mehmet emin ertekin

Transkript

mehmet emin ertekin
Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus
siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya
yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına
hakim olunamaz.
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
21
Y
aþýnda
Bakýrköy’de
1
Numara
ATAKÖY
SAYI: 231
KASIM 2013
Meclis üyelerinin görev süresi 5 ay sonra bitecek
SONA YAKLAŞIRKEN
FİYAT: 2
http://www.atakoygazete.com.tr
Bakırköy’de Kentsel Dönüşüm’de sona yaklaşıldı
HİÇBİR ÜCRET ALMADAN DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRİLECEK
Bakırköy Belediyesi de dönüşüm çalışmalarını sürdürüyor.
Konu ile ilgili olarak bilgisine başvurduğumuz Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, gazetemize yaptığı
açıklamada; Bakırköy’de Ataköy ve Yeşilköy hariç diğer
mahallelerinde 3 bin 500 binanın, adaların birleştirilmesiyle
oluşturulacak bitişik yapılarla yeni binaların yapılacağını söyledi. Projeyi hayata geçirebilmek için gerekli kredinin İller
Bankası’ndan alınacağını, İller Bankası ile anlaştıklarını,
hazırladıkları projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na
sunduklarını belirtti.
Erzen, dönüşüme tabi olacaklardan hiçbir ücret ve harç
alınmayacağını da söyledi.
(Yazısı 11. sayfada)
Yazısı 11. sayfada
Yerel Seçimler’e 5 ay kaldı. Zaman süratle ilerliyor. Eskiler yeniden meclis
listesinde seçilebilir sırada yer alabilmek için büyük çaba gösterirken, biz
Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy’u konuk ettik.
Gazetemizi ziyaret eden Bakırköy Belediye Başkan Adayı Adayı
CAVİT GANİÇ PROJELERİNİ ANLATTI
Sosyal Medyada Olumlu Tepkileri En Çok Artan Belediye Başkanı Seçildi.
ATEŞ ÜNAL ERZEN’E ÖDÜL
İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.), İnsan, Toplum ve
Teknoloji Derneği (İTTD) ve CeBIT Bilişim
Eurasia 2013 işbirliği ile İstanbul, Ankara ve
İzmir’deki 94 belediye başkanını içeren “TT
Belediye Başkanı 2013” araştırması sonucunda “Olumlu Tepkileri Artan Belediye
Başkanları” kategorisinde Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen de ödül aldı.
(Yazısı18. sayfada)
AK Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı
MEHMET EMİN ERTEKİN
A K P a rti te ş k il a tı k a ra r ın ı v e rd i . İ s ta n b ul Bü yü k ş e h ir Be l e d iy e s i v e
B a kı rk ö y Be le d i y es i Me cl is ü y es i Me hm e t E mi n E r te k in ’ i n B a kı rk ö y
B e le d i ye s i Ba ş k a n A d a y A d a yı o ld u ğ u a çı k la n d ı .
(Y a zı s ı 19. s a y fa d a )
Yazısı 19. sayfada
CHP’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı olan Cavit
Ganiç gazetemizi ziyaret etti. Ziyareti sırasında Bakırköy’e
dair birçok konuda açıklamalarda bulundu...
CHP’den Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı Av. Ahmet SANAY
“CHP Bakırköy İlçesi’nde Belediye Başkanlığı ve
Meclis Üyeliği aday adaylıklarında bir yoğunluk
yaşanmaktadır. Bu durum akıllara ister istemez
yöntem ve seçilecek adaylar konusunda soru
işaretleri oluşturmaktadır. Ancak...”
Yazısı 18. sayfada
3
MÜFTÜ ZAKİR UZUN’DAN ELEŞTİRİLERE YANIT
Gazetemizde yayınlanan, “Yenimahalle
Cami’nin bahçesinde bulunan
Yenimahalle Aile Sağlığı Merkezi’nin
bulunduğu binanın boşlatılarak yerine
Kuran Kursu açılacak” haberi
kamuoyunda bazı tepkilere yol açarken,
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun yapılan
eleştirilere yanıt verdi.
Zakir Uzun, konunun büyütülecek kadar
önemli olmadığını
belirtirken,
Yenimahalle Aile
Sağlığı Merkezi’nde
görev yapan
doktorların
Yenimahalle halkını
yanlış
bilgilendirdiğini ve
bu nedenle bazı
eleştirilerin
yapıldığını ifade etti.
Konu ile ilgili
gazetemize
açıklamalarda bulunan Müftü Zakir
Uzun, Yenimahalle Aile Sağlığı
Merkezi’nin
bulunduğu binanın
2003 yılında
yapılan bir
protokolle İstanbul
İl Sağlık
Müdürlüğü’ne 10
yıl süreyle Sağlık
Ocağı olarak
kullanılması için
devir edildiğini ve
bu 10 yıllık sürenin
dolduğunu ve bu
süreyi
uzatmadıklarını,
binanın bundan
sonra Kuran Kursu olarak
kullanılacağını söyledi.
“HALKI YANLIŞ BİLGİLENDİRİYORLAR”
Uzun, kamuoyunda yapılan eleştirilerin
de Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan
doktorların halkı yanlış bilgilendirmesi
sonucunda oluştuğunu ifade ederek,
“2003 yılında o zamanki Sayın Valimiz
Muammer Güler, ben ve o zamanki İlçe
Sağlık Grup Başkanı Bülent
Köseahmetoğlu bu protokolü yaptık. O
zaman ciddi ihtiyaç vardı. Sağlık Ocağı
yoktu. Ve o zaman ki Sağlık Bakanı
Recep Akdağ’ın isteği doğrultusunda
oradaki o yeri değerlendirmek ve o
bölgedeki halkın da sağlık alanındaki
sorunlarını çözmek amacıyla Sağlık
Ocağı olarak 10 yıl bila bedel (kirasız)
olarak İl Sağlık Müdürlüğü’ne
devredilmiş oldu. Ama bu 10 yıl
içerisinde şartlar değişti. Sağlık
Ocağı’ndan Aile Hekimliği’ne dönüştü
orası. Aile Hekimliği mevzuu neticede
devletle doktorlar arasındaki bir ticari
anlaşmadır. Gelire dayalı bir çalışma
sistemidir, Sağlık Ocakları gibi değildir.
Doktor başına orada kira yardımı
yapıyor devlet. Bunu halk bilmiyor.
Ayrıca muayene ettikleri hasta başına
da muayene ücreti alıyorlar devletten.
Neticede ticari bir çalışma var. Tabi
bunu halk bilmiyor. Kira karşılığında
hizmet yapıyorlar. Ben bunları fazla
konuşmak
istemiyorum.
Halkımızın şunu
bilmesi lazım. Bu
protokolün süresi
bitti. Biz bu
protokolü
uzatmıyoruz. 3 ay
öncesinden de
yazımızı yazdık.
Kasım ayında
çıkacaklar.” dedi
Aile Sağlığı
Merkezi’nin
bulunduğu binanın
boşaltıldıktan sonra
tadilatının yapılacağını ve Kuran Kursu
olarak kullanılacağını da kaydeden
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, “Bizim
Yenimahalle Cami’nin alt katında yatılı
Kuran Kursumuz var. Ve bu yatılı Kuran
Kursumuz ihtiyacımızı karşılayamıyor.
Öğrencilerimizin kaldıkları yatakhaneler
aynı zamanda eğitim aldıkları sınıf
olarak da kullanılıyor. Bu nedenle Aile
Sağlığı Merkezi’nin bulunduğu binayı
biz kendi ihtiyacımız doğrultusunda
değerlendireceğiz. Öğrencilerimiz
derslerini orada alacaklar. Orasını bu
yönde kullanacağız.” diye konuştu.
Aile Sağlığı Merkezi’nin boşaltılması için
20 Kasım’a kadar süre olduğunu da
belirten Müftü Zakir Uzun, 3 ay
öncesinden binanın boşaltılması için
Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi’ne yazı
yazdıklarını da kaydetti.
Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın Aile
Hekimleri’ne aylık Bin TL.nin üzerinde
kira yardımı yaptığı biliniyor.
AKBANK ATAKÖY 4. KISIM ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NE
ARZU HAKTAN
GETİRİLDİ
15 yıldır Akbank Sabancı Center
Şubesi’nde görev yapan Arzu Haktan,
Ataköy 4. Kısım Akbank Şube
Müdürlüğü’ne atandı.
Bakırköy Belediye Meclisi 1. Başkan
Vekili Hasan Ersoy’un yeğeni olan Arzu
Haktan, ekim ayı itibariyle yeni
görevine başladı.
Haktan, yeni görevi ile ilgili yaptığı
açıklamada, Akbank’ın güvenilir adını
Ataköy’de de sürdüreceklerini
belirtirken, Ataköylüler’e ve
Bakırköylüler’e en iyi hizmeti vermek
için çalışacaklarını söyledi.
AYIN
YAZISI
TÜRBAN, EŞARP, SİYASET
Hacca giden 4 AKP Milletvekili kadın
TBMM’ye türbanla gireceğini açıklayınca
tüm Türkiye 31 Ekim Salı günü TBMM Genel
Kurulu’na kilitlendi.
Neyse ki görüşmelerde sert tartışma ve
engellemeler beklenirken aklı selim ön plana
çıktı. Dolayısı ile bazı siyasilerin seçim
Özcan Atamer
malzemesi ellerinden alınmış, o düşüncedeki
siyasiler hayal kırıklığına uğramıştır.
Ülkemde kimse kimsenin giyim ve kuşamına karışmazdı. Bunu gündemde tutan
bizi yöneten siyasilerdir.
Ancak devletin bazı kuralları vardır. Bu kurallara uymak her Türk vatandaşı için
geçerlidir. Öyle de olmalıdır.
Siyasilerin bu yaptığı Amerikalılar’ın yıllardır uyguladığı “parçala yönet”
taktiğinden başka bir şey değildir. Türkiye’de de bugüne kadar bazı siyasiler ve
bizi yönetenler tarafından uygulanan sistem budur.
Bu arada türban eşarp değildir, simgedir. Bu tartışma bile yersiz ve anlamsızdır.
Çevrenize şöyle bir bakın, dinin gereği türban takan bazı kadınları
görüyorsunuz. Yüksek ökçeli ayakkabılar, tayt ve üzerinde vücudunun tüm
detaylarını ortaya koyan bluz, yüzü boyacı küpü gibi... İtiraz türbana değil,
bunlaradır.
Ulu önderimiz Atatürk ne demiş; “Din lüzumlu bir müessesedir.
Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki
din, Allah ile kul arasındaki bağdır”
Başka söze gerek var mı?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey’in TBMM’deki konuşması ders
niteliğindedir. Herkes bu konuşmanın tamamını okumalıdır.
Şafak Pavey’in konuşmasının tam metnini gazetemizde bulacaksınız.
Yerel seçimler yaklaştıkça belediye başkanlığı ile meclis üyeliğine aday olanlar
çalışmalarını sürdürüyor. Adayların bir kısmı ki bunlar maalesef azınlıkta, etik
kurallara uyarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir kısmı da konuşma ve
davranışlarıyla çirkinlikler sergiliyor. Belden aşağı vurmalar, yıllardır birlikte
olduğu, önünde eskilerin tabiri ile “el pençe divan” duran kişi veya kişiler
hakkında aklın alamayacağı çirkinlikler sergiliyorlar.
Bakırköy gibi bir ilçede bunları duymak ve görmek beni derinden üzüyor.
Bu davranış içinde olanlara tabii ki bir çift sözümüz olacak. “Bu davranış içinde
olan aday adayları asla aday gösterilmemelidir. Gösterilseler bile Bakırköylüler
onlara gereken dersi sandıkta vermesini bileceklerdir.”
Bazı aday adayları var ki kendilerini kesin aday olarak görüyorlar. Bu
görüşlerini de her ortamda söylemekten çekinmiyorlar. Bunların içinde “Ben bu
işi zaten Şubat ayında bitirdim. Mustafa Sarıgül Büyükşehir’e aday olursa kesin
Bakırköy adayı benim.” diyerek kabadayı pozlarında Bakırköylüler’in arasında
dolaşabiliyor. Bazı adaylar da CHP’nin önde gelen isimlerini arkalarına
aldıklarını söyleyerek ortalarda dolaşıyor.
Bu davranışlar halkın nazarında CHP’yi küçültmekten başka bir işe yaramıyor.
Bunu bildiğine inandığımız bazı Milletvekilleri, Parti Yöneticileri harekete geçip
gerekeni yapacaklarına, suskun kalıyorlar.
Bu arada bazı belediye başkan aday adaylarının projelerim adı altında
dağıttıkları broşürleri okuyunca “Eyvah ya bu kişi aday olursa vay
Bakırköylüler’in haline.” demekten kendimi alamıyorum. Ayamama Deresi’ni
ıslah edeceğim... Sahildeki inşaatları durduracağım ve sahili halka açacağım...
İstanbul Caddesi ile İstasyon Caddesi’ni açık AVM haline getireceğim... İncirli
Caddesi’ni trafiğe kapatacağım... daha neler neler. Bunları duydukça, önüne
gelenin aday adaylığı kabul edilirse olacağı bu, demekten kendimi alamıyorum.
Demokrasi ve özgürlükten dem vurarak “Herkes aday olabilir.” söylemlerini
asla kabul etmiyorum.
Aday adayı olacaklar mutlaka bir ön mülakattan geçirilmeli sonra partinin aday
adayı olduğu açıklanmalıdır. Bu bütün siyasi partiler için böyle olmalıdır.
Kaldı ki Belediyecilik özel bilgi isteyen bir iştir. Bunun yanında beş yılda birkaç
milyar TL. (Bakırköy’ün 2013-2018 arası 5 yıllık bütçesi eski parayla 1 katrilyon
340 milyar liradır) bütçeyi yönetecek bilgi ve birikime sahip kişi belediye
başkanı olmalıdır.
Görünürde Bakırköy’de CHP tepki oylarını da alarak seçim yarışını önde bitirecek gibi. Tabii ki bugünkü tablo bunu gösteriyor. Seçimlere daha 5 ay var. Bu
süre zarfında neler olacağını şimdiden kestirmek mümkün değildir.
Ancak CHP yöneticileri, özellikle meclis üyeleri seçiminde dikkatli davranarak
Bakırköy Meclisi’nde Avukat, Doktor, Mühendis, Mimar, Çevre Mühendisi,
Veteriner, Öğretmen, Gıda Mühendisi koyarak tüm Türkiye’ye örnek bir meclis
oluşturmayı başarabilir.
CHP’li yöneticiler aksi davranış içine girerlerse, sonuç hüsran olabilir.
Bizden söylemesi...
e-mail: [email protected]
<ÕOÕQÕ.XWOX\RU
1 Kişiye ALFA ROMEO Giulietta
(.Ā0ā8%$77DULKOHUL$UDV×QGD
$\Q×*QĀoHULVLQGH7RSODPGD+HU7/YH.DWODU×$O×ĂYHULĂLQL]GHdHNLOLĂ+DNN×
%XSL\DQJR0LOOL3L\DQJRĀGDUHVL*HQHO0GUOÿ·QGHQDO×QDQWDULKYHVD\×O×L]QLLOHG]HQOHQPLĂWLU
(NLP²āXEDWNDPSDQ\DWDULKOHULDUDV×QGDĀVWDQEXOLOLQGHEXOXQDQĂLUNHWLPL]HDLWRODQ3HOLFDQ0DOO$O×ĂYHULĂYH<DĂDP0HUNH]L·QGHNLPDÿD]DODUGDQD\Q×JQLoLQGH
WRSODPGD 7/ YH NDWODU× WXWDU×QGDNL KHU 7/ LoLQ ELU oHNLOLĂ KDNN× DO×ĂYHULĂ \DSDQODUD GDQ×ĂPDGDNL NDPSDQ\D EDQNRVXQD \D]DUNDVD SHUDNHQGH VDW×Ă ILĂL YH\D IDWXUD LEUD]×
NDUĂ×O×ÿ×QGDVLVWHPHKDNHWWLNOHULNDGDUV×UDQXPDUDV×YHULOHUHNJLULĂOHUL\DS×ODFDNYHNDW×O×PF×\D]HULQGHDG×VR\DG×GRÿXPWDULKLWHOHIRQXDGUHVLoHNLOLĂQXPDUDODU×YHNDPSDQ\D
ELOJLOHULQLQEXOXQGXÿXELOJLVD\DUo×NW×V×YHULOHFHNWLU%DQNDODUGDQ\DS×ODQLĂOHPOHUKHUWUOKHGL\HoHNLLOH\DS×ODQDO×ĂYHULĂOHU$YHD7XUNFHOO7UN7HOHNRP771HW9RGDIRQHĂDQVYH
WDOLKR\XQXKDUFDPDODU×EXNDPSDQ\DGDJHoHUOLGHÿLOGLUdHNLOLĂWDULKLQGH6DDW3HOLFDQ0DOO$O×ĂYHULĂYH<DĂDP0HUNH]L=HPLQ.DWhQLYHUVLWH0DK(<DQ\RO1R
$YF×ODUĀVWDQEXODGUHVLQGH\DS×ODFDNW×U3HOLNDQĀĂOHWPHFLOLN7DDKKW7HVLVDW7XUL]P9HĀQĂDDW$QRQLPāLUNHWLoDO×ĂDQODU×YH\DĂ×QGDQNoNOHUEXNDPSDQ\D\DNDW×ODPD]NDW×OP×ĂYH
ND]DQP×ĂROVDODUELOHLNUDPL\HOHULYHULOPH]ĀNUDPL\HWHVOLPLQGHILĂIDWXUDYHELOJLVD\DUo×NW×V×LEUD]×]RUXQOXGXU)LĂYHYH\DIDWXUDWDULKLLOHD\Q×JQLĂOHP\DSW×U×SELOJLVD\DUo×NW×V×
DOPD]RUXQOXOXÿXEXOXQPDPDNWDG×U%LOJLVD\DUo×NW×ODU×HQJHoNDPSDQ\DQ×QVRQJQRODQāXEDWVDDW·DNDGDUDO×QDFDNW×U.DPSDQ\DWDULKOHULDUDV×QGDDO×ĂYHULĂLQLSWDOL
YHILĂIDWXUDLDGHVLKDOLQGHLOJLOLoHNLOLĂKDNODU×LSWDOHGLOLUĀNUDPL\H\HNRQXRODQHĂ\DYHYH\DKL]PHWLQEHGHOLLoLQGHEXOXQDQ.'9g79JLELYHUJLOHUG×Ă×QGDNLYHUJLYHGLÿHU\DVDO
\NPOONOHU WDOLKOLOHU WDUDI×QGDQ |GHQLU 7DOLKOL 0DUW WDULKLQGH +UUL\HW *D]HWHVL·LQGH YH ZZZSHOLFDQPDOOFRPWU LQWHUQHW DGUHVLQGH LODQ HGLOHFHNWLU$VLO WDOLKOLQLQ VRQ
EDĂYXUXYHLNUDPL\HWHVOLPWDULKL0DUW<HGHNWDOLKOLQLQVRQEDĂYXUXYHLNUDPL\HWHVOLPWDULKL0DUW
hQLYHUVLWH0DK(<DQ\RO1R$YF×ODU 7HO
www.pelicanmall.com.tr
Design ZETTANIUM - www.zettanium.com
5
AV KÖŞKÜ KURTARILDI, RESNELİLER KÖŞKÜ İSE YOK OLMAK ÜZERE
Bakırköy’de tarihi eserlere olan ilgisizlik
hatta saygısızlık devam ediyor. Gazetemiz ise
tarihi eserlerin kurtarılıp topluma
kazandırılması ile ilgili haberleri yaparak bu
saygısızlığı gündemde tutmaya çalışıyor.
Tarihten günümüze kalan Bakırköy’deki iki
önemli yapıdan birisi olan Şenlikköy Karakol
Binası ve Atatürk Parkı karşısındaki 1800
yılların sonuna doğru inşa edilen Tarihi Av
Köşkü, Beyazlar İnşaat tarafından satın
alınarak aslına uygun olarak restorasyonu
devam ediyor. Beyazlar İnşaat yetkilisi Mimar
Tufan Beyaz çalışmaların %95’inin
tamamlandığını belirtti.
Bakırköy’deki en önemli tarihi eserlerden bir
diğeri de İncirli Caddesi’ndeki Resneliler
Köşkü. Tarihi değeri çok büyük olan bu yapı
her geçen gün ayakta durmakta zorlanıyor.
Yayınlarımız üzerine konuya ciddiyetle eğilen
Bakırköy Belediyesi, Resneliler Köşkü’nün
kurtarılabilmesi için Belediye Meclisi
20.10.2011 tarihli oturumunda 2012 yılı mali
bütçesine 10 milyon TL ayırmıştı. O tarihte,
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile
yaptığımız söyleşide, Resneliler Köşkü’nün
kamulaştırılması için bütçeden bir pay
ayrıldı. Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek
sorumuza; Erzen; “Resneliler Köşkü ile ilgili
çalışmalarımız devam ediyor. Biz hazırız.
Başka yerlerde kamulaştırma çıkmış. Burada
niye çıkmasın. Eğer kimse partizanlık
yapmazsa çıkar. Orası benim hayalimdi.”
demişti.
Bakırköy Belediye Meclisi Resneliler
Köşkü’nün kamulaştırma çalışmalarının
başlaması için 10 milyon TL ayırmıştı. Bu
olayı takip edecek Bakırköy Belediye Meclisi
Eğitim ve Kültür Komisyonu’na 01.04.2013
pazartesi tarihli Meclis Oturumu’nda Gülser
Alparslan, Kenan Zülaloğlu, Servet Deniz,
Uğur Beceren ve Pınar Ünsal oyçokluğuyla
seçilmişlerdi.
Biz de konuyu bu komisyon üyelerine sorduk.
Verdikleri cevapları aşağıda okuyacaksınız.
Verilen cevaplara biz hiç yorum yapmıyoruz.
Ve böyle giderse bu tarihi köşk çok kısa süre
içerisinde ya yanıp kül olacak ya da
kendiliğinden çöküp gidecek.
Bu arada 7 Numaralı Anıtlar Kurulu ile
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yasaları
neden işletmeyip bu köşkü
kamulaştırmadığını da sorgulamak
gerekiyor.
BAKIRKÖY BELEDİYE MECLİSİ
EĞİTİM VE KÜLTÜR
KOMİSYONU ÜYELERİNİN
HABERLERİ BİLE YOK
Gülser ALPARSLAN: Evet öylece kaldı.
Mirasçılarından dolayı öylece kaldı. Benim
bir bilgim yok. Öyle bir karar almıştık. Bende
çok mutlu olduğumu söylemiştim
komisyonda. Ama mirasçıların yüzünden
herhalde bir problem yaşandı. Bundan
sonraki dönemde mecliste olalım veya
olmayalım bunun peşine düşmek lazım.
Yoğun olduğumuzdan dolayı onu ben
unuttum. Bilgi alacağım ama yine de.
Aslında ne güzel bir kültür merkezi olacaktı
ama her yerede yetişilmiyor yoğunluktan
dolayı. Ama bazen böyle göze çarpacak
şeylerin de yapılması güzel olur. Ama
bundan sonra kim belediye başkanı olursa
olsun bunun peşine düşmek lazım. Toplum
olarak peşine düşmemiz gerekir.
Kenan ZÜLALOĞLU: Hiç haberim yok o
konudan, senden duyuyorum.
Uğur Beceren: Ben Eğitim Kültür
Komisyonu’nda değilim. Gülser Alparslan var
o komisyonda.
Servet DENİZ: O konuyla ilgili komisyon
başkanı arkadaşımız Kenan Zülaloğlu bu işin
takipçisi. Onunla görüş olur mu?
Pınar ÜNSAL: Onunla ilgili bir gelişme
olduğunu duymadım açıkçası...
SORUMLULAR VE 7 NUMARALI ANITLAR KURULU DERİN UYKUDA (!)
RESNELİLER KÖŞKÜ
YOK OLMAK ÜZERE
Yeni Lezzet Durağınız
www.westmix.com.tr
www.facebook.com/westmix
(0212) 699 99 31
E-5 Üzeri AYF×ODU
‘da
7
TOFD ve İstanbul Valiliği işbirliğinde gerçekleştirilen
“ENGELSİZ TASARIMCILAR-KIRLANGIÇ” PROJESİ TAMAMLANDI
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği’nin (TOFD)
koordinatörlüğünde ve T.C.
İstanbul Valiliği’nin
ortaklığında İstanbul Kalkınma
Ajansı’nın 2012 yılı Çocukların
ve Gençlerin Girişimcilik, Beceri
ve Geleceklerini Destekleme
Mali Destek Programı
kapsamında desteklenen
“Kırlangıç-Engelsiz
Tasarımcılar” projesi
tamamlandı.
Proje kapsamında 32 ortopedik
engelli birey, grafik tasarım
teori ve uygulama eğitimlerinin
yanı sıra kişisel gelişim
eğitimleriyle de desteklenerek
sosyal hayata katılımları sağlandı.
“Engelsiz Tasarımcılar-Kırlangıç”
Projesi’nin tamamlanmasının
ardından TOFD tarafından
Yeşilköy Wow Otel’de
bilgilendirme toplantısı ve
değerlendirme yemeği
düzenlendi.
Gecede konuşan Türkiye Omurilik
Felçlileri Derneği Başkanı
Ramazan Baş, proje kapsamında
eğitim gören engelli bireylerin
çeşitli kurumlarda iş imkanı
bulduğunu ifade ederek, projeye
katkı sunan tüm kurum ve
kurululuşlara teşekkür etti.
Ramazan Baş’ın proje ile ilgili bilgileri aktardığı
konuşmasının ardından ise projeye destek veren
kurum ve kuruluşların yöneticilerine teşekkür
plaketleri verildi.
Plaket töreninin ardından ise yemeğe geçildi.
Gecede ayrıca Piyanist Linda Casso ve görme
engelli müzisyenler Kerim-Selim Altınok tarafından
davetlilere müzik ziyafeti sunuldu.
