PDF İndir

Transkript

PDF İndir
e-TRALLEIS
Tralleis Elektronik Dergisi
1 (2013) 11-17
http://dergi.etralleis.com
©ADÜ
Aydın İlinde Üretilen Zeytinyağlarının Aflatoksin İçerikleri1
Aslı YORULMAZ1
Cavit BİRCAN1
1
Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Aydın
ESER BİLGİSİ
Araştırma Makalesi – Tarım Bilimleri
Sorumlu Yazar: Aslı YORULMAZ, [email protected]
Yayına Kabul Tarihi: 12 Aralık 2012
Özet: Çalışmanın amacı Aydın ilinde üretilen zeytinyağlarının aflatoksin içeriğinin tespit edilmesidir. Bu amaçla 2008/2009
ve 2009/2010 hasat yıllarında farklı zeytinyağı fabrikalarından toplam 50 adet örnek temin edilmiştir. Aflatoksin içeriğinin
belirlenebilmesi için örnekler metanolle ekstrakte edilip, immunoaffiniti kolondan geçirilerek RP-HPLC’de analiz edilmiştir.
Kromatografik ayırım nükleosil dolgu maddeli kolonda, potasyum bromür ve nitrik asit içeren su:metanol (53:47) mobil
fazında gerçekleşmiştir. Türevlendirme için Kobra Cell kullanılmış ve örneklerde G1, G2, B1 ve B2 aflatoksinleri
tanımlanmıştır. Elde edilen sonuçlar örneklerin % 96’sında hiçbir aflatoksin bulaşısının olmadığını, sadece iki örnekte
ortalama 0,10 ppb düzeyinde aflatoksin B1 bulunduğunu ortaya koymuştur. Tespit edilen bu miktar Türk Gıda Kodeksi ‘Gıda
Maddelerindeki Bulaşanların Maksimum Limitleri Hakkında Tebliğ’de ‘Bulunması muhtemel riskli gıdalar’ için belirlenen
limitlerin altındadır. Sonuçlar zeytinyağı üreten fabrikaların işleme sırasında gösterdikleri özeni ortaya koyabileceği gibi,
zeytinyağında bulunan fenolik maddelerin olası koruyucu etkisini de düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Aflatoksin, HPLC, zeytinyağı
Aflatoxin Content of Olive Oils Produced in Aydın Province
Abstract: The aim of the study is to determine the aflatoxin content of olive oils produced in Aydın province. For this
purpose 50 olive oil samples produced in 2008/2009 and 2009/2010 harvest years were obtained from olive oil plants. To
determine the aflatoxin content, samples were extracted with methanol, applied to immunoaffinty column and analysed with
RP-HPLC. Chromatographic elution was performed in nucleosil column with water:methanol (53:47) mobil phase including
potassium bromide and nitric acid. Elctrochemically generated Kobra Cell was used for post-column derivatization and G1,
G2, B1, B2 aflatoxins were qualified in samples. Results have shown that 96% of the samples were not contaminated with
aflatoxins; while only two of the samples were contaminated with aflatoxin B 1 at 0,10 ppb level. This level of contamination
is within the limits of Turkish Food Codex, ‘Communique on determining the maximum levels of certain contaminants in
foodstuffs’ determined for ‘Other foodstuffs’. Results may either note the careful attention of olive oil factories during
production or they may point out the protective effects of phenolics present in olive oil.
Key words: Aflatoxin, HPLC, olive oil
11
Giriş
Gıda maddelerinde veya tarımsal ürünlerde bulunan
küfler, uygun şartlar oluştuğu takdirde istenmeyen
değişikliklere ve bozulmalara neden olabilmektedir.
Bunun yanında geliştikleri ürünlerde toksik özellikte
olabilecek çeşitli metabolitleri de üretebilmektedirler.
