BES`te Otomatik Katılım - Türkiye Sigorta Birliği
Transkript
BES`te Otomatik Katılım - Türkiye Sigorta Birliği
’ten NİSAN-HAZİRAN 2014 SAYI: 36 BES’te Otomatik Katılım Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi şeklinde işler. Sistem, işverenlerin bir emeklilik şirketi ile anlaşmalarını ve işe başlayan çalışanların sisteme katılması için gerekli olan altyapıyı kurmalarını gerektirir. ’ten Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği yayınıdır 3 ayda bir yayınlanır Para ile satılmaz ISSN: 13057839 GÖRÜS 1 Başkan’dan 3 Birlik Gözüyle 11 Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü ‹mtiyaz Sahibi Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Ad›na Ramazan ÜLGER BİRLİK’TEN HABERLER 6 Genel Yay›n Yönetmeni Mehmet KALKAVAN Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Füsun DEDEHAYIR Yay›n Kurulu Mehmet KALKAVAN Zihni METEZADE Atilla OKSAY Füsun DEDEHAYIR Müge SOYSAL 12 15 20 27 Yardımcı Editör Serap GÜNSAV Trafik güvenliği yarışmasının sponsoruyduk Birlik'e ziyaretler DTO ve Türk Loydu’nun toplantılarına katıldık Paris’te OECD’nin toplantısına katıldık Yeni Başkan, Ramazan Ülger oldu TSB Genel Sekreterliği'ne Mehmet Kalkavan atandı Insurance Europe Genel Kurulu'ndaydık Birlik yönetimi, basınla buluştu Hazine ve Dünya Bankası çalıştayının ev sahibi olduk Kapak Konusu: Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım Mevzuat Sorunlar ve Yargı Kararları Sigorta ‹statistikleri Uzman Gözüyle HABERLER 32 Çizer Serdar GÜNB‹LEN Yönetim Yeri Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Adres: Büyükdere Cad. Büyükdere Plaza No: 195/1–2 34394 Levent / ‹STANBUL Tel: 0212 324 19 50 Faks: 0212 325 61 08 E-posta: [email protected] 32 35 38 43 46 52 57 61 GÜVENCE HESABI S‹GORTA TAHK‹M KOM‹SYONU S‹GORTA B‹LG‹ VE GÖZET‹M MERKEZ‹ AVRUPA B‹RL‹⁄‹ VE S‹GORTA TSEV SEGEM DASK TARS‹M DIS BASIN B‹RL‹K’ten dergisinde yay›mlanan yaz› ve fotoğraflar›n tüm haklar› Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’ne aittir. Kaynak gösterilerek kullan›labilir. Haramidere Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No: 20 34524 Büyükçekmece - ‹stanbul [email protected] III. Basketbol Turnuvası düzenlendi 12 Görsel Dan›şman Sertaç BALA Bask› Ömür Matbaac›l›k A.Ş. ‘Sigorta Haftası’ etkinliklerle kutlandı İNCELEME-ARASTIRMA Yay›n Dan›şman› Noyan DO⁄AN Dergide yeralan köşe yaz›lar›ndan doğabilecek hukuki sorumluluk, yazarlar›n kendisine aittir. 5 6 6 7 7 7 8 8 9 10 10 67 67 Önlemler sel kayıplarını azalttı 67 Sırbistan ve Bosna Hersek’te sel 68 İspanya’da zorunlu sigortalar sorunu 68 Standard&Poor’s’tan Felaketle Mücadele raporu 69 Afetlerin faturası 10 yılda 200 milyar dolar 69 İngiltere’de sahte hasara tedbir paketi 70 Yükselen ekonomilerde politik risk artışı 70 Prim hacmi 2013 yılında yüzde 1,4 arttı 70 Sigortacılar sanat piyasasını hedefliyor 71 BM, küresel ısınmayı mercek altına aldı 71 Korsanlık faaliyetleri azaldı 71 İngiliz sigortacılar sıkı denetime girecek 72 Batılı şirketler İran’a teslimatta çekimser 72 İspanya, Solvency II için fazla yetki istiyor BAŞKAN’dan Sevgili Meslektaşlar›m ve Değerli Birlik’ten Okurlar›, Bu sayıyla birlikte Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni yönetimi olarak ilk 3 aylık dönemimizi geride bırakıyoruz. Nisan ayında Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştirdik ve yeni yönetim olarak arkadaşlarımızdan bayrağı devraldık. Bu vesileyle geçmiş dönemde Birliğimiz organlarında görev alan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim. Genel Kurulumuz, Birlik üyesi 61 şirketin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. Centilmence geçen bir seçim süreci sonunda önümüzdeki iki yıl süreyle görev alacak Birlik Başkanı, Hayat Dışı Yönetim Komitesi, Hayat ve Emeklilik Yönetim Komitesi ile Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri belirlendi. Ardından komiteler tarafından yapılan seçimler doğrultusunda Yönetim Kurulumuz oluşturuldu. İki yıl süresince Birlik adına görev üstlenecek tüm arkadaşlarıma başarılar dilerim. Yeni yönetim olarak 5 Haziran 2014 tarihinde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldik. Ekonomi, finans ve sektörümüz basınından temsilcilere, 2013 yılsonu ve 2014 yılı ilk çeyrek gerçekleşmelerinin aktarıldığı toplantıda, Oto Sigortaları ve Sigortacılıkta Dönüşüm Projeleri hakkında ayrıntılı bilgilendirme de yapıldı. Geçtiğimiz dönem Birliğimiz adına bir diğer önemli gelişme ise 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle TSB Genel Sekreterliği görevine Sayın Mehmet Kalkavan’ın atanması oldu. Kendisine halihazırda yürütmekte olduğu bu görevinde başarılar dilerim. Yılın ilk çeyrek döneminde elde edilen sonuçları değerlendirdiğimizde ise, sektörün dengeli bir seyir izlediğini söyleyebilirim. Özellikle kasko branşında 2013 yılında yaşanan BAŞKAN’dan olumlu seyrin, bu yılın ilk çeyreğinde de devam ettiğini görüyoruz. Maalesef oto branşında kaşıkla bir taraftan alıp, kepçeyle diğer tarafa vermekteyiz. Önümüzdeki iki yıllık süreçte en büyük hedefimiz oto sigortalarını gerek kasko ve gerek trafik sigortasında daha dengeli ve tahmin edilebilir bir seviyeye getirebilmek. Bütün projelerimiz bu amaca dönük olarak planlanıyor veya devam ettiriliyor. 2014 ilk çeyreğinde hayat sigortası primlerinde yüzde 18 gibi ciddi oranda bir düşüş yaşanması, özellikle bireysel emeklilik tarafında ortaya çıkan açığı kapatması anlamında önemli bir vazife gören hayat sigortası açısından üzerinde önemle durulması gereken bir gelişme. Yılın geri kalan kısmında bu hasar maliyetlerindeki artışın devam etmesi ve bu konuda yasal düzenlemelerin yapılamamış olması en önemli etken. Bu yıl trafikte tam serbest tarifeye geçildi. Serbest tarife ile birlikte sürücü bilgileri analizleri çerçevesinde bazı sürücülerin primlerinde düşme oldu. Maliyetlerin artmaya devam ettiği bir dönemde primlerin azalması sonuçları olumsuz etkileyecektir. 2013 yılında kasko branşındaki kârlılığın 2014 yılında da devam ettirilmesi bugünkü konjonktürde kolay gözükmüyor. Kaskoda ortaya çıkan kârlılıkla beraber primlerin yeniden düşmeye başladığını, dövizde yaşanan artış ile hasar maliyetlerinin arttığını görüyoruz. Yangın branşında, 2012 yılında basına yansıyan 100’ün üzerinde büyük yangın hasarı oldu. 2013 yılında sigortalı tesislerde sahip olunması gereken standartlar konusunda daha sıkı riziko analizleri yapılmaya 02 başlandı. Hasar sayılarındaki azalma ve riziko analizlerinin güçlendirilmesinin de etkisi ile yangın branşı, 2013 yılını başarılı tamamlayan branşlardan biri olmuştur. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde şirketlerinin 7-8 sene gibi bir süre sonunda normal bir büyümeyle başa başnoktasını yakalayıp kâra geçmeye yönelik öngörüsü vardı. 2013 yılında kesintilerle ilgili önemli düzenlemeler yapıldı ve şirketlerin gelirleri önemli ölçüde azaldı. Bu düzenleme sonucu şirketlerin zararları önemli ölçüde arttı. Bunun yanında sistemin hızlı büyümesini sağlayacak Devlet Katkısı modeline geçildi. Devlet Katkısının etkisi ile 2013 yılında katılımcı sayısında ve fon büyüklüğünde önemli artışlar sağlandı. Tasarrufların artmasının ülkemiz için taşıdığı ekonomik ve stratejik önem ile üyemiz emeklilik şirketleri için taşıdığı önem dolayısıyla Bireysel Emeklilik Sistemi'nde büyümeyi teşvik edecek modeller üzerinde çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda çalışanların bir işyerinde işe başladıklarında otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi ve ilgili kişilere belirli bir süre içinde isterlerse plandan çıkma imkanı verilmesi olarak tanımlayabileceğimiz “otomatik katılım” ve performans kesintisi ile ilgili çalışmaları düzenleyici otoriteler ile birlikte yürütülmektedir. Sonuç olarak, 2013 yılında önceki senelere göre daha iyi bir yıl geçiren sektörümüzün, bu yılı da başarılı şekilde geçireceğine inanıyorum. Tüm sektör paydaşlarımıza çabaları için teşekkürlerimi sunarım. Sayg›lar›mla, Ramazan ÜLGER Başkan BİRLİK GÖZÜYLE Değerli Birlik’ten Okurlar›, Son birkaç yıldır Birlik olarak sigorta ve bireysel emeklilik sektörünün önünü açacak; önemli uygulamaların hayata geçirilebilmesi için gerekli alt yapıyı hazırlayacak projeleri planlayarak yürütmekteyiz. 2014 yılı sonunda tamamına yakınını bitirmeyi hedeflediğimiz bu projeler hayatımıza önemli yenilikler getirecek olup daha önce çeşitli platformlarda anlatmış olduğumuz bu projelere bu sayımızda kısaca değinmek isterim. Hayat dışı sigortalarda gerek prim üretimi ve gerek tazminat ödemelerinde önemli bir yer tutan oto sigortaları projelerimizin merkezinde yer almaktadır. Bugüne kadar birçoğu haklı olmasa da oto sigortalarına ilişkin aldığımız eleştirilerin başında, sigorta şirketlerinin kasko ve trafik sigortasında farklı kalitede hizmet sunmaları gelmektedir. Bu eleştiri trafik sigortasında tazminat alan kişilerin poliçenin sahibi olmamasına dayandırılmakta; hatta bu öngörüden yola çıkılarak tazminat alacaklılarını korumak üzere oluşturulan bazı düzenlemeler de hayatımıza girmiş durumdadır. Son on yıldır devamlı surette zarar etmesine ve suiistimale en açık branş olmasına karşın trafik sigortası özelinde bu denli eleştiri alınması sonra- sında yurt dışı uygulamalar Birliğimizce mercek altına alınmış ve Avrupa’da uygulanmakta olan “Doğrudan Tazmin” modeli üzerinde önemle durulmuştur. 2008 yılından bu yana çalışmalar zaman zaman teknik nedenlerle dursa da, bu konuda önemli bir mesafe kat etmiş durumdayız. 