Geceye TOFD Başkanı Ramazan Baş ve TOFD
üyelerinin yanı sıra, İşkur İstanbul İl Müdürü
Muammer Coşkun ve Ulaştırma ve Denizcilik
Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel
Müdürü Cemalettin Şevli’nin yanı sıra çok sayıda
davetli katılırken, projeye destek sunan
kuruluşların yöneticileri de kısa birer konuşma
yaptılar.
(Yavuz ARPACIK)
BAKIRKÖY 5 YILDIZLI YAŞAM EVİ’NE KAVUŞUYOR
Bakırköy Belediyesi tarafından Yeşilköy’de yaptırılan BAKYAŞAM
Bakırköy Yaşam Evi’nin kasım ayı sonunda bitirilmesi planlanıyor.
Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi ve BAKSEV Teknik Heyet Üyesi
Selim Malgaz ile inşaat çalışmalarında son aşamaya gelinen
Bakırköy Yaşam Evi’ni gezdik.
Yaşam Evi’nde süren çalışmaların kasım ayı sonuna kadar
tamamlanacağını ve Bakırköy’ün 5 yıldızlı bir Yaşam Evi’ne
kavuşacağını belirten Selim Malgaz, “Bu proje bir yaşam evi
projesi olarak hazırlanmıştı. Zaman içinde ihtiyaca göre
proje revize edildi. Vakıf olarak biz bir yere kadar geldik.
Tabi ki bağışcılardan dolayı tıkanma noktasına
geldiğimizde tekrar belediyemizden yardım istedik ve
belediyeden kendi imkanları ile buranın tamamlanmasını
istedik. Belediyemize biz geçen yıl başında devir ettik.
Belediye de burada hızlı bir şekilde işleri devam ettirdi.
Projemizin şu an sadece ahşap bölümleri yani üst
yapının son bölümleri kaldı. Fayanslar döşendi, yerler
döşendi, asansörlerimiz takıldı, dış cephemiz komple
bitti. Peyzaj ve bahçe düzenlemesini yapacağız. 20
Kasım ile 10 Aralık arasında bitirmeyi hedefliyoruz.
Ondan sonra ufak tefek eksikler kalabilir, onlar da birkaç
ay içinde tamamlanır. Hedefimiz Kasım ayı sonunda
burayı bitirmek.” dedi.
ÖMÜR BOYU BAKIRKÖY’ÜN HİZMETİNDE OLACAK BİR TESİS
Bakırköy Yaşam Evi projesinin büyük ve zor bir proje olduğunu da
kaydeden Malgaz, “Proje büyük bir proje ve zor bir proje. Bir çok
kalemi olan proje. Hem bir hastane özelliklerine haiz olması
gerekiyor, hem bir otel konforunda olması gerekiyor. Normal
huzur evleri gibi değil, gerçekten hem konforlu bir huzur evi hem
yaşam evi olacak. Buna çok dikkat ediyoruz. Burası da ömür
boyu Bakırköy’ün hizmetinde olacak bir yer. Çok önemli bir eser
olduğuna inanıyorum.” diye konuuştu.
BAKYAŞAM YAŞAM EVİ’NİN ÖZELLİKERİ
Toplam 108 oda sayısı bulunan Yaşam Evi’nde; 61 adet 25’er m²
normal oda, 33 adet 30’ar m² normal oda, 3 adet 40’ar m² suit
oda, 3 adet 55’er m² suit oda, 3 adet 46’şar m² suit oda, 2 adet
37’şer m² suit oda, 3 adet 25’er m² misafir odası bulunuyor.
Yaşam Evi’nde ayrıca kapalı havuz, spor salonu, psikolog,
hemşire ve doktor odası, çamaşırhane, bakım atölyesi, kafeterya,
tiyatro salonu, restaurant, 5 adet hobi atölyesi de bulunmaktadır.
(Yavuz ARPACIK)
9
Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy
Marina Otel Satış Direktörü Tuba DUVAN
Sheraton
İstanbul
Ataköy ve
Ataköy Marina
Hotel Satış
Direktörlüğü’ne getirilen Tuba Duvan ile
Otelcilik Sektöründeki son gelişmelerden,
Pazarlama Departmanı’nın önemi ve
sorumluluklarına, pazarlama yöneticilerinin
sektör içindeki yerinden ve sosyal yaşamına
kadar birçok konuda konuştuk.
Kendinizden bahseder misiniz? Tuba Duvan
kimdir?
1984 Edirne doğumluyum. İlk ve Orta Öğrenimimi
Edirne’de, liseyi ise İstanbul’da Etiler Anadolu
Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde tamamladım.
Sonrasında Akdeniz Üniversitesi ve Fransa’da L’universite de Perpignan Üniversiteleri’nin Turizm ve
Otel İşletmeciliği Bölümleri’nden mezun oldum.
Yaklaşık 12 senedir otelcilik sektöründe
‘’ S ü r e kl i k en d il e r in i ge li şt i r en , ö ğr e n m e y e a ç ık , ba şa r ı lı ,
e ner jik ve de d ina mik , b ulu nduğ umuz böl ge nin en iyis i
di y eb il ec e ği m bi r e kip i le ç al ış ı yo ru m ‘ ’
Ne kadar süredir Satış
&Pazarlama Direktörlüğü
yapıyorsunuz ve Sheraton
Otel’de
çalışıyorsunuz?
Yaklaşık 5 yıldır
Sheraton Ataköy
Otel'de çalışıyorum.
İşe başladığım
ilk yıl Misafir
İlişkileri Müdürü
olarak çalıştım,
daha sonra ise
önceki otellerde
edindiğim satış
deneyimlerimi
artırmak ve de
bulunmuyor.
Çalışma saatleriniz ve iş yoğunluğunuz
özel hayatınızı nasıl etkiliyor?
İşimizin yoğunluğu bazen bunaltsa da
böylesi aktif bir sektörde, bu tempo
ile çalışıyor olmak beni mutlu ediyor,
belli saatlerde çalışılan, masa
başı işleri beni kesinlikle mutlu
etmezdi. Özel hayata ayrılan
zamanın işteki performansı ve
motivasyonu etkilediğini
düşündüğümden mümkün
olduğunca özel hayatıma
önem veriyorum. Vakit
geçirmekten çok büyük keyif
aldığım bir ailem ve dostlarım
var. Onlar ile geçirdiğim vakit
yoğun iş tempomu ve stresimi
unutmamı sağlıyor.
Peki bu sektör içinde sosyal
yaşamınıza yeteri kadar vakit
ayırabiliyor musunuz?
çalışmaktayım.
Sheraton İstanbul Ataköy’de yeni başladınız,
daha önce nerelerde çalıştınız?
Mesleğe ilk Ortaköy Princess Otel’deki stajım ile
başladım sonrasında Polat Renaissance Hotel’de
çalışma fırsatım oldu. Üniversite eğitimim sebebi
ile Antalya’ya yerleştim ve eğitim döneminin ilk
yılında Disneyland Paris’te staj yapma imkanı buldum ki bu mükemmel staj, üniversitede
öğrenmeye başlamış olduğum fransızcamı
pekiştirmek ve Avrupa kültürünü yakından
tanımak adına benim için çok büyük bir avantajdı.
Fransa’dan döndükten sonra sırası ile Sheraton
Voyager Antalya Hotel, Corinthia Tekirova Hotel ve
Club Med Palmiye Tatil Köyü’nde çalıştım. Bu
otellerde edinmiş olduğum tecrübeyi, farklı
lisanların vermiş olduğu avantajı kullanarak
Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina Hotel
Satış Direktörlüğü pozisyonunda
değerlendiriyorum.
kariyerime
Satış
Departmanı'nda
devam etmek
istediğimden
dolayı satış
departmanına
geçiş yaptım.
Yaklaşık 4 yıldır
satış
departmanının
değişik
bölümlerinde
Birim Müdürü ve
Satış Müdürü olarak görev aldım.
1 Eylül 2013 tarihinden beri de
otelin tüm satış departmanından
sorumlu Satış Direktörü olarak
çalışıyorum.
Turizm sektöründe çalışma
yoğunluğu nasıl? Çalışma saatleriniz nelerdir?
Bizim sektörümüz 7/24 yaşayan
bir sektör olduğu için çalışma
saatlerimiz prensipde 09:00 –
18:00 saatleri arasında haftada 6
gün olmasına rağmen bunu
uygulayabilme olanağımız pek de
mümkün olamıyor. Fiziken otelde
olmadığımız zamanlarda bile biz
yöneticiler mutlaka işin, operasyonun içinde oluyoruz ve bu
nedenle sabit bir çalışma saatimiz
İşimiz gereği zaten sosyal hayatın
içerisinde olduğumuz için, iş dışında
hareketli bir sosyal yaşantı yerine daha
sakin yerlerde geçirilen vakti ve dinlenmeyi
tercih ediyorum. Kişilerin işlerinde verimli olabilmesi için huzurlu bir sosyal hayatı olması
gerektiğine inanıyorum.
Sizce bu sektörde çalışan Satış & Pazarlama
Müdürleri en iyi neleri yapmalılar?
Öncelikle hedef odaklı çalışmak ve tüm ekibin bu
bilinçle hareket etmesini sağlamak gerekiyor.
Hizmet sektörü sürekli gelişen ve kendini yenileyen
bir sektör olduğu için uzun ve kısa vadede verilen
tüm kararlar, belirlenen stratejiler geleceğiniz için
çok önemlidir. Bu nedenle bütçelerinize ulaşmanızı
sağlayan her segment için verilecek kararlar çok
stratejik olmak zorunda.
Arzu Beratoğlu Haberi Devamı 21’de
11
Bakırköy’de Kentsel Dönüşüm’de sona yaklaşıldı
HİÇBİR ÜCRET ALMADAN DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRİLECEK
Kredi konusunda İller Bankası ile anlaşma sağlandı. Dönüşüm 2 yılda tamamlanacak.
Dairelerde makul ölçülerde küçülme olabilecek. Dönüşüme tabi olacak daire sahiplerinden harç dahil
hiçbir ücret alınmayacak. Dönüşüm maliyeti dükkanların müteahhitlere verilmesi ile karşılanacak.
Bakırköy Belediyesi de dönüşüm çalışmalarını sürdürüyor. Konu ile ilgili olarak bilgisine başvurduğumuz
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,
gazetemize yaptığı açıklamada; Bakırköy’de
Ataköy ve Yeşilköy hariç diğer mahallelerinde
3 bin 500 binanın, adaların
birleştirilmesiyle oluşturulacak bitişik
yapılarla yeni binaların yapılacağını
söyledi. Projeyi hayata geçirebilmek
için gerekli kredinin İller Bankası’ndan
alınacağını, İller Bankası ile
anlaştıklarını, hazırladıkları projeyi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na
sunduklarını belirtti.
1999 yılındaki deprem sonrasında Ataköy
dışındaki mahallelerde Yeni Zelanda
merkezli BECA ile PROTA isimli Türk Yapı
Denetim Firması’na yaptırılan hasar tespit
çalışmaları sonunda Cevizlik, Kartaltepe,
Osmaniye, Sakızağacı, Yenimahalle, Zeytinlik
ve Zuhuratbaba Mahalleleri’nde 3 bin 500
binanın hasarlı olduğu tespit edilmişti. Erzen,
Ataköy’deki binaların tünel kalıp sistemi ile inşa
Yerel seçimlere 5 ay kaldı. Zaman süratle ilerMeclis Üyeleri’nin görev
liyor. Eskiler yeniden meclis listesinde
seçilebilir sırada yer alabilmek için büyük çaba
gösterirken biz Bakırköy Belediye Meclisi 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy’u konuk ettik. Görev
süresince yapılan faaliyetleri hakkında
konuştuk.
Sayın Ersoy, görev süreniz sona yaklaşıyor. Meclis üyesi olarak görev
yaptığınız süre neler yapıldı. Meclisin çalışmalarından memnun musunuz?
Sayın Atamer sizin de bildiğiniz gibi 2004 ve 2009 yerel seçimleri sonrası
Bakırköy Belediye Meclisi’nde 2 dönemdir görev yapmaktayım. 2009 sonrası
“Her mahalleye bir kreş” anlayışımız doğrultusunda 6 kreşimizi faal duruma
getirdik. Bir yenisini de yapımı tamamlanmış olan Kültür Merkezi ve Opera
Binası’nda hizmete geçireceğiz. Bir çok park, bahçe, yeşil alan ve çocuk parkı
bu dönemde yeniden düzenlenmiş ayrıca yeni parklar yapmak suretiyle oyun
ve spor alanı olarak vatandaşlarımızın ve
çocuklarımızın hizmetine sunulmuştur.
“Bakkart” hizmetimizi daha da
geliştirerek, “Engelsiz Bakkart”, “Genç
Bakkart” ve “65 yaş üstü Bakkart” projelerini hayata geçirdik. Bakkartlılar’ımız
için birçok organizasyon ve faaliyet
gerçekleştirdik. “Destek Bakkart”
uygulaması ile muhtaç ailelere ayni ve
nakdi yardımda bulunduk. Yine “Bakkart”
acil sağlık hizmeti projemizi hizmete soktuk. 94 bin metrekare arazi üzerine
botanik park yapmak suretiyle sadece
Bakırköylüler’in değil tüm İstanbullu
vatandaşlarımızın istifade edebileceği
piknik ve gezi alanlarını da kapsayan ciddi
bir kompleks oluşturduk. Botanik Parkı’ndan söz açılmışken bir konuya temas
etmeden geçmek istemiyorum. İmara açılabilir mi, açılamaz mı tartışmaları
bir tarafa İstanbul’da örneklerine hayretle ve ibretle tanık olduğumuz yeni
imar alanlarında olduğu gibi burada da imar uygulaması gerçekleşseydi 2
milyar dolarlık bir kaynak ortaya çıkmış olurdu. Ama biz kolay yolu seçmedik.
Yoksa İstanbul’u betonlaştırma anlayışına biz de ayak uydurmuş olurduk.
Onun içindir ki, bizim anlayışımızın çerçevesini oluşturan “Sosyal Belediyecilik” doğrultusunda tüm vatandaşlarımızın istifade edebileceği bir yeşil alan
düzenlemesi yaptık. Bu doğrultuda önce insan, insan odaklı projeler ve
çağdaş bir kent yaşamı hep önceliğimiz olmuştur.
9 bin metrekare kapalı alanı olan, binin üzerinde izleyici kapasiteli opera,
konser, tiyatro ve uluslararası konferans verilebilecek donanımda bir kültür
merkezi projesini hayata geçirdik.
Sağlık konusunda bu dönem ciddi bir atılım yaptık. Tıp Merkezi statüsü ile
sadece Bakırköylü vatandaşlarımıza değil, çevre ilçelerden gelenlere de dokuz
branşta poliklinik hizmeti, laboratuar ve görüntüleme hizmetleri vermekteyiz.
42 adet son teknoloji ürünü cihaz ve uzman kadrolarımızla fizik tedavi ve
rehabilitasyon hizmeti veren ünitemizi faaliyete geçirdik. Yine sağlık alanında
bu dönem çocuk ağız ve diş sağlığı kliniğini de hizmete sunduk.
Dönemimizin ilk projelerinden biri olan ve çok önemsediğimiz gençlerimize
yönelik ücretsiz hizmet veren BAKGEM (Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi) bu
edildiğini, Yeşilköy’de ise kaliteli yapılaşma nedeniyle bu
iki mahallenin proje dışında bıraktıklarını belirtti.
Hazırlanan dönüşüm projesine göre Bakırköy’de
tren yolunun aşağısında kalan Zeytinlik, Cevizlik, Sakızağacı ve Yenimahalle Mahalleleri ile
Kartaltepe, Zuhuratbaba ve Osmaniye
Mahalleleri’nin Bakırköy İlçesi’nin %60’lık
bölümünü kapsadığını ifade eden
Erzen; “Yaptığımız planlama ve programa göre dönüşüm 2 yıllık bir süreyi
kapsıyor. Dönüşüm sırasında
dairelerde metrekare bazında kabul
edilebilir küçülmeler yaşanabilecek. Bu
konuda yaptığımız araştırma ve
tespitlere göre şimdiki dayanıksız haliyle
değeri olmayan dairelerdeki
küçülmelerin anlayışla karşılanacağını
gördük. Dönüşüm maliyetini ise
dükkanların müteahhitlere verilmesi
suretiyle karşılayacağız.” dedi. Erzen,
dönüşüm sırasında dönüşüme tabi olacak
daire sahiplerinden hiçbir ücret ve harç
alınmayacağını da özellikle ifade etti.
yıl yüzde 95 oranıyla bir çok gencimizin üniversite imtihanlarında başarılı olmasına katkı
sundu.
Bu dönemde birçok rutin hizmetimizi daha da
yaygınlaştırarak cadde ve sokaklarımızın AB
normlarında yenilenmesini, çöp
konteynırlarımızın Bakırköyümüz’e yakışır
şekilde yenilenmesini ve yer altına indirerek daha sağlıklı yaşam alanlarının
oluşumunu sağladık.
Gençlerimize, engelli vatandaşlarımıza, sosyal, kültürel, sportif, eğitim ve
sağlık alanlarında verdiğimiz hizmetlerin yıllara dayalı olarak niteliğinin daha
da gelişerek devam etmesini sağladık.
İstanbul’da üniversite eğitimi almak üzere Anadolu’dan gelmiş olan kız
öğrencilerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak adına yaptığımız “Türkan
Saylan Kız Öğrenci Misafirhanesi” çok önemsediğim projelerimizden bir tanesidir. Geleneksel kültür hizmetlerimizden
olan ve bu yıl 13.’sünü gerçekleştirdiğimiz
“Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali”
çevre duyarlılığımıza uygun olarak uygulamaya koyduğumuz “Bitkisel Atık Yağ
Toplama Projesi”, engelli çocuk ve gençlerimizin katıldığı “Fethiye Doğa ve Kültür
Yaz Kampı” projesi, her ramazan ayında
gerçekleştirdiğimiz ve bu yıl on bin
civarında vatandaşımızın istifade ettiği
“İftar Etkinliği” projesi, öğrencilerimize
yaptığımız eğitim yardımı gibi insan
hayatına ve yaşamına dokunmak adına
daha bir çok projeyi ekip ruhu ve mantığı
çerçevesinde gerçekleştirdik. Sayın
Belediye Başkanımızla, halkın temsilcisi
meclis üyelerimizle, bürokrat ve çalışanlarımızla bir bütün olarak şuan aklıma
gelmeyen daha bir çok hizmete de imza attık.
Bu arada bildiğiniz gibi Bakırköy Belediye Meclisi toplantılarını İspirtohane’de
yapıyordu. Son derece donanımlı bir Meclis Binası yapıldı. Bu binada meclis
üyelerimizin her türlü ihtayacına cevap verecek donanım mevcut. Bir süredir
toplantılarımızı bu yeni binamızda yapıyoruz.
Sayın Ersoy yapılanları anlattınız. Sizce bu hizmetler yeterli mi?
Sayın Atamer böyle bir soru soracağınızı tahmin ediyordum. Muhakkak ki
süreç içerisinde ortaya çıkacak ihtiyaç ve talepler doğrultusunda değişime ve
gelişime açık modern kent yaşamı ölçeğinde daha yaşanabilir bir ilçe
anlayışıyla bir çok proje daha şekillenecektir. Arkadaşlarımın ve benim görev
süremizin bitmesine 5 ay gibi kısa bir süre kaldı. Görev yaptığım süreçte
toplumsal sorumluluk anlayışım doğrultusunda “Daha yaşanabilir bir İstanbul
ve Bakırköy” anlayışımla kent yaşamına katkı sunmaya çalıştım. Sayın Atamer
sağlıklı bir şekilde dönemimi tamamladığımda Bakırköy Belediye Meclisi’nde
en uzun süre Meclis Başkan Vekili sıfatıyla görev yapmış kişi olmanın onurunu
ve gururunu da ömrüm olduğu sürece taşıyacağım.
Başkanımız, meclis üyesi arkadaşlarımız ve çalışanlarımızla; gerek meclis
gerekse kurumsal proje çalışmalarımızda hep birlikte takım ruhu içerisinde
görev yaptık. Bizzat yaşamımın devamında da Bakırköyümüz’e karşı olan
“sorumlu vatandaşlık” duygusuyla hareket edeceğimin bilinmesini isterim.
süresi 5 ay sonra bitecek
SONA YAKLAŞIRKEN
12
YA Ş A M I N
İÇİNDEN
Çok değerli okuyucular, Bakırköylü
dostlarım, öncelikle bayram öncesi yaptığım
bayram tebriklerimi tekrar ederek, herkesin
yeni bayramlara ulaşmalarını, sağlıklı
kalmalarını yineliyorum.
Dini bayramlarımızdan biri olan “KURBAN
BAYRAMI” İslam alemindeki anlayış, örf ve
adetler açısından en önemlilerinden biridir.
Mutlaka bu durumda usulleri, dinimizde yer
alan şekilleri, sebepleri, adaklar vesaire
vardır.
Derin bilgiye sahip olduğuma
inanmadığım bu konuya fazla girmek istemem. Ancak bu ülkede uzun yıllar denecek
zaman yaşayan (Allah’a şükür) biraz
mürekkep yalamış kişi olarak sizin derin
tespit ve dini bilginize de sığınarak soruyorum.
Her Kurban Bayramı’nda televizyonda,
basında, hatta sokaklardaki canlı gözle
seyrettiğimiz dünyanın hiçbir kesiminde
(Arabistan hariç) yaşanmayan şu
seyrettiğimiz kanlı bıçaklı, ellerindeki iplere
bağlı kesim hayvanlarının yaşadıklarını
onaylıyor musunuz? Bu işlemin kutsal yolla,
bazı bölgelerde gizli biçimlerde, sessiz,
göşterişsiz eda eylendiğini biliyor musunuz?
Lütfen geçmiş ve gelecekte de hiç
Fikret TORAMAN
değişmeyecek manzaralara bakınız; kesime
götürülen veya kesim
BAYRAMDA ÇİFTE KURBANLAR,
esnasındaki acemi kesici,
YEREL YÖNETİMLERDE NABIZ YÜKSELMESİ VE
elden kaçan zavallı
hayvanların
kovalanmaları, bıçakla
leti içinde insanlar bir haftalık dinlenmeleriyaralanmaları, hatta sonuçta zehirli silah
ni unutarak yeniden yorgun, bitkin, çılgın
mermisi ile sokaklara yıkılmaları saygı
hale geliyor mu, gelmiyor mu? Millete
duyduğum dini alışkanlıklar ve bizim örf ve
hizmet mi, eziyet mi karar veriniz...
adetlere, insanlığa yakışıyor mu? Onların
Bu değişmez kaide daha kaç yıl, kaç asır
da canlı olduğunu, bunun usulünde, konsürecek? Tatillerinde karaya ayak bastrollü, hijyenik biçimde gürültüsüz, patırtısız madan (basacak yer var ise) havada gezip
halledilmesi ve “SEVAP KAZANILMASI”
enfes tatiller geçirenler zaten bunları
gerekirken, günah kazanıldığı gözden
yaşamaz, görmezler, görmek istemezler.
kaçmıyor mu? Bu işlemin saygı duyarak,
İlgililer sadece TV’lerde, basında bilgi
onlara eziyet, cefa edilmeden, örflere
sunar, üstelik her bayramda 100-200 kişi
uyarak bitirilmesi doğru olmaz mı? Bunun
canından oluyor, malından oluyor ve de
yanında, bu işleri yönetenler, sorumlular,
her şey aynen devam ediyor.
görevliler “KESİMHANELER DENETLENDİ”
Bu yıl ilan edilen bilgilere göre 114 ölüm,
şu kadar para cezası kesildi diyenler kutsal
735 yaralının oluştuğunu, gereken yöntemgörev mi yapıyorlar?.
lerin alındığını beyan edenler bizleri nasıl
Yıllardır aynen süren bir faciaya, bu çevre
inandıracaklar? Yetmedi mi bu kadar insan
kirliliği ve can tehlikesine bir çözüm getireve ayrıca kurbanda hayvanlara çektirilen
meyenlere gerçekten YUH olsun arkadaş,
eziyet, cefa, zulüm bitmeyecek mi? Bayramyazıklar olsun, biz kuzu gibi insanlar her yıl larda benim bildiğim gerçekten “Mutluluk
aynı rezaleti seyretmek zorunda mıyız?
ifadesi olan sevinçli, hal hatır sorma, insanBunu hak ediyor mu bu millet, bu mu kutlarla iletişim kurma sırası ve zamanı olmak,
sal görev? Bu mu demokratik yönetim?
yoksa bizde olduğu gibi hem insanların
Bu şekilde “KURBAN EDİLEN” hayvanların hem de hayvanların kurban olduğu bir
bazen sevap yerine lanetlerini hak etmiyor
ortam yaratılmak mıdır?
muyuz? Bu işe bir düzen getirmeyen,
Bu memleketin sevgili bireyleri, iyi bir
kökünden yeni bir sistem üretemeyen, çare
bayram geçirmeyi, kutsal, sağlıklı, düzgün,
düşünemeyenler bizleri tüm insanlık alemitertemiz biçimde kurbanlarını kesmeyi hak
ni yönetmeye nasıl cesaret edebilir ki, varın etmediler mi?
siz karar veriniz.
