ÜNİTE ÜNİTE

Transkript

ÜNİTE ÜNİTE
İÇİNDEKİLER
RADYO VE TELEVİZYON
YAYINLARININ HUKUKİ
REJİMİ- I
• Devlet Radyo.Televizyon
Yayıncılığının Tarihçesi
• Türkiye'de Durum
• Dünyadaki Durum
• Türkiye'deki Son Durum
• TRT
• Yaptırımlar
İLETİŞİM HUKUKU
PROF. DR.
FAHRETTİN KORKMAZ
HEDEFLER
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• Devlet radyo, televizyon
yayıncılığının tarihçesi hakkında
bilgi sahibi olabilecek,
• TRT'yi tanıyabilecek,
• Yaptırımlar hakkında bilgi sahibi
olabileceksiniz.
ÜNİTE
5
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYINLARI
HAKKINDA KANU’NA GÖRE YAYINCILIK FAALİYETLERİ
GİRİŞ
Dünyada 1930’lu yıllarda başlayan televizyon yayıncılığı, 1930-1945 yılları
arasında gelişmesini sürdürmüş, 1945-1960 yılları arasında olgunluk dönemini
geçirmiş ve 1960 yılından sonra hızlı bir gelişme ivmesi yakalamıştır.
Ülkemizde 1 Mayıs
1964 tarihinde
yürürlüğe giren 359
sayılı Yasa ile Türkiye
Radyo Televizyon
Kurumu (TRT)
oluşturulmuş, Federal
Almanya’nın teknik
desteğiyle başlayan
televizyon yayınları
1980’li yılların sonuna
kadar TRT tarafından
devlet tekelinde
yürütülmüştür.
Radyo-Televizyon Yayıncılığının Tarihçesi
Dünyadaki durum
Dünyada 1930’lu yıllarda başlayan televizyon yayıncılığı, 1930-1945 yılları
arasında gelişmesini sürdürmüş, 1945-1960 yılları arasında olgunluk dönemini
geçirmiş ve 1960 yılından sonra gelişmede altın çağını yakalamıştır.
16. yüzyılda elektrikli mıknatısın icadını müteakip telgraf telleriyle büyük
kentler birbirine bağlanmış, bunun sonucunda tellerle noktaların, çizgilerin
konuşmaların iletilmesi gerçekleştirilmiştir. Daha sonraki yıllarda radyo yayınları
başlatılmış, güvenlik birimleri tarafından kullanılan bu yayınlar sonucunda
kaçakçılıkla mücadele hızlanmıştır. Güvenlik birimlerinin yanı sıra dinî ve eğitim
kurumları da radyo yayıncılığına başlamıştır. 1928’den sonra ise radyo yayınları
bütün eğlence yerlerinde kullanılmaya başlamıştır.
1920’den itibaren Amerika’da ve Avrupa’da televizyon yayıncılığı
başlamıştır. Dünyada yayıncılık alanındaki düzenleyici ve denetleyici kurullara
bakıldığında ilk örnekler Kuzey Amerika’da görülmektedir. Önceleri deneme
yayıncılığı şeklinde kendisini gösteren bu yayınlar giderek profesyonelleşmiş ve
günümüzde renkli yayıncılığa kadar ulaşmıştır.
Türkiye’deki durum
Türkiye’de, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 31 Ocak 1968 yılında
düzenli yayına geçmesiyle televizyon, Türk halkının ilgi alanına girmiştir.
Televizyonun dünya üzerinde iyice yaygınlaşması bu ilginin artmasına neden
olmuştur. Ülkemizde 1 Mayıs 1964 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Yasa ile
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oluşturulmuş, Federal Almanya’nın teknik
desteğiyle başlayan televizyon yayınları 1980’li yılların sonuna kadar TRT
tarafından devlet tekelinde yürütülmüştür. 1986 yılından itibaren ise ülkemizde
yabancı televizyon yayınları izlenmeye başlanmıştır.
1980’lerin ikinci yarısından sonra elektronik yayın teknolojisinde meydana
gelen hızlı değişimler, haberleşme uydularından yapılan radyo ve özellikle
televizyon yayınları, ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldırmıştır. Bu gelişmeler
1990’lı yılların başında Türkiye’de de etkisini göstermiş; ülkenin toplumsal, teknik
ve hukuki düzenleri bu yeni gelişmelerden etkilenmiştir. Bu konuda dünyadaki
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
2
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
gelişmelere paralel olarak zamanında gerekli önlemlerin alınmaması ve hukuki
düzenlemelerin yapılmaması, Türk radyo ve televizyon yayıncılığında önemli
olumsuzluklara ve “de facto” bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Olumlu ve olumsuz yönleriyle tüm bu gelişmeler radyo ve televizyon yayıncılığı ile
ilgili yeni yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmıştır.
Askerî yönetim altında
hazırlanan ve genel
seçimlerden hemen
sonra Kasım 1983’te
çıkarılan kanunlardan
biri olan 2954 sayılı
Türkiye Radyo ve
Televizyon Yasası’nda
Radyo Televizyon
Yüksek Kurulunun
(RTYK) kurulması
öngörülmüştür.
Türkiye’nin 75 yıllık elektronik yayıncılığın geçmişine bakıldığında 1990 yılına
kadar fiilen, 1993 yılına kadar da hukuken bir devlet tekelinin varlığı söz
konusudur. Bir bakıma teknolojinin dayatması sonucu delinen devlet tekeli fiilen
işlemez hâle gelince, hukuka aykırı olarak gelişen bu durum, bu kez frekansların
gasp edilmesi olayını gündeme getirmiş, yeni yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar
kesin sayıları yetkililerce dahi bilinmeyen ve tahminen 350-500 civarında
televizyon, 1500-2000 civarında radyo kanalının yayın yaptığı bir ortamla karşı
karşıya kalınmıştır.
Elektronik yayıncılıktaki gelişmelerin getirdiği teknik, toplumsal ve hukuki
sorunların çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmet ve özel radyo ve
televizyon kuruluşlarınca yeni yasal düzenlemeler yapılması için girişimlere
başlanmış, Avrupa ülkelerinde 1980’lerde “deregulation” adıyla başlayan kamusal
ve özel radyo televizyonların bir bütünlük içinde yeniden düzenlenmesi çalışmaları
için ülkemizde ilk adım 1993 yılında Anayasan’ın 133. maddesinin değiştirilmesiyle
atılmıştır. Yayın tekelinin kaldırılması konusunda TBMM’de anlaşma sağlanması
üzerine 8 Temmuz 1993’te 3913 sayılı Kanun ile Anayasa’nın 133. maddesi, radyo
ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek hakkını kanunla düzenlenecek
şartlar çerçevesinde serbest kılacak şekilde değiştirilmiştir.
