Untitled - Abdi zdemir

Transkript

Untitled - Abdi zdemir
1
1944 yılında Antalya ili Gazipaşa
İlçesi Yivilhardım Köyü’nde doğdu. İlkokulu
Köyü’nde bitirdi. 25 yaşında iken, 1968 yılında vekil İmam-Hatip olarak Gazipaşa İlçesi Çörüş Köyü’nde göreve başladı. Ortaokulu, Alanya lisesi’nde, İmam-Hatip Okulu
birici devreyi, Antalya İmam-Hatip Okulu’
nda, Liseyi, Antalya Lisesi’nde ve Konya
Selçuk Eğitim Enstitüsü ( Sosyal Bilgiler Bölümü’nü) 1968-1976
yılları arasında, orta ve yüksek tahsilini açıktan imtihanlarla sekiz
yılda bitirdi. Yirmi beş yıllık İmam-Hatiplik görevi içersinde
1980-1985 yılları arası Alanya İmam-Hatip Lisesi’nde açıktan
Arapça, Kur’an ve Din kültürü derslerine girdi. Alanya Oba Babaoğlu Cami-i Şerifi’nde görevli iken Alanya’da hafızlık temellerini attı. Oba Kur’ân Kursu’ nun İlk Hafızı İsmet Karakaya ve
beş hafız arkadaşını yetiştirdi. I993 yılında emekli oldu. El’an
Gazipaşa İlçesi Üçkonak Köyünde ikamet eder.
İletişim:
1-Cumhuriyet mah. Gemi Yakası Cad. No: 80. Gazipaşa/Antalya.
2-Üçkonak Köyü Gazipaşa/Antalya.
Tlf. O242 585 12 91
Gsm: 0536 729 12 27
Mail: [email protected]
MÜELLİFİN YAYINLANMIŞ ESERLERİ
1- Hikmet incileri I.II. cilt,
2- İslâm Tarihinden seçmeler I. II. cilt,
3- Kıssadan hisse,
4- İnsanı adam yapan özlü sözler,
5- Bedir, Uhud, Hendek, Mekke’nin Fethi ve Huneyn gazası,
6- Hz. Yusuf, Hz. Musa (A.s) ve bazı kıssalar.
Bu kitaplardan hâsıl olan gelir, fakir 10 öğrencinindir.
2
Derlediğim bu eserden Yüce Rabbimin hayırlar nasip
etmesini diler, hâsıl olan hayırları merhum anam, babam ve
okutan hocalarımın ruhlarına atfeder, değerli okuyucularımdan hayırlı dualar beklerim.
Abdi Özdemir
(Âbid Abd-i Kâhyaoğlu)
Emekli İmam-Hatip ve
Sosyal bilgiler öğretmeni
3
İÇİNDEKİLER
ATASÖZLERİ....................................................................... 46
MÜSLÜMAN NASIL OLMALIDIR ........ Hata! Yer işareti
tanımlanmamış.
GERÇEK MÜSLÜMANIN TARİFİ .................................. 58
MEVLÂNADAN BAZI SÖZLER I. ................................... 59
İMAMI GAZZALİ’DEN NASİHATLER ........................... 103
HZ. ALİ’NİN SÖZLERİ ..................................................... 104
HZ. MEVLÂNA’NIN BAZI SÖZLERİ .............................. 113
SADİ-İ ŞİRAZÎ’DEN BAZI SÖZLER ................................ 120
ŞEYH EDEBALİ’NİN SÖZLERİ: ...................................... 191
İMAM-I AZAM’DAN TALEBELERİNE
TAVSİYELER
.................... 193
HZ. ÖMER’DEN BAZI SÖZLER....................................... 197
HZ. EBÛ BEKİR’İN SÖZLERİ .......................................... 200
AHMET YESEVİ’NİN SÖZLERİ ...................................... 201
HZ. OSMAN’IN SÖZLERİ................................................. 202
İMAMI RABBANÎ'NİN BAZI SÖZLERİ
205
MEHMED AKİF'İN SÖZLERİ ........................................... 225
İBRAHİM HAKKI ERZURUMİ'NİN SÖZLERİ ............... 227
KANUNİ SULTAN SÜLEYMANIN SÖZLERİ ................ 225
FATİH SULTAN MEMED’İN BAZI SÖZLERİ ................ 227
ATA SÖZLERİ.................................................................... 228
4
ÖNSÖZ
“Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı”.
Yunus Emre hazretleri bu şiiri ile sözün önemini gayet açık bir anlatım tarzıyla ortaya koymuştur.
İnsanoğlu, atalarında kalan ilim mirasını, faydalı sözleri bilip özellikle kaynağı İslâm büyüklerinin sözlerini öğrenir, ameli hayatında yaşama geçirirse çok büyük bir kültür
hazinesine sahip olur. Yıllarca doğruluğu görülüp yaşanmış
sözlere aklıselimin uyması, sıhhatli bir yaşam için büyük bir
zarurettir. Kültür hazinemiz, atalarımızdan kalan en büyük
mirasımızdır.
İnsanoğlunu yaratan Yüce Mevlâ, onun yaşam tarzını
en güzel bir yol ile göstermiş, bu yolda gidenlerin zarar görmeyeceğini, dünya ve ahiret saadetine ereceklerini Kur’ an-ı
Keriminde ve Hz. Muhammed (sav)’ın gösterdiği yolda yürümekle mümkün olacağını bizlere bildirmiştir.
İlâhi dinlerin en son ve en mükemmeli olan İslâm dini,
Ona uyanları, mutlu iki cihan yaşamına kavuşturur. Dünya
ve ahirette huzurlu kılar. “İlim Mü’minin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır” buyuran sevgili peygamberimiz (sav) ilim
öğrenmede Müslümanlara geniş bir ufuk açmıştır.
İslâmiyetin ilme mani olduğunu söyleyen basiretsizler,
orta çağdaki Müslümanların ilme ve tekniğe verdiği önemle,
gayri müslimlerin ilme olan tavırlarını mukayese edip gerçeği öğrenmelerini tavsiye ederim. İslâmiyette, faydalı ilmi
almak için hiçbir engel yoktur.
Çoğunluğu İslâm büyüklerinden olmak üzere derlediğim bu kitaptaki sözlerin önce kendime sonrada okuyucularıma tesirini Cenabı Hakk’tan dua eder, toplum haya-
5
tında yaşama geçirmelerini niyaz eyler, eksiklerimden özür
dilerim.
ÖZLÜ SÖZLER
Ben yanmazsam, sen yanmazsan, O yanmazsa, millet
yanar. (Abdurrahim Karakoç). Ölüm günü 07-06-2012.
Allâh gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.)
Erdemli kimse için gurbet olmaz, cahile de vatan bulunmaz.
(Süfyan-ı sevri)
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl;
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl.
(Bezmi Âlem Valide Sultan)
İnsana en güzel sıfatı “Fani” diyen Allâh vermiştir.
(Cenap Şehabeddin)
Üzerine dilenme kapısını açan ölünceye kadar hep
muhtaç kalır. Sen hırsı bırak ta padişahlık et. Tamahsız kişinin başı dik olur.
(Sadi Şirâzî)
“Herkes diyarında muhabbetinde;
Bilmem bizi ne civara yazdılar.
Ben razı değilim hicrana gama;
Garip gönlüm halden hale salan var.”
(Âşık Sümmani Baba)
6
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler de insanları.
(Cemil Meriç)
Dün dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.
(Mevlâna)
Hak yolunda hakikate varmak sözle olmaz, inandığını
yaşamakla olur.
(Mevlâna)
Sırrını saklamasını bilen, işinin hâkimi olur.
(İmamı Şafii)
Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar
emniyette değildir.
(Şeyh Edebali)
Üç şey üzüntü ve kederi giderir, gönlü açar. Allâh’ı
anmak, Allâh dostları ile buluşmak, hikmet sahibi kişilerin
sözünü dinlemek.
(Süfyan-ı Sevri)
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
(Necip Fazıl Kısakürek)
İnsaf et, saman çöpü bile rüzgâr esmedikçe hareket etmez ise koskoca dünya bir güç olmadan kendi kendine nasıl
hareket eder?
(Mevlâna)
Başkasının sırrına ermek isteyen hırsızdır.
(Molla Cami)
7
İyilik eden sana arkadaştır, kötülük eden de senden ayrılmış sayılır.
(İmamı Şafii)
Değerini ve mertebeni arttırmak için sana senden daha
iyi bir arkadaş gerektir.
(Mevlâna)
Politika ve harp tarihi kılıcın zaferiyle doludur; fakat
kültür ve medeniyet tarihini yapan kalbin zaferidir.
(Peyami Safa)
Saçma ey göz aşktan gönlümdeki otlara (Ateşlere) su;
Kim bu denli tutuşan otlara kılmaz çare su.
(Fuzuli)
Gerçek dost, kendini unutanı unutmayandır.
(Baki)
Kötü zan, gam ve kederi olmayanı hasta eder.
(Mevlâna)
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek;
Sözün odun gibi olsun; fakat hakikat olsun tek.
(Mehmed Akif)
Kalpten çıkan söz kalbe tesir eder.
(Molla Cami)
Seçme hürriyetimizin sınırsız olduğu tek dünya, kitaplar dünyasıdır.
(Cemil Meriç)
8
Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı;
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz. (Yunus Emre)
İnsanın merhameti, yumuşaklığı ve cömertliği kendisini düşmanlarına bile sevdirir.
(Sadi Şirâzî)
Kim iradesini dininin hizmetçisi yaparsa her güç ona
boyun eğer.
Kim de dinini isteklerine alet ederse başı dertten kurtulmaz.
(İbn-i Arabî)
Allâh ile olduktan sonra, ömür de hoş ölümde.
(Mevlâna)
Allâh’ın nimetlerine şükretmek, o nimetin devamına
sebep olur.
(İmamı Gazali)
Düşmanının en büyük hilesi dostluğudur.
(Sadi Şirâzî)
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evladına.
(Mehmed Akif Ersoy)
Ölürken hak âşıklarının gözleri açılır da öteleri, bilinmeyen âlemi görürler. Başkaları ise ölüm korkusu ile kör ve
sağır olarak ölürler.
(Mevlâna)
9
Suret âşıkı olma, gönül kazanmaya çalış.
(Mevlâna)
Takılır bir yerde kalır oyuncak, kurgular biter.
Ölüm; o geldi mi ne var korkulacak, korkular biter.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Cahillere ilimden bahseden onu etmiştir ziyan;
Gerekenlerden de onu esirgemek zulümdür aman.
(Kâtip Çelebi)
Sofra etrafında yemek yiyecek yüzlerce kişi oturabilir; fakat baş olmak sevdasında iki kişi dünyaya sığmaz.
(Mevlâna)
İyi söz kısa ve anlamlı olanıdır.
Yerinde susmak sözün en güzelidir.
(Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Bu kadar adam gördüm, içlerinden hiçbiri dünyadan
hoşnut değil; ama hiçbiri de dünyadan gitmek istemez.
(Namık Kemal)
Düşmanın gözünde hüner en büyük kusurdur.
(Sadi Şirazi)
Kul Allâh’ı ne kadar çok seviyorsa, Allâh da kulu o
kadar sever.
(Mevlâna)
10
Ey akıl sahibi, gül ile diken beraberdir.
Niçin dikenle uğraşıyorsun, sen gül demetle.
(Sadi Şirâzî)
Oğlum ananı atanı say! Bereket büyüklerle beraber
olmadadır. Büyüğünü bilmeyen Allâh’ını bilmez.
(Şeyh Edebali)
Ne harabi, ne harabatiyim;
Kökü mazide olan atiyim.
(Mehmet Akif Ersoy)
Sen iyilik et de, o zayi olmaz,
Darılub da başa kakıcı olma;
Elinden geldikçe sen iyilik eyle,
Hatıra dokunup kırıcı olma.
Nice sultanları tahtan indirdi;
Nicesinin gül benzini soldurdu;
Niceleri gelmez yola gönderdi;
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
(Karacaoğlan)
Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer. Söküp atmak çok güçtür.
(Cenap Şehabeddin)
İmandır o cevher ki ilâhi ne büyüktür;
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.
(Mehmed Akif Ersoy)
Akıl maddeyi, kalp manayı keşfeder.
(Muhammed ikbal)
11
Pınar kuru, destiler kırık, suya giderler;
O gafiller ki haydan gelip huya giderler.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Tatlı meyve, yapraklar, dallar arasında gizlidir. Ebedi
hayatta ölümün ardında.
(Mevlâna)
Hepiniz kendi ayıbınızın hamalısınız, başkalarının kusurlarını kınamayınız.
(Sadi Şirâzî)
İyiliği yalnız iyiler anlar, fenalığı herkes.
(Cenap Şehabeddin)
Dünyadan ahreti isteyerek dünyaya el uzat.
(Yunus Emre)
Ayakkabım yok diye üzülüyordum, yolda karşımdan
gelen ayaksız bir adam gördüm.
(Mevlâna)
Kişinin eli ve kalbi doğru ise o kuluna Allâh nimet
vermiş demektir.
(Sadi Şirâzî)
İyi olup kötü görünmen, kötü olup da iyi görünmenden iyidir.
(Sadi Şirâzî)
Manen yaşamayan bir kimse, daha hayatta iken ölmüş
demektir.
(Mevlâna)
12
Kusurumuz ne kadar çoksa, o kadar kusur ararız.
(Cenap Şehabeddin)
Olgunluğun ve üstünlüğün yoksa dilini ağzında sakla.
İnsanı maskara eden dilidir.
(Sadi Şirâzî)
Zihin arı, kitap çiçek, dış dünya kovandır. Sıra bal
yapmaya geliyor.
(Cemil Meriç)
Sabır, rahatlığın ve neşenin anahtarıdır.
(Mevlâna)
Yanlış bildiklerimizi atabilirsek, beynimizin yükü o
kadar hafiflerdi ki!
(Cenap Şehabeddin)
Eğer sen kendini kınayabilirsen başkaları seni ayıplamaz.
(Sadi Şirâzî)
Sanma ki insan ancak içkiden sarhoş olur, aklı gider.
Bütün şehvetler gözü ve kulağı bağlar. Şeytan, şarap içmemişti; ama onu kibir ve inkârı sarhoş etti.
(Mevlâna)
El âlemin kötülüğünden bahsettiğin zaman sözün doğru olsa bile özün kötü sayılır.
(Sadi Şirâzî)
13
İnsanların en mutlusu kalbi ilimle dolu ve bedeni sabırla süslü olup elindeki ile yetinen kişidir.
(Süfyan-ı Sevri)
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir
şey eksilmez.
(Mevlâna)
Ölüler dini değil, sen de bilirsin ki bu din;
Diri doğmuş, duracak dip diri durdukça zemin.
(Mehmed Akif)
Gençlik çabuk geçer derler, unutmayalım ki, ihtiyarlıkta öyledir.
(Cenap Şehabeddin)
Kendi ölüp de kötülükleri ve zulmü yaşayanların vay
haline. Böyle birisi ölmekle kurtulur sanma.
(Mevlâna)
Haykıran susmalar vardır ki, ancak Allâh işitir.
(Cenap Şehabeddin)
En iyi insan kendine hâkim olan kişidir; çünkü başkaları ile uğraşmaz.
(Sadi Şirâzî)
İyileri besleyen kötülük görmez; ama kötüyü besledin
mi kendine düşman edersin. (Sadi Şirâzî)
Ölüm; sevgiliyi sevgiliye ulaştıran bir köprüdür.
(İmamı Rabbani)
14
Dünya için üzülmek, kalbe zulmet, Ahiret için üzülmek ise kalbe nurdur.
(Hz. Osman)
Bir paranın nereden geldiğini öğrenmek istiyorsan nereye harcandığına bak.
(Ebu Hanife)
Hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak.
(Atatürk)
Allâh temiz insanların davranışlarına bir iken on yazar. Sen de kimde bir iyilik görürsen onun bazı kusurlarını
siliver.
(Sadi Şirâzî)
Allâh birdir Peygamber hak;
Rabbül âlemindir mutlak;
Senlik benlik nedir bırak;
Söyleyeyim geldi sırası.
(Âşık Veysel)
Acı söz, tatlı bir dille güzel ve hoş gelir;
Diken gül bahçesinden dolayı gönül çekici olur.
(Mevlâna)
Nefistir seni yolda koyan;
Yolda kalır nefse uyan.
(Yunus emre)
15
Ne kadar zengin olsan; ancak yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan alabileceği kadar su alır, gerisi
kalır.
(Mevlâna)
Akıl yaşta değil baştadır; fakat aklı başa yaş getirir.
(Cenap Şehabeddin)
Şaka yoluyla söylenmiş olsa bile akıllı insanın ders
almayacağı söz yoktur; cahilin önünde yüzlerce hikmetlerden bahsetsen, bu onun kulağına şaka gibi gelir.
(Sadi Şirâzî)
Gel ey gönül hakiki bayram Cenab-ı Muhammed’e ulaşmaktır; çünkü cihanın aydınlığı o mübarek varlığın güzelliğinin nurundandır.
(Mevlâna)
Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık;
Anla ki, yok Allâh’tan başkasıyla yakınlık.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Doğrudan ayrılmayan kimse, hata da etse ona göz yumarlar. Yalancılıkla ün yapan kimseye de kimse inanmaz.
(Sadi Şirâzî)
Eline, diline, beline sahip ol. (Hacı Bektaş-ı Veli)
Kötülüğe engel olmak da iyilik yapmak gibidir.
(Ebu Hanife)
16
Her işte kendinden üstününü ara. Bunu fırsat bil. Kendin gibisiyle vaktini boşa harcama.
(Sadi Şirâzî)
Alan Sensin veren Sensin kılan Sensin,
Ne verdinse odur dahi nemiz var.
Hakikat üzre anlayıp bilen Sen,
Ne verdinse odur dahi nemiz var.
(Aziz Mahmud Hüdayi)
Bir kitap’tır: her insana için dışın öğreten;
Gökte, yerde, tende, canda bir yaradan sezdiren.
(Mehmed Emin Yurda Kul)
Âdem’in âdemliği; akıl, hayâ ve ilim iledir. İmanın
kemali, ahlak güzelliğidir.
(Hacı Bektaşi Veli)
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi;
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
(Sadi Şirâzî)
Ömrüm geçti yazık ki geç uyandım;
Bu dünya bana ebedi sandım.
(Yunus Emre)
Sen Ahmedü Mahmudu Muhammedsin efendim;
Hak’dan bize sultanı müeyyedsin efendim.
(Şeyh Galip)
Kötülükler kum’a, iyilikler kaya üstüne yazılır.
(Şeyh Edebali)
17
Allâh, hastalığı, gamı, kederi, gönül hoşluğu meydana
çıksın ve anlaşılsın diye yaratmıştır.
(Mevlâna)
Bir hata işlediğiniz zaman Allâh’tan bağışlama dileyiniz; çünkü hatalar insanlar yaratılmadan önce yaratılmıştır. Günah olan hatada ısrar etmektir.
(Yunus emre)
Tatlı konuşan kimse ile sert konuşma! Barış kapısını
çalanla kavga çıkarma!
(Sadi Şirâzî)
Takdiri ilahi gereğince kaybettiğin şeyler, kesinlikle
bil ki senden bir belayı giderir.
(Mevlâna)
Sevgiden daha yakın bir yakınlık yok, düşmanlıktan
daha uzak bir uzaklık yoktur.
(Molla Cami)
Allah’tan sakınan kişi ilmi kadar söz söyler.
(İmamı Rabbani)
Nerde bir gönlü kırık kişi görsen, ona merhem ol!
Mazlum kişi yolda kalsa ona yoldaş ol.
(Ahmed Yesevi)
Haksızlık karşısında eğilmeyin. Eğer eğilirseniz hakkınızla beraber haysiyet ve şerefinizi kaybedersiniz.
(Hz. Ali)
18
Ne yanar kimse bana ateşi dilden özge;
Ne çalar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayri.
(Fuzuli)
İçki, insanı sefalete, rezalete; hatta cinayete sürükler.
Neylesin ölüm herkesin başında;
Uyudun uyanmadın olacak;
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında;
Bir namazlık saltanatın olacak;
Taht misali o musalla taşında.
(Cahit Sıtkı Tarancı)
tarır.
Elde bulunan sanat, sahibini fakirlik ve ihtiyaçtan kur(Ebu Hanife)
Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm;
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.
(Erdem Bayezit)
O demdeki perdeler kalkar, perdeler iner;
Azrail’e hoş geldin diyebilmekte hüner.
(Necip fazıl Kısakürek)
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir;
Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.
(Yunus Emre)
Buyruğun tut Rahman’ın;
Tevhide gel tevhide. (Aziz Mahmud Hüdayi)
Derviş olan âşık gerek;
19
Yolunda hem sadık gerek;
Bağrı anın olur yanık;
Can gözleri açık gerek.
(Niyazi Mısrî)
Beş şey bahtiyarlığın delilidir:
Doğru sözlülük, doğru davranış, doğru düşünce, doğrularla beraberlik, ailesi için helal kazanç peşinde olmak.
(Hacı Bektaş-ı Veli)
Ölümden ne korkarsın;
Korkma! Ebedi varsın.
(Yunus Emre)
Sakın terki edepten kûy-ı Mahbub-ı Hüdadır bu;
Nazargâh-ı İlâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu.
(Nabi)
Allâh’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol;
Varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.
(Mehmed Akif Ersoy)
Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikene su vermek. Adalet, nimeti yerine koymaktır; su çeken
köke değil. Zulüm nedir? Yersizi yere koymaktır. Bu sadece
belaya kaynak olur.
(Mevlâna)
Göz, akıl ve kulağın berrak olmasını istiyorsan sen, tamah perdelerini yırt.
(Mevlâna)
Ölüm âsûde bahar, ülkesi bir rinde;
20
Gönlü hür yerde buhurdan gibi yıllarca tüter;
Ve serin serviler altında yatan kabrinde;
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.
(Yahya Kemal)
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz;
Şahsın görünü rütbe-i aklı eserinde.
(Ziya Paşa)
Enbiya yurdu bu toprak; şüheda burcu bu yer;
Bir yıkık türbesinin üstüne Mevlâ titrer!
(Mehmed Akif Ersoy)
Mecliste arif ol, kelamı dinle;
El iki söylerse sen de bir söyle;
Elinden geldikçe iyilik eyle;
Hatıra dokunup yıkıcı olma!
(Pir Sultan Abdal)
İlim ezberlenen şeyler değil, kendisinden faydalanılan şeylerdir.
(Ebu Hanife)
Hemen Mevla ile sana dayandım;
Arkam sensin kal’am sensin dağlar hey;
Yoktur senden gayri kolum kanadım;
Arkam sensin kal’am sensin dağlar hey.
(Köroğlu)
Yürü bre yalan dünya;
Sana konan göçer bir gün;
İnsan bir ekine misal;
Seni eken biçer bir gün.
(Karacaoğlan)
21
İşinde ve sözünde doğruluktan ayrılma! Hak, doğruların yardımcısıdır.
(Ali Fuat Başgil)
Sen çıkarsan aradan, kalır seni yaradan.
(Yunus Emre)
Cümle canlı hep topraktan;
Var olmuşuz emir haktan;
Rahmet dile sen Allâh’tan;
Tükenmez rahmet deryası.
(Âşık Veysel)
Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir.
(Hz. Ebu Bekir)
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i
nefsini kırmadan, sana yardım edendir.
(Hz. Ali)
Düşmana karşı cesaret göster. Korkaklık, senin yanındakileri de korkak yapar.
(Hz. Ebu Bekir)
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine,
adaletle hareket edip tek başına kal, daha iyidir.
(Gandhi)
Sabır, sonuca kolayca ulaştıran bir kılavuzdur.
(Mevlâna)
Yerinde hareket etmesini bilen, özür dilemek zorunda
kalmaz
(Fatih Sultan Mehmed)
22
Ey can, ölümden korkar kaçarsın ya! Doğrusunu istersen, sen kendinden korkmaktasın.
(Mevlâna)
Her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin. Bunu da öğren;
sevdiğin kadar sevilirsin.
(Yunus Emre)
Oğul! Her kimi Allâh yolunda görürsen onun dostu ol
ve onun önünde eğil.
(Mevlâna)
Ehli irfan arasında aradım kıldım talep;
Her hüner makbul imiş illâ edeb illâ edeb.
(Laedri)
Edep bir taç imiş nûr’ı Hudâ’dan;
Giy ol tâcı emin ol her belâdan.
Marifetullâh ehlinin ilk makamı edeptir.
(Hacı Bektaş-ı Veli)
Alkol kapıdan girerse, mutluluk pencereden çıkar.
Haram kazanç kapından girdimi hak pencereden çıkar.
(Süfyan-ı Servi)
İnsanlara iyilikte bulun ki onların kalplerini kendine
bağlayasın. İhsan, çok defa insanları kul eder.
(Mevlâna)
Bir insanı kalben yaralamak onu fiziken yaralamaktan daha ağırdır.
(Hacı Bektaş-ı Veli)
23
Gönül ovasına adım atmak gerekir. Çünkü toprak ovada ferahlık yoktur.
(Mevlâna)
Ey şehid oğlu şehid, isteme beden makber;
Sana ağuşunu aşmış duruyor peygamber.
(Mehmed Akif Ersoy)
Ahlakı kötü insanlarla arkadaşlık kurma ki, onlar günah işlemeye seni yöneltmesiler. (Ebu Hanife)
Ey â gâfil! Aç gözünü bir bak dünya haline;
Hiç kimse geldi mi? Bunda düşmedi ecel eline.
(Eşrefoğlu Rumi)
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır;
Fazilet hissi insanlarda Allâh korkusundandır.
(Mehmed Akif Ersoy)
Sıradan otlar iki ayda yetişir; fakat kırmızı gül ancak
bir yılda yetişir.
(Mevlâna)
Âlim ile sohbet etmek lâl ü mercan incidir;
Cahil ile sohbet etmek günde bir can incidir.
(Lâedrî)
Tövbe yâ rab, hata râhına gittiklerime;
Bilüp ettiklerime, bilmeyüp ettiklerime.
(şey Galip)
Okunacak en büyük kitap insandır.
24
(Hacı Bektaş-ı Veli)
Zafer, zafer benimdir diyebilenlerindir;
Başarı, başaracağım diye başlayıp başaranlarındır.
(Atatürk)
İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu
gösteren, kudret sahibi iken af eden, kuvvetli olduğu vakit
zulmetmeyen ve adaletle hareket edendir.
(Abdulmelik b. Mervan)
Zalimlerin zulmü karanlık bir kuyudur. Ey zulümle bir
kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.
(Mevlâna)
Hakk’a yaklaşmak yalvarmakla olur. İnsanlara yaklaşma ise onlardan bir şey istememekledir.
(Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Adalet, Ömrün uzamasına sebep olur. (Koçi Bey)
Alelâde bir insan, zamanı nasıl harcayacağını düşünür, akıllı bir insan ise nasıl tasarruf edeceğini.
(Schopenhauer)
Hayat, kırık bardaktaki su gibi;
İçsen de bitiyor, sen içmesen de.
Zaman, zalim elinde kılıç gibi;
Sen kesmezsen o, kesip geçiyor.
(Abdi Özdemir. (Hikmet incilerinden)
25
Üç şeyi kötü günlerinde dene: Dostunu, eşini ve sabrını.
(Atai)
İlim süstür ve tükenmez bir hazinedir.
(kâtip Çelebi)
İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah;
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allâh.
(Ziya Paşa)
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir;
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
(Ziya Paşa)
İnsanların en bilgisizi başkalarındaki şüphe uğruna
kendisindeki bilgiyi terk edendir.
(Ataullâh İskenderî)
Gam yükü, ilacı olmayan öldürücü bir zehirdir.
(İmamı Şafii)
Dinle sana bir nasihat edeyim;
Hatırdan gönülden geçici olma!
Yiğidin başına bir hal gelirse;
Bunu yâd edelerle açıcı olma!
(Pir Sultan Abdal)
Kanaat gibi hazine, terbiye gibi asalet, ilim gibi şeref
olmaz.
(Sadi Şirâzî)
26
Ölümü hatırla! Kendinden ilim öğrendiğin kimseler
için dua et! Ve okumaya önem ver!
(Ebu Hanife)
Mademki dün gitti, yarın da henüz elde değil, hesabını
şu var olan nefis için yapmaya çalış.
(Sadi Şirâzî)
Rızk ve dünyalık husunda kanaat sahibi ol; çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir.
(İmamı Rabbanî)
Edep, haddini bilmektir. En büyük edep de ilâhi hududu aşmamaktır.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Mutluluk sırrını ele geçirmek isteyen insan, kötü çevreden kendini korumasını bilmektir.
(Hafız-ı Şirâzî)
Maddeye tapanlar deniz suyu içene benzer. İçtikçe harareti biraz daha artar.
(İbn-i Arabî)
Ulaşamadığına boyun eğmek, ulaştığına razı olmak,
kaybettiğine sabır göstermek, kişinin olgunluğunun işaretidir.
(İmamı Gazzalî)
Zamana kusur buluruz, oysa zaman konuşacak olsa
utanırız.
(İmamı Şafii)
27
Âlem büyük bir insan, insan da küçük bir âlemdir.
(Farabî)
İnsan bunalınca O’ndan başkasını çağırmaz. Allâh’ım
der; ama dertten kurtulunca yine çer çöpe takılır.
(Mevlâna)
Canı Sen aldıktan sonra ölüm şeker gibidir.
Seninle olduktan sonra, ölmek tatlı candan da tatlıdır
bize.
(Mevlâna)
Yaradan rahmetini kahrından üstün saydı;
Ne olurdu halimiz gözyaşı olmasaydı.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Asla kimsenin umudunu kırma!
Belki de sahip oldukları tek şey odur.
(Mevlâna)
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
(Mehmed Akif Ersoy)
Bilmediğin şeyi sor. Sorma zilleti, bilme şerefine giden yoldur.
(Sadi Şirâzî)
Hiç el gönülden gizli bir iş yapabilir mi?
(Mevlâna)
28
Söz ok gibidir, senden çıktımı artık sen ona değil o
sana hâkimdir.
(İmamı Şafii)
Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlış
ortaya çıkmış olur.
(Farabî)
İnsanın kusurlarını sayan düşmanından edeceği istifade, kendisini öven dostlarından gelecek faydadan büyüktür.
(İmamı Gazzalî)
Doğru düşünmek, başkaları ile birlikte ve başkaları
için de düşünmek demektir.
(Cemil Meriç)
İki şey insanı çileden çıkarır. Söylenecek yerde ağız
açmamak, susacak yerde lakırtı etmek. (Sadi Şirâzî)
Ölmek bu dünyaya mahsustur. Yani bu dünyada ölüm
vardır. Öteki dünyada ölüm yoktur, doğmak vardır.
(Mevlâna)
Toplum, sevgi ile kaynaşır, adaletle yaşar, dürüst çalışmakla ayakta kalır.
(Farabî)
terir
Herkes, başkasına kendi layık olduğu davranışı gös(Cenap Şehabeddin)
Başkalarının ayıbını senin önünde sayıp döken, senin
ayıbını da mutlak başkalarına söyleyecektir.
(Sadi Şirâzî)
29
Demir gibi cahili, altın gibi bilginden daha kıymetli
yapan şey, ahlaktır.
(Mevlâna)
Eğer düşmanının sana zarar vermesinden korkuyorsan iyilikle onun gönlünü bağlamalısın.
(Sadi Şirâzî)
Mezarlıktakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirlerini kırıp geçiriyorlar.
(İmamı Gazzâli)
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar
anlaşırlar.
(Mevlâna)
Nice ömürler vardır ki zamanı uzun, değeri kısa. Nice
ömürler vardır ki zamanı kısa, değeri uzundur.
(Ataullâh İskenderî)
Müslüman’ım diyen kişi;
Şartı nedir bilse gerek;
Tanrının buyruğunu tutup;
Beş vakiti kılsa gerek. (Yunus Emre)
İnsana fazilet, din ve olgunluk gerek;
Mevki, mal dediğin şey bir gelir bir gider.
(Sadi Şirazi)
İlim ağaç yerindedir, ibadet de onun meyvesidir.
(İmamı Gazzâli)
30
Düştü Hüseyin atından sahra-ı Kerbelâ’ya,
Cibrîl var haber ver Sultanı enbiyaya.
(Kazım Paşa)
Kaçacak kim var ki dost tomarından;
O var (Allâh) sana daha yakın şah damarından.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.
(Mevlâna)
Kötülük tohumundan iyi bir meyve hâsıl olmaz.
(Sadi Şirâzî)
Tevbe bineği ne acayip binektir.
Bir anda sahibini yeryüzünden göklere ulaştırır.
(Mevlâna)
İnsanın ün bırakıp gitmesi, altın yıldızlı saray bırakmasından daha hayırlıdır. (Sadi Şirâzî)
Bütün kötülüklerin başı, kalbin Allâh’tan uzak olmasından dolayıdır.
(İmamı Gazali)
O (Allâh) sana senden daha yakındır. Niçin onu dışarıda ayırıyorsun.
(Mevlâna)
Yıllar geçiyor ki yâ Muhammed, aylar bize hep muharrem oldu!
31
Akşam ne güneşli bir geceydi, eyvah o da leyle-i matem oldu.
(Mehmed Akif Ersoy)
Kılıçla yaptırılmayan birçok iş güler yüz ve tatlı dille
kolayca yaptırılır.
(imamı Şafii)
Cennetin nimetleri Allâh’ı sevme derecesinde olacaktır. Kişi Allâh’ı ne kadar seviyorsa ahirette de o ölçüde nimetlere kavuşacaktır.
(imamı Gazzali)
Bir eli sevgi ile cömertlikle uzatmalısın.
Öbür eli de zulümden hırstan çekmelisin.
(Sadi Şirâzî)
Geçmiş geleceğin malzemesidir.
(Cemil Meriç)
Her sırrını dostuna söyleme! Günün birinde düşman
olmayacağını nereden bilirsin.
(Sadi Şirâzî)
Kendini Hakk’la meşgul etmezsen, yanlış şeyler seni
çıkmaza sokar.
