DÖVİZ DERGİSİ`NDE

Transkript

DÖVİZ DERGİSİ`NDE
PİYASA GELİŞMELERİNİ İLK SİZ TAKİP EDİN
döviz dergisi
15 nİSAN 2013 pazartesİ - SAYI NO: 13
BİRÇOK ANALİZ
PİYASA İLE İLGİLİ GELİŞMELER
DÖVİZ DERGİSİ’NDE
İÇİNDEKİLER
SAYFA 4
SAYFA 17
• EUR / USD ANALİZİ
• ALMANYA DA BÜYÜMEYE HASRET
SAYFA 5
SAYFA 18
• GBP / USD ANALİZİ
• ALTINA DAHA FAZLA DÜZELTME GEREKLİ
• USD / TRY ANALİZİ
SAYFA 19
SAYFA 6
• AVUSTURYA, BANKA HESAPLARININ GİZLİLİĞİNDE
• EUR / TRY ANALİZİ
YALNIZ KALDI
• CHF / TRY ANALİZİ
SAYFA 7
SAYFA 20
• ÇİN İLK ÇEYREKTE TAHMİNLERDEN DAHA AZ BÜYÜDÜ
• GBP / CHF ANALİZİ
• DOWJONES ANALİZ
SAYFA 21
• GIDA FİYATLARINDA SPEKÜLASYON KİME YARIYOR
SAYFA 8
• BORSA İSTANBUL 30 VADELİ ANALİZ
SAYFA 22
• HIRVATİSTAN’DAKİ İLK AVRUPA SEÇİMLERİNE
SAYFA 9
KATILIM DÜŞÜK OLDU
• BRENT ANALİZ
• IMF’YE GÖRE ENFLASYON DİZGİNLENDİ
SAYFA 10
• WTI ANALİZ
SAYFA 23
• İNGİLTERE’DEN ŞİRKETLERE ‘KADIN KOTASI’ TEHDİDİ
SAYFA 11
SAYFA 24
• BASINDAN HABERLER
• İSPANYA’DA KAYA GAZINA DARBE
SAYFA 13
SAYFA 25
• AB BASKISI KARŞISINDA AVUSTURYA’DAN
• KREDİ NOTU
“BANKACILIKTA DAHA FAZLA ŞEFFALIK” SİNYALİ
• ABD EKONOMİSİ KAÇAKÇILIKTAN YILDA 1 TRİLYON
SAYFA 27
AVRO KAYBEDİYOR
• OECD SLOVENYA’NIN ACİLEN BANKALARLA
İLGİLENMESİ GEREK
SAYFA 14
• SLOVENYA, EKONOMİYİ DÜZELTME PLANINI
• ABD GÜÇLÜ AB ÜLKELERİ BÜYÜMEYI TEŞVİK ETMELİ
MAYIS’TA SUNACAK
• ALTI AVRUPALI BAKANDAN EMİSYON İZİNLERİNİN
ASKIYA ALINMASI İÇİN ÇAĞRI
SAYFA 28
• THATCHER’IN EKONOMİ KARNESİ
SAYFA 15
• AB’DEN MACARİSTAN’A SERT ‘HUKUKUN
SAYFA 30
ÜSTÜNLÜĞÜ’ TEPKİSİ
• TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜ
SAYFA 16
SAYFA 31
• ALMANLAR EURO’DAN MEMNUN
• YILDIZ’DAN AB’YE ‘ENERJİ FASLI’ SİTEMİ
• AB-KANADA SERBEST TİCARET ANLAŞMASI YAZA KALDI
DÖVİZ DERGİSİ
NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ?
Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız
işlemler için bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha
çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik,
sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha yakından takip
etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve
CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek
istiyorsunuz.
2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında,
ülkemizde önce döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması,
ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi,
yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden
olmuştur.
Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi,
uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin
faaliyete geçmesini sağlamış, zamanla aynı şekilde çalışan yurt
dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır.
DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM
Telefon : 0(212) 505 37 69
E-Posta : [email protected]
Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar
yanında, farklı yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret
etmektedir; bu durum aynı zamanda ülkemizdeki yatırımcıların
daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda güzel bir trendin
başladığının da işaretidir.
Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı
piyasalara güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak
üzere kurulmuştur.
Sitemizde
zengin
kapsamlı
strateji
bültenlerimize
erişebileceksiniz. Döviz Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi
ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Günlük yazılı
ve görüntülü bültenlerimiz yanında, şirketimizin tecrübesinden
birebir komünikasyonla faydalanabilme ayrıcalığının size katma
değer olacağına inanıyoruz.
Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında
onlarca parite, metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu
yatırımları yaparken profesyonel desteğe ihtiyaç duyacağınızı
düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım.
Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına
gerçek anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın.
Adres
: Galataderesi Cd. 27/6
Şişli - İstanbul
PARİTE ANALİZ
EURUSD paritesi geçtiğimiz hafta belirttiğimiz gibi 1.315’e kadar yükseldi.
1.315’den gelen satışlar ile 1.308’den fiyatlanan paritede 1.2905 destek
noktası dikkat edilmesi gereken noktadır.
EUR / USD
ANALİZİ
Parite ilerleyen sürede 1.32’in üzerinde fiyatlanmaya başlayacaktır. Paritede
1.302 ve 1.297 diğer destek noktalarımızdır.
Bizler paritede yükseliş dinamiğinin devam ettiğine inandığımız için gerilemeleri alım fırsatı olarak değerlendireceğiz. Destek seviyelerden almak üzere
plan yapılabilir.
4
GBPUSD paritesi 1.54’e kadar yükselmişti. 1.532 seviyesinden fiyatlanan
GBP / USD
ANALİZİ
paritede 1.526 ilk destek noktamızdır.
Bu seviyeye inerek hızlı bir şekilde parite tekrar 1.54’e yükselmesini bekliyoruz.
Dolar/Türk Lirası kuru haftalardır bahis ettiğimiz hedef seviyelere geriledikten
sonra biraz tepki vererek 1.794’a kadar yükselmişti.
USD / TRY
ANALİZİ
Hafta içi kur 1.798 seviyesine tekrar yükselebilir. Fakat bizler kurda yükselişin
kalıcı olacağına inanmıyoruz. Bu nedenle 1.798’den 1.763 hedefli satmak için
bekliyor olacağız.
5
EURO/Türk Lirası kuru 2.32 seviyesinin altında kalıcı bir dinamik
oluşturamadığı için tekrar geçen hafta belirttiğimiz gibi yükselişe geçerek
2.34’e kadar yükseldi.
EUR / TRY
ANALİZİ
Kur hafta içi tekrar 2.325 seviyesine gerileyebilir. Fakat birçok hedge fon
EURO alması EURTRY tekrar yukarı çekecektir.
Bu nedenle 2.325’den almak üzere beklenilebilir.
İsviçre Frangı / Türk Lirası kuru 1.92 seviyesinden yatay hareket etmeye
devam ediyor.
CHF / TRY
ANALİZİ
Bizler İsviçre Frangının değerleneceğini düşündüğümüz için CHF almayı tercih
etmeye devam ediyoruz.
1.917 destek seviyesinden 1.98 hedefli almak üzere beklenilebilir.
6
GBPCHF analiz anında 1.422’den işlem görüyor. 1.417 destek noktamızdır.
İkinci destek noktamız 1.409’dır.
GBP / CHF
ANALİZİ
Bizler 1.417’den 1.399 sop kullanarak 1.47 hedefli alım yapmak üzere bekliyoruz. Direnç noktalarımız 1.4295 - 1.4335 - 1.4395’dir. Direnç noktaları
alımlar için kar al noktası olarakda kullanılabilir.
İlerleyen haftalarda GBPCHF paritesini 1.47 seviyesine kadar yükselmesini
beklediğimiz için paritede maliyet düşürtme politikası uygulabiliriz.
ENDEKS ANALİZ
DOWJONES ANALİZ
Dowjones 14700 seviyesinden fiyatlanıyor. 14600 seviyesine kadar gerilemesini beklediğimiz endeksde 14790
stop kullanarak satış yapılabilir.
7
BORSA İSTANBUL 30 VADELİ ANALİZ
105 400 seviyesinden fiyatlanan vadeli endeksde geçtğimiz hafta 104 000 seviyesine kadar yükseliş dinamiğini
yazmıştık. Endeks pazartesi günü gün içi gelen alımlar ile 103300 seviyesinden 105400’e kadar yükseldi.
Genel olarak yükseliş dinamiğini sürdürme gayesinde olan endeksde yükselişler hafta içi devam edecekdir.
Bizler vadeli endeksde alım yerine hisse senedi alım yapılmasını tavsiye ediyoruz. Lütfen dergimizin 12.sayısını
okuyunuz.
8
EMTİA ANALİZ
BRENT ANALİZ
Brent petrol 100.7 seviyesinden fiyatlanıyor. 96.6 seviyesine kadar gerilemesini beklediğimiz brentte ilk direnç
103 seviyesidir. 103’den 96 hedefli satış yapılabilir.
MISIR ANALİZİ
9
WTI ANALİZ
Petrol fiyatları gerilemeye devam ediyor. 88.75’den fiyatlanan petrolde 90.1 ilk direnç noktamızdır.
85 seviyesine kadar gerilemesini beklediğimiz petrolde 90.1’dan 91.3 stop kullanarak 85 hedefli satış yapmak
üzere bekleyeceğiz.
10
BASINDAN HABERLER
Euro krizi, Portekiz’de Anayasa Mahkemesi’nin kararı ve eski Cumhurbaşkanı
Christian Wullf ile ilgili soruşturmadaki gelişmeler öne çıkıyor. Pforzheimer
Zeitung’da euro krizine ilişkin olarak krizden ortak para birimini sorumlu tutmayan bir yorum göze çarpıyor:
“Pek çok kişi, euronun tedavülde olduğu Almanya’da işlerin hiç de kötü gitmediğini
fark etmiş olmalı. Enflasyon oranı düşük, istihdam piyasası güçlü, ekonomi istikrarlı.
Alman Markı tedavülde iken durum böyle değildi. Gerçek şu ki, krizin sorumlusu euro
değil, ülkelerin bizzat kendisi. Yunanistan’ın borç politikası da berbat durumdaydı,
Kıbrıs’taki bankacılık sistemi de. Bunun faturası acı oldu, ancak mevcut durumun Para
Birliği ile ilgisi olduğu söylenemez. Drahmi, lira ve frank tedavülde iken de zengin
ülkeler elini cebine atmak zorunda kalıyordu, çünkü kendi menfaatleri bunu gerektiriyordu. Almanların sessiz çoğunluğu durumun böyle olduğunu biliyor. Euro karşıtlarının
çığırtkanlığı karşısında sessizliklerini korumaları zaten çok daha akıllıca.”
Geçtiğimiz günlerde Portekiz Anayasa Mahkemesi, 2013 yılı bütçesinde yapılan
bazı kesintilerin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti. Berliner Zeitung’un
konuya ilişkin yorumu şöyle:
“Şu ana kadar euroyu kurtaranlar, yalnızca tasarruf programlarının ekonomiye olası
sonuçları hakkında fikir sahibiydi. Tasarruf önlemleri Başbakan Merkel’in düşündüğü
gibi krizden daha güçlü şekilde çıkmak için katlanılması gereken kısa vadeli bir bela
mı? Yoksa Uluslararası Para Fonu’nun ima ettiği gibi ekonominin küçülmesini mi
körüklüyor? Yargı organlarının tasarruf önlemlerine karşı çıkması ise yeni bir durum,
keza karara tepkiler de… Avrupa kendisini her zaman bir hukuk topluluğu olarak
gördü ve borç kriterlerine bağlı kalınması konusunda da hukuka ve yasalara işaret
etti. Portekiz’in kendisini bütün bunların üzerinde görmesi ise ukalalıktan başka bir şey
değil. Hukuk saygıyı hak eder, Portekiz’de de!”
