11 Kasım 2015 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun

Transkript

11 Kasım 2015 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMUNUN 2016 YILI İŞ PLANINDA YER ALMASI TALEP EDİLEN KONU BAŞLIKLARINA İLİŞKİN
TELKODER GÖRÜŞLERİ
11.11.2015
Öneri Sahibi (Kişi/Kurum): TELKODER
GENEL GÖRÜŞLER
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum) tarafından rekabet tesisine ilişkin düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin zamanında yapılması,
performans göstergelerinin izlenmesi ve kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılması gerek elektronik haberleşme sektörü ve gerekse ülkemiz
açısından büyük önem taşımaktadır. Rekabet tesisi sonucunda; mal ve hizmet üretiminde çeşitliliği sağlanacak, kalite yükselecek, gerek toplum
gerek tüketiciler için en düşük maliyetin ortaya çıkmasına imkân verecek şekilde piyasaların işlemesi sağlanacak, nihayetinde tüketici refahının
artması sağlanacaktır. Bu sebeple 2016 İş Planına ilişkin görüşlerimiz, 2015 ve 2014 yılı İş Planı görüşlerimizde de olduğu gibi; 2013-2015
Stratejik Planı doğrultusunda “Etkin rekabet Ortamının Sağlanması ve Geliştirilmesi” üzerinde yoğunlaşmaktadır.
2015 İş Planında yer almasına rağmen,
• BTK 2016-2018 Stratejik Planı hazırlık çalışmalarının yürütülmesi: 2013-2015 dönemi için hazırlanan Stratejik Planın süresi 2015 yılı
sonunda sona ermesine rağmen, BTK’nın takip edeceği stratejileri belirlemek amacıyla 2016-2018 Stratejik Planı Kasım 2015 tarihi
itibarıyla henüz sektörle paylaşılmamıştır.
• Pazar analizlerinin yapılması: 2016 yılı başında geçerlilik süreleri sona erecek olan, Sabit Şebekede Çağrı Sonlandırma, Sabit Şebekede
1
Çağrı Başlatma, Mobil Şebekelere Erişim ve Çağrı Başlatma, Mobil Çağrı Sonlandırma, Veri Akış Erişimini İçeren Toptan Genişbant Erişim
ve Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim pazarlarına yönelik olarak analizler Kasım 2015 itibarıyla yapılmamıştır. Mayıs 2015’te
tamamlanması planlanan Toptan ve Perakende Kiralık Devre Pazar Analizine ilişkin taslak kamuoyu ile paylaşılmış olmasına rağmen
halen tamamlanmamıştır.
• Abonelik tesisi ve fesih işlemlerinin elektronik ortamda yapılabilmesinin sağlanması: Abonelik tesisi ve fesih işlemlerinin elektronik
ortamda yapılabilmesinin sağlanması amacıyla Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nde değişiklik hedef tarih
olan Ekim 2015’de tamamlanamamıştır. Henüz kamuoyu ile bir taslak da paylaşılmamıştır.
Sektördeki mevcut durumun ve rekabet seviyesinin objektif olarak değerlendirilmesi neticesinde varılan nokta hem Türkiye hem de sektör
açısından oldukça endişe vericidir. Bildiğiniz üzere son birkaç yıl içerisinde sektördeki birçok yeni nesil işletmeci büyük guruplar tarafından satın
alınmakta, rekabet koşulları çerçevesinde değerlendirilemeyecek birleşmeler gerçekleşmekte ve sektörün yapısını bozan grup entegrasyonları
yaşanmaktadır. Geldiğimiz bu nokta hem Türkiye hem de sektör açısından çok büyük ciddiyetle ele alınması gereken bir durumdur. Sektörde
faaliyet göstermeye çalışan yeni nesil işletmeciler düzenlemelerdeki eksiklikler ve uygulamada yaşanan engellemeler ve en önemlisi
serbestleşme ve rekabet kavramlarının uygulamada anlamını bulamaması nedeniyle zaman içerisinde piyasa dışına itilme tehlikesiyle karşı
karşıyadırlar.
Ancak mevcut durumda ve anlayışlarımızda rekabetin tesisine yönelik radikal değişimlerin gerçekleşmemesi durumunda bir süre sonra
piyasada yeni nesil işletmeci neredeyse hiç kalmayacak, belki de Kurumunuzun öncelikli olarak belirtilen “Elektronik haberleşme sektöründe;
rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu
2
amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hallerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın
öngördüğü tedbirleri almak” görevi ortadan kalkacaktır. Bu süreç ne yeni nesil işletmeciler ne de diğer sektör oyuncuları için olumlu
sonuçlanmayacaktır. Bu nedenle artık rekabetin önünü açacak ciddi ve somut adımların atılmasını beklemekte ve tarafınızdan talep
etmekteyiz.
Kurum’un İş Planında birincil amaç etkin rekabetin sağlanması olmalıdır. Bu amaç için rekabetin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik
çalışmalar hızla gerçekleştirilmelidir. Bu kapsamda BTK 2016 İş Planında yer alması gerektiğini düşündüğümüz konulara aşağıda yer
verilmektedir.
Konu Başlığı
1 - Tesis Paylaşımı Düzenlemesi
Konu Başlığına ilişkin Açıklamalar ve Konu Başlığının İş Planında Yer Almasına ilişkin Gerekçe
Bilindiği gibi ülkemizin gerek sabit, gerek mobil iletişiminin kesintisiz sağlanması, artan veri
iletimi ihtiyacının karşılanması ve yakın gelecekte darboğazlar yaşanmaması için fiber altyapıların
hızla yaygınlaştırılmasının önemi büyüktür. Fiber şebekelerin kurulabilmesi için gerekli olan
yöntemler “Geçiş Hakkı” ve “Tesis Paylaşımı” yöntemidir.
Mevcut düzenlemelere göre, Fiber Altyapı kurmak isteyen işletmeciler öncelikle “Tesis
Paylaşımı” yöntemini kullanmak zorundadırlar. İşletmeciler ancak “Tesis Paylaşımı” mümkün
olmadığı hallerde “Geçiş Hakkı” kullanarak yeni fiber altyapısı tesisleri kurabilmektedirler.
Dolayısı ile Türk Telekom ve diğer işletmecilerin “Tesis Paylaşımı” tarifeleri ve uygulamaları kritik
3
bir öneme sahiptir.
Tesis paylaşımının teknik ve idari koşullarına dair düzenlemeler ihtiyaçlara cevap
vermemektedir. Ülkede fiber internetin yaygınlaşması, tüketicilere hizmetlerin ulaştırılması ve
sektördeki rekabetin etkin hale getirilmesi için tesis paylaşımının talep eden işletmeci açısından
hak olarak tanımlanacağı şekilde mevcut düzenlemelerin tadil edilmesi gerekmektedir.
Malumları olduğu üzere, tesis paylaşımının amaçlarından biri kaynakların verimli kullanılmasıdır.
Dolayısıyla, tesis paylaşımlarında maliyet artırıcı şekilde talep edilenden daha fazla kullanım
gerektirecek veya talep ile örtüşmeyen güzergâh alternatifleri için kıstas ve sınırlamalar
tanımlanması gerekmektedir. Bu düzenlememelerin yapılması ile ülkede fiber internet
yaygınlığının arttırılması ve tüketicilere fiber internet hizmeti sunulması açısından olumlu
sonuçlar doğuracaktır. Bu çerçevede,
• Tesis paylaşımı talep eden açısından hak değil zorunluluk olarak belirlenmiş olması,
• Ülke genelindeki paylaşıma uygun elektronik haberleşme altyapılarına dair yeterli veri
bulunmaması,
• Tesis paylaşımına ilişkin başvurulara talep edilenden daha uzun güzergâh önerileri ile
dönülmesi dolayısı ile maliyet artışlarına sebep olması,
• Tesis paylaşımına ilişkin başvurulara parçalı güzergâh önerileri ile dönülmesi, parçalı
güzergâhların elektronik haberleşme hizmeti vermeye uygun olmaması
nedenleriyle mevcut mevzuatta değişiklik yapılması gerekmektedir.
4
Ayrıca, altyapı sahibi Türk Telekom’un belirleyeceği tarifeler pazarda bariyer oluşturacak
seviyede yüksek olması halinde yeni fiber altyapıların yaygın olarak kurulması sadece Türk
Telekom’un tekeline bırakılmış olacaktır.
Türk Telekom tarafından yayımlanan “Tesis Paylaşımı” tarifeleri ile işletmecilerin ekonomik
olarak anlamlı bir fiber şebekesi kurmaları ve işletmeleri mümkün değildir. Böyle bir durumda
işletmeciler yüksek maliyetlerden ötürü tesis paylaşımı uygulamasını yapamayacak ancak aynı
zamanda mevcut mevzuat gereği de geçiş hakkı alamayacaklardır. Bu durum, fiber yatırımların
tamamen durmasına, mevcut durumdan da büyük bir açmaza gidilmesine neden olabilecektir.
Bu nedenle, hem Türk Telekom tarifelerinin maliyet esaslı olarak yeniden belirlenmesi hem de
tesis paylaşımına ilişkin sözleşme şartlarının dikkatlice oluşturulması, bu alandaki düzenleme ve
BTK usul esaslarındaki yükümlülüklerle sınırlı olması, gerekirse bu konuda tip bir sözleşmenin de
yaratılması yararlı olacaktır.
Ayrıca, İşletmecilerin tesis paylaşımına öncelik tanımaları için Kurum’un tarifeler ve
ücretlendirmeler başta olmak üzere teşvik edici mevcut ve gelecekte planlanan yeni
düzenlemeleri sektördeki alt yapı işletmeciliği hizmeti veren işletmeciler de dâhil olmak üzere
bütün yetkilendirilmiş işletmecileri kapsar düzeyde değerlendirmesi gerektiği düşünülmektedir.
Bu nedenle, anten tesis paylaşımı yapılması durumunda sektördeki alt yapı işletmeciliği hizmeti
5
veren işletmeciler de dâhil olmak üzere bütün yetkilendirilmiş işletmecileri kapsayan teşvik edici
uygulamalara yer verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Tesis Paylaşımının hayata geçirilmesi konusunun 2016 İş Planında yer almasını ve 2016’ün ilk
çeyreğinde gerek maliyet esaslı TT tarifelerine gerekse de sözleşme şartlarına yönelik
çalışmaların tamamlanmasına çok büyük önem veriyor ve Kurumunuzun bu konuyu ivedilikle ele
almasını talep ediyoruz.
2
-
Fibere
erişim
kararının
gözden 03.10.2011 tarih ve 2011/DK-10/511 sayılı Kurumunuz Kurul Kararı ile “Beş (5) yıl boyunca veya
geçirilmesi
fiber internet abonelerinin sabit genişbant aboneleri içindeki oranının %25 mertebesine ulaşana
kadar fibere erişim hizmetlerinin (Eve/Binaya kadar fiber) pazar analizi sürecine dâhil
edilmemesi” ne karar verilmiştir. Karar ile belirlenen süre 2016 Ekim ayı itibarıyla sona ermekte
olup, söz konusu kararın yarattığı rekabeti sekteye uğratan etkisinin daha da artmasını önlemek
adına, pazarda değişen rekabet dinamikleri göz önünde bulundurularak yerleşik işletmeciye
fibere erişim hizmetlerinde yükümlülük getirilmesi elzemdir. Zira bu kararda gecikmelerin
yaşanması yerleşik işletmecinin tıpkı DSL pazarında olduğu gibi geniş bir abone kitlesine erişerek
diğer işletmecilerin rekabet etmesini güçleştirecektir.
3 - Port + Transmisyon Toptan Modeli
Abone başına veri kullanım oranı her yıl büyük oranda artmakta, transmisyon kapasitelerin
6
artması ile işletmecilerin maliyetleri hızla artmaktadır. Abonelerin hız algısı ve hızlı internet
kullanma alışkanlıkları ile önümüzdeki dönemde işletmecilerin transmisyon kapasitelerinin
artacağı muhakkaktır. Bu nedenle transmisyon ücretinin abonelerin kullanım alışkanlıklarında
meydana gelecek değişikliklerin göz önünde bulundurularak Kurumunuz tarafından yılda en az iki
defa gözden geçirilmesinin ve transmisyon ücretinin revize edilmesinin yerinde olacağı
değerlendirilmektedir.
Ayrıca, modelin uygulamaya geçmesi ardından sektöre etkilerinin analiz edilmesi ve rekabet
bozukluklarının ivedilikle fark edilerek önlem alınabilmesi için etki analizlerinin düzenli olarak
yapılması gerektiği düşünülmektedir. Zira bu model ile birlikte perakende pazarda yüksek pazar
payına sahip yerleşik işletmeci ile dikey bütünleşik yapıdaki işletmecinin fiyat sıkıştırması yapıp
yapmadığını belirlemek güçleşecektir.