(İmam-ı Malik)
Kanaatten hiç kimse ölmedi. Hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
(Mevlana)
Eğer sen kendini tanıyorsan, senin hakkında söylenen
sözler sana zarar vermez.
32
(Süfyan-ı Sevrî)
En zor savaş, geçici ve boş arzularla savaştır. Benliğini bu arzulardan kurtaran, dünyaya aid bütün musibetlerden, sıkıntılardan kurtulur.
(İbrahim Ethem)
Eğri büğrü yürüyen ayak gibi olma! Bırak şu eğri yürüyüşü de elif gibi dümdüz ol, dosdoğru ol.
(Mevlâna)
İlim okumak bilmektir, bilmek, Hakk’ı bulmaktır.
(Yunus Emre)
Acele tohum eken, pişmanlık başağı biçer.
(Süleyman Tevfik)
Can saatini Rahman ezelden kuruvermiş;
Bir gün göreceksin ki o saat doluvermiş.
(Necip fazıl Kısakürek)
Ahiret mutluluğunu isteyen ilim ve iyi niyet sahibi olsun.
(Ebu Hanife)
En üstün ahlaki hareket; sana gelmeyen akrabalarını
ziyaret etmen, seni mahrum edenlere ikramda bulunman ve
sana kötülük yapanları affetmendir.
(Sadi Şirâzî)
Dinimiz, akla, mantığa ve hakikate uygun bir dindir.
(Atatürk)
33
Günler ömür sayfasıdır. Onlara iyi davranışları ve
eserleri yazınız.
(Molla Cami)
Bir kitaptan edinilen bilgi vardır, bir de hayattan edinilen bilgi. Olgun insan diye ikisine de sahip olana denir.
(Cenap Şehabeddin)
Oturup dil dökecek yerde çalışıp ter dökmeli.
(Mehmed Akif Ersoy)
Güneş ışıkları ile bütün dünyayı kaplamıştır. Hangisi
diyen, onu hissetmeyen kişi ne kadar kördür.
(Mevlâna)
En yüksek sevgi ilâhi sevgidir ve bütün sevgilerin
kaynağı odur.
(İbn-i Arabî)
Dedim artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişi az çok;
Derken aklım geldi başıma;
Bir de baktım ömrüm gelip geçmiş,
hiçbir şey bildiğim yok.
(Ömer Hayyam)
Hayatın için malını, ahiretin için dilini korumalısın.
(Süfyan-ı Sevrî)
Sen duru bir su gibisin. Yaptığın kötülüklerle bu temiz
suyu bulandırma!
34
(Mevlâna)
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdan’ın;
Ne irfanın kalır tesiri ne de vicdanın.
(Mehmed Akif)
seye.
Ne mutlu bu dünyadan bilgi ile adaletle göçen kim(Sadi Şirâzî)
Büyük İşleri büyük milletler başarır.
Halkın sesi Hakk’ın sesidir. (Atatürk)
İlim ve hikmet helal lokmadan doğar.
Aşk ve incelik helal lokmadan kazanılır.
(Mevlâna)
Varsın Sen ilah, yine varsın yine varsın.
Aklımda hayalimde ve hissimde yaşarsın.
(Cenap Şehabeddin)
Şimdi elinden gelirken iyilik yap!
Yoksa yarın kefeni yırtıp elini çıkaramazsın.
(Sadi Şirâzî)
Güzel bir iş yapmak istediğin zaman acele et! Gizli tut
ve onu gözünde küçült.
(Yunus Emre)
O verdiğin zekât senin kesen için bir bekçidir.
O kıldığın namaz da zekâtının çobanıdır.
(Mevlâna)
İnsan dış gözüyle bakar; fakat iç gözüyle görür.
35
(İmamı Gazzâli)
Kötü insan, başkasının üzüntüsü ile rahatlayandır.
(Sadi Şirâzî)
Doğruluk, Allâh’ın rızasına erdirir.
Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim.
(Sadi Şirâzî)
Mü’mine aydınlık ve olgunluk kazandıran lokma, helal kazançtan elde edilen lokmadır. (Mevlâna)
Sözünü tartmayan, cevabından incinir.
(Sadi Şirâzî)
Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş
yalnız da olsa etrafına ışık saçar. Üzülme! Yalnızlık doğruların kaderidir. Kargalar sürü ile kartallar yalnız uçar.
(Ömer Hayyam)
Ölümle sonra seninle beraber olmayan şey, dünyadan
sayılır.
(İmamı Gazzâli)
Kızgınlık anında sevgi göstermek zor; fakat ne kadar
güzel şeydir.
(Sadi Şirâzî)
Allâh için ağlayan göz ne mübarek bir gözdür.
Allâh için yanan kalp ne mübarek bir kalptir.
(Mevlâna)
Sabrın sonu selamet, sabır hayra alamet;
Bela sana kahretsin, sen belaya selam et.
36
(Necip Fazıl Kısakürek)
me!
Dostuna sana düşmanlık edebilecek kadar kuvvet ver(Sadi Şirâzî)
Yeryüzünün baştanbaşa saltanatı, insanlar arasında bir
damla kan akıtmaya değmez.
(Sadi Şirâzî)
Ey yolcu! Aklını başına al. Vakit geçti, ömür güneşi
batmaya yaklaştı.
(Mevlâna)
Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu;
Gelir de adli ilahi sorar Ömer’den onu.
(Mehmed Akif Ersoy)
Geceleri ibadetle vakit geçirenler, Hakk korkusunu
düşünenler, ölüm zamanı gelince, korkusuz, rahatça ölürler.
(Mevlâna)
Kitaptan daha iyi bir arkadaş yoktur.
(Kâtip Çelebi)
Kötülüğü kötülükle cezalandırmak kolay, mertsen kötülük yapana iyilik et.
(Sadi Şirâzî)
Mademki Peygamber efendimiz “Mü’min mü’minin
aynasıdır.” diye buyurdu, ne diye aynadan yüz çeviriyoruz.
(Mevlâna)
37
Merhametsizlik kılıcını çeken kişi, merhametsizlerin
kılıcı ile ölür.
(Molla Cami)
Hesabı temiz olan kişinin hesaplaşmaktan ne korkusu
olur?
(Sadi Şirâzî)
Mü’min kardeşine aid sevmediğin bir iş duyarsan, onun için özür bulmaya çalış. Bulamazsan “Belki benim anlayamadığım bir durum vardır de” ve özrü kapat.
(Yunus Emre)
Ne ağzından taşacak kadar çok, ne de zayıflıktan ölecek kadar az ye.
(Sadi Şirâzî)
Ey Müslüman! Sen güzellik Yusuf’usun, bu âlem de
bir kuyudur. Seni oradan selâmete çıkarıp huzura kavuşturacak ip de Allâh’ın emrine sabır ve teslimiyettir.
(Mevlâna)
Zaman bir kılıçtır. Sen onu iyi kullanmazsan o seni,
keser.
(İmamı Malik)
Ölümü hatırlamak, hırs ateşini söndürür.
(İmamı Gazzâli)
Ne tuhaf! İnsan hiç ayrılmayacağı Allâh’tan kaçma,
mutlaka ayrılacağı dünyaya yapışma halindedir.
(Ataullâh İskenderî)
38
Dini bilmek, ona uymak ve onda derinleşmek hikmettir.
(İmamı Malik)
Bilmiş ol ki, kötü ahlaklı güzel yüz bir para etmez.
(Mevlâna)
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası;
Dostunun yüz karası düşmanının maskarası.
(Mehmed Akif Ersoy)
Her ne olursa olsun barış, her zaman savaştan iyidir.
Sulh hayırdır.
(Sadi Şirâzî)
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
(Mehmed Akif Ersoy)
Eğer Allâh hikmetiyle bir kapıyı kaparsa, rahmetiyle
başka kapıyı açar.
(Sadi Şirâzî)
İnsan sevdiğinden korkar; ama korktuğunu sevmez.
(Cenap Şehabeddin)
Bilgi kuvvettir. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
(Atatürk)
Kuş yuvasına kanadı ile uçar.
Ey insanlar! İnsanın kanadı gayrettir.
(Mevlâna)
39
Güzel ahlaklı, geniş yürekli ve derya gönüllü ol!
(Ebu Hanife)
Tasavvuf nedir diye bir uluya sordular da, “Gam ve
keder zamanında kalbinde ferah bulmaktır” cevabını verdi.
(Mevlâna)
Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmak
gerekir.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Her hak bir görev karşılığıdır. (Ebu Hanife)
İnsana aradığı şeye bakarak değer biçilir.
(Mevlâna)
Akılsız güç yıkılabilir; ama bir iş yapamaz.
(Cenap Şehabeddin)
Allâh korkusu olmayan gönülde Allâh sevgisi yaşamaz. Allâh’ı seven sevilmeye layık olur.
(M. Akif. Ersoy)
Öğüt dinleyen ve uzağı gören insanlar hiçbir kalbe kin
tohumu ekmezler.
(Sadi Şirâzî)
Nice insanlar gördük üzerinde elbise yok;
Nice elbiseler gördük içinde insan yok.
(Mevlâna)
Haykırsan gençler kavşağında her yolun;
40
Aman Müslüman olun, aman Müslüman olun.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Ver ama başa kakma! Sonunda sen kazanırsın.
(Sadi Şirazi)
Alkolün sarhoşluğu ölüme, Sanatın sarhoşluğu ölümsüzlüğe götürür.
(Peyami safa)
Karnı açlardan çok kalbi açlara acırım.
(Cenap Şehabeddin)
İnsanların neyi nasıl sevindikleri, kalitelerini gösteren
bir ölçüdür.
(Mevlâna)
Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi;
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi;
Saltanat dedikleri şol cihan kavgasıdır;
Olmaya cihanda sıhhat, vahdet gibi.
(Kanunî Sultan Süleyman)
Haksız sözleri tasdik eden de yalancıdır.
(İmamı Şafii)
Hak yolunda tane ekmeyen kimse;
Varlık harmanında bir arpa bile kaldıramaz.
(Hafız Şirâzî)
Edep, edepsizin edepsizliğine sabır ve katlanmandır.
(Mevlâna)
Güzel gören güzel düşünür.
41
Güzel düşünen hayatından tat alır.
(Sadi Şirâzî)
Ömür, temmuz güneşi karşısındaki kar gibidir.
(Sadi Şirâzî)
Başarı tatlı dille elde edilir. Hırçın kimse daima sıkıntı
çeker.
(Sadi Şirâzî)
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe
değerdi.
(Ebu Hanife)
Uykuyu hafif ölüm, ölümü de ağır uyku bil.
(Muhammed İkbal)
Dinsizin olmaz iyi bir kimseye faydası;
Kuran’a uymayanın kabul olmaz duası.
(Mehmed Akif Ersoy)
Günahlar, vicdanları paslandırır.
(Mevlâna)
Acizliğini bilmeyen adam gerçekten kuvvetli değildir.
(Cenap Şehabeddin)
Ey oğul! Üç kişiyi acı; cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kayıp edene.
(Şeyh Edebali)
42
Dünyada haset kadar hem kendisine hem de başkalarına zarı dokunan bir şey yoktur.
(Mevlâna)
Sabır ve tahammül sana zehir gibi görünür; fakat içine
yerleşince bal kesilir.
(Sadi Şirâzî)
Ya açar bakarız biz Nazmı Celil’in yaprağına;
Ya üfleyip de geçeriz bir ölülünün toprağına;
İnmemiştir hele Kur’ân bunu hakkıyla bilin;
Ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak için.
(Mehmed Akif Ersoy)
Kendini araştır! Kendi kusurunu kendin gör.
(Mevlâna)
Nice söz oka benzer, nice insanları yaralar. Nice nimetleri yok eder. Dili tutmak aklın başıdır, çok konuşma ise
gönlü karatır.
(Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Sürekli olarak mutlu olmak istiyorsan, herkesle dost
ol! Kimseye kin ve haset besleme.
(Hacı Bektaş-i Veli)
Genellikle demir kafesi kendi elimizle yapıp içerisine
gireriz ve sonra hür olmamaktan şikâyetçi oluruz.
(Cenap Şehabeddin)
Benim için iyi şeyler söyleyen kimse, kusurumu bana
açıkça gösteren kişidir.
(Sadi Şirâzî)
43
İnsan tarihe her istediğini söyleyebilir; çünkü ölüler
itiraz edemezler.
(Cenap Şehabeddin)
Gam ve keder olmayacak isteklerden doğar.
Bu kimseleri de şeytan avlamak ister.
(Mevlâna)
İki düşman arasında öyle konuş ki barıştıkları zaman
utanmayasın.
(Sadi Şirâzî)
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.
(Mehmed Akif Ersoy)
Çocuklarıma para bırakacağım diye cimrilik etme!
Onları adalet kelimesini duyduklarında seni hatırlayacakları şeklide yetiştir.
(Mevlana)
Avamı (Cahil halk) yalanla avutanı, hakikat ile korkutana tercih et.
(Cenap Şehabeddin)
Ey Allâh’a sığınan kişi, sabah küçük dirilmedir.
Büyük dirilmeyi ona göre düşün!
(Mevlâna)
Şahsiyeti olmayanın hiçbir şeyi yoktur.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Bir dilek için padişahın huzuruna niçin gidiyorsun, tamahı bıraktın mı padişah sen olursun. (Sadi Şirâzî)
44
Şu dünyayı dolaştım giymedim başıma taç;
Ne zengini tok gördüm, ne fakiri aç.
(Mevlâna)
Hakiki hürriyet hakikate esarettir.
(Necip fazıl Kısakürek)
Madem bal vermiyorsun, bari iğne batırma!
(Sadi Şirâzî)
Gücü yetiyorken iyilik etmeyen güçsüz kaldığı zaman
sıkıntı çeker.
(Sadi Şirâzî)
Eski başkadır, eskimiş başkadır.
Nice eskiler vardır ki hiç eskimez.
(Peyami Safa)
Bu dünya, yaptıklarımızdan yankılanıp, yine bize döneceği bir dağdır.
(Hz. Mevlana)
Üç şeyi az yapın, bir şeyi çok: Az yiyin, az konuşun,
az uyuyun; fakat çok düşünün.
(Mevlâna)
Müslüman’ın ilmi gönlündeki aşk ateşiyle olgunlaşır.
İslâm’ın manası, boş şeyleri terk etmektir.
(Muhammed İkbal)
Ey akıllı kimse, onun bunun ayıbını ortaya dökme!
Ondan vazgeç de kendi kusurlarına bak!
(Sadi Şirâzî)
45
Gözün de gönlün de incisi Allâh’ın Peygamberidir.
Onun getirdiği haberleri kulağına küpe yap.
(Mevlâna)
Allâh’a yakınlaşman, O’nun yakınlığının şuuruna varmandır.
(Ataullâh İskenderî)
ATASÖZLERİ
Soğuk kalpten sıcak söz çıkmaz.
Gök gürleyince hırsız namuslu olur.
Her söz bir cevap istemez.
Hastayı Allâh iyi eder, ücreti doktor alır.
Kefeninizin cebi olmayacaktır.
Sürü tersine çevrilirse, uyuz keçi lider olur.
Çok şey düşün, bir şey yap.
Sessizlik, çok şeyi cevaplar.
Paslanmaktansa yıpranmak daha iyidir.
Kurtlarla yaşarsan, ulumayı öğrenirsin.
İyi davula sert vurmak gerekmez.
46
İki kaptan bir gemiyi batırır.
Kalem, kafanın dilidir.
Araba, atın önüne koşulmaz.
Kapı menteşesi böceklere yuva olmaz.
Horoz ile arkadaş olan kümeste geceler.
Gezen tilki, yatan aslandan iyidir.
Vadiden aslanlar çekilirse tilkiler vali olur.
Karga ile arkadaş olanın burnu çamurdan çıkmaz.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Mecliste öyle konuş ki sözünden ibret alsınlar;
Laf bilmiyorsan sükût et, seni insan sansınlar.
Yatma tilki gölgesinde varsın yesin aslan seni;
Geçme namert köprüsünden varsın alsın sel seni.
*
Af etmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.
(W.Watson)
İnsan ne kadar az bilirse, o kadar çok bildiğini sanır.
(Rousseau)
47
Günahtan kaçınmayan âlim, meşale tutan bir kördür:
doğru yolu gösterir, kendisi görmez. (Sadi Şirâzî)
Tuzağa saçtığın taneler, cömertlik sayılmaz ki.
(Mevlâna)
Gençler, ihtiyarların aptal olduklarını sanırlar; ama ihtiyarlar, gençlerin aptal olduklarını bilirler.
(George Chapman)
Allâh bütün insanları mesut olmaları için yaratmıştır.
Bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyor.
(Epiktetos)
Ya hayır söyle, ya da sus.
(Hz. Muhammed sav)
Açıktan şeytana lânet edipte gizliden ona itaat edenlerden olma!
(Ömer Bin Abdülaziz)
Başkalarının kusuru bizim günahımızı örter mi?
(Laedri)
Güzel kelebek isteyen, çirkin tırtılı ezmemeli.
(Cenap Şehabeddin)
Uzak mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla
mümkündür.
(Gazzâlî)
48
Sen benim kalbime bak diyen, içi dışına çevrilseydi
acaba ne diyecekti.
(Şahsuvar)
İnsanlar başaklara benzerler. İçleri boşken başları havadadır. Doldukça eğilirler. (Montaigne)
Kendi kusurlarını affetmeyen kişinin, bütün kusurları
affedilebilir.
(Konfüçyus)
Aslında parayı sevmiyorum. Fakat sinirlerimi yatıştırıyor.
(Jeoluis)
Yerinde sayanlar, yürüyenlerden daha çok gürültü
ederler.
(Oscar Wilde)
Hoşuna giden her şeyi söyleyen kimse, hoşuna gitmeyecek şeyler işitir.
(Levinson)
Köpek sahibini izlemeli, sahibi köpeğini değil.
(Carpenter)
Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
(Mevlâna)
İlim maldan hayırlıdır. Zira ilim seni koruru; sen ise
malı korursun.
İlim verildikçe artar; mal verildikçe azalır.
49
İlim dost, mal ise düşman kazandırır. (Hz. Ali)
Malı sahibi korur, ilim ise sahibini.
(Hz. Ali)
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi neol ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı;
Onu sürdürmeyen çırak utansın.
(N. F. Kısakürek)
İman etmek gabya inanmaktır. Mükâfatı ise, görülmeyeni görmektir.
(St. Agustine)
Dehanın yüzde doksan dokuzu ter, yüz de biri de
ilhamdır.
(Thomas Edison)
Eğer ağaca tırmanmak istiyorsanız, yıldızlara çıkmaya niyet ediniz ki, başarabilesiniz.
(Konfüçyus)
Yeni bir şey öğrenmek için dün gittiğiniz yolda yürüyün.
(Burroghs)
50
Bana bu mesele zor demeyin. Zor olmasaydı mesele
haline gelmezdi.
(Mareşal Foçh)
Çağdaş olmak diye İslâm’dan daha üstün bir değer var
mı ki? Onunla uzlaşmak bizi meşgul etsin.
(Prof. Dr. Erol Güngör)
Kamburunun dostuna hoş görünmesini isteyen, dostunun sivilcelerini affetmelidir.
(Horatius)
Birçok kimseler ancak güzel havada dinsizdir.
(Amerikan Atasözü)
İyi bir eğitimci, yavaş yavaş kendisini gereksiz yapabilendir.
(Thomas Carruthers)
En iyi nasihat, örnek olmaktır.
(Malkom X)
İnsan başkalarını seçerken, kendini seçer.
(Sezai Karakoç)
Başkalarının yanlışları ve kötülükleriyle uğraşarak ruhunu kabartma! Düzeltilmesi gereken biricik insan sensin.
(Emerson)
Cahil soru sormaz.
(B. Disraeli)
51
Düşmandan kurtulmaktan daha mühim bir şey var:
Kurtarıcılardan kurtulmak.
( Balzac)
Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır.
(Bacon)
Önce evinin haline bak, sora devlete sitem eyle.
(İzzet Molla)
Herkesin dudak büküşü, cezaların en büyüğüdür.
(Balzaç)
Şöhret, pazara benzer. Orada çok kalırsanız fiyatlar
düşer.
(Bacon)
Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
(Atasözü)
Hiçbir kalbe kapısı kırılarak girilmez. Ahlak ve zarafet, bütün gönül gümrüklerinde geçerli pasaporttur.
(Erdinç Şumnu)
Allâh ve Rasûlüne inanmamanın cezası, falcılara inanmaktır.
(Hekimoğlu İsmail)
Flört, kullanılmış insanlar pazarıdır.
(Dante)
52
Yaşlanarak değil, yaşanarak kemale erilir, Zaman, insanları değil, armutları olgunlaştırır.
(Peyami Safa)
Çevrelerine uymak için kendilerini yontanlar, tükenip
giderler.
(R.Hull)
Tilki, kümesi iyi tanır diye bekçi yapılır mı?
(H. Truman)
Çok gülenin heybeti azalır.
(Hz. Ömer)
Küçük kapılardan girmeye kendini mecbur bilenler,
eğilirler.
Cenap Şehabeddin)
Kadehlerde boğulanlar, denizlerde boğulandan fazladır.
(Alman Atasözü)
Gözlendiğini hisseden herkes farklı bir yüz takınır.
(S. Zweig)
Başkalarının bahtiyarlığına imrenme. Çok kimseler
vardır ki, senin hayatına gıpta ediyorlar.
(Mevlâna)
Kendilerini “Şartların” kötü yaptığını söyleyenlere,
aynı şartların neden başkalarını kötü yapmadığı sorulmalıdır.
(E. Şumnu)
53
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
(Ziya Paşa)
Kitap okumak istediğim zaman, oturur bir tane yazarım.
(Benjamin Disraeli)
Akıl başka yerde olunca gözler kör olur.
(Publilius Syrus)
Cebi delik yolcu, hızsızın şarkısını söyler.
(Juvenaal)
Kırk eşkıya toplanmış bir çıplağı soyamamış.
(Atasözü)
Serseri, cahil bırakılmış çocuğun büyümüşüdür.
(Muhammed İkbal)
Bilginiz kaleminizden önce bitiyorsa yanlışınız çok
demektir.
(J. Jenkıns)
İyiliği gizli yapanlar Allâh’a inananlardır.
(Balsac)
İşbu söze hak tanıktır;
Bu can gövdeye konuktur;
Bir gün ola çıka gide;
Kafesten kuş uçmuş gibi.
(Yunus Emre)
54
Güzel bir yüze sahip olmak kendi elimizde değil; ama
gülen bir yüze sahip olmak elimizdedir.
(F. Yakar)
Bir kişiye tesir etmek, ona kendi ruhunu vermektir.
(Seymaur)
Ancak, aptallarla ölüler fikir değiştirmezler.
(Lowelli)
Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükte buldum.
(Hz. Ali)
İslâmiyet, görünmek değil, olmaktır.
(Prof. Şener Dilek)
Şimdi oku! Kabirde okuyamazsın.
(Z. Gündüzalp)
Gömleğin ilk düğmesi yanlık iliklenince diğerleri de
yanlış gider.
(C. Bruno)
Eğri cetvelle doğru çizgi çizilmez.
(La edri)
Allâh, herhangi bir kula Tevbe etmeyi ilham etmişse,
ona azap etmemeyi murat etmiştir.
(Hz. Ali)
Ana babayı kader tayin eder, arkadaşlar ise seçilir.
55
(Beydaba)
şır.
Fakire verilen, daha onun eline geçmeden Allâh’a ula(Zeynel Abidin)
İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.
(Mevlâna)
Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır, ya varmaz.
(Sadi Şirâzî)
Akıl tamamlandığında söz noksanlaşır.
(Hz. Ali)
Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol.
(Dale Carnegie)
dır.
Servetin batırdığı insan sayısı, kurtardığından fazla(Bacon)
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ancak, bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. Kardeş
olarak yaşamayı.
(M. Luther King)
Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.
(Hz. Muhammed A.s.)
Kim zerre kadar iyilik yaparsa, onun karşılığını görür.
( Zilzal Suresi ayet: 7)
56
Gelecek doktorların hastalarına yazacakları reçete de,
Müslümanların kıldığı namaz ve tuttuğu oruç olacaktır.
(Bernard Shaw)İn “The Genuine İslâm”
(Nobel edebiyat ödüllü ingiliz yazar)
Karaciğer hücreleri birbirinden farklı 16 grup görevi
yürütmek için 24 saat aralıksız çalışırlar. Yaşlanmanın tek
sorumlusu olarak kabul edilen bu vefakâr hizmetkârların bir
tek ümidi var; ORUÇ. Çünkü karaciğer hücresi bir mü’
minin vücudunda mekân tutmuşsa, yorgunluğu arttıkça adeta yalvaran bir sesle sorar:
Ramazan ne zaman?
(Dr. Halûk Nurbaki)
MÜSLÜMAN NASIL OLMALI?
Allâh’ın Rasûlü (sav) şöyle buyurdu:
Yüce Allâh’ın şerefleri ne ile değerlendirdiğini size
bildireyim mi?
Evet, yâ Resûlallâh dediler.
Sana cahilce davranana yumuşak olursun;
Sana zulmedeni bağışlarsın;
Sana vermeyene sen veririsin;
Senden alâkasını kesenle sen ilgilenirsin.
İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin
yapacağı iştir.
Sen, sana düşenleri yapmadıktan sonra, başkalarının
yapacağı iyilikten sana ne?
(Dante)
57
Allâh’ı tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. O’nu unutan, saraylarda da olsa, zindandadır.
İslâmiyet güneş gibidir. Üflemekle sönmez.
Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz.
Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.
(Bediüzzaman)
GERÇEK MÜSLÜMANIN TARİFİ
Muhakkak ki Mü’minler kurtuldu.
Onlar, namazlarını saygı içinde kılarlar;
Onlar, boş şeyden yüz çevirirler;
Onlar, zekâtlarını verirler;
Onlar, ırzlarını korurlar;
Onlar, emanet ve sözlerine riâyet ederler;
Onlar, namazlarını kılarlar.
İşte onlar, Firdevs Cenneti’ne varis olacaklar ve orada
ebedi kalacaklardır.
(Kur’anı Kerim Mü’minun Suresi ayet: 1-11)
Bütün kalbinle Allâh’a yönel ve yalvarışa geç!
Zira şimdiye kadar o kapıdan boş dönen olmadı…
(Söz güzel, söyleyen meçhul)
İki günü eşit olan zarardadır.
(Hz. Muhammed A.s.)
Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda hayırlı olabilir ve hoşlandığınız bir şey hakkınızda kötü olabilir. Allâh
bilir, siz bilmezsiniz.
58
(Kur’anı Kerim Bakara suresi Ayet: 216)
İlmiyle âmil olanlara müjdeler olsun!
(Hz. Muhammed A.s.)
Dünyasına dünyasına;
Aldanma dünyasına;
Dünya benim diyenin;
Dün gitti dün yasına…
Ağladım her yerde hep âh eyledim;
Kimse talip olmadı esrarıma.
MEVLÂNADAN
Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol!
Şevkat ve merhamette güneş gibi ol!
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol!
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol!
Hoşgörülükte deniz gibi ol!
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!
*
Gel, gel, gel, ne olursan ol yine gel!
İster kâfir, ister putperest, ister Mecusi ol, gel;
Bizim dergâhımız,
Ümitsizlik dergâhı değil.
Yüz bin kerre tevbeni bozmuş olsan da
Yine gel…
*
Ama hürriyeti kulluğu, taş çatlasa satmam.
*
Ne kutludur ki o kişi, yoldaşı hased değildir.
59
*
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci mercan da nedir,
bir sevgiliye harcanmadıktan, bir güzele feda edilmedikten
sonra.
*
Hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar; ruhu doğruluktan
ayırır, zalimlerin zulmü de karanlık bir kuyudur.
*
Ben şu dünyada güzel huydan daha iyi bir haslet ve
ehliyet görmedim.
*
Ayran kâsem önümde oldukça, Vallâhi kimsenin balını düşünmem bile. Azıksızlık ölümle kulağımı bursa bile,
hürriyeti kulluğa satmam ben!
*
Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız kuş gibidir, vah
ona!
*
Testide ne varsa, dışına o sızar.
*
Rüşvet alan, para pul padişahı değiliz; paramparça
olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
*
Toprağıma, mezarıma söyleyeceğin sözleri, şu
gamlı kulağıma saç; şimdi söyle bana.
*
Kon…Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız şeriat’da sağlamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır.
*
Allâh sana bu canı bedava verdi de o yüzden canının
kıymetini bilmiyorsun. Hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiş.
60
İlim gönül’e yansırsa, insanlığın iyiliğine kullanılırsa, yardım olur; ama tane tane, maddeye yansırsa, bu bir yük, bir
ağırlık, bir felaket olur.
Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun. Ey başkalarına ağlayan göz! Gel, bir müddetçik
otur da kendin için ağla! Mum, ağlamakla daha aydın bir hâ
le gelir.
*
Cenabı hak, yüz binlerce kimya, ilaç yarattı; ama
insanoğlu sabır gibi bir kimya görmüş değil.
*
Denizi bir testiye döksen ne kadar sığar?
Bir günlük kısmetle harislerin göz testileri dolmaz;
Hâlbuki sedef, kanaat etmedikçe içi inci dolu olmaz.
*
Hayvan otla semirir, insan da yücelikle, şerefle gelişir.
Güzel ne iyi suret; bil ki kötü huyla beraber olunca bir
kalp akça bile etmez. Aşk o yalımdır ki, parladı mı sevgiliden başka ne varsa hepsini yakar.
Not: buradaki sevgili sözcüğü, Hakk manasındadır.
*
Bizden sonra mesnevi (Melâna’nın sözleri) şeyhlik
edecek ve arayanlara doğru yolu göstererek onları yönetecek ve onlara önderlik edecektir.
*
Cübbe ve sarık ile insan âlim olmaz. Âlimlik insanın
zatında olan bir hünerdir. Bu hüner ister ipek bir kaba, ister
yünden bir aba içinde olsun.
*
İnsan her şeyi göremez. Sevdiğin şeyler, seni kör ve
sağır eder.
61
Kitaptan maksat içindeki bilgilerdir; ama dilersen sen
kitabı yastık yapıp başının altına koyabilirsin. Bu, kılıcı çivi
yerine duvara çakıp mağlubiyeti baştan kabul etmeye benzer.
*
Ölüydüm, dirildim; ağlayıştım, gülüş oldum; aşk devleti geldi; durup duran geçip gitmeyen devlet kesildim.
Tek bir gölüm var, pek bir yüreğim; aslanların ödü var
bende; doğup parlayan Zühre oldum ben.
Canım tenimde oldukça Kur’an’ın kölesiyim. Ben
Hakk’ın seçkin peygamberi Muhammed (A.s)’ın yolunda
toprağım. Her kim bundan başka benden bir söz naklederse,
ona çok üzülür ve o sözden çok üzüntü duyarım.
*
Acı mutlaka acılara katılır. Batıl söz, nasıl olur da
Hakk’a eş olur?
*
Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka…
Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen! Köpükler,
gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete
geçirir; fakat ne şaşılacak şey ki, sen köpüğü görüyorsun da
denizi görmüyorsun.
*
Takdir haktır; ama kulun çalışması da hak! Kendine
gel de koca şeytan gibi kör olma.
Sen suçu kendinde bul, tohumu sen ektin. Allâh’ın
cezalandırmasıyla, adaletiyle uzlaş! Zahmetin sebebi, kötülük etmektir. Kötülüğü yaptığın işlerde gör; ‘talihimden’
deme.
*
Yoksulların gönüllerini kırmamak gerek. Cenab-ı
Hakk, “Yetimi horlama; isteyeni boş çevirme” buyurmuş-
62
tur. Duvar çiviye, “Ne diye beni deliyor, incitiyorsun?”
dedi. Çivi de ona “Beni çakana bak” diye cevap verdi.
*
Vesveseli düşüncelerden sakın. İnsanın kalbi, sazlık
ve orman gibidir. Orada aslan gibi de, yaban eşeği gibi de
fikirler bulunur.
*
Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç
ve erdem ufuklarını ateşler.
*
Allâh için ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan
önce kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır. Çünkü
ateş seni değil, İbrahimleri tanır ve yakmaz.
*
Çarpık ayakkabı, çarpık ayağa uyar.
*
Ümitsizlik köyüne gitme; ümit var;
Karanlığa doğru yürüme; Güneş var.
*
Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne de ilacın şifası çare getirmez.
*
Ecel, verileni almadan önce, verilmesi gereken her
şeyi vermek gerek.
*
Demirci zenci olursa, duman onun yüzünde bir iz bırakmaz.
*
Sevgisiz insandan dünya korkarmış. İnsanlar sevgiye
tutkun olmasalardı tekâmüle erişemezlerdi.
*
İşle öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir.
63
*
Gündüz gibi ışıyıp durmanı istiyorsan, geceye benzeyen nefsini yakadur.
*
Akıl, bir başka akılla birleşti mi ışık çoğalır. Yol belirlendi demektir; fakat nefis, bir başka nefisle sevindi mi;
karanlık artar, yol belirsiz olur.
*
Keskin kılıç, yumuşak ipeği kesmez.
*
Öfke ile istek, insanı şaşı eder; canı doğruluktan ayırır;
garez geldi mi hüner örtülür; gönülden yüzlerce perde gelir
de gözün önüne çekiliverir.
*
Gelmez sana bir ziyan bu aşktan gönlüm;
Can gitse de korkma başka bir candır ölüm.
*
Ey akıllı! Sakın aklın başına gelince, pişman olacağın
bir sarhoşluğa düşme!
*
İnsanların sıkıntılarına katlanmak, Allâh’ü Teâlâ’ nın
beğendiği ve Rasûlüllâh’ın sevdiği, evliyanın özendiği bir
ahlaktır.
*
Ağır yükün altına giren hamal, başkalarından yük kapar.
*
Büyüklerin söz verişleri, yürüyüp duran bir definedir;
ehil olmayanların söz verişleri ise akıp giden bir zahmettir,
bir eziyettir.
*
Mert insanı isteğince gönlünce öv; söz erleri her övgüye lâyık elbet.