Bu metabolitlere ‘‘mikotoksin’’ adı verilmekte olup,
bunlar insan ve hayvanlarda ‘‘mikotoksikosiz’’ adı
verilen bazı hastalıklara yol açmaktadır. Birçok küf
çeşidi tarafından üretilen mikotoksinler içinde en
toksik olduğu bilinen grup aflatoksinler’dir (Dıraman,
2003). Aflatoksinler, Aspergillus flavus, Aspergillus
paraciticus ve Aspergillus nomius’un toksijenik
suşları tarafından üretilen toksik, immunosupresif,
mutajenik, teratojenik metabolizma ürünleridir
(Concon, 1988; Castegnaro ve Mcgregor, 1998).
Aflatoksinler, aflatoksin B1, B2, G1, G2, M1, M2 olmak
üzere başlıca altı ana bileşikten oluşur (Van Egmond,
1977; Concon, 1988). Ayrıca gerek küflü
kültürlerden, gerekse hayvan vücudundan elde edilmiş
metabolitleri ile (aflatoksin B2α, G2α, P1, Q1 ve
aflatoksikol gibi) bu sayı 17’yi bulmaktadır (Concon,
1988; Pitter, 1998). Aspergillus flavus sadece B
toksinlerini üretirken, Aspergillus paraciticus ve
Aspergillus nomius hem B hem de G toksinlerini
üretirler. Aflatoksinler arasında en yüksek toksik
etkiye sahip olan fraksiyon aflatoksin B1’dir ve sırayla
bunu aflatoksin M1, G1, B2 ve G2 takip etmektedir
(Gourama ve Bullerman, 1995). Ayrıca aflatoksin
B1`in birinci dereceden kanserojen olduğu tespit
edilmiştir (Akiyama, 2001). Uzun yıllardan beri
yapılan araştırmalar sonucu aflatoksinlerin insan ve
hayvanlarda akut aflatosikosiz, karaciğer kanseri, Hint
çocuk sirozu, Rye sendromu, encefalopati, iç
organlarda yağ dejenerasyonu, mutajenite ve
nefrotoksisiteye sebep oldukları tespit edilmiştir
(Palmgreen ve Hayes, 1987). Bundan dolayı çoğu
ülkelerde alınan ve satılan ürünlerde izin verilen
aflatoksin seviyesi kanunlarla sıkı denetim altına
alınmıştır (Van Egmond, 1989; Akiyama, 2001).
Örneğin Avrupa Birliği Yönetmeliği, insan tüketimine
hazır kuru gıdalarda aflatoksin B1 için en çok 2 ppb,
toplam aflatoksin için ise en çok 4 ppb
seviyesine izin vermektedir (Anonim, 2002).
Ülkemizde yürürlükte olan “Gıda Maddelerindeki
bulaşanların Maksimum Limitleri Hakkında Tebliğ”
de işlenmiş ürünlerin de dahil olduğu birçok gıdada
aflatoksin B1, toplam aflatoksin (B1+B2+G1+G2) ve
aflatoksin M1 için sırasıyla en çok 5, 10 ve 0,5 μg kg-1
ile sınırlandırılmıştır (Anonim, 2009).
Aflatoksinler tahıllar, kuru yemişler, meyveler, yağlı
tohumlar, kuru meyveler, baharatlar gibi pek çok
bitkisel ürünü depolama sırasında etkileyebilmektedir
(Weidenbörner, 2001). Yüksek sıcaklık ve nem,
küflerin gelişmesi ve toksin oluşumu için optimum
koşulları oluşturmaktadır. Ayrıca aflatoksinler coğrafi
bölge, tarımsal uygulamalar ve ürünün hasat öncesi
ve/veya sonrası fungal enfeksiyona duyarlılığına bağlı
olarak da gıda ürünlerinde farklı konsantrasyonlarda
bulunabilmektedir. Zeytin ve ürünlerinde toksin riski
de birçok araştırıcı tarafından bildirilmiştir (Bircan,
2006; Heperkan ve ark., 2006).
