Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine
Transkript
Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine
NLIFE Kadın, Aktüalite,Magazin Dergisi KASIM-ARALIK 2015 SAYI:1 gun y U e n i ip Vücut T asıl N i m i ç Jean Se Olmalı? ESTETİK MUCİZELER Doç.Dr. Zühtü Demir İle Estetik Üzerine CİLDİNİZ KIŞA HAZIR MI? ç a K ü z ö G n İnsa ? r i d l e s k i p a Meg Ankara’da Tarihi Bir Değer: SULUHAN GÜZEL ŞEYLER BİZİ YAŞAMA BAĞLAR Estenik’e atılan ilk adımdan itibaren sizi karşılayan güleryüzlerin başka bir açıklaması da olmasa gerek. Doç Dr. Zühtü Demir’in estetik Kliniği olak Estenik, yaşama ve insanlara güzellikle bakan ve yaşama insanı sıkı sıkı bağlayan bir ruhun izlerini taşıyan bir estetik merkezi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Doç. Dr. Zühtü Demir, uzmanlık eğitiminin ardından Amerika’da plastik cerrahi alanında eğitim aldı. Ardından, İstanbul’da özel bir klinikte plastik cerrahi alanında hizmet vermeye devam etti. 2011 yılından bu yana Ankara’da Estenik Estetik Cerrahi ve Saç Ekim Merkezi’ni kurdu ve kısa zamanda Ankara’da herkesin tanıdığı ve bildiği bir plastik cerrah olarak ün yaptı. 50’nin üzerinde bilimsel bildiri hazırlamış olan, yurt içi ve yurt dışı birçok makalede atıfta bulunulan Dr. Demir, özel hayatında da mutluluğu yakalamış bir isim. Beyaz ve fuşyanın raks ettiği odasına girdiğiniz andan itibaren ortamın cazibesine kapılıp gidiveriyorsunuz. Sizi karşılayan sazdece bir doktordan ibaret bir kişilik değil. Tavrındaki nezaketin arkasında “seni anlıyorum ve hep anlamaya devam edeceğim” mesajını incelikle veren bir anlayışın hakim olduğu estetik cümleler dizeleriyle bezenmiş bir kişilik. Hastalarınız en çok sizin onları ilk görüşte tanıyıp hemen en doğru kararı verebildiğiniz konusunda hemfikirler. İnsanların ne istediklerini ilk görüşte anlayabilmeniz nasıl mümkün olabiliyor? Hastalarım için yeterli zaman ayırıyor ve öncelikle onları dinliyorum. Dediklerine ve rahatsız oldukları noktalara çok önem veriyorum. Kendi görüşlerimi dile getirmeden önce mutlaka onlar neden rahatsız oluyor ve ne istiyor buna önem veriyorum. Tabiki daha sonrada kendi gördüklerimi ve önerilerimi söylüyorum. İnsanlar bize daha güzel olmak ve mutlu olmak için geliyorlar. Benim için yaptığımız uygulamanın sonucunu onların beğenmesi daha önemli. Tabiki bizim kriterlerimize göre iyi sonuç alalım ama onların mutluluğu çok önemli. Bu nedenle onları iyice dinleyip dedikleri önemli noktaları not alarak uygulama yapıyorum. Tabiki tecrübe burada çok önemli. Özellikle burun estetiği konusunda hastalarınız size çok güveniyor. Onların bu güvenini nasıl kazanmayı başardınız? Hastalarımın hemen hemen hepsi daha önceki ameliyatlarını yaptığım hastalarımı görerek referansla gelen hastalar. Bu nedenle aramazda daha önceden dolaylı bir tanısma olmuş oluyor. Az önce de belirttiğim gibi ilk olarak karşılıklı olarak birbirimize zaman ayırıp farklı zamanlarda birkaç kez görüşüyoruz. Onları dinliyorum ne istediklerini tam olarak anlamaya çalışıyorum. Sonrada ne yapılması gerektiğini karşılıklı konuşup karar veriyoruz. Tabi ki burun ameliyatlarında iyi sonuç almak öncelikle iyi bir eğitim bilgi ve deneyim gerektiriyor. Bunların hepsi bir araya gelince iyi sonuçlar alıyoruz. Bu sonçları gören yine referansla bizi buluyorlar. Onların makul isteklerine cevap vermek çok önemli. Sosyal medyayı çok iyi kullanan bir hekim olarak, Plastik cerrahi konusunda sosyal medyanın rolü son dönemlerde nedir sizce? Çağımız artık iletişim çağı. Dünya çok küçüldü. Dünyanın bir ucunda olan bir olay anında her yerde duyuluyor. Hastalarda doktor seçimi yaparken sosyal medya yoluyla birbirleri ile iletişim halinde oluyorlar. Sizin iyi yaptığınız işlerde soyal medya sayesinde herkes tarafından duyuluyor. Bu sayedede iyi reklamınız oluyor. Bu anlamda sosyal medyanın rolü son derece önemli. Yurt içi ve yurt dışı bilimsel yayınlarda 44 kez refere edilmiş bir isim olarak ülkemizde bilimsel çalışmalara destek verilmesi konusundaki fikriniz nedir? Amerika ya eğitim için gittiğimde gözlemlediğim en önemli şey bizde çok iyi doktorların olduğu ve bilimsel seviyenin çok ileri düzeyde olduğuydu. Bu gerçekten böyle fakat bilimsel anlamdaki başarılar bireysel çabalar ile sınırlı kalıyor. Arkada çok da fazla kurumsal destek olduğunu söylemek zor. Bizler yoğun çalışma temposunun arasında özel yasantılarımızı kısıtlayarak bilimsel çalışmalara zaman ayırıyoruz. Halbuki daha uygun ortam ve destek sağlanırsa daha başarılı olunacağını düşünüyorum. Plastik cerrahi alanındaki son gelişmeleri yakından takip edebiliyor musunuz? Mutlaka takip ediyorum. Yurtiçi ve yurtdışı kongreleri yerli ve yabancı dergileri mümkün olduğu kadar takip ediyorum. Zaten aksi durumda basarı da çok zor. Çok yoğun iş temposu ve ikizler. Onlara nasıl bir zaman dilimi ayırıyorsunuz? Evet çok yoğun bir iş tempom var. İşten geri kalan zamanımın neredeyse tamamını ailemle ve çocuklarımla geçiriyorum. Aile hayatının düzgün olması benim için çok önemli. Çocuklarımın ileride kendilerine güvenen ve başarılı birey olmaları için onlarla çok ilgileniyorum. İş hayatında başarılı olmanın bir yolu da düzgün aile yapısından geçiyor. NLIFE Hayatı yakala EDİTÖRDEN Yıl :2015 Sayı:1 Merhaba, Her yeni sayıda merhabaların en güzelini söyleme ümidiyle başladığımız yayın yolculuğumuzda, tüm okurlarımıza içten bir merhaba demek istiyorum. Bir elmanın iki yarısından biri olma durumu gerçeklikte ne ifade ediyor aslında ? Bu sorunun yanıtı yüzyıllardır aranmakta. Sanırım hala da bulunmuş değil. Elmanın bir yarısı daha fazla gibi sanki. Sanki hayatı daha fazla sırtlanmış, sorumluluğu ister istemez yüklenmiş...Reel yaşamın içinde, açtığımız her pencerede kadını görmek mümkün. Hayatı ilmek ilmek işleyen kadınlarımızın