iletişim ihtisas komitesi

Transkript

iletişim ihtisas komitesi
İLETİŞİM İHTİSAS KOMİTESİ
Prof. Dr. Mehmet ÖZ
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi,
Dünya Belleği ve İletişim İhtisas Komiteleri Başkanı
Komite Başkanı: Prof. Dr. Mehmet ÖZ
Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı
Komite Başkan Vekili: Prof. Dr. Deniz BAYRAKDAR
Komite Başkan Vekili
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı
Komite Üyeleri
Prof. Dr. Haluk GÜRGEN
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi
Dekanı
Prof. Dr. Haluk ŞAHİN
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Prof. Dr. Hamza ÇAKIR
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi
Dekanı
Hasan ERBAY
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Basın
Müşaviri
Dr. Hilmi BENGİ
Anadolu Ajansı Önceki Genel Müdürü
İbrahim ŞAHİN
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu
Genel Müdürü
Levent SOYSAL
Kadir Has Üniversitesi
Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü
Mehmet KARTAL
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler
Müşaviri
Nurullah ÖZTÜRK
RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi
Başkanı
Yavuz BAYDAR
Sabah Gazetesi
Yusuf KAPLAN
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı
Sinema Direktörü
İLETİŞİM İHTİSAS KOMİTESİ
•İletişim İhtisas Komitesi 18 Mayıs 2010 tarihinde Prof. Dr. Nabi AVCI’nın
başkanlığında yeniden oluşturuldu.
•Prof. Dr. Nabi AVCI’nın Eskişehir’den milletvekili seçilmesinin ardından
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve İletişim Komitesi Başkanlıklarından
ayrılması üzerine komiteye bir süre dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı Prof.
Dr. Şükrü Haluk AKALIN başkanlık etti.
• AKALIN’ın Türk Dil Kurumu Başkanlığından ve UNESCO Türkiye Millî
Komisyonu’ndan ayrılmasından sonra Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Mehmet ÖZ, İletişim İhtisas Komitesi Başkanı oldu.
KOMİTENİN ÇALIŞMALARI
• Ayda bir toplanan komite, bugüne kadarki çalışmalarında iletişim konusunda meydana gelen
gelişmeleri değerlendirdi.
•Komite, iletişim alanında çeşitli kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen etkinliklere Millî
Komisyonun desteği konusunda önerilerde bulundu.
•Başkan Vekili Prof Dr. Deniz BAYRAKDAR, 22-23 Mart 2012’de Paris’te yapılan
“İletişimin Geliştirilmesi İçin Uluslararası Program Hükümetler Arası Konseyi” toplantısında
komitemizi temsil etti.
•UNESCO Türkiye Millî Komisyonu’na sunulmak üzere Türkiye’de İletişim alanında
meydana gelen gelişmeler konusunda bir rapor hazırlamak üzere Prof. Dr. Deniz
BAYRAKDAR başkanlığında, Dr. Hilmi BENGİ, Prof. Dr. Haluk GÜRGEN ve Prof. Dr.
Haluk ŞAHİN’in katılımıyla bir alt komisyon oluşturuldu.
• Diğer üyelerimiz de hazırlanan rapora katkı sağladılar.
•Sizlere bu rapordan bir özet sunacağız.
GİRİŞ
• Yirminci Yüzyıl’ın ikinci yarısında ve özellikle 1970-1990 yılları arasında
uluslararası iletişim alanında ülkeler arası dengesizlik vardı.
• İletişim dünyası alanlar ve satanlar olarak ikiye ayrılmıştı.
• “Kültür emperyalizmi” ya da “medya emperyalizmi”olgusu gündeme geldi.
• Dengesizliği gidermek için UNESCO şemsiyesi altında uluslararası
konferanslar,
raporlar düzenlendi.
• Türkiye bu dönemin başlarında tipik bir “alıcı” ülke görünümündeydi.
• İletişim alt yapısı yetersizdi.
• Medya, gelişmişlik açısından hemen her kategoride UNESCO ölçütlerinin altındaydı.
• Televizyon ülkeye geç girdi (1968).
• Dünya haberlerinde batılı basın ajanslarına bağımlılık fazlaydı.
• Sermaye ve teknoloji yetersiz, iç pazar küçüktü.
• Know how eksikliği vardı.
• Dışa bağımlılıktan kurtulmak zor görünüyordu.
2012’DE İLETİŞİM
•
Televizyondaki gelişmelere paralel olarak sinema sektöründe de ciddi bir gelişme
var.
