ÇİPURA (Sparus aurata Lin., 1758) BALIĞININBİYOLOJİSİ VE

Transkript

ÇİPURA (Sparus aurata Lin., 1758) BALIĞININBİYOLOJİSİ VE
ÇİPURA (Sparus aurata Lin., 1758) BALIĞININBİYOLOJİSİ VE YETİŞTİRME TEKNİKLERİ
Şahin SAKA-Kürşat FIRAT
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi
Yetiştiricilik BölümüYetiştiricilik Anabilim Dalı İskele-Urla, 35440 İZMİR
GİRİŞ
Günümüzde Akdeniz Bölgesi’nde oldukça iyi bir pazara sahip olan çipura balığına ait çalışmalar uzun yıllardır devam
etmektedir. Yetiştiricilik çalışmalarında elde edilen bilgiler ise daha birçok konunun çalışılması gerektiğini ortaya
çıkarmaktadır (Tandler ve Helps, 1985, Conides, 1992).
Çipuraların fizyolojisi ve biyolojisi üzerine yapılan çalışmalar diğer türlere oranla daha azdır. Laboratuar şartlarında
çalışmaların zorluğu ve çipura balığının kültür koşullarında üretiminin oldukça güç olması bu türle ilgili araştırmaları
olumsuz etkilemiştir (Freddi ve ark., 1981, Camus ve Koutsikopoulos, 1984, Tandler ve Helps, 1985, Francescon ve ark.,
1988 ). Ülkemizde bu tür ile ilgili çalışmalar larval dönem yaşama oranının arttırılması, larva yetiştirme protokollerinin
hazırlanması, gelişim oranının yükseltilmesi ve hastalıkların tedavisi konularında devam etmektedir.
ÇİPURA (Sparus aurata, Lin., 1758) BALIĞININ BİYOLOJİSİ
Chrysophrys aurata sinonimi ile de adlandırılan çipura,
Phylum:
Vertabrata
Subphylum: Pisces
Clasis:
Osteichthyes
Ordo:
Perciformes
Subordo:
Percoidei
Familya:
Sparidae
Genus:
Sparus
Species:
aurata (Linneaus, 1758)
şekli ile sistematikteki yerini almıştır.
Klimatik yapıdan çipura balığına tüm Akdeniz’de rastlanmakla birlikte doğu ve güney doğu Akdeniz ülkelerinde, Kanarya
Adaları'nda, İngiltere kıyılarında, Verde Burnu’nda ve nadir olarak Karadeniz kıyılarında rastlanır. Genellikle tropikal,
subtropikal ve ılıman kuşaklarda yayılım gösteren çipura deniz fenogramlarının bulunduğu kumlu–çamurlu ve çamurlu
ortamlarda yaşamını sürdürür. Bunun yanı sıra nehir ağızlarına ve lagüner bölgelere de girer (FAO, 1987).
Ülkemizde daha çok güney sahilleri ve Ege kıyılarında yayılım gösterir. 30-50 gram olanları ince lidaki, 100 gram olanları
lidaki, 100-180 gram olanları kaba lidaki, 200 ve üzeri ağırlıkta olanları da çipura olarak adlandırılır (Alpbaz, 1990). 0-3
yaş arası çipuraların mide içerikleri incelendiğinde bu türün karnivor bir form olduğu ve özellikle ergin bireylerin
Crustacea ve Mollusca familyasına ait türlerle beslendiği ortaya çıkmıştır. Sırt yüksekliği fazla olup lateralden yassılaşmış
simetrik bir yapıya sahiptir. Baş iri, burun küt ve ağız terminal konumlu olup düzdür. Alt çenede dişler önde 4 adet kanin,
arkada 4 sıra molar, üst çenede ön tarafta 4 adet kanin, arkada ise 3 sıra molar şeklindedir. Üst dudak, alt dudağa
oranla daha kalın olup gözün başladığı noktanın paralelinde biter. Gözler orta derecede gelişmiştir. Göz çukuru önündeki
mesafe, göz çapından en az iki kat daha uzundur. Gözler arasında V şeklinde yıldızsı bir bant vardır.
Operkulum ve prooperkulum pullarla kaplıdır. Yanal çizgi hafif eğimli olarak operkulumdan kaudal yüzgece kadar
kesintisiz olarak devam eder. Yanal çizgi üzerinde 73-85 adet pul bulunur. Dorsal yüzgeç anal yüzgeçten daha uzundur.
Pektoral yüzgeç anüse kadar uzanır. Kaudal yüzgeç homoserk yapıdadır. Bu tür için yüzgeç formülü D XI/13-14, A
III/11-12, P I/5, V 5/5 şeklindedir. Renk dorsalde gri-esmer, ventralde gümüşidir. Pektoral yüzgecin dorsalinde ve
operkulum üzerinde kırmızı-menekşe renkli bir leke karakteristiktir.
Hermafrodit özellik gösteren çipuralar 8. aylarında ovaryum oluşumlarıyla birlikte dişi özellik gösterirler. 12. ayda
üremenin ilk sezonunda tüm bireyler erkek karakterdedir. Gonadın ventralinde olgun testiküller belirir. Gonadın dişi
kısmında ise hiçbir gelişme gözlenmez. 23-24. aylardaki balıkların ikinci üreme periyodunda ise bireylerde erkeklikten
dişiliğe geçiş söz konusudur. Bu dönemde gonadlarda belirgin bir olgunlaşma gözlenmektedir. Bu cinsiyet değişimi ani
olmamakla birlikte özellikle 3. yaştaki bireyler intersex özelliğindedir. Ancak bu cinsiyet değişimi populasyonun
tamamında değil sadece yaklaşık olarak %80’inde gözlenmektedir ki kalan %20’lik oran populasyonun ve devamının
sağlanabilmesi için genetiksel bir emniyet marjı olarak nitelendirilebilir. Bu tip bir cinsiyet değişimine protandrik
hermafroditizm adı verilmektedir. Bütün bu değişimlere genetik ve çevresel faktörler ile beslenme özellikleri etki
yapmaktadır.
Çipuraların üreme periyodu ülkemizde Ekim-Aralık ayları arasında olup en iyi gelişim 22-25 °C aralığında gözlenmektedir.
Yaşayabilecekleri sıcaklık aralığı 3-34 °C, tuzluluk değeri ise ‰5-40 olarak belirtilmiştir. ‰1 tuzluluğa kadar
yaşayabildikleri Chervinski ve Chanin (1985) tarafından bildirilmiştir. Genellikle 5-25 m arası derinliklerde yayılım
gösterirler. Yaşları ilerledikçe derinlerde yaşamayı tercih ederler. Bunun için dalyan alanlarında ergin bireylere
rastlanmaz. Yaz aylarında 0.5-9 m derinliğe kadar olan sığ sulara giriş yapan çipuralar, kış aylarında 35-40 m derinliğe
kadar inerler. 2 yaşını aşan bireyler daha da derin sulara inebilmektedirler. Maximum boyları 70 cm’ye ulaşan çipuraların
ortalama uzunlukları 25-40 cm. arasındadır.
ÇİPURA BALIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ
Çipuralarda Üreme Fizyolojisi
Çipura balıklarının gonad gelişimi hermafrodit özellik gösterir. 21±3 oC de yapılan çalışmada 4 aylık çipuraların
gonadlarında sitolojik ve topoğrafik olarak hiçbir farklılaşma olmadığını bildirmiştir. 5. ayda topoğrafik farklılaşma başlar.
Bu dönemin başlangıcında konjektif doku (bağlayıcı doku) gonadın dorsalinde ve ventralinde gelişimi başlatır. Ortada
merkezi bir boşluk vardır. Bu kısmın dorsalinde ovaryum, vetralinde testiküllerin oluşumu başlayacaktır. Ancak bu
farklılaşma çok zor ayırt edilir. Bu iki kısım germinal hücre yuvaları ile birleşir. Çok sayıda ovogonium birleşmesi ile
oluşan ovijel lameller görülür. Ancak bu ayda oositler deformasyona uğrar ve gonad merkezinin kenarında ovujel
lameller şeklinde bir yatakta kalır. Gonadın ventralinde 5 aylık balığa göre daha fazla spermatogonium vardır.
Ovogoniumlar bir yatak içinde sıkışmışlardır. 10-11. aylarda, gonadın ventral kısmında spermatogenez aktivitesi gelişerek
sürmektedir. Testiküller tüplerdeki spermetozoitler spermatogoniumlardan yola çıkarak germinal hücrelerin bulunduğu
bölüme yerleşir. Testiküller kısım gonadın dorsal kısmını çevirmeye başlar ve büyür. Spermatozoit kanalı uzayan
merkezde olup spermatozoitlerin toplandığı kısımdır ve ovaryum ile testiküllerin arasındadır. 1-2 dişi germinal hücre
yatağı merkezin kenarında sıkışıp kalır. Bunlar ovogoniumlardır ve oositleri mayoz bölünmesi ile primer vitellogenesis
olayının oluşmasını sağlayacaklardır. 12. ay üremenin ilk sezonudur. Populasyonun tüm bireyleri erkek özelliği gösterir.
Gonadın ventral kısmında olgun bir testikül vardır. Ancak düşük bir RGS değerine sahiptir. Spermatozoitlerin doldurduğu
tüplerde spermiasyon olayı meydana gelir. Gonadın dişi kısmında ise hiçbir değişme gözlenmez ve iyice küçülmüştür.
13-16. aylar arasında cinsiyet dönüşümü başlar. Gonadın spermatozoit kısmında gonadların boşalıp dinlenme fazı başlar.
Testiküler tüplerde yalnızca spermatogoniumlar vardır. Ovaryum kısmında ise ovogoniumlar hızlı bir şekilde çoğalmaya
başlar. Primer oositler hızlı bir şekilde previtellogenesis dönemine girer. 16. ayda ovaryum gonadın %80'lik bölümünü
kaplar.
Dorsal kısımda oosit hücreleri previtellogenesisi tamamlar ve vitellogenesise geçer. Aynı zamanda ventraldaki
spermatogoniumlar ölerek dejenerasyon başlar. 23-24 aylarda üremenin ikinci periyodunda dişiler olgun bir gonada
sahiptir. Ventral kısımda ise dejenere olmuş bir testikül yer alır. Populasyonun geriye kalan %20'lik kısmında cinsiyet
dönüşümü durur. Gonadın dorsal kısmındaki oositler atresiye uğrar ve dorsaldaki gelişim ventraldeki gelişimin içine sıkışır
(Zohar ve diğ., 1984).
Doğal koşullarda iki yaşında dişi özelliği gösteren anaçlar üç yaşında intersex özelliği taşırlar. Bu bireylere hormon
müdahalesi yapılırsa erkek olarak görev yaparlar. Aksi halde 4 yaşında dişi özelliği gösterirler. Bu cinsiyet dönüşümleri
bulundukları populasyonun dişi erkek oranına göre gecikmeler gösterebilir. Çipura balıklarının erkek bireylerinde
spermatogenesis tamamlandığında dişilerin çoğunda oosit hücrelerinin olgunlaşması ve yumurtaların atılması için
gereken hazırlık devam etmektedir. Çipura erkeklerinden ekim ve mart ayları arasında sperm almak mümkündür.
Anaçlarda Yumurta ve Sperm Gelişimi
Çipuralarda ovaryumlardaki yumurta hücresinin gelişimi 7 aşamada meydana gelir :

