indirmek icin
Transkript
indirmek icin
AYLIK İNTERAKTİF DERGİ HAZİRAN 2015 / NO: 1 “H A Y A T I D O Y A S I Y A Y A Ş A M A K İ Ç İ N” KÜLTÜR • YAŞAM • SPOR • SAĞLIK • GEZİ Bu ay; 3 efsane! Efsane bir film Efsane bir yıldız Efsane bir marka! “Bu dünya hepimizin!” Röportaj: Yedikule Hayvan Barınağı Çığır açan ulaşım aracı “Vespa’nın Doğuşu” Moda: “Sokakta ne giyelim?” Spor giyim trendleri Merhaba! Alışılmıştır; ilk sayılara hep bir “Merhaba!” ile başlanır. Gelin biz de öyle yapalım; geleneği bozmayalım ve “Adventure Life Directory”nin (Aramızdaki ismiyle; ALD Magazin’in) bu ilk sayısına, herkese gönülden bir “Merhaba!” diyerek başlayalım. Ne var ki; “Merhaba!”mız, salt okurlarımıza değil... ALD Magazin’in bu selamı -isminin de ifade ettiği gibi- sanata, kültüre, spora, sağlığa, yaşamın tüm güzelliklerine ve bu güzellikleri “doyasıya” yaşamak isteyenlere! ALD Magazin, hayatın güzelliklerini gören, onlara tutkuyla bağlı, bu tutkuyu herkesle paylaşmayı amaçlayan bir “gönüllü” grubu tarafından hazırlanıyor. Bir sosyal sorumluluk projesi olan yayında, sadece “yaşam keyfi” için, özveriyle görev alan tüm arkadaşlarımızı içtenlikle kutlamak gerekiyor. Ayrıca; Aldatmaz Motorcycle yetkililerine de, hayata bizler gibi bakarak, projenin gerçekleşmesi yolunda yapıcı desteklerini esirgemedikleri için gönülden şükran borcumuz var. Evet! Her sayısında, hayatın pekçok alanından güzellikleri sizlere sunmaya çalışacak olan ALD Magazin, ilk sayısı ile ekranlarınızda! Dileriz; beğenirsiniz, dileriz; bize katılırsınız ve dileriz; beraberliğimiz uzun sürer. Birlikte “Hayatı doyasıya yaşamak için” tekrar “Merhaba!” Muhteşem 3 Efsane Bir yıldız: Audrey Hepburn Bir film : Roma Tatili Bir marka : Vespa “Bu Dünya Hepimizin!” Yedikule Hayvan Barınağı... “Cafe Racer” Dedikleri Motorsiklette devrim! Sadece hız için modifiye edilen, tek kişilik hız canavarları... Bir Kahkaha Dünyası: Tiyatroname “Tiyatroya seyirci kalmayın, seyirci olun!” Çığır Açan Ulaşım Aracı Vespa’nın Doğuşu Vespa’nın efsanevi geçmişi 1. Bölüm İlanları da Klasik 1946’dan bu yana; Vespa ilanları Sokak Modası / Spor Giyim 2015 yaz trendleri Ünlüsü Olan Vespa’lar Nicole Kidman’dan Jude Law’a kadar hangi ünlü Vespa kullanıyor? Vesparados Sosyal etkinlikleriyle ünlü bir scooter kulübü 3 7 10 12 14 17 20 22 25 MUHTEŞEM 3 EFSANE Efsane Bir Film : ROMA TATİLİ Efsane Bir Yıldız : AUDREY HEPBURN Efsane Bir Marka : VESPA Sanat, teknoloji, yaşam... her alanda unutulmaz isimlerle karşılaşırız. Bu “efsane” isimler, pek ender olarak biraraya gelirler ve o zaman; yepyeni bir başka “efsane” yaratılır. Okurlarımıza, muhteşem bir üçlüyü, yıllar geçse de unutulmayacak 3 efsaneyi sunuyoruz. Efsane Bir Film ROMA TATİLİ Gerçek Hayatta Biten Bir Masal Diplomasiyi Sıkıcı Bulan Bir Prenses Filmin konusundan biraz bahsetmek gerekirse, Audrey Hepburn’un canlandırdığı, ışıl ışıl parlayan genç bir prenses (Prenses Ann), Avrupa başkentlerine ziyaretler yapar. Bir kaç ziyaretten sonra yolu Roma’ya düşer. Tek bir dakikası bile boş geçmeyen prenses, görevi dolayısıyla katlanmak zorunda olduğu bu yorucu rutinden sıkılır. Bir gece, Ro- Özgün adıyla “Roman Holiday”, protokollerden sıkılarak sıradan bir genç kız gibi sokaklarda dolaşan bir prensesin, Amerikalı bir gazeteciyle tanışmasını ve efsane şehir Roma’da gezerken birbirlerine aşık olmalarını anlatır. Başlıca rollerinde Gregory Peck, Audrey Hepburn ve Eddie Albert’in rol aldığı 1953 yapımı film, romantik komedi dalında yapılmış en güzel film olarak anılır. Roma Tatili, Akademi Ödüllerinde tam on dalda aday gösterilmiş ve üçünü kazanmıştır. Konusu yüzlerce filme ilham kaynağı olmuş, prensesin sıkıcı hayatından bunalarak gıptayla izlediği eğlenceli dış dünyaya kaçtığı bir çok film çekilmiştir. Ama hiçbiri, “Roma Tatili” efsanesinin yerini alamamıştır. Masal gibi başlayan, gerçek hayatla biten film, Belçika asıllı aktrist Audrey Hepburn’e En İyi Kadın Oyuncu Akademi Unutulmaz Roma Tatili filminin ünlü Ödülü’nü kazandırmıştır. afişlerinden birisi ma’yı yalnız başına gezmek üzere kaldığı elçilik sarayından gizlice kaçar ve Roma’da görevli olan Amerikalı gazeteci Joe Bradley (Gregory Peck) ile karşılaşır. Bradley, onu tanımaz ve başından atamayınca kaldığı pansiyona götürmek zorunda kalır. Bradley, başarısız bir gazetecidir ve patronunun verdiği son işi, yani “prensesle röportaj yapma” görevini bile yerine getirememiştir. Ama son anda, pansiyonda uyuyan kızın prenses olduğunu anlar. Bir gazeteci olarak kendisine müthiş gelecek yaratacak olan bu şansı, kimliğini gizleyerek kullanan Joe Bradley, gizlice görevlendirdiği fotoğrafçısı, arkadaşı Irving Radovich’in (Eddie Albert) çektiği fotoğraflarla mükemmel bir haber dizisi oluşturur. Ancak; prensesle aralarında oluşan duygusal bağ nedeniyle; tüm kariyeri pahasına, fotoğraf ve haberleri gazeteye vermekten vazgeçer. Güzellik ve Zarafet Timsali; Audrey Hepburn Filmin çekildiği yıllarda Audrey Hepburn henüz tanınmamış bir oyuncu iken Gregory Peck ünlü 3 Efsane Bir Yıldız AUDREY HEPBURN Roma Tatili’nin en bilinen sahnelerinden... Prenses Ann, Roma sokaklarında ilk kez bir Vespa’ya biniyor. Sahnenin yaratıcıları; Audrey Hepburn, Gregory Peck ve Vespa. bir Hollywood yıldızıydı. Çekimler tamamlanınca Gregory Peck, yapımcı William Wyler’a Hepburn’un bu ilk büyük rolü ile Akademi Ödülünü alacağını söyledi ve Hepburn’un isminin afişlerde en üste yazılmasını önerdi. William Wyler’ın bunu kabul etmesi üzerine afişler bu şekilde hazırlandı ve Audrey Hepburn Oscar’ı aldı. Karakterlerin Roma şehrinin romantik kareleri yanında geri planda kalmamaları için özellikle siyah beyaz çekilen film aynı zamanda tamamı İtalya’da çekilen ilk ABD filmidir. Bir şehrin, bir filmde nasıl bir baş rol oynayabileceğinin en muhteşem örneği olan Roma Tatili’nde, Prenses Ann ve Joe Bradley arasındaki aşka tanık olurken diğer yandan kameranın şehre olan aşkını da hayranlıkla izlemek mümkün. Zarafet timsali Hepburn’e ise hayran kalmamak elde değil. Audrey Hepburn’un doğal güzelliği ile nazik prenses rolü bir araya gelince, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en güzel karakterlerinden biri hayat bulmuş ve ortaya büyüleyici bir atmosferde Tüm Zamanların En Özel Kadını geçen, efsane bir film çıkmış. Sürükleyici konusu ve mükemmel