar, paneller, söyleşiler, fuarın en çok beğenilen kısmıydı. Fuarda hem
Türkiye’den hem de Dünyadan çok önemli isimler,
na; eczacının, eczacılığın ve kooperatifçiliğin geleceğinden, Türk eczacılık tarihine kadar çok çeşitli
Ecz. Abdulaziz YAZAR
sunumlar yaptılar. Ayrıca, İTS çalıştayı, mezunlar
buluşması, öğrenci platformu gibi programlar da eczacıların en çok takip ettikleri bölümleri oluşturdu.
TEB HABERLER
pazarından, sağlık ve sosyal güvenlik politikaları-
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
alanlarında uzman kişiler; Dünya ve Türkiye ilaç
7
FUAR
PANELLER İLGİYLE İZLENDİ
3 gün boyunca süren fuarın belki de en kalabalık
oturumu “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları”
başlıklı paneldi. Moderatörlüğünü İstanbul Ecza
Koop Başkanı Ecz. Sait Yücel’in yaptığı panele konuşmacı olarak, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı
ve AKP Milletvekili Cevdet Erdöl, CHP Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu ve Türk Eczacıları Birliği Genel
Sekreteri Ecz. Özgür Özel katıldı.
İlk sözü alan Ecz. Özgür Özel, mevcut sağlık politikaları sayesinde eczacıların neredeyse mesleklerini
yapamaz duruma geldiklerini, oysa eczacıların hastalarına ilaç ve danışmanlık hizmeti vermekten başka bir düşüncelerinin olmadığını söyledi. Özel, mevcut durumun devam etmesi halinde 8 bin eczanenin
kapanacağını belirterek “Bu eczacılar en az 3-4 kalfa çalıştırıyorlar ve o kalfaların da bakmakla yükümlü oldukları aileleri var. Yani burada kaç bin kişinin
8
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
mağdur olacağını tahmin etmek çok da zor değil.
Bizler eczacılar olarak her türlü sıkıntıyı göğüslüyoruz. Ancak bizi direkt ilgilendiren bir konuda yaptığımız araştırmalar ve hazırladığımız raporlar göz ardı
dayatmaları sonucu olduğunu, uygulamaların yeterince araştırma yapılmadan başlatıldığını söyledi.
Kılaçdaroğlu özetle “Bizde hazırlık hak getire ama
eylemde çok hızlıyız” dedi. Kılıçdaroğlu’nun ardından Cevdet Erdöl söz aldı. Empati yapmanın kolaylığına ve önemine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Erdöl, “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları
ile döşenir” dedi. Erdöl, 6197 sayılı yasa ile ilgili
çalışmaların büyük oranda tamamlandığını söyledi.
“BİLGİNİZİ GÖSTERİN”
Bilgi Platformunun en renkli görüntülerini, “Bilginizi
Gösterin” başlıklı yarışma oluşturdu. Dr. Aygin Bayraktar ve Yrd. Doç. Dr. Kutay Demirkan’ın birlikte
hazırladıkları yarışmada, iki grup eczacı birbirleriyle yarışırken, izleyiciler de ellerindeki keypadlerle (Oylama cihazı) doğru yanıtı bulmaya çalıştılar.
Yarışmacılara ve seyircilere eczacılık mesleği ile
ilgili çeşitli soruların sorulduğu yarışmada, her soru
arasında, kronik hastalıklar ve ilaç tedavilerine yönelik bilgiler de verildi. Eczacıların büyük beğenisini
toplayan yarışma formatındaki sunum sonrasında,
hem yarışmacılar hem de izleyiciler arasında birinci
olanlara çeşitli hediyeler verildi.
ediliyor. Eczacılar mutsuz ve ciddi bir sıkıntı içinde.
Artık bunun anlaşılması gerekiyor” dedi. Ardından
“Eczacım Benimle Sağlığım Güvencede” başlığıyla
söz alan Kılıçdaroğlu ise, sağlık ve sosyal güvenlik
gerçekleştirilen fuar, Sanatçı Funda Arar’ın konse-
alanındaki reformların İMF ve Dünya Bankası’nın
riyle sona erdi.
Türk Eczacıları Birliği, 52 Bölge Eczacı Odası
ve İçişleri Bakanlığı’nın birlikte yürüttükleri
proje çerçevesinde, “Şiddete Uğramış
Kadınlar İçin Sığınma Evleri” Projesi
kapsamında, 24.000 eczacıyı temsilen,
Türkiye’nin 81 değişik ilinden Ankara’ya
gelen kadın eczacılarımıza, 8 Mart tarihinde
uzman eğitmenler tarafından bir eğitim
verildi.
8 MART
KADIN ECZACILARDAN
DAYANIŞMA ÖRNEĞİ
10
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
E
ğitimin ardından sertifikalarını alan kadın
eczacılarımız, bu anlamlı projenin belki de
en hayati halkasını oluşturuyorlar. Çünkü,
“eğitici eczacı” kimliğiyle bölgelerindeki kadınlara
danışmanlık hizmeti verecek eczacılarımız, kadın
hakları, sığınma evlerinin önemi, kadının bir birey
olduğunun kendilerine anlatılması konularında bilgi
verecekler. Sadece mesleğini değil, toplumda var
olan sosyal sorunların da çözümüne ilişkin katkı
sunacaklar. Toplumun önemli kanaat önderlerinden
biri olan eczacılarımız; hastalarını ve bölge halkını
birebir tanıyan, onların her türlü sıkıntısını bilen
özellikle semt eczaneleri; aldıkları eğitimle de bu
misyonlarını pekiştirerek, kadınların yönlendirilme-
si, bilgilendirilmesi ve şiddetten korunmasında kilit
bir görev üstlenecekler.
İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen 9 ilde (Ankara, İstanbul, Antalya, Bursa, Eskişehir, Gaziantep,
İstanbul, İzmir, Samsun) sürdürülecek olan projenin, kanaat önderleri eğitimleri sayesinde de tüm
Türkiye’ye yayılması planlanmaktadır. Proje temel
olarak, ülkemizde kadınların insan haklarının korunmasına katkıda bulunmak ve şiddete uğrayan
kadınlara yeterli düzeyde koruma sağlamak üzere,
belediyelere kadın sığınmaevi kurup işletme konusunda destek vermeyi amaçlıyor.
8 MART
Öte yandan, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti
adına bir basın açıklaması yapan TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı ise kadını kendilerinden daha iyi anlayan, tanıyan, iletişim içinde
olan, her türlü sorununu paylaşan bir meslek grubu
daha olmadığını söyledi. Harmancı basın açıklamasında kısaca şunları söyledi:
“Bugün tüm dünyada 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 100 üncü yıldönümü kutlanıyor. Bugün dünyada, erkeklere oranla %25-50 oranında
daha düşük ücretle çalışan ve her 5 kişiden birinin
TEB HABERLER
Bu sene 8 Mart’ta eczacılar olarak tüm dünyada
can yakıcı bir sorun olan ‘kadına yönelik şiddet’ konusunda hep birlikte bir adım atmaya karar verdik.
Bu bir başlangıçtır ve elbette daha alınması gereken çok yol var. Tüm dünyada ancak özellikle ülkemizde kadınlar düzeyleri değişmekle birlikte fiziksel
ya da psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Bu şiddet
yalnızca tekil vakalar üzerinden değerlendirilemeyecek kadar sistemli aslında. Kimi zaman farkında
olarak ya da olmayarak her birimiz bu sistemin
bir parçası oluyoruz. Kadına yönelik şiddetin türlü
çehreleri ve çeşitli nedenleri var. Eğitim eksikliği,
ekonomik kaynaklara eşit ulaşamama, siyasal ve
sosyal alanda yeterince var olamama, var olduğunda bile açık ya da gizli bir biçimde baskılanma
gibi… Ancak bu durumun toplumsal kültürümüze
işlemiş olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor
öncelikle ve kadınları her alanda her açıdan daha
fazla güçlendirmek için çabalamalıyız, yol açmalıyız. Biz bugün bu can yakıcı sorunun engellenmesi
için hep birlikte elimizi taşın altına koyuyoruz. Bu
mücadelede eczacılarımızın önemli bir katkısı olacağına inanıyoruz. Çünkü eczacılar yalnızca ilaç
hizmeti, sağlık danışmanlığı yapan kişi değildir.
Aynı zamanda en kolay ulaşılacak, yüz yüze kolayca iletişim kurulacak, güvenilir sağlık danışmanıdır,
kanaat önderidir.”
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
Eğitim öncesinde bir konuşma yapan Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak,
son dönemde eczacılık mesleği ve Türk Eczacıları
Birliği’nin sürekli sorunlar ile anıldığını, kamuoyunda sürekli “yeni kriz” tanımlamasının içine dahil olduğunu söyledi. Çolak daha sonra şöyle devam etti:
“Hayat tek bir merkezden belirlenmiyor. Her ne
kadar tüm meslektaşlarımızın malumu olan can
yakıcı sorunlar ile mücadele etmek durumunda kalsak da ve sürekli sıkıntılarımız ile gündeme gelsek
de, bizler hayatın beklemediğinin de farkındayız.
Bu nedenle gerek sağlık çalışanları birliği, gerekse
demokratik bir meslek örgütü olarak hayatı olumlu
yönden değiştirip dönüştürmek için çabalarımızı
da eş zamanlı bir biçimde sürdürüyoruz. Yalnızca
sorunlarımızla değil bu değerli çalışmalarımız ile de
tanınmak ve bilinir olmak istiyoruz.
11
8 MART
şiddete maruz kaldığı kadınların gününü kutluyoruz. Yaşanan pek çok olumsuzluğun gölgesinde
kutlanan bu günde bizler biliyoruz ki, ev kadınlarının %25’i cinsel şiddete, her yıl ortalama 200.000
kadın da tecavüze uğruyor. Üstelik bu vakaların
%50’sinden fazlası, kadınlarımızın ya ayrıldıkları eşleri ya da hala evli olmak zorunda kaldıkları eşleri
tarafından gerçekleştiriliyor. Çocuk yaşta denebilecek kadınlarımızın, genç kızlarımızın ise, bu şiddete maruz kalma oranı % 7. Yani eğitim seviyesi ne
olursa olsun; her 10 aileden birinde şiddet vakası
görülürken, her 100 çocuktan 4’ü de, tacize ve şiddete maruz kalıyor.
12
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Onları bizden daha iyi anlayan yoktur sanıyorum.
Çünkü bizler, onların hem kapı komşusuyuz, hem
sağlık danışmanı hem de dert ortağı. Kadınların
şiddetten korunma konusunda güçlendirilmesinde,
hem en yakın sağlık merkezleri olmaları, kadınlar
tarafından güvenilen kişiler olmaları, hem de yüz
yüze iletişimin daha etkin olması nedeniyle, eczaneler ve eczacılar bu projede önemli bir görev
üstlenmektedirler. Bugün sadece 12.000 kadın
eczacıyı temsilen değil, aslında 24.000 eczacıyı
temsilen buradayız. Çünkü, değişim için, özlediğimiz resim için; hep birlikte çalışmamız gerektiğinin
farkındayız. Bugün burada yaptığımız, buzdağının
sadece görünen bir yüzü. Çünkü, bizler 8 Martları
tek güne indirgemekten yana olmadık hiç. Küçük
adımların, büyük başarılar getireceğine inandık. Bu
sebeple, sizlerin de desteğiyle, bunu başarabileceğimize gönülden inanıyorum.”
1 gün boyunca eğitim alan eczacılarımız, aynı zamanda kadın eczacıların yönetimlerde daha çok yer
alması gerektiğini, bunun için ellerinden ne geliyorsa yapacakları sözünü verdiler.
OSMANİYE ECZACI ODASI’NDAN ANLAMLI
ZİYARET
Osmaniye Eczacı Odası 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü dolayısıyla kadın mahkûmları ziyaret ettiler.
Ziyaretten son derece memnun olan tutuklu kadınlar ise; kendilerini unutmayan Osmaniye Eczacı
Odası’na ve cezaevi yöneticilerine teşekkür ettiler.
DOSYA
Serkan MERCAN
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN SON
HALKASI: GÜVENCESİZLEŞTİRME
4-C’Lİ HASTANE BİRLİKLERİ
Sağlıkta dönüşüm; bir yandan vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini
kısıtlayan ve paralı hale getiren bir süreci başlatmış, diğer yandan sağlık
çalışanlarının meslek haklarında ve özlük haklarında ciddi kayıplara neden
olmaya devam eden bir yıkım süreci haline gelmiştir.
E
13
Tasarıya göre hastaneler Sağlık Bakanlığı tarafından 100 üzerinden verilecek puanlar ile A,B,C,D,E
gibi sınıflara ayrılacak ve ağırlıklı ortalaması C
olanlar birleştirilerek Birliğe dönüştürülecek.
TEB HABERLER
Muayene ücretleri kat be kat arttı, daha fazla arttırma yetkisi SGK’nın elinde. Muayene ücretleri eczaneden alınıyor, böylelikle sağlığa erişimin parasız
olduğu yanılgısı yaratılıyor. Öte yandan, birinci basamak paralı hale getirildi. Emeklilerin ve çalışanların katılım paylarının artması gündemde. Aile hekimliği yılsonu tüm yurda yaygınlaşacak ancak hala
sevk zinciri uygulaması başlatılamadı. Her geçen
yıl SSGSS’nin kapsayamadığı nüfus artıyor; çünkü
mevcut iktidar, kayıt dışı ekonomiyi ve dolayısıyla
güvencesiz çalışma koşullarını görmezden geliyor.
Son olarak, hastaneler yönetim anlayışındaki eksiklikler nedeniyle verimsiz olarak değerlendirilmeye
başlandı ve “Kamu Hastane Birlikleri (İşletmeleri)”
adı altında sağlık hizmetinin kamusallığının yok oluş
süresi kısaltılıyor. Bunun temeli de hizmetlerin özelleştirilmesi ve sağlık çalışanların 4-C’lileştirilmesi.
Peki nasıl? Kısaca özetleyelim.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
czacılar, hekimler, diş hekimleri, hemşireler, sağlık teknisyenleri, hastane emekçileri
herkes eleştiriyor bu Sağlıkta Dönüşümü.
Dönüşümün adeta yıkım yarattığını ve yaratacağını
yıllardır söylüyorlar. Buna karşılık, siyasi iktidar sürecin sağlık ve sosyal devlet uygulamalarında eşitlik, adalet ve verimlilik sağladığını iddia ediyor.
13
DOSYA
KHB’ler “Kamu Hizmeti" anlayışından
özerk yapılar olacak.
Sınıflandırılmış hastanelerinin sunmuş oldukları
“aynı” hizmetler farklı ücretlendirilecektir. Böylelikle parası olanlar daha iyi hizmet almak için A ve B
tipi birlik hastanelerine giderken yoksul vatandaşların hizmet kalitesi düşük olarak nitelendirilecek
hastanelere (kategorileri D ve E) gitmekten başka çaresi olmayacaktır. Bununla birlikte, Birliklerin
7 kişilik yönetim kurullarında sağlık çalışanlarının
temsilcisi olan emek ve meslek örgütleri ile sivil
toplum temsilcilerine yer verilmeyip, onun yerine
bölgedeki ticaret odasından 1 kişi seçilecek olması
Birliklerin şirket mantığıyla yönetilmek istenmesinin
açık bir kanıtıdır.
Ağırlıklı ortalaması D sınıfına düşüp yılsonunda E
sınıfına indirilen Birliklerde, yönetim kurulu üyelerinin görevleri ve sözleşmeli pozisyondaki personelin
sözleşmeleri sona erecektir.
14
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Bu şekildeki bir yapılanmanın hem sağlık çalışanlarının özlük haklarını ihlal edebilecek hem de
sağlık hizmetinin kamusallığını zedeleyecek bir
durum yaratacağı ortadadır. Sağlık hizmet sunumu gibi önemli bir alanda iş güvencesinden yoksun
çalıştırılacak olan doktor, hemşire, eczacı, sağlık
memuru, sağlık teknisyeni ve diğer personelin sunacağı hizmetin kalitesinin de azalacağı aşikârdır.