2014 yıl sonu veya 2015’in ilk yarısında gerekli alt yapı ve mekanizmalar kurularak; dahil olunması tamamen ihtiyari olunacak bu sistem kullanıma hazır hale getirilecektir. “Doğrudan Tazmin” sisteminde trafik kazasında kusuru olmaksızın aracı zarar gören kişiler kendilerine zarar veren aracın trafik sigortacısına değil; kendi trafik sigortacısına giderek aracını tamir ettirmektedir. Böylelikle tazminatı alması muhte- 3 BİRLİK GÖZÜYLE mel kişi hizmet alacağı sigortacıyı seçme; hizmetinden tatmin olmadığını iddia ettiği sigortacıyı ise değiştirme hakkına sahip olacaktır. Bu uygulamanın hayata geçmesi ve uygulanması halinde; trafik ve kasko sigortalarında farklı kalitede hizmet sunulduğu yönündeki eleştirilerin de tarih olacağı açıktır. Bir diğer önemli projemiz de “Yedek Parça ve Servis Sertifikasyonu” adı altında yine oto sigortaları ile ilgilidir. Oto sigortalarında kullanılan yedek parçaların kalitesiz; anlaşmalı servislerin ise gerekli şartlara sahip olmadığı yönündeki eleştirilerin önüne geçmek; kafalarda bu yönde soru işareti bırakmamak adına başlattığımız, ancak bunu yaparken de halihazırda sunmakta olduğumuz hizmetin kalitesini daha da yukarılara taşıyacak ve bu alanın suiistimalini de azaltacak önemli bir projemizdir. Tüm sigorta ürünlerini kapsayacak bir diğer projemiz de “Sigorta Suiistimal Bürosu” projemizdir. Bilindiği üzere dünya genelinde sigorta, doğası gereği kötüye kullanıma son derece müsaittir ve kötüye kullanıma bağlı sigorta şirketlerinin ödediği tazminatın toplam tazminata oranı; bu alandaki mücadeleye bağlı olarak yüzde 10 ila 30 arasında değişmektedir. Bu alandaki mücadelemiz halihazırda çok ileri düzeyde olmasa da yüzde 10 olan asgari oranı baz aldığımızda ortalama 1 milyar TL gibi bir tazminat tutarının üzerinde soru işareti belirmektedir. Bu anlamda 2014 yılsonuna kadar kurulacak olan büronun tek işlevi sigorta suiistimali ile mücadele olacaktır ki bu alandaki çalışmaların underwriting aşamasında da son derece fayda sağlayacağına şüphe yoktur. Diğer taraftan bireysel emekliliğe olan talebi artırmak ve sisteme girenleri tutundurmak için alınması gereken aksiyonlarla ilgili olarak da önemli bir çalışmamız devam etmek- 4 te olup konuya ilişkin oluşturulan öneriler sonbaharda Hazine Müsteşarlığı ile paylaşılacaktır. Gerek son dönemlerde iyice gerileyen tasarruf oranını artıracak teşvikler ve gerek ülkemiz insanının pasif dönemde hayat standartını koruyabilmesine yönelik hedefler kamu otoritesinin bu alana katkı sağlayacak enstrümanlara olumlu yaklaşmasına neden olmaktadır. Bu amaca yönelik en önemli araçların başında yer alan Bireysel Emeklilik Sistemi'ni geliştirecek önerilere, bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyulan desteğin kamu otoritesince verileceğine olan inançla bu çalışmalara devam etmekteyiz. Tasarruf seviyesini arttıracak ve kişilerin emeklilik dönemlerinde yaşam standartlarının düşmemesini sağlayacak bir ürün olan irat sigortaları konusunda da mevcut ürünleri çeşitlendirici bir çalışma yürütülmektedir. Söz konusu çalışmanın sonuçlarını önümüzdeki sene içerisinde almayı ümit ediyoruz. Bunun dışında Birliğimiz nezdinde kimi devam eden kimi geliştirme aşamasında olan irili ufaklı çok sayıda proje mevcuttur. Önemli projelerimizi bitirdikçe yerine sektöre maksimum faydayı sağlayacak yeni projeleri koymak konusunda gereken çabayı göstermekteyiz. 2013 yılını tatmin edici sonuçlarla kapatan ve bu seyri 2014 ilk çeyreğinde de sürdüren sektörümüze; yürütmekte olduğumuz bu projelerle daha yüksek kalitede hizmet üretmesi ve bunu da teknik sonuçlarına olumlu yansıtması konusunda azami desteği TSB olarak sağlamaya devam edeceğiz. Bu vesile ile sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaz geçirmenizi dilerim. Sayg›lar›mla, Mehmet Kalkavan Genel Sekreter BİRLİK’TEN HABERLER ‘Sigorta Haftası’ etkinliklerle kutlandı Sektörde yer alan kurum ve kuruluşlar tarafından sigorta bilincinin yayılması hedefiyle ülke çapında veya bölgesel olarak farklı etkinlikler düzenledi. igorta Haftası, sigorta bilincinin tabana yayılması ve geleceğin bugünden yapılandırılması için sigorta alanında faaliyette bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından eş zamanlı etkinliklerle 26 Mayıs – 1 Haziran 2014 tarihleri arasında kutlandı. S Sektörde yer alan kurum ve kuruluşlar tarafından sigorta bilincinin yayılması hedefiyle ülke çapında veya bölgesel olarak farklı etkinlikler düzenledi. Hazine Müsteşarlığı Stratejik Planı kapsamında her yıl Mayıs ayının son haftası kutlanması kararlaştırılan Sigorta Haftası ile tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi, sigorta hakkında bilinçlendirilmesi, tüketicilerin sektöre ve sektörün geleceğine güven duyması hedefleniyor. Bu yıl Sigorta Haftası kapsamında T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) oluşturduğu Sigorta Bilinçlendirme ve Tanıtım Stratejisi Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar ve desteklenen etkinlikler şöyle: · · · · · · · · Hafta boyunca web sitelerinde kullanılması amacıyla sigorta sektörü hakkında genel bilgi veren bir infografik hazırlandı. Türkiye genelinde 9 gazetede (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Akşam, Türkiye, Yeni Şafak, Sabah, Star, Dünya) hafta boyunca ilan yayınlandı. SEGEM tarafından düzenlenen III. Ulusal Sigorta Sempozyumu 26 Mayıs Pazartesi günü saat 09:30-16:30 arasında günü InterContinental İstanbul Hotel’de gerçekleşti. SAB Sigorta Acenteleri Derneği tarafından düzenlenen Türk Müziği Korosu konseri 26 Mayıs Pazartesi akşamı 19:30-21:00 saatleri arasında Milli Reasürans Konser Salonu’nda izlendi. TARSİM tarafından Beykoz ilçesine bağlı Mahmut Şevket Paşa Köyü’nde, 27 Mayıs Salı günü 11:00-15:30 saatleri arasında TARSİM Pazar Yeri organizasyonu gerçekleştirildi. TÜSİAR, BASİAD ve SADER derneklerinin ortak organize ettiği ağaç dikme etkinliği 29 Mayıs Perşembe günü Ankara’da gerçekleşti. SEGEM Resim Yarışması Ödül Töreni ve Sergi Açılışı 30 Mayıs Cuma günü saat 15:00’te SEGEM TOBB Plaza’da yapıldı. Birlik tarafından düzenlenen III. Basketbol Turnuvası, 1 Haziran Pazar günü oynanan final maçlarının ardından Şişli Terakki Vakfı Lisesi Spor Salonu’nda, “Sigorta Haftası” etkinliği kapsamında gerçekleştirilen ödül töreni ile sona erdi. 05 BİRLİK’TEN HABERLER III. Basketbol Turnuvası düzenlendi igorta şirketleri çalışanları arasındaki iletişimi, birlik ve dayanışmayı artırmak, sporu teşvik etmek amacıyla düzenlenen TSB III. Basketbol Turnuvası, 19 Nisan-1 Haziran 2014 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Sigorta ve bireysel emeklilik şirketleri ile TARSİM çalışanlarından oluşan toplam 19 şirketten 30 takım Akatlar/Şişli Terakki Vakfı Lisesi Kapalı Basketbol Salonu’nda oynanan hafta sonu maçlarıyla mücadele etti. S Toplam 7 hafta süren mücadelenin sonunda 1 Haziran Pazar günü gerçekleştirilen final maçında Anadolu Hayat Emeklilik turnuvanın şampiyonu oldu. Axa Sigorta’nın ikinci, Garanti Emeklilik’in üçüncü ve Ray Sigorta’nın ise dördüncü olduğu turnuva aynı gün gerçekleştirilen ödül töreniyle sona erdi. Ödül töreninde takımlara kupalarını ve madalyalarını Birlik Başkanı Ramazan Ülger ve Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay verdi. Turnuva şampiyonu olan takıma ayrıca 5.000 TL para ödülü takdim edildi. Trafik güvenliği yarışmasının sponsoruyduk Birliğin sponsorluğunda ‘IOS ve Android Uygulama, Oyun, İnteraktif Kitap Yarışması’ sonuçlandı. irliğin sponsoru olduğu trafik güvenliği konusunda halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, doğru davranışları kazandırmak amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nın düzenlediği cep telefonlarında, bilgisayarlarda ve FATİH projesi kapsamında öğrencilere dağıtılan tabletlerde kullanılabilen “IOS ve Android Uygulama, Oyun, İnteraktif Kitap Yarışması” sonuçlandı. B Birincilik ödülüne layık eser bulunamayan yarışma sonucunda, ikincilik ödülü Ümit Boncukçu’ya 06 ait “Trafik Günlüğüm” adlı android uygulamasına, üçüncülük ödülü Osman Murat Teket, Dorukhan Tüfekçi, Selçuk Sarı’ ya ait “Trafik” adlı android uygulamasına, jüri özel ödülü; Ümit Boncukçu’ya ait iOS uygulamasına verildi. Hacı Sarıkaya’ya ait “Trafik Eğitim” adlı android uygulaması ve Hakan Özyurt’a ait “Furkiturki” adlı android uygulamasının teşvik ödülü aldığı yarışmanın, ödül töreni Birliğin katılımı ile 21 Mayıs 2014 Çarşamba günü 5. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda gerçekleşti. BİRLİK'E ZİYARETLER AMICE Genel Sekreteri DTO ve Türk Loydu’nun toplantılarına katıldık Nisan 2014 tarihinde Brüksel merkezli Mütüel Sigortacı ve Sigorta Kooperatifleri Birliği (AMICE) Genel Sekreteri Gregor Pozniak tarafından Birliğe bir çalışma ziyareti gerçekleştirildi. Birliğin Genel Sekreter Vekili Mehmet Kalkavan tarafından temsil edildiği toplantıda, Türkiye ve Avrupa’daki sigorta kooperatiflerinin yapısı ve özellikleri hakkında karşılıklı bilgilendirme yapıldı. irlik, Deniz Ticaret Odası’nın (DTO) 35 No.lu Gemi Klas Müesseseleri, Sigortacılar, Deniz Ekspertiz ve Sürveyör Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 23 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşen toplantısına katıldı. Toplantıda, Birlik ve oda temsilcileri sektördeki sorunlara ve beklentilere ilişkin görüş alışverişinde bulundu. IUMI Genel Sekreteri Birlik, 9 Mayıs 2014 tarihinde Tuzla Türk Loydu Vakfı’nda düzenlenen Türk Loydu Vakfı 55. Olağan Genel Kurul toplantısına katıldı. Birlik çalışanlarının temsilci olarak katıldığı toplantıda 2013 çalışma raporu takdim edilerek, bilanço, denetim raporları görüşüldü. 2014 bütçesinin takdim edilip onaylanmasının ardından Türk Loydu Vakfı’nın gündemindeki konular görüşüldü. 24 Nisan 2014 tarihinde Uluslararası Nakliyat Sigorta-ları Birliği (IUMI) Genel Sekreteri Lars Lange tarafından Birliğe bir çalışma ziyareti gerçekleştirildi. Toplantıda IUMI Genel Sekreteri, 2015 yılında gerçekleştirilecek IUMI Yönetim Komitesi toplantısı ile 1 günlük IUMI konferansının Mayıs ayında İstanbul’da Birliğin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi talebini Birliğe iletmesinin ardından yapılacak işbirliğine yönelik olarak görüş alışverişinde bulunuldu. 7 Moğolistan Mali Düzenleme Komisyonu’ndan TSB, SEGEM ve SBM’ye ziyaret… ürkiye’de sigorta sektörünü tanımak ve incelemek amacıyla Moğolistan Finansal Düzenleme Komisyonu (FRC) Sigortacılık Bölümü; 9 Haziran 2014’te TSB ve SEGEM’e, 19 Haziran 2014’te de Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne (SBM) çalışma ziyaretinde bulundu. Gerçekleştirilen toplantılarda, kurumların temsilcileri tarafından Moğol heyetine Türk sigorta ve bireysel emeklilik sektörü hakkında ayrıntılı bilgilendirme yapıldı, heyetin soruları yanıtlandı. Toplantılarda; Moğol yetkililer tarafından da Birlik, SEGEM ve SBM yetkililerine; Moğolistan sigorta sektörü, kurumları, denetim ve gözetim otoritesi ve yeni çıkartılan sigortacılık yasası ile ilgili bilgi verildi. T FRC, Moğolistan devletinin finansal düzenleyici kuruluşu olarak hizmet veriyor. T.C. Hazine Müsteşarlığı’na benzer bir yapıyla faaliyetlerini sürdüren FRC; mali piyasada istikrar sağlamak, finansal kurumları düzenlemek, ilgili mevzuatı uygulamak ve izlemek gibi görevlere sahip bulunuyor. B Paris’te OECD’nin toplantısına katıldık irlik, 5–6 Haziran 2014 tarihlerinde OECD’nin Paris’teki merkezinde düzenlenen OECD Sigorta ve Bireysel Emeklilik Komitesi’nin (IPPC) 93. Oturumu’na katıldı. Toplantının ilk gününde sigortacıların yatırım stratejileri, üye ülkelerdeki piyasa trendleri ile düzenleme konusundaki gelişmeler, yıllık gelir sigortaları, mortalite ve uzun ömürlülük riski gibi konular ele alındı. B Toplantının ikinci gününde ise doğal afet risk finansmanı, kurumsal yatırımcıların rolü gibi konular değerlendirildi. İki gün süren oturumlara OECD üyesi ülkelerden delegeler ile konu ile ilgili kurum ve kuruluşlardan temsilci ve konuşmacılar katıldı. 