Bu ülkenin bilinçsiz, eğitimsiz ve vasıta
kullananların “KURBAN OLMALARI” bitAYRI BİR KURBANLIK SAHNELERİ
meyecek mi? Yazık olmuyor mu bu kadar
genç, ihtiyar insanlarımıza ve yazık değil mi
bu fakir-fukara milletimizin kaybettiği bu
Değerli dostlarım, sizlerle paylaşmak
kadar fazla ekonomik kayıplara?
istediğim bir başka ve ülkemizin çözümsüz
Bütün dünya ulusları, bu ve benzeri
(HER YIL AYNI HİKAYE) olan kangren
sorunları çözüme kavuşturmuş iken, biz
konusudur. Yukarıda bilgilerinize
garibanlar sadece tüm olaylara “KADERsunduğum Dini Bayram kurbanları yanında
KISMET” diye avunacak mıyız?
bu konu da çok önem kazanmış, çözüleTürkiyemiz’de bence yoksulluk ve
meyen trajik bir hastalık haline gelmiştir.
işsizlikten hemen öne çıkan ilk sorun
Her bayram tatil gidişi ve dönüşündeki
“TRAFİK” devam etmektedir. Ulus olarak,
olaylar trafik ve kaidelerinde dünya kriterdevlet ve yöneticileri olarak lütfen bu
lerinin neresinde bulunduğumuzu çok açık
sorunlarımızı bitirin.
belgelemiyor mu?
Bitiriniz ki; ondan sonra “AVRUPA
Kilometrelerce uzunluğundaki trafik reza-
BİRLİĞİ’NE” üye olmayı hak ediniz. İstanbulumuz’u boşuna “MEGAKENT” olarak lanse
etmeyiniz. Yeter artık. Çünkü kendimizi
bildik bileli ilgililerden her yıl, “Bu yıl çok
geniş tedbirler alınmıştır.” palavrası
arkasından yukarıda arz ettiğim sorunların
devamı sadece vatandaşa yalan söylemek,
onlarla alay etmektir.
Bahsettiğimiz sorunlar uluslararası standart seviyesine çıkarılamaz ve her yıl, insan
ve hayvan katliamı devam ederse tüm
söylemleriniz, aslı olmayan vaatleriniz
geçersiz sayılacak, askıda kalacaktır.
YEREL SEÇİMLER,
ADAY ADAYLARI VE SÖYLEMLER
Değerli okuyucularım yerel seçimler o
bölgede yaşayanlar için en önemli seçim ve
tercihlerdir. Çünkü orada güncel sorunlarını
yaşamakta bu sorunların birileri tarafından
halledilmesini beklemektedirler.
Bayram sonrası yerel seçimler havasını
biraz daha fazla hissetmeye başladık. Caddelerde, sokaklarda aday adayı belediye
başkanı ve meclis üyelerinin afişleri,
fotoğrafları, özgeçmişleri, yapacağı yenilikleri bol kepçeden okuyor, seyrediyoruz.
Aslında biz çok
konuşan, çok vaatte
bulunan, icraata gelince
cılız kalan bir milletiz.
SÖYLEMLER ise
Bunu kabul etmek
zorundayız.
Ülkemizde diğer bazı sektörlerde olduğu
gibi seçim kanunları ve diğer yönetmeliklerin uygulama eksikliği bulunduğunu, bazı
söylemlerde ve uygulamalarda çok eksikliklerimizin bulunduğunu gözlemlemekteyiz.
Uzun yıllar Avrupa’da yaşamış, oradaki
her türlü seçim ve sosyal yaşamları
yakından izlemiş bu arada 1964 yılında
Almanya’ya gönderilen ilk işçi grubunda
görev alarak tercümanlık yapmış birisi
olarak şunu söyleyebilirim:
Bizdeki siyasete olan yakın ilgi ve söylemlerdeki palavralar dünyanın hiçbir yerinde
mevcut değildir.
Uzun yıllar içinde bulunduğum, görev
aldığım partimde benimde kervana
katılmam nedeniyle daha yakinen ilgilenmekteyim.
Benim meclis üyeliğine aday adaylığım
“Önseçim ve araştırma yapılması ve de
sandıkların konacağı” olması güveni bu
yola itmiştir. Çünkü yerel hizmetlerde görev
alacakların orada yaşayanlar tarafından
yani bizzat halk tarafından seçilmesi esası
demokrasilerde öne çıkmalıdır. Sosyal
demokrat partili olarak bizim de böyle
yapmamız, gerek yerel yöneticilerimizin
gerekse de partimizin merkez yöneticilerinin bu yolda karar vermeleri daha
demokratik daha hak dağıtımlı olacaktır
diye düşünüyorum.
Zira bir insanın yöresel yaptığı hizmetleri,
ilgisi, bilgisi, becerisi, kariyeri orada
yaşayan insanlar tarafından bilinmektedir.
Kararı da onlar vermektedir. Yani hiçbir
aday adayı başka hiçbir kişiye muhtaç
olmamalı, direkt takdir halkımızın olmalıdır.
Bunun sonucuna da herkes katlanmalıdır.
Sosyal demokrasinin de gereği olan bu
işlemlerin partileri daha çok yücelteceği, oy
kazandıracağı düşüncesiyle tüm belediye
başkan aday adaylarına, meclis üyesi aday
adaylarına iyi çalışmalar ve başarılar
diliyor, sevgiler sunuyorum.
13
Av. Zeki Bulgan:“Trafik cezalarının mahkemeden iptali ile
ilgili Türkiye‘de ilk defa emsal mahkeme kararını aldık.”
TRAFİK CEZASI İPTAL DAVALARINDA HUKUK KARMAŞASI
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden trafik
cezalarının iptalinde hukuk karmaşası devam
ediyor. Ceza Avukatı Zeki Bulgan son zamanlarda medyada yoğun
tartışılan trafik cezaları
ile ilgili olarak “Trafik
Cezası 10 gün içinde
tebliğ olmaz ise
mahkemeden hemen
iptal oluyor. Bununla
ilgili ilk emsal mahkeme
kararı da 2013 yılı Temmuz ayında alındı.”
şeklindeki haberlerin
gerçeği tam
yansıtmadığını söyledi
yönetmeliğe aykırı olarak 7 günlük süreden
sonra tebliğe çıkarıldığı gerekçesi ile davaya
konu trafik cezasını iptal etti. Bu emsal
Zeki Bulgan; gazetemize
konu ile ilgili yaptığı
açıklamada “10 gün
içinde tebliğ olunmayan
trafik cezaları ile ilgili
olarak mahkemelerin
uygulamasının henüz
oturmadığını,
mahkemelerin aynı konu
ile ilgili farklı farklı
kararlar verdiklerini,
trafik cezaları
konusunda halen
mahkemelerin
kafasının karışık
olduğunu söyledi.
BU KONUDA
İLK EMSAL
KARAR
Av. Zeki Bulgan,
yaptığı açıklamalara
devamla “Son günlerde basına
yansıyan bilgilerde
trafik cezalarının
iptali ile ilgili emsal
mahkeme kararının
2013 eylül ayında
alındığını yazılıyor.
İşin gerçeği öyle
değil. Bu konuda
Türkiye’de ilk emsal
mahkeme kararı
2008 yılında
tarafımdan alınmıştır.
2011 yılına kadar
geçerli olan trafik
cezalarının tahsili ile
ilgili yönetmelik
maddesine göre,
polisin trafik cezasını
7 gün içinde tebliğ
için postaya vermesi
gerekiyordu, trafik
cezası 7 günden
sonra tebliğe
çıkarılınca 2008
yılında İstanbul 3.
Sulh Ceza Mahkemesi‘ne Zeki Bulgan
olarak başvurdum.
Bu konu ile ilgili
olarak Türkiye’de ilk
emsal mahkeme
kararını almış oldum.”
Bulgan’ın talebini haklı gören mahkeme
mahkeme kararı doğrultusunda trafik cezaları
mahkemelerden iptal edilmeye başlayınca,
Emniyet Genel Müdürlüğü 7 günlük tebliğe
çıkarılma süresinin az olduğunu belirtip
yönetmeliğin değiştirilmesini talep etti. Bunun
üzerine İçişleri Bakanlığı 2011 yılında
yönetmeliği değiştirerek
tebliğe çıkarma süresini
10 güne çıkardı. Tebliğe
çıkarma süresinin 10
güne çıkmasından sonra
da Ocak 2013 tarihinde
Bakırköy 4. Sulh Ceza
Mahkemesi’ne başvuran
Avukat Zeki Bulgan, 10
gün içinde tebliğe
çıkarılmayan trafik
cezasını Nisan 2013 tarihinde mahkemeden iptal
ettirdi. Bu emsal
mahkeme kararı basın
ve internet yoluyla
yayıldı, bunun üzerine
bir kısım vatandaşlar da
kendi adlarına davalar
açtılar fakat
vatandaşların şahsen
açtıkları davaların bir
çoğu mahkemelerce red
edildi .
Av. Zeki Bulgan;
“Trafik cezalarının
mahkemeden iptali
ile ilgili Türkiye’de ilk
defa emsal mahkeme
kararını aldık. Bu
konu ile ilgili olarak
binlerce telefon ve
mail aldık.
Cumhurbaşkanı E.
Başdanışmanı
Mehmet Necati
Güngör de beni aradı
ve tebrik etti, yine
emekli emniyet
müdürleri ve emekli
hakimler, savcılar da
bizi arayıp
yakınlarının başına
gelen trafik cezalarını
iptal ettirmek için bizden yardım istediler.
Ancak bu konuda
yargıda netleşen
kesin bir içtihat yok.
Örneğin Bakırköy 4.
Sulh Ceza Mahkemesi
bizim davamızı kabul
etmiş iken, basına da
yansıdığı gibi
Bakırköy 3. Sulh Ceza
Mahkemesi Salih
Hamlet Dizdar isimli
bir vatandaşın
davasını reddetmiş,
yine B.G. isimli bir
vatandaşın davası da
başka bir mahkemece
red edilmiştir. Tüm
bunlara rağmen
vatandaşların
tebligatın kendilerine
ulaşmasından
itibaren 15 gün içinde
Sulh Ceza
Mahkemeleri’ne başvurup haklarını aramaları
gerekmektedir.” dedi.
(Yavuz ARPACIK)
14
HİÇBİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR
MASAL ŞEHİR
UZMAN KADRO TARAFINDAN
PRAG
5. Sınıftan İtibaren Her Seviyede
Tüm Branşlarda
Çek Cumhuriyeti'nin Başkenti ve Doğu
Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri
olan Prag'ı görünce aklımdan şunu
geçirdim. "Nazım Hikmet'in şiirlerine
ilham kaynağı olacak kadar varmış.
Nasıl olmuş da şimdiye dek atlamışım."
Ferhan KILIÇ
40 yıl boyunca komünist rejimin hakim
olduğu şehir, 1989'dan bu yana turist
akınına uğramaya başlamış. Unesco'nun Dünya Kültür ve
Doğa Mirası listesinde yer alan eski yerleşim merkezi Old
Town, şehri ortadan bölen Vitava nehri üzerindeki Şarl
Köprüsü ve Nazım'ın yıllar önce vatan hasretiyle dolu şiirlerini
yazdığı 150 yıllık Slavya kahvesi ve buram buram tarih kokan
kubbeli kırmızı kiremitli binalarıyla, gerçekten görülmeye
değer bir şaheser Prag...
Bir rivayete göre Hitler'in bombalamaya kıyamadığı Prag, 2.
Dünya Savaşı'na girmediği için binalar günümüze kadar orjinal haliyle korunabilmiş. Old Town'ın en önemli simgeleri
arasında Tyn Kilisesi, Astronomik saat kulesi, St. Nicholas
Kilisesi ve Jan Hus heykeli bulunuyor. Burada adını
sayamayacağım daha onlarcası da...
Astronomik saat kulesi 1410 yılında yapılmış olup, en son
1865 yılında restore edilerek son haline ulaşmış. Saati bu
kadar popüler kılan da, saat başı gerçekleştirdiği animasyon.
Saat üzerinde bulunan 4 adet figür, farklı anlamların simgesi.
Elinde ayna tutan figür, kibiri ve kendini beğenmişliği; altın
kesesi tutan Yahudi cimriliği; İskelet ölümü; mandolin çalan
Osmanlı ise keyif ve eğlenceyi sembolize ediyor. Her saat başı
iskelet elindeki zili çalıp başını sallıyor ve bunu
duyabiliyorsanız, ölüm size yakın geliyor şeklinde
yorumlanıyor. Diğer figürler kafalarını sağa sola çevirip
ölümü kabullenmezler. Aslında insan olmanın en önemli
şartlarını çağrıştırıyor bu figürler. Kibirli olmamayı, cimri
olmamayı, eğlencenin de bir sınırı olması gerektiğini ve bu
dünyanın bir sonu olduğunu. Dilerseniz kule üzerine çıkıp
harika Prag manzarasını da izleyebilirsiniz. Yoğun insan selinin meraklı bekleyişlerini her saat başına yakın görüyorsunuz.
Giderseniz Old Town ve Charles (Şarl) Köprüsü üzerinde
gezin. Astronomik saatin gösterisini izleyin. Prag Kalesi’ni
keşfedin. Vaktiniz varsa Vitava River turu yapın. Cam ve
kristalden yapılmış işlemeli hediyeliklerden almayı
unutmayın. Prag'a özel tahta kuklalar da, hediyelik için ideal.
Akşam için de seçenekler çok fazla. Her yerde Casinolar,
barlar ve eğlence yerleri mevcut. Show yapan kızlar da,
eğlence mekanlarının spesiali olmuş ve gelenekselleşmiş. Çek
mutfağı diye bir şey yok gibi. Av hayvanlarından ördek ve
geyik eti pişiriyorlar. Hemen her restoranın önünde de domuz
çevirme görüyorsunuz. Gittiğiniz yerlerde de, domuz eti
kokusundan rahatsız oluyorsunuz. Dünya mutfağında da
oldukça başarılı buldum. Çek kızları kürdan gibi. Yemeğe
düşkün bir millet olmadıkları her hallerinden belli. Biraları
meşhur, çeşidi bol ve çok ucuz.
Klasik müzik sevenler için inanılmaz seçimler mevcut. Birçok
tarihi mekanın konser salonunda hemen her saat başı değişik
konser, opera ve bale gösterileri izlenebilir. Hatta daha da
ilginci; tarihi bir mekanda, o devrin kıyafetlerini giymiş
müzisyenlerin çaldığı Bethoven, Mozart vs. eşliğinde yemek
yiyebilir; çok hoş bir restoranda, kendinizi bir masal
kahramanı gibi hissedebilirsiniz.
Ne diyeyim, ne anlatayım bilmem ki... Gitmeden görmeden
olmaz ki...
“Külahlı kuleler Prag şehrinde,
Ağarınca akşamın üzerinde
Düşe giren dünyalar aydınlanır”
demiş ünlü şair Nazım Hikmet...
Sevgiyle kalın...
BİREBİR ya da GRUP DERSLERİ VERİLİR
SBS puanı 450 ve üzeri olan öğrenciler için özel gruplar bulunmaktadır.
Tel : 0533 769 22 04 - 0554 337 54 32
ARPACIK MOBİLYA
Mutfak Dolabı, TV Ünitesi, Vestiyer,
Ofis Mobilyaları ve
Her Türlü Özel Sipariş Mobilyalar Yapılır.
Gününde Teslim Edilir.
Adres: Veliefendi Mah. 26/4 Sok. No: 34 Zeytinburnu / İstanbul
Tel : 0532 612 94 34
Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi,
Meme Kanseri’nde erken tanının
önemine dikkat çekti.
MEME KANSERİ’NDE
ERKEN TANININ ÖNEMİ
Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezi,
Meme Kanseri’nde erken tanının
önemine dikkat çekerek bir yazı
yayınladı.
Toplum Sağlığı Merkezi tarafından
yayınlanan yazıda Meme Kanseri’nde erken tanının önemi ile ilgili
şu bilgiler verildi:
“Kadınlarda en sık görülen kanser
türlerinden biri Meme Kanseri’dir.
Türkiye'de her 12 kadından birinde
yaşamın herhangi bir döneminde
Meme Kanseri görülme riski
bulunuyor. İyi haber ise erken teşhis
edilen hastalarda, kişiye özel planlanan tedaviler ile yüzde yüz
iyileşme sağlanabilir.
Meme Kanseri’ni erken dönemde
yakalayabilmek için 20 yaşından
sonra kadınların her ay düzenli
olarak kendi kendine meme
muayenesi yapması gerekir. Bu
muayene sırasında ele kitle gelmesi,
meme başı akıntısı, meme başında
çekilme, meme derisinde kızarıklık,
iyileşmeyen yara ya da gözle fark
edilebilen değişiklik olması durumunda hemen doktora gidilerek
muayene olunması en kolay ve en
ucuz tanı yöntemidir. Meme Kanseri
taraması için 40 yaş ve üstünde
mamografi çektirmek kabul edilen
en etkili tetkik iken, ailesinde Meme
Kanseri olanların 30 yaşından
itibaran mamografi ile yıllık
taramaları yaptırması tavsiye edilir.
Meme Kanseri riskini arttıran faktörler; uzun dönem hormon tedavisi
almak, doğum kontrol ilaçları kullanmak, ilk adeti erken yaşta
görmek (12 yaş öncesi), geç yaşta
menopoza girmek (50 yaşın
üstünde), radyosyona maruz
kalmak, ailesinde meme kanseri
öyküsü olmak (anne ve kız
kardeşler gibi birinci derece akraba), yetersiz fiziksel aktivite yapmak,
doğum yapmamış olmak, hiç
emzirmemiş olmak, sigara içmek,
kilo fazlalığı ve stresli bir yaşam
sürmektir.
DOĞRU BESLENME
ÇOK ÖNEMLİ
Diğer birçok hastalıkta olduğu gibi
kanserden korunma yollarının da
başında beslenme geliyor. Beslenmenin anne karnında başladığı göz
önüne alındığında bir kadının
çocuğunun gelecek günlerdeki
sağlığı için hamileliğinden itibaren
beslenmesine dikkat etmesi gerekir.
Her anlamda sağlıklı yaşamak ve bu
arada kanserden korunmak için;
doğal gıdalara ağırlık verin, günde
en az beş porsiyon meyve-sebze
tüketin, günde bir bardak süt, bir
kase yoğurt tüketin, her türlü yağı
aşırı tüketmekten kaçının, aşırı
şekerli gıdalardan uzak durun,
koruyucu ya da tedavi edici
olduğunu düşünerek hiçbir gıdayı
aşırı tüketmeyin.
KANSER'in adı anılmaması gereken
bir hastalık olarak düşünme devrini
geride bıraktık. Artık FARKINDA'yız
ve ondan korunmanın ya da vakit
varken kurtulmanın önemini ve
yollarını öğrenmeliyiz.”
15
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’nden
SAĞLIK PERSONELİNE EĞİTİM
Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü
tarafından belediyenin sağlık birimlerinde hasta
karşılamada görevli olan personellere “Öfke Kontrolü, Öfkeyi Yönetme ve Öfkeyle Başa Çıkma”
konulu eğitim verildi.
Bakırköy Belediye Meclisi Salonu’nda Psikolog
Tuba Kamu tarafından verilen eğitime Bakırköy
Belediyesi Sağlık İşlerinden Sorumlu Başkan
Yardımcısı Yervant Özuzun ve Bakırköy Belediyesi
Sağlık İşleri Müdürü Faruk Yıldız da katıldı.
Yaklaşık 1 saat süren eğitimde Psikolog Tuba
Kamu, hasta karşılamada görevli personellerin,
hasta ve yakınları ile nasıl iletişim kurmaları
gerektiği ve personellerin karşılaştığı olumsuz
durumlar karşısında hasta ve yakınlarına nasıl
davranması gerektiği
konularında sunum
yaptı.
Sağlık sektöründe
her türlü insanla
karşılaşılabileceğini kaydeden Kamu,
görevli personellerin kendilerine zorluk
çıkaran hasta ve
yakınları ile ikili
diyaloglara
girmemesi ve böyle
durumlarda konuyu
üslerine bildirmeleri
gerektiğini belirtti.
Öfke kontrolünün zor
ama çok önemli
olduğunu vurgulayan
Psikolog Tuba Kamu,
özellikle psikolojik
hastaların geldiği
bölümlerde çalışan
sağlık personelinin
öfke kontrolünü çok
iyi yapmaları
gerektiğini, çünkü karşılarına gelen hastaların
psikolojik sorunları olduğu için o anda sağlık personeline her şeyi diyebilme kapasitesinde
olduğunu söyledi. Bu gibi durumlarda karşıdaki
insanın hasta olduğunu bilmenin gerektiğini ve
ona göre davranılması gerektiğini kaydeden
Kamu, sağlık sektöründe çalışmanın zorlukları
olduğunu ve bu sektörde çalışanların mutlaka öfke
kontrolünü çok iyi yapabilmeleri gerektiğini ifade
etti.
Kamu ayrıca, sunumu sırasında bazı nefes
tekniklerini de personellere göstererek, personellerin hasta ve yakınlarına öfkelendiği durumlarda
bu nefes tekniklerini uygulamaları gerektiğini
söyledi.
Özellikle randevu kayıt sistemi, danışma gibi birimlerde çalışan sağlık personellerinin öfke kontrolüne sık sık ihtiyaç duyduklarını da dile getiren
Psikolog Tuba Kamu, bu birimlerde görev yapan
personellerin bu konuda dikkatli olmaları
gerektiğini belirterek, Bakırköy Belediyesi
bünyesinde görev yapan tüm sağlık personelinin
desteğe ihtiyaçları olduğu zamanlarda kendisine
ulaşmalarını ve sıkıntılarını, karşılaştıkları olayları
kendisine anlatmalarını isteyerek, “Bu gibi durumlarda bana telefonla da ulaşabilirsiniz. Konunun
çözümü ve öfke kontrolü noktasında her zaman
sizlere yardımcı olurum” dedi.
Eğitime katılan sağlık personelleri ise genellikle
randevu konusunda sıkıntı yaşadıklarını, gelen
hastalara randevu veremedikleri zaman hastaların
kendilerine hakaretlerde bulunduğunu ve bu
durum karşısında öfkelendiklerini belirtirken,
Psikolog Tuba Kamu, bu gibi durumlarda hastalar
ile ikili diyaloglara girilmemesi gerektiğini ve
konuyu üslerine havale etmeleri gerektiğini söyledi. Kamu ayrıca, bu gibi öfke durumlarında
mümkünse o hastayı bir başka arkadaşlarına yönlendirmelerini gerektiğini de kaydetti.
Eğitime katılan Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri
Müdürü Faruk Yıldız da sağlık sektöründe her türlü
insanla karşılaşabileceğini belirterek, personellerine bu konuda uyarılarda bulunduklarını ve hasta
ve yakınları ile olan diyalogların uzatılmaması
gerektiğini ve tartışmaya
girilmemesi gerektiğini
söyledi. Yıldız ayrıca
sağlık personelleri
ile bu tür
tartışmaya giren
hastaların ise
kendilerine yönlendirilmesini
söyledi.
Bu arada
Bakırköy
Belediyesi Sağlık
İşleri Müdürü
Faruk Yıldız, belediye
bünyesinde çalışan sağlık
personellerine yönelik verilen eğitimlerin düzenli bir
şekilde belirli aralıklarla
devam edeceğini de
vurguladı. Yıldız ayrıca
belediyenin sağlık birimlerinde çalışan doktorların
da belli aralıklarla birbirleriyle bir araya gelerek
bilgi alışverişinde
bulunduklarını kaydetti.
(Yavuz ARPACIK)
16
ATAKÖY SOSYAL DİNLENME TESİSİ’NDE SONA DOĞRU
PINAR
PIN AR KUMSAL
BAYRAM ANISI...
Yazılarımı asla son güne sığdırmam
veya sığdıramam demem daha doğru
olur. Gazete dışında internet üzerinden
aylık, günlük yazılarımı yazdığım üç site
olduğu düşünülürse son ana kadar köşe
yazımın üstünden anca oynamalar
yapabiliyorum. Aslında bu ay
yazacağım yazının konusu belliydi de
son anda değiştirdim. Bu sefer durum
azcık farklı.
Neden değiştirdim? Neden farklı?
Çünkü dağ ile denizin birleştiği doğa
harikası bir yerdeyim. Çünkü
geldiğimizin sabahı yani bayramın ikinci günü yağmurun rüzgarın eşliğinde,
dağları tepeleri bürümüş yeşilliği bu
kadar güzel yaşatabilen doğa harikası
yerdeyim. Sekiz aylık bir bebekle
arabayla yola sabaha karşı çıktıktan on
iki saat sonra sevgilimin seçtiği (geçen
bayram ben seçmiştim, bu bayram
seçim ona aitti ki evliliklerde adil olmalı
her şey) yere vardığımızda benim ilk
defa gittiğim yer olan Ölüdeniz’di. Belki
de çoğunuz yuhh ilk defa mı gidiyorsun
diyebilir içinden ve evet yuhh ilk defa
gidiyorum. Nedense bir Ege demişim
durmuşum. Gerçi Bodrum ve Çeşme
aşkı bende ayrı olsa da artık Ölüdeniz
aşkım dahil oldu onların arasına.
Yağmur bir yere bu kadar mı yakışır,
yağmur sonrası yeşilin maviyle
buluştuğu dalgalar bu kadar mı güzel
coşar, yağmur ardından havanın
temizliği ciğerleri nasıl şenlendirmesi
gerektiği durumunu ben ilk defa bu
kadar coşkulu yaşıyorum. Bu coşkulu
satırları yazarken yatağında yatan kızım
sanki ilk defa bu kadar huzurlu uyuyor,
biz sevgilimle güzel muhabbet içinde bir
yandan kahvelerimizi yudumlarken, bir
yandan pencereden gözüken eşsiz
manzaranın zevkini çıkarıyoruz. Ve
birazdan yağmur dinecek, bunaltmayan
güneş kendini göstermeye başladığında
biz ailece yürüyüşe çıkacağız.
Biraz da kaldığımız yerin önemi var
hele ki çocukla tatile çıkmışsanız. Böyle
düşününce Tonoz Beach Otel en ideal
kalınacak yerlerden. Birincisi denize
mesafesi az ve Ölüdeniz’in canlılığına
hakim yerde.
Son bir şey fısıldamam gerekirse otelin
akşam yemeğinin alakart olması sebebiyle, kızımız yanımızda arabasında
uyurken kısık ışıklar eşliğinde romantik
akşam yemeklerini
gerçekleştirebiliyoruz. Herkesin geçmiş
bayramını kutlarım...