Yine Tasarıya göre hastaneler; performansa dayalı
personel yönetimi ve döner sermaye uygulamaları
ile idari ve mali olarak özerk bir yapıya kavuşturulacak. İdari ve mali özerklikten kasıt, kamu hastanelerine Sağlık Bakanlığı bütçesinden hiçbir katkı
sağlanmayacağıdır. (gerekli görüldüğü durumlarda
Hazine yardımı öngörülse de bu gerekliliğin nasıl
oluşacağı hususu belirsizdir) Şirket mantığıyla yönetilecek “kamu” hastane birliklerinin kurulması ve
Sağlık Bakanlığı ile organik bağlarının koparılması
sağlık hizmetlerinin açıkça özelleştirilmesi anlamına gelecektir. KHB’ler gibi yönetilecek bir sağlık
kuruluşunun “kamu hizmeti” anlayışından “özerk”
olacağı anlaşılmaktadır.
Asıl vahim olan ise, yönetim kurulları, Birlik kapsamındaki hastanelerin tüm menkul ve gayrimenkullerini kullanma, satma ve kiraya verme hakkı
kazanmaktadır. Bu doğrultuda, ameliyathanelerden
laboratuarlara ve eczane mekanlarına kadar birçok
hastane hizmetinin dışarıdan temini veya kiralama
yöntemleri ile özelleştirilmeye açık alanlar haline
getirilme “riski” bulunmaktadır.
Özelleştirme, çalışanların güvencesizleştirmesi demektir. Bugün özelleştirme 4-C demektir. Münferit
bir vaka olarak görülen TEKEL işçilerinin direnişine,
tüm sağlık çalışanlarının da destek vermesi bu nedenle çok anlamlıdır. Çünkü Sağlıkta Dönüşümün
son halkası KHB Yasa Tasarısı, tek tek tüm güvenceli çalışma pratiklerini ortadan kaldırılacak ve 4-C
statüsünü yaygınlaştırılacaktır. Kısaca, KHB’ler sağlık çalışanlarının 4-C’leştirilme sürecini yaygınlaştıracaktır.
KHB yasa tasarısı geçerse,
ameliyathanelerden laboratuarlara
ve eczane mekânlarına kadar birçok
hastane hizmetinin, dışarıdan
temini veya kiralama yöntemleri ile
özelleştirilmeye açık alanlar haline
getirilme riski bulunmaktadır.
DOSYA
Diğer yandan, meslek haklarını ve özlük haklarını
kaybeden sağlık çalışanlarının tüm bu yıkıma ve güvencesizleştirilmeye karşın eleştirilerini yükselttikleri zaman “ideolojik” davranmak ile suçlanması ve
eleştirilerin sadece mevcut iktidarı karalamak için
ortaya atılmış mesnetsiz iddialar olarak gösterilmeye çalışılması; Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin sözde kaldığının apaçık kanıtıdır.
Siyasi iktidarı elinde bulunduranlar benzeri yöntemlere her daim başvurmuşlardır. Türkiye siyasi tarihi, bu “ideolojik” saldırılardan dolayı “halkına dert
yanan”, hamasetten öte bir söylem geliştiremeyen
lüyor ve ekliyor: “TEB ilaç kaçakçılığından yana bir
örgüt değilse İlaç Takip Sistemi’ni kabul etmelidir”.
Zira bunu yapmaz ise TEB’i, kaçakçılık ile mücadele
etmek isteyen iktidarı engelleyen bir meslek birliği
olarak halka şikâyet edeceğini ima ediyor1.
Devlet gücünü elinde bulunduran siyasi iktidarlara
karşı eleştiri sesini yükseltenler, gerçek demokrasiye inanan ve bunun yolunun, daha fazla eleştiri,
daha fazla diyalog ve daha fazla katılımdan geçtiğini
bilirler. Bunu bilmeyenler, demokrasiyi; seçim sisteminin sağladığı eşitsiz olanaklar (Örneğin, % 10
Seçim Barajı) ile parlamentoda tek parti olarak iş
başına gelmekten ibaret görenlerdir.
Tüm bu tespitleri yanlışlayacak objektif bir durum
ile karşı karşıya değiliz. Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşümü eleştirmeye devam etmek “ideolojik” olarak
yaftalanamaz. Hele de, eleştirenleri suçlayanların
siyasi kimlikleri ve dünyayı anlama biçimlerinin kendisi ideolojik iken.
1
Sayın Bakan’ın 07.03.2010 tarihinde Samsun’da MÜSİAD’ın
bir toplantısı sarf ettiği sözleri hala tekzip edilmemiştir.
TEB HABERLER
Aynı yaklaşım, bugünkü siyasi iktidar tarafından,
kendi dışında kalan her toplumsal kesime yönelik
tekrarlanan bir pratik haline gelmiş durumda. Sağlık
alanında bu durum, halk ile sağlık çalışanlarını karşı
karşıya getirme boyutuna ulaştı. Hekimler ve TTB,
Eczacılar ve TEB, TEKEL işçileri ve hak arayan herkes bugün halkın gözünde “ideolojik” hareket eden
ve gerçekleri çarpıtanlar olarak resmedilmeye çalışılıyor. Örneğin, Sayın Sağlık Bakanı bir konuşmasında, TEB’i açıkça ideolojik davranmakla suçluyor
ve bir gecede çıkarılacak bir-iki kanun maddesiyle
TEB gibi meslek birliklerini kapatabileceklerini söy-
Sonuç olarak, sağlıkta dönüşüm yıllardır eleştiriliyor,
eleştirilmeye devam edecek. Sağlıkta Dönüşüm’ün
son halkası, özelleştirme ve güvencesizleştirme
pratiklerini yaygınlaştırma olacak. TEKEL işçileri ile
başlayan 4-C’lileştirme süreci; sağlık alanında, sözleşmeli Aile Hekimliği ile başlatıldı ve kamu hastane
birlikleri ile yaygınlaştırılacak. Sağlık hizmetinin kamusallığı yok edilecek ve sağlık hakkına erişim daha
da kısıtlanacak.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
politik elitler ile doludur. Bu elitler, dert yanmanın
ötesinde, aba altından sopa göstermeyi ihmal etmezler. Onlar devletin bekasını düşünürken, birileri
hep “ideolojik” olarak onlara saldırırlar.
15
PROJE
DÜNYANIN İLACINI
ÇÖPE ATIYORUZ
Ecz. Vildan ÖZCAN
16
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
ATIK İLAÇ HAREKETİ
Temmuz 2009’da İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve Türk Eczacıları
Birliği (TEB) eş finansörlüğünde başlatılan “Evsel
Atık İlaç Toplama ve Bertarafı Projesi” 9 aylık faaliyet süresini tamamladı. İzmir ilinde yürütülen
proje ile, toplumda evsel ilaç atıklarının potansiyel
zararları konusunda farkındalık yaratılarak, evlerde
kullanılmayan veya miadı dolan atık ilaçların eczanelerde kurulan özel bir sistem aracılığı ile geri toplanması ve güvenli bir şekilde bertaraf ettirilmesine
yönelik bir sistem kurulması hedeflendi.
T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV) proje ortağı, EDAK
Ecza Kooperatifi proje iştirakçisi, Buca Belediyesi
ise sponsor olarak projede yer aldı.
Projenin bir ayağını; toplum sağlığını, çevre sağlığını
ve bunun bir getirisi olarak geleceğimizi tehdit eden
evlerimizdeki atık ilaçların neden olduğu tehlikelere dikkat çekilerek, bu atıkların güvenli bertarafına
ilişkin çözüm yollarının sağlanması oluşturuyordu.
Bu kapsamda; eczane vitrinlerine asılan afiş ve
broşürler ile ulusal basında çıkan haberler, sağlık
danışmanlığı kimliklerini halkı/hastalarını akılcı ilaç
kullanımı yönünde bilinçlendirmeye çalışan ve eczanelerine koydukları atık ilaç kutuları ile geri toplama sistemine önemli bir destek sağlayan gönüllü
eczacılar, geleceğimiz çocuklarımız için okullarda
gerçekleştirilen eğitimler projenin hedeflerine ulaşmasında önemli roller oynadı.
Projenin diğer ayağını ise veri analizleri oluşturdu.
Sadece İzmir ilinin belli bölgelerinde sınırlı sayıda
yapılan bu projeyle bile, atık ilaçlarını eczanelere
geri getiren hastalara yapılan anketler ve toplanan
atıklar üzerine gerçekleştirilen veri analizleri sonucunda ilaç sektöründe elde edilmeye çalışılan
PROJE
Sempozyumla Bilgiler Paylaşıldı
20.03.2010 tarihinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Atık İlaç Hareketi Projesi Kapanış Sempozyumu”nda, proje katkı
koyan tüm kurum ve kuruluşlar bir araya gelerek
kamuoyuna ve ilgililere projeden edinilen bilgi ve
deneyimleri tüm detayları ile aktardılar. Atık ilaçların çevre ve insan sağlığına zarar vermeden bertarafının kalıcı çözümler ile sağlanması, Atık İlaç Hareketinin en doğru ve işler biçimde Türkiye’de nasıl
yaygınlaştırılabileceği gibi konular tartışıldı.
Sempozyum iki oturum halinde düzenlendi. “Eczacı Örgütlerinin Çevre Sorunlarına Bakışı”nın ele
alındığı, oturum Başkanlığını Ecz. Nihal Esin Gürsoy
yaptığı birinci oturumda; T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç
ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Hanifi Özbek,
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Başkanı Ecz.
Erdoğan Çolak, İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz.
Tuncay Sayılkan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu ile EDAK
Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi
Özerdemli konuşmacı olarak yer aldı.
“ATIK İLAÇ HAREKETİ” NASIL SÜRDÜRÜLMELİ?
İlaçların kullanım sürelerinin dolması, doktorun ilaca devam etmemesi veya başka bir ilaçla tedaviye
başlaması, hastanın kendini iyi hissetmesi, advers
ve alerjik reaksiyon, hastanın ölmesi, hastanın ilacı
bırakması veya doktorların çok fazla ilaç yazmaları
gibi nedenlerle ilaçlar kullanılmıyor ve atık ilaç kategorisine giriyor. Bu atık ilaçlar ise çocuklarımız,
toplumumuz, çevremiz ve ülke ekonomimiz açısından ciddi sorunlara neden oluyorlar. Atık ilaçların
yarattığı sorunlara ilişkin toplumda farkındalık yaratılması elbette çok önemli, ama daha önemli ve öncelikli olan farkındalığa sahip kesime kullanılmayan,
miadı geçmiş, bozulmuş ilaçlarını çöplere, lavabolara ve tuvaletlere atmaktan başka bir çözüm yolu
sunabilmek.
Bu nedenle, sadece yerel yönetimlerin değil, farmasötik ürünün yaşam döngüsü içinde etkin rol oynayan tüm aktörlerin doğru bir biçimde konumlandırıldığı farmasötik atıkların geri toplanmasına yönelik
YENİ BİR sistemin kurulması bir zorunluluktur.
Geçmişten gelen kötü tecrübelerden edinilen çıkarımlar doğrultusunda bugün farmasötik ürünlerin
üretim aşamasındaki, “KONTROLLÜ ATIK YÖNETİMİ” tüm ilaç sanayi tarafından beli kurallar çerçevesinde işler durumdadır. Ancak burada düşünülmesi
TEB HABERLER
Projeye İzmir ve çevresinden 190 çevre dostu eczacımız destek verdi. Proje süresince bugünkü piyasa
değeri yaklaşık 500.000 TL olan 35.000 kutu ilaç
bu gönüllü eczanelere getirildi. Getirilen ilaçların
%70’inin kullanım süresinin dolduğu, %45’inin ise
ambalajları dahi hiç açılmadan atıldığı ortaya çıktı.
En fazla atılan ilaç grubu ise kardiyovasküler sistem
hastalıkları için kullanılan ilaçlar.
Oturum başkanlığını Proje Koordinatörü Ecz. Şule
İlkkurşunlu’nun yaptığı sempozyumun öğleden
sonraki 2. oturumunda ise “Atık İlaç Hareketinin
Sonuçları, Sürdürülebilirliği ve Gelişiminde Sorumluluk, Paydaşlarının Rolü” konusu irdelendi.
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Levent Üstünes, Doç. Dr Hande Gürer
Orhan, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Atık Yönetimi Daire Başkanlığı’ndan Şube Müdürü Kemal
Kurusakız, TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel
ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nden Neşe Eriş konuya ilişkin görüşlerini tüm katılımcılarla paylaştı.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
tasarruf tedbirlerine farklı bir pencereden bakılmasına imkan sağlayacak, ülkemizde akılcı ilaç kullanımı bilincinin oluşturulması ve evsel ilaç atıklarının
minimal seviyelere çekilmesine ilişkin politikalara
yön verecek nitelikte çıktılar elde edildi. Bu veriler
söz konusu uygulamanın tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmasının ne denli önemli olduğunu gözler önüne
serdi.
17
PROJE
gereken, İlaç sanayinin ürettiği atığın nerede başlayıp nerede bittiğidir. Farklı alanlara baktığımızda
“kirleten temizler” mantığı üzerine kurulmuş ve
bugün düzgün bir biçimde ülkemizde de işlerliği
kanıtlanmış pek çok oluşumdan söz etmek mümkün. Türkiye Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği Türkiye’de kullanılmayan pil atıklarının
toplanması ve bertaraf edilmesi için üyeleri adına
projeler yürütmekte ve ürünün üreticisi olarak gereken sorumluluğu almaktadır. Ambalaj atıklarının
toplanması yönetmeliği ile oluşturulan ÇEVKO yine
bu çerçevede yapılandırılmış başka bir kuruluş.
Yurtdışında pek çok ülkede ilaç atıklarının yönetimi de benzer bir anlayışla belli dernek veya örgütün
sorumluluğu altında yürütülmekte, sadece fabrika
sınırları içinde üretim sırasında ortaya çıkan maddeleri atık olarak görmek eksik bir anlayış olarak
tanımlanmaktadır. İlaç herhangi bir meta değil ve
üretildikten sonra atık yaratma potansiyeli kaybolmuyor. Bu nedenle “Yenilenebilir Farmasötik Ürün
Yönetimi” anlayışı benimsenmeli.
“KAYNAKTAN KAYNAĞA FARMASÖTİK ÜRÜN
HAMİLİĞİ”
“Cradle-to-Cradle Pharmaceutical Product
Stewardship”
“Kaynaktan kaynağa Farmasötik Ürün Hamiliği”nde
hedef doğrudan farmasötik atık üretimini ortadan
kaldırmaktır. Bu da farmasötik ürünün yaşam döngüsü içinde etkin rol oynayan tüm aktörlerin bu
alanda bilinçlenerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine dayanır. Bunu sağlamanın yolu ise
ilgili sorun alanına doğru politika ve doğru önlemlerle ilerleyebilmektir. Başlangıç olarak göz önüne
alınması gereken hususlar şu şekilde belirlenebilir;
• Kuramsal olarak, eğer reçete etkili değilse atık
oluşur.
• Eğer atık ilacın kalmadığı bir noktaya gelirsek,
bu tedavinin etkinliğinin arttığını gösterir.
• Neyin kullanılmadığını öğrenmek, tıbbi bakım
kalitesini geliştirir.
18
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
İşte bu nedenlerle; farmasötik atık yönetiminde
gözden kaçmaması gereken ana hedeflerden biri
VERİ ANALİZİ’dir. Çünkü veri analizi “gelecekte oluşacak farmasötik atık miktarının azaltılması” açısından bilimsel veriler sağlayacaktır.
MEVCUT UYGULAMALARDAN BAZI NOTLAR
Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Belçika,
Norveç, Yunanistan, Portekiz, Polonya, Macaristan
gibi ülkelerde farmasötik atık yönetimi yerel/bölgesel/ulusal yetkililerle veya farmasotik/ dağıtımcı
şirketler/ atık yönetimi şirketleri ile belirli düzey-
lerde ortak bir hizmet olarak yürütülüyor. Alman
eczaneleri sağlık atıklarını toplamayı hastalarına bir
hizmet olarak sunuyorlar ve ilaç endüstrisi bazı atık
şirketleriyle işbirliği içinde eczanelere ücretsiz olan
atık toplama sistemlerini sağlıyorlar.
