I 7. YUZYILDA OSMANLI iMPARATORLUGU: KRiZ VE DONU~UM

Transkript

I 7. YUZYILDA OSMANLI iMPARATORLUGU: KRiZ VE DONU~UM
BiR ~ALI~TAYIN ARDINDAN
••
I 7. YUZYILDA OSMANLI
iMPARATORLUGU: KRiZ VE DONU~UM
(iSTANBUL, 31 MAYIS- 2 HAZiRAN 201 2)
KAHRAMAN
~AKUL
i6tanbul $ehir Oniver6ite6i Tarih Bolilmil ve Tarih Vakut 'nm ortakla~a duzenledigi
"17. Yilzytlda Ot>manlt imparatorlugu: Kriz ve Donu~ilm" konulu ralt~tay t>unumlan
kadar tartt~malanyla da dikkat reken rok verimli bir toplantt oldu. iManbul
$ehir Onivert>ttet>i Altunizade Dogu Kampilt>il'nde gerrekle~tirilen ralt~tayt Gunhan
Borekri (iManbul $ehir Onivert>ite6i). Oktay Ozel (Bilkent Onivert>itet>i) ve Fikret
Ytlmaz (Dokuz £ylill Onivert>itet>i) duzenlediler.
Diizenleyicilerin kararla~ttrdtgt tizere
amac1, oncelikle, 17. yiizyll Osmanh tarihine dair bir stiredir
kabul goren "kriz ve donti~tim" eksenli revizyonist bak1~ ac1s1mn, son
y11larda yap1lm1~ cah~mal ar ba~ta
olmak tizere, yeni sorular, yorumlar
ve kaynaklar bazmda kapsamh bir
~ekild e degerlendirilmesi; bu donem
ve alanla ilgili tarihcilerin bir araya
gelmesini saglayarak mevcut birincil
kaynaklarm ve ilgili akademik literattiriin bir btlancosunun Clkanlmasl;
ve 17. ytizy1 l Osmanh tarihi tizerine
ileride yaptlacak yeni ca h~malara ve
toplanttlara dair baz1 parametrelerin
"cah~taym
Sempozyuma
katJlanlar ve
dinleyldlerln
blr ktsmJ.
ve ajandalann ortaya konulmastdtr.
Bu baglamda oturumlarda sunulacak
tebligler ile yaptlacak toplu miizakerelerin ana eksenini, erken modern
devletin olu~umu , emperyal kriz/
transformasyon ve devlet-ekonomitoplum-siyaset temalarmm olu~tur­
mast hedeflenmektedir. • Denilebilir
ki, cah~tay verdigi ttim taahhtitleri
laytktyla yerine getirmi~tir . Bunda
toplam altt oturumun uc giine e~it
olarak dagtlmasmm rolii biiyiik oldu.
Bu sayede hem sunum hem de tartt~­
ma siireleri geni~ tutulabildi. Aynca,
on civanndaki teblig sahibine Haveten her oturum yogun bir akademis-
yen ve ogrenci katlhmtyla gercekle~ ­
tirildi ki bu durum tart1~malarm canh
ve ce~itlilik icinde gecmesini sagladt.
~ah~taym
ilk giinii ~ehir Oniversitesi
Rektorii Ahmet Ademoglu'nun ac1h~
konu~masmt takiben 17- yiizytl Osmanh tarihine yakla~tmlar meselesine odaklandt. Oktay Ozel'in ba~kan­
hgmdaki ilk oturum Cerna( Kafadar'm
(Harvard Oniversitesi) acth~ konu~­
maslyla ba~ladt. Kafadar biiyiik harfli
'Kriz' ile 'krizler' arasmdaki niianstan
yola pkarak cah~taym ba~hgmm 17.
yiizytl Osmanh diinyasmt temsil kabiliyetini tartt~maya act1. Bu devirde
goriilen krizler gercekten ne kadar bu
lkinci sunumda Baki Tezcan (Califor-
min Ilk l~aretlerinden 17. Yuzy1hn Son
doneme ozguydu? Bu devrin alglla-
nia
~eyregine Osmanh
m~ma
yaymlanan ve geni~ bir taru~ma ba~­
latan kendi kitab1 (The Second Otto-
yon veren 'inhitat' (gerileme)
alg1s1 sadece Osmanh tarihciliginde
mi goriildii? Bu devrin ozgiinliikleri
nelerdi? Modernite Bau'ya m1 ozgiiydii? Yoksa, Bau'da goriilen, global
bir siirecin devam1 m1yd1? Mesela,
kahvenin yaygmla~mas1 ile farkh
toplumlarda e~zamanh olarak 'gecenin ke~fi' gercekle~memi~ miydi? Kafadar bu tarz sorularla hareket eden
tarihcilerin BatJ'da olam Osmanh'da
da varm1~ gibi gostermekle itham
edildiklerinden yakmdJ.
Osman h tarihini donemlere aylrmakta
ya~amlan
problemler
de
Kafadar'm sunumunda ele ald1g1 bir
ba~ka mesele oldu. Tarihci. farkh ilgi
alanlanna gore farkh donemlendirmelere gitme hakkma sahiptir. Kafadar, tarihcinin kafasmdaki yiizy11lann
Oniversitesi-Davis)
yakmlarda
man E:mpire: Pol itical and Social
Tran6bormation in the E:arl;y Modem
World, Cambridge University Press,
2010) hakkmda yapllan degerlendirmeleri ele ald1. Bu sayede katJhmcJiar
Osmanh tarihinin periyodizasyonu
meselesine odaklanma imkam buldular. Ortaya pktJ ki Tezcan'm 17. yiizy1l
Osmanh diinyasm1 'ikinci imparatorluk' ~eklinde anlama onerisi cogunlukla olumlu tepkiler ald1. Ashnda
cah~taym bundan sonraki biitiin oturumlannda onun cercevesine s1k s1k
cloniildii, baz1 argiimanlar tart1~1ld1
ve ele~tirildi. Baki Tezcan'm sundugu
cercevenin ve geli~tirdigi yorumun
ozellikle 19. yuzy1la uzanan boyutlannm daha aynnuh cah~malarla desteklenmeye muhtac oldugu dii~iincesi
ba~hkh
lmparatorlugu"
bir teblig sundu. Eyalet asker-
lerinin (tJmarh sipahilerin) tasfiyesi
siirecine dair yepyeni saptamalarla
doluydu bu sunum. Buna gore, cok
eskiden beri t1mar, zeamet ve haslar
iltizama verilmekteydi. Mesela, umar
sahibi 5.ooo akce senevi geliri olan
dirligini IJ.Ooo akceye miiltezime verip ac1ktan elde ettigi ge ir sayesinde
sefere gidebilirdi. Uygulama oylesine
yaygmd1 ki 'yedi beylik hakk1' denilen,
sadece t1marh sipahilere ozgii haklar
dahi miiltezime verilir olmu~tu. Sonunda, 1540-41 tarihli adaletname ile
bu hak devri yasaklanm1~t1 (sonraki
5 senede 214 yasak fermam gonderilmi~tir). Y1lmaz'a gore, 17. yuzyJim
Osmanh'sm1 anlama cabasmda 'pare
voyvodalan', 'ayak amilleri', 'mehayif
tefti~i' gibi t1mar sisteminin iltizama
donii~ilmiinde
pek miihim olan ku-
Fikret YLlmaz. patrimonyal devlet veya modern once6i devletin doga6L olarak
mutlak iktidar Uigilril. yani padi~ahtn yetki devrinin 60Z konu6u oldugunu.
Abdurrahman
Pa~a
Kanunname6i 'nde bu denli uzun ve aynnttlL yazLlma6mm
bunun bir go6terge6i oldugunu belirtti. Bu degi~imin bir
6onucu olarak i6tanbul'un
hilkilmet. £dirne'nin i6e 6altanat kentine donil~tilgilnii vurguladt.
miladi yiizy11larla cogu zaman uyu~­
ise, cah~taym kendini SlnJrlad1g1 do-
rumlar daha cok cah~llmah; zira bu
madlgmdan bahsetti. Ornegin, 1580-
nemin otesine uzanan bir ba~ka vur-
sayede geci~in sanlld1g1 kadar ani ve
1690 arasmdaki uzun siireli sava~lara
gusu oldu. Bu oturum baglammda one
sert olmad1g1 ortaya pkacakt1r. Bu
at1fla 17. yiizy1h belki de uzun Safevi
pkan tart1~ma ise Flkret Yllmaz'm
baglamda, Ko(:i Bey Ri6ale6i gibi ge-
sava~lanyla ba~latmanm daha uygun
ulema (ve hukuku -~eriat) ile sultan
rileme paradigmasmda yadsmamaz
olabilecegine dikkat cekti. Dahas1,
(ve
rolii olan nasihatnamelere de yeni
hukuku-orflkanun)
arasmdaki
Evliya ~elebi, Katip ~elebi ve Eremya
giic ili~kisinin 17. yuzy1lda gercekten
bir gozle bak1lmahd1r. Y1lmaz, orne-
~elebi gibi isimler dii~ilniildugunde
bu derece tersine donmii~ oldugu
gin, bu nasihatnamelerde ayak amil-
~iiphelerinin
bu yuzy1hn bir "celebiler asn" oldugu
konusunda
unutulmamahyd1. Tar t1~ma k1smmda
belirtmesi oldu. Oturumun sonunda,
tl. Oysa uman iltizama verme arac1
neredeyse tiim kat1hmcllar 'inhitat'
Kafadar'm gerileme/inhitat paradig-
olarak kullamlan bu kurumlar bizim
oldugunu
lerinden hie bahsedilmediglni belirt·
alg1smm yetersizligine i~aret edip
masmm son derece guclii oldugu ve
klasik umar usulii dedigimiz ve 17.
bunun yerini onerilen 'kriz ve do-
bunu degi~tirmek icin paradigmamn
yiizy1la dek bozulmad1gm1 varsayd1 -
nil~ilm' terminolojisinin icinin yeni
yarauh~
siirecini ve dayanak noktala-
g1m1z sistemde cok eskiden beri var-
yeni ara~t1rmalarla doldurulmas1 ge-
nm iyi anlamak gerekti~i yonundeki
d•lar. 0 zaman niye bozulma emaresi
rektigini ifade ettiler. Diger yandan.
gorii~leri
olarak goriilmemi~lerdir? Ve neden
uyanc1 oldu.
ornegin Ozer Ergenc (Bilkent Oniver-
layiha yazarlan ancak 16. yiizy1hn so-
sitesi) Ankara kad1 sicillerine dayah
11. OTURUM: 17. Y'OlYIL
cah~malarmm l~lgmda krlz lafzmm
OSMANLI TARiHiNE
vesikalann kendi retorim dllinden
YAK~IMLAR
-
nunda bu uygulamaya kar~1 ClktJiar?
Y1lmaz'a gore cevap nasihatname
yazarlarmm ideolojik tutumlarmda
II
kaynaklandlgJnl ve bu devre ozel bir
'kriz'den cok 'krizden' bahsetmenin
II. Oturum Kafadar'm
daha dogru olacagm1 vurgulad1.
gercekle~tirildi. Fikret Y1lmaz "Degi~i -
ba~kanhgmda
aranmahd1r. Bu ki~iler umar sisteminin 'bozulmasma/iltizama donil~ ­
mesine' degil, umarhlarm sefere git-
-
-
memelerine ve nmarlan iltizama alan
askeri smtf dt~mdan olma ihtimalleri
yilksek olan milte~ebbislere kar~tydt­
lar. Ytlmaz'm bu tespiti Baki Tezcan'm
"ecnebiler" olarak tantmladtgt dt~an­
dan sisteme stzan zilmreyle bulu~­
mast baktmmdan onemliydi. Aynca
sefere gitmeyen sipahilerin yerine
orduya ahnan sekbanlar ise siyasetin
yeni aktorleri haline gelip ttmarhlan
sahneden itiyorlardt. Demek ki, bu
yakla~tmda ttmann iltizamla yonetilmesi zaten ~ok eski bir uygulama idi.
lkinci a~amada degi~en, ttmarlann
kaptkullarma mevaciblerine mukabil
verilmesl ve nihai a~amada ise ttmar
gelirlerinin iltizam yoluyla devlet hazinesine aktanlmast oldu.
Tiitiinl~n
TUrkler.
Comeille I.e Bruyn.
Reisen van Come s
de Bruyn. Delft. 16q8.
24
Bu ~ekilde sistem degi~ince sancak
kanunnamelerinin yerine ne geldigi
sorusunu ortaya atan Fikret Yllmaz,
bunu ~u sorularla apmladt: Eyalet ve
sancaklarda hukuki bo~luk dogmadt
mt? Kodifiye edilmedigi halde orfi
hukuk mu devam etti, yoksa ~eriat mt
yilkseldi? Ytlmaz aynca iltizam usulil
ile ekonominin parasalla~ttgt moneter ekonomiye ge~i~in ya~andtgmt
unutmamak gerektigini ve bunun son
derece onemli bir degi~im unsuru ol-
dugunu belirtti. Bu a~tdan Ytlmaz'm
dikkat ~ektigi bir diger konu onemli
gorilnilyor. Baki Tezcan'm onemli
tezlerinden olan "ulema hukukunun·
yilkseldigi konusuna Ytlmaz ihtiyath
yakla~mak gerektigini vurguladt ve imparatorlukta gayrimuslimlerin saytsal
olarak Milslilmanlardan fazla oldugunu, Islam ~eriatt ile herkesi yonetmek
ve saltanat haklanndan vazgecmenin
Osmanh padi~aht icin kolay bir konu
olmadtgmt belirtti. Bilyilk bir eksiklik
olarak, Islam ~eriatt kadar Htristiyan
ve Yahudi ~eriattntn da cah~tlmast
gerektigini, cunkii imparatorlukta
Htristiyan ve Yahudi ~eriatlanntn da
gecerli oldugunu vurguladt. Ytlmaz
aynca, toplum tarihciligi apsmdan
da konunun irdelenmesi gerektigini,
cunkilt6. yilzytl ortalanndan itibaren
kahvehane, bozahane ve meyhanelerin yaygmla~mastyla toplumsalla~­
ma bicimlerinin degi~tlgini, 17. yiizytl kentsel protestolarmda bu yeni
mekiinlarda vakit geciren insanlann
etkisin bilyiik olduguna dikkat cekti.