64
*
Su ateşe galiptir; ancak bir kaba girerse, ateş o suyu
kaynatır yok eder.
*
İnsanları iyi tanıyın! Her insanı kötü bilip kötülemeyin, her insanı iyi bilip de övmeyin.
*
İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz. Yürek yanmadıkça, göz yaşarmaz.
*
Kanaat etmekten hiç kimse ölmemiştir, hırs besleyerek hiç kimse padişah olmamıştır.
*
Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım.
*
Bizler bir oyuncağız O’nundur kudret;
Zenginlik O’nun, fakir olan biz elbet!
Bizler neye üstünlük arar kendinde;
Hep bir kapının yoldaşı herkes nihayet.
*
İnsan dünyayı zapteder; ama ağzını zaptedemez.
*
Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan; fena
söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.
*
Hem gam çağında, hem esenlik çağında Tanrı’ya dayanmadan, tümden O’na teslim olmadan başka her şey düzendir, tuzaktır.
*
Bil ki görünen şekil, yok olur gider; mana âlemidir
ölümsüz olan. Neye bir testinin şekliyle oyalanıp duracaksın? Bırak testinin şeklini, suyu ara.
65
*
Yüce mevkiler elde etsen bile, yine kaybetmek korkusundan can çekişirsin.
*
Deniz gibi mal kazan; fakat sen üzerinde gemi ol!
Muhabbet ve merhamet insanlığın; hiddet ve şehvet hayvanların sıfatıdır.
*
Hiç el gönülden gizli bir iş yapabilir mi?
*
Çocuk elmayı görmeden kokulu soğanı elden bırakır
mı?
*
Gönül vermedikçe, gönül bulamazsın.
*
Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
*
Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar.
*
Savaşçı aslanın peşine düşen kişinin kebabı gece gündüz eksik olmaz.
*
Dostların ziyaretine eli boş gelmek, değirmene buğdaysız gitmektir.
*
Hırsı bırak, kendini boş yere harcama!
Şu toprak altında, çırak da bir ustada.
*
Yıllardır gönüller tırmalayan taş oldun; denemek için
bir zamancağız da toprak kesil.
*
Kötü huyu adet edinme! Kökleşir, yerleşir.
66
*
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
*
Akıllı odur ki, çekilen belâdan, dostların ölümünden
ibret alır.
*
Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili de olsa,
o, yine dilsiz sayılır.
*
Her rüzgârla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar bile
olsan bir ota değmezsin.
*
İlaç, âlemde dertten başka bir şey aramaz.
*
Ey ekmek uğruna iman cevherini atan;
Ey bir arpaya bir hazineyi satan zavallı!
Nemrut, gönlünü Hz. İbrahim’e kaptırmadı;
Ama canını bir sivrisineğe teslim etti.
*
İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir.
*
Başta dönüp koşan nice bilgiler nice hünerler vardır
ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının
gitmemesini istiyorsan ayak ol.
*
Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.
*
Cahil olanların merhameti ve lütfü azdır.
*
Mecliste bulunan edepsiz, olmayanlardan daha hoştur;
halka da eğridir; ama kapıda değil mi ki?
67
*
Sual de bilgiden doğar, cevap da.
*
Körler çarsısında ayna satma! Sağırlar çarsısında gazel
atma!
*
Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez.
Dert, daima insana yol gösterir.
*
Dertli bir adamın tereddüt ve dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Derdini dinlersen o evde bir pencere açmış
olursun.
*
Dini, babadan bedava miras olarak buldun; o yüzden
başını diktin, şükretmiyorsun. Mirasa konan adam mı malın
değerini bilecek?
*
Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek. Sen
de söze dinlemek yolundan gir.
*
İnsanlarla dost ol! Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve
halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.
*
Dünya mıknatıs gibidir, bütün samanları çeker; ancak
özlü buğday, onun çekişinden kurtulur.
*
İnsanlarla hayvanlar arasındaki fark edeptir.
*
Aç gözlülük ve dünya nimetlerini elde etme hırsı, insanı hakkı olmayan şeylere el uzatmaya zorlar.
*
68
Adalet nedir? Ağaca su vermek. Zulüm nedir? Dikeni
sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır. Her su çeken
tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde
kullanmamak, yeri olmayan yere koymaktır.
*
Bütün cihanı araştırdım. Güzel ahlaktan daha üstün bir
liyakat bulamadım.
*
İnsan akılla pir olur; saçı sakalı ağarmakla değil.
*
Komşudan av kapmak aslana ayıptır, köpeklere değil.
*
Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşısındakinin anlayabildiği kadardır.
*
Kuş, ancak kendi cinsinden kuşlarla uçar.
*
Elinden geldiği kadar kötü arkadaştan kaç! Kötü ahbap en zehirli yılandan daha kötüdür. Yılan zehrini akıtıp
seni candan eder; ama kötü arkadaş can ve imandan eder.
*
Bin bahar gelse de taş yeşeremez.
*
Denizden bile yerine konmamak üzere su alsan, denizi
kurutur çöl haline getirisiniz.
*
Dil, hem tükenmeyen bir hazine, hem dermanı olmayan bir derttir.
*
Körler görmese de yıldızlar vardır.
*
69
Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.
*
Huzur arıyorsan; dost ol, çabuk pişmanlık getir, işe
güce koyul.
*
Düşünmeden söyleyen, nişan almadan atan avcıya
benzer.
*
Fare huylulara, kedi bey olur.
*
Yüzün renginde, gönül halinden bir nişan vardır.
*
Çıplak geldik; giyindik, soyunduk gidiyoruz.
*
Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir.
Biz de çocuklarız.
*
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.
*
Rüzgârlar, çok zaman gemilerin istemedikleri bir istikamette eser.
*
Gizli olan şeyler zıddı ile açığa çıkar. Hakk’ın zıddı
olmadığından gizlidir.
*
Ahmakların işgal ettiği makama yaptığı kötülüğü,
yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz.
*
Aşk, saygıya sığmaz, ölçüye gelmez sevgidir.
*
Sevgi ve acıma, insanlığın niteliğidir.
70
*
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar
anlaşabilir.
*
Sevgi, bilmenin ve anlamanın meyvesidir.
*
Ayrılık içindeki insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, bir yıl gibi gelir.
*
Tatlı suyun başı, kalabalık olur.
*
Nasıl bakarsan öyle görürsün.
*
Ayna bir şeye tamah etseydi, bizim gibi münafık olur,
her şeyi olduğu gibi göstermezdi.
*
Güneş batınca kandiller parlar.
*
İnsanın kanadı, gayretidir.
*
Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür.
*
Öfkenizden vazgeçebilirseniz, Hakk da gazabını sizin
üzerinizden alır. İhsanın karşılığı ihsandan başka ne olabilir.
*
İçinden gelmeyene, dışarıdan verilen nasihatin faydası
yoktur.
*
Bir zalimin, bir kötü kişinin övülmesinden gökler titrer. Allâh’tan korkan bu işe cür’et edemez.
*
71
Eğer insan cismiyle, cesediyle insan olsaydı, Hz. Muhammed ile Ebû Cehil arasında fark olmazdı.
*
Kişinin kendi miktarı, sözünden belli olur.
*
Hayatının gidişi, Hz. Muhammed’in sünnetinden sapmasın. Onu bırakma! Aklına ve hünerine az güven (Hakk
yola güven).
*
Kâr ancak takvada, dinde ve güzel ameldedir ki, iki
âlemde kurtuluş bunlarla olacaktır.
*
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
*
Akıl, sonradan ah çekmek için değil; düşünüp tedbir
almak içindir.
*
Köpek bile atılan bir kemiği veya ekmeği koklamadan
yemez.
*
Salihlerin tembelliği, fasıkların hâkimiyetini sağlar.
*
Cenabı Hakk kâfir için “necis” dedi; fakat dikkat et!
Kâfirlerin dışı pis değildir. O pislik onların din ve ahlâkındadır.
*
Sopayla kilime vuran, kilimi dövmez, tozlarını silker.
*
Sıkıntılı zamanlarda sakın ümidini kesme! Çalış, gayret göster. Göreceksin ki bir gün, güneşli, neşeli günler sizi
72
kucaklayacaktır. Güçlük, kolaylıkla beraberdir, kedine gel,
ümidini kesme.
*
Ümitsizlik tarafına gitme ümitler vardır; karanlık tarafına gitme, güneşler vardır.
*
Sende en iyi ne varsa, dostuna ondan ver.
*
Aşağılık adam yüksekliğe düşmandır; her şeyin bir
müşterisi vardır. Yüzün rengi, kalplerin casusudur.
*
O verdiğin zekât, senin kesen için bir bekçidir. Kıldığın namaz da zekâtın çobanıdır.
*
Zekât vermeyen bir kalbin üzerine bulut gelmez, yağmur yağmaz. Zinaya müptelâ olan bir topluluğun içinde de
çeşitli bulaşıcı hastalıklar belirir.
*
İnsanların düşünceleri havada uçuşan kuşlar gibi özgürdür. Tutulup hapsedilemez.
*
Her günah içki gibi sarhoşluk verseydi, kimseyi ayık
göremezdin.
*
Uzun sözü, maksadını anlatamayanlar söyler.
*
En büyük israf, ömrün boş yere harcanmasıdır; çünkü
bir saatlik ömür, yüz bin dinarla geri çevrilemez.
*
Her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin.
*
73
Uzanan her eli tutmak doğru değildir; çünkü insan
yüzlü şeytan pek çoktur.
*
Kalplerin büyüklüğü aslında birdir; lakin onlardaki
marifetlerin büyüklüğü başka başkadır.
*
Yıkılmış bir kalbin gönül kubbesini tamir etmek,
yüzlerce hacca (nafile hacc) gitmekten hayırlıdır.
*
Kitap ruhun gıdası, aklın ilacıdır.
*
Testi taştan korkar.
*
Kötü söyleme, kötü düşünme, kötüyü teşvik ve telkinde bulunma; ancak o zaman dünyadaki kötülüklerin sana
gelmesinden kurtulursun.
*
Eğer Müslümanca yaşamak istersen Kur’an’a sarıl,
çünkü O’nsuz İslâmi hayat mümkün değildir.
*
Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an’ın kulu, kölesiyim, O seçkin Hz. Muhammed’in yolunun tozuyum! Hz.
Allâh’a ve Cenabı Ahmed’e iyi sarıl!
Ey kardeş! Tez Ebû Cehil’den kurtul! İman ve itaat
yolunda bir nefes alır da, bir kimse, eğer ziyan ederse ben
kâfirim.
*
Düşmanlarım üzerime köpekler salar. O köpekler beni
ısırır. Ben köpek değilim; fakat ısırırım dudaklarımı.
*
Nefis, üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar.
*
74
Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır.
*
Okuyan aklı miktarınca anlar.
*
Ayna ve terazi yalan söyler mi?
*
İyadet (hasta ziyareti), nafile ibadetten hayırlıdır.
*
Tamah yüzünden hak, sana batıl görünür. Tamah yüzünden sende yüzlerce körlükler artar, durur.
*
Vakıf sabununu yiyen farenin gözleri kör olur.
*
Ey akıllı! Aklın başına gelince pişman olacağın bir
sarhoşluğa düşme.
*
Bazı insanlar gösteriş ve kazanç için ilim tahsil ederler. Bunlar fareye benzerler; her tarafı talan ederler; ama
vuslat nurundan habersizdirler.
*
Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?
*
Suyun susuzu kandırması gibi, doğru söz de kalbe temizlik getirir.
*
Dost yüzü görmeden geçen günler ya ölümdür, ya uyku.
*
Dosttur, çöp değildir; onu kırma.
*
75
Dünya velilerin kıymetsiz oyuncağı; gafillerin değerli
salıncağıdır.
*
Düşman, her ne kadar dostça söylerse de, her ne kadar
taneden yemden bahsederse de, sen onu tuzak bil.
*
Gözünüzü açıp Kur’an’a bakınız. Allâh kelâmı olan
Kur’an’ın bütün ayetleri edep öğretmektedir.
*
İnsanın ilmi ve edebi, en büyük varlığıdır; eskimez,
çürümez, kaybolmaz.
*
Fakirlik ve zaruret beni ölümle korkutsa da, ben bu
hürriyeti esirliğe değişmem.
*
Filozofların felsefesi, insanoğlunun zan ve şüphesini
arttırır. İslâm’ın hikmeti ise, insanı yücelere ulaştırır.
*
Dün, dünle beraber gitti, düne ait ne varsa cancağızım.
Bu gün yeni şeyler söylemek lazım.
*
İnsana kimse gözü gibi lalalık edemez.
*
Çok uzağı gören göz, yolundaki tuzağı göremiyorsa
neyleyim?
*
Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerede Allâh için gözyaşı varsa oraya rahmet yağar.
*
Gel de birbirimizin kadrini bilelim, çünkü ansızın öleceğiz, ayrılacağız birbirimizden.
*
76
Ululanmak zehirdir; kafana kibir yerleşince, kim seni
kırarsa onu ezeli düşman sayarsın; birisi senin düşüncene
aykırı söz söylerse ona kinlenirsin.
*
Alelâde otlar iki ay içinde yetişir; fakat kırmızı gül
ancak bir yılda yetişir.
*
Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde;
Dikenin itibarı ancak gül sayesinde!
*
Acele, birçok işi bozar; dilediğin şeyi yavaş yavaş;
fakat sağlam bir şekilde yapmalısın. Unutma ki Allâh insanı
yavaş yavaş tam kırk yılda olgunlaştırır.
*
Tohum toprağa düşse öldü denebilir mi?
*
Mutlak hakikati aramada tek başına akıl, çamura saplanmış merkep gibidir.
*
İlim, ucu bucağı bulunmayan sahilsiz bir deryadır.
İlim sahibi ise, o kenarsız sahile dalmış bir dalgıç.
*
Allâh merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.
*
Herkes kulluktan kölelikten kutulunca sevinir. Ben ise
en büyük saadeti Allâh’a kullukta bulurum.
*
Bugün sevinirsin benim altınım, akçem var deyu;
Anmaz mısın ol günü kim, muhtaç olasın bir pula.
*
Irz ve namustan mahrum olanlar, millet ve vatan hissi
taşımazlar; böylelerinden sakınmalıdır.
77
*
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
*
Bu dünya tuzaktır; tanesi de arzular.
*
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.
*
Gülün annesi dikendir.
*
Bu gün üstüne bastığın çimenler, yarın toprağının üzerinde bitecek.
*
İyi ağaçtan talihli dal çıkar.
*
Yüz kişinin içinde âşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.
*
Seven, sevdiğinden gözünü ayırmaz;
Bir dediğini iki etmez;
Seven sevdiğini unutmaz; onu anar durur.
*
Âşıkın nesi varsa ma’şuka fedadır.
*
Herkes bir zaman, hayvani aşk çemberinden geçer.
*
Siz şehvetin adını aşk koymuşsunuz;
Eğer öyle olsaydı, eşek, insanların şahı sayılırdı.
*
Oltaya et takanlar, bu işi cömertlikten değil; balık avlamak için yaparlar.
*
78
Hayatta başarılı olmak için üç şey lazımdır: Dikkat,
intizam ve çalışmak.
*
Münafık’ın tevbesi, günahından beterdir.
*
Bir adamın camilere alıştığını görürseniz, imanlı olduğuna şahitlik ediniz.
*
İnsan, kendi hakkındaki söylenen güzel sözlerden ibarettir.
*
Kadı, kalben rüşvet almaya karar verirse, zalimi mazlumdan ayırt edemez.
*
Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkarsa, her
yırtıcı kedinin lokması olur.
*
Kötü adın çirkinliği harften, deniz suyunun acılığı
kaptan değildir.
*
Her şey kader ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki
rahat edesin.
*
Açgözlüyü minnetkâr edemezsin; doymaz ki.
*
Mahzunluk zamanında dost, can aynasıdır.
*
Ateşi daima su ile korkuturlar; fakat suyu hiç ateş ile
korkutabilirler mi?
Bir insanın başkalarının kusurunu görmesi ve onları
ayıplaması gerçekte kendi kusurunu görmemesi demektir.
*
79
Mal ve para, başta külah gibidir, külaha sığınan keldir.
*
Nice kuş vardır ki uçup tane arar. Boğazı, boğazının
kesilmesine sebep olur.
*
Naz için gül gibi bir yüz gerek, öyle bir yüzün yoksa
kötü huyun etrafında dönüp dolaşma.
*
Her nimetin bir gamı vardır.
*
Taklit eden papağandır. İnsan ise daima iyiyi, doğruyu
ve güzel olanı seçer. Seçicilik, insanın en önemli özelliğidir.
*
Bardağımız küçükse, deryayı suçlamaya hakkımız olmaz.
*
Sabır, acıdır; ama tatlı bir meyvesi vardır.
*
Sabır, önceleri zehirdir; huy edersen bal olur.
*
Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.
*
Geveze birine sır söylemek, çatlak testiye su koymaya
benzer.
*
Manasız söz, su yüzüne yazılan yazıdır.
Tereddüt etmek, bir bakıma kudrete delalet eder.
*
Çarpık ayakkabı nasıl çarpık ayağa uyarsa, şeytanın
tılsım ve efsanesi de doğru olmayan gönüllere uyar.
*
Doğrudan nasihat, kişiyi yaralar.
80
Bir taş, bin bahar görse de yeşermez.
*
Bal, her ağızda tatlıdır.
*
Altına düşman olan var mı?
*
Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.
*
Hayatta komşunun haber almasından korkacağın hiçbir şey yapma!
*
Dertsiz dua soğuktur, bir işe yaramaz. Dertli dua gönülden, aşktan gelir.
*
Nice balık vardır ki, su içinde her şeyden eminken,
boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur.
*
Konuşmayı çok süslersen, amacından uzaklaşırsın.
*
Hakiki ahlak, samimiyetin başlangıcıdır.
*
Çıkacağın makama, sabrı merdiven yap!
*
Sevgi, bilmekten doğar.
*
İnsanların en kötüsü, sevmeyen ve sevilmeyendir.
*
Kişinin sözü, kalbindekini haber verir.
*
Önce fareyi def et, sonra buğday topla.
*
Elbiseniz eski de olsa, kalpleriniz yeni ve temiz olsun.
81
*
Terbiye, aklın görünüşüdür.
*
Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükte buldum.
*
Tevbesiz bir ömür, baştanbaşa can çekişmedir.
*
Şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık belirtmeksizin yumuşak ol.
*
Bozuk olunca maya;
Ne ar tanır ne hayâ.
*
İstenmeden veren kimse, “Kerim” sıfatını kazanır.
*
Kötü bir işin en güçlü şahidi, vicdanımızdır.
*
Vicdanını hırstan koru!
*
Zenginlik, gurbeti vatan; fakirlik vatanı gurbet yapar.
*
Çok ziyaret usandırır, az ziyaret dostluğa zarar verir.
*
Bin zulme uğrasan da bir zulüm yapma!
*
Cihan bir dağdır; yapıp ettikleriniz ise bir ses. Dağa ne
kadar kuvvetli bağırsanız, size yankısı da aynı nispette olur.
*
Selam, kelamdan öncedir. (Hadis-i Şerif)
*
Aşk, ilahi sırrı keşfeden bir alettir.
*
82
Davul çalınmazsa, bayramdan ne eksilir?
*
İnsanların kalp birliği, dil birliğinden yeğdir.
*
Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara.
*
Bir beste gibi ol! Ardından özlemle söz etsinler.
*
Aşk öğle bir saltanat ki, vakti yoktur.
*
Dünya ve Ahiret, kişinin iki karısı gibidir: Koca birini
ne kadar razı etse, öbürünü o kadar kızdırır.
*
Dövüşmeden önce konuşmayı denemek daha hayırlıdır.
*
Öz varlığını öldürdünse, özür dilemeden kurtuldun demektir; artık ülkede sana düşman kimse kalmamıştır.
*
Ne aklını beğenmeyeni gördüm, ne talihini beğeneni.
*
Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir.
*
Dostun yumruğu acıdır.
*
Tatlı dili olanların dostları her gün daha da artar.
*
Ekmeğini, terine banıp yiyeceksin.
*
Cömertliğin dibi yoktur.
*
Sağırın kulağı duymaz, aptalın hiçbir yanı.
83
*
İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. (Hadis-i Şerif)
*
Suçundan emin olmadığın kişiyi padişaha şikâyet etme! Canından olursun.
*
Hatalar keşfin giriş kapılarıdır.
*
Her kitaplık bir ceza evi kapatır.
*
Kitapsız bir ev, ruhsuz vücuttur. Size en çok yardım
eden kitaplar, sizi en çok düşündüren kitaplardır.
*
Kitaplar, hiç solmayan bitkilerdir.
*
Kitap, istikbale yollanan bir mektuptur.
*
Allâh ile olmayan kimse yalnızdır.
*
Ey oğul, hür ol, maddenin esiri olma!
*
Aşırı madde sevgisi insanı batırır.
*
Dünya uyanıklığı aldatıcıdır.
*
İyi niyetler, gül bahçesine benzer.
*
İnsan, edindiği dostlarla tanınır.
*
İnsanın gerçek gıdası, Allâh sevgisidir.
*
Olgun olmayan insan, çocuk gibidir.
84
*
Kibirli insan, kabahati başkasında arar.
*
Dünyalık insan, hep korku içinde yaşar.
*
Manevi pislik, ancak gözyaşı ile silinebilir.
*
İlim, Allâh’ın sarayıdır.
*
Allâh’a yakın olan için kaygı yoktur.
*
Olgun olanın sözlerini ancak olgun olanlar anlar.
*
Gösterişten kaçın!
*
Ak akçe, kara gün içindir. (Atasözü)
Rahminde cemiyetin ben doğum sancısıyım;
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım;
Zamanı kokutanlar “mürteci” diyorlar bana;
Yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.
(Hadis)
Hazırlanınız! Başka, daimi bir memlekete gideceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nispeten bir
zindan hükmündedir.
(Bediüzzaman)
85
Zalimler için korkucu, mazlumlar için ümit verici günler geliyor.
(Avukat Gülden Dönmez)
Hatırlarda bulunmak, malı yitmekten korur.
(Mevlâna)
Ağlayışın, feryat edişin bir sesi, sureti vardır. Zararınsa sureti yoktur. Zararda insan elini dişler; ama zararın eli
yoktur.
(Mevlâna)
Verdiğini geri alan kişi, köpek gibi kusmuğunu yemiş
olur.
(Mevlâna)
Şarap kadehtedir; ama kadehten meydana gelmemiştir. Ekme günü, gizlemek ve toprağa tohumu saçma günüdür. Devşirme günüyse, tohumun bittiği gündür, karşılığını
bulma günüdür.
(Mevlâna)
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
(Mevlâna)
Bulutlar ağlamazsa yeşillikler nasıl güler?
Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes
çeker onları; ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
(Mevlâna)
Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.
86
Çayırlıktan çimenlikten gelen yel, külhandan gelen
yelden ayırt edilir.
Dünya malı, bedene tapanlara helaldir.
(Mevlâna)
Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır.
Ahlaksızların bağırışıyla yürekli yiğitlerin naraları,
tilkiyle aslanın sesi gibi meydandadır.
Kötü nefis yırtıcı kuştur. Hırsın yemdir, cehennemse
tuzak.
Doğan, dağdan av getirir; fakat kendi kanadıyla uçarda avlanır. Padişah da onu keklik ve çil kuşuyla besler.
Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu
duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
Yemek dolu karın, şeytanın pazarıdır.
Sözle anlatılan şey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek olduğunu da haber verir, yalan olduğunu da.
Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir.
Sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
Gönül şişesini kırarsan yaşamak fayda vermez.
Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker yamarız biz.
Âşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerde defa aferin. Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin
87
sarhoşu oldukça, ruhun üzüm salkımını görebilir misin ki?
(Mevlâna)
İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor
musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu âlem yok değildir. Görmemek ayıbı, göstermek kusuru, uğursuz nefsin
parmağına ait işte.
İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir.
Göz ise ancak dostu görene derler.
A kardeş! Keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tevbe ve
kulluk kalkanını almadan gitme. Bir gömlek derdine düşeceksin; ama belki o gömlek kefen olacaktır sana.
Dağ bile olsan, bir saman çöpüne değmezsin. O dağa
bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne
bir fazlalık var ne bir eksilme. Ağzını kapa ve altın dolu
avucunu aç.
Ceset cimriliğini bırak da cömertliği seç. İnanmışsan
tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır.
Kâfirsen, acılaşmışsan, ölüm de kâfirleşir, acılaşır sana. Doğruluk, Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer.
Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrileri yutar.
Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek,
Allâh’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ize
bir ibadetin karşılığıdır.
Üzerinde meyveler bulunan bir dalı, meyveler aşağı
doğru çeker. Meyvesiz bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur.
88
Topluluk bizim yanımıza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir şey söyleyecek olsak, ona göre söylemek lazım
geldiğinden o zaman biz inciniriz.
Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Dert, insana yol gösterir.
İman, namazdan daha iyidir; çünkü namaz beş vakitte,
iman ise her zaman farzdır.
Sokak köpeğine ister altın, ister yünden tasma tak, yine sokak köpeği olmaktan kurtulamaz.
Cübbe ve sarık ile âlimlik olmaz. Âlimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir.
Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak,
peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kâse tutacakmışım?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan
tohumundan böyle bir şüpheye düşüyorsun?
Testi taştan korkar; ama o taş çeşme oldu mu, testiler
her an ona gelmeye can atar.
Sus artık yeter! Sır perdelerini o kadar yırtma; çünkü
bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır.
(Mevlâna)
Altın aramıyorum, altın olmaya yeteneği olan bakır
nerede? Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren
mum ve petek değildir. Arı biziz. Şekil, sadece bizim imal
ettiğimiz mumdur.
Dünya köpüktür. Allâh sıfatlarıysa denize benzer;
fakat şu cihan köpüğü, denizin arılığına, duruluğuna perdedir. Sözün içini elde etmek için harf kabuğunu yar.
89
Saçlarda sevgilinin yüzünü gözünü örter. Burnuna
sarımsak tıkamışsın, gül kokusunu arıyorsun.
Biz, tulumla, küple testilerle tatmin olmayız. Bizi çekip ırmağına götürün. Dünyaya demir atmış Karun’u, yer
çekti yuttu.
Ulular ulusu İsa’yı gökyüzü yuttu çekti, yüceltti.
Ekmek, beden hapishanesinin mimarıdır. Gübre olup
bostanın gönlüne giren pislik, yok olur gider de pislikten
kurtulur, kavunun, karpuzun lezzetini arttırır.
Bir köpeğin önüne bir çuval şeker koysan bile, onun
gönlü yine leş peşindedir. Şekerden ne anlar o?
Allâh ile birleşmek demek, senin varlığının O’nunla
birleşmesi demek değildir. Senin yok olmandır.
Küfürle iman, yumurtanın akıyla sarısına benzer. Onları ayıran bir berzah var, birbirine karışmazlar.
Din evinde haset faresi bir delik açar; ama kedinin bir
miyavlaması ile ürker kaçar.
(Mevlâna)
Kadınlar, aklı olanlara, gönül sahiplerine pek üstündürler. Cahillere gelince, onlar kadına üstündürler; çünkü
tabiatlarında hayvanlık vardır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasfıdır.
Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de,
şeytandan dert satın alılar.
Vazifesini yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına
ne mazeretin ne de ilacın faydası olur.
90
Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları
meydandadır.
Yeşilliklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin
yoksa davayı kazanamazsın ki.
Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez; ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
Ehil olmayanlara sabretmek, ehil olanları parlatır.
Leş, bize göre rezildir; ama domuza, köpeğe şekerdir,
helvadır.
(Mevlâna)
Kuzgun, dağda kuzgunca bağırır; ama bülbül, kuzgun
bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
Pisler, pisliklerini yapar; ama sular da temizlemeye
çalışır.
Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.
Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzında pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
91
Akıl padişahı, kafesi kaldırdı mı, kuşların her biri bir
yöne uçar.
Tevbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
O beden testisi ab-ı hayatla dolu, bu beden tesdisi ise
üzüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına
bakarsan yolu yitirdin. Genişlik, sabırdan doğar.
Korkunç bir kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
Kim daha güzelse kıskançlığı daha az olur. Kıskançlık, ateşten meydana gelir.
Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının!
(Mevlâna)
Irmak suyunu tümden içmenin imkânı yok; ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkânı yok.
Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığını kır gitsin; çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giyinmeye alışmış
kişi! Sonunda sana da dikişsiz elbiseler giydirilecekler.
Eşeğe, katır boncuğu ile inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
92
Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyicinin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
Oruç tutmak güçtür, çetindir; ama Allâh’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğramasından daha
iyidir.
Ayın geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün,
dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur.
Zahidin kıblesi, lütuf, Kerem sahibi Allah’tır. Tamahkârın kıblesi ise altın torbasıdır.
Allâh ile olduktan sonra ölüm de hoş, ömür de hoştur.
(Mevlâna)
Sarhoş, cinayeti yapar da sonra: “Özrüm vardı, kendimde değildim” der. Kendinde olmayış kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.
İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi
görüyorsa, değeri o kadardır.
Birisinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu
başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak
istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış, oysa önünde yüzlerce dağ var.
93
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde
inci vardır.
Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir?
Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
Hiçbir kâfire hor gözle bakmayın; çünkü Müslüman
olarak ölmesi umulur.
Şu deredeki su kaç kerre değişti, yıldızların akisleri
hep yerinde.
Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir, anlaşılır?
(Mevlâna)
Oyun, görünüşte akla uymaz; ama çocuk oyunla akıllanır.
Anlayış, edep şehirlilerdedir. Ziyafet, garip konaklamak da köylülerde.
Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayırlarda bulunmak, malı yitmekten korur.
Çalınmış kumaş, devamlı kalmaz insanda. Hırsızı da
darağacına götürür.
Her korkuda binlerce eminlik vardır, göz karasında
onca aydınlık mevcut.
Kötü nefis, yırtıcı kuştur.
94
İnsana bütün korku içinden gelir; fakat insanın aklı
daima dışarıdadır.
O kadar çok konuşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne ise usta da odur.
Bir lağımın pis kokusuna katlanmak, ruhu kokuşmuş
zenginlerle sohbetten yüz misli daha iyidir.
Sen, yeni bir çocuk doğurmadıkça, kan tatlı süt haline
gelmez.
(Mevlâna)
Hırsızlara, kötülere, alçaklara acımak, zayıfları kırıp
geçirmektir.
Yazı yazılırken eli görmeyen kişi, yazı kaleminin oynamasıyla yazılıyor sanır.
Gül solup gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan.
Firavun yüz binlerce çocuk öldürttü. Aradığı çocuk
evinin içindeydi.
Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki
suysa, gemiyi yüzdürür. (Gemiye arka olur).
Aynanın berraklığını yüzüne karşı söylersen, ayna
hemen buğulanır, seni göstermez olur.
Eşek suyun kadrini bilseydi, ayak yerine baş koyardı
ırmağa.
95
Gümüşün dışı aktır, berraktır; ama onun yüzünden el
de kararır elbise de.
Sabır, genişliğin anahtarıdır.
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan, geceye benzeyen karanlığını yakadur.
Ana karnındaki çocuğa doğmak, dünyadan göçmektir.
(Mevlâna)
Koruktaki su ekşidir; ama koruk üzüm olunca tatlılaşır, güzelleşir. Derken küpte yine acır, haram olur; fakat sirke olunca ne güzel katıktır.
İnanan, inananın aynasıdır.
Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir. Her
şeyin şeklini bırak, manasına bak rengi kara bile olsa, bir
kişi seninle aynı maksadı güdüyorsa, ona ak de, senin rengindedir.
Hacca gideceksen, bir hacc yoldaşı ara. İster Hint’li
olsun, ister Türk, ister Arap. Şekline rengine bakma, maksadı ne ona bak.
Yokluk, varlığın aynasıdır.
Arslanın boynunda zincir bile olsa, bütün zincirleri yapanlara beydir arslan.
Kasırga birçok ağaçları yıkar; fakat yeşermiş bir ota
ihsanda bulunur.
96
Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet
eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı.
Hiç köpeğin avlaması, ayın kulağına gider mi?
(Mevlâna)
Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle
yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar.
Hıristiyanların bilgisizliğine bak ki, asılmış tanrıdan
medet umuyorlar.
İnsanoğlu dilinin altında gizlidir. Dil, can kapısının
perdesidir. Yel, perdeyi kaldırdı mı ne var, belirir bize.
Sen de sağ eline bir sopa aldın; ama senin elin nerede
Musa’nın eli nerede.
Akıllı birisinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasından
iyidir.
Kara odun ateşe eş oldu mu (ateşe kondumu) karalığı
gider, tümden ışık kesilir.
Bağış, kine merhemdir.
Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu
vakti bilir mi hiç?
Allâh yüzünü çirkin yaratmışsa, kendine gel de, hem
çirkin yüzlü hem çirkin huylu olma.
97
Aynada bir şekil görürsün hani, senin şeklindir o, aynanın değil.
(Mevlâna)
Satrançta piyon yola çıkar da, sonunda yüce vezir olur.
Kibir kokusu, hırs kokusu, tamah kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar.
Sonsuzun iki yanı da yoktur, ortası nasıl olabilir?
Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üç yüz
bin cefasına bedeldir.
Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez.
Davud’un elinde demir mum oluyor, senin elindeyse
mum, demire dönüyor.
Sabır insanın maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur.
Yılan yumurtası da serçe yumurtasına benzer; ama
aralarında ne kadar fark var.
Bilginin iki kanadı vardır, şüphenin tek.
Denizden bile yerine su koymadan devamlı su alsan,
bu işin denizleri çöle çevirir.
Sen, yerdeki yeşillik gibisin, ayağın bağlı. Bir yel esti
mi, tam inanca ulaşmadan başını sallarsın. (Mevlâna)
98
Oltandaki et lokması, balık avlamak içindir. Öyle
lokma ne bağıştır ne de cömertlik.
Sözün eğri olsa da, anlamı doğru bulunsa, sözdeki
eğrilik, Allâh’a makbuldür.