İtalya’da hastalarca getirilen miadı geçmiş ilaçlar
ve eczanenin miadı geçmiş ilaçları farklı sistemler
çerçevesinde toplanıyor. Hastaların getirdiği ilaçlara ilişkin düzenlemeyi doğrudan belediyeler yapıyor
ve eczacıların bu sürece katılımı minimal düzeyde
tutuluyor. Atıkların toplanması için bir konteyner
çoğunlukla eczanenin içinde ve bazen de dışında
bulunuyor. Konteynerlar, sadece belediye görevlileri tarafından atıkları alarak imha bölgelerine götürmek için açılabiliyor. Eczanelerin miadı geçmiş
ilaçlara ilişkin düzenleme ise, eczacı örgütlerinin,
toptancı ve endüstri birliklerinin sahibi olduğu bir
şirket tarafından organize ediliyor.
Üretici Sorumluluğunda İlaç Geri Toplama Programı
(Producer Provided Medications Return Program),
Kanada’nın İngiliz Kolombiyası (British Columbia)
Eyaleti’nde 13 yıldır sürdürülen atık yönetimi programı. Kar amacı gütmeyen “Tüketici-Sonrası Farmasötik Ürün Yönetimi Birliği (PCPSA)” tarafından
sürdürülüyor. Birliğin finansörlerini; Kanada Araştırmacı İlaç Firmaları (Rx&D), Kanada Jenerik İlaç
Birliği (CGPA), Kanada Öz Bakımı Geliştirme Birliği
(NDMAC) oluşturuyor.Tüketiciler ve eczacılar ilaçların toplanmasında gönüllü ve hiçbir şekilde programının finansmanı katılmıyorlar.
BİZ NEREDEYİZ?
İzmirde yürütülen pilot projeyle eşdeğer zamanlı
olarak Türk Eczacıları Birliği (TEB) tarafından T.C.
Çevre ve Orman Bakanlığı’na yapılan başvuru ile
atık ilaç hareketinin tüm Türkiye’ye nasıl yaygınlaştırılabileceğine ilişkin çalışmalara başlandı. Bakanlık bünyesinde oluşturulan ve sektör bileşenlerinin
görev aldığı Atık İlaç Komisyonu’nun yaptığı çalışmalarla konuya ilişkin yeni bir yönetmelik hazırlığı
başlatıldı. 2011 yılına kadar çalışmaların tamamlanması planlanıyor. Yapılan çalışmalarda, tüm tarafların doğru bir şekilde organize edilmesi ve yönlendirilebilmesi için kar amacı gütmeyen, sağlam
kurumsal temellere sahip farmasötik atık yönetim
sürecini yürütecek, “YETKİLENDİRİLMİŞ” bir tüzel
kişiliğin oluşturulması öngörülüyor.
TOPLANTI
Ecz. Umut ÖZKUL
16 Aralık 1971 tarihinde dört çocuklu Nazmiye-İzzettin çiftinin beşinci çocuğu olarak Tarsus’ta dünyaya geldi, ilk ve orta öğrenimi sırasında babasının
muhtar olması avantajını hep kullandı. Ama bu
avantajlar ona pahalıya patladı ve boş zamanlarını
dayısının meşhur tatlıcı dükkanında geçirmek zorunda kaldı. Her zaman övündüğü ince ince açtığı
yufkalar ve hangi ortamda olursa olsun yediği tatlının sağını solunu inceleyip not vermesi onun iyi bir
tatlı gurmesi olmasındandır.
Kurulu Üyesi olarak devam etti. 2003 yılından itibaren ise, Mersin Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Üyeliği yaptı. Odada neredeyse tüm komisyonlarda görev aldı. Eczacı camiasının üniversiteden
mezuniyeti sonrası aldığı meslek içi eğitim seminerlerinin düzenlenmesinde yoğun emek harcadı. 2005 yılında Umut artık daha mutlu ve daha
heyecanlıydı, çünkü biricik yavrusu Su, dünyaya
gelmişti. 2005 yılının sonlarına doğru mesleği için
daha çok zaman harcadığı ve belki de birçok kişinin onu daha fazla tanımasına neden olan Oda
Genel Sekreterliği görevine başladı.
Üniversite sınavının sonucu açıklandığında “Ege
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi”ni kazandığını öğrenmişti, bu haberi babasına verdiğinde ise “Bi öğretmen olamadın” cevabını almıştı. Üniversite yıllarında yakın arkadaş çevresinde eğlenceli, en sıkıntılı anda dahi espri yaparak ortamı yumuşatan biri
olarak tanındı ve sevildi (rahatsızlandığı dönemde
Türkiye’nin dört bir yanından insanlar akın akın hastaneye koştu). 1994 yılında eczacılık fakültesinden
mezun olurken kıvırcık saçları sadece fotoğraflarda kalmıştı. Askerliğini İstanbul Haydarpaşa Askeri
Hastanesi’nde asteğmen olarak yaptı. Askerlik sonrası 1996 yılında, kendi mahallesi olan “Musalla”da
adını verdiği Umut Eczanesi’ni açtı. İşleri yoluna
koyduktan sonra üniversiteden de sınıf arkadaşı
olan Serap Tanış ile 1998 yılında evlendi. Serap’ın
eczanesinin Adana’da olması nedeni ile Tarsus’ta
başlayan hayatına Adana’da devam ettirdi. Mesleğine olan bağlılığı Umut’un meslek örgütleri içinde
aktif rol almasına neden oldu; Mersin Eczacı Odası
Tarsus Temsilciliği göreviyle başlayan bu yaşantısı,
2001-2003 yıllarında İçel Ecza Kooperatifi Yönetim
Görevi esnasında hiç kimseyi kırmaması ve herkesin sorununa kendi sorunuymuş gibi yaklaşması
ise şüphesiz eczacılık camiasının hem fikir olduğu
bir gerçektir. Her şeyin düzenli işlediği hayat, maalesef 24 Şubat sabahı oyununu oynadı. Uykusu
sırasında aniden yükselen tansiyonuna bağlı geçirdiği beyin kanaması, kara bir bulut gibi hepimizin üzerine çöktü. Ama yine yılmadık ve Umut’a
inandık. O sürprizleri seven, beklenmeyeni yapabilen birisiydi. Bizler de hastane önünde beklediğimiz 16 gün boyunca, ondan bunu başarmasını
bekledik, adından esinlendik UMUT’LANDIK. Ama
maalesef 11 Mart akşamı, canımız, kardeşimiz,
dostumuz, meslektaşımız bizi yanılttı. Umudumuz
söndü.
Bizler bu güzel insanı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu düşünceyi somutlaştırmak için
24 Nisan 2010 günü yaptığımız Olağanüstü Genel
Kurul Kararı ile onun adını vereceğimiz ve Tarsus’ta
yaklaşık olarak üç dönümlük bir arsa üzerinde inşa
edeceğimiz sekiz sınıflı ve son dönem mimarisine
uygun, modern bir anaokulu ile onu bundan sonra
gelecek kuşaklara da aktaracağız.
TEB HABERLER
UMUT DOLU BİR YAZI
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
MERSİN’DEN
19
BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER
Ecz. Esin YAVUZ ve Ecz. Elif SÜZMEÇELİK
MEDULA-REÇETE PROVİZYON SİSTEMİ DEVREYE ALINDI
ambalajında;
a) Karekod, barkod ve fiyat kupürü (üzerinde iptal
edildiğine dair ibare bulunan veya bulunmayan),
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Kurum web sitesinde yayımlanan 25.02.2010 tarihli
duyuruyla 01.03.2010 tarihinden itibaren, yeni MEDULA-Reçete Provizyon Sistemi, karekodlu ilaçlar
ve İlaç Takip Sistemi (İTS) uygulamaları ile birlikte
devreye alındı.
b) Karekod ve barkod,
Birliğimiz tarafından İTS’de ortaya çıkan aksaklıklar
ile sistemin hayata geçmesine bağlı yaşanan hasta
ve eczacı mağduriyetleri nedeniyle hem Medula-Reçete Provizyon Sistemi hem İTS uygulamaları için
erteleme talebinde bulunuldu. Bu talebimize cevaben, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünce yayımlanan 02.03.2010 tarih 2010/12
sayılı Genelge ile İTS uygulamasının eczaneler açısından başlangıç tarihi 16.05.2010’a ertelendi.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI TARAFINDAN İLAÇ BEDELLERİNİN ÖDENMESİ KONULU 2010/38 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından 02/03/2010 tarihinde yayımlanan
2010/12 sayılı “Karekodlu Ürün İşlemleri” konulu
Genelge ile ürünlerin çeşitli şekillerde ambalajlanmış olması sebebiyle karekodlu ilaçların İlaç Takip
Sisteminden onay alınarak ödenmesi süreci yeniden belirlenmişti.
20
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Sağlık Bakanlığı’nın 2010/12 Sayılı Genelgesine
paralel olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
tarafından 09.03.2010 tarih 2010/38 Sayılı “İlaç
bedellerinin ödenmesi” konulu Genelge yayımlandı.
2010/38 sayılı Genelge ile;
Karekodsuz ürünlerin eski şekliyle dış ambalajında
bulunan fiyat kupürü ve barkodunun kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle 01/06/2010 tarihine
kadar ödeneceği,
İlaç ambalajlarına karekod konulması sürecinde dış
c) Yalnızca karekod,
gibi muhtelif şekillerde üretilmiş ürünlerin karekod,
barkod, fiyat kupürü ve benzeri kısımlarının tamamının kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle Kuruma gönderilmesi halinde 15/05/2010 tarihi dahil
olmak üzere bedellerinin ödeneceği,
Bu ürünlerin 16/05/2010 tarihi itibariyle yalnızca
İlaç Takip Sistemi üzerinden onay alınarak Kuruma fatura edileceği belirtilmiştir. İTS’den onay alınarak Kuruma fatura edilen ürünlerin herhangi bir
bölümünün reçeteye eklenmesi gerekmediği ve
01.06.2010 tarihi itibariyle tüm ürünlerin sadece
İTS üzerinden onay alınarak Kuruma fatura edileceği bildirilmiştir.
ATIK İLAÇ HAREKETİ SEMPOZYUMU
İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve Türk Eczacıları Birliği eş finansörlüğünde yürütülen Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertaraf
Projesi kapsamında 20 Mart 2010 tarihinde Ege
Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde Atık İlaç
hareketi Sempozyumu gerçekleştirildi.
CEZA VE İNFAZ KURUMU MÜDÜRLÜKLERİ İLE
YAPILAN SÖZLEŞMELER YENİLENDİ
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanarak
01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren protokol gereğince, tutuklu ve hükümlülerin tedavisi için düzenlenen reçete içeriğinde yer alan ilaçların, sözleşmeli eczaneler tarafından karşılanmasına ilişkin,
sözleşmeli eczanelerin, 2010 Yılı için yapacakları
sözleşme yenileme işlemleri ile ilgili olarak, Birliğimiz ile Genel Müdürlük arasında, ilaç alımlarına yönelik yeni bir protokol imzalanmadan, 01.01.2009
BİZDEN HABERLER
Birliğimiz, Bölge Eczacı Odalarımızın ve üyelerimizin
bilişim sistemlerinden etkin yararlanması, internet
üzerinden etkin ve hızlı iletişimin sağlanması amacıyla hazırlanan ve ilk olarak Bursa Eczacı Odası
tarafından kullanılan FarmaInbox Yeni Nesil İletişim Kanalı Projesi’ni tüm bölgelerimizde yaygınlaştırmak üzere bir çalışma yapılmış ve ilk aşamada
Bursa’nın yanı sıra, Manisa ve Balıkesir Eczacı Odalarımızda pilot uygulama başlatılmıştır. Uygulama
sayesinde Farma Inbox İletişim Kanalına Birliğimiz
ve Bölge Eczacı Odaları tarafından eklenen haberler, dosyalar ve duyurular, sistemin kurulu olduğu
eczacılarımıza anında ulaşacaktır.
KOZMETİK YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI
1 Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girecek olan Kozmetik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik 27 Mart 2010 tarih 27534 Sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır.
52. BÖLGE NEVŞEHİR ECZACI ODAMIZ ARAMIZA KATILDI
Nevşehir ili ve ilçelerindeki eczacıların, eczacı odası kurulması talebi Aksaray Eczacı Odası Yönetim
Kurulu Başkanlığı tarafından Birliğimize yazılı olarak
sunulmuş, bu talepleri Türk Eczacıları Birliği Merkez
Heyeti’nin 24.02.2010 tarihli toplantısında görüşülerek, 152 eczacısı bulunan Nevşehir ilinde 52.Bölge Eczacı Odası kurulmasına karar verilmiştir.
18 Mart 2010 tarihinde TEB Merkez Heyeti Nevşehir ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren meslektaşlarımız ile bir toplantı gerçekleştirip; 52.Bölge Nevşehir Eczacı Odası’nın Kurucu Yönetim Kurulu olarak;
Ecz.Müjgan Göktaş, Ecz.Mehmet Emrah Akün,
Ecz.Tansu Dörtkol, Ecz.Nuri Pınarlı, Ecz.Mehmet
Aktürk’ün atanmasına karar vermiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından
25.03.2010 tarih 27532 sayılı Mükerrer Resmi
Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri 01 Nisan 2010 tarihinde yürürlüğe girdi.
SAĞLIK BAKANLIĞI GDO KULLANIMININ KONTROLÜNDE OLUMLU BİR ADIM ATTI
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeyle, 1 Mart 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere, bebek mamaları, bebek formülleri ve bebek
ek besinlerinde GDO (GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ
ORGANİZMA) ve ürünlerinin kullanılması yasaklandı. Birliğimiz yaptığı açıklamayla, GDO’ların insan
sağlığı üzerindeki olası zararlı etkilerine dikkat çekerek; özellikle henüz büyüme çağındaki bebeklerin
ve çocukların kullandıkları besinlerin koruma altına
alınmasını destekledi.
T.C. SAĞLIK BAKANI SAYIN PROF. DR. RECEP
AKDAĞ’A MEKTUBUMUZ
T.C. Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın
7 Mart 2010 tarihinde Samsun’da bir toplantıda
yaptığı meslek örgütlerini eleştiren konuşmanın ses
kayıtlarının, arkasından bant çözümlerinin Birliğimize ulaşmasından sonra, 2 Nisan 2010 tarihinde
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak
tarafından Sayın Bakan’a kendisinin sözlerini derin
bir üzüntü ve endişeyle karşıladığımızı belirten bir
mektup gönderilmiştir. Mektupta özetle; Birliğimizin köklü geçmişinde kamusal alanda sağladığı
toplumsal fayda ile gurur duyduğu, bunun sadece
bizim için değil, tüm ülkenin gurur duyması gereken
bir miras olduğunu düşünmekte olduğumuz; bu nedenle, toplum sağlığının evrensel haklar temelinde
korunması ve geliştirilmesi ile mesleklerimizin bu
sürece katkı sağlayacak kapasitelerinin azami oranda korunması ve geliştirilmesi için dün olduğu gibi
bugün de fikirlerimizi ve eleştirilerimizi ifade etmeyi
görev addettiğimiz vurgulanmıştır.
ENDİKASYON DIŞI İLAÇ KULLANIM KILAVUZUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YAYIMLANDI
Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından, (www.iegm.gov.tr) adresinde, Endikasyon
Dışı İlaç Kullanım Kılavuzunda yapılan değişiklikler
26.03.2010 tarihinde yayımlandı.
TEB HABERLER
FARMAINBOX İLETİŞİM KANALI PİLOT UYGULAMASI BAŞLATILDI
YENİ SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ 01 NİSAN
2010 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
tarihinde yürürlüğe girmiş olan protokolün aynı
hükümlerle devam etmesi; sözleşmeli bulunan eczanelerin 2010 Yılı Sözleşme formları ile yenileme
işlemlerini gerçekleştirmeleri konusunda mutabakat sağlandı.
21
ECZACILIK AKADEMİSİ
HİPERÜRİSEMİ ve GUT
Dr. Ecz. Aygin BAYRAKTAR - Klinik Eczacı
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
H
22
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
iperürisemi, ürik asitin sentezindeki artış
veya böbreklerden atılımındaki azalma nedeniyle oluşan biyokimyasal bir durumdur.