Yolsuzluk iddiaları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Almanya eski
Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Hannover Başsavcılığı’nın dava dosyasının 20
bin euro karşılığında kapatılması teklifini geri çevirdi. Stuttgarter Zeitung’da
konuyla ilgili şu yorum yer alıyor:
“Almanya’da ilk kez bir Cumhurbaşkanı’na karşı soruşturma yürütülüyor. Bu
soruşturmadan beklentiler yüksekti. Savcılar bu beklentileri karşılayamadı. Kapsamı,
savcıların detaylara takılması ve ne kadar çok sayıda kişinin bu soruşturmada
görevlendirildiği düşünülürse, soruşturmada zaten çoktan ölçülerin dışına çıkıldı.
Zanlılara hiç de yakışık almayan şekilde baskı yaptılar, hukukî açıdan tartışmaya
açık yöntemlerle çalıştılar. Ellerinde kalan zayıf iddialar da akıllarda soru işaretlerinin
oluşmasına neden oluyor. Bir soruşturma başlatmak gerçekten de gerekli miydi? Evet,
zira hukuki açıdan yanlış olan bazı davranışlar olduğu kanıtlarıyla ortadaydı. Peki,
ithamlar doğru muydu? Hayır, çünkü savcılar zorlukların üstesinden gelip Wulff’a
soruşturma dosyasıyla ilgili adil bir teklif götürmeliydi.”
11
BASINDAN HABERLER
Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesinin aynı konudaki
yorumu ise şöyle:
“Artık pek çok şey, Wulff’un bu davadan zarar almadan sıyrılayacağına işaret ediyor. Ancak ondan haline merhamet edilmesi gereken bir mağdur da doğmayacak.
Zira doğruyu gıdım gıdım açıklayarak, Springer Yayınevi’ne skandal bir şekilde baskı
yaparak, artık görevini ifa edemeyecek bir duruma gelerek istifasını kendi elleriyle hazırlamıştı. Bütün bu olay kapandığında, şu acı gerçekle yüzleşmek zorunda
kalacağız: Yaşananlardan sadece kaybedenler oldu; Wulff ve Cumhurbaşkanlığı kaybetti, medya, yargı ve siyasi kültürümüz de.”
Kore Yarımadası’ndaki gerginlik sürüyor. Kuzey Kore’nin savaş tehditlerini
Avusturya gazetesi Der Standard yorum sütununa taşımış:
“Yarımadada kimsenin, hatta patırtı çıkaran Pyöngyang’ın bile istemediği bir savaşın
patlak vermesi için, bir tarafın sinirlerine hâkim olamaması yeterli olacaktır. Askeri
gözlemcilerin verilerine göre Kuzey Kore’nin ne birliklerinde, ne de nükleer test
sahalarında şüphe uyandıracak bir hareketlenme var. Sadece doğu kıyılarına
konuşlandırılmış füzeler, fırlatılmaya hazır gözüküyor. Bu füzeler Kim Yong-Un’un gelecek Pazartesi büyükbabası Kim Il-Sung’un doğum günü onuruna yapılacak havai fişek
gösterisinin bir parçası olabilir. Kuzey Kore daha önce de Japon hava sahası üzerinden füze fırlatmıştı. Şimdi hem Japonlar, hem Güney Koreliler, hem de Amerikalıların
elinde, bu tür bir füzeyi karadan ve denizden vurabilecek sistemler var. Asıl soru,
bunun gerçekten olup olmayacağı ve durumun çığırından çıkmasına meraklı Kim
Yong-Un’un nasıl bir reaksiyon göstereceği.”
Fransız ekonomi gazetesi Les Echos ise bugünkü yorum sütununda Almanya’nın
da Euro Bölgesi’nde aşırı bir tasarruf politikası uygulanmasına sıcak bakmadığını
yazıyor:
“Ren Nehri’nin sağ tarafında ekonomik büyüme bu yıl yüzde 0,5’i aşmayacaktır.
Komşumuz tamamıyla özerk değil. Akdeniz ülkelerinde ekonominin hızla canlanması
onun da çıkarına. Bu nasıl olacak? AB Komisyonu, zorda olan ülkelere finans
tablolarını düzeltmek için biraz daha fazla zaman tanıyarak, bu yönde bir adım attı.
Avrupa Merkez Bankası da faiz oranlarının düşürülmesine yeşil ışık yaktı. Avrupa
Merkez Bankası ayrıca yetkisi kapsamında da kredi almayı kolaylaştıracak önlemler
konusunda kafa yoruyor.“
© Deutsche Welle Türkçe
12
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ABD EKONOMİSİ KAÇAKÇILIKTAN
YILDA 1 TRİLYON AVRO KAYBEDİYOR
AB BASKISI KARŞISINDA AVUSTURYA’DAN
“BANKACILIKTA DAHA FAZLA ŞEFFALIK” SİNYALİ
Pazartesi günü AB’den gelen sert eleştirilerin üzerine Avusturya,
uluslararası vergi kaçakçılığının önüne geçme çabalarına destek
olmaya hazır olduklarını, ancak bankacılıkta gizlilik ilkesini
sürdüreceklerini söyledi.
Özel kişi ve şirketlerin vergilerini
ödememeleri, AB ekonomisine
Avusturya Başbakanı Werner Faymann, Kleine Zeitung gazetesine
yılda bir trilyon avro kaybettiriyor.
yaptığı açıklamalarda ‘uluslararası yatırımcılarla ilgili olarak daha
Paris’in Mond gazetesine verdiği
yoğun bilgi paylaşımına hazır olduklarını’ söyledi.
röportajda böyle bir açıklama
yapan AB Komisyonu’nun İç
Faymann, Kurier’e verdiği mülakatta ise ‘ülkenin itibarının söz konusu
Pazardan Sorumlu Komiseri
olduğunu’, ancak bankacılıkta gizlilik ilkesinin değişmeyeceğini söyle-
Michel Barnier, binlerce ofşor
di. Başbakan, ‘Yaşlı bir kadından [Maliye Bakanı Maria] Fekter’e
hesap sahibi hakkında elde edi-
mevduat hesabını göstermesini istemek absürd olacaktır. Bunun
len bilgilerin mali dolandırıcılığın
uluslararası vergi kaçakçılığıyla bir ilgisi yok’ dedi.
boyutuna ışık tuttuğunu ifade etti
ve “Vergi kaçıran kişilerle müc-
Güney Kıbrıs’taki bankacılık krizi, Fransa’da hükümeti saran vergi
adele konusunda tedbirleri göz-
kaçırma skandalları ve ‘Offshore Leaks’in ardından Avrupa’da gözler,
den geçirme zamanı geldi” dedi.
bankacılık sektöründe şeffaflık konusuna çevrildi.
Geçen hafta Uluslararası
Avrupa Komisyonu’nun vergiden sorumlu üyesi Algirdas Semeta’nın
Araştırmacı Gazeteciler
bir sözcüsü, Pazartesi günü yaptığı açıklamalarda Avusturya’nın,
Konsorsiyumu, Virjinya Adaları,
AB’de banka hesabı bilgilerinin otomatik paylaşımına yönelik
Samoa ve Singapur gibi “vergi
girişimlere katılmak istememesinin ‘kabul edilemez’ olduğunu dile
cenneti” bölgelerinde kayıtlı
getirmişti.
120 bin şirket dosyalarından
elde edilen bilgileri internette
Sözcü, ‘AB’de bankacılıkta gizlilik ve vergi kaçırmayla ilgili bulunan
yayımladı. Vergi ödemeyenler
net kurallar ve sıkı standartların halihazırda 25 ülke tarafından destek
arasında, siyasetçiler, oligarhlar,
gördüğünü’ söylemişti. Geriye kalan iki AB ülkesi ise Avusturya
silah tüccarları, show dünyası
ve Lüksemburg. Ülkenin küçüklüğüne oranla büyük bir finans sek-
temsilcileri ve mali komisyoncular
törüne sahip olan Lüksemburg, sektöre daha fazla şeffaflık getirebil-
bulunuyor.
eceklerinin sinyalini vermişti.
13
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ALTI AVRUPALI BAKANDAN EMİSYON
İZİNLERİNİN ASKIYA ALINMASI İÇİN ÇAĞRI
Aralarında Almanya’nın da bulunduğu altı Avrupa Birliği çevre
Reuters’ın aktardığına göre Almanya, Fransa,
bakanının, Avrupa Parlamentosu’na ‘kirletme izinlerinin’
İtalya, İngiltere, İsveç ve Danimarka maliye
fiyatlarını artırmak için, yeni izinleri askıya alma kararını
bakanları, gönderdikleri mektupta ‘Aşağıda
destekleme çağrısında bulunduğu bildirildi.
imzası bulunanlar biz, belli bir miktar iznin
askıya alınması teklifini destekliyoruz’ dedi.
Konu önümüzdeki hafta Avrupa
Parlamentosu’nda oylamaya sunulacak.
Bazı Alman yetkililer ise, altında Almanya
Maliye Bakanı Peter Altmaier’in bulunmasına
rağmen çağrıya mesafeli yaklaştı. Ekonomi
ABD GÜÇLÜ AB ÜLKELERİ BÜYÜMEYI TEŞVİK ETMELİ
ABD Hazine Bakanı Jack Lew, Almanya’da yaptığı
Bakanı Philipp Rösler, ‘İzinlerle ilgili piyasa
mekanizmalarına müdahaleye hala karşıyız’
dedi.
açıklamalarda ‘Avrupa’daki güçlü ekonomilerin,
büyümeyi teşvik etmesi gerektiğini’ söyledi.
Avrupa Komisyonu, askıya alma planını
geçtiğimiz Temmuz ayında açıklamıştı.
Avrupa ziyaretinin ilk durağı Brüksel’de yaptığı
açıklamalarda AB ülkelerinin kemer sıkma
Komisyon’un iklimden sorumlu üyesi Connie
politikalarına fazla odaklanmaması gerektiğini söyleyen
Hedegaard, ‘AB’nin emisyon ticaret sisteminde
Lew, Berlin’de de benzer mesajlar verdi.
geçtiğimiz birkaç yılda izin fazlası birikti. Arzın
Alman mevkidaşı Wolfgang Schauble ile bir araya
halihazırda çok fazla olduğu bir pazara bilerek
gelen Lew, ‘Bu kapasiteye sahip ülkelerin, tüketici
daha fazla yüklemede bulunmak akıllıca değil’
talebini teşvik edecek politikalar izlemesi yardımcı
dedi.
olacaktır’ dedi.
Ancak enerjinin yoğun şekilde kullanıldığı sekLew’in açıklamaları, Avrupa’da kemer sıkma
törler, AB’nin girişimine karşı çıkıyor ve ekono-
politikalarının en büyük destekçisi olan Almanya’nın
minin aşağı yönlü seyrettiği bir dönemde düşük
yaklaşımından farklı bir tablo çiziyor.
karbon fiyatlarının normal olduğunu söylüyor.
