e-beceri adlı kitap çevirisi - ORTAK HAFIZA

Transkript

e-beceri adlı kitap çevirisi - ORTAK HAFIZA
Ade Mc Cormack
e-Beceri
Manifestosu
ĠÇĠNDEKĠLER
Giriş
1. Bölüm: Büyük Resim
2. Bölüm: Yenilikçi Eğitim
3. Bölüm: Yeteneğin Ortaya Çıkarılması
4. Bölüm: Yeteneğin Kullanılması
5. Bölüm: Değere Yönelik Bir BT İşlevine Doğru
6. Bölüm: Yeşil Hususlar
7. Bölüm: Uygun Beceriler
8. Bölüm: ABD‟nin Bakış Açısı
1
GĠRĠġ
Avrupa, şu an bir dönüm noktasındadır. Birçok seçeneği bulunmaktadır. Bunlardan
ilki reddetmedir. Ekonomik ve sosyal modelin çok büyük bir açlık ordusu yarattığını ve şu
anda var olan ekonomilerin tehdit altında olduğunu reddeden dijital okuryazar yenilikçileri,
bu pastadan “daha” fazla pay almak istemektedir.
İkincisi ise; ekonomik güç eğrisinin doğuya doğru bir eğilim gösteriyor olmasıdır.
Bundan dolayı odak noktası, kendimizi ileri yaşlardaki nüfus grubunun ihtiyaçlarına hitap
eden, becerikli işçileri ve diğer ulusların orta sınıflarına ait turistleri etkileme çabası
içerisinde olan kültürel bir çekim merkezi olma konusunda hazırlamamız etrafında
toplanmaktadır.
Üçüncü ve tercih edilen yol ise; artan dijital dünyanın ekonomik gerçeklerine tepki
vermek ve gerçek hiyerarşide en doğru yeri alabilmektir. Koruyuculuk ya da sadece
Avrupa‟ya bağlı bir ekonomik bir eko-sistem oluşturma çabaları boşa gidecektir. Hepimiz de
gezegen içerisinde diğerlerine bağlıyız. Evrensel ihtiyaç zincirinde değerleri yükseltme çabası
içerisinde olmazsak, var olan gerçekler Avrupa‟nın ekonomik bir durgunluk dönemine
girmesine sebep olacaktır.
Kişilerin evrensel ilişkilere önem vermesi artık çok şaşırtıcı olmayacaktır. Burada
dikkat edilmesi gereken nokta hangi yolu takip edeceğimizdir, tabii ki bu yolda ilerlemek için
ne yapmamız gerektiği de çok önemlidir. Bu kitabın adı, insan sermayesi ve dijital
teknolojilerin(e-beceri) birleşimini ifade edebilir. Fakat yeni iş modelleri gibi yeni teknoloji
de sadece uygulandığında değer kazanır. Odak noktası, yenilik aracılığı ile değer
yaratılmasına gerek duymaktır.
Araştırmacılar ve teknoloji sağlayıcıların bu çalışmalarda çok önemli rolü
bulunmaktadır. Bununla birlikte, kamusal açıdan ya da özel şirketler açısından bilgi
teknolojileri yatırımına dönüş sadece teknoloji ile bağlantılı değildir. Ayrıca, sadece teknoloji
üzerine çalışan insanları ilgilendiren bir konu da değildir. En çok hitap ettiği kitle teknoloji
kullanıcılarıdır. Tek amacımız her konuda en üst düzeyde olmak değildir, fakat e-yetenek ve
değerli olacak bir yenilik için “sürekli yola devam etmektir”
Tüm bunlardan dolayı; e-beceri 3 bileşeni kapsamalıdır, bunlar her Avrupa
vatandaşının sahip olması gereken yazma, okuma ve aritmetik becerileridir. E-beceri sadece
teknoloji uzmanlarını ilgilendiren bir konu olmaktan çıkmış ve her sektör ve toplumun her
bireyine hitap eden bir alan olmuştur.
Yine de; teknoloji uzmanları ve BT sektörü bu zincirin önemli bir halkası olarak
kalmaktadır. BT şirketleri, teknoloji uzmanlarına gerekli teknoloji ve bunun için gerekli
eğitimi sağlar. BT işlevi kullanıcılarına çalışmalarında bir bütünlük oluşturmalarında yardımcı
olur, bu şekilde meslektaşları, müşteriler ve tüm topluma büyük katkıda bulunmuş olurlar. Bu
zincirde insan kaynaklarının ne kadar önemli rol oynadığını göreceksiniz.
2
Yenilik bu zincirin tek çıktısı değildir; fakat zincirdeki her bağlantıya uygulamamız
gereken bir kavramdır. Bu şekilde çalışma ekonomik üretkenliğin artmasına da yardımcı
olacaktır. Bu zincirin güçlü olan halkalardan birine yapılan fazla yatırım, diğer halkaların
zayıflamasına sebep olacaktır.
Geleneksel olarak; eğitim bireyin yaşamında bir aşamadır. Günümüzde ise; kişisel ve
profesyonel yaşantımızda sürekli bir rol oynamaktadır. Teknoloji ile ilgili oluşturulan zincirde
de çok önemli bir role sahiptir.
Bu manifesto; önemli olanın yansıtılmasına göre yapılandırılmaktadır. Bu
dokümanda politika, ekonomi, yeterlik, sosyal riskler, yönetim ve elbette ki yeniliğe ilişkin
bölümler bulacaksınız. Ayrıca kaçınılmaz bir evrensel perspektif sunmaktadır.
Avrupa‟nın geleceği kendi vatandaşlarının elindedir. Fakat bu insan sermayesi
gelişim ve yönlendirme gerektirmektedir. Ulusal girişimciler diğerleri için aydınlatıcı rol
oynamaktadır, fakat koordine olmuş bir Avrupa‟lı yaklaşım Avrupa‟nın evrensel olarak
ağırlığını koymasına yardımcı olacaktır.
Buradaki en büyük tehlike, konuyu tam olarak görememek veya gerekli çözümü
belirleyememektir. Ne yapılması gerektiğine karar verememek ve bunu yapabilecek beceriye
sahip olmamak en kötüsüdür.
Bu manifesto, karşılaştığımız zorlukların bilincinde olmamızı ve yapılması
gerekenlerin bilincine varmamızı sağlar. Bu kitaba katkıda bulunan düşünce liderleri ve
kuruluşlara zaman, enerji ve görüşlerini benimle paylaştıkları için minnettarım. Tüm görüş
açılarını yararlı bulacağınızdan eminim. Bu dokümanda belirtilen görüşler ise tamamen bana
aittir, katkıda bulunan şahıs ve kurumlarla ilgili değildir.
3
1. BÖLÜM: BÜYÜK RESĠM
Durum
Paydaşlar arasında e-becerinin yeterlik, üreticilik ve yeniliği arttırma kadar
işgücünün profesyonelliğini ve istihdamı arttırdığına dair bir görüş birliği bulunmaktadır.
Yöneticilerin, BT uygulayıcılarının ve kullanıcıların en yüksek evrensel standartları
karşıladığının kesin olarak ortaya konma ihtiyacı vardır ve etkili bir yaşam boyu öğrenme
sürecinde tüm bu bilgiler güncellenmektedir.
E-becerilere olan ihtiyaç yıllar geçtikçe artmaktadır. 2008 yılında, Avrupa‟daki BT
uygulayıcılarının toplam sayısı 3,95 milyona yaklaşırken günümüzde bu sayı 4,78 milyona
yaklaşmıştır. Rakamlar 1995 yılından bu yana ikiye katlanmıştır. En büyük 4 ülke, Almanya,
Fransa, İngiltere ve İtalya Avrupa‟nın işgücünün yarısından fazlasını içermektedir ve yedi en
büyük ülke (diğerlerine İspanya, Hollanda ve Polonya eklendiğinde) bu rakam %75‟e
ulaşmaktadır. İşgücü1998 ve 2008 arasında %77 civarında artmıştır.
DIGITALEUROPE yetkililerine göre “ Alarm zilleri çalıyor. 2006 yılında BT
uzmanlarını çalıştıran AB girişimcileri açık kadroları doldurma konusunda birçok zorlukla
karşılaştılar. AB‟deki bilişimci öğrenciler ve mezunların sayısında 2005 yılından bu yana
düşüş yaşanmıştır. Şu andaki tahminler AB işgücü pazarının 2015 yılına kadar 384.000 kişilik
bir boşluk yaratacağını göstermektedir. Bu durum birçok insan için çekici gibi görünmekle
beraber, bu konuyu bu şekilde değerlendirmek yanlış olabilir.”
4
İspanya, 2010 yılının ilk yarısından bu yana AB başkanlığını yürütmektedir.
Çalışmalarında BT‟nin önemine şu şekilde değinmektedirler: “ Uzmanlar arasında e-becerinin
BT ile yürütülen evrensel senaryoda yeni işler için gereken becerilerde anahtar bir bileşen
olduğuna dair ortak bir fikir yürütülüyor. Bu akımı açıklamak için gereken faktörler esas
olarak BT‟nin rolünü genel bir amaç olarak gösteriyor. Aslında BT, kurumlara işlevsel ve
stratejik olarak yararlar sağlayan yaygın teknolojileri içerir. Ayrıca; BT yatırımlarının
ekonomik potansiyelini arttırmak için becerilerin geliştirilmesi gibi faktörleri de daha ileri
düzeye götürülmesini hızlandırır.”
BT‟yi önemseyen bu kurumlar, ülkeler ve bölgeler yatırımları konusunda daha
avantajlı duruma geçecektir. BT‟yi düşük oranda ve ileriki zamanlarda kullanmayı düşünenler
ciddi bir şekilde dezavantajlı duruma geçecektir.
Rekabet edebilirlik
DIJBTALAVRUPA (bundan sonra Endüstri olarak ifade edilecektir) şu noktayı
teşvik etmektedir: “Avrupa endüstrisinin bir bütün olarak rekabet edebilirliği sözkonusudur.
Avrupanın rekabet edebilirliği iki şarta bağlıdır: sürekli verimlilik artışı ve üretimde, hizmette,
iş süreçlerinde ve iş modellerinde sürekli yenileşme BT uygulamalarının ya da dijital
teknolojilerin, Avrupa ekonomisinin (ve küresel ekonominin) her türlü pazar ve sektöründe
hem verimlilik artışını hem de yenileşmeyi idare eden temel güç olduğu konusu genel kabul
görmektedir. Bugün, Avrupada BT uygulayıcılarının çoğu, BT endüstrisinin kendisinde
çalışmazlar (%55) fakat kullanıcı endüstrilerde ve BT endüstrisinde yer almayan -(%25)5
aslında BT ürünlere öncülük eden büyük AR-GE‟lerde çalışırlar. Bugün yapılan
araştırmaların çoğu BT uygulamalarına dayanır ve işbirlikçidir. e-Beceriler ve rekabet
edebilirlik arasında %85‟lik bir ilişki vardır. Avrupa çocukların, gençlerin, öğretmenlerin,
uygulayıcıların ve kamu yöneticilerinin becerilerini geliştirmek için hızlı hareket etmelidir.
Francisco Ros Perán: “Ekonomik krizlerin şimdiki içeriği, iş yaratmada çok güçlü
motor görevi gördüklerinden dolayı e-becerileri daha da değerli kılmaktadır. Avrupa
düzeyinde e-becerilerin arz ve talebi konusunda yapılan analiz ve öngörümler göstermiştir ki
yakın gelecekte talep arzı geçecektir. Buna ilişkin olarak, yapılan bir çalışma BT‟nin
önümüzdeki dört yıl içinde 5,8 milyon yeni iş yaratacağını rapor etmiştir ki BT ile ilgili
işlerdeki bu büyümenin, bu period içinde diğer bütün işlerle ilgili olan büyümenin üç katı
olduğu anlamına gelmektedir.” demiştir.
Meslekler ve bu mesleklerin gerektirdiği beceriler durmaksızın gelişmektedir.
Eleştirel düşünme, çoklu görev, işbirliği ve takım çalışması gibi kavramlar stratejik olarak
önemini artırmaktadır. e-beceriler bilgi toplumunun hızla gelişen gereklerinin sağlanmasına
ve küresel rekabetin zorluklarının üstesinden gelip daha iyi bir konuma ulaşılmasına imkan
tanımaktadır.”
Bu nedenle, alt yapıyı oluşturmaları ve bu altyapıyı kullanmaları için e-becerilere
sahip kişilere ihtiyaç vardır. e-Becerilere sahip bir toplum, bu nedenle, bilgi toplumunun
habercisidir.
Endüstri uyarmaktadır: “BT çalışanlarının eksikliği Avrupa ekonomisinin başarısını
ciddi şekilde tehlikeye atar. Bu ileri teknoloji endüstrinin gelişimini etkiler ve yenilenmenin
hızını yavaşlatır ki bu ilgili endüstrilerde üretkenliği ve istihdamı etkiler. Sonuç olarak BT
uygulayıcılarının yokluğu Avrupanın küresel rekabet gücünü zayıflatır.”
Soyut Altyapılar Yoluyla YenileĢme
Francisco Ros Perán bize e-becerilere sahip bir toplumun elde edeceği faydaları
hatırlatmaktadır: “Kullanıcıların ve girişimcilerin sayesinde e-beceriler yenilikçi ürünlerin,
süreçlerin ve servislerin tasarlanmasında ve üretilmesinde, odak rol oynamaktadır. Bir
taraftan, BT kullanıcıları araştırma, geliştirme ve tasarımda e-Kapasitelerini göstererek
yenilikleri geliştirmektedirler. Diğer taraftan girişimciler ve yöneticiler farklı tür
organizasyonların daha etkin performans göstermesini sağlamak, iş olanakları yaratmak, yeni
yöntemlerin olasılığını araştırmak ve yeni iş kurmak için e-business becerilerini
kullanmaktadırlar. Bu etkinliklerin en büyük sonucu yenilikçiliğin geliştirilmesi ve yeni
işlerin yaratılmasıdır.
Adı geçen “tamamlayıcı kazançlar” kavramı “soyut altyapıyla” yakından ilgilidir.
Soyut altyapılar insan becerilerini artıran ve iş etkinliklerinin kolay ve etkin büyümesine izin
veren ve ulusal kapasite artırma çalışmalarının birçok boyutuna nüfuz eden dinamik, akışkan
ve yazılımsal altyapıdır. Bu altyapılar, yakın gelecekte ülkelerimiz için gelişmenin garanti
altına alınmasında temeldir. Soyut altyapıların rolü geçmişteki büyümeye ortam hazırlamada
kilit görevi görmüştür.”
Eğitim
Örgün eğitim ve öğretim sistemleri taleple başa çıkamamıştır. Bilgisayar bilimleri
mezunları açık olarak en uygun iş gücü kaynağını oluşturmaktadır. Fakat diploma ya da diğer
dereceler almadan okuldan ayrılan öğrenciler BT uygulayıcıları olarak çalışacak yeterli e6
becerilere sahiptirler. Programlama mezunlarının sayısı 1998‟den zirve yaptığı 2005 yılına
kadar artış göstermiştir. Bu tarihten sonra 6000 azalarak 2006 yılında 148000‟e ulaşmıştır.
Özellikle alarm veren kız öğrencilerin sayıdır; bilgisayar bilimleri mezunlarının beşte birinden
azı bayandır. İngiltere ve İspanya‟da, 2003-2004 yılından beri programlama dersleri alanların
sayısında açık bir düşüş görülürken, Almanya, Hollanda ve Polonya gibi diğer ülkelerde artış
görülmektedir. İtalya‟da programlama mezunlarının oranı az çok sabit kalmıştır. Diğer
bölümlerden mezun olanlar BT uygulayıcısı olarak düzenli bir şekilde iş gücüne katılırlar.
Onlar “fen, matematik ve mühendislik” ya da “üretim ve konstrüksiyon” gibi daha yakın
alanlardan ya da sosyal bilimler ya da beşeri bilimler gibi daha uzak alanlardan olabilirler.
Bilgisayar bilimleri dışında diplomaya sahip olanların oranının ne kadar önemli olduğuna dair
kabaca bir rakam verecek olursak, Danimarka‟da BT uygulayıcıları işgücünün %70‟ini
bilgisayar bilimleri dışında diplomaya sahip olanlar oluşturmaktadır.
Program geliştirmede iki yöntem izlenmektedir:
Endüstri öncülüğünde BT satıcıları tarafından yönlendirilen akademik kurumların
gerek ücretsiz gerekse üyelik aidatı ödeyerek sunduğu sertifika sınavları geliştirme ve ders
geliştirme çabaları (Örneğin Microsoft Akademi).
Üniversite öncülüğünde program geliştirme çabaları, üniversitelerin, endüstri ve
kamu kurumlarının dâhil olduğu e-Yeterlikleri geliştiren program geliştirme çabalarını
yansıtmaktadır. (Örneğin Danimarkada BT-Vest ve İrlanda‟da Yenilenme Enstitüsü).
Sonuç olarak, e-Yeterliklerin geliştirilmesinde program geliştirme çabaları daha
geniş, daha sistematik bir yaklaşımın parçasıdır. “e-Beceriler UK” şirketi yaşamboyu
öğrenme yoluyla becerileri geliştirmek için bir dizi etkinliği yönlendirmekte ve koordine
etmektedir. Etkileyici çalışmalar yapan Finlandiya‟dan (Örn. Aalto Üniversitesi) ve
Almanya‟dan (Örn. Karlsruhe Üniversitesi) birçok uzman bütünsel yaklaşıma dikkat
çekmişlerdir. 2008 yılında 14 ülkede ( Avusturya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan,
İtalya, Japonya, Hollanda, Polonya, Rusya, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve ABD) 3500‟den
fazla BT yöneticisinin katıldığı bir araştırma yapılmıştır. Öncelikler e-Beceri ilişkili
“güvenlik/güvenlik duvarı/veri gizliliği” konularına ilave olarak “Teknik olmayan beceriler”
(müşteri hizmetleri, satış, proje yönetimi, iletişim vb.), “çok özel olmayan sunucu teknolojisi”
ve “genel ağ iletişimi, ağ bağlantısı alt yapısı”dır. Şubat 2009‟da IDC tarafından Avrupa
genelinde 533 organizasyonun katılımıyla gerçekleştirilen, “ağ iletişimi” ve “güvenlik”
becerileri bulunması en zor olanlardı, fakat bazı ülkelerde de sistem mimarları ve proje
müdürlerini bulmak zordu.
Gelecek
Endüstri ileriye bakmaktadır: “BT ve BT tabanlı çözümler” günümüz ekonomisinde
çok revaçta olduğu için, BT‟nin yaygınlaştırılmasındaki eksiklikler sonuç olarak gelecek
gelişmeleri etkileyecektir. Avrupanın BT sektörünü teşvik etmesi ve dijital teknolojinin
endüstri ve toplum yoluyla yayılmasını sağlaması becerisi temel olarak değer halkalarının her
seviyesinde bireylerin gerekli anlayış ve becerilere sahip olmasına bağlıdır. Bu görüşe göre,
BT uygulayıcılarının süre gelen eksikliği alarm vermektedir. Dijital çağın olanaklarından
yararlanmak için, eğilimi değiştirmeliyiz. e-Beceriler konusuna, altında yatan problemlerin
analiz edilmesine ve buna göre hareket edilmesine gerekli önemi vermenin zamanıdır.
Önümüzdeki beş on yıl içinde, Avrupa temel olarak, yenilikçi araştırma ve geliştirme
alanlarına katkıda bulanacak yazılım geliştirme ve BT hizmetlerinde üst düzey yeterliklere
sahip BT uygulayıcılarına ihtiyaç duyacaktır. BT güvenliği ve veri güvenliği kesinlikle
önemli bir alan olarak kalacaktır. BT alanında dereceden matematik, mühendislik ve diğer
7
bilimsel alanlardaki derecelere kadar uygun beceriler farklı programlar yoluyla elde edilebilir.
Öğrencilerin üst düzey araştırmacılardan rehberlik hizmeti alması ve endüstri alanında
uzmanlarla erken yaşlarda tanışmaları önemlidir. Buna rağmen, insanların bu dereceleri almak
için karar vermeleri öncelikle önemlidir.
BT dereceleri alma konusunda insanları ikna etme bağlamında, endüstrimiz, Dijital
Ajandada yer aldığı gibi, Avrupa komisyonunun ICT eğitimini, gençlere bu alanda kariyer ve
iş sağlanmasını desteklemek için Avrupanın farkındalığının artırılması etkinliklerini
desteklemek kararlılığından hoşnuttur.
Rekabetin TeĢvik Edilmesi, Büyüme ve Meslekler
Avrupa komisyonu tarafından 2007 Eylül ayında Avrupa Birliği e-Becerileri forumu
kapsamında üye ülkeler ve paydaşlarla yapılan uzun tartışmalardan ve danışma
toplantılarından sonra, uzun vadeli e-Stratejileri içeren “21. Yüzyılda e-beceriler: Rekabetin
Teşvik Edilmesi, Büyüme ve Meslekler” konulu bir tebliğ kabul edilmiştir” Uzun vadeli eBeceriler stratejisi 2007 yılı Kasım ayında, Rekabet Kurulu sonuç bildirgesinde üye ülkeler
tarafından kabul edilmiştir. Paydaşlar aynı zamanda uzun vadeli e-Beceriler ajandasını da
kabul etmişlerdir. Endüstri stratejinin uygulanması için e-Beceriler endüstri liderlik kurulu
kurulmuştur. İlgili bir çalışma, ulusal BT politikalarının BT kullanıcılarının temel becerilerine
odaklanma eğilimde olduğunu ortaya çıkarmıştır. BT uygulayıcılarının becerilerinin gelişimi
genellikle mesleki eğitim politikalarının bir parçası olarak görülmektedir. Dokuz ülkede eBusiness becerilerini geliştirme amacı taşıyan politikaların olduğu bulunmuştur. Onbir ülke:
Danimarka, Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, Malta, İspanya, Portekiz, Romanya,
Birleşik Krallık ve Türkiye‟de uygulayıcılarının e-becerilerin geliştirilmesine yönelik
politikalar mevcutken yirmialtı ülke, kullanıcıların e-becerilerine yönelik düzenlenmiş
politikalara sahiptirler. Çalışma, BT uygulayıcılarının becerilerini geliştirmeyi amaç edinen
toplam 45 girişimciyi belirlemiştir.
