Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine

Transkript

Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine
NLIFE
Kadın, Aktüalite,Magazin Dergisi
KASIM-ARALIK 2015
SAYI:1
gun
y
U
e
n
i
ip
Vücut T
asıl
N
i
m
i
ç
Jean Se
Olmalı?
ESTETİK MUCİZELER
Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine
CİLDİNİZ
KIŞA HAZIR
MI?
ç
a
K
ü
z
ö
G
n
İnsa
?
r
i
d
l
e
s
k
i
p
a
Meg
Ankara’da Tarihi
Bir Değer:
SULUHAN
GÜZEL ŞEYLER BİZİ YAŞAMA BAĞLAR
Estenik’e atılan ilk adımdan itibaren sizi karşılayan güleryüzlerin başka bir açıklaması da olmasa gerek. Doç Dr. Zühtü Demir’in estetik Kliniği olak Estenik, yaşama ve insanlara güzellikle bakan ve yaşama insanı sıkı sıkı bağlayan bir ruhun izlerini taşıyan bir estetik merkezi.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Doç. Dr. Zühtü Demir, uzmanlık eğitiminin ardından Amerika’da plastik cerrahi alanında eğitim aldı. Ardından, İstanbul’da özel bir klinikte plastik cerrahi alanında hizmet vermeye devam etti. 2011 yılından bu yana Ankara’da Estenik Estetik Cerrahi ve Saç Ekim Merkezi’ni kurdu ve kısa zamanda Ankara’da herkesin tanıdığı ve bildiği bir plastik cerrah olarak ün yaptı. 50’nin üzerinde bilimsel bildiri hazırlamış
olan, yurt içi ve yurt dışı birçok makalede atıfta bulunulan Dr. Demir, özel hayatında da mutluluğu yakalamış bir isim.
Beyaz ve fuşyanın raks ettiği odasına girdiğiniz andan itibaren ortamın cazibesine kapılıp gidiveriyorsunuz. Sizi karşılayan sazdece bir doktordan ibaret bir kişilik değil. Tavrındaki nezaketin arkasında “seni anlıyorum ve hep anlamaya
devam edeceğim” mesajını incelikle veren bir anlayışın hakim olduğu estetik cümleler dizeleriyle bezenmiş bir kişilik.
Hastalarınız en çok sizin onları ilk görüşte tanıyıp hemen en doğru kararı verebildiğiniz konusunda hemfikirler. İnsanların ne istediklerini ilk görüşte anlayabilmeniz nasıl mümkün olabiliyor?
Hastalarım için yeterli zaman ayırıyor ve öncelikle onları dinliyorum. Dediklerine ve rahatsız oldukları noktalara çok önem veriyorum. Kendi görüşlerimi dile getirmeden önce mutlaka onlar neden rahatsız oluyor ve ne
istiyor buna önem veriyorum. Tabiki daha sonrada kendi
gördüklerimi ve önerilerimi söylüyorum. İnsanlar bize
daha güzel olmak ve mutlu olmak için geliyorlar. Benim
için yaptığımız uygulamanın sonucunu onların beğenmesi daha önemli. Tabiki bizim kriterlerimize göre iyi sonuç
alalım ama onların mutluluğu çok önemli. Bu nedenle
onları iyice dinleyip dedikleri önemli noktaları not alarak
uygulama yapıyorum. Tabiki tecrübe burada çok önemli.
Özellikle burun estetiği konusunda hastalarınız size çok
güveniyor. Onların bu güvenini nasıl kazanmayı başardınız?
Hastalarımın hemen hemen hepsi daha önceki ameliyatlarını yaptığım hastalarımı görerek referansla gelen hastalar.
Bu nedenle aramazda daha önceden dolaylı bir tanısma olmuş oluyor. Az önce de belirttiğim gibi ilk olarak karşılıklı
olarak birbirimize zaman ayırıp farklı zamanlarda birkaç
kez görüşüyoruz. Onları dinliyorum ne istediklerini tam
olarak anlamaya çalışıyorum. Sonrada ne yapılması gerektiğini karşılıklı konuşup karar veriyoruz. Tabi ki burun ameliyatlarında iyi sonuç almak öncelikle iyi bir eğitim bilgi ve
deneyim gerektiriyor. Bunların hepsi bir araya gelince iyi sonuçlar alıyoruz. Bu sonçları gören yine referansla bizi buluyorlar. Onların makul isteklerine cevap vermek çok önemli.
Sosyal medyayı çok iyi kullanan bir hekim olarak, Plastik cerrahi konusunda sosyal medyanın rolü
son dönemlerde nedir sizce?
Çağımız artık iletişim çağı. Dünya çok küçüldü. Dünyanın bir ucunda olan bir olay anında her
yerde duyuluyor. Hastalarda doktor seçimi yaparken sosyal medya yoluyla birbirleri ile iletişim
halinde oluyorlar. Sizin iyi yaptığınız işlerde soyal medya sayesinde herkes tarafından duyuluyor. Bu sayedede iyi reklamınız oluyor. Bu anlamda sosyal medyanın rolü son derece önemli.
Yurt içi ve yurt dışı bilimsel yayınlarda 44 kez refere edilmiş bir isim olarak ülkemizde bilimsel çalışmalara destek verilmesi konusundaki fikriniz nedir?
Amerika ya eğitim için gittiğimde gözlemlediğim en önemli şey bizde çok iyi doktorların olduğu ve
bilimsel seviyenin çok ileri düzeyde olduğuydu. Bu gerçekten böyle fakat bilimsel anlamdaki başarılar
bireysel çabalar ile sınırlı kalıyor. Arkada çok da fazla kurumsal destek olduğunu söylemek zor. Bizler
yoğun çalışma temposunun arasında özel yasantılarımızı kısıtlayarak bilimsel çalışmalara zaman ayırıyoruz. Halbuki daha uygun ortam ve destek sağlanırsa daha başarılı olunacağını düşünüyorum.
Plastik cerrahi alanındaki son gelişmeleri yakından takip edebiliyor
musunuz?
Mutlaka takip ediyorum. Yurtiçi ve yurtdışı kongreleri yerli ve
yabancı dergileri mümkün olduğu kadar takip ediyorum. Zaten
aksi durumda basarı da çok zor.
Çok yoğun iş temposu ve
ikizler. Onlara nasıl bir zaman
dilimi
ayırıyorsunuz?
Evet çok yoğun bir iş tempom
var. İşten geri kalan zamanımın
neredeyse tamamını ailemle ve
çocuklarımla geçiriyorum. Aile
hayatının düzgün olması benim
için çok önemli. Çocuklarımın
ileride kendilerine güvenen ve
başarılı birey olmaları için onlarla çok ilgileniyorum. İş hayatında başarılı olmanın bir yolu da
düzgün aile yapısından geçiyor.
NLIFE
Hayatı yakala
EDİTÖRDEN
Yıl :2015
Sayı:1
Merhaba,
Her yeni sayıda merhabaların en güzelini söyleme ümidiyle başladığımız yayın
yolculuğumuzda,
tüm
okurlarımıza içten bir merhaba demek istiyorum.
Bir elmanın iki yarısından biri olma durumu gerçeklikte ne ifade ediyor aslında ? Bu
sorunun yanıtı yüzyıllardır aranmakta. Sanırım hala da bulunmuş değil. Elmanın bir
yarısı daha fazla gibi sanki. Sanki hayatı
daha fazla sırtlanmış, sorumluluğu ister istemez yüklenmiş...Reel yaşamın içinde, açtığımız her pencerede kadını görmek mümkün.