Schauble, ‘kimsenin, maliyeyi düzenleme ile büyüme
Avrupa çelik üreticileri birliği Eurofer, Avrupa’da
arasında bir çelişki görmediğini’ söyledi.
sanayinin tekrar büyümeye geçmesiyle birlikte
ABD’li Bakan, Brüksel ziyaretinde yaptığı
karbon fiyatlarının da yükseleciğini belirterek,
açıklamalarda ‘Özellikle Avrupalı ortaklarımızın,
sektörün dört yıldır ekonomik durgunlukla müc-
işsizliğin arttığı bir dönemde talep kaynaklarını
adele ettiğini söyledi.
güçlendirme planları ilgimi çekti’ demişti.
14
ÖNEMLİ GELİŞMELER
AB’DEN MACARİSTAN’A SERT ‘HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’ TEPKİSİ
Avrupa Komisyonu’ndan, Macaristan’daki tartışmalı anayasa değişikliğine sert tepki geldi. Komisyon
Başkanı Jose Manuel Barroso, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a gönderdiği mektupta değişikliklerin
‘hukukun üstünlüğü ilkesiyle ilgili ciddi endişeler’ yarattığını belirterek, gerekirse yasal işlem
başlatacakları uyarısında bulundu.
Avrupa Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso’nun, Macaristan
Başbakanı Viktor Orban’a Cuma günü bir mektup göndererek, Orban’ın Avrupa Birliği değerleri ve hukukuna
tam olarak uyma niyeti ve kararlılığına dair verdiği güvenceyi not etmekle birlikte, Macaristan Anayasası’nda
yapılan dördüncü değişikliğin AB hukuku ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygunluğuyla ilgili ‘ciddi endişeler’
taşıdığını ilettiği bildirildi.
Barroso’nun, Komisyon’un yürüttüğü analiz sona erdiğinde, gerekli gördüğü yerlerde ihlal prosedürü başlatacağı
bildirildi. Barroso, ‘Sizi ve hükümetinizi, bu kaygılara cevap vermeye ve onların üstesinden kararlı ve şüpheye
yer vermeyecek bir şekilde gelmeye davet ediyorum’ dedi.
Mektupta özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ödeme yükümlülüğü bulunan kararlar, Ulusal Yargı
Bürosu Başkanlığı’na verilen yetkiler ve siyasi içerikli ilanlara getirilen kısıtlamalarla ilgili kaygıların bulunduğu
belirtildi.
Mektubunda Venedik Komisyonu’nun da konuyla ilgili olarak yürüttüğü çalışmaya dikkat çeken Barroso, Avrupa
Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Venedik Komisyonu arasında yakın işbirliğinin önemine değindi. Açıklamada,
‘Başkan, Macar yetkililerin bu görüşü dikkate alarak, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ilkeleri, kuralları ve
değerlerine tam olarak uygun bir şekilde yanıt vermesini bekliyoruz’ dedi.
Komisyon Başkanı aynı zamanda Macaristan’dan, Haziran ayında Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilecek
bir ‘Macaristan’da Temel Hakların Durumu: Standartlar ve Uygulamalar’ başlıklı karar için Parlamento ile
işbirliğinde bulunmasını istedi.
15
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ALMANLAR
EURO’DAN MEMNUN
Almanların neredeyse yüzde 70’i, Euro’dan memnun olduğunu söylüyor. Yalnızca yüzde 27’lik bir
kesim ise Alman markına geri dönmek istiyor.
Forsa enstitüsünün Handelsblatt gazetesi için
AB-KANADA SERBEST TİCARET
ANLAŞMASI YAZA KALDI
hazırladığı araştırmaya göre Euro Bölgesi’ndeki
The Globe and Mail’in aktardığına göre
borç krizine rağmen Almanya’da Euro’ya destek
Hollanda Maliye Bakanı Lilianne Ploumen,
yeni bir zirveye ulaştı.
Parlamento’ya gönderdiği yazılı açıklamada
Avrupalı yetkililerin Kanada ile serbest ticaret
Araştırmaya katılanların yüzde 69’u Euro’ya
anlaşmasını ‘yaz civarında’ tamamlamayı
destek veriyor. Euro’ya en büyük destek Yüksek
beklediğini söyledi.
gelirli kesim ve Yeşiller seçmeninde. Yeşiller seçmeninin yüzde 88’i Euro’ya destek veriyor.
Ploumen, aralarında tarımsal ürünler ve bazı
hizmet sektörleri de bulunan bazı konuların halen
Forsa Başkanı Manfred Guellner, ‘Pek çok
çözülmediğini belirtti.
Alman, Euro Bölgesi’ndeki anlaşılması zor krizden
korkuyor. Ancak bu durum artık ortak para birimi
Taraflar arasında Aralık ayında nihai bir
olarak Euro’nun kullanılmasına yönelik tavırlarını
anlaşmaya varılması bekleniyordu. Daha sonra
etkilemiyor’ dedi.
umutlar Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu
üyesi Karel De Gucht ile Kanada Uluslararası
11 yıl önce Euro uygulaması yürürlüğe girdiğinde
Ticaret Bakanı Ed Fast’in gerçekleştirdiği
‘Avrupa’nın hasta adamının’ Almanya olduğu
görüşmeye ertelendi. Ancak iki tarihte de nihai bir
değerlendiriliyordu. Ancak Almanya şu anda
anlaşmaya varılamadı.
yüzde 7.2 ile nispeten düşük bir işsizlik oranına
sahip ve Euro Bölgesi’nin büyük kısmının aksine
AB ve Kanada arasındaki serbest ticaret
ekonomik durgunluğa girmemeyi başardı.
anlaşması müzakereleri dört yıldır devam ediyor.
AB’nin uyguladığı gümrük vergileri, yılda 8
milyon ton sığır ürünü tüketen Avrupa pazarını
Kanada’ya pratikte kapatmış durumda. Avrupa
ise Kanada’nın, büyük ilaç şirketleri için patent
koruma sürelerini uzatmasını, AB’den daha çok
süt ürünü almasını ve kamu alımlarını Avrupa’ya
açmasını istiyor.
Anlaşma imzalandığında, AB’nin bir G-7 ülkesiyle
imzaladığı ilk serbest ticaret anlaşması olacak.
16
ÖNEMLİ GELİŞMELER
“Aynı kayakla atlama gibi. Önce hız alıp tam zamanında
sıçramanız gerekiyor. Yılın ikinci yarısının çok daha iyi
geçmesini umuyoruz. Durum son derece karmaşık ve
geleceği kestirmek zor. Ancak kötümser olmak için de hiçbir
neden görmüyorum.”
ALMANYA DA BÜYÜMEYE HASRET
Hannover Sanayi Fuarı’na katılan sanayiciler
iyimserlik sergiliyorlar. Çin’in artan rekabet gücü
Almanya’da takdir topluyor.
Sanayi sektörünün vitrini sayılan Hannover’deki dünyanın
en büyük yatırım malları fuarı, aynı zamanda konjonktür
barometresi yerine de geçer. 62 ülkeden, 6 bin 500’ün
üzerindeki şirketin ürünlerini teşhir ettiği Hannover Sanayi
Fuarında verimli ve sürdürülebilir üretim teknolojileri
tanıtılıyor. Ekonomik gelişmeyle ilgili beklentiler ise pek iç
açıcı değil.
Siyasi ve ekonomik belirsizlikler konjonktürün geleceğiyle
ilgili sağlam tahminde bulunmaya imkân tanımıyor. Alman
Sanayiciler Birliği bu yıl Alman ekonomisine sadece
yüzde 0,8’lik büyüme şansı tanıyor. Birlik Başkanı Ulrich
Grillo, “Daha fazlasını yapabilmemiz gerekir ve biz bunu
başarabilecek durumdayız. Ben temelden iyimser bir
insan olduğum için hiç olmazsa yüzde birlik büyümeyi
yakalayabilmeliyiz, diyorum. Ama önümüzde engeller var.
Daha fazla kriz istemiyoruz. Euro krizinin dizginlenmesini ve sanayi sektörünün başta enerji olmak üzere girdi
maliyetinin düşürülüp, sanayiciye ek yük çıkarılmamasını
istiyoruz. Ancak bu şartla belki biraz daha büyüyebiliriz.
Ama yılsonunda hesaplandığında, yüzde birin de üzerine
çıktığımızı görürsek, şaşmayalım.”
Bir milyon kişinin istihdam edildiği Alman makine sanayi
krizi yara almadan atlattı ve sipariş girdisinin kabarık olması
sayesinde ayakta kaldı. Ancak son zamanlarda öncelikle yurtiçi siparişleri gerilemeye başladı. Alman Makine
Sanayicileri Birliği Başkanı Thomas Lindner, sanayicinin
ekmeğinin umut olduğunu söylüyor ve sözlerini şöyle
sürdürüyor:
Çin’in Artan Rekabet Gücü
Alman imalat sanayi bu yıl üretimi yüzde iki oranında
arttırma umudunda. Elektronik sanayi ise yıla daha iyi girdi.
Bu branşın sözcüsü Friedhelm Loh, sanayi tesislerinin daha
fazla şebekeleştirilmesi anlamına gelen ‘entegre sanayi’
çözümlerine güvendiklerini şöyle dile getiriyor:
“Almanya ekonomik gelişmesini daha çabuk ve daha iyi
teknoloji geliştirmesine borçlu. Makine sanayinde olduğu gibi
karmaşık sistemlerde de çoğu ülkenin önünde olduğumuzu
kanıtlamamız gerekir. 1970’lerde bilgisayar entegreli üretimi
geliştirdik ama tam başaramadık. Günümüzde ise ileri
teknoloji çok daha imkânlar sunuyor. Bu bakımdan iyimserim ama biraz zaman alacak.”
Hannover Sanayi Fuarı’na kalabalık bir grupla katılan Çin
makine endüstrisi Batılı sanayi ülkeleri ile aradaki farkı hızla
kapatıyor. Alman şirketleri bu durumun farkında. Sanayi
vantilatörlerinde dünya lideri olan ebm-papst adlı Alman
şirketinin genel müdürü Rainer Hundsdörfer, Çin’in rekabetinden korkmadıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Korkmuyoruz ama takdir ediyoruz. Dünyanın neresinde
olursa olsun, rakiplerimizi ciddiye almalıyız. Arkadaşlara
hep, okkanın her yerde dört yüz dirhem olduğunu, yani rekabetten çekinmemeleri gerektiğini söylüyorum. Yıllardır önderi
olduğumuz bir alanda onlara neden geçilelim. Onlardan
ucuz olamayız, olmak da istemeyiz. Ama her zaman onlardan daha iyi olabiliriz. Her yeni ürün bir öncekinden kaynak
ve enerji tasarrufu açısından daha iyi olmak zorunda.
Karşımıza kim çıkarsa çıksın, bu ilke sayesinde dünya
piyasasında her zaman tutunabiliriz.”
Çin’in yatırım malları branşında ne kadar ilerlediğini
Hannover’de görmek mümkün. Çin, 700 şirketle fuardaki en
kalabalık yabancı ülkeyi oluşturuyor.
17
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Gümüş yüzde 8.8 değer kaybederek 23.6 dolara
düşerken Ekim 2010’dan beri en düşük seviyeyi görmüş
oldu.
Altın Eridi, Bir Günde 300 Milyon Dolar Zarar Etti
ABD’nin en büyük yatırım danışmanlığı şirketi Paulson
& Co.’nun kurucusu John Paulson, altında son
ALTINA DAHA FAZLA DÜZELTME GEREKLİ
dönemde yaşanan düşüşten zarar etti.