her birine duyulan saygının bir ifadesi olarak, onların hak ettİği kalitede ve güzellikte bir dergiyi yayın hayatına başlatmak için ben ve tüm ekip arkadaşlarım deyim yerindeyse zamanı unutarak çalıştık. Amacımız, başta Ankara olmak üzere, sağlık, magazin ve aktüel haberlerin merkezde yer aldığı bir portal oluşturmaktı. Esasen kadın sorunsalının konu edildiği birçok konuda uzman görüşlerinden yardım alarak gerçekleştirdiğimiz haberlerde, gerçekliğin peşinden koştuk. Gazeteciliğin etik ilkelerinden ödün vermeden işlediğimiz haberlerde, tanımlayıcı bilgiden ziyade açıklayıcı ve soru işaretlerini giderici bilgilere yer vermeye çalıştık. Çalışan ve iş hayatının içinde bizzat yer alan kadınlarımızın yanı sıra evde çalışan emekçi kadınlarımızın da bilgi sahibi olmak istediği konulara da değinmeye çalıştık. Sayfaları açarken bir sonrakinde hangi heyecanı paylaşacağımızı düşündüğünüzü sezerek ve bu heyecanın hiç bitmemesini ümit ederek sözlerini bitirmek istiyorum. Mutlu kalın Gülcan ŞAHİN Sahibi Mehmet ŞAHİN Yazı İşleri Müdürü Gülcan ŞAHİNACAR Editör Gülcan ŞAHİN Fotoğraf Hanife IŞIK DEVECİ Bilişim Danışmanı: Dr. E.Cihangir GÜLEGEN Yönetim Yeri Kıbrıs Cad.No:70/D Çankaya/ANKARA Basım Yeri Vatan Matbaacılık Zübey Hanım Mah. Sebze Bahçeleri Cad. Çavuşoğlu İş Hanı No:107/42 Altındağ ANKARA Telefon/Faks:0312 341 9080 Web:www.nlifeankara.com Mail:[email protected] Basım Tarihi: 02.11.2015 Nlife Dergisi ücretsizdir. Nlife Dergisi Vatan Matbaacılık sponsorluğunda basılmaktadır. KOLYOZ’DA DENİZDEN BİR GÜN AKDENİZ VE EGE ESİNTİSİNİN HAKİM OLDUĞU BİR GÜN GEÇİRMEK İSTERSENİZ EĞER KOLYOZ SİZİN İÇİN EN MÜKEMMEL ADRES. Kolyoz’a girerken karşılaşmış olduğunuz manzara, bir balık lokantasından ziyade yeşilliklerle bezenmiş bir bahçeyi andırıyor adeta. özenle hazırlandığı her halinden belli olan konseptin en can alıcı kısmı ise, mekanda üç ayrı locanın bulunuyor olması. Özel gün ve davetlerde arkadaşlarınızla samimi bir ortamda bulunmak istiyorsanız Kolyoz tam da aradığınız mekan. Özel kesim ahtapot carpaccio , tam kıvamında pişmiş kalamar ile birlikte mükemmel bir uyum içinde ağızda kıvamı zor bulunacak tatlar bırakıyor. 1 Yemeğinize anlam katan unsurlardan biri olan içecekler ise, deyim yerindeyse pırlanta zeraferinde sunuluyor. Masama gelen şarap şimdiye kadar tattıklarımın en iyisi olma özelliğini kazandı. Mekan, mekan gibi içki, içki gibi daha ne denir ki... Kolyoz Balık Çayyolu Kolyoz Balık Gaziosmanpaşa Adres : Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi Alacaatlı Caddesi Hilmi Barlas City Park No: 9 ÇAYYOLU-ANKARA Mail : [email protected] Adres : Filistin Cad. Attar Sok. No:8 Gaziosmanpaşa ANKARA Mail : kolyozbalik@gmail. com Tel : (0 312) 240 2403 Tel :(0 312) 468 45 11 NLIFE sağlık Hayatı yakala UYKUM YOK... Sağlıklı Bir Uyku Nasıl Olmalıdır? 2 Akut Uykusuzluk Nedir? Genellikle 1 gün ila 3 hafta sürer. Yabancı mekânda bulunma, durumsal stres, akut tıbbi hastalık veya ağrı, vardiyalı çalışma, kafein veya alkol kullanma nedenleri ile oluşabilir. Yanlış öğrenilmiş davranışlar ve uykuya dair kaygı duyma, (şartlanılmış uykusuzluk) gibi sebepler ile uykusuzluk kendi kendine kötüleştiren döngü üretmez ise genellikle zaman ile düzelir. Tedavide altta yatan neden çözülmelidir. Birkaç günden uzun süren uykusuzluklarda uzman hekim kontrolünde medikal tedavi başlanmalıdır. Stres azaltıcı teknikler önerilmelidir. Uykusuz insanların bir bölümünde sadece uyku hijyeninin düzenlenmesiyle önemli ölçüde yarar sağlanabilmektedir. Uyku hijyeni için şu noktalara dikkat edilmelidir: Çok aç ya da tok olmamak, Kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınmak, Düzenli egzersiz yapmak, ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçınmak, Uyku gelmeden yatağa girmemek, Yatak odasını sadece uyku ve cinsel ilişki için kullanmak, Uyuyamadığında uyumaya çabalamamak, yataktan ve yatak odasından çıkarak başka bir yerde zaman geçirip uyku gelince yatağa dönmek, Ne kadar uyunursa uyunsun sabah belirli bir saatte kalkmak, Gündüzleri uyumamak ve yatak odasını ses, ışık, ısı yönünden izole etmek. Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük veya uykunun dinlendirici olmaması gibi şikayetler “uykusuzluk” olarak tanımlanır. Yetişkinlerin yüzde 10–15’inin süregen ve ciddi uykusuzluk tarifi son derece yaygındır. İlerleyen yaşlarda ve kadınlarda daha yaygındır. Uykunun zamanı ve süresi altta yatan hemeostatik uyku sürdürümü ve sirkadiyen (biyolojik saat) süreçlerle belirlenir. Uykusuzluk, bilişsel ve psikomotor performans kaybı, düşük yaşam kalitesi, artmış sağlık harcamaları, artmış iş okul devamsızlığı ve artmış duygudurum ve anksiyete bozuklukları veya madde kullanımı ile ilişkilidir. NLIFE Hayatı yakala güzellik DUDAK BAKIMI Rujlar dudaklarınızı renklendirirler ancak her zaman daha iyi bir görünüm sundukları söylenemez. Daha iyi bir görünüm için ruj sürmeden önce parlatıcı ve nemlendiricilerinizi uygulayarak onların üzerine ruj sürmeniz çok daha etkili ve dudaklarınızı canlı gösteren bir çözüm olacaktır. Ayrıca dudaklarınızın dış 3 etkenlerden korunması için oldukça iyi bir destek sağlayacaklardır. Çok sıcak yaz koşullarında veya çok soğuk kış zamanlarında dudaklarınızın vücudunuzun diğer kısımları gibi kolay kapatılır olmadıklarından dolayı atkı ve şal gibi ürünleri dudaklarınızı koruyacak şekilde takmanız ve özellikle dış mekanlarda rüzgar ve güneş ışığı gibi etkilerden korumanız gereklidir. İlk yapmanız gerekenler arasınHer zaman bir miktar nemli kalması gereken dudaklarınızın da dudaklarınızın mat, soluk ve kötü görünmesine neden olan ölü bu nemini koruyabilmesi için günlük su ihtiyacınızı da karşılamanız ve vitamin, mineral gibi desteklerinizi almanızı unutmamanız derilerden kurtulmanız gerekmektedir. Bunu yapabilmek için