Zeytin ve zeytin ürünleri daha çok Akdeniz
havzasında üretilen, bu nedenle Akdeniz ülkeleri
diyetleri, ekonomileri ve kültürlerinde önemli yeri
olan gıda maddeleridir. Özellikle zeytinyağı özel
aroması, lezzeti, yüksek oksidatif stabilitesi ve sağlık
üzerine yaptığı olumlu etkiler nedeniyle son yıllarda
giderek artan bir ilgi görmektedir. Türkiye, sahip
olduğu coğrafi konum ve iklim özellikleri nedeniyle
dünyanın önde gelen zeytin ve zeytinyağı
üreticilerindendir. Zeytinin anavatanı olarak kabul
edilen ülkemizde 100 milyon civarında zeytin ağacı
bulunmaktadır. Son yıllarda sağlanan teşvik ve
desteklerle zeytin ağacı sayısında önemli artışlar
kaydedilmektedir. Bu artışların devam edeceği ve
gelecekte ülkemizin gerek zeytin, gerekse zeytinyağı
üretiminde daha üst sıralarda yer alacağı
öngörülmektedir. Aydın ili % 20’lik dikili alan ve %
22.2’lik üretim hacmiyle ülkemizde zeytin
yetiştiriciliği yapan iller arasında ilk sırada yer
almaktadır.
Ülkemizde yetiştirilen zeytinlerin bir kısmı sofralık
olarak değerlendirilmekte, fakat büyük kısmı yağa
12
A. YORULMAZ, C. BIRCAN
işlenmektedir. Yağlık olarak değerlendirilecek
zeytinler ekim-ocak ayları arasında hasat edilerek,
genellikle çuvallarla ya da plastik kasalarla zeytinyağı
fabrikalarına taşınmaktadır. Fabrikaya ulaştırılan
zeytinlerin
ideal
olarak
hemen
işlenmesi
gerekmektedir. Ancak hasatta karşılaşılan güçlükler,
periyodisite gösteren bir ürün olması, zeytinlerin 2-3
ay gibi kısa bir süre içinde hasat edilme zorunluluğu
zeytinlerin depolanmasını gerekli kılmaktadır. Bu
nedenle zeytinler çoğunlukla yağa işlenmeden önce
bir süre depolanmaktadır. İdeal depolama, zeytinlerin
düz ve beton zeminli bölmelerde veya kerevetlerde,
25°C sıcaklıkta ve % 75 nem düzeyinde, 20 cm
yükseklikte bir yığın olarak en fazla birkaç gün
tutulmalarıdır (Rahmani, 2000). Fakat ülkemizde
yaygın olarak uygulanan yöntem, zeytinlerin yığınlar
halinde yada çuvalların üst üste konarak
depolanmasıdır. Bu şekilde günlerce bekletilen
zeytinlerde meyvelerin solunumu sonucu meydana
gelen sıcaklık artışı hem mikrobiyel gelişimi ve
mikotoksin oluşumunu teşvik etmekte hem de lipaz
enziminin faaliyeti sonucu yağın asitliğinin artışına
neden olmaktadır. Zeytinlerde bu şekilde mikotoksin
kirliliği meydana gelmekte ve söz konusu
mikotoksinlerin, özellikle aflatoksinlerin işleme
sırasında
zeytinyağına
transferi
mümkün
olabilmektedir. Zeytinyağı üretim yöntemlerinden biri
olan presleme yöntemi, zeytinden yağa aflatoksin
bulaşısı için uygun zemin hazırlayan bir yöntem
olarak dikkat çekmektedir. Meyvede veya yeterince
temizlenmemiş presleme sistemindeki zeytin hamuru
kalıntılarında küf gelişimi ve mikotoksin oluşumu
meydana gelmektedir. Mahjoub ve Bullerman (1990),
presleme yöntemiyle zeytindeki aflatoksinlerin % 1847 oranında zeytinyağına geçtiğini bildirmişlerdir.