Hızlı bir geri çekilme ile 1400 dolar seviyesine
ABD’nin en büyük yatırım danışmanlığı şirketi
kadar gelen altın için düzeltmenin devam edeceği
Paulson & Co.’nun kurucusu John Paulson, altında
açıklamaları geldi.Haftasonundan beri yüzde 10
son dönemde yaşanan düşüşten zarar etti.Geçtiğimiz
değer kaybı yaşayan altın mayıs vadeli kontratlarda
ay portföyündeki altın varlıklarını azalttığı yönünde
100 dolar birden düşerken 1.400 dolara kadar geldi.
haberler gelen Paulson’ın 9.5 milyar dolarlık hedge fon
yatırımlarının yüzde 85’lik kısmı altın üzerine.
Haftanın ilk işlem gününde Çin’den gelen ve beklentilerin altında kalan büyüme rakamları ile aşağı yönlü
Altında bir günde yüzde 4 üzerinde yaşanan düşüş ile
hareketi hızlanan altında daha fazla düzeltme geleceği
328 milyon dolarlık zarar yazan Paulson, zirvelerden
ve alım için beklenmesi gerektiği uyarısı geldi >Ünlü
bu yanan yüzde 25 değer kaybeden emtianın yarattığı
yatırımcı Jim Rogers’ın konuya dair yaptığı açıklamada
hasarı tespit çabasında.
sarı metalde henüz yeteri kadar düşüş yaşanmadığını
belirttiRogers Holding başkanı Singapur’da yaptığı
Şirket sözcüsü konuya ilişkin yaptığı açıklamada
açıklamada emtia cephesinde daha fazla düşüş
“Altında yaşanan bu düşüş bizim uzun dönem
yaşanacağı düzeltme hareketinin devam edeceğini
planlarımızı etkilemeyecektir. 2009 Nisan ayından
belirtti. Seviye vermekten kaçınan ünlü yatırımcı son iki bu yana altına yatırım yapıyoruz. Yatırıma ilk
yılın en düşük seviyelerine gerileyen altın için 1999’da
başladığımızda altının değeri 900 dolardı.
başlayan rallinin merkez bankaları tarafında büyümeyi
teşvik için atılan adımlar ile desteklendiğini dile get-
Bugünkü seviyesine bakarsanız hala daha karda
irdi.Rogers 2006 yılında yaptığı açıklamada enerji ve
olduğumuzu göreceksiniz” diye belirtti. Kayıplar
hammadde fiyatlarında yaşanan artışın altına destek
sonrasında gelen yorumlarda Paulson’un fonlarda dolar
vereceğini açıklamış ve daha sonrasında altın o döne-
ve altın cinsinden ayırım yapmak zorunda kalacak.
min rekor seviyesi olan 1000 dolara yükselmişti.
Altında yaşanan düşüşün yanı sıra Aralık 2012 itibariyle
2007 yılında yaptığı açıklamada elindeki altın
Paulson&Co fonlarında 62 milyon dolarlık zarar yazıldı.
pozisyonlarını satmadığını açıklayan ünlü yatırımcı
2009 yılında ise altının gelecek 10 yıllık dönemde 2000
doları göreceğini öngörmüştü. Ağustos 2011’de ise
artık altın alımına ara verdiğini açılayan Rogers, 2000
dolarlık hedef ile ilgili öngörüsünü yinelemişti. Altına
yüzde 10’luk satış gelirken gümüş tarafında da sert
hareketler dikkat çekiyor.
18
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Böylece Avusturya, Birikimler Yönetmeliği’ni uygulamama
konusunda yalnız kalarak köşeye sıkıştı. Avusturya Maliye
Bakanı Maria Fekter, Cumartesi günü ‘Avusturya, bankacılıkta
gizlilikten yanadır’ dedi. Avusturyalı Bakan geçtiğimiz hafta da
ülkesinin tavrını ‘aslanlar gibi’ savunacağını söylemişti.
Fekter Kabul Etmiyor
AVUSTURYA, BANKA HESAPLARININ
GİZLİLİĞİNDE YALNIZ KALDI
İki günlük toplantıda Fekter, ülkesinin tutumu sebebiyle
İngiltere ve Fransa ile atıştı.
Dublin’de bir araya gelen AB maliye bakanları,
vergi kaçırmayla mücadele için bilgi paylaşımını
güçlendirme sözü vererek bankalarındaki hesap
bilgilerini paylaşmaya yanaşmayan Avusturya’yı
yalnız bıraktı. Konu, Mayıs ayındaki AB zirvesinin
gündeminde olacak.
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya ve Polonya
maliye bakanları, Cuma günü düzenledikleri ortak basın
toplantısında, AB’nin de ABD’deki FATCA gibi bir bilgi
paylaşım programı getirmesi gerektiğini söyledi. Ertesi gün
bakanların vergi konularını görüşmesinin ardından
Hollanda ve Romanya’dan da destek geldi. Girişim, banka
hesabı bilgilerinin paylaşımını şart koşan Birikimler
Yönetmeliği ile ilgili tartışmalara ivme kazandırdı. Yönetmelik
şu anda Avusturya ve Lüksemburg tarafından uygulanmıyor.
Avusturya Yalnız Kaldı
Fekter, ‘Özellikle ingiltere’nin, kendi yetki alanında çok
miktarda kara para aklama ve vergi cennetleri bulunuyor;
Manş Adaları, Cebelitarık, Cayman Adaları, Virgin Adaları...
Bunların hepsi vergi kaçırma ve kara para aklama açısından
canlı noktalar’ dedi.
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne ise ülkesinin
tutumnu savunarak, Manş Adaları ile otomatik bilgi paylaşımı
anlaşmasına vardıklarını, daha fazla şeffaflık için Cayman
ve Virgin adaları gibi denizaşırı bölgelerle de görüştüklerini
söyledi. Osborne, ‘Görüşmelerin ileri bir aşamasındayız.
Beklentilerimize dair hiçbir şüpheleri bulunmuyor’ dedi.
EurActiv’e konuşan Semeta, Birikimler Yönetmeliği’nin
‘daha büyük bir gündem konusunun bir parçası olduğunu,
bu gündemde vergi cennetleri ve suistimal yaratan vergi
planlamarına karşı daha katı bir tutumun da yer aldığını’
söyledi.
Lüksemburg’un, 2015 itibariyle bankacılıkta gizlilik kurallarını
gevşeteceğini açıklamasının ardından Avusturya yalnız kaldı.
Avrupa Komisyonu’nun vergiden sorumlu üyesi Algirdas
Semeta, ‘Bugünkü tartışmaların resmiyete dökülmesi ve bir an
önce kararlar alınmasını bekliyorum’ dedi.
Fransa Bütçe Bakanı Bernard Cazeneuve, Perşembe
günü yaptığı açıklamalarda Avusturya’nın Birikimler
Yönetmeliği’ndeki değişiklikleri yürürlüğe sokmaması
halinde ülkenin ‘işbirliğine yanaşmayan ülkeler’ listesine
alınabileceğini söylemişti.
Bakanların gündemine son dakikada vergi konusunun
alınması üzerine Dublin’e hareket eden Semeta, birkaç
hafta içinde Birikimler Yönetmeliği’nin güçlendirilmesi için
bir anlaşmaya varılmasını ve aynı zamanda hesap bilgisi
paylaşımı konusunda İsviçre ve diğer komşu ülkelerle müzakere yürütmek için yetkilendirilmeyi beklediklerini söyledi. Bu
süreç, Birikimler Yönetmeliği’nde yaşanan düğüm sebebiyle
sekteye uğramıştı.
Fekter, Dublin’de yaptığı açıklamalarda Fransa Maliye
Bakanı Pierre Moscovici’nin toplantının ardından yanına
gelerek, meslektaşı Cazeneuve’Ün ‘Avusturya’yı kara listeye
alacaklarını kast etmediğini söylediğini’ aktardı.
Ancak Moscovici daha sonra, Fransa’nın yönetmeliği uygulamayan hiçbir ülkeyi kara listeye almaktan çekinmeyeceğini
söyledi.
19
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Siyasi Baskılar
Toplantıda vergi üzerine yapılan vurgunun temelinde
Avrupa’daki kemer sıkma politikaları yatıyor. Üye ülkeler bir
yandan sıradan vatandaşı etkileyen vergi artışlarına giderken,
yüksek gelirlilerin vergi ödemediğine yönelik bilgiler basına
sızıyor.
EurActiv’e konuşan bir AB yetkilisi, ‘Bakanlar, basında vergi
kaçırmayla ilgili sızan bilgilerin yer almasından memnun.
Açıkçası bu bilgilerin kendi ellerinde bulunmaması kendilerini
biraz üzdü’ dedi.
Yerel düzeydeki siyasi olayların da tartışmada etkisi var.
Fransa’nın eski Bütçe Bakanı Jerome Cahuzac hakkında,
İsviçre’deki bir banka hesabıyla ilgili yalan söylediğini itiraf
etmesinin ardından soruşturma açılmış bulunuyor. Olay,
Cumhurbaşkanı François Hollande’a yönelik eleştirilere de yol
açmıştı.
ÇİN İLK ÇEYREKTE TAHMİNLERDEN DAHA AZ BÜYÜDÜ
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in 2013’ün ilk
çeyreğinde, beklentilerden daha düşük oranda büyüme
kaydettiği açıklandı.
Ülkede Ocak ile Mart ayları arasında büyüme yüzde 7.7
oranında gerçekleşti. Uzmanlar, ülke ekonomisinin yüzde 8’e
yakın bir oranda büyüme kaydedeceği öngörüsünde bulunuyordu.
Çin yönetimi, ekonomik büyümenin 2012 yılında son 13
Van Rompuy Vergi Konusunu Gelecek Zirvenin Gündemine Aldı
Avusturya’da merkez sol eğilimli Başbakan Werner Faymann,
vergi beyanları konusunda muhafazakar Fekter’e oranla daha
ılımlı bir yaklaşım benimsedi. Fekter’in mensup olduğu Halk
partisi’nin gizlilik konusundaki tutumu, gelecek seçimlerde
belirleyici rol oynayabilir.
Dublin’de bir yandan bakanlar vergi konularını tartışırken, 20
bin kişilik bir gösterici grubu, getirilmesi planlanan yeni bir
emlak vergisini protesto etti.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, vergi konularında
daha yakın işbirliğini önümüzdeki ay Brüksel’de düzenlenecek
AB liderler zirvesinin gündemine aldı.
Van Rompuy, ‘Bu kritik soruna yanıt verebilmek için artan
siyasi ivmeyi yakalamalıyız’ dedi.
Jeremy Fleming
yılın en düşük düzeyine inmesi ardından büyümeye vurgu
yapılmasını kararlaştırmıştı. Bugün açıklanan rakamlar,
piyasanın beklentilerinden daha düşük olurken, ekonomik
büyümenin geleceğine dair soruş işaretleri de arttı.
Ülkede sanayi üretimi, Mart ayında geçen yıla göre yüzde 8.9
yükseldi. Bu konuda piyasanın beklentisi yüzde 10 düzeyinin tutturulmasıydı. Ülkede büyüme için kilit önemdeki sabit
değerler yatırımları ise uzmanların yüzde 21 beklentisinin
hemen altında, yüzde 20.9 olarak gerçekleşti.