Kahvehane ve meyhane gibi kurumlar ilzerinden tarih yazmak gerektigi
saptamalannda da bulundu. Omegin,
16. yiizytlda meyhane, icki depolanan
mahzen olmaktan pktp yemek yenilip
icilen yerlere donil~mii~tt.i . 17. yilzytl
ortalarma gelirken goriilen kahvehane ve meyhane yasaklanntn bu actdan
degerlendirilmesi gerektigine dikkat
cekti. Ytlmaz'tn vurguladtgt konulardan bir digeri de ya~anan degi~im l n
kararstz giden ve ancak 1656 ythndan
sonra goreli bir istlkrar kazandtgmm
unutulmamastydt. Ona gore, ulemantn giiclenmesi, bu donemde sona
ermi~ti ve bu iktidar ceki~mesi strasmda iki, 170J'teki Feyzullah Efendi'yi
de sayacak olursak uc ~eyhiilislamm
katledildigini hafife almamak gerektigini dile getirdi.
Gabor Agoston'un (Georgetown Oniversitesi) "Askeri Tarih Apsmdan 17.
Yiizytl Osmanh lmparatorlugu'nda
Degi~ im" ba~hkh sunumu, Ytlmaz'm
sunumuyla pek cok noktada ortil~til .
Osmanhlann askere alma stratejileri
nastl degi~ti? Degi~iklik planh mtydt,
yoksa anhk cevap ~eklinde mi tezahilr etti? Ordu terkibindeki degi~im
yoneten-yonetilen ili~kislne nastl
yanstdt? Agoston'un en onemli saptamast ~iiphesiz 16. yiizytl sonlarmda
gorulen askeri degi ~imin Habsburg
sava~larmdan degil, uzun Safevi sava~larmdan kaynaklandtgt saptama-
...
N
0
N
s1d1r. Tarihcinin Osmanh Ar~ivi'ne da-
17. yuzy1hn bir onceki yuzy11la olan
sedilemez mi? Emecen'e gore gercek
N
yah yeni bulgulan gosteriyor ki daha
ili~kisinl
de~i~im Tanzimat ile ba~l am1~ttr.
::;
:;
1582 senesinde (yani Safevi sava~la­
nti~tim alg1smt tartt~maya act1. Eme-
nmn ortasmda) kap1kulu ordusunun
cen, 17. yiizytl 'Krizinin' ozgiinlii~iinii
Tum bu sorular etrafmda ~ekillenen
mevcudiyeti 17.ooo'i bulmu~tu (oysa
vurgulamak ir,in one siiriilen de~i­
canh
eskiden 1.z.ooo olarak bilinirdi). 1593
~imleri
senesinde ise say1 23-ooo'e Clkml~­
evlat uygulamas1 radikal bir degi~i m
iltizam ili~kisi, ~eri hukukun ytikseli~i
ve sekbanlarm dogas1 meseleleri ele
n. Bu esnada arnk eyalet valilerinin
miydi? Nasihatnamelerin saytsmdaki
altnd1. Fikret Ytlmaz 1676 tarihli Tevkii
kendi kap1 halklanm sava~a getirme-
aru~ padi~ahlann kiiciik olmasmdan
Abdurrahman Pa~a Kanunnamesi'nde
ele alarak genel krlz ve do-
yeniden degerlendirdi. Ekber
:::>
U/
...
1--
tarn~mada
s1rastyla
N
N
"'
nmar-
"'<!
1-..J
<!
V>
::;
:::>
..J
a.
0
1--
leri beklenmekteydi. Bu artan asker
Cemal Kafadar
ve Oktay Ozel.
talebim kar~1lamak icin eyalet say1st
6'dan 32'ye ctkarttldl (yani, vali saytsl
artmlmt~tl). Boylece uzun Habsburg
sava~m1 cah~an Caroline Finkel'in se-
neler once yaptt~l saptama gecerlili~i­
ni korumu~ oluyor (Finkel, The Admini6tration ob War&are:the Ottoman
Military Campaign6 in Hungary.
1593-16o6, Viyana, 1988). lnalctk,
"Military and Fiscal Transformation"
£rol Ozvar. tag~i~ oranlannm piya6a tepki6ine gore belirlendigl 6aptama6mda
bulundu. yogun tepkilerden dolayt tag~i~ 164o'larda geri ~ekilmi~ti. Mu6adere
i6e yuzytl 6onlanna dogru artt~ go6termi~tir. Bunlann haricinde iltizam blr i~
bor~lanma
pe~inler
aract hallne gelmi~tir: onceleri kt6a vadeliyken 6onralart odenen
onem kazandt. KopruWler zamanmda iltizam i~in odenen pe~in yuzde yuz
onu bulmu~tu.
Mehmet Gen~.
Ozer Ergen~.
Fikret Ydmaz.
ba~ltklt makalesinde (bkz. Archivum
Ottomanicum, 6- 1980), sekban saylsmm artt~mda ve Anadolu'daki Celali isyanlarmda Uzun Sava~m tesirini
giindeme getirmi~ti. Oysa Finkel, bu
sava~ta
samld1g1 kadar cok sekban
kullamlmadtgml ve sekbanlarm cogunun Rumeli (Bosna) kokenli oldugu icin sava~ sonunda i~siz kaltnca
Anadolu'ya gecip Celali olma ihtimallerlnin dii~iik oldu~unu ileri siirmii~­
tii. Agoston son olarak yakm tarihli
HUiya Canbaka1'1n
(Society and Politic6 in an Ottoman Town: Ayntab in the 17th cen·
tury, Brill, 2006) Antep ve Charles
Wilkins'in (forging Urban Solidari·
tie6 : Ottoman Aleppo. t6-40 -1700)
Halep iizerine yapt1g1cah~ma lann da
reayanm (mustahflz ve goniill iiyan
adlan altmda) askerile~mesi surecini
gozler online serdigini belirtti.
cah~malardan
kaynaklanm1~
olamaz m1ydt? Ttmann
sadrazamm yetkilerini belirleyen kls-
bozulmas1 gercekten zincirleme bir
ml Fatih Kanunnamesi ile kar~Jia~n ­
reaksiyona yol acm1~ olabilir miy-
rarak, klasik devir kanunnamelerinin
di? 'Gecenin ke~fi' 17. yiizytla ozgii
ilgili k1smma nazaran oldukca uzun
miidiir? 16. yuzy1lda gece hayau yok
oldugunu ve sadrazama geni~ yet-
muydu? Evvelki yiizy1llarda ta~ra
kiler tamd1gm1 saptam1~t1.
merkeze ne kadar ba~ltyd1 ki soz konusu yuzy1lda merkezi idareden kop-
genc. Mesut Aydmer (Mimar Sman
tu~u
iddia edilebilsin? Bilakis, bii-
bzer
Er-
Oniversitesi) ve Emecen ise eski ve
yeni kanunnamelerde gecen "vekil-i
Ocuncii konu~mac1 Fendun Emecen
rokrasi ve maliyenin
eskisine
mutlak" ve "... sozin padi~ah sozi bi-
(29 May1s Ontversitesi) tebli~inde
gore daha iyi denetledigmden bah-
liip" gibi ibarelere bakarak ortada
ta~ray t
-
sadrazamm yetkileri a~1smdan blr
degi~im olmad1gtn1 iddia ettiler. Buna
mukabil Fikret Y1lmaz, patrlmonyal
devlet veya modern oncesi devletin
dogas1 olarak mutlak iktidar figiirii,
yani padi~ahm yetki devrinin soz konusu oldugunu, Abdurrahman Pa~a
Kanunnamesi'nde bu denli uzun ve
aynnt1h yaz1lmasmtn bile bunun bir
gostergesi oldu~unu, boyle yorumlamak gerekti~inl belirtti. Y1lmaz, bu
degi~imln onemli bir sonucu olarak
lstanbul'un hilkiimet, Edirne'nin lse
saltanat kentine donii~tiigilnil, bunun ~ok onemli oldu~unu, 1703 isyamnm onemli bir sebebinin bizzat
isyanc1lar tarafmdan boyle belirtildigini vurgulad1.
Tart1~malar
s1rasmda, Baki Tezcan'tn
metni deskriptlf mi yoksa proskriptif
Abdfilhamlt
KlmuZJ,
Ashhan AksoySherldan,
Ebn.Silnmez.
Kayhan Orbay,
Canay Sabin.
mi ele almak gerekec~i ~eklindeki
sorusu tarih~ilikte ~e~itli metin ve
tabirlerin alg1lam~mda ya~antlan
metodolojik sorunlara ayna tuttu.
Ergen~. aynca eski zamanlarda da
gori.ilen t1marm iltizama verilmesi
uygulamastntn hukukiligini sorgulad1
ve kad1 denetiminin eksikligtne ba~h
bir usulsilzli.ik olabilece~i yorumunu
dile getirdi. Halil lnalctk'm yukanda
antlan makalesi ve diger ilgili makalelerine attna kadt'nm ta~ra yonetimindeki merkezi rolilniln alttm ~izdi
(bkz. "Centralization and Decentralization in Ottoman Administration",
Naff u Owen eds .. Studie6 in eighteen th Centu ry l61amw Hi6tory.
Paper6 on l6 lamic Hi6tory, Illinois,
26
1977). Y1lmaz lse cevaben. kad1larm
gorevlerinl savsaklayarak gayri me~­
ru bir i~lemi sicile kaydetmediklerini.
onlann olagan bir i~lem yapt1klanm
ve ttmarlann mukataa sozle~meleri-
Bu noktada Erol Ozvar (Marmara
Oniversitesi - Harvard Oniversitesi)
katkts1yla meseleye yeni bir a~1hm
getirdl. Buna gore, iltizam, t1mar ve
yukanda tarif edilen emanet usuliiniin aleyhine geli~memi~ti. Bunlar
her zaman beraberce bulunmu~lard1.
T1mar sistemi 17. yilzytlda gelir ilretmeye devam etti ve bir gelir tahsis
yontemi olarak 19. yuzy1la dek silrdil.
Fikret Ytlmaz burada araya girerek ismen devam etti~ini, askeri dirlik olarak bitti~i ve sona erdigini vurgulad1.
Gabor Agoston bu noktada sozi.i alarak t1marh sipahi say1smdaki dil~il~iin
paralelliginl l~aret ederek bu meseleye laylk1yla cevap verebilmek i~in
Nejat Goyiln~·on Mardin i~in yapttg1
tiirden eyalet monografilerine ihtiya~
duydu~umuzu soyledi (XVI. Yilzy1lda
Mardin Sancag1, IOEF, 1969, 2. Baskt.
TTK 1991). Geli~melerin kimi i~in kriz
kimi i~in (ornegin, sekbanlar) imkan
demek oldugunun alttnl ~izdl. Emecen ise Halep civanndaki sekbanlann
Memliik bakayas1 olduklanm ve istisna te~kil ettiklerini belirtti. Oktay
Ozel, Agoston'un s1k~a vurgulad1g1
ordunun kag1t Ozerlndeki mevcudu
{itibari) ve seferl mevcudu (hakiki)
arasmdaki farktn Osmanh'nm son
devirlerlnde de gorilldugonden bahsederek retrospektif bak1~ aps1yla
ge~ donem orneklerinden yola pkmantn faydah olabilecegi onerisinde
bulundu.
ttmar gelirinde bir dii~ii~e tekabiil etmek zorunda olmad1gm1 belirtti. Ozvar, aynca, klasik f1k1h ne~riyattnda
orfi-~eri hukuk meselesinin zaten ele
ahnd1gmdan hareketle kat1hmc1lan
17. yiizyllla birlikte orfi.in ~eri hukuk
dahilinde ele ahnd1g1 dii~i.incesini
gozden g~irmeye davet etti. Tezcan
da aym dii~iinceyle Y1lmaz'm ~eri hukukun orfi hukuk aleyhine yiiksel i ~ini
sorgulayan yakl a~ t mma kar~ 1, temel
argiimanmda 1srarc1 oldugunu belirtti. Son olarak Baki Tezcan sekbanlarm ortaya pk1 ~ 1 mn askeri degil, ikti·
sadi nedenlerle de ap klanabilecegi
dii~ilncesini savundu. Buna gore, ortada sava~ olmad1g1 halde Suriye'de
sekbanlar zuhur etmi~ti (ornegin,
me~hur Karayaz1c1'mn isyam). Acaba
bu durum bolgede gorillen parasal·
la~ma/ticarile~me egilimiyle ili~kili
olamaz mtyd1? Gabor Agoston cevaben askeri ve 1ktisadi geli ~melerin
Toparlamak gerekirse lkinci oturumla birlikte kat1hmc1lar 17. yilzy1h bir
silreklilik donemi olarak gorenler ile
bir k1nlma yilzyth olarak niteleyenler ~eklinde ikiye bolilndiller. Ayn1
problemler 17. yiizy1lda farkh silre~­
ler ve sonu~ l ar m1 ilretti? (Ergen~ ve
Emecen). Yoksa yepyeni sorunlar m1
soz konusu idi? Aynca periyodizasyon hakktnda, Oktay Ozel, soz konusu si.ireklilik ve kopu~ tart1~mas1
baglammda Tanzimat'm temsil ett i ~i
degi~im ve donii~il m kar~1smda 18.
yuzy1l nas1l anc1en regime olarak
gorillebiliyorsa, 17. yilzytldan bakt ldrgmda da 16. yilzy1hn pekala ancien regime olarak ele ahnabilecegini
one siirdti. Bu baktmdan 16. yuzy1hn
son ~eyreginde kaleme ahnan donemin gedikli veziriazamt Koca Sinan
Pa~a·mn telhi6leri'nin klasik rejimin
nerelerde, ne za man ve ne yonde
degi~ip donil~meye ba~ladt~tnt anla-
ni haz1rlad1klannl bellrttl. Bunun bir
bozulma meselesi olmad1~tn t, ancak
bu usullerin kad1 sicillerine girmek
suretiyle me~ruiyet/yasa l hk kazandl~tnl belirtti.