Uzun süren hiperürisemi durumu, gut hastalığının
oluşması için tek başına bir neden değildir. Ürik
asit, protein katabolizmasının son ürünüdür ve insanda pürinin yıkılması sonucu meydana gelir. DNA
ve RNA, ksantin oksidaz enzimi tarafından, adenozin guanozin nükleotidlerine yıkılır. Guanozin; direkt
ksantine, adenozin ise önce hipoksantine, sonra
da ksantine ve ürik asite dönüşür. Sinoviyal sıvıdaki ürat konsantrasyonu, serum düzeyi ile ilişkilidir;
serum ürat konsantrasyonunun >6.8mg/dL olması
durumu hiperürisemi olarak tanımlanır.
Gut ise, hiperürisemiye ikincil olarak gelişen ürat
metabolizmasındaki bozukluk nedeniyle sinovial
sıvıda ve yumuşak dokularda monosodyum ürat
(MSÜ) monohidrat kristallerinin birikmesi sonucu
oluşan enflamatuvar cevapla birlikte gözlenen; kronik, metabolik bir hastalıktır. Toplumda genellikle
orta yaş erkeklerde, % 0.2-0.6 arasında değişkenlik
gösteren sıklıkta görülür; hastaların çoğunda diğer
metabolik hastalıklarla birlikte (hipertrigliseridemi,
düşük HDL-kolesterol, insülin rezistansı-metabolik
sendrom, obezite ve hipertansiyon gibi) seyreder.
Gut hastalarının yaklaşık %20-50’sinde hipertan-
siyon, %75’inde metabolik sendrom eş zamanlı
gözlenmektedir. Framingham Çalışması’na göre,
Koroner Arter Hastalığı (KAH) riski açısından gut
hastalığının özellikle erkeklerde angina pectoris
riskini yaklaşık iki kat arttırdığı; hiperüriseminin ise,
MI ve inme açısından bağımsız risk faktörü olduğu
belirtilmiştir.
Gut ve hiperürisemiye neden olan faktörler;
* Değiştirilemeyen faktörler;
Cinsiyet (erkeklerde daha yaygın), postmenapozal durum, genetik faktörler, son evre böbrek
hastalığı, major organ transplantasyonu, yaş
(>65 yaş kişilerde %3 oranında gözleniyor), yüksek serum ürat düzeyi, hipertansiyon, abdominal obezite.
* Değiştirilebilen faktörler;
Diyet: kırmızı et, deniz ürünleri ve yüksek
fruktoz içerikli yiyecekler; fazla alkol alımı (özellikle bira: guanozin içeriği sebebiyle)
İlaçlar: tiyazid diüretikler, siklosporin (transplantasyon hastalarında), etambutol (ürik asitin
renal klerensını azaltır), pirazinamid (ürat sek-
ECZACILIK AKADEMİSİ
larda ürikozürik etki gözlenir).
Gut hastalığının tanısı serum ürik asit, üre (BUN),
kreatinin, C-Reaktif Protein (CRP), Eritrosit Sedimentasyon Hızı (ESH), idrarda kan ve protein
aranması, özellikle de hala etkili ve MRI, DECT gibi
uygulamalara kıyasla daha ucuz bir yöntem olması
sebebiyle, eklem sıvısı analizinde (polarize ışık altında) MSÜ kristallerinin iğne şeklinde gözlenmesi
ile konur.
Gut atakları genellikle gece, aniden başlar; şiddetli
ağrı (özellikle ayak baş parmağı ekleminde) ile birlikte etkilenen eklemlerde kızarıklık, şişlik, ısı artışı
ve hassasiyet gözlenir; ateş 39,4°C’e kadar çıkabilir, lökositoz ve ESH’de artış gözlenir. Hafif şiddette
gözlenen ataklar 1-2 gün içinde; şiddetli ataklar ise
birkaç saat içinde ortaya çıkar; bir sonraki atak genelde aynı eklemi etkiler (hastaların 2/3’ü, 12 ay
içinde tekrar bir atak geçirir); tedavi edilmezse, poliartiküler ataklar olarak gözlenir.
Gut hastalığı dört klinik evreden oluşur;
1. Asemptomatik hiperürisemi (gut’a göre 10 kat
daha yaygın)
2. Akut gut artriti
3. Kritik evre
4. İlerlemiş gut / kronik tofüs gut / gut nefropatisi
Asemptomatik hiperürisemi hastalık değil, sadece
bir risk faktörüdür. Serum ürat konsantrasyonunun
>6.8mg/dL olması ile ürat kristalleri oluşmaya başlar ve bu kristaller organ hasarına katkıda bulunur.
Bu durum genellikle tedavi gerektirmez ancak; hastanın böbrek fonksiyonlarının yakından izlenmesi
gereklidir. Akut gut artriti, eklem çevresinde yeterli
ürat kristali oluşumu ve bazı travmatik tetikleyicilerin kristalleri eklem arasına salmalarından sonra
hasta akut gut atağı şeklinde, genellikle monoartiküler (ayak baş parmağı eklemi ve diğer küçük
ayak, ayak bileği, parmak, dirsek ve diz eklemleri)
ve düşük dereceli enflamasyon ile gözlenen, kendiliğinden geçip tekrar oluşma eğilimindeki ataklar-
dır. Kritik evre, gut ataklarının akut alevlenmeleri
arasında geçen süredir, eklemlerde kristaller hala
mevcuttur. İlerlemiş gut, kontrol edilemeyen hiperüriseminin, kronik artrit ve tofüs ile karakterize
uzun dönem komplikasyonlarını içerir. Ürik asit
kristallerinin nodüler kitlesi olarak bilinen tofüs,
vücutta farklı yumuşak dokularda birikir; genellikle
bu evre, başlanılan tedaviler sebebiyle hastalarda
gözlenmez ancak; etkili tedavi sağlanamazsa ciddi
komplikasyon olan gut nefropatisi gözlenebilir.
Gut tedavisinde amaç; akut atakları ve ağrıyı ortadan kaldırmak, ataklara neden olan faktörleri
belirleyerek en aza indirmek ve sonraki atakları
önlemek, uzun dönemde serum ürik asit seviyesini referans değerler arasına getirmek ve hastanın
yaşam kalitesini arttırmaktır. Ürik asit seviyesini
azaltmak için; aşırı kilo varsa kilo azaltılması, alkol
alımının azaltılması, yüksek pürin içerikli yiyecek ve
içeceklerden kaçınılması, sıvı alımının arttırılması
(2L/gün), tiyazid diüretikleri gibi ilaçların kullanımına son verilmesi gerekmektedir.
Ataklar, kristaller ile başlatılmış olan enflamasyon
ve ağrının giderilmesi ile kontrol altına alınır. Gut
için küratif tedavi değildir; sadece semptomları iyileştirir, ürat kristalleri hala eklemde kalır. Bu nedenle tedaviye hızla başlanmalı; yeterli doz ve uygun
tedavi süresi sağlanmalıdır. Akut ataklarda ilk tercih, hastanın istirahat ettirilmesi ile birlikte, yüksek
doz Non-Steroidal Anti-İnflamatuar İlaçlar (NSAİİ)’ın
(indometazin, diklofenak, naproksen, piroksikam,
etodolak, sulindak gibi) başlanmasıdır. Ağrı geçene
kadar veya ilk 1-3 gün boyunca yüksek dozda verilmelidir. Tüm semptomlar veya belirtiler geçince
düşük dozda kullanıma devam edilebilir (genellikle
7-14 gün). Etkileri 24-48 saat içinde başlar, ancak
ataklarda semptomların geçmesi 5 günü bulabilir.
Ancak akut ataklarda aspirin
kullanılmamalıdır;
çünkü atılımı esnasında ürik asit ile yarışır ve atakları kötüleştirebilir.
Akut atak tedavisinde kullanılabilecek diğer bir ilaç
olan kolşisin, atağın ilk 12-24 saati içinde kullanımına başlanırsa daha etkilidir; genellikle düşük dozda
TEB HABERLER
aspirin (atakları tetikleyebilir; daha yüksek doz-
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
resyonunu inhibe eder), düşük doz (<2g/gün)
23
ECZACILIK AKADEMİSİ
Tablo 1. American College of Rheumatology (ACR) Gut Tanı Kriterleri
En az 6 kriter olmalıdır
>1 fazla artrit atağı
Maksimum enflamasyonun 1 günde iyileşmesi
Oligoartrit atak
Eklem üzerinde kızarıklık
Etkilenen eklemde sodyum ürat kristallerinin
bulunması
Ağrılı veya şişmiş ilk MTP eklemi
İlk MTP eklem üzerinde tek yönlü atak
Tofüs
Hiperürisemi
Bir eklemde asemptomatik şişlik
oral tedaviye başlanır; sonrasında belirli aralıklarla
akut atak tedavisinde kullanılmamalıdır. Aksi halde
doz arttırımı ile tedaviye bulantı, kusma, diyare göz-
bu durum atağın uzamasına veya gut benzeri artrit
lenene kadar veya iyileşme sağlanana kadar devam
atağına dönüşmesine neden olabilir. Ancak hasta,
edilir.
akut atak başladığında allopurinol ile stabilize halde ise, kullanımına devam edilebilir ya da akut atak
Kortikosteroidler, kolay ulaşılabilir bir-iki eklemin
etkilendiği durumlarda eklem içine (inta-artiküler)
enjeksiyon olacak şeklinde uygulanabilir. Genel
olarak oral veya parenteral (i.m/i.v) kullanımları da
söz konusudur. NSAİİ ile istenen etki gözlenmediği
durumlarda fayda sağlayabilir.
Sürekli devam eden hiperürisemi sözkonusu ise
ve tekrarlayan gut atakları gözlenmeye başladıysa,
tedaviye ksantin oksidaz inhibitörleri (allopurinol)
veya ürikozürik ajanlarla (probenesid, sülfinpirazon)
devam edilmelidir. Türkiye’de sadece allopurinol
bulunmaktadır. Ksantin oksidaz inhibitörleri; genellikle ürik asit üretimi fazla olanlarda, nefrolitiyazis
öyküsü olanlarda (riski azalttığı için), ürikozürik
ajanlarla istenen serum düzeyi sağlanamayanlar
24
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
veya tolere edemeyenlerde tercih edilir. Allopurinol,
hastanın serum ürat düzeyine göre düşük dozda
başlanır ve böbrek fonksiyon derecesine göre dozu
ayarlanarak tedaviye devam edilir. En yaygın yan etkisi, kaşıntılı döküntülerdir. Özellikle böbrek hasarı
olan kişilerde, uygun dozlama yapılmadığı durumlarda sık gözlenir. Allopurinol ve ürikozürikler, hastanın uzun zamandır hiperürisemik olması sebebiyle
geçtikten 3 hafta sonra kullanılmaya başlanabilir.
Hastalar genel olarak, hiperüsemiye neden olabilecek faktörler (aç kalma durumu, obezite, aşırı alkol
tüketimi gibi) konusunda bilgilendirilmeli, tekrarlayan atak gözlenen hastalar yanlarında NSAİİ’lar
bulundurması (doz, yan etkiler ve bu durumda ne
yapılacağı) konusunda uyarılmalı, aspirin kullanımından kaçınılması gerektiği ve ağrı kesici olarak
parasetamol’ün tercih edilmesi hastalara hatırlatılmalıdır. Hastaların ayrıca kardiyovasküler ve metabolik hastalıkları açısından da tedavilerinin optimize
edilmesi sağlanmalıdır.
ECZACILIK AKADEMİSİ
Referanslar
2. Baker JF, Schumacher HR. Update on gout and hyperuricemia. Int J Clin Pract 2010;64(3):371-377.
3. Puig JG, Martínez MA. Hyperuricemia, gout, and the metabolic syndrome. Curr Opin Rheumatol 2008;20(2):187191.
L, Roddy E, Uhlig T, Zimmermann-Gorska I: EULAR evidence
based recommendations for gout. Part II: Management. Report of a task force of the EULAR Standing Committee for
International Clinical Studies Including Therapeutics (ESCISIT). Ann Rheum Dis 2006,65:1312-1324.
8. Jordan KM, Cameron JS, Snaith M, Zhang W, Doherty M,
4. Abbott RD, Brand FN, Kannel WB, ve ark. Gout and coro-
Seckl J, Hingorani A, Jaques R, Nuki G on behalf of the British
nary heart disease: the Framingham Study. J Clin Epidemiol
Society for Rheumatology and British Health Professionals
1988;41:237–242.
in Rheumatology Standards, Guidelines and Audit Working
5. Wallace SL, Robinson H, Masi AT, Decker JL, McCarty DJ,
Yu TF. Preliminary criteria for the classification of the acute
arthritis of primary gout. Arthritis Rheum 1977;20:895-900.
6. Zhang W, Doherty M, Bardin T, Pascual E, Barskova V, Conaghan P, Gerster J, Jacobs J, Leeb B, Lioté F, McCarthy G,
Netter P, Nuki G, Perez-Ruiz F, Pignone A, Pimentao J, Punzi
Group (SGAWG). British Society for Rheumatology and British Health Professionals in Rheumatology Guideline for the
Management of Gout. Rheumatology 2007;46:1372–1374.
9. Terkeltaub RA. Clinical practice: Gout. N Engl J Med 2003,
349:1647-1655.
L, Roddy E, Uhlig T, Zimmermann-Gorska I: EULAR evidence
10. Schumacher HR, Chen LX. The practical management of
based recommendations for gout. Part I: Diagnosis. Report
gout. Cleveland Clinical Journal of Medicine 2008;75 (Supp
of a task force of the EULAR Standing Committee for Inter-
5): 22-25.
national Clinical Studies Including Therapeutics (ESCISIT).
Ann Rheum Dis 2006,65:1301-1311.
7. Zhang W, Doherty M, Bardin T, Pascual E, Barskova V, Conaghan P, Gerster J, Jacobs J, Leeb B, Lioté F, McCarthy G,
Netter P, Nuki G, Perez-Ruiz F, Pignone A, Pimentao J, Punzi
11. Cannella AC, Mikuls TR. Understanding treatments for
gout. Am J Manag Care 2005;11:451-458.
12. Eggebeen At. Gout: an update. Am Fam Physician
2007;76:801-808.
TEB HABERLER
cist 2009;34(5):40-47.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
1. Smith RG. The diagnosis and treatment of gout. US Pharma-
25
TOPLANTI
DUYURU
GELECEĞİMİZİ TARTIŞMAYA
GELECEK MİSİNİZ?
10.TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ
30 EYLÜL – 3 EKİM 2010
GRAND RIXOS OTEL/ANKARA
KONGRE BAŞKANI
Ecz.Erdoğan Çolak
(TEB Genel Başkanı)
26
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
KONGRE SEKRETERYASI
Uzm.Ecz.Harun Kızılay
Ecz.Oğuz Ekincioğlu
(TEB II.Başkanı)
(Ankara Eczacı Odası Başkanı)
KONGRE YÜRÜTME KURULU
Ecz.Nevin Taşlıçay
Ecz.Mukaddes Harmancı
Doç.Dr.Mustafa Aslan
Ecz.Murat Yürür
Ecz.Sertaç Özmen
Ecz.Füsun Akmangit
Ecz.Necdet Şenbaba
Uzm.Ecz.Funda Gezer
Uzm.Ecz.L.İlksen Ceritoğlu Kurt
Ecz.Mustafa Gönen
(TEB Saymanı)
(TEB Merkez Heyeti Üyesi)
(TEB Merkez Heyeti Üyesi)
(TEB Merkez Heyeti Üyesi)
(TEB Denetleme Kurulu Başkanı)
(AEO Saymanı)
(AEO Yönetim Kurulu Üyesi )
(AEO Yönetim Kurulu Üyesi)
(AEO Haysiyet Kurulu II.Başkanı)
(AEO Büyük Kongre Delegesi)
KONGRE BİLİMSEL DANIŞMA KURULU
Prof.Dr.Maksut Coşkun
Ankara Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Ahmet Araman
İstanbul Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Ömür Demirezer
Hacettepe Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.M.Varol Pabuççuoğlu
Ege Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Sevim Rollas
Marmara Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Turhan Baykal
Gazi Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.E.Yasemin Yazan
Anadolu Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Fatih Akçay
Atatürk Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Şahan Saygı
Mersin Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Göknur Aktay
İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Dilek Erol
Yeditepe Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Müberra Koşar
Erciyes Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof.Dr.Rümeysa Demirdamar
Yakındoğu Üniversitesi Ecz. Fak. Dekanı
Prof.Dr.K.Hüsnü Can Başer
TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı
Prof.Dr.Tayfun Uzbay
TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi
Prof.Dr.Ahmet Başaran
TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi
Prof.Dr.Sibel Özkan
TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi
Prof.Dr.Tuncer Değim
TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi
KONGRE SEKRETERLERİ
Ecz.Neşe Kılınç Mercan
Ecz.Elif Süzmeçelik
Serkan Mercan
Sanem Aslı Meran
DUYURU
n KONGRE BAŞKANI’NIN MESAJI
GELECEĞİMİZİ TARTIŞMAYA
BEKLİYORUZ...