Avrupa Birliği e-Beceri stratejilerinin uygulanmasında iyi bir gelişme kaydedilmiştir.
Avrupa e-Yeterlilik Çerçevesi geliştirilmiş ve Avrupa e-Beceriler ve kariyer portalı birçok üst
düzey paydaşın katılımıyla başlatılmıştır. Yeni etkinlikler 2009 yılında başlatılmıştır. Bu
etkinlikler değişiklikleri daha iyi anlamak için arz ve talebe (öngörü senaryolarının
geliştirilmesini de içine alan) ilişkin işleri, Avrupa e-Yeterlilikler geliştirme klavuzunun
hazırlanmasını, uygun finansal ve mali teşviklerin sağlanmasını kapsamaktadır. Bu bağlamda,
Avrupa e-Beceriler haftası Avrupa‟da e-Becerilerin teşvik edilmesi, deneyimlerin
paylaşılması, işbirliğinin artırılması ve paydaşların seferber edilmesinde farkındalık
yaratmada temel kampanyalardan biri olmuştur.
Küresel Kaynak Kullanımı
e-Beceriler için talebi etkileyen genel eğilim küresel kaynak kullanımıdır. Ticaret
bilançoları, Avrupa‟nın daha çok BT ürünleri ithal ettiğini ve daha çok BT servislerini ihraç
ettiğini ve daha pahalı BT ürünlerini ihraç ederken, daha ucuz ürün ve servisleri ithal ettiğini
göstermektedir. Bu nedenle, Avrupa‟nın özellikle hizmetlerde yenilenmeye katkıda
bulanabilecek üst düzey e-becerilere sahip uygulayıcılara ihtiyacı olduğu açıktır. eBecerilerdeki arz ve talep değişimini etkileyen temel bir faktör şu anki ekonomik krizin
etkileri olacaktır.
Bütün konjonktürün ötesinde 1960‟lardan beri izlene gelen uzun vadeli bir eğilim
vardır. 1980‟lerin ortasında bir yavaşlama ve ağır bir ekonomik kriz gördük. BT büyüme
oranları geçmişte genel ekonomik eğilimleri izlemiş olsa da, BT büyüme oranı bu güne kadar
bu dönemlerdeki genel ekonomiden daha iyi bir performans göstermiştir. OECD, en son
8
değerlendirmesinde 2008 yılında BT büyüme hızında ani düşüş olduğunu ifade etsede,
düzelmenin ilk belirtileri 2009 yılının ortalarında ortaya çıkmıştır. BT sektörü için, BT
üretiminde istihdamın net bir düşüş yaşadığı, BT hizmet sektöründe istihdamın daha az
etkilendiği görülmektedir BT sektörüne has işsizlik oranı, toplam işsizlik oranının çok altında
kalmaktadır.
Ortalamada, son on yılda, BT işgücü işsizlik oranı toplam işsizlik oranın %36‟sını
oluşturmaktaydı. Şu anki kriz özellikle BT sektörüyle ilgili olmadığından, BT
uygulayıcılarının işsizlik oranının genel işsizlik oranının %40-50‟lik eşiğinin üstüne
çıkmadığını farzetmek mantıklı görünmektedir. (Empirica, IDC, (2009) Monitoring e-Skills
Demand and Supply in Europe).
Yabancı Yetenek
Endüstri Avrupanın dışarıya bakması gerektiğini düşünmektedir. “Amerika Birleşik
Devletleriyle karşılaştırıldığında (ki 2006 yılında BT sektöründe istihdam edilmek üzere
58000 yeni vize vermiştir), Avrupa son yıllarda yabancı yeteneklerin dikkatini çekmede
oldukça başarısız olmuştur. Dış kaynak kullanma ve bazı üretimleri ülke dışında
gerçekleştirme e-becerilerdeki açığı kapatacak bir çözüm değildir. Eğer çok kullanılırsa, bu
yöntemler yeni yenilikçi ürün ve hizmetlerin kalitesini tehlikeye atar. Buna ek olarak,
Avrupadaki BT uygulayıcısı eksikliğini karşılamakta olan ülkelerin (Örn. Çin ve Hindistan)
kendilerinin gelecek 10 yılda ciddi bir eksiklik yaşayacaklarını gösteren açık göstergeler
vardır.
Avrupada e-Beceriler konusunda yeterli profesyönelin güvence altına alınmasının
yanında, şimdiki işgücünün e-Becerilerinin artırılmasına ilişkin yöntemlerin bulunması da çok
önemlidir. 2015 yılında, hangi endüstri ve hizmet sektöründe olursa olsun Avrupa‟da bütün
meslekler az çok e-Beceri gerektirecektir.”
Zayıf Yönler
Oyunun kuralını belirlemek önceliğimizdir. Endüstri: “Avrupa şu anki rekabetçi bir
toplum yaratmak için gerekli 3 tür beceride zayıf yönlerini belirlemek durumundadır: (1) ebeceriler, matematik ve fen bilimlerini kapsayan okuryazarlık ve temel beceriler; (2) iş
dünyası için gereken ve örgün eğitimde daha çok da meslek başında kazanılan mesleki
beceriler; (3) küresel bilgi ekonomisi yetenekleri ki daha az elle tutulur bir şeydir, fakat lider
takımları ve değişiklikleri tahmin etmeyi içine alır, bu da yenilik için kritik önem taşır.
Avrupa‟nın ücretleri temel ve mesleki beceriler açısından rekabet ettiği birçoğundan daha iyi
olmasına rağmen bahsi geçen üçün hiçbirinde daha iyi değildir.
9
Avrupa Beceri Pramidi: Tanımlar
Küresel
Bilgi
Ekonomisi
Yetenekleri
Mesleki Beceriler
Okuma/yazma, temel
bilimsel ve matematiksel
bilgi, BT okuryazarlığı
Küresel bilgi ekonomisi yetenekleri, yenilik yaratma
kapasitesini, kültürlerarası çevrenin yönlendirilmesi
yeteneğini, sanal takımların idaresi yeteneğini, yeni
sorunları (Örn. İklim değişikliği) irdelemek için kolektif
ve bireysel kapasiteyi içine alır.
İş dünyasının belirli sektörlere ait beceriler de dahil
belirli ihtiyaçlarına yönelik beceriler (örn. yazılım
mimarlığı, kimya mühendisliği) ve yatay/sektörler
arası beceriler (Örn.muhasebeciler).
Okur yazarlık (Okuma/yazma, temel bilimsel ve
matematiksel bilgi, BT okuryazarlığı) dahil sosyal
entegrasyon için gerekli beceriler ve iletişim (diller)
gibi disiplinler arası alanlarda minimum bilgi.
INSEAD Avrupayı temel beceriler açısından B kategorisine, mesleki beceriler
açısından B eksi kategorisine ve Küresel Bilgi Ekonomisi açısından C kategorisine
koymuştur. Fakat Avrupanın ilk üçte yer alan Finlandiya, Danimarka ve İsveç‟i geride
bırakmaması için bir neden yoktur. Fakat iş başında eğitim çözümün temel parçası olacaktır,
eğitim sistemi çözümü elinde tutmaktadır. İlköğretimden üniversiteye kadar, Avrupa‟nın
eğitim sistemleri dijital okuryazarlığın programlara daha iyi adapte edilmesi için sistematik
değişim ihtiyacı içindedir. Böyle bir değişim eğitim ve iş dünyası arasında yakın işbirliğini,
temel reformlara olan ihtiyacın anlaşılmasını ve daha çok yatırımı gerektirir.
Avrupa, yükseköğretim için hemen hemen Amerika Birleşik Devletleri ve
Japonya‟nın harcadığı kadar bir harcama yapmaktadır. Ekonomist İstihbarat Biriminin
(Economist Intelligence Unit (EIU)) yaptığı bir çalışma Amerika Birleşik Devletleri,
Singapur, Birleşik Krallık, İrlanda ve Güney Koreyi doğru BT yeteneği geliştirmede en iyi
performans gösteren ülkeler olarak belirlemiştir. Ekonomist İstihbarat Birimi (EIU) bu
ülkelerin başarısının anahtarı bilim ve mühendislik de dâhil olmak üzere yükseköğrenim
derslerine kayıtların artırılmış olmasında yatmaktadır. Onlar aynı zamanda sadece teknik
becerilere sahip değil aynı zamanda iş ve yönetim becerilerine sahip teknologlarla
desteklenmiş birinci kalite üniversiteler ya da teknoloji enstitülerine sahiptirler.
Avanza Planı
Francisco Ros Perán İspanyanın yaklaşımını kabul etmektedir, “İspanya örneğinde ebeceriler hayati sorunlar olarak sürmektedir. Avanza Planı (kelime anlamıyla “İleriye
Git”),İspanya hükümetinin bilgi toplumunun tam ve etkin gelişmesini sağlamada ülkemizdeki
en kararlı stratejik iddiasıdır.
Uygulamasından 5 yıl sonra, Avanza Planının başarısı –onu değerlendirmek için
geleneksel standartlarda kısa zaman geçmiş olmasına rağmen- gelişmeye başlamıştır. Avanza
Planı zihniyetlerin değişmesinde ve İspanyol vatandaşları ve iş dünyası arasında kültürel
değişimi desteklemede itici güç olmuştur. Hatta sadece BT pazarı ve aboneler açısından değil,
aynı zamanda BTnin aşamalı olarak kabul edilmesi ve BT servislerinin küresel sonuç vermesi
açısından da kritik kitlenin başarısını artırmıştır.
10
Bu başarıların yanında, hala süre gelen birçoğu e-Becerilerin geliştirilmesiyle ilgili
olan, yakın gelecekte irdelenmesi gereken zorluklar vardır. Aslında, İspanya‟nın uğraştığı
zorluklar 3 bölümden oluşmaktadır:
YavaĢ Kabullenme: BT sektöründe “arz kısmına” yapılan etkiler gözle görülür
sonuçlar doğurmasına rağmen, “talep kısmında” artış aynı seviyeye ulaşmamıştır. Buna, 15
milyondan fazla kullanıcısı olan e-Kimlik kartı uygulaması örnek olarak gösterilebilir. Fakat
sadece bunların çok küçük bir kısmı e-Kimlik ile ilgili hizmet kullanıcısıdırlar.
DeğiĢime gönülsüz olmak: Belirli ekonomi sektörleri ve KOBİ‟ler, BT‟nin kapsamlı
ve üretken bir adaptasyonunu yapma konusunda geri kalmaktadır. e-Ticaret de gelişmiştir
fakat istenilen oranda değil.
YaĢlılar için e-katılım: Gençler tarafından internet kullanımı oranı Avrupada en
yüksektir, fakat yaşlı nüfus bu konuda geri kalmaktadır İspanya‟da 55 yaş üstü kişiler
arasında BT‟yi anlama, kullanma ve kabullenme hala Avrupa standartlarının altındadır.
Uygun bir dizi becerinin geliştirilmesi, İspanya‟da bahsi geçen zorlukların üstesinden
gelmede hayati önem taşımaktadır. Aslında “arz tarafı” farklılığı farklı faktörlere bağlıdır.
Bunlardan biri yorumlama ve “talep kısmında” uygulanan çeşitli ölçütlerin kullanım
becerilerin eksik olmasıdır. Değişime gönülsüz olmak BT‟nin sunduğu imkân ve avantajlar
konusunda bilgi eksikliğiyle ilgilidir ki bu gelecekteki kamu politikalarını belirlemede itici
güçtür. Sonuç olarak, başlangıçta BT yeterliliklerinin ve dijital okuryazarlığın
geliştirilmesiyle desteklenen bir yaşlılar için e-katılım stratejisi belirlenmiştir.
Aslında, Avanza Planının 2009‟da başlayan yeni aşamasında, (Avanza Planı 2),
projenin beş ayağından biri tamamen vatandaşlar ve yatırımcılar arasında teknik becerilerin
geliştirilmesine adanmıştır. Bunun gibi, uygun miktarda kaynak, özellikle (Üst düzey ve
mesleki e-becerilerin karşılanmasında çok büyük zorluklarla karşılaştıklarını ifade eden)
kobilerde, işgücünün e-Becerilerinin geliştirilmesi projelerine fon desteği sağlamak fakat aynı
zamanda küresel bir bakış açısıyla, hergün daha fazla vatandaşın günlük yaşamlarının bir
parçası olarak interneti kullanmalarını sağlamada uygun şartları yaratmak üzere
kullanılacaktır.
Buna rağmen, e-Becerilerin geliştirilmesi yatay cevaplar isteyen yatay bir alan
olduğunu vurgulamak önemlidir Kamu yönetimi söz konusu olduğunda, e-Becerilerin
yaratılması uzun vadeli ajandada yer almalıdır ve farklı kurumların ve özel sektörün
ihtiyaçları ve önceliklerini koordine etme çabaları hayati önem taşımaktadır.
Granada Stratejisi
Francisco Ros Perán şu şekilde devam eder, “2010‟un ilkdöneminde Avrupa Birliği
dönem Başkanı İspanya, Avrupa‟nın bu alanda yaşadığı zorlukları yaşamaktadır. BT alanının
en önemli önceliklerinden biri, üretkenlik ve rekabetçilik için itici güç olarak BT‟nin rolünün
artırılması için Granada Strateji diye bilinen ortak ve yeni bir statejinin benimsenmesidir.
Granada Stratejisi yeniliği ve yaşam kalitesini bilgi toplumunun geliştirilmesi ve
Ulusal ve Avrupa düzeyinde rekabetçiliği maksimum hale getirme ve vatandaşlarımızın
hizmetine sunma çabalarının ardında yatan güç olarak vurgulamaktadır. Bu bağlamda, eBecerilerin geliştirilmesi ve dijital okuryazarlık bütün vatandaşların başarılı bir şekilde
entegrasyonu ve dijital bölünme riskinin azalması için önkoşuldur. Daha önemlisi, bilgi
toplumunun içinde tam olarak yer alabilmek sadece servislere ulaşımı değil, kamu hizmeti, eTicaret ya da sosyal paylaşım sitesi olup olmadığına bakılmaksızın bu servisleri kullanmak
11
için gerekli becerileri de gerektirir. İstisnasız hepimiz, böyle zor bir göreve katılmak için
hazırız.”
Avrupa Dijital Ajandası
19 Mayısta, Avrupa Komisyonu önümüzdeki 5 yıl için yedi öncelikli eylem alanının
ana hatlarını belirleyen Avrupa Dijital Ajandasını kabul etmiştir.
Daha kolay elektronik ödeme ve faturalama, teletıpın daha hızlı yaygınlaştırılması ve verimli
enerji kullanımı faydalarından birkaçıdır. e-Beceriler ve dijital katılım alanında Komisyon
şunları yapacaktır:
Avrupa Sosyal Fon Düzenlemeleri için dijital okuryazarlığı ve yeterliliği bir öncelik
olarak önerilmesi (2014-2020);
2012‟ye kadar, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi ve EUROPASS‟la bağlantılı olarak
ICT uygulayıcılarının ve kullanıcıların yeterliliklerini tanımlamak için araç geliştirmek ve
ICT uygulayıcılarının yeterliliklerini artırmak ve ICT profesyonellerinin Avrupa‟da serbest
dolaşımlarını sağlamak için Avrupa Çerçevesi geliştirilmesi,
Arz ve talep boyutunun üstesinden gelmek üzere ICT becerileri ve istihdamı için çok
paydaşlı sektörel konseyin başlatılması da dâhil, 2010 yılında başlayacak olan “Yeni işler için
yeni beceriler” alanında dijital okuryazarlığı ve becerileri öncelikli kabul edilmesi,
İnternet tabanlı eğitim kaynaklarının, oyun tabanlı e-öğrenme ve sosyal paylaşım
ağlarının desteklenmesi yoluyla kadınların ICT işgücüne katılımının artırılması,
2011 yılında, yeni medya teknolojileri alanında çevrimiçi tüketici eğitim aracının
(Örn. İnternette tüketici hakları, e-Ticaret, veri geliştirilmesi, veri koruma, medya
okuryazarlığı ve sosyal paylaşım ağları) geliştirilmesi. Bu araç, 27 üye ülkede tüketiciler,
öğretmenler ve diğer kullanıcılar için uyarlanmış bilgi ve eğitim materyalleri sağlanması,
2013 yılına kadar, Avrupa birliği genelinde dijital okuryazarlık ve medya
okuryazarlığı alanında göstergeler oluşturulması,
Dijital ajanda başlığı altında yer alan engellilerin hakları konusunda Birleşmiş
Milletler sözleşmesini takiben yönetmeliklerin getirdiği değişikliklerin (Örn. e-Ticaret, eKimlik ve e-İmza) ulaşılabilirliğinin düzenli olarak değerlendirilmesi,
Seçeneklerin gözden geçirilmesine bağlı olarak kamu sektörü internet sitelerinin (ve
vatandaşlara temel hizmetleri sağlayan internet sitelerinin) 2015 yılına kadar tam olarak
ulaşılabilir hale getirilmesi için 2011‟e kadar önerilerde bulunulması,
2012 yılına kadar, Birleşmiş Milletler sözleşmesine uygun olarak üye ülkelerin ve
ilgili paydaşların ortaklığında, engellilerin dijital ortama ulaşımını sağlama konusunda
Mutabakat anlaşmasına olanak sağlanması.
Üye ülkelerin yapması gerekenler:
2011 yılına kadar, uzun vadeli e-beceriler ve dijital okuryazarlık politikalarını
uygulanması ve KOBİler ve dezavantajlı gruplar için ilgili teşviklerin artırılması,
Telecom çerçevesi ve Görsel-işitsel MedyaYönergesinin eksikliklerini 2011 yılına
kadar tamamlanması;
Program, öğrenme çıktılarının değerlendirilmesi ve öğretmen ve eğiticilerin mesleki
gelişimi gibi konular da dâhil, eğitim ve öğretimin modernizasyonu için eğitim
politakalarında e-Öğrenmenin temel alınması.
12
Eylem Zamanı
Endüstrinin diğer önerileri şu şekildedir:
Akıntıyı tersine çevirmek için acil adımlar atılmalıdır:
Avrupa birliği ve üye ülkeler düzeyinde, yetkililer matematik, fen bilimleri ya da
teknoloji konusunda çalışmanın sağlayacağı kariyer imkânlarını vurgulayan –kamu/özel
ortaklık tarafından yürütülen- farkındalık kampanyaları başlatılmalıdır. Bu kampanyalar aynı
zamanda Avrupa birliğinde arz ve talep arasındaki farkın büyümesi ve karşılaşılan ebecerilerin eksikliğini de vurgulamalıdır.
Bütün ilköğretim ve ortaöğretim okullarına 2015 yılına kadar yüksek hızlı internet
bağlantısı sağlanmalıdır ve bütün öğrenciler interneti sorumlu ve güvenli bir şekilde kullanma
eğitimi almalıdır. Laboratuvar ziyareti, şirket ziyaretleri ve araştırmacılar tarafından yapılan
ziyaretler gibi program dışı etkinlikler artırılmalıdır.
İki temel dönemde öğrencilere “pazarlanabilir bilginin” yayılmasını sağlayan staj
imkânları sağlanmalıdır: birincisi ergenler ne çalışacaklarına karar verdiklerinde ve diğeri
üniversiteye başladıklarında öğrenciler kariyerleri konusunda karar verdiklerinde.
Orta vadede şunlar dikkate alınmalıdır:
BT beceri eksikliği konusunda yapılan istatistiki çalışmalar belirli beceri açığının
yerini saptamak için sürdürülmelidir. Önümüzdeki üç beş yıl içinde ihtiyaç duyulan eBeceriler konusunda işverenlerin algısını haritalayan Yıllık Eurobarometre raporu
geliştirilmelidir.
Dijital öğrenim ve öğretimi temele almak için, öğretmenlerin kendi BT bilgilerini
güncellemesine ve kendi öğretme metodlarını modernize etmesine teşvikler sağlanmalıdır.
Öğretmenlerin becerilerini ölçen sertifikalar sunulmalıdır.
Avrupa Komisyonu, mükemmelliği ödüllendirme için, Avrupa genelinde okullararası
matematik ve fen yarışmaları düzenlemeli ve bunları desteklemelidir.
Özellikle yeşil teknoloji, bulut bilişim, güven ve güvenlik konularında BT eğitimini
geliştirmede Avrupa Yapısal fonlarını kullanmak için bir girişim başlatılmalıdır.
Bu temel etkinliklere ek olarak:
e-Becerilerde karşılaşılan sorunlar sayısal olduğu kadar kalitesel olacaktır.
İşverenlerin ihtiyacına cevap verecek üst düzey becerilere sahip BT kullanıcıları havuzuna
ihtiyacımız vardır. Geleneksel “önce eğit sonra çalıştır” modelinin uygunluğu, marketin
değişkenliği artığı için azalmıştır. İşverenler ve eğitimciler daha çevik bir beceri edinme
çerçevesi oluşturmak için yakın çalışmalıdır.
Avrupa birliği e-Beceriler stratejisi, kısa vadeli bir konu değildir. e-Beceriler
açısından gittikçe önem kazanan, açık bir arz ve talep sorunu vardır. Talep, geleneksel
teknoloji alt yapı becerileri ve bilgi odaklı işgücü tarafından ihtiyaç duyulan beceriler için
artacaktır.
Ekonomik düzelme ve büyüme için, Avrupa ajandası yeniliğe ilişkin e-Becerilerin
önemli rolünü göz ardı edemez. Avrupa birliğinin e-Beceriler stratejisi rekabetçilik, sosyal
katılım ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından yeniliği kucaklamalıdır.
Uluslararası veri Kurumu‟nun (IDC) e-becerileri izleyen raporu bu noktayı desteklemektedir.