"'0....
"'
N
ve pkarlan zarar gi:irmeye
fusun artl~ma (yani, yeniden gi:icebe-
olduguna i~aret etti.
ba~layan, giderek dl~land•gml, mer-
le~mesine), yerle~im duzeninde ciddi
bir kmlma ya~anmasma yol acm•~tlr.
Ill. OTURUM: 17. VOlYIL
kezden uzak dti~tilglinu dil~unen pa~alarm i:izellikle Anadolu ve Suriye
ya~anan demografik krizin en i:inemli
EKONOMiK VE TOPLUMSAL
vilayetlerinde k1rsa dan silahh adam
dev~irmesi Ozel'e gore adeta 'sine-i
sebeplerinden biri, be!kl de birlnci-
"'
1--
DiNAMiKLERfSORUNLAR
millete' di:inmek gibidir. K1rsaldan
sidir. Bu noktada Ozel'e gore tarih-
~
V>
dev~lri l en gi:icebe ve ki:iylu ki:ikenli
ciligimizin en btiyilk eksiklikleri saha
ba~kanhgm­
insan kuvvetiyle Istanbul ilzerine yu-
cah~malarmm
da gercekle~tirilen ilcilncil oturum
rilmek ashnda Karen Barkey' in i~aret
ki:iyler ortadan kalkml~tlr?; nereler
Oktay Ozel'in "17. Yilzy•lda ~iddet
ve Demografik Degi~im" ba~hkh
ettigi gibi bir siyaset yapma bicimi
bo~alml~tlr?) ve mevcut kaynaklan
olarak gi:irillebilir. ~iddetin yaratt1g1
bir arada degerlendirememektir. Ca-
sunumuyla apld1. Sunumun odak
imkanlardan yararlanmak isteyen
noktasm1 yaygm e~k1yahk ve 'Celali
yerinden olmu~ serseri kitleler de bu
h~malar daha ziyade tahrir defterleri,
avanz, cizye ve vak1f kay1tlanna yo-
lsyanlan' diye bildigimiz toplumsal
~iddet sarmahna katk1da bulunurlar.
gunla~•yor
olaylann nitelikleri ve tasnifi olu~­
Bi:iylece kitleselle~en ve kron i kle~en
kullamlm•yor. Dahas1, bunlann ha-
mak ac•smdan cok i:inemli bir metin
OSMANLI D0NYASINDA
Gtinhan
Bi:irekci'nin
ya~ayan
=>
::;;
::;;
UJ
ICO\
Ozel'e gore kronik ~iddet 17. yuzy1!da
N
N
:z::
~
..J
::;;
=>
-'
Cl.
yoklugu (mesela, hangi
0
1-
ve bunlar dahi bir arada
turdu. Kafadar'm 1590-1690 di:inemi
~iddet bu
i:inerisine kanlan Ozel, uzun sava~
mfm manipillasyonuna apktlr. Ayn-
ricinde telhisler, mufetti~ raporlar1,
adaletname!er, yabanc1 gi:izlemciler,
aralanm patlama yapan ve kronik-
ca ciddi i:ilctide tahripkard1r, y1k1Cid1r.
nasihatname!er vb. cok ce~itli ve zen-
le~en e~k1yahk/haramilik
olaylanyla
Ve sonunda kendini de tahrip etme,
gin malzeme daha ince i~cilikle kulla-
doldurmak ve ce~itlendirmek gere-
yok etme egilimi gi:isterir. Bu manada
mlmay• beklemektedir.
Erol Ozvar'm "17. Yilzyll 'Kriz' Ca-
i:izgil boyutlanyla ne zaman ba~lam1~
nihilist bir taraf1 vard1r, cilnkil Clkl~
esnasmdaki referans nokta!anm za-
gmda Askeri Catl~ma ve Osmanh
Mesut Aydmer,
Oktay Ozel, Erol
Ozvar, Giinhan
ve bitmi~tir? Kimler Celalidir, kimler
manla kaybetmeye yatkm bir "serse-
lmparatorlugu'nun Fiskal Kapasitesi"
Borekp.
degildir? Ona gore Celallikle birlikte
ri ~iddet"in amacs•zla~masl, kendini
ba~hkh sunumu ise t1pk1 Ozel'in su-
amlmas1 gereken, birbirini besleyen
tekrar tekrar uretmesi si:iz konusu-
numu gibi di:ineme yap1sal yakla~an,
ve silrekli k1lan kitlesel ve kolektif
dur 17. yilzy1hn Osmanh'smda.
genel cerceve i:inerisi getiren, olduk-
e~k1yala~ma silreci 1550'lerde vuku
Oktay Ozel'e gore, ilc-di:irt ayn nesle
ca zihin ac•c• bir sunumdu. Ozvar 17.
yuzy1l iktisat tarihinin sosyal ve siya-
bulan ~ehzadeler aras1 sava~ ile ba~­
yay1lm•~
si tarih sahalarma nazaran daha faz!a
haliyle her zaman askeri Sl-
kecegini savundu. Bi:iylece btitiln 17.
yilzyllm bir kez de buradan bak1larak
~iddet ilzerinden okunabilecegini,
okunmas1 gerektigini dile getirdi.
Ozel sunu~unun i~aret ettigi ve yakmlarda bir cah~masmda etran.ca
ele ald1g1 bu ·~iddet cagi"na yi:inelik
analizini (bkz. Oktay Ozel, "The Reign
of Violence: the Celalis, c.1550-1700",
in Christine Woodhead (ed.), The Ot-
toman World, London-New York:
Routledge, 2011, 184-202) bu kez
'Celali lsyanlan'nm silresi ve niteli gi meselesine odaklad1. Celalilik ve
ona e~lik eden yaygm ~iddet kendine
boyutu tine pkan yeni tOr e~k1yahk/
'Celalilik' olgusunda ~iddet
lam•~ ve 1703 tarihine dek devam
bu anlamda daimidir ve mekansal
say1da monografiye ihtiyac duydugu-
etmi~tir .
i:ilcekte de mobil, yani hareketlidir.
nu saptayarak sunumuna ba~ l ad1; zira
Celali olarak gi:irillebilir. Diger fak-
Kit!ese! ~iddet potansiyeli, kullamm
mevcut iktisat verileri genellemelere
ti:irler arasmda ise her ~eyden once
degeri fark edildigi an!arda ve nokta-
izin vermeyecek kadar k1tt1r. 17. yilz-
k1rsal bir olgu olan nufus art1~1 ve
!arda politik amaclara da hizmet eder,
y•l biltcelerine bak1ld•gmda maa~ ve
Yegen Osman
Pa~a
ise son
olas1 iklimsel degi~imler say1labil ir.
her an dag1!an (e~k•yahk) ve toplanan
askeri muhimmat giderlerinin en acil
Ozel'e gore e~k1yahk, ~iddet ve isyan
(isyan) ham kit!e!er, i~levsellikleri
harcama kalemleri oldugu gi:iru lilr.
arasmdaki il i ~ki anla~1lmadan kimlerin Celali olarak gi:irlilmesi gerektigi
isyanc1 liderlerin bertaraf edilmesi
1509-1582 di:ineminde merkezi hazine
veya devletle an!a~ma saglamas1 ha-
gelirleri 3.5 kat artm1~t1r. Ama 17. yuz-
sorusu cevaplandmlamaz. Zira her
linde sona erdiginde ise ko!ayca har-
Y•lda Hazine-i Amire miltemadiyen
~iddet
canab•lir bir "guruh" muamelesi gi:ir-
ac•k vermi~ti. Burada, Ozvar hazine
apgmm niteliginin kendisinden daha
olay1 Celalilik olmad1g1 gibi
hepsi de isyana di:inil~mez . Nufusun
mil~lerdir.
yilzde seksem k1rsal olan bir impa-
Bu ~iddet sarmah sonucta
nlifusun 'perakende ve peri~an ' o!ma-
ratorlukta merkez ile ce~itli sorunlar
sma (yani, dag•lmasma), hareket!i nu-
milhim olduguna dikkat cekti. Sonucta, ac•gm nasll kapatllacagml ac•gm
27
-
niteligi belirlemekteydi. Ozvar kamu
maliyesi a~1smdan 17. yiizy•h ii~ bi:iliimde incelemek gerekliliginl vurguladl. 16oo-16JO arasmda taht be~ kez
el degl~tirmi~ti. Bu ilk safhada ciilus
bah~i~i ve sava~Iar nedeniyle hazine
a~1g1 yiizde yirmi ila otuz idi. lkinci
safhay1 olu~turan 165o'Ier Girit ve diger cephelerde ger~ekle~en sava~Iar­
la ~ekillend i. Hazine apg1 yiizde yetmi~leri buldu. Eger bu asra ozgii bir
'kriz' aranacaksa, bu ~ilphesiz yuzy1l
ortasma tekabul eden ikinci safhada
aranmahd1r. Son safha 168o'Ierdir.
Hazine apgmm vergi gelirine oram
yiizde sekiz ila yetmi~ b~ arasmda
degi~mektedir. Ozvar'a gore her devlet bu devirde mali kapasitesini arur-
hem de vergi muafiyeti bulunan askerf ziimre de avama dahil edilmi~ti.
Avanz gibi olaganiistii vergiler olagan
toplamr olmu~tu. Vergi art1~Ian na gidilmi~ti. Yiizy1hn sonunda giri~ilen
cizye reformu sayesinde senelik 300
milyon ak~e gelir art1~1 sagl anm•~tl.
Bir ba~ka mali enstriiman Ozvar'm
tabiriyle kar~•hks1z/faizsiz bor~ demek olan 'karz' milessesesidir. Sadece askeri degil, tiiccar ve esnaftan da
bu ~ekilde bor~ ahnmaktayd• aruk.
Belirtmeli ki, hazine de askeri ziimreye bu ~ekilde kar~1hks1z bor~ vermekteydi. Bilhassa bu tarz karzlar yiizy1l
ortalarmda son derece yaygmd1.
Saray halk1 da hazmeden bu ~ekilde
bor~ almaktaydl.
yola ~·karak iJikeler arasmda gelir
mukayesesi yap1labilir mi? Bu sorulann iizerine Ozvar son olarak merkezile~menin nasll blr donemlendirmeye tabi tutulabilecegini sordu.
Bu oturumun taru~ma k1sm1 sunumlan aratmayacak kadar kapsamh
ve ilham vericiydi. Omegin, Mesut
Aydmer miisaderenin hazine apklanm kapatacak kadar ~ok gelir liretmesine ~iipheyle yakla~1rken Ozvar
harcama hiZI ile gelir tahsil hiZinm
uyumsuzlugundan dolay1 miisadere
yoluyla yaraulmaya ~ah~1Ian nakdi
gelirlerin onemli oldugunu vurguladl. Mehmet Gen~ Batl iilkelerinde
i~ hazine tabirinin ne manada kulla-
Devrin unlii hicw i1Madt Nebi. Bay ram Pa~a yt yererken Cevri ovmektedir. Bu hangi
hizbe yaktn durduguna bir i~arettir. MutJahip MutJa 'nm katline tarih dil~mekten
geri durmaz Cevri. Hatice Aynur'a gore OtJmanlt ~iiri ya~anan ana bir tepkidir.