SON SÖZ: Hey Ölüdeniz!!!! Burada
bitmedi senle işimiz, yeniden
görüşeceğiz biliyorum...
Ataköy 10. Kısım’da bulunan Bakırköy Belediyesi’nin evde acil
sağlık hizmeti verilen biriminin bulunduğu binanın Ataköylüler için
Sosyal Dinlenme Tesisi yapılacağını Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen Temmuz 2013 sayımızda gazetemize açıklamıştı.
Ateş Ünal Erzen’in Ataköylüler’e verdiği müjdenin ardından binada
yapılan çalışmalar hızlandırıldı ve Sosyal Dinlenme Tesisi’nde sona
yaklaşıldı.
Ataköylüler için yapılan Sosyal Dinlenme Tesisi’nin tadilat
çalışmaları tamamen biterken, çevre düzenlemesi ve peyzaj
çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmaların ardından binanın içinde
kullanılacak malzemeler getirelecek ve Sosyal Dinlenme Tesisi çok
yakın bir zamanda Ataköylüler’in hizmetine sunulacak.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Ataköy Sosyal Dinlenme Tesisi ile ilgili Temmuz 2013 sayımızda gazetemize yaptığı
açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Ataköy 9-10 Kısım’da bir
derneğin kullandığı bizim zar zor boşalttığımız bir binamız vardı.
Orasını her türlü amaçla kullanıyorlardı. Bize 150 TL mi, 250 TL mi
ne aylık verip, tutup orayı yüksek ücretlerle başka birine
kiralamışlardı. Boşalttık hepsini. Oraya acil evde sağlık ünitemizi
koymuştuk. Arka tarafında da oradaki bloklar, diğer bloklar oturup
bizden müsade almadan sosyal toplantılar yapıyorlardı. Şimdi biz
evde bakım ünitemizi sağlık merkezimize taşıdık. Orası açığa çıktı.
Orasını Ataköylüler için sosyal dinlenme tesisi haline getireceğiz.
Aynen bizim Yeşilköy’deki sanat evimiz gibi olacak. Misafirlerimiz
çay-kahvelerini bizden ikram olarak içecekler. Gazetelerini okuyacaklar. Ataköy’de yaşlı nüfus fazla. Orasını onlar için hazırlayacağız.
Kısa süre içinde bitireceğiz”
Bu arada Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Ataköy
Sosyal Dinlenme Tesisi’nin işletmesinin ise belediyeye ait olacağını
da ifade etmişti.
118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu’ndan deprem semineri
“AFETE HAZIR OLMAK, BİR SAAT BİR HAYAT”
118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu, İstanbul Valiliği işbirliği
ile “Afete Hazır Olmak” konulu bir seminer düzenledi.
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter Sahnesi’nde
düzenlenen seminerde, İstanbul Valiliği afete hazırlık çalışmaları ve
afet merkezi eğitim hizmetleri tanıtıldı.
Seminerde ilk olarak konuşan 118-E Yönetim Çevresi Federasyonu
Başkanı Dr. Necati Yılmaz, Türk Lions’unun 50. yılı olduğunu
belirterek, çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiğini, özellikle
deprem ve doğal afet konularında İstanbul Valiliği ile işbirliği içinde
çalıştıklarını söyledi. Yılmaz, seminere katılan liseli öğrencilere de
teşekkür ederek, akıllarında olan tüm soruları konuşmacılara
sormalarını ve deprem, afet konularında toplantıdan bir şeyler
öğrenerek çıkmalarını istedi.
Yılmaz’ın konuşmasının ardından ise Doğal Afetler Lidam Komite
Başkanı Aşkın Özdemir de Lidam ve Lions’un doğal afetlerle ilgili
katkıları konusunda kısa bir sunum yaptı. Özdemir’in ardından ise
İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir söz aldı.
Özdemir, İstanbul’un olası afetlere karşı hazırlık çalışmaları
hakkında bilgiler verdi. Afetler konusunda en önemli unsurun insan
olduğunu belirten Özdemir, bilinçli bir toplumun olası afetlerden en
az zararla çıkacağını söyledi.
“ASGARİ 50 MİLYAR ZARAR OLUR”
Güvenli Şehir, Güvenli Yaşam konseptini gerçekleştirmek istediklerini de ifade eden İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir,
afetlere karşı dirençli durabilmek için devlet, yerel yönetimler, özel
sektör, medya ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada çalışması ve
koordine olması gerektiğini ifade ederek, bu koordineyi de İstanbul
Valiliği’nin sağladığını söyledi.
İstanbul’da yeterli önlemlerin alınmaması halinde olası bir büyük
depremde yaşanabilecek maddi kaybın 50 milyar civarında
olacağını da kaydeden Özdemir, İstanbul’un Türkiye için en önemli
şehir olduğunu ve afetlere karşı alınacak tüm önlemleri hızlı bir
şekilde almaya çalıştıklarını söyledi.
“3 ANA MERKEZ OLACAK”
İstanbul Valiliği olarak 3 adet Afet Acil Yönetim Merkezi
açacaklarını da kaydeden Özdemir, “İstanbul Valiliği olarak 3 adet
Afet Acil Yönetim Merkezimiz olacak. Bunlardan birisi şu an İstanbul Valiliği binasının yanında. Diğeri Hasdal’da, bir tane de Anadolu
yakasında Akfırat’ta olacak. Avrupa yakasındaki merkezimiz 7500
metrekare kapalı alana sahip, afet sırasında yaklaşık 500 kişinin
çalışabileceği bir kapasite var. Çünkü İstanbul’da herhangi bir afet
sırasında tüm kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak
çalışabileceğimiz böyle bir alana ihtiyacımız vardı.” dedi.
İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir, ayrıca yerel belediyelerin
de deprem konularında çok güzel çalışmaları olduğunu da belirtirken en önemli detayın koordineli çalışmak olduğunu ve bir veri
tabanı oluşturarak hangi belediyede hangi araç gereç var, bunların
listesini bilgisayar ortamına dökmek ve bu bilgilere kısa sürede
ulaşabilmek için çalışmalar yaptıklarını da söyledi.
Konuşmasının ardından salonda bulunan katılımcılar tarafından
İstanbul Vali Yardımcısı Özdemir’e sorular yöneltildi.
Seminerin ardından ise salonda bulunan lise öğrencileri ve Lions
üyeleri İstanbul Vali Yardımcısı Günay Özdemir ile birlikte hatıra
fotoğrafı çektirdiler.
17
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı
ŞAFAK PAVEY’İN TBMM’DEKİ KONUŞMASI
ZÜLKANÝ SÝRMEN
BAŞIMIZA BELA...
Suriye'den Türkiye'ye iltica
edenleri görüyoruz her taraf
Suriyeli; parklar, bahçeler doldu
taştı. Yollarda dilencilik
yapanların çoğu Suriyeli ne
diyelim ki, komşularımız, bunlara karşı sınırlarını kapatıyorlar
bizler ise onlara kucak açıyoruz.
Yarın ne olacak? Tabi ki seçim
zamanı hepsine oy
kullandıracaklar, ev, araba, iş
bulacaklar.
Sonunda başımıza bela olacaklar, hiç kimsenin şüphesi
olmasın.
Bayramda şöyle bir dolaşalım
dedik her taraf Suriyeli ile
kaynıyor. Etraflarına kötü
görüntü veriyolar, bunlara çeki
düzen veren de yok, istedikleri
gibi hareket ediyorlar.
Bazı semtlerde ise ev sahipleri
eski Türk kiracılarını çıkarıp
Suriyeliler’i alıyorlar.
Niye mi? Çok para veriyorlar .
ODTÜ'deki ağaçlar kesildi.
Öğrenciler tekrar ağaçları yerine dikti fakat yarın yine o
ağaçlar yok olacak böyle bir
zıtlaşma niye yaşanıyor.
ODTÜ (MİMLİ) olduğu için bu
ülkeyi gençlere teslim etmek
istemeyenler bu tip hareketlere
başvuruyorlar, yemyeşil ağaçlar
kesilmez aksine onu yaşatmak
gerek burada yaşanan olayları
yakinen takip ediyor ve arzumuz
bu ağaçların
büyümesi.
Yaklaşan yerel seçimlerdeki
aday adayları yavaş yavaş su
yüzüne çıkmaya başladı.
İstanbul'da CHP'nin Aday
Adayı Mustafa Sarıgül'ün
olacağı söylentileri, CHP ile
dirsek temasta olması
İstanbullular’ı sevindiriyor. Parti
içindeki dengelerin Sayın
Mustafa Sarıgül'ün aday gösterilmesi yönünde olumlu sinyaller
vermesi takdire değer çünkü
İstanbul kabuk değiştiricek ve
herkes rahat bir nefes alacak.
Yaptığı projelerle tüm dünyada
dikkat çeken başarılı Belediye
Başkanı Sayın Mustafa
Sarıgül'ün bu takdire karşılık iyi
hizmet, hoşgörü ve Avrupa
ülkeleri ile sıkı bağlantılı
olacağını düşünüyoruz.
Herkes şapkasını önüne koyup
düşünsün. Bu fırsat son fırsat...
Geçmiş bayramınızı en içten
dileklerimle kutlar her şeyin
gönlünüzce olmasını dilerim...
Sn Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Size bu konuşmayı; her şeyin yasak
olduğu genel kurulda yapıyorum....
Ortalama yaşın 50 olduğu bir mecliste
su içmenin dahi yasak olduğu bir
genel kurulda çalışıyoruz. Yaşlı
haklarının, hasta haklarının bile
düşünülmediği bir genel kuruldan söz
ediyorum.
zorla kapatılırlar.
Clinton, 2007’de “Kadın değişirse,
gelecekte değişir.” demişti. Hatta
Emine Erdoğan o kadar beğenmiş
olmalı ki; geçenlerde konuşmasında
kullandı.
Turist olarak bile gitmediğiniz
coğrafyalarda, Afganistan’da, Yemen’de, İran’da,
yıllarca türban kullanmaya mecbur
edilmiş biri olarak
yapıyorum.
Mecliste pantolon giymesi, bir
erkek vekil
tarafından
engellenmiş, bir kadın
vekil olarak
yapıyorum.
Olmayan bacağı,
erkekler tarafından
siyaset sohbetine
dönüştürülen biri olarak
yapıyorum…
Ve artık AKP’nin başı açık vitrin
vekillerinin; emanet oyları, gerçek
sahibelerine geri verme zamanının
gelip çattığını düşünüyorum. AKP’yi
iktidara taşımış asıl kadınlarının
meclis koltuklarını almalarının hakları
olduğuna inanıyorum. Daha da ileri
gideceğim; AKP’li kimi vekillerin
yanlarındaki örtülü kadınları köşe
bucak saklamaları bile beni çok incitiyor...
Elbette ülkemde sekülerizmin geleceği
ile ilgili muazzam endişelerim var.
Ama kaygım türbanla, kırmızı ruj
arasına sıkıştırılmış semboller değildir.
Demokrasi paketinde aynı ideolojiyi
paylaşan erkek polis doğal
karşılanırken; türbanlı kadın polise
yasak gelmesine çok şaşırmıştım.
Daha vahim bir cinsiyet ayrımcılığı
olabilir mi? Ben polisin başındaki türbandan değil, bana vaat ettiği şiddet
geleceğinden korkarım.
Mecliste, Cem evi açmak için Diyanetten fetva isteyen anlayıştan korkuyorum. Yani bir inancın ibadet hakkını
diğer inancın iznine bağlayan
anlayıştan korkuyorum. Hukukun
karşısına dini koyan anlayıştan
korkuyorum.
Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Söylemek isterim ki; Özgür bir
hayat çok yavaş kurulur ama çok hızlı
yıkılır.
Tam da bu nedenle, çiçekli başörtüsü
ve daracık pantolonuyla, Çamlıca
Parkı’nın kuytularında, sevgilisiyle
öpüşen genç kıza, özgürlüğünü
Mustafa Kemal’e borçlu olduğunu
hatırlatmak istiyorum.
Türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı
gibidir. Bir yandan inanç özgürlüğünü
temsil eder, öte yandan inanç
baskısını. Birçok kadın inanarak
örtünürken, birçok kız kendilerini
kontrol eden aile güçleri tarafından
Oldukça merak etiğim bir ayrıntı var.
İnanç gösteri için kullanılabilir mi?
Büyük bir ruh temizliğinden doğan
muhteşem bir tevazu ile yaşanması
emredilmiyor mu?
Buraya gelmeden önce, türbanlı vekillerimizin konuşmalarını taradım.
Başkalarının özgürlüklerine dair tek
bir kelime kullandıklarına
rastlayamadım. Kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti, Ruhban Okulu,
azınlık okulları, cem
evleri, bir inanç biçimin
mundar olarak ilan
edilmesi gibi
sorunlu inanç
alanlarında
göremedim.
Mesela bilimin
özgürlüğünü
kelepçeleyen YÖK
hakkındaki fikirlerini de bilmiyorum.
Ama şu hakareti bütün
haberlerde duydum: “Başımı
açarak, bir daha
kirlenmeyeceğim.” Bu durumda
başı açık olanlar kirlenmişler
midir? İnanç üstünden öbürünü kirli
ilan edebilmek kimin haddi olabilir?
Sosyal özgürlü alanlarımız,
geleceğimizden çalınarak, birer birer
imha ediliyor.
Beş yaşında örtülen, on beş yaşında
evlendirilen kızlarımıza bakalım.
Geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın
hali üstünden, berbat bir şekilde
değişiyor. Biz kültür olarak hiç
önemsemeyiz ama her özgürlük aynı
zamanda büyük bir sorumluluktur...
Türbanlı kadın vekillerden beklentim
büyük; Mesela, ülkemin neden, kadın
hakları konusunda dünyanın yüz
yirmincisi olduğunu anlatmalarını bekliyorum. Neden, 57 İslam ülkesindeki
toplam kadın hakları ortalamasının,
tek başına Birleşmiş Milletlerde bile
yer alamayan Tayvan seviyesine
erişemediğini açıklamalarını bekliyorum.
Bundan böyle; mini etek giydiği için
işten atılan, sol kulağı küpeli olduğu
için dövülen, dekoltesi bakanın
hoşuna gitmediği için linç edilen, oruç
tutmadığı için öldürülen, Hıristiyan
olduğunu gizlemek için isimlerini
değiştirenlerin güvenlikleri, herkesten
çok bu kadın vekillere emanettir.
Artık, türbanı bir insan hakları ihlalinden, bir insan hakları kazanımına
dönüştürmek, onların
sorumluluğudur... İnanç
özgürlüğünün en büyük güvencesi,
geleceğimizi dini rehberlikle kontrol
etmek değil, kusursuz bir sekülerizmdir. Ne demek istediğimi, seküler
Norveç’te doğup, ülkemde vekil olanlar anlayacaktır. Umarım ortak
geleceğimize inanıyorlarsa hukuk ve
sekülerizmin neden elzem olduğunu
taraftarlarına anlatırlar.
Lütfen hatırlayın, Ortadoğu da bizim
seküler toplumumuz tek taş pırlanta
gibi ışıldıyordu.
Görülüyor ki bir arada yaşama
efsanemiz çökmüş. Kibirden küfelik
olmuşsanız, size benzemeyenin
çığlığını nasıl duyacaksınız?
Bir taraf, bir arada yaşamanın yolunu
ararken; öbürü sindirmek,
dönüştürmek, özgürlüklerini birer
birer yok etmek istiyorsa; Bizi yok
ettiğinizde; gelecek olimpiyat
tanıtımına kimi koyacaksınız?
Biz Sivas’ta yakılan, Gezi’de vurulan,
evlerine işaret konulan, hayat
tarzından ötürü cezalandırılanlarız..
Ama her nasılsa kronik mağdur
sizsiniz.
Azınlığın çoğunluğu ezmesi sürdürülemez. Ama çoğunluğun azınlığı ezmesi
sürdürülebilirdir.
Gerçekten bu ülkeyi korkunç bir
akıbete sürüklemekten kaçınmaya
niyetliyseniz; adaletle öç almak
arasındaki farkı en kısa zamanda
öğrenmelisiniz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş
en otoriter hükümeti nasıl oldu da,
birkaç dakikasını almayacak olan iç
tüzük değişikliğini yapmadı. Acaba
planladığı gösterinin kavgaya
dönüşmesini hayal ederek kazanacağı
politik kar mı cazip geldi? Bunu
bilemiyorum ama bir kanun yapıcı
olarak ben iç tüzük değişmeden asla
pantolon giymeyeceğim.
Bizden çatışma bekleyenler için altını
çiziyorum: Biz çatışmıyoruz, var olmak
için direniyoruz.
Tarihe dönüp bakarsanız hepimizi
neyin beklediğini göreceksiniz. Kendi
yarattığınız radikal canavarın sizi de
teslim almasını; sadece bizim var olma
mücadelemiz önleyebilir... Bundan
sonrasını arif olanlara bırakıyorum...
Saygılarımla...
18
CHP’den Bakırköy Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı Av. Ahmet SANAY
“CHP Bakırköy İlçesi’nde Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği aday adaylıklarında
bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bu durum akıllara ister istemez yöntem ve seçilecek
adaylar konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.”
Yerel Seçimler’e 5 ay kala Bakırköy’de
Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyelikleri’nde aday yoğunluğu yaşanıyor.
CHP’den Belediye Meclis Üyesi
olmak için 170 aday var. Avukat
Ahmet Sanay da CHP’den Bakırköy
Belediyesi Meclis Üyeleri
Adayları arasında. Ahmet
Sanay 1980 öncesi CHP Gençlik
Kolları Üyesi, sonrasında SODEP
Bakırköy İlçe Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, SHP İl ve
İlçe Teşkilatları Yönetim ve
Mahalle İl ve Kurultay
Delegelikleri’nde bulundu. 1994 – 1995
yıllarında SHP Belediye
Meclis Üyeliği görevini
yürüttü. Sanay ayrıca
1999 senesi DSP’den
Bakırköy Belediye Başkan
Adayı’ydı. Seçimi az farkla
kaybetti.
Gazetemizi ziyaret
eden Sanay’a sorduk;
“Meclis Üyeliği’ne aday
olanların özellikleri
sizce neler olmalıdır?.”
CHP Bakırköy İlçesi’nde
Belediye Başkanlığı ve
Meclis Üyeliği Aday
Adaylıkları’nda bir yoğunluk
yaşanmaktadır. Bu durum
akıllara ister istemez yöntem
ve seçilecek adaylar konusunda
soru işareti oluşturmaktadır. Ancak;
demokrasiyi, cumhuriyeti, temel
hak ve özgürlükleri, hukukun
üstünlüğünü hak arama özgürlüğünü,
Atatürk ilke ve devrimlerini,
aydınlanmayı, tam bağımsızlık ilkesini ve anti
emperyalist dünya görüşünü, ülkenin ve ulusun
bölünmez bütünlüğünü, sosyal adaleti, emeğe
saygıyı, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet’in
temel niteliklerini ve kazanımlarını savunan aday
adayları arasından ilçemiz, il teşkilatımız ve genel
merkezimiz tarafından en liyakatlı, bilgili ve hak edenlere bu görev verilecektir. Bu konuda çok titiz bir çalışma
yürütülmektedir. Geçmişinde
sosyal ve toplumsal olaylara
duyarsız kalmış, hiçbir emek
harcamamış, aday adayları
şatafatlı broşürle ve içi boş
özgeçmişlerle kimseyi
kandıramazlar. İkbal ve istikbal peşinde koşanlar ister
merkez ataması isterse
eğilim yoklaması olsun
doğal olarak eleneceklerdir.
Önümüzdeki dönem
mücadele dönemidir.
Tüm hukuksuzluklara
rağmen silahımız yine
hukuktur. Özellikle
ilçe belediyelerinin
yetki ve sorumluluk
alanları sınırlanmıştır.
Hatta hepten yok
edilmiştir. Belediye
kadrolarına sen emlak
vergisini topla, çöpü al,
birkaç yere göstermelik
çiçek dik, başka hiçbir
şeye karışma denmektedir. Tüm yetkiler
Büyükşehir Belediyeleri’nde
ve TOKİ’de toplanmış, ilçe
belediyeleri by-pas
edilmiştir. Asılsız ihbarlarla,
gece baskınlarıyla özellikle
CHP’li başkanlar ve kadroları
apar topar emniyete
götürülmekte, haklarında binlerce
yılı bulan kamu davaları
açılmakta, beraat etseler bile
itibarları zedelenmektedir. Korku
imparatorluğu yerel yönetimler
üzerinde de egemendir. Hal böyle olunca
CHP’yi temsilen görev yapacak başkan ve
meclis üyelerinin yukarıda açıkladığım ilkeler ve
dünya görüşü çerçevesinde daha yürekli, omurgalı
ve dirayetli bir tutum sergilemek, baskı ve
tehditlere karşı yılmadan görevlerini halkın
çıkarları doğrultusunda sürdürmek mecburiyetleri
bulunmaktadır.
İlçemiz tümüyle TOKİ’nin tehdidi altındadır. Yasal
imkansızlıklar nedeniyle Gezi Parkı Direnişi gibi
etkili bir eylem konulamadığından sahil
betonlaşmaya terk edilmiştir. Aynı tehlike artan
boyutta sahilden E-5’e doğru tüm mahalleleri
tehdit etmektedir. Vatandaşlarımızın ikamet ettiği
konutların kentsel dönüşüm yasaları çerçevesinde
yıkılarak yenilenmesi söz konusudur. İlçe nüfusu
yaşlıdır ve yıllarca oturdukları, bir ömür geçirdikleri mahallelerinden kopmak istememekte ancak
yenilenme kapsamında kendilerinden istenen
maddi fedakarlığın bedelini ödeyecek imkanları
bulunmamaktadır. Belediye bu konuda
vatandaşına sahip çıkmalı ve yol göstermelidir.
Gönüllülük esasına dayalı avukatlar, emekli hakim
ve savcılardan oluşan hukukçular meclisi
kurulmalı, halkımızın mağdur olması önlenmelidir.
Sadece göstermelik kadın ve gençlik meclisleriyle
yetinmemeli, ihtisas ve bilim meclislerini her alanda oluşturmalıyız. İlçemizdeki eğitimli nüfus ve
akademisyenler her konuda çok başarılı çalışmalar
yapacaklardır. Yeterki belediye öncü olsun.
CHP’nin en önemli ve vazgeçilmez ilkelerinden biri
sloganlaşmıştır. “ÖNCE İNSAN” içinde insan
sevgisi olmayan birisi asla belediyeci olamaz.
Çünkü belediyecilik doğumdan ölüme kadar, hatta
ölümden sonra da insana hizmet etmektir. Buna
hayvan ve yeşile karşı olan sevgi bağı da ilave
edilmelidir. Her canlının yaşama hatta iyi
koşullarda, kaliteli yaşama hakkı vardır. Bu hiçbir
zaman unutulmamalıdır.
Belediye Başkanının Osmanlı dönemindeki karşılığı
Şeh-i Emin’dir. Yeni şehrin en emin kişisidir. Şehir
kendisine emanet edilmiştir. Belediye başkanı bu
emaneti nasıl ve kimden koruyacaktır. Tabi ki,
hırsızdan, yolsuzdan, betondan, rantçılardan, akla
gelebilecek her tülü kaza ve beladan korumalıdır.
Bunu yaparken kendisi de çıkar çevrelerinin piyonu olmamalıdır. Bakırköy’de yaşayan her birey
belediyesine güven duymalıdır. Ben deneyimli, bilgili, çalışkan, güvenilir kadrolarla en az yüzde 70
oy alarak bir rekor kıracağımıza, İstanbul
Büyükşehir Belediye seçimlerinde öncü bir rol
oynayacağımıza eminim. Tüm Bakırköy halkına
sesleniyorum. Gelin birlik olalım, çocuklarımıza ve
torunlarımıza özlemini duyduğumuz pırıl pırıl bir
Türkiye Cumhuriyeti bırakalım. 90 yıl değil sonsuza kadar yaşatalım.
Sosyal Medyada Olumlu Tepkileri En Çok Artan Belediye Başkanı Seçildi.
İstanbul Üniversitesi
(İ.Ü.), İnsan,
Toplum ve Teknoloji
Derneği (İTTD) ve
CeBIT Bilişim Eurasia 2013
işbirliği ile
İstanbul,
Ankara ve
İzmir’deki 94
belediye
başkanını
içeren “TT
Belediye
Başkanı 2013”
araştırması
sonucunda
“Olumlu tepkileri
artan belediye
başkanları” kategorisinde Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen de ödül aldı.
İ.Ü., İTTD ve CeBIT Bilişim Eurasia 2013
tarafından ikincisi düzenlenen ödül törenine
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in
yanı sıra Bağcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece,
Çiğli, Keçiören ve Zeytinburnu Belediye
Başkanları da katıldı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen
Medya ile Bakırköylü
yurttaşlarımızla aracısız
görüşebiliyorum.
Sorunlarını ve çözüm
yollarına anında
ulaşabiliyoruz. Bu çok etkin bir yol. Ayrıca belediye
başkanı olarak bizler de bir yandan da perakende
siyaseti sosyal medya üzerinden yürütmüş oluyoruz. Artık sokak sokak esnaf ziyareti yapmak yerine sosyal medya ile aynı anda binlerce kişiyle
iletişim halinde oluyoruz” dedi.
Bakırköy
Belediye
Başkanı Ateş
Ünal Erzen,
sosyal medyada
araştırma
anlamında takip
edildiklerini de
bilmediklerine
ifade ederek,
sosyal medya
ekibiyle birlikte
bundan sonra
daha da ciddiyetle
çalışacaklarını
söyledi.
ATEŞ ÜNAL ERZEN’E ÖDÜL
ödülünü İ.Ü. Öğretim Üyesi ve İTTD Başkanı Doç.
Dr. Fatih Gürsul’un elinden aldı.