Avrupa‟da e-Beceriler işgücü “Dotcom krizi” döneminde ara vermekle birlikte kararlı bir
şekilde artmıştır. Bunu e-Beceriler talebinin dönemsel olmadığı şeklinde yorumlayabiliriz.
13
Bu eğitim devam edecek gibi görünmektedir. Kullanıcı grubunun e-Beceriler ihtiyacı
ortada olduğuna göre, büyüme oranı çarpıcı bir şekilde artacaktır.
Politikaları belirlemede, şartların anlaşılması önemlidir. Üç düzey vardır: Ulusal
düzey, Avrupa Birliği Düzeyi ve Küresel düzey. Açıkça her düzeye ve her paydaşa uygun
hale getirilmiş her politika eylemi, kendi seviyesinde ajandaya katkı sağlamak için bütün
sorumluluğu almalıdır.
2007‟deki (Ajanda tanımlanmış ve somut adımlar atılmaya başlanmıştır) “21. Yüzyıl
İletişimi için e-beceriler”den bu yana gelişme kaydedilmiştir. Şimdi bunları teraziye koyma
ve daha iyi yapılandırma ve ilgili paydaşların çabalarını koordine etme zamanıdır.
14
2. BÖLÜM: YENĠLĠKÇĠ EĞĠTĠM
Durum
Avrupa‟nın bilgiye dayalı topluma geçişi sırasında eğitim altyapısında da benzer bir
dönüşüm gerekmektedir. Sadece eğitim programlarının iyileştirilmesi yeterli değildir. Eğitim
sistemimiz Avrupa‟nın yenilikte etkin bir güç olma isteğini de desteklemelidir. Bundan önce
ise, eğitim sistemimizin revizyondan geçirilmesi için yenilikçi bir yaklaşıma gereksinim
vardır.
INSEAD (Dünya Ticaret Okulu) e-labratuar müdürü Dr Bruno Lanvin, bunu şu
şekilde belirtmiştir: “Başladıktan on yıl sonra, Lisbon Gündemi tamamı uygulanamamış bir
durumda beklemededir. Bu duruma rağmen, Avrupa‟nın kendisine bakış açısındaki değişimler
başarı ile sonuçlanmıştır. Küresel bilgi ekonomisinde lider bir güç olmak değerli ve
ulaşılabilir bir hedeftir. Benzer bir şekilde, rekabetçi ve kapsamlı bir bilgi toplumu oluşturmak
da Avrupa‟nın dünyada görülmek istediği yönlerden birisi olmuştur.
Avrupa için son on yılda bilgi ne ise, gelecek on yılda yenilik de aynı şey olacaktır.
Yeniliklerin planlanması ve uygulanmasında, Lizbon (bilgi) staratejisindeki eksiklikler nasıl
ortadan kaldırılabilir?
Bu karmaşık yolda ele alınıp sorgulanması gereken öncelikli konu becerilerdir. Son
yıllarda yapılan çalışmalarda da vurgulandığı gibi, Avrupa‟nın bilgi ve yenilikte bir dünya
lideri olma isteği gerekli becerilerin yani e-becerilerin eksikliği nedeniyle ciddi bir şekilde
engellenmiştir. „BT sektörünün konusu‟ olmasının dışında, Avrupa‟da e-Beceriler
konusundaki sıkıntının büyümesi, sektörlerin tamamında yer alan her şirket türünde (büyük ve
küçük) üretimi ve rekabeti etkilemektedir.
Burada yükseköğretimin önemli bir rolü vardır. Fakat eğer özellikle bu konuya
yöneleceksek, konunun temeline gitmemiz gerekir.
Avrupa Okulağı İletişim ve Mesleki Gelişim Üst Yöneticisi Alexa Joyce “BT
Avrupa‟daki günlük yaşantıda köklü değişiklikler yapmış ve ekonomik olarak dünya çapında
rekabet edebilmemizde temel oluşturmuştur. Özellikle gençler oldukça yoğun BT
kullanıcısıdırlar; yaşları 16-24 arası olan gençler haftada beş ve yedi kez internet
kullanmaktadır. Buna rağmen, yükseköğretim düzeyindeki öğrencilerden erkek öğrencilerin
%30‟dan daha azı ve kız öğrencilerin ise % 15‟i BT ile ilgili konularda çalışmayı
planlamaktadır. Bu, Avrupa‟nın BT konusundaki önderlik konumunu tehdit etmektedir;
CEPIS (Avrupa Profesyonel Bilişim Dernekleri Konseyi) 2010 yılı süresince 70.000 yetişmiş
BT çalışanı sayısında azalma olacağını tahmin etmektedir. Endüstride yer alan kadınların
oranın da sadece %24 olması ayrıca endişe vericidir.
Aynı zamanda, Avrupa e-becerileri stratejisinde de belirtildiği gibi e-Devlet, eÖğrenme ve e-Sağlık hizmetlerinden etkin bir şekilde fayda sağlamak ve sadece basit
tüketiciler değil eş-yaratıcılar olarak bilgi toplumunda aktif olarak yer almak için, e-beceriler
tüm Avrupa vatandaşları için giderek daha da önemli olacaktır.”
1. ÇeliĢki
Burada halledilmesi gereken pekçok çelişkili sorun vardır. Alexa Joyce‟a göre,
“Gençlerin özellikle de kızların dikkatini çekmek bu beceri ve bilgi boşluğu sorununu
çözmede kritik noktadır. Bunun için çözüm, sürekli olarak gözlemlediğimiz bu çelişki
(gençlerin BT çalışmalarına olan ilgileri azalırken şık telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve mp3
çalarlar gibi BT araçlarını kullanmada çok hevesli olmaları) üzerinde yoğunlaşmaktır.
15
Gençlerin büyük bir çoğunluğu konsol veya bilgisayar oyunları oynamakta ve günlük
televizyon yayınlarını takip etmek yerine YouTube ile zaman geçirmektedir.”
-Çocuklar BT’yi tam olarak anlamamaktadır
„Y nesli‟ ve bunların işe girdiklerinde BT‟ni nasıl kullanacaklarına ilişkin pekçok şey
söylenebilir. Araştırma yapma amacıyla Google‟ı kullanmak veya sosyal bir paylaşım sitesini
yapılandırmak önemli becerilerdir fakat bilgi tabanlı bir toplumu yükseltmek için de yeterli
değildir. Alexa Joyce bu konuda uyarıda bulunmaktadır: “Gençlere BT‟den ne anladıkları
sorulduğunda, BT‟nin faydalarını tamamen ifade edememektedirler. Örneğin, kendilerine
doğrudan yöneltilen sorular karşısında bilgisayar oyunlarından „hiçbir şey‟ öğrenmediklerini
ifade ederken birçok çalışma, bu oyunların öğrenme üzerinde somut bir etkisi olduğunu ortaya
koymuştur. Ayrıca gençlerin, BT hakkındaki bilgileri yarım yamalaktır: sosyal ağların sayfa
tasarımında beceri kazanmış olmalarına karşın, gençlerin genellikle bilgi kaynaklarının ciddi
olarak değerlendirilmesi veya özlük haklarına saygı konularında yeterli bilgileri yoktur.
Avrupa Okulağı ve Cisco „Kadınlar ve BT: kızlara BT çalışmaları ve işleri neden çekici
gelmemektedir?‟makalesinde vurgulandığı gibi BT meslekleri, işlerinde çok az yaratıcılık
veya seyahat fırsatı olan yalnız çalışan „ahmak‟ kalıbına sokulmuş erkeklerle doludur.”
-BT çok sıkıcıdır
Ne yazık ki, eğitim sistemi bu konulara çok az değinmektedir ve hepsi ile aynı anda
ilgilenmesi de nadir olarak gerçekleşebilmektedir. Gençler genellikle okulda BT‟ni zor ve
sıkıcı olarak algılar ve BT‟e kendilerini kapatırlar. Avrupa‟daki bazı sistemler programlama
bakımından BT‟e odaklanmıştır; bu BT okuryazarlığını artırmakla beraber, BT‟yi „sadece
kodlama yapmak‟ olarak algılayan kızların şevkini kırmakta ve etkin program için gerekli
olan matematik becerisinden yoksun tüm öğrencileri de bu alandan vazgeçirmektedir.
Gerçekte, gençlerin matematik ve fizik alanlarını yükseköğretimde BT eğitimi alacaklar için
giriş konuları olarak görüp, bu alanları sevmemeleri BT‟i etkilemektedir.
Diğer okul programları, bilgisayar işletimi, kelime işlemciliği ve özel yazılımların
kullanımı gibi temel e- Becerileri kapsamaktadır- fakat bu da sıkıcı ve çok basit olarak
algılandığı için şevk kırıcı olabilir. Diğer bir konu da kendine güvendir: kızlar BT alanında
erkekler kadar yeterli olmalarına karşın, kendilerinde daha az ışık görmekte ve kendilerine
güven duymamaktadırlar.
AB Güvenli Internet programı ve güvenli iletişim ağlarını başlatılması nedeniyle
birçok ülke çocuklarının sosyal iletişim ağlarında eleştirel beceriler, özel ve sorumluluk
gerektiren davranışlar gibi güvenlik konularında eğitim aldığından emindir. Buna rağmen, bu
ağıların olumsuz etkilerine odaklanma riski de vardır. Okul sistemlerinin çok azı BT‟nin
yayılmasına ilişkin olumlu, yaratıcı yaklaşımlar göstermektedir, aslında pek çoğunun da etkin
bir şekilde bunu gerçekleştirebilmesi için uygun bir altyapısı da yoktur.
Bunun da dışında, örnek olabilecek insanların BT‟e karşı özellikle de kariyer
anlamında olumsuz bir bakış açısına sahip olma durumları vardır. Birçok ebeveyn BT‟nin iyi
bir kariyer yolu olmadığını düşünür ve pekçoğu için de „sadece erkekler için‟ bir meslektir.
Birçok genç ise, kariyer konusunda ebeveynlerinin söylediklerine göre karar verirler. BT
kariyerleri konusunda kariyer danışmanları ve öğretmenler de olumsuz düşünmektedirler ki
bu da „zeki fakat antisosyal insanların‟ kahraman olabilme olasılıklarını düşük olarak gören
popüler kültür tarafından da pekiştirilmektedir.
16
Aşağıdaki şema gençlerin ilgilerine etki eden ana faktörleri göstermektedir.”
Resmi Okul Çevresi
Pedagojide BİT
kullanımı
Eğitim
programlarında BİT
kullanımı
Öğretmen tutumları
Gayrı resmi çevre
eGüvenilirlik
Örnek insanlar
Boş zamanlarda
BİT kullanımı
Ev
bilgisayarlarından
ulaşım
Öğrenci
BİT’e karşı veli
tutumu
Cinsiyet ayrımı ve
BİT kariyerleri
bilgisi
Okulun BT imkânları
Kariyer rehberliği
Klişeler
Tercih edilen diğer
alanlar
Eğitim programı
Popüler kültür
Tercih edilen diğer
alanlar
BĠT ile ilgili faktörler
Diğer faktörler
Akranlar
17
Ebeveynlerin çocuklarının video kaydedicilerini kullanma becerilerine dayanarak,
teknolojiden anlamalarına övgüler yağdırmalarının üzerinden çok uzun bir zaman geçmedi.
Bugün ise ebeveynler çocuklarının teknoloji konusunda dünyayı yakalamış olmasına
şaşırmaktadır. Bunların hiçbiri aslında teknolojiden anlamak değildir.
Bir toplum olarak okulların gençleri, e-Becerilerini tüketici araçalarının ötesinde, iş
ve toplum için yararlı olacak şekilde iletişim medyasının yeni teknolojilerde uygulanmasını
sağlamak üzere yetiştirmelerine gereksinimimiz vardır. Yükseköğretimde bu durumun daha
olumlu olup olamayacağını araştırmamız gerekmektedir.
2. ÇeliĢki
Dr Bruno Lanvin belirttiğine göre; “Avrupa Birliğindeki ülkelerde hızla yayılan
işsizliğin dikkat çekecek derecede yüksek iken (2009 sonunda sembolik olarak verilen yüzde
10‟luk noktaya ulaşmıştır) diğer yandan işverenlerin ihtiyaçlarının yerine getirilmemiş olması
bir çelişki yaratmaktadır.
Bu çelişki, e-becerilerdeki eksiklikleri yapısal bir konu (dönemsel olarak değil)
olarak dikkate alan güçlü ve tamamen desteklenen politikalar ile çözüme kavuşabilir.
Taleplerin daha düşük seviyede olması e-becerilerdeki boşluğun daralabileceğine ilişkin
yanlış işaretler verdiği için mevcut kriz bu tartışmayı daha da karışık bir hale getirmiştir. Daha
18
önce de belirtildiği gibi bu büyük bir yanılgıdır: Avrupa iş dünyası, hükümet ve akademiler
çabuk harekete geçmezse, bu boşluk tüm gücünü toplayarak eski haline geri dönecektir. Bu
krizin avantajlarını, e-becerileri olan işçi ve işveren sayısını artırmak için kullanmayan
ekonomiler, bilgi temelli ve yeniliklerle sürdürülen küresel rekabette kendilerini dışlanmış
olarak bulacaklardır.”
Avrupa‟da Beceriler ile İlgili Eksiklikler
Kaynak: “Avrupa‟da Yenilik için e-Becerilerin geliştirilmesi”, INSEAD eLAb, 2010.
Sağlanacak
tüm
gereksinim
ve beceriler
Piyasadaki Beceri
Ġhtiyacı
2. Senaryo
e-yeterlikler için eğitim
programları geliştirilmesi
Becerilerin sağlanması
Becerilerdeki eksiklik
1. Senaryo: Eylemsizlik
Zaman
Kriz öncesi
Kriz sonrası
Kriz
3. ÇeliĢki
Burada Dr Bruno Lanvin‟in sözettiği daha farklı bir çelişki de vardır, “Diğer bir
çelişki, kişinin okulda öğrendiklerinin profesyonel hayatında gerekli olan bilgi, beceri ve
yeterlikten çok uzak olduğuna ilişkin söylemin karşısında olan okullar ve üniversiteler ile
Avrupa iş dünyasının ve toplumun karşılıklı beklenti düzeylerinden kaynaklanmaktadır.
Bu çelişki, teknolojik değişim hız kazamaya devam ettikçe önem kazanmaktadır.
Tüm sektörlerdeki işverenler „uygun bilgi‟ ile iş gücüne katılacak olan yeni personeller ile
ilgili beklentilerini gitgide azaltmışlardır. İş alanlarındaki artış ile -özellikle de bilgi ağırlıklı
mesleklerde-, öğrenme okul sıralarında ve üniversite amfilerinde harcanan zamanın dışında,
hayat-boyu bir deneyim haline gelmiştir. Bu çelişki şu şekilde açıklanabilir; e-Becerilerin
oluşturmasına yükseköğretim tarafından katkı sağlanması ciddi bir şekilde önemli
görüldüğünde, resmi eğitimin işteki eğitim karşısındaki göreceli önemi azalmaktadır.”
19
Yükseköğretimin Etrafında Toplamak
Dr Bruno Lanvin bu eğitimsel çelişkilerle ilgili çözümlerin bir araya getirilmesi
gerektiğini belirtmiş ve aşağıdaki önerilerde bulunmuştur:
- “Bilgi ve yenilik ile ilgili alanlara yani iş imkânları en yüksek olabilecek ve
Avrupa‟nın rekabetçilik amacını karşılayabilecek alanlara yükseköğretimin daha fazla öğrenci
çekebilmesini sağlamak üzere mevcut eğitim programlarının geliştirilmesi.
-Paydaşların yenilikçi, açık fikirli ve cazip stratejileri ile yukarıda belirtilen amacın
izlenmesi. Bu sayede iki amaca ulaşılabilmek mümkün olacaktır: bu olası işverenler (Devlet
veya özel) için yeni eğitim programlarının geçerliğini artırabilecek ve diğer yandan da
toplumdan alınacak desteği artırarak bu çabanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunacaktır.
- Bunun gibi eğitim programlarının yapılandırılması için belirli uygulamalardan en
iyilerinin (Avrupa‟da ve ötesinde) avantajlı yönlerinin alınması.”
Eğitim Programı GeliĢtirme Esasları
INSEAD son zamanlarda tanımlanan konuları belirtmek üzere Avrupa Komisyonu
için esaslar ortaya koymuştur:
1. Kariyer bağlantılı (işe özel yerine) ve geleceğe yönlendirilmiş ( yani rekabetçilik
ve yenilik ile bağlantılı) eğitim programları yaparak öğrencilerde istek uyandırmak.
2. Sanayi ve uygulayıcılarını da eğitim programlarının tasarım ve yaygınlaştırma
aşamalarına katarak, sanayi ve işverenlerde ilgi yaratmak.
3. Diğer eğitim programları ile kolayca birleştirilip ve geliştirilebilmelerini sağlayan,
e-yeterlikler için çok yönlü eğitim yaklaşımlarını da teşvik eden modüllerden oluşan eğitim
programları tasarlamak.
4. Mezunların profesyonel yaşantılarındaki bilgilerini güncel tutabilme becerilerini
en yüksek seviyeye çıkarmalarını sağlayıp, kendi konularına ilişkin hayat boyu öğrenme
fırsatları ile birleştirebilecekleri eğitim programları tasarlamak.
5. Eğitim programlarının, Avrupa‟daki üniversite ve eğitim fakültelerinde
sürekliliklerini sağlarken(Örn. Bologna sürecine göre), düzenli olarak yapılan iyileştirmelere
bakarak tasarlama/dağıtım sürecini izlemek.
6.Eğitim programlarının, en ileri ve uygun BT tabanlı dağıtım araçlarının(örneğin
„web2.0‟ olarak adlandırılanları da kapsayacak şekilde) ideal kullanımı ile dağıtılmasını
sağlamak.
Okullarda Eylem Zamanı
Gençlere sağlayacağı faydalar nedeniyle e-becerileri kabul ettirmeye çalışmak cazip
olabilecekken, yeniliğe karşı bir tepki de yaratabilir. Alexa Joyce tarafından daha kapsamlı bir
yaklaşım önerilmektedir, “Tüm bu problemlere rağmen, gençler daha fazla şey öğrenmelerini
sağlayacak ve konulara karşı heyecan duyabilecekleri pek çok BT yaklaşımı bulunduğunu
belirtmişlerdir. Bu yaklaşımlar öncü öğretmenler, okul ve öğretmenlerle birlikte çalışan
şirketler ve bilgisayar kulüpleri gibi yaygın eğitim birimleri tarafından test edilmiştir.
Gençlerin ilgisini başlangıç noktası olarak kullanmak ve bunun teknoloji ile yaratıcı
bir hale dönüşmesini sağlamak çok büyük bir önem taşımaktadır. Aşağıda belirtilen faaliyetler
dikkate alınmalıdır:
20
- BT‟yi diğer konuların içine yerleştirmek: BT‟nin diğer konular ile birleştirilmesi
oldukça etkili ve motive edicidir. Bunun başarılı bir örneği, öğrencilerin BT araçlarına
dayanan uluslararası projeler ile bir araya geldikleri ve öğretmen ve öğrenciler ile Avrupa‟nın
en geniş çevimiçi birliği olan eTwinning çalışmasıdır. Çalışma konusu genellikle yabancı
dillerdir ve BT öğrencilerin diğer ülkelerdeki öğrenciler ile iletişim halinde olmasına olanak
sağlar. Öğrenciler, ortak projelerinin bir parçası olarak video konferans, web sayfası yaratma,
çokluortam sunuları ve bloglama gibi e-becerileri de kazanmaktadırlar.
- BT‟e dengeli bir bakış açısı ile bakmak: BT öğretirken, özellikle de güvenlik
konusunda sadece olumsuzluklara odaklanmamak çok önemlidir. BT araçlarının riskleri,
kullanım hakları ve sorumluluk konularının da altını çizmek kaydı ile birçok gencin BT‟yi
faydalı bir şekilde kullandığını kabul etmek önemli bir noktadır.
- BT ile gayrı resmi bir şekilde ilgilenilmesini sağlamak: kulüpler, yarışmalar ve
benzer gayrı resmi faaliyetler oldukça motive edicidir. Gençlerin, oyunlar geliştirmek veya
küresel sorunlara (örn. Çevresel konulara ilişkin) teknik çözümler bulmak için yarıştıkları
Microsoft Tasarım Kupası buna özgün bir örnek olurken pek çok bilgisayar ve robot
klüplerini de unutmamak gerekir.
- BT mesleklerine ilişkin daha gerçekçi görüşler elde edilmesini ve bu alanda örnek
olabilecek insanlara ulaşılmasını sağlamak: örnek insanlar ile karşılaşan öğrencilerin
karşılaşmayanlara göre BT konusunda daha olumlu eğilimleri vardır. Kızların işe girdiği ve
çalışma günü boyunca profesyonelleri izledikleri iş yerlerindeki Cisco işbaşı eğitim programı
gibi programların olumlu bir etkisi olmaktadır. Benzer yaklaşımlar erkekler için de
yapılmaktadır ancak burada esas olan kızların kendilerine olan güvenlerini sağlamaktır.
Yukarıda sözedilen yaklaşımların pek çoğu BT endüstrisi ve kamu kesimi
arasınadaki birliğe dayandığı kadar BT derneklerinin pan-Avrupa grubu, DIGITALEUROPE,
gibi temel ağlara da dayanmaktadır. Aslında, bu sektör özellikle de teknolojik değişimin
hızını sorgulamaya duyarlı olduğu için eğitim sistemi bu birlikler olmaksızın bu konuyu
hedefleyemez. Avrupa e-Beceriler Haftası ve Avrupa e-Beceriler Birliği gibi tüm BT
alanlarından bireyleri olan girişimler, Avrupa‟da geniş ölçekli bir etkileri olması nedeniyle
vazgeçilmezdir.