Anayasal değişiklik, tekel durumundaki kamu yayıncılığından, özel yayıncılığı
da kapsayan çoğulcu yayıncılığa geçişin başlangıcı olmuştur. Bundan sonra
Anayasa’nın öngördüğü yasal düzenleme ihtiyacına cevap vermek üzere 3984
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, 20 Nisan 1994
tarihinde yürürlüğe girince Türk radyo ve televizyon yayıncılığı da yeni bir döneme
girmiş; özel radyo ve televizyonlar için yasal bir çerçeve çizilmiş, kuruluş, işleyiş ve
denetlenme usulleri belirli esaslara bağlanmıştır. Yasanın gerekli olduğu herkesçe
ifade edilmekle birlikte, gecikmiş olması, yayıncıların taleplerinin yeterince dikkate
alınmaması noktalarındaki tenkitler bir yana, en çok eleştiriyi, kanunda düzenleyici
ve denetleyici bir kurul olarak öngörülen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)
almıştır.
Türkiye’de yayıncılık alanında düzenleyici bir kurula ilk kez özel radyo ve
televizyonların ortada olmadığı bir ortamda yer verilmiştir. Askerî yönetim altında
hazırlanan ve genel seçimlerden hemen sonra Kasım 1983’te çıkarılan
kanunlardan biri olan 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası’nda Radyo
Televizyon Yüksek Kurulunun (RTYK) kurulması öngörülmüştür. RTYK, özel
yayıncılığı değerlendirmekten çok, sürekli olarak hükûmet kontrolüne tabi kalmış
olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun (TRT) üstünde, devlet otoritesini
sağlayan ve yayıncılığın partizan kullanımlarına karşı devlet çıkarını, “millî siyaseti”
kollayan denetleyici bir kurul olarak görünmektedir. Bu nedenle Radyo Televizyon
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
3
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Yüksek Kurulunu tüm dünyada örneklerini görebildiğimiz benzeri düzenleyici,
denetleyici kurullar ve bağımsız otoriteler bağlamında değerlendirmek mümkün
görünmemektedir.
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu
Hukuki statüsü
Türkiye Radyo-Televizyon Kanu’nun 8. maddesinde bu Kurumun “tarafsız
bir kamu tüzel kişiliği” olduğu belirtilmiştir. Bu kurum yayıncılık konusunda
öncelikle kamu adına radyo, televizyon yayınlarını gerçekleştirmek üzere kurulmuş
bulunduğu belirtilmiştir. Sözü edilen kanun ülkemizde kamu yayıncılığının temel
kavram ve ilkelerini belirlemiş bulunmaktadır.
TRT Yayınlarında Temel İlkeler
Türkiye RadyoTelevizyon Kanu’nun 8.
maddesinde bu
kurumun “tarafsız bir
kamu tüzel kişiliği”
olduğu belirtilmiştir.
Bunlardan birincisinde, yayın tekelinin devlete ait olduğu, bunun Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu tarafından kullanılacağı belirtilmiştir.
İkincisi ise, yayınlarda birden fazla kanal ihdas edilerek bunun bütün yurt
sathına yayılmasıdır.
Üçüncüsü ise, kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçek ve özel hukuk tüzel
kişilerin kapalı devre televizyon sistemi kurmalarının ve işletmelerinin radyo
televizyon kurulunun iznine bağlanmasıdır.
Dördüncüsü her türlü radyo ve televizyon yayını frekans planlamasının,
tahsisi ve tescil işlemleri Telsiz Kanunu hükümlerine tabi olmasıdır.
Radyo, televizyonlarında Devlete verilen bu tekel hakkı Anayasa’da yapılan
değişiklikle kaldırılmış olup, bugün artık böyle bir tekelden söz etmek mümkün
olmayıp özel radyo ve televizyon kuruluşları da yayın yapabilmektedir. Bu husus
yasada yapılan değişikliklerle gerçekleştirilmiş, ülke genelindeki fiilî duruma
hukukilik kazandırılmıştır.
Türkiye Radyo- Televizyon Kurumu Yayınlarının Temel Esasları
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kanunu’nun 5. maddesinde yayın
esaslarının aşağıdaki şekilde belirlendiğini görmekteyiz:
 Anayasa’nın özüne ve sözüne bağlı olmak. Cumhuriyetin temel ilkelerine
sadakatle davranmak ve kamu yararını korumak.
 Millî güvenlik siyasetinin, millî ekonominin menfaatlerinin gereklerine
uygun davranmak.
 Devletin bir kişi ya da zümre tarafından yönetilmesi amaçlı
propagandalara alet olmamak.
 Genel ahlakın gereklerini korumak ve kollamak.
 Kolayca anlaşılabilen doğru dürüst güzel bir Türkçe kullanmak.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
4
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
 Yayınlarda toplumun beden ve ruh sağlığına zarar verecek hususlara yer
vermemek.
 Karamsarlık ve umutsuzluk gibi olumsuz duygulara dürtükleyen yayınlar
yapmamak ve bunlara yer vermemek.
 Haber ile yorumları birbirinden ayırmak.
TRT tarafından belirlenen bu ilkeler, programın öneri aşamasından, yayın
aşamasına değin uyulması gerekli ilkelerdir.
Tarafsız bir yayın
kuruluşu toplumun her
kesimine hitap etmeli
ve toplumun her
kesiminin sesi olmalıdır.
Yani tarafsız bir yayın
kuruluşu hem
toplumsal iradeyi
açıklayan bir araç hem
de kamusal iradeye yön
veren bir unsur
olmalıdır. Bundan
dolayı, Radyo
televizyon yayın
kuruluşları yayınlarında
ne siyasi iktidardan
yana, ne de
muhalefetten yana ve
ne de toplumda
egemen olan güç ve
çıkar çevrelerinden
yana bir tutum içine
girmemelidir.
TRT Kurumu’nun belirlediği bu yayın ilkeleri, genel olarak birbirine benzer
olarak hazırlansa da, her yıl genel yayın planlarında ayrı bir başlık altında yeniden
yazılmaktadır.