Hayatı ilmek ilmek işleyen kadınlarımızın
her birine duyulan saygının bir ifadesi olarak, onların hak ettİği kalitede ve güzellikte
bir dergiyi yayın hayatına başlatmak için ben
ve tüm ekip arkadaşlarım deyim yerindeyse zamanı unutarak çalıştık. Amacımız, başta
Ankara olmak üzere, sağlık, magazin ve aktüel haberlerin merkezde yer aldığı bir portal
oluşturmaktı. Esasen kadın sorunsalının konu
edildiği birçok konuda uzman görüşlerinden
yardım alarak gerçekleştirdiğimiz haberlerde, gerçekliğin peşinden koştuk. Gazeteciliğin
etik ilkelerinden ödün vermeden işlediğimiz
haberlerde, tanımlayıcı bilgiden ziyade açıklayıcı ve soru işaretlerini giderici bilgilere yer
vermeye çalıştık. Çalışan ve iş hayatının içinde
bizzat yer alan kadınlarımızın yanı sıra evde
çalışan emekçi kadınlarımızın da bilgi sahibi
olmak istediği konulara da değinmeye çalıştık.
Sayfaları açarken bir sonrakinde hangi heyecanı
paylaşacağımızı
düşündüğünüzü
sezerek ve bu heyecanın hiç bitmemesini
ümit ederek sözlerini bitirmek istiyorum.
Mutlu kalın
Gülcan ŞAHİN
Sahibi
Mehmet ŞAHİN
Yazı İşleri Müdürü
Gülcan ŞAHİNACAR
Editör
Gülcan ŞAHİN
Fotoğraf
Hanife IŞIK DEVECİ
Bilişim Danışmanı:
Dr. E.Cihangir GÜLEGEN
Yönetim Yeri
Kıbrıs Cad.No:70/D
Çankaya/ANKARA
Basım Yeri
Vatan Matbaacılık Zübey Hanım Mah. Sebze Bahçeleri Cad.
Çavuşoğlu İş Hanı No:107/42 Altındağ
ANKARA
Telefon/Faks:0312 341 9080
Web:www.nlifeankara.com
Mail:[email protected]
Basım Tarihi:
02.11.2015
Nlife Dergisi ücretsizdir.
Nlife Dergisi Vatan Matbaacılık
sponsorluğunda basılmaktadır.
KOLYOZ’DA
DENİZDEN
BİR GÜN
AKDENİZ VE EGE ESİNTİSİNİN
HAKİM OLDUĞU BİR GÜN GEÇİRMEK İSTERSENİZ EĞER KOLYOZ
SİZİN İÇİN EN MÜKEMMEL ADRES.
Kolyoz’a girerken karşılaşmış olduğunuz manzara,
bir balık lokantasından ziyade yeşilliklerle bezenmiş
bir bahçeyi andırıyor adeta.
özenle hazırlandığı her halinden belli olan konseptin
en can alıcı kısmı ise, mekanda üç ayrı locanın bulunuyor olması. Özel gün ve
davetlerde arkadaşlarınızla
samimi bir ortamda bulunmak istiyorsanız Kolyoz
tam da aradığınız mekan.
Özel kesim ahtapot carpaccio , tam kıvamında pişmiş kalamar ile birlikte mükemmel bir uyum içinde ağızda kıvamı zor bulunacak tatlar bırakıyor.
1
Yemeğinize anlam katan unsurlardan biri
olan içecekler ise, deyim yerindeyse pırlanta zeraferinde sunuluyor. Masama gelen şarap şimdiye kadar tattıklarımın en
iyisi olma özelliğini kazandı. Mekan, mekan gibi içki, içki gibi daha ne denir ki...
Kolyoz Balık Çayyolu
Kolyoz Balık Gaziosmanpaşa
Adres : Ahmet Taner Kışlalı
Mahallesi
Alacaatlı Caddesi Hilmi Barlas City Park
No: 9 ÇAYYOLU-ANKARA
Mail : [email protected]
Adres : Filistin Cad. Attar
Sok. No:8 Gaziosmanpaşa ANKARA
Mail : kolyozbalik@gmail.
com
Tel : (0 312) 240 2403
Tel :(0 312) 468 45 11
NLIFE
sağlık
Hayatı yakala
UYKUM
YOK...
Sağlıklı
Bir Uyku
Nasıl Olmalıdır?
2
Akut
Uykusuzluk Nedir?
Genellikle 1 gün ila 3
hafta sürer. Yabancı mekânda
bulunma, durumsal stres, akut
tıbbi hastalık veya ağrı, vardiyalı çalışma, kafein veya alkol kullanma nedenleri ile
oluşabilir. Yanlış öğrenilmiş davranışlar ve uykuya
dair kaygı duyma, (şartlanılmış uykusuzluk) gibi sebepler
ile uykusuzluk kendi kendine kötüleştiren döngü üretmez ise
genellikle zaman ile düzelir. Tedavide altta yatan neden çözülmelidir. Birkaç günden uzun süren uykusuzluklarda
uzman hekim kontrolünde medikal tedavi
başlanmalıdır. Stres azaltıcı teknikler önerilmelidir.
Uykusuz insanların bir bölümünde sadece uyku hijyeninin
düzenlenmesiyle önemli ölçüde yarar
sağlanabilmektedir. Uyku hijyeni için şu
noktalara dikkat edilmelidir:
Çok aç ya da tok olmamak,
Kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından
kaçınmak,
Düzenli egzersiz yapmak, ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak
aktivitelerden kaçınmak,
Uyku gelmeden yatağa girmemek,
Yatak odasını sadece uyku ve cinsel ilişki için kullanmak,
Uyuyamadığında uyumaya çabalamamak, yataktan ve yatak odasından
çıkarak başka bir yerde zaman geçirip uyku gelince yatağa dönmek,
Ne kadar uyunursa uyunsun sabah belirli bir saatte
kalkmak,
Gündüzleri uyumamak ve yatak odasını ses, ışık, ısı yönünden izole
etmek.
Uykuya
dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük veya uykunun dinlendirici
olmaması gibi şikayetler “uykusuzluk” olarak
tanımlanır. Yetişkinlerin yüzde 10–15’inin süregen ve
ciddi uykusuzluk tarifi son derece yaygındır. İlerleyen yaşlarda ve kadınlarda daha yaygındır. Uykunun zamanı ve süresi
altta yatan hemeostatik uyku sürdürümü ve sirkadiyen (biyolojik
saat) süreçlerle belirlenir. Uykusuzluk, bilişsel ve psikomotor performans kaybı, düşük yaşam kalitesi, artmış sağlık harcamaları, artmış iş okul devamsızlığı ve artmış duygudurum ve anksiyete bozuklukları veya madde kullanımı ile ilişkilidir.
NLIFE
Hayatı yakala
güzellik
DUDAK
BAKIMI
Rujlar dudaklarınızı renklendirirler ancak
her zaman daha iyi bir görünüm sundukları söylenemez. Daha iyi bir görünüm için ruj sürmeden önce parlatıcı
ve nemlendiricilerinizi uygulayarak
onların üzerine ruj sürmeniz çok
daha etkili ve dudaklarınızı canlı
gösteren bir çözüm olacaktır.
Ayrıca dudaklarınızın dış
3
etkenlerden korunması için
oldukça iyi bir destek
sağlayacaklardır.
Çok
sıcak yaz
koşullarında veya çok soğuk kış
zamanlarında dudaklarınızın vücudunuzun
diğer kısımları gibi kolay kapatılır olmadıklarından dolayı atkı ve şal gibi ürünleri dudaklarınızı
koruyacak şekilde takmanız ve özellikle dış mekanlarda
rüzgar ve güneş ışığı gibi etkilerden korumanız gereklidir.