Avrupa Sanayicileri Yuvarlak Masası ve Avrupa Okulağı, birleşmiş şirketler, uzun
vadeli diyalog ve uygulamalar stratejisinde yer alan ulusal ve Avrupa otoriteleri tarafından
önerilen Avrupa Koordinasyon Kurulu‟na benzer bir şekilde, BT ile ilgili konular da
matematik, fen ve teknoloji alanlarına genel ilginin artırılması için uygulanacak kapsamlı
stratejilerin bir parçası olarak ele alınmalıdır. Bu uzun vadeli ve çok paydaşlı ortaklık, BT ile
başarılı bir şekilde ilgilenen gençlerin ve Avrupa‟nın gelecekteki güçlü ve uyumlu
görüntüsünün bir parçası olarak ekonomik başarısının garantisi için temel niteliğindedir.”
Yükseköğretimde Eylem Zamanı
Dr Bruno Lanvin sorunun boyutunu belirtmiştir, “ Avrupa e-becerilere göre,
yükseköğretim yapılandırılması gereken merkezi bir bileşendir. Bu mimari ve yapısal çaba,
yükseköğretimin güçlü bir iş-eğitim ortaklığının etrafındaki tüm önemli paydaşlar ile
bağlantılı olması ve onları da kapsaması durumunda başarıya ulaşacaktır.”
Dr Bruno Levin üniversiteler, iş çevresi, hükümetler ve vatandaşlar dâhil olmak
üzere tüm önemli paydaşların eylemlerine gereksinim duyan, ileriye yönelik bir yol da
göstermektedir:
21
- “Sadece becerileri değil e-yeterlikleri de oluşturacak yeni eğitim programları
geliştirmek.
- Hayatboyu öğrenmeyi özendirici hale getirmek ve performans ölçümünde de temel
olmasını sağlamak.
- İş dünyasını ve akademik çevreyi, işletmelerin kısa vadeli işlerine ve eğitim
enstitülerinin uzun vadeli amaçlarına gereken ilgiyi göstermelerini sağlayarak işbirliğine
teşvik etmek.
- Yeni eğitim programlarını hem kararlı hem de esnek tutarak, programlarla ilgili
hayata ilişkin beklentileri artırmak.
- Yeni eğitim programlarının ilgli olduğu konularla da inandırıcı bir tanıma sahip
olmasını sağlamak: ileri düzey bilgi araçları ile hazırlanmış raporları kullanmak.
- Dünyadan en iyi uygulamalar ve deneyimler de alınarak, yukarıda söz edilenlerinin
tamamının sanayilerarası bir gerçeğe, Avrupa çapında ortak çalışmaya dönüşmesini
sağlamak.”
Dr Bruno Lanvin‟in ulaştığı sonuca göre “Avrupa‟nın geleceği yeniliklerle
yoğunlaştırılmış olacaktır. Bunun başarılabilmesi için, Avrupa‟nın e-beceriler ile ilgili
eksiklikleri belirgin, yaratıcı ve istekli bir şekilde ele alması gerekmektedir. Yükseköğretim
başlamak için doğru yerdir, çünkü sadece Avrupa‟nın ihtiyacı olan beyinlerin değil aynı
zamanda Avrupa‟nın hak ettiği fikirlerin de yaratılması için doğru bir ortamdır .”
Avrupa‟daki eğitim konusunda politika belirleyen makamlar için en önemli karar;
yükseköğretime iş çevresinin ve toplumun kısa vadeli ihtiyaçları doğrultusunda odaklanmak
mı gerektiği, yoksa bunu daha geniş bir bakış açısı ve eğitimin yaşamsal döngüsünde
başlangıç olarak mı ele almak gerektiğidir.
Açıkçası her ikisi de gerekmektedir. Fakat eğer iki tavşan kovalıyorsanız ikisini
birden yakalamanız mümkün değildir.
22
3. BÖLÜM: YETENEĞĠN ORTAYA ÇIKARILMASI
Durum
e-Yetenek küresel olarak yetersizdir. Bu yetersizlik zaman içerisinde aşırı derecede
artacaktır. Avrupa‟nın şu anda bu alandan uzak olan insan sayısında 300 milyonun üzerinde
fazladan insana ulaştığını varsayalım, sadece düşük bir yatırım ve doğru yapılmış bir panAvrupa politikası bu yetersizliği çözmek için ileriye bir adım atabilecek midir?
Bu insanlar aşağıda belirtilmektedir:
•Kadınlar
•Yaşlılar
•Engelli insanlar
•Dijital ortamdan uzak insanlar
BT’de Kadınların yer almaması
MEP (Makine - elektrik mühendisi) Edit Herczog‟a göre “bilim ve araştırma
alanlarında kadınların yer almaması kısa bir süredir bir gerçek olarak görülmektedir. Bu sorun
ile ilgilenen ve acilen bu konuda çalışmalar başlaması gerektiğini düşünen insanların sayısı
her geçen dakika artmaktadır. Bu durumun aciliyeti kadar, ilgili (ya da daha özel) diğer bir
konu ise büyük bir oranda ihmal edilmiştir. BT alanında kadınların yer almaması çok dikkat
çekmemiştir. Bu özel konuda AB‟ne uygun yazın ve araştırma oldukça azdır.
AB ve Barroso, 2003 yılı itibariyle %100 geniş bant (broadband) kapsamını
hedefleyen girişimleri de içerecek şekilde dijital gündemin önemine vurguda bulunmuştur. Bu
çok yararlı ve önemlidir ancak, unutmamalıyız ki donanımın altyapısını oluşturmak kolay
ama pahallı bir iştir. 500 milyon Avrupalının yarısı bundan faydalanamıyorsa, geniş ölçekli
düşünüldüğünde bu sosyal bir haksızlık olduğu kadar aynı zamanda cinsiyet ve yaş
orantısızlığı anlamına da gelmektedir. Politika yapıcılar olarak bu sorunu çözmek için her
türlü önlemi almamız gerekmektedir.”
Tolumdan Kopukluk
Avrupa Telemerkez Sevk ve İdere Komitesi Eşbaşkanı Gabi Barna, dijital ortamın
dışında kalma durumu için de benzer bir söylemde bulunmuştur “Dijital ortamın içinde yer
almak hepimizi etkileyen önemli bir konudur. Hepimizin çevresinde bilgi toplumuna bağlı
olmadan yaşayan birileri vardır. Bu „hayatı tehdit etmediği‟ ve kişilerin hayatında dikkati
çekecek olumsuz bir etkisi olmadığı için bu durumu kabullenmiş görünüyoruz. Bu insanlar,
bağlantısız olmaktan mutlu ve teknolojinin onlara sağladıkları olmaksızın, modern hayattan
bağımsız olmanın tadını çıkarıyor olabilirler. Günümüzün bilgi tabanlı toplumunda dijital
teknolojiler ekonomik ve sosyal gelişim için bir geçiş kapısı olarak sunulmaktadır. Genişleyen
Avrupa‟da dijital ortam dışında yaşayan, yaklaşık olarak 300 milyon insan bulunmaktadır.
Bu konuya ilişkin etkin bir harekette bulunmadaki başarısızlık, bu problemi ciddiye
almaktaki ihmaldir. Günümüzün bilgi ekonomisinde yeni teknolojilere ulaşmayan ve bunları
kullanacak becerileri olmayan insanlar, fırsatlar dünyasının dışında kalma riski ile karşı
karşıyadır. Avrupa‟da vatandaşların yaklaşık olarak yarısının günlük yaşantılarında,
kendilerine güvenli bir şekilde yeni teknolojileri kullanmak için gerekli becerilere sahip
olmadığı tahmin edilmektedir.”
23
Cinsiyet ile ilgili Sorunlar
Öncelikle kadınların karşılaştıkları engellere odaklanmak gerekmektedir. Edit
Herczog‟un belirttiğine göre: “Mevcut web-kullanım becerileri söz konusu olduğunda
kadınlar ve erkekler arasında çok kayda değer bir fark yoktur. Internet bağlantılı servislerin
kullanımına ilişkin bir test yapılsa her iki cinsiyet de temel olarak benzer bir performans
gösterir.
Ancak, kadınların kendilerini bu alanlardaki beceri düzeylerini düşük görmeleri gibi,
cinsiyetin etkileri kişilerin kendi beceri düzeylerini algıları ile ilgili olarak anlam
kazanmaktadır. Erkekler bu alanlardaki becerilerini abartırken kadınlar kendilerini
küçümsemektedirler- bu da onların bu alanlara yönelik davranışını etkilemekte ve bu ağlar
sayesinde sunulan pek çok servisten faydalanmaları konusunda cesaretlerini kırmaktadır.
Teknoloji ve bilim ile ilgili alanların erkeklerin egemenliği altında olduğuna dair genel kanı
kadar bu da şu anda mevcut olan ve bugün yüz yüze olduğumuz duruma neden olan pek çok
klişe için temel oluşturmaktadır. BT endüstrisi, ekonomi ve sosyal denge bu konudan
etkilenmektedir fakat bana göre emek piyasasına katılımları da dâhil olmak üzere, kişilerin
mahrum bırakıldığı fırsatlara odaklanmamız gerekir.
Kadınlar SMEs ( Küçük ve orta ölçekli işletmelerin) liderliğinde ve girişimcilikleri
ile ilgili olarak yeteri kadar temsil edilmemişlerdir. Bu gerçekler ile e-becerilerden faydalanan
kadınların yüzdesi arasında çaprazlama bir karşılaştırma yapıldığında bu problemin ne kadar
önemli olduğu netleşecektir: Uygulamada kurucusu kadın olan BT–amaçlı küçük işletmeler
yoktur. Politika yapıcıların görevi herbir olayı ele almaktır.”
Doğru Hedefler
Bu, dışlanma konusundan daha çok bir motivasyon konusu olarak ele alınabilir mi?
Edit Herczog bunu şu şekilde açıklamıştır: “Kızlar sosyal iletişim ağları, bloglama(günlük
tutma), yaratıcı faaliyetler ve daha da sıklıkla çevrimiçi oyunlar gibi Web 2.0 hizmetlerini
kullanmaktadırlar.
Araştırmalar kızların en az %50‟sinin BT ile ilgilendiğini göstermektedir, fakat bu
ilginin her zaman mesleki konulara yönlendirildiği söylenemez. 5 kız öğrenciden sadece 2‟si
bu konular ile daha önceden ilgilenip yükseköğretimde ilgili alanlarda ders almaktadırlar.
Erkeklerin BT işleri için daha uygun olduğu, kadınların ise hangi mesleği seçecekleri, BT
işlerinin hangi çalışmaları gerektirdiği konusunda henüz belirsizlik içerisinde olduklarına
ilişkin görüş devam etmektedir.
Bu alanda çalışan kişilerin yaptıkları tanım ve kızların( ebeveynleri ve öğretmenleri
de dâhil) bu konu hakkındaki düşünceleri arasında önemli farklılıklar vardır. Kızlar BT ile
ilgili işlerin, özgürlükleri ve bağımsız çalışma umudu olmaksızın, aydınlatması yetersiz bir
bodrum katında program kodlarına bakmak olduğunu düşünmektedirler. Öte yandan seyahat
etme, insanlarla iletişim içerisinde olma, onlara yardım etme ve bazı yönlerden dünyanın
gelişimine katkıda bulunma gibi mesleki fırsatları da istemektedirler. BT çalışanları işlerinin
en iyi yanının müşterilerle yaptıkları toplantılar ve insanlara yardım etme olduğunu
belirtmişlerdir. Buradan çıkarılacak sonuç, koordinatörler olarak faaliyete geçmek ve tecrübeli
çalışanlar ile gençleri biraraya getirmektir. İhtiyaç duyacakları tam ve doğru bilgi gençlere
sağlanmalıdır. Politika yapanlar ve özel sektör elele çalışmalıdır, ancak bu şekilde gençler
sağlam kararlar alabilirler.”
24
Beklenenden DüĢük Performans Gösteren Ebeveynler ve Öğretmenler
Edit Herczog ebeveynlere ve öğretmenlere sürpriz suçlamalarda bulunmaktadır.
Bunu da şu şekilde açıklar: “Ebeveyn ve öğretmenlerin BT konusundaki görüşleri
öğrencilerden daha kötü değilse bile benzer niteliktedir. Kızların pek çoğu mesleki yollarını
seçerken onlara destek olacak ya da olmayacak kadın akrabaları ve öğretmenleri gibi örnek
alabilecekleri insanlara bakarlar. Bu diğer kuşakları ve yaş gruplarını da kapsayan politikalar
üzerine çalışmak için iyi bir bağlantı noktasıdır fakat bu özellikli durumda ihtiyaç duyulan ebeceriler yerine, teknolojiye ve bu sektöre karşı geliştirilecek olumlu tutum ve ilgidir.”
Kadınlar yanlış bilginin ve yetenekli insanlar için çekici bir hale gelme çabası
olmayan endüstrinin kurbanı olarak görülmektedir.
e- YaĢlı
Yaşlılar konusunda Edit Herczog dijital göçmenlerden yani web-olanağı olmayan bir
dünyada doğan insanlardan söz etmektedir. Bu konuda şunları vurgular :“BT yetişkin insanlar
ve yaşlılar namı diğer dijital göçmenler arasında genellikle mistik bir konu gibi algılanır.
Bunun sadece bilgi alışverişi yapmak için kullanılan radyo veya televizyondan çok da farklı
bir araç olmadığını anlatmak için destek programları ve çalışmalar devam ettirilmelidir.
Temel fark bunun insanlık tarihinde önceden mevcut olan herşeyden daha hızlı ve zengin
olduğudur. Her yaş grubu için fırsatlar barındırmaktadır: haberleri okumak, yemek tariflerine
bakmak veya tiyatro için bilet rezervasyonu yapmak gibi sıradan işlerin yanı sıra sevdiğiniz
insanlarla iletişim kurmak, fotoğrafları paylaşmak veya aile toplantıları düzenlemek gibi işleri
birkaç dakikada yapmanıza olanak verir.
Karşı karşıya olduğumuz direnci şimdi anlıyorum :“Tüm hayatımı bu ıvır zıvır
fantaziler olmadan yaşadım, onları şimdi neden kullanmak zorunda olayım ki ?” tipik bir
cümledir. Ve açık olmak gerekir ki tüm anneannelerin kendilerine ait bir blogları ve Facebook
profilleri olduğunu hayal bile edemeyiz. Geçmişte insanlar neden tekerlek kullanmaya
başlamaları gerektiğini sormamışlardır ( o zamanlar da şüpheci insanlar olmasına karşın)
ancak tam şu an “bunu neden kullanmıyoruz” sorusunu sormaları gerekir. Hayatlarının daha
iyi olmasını sağlayabilecek ise neden insanlar bunu kullanmasınlar? İnsanların BT ve ebeceriler hakkındaki düşüncelerini değiştirmeyi başarabilirsek bunun sonucunda elde
edebileceğimiz kazançlara ilişkin hiçbir şüphemiz olamaz.
Telemerkezler
Ümit verici biçimde, çözüm açıktır. Gabi Barna şunları ekliyor: “Bu grup ve
topluluklar için, yaygın eğitim modelleri çoğu kez çözüm olur. Son birkaç yılda BT tabanlı
Kamu Telemerkezleri, kişisel gelişime, aktif vatandaşlığa, sosyal katılıma ve -artan ekonomik
durgunluk nedeniyle- istihdam edilebilirliğe eğitim ve rehberlik aracılığıyla katkıda bulunarak
dezavantajlı hedef grupların dijital okuryazarlığı/yetişkin eğitimi için Avrupa ile bir bağlantı
oluşturmaktadır. Serbestlik, açıklık, yakınlık, resmi olmayan öğrenme ve ağ oluşturma
fırsatları gibi özellikler telemerkezleri cazip hâle getirmektedir. Bunlar, vatandaşların dijital
katılımının desteklelenmesindeki gerçek potansiyellerini şimdi göstermiş olurlar. Böylece
sosyal katılıma anlamlı bir katkı sağlanır.”
Gabi Barna‟nın mesajını desteklemek için istihdam edilebilirlik ciddi bir temeldir.
İstihdam edilebilirliğe talip olmak için gerekli temel beceriler gittikçe artan bir şekilde ebecerileri kapsayacaktır. Eğer bu göz ardı edilirse, zamanla artan dijital altsınıf, topluma kalıcı
hasar verir.
25
Gabi Barna telemerkezlerle ilgili ayrıntıları şöyle vermektedir: “Yerel telemerkezler,
örgün öğrenme yoluyla ulaşılması zor olan kişilere erişim, beceri eğitimi ve beceri sertifikası
sağlar. Telemerkezler genellikle halk kütüphanelerinde, okullarda ve sosyal merkezlerde
bulunmaktadır ve sıklıkla da gönüllüler ve sosyal kuruluşlar tarafından işletilmektedir.
Telemerkez (Sosyal Teknoloji ve Öğrenme Merkezi, e-merkez, i-merkez, BT Eğitim Merkezi
olarak da adlandırılır); insanlara bilgiyi edinme, üretme, öğrenme ve birbirleriyle iletişim
kurma olanağı sunan; bilgisayar, internet ve diğer dijital teknolojilere erişim sağlayan halka
açık yer olarak tanımlanabilir. Buralarda insanlar, daha iyi iş imkânları bulmak, topluma
anlamlı katılım sağlamak için gerekli 21. yüzyıl dijital becerilerini edinirler ve böylece
yaşantılarını iyileştirir ve değiştirirler.
Avrupa‟da 250 000‟den fazla çalışanı ve 100 000 gönüllüsüyle tahmini 100 000
telemerkez vardır. Ortalama kullanım sayıları bu telemerkezlerin, Avrupa‟nın tamamında
yılda en az 25 milyon dijital ortamdan uzak vatandaşla doğrudan çalıştığını ortaya
koymaktadır.”
Telemerkezler seçkin yerler olarak algılanmaktadır ve duyduğumuz kadarıyla da
olgunlaşmış bir kavramdır. Bununla birlikte Avrupanın tamamının uyumlu hâle getirilmesi
için ulusal girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu göz önünde bulundurularak TelemerkezAvrupa teşekkül etmiştir. Telemerkez-Avrupa, ulusal girişimleri koordine etme konusunda
önemli bir role sahiptir. Çabalarını koordine eden ulusların hükümetlerinden aldıkları
kaynakları kullanmada daha başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Telemerkez-Avrupa, uluslar
arasında bilgi-paylaşımı için aracılık yapma görevine de sahiptir. Böylece, Avrupa‟nın bir
bütün olarak BT ihtiyaçlarına cevap verme olanağı sağlanır.
Eylem Zamanı
Peki, hangi faaliyet gereklidir? Bu konuda Gabi Barna‟nın görüşleri şöyledir:
“Dezavantajlı olanların yeni teknolojiyi kullanma ve ondan yararlanma düzeylerini artırmaya
yönelik olarak Avrupa çapında yüzbinlerce „dijital güçlendirme çalışanı‟ vardır. TelemerkezAvrupa, oynadığı rolün formal olarak başlı başına bir uzmanlık alanı olduğuna inanır. Aynı
zamanda, bu uygulayıcılar için bir mesleki dernek temin etmenin ve uygun nitelik
geliştirmenin en iyisi olacağına da inanır.
Bayanlar ve baylara dönerek Edit Herczog şöyle öneride bulundu: “ Şuna ihtiyacımız
var:

Kadınların e-becerileri açısından kabiliyetli olduğunu ve en alt sınırda olmadıklarını
gösteren programlar düzenlemek.

Gençleri, onların ailelerini, öğretmenlerini ve hatta kariyer danışmanlarını akademik
ve kariyer seçenekleri hakkında BT sektörü çalışanları tarafından birinci elden, doğru
bilgi ile eğitmek. Endüstri ile yakın işbirliği gereklidir. Bir defalık toplantılar fark
yaratmayacaktır. Farkındalığı arttırmak ve meselenin tamamını kapsamak için sürekli
kampanyalar yapmaya ihtiyacımız vardır.

E-becerileri yabancı dil çalışmaları gibi diğer derslere dâhil etmek ve BT ile ilgili
değişim programları oluşturmak. Aynı zamanda, gerektiğinde, kız çocuklarına cazip
gelen konulara odaklanmak ve e-yeterliliği teşvik etmek için üye ülkelerle ortak bir
çaba gerekmektedir. Bu konulara grafik tasarım ya da multimedya gibi yaratıcı
26
uğraşılar veya toplumun kapsamlı ihtiyaçlarına (green IT) hizmet edecek BT rolünün
gösterimi örnek olarak verilebilir.

Tartışmayı ilerletmek ve farkındalığı artırmak için web 2.0 sosyal teknolojileri
kullanmak. Bununla bağlantılı olarak servis sağlayıcıları ileti sistemlerini hem kadın
hem de yaşlı kullanıcılara hitap etmek için değiştirme ihtiyacı duyacaktır.
Telemerkez kavramının göreceli olarak olgun ve etkili bir kavram olduğunu öğrenmek
heyecan vermektedir. Eğer Avrupa dijital dışlanmayı doğrudan ele alacaksa TelemerkezAvrupa, ihtiyacı olan desteği verecektir. Kadın ve yaşlı e-katılım konularını adresleme bir
taraftan anlaşılır görünmektedir. Alt yapı yatırımı gerekmemektedir ve zorluğun üstesinden
gelebilmek için bir uzmanlık alanı tahsis etmeye ihtiyaç yoktur. Bununla birlikte, hem
kadınlar hem de yaşlılar için geçerli olan tutumlar toplumumuzun fabrikasında dokunur, yani
kültürel devrimi gerektirir. Bunda da hepimizin rolü vardır.
27
4. BÖLÜM: YETENEĞĠN KULLANILMASI
Durum
Londra Ekonomi Okulu‟nda teknoloji yönetimi alanında okutman olan Dr. Jonathan
Liebenau şöyle söylüyor: “Kalifiye çalışanların etkili kullanımı sürekli bir yönetim sorunudur.
Bunları çalıştırmak pahalıdır, genellikle belirli bir şirket ortamına uyum sağlamak için eğitim
ve ilgi gerektirir ve çalışmaları hiyerarşik yapılarda uyum sağlamadığında kurumsal sorunlar
yaratır. Yine de hemen hemen her iş e-becerileri kullanmayı gerektirir; firmaların çoğu
rekabet etmek ve etkili işleyişleri garantilemek için yüksek düzey yeterlilikleri kullanabilme
beklentisi içindedir.”
