et urunleri:Layout 1

Transkript

et urunleri:Layout 1
SAYFA 01
2
> 11 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA
Et Ürünleri
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
[email protected] <
FOCUS
Bonfilet, büyümesini sürdürüyor
Ev içi ve ev dışı et
tüketimine yönelik olarak
paketlenmiş kırmızı ette
büyümeyi sürdürdüklerini
belirten Hakan Akkoyun,
geçtiğimiz yıl faaliyete
geçirdikleri tesisleriyle
kapasitelerinin arttığına
dikkat çekti
Bonfilet Et Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akkoyun, paketlenmiş kırmızı et alanında sektöre hizmet veren firmalarının
büyümesini sürdürdüğünü belirterek, “Ev içi ve ev dışı et tüketimine yönelik geniş ürün yelpazemizle alanımızın önemli
markaları arasında gösterilen firmamız, büyümesini emin adımlarla sürdürüyor” dedi. Kuruluşu 1950’li yıllara dayanan firmalarının Eskişehir’deki faaliyetlerine ilave 1970 yılı sonrasında İstanbul’da da etkin olmasıyla, hızlı bir büyüme eğilimine girdiğini anlatan Akkoyun, 1990’lı yıllarla birlikte sanayileşme hamlesini başlattıklarını vurguladı. Akkoyun, 1994 yılında Bonfilet’in
ilk perakende mağazasını açtıklarını ve sonrasında zincir oluşturmaya başladıklarını söyledi. 1999 yılında ise et sektöründe
sanayileşme hamlesini başlattıklarının altını çizen Akkoyun, “Bonfilet, bu dönemde yeni ürünler geliştirerek, dondurulmuş köfte alanında bayilik vermeye başladı. 2003 yılında, tüketicinin güvenle alabileceği bir ürün oluşturma gerekliliğini gören Bonfilet, Türkiye’de kırmızı ete markalaşmayı getirerek Bonet markasını oluşturdu. İnsanların güvenle alabileceği, paketlenmiş kırmızı etin sorumluluğunu taşıyan bir markalaşma süreci başlat-
tı. Eti ambalaja koyduk ve tüketicinin beğenisini kazandık” şeklinde bilgi verdi.
Yatırımlar aralıksız sürüyor
Bonfilet’in 2007 yılında İkitelli’deki tesisinin yanında bir tesis kurmak için girişime başladığını ve Gürpınar-Beylikdüzü böl-
gesinde bulunan ikinci fabrikasının inşaatına başladığını hatırlatan Hakan Akkoyun, söz konusu entegre tesisin 2011 yılında faaliyete geçtiğini belirtti. Sözü edilen tesise 15 milyon
dolar harcadıklarını kaydeden Akkoyun, “İkitelli’de bulunan ve
yılda 5 bin 349 ton büyük ve küçükbaş karkas eti işleyen tesisimiz bin 600 metrekarelik bir alana sahip. Geçtiğimiz yıl açılan ikinci fabrikamızla 10 bin metrekarenin üstünde bir kapalı
alana sahip olmamıza ilave kapasiteyi de 18 bin tona çıkardık”
ifadesini kullandı.
Firmalarının ürün gamı hakkında da bilgi veren Akkoyun,
bünyelerinde Akçaabat, Tekirdağ, lokum, ızgara, steak ve merquez köftenin imal edildiğini söyledi. Ayrıca ürün grupları arasında steak burger, kıyma, dana kuşbaşı, dana antrikot, dana stragonof ile dana kontrafilesinden oluşan geniş bir ürün çeşidinin
bulunduğunu bildiren Akkoyun, etkin üretim teknolojileri sayesinde tüketici beğenisini kazandıklarını dile getirdi. Firmalarının modifiye atmosfer paketleme teknolojisini kullandığını
sözlerine ekleyen Akkoyun, şöyle devam etti : “Bu sistem etin ilk
günkü tazeliğini koruyor. Sistem sayesinde etler 0-4 derecede
10 gün, -18 derecede ise altı ay boyunca koruma sağlıyor. Etin
işlenme ve saklanma koşullarının sevkıyat aşamasında da korunması gerektiğine inandığımız için dağıtıma çıkan araçları uydudan takip ediyoruz. Böylece üretimden, satış noktasına kadar
soğuk zinciri koruyoruz.”