araştırmada 50 adet Yunanistan orijinli 1985 ve 1998
yılları ürünü zeytinyağlarında AFB1 analizi
yapmışlardır. Örneklerin % 72 ‘nde AFB1 olduğu
görülmüş ve AFB1 değişim sınırları 2.8–15.7 ng kg-1
olarak bulunmuştur. Ancak bir zeytinyağı örneğinin
46.3 ng kg-1 AFB1 içerdiği tespit edilmiştir. Ferracane
ve ark. (2007), Daradimos ve ark. (2000) tarafından
geliştirilen metodu modifiye ederek İtalya ve Kuzey
Afrika’dan aldıkları 30 ayrı zeytinyağı örneğinin
AFB1 ve okratoksin A içeriğini tespit etmişlerdir. Elde
ettikleri sonuçlar örneklerdeki okratoksin A düzeyinin
17.0 ng g-1, AFB1 düzeyinin ise 2.4 ng g-1 düzeyine
kadar çıkabildiğini göstermiştir.
Humeid ve Abu Blan (1987) yapmış oldukları
araştırmada depolama süresince zeytinlerde gelişen
küflerin, yağın asitliği ve AFB1 üretimi üzerine
etkilerini incelemiştir. Çalışmada zeytinyağındaki
asitlik düzeyinin zeytindeki küf türlerine göre
değişkenlik gösterdiği ve küfler ile infekte edilen
bütün zeytinyağlarının ultraviole lamba altında
floresans spot göstermesine rağmen Aspergillus flavus
ile infekte olmuş örneklerin hiçbirinde aflatoksin
bulunmadığı görülmüştür. Zeytin danelerinin yağ
çıkarılması öncesinde uygun olmayan bekletme
şartları
altında
tutulması
halinde,
çeşitli
mikroorganizmaların saldırısına maruz kalmaya
eğilimli oldukları ve bunların yağ kalitesi üzerine
asitlik artışı, tat ve koku bakımından büyük bir kusur
olarak etkilediği ve zeytinlerde küf gelişmesinin
etkisini azaltmak için depolama süresince zeytinlerin
korumasına özen gösterilmesi gerektiği deneysel
olarak bu çalışma sonuçlarında verilmiştir.
Cavaliere ve ark. (2007) zeytinyağındaki aflatoksin
B1, B2, G1, G2’nin tespiti için sıvı kromatografi-ardışık
kütle
spektrometresi-elektrosprey
iyonizasyon
(LC/ESI-MS/MS)
yöntemini
geliştirmişlerdir.
Örneklerdeki aflatoksin içeriği 0.04 and 0.12 ng g-1
arasında değişen değerler almıştır.
Zeytinyağlarının aflatoksin içeriğini tespit etmeye
yönelik çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Letutour ve
ark. (1983) klasik ince tabaka kromatografi yöntemi
ile zeytinyağlarında aflatoksin B1 (AFB1) ve
okratoksin A ‘nın eş zamanlı olarak tespitini
yapmışlardır. Bu yöntem ile örneklerde belirlenen en
düşük miktar sınırı, okratoksin A için 40 μg kg-1
olmuş, AFB1 ise 4 μg kg-1 olarak bulunmuştur.
Daradimos ve ark. (2000) yapmış oldukları
Mahjoub ve Bullerman (1988) yapmış oldukları bir
çalışmada zeytinyağındaki AFB1’in stabilitesi üzerine
kızartma işlemi, sıcaklık, güneş ışığı ve depolama
zamanının etkilerini incelemişlerdir. Araştırıcılar
13
A. YORULMAZ, C. BIRCAN
depolama sonucunda mevcut AFB1‘in % 50’den daha
çoğunun geri kazanıldığını, güneş ışığına maruz
bırakma
işleminin
herhangi
bir
etkisinin
görülmediğini, 250°C ‘deki uygulamanın ise toplam
AFB1’in % 65’ini azalttığını belirlemişlerdir.