07 BİRLİK’TEN HABERLER Yeni Başkan, Ramazan Ülger oldu irliğin Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı, 11 Nisan 2014 Cuma günü gerçekleştirildi. Birlik üyesi 61 şirketin üst düzey yöneticilerinin katıldığı seçimde, başkan adaylarından Groupama Sigorta AŞ Genel Müdürü Ramazan Ülger 42, diğer başkan adayı Allianz Sigorta AŞ CEO’su Solmaz Altın ise 19 oy aldı. Daha önce Birlik Denetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Ramazan Ülger, yeni Birlik Başkanı oldu. B Sigortacılık Kanunu uyarınca yapılan seçimde ayrıca, Hayat Dışı Yönetim Komitesi, Hayat ve Emeklilik Yönetim Komitesi ile Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri de belirlendi. yeni yönetim KURULU Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni Yönetim Kurulu üyeleri, 21 Nisan 2014 Pazartesi günü gerçekleştirilen toplantının ardından belirlendi. Türkiye’deki tüm sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerini tek çatı altında birleştiren Birlik, 11 Nisan 2014 Cuma günü gerçekleştirilen Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı’nın ardından ilk kez toplanarak yeni Yönetim Kurulu üyelerini belirledi. Birlik Başkanı’nın başkanlık edeceği 4 üyeli Birlik Yönetim Kurulu; Hayat Dışı Yönetim Komitesi ile Hayat ve Emeklilik Yönetim Komitesi Başkanları’nın yanı sıra her iki komiteden seçilen birer üyeden oluşuyor. TSB Genel Sekreterliği'ne Mehmet Kalkavan atandı ürkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Vekilliğini yürütmekte olan Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kalkavan, 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle TSB Genel Sekreterliği görevine asaleten atandı. T Çalışma hayatına 1993 yılında Sigorta Denetleme Kurulu’nda başlayan Kalkavan, Başkan Yardımcılığı da dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. 2009 yılında Hazine Müsteşarlığı’ndan ayrılarak Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’nde Genel Sekreter Yardımcısı olarak göreve başladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Kalkavan, yüksek lisansını Boston Üniversitesi’nde finans alanında yaptı. 08 Tarım Sigortaları Havuzu, Güvence Hesabı, DASK, Sigorta Tahkim Komisyonu, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı ve Türk Loydu Vakfı’nda Yönetim Kurulu üyesi olan Mehmet Kalkavan, evli ve iki kız çocuğu babasıdır. Insurance Europe Genel Kurulu'ndaydık irlik, 11 Haziran 2014 tarihinde Malta Sigorta Birliği’nin ev sahipliğinde Valetta’da düzenlenen Insurance Europe 2014 Yılı Genel Kurul Toplantısı ile 12 Haziran tarihinde düzenlenen 6. Uluslararası Sigorta Konferansı’na katıldı. B 2014 yılı Genel Kurul toplantısında Insurance Europe Başkanı Sergio Balbinot tarafından Insurance Europe'un önümüzdeki dönemde üstleneceği görev ve faaliyetler hakkında ulusal Birlik temsilcilerine bilgi verildi. 12 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirilen “Değişimdeki Zorluklar: Sigortada Küresel Trendler” konulu 6. Uluslararası Sigorta Konferansı ise Asya, Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika ülkelerindeki sigorta denetleme kurumu yetkilileri ve sigorta sektöründen temsilcileri bir araya getirdi. Açılış konuşmasının Malta Başbakanı tarafından yapıldığı konferansta dünya sigorta sektörünün gündemindeki konulara ilişkin çeşitli oturumlar gerçekleştirildi. 09 BİRLİK’TEN HABERLER Birlik yönetimi, basınla buluştu irliğin yeni yönetimi Birlik Başkanı Ramazan Ülger’in liderliğinde 5 Haziran 2014 tarihinde Feriye Lokantası’nda düzenlenen toplantıda basınla bir araya geldi. Sigorta sektörünün 2013 yılsonu ve 2014 yılı ilk çeyrek B gerçekleşmelerinin aktarıldığı toplantıda çalışmaları sürmekte olan 2 önemli proje hakkında da bilgi verildi. Özellikle ‘Oto Sigortaları Projesi ile ilgili branşta tüm sektör tarafından uygulanacak yeni iş modeli çalışması anlatıldı. Hazine ve Dünya Bankası çalıştayının ev sahibi olduk irlik, 24 Nisan 2014 tarihinde Hazine Müsteşarlığı tarafından Dünya Bankası desteği ile yürütülen “Sigortacılıkta Sermaye Yeterliliği Rejiminin ve Denetiminin Güçlendirilmesi” projesi çalıştayına ev sahipliği yaptı. B 10 Çalıştay kapsamında projeye nihai şeklinin verilmesinden önce eldeki bulgular sigorta ve emeklilik şirketleri ile paylaşılarak gerekli revizyonların yapılmasına yönelik şirket temsilcileri ile görüş alışverişinde bulunuldu. HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI SİGORTACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tüketici Lehine Sigorta Sözleşmeleri ile Mesafeli Akdedilen Sigorta Sözleşmelerine İlişkin; Yönetmelik Yayınlandı igortacılık Kapsamında Değerlendirilecek Faaliyetlere, Tüketici Lehine Yapılan Sigorta Sözleşmeleri ile Mesafeli Akdedilen Sigorta Sözleşmelerine İlişkin Yönetmelik 25 Nisan 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. S Yönetmelik ile hedeflenen; hızla yaygınlaşan ve sigorta ile benzer bazı özellikler taşıması nedeni ile belirsizlik arz eden uzatılmış garanti hizmetlerinin sınırlarının çizilmesi ve sektörde yaygın olarak uygulanan tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmelerine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. Buna ek olarak, yönetmelikle tarafların karşı karşıya gelmeden akdettikleri sigorta sözleşmelerine ilişkin düzenlemelere de gidilmiştir. Yönetmelik, sigorta ve reasürans şirketleri ile sigorta teminatı veren emeklilik şirketlerine ek olarak, sigorta ettiren sıfatı ile tüketici lehine sözleşme akdeden kişileri kapsaması nedeniyle çok geniş bir alanda etkili olmuştur. Bu çerçevede, teknomarketlerden bankalara kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. verildiği ile ilgili yanlış izlenime yol açmayacak şekilde hareket edilmesini şart koşar. MESAFELİ SÖZLEŞMELER GARANTİ VERİLEN ÜRÜNLER Yönetmelik, sigorta ve reasürans şirketleri ile sigorta teminatı veren emeklilik şirketlerine ek olarak sigorta ettiren sıfatı ile tüketici lehine sözleşme akdeden kişileri kapsaması nedeniyle çok geniş bir alanda etkili olmuştur. Bu çerçevede, teknomarketlerden bankalara kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. Muhtelif adlarla kişilere uzatılmış garanti verilen ürünler açısından bakıldığında yönetmelikle getirilen temel kriter, bir malın üretici ve ithalatçısı tarafından Tüketiciyi Koruma Kanunu kapsamında çıkarılan ikincil düzenlemeler gereği verilmesi zorunlu olan garantinin süresinin uzatılması veya kapsamının genişletilmesinin sigorta kapsamında değerlendirilmemesidir. Yönetmelik tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmeleri ile ilgili olarak teminatın kim tarafından Ayrıca, yönetmelik gereği tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren, yaptığı sözleşme karşılığında sigorta şirketinden ya da emeklilik şirketinden ücret, komisyon veya benzeri menfaat temin edemeyeceği gibi bu şirketler ile arasındaki herhangi bir hukuki ilişki nedeniyle, sigorta şirketine ya da sigortacılık yapan emeklilik şirketine prim geliri sağlamak amacıyla tüketici lehine sigorta sözleşmesi akdedemez. Mesafeli akdedilen sigorta sözleşmeleri ile ilgili olarak getirilen en temel husus, mesafeli sigorta akdedeceklerin işi yürütebilecek şekilde gerekli organizasyon ve teknik alt yapıya sahip olması gerekliliği ve konu ile ilgili olarak Hazine Müsteşarlığı’na bildirim yükümlülüğüdür. Konu ile ilgili teknik altyapıda bulunması gereken asgari gerekliliklerle ilgili Hazine Müsteşarlığı’nca yürütülen çalışmalar kısa sürede yürürlüğe girecektir. m 11 KAPAK KONUSU Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım Kerem ÖZDAĞ TSB Genel Sekreter Yard›mc›s› yılının Ekim ayında hayata geçen Bireysel Emeklilik Sistemi, aradan geçen 10 yılı aşkın sürede 4,7 milyon katılımcı sayısına yaklaşmış ve katılımcıların fon tutarı 30 milyar TL büyüklüğe ulaşmıştır. 2013 yılında başlamış olan devlet katkısı teşviki sonrasında ise devlet katkısı fon tutarı 2 milyar TL’yi aşmıştır. 2003 Bireysel Emeklilik Sistemi, kişilerin emeklilik dönemlerinde refah seviyelerinin düşmemesine katkı sağlamasının yanında yurtiçi tasarrufları arttırıcı etkisi ile ülke ekonomisine yarar sağlamaktadır. Yurtiçi tasarrufların düşük olması, ülkenin dış finansmana bağlılığını arttırarak cari açığı yükseltmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yurtiçi tasarrufların gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı % 33 seviyesinde iken Türkiye’de bu oran yaklaşık % 13’tür. Bu durum, kamu otoritesini tasarrufları arttırıcı önlemler almaya zorlamaktadır. 2013 yılında yürürlüğe giren devlet katkısı sistemi, kişileri Bireysel Emeklilik Sistemi’ne yönlendirerek yurtiçi tasarruf seviyesini arttırıcı bir etki yapmak üzere tasarlanmıştır. Nitekim devlet katkısı ile birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi, önceki yıllardan daha yüksek oranda büyüme göstermiştir. Otomatik katılım, yukarıda bahsedilen tasarruf açığını azaltmaya yönelik sonuçlar üretebilecek bir uygulama olarak öne çıkmaktadır. Bireysel Emeklilik Sistemi’nde katılımcı sayısını 12 Otomatik katılım, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi şeklinde işleyen bir sistemdir. Sistem, işverenlerin bir emeklilik şirketi ile anlaşmalarını ve işe başlayan çalışanların sisteme katılması için gerekli olan altyapıyı kurmalarını gerektirmektedir. arttırmaya yönelik olan bu sistem, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde uygulanmaktadır. Otomatik katılım, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin otomatik olarak bir emeklilik planına dahil edilmesi şeklinde işleyen bir sistemdir. Sistem, işverenlerin bir emeklilik şirketi ile anlaşmalarını ve işe başlayan çalışanların sisteme katılması için gerekli olan altyapıyı kurmalarını gerektirmektedir. Kişilerin sistemde kalmayı tercih etmemeleri durumunda ise sistemden kayıpsız olarak çıkma imkanı sağlanmaktadır. Burada kamu otoritesi, bireylerin menfaatine olan bir çözümün hayata geçirilmesi amacı ile kişileri ters yönde aksiyon almaya yönlendirmektedir. Genellikle kişilerin herhangi bir konuda aksiyon almaları, erteleme dürtüsü ve atalet nedeniyle gerçekleşmemektedir. Bu durumu emeklilik sistemine katılma açısından ele aldığımızda, sisteme katılma kararını vermenin ve gereken işlemleri başlatmanın ertelemeye çok açık bir süreç olduğunu görmekteyiz. Otomatik katılım, kişiyi sisteme dahil etmekte ve emeklilik sisteminde kalmanın tercih edilmemesi durumunda kişinin sistemden çıkış için aksiyon almasını gerektirmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki söz konusu sistem, orta ve uzun vadede sistemde bulunan katılımcı sayısını arttırmaktadır. ABD’de 2006 yılında hayata geçirilen otomatik katılım sistemi sonrasında emeklilik planlarına katılan çalışanların oranı, 5 yılda % 55’ten % 82’ye yükselmiştir. 