TRT yayın ilkeleri doğrultusunda adaletli bir şekilde karşıt görüşlere
yeterince yer vermek halkın doğruları öğrenmesine imkân tanımak gerekir.
Yerli yapımlarda konuların seçimi ve tiplemelerin belirlenmesinde toplumun
ahlak anlayışı, aile yapısı, inançları, gelenek ve görenekleri gözetilerek olumlu
davranışlar özendirilecektir.
Programlarda özel amaç ve çıkarlara hizmet edilmeyecek, suçluluğu hükmen
sabit olana kadar kişiler suçlu gibi teşhir ve ilan edilemeyecektir. Programların
hazırlanmasında toplumumuzun ortak özellikleri, davranış biçimleri, dinî inançları,
gelenekleri ve değer yargıları göz önünde bulundurularak hazırlanacak ve bu
konuda gerekli dikkat ve özen gösterilecektir. Programlarda, özel amaç ve
çıkarlara hizmet edilmeyecek, haksız rekabete yol açılmayacaktır.
Yayınlarda toplumun ruh hâline zarar verilmeyecek, kişilik gelişmelerine
olumsuz etki yapılmayacaktır.
Alkol, uyuşturucu ve sigaranın zararlarını topluma anlatacak ve inandıracak
tarzda yayınların yapılmasına özen gösterilecektir.
Yukarıdaki ilkelere doğrultusunda yayın yapılabilmesi için bu kurumun
tarafsız olmalıdır, bağımsız ve özerk olması gerekmektedir. Kurumun
tarafsızlığından söz edebilmek için onun siyasal iktidara, muhalefete, çıkar
gruplarına aynı muameleyi yapması ve onların menfaatlerine alet olmaması
gerekir.
Tarafsız bir yayın kuruluşu toplumun her kesimine hitap etmeli ve toplumun
her kesiminin sesi olmalıdır. Yani tarafsız bir yayın kuruluşu hem toplumsal iradeyi
açıklayan bir araç hem de kamusal iradeye yön veren bir unsur olmalıdır. Bundan
dolayı Radyo televizyon yayın kuruluşları yayınlarında ne siyasi iktidardan yana, ne
de muhalefetten yana ve ne de toplumda egemen olan güç ve çıkar çevrelerinden
yana bir tutum içine girmemelidir. Her zaman yayınlarında, doğruluk, dürüstlük,
gerçekçilik ve tarafsızlık esasları çerçevesinde kalmaya özen göstermelidir. Tüm
bunların yanında, bir yayın kuruluşunun temel ahlaki değerler, devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğü, cumhuriyetin korunması gibi konularda tarafsız
davranması beklenemez.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
5
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Bağımsız bir yayın kuruluşundan maksat, o kuruluşa siyası iktidarın veya
baskı gruplarının yönlendirmede bulunamamasıdır. Yayın kuruluşu(TRT) bazı
hukuki zorunluluklar dışında (TRT Kanunu’nun 18 ve 23. maddelerinde yer aldığı
gibi), siyasal iktidardan talimat almamalıdır. Yayınlarda hem siyasi iktidara hem de
muhalefete yer verilmelidir. Ancak haber değeri olan alanlarda bu hakkın
kullanılması gerekir.
Anayasanın 133 üncü
maddesi, radyo ve
televizyon
istasyonlarının ancak
devlet eliyle
kurulacağını, bu konuda
yetki ve görevlerin bir
kamu tüzel kişiliğince
yürütüleceğini
emretmektedir.
Özerk bir yayın ilkesinden maksat, yayın kuruluşunun yayın ilkelerini
kendisinin belirlemesi, otonom bir yapıya sahip olmasıdır. Özerk kuruluş gücünü
kendisinden, kendi personelinden alır. Özerk kuruluş, siyasi iktidara dayanmayan,
ondan emir ve talimat almayan, onun müdahalesi olmadan kamu hizmetlerini
yerine getiren, hiyerarşik denetime tabi olmayan, kendi içinde bir denetim
mekanizması olan kuruluşa denir. Bununla birlikte kendi başına buyruk da değildir.
Radyo, televizyon yayınları bakımından özerklik, programların yapılmasında,
yönetiminde olduğu gibi mali bakımdan da iktidara bağımlı olmamayı da ifade
eder. Bunun yanında bu özerklik ilanihaye bir durum arz etmediği gibi denetimden
de müstağni değildir. Bu bakımdan kurumun önce kendisini öz denetim yoluyla
denetlemesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, TRT gibi yayın organları haber toplarken teknik düşüncelere
uygun davranarak diğer yayın kuruluşlarıyla yarışacak düzeyde teknik donanımlara
sahip olacak ve bu imkânların elverdiği şekilde yayın yaparken haberde ve
yorumda azami hassasiyeti gösterecektir.
Millî kültürün geliştirilmesine katkıda bulunacak yayınlar yapmak
yurtdışında yapılacak yayınlarla Türk Devleti’nin tanıtılmasına katkıda bulunmak,
ülkenin gerçek anlamda tanıtımını sağlamak, basın ahlak ilkelerine uygun yayın
yapmak, ülkenin ve kişilerin onur ve gururlarını zedeleyecek davranışlardan
kaçınmak, basın özgürlüğünün kendilerine tanıdığı yetki sınırında kullanmak, temel
hak ve özgürlükleri ve özel hayatın mahremiyetine saygılı olmak
mecburiyetindedirler.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun Yapısı
Yönetim kurulları en az
beş üyenin
katılımlarıyla toplanır
ve kararları en az dört
üyenin oyu ile alır.
Yönetim kurulları en az
on beş günde bir
toplanır. Bu
toplantılarda çekimser
oy kullanılamaz.
Yönetim kurulu
üyelerine verilecek
ücretler Bakanlar
Kurulu tarafından
belirlenir.
Teşkilat Yapısı
Anayasa’nın 133’üncü maddesi, radyo ve televizyon istasyonlarının ancak
devlet eliyle kurulacağını, bu konuda yetki ve görevlerin bir kamu tüzel kişiliğince
yürütüleceğini emretmektedir. Anayasa, radyo ve televizyonla yayın konusunda,
serbest olarak haber alma, kanaat edinme ve kamuoyunun serbestçe oluşumunun
gerçekleşmesi için, radyo televizyon idaresine tarafsızlık esasına uygun yayın
yapma yükümlülüğünü de yüklemektedir.