Maliyet bazlı olarak belirlendiği değerlendirilen Port + Transmisyon modeli transmisyon ücretinin
hangi temellere dayanılarak belirlendiği maliyet metodolojisi kamuoyu ile paylaşılmadığından
bilinememektedir. Özellikle transmisyon ücretinin yüksekliği nedeniyle pek çok işletmeci bu
modele geçiş yapamamakta ve bu modelin sağladığı fayda ve esneklikten faydalanamamaktadır.
Bu sebeple sektöre etkilerinin analiz edilmesi, rekabete aykırı bir tutumun gerçekleşip
gerçekleşmediği incelenerek tespit edilmesi sektörün sürekliliği için elzemdir.
7
Port + Transmisyon VAE modeline ilişkin, maliyet bazlı, diğer erişim ve transmisyon hizmetleri ile
tutarlı ücretlendirme yapılması halinde, modelin sağlayacağı avantajlar işletmeciye fayda
sağlayacağı gibi, tüketiciye de faklı ve makul fiyatlarla hizmet sunulabilmesi mümkün
olabilecektir. Ayrıca yatırım ortamı da teşvik edilecektir.
Bu kapsamda ele alınması gereken öncelikli konu başlıkları:
• Transmisyon ücreti
• Paket bazlı VAE modelinin terk edilerek sadece Port + Transmisyon VAE
modelinin uygulanması
• G.SHDL’in kapsama alınması
Şeffaf ve öngörülebilir olmayan yeni model önerilerinin reddedilmesini talep ediyoruz.
Mbit/sn başına 53.00 TL olarak onaylanan Transmisyon Ücreti ve Port ücretleri 2012-2013 yılı
verilerine dayanarak yapılmıştır. Aradan geçen iki üç yıllık sürede maliyet verilerinde önemli
değişimler yaşanmıştır. 53.00 TL olarak iki yıl önce belirlenen Transmisyon ücretinin bugün var
olan kullanım oranları ile hesaplandığında TELKODER üyesi işletmeciler için mevcut toptan
tarifelere göre daha yüksek maliyetler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle 53.00 TL olarak
belirlenmiş olan transmisyon ücretinin acil olarak gözden geçirilmesini ve günümüzün verilerine
uygun olarak düşürülmesini talep ediyoruz. Aynı şekilde port ücretlerinin de gözden geçirilerek
düşürülmesini talep ediyoruz.
8
Paket bazlı tarifelerin kaldırılması halinde TTNet’e toptan internet tarifelerinde uygulanmakta
olan negatif ayırımcılık devam etmelidir. Port + Transmisyon tarifesi maliyet esaslı, öngörülebilir
ve yatırımı teşvik edecek bir yapıda olmalıdır. Ücretlendirmeye ilişkin önümüzdeki beş yıllık
süreci (glide path) içerecek şekilde bir yol belirlenmeli ve işletmeciler ile paylaşılmalıdır. Data
miktarının artışı ile birlikte ücretlendirmeler güncellenmelidir.
Ölçümler ile ilgili sorunlar bulunmaktadır, portlardan sadece grafik olarak bilgi alınması ham veri
alınamaması işletmecileri açısından risk oluşturmaktadır. Port + Transmisyon yeni tarifesinin
onaylanmasının gecikmesi halinde bu nedenle noktadan noktaya Metro Ethernet tarifesinde
yapılan %25’lik indirimin acilen burada da yapılmasını talep ediyoruz.
Konunun 2016 BTK İş Planı içerisinde yer almasını ve bu çalışmaların, yukarıda bahsi geçen
yazılarımız dikkate alınarak, 2016 yılı ilk çeyreği içerisinde tamamlanmasını talep ediyoruz.
4 - Ethernet VAE
Ethernet Seviyesinde VAE modeli, IPTV, ses, video konferans, internet, p2p vb farklı kullanım
türlerini ölçeklendirebilmek ve optimize edebilmek için gereklidir. Ayrıca yeni nesil şebekeler,
Ethernet tabanlı tasarlandığından ve VULA=> FTTX yapılar Ethernet olduğundan, bir önceki
basamak olan VAE’nin de Ethernet olması, teknolojik yatırımların verimli yapılabilmesi, ülkenin
sınırlı kaynaklarının etkin kullanılabilmesine imkân sağlaması açısından önemlidir. Ayrı bir
multicast yapısı verimli değildir.
9
AB ülkelerinin büyük çoğunluğu, EPG kabul edilen işletmecilere Ethernet seviyesinde VAE
yükümlülüğü getirmiş durumundadır. Kurumsal kullanıcılar için L2 VAE hizmet sunum gerekliliği
çok önceden genel kabul görmüş durumdadır. Türkiye dâhil olmak üzere, tüm dünyada bu
alandaki yatırımlar ve şebekeler artık Ethernet teknolojisiyle ya da Ethernet destekler
teknolojiler ile geliştirilmektedir.
Talebimiz Ethernet seviyesinde VAE erişim modeli bir yükümlülük olarak düzenlenmelidir.
5 - Fiber yatırımlarının teşvik edilmesi
Türkiye genelinde yüksek hızlı internete erişimin ve internet kullanımının artması ve
artırılmasının teşvik edilmesi için ülke genelinde yatırımların kolaylaştırılması ve artırılması
gerekmektedir. Bu kapsamda özellikle sayısal bölünmeyi azaltmak üzere Türkiye’de kırsal ve
yatırımın geri dönüşünün yavaş alınacağı bölgelerde kamu ve özel sektör işbirliğinin hayata
geçirilmesi elzemdir.
Dolayısıyla fiber erişim altyapısını yaygınlaştırmak ve sayısal bölünmeyi azaltmak için kamu ve
özel sektör işbirliği ile yatırım modellerinin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir.
6 - Pazarda etkin rekabetin tesisi için Yerleşik işletmecinin Referans Teklifler ile toptan seviyede sunduğu hizmetlerde hizmet seviyesi
yerleşik işletmeci toptan seviyede hizmet taahhüdüne uymaması, gerek müşterilerin yaşadığı deneyimi gerekse işletmecilerin maliyet ve
seviyesi taahhütlerinin gözden geçirilmesi, itibarlarını zedeleyerek rekabeti engellemektedir. İlaveten, yerleşik işletmecinin toptan fiber
10
yaptırımlarının
belirlenmesi,
sağlanması ve denetlenmesi
uyumunun satışlarında dikey bütünleşik yapıda bulunan işletmeciye ayrımcı davrandığı Kurumunuzca da
tespit edilmiştir. Bu bağlamda yerleşik işletmecinin tüm işletmecilere ayrım gözetmeksizin
hizmet kalitesi taahhütlerini benzer seviyelerde gerçekleştirmesi için gerekli tedbirlerin alınması
gerekmektedir.
7 - Alt Yerel Ağ
Alt Yerel Ağ taleplerimiz Referans Teklifte yer alan “..her bir Alt Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim
münferiden projelendirilecektir.” ifadesi gerekçe gösterilerek Türk Telekom tarafından
reddedilmektedir. Ayrıca yatırım planlaması için gerekli olan saha dolaplarının koordinat bilgileri,
mesafe bilgileri, kanal/göz adetleri ve açık adres bilgileri yükümlülük kapsamında olmadığı
belirtilerek paylaşılmamaktadır.
12.04.2013 Tarih ve 2013/DK-SRD/188 Sayılı Kurul Kararı ile onaylanan 2013.4.3 Referans
Numaralı Fiziksel şebeke Altyapısına Erişim Pazarı Analizi Nihai Dokümanında Türk Telekom’a Alt
Yerel Ağa Erişim de dâhil olmak üzere erişim yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak alt yerel ağa
erişime, Referans Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim Teklifinde neredeyse sadece “Ücretler ve
Faturalama” başlıklı Ek-7’nin 1.8 maddesinde yer verilmiştir. Alt yerel ağa erişim devresine ilişkin
tesis ve aylık kullanım ücretleri, ortak yerleşim, transmisyon hizmetleri dâhil olmak üzere ilgili
diğer hizmetler ve servis seviyesi taahhütleri ile yaptırımlar referans teklifte yer almamaktadır.
Türk Telekom “Alt Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim Teklifi”ni hazırlamadığı sürece getirilen
yükümlülük kâğıt üzerinde kalacaktır. Ayrıca alt yerel ağa erişimin gereği olarak işletmeciler
11
trafiği saha dolaplarında teslim alacaklarından, işletmecilere saha dolaplarının adreslerinin
(koordinat bilgilerinin) de verilmesi gereklidir. Aksi halde işletmecilerin oluşturmak istedikleri
şebekenin koordinatlarını planlayabilmeleri imkânsızdır.
Konuya ilişkin Avrupa örneklerini incelediğimizde;
İngiltere’de
BT
Openreach’e
ait
referans
tekliflerin
http://www.openreach.co.uk/orpg/home/products/llu/contracts/contracts.do
yer
aldığı
adresinden
görüleceği üzere, “Yerel Ağa Erişim” ve “Alt Yerel Ağa Erişim” için ayrı ayrı referans teklifler
hazırlanmıştır.
Ayrıca,
http://www.openreach.co.uk/orpg/home/products/llu/downloads/SLU_main_issue1.4.doc
adresinde erişim noktalarına (Sub Local Connection Point) ilişkin adres ve yerleşim bilgilerinin
verildiği görülmektedir.
İtalya’da düzenleyici kurum AGCOM, 1999 yılında alt yerel ağa ilişkin ve referans teklif hazırlama
yükümlülüğü getirmiştir. Halen geçerli olan alt yerel ağ erişim ücreti 5.79 Euro/ay olup, 20142017 yıllarına yönelik yapılan Pazar analiz çalışmaları kapsamında 411-5.45 Euro/ay aralığına
indirilmesi planlanmaktadır. AGCOM İtalya’da altyapı bazlı rekabetin tesisi açısından alt yerel ağ
erişimini teşvik etmektedir.
12
Yukarıda belirttiğimiz ülkemiz pazar gerçekleri, AB uygulamaları ve yaşanan deneyimler göz
önüne alınarak; altyapı bazlı rekabetin teşvik edilmesini ve işletmecilerin yatırım merdiveninin
üst basamaklarına çıkabilmesinin ardından alt yerel ağın münferit projelendirme yoluyla
tesisinden vazgeçilerek, referans tekliflerle düzenlenmesini talep etmekteyiz.
8 - Sabit pazarda ayrım Gözetmeme Yerleşik işletmeci tarafından 2015 yılı içinde gerçekleştirilen organizasyon değişikleri ile yerleşik
Yükümlülüğünün
Geçirilmesi
Kapsamının
Gözden işletmeci ile dikey bütünleşik yapının kurumsal ve bireysel pazarlama, satış, şebeke ve operasyon
organizasyonlarının tek bir çatı altında toplandığı, üç şirket arasında bilgi alışverişini ve ortak
strateji oluşturup buna uygun olarak uyumlu hareket etmeyi kolaylaştırdığı aşikârdır.
Martin Cave, “Six Degrees of Separation: Operational Separation as a Remedy in European
Telecommunication Regulation” başlıklı makalesinde, “yerel teşvikli ticari ayrıştırma” (business
separation with localised incentives) adımının önemini vurgulamaktadır. Cave, dikey bütünleşik
işletmecinin toptan seviyede ayrım gözetmemesinin sağlanması için yöneticilerin yalnızca tek bir
şirketin tek bir fonksiyonundan sorumlu olmaları ve yalnızca bu şirketinin bu fonksiyonun
başarısı için ödüllendirilmeleri gerektiğini ve hatta dikey bütünleşik yapının içinde çalışanların
şirket değişikliği yapmalarının kısıtlanması gerektiğini savunmaktadır. Bu organizasyon
değişikliğinin rekabete olası etkilerinin bu bağlamda incelenerek mevcut ayrım gözetmeme
yükümlülüğünün kapsamının bu bağlamda genişletilmesinde fayda görülmektedir.
13
9
-
THK
Numaralarının
Kapsamına Alınması
Taşınabilirlik 2011 tarihinde Toptan Hat Kiralama (THK) hizmetine ilişkin Referans Toptan Hat Kiralama Teklifi
ve Hizmet Seviyesi Taahhüdü, Referans Arabağlantı Teklifinin eki olarak onaylanmıştır. Toptan
hat kiralama hizmeti kapsamında kullanılan numaraların taşınması hususuna yönelik çalışmalar
Kurumunuz tarafından 2012 yılının Şubat ayında yürütülmeye başlanmış ve bu kapsamda
işletmecilerin görüşleri alınmış; fakat çalışmalar halen sonuçlandırılmamıştır.
THK hizmeti kapsamında kullanılan numaraların taşınması imkânı sabit telefon hizmeti sunan
işletmecilerin pazarda etkinliğinin artması bakımından önem taşımaktadır.
THK hizmeti
kapsamında kullanılan numaraların taşınamaması, numara taşıma sürecinde aksaklığa neden
olmaktadır. Şöyle ki; numarasını taşımak isteyen aboneler, numaralarının THK kapsamında
hizmet alıp almadığını bilmediği için başvuru aşamasında alıcı işletmeciye bilgi verememekte,
alıcı işletmeci tarafından abonelerin talepleri üzerine başvuru yapıldığında abonenin THK
kapsamında hizmet alması nedeni ile başvurular reddedilmektedir. Bu durum, başvurusu
reddedilen abonelerin alıcı işletmeci hakkında şikâyet başvurusunda bulunmasına ve satış
aşamasında birçok aksaklık yaşanmasına neden olmakta; dolayısıyla bu süreçte alıcı işletmeciden
hizmet almak isteyen aboneler mağdur olmaktadır.