Societe Generale’den Wei Yao, “Çin ekonomisi, ilk çeyrekte
yumuşak bir büyüme momentumu sergiliyor ve tüm veriler
ekonominin yavaş bir iyileşme içinde olduğunu gösteriyor,”
dedi. Çin, geçen birkaç yıl içinde güçlü bir büyüme kaydetmek
için ithalata ve yatırıma bağlı bir ekonomik model izledi.
Ancak, ABD ve Avrupa gibi önemli piyasalarda talebin
düşmesi nedeniyle, ihracat olumsuz etkileniyor.
Çin, dünya toplam ekonomik çıktısının beşte birini üretiyor ve
ülke ekonomisinde herhangi bir yavaşlama küresel ekonominin durumu açısından oldukça önemli görülüyor.
20
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Kuruluştan Siena Chrisman, “Bazı düşünce kuruluşların
da yardımıyla ne olup bittiğini anlamaya çalıştık. Sonra
uzmanlar bize emtia piyasalarında deregülasyon ile birlikte
spekülasyonların çok arttığını anlattılar. O döneme kadar
kimse bunun hakkında konuşmuyordu” diyor.
GIDA FİYATLARINDA SPEKÜLASYON KİME YARIYOR
Kurallar Değişti
Gıda fiyatları üzerinde yapılan spekülasyonlar nedeniyle
Bir zamanlar ABD’de hammadde ve gıda maddeleri iki
milyonlarca insan açlığa mahkûm oldu. Gıda fiyatları
borsada, NewYork ve Chicago’da işlem görürdü. Ancak
üzerinde spekülasyon yapanlara tepki büyük. Peki vur-
zamanla eski kurallar devre dışı kaldı. Birçok gözlemciye göre
gunculuk nasıl yapılıyor?
kuralların değişmesi 1991 yılında başladı. Emtia Endeksi’nin
Manhattan’ın güneyinde kısaca NYMEX olarak bilinen ve
yürürlüğe girmesiyle sanayi, yatırıma teşvik edildi. Ve pazar
dünyada pek çok ana hammaddenin değerinin belirlendiği
giderek yatırımcılara daha fazla açıldı. 2004 yılından bu yana
New York Mercantile Exchange vadeli işlemler borsasında,
artık hammaddeler tıpkı hisse senedi ya da tahviller gibi işlem
kahve, kakao ya da şeker gibi gıdaların fiyatları da tespit
görüyor.
ediliyor. NYMEX’in son yıllarda ciddi bir sorunu var. Gıda
fiyatlarındaki spekülasyonlar yüzünden adı kötüye çıktı. Peki
Ancak artık hammadde ve tarımsal emtia piyasalarında
gıda fiyatlarındaki spekülasyonlar yeni bir olgu mu? Geçen yıl, önemli aktörler sadece spekülatörler değil. Emeklilik fonları
‘Yemeğin Gizli Mali Yaşamı’ adlı kitabı piyasaya çıkan Kara
ve emekli sandıkları da artık bu piyasada önemli rol oynuyor.
Newman bunu şöyle açıklıyor:
Dünya genelinde finans piyasalarındaki kaos nedeniyle tahvil
“Gıda fiyatlarındaki spekülasyonun geçmişi eski Roma ve
ve hisse senetleriyle ilgili risklerden kaçınmak için, daha din-
Yunan pazarlarına kadar uzanıyor. Günümüzdeki tarımsal
gin görünen emtia piyasalarına yatırım yapmayı tercih ediyor-
emtia piyasalarının dayandığı modeli onlar oluşturdu.”
lar. Ancak bir zamanlar dingin görünen bu pazar son yıllarda
tamamen huzursuz hale geldi. Bazı yatırımcılar bu nedenle
Sistem Nasıl İşliyor?
emtia piyasalarına olan ilgilerini yitirmeye başladılar.
Örneğin bir çifti, patates kızartması satan bir işletmeciye
patates satmak istiyor. Bir vadeli sözleşme yapıyorlar. Bunda, Peki ama yatırımlar fiyat dalgalanmaları üzerinde ne
altı ay içinde, çiftçinin patates kızartması satan işletmeciye
kadar etkiye sahip? Why Hunger adlı açlıkla mücadele
belirli bir fiyata 10 çuval patates teslim edeceği yazıyor.
kuruluşundan Siena Chrisman bunu şöyle açıklıyor:
Ancak ne çiftçi, ne de patates kızartması satan işletmeci,
“Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Dünya Bankası,
örneğin kuraklığın ürüne zarar verip vermeyeceğini ya da
Uluslararası Para Fonu ve BM’den ekonomi uzmanlarının
fiyatların böylece yukarıya fırlayabileceğini öngörebiliyor. İşte
çok sayıda araştırması, emtia piyasalarında spekülasyonlarla
bu aşamada spekülatörler devreye girerek doğabilecek riskleri gıda fiyatlarındaki radikal dalgalanmalar arasında bağlantı
onlar üstleniyor. Fiyatlarda dalgalanmalar baş gösteriyor.
olduğunu ortaya koyuyor.”
Sorumlular ise spekülatörler. Elbette bunu yaparak, bu işten
kazanç sağlamayı umut ediyorlar. Çok uzun süre istikrarlı
Bu tespiti tartışmalı gören başka uzmanlar da var. Zira gıda
giden tarımsal emtia piyasaları, son beş yılda iki kez önce
fiyatlarındaki dalgalanmalar üzerinde hava durumu, mahsulün
radikal biçimde yükseldi, sonra da fiyatlar aynı şekilde hızla
iyi ya da kötü olması, petrol üretimi, artan ya da azalan talep
düştü. Açlıkla mücadele kuruluşu, ‘Why Hunger’ 2008 yılında,
gibi faktörler de etkili. Ancak fiyatların çok radikal biçimde
bu fiyat dalgalanmalarının farkına vararak, dikkatlerin buraya
dalgalanmasında en çok spekülasyonların rol oynadığına dik-
yönelmesini sağladı.
kat çekiliyor.
21
ÖNEMLİ GELİŞMELER
HIRVATİSTAN’DAKİ İLK AVRUPA
SEÇİMLERİNE KATILIM DÜŞÜK OLDU
1 Temmuz’da Avrupa Birliği’nin 28. üyesi olmaya
hazırlanan Hırvatistan’da vatandaşlar, Avrupa
Parlamentosu’na ilk temsilcilerini göndermek için
sandık başına gitti. Seçime katılım düzeyi düşük
IMF’YE GÖRE ENFLASYON DİZGİNLENDİ
oldu. Hırvatistan, 754 sandalyeli AP’de 12 üye ile
Uluslararası Para Fonu tarafından yayınlanan
temsil edilecek.
yeni raporda, enflasyonun dizginlendiği ve buna
bağlı olarak dünya ekonomisinde kilit rol oynayan
Seçimlere katılım yüzde 20.7 seviyesinde kaldı.
ülkelerin merkez bankalarının piyasaya para
Geçtiğimiz yıl düzenlenen AB’ye üyelik referan-
pompalamasını engellemek için bir gerekçe
dumunda ise katılım yüzde 44 seviyesindeydi.
kalmadığı kaydedildi. Referandumda oy kullananların yüzde 66’sı AB
üyeliğine ‘evet’ demişti. Oyların yüzde 33’ünü alan
Dünya ekonomisi beş yıl önce yaşanan kri-
anamuhalefet partisi HDZ, on iki üyenin altısını
zin etkisinden çıkmaya çalışırken, Amerika,
aldı. İktidardaki Sosyal Demokratlar yüzde 31.5 ile
Avrupa’daki Euro birliği, İngiltere ve son olarak da
ikinci gelerek 5 sandalye sahibi oldu. Oyların yüzde
Japonya’nın ekonomilerini canlandırma girişimleri
5.7’sini alan İşçi Partisi’nden ise bir üye Avrupa
farklı oranlarda başarıya ulaştı. Amerika’da eko-
Parlamentosu’na girecek.
nomi toparlanmaya başlasa da işsizlik oranı hala
istenen seviyeye düşmedi. 17 ülkeden oluşan
AP’deki Hırvat üyeler yalnızca bir yıl görev yapacak,
Euro bölgesinde ekonomik durgunluk sürerken,
çünkü 2014 yılında AP’de gelecek 5 yıl boyunca
Japonya geçen hafta ülkede son 20 yıldır devam
görev yapacak yeni üyeler için Avrupa çapında
eden ekonomik sıkıntıyı gidermek için yeni bir
seçimler düzenlenecek. Başbakan Zoran Milanovic,
program açıkladı.
başkent Zagreb’de oyunu kullandıktan sonra yaptığı
açıklamada seçimin ‘tarihi’ bir nitelik taşıdığını
Öte yandan, IMF yayınladığı ikinci bir raporda,
söyledi. Hırvatistan, Slovenya’nın ardından AB’ye
düşük gelirli ülkelerin durumunu değerlendirdi. 21.
katılan ikinci eski Yugoslav ülke olacak.
yüzyılın düşük gelirli ülkelerde ekonomik büyüme
umudunu arttırdığını belirten raporda, bu ülkelerin
düşük enflasyona, rekabetçi döviz kurlarına ve
düşük hükümet borcuna sahip olduklarının altı
çiziliyor. Ancak IMF bu ilerlemelere rağmen, düşük gelirli
ülkelerde kişi başına düşen gelir miktarının
gelişmiş ülkelerin çok altında olduğunu ve bununla mücadele için önlerinde uzun bir yol olduğunu
kaydetti.
22
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Reding, 2020 için yönetim kurullarında yüzde 40 kadın
oranı hedefi yolunda somut sonuçlar görmemesi üzerine yasal düzenleme teklifinde bulunmuştu.
Komisyon üyesinin teklifinde, halka açık şirketlerin
yönetim kurullarında icracı olmayan pozisyonlar için
yüzde 40’lık bir hedef belirleniyordu. Küçük ve orta
ölçekli işletmeler ise düzenlemeden muaf tutuluyordu.
İNGİLTERE’DEN ŞİRKETLERE ‘KADIN KOTASI’ TEHDİDİ
Hedefi özel şirketlerin 2020, kamu kuruluşlarının ise
2018 yılına kadar yakalaması isteniyordu. Aksi takdirde
AB’nin şirket üst yönetimlerine cinsiyet kotası get-
para cezaları veya başka yaptırımlar gündeme gelebil-
irme çabalarına sert bir şekilde karşı çıkan İngiltere
ecekti. Cable’ın açıklamaları, Londra’nın Reding’in tekli-
hükümeti, İngiliz firmaların, yönetim kurullarında
fine muhalefetini gevşetebileceğine işaret ediyordu.
kadınlara daha fazla yer vermemeleri halinde kendilerinin kota getirebileceği uyarısında bulundu.
AP’den Teklife Destek
Avrupa Parlamentosu’ndan, Komisyon’un, üye ülkelerin
Avrupa Komisyonu’nun adaletten sorumlu üyesi Viviane
iş hayatında cinsiyet dengesizliğinin üstesinden gelmek
Reding’in geçtiğimiz Kasım ayında gündeme getirdiği
için gönüllü adımlar atmaması halinde bağlayıcılığı
cinsiyet kotası teklifine İngiltere’den kıyasıya eleştiri
bulunan kurallar getirmesine geçtiğimiz ay destek
gelmişti. İngiltere İş, İnovasyon ve Beceriler Bakanı
çıkmıştı.