İlkel yumurta hücreleri çok küçük olup boyutları 8-12 mikron arasındadır. Hücreler mitoz bölünme ile
çoğalır.





Yumurta hücresinin etrafında folikül oluşmuştur. Bu hücrenin ikinci katını oluşturur.
Hücrelerin boyutları 40-200 mikron büyüklüğe ulaşır. Etrafları folikül ile tamamen çevrilidir.
Vitellogenesis başlamıştır. Yumurta çapı 200-350 mikron arasındadır. Lipoid maddelerin stoplazma
içinde birikimi başlamıştır.
Stoplazma lipoid damlacıklarla doludur. Vitellogenesis hızlanmıştır. Yumurta büyüklüğü 300-350 mikron
arasındadır.
Yumurta sarısı tabakası lipoid damlasının ikinci halkanın oluşmaya başladığı yer olan hücre kenarına
doğru iter. Çekirdek içi maddeler protein sentezinde ve besin maddesi birikiminde rol oynayan çekirdek içi
maddelerin çekirdek zarına yapıştığı görülür. Yumurta çapı yaklaşık 600 mikrondur.
Vitellogenesis tamamlanmıştır. Yumurta çapı 700-800 mikron arasındadır. Çekirdek içi maddeler merkeze doğru
çekilmeye başlamıştır. Mikropil deliği bu dönmede oluşmuştur. Yumurta değişime uğramaksızın birkaç hafta bu durumda
kalır.
Uygun şartlar sağlandığında folikül tekasındaki kasların kontraksiyonu ile ovulasyon meydana gelir. Eğer biotik ve abiotik
şartlar uygun değilse foliküllerin deformasyonu ile yumurtaların emilimi ortaya çıkar.
Testislerin oluşumu içerisinde (Bkz. 3.1.) spermlerin gelişimi spermatogoniumların aktif olarak testis kanalları
duvarlarında çoğalması ile başlar. Önce spermatogoniumlardan primer spermatozittler, onlardan da sekonder
spermatozitler meydana gelir. Testiküller kanal boşluklarında toplanan ve burada uygun koşullar oluşuncaya kadar
bekleme pozisyonuna giren spermler gonadotropin etkisi ile döl vermeye hazır hale gelirler.
Anaçlar ve Yumurtlama
Anaç olarak 2-6 yaşındaki çipuralar kullanılır. Anaç olabilecek bireyler genç dönemlerinde seçilerek büyütülebileceği gibi
doğal ortamdan olta ve pareketa ile yakalanabilirler. Anaçlardan yumurta doğal şekilde serbest ve müdahaleli (Hormon
Uygulamalı-Dekalaj) olarak sağlandığı gibi kullanılmamakla birlikte sağım yöntemi ile de alınabilir. Yetiştiricilik ortamında
tutulan erkeklerde spermatogenezis tamamlanmış olmasına rağmen, dişilerde oositler sadece vitellogenezis’in son
safhasında gelişme gösterdiğinden ve sonra hızlı bir atresiye (dejenerasyon) uğradığından doğal ortamdan yakalanan
anaçların kullanılması daha iyi sonuçlar vermektedir.
Çipura dişileri ardışık yumurtlarlar. Vücut ağırlığının her kilogramı için ortalama 20.000-30.000 adet yumurta verecek
şekilde 3-4 aylık periyotta hemen hemen her gün yumurta verirler. Böylece çipura dişilerinin fekonditeleri sezonluk her
kg vücut ağırlına karşılık 2-3 milyon yumurtaya ulaşabilir. Anaçlar 4-7 m3' lük tanklara yoğunluğu 10-15 kg/m3 olacak
şekilde stoklanır. Mevsim dışı yumurta elde etmek için tanklar, ışıklandırmanın ve sıcaklığın kontrol edilebileceği sistem ile
donatılmalıdır. Stoklamada dişi erkek oranı anaç balığın durumuna göre 1:1, 1:2 veya 2:3 kg olacak şekilde ayarlanır.
Balıklar günde 1-3 kez vücut ağırlığının (kg) %1-1.5’u kadar kalamar etine dayalı kuru pelet yemle beslenmelidir. Bunun
yanı sıra taze midye sübye ve kalamar etleri ile de beslenebilirler. Verilen yemler %50-55 protein ve %10-15 deniz orjini
canlıların yağlarından oluşmalıdır. Yağlar en az %5 n-3 HUFA içermeli ve temel olarak 22:6n-3 (DNA) tipinde olmalıdır
(Zohar ve diğ., 1995). Bu diet yumurtlamaya başlamadan en az 1-2 ay önce anaçlara verilmelidir. Su sıcaklığı
yumurtlama döneminde 16-18°C arasında tutulmalıdır.
Spermatogenesis erkeklerde tamamlandığında, dişilerin çoğunda oositlein olgunlaşması ve yumurta atılması için gerekli
hazırlıklar devam etmektedir. Spermotogenez ve oogenez arasındaki bu fark hormon kullanımı ile oositlerin gelişim
hızlandırılarak kapatılabilir. HCG hormonunun çipuralarda bağışıklık sistemini harekete geçirdiği, bu yüzden çipuranın
olgunlaştırma gonotrophini için homolog radioimmunoussay (RIA) sistemi ile ölçüm teknikleri geliştirilmiştir. RIA
kullanıldığında görülmüştür ki dişi çipuraların yetiştiricilik ortamında yumurta vermemesinin nedeni Gth’ın hipofizde
birikmesine rağmen kan dolaşım sistemine girmemesidir. Bu olay yumurtlamanın başlaması için gonadotropin releasing
hormonlarının (GnRH veya GnRHa) kullanılabileceğini göstermiştir. Bunun sonucunda çalışmalar polypeptitler ve
proteinlerin yeni polymer tabanlı üretimleri üzerine kaymıştır. Bu sistemler çipuralar üzerinde uzun Gth salgısı ve başarılı
bir yumurtlama için çok etkilidir (Gordin ve Zohar, 1978, Zohar ve Gordin, 1979, Zohar ve ark., 1989a, 1989b, 1990a).
Çipura balıklarında yapılan çalışmalarda HCG 800-1500 IU/kg, GnRH 1-20 mgr/kg olacak düzeyinde kullanılmaktadır.
Çipuralarda 1 mgr/kg olacak şekilde yapılan hormon uygulamasının yumurtlama periyodunu uzattığı, anomaliyi azalttığı,
7.5 mgr/kg tek enjeksiyon GnRH uygulamasının dişilerde %80 üzerinde yumurtlamanın teşvikini sağladığı tespit
edilmiştir.
Çevresel koşulların optimum olarak sağlanması ile birlikte, yumurtlama tüm yıl boyunca elde edilebilmektedir.
Yumurtlama, hormon uygulamasından 48-72 saat sonra başlar. Hormon uygulamasından sonraki birkaç gün içinde,
günün farklı zamanlarında yumurtlama meydana gelebilir. Yumurtlama başladıktan sonra yaklaşık 1 hafta içinde