diş fırçanızı yahut yumuşak bezleri ıslatıp kullanarak günlük gerekmektedir. Dudak e bakımı her n ve ek rm kadar ruj sü u k i llanmak nemlendiric ında iş olsa da asl ile özdeşleşm zün en çok görünen zümü dudaklar yü yı sanıldılarından dola şıyorlar. Doğru k u ld o i es lg ö b em ta ı aha fazla ön e bakımların ğından çok d ın yanında doğru şekild ı ve ız n man üzel olma rujları kullan nlük hayatta çok daha g layacaktır. i sağ ek gü gerçekleştirm tmenizi, dikkat çekmeniz s ve hisse koşulları, stre kendinizi iyi , zor çalışma ri le k li ik iş eğ enebilen Mevsim d kolayca etkil e il b la m ru u psikolojik d zenli bakımını dü ın ız n rı la k a dud iz. leştirmelisin olarak gerçek olarak dudaklarınızı hafifçe ovalayabilirsiniz. Böylece dudaklarınızın üzerinde biriken ölü derilerden kurtulabilir ve hem daha canlı hem de daha parlak dudaklara sahip olabilirsiniz. Ölü deriler belli olduklarında kötü görünümler sunduklarından dolayı oldukça kolay olan bu işlemi bir alışkanlık haline getirmeyi unutmayın. Ayrıca kuruyan dudaklarınız için nemlendirici stickler kullanmanın yanında çeşitli krem ve bakım malzemelerini de unutmamalısınız. Stickler her ne kadar kolay kullanılır ve etkili olsalar da genellikle gün içerisinde hızlıca kullanılmak için üretildiklerinden dolayı evdeyken bu iş için daha uygun bakım kremlerini denemeniz en azından dışarıda dudaklarınız için daha az uğraşmanızı ve her zaman dudak güzelliğinizi korumanızı sağlayacaktır. NLIFE Hayatı yakala un g y U e n i p Vücut Ti imi ç e S n a e J malı? l O l ı s a N Kıvrımlı bir kadınsınız… 4 Eva Mendes, Jennifer Lopez gibi dolgun bir vücuda, seksi kıvrımlara sahipsiniz. Belki biraz da göbeğiniz var… Öyleyse nasıl bir model seçmeli ? Yine ayaklara doğru hafif genişleyen ‘boot cut’ modeli vücudunuza ihtiyacı olan dengeyi getirecektir. Tavsiyemiz, üzerine dökümlü bir bluz veya tunik seçmeniz. Yüksek belli modeller armut şeklindeki göbeğinizi ve fazlalıklarınızı gizleyecektir. Kalın bir kemerle vurguladığınız beliniz gurur duyduğunuz seski kalçanızı en güzel biçimde gözler önüne serecektir. Bacaklarınız uzun… Çok şanslısınız ! Vücuda yakın, güzel oturan ve fazla bol olmayan modeller size göre. ‘Skinny’ veya kalçalarınızı güzelce saran düz kesimli bir jean olabilir. Düşük belli modellere yönelin. Çünkü bel ne kadar yüksek, siz de o kadar daha uzun görünürsünüz ve bu durum her koşulda en ideali değildir. Bu yüzden kemer kullanıyorsanız da belin olabildiğine altında kullanmalısınız. Renk konusunda özgür davranabilirsiniz. Kaynak:yasamınicinde.blogcu.com Bacaklarınız kısa… Kesim ! Kesim ! Kesim ! Bacaklarınıza görsel hileler yardımıyla birkaç santimetre kazandırmak elinizde. Burada kesim çok önemli. ‘Bootcut’ modeli, yani ayaklara doğru paçaları hafifçe genişleyen modeller özellikle uzun tutulduklarında ve yüksek topuklu ayakkabılarla giyildiğinde daha uzun bir silüet görüntüsü yaratıyor. Yükseklik konusunda yine sizi uzun gösterecek modelleri ; eğer inceyseniz yüksek belli kesimleri tercih etmeye çalışın. Koyu renk kotları tercih edin. Siyah ve gri ya da koyu denim rengi mesela… moda Kalçanız düz ve kıvrımsız… Yüksek veya düşük belli, bol ve geniş ‘boyfriend’ jean veya dar ve vücudu kavrayan ‘skinny’... Kot seçimi aslında vucut yapısına göre yapılmalı... Günlük hayatımızın vazgeçilmez kıyafeti kot pantolonlar her zaman moda ve hep gündemde kalıyor. Piyasadaki marka bolluğu, sayısız model ve renk seçeneği arasında kaybolmamak için ilk yapmanız gereken aslında kendi vücut tipinize göre en doğru modele karar vermek olacaktır. Yanlış bir kesime yönelerek gözünüze kestirdiğiniz o güzel jean vücudunuz için bir kabusa dönüştürmeniz içten bile değil… Ancak herkes için uygun bir kesim, doğru bir model var. ‘Androjen’ olarak tabir edilen erkeksi hatlara sahipsiniz. Kot pantolonlar sizin için yaratılmış sanki, çok şanslısınız. Çoğu zaman erkeklerin üzerinde nasıl bol ve ‘cool’ duruyorsa, biz de o görüntüyü isteriz. Sizin için en uygunu düşük belli ‘boyfriend’ jeanler, bacak kısımları geniş ve bol paçalı kot pantolonlardır. Fazla erkeksi oldu diyorsanız paçaları hafif kıvrın, altına topukluları geçirin. Ama ideali kotun doğasına uyumlu bir seçim yaparak spor ayakkabılarla bütünlemek… Vücudualçalarınız genişçe… Bir diğer seçenek elbette dar kesimli kot pantolonlar. Bacakları kavrayayn ‘skinny’ler. Bu model özellikle dar Yoksa Marilyn Monroe ve kıvrımsız kalçalarından şikayet edenler için musunuz ? Geniş kalçalar bire bir çünkü kalçalarınızı iyice ortaya çıkarıyor, yani ne varsa ortaya koyuyor. Burada için en ideal kesim düz kesimdir. arka ceplerin pozisyonu çok önemli. Bu modelde kalçadan ayaklara kadar Cepler alçaktaysa kalçalarınızn kesim aynı çizgide devam eder. Böyledaha yüksek olduğu ilüzyonu yaratılır ve daha yuvarlak likle kalçanın hatları yumuşatılacak, hafif hatlara sahipmiş gibi traşlanacaktır. görünürsünüz. Bedeninizin üst kısmını vurgulayarak denge unsurunu sağlamak için dar atletler, vücudunuza tam oturan bluzlar seçin. Topuklu ayakkabılar en iyi arkadaşınız olsun… Ceplerin olabildiğine sade, kabarasız ve zımbasız olması önemlidir. Aksi taktirde gereksiz detaylarla daha kilolu görünme riski var. 5 NLIFE Şiir Hayatı yakala KERTME 6 Süt kokan teninden, Al al yanaklarından, Yumuk yumuk ellerinden, Kırık beşiğinden, Daha kırk günlükken, Kertmişlerdi onu, Amca oğlu Kerim’le…. Kaç dönümdü başlığı, Kaç sağımlık bedeli, Kaç metreydi pazeni, Belki de abisinin berdeli, Kertmişlerdi onu….. Beş taştan takısı, Aluçdan kolyesi, Kelebekten tokası, Kınadan yazgısı, Kertmişlerdi onu….. Asker yolluğu nişanı, Samandan yastığı, Yaşlardan bohçası, Kerpiçten odası, Kertmişlerdi onu….. Emzirdiği bez bebeği, Çapada düşen kardeşi, Tarhana kıvamı bedeni, Sırtın da köteği, Mor desenli sürmesi, Kertmişlerdi