oyunculuklarıyla bir efsane olan bu filmi izlediyseniz, bir daha izleyin. Çünkü bu film, insanı mest eden Roma sokakları ve kusursuz oyunculuğu, duru güzelliği ile büyüleyici Audrey Hepburn için, defalarca izlenir. Ve final... Prenses, aşkı uğruna röportajı yayımlamayan Joe Bradley’le sarayın basın toplantısında “tanışıyor”! Aralarında geçmiş olan herşeye rağmen artık o bir prenses ve Joe sadece bir gazeticidir. Oscar ödüllü, İngiliz-Hollandalı oyuncu Audrey Hepburn, tüm zamanların en sevilen kadın oyuncusu olmuştur. Geçmişten bu yana her zaman özel bir kadın olan Hepburn bugün hala bir ikon olarak tüm kadınların, sinemaseverlerin gönlündeki tahtında sağlam bir şekilde oturuyor. Monte Carlo Baby, Lavender Hill Mob ve Secret People gibi filmler- de oynayan Hepburn, asıl çıkışını başrolünde oynadığı “Roma Tatili” ile yaptı. Gregory Peck ile başrolü paylaştığı film, Hepburn için sonraki yıllarda şekillenecek başarılı kariyerine açılan büyük bir kapı oldu. Aynı filmle “En iyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü” kazanarak kariyerine hızlı bir başlangıç yaptı. Ödülden sonra Hepburn için kariyer basamaklarını çıkmak kolay oldu, çünkü oynadığı her film büyük başarı sağladı ve yıldızı hiç sönmeden daima yükseklerde parladı. Birçok aşk filminde yer alan yıldız, dönemindeki en iyi yönetmen ve aktörlerle kamera karşısına geçti. Hepburn, oyunculuk yeteneğinden ziyade güzelliği ve hanımefendiliği ile de kendisinden bahsettiren bir zarif bir kadın olmuştur. Breakfast at Tiffany’s filmiyle yeniden büyük başarı sağlayan Audrey, filmde hayata tutunamamış, ruhunda metcezirler yaşayan bir kadına hayat vermiştir. Filmdeki karakteri ve görüntüsü bugün hala en çok kullanılan Audrey Hepburn fotoğrafıdır. İkon haline gelen fotoğraf özellikle yeni nesil sosyal medya gençleri arasında çok popüler olmuştur. Audrey Hepburn, sinemanın; bir şekilde kendisinden sonraki nesillere de yetişen başarılı yüzlerinden. Bugünlerde duvar kâğıtlarından çantalara, çantalardan fincanlara kadar tüm ürünlerde Audrey Hepburn’ün meşhur pozunu görmek mümkün. Bugün hala tanınıyor olmasının sebebi şüphesiz bir moda ikonu haline gelmiş olmasıdır. Büyük başarılarıyla hem beyazperdelerde hem de moda camiasında hala konuşulan bir aktrist olan Audrey özel hayatıyla da daima ilgi çeken bir kadın olmuştur. Zarafetin sembolü Audrey’in özel yaşamına baktığımızda fırtınalı aşklar görmek mümkün. William Holden ile yaşadığı aşk, Mel Ferrer ile yaptığı evlilik tüm dünyanın yakın markajında oldu. Hepburn’ün, Mel Ferrer ile olan evli- liğinden Sean, daha sonra evlendiği eşi Dr. Andrea Dotti’den ise Luca olmak üzere iki çocuğu var. için hayat boyu güven problemleri yaşamasına sebep olmuştur. Ailesinin boşanmasından uzun yıllar sonra Audrey 10 yaşındayken ülkesi Nazi işgaline uğrayınca asıl zorluklar baş göstermeye başladı. Uzun yıllar süren savaş boyunca açlık ve kıtlıkla boğuşmak zorunda kalan Audrey’i savaştan sonra UNICEF’in sağladığı yardımlar kurtarmıştır. İleride çok ünlü bir oyuncu olduğunda yine UNICEF gönüllüsü olarak bu defa Audrey başka çocuklara yardım eli olacak, umut dağıtacaktı. Zorlu Bir Yaşam Hikâyesi Görkemli bir hayat muhteşem bir kariyer fırtınalı aşklar ve çocuklarla geçen bir hayatın ardında aslında oldukça zor süreçlerden geçmiş bir çocukluğu vardır Hepburn’ün. Annesi Hollandalı bir Barones, babası ise İngiliz ban- kacı olan Hepburn, henüz bir yaşındayken anne ve babası boşanmıştır. Annesiyle yaşamaya devam eden Audrey’in çocukluğu; İngiltere, Hollanda ve Brüksel’de geçmiştir. Hareketli hayatından olsa gerek Audrey’in belirgin bir aksanı hiç olmamıştır, çocukluğu boyunca Flemenkçe, Fransızca ve İngilizce konuşan Hepburn ilerle- yen yıllarda dil yelpazesine İspanyolca, İtalyanca ve Almancayı da eklemiştir. Babasının annesini terk edip gitmesi, Audrey Oscar, Tony, Emmy ve bir Grammy ödülü kazanan ve tüm bu ödülle-rin hepsine birden sahip çok az kişiden biri olan Audrey Hepburn, 34 yaşına geldiğinde kariyerini bir kenara bırakarak tüm vaktini eşine, çocuklarına ve UNICEF’e ayırmak üzere İsviçre’ye yerleşti. 63 yaşında kanser olduğunu öğrendiğinde dahi UNICEF için çalışıp Afrika’lı çocuklara yardım dağıtmaktan vazgeçmedi. 5 Efsane Bir Marka “Audrey Hepburn Zarafetinin Adı” Sinema tarihinin klasikleşmiş filmi Roma Tatili, Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in başrolünü süslediği romantik bir film. Filmi izle- yenlerin çok iyi bildiği izlemeyenlerin ise muhakkak duyduğu zarif bir unsur var: Vespa. Filmin önüne geçen iki tekerlekli, zarif tasarımlı bu motor şüphesiz en büyük reklamını filmle beraber yaptı. Filmden sonra Vespa üreticilerinin dahi yapamadığı bir tanıtımla tüm kitlelere ulaşmayı başardı. Vespa’nın üreticisi Piaggio şirketi, zor bir süreçten geçtikten sonra ayağa kalkmak adına gerçekleştirdiği Vespa fikriyle ulaşıma zarif, şık ve pratik bir soluk getirdi. Kim derdi ki kadın erkek herkes ayrım yapmaksızın Vespa’ya binecek, şehri motorla fethedecek diye. Üstelik bunu yaparken çılgınlar gibi eğlenecek, motor sürmenin zevkini doyasıya yaşayacak! Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in üstünde tüm Roma’yı dolaştığı şahane görseller sunan film, Vespa’yı ulaşım aracı ol- maktan çıkarıp yaşam şekline dönüştürmeyi başardı. Vespa’nın kendine özgü yuvarlak hatları, henüz tasarım aşamasındayken dahi sempati ka– zanmış ve bir “arı”ya benzetilmişti. Bugün, pekçok ülkede görülen Vespa severler kulüpleri, Vespa partileri ve Vespa derneklerinin varlığı Vespa’nın sadece popüler bir araç olmasından değil kuşkusuz pratik ve yaşamı kolaylaştıran özelliğiyle gerçekleşti. Roma’ya, Paris’e dünyanın herhangi bir yerine tatile gidip şehri Vespayla turlamayı düşünmeyen yoktur! Turizme de büyük katkısı olduğu gerçeği yadsınamaz. Özellikle çiftlerin büyük bir heyecanla kullanmayı seçtiği Vespa, kişilere romantik bir gezinti sunuyor. Yıllardır , romantik kalplerde “Vespa, aşk ve Roma” asla parçalanmayacak bir bütün olmuştur. İtalyanlar Vespa’yı üretirken bu kadar küresel çapta bir başarı sağlayacaklarını düşünüyorlar mıydı bilinmez ama Vespa’nın Avrupa’dan açılarak tüm dünyaya hüküm sürdüğü bir gerçek. Kadınların yoğun ilgisini çeken Vespa ile işe gitmek neredeyse modanın bir bileşeni, kıyafeti tamamlayan bir aksesuar