RahattJtzltklar ~iir ile dUe getirilir. Cemal Katadar'm daha onceki bir tJunumunda
belirttigi gibi ~iir yazmak
28
bazen gunumuzun "tweet atmak" eylemi gibidir.
maya ~ah~maktayd1. 'Mali kapasite'
kavram• Ozerinde bolca duran tarih~i
bu kavram• makroekonomik dengeler
ve bor~lann siirdiiriilebilirligini iilkeyi riske atmaksiZin idare edebilmek
olarak tammlad1. Bu devirde idari
ricahn mali kapasiteyi art1rmaya yonelik (I) para sistemi ve politikalanm;
(z) vergi sistemini degi~tirdigini vurguladl. K1sa vadeli finansman ihtiyacm• kar~1lamaya yonelik olarak sikke
tag~i~ine gidildigini belirten Ozvar,
tag~i~ oranlarmm piyasa tepkisine
gore belirlendigi saptamasmda bulundu. Mesela yogu n tepkilerden
dolay1 tag~i ~ 164o'larda geri ~eki l ­
mi ~ti. Bir ba~ka fi nansman arac1 olan
miisadere ise yiizy1l sonlarma dogru
art r ~ gos term i~t i r. Bunlann haricinde
iltizam bir i ~ bor~lanma arac1 hahne
gelm i ~t i r; onceleri k1sa vadeliyken
sonralan odenen pe~i nl er onem kazandl. Oyle ki. Kopriih.iler zamamnda
iltizam i ~in odenen pe~ in yiizde yiiz
onu bu l mu ~tu. Aynca vergi tabammn
gen i~lemesi i~in yiizy1l ortalarmda
avam tahrirlerine yeniden ba~land1.
Boylece hem ka~an reaya sap tan m •~
Erol Ozvar'm saptamasma gore bu
ashnda Osmanhlara ozgii degildi. Avrupa devletleri
ile var olan fark onlann uzun vadeli
dii~iik faizli bor~ bulabilme kabiliyetlerinde aranmahyd1. Omegin, Fransa
ve lspanya'mn biit~elerini n yans1
anapara ve faiz odemelerine gitmekteydi. Cenova ise GSMH'smm iki kat1
kadar bor~l anabilmekteyd i. Ozvar
sunumunun sonunda katlhmc•lara
can ahc1 sorular yoneltti. Osmanhlar
esham uygulamasma ge~i~ i ~in ni~i n
mo'leri bekledi? Eshamm temelini
olu~turan malikane uygulamasmm
1695'ten beri var oldugu dii~iiniildii­
giinde bu soru cevaplanmaya muhta~tlr. lslam'm faiz yasag1 bor~lan ma
kabil iyetine ne ~eki l de tesir etti?
'Riba' Avrupa'da da taru ~ ma konusu idi. Katolik kilisesinin faiz konusundaki tutumu Osmanhlarmkinden
daha sertti ashnda. Politik faktOrler
tayin edici o lm u~ olabilir mi? S onu~­
ta, uzun vadeli bor~l anma uzun vadede pad i ~ahm elini baglayabilirdi.
'Ki~i ba~ma du~en vergi yiikil' acaba
Osmanhlarda naslld1? Bu kavramdan
~abalarm h i ~biris i
mld•gml sordu. Aynca, Osmanh maliyesinin vefas1zhgmdan bahsederek
iltizamm k1sa vadeli bo r~lanma degil,
siirekli bor~lanma manasma geldigini belirtti. Zira hazine mukataay1
miizayededen on be~ gun sonra daha
yiiksek bedel oneren bir ba~ka ta libine kolayca verebilmekteydi. Gen ~
aynca iltizam gelirlerinin 165o'ye
kadar art1p sonrasmda azald1gma ve
dolaylslyla mali kane sistemine ge~il ­
digine i~are t etti. Ozvar cevaben i~
hazinenin Ceb-i Hiimayun'dan farkh
olarak krallarm ~ahsi hazineleri oldugunu ifade etti.
Gen~.
sunumunu takdir etmekle
beraber Oktay Ozel'in ~ i zdigl panoramaya gore fiyatlarm ~ok h1zh
artmas• gerektigine i ~aret etti. lnsanlar ' ka~gun ' olup iiretemeseler
bile tiiketmek zorunda olacaklar,
haliyle azalan zirai iiretime yonelen
yogun talep fiyatlan h1zla yukan ~e­
kecekti. Oysa ~evket Pamuk'un hesaplamalanna gore 1523-73 arasmda
aru~ yuzde on iken 1573-95 arasmda
fiyatlar ikiye ka tlanm • ~ ise de 17. yiiz-
...
N
0
N
ytl boyunca fiyat art1~1 sadece yuzde ktrkt1. Kayhan Orbay (ODTO) bu
noktada sozti alarak Pamuk'un daha
~ok lstanbul'daki fiyatlan ~ah~ugm t
belirtti. Vaktf muhasebe defterleri
uzerinde yapt1g1 ara~tlrmalara dayanarak Orbay 157o'lerde bir azah~­
yukse li~ saptayamadtgmt, r6oo'lere
kadar fiyatlarm Anadolu'da hafif~e
artttgmt, 158o'lerin btiytik tag~i~iyle
birlikte ise artt~m yuksek ve kahct
oldugunu ifade etti (bilhassa Bursa
ve Konya yorelerinde). Fakat uzun
vadede Istanbul ve Anadolu fiyatlan
aynt htzla artmt~tl. Hatta 17. ytizytlda
dii~ti~ trendi dahi gozlemlenebilmekteydi. Bu durum Oktay Ozel'in saptamalannt dogrular niteliktedir. Buna
ilave olarak Ozel, Anadolu ktrsahnda
ve vilayetlerinde ntifus 17. ytizythn
ba~lanndan itibaren eger kaynaklarm i~aret ettigi derecede azalmt~sa
ger~ekten (% 50-80 arast), sadece
tiretimin, yani arzm degil, talebin
de azalmt~ oldugunun varsaytlmast
gerektiglni belirtti. Boyle bir demografik kriz ortammda fiyat-arz-talep
dengesinin de yeniden kurulmu~
olmast gerekirdi. Mehmet Gen~ devamla Ozel'e ttmar sisteminin daralmasma dair mevcut verileri sordu.
Ona gore, 17. ytizytl ortalanna kadar
umar goreceli olarak geni~lemi~tl.
Peki, ttmar gelirlerinin zlrve noktast
ne zamandt? Ozel cevabmda umann
esasen 16. yuzytl sonlannda ortadan
kalkan tahrir defterleri tizerinden
~ah~tldtgmt belirterek 17. yuzytlda
ttmarm serencammt hala bilmedigimizi soyledi. Bilkent Oniversitesi'nde
Muhsin Soyudogan'm yapt1g1 doktora
~ah~masma gore, ornegin zaten smrr
boyuna ozgti nitelikleriyle one pkan
Vidin yoresinde t68o'lere kadar 11mar sistemi tedricen ortadan kalk·
m1~t1. Aynca, tlmar usultintin nominal olarak 19. ytizytl sonlanna kadar
varhgmt korumu~ olmasmm a ra~­
ttrmactlan yamltt1gmt, oysa yaptlan
~ah~malarm 17. yuzytldan itibaren
mevcut tlmar uygulamasmm askeri
boyutuyla (ttmarh sipahi) giderek
ku~Oii.ip onemsizle~tigine i ~aret ettigini belirtti. Bu donemden itibaren
aym adla devam eden ~eyin ttmarh
sipahilik eksenli bir askeri sistem
olmaktan ziyade, Ytlmaz ve Ozvar'm
da i~aret ettikleri gibi, ttmann ~e~ttll
Viyana
~tmas 1'nda
slpahller .
G jansoone
N
:::>
::;
...,_
::;
....
N
N
::J:
0:
<(
1...1
<(
"':::'!;:::>
...1
a..
0
1-
hizmet alanlarmda maa~ kar~thgt bir
gelir tahsis bi~imine donti~mii~ haliydi. Gen~ ise mukabelede bulunarak
Mora'da ikinci fetihten sonra (1715)
umann geni~ledigine i~aret etti.
Bu noktada Kahraman ~akul (Istanbul
~ehir Oniversitest) ve Orbay ~iddet
sarmahnda ate~li silahlann yaygmhgma literati.irde yaptlan vurgulan
katthmctlara haurlatttlar. Ozel, Celali
olgusunun ~iddet ile antlmasmm anla~thr oldugunu ama e~ktya gruplarmm ve Celali ordulannm tamamen
ate~li silahla donanmt~ oldugunu
dti~i.inmemek gerektigini vurgula·
dt. Ornegin Pe~evi tarihindeki ilgili
pasajlann asileri hallerine acmacak, peri~an , dogru di.iri.ist silahlart
bile olmayan traji-komik bir gi.iruh
olarak resmettigini ama giderek kurumsalla~an sekban bOli.iklerindeki
askerlerin muhtemelen tiifenkendaz
olduklanm ifade etti. Ozvar, Ozel'i
teyit ederek, Bursa kad1 sicillerindeki kayttlara baktlacak olursa miisadereye ugrayan Celalilerin fakir
olduklarmr ve buna gore ate~li silah-
lann yaygmhgt di.i~Oncesinin sorgulanabilir oldugunu soyledi. Agoston
ise Mi.icteba llgiirel'in ilgili makalesine attfla (ki 1536 tarihli Edremit kadt
sicillerine dayanmaktaydt: ·osmanh
lmparatorlugu'nda Ate~li Silahlann
Yayth~t". IOEF Tarih Dergisi, 32 (1979)
mevcut rakamlann ~ok yi.iksek olduguna dikkat ~ekti. Sadece orduda
istihdam edilen Celaliler degil, aynca
kapu halklan da arttk tiifekliydiler.
Aynca, Anadolu'dan gelenler ~ogun­
lukla si.ivari iken. Rumeli'den toplananlar gene Ide piyadeydiler.
Bu tart1~maya kattlan Ozer Ergen~·e
gore ~ah~tlmamt~ konular kadar ar~iv vesikalarmm smtrlan da tartt~tl­
mahydt. Zira 15-17. yi.izytl belgelerl
eksiksiz bilgi pkarmayt mi.imki.in ktlmamaktadtr. Belgelerin lafzt ve ruhu
da iyi anla~tlma h dtr. E~k rya deyince
beige ne kasteder? Kadt sicillerine
gore ·celaliler' Ankara'yt yagmala·
ytp dururken Konya'ya hi~ ili~memi~
goziikuyorlar. Bu miimktin muydti?
Yoksa Ankara koyli.ileri vergi yi.iktim liiltigunden ka~mak icin · e~ktyayt '
29
-
Klrsal y*m.
Comle de Choiseul
- Goulfler Voyage
plnoresque de Ia
Grere Parts. 178>·
1822.
30
bahane mi ediyorlard1? Ergen~ aynca
Ozvar'm argiimanlanna mukabelede
bulunarak sava~larm genel ekonomiye etkislnl de ku~kuyla kar~1lad1 .
Buna gore Iran ile olan uzun sava~lar
s1mr sava~1yd1 ve avanz veya orducu
esnaf1 talebi olmad1g1 siirece Ankara
bu sava~lardan haberdar dahl olmuyordu. Mehmet Gen~ ise Ergen~'in
belgelerin niteligine dair aw• ~iip­
heci yakla~1mm• ve belgelerden
eksiksiz bilgi pkarma beklentisini
ele~tirerek, ~evket Pamuk'un ~ah~-
vesile oldugu gorii~iinii beyan etti.
Ozvar mukabelede bulunarak padi~ahm i~ hazineye hakim olup olmad•gm• tarn~mah buldu. bte yandan
Casale'nin Had1m Siileyman Pa~a
hakkmdaki makalesine at1na bir~ok
devlet adammm a~1lacak sava~lara
gore yatmmlarma yon verdiklerine
dikkat ~ekti (bkz. Giancarlo Casale,
"The Ottoman Administration of
the Spice Trade in the SixteenthCentury Red Sea and Persian Gulr,
]CSHO 49/2 (zoo6).
aras1 yaygm ~iddete sahne oldugunu
belirtti. Aynca g~ebe ya~am bi~imi­
nin i~erdigi ~1ddetle a~iret e~k1yahg1
temelh rutin ~iddetin hep var olduguna i ~aret etti. Ancak, Ozel'e gore,
her haliikarda Anadolu ve Suriye
vilayetlerinde yaygm e~k1yahk ve
Celalllerle, sekbanlarla ozde~le~en,
Balkanlar'da haramilerle amlan,
lstanbul'da kronik kap1kulu isyanlan ile kar~1m1za ~1kan ve donemin
her tiir kaynagmm farkh gerek~eler­
le, farkh boyutlarma bilhassa vurgu
malan omeginde goriildiigii iizere
farkh tiirden ~ah~malarm eksik katsa da ~ok degerli veriler saglad1gma
dikkat ~ekti. Aynca, Gen~·e gore, her
tarih~inin zaten i~selle~tirilmi~ bir
ele~tirellikle kulland1g1 kaynaklara
bu kadar ku~kuyla bakllacak olsa hi~
~ah~ma yapmamak gerekecektir.
Emecen bu noktada sozi.i alarak
Ozel'in avanz defterlerine de at1f
yapan sunumu vesilesiyle bu defterlerin ni.ifus hareketlerini belirlemek
apsmdan ~ok giivenilir olmad•klanna dikkat ~ekti. bzel ise daha ziyade
"icmal" avanz defterlerinde kar~•­
la~tlglmlz bu problemlerin farkmda
oldugunu (bkz. Oktay Ozel, "Cizye
ve Avanz Defterleri", Halil lnaiCik f.i ~evket Pamuk (ed.), O.sman 11 Devleti'nde Bil gi ve l6tati6tik,
Ankara: Devlet lstatistik Enstitiisii
Yaymlan , 2000. 35-50), ni.ifus tartl~­
malarmda esasen "mufassal" avanz
defterlerini kullanarak bu problemin
iistesinden gelmeye ~ah~ ngm1 ifade
etti. bzel aynca Tezcan'm 17. yiizyll
belgelerine ~iddetin ~ok yans1mas1mn bir yan1lsama ya ratm•~ olabilecegi sorusuyla ilgili olarak, bilhassa
Anadolu'nun Osmanh'dan onceki
birka~ yuzy1hmn da neredeyse kronik siyas1 istikrars1zhk ve beylikler
yapt1g1 yaygm ve tahripkar ~iddet ise
17. yi.izy1hn ay1rt edici ve belirleyici
bir ozelligidir.