Bonfilet’in Migros, Tansaş, BİM, Metro Gross, Şok, Bizim Toptan, Tespo gibi zincirlere, beş yıldızlı otel ve lüks restaurantlara et tedariği de sağladığını anlatan Akkoyun, hammadde tedariğinde kaliteye önem vermeleri sayesinde bu noktaya geldiklerinin altını çizdi. Aldıkları tüm hayvanların ırk ve kökeninin belli olduğunu anlatan Akkoyun, “Özel soğuk araçlarla getirilen karkas etler, robot eller vasıtasıyla insan eli değmeden tesislerimize girer. Karkas et, tesise girdiği anda barkodlama işlemine tabi tutulur. Bu sayede etin ve ürünlerin izlenebilirliği en
baştan garanti altına alınmış olur. Daha sonra veteriner kontrolünden geçirilen etler, soğuk atmosfer depolarına alınır. Bu sayede entegre et tesislerimizde uluslararası kalite standartlarından,
lezzetten, sağlıktan ve hijyenden ödün vermeden üretim yapıyoruz” dedi
Hızal Et, sektörde stratejik
lider olma hedefinde
Hızal Gıda Sanayi Genel Müdürü Hacı Ömer Hızal, 16 yıldır sektörde et ve et mamulleri konusunda üretim yaptıklarını belirterek,
7 bin metrekarelik alanda kurulu entegre et tesislerinde faaliyetlerini sürdürdüklerini anlattı. Hızal: “Orta ölçekli bir işletme olmamıza
rağmen kurulduğumuz ilk günden itibaren istikrarlı bir büyüme kaydettik. Kaliteye çok önem veriyoruz. Kısa sürede et ve et mamulleri sektöründe kendimizi kalitemizle kanıtladık. En büyük hedefimiz
Türkiye’de yerel ve ulusal marketlerde yer alarak, sektörde stratejik lider olmak” dedi.
Hızal, şirketlerinin 1995 yılında Kayseri’de, 5 bin metrekaresi
kapalı 10 bin metrekaresi açık alanda kurulduğunu ifade etti. Bir aile şirketi olarak entegre et tesislerinde üretime başladıklarını anlatan Hızal, günlük 15 ton mamul işleme kapasitesine sahip olduklarını dile getirdi. Hızal, “Kurulduğumuz günden bu yana hijyen, kalite ve damak zevkine uygun ürünler üreterek, Avrupa’nın son teknoloji makinelerini Türkiye’ye getirdik. Sucuk, salam, sosis, pastırma, kavurma, jambon, füme dil ve füme et çeşitlerimiz ile 60’ı aşkın ürün yelpazesine sahibiz. Veteriner hekim ve gıda mühendislerinin kontrolü altında ürettiğimiz ürünlerin tamamı Tarım ve Köy
İşleri Bakanlığı’nın onayı altında; Türk Gıda Kodeksi Et ürünleri tebliğine uygun olarak üretiliyor. Kalitemizi ve güvenirliğimizi uluslararası kalite yönetim standartları ISO 9001:2008 ve ISO
22000:2005 belgeleri ile tescilledik” diye konuştu. Şirketlerinde üretilen mamullerin hijyenik şartlarda dilimlenerek gazlı ve normal vakumlanmış olarak tüketime sunulduğunu ifade eden Hızal, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Marmara
Bölgeleri’nin çeşitli illerinde bayilik sistemi uygulayarak, ürün satışlarını ve tanıtımlarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.
“İthal et sektörü zorluyor”
ADANA
Sarıkız, ileri işlem
ürünlerle büyüyecek
BALIKESİR
Kesimhanesi ile kırmızı et sektöründe yer
alan Sarıkız Et Entegre, yaklaşık iki yıldır ürettiği sucuğun ardından, paket sosis ve salam
üretimi ile büyümeyi hedefliyor. Firma 2001
yılında, 1.5 milyon dolarlık yatırımla kurulmasının ardından paket sosis ve salam üretimine girerek, büyümeyi hedefliyor. Sarıkız
Et Entegre Yönetim Kurulu Üyesi Adnan
Atacan, “Kırmızı et sektöründe gelecek yıllarda paket et satışından oldukça umutluyum.
Bu nedenle Sarıkız markası ile sucuk üretimimizin ardından sosis ve salam üretimine de
geçerek, büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
Mezbahalarda yeteri kadar denetim ve
kontrol gerçekleştirilmediğini ifade eden
Atacan, “Kesimhane konusunda özel sektör
geri planda kaldı. Bunun ardından da kesimhanelerde belli kuraların dışına çıkıldı. Belediyelerin mezbahaları şahıslara kiraya verdiği dönemlerde yaşanan sıkıntılar oldu. Bu
da bizim yatırımlarımızı engelledi” şeklinde
konuştu. Son dönemde sucuk üretmeye başladıklarını anlatan Atacan, yüzde 100 dana
etinden ürettikleri sucukları pazarlama firmasıyla satış ağı oluşturduklarını söyledi. Atacan, “Sucuklarımızda hiç bir katkı maddesi
kullanmadan üretim gerçekleştiriyoruz. Sürekli denetimlerden geçiyoruz. Bütün denetimlerden başarılı bir şekilde çıkıyoruz” şeklinde konuştu.