TRT’nin kamu iktisadi kuruluşlarının tabi olduğu mevzuata bağlı olarak
çalacağı da kurala bağlanmıştır. Kanunun 8. maddesinin 2 ve 3. fıkrasında “…Bu
kanundaki özel hükümler ile düzenlenen hususlar dışında kalan konularda Kurum
hakkında kamu iktisadi kuruluşlarına uygulanan genel hükümler uygulanır.”
denilmektedir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
6
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
TRT Kanununu 8. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre, kuruluşun
merkezi Ankara olup, bu kuruluş hakkında kamu iktisadi kuruluşlarının kuralları
uygulanır.
Kuruluş görevlerini yönetim kurulu, genel müdürlük ve koordinasyon kurulu
marifetiyle yerine getirir.
Yönetim kurulu, Kurumun en yüksek karar ve yürütme organıdır. Yönetim
kurulu; elektrik, kitle iletişimi, hukuk, işletme veya ekonomi, sosyal bilim dalları,
sanat ve kültür alanında kendini kanıtlamış kişiler arasından seçilen ve atanan altı
üye ile genel müdürden oluşur.
Yönetim kurulu üyeliği dört yıl olup süresi biten yeniden seçilebilmektedir.
Mazeretsiz olarak bir yıl içerisinde iki toplantıya katılmayanların üyelikleri
kendiliğinden sona erer.
Yönetim kurulları en az beş üyenin katılımıyla toplanır ve kararları en az dört
üyenin oyu ile alır. Yönetim kurulları en az on beş günde bir toplanır. Bu
toplantılarda çekimser oy kullanılamaz. Yönetim kurulu üyelerine verilecek
ücretler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
TRT Kanunu, yönetim kurulunun görevlerini 12. maddede şöyle
belirlemiştir:
Kurumun program, personel, yayın gibi birçok hizmetlerinin ilke ve
hedeflerini belirlemek, bütçe ve bilançosunu karara bağlamak ve bunlara yönelik
kararlar almak, teşkilatla ilgili değişiklik kararlarını Radyo ve Televizyon Kurulunun
onayına sunmak, yayın planlarını karara bağlamak, bu kurum tarafından verilen
hizmetlerin gelişimini sağlayacak şekilde çalışmalar yapmak ve bu kanun
tarafından verilen başkaca görevleri ifa etmek.
Kanunun 13. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel müdür, Radyo
Televizyon Üst Kurulu tarafından teklif edilen üç aday arasından Bakanlar
Kurulunca belirlenir. Genel müdürün görev süresi dört yıl olup süresi bitenin
yeniden atanması mümkün olup Kurumun temsili de genel müdür tarafından
sağlanır.
Genel müdür tarafından atanacak yardımcılarda; yükseköğretim mezunu
olmak, en az kırk yaşında olmak, on beş yıllık tecrübesi olmak, atanmadan önceki
son üç yıl içinde siyasi partilere üye olmamak ve aday gösterilmemiş olmak, devlet
memuru olmak için aranan şartlar, haiz olmak gerekir.
Kurumun görevleri
Kanun’un 9.
maddesinde sayılmıştır.
Kanu’nun 14. maddesi, kurum hizmetlerinin daha sağlıklı olabilmesi için
genel müdür, genel müdür yardımcıları baş hukuk müşaviri, genel sekreter,
personel dairesi başkanı ve eğitim dairesi başkanından oluşan bir koordinasyon
kurulu oluşturulmasını belirtmiştir. Bu kurulun görevleri arasında Kurum
hizmetlerinin yürütülmesi, geliştirilmesi, üniteler arasında iş birliğinin sağlanması,
yayın plan ve programlarının incelenmesi, genel müdür tarafından istenen
konularda görüş hazırlanması ve yönetim kuruluna görüş bildirmesi vardır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
7
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Koordinasyon
belirlenmiştir.
Kurulunun
çalışma
usul
ve
esasları
yönetmelikte
Kumunun 15. maddesinde yer alan düzenlemeye göre Yönetim Kurulu veya
genel müdür tarafından görüş ve düşüncelerinden yararlanmak üzere danışma
kurulları oluşturulmaktadır. Bu kurul, yayınlarla ilgili olarak kamuoyunun
düşüncelerini ve temennilerini almak, bilimsel konularda araştırmalar yapmak
amacıyla görevlendirilmiştir.
Bu Kurumda üç tür çalışan bulunmaktadır. Bunlar: Memurlar, işçi
sayılmayan sözleşmeli personel ve geçici personeldir. Bunların atanmaları, yer
değiştirilmeleri, görevden alınmaları genel müdür tarafından gerçekleştirilir.
Bu kurumun denetimleri Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından
yapılmaktadır.
Kurumun Görevleri
Bu görevler Kanu’nun 9. maddesinde sayılmıştır. Buna göre:
Radyo ve televizyon tesislerini kurmak, yayınları yapmak ve bunların giderek
gelişmişliğini sağlamak.
Yayın için haber ve programlar yapmak, bunun için gerekli birimleri kurmak.
Bu Kanun’da yer alan düzenlemeler doğrultusunda uluslararası radyo, televizyon
kuruluşlarıyla iyi ilişkiler kurmak; anlaşma, sözleşme ve protokoller yapmak.
Yayın kuruluşlarında kullanılacak araç ve gereçlerle ilgili araştırmalar yapmak ve
bunların bakım ve onarımlarını sağlamak, gerekli araç ve gereçlerin gerektiğinde
imalatlarını yapmak.
Yurt içinde yapılacak yayınlarla Atatürk İlke ve İnkılaplarının kökleşmesini, çağdaş
uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören hedeflerin gerçekleşmesine,
Devletin varlık ve bağımsızlığının, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün,
toplumun huzurunun, millî dayanışma ve adalet içinde insan haklarına saygılı ve
Atatürk milliyetçiliğine dayanan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti
niteliklerinin korunmasına ve güçlendirilmesine, millî eğitim ve millî kültürün
geliştirilmesine, devletin millî güvenlik ve millî siyasetinin ve millî ekonomisinin
çıkarlarının korunmasına,
Anayasal ilkeler doğrultusunda kamuoyunun serbestçe ve sağlıklı bir şekilde
oluşmasına yardımcı olmak,
TRT yayınları ya kurum
içi veyahut da kurum
dışı denetime tabi
tutulmaktadır.