Baki Tezcan ise kaynak problemlerinden hareket le !JC'0·!550 arasmda
bell i bir cografyada ~iddetin artlp
artmad1gm1 nas1l ol~ebilecegimiz
sorusunu gi.indeme getirdi? Evvelki
beylikler devrinde beylerin birbirleriyle sava~malan nedenlyle ~id­
det acaba daha m1 organize idi ve
Osmanh devri nde daha m1 dagm•kla~u? ~idde tin niteligindeki degi~im
neydi? Toplumsal doni.i~iimi.in sava~m maliyetine tesiri ne oldu? Bu sorularm yan1 s•ra Tezcan sava~larm i~
hazineden para t1rt1klamak yoluyla
padi~ah1 vergilendirmek i~in iyi blr
Gabor Agoston, Emecen'in defterler
ile ilgili saptamasmdan yola ~1karak,
Osmanh Macaristam'nda, Szolnok'ta,
yap1lan ~ah~malann cizye defterleri
ve t1mar defterleri arasmda yiizde
otuzluk bir nufus fark1 oldugunu
gosterdigini haurlattt Buna gore.
1570'lere kadar herkesten cizye almmadtgt i~l n cizye kayt tl annda niifus
daha dii~iik c•kmaktaydl. Ergen~'in
sava~lan n gene! etkisine dair ~ii phe­
ci yakla~tmma kar~t c•kan Agoston,
k1thk ve salgm hastahklann etkisine
dikkat ~ekti. Lokal ~ah~malarm serhatlar ve menzillerde yogunla~mas• ­
mn bu apdan elzem oldugunu saptad!. Bilhassa ordunun ge~ti gi menzilleri takiben seyahat eden yabanc1
seyyahlann etraf1 harap gordiikleri
i~in sunduklan resmin yamlt1c1 ola-
bilecegini ifade etti. Giinhan Borekci
Brigands, and Heroes in the Ottoman
ve Oktay Ozel kaynak ve metodolojik
World" journal ou £arty Modem
Murad 'm me~hur tag~i~ politikasmdan da sorumludur. Almanca ve ltal-
problem lerden hareketle SJrf bu ko-
Hi6 tory 15 (zou) Jll -]29).
yanca kaynaklara gore askeri isyana
te~vik
nuda ayn bir cah~tay diizenlenebilecegine i~aret ettiler. Borekci aynca
Tartl~malar
~iddetin edebiyata yans1y1~1 (med-
olgusuna
tcin kas1th olarak bozuk sikke
lezzet'
dagmmr.1589-160J arasmda Beyler-
dair Kafadar'm Tarihci
beyi Vakas1 diye bilinen bu isyanla
dah hikayeleri, Karagoz vb.) mesele-
Naima'dan ald1g1 bir hikayeyi anlat-
ba~layan alt1 isyan goriiliir. lsyan
sini hat1rlatt1. Bunun iizerine Hatice
maslyla son buldu. Buna gore Kuyucu
sonucunda sultan geri ad1m atlp ro-
Aynur (Istanbul ~ehir Oniversitesi)
Murad Pa~a bir harekatta ele gecirdi-
bu konuda 17. yiizylla dair bir cah~­
gi tiim
ma olmamasmdan yakmd1 ama mev-
latlar esir edilen bir oglamn boynunu
cut eserlerde padi~ah emriyle idam
vurmay1 reddederler. Bunun iizerine
Gazanfer Aga bu politikamn haricin-
edilen bir ki~inin dahi ·~ehit' olarak
Kuyucu Murad Pa~a cocugu kendi el-
de tutulur ki bu durum harem agala-
k1sm1
e~k1yay1
'fesatta
idam ettirir ama cel-
tasyon politikas1gilder. Bunun sonucunda Koca Sinan Pa~a . mesela, tam
be~
kez sadrazam olur. Harem agas1
Oktay Ozel'e gore e~kLyaltk. ~iddet ve i6yan ara6tndaki ili~ki anla~tlmadan kimlerin
Celali olarak gorulme6i gerektigi 6oru6u cevaplandtrllamaz. lira her
Celalillk olmadtgL gibi hep6i de i6yana
alan bir imparatorlukta merkez ile
gormeye
ba~layan.
pa~alarm
giderek
donu~mez.
~e~itlt
dt~landtgmt.
~iddet
olayt
Nutut>un yilzde t>ekt>eni ktrt>al
6orunlar ya~ayan ve
merkezden uzak
~tkarlan
zarar
dii~tiigunu dil~iinen
ozellikle Anadolu ve Suriye vilayetlerinde ktrt>aldan t>ilahlt adam
dev~irmet>i Ozel'e gore adeta 'Mne-i millete' donmek gibidir.
amlabildigini belirtti. Son olarak Ka-
leriyle idam eder. Gerekcesi basittir:
nnm ne kadar giiclendiklerinin apk
fadar bu oturumda ~iddet olgusunun
~ocuk
delilidir.
ne kadar miihim oldugunun ac•kca
ortaya konuldugu saptamasmda bu-
IV. OTURUM: 17. rtlZVIL
'fesadm lezzetini ald1.'
Borekci'ye gore yeni devrin bir ba~­
KRizi VE
lundu. Ona gore, Ozel'in dile getir-
OSMANLI SiYASi
digi ~iddetin nihilistik taraf1yla ce-
KAYNAKLARI
b1rakmaland1r. Hizip politikalanyla
ve lezzet' idi. Ornegin Garp Ocaklan
Cumartesi giinii ogleden sonra dii-
SI kolay degildir. I. Ahmed'in ci.ilusu
baglammda kurumsalla~m1~ ~iddetin
zenlenen oturum Giinhan Borekci'nin
bir ba~ka k1nlma noktasm1 te~kil
eder. Heniiz sancaga pkmam1~ olan
li~ebilecek
ka ozelligi sultanlann sefere gitmeyi
bir ba~ka ozellik 'ticaret
ku~at1lm1~
bir sultanm sefere Clkma -
bir ticari i~letme gibi dii~iiniilebilece­
"17. Yi.izy1lda Osmanh Giindelik Si-
gini belirtti. Bu noktada koyliiyii ~id­
yasetinde Kriz ve Ana Dinamikleri"
Ahmed IJ ya~mda tahta cocuksuz
dete ceken {ticaret ve lezzet) ile lten
ba~hkh sunumuyla ac1ld1. Borekci'ye
olarak c•km1~t1r . 0 esnada sadece 3-4
(niifus bask1s1 vs.) nedenler bir arada
gore, kap1kulu merkezli siyasette
ya~mda olan karde~i Mustafa adeta
ele ahnmah. Ozel ise kendi cah~ma­
vezir-i azam sultanm otoritesini giin-
veliaht ilan edilmi~tir ve haliyle kat-
larmda ~iddeti i~letme boyutundan
delik siyasette klsltlamaktaydl. Oyle
ledilmez. Bu siyasi kriz ortammda
ziyade giderek bir ya~am tarzma
ki. Sokollu Mehmed Pa~a'mn kurdu-
donii~en niteligiyle ele almaya cah~­
gu sisteme 'intisap imparatorlugu'
sancaga c•kmad1g1 icin kap1s1 olmayan ve heni.iz buluga ermemi~ padi-
t•gml ifade etti. Mesela, k1z kac•rma
ismi Iay1k goriilmii~ti.i . Bu ac1dan II.
~aha
motifi soz konusu ~iddet sarmahnda
Selim donemi bir kmlmaya tekabiil
icinde bu ki ~ilerin kap1s1 gi.iclene-
merkezi bir rol oynar ve bu meseleyi
eder. Bu devirde musahip-mukarrip
cektir. Mesela, harem agas1 el -Hac
Kuva-y1 Milliye"ye dek getirmek de
dedigimiz vezirler ortaya pkar. Bll ·
Mustafa adeta tah t sahibini belirle-
miimkiindiir. Ozel, aynca, nihilistik
hassa Ill. Murad'm Sokollu'nun etki-
yen. 'kral-yap•cl'. bir adam olacakt1r.
bir varolu~ pratiginin ~iddetten haz-
sini k1rmak icin onun rakibi Doganc1
Ahmed'i takiben Mustafa da, Osman
za kolayca gecebilecegini, bu ikisinin
Mehmed Pa~a'y1 musahibi yapmas1
da cocuk ya~ta tahta pktlklan icin bu
arasmda cok ince bir cizgi oldugunu,
onemli sonuclar dogurmu ~t u .
Bu
siirec kendini tekrarlar. Kaynaklar
hatta aym madalyonun iki yOzii, cogu
si.irec Sokollu'nun 'intisap impara-
meselesine gelince. Borekci kaynak
durumda birb1rinin aynlmaz parcas1,
tamamlayiCISI gibi de goriilebilecegi-
torlugunun' ylkllmasma yol acar.
k1thgmdan cok, bir kadraj sorunu ol -
Ilk kez ferman ile musahiplik veri-
ni one siirdii (bkz. leslie Peirce, "Ab-
lir ve padi ~ah huzuruna tek ba~ma
gireb1lme yetkisi tammr. Doganc1,
duguna dikkat cekti. Detayh ltalyan
elci raporlarmm (dispatchi) bu devir
duction with (Dis)honor: Sovereigns,
bir dam~man gerekir ki siirec
icin son derece miihim oldugunu be·
-
31
-
lirten Borekei. Topkap1 Saray1 Mtizesi Ar$ivi'nde tutulan ruznamelerin
de goz ard1 edilmemesi gerektigini
belirtti.
Bu oturumun ikincl sunumunu Kayhan Orbay "17. YUzy1l Osmanh Co~­
rafyasmda Ktietik Buzul c;:ag1, lklimsel
Degi$im ve Etkileri" ba$hgl altmda
verdi. lklim eah$malannm gtizel bir
analizi mahiyetinde olan bu sunum
17. yiizy1l Osmanh diinyasmda iklim
eah$malarmm potansiyelini ortaya
koymay1 amaelad1. Tarlhsel faktor
haline gelen iklimsel de~i$ikliklerin
eah$11masmda en onemli iki ele$tiri
tabiatm belirleyiciligi (determinizm)
tehlikesi ile izlenimsel/anekdotsal
yakla$1mlann yamluc•h~• oldugudur. Ornegin, metinsel kaynaklarda
Bo~az'm buz tuttu~una dair gozlemler, eekirge istilalan, flrtma/hortum
vs. bilgileri, tekil olaylar olduklan
noktada sm1rh etkiye sahiptirler.
Yeni anlay•$a gore ekstrem iklim
olaylanmn art arda Slralanmas• iklim
tarihi degildir. Bu tarz dokumanter
verilerin aksine aletsel oleumlerle
elde edilen veriler volkanik patlamalar, Kuzey Atlantik Sahmm1 ve eiNino faktoriin un beraberce iklimsel
de~i$iklikleri n temelinde yatt1gm1
gostermektedir. Osmanh eah$malarmda iklimsel degi$imler bir yakla$1m olarak henuz emekleme a$amasmdadlr. Sam White'm eah$mas• (The
Climate ob Rebellion in the £arly
Modem Ottoman £mpire, Camb-
32
ridge, 2011) niifus bask1s1 ve iklimsel
felaketlerin samlandan daha derin
bir kriz yaratngm• ortaya koyar.
bzellikle 1590-96 arasmdaki Akdeniz
kurakhg• Yakmdo~u iein bir donum
noktas1 te$kil eder. Osmanh eah$malan ae•smdan dokLimanter veri tabanmm geni$leti lip mevcut verilenm•zle ili$kilendirilmest $artt tr.
Tartl$malar k1smmda Gene 18. ylizy•l
vak1f kayltlannda venmlih~in dti$Uk
pkt1gm1 (tohum ba$ma 3. 3,5 gibi) hanrlatarak bir evvelki yuzy•l iein vaklf
kayularmm ne dedigini Orbay'a sordu. Orbay, cevaben vak1f kaynlarmm
faz la bir $ey demedlgini ama o$r-i
hububat defterlerinin yararh oldugunu. ctinkii O$iir yanmda mahsul miktanm da verdiklerini soyledi. Ozer
Ergene. Yunus Koe'un eah$malannm
(bkz. "XVI. Yuzy1lda Tanmda Yaunm
Maliyeti Sorunu ya da "Resm-1 tapu"
ve Oktiz Fiyatlanna Dair Bir Degerlendirme", .XV. TUrk Tarih Kongre6 i.
11-15 Eyltil 2006, Ankara) Gene'i dogrulad•gm• belirtirken, Baki Tezcan,
Metin Co$gel'in eah$malannm tahrir
verilerinden hareketle verimliligin
Avrupa'daklnden daha yiiksek oldugunu saptad1gm1 hat1rlatu (bkz. "Efficiency and Continuity in Public Finance: The Ottoman System ofTaxation."
International journal ob Middle
£a6t Sudie6, no. 37 (2005): 567-86).