Sosyal medya ile aslında yurttaşlara birebir cevap
vermenin yanı sıra perakende siyaset de
yaptıklarını belirten Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen ödülünü aldıktan sonra “Sosyal
19
MEHMET EMİN ERTEKİN
AK Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı
için, vatandaşlar için ve Bakırköy için hayırlı olur.
Biz AK Parti Belediyeciliği’ni Bakırköy’de
tanıtmaya geliyoruz. Neler yapabileceğimizi
aday olduğumuzda anlatırız. Şimdi aday
adaylığı süreci var. 8-9 senelik, iki
dönemdir Bakırköy Belediye Meclisi Üyeliğim
var. Bu meclis üyeliği dönemimde bize oy
verenlerin hakkını, hukukunu nasıl
Bakırköy’de savunduysak, inşallah aday olursak, bize görev verilirse, yine aynı şekilde
vatandaşlarımızın hak ve hukukunu
savunacağımızı belirtmek isterim. Tabi bizim partimizin belediyecilik anlayışı, bütün belediyelerimizde yapmış olduğumuz çalışmalar malum.
Genel Başkanımızın bir yerel yönetimci olarak
yetişmesi bizim için en büyük onurdur. Biz bu
anlayışla, bu mücadeleyle burada çalışmalarımızı
yapacağız. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışacağız.
Yerel seçimlere kısa bir süre kala tüm Türkiye’de
olduğu gibi Bakırköy’de de siyaset arenası her
geçen gün hareketleniyor.
Bakırköy’de CHP adayları arasında adeta enflasyon yaşanırken Ak Parti’deki suskunluk Ekim ayının
ikinci yarısında bozuldu. AK Parti Bakırköy ve
Büyükşehir Meclis Üyesi Mehmet Emin Ertekin AK
Parti Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı
olduğunu açıkladı.
Gazetemizi AK Parti Bakırköy İlçe Başkanı Mahmut
Gürcan ile birlikte ziyaret eden Ertekin ve Gürcan’a sorduk...
Sayın Mehmet Emin Ertekin, AK Parti’den
Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayısınız.
Hayırlı olsun. Bu konuda neler söylemek
istersiniz?
Teşekkür ederim. Hepimize hayırlı olsun. Biz
vatandaşlardan, arkadaşlarımızdan, partimizden
gelen teveccüh üzerine aday olduk. İnşallah bizim
Sayın Mahmut Gürcan uzun süre merakla bekleniyordu
kimlerin aday
olacağı. Şu anda
Mehmet Emin
Ertekin aday adayı.
Başka aday adayı
olabilir mi?
meclis üyeliği yapıyor. Son 5 yıldır Büyükşehir
Meclis Üyeliği yapmış, teşkilatımızda sevilen,
sayılan değerli bir arkadaşımız. Bakırköy’de aynı
şekilde hem CHP’li olsun hem AK Parti’li olsun,
hem diğer partili arkadaşlarımızla olan
diyaloglarıyla, Bakırköylü vatandaşlarımızla olan
diyaloguyla sevilen, sayılan, kendini kanıtlamış bir
arkadaş. İnşallah bu aday adaylık sürecinde
Bakırköy’ümüze ve partimize en iyi şekilde katkı
sağlayacak bir karar alınır. Bizde belediye başkan
adayı olarak gelecek arkadaşla çalışmalarımızı
tamamlarız. Bu sürecin huzurlu bir ortamda
olması, kavganın, dedikodunun ve bu tip fitnelerin
olmaması gerekir bu süreçte. Çünkü bu süreç birlik, beraberlik gerektirir. Ondan sonra da seçim
çalışmalarına daha güç kazanarak girmemiz
gerekiyor. Ben bu sürecin en iyi şekilde geçeceğine
inanıyorum. İnşallah diğer aday adayları da bu
sürece katkı sağlayacaktır. Ben partimize teveccüh
eden her aday adayına hayırlı olsun diyorum.
Müracaatlar şu anda
devam ediyor. Şu
anda Mehmet Emin
Ertekin.
Başka isimler var
mı belediye başkan
aday adaylığına?
İlerleyen günlerde
olabilir. Tabi Mehmet
Emin Ertekin 10 yıla
yakın Bakırköy’de
CHP Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı
CAVİT GANİÇ PROJELERİNİ ANLATTI
CHP’den Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı olan Cavit Ganiç gazetemizi ziyaret etti.
Ziyareti sırasında Bakırköy’e dair bir çok konuda açıklamalarda bulunan Ganiç, 2009 yılından
bu yana Bakırköy Belediye Meclis Üyesi olarak Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile
beraber çalıştığını belirterek, “Benim şahıs olarak Ateş Ünal Erzen ile hiçbir problemim olmadı.
Saygı gördüm, saygı duydum. Ben beraber yola çıktığım ya da yürüdüğüm arkadaşlarla fikir
alışverişinde bulunurum, süreci sonuna kadar paylaşırım, sonucunda da başarımızı da beraber
paylaşırız. Başarının hazzını beraber yaşarız. Çıkış noktamız da burasıdır.” dedi.
Bakırköy için yapılan güzel şeylerin olduğunu fakat mutlaka yapılması gerekenlerin de
olduğunu ifade eden Ganiç, ayrıca Bakırköy ile ilgili projelerini de gazetemize anlattı.
(CHP Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı Cavit Ganiç’in projelerini
gazetemizin web sayfasından sesli olarak dinleyebilirsiniz.)
İBB Meclis Üyesi ve
CHP Grup Sözcüsü
Yük. Müh. Mimar
Mehmet Yıldız,
Topbaş’ın “Her yere
metro, her yerde
Metro” reklamları ile
ilgili olarak Belediye
Meclisi’nde soru önergesi
verdi.
Yıldız, önergesinde “Belediye
hizmetlerini tanıtmanın ötesinde, gerçek dışı rakam ve bilgilerle,
gerçeği çarpıtarak yaptığın seçim kampanyasının giderlerini milletin parasından, İstanbul Belediyesi’nin kasasından mı ödüyorsun?” diye sordu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Ak Parti
likten öteye giderek, İstanbullularla alay etmektir.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin
2013 yılı ekim ayı meclis toplantılarında CHP İBB
Meclis Üyesi Yüksek Mühendis Mimar Mehmet
Yıldız’ın İBB Başkanı Kadir Topbaş tarafından
cevaplanmasını istediği soru önergesi ise şöyle:
Bu gün İstanbul’da yürütülen ve hizmetleri tanıtmadan
öteye geçen “Reklam Kampanyasının” giderleri belediye
bütçesinden mi karşılanmaktadır?, Eğer belediye bütçesinden
karşılanıyor ise ilan ve reklamlar için belediye bütçesinden ne
kadar para harcanmıştır?, Giderleri Sayın Başkan kişisel
parasından karşıladı ise istediği gazete ve televizyonda
yayınlatma hakkına sahiptir. Ancak reklam giderleri belediye
bütçesinden harcandı ise bazı TV ve gazeteler neden boykot
edilmiştir?
İBB Meclis Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Yıldız:
“TOPBAŞ, HALKIN PARASI İLE HAYALİ METRO
REKLAMI YAPIYOR, HALKIN PARASI İLE DE
HALKLA ALAY EDİYOR”
içi yarışta da belediye kaynaklarını kullanarak reklam yaptığı ve
reklam kampanyasında kullanılan rakamların gerçekle ilgisi
olmadığını belirten CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Yıldız, İstanbul’u
20 yıldır AKP anlayışının yönettiğini belirterek; “Bu anlayışın
temsilcisi Sayın Topbaş, trafik tıkanıklığında İstanbul’u Dünya
ikincisi yaptı. Bu başarısızlığı gösteren bir yönetimin, İstanbul
yollarında çakılı kalan insanların gözüne ‘Dakikada Yolculuk’
afişleri sokarak, dakikalarda buçuklu reklamlar kullanarak komik-
(Hıdır ULAĞ)
20
Doç. Dr. Uğur Özgöker ve Korhan Ataman’ın
KONUK YAZAR
YILMAZ BACACI
SİYASET BUYSA...
Geçtiğimiz sayıda belirttiğim gibi
gazetecilerin Yunus Emre Kültür
Merkezi’nde yapılan CHP Örgüt
Toplantısı’ndan dışarı çıkarılması
talimatını kimin verdiğini
açıklayacağımı yazmıştım. İşin
ilginç yanı talimatı veren İlçe
Başkanı M. Sait Yücel’den başkası
da değilmiş. Yücel, gazetecilerin
dışarı çıkarılması değil aksine içeri
alınmaması talimatını vermiş.
Yapılan etkinlik tamamen örgüt
üyeleri ve belediye başkan aday
adaylarının üyelere tanıtılmasını
içeriyormuş. O nedenle basına ve
vatandaşa kapalı bir oturum yapmak istemiş. Ancak belediye
başkanı aday adaylarından
bazıları yanında bulunan CHP’li
olup üye olmayan arkadaşlarının
da salona girmesini isteyerek
tepki göstermiş. Yanında bulunan
taraftarlarıyla salona girerek bir
anlamda gövde gösterisi de
yapmış. Dolayısıyla İlçe Başkanı
M. Sait Yücel divanda otururken
kendisine yolladığım “Gazetecilerin dışarı çıkarılması talimatını
siz mi verdiniz?” sorusuna
“Hayır” yanıtı vererek kendisini
olayın içinden soyutlamış gibi
görünse de olayın bu boyuta
gelmesinin sorumlusu kendisi gibi
görünüyor. Yerel seçimlere beş
aydan az zaman kalmışken partililer ve basınla sürtüşmeye varan
bu olaylar sonrasında
baktığımızda Bakırköylüler bizleri
kimler yönetiyor, kimler yönetecek
sorusunu soruyor.
Bakırköy’ü Kim Yönetecek?
İki dönemdir Belediye
Başkanlığı’nı yürüten Ateş Ünal
Erzen ve mevcut aday adayları
arasından biri Bakırköy Belediye
Başkan adayı olacak mı yoksa
geçmişte olduğu gibi listede
bulunmayan biri mi atanacak?
Aday belirlemesi nasıl olursa
olsun Bakırköy’e yakışan ve
Bakırköylüler’in güvenerek oy
vereceği biri olmalı. Aday adayları
tanıtımında 20-30 yıllık Bakırköylü
olduğunu söyleyen aday adayları
var. Doğrusunu söylemek
gerekirse 15 yıldır Bakırköy’de
gazetecilik yapıyorum ben dahi
bazı aday adaylarını yeni tanıdım.
Bakırköylüler nasıl tanısın?
Bakırköylüler’in aday adayları
hakkında bilmediği konulardan
biri de 2004 yılında yapılan Yerel
Seçimler’de Ak Parti Bakırköy
Belediye Başkan Adayı olmak için
o dönemki İlçe Başkanı Emine
Nalbantoğlu ve şimdiki Ak Parti
Bakırköy İlçe Başkanı Mahmut
Gürcan’la Kaşıbeyaz Restaurant’da birlikte yemek yerken belediye
başkan adaylığı pazarlığı yapıp,
olumsuz cevap alınca CHP’nin
kapısını çalarak belediye başkan
adayı olan yapıda bir aday
atanacaksa Bakırköylüler’in vay
haline. Bu insanlara nasıl güvenip
oy verecekler. “Ak Parti İlçe
Başkanı ile yemek yiyen aday
adayı kim sorusunu sorduğunuzu
duyar gibiyim. Gerekirse bu ismi
açıklamaktan da imtina etmem.”
Bakırköy Çantada Keklik Değil
CHP yetkilileri iki dönemdir açık
ara seçim kazandıkları
Bakırköy’de 2014 yılında
yapılacak seçimleri de garanti
görüyorlar gibi. Şunu unutmamalı
ki “Bakırköy Belediye Başkanlığı
çantada keklik” kimi aday gösterirsem seçilir sözü ters tepebilir.
Bakırköylüler’in
benimsemeyeceği, yukarıda
belirttiğim tarzda bir aday gösterilmesi halinde rüzgar bir anda
terse döner. Eğitim düzeyi yüksek
oyunu bilinçli kullanan seçmenlerin yer aldığı bir ilçede rüzgarın
ters esmesi sürpriz olmaz. Geçmiş
dönemlere baktığımızda farklı
kazanılan seçimlerde alınan
oyların gerçek anlamda CHP
taban oylarını teşkil etmediğini
büyük bir bölümünün Ak Parti
karşıtı oy ve CHP’li olmayan
(diğer partililer) seçmenlerden de
oy aldığını görürüz. Benden
hatırlatması rüzgarın ters esmesi
istenmiyorsa aday belirlerken
oldukça dikkatli davranmalı…
“YENİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI ANALİZİ”
KİTABI RAFLARDAKİ YERİNİ ALDI
Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
(İngilizce) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur
Özgöker ve Korhan Ataman’ın kaleme
aldıkları “Analysıs Of The New Turkısh
Foreıgn Policy (Yeni Türk Dış Politikası Analizi)” kitabı satışa çıktı.
Gündoğan Yayınları’ndan satışa çıkarılan 244
sayfalık Siyaset/Sosyoloji alanında yazılan
inceleme türündeki kitap yeni uluslararası
sistemde Türkiye'nin yeni dış politikasını mercek altına alıyor.
Yeni Türk Dış Politikası Analizi kitapçılardan
ve internet üzerinden satış yapan
kitapçılardan temin edilebilir.
jeoekonomik etkinliğini hisseden Arap
ülkeleri, komşularla sıfır problem modelinin
açmış olduğu fırsat alanlarına nüfus etmeye
başlamışlardır. Türkiye, Ürdün, Lübnan ve
Suriye'yi içine alan Yüksek Düzeyli Stratejik
İşbirliği Konseyi tesis edilmesi ve bu ülkeler
arasında serbest ticaret ve dolaşım alanı
oluşturulması ve vizelerin kaldırılmasının
altında bahsetmiş olduğumuz yeni güvenlik
kültürünün dinamizmi yatmaktadır. Arap
dünyasında var olan güvenlik kültürünün
çatışmacı doğasını parçalama potansiyeline
sahiptir. Daha çok güven arttırıcı önlemler
siyaseti olarak başlayan komşularla sıfır
Son 10 yılda Türkiye’nin öncelikleri değişti.
Türk dış politikası uzun yıllar gündem yaratma yerine, başka aktörlerin oluşturduğu
gündemleri takip etme ve müttefiklik adı
altında ülke çıkarları ile örtüşmeyen, hatta
zaman zaman çelişen seçeneklerin peşine
takılma çizgileri arasında sıkışıp kalmıştır.
Özellikle son on yılda Türk dış
politikasındaki önceliklerin değiştiğine,
Türkiye'nin pasif dış politika gömleğini
üzerinden çıkardığına tanıklık ediyoruz.
2002 yılından itibaren onu uluslararası sistemde düzen kurucu merkez bir ülke konumuna taşıyacak alt yapının inşa edildiği
siyasi istikrar yanında kaydedilen
ekonomik büyüme ve kalkınma
Türkiye'nin kendine güvenini artırdı.
Dış politika tutumlarına göre ülkeler
iddialı ve iddiasız olarak basitçe ikiye
ayrılabilir. Tahmin edileceği üzere ikinci
grup hayli kalabalık olduğu halde, birinci
gruba ABD gibi, Rusya gibi, Çin gibi sayılı
ülkeler girer... Türkiye'nin son on yılda izlediği
dış politika tutumu ve hamleleri ikinci gruptan çıkıp birinci gruba girme çabası içinde
değerlendirilebilir.
Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi
Türkiye'nin getirmiş olduğu yeni dış politika
anlayışı sayesinde bölgesinde artan
sorun politikası önce sorunların üstesinden gelinebilecek ortak mekanizmalar inşa
ettirmiş ve ardından da işbirliği alanlarının
genişletilmesinin önünü açmıştır. Bu anlamda
komşularla sıfır problem modeli sadece
Türkiye'yi dönüştürecek bir vizyonu değil aynı
zamanda bütün Arap dünyasına dinamizm
katacak unsurları da taşımaktadır.
Yeni Türk Dış Politikası Analizi
kitabının tanıtım yazısı:
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi A Blok Binası
KISA SÜRE SONRA TAM KAPASİTE İLE AÇILACAK
İstanbul’un en büyük hastanelerinden biri
olan Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi A Blok binasının yıkılıp
yapılması sürecinin halen tamamlanamadığını
geçtiğimiz sayımızda duyurmuştuk.
2009 yılında ihalesi yapılan ve 26 Mart 2012
tarihinde teslim edilmesi gereken 350 yataklı
A Blok binasının açılışı, ihaleyi alan firmanın
iflası nedeniyle 18 ay gecikmiş, yüzde yüze
yakın doluluk oranı yaşayan hastanenin yönetimi, bitmeyen inşaat nedeniyle zor günler
geçirmiş ve zorda kalan hastane yönetimi
çareyi bina tam olarak tamamlanmadan bazı
polikliniklerin taşınmasında bulmuştu.
Geçtiğimiz ay yerinde incelediğimiz binada
giriş katındaki romatoloji, nöroloji, genel cerrahi polikliniklerinin
hizmete
sokulduğunu, -1.
katta ise radyoloji
servisinin hizmete
geçtiğini
belirtmiştik. Hastane binasındaki
çalışmalar ise tüm
hızıyla devam ediyor. A Blok
binasında Kardiyoloji, Hematoloji,
Üroloji ve Gastroentoloji bölümleri de
hizmete açıldı. Hastane yetkilileri son
bir ay içinde 3. ve 4. katları da hizmete açtı.
3. katta genel cerrahi ve 4. katta da nöroloji
bölümlerinin yataklı servisleri açıldı ve hasta
almaya başladı. Yetkililer, diğer katlarında
aralık ayına kadar yetiştirileceğini belirtirken,
ameliyathane odalarındaki çalışmaların
yapıldığını belirttiler. Çevre düzenlemesinin
de yakın zamanda bitirileceğini ifade eden
yetkililer, kısa süre sonra hastane binasının
tam kapasite ile hizmete gireceğini belirttiler.
Bu arada hastane yetkilileri A Blok Binası’nın
geçici kabulünün de yapıldığını belirterek,
çalışmaların kasım ayı sonu veya aralık ayı
başında tamamen bitirilerek aralık ayında A
Blok Binası’nın resmi açılışının yapılmasını
tahmin ettiklerini de söylediler.
21
Şehrinizin, ülkenizin ve
hatta tüm dünyanın
gündemini yakından
takip ederek
oluşabilecek krizlere
karşı önlemleri alarak, buna
uygun hareket edilmelidir.
Gündem hem satışlarınızı hem
de alacağınız kararları
şekillendiriyor. Bunun en yakın
örneğini ülke olarak Gezi
olaylarında yaşamış olduk. Dünya genelinde ise
Mısır ve Brezilya’da yaşanan olayların sektöre
olan etkisini gördük.
Pazar analizini çok iyi yapmanız gerekmekte ve bu bağlamda otelinizin fiyat
& kalite dengesini doğru belirlemelisiniz. Bunun yanısıra rakiplerinizi yakından takip etmeli ve
her geçen gün değişen misafir beklentilerini karşılamak için yeni alternatifler üretmeye açık olmalı ve
bu şekilde hizmet ve ürün kalitenizi beklentilerin üzerinde
tutmalısınız.
olarak adlandırdığımız
şirket misafirleri
oluşturmaktadır, otelimiz bünyesinde
Deluxe odalarımızın
dışında Superior, Premium,
Club ve Suite Oda gibi farklı
özelliklere sahip üst kategori
odalarımız bulunmaktadır.
Sahip olduğumuz bu ayrıcalık
ile şirketlerimiz misafirlerinin
önem derecesine bağlı olarak uygun olan oda kategorisi seçebilmektedirler. Şirket misafirlerimizin
dışında salonlarımızın sahip olduğu avantajlar neticesinde konaklamalı toplantı gruplarımızın
yoğunluğu her geçen gün artmaktadır ayrıca Sheraton markasına olan güven ile internet
rezervasyonlarımız toplam gecelemelerimizin
yaklaşık %20-25’lik bir oranını oluşturmaktadır.
Sheraton İstanbul Ataköy ve Ataköy Marina
Otel Satış Direktörü Tuba DUVAN
‘’Sürekli kendilerini geliştiren, öğrenmeye açık, başarılı,
enerjik ve de dinamik, bulunduğumuz bölgenin en iyisi
diyebileceğim bir ekip ile çalışıyorum ‘’
Nasıl bir ekiple
çalışıyorsunuz? Ekibiniz kaç
kişi?
Sürekli kendilerini geliştiren,
öğrenmeye açık, başarılı, enerjik ve de dinamik,
bulunduğumuz bölgenin en
iyisi diyebileceğim bir ekip ile
çalışıyorum ve bu sebeple de
çok şanslı olduğumu biliyorum.
Turizm için gerekli eğitime,
tecrübeye ve de lisan bilgilerine
tamamen hakim bir ekibimiz var.
Bir yöneticinin başarılı olabilmesi, ekip arkadaşlarına bağlıdır. Siz
ne kadar iyi bir yönetici olursanız
olun, iyi bir ekibiniz yok ise
başarılı olabilmeniz hiçbir sektörde
mümkün olamayacağı gibi bizim sektörümüzde de mümkün değildir. İş
hayatında dürüstlük, işinize ve iş
arkadaşlarınıza verdiğiniz
güven çok önemlidir.
Hizmet sektöründe işinizi
gerçekten severek ve de
isteyerek yapmak gerekmektedir. Bu özellikler de
sizi ve ekibinizi başarıya
taşır. Bizler çalışmış
olduğumuz oteli evimiz ve
ağırladığınız müşterilerimizi
de evimize gelen misafirleriniz olarak gördüğümüz
zaman başarılı olabiliriz.
Her iki otel olarak da sosyal sorumuluk projelerinin içindeyiz. En önemli projemiz ise Sheraton markası bünyesinde yürütülen
“check-out for children”. Bu proje
kapsamında Sheraton İstanbul
Ataköy’de konaklayan misafirlerimiz
otelimizden ayrılırken dilerlerse resepsiyonda UNICEF’e 2,2 TL katkıda
bulunuyor. Bu proje kapsamında
25 milyon dolar UNICEF’e
bağışlandı. 25 ülkede
gerçekleştirilen etkinliklerle
çocuklar, daha kaliteli bir eğitim
alarak daha sağlıklı bir geleceğe
sahip olacaklar. Konaklayan
misafirlerin bağışlarıyla biriken
fonlar okul, öğretmen, okul
ekipmanı tedariği ve
çocukların okulda kalmasının
sağlanması için kampanya
oluşturulması ve geliştirilmesi
için kullanılıyor. Ayrıca,
doğal kaynakları korumak ve
çevreye karşı duyarlı olmak için
tüm Starwood grubuna bağlı
otellerimizde MAGC (Make
A Green Choice) programı adı
altında 2 gece ve üzeri konaklayan misafirler odalarının
bir sonraki gün temizletilmesini
istemediği takdirde 500 ödül
puanı, 5 Euro F&B indirimi veya 5
Euro değerinde UNICEF’e bağışta
bulunarak başka bir sosyal projeye
katkıda bulunuyoruz. Bu projelere
ortak olmak bizim için çok gurur verici. Bu
Kurumsal kimlik çalışmalarında neler
yapıyorsunuz?
Starwood zincirine bağlı Sheraton markamızın
kurumsal kimlik
standartlarını birebir uyguluyoruz, dünyanın herhangi birucunda aynı zincire bağlı bir otelin
standartları ne ise otelimizde de bu standartlar
eksiksiz ve aynı şekilde uygulanmaktadır. Ataköy
Otelcilik A.Ş olarak bünyemizdeki iki otelimizin ve
Residence işletmemizin kurumsal kimlik
çalışmalarını farklı kanallardan yürütüyoruz. Sheraton Uluslararası bir Starwood markasıdır. Yani
kurumsal kimlik çalışmalarının tamamı Starwood
prosedürlerine göre yapılmaktadır. Ataköy Marina
Hotel ve Residence İşletmemiz şirketimizin kendi
markası olup kurumsal kimlik çalışmalarını kendi
bünyemizde planlayarak yürütüyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz önem
ne durumda?
Sheraton bir Starwood markasıdır. 2009 yılında
açıldı ve son teknolojilerle donatılmış yeni bir
hoteldir. Bununla birlikte lokasyonu İstanbul’daki
en avantajlı lokasyonlardan birisi olup İstanbul’un
en güzel iş ve tatil otelidir. Tüm odaları ve
salonları deniz manzaralıdır. Helikopter pisti
olması ve yat limanının içinde bulunması özelliği
sayesinde denizden, havadan ve karadan ulaşım
imkanımız bulunmaktadır. Otelimiz Tripadvisor
gibi sosyal medya içinde en etkin misafir yorum ve
anketlerin yer aldığı web sitesi tarafından son 2
senede en iyi oteller kategorisinde takdirname
ödülü almıştır.
Müşterilerinizi sadık kılabilmek için neler
yapıyorsunuz?
Starwood bünyesinde bulunan otellerde misafir
sadakati için SPG Starwood Preferred Guest diye
adlandırılan ve dünyanın her yerinde büyük bir
talep gören sadakat programını biz de bünyeye
bağlı bir otel olarak uygulamaktayız. Bu programa
katılan otellerde geçerli tüm konaklamalarınızda
Starpoints puanları kazanabilir ve bu puanlarınızı,
dünyanın dört bir yanındaki yaklaşık 1000 tane
Starwood otelinde harika ödüller veya ücretsiz
konaklama alarak kullanabilirsiniz. Otelde konaklama yoğunluğunuza
göre Platinium, Gold üyelik hakkı kazanabilirsiniz.
Bir ziyaretçi bir otelde
en çok nelerin iyi
olmasını tercih eder?
İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve prensipleriniz
nelerdir?
İş hayatındaki en temel
önceliğimiz hizmet kalitemizi maksimum seviyede
tutarak misafir memnuniyetimizin devamlılığını
sağlamaktır. Preseniplerimiz
ise bu bağlamda sunmuş olduğumuz bu kaliteli
hizmetten ödün vermemektir.