olmuş durumunda. Savaş sonrası şirketi ve İtalya ekonomisini şaha kaldıran Vespa buluşu, Piaggio şirketinin ülkeye ve ekonomiye sağladığı muhteşem bir hamle olmuş. Piaggio’nun insanlığa ve ulaşıma katkısı hala takdire şayan. Bir motosikletten beklenen her şeyi zarif bir şekilde sunabiliyor Vespa. Sürücülerin üstünün kirlenmemesi, rahat kullanım, kıyafet engeline takılmayan ön bölgesi, herkesin kullanabileceği basitlikte hazırlanması Vespa’yı cazip kılan en önemli şeyler. Vespa’yla turlarken bir Audrey Hepburn olamazsınız belki ama; kendinizi en az onun kadar özel ve özgür ruhlu hissedebilirsiniz. Vespa’ları maviliklere sürmenin vakti geldi! n Tüm hayvanseverlerin kesinlikle görmesi gereken bir “gönüllüler” projesi: Yedikule Hayvan Barınağı Yedikule’de 3000’e yakın köpek barındıran bir hayvan barınağı var. 2001 yılında kurulmuş olan Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı, toplam; 8000 m2’lik alanda hizmet veriyor. İçinde 500 m2’lik peyzaj ve gezinti alanı da bulunan barınakta, toplam 22 kişi görev yapıyor. Merkezin gönüllü yöneticiliğini yapmakta olan Mimar Meral Olcay, dergimize; barınağı ve hayvanseverlerden beklediklerini anlattı. Yıllardır bu barınağın gönüllü yöneticiliğini yapıyorsunuz Meral Hanım... Bize burasının öyküsünü anlatır mısınız? 30 köpeğe kuru ekmek veriyor. Arabamı durdurup ne yaptığını sordum. “Buraya hayvanları atıyorlar, ben de ne yapayım, onları böyle besliyorum” dedi. “Amca böyle hayvan beslenir mi? Ben her gün sana yiyecek getiririm, birlikte besleriz” dedim. Her gün evde ailecek boyunlar, ekmekler, paparalar hazırlıyoruz. Sabah işe gitmeden önce saat 7’de geliyorum. Hayvanları besliyoruz, işe gidiyorum. İçim rahat etmiyor, öğle tatilinde yine geliyorum, akşam bir daha uğruyorum. Bunların hepsini derneklerin de yardımıyla ameliyat ettirdim kısırlaştırdım, küpelerini taktırdım, aşılarını yaptırdım. Git gide “nasıl olsa bakıyorlar” deyip buraya daha çok köpek bırakmaya başladılar. Belediye de burada bakılıyor diye topladıkları köpekleri buraya bırakmaya başladı. Sayı 300-400’e ulaştı. Baş edemeyeceğim bir hale geldi. O zaman sayın Belediye Başkanımız Mimar Eşref Albayrak ve Başkan Yardımcımız Nurettin Ertemel’e durumu aktardım. “Güzel bir proje çizeyim, barınağı yapalım sizin gurur duyacağınız bir proje olsun” dedim. Bu sırada sayı artmaya devam Yedikule Hayvan Barınağı, özellikle öğrenci gençlerin sıklıkla ziyaret ettikleri bir yer. ediyor. İş çığırından çıktı. Onlar Barınağın gönüllü yöneticisi Meral Olcay; çocuklarda, bu yaşlarda hayvan sevgisi pro-jeye “Tamam” dediler. Hayoluşturmanın psikolojik ve sosyal yönden çok gerekli olduğunu söylüyor. 2000 seneleriydi, “Park ve Bahçe‑ ler Müdürlüğü”ndeki görevime gidiyorum (orada kontrol mühen‑ disiyim), trafik sıkıştı. “Yolumu değiştirip daha çabuk gidebilirim işime!” amacıyla sur dibine girdim. Yaşlı bir amca, şu anda barınağın olduğu yerde 20- 7 vanlarla beraber inşaat devam etti ve 2001 senesinde açılışımızı yaptık. Bu dönem ki belediye başkanımız Sayın Mustafa Demir Bey’in de lojistik desteği ile çalışmalarımız devam ediyor. YHHD Yedikule Hayvan Dostları Dernegi ile belediye işbirliğinin Türkiye de ki en güzel örneğini barınağımızda görebilirsiniz. gelirlerken mama, bisküvi, eski gibi gelenlerden sebeplenebiliyor. gazete, kullanmadıkları halıflek- İnsanlar evlat edinmek için gelsler, eski kazakları getirsinler. diklerinde seçim yapabiliyorlarSizin bir de “Evlat Edindirme” sa ki, bu çok zor oluyor genelde, çünkü hepsi birbirinden sevimli, projeniz var. Bize anlatır birbirinden güzel. mısınız; evlat edindirme projesi nedir? Nasıl evlat Seçim yaptı diyelim, o zaman, o ediniliyor? seçtiği köpeğin aşı masraflarını, Esas olan buradaki hayvanlara tıraş ihtiyacı olan bir köpekse tıraş bir yuva bulmak, on- masraflarını, rahatsızlanırsa tedaları sahiplendirmek. vi masraflarını karşılıyor. Bunun Fakat pek çok kişi dışında her ay 25 kiloluk mama hayvanları çok sev- bağışlıyor. O köpek sayesinde diğini, evinde hayvan diğer arkadaşları da kuru mama besleyecek duru- yiyebiliyor. Evlat edinilen köpeği mu olmadığını, ama gezdirmelerine hemen izin verbu sevgiyi yaşamak miyoruz. Bir süre düzenli olarak istediğini söylüyor. gelip gidecekler, onları tanıyaEvlat edindirme cağız, güveneceğiz. Ondan sonprojesi bu durumda- ra köpeği çıkarıp dolaştırmalarına ki hayvanseverlere izin veriyoruz. Buraya geldi, “Ben bunu evlat edindim, alıp götürehizmet ediyor. Bu proje, Sayın Tınaz yim!” diye bir şey yok. Şu an 30’a Titiz’in fikir babalığı yakın evlat edinilmiş köpeğimiz yaptığı bir pro- var. je. Tınaz Titiz’in en Sahiplendirme çalışmaları büyük özelliği sürek- nasıl gidiyor? li fikir üretmesi, beyin Bu güne kadar 1000’ün jimnastiği yapması. üstünde köpek sahiplendirdik. Bana ilk olarak evlat edindirme Biz sahiplendirirken Çocuk Esprojesinden buranın açılış gü- irgeme Kurumu gibi prosedürlnünde bahsetti. Dünyanın hiçbir er uyguluyoruz. Web sitemizden yerinde olmayan, ilk Ziyaretlerden, barınağın sevimli sakinleri kadar ziyaretçiler de hoşnutlar. kez burada yapılmaya başlanan bir proje. Şimdi bizden örnek alan pek çok barınakta uygulanıyor. Evlat edindiğimizde hayvan burada kalıyor. Bu durumda elbette yeni gelenlere yer açılamıyor, ama şu açıdan faydası oluyor: Evlat edinilen köpek sayesinde arkadaşları kuru mama, antibiyotik Barınağın tüm çalışanları, görevlerini, sevgi dolu bir özveriyle yapıyorlar. Açılışımızı yaptığımız günden bu yana hem barındırdığımız hayvan sayısı, hem de ziyaretçi sayımız artıyor. Cumartesi-Pazar günleri çok kişi bizi ziyarete geliyor. Sadece yakın bölgelerden değil Pendik, Kartal, Halkalı, İzmit, hatta bugün Gaziantep’ten biri geldi. Bu bizim için çok büyük mutluluk. “Ben hayvanları çok seviyorum gelip orada çalışarak size yardımcı olmak istiyorum!” diyen hayvanseverler oluyor mu? Bu şekilde pek çok kişi geliyor bize. Benim onlara yanıtım; “Hayvanlarımızı sevecek, özel bakıma ihtiyacı olan yavrularımızla özel olarak ilgilenecek gönüllü insanlara ihtiyacımız var. Ziyaretimize “Sakat hayvanların da canlı olduğu, hatta bakım ve ilgiye sağlıklı olanlardan daha fazla ihtiyaç duyduğu unutulmamalı!” ni buna verelim dedik. Pamuk bu şekilde geldi. Bu 4 köpeğin dışında burada da 2000 köpeğim var. Meral Hanım, son olarak ALD