Gene ise bu goril$e katllmayarak
Avrupa'da 100 kilede 12 kile tohumluk
aynhrken Osmanh'da 33 kile ayrlld•~·m ifade etti. Bu nedenle, Osmanh
koyltisu k1thklara kar$1 daha dayamkhyd• eunku yedekte daha razla bugday tutmaktayd1. Agoston'un koylii
hanesinin k1th~a kae y1l dayanabilecegi sorusuna cevaben Fikret Y1lmaz
koylunun samlandan daha dayamkh
oldugunu belirtti. Buna gore, k1thk
zamam koylti eabuk yeti$en (MartHaziran aras1) arpa, bureak, dan vb.
uriinler ekerek ayakta kalmaktayd1.
Bu iiriinler eabuk yeti$ebilmekte ve
yag1$a bugday kadar ihtiyae duymamaktadlr. Yani, Anadolu koyltisuniin
tohumlukla ayakta kalmas1 miimkiin
degildi. Anadolu'da knhktan toplu
oliimler gortilmemesinin nedeni bu
urun ee$itliligiydi. Y1lmaz'a gore kad1
sicillerinde k1thk nedeniyle hanesi
dag1lan, mahkemeye dti$en ki$i gozukmemektedir. Gtineydogu Anadolu
ve Dogu Anadolu'yu bilmedigini ancak
diger Osmanh Ulkelerinde k1thktan
oltimlere rastlanmad t~m• . as1l olarak
k1thklar• takip iein koylulerin birbiriyle saman borcu olup olmad1gm• takip
etmek gerekti~ini soyledi. c;:unkii hie
iirun ahnamamas1 iein saman dahi
elde edilememesi gerekiyordu. Ozvar ise mukabelede bulunarak Suriye
sancaklarmda k1thk sebebiyle insan
eti yeme hikayelerinin varhgm1ammsattl, Y1lmaz'a Gtineydogu diye bir
s•mrlama getirmesinin dogru oldugunu soyledi. Ona gore, sadece ar$iV ve
sicil kayltlarmdan bir sonuca ula$mak
miimkun olmaz ve Arapea. Farsea.
Ermenice anlat1sal kaynaklar da eok
onemlidir. Ornegin, M1s1r'da Nil ta$malarmm mal ekonomiye etkisi ve
siyasete yans1mas1 Uzerine Memluk
devrinden ba$lay1p Osmanh donemini de kapsayan baz1 eah$malarm
varhgmdan bahsetti (bkz. Alan Mikhail, Nature and £mpire in Ottoman
£gypt: An £nvlronmental Hi6tory,
Cambridge Universi ty Press, 2011).
Mehmet Gene tekrar soz alarak eekirge istilalanmn veba etkisi yaratml$ oldu~undan bahsetti. Fakat Yllmaz 16. ve 17. yuzy•llarda koyliilerin
eekirge ile mucadele etmeyi bildiklerini, eekirge suyu (biiyiik ihtimalle kimyasal ieerikli bir s•v•) almaya
gidildiginden bahsedlldigini, aynca,
yakarak ve yumurta alanlanm yok
ederek mucadele ettiklerini belirtti. Bu yontemlerin, 195o'lere kadar
Konya'da eekirgeyle mucadelede
yaygm olarak kullamldl~lnl, eekirge istilalarmm samld1g1 kadar y•k•c•
olmad1gm• kanhmc•lan tebessiim ettirecek kadar detayh bir $ekilde izah
etti. Kayhan Orbay da Y1lmaz'a kat•larak suriinun belli bir hat izledi~i iein
biiyiik afetlere yol aemad.gml hatlrlattl ve 1613 tarihli Dogu Trakya'daki
istilay• ornek verdi. Gunhan Borekei
bu tarihlerde lstanbul'da da eekirge
istilas• goriildii~iinii, kl$1n sert geetigini beyan ederek fiyatlarm nas1l
etkllendi~lni sordu. Orbay, en azmdan Edirne'de hububat fiyatlarmm
etkilenmedigini soyledi. Gene'in
dendrokronoloji namma Tiirkiye'de
ne yapild•~• sorusuna cevaben Orbay
bu eah$malarm Tiirkiye'de de ba$ladl~lnl ve tariheilerin tarihsel iklim
eah$malarml yakmdan takip etmeleri gerekt i~i ni soyledi. Ayr1ca tarih·
eileri bu verilerin yorumlanmasmda
kullamlan modellere a$inahk kesp
etmeleri konusunda da uyard1.
Kayhan Orbay'm sunu$unda zikretti·
~~ Sam Whlte'm eah$masma dair soz
alan Oktay Ozel, White ve Tezcan'm
eah$malanm 17. yiizyll tariheili~ine
son y11larda yap1lan en onemli iki
katk1 olarak nitelendirdi. White'm
eah$masmm iki temel argiimammn
ciddiye ahnmas1 gerektigini vurgu·
lad1: llki periyodik Celali patlamalanm onceleyen birkae y1lda ciddi
iklimsel degi$imlerin gozlenmesi.
ikincisi ise emperyal ia$e sisteminin
16. ytizy1hn sonlarmdan itibaren ik-
Bir eyalet pa$1151
alay1.
"'....0
"'
N
::>
::;
::;
ose Marla jouanln
jules van Gaver.
Turqu1e Paris. 1840
....
LU
"'
N
N
:>:
0::
....<
....1
<
::;
"'
::>
..J
c..
....
0
limsel degi~meye bagh olarak ~oziil­
mesi. White'm bu ve diger onemli
argiimanlanna bilhassa Karaman
bolgesi orneginin e~lik edi~ine,
Giineydogu'dan hareketlenen go~e­
belerin I~ ve Ban Anadolu'ya yonelik
istilasm1 donemin iklimsel degi~­
meleriyle ili~kilendirmesine dikkat
~ekti. Ozer Ergen~ ise tekrar bilgi
kaynaklanmllln s1mrlanm gundeme
getirdi. Bir p5zum olarak iklim tarihi
konusunda doktora ~ah~mas1 yaptlnp, eger sonu~ ahnamazsa "bu kaynaktan bir ~ey ~1km1yor" diyebilmek
gerektigini onerdi. Mehmet Gen~ ise
tarih~ilik meslegini bir bak1ma eksik
ve problemli kaynaklann varhgma
ve bunlarm yaratt1~1 bulamkhklara
bor~lu oldugumuzu hat1rlatarak, belgelerin tam olarak guvenilmezliglnin
tarih~iyi zeki k1ld1gm1 ve onu yorum
yapmaya te~vik ettigini beyan etti.
Ozlem Caykent (29 May1s Oniversitesi) de belgelere dair ~ok fazla ~ekln­
ce koydugumuzdan yakmd1. Agoston,
YOK'iin koordinasyonu iyi saglamas1
gerektigini belirterek yap1lmakta
olan tezler listeslnin yokluguna i~a­
ret etti. Osmanh ol~iileri gibi temel
konularda veri tabanlan olu~turmak
gerektigini ileri surdii.
Tart1~manm
bir ba~ka ekseni hizipler
meselesiydi. Ozer Ergen~ o devrin
s1mrh burokratik sureci dahilinde
hiz1p degi~imlerlnin iktidar1 ne ka dar etkiledigini sorgulad1. Neticede
belgelerde goriilen arz-kuyudata
muracaat-kalemine havale-telhisemir sarmahm k1rmak pek kolay
olmasa gerekti. Giinhan Borek~i ise
art1k sadrazamm sunmas1 gereken
am musahibin sundugunu belirterek
mukabele etti. Dinleyicilerden gelen
ilgili sorulara cevaben Borek~i tek
tip bir musahip olmad1~1n1; tarihte
sevgili ve bakan gibi farkh musahip
tipleri goruldugunu ifade etti. Onun
ele ald1g1 musahipler ise vezir duzeyinde olup ~ogunlukla avla baglantlh adamlard1r (dogancl, ~ahinci
vs.). Genelde devrin kaynaklan musahipleri slsteme yeni glren zararh
"ecnebi" olarak gorur. Erol Ozvar
da Borek~i'nin bulgulanm destekle·
yerek bu asnn ilk ~eyreginde ~e~itli
hiziplerin oldugunu ve imparatorluk
hayatm1 etkileyecek kadar ~ok kl~i ­
nin bu hiziplere dahil olmas1 gerektigini ifade etti. Canay ~ahin (Y1Id1z
Teknik Oniversitesi) hiziplerin Celaliler ile baglannsm1 sorgulad1 ve
siireklilik gosterlp gostermedikleri
sorusunu ortaya att1. Baki Tezcan'm
kitabmda geli~tirdigi oriimcek ag1
modelinin hiziplere uygulanabile·
cegi yorumunda bulundu. Borek~i
hiziplerin ka~ ki~ i den olu~tu~unu
belirlemenin zor oldugunu, bunla·
rm ~ok ala~kan gruplar olduklanm
belirtti. Baglant1lan apk eden bel·
gelerin azhg1 ve spekiilatinlginden
yakman Borek~i. el~i raporlanna ag
~ebekelerinin yans1d1gm1 ama say1-
larm verilmedigini belirtti. Hane hal·
kmm i~ine girmenin ~ok onemli bir
husus oldugunun jane Hathaway'in
Mlslr i~in yapng1 ~ah~malarda (The
Politic6 ob Hou6ehold6 in Ottoman
£gypt, Cambridge, 2002; A Tale ob
Two Faction6, SUNY, 2003) netlikle
goruldugunu beyan etti. Son olarak
hizipleri saray htzbi ve lstanbulmerkezli hizipler olarak ikiye ay1ran
Borek~i. orumcek ag1 yakla~1mmm
yararh olacagm1 !fade etti. Oktay
Ozel bu hlziplere ta~ra-merkezli hi·
zipleri de ilave etti. 17. yuzy1lda bu
sonuncular ortaya ~1km1~ ve ilk iki
tip hizbe eklemlenme mucadelesi
yurutmil~ler, merkezle i~ i~e ge~mi~­
lerdi. 18. yuzy1lda ise ta~ra ve merkezin siyaset duzleminde aymla~t1g1
dahi ileri suriilebilirdi. Kahraman ~a­
kul, 18. yuzy1lda hiziplerin daha kurumsal hale geldiklerini belirtirken,
Ozlem Caykent hizipten partiye dogru bir evrlm olup olmad1~1m sordu.
Gunhan Borek~i cevaben hiziplerde
ki~isel sadakatten ote ~1karlann ol·
dugunu ve yap1larmm ak1~kanhgm1
hat1rlatt1.
-
V. OTURUM: 17. vUZVIL OSMANLI
TOPLUMUNA VE EDEBiYATINA
YENi BAKI~LAR
Pazar sabah1 yapilan bu oturumda
Hatice Aynur "17. Yuzy1l Osmanh
Edebiyatma Dair Gozlemler· ba~hkh
sunumuyla bu devirde tarih-edebiyat
33
ili$k•smin nerede durdujlunu mercek
aluna ald1. Aynur bu meseleyi ilk dejlerlendiren Fuad KopriilU'nUn bagIammm a~llamad1g1 gorU~Undedir.
Hatta halk edebiyat1 apsmdan bu
baglam daha da daralm1~t1r. Bu devri
kUitUrel ve edebi apdan en iyi yansltan Evliya ~elebi'dir. Acaba bu devirde yeni edebi ki~ilikler ortaya pkt1
m1? Edebi klasikler, cevreler, himaye
ili~kilerl, eserler nas1I payla~1ld17 17.
yuzy1hn ~airier tezkiresi daha az saylda ~air icermektedir. Arttk her ~iir
yazan tezkireye girememekteydi.
Hatice Aynur bu sorulan Ibrahim
Cevri (Cevri ~elebi, o. 1654) orneginde ele ald1. Divam haricinde sekiz
once cokca tartt~llan hiziplerin varhgl aruk divanlara da yans1yor gibidir.
Bu kasidelerin bir k1sm1 hiziplere ithaf edilmi~tir. ~e~itli saray agalarma
dahl art1k "ba-tekliF (sipari~ iizerine)
kaside yaz1lmaktad1r. llginctir ki,
devrin iinlti hiciv Ustad1 Nefi, Bayram
Pa~a'y1 yererken Cevri ovmektedir.
Bu hangi hizbe yaktn durduguna bir
i~arettir. Musahip Musa'mn katline
tarih dU~mekten geri durmaz Cevri.
Aynur'a gore Osmanh ~iiri ya~anan
ana bir tepkidir. Rahats1zhklar ~iir ile
dile getirilir. Cemal Kafadar'm daha
onceki bir sunumunda belirttigi gibi
~iir yazmak hazen gilniimiiziin "tweet atmak" eylemi gibidir (bu makale
icin bkz. H. Aynur, vd., Mecmua:
06manlt £debiyatmm Ktrkambart,
Istanbul: Turkuaz, 2012). Mesela, ~e­
kerpare Hatun'un Eyiip'te bulunan
tiirbesinin sattlmasma tarih dii~illiir.
Bu tiirbe ilginc bir ~ekilde miisadere
ve miizayede edilmi~tir (bkz., Semavi Eyice, ·~ekerpare Kadtn TUrbes!",
Tarihi, Kiiltiiril ve Sanat1yla 13-15
Mayt6 2005 IX. £yiip Sultan Sem-
Erol Ozvar,
Gabor Agoston,
Hadce Aynur,
Aslt NlyazioAJu
(arkast d6niik).