Yazılı basın en ileri teknolojiyi kullanmasına rağmen, internetin baskısı altında
kaldı, tirajlar azaldı.
İnternet gazeteciliği ve sosyal medya hayatımıza girdi.
Gazeteler yeni medya ile rekabet edebilmek için internet teknolojisinden geniş
ölçüde yararlanıyor.
İnternet ortamında telekomünikasyon ve enformasyon (medya) iç içe giriyor.
Yakınsama dediğimiz bu olgu sayesinde gazete ile radyo ve televizyon, yazı ile ses
ve görüntü, fotoğraf ile video internet ortamında buluşuyor.
•
•
•
•
•
BÖLGESEL FAKTÖRLER



Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin Türkiye’yi bölgesinde bir aktör
ülke haline getirmesi, dünya medyasının ülkemize yönelik ilgisini artırdı.
Türkiye’de görev yapan yabancı basın mensuplarının sayısı artıyor.
Başka TRT ve AA olmak üzere, Türk Medyasının da Ortadoğu ağırlıklı olmak
üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde daha fazla muhabir istihdam ederek olayları
yerinden izlemeye başlaması da dikkat çekici.
GAZETECİLER
Ülkemizde görev yapan yerli ve yabancı gazetecilerin kayıtları Basın Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde tutuluyor.
• Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarihli göre (10 Ocak 2012 )
ülkemizde görev yapan gazetecilerin 13.464’tü basın kartı sahibi.
• Bunların 4.307’si sürekli basın kartı, 195’i basın şeref kartı ve 186’sı serbest basın
kartı taşıyor.
• Ülkemizde 42 ülkeden 267 yabancı gazeteci görev yapıyor.
•
SÜRELİ YAYINLAR
•
•
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2011 yılı itibariyle ülkemizde
- 187’si yaygın,
- 92’si bölgesel ve
- 2.501’i yerel olmak üzere toplam 2.780 gazete yayımlanıyor.
Dergilerle birlikte süreli yayınların toplamı 6.459’u buluyor.
Ülkemizde yayın yapan 3.679 derginin
- 2.098’i yaygın,
- 265’i bölgesel,
- 1.316’sı yerel ölçekli.
RADYOLAR
922
835
1000
900
•
Ülkemizde karasal, sayısal, uydu, kablo ve IPTV ortamından yayın
yapacak kuruluşlara lisans ve yayın izni Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu tarafından veriliyor.
• Karasal yayın lisansına sahip 1059 özel radyo bulunuyor.
• Bunun 35’i ulusal, 98’i bölgesel, 926’sı yerel ölçekli.
• Uydudan yayın yapan özel radyoların sayısı da 53.
• Kamu yayıncılığı yapan TRT’nin de 2’si uluslararası, 7’si ulusal ve
6’sı bölgesel ölçekli olmak üzere 15 radyo kanalı bulunuyor.
• Lisans alan 1058 radyonun yüzde 87’si yerel, yüzde 9’u bölgesel,
yüzde 4’ü ise ulusal yayın lisanslı.
• 74 radyo uydudan (11’i sadece uydudan) yayın yapıyor.
TELEVİZYONLAR
•
•
•
RTÜK’ten frekans alan özel televizyonların sayısı 247. Bunların
220’si yayın yapıyor.
Özel televizyonlardan yüzde 10’un ulusal, yüzde 6’sının
bölgesel ve yüzde 84’ünün yerel lisansı bulunuyor.
Bu televizyon kanallarından 224’ü uydudan (120’si sadece
uydudan) 120’si kablodan yayın yapıyor.
800
700
600
500
400
98
300
200
100
81
38
33
0
Frekans Alan
Radyolar
Ulusal
Yayında Olanlar
Bölgesel
Yerel
207
250
184
200
150
100
50
15
14
25
22
0
Frekans
alanlar
Ulusal
Yayında
olanlan
Bölgesel
Yerel
KAMU YAYINCISI: TRT
TRT, kamu yayıncılığı yapmak üzere 01 Mayıs 1964’te, özel yasayla özerk tüzel bir kişiliğine
sahip olarak kuruldu. Televizyon yayınları 31 Ocak 1968’de başladı.
TRT KANALLARI
•
•
•
•
•
TRT, son yıllardaki atılımlarıyla televizyon kanalı sayısını 15’e çıkardı.
TRT 6’da Kürtçe,
TRT Et-Türkiye’de Arapça,
TRT Avaz’da Türk lehçeleri ve Balkan dillerinde yayın yapılıyor.