İlk yapmanız gerekenler arasınHer zaman bir miktar nemli kalması gereken dudaklarınızın
da dudaklarınızın mat, soluk ve kötü görünmesine neden olan ölü
bu nemini koruyabilmesi için günlük su ihtiyacınızı da karşılamanız ve vitamin, mineral gibi desteklerinizi almanızı unutmamanız derilerden kurtulmanız gerekmektedir. Bunu yapabilmek için
diş fırçanızı yahut yumuşak bezleri ıslatıp kullanarak günlük
gerekmektedir.
Dudak
e
bakımı her n ve
ek
rm
kadar ruj sü
u
k
i llanmak
nemlendiric
ında
iş olsa da asl
ile özdeşleşm zün en çok görünen
zümü
dudaklar yü
yı sanıldılarından dola şıyorlar. Doğru
k
u
ld
o
i
es
lg
ö
b
em ta
ı
aha fazla ön
e bakımların
ğından çok d ın yanında doğru şekild
ı ve
ız
n
man
üzel olma
rujları kullan nlük hayatta çok daha g layacaktır.
i sağ
ek gü
gerçekleştirm tmenizi, dikkat çekmeniz s ve
hisse
koşulları, stre
kendinizi iyi
, zor çalışma
ri
le
k
li
ik
iş
eğ
enebilen
Mevsim d
kolayca etkil
e
il
b
la
m
ru
u
psikolojik d
zenli
bakımını dü
ın
ız
n
rı
la
k
a
dud
iz.
leştirmelisin
olarak gerçek
olarak dudaklarınızı hafifçe ovalayabilirsiniz. Böylece dudaklarınızın üzerinde biriken ölü derilerden kurtulabilir
ve hem daha canlı hem de daha parlak dudaklara sahip
olabilirsiniz. Ölü deriler belli olduklarında kötü görünümler sunduklarından dolayı oldukça kolay olan
bu işlemi bir alışkanlık haline getirmeyi unutmayın.
Ayrıca kuruyan dudaklarınız için nemlendirici
stickler kullanmanın yanında çeşitli krem ve
bakım malzemelerini de unutmamalısınız.
Stickler her ne kadar kolay kullanılır ve etkili olsalar da genellikle gün içerisinde
hızlıca kullanılmak için üretildiklerinden dolayı evdeyken bu iş için daha
uygun bakım kremlerini denemeniz
en azından dışarıda dudaklarınız
için daha az uğraşmanızı ve her
zaman dudak güzelliğinizi korumanızı sağlayacaktır.
NLIFE
Hayatı yakala
un
g
y
U
e
n
i
p
Vücut Ti
imi
ç
e
S
n
a
e
J
malı?
l
O
l
ı
s
a
N
Kıvrımlı bir kadınsınız…
4
Eva Mendes, Jennifer Lopez gibi dolgun bir
vücuda, seksi kıvrımlara sahipsiniz. Belki
biraz da göbeğiniz var… Öyleyse nasıl bir
model seçmeli ? Yine ayaklara doğru hafif
genişleyen ‘boot cut’ modeli vücudunuza
ihtiyacı olan dengeyi getirecektir. Tavsiyemiz,
üzerine dökümlü bir bluz veya tunik seçmeniz. Yüksek belli modeller armut şeklindeki
göbeğinizi ve fazlalıklarınızı gizleyecektir.
Kalın bir kemerle vurguladığınız beliniz
gurur duyduğunuz seski kalçanızı en
güzel biçimde gözler önüne
serecektir.
Bacaklarınız uzun…
Çok şanslısınız ! Vücuda yakın, güzel oturan ve fazla
bol olmayan modeller size göre. ‘Skinny’ veya kalçalarınızı
güzelce saran düz kesimli bir jean olabilir.
Düşük belli modellere yönelin. Çünkü bel ne kadar yüksek, siz
de o kadar daha uzun görünürsünüz ve bu durum her koşulda en
ideali değildir. Bu yüzden kemer kullanıyorsanız da belin olabildiğine
altında kullanmalısınız.
Renk konusunda özgür davranabilirsiniz.
Kaynak:yasamınicinde.blogcu.com
Bacaklarınız
kısa…
Kesim ! Kesim ! Kesim ! Bacaklarınıza görsel hileler yardımıyla birkaç santimetre kazandırmak elinizde. Burada kesim
çok önemli. ‘Bootcut’ modeli, yani ayaklara
doğru paçaları hafifçe genişleyen modeller
özellikle uzun tutulduklarında ve yüksek
topuklu ayakkabılarla giyildiğinde daha uzun
bir silüet görüntüsü yaratıyor.
Yükseklik konusunda yine sizi uzun gösterecek
modelleri ; eğer inceyseniz yüksek belli kesimleri tercih etmeye çalışın. Koyu renk kotları tercih
edin. Siyah ve gri ya da koyu denim rengi
mesela…
moda
Kalçanız düz ve kıvrımsız…
Yüksek veya düşük
belli, bol ve geniş ‘boyfriend’ jean veya dar ve vücudu kavrayan
‘skinny’... Kot seçimi aslında vucut yapısına göre yapılmalı...
Günlük hayatımızın vazgeçilmez kıyafeti kot pantolonlar her zaman
moda ve hep gündemde kalıyor. Piyasadaki marka bolluğu, sayısız
model ve renk seçeneği arasında kaybolmamak için ilk yapmanız gereken aslında kendi vücut tipinize göre en doğru modele karar vermek
olacaktır. Yanlış bir kesime yönelerek gözünüze kestirdiğiniz o güzel
jean vücudunuz için bir kabusa dönüştürmeniz içten bile
değil… Ancak herkes için uygun bir kesim,
doğru bir model var.
‘Androjen’ olarak tabir edilen erkeksi hatlara sahipsiniz. Kot pantolonlar
sizin için yaratılmış sanki, çok şanslısınız. Çoğu zaman erkeklerin üzerinde
nasıl bol ve ‘cool’ duruyorsa, biz de o görüntüyü isteriz. Sizin için en uygunu
düşük belli ‘boyfriend’ jeanler, bacak kısımları geniş ve bol paçalı kot pantolonlardır. Fazla erkeksi oldu diyorsanız paçaları hafif kıvrın, altına
topukluları geçirin. Ama ideali kotun doğasına uyumlu bir seçim
yaparak spor ayakkabılarla bütünlemek…
Vücudualçalarınız genişçe…
Bir diğer seçenek elbette dar kesimli kot pantolonlar. Bacakları kavrayayn ‘skinny’ler. Bu model özellikle dar
Yoksa Marilyn Monroe
ve kıvrımsız kalçalarından şikayet edenler için
musunuz ? Geniş kalçalar
bire bir çünkü kalçalarınızı iyice ortaya çıkarıyor, yani ne varsa ortaya koyuyor. Burada
için en ideal kesim düz kesimdir.
arka ceplerin pozisyonu çok önemli.
Bu modelde kalçadan ayaklara kadar
Cepler alçaktaysa kalçalarınızn
kesim aynı çizgide devam eder. Böyledaha yüksek olduğu ilüzyonu
yaratılır ve daha yuvarlak
likle kalçanın hatları yumuşatılacak, hafif
hatlara sahipmiş gibi
traşlanacaktır.
görünürsünüz.
Bedeninizin üst kısmını vurgulayarak denge unsurunu sağlamak için dar atletler, vücudunuza tam
oturan bluzlar seçin. Topuklu ayakkabılar en iyi arkadaşınız olsun…
Ceplerin olabildiğine sade, kabarasız ve zımbasız olması
önemlidir. Aksi taktirde gereksiz detaylarla daha kilolu görünme riski var.
