Yol Bilenler - Kolektif Kitap

Transkript

Yol Bilenler - Kolektif Kitap
Yol Bilenler Kadim Bilgeliğin Modern Dünyadaki Önemi Wade Davis Çeviri: Akın Terzi Yayına Hazırlayan: Evrim Öncül Kapak Tasarımı: Deniz Akkol Sayfa Düzeni: Kolektif Kitap 1. Baskı, Nisan 2015 ISBN: 978-­‐605-­‐5029-­‐39-­‐5 224s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5x19,5 cm 19,00 TL “Diğer kültürlerin güzelliğini takdir etmek, kendi hayat tarzımızı kötülediğimiz anlamına gelmez; bilakis ne kadar kusurlu olurlarsa olsunlar diğer insan topluluklarının da insanlığın ortak mirasına, yani insan türü olarak tarih boyunca hayatta kalmamızı sağlamış fikir, inanış ve uyum külliyatına katkıda bulunduğunu tevazuyla kabul ettiğimiz anlamına gelir. Bu gerçeği kabul ettiğimizde, bir dilin yitip gidişinde ya da bir halkın asimile oluşunda yatan trajediyi de duyumsamış oluruz. Bir kültürü yitirmek, kendimizden bir parçayı yitirmek demektir.” Günümüzde konuşulan 7000 dilin yarısı yeni nesillere öğretilmiyor. Birkaç nesil sonra insanlığın toplumsal, kültürel ve entelektüel mirasının yarısının yok olduğuna tanık olacağız. Antropolog ve etnobotanikçi Wade Davis’e göre bu kayıp bütün dünya açısından sorun teşkil ediyor. Yol Bilenler, insan olanla olmayan ve canlı olanla olmayan arasında hemen hiç fark gözetmeyecek şekilde doğayla iç içe yaşayan yerli halklara odaklanıyor. Bu yerli halkların yaşam tarzları, mitleri, inanışları ve yaşama bakışları, Avrupa’da Kartezyen düşünceyle tohumları atılan ve neticede tüm dünyaya yayılan hâkim sosyal paradigmanın etkisindeki biz yabancılara bir alternatif sunuyor. Wade Davis, bu alternatifleri görmezden gelmeye devam ettikçe gezegenimizin telafisi olmayan büyük kayıplar yaşayacağını gözler önüne seriyor: “İster Borneo ormanlarında göçebe Penan topluluklarıyla, Haiti’de bir Vudu keşişiyle ya da Peru’daki And Dağları’nın zirvelerinde bir curandero ile dolaşalım, ister Sahra’nın kızıl kumlarında bir Tamaşek kervanıyla ya da Everest’in yamaçlarında Tibet sığırı sürüleri güden bir çobanla seyahat edelim, bu insanlardan şunu öğreniriz: Düşünmenin ve dünyayla etkileşim kurmanın başka alternatifleri, başka olanakları ve başka usulleri vardır. Bu da bize umut veren bir şeydir.” Polinezyalı yerleşimciler, çöl göçebeleri, Arktikalı avcılar, Andlar’daki koşucular, yaşadıkları koca kıtayı yürüyerek kateden Aborjinler, yağmur ormanları için savaşan Penanlar ve çok daha fazlası... Bu insan topluluklarının her biri dünya denen “zengin bir ruhsal topografyanın” farklı renkleridir. Tecrübe ettikleri şeyleri tek bir kültürel paradigma merceğinden, sırf kendi kültürlerinin merceğinden yorumlayanlar için hepsi aynı görünse de, bakmayı bilenler ve kalpleriyle görenler için bütün bu renkler dünyada sürdürülebilir bir yaşamın temel taşlarıdır aslında. Arka Kapak Her kültür “İnsan olmanın ve yaşamanın anlamı nedir?” sorusuna verilen emsalsiz bir yanıttır. Antropolog Wade Davis dünyadaki yerel kültürlerin bilgeliğini methettiği nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor bizi. İlkin Polinezya’da, ataları İsa’dan bin yıl önce Pasifik’te yaşayan seyrüsefercilerle denizlere yelken açıyoruz. Derken Amazon’da kayıp bir medeniyetin torunlarıyla, Anakonda halklarıyla tanışıyoruz. Ardından Andlar’da yeryüzünün gerçekten canlı olduğunu keşfederken, Avustralya’da Afrika’dan yola çıkan ilk insanların her şeyi kapsayan felsefesini, Rüya Zamanı’nı deneyimliyoruz. Sonra Nepal’e gidip kırk beş yılını tefekküre ve yalnızlığa adamış en büyük kahramanla, gerçek bir Bodhisattva’yla karşılaşıyoruz. En nihayetinde de soluğu hayatta kalma savaşı veren son yağmur ormanı göçebelerinin mekanı Borneo’da alıyoruz. Bu yolculuktan çıkarılacak dersleri anlamak gelecek yüzyılda görevimiz olacak. Zira insanlığın mirası –
engin bir bilgi ve deneyim arşivi, koca bir hayal gücü kataloğu– büyük tehlike altında. Kültürün ifade ettiği şekliyle insan ruhunun çeşitliliğini yeniden takdir etmek, zamanımızın en zorlu ve temel vazifelerinden biri. “Değişim de teknoloji de kültürel bütünlüğü tehdit eden şeyler değildir. Esas tehdit iktidardır, vahşi tahakkümdür. Batı’daki yaygın düşünceye göre, söz konusu yerli halklar, yani Batı’yla pek de ilgisi olmayan ‘ötekiler’, her ne kadar olağandışı ve renkli olursa olsun, adeta doğa yasaları gereği, modernleşmek ve Batılılar gibi olmak konusunda sanki başarılı olamamışlar gibi, öyle ya da böyle yok olup gitmeye mahkumdur. Düpedüz yanlış bir düşüncedir bu.” Yazar Hakkında Wade Davis, okurlardan büyük ilgi gören The Serpent and the Rainbow, Light at the Edge of the World, One River ve The Clouded Leopard gibi pek çok kitabın yazarıdır. Antropolog, etnobotanikçi, film yapımcısı ve fotoğrafçı olarak pek çok ödül kazanan Davis’in yazıları ve fotoğrafları Globe and Mail, Maclean’s, Newsweek, National Geographic, Wall Street Journal ve Washington Post gibi birçok gazete ve dergide yayımlanmıştır. Davis şu anda Washington D.C.’deki National Geographic Society bünyesinde Explorer-­‐in-­‐Residence görevini yürütmekte, geri kalan zamanlarını da Kanada’da Kuzey British Columbia’da geçirmektedir. Massey Konferansları Massey Konferansları, Massey College işbirliğiyle Toronto Üniversitesi’nde ve CBC Radyosu’nda gerçekleştirilmektedir. Seri, eski Kanada baş valisi Vincent Massey onuruna düzenlenmiş ve kendi alanlarında saygı duyulan otoritelerin güncel konular üzerine gerçekleştirdikleri orijinal araştırmaların sonuçlarını yayınlamalarını sağlamak için 1961’de hayata geçirilmiştir. Elinizdeki kitap, Massey Konferansları’nın bir parçası olarak, CBC Radio’daki Ideas adlı programda 2009 Kasım’ında sunulan “Yol Bilenler” konuşmasının metnidir. Bu program Philip Philip Coulter ve Bernie Lucht’un yapımcılığında gerçekleştirilmiştir. 

Benzer belgeler