populasyon içindeki dişilerin yumurtlama zamanı aynı döneme rastlamaktadır. Yumurtlama genellikle gün batarken ve 24
saat aralıklarla olur. Yumurtlayacak populasyon strese karşı çok hassas olduğundan yumurtlama süresince stres faktörleri
ortada kaldırılmalıdır.
Yumurtlama sezonu süresince oositlerin bir kısmı vitellogenesis safhasına başlarken diğer bir kısmı vitellogenesisin son
safhalarını geçirir. Bu yüzden vitellus maddesi yılın birkaç ayında yumurtalıklarda devamlı olarak bulunmaktadır. 3-4 aylık
yumurtlama periyodu süresince, dişi çipuralar vücut ağırlığı başına toplam 0.5-2 kg. yumurta bırakır ki bu değer vücut
ağırlığının 0.5-2 katına eşittir. Bu uzun ve zor yumurta üretimi sadece yüksek kaliteli ve enerji veren besinler tarafından
desteklenebilmektedir. Çipura anaçlarına verilen besinin içeriği, yumurta ve larvalarının kalitesini direkt olarak etkiler.
Canlı yumurtaların kalitesi fekondite, yağ damlası sayısı, larva çıkış oranları ve normal larvaların yüzdesi ile ortaya çıkar ki
bu durum ancak anaçların kaliteli yemler ile beslenmeleriyle mümkündür.
Yumurta Özellikleri ve Embriyolojik Gelişim
Canlı yumurtalar ortalama 0.9-1 mm çapında ve saydamdır. Normalde tek yağ damlası içeren yumurtaları pelajik özellik
gösterir. Koryon şeffaf ve ince olup mikropil deliği yaklaşık 14 mikrondur. Cansız ya da döllenmemiş yumurtalar birkaç
saat içinde opak renge dönüşür ve tankın dibine çöker. Yumurtlama tankından canlı yumurtaları toplamak için tekli ve
çiftli reküparatör sistemleri kullanılabilir. Çiftli sistemde ilk kollektöre atık maddeler toplanır. Buradan geçen su diğer
kollektörde bünyesinde bulundurduğu canlı yumurtaların toplanmasını sağlar. Temin edilen yumurtalar alındıkları ortamla
aynı sıcaklıktaki inkübatör tanklarına yerleştirilmelidir. Sıcaklık farkı ±0.5 0C dereceyi geçmemelidir. İnkübasyon sıcaklığı
16-18 0C arasında olmalıdır. İnkübatörlerde doğal deniz suyu tuzluluğu kullanılmalıdır. Yumurtalar inkübatörlere ortalama
1500-2500 adet/lt olacak şekilde konulur. İnkübasyon süresince ışık kullanılmaz. İnkübatörlerin bulunduğu tanklarda
saatte %40-60 su değişimi uygulanır. Ortam karanlıktır. Çipura yumurtalarının 18 0C embriyolojik gelişimleri Tablo 1'de
verilmiştir (Alpbaz, 1990).
Tablo 1. Çipura yumurtalarının embriyolojik gelişim safhaları
Embriyolojik Safhalar
2’li Blastomer Safhası
8’li Blastomer
Morula Safhası
Gastrulasyon Safhası
Gastrulasyon ½
Gastrulasyon ¾
Embriyo ½
Somit Oluşumu
Kupfer Cisimciğinin Görülmesi
Kalp oluşumu
Pigmentasyon Başlangıcı
Embriyo ¾
Yüzgeç oluşumu
Yıldızsı Kromotoforlar
Kalp Atışı
Açılım
Oluşum Süresi
0.45
1.45
3.15
10.00
11.00
14.00
25.00
26.30
28.00
30.00
32.00
43.00
43.20
45.00
46.00
60.00
Çipuralarda Prelarval ve Postlarval Dönem
Çipura prelarvaları, yumurtadan çıktıklarında yaklaşık 2.6-2.8 mm boydadırlar. Vitellüs kesesi çapları ise 0.9-1 mm’dir.
Vitellüs kesesinin posteriorunda 0.2-0.22 mm çapında bir yağ damlası bulunur. Ağız ve anüs kapalıdır. Baş vücuda oranla
küçük, gözler büyük ve pigmentsizdir. Pigmentasyon sarı ve siyah olup sarı pigmentler başta birkaç tane, post-anal ve
medio-ventralde bir sıra olarak bulunur. Vitellüs kesesi baş kısmının altında, su geçirmez bir zar ile sıkışmıştır.
Yüzgeçlerden yalnızca pektoral yüzgeç bir taslak halinde önceleri yatay sonra dikey konumlu olarak 3. günde oluşur. Tek
yüzgeçlerin yerine başın üstünde başlayan ve tüm vücudun medio-dorsali boyunca uzanıp kuyruk uçundan medioventrale dönüp vitellüs kesesine kadar uzanan primordial yüzgeç bulunur. Bu yüzgeç larvanın yüzeyini genişletip su
üstünde kalmasını ve O2 ihtiyacını karşılar. Denge organı olan otositler gözlerin arkasında olup, burun delikleri tam
gelişmemiştir.
Sindirim sistemi düzensiz olmakla beraber, sindirim sistemi düz bir boru şeklindedir. Pankreas ve karaciğer oluşmuş fakat
salgı bezleri ve lipit rezervleri mevcut değildir. Ağız açılmadan önce vitellüs kesesinin çoğu absorbe edilir. Prelarvalarda
boydaki toplam artış ile vitellüsün azalması çok yakından ilişkili olup sıcaklığın etkisi altındadır. Çabuk tüketilen vitellüs
boyda ani artış yaratmasına rağmen larva için iyi değildir. Düşük sıcaklıkta vitellüs absorbsiyonunda boy geç uzamakla
birlikte toplam boy artışı fazla olmaktadır. Bu dönemde larvanın hareketinin az olması enerji tüketimini düşürür ve
harcanan enerji larvanın organel gelişiminde kullanılır. Çok düşük sıcaklıklarda ise larva vücudunda deformasyonlar
görülür.
Larvanın ağız-anüsünün açılması ve gözlerde pigmentasyonun meydana gelmesi ile postlarval evre başlar. Hava kesesi
oluşumu dördüncü günden itibaren gözlenebilir. Kesenin normal gelişiminin ilk safhası larva beş günlük ve 4 mm boyda
iken meydana gelir. Eğer şişme gerçekleşmezse kese ilkel görünümünü korur ama fonksiyonel olmaz. İkinci gelişim
safhası 13-15. günlerde yaklaşık 7-8 mm boyda meydana gelir (Chatain,1989b, Chatain ve Guschemann, 1990). Larva 56 mm boya ulaştığında preoperküler dikenler görülür. 7-8 mm boy uzunluğuna erişildiğinde önce kaudal, sonra dorsal ve
anal olmak üzere tek yüzgeçler oluşur. 13 mm boyda yüzgeçler son şeklini alır. Bu dönemde melanaforlar tüm vücutta
yatay siyah bantlar oluşturacak şekilde toplanır.
Çipura Larva Yetiştirme Dönemleri
Yumurtaların embriyolojik gelişimini tamamlayıp larvaların çıkması ile birlikte larva yetiştiriciliğide başlar. Larva