Yurt dışına yapılacak yayınlarla devletin her alanda tanıtılmasına yurt dışında
bulunan Türk vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerinin
sürdürülmesi ve geliştirilmesine yardımcı olmak şeklinde sayılmaktadır.
Anlaşılacağı üzere TRT’nin görevleri 2594 sayılı Kanunda, 359 sayılı TRT
Kanunu’ndan farklı biçimde düzenlenmiş ve yurt dışında yapılacak yayınlarla ilgili
görevlerin birbirinden ayrılarak belirlendiği vurgulanmıştır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
8
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Yayınların Düzenlenmesi
Kurum yöneticileri yukarıda sayılan ilkeler doğrultusunda yayınlarını düzenlemek
ve gerçekleştirmek zorundadırlar. Bununla birlikte yukarıda sayılan ilke ve
kurallara uymak şartıyla TRT’nin yayınlarını özgürce belirleme yetkisi
bulunmaktadır. Buna göre TRT;
Yayınların’da olabildiğince çeşitli konulara yer verecek şekilde düzenleyecektir.
Hükûmet bildirilerini sadece hükûmeti bağlamak kaydıyla yayınlamakla yükümlü
bulunmaktadır. Olağanüstü hâller ve sıkıyönetim zamanında da bu yükümlülük
devam eder.
Hükûmet uygulamalarının kamuoyuna tanıtımını amaçlayan bu yayınlar haber
bültenleri dışında yayınlanır ve ayda otuz dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlenir.
Yayın esaslarına uymak ve diğer siyasi partilere cevap hakkı doğuracak bir unsur
taşımamak kaydıyla; hükûmetin ve TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin
açıklama ve faaliyetlerinin yayınlanması, bunların haber değeri şartına bağlıdır.
Hükûmet ve siyasi parti açıklamaları ve faaliyetleri haber değeri ve niteliği taşıması
kaydıyla yayınlayabilecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ilgili yayınları dengeli ve tarafsız bir biçimde
özetleyerek yayınlayacaktır.
Seçim dönemlerinde TRT yayınlarını Seçim Kanun’un hükümleri doğrultusunda
gerçekleşecektir.
Millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı durumlarda, bir haber ve yayını men etmeye
başbakan veya görevlendireceği bir bakan yetkili bulunmaktadır. Devletin dış
ilişkileriyle ilgili yayınlarda uyulacak esasları belirlemek yetkisi dışişleri bakanına
aittir.
Reklam yayınlarında halkı aldatıcı, yanıltıcı, haksız rekabete ve karşılıklı
cevaplamaya yol açıcı, diğer ürünleri kötüleyici, herhangi bir ürünün israfını telkin
ve ima edici ve genel olarak ülkenin ekonomik durumuna zarar verici hususlara yer
verilmez ve siyasi propaganda yapılamaz.
Açık öğretimle ilgili olarak, yetkili kılınan yükseköğretim kuruluşlarında hazırlanan
televizyon programlarını yayınlar. TRT Kurumu, örgün öğretime yönelik Millî
Eğitim Bakanlığı ile birlikte yayınları düzenler.
Yayınların Denetlenmesi
TRT yayınları ya kurum içi veyahut da kurum dışı denetime tabi
tutulmaktadır. Kurum içi denetimler, kurumun kendi iç işleyişi doğrultusunda
yapılan rutin denetimlerdir. Buna biz “öz denetim” de diyoruz. TRT Kanunu’nun
31. maddesi gereğince iç denetimler genel müdür adına yayın denetleme kurulu
başkanlığı tarafından icra edilir. İstisnai olarak Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili
yayınlar Genel Kurmay Başkanlığının olumlu görüşü alındıktan sonra yapılır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
9
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Kurum dışı denetimler ise başbakan veya görevlendireceği bir bakan
tarafından, millî güvenlik gerekçesiyle durdurulabilir. Durdurma kararlarının yazılı
olması esastır. Acele hâllerde sözlü olarak durdurma yetkisi başbakan veya
görevlendireceği bakana verilmiş ise de bilahare yazılı hale getirilmesi
gerekmektedir. Başbakan veya yetkilendirilen bakan tarafından alınan men
kararları 24 saat içinde yazılı olarak genel müdürlüğe bildirilecektir.
Durdurulma kararları birer idari karar olduğu için idari yargı denetimine
tabidir. Durdurma kararlarının tebliğinden itibaren 48 saat içerisinde Danıştayda
açılmalıdır. Replik ve düplik süreleri 10’ar gündür.
Dış ilişkilerle ilgili durumlarda ise kamu yararı ilkesi esas olarak alınır.
Yayınlarından Dolayı TRT’nin Sorumluluğu
TRT’nin yayınları dolayısıyla işlediği suçlardan dolayı sorumluluğu yayının
canlı olup olmamasına göre değişiklik arz etmektedir. 359 sayılı Kanun’un 20.
maddesinde canlı yayın; olayın ve konuşmanın anında ve doğrudan doğruya radyo
ve televizyon ile yayınlanması olarak tarif edilmiştir.
Canlı yayın, ön hazırlık
yapılmadan
gerçekleştirilmişse fiili
işleyen kişi sorumlu
olacak, bundan dolayı
kurum personeli
sorumlu
tutulmayacaktır. Ön
hazırlıktan sonra yayın
gerçekleştirilmişse
yayını fiilen yöneten,
kontrol eden kişiler de
sorumlu olacaklardır.
Eğer canlı yayın, ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmişse fiilî işleyen kişi
sorumlu olacak, bundan dolayı kurum personeli sorumlu tutulmayacaktır. Ön
hazırlıktan sonra yayın gerçekleştirilmişse yayını fiilen yöneten, kontrol eden
kişiler de sorumlu olacaklardır.
Canlı olmayan tespitli yayınlarda da ön hazırlıktan sonra yapılan canlı
yayınlarda olduğu gibi, konuşan ile birlikte yayını yapan fiilen sorumludurlar.