20-24 yaş arasındaki çalışanlarda ise otomatik katılım öncesinde % 20 olan oran, % 76 olmuştur. Ülkemizde otomatik katılıma ilişkin pilot uygulama, Hazine Müsteşarlığı tarafından başlatılmış durumdadır. En az 50 çalışana sahip ve gerekli teknik altyapıyı kurabilecek işverenlerin katılması hedeflenen sistemde, katılımcılara mevcut emeklilik planı ve emeklilik yatırım fonları sunulacaktır. Aylık asgari 50 TL’lik işveren katkısının gerekli olduğu uygulama, işe yeni başlayan çalışanlar için bilgilendirici dokümanların hazırlanmasını ve işveren katkısının düzenli ödenebilmesi için gerekli altyapının işveren tarafından kurulmasını öngörmektedir. Pilot uygulamanın amacı, işveren katkısının seviyesinin kişilerin sistemde kalmaları üzerindeki etkisi ve çalışanların sistemde devamlılık oranları gibi parametreler yardımı ile otomatik katılımın sisteme sağlayacağı faydanın tahmin edilmesidir. İngiltere uygulaması İngiltere’de otomatik katılım fikri, kişilerin emekliliklerine yönelik yeterli derecede tasarruf etmemelerinin gözlemlenmesi üzerine ortaya çıkmış; 2012 yılının Ekim ayında ise sistem hayata geçirilmiştir. Uygulama en büyük işletmelerle başlatılmış olup sistemin 2018 yılının Şubat ayında tam anlamıyla hayata geçmesi hedeflenmektedir. Otomatik katılım yolu ile sisteme dahil olacak kişiler en az 22 yaşında, yasal emeklilik yaşına ulaşmamış ve her yıl güncellenen bir eşik gelir seviyesinin üzerinde kazanca (2014 için yıllık 9440 sterlin) sahip çalışanlar olarak tanımlanmaktadır. İngiltere’de Department of Work and Pensions tarafından yapılan araştırmaya göre otomatik katılım sisteminin yaklaşık 8 milyon çalışanın tasarruf etme seviyesini yükselteceği (yeni girişler ve katkı payı tutarını yükselten katılımcılar) ve yıllık tasarruf tutarını 11 milyar sterlin arttıracağı öngörülmektedir. Aynı kurum tarafından 50 büyük ölçekli işletmede yürütülen araştırma, otomatik katılımın etkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma, işletmelerde emeklilik planlarından sorumlu kişilerle ve ilk 1 aylık yasal sürede sistemden çıkış hakkını kullanan çalışanlarla yapılan mülakatlarla yürütülmüştür. 13 KAPAK KONUSU Araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlar, aşağıda görülmektedir. · İşverenlerin tamamı dikkate alındığında çıkış oranı % 9 olup söz konusu oran işveren bazında % 5 -% 15 aralığındadır. · Tüm yaş, cinsiyet ve gelir gruplarında sistemden çıkışın en büyük sebebi, aile geçindirme veya konut kredisi geri ödemesi gibi sebeplerle katkı payı ödemelerinin zorluk yaşatacağının düşünülmesidir. · Kişilerin mevcut işyerlerinde uzun süre çalışmayacaklarını ve kısa süre için emeklilik sözleşmesi yaptırmak istememeleri, sistemden çıkışın önemli bir sebebi olarak görülmektedir. · Yüksek yaş gruplarında emeklilik döneminin çok yakında başlayacağı ve uzun vadeli bir tasarruf aracına başlamak için çok geç olduğu düşüncesi, sistemden çıkışa yol açmaktadır. · Çıkışın diğer bir sebebi ise halihazırda bir emeklilik planına sahip olunmasıdır. · İşverenlerin büyük kısmı, otomatik katılım düzenlemesinde öngörülen en düşük işveren katkı seviyesini seçmişlerdir. (Çalışanın maaşının % 1’i işveren katkısı, % 1’i çalışan katkısı) · İşverenlerin yarıya yakını, düzenlemenin elverdiği erteleme süresini kullanmayı tercih etmişlerdir. Bunun sebebi, işveren katkı payı ödemelerinin yaratacağı ek maliyet olarak belirtilmektedir. İşverenlerin birçoğunda, otomatik katılım sistemi yürürlüğe girmeden önce mevcut işveren emeklilik planları bulunmaktadır. Burada öne çıkan husus, işverenlerin bu planlara üye olmayan kişilere hitap ederek otomatik katılımı sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmeleridir. Bu aşamada otomatik katılım sürecine ilişkin bilgilendirmenin basit ve genelleştirilmiş olması ve çalışanları aşırı bilgilendirme ile sıkıntıya sokmaması büyük önem taşımaktadır. 14 İşverenlerin büyük bir kısmı, otomatik katılım sistemi başlamadan önce sistemi çalışanlarına nasıl anlatacağı konusunda strateji geliştirmişlerdir. Sistemin hayata geçmesinden aylar öncesinde şirketin intranet sistemi üzerinden bilgilendirici dokümanlar paylaşılması, broşürler hazırlanması, insan kaynakları birimlerinin çalışanlarla soru-cevap toplantıları gerçekleştirmesi gibi uygulamalarla çalışanlar arasında farkındalık yaratılmıştır. Bu tip uygulamalar, çalışanların otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katıldıklarında kafalarında oluşacak soruları ve sistemden çıkış oranını azaltıcı etki yaratacaktır. SONUÇ Pilot uygulama şeklinde başlatılmış olan otomatik katılım, Bireysel Emeklilik Sistemi’ni büyümesine katkıda bulunacak önemli bir adımdır. Pilot uygulamanın sonuçları işverenler, katılımcılar, emeklilik şirketleri ve kamu otoritesi tarafından çok iyi analiz edilmeli ve bu yolla sisteme girmiş olan kişilerin kalıcı olmaları sağlanmalıdır. Sistemin çalışanların şirkete bağlılığını arttırıcı etkisi işverenlere anlatılmalı ve hazırlık aşaması için yeterli süre tanınmalıdır. Şirket büyüklüğüne veya sektöre göre kademeli geçiş sağlanmalıdır. Otomatik katılım sürecindeki işlemlerin ve bilgilendirme sürecinin basit ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gerekli mevzuat altyapısı oluşturulmalıdır. m MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI Sigortada halefiyet Zihni METEZADE TSB Yönetim Kurulu Müşaviri işinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin meydana gelmesi halinde bunun sigortacı tarafından tazmin edilmesini veya hayat süresi sebebiyle veya hayatında gerçekleşen bazı olaylar nedeniyle bir para ödenmesi veya edimlerde bulunmasını içeren sigorta sözleşmesinde öncelikle bazı prensipler göz önünde tutulur. Sözleşme düzenlenirken sigortacı ile sigorta ettiren arasında bu genel kabul görmüş prensipler esas alınır. Uluslararası sigortacılıkta uygulanan ve sigorta sözleşmesine hakim olan bu prensiplerdir. Bunlar; K 1- Sigortalanabilir menfaat prensibi 2- Azami hüsnuniyet prensibi 3- Tazminat prensibi 4- Halefiyet hakların devri prensibi 5- Yakın sebep prensibi 6- Hasara iştirak prensibi olarak sıralanabilir. Sigorta mevzuatı da bu prensipleri içeren düzenlemelerden oluşur. Bu yazımızda halefiyet prensibinin sigortanın; mal, can ve sorumluluk sigortalarındaki ana hatları ile durumuna değineceğiz. Halefiyetin tanımı Halefiyet, bir kimsenin diğer bir kimseye karşı sahip olduğu hakların üçüncü bir kişiye devre- Halefiyetin kaynağı kanun olabileceği gibi, bir sözleşme ve haksız fiil de olabilir. Sigortada bu husustaki prensibe göre sigortacı bir hasarla ilgili olarak ödediği tazminat nispetinde hukuken sigortalı yerine geçer. dilmesi ve bu hakların o üçüncü kişi tarafından kullanılmasıdır. Halefiyetin kaynağı kanun olabileceği gibi, bir sözleşme ve haksız fiil de olabilir. Sigortada bu husustaki prensibe göre sigortacı bir hasarla ilgili olarak ödediği tazminat nispetinde hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının doğan zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı bir dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği zarar nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu prensibin sebebi sigortanın haksız kazanç vasıtası olmaması, gayesinin zararı karşılayıcı olmasıdır. Zira, başkasının kusuru sonucu zarara uğrayan sigortalının, bu zararını, sigortacıdan alması yanında, sorumlu kimseden de istemesi çifte tazminat, dolayısı ile bir haksız kazanca yol açacaktır. Ödemede bulunan sigortacı, bu nedenle ödediği bedel kadar sigortalının yerine geçer ve onun haklarına halef olur. Gaye, sigortalının zararından fazlasını temin etmesinin engellenmesidir. Halefiyet, üçüncü şahıslara karşı dava hakkı (rücu davası) şeklinde kullanılabileceği gibi, sigorta edilen mal ve menfaat üzerinde de olabilir. Halefiyet, tazminat prensibinin bir sonu- 15 MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI cu olduğundan hayat sigortalarında uygulaması yoktur. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının halefiyeti nedeni ile açacağı davada da davalının kusurunun ve zararının ispatı sigortacıya aittir. Aşağıda mal, can ve sorumluluk sigortalarında halefiyet ayrı ayrı değerlendirilmiştir. a)Mal Sigortalarında Mülga Ticaret Kanununun 1301’inci maddesinde mal sigortaları ile ilgili olarak halefiyete ilişkin hüküm 6102 sayılı yeni Ticaret Kanununun 1472’nci maddesinde, 1’inci fıkraya 3’üncü cümle olarak yapılan ilave ile genişletilerek düzenlenmiştir. Buna göre; Madde 1472 – (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Yeni sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. 16 Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. ödemesi) ödemeyi veya yaptırdığı ekspertiz ücretini zarara sebebiyet veren üçüncü şahıstan isteyemez. İkinci şart, sigorta ettiren kimsenin doğan zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkının bulunmasıdır. Bu hak, ancak tazmin ettiği bedel oranında sigortacıya intikal edecektir. Yargıtay içtihatlarında da belirlendiği gibi, sigortalı kendisine halef olan sigortacıya sahip bulunduğu hak ve yetkilerden daha fazlasını devredemeyeceği gibi, halefiyet prensibi gereği sigortalının zararından sorumlu kimselerin hukuken durumları da ağırlaştırılamaz. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur. 1472’nci maddeye göre, sigortacının ödeme yapmış olması, halefiyetin bir şartıdır. Bu nedenle mevcut bir hakkın, başka bir ifadeyle, muaccel olan bir alacağın, tekrar muaccel hale gelmesi olanağı yoktur. Zira sigortacı başlamış olan zaman aşımı ile birlikte sigorta ettirenden dava hakkını devralmakta ve kalan zaman aşımı süresi içinde halef sıfatıyla dava açmak durumunda bulunmaktadır. Bu nedenle, aynı olay sebebiyle zarar görenle onun halefi sigortacı için iki farklı zaman aşımı da yoktur. Sigortacı, sigorta ettirenin açabileceği zaman aşımı süresine tabidir. Madde ile yukarıda da değinildiği gibi sigortalının haiz olduğu talep hakkı, ödediği oranda sigortacıya geçecektir. Bu halefiyet hakkının, sigortacıya geçmesinde iki şart çok önemlidir. İlk şart sigortacının sigorta bedelini ödemesidir. Ödenen bedel, aynı zamanda sigortacının halef olarak rücuunun sınırını belirler. Bu suretle, sigortacı ödediği bedelden fazlasını isteyemez. Örneğin kapsam dışı yaptığı ex-gratia (hatır Sonuç olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 17.01.1972 tarihli, 1970/2 E. 1972/1 K sayılı kararında da belirtildiği gibi, sigortacının, sigortalının zararını tazmin ettiği ölçüde onun yerine geçerek zarara sebebiyet veren 3.şahsa karşı açtığı davanın halefiyet esasına dayandığı kabul edilmekte; bu esas kapsamında sigortacı, sigortalının 3. şahsa karşı ileri sürebileceği haklara sahip olmakta, dolayısıyla açılan dava- nın tabi olduğu zaman aşımı, defter, ispat şartı gibi usul ve kanuni hükümler, zarar gören sigortalı ile zarara sebebiyet veren 3. şahıs arasındaki hukuki ilişki ile bağlı kalmaktadır. b) Can Sigortalarında Hayat, Ferdi Kaza, Sağlık ve Hastalık Sigortaları Zarar sigortası niteliğinde olmayan bu tür meblağ sigortalarında halefiyet prensibi uygulanmaz. Nitekim T.T.Kanununun 1491’inci maddesinin hayat sigortalarında uygulanmayacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Ancak Ferdi Kaza Sigortası her ne kadar Hayat Sigortasının özel bir uygulama şekli ve meblağ sigortası ise de, bu sigorta ile tedavi giderlerinin ödenebilmesi nedeniyle aynı zamanda zarar sigortası niteliği de taşıdığı açıktır. Bu nedenle Türk Ticaret Kanunu'nun 1510’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında gerçek zararın karşılanacağı hallerde, zarar sigortasına ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Zarar sigortası niteliğinde olmayan meblağ sigortalarında halefiyet prensibi uygulanmaz. Ancak Ferdi Kaza Sigortası her ne kadar Hayat Sigortasının özel bir uygulama şekli ve meblağ sigortası ise de, tedavi giderlerinin ödenebilmesi nedeniyle aynı zamanda zarar sigortası niteliği de taşıdığı açıktır. Benzer durum sağlık sigortalarında da vardır. Bu sigortanın teminatı zarar sigortası niteliğindedir. Bu vesile ile Hastalık Sigortası ile Sağlık Sigortası kavramlarını birbirine karıştırmamak gerektiğine dikkat çekmek isteriz. Her iki sigortanın güvenceleri birbirinden farklıdır. Sözleşmede öngörülen hastalıklardan birinin veya bir kaçının sözleşme süresi içinde gerçekleşmesi veya ortaya çıkması halinde teminat sağlayan ve sigorta 17 MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI bedeli ödenerek, sözleşmenin sona erdiği Hastalık Sigortasında, sigorta bedelinin ödenmesi için hastalığın tedavi ve/veya sonuçlarına ilişkin tazminat hesabı yapılmaz. Poliçede gösterilen sigorta bedeli meblağ olarak doğrudan sigortalıya ödenir. Bu nedenle halefiyet söz konusu değildir. Oysa, Sağlık Sigortası ile tedaviyi içeren her türlü bakım, ilaç gibi sözleşmede kararlaştırılan giderlere, hastane, günlük iş göremezlik gibi ödemelere zarar sigortası niteliğinde güvenceler verildiğinden sigorta şirketinin sigortalının şahsında tedavi gerektiren eylemlerden dolayı sorumlu olan kişilere karşı halefiyet ve rücu hakkı vardır. c) Sorumluluk Sigortalarında 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nda sorumluluk sigortaları tamamen yeni bir bölüm olarak yer almış; halefiyet müessesesi bu sigortalar için ayrıca düzenlenmiştir. Kanunun 1481’inci maddesinde yer alan bu hüküm, yukarıda değinilen genel halefiyet hükmünden bağımsız olarak kanunda yer almıştır. Hükme göre: Madde 1481 – (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Öncelikle şu hususu belirtelim ki, sorumluluk sigortalarında halefiyetin olup olmayacağı doktrinde çok fazla tartışmaya neden olmuş ve bu tür sigortalarda sigortalı ile zarardan sorumlu olan aynı kişi olduğundan sigortacının zararın failine (borçluya) başvurması nedeni ile halefiyetinden bahsedilemeyeceği, aksi taktirde 18 sigortacının sigortalısı için ödediği tazminatı geri alacağı sigortalısına rücu edeceği şeklinde bir sonuca varılacağı ve bu durumda da sigortalı için prim ödenmesinin bir anlamı olmadığı ileri sürülmüştür. Bu görüş kendi içinde doğrudur. Ancak sorumluluk sigortalarında hiçbir şekilde halefiyetin olamayacağını söylemek de doğru değildir. Böyle bir hakkın verilmesinde en azından bir sakınca yoktur. halefiyet şartlarının oluşup, oluşmayacağı her olayda değerlendirilecektir. Şöyle ki, özellikle müteselsil sorumluluk halinde, zarar görenin müteselsil sorumlulardan birinden veya bunun sigortacısından zararının tamamını alması halinde sigortacı sigortalısına halef olarak fazla ödediği miktar için diğer sorumlulara rücu edebilir. Maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası ise zarar sigortalarında halefiyeti düzenleyen 1472’nci madde hükmüne paralel olarak düzenlenmiştir. Bu vesile ile bir zorunlu sorumluluk sigortası olan Trafik Sigortasına da değinmek isteriz. 2918 sayılı 85’inci maddesi hükmüne göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan mesul olup, bu zararları karşılamak üzere Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmak zorundadır. Bu sigorta, işletenlerinin, yani aracın maliki veya uzun süre elinde bulundurup ondan yararlananların, aracın kullanılmasından dolayı üçüncü kişilere verilen zararları gidermedeki amacına dönüktür. Sigorta sözleşmesinin taraftarı sigortacı ile işleten olduğu için bunların dışında kalan herkes, üçüncü şahıs durumundadır. Sigorta sözleşmesinin tarafları arasındaki, sözleşmeden veya sözleşmenin ilişkin olduğu kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. 2918 sayılı kanunun 95’inci maddesinin bu amir hükmü yanında Mali Sorumluluk Sigortasının niteliği de bunu gerektirir. Zarar gören, doğrudan doğruya, sigortada öngörülen sınırlar içinde sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilecektir. Bu sigortada, sigortacı, sigortaya ait kanuni hükümler gereğince, ödediği miktarlar için, azaltma ve kaldırmaya izinli olduğu oranda sigorta ettiren aleyhine rücu edebilir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu'nun sigorta ettirenin, sorumluluk sigortalarında, sigortalının sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün içinde sigortacıya bildirim yükümlülüğüne ilişkin 1475’nci maddesi, sigorta ettirenin bu yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, sigortacıya kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapma imkanı verdiği gibi, sigortacının trafik sigortasının genel şartlarına dayanarak, kasıt, ağır kusur, alkollü içki ve uyuşturucu madde almak, ehliyetsiz araç kullanmak, istiap haddine riayet etmemek gibi sebeplerle sigorta ettirene rücu hakkı verir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu'nun 1481’inci maddesindeki 3’üncü fıkrada "sigortalı veya zarar gören, sigortacıya geçen halefiyet haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur” hükmü ile bu durum vurgulanmaktadır. Bu hükümde dikkati çeken husus, sorumluluk sigortalarındaki halefiyetin, diğer zarar sigortalarındaki halefiyetten, farklı şekilde düzenlenmesidir. 3’üncü fıkra hükmüne göre sigortacı zarar gören üçüncü kişiye de halef olmakta ve sorumlululara, bu hakka istinaden rücuda bulunabilmektedir. 6102 sayılı kanunun bu konuda getirdiği bir yenilik olarak da sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacının, halefiyet kuralı gereği, sigortalısına veya zarar görene yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilmesi, yeni bir dava açmasına gerek kalmaksızın hakkını kullanabilmesidir. m 19 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ Sektörün 2014 yılı ilk çeyrek sonuçları... Mehmet KALKAVAN TSB Genel Sekreteri u sayımızda 2014 yılı ilk çeyrek sonuçlarını bir önceki yılın aynı dönemi ile mukayeseli olarak ele alacağız. Sektörün sonuçları üzerinde genel bir değerlendirme yapacak olursak, hayat dışı sigorta şirketleri prim üretimini % 9 oranında artırırken, hayat sigorta şirketleri ile emeklilik şirketlerinin prim üretimi ise % 9 oranında azalmıştır. Bireysel emeklilik alanında ise ödenen katkı payları % 1 oranında küçülmüştür. Hayat dışı şirketler 2014 yılının ilk üç ayını 331 B Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9 oranında bir artış sağlanmış ve prim tutarı 5.910 milyon TL’ye yükselmiştir. Hayat dışı sigorta şirketlerinin teknik sonuçları 2013 yılının ilk üç ayını 122 milyon TL kârla sonlanırken, bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerden 331 milyon TL kâr elde edilmiştir. Hayat sigorta şirketleri ve emeklilik şirketleri ise 2014 yılının ilk üç ayında bir önceki döneme kıyasla elde ettikleri kârı % 97 oranında artırarak 79 milyon TL’den 156 milyon TL’ye yükseltmişlerdir. I- HAYAT DIŞI Ş‹RKETLER A- B‹LANÇO 1- Aktif Aktif Aktif 2014-3 Pay› (%) 2013-3 Pay› (%) Değişim (%) Cari Varlıklar 23.474.465.791 91,03 19.192.191.668 89,58 22,31 Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar 9.607.086.413 37,25 8.075.541.484 37,69 18,97 Fin. Varl. İle Riski Sigort. Ait Fin. Yat. 6.029.281.854 23,38 4.055.958.099 18,93 48,65 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 5.510.806.706 21,37 5.041.762.414 23,53 9,30 İlişkili Taraflardan Alacaklar 31.097.921 0,12 24.871.325 0,12 25,04 Diğer Alacaklar 198.567.520 0,77 126.909.825 0,59 56,46 Gelecek Aylara Ait Giderler 1.956.015.448 7,58 1.629.334.319 7,60 20,05 Diğer Cari Varlıklar 141.609.930 0,55 237.814.202 1,11 -40,45 Cari Olmayan Varlıklar 2.313.864.258 8,97 2.233.314.905 10,42 3,61 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 958.311 0,00 35.613.683 0,17 -97,31 İlişkili Taraflardan Alacaklar 199.117 0,00 -162.479 -0,00 -222,55 Diğer Alacaklar 15.209.489 0,06 2.095.708 0,01 625,74 Finansal Varlıklar 820.399.802 3,18 956.524.269 4,46 -14,23 Maddi Varlıklar 589.802.143 2,29 633.352.774 2,96 -6,88 Maddi Olmayan Varlıklar 613.960.275 2,38 460.656.771 2,15 33,28 Gelecek Yıllara Ait Giderler 17.129.909 0,07 9.707.655 0,05 76,46 Diğer Cari Olmayan Varlıklar 256.205.213 0,99 135.526.525 0,63 89,04 AKTİF TOPLAMI 25.788.330.049 100,00 21.425.506.574 100,00 20,36 20 milyon TL teknik kârla kapatırken, hayat ve emeklilik şirketleri sigortacılık iş ve işlemlerinden 135 milyon TL teknik kâr elde etmişlerdir. Buna karşın, emeklilik şirketleri aynı dönemde bireysel emeklilik faaliyetlerinden 32 milyon TL zarar etmişlerdir. Hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin Aktif Toplamı geçen yılın aynı dönemine göre % 20 oranında bir artış göstererek 25.788 milyon TL’ye yükselmiştir. “Cari Varlıklar” da % 22 oranında, “Cari Olmayan Varlıklar” da ise % 4 oranında bir artış gerçekleşmiştir. 