Atacan, 14 dönüm arazi üzerinde, 3 bin
200 metrekare kapalı alanda faaliyet gösterdiklerini belirtti. Sektörde müstahsillerin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan
Atacan, “Üreticilerin maliyetlerinin altında kesim olduğu için sıkıntı çok oluyor. Hayvan sayısı belli bir sayıya ulaşmadığı için söz konusu
sorunlar devam edecek. Hayvancılığın gelişmesi için üreticilerin kâr payının cebinde
olması lazım. Maliyetler üreticileri her anlamda zorluyor. Bunun ölçülü bir seviyeye inmesi gerekiyor. Teşviklerin artması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin kendi kendine
yetmesi için teşvik olması ve piyasadaki fiyat
politikasının düzenlenmesi lazım. Diğer yanda da ithalat konusu var. Anaç ithal hayvanların ülkeye gelmesi gerekiyor. İthal karkas et geldiği taktirde üreticilerin işi zorlaştığı gibi deri, sakatat, bağırsak, mezbaha ve
yem sektörü de sekteye uğruyor” değerlendirmesini yaptı.
Şahbazlar Çiftliği Genel
Müdürü Mehmet Şahbaz,
sektörün ithal et nedeniyle zor günler geçirdiğini vurgulayarak, “Türkiye et sektöründe üretim yapanların girdi maliyetleri çok yüksek. Üreticilere yem desteği verilmezse, sektör hızla küçülmeye devam edecek”
dedi. Şahbazlar Çiftliği’nin
2005 yılında, Adana’nın
Seyhan ilçesi Gölbaşı mevkiinde kurulduğunu ifade eden Mehmet Şahbaz, 700 dekar arazi içinde 2 bin baş hayvan kapasitesi ile faaliyete başlayan firmalarının, yaklaşık altı yıllık
süre içinde, 3 bin 500 dekar ekilebilir arazi büyüklüğüne ve 9 bin 200 adet hayvan kapasitesine ulaştığını anlattı. Şahbaz, işletmelerindeki hayvanların kaba yem ihtiyacının tümüyle kendi arazilerinde yetiştirilen yem bitkileriyle karşılandığını kaydetti. Şahbaz, yarı
açık besi padokları, karantina padokları, yem
depoları, kuru ot ve silaj çukurlarına sahip olan
besi işletmelerinde yemin üretilmesinden,
hayvanın beslenmesine kadar tüm aşamalarda tam anlamıyla izlenebilirlik sağladıklarını
söyledi. Şahbaz, “Türkiye’nin tüm bölgelerinden besilik erkek dana alımı yaptığımızdan
dolayı ülkemiz hayvancılığına, süt işletmele-
ri ile yapılan sözleşmeli
buzağı alımından dolayı
da süt sektörüne katkıda
bulunuyoruz. Besi işletmemiz, Çukurova’da verimli hayvan besiciliği yapılabileceğinin en güzel
örneklerinden biri olarak
faaliyetlerine devam ediyor. Çiftliğimizde tamamen doğal yemlerle beslenen hayvanlarımız, belirli ağırlıklara ulaştıklarında ülkemizin önde gelen gıda kuruluşları kanalıyla halkın tüketimine sunuluyor” dedi.
“Sektöre yem desteği verilmeli”
Şahbaz, ithal et nedeniyle hayvancılık sektörünün çok büyük darbe aldığının altını çizdi.
Faizsiz kredilerle üretimin artmayacağını dile getiren Şahbaz, yem desteği verilmeden sektörün
büyüme gösteremeyeceğine işaret etti. Şahbaz,
“Besiciler olarak ithal kasaplık dana ve ithal ete
karşıyız. Hayvancılık sektöründe dışarıdan buzağı getirmemiz ve burada büyütmemiz gerekir
ki küçük dana açığımızı kapatalım. Küçük dana
serbest bırakılmaya devam edildiği takdirde, elimizde hammaddemiz çok olur ve böylece açığı
kapatırız. Et ithalatı yerine besicilere yemde destek verilmesini talep ediyoruz. Aksi takdirde üretim maliyetlerini düşürme şansımız söz konusu
değil” değerlendirmesini yaptı.