Eşeğin ardını öpmekte bir tat, tuz yoktur. Faydasız
yere, sakalını bıyığını kokutur.
Ölülerle savaşıp gazilik elde edilmez.
Kin, sapıklığın da aslıdır, kâfirliğin de.
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
Hoş, güzel ömür, yakınlık âleminde can beslemektir.
Kuzgunun ömrü ise fışkı yemeye yarar.
İnciyi sedefin içinde ara, hüneri de sanat ehlinden iste.
İnsan bir ağaca benzer, kökü, vadinde durmaktır.
Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.
Sen, değerinle ve düşüncenle iki âleme bedelsin.
Ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun.
Kendini ucuza satma, çünkü değerin yüksektir.
Bizim peygamberimizin yolu aşk yoludur.
Biz aşktan doğmuşuz, annemiz aşktır.
Âşıkların şeriatı da Allâh’tır mezhebi de.
Bu dünya pazarında sermaye altındır;
Orada ise (âhirette) aşk ve ıslak iki göz. (Mevlâna)
99
Dünyadaki her şeyin Allâh katında belirlenmiş bir ecele kadar devam ettiğini bilmemiz, benliğimize izzet kazandırır.
(Muhyiddini Arabî)
Üstüne ilâhi mevhibelerin yağmasını istiyorsan, fakiri
ve halini ıslah et. Sadakalar ancak fukara içindir.
(Muhyiddini Arabî)
Allâh’ın kendisini şehvetten kurtarıp gafletten uyandırmasını uzak gören kimse, hâşâ, O’nun ilâhi kudretini aciz
görmüş olur. Allâh Teâlâ her şeye muktedirdir.
(Muhyiddini Arabî)
İbadetlere neşeli olarak başla.
Bilmediklerini bilenden öğren. Bildiklerini de bilmeyenlere öğret.
Sıkıntılar, mevhibelerin sergisidir.
Bazen namazda veya oruçta bulamadığın feyzi, belâ
ve mihnette bulursun.
Bazen istikameti kemale ermemiş kişi, kerametle rızıklandırılabilir.
Nafilelerde acele edip, farzlarda tembel davranmak
havaya uymanın alâmetlerindendir.
Her söz, sadır olduğu kalbin kisvesine bürünmüş halde
ortaya çıkar.
100
(Muhyiddini Arabî)
Bazen izhar etmene izin verilmeyen sırlar, sana nurları
sönük bir halde görünür.
Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile
kayıtlı olmaz.
Abdest, başlı başına bir ibadettir, abdestli bulun.
Evlere izinsiz girmeyin.
İnsanın kendi şahsına rahmeti, başkasına rahmetinden
daha büyüktür.
Eğer söz sahibi isen, hak ile söyle, hak ile hükmet. Heva ve hevesine uyma.
Daima bilgili kişileri dinle. Bir işi bitirince, yeni bir
işe başla.
Sır tutmasını bil. Sırrın sorumluluğu çok büyüktür.
Sakın ola ki iki kişinin arasını bozma. Bu durum dini
yıkar.
Üç şeyden kork; Allâh’tan, nefsinden, Allâh’tan korkmayandan. (Allâh’tan korkan, hiç bir şeyden korkmaz)
Faydasız ilim, şifasız ilaca benzer. Güzel ilim, çalışma
ile beraber olandır.
(Muhyiddini Arabî)
Gizli yapılan faydalı işler, ihlâsın en büyük göstergesidir.
101
Her halinde iyi niyetli olmaya gayret et. İbadetin başı
iyi niyettir.
İhtiyacı olanların yardımına, karşılık beklemeden koş.
İnsanları hayırlı işlere teşvik edenler, sevaba ortak
olurlar.
Borcuna sadık ol! Sözünden dönme ve yerine getiremeyeceğin vaatlerde asla bulunma.
Hürmetler karşılıklıdır. Sabırla öfkesini yutanın kalbine emniyet ve iman dolacağını da asla unutma.
Üç kişi bir yerde iken, ikisinin gizli konuşması veya
üçüncünün bilmediği bir dil ile konuşmaları doğru değildir.
Söylediğine dikkat et. Örneğin, bir insan Mü’min kardeşine kâfir dese, o kelime dediği yere gider; eğer dediği
gibiyse orada kalır, değilse söyleyene geri gelir.
Devlet büyüklerine dil uzatma. Hataları olursa onlara
aittir. Senin tutumun meşru emirlere uymak düzeni bozmamak olmalı. Eğer tenkit edeceksen, sıfatı tenkit et, öze
dokunma. Methedersen, her ikisini de methet.
Terk ettiğin kabahatleri bir daha yapmamaya kararlı
ol. İşlemekte bulunduğun hayırlı işleri de ölünceye kadar
sürdür, sakın bırakma!
Sağlığını ve boş zamanlarını en kıymetli hazine olarak
bil. Allâh’ın razı olacağı işleri ölçülü bir şekilde değerlendir.
Manevi tabir için izin verilmiş kişilerin sözleri dinleyenler tarafından anlaşılır ve onun işaretleri insanlara gayet açık görünür.
102
Ehlinin kalbî nurları, sözlerinden önde gider. Böylece
nurlandırdıkları yerlere sözlerinin tesiri de ulaşmış olur.
İki iş arasında mütereddin kaldığın zaman nefse daha
ağır gelenini tercih et. Zira nefse haktan gayrisi ağır gelmez.
Sâlik, (bir yolu bulunan) varidatlarını (İlhamlarını) anlatmamalıdır. Bu hem vâridatın tesirini azaltır hem de O’
nun Hakk’a karşı sadâkatine mani olur.
Dünyadaki her şeyin Allâh katında belirlenmiş bir ecele kadar devam ettiğini bilmemiz, benliğimize izzet kazandırır.
Cenab-ı Hakk sana hizmeti ibadeti farz kılmakla aslında cennetine girmeyi farz kılmıştır.
Allâh Teâlâ, kulların Salih ameller işleme arzusunun
az olduğunu bildiği için ibadeti farz kılmış ve onları farziyet
zincirlerine vurarak cennetine sevk etmiştir. Vasıflarını O’
nun sıfatlarından yardım gelecek şekilde, acziyetini, O’nun
kudretinden imdat gelecek şekilde ve zaafını O’nun havl ve
kuvvetinden yardım görecek surette düzelt ve tahakkuk
ettir.
Farz ibadetlerin ifası, sen onları erteleyip durmayasın
diye belli vakitlerde sınırlandırmış, senin irade payın olsun
diye de genişçe bir zamana yaymıştır.
Cenab-ı Hakk sürekli olarak bir işi senin için neticelendirip semerelendiriyorsa, bu, Allâh Teâlâ’nın seni o iş
üzerine ikame ettiğinin delilidir. (Muhyiddini Arabî)
İMAMI GAZZALİ’DEN NASİHATLER
Bir insan, ne kadar kötülük işlemiş olursa olsun, yine
de gönlünde iyi bir insan olmak özlemi duyar.
103
İnsanın hidayete gelme arzusundan, yüreğinde bu güzel duygunun uyanmasından ümidinizi kesmemeniz gerekir.
Çöplükte bir gülün gülümsemesi, sisler içinde bir güneşin görünmesi her zaman mümkündür.
Yüce Rabbinin takdir ve tecellisine razı ol!
İnsanlara ve dünya ehline halinden şikâyet etme!
Sonra Allâh seni onlara bırakır, perişan olursun.
İnsanlardan bir iyilik gördüğün zaman, önce Allâh’a
şükret, sonra ona vesile olan kimseye teşekkür et.
Nimeti göndereni unutma! Getireni de ihmal etme!
Sana kötülük yapanları Allâh’a havale et! Kötülüklerinden O’na sığın; eğer intikamla uğraşırsan, daha büyük
zararlarla karşılaşırsın ve ömrünü boş yere harcamış olursun.
HZ. ALİ’NİN SÖZLERİ
İki şey, aklı ve tedbiri bozar.
Biri, acele etmek;
Diğeri de, olmayacak şeyi istemek.
Acele her işte kötüdür. Yalnız şer ve kötülüğün def
edilmesinde değil.
Güzel ahlâk, suyun kiri yok ettiği gibi kusuru yok
eder.
Akıl gibi nimet, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim
gibi şeref olmaz.
Akıl kemal bulunca, boş sözler zeval bulur. (Yok olur.)
En büyük servet akıldır.
104
Sen babanın hakkına riayet edince, oğlun da senin
hakkına riayet eder.
Âlim ölse de yaşar; cahil, yaşarken ölüdür.
Cimri insan dünyada fakirler gibi yaşar, ahirette zenginler gibi sorguya çekilir.
Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna delalet eder.
Cömertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının
malını korumaktır.
Bilgi, zenginlikten üstündür; çünkü zenginliği sen korursun, bilgi ise seni korur.
rım.
Bir adamın aklının derecesini soru sormasından anla(Hz. Ömer)
Aralarında yaşayabileceğin samimi arkadaşlar edin;
çünkü Onlar iyi günlerinde gönül şenliği, kötü günlerinde
yardımcılardır.
(Hz. Ömer)
Acele şeytan işidir. Ama beş şey öyle değil:
Misafire yemek yedirmek;
Namazı vaktinde kılmak;
Tevbe etmek;
Kız evladını evlendirmek,
Ölüyü defnetmek.
(Hatem-i Esam)
Kılıcın yapmadığını adalet yapar.
(Kanuni Sultan Süleyman)
105
Aptallığın en büyüğü, övmede ve yermede aşırılığa
kaçmaktır.
İki şey ahmaklığa delalet eder:
Hiçbir sebep yokken gülmek;
Sormadan haber vermek.
(Malik bin Dinar)
Ahmağı tanımanı en kesin ölçüsü, onun Allâh’a inanıp
inanmadığıdır. Böylelerinin deneysel bilgileri, marifetleri
hiçbir değer ifade etmez.
(İmamı Rabbanî)
İlim cehaleti kaldırır; fakat ahmaklığa bir şey yapamaz.
(A. Arvasi)
Dünyalığı artınca sevinenler, her gün eksilmekte olan
ömrüne üzülmeyenler arasında aklı noksan olmayan yoktur.
(Ebûd Derda)
Akıllı olan üç kimseyi hafife olmaz:
Âlimleri;
Hükümdarları;
Dostları.
Âlimleri hafife alanın ahireti gider;
Sultanları hafife alanın dünyası gider;
Dostlarına mürüvveti olmayanın dostluğu gider.
(Abdullâh b. Müberek)
Akıl yeryüzünden kalksa bile hiç kimse akılsız olduğuna inanmaz.
(Sâdi-i Şirazi)
106
İki şey akıl hafifliğini gösterir:
Konuşacak yerde susmak;
Susacak yerde konuşmak.
(Sâdi-i Şirazi)
Şirkten sonra en büyük günah, insanlarla eğlenip alay
etmektir.
(Vehb ibn-i Münebbih)
İbadetin en faziletlisi tevazudur.
(Hz. Âişe)
Her kim kendisini kıymetli bilirse, onun tevazudan
nasibi yoktur.
(Malik b. Dinar)
Tevazu; yaptığın güzel işlere bakıp kendini beğenmemen ve şımarmamandır.
(Ebû Süleyman Dârânî)
Tevazu; kimden olursa olsun hakkı (Doğruyu, gerçeği)
kabul etmendir
(Fudayl b. İyad)
İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır; eğer toprak gibi alçak gönüllü olmazsa insan değildir.
(Sâdi-i Şirâzî)
Tevazu; ne dünyada ne de ahirette hiç kimseyi kendine muhtaç görmemendir.
(Hamdun Kasar)
107
Her türlü iyilik bir evde toplanmış ve onun anahtarı tevazu olmuştur. Her türlü kötülük bir evde toplanmış ve onun anahtarı kibir olmuştur.
(Yunus bin Hüseyin)
Ey kişi! Kalbinde Allâh sevgisinden başka bir şey
olmadığı zaman, bil ki çok zenginsin.
(İbn-i Vefa)
Bir kimse Allah’ı seviyor, O’na itaat ediyorsa sen de
O’nu sevmek zorundasın; çünkü iyi kimseyi seven Allâh’ı
sevmiş olur.
(Ebû Said Hasan Basrî)
Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceleri
ibadetle geçirsem, malımı parça parça Allâh yolunda infak
etsem; fakat gönlümde Allâh’a ibadet edenlere karşı bir
sevgi, isyan edenlere karşı bir nefret duymazsam, bütün bu
yaptıklarımdan bir fayda göremem.
(Abdullâh ibn-i Ömer)
ridir.
Allâh korkusuyla dökülen yaşları, ariflerin ibadetle(Hz. Ali)
Vezir, padişahtan korktuğu kadar Allâh’tan korksaydı
melek olurdu.
(Sadi-i Şirâzî)
Kıyamet günü her göz ağlayacaktır. Ancak Allâh Teâlâ’nın haram kıldıklarına bakmayan, Allâh için uykusuz
kalan, Allâh korkusuyla ağlayan gözler, ağlamayacaktır.
(Saffan bin Süleyman)
108
Allâh Teâlâ’nın senin hakkındaki bilgisi, insanların
senin hakkındaki bilgisinden çoktur. Unu için yalnız olduğun zaman hal ve hareketine, insan içinde olduğundan daha
çok dikkat etmelisin.
(Hamdun Kasar)
En büyük belâlarından biri, anlaşamadığın halde ayrılma imkânı olmayan arkadaştır.
(Muhammed er-Rasdibî)
Komşusu, akrabası ve arkadaşı tarafından iyi denen
kimse gerçekten iyidir.
(Hz. Ömer)
Dünyada arsız kimse ile arkadaş olmak, ahirette insanı
mahcup eder.
(İmam-ı Şafii)
Ufak bir yanlış hareketinle üzülecek, darılacak kimseye çok güvenme.
(İmam-ı Şafii)
Zalimleri bağışlamak yoksullara cefadır.
(Sadi-i Şirâzî)
Allâh’a itaat etmek;fakat ret edilmekten korkmak bahtiyarlık alameti; Allâh’a asi olmak; ama O’nun katında makbul olmayı ummak bedbahtlık alametidir.
(Ebû Osman Nisaburî)
Bir kimsenin bedbaht olmasının alameti üçtür:
1- İlmi olduğu halde amelden mahrum olası;
2- Kendisine amel verilip ihlâstan mahrum olması;
3- Allâh dostları ile sohbete nail olup hürmetten mahrum olması.
(Muhammed bin Fadl Belhi)
109
Altı şey cehalet ve bedbahtlık eseridir:
Sebebsiz yere kızmak;
Gereksiz ve faysız yere konuşmak;
Sırrını ifşa etmek;
Herkese güvenmek;
Dostunu düşmanını ayırmamak;
Yersiz ve zamansız nasihatte bulunmak.
(Muhammed b. Mansur et-Tusî)
Beş şey bedbahtlık nişanıdır:
Gönül katılığı;
Göz yaşarmazlığı;
Hayâsızlık;
Dünya sevgisi,
Dünya için uzun endişe.
İlim adamları için yoksulluk içinde yaşadığı halde kanaat sahibi olmaktan daha değerli bir ziynet yoktur.
(İmam-ı Şafii)
Kötülükten kaçmayan bilgin, ışık tutan bir kördür.
Başkalarına doğru yolu gösterir; ama kendisi görmez.
(Sadi-i Şirâzî)
İlim bir avdır. Onun kösteği yazmaktır.
(Safiyyü’l- Hılli)
Biz ilmi yazmayan kişiyi, ilmi bilen kişi olarak kabul
etmezdik.
(Muaviye b. Kurre)
110
İlim öğrenilen değil, yaşanandır, yaşanmayan ilim
geçmeyen para gibidir.
(İmam-ı Şafii)
İlmin de ehli vardır. Onu ehlinden başkasına verirsen
ziyan etmiş, ehline vermezsen ihanet etmiş olursun.
(Süfyan b. Uyeyne)
En güvendiğim sağlam amelim, ilim yaymak için yaptığım çalışmadır.
(Nâsır-ı Husrev)
İlmi ile amel etmeyen âlim, başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir.
(İma-ı Gazzalî)
Halkın içinden çıkmak marifet değildir. Asıl marifet
halkın içinde iken kendi içine dönebilmektir.
(Ebû Bekir Şiblî)
Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, günahlarını azaltırsan rahat ölürsün.
(Hz. Ömer)
Öğünmeyiniz! Hem topraktan yaratılmış hem de toprağa dönünce, kendisini kurtların yiyeceği insanın övünmesi
neye yarar.
(Hz. Ebû Bekir)
Dindarsan kedini beğenmişliği bırak! Kendini görmezsen Allâh’ı görürsün.
(Nasr-ı Hüsrev)
Allâh’a karşı isyan bayrağını çektiren günahların başında kibir gelir.
111
(Avn ibn-i Abdullâh)
Bir günah ki, kaynağı şehvettir, affa mazhar olacağı
umulur; bir günah ki kibirden kaynaklanır, onun için mağfiret umulmamalıdır.
(Seriyyü’s-Sakatî)
Bir kimsede kibir varsa bu, söz söylerken soğan gibi
kokar.
(Mevlâna)
Dağları iğne ile kazmak, kalpten kibir söküp atmaya
nazaran daha kolaydır.
(Ebû Haşim Sofi)
İsyanda olanların mahçup hali, benim için ibadette olanların mağrur halinden daha sevimlidir.
(Yahya Vaiz)
Bir Müslümanı küçük gördüğün zaman karşılığında
iman ve irfan duygusunun azalışını görürsün.
(Ebû Bekir bin Hamid Tirmizi)
Cahilin yüz faydası bir zararını karşılamaz.
(Nâsır-ı Hüsrev)
Akraban da olsa cahille ilgini kes; çünkü vereceği sıkıntı, sağlayacağı huzurdan fazla olur.
(Nâsır-ı Hüsrev)
İnsanların en cahili, ahiretini başkalarının dünyası için
satandır.
(Hz. Ömer)
112
Kıyamette bir devenin iğne deliğinden geçmesi, cimri
bir zenginin cennete girmesinden kolaydır.
(Vehb ibn-i Münebbih)
İnsanların malca en cimrisi, namusça en cömertidir.
Yani malına kıymaması, namusunun ayakaltı olmasına sebep olur.
(İbn-i Mutez)
Bir kimsenin Allâh’ı sevmesinin alameti üçtür:
Deniz gibi cömertlik;
Güneş gibi Şeffaf;
Toprak gibi tevazu. (Bâyezid Bestamî)
Güzel işlerin şahı üçtür:
Malı az olduğunda cömert olmak;
Yalnızken Allâh’tan korkup haramdan sakınmak;
Kendisinden korkulan veya bir şey umulan kimsenin
huzurunda da doğruyu söyleyebilmek.
(Bişr-i Hafî)
Sıkışık zamanda imdadına koşacak kimse isteyen,
bolluk içindeyken cömert olmalıdır.
(Sadi-i Şirazi)
En hayırlı cömertlik, ihtiyaç sahibini arayıp ona vermektir.
(Ebû Süleyman Dârânî)
Allâh’a giden yolun köprüsü, malını O’nun uğruna
harcamaktır.
(Şems-i Tebrizî)
HZ. MEVLÂNA’NIN BAZI SÖZLERİ
İnsan, büyük bir şeydir. İçinde her şey yazılıdır; fakat
karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki içindeki ilmi okuya-
113
bilsin. Bu perdeler ve karanlıklar; bu dünyada türlü türlü
meşguliyetler, insanın dünya işlerinde aldığı çeşitli tedbirler
ve gönlün sonsuz arzularıdır.
Kendine gel! Yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki, dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli.
Ya olduğun gibi görün;
Ya da göründüğün gibi ol!
Tapımızda (Yolumuzda) riyazat yok; burada hep lütuf
var, bağış var. Hep sevgi hep gönül alış, hep aşk, hep huzur
var burada.
Söz söyleyen kemal sahibi olursa, marifet ve hakikat
sofrasını serdi mi, o sofrada her türlü yemek bulunur. Herkes orada gıdasını bulur.
Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun.
Allâh’ın dokuduğu kumaş ne yıpranır, ne eskir.
Ey oğul! Herkesin ölümü kendi rengindedir. Düşmana
düşmandır, dosta dost.
Ayna, Türk’e nazaran güzel bir renktir. Zenciye nazaran da zencidir.
Ey can! Aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
114
Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün.
Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
İyiyse de sende yetişmiş yeşermiştir, kötüyse de. Hoş,
nahoş, gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkaların ki nakildir.
Nakil, nakdin ferdidir.
Sözünü öyle bir izah et ki, havas da avam da herkes
istifade etsin (Herkes anlasın)
Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda
anlat.
Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak.
Manaya bak.
Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahkûmlarız.
Zindanı del, kendini kurtar! Dünya nedir? Allâh’tan gafil
olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret yapmak ve
kadın; dünya değildir. (Bunlara aldanmamalıdır.)
İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kayıp etmesi, (insanlardaki) tabiatın kötü niyetli
oluşundandır. Sen kendi şehvetine arzularına aşk adını takmışsın; hâlbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol
çok uzundur.
Gönlünde Allâh sevgisi arttı mı, şüphe yok ki Allâh
seni seviyor.
Nice Hintli, nice Türk vardır ki, dildeştirler (aynı dili
konuşuyorlar). Nice iki Türk vardır ki, birbirine yabancı
gibidirler. Gönül birliği, dil birliğinden daha iyidir.
115
Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.
Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı,
diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz.
Ey özden habersiz gafil! Sen, hala kabukla öğünüyorsun.
Göğsünün içindekini hakiki gönül sanan kimse, hak
yolunda iki üç adım attı da her şey oldubitti sandı.
Aslında tespih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da
bunları varacağı konak sandı.
Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testi
de ne var sen ona bak.
Ey Allâh kitabının nüshası insanoğlu!
Sen, kâinatı yaratan Hakk’ın güzelliğinin bir aynasısın. Her şey sensin. Âlemde ne varsa, senden dışarı değil.
Ne ararsan onu kendinde iste, kendinde ara.
Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? ne olmayacak
şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hakk’tan mı? Ne boş zahmet.
Hz. Mevlâna’ya sormuşlar: “Aşk nedir?” diye: “Ben
ol ki bilesin.” demiş.
Âlem O’nunla kaimdir ve O’nsuz olan bir şey yoktur.
O’nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir
şeyin değeri yoktur.
116
Bir adamın birçok hüner, fen, bilgi sahibi olduğuna
bakma! Verdiği sözde duruyor mu? Vefası var mı? Asıl ona
bak! Hakk’la ettiği sözleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara
verdiği sözde duruyorsa, vefalıysa O’nu istediğin kadar öv!
O’nun iyi vasıflarını bir bir say! O, senin övgünden, saydığın meziyetlerden daha üstün bir kişidir.
Şöhret afettir; şöhret peşinde koşmak için uğraşmak,
iyi tanınmak için uğraşmak, insanlığa yakışmaz; eğer sen
hakikati, aşk incisini arıyorsan, görünüşten kurtulman, denize dalman, derinliklere inmen gerek! Yoksa şöhret, gösteriş, deniz kıyısına düşen köpüktür.
Kötü huy kılavuzun oldukça mutlu olacağım sanma!
Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömürse kısadır. Korkarım ki, bu uykudan uyanınca gündüz olur.
Haydi, şu benlikten kurtul, herkesle anlaş! Herkesle
hoş geçin. Sen kendine kaldıkça, bir habbesin, bir zerresin;
fakat herkesle birleştin kaynaştın mı, bir ummansın bir madensin! Bütün insanlarda ayrı ruh vardır; ama hepsinde ayrı
yağ bulunmaktadır. Dünyada çeşitli diller, çeşitli lügatler
var; fakat hepsinin de anlamı birdir.
Çeşitli kaplara konan sular, kaplar birleştirilirse bir su
halinde akarlar. Tevhidin ne demek olduğunu anlarda, birliğine erersen, gönülden sözü, manasız düşünceleri söküp
atarsan, can, mana gözü açık olanlara haberler gönderir, onlara gerçekleri söyler.
Sende bulunan beş duygu ışığını, gönül nuruyla aydınlat. Duyguları beş vakit namaz gibi bil. Gönlünse yedi
ayetten ibaret olan Fatiha suresine benzer. Her sabah
göklerden bir ses gelir, gönlünden dünya sevgisini atabi-
117
lirsen o sesi duyar, hakikat yolunun izini bulur, yol alır gidersin.
Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana
kadar vurup gidecek?
Mademki sen, bensin ben de senim artık bu senlik
benlik nedir?
Biz Hakk’ın nuruyuz, Hakk’ın aynasıyız. Şu halde
kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz?
Bir aydınlık bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor?
Biz hepimiz bütün insanlar, tek bir vücut halinde olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz; fakat neden
böyle yaşarız?
Aynı vücudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları böyle hor görürler?
Aynı vücutta bulunan sağ el, ne diye sol elini hor görür? Her ikisi de madem senin elindir, aynı tende uğurlu,
uğursuz ne demek?
Mutlu olmanın sırrını Peygamber Efendimizden öğren
de, Allâh sana ne verirse razı ol.
Başına gelen derde belaya razı olur da ses çıkarmazsan, o anda sana hemen cennet kapısı açılır; eğer gam elçisi
sana gelirse tanıdık bir dost gibi karşıla, onu kucakla.
Zaten o sana yabancı değildir. Onunla aşinalığın vardır. Sevgiliden gelen cefaya karşı sakın suratını asma, onu
neşe ile karşıla, merhaba hoş geldin de. Onu güler yüzle tatlı
sözle karşıla ki gönül alıcı o eşsiz varlık hoşa gitmeyen
çarşafını üstünden atsın da güzelliği ortaya çıksın.
Pişman olmayı kendine adet edinirsen boyuna pişman
olur durusun! Nihayet bu pişmanlığa da daha ziyade pişman
olursun! Ömrünün yarısı pişmanlıkla heder olur gider! Bu
118
fikri bu pişmanlığı terk et de daha iyi bir hal, daha iyi bir
dost, bir iş ara!
Ezel sofrası üzerinde her ne kadar halk kavgadaysa da,
yediler ve yerlerse de, sofra yine sofradır, ondan hiçbir şey
eksilmez. O, olduğu gibi durur.
Bir kuş bir dağın üzerine konsa, sonra uçup gitse, dağda bir fazlalık veya bir eksiklik görülür mü?
Şu temiz ruhumuzun bir köşküdür. Orası bir tepe, bir
yıkı yer değildir.
Ruhumuz bizim biricik dostumuz, yârimizdir. O bize
hiç bir zaman yabancı olmaz. Gönül yolu korkunç bir çölden geçer. Yürekli bir, Rüstem gibi bir yiğit olmayan oraya
nasıl varabilir?
Oraya varacak bir kişi, bir pehlivan gibi hasmını yere
vuran, çeşitli gıdalarla bedenini besleyen, kuvvetli güçlü
kişi değildir.
Oraya varacak kişi, nefsini yenen, kendi benliğini
yıkıp alt eden, dünya aşığı değil Allâh aşığı olan kişidir.
Öyle bir kişinin bedeni mezara girince; mezarın toprağı ile örtülünce, o bedenden tohum nasıl baş verir yücelirse, tıpkı onun fini Hakk tarafından kabul edilmiş ağacı
yükselir, boy atar. Nurlu bir gönül erinden başka, o nura
âşık olan kimdir? Aşk mumu, pervanelerin gönlünden başka
neyi yakar?
Sermayesi kanaat olan kişinin; her yaptığı iş, ta’at
olur, ibadet sayılır. Onun, yemesi, içmesi, uyuması, Hakk’ın
emrini tutması, yerine getirmesi içindir.
Sakın Hakk’tan başkasını dost edinme! Çünkü halkın
dostu olmak, halkın gözüne girmek ömürsüzdür, ancak yarım saat sürer.
Kâmil odur ki;
119
Koya dünyada bir eser,
Eseri olmayanın yerinde yeller eser.
Başkasına imrenme!
Çok kimseler var ki, senin hayatına imreniyorlar.
Herkesin bakmadığı yönden bak dünyaya!
Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir; vah
ona.
Kim benlikten kurtulursa, bütün benlikler onun olur.
Kendisine dost olmadığı için herkese dost kesilir.
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
Gönlü aydın bir kişiye kul olmak, padişahların başında
taç olmaktan iyidir.
Ağzı kapalı bir testi, uçsuz bucaksız denizin üstünde
hava dolu bir gönülle yüzer gider.
İçte yoksulluk havası oldu mu, insan dünya denizinin
üstünde eğleşir.
*
SADİ-İ ŞİRAZÎ’DEN:
Çoban uyumuş kurt da sürüde: Bu hal akıllı kimselerin işi değil.
İnsan, iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser.
120
Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir.
Kurdun kafasını halkın koyunlarını paraladıktan sonra
değil, önce kesmek gerekir.
Bir kimsenin günahı üzerine hiddetlenirsen onu cezalandırmadan önce iyi düşün taşın; bedahşan la’lini kırmak
kolaydır lakin kırılan şeyi sonradan eklemek imkânsızdır.
Hedefe okun gezi elindeyken nişan al, ok yaydan fırladıktan sonra değil.
Aradan bir nice zaman geçmedikçe insanın iç yüzü
anlaşılmaz.
Düşman, bir kusur bulunca büyüklerin kalblerini dağlar. Ateş, ufacık şeyle de alevlenir; fakat koca koca ağaçları
tutuşturmak mümkündür.
Gönül, sır zindanıdır; ama bir kerre söyledin mi, sır
artık zincire girmez.
Günahsız olan pervasız konuşur. Muhtesip dolaşırken
gocunanlar, terazisinde dirhem taşı noksan olanlardır.
Hiddetle kılıca sarılan kimse, sonra esefle elinin ardını
dişler.
Öfke, pusudan askerini saldırttığı zaman, ortada ne insaf kalır ne takva kalır ne de din kalır. Ben, şu göklerin altında bunca meleği ürküten böyle şeytan görmedim.
121
Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra
o memleketin tacında ve tahtında ikbal kalır mı?
Bir düşmana üstün geldiğin zaman, onu incitme! Zaten kendi derdi kendine yeter.
Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki, her küçüğün
kim olduğunu bilesin…
Herkesin huzurunu kendi rahatına tercih eden kimseye
ne mutlu. Hüner sahipleri başkalarının gamını çekmekten
kendi keyiflerine bakamamışlardır.
Yolda laf atmak değil adım atmak lazım. Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz.
Derisini parçalasalar dahi Hudâ dost (Gerçek dost)
hiçbir zaman dostunun düşmanı ile dost olmaz.
Bir tek kıl, ibrişim telinden bile zayıftır; Ama çoğalırsa zincirden bile sağlam olur.
Dost gönüllerini derli toplu tutmak, hazine toplamaktan daha iyidir.
Kimsenin işini, ayağa düşürme! Mümkündür sen de
onun ayağına pek çok düşersin.
Zorluya tahammül et! Ki, bir gün ondan kuvvetli olasın. İnatçının şerrini iyilikle gider. Himmetin pazısı kuvvetin elinden üstündür.
122
Efendi davul sesi ile uyanıyor, bekçinin gecesi nasıl
geçti nereden bilecek.
Padişahken zulmedersen, padişahlıktan sonra dilenci
olursun.
Kuvvetlilerin yükünü zayıflar çekerken, padişaha tatlı
uyku haramdır.
Kafası Zühal Yıldızına değen bir padişahla zindanda
inleyen züğürdü, başlarına ölüm askeri hücum ettikten sonra
birbirinden ayıramazsın.
İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki, ölülerin nasihatini duyabilesin.
Şer çıkaranlar, yuvasına nadiren dönen akrepler gibidir gene şer davasına girerler.
Eğer yiyip yatmaktan başka bir şey bilmiyorsa adam
hayvandan nesi ile yüksek olur ki?
Yolu takip etmeyen bedbaht süvari, doğru yürüyen yayadan geri kalır.
İnan ki ateşinle gönüller dağlı olunca, kıyamet günü
iyilik göremezsin.
Düşen, her zaman kalkmış değildir.
Güneşler aylar ve ülkeler daha çok zaman parlayacak;
ama sen mezar yastığından başını kaldıramayacaksın.
123
Bir hükümdar âbit olursa ölümle neyi eksilir mademki ahirette de padişahtır.
Bir kadın zalim olan erkekten çok yüksektir. Köpek de
halkı inciten insandan üstündür.
Devri kötü olan bir zalim dünyada kalmayacak; ama
onun üzerinde ebedi bir lanet kalacaktır.
Çıkrığın arkasında ihtiyar kadın lanet ederken, meclisin başköşesinden gelen aferinlerin değeri yoktur.
Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde
her yaptığın iyidir.
Ekşi yüzlü adam insanı, hoş tabiatlı, tatlı mizaçlı dostlardan daha güzel tenkit eder.
Senin iyiliğini isteyen kimse: “Yolunda şöyle bir diken var” diyendir. Yolunu kayıp edene iyi gidiyorsun demek şiddetli bir zulümdür.
Ey düşüncesiz tedbirsiz olan akıl ve nefis! Sen tek
yoksulluğun yükünü çek; ama kendini gamla öldürme!
Bir iş tedbirle olacaksa, düşmanın yüzüne gülmek savaş çıkarmaktan iyidir.
Düşmanı, dostundan fazla olanın, düşmanı şen dostu
mahzun olur.
Hizmete yeni girenin ipini uzat; fakat kesme. Sonra bir
daha yüzünü göremezsin.
124
Sen kendi kaygını sağlığında çek. Hısımların hırsa düşerler, ölümle ilgilenmezler. Parayı, nimeti şimdiden ver;
çünkü senindir ve senden sonra bunlar emrinden çıkacaktır.
Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü
olarak yaşayan bir bilginden daha canlıdır.
Herkes, kuvveti derecesinde yük taşır. Karıncaya göre
çekirge ayağı ağırdır.
Allâh, hikmetiyle bir kapıyı kaparsa, rahmetiyle başkasını açar.
Amelsiz söz, gevşek bir dayanaktır.
Marifet kapısı, kendilerine karşı bütün kapıların kapandığı kimseler için açıktır. Acı yaşamış acıyı tatmış nice
insanlar, cennette eteklerini sürüyerek yürürler.