yetiştiriciliği biyotik, abiyotik ve yabancı biyotik faktörlerin kontrol altına alındığı akuakültür tesislerinde yapılmaktadır.
Larval Dönem
Çipura prelarvaları yoğun üretim koşullarında 80-100 adet/lt olacak şekilde tanklara yerleştirilir. Tanklar silindir-konik
yapıda olup polyester veya fiberglas malzemeden üretilmiştir. Hacimleri 2m3’ten 15 m3’e kadar değişim gösterebilir. Bu
tankların seçimi üretim kapasitesi ve uygulanacak larva yetiştirme tekniği ile ilgilidir. Su sıcaklığı 16-18 0C olup ortam
karanlıktır. Oksijen değeri 5-6 mg/lt dir. Su girişi alttan, çıkışı ise üsttendir. 16-18 0C su sıcaklığında çipuralarda prelarval
dönem 3. günde sona erer ve postlarval dönem başlar.
Çipura larva yetiştiriciliğinde açık devre ve kapalı devre sistemler kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra değişik hacimlerde
İngiliz tekniği olarak ta adlandırılan alg kullanımına dayalı yeşil su tekniği uygulanmaktadır. Açık devre sistemlerde su
kriterleri larvanın gerek duyduğu şartlara göre ayarlanır ve üretim tanklarına gönderilir. Yeşil su tekniği uygulandığında
bu tanklara verilen debi oranları azaltılmalıdır. Bu teknikle yazın planlanan üretimlerde debi azlığına bağlı olarak
tanklardaki suyun ısınmasının engellenmesi için ortamın soğutulması gereklidir. Aksi halde alg bozulmaları ortam
suyunun amonyak dengesini bozarak kitlesel ölümlere neden olur. Çipuralar larval dönemde çok hassas bir üretim
çalışması istediğinden su değişimlerindeki dalgalanmaların minimum düzeyde olması istenir. Bunun için hem enerji
yönünden tasarrufun sağlanması hem de üretim kalite ve kantitesinin arttırılması için kapalı devre sistemlerin kullanılması
gereklidir.
Kapalı devre sistem tankların da larvalar tarafından kullanılan su önce toplama tankına gelir. Burada istenilen özellikte ve
gerekli miktarda taze su yenilenmesi yapıldıktan sonra, mekanik temizlik için kum filtresine geçer. Beraberinde getirdiği
süspansiyon haldeki partikül maddelerden ayrılan su ultraviyole filtreye gönderilir. Ultraviyole filtreden geçen su bu
sırada bünyesindeki tüm canlı organizmalardan (bakteri, mantar, parazit, bazı virüsler vs.) temizlenerek biyolojik filtreye
girer. Balık dışkıları, yem atıkları ve ölü balıklardan dolayı yükselen amonyak miktarını normal düzeye indirilmesi bu
aşamada aerobik bakteriler tarafından yapılır. Amonyak önce nitrite daha sonrada balıklar için zararlı etkisi olmayan
nitrata indirgenir. Bu aşamalardan geçen su havuzlara geri dönmek üzere sistemi terk eder. Biyolojik filtre çıkışında 1.21.8 mg/lt’ye düşen sudaki oksijen miktarını 5-6 mg/lt’ye ulaştırmak ve bünyesinde getirdiği azot gazı fazlasını atmak için
saturasyon kolonları kullanılmalıdır. Saturasyon kolanlarının içerisine havalandırma sistemleri de kurulabilir. Bazı kapalı
devre sistemlerin kurulmasında ultraviyole filtreler biyolojik filtrelerden sonra kullanılsa da havuzlarda gelişen patojen
veya patojen olmayan mikroorganizmaların biyolojik filtrelere yerleşerek zaten zayıf yapıda olan aerobik bakterilerin
yerini alması sistemin çalışmasını olumsuz etkiler. Kapalı devre sistemler, suyun ısıtılmasında veya soğutulmasında
kullanılan enerji açısından avantajlıdır (Timmons ve Losordo, 1994). Bunun yanı sıra kapalı devre sistemlerde, özellikle
çipura gibi zor bir larva dönemi geçiren türlerin üretiminde suyun fiziksel ve kimyasal değişimleri ani farklılıklar
göstermez. Kapalı devre sistemlerde suyunun her gün analizleri yapılarak amonyak miktarı kontrol edilmelidir, aksi halde
ani ve kitlesel ölümler ile karşılaşılır.
Çipura larva yetiştiriciliği çalışmalarında kullanılan su sıcaklık aralığı 18-22 0C arasında değişim göstermiştir. Su sıcaklığı
ilk 15 günlük dönem içerisinde 18-20 0C arasındadır. Sıcaklık 15. günden itibaren arttırılarak 22 0C’ye getirilir ve larval
dönem sonuna kadar bu sıcaklık değeri korunur (Tablo 2).
Levrek larva yetiştiriciliğinde uygulan tuzluluk düşürme tekniği çipura larva yetiştiriciliğinde uygulanmamaktadır. Oksijen
değeri 5-6 mg/lt dir. Su girişi ilk 10 gün tank dibinden daha sonra tank yüzeyinden yapılır. Larvalar ağız ve anüsün
açıldığı postlarval evreye kadar karanlıkta tutulur. 18 0C su sıcaklığında çipuralarda prelarval dönem 3. günde sona erer
ve postlarval dönem başlar. 2. günde tankların üzerinde biriken yağ tabakasının temizlenmesi için yüzey temizleyicileri
tank yüzey genişliğine göre 1 veya 2 adet olacak şekilde yerleştirilir. Bu hava kesesinin ilk dolumu için çok önemlidir.
Aydınlanma süresi ve yoğunluğu larvaların gelişimini, hava kesesi oluşumunu, ve yaşama oranının etkiler. Larvaların
gelişimi artan aydınlatma koşullarında yükselirken, sürekli aydınlatma balıkların yaşama gücünü düşürür. Larva tanklarına
ağız açılana kadar ışıklandırma uygulanmaz. Işıklandırma süresi ve şiddeti 3.günde 3 lüks, 4.günde 30-50 lüx, 5-10.
günde 600 lüx, 11. günde ve sonrasında 1500 lüx olarak ayarlanır. Aydınlatma süresi ilk gün 12 saat olup daha sonra 24
saat ışıklandırma uygulanır (Equip Merea, 1987). Henüz yoğun üretimde kullanılmamakla birlikte 12-14 saat arası
ışıklandırma süresi ve ‰30-32 arası tuzlulukta larva üretimlerin yaşama oranlarına olan etkileri çalışılmaktadır.
Tablo 2. Alg uygulamalı çipura larva üretim protokolü
Gün
Sıcaklık
Tuzluluk
Debi
(°C)
(‰ S)
(%/Saat
Alg
Işık Süresi Işık Şiddeti
(Saat)
Besleme
(Lüx)