onu…… O yaşadı mı sizce, Onüçünde anne, Otuzuna gelmeden babaanne, Amca oğlu Kerim’le Kertmişlerdi onu, Kırık bir beşikte……… RAHMİ ACAR EN İYİ YOL FİLMLERİ Sinema Yol filmleri son derece zengin bir alt tür. Dolayısıyla en iyilerini seçmek sanıldığı kadar kolay olmadı. Çünkü tuhaftır, yol filmleri istisnaları saymazsak her daim vasat ibresinin yukarısında kalmayı başarıyorlar. Bunun sebebi iki saat boyunca bir film karşısında oturmayı, vaat ettikleri özgürlük hissi sayesinde sıkıcı bir iş olmaktan çıkartıyor olmaları olsa gerek! Önümde çok fazla iyi örnek olduğu için ilk önce 20 olarak düşündüğüm film sayısını, 25’e sonrasında 30’a çıkartmak zorunda kaldım. Fakat yine de her liste gibi mükemmel değil… We’re the Millers (Bu Nasıl Aile! – Rawson Marshall Thurber) Midnight Run (Geceyarısı Avı – Martin Brest) Yol, Türkiye’deki siyasi baskıyı ve bu baskının karakterler ve hatta toplum üzerindeki etkilerini en iyi anlayan ve anlatan filmdir. Filmde yolculuk aslında ülkenin gerçeklerini göstermek için akıllıca kullanılan bir metafordur. Çünkü her adımda sorunun yeni bir trajik yönüyle yüz yüze geliriz. Gelenekler ve baskıların baskısının insan hayatları üzerindeki tahrip edici etkisinin en iyi anlatıldığı bu film hayli karamsar ve öfke doluydu ancak iyi bir politik film çekmek için bu duygular da bir gereklilik değil midir zaten? Kaynak:www.sinemahzen.com David Clark, ucunda büyük bir miktarda para ödülü olduğu için Meksika’dan Amerika’ya uyuşturucu kaçakçılığı yapmayı kabul eder. Ama bunu dikkat çekmeden, başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için Meksika’ya bir aile olarak gidip gelmesi gerekmektedir. Bu yüzden tanıdığı birkaç kişiyi çeşitli vaatlerle bu yolculuğa ikna eder. Yolda pek çok talihsiz durumla karşılaşan bu sözde aile bireyleri arasındaki bağlar zamanla sıkılaşacaktır. İlk başta yalnızca para için böyle bir ortaklığa girişmiş grup üyeleri arasındaki çıkar ilişkisi duygusal bir ilişkiye evrilecektir 7 Suçlu bir adamı yakalamak için görevlendirilen bir kelle avcısı, onun da peşine takılan başka bir ödül avcısı, onları takip eden FBI ajanları ve suçlu adamı öldürmeye kararlı bir mafya… Tüm bunların bir araya getirilmesiyle oluşturulan sağlam bir komedi – aksiyon örneğidir Midnight Run. Büyük bir bölümü yolda geçen film, sayısız kez kullanılan bir temaya sahip olmasından ötürü pek de yenilikçi değildir ama söz konusu temayı hakkını vererek hayata geçiren filmlerdendir. Yol (Serif Gören, Yilmaz Güney) NLIFE Hayatı yakala Hızla gelişen teknoloji ve fotoğraf makinalarının hayatımızda daha çok yer almasıyla beraber, doğuma yakın annelerin de hızla araştırmaya başladıkları mesleklerden biri “doğum fotoğrafçılığı”. Yavaş yavaş yaygınlaşan ve oturan bu meslek, anne adaylarının sosyal medyadan da yararlanıp gönül rahatlığıyla başvurdukları bir adres. Doğuma giden sürecin her bir anının karelendiği bir iş bu… Annenin heyecanından babanın telaşına, nene, dedelerin koşturmalarına kadar sonradan izlendiğinde güzel tatlar bırakacak zamanları ölümsüz kılmayı başaran bu iş Türkiye’de de yaygınlaşmakta. DOĞUM FOTOĞRAFÇILIĞI 8 Dünyada uzun bir süredir hizmet veren doğum fotoğrafçıları ülkemizde de, adı sıkça duyulmaya başlayan bir işe dönüşmüş durumda. Eskiden doğum fotoğraflarını saklamak, doğum anlarını çekmek pek uygun görülmüyordu. Yavaş yavaş annelerdeki bilinç ve okumuşluk düzeyinin de artmasıyla hayatta nadir görülecek bu anların değeri bilinmeye başlandı. Profesyonel fotoğrafçılığın da buna etkisini yok sayamayız. Hamilelik döneminden başlayıp ebeveynlerin koşturmaları, bebek için kurulan yeni bir hayatın başlangıcını kayıt altına almak küçümsenecek bir şey değil. Bebekle annenin ilk göz göze gelişi, bebeği kucağına alan annenin yüzündeki ilk anaçlık ifadesi, ilk aile portresini yıllar sonra bile görebilecek bir serüvene dönüştürmek artık elinizde. Fotoğraf Doğum Fotoğraflarının Çekimininde Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler? Doğum Fotoğrafları Nasıl Oluyor ? Miniklerin buruşuk ayakları ve ellerini gördüğünüz bebek fotoğrafları hayat boyu dönüp bakabileceğiniz mucizevi filmlere dönüşüyor. Çalıştığınız fotoğrafçının profesyonel bir doğum fotoğrafçısı olması önemli! Bebeğin en güzel ilk anlarının ve ailenin mutluluğunun ilk gözlemcisi fotoğrafçınız olduğundan elinizdeki albüm de bir nebze onun eseri sayılıyor. Doğum anında fotoğraf çekilmeden önce hastane ve doktorlardan izin almak, ortamın hijyenine son derece dikkat edip uyum sağlamak ve anneyi gerginleştirmeden güzel anları sabitlemek.. Bunlar dikkat “Hamile fotoğraflar”ınız, bebeğinizin ilk anları size özel şekiledilecek unsurlar. Bir de doğum anında de hazırlanıp albümleniyor. Profesyonel bir ekiple çalışan çok iyi flas kullanılamadığından çekimin hizmet veren gruplar mevcut. Sitesini gezip görüş aldığımız, siteden de kaliteli olması için gereken öğrendiğimize göre anne adayları doğumundan önce görüşüp bilgi aldıklaşartların önceden hazırlanrı bu hizmetten gayet memnunlar. ması, doğuma herhangi bir zorluk çıkarmadan Doğum anıyla başlayıp, büyüme gelişme anlarını da ölümsüzleştirip, hediye olarak çekimin gerçekkoca bir albümle çocuğunuzun karşısına çıkabilirsiniz. Çocuğunuza verilecek değerli heleştirilmesi diyelerden biri olmaya aday bu “doğum fotoğrafları” yla başlayan süreç sizin isteğiniz üzerine gerekiyor. şekillenebilir. Not: www.dogumfotografcisi.com sitesinden alınmıştır. 9 NLIFE Hayatı yakala Bir Şehir GAZİANTEP 10 Gaziantep ilinin yerleştiği coğrafi alanın, ilk uygarlıkların doğup geliştiği Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunması, ayrıca güneyden ve Akdeniz’den gelip doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu ilin tarihinin çok renkli olmasını sağlamış, dolayısıyla tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme sahası ve uğrak yeri olmuştur. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması, Gaziantep’in önemini artırmış ve canlılığının sürekli olmasını sağlamıştır. Gaziantep tarihinin devreleri Paleolitik, Kalkolitik, Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selökidler, Roma ve Bizans, İslam ve Türk devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin izlerini günümüzde açık bir şekilde görmek mümkündür. ( Hamptan ) diye söz ettiği anlatılmaktadır. Arapça “ parlak pınar ” anlamına gelen Ayıntab, Ermeni kaynaklarında Anthapt olarak geçer. Gaziantepli tarihçi Bedrüddin AYNİ’nin ifadesiyle Antep’in eski adı “Kala-i Füsus”dur. Kala-i Füsus “Yüzük Kalesi” demektir. Bedrüddin AYNİ’ye izafe edilen rivayete göre buranın kötü bir hakimi varmış. Birçok uygunsuz işler yaptıktan sonra ettiklerine pişman olmuş ve tövbe etmiştir. Adı Ayni olduğundan, halk “Ayni tövbe etti” demiştir. Bundan ötürü şehrin adı “Ayni Tövbe” Aynitap olarak kalmıştır. Bir diğer rivayette ise; AYINTAP adını, suyunun güzelliğinden ve bolluğundan dolayı aldığı söylenmektedir. Zira, “ayın”; pınar, kaynak, suyun gözü anlamına gelmektedir. Dolayısıyla “tab”; güzel pınar ve güzel kaynak manasını ifade etmektedir. Yine ayrıca “Ayıntap” adındaki, “tab” ; güç ve takat anlamına gelmektedir. Şehre suyunun bolluğundan dolayı da bu ismin verildiği söylenmektedir. Gaziantep yöresinde adı bilinen ilk yerleşim merkezi, Dolike ( Doliche - Dolikhe ) şehridir. Gaziantep’in 10 km. kuzeyinde, Dülük köyü yakınlarındaki bu yerleşim yerinin adı, Bizans kaynaklarında Diba ( Daluk ) olarak geçmektedir. Dülük adının İslam egemenliği sonrasında Ayıntab adı giderek da bu sözcükten kaynaklandığı belirtilmektedir. Ayıntap’a dönüşmüştür. Fransız kuvvetlerine karşı şehrin, savunmasını bu uğurda verdiği 6317 şehide Şehir, Cumhuriyet öncesi yıllara kadar Ayıntap rağmen yılmadan, cesaretle sürdürmesi ve eşsiz bir ( Ayıntab ) adıyla anıla gelmiştir. Bu adın benze- direniş göstermesi nedeniyle 6 Şubat 1921 tarihinde rine ilk kez Haçlı Seferlerine ilişkin kroniklerde T.B.M.M. tarafından “gazilik” unvanına layık görastlanmaktadır. Urfalı Mateos ve Papaz Griro’nun, rüldüğünden “Gaziayıntab” olmuştur. 1928 yılında 1124 – 1155 yılları arasındaki seferlerde, Arap- ise, şehrin adı GAZİANTEP olarak değiştirilmiştir. ların Ayıntab adını verdikleri şehirden Hantap Zeugma Mozaik Müzesi Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi gerek yapısal kompleksi gerekse içinde yer alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almaktadır. 30.000 m² lik Gaziantep Eski Tekel Fabrikası arazisi üzerine kurulan Müze Binası, 3 adet bina topluluğundan oluşan kompleks bir yapıya sahiptir. İdari birimler ve 3500 m² oturum alanı olan ve 3 kattan oluşan yaklaşık 7.075 m² lik sergi salonları bulunmaktadır. İki bin yıllık mozaiklerin yıllar içinde define avcılarının talanıyla eksilen parçaları, lazer sistemiyle görüntü olarak tamamlanmaktadır. Zeugma’daki mozaikler on üç renk armonisinden oluşmaktadır. Üç blok olarak inşa edilen Zeugma Mozaik Müzesi, mozaik ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu olarak hizmet vermektedir. Müzede Zeugma'dan gelen mozaikler sergileniyor. Ayrıca Dünyaca ünlü "Çingene Kızı" mozaiği burada sergilenmektedir. Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi Bayaz Ahmet Efendi tarafından 1909 yılında yaptırılmış olan Bayazhan'ın mülkiyeti 2005 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesine geçmiş olup röleve, restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanmış, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından da onaylanmıştır. Belediyenin yapmış olduğu görüşmeler neticesinde TOKİ tarafından restorasyonu tamamlanmıştır. Büyükşehir Belediyemiz tarafından şehrimize kazandırılan Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi sesli rehber sistemi ile anlatılmaktadır. Odalardaki plazmalarda oynayan filmlerin sesleri ve maketlerin bilgileri otomatik olarak kulaklıktan dinlenmekte olup, kiosklardan Kent Rehberine ulaşılabilinmektedir. Gaziantep'i her yönü ile anlatan ve çeşitli güzelliklerini tek mekânda seyrettirmeyi amaçlayan müze ziyaretçilerine Gaziantep hakkında çok geniş bilgi sunmaktadır. 11 NLIFE Hayatı yakala EDİTÖRÜN SEÇİMİ Buğulu bakışlar için Çocuğunuzun 3D keyfi Hem renkli hem tatlı lip balmlar 12 kış günlerinin yumuşak dostu H&M’den Son yılların gözde aksesuarı yarım bot için tercihim hem rahat hem şık Deıchman Cilt bakımının en önemli aşamalarından biri olan temizlemeyi en ekonomik yoldan gerçekleştimenin yolu kırmızının her tonu güzeldir felsefesinden hareketler en çok kullandığım rujlardan birisi olarak tavsiyedir. Zamansız sevgilerin en değerli sembolü miu-miu Kamran Restaurant Yüz on kişilik kapasiteye sahip olan Kamran yaklaşık bir yıldır hizmet veriyor. Kamran’ın hem şefi, hem de sahibi Murathan Evliyaoğlu, gerek nezaketi gerekse güleryüzü ile Kamran’ı aydınlatıyor diyebiliriz. Samimiyeti iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir mekan olan Kamran’ın damağınızda da derin izler bırakacağına eminim. Zengin menüsü ile her damak tadına hitap eden Kamran, Ankara’nın belirli eğlence ve yemek mekanlarından biri. İngiltere’de aşçılık eğitimi almış olan Murathan Evliyaoğlu, çoğu zaman bizzat yemekleri kendisi hazırlıyor. Kamran’da Çarşambaları yaylı tambur ve gitar eşliğinde Yeşilçam ve klasikler gecesi, Cuma Meral Karabulut, Cumartesi günleri ise Megy sahne alıyor. BAŞARI GÖLGEDE SAKLIDIR İletişim: +90 312 447 8767 Adres :Kız Kulesi sk. No: 22/A Çankaya, Ankara, Türkiye 13 NLIFE Hayatı yakala İnsan Gözü Kaç Megapikseldir? 