İster merhem sürsün, ister yaralasın, ne hoştur O’nun
gamıyla perişan olanın hali!
Kim çalarsa çalsın, cömerdin kapısı mutlaka açılır.
Akıl yolu, kıvrım üstüne kıvrımlardan başka bir şey
değildir. Arifler katında Allâh’tan gayri bir varlık yoktur.
İster yücelik ve mevki olsun ister zillet ve hapis olsun
ben, bütün bunları Allâh’tan bilirim; Ahmed’ten Mehmed’
ten değil.
125
Eğer aşk eri isen kendine değer verme! Aksi takdirde
afiyet yolunda yürü.
Muhabbetin seni toprak etmesinden korkma! O mahvettiği takdirde sonsuzlaşırsın! Toprağın altında değişmedikçe sağlam tohumdan tane bitmez.
Eğer mertsen, mertliğinden bahsetme! Sen kendini
iyilerden saydıkça kötü olursun.
Büyüklük gösterişle laf ile olmaz. Yücelik hava ile
kuruntu ile elde edilmez. Tevazu yüceliği arttırır; fakat gurur seni toprağa serer.
Üstü başı temiz; fakat ahlakı kirli olan kişinin cehennem kapısını açmak için anahtara ihtiyacı yoktur.
Allâh’a karşı iyi, halka karşı kötü olan akılsızlar, ibadetlerinin meyvesini yiyememişlerdir.
Zühdü takva ile meşgul ol; ama Muhammed (sav)’ı
geçecek kadar değil. Siyahlık şöyle dursun haddinden fazla
beyazlık bile hoş değil.
Allâh’tan çekinen günahkâr, gösteriş yapan âbid’ten
çok daha iyidir.
Kalbi kırılanın sözü sert olur.
Her kim çirkin huyundan vazgeçerse, cennet’de sonsuz bahtiyarlıklara ulaşacaktır.
126
Düşmanın derisini yumuşaklıkla yüzebilirsin. Sertlik
gösterdin mi? dostun bile sana düşman olur.
Tatlı söz karşısında büyükler gönülsüzleşirler. Kafalarını dikmezler; küçüklerde başını eğerler. Başarı, tatlı dille
elde edilir. Hırçın tabiatlı kimse, daima ıstırap çeker.
Çirkin tabiat, adamı cehenneme götürür; çünkü iyi huy
cennetten gelmiştir.
Tek, ırmak kenarında sıcak su iç de, ekşi suratlının
soğuk gül şerbetini içme! Yüzü sofra gibi karmakarışık olan
bir adamın ekmeğini yeme!
Hüner sahipleri cefa gördükleri halde muhabbet gösterirler.
Soysuzlara karşı soysuzluk etmek mümkündür; lakin
insan olanın elinden köpeklik gelmez.
Azametli adam kurum satar; çünkü büyüklüğün yumuşaklıkta olduğunu bilmez.
Allâh yolunun yiğitleri, bela okuna hedef olanlardır.
Onlar, kibir külahını atmışlar, yücelik tacıyla başlarını yükseltmişlerdir.
Sel, heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü
düşer. Hâlbuki çiğ damlası, küçük ve acizdir. Bu sebeple
gökyüzü onu muhabbetle alır ayyuka çıkarır.
Methü sena ile kuyuya inme! Hatem gibi sağır ol da
kendi ayıplarını dinle.
127
Eğer şu arif geçinen adam, gerçekten dostunu tanısaydı, düşmanla çekişmeye vakit kalmazdı. Allâh’ın varlığından haberi olsaydı, bütün halkı yok bilirdi.
Düşman sözü ağır geliyorsa, dikkat et de onun ayıpladığı şeyleri yapma! Benim için iyi şeyler söyleyen kimse,
ancak kusurumu bana açıkça gösterendir.
Sen kendinden bahsetme ki seni başkaları övsünler.
Kendini övdüğün takdirde bunu başkalarından bekleme!
Ecel günü zırhı delen ok, eceli gelmeyenin gömleğinden bile geçmez.
Kıyısı görülmeyen suda yüzücünün gururu işe yaramaz.
İnsan olmak isteyen kişi, önce nefsinin köpeğini susturur. İnsana, hüner, fazilet, din ve olgunluk gerek. Mevki
mal dediğin şey bir gelir bir gider.
Murada ermedim diye kalbini yakma kardeşim; çünkü
her gecenin bir gündüzü vardır.
On adam miktarı konuşan cahilden çekin, bilginler gibi bir, pir söyle.
Meydana çıktığı zaman yüz kızartacak bir sözü gizlice
niçin söylemeli?
Kimsenin hoşuna gitmese bile sen faydasına inandığın bir sözü söyle. Onu, bu gün dinlemeyen cahil yarın pişman olacak.
128
Velhasıl dünyada kimse kimsenin dilinden kutrulamaz. Dile düşen için biricik çare, sabretmektir.
Günahlarından şu anda kork! Kıyamet günü kimseden korkun olmasın!
Mal, ömrün rahatı içindir; yoksa ömür mal biriktirmek içindir.
Bahtiyar o kimsedir ki, hem yedi, hem yedirdi, hem
ekti. Bedbaht o kimsedir ki, öldü bıraktı.
Hiçbir iyilik yapmayan, insan denilmeye layık olmayan kimsenin namazını kılma! Çünkü ömrünü mal toplamak
için sarf etmiş, sonra da yiyememiştir.
Musa (A.s), Karun’a nasihat etti: “Cenabı hakkın sana
ihsan ettiği gibi sen de ihsan et” dedi.
Karun dinlemedi; fakat nasıl bir akıbete duçar olduğunu, bilmiyorsan öğrenmelisin!
Altın akçe ile hayır kazanmayan kimse, başını nihayet altın sevdasından telef etmiş sayılır.
Dünya servetinden istifade etmek istersen, Cenabı
Hakk’ın sana kerem buyurduğu gibi sen de halka kerem
eyle.
Cömertlik et! İhsan ve inamda bulun; fakat başa kakma; çünkü cömertliğin faydası sana aittir.
Kerem ağacı (ikram ağacı) nerede kök saldıysa boyu,
dalı feleklerin üstüne yükselmiştir; eğer o ağaçtan meyve
yemek istersen başa kakarak onun kökünü kesme!
129
Büyüklere iyilik yaptığından dolayı minnet yükleme!
Seni hizmetine kabul ettiğinden dolayı minnetkar ol.
İki kişi boş yere çalıştılar: birisi kazanıp yemeyen,
Allâh için harcamayan, ötekisi ilim öğrenip ilmiyle amel
etmeyen.
İlmi ne kadar çok okursan oku, sen de amel yoksa cahilsin. İlmi ile amel etmeyen kimse ne muhakkik, ne de
danişimend sayılır. Üzerine birkaç kitap yüklenmiş hayvandan başka bir şey değildir. O beyinsizin üzerinde odun
mu var, defter mi var haberi yoktur.
İlim dini beslemek içindir, dünyayı yemek için değil.
Herkim takvayı, ilmi, zühdü satarsa, bir harmanı meydana getirdikten sonra onu tamamen yakmış gibidir.
Boş yere ömrünü telef eden kimse, bir şey satın almadan elindeki altınları sokağa atmış demektir.
Memuriyet her ne kadar akıllı insanın işi olmasa da,
akıllılardan başkası memur olmamalıdır.
Üç şey, üç şey olmadan payidar olmaz:
Ticaretsiz işlemeyen mal;
Mübahasesiz (karşılıklı konuşma)ilim;
Siyasetsiz saltanat.
Kötüyü himaye eder okşarsan, senin devletine ortak
olmak ister.
130
Padişahın dostluğuna, çocukların seslerinin güzelliğine aldanma! Birincisi bir vehimle, ikincisi de rüya ile değişir.
Dostlar içinde sırrını ifşa etme! Ne bilirsin? Belki
birisi düşman olur.
Düşmanına da elinden gelen her zararı yapma! Olabilir ki bir gün dost olur.
Bir sırrın gizli kalmasını istiyorsan ne kadar itimat
etsen bile kimseye açma! Çünkü o dostunun da dostu olur
ve böylece sırrın ortaya çıkar.
Susmak; sırrını birine söyleyip de aman kimseye söyleme demekten daha iyidir.
Ey sade dil, suyu daha taşmadan pınarı başında tut,
kapat; çünkü çoğalıp da ırmak halini alırsa kapatamazsın.
Zayıf bir düşman sana itaat eder ve dostluk gösterirse
maksat -vakit kazanarak- kavi bir düşman olmaktır.
Akıl sahipleri: “Dostların dostluğuna itimat edilmiyor, düşmanların dostluğuna nasıl inanılabilir?” Demişlerdir.
Küçük düşmanı hakir saymak, azıcık ateşi ihmal etmeye benzer.
Ateşi bugün söndürmek mümkün iken söndür; çünkü
bir kere parlarsa cihanı yakar.
Düşmanı ok ile öldürmek mümkün iken öldür! Yayını
kurmaya bırakma.
131
İki kişi arasında ateşi alevlendirmek, kendisi de ara
yerde yanmak akıllı insan işi değildir.
Kan içici düşmanın işitmemesi için dost ile konuşurken yavaş konuş, duvar önünde konuşurken dikkat et! Duvar arkasında kulak bulunmasın.
Herkim dostlarının düşmanlarıyla sulh ederse, dostlarını incitme arzusunda bulunmuş olur.
Ey akıl sahibi! Düşmanlarınla oturup kalkan dosttan
elini çek! Bir işi yapmak arzusunda mütereddit olduğun zaman zararı az olan tarafı kabul et.
Mülayim söyleyene sert söyleme! Sulh kapısını çalan
sulh isteyen ile cenk etme!
Bir işi para ile temin etmek mümkün oldukça, canı
tehlikeye koymak doğru değildir.
Kılıç, hilelerin en sonucudur.
Hiçbir çare kalmayınca eli kılıca götürmek helaldir.
Düşmanın aczine acıma! Çünkü kuvvet kazanınca seni
acımaz!
Düşmanı aciz gördüğün zaman mağrur olma; çünkü
her kemikte ilik, her gömlekte insan vardır.
Herkim bir kötüyü ıslah ederse halkı onun belasından, onu da cenabı hakkın azabından yaşayıp ta fazla azaba
müstahak olmasından kurtarmış olur.
132
Yılana acıyan kimse bilmez ki, ona merhamet âdemoğullarına zulümdür.
Düşmanın nasihatini kabul etmek hatadır; fakat sen
düşmanı dinle, sonra onun dediğinin aksini yap.
Haddinden fazla hiddet, nefret uyandırır. Yerinde
olmayan yumuşaklık heybeti yok eder.
Ne etrafındakileri usandıracak kadar sert ol! Ne de
karşındakine cesaret verecek kadar mülayim.
Akıllı kimse daima sertlik etmez. Kadrini tenkis edecek derecede de yumuşaklık etmez.
Akıllı kimse kibir etmez, kendini herkesten büyük
tutmaz, kendini son derece zillete de bırakmaz.
Bir haberin gönül inciteceğini bilirsen sus, o haberi
başkası versin.
Ey bülbül! Sen bahar müjdesini getir, kötü haberi baykuşa bırak.
Sözünün tamamıyla sağlam vesikalı olduğundan emin
olmadıkça sakın yetkililere götürme! Sonra güvensiz kimse
olursun.
Sözünün tesir edeceğini biliyorsan öyle söyle!
133
Düşmanın hilesine aldanma! Seni yüze karşı methedenlerin sözlerinden mağrur olma! Zira birincisi aldatmak,
öteki de bir şey çekmek istiyor.
Ahmağa Methü sena hoş gelir. O kesilmiş koyuna
benzer. Bacağından üfürürsen semiz görünür.
Herkese, kendi aklı kâmil, kendi çocuğu güzel görünür.
On adam bir sofrada yemek yerler; ama iki köpek bir
leş üzerinde dalaşılar.
Aç bağırsak katıksız bir ekmek ile doyar; fakat yeryüzünün bütün serveti bir aç gözlüyü doyurmaz.
Adam incitenden, zalimden daha bedbaht kimse yoktur; çünkü musibet gününde kimse ona yar olmaz.
Düşmanın sözüyle dostun ahdini kırdın, bak, kimden
kesildin, kime yanaştın.
Can bir nefesin himayesindedir. Dünya, iki yolluk arasında bir varlıktır, dinini dünyaya satanlar eşektirler.
Beynamaza ödünç para verme! Allâh’ın farzını eda
etmeyen senin alacağını mı düşünecek.
Çabucak vücuda gelen çok şey devam etmez.
İşler sabır ile husule gelir. Acele eden kimse baş aşağı
yıkılır.
134
Eğer kemalin, ilmin yoksa susman hayırlıdır. İçsiz cevizi hafifliği, insanoğlunu, dili rüsvay eder.
Herkim düşünmeden konuşursa, sözü çok kere yanlış
olur. Ya insana yakışır derecede akilâne söyle ya da sus.
Kötülerle oturan iyilik görmez.
İnsanların gizli ayıbını aşikâre etme; çünkü hem onları
rüsvay etmiş olursun hem de herkesin sana olan itimadını
soymuş olursun.
İsteksiz ibadet edilemez. İçsiz kabuk bir işe yaramaz.
Eğer bütün geceler kadir gecesi olsaydı, kadrin de kıymeti olmazdı.
Bütün taşlar lâ’li Bedehşan olsaydı, lâ’l ile taşın kıymeti bir olurdu.
Bir gün içinde bir kimsenin hal ve hareketine bakılarak ilminin derecesini anlamak mümkündür; fakat kimsenin
iç halinden emin olma! Kimseye aldanma; çünkü ahlak kötülüğü yıllarca sonra anlaşılabilir.
Koç ile toslaşırsan, yıkında alnının parçalandığını görürsün.
Aslana pençe, kılıca yumruk vurmak akıllı insanın işi
değildir.
Bir zayıf, bir kaviye karşı yiğitlik taslarsa kendinin helaki hususunda kendi düşmanına yardımcı olmuş olur.
135
Gölgede beslenmiş, nazlı büyümüş bir kimsenin ne
kudreti var ki, kahramanlar ile dövüşmeye kalksın.
Gevşek kollu bir kimsenin demir pençeli bir kimse ile
pençeleşmesi cehalet eseridir.
Mademki kulağına nasihat girmiyor. Sana serzeniş ederlerse, sesini çıkarma!
Çarşı itleri av köpeklerini gördükleri zaman nasıl havlaşır da yanına yaklaşmazlarsa, hünersizler de hünerlileri
görmek istemezler.
Kudretsiz haset edici yüze karşı bir şey deyemezse de
gıybet edeceği muhakkaktır.
Eğer açlık derdi olmasaydı, hiçbir kuş tuzağa düşmez,
belki avcılar da tuzak kurmazdı.
Keskin dişli kaplanlara acımak koyunlara zalimlik
olur.
Önündeki düşmanı tesirsiz hale getirmeyen kimse,
kendisinin düşmanıdır.
Yılan, taşın üzerinde, elde de taş varken öldürsem mi
öldürmesem mi diye düşünmek hamakat olur.
Karga ile kafese konan bülbülün dili tutulsa taaccüp
etmemelidir.
Kötü bir taş, bir altın kâseyi kırarsa ne taşın kıymeti
artar, ne de altının kıymeti eksilir.
136
Terbiyesizler içinde akıllının sözüne ehemmiyet verilmezse şaşma; çünkü davulun gümbürtülü sesi, kopuz sesini
bastırır. Sarımsağın fena kokusu da anber kokusunu kayıp
eder.
Cevahir çirkefe düşse yine nefistir. Toz göğe çıksa yine değersizdir.
Nuh (A.s)’ın oğlu Kenan’ın zatî meziyeti olmadığı
için peygamber oğlu olmak onun kadrini arttırmadı.
Hünerin varsa göster! Aslını soyunu bırak. Gül dikenden, İbrahim Azer’den doğmuştur.
Âlim, attar tablasına benzer. Sesi çıkmaz; fakat güzel
kokusu ve hüneri görülür. Cahil davul gibidir öter, gümler;
fakat içi boştur.
Cahiller arasında bir âlim, zındıklar (Dinsizler) arasında bir Mushaf gibidir.
Bir ömür zarfında elde ettiğin dostu, bir söz ile incitmek hoş değil.
İçinde kadın haykırması yükselen bir ev, bahtiyarlık
yüzü görmemeye mahkûmdur.
Damlalar birleşir nehir olur, nehirler birleşir deniz
olur.
Masiyet kimden sadır olursa fenadır. Ulemadan sadır
olursa büsbütün fenadır. İlim şeytan ile cenk etmek için tedarik edilmiş silahtır. Silahlı bir insanın esir alınıp götürülmesi mahcubiyeti mucip olur.
137
Halk, hayatında ekmeğini yediği bir adamı öldükten
sonra anlamaz. (ölmeden önce bilir)
Halktan cahil bir günahkâr, günahtan sakınmayan âlimden daha iyidir; çünkü halk gözü görmediği için yoldan
çıkmış, âlim ise iki gözü görürken kuyuya düşmüştür.
Yusuf (A.s) Mısır’ın kıtlık senelerinde açları unutmamak için doyuncaya kadar yemezdi.
Rahat ve saadet içinde yaşayan kimse, acın halinin ne
olduğunu ne bilir?
Acizlerin halini ancak kendi idaresinden aciz olan bilir.
Ey rahvan ata binmiş kimse! Bir düşün ki; diken çeken oduncunun eşeği çamura saplanmış.
Mangal yakmak için fakir komşunun evinden ateş
isteme; çünkü onun bacasından çıkan duman ateş dumanı
değil, belki yüreğinden çıkan dumandır.
Hali perişan fakiri kıtlık yılının darlığı içinde sorma!
Onun yarasına merhem olacak, ona rızık vereceksen sor.
Hükmü ezeli, yalvarmak veya şikâyet tarzında ağzından çıkan bin inilti, bin ah ile değişmez.
Rüzgâr hazinelerine müvekkil olan bir melek, dul kadının çırasının söneceğini düşünür mü?
Ey eceli gelmiş kimse! Kam etme, canını kurtaramazsın.
138
Arslanın kaplanın ağzına da girsen, seni, ancak ecelin
geldiği gün yerler.
Ezelde takdir edilmemişe el erişmez. Ezelde takdir
edilen şey ise sahibi nerede ise gelir bulur.
Kısmetsiz balıkçı Dicle’de balık tutamaz. Eceli gelmeyen balık da karada ölmez.
İşittin mi? İskender-i Zülkarneyn Âb-ı hayatı bulmak
için nice mihnetler çekerek karanlık yere kadar gitti; fakat
âb-ı hayatı içemedi.
Hasetçi, Allâh’ın nimetine karşı cimri, günahsız insana karşı düşmandır.
İsteksiz talebe parasız âşığa, marifetsiz seyyah kanatsız kuşa, amelsiz âlim meyvesiz ağaca, ilimsiz zahid kapısız
eve benzer.
Amelsiz âlim, balsız arıya benzer.
Mürüvvetsiz eşek arısına, bal vermiyorsun, hiç olmasa
iğne vurma kimseyi sokma! de.
Eğer malın orta yerde sebil olmazsa, fakirler yanında
kanın mübah olur.
Ya yeşil gömleklilerle, kalenderlerle yürüme yahut evden, barktan vazgeç. Ya filcilerle dost olma yahut file uygun bir ev yap.
139
Sultanın hil’atı (hibe ettiği elbise) değerlidir; fakat
insanın kendi eskileri ondan daha değerlidir. Büyüklerin
sofrası lezzetlidir; fakat kedi azığındaki kırıntılar ondan
daha lezzetlidir.
Nasıl olsa öğreneceğini bildiğin bir şeyi sormakta acele etme; çünkü anlaşılacak bir şeyi sormak hikmete ziyandır.
Dinleyen kimsenin sana meyli varsa, sözünü dinleyecek ise, sözü onun mizacına göre söyle.
Mecnun ile görüşen her akıllı, Leyla’nın yüzünden
sözünden başka bir şeyden bahsetmez.
Kötüler ile oturan her kimse onların huylarını almazsa
da o yolda olduğu sanılır. Mesela, eğer birisi namaz kılmak
için meyhaneye gitse, onun için şarap içmeye gitti derler.
Hakkı kabul etmeyen cahillerle görüşme; çünkü eğer
asrın âlimi isen eşek olursun; eğer cahil isen daha ahmak
olursun.
Sert huyluya sözü lütuf, kerem ile söyleme; çünkü iyice paslanmış demir yumuşak eğe ile temizlenmez.
Her kim faziletini bilsinler diye başkasının sözünün
arasına girerse, cehlinin derecesini anlamış olur.
Akıllı kimse kendisine bir şey sorulmadıkça cevap
vermez; sözü doğru da olsa ehemmiyet vermez saçmadır
derler.
140
Sözünün bütün manasıyla doğru olduğunu bilmedikçe ağzını açmayasın.
Doğru söyleyip zincire vurulmak, yalan söyleyip zincirden kurtulmaktan daha iyiyidir.
Yalan söylemek kılıç yarasına benzer ki, iyi olsa bile
nişanı kalır.
Mahlûkatın en yücesi zahirde insandır. Mevcudatın en
zelili ise köpektir; fakat akıl sahipleri ittifak etmişlerdir ki;
hakşinas olan köpek, nimeti inkâr eden insandan daha iyidir.
Yüz defa taş ile vursan da köpek yediği lokmayı unutmaz; eğer alçak bir kimseyi bütün ömrünce okşasan, ufacık
bir şeyden dolayı seninle kavgaya başlar.
Her kim dünyevi bir tedip ile yolu tutmazsa ahiret azabına giriftar olur.
Bahtiyar insanlar geçmişten ibret alırlar ve öylece kendilerinden sonra gelenlere ibret olmazlar.
Bir kuş, başka bir kuşu tuzağa tutulmuş görünce artık
tane tarafına yakın gitmez.
Başkalarının musibetlerinden ibret al! Sakın başkaları
senden ibret almasınlar.
İrade kulağı ağır yaratılan nasıl işitebilir? Saadet kemendiyle çekilen gitmez de ne yapar?
141
Allâh dostlarının karanlık gecesi, aydınlık gün gibi
parlar. Bağışlayan Allâh bağışlamadıkça saadet bilek kuvvetiyle gelmez.
Arkasından sevineceğin gam, sonunda gam yiyeceğin
sevinçten daha iyidir.
Gökten yere rahmet iner, yerden ise göğe toz kalkar.
Her kabın içinde ne varsa dışına onu sızdırır.
Bu huyum sana hoş gelmediyse, sen, kendi güzel huyunu elden bırakma!
Cenabı Hakk görür örter, komşu görmez haykırır.
Alçaklar, yemezler saklarlar, onu yemiş olmaktan yerim ümidi daha iyidir, derler; fakat bir gün görsün ki, düşmanın arzusuna göre altın kalmış, bedbaht adam ölmüştür.
Her kim eli altındakileri acımazsa, mafevkindeki (Onun üzerindekiler) insanların cefasına, kahrına uğrar.
Kuvvetli her insanın yiğitlik ile acizlerin ellerini kırması doğru değildir. Zayıfların gönüllerini kırma! Sen de,
kendinden zorlu insanların zulmü altında aciz kalırsın.
Akıllı insan muhalefet görünce oradan çıkar. Sulhu
görürse demir atar; çünkü orada selamet kenarda, burada
halâvet ortadadır.
Çayır meydandan bin kere hoştur; ama atın dizgini
kendi elinde değil.
Ey akıllı kimse! Kötüleri iyi tut, ıslaha çalış; çünkü
iyiler büyük yaratılmış bahtiyar insanlardır.
142
Padişahlara, ancak başından korkmayan ve bir menfaat ümit etmeyen insanlar nasihat ederler.
Muvahhid o kimsedir ki; ayağına altın döksen, başına
Hint işi kılıç koysan, gözünde ikisi bir olur. Kimseden ümidi korkusu olmaz, işte Muvahhid (Tek Allâh’a güvenen)
ancak budur.
Bir şeyin hak olduğunu, verilmesi lazım geldiğini iyice bildiğin zaman onu gönül hoşluğu ile vermek; üzülerek
kavga ile vermekten daha iyidir.
Genç iken bir köşeye çekilip kendini ibadete veren
genç, Allâh yolunun merî aslanıdır. İhtiyara gelince, zaten o
köşeden kalkamaz bir hale gelmiştir.
Fani olan şeylere gönül bağlama! Dicle nehri halifeden sonra nice seneler Bağdat’tan geçip gidecektir.
Fazıl, fakat cimri olan bir kimseyi birisi gördüğü zaman ayıbını söylemeye çalışmaktan kendini alamaz. Hâlbuki bir kimse kerim ise, iki yüz kabahati, kusuru olsa da
onun keremi ayıplarını örter.
HZ. ALİ’NİN SÖZLERİ
Hz. Ali’nin ölüm döşeğinde oğulları Hasan Hüseyin’e
nasihati:
-İkinize de Allâh’tan takvayı tavsiye ediyorum.
-Dünya sizi çok istese de siz onu istemeyin!
143
-Daima hak olanı konuşun ve yetimlere merhametli
olun!
-Kaybedene yardım edin, ahiret için iş yapın, azık hazırlayın!
-Allâh’ın kitabında olanla amel edin!
-Allâh’ın emirlerini yaparken kınayanın kınamasından korkmayın!
*
Fasık ve günahkâr kimselerle arkadaş olmaktan kaçın;
çünkü kötülük, kötülüğe kavuşur.
Faziletlerin başı ilimdir.
Fazilet sahibinin kıymetini, ancak fazilet sahibi bilir.
Fazla yemek ve yemek üstüne yemek yemekten kaçının. Zira fazla yiyen kimse hasta olur.
Fırsat, karınca yürüyüşü ile gelir, yıldırım hızıyla gider.
Fırsat, yaz bulutu gibi gelip geçer, elinize geçtiği zaman faydalanmasını bilin!
Fikir çatışmalarından hakikat çıkar.
Fikir sahibi, her şeyden ibret alır.
Garip, dostu olmayan kimsedir.
Gazap ve öfkeden kaçınınız; çünkü onun başlangıcı
delilik, sonu da pişmanlıktır.
144
Gece ile gündüz seni işlerler. Onları sen işle. Onlar her
gün senden bir şey koparıyor, sen de onlardan bir şey koparmaya bak.
Geçimini mertçe kazanmaya çalış! Nefsini açlıktan
koru ki, fakir olsan bile şerefli kalırsın.
Gençlik günlerini düşünmek hasrettir.
Gerçek bilgin, bildiklerinin, bilmedikleri yanında az
olduğunu anlayandır.
Gerçek dost, sıkıntılı zamanında imdadına yetişendir.
Gerçek dostlar çok vücutlu, tek kalpli varlıklardır.
Gerçek karşısında öfkelenmek ayıptır.
Gerçekle savaşan, elbette alt olur gider.
Gerçekleri söylemekten korkmayınız.
Gereksiz şeylerin peşinde koşan gerekli şeyleri kaçırır.
Gözleri kör olan birisine doğanın ne kadar güzel olduğunu anlatamazsınız.
Güler yüz göstermek, cömertlik yerine geçer.
Güler yüz dostu çoğaltır.
Günah işlememek, tevbe etmekten daha iyidir.
145
Günaha alt olarak üstünlük bulan, üstünlük elde edememiştir. Şerle üst olan altta kalmıştır.
Günahın kötüsü hafife alınan günahtır.
Güzel bir siyaset, iktidarı sürekli kılar.
Güzel huy, bir ganimettir.
Haddini bilen kimse hakaret görmez.
Halka karşı içinizde daima nezaket besleyin. Onlara
bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
Halkın güvenini kazanın ve onların iyiliğini istediğinize kendilerini inandırın.
Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i
nefsini kırmadan, sana yardım edendir.
Haksız kazanç ve ahlaksızlıklara düşmemeleri için
memurlarınıza yeterince maaş ödeyiniz.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kayıp edersiniz.
Haksızlara isyan etmeyenler, onlardan gelecek her
musibete katlanmalıdır.
Halk için en büyük felaket, düşünce ve bilim adamlarının düşük ahlaklı kimseler oluşudur.
146
Halka hürmet edenler hürmete mazhar; halkı tahrik
edenler hakarete layık olurlar. Halka saygınlık veren kişi,
saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemiştir.
Halkın önderi olmak isteyen kimse önce kendisini ıslah etmeli, daha sonra başkalarını ıslah etmeye başlamalı,
söz ile diğerlerine edep öğretmeden önce güzel davranışı ile
onlara edep öğretmelidir.
Hayat, kötülüklerle insan arasında perdedir.
Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve
tahammül et! Onları hiç kimseden bilme. Hiç kimseye karşı
kalbinde düşmanlık besleme. Bu suretle hareket edersen en
büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de insan-ı kâmil mertebesine eresin.
Hayır yapan, hayırdan da hayırlıdır; şer isteyense şerden de kötüdür.
Her huyun en iyisini kendin için seç.
Kim bana bir harf öğretirse, ben ona kul köle olurum.
Her kişinin değeri yaptığı güzel işiyle ölçülür.
Herhangi bir işe acele etme! Hataya düşersin.
Herkes için tatlı veya acı bir son vardır.
Herkesin değeri, onun himmeti kadardır.
147
Her şey akla muhtaçtır, akıl da eğitime.
Her şeye ibretle bakın ve gördüklerinizden ibret alın.
Her şeyin bir belası vardır, iyiliğin belası da kötü arkadaştır.
Her şeyin en iyisi yeni olanıdır; ama dostların en iyisi
eski olanıdır.
Her şeyin sonunu uzun düşünen ve bir türlü karar
veremeyenlerden şecaat ve cesaret namına hiçbir şey beklenemez.
Hırs seni kul etmesin! Allâh seni hür yarattı.
Hırs ve tamah, yorgunluk ve meşakkatin anahtarıdır.
Hızlı yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler, toz, duman ve tüydür.
Hiçbir süs, edep kadar güzel değildir.
Hiçbir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyiniz.
Hiçbir kimsenin hatasını yüzüne vurmayınız! O hatayı
işleyene hatasını, başka birini misal göstererek anlatınız.
Hiçbir işte lüzumundan fazla aceleci olma! Dikkatli
davranış sahibi olanlar, kendilerini bir çıkmaza girmekten
muhafaza etmiş olurlar.
Hikmet sahibi kişilerin sözleri doğruysa ilaçtır, yanlışsa hastalıktır.
148
Hoş geçinmek aklın yarısıdır.
Huzur ve barışçılığı arkadaş edinen kimseye yaklaş,
arkadaşlığından mutlu olmadığın kişiden uzak ol!
İbret alınacak şeyler ne çok; fakat ibret alanlar sa, ne
az.
İhtiras, feyiz ve kemâlin en büyük düşmanıdır.
İhtiraslı kimse bütün dünyaya sahip olsa da yine fakirdir.
İhtiyarlığın, ölüm habercindir.
İki şey vardır ki sonu bulunmaz; ilim, akıl.
İki şey vardır ki yitirmeden kadri bilinmez; gençlik ve
afiyet.
İkiyüzlü insanlardan uzaklaşınız. Zira iyi vaktinizde
etrafınızda dönüp dolaşırlar, kötü vaktinizde derhal sizden
kaçarlar.
İkiyüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir.
İktisatlı olmakla ihtiyaçların yarısı giderilebilir.
İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir; kalbim
ilim ile doludur, sanma ki boş bir sandıktır.
İlim, bütün iyiliklerin anahtarıdır.
149
İlim hiçbir servetle satın alınmaz. Onun içindir ki, bir
cahil ne derece zengin olursa olsun, en fakir bir âlim ile mukayese olunmaz.
İlim maldan hayırlıdır: ilim seni korur, malı sen korursun. Mal, vermekle azalır, ilim vermekle artar. İlim hâkimdir, mal ise mahkûm. İlim sahibi cömert olur, mal sahibi
cimri olur. İlim, ruhun hâkimidir, ilim ruhun gıdasıdır. Mal
ise cesedin gıdasıdır. Mal uzun zaman süresince tükenir,
ilim ise tünenmez ve esilmez. İlim kalbi aydınlatır, mal ise
kalbi katılaştırır. İlim peygamberlerin, mal ise eşkıyaların
mirasıdır.
İlim meclisi cennet bahçesidir.
İlim tükenmez bir hazine, akıl eskimez bir elbisedir.
İlimden başka her şey azaldıkça değeri yükselir, ilim
ise çoğaldıkça değeri yükselir.
İlim, bereketi güzel ameldir.
İlmin veraseti olmaz, ölülerinizin kemikleri ile övünemezsiniz.
İlmini saklayan cahil gibidir.
İnanan insanın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse
hüzün. Gönlü her şeyden geniştir, nefsi her şeyden alçak.
Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası
uzundur, düşünmesi derin, susması fazladır. Vakti yoktur
çok şükreder, çok sabreder, düşünceye dalmıştır. İhtiyacı
olanları görünce kendi ihtiyacı unutur hatırlamaz bile. Huyu
150
güzeldir geçinmesi yumuşak. Şeref bakımından serttir, huy
bakımından alçak.
İnat, kötülüklerin kaynağıdır.
İnatçılık, insanın aklına zarardır.
İnatçılık, savaş ve düşmanlığa yol açar.
İnsanı vaktinden önce yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir.
İnsan belayı dilden bulur.
İnsan, bilmediği şeyin düşmanıdır.
İnsan, dün bir tohumdu, yarın toprak olacak.
İnsanda dil olmazsa, insan söylemezse, surete bürünmüş bir varlıktan yahut başıboş bırakılmış otlayan bir hayvandan başka ne olabilir ki.
İnsandaki edep, onun altınından daha iyidir.
İnsanın en şiddetli düşmanı, gazabıyla şehvetidir.
İnsanın değeri önem verdiği şeye göredir.
İnsanın dilekleri kendisine yakındır. Her şeyden çok
insana yakın olansa ölümdür.
İnsanın kendisine iyilik edeni övmesi iyiliği arttırır.
İnsanın kişiliğini sözü teyid eder.
151
İnsanın kurtuluşu doğruluktadır.