Sızma zeytinyağı ham halde (rafine edilmeden)
tüketilen bir üründür. Parker ve Melnick (1996)
yaptıkları
çalışmada
rafinasyonun
ham
zeytinyağlarındaki aflatoksini kısmen uzaklaştırdığını
ifade etmişlerdir.
imminoaffiniti kolondan (R-Biopharm Rhone Ltd.)
geçirilmiş, kolon ayrıca 50 ml PBS (Phosphate buffer
saline), 1250 μL metanol, 1250 μL suyla yıkanmıştır.
Süzüntü 0.45 μm çapındaki teflon filtreden
geçirildikten sonra viallere alınarak Shimadzu marka
HPLC’de analiz edilmiştir. Bütün örnekler ikişerli
paraleller halinde analiz edilmiştir.
Bu çalışmada Türkiye’de en fazla zeytin yetiştiriciliği
yapılan il olan Aydın’da üretilen zeytinyağlarından iki
farklı hasat yılında 50 adet örnek toplanarak,
zeytinyağların genel aflatoksin içeriğini tespit
edilmiştir. Ülkemiz zeytinyağlarının aflatoksin
içeriğine ilişkin hiçbir veri bulunmamaktadır. Bu
çalışma varolan bilgi eksikliğini gidermede yapılacak
diğer çalışmalar için zemin oluşturmayı hedeflemiştir.
Bununla beraber bu çalışmaya ait sonuçlar insan
sağlığına önemli etkileri olan zeytinyağının elde
edilmesinde, dalından koparılıp, işlenip sofralarımıza
gelene kadar geçen sürecin ne kadar hijyenik olduğu
konusunda fikir vermektedir.
Sistem kontrolör: SCL-10A
İzokratik pompa: LC-10AT
Dedektör: Floresans dedektör RF-10AXL
Kolon fırını: CTO-10AS
Otoenjektör: SIL-10AD
Kolon: Nucleosil Macherey Nagel (250x 4.6 mm I.D
5 μm)
Akış hızı: 1.0 ml/dk
Mobil faz: Su ( %53) + Metanol (%47) + 0.12 g
potasyum bromür + 100 μL nitrik asit
Kolon sıcaklığı: 35°C
Enjeksiyon hacmi: 20 μL
Excitation: 362 nm
Emission: 425 nm
En küçük analiz limiti (limit of detection): 0.11
En küçük belirleme limiti (limit of quantification): 0.2
HPLC sistem özellikleri ve çalışma koşulları aşağıda
verildiği gibidir:
Materyal ve Yöntem
Materyal
Aflatoxin B1 ve G1’in UV altında daha iyi floresan
etki vermesi ve konsantrasyonunun belirlenmesi için
elektrokimyasal olarak üretilen KBr (Kobra Cell, 100
µA) (R-Biopharm Rhone Ltd., Glasgow, UK.)
kullanılarak aflatoksinler floresan dedektörler
vasıtasıyla tespit edilmiş ve G1, G2, B1 ve B2
aflatoksinleri tanımlanmıştır. RP-HPLC (Shimadzu,
Tokyo, Japan) cihazının kalibrasyonu, analiz edilecek
aflatoksin türleri (B1, B2, G1, G2) için 7 noktalı olarak
gerçekleştirilerek korelasyon katsayısı değeri her bir
tür aflatoksin için hesaplanmıştır. Aflatoksin B1 için
korelasyon katsayısı (r2) 0.999806, aflatoksin B2 için
0.99995, aflatoksin G1 için 0.999987, aflatoksin G2
için 0.999922’dir.
Çalışmada 2008/2009 ve 2009/2010 hasat yıllarında
üretilmiş toplam 50 adet zeytinyağı örneği farklı
zeytinyağı fabrikalarından temin edilmiştir. Çalışmada
kullanılan zeytinyağı örneklerinin tümü 3 fazlı
santrifüj yöntemiyle elde edilmiştir.
Yöntem
Yöntem yağ örneklerinden aflatoksin ekstraksiyonu
ve elde edilen ekstrenin ters faz-yüksek performans
sıvı kromatografide (RP-HPLC) analizi aşamalarından
oluşmaktadır.