Güneşer, kapasiteyi artıracak
Et üretiminin yüzde
30’unu 14 bin metrekarelik kapalı alanda, 2
bin büyükbaş hayvan yetiştirme kapasitesine sahip çiftliklerinde karşılayan Güneşer Et, yıllık 4
bin baş hayvan kesimi ile
market zincirlerine et
gönderiyor. Yaklaşık sekiz ay önce yeni bir kesimhane yatırımı yaptıklarını söyleyen Güneşer Et Genel Müdürü Şahin Güneşer, “Kesimhane ve et işleme tesisleri için bugüne kadar toplam 1.5 milyon dolarlık bir yatırım yaptık. Hedefimiz 2014 yılı sonuna kadar tam entegre
bir tesis haline gelerek, üretim kapasitemizi
yüzde 200 oranında artırmak” dedi.
Firmalarının 1955 yılında şahıs işletmesi olarak kurulduğunu aktaran Şahin Güneşer, sektöre besicilikle başladıklarını ve 1973
yılında et ürünleri sektörüne adım attıklarını ifade etti. Bu tarihten sonra büyükbaş
hayvan besiciliğine önemli miktarda yatırım
yaptıklarını vurgulayan Güneşer, “Et ihtiyacımızın yüzde 30’unu kendi yaptığımız besicilikten karşılıyoruz. Diğer kısmını da yerel besicilerden alıyoruz. Şu an çiftliğimizde bin 200
baş hayvanımız bulunuyor” şeklinde bilgi verdi.
Kaba yemlerini de kendilerinin ürettiğini dile
getiren Güneşer, yem ihtiyacını karşılamak üzere 300 dönümlük arazilerinde, mısır silajı ürettiklerini anlattı.
Diğer yemleri de bölgedeki yerel üreticilerden aldıklarını kaydeden Güneşer, arpa ve
buğdayı yüzde 100 doğal olarak aldıklarını belirtti. Yıllık 4 bin baş dana keserek, market zincirlerine et gönderdiklerini dile getiren Güneşer, “Etleri entegre tesiste kestikten sonra,
soğuk havalı araçlarla taşıyıp, parçalıyoruz.
Bu çalışmaların ardından mamulü son haline getirip, marketlere teslim ediyoruz” aktarımını yaptı. 2014 yılının sonuna kadar tam
entegre bir firma haline gelmek istediklerinin
altını çizen Güneşer, “Önümüzdeki dönemde kesimhaneyi büyütmek istiyoruz. Tesiste
et parçalama yerlerini ayıracağız. Bulunduğumuz tesisi de tamamen üretim için kullanacağız. Entegreleşmemizi tamamladıktan
sonra yüzde 200 kapasite artışına gitmeyi
planlıyoruz” dedi.
SAYFA 01
S‹YAH MAV‹ KIRMIZI SARI
Et Ürünleri
4
Pınar, alt markalara odaklandı
[email protected] <
> 11 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA
Bu yıl için temkinli
iyimserlik beklentisinde
olan Pınar, yeni
lansmanları planlanan Aç
Bitir markasının ürün
gamını genişleterek,
burada daha da büyümeyi
hedefliyor. Firma, ayrıca
köfte ve pizza çeşitlerini
genişletecek
İZMİR
Bu yıl özellikle alt markalarını destekleme ve yeni alt markalar yaratma üzerine odaklanacak olan Pınar, şarküteride Şölen ve Gurme alt markalarına iletişim yatırımı yaparken, dondurulmuş
hazır yemekler kategorisinde de payını artırmak ve kategoriyi büyütmek
üzere iletişim faaliyetleri planlıyor.
Firmada hedef; faaliyet gösterilen tüm
kategorilerde liderliği pekiştirerek, sürdürme olarak belirlendi.
Pınar Et, kurulduğu 1985 yılından
itibaren ambalajlı et sektörünün lider
aktörleri arasında yer alıyor. Pınar
Et’in başarısının ardında tüketicinin
markaya duyduğu güven öne çıkıyor.
Bunun dışında Pınar Et’in bütün hizmet
ve ürün süreçlerinin kaynağında tüketici ihtiyaçları ve memnuniyetinin yatması da başarıyı perçinliyor. Farklı tüketici ihtiyaç ve taleplerini takip ederek
bu ihtiyaçlara uygun çözümler sunan
firma, yeni ürünlerle de tüketici ilgisini çekmeyi hedefliyor.
Pınar, özellikle bu yıl alt markalarını destekleme ve yeni alt markalar yaratma üzerine odaklanacak. Şarküteride Şölen ve Gurme alt markalarına iletişim yatırımı yapan firma, dondurulmuş hazır yemekler kategorisinde de
payını artırmak ve kategoriyi büyütmek
üzere iletişim faaliyetleri planlıyor. Bu
yıl için yeni lansmanlarını planlayan Pınar, Aç Bitir markasının ürün gamını genişleterek, burada daha da büyümeyi
hedefliyor. Pınar ayrıca köfte ve pizza
çeşitlerini genişletecek ve ev dışı tüketim kanalına da ihtiyaçları gözeterek,
yeni ürünler sunacak.