Eczacılık mesleğinin her türlü uygulama alanında çalışanların ve gelecekte meslektaşlarımız olacak
eczacılık öğrencilerinin bir araya gelmesi ve farklı eczacılık uygulamaları konusunda fikir alışverişinde
bulunabilmeleri için platformlar yaratmak, var olan platformlara katkı sunmak meslek örgütümüzün
en önemli işlevlerinden bir tanesi. Bu nedenle, her yıl fuarlar, kongreler ve toplantılarda buluşuyor;
mesleğimizdeki bilimsel gelişmeleri, sorunlarımızı, geleceğimizi, bakış açılarımızı konuşuyoruz.
Eczacılık mesleği sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde köklü dönüşümler geçiriyor. Bu
köklü değişikliklerin merkezinde, eczacının sağlık alanındaki rolünün artması, işlevlerinin çeşitlenmesi
bulunmak durumunda. Değişimin yönünü eczacılık mesleği, dolayısıyla da sağlık hakkı lehine çevirmek,
ivmesini hızlandırmak için ortak bir akıl yaratacağımız, bilimselliğe dayanan platformlara bugün her
zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Yıllardır savunduğumuz ilaç merkezli eczacılık anlayışından hasta
merkezli eczacılık anlayışına geçişin dinamiklerini sorgulamak ve mesleğimiz için bir gelecek vizyonu
çizmek zorundayız. Aynı zamanda dünyada en hızlı gelişen bilgi alanı olan ilaç ve eczacılık alanında yeni
gelişmeleri takip etmek, hastalarımıza karşı da sorumluluğumuz.
Bu yıl onuncusu düzenlenecek olan Türkiye Eczacılık Kongresi’nin ana temasını da bütün bu nedenlerle
“Gelecek” olarak belirledik. Sağlığın, sağlık mesleklerinin, eczacılığın ve Türkiye’nin geleceğini hep
beraber konuşacağız. Gelecek gelmeden önce, geleceğe göre bir hazırlık yapmalıyız ki, geldiğinde onu
güleryüzle karşılayabilelim.
Bizler, “Geleceğimizi Tartışmaya Gelecek misiniz?” çağrısıyla yola çıktık. Eczacılık mesleğinin her alanında
çalışan meslektaşlarımızı mesleğimizi, geleceğimizi tartışmaya davet ediyoruz. İlaç ve eczacılık alanındaki
tüm diğer paydaşlarımızın da bu çağrıyı destekleyeceklerine ve katkı sunacaklarına gönülden inanıyoruz.
Çünkü biliyoruz ki, güneşin doğuşunu görebilenler, gece karanlıkta yola çıkanlardır.
Ecz. Erdoğan ÇOLAK
Kongre Başkanı
TEB HABERLER
dileğiyle…
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
10 uncu Türkiye Eczacılık Kongresi’nde buluşabilmek ve gelecek vizyonumuzu hep birlikte konuşabilmek
27
DUYURU
10.TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ OTURUM
BAŞLIKLARI
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Serbest Eczacılık
Kamu - Hastane Eczacılığı ve Askeri Eczacılık
Eczacı Kooperatifleri ve Ecza Depoları
Eczacılık Bilimleri
İlaç Sanayi
Öğrenci Platfomu
·
Bildiriler sözlü veya poster şeklinde olacaktır.
Bildirilerin sunulması ve tartışmalar toplam 20
dakika ile sınırlandırılmıştır.
·
Hazırlanacak bildiri özetlerinde; konu, amaç,
yöntem, sonuçlar ve tartışmalar açık ve anlaşılır
biçimde belirlenmelidir.
·
Bildiri özetlerinin, “Times New Roman” yazı karakteri ve 12 punto ile 200 sözcüğü aşmayacak
şekilde word belgesi olarak hazırlanması gerekmektedir.
·
Bildiri sahipleri, özetle birlikte, adlarını, soyadlarını, mesleklerini, bulundukları görevleri, özgeçmişlerini, açık adreslerini, telefonlarını ve
sürekli kullandıkları e-posta adreslerini mutlaka
belirtmelidir. Bildiri ile ilgili tüm yazışmalar belirtilen e-posta adresi ile gerçekleştirilecektir.
·
Bildiriler, internet aracılığıyla www.eczacilikkongresi.teb.org.tr adresinden online bildiri
modülü ile kabul edilecektir. Gönderilen bildiri
onaylandıktan sonra, bir nüsha çıktısının alınıp
saklanması gerekmektedir.
·
Bildiri özetlerinin en geç 15 Ağustos 2010 tarihine kadar Kongre Yürütme Kurulu’na iletilmesi
gerekmektedir. Tüm bildiriler “Kongre Bilimsel
Danışma Kurulu” ve “Kongre Yürütme Kurulu”
tarafından değerlendirilecektir. Kabul-red yazıları 01 Eylül 2010 tarihinden itibaren e-posta
yolu ile katılımcılara iletilecektir. Bilgilendirme
sadece belirtilen e-posta adresine yapılacaktır.
·
Kongre Programı 10 Eylül 2010 tarihine kadar
bildirilecektir.
·
Poster Sunumlar; posterler 90 cm eninde ve
120 cm boyunda olmalıdır. Kongre süresince
poster sunumları için özel bir yer ayrılmış olacak
ve posterler 09.00-18.00 saatleri arası sergilenebilecektir.
·
Sözlü sunum yapacak kişilerin, sunumundan en
geç 3 saat önce veya sabah sunumları için bir
önceki gün öğleden sonra kongre merkezinde
yer alacak sunum kontrol odasında sunumlarını
(CD/DVD veya USB Bellek ile) kontrol etmeleri
gerekmektedir.
·
Posta veya faks yolu ile gönderilen bildiriler değerlendirmeye alınmayacaktır
BİLİMSEL KONU BAŞLIKLARI
1. Aile Hekimliği ve “AİLE ECZACILIĞI”
2. Klinik Eczacılık/Farmasötik Bakım ve
3. İlaç Dışı Ürünler
4. İlaç ve Eczacılıkta Yasal Düzenlemeler
5. İlaçta Yeni Hedefler/Yeni Yaklaşımlar
6. Eczacılık Eğitimi ve Geleceğimiz
7. İlaç Araştırmaları, Patent, Veri Koruma
8. “İlaç Neden Markette Satılamaz?”
9. Farmasötik Atıklar ve Çevre Kirliliği
10. İlaçta Reklam, Etik ve İletişim
11. Farmakokinetik, Biyoyararlanım ve Eşdeğer İlaç
12. Hastane Eczacılığı
13. İlaç Sanayinin Geleceği
14. Türkiye’de Eczacı Kooperatifleri ve Ecza Depoculuğunun Geleceği
15. İlaç Suistimali ve Madde Bağımlılığı
16. Farmakoekonomi ve Farmakovijilans
17. Fitoterapi
BİLDİRİ VERME KOŞULLARI
28
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
10.Türkiye Eczacılık Kongresi’nde, Kongre Mesajımızda ve konu başlıklarında belirtilen temaları işleyen çalışmalar ile eczacılık alanında bilimsel ve
teknik araştırmaları içeren özgün çalışmalar bildiri
olarak sunulabilecektir.
·
Bildiri, kurum, kuruluş, grup veya kişi adına verilebilir.
·
Kurum, kuruluş, grup adına sunulacak bildirilerde, bildiriyi sunacak kişinin adı açıkça belirtilmelidir.
DUYURU
Kayıt Bilgileri
14.05.2010- 01.08.2010
01.08.2010’dan sonra
Serbest Eczacı
250 TL
300 TL
Kamu Eczacısı
125 TL
150 TL
Öğrenci
75 TL
100 TL
• Kayıt ücretine bütün bilimsel oturumlar, sosyal etkinlikler, kokteyl prolange, kahve molaları, öğle
yemekleri, kongre çantası ve özet kitabı dahildir.
Otel Bilgileri
Otel
Single
Double
Grand Rixos Otel *****
* Kongrenin gerçekleştirileceği oteldir.
240 €
300 €
Divan Moment Otel *****
* Kongre Merkezine yürüme 15 dk.
225 €
285 €
Dedeman Otel *****
* Kongre Merkezine yürüme 4 dk.
195 €
240 €
Midas Otel ****
* Kongre Merkezine yürüme 1 dk.
195 €
240 €
Ankara Plaza Otel ****
* Kongre Merkezine yürüme 3 dk.
180 €
240 €
• Konaklama talepleri otellerin müsaitlikleri doğrultusunda konfirme edilecektir.
• Belirtilen konaklama ücretleri 3 gecelik, oda-kahvaltı bazında konaklama paketidir ve ücretlere
KDV dahildir.
• Yapılacak iptal talebi yazılı olarak bildirilmelidir. 15 Temmuz 2010 tarihinden sonra yapılacak
iptallerde iade yapılamaz.
• Konaklama bedelleri, ödemenin yapılacağı tarihteki Merkez Bankası Euro Satış Kuru üzerinden
belirlenecek rakamla TL olarak yatırılacaktır.
Banka Hesap No:
Türk Eczacıları Birliği
T.İş Bankası Farabi Şubesi 4240-397381 (TL Hesabı)
IBAN: TR260006400000142400397381
TEB HABERLER
Türk Eczacıları Birliği
Cinnah Cad. Willy Brandt Sok. No:9 Çankaya-Ankara
Fax: 0.312. 409 81 09
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
Kongre kaydı ve konaklama rezervasyonu için,
• Ek’te bulunan kayıt formunun eksiksiz doldurularak, Birliğimize gönderilmesi ve aşağıda belirtilen
hesap numarasına kayıt ve/veya konaklama bedelinin TL olarak havale çıkarılması,
• İnternet aracılığıyla www.eczacilikkongresi.teb.org.tr adresinden online kayıt ve/veya konaklama
işleminin yapılması, seçenekleri tercih edilebilecek olup, her iki durumda da, havale dekontlarının
Birliğimize fakslanması gerekmektedir.
29
DUYURU
10. Türkiye Eczacılık Kongresi
30 Eylül - 3 Ekim 2010 - Rixos Otel / Ankara
KAYIT FORMU
Ünvan
T.C. Kimlik No
Ad Soyad
Bağlı Olduğu Eczacı Odası
Telefon
Fax
Adres
e-posta
30
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Haberleşme Adresi
Katılım Türü
Serbet Eczacı o
Kamu Eczacısı o
Bildiri ile Katılmak İstiyorum
Sözlü Bildiri o
Poster o
(Lisans-Yüksek Lisans)
İlgili Olduğu Konu
Not: Bu sayfayı kesip “KAYIT FORMU” olarak kullanabilirsiniz.
Öğrenci
o
Diğer o
ECZACILIK
AKADEMİSİ
ODALARIMIZ
ARAMIZA KATILAN YENİ ODAMIZ:
NEVŞEHİR ECZACI ODASI
Türk Eczacıları Birliği çatısı altında eczacı meslektaşlarımıza hizmet verecek yeni
bir odamız daha katıldı aramıza. Oda yöneticileri ve çalışanlarına başarılar diliyor,
Oda’nın kuruluş öyküsünü Başkanımız Ecz. Müjgan GÖKTAŞ’tan dinliyoruz:
kanı Ecz. Hasan Buminhan YAVUZ ve yönetim kurulundaki meslektaşlarımızla birlikte TEB. Başkanı
Ecz. Erdoğan ÇOLAK ve Merkez Heyeti üyelerinden
randevu alarak bu fikrimizi ve heyacanımızı anlattık.
Daha sonra oda olabilmek için gerekli alt yapı çalışmalarını diğer il oda başkanları ve Türk Eczacıları
Birliği Merkez Heyeti ile görüşerek tamamladık.
TEB. Merkez Heyeti Başkan Ecz. Erdoğan ÇOLAK ve Merkez Heyeti Üyeleri başta olmak
üzere Aksaray-Kırşehir Eczacı Odası Başkanı
Ecz. H. Buminhan YAVUZ ve Yönetim Kurulu Üyelerine ve Kayseri Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet
ÇAVUŞOĞLU ‘na, Yozgat Eczacı Odası Başkanı
Ecz. Harun LEKESİZ ’e ve tüm Oda Başkanlarına,
tüm delegasyona, bu süreçte bize verdikleri manevi destekten dolayı teşekkürlerimizi bir borç bilirim.
Bu birlikteliğin ve dayanışmanın bir göstergesiydi.”
TEB HABERLER
Nevşehir’den çok sayıda eczacı meslektaşımızla
TEB 37. Olağan Büyük Kongre’sine katıldık; Genel
Sekreterimiz Ecz. Özgür ÖZEL ’in Nevşehirli Eczacıların Oda kurma talebini onayladıklarını ifade etmesi ile 52. Bölge Eczacı Odası’nı kurmuş olduk.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
“52.
Bölge Nevşehir Eczacı Odası’nın
kurulma fikri meslektaşlarımızla
yaptığımız olağan toplantılar sırasında ‘neden biz de oda olmayalım, neden mesleğimizi daha üst noktalarda temsil etmeyelim’ tartışmalarıyla başladı. Oda olmak yeterli değil. Oda
olduktan sonra çalışacak, sorumluluk alacak, zamanını ayıracak meslektaşlarımıza da ihtiyacımız vardı.
Bu toplantılar esnasında çok sayıda heyecanlı meslektaşımızın olması, bizim doğru bir yolda olduğumuzun göstergesiydi. Buradan bir ivme kazanarak
Aksaray Eczacı Odası seçimlerinde yönetim kurulu
ve delegasyona girdik. Aksaray Eczacı Odasını da
ikna ederek, onlardan ayrılma sürecini başlattık.
Aslında küçük bir oda kurmak maddi ve manevi anlamda zordu, fakat; biz elimizi taşın altına koyarak
her şeye rağmen yola koyulduk. Bu arada özellikle
yeni eczacı meslektaşlarımız, bize daha çok destek vererek müthiş bir sinerji doğurdu. 21 Aralık
süreci başlangıç olmak üzere daha çok kenetlendik
ve SGK uygulamalarındaki zorluklarla mücadelede,
herkes üzerine düşen görevi hakkaniyetiyle yaptı.
Bu arada Kayseri’de yapılan Türk Eczacıları Birliği
Bölgelerarası toplantıda, Aksaray Eczacı Odası Baş-
31
DÜNYADA NE VAR NE YOK
Sevim ÖZDEMİR
Roche Geliştirdiği Yeni Romatoid Artrit İlacın-
Obezite İlaçları Piyasası Durgunlaşmaya
dan Vazgeçti
Başladı
32
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Mark Gertskis
Roche ve geliştirici ortağı Biogen Idec, bağımsız bir
veri ve güvenlik denetçisi kurumun tavsiyeleri üzerine romatoid artrit (RA) hastalarının monoklonal antikor (ocrelizumab) ile tedavisini askıya alma kararı
aldıklarını açıkladı.
İş analizi şirketi olan Datamonitor’ün tahminine
göre obezite ilaçlarının güçlü etkiye sahip olmamaları ve olumsuz yan etkileri, bu ilaçların satışlarını ve
gelişimini kötü yönde etkileyecek.
İlaç üzerine yapılan çalışmaları analiz eden kurul
ocrelizumab’ın neden olduğu güvenlik riskinin faydasından daha fazla olduğu sonucuna vardı.
Şirket, kilo verdirme piyasasının da alandaki büyük
firmaların ürünlerinin neden olduğu yan etkilerin
açıklanmasıyla da zarara uğradığını söyledi.
Roche başkan yardımcısı Dr. Hal Barron “kurulun
tavsiyeleri doğrultusunda RA klinik geliştirme programında monoklonal antikor (ocrelizumab) tedavisini askıya aldıklarını” belirtti. Roche sözcüsü Alexander Klauser ise denemelerin sona erip ermeyeceğine ilişkin henüz nihayi bir karara varılmadığını ifade
etti. Klauser, kaç hastanın nerede ve ne zaman
öldüğü gibi detayların deneme verilerinin tamamıyla
analiz edilmesinden sonra yayınlanacağını söyledi.