1.

1820

3638

1

0

0

0

BESLEM
E YOK

2.

1820

3638

1

0

0

0

BESLEM
E YOK

3.

1820

3638

£
0.5

0

0


£
25-100
lt
5-7x105
Hücre/
ml

R= 1416
adet/ml



4.

1820

3638

£
0.5

12

3


R= 1416
adet/ml

5.

1820

3638

£
0.5

24

30


R= 1416
adet/ml

6.

1820

3638

£
0.5

24

600


R= 1214
adet/ml

7.

1820

3638

£
0.5

24

600


R= 1214
adet/ml

8.

1820

3638

£
0.5

24

600


R= 1214
adet/ml

9.

1820

3638

£
0.5

24

600


R= 1012
adet/ml

10.

1820

3638

£
0.5

24

1500


R= 1012
adet/ml

11.

1820

3638

£
0.5

24

1500


R= 1012
adet/ml

12.

1820

3638

£
0.5

24

1500


R= 810
adet/ml

13.

1820

3638

£
0.5

24

1500


R= 810
adet/ml

14.

1820

3638

£0.
5

24

1500


R= 810
adet/ml

15.

1820

3638

£
0.5

24

1500


R= 810
adet/ml

16.

1820

3638

5

24

1500


R= 6-8
adet/ml
AF=
adet
0.5/ml

17.

1820

3638

5

24

1500


R= 6-8
adet/ml
AF=
adet
0.5/ml

18.

1820

3638

8

24

1500


R= 6-8
adet/ml
AF=
adet
0.5/ml

19.

1820

3638

8

24

1500


R= 6-8
adet/ml
AF=
adet
0.5/ml

20.

1820

3638

10

24

1500


R= 6-8
adet/ml
AF=1
adet/ml

21.

2021

3638

10

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=1
adet/ml

22.

2021

3638

10

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=1
adet/ml

23.

2021

3638

10

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=1
adet/ml

24.

2021

3638

10

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=1
adet/ml

25.

2021

3638

10

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=2
adet/ml

26.

2021

3638

15

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=2
adet/ml

27.

2021

3638

15

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=2
adet/ml

28.

2021

3638

15

24

1500

0

R= 4-6
adet/ml
AF=2
adet/ml

29.

2021

3638

15

24

1500

0

R= 2-4
adet/ml
AF=2
adet/ml

30.

2021

3638

15

24

1500

0

R= 2-4
adet/ml
EG=2
adet/ml

31.

2021

3638

20

24

1500

0

R= 2
adet/ml
EG=2
adet/ml

32.

2021

3638

20

24

1500

0

R= 2
adet/ml
EG=2
adet/ml

33.

2021

3638

20

24

1500

0

R= 2
adet/ml
EG=2
adet/ml

34.

2021

3638

20

24

1500

0

R= 2
adet/ml
EG=2
adet/ml

35.

2021

3638

20

24

1500

0

R= 2
adet/ml
EG=2
adet/ml

36.

20-

36-

20

24

1500

0

EG = 2
21
38
adet/ml

37.

2021

3638

20

24

1500

0

EG = 2
adet/ml

38.

2021

3638

20

24

1500

0

EG = 2
adet/ml

39.