Kendilerine tevdi edilen metinleri aynen okumakla görevli olan ve bir denetim
görevi bulunmayan personelin sorumsuzluğu canlı olmayan tespitli yayınlarda da
geçerlidir. Ancak bazı durumlarda yapılan yayınlardan dolayı TRT sorumlu
olmayacaktır. Bunlar: Zorunlu yayınlar, başka radyo ve televizyon kuruluşlarından
naklen yapılan yayınlar ve radyo ve televizyon yoluyla kişilik hakkının ihlalinden
doğan sorumluluklardan kurum personeli sorumlu olmayacaktır. Buna göre TRT
personeli yapılması kanunen zorunlu yayınlarda işlenen suçlardan sorumlu
olmayacaktır(28/1-3). Örneğin yayınlanması zorunlu olan hükûmet bildirileri, siyasi
partilerin seçim konuşmaları, cevap ve düzeltmeye dair mahkeme kararları ile,
yurt dışından yapılan naklen yayınlardan personelin sorumlu olmayacağı; bununla
birlikte yurt dışındaki herhangi bir televizyon kuruluşundan naklen verilen futbol
maçlarında terör örgütlerinin sahaya inip propaganda yapmaları hâlinde yayını
kesmeyen personelin sorumlu olacağı muhakkaktır.
Yayını denetleyenlerin sorumluluğu da zaman zaman söz konusu
olmaktadır. Eğer yayını denetleyenlerin taksir derecesinde dahi kusurları yoksa
sorumlu tutulmayacaklarıdır. Örneğin denetim görevinde gerekli dikkat ve özen
gösterildiği hâlde, suç teşkil eden yayın engellenememişse, bu kişilerin
sorumluluğu söz konusu olamaz.
Canlı olmayan yayınlara gelince; ön hazırlıktan sonra yapılan canlı
yayınlardaki gibi, konuşanla birlikte yayını fiilen yöneten kişiler de sorumlu
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
10
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
olacaklardır. Bununla birlikte kendilerine tevdi edilen metinleri aynen okumakla
görevli kişinin sorumluluğundan söz edemeyiz. TRT istasyonları dışındaki yayın
kuruluşlarından yapılan naklen yayınlardan TRT personeli sorumlu olmayacaktır.
Bu kural yerinde bir kural olup, kusuru ve kastı bulunmayan personelin
korunmasını sağlamıştır.
Radyo, televizyon yayınları sebebiyle işlenen suçlardan ve haksız fiiller
bakımından dava açma süresinin yayının yapıldığı tarihten itibaren 60 gün olduğu
ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte yayın sonucuna göre sorumluluk terettüp etmesi için bir
hakka saldırı yapılmış olması, zarar ya da zarar doğma tehlikesinin baş göstermesi,
zarar gören kişinin izni dışında yayının yapılmış olması ve kanuni bir görevin yerine
getirilmiyor olması gerekir.
Türkiye Radyo
Televizyon Kanunu,
Türkiye Radyo
Televizyon Kurumunu
Radyo Televizyon
Kurulundan ayrı bir
organ olarak
düzenleyerek Yüksek
Kurulu radyo,
televizyon yayınları
alanında gözetim,
denetim ve
değerlendirme
yapmakla
görevlendirmiştir.
Kurul, ayda en az bir
defa toplanır, kararlar
salt çoğunlukla alınır.
Geçerli mazereti
olmadan üst üste iki
toplantıya katılmayan
üyeler kuruldan ayrılmış
sayılır.
TRT tarafından yapılan yayınlardan dolayı maddi ve manevi zarar görenlerin
yetkili hukuk mahkemelerinde tazminat davası açmaları ve davalarından TRT
Genel Müdürlüğünü hasım göstermeleri zorunludur. Tazminat davasının
doğmasında kusuru bulunan personeller kusurları oranında sorumlu olduklarından
dolayı kurumun bu kişilere karşı rücu etmesi mümkün bulunmaktadır. Diğer kurum
personelinden farklı olarak TRT personelinin sebep olduğu ceza davalarında kurum
avukatları o kişiler adına savunma yapabileceklerdir.
Basın suçlarıyla ilgili olarak CMK’ı nun12/3. maddesinde usule ait bir
düzenleme getirilmiştir. Bu maddeye göre suç, ülkede yayınlanan bir basılı eserle
işlenmişse eserin basıldığı yer mahkemesinde, aynı eserin birden çok yerde
basılması durumunda ve suçta eserin yayın merkezi dışındaki baskısında meydana
gelmişse, bu suç için eserin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir.
Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu
Türkiye Radyo Televizyon Kanunu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunu
Radyo Televizyon Kurulundan ayrı bir organ olarak düzenleyerek Yüksek Kurulu
radyo televizyon yayınları alanında gözetim, denetim ve değerlendirme yapmakla
görevlendirmiştir.
Yüksek Kurul, yurt içinde yapılacak radyo televizyon yayınları için millî
siyasete uygun ilkeler tespit etmek ve uygulanmasını gözetlemek, denetlemek ve
değerlendirilmesini yapmak amacıyla kurulmuştur.
Bu kurul cumhurbaşkanınca atanacak üç üye, Yükseköğretim Kurulunca
gösterilecek dört aday arasından seçilecek iki üye, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurulunca gösterilecek dört aday arasından seçilecek üç üye, Milli Güvenlik
Kurulunca seçilecek ve Bakanlar Kurulunca atanacak bir üye ve Bakanlar Kurulunca
birisi basın mensubu diğer ikisi eğitim ve iktisat alanlarında veya hizmetlerinde
temayüz etmiş kişiler arasından atanacak üç üye olmak üzere on iki üyeden
oluşmaktadır. Kurul başkanı yukarıda yer alan on iki üye arasından
cumhurbaşkanınca seçilir. Kurul üyeliği altı yıldır. Her iki yılda bir üyelerin üçte biri
kura usulü ile değişir ve süresi sona eren üyelerin yeniden seçilmeleri mümkündür.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
11
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Kurul üyeleri siyasi partilere üye olamaz, görev ve yetkilerine giren
konularda doğrudan doğruya taraf olamaz ve bu konuda menfaat sağlayamazlar.
Üyelik niteliklerini kaybeden üyenin üyeliği elinden alınır ve aynı usulle
yerlerine yenileri atanır.
Kurul, ayda en az bir defa toplanır, kararlar salt çoğunlukla alınır. Geçerli
mazereti olmadan üst üste iki toplantıya katılmayan üyeler kuruldan ayrılmış
sayılır.