Kilo verdirici ilaç Sibutramin, yetkililerin kardiovasküler vaka riskini arttırdığını onaylamasının ardından Ocak ayında Avrupa Birliği çapında yasaklanmıştı. Datamonitor’de sağlık analisti olan Dr. Nick
Karachalias, “Sektörün düşük etkililik, önemli yan
etkiler ve söz konusu ilaçların geri ödemesinin olmaması nedeniyle sorunlar yaşamaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
http://www.pharmacynews.com.au/article/roc-
Karachalias, “Tip 2 Diyabet ilacı piyasasındaki büyümenin başlıca etmenlerinden biri olan obezitenin
farmasötik piyasası tarafından büyük ölçüde bir yer
he-drops-new-ra-drug/513036.aspx
DÜNYADA NE VAR NE YOK
tutmayacak olmaması noktasında bariz bir ironi vardır. Diyet ve kişisel fitness endüstrisi de gereğinden
fazla büyüktür” dedi.
http://www.pharmacynews.com.au/article/obesity-drug-market-tipped-to-slow/513191.aspx
11.03.2010
likte piyasadaki üçüncü Pankreatik Enzim İçeren
ilaç oldu.
Onaylanmamış Pankreatik Enzim içeren İlaçlar
(PEİ), FDA 2007 yılında bu ürünleri ortadan kaldırmak üzere harekete geçmeden önce yıllarca piyasada kaldılar. Gıda ve İlaç Dairesi 28 Nisan 2010’u
Rekabet Arttıkça Merkez ve Doğu Avrupa
onaylanmamış PEİ’lerin üretiminin ve dağıtımının
Ülkelerindeki Eczaneler Kapanıyor
durdurulması için son tarih olarak belirledi. FDA
son süreçte, kamuoyunda PEİ’lerin erişilebilirliği
Merkez ve Doğu Avrupa Ülkelerindeki bir çok ec-
konusunda farkındalık yaratmak için onaylanmış
zane aralarındaki artan rekabet sonucu kapanıyor.
PEİ üreticileriyle, hasta hakları gruplarıyla ve sağ-
Krakov temelli bir market araştırması olan PMR’nin
lık meslek örgütleriyle birlikte çalışıyor. Daire son
yayınladığı 2010 Yılı Merkez Avrupa’da Farmasötik
olarak PEİ kullanan hastalara danışmanlık hizmeti
Piyasası Dağıtım Raporu’nda Polonya, Macaristan,
veren sağlık çalışanlarına yardımcı bilgilendirici bir
Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya’nın karşılaş-
belge yayınladı.
tırmalı analizine yer veriliyor. Bu rapora göre ise söz
yılın ortalarından bu yana azalıyor. Bunun nedenleri
arasında ekonomi alanındaki genel düşüş ve bir çok
eczanenin zarar etmesi anlamına gelen piyasadaki
doygunluk sıralanıyor. Bölgedeki diğer ülkeler de
benzer sorunlarla karşı karşıya.
Çek Cumhuriyeti’ndeki eczanelerin sayısı 2008’de
azalmaya başladı ve Macaristan’daki bir çok eczane hükümetin geri ödemesiz yardımlarını kesmesinin ardından ticaret yapmayı bıraktı. Benzer biçimde, ekonomik düşüş, azalan fiyat yükselişleri ve yasalarda yapılan değişiklikler sonucu iflas noktasına
gelen bir çok eczanenin yanı sıra Bulgaristan’da
yüzlerce eczane kapandı.
PGEU Mart Ayı Raporu
FDA Yeni Pankreatik Enzim Ürününü Onayladı
cfm?Section=Pharmacy_News&Template=/CM/
ContentDisplay.cfm&ContentID=23083
Başka Bir Üye Devlette alınan Bakım Hizmetinin Geri Ödemeye Tabi Olmasına İlişkin Almanya’nın Uygulaması Adalet Divanı
Yolunda
Bakım hizmetleri güvencesi programına (“gesetzliche Pflegeversicherung”) ilişkin Alman yasaları
başka bir Üye Devlet’te geçici bir süre için kalırken
alınan bakım hizmetlerinin Almanya’da alınan hizmetlerle aynı düzeyde karşılanmayacağını belirtir.
Adalet Divanı birkaç durumda diğer Üye Devletlerde gerçekleşen tıbbi giderlerin sağlık güvencesi
kapsamında geri ödenmesine ilişkin hasta hakkını
tanımıştı. Komisyonun görüşüne göre aynı kural diğer Üye Devletlerde alınan bakım hizmetlerine da
uygulanır. Bu veriler ışığında Komisyon, Alman yasalarının Avrupa Birliği Anlaşmasının hizmet sunma
özgürlüğüne ilişkin ilkelerini ihlal ettiği düşüncesin-
FDA’nın onaylanmamış Pankreatik Enzim İçeren
dedir ve Almanya’yı Adalet Divanı’na göndermeye
ilaçların piyasadan çekilmesi için verdiği sürenin so-
karar vermiştir.
nuna gelirken Johnson &Johnson’un Pancreaze’si,
ABD’de Crean (Abbott) ve Zenpep (Eurand) ile bir-
PGEU-Mart Ayı Raporu
TEB HABERLER
Rapora göre Polonya’da eczanelerin sayısı geçen
http://www.pharmacist.com/AM/Template.
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
konusu eğilimin devam etmesi olasılığı yüksek.
33
SANATÇI ECZACILARIMIZ
SANATÇI ECZACILARIMIZ
Erol Özdayı Kimdir?
34
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Erol Özdayı, 1951 yılında İzmir’de doğdu ve tüm eğitimini İzmir’de
tamamladı. Eczacılık mesleğinin yanı sıra, fotoğraf çekmeyi yaklaşık
30 yıldır bir yaşam biçimi olarak sürdüren Özdayı, an fotoğrafı ya da
kurgusal fotoğraf ayrımı yapmadan, önemli olanın ortaya çıkan ürün
olduğuna inanıyor.
İFOD’un (İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği) kurucu üyesi olan Özdayı,
İFOD’da uzun yıllar fotoğraf eğitmeni olarak da görev yaptı. Ulusal
ve uluslararası birçok fotoğraf ödülüne sahip olan Erol Özdayı, kişisel
ve karma sergilerde yer aldı, fotoğraf gösterileri yaptı, seçici kurul
üyeliklerinde bulundu. Yayımlanmış, “Fotoğraflar“ ve ‘’Fotoğraflar 2‘’
adlarını taşıyan iki fotoğraf albümü bulunuyor.
Erol Özdayı, Edak Ecza Kooperatifi’nin kuruluşundan itibaren 2002 yılına kadar değişik dönemlerde Yönetim,
Denetim Kurulu Üyelikleri, Kooperatifler Birliği Delegeliği ve Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, İzmir Eczacı Odası
Delegeliği olmak üzere değişik kademelerde görev aldı. Özdayı, eczane eczacılığında, kooperatifçilik bilincinin
önemine yaşamı boyunca hep inanmış ve bu uğurda uzun yıllar özveriyle emek vermiştir.
Not : Yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi, kısa özgeçmişinizle birlikte dijital ortamda TEB adresine gönderebilirsiniz.
GÜNCEL
Berivan VARGÜN
www.bianet.org
ÇOCUK OLAMAMAK/
OLDURULAMAMAK
Onları kimi zaman yaşamın en ağır koşullarıyla yüz yüze gelmişken, bu ağır koşullar
altında yaşamaya çalışırken, mendil satarken, ayakkabı boyarken, tamirci çırağı
olarak çalışırken, hamallık yaparken, kağıt toplarken, evinden barkından uzakta tir tir
titrerken, tiner çekerken görürüz. Bunlar görebildiklerimiz ve belki de onlar için hiç
bir şey yapamadıklarımız, toplumsal ve vicdani sorumluluğumuzu yalanlara sığdırıp,
vicdanımızla baş başa kalmaktan kaçındıklarımız…
Bir de cinsel taciz ve istismara uğradığı için utanan, yakınlarına bir zarar gelmesinden ya
da yakınlarının kendine zarar vermesinden korkan bunu hiçbir şekilde paylaşamayan
ve bu nedenlerle hiçbir yardım alamayanlar var. Bunlar GÖREMEDİKLERİMİZ. Listeyi
sıralamaya devam edebiliriz; terör mağdurları, terli, nefes nefese kaldığı ve yanakları
kızardığı için terörist ilan edilen, silah, savaş, ölüm, nefret, öteki, yabancı, bizden,
onlardan, göç… Kavramlarıyla erken büyüyen büyütülen çocuklarımız...
GÜNCEL
Türkiye’de 42.000 çocuğun sokaklarda yaşadığı ya
da çalıştığı tahmin edilmekte, bu rakam gayri resmi verilere göre çok daha fazla aslında. Çocukların sağlık, eğitim ve gelişim ihtiyaçları aileleri ya da
hizmet sunucularca korunmalı ancak sokakta yaşayan ya da çalışan/çalıştırılan çocuklar gerçeği, ne
ailelerin ne de hizmet sunucuların çocuk istismarına (ki bu durum bizce çocuk istismarıdır) ne kadar
duyarlı kalındığını göstermekte!!! Çocukların büyük
çoğunluğu büyükşehre göç etmiş ailelerin çocukları
ve çocukların sayılarındaki artış yoksulluğun ne kadar arttığıyla doğru orantılı bir gösterge… Çalışan/
çalıştırılan çocuklar ve sokakta yaşayan çocuklar
okula düzensiz gitmekte ya da gidememekte, sağlık, eğitim ve gelişimlerine ilişkin ihtiyaçları karşılanmamakta ve çalışanların büyük çoğunluğunun
önceliği her ne şekilde olursa olsun çalışarak para
kazanmak, küçücük bedenleriyle büyüklerin taşımakta zorlandığı yükü taşımak…
Dünyanın her yerinde çocuklar, evde, okulda, sokakta; fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik olarak
şiddetin çeşitli şekilleriyle karşı karşıya bırakılmakta, bir yaşam biçimi haline gelen şiddet kültürü,
çocukları şiddetin tanığı, şiddetin mağduru ya da
şiddeti uygulayan kişiler olarak karşımıza çıkarmakta. 128 ülkeden 781 örgütün (Türkiye’den Mor Çatı
Vakfı) açıkladığı deklarasyona göre dünyada her
dört çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Çocuk
İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Orhan Derman, dünya genelinde
buluğ çağına gelmiş kızların yüzde 25’inin, erkeklerin ise yüzde 15’inin cinsel istismara maruz kaldığını
bildirmekte.*
Bir tarafta 23 Nisan kutlamaları devam ederken diğer tarafta yaşanan ve ardı arkası kesilmeyen dehşet verici haberler... Siirt’te, Manisa’da, Edirne’de,
Kız ya da erkek, çocukları meta olarak görebilen
gözler, bu gözleri doğuran açlık ya da hasta zihniyet,
ne derseniz nasıl yorumlarsanız yorumlayın, ortada
ciddi suçlar ve bu suçların küçücük mağdurları var.
Namus için adam öldürme de, namussuz demesinler diye ses çıkarmayıp boyun eğme de, küçücük
çocukları meta olarak kullanma ve kullandırma da
hepsi aynı zihniyetin sonuçları…
Kendimize dönüp bakabilmeyi, kendimizle yüzleşmeyi başarmamız gerekiyor aslında… Kaçmayarak,
küçük oyunlara sığınmayarak… Belki de tüm değer
yargılarımızı doğrularımızı ve yanlışlarımızı bir kenara koyarak, kendimize bakmamız gerekiyor bütün
bir toplum olarak, sonuçta toplumdaki değer yargılarının, normlarının, iyinin ya da kötünün ortalamaları değil mi bu yaşananlar? Şiddetin gün geçtikçe arttığı, dayağın eğitim aracı olarak kullanıldığı,
“aman duymasınlar, namussuza çıkar adımız”
diye nice yaşamların harcandığı, küçücük çocukların çocukluklarının yitirildiği, bir yanda mağdur
çocuklar diğer yanda bu mağduriyete sebep olan
çocuklar ve tabiki büyükler. Suçun sıradanlaşması,
zulmün hoş görülmesi, arsızlık ve arsızlık karşısında
gösterilen kayıtsızlık…
Gerçekten dönüp kendimize bir kere olsun bakmamız gerekmiyor mu? Yaşamın her alanında farklı
şiddet, istismar ve taciz türleriyle karşı karşıya kaldığımız ve dolaylı ya da dolaysız yollarla bu kültürü
beslediğimiz gerçektir. Yadsıyarak, yok sayarak,
görmezden gelerek, duymadım, görmedim, bilmiyorum diyerek üç maymunu oynamak vicdan ve
masumiyetimizi aklamaz eğer masumiyet sorgulanacaksa şunu söylemeliyiz ki “masum değiliz, hiç
birimiz”
* http://www.haberler.com/istismara-ugrayancocuk-sayisi-artiyor-haberi/
TEB HABERLER
Evet, ne yazık ki hepsi çocuk. Çocuk kavramı kültüre, inançlara, ekonomiye, hukuka, psikolojiye çeşitli
bilimlere göre değişen tanımlamalar içermekte, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “Ulusal yasalarca
daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın
altındaki her insan çocuk” olarak tanımlanırken, biz
bugünlerde tanımlamaların yetersiz kaldığı süreçlere seyirci kalıyoruz hep birlikte…
Bursa’da, Aydın’da, Uşak’ta, Kahramanmaraş’ta,
Antalya’da ortaya çıkan insanın kanını donduran
olaylar, bunlar sadece ortaya çıkarılabilenler… Haberleri okurken/izlerken iğrendiğimiz, bu kadar
mı yozlaştık, bu kadar mı yabancılaştık dediğimiz
olaylar… Kendimizden korktuğumuz, yanımızdakine şüpheyle baktığımız bir paranoya… Paranoya
sadece olayların yaşanmışlığıyla sınırlıda değil, olayın ortaya çıkarılış şekli, yetkililerin üstü kapanmış
olayları neden ortaya çıkarıyorsunuza varan tavırları, mağduru koruma çabalarıyla sıradanlaştırılan suç
ki “suçların en ağırı…”
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
HEPSİ ÇOCUK!
37
ASTROLOJİ
BURÇLAR VE SAĞLIK
Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU ve Ayşen YALMAN
Bu sayımızdan itibaren biraz da eğelenebilmek amacıyla astroloji köşemizi
beğenilerinize sunmayı düşündük. Sizlerden gelecek öneri ve eleştirilere göre
bu sayfamızın daha da zenginleşeceğini umuyoruz. Eğlenceli zaman geçirmeniz
dileğiyle…
KOÇ BURCU (21 MART-20 NİSAN) VE SAĞLIK
çaba harcamalıdırlar. Meyve ve sebze Koç burcu
Koç burcu, bedenin baş bölgesini yönettiği için, bu
insanları için çok yararlıdır.
burçta doğan kişilerde baş ağrısı, migren ve yüksek
ateş, en sık görülen rahatsızlıklardandır. Hareketli
BOĞA BURCU (21 NİSAN-21 MAYIS) VE SAĞLIK
ve enerjik Koç insanları genellikle sağlıklı olurlarsa
Boğa burcu, ense ve boğaz bölgesini yönetir. Bu
da, kazalara yatkın olduklarından çok dikkatli olma-
nedenle Boğalar soğuk algınlığı ve anjine çabuk ya-
lıdırlar. Baş ve yüzleri kazalardan en çok zarar gören
kalanırlar.
bölgeleridir.
38
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Boğa’lar kolay yorulmadıklarından uzun süre çaSinirleri bozulunca mideleri de etkilenebilir. Atılgan,
lışabilirler. Bu burca sahip hastalar sabırlı olup,
dik kafalı ve enerjik oldukları için dinlenmeden çok
doktorun öğütlerini aynen yerine getirerek, ilaçla-
çalışma ve endişe yüzünden yatağa düşebilirler.
rını düzgün bir şekilde alırlar. Özellikle kışın dikkat
Ufak rahatsızlık belirtilerini önemsemediklerinden,
etmezlerse boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve bronşit ile
hastalığın kendi kendine geçeceğini düşünürler.
karşılaşabilirler. Ağır yemeklere düşkün oldukların-
Kötü bir hasta olur, doktor arkasını döner dönmez
dan kolay şişmanlarlar. Aşırı yememeye genç yaşta
yataktan çıkarlar. Koçlar, dinlenmeye özen göster-
başlayarak, yaşam boyunca beden eğitimi yapmaya
meli, çok çalışmamaya ve endişeye kapılmamaya
özen göstermelidirler.