5
NLIFE
Şiir
Hayatı yakala
KERTME
6
Süt kokan teninden,
Al al yanaklarından,
Yumuk yumuk ellerinden,
Kırık beşiğinden,
Daha kırk günlükken,
Kertmişlerdi onu,
Amca oğlu Kerim’le….
Kaç dönümdü başlığı,
Kaç sağımlık bedeli,
Kaç metreydi pazeni,
Belki de abisinin berdeli,
Kertmişlerdi onu…..
Beş taştan takısı,
Aluçdan kolyesi,
Kelebekten tokası,
Kınadan yazgısı,
Kertmişlerdi onu…..
Asker yolluğu nişanı,
Samandan yastığı,
Yaşlardan bohçası,
Kerpiçten odası,
Kertmişlerdi onu…..
Emzirdiği bez bebeği,
Çapada düşen kardeşi,
Tarhana kıvamı bedeni,
Sırtın da köteği,
Mor desenli sürmesi,
Kertmişlerdi onu……
O yaşadı mı sizce,
Onüçünde anne,
Otuzuna gelmeden babaanne,
Amca oğlu Kerim’le Kertmişlerdi
onu,
Kırık bir beşikte………
RAHMİ ACAR
EN İYİ YOL FİLMLERİ
Sinema
Yol filmleri son derece zengin bir alt tür. Dolayısıyla en iyilerini seçmek sanıldığı kadar kolay olmadı. Çünkü tuhaftır, yol filmleri istisnaları saymazsak her daim vasat ibresinin yukarısında kalmayı başarıyorlar. Bunun sebebi iki saat boyunca bir film karşısında oturmayı,
vaat ettikleri özgürlük hissi sayesinde sıkıcı bir iş olmaktan çıkartıyor olmaları olsa gerek! Önümde çok fazla iyi örnek olduğu için ilk
önce 20 olarak düşündüğüm film sayısını, 25’e sonrasında 30’a çıkartmak zorunda kaldım. Fakat yine de her liste gibi mükemmel değil…
We’re the Millers (Bu Nasıl Aile! – Rawson Marshall Thurber)
Midnight Run (Geceyarısı Avı – Martin Brest)
Yol, Türkiye’deki siyasi baskıyı ve bu baskının karakterler ve hatta toplum üzerindeki etkilerini en iyi anlayan ve anlatan filmdir.
Filmde yolculuk aslında ülkenin gerçeklerini göstermek için akıllıca kullanılan bir metafordur. Çünkü her adımda sorunun yeni
bir trajik yönüyle yüz yüze geliriz. Gelenekler ve baskıların baskısının insan hayatları üzerindeki tahrip edici etkisinin en iyi anlatıldığı bu film hayli karamsar ve öfke doluydu ancak iyi bir politik
film çekmek için bu duygular da bir gereklilik değil midir zaten?
Kaynak:www.sinemahzen.com
David Clark, ucunda büyük bir miktarda para ödülü olduğu için Meksika’dan Amerika’ya uyuşturucu kaçakçılığı
yapmayı kabul eder. Ama bunu dikkat çekmeden, başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için Meksika’ya bir aile
olarak gidip gelmesi gerekmektedir. Bu yüzden tanıdığı
birkaç kişiyi çeşitli vaatlerle bu yolculuğa ikna eder. Yolda
pek çok talihsiz durumla karşılaşan bu sözde aile bireyleri
arasındaki bağlar zamanla sıkılaşacaktır. İlk başta yalnızca para için böyle bir ortaklığa girişmiş grup üyeleri arasındaki çıkar ilişkisi duygusal bir ilişkiye evrilecektir
7
Suçlu bir adamı yakalamak için görevlendirilen bir kelle avcısı, onun
da peşine takılan başka bir ödül avcısı, onları takip eden FBI ajanları
ve suçlu adamı öldürmeye kararlı bir mafya… Tüm bunların bir araya getirilmesiyle oluşturulan sağlam bir komedi – aksiyon örneğidir
Midnight Run. Büyük bir bölümü yolda geçen film, sayısız kez kullanılan bir temaya sahip olmasından ötürü pek de yenilikçi değildir
ama söz konusu temayı hakkını vererek hayata geçiren filmlerdendir.
Yol (Serif Gören, Yilmaz Güney)
NLIFE
Hayatı yakala
Hızla gelişen teknoloji ve fotoğraf makinalarının hayatımızda
daha çok yer almasıyla beraber, doğuma yakın annelerin de
hızla araştırmaya başladıkları mesleklerden biri “doğum fotoğrafçılığı”.
Yavaş yavaş yaygınlaşan ve oturan bu meslek, anne adaylarının sosyal medyadan da
yararlanıp gönül rahatlığıyla başvurdukları bir adres.
Doğuma giden sürecin her bir anının karelendiği bir iş bu… Annenin heyecanından babanın telaşına,
nene,
dedelerin koşturmalarına kadar sonradan izlendiğinde güzel tatlar bırakacak zamanları ölümsüz kılmayı
başaran bu
iş Türkiye’de de yaygınlaşmakta.
DOĞUM FOTOĞRAFÇILIĞI
8
Dünyada uzun
bir süredir hizmet veren doğum
fotoğrafçıları ülkemizde de, adı sıkça
duyulmaya başlayan
bir işe dönüşmüş
durumda. Eskiden
doğum fotoğraflarını
saklamak, doğum anlarını çekmek pek uygun
görülmüyordu. Yavaş
yavaş annelerdeki bilinç
ve okumuşluk düzeyinin
de artmasıyla hayatta nadir
görülecek bu anların değeri
bilinmeye başlandı. Profesyonel
fotoğrafçılığın da buna etkisini
yok sayamayız.
Hamilelik döneminden başlayıp
ebeveynlerin koşturmaları, bebek
için kurulan yeni bir hayatın başlangıcını kayıt altına almak küçümsenecek bir şey değil. Bebekle annenin
ilk göz göze gelişi, bebeği kucağına alan
annenin yüzündeki ilk anaçlık ifadesi,
ilk aile portresini yıllar sonra bile görebilecek bir serüvene dönüştürmek artık
elinizde.
Fotoğraf
Doğum Fotoğraflarının Çekimininde
Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler?
Doğum Fotoğrafları Nasıl Oluyor ?
Miniklerin buruşuk ayakları ve ellerini
gördüğünüz bebek fotoğrafları hayat boyu
dönüp bakabileceğiniz mucizevi filmlere dönüşüyor.
Çalıştığınız fotoğrafçının profesyonel bir
doğum fotoğrafçısı olması önemli!
Bebeğin en güzel ilk anlarının ve ailenin mutluluğunun ilk gözlemcisi fotoğrafçınız olduğundan elinizdeki albüm de bir nebze onun eseri sayılıyor. Doğum
anında fotoğraf çekilmeden önce hastane ve doktorlardan izin almak, ortamın hijyenine son derece dikkat
edip uyum sağlamak ve anneyi gerginleştirmeden güzel anları sabitlemek.. Bunlar dikkat
“Hamile fotoğraflar”ınız, bebeğinizin ilk anları size özel şekiledilecek unsurlar. Bir de doğum anında
de hazırlanıp albümleniyor. Profesyonel bir ekiple çalışan çok iyi
flas kullanılamadığından çekimin
hizmet veren gruplar mevcut. Sitesini gezip görüş aldığımız, siteden de
kaliteli olması için gereken
öğrendiğimize göre anne adayları doğumundan önce görüşüp bilgi aldıklaşartların önceden hazırlanrı bu hizmetten gayet memnunlar.
ması, doğuma herhangi
bir zorluk çıkarmadan
Doğum anıyla başlayıp, büyüme gelişme anlarını da ölümsüzleştirip, hediye olarak
çekimin gerçekkoca bir albümle çocuğunuzun karşısına çıkabilirsiniz. Çocuğunuza verilecek değerli heleştirilmesi
diyelerden biri olmaya aday bu “doğum fotoğrafları” yla başlayan süreç sizin isteğiniz üzerine
gerekiyor.