Vince Cable, Standard gazetesine 10 Nisan’da yaptığı
açıklamalarda ‘Şirketlerin, hükümetin gerektiği zaman
Aralarında Belçika, Fransa, İtalya, Hollanda ve
daha katı önlemler alacağından şüphesi olmamalı.
İspanya’nın da bulunduğu bazı ülkelerde yönetim
Yüzde 25 hedefimizi yakalayamazsak kotalar yine gün-
kurulları için belirlenmiş cinsiyet oranı hedefleri bulu-
deme gelebilir’ dedi.
nuyor. İngiltere ve İsveç ise kotalara sert bir şekilde
karşı çıkıyor. Cranfield’in raporunu hazırlayanlardan
Geçtiğimiz hafta yayımlanan bir rapor, İngiltere’de
Susan Vinnicombe, ‘Cranfield’de kotalara, yöneticilerin,
yönetim kurullarına giren kadın sayısının azal-
cinsiyet çeşitliliğinin faydalarını anlaması temelinde,
makta olduğunu gösteriyor. Cranfield School of
kararlı bir şekilde karşı çıktık’ dedi.
Management’ın yayımladığı rapor, geçtiğimiz yılın ikinci
yarısında borsada işlem gören en büyük 100 şirketin
Şirketlerin bu çağrıyı duymazdan gelmeye devam
yönetim kuruluna giren kadın sayısının yüzde 44’ten
etmesi halinde Reding’in teklifinin tek seçenek olacağını
yüzde 26’ya düştüğünü gösteriyor. Buna göre 100
belirten Vinnicombe, ‘Ne yazık ki çok sayıda yönetici,
şirketin ardından gelen 250 şirkette de bu oran yüzde
gündemden düşeceğine yönelik gerçek dışı bir beklen-
36’dan yüzde 29’a geriledi.
tiyle konuyu duymazdan geliyor. Viviane Reding’in zahmetli planı yolda ve İngiltere’deki tavsiyelerin ötesine
Cable, hükümetin halen gönüllülük esasına dayanan bir
geçiyor. Yönetim kurullarında cinsiyet dengesi bulun-
yaklaşımdan yana olduğunu söyledi, ancak şirketlerin
mayan şirketlerin tek tipleşmeyi bir yana bırakıp daha
bunu gönüllü olarak yapmaması halinde ‘daha katı
yaratıcı atamalarda bulunması, acil bir konu haline geli-
önlemler’ ve kota getirilebileceği uyarısında bulundu.
yor’ şeklinde konuştu.
23
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Uzmanlar, hidrolik kırmanın uygun bir şekilde yürütülmesi halinde çevreye bir zararı olmadığı görüşünde.
Ancak teknoloji, özellikle Avrupa’da halk arasında
kaygılara yol açıyor.
Kaya gazı ABD’de doğalgaz ve kömür fiyatlarını
düşürerek enerji piyasasının dönüşümüne yol açtı.
Düşük maliyetli enerji, petrokimya gibi sektörlerin
İSPANYA’DA KAYA GAZINA DARBE
İspanya’nın kuzeyindeki Kantabria bölgesindeki
parlamenterler, çevreye olumsuz etkileri gerekçesiyle hidrolik kırma faaliyetlerini oybirliğiyle yasaklama kararı aldı. Merkezi hükümet, bol kaya rezervi
bulunduğu tahmin edilen bölgedeki hidrolik kırma
faaliyetlerinin geniş istihdam alanı yaratmasını
umuyordu.
Ekonomik kriz ve yüksek işsizlikle mücadele eden
İspanya, enerji ihtiyacının yüzde 76’sını ithalatla
karşılıyor. Ön tahminler, İspanya’nın yüksek miktarda
kaya gazı rezervine sahip olduğuna işaret ediyor.
Ancak çevreciler, yöntemin güvenliğiyle ilgili kaygı
duyuyor. Hidrolik kırma işlemi sırasında yeraltındaki
kayaların içine yüksek basınçla su ve kimyasal maddeler enjekte ediliyor.
Kantabria’da kaya gazı çıkarma faaliyetlerinin
yasaklanması teklifi iktidardaki Halk Partisi’nden geldi.
Teklif, yerel parlamentodaki tüm partilerin desteğini aldı.
Oylamadan önce Reuters’a konuşan bir Halk Partisi
yetkilisi, ‘Kantabria’da hidrolik kırmaya karşı büyük bir
toplumsal hareket bulunuyor. Kanun, üç parlamento
grubunun oybirliğiyle geçecek. Bölge çok küçük ve
nüfus yoğunluğu yüksek’ dedi.
Ancak Halk Partisi ulusal düzeyde, çevre düzenlemelerine uyulduğu sürece hidrolik kırmaya destek veriyor.
İspanya Parlamentosu’nda çoğunluğa sahip olan parti,
Kantabria’nın yasaklama kararını iptal etme girişiminde
bulunabilir.
24
ABD’ye geri dönmesini sağlıyor.
Ancak Avrupa’da çevreyle ilgili kaygılar, ilerlemenin
daha yavaş olmasına ve kaya gazı çıkarımının Fransa
ve Bulgaristan’da yasaklanmasına yol açtı.
İspanya’da dünyanın en büyük kaya gazı rezervlerinden bazılarının bulunduğunu tahmin eden Shale Gas
Europe, ‘İspanya’daki önemli miktardaki rezervler,
eğer teknik olarak çıkarılabilir durumdaysa, bir yandan
ülke artan borç yüküyle mücadele ederken ve kemer
sıkma önlemleri almaya zorlanırken, ekonomisinin
dönüşümüne yardımcı olabilir’ açıklamasında bulundu.
Henüz net veriler bulunmasa da bazı analistler
İspanya’daki kaya gazı rezervlerinin 1.4 trilyon
metreküpü bulabileceğini tahmin ediyor. Bu miktar,
Avrupa Birliği’nin üç yıllık ihtiyacını karşılayabilecek
düzeyde.
Ancak ilk tahminler yanıltıcı olabilir. Avrupa’daki
en büyük rezervlerden birine sahip olduğu tahmininde bulunan başka bir ülke olan Polonya, detaylı
araştırmalar ve istenen sonuçları vermeyen sondajların
ardından geçtiğimiz yıl beklentilerini yüzde 90 oranında
azaltmak zorunda kalmıştı.
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Standard & Poor’s geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu
BB’den BB+’ya çevirdi. Kimi “iyi” dedi. Kimi “eh” diye
dudak büzdü. Kimi de “yakında bir artış daha bekliyorum” diyerek; tatmin olmadığını hissettirdi. Standard & Poor’s nasıl bir puanlama yapıyor ve onun
KREDİ NOTU
skalasında BB+ ne anlama geliyor ona bir bakalım,
isterseniz. “B” sıralamada “A”ya “D”den daha yakın.
Dünya bu günlerde “not” ile yatıp “not” ile kalkar
duruma geldi. Kiminin “not”u iniyor, kiminin “not”u
Başka bir deyişle iyiye yakın, riske uzak. Da... “B”nin
yükseliyor. Türkiye “not”u yükselenler arasında.
de “B”si var. “BBB+” mesela. Üst orta sınıfı ifade ediyor
Güney Avrupa ülkeleri ise inişte! İyi de; nedir bu
ki, “iyiye yakın” da diyebiliriz buna. “BBB” ve “BBB-” ise
not? Kim veriyor? Neden bu kadar önemseniyor? “alt orta sınıf” anlamına geliyor. “BB+” ile “BB” ve “BB-”
var bir de. Türkiye’nin notu. Yatırım yapılamaz ve spe-
Dünya “not” dünyası. Kişilerin de “not”u var, şirket ve
külatif demektir. Türkiye “BB”den “BB+”ya geçmekle,
devletlerin de. Bir kişi şayet borç almak istiyorsa, ona
kötünün iyisi oldu. kredi açacak olan banka ya da finans kuruluşu; o kişinin
borcunu geri ödeyebilme yeteneğinin olup olmadığı
“D”yi anlatmaya gerek yok; iflas edenlerin “not”u.
hususunda mutlaka bir araştırma yaptırıyor. Araştırmayı Hakeza “C” ve türevleri. Onlar da “büyük ölçüde speyapan firma da o kişinin kredi skorunu notla ifade edikülatif” ve “önemli risk taşıyor” anlamına kullanılan bir
yor. Son yıllarda sigorta şirketleri de yaptırmaya başladı skala. bu araştırmayı. Şirketler için de durum üç aşağı beş
yukarı aynı. Herhangi bir şirketin hisse senedini ya da
“A” başka tabii. “AAA” notunu “en yüksek dereceli”
tahvilini almak isteyen yatırımcı, öncelikle o şirketin
ülkelere veriyor Standard & Poor’s. “AA+”, “AA” ve
kredi derecelendirmesine bakar. “Not”una yani.
“AA-”yi ise “yüksek dereceli” ülkelere. Tek “A”lı notları
ise “üst orta” dereceli ülkelere. Devlet kredi derecelendirmesi ise o ülkedeki yatırım
ortamı ve risk seviyesi hakkında bilgi veren en önemli
Türkiye’nin “BB+” alması bir başarı. Bunu kabul etmek
mali göstergedir. Yabancı ülkelerde yatırım yapacak
lazım. Daha fazlasını hak ettiği de doğru. Fakat unutolan yatırımcılar her şeyden önce bu göstergeye bakar- mamak lazım ki, gitmesi gereken çok yol var daha.
lar. Bu göstergeleri hazırlayan firmalar, ülkenin siyasi
Bunu bilip buna göre hareket etmek lazım. riskini de ayrıca hesaba katıyorlar ki, yatırımcı şaşıp
yanılıp çalkantılı bir ülkeye yatırım yapmasın. Şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim. Türkiye,
yatırım iklimi bakımından iyi bir yere geldi. “BB+”
Bu derecelendirmeler Standard & Poor’s, Moody’s
notundan geri gitmesini düşündürecek hiçbir riski yok.
ve Fitch Ratings gibi kredi değerlendirme kuruluşları
Bundan sonra hep ileri. Yeter ki, önüne çıkan fırsatları
tarafından yapılıyor. Bu kredi değerlendirme
değerlendirme basiretini göstersin.
kuruluşlarının derecelendirme skalaları genelde
birbirine benziyor. En iyiden en kötüye doğru A, B, C,
D şeklinde sırlanıyor bu notlar. A en iyisi. D ise en riskli
ve en spekülatif olanı.
25
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Moodys
Yatırımcılar kredi notlarını birçok şekilde kullanmaktadır ve böylece, kredi notları
ihraççılar için önemli bir değer sunmaktadır. Kredi notları birçok yatırımcı için ihraçların
fiyatlandırılmasında önemli bir unsur olup yatırım kılavuzlarının belirlenmesinde sık sık
ölçü olarak kullanılmaktadır. Yatırımcılar kredi riski hakkında güvenilir, küresel çapta
kıyaslanabilir görüşlerle, daha geniş ihraççılar yelpazesi tarafından yapılacak ihraçların
yatırımına açık olabilirler.
1) Sermayeye Daha Geniş Erişim
Moody’s kredi görüşleri bir ihraççının borcunu daha geniş bir potansiyel
alıcı yelpazesi için daha cazip yaparak, bütün dünya çapındaki kurumsal
yatırımcılar tarafından geniş çapta yayılıp büyük ölçüde kullanılmaktadır
ve net olarak anlaşılmaktadır.
Moody’s kredi notu, günümüz küresel piyasalarında hem yerel, hem de
uluslararası sermaye fonlarına erişim sağlayan bir “kredi pasaportudur”.