Yerleşik işletmecinin THK numaralarının taşınamamasını bir rekabet avantajına çevirerek
aboneleri toplu halde THK’ya sevk ederek aboneleri tutundurmaktadır. Bunun önüne geçmek
için THK numaralarının taşınabilirlik kapsamına alınması elzemdir.
14
10
-
Rekabetin
Düzenlemeler
Tesisine
Yönelik 2013-2015 Stratejik Planında yer alan;
4.2. Etkin Rekabet Ortamının Sağlanması ve Geliştirilmesi
4.5.Kurumsal Yapının Geliştirilmesi
1. BTK’nın dinamik bir sektörde düzenleme yapmak üzere gerekli yeteneğe sahip olmasının sağlanması
a.BTK’nın düzenlemeleri etkin biçimde yapabilmesi için ihtiyaç duyacağı yasal zeminin temini
3.BTK’nın elektronik haberleşme sektörüne etkisinin ve etkinliğinin artırılması.
d. Kurum faaliyetlerinde şeffaflığın artırılması, düzenleme taslakları hakkında ilgili tarafların görüşlerinin
alınması
e.Elektronik haberleşme sektöründeki düzenlemelere ilişkin kamuoyunun etkin ve düzenli bir biçimde
bilgilendirilmesi
maddelerine uygun olarak aşağıdaki düzenlemelerin BTK 2016 İş Planında yer almasını ve 2016
ikinci çeyreğine kadar bu çalışmaların tamamlanmasını talep ediyoruz;
1- Rekabet Yönetmeliği: Kurum’un birinci görevi ve hedefi olan rekabetin tesisi konusunda bu
görevin nasıl ve hangi usuller çerçevesinde yerine getirileceği, rekabet ihlalleri ve referans
15
aykırılıklarına nasıl cevap verileceği netleştirilmelidir. Tüketici Yönetmeliği olduğu gibi Rekabet
Yönetmeliği’ne ihtiyaç duyulmaktadır.
2- Rekabet İhlallerine Yönelik Usul ve Esasların Yayınlanması: 2010 da başlatılan çalışmanın
sonuçlandırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
3-İşletmecilerin
Referans
Teklif
Aykırılıklarına
İlişkin
Şikâyetlerinin
Giderilmesinde
Uygulanacak Usul ve Esaslar: Tüketici şikâyetlerinin giderilmesine benzer bir yapı ve
neticelendirme biçimi mevcut referans tekliflerin uygulanması açısından önemlidir. Aksi takdirde
referans tekliflerin tamamına uygulanıp uygulanmadığına ilişkin yapılan denetim çalışmaları çok
uzun süreçler almaktadır. Bu süreçlerin uzaması sonucunda da İşletmeciler mağduriyet
yaşamaktadırlar. Bu durum İşletmecilerin abonelerine de yansımaktadır.
Ayrıca, Referans Teklifte Sektörel Fayda Sağlayacak Bazı Değişiklikler yapılması gerekmektedir.
Bunlardan bazıları, nDSL Reklamasyon Süreci, nDSL Nakilde Manuel İş Emri Onay, Engelli Tarife
Evrak Düzenleme, THK Churn Web Servis, ADSL’den NDSL’e Geçişte THK Hizmet İptali.
4- Hesap Ayrımı ve Maliyet Muhasebesine İlişkin Usul ve Esasların Yayınlanması: 2013 de
başlatılan çalışmanın sonuçlandırılması gerekmektedir.
5- Maliyet Esaslılığı Yükümlülüğünün Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar: Maliyet esaslılığı
yükümlülüğü getirilen EPG’lerin bu yükümlülüğü nasıl yerine getireceklerine ilişkin usul ve
16
esasların şeffaf olarak yayınlanmalıdır. Bunun yanında referans tekliflerde yer alan ücretlerin
hesaplama yöntemi ve formülasyon tabloları Kurumun sitesinde şeffaf olarak yayınlanmalıdır.
Bununla birlikte, Kurum tarafından verilen güvenlik sertifikasına rağmen İmar, Mera, Hazine,
Orman mevzuatı kapsamında elektronik haberleşme alt yapı tesislerinin kurulumunda,
işletiminde ve tesis paylaşımında yaşanan sıkıntılar Anayasa’nın 127 inci maddesindeki “İdarenin
Bütünlüğü” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu durum sektördeki abone başına aylık gelir ve
altyapı yatırımları göz önüne alındığında başta kırsal alanlar olmak üzere ülkemizin tamamında
yatırımların sürdürülebilirliği zorlaştırmaktadır. Bu nedenle Elektronik Haberleşme Mevzuatı ile
çelişki yaratan elektronik haberleşme alt yapı tesislerinin;
• Kurulum ve işletiminde ruhsatlandırılmasına ilişkin İmar Mevzuatında,
• Tahsis değişikliği taleplerinin kabul edilmemesine ilişkin Mera Mevzuatında,
• Altyapı işletmeciliği hizmeti veren işletmecilerin taleplerinin olumsuz değerlendirilmesine
ilişkin Orman Mevzuatında,
• Tesis paylaşımında ekonomik açıdan sürdürülebilir nitelikte olmayan alt kira bedellerine
ilişkin Hazine uygulamalarında,
yer alan olumsuz düzenlemeleri ortadan kaldırıcı, etkin ve sürdürülebilir rekabet ortamını
17
sağlayıcı, sektördeki bütün işletmecileri teşvik edici yeni düzenlemelerin gerçekleştirilmesi
gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede, idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde elektronik
haberleşme alt yapı tesislerinin kurulum, işletim ve tesis paylaşımı konularına ilişkin Elektronik
Haberleşme Mevzuatı ile çelişki yaratan İmar, Mera, Hazine, Orman mevzuatındaki olumsuz
düzenleme ve uygulamaları ortadan kaldırıcı etkin ve sürdürülebilir rekabet ortamının
sağlanmasına yönelik yeni düzenlemelerin oluşturulması gerektiği değerlendirilmektedir.
Altyapıya dayalı rekabetin gelişiminin sağlanabilmesi ve yatırım yapmaya niyetli ve yapan Yeni
Nesil İşletmecilerin yatırım merdiveni tırmanabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması
gerekmektedir.
11 - Fiyat Dışı Rekabet İhlallerinin Tespiti ve
Taslağı kamuoyu ile paylaşılan “Temel Performans Göstergelerinin Raporlanması ve
Giderilmesi (Temel Performans
Yayımlanmasına İlişkin Usul ve Esaslar” Kasım 2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe alınamamıştır.
Göstergeleri)
Oysaki pazarda fiyat dışı rekabet ihlallerinin tespiti açısından son derece kritik öneme sahiptir.
Konunun önemine istinaden bu konuda talep ve görüşlerimiz yeniden paylaşılmakta ve bir an
önce uygulamaya konulmasını talep etmekteyiz.
1- Düzenleme taslağının amaç bölümünden “ilgili pazarda Etkin Piyasa Gücüne(EPG) sahip
olduğu tespit edilerek ayrım gözetmeme, şeffaflık ve hizmet seviyesi taahhütlerine ilişkin
işletmeci bazında gerçekleşme değerlerini içeren TPG’ lerin sunulması yükümlülüklerine tabi
18
kılınan işletmeci”lerin düzenleme kapsamına alındığı görülmektedir.
Pazar analizleri
Şirketimizin faaliyetleri çerçevesinde Türk Telekom’dan temin edilen toptan seviyedeki
hizmetler değerlendirildiğinde, ilgili pazarları aşağıdaki tabloda gösterildiği gibidir:
Toptan Erişim Hizmetleri
İlgili Pazar
YAPA
Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim Pazarı
VAE
Veri Akış Erişimini İçeren Toptan Genişbant Pazarı
Kiralık Devreler,
Noktadan Noktaya ME,
Toptan ve Perakende Kiralık Devre Pazarı
Noktadan Noktaya G.SHDSL
Toptan Hat Kiralama
Sabit Şebekede Çağrı Başlatma Pazarı
Yukarıda da ifade edildiği üzere Pazar analizleri sonucunda ayrı pazarlarda değerlendirilen YAPA,
VAE, Kiralık Devreler ve THK hizmetlerinin ayrı ayrı nitelik ve süreçlere sahip olması nedeniyle,
bu hizmetlere ilişkin farklı tesis, aktivasyon, arıza ıslah gibi hizmet kalitesi seviyeleri mevcuttur.
Her bir hizmet ya da en azından her bir ilgili Pazar bazında TPG’lerin ayrı ayrı raporlanması ve
yayımlanması sağlanmalıdır. Aksi halde düşük sayıdaki YAPA hizmetine ait TPG’ler, VAE hizmet
19
TPG’si içinde kaybolur ki; bu durumda YAPA’nın dâhil olduğu Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim
Pazarında rekabet ihlallerini tespit etmek imkânsızdır.
2- İlgili pazarlarda rekabet ihlallerinin tespiti amacıyla TPG’ lerin raporlanması ve
yayımlanmasına ilişkin düzenlemenin il bazlı olması gerektiği de açıktır. Zira alternatif
işletmeciler yaklaşık 12 yıllık düzenleme sürecinin ardından maalesef umulan büyümeyi
sağlayamamışlar, bu nedenle de faaliyet alanlarını belirli şehirlerde yoğunlaştırmışlardır.
Ülke genelinde hizmet sunan EPG’ ye sahip işletmeciye ve bağlı ortaklığı/iştirakine ait TPG’ler
ile belirli illerde faaliyetlerini yoğunlaştırmış alternatif işletmecinin TPG’lerinin kıyaslanması
rekabet ihlallerini net biçimde ortaya çıkarmayacaktır. Oysa il bazlı yapılacak karşılaştırmalar
çok daha net çıkarımlarda bulunulabilecek göstergeler içerecektir.
3- TPG’lerin işletmeci bazlı ve karşılaştırmalı olarak yayımlanmasını talep etmekle birlikte;
işletmeci bazlı değil de anonim hale getirilerek yayımlanmasına her ne sebeple karar verilirse
verilsin, alternatif işletmecinin durumunu bilerek gerekli analizleri yapabilmesini teminen,
Türk Telekom tarafından raporlanan ilgili işletmeciye ait verilerin kendisi ile paylaşılması esas
olmalıdır.
4- AB düzenlemesinde de olduğu gibi, ayrım gözetmeme yükümlülüğünde, fiyat dışı rekabet
ihlallerinin çok farklı yöntemlerle uygulandığını görmekteyiz. Bu hususların tamamı hizmet
seviyesi taahhütlerinde yer almamaktadır (örn; tarifelerin makul bir süre önce duyurulması).
20
Hizmet seviyesi taahhütlerinde daha çok ilgili hizmete yönelik prosedürler hüküm altına
alınmakta genel konulara yönelik ölçütler yer almamaktadır. Taslak düzenleme ile getirilecek
TPG’lerin sadece hizmet seviyesi taahhüdü ile sınırlı olmaması ve Avrupa Komisyonu Tavsiye
Kararlarında yer alan “Erişimde Eşitlik” ve “Teknik Tekrarlanabilirlik” prensiplerini de
kapsaması gerekmektedir.
5- Şeffaflık ilkesinin gereği olarak, raporlama metodolojilerinin tanımlanması ve açıklanması
büyük önem arz etmekte olup, bu kapsamda “Hatalı Arıza” kayıtlarının da hangi
metodolojiye göre incelenip, hangi kriterler ile hatalı statüsüne alınacağının tanımlanması
gerekmektedir.
Ayrıca “Arıza mahalline gidilerek müdahalede bulunup düzeltilen arızalar” ile “uzaktan yapılan
kontrollerle giderilen arızalar” kategorilerinin ayrı ayrı raporlanması da göstergeleri daha
anlaşılır kılacaktır.
12 - YAPA’ya İşlerlik Kazandırılması
Sabit genişbant hizmetleri için 2009 yılında Yerel Ağın Paylaşıma Açılması (YAPA) yöntemleri
benimsenerek rekabetin artırılması amaçlanmıştır. Ancak günümüze kadar geçen süre içerisinde
alternatif sabit genişbant işletmeciler uygulama ve maliyetler sebebiyle YAPA’yı tercih
etmemişlerdir. AB’de yeni nesil işletmeciler %76’lık oran ile en çok YAPA uygulamasından
faydalanırken ülkemizde YAPA uygulamasının kullanımı oldukça düşük olup ve bu oranın %1’in
21
altında olduğu görülmektedir. Bu duruma paralel olarak yeni nesil işletmecilerin pazar payları da
AB’ye kıyasla çok düşüktür. AB’de xDSL pazarında yeni nesil işletmecilerin pazar payı %59’a
ulaşırken, ülkemizde %9-10’lar seviyesindedir. Pazar payları için hedef konulmalı ve
gerçekleşmeler takip edilmelidir.