2014 yılı ilk çeyreği sonunda aktif toplamındaki en büyük pay % 37 ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” kalemine aittir. “Finansal Varlıklar ile Riski Sigortalılara Ait Finansal Yatırımlar” da ortaya çıkan 1.973 milyon TL tutarındaki artış ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” da ortaya çıkan 1.531 milyon TL tutarındaki artış aktif toplamındaki değişimin temel belirleyicisi olmuştur. 9.607 milyon TL tutarındaki “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” kaleminin 7.447 milyon TL’si “Bankalar” hesabı altındaki “Vadeli Mevduat”ta yer alırken, vadeli hesaplardaki bu tutarın da 6.653 milyon TL’si Türk Lirası, bakiye 794 milyon TL ise yabancı para mevduatında toplanmıştır. 2- Pasif Kısa Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar Esas Faaliyetlerden Borçlar İlişkili Taraflardan Borçlar 2014-3 18.017.829.044 310.555.007 Pasif Pay› (%) 2013-3 69,87 14.662.273.142 1,20 2.006.114.101 7,78 1.030.896 Pasif Pay› (%) Değişim (%) 68,43 22,89 0,00 30.024,77 1.637.379.469 7,64 22,52 53.789.609 0,21 84.778.794 0,40 -36,55 477.685.077 1,85 558.324.879 2,61 -14,44 14.232.984.225 55,19 11.599.465.866 54,14 22,70 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm. 235.835.459 0,91 193.795.267 0,90 21,69 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 126.755.736 0,49 93.835.259 0,44 35,08 Gelecek Aylara Ait Gelirler 576.624.943 2,24 478.405.245 2,23 20,53 -2.515.113 -0,01 15.257.467 0,07 -116,48 Diğer Borçlar Sigortacılık Teknik Karşılıkları Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler Uzun Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar Esas Faaliyetlerden Borçlar İlişkili Taraflara Borçlar Diğer Borçlar Sigortacılık Teknik Karşılıkları Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar 615.479.325 2,39 601.803.260 2,81 2,27 10.538 0,00 19.300 0,00 -45,40 40.030.319 0,16 26.969.307 0,13 48,43 5.672.644 0,02 7.764.101 0,04 -26,94 24.680.125 0,10 155.765.418 0,73 -84,16 449.079.115 1,74 330.377.083 1,54 35,93 3.754.761 0,01 2.246.782 0,01 67,12 78.410.216 0,30 72.994.836 0,34 7,42 Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tahakk. 6.361.876 0,02 5.517.252 0,03 15,31 Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler 7.479.731 0,03 149.183 0,00 4.913,81 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar Özsermaye Ödenmiş Sermaye Sermaye Yedekleri Kâr Yedekleri Geçmiş Yıllar Kârları Geçmiş Yıllar Zararları(-) Dönem Net Kârı PASİF TOPLAMI 7.155.021.679 27,75 6.161.430.171 5.558.920.010 21,56 827.435.525 1.966.203.045 28,76 16,13 5.331.477.726 24,88 4,27 3,21 556.595.063 2,60 48,66 7,62 2.109.360.531 9,85 -6,79 108.396.138 0,42 -76.503.712 -0,36 -241,69 -1.543.880.258 -5,99 -1.872.596.470 -8,74 -17,55 0,92 113.097.032 0,53 110,39 100,00 20,36 237.947.220 25.788.330.048 100,00 21.425.506.573 21 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ Hayat dışı sigorta şirketlerinin pasif toplamı son bir yıl içerisinde % 20 oranında artarak 25.788 milyon TL’ye yükselmiştir. Bu artışın en önemli nedeni, kısa vadeli yükümlülükler altında yer alan “Sigortacılık Teknik Karşılıkları” hesabının 2.634 milyon TL artmış olmasıdır. Kısa Vadeli Yükümlülüklerin pasif toplamı içerisindeki payı bir önceki döneme göre 2 puanlık artışla % 70’e, toplam teknik karşılıkların pasif toplamı içindeki payı ise 1 puanlık artışla % 57’ye yükselmiştir. Hayat dışı dallarda faaliyet gösteren sigorta şirketleri, 2013 yılı ilk çeyreğinde bilanço dip toplamında 113 milyon TL kâr elde ederken, 2014 yılının aynı döneminde 238 milyon TL kâr elde etmişlerdir. “Kısa Vadeli Yükümlülükler” içindeki 2.006 milyon TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Borçlar” kalemi içerisindeki en büyük pay, 1.561 milyon TL tutarındaki “Sigortacılık Faaliyetinden Borçlar” hesabına aittir. Bu kalemin 1.091 milyon TL’si reasürörlere ilişkin iken, aracılara ilişkin borç tutarı 280 milyon TL, sigorta şirketlerine borçlar ise 198 milyon TL’dir. Bu bölümde yer alan 14.233 milyon TL tutarındaki “Sigortacılık Teknik Karşılıkları”nın 7.954 milyon TL’si “Kazanılmamış Primler Karşılığı”ndan, 6.023 milyon TL’si ise “Muallak Hasar ve Tazminat Karşılığı”ndan oluşmaktadır. Kısa Vadeli Yükümlülükler içerisinde yer alan 577 milyon TL tutarındaki “Gelecek Aylara Ait Gelir ve Gider Tahakkukları”nın 515 milyon TL’si “Ertelenmiş Komisyon Gelirleri”nden oluşmaktadır. B- KÂR/ZARAR HESABI 1- Teknik Sonuçlar KAZA HASTALIK/SAĞLIK KARA ARAÇLARI RAYLI ARAÇLAR HAVA ARAÇLARI SU ARAÇLARI NAKLİYAT YANGIN VE DOĞAL AFETLER GENEL ZARARLAR KARA ARAÇLARI SORUMLULUK HAVA ARAÇLARI SORUMLULUK SU ARAÇLARI SORUMLULUK GENEL SORUMLULUK KREDİ EMNİYETİ SUİİSTİMAL FİNANSAL KAYIPLAR HUKUKSAL KORUMA DESTEK HAYAT DIŞI TOPLAM HAYAT BRANŞINDAN GELEN TOPLAM TRAFİK İHTİYARİ MALİ SORUML. SİG. YAZILAN PR‹MLER 2014-3 187.885.535 770.373.284 1.200.693.446 5.285 12.528.534 30.959.615 140.559.215 1.066.682.793 869.925.733 1.332.080.104 26.956.895 235.652 164.680.771 41.558.994 2.817.782 44.055.332 17.035.721 1.309.514 5.910.344.204 6.198 5.910.350.402 1.221.416.284 90.103.345 2013-3Değişim (%) 156.464.537 699.702.245 1.214.972.811 5.286 5.817.241 29.556.343 117.521.920 899.641.256 810.533.290 1.227.746.722 12.782.143 243.109 136.508.467 27.185.971 5.738.798 43.408.282 15.099.661 1.016.286 5.403.944.369 9.325 5.403.953.694 1.131.663.092 79.322.932 Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9 oranında bir artış sağlanmış ve prim tutarı 5.910 milyon TL’ye yükselmiştir. Hayat dışı sigorta şirketlerinin 22 TEKN‹K KÂR 20,08 10,10 -1,18 -0,01 115,37 4,75 19,60 18,57 7,33 8,50 110,89 -3,07 20,64 52,87 -50,90 1,49 12,82 28,85 9,37 -33,53 9,37 7,93 13,59 2014-3 67.103.027 2.204.153 266.904.473 -5.420 2.954.456 745.630 52.690.230 127.330.726 33.269.993 -157.266.921 605.314 111.033 -80.306.217 -10.966.750 -6.556 11.132.205 11.544.751 2.702.705 330.746.832 -56.648 330.690.184 -183.682.950 29.135.326 2013-3 41.838.100 -15.496.233 158.777.834 58.023 -6.646.242 9.299.421 43.219.965 28.117.606 21.216.256 -189.241.668 -232.127 125.777 26.581.494 -3.683.441 79.245 2.374.000 5.663.467 50.113 122.101.589 61.549 122.163.138 -221.005.589 34.654.454 Değişim (%) 60,39 -114,22 68,10 -109,34 -144,45 -91,98 21,91 352,85 56,81 -16,90 -360,77 -11,72 -402,11 197,73 -108,27 368,92 103,85 5.293,24 170,88 -192,04 170,70 -16,89 -15,93 teknik sonuçları 2013 yılının ilk üç ayını 122 milyon TL kârla sonlanırken, bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerden 331 milyon TL kâr elde edilmiştir. 2014 yılı ilk çeyreğinde dikkat çeken husus kasko ve yangın branşındaki olumlu gelişimin devam ediyor oluşudur. 2013 yılı ilk çeyreğinde kasko branşını 159 milyon TL kârla kapatan sektör, 2014 yılının aynı dönemini 267 milyon TL kârla kapatırken; bahse konu dönemi 2013 yılında 28 milyon TL kâr ile kapatan yangın branşında da aynı yönde gelişim devam etmiş ve 2014 yılının aynı dönemi 127 milyon TL kârla kapanmıştır. Son olarak trafik sigortasında 2013 yılı ilk çeyreğinde katlanılmak zorunda kalınan 221 milyon TL tutarındaki zararın % 17 oranında azalarak 184 milyon TL’ye gerilemesi de bir diğer olumlu gelişmedir. 2- Mali Sonuçlar 2014-3 2013-3 Değişim (%) Yatırım Gelirleri 670.029.954 331.361.464 102,21 Fin. Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler 196.012.548 143.559.940 36,54 5.580.145 17.891.452 -68,81 Finansal Yatırımların Değerlemesi 104.195.008 41.951.871 148,37 Kambiyo Kârları 258.476.200 38.710.421 567,72 88.671.862 32.851.734 169,92 Bağlı Ort.ve Müşt.Yön.Tabi Teşeb.Gel. 2.112.655 610.655 245,97 Arazi, Arsa İle Bin.dan Eld.Ed.Gel. 2.768.749 56.086.166 -95,06 Fin. Yat. Nakte Çevrilmesinden Elde Edilen Kârlar İştiraklerden Gelirler Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler 12.095.677 346.436 3.391,46 Diğer Yatırımlar 22.110 17.088 29,39 Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel. 95.000 -664.300 -114,30 -626.615.964 -259.673.254 141,31 Yatırım Yönetim Giderleri (-) Yatırım Giderleri -7.400.368 -6.989.034 5,89 Yatırımlar Değer Azalışları (-) -988.940 -6.710.836 -85,26 -4.654.638 -1.797.286 158,98 -342.840.699 -176.908.623 93,80 -2.541.872 -22.976 10.963,16 -229.593.696 -39.078.260 487,52 -32.748.078 -25.001.607 30,98 Yatırımların Nakte Çevrilmesinden Oluşan Zararlar (-) Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-) Türev Ürünler Son.Oluşan Zararlar (-) Kambiyo Zararları (-) Amortisman Giderleri (-) Diğer Yatırım Giderleri (-) -5.847.672 -3.164.631 84,78 Diğer Faal.Gelir &Giderler(+/-) -83.160.855 -61.327.883 35,60 Karşılıklar Hesabı (+/-) -68.111.827 -51.089.029 33,32 Reeskont Hesabı (+/-) -9.035.709 -398.832 2.165,54 422.282 478.172 -11,69 Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-) Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-) Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-) Ert. Vergi Yükümlülüğü Gideri (-) Diğer Gelir Ve Kârlar Diğer Gider Ve Zararlar (-) Önceki Yıl Gelir Ve Kârları - - -9.225.624 -10.382.189 -11,14 1.876.454 1.716.220 9,34 12.341.059 5.927.454 108,20 -11.531.063 -7.532.542 53,08 111.571 6.712 1.562,29 Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-) -7.999 -53.848 -85,15 Net Dönem Kârı Veya Zararı -39.746.865 10.360.327 -483,64 23 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ 2013 yılının ilk üç ayında “Yatırım Gelirleri” % 102 oranında artarak 670 milyon TL’ye ulaşırken, “Yatırım Giderleri”nde % 141 oranında bir artış meydana gelmiş ve yatırım