Kurulun görevleriyle ilgili düzenleme 2954 sayılı Kanu’nun 7. maddesinde
sayılmıştır. Bu görevlerin en önemlilerinden biri, yayınların yayın ilkelerine
uygunluğunu sağlamaktır. Yayın ilkeleri ise Kanu’nun 5. maddesinde sayılmıştır. Bu
ilkelerin başında:
-Anayasa dili, yayınlarda ölçü alınacak.
-Vatandaşların karşılaştıkları sorunlara rehberlik edecek programlar düzenlemek.
- Sınır bölgelerinde yaşayan vatandaşların yayınları alabilmelerine öncelik vermek.
- Çocuklara yönelik yabancı programların seçilmesinde dikkatli olmak.
-TV’de, haberlerin özünü teşkil eden olayın görüntülemesini sağlamak.
- Yurt içi ve yurt dışındaki olayları titizlikle izlemek.
-Amatör sporları teşvik edici programların düzenlenmesini sağlamak.
-Türk-İslam ahlakı ve dünya görüşünün temel unsurlarına yayınlarda ağırlık
vermek.
- Türk tarihi, tarihî değerleri, yaşama tarzı, düşünce ve duyguları üzerinde
inandırıcı ve ilgi çekici programlar hazırlamak.
- Eski Türk sanatlarının tamamen unutulmaması veya başka milletlerce
kendilerine mal edilme çabalarını etkili yayınlarla önlemek.
-Türk müziğinin her türünün yozlaşmasının önlenmesi amacıyla, müziğimizin
kurallarına uygun şekilde icrasına özen göstermek.
- 2954 sayılı Kanu’na aykırı yayın yapıldığı, tarafsızlığın ihlal edildiği veya genel
yayın esaslarına aykırı yayın yapıldığı durumlarda ilgili mercilere duyuruda
bulunmak.
Yaptırımlar idari ve adli
olmak üzere iki kısımdır.
- Genel müdür adaylarını belirleyerek TRT Yönetim Kuruluna sunmak. Bakanlar
Kurulu kendisine sunulan üç aday arasından birini genel müdür olarak atar. Genel
müdürün görevden alınması da Yüksek Kurulun teklifiyle gerçekleşir.
- TRT yayınlarının, yayın sonrasındaki denetimi de Yüksek Kurula aittir.
- Yüksek Kurul üçer aylık dönemler hâlinde yapacağı yayın sonrası denetimlerde,
gerekli gördüğü hususları ve eleştirileri TRT Genel Müdürlüğüne,
Cumhurbaşkanına, Başbakanlığa, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine
bildirir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
12
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Yaptırımlar
Yaptırımlar idari ve adli olmak üzere iki kısımda ele alınacaktır.
Yayın ilkelerini belirleyen 8. maddede yer alan temel ilkelere aykırı yayın
yapanlar hakkında, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim
gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idari para cezası verilir. İdari para cezası
miktarı, radyo kuruluşları için bin liradan, televizyon ve isteğe bağlı medya hizmet
sağlayıcıları için on bin liradan aşağı olamaz. Bu yaptırımlara ek olarak ihlale konu
programın beş kez durdurulmasına, ihlale konu programın katalogdan
çıkarılmasına karar verilebilir.
6112 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde; yayınların Atatürk İlke ve İnkılapları’na
aykırı olamayacağı, yayınların ırk, dil, din, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek
toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edememeği, terörü öven ve terör örgütlerini
güçlü gösterir, suçu ve suçluyu över nitelikte, müstehcen olamayacağı, şiddeti
özendiren, cinsel eşitliğe ters düşen nitelikte olamayacağı şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler TRT açısından da geçerlidir.
Tartışma
Adli yaptırımlar ise Üst Kuruldan yayın lisansı almadan yayın yapanlar ya da
yayın lisansı iptal edilmesine rağmen yayın yapanların yetkilileri bir yıldan iki yıla
kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır. İzinsiz olarak yayın
faaliyetine devam eden yayın cihaz ve tesisleri Üst Kurulca mühürlenerek
kapatılır(md.33/1).
• Kitle iletişim hukukunda TRT'nin konumu nedir? Tartışınız.
• Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan
“Tartışma Forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
13
Özet
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
•Ülkemizde 1 Mayıs 1964 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Yasa ile
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oluşturulmuş, Federal
Almanya’nın teknik desteğiyle başlayan televizyon yayınları 1980’li
yılların sonuna kadar TRT tarafından devlet tekelinde
yürütülmüştür.
•Askerî yönetim altında hazırlanan ve genel seçimlerden hemen
sonra Kasım 1983’te çıkarılan kanunlardan biri olan 2954 sayılı
Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası’nda Radyo Televizyon Yüksek
Kurulunun (RTYK) kurulması öngörülmüştür.
•Türkiye Radyo-Televizyon Kanunu'nun 8. maddesinde bu kurumun
“tarafsız bir kamu tüzel kişiliği” olduğu belirtilmiştir.
•Tarafsız bir yayın kuruluşu, toplumun her kesimine hitap eden ve
toplumun her kesiminin sesi durumundadır. Yani tarafsız bir yayın
kuruluşu hem toplumsal iradeyi açıklayan bir araç hem de kamusal
iradeye yön veren bir unsur olmalıdır. Bundan dolayı radyo,
televizyon yayın kuruluşları yayınlarında ne siyasi iktidardan yana,
ne de muhalefetten yana ve ne de toplumda egemen olan güç ve
çıkar çevrelerinden yana bir tutum içine girmemelidir.
•Yönetim kurulları en az beş üyenin katılımlarıyla toplanır ve
kararlarını en az dört üyenin oyu ile alır. Yönetim kurulları en az on
beş günde bir toplanır. Bu toplantılarda çekimser oy kullanılamaz.
Yönetim kurulu üyelerine verilecek ücretler Bakanlar Kurulu
tarafından belirlenir.
•Kurumun görevleri Kanun'un 9. maddesinde sayılmıştır.
•Canlı yayın, ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmişse fiili işleyen
kişi sorumlu olacak, bundan dolayı kurum personeli sorumlu
tutulmayacaktır. Ön hazırlıktan sonra yayın gerçekleştirilmişse
yayını fiilen yöneten, kontrol eden kişiler de sorumlu olacaklardır.
•1986 yılından itibaren ülkemizde yabancı televizyon yayınları
izlenmeye başlanmıştı...