Magazin okurlarına neler söylemek istersiniz? formu dolduruyorlar. Köpeğimizin yaşayacağı mekanı bize tanıtan video veya fotoğraflar gönderiyorlar, inceliyoruz. Eğer köpek vereceksek “Ziyaret saatleri içerisinde buyrun gelin, ilgilenelim yardımcı olmaya çalışalım” diyoruz. Köpeklerimizi sahiplenenler içinden “Bakamıyoruz!” deyip geri getiren insan sayısı 20’yi geçmez. Çünkü, sahiplendirirken çok özen gösteriyoruz. Kimlik bilgilerini, adresini, telefonunu alıyoruz. Hakkında araştırma yapıyoruz. “Evi kira mı, değil mi? Komşuları köpeği şikayet eder mi ?” gibi! İnterneti yoğun olarak kullanıyorsunuz; web sayfanız var. İnternet sizin için ne derecede faydalı? Daha çok insana ulaşabiliyoruz. Barınak internet olmasa sadece İstanbul’a ulaşabilecekti. Şimdi Hollanda, Amerika, Fransa, İtalya, Nijerya, Japonya, Çin’den mesajlar geliyor bana. Böylece dünyaya ulaşabiliyoruz. Çocukları bilinçlendirmek için bir çalışmanız var mı? Okullar sürekli barınağımızı ziyarete geliyorlar. Bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarında bulunuyoruz. Çocuklar buraya elleri boş gelmiyorlar. Eski gazete, makarna, süt, kuru mama ile geliyorlar, hayvanları seviyorlar, oyun oynuyorlar. Sonra o çocuklar hafta sonları aileleriyle geliyorlar bize. Meral Hanım, sizin de köpekleriniz var, buradakilerin dışında değil mi? Bize onlardan da bahsedebilir misiniz? Şu an evimde 4 köpeğim var. Birincisi; Lolita adında bir kaniş. İkincisi bir yılbaşı günü bulduğumuz Minik. Minik’in kanser olduğu ortaya çıktı. Tedavisi süresince 3-4 ay evimde kaldı. Eve uyum sağladı. Kapının önüne bıraktığım zaman bıraktığım yerden kımıldamadı. Arabanın altından çıkmıyor. Gece 12’de beslemek için aşağıya iniyorum. Baktım bu iş böyle olmayacak ona bir yer buldum. Gün boyu telefon açıp Minik’i sordum. Bana hiç kımıldamadığını, hiçbir şey yiyip içmediğini söylediler. Eşimle birbirimizin yüzüne baktık, atladık arabaya Minik’i bıraktığımız yere gittik. Gece 11:30. Hayvan beni görünce sevinçten yerlere yattı. “Beni eve götür!” diye deli oldu. Dayanamadık, aldık getirdik eve. Üçüncüsü sokağa terkedilmiş iki gözü kör Fıstık. Dördüncüsü; burada doğan Pamuk. Onu 1-2 aylıkken aldık. Beslediğimiz köpeklerden birini sokakta bir köpek parçalayınca kaybettiğimiz köpeğin sevgisi- Öncelikle bu röportaj için ekibinize teşekkür ederim. Farkediyorum ki; sizler de bizim gibi “gönüllü” olarak çalışıyorsunuz. Aracılığınızla; herkese tüm canlıları insanlar kadar sevmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. Unutulmasın; “Bu dünya hepimizin!” Gelsinler, ziyaret etsinler, çocuklarını getirsinler. Onlara hayvan sevgisini anlatsınlar. Arzu ederlerse; buradan bir “can”ı evlat edinsinler. Kapılarımız, gönlümüz tüm hayvanseverlere her zaman açık... Fatih Belediyesi Yedikule Sokak Hayvanlarını Barındırma ve Rehabilitasyon Merkezi Yedikule Sahil Yolu, Surdibi Eski Havagazı Deposu Tel-faks (212) 633 58 57 9 CAFE RACER 60’LARIN HIZLI AKIMI Motor tutkunlarının iyi bildiği; Cafe Racer tabiri, motosiklet camiasında sürücü tipini ve bir dönem tüm dünyayı etkisi altına alan akımı temsil eder. Günümüzde temsilci sayısı az olan ve az olduğu için oldukça kıymetli olan bu akımın kökleri 1960’lı yıllara, savaştan çıkan yorgun Avrupa gençlerinin arasında hızla yayılan “rockers” akımına dayanır. Rocker’lar olarak anılan gençler, Rock’n Roll kültürüne tamamen karşıt bir topluluktan oluşuyordu. Başlangıç olarak İngiltere’de boy gösteren akım, gençlerin bir araya gelmesi, biribirine karşıt grupların aralarında kısa yarışlar yaparak boy göstermesiyle harekete geçmiştir. Her sürücünün kendine özgü motoru ve giyim tarzı olması akımın görsel yanını da simgesel hale getirmiştir. Yapılan yarışlar temelde hıza dayansa da sürücülerin motor tarzı ve görüntüsü de ayrıca yarışmaktaydı. Yarışlar genelde saatte 160 km hıza ulaşmaya dayanıyordu. Yarış sonrası tüm sürücülerin bir kafeye giderek oturup sohbet etmesi, sosyalleşmesi Cafe Racer Cafe Racer teriminin ve felsefenin teriminin oluşmasını sağladı. yayılmasıyla birlikte her kafede rockers müzikleri yükselmeye, semtler arası farklı rockers şarkı ve şarkıcıların ortaya çıkmasına sebep oldu. Şarkılara olan ilgi bir müddet sonra farklı bir boyuta taşınarak bir yarış haline gelmiştir. Şöyle ki; gençler, bir kafenin jukebox’ında çalan şarkının başlangıcında yarış pistinden çıkıp şarkı bitiminde parkuru tamamlayıp tekrar kafenin önüne gelirlermiş. Cafe Racer motorlar, rahatlıktan ziyade hız odaklı araçlardır. Cafe Racer yarışlarında racer’lar, motor gövdesine olabildiğince yakın olacak şekilde kullanmayı tercih ediyorlar. Cafe Racer motorlarının fiziksel görünümü, naked motor üzerine, tek kişilik koltuk olarak geliştirilmiş, rahatlıktan ziyade hız odaklı araçlardır. Motor gövdesine olabildiğince yakın olacak şekilde sürmeyi tercih eden racer’lar, motorun parkurlarda yavaş kaldığını fark edip motorları modifiye etmeye başlamışlar. Modifiye çılgınlığı başladıktan sonra motorlar teknik ve görsel anlamda bir şova dönüşmeye başlamıştır. Racer’lar için genellikle Triumph, Norton, BSA marka motorlar tercih edilir, fakat günümüzde bu motorların yedek parça sorunu olduğundan BMW R seri motosikletlere yönelme olmuştur. Türkiye’de BMW R80 modeli, polislerin de aynı seriyi kullanması sebebiyle diğer markalara nazaran yedek parça konusunda sorun yaşatmadığından tercih sebebi olmuştur. Günümüzde Cafe Racer akımı eskisi kadar aktif değildir. Fabrikasyon olarak üretilen birkaç Cafe Racer motoru vardır. Bunların başını Moto Guzzi V7 II Racer çekmektedir. 2012 yılında geliştirilmiş özelliklerle yeniden üretilen V7 daha donanımlı ve kullanışlı hale getirilmiştir. Cafe Racer akımı henüz tamamen tükenmese de son demlerini yaşadığı bilinen bir gerçek. Eski Racer’lardan neredeyse kimse kalmadı. Eski motosikletlerin tükenmesi, akımın son dönemini yaşıyor olması ve akımı ayakta tutacak kişilerin azlığı akımın hala değerli olmasını sağlasa da yükselişe geçmesini henüz sağlayamamıştır. n Moto Guzzi V7 II Racer 11 HAYATI SAHNEDE YAŞIYOR, KAHKAHA İLE GÜLDÜRÜYORLAR! ESATGİL TİYATRONAME OYUNCULARI Tiyatroname Esatgil Oyuncuları, yeni bir anlayışla yola çıkan, hiçbir mesaj kaygısı taşımayan, belden aşağı ve siyasi esprilere dayanmayan, 35 yıllık deneyimle kurulan bir aile tiyatrosu. 