gelirleri yatırım giderlerinin 43 milyon TL üzerinde gerçekleşmiştir. “Diğer Faaliyet Gelir ve Giderleri” hesabı 2013 yılı ilk üç ayında 61 milyon TL giderle kapanmışken, 2014 yılının aynı döneminde 83 milyon TL giderle kapanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, 2014 yılı ilk üç ayında hayat dışı sigorta şirketleri 40 milyon TL mali zararla karşılaşmışlardır. Bu mali zararın en önemli nedeni hayat dışı teknik bölüme aktarılan yatırım gelirlerinin % 94 oranında artarak 177 milyon TL’den 343 milyon TL’ye yükselmesidir. II- HAYAT - EMEKL‹L‹K Ş‹RKETLER‹ A- B‹LANÇO 1- Aktif Cari Varlıklar 2014-3 Pay› (%) 2013-3 Aktifeki Pay› (%) Değişim (%) 26.705.092.506 65,47 23.131.772.643 68,23 15,45 Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar 4.264.280.350 10,45 3.642.591.302 10,74 17,07 Fin.Varl. İle Riski Sigort.Ait Fin.Yat. 6.018.229.520 14,75 6.241.267.813 18,41 -3,57 16.104.224.661 39,48 12.980.841.287 38,29 24,06 6.144.374 0,02 1.997.944 0,01 207,53 25.773.882 0,06 17.686.147 0,05 45,73 269.608.531 0,66 217.209.993 0,64 24,12 16.831.187 0,04 30.178.157 0,09 -44,23 Cari Olmayan Varlıklar 14.084.690.379 34,53 10.772.465.383 31,77 30,75 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 12.963.940.872 31,78 9.721.036.447 28,67 33,36 0,00 0,00 Esas Faaliyetlerden Alacaklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar Gelecek Aylara Ait Giderler Diğer Cari Varlıklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar - 0,00 - 262.678 0,00 226.219 0,00 16,12 66.285.906 0,16 67.210.801 0,20 -1,38 Maddi Varlıklar 138.463.535 0,34 144.286.387 0,43 -4,04 Maddi Olmayan Varlıklar 859.701.545 2,11 797.266.837 2,35 7,83 Gelecek Yıllara Ait Giderler 13.020.208 0,03 15.655.182 0,05 -16,83 Diğer Cari Olmayan Varlıklar 43.015.635 0,11 26.783.511 0,08 60,60 40.789.782.884 100,00 33.904.238.026 100,00 20,31 Finansal Varlıklar AKTİF TOPLAMI Hayat sigortaları ve bireysel emeklilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin aktif toplamı geçen yıla oranla yaklaşık % 20 oranında bir artış göstererek 40.790 milyon TL’ye ulaşmıştır. Cari Varlıklarda % 15, Cari Olmayan Varlıklarda ise % 31 oranında artış meydana gelmiştir. Cari Varlıklar ile Cari Olmayan Varlıkların aktif içindeki payları sırasıyla % 65 ve % 35 oranında gerçekleşmiştir. 24 Aktifeki Cari Varlıklar altındaki 16.104 milyon TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Alacaklar” tutarının 15.541 milyon TL’si; “Cari Olmayan Varlıklar” altında yer alan 12.964 milyon TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Alacaklar” kaleminin 12.828 milyon TL’si de “Emeklilik Faaliyetinden Alacaklar” altındaki “Saklayıcı Şirketten Alacaklar” kaleminden oluşmaktadır. 2- Pasif 2014-3 Kısa Vadeli Yükümlülükler 20.527.385.349 Finansal Borçlar 70.190.448 Esas Faaliyetlerden Borçlar 16.560.563.100 İlişkili Taraflardan Borçlar 153.574.654 Diğer Borçlar 57.068.344 Sigortacılık Teknik Karşılıkları 3.456.404.596 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm. 79.759.173 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 87.281.122 Gelecek Aylara Ait Gelirler 51.615.486 Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler 10.928.425 Uzun Vadeli Yükümlülükler 16.503.513.799 Finansal Borçlar - Esas Faaliyetlerden Borçlar 12.826.783.099 İlişkili Taraflara Borçlar 120.829 Diğer Borçlar 607.339 Sigortacılık Teknik Karşılıkları 3.550.124.551 Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar 6.177.050 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 26.740.852 Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tah. 579.428 Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler 92.380.652 Özsermaye 3.758.883.736 Ödenmiş Sermaye 2.444.246.571 Sermaye Yedekleri 137.814.636 Kâr Yedekleri 1.067.388.806 Geçmiş Yıllar Kârları 322.195.919 Geçmiş Yıllar Zararları(-) -368.904.167 Dönem Net Kârı 156.141.970 PASİF TOPLAMI 40.789.782.884 Hayat ve emeklilik şirketlerinin özsermayeleri 2013 yılına kıyasla % 6 oranında artış göstererek 3.759 milyon TL’ye yükselmiştir. Özsermayenin Pasif Toplamı içindeki payı bu dönem % 1 azalarak % 9’a gerilemiştir. Sektörün kısa vadeli yükümlülükleri bir önceki yılın aynı dönemine göre % 20 oranında artış göstererek 20.527 milyon TL’ye yükselirken, uzun vadeli yükümlülükleri % 25 oranında artarak 16.504 milyon TL’ye yükselmiştir. Bir önceki yıl “Kısa ve Uzun Vadeli Sigortacılık Teknik Karşılıkları”nın toplam pasif içerisindeki payı % 21 iken, bu dönem % 4 gerileyerek % 17 olarak gerçekleşmiştir. Pasifteki Pay› (%) 2013-3 50,32 17.168.598.228 0,17 46.240.695 40,60 13.027.936.930 0,38 70.114.491 0,14 46.807.973 8,47 3.747.886.041 0,20 85.144.893 0,21 82.149.467 0,13 45.097.995 0,03 17.219.742 40,46 13.205.052.477 0,00 - 31,45 9.582.287.320 0,00 166.035 0,00 428.423 8,70 3.492.337.688 0,02 5.257.159 0,07 20.664.529 0,00 121.617 0,23 103.789.706 9,22 3.530.587.319 5,99 2.348.000.153 0,34 138.796.790 2,62 1.063.195.668 0,79 350.662.279 -0,90 -449.153.679 0,38 79.086.109 100,00 33.904.238.024 Pasifteki Pay› (%) 50,64 0,14 38,43 0,21 0,14 11,05 0,25 0,24 0,13 0,05 38,95 0,00 28,26 0,00 0,00 10,30 0,02 0,06 0,00 0,31 10,41 6,93 0,41 3,14 1,03 -1,32 0,23 100,00 Değişim (%) 19,56 51,79 27,12 119,03 21,92 -7,78 -6,33 6,25 14,45 -36,54 24,98 0,00 33,86 0,00 41,76 1,65 17,50 29,40 376,43 -10,99 6,47 4,10 -0,71 0,39 -8,12 -17,87 97,43 20,31 Hayat sigorta şirketleri ve emeklilik şirketleri, 2014 yılının ilk üç ayında bir önceki döneme kıyasla elde ettikleri kârı % 97 oranında artırarak 79 milyon TL’den 156 milyon TL’ye yükseltmişlerdir. Pasifte yer alan kalemlere dikkat ettiğimizde, kısa ve uzun vadeli yükümlükler arasında yer alan ve pasif tarafın büyüklük anlamında ilk iki kalemini oluşturan “Esas Faaliyetlerden Borçlar” kalemlerinin tamamına yakını “Emeklilik Faaliyetlerinden Borçlar” kalemi altındaki “Katılımcılara Borçlar”dan meydana gelmektedir. 3.456 milyon TL tutarındaki kısa vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının 2.077 milyon TL’si, 3.550 milyon TL tutarındaki uzun vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının ise 3.429 milyon TL’si hayat matematik karşılıklarından oluşmaktadır. 25 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ B- KÂR/ZARAR HESABI 1- Teknik Sonuçlar YAZILAN PR‹MLER/KATKI PAYI HAYAT FERDİ KAZA HASTALIK-SAĞLIK TOPLAM BİREYSEL EMEKLİLİK TEKN‹K KÂR 2014-3 2013-3 Değişim (%) 204-3 2013-3 Değişim (%) 794.955.784 48.719.174 235.591.378 1.079.266.336 1.419.638.449 971.041.079 39.742.324 180.143.316 1.190.926.719 1.431.073.592 -18,13 22,59 30,78 -9,38 -0,80 124.791.034 13.387.822 -2.958.955 135.219.900 -31.895.615 79.243.581 9.569.262 -2.110.381 86.702.461 -46.174.276 57,48 39,90 40,21 55,96 -30,92 2- Mali Sonuçlar 2014-3 Değişim (%) Yatırım Gelirleri 158.243.201 139.838.326 13,16 Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler 116.551.805 81.754.541 42,56 2.335.301 7.330.865 -68,14 Finansal Yatırımların Değerlemesi 20.564.492 39.787.795 -48,31 Kambiyo Kârları 11.503.453 4.904.704 134,54 598.208 534.558 11,91 Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Kârlar İştiraklerden Gelirler Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel. Arazi, Arsa İle Binalardan Elde Edilen Gelirler Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler Diğer Yatırımlar - 914.749 2.623.898 - 0,00 1.220.673 -25,06 24.832 10.466,75 174.579 2.151.959 -91,89 2.976.717 2.128.397 39,86 -58.900.469 -46.746.448 26,00 Yatırım Yönetim Giderleri (-) -1.726.820 -1.424.657 21,21 Yatırımlar Değer Azalışları (-) -9.390.122 -13.818.350 -32,05 Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-) -2.348.175 -5.719.158 -58,94 -14.911.610 -1.467.480 916,14 Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel. Yatırım Giderleri Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-) Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-) -520.845 -3.607 0,00 -7.437.442 -7.305.675 1,80 Amortisman Giderleri (-) -21.329.384 -16.119.974 32,32 Diğer Yatırım Giderleri (-) -1.236.071 -887.548 39,27 -804.570 -15.130.561 -94,68 Karşılıklar Hesabı (+/-) -4.603.385 -15.879.944 -71,01 Reeskont Hesabı (+/-) -1.167.083 -1.127.105 3,55 Kambiyo Zararları (-) Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-) Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-) - - 0,00 Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-) - - 0,00 Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-) 3.075.948 2.244.343 37,05 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-) -1.182.479 -755.401 56,54 Diğer Gelir Ve Kârlar 8.968.585 3.711.190 141,66 Diğer Gider Ve Zararlar (-) -7.084.877 -3.953.377 79,21 Önceki Yıl Gelir Ve Kârları 1.388.550 1.373.544 1,09 -199.827 -743.811 -73,13 98.538.162 77.961.317 26,39 Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-) Net Dönem Kârı Veya Zararı 26 2013-3 Hayat ve emeklilik şirketlerinin hayat branşı prim üretiminde bir önceki yıla göre % 18 oranında bir daralma gerçekleşmiş ve prim üretimi 795 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Buna karşılık hayat branşı teknik kârı % 57 oranında artarak 125 milyon TL’ye yükselmiştir. Emeklilik branşında ise bir önceki yıl ortaya çıkan 46 milyon TL tutarındaki zarar bu dönem % 31 oranında gerileyerek 32 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Hayat ve emeklilik şirketlerinin hayat dışı branşlarda gerçekleştirdiği prim üretimi kaza branşında % 23 oranında artarak 49 milyon TL’ye yükselmiştir. Hastalık/sağlık branşında ise hayat şirketlerinin üretimi % 31 oranında artarak 236 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Hayat ve emeklilik şirketleri, ferdi kaza sigortasında 13 milyon TL kâr elde ederken, hastalık-sağlık branşında ise 3 milyon TL zarar ile karşı karşıya kalmışlardır. Hayat ve emeklilik şirketleri 158 milyon TL yatırım gelirlerine karşılık 59 milyon TL yatırım gideri yapmış ve 1 milyon TL tutarında diğer faaliyetlerden kaynaklanan giderlerin de eklenmesiyle, 2014 yılının ilk çeyreğini 99 milyon TL mali kâr ile kapatmışlardır. Bu kapsamda yatırım gelirleri % 13, yatırım giderleri % 26 artış gösterirken; diğer faaliyetlerden gelir ve giderler % 95 oranında azalmıştır. m UZMAN GÖZÜYLE 2013 yılı Dünya Sigorta Raporu Ersin TÜVAR Türkiye Sigorta Birliği / Bölüm Yöneticisi wiss Re tarafından hazırlanan 2013 yılı Dünya Sigorta Raporu 25 Haziran 2014 tarihinde yayınlanmıştır. Raporda global ekonominin 2013 yılında % 2,5 büyüme gösterdiği, sigorta sektörünün toplam prim üretiminde ekonomik büyümenin altında kalarak % 1,4’lük bir artış kaydettiği vurgulanmıştır. S Hayat Gelişmiş Piyasalar Gelişmekte Olan Piyasalar Dünya % -0,2 % 6,4 % 0,7 Hayat Dışı Toplam % 1,1 % 8,3 % 2,3 % 0,3 % 7,4 % 1,4 Hayat sigortalarında 2013 yılındaki büyüme, 2012 yılındaki % 2,3’lük artışın altında seyrederek % 0,7 olarak gerçekleşmiştir. Hayat dışı sigortalar ise 2012 yılına (% ,2,7) paralellik göstererek 2013 yılında % 2,3 oranında büyüme performansı göstermiştir. Raporda dikkat çeken başlıca göstergeler ve Türkiye’nin dünya pazarındaki durumuna ilişkin değerlendirmeler aşağıda belirtilmektedir. Toplam Sigorta Prim Üretimi Gelişimi 2013 yılında toplam sigorta prim üretimi % 1,4’lük bir artış göstererek 4.641 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve geçen seneki büyüme oranı olan % 2,5’in altında bir gelişim göstermiştir. Gelişmiş piyasalar % 0,3 oranında büyüme göstermiş ve prim üretimi 3.853 milyar dolar olmuştur. Dünya pazarındaki payı ise 1 puan gerileyerek % 83’e düşmüştür. Gelişmekte olan piyasalar ise % 7,4’lük büyüme oranı ile 788 Türkiye, toplam sigorta faaliyetlerinde reel olarak gerçekleştirmiş olduğu % 13,2’lik büyüme ile gerek Dünya piyasalarının sigortacılıktaki büyümesini gerekse gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranını geride bırakmıştır. 