Aflatoksinlerin ekstraksiyonu için 50 g yağ örneğine
100 ml metanol ilave edilmiş, karışım 2 dk yüksek
hızda karıştırıldıktan sonra 15 dk boyunca 4000 rpm
dönüş hızı ile santrifüj edilmiştir. Elde edilen üst faz
filtre edildikten sonra 5 ml hacmindeki ekstre,
14
A. YORULMAZ, C. BIRCAN
yöntemi ile zeytinyağlarında aflatoksin B1 (AFB1) ve
okratoksin A ‘nın eş zamanlı olarak tespitini
yapmışlar; bu yöntem ile en düşük miktar sınırını,
okratoksin A için 40 μg kg-1; AFB1 için ise 4 μg kg -1
olarak belirlemişlerdir. Cavaliere ve ark. (2007)
zeytinyağındaki aflatoksin B1, B2, G1, G2’nin tespiti
için sıvı kromatografi-ardışık kütle spektrometresielektrosprey iyonizasyon (LC/ESI-MS/MS) yöntemini
geliştirmişlerdir. Örneklerdeki aflatoksin içeriği 0.04
and 0.12 ng g-1 arasında değişen değerler almıştır.
Geri kazanım çalışması
Bu metodun laboratuar validasyonunda, aflatoxin
içermeyen zeytinyağı örnekleri toplam
8 µL kg-1
seviyede toplam aflatoksin ile kontamine edilerek,
ortalama geri kazanım aynı prosedürün üç defa
çalışılması ile gerçekleştirilmiştir (Çizelge 1).
Çizelge1. Zeytinyağında geri kazanım çalışması
Geri kazanım oranı1 %
Materyal
Zeytinyağı2
RSD3%
8 ng g-1 (toplam)
Tartışma ve Sonuç
78.75±21.5
27.30
Zeytinyağı, bileşiminde % 98 oranında bulunan
trigliseritlerle birlikte, % 2 oranında fenolik maddeler,
serbest yağ asitleri, steroller, hidrokarbonlar, alifatik
ve triterpenik alkoller, uçucu bileşenler ve
antioksidanları içerir (Kayahan ve Tekin, 2006).
Zeytinyağının temel antioksidanları karotenler ile
hidrofilik ve lipofilik fenolleri içeren fenolik
maddelerdir (Boskou, 1996). Bu çalışma kapsamında
incelenen 50 örneğin % 96’sında aflatoksin tespit
edilemeyişinin nedenleri üretici fabrikaların üretimden
önce
zeytinleri
uzun
süre
depolamayıp
mikroorganizma faaliyetini engellemeleri ve hijyenik
koşullara çok dikkat etmeleri olabileceği gibi; diğer
bitkisel rafine yağlarda bulunmayıp sadece natürel
zeytinyağında bulunan fenolik maddelerin olası
koruyucu etkisinin de olabileceği düşünülmektedir.
Yapılan bilimsel çalışmalar zeytin ve zeytinyağında
bulunan fenolik maddelerin antimikrobiyel ve
antifungal aktiviteye sahip olduklarını (Tuck ve
Hayball, 2002; Del Rio ve ark., 2003) ve aflatoksin
üretimini engelleyici etkileri olduğunu ortaya
koymuştur (Sinha ve Singh 1981; Paster ve ark.,
1988).
1
Değerler 3 analizin ortalaması şeklinde verilmiştir.
Aflatoksinlerin ortalama oranları (B1 + B2 + G1 + G2)
3
Rölatif standart deviasyonu
2
Bulgular
Bu çalışma temel olarak Aydın ilinde üretilen
zeytinyağlarının
aflatoksin
içeriklerinin
belirlenmesini, bunun yanında zeytinyağlarındaki
aflatoksin miktarının tayini için de bir analitik yöntem
geliştirilmesini
amaçlamıştır.
Geri
kazanım
çalışmalarında elde edilen % değerler B1, B2, G1 ve G2
için sırasıyla % 95, 80, 92 ve 48 olarak tespit
edilmiştir.