şekillenebilir.
Not: www.dogumfotografcisi.com sitesinden alınmıştır.
9
NLIFE
Hayatı yakala
Bir Şehir
GAZİANTEP
10
Gaziantep ilinin yerleştiği coğrafi alanın, ilk uygarlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, ayrıca güneyden ve
Akdeniz’den gelip doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu ilin tarihinin çok
renkli olmasını sağlamış, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme
sahası ve uğrak yeri olmuştur. Tarihi İpek Yolu
üzerinde bulunması, Gaziantep’in önemini artırmış ve canlılığının sürekli olmasını sağlamıştır.
Gaziantep tarihinin devreleri Paleolitik, Kalkolitik,
Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers,
İskender, Selökidler, Roma ve Bizans, İslam ve Türk
devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin izlerini
günümüzde açık bir şekilde görmek mümkündür.
( Hamptan ) diye söz ettiği anlatılmaktadır. Arapça “ parlak pınar ” anlamına gelen Ayıntab, Ermeni
kaynaklarında Anthapt olarak geçer. Gaziantepli tarihçi Bedrüddin AYNİ’nin ifadesiyle Antep’in
eski adı “Kala-i Füsus”dur. Kala-i Füsus “Yüzük
Kalesi” demektir. Bedrüddin AYNİ’ye izafe edilen rivayete göre buranın kötü bir hakimi varmış.
Birçok uygunsuz işler yaptıktan sonra ettiklerine
pişman olmuş ve tövbe etmiştir. Adı Ayni olduğundan, halk “Ayni tövbe etti” demiştir. Bundan ötürü
şehrin adı “Ayni Tövbe” Aynitap olarak kalmıştır.
Bir diğer rivayette ise; AYINTAP adını, suyunun
güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Zira, “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü
anlamına gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak manasını ifade etmektedir.
Yine ayrıca “Ayıntap” adındaki, “tab” ; güç ve takat
anlamına gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir.
Gaziantep yöresinde adı bilinen ilk yerleşim merkezi, Dolike ( Doliche - Dolikhe ) şehridir. Gaziantep’in 10 km. kuzeyinde, Dülük köyü yakınlarındaki bu yerleşim yerinin adı, Bizans kaynaklarında
Diba ( Daluk ) olarak geçmektedir. Dülük adının İslam egemenliği sonrasında Ayıntab adı giderek
da bu sözcükten kaynaklandığı belirtilmektedir. Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı
şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6317 şehide
Şehir, Cumhuriyet öncesi yıllara kadar Ayıntap rağmen yılmadan, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir
( Ayıntab ) adıyla anıla gelmiştir. Bu adın benze- direniş göstermesi nedeniyle 6 Şubat 1921 tarihinde
rine ilk kez Haçlı Seferlerine ilişkin kroniklerde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görastlanmaktadır. Urfalı Mateos ve Papaz Griro’nun, rüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 yılında
1124 – 1155 yılları arasındaki seferlerde, Arap- ise, şehrin adı GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir.
ların Ayıntab adını verdikleri şehirden Hantap
Zeugma Mozaik Müzesi
Gaziantep
Zeugma
Mozaik Müzesi gerek yapısal
kompleksi gerekse içinde yer
alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almaktadır.
30.000 m² lik Gaziantep Eski
Tekel Fabrikası arazisi üzerine kurulan Müze Binası, 3
adet bina topluluğundan oluşan kompleks bir yapıya sahiptir. İdari birimler ve 3500 m²
oturum alanı olan ve 3 kattan
oluşan yaklaşık 7.075 m² lik
sergi salonları bulunmaktadır.
İki bin yıllık mozaiklerin yıllar
içinde define avcılarının talanıyla eksilen parçaları, lazer
sistemiyle görüntü olarak tamamlanmaktadır. Zeugma’daki mozaikler on üç renk armonisinden oluşmaktadır. Üç
blok olarak inşa edilen Zeugma Mozaik Müzesi, mozaik
ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu olarak
hizmet vermektedir. Müzede
Zeugma'dan gelen mozaikler
sergileniyor. Ayrıca Dünyaca ünlü "Çingene Kızı" mozaiği burada sergilenmektedir.
Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi
Bayaz Ahmet Efendi tarafından 1909 yılında yaptırılmış olan Bayazhan'ın mülkiyeti 2005 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesine geçmiş olup röleve, restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanmış, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından
da onaylanmıştır. Belediyenin yapmış olduğu görüşmeler neticesinde TOKİ tarafından restorasyonu tamamlanmıştır. Büyükşehir
Belediyemiz tarafından şehrimize kazandırılan Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi sesli rehber sistemi ile anlatılmaktadır. Odalardaki plazmalarda oynayan filmlerin sesleri ve maketlerin bilgileri
otomatik olarak kulaklıktan dinlenmekte olup, kiosklardan Kent
Rehberine ulaşılabilinmektedir. Gaziantep'i her yönü ile anlatan ve
çeşitli güzelliklerini tek mekânda seyrettirmeyi amaçlayan müze
ziyaretçilerine Gaziantep hakkında çok geniş bilgi sunmaktadır.
11
NLIFE
Hayatı yakala
EDİTÖRÜN
SEÇİMİ
Buğulu bakışlar için
Çocuğunuzun
3D keyfi
Hem
renkli
hem
tatlı lip
balmlar
12
kış günlerinin yumuşak
dostu H&M’den
Son yılların gözde aksesuarı yarım
bot için tercihim hem rahat hem şık
Deıchman
Cilt
bakımının
en önemli aşamalarından biri olan temizlemeyi en
ekonomik yoldan gerçekleştimenin yolu
kırmızının her
tonu güzeldir felsefesinden hareketler en çok kullandığım rujlardan birisi olarak
tavsiyedir.
Zamansız sevgilerin en değerli sembolü
miu-miu
Kamran
Restaurant
Yüz on kişilik kapasiteye sahip
olan Kamran yaklaşık bir yıldır
hizmet veriyor.
Kamran’ın hem şefi, hem de sahibi Murathan Evliyaoğlu, gerek nezaketi gerekse güleryüzü ile Kamran’ı aydınlatıyor diyebiliriz. Samimiyeti iliklerinize
kadar hissedebileceğiniz bir mekan olan Kamran’ın
damağınızda da derin izler bırakacağına eminim.
Zengin menüsü ile her damak tadına hitap eden Kamran,
Ankara’nın belirli eğlence ve yemek mekanlarından biri.
İngiltere’de aşçılık eğitimi almış olan Murathan Evliyaoğlu, çoğu zaman bizzat yemekleri kendisi hazırlıyor.
Kamran’da Çarşambaları yaylı tambur ve gitar eşliğinde Yeşilçam ve klasikler gecesi, Cuma Meral Karabulut, Cumartesi günleri ise Megy sahne alıyor.
BAŞARI GÖLGEDE SAKLIDIR
İletişim: +90 312 447 8767
Adres :Kız Kulesi sk. No: 22/A Çankaya, Ankara, Türkiye
13
NLIFE
Hayatı yakala
İnsan Gözü Kaç
Megapikseldir?
14
Öncelikle
şunu belirtmekle başlamak istiyorum, insan gözü analog bir yapıdır ve dijital bir terim olan
piksel boyutuyla ölçülmesi tam olarak mümkün değildir. Beyindeki
görme merkezi gözlerden gelen ışık bilgisini aynen bir film perdesi
gibi algılayamaz. Beyin gelen ışık bilgisini yorumlayarak görüntü
oluşturur. Bu görüntü gözden beyne giden sinir hücrelerinin
yani nöronların hızına bağlı olarak sürekli yenilenir.