Verimlilik Konuları
Liebenau şöyle uyarıyor: “İşyerindeki becerilere olan ihtiyacın ileri düzeyde
farkındalığına rağmen Avrupa‟da bunların kapasitelerinin verimlilik bakımından
olabildiğinden daha az etkili biçimde kullanılmakta olduğuna dair birtakım göstergeler vardır.
Bunlardan bazıları şu yönden dolaylı kanıtlardır: Diğer ülkelerde bulunan e-beceriler için
ayrılan ödenek farklılıkları, Avrupada açıklandığı gibi değildir. Piyasada bu becerilerin
azlığına ilişkin iddialara rağmen bunlar sunulan standart teşvikler değildir.
Doğrudan kanıtlar daha fazla inandırıcıdır. Çünkü Avrupadaki ABD kökenli firmaların
verimliliği, bilgi teknolojisinden kaynaklanan üretimsel kazançın elde edilmesinde yerel
rakiplerine göre daha başarılıdır. Bu bulgu tüm firmalar için geçerli olduğunda işgücünün
yerel kaynaklı olup olmamasına bakılmaksızın açık ifade şudur: Fark, kurumsal ve kısmen
yönetimsel uygulamalar ve becerilerle açıklanabilir.
Dr. Jonathan zemini şöyle hazırlıyor: “Avrupa‟daki büyük şirketler yeni işe aldıkları
görevliler için artan e-beceri ihtiyacını bildiriyorlar. Küçük işyerleri sıklıkla orta vadeli
ihtiyaçlarına ilgisiz kalırken pek çok araştırma BT‟nin etkin kullanımından fayda sağlandığını
göstermiştir. Kamu sekörünün neredeyse her alanı da şimdi e-becerileri talep ediyor. Avrupa
ortak fonunun Avrupa Birliği‟nin başlıca sosyal ve ekonomik önceliklerini karşılamada
yetersiz olduğuna dair genel bir algı vardır. Yöneticiler, kamu personel müdürleri ve piyasa
araştırmacıları, tüm sektörlerden firmaların %41-50‟sinin BT uzman personelini düzenli
olarak aldığını söylemesiyle ve bu mevkilerin „doldurulması zor‟ boşluklar olduğunun
imasıyla yaklaşan e-beceri eksikliğine dikkati çekiyorlar.”
Dr. Jonathan Liebenau bu artan açığın iki basit etkisi olduğunun altını çiziyor:
“mesleki eğitimi teşvik etmek (ya da işgücünü göç ya da dış kaynaklarla desteklemek) ve
eğitimli ya da eğitilebilir personel kullanımını arttırmak. Şimdiye kadarki neredeyse tüm
odaklanma, geniş deneysel araştırmalarla ve özellikle de OECD ve Avrupa E-beceri Forumu
tarafından desteklen Avrupa‟daki e-becerisi olan çalışanların piyasası üzerine olmuştur.”
Kısacası, Avrupa‟nın bugünkü odağı yetenek havuzunun büyümesi üzerinedir. Dr.
Jonathan Liebenau kuvvetli bir şekilde bu yetenği kullanmakla ilgili olarak daha fazlasının
gerekli olduğu görüşünü savunmaktadır. Bu önemli bir açıklamadır.
28
Yetersiz Yönetim
Araştırma literatüründe işyerinde e-becerilerin etkin kullanımına ilişkin sorunların bazı
belirtileri vardır. Bunlardan bazılarının, e-beceriye sahip çalışanlar tarafından yapılan işlerde
üstlenilen bazı görev çeşitleri hakkındaki tarama verilerinde gizli olduğu aşikârdır. Bunların
bazıları ise çok yüksek ücret beklentisi olan müstakbel çalışanlar hakkındaki fazla sayıda
şikâyetten anlaşılmaktadır (AB‟de ABD‟dekinden daha fazla sorun teşkil etmektedir.).
Çalışanların kendi kendine öğrenme yaygınlığı ve evde eğitim boyutunun göstergesi algılanan
ihtiyaçları da göstermektedir. Bu ihtiyaçlar eğitim enstitülerinin ve eğitim kuruluşlarının
normal faaliyet alanlarından daha öteye uzanır.
Londra Ekonomi Okulu‟nun (LEO) Ekonomik Performans Merkezi‟nde yapılan son
ekonometrik araştırma, yönetimsel uygulamaların BT kullanımı bakımından önemli derecede
farklı olduğunu göstermiştir. Avrupa firmaları, tamamen aynı piyasadaki ABD‟li rakiplerine
göre daha kötü performans ortaya koymuşlardır.
Bu firmalar çoğunlukla aynı teknolojiyi (özdeş teknoloji) kullanırlar ve işgücünü aynı
havuzdan sağlarlar. Bunlar, çok sayıda firmadan açık oturumla sağlanan verileri kullanan,
birleştirilmiş çalışmalar olduğundan korelasyon yüksek düzeyde anlamlıdır ancak bu
farklılığın açıklaması muğlaktır. Oysa LEO‟nun uzay gemileri üretim sanayindeki hem küçük
hem de büyük firmaların yönetimsel uygulamaları ile ilgili en son araştırması bize daha iyi bir
gösterge sağlar. Bu uygulamalar bizim e-becerilere sahip çalışanların nasıl yönetileceğini
anlayabilmemiz açısından yardımcı olur. Örneğin, ABD‟de hem yüksek, hem orta düzey ebeceri kullanıcıları için ücret ve diğer teşviklerin önemli olduğunu görebiliriz ve rutin olarak
üstlenilen görev türlerinin bu becerilerden daha iyi yararlanılmasını sağlayacağını
varsayabiliriz.”
Bu tamamen akla yatkındır. Avrupa‟nın e-beceri zorlukları hem nicel hem de niteldir.
Bu açıklama, tam olarak Avrupa‟nın değerler zincirinde şimdiye kadar bilinmeyen bir
kırılmayı açığa çıkarmaktadır. Dr. Jonathan Liebenau ilgili bazı yönetimsel içgörüler
sağlamıştır.
“Her şeyden önce iyi yönetim uygulamaları her ülkede bulunabilir ama en iyi
performans gösteren ülkeler, çok küçük bir oranda kötü yönetilen firmaya sahiptir. Kötü
yönetilen firmaların büyük bir oranına sahip bu ülkelerde yönetimin kalitesinin çok fazla
öncelikli olmadığı genel algısı vardır. Yönetim uygulamalarını geliştirmek, yüksek
performansla ilişkilidir ve işgücündeki mevcut beceri düzeyinden bağımsızdır.
Bu sorunun bir özelliği, yöneticilerin kurumlarının yönetim kalitesi ile ilgili benlik
algılarının, bu niteliklerin bağımsız skorlarıyla yakından ilişkili olmamasıdır. Başka bir
deyişle yöneticiler arasında çarpıcı bir şekilde kendinin farkında olmama durumu vardır. Bu
da kendi yöneticilik uygulamalarını, kendi sektörlerinde bile diğer firmalarla kıyaslamaya
kalkışmadıklarının göstergesidir. Ekonomideki tüm beceri düzeylerinin geliştirilmesi
ihtiyacına rağmen özellikle Birleşik Krallık, Yunanistan ve Portekiz gibi düşük beceri
seviyelerine sahip AB ülkelerinde en önemli fark BT‟nin kullanılış yöntemidir. Ücret
düzeyleri ve verimlilik, bilgisayarların işyerinde sadece bulunması ya da çalışanların temel
beceri düzeylerinden çok, kullanılan iş başındaki bir bilgisayarın çıkardığı iş sayısı ile
doğrudan ilişkilidir.”
29
Böylece, Avrupa‟nın e-beceri zorluklarının e-beceri yönetimindeki zorluklar olduğu
ortaya çıkmıştır. Belki bizim odak noktamız BT yeteneğinden uzak olmalıdır ve okul
yönetimine doğru yaklaşmalıdır. Karar alıcılar, kaynakların yanlış dağılımını önlemek için
bunun üzerine düşünüp taşınmalıdır.
Yenilik Yönetime Ġhtiyaç Duyar
Bu yönetim zorluğu, iş süreçleri içine yeniliğin katılmasının kültürel etkisiyle
şiddetlenir. Bu konuyu Dr. Jonathan Liebenau şöyle detaylandırıyor: “Beceriler bireylerde
hâlihazırda mevcut olmalarına rağmen işle ilgili görevlerin uygulamasında anlam kazanır.
Aslında metalaştırılmış bilgi kullanımı ile bağlantılı olan rutin konular bir yana, yenilik
faaliyetleri alışılagelmiştir, BT kullanımında yaygındır ve birey tarafından olduğu kadar
kurum tarafından da esneklik gerektirir.
Çok saygıdeğer ekonomi analistleri ve BT yöneticileri grubu şunları ortaya
koymuşlardır: “Firmalar, basitçe bilgisayarları ve telekomünikasyon araçlarını devreye sokup
hizmet kalitesi ve verimlilik kazancı sağlamamışlardır. Bunun yerine, zor ve uzun bir süreç
olan ortak icat sürecinden geçmişlerdir. BT satıcıları sadece teknolojiler icat ederler ve
bunların uygulanmasına izin verirler; BT kullanıcıları uygulamaları ortak icat yoluyla
bulmalıdır. Ortak icat, tüm icatlar gibi süreç ve ürün ögelerinden oluşur. Ortak icatın süreç
tarafından bakıldığında, BT‟nin etkili kullanımının çoğu kez kurumlarda değişikliklere yol
açtığı görülür.”
Ġyi Yetenek Ġyi Kurumlar Ġster
Açıktır ki en iyi yetenekler en iyi kurumları ister. Dr. Jonathan Liebenau‟nun ortaya
koyduğu gibi: “Bireyin beceri kazanma ihtiyacı hissettiği teşvik, aynı zamanda bu becerileri
önemseyen esnek kurum tiplerinde çalışma fırsatları işlevini de görür. Kurum kapasitesi ve
bireylerin teşviki arasındaki bu ilişki ölçülebilen çok yüzeysel bir duruma dayanır: beceriye
sahip kişilerin ve uygulamaları kiralayan firmaların sayısına. Bu, şu anlama gelir: kişiler
sadece, böyle bir kurumda makul çalışma beklentisine sahiplerse, daha uygun ve daha üst
düzey beceriler kazanmayı ummazlar, aynı zamanda bu becerileri daha iyi kullanabilen
firmalar da yenilikçi çalışma için daha yüksek ücret ve daha iyi teşvikler sunabilmelidir. Bu,
karşılaştırmalı ücret düzeylerinden elde edilen verilerle açıkça ortaya çıkmıştır.
Küreselliği gitgide artan piyasada Avrupalı e-yetenek, en fazla fırsatlar sağlayan
kurumları izleyecektir. Asıl tehlike bu fırsatların Avrupa sınırları dışına hızla uzanmakta
olmasıdır. Bu nedenle Avrupa e-beceri geliştirme süreçlerini düzelttikçe, yüksek önemdeki
yenilik için bölgesel merkez olmaktansa e-becerilerin kesintisiz ihracatçısı olacaktır. Bu
başarısız bir sonuçtur ancak gerçekçi olandır.
Eylem Zamanı
Dr. Jonathan Liebenau bize aşağıdaki gibi bir yol haritası sağlıyor:
“Teknoloji yönetimine ve iyi genel yöneticilik uygulamalarında ne yaptığını bilmenin
farkındalığına odaklanma ihtiyacı vardır. Yöneticilerin, bu farkındalığı kazanmak ve
bilgilerini sistematik olarak uygulamak için eğitilmesine ihtiyaç vardır ve hükümetler kötü
yönetilen firmaları daha iyi beceriler kazanmaları için özendirmelidir. Bu, iki ögeye bağlıdır:
daha fazla yönetici yüksek eğitime gereksinim duyar ve yönetim eğitimi, teknolojinin
30
özelliğiyle ve e-beceriye sahip çalşanları en iyi şekilde kullanmanın yöntemleri ile ilgili
eğitim almayı kapsar.
Beceriye sahip çalışanlar, kendilerinin kuruma bağlanmış, onun hedeflerini paylaşmış
ve uygulamalarına katılabilmiş olduğunu görmeleri sağlanarak özendirilmelidir. Pek çok kez
beceriye sahip çalışanlar etkinliklerini teknik işlevlerle sınırlandırırlar ve kabiliyetlerini
verimliliği arttıracak yenilikçi yollarla rahatça kullanma fırsatı bulamazlar.
Ücret ve tazminat, özellikle de beceriye sahip olanlar ve becerisi kıt kıdemliler
arasındaki istenmeyen ayrım genç çalışanların beceri düzeylerini arttırmaya gayret etmelernde
engel oluşturmaktadır. Firmaların karşılanmamış ödeneklerle karşılaştıkları konusundaki
ısrarına rağmen genel olarak e-beceriye sahip çalışanlar için Avrupa‟da ücret düzeylerinin
artma talebine ilişkin çok az kanıt vardır. Eğer daha fazla kişi bu becerileri kazanmaya
özendirilirse bunlar, iş koşullarının yeteri kadar iyileştiğini göremeye ihtiyaç duyacaklardır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri çok başarılı kurumlarla son derece bütünleşmiştir.
Ancak, e-beceriye sahip çalışanlar Avrupa firmalarında en cazip şirket kariyerlerinde seyrek
olarak iş yapabilirler hatta çok nadir olarak bunun için özendirilirler. Kurumun e-becerileri
kullanma yöntemlerindeki değişim bu bireylerin kariyer beklentilerinin de değilmesine yol
açar.
Hükümetler e-becerilerinin kullanımının örnek olarak gösterilmesinden, e-hükümet
fonksiyonlarının en üst nitelikte olduğundan ve ekonomideki kurumsal uygulamalarını yaygın
biçimde etkileyecek denemeler ve en iyi uygulamalara yatırım yaptıklarından emin olmak için
pek çok şey yapabilir.
İşgücü hareketliliği Avrupa Birliği‟nin uzun zamandır temelidir, oysa hem çalışan hem
de işverenler için fırsatları sınırlandıran kısıtlayıcı uygulamalar ve teamüller sürmektedir.
İşverenlerin başvuru sahiplerinin yeteneklerinin ne olduğunu en iyi bilebilmelerini sağlamaya
yönelik olarak iş piyasasında temel becerilerin kıyaslanabilir nitelikte olduğuna emin olmak
için yapılacak çok şey var. İşverenler, iş beklentilerinin ne olduğunu koordine referanslar ve iş
tanımları yoluyla tam olarak anlamaktan da faydalanırlar.
E-beceriler yoluyla verim artışı iki temel şekilde olur: yeni uygulamalara çabuk ve
ucuz olarak uyum sağlama esnekliği yoluyla ve yenilik yoluyla. Gelecekteki e-beceri
gündemi, bu yeteneklere odaklanmalıdır ve eğitimdeki, devlet hizmetindeki ve toplum bilinci
programlarındaki bu kabiliyetler için bir heyecan aşılanmalıdır.
Dr. Jonathan Liebenau bize gerçekler, öneriler ve kullanılabilir tavsiyeler sağlamıştır.
Karar alıcılar, akademisyenler, insan kaynakları uzmanları ve kurum liderleri bunlara
fazlasıyla dikkat etmeye teşvik edilmelidir.
31
5. BÖLÜM: DEĞERE YÖNELĠK BĠR BT ĠġLEVĠNE DOĞRU
Durum
BT işlevi, değerler zincirinde en önemli bağlantıdır. Bu, insanların ve teknolojinin
kullanıcılara verimli ve yenilikçi uygulama için olanak sağlayan çözümler üretmek üzere
birleştiği bir halkadır. Bu nedenle BT işlevi BT endüstrisi ve kullanıcılar arasında bir
bağlantıdır.
Sonuç olarak BT işlevinin rolü, insan ve teknoloji biçimindeki BT yatırımını eokuryazar kullanıcıların yardımıyla iş değerine çevirmektir. BT işlevine harcanacak bir avro,
iş değeri açısından bir avrodan daha fazla kazanç sağlar. Öyle midir? Yoksa onu nasıl
ölçeceğimizi bilebilir miyiz?
Genellikle, BT endüstrisi bu soruları cevaplamaya çabalar. Bu yöneticileri hayal
kırıklığına uğratır ve yönetim odası ile BT işlevi arasında güvensizlik yaratır. Birçok durumda
bu, BT işlevinin stratejik ortak yerine işletme tedarikçisi olmasına yol açar.
Hepimiz, önümüzde uzanan e-beceri sorunlarının farkındayız. Bir BT departmanı
bakış açısından bu kötü bir durumdur. Kim stratejik olarak uygun olmayan pek çok konudaki
bir işlev için çalışmak ister? Bu durum devam ederse Avrupa, BT kaynaklı iş değeri
bakımından normalin altında performans göstermeye yönelmektedir.
BT Sorun mudur?
Yenilik Değer Enstitüsü (IVI) yöneticisi Martin Curley de bunu kabul ediyor; “Bugün
Bilgi Teknolojisi, işi ve gerçekte de toplumu değiştiren en baskın güçlerden biri olarak ortaya
çıkmıştır. Gitgide artan bir şekilde Moore‟ın kanununun tüm iş çeşitlerinden ayrıldığını ve
büyük girişim ve iş fırsatları sağladığını görüyoruz. Moore‟un kanunundan türeyen
teknolojinin çok hızlı bir şekilde ilerlemesine rağmen BT‟ni yönetme ve uygulama için
kullanılan uygulamalar önemli ölçüde geri kalmış görünmektedir. „BT sorun değildir‟
algısının yaygınlaşmasına karşın pek çok firma rekabet avantajı yaratmak ve bunu sürdürmek
için artan bir şekilde BT kullanmaktadır. Oysa teknoloji karmaşıklığı, talep artışı, güvenlik,
bütçe ve yönetim zorlukları teknolojinin kullanımını ve dönüşümünü belirsiz ve riskli değer
hâline getirmektedir.”
AĢağıya Doğru Bir Spiral
YDE şöyle devam ediyor: “BT mesleği hâlihazırda Catch 22 tasarısındadır. BT
bölümleri normalin altında performans göstermektedir ve firma yönetimi yeniliğe kaynak
ayırmada isteksizdir. Aslında, düşük ödenek ayırmak bugünlerde hâkim stratejidir. CEO‟nun,
işle ilgili temel hedeflere katkıda bulunan bu iş alanlarındaki yatırımı genellikle büyüme ve
marj, ya da yeni başarılı ürün ve hizmetlerin arayışı içindedir. BT bölümleri kullanılabilir
kaynaklarını öylesine sistemi çalışır durumda tutmak için (her zaman da başarılı
olamamaktadırlar) harcamaktadırlar ki yenilik yatırımı için çok az güçleri kalmaktadır. BT bir
şekilde reaktifden proaktif hizmet sağlayıcılığına geçmediği sürece bu, BT bölümlerini hızla
kötüye götürecektir.”
32
YanlıĢ Anlama
Avrupa‟nın en iyi CIO‟ları ağı olan EuroCIO‟nun eşbaşkanı Michael Gorriz,
gelecekteki e-beceriye ilişkin BT işlevinin karşılaşılacağı sorunu vurguluyor: “Gençler arasıda
bazen BT ile uğraşanların sadece BT firmalarında çalıştıklarına ilişkin bir yanlış anlama
olmaktadır. Aslında BT çalışanlarının en az %50‟si BT endüstrisinde değil BT işlevleri içinde
son kullanıcı kuruluşlarında çalışmaktadır. Diğer bir yanlış anlama da BT‟deki bir kariyerin
teknoloji odaklı olacağıdır. Geniş anlamda baktığımızda çok çok az kişinin salt teknoloji
uzmanı olduğunu görürüz. Eğilim, teknoloji ve iş yeterliliğinin harmanlanmasına doğrudur.
Bu eğilim içinde de teknolojiye odaklanma azalmaktadır.”
BT’nin Önemi
Michael açıklamaya devam ediyor, “Büyük kuruluşlarında Bilgi Teknolojisi, aynı
zamanda Bilgi Yönetimi gittikçe artan önemde rol oynar. Bu rol dış dünyada belki de tam
anlaşılamamıştır. Büyük kuruluşların BT sistemleri bozulursa faaliyetleri duracaktır.
Sistemdeki bozulmanın sürmesi her zaman işin de bozulmasına yol açar. Büyük kuruluşlarda
paydaş kollar da depremden etkilenir.”
Michael Gorriz, bilgi sistemleri grubu başkanı olduğu Daimler‟de BT‟nin nasıl
yenilikçi bir şekilde kullanılacağına ilişkin olumlu bir tablo çizer: “Daimler bu açıdan farklı
değildir. BT tüm kurum bünyesi içinde bütünleyici bir kısımdır ve birincil ve ikincil iş
süreçlerini kapsar. Yeni bir Mercedes-Benz‟in bir metal parçası bile kullanılmadan önce
bilgisayarda milyonlarca kilometre test sürüşü yapılmıştır. Otomobillerimiz bilgisayarda
%100 üç boyutlu tasarlanmış, yapılmış ve geliştirilmiştir. Bu, çarpışma ve dayanıklılık
testlerini ve sürücü simülasyonlarını kapsar. Sadece bu simülasyonlarla yeni modelimizin
hareket tarzını belirleyebiliriz.
Üretim için de aynı süreç vardır. Tüm üretim hattı üç boyutlu olarak modellenmiştir.
Bunun sonucu olarak üretimde planlanmamış değişiklikler seyrek olur.
BT, teslim, geri dönüşüm, yedek parça yönetimi, ticaret, pazarlama, müşteri hizmetleri
ve onarım işlerini kapsar. Aslında BT iş verimliliğinin bir etmenidir. Artan sayıda müşteri
otomobillerini yapılandırmayı, fiyatlandırmayı ve test sürüşü ayarlamayı web aracılığıyla
yapar.