Tüketici talepleri
dikkate alınıyor
Orta ve uzun vadede planları doğrultusunda, halihazırda bulunduğu kategorilerde ürün çeşitliliğini artıran ve
yenileyen Pınar Et, bunu yaparken de
tüketici ihtiyaç ve isteklerine en iyi ve
uygun şekilde cevap vermeyi hedefliyor. Firma, özellikle tüketim ve kulla-
nımı kolaylaştıran ürünlere önem veriyor. Sadece ürünün kendisi değil,
ürünün paketini de bu doğrultuda tasarlamaya çalışan firma, ayrıca mümkün olduğu kadar değişik damak tatlarına da hitap etmek konusunda yatırım yapıyor.
Bunun için Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık veren firma, yaptığı
pazar ve tüketici
araştırmalarında
da bu konuya
önem veriyor.
Bunların dışında yeni
kategoriler
konusunda
da araştırmaları ve incelemeleri devam
eden Pınar, bu
konudaki yatırımlarını zaman ve değerlendirmeler parale-
linde şekillendirecek.
Pınar’dan yapılan açıklamada, et
sektörünün genel olarak incelendiğinde kaliteli ve güvenilir üretimin, tüketici için gıda sektöründeki öneminin giderek arttığının görüldüğü belirtildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Sektörün gelişimi için herkese görevler düşüyor. Pınar olarak tüketiciye en
kaliteli ve güvenilir ürünü sunma misyonumuzu her zaman sürdüreceğiz.
Sektördeki denetimlerin daha da artması ve daha gelişmiş yöntemlerin kullanılması da sektördeki güvenin artmasına ve gelişmesine katkıda bulunacaktır. Sektörümüzün önümüzdeki
dönemde nüfus artışına paralel olarak
büyümesini bekliyoruz. Özellikle Türk
halkının protein ihtiyacını karşılayan ve
onlara leziz et ürünleri sunan markalar
ile pazarın sağlıklı bir gelişim içinde olacağını öngörüyoruz.”
Yayla Et, besiciliğe yöneliyor
Toptan ve perakende et ürünleri üretim, depolama ve satışı konusunda faaliyet gösteren
Yayla Et Gıda Sanayi, açık besi hayvancılığına yatırım yapacak. Amasya’daki besi çiftliğinde 250
adet büyükbaş hayvan beslediklerinin bilgisini
veren Yayla Et gıda Sanayi Genel Müdürü Erzat
Yıldız, “Firma olarak besiciliğe yatırım yapmayı planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde çiftliğimizdeki hayvan sayısını bine ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi.
Et fiyatlarının yükselmesi ve iş potansiyelinin artmasına bağlı olarak her geçen yıl bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 25 ciro artışı sağladıklarını kaydeden Yıldız, “2010 yılında 35 milyon lira üzeri, 2011 yılında ise 55 milyon lira
üzeri ciro elde ettik. 2012 yılı sonunda 100 milyon lira gibi bir ciro hedefliyoruz” aktarımını
yaptı. Yurt genelinde et işleyen restoran, market, kasap gibi firmalara toptan et satışlarının
yanı sıra resmi dairelerin ihalelerine de katıldıklarını aktaran Yıldız, Türkiye’de hayvancılığın yoğun olduğu 12 ilden hayvan alımı yaptıklarını dile getirdi. Konya, Amasya, Kırşehir,
Kırıkkale, Diyarbakır, Elazığ, Maraş Elbistan gibi illerden hayvan alımı yaptıklarını belirten Yıldız, aldıkları hayvanların bölgede kesimini
yaptırarak, karkas et şeklinde kendi araçları ile
Ankara’ya getirildiğini bildirdi.
Ankara’daki 2 bin 200 metrekare kapalı alana sahip tesislerinde bölgelerden gelen etlerin
FOCUS
KÖY-TAD
ulusal
marka olma
yolunda
MERSİN
Faaliyetlerine 1997’de 50 metrekare alanda,
tüm tavuk ve parça tavukların satışı ile başlayan KÖY-TAD Tavukçuluk, 2006 yılında meydana gelen kuş gribi vakasını da fırsata çevirerek, kırmızı et sektörüne de adım attı. Bu tarihten beri sektöre et döner, köfte, hamburger
ve sos imalatı ile hizmet veren firma, yeni yatırımlarla bu alanda ulusal marka olmak istiyor. Sektöre getirdiği yeniliklerle de dikkat çeken firma, dağıtımda el terminal sistemini
1997 yılından beri kullanıyor. Firma önümüzdeki dönemde Türkiye genelinde oluşturacağı 100 bayi ile AB standartlarında Türk damak tadına uygun ürünlerini tüketici ile buluşturma hedefinde.