Avrupa Haber Kanalı Euronews TRT işbirliğiyle 2010 yılında Türkçe yayına başladı.
DİJİTAL PLATFORM
•
•
•
•
Ülkemizde 2 dijital platform yayında:
Digitürk (Abone sayısı * 2.491.125) D-Smart (Abone sayısı 1.499.144)
Ayrıca TÜRKSAT sayısal ortamda kablo hizmeti veriyor. TELEDÜNYA adıyla bu hizmet
geliştiriliyor. (Abone sayısı 518.139)
TTNET de internet tabanlı televizyon yayını (IPTV) başlattı. Tivibu adı altında sunulan
hizmetin 51.485 abonesi var.
*BTK 2012 Yılı 1. Çeyrek Üç Aylık Pazar Verileri Raporu
TELEVİZYON YAYINCILIĞI
•
1970 yılında kısmi zamanlı siyah beyaz yayına başlayan tek
kanallı Türk televizyonculuğu 1990’lı yıllarda özel
televizyonların fiili bir durumla devreye girmesi ve ardından
hukuki altyapının hazırlanması ile önce sayıca, sonra nitelik
olarak sürekli gelişen bir seyir izledi.
•
Başlangıçta Amerikan yapımı dizilerin ağırlıklı olduğu, bir
dönem Brezilya dizinlerinin işgal ettiği kanallarımızda son
yıllarda dizi patlaması yaşanıyor.
TELEVİZYON DİZİLERİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Televizyon dizileri televizyonlarımızda en çok izlenen programlar olurken yurt dışında
da büyük ilgi görüyor.
Dizilerin izlenme alanı Ortadoğu’dan başlayarak, Orta Asya’ya, Balkanlar’a,
Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti gibi Orta Avrupa ülkelerine, bazı Afrika
ülkelerine, Rusya’ya, Afganistan’a hatta Japonya’ya kadar uzanıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2005-2011 yılları arasında yerli yapım 35.675 saatlik
televizyon dizisi 76 ülkeye satıldı. Bu satışlardan 60 milyon doların üzerinde döviz
girdisi sağlandı. 2012 yılında yurt dışına satılan dizilerin sayısı 100’ü aştı.
Türk dizileri Eurodata TV Worldwide’ın her yıl yayınlanan “Dünyada Televizyonun Bir
Yılı” raporunun 2012 yılı değerlendirmelerinde Türk dizileri önemli yer tutuyor.
Televizyon İzleme Alışkanlığı
Türkiye’de halkın televizyon izleme alışkanlığı oldukça yüksek.
Televizyon yayınları 18 milyon haneye ulaşıyor.
TUIK’e göre Türkiye’de tüketicilerin kültüre ayırdıkları toplam zamanın yüzde 87’sini
televizyon izleme oluşturuyor.
Ülkemizde ortalama günlük televizyon izleme süresi 3 saat.
SİNEMA
•
•
•
Televizyon dizi sektöründekine paralel bir gelişmeyi sinemacılık alanında da görüyoruz.
Son on yıl içinde Türkiye sinemacılık sektörü, uluslararası festivallerde alınan ödüllerle,
seyirci sayısındaki artışla bir rönesans yaşadı.
90’ların sonunda sinemaya giren Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akın, Zeki Demirkubuz, Yeşim
Ustaoğlu, Reha Erdem ve Derviş Zaim, Selim Kaplanoğlu kaliteli yapımlarıyla öne çıktılar,
filmlerinin galasını ‘uluslararası festivaller’de yaparak seslerini duyurdular ve ödüller
aldılar.
2012 YILINDA TÜRK SİNEMASI
•
•
•
•
2012 yılının ilk çeyreğinde toplam 14’ü şerli yapım olmak üzere 66 film gösterime girdi.
Toplam seyirci sayısı geçen yılın ilk çeyrek dönemine göre yüzde14’lük bir artış göstererek
17.902.040 kişiye ulaştı.
İlk çeyrekte yerli filmleri 12.268.272 kişi izlerken yerli film izlenme oranı yüzde 68,5’e
ulaştı.
Artan seyirci sayısına paralel olarak birinci dönem hasılatı geçen yıla göre yüzde 13’lük bir
artış göstererek 165.575.724 TL ye ulaştı.
İNTERNET MEDYASI
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
20. yüzyılın son çeyreğinde meydana gelen teknolojik gelişmeler “medyanın dönüşümü” olgusunu
beraberinde getirdi. Bu dönemde yazılı ve görsel medyanın ardından kitle iletişim araçlarının son halkası
olarak ortaya çıkan internet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla yayıldı.