İnsanın tevazu sahibi olması, kendisine ikram getirir.
İnsanlara faydası olmayanı ölüler arasında say, git.
İnsanlar yaşarken uyur, ölürken uyanırlar.
İnsanları alçaltan ve mahveden üç şeyin:
Birincisi: hasislik;
İkincisi: servet düşkünlüğü;
Üçüncüsü: bencillik ve kibirdir.
İnsanların değerlerini ölçmek için değerli olmak gerekir.
İnsanların en acizi insanlardan kardeş edinemeyendir.
Bundan daha acizi de kardeş edindikten sonra da onu yitirendir.
İnsanların en alçağı haksız yere başkalarına hakaret
edendir.
İnsanların en acizi dost bulmada güçlük çekendir,
ondan daha güçsüzü de dostlarını yitirip yapa yalnız kalandır.
İnsanların en fazla bağışlaması gerekeni, ceza vermeye en fazla gücü yetenidir.
İnsanların güzel edebe, altın ve gümüşten daha çok ihtiyacı vardır.
152
İnsanların kalbi vahşi ve başıboştur; kim onlara ilgilenirse onlara doğru cezbolur.
İnsanların kıymeti, yaptıkları iyiliklerle ölçülür.
İnsanların solukları ecellerine doğru attığı adımlardır.
İnsanlarla öyle geçinin ki, öldünüz mü ağlasınlar size;
sağ kaldınız mı sevgiyle çağırsınlar sizi.
İşlerin en zoru alışkanlığı terk etmektir.
İyi niyetlilik, gönüle ferahlık, bedene esenliktir.
İyi ve kötü her insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisi iyilikten soğur, ikincisi kötülük yolunda cesaretlenir.
İyiliği emret ki iyi ehlinden (iyilerden) olasın.
İyililik ediniz! Onun mukabilinde fenalık göreceğinizi katiyen aklınıza getirmeyiniz.
İyilikle hür adamı köle yaparsın.
Kadına aşırı düşkünlük ahmakların işidir.
Kalp kör olduktan sonra gözlerin görmesinde bir fayda
yoktur.
Kalpler kaplara benzer. Hayırlı olan, hayırla dolu olanıdır.
153
Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya akıbet kendi düşer.
Kendi ayıbına bakan kimse ve onu ıslaha çalışan kişi,
halkın ayıbına bakamaz.
Kendi çocuğunu edeplendirdiğin şeyle yetimi de edeplendir ve çocuğunun eğitimi için yararlandığın yerden yetim
için de yararlan.
Kendi görüşüyle yetinen canını tehlikeye atmıştır.
Kendi kadrini bilen helak olmaz.
Kendin için istediğini başkaları için de iste.
Kendine reva görmediği şeyi başkalarına reva gören
kâmil insan olamaz.
Kendisine edep yüklenen kişinin kötülükleri azalır.
Kendini cömertliğe alıştır ve her ahlakın en iyisini seç;
çünkü iyilik alışkanlık haline gelir.
Kendini kötülükler karşısında sabretmeye alıştır; çünkü haksızlıklar karşısında sabretmek en iyi ahlaktır.
Kendini tanımayan kimse kurtuluş yolundan uzaklaşarak cehalet ve sapıklık yoluna giriverir.
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan kimsenin
kusur ve zaaf yolları aşikâr olur.
154
Kendisini beğenen ve kendisinden razı olan kimse birçok üzüntü ve acı çeker.
Kendini bilmeyen başkasını ne bilir?
Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inada neden olur.
Kıskanç insan (Haset insan) hiçbir zaman rahat ve
huzur yüzü görmez.
Kıskançlık, hastalıkların en kötüsüdür.
Kıskançlık, ateşin odunu yediği gibi iyilikleri yer.
Kıskançlık, insanın kalbi ve sinirleri üzerinde kötü etkiler bırakır ve insanı hasta eder.
Kim halkın ayıplarını görür, onları kınar, fakat kendisi
de o işleri yaparsa, ahmağın ta kendisidir.
Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak!
Kişinin yapısını oluşturan öz iyi değilse, o kişinin ağzından iyi sözler çıkmaz.
Kitaplar, bilgi sahiplerinin bahçeleridir.
Konuşun da tanışın; çünkü insan dilinin altında gizlidir.
Kötü alışkanlıkları terk etmek en büyük ibadetlerdendir.
155
Kötü evlat, insanın en büyük musibetlerindendir.
Kötü evlat ailenin şerefini yıkar ve geçmişine leke
sürer.
Kötü evlat, anne ve babanın şerefini yıkar ve geçmişine leke sürer.
Kötü huylarını terk et! Halkın hürmetine mazhar olursun.
Kötü insanlarla oturup kalkmak, iyi insanlar hakkında
su-i zan doğurur.
Kötü zanlı olup dostlarını elinden çıkarma!
Kötülükten çekinmek, iyi bir iş yapmaktan yeğdir.
Kutsal göreviniz, yoksul, sakat ve yetimlere bakmak
olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Memurlarınız onları
incitmesin, onlara kötü davranmasın. Onlara yardım edin,
koruyun ve yardıma muhtaç duydukları her zaman huzurunuza çıkmalarına engel olmayın.
Küçük bir insandan gelen büyük bir fikri küçümseme!
Küçüklükte soru soran kimse, büyüdüğünde cevap veren bile olur.
Mal çokluğu kalpleri bozar, günahları doğurur. (Eğer
malın esiri olursan)
Mal, mülk insanın gözünü doyurmaz, kalp zenginliğine çalış.
156
Malından vermeyeni zenginlerden sayma.
Mazideki esefli ve üzüntülü olaylarla kalbini doldurma! Gelecekle uğraşmaya zaman bulamazsın.
Mazluma yardımcı ol! Zalime düşman kesil!
Mazlumun öç alma günü, zalimin zulmettiği günden
daha korkunçtur.
Memurlarınızı seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiş ve devletin suçlarından ve zulümlerinden sorumlu
olmamış bulunmalarına dikkat ediniz.
Milletlerin ölçü ve terazisi adalettir.
Mutlu ile arkadaş olan mutlu olur.
Mükemmel insan eksiklerini ve kusurlarını bilendir.
İnsanların kötüsü, doyumsuz isteklerin ve hırsların peşine
düşendir.
Namus, güzelliğin sadakasıdır.
Ne kadar tenha yerde olursa olsun bir fenalık yaparken, hiç kimsenin görmediğine hükmetme! Seni mutlaka bir
gören vardır. O da Allâh’tır.
Ne yüksek mevkide olduğuna sevin, nede düşkün olduğuna üzül.
157
Nefsine hâkim olman en üstün güç, kudrettir. Ona
buyruk yürütmen en hayırlı emarettir.
Nerede bir bilgin görürsen, hemen buyruğunu kabul
edip hizmetine gir.
Nice kan vardır ki, onu dil döker.
Nice zengin vardır ki, yoksuldan da yoksuldur, nice
büyük vardır ki, her aşağılık kişiden aşağıdır, nice yoksul
vardır ki, bütün zenginlerden daha zengindir.
Oyun hayranı biri saadete ermez.
Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryatla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık
getirir.
Öfke, delilikten bir bölümdür; çünkü sahibi nadim
olur, nadim olmuyorsa da deliliği adamakıllı pekişmiştir.
(Haksız yere öfkelenmek kastediliyor.)
Öfke, korkunç bir ateştir. Onu bastıran ateşi söndürür.
Yapamayan, içinde yanıp gider.
Öfke, kötü bir arkadaştır. Kusur ve çirkinlikleri açığa
çıkarır, insanı kötülüğe yakınlaştırıp iyilikten uzaklaştırır.
Öfkeden kaçın! Sakın öfke sana galip olup alışkanlık
haline gelmesin.
Öl de alçalma! Azı yeter bul da yüzsuyu dökme. Çalışıp da bir şey elde edemeyen oturunca hiçbir şey elde edemez.
158
Öldükten sonra yaşamak isterseniz, kalıcı bir eser bırakınız.
Ölümü unutmak, kalbi paslandırır.
Ölümü unutmayan güzel şeylere tutkun olur.
Ölümün belirtisi doğmaktır.
Önder, önce kendini eğitmeli, sonra diğerlerini. Önce
kendi edebiyle örnek olmalı, sonra da öğüt ve nasihatla.
Öğünmeye değer şeyler güçlü akıl, utanma, nefsinden
sakınma ve eğitimdir.
Öyle bir kimseyi dost tut ki, aranızda kardeşlik husule
gelsin ve senin bulunmadığın yerde, seni müdafaa etmek
için düşmanlarınla pençeleşsin.
Öyle bir devir ki, hiçbir arkadaşın senden hoşnut değil
ve öyle bir devir ki hiçbir dostun sana dürüst ve gerçek dost
değil. (Allâh, o günleri göstermesin)
Parçalayıcı ve yırtıcı bir hayvan zalim ve zorba bir validen iyidir.
Renkten renge giriş, inançtan inanca geçiş, ahmaklığın alametlerindendir.
Rezil kişilerin başa geçmesi, insanlara afettir.
Sabır acılığının meyvesi zaferdir.
159
Sabır en güzel huy, ilim de en şerefli süs eşyasıdır.
Sabır iki türlüdür: istemediğin, hoşlanmadığın şeye
sabretmek ve sevdiğin, istediğin şeye sabretmek.
Sakın başkasının kölesi olma! Çünkü Allâh seni hür
yaratmıştır.
Sana cefa edeni utandırman için hoşça geçinmeye çalış.
Sakın aile ve akrabalarının bedbahtlardan olmasına sebep olmayasın.
Sana niçin yaptığını sorduklarında utanacağın ve yalanlamaya kalkacağın işleri yapmaktan çekin.
Sana karşı iyilik yapanlara ve teşekkür etmesini bilenlere iyilik et.
Sana öğüt veren, sana geniş kredi aşmış tüccara benzer.
Sefih olanlar lisanla dostluk gösterirler; fakat kalpleri
fesatla doludur.
Seni yalnız iyi günlerinde arayan, düşkün günlerinde
senden kaçacaktır.
Seni, sende bulunmayan özellikler ve değerler icat ederek koltuklayan, bir gün gelir yapmadığın suçları da üstüne yığarak seni çekiştirmeye, çeliştirmeye kalkar.
Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
Seviyesiz insanların bana cahilce sözlerine karşılık
vermekten tiksinti duyarım.
160
Sırlarını ona buna açıyorsan, başına gelecek zillete
razı ol.
Siyasetlerin en zoru, alışkanlıkları değiştirmektir.
Sizin en kötünüz, insanları çekiştirerek dostlar arasında ayrılık düşüren ve temiz insanlara kusur bulan kimsedir.
Sizler mallarınızla halkı kuşatamazsınız (onların gönüllerini hoş edemezsiniz); öyleyse açık yüzlülük ve güzel
davranışlarınızla onları kuşatınız.
Soruya verilen cevap çoğalınca, doğru gizli kalır.
Soyluluk; babaların-anaların mensup oldukları soyla,
boyla değil, övülecek üstünlükle kazanılır.
Söylemediğin sözün hâkimi, söylediğin sözün mahkûmusun.
Söyleyene bakma! Söylenene bak.
Söz ilaçtır. Azı yaşatır (Sözün azı), çoğu (Sözün çoğu)
öldürür.
Söz, ok ve mızraktan daha tesirlidir.
Söz, dilinin sustuğu, amel dilinin söylediği nasihat
hiçbir kulak tarafından kovulmaz ve onun faydası ile hiçbir
fayda bir olmaz.
Söz, sizin ağzınızda olduğu sürece sizin esiriniz, söz
ağzınızdan çıktıktan sonra siz sözünüzün esiri olursunuz.
Sözün gümüş olsa da ey nefis sükût (Suskunluk) altındır.
161
Sözün güzelliği, kısalığındadır.
Sözünde duramayacağın bir yerde söz verme! Kefaletine vefa edemeyeceğin yerde kefil olma.
Susmak, ağır başlılığı arttır.
Susmak, sana ağır başlı bir elbise giydirir ve sonunda
özür dileme zorundan korur.
Sukut, başkalarını çekiştirmekten ve yalan söylemekten her halde evladır.
Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz! Lakin
vatanınıza ve milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.
Şehvet bir kapıdan girer, akıl öbür kapıdan çıkar.
Şer’den çekinen kişi, hayır yapana benzer; suçtan sakınan kişi, iyilikte bulunana döner.
Şeref ve namus, en büyük hazinedir. Onlara malik olanlar hayatlarını daima memnun ve mesut geçirirler.
Şeref ve soyluluk, yüksek özellik ve niteliklerden gelir, ataların çürümüş kemiklerinden değil.
Şerefine düşkün olan kötü cevap almaktan sakınır. İnsanların davranışlarını düşünerek ve gözeterek onlarla uyum
içinde yaşayan kendi kişiliğini de korur.
162
Şerefli ve önemli bir mevkiiniz olması için bilime
sarılınız.
Şiddetli istek, mutluluğun en büyük düşmanıdır.
Şükür, nimetlerin süsüdür.
Tamah mihneti davet eder.
Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker.
Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir
servet gibi korunmalıdır.
Tecrübe, fayda ile gelen ilimdir.
Terbiyesizlikle kendisini düşüreni, soydan gelme asalet yükseltemez.
Tevazu gösteriniz ki, halkın hürmet ve saygısını kazanasınız.
Uygunsuz yerlere giren kendini töhmete kaptırır.
Utancın üstünü, insanın kendisinden utanmasıdır.
Üç şey hayatı tatsızlaştırır:
Birincisi: kin;
İkincisi: kıskançlık,
Üçüncüsü: kötü huyluluk.
Üç şeyi kendinizde tutup saklayınız:
163
Birincisi: cesaretiniz;
İkincisi: bilginiz;
Üçüncüsü: malınız.
İnsanlar, bu sahip olduğunuz üç şeye düşmandır.
İnsanları, ancak bu üç şeyi kaybetmeniz sevindirir.
Üç şey insana hayatı zindan eder:
Birincisi: ağırlaşan aile yükü;
İkincisi: borçların baskısı;
Üçüncüsü: hastalığın sürüp gitmesi.
Üstünlük taslamak ayıpların en kötüsüdür.
Verilen söz, zamanında yerine getirilmesi gereken bir
borçtur.
Yakınlarına yardımı bırakan, düşmanlarına yardım etmiş olur.
Yalan hıyanettir, doğruluk emanettir.
Yalan söylemenin sonu kınanmaktır.
Yalancılardan daima uzak bulununuz; çünkü onlarla
içli dışlı olur ve onlarla dolaşıp kalkarsanız, siz de yalancı
olursunuz.
Yalancıların başlıca sıfatları şunlardır:
Önce sana diller döker;
Birçok şeyler vaat eder;
Sonra senden vazgeçer;
Daha sonra da arkandan senin aleyhinde birçok şey
söyler.
164
Yalandan daha kötü bir kabahat yoktur.
Yalanlanacağından korktuğun bir şeyi anlatma!
Yanlışını, gününde dönüp nefsine sitem edersen yanlışın faydaya dönüşür. Dünde kalan yaşam geçmişle yok olur
gider.
Yapman gereken hayırlı yararlı işleri yarına bırakma!
Bakarsın yarın olur da sen olmazsın.
Yaptığın iyilikleri ve sana anlatılanları gizle!
Yaşamın tecrübeleri doğru karar verebilmeyi öğretti,
öyle ki artık beni bitirmeye, yok etmeye gelen şeyleri ben
bitirip yok ettim.
Yeni ilmi şeyler öğrenmekle, kalbinizin yorgunluğunu ve rahatsızlığını giderin, çünkü kalpleriniz de vücudunuz gibi yorulur.
Yeni mal mülk edinmeden önce yığdıklarınızı kullanınız.
Yoksullar bazen çok müşkül durumda kalırlar. Söyledikleri sözler ne kadar doğru olursa olsun, onları dinleyenler
sözlerine kulak asmazlar.
Yoksula yardımı dilenmeden yap! Sen onu el açmak
zorunda bırakırsan, verdiğin sadaka ile onu sadakadan daha
değerli olan haysiyetini satmaktan kurtarırsın.
Yoksullarla otur şükrünü arttırırsın!
Yoksulluğunu gizle! Yoksa itibarın sıfıra iner.
165
Yola düşmeden arkadaşı, eve oturmadan da komşuyu
sor!
Yüzünüze karşı yapılan şişirme övgüleri dinlemekten
kendinizi koruyunuz; çünkü onlar kalpleri kirletip ortalığa
pis koku yayarlar.
Yumuşak ahlak, soyluluk ve büyüklüktendir. Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol! Kimseye asla
eziyet etme. Yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve duyarsın.
Yumuşak konuş, sevilirsin.
Yüce kişinin aç kalınca, aşağılık kişinin karnı doyunca saldırısından korkun.
Yükseklik taslamak alçaklıktır. Alçak gönüllülük yüksekliktir.
Zalime gelip çatan adalet günü, mazlumun uğradığı
cevir ve cefa mihnetinden çetindir. Şiddet son dereceyi buldu mu ferahlık gelir çatar. Bela halkaları tam daraldı mı genişlik yüz gösterir.
Zaman bana karşı maske takındı, beni tanımazlıktan
geldi, bilmedi ki ben güne saygılıyım ve talihsizlikleri en
korkulusunu bile kolay şeymiş gibi karşılarım.
Zaman, ibret aynasıdır.
Zaman kendine uymazsa, kendini zamana uyduranlar
en akıllı kimselerdir. (Allah rızasına uygun olan işlerde)
Zaman uzasa, sonu gecikse bile sabredenler mutlaka
zafere ulaşır.
166
Zamanının bir kısmı maziye karıştı. Geride kalan günlerin sayısı da belli değil, fırsat varken çalış!
Zamanın icaplarına uymayanlar, sürüden ayrılmış koyunlar gibi geri kalırlar.
Zayıfları ziyaret etmek alçak gönüllülüktendir.
Zenginlik gurbette bir vatan, fakirlik vatanda bir gurbet gibidir.
İman ve ilim, ikiz kardeş ve birbirinden ayrılmayan
arkadaş gibidir.
Öfke, tutuşturulmuş bir ateş gibidir. Her kim ki öfkesine hâkim olursa, onu söndürür, her kim onu salıverirse, ilk
yanan kendisi olur.
Ahmaklık, dermanı bulunmayan bir dert, şifası olmayan bir hastalıktır.
Allâh için kardeş olanların sevgisi, sebebi daim olduğu için devam eder. Dünya için kardeş olanların sevgisi, sebebi devam etmediği için kısa sürer, bir an gelir son bulur.
Akıllı sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikir
eder, baktığı vakit de ibret alır.
Kendisi amel etmeksizin Allâh yoluna çağıran kişi oksuz yaya benzer.
Sükût sana vakar kazandırır ve özür dileme zahmetinden kurtarır.
İhtiras, gafillerin kalbinde şeytanların sultanıdır.
167
Hasetçilerin en ehveni, haset ettiği kişinin elindeki nimetin yok olmasını ister.
İlim, insanı Allâh’ın emrettiği şeylere götürür, zühd
ise o şeylere erişilmesini kolaylaştırır.
Korkaklık, ihtiras ve cimrilik, Allâh’a karşı kötü zannın bir araya getirdiği kötü arkadaşlardır.
Fakih öyle bir kişidir ki, insanları Allâh’ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmez ve onları Allâh’ın rahmetinden
yüz çevirtmez.
Mal ve çocuklar, dünya hayatının ziynetidirler. Salih
amel de, dünyadan ahirete götürülen mahsuldür.
Allâh için seven bir kardeş, en yakınından daha yakın,
anne ve babandan daha merhametlidir.
Amel eden cahil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir. Bu yürüyüş ona, ihtiyacından uzaklaşmaktan başka
bir şeye yaramaz.
İnsan, sözü ile tartılır veya işi ile değerlendirilir. Sen,
ziynet yönünden ağır getirecek şeyi söyle ve kıymetini arttıracak şeyi yap!
Yalancı, sözünde suçludur, isterse delili kuvvetli ve
ağzı laf yapan biri olsun.
İstişare, danışma sana rahatlık, başkasına yorgunluktur.
168
Dünya Mü’minin hapishanesi, ölüm hediyesi, Cennet
de varacağı yerdir.
Dünya kâfirin cenneti, ölüm, korkulu rüyası, cehennem de varacağı son duraktır.
Allâh’a tâatle uğraşmak en kârlı iş, doğru konuşan dil
ise, en güzelidir.
Gaddarlık, herkes için kötü bir şeydir. Şan, şeref sahibi ve büyük zatlar için daha çirkindir.
Akılı; alçak dünyadan el çeken, cenneti âlâya göz
dikendir. (Dünyaya kendini kaptırmayandır.)
Sabır, en güzel huy, ilim, en şerefli süs eşyasıdır.
Kalplerin gafletine gözlerin uyanık olması fayda vermez.
Sıkıntıya düşmeden önce emniyet tedbirini alan kimse, ayağını sağlam yere basmış olur.
Sabır, insanın başına gelene katlanması demektir. Onu
kızdırana karşı da kendisine hâkim olmaktır.
Korku kaderi değiştirmez, yalnız sevabın yok olmasına sebep olur.
İhtiras, rızkı arttırmaz.
Kârlı olan, dünyayı ahirete değiştirendir.
169
Cimri, dünyada kendi nefsine cömert davranmaz, bütün malını mirasçılara vermeye razı olur.
Mal, sahibini dünyada yükseltir, ahirette alçaltır. (Eğer
Allâh için kullanılmazsa)
Hased, bir dert ve hastalık olup, Hased eden veya olunan helak olmadıkça çaresi bulunmaz.
Günahlar birer dert olup, devası istiğfardır.
Sabır, en güzel iman kisvesi ve insanların en şerefli
ahlâkıdır.
Şek, şüphe yakîni (Kesin iman) bozar, imanı yok eder.
Mürüvvet; insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden
kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır.
Cömertlik ve cesaret, şerefli maksatlar olup, Allâh teâlâ bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsan eder.
Sıkıntıya karşı sabır etmek, bolluk anındaki afiyetten
daha iyidir.
Akıllı, iyiliklerini canlandıran, kötülüklerini öldürendir.
Tûl-i emel, fazla yaşama arzusu, serâb gibidir, bunu
gören su sanıp aldanır.
İyiliği tamamlamak, yeniden başlamaktan daha hayırlıdır.
Kendi nefsinden razı olan, aldanmıştır. Ona güvenen,
mağrur ve yolunu şaşırmıştır.
170
Gerçek dost, ayıbını görüp sana nasihat eden, gıyabında seni koruyan ve seni kendisine tercih edendir.
Ahmaklık; her şeyi fuzuliymiş gibi hiçe saymak ve
cahil insanlarla arkadaşlık kurmaktır.
Allâh için dost olan, kişiye doğru yolu gösteren, fesattan uzaklaştıran ve ibadetlerinde yardımcı olandır.
Fazilet; çok mal ve büyük işlerle değil, güzel kemaliyet ve hayırlı işlerle olur.
İslâmiyet, teslimiyettir. Teslimiyet, yakîndir. (Kesin
inanç) Yakîn, tasdiktir. Tasdik ikrardır. İkrar edadır, yerine
getirmektir. Eda ise ameldir.
Fazilet en iyi maldır. (kıymet ifade eden) Cömertlik,
en güzel mücevherdir. Akıl, en güzel zînettir. İlim en şerefli
meziyettir.
Adalet, halkın dirliği ve düzeni, idarecilerin süsü ve
güzelliğidir.
Akıllı kimse; dilini kötü söz ve gıybetten koruyan,
Mü’min; kalbini şek ve şüpheden temizleyendir.
İyilikle emretmek, insanların en faziletli amelidir.
İffet; nefsin koruyucusu ve kinlerden paklayıcıdır.
Belaya sabır güzeldir. Bundan daha güzeli haramlara
karşı sabırdır.
Haramlardan çekinmek, akıllıların şanı, şereflilerin tabiatındandır.
171
Allâh korkusundan dolayı gözyaşı dökmek, kalbi nurlandırır. Tekrar günah işlemekten insanı korur.
Yaptığı günah bir işle öğünmek, o günahı yapmaktan
daha kötüdür.
Ârifin, yüzü nur ve tebessüm, kalbi korku ve hüzün
doludur.
Dünya; güzel, aldatıcı ve geçici bir serâb, çabuk yıkılan bir dayanaktır.
Sevgi, kalplerin birbirine yaklaşması ve ruhların ünsiyetidir.
Yumuşaklık, öfke ateşini söndürür. Hiddet ise öfke
ateşini körükler.
Mü’min baktığında ibret alır. Bir şey verilirse şükür
eder. Musibet ve belaya uğrayacak olursa, sabır eder. Konuşacak olursa, Allâh’ü Teâlâyı hatırlatır.
Akıl Mü’minin dostu; ilim, veziri, sabır, askerlerinin
komutanı ve amel ise silahıdır.
Hased edenin sevgisi sözlerinde görülür. Kinini işlerinde gizler. Adı dost, fiili düşmandır.
Yumuşak huylu olanlar; en sabırlı derhal affedici ve
en güzel huylu olan kimselerdir.
Allâh’ü Teâlâdan hayâ etmek, insanı cehennem azabından korur.
Gaflet, insana gurur getirir, helake yaklaştırır.
172
Mü’min, dünyaya ibret gözü ile bakar. İhtiyacı için
karnını doyurur. Dünyadan konuşulduğu vakit, nefret ve
tenkit kulağı ile dinler.
Fazilet, gücü yettiğinde af etmektir.
Hayâ ve cömertlik, ahlakların en efdalidir.
Kötü insan hiç kimseye iyi zan beslemez.
Kâmil olan kimse, aklı, arzusu ve isteklerine galip gelendir.
Acelenin meyvesi yanlışlıktır.
Aç kalmak, alçalmaktan hayırlıdır.
Açık kalpli, mert düşman, içinden pazarlıklı dosttan
iyidir.
Adalet için en büyük talihsizlik, devleti idare edenin
zalimliğidir.
Adalet, halkın dirliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü
ve güzelliğidir.
Adalet ve eşitliği gözetme, siyasetlerin en güzelidir.
Adil ol! Kudretin sürekli olsun.
Affedilmeyecek günah, insanların birbirine olan zulmüdür.
173
Affetmekten utanmayın. Cezalandırmada acele etmeyin. Emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen
öfkelenip kendinizi kayıp etmeyiniz.
Ahdini bozmak Allâh’ı ve halkı gazaplandırır.
Ahmak, her laf başında yemin eder.
Akıl, gurbette yakın bulmaktır; ahmaklık vatanda gurbete düşmektir.
Akıl gibi zenginlik, cehalet gibi yoksulluk yoktur.
Edebe uymak bir kazanç, danışmak bir güçtür.
Akıllı bir insan fakir olabilir; fakat o, hiç kimsenin
sadakasına muhtaç değildir.
Akıllı olan kemal, cahil olan mal ister.
Akıllı, düşmanınsa bile danış, bilgisiz dostun fikrini
geç.
Akıllı insan edeple öğüt alır. Dayaktan başka bir şeyle
terbiye edilmeyenler hayvanlardır.
Akıllı, insanların en mutlusudur.
Akıllının dili kalbindedir, ahmağın dili ağzındadır.
Akıllının tahmini, cahilin kesin bilgisinden daha doğrudur.
Akıllı insanlar az konuşur. Çok söyleyenler yalnız ahmaktırlar.
174
Akraba düşmanlığı, akrep sokmasından beterdir.
Alçak gönüllülük, ilmin meyvesidir.
Alçak gönüllülük, en büyük şereftir.
Aleyhinde kesin delil olmayan kişiyi mazur tutun; o
kişi benim.
Alışkanlık insana musallat olur ve onu kontrolü altına
alır.
Alışkanlık, insanın ikinci tabiatı gibidir.
Amellerin en zoru üçtür, bunlar:
1- Nefsin hakkını verebilmek;
2- Her halde Allâh’ü Teâlâyı hatırlayabilmek;
3- Kardeşine bol bol ikramda bulunabilmektir.
Aptallığın en büyüğü medh ve zemde ifrata kaçmaktır.
Allâh dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın görünüşüne baktıkları zaman, onlar dünyanın iç yüzünü görürler.
Allâh katında insanların en kötüsü, hayatında midesini ve şehvet güdüsünü doyurmaktan başka hedefi yoktur.
Allâh’ın hışmından kurtulmuş olan bir tek zalim yoktur.
Allâh’ü Teâlâya yemin ederim ki, beni yalnız Mü’min
sever ve bana yalnız münafık buğzeder.
Arkadaşın hayırlısı, sana, doğru yolda iyi delil olandır.
175
Asıl yetimler, anadan ve babadan yoksun olanlar değil, akıldan yoksun olanlardır.
Aslını inkâr eden haramzadedir.
Aş verirsen, doyur!
Aşağılık insanlara yakınlaşmaktan kaçın! Onlar ki
yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü sakladılar.
Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar. Verimli
olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.
Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende var iken,
başkasını ayıplamandır.
Ayılması çok güç olan zenginlik sarhoşluğundan
Allâh’a sığınınız.
Atamalarda araştırma yapmayı ihmal etmeyiniz.
Aynı anadan babadan doğanlar, senin miras kardeşlerin, uzak yerlerden gelen huyu suyu sana benzeyenler ise
senin öz kardeşlerin sayılırlar.
Az ilmi olup da onunla amel eden, çok ilmi olup da
amel etmeyenden daha hayırlıdır.
Az ibadet edip çok çalışmak, çok ibadet edip az çalışmaktan üstündür. (Burada kast edilen farz değil, nafile ibadetlerdir.)
Azarlamada aşırılık inat ateşini alevlendirir.
176
Azim ve sebat, insanların en büyük yardımcısıdır.
Azgınlığın sonu ya rezil veyahut yok olmaktır.
Babana saygılı ol ki, oğlunda sana saygılı olsun.
Bağışlamak, büyüklüğün şanındandır.
Batıla yardım eden hak’a zulmeder.
Başa kakmak suretiyle iyiliğini boşa giderme!
Başkalarını çekiştireni, ister hak üzere olsun ister batıl
yalanlayınız.
Başkalarının felaketlerinden hisse kapanlar, geçmiş
musibetlerden ders alanlar, cidden bahtiyar insanlardır.
Başkalarının iyi hareketlerini takdire çalışınız. Derhal
dostlarınızın çoğaldığını göreceksiniz.
Başkalarında gördüğün fena bir huyu hemen nefsinde
ara ve ondan kaçın.
Beceremeyeceğin bir iş için söz verme!
Ben, konuşan kur’anım. (Hz. Ali)
Ben Mü’minlerin emiriyim; onların en yoksulunun geçindiği gibi geçinmek zorundayım.
Benim üç türlü dostum vardır: Benim dostlarım; dostlarımın dostları; düşmanlarımın düşmanı.
177
Benim izzet ve ikramım yemin ederim ki, atalardan
mirastır ve onlar benden önceliklidir.
Bencillik kimde olursa helak olur.
Bedenin orucu: irade ve ihtiyarla azaptan korkup sevaba girmeyi, ecre nail olmayı dileyerek yemekten kesilmektir.
Nefsin orucu: beş duyuyu öbür suçlardan çekmek,
kalbi de bütün şer sebeplerinden ayırmaktır.
Kalbin orucu; dil orucundan hayırlıdır.
Bildiği halde susmak, bilmediği halde konuşmak kadar çirkindir.
Bilge insan çalışmasına, bilgisiz de boş hayallerine
güvenir.
Bilgi gibi hazine olamaz.
Bilgi, tükenmeyen bir hazinedir; akıl, eskimeyen, yıpranmayan bir elbisedir.
Bilgin bir söz ehli olamıyorsan hiç olmazsa dikkatli
bir dinleyici ol.
Bilgin kişinin rütbesi, rütbelerin en üstünüdür.
Bilgisiz, bilmediğini sormaktan utanmasın. Âlim, içinden çıkamayacağı bir meselede en iyisini Allâh’ü Teâlâ bilir
demekten sakınmasın.
Bilgiyi ehli olmayana veren, o bilgiye zulmetmiştir.
178
Bilgiyle dirilen ölmez.
Bilmediğiniz şeyi söylemeyin; çünkü gerçeğin çoğu,
inkâr ettiğiniz şeylerdir.
Bilmediğin şey hakkında konuşmayı ve üzerine düşmediği halde söz söylemeyi terk et.
Bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma!
Bin kapıdan, yüz bin kaleden içeri girersin de, küçücük bir gönülden içeri giremezsin.
Babanın çocuğu için bıraktığı en iyi miras, onu güzel
edeple yetiştirmesidir.
Bir devletin başı, sahip olduğu iktidardan;
Bilgin, ilminden;
İyiliksever, yaptığı iyiliklerden;
İhtiyar da, yaşından ötürü saygı görür.
Bir devletin çökmesi şu dört sebebe bakar:
1- Esas prensiplerinde ayrılma;
2- İkinci planda olan şeylere önem verme;
3- Aşağılık kimselerin ön safa geçmesi;
4- Erdemli kişilerin arka plana atılması.
Bir gerçeği savunurken ona önce kendimiz inanmalıyız sora da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız.
179
Bir hikmet ve hakikati bulmak, Mü’minler için büyük
bir ganimettir.
Bir insana başkaları yanında verilen öğüt, öğüt değil
hakarettir.
Bir insanda güzel bir huy varsa, o huya benzer başka
huylarını da bekleyin.
Bir sanat esrini yıkmak, cinayetlerin en büyüğüdür.
Bir insanı layığından fazla övmek riyadır, dalkavukluktur. Layığından az övmek ise ya dilsizlikten ileri gelir ya
da hasedden.
Biri sana sırt çevirirse üzülme! Böylece dostunla düşmanını ayırt etmiş olursun.
Birinin aleyhinde söylenen sözü dinleyen, o sözü söyleyen gibidir.
Birisinin suçunu bağışladıktan sonra pişman olma!
Cezalandırdığın zaman da sevinme.
Borçların çokluğu, doğru adamı yalancı, şerefli adamı
da yemininden dönek yapar.