Bundan dolayı e-beceriler işletme verimliliği için önemlidir. BT‟nin yeni ürün ve
servislerimiz bakımından bir anahtar ayrıştırıcı olduğunu düşünürsek e-beceriler yenilik için
son derece önemlidir.
Daimler, bir iş yeniliği kolaylaştırıcısı olarak iyi bir BT örneği sunar. Car2go ile
şehirlerde bireysel taşımacılık yeniden tanımlanmıştır. İlk defa olarak şehrin herhangi bir
yerinden günün herhangi bir saati ve cazip dakikalık ücretleriyle müşteri “Smartfortwo”
kiralayabilir. Cep telefonu ya da internet aracılığıyla uygun otomobiller belirlenebilir, anında hatta tek yönlü yolculuklar için bile- kiralanabilir veya önceden rezerve edilebilir. Görsel bilgi
teknolojisi eklentili yenilikçi telematik teknolojisi tek ve basit kiralama sürecine imkân sağlar.
Yenilikçi BT çözümleri tüm mobilite kavramı ve bununla ilgili iş alanları için öncü oldu.
33
BT‟nin böyle yenilikçi kullanımıyla ilgili okumak heyecanlandırıcı ve ilham vericidir.
BT‟de bir kariyer düşünerek heyecan duymak için böyle çalışmalara daha fazla ihtiyaç
duyuyoruz.”
Son Kullanıcı ġirketlerinde E-beceriler
Daimler gibi bir BT merkezli kuruluş e-becerilere nasıl bakar? Michael Gorriz şöyle
açıklıyor: “BT ile çalışan kabaca üç kategoride insan vardır. Birincisi BT bölümü için çalışan
geleneksel olarak BT profesyönelleri olarak adlandırılanlar. Daimler örneğinde bunlar
işgücünün %2‟sini oluştururlar. Diğer kuruluşlarda daha yüksek sayılar görürüz. Örneğin malî
hizmetlerde bu sayı %10 ve daha fazladır. İkinci grup BT sistemlerini yoğun kullananlardan
oluşur ve daha geniştir. Bunlar, örneğin mühendislik, lojistik, maliye ve yönetimde
çalışanlardır. Hepsi BT‟ni mesleklerinin temel parçası olarak kullanırlar. Son grup, intranet, email ya da süreç destek ve bilişim sistemleri gibi standart BT sistemlerini kullananlardır.
Bunlar kullandıkları sistemler için özel eğitime veya genel beceriye ihtiyaç duyarlar.
BT profesyönelleri için, sistemli işgücü gelişiminin temelini oluşturacak alışılagelmiş
e-beceri tanımları Avrupa‟daki çok paydaşlı katılımla geliştirilirler. Ustalık programları
şimdilik taslak hâldedir. Ancak bu beceri modelini daha iyi yerleştirmek için firmalar ve
eğitim enstitülerinin bunu desteklemesine ihtiyaç vardır.
Ne yazık ki üç kategorinin tümünde insan eksikliği, daha kesin bir ifadeyle doğru ebeceri eksikliği gözlemliyoruz. Tabii ki bütün gençler bilgisayar oyunları oynayabiliyorlar ve
sosyal ağ iletişimi araçlarını kullanabiliyorlar. Ama pek çok genç işgücüne katıldığında
standart bir BT sistemini kullanmak zorunda kalınaca zorlukla karşılaşıyor.
Bu seviyede, terfi ve Avrupa Bilgisayar Yetkinlik Sertifikası (ECDL) ileri doğru
büyük bir adım olacaktır. Eğer herkes bu temel becerileri kazanırsa öğrenciler, kurumlar ve
bütünüyle toplum için bu çok yararlı olacaktır. Sözcük işlem ve tablolamanın ötesinde, idari iş
sistemlerinin kullanımındaki temel bilgilerin eklenmesini de göz önünde bulundurmalıyız. Bu,
profesyönelliği ve iş hereketliliğini de iyileştirmeye yardımcı olur.
BT profesyönelleri için bazı sorunlara dikkat çekmeliyiz. Sadece bilişim bilimi,
bilişim yönetimi ve ilgili çalışmalar (2015‟in ekonomik durumuna dayanarak %2-10 açık
beklenmektedir.) üzerine çalışanların eksikliği yoktur. Bilişim teknolojisine de çok az ilgi
göstermekteyiz. Tüm geleneksel konularda, özellikle yeniliğin gerektiği alanlarda profesyönel
çalışma için BT bilgisi gereklidir. Bu, eğitim enstitülerinin verdiği ve işverenin neye ihtiyacı
olduğu arasında bir uyumsuzluk olduğunu gösterir.
Üniversitelerin e-becerileri çeşitli yollardan desteklemesine rağmen öğretim
programlarının hızlı değişen BT ortamına ayak uyduracağından emin olmamız lazım. Sosyal
iletişim ağları ve bulut bilişim çok kısa sürede yaşantımızı inanılmaz derecede etkilemiştir. Ebecerileri yaşam boyu öğrenme planımıza de dâhil etmemiz gerekmektedir.
Daimler gibi büyük bir kuruluşta üniversitelerle doğrudan işbirliği yapma
üstünlüğümüz var. Çalışanlarımıza kurslar ve eğitimler de düzenleyebiliriz. Fakat bunun
yeterli olmadığına inanıyoruz. Bilgisayarı iyi bilen kullanıcılarda ya da BT profesyönellerinde
olan gerekli becerilere sahip çalışanların içinden çıkacağı topluma ihtiyacımız var.
34
Bu, sadece büyük bir firmanın gereksinimi değildir, aynı zamanda bilgi temelli
topluma doğru gidişin de önşartıdır.”
e-yeterlilik
IVI, Michael Gorriz‟in ortaya koyduğu e-beceri tanımı konusunu şöyle toparlıyor:
“Meselenin özü, BT yönetimi süreçlerinin aslında uluslararası, firmalar arası ve meslekî
düzeyde tanımlanmamış olmasıdır. BT bölümleri kendi süreçlerini, hizmetelerini sunmak için
geliştirmiştir. Belli aralıklarla CMMI (Yeterlilik Olgunluk Modeli Entegrasyonu) ve ITIL (BT
Altyapı Kütüphanesi) gibi en iyi uygulamaları kullanırlar fakat çoğunlukla yönetimlerinin ve
en iyi elemanlarının zekâsı, geçmiş deneyimleri ve cesur davranışlarına güvenirler.
Bu sürdürülebilir değildir. Endüstri olgunlaştıkça BT idarecilerinin, uzmanlarının ve
gerçek BT kullanıcılarının beklentilerine göre standartlaştırılması gerekir. Belli bir Avrupa
kapsamlı e-beceri yeterlilik çerçevesinin olmaması, hem Bilişim Teknolojisi potansiyelinin
hem de BT yetenek havuzunun büyümesi ve kullanımının etkili olmamasına yol açar. Bu tür
yeteneğin dünya çapında kısıtlı olduğunu düşünürsek Avrupa bu verimsizliğin devam
etmesini göze alamaz. Bu nedenle bir olgunluk çerçevesiyle bağlantılı yetenek çerçevesi
gereklidir. Bu, okulların, yükseköğretim kurumlarının, işverenlerin, eğitim şirketlerinin ve iş
bulma kurumlarının daha katılımcı biçimde işlemesine olanak verir.
Bunun öncelikli olduğunu söylememiz gerekir. Yeterlilikler rolleriyle birlikte iyi
tanımlanmazsa iş dünyasına daha fazla insan katıldıkça ne yapacağını bilmeme ihtimali artar.
Yenilik ve değer
Değer ve maliyet elbette iki farklı konsepttir. Oscar Wilde‟in dediği gibi “Kötümser
bir kimse her şeyin fiyatını bilen ve hiçbir şeye değer vermeyendir.” Çoğu CIO‟ların aklında
bu konuda birileri var. BT açısından maliyet üzerine odaklı ezici bir odaklanma vardır.
Ekonomi ile ilişkilendirilemez. Her zaman olduğu gibidir. BT araçlı yeniliğin faaliyete
faydalarını çözmek için odaklanmanın daha fazla değere kaymasına ihtiyaç var.
Ama BT fonksiyonunun kullanıcıdan ticari dönüştürücüye taşınabilmesinden önce eve
taşınması gerekir. IVI yorumlar, “Herhangi bir BT organizasyonun kapasitesini göstermesi,
ticari değerini vermesi ve BİT kullanması, faaliyetin genişliği kadar yenilikçi buluş inşa
etmesi için kesin uyum ve etkin verim temelini oluşturmalı. BİT‟in organizasyon içinde değer
merdivenini yükseltebilmesinden önce kabul edilen düzeyde bir hizmet sürekli alınmalıdır.
Aşağıdaki diyagram bu modeli anlatmaktadır. İşe cidden değer katması ve üst seviyede yerini
alması için BİT en yüksek seviyelerde performans ile kullanılmalıdır.
Hem BİT
profesyonelleri hem BİT daireleri IVI BİT – YYÇ (Yetenek Yönetim Çerçevesi) yoluyla
sağlanan erişilebilir bilgiden yararlanabilirler.
35
BĠT Değer Planı
ROI tahriki
Stratejik
Hazır
Altyapı
kurulması
İş değeri
sunma ortağı
İşbirliği sağlar, işlemsel
verimlilik, Bilgi mimarisi
uygulamak
Şirketi uyumlu ve güvenli tutmak, Ortak
BT hizmetleri ve altyapısı
Yetkilendirilmiş
BĠT - Yetenek Yönetim Çerçevesi
IVI bu çerçeveye ışık tutar, “BİT-YYÇ faaliyet değeri için sistematik olarak BİT
yönetmeye ve BİT ile daha karlı ve daha öngörüldüğü gibi yenilik yapmada organizasyonlara
yardım etmek amacıyla oluşturuldu. Açık bir bilgi kütlesi inşa ederek profesyonel BİT
alanındaki kilit bir boşluğu hedeflemektedir.
Açık yenilikçi bir yaklaşım kullanarak IVI, BİT organizasyonlarına ve
profesyonellerine tepkici olmaktan etkili olmaya dönmelerine yardım etmek için birleştirici
bir bilgi kütlesi inşa ediyor. Yenilik kaynağı olarak BİT kullanmayı kolaylaştırıyor ve
CIO‟nun Baş İnovasyon Yöneticisi olarak algılanabilmesini sağlıyor. IT etkin yeniliklerin
karlılığı, öngörülebilirliği ve olabilirliğini geliştirmeye yardım eder.
CIO
IVI CIO‟nun rolünü esas olarak görüyor, “Hem iş camiası hem firmaların dâhili BİT
camiası erişilmesi zor yüksek performansa katkı sağlamaya yönlendirici BİT liderliği
arıyorlar. Kabul edilen bir eğitim ve tecrübe artış yolu olmaması BT üst düzey yöneticileri
için kapasite gelişimini biraz anlık kılıyor. Diğer uzmanlar tutarlı rol sorumluluk tanımları ve
iyi tasarlanmış eğitici ve sertifikasyon programları ile çok daha iyi destekleniyor. Bu durum
BT için endüstri başarı raporuna büyük ölçüde katkıda bulunmuştur. Uzun dönem
sürdürülebilirlik için anahtar ve endüstri çapında bir gelişme e-becerilerin
olgunlaşmasındadır.”
Bu CIO‟ların neden faaliyet stratejisi kurucu ortağı değil kurbanları olduklarını
açıklayacaktır. Çoğu durumlarda, CIO‟lar faaliyet stratejisi, süreç mühendisliği, servis ve
değer yönetimini ihmal ederek sadece teknoloji yönetimine dikkatlerini odaklandırıyorlar.
36
BİT endüstrisi sektör faaliyetinin ve toplumun her kısmına yayılır. BİT endüstrisi
değer ürettiği sürece, çok daha fazla CIO‟nun elinde olacaktır. Böylece, onların gelişimi
anahtar bir öncelik olacaktır. Yenilik baş yetkilisi CIO‟ya tercih edilir.
Eylem Zamanı
IVI aşağıdakileri önerdi:






İş lideri olacak BİT liderini eğitin. Bu şu demektir, BİT liderlerinin faaliyet zekalarını
öğrenmeye, kazanmaya ve göstermeye ihtiyaçları vardır bu yüzden BİT yatırımları son
kullanıcıya ve müşteriye gerçek değerler doğurur. IVI BİT‟in faaliyet değerini ölçme ve
yönetmede değişik mesleki diplomalar geliştirdi.
Önde gelen üstün BİT çözümlerini iletmek ve uygulamak ve gerekli süreçleri kontrol
etmek ve dengelemek için (BİT-CMF) gibi bir olgunluk modeli uygulamak.
Bir Yönetim Kurulu Odasında hazır CIO oluşturmak için HR fonksiyonu ve yönetim
kurulu odası faaliyetlerini senkronize etmeye ihtiyaç duyarlar.
Artan yetenek ihtiyacını karşılamak için AB ve BİT mesleği daha büyük bir yapıya ve
organizasyona ihtiyaç duyar. AB, standardizasyon için bir itme de dahil önemli bir
koordine edici ve arabulucu rolü oynamada bir lider ve yenilikçi olabilir.
Mesleki BİT belirli yeterlik gelişimine ihtiyaç duyar. İdeal olarak bu, yeterlik gelişimi için
firma ihtiyaçlarına benzer. İnsanları kişisel gelişime yatırıma motive etmek için bilinen
akademik başarıya ihtiyaç vardır. Üçüncü derecede bir eğitim altyapısının bizim AB ve
BİT mesleki çözüm tasarımımızın bir bileşeni olmaya ihtiyacı var.
Bu BİT için yeterlik dürtüsü dünya çapında böyledir. AB için bizim koordine edilmiş bir
çözüme ihtiyacımız var. Bu Müdürlükten bir emir ile başlar.”
AB yönetim kurulundan maliyet odaklı duruşunu hafifletmesini bekleyemeyiz.
Daimler‟de CIO olan Michael Gorriz‟in dediği gibi: En sonunda en düşük muhtemel bütçe
ideal bütçe değildir. Yine de sistemi işletim gideri mümkün olduğu kadar az olmalıdır.
Böylece CIO faaliyetler, sistem bakımı ve kendi dükkânının „gece ve gündüz‟ verimliliği için
çalışmak zorundadır. CIO‟ların, faaliyet liderlerine Maliyet düşürmede aşırıya kaçmanın
servis etkilerinin farkında olmalarını sağlamaya ihtiyaçları vardır. Eğer onlar servis
düzeylerinde olacak azalmayla rahat iseler o zaman tüm taraflar memnun olmalılar. Her
durumda yeni bir ürünün geliştirilmesine veya üretim tesisinin modernizasyonu
uygulanabilecek tüm BİT harcama kararlarının aynı titizlikle tartışılması gerekir.
Bana göre, BİT, BİT fonksiyonlarına bırakılmayacak kadar çok önemlidir. Bu günün
kurulları BİT yatırımlarından elde edilen değeri maksimize etmek için mutemet görevi
yaparlar. Kurul düzeyinde BİT temsili olmaması sorumluluktan çekilmeyle eşittir. Paydaşlar
not alır.
Ayrıca BİT fonksiyonları ile müşteriler arasındaki engelleri de kaldırmayı
düşünmeliyiz. Yardım masası ve benzeri diğer „servis yönetimi‟ araçları sadece güvensizlik
havası oluşturmaya hizmet eder.
37
Avrupa‟nın e-beceriler zorluklarını ele almada bir aslan tarafından yönetilen bir koyun
ordusu daima bir koyun tarafından yönetilen bir aslan ordusu tarafından def edilebileceğini
akılda tutmalıyız. BİT liderliği bizim önceliğimiz olmalıdır.
38
6. BÖLÜM: YEġĠL HUSUSLAR
Durum
Çevre her anlamda sıcak bir konudur. Ancak firmalar ikiyüzlü bir şekilde tekliflerine
yeşil bir spin koyduğu için çoğumuz yeşil yorgunluğuna katlanıyoruz. Cesur ve uyumlu adım
atmada dünya hükümetlerinin yorgunluğu bir hüsran kaynağıdır. BİT endüstrisi yeşil
temasından yararlanmak için acele edecek görünüyor. Gerçi BİT dairesinde ekonomik
baskılar stratejik çevre tarafından yönetilen girişimler üzerinden ziyade taktik maliyet
yönetimine doğru kaldırıldı (var oldukları yerde). Çoğu diğer endüstriler BİT endüstrisini
problemin başlıca paydaşı olmakla suçlamada acelecidir.
Kim Sorumludur?
Bu nedenle BİT endüstrisi global trajedinin içinde açılabilecek bir kahraman mıdır?
Ve durumu iyileştirmek için e-beceriler ile ilgili olarak ne yapabiliriz. Luis Neves, GeSI
başkanı, Küresel eSürdürülebilirlik girişimi sahneyi hazırlar, “Gezeğen BİT çözümleri
gerektirir. Bazı raporlara karşı – BİT sektörü sera gaz emisyonu için başlıca paydaş değildir.
(Karbondioksit emisyonunun %2si). Gerçek şu ki BİT sektörünün çevre trendlerini tersine
çevirme kapasitesi vardır ama sadece karar vericiler ve diğer paydaşlar tarafından fark
edilirse. BİT endüstrisi kendini sadece cihaz üretiminden ve hizmet sağlamaktan, tüm hayat
döngüsü içindeki emisyon azaltmalarına katılarak yeniden keşfetmeye başladı”. Karar
vericiler not aldı.
Luis Neves ekledi. “Yakın gözlemler gösterdi ki sera gazı emisyonu (GHG) ve iklimin
çoğu yönleri hükümetler arası İklim Değişikliği paneli öngördüğü alanların üst sınırlarına
yakın değişiyor. Göstergeler global ılımlı yüzey ısısı, deniz seviyesi yükselişleri ve Arctic
denizi buzullarının erimesine kadar, global okyanus ısısı, okyanus asitleştirme ve uç iklim
olayları. Şimdi daha iyi anlaşıldığı gibi, aynı yöntemle sektöre biz devam ettikçe sonuçları
yönetmek daha zor ve pahalı olacaktır. Her zamanki gibi faaliyet tüm sektörlerde hizmetler ve
ürünlerin son kullanım sürelerinin iyileştirilmesinin yönetim ve faydaları için enerji
kaynaklarına başvurur”.
Global Bir Perspektif
Global politika bağlamında Luis belirtir, “Kopenhag‟da son iklim değişikliği
görüşmelerinde tarafların İklim Değişikliği Konusunda Birleşmiş Milletler Konvansiyonu
Çerçevesi (UNFCCC) görüşmeleri (COP) Tarafların Görüşmeleri için 15. görüşme turunda
bir araya geldi. Sonuç „Kopenhag Uzlaşması‟ iken ve öngörülen anlaşma değilken faaliyet
çağrısı olarak kapılar açık kaldı. Görüşmeler devam edecektir ve artan anlaşmalar
tıkanıklıktan daha iyidir – yoksa şansımız yoktur. BİT emisyonların hedeflerini karşılamada
yardın edebilir.
Davos‟ta son ekonomik forumda Küresel e-Sürdürülebilirlik Girişim (GeSI) ile BİT
ticareti birliği raporu üzerine duruldu “SMART 2020:Düşük Karbonlu bir Ekonomi
39
Sağlama.” GeSI vizyonu yenilikler ile sürdürülebilir çözümlerle ilgilidir. Ve yeni uyarıcı AB
paketlerine cevap olarak GeSI genişant alt yapı yatırımları yeşil çözümler gerçekleştirmek
için temel olduğuna dikkati çeker. Şu anda toplumdaki aktörlerin çoğu kararsız kalıyor. Kısa
dönem odaklı ve sorumsuz olarak bile düşünülebilen böyle bir kararsızlık sürdürülemez.
Küresel ısınmayı durağanlaştırmaya yönelik gayrette kaybedilen her gün daha sonra yıllarca
sıkı çalışmamıza mal olacaktır”. Musade edin hepimiz not alalım.
Ġleriye Bakmak
Luis Neves belirtir, “Yeni faaliyet modeli geliştirmede karşılaştığımız başlıca engel
kolektif anlamda sorumluluk ve motivasyondur. GeSI ve üyeleri sadece bu faaliyet
modellerini geliştirmeye uğraşarak önümüzdeki engellere hitap etmemiz mümkün olacağına
sıkıca ikna oldular”.
Bana göre bu BİT endüstrisi güçleri için kendi görevini iş dünyası süreç
mühendisliğine yaymaya bir çağrıdır. Faaliyet sürecinin BİT pratisyenlerinden daha iyi
çalıştığını kimse bilmiyor. Yeşil-süreç mühendisliği böylece BİT endüstrisinin bir imkânı ve
bir görevidir. Etkin bir destek elbette birleşik e-beceriler yeterliklerinin gelişmesini gerektirir.
Süper Bantlar
Ama bunu gerçekleştirmek için altyapının yerinde olması gerekir. Luis Neves ekliyor,
“GeSI sıkıca inanıyor ki modern yüksek hız ağlar tüm endüstriler için çok önemli bir imkan
ve düşük karbonlu topluma önayak olmak için temeldir. GeSI öncü raporu, “SMART 2010:
düşük karbonlu bir toplum oluşturma” gösteriyor ki BİT dünya iklimi üzerinde önemli ve
devam eden bir etkiye sahiptir. McKinsey ve Co. Danışma firmalarının bağımsız yaptıkları
analizleri destekleyen rapor gösteriyor ki BİT sektöre sahip olurken, karbondioksit emisyonu
2020‟ye kadar iki katına çıkacak, BİT‟in diğer sektör faaliyetlerine uygulanma ve yayılması
toplam global karbondioksit emisyonunu %15 azaltabilecektir. Bu tasarruflar tüm BİT
endüstrisinin beklenen toplam emisyondan beş kat daha büyüktür. Bu azalmalara ek olarak
BİT kapasitesinin materyalleşmemeyi sağlamasından - yüksek karbonlu fiziki materyalleri ve
hizmetleri sanal düşük karbonlu donanımlarla değiştirerek – potansiyel enerji tasarrufuna
erişilebilir.