Sheraton Otel'i diğer otellerden ayıran en
önemli farklar nelerdir?
tür global sosyal sorumluluk projelerinde yer
almaya devam edeceğiz. Aynı zamanda özel gün
ve bayramlarda çeşitli vakıf ve dernekler ile
biraraya gelerek sosyal sorumluluk projelerine
maksimum katkıda bulunuyoruz.
Günümüzde küçük büyük birçok otel mevcut.
Siz bu rekabet ortamı içinde kendinizi nasıl bir
yerde görüyorsunuz? Müşteri kitleniz kimlerdir?
İstanbul her geçen gün hem ticari hem de turizm
anlamında hızla büyüyen bir şehir ve bu ivmeyle
şehir genelinde eşdeğer birçok otel yer almaktadır.
Ancak her işletmenin standartları doğrultusunda
birbirinden farklı hedef kitlesi bulunmaktadır.
Bildiğiniz üzere Sheraton bir dünya markası, Starwood şemsiyesi altında yer alan Sheraton
markasının değeri oldukça yüksek, dolayısıyla da
sunmuş olduğumuz hizmet standartları da aynı
markanın değeri ile doğru orantılıdır. Sahip
olduğumuz Sheraton standartları bizleri sektörün
en üst sıralarına taşımaktadır, misafir kitlemizin
büyük bir çoğunluğunu “corporate segmenti”
Bu tercihler misafirin oteli
hangi amaçlı kullandığı
ile değişkenlik gösterebilmektedir. Mesela bir
şirket misafiri için konforlu bir odada rahat bir
uyku ve lezzetli bir
kahvaltı önemliyken bir
kongre katılımcısı için tüm
bunların yanında efektif
kullanabileceği bir salonu
ve iyi bir teknik alt yapı
da büyük önem
taşımaktadır. Biz otelimize
tatil ve iş amaçlı gelen
her misafirimiz için konfordan yemeklerin lezzetine kadar bütün hizmetleri
maksimum düzeyde tutuyoruz.
Ziyaretçilerinize ve çalışma arkadaşlarınıza
gazetemiz aracılığıyla vermek istediğiniz
mesajlar nelerdir?
Ekibimiz içinde yaratmış olduğu takım ruhu,
önderliğinde oluşan sinerji ve hissettirdiği değer
ile yaratmış olduğu huzurlu çalışma ortamı ve tüm
ekibe verdiği güven için öncelikle otelimiz Genel
Müdür’ü Sn. Mehmet Çulha Bey’e ve bu başarılara
imza atmamızı sağlayan tüm
ekibime sizin aracılığınız ile
teşekkür etmek istiyorum. Daha
önce otelimizde misafir olmuş
olan veya bizlerle çalışmak isteyen
tüm işortaklarımıza otelimizi tercih
ettikleri için çok teşekkür ederim,
sizlere en iyi hizmeti sunmak için
her zaman hazır olduğumuzu
hatırlatmak isterim.
Arzu BERATOĞLU
22
“Bulmak için, kaybettiğin
yere geri dön” geçenler
de duydum bu sözü.
Peki ama “Akan su da
bir kere yıkanılır” sözüne
ne oldu. Diyelim ki
döndük kaybettiğimiz
yere, peki hala orada mı
kaybolan? Aynı taş mı,
aynı su mu, debisi aynı
mı ki Hala orada duruyor olsun, yaşam
ırmağında kaybettiklerimiz?
Yol kadar yolcunun da
durağanlığı lazım değil
mi… Aynılık için…
Aslında ne yollar aynı
kalır, ne de yolcular;
Hepsi değişir hayat
içerisinde… Aynı yolu bir daha
yürüdüğünüzde kimi zaman mevsimine
göre o kuş artık ora da yoktur, ağaçlar
başka renktir, asfalt biraz daha
eskimiş ya da yeni atılmış olabilir ama
asla eskisi gibi olmaz.
Bu kadar radikal olmasa da girintiçıkıntıları değişmiştir hayatın en
azından… Aradığın şey artık
kaybettiğin şey olmaktan çıkmıştır, o
bile değişmiştir anlayacağın. Sen bile;
sen bile değişmişsindir.
Artık o eski anlam arayışların değil,
yeni yüklemelerin vardır hayata dair
ve bu da yenilenmiş yüklemlerinin
belirleyicisidir apaçık…
Sen değişmişsindir. Bakışların yolu
tanısa da, tanımlayan bakış açın değil
mi aslında…
Artık su akmıştır bir kere, yeni alüvyonlar debisinin değişmesine yol
açmıştır bile.
Hayatın gerçeği akan suda bir kere
yıkanılacağıdır ki bin kere de dönsen
kaybettiğin yere; Ne yer yerindedir, ne
gök, ne su aynı sudur, ne orman aynı
orman...
Ve sen bunların değişim sürekliliğini
asla izleyemeyensin… An be an
mümkün olmadığı için…
Sen sadece seni ve kendindeki
değişikliği gözleme şansına sahip
olansın aslında…
İçeriden ve dışarıdan kendini görebilen
ve andaki farkındalık sayesinde; Ne
kadar yol aldığını bilme yetisine sahip,
kaybettiklerin yerine kazandıklarına
odaklanmayı seçen sen olmalısın.
Akan suyu yakalamaya çalışırken yeni
dolmuş pırıl pırıl bir vahayı
kaçırmaman gerektiğini de bilen
sensin.
Akan su da bir kere yıkanılır ama
kendi vahanda istediğin gibi oynama
özgürlüğün var. Onu oluşturmak seni
ne kadar yormuş olursa olsun her
zaman yeniden başlama, değiştirme ve
suyun akışını belirleme ihtimalin var.
Hayat sadece ihtimaller üzerine kurulu
olsaydı bile, eskiden kaybedileni arayarak boğuşmak yerine, kendi yeşil
cennetini kurmak için daha fazla emek
harcamak ihtimali seni daha çok
heyecanlandırmaz mıydı?
Biz an da yaşayan varlıklarız… Geçmişi
tutmak, geleceği bilmek şansımız yok
ama an içinde varlığımızı bir sonraki
ana adama ve kayıplar için vakit harcama yerine; anın devamındaki anı
hayal etme ve bir taşın yerini
değiştirme şansımız var.
Bunu hep birlikte
yaptığımızı düşünsenize;
Bir taş ve bir taş daha
kuyuyu yükseltip, suyu
yukarı çıkarabilir ya da
bir set oluşturup, selden
korur belki ekinlerimizi…
SEÇİM SİZİN
Evimizdeki canavarlar!
İşte evimizi paylaştığımız o
'korkunç' canavarlar
KOYUN ÇOBANI
KURBAĞA GÜDEMEZ
Esra ERDOĞAN
BEN SİZE SÖYLEYEYİM,
BU KURBAĞALAR
PİŞMEZ.
ÇİZGİ DIŞI
Kurbağa pişirme
metodu şöyledir;
Kurbağalar canlı canlı soğuk suya
atılır. Altı kısık ateşle açılır. Isı yavaş
yavaş yükselirken; kurbağalar mayışır.
Kaynamaya başladığın da ise zıplayıp,
kazan dışına çıkacak güçleri
kalmamıştır artık.
Şimdi ikinci bir deney; Kurbağalara ne
kadar zıplayabilecekleri öğretiliyor;
Bizim kurbağalar bir kutuya koyuluyor
ve ½ m’den fazla zıpladıklarında elektrik şoku veriliyor. (Biber gazı ve
tazyikli su o zamanlar düşünülememiş
ya da bulunmamış olabilir)
Kurbağalar bu sistemde şunu
öğreniyor ½ m’den fazla zıplarsak
canımız yanar. Ve bu onlara iyice
öğretildikten sonra elektrik şoku
kaldırılıyor ama artık ½ m den fazla
zıplayamayacaklarını sanan
kurbağalar elde ediliyor tabi.
Aman ne hoş… Şimdi; bu kurbağaları
ilk baştaki ateşin içine kazanın boyunu
1 m olarak ayarlamak şartı ile atsak ve
altını harlı açsak yani kısık ateşte değil
de yüksek ateşte ve kısa sürede
pişirmeye kalksak ne olur.
Öğrenilmiş çaresizlik yani yarım
metreden fazla zıplayamam yoksa
canım yanar şartlanması, içten
yandığını anlayan kurbağalarda da işe
yarar mı?
Bilmiyorum… Bu deney henüz
yapılıyor…
Ama bence, ateşi fazla açarsanız metot
başarısız olur.
Neden mi?
Uyutamadığın kurbağa yanacağını
anlar, yanan kurbağa zıplar…
Sen başka bir değişkeni devreye soktun hatta değişkeni değiştirdin.
Bunu öğrenmemişti bu MİLLET ki
pişirmeye çalışanlar adına üzgünüm,
Pişmez Bu Kurbağalar!
Sen ateşin harını bozdun, iyi ki de bozdun valla yoksa bıçak kemiğe dayanmasa çok yükseklere zıplayabileceğini
nasıl anlardı bunca kurbağa…
Kurbağalar zıplamaları ile
meşhurdurlar ve bir kurbağanın
zıplaması aynı neden ile meşrudur.
Doğanın ona verdiği bir yetidir bu,
kullanacak tabi.
Öğretmeye çalıştığın şey kişinin
doğasına aykırı ise ne kazan kalır ne
şişe, patlatır geçer gelse de senin gibi
nice…
Aman dikkat tencere kapağı çok sıcak,
üzerine patlayacak MAZALLAH…
Çok yaklaştın uzaklaş…
Hatta bence NAŞŞŞ…
Akar diğer adıyla mite(mayt), evlerimizde sıkça yaşayan gözle görünmez
canlılardır.
Mite diye adlandırılan ev akarları yapı
olarak oval şekillerdedir, insan, hayvan ve diğer canlıların yaşadığı her
ortamda yaşarlar. Akarlar (Mayt),
çok miktarda yiyecek (Bunlar daha
ziyade çürümüş epital hücrelerini yerler). 20 °C civarında daimi sıcaklık, %
60-80 arasında nem. Güneş ışığının
olmaması (güneş ışınları maytları
imha eder). Yatak, yüksek miktarda
yiyecek (epitel hücreleri) ve insan
insan vücudundan dökülen deri
tozlarıyla ve parçacıklarıyla beslenen
bir canlı türüdür. İnsan vücudunda
milyarlarca akar yaşamaktadır. En
çok halı, koltuk, yatak ve tüylü veya
kirli ortamlarda bulunur. Nemli bölgelerde yaşayan ve astıma sebebiyet
veren akarlar, mikroskop aracılığıyla
görülebilir. 55 mikron boyutuna kadar
büyüyen akarlar vardır. 1 gr deri
parçası 1.000.000 akarın beslenmesi
için yeterlidir. 156 çeşit akar vardır.
5 yıl kullanılan bir yatakta 5 ile 10
milyon akar yaşadığı sanılmaktadır.
İnsan sağlığı için büyük tehlike
oluşturmaktadırlar. Mayt (Akar) alerjisi: Ev tozu mayt, küf sporları, hayvan kürkü ve tüyü, bütün yıl mevcut
olan yıllık rinit’in ’tekrarlanan’
semptomlarını tetiklemekten sorumludur. Semptomlar, mevsimsel alerjik
rinitinki ile aynıdır, ancak burun
tıkanması ve sinüslerin
iltihaplanması, (sinusitis) sık sık
görülen komplikasyonlardır. Birçok
şikayete, gerçek hayatta bütün ev
tozlarında bulunamayan, fakat
münhasıran yatakta bulunan ev tozu
maytı sebep olur. Çalışmalar, yatakta
bulunan tozun, yerde bulunan tozdakinden % 100 daha yüksek konsantrasyonlarda toz maytı içerdiğini
göstermiştir.
Mayt, sadece aşağıdaki şartların
hakim olduğu yerlerde yaşar ve ürer
(alerji yaratan etkenler üretir) Mevcut
vücudu tarafından verilen ısı ve nem
içerdiğinden, maytlar için ideal bir
yaşam çevresi sunar; ısı ve nem
şartları en iyi durumdadır. Aynı
zamanda güneş ışığının olmaması
tam olarak sağlanmıştır. Dermatophagoides pteronyssimus adı
verilen, ev tozu hassasiyeti veren
alerji yaratan etkenlere eşdeğer de
olan maytın metabolizma ürünü, kronik inatçı alerjik rinite sebep olan
alerji yaratan etkenler arasında en
çok bilinen ve en yaygın olan alerji
yaratan ekenlerden biridir. Alerji
semptomları ise; hapşırma, rhinorrhea (burun akıntısı), burun
kaşınması, burun tıkanması, gözlerin
ve damağın kaşınmasıdır.
Şikayetlere, aşağıdaki durumlarda ev
tozu maytı sebebiyet verebilir:
Aile içinde bir takım alerjik
hastalıkların zaten meydana gelmiş
olması. Alerjik hastalık büyük bir
olasılıkla yeni doğan çocuklarda
görülür.Alerji erkek çocuklarda daha
sıktır. Alerji menşeli bir hastalığın
zaten hastada görülmesi durumunda.
Semptomlar daima verilen bir yer ile
(örneğin yatak odası) ilgilidir. Daha
kalın akıntı ile birleşen burun
tıkanması gece görülür. 7-10 günden
fazla süren sulu burun akıntısı. Burun
şikayetleri ateş olmadan görülür. Bir
Antibiyotik tedavisinden sonra dahi,
semptomlar iyileşmez.
(Habertürk’ten alıntıdır.)
23
YEŞİLKÖY’DE YOZLAŞMAYA DUR
DEMEK İÇİN TOPLANDILAR
Yeşilköylüler, mahallelerinde son
dönemde yaşanan olumsuz olaylara karşı isyan bayrağı açtı.
Özellikle kafe ve barların
bulunduğu sokaklardaki
kaldırımların valeler ve İSPARK tarafından adeta
parsellenmesi ve Yeşilköylüler’e saygısızca
davranan işletmelere karşı ayaklanan
Yeşilköylüler, internet üzerinden harekete geçerek
“Yeşilköy Yozlaşmadan Kurtulacak” isimli bir
toplantı düzenledi.
85 kişinin katıldığı toplantıda Yeşilköy’de son
dönemde yaşanan olumsuzluklar hakkında
görüşlerini ve yapılması gerekenleri belirten
vatandaşlar birlikte hareket ederek bir halk
hareketi başlatmaları gerektiğini ve 85 kişi ile
başlayan bu hareketin binlerce Yeşilköylü ile
güçlendirilmesi gerektiğini savundular.
Yeşilköy Toplu Konut Sitesi Lokali’nde yapılan
toplantıda konuşan Yeşilköy Mahalle Muhtarı
Bülent Yurtsever, Yeşilköylüler’in kafelere karşı
olmadığını sadece Yeşilköylüler’e saygısızlık yapan
işletmelere, kaldırımları işgal eden mekanlara
karşı olduklarını belirterek, “İnsana karşı
kabalaşmayacak,
nazik olacak herkese,
her kesime kucak
açarız. Bunların aksini
yapanlara ise artık dur
diyeceğiz. Bazı
arkadaşlar şikayet
ediyorsunuz ama siz
de o kafelere gidip
oturuyorsunuz diyorlar. Yeşilköylüler
kafelere karşı değil,
tabiki Yeşilköylüler de
bu kafelere gidecek
oturacak, eğlenecek.
Ancak Yeşilköylüler
oralara gidiyor diye de
o işletmelerin Yeşilköylüler’e saygısızlıklarına da
müsaade etmeyecektir. Siz eşinizle, kızınızla, annenizle kaldırımlara kadar taşmış, size aileniz ile
yürüyecek yer bırakmamış bir mekanın önünden
geçememekten, yürüyememekten mutlu
musunuz?, Yeşilköylü’nün çoğu mutlu değil. Ben
mutlu değilim. Benim gibi düşünen Yeşilköylü de
mutlu değil. Kaldırım işgallerine göz yuman yönetim, işin üzerine gitmedikçe bu mekanlar işi daha
da azıtıp caddeleri de işgal ediyorlar. O meşhur,
üzerinde işletmenin reklamı olan plastik babalarını
yol kenarına koyup kaldırımlardan sonra caddeyi
de valeleri vasıtasıyla işgal ediyorlar. Kimse dur
demeyince, ses çıkartmayınca, köyümüzün
sokaklarında bile sizin arabanızı park ettirmiyorlar. Ses çıkarttığınızda kavga ediyorsunuz.
Yeşilköylü de bu mekanlara gidiyor diye bu
mekanların kaldırımları işgal edip beni, sizi yürütmemeye hakları var mı? Kafelerin çalıştırdığı valeler, siz arabanızı park etmek için yanaştığınızda,
“Hangi mekana geldiniz? Falanca mekana geldiyseniz buraya park edemezsiniz.” demesi hoşunuza
gidiyor mu, yola konan meşhur dubaları önünüze
set çeker gibi sunduğunda ne
düşünüyorsunuz?. Biz işte buna
karşıyız. İşletme sahipleri nasıl
işyerlerinin tertip ve düzenine özen
gösteriyorlarsa para kazandıkları
semtin tertip ve düzenine de özen
göstermelidirler. Belediyenin görevi
de ruhsat verdim, ben harcımı
aldım, tamam artık ne yaparsa
yapsın değil, ruhsat verdikten
sonra da işgallerle uğraşmak
olmalıdır. Yeşilköylü’nün işini
yapan, halka saygılı, tertip ve
düzeni hem kendi hem de para
kazandığı semt için çabalayan
işletmeler ile ilgili hiçbir sorun yoktur ve olmaz da. Yeşilköy halkı
sadece saygı ve ahlaklı hizmet beklemektedir. Bugün sesimizi
çıkartmazsak, daha önce de
Bakırköy’de olduğu gibi her
binanın altında Türkü Kafe-Barlar açılır ve orada
yaşayan Bakırköylü gibi biz de Yeşilköy’ü terk
etmek zorunda kalırız” dedi.
Yurtsever ayrıca, başlatılan halk hareketinin siyasi
bir yapısının bulunmadığını ve bulunmasına da
izin vermeyeceklerini de belirtti.
“BÜYÜKŞEHİR HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR,
BAKIRKÖY BELEDİYESİ İSE AĞIRDAN ALIYOR”
Yeşilköy Mahalle Muhtarı Bülent Yurtsever,
Yeşilköy’de yapılan olumlu gelişmelerin yok
denecek kadar az olduğunu da belirterek, AKP’li
Büyükşehir Belediyesi’nin “Biz nasıl olsa Bakırköy’ü
kazanamayız düşüncesiyle Yeşilköy’e hiçbir şey
yapmadığını, Bakırköy Belediyesi’nin de biz nasıl
olsa Bakırköy’ü kazanırız düşüncesiyle
Yeşilköy’deki hizmetlerini ağırdan aldığını, çok
yavaş davrandığını da kaydetti.
Yeşilköy köyiçinin turizm bölgesi olduğunu da
ifade eden Yurtsever, “Turizm bölgesi
olduğu zaman
evinizi yıktığınızda
bir daha konut
yapamıyorsunuz, ya
pansiyon, ya otel,
gece kulübü gibi
mekanlar yapabiliyorsunuz. Bu tür
yapılaşmalar olduğu
zaman Yeşilköy’ün
ne hale
gelebileceğini
düşünüyor
musunuz? Bizi bu
kadar niye rahatsız
ediyorsunuz? Turizm bölgesi yapılmasının anlamı
nedir? Yeşilköy’de turizm mi var, müze mi var, turistlik yer mi var?” diyerek sözlerini tamamladı.
“NARGİLE DUMANI İÇİNDE
ÇOCUKLARIMIZ PARKLARDA OYNUYOR”
Yurtsever’in konuşmasının ardından Yeşilköylüler
tek tek söz alarak yaşadıkları sıkıntıları ve
düşüncelerini paylaştılar.
Bülent Yurtsever’in ardından toplantıya katılan
Yeşilköylü bir vatandaş söz alarak Halit Ziya
Uşaklıgil Parkı’nın yanı başında bulunan kafenin
parkı adeta işgal ettiğini ve sürekli nargile tüketiminin bulunduğunu belirterek, “Bizim
çocuklarımız, içinde neyin olduğu belli olmayan bir
şeyin dumanını çekerken oyun oynuyorlar. Böyle
bir şey yok. Orası küçük bir büfeydi, şimdi
neredeyse parkın tamamını işgal etti.” dedi.
Daha sonra ise toplantıya katılan Avukat Salim
Baydil, Yeşilköy’e yaşatılan bir yaşam biçimi
olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirtti. Yeşilköy’de büyük bir rant döndüğünü de dile
getiren Baydil, mahalleli olarak
bundan sonraki süreçte bu rantı
önlemek zorunda olduklarını
söyledi. Mahallenin imarına
müdahale etmelerinin, ruhsatına
müdahale etmelerinin gerektiğini ifade eden Baydil, buna engel olunamazsa bu rantın önünün
alınamayacağını kaydetti. Baydil’in konuşmasının
ardından ise Yeşilköy Park Dayanışması’ndan
Bülent Beylanlı söz alarak Yeşilköy’de yaptıkları
çalışmalardan bahsetti. Daha sonra ise Yeşilköylü
Mehmet Ali Örgen söz alarak, Yeşilköy’de doğup,
büyüdüğünü ve çocuklarının da Yeşilköy’de
büyüdüğünü belirterek, başlatılan bu halk hareketinin daha yoğunlaşarak devam etmesi gerektiğini
söyledi.
“TÜM SUÇ BİZ YEŞİLKÖYLÜLER’DE”
Toplantıda daha sonra bir çok vatandaş söz alarak
istek ve taleplerini belirtirken, toplantının sonlarına
doğru söz alan Yeşilköylü Mete Alpman,
Yeşilköy’de herkesin yaşadığı sorunlar ve
sıkıntıların ortak olduğunu ifade ederek,
Yeşilköylüler’in bugüne kadar bu sorunlar
karşısında ne yaptıklarını sordu. Yeşilköylü olarak
bu zamana kadar bu konularla çok fazla mücadele
etmediklerini de kaydeden Alpman, “Rönepark’ın
sahili, denize girdiğimiz kumsallar hiçbirisi yok
artık. Çünkü bu yollar yapılırken hiçbirimiz itiraz
etmedik buna. Ne getirdi bu sahil yolu
Yeşilköy’e?” dedi.
Alpman, Yeşilköy’de yapılanlarla ilgili suçu kendilerinde aramaları gerektiğini de belirterek,
“Sadece belediyeye odaklandık. Peki emniyet ne
oluyor bu arada. Onların hiç mi suçu yok. Emniyet
Müdürümüz’ün lojmanı burada. Burada hiçbir
kurala uyulmuyor. Ben aynı zamanda Su Kooperatifleri’nin Yönetim Kurulu Başkanı’yım. Orada
bize bir çok şikayet dilekçesi geliyor, sahildeki
satıcılarla ilgili. Bu şikayetleri ben bizzat yetkili yerlere ulaştırdım. Zabıta geldi ve orada çocuklara
balon satan adamın balonlarını aldı gitti, bu
kadar. Böyle bir şey olabilir mi? Hepiniz
hatırlarsınız İstasyon Caddesi bir ara trafiğe
kapatılmak istendi. Kimden geldi ilk şikayet esnaftan geldi. Sene 1990, Yıldırım Aktuna Belediye
Başkanı. Mecliste bir karar aldık. İstasyon Caddesi
ile ilgili. Yeşilköy’ü eski haline getirelim. Arabalarla girilmesin buraya, girilecekse faytonla girilsin.
Önce Yeşilköylüler karşı çıktı buna biliyor
musunuz?” diyerek konuşmasını bitirdi.
Alpman’ın ardından ise Yeşilköylü Faruk
Yedibaşlar söz alarak, Yeşilköy’ün bu duruma
gelmesinin başlıca sebebinin 1984’teki siyaset
olduğunu ifade etti.
SİYASET KONUŞULDU; TOPLANDI DAĞILDI
Faruk Yedibaşlar’ın konuşmasının ardından ise söz
alan ve CHP İlçe Yönetimi’nde yönetici olduğunu
belirten bir kişi ise, Bülent Yurtsever’in CHP’li
Bakırköy Belediyesi de nasıl olsa burayı kazanırız
diye işleri ağırdan aldığını söylemesinin yanlış
olduğunu belirtmesi salonda bulunanlar tarafından tepki çekti.
Salonda bulunan vatandaşlar
siyaset yapılmamasını isterken bazı
vatandaşlar ise bu konuşmanın
üzerinden salonu terk etti. Bazı
katılımcılar da siyaset yaptığı için
konuşmacıya tepki gösterdi.
Toplantının geri kalan kısmında
siyasi konuşmalar yoğunlaşmaya
başladı. Bunun üzerine araya giren
Yeşilköy Mahalle Muhtarı ve
Yeşilköylü vatandaşlar, toplantının
burada kesilmesini istediler.
Toplantının sonunda ise başlatılan
halk hareketinin daha da
genişletilmesi ve önümüzdeki günlerde geniş katılımla bir basın
açıklaması yapılması kararlaştırıldı.