2015 Ocak ayında Kaan Erkam’ın yazdığı, Nami Esatgil’in yönettiği polisiye – komedi tarzı vodvil “Çilekli Spagetti” ile perdelerini açan tiyatro, hem yerleşik, hem de il çapındaki turnelerinde seyircileriyle buluşuyor. Biz de, birbirinden değerli Tiyatroname Esatgil Oyuncuları ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bir de, Tiyatroname Esatgil Oyuncuları’nın sizden küçük bir ricası var; “Tiyatroya seyirci kalmayın, tiyatro seyircisi olun ki, yaşasın tiyatro!” Neden bir aile tiyatrosu? Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Türkiye de tiyatro oyuncusu olmak delilik, tiyatro kurmak ise zırdelilik. Ama öyle bir aşk ki bu tüm zorluklarına rağmen tek hedefimiz olan tiyatroyu kurduk. Neden aile tiyatrosu, çünkü benim 11 yaşında bir kızım var ve ben oyuncu olduğum halde kızımla birlikte çocuk oyunları hariç, özel tiyatrolara gidemiyoruz. Tabii 10 yaş ve üstü çocuklara bu oyunlar çok basit geliyor. 10 yaş üstü çocuklar daha çok komik yetişkin oyunlarını seyretmek istiyor haliyle ve bu noktada sorun yaşanıyor. Özel tiyatroların seyirci çekebilmek için, güldürme amaçlı argo kullanımı gibi belli stratejilere yöneliyor. İşte biz de bu noktadan yola çıktık. Bize göre, aileler çocukları ile birlikte gönül rahatlığıyla tiyatroya gidip oyun seyredebilmeli idi. Biraz Çilekli Spagetti’den bahsetmek gerekirse... 2 perdelik bir polisiye komedi vodvili Çilekli Spagetti. Uyanık bir müteahhitimiz var ve apartmanın terasına kaçak olarak iki Yeni kız arkadaşı Ebru’ya spagetti pişirip güzel bir akşam yemeği hazırlamak isteyen Kamil’in beceriksizliği ve Sakine’nin istemeden olaya müdahil olması ortalığı karıştırıyor. “Çilekli Spagetti”sosyal medyada 2015 yılının en çok konuşulan oyunu oldu ve İ.B.B Kültür A.Ş. tarafından İstanbul’un çeşitli ilçelerinin kültür merkezlerinde, ücretsiz olarak ailelerle buluştu. Sami Bey ise bu karışıklığa çok sinirleniyor ve olayın polislik olduğuna hükmediyor, Komiser Cinayettin’i evine davet ediyor. Bu esnada Kamil ve Sakine, Sami Bey’den özür dilemek için ziyaretine gidiyorlar. Ani bir kalp kriziyle ölen Sami Bey, evin içine girmiş bulunan Kamil, Sakine, tüm cina- yetleri ustaca çözen kahramanımız Komiser Cinayettin ve yardımcısı Canan karşı karşıya kalıyorlar. Hele hele Kamil’in eski nişanlısı Çilek ve bakkal çırağı Can olaya müdahil olunca gülmekten gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir oyun ortaya çıkıyor. Biz de, bizi ailece ayakta alkışlayanların verdiği onurla, “İyi ki bir aile tiyatrosu kurmuşuz!” demenin haklı gururu ve sevincini yaşıyoruz. 2015-2016 sezonunda fazlasıyla talep olduğundan Çilekli Spagetti seyircisiyle buluşmaya devam edecek, ailece huzurla izleyip gülmekten kırıp geçiren bu oyunumuzla sahneler- de olacağız. n İlk oyununuz “Çilekli Spagetti” nasıl tepkiler aldı? daire yapıyor. Bu daireleri de Sakine ve Kamil adında iki bekara kiraya veriyor. Apartmanın kağıt gibi olan duvarları yüzünden herkes gürültüden şikayetçi, en çok da emekli tümgeneral Sami Bey. Tiyatroname Esatgil Oyuncuları olarak bir aile tiyatrosu olarak seyircilerimizle buluştuk ve Ocak ayında ilk oyunumuz “Çilekli Spagetti” ile perdelerimizi açtık. Tiyatro eleştirmenlerinden ve oyunu izlemeye gelen misafirlerimizden müthiş tepkiler aldık. 13 VESPA ÇIĞIR AÇAN ULAŞIM ARACI Sadece teknoloji alanında değil, aynı zamanda; sosyal alanda da gerçek bir çığır açmış olan efsanevi marka Vespa’nın, 1946’da başlayarak günümüze kadar süren-ve çok daha süreceğine inandığımız- olağanüstü öyküsünü okurlarımızla paylaşıyoruz. Bölümler halinde sunacağımız bu yazı dizisinin ilki “Vespa’nın Doğuşu” adını taşıyor. Vespa, 1946 yılında İtalyan firma Piaggio tarafından scooter’lardan ilham alınıp geliştirilerek tüketiciye sunuldu. Basit, fakat; kullanıcılar için incelikle düşünülmüş detaylara sahip bir tasarımla çıkış yapan Vespa, kullanıcıların yoğun ilgisini çekti ve kısa sürede en çok tercih edilen ulaşım aracı olmayı başardı. çocukları Enrico Piaggio ve Armando tarafından yönetilmeye başladı. İkinci Dünya Savaşı şirket için zor günlerin başlangıcıydı… İtalya’nın faşist Lideri Benito Mussolini’nin, Hitler ile beraber savaşa girmesi, savaş makineleri ihtiyacını doğurdu. Savaş için uçak üretimi yapan Piaggio, P - 108 uçakları tasarlamaya başladı. Son derece başarılı, yüksek performanslı bombardıman uçakları Alman genelkurmayının dikkatini çekince şirket Focke Ackgelis FA-223 kodlu uçaklar üretti. 1944 yılında Amerika ve İngilizler tarafından bombalanan ve üretim yapılmasına izin verilmeyen Piaggio Şirketi için yeni bir devir başlamış oldu. II. Dünya Savaşı sırasında Piaggio tesislerinde üretilen Piaggio P - 108. Vespa İle Küllerinden Doğan Piaggio Şirketi Piaggio şirketi 1884 yılında henüz 20 yaşında, genç bir girişimci olan Rinaldo Piaggio tarafından İtal- ya’nın Cenova kentinde kuruldu. Piaggio, başlangıçta otomobil ve demiryolu sektörüne yönelik raylı araç ve otomobiller üretti. Sonraki yıllar deniz ve havayolu sektörüne de geçiş yapıp tekne ve uçak üreten şirket, kısa sürede ülkenin en büyük uçak üreticileri haline geldi. Vespa üreticisi “Piaggio”nun kurucusu; Rinaldo Piaggio’nun 1938 yılınRinaldo Piaggio da vefat etmesi sonucu şirket, Şirketin dönüm noktası olan İkinci Dünya Savaşından sonra yöneticiler, daha barışçıl olmaya ve ürün çeşitliliğine gitmeye karar vererek düşük maliyetli iki tekerlekli araç tasarlamaya karar verdiler. Scooter’dan ilham alınarak üretilen ve “Vespa Scooter” adı verilen araç, kısa sürede büyük ilgi görerek firmanın, iki tekerlekli araç üreten, dünyanın en büyük firması olmasını sağladı. Piaggio fabrikası; 1946. Bugün hala en çok satılan motosiklet markası olmayı başaran Vespa, satış grafiğini daima yükselterek günümüze kadar ulaşmayı başarmış bir markadır. Kolay kullanımı, zarif tasarımı ve renk çeşitliliği dışında yüksek hacimli motoru sayesinde tüketicilerin en çok tercih ettiği motor markası olmayı korumaktadır. Piaggio kardeşlerin Vespa üret- meye karar vermesi ve bu doğrultuda yaptıkları her adımda büyük başarılara imza atması ne kadar ileri görüşlü olduklarını tüm dünyaya kanıtlamıştır. Vespa’nın Tarih Sahnesine Çıkışı! 