BİT‟in pozitif etkisinden tam olarak faydalanmak için güvenilir ve yetenekli yüksek
hız geniş bant ağlar en önemlileridir. Dünya standartlarında son teknoloji ürünü
telekominikasyonların altyapısı olmaksızın BİT ile ilgili karbondioksit emisyonu indirimi
potansiyelini gerçekleştiremeyeceğiz. Yüksek hız gelecek kuşak erişim ağları için gerekli
ilave yatırımı teşvik etmek için çerçeveye ihtiyacımız var. Bu bir basın konusudur. Ve ne
yazık ki, güncel politik önlemler için öneriler büyük ölçüde gerekli olan Gelecek Kuşak
erişim Ağlarını mümkün kılamayacaktır. Bu süper ağ bantlarını inşa etmeksizin, sosyal
içermeyi hızlandıramayacağız ve bilgi çağında rekabeti kolaylaştıramayacağız. Bu yatırımlar
da iklim değişikliği ile etkin mücadele etmek ve gerekli CO2 emisyon indirim hedeflerine
ulaşmak için bir ön şarttır.
40
Bu ağların gelişimi, yönetimi ve yayılması sırayla Avrupa e-yetenek yönetim
politikasını taşıyacaktır.
Bu Yüzden Biz Buradan Nereye Gideceğiz?
Luis Neves belirtir, “Stratejik bir düzeyde diğerlerini bilgilendirme ve eğitme
kampanyamız, henüz yeni başladı. UNFCCC içeren girişimler, ITU ve GeSI iklim
değişikliğine çözüm üretmede bilgi iletişim teknolojilerinin oynadığı kritik rolü
yaygınlaştırmaktadır. Buna ek olarak, sağlayıcılar, BİT ürünleri ve hizmetleri için emisyon
izleyen ve ölçen makul karbon raporu üzerinde bir uzlaşma sağlamayı amaçlamaktadır.
Engel, BİT‟in çözümün bir parçası olduğunu paydaşlara ve karar vericilere
öğretmektir. Tekrar, Stern raporuna göre, zamanlama kritiktir – global hedefler ve zaman
çizelgelerini karşılamak için uzun dönem stratejiler üzerinde ne kadar uzun süre beklersek o
kadar çok pahalı ve zor çözümler olacaktır”.
Özellikle Luis Neves BİT endüstrisinin kendi rolünü oynadığını vurgular. “BİT
liderleri, düşük karbon emisyonuna götüren enerji rasyonelliğini yaygınlaştırıyor. Onlar, güç
desteğini, talebi, yönetimi, güvenliği ve esnekliği optimize eden akıllı şebekeler
geliştiriyorlar. İlişkili hizmetler ve servisler in tüm hayat döngüsü boyunca - etik kaynaklar,
sürdürülebilir çevre standartları ve karbon emisyonunun genel indirimi üzerinde durularak
daha sabit arz zincirleri ortaya çıkıyor. İleriye bakarak, BİT firmaları tüm faaliyet planlama ve
uygulama yönlerinde eko-verimlilikte; özellikle BİT firmaları, diğer ulaşım, inşaat ve
otomotiv gibi sektörlerini nasıl etkinleştirebildiğinde birleşiyorlar”.
Bir endüstri olarak açıkça yapacağımız çok şey var. E-beceriler gelişimi veri
merkezinde veya masa üstünde enerji yönetimini kucaklamalıdır. Bu CIO‟ya ve böylece BİT
sektörüne organizasyonun enerji yönetim şefi olmaları için bir imkân sunar.
Akıllı Ģebekeler
Akıllı şebekeler ve sürdürülebilir bir gezeğende bunların rolü belki çok iyi bilinmiyor.
Luis Neves açıklıyor, “SMART 2020 raporu BİT‟in güç şebekeleri, taşıma lojistiği, motor
sistemleri ve binalar ve tüm alanlarda materyalleşmememe (Fiziki ürünleri ve hizmetleri sanal
cihazlar ile değiştirerek) diğer sektörleri emisyonları azaltmak için etkinleştirdiği kilit alanları
vurgular.
İmkânları Gösterme: motor sağlayan olarak
Fişe takılan elektronik hibrid
araçların ülke çapında
kullanımının etkinleştirilmesi
Büyük çapta enerji
Akıllı şebekeler
depolamayı gerçekleştirme
Güneş enerjisini günde 24
saat kullanma
41
Rüzgar gibi yenilenebilir
enerji kaynaklarının dikişsiz
entegrasyonuna izin verme
Yeni bir müşteri tercihi
çağını paylaşma
“Yükü hafifletmeye” yardım
için yeşil bina standartları
kullanmayı yayma
ABD enerji dairesi, Akıllı şebekeler, bir tanıtım.
Kritik bir alan elektrik güç şebekelerimizi, çevremizde daha etkin olması için bu
dönüşümün sonucu olarak ve daha temiz teknoloji, yenilenebilir enerji kullanarak demode arz
kaynaklı, merkezi ve emisyon üreten altyapıdan modern, merkezi olmayan arz kaynaklı
yaparak yeniliyor.
Akıllı şebekeler akıllı sayaçlar kullanan kullanıcılar ve sağlayıcılar arasında sürekli
bilgi paylaşımı sağlayan teknolojiler birikimidir. Bu dönüşüm, talep üzerine gerçekleşen - var
olan güç şebekelerini iletişim forumuna dönüştürebilir. Davos‟taki, Dünya Ekonomik Forumu
(DEF) için hazırlanan Booz & Co. Raporuna göre akıllı şebeke pazarı 2009‟da 569.3
milyardan 2014‟de 171.4 milyara büyümesi beklenmektedir.
Akıllı şebekelerin karşılıklı işlerliğini başarmak için iyi uygulamalar ve uygun ebecerilerin araştırılması birkaç yıldır devam ediyor. Somut sonuçlar ve şimdi neyin ihtiyaç
olduğu tahmini henüz şimdi mümkün olmaktadır”. Eğer yetenek havuzumuz aynı şekilde
yönetilirse, BİT endüstrisi burada temelli olarak büyük bir güç olacaktır.
Dublin–Veri Merkezi Ülkesi
Veri merkezine geri dönüş olarak Luis Neves bir iyi uygulama örneği aktarıyor.
“Mikrosoft‟un, İrlanda, Dublin‟de bir veri merkezi vardır. Bulut bilgi işlem taleplerinin artan
kapasitesine cevap vermek için (internet üzerinden hizmet artı yazılım sağlanması); Mikrosoft
yeni bir enerji etkin veri merkezleri stratejik tasarımı geliştirdi. Bir yıldan az zamanda, yeni
veri merkezi başka yerlerdeki benzer veri merkezlerinden %50 daha az enerji tüketiyor.
Bunun önemli bir bölümü konumu nedeniyledir – Dublin serverler için çok rahat olan bir
ortalama günlük sıcaklığa sahiptir”. Belki, Dublin turizm kurulu tarafından desteklenmeyen
bir özelliktir.
42
Tüketici düzeyinde, bize dendi ki, “Talep üzerine Deutche Telekom, ev ve iş
kullanıcılarının cihazlarının, gaz, su ve elektriklerinin enerji taleplerini kontrol etmek için
kullanabilecekleri, yeni elektronik sayaç başlattı. Akıllı sayaçlar bir ADSL veya mobil hat
üzerinden, akıllı bir dijital elektrik şebekesi için planlama sağlayan veri göndererek, burada
kilit rol oynuyor. Elektrik pazarının bu sistemi uygulamak ve yaymak için serbestleştirilmesi
gerekir. DT‟ler T-sistemleri bir pilot proje başlattı.
Harekete Geçmek
Luis Neves aşağıdaki becerileri Avrupa‟da geliştirmemiz gerektiğini belirtir:
-
“Birleşik verilerin yönetimi dahil, enerji yönetimini kucaklayan, birlikte işlerlik,
güvenilirlik, güvenlik de dahil BİT altyapısını desteleyenler.
Tahmin etme ve paylaşma bakımından enerji yönetimi.
Akıllı ölçümlemeler, akıllı cihazlar ve tarife bilgi yönetimi de dâhil talep bölümü yönetimi
ve talebe cevap becerileri,
Birleşik hizmet düzeyi anlaşmaları yönetimi”.
Şunu da ekleyeyim:
-
Daha çok çevre dostu faaliyet modellerine taşınmayı desteklemek için faaliyet süreci
yönetim becerirli
CIO‟nun enerji yönetimi konusunu ve sonra da organizasyon boyunca enerji yönetimini
sahiplenmesi için gerekli olan becerilere sahip olmalarını sağlayan liderlik becerileri
Luis Neves tamamlıyor, “ABD‟de çoğu BİT ile ilişkili 370.000 iş üretme potansiyeli
olan girişimler içerecek akıllı şebekeler geliştirmeye 11milyar $ ayrıldı. Bunu yansıtmak için
müfredatta e-becerilerin geliştirileceği beklenmektedir”.
BİT ve telekomünikasyonların yakınlaştığını görüyoruz. Şimdi biz BİT ile enerji
yakınlaşmasının doruk noktasındayız. Bu BİT sektörü için devasa bir imkândır. Bu, istihdam
ve ekonomik üretkenliğimizle ilgili olarak, Avrupa için de benzerdir. Çevre açısından neyin
tehlikede olduğu verilen bu imkanı koordineli bir biçimde iki elimizle tutmak zorundayız.
43
7. BÖLÜM: UYGUN BECERĠLER
Durum
BİT mesleği örneğin hukuk, mimari ve tıp alanlarına kıyasla çok yenidir. Bu meslekler
gelişim için binlerce yıl olmasa da yüzlerce yıllıktır; bunlara ve diğer çoğu mesleklerin özü
olduğunu akılda tutmalıyız. BİT‟in nasıl hem sektör hem de toplumun özü olduğu bilinen
sektörün kendi olgunlaşmasını hızlandırması zorunludur. Bu BİT sektörü için sadece bir engel
değildir. E-becerili işçilerden yararlanan tüm sektörlere eşit uygulanır.
İş ve toplumun hem uygun ve hem pazarlanabilir becerileri olan pratisyenlere ihtiyacı
var. Tüm paydaşlardan buna yönelik olarak toplu bir gayret gerekir. Eğitim çözümün
kalbindedir.
Avrupa e-Beceriler Birliği (EeSA, daha önce bilinen ismiyle ILB) e-beceriler
profesyonelliğine dahil olan diğer kuruluşlar kadar BİT sektöründen, BİT kullanıcı
topluluklardan lider organizasyonları gösteren çok paydaşlı ortaklıktır. Uzun dönem
büyümenin iticisi olan BİT potansiyelinin yenilikçi bir şekilde bu becerileri uygulamak için
ihtiyaç duyulan beceri ve yeterliklere sahip olanların ellerinde tehlikeli olduğunu kabul eder.
Özellikle, Avrupa‟da daha içerici, yeterli ve rekabetçi yenilikçi toplum inşa edici bir
bakış açısı ile EeSA, BİT pratisyenleri ve profesyonelleri, vatandaşlar ve kullanıcılar da dâhil
tüm sektörler ve meslekler için e-beceriler geliştirmek üzere referans Avrupa platformudur.
Üyeleri aracılığı ile EeSA şunları yapacak:
-
AB ve üye ülkeler düzeyinde bu alanda aktif organizasyonlar arasında fikir paylaşımı,
farkındalık artışı ve iyi uygulamaları aktif olarak yaygınlaştırıcı bir forum olarak davranır.
Endüstri ve paydaşlar da dahil e-beceriler üzerine uzun dönem stratejiler geliştirme ve
uygulamaya bağlı daha geniş topluluk organizasyonlarının referans sesi olmak.
E-beceriler yönetimi için araçlar ve metodoloji geliştirmeyi desteklemek.
Diğer paydaşlar ile AB ve ulusal bazda diğer paydaşlar ile işbirliği içinde somut ebeceriler uygulamalarını, yatırım ve ortaklıkları yönetmek.
Jan Muehlfeit, EeSA eş-başkanı, belirtir: “Beceriler ve işgücü gelişimi Avrupa‟nın
ekonomik gücünün değeridir. Global platformda, karar vericiler insan potansiyelinin kilidini
açmak için teknolojik innovasyonun acil olduğunu belirttiler. Yeni teknolojilerini, sağlık ve
eğitimden enerji bağımsızlığı ve iklim değişikliğine kadar ilerleyen ulusal önceliklere çözüm
olarak görüyorlar.
Aslında, en son IDC bulgularına göre, gelecek 5 yılda, 5 işçiden birinin ileri BİT
becerilerine sahip olacağı beklenmektedir. Soru, ileri BİT pratisyenleri için bu kritik piyasa
talebini karşılayacak yetenek edinme yolunu teşvik ediyor muyuz‟dur. Ya da tersine eğer
buna hitap edemiyorsak Avrupa‟nın sürekli ekonomik büyümesini sağlamayla ilgili
görevlerimizden çekiliyor muyuz?”
44
Michael Gorriz, EeSA eş-başkanı, da belirtir: “BİT profesyonelleri ve de yapısal
görev işçileri için doğru e-becerileri edinmek ve geliştirmek ihtimali toplumumuzda normal
model olmaya başlamalıdır. Bu sadece daha geniş organizasyonlarda değil aynı zamanda
yenilikçi bir topluma ya da bazen adlandırılan bir „bilgi toplumu‟ na doğru Avrupa‟nın adım
adım inşa edilmesi ve geliştirilmesi de gerekir.
Uyarılmalı
Buna yönelik zorlayıcı ekonomik nedenler vardır. Jan Muehlfeit uyarıyor, “Eğitimin
mantra olduğu Hindistan ve Güney Kore gibi ülkelerde ortaya çıkan yüksek becerili ve BİT
aydını iş gücü, kısmen global rekabet gücünden ilham alan bir zorluktur. Avrupa eğitimi ile
ilgili olan kamu sektörü reformları bilimlerde ve bilişim teknolojilerinde bir düşüşe yol açtı.
Bunlar sırayla yetenek arzında doğrudan bir etkiye sahipler. Mesleki becerilerin mevut kalite
ve miktarı Avrupa‟nın ekonomik başarısını riske atıyor. Gelecek hakikaten becerilere
bağlıdır”.
Jan Muehlfeit standartların anahtar olduğuna katılıyor: “Ulusal harcamanın geri
çekildiği bir vakitte, BİT sektörü gibi kilit büyüme alanlarında hedeflenen yatırım için
Avrupa‟nın acil bir ihtiyacı var. Eğer BİT eğitimi karşılığını ölçmek kolay olsaydı daha akıllı
finans havuzlarına erişim daha kolay olacaktı. Diğer deyişle standardize edilmiş BİT
sertifikasyonu gereklidir. Bu EeSA‟nın öne çıkaracağı iş gücü içindeki BİT pratisyenlerini
doğru tanıma sorunudur”.
Hem Michael Gorriz hem Jan Muehlfeit böylece kalitenin bir sorun olduğuna
katılıyorlar. Ve miktar da aynı şekildedir. Jan Muehlfeit ekler, “Hem kullanıcılar hem
pratisyenler açısından ileri BİT becerisi geliştirme özellikle çekici bir meslek yolu olarak
görülmemesi bir engel olarak duruyor. Kadınlar açısından da durum oldukça böyledir.
Avrupa‟daki demografik değişikliklere ek olarak faaliyet, organizasyonlar ve hükümet
çapında teknoloji büyük oranda donatıldıkça, dışlanan ya da yüksek düzeyde BİT pratisyen ve
profesyonel becerileri kazanmaya engel olan klişelere maruz iş gücüne önemli ölçüde sahip
olmaya kalkışamayız”.
Elbette BİT‟den elde edilen„faaliyet‟ değerinin teknoloji ya da teknolojistlerden bile
gelmediğine dikkat etmeliyiz. Bu hem kamu hem özel sektörde kobiler ve büyük şirketlerdeki
çoğu kullanıcılar tarafından geliyor.
Giderek e-beceriler sadece günlük çalışma için değil ama özellikle nerdeyse tüm
organizasyonların innovasyonu için çoğu sektörün merkezindedir. Bu bildirinin başka yerinde
de okuyacağınız gibi otomotiv sektörü BİT‟in hem operasyonel yetkinlik ve hem innovasyon
için nasıl kullanıldığına iyi bir örnektir. Her iki durum da yüksek becerili kullanıcılara ihtiyaç
vardır.
Avrupalı karar vericiler bunu hatırda tutmalılar.
45
Eylem Zamanı
EeSA sonuçta hem sağlıklı bir BİT sektörünü hem de e-becerili iş gücünü yenilemeye
ve sürdürmeye yardımcı olacak BİT pratisyenleri edinmek için bir dizi somut faaliyetler
önerir:
Akademik çevre ve iĢ çevresi arasındaki iĢbirliğini artırmak
Eesa üyelerinin deneyimlerinden sonra e-becerilerin eğitim programlarına
yerleştirilmesi gerektiği konusu ve bu programların hem ICT çevreleri hem de yoğun olarak
ICT kullanan son kullanıcılar tarafından oluşturulması ve işe koşulması gerektiği
vurgulanmıştır. Bu çalışmalarda eksik bırakılan şey; akademik çevre ve eğitim kurumlarının
ICT eğitim programlarının geliştirilmesi çalışmasında ayrım yapması ve iş çevrelerinin
beklentileri ile eşleşmeyen e-yeterlilikleri teşvik etmeleridir. Bu konuda, çok paydaşlı ortaklık
olan Almanya‟daki “Skills for Employability Allianc”a tarafından oluşturulan “IT yeteneği”
ne başvurulabilir. Akademik ve eğitim kurumlarının işbirliği ile öğrenciler sahip oldukları ya
da iş piyasasının istediği ICT yeterliliklerini geliştirecek ya da daha ileri bir düzeye
çıkabilmek için sahip oldukları yetenekleri geliştireceklerdir. Öğrencilerin sahip oldukları bu
yetenek ya da sahip olunan ICT profesyonellik düzeyi, işverenlerde de bir dönüşüm
gerçekleştirecektir. Bu şekilde yapılan bir düzenleme günümüzde 2 milyon Alman‟a
ulaşmıştır. İş/akademi sinerjisi ile ortaya çıkan bu beceriler, yeterliliklerin sahip olduğu
değerin, akademik çevre dışındaki dünyada da korunması ve elde tutulması için bugüne kadar
hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir.
Bu başarının bir örneğinde “UK National Qualifications Framework” resmi olmayan
sertifikaları resmi akademik yeterliliklerle birleştirilmiştir. İşverenler böylece ihtiyaç
duydukları şeyleri bulmuşlardır. Öğrenciler de bir öğrenme ile iki yeterliliğin gereklerini
kazanmışlardır. Avrupa bu yeterlilikleri pek çok Avrupa Birliği ülkesinde kabul etmiştir. Bu
çok paydaşlı çözüm yaklaşımı halen pek çok Avrupa Birliği ülkesinde uygulanmaktadır.
Ancak Avrupa‟da bu uygulamanın halk tarafından desteklenmesi ve bilinmesi yönünde
düzenlemeler yapılmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Erken başlamak
e-yeterliliklerin öğrencilerin akademik kariyerleri dışında da kazanılması başlı başına
bu dönüşümün gücü ile ilgilidir. Öğrenciler yönetim ve kapitalleşmede daha fazla bilgi sahibi
olmalıdır. Kişinin kafa yapısındaki bu gelişim kişi iş hayatına atıldığında çok önemli bir
değerlendirme ölçütü olacaktır. “Imagine cup” bu durumu dünyanın en büyük teknoloji
yarışmasında, dünyadaki bütün öğrencilerin hayallerini, tutkularını,
yaratıcılıklarını
teknolojik gelişmeler aracılığı ile uygulamaya geçirmelerini sağlayarak, bir farklılık
oluşturmuştur. 142 ülkeden 300,000‟den fazla öğrenci 2009-2010 “Imagine cup” yarışmasına
katılmıştır.
Çekiciliği artırmak
Plandan uygulamaya doğru eğitime ICT‟yi entegre etmek ve eğitimi yeniden inşa
etmek, kariyer planlamasında ICT‟nin çekici olmasını sağlar. Bu duruma Avrupa
vatandaşlarının kendilerini hazır hissetmeleri, onların uzmanlıklarının arasına e-becerilerin de
koyulması-eklenmesi, ICT alanı içinde daha geniş fırsatların ve devamlı uzmanlıkların
oluşturulması için düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunu gerçekleştiren bir
uygulama “European e-Skills Career Portalı” tarafından hayata geçirilmiştir. Bu portal doğru
becerilerle doğru işlerin eşleşmesine yardımcı olmak yanında ICT profesyonellerinin
46
kariyerleri için de bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu durum iş arayanların, gençlerin ve
kadınların sahip oldukları e-becerilerde bir değişiklik yapılması gerektiğinin görülmesini
sağlamıştır. Özel bir yöntem dijital büyükelçiliklerin Avrupa çapında ICT sektöründe ve
bunun yanında “Chief Information Officers” gibi kullanıcı topluluklarında gelecek vaat eden
ve yükselmeyi sağlayan aktif rol oynamaktadır. Diğer taraftan bizim en yetenekli olanlarımız
dünyadaki diğer bölgelerde çalışma olanaklarını ve şartlarını kaybetmektedirler. Mevcut ICT
uygulayıcılarına yönelik ön yargılar, eğer tam olarak tanımlanmamış, belirlenmemişse ICT
servis sektörünün büyümesine engel olacaktır. Bu engelleme iş alanındaki gelişmelerin diğer
kurumlara da yansımasını sağlayacaktır. Yapılacak adımlardan ilki kadınların ICT de aktif rol
almalarını sağlayacak uygulamaların yapılmasıdır. ICT içinde “Commisioner Viviane
Reading for Women” tarafından oluşturulan kanunlarının uygulanması gerekmektedir. Bu
durum pek çok akademisyen ve ICT endüstrisi çalışanı tarafından desteklenmekte ve kabul
görmektedir.