2) Fonlama Esnekliği
Sermaye piyasalarına daha geniş erişim özellikle daha yüksek derecelendirilen
ihraççılar için tipik olarak daha düşük fonlama maliyeti olarak yansır. Moody’s kredi
notlarının itibarı derecelendirilen ihraççıların sermaye piyasaları daha sık ve daha ekonomik kullanmalarını ve ayrıca daha büyük ihraçları daha uzun vadelerde sunmalarını
sağlayabilir.
3) Piyasa İstikrarı
Özellikle piyasaların stresli olduğu dönemlerde, Moody’s kredi notları ve araştırma
raporları yatırımcı güveninin sürdürülmesi ve sağlamlaştırılmasına destek olmaktadır.
Örneğin, bir basın haberi, haberin tahvillerin uzun vadeli kredi değerliliği üzerinde
gerçek bir etkiye sahip olmasa bile, bir şirketin tahvillerinin fiyatlarını olumsuz şekilde
etkileyebilmektedir. Moody’s kredi notunun itibarı ve sunmuş olduğu kredi analizi
yatırımcının bu tür “manşet riskine” yönelik endişelerini hafifletebilir.
26
MİHALİS SARRİS
ÖNEMLİ GELİŞMELER
OECD SLOVENYA’NIN ACİLEN
BANKALARLA İLGİLENMESİ GEREK
OECD, Slovenya’daki bankaların şüpheli alacaklarına
dikkat çekerek ülkenin, bankacılık sektörünü bir an
önce tekrar ayağa kaldırması gerektiğini söyledi.
Ancak ülkenin Güney Kıbrıs’ın ardından kurtarma
programına ihtiyaç duyan bir sonraki Euro Bölgesi
ülkesi olacağına dair bir beklenti sunmadı.
SLOVENYA, EKONOMİYİ DÜZELTME
PLANINI MAYIS’TA SUNACAK
Euro Bölgesi’nde kurtarma paketi başvurusunda
OECD, yayımladığı bir raporda Slovenya’nın
bulunan bir sonraki ülke olacağına yönelik
halihazırda bazı önemli önlemler aldığını ve reform-
tartışmalarla gündeme gelen Slovenya, eko-
lar gerçekleştirdiğini, ancak bunların halen büyük
nomiyi düzene sokmak için eylem planını 9
ölçüde ‘geçici adımlara’ dayandığını söyledi. Raporda,
Mayıs’ta Avrupa Komisyonu’na sunacağını
geçtiğimiz yıl riskli varlıkları devralacak bir ‘kötü
açıkladı.
banka’ kurulması olumlu karşılanırken, yetersiz
şeffaflık siyasi müdahale risklerine dikkat çekildi. Öte
Slovenya Başbakanı Alenka Bratusek, ‘İstikrar ve
yandan hayatta kalabilecek bankaların sermayelerinin
reform programımızı 9 Mayıs’a kadar hazırlayacağız
güçlendirilmesi ve hayatta kalamayacak bankaların
ve derhal Brüksel’e göndereceğiz. Haftalar ya da
kapatılması önerildi.
aylar değil, günlerimizin sayılı olduğunu biliyoruz’
dedi.
Slovenya’da hükümet, eski Başbakan Janez Jansa’nın
adının bir yolsuzluk olayına karışmasının ardından
Üç hafta önce göreve gelen Bratusek, aynı zamanda
düşmüştü. 20 Mart’ta göreve başlayan Başbakan
bütçeyi de gözden geçireceklerini çünkü devraldıkları
Alenka Bratusek hükümetinin Maliye Bakanı Uros
bütçenin ‘iyi olmaktan çok uzakta’ olduğunu söyledi.
Cufer, şüpheli alacakların yazdan itibaren kötü banka-
Başbakan, aralarında muhtemelen bir bankanın
lara taşınmaya başlanabileceğini, ancak kötü banka
da bulunacağı bir ya da iki büyük devlet şirketinin
konsepti için evrensel bir reçete bulunmadığını söyle-
özelleştirilmesini önümüzdeki iki hafta içinde
di. OECD Genel Sekreter Tardımcısı Yves Leterme,
Parlamento’ya sunacaklarını söyledi.
Slovenya’nın acil olarak bir uluslararası kurtarma
paketine ihtiyaç duymadığını belirterek, Slovenya’nın
Avrupa Komisyonu hafta içinde yayımladığı eko-
şu ana kadar maliyesini zorluk yaşamadan idare
nomik dengesizlik raporunda Avrupa’da en riskli
edebildiğini ifade etti.
ülkelerin İspanya ve Slovenya olduğunu açıklamıştı.
OECD de Slovenya’ya, bankacılık sistemini ‘acilen’
düzeltme çağrısında bulunmuştu.
Eski Başbakan Janez Jansa’nın hükümeti,
hakkındaki yolsuzluk iddiaları üzerine Şubat ayında
düşmüştü.
27
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Öncelikle Thatcher’a dair bir iki
önemli detay vererek başlayalım.
İstatistiklerden nefret edenMargaret
Thatcher’ın döneme damga vuran
sözlerinden biri şöyle: “Toplum diye
bir şey yoktur.”
Hâliyle toplum kavramı
reddedildiğinde, devletin gerekliliği
de sorgulanır noktaya geliyor. Bu
THATCHER’IN EKONOMİ KARNESİ
Hayattayken kendisinden çok bahsettiren İngiltere’nin Demir Leydi’si
Margaret Thatcher ölümünün ardından da konuşulmaya devam ediyor.
Peki Thatcher nasıl bir ekonomi bıraktı?
Rusya’nın kendisiyle alay etmek için kullandığı “Demir Leydi” lakabını,
büyük bir gururla kullanmaya başlayan ve dünyanın da kendisini bu şekilde
tanıdığı Margaret Thatcher Pazartesi günü vefat etti. Ardında daha çok
üzülen mi, yoksa kutlama yapan mı bıraktı tartışmaya açıktır; ancak herkesin
ortak bir noktada buluşarak kabul ettiği tek bir şey varsa, o daİngiltere’nin
1979-1990 yılları arasında görev yapmış ilk ve tek kadın başbakanı olan
Thatcher’ın, tarihe adını yazdıran bir şahsiyet olduğuydu. nedenle olsa gerek Thatcher, devletin elini eteğini olabildiğince her
şeyden çekmesinden yanaydı ve
tüm adımlarını da bu yönde attı. İkinci Dünya Savaşı sonrası
uygulanan ekonomi politikaları,
devlet eliyle yapılmış; devlet de
“Önce düzenleme getir, ardından
sorgularsın” mantığıyla hareket
etmiştir. Thatcher ise daha sonra
tüm dünyaya ilham kaynağı
olurcasına İngiltere’de geniş çaplı
Amerikan başkanı Ronald Reagan’ın, özellikle de konu konservativizm
deregülasyonlara başlamıştır.
olduğunda kadim dostu Thatcher, hiç şüphesiz siyaset arenasında olduğu
kadar, ekonomi tarihi için de pek önemli bir isimdi. Kökten değişimle şu
anki İngiltere’yi,İngiltere, Londra’yı da dünyanın finans merkezi yapan
Thatcher diyebiliriz. Bugün İngiltere’de konut sahibi olmak, refah düzeyine
tam anlamıyla erişmiş olmak ile özdeşleşiyor, her şey piyasa ekonomisine
bağlı seyrediyor, ülkenin şu anki başbakanı David Cameron, Basel III sermaye şartlarının uygulanmasının tartışıldığı süreçte bankacıların prim ödemelerinde kesinti yapılmasına karşı var gücüyle savaşıyorsa; bu Thatcher’ın
1979-1990 dönemlerinde yaptığı reformlar ile ektiği tohumların bir sonucudur. Siyasi reformları ve savaşları bizim konumuz olmadığından; biz Demir
Leydi’nin ekonomikarnesiyle ilgileneceğiz. Peki ne yaptı bu Thatcher?
Ne yaptı da bu kadar nefret edilip, bu kadar sevildi? Rakamlar Margaret
Thatcher 4 Mayıs 1979’da İngiliz ekonomisi diplerde sürünürken
devraldığında neydi, 28 Kasım 1990’da koltuğunu John Major’a devrederken
ne oldu? 28
Demir Leydi’nin en önemli
ikinci ekonomi hamlesi ise aynı
düşüncenin izlerini barındırır.
Toplum diye bir şey olmadığını
savunan bir şahsiyetin, topluluk ve
örgütlenmeye de inanmasını bekleyemeyiz. Nitekim Thatcher da bu
mantık çerçevesinde, İngiltere’deki
sendikaları sonlandırmıştır. Gelelim rakamlara...
ÖNEMLİ GELİŞMELER
1. Vergi oranları : Thatcher başbakan olduğunda en yüksek vergi oranı yüzde 83’ken, ayrılırken bu oran yüzde
40’a geriledi
2. Hükümet harcamaları: Yüzde 42.7’den yüzde 39.2’ye indi
3. Ortalama gelir: Thatcher’ın başbakanlığı döneminde yüzde 181 artmış, sonraki 11 yılda ise yüzde 63
azalmıştır. Ancak ortalama gelir artarken, zengin ve fakir arasındaki fark açılmıştır. OECD rakamlarına göre
1979’da İngiltere’nin en zengin yüzde 1’lik kesimi, İngiltere’nin toplam gelirinin yüzde 6’sını kazanıyordu, fakat
1990’da en zengin yüzde 1, tüm kazançların yüzde 10’una sahipti.
4. İşsizlik: Şirketlerin işletme modellerinde yeni düzenlemelere gitmesiyle İngiltere’de işsizlik1970’ler boyunca
arttı; ancak Thatcher’ın 1979-1982 yılları arasında 3 milyonu aştı. İşsizlikoranı 1979’da yüzde 5.3’lerde seyrederken, 1990 Kasım’ında yüzde 9.5’ti.
5. Gayrisafi yurtiçi hasıla: Thatcher 1970’lerde yüzde 20’lerde seyreden enflasyonu aşağı çekmeye başardı;
ancak büyüme 1980’lerin başlarında diplerde seyretti. 6. Faiz oranları: Politika faizi İngiltere Merkez Bankası yerine hükümet tarafından belirleniyordu. Bu nedenle
Thatcher hükümeti, mortgage kredisi ödeyenleri zor durumda bırakma pahasına, yüksek enflasyonu aşağı çekmek için yüzde 10’un üzerinde faiz uyguladı;enflasyonu da yavaşlattı. 7. Enflasyon: Mayıs 1979’da yüzde 10.3’lerde seyrederken, Haziran 1980’e kadar neredeyse her ay hızlanarak
yüzde 21.9’u bulan enflasyon, Kasım 1990’da yüzde 9.7’ye kadar geriledi.
8. İmalat: Başta kömür üretiminin, sendikalara karşı atılan sert adımların etkisiyle sekteye uğraması sonucunda imalat odaklı ekonomi, daha hizmet odaklı bir ekonomi hâline geldi.İmalatın, toplam gayrisafi yurtiçi hasılaya
oranı yüzde 17.62’den, yüzde 15.18’e geriledi.