1946 yılında İtalya’nın savaş sonrası toparlanma döneminde ana Pontedera fabrikası yeniden inşa edilerek bina Rinaldo’nun iki oğlundan Enrico’ya verildi. Savaşın tüm izlerini barındıran fabrikada artık işe yaramayacak yüzlerce makine vardı. Piaggio ailesini temsil eden Enrico kritik bir karar vermenin eşiğine geldiğinde savaştan yorgun çıkan İtalyan halkına otomobil gibi yüksek bütçeli ve maliyetli üretim yapamayacağına karar verip, hem şirket için hem de İtalyan halkı için herkesin “satın alabileceği” düşük maliyetli motosiklet üretmeye karar verdi. Kadın-erkek gözetmeden herkesin kullanabileceği kadar basit, sürücü taşıma kapasitesi yüksek, sağlam, son derece ekonomik, kullanım ve görsel olarak zarif bir tasarıma sahip aracı tasarlama görevi, Piaggio’nun 1934 yılından beri personeli olan ve ilk modern helikopterlerin tasarımını da yapan uçak mühendisi Corradino D’Ascanio’ya verildi. Savaşın hemen ardından 1946 yılında üretimine başlanan motosiklete, aerodinamik yapılarından ötürü uçakların pres makineleri şekil vermişti. Mevcut tüm presler eğimli olduğu için motosikletlerin şasisi de yuvarlak hatlara sahip olmuştur. Bir arının gövdesini hatırlatan motosiklete şasi adı verildi. Mühendis D’Ascanio motosikletlerden hoşlanmadığı için tahammül edemediği araçları uçak mühendisliği bilgilerinden yola çıkarak ve Paperino (Donald Duck) olarak bilinen prototipten yola çıkarak gövdesi olan, vitesi elden değiştirilebilen iki tekerlekli yaratıcı bir araç tasarladı. Birtakım değişikliklerle tamamen kullanışlı bir araç tasarlamaya odaklanan D’Ascanio, öncelikle; tekerin doğrudan şanzımandan çalışmasıyla tahrik zincirini ortadan kaldırdı. Monoblok bir gövde tasarladı ve sürücüyü kullanım esnasında koruyabilmek için araca kaporta ekledi. D’Ascanio, devrim niteliğinde değişiklikler yaparak yepyeni bir araç çıkardı ortaya. Böylece 1946 Nisan ayında MP6 prototipi şeklini aldı. Prototipi ilk kez gören Enrico Piaggio şunları söyledi: “Sembra una Vespa! (Yaban arısına benziyor!)”. İlk prototipi gördüğünde; ürünü,“Arı” (Vespa) ya benzeterek isim babası olan Enrico Piaggio Mühendis Corradino D’Ascanio’nun Vespa prototipi... Efsanenin başlangıcı! İlk prototipi inceleyen Enrico, kilometre göstergesi, yan sehpası, beyaz şeritli şık tekerleri ve opsiyonel özelliklerin yer aldığı ilk Vespa 98 cc modelin seri üretimi için onay verdi. 15 Nisan 1946’da 15 adet Vespa, Pontedera üretim bandından piyasa çıkartıldı. İlk Vespa’nın çift zamanlı 98cc’lik motoru, 4.500 devirde 3,5 beygir güç üretiyordu. 3 vitesi bulunan Vespa 60 km’e hıza kadar çıkabiliyordu. Aynı yıl Vespa 125cc modeli de piyasaya ve kullanıcılara tanıtıldı. Böylece, üstün yetenekli uçak mühendisi Corradino D’Ascanio’nun muhteşem özelliklere sahip tasarımı sayesinde Enrico, küresel pazara stil sahibi bir araç sunarak amacına ulaştı. n Vespa 98’in hemen arkasından, aynı yıl piyasaya sürülen Vespa 125. VESPA’yı ne kadar biliyorsunuz? n1946 Vespa tanıtımından bu yana toplam 5 kıtada tam 18 milyon scooter satılmıştır. nVespa’nın bir benzin deposu ile 245 mil gidilebilir. n Gövde dayanıklılığı için Vespa’lar preslenmiş çelikten yapılmıştır. nVespa kullanıcıları arasında çok tartışılmasına rağmen; klasik modelden sonra en beğenilen model 1958 G5 olmuştur. Vespa 1958 G5, spor kategorisinin başlangıcını temsil etmektedir. nVespa hayranları “Vespisti” olarak anılırlar. İLANLARI DA KENDİSİ KADAR Klasik 1951 yılından bir Vespa ilanı; “Bedava!” İnsanoğlu, tekerleğin icadından sonra sürekli olarak; onunla en hızlı, en konforlu, en prestijli olmanın peşinden koştu. Atlı arabalarla başlayan, bisikletler, otomobiller ve motorsikletlerle artık devasa boyuta ulaşmış olan bu sektördeki binlerce marka arasından bazıları, süreç içinde gerçek anlamda “Klasik” unvanını kazandılar. Bunların en bilinenlerinden olan Vespa’nın en az kendisi kadar klasikleşmiş eski ilanlarını sizler için derledik. Gerek kompozisyonları gerek ifadeleri açısından hafif bir gülümsemeyle izleyeceğinize inadığımız ilanların, ayrıca; yayımlandıkları döneme ilişkin edalarıyla “Nostaljik” bir esinti sağlayacaklarını düşünüyoruz. Brüksel’deki bir mağazanın, Flamanca reklamında Vespa anlatılıyor: “Mükemmel Konfor, Şaşırtıcı Kontrol Kolaylığı, Kilometre Başına Komik Maliyet!” Vespa’dan bir “Feminizm” örneği... 26 / 27 Haziran 1954’de yapılan; Uluslararası 2. Vespa Rallisi’nin güzergah notları kapağı. İllüstrasyondaki kadın -sürücünün aksine- biraz endişeyle, tırmanmakta olan Vespa’nın arkasındaki yazıya bakıyor: “Rodage = Alıştırma” Milano Vespa Klübü’nün uluslararası organizasyonunda, sadece kadın Vespa sürücüleri yarışabiliyor! Tarih; 1 Haziran 1952. 17 “Yine Birinci!” “Ulusal İskoç Rallisi”nde Vespa,“Zarafet Yarışması”nı kazanmış. “Vespa spesiyalisti” kimliğiyle ilan veren kurum, ayrıca; “orijinal iki tonlu” Vespa dizayn ettiğini müjdeliyor! Endonezya’dan bir Vespa ilanı. 1955 yılnda verildiği anlaşılan ilandan, sadece; satıcının Jakarta’da olduğunu öğrenebiliyoruz. “Ucuz, kolay, yolculuk için kullanışlı... Vespa yol açıyor!” 1950’ler, Amerika birleşik Devletleri. 181 cc.lik “Yeni” Vespa, artık daha fazla güç vaadediyor! Vespa’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde, bu başlıkla bir seri halinde yayımlanan ilanları ilginç özelliklerle dolu... Soldaki ilan, “Gülmeyin!” diye başlıyor; “Bugün belki Vespa’ya gülüyorsunuz ama yarın trafikte sıkıştığınızda bunu hatırlayın!” Aynı başlığı taşıyan alttaki ilanda Vespa’nın hemen arkasında “birinci araba” duruyor; sekiz silindirli bir Cadillac! Vespa’nın “Asalet” konulu ilanı; “Hızın Kralı Şıklığın Lordu Mükemmelliğin Prensi!” Başlık; “Mobilitenin Asaleti!” 