2021

3638

20

24

1500

0

EG = 2
adet/ml

40.
20-21
36-38
20
24
1500
0
EG = 2 adet/ml
Çipura larval dönem beslemede rotifera (Brachionus plicatilis) ve artemia (Artemia sp.) kullanılır. Bunun yanı sıra larva
tanklarına alg uygulaması yapılmaktadır. Alg uygulaması ortama verilen rotiferlerin canlılığını koruduğu gibi, ortamın pH
dengesini sağlaması ve larvaya loş bir ortam yaratması açısından önemlidir. Bunun için Chorella ve Nannochloropsis sp
türü algler ml’de 5-7x105 hücre yoğunluğunda kullanılabilir. Çipuraların ağız açıklığı küçük olduğundan (?100 μ) larva
beslemede small tip rotiferler kullanılmalıdır. Bu rotiferlerin boyutları 40-80 mikron arasında değişim gösterir. Larvalara
3-5. günler arasında 15 adet/ml, 5-12. günler arasında 10-12 adet/ml, 12-15 günlerde 8-10 adet/ml, 15-20. günlerde 6-8
adet/ml, 20-30. günlerde 4-6 adet/ml ve 30-35. günlerde 2 adet/ml rotifer ile besleme yapılır. Çipuralara ancak 15
günden itibaren artemia nauplii ile beslenecek büyüklüğe ulaşırlar. Dünya üzerindeki rezervleri tükenmekle beraber
Venezüella orjinli artemia yumurtalarının kullanımı, nauplilerin boyutlarının küçük olmasından dolayı larva yaşama oranını
arttırır. Günümüzde aquakültür tesislerinde yoğun olarak kullanılan ve Artemia Systems’in üretiği AF tip artemiaları ile
besleme yapılmaktadır. Kullanılan AF tip artemiaların nauplii boyları yaklaşık 480 μ, enleri ise 165-175 μ arasında olup 10
mg/gr’dan daha fazla miktarda HUFA içerirler. Yumurtadan çıkan naupliilerin protein oranları %48-52, yağ oranları
%19.3-21, karbonhidrat oranları %12-13, kül miktarları %8.1-8.7 ve nem oranları %4.8-5.2 arasında değişim gösterir.
30. günden sonra kullanılan EG tip artemialar ise daha düşük oranda protein miktarına (%45-47) ve daha az doymamış
yağ asitleri (5-7 mg/g HUFA) oranına sahiptirler. Ayrıca boyutları daha büyük olup boyları 500-520 μ, enleri ise 175-190
μ arasındadır.
Levrek larva yetiştiriciliğinde kullanılan EG1 formları boyca (740-780 μ) ve ence (225-240 μ) büyük olduğundan çipura
larval dönemde kullanılmaz. Bu formlar sövraj döneminde kullanılmaktadır. Artemia nauplii 15-20 günler arasında ortama
0.5 adet/ml, 20-25. günlerde 1 adet/ml ve daha sonrada 40. güne kadar 2 adet/ml olacak şekilde verilir. Larval dönem
sonunda uygulanan yetiştirme tekniklerine göre başarı oranı % 3-27 arasında değişim gösterir. Tablo 2’de alg tekniği
uygulamalı larval dönem çipura yetiştirme protokolü verilmiştir.
Sövraj (Mikropartikül Yemlere Geçiş) Dönemi
Larval dönemim tamamlanması ile birlikte 40-42 günler arasında larvalar canlı yemden mikropartikül yeme adapte
olacakları sövraj bölümüne alınırlar. 40 günün sonunda larval yetiştiriciliği biten larvaların karma yemlere adaptasyonu
için kullanılan bu bölümde işletmenin kapasitesine göre belirlenmiş sayıda 10-15 m³ lük tanklar kullanılır. Tankların dip
kısımları koniktir olup silindir yapıdadır. Tankların iyi dizayn edilmesi ve yeterli hacime sahip olması balıkların tanktaki
pozisyonunu, yem tanktaki dağılımını, yem alımını ve su sirkülasyonunu etkilemesi açısından önemlidir. Tankların iç kısmı
gel-coat kaplı olup bu yüzey sayesinde mikroorganizmaların kolonileşmesi engellenebilir. Sövraj bölümleri de istenildiği
taktirde kapalı devre sistem kurularak çalıştırılmaktadır. Fakat bu bölümde su debisinin fazla olması, kullanılan yemin su
kalitesini çabuk bozması, larvanın ürettiği azotlu bileşiklerin oranının artması ve hastalık riskinin yüksekliğinden dolayı
açık devre sistemler bir çok tesiste tercih edilmektedir. Su çıkışları merkezi ve diptendir. Balıkların yaşına bağlı olarak su
çıkışlarına yerleştirilen krepinlerin göz açıklıkları 500µ,1000µ ve 2000µ arasında değiştirmektedir. Havuzlarda 1500-2000
lüx aydınlatma uygulanır. Ünitede aydınlatma süresi 16 saat olup otomatik olarak zamanlayıcılar yardımıyla
ayarlanmaktadır.
Mikropartükül yeme alıştırma dönemi, balıkların 25-30 mg ağırlığa ulaştıkları 40-42 günlerde başlar. Bu dönemde
havuzlardaki balık yoğunluğu litrede 10-12 adettir. Saf oksijen kullanıldığı durumlarda bu oran 18-20 adet/lt kadar
çıkabilir. Bu dönem beslemede kullanılan artemia HUFA bakımından zenginleştirilmelidir. Bunun için EG tip artemia
naupliileri 24 saat boyunca SELCO türevli zenginleştirici maddeler ile beslenerek büyütülür. SELCO ürünleri yüksek
oranda HUFA (200 mg/gr), vitamin, antioksidan ve yağ (%60-65) içerirler. 24 saat sonunda metanauplii formuna gelen
artemiaların boyutları 740-780 μ, enleri ise 225-240 μ arasında değişim gösterir (Artemia Systems, 1991).
Sövraj sırasında kullanılan mikropartikül yemler ise % 56-64 ham protein, % 11-12 ham yağ, %11.4-11.7 kül, 5 1.4 ham
selüloz, % 10 nem ve yeterli miktarlarda vitamin-mineral madde içermelidir. Mikropartikül yemler 80 mikron büyüklükten
başlayarak larva gelişimine göre kullanılır (Tablo 3). Çipuralar levreklere oranla daha hızlı mikropartikül yeme adapte
olabilmektedirler. Sövrage uygulaması 10-12 gün devem eder. Larvalara verilen günlük artemia miktarı azaltılırken
mikropartikül yem oranı arttırılır. Bu dönemde besleme oranı %8-10 arasındadır Çipuralar aşırı kanibalistik özellik
gösterdiklerinden dolayı ortamda mutlaka yeterli miktarda yem bulunmalı ve balıklar sürekli boylanmalıdır. Sövraj
bölümünü terk etmeye hazırlanan larvaların ağırlığı 300-350 miligrama ulaşır. Sövraj boyunca su sıcaklığı 20-22 0C olup
tanklarda su debisi %50-100 arasında değişim gösterir Çipuralar sövraj dönemine daha çabuk ve hızlı adapte
olmaktadırlar. Larva yaşama oranı sövraj başarısına göre % 85-95 arasındır. Sövrajı tamamlayan balıklar ön büyütme
ünitesine alınarak burada doğal deniz suyu ortamına adapte edilirler (Divanach ve diğ., 1986, France Aquaculture, 1987,
Çörüş, 1993).
Ön Büyütme
Ön büyütme ünitesinde kullanılan tank özellikleri sövraj bölümü ile aynıdır. Bu bölümde açık devre su sistemi
kullanılmaktadır. Gelişim özelliklerine göre 60-70 günlerde sövraj ünitesini terk eden yavrular boylarına ayrıldıktan sonra
ön büyütme ünitesine alınırlar. Ayrıca boylama sırasında hava keseli ve hava kesesiz bireylerde birbirinde ayrılır (Chatain
ve Corrao, 1992). Bu bölümde ağ kafeslere çıkarılmak için gerekli olan 1.5-2 gram ağırlığa kadar büyütülürler. Ancak
ülkemiz koşullarında yavru bireyler 0.5-1 gram arasında da kafes sistemlerine çıkarılmaktadır. Ön büyütme ünitesinde de
balıklar sürekli gözlenmeli ve kanibalizmin engellenmesi için sık sık boylama yapılmalıdır.
Balıklara verilen su sıcaklığı 20-22 0C olup 16 saat ışıklandırma uygulanır. Yemleme otomatik yemlikler ile yapılmaktadır.