Bu engellerin büyük kısmı mevzuatta yer alan hususların etkin bir şekilde uygulanması ile
giderilebileceği gibi, mevzuata aşağıda bahsedilen ilaveler ile sektörde rekabetin önü açılmalıdır;
• Şu an YAPA modelinde maliyet esaslı ücretler uygulanmamaktadır. YAPA Maliyetleri
tamamen maliyet esaslı olmalı, İşletmeciler almadıkları hizmetin karşılığını ödemek
zorunda bırakılmamalıdır. YAPA Tam paylaşım abone devresi kullanım ücreti (aylık), Yalın
ADSL Erişim Ücreti den pahalı olması bunun açık bir örneğidir.
• YAPA Tam paylaşım abone devresi kullanım ücreti mutlaka Yalın ADSL ücretinin altına
düşürülmelidir.
• Türk Telekom binalarına giriş hala uzun ve zahmetli bir süreç içinde gerçekleşmektedir.
Ortak yerleşim maliyetleri ise maliyet esaslı değildir. Elektrik ücretlerinde İşletmeciler
kullanmadıkları enerjinin ücretini ödemek zorunda kalmaktadırlar. İşletmecilerin
kullandıkları güç doğrultusunda ücretlendirilmeleri gerekmektedir. Bina İçinde kablolara
bakım ücreti adı altında alınan aylık ücretler tamamen Türk Telekom’un başka işler içinde
22
istihdam ettiği personelinden kaynaklanmaktadır.
• YAPA Santralarının sayıları artırılmalıdır.
• Genişbant abonesinin işletmeci değişikliği sırasında; aynı numara taşınabilirliği usul ve
esasların olduğu gibi verici işletmeciye ikna çalışması yapma engeli getirilmelidir.
Kurumunuzdan referans teklif içinde yer alan ücretlerin maliyet esaslı olarak belirlenmesi için 2016
yılı içinde yeni bir çalışma yapmasını ve referans teklif ihlallerine karşı Kurumunuzun hızlı bir
şekilde cevap vermesini talep etmekteyiz.
13 - Sabit Arabağlantı Ücretleri
Ülkemizde Türk Telekom “Alan İçi” arabağlantı ücreti 2008 yılında 1,71 Kr/Dk olarak belirlenmiş
7 yıldır güncellenmemiştir. “Yerel” arabağlantı ücreti ise 2009 yılında 1,39 Kr/Dk ve “Alan Dışı”
arabağlantı ücreti de 2010 yılında 2,24 Kr/Dk olarak belirlenmesi rağmen, bugüne kadar
ücretlerde herhangi bir yenileme yapılmamıştır.
Oysaki arabağlantı ücretlerinin düşürülmesi, pazara yeni giren işletmecilerin yerleşik
işletmecilerle rekabet edebilecek noktaya gelmeleri, abonelerine farklı ve kaliteli hizmet
sunabilmeleri, girdi niteliğindeki toptan ücretlerdeki düşüşün son kullanıcı tarifelerine yansıması
23
ve nihai olarak tüketicilerin daha düşük fiyatlarla hizmet alabilmelerinin sağlanması ve tüketici
refahının artırılması bakımından büyük önem arz etmektedir.
AB ülkelerinde de arabağlantı ücretlerinin düşmesi yönünde genel bir kabul söz konusu olup, bu
ülkeler arabağlantı ücretlerini özellikle AB Komisyonu’nun tavsiyeleri doğrultusunda hızla
düşürmeye başlamışlardır.
BEREC tarafından hazırlanarak Haziran 2015’te yayımlanan “Fixed and mobile termination rates
in the EU January 2015” raporunda ülkemizde arabağlantı ücretlerinin yüksekliği açıkça
ortadadır. Buna göre, Almanya, İspanya, Fransa, İtalya ve İngiltere’de sadece Layer-1 düzeyinde
arabağlantı ücretleri yayımlanmakta ve ortalama ücret 0,104 Eurocent’tir. Türkiye’de ise yerel
arabağlantı ücreti 0,505 Eurocent ile söz konusu AB ülkelerinin ortalamasının 4,85 katıdır.
24
*BEREC 2015 Ocak tarihli raporunda yer alan veriler esas alınmıştır. Peak-Off Peak uygulaması olan ülkelerde
ağırlıklı ortalama değerleri alınmıştır.
Halen Avrupa Birliği ortalamalarının çok üzerinde olan yerel arabağlantı ücretleri işletmeciler için
ciddi maliyet kalemi oluşturmaktayken, bir de yerel arabağlantı santral sayısının azaltılması
işletmecilerin rekabet şansını iyice azaltmaktadır. Yerel kademe ücreti bile AB ortalamalarının bu
kadar üzerindeyken, alternatif işletmecinin alan içi ve alan dışı kademe ile yerleşik operatörden
hizmet alarak rekabet şansı yakalaması ve varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Öncelikle
25
arabağlantı ücretlerinin maliyet bazlı olarak AB örnekleri de dikkate alınarak yeniden
düzenlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, RAT kapsamında belirlenen sadece 22 adet yerel arabağlantı yapılabilen santral
bulunmasına rağmen, Türk Telekom Referans Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim Teklifin de yer alan
“Yerel Ağa Ayrıştırılmış Erişim İçin Paylaşıma Açılan Santral Listesi”n de 779 adet YAPA santrali
belirlenmiştir. Sadece 22 adet yerel arabağlantı santralinde yerel arabağlantı yapılabilmesi ve
YAPA santrallerinden yerel arabağlantı yapılamaması nedeniyle, bu santrallerde gerçekleşen
çağrı başlatma ve sonlandırmalar yerel kademeden ücretlendirilememektedir.
Ülkemiz ile benzer büyüklüklere sahip AB ülkelerinden Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’daki
yerleşik işletmecinin şebekesinde yerel arabağlantı yapılabilecek santral sayısı araştırılmıştır. Her
ne kadar günümüzde AB ülkelerinde de yeni nesil şebekelere geçişle birlikte konsolidasyonlar
söz konusu olsa da yaklaşık olarak;
•
Almanya’da 474
•
Fransa’da 550
•
İngiltere’de 600
•
İtalya’da ise 650
adet santralde yerel arabağlantı yapabilmek mümkün iken, ülkemizde sadece 22 adet santralde
26
yerel arabağlantı yapılabilmektedir.
AB Ülkelerindeki gerçekler göstermektedir ki, yerel arabağlantı santral sayısı çok daha büyük bir
hacme ulaştırılmalıdır.
14 - Öncül Düzenleyici Etki Analizi
Kurumunuzca yapılan kimi düzenlemelerin kamuoyu görüşüne sunularak sektördeki paydaşların
düzenlemeler hakkında görüşlerinin alındığı bilinmektedir. Bununla beraber, bu uygulama her
yeni mevzuat ve mevzuat değişikliği için zorunlu değildir.
Öncül düzenleyici etki analizlerinin, özellikle de belirli bir sınırın üstünde sayıda aboneyi
etkileyen ve işletmecilerin maliyetlerine belirli bir oranın üstünde artışa sebep olan düzenleme
taslakları için yapılmasında fayda görülmektedir. İlave olarak, ardıl düzenleyici etki analizleri ile
yürürlüğe giren yeni düzenlemelerinin etkilerinin ölçümlenmesi ve gerekli bulunduğu takdirde
ölçümler doğrultusunda gerekli değişikliklerin yapılmasında fayda olacaktır.
Bu doğrultuda, Kurumunuzca yapılacak düzenlemeler için düzenleyici etki analizlerinin
kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasında fayda görülmektedir.
15 - 2016 Denetim Planı
Bilindiği üzere Kurumunuz görev tanımı gereği gerek işletmeciler gerekse tüketicilerin şikâyetleri
kapsamında işletmecilere yıl boyu ihtiyaç dâhilinde birçok denetim gerçekleştirmektedir. Bunun
yanı sıra ilgili mevzuat değişiklikleri kapsamında uyumun denetlenmesi için yıllık planlanan
27
denetimler ile işletmeciler denetlenmektedir.
Bu kapsamda işletmeciler ve tüketicilerin bildirimleri kapsamında ihtiyaç duyulan denetimler
dışında kalan Kurumunuzca yılbaşında planlanan denetimlerin iş planında yayınlanıyor olması
işletmecilerin hem hazırlıklarını önceden yapabilmesini sağlayacak hem de işgücü planlamalarına
destek olacaktır. Böylece denetimlerin asıl amacı olan işletmecilerin düzenlemelere tam uyumu
sağlanması desteklenmiş olacaktır.
16 - Yeni Yerel Aranır Numara (444 Benzeri) Yerel Aranır Numaralara ilişkin düzenlemelerde “Ülkenin her yerinden, şebekeden bağımsız
Bloğu Tahsisi
olarak aynı sayıda rakam çevrilmesi suretiyle erişilen numaralardır. Hâlihazırda, 444 XXXX
şeklinde yerleşik işletmeci tarafından ikincil tahsisi yapılan ve ülkenin her yerinden 7 hane
çevrilmek suretiyle aranan numaraların kullanımına devam olunur. Ancak, yeni yerel aranır
numara grupları Kurum tarafından belirlenebilir. Yerel aranır numaraların tahsisi ve kullanımında
uygulanacak usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” Hükümleri yer almasına rağmen,
alternatif işletmecilere 444’lü veya yine 7 haneli farklı bir bloğun tahsisi yapılmamıştır. Yerleşik
işletmeci için söz konusu numaralar bir ayrıcalık oluşturmaktadır.
Yerleşik işletmeciye tanınan ayrıcalığın yanı sıra, 21.02.2012 tarih ve 2012/DK-07/73 sayılı Kurul
Kararı ile de “Telefon hizmeti sunan işletmecilerin şebekelerinden bu numaralara doğru
başlatılan çağrıların son kullanıcı tarifelerine yönelik olarak; Çağrıların Türk Telekom
28
şebekesinde sonlandırılması halinde; diğer işletmeciler tarafından söz konusu tarifelerin, ilgili
abonelik paketlerinin Türk Telekom coğrafi numaralarına doğru arama tarifelerinden yüksek
belirlenmemesi,
Bu numaralara doğru yapılan çağrıların, ilgili abonelik paketleri kapsamında söz konusu
aramanın sonlandırıldığı şebekeye doğru tanınan görüşme süreleri içine dâhil edilmesi,
28.03.2012 tarih ve 2012/DK-07/139 sayılı Kararı ile de “Türk Telekom RAT kapsamında
belirlenen kademeli çağrı sonlandırma ücretinin, tek bir ücret kademesi olarak 1,87 Kr/dk
şeklinde belirlenmesi”
Hususlarına karar verilerek, alternatif işletmecilerin perakende tarifeleri de düzenlenmiştir.
Serbestleşme çalışmalarının üzerinden on yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, alternatif
işletmecilere 444’lü veya yine 7 haneli farklı bir bloğun tahsisinin yapılmaması, yerleşik
işletmeciye bir ayrıcalık oluşturmaktadır.
Üstelik alternatif işletmecilere 444’lü veya yine 7 haneli farklı bir bloğun tahsisinin
yapılmamasının da ötesinde, Türk Telekom dışındaki diğer işletmecilerin abonelerinden 444’lü
numaralara doğru yapılan çağrıların sonlandırma ücreti yerel arabağlantı ücretinin üzerinde bir
rakam belirlenerek farklılaştırılmıştır.
Ayrıca BTK Kurul kararı ile alternatif işletmecilerin perakende tariflerine de müdahale edilerek,
29
444’lü numaralara yapılan çağrılara ücretlendirme kısıtı getirilmiştir.
Sadece Türk Telekom bu hizmeti sunarken alınan kararlar, Türk Telekom’un pazardaki hâkim
durumunu güçlendirmekte olup, işletmeciler arasında ayrım gözetilmemesi ilkesi doğrultusunda
2016 yılında alternatif işletmecilere de yerel aranır numaraların açılması yönünde usul ve
esasların belirlenmesini ve alternatif işletmecilerin de yerel aranır numaralar üzerinden hizmet
sunabilmesinin önünün açılmasını talep etmekteyiz.
17 - Sanal Olarak Ayrıştırılmış Yerel Erişim Kurumunuz tarafından 22.05.2014 tarih ve 2014/DK – SRD/261 sayılı kararı ile SAYE
yükümlülüğünün, IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi (VAE) hizmetine yönelik “devre başına port
(SAYE) Referans Teklifi
ücreti” ve santral ile trafik teslim noktası arasında abonelerin trafiğinin taşınmasına ilişkin
“Mbit/sn başına transmisyon ücreti” temelli yeni VAE tarifelerine ilişkin uygulamalar
gözlemlendikten sonra değerlendirilmesine karar verilmiş ve ertelenmiştir.