14 Öncelikle şunu belirtmekle başlamak istiyorum, insan gözü analog bir yapıdır ve dijital bir terim olan piksel boyutuyla ölçülmesi tam olarak mümkün değildir. Beyindeki görme merkezi gözlerden gelen ışık bilgisini aynen bir film perdesi gibi algılayamaz. Beyin gelen ışık bilgisini yorumlayarak görüntü oluşturur. Bu görüntü gözden beyne giden sinir hücrelerinin yani nöronların hızına bağlı olarak sürekli yenilenir. İnsan gözünün hızı için basit bir test yapabiliriz. Öncelikle CRT(tüplü) bilgisayar monitörünüzün dikey tarama frekansını 60 Hz’e getirin. Bunun için, masaüstüne sağ tıklayıp özellikler > ayarlar > gelişmiş > monitör sekmelerini takip edip Hz ayarlarına ulaşabilirsiniz. 60 Hz’e getirdikten sonra ekrana 30cm mesafeden bakarken, monitörün yan tarafında bir nesneye odaklanın ama göz ucuyla da monitörü görün. Normalde düz bakarken hissetmediğiniz ekran yenilemesinin nasıl yukardan aşağıya taranarak sayfa sayfa geçtiğini bu şekilde farkedeceksiniz. Eğer normal bakarken de 60 Hz’i farkediyorsanız bunu bir de 75 Hz’de deneyin. Kendim 75 Hz’e kadar farkedebiliyorum fakat 85 Hz ve üstünde artık sayfa sayfa geçişleri göremiyorum. Gözün bu hızı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Gözleriyle sürekli detaylı ve hareketli şeyleri takip eden ve işi gereği yüksek dikkatle çalışan kişilerde daha hızlı göz refleksleri görülür. Örneğin bunu FPS(frame per second) değeri olarak göz önüne alırsak, bir video filmindeki 30FPS değeri gözümüzün görüntüyü tümüyle akıcı olarak görmesi Gözümüzün ışık algılayıcılarının bulunduğu retina, sinirsel yapıdan için yeterlidir. Fakat bu olay, insan gözünün 30FPS oluşan bir zardır. Retinadaki ışık algılayıcıları, sayısal kameraların algıolduğu anlamına gelmez. İnsan gözünün de belli layıcılarında olduğu gibi sayılabilir büyüklüklerdir. Hatta, retinanın çubir eşik değeri vardır ve o değerden daha hızlı kur kısmında(fovea) bu algılayıcıların sayıları diğer bölgelere oranla daha fazladır ve retinanın üzerine düşen ışık beyine sıkıştırılarak iletilir. İşte bu geçen bir cisme baktığında onun hareketini yakalayamaz ve hiçbirşey geçmemiş gibi gö- nedenle gözümüz bazen bize oyun oynar ve şekilleri olmadığı gibi görürüz. rür. Günümüzde kullanılan yüksek çekim Gözümüzdeki ışık algılayıcı hücre sayısı(ya da piksel deyin) belli bir kritik hızına sahip kameralar kullanılarak bir değerin üstünde olduğu sürece görme kalitesi etkilenmez. Çünkü görüntüyü merminin hareketi milisaniye mertebe- beyin tamamlar. Hatta tek gözümüz olmasa bile görüntü çözünürlüğümüz azalmaz, yalnızca derinlik hissimiz bir miktar kaybolur. Retina “dekolmanı” sinde rahatlıkla incelenebilmektedir. olarak adlandırılan ve göz içindeki ışık hücrelerinin büyük kısmının harap olduğu durumlarda bile görüntünün bir kısmını eksik görmeyiz. Bunu şöyle benzetebiliriz: Elinizdeki kameranın merceğinin yarısını kapatıyorsunuz ama ekranda görüntüyü hala tam görüyorsunuz; çünkü kameranın işlemcisi eksik kısmı tamamlıyor. Gözün görme kapasitesinin megapiksel olarak ifade edilebilmesi için, gözdeki reseptörleri piksel olarak düşünüp bir sahneyi beynin hangi detay seviyesinde oluşturabildiğini test etmek gerekir. İnsan gözü küçük bir organdır ve üzerine gelen ışığın çok az bir miktarı ile bütün herşeyi yapar. Fakat yüksek megapiksel kameraların mercekleri oldukça büyüktür ve buna bağlı olarak karanlık bir sahnede insan gözüne kıyasla çok daha fazla aydınlanmış alan görürler. Şunu net olarak söylemek mümkündür ki, eğer göz büyüklüğünde bir mercekle en yüksek megapiksel oranını alıp fotoğrafı çekip daha sonra insanın aynı manzaraya bakarak gördüklerini karşılaştırırsak eminim ki insan gözü daha fazla detayı algılayıp tanımlayabilecektir. Dijital makinenin çektiği fotoğraf ise, zoom yapılmadan insanın gördüğüne denk biçimde görüntülenip incelenirse çok daha az detay yakalayabildiği anlaşılacaktır. Teknoloji 15 Bu nedenle insan gözü yapay merceklerin görüntüsüyle kıyaslanamayacak kadar mükemmel yaratılmış bir organdır. Ama dijital bir veri olan megapiksel olarak ifade edilebilir. Bunun hesaplaması yukarıda bahsettiğim şartlar sağlanırsa, yaklaşık olarak bir değer ortaya koyularak gerçekleştirilebilir. Ama megapiksel teriminin aslında bir sahneden alınan görüntünün kaç piksel ile görüntülendiğini ifade eden bir kavramdan başka birşey olmadığını aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Tabiki ne kadar fazla piksel olursa o kadar detaylı görünecektir fakat bunun insan gözüne denk gelen oranıyla kıyaslamak için, konuyu başlıca bir araştırma konusu olarak ele alıp laboratuvar şartlarında incelenmesi ve deneyler yapılması gerekir. Kaynak:bilgiustam.com NLIFE Hayatı yakala 2016 BOT MODELLERİ Sonbahar-Kış sezonu ürünleri yerlerini almaya devam ediyor. Kuşkusuz yeni sezonun en çok aranan parçalarından biri bot modelleri oluyor. 16 Ayakkabı bayanlar için bir tutkudur. Yaz-kış sezona uyumlu şık modelleri dolabına eklemek istemeyecek bayan yoktur. Bu üründe şıklığı sevdiğimiz kadar çeşitliliği de severiz. Değişik kombinleri farklı çizgilere sahip ayakkabılarla tamamlamayı isteriz. Kış aylarının vazgeçilmezi ise tartışmasız bot ve çizmeler oluyor. gucci Sonbahar aylarında nubuk,Süet ve kadife botların çok revaçta olduğunu belitelim. Özellikle rengarenk süet topuklu botlarla kendinizi gerçekten çok iyi hissedeceksiniz.Kış aylarından itibaren ise süet topuklu botların yerini su geçirmeyen deri topuklu/platform botlar alacak. 