İnsan
gözünün hızı için basit bir test yapabiliriz. Öncelikle
CRT(tüplü) bilgisayar monitörünüzün dikey tarama frekansını 60 Hz’e getirin. Bunun için, masaüstüne sağ tıklayıp
özellikler > ayarlar > gelişmiş > monitör sekmelerini takip
edip Hz ayarlarına ulaşabilirsiniz. 60 Hz’e getirdikten sonra
ekrana 30cm mesafeden bakarken, monitörün yan tarafında
bir nesneye odaklanın ama göz ucuyla da monitörü görün.
Normalde düz bakarken hissetmediğiniz ekran yenilemesinin
nasıl yukardan aşağıya taranarak sayfa sayfa geçtiğini bu şekilde
farkedeceksiniz. Eğer normal bakarken de 60 Hz’i farkediyorsanız
bunu bir de 75 Hz’de deneyin. Kendim 75 Hz’e kadar farkedebiliyorum fakat 85 Hz ve üstünde artık sayfa sayfa geçişleri göremiyorum. Gözün bu hızı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Gözleriyle
sürekli detaylı ve hareketli şeyleri takip eden ve işi gereği yüksek
dikkatle çalışan kişilerde daha hızlı göz refleksleri görülür.
Örneğin bunu FPS(frame per second) değeri olarak göz
önüne alırsak, bir video filmindeki 30FPS değeri gözümüzün görüntüyü tümüyle akıcı olarak görmesi
Gözümüzün ışık algılayıcılarının bulunduğu retina, sinirsel yapıdan
için yeterlidir. Fakat bu olay, insan gözünün 30FPS
oluşan bir zardır. Retinadaki ışık algılayıcıları, sayısal kameraların algıolduğu anlamına gelmez. İnsan gözünün de belli
layıcılarında olduğu gibi sayılabilir büyüklüklerdir. Hatta, retinanın çubir eşik değeri vardır ve o değerden daha hızlı
kur kısmında(fovea) bu algılayıcıların sayıları diğer bölgelere oranla daha
fazladır ve retinanın üzerine düşen ışık beyine sıkıştırılarak iletilir. İşte bu
geçen bir cisme baktığında onun hareketini
yakalayamaz ve hiçbirşey geçmemiş gibi gö- nedenle gözümüz bazen bize oyun oynar ve şekilleri olmadığı gibi görürüz.
rür. Günümüzde kullanılan yüksek çekim Gözümüzdeki ışık algılayıcı hücre sayısı(ya da piksel deyin) belli bir kritik
hızına sahip kameralar kullanılarak bir değerin üstünde olduğu sürece görme kalitesi etkilenmez. Çünkü görüntüyü
merminin hareketi milisaniye mertebe- beyin tamamlar. Hatta tek gözümüz olmasa bile görüntü çözünürlüğümüz
azalmaz, yalnızca derinlik hissimiz bir miktar kaybolur. Retina “dekolmanı”
sinde rahatlıkla incelenebilmektedir.
olarak adlandırılan ve göz içindeki ışık hücrelerinin büyük kısmının harap
olduğu durumlarda bile görüntünün bir kısmını eksik görmeyiz. Bunu şöyle
benzetebiliriz: Elinizdeki kameranın merceğinin yarısını kapatıyorsunuz ama
ekranda görüntüyü hala tam görüyorsunuz; çünkü kameranın işlemcisi eksik
kısmı tamamlıyor.
Gözün
görme kapasitesinin megapiksel olarak ifade
edilebilmesi için, gözdeki
reseptörleri piksel olarak düşünüp bir sahneyi beynin hangi detay
seviyesinde oluşturabildiğini test etmek
gerekir. İnsan gözü küçük bir organdır ve üzerine gelen ışığın çok az bir miktarı ile bütün
herşeyi yapar. Fakat yüksek megapiksel kameraların mercekleri oldukça büyüktür ve buna
bağlı olarak karanlık bir sahnede insan gözüne kıyasla çok daha fazla aydınlanmış alan
görürler. Şunu net olarak söylemek mümkündür ki, eğer göz büyüklüğünde bir mercekle en
yüksek megapiksel oranını alıp fotoğrafı çekip
daha sonra insanın aynı manzaraya bakarak
gördüklerini karşılaştırırsak eminim ki insan
gözü daha fazla detayı algılayıp tanımlayabilecektir. Dijital makinenin çektiği fotoğraf ise,
zoom yapılmadan insanın gördüğüne denk
biçimde görüntülenip incelenirse çok daha az
detay yakalayabildiği anlaşılacaktır.
Teknoloji
15
Bu nedenle insan gözü yapay merceklerin
görüntüsüyle kıyaslanamayacak kadar mükemmel yaratılmış bir organdır. Ama dijital
bir veri olan megapiksel olarak ifade edilebilir.
Bunun hesaplaması yukarıda bahsettiğim
şartlar sağlanırsa, yaklaşık olarak bir değer
ortaya koyularak gerçekleştirilebilir. Ama
megapiksel teriminin aslında bir sahneden
alınan görüntünün kaç piksel ile görüntülendiğini ifade eden bir kavramdan başka
birşey olmadığını aklımızdan çıkarmamamız
gerekir. Tabiki ne kadar fazla piksel olursa o
kadar detaylı görünecektir fakat bunun insan
gözüne denk gelen oranıyla kıyaslamak için,
konuyu başlıca bir araştırma konusu olarak
ele alıp laboratuvar şartlarında incelenmesi ve
deneyler yapılması gerekir.
Kaynak:bilgiustam.com
NLIFE
Hayatı yakala
2016
BOT
MODELLERİ
Sonbahar-Kış sezonu ürünleri
yerlerini almaya devam ediyor.
Kuşkusuz yeni sezonun en çok
aranan parçalarından biri bot
modelleri oluyor.
16
Ayakkabı bayanlar için bir tutkudur. Yaz-kış sezona uyumlu
şık modelleri dolabına eklemek istemeyecek bayan yoktur.
Bu üründe şıklığı sevdiğimiz kadar çeşitliliği de severiz. Değişik kombinleri farklı
çizgilere sahip ayakkabılarla
tamamlamayı isteriz. Kış aylarının vazgeçilmezi ise tartışmasız bot ve çizmeler oluyor.
gucci
Sonbahar aylarında nubuk,Süet ve kadife botların çok
revaçta olduğunu belitelim.
Özellikle rengarenk süet topuklu botlarla kendinizi gerçekten çok iyi hissedeceksiniz.Kış aylarından itibaren ise
süet topuklu botların yerini
su geçirmeyen deri topuklu/platform botlar alacak.
17
Topuklu botlar nasıl kombinlenir?
Topuklu botları kısa eteklerle kombinlemek artık modası geçmiş bir uygulama bunun yerine bilekte biten kısa jeanlerle ve
uzun maxi etekler ,kısa deri ceketlerle ve yüksek topuklu botunuza uygun renkli şal ve fularlarla trendleri yakalayabilirsiniz
NLIFE
Hayatı yakala
CİLDİNİZ KIŞA
HAZIR MI?