Fiziksel Şebeke Alt Yapısına Erişim Pazarına ilişkin bir yükümlülüktür. Lakin gözlem yapacağını
belirttiği uygulamalar ise bambaşka bir Pazar olan Veri Akış Erişimini İçeren Toptan Genişbant
Pazarına ilişkindir. Dolayısıyla, bambaşka bir pazarda hüküm doğuracak olan SAYE
yükümlülüğüne karar verebilmek için farklı bir pazara ilişkin uygulamayı gözlemlemeye karar
vermek, gerek 5809 sayılı Kanun hükümlerine gerekse, Kurum tarafından yürürlüğe konmuş olan
Tüketici Hakları, Erişim ve Arabağlantı, Hizmet Kalitesi ve Tarife Yönetmeliklerinin hükümlerine
30
ve Kurumun yerine getirmekle yükümlü olduğu görevlerine tamamen aykırıdır.
Kurul’ un incelemesini ertelemeksizin Türk Telekom’ a bu yükümlülüğü ivedilikle getirmesi
gerekmektedir. Tesis Paylaşımı ve Geçiş Hakkı düzenlemelerinin de etkin bir şekilde uygulamaya
geçirilemediği ve adeta bir çözümsüzlüğe terk edildiği bu dönemde, SAYE yeni nesil işletmeciler
için omurgalarını oluşturabilmek noktasında önemli bir motivasyon olacaktır.
Üstelik Kurul’un gözlemlemeye karar verdiği Veri Akış Erişimini İçeren Toptan Genişbant Pazarına
ilişkin “devre başına port ücreti” ve “transmisyon ücreti” modeline dayalı tarife uygulamaları, tek
başlarına uygulanmaları halinde rekabetin etkin bir şekilde tesis edilmesinde yetersiz
kalmaktadır. Bu uygulamaların rekabetin etkin olarak tesisinde yetersiz kaldıkları, bu nedenle de
SAYE yükümlülüğünün gerekliliği Aralık 2013 tarihli Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim Pazarı SAYE
Yükümlülüğü Pazar Analizi Çalışması - Kamuoyu Görüşü Alınmasına İlişkin Dokümanın 3.
Sayfasında açıkça ifade edilmektedir.
Rekabetin etkin bir şekilde tesis edilemediği ve mevcut durumda tüketici menfaatlerinin
kısıtlanmakta olduğu bu açıklıkta tespit edilmiş olmasına rağmen, Kurul’un tam da rekabeti
kısıtlayan bu uygulamaların tek başına uygulanmalarına bir süre daha müdahale etmemeye ya da
gözlemlemeye karar vermesi, yukarıda da belirttiğimiz üzere başta 5809 sayılı Kanun
hükümlerine ve ruhuna aykırı olmak üzere, Kurum tarafından yürürlüğe konmuş olan Tüketici
31
Hakları, Erişim ve Arabağlantı, Hizmet Kalitesi ve Tarife Yönetmeliklerinin hükümlerine aykırıdır.
VAE’de geçilecek yeni modelin dahi SAYE yöntemi ile aynı rekabet seviyesini oluşturabilecek
yeteneklere sahip olmadığı bu sebeple sektörde yenilikçiliği ve rekabetçiliği artıracak yatırım
merdiveninin daha üst basamaklarında yer alan YAPA ve SAYE gibi modellere ihtiyaç duyulması
nedeniyle Kurumunuz tarafından rekabeti canlandırmak amacıyla, yapılacak olan SAYE
düzenlemesinin ertelenmeden bir an evvel hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Konunun önemi nedeni ile 2016 BTK İş Planına eklenmesini talep etmekteyiz.
Gerekçelerimiz;
1. AB’de de kabul gördüğü üzere SAYE, Fiziksel Şebeke Altyapısına erişim pazarında yer alan
bir yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün getirilip getirilmemesi hususunun, Veri Akış Erişimi
Pazarında yer alan Port Transmisyon hizmeti ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir.
2. SAYE, yatırım merdiveninin YAPA basamağında yer alan bir hizmettir. Dolayısıyla
günümüz teknolojileri dikkate alındığında YAPA’nın işlerlik kazanmasının vazgeçilmez
unsurudur.
3. Türk Telekom(TT) 2015 3. Çeyrek verilerine göre, 8,4 Milyon haneye FTTC modeli ile
ulaşılmış durumdadır. Ancak SAYE’nin düzenlememesi nedeniyle alternatif işletmeciler,
32
FTTC modeli ile tüketiciye sadece VAE erişim yöntemi ile hizmet sunabilmektedir.
4. Bilindiği üzere Türk Telekom (TT), fiber yatırımlarını öncelikle FTTC bazında
gerçekleştirmiştir. TT, söz konusu yatırımları ile tüketiciye daha hızlı ve kaliteli hizmet
sunumunu sağlamıştır. Ancak yeni nesil işletmeciler, FTTC fiber ile tüketiciye sadece VAE
erişim yöntemi ile hizmet sunabilmekte,
bu yatırımların YAPA kapsamının dışında
kalması nedeniyle YAPA yöntemi ile hizmet sunamamaktadırlar. Yeni Nesil işletmecilerin
YAPA erişim yöntemi ile hizmet sunabilmeleri için SAYE yükümlülüğünün düzenlenmesi
gerekmektedir.
5. YAPA’nın
yaygınlaşmamasının
ya
da
alternatif
işletmeciler
tarafından
tercih
edilmemesinin en büyük nedenlerinden biri de kapsama alanının gerek fiber dönüşüm
projeleri(FTTB/H), gerekse de FTTC fiber yatırımları nedeniyle gittikçe daralmasıdır. Yine
TT 2015 3. Çeyrek verilerine göre 11,6 Milyon haneye FTTB/H/C ile ulaşılabilmektedir. Bu
verilerle
SAYE’nin düzenlenme zorunluluğu açıktır. SAYE düzenlemesi
hayata
geçirilmediği sürece, yapılan YAPA yatırımları da israf olacaktır. Zira YAPA kapsamı
gittikçe daralmaktadır, dolayısıyla bu durum, alternatif işletmecilerin tüketiciye SAYE’ nin
olanak sağladığı hizmetleri sunma imkânını da ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle de
yapılan yatırımlar israfa dönüşecektir.
33
6. Konunun diğer bir boyutu da, ülkemiz kaynaklarının etkin kullanımına yöneliktir. Yatırım
merdiveninin üst basamaklarında hizmet sunmak isteyen yeni nesil işletmecilerin trafiğe
duyarlı olmayan erişim şebekesine yatırım yapması yerine, YAPA ve SAYE ile erişim
şebekesinin yeni nesil işletmecilerin kullanımına açılması ülkemiz kaynaklarının da etkin
kullanımını sağlayacaktır.
7. SAYE düzenlemesi hayata geçirilmediği sürece, yapılan YAPA yatırımları da israf olacaktır.
Zira YAPA kapsamı gittikçe daralmaktadır, dolayısıyla bu durum, yeni nesil işletmecilerin
tüketiciye
SAYE’nin
olanak
sağladığı
hizmetleri
sunma
imkânını
da
ortadan
kaldırmaktadır. Bu nedenle de yapılan yatırımlar israfa dönüşecektir.
18 - “Fiber abone” tanımının netleştirilmesi
Bilindiği üzere 02.07.2012 tarih ve 2012/DK-10/303 sayılı Kurul Kararı ile 03.10.2011 tarih ve
2011/DK-10/511 sayılı Kurul Kararı ile zikredilen %25 oranının hesaplanmasında, F/O tesisatı ile
eve/binaya kadar altyapı kurulması suretiyle hizmet sunulan tüm sabit genişbant internet
abonelerinin dikkate alındığı ifade edilmektedir. Ne var ki, binaya kadar fiber altyapı ulaşan
evlerde
binadan
sonra
aboneye
nasıl
ulaşıldığının
da
tanımlanması
gerektiği
değerlendirilmektedir. Zira OECD, raporlarında kullandığı fiber tanımını aşağıdaki şekilde yaparak
binaya kadar fiber ile ulaştıktan sonra son kullanıcıya hangi teknoloji ile ulaşıldığı da
netleştirilmiştir.
34
“3. Fiber:
a. 256 kbit/s’den daha yüksek indirme hızlarında evlere kadar fiber abonelikleri
b. Binaya kadar fiber ve son kullanıcıya ise Ethernet kullanımı”
Kurumunuz tarafından ilgili Kurul Kararlarında “F/O tesisatı ile eve/binaya kadar altyapı
kurulması suretiyle hizmet sunulan” olarak belirtilen fiber tanımında binadan sonra aboneye
hangi
kablonun
kullanılarak
ulaşılması
gerektiğinin
netleştirilmesi
gerektiği
değerlendirilmektedir. Şayet Kurumunuz binaya kadar fiber ile ulaşıldıktan sonra abone evi
içinde bakır kablo kullanılması durumunda da sunulan hizmeti fiber internet hizmeti olarak
değerlendirmekte ise, bu durumda BEREC tanımında olduğu gibi binanın altında hangi
donanımın kullanıldığının da belirtilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Bununla birlikte Kurumunuz raporlarında fiberin FTTH, FTTB+LAN ve FTTB+DSL gibi kırınımlar ile
yayınlanması sektörün doğru bir şekilde yönlendirilmesi için elzemdir.
19 - Ses Trafiğinde Yeni Arabağlantı Ücret
Türk Telekom tarafından sabit ses pazarında sunulmakta olan perakende kampanyaları (ör;
Yapısı (port (E1) ve/veya peak-off peak, IP
akşam 7’den sabah 7’ye gibi) özellikle peak-off peak ayrımına giderek tüketicilere kısa süreli
Arabağlantı)
avantajlar sağlama amacını taşımaktadır. Ancak Türk Telekom tarafından, tüketiciye sağlana
faydayı karşılayacak, toptan seviyede kampanya sunulmaması sebebi ile aynı zamanda yeni
35
işletmecilerin Pazar paylarını arttırmaları güçleştirmekte ve rekabet ortamını olumsuz
etkilemektedir.
Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin söz konusu kampanyalarının ardı ardına uygulamaya konması ve
pek çoğunun tüm müşteri gruplarına taahhütsüz şekilde uygulanması, kampanyaların sürekli
hale geldiği izlenimini uyandırmaktadır. Yeni Nesil İşletmecilerin maliyet ve ölçeklerinin benzer
kampanyaları yapmaya uygun olmaması nedeniyle rekabet ortamının gelişimi olumsuz
etkilenmektedir. Sabit pazarda rekabetin oluşmaması ise, bu pazarda sunulan hizmetlerin kendi
fiyat ve maliyet dinamikleri kapsamında çok daha “pahalı” sunulmasına yol açarak, tüketicilerin
daha kaliteli hizmetleri daha uygun koşullarda temin etmesini geciktirmektedir
Rekabet şartlarının güçlendirilmesi ve aynı zamanda alternatif işletmecilerin abonelerinin
cezalandırılmak yerine Türk Telekom aboneleri ile eşit şartlarda hizmet alabilmesinin ardından
kullanım esaslı (E1) veya peak-off peak ayrımına gidilecek şekilde arabağlantı ücret yapısının
oluşturulması şarttır.
Bu model şu an birçok Avrupa ülkesinde uygulanmaktadır. Uygulanan bu örnekler doğrultusunda
kapasite esaslı/peak-off peak ayrımını içeren arabağlantı ücretlerin piyasaya yeni giren
işletmecilerin daha etkin bir şekilde rekabet etmesini, ölçek ekonomisinden yararlanmalarını
36
sağlamakta ve bu durum piyasaya yeni giren işletmecilerin Pazar paylarının daha kısa süre
içerisinde daha dengeli bir biçimde artmasına ve son aşamada piyasadaki rekabet seviyesinin
yükselmesine neden olmaktadır.
Diğer yandan, tüm dünyada yeni nesil şebekelere geçişle birlikte tartışılan konulardan birisi de IP
arabağlantıdır. Yerleşik işletmeciler kendi maliyetlerini asgariye indirmek için, IP arabağlantı
kapsamında daha az sayıda arabağlantı noktası ile şebekelerin irtibatlandırılmasını talep
ederken, alternatif işletmeciler, çağrı başlattıkları noktalara en yakın yerde trafiklerini teslim
etmek istemektedirler.
Türk Telekom’ un yeni nesil şebekelere geçişiyle birlikte şebeke maliyetlerinin ciddi oranda
azaldığı bir gerçektir. Bu nedenle söz konusu maliyet düşüşünün arabağlantı maliyetlerine de
yansıması beklenir. Yeni Nesil Şebeke geçişi ile birlikte, IP arabağlantının maliyet esaslı
ücretlendirmeler ile uygulamaya konulması gerekir. Maliyet bazlı ücretlerle IP arabağlantı yapısı
uygulanmaksızın, yerel arabağlantı santrallerinin sayısının azaltılması, toptan ücretlerin maliyet
esaslılığı ilkesi ile tamamen ters düşmektedir.
Bu nedenlerle bu konuların 2016 BTK İş Planında yer almasını ve 2016 yılı ilk çeyrek sonuna kadar
çalışmaların tamamlanmasını talep ediyoruz.