17 Topuklu botlar nasıl kombinlenir? Topuklu botları kısa eteklerle kombinlemek artık modası geçmiş bir uygulama bunun yerine bilekte biten kısa jeanlerle ve uzun maxi etekler ,kısa deri ceketlerle ve yüksek topuklu botunuza uygun renkli şal ve fularlarla trendleri yakalayabilirsiniz NLIFE Hayatı yakala CİLDİNİZ KIŞA HAZIR MI? 18 Cilt çevresel etkenlerle doğrudan teması olan tek organımızdır. Bu nedenle de sadece genetik ve içsel etkiler değil, çevresel etmenler de yaşlanma sürecini büyük ölçüde belirler. Mevsim geçişlerindeki ısı, nem, rüzgâr, ultraviyole değişiklikleri cildi olumsuz etkiler. Yazın ısınan hava ve artan nem etkisi ile cilt gözenekleri açılır, cildin sebum üretimi azalır, kılcal damarlar genişler. Yaz aylarının sonlarına doğru cildin en üst tabakası (epiderm) kalınlaşırken, uzun süren ultraviyole hasarı neticesinde, orta deri (kollajen ve elastin içeren katman) ise incelir. Ultravioleye bağlı yüzeysel ve derin pigmentasyonlar olur, kılcal damarlar belirginleşir, mevcut cilt rahatsızlıkları ve alerjiler alevlenir. Cilt daha nemsiz, daha yağsız ve dış etkenlerden daha kolay etkilenebilir hale gelir. Kış aylarının soğuk ve kuru havası, giyilen kıyafetlerin yünlü ve kapalı olması gibi nedenler özellikle hassas ve kuru tenlerde problem yaratmaya başlar. Soğuyan havalarla birlikte gözenekler sıkılaşır, yağ-sebum salgısı artar. Dolaşım sistemi, ısı kaybını önlemek için kanı daha içerilere doğru çektiği için cildin kan akışı azalır. Cildin beslenmesi bozulduğundan daha renksiz ve donuk olur. Rüzgâr ise ciltten nemin ani uzaklaşmasına ve yüzeyin aşırı kurumasına, çatlamasına neden olur. Havaların soğumasıyla beraber akne, sivilce, sedef, egzema gibi cilt sorunları atağa kalkar Yazın akne, sivilce, sedef, egzama gibi cilt sorunları, bir süre için de olsa ortadan kalkar. Ancak yazın sona ermesiyle, ultraviole ışınlarının bu tedavi edici etkisi de azalır. Bu yüzden kış ayları bu hastalıkların alevlenme dönemleri olarak görülür. Ayrıca yaz mevsiminden daha nemsiz, kollajeni hasar görmüş, kılcalları genişlemiş, renk ve nem düzensizlikleri artmış cilt ile soğuk havalara hazırlıksız bir geçiş, mevcut şikâyetleri belirginleştirip alerjik reaksiyonları, kuruluğu artıracak ve cildi yıpratacaktır. Özetle koruma işlevi bozularak daha duyarlı ve reaktif hale gelen cildiniz, özeninize her zamankinden daha muhtaç olacaktır. 19 Kış mevsiminde cildin nemlendirilmesi ve temizlenmesi Cildi nemlendirmek için cilt tipine uygun, alkol içermeyen bir temizleyici ile ve en az günde bir kez yapılması gerekir. Günlük temizlik dışında, cilt tipinize göre doktorunuzun önerdiği aralıklarla, derin temizleme, eksfoliasyon veya (granüllü, enzimatik veya kimyasal) peeling de uygulamanız gerekir. Nem ihtiyacı arttığından daha yoğun nemlendirme özelliği olan kremler, beraberinde gerekiyorsa serum ve nem maskeleri kullanılabilir. Kırışıklıklar için; retinol içeren ürünler kullanılacaksa, leke, kırışıklık, izler için kimyasal peeling veya lazer yapılacaksa en uygun mevsimde olduğumuz hatırda olmalı. Banyo sonrası nemlendirici kullanımının etkisi birkaç kat artar. Banyo sonrası, eller ya da ayakları yıkadıktan ve kuruladıktan hemen sonra uygun nemlendirici sürülmesi daha etkilidir. Cildimizi soğuk hava etkisinden korumak için ve soğuk sıcak şokunu önlemek açısından eldiven, uygun çorap ve ayakkabı, bere ve atkı gibi aksesuarlar kullanımı gereklidir. Saçlı deride soğuk ve kuru hava kepeklenmelere neden olur. Banyo yaparken kullanılan şampuanların kepek ve yağlanma sorunu varsa cilt doktoruna danışılarak alınması doğru olacaktır. Her gün saç yıkanırsa yıpranmalar artar. Tırnaklar karlı ve çok soğuk havada kırılganlık kazanır. Mümkün olduğunca dışarı çıkarken eldiven takmak, nemlendirici krem sürerken tırnaklara da masajla uygulamak doğrudur. NLIFE Hayatı yakala Türkiye'de yaşam süresi 2 yıl uzadı TÜİK'in Hayat Tabloları 2013-2014 istatistiklerine göre; Türkiye'de yaşayanların ömrü geçen yıllara göre 2 yıl uzadı. 20 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Hayat Tabloları, 20132014" istatistiklerini açıkladı. Buna göre,Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresi 78 yıl olarak hesaplandı. Söz konusu rakam 2013 yılı verilerine göre 76,3 yıl belirlenmişti. Doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,7 yıla karşılık geliyor. Kadınlar genel olarak erkeklerden daha uzun süre yaşarken, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yılı buluyor. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 64,3 yıl olarak belirlendi. Erkekler için bu süre 61,6, kadınlar için ise 66,9 yıl oldu. Kadınların ömrü daha uzun Türkiye genelinde, 50 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 30,6 yıl olarak hesaplandı. Erkekler için bu süre 28,3 yıl iken, kadınlarda 32,9 yıl belirlendi. Türkiye'de 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ise ortalama 17,9 yıl olarak saptandı. Erkekler için bu süre 16,2 yıl iken, kadınlarda 19,4 yıl oldu. Diğer bir ifade ile 65 yaşındaki kadınların erkeklerden ortalama 3,2 yıl daha fazla yaşaması bekleniyor. 21 Yaşam süresi en yüksek iller Muğla ve Tunceli Türkiye'de beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu iller 80,5 yıl ile Tunceli ve Muğla olarak hesaplandı. Mardin 80,3, Giresun ise 80,1 yıl ile bu illeri takip etti. Yaşam süresinin en düşük olduğu il ise 75 yıl ile Kilis oldu. Bu ili 75,6 yıl ile Van ve Ağrı, 76,6 yıl ile Ardahan izledi. En fazla nüfusun bulunduğu İstanbul'da doğuşta beklenen yaşam süresinin 78,7 yıl ile Türkiye ortalamasından daha yüksek olması dikkati çekti. Bu oran erkeklerde 75,8 ve kadınlarda ise 81,5 yıl olarak belirlendi. NLIFE Hayatı yakala SULU HAN 22 Ankara geleneksel çarşıları 14.-15. Yüzyıllarda surlar dışına taşmış, kent ovaya doğru büyümeye ve yayılmaya başlamıştı.. Bu dönemde, Kalekapısı önünde Atpazarı, Koyunpazarı ve Samanpazarı adları ile Hanların ve camilerin belirlediği bir çarşı oluşmuştur. Bu kısma “Yukarı Yüz” denilmekteydi. 