34
eser yazm1~, oldukca velut bir ~air ve
de usta bir hattatttr Cevri. 22 adet
mesnevi istinsah etmi~ligi vard1r. 0
kadar me~hur ve muteber bir hattattlr ki mUstensih olarak eserlere
tarih dii~mekten cekinmez. Hatta
Defterdar Mehmed Pa~a "sag salim
lstanbul'a donersem Cevri'ye mesnevi yazd1racag1m" diye adakta bulunur. Oliimtinden 150 sene sonra, Jl l.
Selim Cevri hath bir mesneviyi ~eyh
Galib'e hediye etmi~ti. Ote yandan,
mahalleli ile pek bir ili~kisi yok gibidir Cevri'nin. Oyle ki, mahalleli cenazesine gelmemi~. San Abdullah 20-30
kadar yarenle gelip cenazeyi kald1rm1~t1r . Cevri' nin Divam'nda kaside,
gaze! ve 122 adet tarih manzumesi
vard1r. Tarihcilerin mensur eserlerdeki tarih beyitlerini yok saymalanm
ele~tiren Aynur, eskiden mensur ve
manzumun bir arada oldugunu unutmamak gerektigin i vurgulad1.
Aynur'a gore, 17. yiizy1lda kasidelerde
icerik degi~ikligi gaze carpar. Bir giln
pozyumu, Eyilp Belediyesi). Devrin bir ba~ka ozelligi ise gelecekteki
olaylardan haber verme iddiastnda
olan "melhame" dedigimiz tiiriln bu
ytizy1lda ba~lamt~ olmastdlr. Son olarak, Aynur, Osman It Tiirkcesinin giindelik hayattaki kullammma degindi.
Kullamm yaygmhgma bir ornek olarak Naima'nm tarihinden iktibasen
Giircii krait Simon'un lstanbul'daki
mahpuslugu esnasmda ~iir yazacak
kadar bu dile hakimlyet geli~tirebil­
digini belirtti.
Ash Niyazioglu (Koc Oniversitesi) ise
"On Yedinci Ytizy1l Osman It Biyografilerindeki Riiyalan Okumak" ba~hg1 altmda toplu biyografilerin bir kaynak
olarak onemine degindi. 17. yiizy1lda
one Ctkan bu biyografiler Osmanhlann zihninde hayat hikayesinin ne
anlam ifade ettigini incelememlzi
saglar. GtinUmtiztin beklentileriyle
bu kaynaklara ya k la~mamn sakmcalarma i ~aret eden N1yazioglu, bunlarm detayh hikiiyeler ve dil cambazhgmm geli~i gU zel derlenmesi olarak
gortilemeyeceginin iizerinde durdu.
Osmanhlar icin rtiya iilemi gosteren
bir aynayd1; sakh olam yansttan ilahi
riiyalarm varhgma inamltrdt. Mevcut
kaynaklarda bu tiirden rtiyalar hayatm can ahc1 anlanm belirleyen bir
motif olarak kullamltr ve biyografik
eserlerde s1k olmasa da dtizenli olarak tezahUr ederler.
Niyazioglu soz konusu rtiyalar
aleminde nelerle ka~ll a~UglmiZ sorusuna cevapla, her ~eyden once
meslek hayatlannm one ctkttgma
i~aret etti. Nicin kad1 oldu, niye ~eyh
veya Evliya gibi seyyah oldu turOnden sorulann cevab1 hep gortilen
hikmetli rUyalarla apklamr. lkincisi,
onceki oturumlarda dile getirilen
sosyal ili~kiler ag1d1r. Bu anlamda
riiya metinleri ulema ve ~eyhleri bir
araya getirir; rtiyalar ~air meclislerinde anlatthp beraberce tabir edilir veya mtirit ve mtir~idi birbirine
baglar. Ornegin, Aziz Mahmud Htidai
(Celveti ~eyhi) 17. yiizytl ba~lannda
cok etkili bir ~ahsiyetti. Nevizade
Atai'nin aktard1g1 bir rUyada HUdai
"kutup" olarak gecer. llmiyeyi terk
edip sufiligi secmi~tlr. Bu garip bir
rilya ile anlat1ltr. Buna gore, Htidai
riiyasmda cennette gormeyi bekledigi miir~idi Naztrzade Efendi gibi insanlan cehennemde gortir. Donemin
popiiler cehennem anlat1larmdaki
zebani, zakkum benzeri motifler bu
rUyada gecmez. Hadaikil'l-Hakaylk
gibi ulemayt oven bir kitapta bu rtiyaya yer verilmesi ilginctir, cunkti
Hildai nihayetinde bir ~eyhe, Oftade
Efendi'ye inabet eyler. Rtiya apkt1r
ki "makam ve kl~il er sand1gm1z gibi
degil" mesajtnl tcermektedir. KtsacaSI, tarihci icin rtiya metaforu gecmi~
ile gelecegi, diinyevi ile uhreviyi, alii
ile canhy1 birbirine baglayan iyi bir
aracttr.
Tar t~ma ar
ktsm1
Didem
Havlioglu'nun (Istanbu l ~eh ir Oniversitesi) 'Hatunlar Asn' dlye hilinen bu devirde nicin kadm ~aire
rastlanmadtgml sormas1yla ba~lad1 .
Halvetiligin yaygmla~masmm rolii
ne olmu~tu ornegin? Hatice Aynur'a
gore kadm ~a i r i er mutlaka vardt ama
kaynaklara yans1mam 1~Iardl. Onceki
donemde Latifi ve A~tk ~elebi, tezkirelerine kadm ~airleri ald1klan halde
17. yiizy1hn tezkirelerinde kadtnlar
dt~ l amrlar. Aynca, yangmlann yogun oldugu bu devirde nelerin kill
...
N
0
N
oldu~unu
da bilmeyiz. Ash Niyazio~­
lu ilave olarak bu metinlerin bir nevi
kamusal alan olarak gorii l dii~iinii
ve Memlukler donemmde kadmlara
bu kaynaklarda s1khkla rastlamrken
Ta~kopriiliizade ile birlikte bu metinlerden d1~ and1klanm beyan etti.
Sultan Siileyman'tn annesi ve karde~i gibi Cemal Kafadar'm ilim alemine
tamttl~l Asiye Hatun'un da Halveti
olmasm1 d ii ~iinmeye de~er buldu
(bu makale icin bkz. Kafadar ed.,
Kim var im i~ biz burada yog iken,
Metis, 2009). Ozlem Caykent'in rarkh
ziimrelerden yazar c•k•p pkmad1~1 ve
muhatap kitlenin kim oldu~u yoniindeki sorusuna cevaben Aynur, kitap
ve okur tarlhclli~in in yeni ba~lad1-
n sorusunu yoneltti bu oturumun
konu~mac1lanna . Bunlarm ahlaki
dersler verme iddias• var m1yd17
Ash Niyazio~lu'na gore riiyalar ahlaki dersler bartnd1rmaktad1r. Ozellikle diinyevili~e kar~1 birer uyan
mahiyetindedirler. Bu ac1dan Tiiliin
De~irmenci'nin biyografileri nasihatnameler gibi okuma onerisi iizerinde
durmaya de~erdir. Oktay Ozel ise
konuya yeni bir ac•hm getirerek disiplinler aras1 cah~malarm onemine
de~indl. Donemin edebiyatplannm,
~airlerin i n farkh tiirden konu~maya,
yazmaya farkh konulan ele almaya ba~ l amasma benzer ~ekilde, 17.
yuzy1hn tarihcilerinde de benzer bir
aplma ve ce~i tlenmenin gozlendi-
lse bunun konjonktiirel bir donem
~iiri oldugundan divana ahnmam1~
olabilecegine, estetik degere dlkkat
edilmi~ olabilecegine dikkat cekti.
N
::>
:;
:;
...
..,
.=:
1-
N
N
"'<(
Riiyalara dair miihim bir ele~tlri Berat Atc•l'dan (Istanbul ~ehir Oniversitesi) geldi. Atpl'a gore riiyalann
cok azm• hat1rlam ve yaz1ya nakledilme oranlan da bir hayli dii~iiktiir.
Haliyle, riiya tamamen bir kurgudur.
0 zaman riiyalara nas1l giivenebiliriz? Atpl aynca Halvetilige donerek
riiya anlaulannm artmasmda Halvetiligin roliinii sorgulad1. Ash Niyazi-
1..J
<( •
VI
:;
::>
..J
0..
0
1-
Mehmet Gen~: Avrupa 'da 1oo kilede 12 kile
tohumluk aynltrken 06manlt'da 33 kile
aynldtgtnL i~ade etti. Bu nedenle. 06manlt
koyli16il kttltklara kar~t daha dayamkltydt
~iinkii
yedekte daha ~azla bugday tutmaktaydt.
~mdan
bahisle Tiiliin De~irmenci'nin
(ki cah~taya kaulmasl icm gerekli izni
vermeyen Pamukkale Oniversitesi
yonetimi tiim kat•hmc1larca ay•pland•) ve Resul Ay'm cah~malanm haurlattl (De~irmenci, "Bir Kitab1 Kac Ki~i
Okur? Osmanh'da Okurlar ve Okuma
Bicimleri Ozerine Baz1 Gozlemler",
Tarih ve Toplum: JeniJakla~tmlar,
13 (Giiz 2011) ve Resul Ay, "Ortaca~
Anadolu'sunda Bilginin Seyahati:
Talebeler, Alimler ve Derv1~ler, Tarih ve Toplum : Jeni Jak/a~tmlar, 3
(Bahar 2006)). ~iir soyleyebilme giiciiniin prestij getird i~i bir toplumda
insanlann meclislerde birblrlerine
~iir soylemeslnin yadsmamaz bir sirkiilasyon o ldu~unu belirtti. Co~kun
<;:ak1r'm (Istanbul ~eh i r Oniversitesi)
giincel bir ornek olarak bir vatanda~m gecenlerde bir mahkemeye
~ ikayetmi ~iirle yazd1gtn1 ve hiikimin
de ~iirle cevap verd i ~ i ni hat1rlatmas1
giilii~melere yol acu.
Seyfi Kenan (Marmara Oniversitesi)
riiyalann farkh diinya gorii~lerinin
carp1~ma alan• olup olmad1kla-
~ine
dikkat cekti. Bu bir ce~it bireyya da kendini
(veya mensubu oldu~u grubu) goriiniir klima cabasl olarak okunabilir
mi sorusunu sordu. Ozel, aynca, 19.
yiizy1hn riiyalanm giindeme getirerek, Nam1k Kemal ve Sadullah Pa~a
gibi siyasi ~ahsiyetlerin ruyalan nas•l birer politik metin olarak okunuyorsa, Niyazioglu'nun soziinii ettigi
riiyalarm da bu gozle okunmasmm
miimkun olabilecegini soyledi. Ona
gore, blr ~ekilde konumlan sars•lanlar ya~anan degi~iklikleri bir tehdit,
bir kriz alameti gibi gorme temayuliindedirler. Ozel son olarak bizi Aziz
Mahmud Hiidai'yi de bir musahip
olarak gormeye davet etti. Niyazioglu bu son gorii~e kat1larak ~eyhler i
resme dahil etmesi ac•smdan Baki
Tezcan'm kitab1m takdirle and1.
le~me, bireyselle~me
Hatice Aynur, Veysi'nin me~hur kasidesinde lstanbul'u karanhk resmettiginl ama bunun sadece mecmualara girmesine ragmen kendisinin
divanma alacak kadar ' konu~kan'
olamad1gtn1 ifade etti. Fikret Y1lmaz
oglu, Atc•l'm ele~tirilerine kar~1hk
kurgu-gercek aynmmm modem oldugunu iddia etti. Antropologlarm
M1s1r'a gidip tarlkatlarla ya~ayarak
riiyalan usturuplu yorumlamaya
cah~tlklarmdan bahisle sosyal bilimcilere ve edebiyatplara cok ~~
dii~tiigiinii anlatt1. Modernlik noktasmdan hareketle Fikret Y1lmaz, Asiye
Hatun'un ~eyhiyle ilgili cinsel icerikli
riiyalarmda Cemal Kafadar'm Freudcu yorumlara girmek istemedigi
uyar1s1mn, bu yorumlara girilmemesi
~ekl i nde de okunabilecegine dikkat
cekti. Ve bu tarz riiyalarm tarikat hayatmda seyir ve tekamiil siirecinde
a~llmas1 gereken bir merhale olarak
goriilebildigini dile getirdi.
Abdiilhamid K•rm•z• (Istanbul ~ehir
Oniversitesi) bu oturum ile Giinhan
Borekci'nin sunumunun makrodan
mikroya geci~ ac•smdan ort ii~tiigiin ii
saptad1ktan sonra ulema - me~ayih
ikileminin cok abartlldlgtnl iddia
etti. Atayi hem kad1 hem de miiritti.
Aynca, riiyalan giivenilir b uldu~u ­
nu ifade etti. Neticede her biyografi
Hadce Aynur,
Ash NiyazloAiu.
35
-
ve ili~kili hareket etmenin bu tarz
toplanulardaki onemine degindi. Aynca Osmanh tarihcilerinin daha fazla
lngilizce yazmalarmm te~vik edilmesl
ve mevcut konulartmiZin bir ara Oktay Ozel ve Gokhan Cetinsaya'mn kaleme aldtklart tiirden (bkz. 0. Ozel-G.