Çalışmalarını 5 bini kapalı toplam 6 bin metrekare alanda sürdürdüklerini anlatan KÖYTAD Tavukçuluk Finans ve Pazarlama Müdürü Selfinaz Balcı, beyaz et ürün grubunda tüm
tavuk ve parçaları, beyaz ve kırmızı et döner
imalatı, köfte grubu, hamburger grubu, ve soslar üzerine çalıştıklarını kaydetti. İşletmenin tüm
birimlerinde teknolojiyi iyi kullandıklarını bildiren Balcı, aylık 700 ton işleme kapasitesine
sahip olduklarını söyledi. Kriz dönemlerini fırsata çevirme konusunda başarılı olduklarına
dikkat çeken Balcı, “2006’da kuş gribi sektörümüzde ciddi bir kriz oluşturdu. Bu dönemde
sektörümüzde birçok firma kapanırken biz eksiklerimizi araştırdık ve Ar-Ge’mizi güçlendirip,
kırmızı ve beyaz et döner ünitesinin temelini attık. Böylece soslar dışında bugünkü ürün yelpazemize ulaştık” dedi.
“İhracata başladık”
Son olarak da Çukurova Kalkınma Ajansı’ndan aldıkları destekle bu yıl tüm makine eksiklerini tamamlayarak, bir taraftan üretim kapasitelerini yüzde 60 oranında artırıp, diğer taraftan sos üretimine de başladıklarını ifade
eden Selfinaz Balcı, bu yıl ayrıca ihracata
başladıklarını da söyledi. Geçen yıl fason olarak çalıştıkları Irak’a KÖY-TAD markası ile ürün
göndermeye başladıklarını kaydeden Balcı,
önümüzdeki dönemde Ortadoğu’nun yanında Avrupa pazarına da girme hedefinde olduklarını anlattı. Balcı yurtiçindeki yapılanmalarını da artıracaklarına değinerek, şunları kaydetti: “Geçmişte ülke genelden gelen bayilik taleplerine kapasite yetersizliğinden cevap veremiyorduk. Kapasitemizin büyümesiyle
önceden talepleri alınmış 10 bayiliğimizin
alt yapı çalışmalarını hızla tamamlıyoruz. Hedefimiz ülke genelinde 100 adet bayi ağı oluşturmak. Gerek çeşitli üniversitelerle yaptığımız
gerekse Avrupa’da bu işi yıllardır yapmış uzman kişilerle yürüttüğümüz çalışmalarla, Avrupa standardında ve Türk halkının damak tadına uygun olarak ülkemizde yetişen doğal
malzemelerle hazırladığımız bu ürünlerimizi
iş ortağımız olacak bayilerimizle, Türkiye geneline ulaştırmayı planlıyoruz.”
Özselamoğlu
sektörün baharat
ihtiyacını karşılıyor
karkas, kemiksiz parça et olarak işlenip hazırlandığını belirten Yıldız, “11 adet firigofirik araç
filosuna sahibiz. Filomuzu genişletmeye devam
ediyoruz. Soğuk hava alanlarımız şu an için yeterli geliyor. Tesisimizde ortalama günlük 75 ton
mal sevkiyat kapasitesine sahibiz” dedi.
KAYSERİ
“Besi çiftliğimiz bulunuyor”
Ankara’daki tesislerinin yanı sıra Amasya’da bir besi çiftliğine sahip olduklarını aktaran Yıldız, 2012 yılında yapacakları yatırımların besiciliğe yönelik olacağını söyledi.
4 bin metrekare kapalı alana sahip olan çiftliğin 15 bin metrekare alana kurulu olduğunu belirten Yıldız, “2012 yılı içinde hayvancılığa yönelik yatırım yapmayı düşünüyoruz. Besi için hayvan alacağız. Şu an çiftliğimizde 250 adet büyükbaş hayvan besliyoruz.
Bu sayıyı bine çıkarmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu. Hayvan sayısına paralel olarak 6
bin metrekare kapalı alana çıkacaklarını ifade eden Yıldız, açık besiciliğe yatırım yapacaklarını bildirdi. Besicilerin, 2009 yılında ithalat başlamadan önce iyi para kazandığını
söyleyen Yıldız, “Yalnız tüketici mağdur oluyordu. Et fiyatları anormal derecede yükseldiği için tüketim azdı. Her vatandaş et yiyemiyordu. Buna bağlı olarak ithalatın açılmasıyla alakalı tüketicimiz bir nebze et yemeye başladı” değerlendirmesini yaptı.