Sertifikaların Değerini Artırmak
ICT profesyonellerinin sahip oldukları özelliklerin değişmesi bazı dinamik uyarıcıların
ICT yeterliliklerinde yer almasını sağlamıştır. Ne zaman özel bir sektördeki öğrenme
becerilerinin yatırımları dikkate alınsa, akreditasyon önemli bir gösterge olarak görülmüştür,
çünkü bu nokta profesyonel olanların hareketliliğini arttırmakta ve kuruluşlara kariyer
yapılarını çekici hale getirerek geliştirme olanağı sağlamaktadır. ICT‟de profesyonelliğe
ilerlerken, EeSA tarafından devam etmekte olan bir çalışma dünyadaki ICT pazarı ile
Avrupa‟dakinin karşılaştırması konusunda yapılacak çalışmanın yararları olduğunu
göstermektedir. ICT uygulamalarında sertifika programının kabul edilmesi, sözü edilen bu
becerilerin ölçülebilir bir platformda yer alması için sahip olunan gücün yönlendirilmesini
sağlayacaktır.
e-Competence Framework (eCF) kapsamındaki gelişmeler, endüstri sektörü ve üye
ülkeler arasındaki ıct uygulayıcıları yeterlilikleri için Avrupalı çoklu paydaşların üzerinde
anlaştığı bir yapıdır. Bu çerçeve Avrupa‟ya ait bir değerlendirmede büyük rol oynayacak hale
gelecektir. eCF şirketler için onların karar vermede gereksinim duydukları istihdam, kariyer
planlaması, eğitim ve personel değerlendirmesi gibi yetenek yönetim konularında temel, açık
ve anlamlı bir yapı sağlamaktadır. Bu yapı kamu kurumlarında ve özel sektörde ICT ile ilgili
işlerde uygulamadaki ve gereksinim duyulan konulardaki bilgi beceri ve yeterlilikleri
sağlamaktadır.
Bu hoş çalışmanın arkasında INSEAD‟s tarafından ortaya atılan Avrupa e yeterlilik
program rehberi bulunmaktadır. Avrupa‟daki e-yeterlilik yöneticileri tarafından oluşturulan,
Avrupa‟daki üniversitelerin rolü ile güçlendirilen ve ICT uygulayıcıları aracılığı ile standart
hale getirilen bu program rehberi eCF ile ilişkilidir. Programın oluşturulduğu bu adım doğru
yönergelerle gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamanın içinde Microsoft eHealt IT Academy,
UK‟da oluşturulmuş, NHS sağlık profesyonellerince temel IT eğitiminin en iyi uygulaması
olarak gösterilmiştir. Bu uygulama kamu sektöründe çalışan kişilerin kendi kariyerlerini
geliştirmeleri ile IT endüstrisindeki gelişmeler arasında bir bağlantı oluşturmuştur.
Taleplerin sırayla desteklenmesi
Hükümet, yöneticiler, endüstri ve akademik çevreler, Avrupa‟da çevreci IT, siber
güvenlik, birlikte işlerlik ve e-sağlık alanlarında benzer şekilde belirlenen ICT becerilerinin
gereksinimlerini karşılamak için yakın çalışmalıdırlar. ICT alanında başarı elde etmek için
gerekli olan bu beceriler, düzenli büyüme ve gelişme için yeni akımlar oluşturmalıdır. Ebecerilerin sağlık gibi yukarıdaki sektörlerde göstereceği etki, bizim hedeflediğimiz
toplumdaki büyük değişikliklerin olmasında ve gelişimin kapasitesinde etkili olacaktır.
47
Obama hükümeti tarafından oluşturulan bir çalışmada, 2014 yılına kadar tek başına
çalışan doktordan büyük sağlık merkezlerinde çalışanlara kadar sağlık tedarikçilerine
yardımcı olmak amacıyla Elektronik Medikal Kayıt Sistemi oluşturulmuş ve kullanıcılara
sunulmuştur. Bu uygulama IT ile ilgili pek çok işi; bu sistemin kurulmasını, yönetilmesini ve
bu işlerin fazladan mesai yapılarak sürdürülmesini sağlamıştır. US dışında pek çok “IT sağlık
geliştirme programcısı” burada görev almıştır. Bu kişiler e-beceriler konusunda kendilerine
güvenmektedirler.
IT uzmanlarının gerçekleştirildiği başka bir uygulama” Green IT”‟dir. Pek çok “Green
ICT” endüstri alanındaki gelişmelerden yararlanmaktadır. Ancak teknolojik gelişmeler bu
sektörden CO2 etkisinin azaltılmasını gerektirmektedir. Avrupa bu sektörde şimdilik
yetersizdir. Biz Avrupalı iş gücünü ICT yeterlilikleri ve sertifikaları konusunda yeniden
eğitmeli yeniden beceri kazandırmalıyız.
EeSA sektörün şimdi ihtiyaç duyduğu ve gelecekte gereksinim duyacağı yeterli nitelik
ve sayıdaki e-beceriyi Avrupa‟da sağlamak konusunda önemli bir role sahiptir. IDC‟nin
raporu e-becerilerin gelecekteki izleyeceği yolun görülmesi için etkilidir. Eğer bizim
vizyonumuz gerçekte bilgi ekonomisi olmaksa talep fazlası çok önemli bir hale gelecektir.
27 Avrupa Birliği ülkesinde 2007-2015 arasında e-beceri talebi ve temin edilenlerin
grafiği
Oluşturulan düzeyler ve sertifikalar yeterli değildir. Tam kapasite işleyen, Avrupa‟daki
paydaşların da onayladığı bir eko sistemde taleplerdeki dalgalanmanın kısa dönemde
karşılanması için e-yetenek mühendisleri nelere gereksinim duymaktadır.
Bu gereksinimlerin çok acil olarak karşılanması gerekmektedir. Avrupa‟da politika
yapıcılar bu konuda bocalamamalıdır. Eğer Avrupa global olarak ağırlığını koymak istiyorsa
kararlaştırılmış eylemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Jan Muehlfeit‟in belirttiğine göre; 5 yıl içinde şimdi gerçekleştirilen işlerin %90‟ının
gerçekleşmesi için temel ICT becerilerine gereksinim duyulacaktır. Bunun anlamı; şimdiden
iş gücünün ve nüfusun çok iyi beceriler kazanması için farkındalık çalışmaları ve hazırlıklar
yapılmaya başlanmalıdır. Avrupa bir dört yoldadır. Ekonomiler bilgi ekonomisine geçiş için
yeteneklere yatırım yapmalıdır. Avrupa bunu yapmaya uygundur, Avrupa 2020 Vizyonunu
yerine getirmeli ve insan ögesini bunun merkezine koymalıdır. Dijital gündemde bunu doğru
olarak tanımlamak gerekirse; e-beceriler, yenilik becerileri ve dijital yeterlilikler daha akılcı,
daha çevreci ve daha kapsamlı toplum vizyonun uygulanmasında gerekli ögelerdir. Bu
dönüşümü gerçekleştiren kişiler, birbirini izleyen, gelecekle ilgili bu yeteneklerin
yaratılmasında ve oluşturulmasında merkez olacaklardır.
48
8. BÖLÜM: ABD’NĠN BAKIġ AÇISI
Durum
IT endüstrisinin merkez üssü ABD dir. ABD ekonomisi IT yenilikleri, girişimcilik ve
kullanıma hazır insan becerileri oluşturmuştur. Buna bağlı olarak Amerika dünyanın en
dinamik ve rekabetçi bilgi tabanlı ekonomisi haline gelmiştir. IT araç gereçleri daha yüksek
kapasitede üretimi daha az işsizlik oranı ile gerçekleştirmiştir. Bugün ABD eşi benzeri
görülmemiş bir işsizlik krizi ve global bilgi liderliğinin tehdidi altındadır. E-beceriler bu
problemlerin ve çözümlerinin temelinde yer almaktadır.
Birleşik Devletler‟in karşı karşıya olduğu bu konulara yönelik bakış açısı ve bu
sorunları çözmek için izleyeceği yol bizim için Avrupa‟da büyük önem taşımaktadır. Jacob
Kirkegaard; Peterson Institute for ınternational Economics, eş araştırmacısı; Washington DC
de görüşlerini paylaşmıştır. “ABD tarihsel olarak özellikle diğer büyük endüstri devletleri ile
karşılaştırıldığında e-becerilerle çok iyi donatılmış bir nüfusa sahiptir. Şema Birleşik
Devletler ve Avrupa ülkelerinde; IT uygulayıcılarının yoğun istihdamlarını karşılaştırmalı
olarak (Y ekseni) ve Birleşik Devletler ve Avrupa vatandaşları arasında bireysel olarak
internete erişenlerin sayılarını dijital okuryazarlıkla (X ekseni) göstermektedir. Bu şemadaki
veriler ülkelerin IT uygulayıcılarının karşılaştırmalı istihdam yoğunluğu ve halkın dijital
okuryazarlık düzeyi verilerine göre temellendirilmiş ve dörde ayrılmıştır. Birleşik Devletler
bu kategorilemede üst dörtlükte yer almaktadır, bu durum iş gücünün IT uygulayıcıları ile
daha iyi donatıldığını ve Birleşik Devletlerin bugün hala göreli olarak üst düzey temel ebecerilere hükmettiğine, bu becerilere sahip olduğunu göstermektedir. Yalnızca küçük ülkeler
İskandinavya ve Hollanda Avrupa‟da daha iyi beceri göstermektedir.
Ġki yönlü meydan okuma
Görülen bu üstün noktalara karşın bizim ABD‟den öğreneceğimiz tamamlayıcı bazı
noktalar vardır. Jacob Kirkegaard Birleşik Devletler‟in dijital okuryazarlık konusu ve IT
uygulayıcılarının eksikliği-açığı konusunda bazı sorunlarla karşı karşıya kalacağını haber
vermektedir. Dijital okur yazarlıkla ilgili olarak şu noktayı vurgulamaktadır; Birleşik
Devletler İşgücü Bürosu‟nun verileri göstermektedir ki; işgücünde bilgisayar ve internet
kullanımı 1990‟ların başından beri toplam işverenlerin %1-1,5 u oranında düzenli olarak
artmaktadır. Bu verilerden yola çıkarak bazı Amerikan işverenler arasında bilgisayar ve
internet kullanımının muhafazakâr-tutucu bir tahminle günümüzde bütün işler için %55-60
oranında olacağı söylenebilir. Diğer bir deyişle; Birleşik Devletler halkın dijital okuryazarlık
düzeyini esaslı olarak yükseltmelidir.
Birleşik Devletler işletmeleri tarafından IT donanımlarına ve yazılımlarına bu kadar
çok yeni yatırım yapılması ile bilgisayar ve internet kullanımı Birleşik Devletler iş yerlerinde
geleceğin artan beklentilerine göre düzenlenmelidir. Temel e-beceriler ve dijital okuryazarlığa
olan talep Amerika‟da bir arada yükselmelidir ve işlerde bütünüyle internet ve bilgisayar
kullanımını gerektirmektedir.
Bu nedenle Birleşik Devletler‟deki politika yapıcılar; son on yılın ve bugünün tahmin
edilemeyen uzun dönemli tarihsel işsizlik oranları, yeniden tanımlanan ulusal e-beceri
odakları ve dijital okuryazarlığın güçlendirilmesi için, ulusal iş pazar politikalarına yeni biçim
vermekle ve Birleşik Devletler iş lokomotifini yeniden başlatmakla uğraşmak zorundadırlar.
Geçici yaklaĢımlar
2009 yılında sınıflarda kullanılacak eğitim teknolojisi araçlarının oluşturulması için
650 milyon; ve federal hükümet bütçesinden 2-3 milyar dolar ek finansman ayrılmış olmasına
49
karşın geniş bir ulusal politika çerçevesinin olmaması ve Birleşik Devletler‟deki dijital okur
yazarlığın yayılması için sürekli ek fonlar olmaması büyük bir problem olarak görülmektedir.
Bugün ABD de kapsamlı e-becerilerin zorunlu olması için ilgili özel şirketler,
bilgisayar ve bilgi teknolojisi endüstrisi kuruluşları ve paydaşları, National Science
Foundation gibi yarı hükümet organizasyonları arasında geçici işbirlikleri oluşturulmalı ve
bunlar kabul edilmelidir. Bu işbirliği ve Birleşik Devletler‟de pek çok temel e-becerinin
odaklandığı ortaklık uygulanması, Avrupa‟da özel paydaşların ve hükümet kuruluşlarının
ilham kaynağı olacaktır.
Fakat özel işbirlikleri, temel eğitime sahip ve bazı e-becerileri ilerletmek isteyen
kişilerin becerilerinin geliştirilmesini sağlamaktadır. ABD de dijital okuryazarlığın
genişlemesinde yalnızca uzun dönemli ve ilerlemeci rol alan bir hükümetin, fakir ve düşük
eğitim kademesindeki, mevcut temel dijital okur yazarlık sürecinden geçemeyen
Amerikalıların üçte birinden daha fazla kişiye ulaşması beklenmektedir. Bu mesaj çok
açıktır. Eğer biz Avrupa‟da hükümet içi düzeylerde vatandaşların e-becerileri kazanmalarını,
işbirliğine dayalı bir yaklaşımla ele almazsak ölçülemeyen ve beklenmeyen ölçüde sosyal
problemlerle yüzyüze geleceğiz.
Uygulayıcılar için gerçek
Jacob Kirkegaard ICT uygulayıcılarının sorumluluğundaki ilginç bir noktayı
vurgulamıştır. “Amerikadaki ICT uygulayıcıları 2010 yılı başlarındaki işsizlik artışı boyunca,
ulusal düzeyde işsizlik oranını mevcudun yarısı kadar azaltmak niyetindedirler. Benzer olarak
uzun dönemli işlerin nasıl geliştirilebileceği hakkında da nettiler. Bureou of Labour
İstatistic‟in on yıllık işsizlik öngörüsü son verilerine göre IT uygulayıcıları yüksek büyüme
hızı ile ilişkili olarak sağlık hizmetlerinden yararlanmayan en büyük grup olacaktır.
Birleşik Devletlerin IT uygulayıcıları konusunda pozitif durumu olmasına karşın çok
farklı sebepler (belli dönemlerde artan talepler, çok becerili çalışanlar için liberalizmin
göçmen kuralları aracılığı ile artan global trendlerin göze çarpması, Birleşik Devletlerdeki iş
verenlerin yabancı IT uygulayıcılara ulaşmasının 1990‟lardaki düzeyin altından daha aşağıda
olması) Amerika‟nın IT uygulayıcılarının güçlenmesini sürdürebilecek bir ülke olmasından
uzak görünmektedir. Birleşik Devletler IT uygulayıcıları istihdam projesi büyük bir hızla
ilerlemektedir ve yabancı kaynaklı IT girişimcileri tarihsel olarak Silikon Vadisi‟ndeki
teknoloji firmalarının yarısını oluşturmaktadır, Amerika‟nın gelecekteki yüksek becerili
göçmen politikası ve ulusların bilgi teknolojisi beklentilerinin genişlemesi mevcut IT
uygulayıcılarının gelecekteki yokluğunu-eksikliğini hissettirecektir.
Benzer dönemlerde Birleşik Devletler ulusal eğitim sistemi gelecek on yıllar boyunca
IT uygulayıcılarının ilave gereksinimlerini karşılamada, özellikle eğitim bütçesinin gelişmekte
olan eyaletlerde ve yerel hükümetlerde kesilmesi ile beklenen artışı yapamayacaktır. Birleşik
Devletler‟de bakalorya ve master düzeyinde bilgisayar bilimleri dereceleri son yıllarda genel
olarak azalmaktadır. Bu durum doktora derecesindeki büyümenin de daha az olduğunu
göstermektedir.
Yabancı insan kaynağı (buradaki öğrenciler) Birleşik Devletler‟de IT ile ilgili eğitim
sisteminde önemli rol oynamaktadır: Yabancı öğrenciler, Birleşik Devletlerde daha çok IT ile
ilişkili küçük eğitimlere, bakalorya derecelerine, master ve bazı özel doktora programlarına
önem vermektedirler. Çünkü bu konular öğrencilere olduğundan daha büyük ve önemli
görünmektedir. Birleşik Devletlerde 2003-2007 yılları arasında verilen ve büyümenin bir
parçası olan doktora derecelerinin sayısı, eğitim kurumlarında IT ile ilgili yabancı
öğrencilerin artışının sağlanması ile ilişkilidir.
50
Lütfen gitmeyin
Mezuniyet düzeyindeki yabancı öğrencilerin Birleşik Devletlere akışları-gelmeleri
üniversitelerin global düzeydeki çekiciliğinin devamlılığının açık olarak sürdürüldüğünü,
üniversitelerin ekonomik genişlemenin daima kaynağı olduğunu, Birleşik Devletler iş
gücünün değişmeden kaldığını, mezuniyetten sonra Birleşik Devletler ekonomisinin karı
olduğunun göstergesidir. Ancak ekonomik büyümedeki bu artışla ve yabancı ülkelerden gelen
ve hedefinde Amerika olan IT öğrencileriyle (bu öğrencilerin yarısından çoğu Çin ve ya
Hindistan‟dan gelmektedir) Amerika yabancı öğrencilerin eğitimini elinde tutmakta ve
tarihsel yeteneğini göstermektedir. Birleşik Devletler‟de IT ile ilgili yabancı öğrencilerinin
sayısında herhangi bir azalma olduğunda IT uygulayıcılarının becerilerinde de azalma
olacaktır.
Biz benzer olarak Avrupa‟nın sahip olduğu bir gerçekle karşı karşıyayız. Kendi
yetenek havuzumuzu oluşturmamız çok olası değil bu durum büyüme amacımızı
karşılamamız ile ilişkilidir. Avrupa politikaları bu gerçeği yansıtmalıdır.”
Eylem Zamanı
Jacob Kirkegaard hangi uygulamaların gerçekleştirilmesi gerektiği konusundaki
görüşlerini açıklamıştır;
-ABD‟li politika yapıcılar ülkedeki e-becerilerle ilgili problemlerin çözümü için
mutlaka açıklama yapmalıdır.
-ABD de çalışanlar arasında ortaya yeni çıkan temel e-becerileri geliştirmek için
doğrudan hükümetçe finanse edilen girişimler oluşturulmalıdır. Geleneksel Amerikan vergi
indirimi politikasını, genellikle, bilgi teknolojisinden yoksun sık sık ve az vergi ödeyen düşük
gelirli hedef gruplar yetersiz bulmaktadır. Ayrıca ABD Hükümeti mali konularda sermaye
bulmak, IT donanımları konusunda gereksinim duyulan programları sağlamak ve Birleşik
Devletler‟in ulusal dijital bölünmesinin yanlış giden taraflarına çözüm bulmak için bölgesel
eğitim fırsatları sunmalıdır.
-IT uygulayıcılarının eğitimlerini çekici hale getirmek için federal hükümet tarafından
geniş kapsamlı eğitimler düzenlenmeli ve bu tür çalışmaları izleyen-gönüllü olan herhangi bir
Amerikalı öğrencinin de bu eğitimlere katılması için bağlantılar oluşturulmalıdır. Benzer
olarak herhangi bir yabancı öğrenci de bir Amerikan eğitim kurumunda bu IT
uygulayıcılarının bakalorya, master ya da doktora düzeyindeki eğitimlerini başarıyla
tamamlarsa, kalıcı olarak Amerika‟da çalışma izni almasına garanti verilmelidir (yeşil kart)
-Daha önemlisi Amerika‟daki bütün iş yerleri “IT insan sermayesi vergi kredisi”
aracılığı ile (Birleşik Devletler‟in kendilerinden daha iyi yararlanmasını teşvik için) merkezi
bir yerde çalışanların sertifikalı eğitimleri tamamlamalarını sağlamalıdır. Kesinlikle bu iş
üzerinde eğitilmiş insanların değeri “rekabete katılma” yolu ile ilişkilendirilmeli ve vergi
değeri ile ilgili şirket maliyeti %110 olmalıdır.
Avrupa'da da benzer biçimde hem sosyal dışlanma hem de uygulayıcı beceri
eksiklikleri için koordineli iki yönlü bir çalışma başlatmalıdır. Bilgi temelli ekonomide bunlar
birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
51
SONUÇ
Avrupa‟nın geleceği yenilikle ayrılmaz şekilde bağlıdır. Avrupa bizim 20. yy
temelimizin yapısını oluşturan endüstri devriminin kaynağı olmuştur. Bilgiye dayalı
ekonominin ortaya çıkması ile günümüzde yenilik, bilgi ve iletişim teknolojileri ile
desteklenmelidir. 21. yy yeni paradigmalarına kendimizi adapte etmeliyiz. Böylece bizim
toplumumuz ve geleceğin iş gücü hem e-becerilerle donanmış hem de yenilikçi olacaktır.
Bu gereksinimle ve eğitimle ilgili olarak biz insanların ötesinde sadece iş süreçleri ile
uzantılı süreçlere bakmalıyız. Organizasyonlar aracılığı ile insanların sahip oldukları
yetenekleri geliştirmeli ve bunları kazanmalıyız. Beceri yönetiminde ve yeni güçlüklerin
tanımlanmasında bu bir armağan olacaktır.
Bu güçlükler yalnızca profesyonel teknologlar ve e-becerilerini geliştiren kullanıcıları
sınırlamamıştır. Bu durum bütün toplumu sosyal zararları aracılığı ile etkilemektedir. Benzer
şekilde bir yenilik kadınların becerilerinin daha alt düzeyde kullanılmasını sağlıyorsa ve
bunlar istihdam için göz önüne alınamıyorsa Avrupa‟da bu gerçekleşmemelidir.
Avrupa hem sosyal hem ekonomik güçlüklerle karşı karşıyadır. Bunların çok iyi analiz
edilmesi gerekir. Sorunları vurgulamak ve senkronize olan çalışmaları teşvik etmek amacıyla
oluşturulan bu manifestoda hepimiz aynı amaç doğrultusunda çalışıyoruz.
52

Benzer belgeler