•Türkiye Radyo Televizyon Kanunu, Türkiye Radyo Televizyon
Kurumunu Radyo Televizyon Kurulundan ayrı bir organ olarak
düzenleyerek Yüksek Kurulu radyo, televizyon yayınları alanında
gözetim, denetim ve değerlendirme yapmakla görevlendirmiştir.
•Yaptırımlar idari ve adli olmak üzere iki kısımdır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
14
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
DEĞERLENDİRME SORULARI
Değerlendirme
sorularını sistemde ilgili
ünite başlığı altında yer
alan “Bölüm Sonu
Testi” bölümünde
etkileşimli olarak
cevaplayabilirsiniz.
1. TRT kaç yılında kurulmuştur?
a) 1960
b) 1964
c) 1968
d) 1972
e) 1976
2. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun hukuki yapısı ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Özel hukuk tüzel kişisi
b) Kamu hukuku tüzel kişisi
c) Ticari şirket
d) Dernek
e) Vakıf
3. Aşağıdakilerden hangisi TRT’nin görevleri arasında değildir?
a) Radyo ve televizyon tesislerini kurmak, yayını yapmak ve bunların
giderek gelişmesine sağlamak,
b) Yayın için haber ve programlar yapmak, bunun için gerekli birimleri
kurmak.
c) Bağımsız haber yapmak.
d) Kanunda yer alan düzenlemeler doğrultusunda uluslararası radyo,
televizyon kuruluşlarıyla iyi ilişkiler kurmak, anlaşma, sözleşme ve
protokoller yapmak.
e) Yayın kuruluşlarında kullanılacak araç ve gereçlerle ilgili araştırmalar
yapmak ve bunların bakım ve onarımlarının sağlamak, gerekli araç
ve gereçlerin gerektiğinde imalatlarını yapmak.
4. Dünyada yayıncılık alanında düzenleyici ve denetleyici kurulların ilk
örneklerine nerede rastlanılmaktadır?
a) Avustralya
b) Asya
c) Avrupa
d) Güney Amerika
e) Kuzey Amerika
5. Şu an itibarıyla RTÜK’ün kaç üyesi meclis tarafından seçilmektedir?
a) 9
b) 8
c) 7
d) 6
e) 5
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
15
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
6. Aşağıdakilerden hangisi TRT’nin özelliklerinden biri değildir?
a) Yansız olması
b) Özerk olması
c) Tüzel kişi olması
d) Tarafsız olması
e) Bağımsız olması
7. Hangi yıldan itibaren ülkemizde yabancı televizyon yayınları izlenmeye
başlanmıştır?
a) 1983
b) 1984
c) 1985
d) 1986
e) 1987
8. TRT’nin toplanması için en az kaç üyenin hazır bulunması gerekmektedir?
a) 2
b) 3
c) 5
d) 7
e) 9
9. TRT yönetim kurulu üyeliği kaç yıl için geçerlidir?
a) 2
b) 4
c) 6
d) 8
e) 10
10. Adli yaptırımlar ise Üst Kurul’dan yayın lisansı almadan yayın yapanlar ya
da yayın lisansı iptal edilmesine rağmen yayın yapanların yetkilileri …….
yıldan ……….. yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır.
Cümlede boş bırakılan yerleri doğru olarak tamamlayan seçenek
aşağıdakilerden hangisidir?
a) 1-3
b) 1-2
c) 2-4
d) 2-6
e) 4-6
Cevap Anahtarı
1.b, 2.b, 3.c, 4.e, 5.a, 6.e, 7.d, 8.c, 9.b, 10.b.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
16
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER
KAYNAKLAR
Çakır, H.:Cumhuriyete Kadar Osmanlı’da Basın –İktidar İlişkileri” İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Yıl 2001, Sayı 11.
Çakır, H.: “Osmanlıda Basın-İktidar İlişkileri”, Ankara 2002.
Çelik, A.- Tonta, Y. : “Düşünce Özgürlüğü, Bilgi Edinme Özgürlüğü ve Bilgi
Hizmetleri,
Çolak, N. İ.:Kitle İletişim Hukuku, İstanbul 2013.
Bilgi Edinme Özgürlüğü”, Ed: Y. Tonta ve A. Çelik, Türk Kütüphaneciler Derneği,
Ankara 1996
Dönmezer, S.: “Basın ve Hukuku”, İstanbul 1976;
Dönmezer, S: Basın Hukuku, C.1, İstanbul, 1964.
Dönmezer, S./ Bayraktar K:Basın Hukuku, İstanbul,2013.
Gökçe, O.:“İletişim Bilimine Giriş”, Ankara,1993.
Gölcüklü, F. :“Haberleşme Hukuku”, Ankara,1970.
Gören, Z.: “Anayasa Hukukuna Giriş, İzmir,1997.
Güneri, S. N.: Hatıra Defteri, İstanbul, 1999.
Hatemi, H.: Basın Ahlakı, İstanbul,1976.
İçel, K.: Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul,1998.
İçel K./Ünver Y.:Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul,2005.
İnuğur, M.N.: Basın ve Yayın Tarihi, İstanbul,1999.
İbpirli, M.:Medya Gerçeği ve Haberciler, Ankara, 2000.
Kılıçoğlu, A.:Şeref Haysiyet ve Özel Yaşama Basın Yoluyla Saldırılardan Hukuksal
Sorumluluk, Ankara,1982.
Koloğlu, O.: Basımevi ve Basının Gecikme Sebepleri ve Sonuçları, Gazeteciler
Cemiyeti yayını, İstanbul,1987.
Koloğlu, O.: Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Basın, İstanbul 1994
Özek, Ç.: Türk Basın Hukuku, İstanbul,1978.
Perin, C.:Basın Ahlakı ve Hürriyeti, Ankara.1972,
Sarmaşık, J.:Türkiye’de Radyo ve Televizyon Düzeni, İstanbul,2000.
Serdar, İ.: Radyo ve Televizyon Yoluyla Kişilik Hakkının İhlali ve Kişiliğin
Korunması, Ankara,1999.
Tanilli, S.:Devlet ve Demokrasi, İstanbul,2001.
Topuz, H.: 100 Soruda Türk Basın Tarihi, İstanbul,1973,
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
17
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I
Tohuz, H.: II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul,2003.
Türk Hukuk Kurumu: Türk Hukuk Lügati, 3. Baskı, Ankara,1991.
Yazıcı, R.:Anayasalarımızda Basın Hukuku, Ankara, 1986.
.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
18

Benzer belgeler