Yerli besicinin ahırına beslemek için topladığı hayvanları yüksek fiyattan aldığını söyleyen Yıldız, ithalatın başlamasının fiyatları düşürdüğünü belirterek, besicilerin de doğal olarak zarar etmeye başladığını anlattı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konuda çalışmalar başlattığına değinen Yıldız, “Bakanlık,
hayvan başına 300 lira destek veriyor. Besicimizi
bu da tatmin etmiyor, para kazanamadıklarından yakınıyorlar. Bununla alakalı yine Tarım Bakanlığı duyduğumuz kadarı ile bir çalışma yapıyor. Dışarıdan gelen hayvanlara yüzde 10-15
bir fon uygulanacağına dair söylentiler var. Bu
uygulandığı zaman üreticimizde para kazanır, tüketicimizin de yüksek fiyatlardan et yemesi önlenmiş olur” görüşünü kaydetti.
Sektöre baharat üretimiyle hizmet sunan Özselamoğlu Group, Envai markası ile üretimini sağladığı baharat ve pastacılık grubu ürünleri ile nihai tüketiciye hizmet sunuyor. Nalo ve Wiss markalı ürünleriyle kombiler, beyaz toz bağlayıcılar, fonksiyonel karışımlar, soya grubları, baharat ekstratları ve kılıflar ile de beyaz ve kırmızı et sektörüne ürün
imal eden firma, Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi’nde
devam eden yatırımlarının yanı sıra kurumsallaşma çalışmalarını da ilerletiyor.
Özselamoğlu Group Genel Müdürü A.Kadir Özselamoğlu, sektördeki sorunlara çözüm olabilecek özel üretimlerle tüketici ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyledi. Piyasanın ihtiyaçları
ve et sektörünün gelişmesi ile bu sektöre adım attıklarını, beyaz ve kırmızı et için kombilerini sunduklarını aktaran Özselamoğlu, “Salam, sucuk, sosis ve jambon için kombiler üretiyoruz. Ayrıca ürünlere dolgunluk, istenilen görünüm ve kolay kesim imkanı ve üründe uygun kıvamı yakalama kolaylığı sağlayan kombilerimiz de mevcut. Bütçelerin kısıtlı olması
bu tarz ürünlerin tüketimini artıran etkenlerden biri. Ama gıda sektöründe kalite son derece önemli” dedi.
Bünyelerindeki Ar-Ge laboratuvarlarıyla sürekli ürün geliştirdiklerini söyleyen Özselamoğlu, denemekte oldukları
ürünler hakkında da kısaca şu bilgileri verdi: “Biz yöresel tatlar üzerinde çalışıyoruz. Harç ve sos gruplarını çok iyi geliştiriyoruz. Sos grubuna örnek verirsek, köri sosu, cacık sosu,
barbekü sosu, acı sos gibi birkaç çeşidimizi sıralayabiliriz. Firma olarak Ar-Ge’ye önem veriyoruz ve bütçe ayırıyoruz”şeklinde belirtti. Ürünlerini iç pazarın yanı sıra Avrupa pazarında
da değerlendirmek istediklerini aktaran Özselamoğlu, “Tarımsal ürünlerin verimliliğindeki iniş çıkışlar nedeniyle ihracat
rakamlarımız değişiyor. Üç yıl önce ihracatçı firmalara ürün
vererek dolaylı ihracata başladık. Üreticisi olduğumuz pastırma çemenini Avrupa pazarına ihraç ediyoruz. Üretici olarak pazarda iyi bir konumdayız. Hedefimiz pastırma çemeninin ihracatındaki yakaladığımız başarıyı diğer ürünlere de
yaymak. Bunun için 2012 yılında ihracat departmanımızı genişleterek, gerekirse belirli illerde ofisler açıp, ihraç kanalllarımızı genişleterek, yeni bir organizasyon şeması kuracağız” aktarımını yaptı.
Güldem, soğutmada verimliliğe odaklandı
BURSA - Güldem Endüstriyel Soğutma,
soğuk hava depoculuğu sektörüne
yönelik daha düşük enerjiyle daha
yüksek verimlilik sağlayan ünite imalatına odaklandı. Sektörde V tipi kondenser kullanarak, soğutma üniteleri
üreten firma, standart üretimlere oranla kondenserde üç kata kadar enerji tasarrufu sağlama iddiasında. Firma, V tipi kondenserde kullanılan fan sayısını
önümüzdeki dönemde daha da düşürmeyi ve yivli boru kullanarak verimliliği artırmayı hedefliyor.