Tanklarda doğal deniz suyu tuzluluğu kullanılır. Tanklara 3000-5000 adet/m3 arasında yavru stoklanabilir. Su değişimi
balık büyüklüğüne ve stok yoğunluğuna göre saate %50-150 arasında değişmektedir. Yemleme oranı %7 başlayıp %3
kadar düşme gösterir (Tablo 3). Yaşama oranı hastalık çıkmadığı süre içinde %90-95 arasındadır.
Tablo 3. Çipura balıklarına sövraj ve ön büyütme döneminde balık ağırlığına ve sıcaklığa göre uygulanan
besleme oranları ve yem büyüklükleri.
Dönem
Sövraj
Ön Büyütme
Yem Boyutu
Balık Ağırlığı
Su Sıcaklığı
Besleme Oranı
(mikron)
(gr)
(0C)
(%)
80-200
150-300
300-500
300-900
500-900
500-1250
0.03-0.125
0.125-0.165
0.165-0.420
0.420-0.640
0.640-0.950
0-950-1.200
19-20
8-10
8-10
7-8
6-7
4-5
3-4
20-22
Büyütme
Kuluçkahanelerden ve özellikle ülkemizde doğal ortamdan temin edilen çipura yavruları porsiyonluk boyuta
getirilmek üzere karasal ve denizel ortama kurulan yetiştirme sistemlerde farklı teknikler kullanılarak büyütülür.
Bunlar içinde en çok kullanılanı yarı entansif ve entansif yetiştirme yöntemidir. Şu anda ülkemizde ekstansif
yöntem Avrupa ülkelerindeki düzeyde değildir. Özellikle Bodrum ve Savran bölgelerinde yarı entansif üretim
yapan çipura işletmeleri mevcuttur.
Ekstansif Yetiştirme Yöntemi
Bunun için açık denizden, kıyısal bölgelerdeki lagünlerden ve denize bağlantısı olan acı su birikintilerinden
faydalanılır. Açık denizlerde yapılan yetiştiricilikte genel olarak deniz yosunları ve yumuşakçaların üretimi
yapılmaktadır. Kıyı bölgedeki lagüner alanlarda ise başta çipura, levrek, kefal ve yılan balığı gibi türlerin
yetiştiriciliği yapılır. Yavrular ilkbahar dönemlerinde barınmak ve beslenmek üzere lagüner alanlara girerler. Bu
dönem içinde bir çok zoo ve fitoplanktonun yanı sıra küçük balık, karides yavruları mamun, sülines, midye ve
akivades ile beslenirler. İzmir Körfez bölgesi dalyanlarına 2-10 gram ağırlıkta giren çipuralar, sonbaharda 80120 gram ağırlığa ulaşırlar. 100 gram ağırlıkta girenler ise 200-300 gram ağırlığa kadar ulaşabilirler. Bu ağırlık
artışları dalyan sahasının verimliliği ile ilgilidir. Çipuralar kış aylarına doğru dalyan sahasının soğuması ile daha
sıcak olan derin sulara kaçma eğilim gösterirler. Deniz ile bağlantılı noktalara kurulan kuzuluk sistemlerinden
yakalanan bu bireyler pazara sunulacağı gibi, canlı olarak yakalanıp toprak havuz ve ağ kafes sistemlerinde de
büyütülebilir. Ekstansif yetiştiricilikte beslemeye ve çevre şartlarının kontrolüne ihtiyaç duyulmaz. Ancak bu
alanlar kendi içinde parsellenerek derinleştirilebilir ve su değişimi sağlanabilir. Özellikle İtalya sahillerinde yoğun
olarak valikültür adı verilerek yapılan bu teknikte dışarıdan besin takviyesinde de bulunulmaktadır. Böylece
küçük boylarda dışarıya kaçarken yakalanan yavrular kışlatılarak ağırlık kazanmaları sağlanmaktadır. Bu
sistemlere dışarıdan da yavru takviyesinde bulunulur. Ekstansif lagün yetiştiriciliğinde 80-100.000 hektarlık
alanlarda bir senede türlere göre 100-500 kg/hektar ürün elde edilebilir.
Yarı Entansif Yetiştirme Yöntemi
Bu sistem havuz yetiştiriciliği olarak ta adlandırılır. Genellikle balık ve eklembacaklıların yetiştiriciliğinde
kullanılır. Bu sistemde toprak ve beton havuzların yanı sıra portatif yapıdaki polyester veya polymerden
yapılmış branda havuzlardan yararlanılır. Ayrıca kıyısal alanlar ağ ile çevrilerek üretimde yapılmaktadır. Bu
sistemlerde günlük su değişimleri kontrol altında olup ürün miktarının arttırılmasında oksijeneratörlerden
yararlanılır. Toprak havuzlarda ise son yıllarda jeo-membran sistemi uygulanmaktadır. Su debisinin artırılmasına
bağlı olarak bu sistemlerden stok yoğunluğu arttırılarak entansif amaçlı olarak ta yaralanılabilir. Ancak sistemde
meydana gelecek aksaklıklar üretimi olumsuz etkiler. Bu yüzden stoklama yoğunluğunun düşük tutulmasında
fayda vardır. Stok yoğunluğu beton havuzlar, brandalı havuzlar ve iç kısmı jeo-membran kaplı küçük hacimli
toprak havuzlarda 2-5 kg/m3 arasındadır. Büyük yapıdaki toprak havuzlardan 1-4 ton/hektar ürün edilebilir.
Entansif Yetiştirme Yöntemi
Dünyada ve ülkemizde yoğun olarak kullanılan bu yöntemde yüzer ağ kafes sistemlerinde yetiştiricilik
yapılmaktadır. Akuakültür çalışmalarının gelişmesine paralel olarak birim alandan daha çok verim almayı
sağlaması acısından su içerisinde yetiştirme sistemleri geliştirilmiştir.
Günümüzde kıyısal alanlarda, açık denizlerde ve okyanuslarda bile güvenlik içinde kurulabilecek sistemler
planlanmaktadır Günümüzde kıyı ötesi kafeslerde 2500-6000 m3' arası değişen hacimlerde tek bir sistemde
yıllık 150 ton üretim yapılabilmektedir. Bu sistemlerde su kalitesinin kıyısal bölgelere göre çok daha iyi olması,
işletmenin kendini ve başkalarını kirletme etkisinin az olması, birim alana daha yoğun stoklama imkanının
olması, daha hızlı balık gelişiminin sağlanması, uzun vadede ekonomik olması ve yüksek kapasite balık
stoklanabilmesi gibi özellikler bu sistemleri çekici hale getirmektedir (Özden ve diğ., 1998). Kafes sistemlerinde
sabit kafesler, yüzer kafesler, dalgıç kafesler ve döner kafesler kullanılmaktadır.
Ağ kafeslere kurulduğu yerin özelliklerine ve su kalitesinin durumuna göre 15-30 kg/m3 arasında stoklama
yapılabilir. Balıkların hızlı şekilde gelişimi için besleme teknikleri ve su sıcaklığı önemli rol oynar. Besleme
rejimlerinde yem kalitesinin yanı sıra balıkların ağırlıkları ile su sıcaklığı arasındaki ilişki dikkatli takip edilmelidir.
Bu dönemde kullanılan yemlerdeki protein %46-52, selüloz %2-4, ham kül %12-13, ham yağ % 10-11,
kalsiyum % 1.4-2.2, ve fosfor %1.15-1.5 arasında değişim göstermelidir. Bunun yanı sıra vitaminler ve iz
elementler yeterli miktarda kullanılmalıdır. Tablo 4'te çipura balıklarının ağırlıklarına göre 16-25 C'de besleme
oranları ve balıkların konulması gereken ağ göz açıklıkları verilmiştir. Kafeslerde düğümsüz ağ kullanılması
solungaç takılmalarının engellenmesi, pul dökülmesi ve vücutta meydana gelen çizilmelerin önlenmesi için
faydalıdır.
Tablo 4. Çipura balıklarının büyütülmesinde balık ağırlığına göre kullanılan yem boyutları,
besleme oranları ve ağ göz açıklıkları.
Yem Boyut
(mm)
0.9-1.2
1.25-1.5
1.5
2
3.2
4.5
6
Balık Ağırlığı
Su Sıcaklığı
Besleme Oranı
Ağ Göz Açıklığı
(gr)
1-3
3-8
8-15
15-35
35-80
80-250
250?
(0C)
16-25
(%)
2.8-3.2
2.4-2.9
2.2-2.7
1.8-2.2
1.4-1.8
1.2-1.6
1.2-1.6
(mm)
4
6
8
12
15
20
24
Ege Bölgesi koşullarında 4 aylık süreyi akuakültür tesislerinde geçiren çipura yavrularının ağ kafeslere çıktıktan
itibaren 12-14 aylık sürede 3-4 gram ağırlıktan 350-400 gram ağırlığa ulaşmaktadırlar. Bu süre ve ağırlık artışı
yetiştirme ortamının ekolojik şartlarına, kullanılan yemin içeriğine, balık stok yoğunluğuna, hastalık etkenleri ve