İnternet üzerinden haber yayını yapan sitelerin ortaya çıkmasıyla “yeni medya”, “internet medyası”,
“internet gazeteciliği” gibi yeni kavramlar ortaya çıktı.
İnternet medyası anlık haberlerle sürekli güncellenerek yeni bir rekabet ortamı oluşturdu.
Böylece haber aylık, haftalık, günlük değil anlık tüketilen bir ürün haline geldi.
Günümüzde en çabuk
bayatlayan ürün haber oldu.
KAĞIT MEDYA ÖLÜYOR MU?
Gazetelerin egemen olduğu iletişim dünyasında haberin ömrü bir gündü.
Ancak günümüz dünyasında haber internet ortamına düştüğü anda tazeliğini yitiriyor.
Kâğıt medya haberin anlık olarak tüketildiği günümüzde ihtiyacı karşılayamıyor. Bir gün önce internet
medyası tarafından tüketilmiş olan haberlerin, bir gün sonra basılı kâğıtlar olarak okuyucunun önüne
konulması okuyucuyu gazeteden soğutmaya başladı.
Gazeteler internet sitelerine ağırlık vererek yeni ortama ayak uydurmaya çalıştı.
Uzunca bir süre internet versiyonlarında sadece kağıt nüshada yer alan haberlere yer veren gazeteler, internet
sayfalarını sürekli güncellemeye, gelişmeleri anında yansıtmaya başladılar.
Anlık gelişmelerle güncellenen gazetelerin internet sayfalarında fotoğraflara ek olarak videolar da
konulmaya başlandı.
Gazeteler, özel haberlerle, yorumlarla, kağıt üzerindeki fotoğrafların akıllı telefonlar yardımıyla video
görüntüsü şeklinde izlenmesini sağlayacak teknik gibi yenilikleri devreye sokarak kağıt medyanın ömrünü
uzatmaya çalışıyor.
SOSYAL MEDYA
•
•
•
•
•
•
•
Son yıllarda iletişim dünyasının en tartışılan konularının başında sosyal medya geliyor.
Amacı bilgi alışverişi yapmak, çalıştıkları sektörlerden veya ilgilendikleri alanlardan, aynı
fikri paylaştıkları insanlarla tanışmak olan kullanıcılar, kurulan sosyal ağ siteleri ile internet
üzerinde toplanmaya başladı.
Bu sitelerde oluşan ilişkiler gelişerek, sosyal medyayı ortaya çıkardı.
Günümüzde sosyal medya, içinde şirket yöneticilerinden danışmanlara, internet liderlerinden
reklamcılara, blog yazarlarından gazetecilere kadar geniş bir kitlenin fikir alışverişi yaptığı bir
ortam halini aldı.
Türkiye sosyal medya alanında da oldukça canlı. Dünyaca ünlü Pricewaterhouse Coopers
denetim ve danışmanlık şirketinin (PwC), Türkiye ve dünyada internet kullanımı üzerine
yaptığı araştırmaya göre, sosyal medya geçirilen sürelerde Türkiye ortalama ayda 10,2 saatle
4. sırada yer alırken, İsrail 11,1 saatle birinci oldu.
Socialbakers.com adlı internet sitesinin 2012 yılı Ocak ayı verilerine göre Türkiye, 31 milyon
247 bin 120 Facebook kullanıcısıyla dünya genelinde 6. sırada yer alırken Avrupa ülkeleri
içerisinde ise ilk sırada.
Kişilerin yanısıra kurum, kuruluş, şirketler ve basın yayın organları da sosyal medyadan
yararlanıyor.
TELİF SORUNU
•
•
•
•
İnternet teknolojisinin kopyalama ve çoğaltmayı kolay hale getirmesi telif sorunlarını da
beraberinde getirdi.
Gazeteler, kendi ürettikleri haberlerin, fotoğrafların, köşe yazarlarının yorumlarının internet
medyasınca kopyalanmasını engellemeye çalışıyor.
İnternet medyası, en çok haber ajanslarının ürünleri açısından sorun oldu.
Haberlerinin ücretsiz çoğaltılmasına karşı önce abonelik sistemini geliştiren ajanslar,
ürünlerinin anında kamuoyuna mal olmasının abone kayıplarına yol açması karşısında internet
sitelerine haberlerinin tamamını vermekten vazgeçiyor.
İNTERNET YASASI
•
•
•
•
•
İnternet medyası için en önemli ihtiyaç, yasal altyapı.