9. Sosyal konut satışları: Konut mülkiyetinin bir hak olduğuna inanan Margaret Thatcher, 1980’de başlayan ve
hâlâ devam eden Alım Hakkı politikasıyla, sosyal konut kiracılarına kadar uzandı ve kiracı olan yerel yetkililere
de sosyal konutları yüzde 70’i bulan iskontolarla alma fırsatı verdi. 10. Konut fiyatları: Konut sahiplerinin artmasıyla fiyatlar da yükseldi. Thatcher’ın ekonomi politikaları hizmet ve konut fiyatları kalemlerinde iyi sonuçlar verirken,imalat ve işsizlikte
bir hayli başarısız oldu. Demir Leydi, ölümünün son dakikalarına kadar reformlarına dair ne düşündü bilemeyiz;
ancak ekonomi tarihine demir harflerle geçtiği kesin.
Bloomberg HT
29
ÖNEMLİ GELİŞMELER
2011’de yüzde 8,5’luk ekonomik büyüme hızını yakalayan
Türkiye’de öncelikle inşaatçılık ve enerji alanlarında büyük
yatırımlar yapılıyor. Euro krizi ve küresel ekonomik durgunluk
yüzünden diğer Batılı ülkeler gibi Türkiye’nin büyüme hızı da
önemli gerileme göstermişti.
Avrupa’nın Durumuna Bağlı
TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜ
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi’nin (EDAM)
Almanya Ekonomi Bakanı Philip Rösler, Alman
Başkanı Sinan Ülgen 2013’ün Türkiye açısından kritik
şirketlerinin önemli pazarları arasına giren Türkiye’ye
bir yıl olacağını ve Türkiye’nin gelişmesinin Avrupa’nın
yapacağı ziyaret öncesinde, ikili ekonomik ilişkileri daha
performansına bağlı olduğunu söylüyor. Ülgen DW’ye
da geliştirmeyi arzuladıklarını söylemişti. Türkiye, Alman
verdiği demeçte, Türkiye’nin ihracatının yüzde 40’ını Avrupa
yatırımlarının yanı sıra, ekonomik geleceği açısından
Birliği’ne yaptığını, Türkiye’deki doğrudan yabancı sermaye
büyük önem verdiği Almanya’daki nitelikli Türk göçmen-
yatırımlarının yüzde 85’inin de Avrupa’dan geldiğini söyledi.
leri de ülkeye çekmeye çalışıyor.
Türkiye’nin kalkınmasında Avrupa’dan gelen işgücüne
Kendine Türkiye’de gelecek aramaya karar veren Dilek Keser,
dönüş kararı verdiğine hiç pişman olmadığını söylüyor. Dilek,
Almanya’da “İşletme” tahsilini tamamladıktan sonra on yıl bir
şirketin müdürlüğünü yapmış. 36 yaşındaki dinamik iş kadını,
de büyük önem veriliyor. Sinan Ülgen, yüksek öğrenimini
Almanya’da tamamlayan Türklerin, mali durumlarının nispeten
iyi olması sayesinde Türkiye’de kendi işini kurup istihdama
katkıda bulunabileceklerini belirtiyor.
Almanya’da kendine gelecek görmediği için ata yurduna dönmeye karar vermiş.
‘Tutunamazsam Dönerim’
Beş yıl önce Türkiye’ye yerleşen ve buz pisti ekipmanları
İstanbul’da gayrimenkul işi yapan Dilek Keser Avrupalı ve
Amerikan yatırımcının Türkiye’deki taşınmazlarıyla ilgileniyor.
Alman – Türk ortaklığı bir şirkette çalıştığı için hem Euro, hem
de Türk Lirası üzerinden maaş alıyor. Artık Euro’ya ihtiyacı
kalmadığını belirten Dilek Keser, üç dil bilmesinin Türkiye’de
dolgun ücretli iş bulmasını kolaylaştırdığını söylüyor.
Beyin Göçü Yön Değiştiriyor
Almanya’yı terk edip Türkiye’ye yerleşen Türklerin sayısı her
geçen gün artıyor. Bunda Türkiye’nin ekonomik gelişmesi
önemli rol oynuyor. Sanayi Bakanı Nihat Ergün; Türkleri, ekonomik şartların hızla düzeldiği anavatana dönmeye çağırıyor.
Ergün, 1961 ile 1973 yılları arasında 750 bin Türk’ün
çalışmak için Almanya’ya gelmesini sağlayan anlaşmanın
yenilenmesini, ancak bu kez Almanya’nın Türkiye’ye vasıflı
satan Tolga Sandıkçı ilk üç ayda 400’ün üzerinde sipariş
aldığını belirtiyor ve “Almanya’da bu işi yapsam kısa
zamanda bu kadar müşterim olmazdı” diyor. Sandıkçı
bunu, Almanya’da ekonominin bütün nişlere yerleşmesine,
Türkiye’de ise hâlâ pek çok piyasa boşluğunun bulunmasına
bağlıyor.
Genç işadamı yine de ‘Alamancı’ olarak Türkiye’de iş
hayatına atılmayı hafife almamak gerektiğini, arada önemli
zihniyet farkı bulunduğunu ve kendisinin de ‘ne kadar
Almanlaştığını Türkiye’ye dönünce anladığını’ sözlerine
ekliyor. Dolandırılma riskinin hafife alınmaması gerektiğini
hatırlatan Münihli genç Türk işadamı, “Türkiye’de tutunamazsam, Almanya’ya dönerim” diyor. Bu da iki vatanlılığın
avantajı olsa gerek.
eleman göndermesini öneriyor. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıldönümünün idrak
edileceği 2023 yılına kadar Türkiye’yi dünyanın en büyük 10
ekonomisi arasına sokmakta kararlı olduklarını söylüyor.
30
© Deutsche Welle Türkçe
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Rösler, temasları sırasında Türkiye’de enerji santral
parklarının nasıl modernize edileceği konusunun gündeme
geldiğini belirterek, ‘Yenilenebilir enerji alanında Türk ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Türk hükümetinin enerji konusunda bağımlılıktan kurtulmak istediğini
biliyoruz. Bu cari açığına çare için de katkı yapacaktır.
YILDIZ’DAN AB’YE ‘ENERJİ FASLI’ SİTEMİ
Yenilenebilir enerji konusunda çok büyük deneyimimiz var.
Bu tür enerji için Türkiye’deki koşullar mükemmel. Rüzgar ve
Almanya Ekonomi Bakanı Philipp Rösler ile birlikte Türk-
güneş kullanımıyla verimliliği artırmak mümkün. Biz de bu
Alman Enerji Forumu’na katılan Enerji Bakanı Taner
konuda yardımcı olmaya hazırız’ şeklinde konuştu.
Yıldız, Türkiye’nin, Avrupa’ ülkelerinin enerji sorununun
çözümü için proje geliştirdiğini, ancak AB’ye üyelik
Yıldız ise yaptığı konuşmada, Türkiye’de yenilenebilir
sürecinde enerji faslının siyasi gerekçelerle açılmadığını
enerji kaynaklarının oranının, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin
söyledi.
ortalamalarının iki katı, yüzde 25-26 civarında olduğunu
belirterek, ‘Bunu 2023 yılına kadar en az yüzde 30’lara
Türk-Alman Enerji Forumu, TOBB İkiz Kululer’de
çıkarmayı, her ürettiğimiz enerjinin üçte birinde yenilenebilir
gerçekleştirildi. Toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
enerji kaynaklarından faydalanmayı düşünüyoruz’ dedi. Yıldız,
Taner Yıldız, Almanya Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Philipp
Almanya’nın ‘taşları yerine oturmuş bir ülke’ olduğunu, altyapı
Rösler ve TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faik
çalışmalarını yıllar önce bitirdiğini, sadece Avrupa’da değil
Yavuz’un yanı sıra Türk ve Alman şirketlerinin temsilcileri
dünyada da çok önemli bir noktaya geldiğini söyledi.
katıldı.
Enerji Faslı
Türk Alman Enerji Forumu’nun ilk aşamasında, enerji sek-
Yıldız, toplantının ardından kendisine yöneltilen, Ekonomi
töründe ülkenin yatırım ihtiyacını karşılamak amacıyla,
Bakanı Zafer Çağlayan’ın dile getirdiği, AB’nin üçüncü ülkel-
Türk ve Alman enerji sektörünün tamamlayıcı unsurlarını
erle serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili olarak Türkiye’nin
nasıl somut projelere dönüştürebileceklerini görüştüklerini
Gümrük Birliği’nden doğan sıkıntılarına dair bir soruya verdiği
anlatan Yavuz, ‘Dün öğleden sonra, yenilenebilir enerji, enerji
yanıtta, Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin enerji sorunun çözümü
verimliliği ve konvensiyonel elektrik santralleri, elektrik san-
için proje geliştirdiğini ancak AB üyelik sürecinde enerji
trallerinin modernizasyonu ve linyit üretimi konularında üç
başlığının siyasi mülahazayla açılmadığını belirtti.
çalışma gurubunda, Türk ve Alman bakanlıkları ve özel sektör Enerji Bakanı, ‘Bu nimet-külfet ilişkisine uyan bir konu
temsilcileri bir araya gelip, işbirliği imkanlarını değerlendirdiler. değildir. Bütün bunların farkında olduğumuz halde bu ilişkilere
devam ediyoruz. Nasıl yalıtımın faydaları var enerji sekBu çalışmaların, Türkiye ve Almaya arasındaki çok boyutlu
töründe, zaman zaman bu tür ilişkilerde de yalıtmanın enerji
işbirliğine, derinlik ve çeşitlilik kazandıracağına inanıyoruz’
açısından faydaları vardır’ dedi.
şeklinde konuştu.
Yıldız, ‘Sayın Çağlayan’ın görüşlerine katılmamak mümkün
‘Türkiye’de Yenilenebilir
Enerji Koşulları Mükemmel’
değil. Serbest Ticaret ve Gümrük Birliği anlaşmalarının bize
getirileri, götürüleri ortadadır. Avrupa Birliği’nde ekonomiler
Almanya Ekonomi Bakanı ve koalisyon hükümetinin küçük
globaldir ama politikalar ulusaldır. Bunun arasında sıkışan
ortağı Hür Demokratların (FDP) Başkanı Rösler, yenilene-
yapı çözüm bulmaya çalışıyor. Bu da AB için zor bir dönem,
bilir enerjide koşulların Türkiye’de mükemmel olduğunu ve
zor bir süreçtir. AB’nin Türkiye karşısındaki duruşunu siyasi
Türkiye’ye katkıda bulunmak istediklerini belirterek, ‘Tabii
ve ekonomik olarak net şekilde ortaya koyması gerekiyor’
bunun için yasal düzenlemelerin hazırlanması gerekiyor’ dedi.
şeklinde konuştu.
31
YASAL UYARI
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri
arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için
hazırlanmamıştır.
Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme
olanağını piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz veya yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır.
Başka bir deyişle çok az sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz
ticaretinde ki normal kaldıraç oranı 1:100’dür. Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının
%1’i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin; 1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem
gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız döviz sizin lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket
gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk bir gelir elde edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda
göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir. Döviz kurları genellikle gün içinde yüzde 1
oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin çekiciliği, küçük fiyat hareketlerinde bile
anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu kazanç şansının yanı sıra aynı oranda
kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız.Gerekli
finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi ve özellikle de kaldıraç
etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara cevap vermek de diğer
avantajları arasındadır.
Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan
teminatların ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir.
Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç
alarak bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız
Dergimizde Altın, Gümüş analizleri paylaşılmamaktadır. Bu analizlerimize www.dovizgazetesi.com’dan günlük
olarak ulaşabilirsiniz.

Benzer belgeler