ASTROLOJİ
İKİZLER BURCU (21 MAYIS-22 HAZİRAN) VE
SAĞLIK
çalışmaları ve sporla ilgilendikleri için fiziksel yapıla-
İkizler burcu, sinir sistemini, omuz ve kolları yönet-
rine pek özen göstermezler. Aşırı çalışma nedeniyle
tiğinden, bu burçta doğan kişilerin kol ve köprücük
sinir sistemleri bozulabilir. Aslan’lar iyi yiyecekleri
kemiklerini kırma olasılıkları yüksektir. İkizler burcu
çok sevdikleri için aşırıya kaçabilir ve bununla ilgili
aynı zamanda akciğeri de yönettiği için, soğuk al-
hastalıklardan özellikle orta yaşlarda zarar görebi-
gınlığı ve bronşit de bu kişiler arasında yaygın has-
lirler. Hemen kalkıp işlerinin başına geçmek iste-
talıklardandır. İkizler genellikle sinirli ve huzursuz
dikleri için kötü bir hasta olur, kendilerine bakanları
olurlar.
eleştirirler. Hastalığın uzamasını sevmezler.
Kendilerini kuruntuya kaptırmamalı, sinirsel enerjilerini kontrol etmelidirler. Gerginlikleri ve çok
BAŞAK BURCU (24 AĞUSTOS-23 EYLÜL) VE
SAĞLIK
yönlü çalışmaları yüzünden eriyip biter, uykusuzluk
Başak burcu, sinir sistemini ve barsakları yönetir.
çekerler. Kötü bir hasta olur, doktorlarını eleştirir,
Başak insanları Yengeçler gibi mide hastalıklarına
öğütlerini dinlemezler. Sabırsız ve dikkatleri dağı-
yatkın olduklarından, dengeli beslenmeleri gerekir.
rı sağlam olur. Aslan’lar çok çalıştıklarında kendile-
nık olduğundan hem kendilerinin hem başkalarının
kazaya uğramalarına neden olabilirler. Bir el işi ile
ilgilenmeli ya da okumaya dalarak dinlenmeye çalışmalıdırlar.
YENGEÇ BURCU (22 HAZİRAN-23 TEMMUZ) VE
SAĞLIK
Yengeç burcu, mide ve on iki parmak barsağını yönetir. Yengeç insanları kuruntulu ve çabuk üzülen
kişiler olduklarından hazımsızlık çeker, ülser bile
olabilirler. Yengeç’ler beslenmelerine dikkat eder
Başak’lar genellikle kendilerine çok özen gösterdiklerinden sağlıklı olurlar. Yediklerine ve içtiklerine çok özen gösterir, başkalarına da bu konuda
öğütler verirler. Pratik ve yöntemci yaradılışlarından
ötürü sağlık koşullarına uyarlar. Doktorları onlara
iyileştirme yöntemlerini açıklarsa anlayışlı, aklı başında ve uyumlu birer hasta olurlar.
TERAZİ BURCU (24 EYLÜL-22 EKİM) VE SAĞLIK
ve beden eğitimi yaparlarsa sağlıklı olurlar. Zengin
Terazi burcu, böbrekleri, omurga ve bel bölgesini
yiyeceklere düşkünlükleri ile tembellikleri özellikle
yönetir. Dengeli ve duygusal olan Terazi’ler herhan-
orta yaşlarda şişmanlamalarına neden olabilir.
gi bir tartışma, kaza ve çeşitli olaylar karşısında ciddi rahatsızlıklara yakalanırlar.
Yengeç’ler acıya hiç dayanamazlar. Hastalıklarını
abartır, endişe ile hastalığa adeta davetiye çıkarır-
Terazi’ler yapılı ama güçlü olmayan kişilerdir. Sağ-
lar. Hastalandıklarında kendilerine bakanları can-
lıklı görünüşlerine karşın çabuk hastalanırlar. So-
larından bezdirirler. Yengeç’lerin beslenmelerine
ğuk algınlığına ve bulaşıcı hastalıklara yatkın, tüm
özen göstermeleri gereklidir. Spor ve gündelik yü-
hastalıklara karşı dirençsizdirler. Romatizma ve sırt
rüyüşlerini her zaman yapmalıdırlar.
ağrısına neden olabilecek soğuk algınlıklarından
Aslan burcu, kalp, omurga ve sırtı yönetir. Aslan
kesin haberinin olmasını isterler.
isterler. Kötü bir hasta olur, hastalandıklarında her-
burcunda doğan kişiler dolu dolu yaşamayı sevdiklerinden, orta yaşlarda dingin bir yaşama dön-
AKREP BURCU (23 EKİM-22 KASIM) VE SAĞLIK
mezlerse kalp yetmezliği çekebilirler. Aslan burcu
Akrep burcu, cinsel organları yönetir. Bu nedenle
insanları hastalığa karşı dayanıklıdırlar. Açık hava
tüm burçlar içinde cinselliğe en düşkün insanlar
TEB HABERLER
melidirler. Teraziler sessizce acı çekmez, çok özen
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
kaçınmalı, kendilerini zorlamamalı, bol bol dinlenASLAN BURCU (24 TEMMUZ-23 AĞUSTOS) VE
SAĞLIK
39
ASTROLOJİ
Akrep’lerdir. Bu isteklerini bastırmak zorunda kalır-
olduklarında mantıklı, disiplinli davranışları ile iyi
larsa zorbalaşabilirler.
bir hasta olup doktorun öğütlerini aynen uygularlar.
Acılara yakınmadan dayanırlar.
Akrep’ler hastalığa karşı savaşan bir ruh taşırlar.
Hasta bile olsalar, güçlü iradeleri ve enerjileri ile
çalışmalarını sürdürürler. Hasta olduklarını kabul
edince, olayı iş gibi ele alarak iyileşmeye çalışırlar.
Akrep insanları sağlıklarının kendi ellerinde olduğuna ve hastalıkları irade ile uzaklaştırabileceklerine
inanırlar. Akrepler fiziksel olarak hareketli kişilerdir. Zor ve cesaret isteyen sporları sever, sporun
hemen hemen bütün dallarında başarılı olurlar. Bedenlerinde zayıf gördükleri bir yan varsa egzersizle
güçlendirmeye çalışarak kendilerini bırakmazlar.
KOVA BURCU (21 OCAK-19 ŞUBAT) VE SAĞLIK
Kova burcu, baldırları, dişleri, sindirim sistemini,
kalbi, boğazı ve lenf sistemi ile üreme organlarını
yönetir. Bu burç aynı zamanda topukları da yönettiği için bu bölgelere ait rahatsızlıklar da karşılaşırlar.
Kova’ların hemen hemen hiç sağlık sorunları olmaz, çünkü çevrelerine uyar ve aşırı davranışlarda
bulunmazlar. Hastalığın cinsini, zihinsel yetenekleri
yardımıyla iyi kavradıklarından, hastalıklardan pek
zarar görmezler. Bir de doktorları cana yakın olursa,
YAY BURCU (23 KASIM-22 ARALIK) VE SAĞLIK
uysal hastalar olup, doktorun onlara yardım etmek
Yay burcu, karaciğer, uyluk ve dişleri yönetir. Ha-
istediğine inanırlar. Kova’lar genellikle yaşlanınca-
reketli olan Yay insanları, gerekli fiziksel ve zihinsel
ya kadar kendilerine iyi bakarlar; ancak çok azında
egzersizleri yapmazlarsa zor hareket ederler. Bu
fazla yemek yeme ve çok sigara içme görülebilir.
durum özellikle kadınlarda kalça ve uylukların fazla
Fakat bunu yemeğe düşkünlüklerinden değil çevre-
kilo almasına neden olur.
ye sinirlendiklerinden yaparlar.
Yay burcu insanlarının zayıf noktalarından biri de si-
BALIK BURCU (20 ŞUBAT-20 MART) VE SAĞLIK
nir sistemleridir. Sinirlilikten doğan hastalıklara yat-
Balık burcu, ayakları ve sinir sistemini yönetir. Bi-
kındırlar; ancak kendilerini kolay toparlarlar. Açık
hava eylemlerini ve sporu çok sevdiklerinden, bu
alanda kazaya uğrayabilirler. Güçlerini iyi kullanma-
razcık sıkan bir ayakkabı bile Balıkları hasta edebilir. İlaçlara karşı hassastırlar.
ya ve dinlenmeye özen göstermezlerse hastalanabi-
Balık’ların çift kişilikleri fiziksel yapılarında da de-
lirler. Yay’lar genellikle romatizma ağrıları çekerler.
ğişikliklere neden olur. Genellikle zayıf olmalarına
OĞLAK BURCU (23 ARALIK-20 OCAK) VE
SAĞLIK
Oğlak burcu, dişleri ve kemikleri yönettiğinden or-
karşın çevrelerine kolay uyduklarından gerginliklere
dayanıklı olurlar. Balıklar, ayaklarını üşütürlerse soğuk algınlığına yakalanırlar. Hastalandıklarında iyileşmek için kendilerine özen gösterirler. Balık’ların
topedik sorunlar ve diş hastalıklarından sıkıntı çe-
kendilerine bakan kişiye ve doktorlarına güven duy-
kerler. Bunun yanında romatizma ağrıları çekmeleri
maları gerekir yoksa çok huysuz olurlar. Dolduruşa
de olasıdır.
geldiklerinden kendilerine neyin yararlı olduğuna
40
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
karar vermezler.
Oğlak’lar, küçükken dirençsizdirler ama çocukluk
hastalıklarını atlattıktan sonra hastalıklara karşı
Kaynak
oldukça dirençli olurlar. Ölçülü ve disiplinli olduk-
www.muneccim.com ve Astroloji Ansiklopedisi
larından fazla yemezler. Hastalanacaklarını anladıkları zaman kendilerine özen gösterirlerse de hemen
NOT: Bu yazıda geçen bilgilerin tıbbi açıdan geçerliliği bulunma-
doktora ve ilaca başvurmazlar. Gerçekten hasta
maktadır.
GÜNCE
Ecz.Meriç KALAYCIOĞLU
2 Şubat 2010 - Salı
9 Şubat 2010-Salı
TEB Merkez Heyeti, ilaç firmalarını temsil eden der-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.
nek ve sendikalar, ecza depoları ve kooperatifle-
Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Müsteşarı
rin temsilcileri ile birlikte sektör konseyi toplantısı
Naci Ağbal’ı ziyaret ederek, İlaç Takip Sistemine
gerçekleştirerek, İlaç Takip Sistemi ve karekodlu
geçiş ile ilgili taleplerimiz arasında yer alan stok dü-
ilaçlarla ilgili yaşanan sorunlar konusunda yapılması
gerekenleri değerlendirdiler.
4 Şubat 2010 - Perşembe
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel
zeltme hakkının tanınması konusunu bir kez daha
görüştüler.
9-10 Şubat 2010-Salı-Çarşamba
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel ve Merkez
Heyeti Üyesi Ecz.Şerif Boyacı, Birliğimizin gözlem-
Sekreter Ecz.Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyesi
ci üyesi olduğu PGEU’nun, Brüksel’de düzenlenen
Ecz.Şerif Boyacı, İlaç Takip Sistemi ve karekodlu
genel kurul toplantısı’na katıldılar.
ilaçlar konusunda yaşanan sorunlar ile ilgili olarak,
Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Sayın Hasan Çağıl’la bir görüşme gerçekleştirdiler
Aynı konu hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’nda,
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü
Dr.Saim Kerman ve Sosyal Güvenlik Kurumu yet-
11 Şubat 2010-Perşembe
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Kesik’i
ziyaret ederek, İlaç Takip ve Karekod sistemi uygulamasına geçiş ile ilgili taleplerimiz arasında yer
alan stok affı konusunu görüştü.
kililerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıya, TEB
2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter
13 Şubat 2010-Cumartesi
Ecz.Özgür Özel, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Şerif Bo-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Balıkesir Eczacı
yacı ve teknik ekip katıldı.
Odası’nın 25. kuruluş yılı etkinliklerine katıldı.
5 Şubat 2010-Cuma
17 Şubat 2010-Çarşamba
İlaç Takip Sistemi ve karekodlu ilaçlar ile ilgili ola-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.
rak, Birliğimizin sürekli olarak dile getirmiş olduğu
sorunların aşılması durumunda sisteme destek verileceği konusunu görüşmek üzere, TEB 2. Başkanı
Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
Özel, İlaç Eczacılık Genel Müdürü Dr.Saim Kerman
Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali
Kontrol Genel Müdürü İ.İlhan Hatipoğlu ve Gelirler
İdaresi Başkanı Mehmet Kılcı’yı ayrı ayrı makamlarında ziyaret ederek, stok affı ve takas konularında
görüşme gerçekleştirdiler.
ile bir toplantı gerçekleştirdiler.
Sağlık Bakanı Prof.Dr.Recep Akdağ ve Çalışma ve
ve Birliğimizin konu hakkındaki taleplerini iletmek
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in başkanlı-
üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan
ğında, İEİS, AİFD, TİSD ve Türkiye Ecza Depocuları
Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
Derneği temsilcilerinin katılımı ile, Sosyal Güvenlik
Özel, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ’ı maka-
Kurumu’nda gerçekleştirilen toplantıya TEB Başka-
mında ziyaret ettiler.
nı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.Ecz.Harun
TEB HABERLER
Bu toplantının ardından aynı konuyu görüşmek
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
19 Şubat 2010-Cuma
41
GÜNCE
Kızılay katıldılar. İlaç Takip Sistemi konusunun de-
26 Şubat 2010-Cuma
ğerlendirildiği toplantıda, sisteme geçiş öncesinde
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, SGK Başkan
Birliğimizin talep ettiği konular ve yapılması gere-
Yard. Hüseyin Rahmi Çetin ile İTS ve Karekod uygu-
kenler görüşüldü.
lamaları hakkında bir görüşme gerçekleştirdi.
20 Şubat 2010-Cumartesi
03 Mart 2010-Çarşamba
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Bursa’da
Maliye Bakanının, Birliğimiz ile Gelir İdaresi Baş-
düzenlenen Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu
kanlığı arasında yapılmasını talimatlandırdığı stok
toplantısına katılım gerçekleştirdi. Toplantıda, SGK
Protokol süreci, İTS uygulamaları ve İlaç Fiyat Kararnamesi sonrası eczacı zararlarının tazmini konu-
düzeltme hakkı ve takas uygulaması konularındaki
çalışmaya TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve
Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel katıldı.
su değerlendirildi.
05 Mart 2010-Cuma
23 Şubat 2010-Salı
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sağlık Ba-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter
kanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Saim Kerman
Ecz.Özgür Özel, İTS uygulamaları hakkında SGK
ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Başkan Yard. Hüseyin Rahmi Çetin ile bir görüşme
gerçekleştirdiler.
06 Mart 2010-Cumartesi
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Samsun Ecza-
24 Şubat 2010-Çarşamba
cı Odası tarafından düzenlenen bilgilendirme top-
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Konya Mil-
lantısına katılarak, eczacılık alanında yaşanan son
letvekili Sami Güçlü ile bir görüşme gerçekleştirdi.
gelişmeleri değerlendirildi.
25 Şubat 2010-Perşembe
08 Mart 2010-Pazartesi
TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Maliye
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti adına, Mer-
Bakanı Mehmet ŞİMŞEK ile bir görüşme gerçek-
kez Heyeti Üyelerinden Ecz. Mukaddes Harmancı,
leştirdi. İTS hakkında Birliğimizin yaklaşımının akta-
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Birliğimiz
rıldığı görüşmede, eczanelere stok düzeltme hakkı
tarafından düzenlenen “Kadın Sığınma Evleri Eğiti-
sağlanması ve eczaneler arasındaki ilaç takasının
ci Eczacı” Semineri öncesinde bir basın açıklaması
eczacılar açısından mali sorunlara neden olmaya-
yaptı.
cak şekilde uygulanabilmesi için yasal düzenleme-
42
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
ler yapılmasının gerekliliği ifade edildi.