(Yavuz ARPACIK)
24
07 EKİM 2013 PAZARTESİ
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Serdal Kılavuz ve Bahar Sunman’ın izinli
sayılmalarına oybirliğiyle karar verildi. Gündem
okundu, 2014 mali yılı bütçesi ve performans
programı görüşmelerinin 25 Ekim 2013 Cuma
günü saat 10:00’da yapılmasının gündeme eklenmesiyle birlikte gündemin oybirliğiyle kabulüne
karar verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi
neticesinde 1- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı
2014 yılı performans programına dair evrakın
Bütçe Plan Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle
kabulüne, 2- Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı
2014 mali yılı bütçesine dair evrakın Bütçe Plan
Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne,
3- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı
Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne kadro aktarımı
hakkındaki başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne, 4- İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı
Yeşilköy Mahallesi 39 pafta 349 ada 7 parsele
ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
değişikliğine dair dosyanın imar ve şehircilik
komisyonuna havalesinin oybirliğiyle kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından 09 Ekim 2013 Çarşamba
günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
09 EKİM 2013 ÇARŞAMBA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 2. Başkan Vekili Ali Kenan Kır tarafından
açıldı. Ohannes Karabetyan, Ferzan Özer ve
Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarına oybirliğiyle
karar verildi. Gelmeyen meclis üyelerinin izinli
sayılmalarına oyçokluğuyla karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul
edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu’nun
vermiş olduğu meclis tutanaklarına dair yazılı
önergenin başkanlık makamına havalesinin
oybirliğiyle kabulüne karar verildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı çocuk evleri isimlerine dair başkanlık teklifinde ismi geçen
kreşlerin tek tek oylanmasına oybirliğiyle karar
verildi. Yapılan oylama sonucunda Barış Manço
Çocuk Kreşi’ne, Barış Manço Çocuk Evi isminin
verilmesinin oybirliğiyle kabulüne, Ülkü Adatepe
Kreşi’ne Ülkü Adatepe Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle kabulüne, Ataköy Çocuk
Evi’ne Muazzez İlmiye Çığ Çocuk Evi isminin verilmesinin 4 ret (Mehmet Emin Ertekin, Türkan Elif
Arıkan Can, Ayhan Can, Ramazan Baş) oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, Osmaniye Çocuk Kreşi’ne
Zübeyde Anne Çocuk Evi isminin verilmesinin
oybirliğiyle kabulüne, Basınköy’de bulunan ve iki
binadan oluşan çocuk evlerine Hasan Ali Yücel
Çocuk Evi isminin verilmesinin oybirliğiyle, Can
Yücel Çocuk Evi isminin verilmesinin 4 ret
(Mehmet Emin Ertekin, Ayhan Can, Türkan Elif
Arıkan Can, Ramazan Baş) oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne karar verildi. 2- Fen İşleri
Müdürlüğü başlıklı opera konseptli kültür ve
hizmet binasına Leyla Gencer Sanat ve Kültür
Merkezi isminin verilmesine dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne karar verildi. 3- Kültür
ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı eğitim yardımı
hakkındaki başkanlık teklifinin 11 Ekim 2013 tarihli meclis toplantısında tekrar görüşülmek üzere
ertelenmesine karar verildi. 4- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü başlıklı Şevketiye Mahallesi 1221 ada
212 parselin 16 pafta 11403 ve 11401 parselin ve
kadastral yolun bir kısmına ilişkin 19.05.2013
onanlı 1/1000 ölçekli plan değişikliğine itiraz
hakkındaki dosyanın İmar ve Şehircilik Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 2. Başkan Vekili Ali
Kenan Kır tarafından 11.10.2013 Cuma günü saat
16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
EKİM 2013
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ?
11 EKİM 2013 CUMA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek, birleşim
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Türkan Elif Arıkan Can, Ohannes Karabetyan, Coşkun Alagöz, Cavit Ganiç, Serdal
Kılavuz ve Bahar Sunman’ın izinli sayılmalarına
oybirliğiyle karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt
özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu tarafından belediyenin ne
kadar borcunun olduğu ve şirketle ilgili soru
önergelerine cevap alamadıklarına dair ve yol
katılım paylarına ait vergiler ile ilgili sözlü soru
önergesi verildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- Kültür ve Sosyal İşler
Müdürlüğü başlıklı eğitim yardımına dair
başkanlık teklifinde yardım miktarının ilkokul ve
ortaokul öğrencilerine 75 TL, lise öğrencilerine
100 TL olarak belirlenmesinin oybirliğiyle kabulüne, 2- Hukuk İşleri Müdürlüğü başlıklı sulh ve
ibra yoluna gidilmesine dair başkanlık teklifinin 3
ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan
Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 3- Fen
İşleri Müdürlüğü başlıklı kredi kullanımı ile ilgili
başkanlık makamına yetki verilmesine dair
başkanlık teklifinin 3 ret (Mehmet Emin Ertekin,
Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın oyokluğuyla
kabulüne, 4-İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı
Cevizlik Mahallesi 70 ada 12 parsele ait
14.05.2013 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Bakırköy
merkez demiryolunun güneyine ilişkin revizyon
imar planına itiraz hakkındaki İmar ve Şehircilik
Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin
Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can) oya karşın
oyçokluğuyla kabulüne, 5- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü başlıklı Sakızağacı Mahallesi 6 pafta 5
ada 4 parsele ait 14.05.2013 tasdik tarihli 1/1000
ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine
ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki
İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret
(Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş, Ayhan Can)
oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 6- İmar ve
Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik Mahallesi
112 ada 17 parsele ait 14.05.2013 tasdik tarihli
1/1000 ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun
güneyine ilişkin revizyon imar planına itiraz
hakkındaki İmar ve Şehircilik Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet Emin Ertekin, Ramazan Baş,
Ayhan Can) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 7İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı 1/1000
ölçekli Bakırköy merkez demiryolunun güneyine
ilişkin revizyon imar planına itiraz hakkındaki
İmar ve Şehircilik
Komisyonu raporunun 3 ret (Mehmet
Emin Ertekin,
Ramazan Baş,
Ayhan Can) oya
karşın,
oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan
Vekili Hasan Ersoy
tarafından
25.10.2013 Cuma
günü saat
16:00’da toplanmak üzere
kapatıldı.
25 EKİM 2013 CUMA
(BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ)
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. İlknur Meral ve Bahar Sunman’ın izinli
sayılmalarının kabulüne oybirliğiyle karar verildi.
Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle
kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi
neticesinde 1- 2014 mali yılı performans
programına dair Bütçe Plan Komisyonu raporu
okundu, lehte ve aleyhte görüşmeler yapıldı.
Komisyon raporunun 4 ret oya karşın,
oyçokluğuyla kabulüne karar verildi. 2- 2014 mali
yılı bütçe kararnamesinin oylanmasında madde 1,
4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 2,
4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 3,
4 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, madde 4,
oybirliğiyle kabulüne, madde 5, oybirliğiyle kabulüne, madde 6, 1 ret oya karşın oyçokluğuyla
kabulüne, madde 7, oybirliğiyle kabulüne, madde
8, oybirliğiyle kabulüne, madde 9, oybirliğiyle
kabulüne, madde 10, oybirliğiyle kabulüne madde
11, oybirliğiyle kabulüne, madde 12, oybirliğiyle
kabulüne, madde 13, oybirliğiyle kabulüne,
Bakırköy Belediye Başkanlığı 2014 mali yılı bütçesine dair Bütçe Plan Komisyonu raporu üzerinde
yapılan görüşmeler neticesinde gider bütçesinin 4
ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, gelir
bütçesinin 4 ret oya karşın oy çokluğuyla kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından 04.11.2013 Pazartesi
günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
TOPLAM BÜTÇE
268 MİLYON TL
Bakırköy Belediye Meclisi’nin Ekim Ayı Olağan
Toplantıları’nın 25.10.2013 tarihli 4. birleşiminde
2014 mali yılı bütçesi görüşüldü.
Bütçe görüşmelerinde ilk olarak, Bakırköy
Belediyesi 2014 mali yılı performans programı
daha önceden gruplara dağıtıldığı için okunmuş
sayıldı ve daha sonra bütçe kararnamesindeki 13
madde tek tek okunarak oylandı.
Bakırköy Belediye Meclisi’nde yapılan açıklamada,
2014 mali yılında belediye bağlı idare birlikleri
için toplam 268 milyon 227 bin 732 TL bütçe
verildiği, belediyenin gelirlerinin ise 196 milyon
260 Bin TL olduğu belirtilirken, toplam bütçede
geri kalan 71 milyon 967 bin 732 TL’lik kısmın
borçlanma yoluyla olması dikkat çekti.
Bakırköy Belediyesi’nin 2014 mali yılı bütçesi
toplam 268 milyon 227 bin 732 TL olarak belirlendi.
Bakırköy Belediyesi 2014 mali yılı bütçesi AK Parti
Grubu’nun 4 ret oyuna karşın oyçokluğuyla
Belediye Meclisi’nden geçerek onaylandı.
Belediye Meclis Salonu’nda yapılan ve Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy’un yönettiği meclis
görüşmelerine, Bakırköy Belediyesi müdürleri de
tam kadro katıldı.
2014 BÜTÇESİ
OY Ç O K L U Ğ U Y L A K A B U L E D İ L D İ
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
25
Yapıtlarında her
zaman özgün alanlara değinmesi
nedeniyle edebiyat
çevrelerinde ilgi ile
izlenen Hikmet Temel
Akarsu’nun bu ay
yine ilginç bir kitabı
çıktı piyasaya. Doğan
Kitap etiketi ile
piyasaya çıkan
kitabın adı “Şairlerin
Barbar Sofraları”. Bu
öyküler derlemesinde
yazar bizi merak
edilen bir dünyanın
derinliklerine
götürüyor. Edebiyatın
kalbinin attığı, ruhunun oluştuğu kaynaklarda, mekânlar-
muhalif, ruhsal derinlik içeren üslubuna
keskin bir geri dönüş
yaparken, çoşkuların
çarpıştığı bir egolar
deryasına götürüyor
bizi. Bu kitapla ilgili
yazara bir kaç soru
yönelttik:
Neden böyle bir
kitap ? Neden edebiyat dünyasının iç
yüzü?...
Yasemin BAYER
Daha ilginç ve daha
yazılmaya değer bir
şey biliyor olsaydım
bugün için orayı
yazardım. Toplumdaki aynılaşma,
tekdüzeleşme, bir
Hikmet Temel Akarsu’dan Şairlerin
ve Edebiyatçıların Yaşamı Üzerine...
da, ortamlarda,
adanmış şairlerin
arasında gezintiye
çıkarıyor.
Kitabın arka
kapağında da
belirtildiği gibi;
”Şairlerin Barbar
Sofraları” ile Hikmet Temel Akarsu
toplumda daima
merak duyulan
edebiyat mahfillerinin iç dünyalarına taşıyor bizi.
Dışarıdan parıltılı, ışıltılı, yaldızlı
gözüken şairler dünyasının içsel
acılarını, özlem ve tutkularını, bîçare
adanmışlığını, kimi zaman dekadan
yaşam biçimi, kimi zaman soylu feragat duygusunu ama daima ekstremlerdeki çılgınlıklarını gözlerimizin
önüne seriyor.”
Tanıtım bülteninden
alıntılayarak kitabın
devam eden bölümleri hakkında bilgi
verelim: “Sadece
şairlerin yarım
kalmış tutkuları,
boğazda
düğümlenen
hıçkırıkları ve beyhude geçen
anlaşılamamışlık
yılları değil kitabın
ilgi alanı. Ukteler,
Dipler ve Hüzünler
adlı bölümlerde yer
alan duygu yoğun
öykülerde kimi
zaman bizlere yaralı
bir toplumun iç
kanamalarını, kimi
zaman çürümekle
yükselmek arasında salınıp duran
özgün bir semtin sıra dışı öyküsünü,
kimi zaman büyük alt-üst oluşlar
sırasında çimen olup ayaklar altında
ezilen insancıkların hazin
yaşantılarını; kimi zaman da malihulya denebilecek hüzün derinliklerinde süregiden trajikomik
varoluşumuzu benzersiz bir edebi
dille anlatıyor ”Şairlerin Barbar
Sofraları”.
Bu öyküler derlemesinde Hikmet
Temel Akarsu, kendisini edebiyatın
derin sularına taşıyan o bildik,
örnekleşme süreci
sonunda o demode
bulunup bir kenara
itilen şairler ve
edebiyatçılar bana
kalırsa bugün için
en özgün, en ilginç
ve en heyecan verici
yaşamı yaşayan
kişiler oldular.
Bence merak
edilmeyi hak ediyorlar.
Şairin ve edebiyatçının durumu bu
kitapta anlatıldığı kadar kötü mü?
Bu, kötüden ne anladığınıza bağlı.
Ben şairlerimizin ve
edebiyatçılarımızın bu kitap içinde
düştükleri tüm perişanlığa rağmen
yine de en saygıdeğer hayatı
yaşadıklarını düşünüyorum. İdealleri
ve duyguları doğrultusunda yaşıyorlar
ve bunun bedelini
ödüyorlar. Bu kötü
durumda olmak
mıdır? Bence hayır.
Bu kitabı yazarken,
okuyacak şair ve
edebiyatçıların tepkilerinden hiç çekinmediniz mi?
Çekinecek bir şey
göremiyorum. Çünkü
ben onları
kötülemedim. Aslında
övdüm. Karıştıkları
olaylar, yaşadıkları
yoksunluklar ve
dışlanmışlıklar
başkalarına
küçültücü gelebilir
ama tüm
edebiyatçılar bilir ki bu alanda bir
yere gelebilmek için bu yoksunluklara
göğüs germek gerekir.
YAŞLILAR GÜNÜ’NDE
YAĞMUR ALTINDA DANS ETTİLER
Dünya Yaşlılar Günü Bakırköy Belediyesi
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı.
Ataköy 4. Kısım Atapark içinde gerçekleşen
etkinlikte yaşlılar yağmura rağmen Grup
Siren’in müziklerine ayak uydurarak dans
ettiler ve tavla yarışmasına
katıldılar.
Tavla yarışmasında Ali Rıza
Kurtul’u yenen Tuncer
Cebecioğlu birinciliği elde
etti. Öte yandan etkinlikte
90 yaşın üzerindeki Hasan
Tahsin Onat, Muazzez
Aydemir ve Fevziye
Kavlak’a da günün anısına
plaket sunuldu.
Etkinlikte ayrıca Şef Levent
Güler yönetiminde Süz-i Dil
Türk Müziği Topluluğu konseri ve Şef Selahattin
Özsoy yönetiminde Türk
Halk Müziği konseri yapıldı.
1 Ekim Yaşlılar Günüyle
ilgili bir mesaj yayınlayan
Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen 65 yaş
BAKKART uygulamasını
yakında hayata geçireceklerini belirterek “Geçmişini
ve yaşlısını bilmeyen bir
toplum geleceğini ve gençlerini oluşturamaz. Sadece
hayati ihtiyaçların
karşılanması asla yeterli değil, yaşlılarımızın
sosyal ihtiyaçlarının da olduğunu unutmamak bu alanda da çalışmalar yapmak gereklidir. Biz bu alanda üzerimize düşeni yap-
maya gayret ettik ve edeceğiz, önümüzdeki
günlerde 65 yaş BAKKART hizmetlerimiz ile
bir çok etkinlik düzenleyerek yaşlılarımız ile
buluşacağız.” şeklinde konuştu.
Bakırköy Belediyesi Basın Yayın ve Halkla
İlişkiler Müdürü Ruhsan Tezkan “Tüm
BAKKART sahiplerimiz 65 yaş BAKKART ile
ilgili bilgi almak için Müdürlüğümüze
ulaşabilirler.” dedi.
(Yavuz ARPACIK)
Ataköy’de görev yapan apartman görevlileri
DÖNER PARTİSİ’NDE BULUŞTU
Kendisi de apartman görevlisi olan Bakırköy
Belediye Meclis Üyesi Ali Erten organizasyonu ve Bakırköy Belediye Meclis Üyesi
Hüseyin Uğur Özhabeş’in sponsorluğunda
düzenlenen döner partisinde Ataköy’de görev
yapan apartman görevlileri eşleri ile birlikte
bir araya geldi.
Ataköy 9. Kısım’da bulunan Ataköy Kreşi ve
Afet Merkezi’nin arasında kalan bahçede
gerçekleştirilen döner partisine 200’e
yakın apartman görevlisi katılırken,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen de etkinliğe katılarak apartman
görevlileri ile sohbet etti.
Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ali
Erten, uzun zamandır böyle bir etkinlik
düzenlemeyi düşündüğünü ve sonunda
masraflarını karşıladığı ve bu etkinliğe
gösterdiği ilgiden dolayı Özhabeş’e minnettar
olduğunu söyledi. Bakırköy Belediye Meclis
Üyesi Ali Erten ayrıca, etkinliğe katılarak
apartman görevlileri sohbet eden ve
sorunlarını dinleyen Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen ve belediye meclis
üyesi arkadaşlarına da teşekkür ederek, Ateş
bu isteğini yerine getiridiğini belirterek,
döner partisine katılan tüm apartman
görevlilerine teşekkür etti.
Döner partisinin sponsorluğunu üstlenen
Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Hüseyin
Uğur Özhabeş’e de ayrı bir teşekkür borcu
olduğunu ifade eden Erten, etkinlikte
dağıtılan et döner, ayran ve tatlıların
Ünal Erzen’in her zaman yanlarında olduğunu
ve gereken tüm desteği kendisine ve tüm
Bakırköylüler’e gösterdiğini kaydetti.
Etkinlikte birbirleriyle bolca sohbet etme
imkanı bulan apartman görevlileri ayrıca,
Çanakkale’den özel olarak getirilen müzik
grubunun ritimleri eşliğinde de müzik ziyafeti
yaşadılar.
Yazdıklarınız okura genelde biraz
ağır gelmiyor mu? Bu sizin
kitaplarınızın yaygınlık kazanması
noktasında bir engel değil mi?
Her okurun ilgisini çekmeyebilir
yazdıklarım. Zaten best-seller olmayı
hiçbir zaman hedeflemedim.
Sıradanlıktan hoşlanmam. Doğrusu
benim okurlarımın genel düzeyi de
oldukça yüksektir. Türkiye’deki
okurların en iyileri desem yeri var.
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
iPAD AIR ve RETINA EKRANLI iPAD MINI
Apple'ın tasarımıyla göz dolduran 5.nesil iPad ya
da pazardaki adıyla iPad Air, 1 Kasım itibariyle
dünyanın birçok ülkesinde satışa sunuldu. Yerel
saatler 00:00'ı gösterdiği andan itibaren Apple
Online Store'lar üzerinden, 08:00'den itibarense
fiziksel satış kanallarından teknoloji severlerin
beğesine sunulan iPad Air, iPad 2'den bu yana
tasarımı ilk kez değişen iPad olma özelliğini de
taşıyor. Selefleri gibi 9.7 inç'lik bir ekrana sahip,
yeni tasarımı iPad mini'yi andırıyor. Sadece
7.5mm kalınlığındaki yeni iPad, önceki iPad'lerden yüzde 25 daha ince, %28 daha hafif ( 469
gram ). Ekran çerçevesi ise yüzde 43 daha ince.
Ağırlığı 464 gram iPad Air'de kullanılan işlemci,
iPhone 5S'te de yer verilen Apple'ın en yeni A7
işlemcisi. Apple'ın iddialarına göre bu işlemci, ilk
nesile göre 8 kat daha hızlı ve grafik bakımından
72 kat daha hızlı. Yeni A7 işlemcisi, bilindiği gibi
64-bit mimariye sahip. iPad Air'in kamerası da
nihayet Apple'ın önem verdiği konular arasına
girmiş bulunuyor. Arka tarafta 5 megapiksellik bir
iSight kamerasına sahip cihaz, ön tarafta 1080p
FaceTime kamerasıyla geliyor. Ayrıca sesli sohbet
için çift mikrofona yer verilmiş. iPad Air, siyah,
beyaz, gümüş ve "uzay grisi" renklerinde satışa
sunulacak.
Öte yandan, 23 Ekim’deki etkinlikte, iPad Air ile
birlikte tanıtılan Retina iPad Mini ise Kasım ayı
içerisinde (Tim Cook Ekim ayı sonunda yaptığı
açıklamada ilk etapta sınırlı sayıda cihazın
piyasaya sürüleceğini söyledi) dünyanın birçok
ülkesinde satışa sunulacak. 7.9 inç'lik ekrana
sahip iPad mini 2, 2048 x 1536 çözünürlük (326
PPI) sunuyor. iOS'un son sürümü iOS 7'yle çalışan
tablet, aynı yeni iPad Air ve iPhone 5S gibi işlem
gücünü A7 işlemcisinden ve M7 yardımcı
işlemcisinden alıyor. Yeni işlemci, Apple'a göre
iPad mini'ye kıyasla 4 kat daha hızlı. GPU ise
Apple'ın iddiasına göre 8 kat daha hızlı. MiMo
destekli iki kat hızlı Wi-Fi, 10 saat pil ömrü, iPad
mini 2'nin diğer özellikleri arasında. iPad mini'nin
arka yüzünde 5 megapiksellik bir iSight kamerası,
ön yüzünde ise 1080p çözünürlüklü FaceTime
kamerası bulunuyor. Gri, beyaz ve uzay grisi renk
seçenekleriyle "Kasım ayının sonlarında" piyasaya
sürülecek.
ANDROID 4.4 KITKAT
Android'in yeni mobil işletim sistemi sürümü 4.4
KitKat'ın resmi duyurusu Google tarafından
gerçekleştirildi. Android'in başlangıcından bu
yana tatlı isimleri kullanan Google ilk kez tescilli
bir marka olan KitKat ismine yer verdi ve bunun
için Nestle ile ortaklık anlaşması imzalandı.Sonraki 1 Milyar şeklinde bir slogan belirleyen Google,
Android KitKat sürümünü en alt seviye akıllı telefonlara ulaştırmayı istiyor. Zira donanım
ATAKÖY
AYLIK BÖLGE GAZETESÝ
Aylýk Süreli Yayýn
YIL: 21 Sayý: 231 KASIM 2013
[email protected]
Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir.
Gazetemizde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahibine aittir.
yetersizliği nedeniyle Android 4.0 sürümü ile
piyasaya çıkan cihazlar halen mevcut. Ayrıca Kit
Kat’ın başta akıllı televizyonlar ve Android tabanlı
oyun konsolu ile eğlence sistemleri, akıllı saatler,
giyilebilir teknolojik cihazlar gibi yeni pazarlarda
boy göstermesi bekleniyor. Android'in yeni işletim
sisteminin dahili olarak geleceği Nexus 5'in yanı
sıra ilk etapta Samsung Galaxy S4, HTC One,
Nexus 4, 7 ve 10'da kullanıma yakın zamanda
açılacağı belirtildi. Android KitKat'ın yeni özellikleri arasında o an çalınan parçanın kontrolleri
yanında albüm kapağının da tam ekran olarak
çıkacağı yeni kilit ekranı, kamera kısayolu, ana
ekran düzenleme, güncellenen renk düzenleri ile
birlikte yazı tipi özellikleri dikkat çekiyor.
alma işlemi için Panasonic'in kasasından 460
milyon dolar çıktı. Her iki şirket de, satın almayı
onaylayan açıklamalar yaptı. 1980 yılında, Cahit
Durmaz ve Ali Dağbaşı tarafından, kurucusu Viktor Kohen'den alınan Viko, geride kalan 33 yıl
içerisinde önemli atılıma imza atmasıyla tanınıyor.
Viko, üretiminin neredeyse yarısını ihracat yoluyla
yabancı ülkelere gönderiyor. Cahit Durmaz ve Ali
Dağbaşı, yaptıkları açıklamada, 10 yıl sonra
dünyanın en büyük 10 markasından biri olmayı
hedeflediklerini ve Panasonic'le yaptıkları
ortaklığın, bu hedefe giden önemli bir adım
olduğunu söylediler.
APPLE TÜRKÇE ONLINE MAĞAZASI AÇILDI
Yasa dışı müzik, film ve yazılım indirenlerin bir
numaralı kaynağı olan torrent sitelerine erişim bir
bir engelleniyor. Dünya çapında torrent servisine
karşı başlatılan operasyonlara İngiltere de katıldı.
İngiliz makamları, 21 torrent sitesi için erişimi
engelleme kararı aldı. Bu karar torrent için ağır
bir darbe anlamına geliyor. IsoHunt 7 yıl süren bir
davayı kaybedince, siteyi kapama kararı almıştı.
The Pirate Bay, EZTV ve Kickass Torrents'e erişimin
engellenmesinin ardından şimdi de Torrentz, TorrentHound, BitSnoop ve Monova gibi trafiği yüksek ünlü torrent siteleri kara listeye alındı. Erişime
engelleme kararının İngiliz ISP'lere tebliğinin
ardından bir hafta içinde İngilizlerin bu sitelere
erişmesi mümkün olmayacak. Benzer kararların
dünyanın pek çok ülkesinde alınması ve "sahiplerine ulaşılamayan" sitelere erişimin engellenmesi
için müzik ve eğlence sektörünün büyük bir
operasyon başlattığı biliniyor. Sahiplerine
ulaşılabilen siteler içinse kapama ve ceza
istemiyle davalar açılması gündeme geliyor.
Ancak torrent sitelerinin kurucuları, bu davalardan kaçınmak için sunucularını yasal olarak sorun
çıkarmayacak ülkelere taşıyorlar. Torrent sitelerin
ayakta durması için gerekli olan trafiği ve reklam
gelirlerini etkileyeceği için erişime engelleme
kararları torrent ağı için ağır bir darbe olacak.
Apple, Türk kullanıcılarını sevinderecek haber
geldi. ABD'li teknoloji devi, Türk kullanıcıların
Mac Book, iPhone, iPad, iPod gibi ürünleri Türk
Lirası karşılıklarıyla görüp satın alabilecekleri
internet üzerinden Türkçe alışveriş sitesini açtı.
Sitenin üst kısmında geleneksel Türk çay bardağı
altlığı görseli dikkat çekti.
Mağazaya
http://store.apple.com/tr adresinden girilebiliyor.
SOUND CLOUD’TA 250 MİLYON ÜYE
Profesyonel ve amatör müzisyenlerin çalışmalarını
paylaştığı SoundCloud, aylık aktif kullanıcı
sayısının 250 milyonu geride bıraktığını açıkladı.
SoundCloud CEO’su ve kurucularından Alexander
Ljung, TechCrunch Disrupt Europe konferansında
yaptığı açıklamada, Temmuz ayında 200 milyon
olan üye sayılarının birkaç ayda 50 milyon
arttığını belirtti. Ljung, müzik platformunun Instagram ile entegreli hale geleceğini de belirtti.