15. yüzyılda en büyük yapılar Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han bu kesimdeki zengin ticari yaşantının bir göstergesidir. Burada; Cuma camileri çevresinde her bir geleneksel zanaat erbabının bir sokakta toplandığı, üretim ve satış yaptığı, gelen kervanların bu kesimde konakladığı bilinmektedir. Çıkrıkçılar yokuşu yoluyla kentin aşağı kesimine yani “Aşağı Yüz”e inen çarşı kesimi 16. Yüzyıl başında büyük bir gelişme göstermiştir. Bu, o dönemin beş yıldızlı lüks oteli olarak nitelendirilebilecek “Hasan Paşa Hanı” nın yapımı ile olmuştur. Bu yapı, “Taht-el Kal’a” (Kalealtı-Kaledibi) çarşısının KAYNAK: ATILIM ÜNİVERSİTESİ gelecek iki yüzyıl boyunca gelişimini başlatan en önemli yapıdır. Kalekapısına kadar zahmetli Çıkrıkçılar yokuşunu çıkarak gelen kervanlar artık ulaşılması daha kolay bu kesimde konaklıyorlardı. Çıkrıkçılar Yokuşunun bu kesiminde Haseki Camii, Tahtakale Hanı vb yapılar ile görece daha modern bir merkez gelişimi oluşmuştu. 1892’de demiryolunun Ankara’ya bağlanması ile açılan İstasyon Caddesi, Taşhan’ın yapımı, Tahtakale Çarşısı’nın bu yönde gelişimi ile Karaoğlan Çarşısı oluşmuştur. Suluhan, bu dönemde de en büyük yapılardan biridir, ancak Taşhan’ın “Kaloriferli”, “Banyolu” ve “Telefonlu” olması nedeniyle biraz köhne kalmış olmalıdır. Zaten Ulus Meydanı’nın gelişimi ve 1929 büyük Tahtakale yangını ile Suluhan ve yakın çevresi yok olma noktasına gelmiştir. Yangın öncesini, yazarların anlattıklarından, seyahatnamelerden ve bu dönemin kadastral haritalarından öğrenmek mümkündür. Ankara Suluhan 1950’lere kadar harap halde yaşamını sürdürmüş ve sebze, meyve satış yeri, küçük bir Hal olarak kullanılmıştır. 1980’ lerde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen restorasyon, daha doğrusu rekonstrüksiyon (aslına uygun yeniden inşa) çalışması sonucunda eski görünümüne kavuşmuştur. Ancak, günümüzdeki kullanımı, zücaciye, nalburiye, billuriye, baharatçı gibi geleneksel adlarla adlandırılan kullanımlar olmasına rağmen asıl işlevi olan konaklama işlevi verilerek Ankara’ nın önemli bir turizm merkezi haline getirilmesi gereklidir. Eğer konaklama işlevi verilemeyecekse, en azından Han’ın geleneksel yapısına uygun kuyumcu, halı/kilim vb geleneksel turistik ve hediyelik el sanatlarına uygun kullanım verilebilir. Ankara geleneksel çarşılarının 102 odası ile en büyük programlı, iki avlulu tek Hanı günümüzde Suluhan olarak anılan yapıdır. Bunu o dönemin Karum’u, Migros’u, Armada’sı, Hilton’u olarak da nitelendirebilirsiniz.. Su ve ısıtma konforu olan, avlusunda Köşk Mescidi bulunan yapı, 1508-1511 yılları arasında II. Bayezid Devri emirlerinden Hasan Paşa tarafından inşa edilmiş olan “Hasan Paşa Hanı’dır. Hasan Paşa; Belkıs Mahallesi olarak bilinen Sümerbank arkasında Çifte Hamam (Hasan Paşa Hamamı), Kafirköyü Mahallesi’nde (Suluhan Çevresi) Tahtakale Hamamı (veya Keçeciler Hamamı), hamama bitişik ardiye, 4 dükkanı, Hasan Paşa Hanı ile birlikte vakfetmiştir. Bir Vakıf eseri olarak kente yüzyıllarca hizmet etmiş ve halen de etmektedir. 23 NLIFE Hayatı yakala TERMAL KIYAFETİN 24 SIRRI Yılbaşının yaklaştığı bu günlerde kış soğukları da etkisini gösteriyor ve bizlerde korunmak için çeşitli çözümlere başvuruyoruz. Kat kat elbiseler giyiyor, yünlü içlikler tercih ediyoruz. Kapalı ve sıcak bir ortamda alabildiğine terliyor sonra da bir anda soğuğa çıkarak çarpılıyoruz. Bu durumun önüne geçmek için yapılan araştırmalar neticesinde, termal ürünlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Vücudun ısısını muhafaza edebilen, sıcak ve soğuk hava geçişleri arasında uyum sağlayabilen termal ürünler, kış soğuklarına karşı en ideal korumayı sağlıyor. Doğa sporları arasında yer alan dağcılık, trekking, kayak, yelken, kürek, bisiklet, motosiklet vs. gibi branşlar yanı sıra fitness, basketbol, voleybol gibi salon sporlarında da tercih edildiğini görüyoruz. Yine de bizim asıl derdimiz normal vatandaş olarak soğuktan korunmak diyorsanız, günlük temponuza uygun olarak termal içlikleri tercih edebilir ve elbisenizin altına giyebilirsiniz. Pamuklu ürünler vücut ısısının yüzde 100’e yakınını dışarıya verirken termal giysiler özel teknolojileri sayesinde ısının yüzde 80’ini vücutta tutuyor. 25 Te r l e m e durumunun en çok görüldüğü sportif müsabakalar esnasında giyilen termal içlik sayesinde, oluşan ter, termal kumaşın bir üst katmanına aktarılıyor. Nefes alan kumaş sayesinde hem terden dolayı rahatsız olmamış hem de vücudunuzun ısısını dengelemiş olursunuz. NLIFEİ YILA GİRERKEN Hayatı yakala YEN Thierry Mugler A Men Loyalty 199.95 TL KOFRE ZAMANI 26 Lacoste Touch of Pink 159 TL Adidas Adidas Pure Game Edt 35.99 TL AVON Far Away 49 TL Lancome Hypnose Homme EDT 228.85TL Cecile Diva Women EDT 35.05TL NLIFE Hayatı yakala Sumak Ekşili Etli Kuru Dolma Malzemeler 10 adet kuru patlıcan 10 adet kuru biber 300 gr. orta yağlı kıyma 1 fincan pirinç 1 adet kuru soğan 1 fincan zeytinyağ 1 fincan sumak tohumu (1 su bardağı sıcak suda 60 dk. demlenecek) 2 yemek kaşığı biber salçası (1 kaşığı suyuna eklenecek) Yarım bağ maydanoz Pulbiber,karabiber,tuz 3-4 diş sarımsak Sumak Ekşili Etli Kuru Dolma Nasıl Yapılır? Kuru patlıcan ve biberi suda hafif yumuşayana kadar haşlayın, iç malzemesi için maydanozu, sarımsağı ve soğanı ince ince kıyın, kıymayı, yıkanan pirinci, baharatları tuzu ve 1 kaşık biber salçasını ilave edip iyice karıştırın,haşlanan kuruların içine iç malzemeyi yarım doldurun, tencereye patlıcanlar alta biberler üste gelecek şekilde dizin çünkü patlıcan daha geç pişer, üzerine zeytinyağını gezdirin, kalan 1 yemek kaşığı biber salçasıyla 2,5 fincan suyu salçayla karıştırıp üzerine ekleyin, dolmanın pişmesine yakın sumak suyunu ilave edip bir kaç taşım kaynattıktan sonra yemeği ocaktan alın dinlendikten sonra servis yapın. 27 om oglultd.c www.recep Etkileyici, şık, ergonomik, ve çekici Ankastre Setler Telefon: 0312 311 87 33 Fax: 0312 324 16 74 Adres : Macun Mah. Batı Bulvarı ATB İş Merkezi C Blok No: 35 Y.Mahalle/ANKARA