37
20 - Numara Tanımlamaları için Süre Mevcut düzenlemede numara tanımlamaya ilişkin herhangi bir azami süre bulunmamasından
düzenlemesi
dolayı numara tanımlamaları her işletmecinin büyüklüğüne, iç süreçlerine, sistemlerine göre
değişiklik göstermekte, numara tahsis alan işletmeci almış olduğu numaraları abonelerine ikincil
olarak tahsis ettiğinde diğer işletmecilerce tanımlama yapılmamış olmasından dolayı abone
mağduriyetleri yaşanmaktadır. Numaralandırma Yönetmeliğine yapılacak bir ekleme ile numara
tanımlama için İşletmecilere azami bir süre tanımlanmalı ve bu sayede abone mağduriyetlerinin
önüne geçilmelidir.
21 - Toptan Tarifelerin Maliyet Esaslı Olarak Etkin rekabetin oluşturulmasında daha fazla gecikilmemesi için Elektronik Haberleşme
Belirlenmesi, Kampanyalara Son Verilmesi Kanunu’nda ve ikincil düzenlemelerde belirtildiği üzere, toptan tarifelerin maliyet metodolojisi
& Maliyet metodolojilerinin kamuoyu ile çerçevesinde belirlenmesi ve şeffaflık ilkesi gereği bu metodolojinin kamuoyu ile paylaşılması
paylaşılması
elzemdir.
Sektöre ilişkin düzenlemelerin başlangıcının 13-14 yıl öncesine dayandığı göz önünde
bulundurulduğunda, toptan hizmet sunma yükümlülüğü getirilen işletmecilere, maliyet esaslı
tarifeler oluşturması için yeterli zamanın tanındığı açıktır. Ayrıca, etkin rekabet ortamı da,
Elektronik Haberleşme Kanunu’nda ve ikincil düzenlemelerde belirtildiği üzere maliyet bazlı
toptan ücretlerle sağlanmalıdır.
38
Maliyet bazlı ücretlendirmenin yanı sıra,
•
Alt ve üst pazarlardaki hizmetler arasındaki payın, yatırımı teşvik edecek düzeyde olması
•
Hizmetlerin aynı pazarlarda olup olmamasına bakılmaksızın, aynı şebeke topolojisine veya
aynı/benzer işlem adımlarına sahip olması, dolayısıyla aynı maliyet bileşenlerine sahip
hizmetlerin ücretlerinin birbirleri ile tutarlı olması
•
Ayrıca yeni nesil erişim hizmetlerin ücretlerinin de geleneksel ürünlerle tutarlı ve yine
yatırımı teşvik edecek biçimde belirlenmesi gerekmektedir.
Şeffaflık ilkesi gereği maliyet esaslı tarifelerin oluşturulmasında kullanılan/kullanılacak
metodolojilerin de kamuoyu ile paylaşılması büyük önem arz etmektedir.
Maliyet esaslı toptan tarifeler yerine, aylar bazında sınırlandırılmış kısa süreli kampanyalarla
sektörün yönlendirilmesi, alternatif işletmeciler için öngörülemeyen, şeffaf olmayan ve yerleşik
işletmeci ile rekabetin önünü kesen bir ortam oluşturmakta ve alternatif işletmecilerin uzun
dönemli yatırım kararları almalarını imkânsız hale getirmektedir. Kampanyaların çokluğu
işletmeciler açısından operasyonel yük de getirmektedir. Kampanyaları takip etmek, uygulama
alanlarını belirlemek ve kampanyalara ilişkin mutabakat süreçlerini yönetmek oldukça
güçleşmektedir.
39
Maliyet esaslı toptan tarifeler yerine, aylar bazında sınırlandırılmış kısa süreli kampanyaların
gündemde olması, alternatif işletmeciler için öngörülemeyen, şeffaf olmayan ve yerleşik
işletmeci ile rekabetin önünü kesen bir ortam oluşturmakta ve alternatif işletmecilerin uzun
dönemli yatırım kararları almalarını imkânsız hale getirmektedir. Kampanyaların çokluğu
işletmeciler açısından operasyonel yük de getirmektedir. Kampanyaları takip etmek, uygulama
alanlarını belirlemek ve kampanyalara ilişkin mutabakat süreçlerini yönetmek oldukça
güçleşmektedir.
22
-
Toptan
hizmetlerin
yeterince 5809 sayılı Kanun’da yer alan tanım ve ilkelerin yanı sıra, Kanun’u dayanak alarak hazırlanan
ayrıştırılmış ve tekrarlanabilir (Replicability) Erişim Ve Arabağlantı Yönetmeliği’nde de ifade edildiği üzere “Erişim talebinde bulunan
olduğunun test edilmesi
işletmecilerin taleplerinin karşılanmasına yönelik gereksiz hizmetleri almamaları ve karşılığında
bir bedel ödememeleri esastır. Bu maksatla, hizmetler yeterince ayrıştırılmış ve ilgili pazarın
özelliklerine göre her bir hizmetin fiyatını da içerecek şekilde referans erişim teklifinin süre ve
koşulları belirlenmiş olmalıdır.” Ancak mevcut uygulamalarda hizmetlerin bazıları yeterince
ayrıştırılmış değildir.
Diğer taraftan, hizmetlerin nitelik ve fiyat seviyesi açısından tekrarlanabilir olmaması halinde,
bazı hizmetler Türk Telekom eliyle tekel olarak sunulmaya devam edilecektir ki; bu durum Türk
Telekom’un “Ayrım Gözetmeme” yükümlülüğünü de yerine getirmediğinin açık bir göstergesidir.
40
Hizmetlerin yeterince ayrıştırılmış olarak ve tekrarlanabilirlik testinden geçirilerek düzenlenmesi
rekabet ortamının tesisi ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasında son derece önemlidir.
Avrupa Komisyonu’ nun rekabeti geliştirme ve genişbant yatırım ortamının iyileştirilmesi
amacına matuf olarak yayımladığı AYIRIM GÖZETMEME ve MALİYET YÖNTEMLERİNE DAİR
TAVSİYE KARARI’nda, erişimin herhangi bir ayırım gözetmeksizin eşit koşullar altında
sağlanabilmesi için Ulusal Düzenleyici Otoritelerin düzenlemelerini, söz konusu piyasanın içinde
bulunduğu durumla etkin bir şekilde mücadele edebilecek bir metoda göre oluşturmaları
gerektiğine dikkat çekmektedir.
Tavsiye Kararında da açıkça dikkatlere getirildiği üzere, girdilerin eşitliği prensibi etkin olarak
sağlanamadığı durumlarda, Ulusal Düzenleyici Otoritenin mutlak surette teknik tekrarlanabilirlik
testi yapması gerekir ve bu testin neticesinde de rakiplerin tekrarlama imkânları olmadığı ortaya
çıkarsa, Düzenleyici Otoritenin üst Pazar hizmetine müdahale ederek teknik tekrarlanabilirlik
imkânı getirmesi gerekmektedir.
23 - Türk Telekom’ un THK ve Numara Türk Telekom’ un, Toptan Hat Kiralama düzenlemesi ve Numara Taşıma düzenlemesi ile yeni
Taşıma
kapsamında
uygulamalarının
Rekabete
önlenmesi
aykırı nesil işletmecilere geçiş yapan abonelerini yeniden kazanmak amacıyla rekabete aykırı
amacıyla uygulamalarının olduğu değerlendirilmektedir. Kurumun temel görevlerinden birisi olan
düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi sektörde etkin rekabetin oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlemelerin yeniden
41
ve
gerekli
(Winback)
denetime
tabi
tutulması gözden geçirilmesi ve Türk Telekom’ un denetime tabi tutulması gereklilik arz etmektedir.
Düzenlemelerin gözden geçirilmesinin gerekliliğine ilişkin bir örneği aşağıda dikkatlere getirmek
isteriz;
31.10.2014 tarih ve 2014/DK-YED/532 sayılı Kurul Kararı ile yürürlüğe giren “Toptan Hat Kiralama
Hizmeti yoluyla abonelerine ses hizmeti sunan sabit telefon hizmeti işletmecilerinin erişim
yöntemi değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar” ın abone bilgilendirilmesi başlıklı 8. Maddesi’
nde “… abonenin farklı bir işletmeciden ses ya da hizmet almak istediği durumda yapılması
gerekenler ve karşılaşabileceği ücretler, …” ifadesi yer almakta olup, bu karar ile birlikte, hali
hazırda alternatif işletmeciden hem ses hem de internet hizmeti alan abonenin farkında bile
olmayacağı teknik bir değişiklik esnasında bile aboneye ileride yapma olasılığı olan işletmeci
değişikliği talebine istinaden bu tür bir bilgilendirmenin yapılması hem aboneyi rahatsız edecek,
hem de yanlış algılara sebep olabilecektir. Söz konusu yanlış algılar sonucu, abone hattını iptal
noktasına bile gelebilecektir. Oysa alternatif işletmeci tarafından bu abone, ciddi kazanım
maliyetlerine katlanılarak elde edilmiştir.
Diğer bir örnek de Toptan Hat Kiralama (THK) modeli üzerinden telefon hizmet sunulmaya
başlanan abonelerin, hizmetin sunulmaya başlamasının ardından Türk Telekom’a ait borç anonsu
veya belirli yönlere doğru arama yapamayacaklarına yönelik uyarı anonsları almalarıdır. Bu
durum abone mağduriyetine neden olduğu gibi, Şirketinizi de ticari olarak zor durumda
42
bırakmaktadır. Alternatif işletmeciye geçen abonenin aldığı borç anonsu ve karşılaştığı arama
kısıtları nedeniyle, abone alternatif işletmeciye geçiş kararını sorgulamaya başlamakta olup, bu
nedenle Şirketimiz abone kayıpları yaşamaktadır. Diğer bir deyişle bu sorun, bilinçli olarak
yapılmasa da adeta bir “geri kazanım-winback” yöntemi haline gelmiştir. Alternatif işletmecinin
ciddi büyüklüklere ulaşan “abone kazanım” bedeline katlanarak edindiği aboneyi, kısa bir süre
zarfında kaybediyor olmasının finansal sonuçlarına katlanabilmesi zordur. Bu durum pazarda
rekabetin gelişmesini ve sürdürülebilirliğini de sekteye uğratmaktadır.
Abonenin gereksiz yere rahatsız edilmemesi ve abone iradesini etkileyebilecek şekilde
davranılmamasının ardından, düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesini ve Türk Telekom
tarafından gerekli teknik önlemlerin alınmasının sağlanmasını talep etmekteyiz.
24 - Aylık Pazar verileri raporlarında yer Üç aylık Pazar Verileri Raporları, sektör ile ilgili tüm paydaşlar tarafından dikkatle takip edilen ve
alan
sabit
Pazar
verileri
içeriğinin oldukça detaylı verilerin yer aldığı bir bilgilenme aracıdır. Bu nedenle verilerin eksik veya detaylı
kamuoyunu daha iyi aydınlatacak şekilde olmaması rapordan faydalananların yanılmasına neden olabilmektedir. Söz konusu raporların
ayrıntılı düzenlenmesi
daha aydınlatıcı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Mevcut raporda, Sabit Pazar Verileri başlığı altında sunulan veriler kullanıcı olarak raporlanmıştır.
Oysaki yeni nesil işletmeciler de sadece kullanıcı olarak değil, abone olarak da tüketiciye hizmet
sunmaktadırlar. Örneğin, THK, Numara Tahsisli VoIP... gibi. Bu verinin abone ve kullanıcı kırınımı
43
olmak üzere verilmesi doğru olacaktır. Ayrıca abone sayılarının da, sunulduğu altyapı bazında da
ayrıştırılması aydınlatıcı olacaktır.
Diğer bir konu da, mevcut raporda abone sayısına göre Pazar paylarının sadece yeni nesil
işletmeciler baz alınarak tabloda yer verilmesi yerine, en büyük abone kitlesine sahip Türk
Telekom’ un da dahil edilerek yeniden düzenlenmesi gerektiğidir.
Sabit şebekelerde işletmeci hacmine göre çağrı sonlandırma, numara tahsis ve taşıma
istatistiklerinin dakika bazında yayınlanmasının faydalı olacağını ve numara tahsis başlığı altında
da işletmeci bazında tahsisi gerçekleştirilen numara istatistiklerinin yayınlanması gerektiğini
düşünmekteyiz.
Ayrıca, Sabit telefon pazarında ve sabit internet pazarında artık Türk Telekom ile birleşmiş olan
TTNET’in verilerinin alternatif işletmecilerden ayırılarak ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.
25 - İSS İşletmeci Değişikliği Süreçlerinde İSS İşletmeci değişikliği süreci, düzenlemeler ile tanımlanmış olmasına rağmen, halen
yaşanan sorunların giderilmesini teminen düzenlemelere aykırı olarak uygulamalar yapılmakta ve teknik entegrasyon sorunları
denetim
çalışmalarının
yapılması
ve çözümlenememektedir.
yaptırımların uygulanması
Yaşanan sorunlara ilişkin örnekler aşağıda sunulmaktadır;
• İnternet Servis Sağlayıcılar arası geçiş kapsamında yapılan başvurular, iki günlük süre
44
içinde cevaplanmamaktadır. Dolayısıyla mükerrer başvuru yapılmak durumunda
kalınmakta ve bu durumun abone alımını geciktirmesi veya engellenmesi söz konusu
olmaktadır.