19 Sokak Modası: Spor Giyim İREM ŞEN Kıyafetler hafiflemeye başladıkça meydana çıkan bir problem varsa o da fazla kilolar. Kilo vermek için umut etmekten çok daha fazlasını yapmak için kolları sıvayın. Tabii ki söz konusu sokağın modası olunca burada spor yapmalı konusuna değinmeyeceğim; fakat yine de siz, biraz sıcak havaya gülümsemek ve yaz ayını selamlamak için hafiften bir tempo tutturup yürüyüşler yapabilirsiniz. Kısalı uzunlu yürüyüşler hafifleyen kıyafetlerinizin arasından sizi ürküten fazlalıkları atmanıza yardımcı olacaktır. Hele ki mevzu bahis sokak modası olunca, bu sıralar trendler de spor giy‑ meyi gündeme getirince kısa bir yürüyüşün abartıldığı kadar zor olmayacağını düşünüyorum. Yani en azından böyle olmasını umut ediyorum… Spor salonlarından ve ev ortamından artık biraz kafayı dışarıya doğru uzatmanın vakti geldi. Biraz yeşillikle orman havası, azcık deniz kıyısı tüm koşulların oluşması için yeterli gelecektir. Geriye kalan ise sadece hafiften hızlı yürüyen adımlar ve veda edilen kilolar… Kilo problemi biraz ötede dursun stillere gelen bahar, yaza bir kala hiç olmadığı kadar sporlaşıyor. Gündemdeki trend sendromunu daha yakından incelemek için biraz başa dönerek 2015 Kış ayına doğru bir hatırlatmaya gidelim; oversized modası, bol ve salaş dökümlü kazaklar, biraz Spor salonlarından ve ev stilleri, büyük gelen kot pantolonları ortamından artık biraz (“boyfriend Jean” dedikleri) herkafayı dışarıya doğru kesin üzerine dokunmuştu. uzatmanın vakti geldi. Kış bitti, bahar geldi geçiyor, yaz geliyor! İşte bu nokta da Kış Biraz yeşillikle orman ayından kalma bir salaşlığın hala havası, azcık deniz kıyısı, daha hakimiyetinin sürdüğü gözÜstelik spor stiller tüm koşulların oluşması lemleniyor. artık sadece spor aktivitelerinde için yeterli gelecektir. değil günlük kombinlerde de herkesin tercihini oluşturuyor. Geriye kalan ise sadece hafiften hızlı yürüyen Tayt Kombinleri adımlar ve veda edilen Birkaç sezondur tayt modelleri adeta bir kurtarıcı. Hem rahat kilolar… hem de her tarza uyum sağlaması da cabası. Kıştan yaza doğru yine kurtarıcı tanımını hiçbir alternatife devretmiyor. Git gide kuvvetlenen tayt tişört ilişkisi yine sokağın en popüler seçimlerinden. Üzerine bir de renkler eklenince oldukça neşeli stillere davetiye çıkarıyor. veda yerini unutkanlığa bırakmış olabilir ama devir yine onun devri. Bu pantolonları hafife almayın! Kapri boyları, bilekten lastikli tasarımları ile gününüze konfor Harem Pantolonla Tanışın vadediyor. Pantolondan bozma, Aslında çoğumuz için bu ilk karşı‑ eşofmana yakın durma durumulaşma olmayacak. Evvel zaman na alışmak kimse için zor olmaiçinde jogger pantolonlar gar- yacaktır. drop‑ lara eklenmişti; fakat yeri çok da kalıcı olmadı. Küçük bir Spor Şort Hava durumu kıyafetlerin hafif‑ le mesine yol açtığı gibi kısalmasını da tetikliyor. Hal böyle olunca da şortlar vaz‑ geçilmezi meydana getiriyor. Mini mini şortlar spor görünümleri ile aranan olmaya aday. Hem gündüz hem gece her an bacaklara dolanmaya hazır. Stiller şık ama bir o kadar da çabasız! n 21 1946’dan bu yana, 5 kıtada 18 Milyon adet satılmış olan Vespa’lar içinde, kuşkusuz; bazıları daha şanslı! İşte Nicole Kidman’dan Jude Law’a kadar; Ünlüsü Olan VESPA’lar Pete Townshend Vespa’sına Gözü Gibi Bakıyor! Pistlerin Tozunu Attıran Şumi’nin Kırmızı Vespa’sı! Vespa’cılar! Scooter’severler! Şumi şahane renkteki Vespa’sıyla yol alırken bazı uygunsuz hallere düşmüş: Sürüş halindeyken arkaya bakmak, kask takmamak! F1 pilotu olmasından kaynaklanan uzman sürücülüğü ile böyle bir sürüş riskini ancak ve ancak Şumi alabilirdi! Şumi’nin Vespa’yı daha da kişiselleştiren yan ve ön bölgedeki “Michael” detayı dikkatlerden kaçmasın. Sıkı bir Vespa kullanıcısı olan Şumi, şehir içinde sıkça Vespa kullanmayı tercih eden ünlülerden. Cameron Diaz’ın Vespa Şıklığı Cameron Diaz’ın motorlara olan ilgisi motoru sıkıca kavrayışından belli oluyor. Dikkatinizi çekmek isterim ki, normal bir motora asla böyle bir etekle binemezsiniz. Vespa kadınlar için son derece pratik ve şık bir seçenektir çünkü Vespa’yı etek ve elbiseyle rahatlıkla kullanabilirsiniz. Vespa kadınlar için candır! Pete Townshend profesyonel bir Vespa kullanıcısı olduğu hemen anlaşılıyor. Kask ve eldiven gibi önemli detayları unutmayan Pete, aynı zamanda gördüğünüz gibi; Vespa’sını kapının önüne park etmek yerine evinin içine park etmeyi seçerek Vespa’nın güvenilir bir yerde olmasını tercih ediyor. Pete Townshend’in bu hareketi, Vespa kullanıcılarından tam puan aldı. Komik Adam Bu Defa Karizmatik! Romantik komedi filmlerinin aranılan oyuncusu Owen Wilson, oynadığı filmlerdeki eğlenceli karakterinden çok farklı görünüyor. Owen Wilson, Vespa kullanırken aynı anda hem sempatik hem de karizmatik görünebilen ender ünlülerden. Wilson, şehir içi ulaşımda pratikli seven ünlülerden. Vespa Kullanan Jude Law Çekiciliği Jude Law, Vespa kullandığından beri daha sempatik, daha çekici, daha karizmatik! Oynadığı filmlerden ziyade özel hayatında da Vespa kullanmayı tercih eden Law, şehir trafiğinde Vespa ile oldukça iyi görünüyor. David Arquette ve Seçimleri David Arquette’nin moda konu‑ sunda kötü olması araç seçiminde de kötü olacağı anlamına gelmiyor. Üzerindeki kıyafet ne kadar berbatsa üzerine oturduğu Vespa bir o kadar şahane! “Modadan sınıfta kalan oyuncu Vespa seçimiyle yüzleri güldürdü” diyebiliriz. Hiç yoktan iyidir. Gizli Kullanıcı Kidman! Master Chef Finalisti Tercihini Yaptı 2006 Master Chef Finalisti Dean Edwards hali hazırdaki Bobcat model motorunu, Vespa aşkı uğruna değiştirmiş ve bir Vespa sahibi olmuş. Vespa aşkı er ya da geç tüm motor tutkunlarını yakalayacak galiba! Nicole Kidman’ın düzenli bir Vespa kullanıcısı değil fakat rol aldığı filmlerde Vespa kullandığı bilinen bir gerçek. Vespa’nın üzerinde sizce de çok güzel görünmüyor mu? Nicole Kidman, gündelik hayatında Vespa kullanmıyorsa bile kullanmayı düşünmeli. Muhabirlerin Dostu Vespa Tom Symonds, dokuz yıldır BBC News muhabiri. İddia Ediyoruz: Onun Bir Vespa’sı Var Sam Delenay, gazeteci ve yayıncı. Kendisinin Vespa’lı bir fotoğrafı yok belki ama kaynaklara göre Delenay, Vespa kullanmayı seven ünlü kişilerden. Fotoğrafı yok ama Vespa’sı var! Bir muhabirin en iyi dostu haber materyalleri ve habere yetişeceği aracı olmalı. Medya mensubu kişiler için motor şahane bir seçenek. Vespa’ya atladın mı en sıkışık trafikte bile habere yetişmek mümkün! “Vespa’mı arabaya değişmem!” diyen Symonds, Vespa’nın mes‑ leği için ne kadar kullanışlı oldu‑ ğunu fark etmiş görünüyor. 23 Vespa’lı Birinci! 