Böylece, kullanıcılar yükledikleri parçalara, profillerine ve müzik gruplarına daha kolay fotoğraf
ekleyebilecek. Yeni içeriği kullanabilmek için, profil, grup, parça veya çalma listesinde yeni bir
görüntü yüklemek istediğinizde belirerek Instagram tuşunu kullanmanız yeterli olacak. Bu
sayede Instagram hesabınızdaki fotoğrafları daha
pratik bir şekilde SoundCloud’a eklemek mümkün
olacak.
38 MİLYON HESAP ÇALINDI
Adobe'dan yapılan açıklamada, yakın bir süre
önce düzenlenen siber saldırıda, sanılandan çok
daha fazla müşterinin etkilendiğinin ortaya çıktığı
belirtildi. Şirket, şu anda yaklaşık 38 milyon aktif
kullanıcının şifrelerinin ve kullanıcı adlarının
çalındığına inanıldığını, internet korsanlarının
aynı zamanda, iki yıldır veya daha uzun süredir
kullanılmayan, sayısı belirsiz hesabın ayrıntılarına
eriştiğini bildirdi. Siber saldırıda, popüler görüntü
işleme programı Photoshop'un kaynak kodunun
bölümlerinin de çalındığı kaydedildi. Daha önce
siber saldırıdan 2,9 milyon hesabın etkilendiğini
açıklayan Abode, Acrobat PDF belge düzenleme
yazılımının ve ColdFusion internet uygulamasının
kaynak koduna yasadışı yollardan erişildiğini
bildirmişti. Korsanların eriştiği bilgi, Adobe'ın
yazılım çalışmalarını ne şekilde yürüttüğünün
incelenmesini ve tekniklerinin kopyalanmasını
sağlayabilir.
JAPON DEVİ, TÜRK DEVİNİ SATIN ALDI
Japonya'nın en büyük teknoloji devlerinden biri
olan Panasonic, Türkiye'nin, elektrik anahtarı ve
priz üretimi yapan en büyük şirketi olan Viko'nun
çoğunluk hisselerini, resmi olarak satın aldı.
Japon gazetesi Nikkei'nin haberine göre, bu satın
TORRENT SİTELERİNE AĞIR DARBE
ŞAŞIRTAN PS4 AÇIKLAMASI
PlayStation 4 ve Xbox One için geriye sayılı zaman
kaldı. Bir Microsoft cephesinden, bir Sony cephesinden ardı ardına patlayan haberlere, Sony
tarafından bir yenisi daha eklendi... Firmanın
kendi resmi blog’unda yayınladığı bilgiye göre,
Kuzey Amerika'da 15 Kasım itibarı ile piyasada
olacak olan PS4, aynı gün 1.50 yamasına da
kavuşacak. Normalde cihazın hiçbir şekilde
desteklemediği DVD ve Blu-ray film oynatma
seçeneği, ancak bu güncelleme yapıldığı zaman
aktif olacak ve cihaz internete bağlanana kadar,
PS4 sahipleri bu özelliklerden hiçbir şekilde yararlanamayacaklar. Fakat 1.50 yaması sadece film
oynatıcılarla da sınırlı kalmıyor; kutudan
çıktığında bulamayacağınız birçok PS4 özelliğini
de beraberinde taşıyor. PS4 oyunlarını Wi-Fi
aracılığı ile PS Vista üzerinden oynamamıza imkan
sunacak olan remote play, ekran kullanımını
bambaşka bir boyuta taşıyacak olan second
screen, live oyun stream edebilme, parti stili sesli
konuşma grubu açabilme, PlayStation camera'nın
yüz ve ses algılayabilme sistemi ve Sony Music
Unlimited arka plan müzik çaları gibi normalde
cihazın içerisinde bulunması gereken tüm özellikler, 1.50 yaması ile devreye girecek. Güncelleme
yapmadan hiçbir şekilde online multiplayer deyimi yaşamamıza da izin vermeyecek olan Sony,
pek tabi bu hareketi ile olabildiğince korsana
karşı durmayı hedefliyor. Benzeri bir girişim, Wii
U çıkışında da yapılmış ve Nintendo'yu birçok
sıkıntıdan kurtarmıştı.
Yurtgün İç ve Dış Ticaret A.Ş. Adına
İmtiyaz Sahibi
Hukuk Danýþmaný: Av. Öner AYBEK
Göksenin ATAMER İLERİ
Ofset Baský : ÜNÝFORM
GENEL YÖNETMEN VE SORUMLU
YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Özcan ATAMER
Haber Koordinatörü
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat:1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Gökhan ATAMER
Tel: (0212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Haber Merkezi
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz.
Yavuz ARPACIK
Arzu BERATOĞLU
27
2006/2009 yıllarında Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştu.
AYHAN OTLATICI ÇATALCA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI
1923 Lozan Mübadelesi ile Çatalca’ya yerleşen Otlatıcı Ailesi’nin bir ferdi olarak
1967 yılında Çatalca’nın Kaleiçi Mahallesi’nde dünyaya geldi.
Çocukluk ve gençlik yılları Çatalca’da geçen Otlatıcı, Cumhuriyet Halk
Partisi Gençlik Kolları’nda çeşitli aktif görevlerde bulundu. Üniversite
eğitimini Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladıktan
sonra, askerlik görevini Erzincan da kısa dönem olarak yaptı.
Kamu görevine 1993 yılında İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi’nde
başladıktan sonra Mahalli İdareler’de ön inceleme, araştırma ve
soruşturma konularında kontrolörlük görevi yaptı. Buradaki
görevi esnasında İstanbul Valiliği’nce takdirname ile
ödüllendirilerek İstanbul Valiliği Mahalli İdareler Müdürlüğü
görevine atandı.
Başarılı hizmetlerinin ardından 2006-2009 yılları arasında Bakırköy
Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 2009
yılından bu yana da Silivri Belediyesi’nde Teknik Başkan Yardımcılığı
görevini sürdürüyor.
Belediyecilik konusundaki tüm tecrübe ve birikimleri ile memleketi olan
Çatalca’ya, Belediye Başkanı olarak hizmet etmek isteyen Ayhan
Otlatıcı 2014 Yerel Seçimleri için Çatalca Belediye Başkan Aday Adayılığı’nı
açıkladı. Otlatıcı evli ve bir kız babasıdır.
Bakırköy Tapu Müdürü Yavuz EKER,
İzmit Tapu Müdürlüğü’ne atandı
Gazetemize veda
ziyaretinde bulunan Yavuz
Eker, 7 yıl süre ile Bakırköy
Tapu Müdürü olarak görev
yaptığını İstanbul’daki
hizmet süresinin
tamamlandığından Tapu
Kadastro Genel
Müdürlüğü’nce (TKGM) yer
değiştirme suretiyle
İzmite’e atamasının
yapıldığını belirterek,
İstanbul’da görev yaptığı
10 yıl süre içerisinde
kendisinin Bakırköy
Ataköy’de ikamet ettiğini,
Bakırköy’ü ve Bakırköy insanını çok sevdiğini söyledi.
Vatandaşlara sunulan kamu hizmetinin kalitesini sürekli arttırma çabası içerisinde olduğunu
ifade eden Eker, ayrıca Bakırköylüler’e şükranlarını sunduğunu kaydetti.
Eker, “Diğer kamu kurumlarında olduğu gibi başarılı her kamu hizmetimizi haber yapmak
suretiyle destekleyen, yanlışı, hatalı olanı uyaran Ataköy Gazetesi’nin, başta Özcan Atamer
olmak üzere tüm çalışanlarına teşekkür ederim” dedi.
ERSOY AİLESİNİN
ÇİFTE BAYRAMI
Bakırköy Belediye
Meclisi 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy’un oğlu
İzzet Yasin ve
eşi Özgün’ün çocukları
Duru Bebek,
29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı’nda
dünyaya gözlerini açtı.
Bakırköy Belediye
Meclisi 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy, Duru
Bebek ile dede olmanın
da heyecanını yaşarken,
29 Ekim’de çifte bayram
yaşadığını söyledi.
Bakırköy Tapu Müdürlüğü’ne
Mesut Çetinkaya getirildi
Bakırköy eski Tapu
Müdürü Yavuz Eker’in İzmit
Tapu Müdürlüğü’ne
atanmasının ardından
Bakırköy Tapu
Müdürlüğü’ne ise Mesut
Çetinkaya atandı.
Son olarak İzmir Urla Tapu
Müdürü olarak görev
yapan Mesut Çetinkaya,
Bakırköy’de süregelen
çalışmaları sürdüreceklerini
belirterek, “Daha önceki
Tapu Müdürü Yavuz Eker
arkadaşımın çalışmalarını,
buradaki talep sahiplerine
en güzel şekilde hizmet etmeye çalışacağız.” dedi.
Bakırköy’ün güzel bir ilçe olduğunu ifade eden Çetinkaya, Bakırköylüler’e de kendilerine
gösterdiği teveccühden dolayı teşekkür etti.
MESUT ÇETİNKAYA KİMDİR?
20.01.1965 Adana doğumlu olan Mesut Çetinkaya ilk, orta ve lise eğitimini Adana’da
tamamladı. Ankara Gazi Üniversitesi Tapu Kadastro Meslek Yüksek Okulu’nu bitiren Çetinkaya
daha sonra ise Eskişehir Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi.
1985 yılında İzmir Konak Tapu Müdürlüğü’nde memur olarak göreve başlayan Çetinkaya, daha
sonra ise İzmir Buca ve Gaziemir Tapu Müdürlükleri’nde müdür yardımcısı olarak görev yaptı.
Çetinkaya müdür yardımcılığı görevinin ardından İzmir Seferihisar, Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı
ve Urla Tapu Müdürü olarak görev yaptı. Mesut Çetinkaya 30.09.2013 tarihinde de Bakırköy
Tapu Müdürü olarak yeni görevine başladı.
18 ŞANSLI İSİM ARAÇLARINI ALDILAR
Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin 18. yılda
18 Chery araba kampanyasına katılan ve yapılan
çekiliş sonrasında araba kazanan 18 şanslı isim
düzenlenen törenle araçlarını aldılar.
Carousel AVM’de düzenlenen anahtar teslim
törenine Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi İcra
Kurulu Üyesi Orhan Demir, Carousel AVM Müdürü
Özkan Şenyüz, Carousel AVM Basın ve Halkla
İlişkiler Müdürü Tuba Şat Sarışen ve araç kazanan
talihliler ile yakınları katıldı.
Törende talihlilere anahtarları ve plakaları Orhan
Demir, Özkan Şenyüz, Tuba Şat Sarışen ve
Carousel ekibi tarafından verildi.
Anahtar ve plaka teslim töreninin ardından ise
Carousel AVM ekibi ve talihliler ile yakınları toplu
şekilde hatıra fotoğrafı çektirdiler.
18. yılda 18 Chery Otomobil
Kazanan Talihliler:
Yerçanik Bozoğlan, H. Mansur Halıcı, Köksal
Akgün, Dursune Nair, Yasemin Can, Emre Baykal,
Nuray Şahin, Peyhan Özay, Nermin Akaya, Hülya
Genç, Fatih Aytaş, Sinan Çolak, Umut Büyükakyüz,
Gülay Çanakçı, Vodafone Dağıtım Hizmetleri A.Ş.,
Saime Kahraman, Nermin Kökel, N.Yeşer Meriç.
29
DURU BEBEK
YAŞINDA
Duru Atamer’in doğum günü
Ağbaş ve Atamer ailelerinin
katılımıyla kutlandı.
GENÇ YETENEKLERDEN KARMA RESİM SERGİSİ
Bakırköylü Ressam Emine
Yedikuvvet’in atölyesinde resim
eğitimi alan öğrenciler karma
resim sergisi açtı.
Ataköy Yunus Emre Kültür
Merkezi Çetin Emeç Salonu’nda
gerçekleştirilen serginin açılışını
Ressam Emine Yedikuvvet
yaparken, sergide eseri bulunan
öğrenciler de aileleri ile birlikte
sergiye katıldılar.
07-15 yaş arası 18 öğrencinin
eserlerinden oluşan sergi
hakkında gazetemize açıklama
yapan Bakırköylü Ressam Emine
Yedikuvvet, yıllardır Yenimahalle’de bulunan atölyesinde
özellikle küçük yaştaki çocuklara
resim sanatını öğrettiğini ifade
ederek, bundan sonraki süreçte
de genç yetenekleri eğitmeye
devam edeceğini söyledi.
Sergi kapsamında birbirinden
güzel çok sayıda eserin ortaya
çıktığını da kaydeden Yedikuvvet,
öğrencilerin eserlerini ailelerine
göstermeleri ve ailelerin de
kendisine teşekkür etmelerinin
kendisini çok mutlu ettiğini belitti.
Sergiye eserleri ile katılan
öğrenciler:
Aytaç Köroğlu, Batuhan Taş,
Bengisu Duman, Bora Özpetek,
Eda İlçe, Ege Sönmez, Elif
Yağmur Uzunoğlu, Esin Beycan,
Feyza Arslan, Göknil Bilge,
Hüseyin Enes Zengin, Işıl Can,
Nilsu Başaran, Oğuz Kaan
Topçuoğlu, Öykü Duman, Pelin
Yıldırım, Semah Keleş ve Yağmur
Keskin.
Bu arada sergiye Gamze Avcu da
misafir sanatçı olarak katıldı.
31
5
Zeynep
Z eynep SALGAR & Güven GÜN EVLENDİLER
MUTLU GÜNLER
Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Musikisi
Korosu Şefi Fatih Salgar ve eşi Berna
Salgar’ın kızı Zeynep Salgar ile Güven Gün’ün
düğünleri Sarıyer Fuat Paşa Yalısı’nda
gerçekleştirildi. Düğün töreninde kokteyl ve
nikahın ardından davetliler yemek salonuna
alındı. Gelinin amcası Faruk Salgar da mini bir
konser verdiği düğün töreninde, Prof. Dr.
Nevzat Atlığ ve koronun tüm müzisyenleri,
Salgar ile Gün ailelerinin akraba ve dostları ile
Zeynep ve Güven’in yakın arkadaşları davetliler
arasında yer aldı.
İnternet Kablosu çekmek için yapılan kazı çalışmasında yüzlerce ağaç zarar gördü
FLORYA ATATÜRK ORMANI’NDA YAPILAN KAZI ÇALIŞMASINI PROTESTO ETTİLER
Florya ve Atatürk Ormanı Koruma, Dayanışma ve Kültür Derneği (FLODER), Florya Atatürk
Ormanı'nda başlatılan kazı çalışmalarını protesto etti. Ormanın içinde bulunan spor alanında bir
araya gelen grup, ağaçlara "Ormanlar yağmalanmasın, Türkiye çöl olmasın", "Beton mu? Ağaç mı?"
yazılı pankartlar astı. Eylemci grup, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi (İBB) Başkanlık Konutu’na internet
bağlantısı götürmek iddiasıyla başlatılan kazı nedeniyle,
bölgede bulunan selvi ağaçlarının zarar gördüğünü öne
sürdü.
Kazı çalışmalarının başlamasıyla yetkili
mercilere başvurduğunu ancak cevap
alamadığını belirten FLODER Yönetim
Kurulu Başkanı Taner Dayı, kanalların
orman arazisi yerine dışarıdan geçirilmesi
gerektiğini belitti.
Kazı çalışmaları sırasında yüzlerce ağacın
zarar gördüğünü öne süren Taner Dayı,
"Bundan 4 gün önce kazı çalışmalarının başladığı gün buraya geldim. Ağaç köklerinin dışarıda
olduğunu gördüm. Florya Atatürk Ormanı’nın içerisinde ağaçların arasında 50-80 cm derinliğinde
700-800 metre uzunluğunda kanal oluşturarak internet kablosu geçirmek amacıyla kazı çalışması
yapılmış ve bir çok ağacın kökleri zarar gördü. Kazıların İBB'nin Başkanlık Konutu’na internet
bağlantısı götürmek amacıyla yapıldığını söylediler. Dernek olarak iki orman mühendisi ormana
getirilerek çalışma yapılmış ve sonucunda ağaçlara zarar verildiği ortaya çıkmıştır. Burası selvi
ağaçlarının olduğu bir bölge. Selvi ağaçlarının kökleri yüzeyde olur. Çukur açar, bu ağaçların
köklerini dışarıda bırakırsanız, ağaçlar rüzgarla kurur." dedi.
800 metre boyunda yol boyunca süren
kazıyı İBB'nin taşeron bir firmaya
yaptırdığı ileri süren Taner Dayı, açılan
çukurların ise eylemi haber alan firma
yetkilileri tarafından kapatıldığını iddia
ederek, İBB’ye “Bu kazılar kimin izniyle
yapılmıştır?, Florya Atatürk Ormanı 2.
derece sit alanıdır. Orman
Müdürlüğü’nden izin alınmış mıdır?, Bu
kabloların başka bir yerden geçirilmesinin
mümkünatı varken, neden buradan
geçirilmiş ve ağaçlara zarar verilmiştir.
Yakın bir zamanda, Florya Ormanı`nın
karşısında Toki’nin yapmış olduğu yüksek
katlı binalar bulunmakta acaba yenileri
için bunlara zemin mi hazırlanmaktadır?”
sorularını sordu.
Florya ve Atatürk Ormanı Koruma,
Dayanışma ve Kültür Derneği (FLODER)
Başkanı Taner Dayı’nın basın
açıklamasının ardından eyleme katılan
grup tarafından kazının durdurulması için
imza kampanyası başlatılırken, savcılığa
suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.
(Yavuz ARPACIK)
33
K A Ç B A B A K A Ç ’ I N G A L A S I YA P I L D I
Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından sahnelenen Kaç Baba Kaç oyununun
galası Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi Müşfik Kenter
sahnesinde yapıldı.
Ray Cooney’in yazdığı Haldun Dormen ve Kemal Uzun’un çevirdiği, Haldun
Dormen‘in yönettiği oyunun galasını Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem
Ünal Erzen, Haldun Dormen’in oğlu Ömer Dormen ve gelini Gazeteci-Yazar
Ayşe Arman, Göksel Kortay, Engin Uludağ, Tijen Par, Murat
Cevher, Yıldırım Memişoğlu (Ali Desidero) gibi isimlerin
yanı sıra yüzlerce tiyatrosever izledi.
Fars (güldüren oyun) türünün iki usta ismi; yazar Ray
Cooney ve yönetmen Haldun Dormen’i bir araya getiren
oyunda Erol Ozan Ayhan, Emre Koç, Yonca Cevher, Ali
Rıza Kubilay, Nurhayat Atasoy, Alper Kut, Nevşim Ayşen
Erzat, Didem Germen, Zeynep Köse Şengünler, Bulut
Akkale, Murat Şenol ve Aytekin Özen rol alıyorlar.
Oyunla ilgili konuşan Türk tiyatrosunun yaşayan
efsanelerinden yönetmen Haldun Taner, ”Hiç kuşku yok
ki, bizde çok sevilen Ray Cooney müthiş bir fars ustası.
Matematiksel bir kafayla oyunlarını en ince noktasına
kadar adeta dokuyor. Ondan sonra da iş oyunculara ve
yönetmene düşüyor. Kim ne derse desin fars yönetmek
ve oynamak gerçekten güçtür ama Bakırköy Belediye
Tiyatrosu’nun oyuncularının Kaç Baba Kaç’ta
gösterdikleri olağanüstü çaba ve beceriyle hak ettiği
başarıyı kazandı. Ayrıca burada bana eski Dormen
Tiyatrosu havasını hissettiren herkese sonsuz
teşekkürler.” şeklinde oyunla ilgili bilgi verdi.
Galanın sonunda sahneye çıkan Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen, Haldun Dormen’e çiçek
verdikten sonra önemli açıklamalar yaparak, “Bakırköy
Belediye Tiyatroları’nda özgürce oyunlar
sahnelenmeye devam ediyor. Bazı tiyatroların
üzerinde yaşanılan baskı hiçbir zaman burada
yaşanmıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği
izde biz de sanat alanında çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Bakırköy’ü kültür ve sanat kenti yapmak
için çalışmalarımızda aralıksız sürüyor. Buradan
sizlere bir müjde vermek istiyorum. Kasım ayında
Türkiye’nin en büyük opera ve tiyatro salonunu
içinde barındıran kültür merkezimizi hizmete
açacağız. Aynı anda bin kişi yeni kültür merkezimizde opera izleyebilecek. Hatta Haldun Dormen
hocamızın Sokak Kızı İrma operasıyla açılışımızı
yapacağız. Atatürk Kültür Merkezi’nin kapalı
olduğu, olacağı günümüzde ve gelecekte
açacağımız kültür merkezi sadece Bakırköy’e değil
İstanbul’a soluk getirecektir. Biz olsak da olmasak
da bu duvarlar, sahneler konuşmaya devam
edecek. Yeni kültür merkezimiz açıldıktan sonra da
Yunus Emre Kültür Merkezi’mizde oyunlar devam
edecek. Bu arada bugün içinde bulunduğumuz
Müşfik Kenter Sahnesi’nin adını Müşfik Kenter
Ağabeyimiz yaşarken verdiğimiz için de ayrıca sevinçli olduğumu bildirmek
istiyorum. Pierre Curi- Marie Curi gibi Müşfik Kenter’den sonra bayrağı
devralan Kadriye Kenter hocamıza da başarılarının devamını diliyorum.”
dedi.
Kaç Baba Kaç’da kirli geçmişin en umulmadık anda nasıl ortalığa
saçılabileceği ve yalanların olayı daha içinden çıkılmaz hale getirdiğini
gözler önüne seriyor.
BİZİM RUMELİ DERNEĞİ’NDE CUMHURİYET COŞKUSU
Bizim Rumeli
Derneği 29 Ekim
Cumhuriyet
Bayramı’nı
düzenlediği
etkinlikle kutladı.
Dernek binasında
düzenlenen
etkinliğe Bizim Rumeli
Derneği Başkanı Muharrem
Çınar ve dernek üyelerinin
yanı sıra CHP’den Bakırköy
Belediye Başkan Aday
Adayları Cavit Ganiç, Ziya
Disanlı, MHP Bakırköy İlçe
Başkanı Gürhan Kaya, Bakırköy Belediyesi
CHP’li Meclis Üyeleri Ali Erten, Hüseyin Uğur
Özhabeş, Adnan Türkoğlu, Uğur Beceren
katıldı.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları
anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal
Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlikte
Dernek Başkanı Muharrem Çınar da günün
anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Çınar’ın konuşmasının ardından ise etkinliğe
katılan davetliler Andımızı okudular.
Daha sonra ise Bizim Rumeli Derneği Korosu
tarafından Atatürk’ün sevdiği şarkılar
seslendirilirken etkinliğe katılan davetliler de
hep birlikte şarkılara eşlik ettiler.
90. YIL COŞKUSU
Cumhuriyet Bayramı’nın 90. Yılı Bakırköy’de düzenlenen
törenlerle kutlandı. Kutlamalar kapsamında ilk olarak
Bakırköy Cumhuriyet (Özgürlük) Meydanı’nda Devlet Töreni
yapıldı. Devlet Töreni’nde Bakırköy Kaymakamı Adem
Öztürk, Bakırköy Askerlik Şubesi Başkanı ve Garnizon
Kamutanı Albay İhsan Bursalı ve Bakırköy Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen Atatürk Anıtı’na çelenk koydular.
Devlet Töreni’nin en renkli konukları ise törene katılan
Bakırköy Belediyesi Kreşleri’nde eğitim gören minik
öğrencilerdi. Minik öğrenciler törenin ardından
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile
Atatürk Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çektirirken,
törene katılanların ilgi odağı oldular.
Devlet töreninin ardından ise siyasi partilerin ve
sivil toplum örgütlerinin çelenk sunma töreni
yapıldı. Törende siyasi partilerin ve sivil toplum
kuruluşlarının yöneticileri Atatürk Anıtı’na
çelenk koydular. Çelenk koyma töreninin
ardından ise MHP İlçe Teşkilatı Atatürk Anıtı
önünde andımızı okurken, törene katılanlar
tarafından büyük alkış aldılar.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri ayrıca
Osmaniye Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde
yapılan okulların geçiş töreni ile devam etti.
Kutlamalar kapsamında ayrıca Bakırköy
Belediyesi tarafından Cumhuriyet Yürüyüşü ve
Murat Boz konseri de gerçekleştirildi.
CUMHURİYET BALOSU
Bakırköy Belediyesi ve 118-E
Lions Yönetim Çevresi Federasyonu tarafından düzenlenen
Cumhuriyet Balosu Yeşilköy Wow Otel’de yapıldı. Ateş Ünal
Erzen ve 118-E Lions Yönetim Çevresi Federasyonu Başkanı
Necati Yılmaz’ın evsahipliğinde gerçekleştirilen baloda,
Canan Anderson keman resitali sunarken, sevilen sanatçı
Erol Evgin ise Atatürk’ün sevdiği şarkılar başta olmak üzere
yaklaşık 3 saat süren bir müzik ziyafeti sundu.
Gecede ayrıca Efe ve tango gösterileri de yapıldı.
LİONSLARIN EN BÜYÜK ÖDÜLÜ
ATEŞ ÜNAL ERZEN’E
Cumhuriyet Balosu’nda ayrıca Lionsların en büyük
ödülü olan Türk Lions Fahrettin Kerim Gökay
Ödülü de hizmetlerinden dolayı Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e verildi.
Geceye Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, 118-E Lions Yönetim Çevresi
Federasyonu Başkanı Necati Yılmaz, Bakırköy
Belediye Başkan Yardımcıları ve müdürleri,
Lions üyeleri ile iş ve sanat dünyasından
davetliler katıldı.
Bu arada Bakırköy İşadamları Derneği (BİAD)
ve Bakırköy Lisesi Mezunları Derneği üyeleri
de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları
nedeniyle tekne gezisi düzenleyerek
Cumhuriyet Bayramı'nın 90. yıl kutlamaları
kapsamında İstanbul Boğazı'nda lazerli ışık ve
havai fişek gösterisini izledi.

Benzer belgeler