• ISS Churn konusunda “haksız ret sebepleri” ile başvuru retleri hala devam etmektedir.
26 - Telekom sektöründe Abonelik ve fesih Gerek tüketici memnuniyetinin sağlanması gerekse de tüketicinin fraud satışlar nedeniyle
işlemlerinin ıslak imza gerektirmeksizin oluşmakta olan mağduriyetinin önlenmesi adına, aboneliğin ve fesih işlemlerinin ıslak imza
elektronik ortamda yapılabilmesi
zorunluluğu olmaksızın elektronik ortamda başlatılabilmesi için AB örneklerinde de uygulandığı
gibi, öncül düzenleme getirilmesini talep etmekteyiz.
Teknolojinin hayatımıza getirdiği yenilikleri her sektör gibi Telekom sektöründeki tüketicilerin de
faydasına sunmak gereklidir. Bu nedenle ıslak imza şartı aranmaksızın aboneliğin başlatılması ve
feshedilmesine yönelik gerekli süreçleri tanımlayan öncül düzenlemelerin Kurumuzca yürürlüğe
konmasını talep etmekteyiz.
Konunun 2016 BTK İş Planına alınarak 2016 üçüncü çeyreğe kadar çalışmaların tamamlanmasını
talep ediyoruz.
27 - SMŞH’ne İşlerlik kazandırılması
Bilindiği üzere, SMŞH yetkilendirmesine yönelik düzenlemeler 2009 yılında tamamlanmış olup
mevcut durumda, BTK tarafından 96 adet yetkilendirilmiş işletmeci bulunmaktadır. Ancak,
45
yapılan düzenleme ve yetkilendirmenin ardından halen hiçbir işletmeci fiili olarak faaliyete
geçememiştir. Bu durumun en önemli nedeni mobil işletmecilerin bu modelin hayata geçirilmesi
konusunda isteksiz olmalarıdır. GSM işletmecileri ile sözleşme imzalayarak SMŞH sunabilen bir
işletmeci henüz bulunmamaktadır.
‘Mobil Şebekelere Erişim ve Çağrı Başlatma Piyasası’nda Etkin Piyasa Gücüne (EPG) sahip
işletmeci olarak belirlenen ve “referans erişim ve arabağlantı teklifleri hazırlama ve yayımlama”
yükümlülüğü getirilen Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ (Turkcell) Referans Erişim Teklifi(RET)
onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Turkcell şu anda BTK tarafından SMŞH hizmetine ilişkin
yetkilendirilen işletmecilerle anlaşma yapmaya zorunlu tek mobil işletmecidir. Ancak Turkcell’e
getirilen yükümlülük kapsamında SMŞH Tip2 ve SMŞH Tip3 modelleri için maliyet esaslı
tarifelendirme yükümlülüğü getirilmesine karşın,
özellikle pazara ilk girişte SMŞH
işletmecilerince tercih edilebilecek SMŞH Tip1 modeli tamamen ticari anlaşmaya bırakılmıştır.
Her ne kadar Turkcell RET yürürlükte olsa da 17.06.2013 tarihli ve 2013/DK-ETD/359 sayılı Kurul
Kararı ile onaylanan Teklif “Çağrı Başlatma hizmeti ve SMŞH Abonelerinde ve/veya sistemlerinde
bu hizmetle ilintili Çağrı Sonlandırma ve Erişim hizmeti, İşletmecilerin talepleri doğrultusunda
asgari olarak aşağıdaki Çağrı kategorileri bazında verilecektir; Ses, Görüntülü Çağrı, SMS, MMS,
GPRS / EDGE ve 3G Data,USSD” hükümlerini kapsasa da, Teklif’de belirlenen ücretler aşağıda
görüleceği üzere yalnızca ses, SMS ve görüntülü çağrılara yöneliktir.
46
25/03/2009 tarihli ve 2009/DK–07/149 sayılı Kurul Karar ile de Turkcell, diğer işletmecilere
uyguladığı dakika başına ağırlıklı ortalama çağrı sonlandırma ücretinin (toptan ücretin), her bir
abonelik paketi bazında kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan dakika başına ortalama şebeke içi
tarifeleri (perakende ücreti) geçmemesinin sağlanmasına yönelik tedbirleri almakla yükümlü
kılınmıştır. RET kapsamında da çağrı başlatma, çağrı sonlandırma ve on-net (şebeke içi) çağrılara
ilişkin ücretlere yer verilmiştir. On-net çağrıların ücreti; çağrı başlatma hizmeti ile çağrı
sonlandırma hizmetini içermektedir ki; on-net (şebeke içi) çağrıların maliyeti, çağrı sonlandırma
maliyetinin 1,71 katı olarak hesaplanmıştır.
SMŞH işletmecileri dâhil alternatif işletmecilerin pazara giriş yapabilmelerinin ardından,
25/03/2009 tarihli ve 2009/DK–07/149 sayılı Kurul Kararı, 13.03.2013 tarih ve 2013/DK-ETD/142
sayılı kararı ile; “Turkcell’in diğer işletmecilere sunduğu on-net (şebeke içi) ses çağrıları için
uyguladığı dakika başına ağırlıklı ortalama on-net çağrıların ücretinin (toptan ücretin), her bir
abonelik paketi bazında kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan dakika başına ortalama şebeke içi
tarifeleri (perakende ücreti) geçmemesinin sağlanmasına yönelik tedbirlerin Turkcell tarafından
alınmasının gerekli olduğu,”
“Turkcell’in bu maddenin (b) fıkrası kapsamında dakika başına ağırlıklı ortalama on-net çağrıların
ücretini; yurt içinde diğer şebekelerde başlayıp kendi şebekesinde sonlanan çağrılardan elde
ettiği aylık toplam gelirin, söz konusu çağrılara ilişkin aynı döneme ait trafiğe bölümü ile çarpmak
47
suretiyle hesaplaması gerektiği,”
“Turkcell’in RET kapsamında diğer işletmecilere sunduğu on-net (şebeke içi) SMS çağrıları için
uyguladığı SMS başına ağırlıklı ortalama on-net çağrı ücretinin (toptan ücretin), kullanıma bağlı
olarak ortaya çıkan SMS başına ortalama şebeke içi tarifeyi (perakende ücreti) geçmemesinin
sağlanmasına yönelik tedbirlerin Turkcell tarafından alınmasının gerekli olduğu; bu kapsamda
Turkcell’in SMS başına ağırlıklı ortalama on-net çağrıların ücretini; yurt içinde diğer şebekelerde
başlayıp kendi şebekesinde sonlanan SMS çağrılarından elde ettiği aylık toplam gelirin, söz
konusu çağrılara ilişkin aynı döneme ait toplam SMS sayısına bölümü ile çarpmak suretiyle
hesaplaması gerektiği ve kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan SMS başına ortalama şebeke içi
tarifeyi, toplam şebeke içi aylık SMS gelirini aynı döneme ilişkin toplam şebeke içi SMS sayısına
bölerek hesaplaması gerektiği,” Hususlarını içerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Bu karar, yeni piyasaya girecek SMŞH işletmecilerini korumaktaymış gibi görünse de, yükümlü
işletmeci Turkcell üzerinden belirlenen ücretlerle anlaşma yapan bir SMŞH’nin, Avea ve
Vodafone’un perakende fiyatları ile rekabet edebilme şansını sorgulamak gerekir.
Bir diğer neden ise SMŞH işletmecilerinden alınmak istenen mükerrer %15’lik Hazine Payı
sorunudur. Mobil pazarda hâlihazırda hizmet sunan üç mobil işletmeci bulunmaktadır. SMŞH’nin
hayata geçmesi ile birlikte belirli tüketici gruplarına hizmet sunan mobil işletmeci sayısı artacak
48
ve pazarda rekabet daha da gelişecektir. Artan rekabet beraberinde, tüketicilerin yeni ve farklı
hizmetlerinden daha uygun fiyatlarla yararlanmalarını getirecek ve bundan en büyük faydayı
tüketiciler sağlayacaklardır.
“Teknoloji bağımsız” bir yaklaşım izlenmeli ve mobil işletmecilerin sunmakta olduğu tüm
hizmetler SMŞH İşletmecisine de açılmalıdır. Turkcell Pazar analizleri sonucunda tek yükümlü
işletmeci olarak belirlense de, Turkcell’in tabi olduğu tarife düzenlemeleri nedeniyle, Turkcell ile
belirlenen ücretlerle anlaşma yapan bir SMŞH işletmecisinin, Avea ve Vodafone’un perakende
fiyatları ile rekabet edebilme şansı çok zayıftır. Bu nedenle tüm işletmecilerin şebekelerini SMŞH
İşletmecilerine açması esas olmalıdır.
Toptan hizmetin bedelinin belirlenmesine yönelik genel yaklaşım,
“full SMŞH” modelinde
“maliyet-artı (cost-plus)”, diğer “Light SMŞH” modellerinde ise “perakende-eksi (retail-minus)”
yönteminin benimsenmesi yönünde olmalıdır. Mobil işletmecinin ağırladığı SMŞH işletmecilerine
fiyat sıkıştırması yapma olasılığını önlemek için, “Perakende-eksi” yöntemine esas olacak mobil
işletmeci referans tarifeleri belirlenmelidir. Mobil işletmecinin de referans tarifelerin altında
perakende fiyatlandırma yapmaması sağlanmalıdır. Toptan ücretler üzerinden çifte “Hazine Payı”
ödenmesi sorununun çözümü bir yasa değişikliği ile sağlanmalıdır. Mobil Arama Kartı için
kullanılabilen erişim numarası (812 ön kodlu) üzerindeki sınırlama kaldırılarak coğrafi, nomadik
49
veya mobil numaraların kullanılması sağlanmalıdır. Sabit Telefon Hizmeti (STH) sunan
işletmecilere sabit şebekelere ilaveten mobil internet bağlantısı kullanılarak mobil şebekelerden
de çağrı başlatılmasına imkân verilmesi gerekmektedir.
SMŞH konusunda yaşanan sorunların ortadan kalkması için hem uygulama hem de mevzuata
dayalı çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. GSM işletmecileri bu hizmetin hayata geçirilmesi
hususunda isteksiz davranmaktadır. Bu konuda Kurumun desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.
Konunun 2016 İş Planında yer alması gerekmektedir.
28 - Numara Coğrafiliği'nin kaldırılması
Bilindiği üzere numaraların belirli bir coğrafi alanı işaret ediyor olması eski tip santrallerde
yönlendirmenin sağlanabilmesi amacı ile Türk Telekom tarafından uygulanmakta olan bir
sistemdir. Mevcut durumda gerek artık eski tip santraller yerine softswitchlere geçilmiş olması
sebebi ile gerekse de Sabit Numara Taşınabilirliğinin hayata geçmiş olması sebebi ile numaraların
coğrafi bir bölge, alanı temsil etmesi ihtiyacı ortadan kalmış bulunmaktadır.
Bu konunun 2016 BTK İş Planı Taslağına ilave edilerek 2016 yılı ikinci çeyreğe kadar
tamamlanmasını talep ediyoruz.
29 - Veri Merkezi İşletmeciliği Tanımının Veri Merkezlerinin geleceği konusunun çok önemli olduğu aşikârdır. Bu konunun öneminin
50
Mevzuatta Yerini alması
devletimiz tarafından anlaşıldığını, Kalkınma Bakanlığının Aralık 2014’de yayınladığı 2015-2018
Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planından da görmekteyiz. Özel ya da kamunun var olan
verilerinin Türkiye’de bulunması hatta diğer ülkelerin verilerinin yurdumuzda bulunması her
yönden artı bir katma değer, gelişmişlik ve güç göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Veri Merkezlerin uygulanmakta olan yüksek vergilendirilmenin kaldırılması gerekmektedir. Yapı
malzemeleri, mekanik ve elektrik donanımlar, IT donanım ve yazılım alımları üzerindeki ve
satışlara doğrudan uygulanabilecek vergi indirimleri veri merkezlerine tanınabilecek çeşitli vergi
teşviklerinden bir kaçıdır. Bu hususlarda Maliye Bakanlığının ilgili mevzuatlarındaki vergi
muafiyetlerinden faydalanmaları için girişimlerde bulunulmalıdır. Veri Merkezlerinin ihtiyaç
duyduğu düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Yer sağlayıcılığı tanımına sıkıştırılmış veri merkezi işletmeciliği hem pratik olarak hem de teknik
olarak sıkıntılar çekmektedir. İlgili mevzuatlarımızda eksik ve doğru olmayan bir şekilde yer alan
tanımlar yerine dünya ölçeğinde karşılıklarının olduğu tanımların yapılması gerekmektedir.