Faaliyetlerine 1986 yılında başlayan
firma, 2008’den bu yana Kayapa Sanayi
Bölgesi’ndeki 1 milyon 200 bin TL yatırım bedelli ve bin 500 metrekare kapalı alana sahip fabrikasında hizmetlerini
sürdürüyor. Firma; Split soğuk depo üniteleri, derin soğutma ve şok üniteleri, Chil-
Üçge
sektöre
makine
satıyor
ler su soğutma grupları, et muhafaza
odaları, peynir muhafaza odaları, yaş sebze-meyve soğuk hava depoları ile birlikte
poliüretan panel ve poliüretan kapı satış ve montajı dahil taahhütlerini zamanında ve istenilen kalitede birinci sınıf malzeme ve işçilikle müşterilerine sunuyor.
Güldem Şirket Müdürü Abdurahman Ardahan, yaz mevsiminde üretimlerinin arttığını belirterek, yıllık 150-200
arasında soğutma ünitesi imal ettiklerini ve kapasitelerinin yüzde 60’ını kullandıklarını kaydetti. Son 15 yıldır Türkiye’de sektör ortalamasının üzerinde büyüme gerçekleştirdiklerini ifade eden Ardahan, 2012’de 4.5 milyon TL ciro ile
yüzde 20 büyüme hedeflediklerini ve ilerleyen dönemde her yıl için 250 bin TL
yatırımla, makine ve ekipman alanında
iyileştirme yapacaklarını anlattı. Bur-
Üçge Elektronik Pazarlama ve Satış Direktörü Orhan Ataç, sektörün makine ihtiyacını karşılayan firmalarının ithalat yaptığını söyledi. Üçge Elektronik olarak 1994 yılından beri gıda
üreticileri için yurtdışından makine ithalatı
yaptığını anlatan Ataç, “Kuruluşumuzdan bu
yana distribütörlüğünü yürüttüğümüz tartım
ve etiketleme çözümlerinde dünyanın 150 yıllık devi Alman Bizerba’nın ürünleriyle kırmızı
et sektörüne giriş yaptık. Bu ürünün ardından
yelpazemize yine Alman Mado Et işleme
makinelerini, İtalyan Gruppo Fabbri gazlı tabak kapama makinelerini ve Alman Komet va-
sa’daki soğuk hava depo sistemlerinin
yüzde 90’ının kendi imalatları olduğuna
işaret eden Ardahan, hizmet verdikleri diğer başlıca kentlerin Isparta, Denizli,
Adapazarı, Mersin ve Hatay olduğunu
vurguladı. Ardahan, yurtiçi ağırlıklı çalışmalarına karşın önümüzdeki dönemde ihracata yoğunlaşmak istediklerine de
değindi. İmal ettikleri ünitelerin tamamının
kendi tasarımları olduğunu dile getiren
Ardahan, daha düşük enerjiyle daha yüksek verimlilik sağlayan ve uzun ömürlü
ünite imalatını ön planda tuttuklarını
vurguladı. Ardahan, “Standart üretimlere oranla kondenserde üç kata kadar
enerji tasarrufu sağlıyoruz. V tipi kondenserde kullanılan fan sayısını önümüzdeki dönemde daha da düşürmeyi ve yivli boru kullanarak verimliliği artırmayı planlıyoruz” dedi.
kum makinelerini kattık. Bugün itibarıyla 40
kişilik kadromuzla, 13 ildeki bölge bayilerimizle
kırmızı et sektörünün önemli makine ve ürün
tedarikçilerinden biri konumuna geldik” dedi. Türkiye kırmızı et sektörünün büyümesinin işlerine doğrudan yansıdığını anlatan
Ataç, özellikle entegre tesis yatırımlarında firmalarına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Sektörde
AB standartlarında imalat yapan firma sayısının
her geçen gün arttığına vurgu yapan Ataç, “Firmamız bu anlayışa destek olmak için makinenin en kalitesini ithal ediyor” ifadesini kullandı. Firmalarının yeni teknolojileri bünyesi-
ne katarak, pazardaki yerini koruduğuna işaret eden Ataç, “Bizerba’nın hareket halinde dakikada 160 adet paketi hem tartan hem etiketleyen bir makinesi var. Ceraclean denilen
ve patenti Bizerba’ya ait olan bir malzemeyle üretilen dilimleme makineleri üzerinde kesinlikle bakteri barındırmıyor. Ayrıca üretimi tamamen kontrol altına alan ‘statistic brain’ yazılımı, kırmızı et sektöründeki fire kontrol sorunlarına çözüm getiriyor. İtalyan Gruppo
Fabbri’nin Toplid gazlı tabak kapama makinesi, ürünlerin ömrünü uzatma iddiasında”
şeklinde bilgi verdi.

Benzer belgeler