2006 yılında yayınlanan bir TV yarışmasında birinci olan Michelle Dewberry birinciliğinden çok Vespa’sı ile dikkat çekmiş olabilir. Kısa zamanda kendisinden “Vespa’lı yetenekli kız” olarak bahsettiren Dewberry, rakiplerini geride bırakmayı başarmış bir Vespa kullanıcısı. Pembe Vespa’lı Lisa! Lisa Rogers, Chanel 4’teki “Scaphep Challenge Scrappy Raes” gösterisine pembe PX ile giderek sevimli bir görüntü sağladı. Vespa’nın sempatik görüntüsünden yararlanmayı tercih eden isimlerden biri şüphesiz Lisa. Vespa her zaman ilgi çekmeyi başarır. Zengin Ve Bir Vespa’sı Var! Britanya’nın ünlü “Komik Gazetesi” Viz’in yaratıcısı olan Simon Donald’ın şahane bir Vespa GS’i var. Zengin olmak bir şeylerin en iyisine sahip olmak anlamına gelebiliyor. Simon Donald, kazandığı parayı sevdiği şeylere harcamayı sevenlerden. En Popüler “Vespisti”si O! İngiliz müzik grubu “Ocean Colour Scene”in ön gitaristi Steve Cradock, en popüler “vespisti”lerinden. Popülaritesinin tek sebebi müzikteki başarısı değil aynı zamanda kullandığı Vespa’lar. Zira Steve’in bir tane ile yetinmeyip birkaç tane Vespa Scooter sahibi olduğu bilinen bir gerçek. “Tutkulu bir Vespa kullanıcısı” diyebiliriz sanırım. Gwyneth Paltrow Londra’da Vespa’sıyla görüntülendi! Vespa kullanırken görüntülenen Paltrow aktif bir Vespa kullanıcısı olduğunu gösterdi. Kadınlar için kullanımı oldukça pratik olan Vespa, Hollywood oyuncularının dikkatini çekmeye başlamış görünüyor. Gwyneth Paltrow, iki farklı fotoğrafta da güncel olarak Vespa kullandığını göstermiş bulunuyor. Sponsordan Bir Vespa! İngiliz Rock grubu “Kaiser Chiefs” teki Andrew ‘Whitney’ White’ın bindiği Vespa PX’i, “Ikon Ayakkabı” sponsor olarak vermiş. Vespa’sını çok seven müzisyen, park etme konusunda hassas davranıp Vespa’sını evin içine kadar sokan ünlülerden. Jay Kay Doğruyu Buldu! Klasik arabalara olan düşkünlüğü ve hatta koleksiyonuyla bilinen Jay Kay, meğerse iki tekerlekli araçları da pek seviyormuş. Jay Kay’e iyi haber: Sahnede takmayı çok sevdiği eksantrik şapkaları Vespa kullanırken de takabilir, bizce sorun yok. Otomobil out, Vespa in JK! ONLAR SADECE “SCOOTERCİ”DEĞİL! VESPARADOS SCOOTER KULÜBÜ Geçtiğimiz ay Worsley yolunda ilerlerken birçok Scooter sürücüsüyle karşılaştım. Tam bir Quadrophenia manzarası gibiydi. Meğerse o gün Vesperados Scooter kulübünün koşu yaptığı “Hayır Kahramanlarına Yardım” programının açılışı varmış. Vesperados Scooter Kulubü, scooterseverler ve kullanıcılardan oluşmuş geniş bir topluluk. Kulüp, düzenledikleri keyifli sürüş etkinlikleri ve yardım kampanyalarıyla tanınıyor. Yaşanılan olaylara daima duyarlılık gösteren kulüp, scooter camiasını tek çatı altında toplayıp bir amaca öncülük etmesini sağlamakta. Bugüne kadar sayısız kuruluşa yardım eli uzatan kulübü kısaca tanıyalım. Her hafta sonu sürüş etkinliği ayarlıyorlar. Sürüş olmadığı zamanlarda ise Worsley’deki White Horse meyhanesinde toplanıp eğleniyorlar. Bu yılki açılış törenine tam 250 Scooter kullanıcısı geldi. Tüm katılımcıların dâhil olduğu sürüşte Quadrophenia filminden, takım elbiseli Vespa’lı grup Vesperados Scooter Kulubü, Salford’da kurulan, sürüş etkinlikleri düzenleyen bir Scooterseverler kulübü. Doğu Lenze’den start alıp Green Worsley’e kadar ilerlediler. Etkinlikte Scooter’cıları bir sürpriz bekliyordu. Kulüp, en iyi, en aktif ve en çok gezen Scooter’cıya çeşitli hediyeler verdi. Vesperados Scooter Kulubü tüm katılımcılara, destekçilere ve hediye sponsoru olan yerli esnafa teşekkürlerini sunarak açılış törenini sonlandırdı. Gün boyu toplanan hatırı sayılır miktardaki para “Hayır Kahramanlarına Yardım” derneğine bağışlandı. Tebrikler Vesperados! 25 Yüce Gönüllü Topluluk Vesperados Yardım Etmeye Devam Ediyor Vesperados Scooter Kulubü, toplumsal hizmet kavramını dolu dolu gerçekleştirmeye devam ediyor. Kulüp, Kristi Hastanesinde yatan kanser hastaları için bağış toplama kampanyası başlattı ve hasta yakınlarına umut oldu. Vesperados’un başlattığı etkinlik kısa sürede tüm gazetelerde yer bularak bağışın hızla toplanmasını sağladı. Kulüp kısa süre sonra yılbaşında kanser hastası çocuklara hediye alma etkinliği başlattığını duyurdu ve haber gazetelerde boy gösterdi. Hediye almak için sürüş etkinliği düzenleyen Vesperados tüm halka bu etkinliğe katılması için çağrıda bulundu. Çağrıya cevap veren motor tutkunları hasta çocukları mutlu etmek için sürüşü gerçekleştirdi. Sürüş esnasında birçok motorcunun noel baba kıyafeti giydiği gözlendi. 100’den fazla katılımcının olduğu etkinlikte çocuklar için hediyeler toplandı. Kulüp üye- si Lee Barsley, yardım eden tüm katılımcılara teşekkür etti. Daha fazla çocuk sevindirmek ve destekte bulunabilmek için ileride benzer yardım sürüşleri düzenleyeceklerini söyleyen kulüp, çocuklar için büyük moral kaynağı oldu. Vesperados Scooter Kulubü Duyarlı Davranışıyla Kalpleri Isıttı Vesperados Scooter Kulubü çocukları çok duyarlı. Bugüne kadar birçok yardım etkinliği düzenleyen ve her seferinde insanların birlik olup yardım etmesini sağlayan kulüp, bu defa bir anma sürüşü düzenledi. 2013 Mayıs ayında Woolwhich caddesinde öldürülen 25 yaşındaki Lee Rigby için saygı sürüşü düzenlendi. Kulüp üyeleri, bu defa Vespa’larını Rigby’nin anısına sürüyor. Rigby’nin zanlıları Michael Adebolajo (29) ve Michael Adebowale (22) sürüşün gerçekleştiği hafta tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldılar. Düzenlenecek olan sürüşe 300’ den fazla Scooter kullanıcısı katılırken bisiklet sürücüleri de aynı gün etkinlikte yer alarak bu anma sürüşüne destek verecek. Etkinliğin diğer amacı ise ruh sağlığı kötü olan yaşlılara yardım bağışı toplamak. Vesperados duyarlılık göstermeye devam ediyor. Vesperados Scooter Kulubü, bugüne kadar düzenledikleri her etkinlik ve yardıma destek veren, el uzatan destekçileri için bir mesaj yayınladı: Organize ettiğimiz fedakârlık ve yardımlaşma programlarında bizi destekleyen herkese teşekkürlerimizi sunarız. Sizler olmasaydınız tüm bunları yapamazdık! Kiralayın kazanın! Son derece zengin çeşitler içeren araç portföyümüzle; araç sorununuzu, size en uygun şekilde, kolaylıkla çözüyoruz. Otomobil kiralama ve ulaşım ihtiyacınıza en uygun marka ve modelleri sizlerle birlikte ortak kararla tespit ediyor, sizler için en uygun ürün ve hizmetlerimizi, farklı kiralama kontratları ve alternatif kiralama süreleriyle sunuyoruz. Her segmentteki oto ihtiyacınız için; KAPİTAL FİLO çözüm üretiyor. Kazancını düşünen pek çok kurum gibi; siz de “kiralayın, kazanın”! KAPİTAL FİLO Tuna Mahallesi Mahmut Bey Cad. No: 29 Atışalanı / Esenler - İstanbul Tel: 0 212 . 432 20 20 Vespa ile hayatı doya doya yaşamanın... ... keyfi pesin, ~ ödemesi taksit KREDİ KARTINA TUNA MAHALLESİ, MAHMUT BEY CADDESİ NO: 29 /145 ESENLER / İSTANBUL www.motorald.com 0212. 432 20 20