Cetinsaya, "Turkiye'de Osmanh Tarihciliginin Son Ceyrek Yiizy1h: Bir Bilanco Denemesi", Toplum ve Bilim,
91/K1~ (zoot), 8-38; 0 . Ozel, "Modern
Osmanh Tarihyaz1mmda 'Klasik Donem': Bir Ele~tirel Degerlendirme",
Turkuaz Sahaf
~ab~y boyunca
sahaf stand1
·~. Arka
p landa
Turkuaz Sahafm
ortat• Emin
s:
;;:
Nedret 1~11.
~
z
::;
<
L
0
"'
Tarih ve Toplum. YeniYakla~tmlar,
4 (zoo6), 273-294) bir bilancosunun
Ctkarttlmastm onerdl. Kauhmctlar
Tiirkiye Ara~t1rmalan Literatiirii
Dergi6i'nin bilanco pkarmaya yone-
anlatan ve anlaulan olmak uzere iki
ki~i hakkmda malumat verir. Hadis
lie ruya uydurmak lanetlendiginden
dolayt Atayi'nin kendi ~eyhiyle ilgili
ruya uydurmasmt olast gormez. Bunlarm haricinde Oktay Ozel'ln birey-
dugunu beyan etti. Yani, Mu6hab almak yangmlar asrmda bir nevi kolay
kurtartlabilir/ta~mabilir sigorta idi.
Fikret Y1lmaz da bu goru~u destekleyerek yazma almamn iyi bir yat1r1m
oldugunu belirtti.
selle~me yakla~tmmt payla~madtgmt
36
dile getiren Ktrmtzt, bu yakla~tmda
bir modern kurgu oldugundan bah isle devamh geli~en bir bireyselle~me
olmadtgmt belirtti. Otobiyografilerin
Dogu'da bulunmadtgt ~eklindeki genet kabulun gercegi yansttmadtgmt
ve bilhassa Arapcada bu tip eserlere
bolca rastlandtgmt ifade etti. Gunhan Borekci cevaben bireyselle~meyi
bireyin one pkmast olarak gormenin
laztm gelecegini ifade etti. Ftkret
Y1lmaz ise ruya meselesine donerek
'm uka~efe ve tecelliyat'm peygamberlikten bir cuz olarak alg•lanmasl
hasebiyle ruyalartn guvenilir kabul
edilmesini onerdi.
Son olarak, Fehmi Y1 imaz (Istanbul
Medeniyet Oniversitesi) Kmm terekeleri uzerinde yapl lan ca h ~malar­
dan yola pkarak 17. ve 18. yuzylllarda terekelerde kitap say1smda ve
ce~itlilikte artl~ gozlemlendigini ve
tereke cah~ma lart sayesinde yangmlarda nelerin kayboldugunun saptanabilecegi fikrini ortaya att1. Erol
Ozvar, buradan hareketle Mu6hab
fiyatlartnm soz konusu yuzy1 lda artugml, 165o'lerde lyi ciltli ve iyi hath
bir Kuran'm t.ooo akceye ahc1 bul-
VI: OTURUM: 17. v0ZYILDAN
18. v0ZYILA OSMANLI
iMPARATORLUGU: KRiZ VE
Dc5N0~0M
Cah~taym programma gore, Pazar
gunu gercekle~tirilen altmc1 oturum
Mehmet Gene' in kapam~ konu~masl­
m takiben genet degerlendirmeler ve
gelecek toplanularm planlanmas1 ile
gecmesi du~unulmu~tii . Ancak, Mehmet Genc'in bir gun once gecirdigi
bir rahats1zhk nedeniyle gelememesi uzerine, bu kapam~ oturumunda
Co~kun Cak1r yonetiminde dogrudan
muzakerelere gecildi. Muzakerelerde
tum kat1 hmc1lar bu toplant1larm devam ettirilmesi gerektigi noktasmda
mutab1k kald1lar. Gunhan Borekci.
kadm ve hukuk cah~malarmm eksik
kald1gmm bu ca h ~tayda ortaya Clktlgml savundu. Fikret Y1lmaz ise itiraz
ederek "en zengin malzeme kadmlar
hakkmda. lleride hakh Clkacaglm"
diyerek sozlerinin bilhassa kayltlara gecmesini talep etti. Erol 6zvar
mevcut ne~riya tm bu toplanttda ye·
terince degerlendirmeye tabi tutulmadtgma i~aret etti. Ozellikle dunya
tarihciliginln problemleriyle paralel
lik yaym politikasmt takdirle andt.
Kahraman ~akul oturumlarda 16. ve
17. yuzytllar arasmdaki ili~kilerin iyl
kuruldugunu ve ama 18. yiizytl ile
baglantmm zaytf kald1gm1 saptad1.
Buna cevaben Cemal Kafadar bunun
biraz da tevarus ettigimiz literatiirden kaynaklandtgmt haurlattt. Bu
goru~e gore, yuzy1l sonlarma odaklanan krizler algtsmdan dolayt bu du·
rumu dogal kar~tlamak icap etmektedir. 18. yilzytl ile baglanttlar bir ba~ka
toplanttda aynca ele ahnabilir. Cay
molalannda daha ziyade 18. yiizytl
konu~u l dugunu ifade eden Kafadar,
ashnda meseleyi yilzytllar temelinde
ele almanm sakmcalarma degindi.
Duraklama-gerileme kavramlan etrafmda geni~ bir literatiir varken 18.
yuzy1la geci~ ilzerine pek fazla bir ~ey
yoktur. Tarihciye gore belki 'uzun 17.
asrt' 1730'lara dek getirmek mumkiindilr. Fikret Ytlmaz, buna mukabil'ktsa
18. asn' 1n4'te kesmeyi onerdi. Zira
1804 senesinde Hiikumet Konagt'mn
kurulmasmda goriildiigu iizere modern devlet 1n4'ten sonra ol u~maya
ba~ lam 1 ~ tt ve Nizam-1 Cedid'e bu gozle bak1labilirdi.
Cerna! Kafadar ve Gunhan Borekci
aynca kopu~ ve devamhhk temala·
rtmn bu cah~tayda on plana Clktlgl
saptamasmda bulundular. Kafadar,
Feridun Emecen ve Ozer Ergenc'in
itirazlarmm dikkate ahnmas1 gerektigini belirtti, ancak ardmdan
"Ne kadar kmlma-kopma bir araya
gelmeli ki yeni b1r donem ba~lam 1~
olsun?" sorusunu yoneltti. Fikret
ka~1 ~1karak Emecen ve
itirazlarma katllmad1gm1
belirtti. Y1lmaz, devamla, Korl Bey
Ri6ale6i'nin ilk kez 189o'larda baslldlgml ve imparatorlugun ~oku~One
~are arayan aydmlar tarafmdan bir
~okii~ edebiyatmm mihenk ta~1 i~le­
vi gordugi.inti aktard1. Bunun ileride
Cumhuriyet ideolojisiyle bulu~acag1 -
Y1lmaz ise
Ergen~'in
yuzy1l i~in de tekrarlanmas1 dilegini
beyan etti.
yakla~1mla ve
nabilecektir.
Gabor Agoston, Erol Ozvar'm b1rakug1 yerden alarak bilan~o ~1karma
onerisine destek verdi. Avrupah
tarih~ilerln moda ettigi ak1mlar yerine Osmanh tarihinin kendi gidi~a­
tlna bagh bir periyodizasyonun ~art
Hatice Aynur ve Didem Havlioglu da
interdisipliner yakla~1mlann ~art oldugunu belirttiler. Aynur edebiyat
tarihinin nas1l yaz1lmas1 gerektigine
bir i:irnek olarak D. Hollier, A New
Hi6tory ob French Literature kiinye-
kar~1la~t1rmah
ele ah-
A~lt Niyazioglu: Atai 'nin aktardtgt ruyada Hudai "kutup" olarak geper. nmiyeyi
terk edip 6utiligi 6epmi~tir. Donemin populer cehennem anlatLlanndaki zebani.
zakkum benzeri motitler bu ruyada gepmez. Hadaikii'l-Hakaytk gibi ulemayt oven
bir kitapta bu ruyaya yer verilme6i ilginptir. pilnku Hudai nihayetinde bir ~eyhe.
Ottade £tendi'ye inabet eyler. Ruya aptk ki "makam ve ki~iler 6andtgmtz gibi degil"
metJajmL ipermektedir.
nt ve Osmanh'nm yukseli~lni sahiplenlp gerilemeyi kmamak kurgusu
i~erisinde degerlendirmenin orgtin
ogretimle yaygmla~tlnldlgml one
stirdu. ldeolojisini gozden ka~lrma­
mak gerektigine gi:inderme yapt1.
Oktay Ozel ~ah~tayda bir~ok meselenin ele ahnd1gtn1 hat1rlatarak
periyodizasyon sorununun hem
gerekliligi hem gi:ireliligi i~inde ele
ahnmas1 gerektigini vurgulad1. Bu
konuyu mutlu etmeyen bir a~k ili~­
kisine benzetti; hi~bir derde ~are olmayan, ama onsuz de olunamayan.
Bu baglamda daha pratik bir oneriyle, Kemal Karpat'm Osmanh tarihinin safhalann1 ele alan makalesinin
ele~tirel okumasm1 onerdi (bkz. "Osmanh Tarihinin Donemleri, Yap1sal
Kar~1la~t1rmah Bir Yakla~1m", Kemal
Karpat (ed.), 06manlt ve Diinya.
06manll Devletl ve Dunya Tarihin -
dekiJeri,lstanbu!: Ufuk Yay., 2000,
i~inde, 119-145). Aynca, 17. yi.izy1l
Osmanh tarihl baglamtndaki kopu~ ­
stireklilik meselesine dair ise bir
kopu~tan, niteliksel farkhla~mada n
ve donO~timden yana tav1r ald1 ve
~oy l e sordu: "Acaba bu devrin vesikalan GOlhane HatH Hilmayunu
kadar apk kopu~ vurgusu yapmad1g1
i~in mi (ki o da epeyce geleneksel
bir dil kullanmasma ragmen) tereddOtle kar~1lamyorlar?" Son olarak
Oktay Ozel de bu toplantlnm 18.
oldugunu dile getirdi. Her sahanm
kendi apsmdan tarihi donemler
olu~turmasmm yarartna deginerek
kendisinin ayanlan mOte~ebbis olarak gordogono ve 1580-1790 arahg,.
nm askeri tarih a~1smdan bir donem
olu~turdugunu ifade etti. Dolaylslyla
Agoston da Kafadar gibi miladi yiizylllarla di.i~i.inmeyi dogru bulmad1.
Borek~i. Baki Tezcan'm kitabmdan
hareketle Osmanhlann kendl tarihlerinl hangi donemlere boldiikleri
sorusunu ortaya atarak Ko~i Bey'in
1550'leri bir milat olarak ele ald1gma
dikkat ~ekti. Kayhan Orbay ise "17.
As1r Krizi" ibaresinin bizl donemlendirme ihtiyacmdan kurtaracagm1
ileri siirdi.i. Kafadar tekrar soz alarak
1071-1471 arasmm "Tavaif-i miiluk"
olarak bilindiglni hatlrlattl. Sadece
Oktay Ozel'in sozi.ini.i ettigi "klasik
donem"in degil, gene! olarak Osmanh isminin/teriminin/terminolojisinin
golgesinin de geriye dii~i.iriilmesinin
tehlikelerinden bahisle, Kafadar, gerileme paradigmasmm as1l problemini ku~at1c1hk olarak te~his eni. DolaYISiyla yeni donemlendirmelerde bu
hataya dO~iilmemesi uyansm1 yapt1.
Aynca, Erken Modern Cag'm yeniden
ama bu sefer Osmanh paradigmas1
i.izerinden tammlanmas1 gerektigini
ileri sOrdti. Bu durumda, alt dtizey
donemlendirme farkh sahalarm ihtiya~larma gore yap1hrken, Ost dtizey
donemlendirme interdlsipliner bir
li kitab1 gosterdi. Bin ktisur sayfahk
bu kitap 200 kadar madde i~ermek­
te olup ~e~itli akademisyenlerce bir
olay etrafmda donemin resmini ~iz­
mektedir.
Mesut Aydmer artlk Ttirkiye'deki literattirti bile takip etmekte zorlandlglmlzl ifade ederek 18. yuzy1h bir
k1nlma degil, f1rsatlar yuzy1h olarak
gormek icap ettigini savundu. Gabor
Agoston'un Mticteba Hoca'ya referansla konu~urken, diger katlhmcllarm hep yabanc1 akademisyenlere atlfta bulunmalannt ele~tirdi. Cah~taym
Rus, Macar, Habsburg, Ermeni, Arap
vs. gibi farkh perspektifleri gtindeme
getirmesini ise takdirle kar~1lad1.
Nihayet, herkes bu tiir ~ah~taylann
ortak dil geli~tirmek i~in ~ok onemli oldugunu ve ~ah~taym formatmm
ideal oldugu konusunda b i rle~ti. Cah~taym sona ermesinden sonra dtizenleyicilerin 18. yuzy1l ~ah~an birka~
meslekta~lanyla yapuklan degerlendirme toplanusmda benzer bir ~ah~­
taym bir y1l sonra 18. yuzy1l Osmanh
tarihi i~in de dtizenlenmesi karan
ahnd1. Bir yandan da "17. Yuzy1l Krizi"
eksenli belli temalar ve kaynaklara
odaklanan periyodik seminerlerin
-
ger~ekle~tirilmesi kararla~tmld1.
KAHRAMAN $AKUL
ISTANBUl ~EHIR ONIVERSITESI,
TARIH BOlOMO
37

Benzer belgeler