09 Mart 2010-Salı
Aynı heyet sonrasında, Sağlık Bakanı Sayın Prof.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
Dr.Recep AKDAĞ ve İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
Saim Kerman’ı ziyaret ederek, İTS uygulamasının,
Özel, SGK Kurum Başkanı M.Emin Zararsız ile bir
ülke genelinde tüm eczanelerin alt yapısının hazır
görüşme gerçekleştirdiler.
hale getirilerek eşzamanlı olarak başlatılması konusunda Birliğimizin yaklaşımını bir kez daha dile
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sanayi ve
getirdiler.
Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması
GÜNCE
Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen Reklam Kurulu
Özel, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanı
toplantısına katıldı.
Muhittin Bilgütay ve Genel Sekreter Alp Sevindik ile
bir toplantı gerçekleştirdiler.
10 Mart 2010-Çarşamba
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve TEB Akademi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr.Hüsnü Can
Başer, Tıbbi Çay Reçetelerinin standart altına alınması hakkında bir çalışma yürütmek üzere S.B. İlaç
ve Eczacılık Genel Müdür Yrd. Levent Altun ile bir
görüşme gerçekleştirdiler.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
18 Mart 2010-Perşembe
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, Sayman Ecz.Nevin Taşlıçay,
Merkez Heyeti Üyeleri Ecz.Mukaddes Harmancı,
Doç.Dr.Mustafa Aslan ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Sertaç Özmen, 52. Bölge Nevşehir Eczacı
Odası’nın açılış törenine katıldılar.
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
Özel, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci Ağbal’ı ziyaret ederek, stok affı, İTS ve takas uygulaması konu-
23 Mart 2010-Salı
larında Birliğimizin taleplerini aktardılar.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
ve Sayman Ecz.Nevin Taşlıçay, stok bildirimi hak-
Özel, Gelirler İdaresi Başkanı Mehmet Kılcı’yı ziya-
kında görüşme yapmak üzere Çalışma ve Sosyal
ret ederek, eczane vergi denetimleri hakkında gö-
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’i makamında ziyaret
rüşme gerçekleştirdiler.
ettiler.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
Özel, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ’ı makamında ziyaret ederek bir görüşme gerçekleştirdiler.
Görüşmede, İTS, stok affı ve takas uygulamaları konusunda genel bir değerlendirilme yapıldı.
11 Mart 2010-Perşembe
TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Hatay Ec-
26 Mart 2010-Cuma
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Hacettepe Üniversitesi Teknokent’te gerçekleştirilen “Türkiye’de
Sağlık Politikaları ve Yenilikçi İlaç Araştırmaları” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
29 Mart 2010-Pazartesi
zacı Odası yeni hizmet binasının temel atma töreni-
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, SGK Danış-
ne katıldılar. Temel atma töreninin ardından bölge
ma Kurulu Toplantısı’na katılım gerçekleştirdi.
gerçekleştirildi.
30 Mart 2010-Salı
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter
Ecz.Özgür Özel, Karaman Eczacı Odası tarafından
17 Mart 2010-Çarşamba
düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, ec-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
zacılık alanında yaşanan son gelişmeleri değerlen-
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
dirildiler.
TEB HABERLER
nan son gelişmelerin değerlendirildiği bir toplantı
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
eczacılarının da katılımı ile eczacılık alanında yaşa-
43
GÜNCE
1 Nisan 2010-Perşembe
önemli isimlerinin de katılım gösterdiği fuarda, “De-
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Türk Kızılayı
ğişen Dünyada Eczanenin Geleceği ve Kooperatifçi-
Olağan Genel Kurul Toplantısına katılım gerçekleş-
lik” ve “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları” gibi
tirdi.
çok önemli konular tartışıldı.
6 Nisan 2010-Salı
12 Nisan 2010-Pazartesi
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Yakın Doğu Üni-
Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür
versitesi Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen bir
Özel, SGK Başkanı M.Emin Zararsız ile bir görüşme
panele konuşmacı olarak katılarak, Türk Eczacıları
gerçekleştirdiler. Görüşmede, son günlerde yaşanan gelişmeler hakkında genel bir değerlendirme
yapıldı.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.
Ecz.Harun Kızılay, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Cevdet Erdöl’ü ziyaret ederek, 30 Eylül-3
Ekim 2010 tarihleri arasında Birliğimiz ve Ankara
Eczacı Odası ev sahipliği’nde gerçekleştirilmesi
planlanan 10. Türkiye Eczacılık Kongresi hakkında
bilgi verdiler.
Birliği yapısı hakkında bilgi verdi. Ardından KKTC
Eczacılar Birliği’ne bir ziyaret gerçekleştirdi.
13 Nisan 2010-Salı
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması
Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen Reklam Kurulu
toplantısına katıldı.
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Cevdet Erdöl’ü ziya-
7 Nisan 2010-Çarşamba
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Sağlık Bakanlığı
ret ederek, son dönemde eczacılık alanında yaşanan gelişmeler hakkında görüşme gerçekleştirdi.
Hukuk Müşaviri Adem Keskin ile bir görüşme gerçekleştirdi.
14 Nisan 2010-Çarşamba
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Ge-
Prof.Dr.Okan Atay için düzenlenen emeklilik töre-
nel Sekreter Ecz.Özgür Özel, İstanbul Ecza Koop.
nine TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan
Ankara Merkez Şube açılış törenine katıldılar.
Uzm.Ecz.Harun Kızılay katıldı.
15 Nisan 2010-Perşembe
8 Nisan 2010-Perşembe
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Merkez Heyeti
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, SGK GSS Genel
Üyeleri Ecz.Hüseyin Olan ve Ecz.Şerif Boyacı ile De-
Müdürü Hasan Çağıl ile bir görüşme gerçekleştirdi.
netleme Kurulu Üyesi Ecz.Bülent Varel, Kastamonu
44
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Eczacı Odasında düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, eczacılık alanında yaşanan son geliş9-11 Nisan 2010-Cum.-Pazar
meleri değerlendirdiler.
Birliğimiz ve TEKB’nin ev sahipliğinde, İstanbul
CNR Expo Center’da, “Farmavizyon Eczacılık Fu-
16 Nisan 2010-Cuma
arı 2010” düzenlendi. Türkiye’den çok sayıda ec-
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sek-
zacının yanı sıra uluslar arası eczacılık camiasının
reter Ecz.Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz.
GÜNCE
Şerif Boyacı, SGK GSS Genel Müdürü Hasan Çağıl
Ziraat Bankası ile Birliğimiz arasında Ziraat Bankası
ile bir görüşme gerçekleştirdiler.
çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin,
SGK ile anlaşmalı olmayan özel hastane/merkez
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, TBMM Tarım
ile özel doktorlar tarafından düzenlenmiş reçete
Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi’yi ziyaret ederek,
muhteviyatı ilaçlarının temin edilmesini düzenleyen
Veteriner Hekimliği Yasa tasarısı hakkında görüşme
protokol imzalandı.
gerçekleştirdi.
19 Nisan 2010-Pazartesi
22 Nisan 2010-Perşembe
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, ‘Eğitim Prog-
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekre-
ramları Geliştirme’ çalışması kapsamında Ankara
ter Ecz.Özgür Özel, Ankara Üniversitesi Eczacılık
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen
Fakültesi’nde düzenlenen ‘Gelecek Kaygısı, İstih-
toplantıya katılım gerçekleştirdi.
dam Alanları, Çözüm Önerileri’ konulu panele konuşmacı olarak katıldılar.
20 Nisan 2010-Salı
TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Bolu İl
Temsilciliği Hizmet Binası açılış törenine katıldı.
28 Nisan 2010-Çarşamba
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.
21 Nisan 2010
Ecz.Harun Kızılay, 14 Mayıs Eczacılık Bayramı Haftası kapsamında ana tema olarak belirlenen akılcı
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm.
ilaç kullanımı konusunun Milli Eğitim müfredatına
Ecz.Harun Kızılay, Merkez Heyeti Üyeleri Doç.
eklenmesi ve ayrıca İlaç Takip Sistemi hakkında
Dr.Mustafa Aslan ve Ecz. Murat Yürür, Maliye Ba-
görüşme yapmak üzere, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı
kanlığı Müsteşarı Naci Ağbal ile İlaç Takip Sistemi
Nihat Tosun’u makamında ziyaret ettiler.
hakkında görüşme gerçekleştirdiler.
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.
29 Nisan 2010-Perşembe
Ecz.Harun Kızılay, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat
TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan
Tosun’u makamında ziyaret ederek, Radyo ve Te-
Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Merkez Heyeti Üyeleri
levizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında
Ecz.Hüseyin Olan ve Ecz.Ekrem Eşkinat, Denetle-
Kanun tasarısı taslağında yapılan düzenleme ile re-
me Kurulu Başkanı Ecz.Sertaç Özmen, Niğde Eczacı
çetesiz ilaçların topluma yönelik tanıtımının önünün
Odası’nın açılış törenine katıldılar.
açılacağına ve bu durumun yaratacağı tehlikelere
Takip Sistemi’nde gelinen son nokta ve diğer güncel konuların değerlendirilmesi amacıyla düzenlediği bilgilendirme toplantısına katıldı.
TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, SGK Başkan
Yrd. Hüseyin Rahmi Çetin ile görüşerek, Birliğimiz
bünyesinde verilecek olan TEBEOS Eğitimi hakkında bilgi verdi.
TEB HABERLER
TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel ve Birliğimiz Hukuk Danışmanı
Av.Gökhan Pekcan, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Saim Kerman ile bir görüşme
gerçekleştirdiler. Görüşmede, İTS ve Karekod uygulamasına geçiş esnasında yaşanabilecek sıkıntılara
bir kez daha daha dikkat çekilerek, yapılması gerekenler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
Ardından aynı heyet, Kayseri Eczacı Odası’nın, İlaç
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
dikkat çektiler.
45
BASINDA TEB
Gaye SARIKAYA
CNN TÜRK “HABERLER” 01.03.2010
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eczanelerde ilaca
ulaşımı sağlayan yeni provizyon sistemine bugün geçti
ama sistem çöktü. Telefonla haber bültenine bağlanan
TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, “Eczanelerde
sistem çalışmıyor, hastalar ilaca ulaşamıyor. Bunun
sorumlusu eczacılar değil, sistemdir” diye konuştu.
KANAL B “ANA HABER” 01.03.2010
SGK’nın eczanelerde ilaca ulaşımı sağlayan yeni
sistemi medula çöktü, hastalar ilaca ulaşamadı. Türk
Eczacıları Birliği, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu daha
önce uyardıklarını belirtti.
FOX “ANA HABER” 01.03.2010
CNBC-E “PİYASA EKRANI” 01.03.2010
Türk Eczacıları Birliği (TEB), yeni reçete provizyon
sisteminin altyapısının tamamlanmasında devreye
alındığını açıkladı. TEB, uygulamanın 1 Haziran’a
ertelenmesini istiyor.
NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 01.03.2010
Türk Eczacıları Birliği (TEB), Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun (SGK) yeni sistemi “Medula” çalışmadığı
için hastalara ilaç verilemediğini söyledi. TEB Genel
Sekreteri Ecz. Özgür Özel, “Çoğu hekimin sistemde
kaydı yok. Bu nedenle sistemde kaydı olmayan bir
hekime muayene olan hastaya ilacını veremiyoruz. İlaç
ihtiyacı beklenebilecek bir ihtiyaç değildir. Eczaneler
adeta yangın yerine dönmüştür. Bu yaşanan sorunun,
eczacıdan kaynaklanmadığını belirtmek isterim”
şeklinde konuştu.
SGK tarafından yeni hizmete giren ilaç kayıt sistemi
gün boyu çalışmayınca eczaneye giden hastalar elleri
boş ayrıldı.
TGRT HABER “HABERLER” 02.03.2010
SGK’nın eczaneler için yeni başlattığı Medula
Sistemi’nin çalışmaması birçok hastayı mağdur etti.
Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan
Çolak, yeni sisteme alt yapısal sorunların tam olarak
aşılmadan geçildiğini söyledi.
BLOOMBERG TV “RİSK YÖNETİMİ” 02.03.2010
Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu
bir kez daha karşı karşıya geldi. İlaç Takip Sistemi
çöktü, hastalar ilaçsız kaldı.
SKYTÜRK “BUGÜN” 01.03.2010
Eczanelerin kullandığı karekod sistemi arızalandı. İlaç
Takip Sistemi’ndeki aksilikler ise vatandaşları mağdur
etti.
HABERTÜRK “AKŞAM HABERLERİ” 01.03.20109
Eczanelerde çöken provizyon sistemi ile ilgili olarak
SGK’lı hastalara ilaç verilemiyor. Konuyla ilgili
açıklama yapan Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri
Ecz. Özgür Özel; “Yeni sistemin kaos yaratacağı
konusunda SGK’yı önceden uyarmıştık” dedi.
TRT 1 “ANA HABER” 01.03.2010
46
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
Eczanelerde çöken provizyon sistemi ile ilgili olarak
SGK’lı hastalara ilaç verilemiyor.
ULUSAL “ANA HABER” 01.03.2010
SGK tarafından yeni hizmete giren ilaç kayıt sistemi,
gün boyu çalışmayınca eczaneye giden hastalar
elleri boş ayrıldı. Türk Eczacıları Birliği Genel
Sekreteri Ecz. Özgür Özel, sistemin 1 Haziran’da
devreye girmesi gerektiğini belirtti.
FOX “FOX AKŞAM” 02.03.2010
Eczanelerdeki İlaç Takip Sistemi bugün de çalışmadı.
Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür
Özel, sistemde acilen birkaç aylık erteleme yapılması
gerektiğini dile getirdi.
KANAL TÜRK “ÖĞLE HABERLERİ” 03.03.2010
Medula Reçete Sistemi, 16 Mayıs’a ertelendi. Hem
eczacılar hem hastalar rahat bir nefes aldı.
NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 03.03.2010
SGK tarafından hizmete sokulan yeni ilaç takip
sistemi başarılı olamadı. Eczacılara göre, eski
sisteme dönüş sorunu çözmedi. Türk Eczacıları
Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, “Bu
erteleme İTS’ye yönelik bir erteleme, Medula için
yapılan bir erteleme değil. Medula ve İTS bir arada
olunca sistemin çökmesi kaçınılmaz oldu. Medula
sistemi geri çekilmedi. Dolayısıyla sorunlar devam
ediyor” diye konuştu.
BASINDA TEB
NTV “GÜNE BAŞLARKEN” 26.03.2010
SGK’nın 52 hafta süresince bedelini karşıladığı
meme kanseri ilacı için süreyi 9 haftaya indirmesi
tartışma yarattı. Türk Eczacıları Birliği ve Onkoloji
Derneği ilacın dünyada yaygın kullanımının bir yıl
olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı ise ilacın 52 haftalık
kullanımının faydalı olduğunu gösteren bilimsel bir veri
bulunmadığını duyurdu. Türk Eczacıları Birliği, söz
konusu kısıtlamanın hastanın yaşam ve tedavi olma
hakkını engellediği görüşünde.
CNN TÜRK “BUGÜN” 15.04.2010
Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan
ÇOLAK, Sağlık Etik Kurulu’nda ilahiyatçı bulundurma
zorunluluğu getirilmesi konusunun tartışıldığı
programa katıldı. Sağlık etiğinin spesifik bir alan
olduğuna vurgu yapan Çolak, “Dinsel motifleri ele
aldığınızda her boyutuyla tartışabilirsiniz ama; bu kurul
bir uzmanlık alanı olduğu için her şeyi tartışamazsınız.
Çünkü burada bilim karar verir ve bilimin kararı da
objektiftir” dedi.
ULUSAL KANAL “ANA HABER” 21.04.2010
Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür ÖZEL,
mesleki taleplerini dile getirmek için Türk Eczacıları
Birliği olarak 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını söyledi.
ULUSAL KANAL “ANA HABER” 22.04.2010
TEB HABERLER
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür
ÖZEL, yeni RTÜK Yasa Tasarısı Taslağı’nın reçetesiz
ilaçların reklamlarda yer almasının önünü açtığını
belirterek, daha çok para kazanmak için halk
sağlığının tehlikeye atıldığının altını çizdi.
47
48
Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2
TEB HABERLER
BASINDA TEB

Benzer belgeler