18
Cilt çevresel etkenlerle doğrudan teması olan tek
organımızdır. Bu nedenle de sadece genetik ve içsel etkiler değil, çevresel etmenler de yaşlanma
sürecini büyük ölçüde belirler. Mevsim geçişlerindeki ısı, nem, rüzgâr, ultraviyole değişiklikleri
cildi olumsuz etkiler. Yazın ısınan hava ve artan
nem etkisi ile cilt gözenekleri açılır, cildin sebum
üretimi azalır, kılcal damarlar genişler. Yaz aylarının sonlarına doğru cildin en üst tabakası (epiderm) kalınlaşırken, uzun süren ultraviyole hasarı neticesinde, orta deri (kollajen ve elastin içeren
katman) ise incelir. Ultravioleye bağlı yüzeysel
ve derin pigmentasyonlar olur, kılcal damarlar
belirginleşir, mevcut cilt rahatsızlıkları ve alerjiler alevlenir. Cilt daha nemsiz, daha yağsız ve dış
etkenlerden daha kolay etkilenebilir hale gelir.
Kış aylarının soğuk ve kuru havası, giyilen kıyafetlerin yünlü ve kapalı olması gibi nedenler özellikle hassas ve kuru tenlerde problem yaratmaya
başlar. Soğuyan havalarla birlikte gözenekler sıkılaşır, yağ-sebum salgısı artar. Dolaşım sistemi, ısı
kaybını önlemek için kanı daha içerilere doğru
çektiği için cildin kan akışı azalır. Cildin beslenmesi bozulduğundan daha renksiz ve donuk olur.
Rüzgâr ise ciltten nemin ani uzaklaşmasına ve yüzeyin aşırı kurumasına, çatlamasına neden olur.
Havaların soğumasıyla
beraber akne, sivilce, sedef, egzema
gibi cilt sorunları atağa kalkar
Yazın akne, sivilce, sedef, egzama gibi cilt
sorunları, bir süre için de olsa ortadan kalkar.
Ancak yazın sona ermesiyle, ultraviole ışınlarının bu tedavi edici etkisi de azalır. Bu
yüzden kış ayları bu hastalıkların alevlenme dönemleri olarak görülür. Ayrıca yaz
mevsiminden daha nemsiz, kollajeni
hasar görmüş, kılcalları genişlemiş,
renk ve nem düzensizlikleri artmış
cilt ile soğuk havalara hazırlıksız bir
geçiş, mevcut şikâyetleri belirginleştirip alerjik reaksiyonları, kuruluğu artıracak ve cildi yıpratacaktır.
Özetle koruma işlevi bozularak
daha duyarlı ve reaktif hale
gelen cildiniz, özeninize
her zamankinden
daha muhtaç olacaktır.
19
Kış mevsiminde cildin nemlendirilmesi ve temizlenmesi
Cildi nemlendirmek için cilt tipine uygun, alkol içermeyen bir temizleyici ile ve en az
günde bir kez yapılması gerekir. Günlük temizlik dışında, cilt tipinize göre doktorunuzun
önerdiği aralıklarla, derin temizleme, eksfoliasyon veya (granüllü, enzimatik veya kimyasal) peeling de uygulamanız gerekir. Nem ihtiyacı arttığından daha yoğun nemlendirme
özelliği olan kremler, beraberinde gerekiyorsa serum ve nem maskeleri kullanılabilir.
Kırışıklıklar için; retinol içeren ürünler kullanılacaksa, leke, kırışıklık, izler için kimyasal
peeling veya lazer yapılacaksa en uygun mevsimde olduğumuz hatırda olmalı.
Banyo sonrası nemlendirici kullanımının etkisi birkaç kat artar. Banyo sonrası, eller ya da
ayakları yıkadıktan ve kuruladıktan hemen sonra uygun nemlendirici sürülmesi daha etkilidir.
Cildimizi soğuk hava etkisinden korumak için ve soğuk sıcak şokunu önlemek açısından eldiven, uygun çorap ve ayakkabı, bere ve atkı gibi aksesuarlar kullanımı gereklidir. Saçlı deride
soğuk ve kuru hava kepeklenmelere neden olur. Banyo yaparken kullanılan şampuanların kepek
ve yağlanma sorunu varsa cilt doktoruna danışılarak alınması doğru olacaktır. Her gün saç yıkanırsa yıpranmalar artar. Tırnaklar karlı ve çok soğuk havada kırılganlık kazanır. Mümkün olduğunca dışarı çıkarken eldiven takmak, nemlendirici krem sürerken
tırnaklara da masajla uygulamak doğrudur.
NLIFE
Hayatı yakala
Türkiye'de yaşam süresi
2 yıl uzadı
TÜİK'in Hayat Tabloları 2013-2014 istatistiklerine göre; Türkiye'de yaşayanların ömrü geçen
yıllara göre 2 yıl uzadı.
20
Türkiye
İstatistik
Kurumu
(TÜİK), "Hayat Tabloları, 20132014" istatistiklerini açıkladı.
Buna göre,Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresi 78
yıl olarak hesaplandı. Söz konusu rakam 2013 yılı verilerine göre 76,3 yıl belirlenmişti.
Doğuşta beklenen yaşam süresi,
erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,7
yıla karşılık geliyor. Kadınlar genel olarak erkeklerden daha uzun
süre yaşarken, doğuşta beklenen
yaşam süresi farkı 5,4 yılı buluyor.
Çalışma çağının başlangıcı olan
15 yaşındaki kişilerin ortalama
kalan yaşam süresi 64,3 yıl olarak
belirlendi. Erkekler için bu süre
61,6, kadınlar için ise 66,9 yıl oldu.
Kadınların ömrü
daha uzun
Türkiye genelinde, 50 yaşında
olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 30,6 yıl olarak hesaplandı. Erkekler için bu süre
28,3 yıl iken, kadınlarda 32,9
yıl belirlendi. Türkiye'de 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ise ortalama 17,9 yıl
olarak saptandı. Erkekler için
bu süre 16,2 yıl iken, kadınlarda 19,4 yıl oldu. Diğer bir ifade ile 65 yaşındaki kadınların
erkeklerden ortalama 3,2 yıl
daha fazla yaşaması bekleniyor.
21
Yaşam süresi en yüksek
iller Muğla ve Tunceli
Türkiye'de beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu iller 80,5 yıl
ile Tunceli ve Muğla olarak hesaplandı. Mardin 80,3, Giresun ise 80,1
yıl ile bu illeri takip etti. Yaşam süresinin en düşük olduğu il ise 75 yıl
ile Kilis oldu. Bu ili 75,6 yıl ile Van
ve Ağrı, 76,6 yıl ile Ardahan izledi.
En fazla nüfusun bulunduğu İstanbul'da doğuşta beklenen yaşam süresinin 78,7 yıl ile Türkiye ortalamasından daha yüksek olması dikkati
çekti. Bu oran erkeklerde 75,8 ve kadınlarda ise 81,5 yıl olarak belirlendi.
NLIFE
Hayatı yakala
SULU HAN
22
Ankara geleneksel çarşıları 14.-15. Yüzyıllarda surlar dışına taşmış, kent ovaya
doğru büyümeye ve yayılmaya başlamıştı..
Bu dönemde, Kalekapısı önünde
Atpazarı, Koyunpazarı ve Samanpazarı
adları ile Hanların ve camilerin belirlediği
bir çarşı oluşmuştur. Bu kısma “Yukarı Yüz”
denilmekteydi. 15. yüzyılda en büyük yapılar
Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han
bu kesimdeki zengin ticari yaşantının bir
göstergesidir. Burada; Cuma camileri çevresinde her bir geleneksel zanaat erbabının bir
sokakta toplandığı, üretim ve satış yaptığı,
gelen kervanların bu kesimde konakladığı
bilinmektedir.