Bu bağlamda TELKODER’in hazırlamış olduğu ve içinde bu konulara ilişkin önerilerimizin
bulunduğu “Veri Merkezi İşletmeciliği” raporumuz 2015 Haziran ayı içerisinde yayınlanmıştır.
Bu konunun 2016 BTK İş Planı Taslağına ilave edilerek 2016 yılı içerisinde tamamlanmasını talep
ediyoruz.
51
30 - Yerli Bir İnternet Değişim Noktası Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 2015-2018 Bilgi Toplumu Teknolojisi Stratejileri ve
Kurulması sağlanmalı
Eylem Planı, Genişbant Hedefleri ve Genişbant Eylem Planı kapsamında yer alan bu strateji de
elektronik haberleşme sektörü açısından kritik öneme sahip olan bir konudur.
Ülkemizde içerik yurtiçi ve yurt dışındaki birçok veri merkezinden yayınlanmaktadır. Veri Merkezi
sektörünün yeterince güçlenememesinin bir nedeni de ülkemizde Yerli bir İnternet Değişim
Noktasının (İDN) bulunmamasıdır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da ülkemizde
barınabilecek içeriğin çok büyük bir kısmının yurtdışına çıkmasına yol açmaktadır. Ülkemizde,
Yerli bir İDN kurulması, siber güvenliğin sağlanmasına, ağ performansın artmasına, servis
kalitesinin artmasına, uzun mesafe bağlantı maliyetlerinin ortadan kalkmasına, daha yüksek hızlı
ve daha ucuz bağlantı sayesinde yeni ulusal içerik sağlayıcıları ve servislerin oluşmasına katkı
sağlayacaktır.
Bu stratejinin gerçekleştirilmesi ile Türkiye’nin uluslararası bir veri iletim merkezi olmasına
yönelik tedbirlerin alınması, bu kapsamda, internet değişim noktalarının oluşturulmasına yönelik
ihtiyaç duyulan mevzuat çalışmalarının tamamlanması, bu alana uluslararası yatırımı çekmek için
vergi muafiyeti, yer tahsisi ve enerji desteği gibi teşviklerin verilmesi sağlanabilecektir.
52
En az bir tane Yerli İDN’nin ülkemizde bulunması ve bölgesel bir İDN merkezi haline gelmesi
genişbant stratejimiz açısından da oldukça önemlidir. Bunun en basit iki örneği, ülkemizdeki veri
merkezi işletmecileri küresel birer oyuncu olabilecekler ve dünya devi diye nitelendirebileceğimiz
içerik üreticileri Youtube, Yahoo gibi kurumlar Türkiye’de altyapı kurmuş olacaklar ve içeriklerini
bu bölgeden yayınlayacaklardır. Buda nitelikli iş gücünün artmasına ve bilişim sektöründe yeni iş
fırsatlarının doğmasının önünü açacaktır.
Aksi takdirde ülkemiz üzerinden geçmekte olan internet trafiğinin artması yerine azalmasına
hatta yitirmemiz söz konusu olacaktır. Ayrıca ülkemizde depolanması gereken verilerin yurt
dışındaki veri merkezlerine kayması vb. gibi sayısız ekonomik ve teknik tehlikeler ile karşı karşıya
olacağımızın bilinmesi gerekmektedir.
Orta Asya’da yaşayan yaklaşık 280 milyon insanın internet trafiğinin Türkiye’den geçmesi yerine,
yapılamayan altyapı yatırımları yüzünden Kafkas trafiğinin Balkanlar üzerinden gerçekleştiği ve
Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya ulaştığı görülmektedir. Bu şartlar altında internet trafiği
konusunda Türkiye’nin bölgesel bir merkez olma şansını Bulgaristan’a kaptıracağı gerçeği iyice su
yüzüne çıkmış durumdadır.
Bu konunun 2016 BTK İş Planı Taslağına ilave edilerek 2016 yılı içerisinde tamamlanmasını talep
ediyoruz.
53
31 - İnternet Tabanlı Hizmetlerin (ITH/OTT) Ülkemizde ITH adı verilen hizmetler konusunda henüz bir düzenleme bulunmamaktadır. Skype,
Elektronik Haberleşme Sektörüne Etkisine WhatsApp ve Netflix gibi yabancı kaynaklı firmaların büyük bir bölümü ülkemizde bu tür
yönelik Düzenlemelerin yapılması
hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmetlerin ücretsiz, düzenlemelerden muaf ve vergisiz olması
nedeni ile tüketici dostu gibi görünse de, hizmetin verildiği ülkeler bu hizmetlerden vergi
alamamakta, yasal denetim yapamamaktadır.
Haberleşme hizmeti sunan yerli işletmeciler ise ses ve mesaj gibi bazı hizmetler kapsamında
haksız rekabet nedeni ile zarar görmektedirler. Bu hizmetlerin gün geçtikçe yaygınlaşıyor olması
nedeniyle konunun geç kalınmadan düzenlenmesi, yabancı kaynaklı ITH firmaları ile haberleşme
hizmeti sunan işletmeciler arasındaki rekabet kaynaklı eşitsiz durum ortadan kaldırılmalıdır.
Bu bağlamda TELKODER’in hazırlamış olduğu ve içinde bu konulara ilişkin önerilerimizin
bulunduğu “İnternet Tabanlı Hizmetler (ITH/OTT)” raporumuz 2015 Nisan ayı içerisinde
yayınlanmıştır.
Bu konunun 2016 BTK İş Planı Taslağına ilave edilerek 2016 yılı içerisinde tamamlanmasını talep
ediyoruz.
32 - Ödemeli Yayıncılık Platformu (ÖYP/Pay Televizyon yayınları gibi genel olarak bütün video ve ses yayını yapan teknolojiler, dijital (sayısal)
TV) Sektörünün ihtiyaç duyduğu adımların platformlar gibi bir ün hepsinin internet üzerinden hizmet vereceği kabul gören bir gerçektir.
54
atılması
Genişbantın önemi çok büyük olduğundan internetin hızı ile doğru orantılı bir iletim kalitesi ve
içerik yoğunluğu söz konusudur. ÖYP Sektörünü ilgilendiren düzenlemelerin ivedilikle yapılması
gerekmektedir.
Yüksek vergilendirme rejimi, ÖYP sektörünün üzerinde büyük bir yük ve sektörün gelişmesini,
dolayısıyla da vatandaşlara daha kaliteli hizmet verilmesini engellemektedir. Çok yüksek
rakamlara ulaşan bu vergiler hem tüketicileri hem de hizmeti veren işletmecileri büyük maddi
sıkıntılar içerisine sokmaktadır. Birçok eksiği bulunan mevcut mevzuatın mutlaka yenilenmesi
gerekmektedir. ÖYP Sektörünün karşılaştığı önemli sorunlardan birinin de haksız içerik kullanım,
iletimi ve paylaşımıdır. Yetkili Kurumların bu sorunla ilgili teknik çözümler üzerine yoğunlaşması
gerekmektedir.
Kullanıcıların
beğendiği
bir
uygulama
olan
E-Fatura
uygulamasının,
telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren operatörlerde olduğu gibi ÖYP hizmeti veren
şirketler için de sağlanması gerekmektedir.
Telif hakları konusunda da yayıncı statüsünde olmayan ödemeli yayıncılık platformlarının ekstra
“yeniden iletim” bedeli ödemesinin önüne geçilecek düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Bu bağlamda TELKODER’in hazırlamış olduğu ve içinde bu konulara ilişkin önerilerimizin
bulunduğu “Ödemeli Yayıncılık Platformu (ÖYP/Pay TV)” raporumuz 2015 Nisan ayı içerisinde
yayınlanmıştır.
Bu konunun 2016 BTK İş Planı Taslağına ilave edilerek 2016 yılı içerisinde tamamlanmasını talep
ediyoruz.
55
33 - Ka Band uydu terminallerinden Telsiz Uydu internet erişimi konusunda diğer yöntemlere göre haksız bir uygulama olan, uydu internet
ruhsat ve kullanım ücretlerinin kaldırılması
hizmetleri için kullanılan cihazlardan yani KA Band uydu terminal cihazlarından alınan telsiz
ruhsat ve kullanım ücretleri acil olarak kaldırılmalıdır.
Çok hızlı internet bağlantısı sağlayan yeni nesil KA Band uydu terminal cihazlarından alınan telsiz
ruhsat ve kullanım ücretleri AB’de 2006 yılında kaldırılmıştır. Bu konunun 2016 BTK İş Planı
Taslağına ilave edilerek 2016 yılı başında tamamlanmasını talep ediyoruz.
34 - Ulusal Genişbant Şurası
İnternet kullanımının ve dolayısıyla internet trafiğinin artması, genişbant altyapısının da
geliştirilmesini zorunlu hale getirmektedir. 2023 hedefimiz, her haneye ve işyerine genişbant
erişimi sağlamak olmalıdır.
Bu hedefi gerçekleştirmenin yolu rekabeti teşvik etmekten geçmektedir ki; tüketicilerin makul
ücretler ile hizmet alabilmesi ancak rekabetçi politikalarla mümkün olabilir. Sadece yüksek hızlı
genişbant altyapı oluşturmaya odaklanılırsa, uzun vadede rekabet ortamının tesis edilememesi
nedeniyle tüketici aleyhine dönecektir. Bugün itibarıyla, bütün hanelere ulaşabilecek olan
operatör sadece Türk Telekom’ dur.
Altyapıya dayalı rekabet ortamının yaratılabilmesini ve yüksek hızlı genişbant altyapıların
geliştirilmesinin ardından, tüm paydaşların katılımı ile bir şura düzenlenmesini önermekteyiz.
56
Şura’da ele alınması gereken konular;
• İşletmecilerin ve yatırımcıların önlerindeki darboğazların tespiti ve kaldırması için aksiyon
planlarının geliştirilmesi
• Ortak yatırımların teşvik edilmesi ve düzenlenmesi (Birçok AB ülkesinde bu tür
konsorsiyumlar düzenleyici kurumların yaptırım gücüyle kurulmuştur.)
• Bina girişleri ve bina içi kablolama sorunları, tarafların koordinasyonu,
• Tesis paylaşımı ve geçiş hakkı.
gibi hem altyapının geliştirilmesini hem de rekabet ortamının yaratılmasını hedefleyen
konulardır.
35 - Pazar verileri çeyrek raporlarının Üç aylık Pazar Verileri Raporları, sektör ile ilgili tüm paydaşlar tarafından dikkatle takip edilen ve
içeriğinin gözden geçirilmesi
oldukça detaylı verilerin yer aldığı bir bilgilenme aracıdır. Bu nedenle verilerin eksik veya detaylı
olmaması rapordan faydalananların yanılmasına neden olabilmektedir.
Raporların daha aydınlatıcı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu
amaca yönelik olarak işletmeciler dâhil, sektördeki tüm paydaşların görüşlerini aktarabileceği bir
çalışma başlatılması, talep ve önerilerin toplanması faydalı olacaktır. Görüş ve öneriler
doğrultusunda kamuoyunu herhangi bir tereddütte mahal vermeyecek şekilde aydınlatmak
üzere rapor formatına karar verilmesini talep etmekteyiz.
57
36 - Bakır/Fiber Dönüşümünün Etkilerinin Günümüzde ihtiyaç duyulan yüksek bant genişliği nedeniyle yaşanan Yeni Nesil Şebekelere (YNŞ)
Yönetilmesi
geçiş süreci sürecinde, benimsenen stratejilere dayalı olarak ülkelerde farklı dönüşüm modelleri
uygulanmaktadır. Dönüşüm stratejilerine karar verilirken de, erişim ve taşıma şebekelerinin
ölçek ve kapsam ekonomilerine yapacağı etki nedeniyle;
•
Dönüşümün Pazar yapısında yaratacağı değişiklikler,
•
Olası yeni ve süreklilik arz edebilecek darboğazlar,
•
Yerleşik İşletmecinin erişim piyasasındaki gücünü diğer piyasalara da yansıtma olasılığı,
•
Yerleşik İşletmeci şebeke yapısındaki değişim nedeniyle Alternatif İşletmecilerin mevcut
yatırımlarının atıl kalmaması hususları dikkate alınmakta ve Ulusal Düzenleyici Otoriteler geçiş
sürecini yönetirken altyapı rekabet seviyesini ve dengesini sürdürebilmek için Yerleşik
İşletmecinin dönüşüm stratejisini altyapı işletmecileri ile paylaşmaktadır.
YNŞ dönüşüm sürecinde ülkemizde ise; Türk Telekom, bugüne kadar dönüşüm stratejisini
tarafımızla paylaşmadığı gibi, altyapı yatırımlarımız için bir öngörüye sahip olabilmek amacıyla
talep ettiğimiz sınırlı bilgileri dahi iletmemiştir.
Dönüşüm projeleri ile YAPA kapsamına alınabilecek abone sayısı hızla erimektedir. Yerleşik
İşletmecinin dönüşüm strateji ve planlarını işletmeciler ile 1 yıl öncesinde paylaşmasının
sağlanmasını talep etmekteyiz.
58

Benzer belgeler