Boş vakitlerini okumakla değerlendiren kimse, fikir
rahatlığını kayıp etmez.
Bütün insanlar Allâh’ın kuludur. Lakin hiçbir kimse,
diğer bir kimsenin kulu değildir.
180
Bütün varımızı sunarız sadece, ekmek ve sirke olsa da.
Büyük günahların kefareti, zulme düşenlere yardım etmek,
acze düşenleri ferahlandırmaktır.
Büyüklere karşı saygılı olun ki, çocuklar da size saygılı olsunlar.
Cahil dosttan ziyade akıllı düşmana güven.
Cahil ile sakın latife (Şaka) etme! Dili zehirli olduğundan dilini yaralar.
Cahil, ne kendi eksiğini görür, ne de öğütlere kulak
asar.
Cahilden uzak kalmak, akıllıya yaklaşmakla eşittir.
Cahiller çoğalınca, bilginler garip olurlar.
Can gözü kör olunca, gözle görüşün bir yararı yoktur.
Cehaleti ilimle geri çevirin.
Cehalet ve gaflet âlimin kalbinde olmaz; fakat âlimler,
zengin cahillerin karşısında, ancak ilim sayesinde yükselir.
Cenabı Hakk, kibir edenleri bayağı ve aşağılık kılar.
Cimri zengin, cömert yoksuldan daha yoksuldur.
Cimri her zaman aşağılıktır, kıskanç olan her zaman
işkencededir.
Cimrinin dostu bulunmaz.
181
Cömertlik, alışkanlıkların en üstüdür.
Cömertlik istemeden önce vermektir. İstedikten sonra
vermek utançtır ve kötüdür.
Çalışan, kötülük düşünemez, çalışmayan da kötülükten kurtulamaz.
Çalışıp da bir şey elde edemeyen, oturunca da bir şey
elde edemez.
Çalışmak kadar dinlenmeyi de görev bil ihmal etme!
Sağlığınıza eza etmeyin, sağlığın bozulması kolaydır da onu
elde etmek zor.
Çobanların (idarecilerin) en kötüsü sürüsünde (idare
ettiği insanlarda) kötüleri barındırandır.
Çocuk açısından, hiçbir süt, anne sütünden daha iyi
değildir.
Çocuklara sevgi ve büyüklere saygı gösteriniz.
Çocuklara söz verdiğinizde kesinlikle sözünüzde durunuz.
Çocuğun kalbi ekilmemiş bir tarla gibidir. Ona ne verilirse kabul eder.
Çocuğunuza yedi yıl oyun oynamasına müsaade edin
ve yedi yıl ona yaşam edebini öğretiniz.
182
Çoğu insanlar medhedilip övüldüğü zaman gurura kapılırlar.
Çoğu sözler hamleden daha serttir.
Çok akıllı kimseler, başkalarını hatalarından öğrenirler
ve hata yapmazlar, akıllı insanlar yaptıkları hatadan ders
alarak bir daha hata yapmazlar. Ahmak insanlar da sürekli
hata yapar gene de ders almazlar.
Çok şakacı insanı ciddiye almazlar.
Dert ve gam, ihtiyarlığın yarısıdır.
Dert ve sıkıntının şiddetine sabır göster, bunun da sonu gelecektir. Bil ki sabır, bir asalet göstergesidir.
Dil, aklın tercümanıdır.
Dil, insanın terazisidir.
Dil yırtıcıdır; yuları bırakıldı mı saldırır, parçalar.
Dili tatlı olanın arkadaşı çok olur.
Dilini söğüp saymaya alıştırma! Tatlı dilli ol. Kötü
söz alışkanlığı, insanı soysuz yapar.
Dilini küfre alıştırma! Tatlı dilli ol. Yoksa önüne gelene havlayan köpeklere dönersin. Halkı zorla kendine nefret ettirirsin.
Dilsiz ol! Yalancı olama.
183
Dilinizi daima iyiliğe kullanınız. O sizi saadete götürdüğü gibi. Felakete de götürebilir.
Dindarlığın en üstünü, dindarlığı gizlemektir.
Dinle öğrenirsin. Sus esen kalırsın.
Doğru, dürüst ve nazik kişileri seçin. Çıkar ummadan
ve korkmadan acı gerçekleri söyleyebilenleri tercih edin.
Doğru her zaman yüce, yalancı her zaman aşağı cücedir.
Doğru söz söyleyenin delili kuvvetli olur.
Doğruluk en iyi yol, bilgi en iyi kılavuzdur.
Doğruluk, Hakk’ın dilidir.
Dost, sen yokken dostluk şartını yerine getiren kimsedir.
Dost, kardeşini üç halde korumadıkça tam dost olamaz:
1- Düşkünlüğünde;
2- Kendi bulunmadığı vakit;
3- Ölümünden sonra.
Dostun olmayışı, bir çeşit gariplik ve yalnızlıktır.
Dostuna kanat ger. Ona bir babanın oğulları üstüne
eğilmesi, onları korumasına alması gibi davran.
Dostları yitirmek gurbete düşmektir.
184
Dostlarıma dost olanları çok severim. Onların kıymetlerini de dostlarının dereceleriyle ölçerim.
Dostların çoğalsın diye çırpınma. Onları bir gün ihmal
etmeye kalksan çabucak düşman olurlar, dostlar ateş gibidir.
Pek çoğalırsa yakarlar.
Dostların kötüsü, seni iyi günde arayıp sıkıntılı zamanda yüz üstü bırakandır.
Dostluk elde edilmiş en yakın akrabalıktır.
Dostunun düşmanını kendine dost seçme.
Dünya geçici gölgedir.
Dünyada yoksulu doyurmak kadar büyük iyilik yoktur. Bunu yapanlar ahirette mutlaka mükâfatını bulur.
Dünyanın en değerli hazinesi öğüttür; ama ondan ucuzu da yoktur.
Dünyayı yutsa yoksul kalacak biri var. O da aç gözlü.
Düşene sevinme! Zamanın sana ne sakladığını bilemezsin.
Düşmanı kovalamayınız, onların yaralananlarının yarasını sarınız, esirlerini tedavi ediniz.
Düşmanlık, kalbi meşgul eder.
185
Düşünce, akılların cilasıdır.
Düşünce ve prensiplerini kendi hayatlarında da uygulayan kimselerin bilgi ışıklarıyla aydınlanınız.
Düşünün, sonra konuşun, yanılmalardan kurtulacaksınız.
Edep, aklın suretidir.
Edep, had (Hudut) tanımaktır.
Edep, en iyi mirastır.
Edep, insanın kemalidir.
Edep, insan için güzel elbise menzilesindedir.
Edepsiz olan kimsenin ayıpları çok olur.
Eğer ararsak kendimize kolayca düşman bulabiliriz;
ama ne kadar ararsak dost bulmak kolay değil.
Eğer başkalarını ıslah etmek istiyorsan önce kendini
ıslah et. Kendin fasid olduğun halde başkalarını ıslah etmeye çalışmak çok büyük bir kusurdur.
Eğer bir seyahate çıkarsanız gittiğiniz yerlilerin adetlerine (Meşru adetlerine) uymaya çalışınız.
Eğer yoksullaşırsan, yoksulluğu gönül zenginliği ile
tedavi et.
186
Eğer sırlarınızı birbirinize açarsanız, artık onu gizleyemezsiniz.
Eğer giriştiğin herhangi bir davada haklı isen korkma!
Hakk’ı müdafaa edenin yardımcısı Allâh’tır.
Eğer hayırlı bir işi görmek istersen, bu günün işini
yarına koyma; çünkü yarına kadar ne olacağı belli değil.
Fena bir işe başlayacağın zaman da acele etme. Belki
hayırlı bir düşünce, sana o fenalıktan gelecek olan tehlikeye
mani olur.
Eğer talihin açık ise kusurların kapalı kalır.
Eğlence ve zevke kapılan, akıldan kayıp eder.
Elbiseniz eski de olsa, kalpleriniz yeni ve temiz olsun.
Ev işlerine yardım edin; çünkü bu yoksulluğu azaltır,
hayat standardını arttırır.
Emanetin en feyizlisi ahde vefadır.
En ahmak insan, kendini herkesten en akıllı sanandır.
En büyük yardım, en çabuk yapılan yardımdır.
En faydalı bilgi uygulanabilendir.
En güzel ahlak, tevazu, yumuşaklık ve tatlı dilde bulunur.
En güzel edep, kendinden başlamandır.
187
En güzel dost, seni şak şaklayıp eksiklerini örtendir.
En kötü şey, insanın kendisini beğenmesidir.
En kuvvetli kişi, kendi nefsine galip olan kişidir.
En talihsiz memleket, insanların her türlü güvenlikten
yoksun yaşadıkları memlekettir.
En yakınını yitiren, en uzağını yardımcı olarak bulamaz.
En yakışıklı elbise, erdem elbisesidir.
Erdemin başı ilimdir.
Esnafa ve tüccara dikkat edin; onlara gereken önemi
gösterin; fakat ihtikâr, karaborsa ve mal yığmalarına müsaade etmeyin.
Evlatlarınızı yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz.
Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla kazandığın şeyi,
başkası için biriktirmedesin.
Ey insanlar! Bilgi edindiğiniz zaman, hidayete ermeniz için bilginize uyunuz; çünkü ilminin tersine hareket
eden âlim, cehaletten ayrılamaz, yolunu kayıp etmiş cahile
benzer.
Ey karamsar! Bilmelisin ki, bu devranın değişmeyen
tek bir kanunu var o da değişmektir.
188
Eziyet etme eziyete engel ol. Diline sahip ol, can sana
feda olsun, sana yardımcı olan dost arkadaşlığına.
Gayb sırlarından bana sorunuz, mürsel peygamberlerin tüm ilimlerine varisim ben. (Hz. Ali)
Geçimini mertçe kazanmaya çalış. Nefsini alçaklıktan
koru ki, fakir olsan bile şerefli kalırsın.
Her sorunu kolaylık yönünden ele al, hayatında rahat
edersin; çünkü sen sorunları kolaylıkla ele aldıkça çözümleri de kolaylaşacaktır.
İlim; güzel bir miras, genel bir nimettir. İnsaf, ihtilafı
giderir, ülfeti getirir.
Adalet îmânın başıdır, ihsanın birleştiği noktadır ve
îmânın en yüksek mertebesidir.
Âlim, sözü işine uygun oladır. Âlim, ilme doymaz.
Hikmet; akıllıların bahçesi, ermişlerin mesiresidir.
Akıllı; şehvetten uzaklaşan, ahiret ile dünyayı değişmeyendir. Akıllı, yalnız ihtiyacı kadar delille konuşur, sadece ahiretinin ıslahı için çalışır. Akıllı, günahlardan sakınır, ayıplardan uzak durur. Cömertlik, günahları siler,
kalplere sevgi eker.
Cahil, dayakla uslanmaz, nasihatten payını almaz.
189
İlim; insanı akla götürür, kim ilim öğrenirse akıllanır.
İlim, ruhu ihya eder, diriltir. Aklı aydınlatır, cehaleti öldürür.
Zulüm; ayakların kaymasına, ni’metin yok olmasına,
milletlerin helakine sebep olur.
Gerçek Mü’minin sevgisi, kızması, bir şeyi alması,
yapması ve terki, hepsi Allâh için olur.
Kâmil Mü’min gizli şükreder, belâya karşı sabır eder,
ümit halinde iken bile korkar.
Akıllı kimse, ibadetle, nefsin arzusuna karşı gelendir.
Cahil kimse günah işleyerek nefsin arzusuna uyandır.
Allâh’a kavuşmak, kötü insanlardan uzak durmakla
olur.
Doğruluk, İslâm’ın direği, îmânın desteğidir.
Allâh’ın azabından korkmak, müttekîlerin, takva
sahiplerinin nişanıdır.
Dinin esası, emaneti yerine getirmek ve sözünde
durmaktır.
Olgunluk üç şeyde gereklidir:
1- Musibetlere sabır;
2- İsteklerde aşırıya kaçmamak;
3- İsteyene vermektir.
190
Yumuşaklık, durulmayı çabuk sağlar ve zor olan
şeyleri kolaylaştır.
Âlim, cahili hemen tanır; çünkü daha önce o da cahildi. Cahil âlimi tanıyamaz; çünkü daha önce o âlim değildi.
İman ve hayâ birbirinden kopmayan bir bütündür.
ŞEYH EDEBALİ’NİN SÖZLERİ:
Hayvan ölür semeri kalır. İnsan ölür eseri kalır.
Gidenin değil bırakmayanın ardından ağlamalı.
Üç kişiye acı:
1- Cahiller arsında kalmış âlime;
2- Zengin iken fakir düşene;
3- Hatırlı iken itibarını kayıp edene.
Sabır, kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp
geçerken hiç ses çıkarmamaktır.
Kişinin gücü, günün birinde tükenir; ama bilgi yaşar.
Bilginin ışığı kapalı gözlerden bile içeri sızar aydınlığa kavuşturur.
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.
191
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener, daima sabırlı,
sebatlı ve iradene sahibi olasın.
Bey memleketten öte değildir. Bir savaş yalnızca bey
için yapılmaz. Durmaya dinlenmeye hakkımız yok; çünkü
zaman yok, süre az.
Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Faydalı ile faydasızı ayırt edebilenler, bilgi sahibi olanlardır.
Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilmez.
Gördün söyleme, bildin bilme!
Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen
çiftçi başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki
toprağın tavda olduğunu bilebilsin.
Osman Beye Nasihati:
Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam
ezanı ölürler. Avun oğlum avun! Güçlüsün, kuvvetlisin,
akıllısın, kelamlısın; ama bunları nerede nasıl kullanacağını
bilmezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve
nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük
değildir. Bütün fethedilmiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak senin fazilet ve erdemliliğinle gün ışığına
çıkacaktır. Ananı, atanı say, bereket, büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olan çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma. Gördün
söyleme, bildin bilme. Sevdiğin yere sık sık gelme, mu-
192
habbetin itibarın olmaz. Üç kişiye acı: Cahiller arasında
kalmış âlime, zengin iken fakir düşene, hatırlı iken itibarını
kayıp edene. Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler
kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden
korkma. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
İMAM-I AZAM’DAN TALEBELERİNE
TAVSİYELER
Ancak ilmi bir ihtiyaçtan dolayı devlet başkanı ile
yakin içinde ol! Onun yanında ateş içinde imiş gibi ol; çünkü sultan kendisi için istediğini başka hiç kimse için istemez.
Devlet başkanı sana bir mesele arz ettiğinde, söylediklerini kabul edeceğine kani olmadıkça, o meseleyi çözmeyi kabul etme.
Avamın (Sıradan seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında sorulmadan rast gele konuşma.
Avamın ve tacirlerin yanında ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçın ki, mala rağbet ve sevgin üzerinde durulmasın.
Avam arasında ne gül ne de tebessüm et ki yılışık olma.
Gereksiz yere çarşıya pazara sıkça çıkma!
Sokaklarda, mescitlerde, rastgele yerlerde yiyip içme.
Yol ortasında oturma. İlla oturacaksan hiç olmazsa
mescitlerde otur.
193
İpek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol
açar.
Evlilik ihtiyaçlarının tümünü karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et, sonra helal
mal kazan, sonra da evlen.
Gençliğinde hep ilimle uğraş; çünkü gençlik gönlün
ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.
Her daim Allâh’tan kork, emaneti eda et, seviyeli, seviyesiz tüm insanlara nasihat et.
Hiçbir kimseyi küçük görme! Kendi vakarını tanıdığın gibi başkalarının vakarını ve haysiyetini de tanı.
Bilgisiz kişilerle özellikle dini konularda tartışmaya
girme.
Tartışma kurallarına uymayanlar ve çıkar elde etmek
için tartışanlarla tartışma.
Her kim sana soru sorarsa, sadece soruna cevap ver.
Meseleyi fazla dağıtma.
Kazançsız ve azıksız on yıl da kalsan ilimden yüz
çevirme; çünkü ilimden yüz çevirdiğinde maişet derdi, geçim sıkıntısı sana musallat olur.
Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi eğil
ki, onların ilme arzuları artsın.
Hakkı söyleme konusunda sultan (Devlet reisi) dâhil
hiç kimseden korkma.
194
İnsanların hatalarının ardına düşme! Aksine onların
güzelliklerini gör, ancak hatalarını gördüklerini diğer insanlara bildir ki ondan sakınsınlar ve ona uymasınlar. Bu konuda hiç kimsenin makam ve mevkiinden çekinme ki, hiç
kimse dini bozmaya, bidadleri hortlatmaya cesaret edemesin; çünkü Allâh bu konuda senin ve dinin yardımcısıdır.
Senden başkalarının yaptığından daha çok ibadet ve
tatta bulunmaya çalış ki, ilmin meyveleri üzerinde görülsün.
Âlimleri bulunan bir yere vardığında orada sadece sen
varmış havasına bürünme. Halkı etrafında toplayıp çekip
çevirmeye çalışma. Onların hocalarına dil uzatma. Lüzumsuz ve yersiz tartışmalara girme. Delilsiz, kaynaksız konuşma. Onlardan biri imiş gibi ol. Yoksa sana haset ederler.
Allâh için hep göründüğün gibi ol. Nasılsan öyle görün.
Tartışma anında korkak olma! Yoksa bildiklerini karıştırırsın dilin tutulur kalır.
Çok gülmekten sakın; çünkü o kalbi öldürür.
Ancak ağır başlı bir şekilde yürü, hoppa ve kaypak
olma.
İşlerinde aceleci olma.
Konuşurken bağırıp çağırma. Lüzumsuz yere sesini
yükselme. Sakin ve ağır başlı ol.
195
Yalnız kaldığında olduğu gibi insanların yanında da
Allâh’ı zikret.
Namazdan sonra kendine ait bir virdin (Allâh’ı zikir,
şükür, Kur’an tilaveti ve dua) olsun.
Her ay tutacağın belirli oruç günlerin bulunsun. Bu
konuda başkaları seni örnek alsın.
Mecbur kalmadıkça alış veriş işleriyle uğraşma. Bu işlerini güvendiğin kişilere gördür.
Kendini kontrol et, başkalarını gözet ki, ilmin ile hem
dünyan hem de ahiretin yararlansın.
Dünyalıklarına ve bulunduğun haline güvenme; çünkü
Allâh tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.
Ölümü çokça hatırla.
Hocaların için dua ve istiğfarda bulun.
Kabirleri, ilmi ile amel eden zatları ve mübarek yerleri
çokça ziyaret et.
Dine davetin dışında heva ve heves ehli ile düşüp
kalkma. Oyun oynama, sövüp sayma.
Ezan okunduğunda hemen mescide koş.
İnsanların sırlarını açığa vurma.
196
Seninle istişare edenle sen de istişare et, ancak rastgele
insanlarla değil, seni Allâh’a yaklaştıracağına inandığın
kişilerle.
Cimrilikten sakın! Aç gözlü ve yalancı olma. Saçmalama, her işinde mürüvvetini, insanlığını muhafaza et.
Her halükarda beyaz açık renkli elbise giy.
Dünyaya çokça haris olma, gönül zenginliği içinde ol.
Fakir olsan bile kanaatkârlığını, gönül zenginliğini ortaya
koy.
Eşyalarını rastgele insanlara değil, güvendiğin kişilere
teslim et. İşlerini de onlara gördür.
Bir toplum seni öne geçirmedikçe, ne namazda ne de
başka işlerde onların önüne geçme.
İlim meclislerinde kızma! Kendini bilgisizlerle ölçme.
Bu öğütlerime sarıl ki, Allâh’ın izni ile önünde sonunda ondan faydalanasın. Beni de duandan unutma! Ben ancak
senin ve Müslümanların maslahatları, yararlanmaları için bu
tavsiyeleri yaptım.
HZ. ÖMER’DEN SÖZLER
Sırrını saklarsan ona hâkim olursun. Saklamazsan, o
sana hâkim olur.
İnsanların en akıllıları, insanların hareketlerini takdir
edenlerdir.
197
Ahmakla dostluktan çekin, zira iyilik edeyim derken
çok defa kötülük eder.
İnsan için tutacağı iş çoktur; fakat tutacağı işten ak
yüzle çıkmayı düşünmelidir.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Başkasını ıslah etmeye kalkışmadan önce kendini ıslah etmeye bak.
Kötülüğü bilmeyen adam, onun tuzağına kolay düşer.
Kalbinizin sevmediği insanlardan sakınınız.
Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma; namaz
ve niyazına bakma! Aklına ve doğruluğuna bak.
Olmamış şeyleri soracağına olmuşlardan ibret almaya
çalış.
Amirin en kötüsü, halkı kötü yola sevk edendir.
Halka karşı insaflı davranan, işinde muvaffakiyete
erişir.
Başkasında görüp hoşlanmadığı ayıbın kendinde olduğunu görmemekten büyük ayıp olmaz.
Kibir ve gururlulukla haddi aşanı, Cenabı Hakk yerden yere çarpar.
Günahlarını azalt. Ölümün şiddeti sana kolay gelir.
198
Allâh’ı anın, O’nu anmak şifadır.
Çok gülenin heybeti azalır. Çok şaka yapan eğlenceye
alınır.
Çok konuşan çok yanılır, hataya düşer. Böyle kimsenin hayâsı azalır. Hayâsı azalan şüpheli şeylerden az çekinir. Şüpheli şeylerden az çekinenin kalbi ölür.
Hakkımda hangisinin daha hayırlı olduğunu bilmediğim için darlık ve bolluk günlerimin hiçbirisine aldırış etmedim.
Amellerin efdali, farzları yapıp haramlardan kaçınmak ve Allâh katında sâdık niyettir.
Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. Amelleriniz tartılmadan önce tartınız.
Ahiret işlerinde zarar etmektense, dünya işlerinde zarar ediniz. Böylesi sizin için daha hayırlıdır.
Tevbe edenlerle oturun. Onların kalpleri yumuşak
olur.
Tevazunun başı, bir Müslüman ile yolda karşılaşırsan
ilk önce selâmı senin vermen, bir mecliste en geride oturmaya razı olman ve şöhretten uzak durmandır.
İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için
satandır.
Allâh’ü teâlâ başkasını acımayana acımaz, affetmeyeni affetmez. Özür kabul etmeyenin özrünü kabul etmez.
Tevbeden maksat günahı bilip yapmamaktır. Ameli
salihte bulunmaktan maksat, kendini beğenmemektir. Şükürden maksat aczini itiraf edip kulluğu bilmektir.
199
Mescide oturan kimse, Allâh’ü teâlâ’nın huzurunda
bulunuyor demektir.
Helalin onda dokuzunu harama düşme korkusuyla terk
etmekdir.
Bana ayıplarımı, kusurlarımı söyleyen kimse Allâh ’ü
tealânın merhametine kavuşsun.
HZ. EBÛ BEKİR’İN SÖZLERİ
Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma!
Sabredin! Her şeyin başı sabırdır.
Komşunla münakaşa etme; zira misafir gider o kalır.
Meşveret ettiğin kimseden bir şey saklama.
Düşmana karşı cesaret göster! Korkaklık, yanındakileri de korkak yapar.
Sırrını aşikâra olan işlerle bir tutma; zira işin bozulur.
Nefsini ıslah et ki, halk sana bağlanmış olsun.
Güzel yaparsam muavenet (Yardım), hata edersem
mukavemet (Karşı koymak) edin.
Harama düşme korkusundan yetmiş çeşit helali terk
ederdim.
Hakk’ı gözetenlerin kölesi ol!
200
Maiyetinle konuş ki faydalı malumat edinesin!
Doğruluk emanet yalancılık hıyanettir.
Şayet ben Allâh ve Rasûlüne karşı gelirsem bana itaat
etmeyiniz.
AHMET YESEVİ’NİN SÖZLERİ
Ey dostlar! Cahillerle dostluk kurmaktan sakınınız!
Şeriat, tarikat ve hakikatten nasip almak isteyen, büyük velilerin makamına ulaşmak, cehennemden kurtulup cennete
kavuşmak isteyen kişi, ilk ilim tahsili etmelidir.
Akıllı ve uyanık bir kimse isen, dünyaya gönül bağlama! Şeytan seni kandırıp dünyaya meylettirirse, seni emir
altına almış demektir. Bundan sonra felaketten felakete sürüklenirsin de hiç haberin olmaz.
Ey dostlar! Bir kimse Allâh Teâlâ’nın aşkı ile yanarak
bu denizde usta bir dalgıç olmadıkça, bundan çok daha derin olan vahdaniyet denizine giremez. Ona girmek için usta
bir dalgıç olmak gerekir.
Ey dostlar! Sakın ha cahil olanlarla dostluk kurmayınız.
Gönlünde Allâh teâlâ’nın aşkını taşıyanlar dünya ile
tamamen alakalarını kesmişlerdir. Bunlar halk içinde hakk
ile olurlar. Bir an Allâh’ü Teâlâ’yı unutmazlar.
Kâfir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma!
201
Gönlü kırık zavallı ve garip birini görürsen, yarasına
merhem koy! Yoldaşı ve yardımcısı ol.
HZ. OSMAN’IN SÖZLERİ
Geçenlerden ibret alınız, gayretle çalışınız. Hiçbir
hareketinize göz yumulmaz. Hani nerede dünyaya gelip de,
orada uzun müddet menfaatler sağlayan, orayı imar edenler,
ekip biçenler ve onların kardeşleri, onları unuttunuz mu?
Dünyaya, Allâh’ın verdiği kadar değer veriniz. Ahiretten
nasibinizi unutmayınız.
Ey insanlar! Allâh’a muhalefetten sakınınız; çünkü
Allâh’a muhalefetten sakınmak bir ganimettir. En akıllı insan kendini hesaba çeken, kendini iyi idare eden, ölüm sonrası için iyi amel yapan ve kabrin karanlığı içinde Allâh’ın
nurundan faydalanandır. Kul gözleri gördüğü halde Allâh’ın
kendisini â’mâ olarak haşretmesinden korksun. Hikmetten
anlayana manalı bir söz kâfidir. Ma’nen sağır olanlar zaten
hakkı duyamaz.
Kişi nefsini ihmal etse de, fakirlik canına tak dese de,
gönül tokluğu onu başkalarına muhtaç etmekten vareste
(Kurtulmuş, beri) kılar. Kendisini de güzelleştirir.
Allâh korkusu, insanı O’nun gazabından koruyan bir
kalkan ve rızasını kazanmaya bir vesiledir. Hadiseler karşısında Allâh’tan korkun, cemaate sarılın, fırka fırka ayrılmayın. Allâh’ın size olan nimetini hatırlayın.
202
Öldükten sonra dirilecek insanların hesaba çekileceğini bildiği halde mal biriktirene, cehennemdeki ızdırabı
bilerek günah işleyene hayret ederim.
Bir zorlukla karşılaştığında sabret; çünkü hiçbir güçlük yoktur ki arkasından kolaylık gelmesin.
Aziz ve Celil olan Yüce Allâh size ahireti kazanmanız için dünyayı vermiştir. Dünya fani, ahiret ise bakidir.
Fani olan dünya sizi şımartıp da baki olan ahiretten alıkoymasın. Fani olana, baki olanı tercih ediniz. Dünya yok
olup gedicidir. Sonunda varılacak yer Allâh’ın huzurudur.
Ya bela ve musibetlere sabır edersin yahut nedamet
edersin.
Ey insanlar! Kumar aletlerinden sakınınız! Kimsenin
görmediği vakıf olmadığı işlerde Allâh’a muhalefetten sakınınız.
Cennet mutluluğunu bilerek istirahat edene ve Allâh’ı
bildiği halde başkasını zikredene hayret ederim.
Bütün işlerin Allâh’ın emri ile olduğunu bildiği halde,
kaçırdığı için üzülene hayret ederim.
Zamanı kıyaslamayan, kaderleri tanıyamaz, gelecek
günlerin neler vaat ettiğini bilemez.
Küçük çocukları kazanca zorlamayın; eğer onları kazanca zorlasanız hırsızlık yaparlar. Elinde bir sanatı olmayan cariyeleri de kazanca zorlamayın; eğer onları kazanca
zorlarsanız zina yaparak istediğiniz parayı getirmeye mecbur olurlar. Namus ve şerefinizi koruyun ki, Allâh’ta sizin
namus ve şerefinizi korusun. Yiyeceklerinizin helal ve temiz olmasına dikkat edin.
203
Biliniz ki Allâh kiminle beraberse o hiçbir şeyden
korkmaz. Allâh kime gazap etmişse onun affını isteyeceği
başka kimse yoktur.
Ben, beni Kaynuka denilen Yahudi Kabilesinden hurma alır, kârına satardım. Rasûlüllâh (A.s), bunu duyunca
bana şöyle dedi: “Ya Osman! Alırken de satarken de ölç!
Sen ferahladığın zaman, kıskanç kimsenin kedere boğulması ne büyük intikamdır.
Suç işleyenin kulağını iyi çek; zira dünyada ceza görmek, ahiretteki cezadan daha kolaydır.
İnsanların en hayırlısı, günahsız olan ve Allâh’ın kitabı ile amal edendir.
Cenabı Hakk’tan başka hakiki sığınak yoktur.
Doğru alın doğru verin!
En son varacağınız Hakk’tan korkun ki, fitne ve fesada düşmeyiniz.
Çok söyleyen hâkimdense, çok iş gören amire ihtiyacımız vardır.
Ölüme, kudretinizin yettiği en hayırlı amellerle hazırlanın.
Gözü haramdan korumak en güzel şehvet perdesidir.
204
İçkiden kaçının; zira her kötülüğün anahtarı içkidir.
Sabredin! Yoksa pişman olursunuz.
Her nimetin bir müsibeti vardır.
Ecel erişmeden yapabileceğiniz hayırlı işler için acele
ediniz.
Geçmişten ibret alın ve hayra çalışın.
Mükâfatın büyüklüğü, belanın nispeti büyüklüğündedir.
Mezar, dünya duraklarının sonu, ahiret duraklarının
ilkidir. Orada azap görenin ilerisi de kötü, iyilik görenin
ilerisi de iyidir.
Ben terazi değilim ki hata işlemeyeyim.
İMAMI RABBANİ’NİN BAZI SÖZLERİ
Edebi gözetmek zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk’a kavuşamaz.
Ehlin gönlü için (Ailenin gönlünü almak için) günah
işlemek ahmaklıktır.
Farzı bırakıp, nafile ibadetleri yapmak boşuna vakit
geçirmektir.
205
Gına sahiplerinin yani zenginlerin, alçak gönüllü olması güzeldir. Fakirlerin ise onurlu olması lazımdır.
İnsana lazım olan önce ehl-i sünnete uygun olarak
inanmak, sonra Allâh’ü Teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir.
Kalbin tavsiyesi (Temizlenmesi), İslâmiyete uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse
tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikir ve rehberi, doğru yolu gösteren âlimi sevmek bunu kolaylaştırır.
Kalbin birçok şeyleri sevmesinin sebebi, hep o bir şey
içindir. O da nefistir.
Kâfirlere kıymet vermek, Müslümanlığı aşağılamak
olur.
Kelim-i Tevhid, putlara ibadeti bırakıp, Hakk Teâlâya
ibadet etmek demektir.
Küfür, nefsi emarenin isteklerinden olur.
Malı zarardan korumanın ilacı zekât vermektir.
Mübahları gelişi güzel kullanan, şüpheli şeyleri yapmaya başlar, şüphelileri yapmak da harama yol açar.
Büyükleri sevmek, saadetin sermayesidir. Muhabbete
müdahane (menfaat temini için yüze gülme) gevşeklik sığmaz.
206
Nefis bir kötülük deposudur. Kendini iyi sayarak cehli mürekkep olmuştur.
Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet yapmaktan daha
güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır.
Razzak olan Hakk Teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kulları
bu sıkıntıdan kurtarmıştır.
Saadet, ömrü uzun ve ibadeti çok olanındır.
Saadeti ebediyyeye kavuşmak, peygamberlere uymaya bağlıdır.
Sohbeti ganimet bilmelidir. Sohbetin üstünlüğü, bütün
üstünlüklerin ve kemallerin üstüdür.
Sünnet ile bid’at birbirine zıddır. Birini yapınca öteki
yok olur.
Zahid dünyaya gönül bağlamadığı için insanların en
akıllısıdır.
Zekât niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını
sadaka olarak vermekten kat kat daha sevaplıdır.
Salih ameller; İslâmın beş şartıdır. Salih amelleri
yapmadan kalb selâmet olmaz.
Cennet ile cehennemden başka ebedi bir yer yoktur.
Cennete girmek için dinin ve imanın emirlerine uymak gerekir.
Dünyayı maksat edinmemeli. Dünya, nefsin arzularına yardımcıdır. Dünya ve ahiret bir arada olmaz. Dün-
207
yaya düşkün olmak, günahların başıdır. Dünyaya düşkün
olanlar ahirette zarar görür. Dünyaya düşkün olmamanın
ilacı, İslâmiyete uymaktır.
Bu zamanda dünyayı terk etmek çok zordur. Dünyayı
terk lazımdır. Hakikaten terk edemeyen, hükmen terk etmelidir ki, ahirette kurtulabilsin. Hükmen terk etmekte büyük
nimettir. Bu da, yemekte, içmekte giymekte, dinin hududundan dışarıya taşmamakla olur.
Dünyayı terk etmek iki türlüdür; birincisi mübahların
zaruret miktarından fazlasını terktir. Bu çok iyidir. İkincisi,
haramları ve şüphelileri terk edip yalnız mübahları kullanmaktır. Bu zamanda bu iyidir.
Tesbih okumak (Sübhanallah demek), tövbenin anahtarı ve hatta özüdür.
Vakit çok kıymetlidir. Kıymetli şeyler için kullanmak
lazımdır. İşlerin en kıymetlisi sahibine hizmet etmektir. Yani Allâh’ü Teâlâya ibadet ve taat etmektir.
Gençlik zamanında dinin emirlerine uymak, dünya ve
ahiret nimetlerinin en üstünüdür.
Annenin yavrusuna faydası olmadığı (Annenin yavrusundan kaçacağı) kıyamet nünü için hazırlık yapmayana
yazıklar olsun.
Velilerin hiçbiri peygamber mertebesine varamaz.