Çıkrıkçılar yokuşu yoluyla kentin aşağı kesimine yani “Aşağı Yüz”e inen çarşı kesimi
16. Yüzyıl başında büyük bir gelişme göstermiştir. Bu, o dönemin beş yıldızlı lüks
oteli olarak nitelendirilebilecek “Hasan Paşa
Hanı” nın yapımı ile olmuştur. Bu yapı,
“Taht-el Kal’a” (Kalealtı-Kaledibi) çarşısının
KAYNAK: ATILIM ÜNİVERSİTESİ
gelecek iki yüzyıl boyunca gelişimini
başlatan en önemli yapıdır. Kalekapısına
kadar zahmetli Çıkrıkçılar yokuşunu çıkarak
gelen kervanlar artık ulaşılması daha kolay
bu kesimde konaklıyorlardı. Çıkrıkçılar Yokuşunun bu kesiminde Haseki Camii, Tahtakale Hanı vb yapılar ile görece daha modern
bir merkez gelişimi oluşmuştu.
1892’de demiryolunun Ankara’ya bağlanması
ile açılan İstasyon Caddesi, Taşhan’ın
yapımı, Tahtakale Çarşısı’nın bu yönde gelişimi ile Karaoğlan Çarşısı oluşmuştur.
Suluhan, bu dönemde de en büyük yapılardan biridir, ancak Taşhan’ın “Kaloriferli”,
“Banyolu” ve “Telefonlu” olması nedeniyle
biraz köhne kalmış olmalıdır. Zaten Ulus
Meydanı’nın gelişimi ve 1929 büyük Tahtakale yangını ile Suluhan ve yakın çevresi yok
olma noktasına gelmiştir. Yangın öncesini,
yazarların anlattıklarından,
seyahatnamelerden ve bu dönemin kadastral
haritalarından öğrenmek mümkündür.
Ankara
Suluhan 1950’lere kadar harap halde
yaşamını sürdürmüş ve sebze, meyve
satış yeri, küçük bir Hal olarak kullanılmıştır. 1980’ lerde Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen
restorasyon, daha doğrusu rekonstrüksiyon (aslına uygun yeniden inşa)
çalışması sonucunda eski görünümüne kavuşmuştur. Ancak, günümüzdeki
kullanımı, zücaciye, nalburiye, billuriye, baharatçı gibi geleneksel adlarla adlandırılan kullanımlar olmasına rağmen asıl işlevi olan konaklama işlevi
verilerek Ankara’ nın önemli bir turizm
merkezi haline getirilmesi gereklidir.
Eğer konaklama işlevi verilemeyecekse, en azından Han’ın geleneksel
yapısına uygun kuyumcu, halı/kilim
vb geleneksel turistik ve hediyelik el
sanatlarına uygun kullanım verilebilir.
Ankara geleneksel çarşılarının 102 odası ile en büyük
programlı, iki avlulu tek Hanı günümüzde Suluhan olarak anılan yapıdır. Bunu o dönemin Karum’u, Migros’u,
Armada’sı, Hilton’u olarak da nitelendirebilirsiniz.. Su
ve ısıtma konforu olan, avlusunda Köşk Mescidi bulunan yapı, 1508-1511 yılları arasında II. Bayezid Devri
emirlerinden Hasan Paşa tarafından inşa edilmiş olan
“Hasan Paşa Hanı’dır. Hasan Paşa; Belkıs Mahallesi olarak bilinen Sümerbank arkasında Çifte Hamam
(Hasan Paşa Hamamı), Kafirköyü Mahallesi’nde (Suluhan Çevresi) Tahtakale Hamamı (veya Keçeciler Hamamı), hamama bitişik ardiye, 4 dükkanı, Hasan Paşa
Hanı ile birlikte vakfetmiştir. Bir Vakıf eseri olarak
kente yüzyıllarca hizmet etmiş ve halen de etmektedir.
23
NLIFE
Hayatı yakala
TERMAL
KIYAFETİN
24
SIRRI
Yılbaşının yaklaştığı bu
günlerde kış soğukları da etkisini gösteriyor ve bizlerde korunmak için çeşitli çözümlere
başvuruyoruz. Kat kat elbiseler giyiyor, yünlü içlikler tercih ediyoruz. Kapalı ve sıcak
bir ortamda alabildiğine terliyor sonra da bir anda soğuğa çıkarak çarpılıyoruz.
Bu
durumun önüne geçmek için
yapılan araştırmalar neticesinde, termal
ürünlerin ön plana çıktığını
görüyoruz. Vücudun ısısını muhafaza edebilen, sıcak ve soğuk hava
geçişleri arasında uyum sağlayabilen termal ürünler, kış soğuklarına
karşı en ideal korumayı sağlıyor.
Doğa sporları arasında yer alan dağcılık, trekking, kayak, yelken, kürek,
bisiklet, motosiklet vs. gibi branşlar
yanı sıra fitness, basketbol, voleybol gibi salon sporlarında
da tercih edildiğini
görüyoruz.
Yine de bizim asıl derdimiz normal vatandaş olarak soğuktan korunmak diyorsanız, günlük temponuza uygun
olarak termal içlikleri tercih edebilir
ve elbisenizin altına giyebilirsiniz.
Pamuklu ürünler vücut ısısının
yüzde 100’e yakınını dışarıya
verirken termal giysiler özel
teknolojileri sayesinde ısının
yüzde 80’ini vücutta tutuyor.
25
Te r l e m e
durumunun en çok görüldüğü
sportif müsabakalar esnasında giyilen termal içlik sayesinde, oluşan ter, termal
kumaşın bir üst katmanına aktarılıyor. Nefes alan kumaş sayesinde hem terden dolayı
rahatsız olmamış hem
de vücudunuzun
ısısını
dengelemiş olursunuz.
NLIFEİ YILA GİRERKEN
Hayatı yakala
YEN
Thierry Mugler A Men Loyalty
199.95 TL
KOFRE
ZAMANI
26
Lacoste Touch of Pink 159 TL
Adidas Adidas Pure Game Edt
35.99 TL
AVON Far Away 49 TL
Lancome Hypnose Homme
EDT 228.85TL
Cecile Diva Women EDT
35.05TL
NLIFE
Hayatı yakala
Sumak Ekşili
Etli Kuru Dolma
Malzemeler
10 adet kuru patlıcan
10 adet kuru biber
300 gr. orta yağlı kıyma
1 fincan pirinç
1 adet kuru soğan
1 fincan zeytinyağ
1 fincan sumak tohumu (1 su bardağı sıcak suda 60 dk. demlenecek)
2 yemek kaşığı biber salçası (1 kaşığı suyuna eklenecek)
Yarım bağ maydanoz
Pulbiber,karabiber,tuz
3-4 diş sarımsak
Sumak Ekşili Etli Kuru Dolma Nasıl Yapılır?
Kuru patlıcan ve biberi suda hafif yumuşayana
kadar haşlayın, iç malzemesi için maydanozu,
sarımsağı ve soğanı ince ince kıyın, kıymayı, yıkanan pirinci, baharatları tuzu ve 1 kaşık biber
salçasını ilave edip iyice karıştırın,haşlanan kuruların içine iç malzemeyi yarım doldurun, tencereye patlıcanlar alta biberler üste gelecek şekilde
dizin çünkü patlıcan daha geç pişer, üzerine zeytinyağını gezdirin, kalan 1 yemek kaşığı biber salçasıyla 2,5 fincan suyu salçayla karıştırıp üzerine
ekleyin, dolmanın pişmesine yakın sumak suyunu
ilave edip bir kaç taşım kaynattıktan sonra yemeği ocaktan alın dinlendikten sonra servis yapın.
27
om
oglultd.c
www.recep
Etkileyici,
şık, ergonomik,
ve çekici Ankastre Setler
Telefon: 0312 311 87 33 Fax: 0312 324 16 74
Adres : Macun Mah. Batı Bulvarı ATB İş Merkezi C Blok No: 35 Y.Mahalle/ANKARA

Benzer belgeler