Analiz edilen 50 adet örneğin % 96’sında hiçbir
aflatoksin bulaşısı tespit edilememiştir. Sadece iki
örnekte aflatoksin B1 varlığı saptanmıştır. Her iki
örnekte de ortalama 0.10 ppb düzeyinde aflatoksin B1
belirlenmiştir. Tespit edilen bu miktar Türk Gıda
Kodeksi
‘Gıda
Maddelerindeki
Bulaşanların
Maksimum Limitleri Hakkında Tebliğ’de ‘Bulunması
muhtemel riskli gıdalar’ için belirlenen limitlerin
altındadır. Yunanistan’da üretilen 50 adet zeytinyağı
ile yapılan bir çalışmada örneklerin % 72 ‘nde AFB1
varlığı tespit edilmiş ve değişim sınırları 2.8–5.7 ng
kg-1olarak belirlenmiştir (Daradimos ve ark., 2000).
İtalya ve Kuzey Afrika zeytinyağları için yapılan bir
çalışmada ise yağ örneklerinde 17.0 ng g-1 kadar
okratoksin A ve 2.4 ng g-1 AFB1 kadar varlığı
saptanmıştır (Ferracane ve ark., 2007). Letutour ve
ark. (1983) ise klasik ince tabaka kromatografi
Gerçekleştirilen bu çalışma, Türkiye’de üretilen
zeytinyağlarının aflatoksin içeriğiyle ilgili bilgi veren
bir başlangıç araştırmasıdır. Yapılacak ileri
çalışmalarda farklı süreler bekletilen zeytinler
araştırma kapsamında yağa işlenmeli, yağa işleme
sırasında farklı mikotoksinlerin yağa ne kadar transfer
olduğu, farklı fenolik yapısına sahip farklı çeşitlerde
bu transferin nasıl gerçekleştiği ortaya konulmalıdır.
15
A. YORULMAZ, C. BIRCAN
Kaynaklar
Akiyama, H., Goda, Y., Tanaka, T., Toyoda, M. 2001.
foods and feeds: A review. Journal of Food Protection,
Determination of aflatoxins B1, B2 and G2 in spices
58: 1395-1404.
using multifunctional column clean-up. Journal of
Heperkan, D., Meriç, B.E., Şişmanoğlu, G., Dalkılıç, G., Güler,
Chromatography A, 932: 153-157.
F.K. 2006. Mycobiota, mycotoxigenic fungi, and citrinin
Anonim, 2002. Survey of nuts, nut products and dried tree fruits
production in black olives. In Advances in Food
for mycotoxins. Joint Food Safety and Standard Group,
Microbiology, AD Hocking, JI Pitt,RA Samson, U Thrane
Food Surveillance Information Sheet, No: 21/02.
(eds), pp. 203-210, Springer, New York.
Anonim,
2009.
Türk gıda kodeksi,
gıda
maddelerindeki
Humeid, M.A., Abu Blan, H. A. 1987. Effect of molds invading
bulaşanların maksimum limitleri hakkında tebliğ. 24885
olive fruits during storage on oil acidity and aflatoxin
Sayılı Resmi Gazete.
(B1) production. Dirasat ( Jordan ) 14 (11) 191.
Bircan, C. 2006. Determination of aflatoxins in olives by
Kayahan, M., Tekin, A. 2006. Zeytinyağı üretim teknolojisi.
immunoaffinity column extraction using HPLC ,J. Food
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Kitaplar Serisi:15,
Quality, 29: 126–138.
Filiz Matbaacılık San. Tic. Ltd, 198 s, Ankara.
Boskou, D. 1996. Olive oil chemistry and technology. AOCS
Letutour, B., Tantouı-El Irakı, A., Hılal, L. 1983. Simultaneus
Press, Champaign, IL, 161 p, USA.
detection lof aflatoxin B1 and ochratoxin A in olive oil. J.
Castegnaro, M., Mcgregor, D. 1998. Carcinogenic risk assesment
Of the American Oil Chemists Society. 60 (4) : 835.
of mycotoxins. Rev. Vet. Med. 149: 671-678d.