208
Velilerin hiçbiri sahabe-i Kiram mertebesine varamaz.
Ayet-i kerime de mealen: “Allâh onların ne yaptıklarını görmektedir.” buyruldu. Allâh’ü Teâlâ her şeyi gördüğü halde, (insanlar) çirkin işler yaparlar. Aşağı bir
kimsenin bile bu işleri gördüğünü bilseler, vazgeçerler yapmazlar. Bunlar, ya Allâh’ü Teâlânın görmesine inanmıyorlar yahut onun görmesine ehemmiyet vermiyorlar. İmanı
olana her ikisi de yakışmaz.
İhlâs ile yapılan bir iş, senelerce yapılan ibadetler gibi
kazanç, sevap hâsıl eder.
Her ibadeti seve seve yapmalı. Kul hakkına dokunmamağa, hakkı olanlara hakkını ödemeye titizlikle çalışmalıdır.
Dünyanın vefasızlıkta eşi yoktur, dünyayı isteyenler
de alçaklıkta ve bahillikte (cimrilikte) meşhurdur. Aziz ömrünü, bu vefasızın peşinde harcayanlara yazıklar ve korkular
olsun.
Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde İslâmiyeti öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız boş şeyler arkasında,
oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
İnsanlar riyazet deyince, açlık çekmeyi ve oruç tutmayı anladılar. Hâlbuki dinimizin emrettiği kadar yemek
için dikkat etmek, binlerce sene nafile oruç tutmaktan daha
faydalıdır.
209
Bir kimsenin önüne lezzetli, tatlı yemekler konsa,
iştahı olduğu halde ve hepsini yemek istediği halde, dinimizin emrettiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir
riyazettir (nefsi tutmak), diğer riyazetlerden üstündür.
Bir farzı vaktinde yapmak, bin sene nafile yapmaktan
daha çok faydalıdır.
Ölmek felaket değildir. Öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felakettir.
Sonsuz kurtuluşa kavuşmak için, üç şey mutlaka lazımdır:
İlim; Amel; İhlâs.
Ölülere dua ve istiğfar etmek ve onlar için sadaka
vermekle, imdatlarına yetişmek lazımdır.
Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allâh’ü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır.
Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zannetmemeli,
nefse güç ve acı gelenleri de şekavet ve felaket sanmamalı.
Birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, Allâh’ü
teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır.
İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allâh’
ü Teâlâya en çok yaklaştıran şey namazdır.
Cahillerin büyüklere dil uzatmalarına sebep olmayınız! Her işinizin İslâmiyete uygun olması için, Allâh’ü Teâlâya yalvarınız.
210
Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyalıklara
aldanmamalıdır.
İhsan sahibinin kapısı çalınınca açılır.
Gönül dalgınlığının ilacı; gönlünü Allâh’ü Teâlâya
vermiş olanları sohbetidir.
Dünya hayatı pek kısadır. Bunu en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir. Bu en lüzumlu şey de, kalbini toparlamış
olanların yanında bulunmaktır. Hiçbir şey sohbet gibi faydalı olamaz.
*
Yanlış işler yapıp alkışlanmaktan tek başına kalmak
daha iyidir.
(Gandi)
Doğru yolda yürürken boynun kırılmadan boynunu
bükme!
(Laedri)
Kuyruk atı sallayamaz; ancak at, kuyruğu sallar.
(Laedri)
Fırtınalar, kayalardan ancak tozları alır.
(Laedri)
Ava giderken avlanmamak gerek.
(Laedri)
211
Eğer ab-ı hayatı (ölümsüzlük suyu) yüzsuyuna mukabil verseler akıllı ve onurlu kimse almaz; çünkü illetle (hastalıkla) ölmek, zilletle yaşamaktan daha iyidir.
(Laedri)
Alçaklardan rica ile bir şey istediğin zaman, verseler
bile, vücutça belki atarsın; canın eksilmiş olur.
(Laedri)
Kurt yavrusunu beslersen, büyüyünce seni parçalar.
(Laedri)
Kerem eli (Şeref, ululuk, ihsan), kol kuvvetinden daha
iyidir.
(Laedri)
Bir kimsenin cömertliği varsa, yiğitliğe ihtiyacı yoktur.
(Laedri)
İnsan, kıyafeti ile karşılanır, kafası (düşüncesi, fikri)
ile uğurlanır.
(Laedri)
Fakire verilen, daha onun eline geçmeden Allâh’a
ulaşır.
İçteki kiri su değil; ancak gözyaşı temizler.
Nerede akarsu varsa orada yeşillik vardır. Akan gözyaşının olduğu yere de rahmet gelir.
Eyvahlar olsu o kişiye ki, kendisi ölür de isyanı kalır.
212
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin
yoksa davayı kazanamazsın.
Yürü! Bir an için mezarlıkta sessizce otur. O söz söyleyip şimdi susanları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir
halde görürsün; ama halleri bir değildir ki…
Her işe besmele ile başla!
Temiz ol! Daima iyiliği adet edin, tembel olma, namaza önen ver.
Nimete şükür, belaya sabret.
Dünyanın mutluluğuna mağrur olma!
Ömrüm uzun olsun dersen, kimseye kızma eziyet etme!
Kimsenin nimetine haset etme!
(Mevlâna)
Senden üstün olan kimsenin önünden yürüme!
Çok uyumak kazancın azalmasına sebeb olur.
Akıllı isen yalnız yolculuğa çıkma!
Gece uyanık ol! Seher vakti Kur’an’ı Kerim oku.
Herkesle iyi geçin.
İnat ve kötü sözlü olma!
213
Senden büyüklerin önünden gitme!
İhtiyara hürmet et!
Daima temiz ol!
Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma!
Beş vakit namaza devam edip iyi hal ile tanınarak,
ilim ve faziletle meşgul ol!
Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrepli ol!
Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme! Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kayıp edersin.
Rıza lokmasıyla yetin.
Elindeki imkânları israf etme!
Kanaatkâr ol; çünkü kanaat tükenmez bir hazinedir.
Cesaret ve edep ata mirasıdır.
Deliye hazine değil virane gerekir.
Dünyada ümit bir direktir.
Dünyaya ümit tutmak olmaz; asla ölümü unutmak olmaz.
Sırrın var ise sakın kimseye söyleme!
214
Cünüp iken yemek yeme!
İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma!
Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.
Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma!
Harama tevessül etme!
Kimsenin hakkına göz dikme!
Bir şey koymadığın yere el uzatma!
İki kişi konuşurken dinleme! (Din, devlet, millet zararına olan şeyleri tedbir almak içinse müstesna)
Namahreme bakıp ihanet etme!
Davetsiz bir yere gitme. Gidersen emin olduğun yere,
namuslu kimseye git.
Sır sakla!
Evden eve, şahıstan şahısa söz taşıma!
Kötülemekten fenalıktan uzak ol!
Atalarının dindarlığı ile kurtulacağını sananlar, babalarının yemesi ile doyacağını zannedenler gibidir.
(İma-ı Gazzalî)
215
Düşmanlarım bana ne yapabilirler ki, sürgün edilmem
seyahat, hapsedilmem halvet, öldürülmem ise şehadettir.
(İbn-i Teymiye)
Hıristiyanlar âlim oldukça, Müslümanlar cahil oldukça
dinlerinden çıkarlar.
(Charles Mismar)
Sözün seni böbürlendirdiği vakit sus, susman seni böbürlendirdiği zaman ise konuş.
(Talk b. Habis)
Hep ayrılık isteğe varınca ölür, toplu halde ölseler de
insanlar tek tek ölür.
(N.F. Kısakürek)
tır.
Gerçek bir insan olmak, gerçek bir Müslüman olmak(Cemil Meriç)
Şeriat; sebebi saadet ve adaleti mahz ve fazilettir.
(B.Z. Said-i Nursî)
Sözü dinleyip doğrusuna uyana ne mutlu!
(Zumer Suresi, Ayet: 18)
Şeytanından şüphesi olan küçük bir iyiliğe niyetlensin.
(Ali Suad)
Acıların en acısı kendi kendimize çektiğimizdir.
(Sophakles)
Düşmanın açık bıraktığı kapı, ancak onun istediği yere
çıkar.
Hep isabet edene hiç tesadüf denir mi?
(İbrahim Erdinç Şumnu)
Şeytan hiçbir günahı, günah diye yaptırmaz.
(Said Solmaz)
Vesveseye kapılmazsan şeytan kahrından ölür.
(Sadi-i Şirâzî)
216
Körler ülkesinde görmek idamlık suçtur.
(C. Şehabeddin)
Toprak eti ve yağı yer; ama imanı yiyemez.
(Hasan Basrî)
Tarih değil, hatalar tekerrür eder.
(II. Abdülhamid)
Şeriat üç bölümdür: İlim, amel ihlâs.
(N.F.Kısakürek)
Müslümanlardan Müslümanlığa kaçınız.
(M. İkbal)
Zillete varmayan tevazu, gurura varmayan vakar.
Kötülere acımak iyilere zulümdür.
(Sadi-i Şirâzî)
Yaşanmayan yolda ölünmez ki!
(M.İkbal)
Şaka yapan ile alay edilir.
(Hz. Ömer)
İçgüdüyü kim güdüyor.
(Ali Suad)
İslâmın ilk şartı uyanık olmaktır.
Cimri bir insan dünyada fakir gibi yaşar, ahirette zenginler gibi hesaba çekilir.
(Hz. Ali)
Kıyamette bir devenin iğne deliğinden geçesi, cimri
bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır.
(Vehb İbn-i Münebbih)
İnsanların malca en cimrisi, namusça en cömertidir.
Yani malına kıymaması, namusunun ayakaltı olmasına sebeb olur.
(İbn-i Mutez)
217
Cömertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının
malını korumaktır.
(Hz. Ali)
Bir kimsenin Allâh’ı sevmesinin alameti üçtür:
Deniz gibi cömertlik,
Güneş gibi şeffaf,
Yer gibi tevazu.
(Bâyezid-i Bistamî)
Amellerin (Güzel işlerin) şahı üçtür:
1- Mal az olduğunda cömert olmak.
2- Yalnızken Allâh’tan korkup haramdan sakınmak.
3- Kendisinden korkulan veya bir şey umulan kimsenin huzurunda doğruyu söyleyebilmek.
(Bişr-i Hafi)
Sıkışık zamanda imdadına yetişecek kimse isteyen,
bolluk içindeyken cömert olmalıdır.
(Sadi-i Şirâzî)
En hayırlı cömertlik, ihtiyaç sahibini arayıp ona
vermektir.
(E. Süleyman Daranî)
Allâh’a giden yolun köprüsü, malını O’nun uğruna
saçmaktır.
(şems-i Tebrizî)
İki şey aklı ve tedbiri bozar; biri acele etmek, diğeri de
olmayacak şeyi istemek.
(Hz. Ali)
Acele her iş kötüdür; yalnız şer ve kötülüğün devredilmesinde değil.
(Hz. Ali)
Acele şeytan işidir; yalnız beş şey öyle değildir;
Misafire yemek yedirmekte,
Namazı vaktinde kılmakta,
Tevbe etmekte,
218
Kız evladı evlendirmekte,
Ölüyü defin etmekte.
(Hatem-i Esam)
Kılıcın yapamadığını adalet yapar.
(K. Sultan Süleyman)
Güzel ahlak, suyun kiri yok ettiği gibi kusuru yok
eder.
(Hz. Ali)
Aptallığın en büyüğü övmede ve yermede aşırılığa
kaçmaktır. İki şey ahmaklığa delalet eder: hiçbir sebep
yokken gülmek; sormadan haber vermek.
(Malik b. Dinar)
Ahmağı tanımakta en kesin ölçü, onun Allâh’a inanıp
inanmadığıdır. Böylelerinin deneysel bilgileri, marifetleri
hiçbir değer ifade etmez.
(İmam-ı Rabbanî)
Bir adamın aklının derecesini soru sormasından anlarım.
(Hz. Ömer)
Akıl gibi nimet, iyi huy gibi dost, edep gibi miras,
ilim gibi şeref olmaz.
(Hz. Ali)
Akıl kemal bulunca, boş sözler zeval olur.
(Hz. Ali)
En büyük servet akıldır.
(Hz. Ali)
Dünyalığı artınca sevinenler, her gün eksilmekte olan
ömürlerine üzülmeyenler arasında aklı noksan olmayan
yoktur.
(Ebu’d-Derda)
219
İbadetleri en faziletlisi tevazudur.
(Hz. Aişe)
Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama. Düşmandan da korkma! Devlet ve saltanat ancak
Allâh’ın (cc.) verdiğidir.
Kılcımız parladıkça düşmanın gözü ondan ayrılıp bizi
göremez; ama Allâh esirgesin, bir gün paslanırda parlamazsa düşman bizi görmek değil bir tepeden bakar.
Cesaret insanı zafere, karasızlık tehlikeye, korkaklık
ise ölüme götürür.
Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun
gafleti yatar.
Biz bunca meşakkate alkış uğruna katlanmadık, halis
niyetimiz rızayı ilâhidir.
Ey canım! Eğer sana Selimi gibi yüz tane devlet ve
saltanat dahi verilse cihana bağlanıp dosttan uzak olma!
Ümit sabahı Mustafa (sav)’in güzel yüzüdür. Kayıp
sırları O’nun arif olan gönlünden doğar.
Ümit eliyle Mustafa (sav)’in eteğine yapışan herkes,
güneş gibi ayağını feleğin üstüne basar.
O’nun aşkı ile gönlü mahzun olan her sîne ne bahtiyardır! Mustafa (sav)’in yoluna kurban edilen can, ne aziz
bir candır!
Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen…
220
Sofilere sohbet gerek;
Ahilere ahret gerek;
Mecnunlara leylâ gerek;
Bana seni gerek seni. (Yunus Emre)
Nefis seni yoldan koyan;
Yolda kalır nefse uyan.
Zehir ile pişen aşı yemeye kim gelir.
Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.
Horlanmak da sevilmek de kişiye sözden gelir.
Aklı olan korkmalıdır nefis ve hırs elinden…
Türlü türlü cefanın;
Adını aşk koymuşlar.
Aşk aşıkı şir eder;
Aslanı zincir eder;
Katı taşı mum eder.
İlim, kendini bilmektir.
Dağlar nice yüksek olsa;
Yol onun üstünden geçer.
Dünyada dertsiz baş olmaz;
Derdi olanın ahi dinmez.
Cümleler doğrudur sen doğru isen;
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.
221
Bu dünyaya gelen gider;
Yolu yanlış, olur heder;
Gör fani neler eder;
Sana gelip gülmüş var mı?
Kırmış isen haksız yere bir kalbi;
İyilikle onar hemen o kalbi.
Her kim kendisini kıymetli bilirse onun tevazudan nasibi yoktur.
(Malik b. Dinar)
Tevazu, yaptığın güzel işlere bakıp kendini beğenmemen ve şımarmamandır.
(Ebû Süleyman Daranî)
Tevazu, kimden olursa olsun hakkı (doğruyu, gerçeği) kabul etmendir.
(Fudayl b. İyad)
İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır; eğer toprak gibi
alçak gönüllü olmazsa insan değildir.
(Sadi-i Şirâzî)
Tevazu, ne dünyada ne de ahirette hiç kimseyi kendine
muhtaç görmemendir.
(Hamdun Kassar)
Her türlü iyilik bir evde toplanmış ve onun anahtarı
tevazu olmuştur.
Her türlü kötülük bir evde toplanmış ve onun anahtarı
kibir olmuştur.
(Yusuf b. Hüseyin)
Ey kişi! Kalbinde Allâh sevgisinden başka bir şey
olmadığı zaman bil ki, çok zenginsin.
(İbn-i Vefa)
222
Bir kimse Allâh’ı seviyor, O’na itaat ediyorsa sen de
onu sevmek zorundasın; çünkü o kimseyi seven Allâh’ı sevmiş olur.
(Ebû Said H. Basrî)
Allâh korkusuyla dökülen gözyaşları, ariflerin ibadetleridir.
(Hz. Ali)
Kıyamet günü her göz ağlayacaktır; ancak Allâh Teâlâ’nın haram kıldıklarına bakmayan, Allâh için uykusuz kalan gözler, ağlamayacaktır.
(Saffan bin Süleyman)
Allâh Teâlâ’nın senin hakkındaki bilgisi, insanların
senin hakkındaki bilginden daha iyi olduğuna göre, yalnız
olduğun zaman hal ve hareketine, insan içinde olduğundan
daha çok dikkat etmelisin.
(Hamdun Kassar)
Sen babanın hakkına riayet edersen, oğlun da senin
hakkına riayet eder.
(Hz. Ali)
Altı şey cehalet ve bedbahtlık eseridir:
-Sebebsiz yere kızmak,
-Gereksiz ve faydasız yere konuşmak,
-Sırrını ifşa etmek,
-Herkese güvenmek,
-Dostunu düşmanını ayıramamak,
-Yersiz ve zamansız nasihatte bulunmak.
(Muhammed b.Mansur et-Tusî)
Beş şey bedbahtlık nişanıdır:
-Gönül katılığı,
-Göz yaşarmazlığı,
-hayasızlık,
223
-Dünya sevgisi,
-Dünya için uzun endişe.
(Malik b. Dinar)
İlim öğrenilen değil yaşanandır. Yaşanmayan ilim
geçmeyen para gibidir.
(İmam-ı Şafii)
Önce yol bil, Sora yolu göster! Yolu görememişsen
mürşitlik davasını bırak. (Nâsır-ı Hüsrev)
İlmi ile amel etmeyen âlim, başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir. (İmam-ı Gazali)
Öğünmeyiniz! Hem topraktan yaratılmış hem de toprağa dönünce kendisini kurtların yiyeceği insanın övünmesi
neye yarar.
(Hz. Ebû Bekir)
Dindarsan kendini beğenmişliği bırak! Kendini görmezsen Allâh’ı görürsün.
(Nasr-ı Hüsrev)
Allâh’a karşı isyan bayrağını çektiren günahların
başında kibir gelir.
(Avn İbn-i Abdullâh)
Dağları iğne ile kazmak, kalpten kibri söküp atmaya
nazaran daha kolaydır.
(Ebû Haşim Sofi)
Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna delalet eder.
(Hz. Ali)
224
MEHMED AKİF’TEN SÖZLER
Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.
Allâh, bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın.
Artık, ikiyüzlüleri sevmeye başladım;
Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlüleri görmeye başladım.
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak;
Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak.
Bekayı Hakk tanıyan sa’yi bir vazife bilir;
Çalış çalış ki beka, sa’y olursa hak edilir.
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne;
Acırım tükürüğü Billâhi tükürsem yüzüne.
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz;
Gelmişiz dünyaya milliyet nasıl öğretmişiz.
Budur cihanda en beğendiğim meslek;
Sözün odun olsun, hakikat olsun tek.
Eski dünya yeni dünya, bütün akvamı beşer;
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer.
Mahşer yedi iklimi duruyor cihanın karşısında;
Ostralya ile beraber bakıyorsun kanada.
225
Çehreler başka, lisanlar deriler rengârenk;
Sadece bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Hatırlarmısın? Doğduğun zaman sen ağlardın gülerdi
alem;
Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande (açılış, sevinç) olsun, halka matem.
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır;
Fazilet hissi insanlarda Allâh korkusundandır.
Sahipsiz vatanın batması haktır;
Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.
Şahamet dini gayret dini Müslümanlıktır;
Hakiki Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır.
Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna yâ Rab ne güneşler batıyor.
Yâ Rab! Bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?
Mahşerde mi biçarelerin yoksa felahı?
Yumuşak huylu isem kim demiş uysak koyunum;
Kesilir belki; ama çekmeye gelmez boyunum.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp söğemem.
İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin;
Ne mezarlıkta okumak, ne de fal bakmak için.
226
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli;
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
24 saatten birini Hakk’a vermeyene insan denir mi?
İ. HAKKI ERZURUMİ’NİN BAZI SÖZLERERİ
Ey aziz! Zikrullâh’ın en üstünü, sessiz olarak kalb
huzuru ile ‘kelime-i tayyibesini’ tekrardır. Zikrullâh, kalbin
nuru, ruhların huzurudur. Zikrullâh, bedene lezzet, ruha
kuvvet verir.
Dünya ile olan gönül zarardadır. Ukba ile olan gönül
erir. Mevlâ ile olan gönül, temiz ve ne güzeldir. Gafilin
kalbi dünyaya bağlıdır, zahidin kalbi ukbaya.
Arifin kalbi Mevlâ’ya bağlıdır. Gönül, çok şefkatli bir
arkadaştır. Kalbin Hakk ile olsun ve kalıbın halk ile kalsın.
Gözlerin cilası, sırların nurudur. Arifin adeti, Allâh’ü
Teâlâ’yı zikr ve O’ndan başkasını unutmaktır. Zikrullâh
sadra (göğse) cila akla nurdur, kalblerin hayatı, mahbubun
likasıdır.
Şaka heybeti kıran afettir. Minnet cömertliği kılan
felakettir. Konuşursan doğru söyle, söz verirsen tut, tatlı
konuşmak, sünnet-i kiramdır.
Yumuşak söz ve bol selam insanların sevgisini kazandırır.
227
Ey aziz! İyilerin yerinde saf almak için, itikadı düzeltmek, namazları vaktinde kılmak, şehvetin arzularını
unutmak, sıfatları bilmek ve Zat-ı İlâhi’yi sevmekle olur.
Ey aziz! Dil insanın terazisidir. Üç şey her belayı kendine çeker:
-Ciddi olmayan konuşma,
-şaka etmek,
-Saçma sözlerdir.
Arkadaşların gıybeti rezalettir.
Hakk şerleri hayr eyler,
Zannetme ki gayr eyler,
Arif anı seyreyler,
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Sen Hakk’a tevekkül kıl,
Tefviz et ve rahat bul,
Sabreyle ve razı ol,
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN BAZI
SÖZLERİ
Devlet, adalet üzerine inşa edilir.
Mevkiler, önce Allâh’a sonra devlet-i aliyyeye kaşı
sorumluluktur.
228
Bre Hasan can! Devletin işi görmezden gelinmez.
Elbette zulmedenler saptanıp cezasını çekecektir.
Altın ver, altın ve ki, görsünler hazinenin kudretini.
Denizde savaşmadan, karada fetih olmaz.
Dostum! Ben gönlümü senden yana yolladım. Onun
bir daha benden yana gelmesi mümkün değildir.
Bu harp demektir! Biz hakareti sineye çekecek kudretsizlerden, tabansızlardan değiliz. Tez zafer hazırlıkları
tamamlansın. Belgrad kapısını kırmaya andımız vardır.
Hiçbir şeyi ben yaptım deme! Ele geçirdiğin tüm kalaler, kazandığın tüm başarılar Allâh’ın bir lütfudur.
Evlat, can cevherine bedeldir; evlat bırakan ad bırakır.
Güzelliğin vasıflarını söylemek için söz çoktur; ama
güzelliğin tatlılığına hiç söz yoktur.
Güzellik olmasa aşk ortaya çıkmaz; aşk olmasa güzellik yüz göstermez.
İyi haber karınca hızıyla yürüyemezken kötü haber
şimşek hızıyla yayılır.
Topraktan olanı toprağa vermek gerek…
Varlık gam tuzağıdır. Hür olmak yoklukladır.
Zaman! Ah zaman! Hem dost hem düşman.
229
Zincir deliye gerekir.
Kılıcın yapamadığını adalet yapar.
Dünya, bir hayaldir.
Eğer ben padişahım diye benim lehimde karar verseydin, seni bu kılıcımla öldürürdüm. (aleyhinde karar veren
kadıya söylemiştir.)
Dünya ne kadar küçük.. (haritayı ikiye bölerek) biz
doğu tarafını elimizde tutacağız.
Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın! İnsanlar
görsünler ki, Kanuni bu dünyadan eli boş gitmiştir.
FATİH SULTAN MEHMET’İN SÖZLERİ
Ey asker! Biliniz ki bu fetih, cenabı hak katında size
ve Sultan Mehmed Han’a takdir kılınmıştır. Kim ki bundan
şüphe eder, imandan sapıtmış olur.
Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve
onların selamından misk kokusu gelir.
Kanaat etmekten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse
padişah olmadı.
Allâh ile olduktan sonra ömür, de hoş ölüm de hoştur.
230
Bal yiyen arısından gocunmaz.
Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından hiçbir şey
kayıp etmez.
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
Balığa denizden başkası azaptır.
Şunu iyi bil ki, safları yaran, her şeyi yenen aslanla
savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki, önce kendi
nefsini yener.
Nice bilginler vardır ki, gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri bilgi hafızıdır. Bilgi
sevgilisi değil.
Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler; ama benim
için sanki yemendedirler. Yemende olan niceleri vardır ki,
sanki dizimin dibindedirler.
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
*
231
ATASÖZLERİ
Elçiye zeval olmaz.
Elden gelen öğün olmaz; olsa da vaktine varmaz.
Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Abanın kadri yağmurda bilinir.
Bir şeyin gerçek değeri, ona ihtiyaç olduğu zaman
belli olur.
Buğday başak verince ortak pahaya çıkar.
Kişi kendine gerek olan şeyleri vaktinden önce ve
ucuz olduğu zaman satın almalıdır.
Abdala kar yağıyor demişler titremeye durmuş.
Varlıklılar için sıkıntı söz konusu olan durum, yoksulluk içinde olanlar için kaygı verecek bir şey değildir.
Ölmüş koyun kurttan korkar mı?
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince
yağ oldum sanırmış.
Görmemiş kişi rastlantı olarak layık olmadığı bir duruma kavuşursa, bu durum kendisinin hakkı imiş gibi böbürlenir.
232
Abdal düğünden, çocuk oyunda usanmaz.
Bir kimse sevdiği bir işi döne döne ve uzun süre yapmaktan bıkmaz.
Abdalın dostluğu köy görününceye kadardır.
Çıkarı dolayısı ile size yakınlık gösterecek kişi, işini
yürütecek başka yollar bulunca sizinle ilişkisini keser.
Abdalın karnı doyunca gözü yolda olur.
Çıkarcı kişilerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
Abdalın yağı çok olursa gâh borusuna çalar gâh gerisine.
Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi, malını gereksiz
yere harcar, telef eder.
Aca, dokuz yorgan örmüşler, yine uyuyamamış.
Aç olan kimse, ne türlü rahatlık sağlanırsa sağlansın,
dinlendirilemez.
Bir ihtiyaç sahibi olan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahat eder.
Acar tazı çullu da belli olur çulsuzda.
Değerli kişi, gösterişi, giyim kuşamı olmasa da değerinden bir şey kayıp etmez. Nerede olsa tanınır.
Acele ile menzil alınmaz.
233
Acele ile yapılan iş, yanlı, bozuk olur.
Acele yürüyen yolda kalır.
İş yaparken iven şaşırır, işini sona erdiremez.
Beceriksiz ve anlayışsız kişi, kendisine yaptırılan işi,
en kötü evresinde yüz üstü bırakır.
Acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir.
İşinde ustalığa ermemiş kimse, ilk denemelerini acınmayacak malzeme üzerinde yapar.
Bir güçlüğü yenmek için başka bir yola başvurmak gerekir.
Acıkan doymayacağını, susayan kanmayacağını sanır.
Acıkan ne yemez, canı acıyan ne söylemez?
Aç ne yemez, tok ne demez?
Acıklı, ağrılı başta akıl olmaz.
Büyük bir sıkıntı içinde bulunan kimsenin yaptığı işte
mantık aranmaz.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Kişi, züğürt olabilir. İşsiz ve parasız kalabilir; ama aç
kalmaz, bir geçim yolu bulur.
234
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur. Çok
söyleme arsız edersin.
İşe yaramayan kimsenin bozulacak nesi vardır ki zararlı etkenler ona dokunsun?
Acıyan uyumuş, acıkan uyamamış.
Aca, kuru ekmek bal hevası gibi gelir.
Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.
Aç aslandan tok domuz yeğdir.
Sadece soyluluk işe yaramaz. Soysuz olup para kazanan, soylu olup para kazanmayandan üstündür.
İş gördürdüğünüz insanları aç bırakırsanız kendilerinden yararlanamazsınız.
Aç elini kora sokar.
Aç esner, âşık gerinir.
Aç gezmekten tok ölmek yeğdir.
Her işinde uyanık bulun! Yoksa öyle silleler yersin ki,
gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
Açık ağız aç kalmaz.
Açık avret yerine herkes tükürür.
235
Açık kaba it değer.
Teze acısı bulunan kimsenin üzüntüsü, bir takım söz
ve davranışlarla arttırılmamalıdır.
Açılan solar, ağlayan güler.
Acın gözü, ekmek teknesinde olur.
Kazancı kendisine yetmeyen kişi, eline geçeni hemen
harcar; yarına bir şey saklayamaz.
Büyük ihtiyaç içinde bulunan kişi, lüks peşinde koşmaz. Eline geçen değersiz nesneleri bile beğeni ile karşılar.
Aç kurt, yavrusunu yer.
Açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır, söyler
sırrını dostuna.
Aç ölmez gözü kararır; susuz ölmez benzi sararır.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.
Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.
Ada bana, adayayım sana.
Adam adama muhtaç olmasaydı, her biri bir dağ başında olurdu.
236
İnsanlar, bütün ihtiyaçlarını tek başına sağlayamazlar.
Bunun için toplu yaşamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar.
Adam adama her zaman gerek olur.
Adam adama yük olmaz, can gövdeye mülk olmaz.
Adam, adamdan korkmaz; fakat utanır. Kişi, sevdiğinden korkar; ama korktuğu kişiyi asla sevmez.
Adam, adamdır olmasa da pulu. Eşek eşektir, olmasa
da çulu.
Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur.
Adam, ahbabından belli olur.
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Adam, adam mı olur ulaşmakla Mekke’ye;
Eşek derviş mi olur, taş taşımakla tekkeye?
Adamın adı çıkacağına canı çıksın.
Adamın ahmağı malını över.
Adamın alası içinde, hayvanın alası dışında olur.
Adamın iyisi, alış verişte elli olur.
Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından
kork.
Adamın iyisi, iş başında belli olur.
237
İnsan kıymetini insan bilir.
Adam olana bir söz yeter.
Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile.
Ağaca balta vurmuşlar, sapı bedenimden demiş.
Ağaca çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur.
Ağacı kurt, insanı dert yer.
Ağaç ağaç içinde büyür.
Ağaç düşse de yakınına yaslanır.
Ağaç, meyvesi olunca, başını aşağıya eğer.
Ağaç yaş iken eğilir.
Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla olur.
Ağanın alnı terlemezse, ırgatın burnu kanamaz.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez.
İşveren zorbalık ederse, işçi karşı gelir.
Ağılda oğlak doğsa, ovada otu biter.
Ağır başlı kişiye herkes saygı gösterir.
238
Ağır başlı insan oturaklılığından, hafif insan farfaralığından belli olur.
Ağır git ki, yol alasın.
Ağır kazan geç kaynar.
Ağırlık altın kale, hafiflik başa bela.
Ağır ol ki bey desinler.
Ağır taş batman döver.
Ağız büzülür, göz süzülür, ille burun ille burun.
Ağlamakla yar ele gelmez.
Ağlama ölü için, ağla deli için.
Ağlamayan çocuğa meme verilmez.
Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar.
Ağlatan gülmez.
Ağlayanın malı gülene hayır etmez.
Ağrılarda göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı.
Ağustosta beyni kaynayanın, zemheride kazanı kaynar.
239
Ağustos’da gölge kovan, zemheri de karnını ovar.
Ağzına tat bulaşanın, gözü pekmez tulumundadır.
Ağzın karnında büyük olmasın!
Ah alan onmaz.
Ahali isterse padişahı tahttan indirir.
Ahmak iti yol kocatır.
Akacak kan damarda durmaz.
Akan çay her zaman kütük getirmez.
İşleyen demir pas tutmaz.
Akarsu çukurunu kendi kazar.
Akça akıl öğretir, don (elbise) yürüyüş.
Akçanın iyisi kesede duran, bahçenin iyisi eve yakın
olan.
Ak gün ağartır, kara gün karatır.
Akıl, adama sermayedir.
Akıl, akıldan üstündür.
Akıl için tarık (yol) birdir.
240
Akıllı düşman, deli dosttan hayırlıdır.
Akıllı köprüyü arayıncaya dek, deli suyu geçer.
Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata
malını.
Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her
işi.
Akıllı, söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler.
Akılsız başın cezasını (zahmetini) ayak çeker.
Hekim kim? Başına gelen.
Ne ekersen onu biçersin.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
Sağır işitmez, uydurur.
Sukut etmek gibi nadan’a (bilgisi eksik) âlemde cevap
olmaz.
Su testisi, suyolunda kırılır.
Az tamah çok ziyan getirir.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
241
Sağ baş, yastık istemez.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Kuruların yanında yaşlar da yanar.
Baş kırılır börk (bir çeşit külah) içinde, kol kırılır yen
içinde.
Hayır dile eşine, hayır gelsin başına.
Dikensiz gül olmaz.
Can, cümleden aziz.
Korkunun ecele faydası yoktur.
Bir çiçekle yaz gelmez; fakat her yaz bir çiçek ile başlar.
İki el bir baş içindir.
Bal bal demekle ağız tatlılanmaz.
Görünüşe aldanma.
Amca, baba yarısı.
Deliden uslu haber.
Soran yanılmamış.
Kavganın iyisi olmaz.
242
Yarım elma gönül alma.
Bir yiğit ne kadar kahraman olsa sevdiğine yenilir.
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Garip kuşun yuvasını Allâh yapar.
Helal mal zayi olmaz.
Zulüm kendinedir.
Akrep etmez akrabanın akrabaya ettiğini.
Bir ağızdan çıkan bin ağza yayılır.
Elinle koymadığın şeye dokunma.
Davacısı kadı (Hâkim) olanın yardımcısı Allâh olsun.
Cahillerle tartışmayın, ben hiç kazanamadım.
(İmam-ı Gazzali)
Mürekkeplerin kuruduğu yerde, kanlar akmaya başlar.
243
244

Benzer belgeler