İnternet medyasındaki başıbozukluğu gidermek, özellikle telif sorununu çözmek, internet
gazeteciliğine hukuki zemin sağlamak için çalışmalar başlatıldı.
Özel radyo ve televizyonlar nasıl yasal altyapı olmadan kurulup, anayasa değişikliği arkadan
geldiyse ve ihtiyaçtan RTÜK yasası ortaya çıktıysa internette de benzer bir durum söz konusu.
Yeni yasayla haber portalları basın yasası içine alınacak, resmi ilan gelirinden yararlanacak,
çalışanlar kanun önünde tanınacak, gazeteci olarak kabul edilecek, basın kartı alabilecek ve basın
sigortasına kavuşacak.
İnternet medyası ve çalışanları yasanın çıkmasını bekliyor.
İLETİŞİM EĞİTİMİ
•
•
İletişim alanına önemli bir konu da iletişim eğitimi.
Fakülte ve yüksek okullarda gazetecilik, radyo-televizyon, sinema, iletişim
tasarımı, görsel tasarım, halkla ilişkiler, reklamcılık, tanıtım, sayısal medya, yeni
medya, marka iletişimi, medya iletişim sistemleri, fotoğrafçılık, kameramanlık,
görsel işitsel teknikler, medya yapımcılığı, basım ve yayın teknolojileri, radyo ve
televizyon programcılığı, radyo-televizyon teknolojileri, sahne ve gösteri sanatları
teknolojisi gibi iletişimin değişik alanlarında eğitim veriliyor.
•
103’ü devlet, 65’i vakıf üniversitesi, 20’si farklı statüde ülkemizde 188 yüksek
öğretim kurumu bulunuyor.
•
Bu üniversitelerde, sayısı 70’i aşan İletişim Fakültelerinin yanı sıra, Güzel
Sanatlar Fakülteleri, Sanat ve Tasarım Fakülteleri, Güzel Sanatlar Tasarım ve
Mimarlık Fakülteleri,Fen-Edebiyat Fakülteleri, Sanat ve Sosyal Bilimler
Fakülteleri, 2 yıllık eğitim veren meslek yüksekokulları bünyesinde olmak üzere
toplam 232 yüksek öğretim kurumunda iletişim eğitimi veriliyor.
SONUÇ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Sonuç olarak ülkemizde iletişim sektörünün oldukça gelişmiş, üretken, ekonomik altyapısı güçlü,
canlı ve hareketli bir sektör olduğunu söyleyebiliriz.
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak elektronik iletişim teknolojisindeki gelişmeler Türk medyasını
da etkiliyor.
Ancak internet gazeteciliğinin ve sosyal medyanın yaygınlaşması olgusuna karşılık şimdilik
konvansiyonel medyanın etkisini kaybettiğini söylemek zor.
Gazete tirajlarına yansıyan bir olumsuzluktan söz edilse de yazılı medya, elektronik iletişim
teknolojilerini kullanarak bu sorunu aşmaya çalışıyor.
Basın çok farklı düzeylerde sorunlarını hala taşımakta.
Öncelikle mesleki açıdan daralan bir istihdam söz konusu.
Internet, basın için bir yandan yeni imkanlar yaratırken bir yandan da haber kanallarının farklı
biçimde yatay bir hal almasına, medya içeriklerinin değişmesine ve basın takibi ve okuma
alışkanlıklarının dönüşmesine yol açtı.
İnternet, basının bir dönüşüm geçirmesi zorunluluğunu ortaya çıkardı.
Türkiye’de iletişim konusunda önceliği taşıyan araç televizyon.
Türk sineması 90’ların ortasından itibaren özellikle festival filmleri, ortak yapımlar ve yönetmen
sinemaları açısından dünya sinemasında kendine bir yer açtı ve gündeme oturdu.
Seyircisini kaybeden sinemalar, değişen izleme alışkanlıkları ile özellikle gişe filmlerinin
hasılatlarının ve izlenme sıralarının Hollywood sinemasının önüne geçmesine yol açtı.
İletişim ve eğlence endüstrisinin, bilgi ve haberciliğin çok içiçe yapılanmaları, medya içerikleri
oluşturma ve format geliştirmenin önemini artırmakta.
UNESCO Vizyonu ve Biyoetik
Barış kültürü
Sürdürülebilir kalkınmanın insani ve çevresel boyutları
doğrultusunda bilimin ve teknolojinin kullanılması
UNESCO’nun “21.yüzyılda humanizma” kavramı ile
biyoetik ilkelerin harmonizasyonu
İletişim İhtisas Komitesi adına
teşekkür eder,
saygılar sunarız.