larva kalitesi göre değişim gösterebilir.
SONUÇ
Çipura larva yetiştiriciliğinde günümüzde halen istenilen yaşama oranları sağlanamamıştır. Oldukça zor ve
hassas bir üretim tekniği isteyen çipuraların başarı oranın arttırılmasında; ortam suyunun fiziko-kimyasal
yapısının sürekli kontrol edilmesi, ani değişimlerden kaçınılması, yumurtaların temininde pestisitlerden, metalik
iyonlardan, hipoklorid ve diğer kirliliklerden arındırılmış ortamlar yaratılması, hormon uygulamalarına dikkat
edilmesi ve canlı yumurtaların inkübasyona alınmadan önce dezenfekte edilmesi, yumurta ve larva stok
yoğunluğunun optimum oranlarda tutulması, ani abiyotik değişimlerden ve mekanik şoklardan kaçınılması,
larval aşamada ışık yoğunluğunun çok iyi ayarlanması, postlarval döneme geçmeden önce tank yüzeyinde
biriken yağ tabakasının yüzey alanı hesaplanarak hava süpürgeleri ile ortamdan uzaklaştırılması, 12-14 günler
arasında ortam şartlarında değişim olmadan bazı larva tanklarının yaşama oranları diğer tanklardan önemli
oranda düşük ise bu tankların klorlanarak iptal edilmesi, hava kesesi gelişimi süresince su şartları ve ortam
düzeninde ani değişimler olmaması, larvalara verilen canlı yem kaynakları olan rotifera (Brachionus plicatilis) ve
artemiaların (Artemia sp. ) gerekli yağ asitleri ve vitaminler ile zenginleştirilmesi, larva tanklarına uygulanan
debinin larva yaşı ile doğru orantılı olarak arttırılması, debi hesaplarının yapılmasında larva hızı ve direncinin
göz önüne alınması, özellikle hava kesesinin fonksiyonel olmamasına bağlı olarak deformasyona uğrayan
larvaların 70-80. günlerde birbirinden ayrılması, bu ayırma tekniklerinin yavrular ağ kafeslere gönderilmeden
önce mutlaka yapılması, hastalık etmenlerine karşı gerekli önlemlerin alınması, içerik yönünden yüksek besin
değerine sahip yemlerin sövraj, ön büyütme ve büyütme dönemlerinde kullanılması başarının arttırılmasında
yararlı olacaktır.
Tüm bu koşullar yerine getirilmeye çalışılsa da üretimin çeşitli safhalarında değişik sorunlarla karşılaşılacaktır.
Geliştirilen üretim tekniklerinin takibi ve ülkemiz koşullarına uygulanması sayesinde kalite ve kantite her geçen
gün artacaktır.
LİTERATÜR
-
Artemia Systems, 1991. User’s guide Artemia Systems N.V. Belgium
: 20.
Alpbaz, A.G., 1990. Deniz Balıkları Yetiştiriciliği. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Yüksekokulu Yayınları No.
Camus, P., Koutsikopoulos, A., 1984. Incubation experimentale et developpement embryonaire de
la daurade royale Sparus aurata (L.), a differentes temperatures. Aquaculture, 42, 117-128.
Chatain, B., 1989b. Problems Related to the Lack of Functional Swimbladder in Intensiv Rearing of
Dicentrarchus labrax and Sparus auratus. Advances in Tropical Aquaculture. 699-709.
Chatain, B., Guschemann, N., 1990. Improved Rate of Swimbladder on Mortality of
Dicentrarchus labrax During Weaning. Aquaculture 78: 55–61.
Chatain, B., Corrao, D., 1992. A Sorting Method for Eliminating Fish Larvae without Functional
Swimbladders. Aquaculture, 107. 81-88.
Chervinski, J., Chanin, Y. 1985. Gilthead sea bream (Sparus aurata L.) a candidate for culture in
ponds- Laboratory experiments. Bamidgeh 37 (2), 42.
Conides, A., 1992. Effects of salinity on growth, food conversion and maintenance of young
gilthead sea bream, S. auratus. PhD thesis, University of Athens, Greece, 185 pp.
Çörüş, İ., 1993. Fransa’ da Levrek (Dicentrarchus labrax) Balığı Larvası Haçeri Sistemleri. E. Ü. Fen
Bil. Ens.
Divanach, P., Kentouri, M., Dewarrin, G. 1986. Sur le sevrage et l’ evolution des perfomaves
biologiques d’ alevins de daurades, Sparus auratus provevant d’ elevage extensif, apres replacement des
nourrisseurs en continue par des distributeurs libre service.
Equipe Merea, 1987. Maitrise de la Qualite des Alevins de loup (Dicentrarchus labrax) Produits en
Elevage Intensif. La Pis. Française, 85: 17–23.
-
FAO,1987. Identification sheets for the Mediterranean and Black Sea.Fishing Area 37.1343-1375.
France Aquaculture, 1987. Elevage Larvaire du Loup en Conditions Intensives. Rapport Interne.
Centre National D’ Aquaculture Monastır, 87.07, 1-23.
Freddi, A., Berg, L.,Bilio, M., 1981. Optimal salinity-temperature combinations for the early life
stages of gilthead sea brea, Sparus aurata. J. World maric. Society 12, 130-136
Gordin, H.; Zohar, Y., 1978. Induced spawning of Sparus aurata (L.) by mean of hormonal
treatments. Annales Biologie Animale Biochimie Biophysique, 18, 985-90.
Özden, O., Güner, Y., Alpbaz, A. G., Altunok, M., 1998. Kıyı Ötesi Ağ Kafes Teknolojisi. E.Ü. Su
Ürünleri Fakültesi Dergisi. Cilt:15 Sayı:1-2
Tandler, A., Helps, S., 1985. The effect of photoperiod and water exchange rate on growth and
survival of gilthead sea bream (Sparus aurata) from hatching to metamorphosis in mass rearing system.
Aquaculture 48, 71-82.
Timmons, M.,B., Losordo, T.M., 1994. Aquaculture Water Resume Systems: Engineering Design
and management. Elsevier Science B.V., New York
Zohar, Y., Gordin, H., 1979. Spawning kinetics in the gilthead sea bream, S. aurata L. after low
doses of human chorionic gonadotropin. Journal of Fish Biology, 15, 665-70.
Zohar, Y., Harel, M., Hassin, S., Tandler, A., 1995. Broodstock Management and egg and larval
quality.94-118. Editors: Bromage, R., Roberts, R. Blackwell Science Ltd. Cambridge UK.
Zohar, Y.; Billard, R.;Weil, C., 1984. La reproduction de la daurade et du bar: Le cycle sexuel et
l’induction de la ponte. In aquaculture de bar et des Sparides, (eds R. Billard; G. Barnabe), pp. 3-24. INRA
Press, Paris.
Zohar, Y.;Tosky, M.; Pagelson, G.; Finkelman, Y., 1989a. Induction of Spawning in the Gilthead
Sea bream, Sparus aurata, using [D-Ala6-Pro9NET] –LHRH: Comparison with the Use of hCG. Israel Journal of
Aquaculture, 4, 105-13.
Zohar, Y., Goren, A., Tosky, M., Pagelson, G., Liebovitz, D., Koch, Y. 1989b. The bioactivity of
gonadotroin-releasing hormones and its regulation in the gilthead sea bream, Sparus aurata, in vivo and in
vitro studies. Fish Physiology and Biochemistry, 7, 59-67.
Zohar, Y., Breton, B., Sambroni, E., Fostier, E., Tosky, M., Pagelson, G., Liebovitz, D. 1990a.
Development of homologous radioimmunoassay for a gonadotropin of the gilthead sea bream, Sparus aurata.
Aquaculture, 88, 189-204.

Benzer belgeler

Çipura Yetiştiriciliği

Çipura Yetiştiriciliği 18°C arasında tutulmalıdır. Yumurtlayacak populasyon strese karşı çok hassas olduğundan yumurtlama süresince stres faktörleri ortada kaldırılmalıdır. 3.2 Yumurta Özellikleri: Canlı yumurtalar orta...

Detaylı