Mahjoub, A., Bullerman, L. B. 1988. Effects of storage time,
Cavaliere, C., Foglia, P., Guarino, C., Nazari, M., Roberto, S.,
sunlight, temperature, and frying on stability of aflatoxin
Lagana, A. 2007. Determination of aflatoxins in olive oil
B1 in olive oil. Lebensmittel – Wissenscahft und
by liquid chromatography-tandem mass spectrometry.
Technologie. 21 (1) :29.
Anal. Chim. Acta, 596: 141-148.
Mahjoub, A., Bullerman, L.B. 1990. A method for aflatoxin B1
Concon, J. M. 1988. Contaminants and additives. In “Food
determination in olives. Revue Francaise de Corps Gras.
Toxicology”, Part B, Marcel-Dekker Inc. New York, 667-
37, 245-246.
743.
Palmgreen, M.S., Hayes, A.W. 1987. Aflatoxin in food. In:
Daradimos, E., Marcaki, P., Koupparis, M. 2000. Evalution and
Mycotoxin in Food. P. Krough(Ed).,Academic Press. Inc.
validation of two flouremetric HPLC methods for the
pp: 65.
determination of aflatoxin B1 in olive oil. Food Additivies
Parker, W.A., Melnick, D. 1996. Absence of aflatoxins from
and Contaminants. 17 (1):65.
refined vegetable oils. J. Am. Oil Chem. Soc., 43: 635-
Del Rio, A.J., Baidez, G.A., Botia, M.J., Ortuno, A. 2003.
638.
Enhancement of phenolic compounds in olive plants
Paster, N., Juven, B.J., Harshemesh, H. 1988. Antimicrobial
(Olea europaea L.) and their influence on resistance
activity and inhibition of aflatoxin B1 formation by olive
against Phyphthora sp. Food Chem. 83, 75–78.
plant tissue constituents. J. Appl. Bacteriol. 64, 293–297.
Dıraman, H. 2003. Zeytinyağlarında mikotoksin problem. Türkiye
Pitter, A. 1998. Natural occurrence of mycotoxins in foods and
1. zeytinyaği ve sofralik zeytin sempozyumu bildirileri,
feeds an updated review, Revue de Medicine Veterinaire,
211-215.
149: 479-492.
Ferracane, R., Tafuri, A., Logieco, A., Galvano, F., Balzano, D.,
Rahmani, M. 2000. HACCP quality control in the production of
Ritieni, A. 2007. Simultaneous determination of aflatoxin
virgin olive oil. Olivae (English Edition) 84 :50.
B1 and ochratoxin A
Sinha, K.K., Singh, P. 1981. Effect of some phenolics on aflatoxin
production and growth of Aspergillus parasiticus. Indian
and their natural occurrence in Mediterranean virgin olive
Phytopathology.34, 530–531.
oil. Food Addit. Contam., 24 (2): 173-180.
Tuck, L.K., Hayball, J.P. 2002. Major phenolic compounds in
Gourama, N., Bullerman, L., B. 1995. Aspergillus flavus and
olive oil: Metabolism and health effects. J. Nutr.
Aspergillus paraciticus: Aflatoxigenic fungi of concern in
Biochem. 13, 636–644.
16
A. YORULMAZ, C. BIRCAN
Van Egmond, H.P., Paulsch, W.E., Veringa, H.A., Schuller, P.L.
1977. The effect of processing on the aflatoxin M1
content of milk and milk products. Archieves of the
Institute Pasteur (Tunis), 4: 381-390.
Van Egmond, H.P. 1989. Aflatoxin M1: Occurrence toxicity
regulation. In: Mycotoxins in Dairy Products, Van
Egmond, H.P. (Ed.). Elsevier, London, pp: 11-55.
Weidenbörner, M. 2001. Encyclopedia of food mycotoxins.
Springer-Verlag Berlin, Hiedelberger, 294 s, Germany.
17

Benzer belgeler