12,7 milyar dolar prim üretimi ile Dünya pazarındaki payımız % 0,27’ye yükselmiştir. milyar dolara ulaşmış ve dünya büyüme oranını üstünde bir performans göstermiştir. Dünya pazarındaki payını ise 1 puan arttırarak % 17’ye yükseltmiştir. 2013 toplam sigorta prim üretimi (s.28) incelendiğinde, ABD’nin sigorta prim üretimindeki % 2,5’lik düşüşünün büyüme üzerinde büyük oranda negatif etki yarattığı görülmektedir. Avrupa 2012 yılında prim üretiminde % 1,2’lik küçülme yaşamasına karşın 2013 yılında % 2,2’lik büyümeye dönmüştür. Bu büyümede, özellikle % 11,9’luk bir büyüme gerçekleştiren İtalya’nın ve prim üretimini % 2,8 oranında artıran Fransa’nın katkısı büyüktür. Türkiye ise toplam sigorta faaliyetlerinde reel olarak gerçekleştirmiş olduğu % 13,2’lik büyüme ile gerek Dünya piyasalarının sigortacılıktaki büyümesini gerekse gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranını geride bırakmıştır. 12,7 milyar dolar prim üretimi ile Dünya pazarındaki payımız % 0,27’ye yükselmiştir. 27 UZMAN GÖZÜYLE 2013 Yılı Toplam Sigorta Prim Üretimi Bölge Sıralama Ülke Kuzey Amerika 1 ABD 9 Kanada Toplam Latin Amerika ve Karayipler 12 Brezilya 26 Meksika 34 Arjantin Diğer Ülkeler Toplam Avrupa 3 İngiltere 5 Fransa 6 Almanya 7 İtalya 10 Hollanda 14 İspanya 38 Türkiye Diğer Ülkeler Toplam Asya 2 Japonya 4 Çin 8 Güney Kore 11 Tayvan 15 Hindistan Diğer Ülkeler Toplam Afrika 18 Güney Afrika 53 Fas Diğer Ülkeler Toplam Okyanusya 13 Avustralya 40 Yeni Zelanda Diğer Ülkeler Toplam Dünya Gelişmiş Piyasalar Gelişmekte Olan Piyasalar Toplam Hayat Sigortaları Prim Gelişimi Hayat sigortalarında yazılan primler 2013 yılında % 0,7‘lik artış göstererek, 2012 yılındaki % 2,3’lük büyümenin gerisinde kalmış ve üretim 2.608 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Özellikle gelişmiş piyasalarda görülen durağanlaşma 2013 yılında hayat sigortalarındaki büyümeyi baskı altında tutmuştur. Gelişmiş piyasalar 2012 yılında göstermiş oldukları % 1,9’luk artışın ardından, 2013 yılında % 0,2 28 2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) 1.259.255 125.344 1.384.599 88.931 27.354 17.317 50.198 183.800 329.643 254.754 247.162 168.554 101.140 72.510 12.700 445.236 1.631.699 531.506 277.965 145.427 90.977 65.576 167.329 1.278.780 54.121 3.180 15.124 72.425 78.309 10.913 416 89.638 3.853.267 787.674 4.640.941 2012 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) Enflasyona göre Düzeltilmiş Büyüme (%) 1.272.724 -2,5 124.637 2,7 1.397.361 -2,0 82.184 12,5 24.012 6,5 15.487 8,7 47.574 169.257 9,4 322.013 1,2 237.605 2,8 232.432 1,3 143.986 11,9 95.854 -0,4 72.179 -4,2 11.014 13,2 425.601 1.540.684 2,2 626.703 1,5 245.363 8,4 152.976 -8,0 87.752 3,4 65.830 1,2 154.674 1.333.298 2,4 54.365 10,7 3.017 0,8 14.090 71.472 10,2 76.034 7,8 10.430 2,2 415 86.879 7,2 3.870.861 0,3 728.089 7,4 4.598.951 1,4 Dünya Piyasasındaki Payı (%) 27,13 2,70 29,83 1,92 0,59 0,37 3,96 7,10 5,49 5,33 3,63 2,18 1,56 0,27 35,16 11,45 5,99 3,13 1,96 1,41 27,55 1,17 0,07 1,56 1,69 0,24 1,93 83,03 16,97 100,00 oranında küçülmeye maruz kalmıştır. Gelişmekte olan piyasalar ise hayat sigortalarındaki prim üretimini geçen yıla göre artırarak % 5,2’den % 6,4’e yükseltmiştir. Hayat sigortalarında yazılan primler ülkeler açısından incelendiğinde, özellikle ABD’de yaşanan % 7,7’lik düşüş dünyadaki gelişimi önemli ölçüde etkilemiştir. ABD’de yaşanan bu daralmanın en temel sebebi 2012 yılında yazılan büyük kurumsal sözleşmelerin, 2013 yılında yazılamaması olmuştur. Bu anlaşmaların etkisi göz ardı edildiğinde bile ABD 2013 yılında hayat sigortalarında % 1,6’lık küçülme yaşamıştır. Avrupa ise 2012 yılında hayat sigortalarında yaşadığı % 2,2’lik küçülmenin ardından 2013 yılında % 3,8’lik büyüme gerçekleştirmiştir. Bu gelişmeye en büyük katkıyı % 21,1’lik büyüme gösteren İtalya ve % 52,2 reel prim artışına ulaşan Portekiz sağlamıştır. 2013 yılında hayat sigortalarında % 1 büyüyen Asya, durağan bir dönem geçirmiştir. Türkiye ise hayat sigortalarında % 16,3 ile geçen yılki % 6,8’lik büyüme performansının çok üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir. 2013 yılında dünya piyasasındaki payı % 0,07 olan Türkiye’nin hayat sigortalarındaki prim üretimi 1,8 milyar dolara ulaşmıştır. 2013 Yılı Hayat Sigortaları Prim Üretimi Bölge Sıralama Ülke Kuzey Amerika 1 ABD 10 Kanada Toplam Latin Amerika ve Karayipler 12 Brezilya 30 Meksika 35 Şili Diğer Ülkeler Toplam Avrupa 3 İngiltere 4 Fransa 6 İtalya 7 Almanya 13 İrlanda 16 İsviçre 45 Türkiye Diğer Ülkeler Toplam Asya 2 Japonya 5 Çin 8 Güney Kore 9 Tayvan 11 Hindistan Diğer Ülkeler Toplam Afrika 15 Güney Afrika 51 Fas Diğer Ülkeler Toplam Okyanusya 14 Avustralya 46 Yeni Zelanda Diğer Ülkeler Toplam Dünya Gelişmiş Piyasalar Gelişmekte Olan Piyasalar Toplam 2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) 532.858 52.334 585.193 49.417 12.470 6.986 11.490 80.363 222.893 160.156 117.978 114.349 46.929 34.227 1.780 248.415 946.727 422.733 152.121 91.204 75.013 52.174 105.168 898.413 44.556 1.023 4.360 49.939 45.641 1.694 120 47.455 2.200.249 407.842 2.608.091 2012 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) Enflasyona göre Düzeltilmiş Büyüme (%) 568.877 -7,7 52.390 2,0 621.266 -6,9 44.784 14,7 10.857 7,3 6.719 2,8 10.207 72.567 12,2 214.625 2,6 147.900 3,9 93.091 21,1 106.620 2,2 42.832 5,5 33.195 2,2 1.506 16,3 241.236 881.005 3,8 499.046 1,4 141.123 3,1 100.685 -12,4 72.521 3,2 52.752 0,5 94.929 961.056 1,0 43.760 13,2 1.024 -4,5 4.135 48.919 12,8 43.686 9,4 1.654 0,0 121 45.461 9,0 2.247.245 -0,2 383.029 6,4 2.630.274 0,7 Dünya Piyasasındaki Payı (%) 20,43 2,01 22,44 1,89 0,48 0,27 3,08 8,55 6,14 4,52 4,38 1,80 1,31 0,07 36,30 16,21 5,83 3,50 2,88 2,00 34,45 1,71 0,04 1,91 1,75 0,06 1,82 84,36 15,64 100,00 29 UZMAN GÖZÜYLE Hayat Dışı Sigortalar Prim Gelişimi Hayat dışı prim üretimindeki gelişme Dünya büyüme oranının gerisinde kalmıştır. 2012 yılında % 2,7 oranında üretim artışı gösteren sektörün büyüme oranı, 2013 yılında yavaşlayarak % 2,3 oranında büyümüştür. 2013 yılında hayat dışı prim üretimi 2.033 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Gelişmiş piyasalar durağan bir dönem geçirerek % 1,1 oranında büyüme yaşamışlardır. Gelişmekte olan ülkelerde hayat dışı sigorta primleri ise 2012 yılındaki % 9,3’lük büyümenin ardından 2013 yılında % 8,3’lük büyüme ile yükselişine devam etmiştir. Amerika’nın hayat dışı sigorta primlerinde % 1,7’lik yükseliş gösterdiği 2013 yılında, Avrupa 2013 yılında sabit bir dönem geçirmiştir. Asya 2013 yılında hayat dışı sigortalarında % 6’lık büyüme yaşamıştır. Bu büyümede, özellikle Çin’in hayat dışı sigortalar prim üretiminde % 15,5 artış ile göstermiş olduğu performans etkili olmuştur. Türkiye hayat dışı sigortalarda da % 12,7’lik büyüme göstererek 2013 yılında başarılı bir performans sergilemiştir. Dünya piyasasındaki payını 2013 yılında % 0,46’dan % 0,53’e yükselterek, 10,9 milyar dolar prim üretimi gerçekleştirmiştir. 2013 Yılı Hayat Dışı Sigortalar Prim Üretimi Bölge Sıralama Ülke Kuzey Amerika 1 ABD 8 Kanada Toplam Latin Amerika ve Karayipler 11 Brezilya 18 Meksika 19 Arjantin Diğer Ülkeler Toplam Avrupa 2 Almanya 5 İngiltere 6 Fransa 7 Hollanda 10 İtalya 12 İspanya 24 Türkiye Diğer Ülkeler Toplam Asya 3 Çin 4 Japonya 9 Güney Kore 17 Tayvan 21 Hindistan Diğer Ülkeler Toplam Afrika 28 Güney Afrika 48 Fas Diğer Ülkeler Toplam Okyanusya 13 Avustralya 29 Yeni Zelanda Diğer Ülkeler Toplam Dünya Gelişmiş Piyasalar Gelişmekte Olan Piyasalar Toplam 30 2013 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) 726.397 73.010 799.407 39.513 14.884 13.957 35.083 103.437 132.813 106.750 94.598 75.135 50.576 38.647 10.920 175.533 684.972 125.844 108.773 54.223 15.954 13.401 62.171 380.366 9.565 2.157 10.763 22.485 32.667 9.219 296 42.182 1.653.018 379.832 2.032.850 2012 Yılı Prim Üretimi (Milyon Dolar) Enflasyona göre Düzeltilmiş Büyüme (%) 703.847 1,7 72.247 3,2 776.094 1,9 37.400 9,8 13.155 5,7 12.358 9,8 33.777 96.690 7,2 125.811 0,6 107.389 -1,8 89.705 1,1 71.475 -0,8 50.895 -5,0 38.411 -4,0 9.508 12,7 166.485 659.679 0,0 104.240 15,5 127.657 2,0 52.292 0,3 15.231 4,5 13.078 4,1 59.744 372.242 6,0 10.606 0,3 1.992 3,5 9.955 22.553 2,1 32.348 5,7 8.776 2,6 294 41.418 5,1 1.623.616 1,1 345.060 8,3 1.968.677 2,3 Dünya Piyasasındaki Payı (%) 35,73 3,59 39,32 1,94 0,73 0,69 5,09 6,53 5,25 4,65 3,70 2,49 1,90 0,53 33,70 6,19 5,35 2,67 0,79 0,66 18,71 0,47 0,11 1,11 1,61 0,45 2,08 81,32 16,68 100,00 2013 Yılı Kişi Başına Düşen Sigorta Prim Üretimi 2013 yılında kişi başına düşen sigorta prim üretimi istatistiklerine bakıldığında, dünya genelinde kişi başına düşen prim üretimi hayat sigortalarda 366 dolar, hayat dışı sigortalarda 266 dolar olmak üzere toplamda 652 dolardır. Gelişmiş piyasalarda kişi başına düşen hayat sigorta primi 2074 dolar, hayat dışı sigortalarda 1547 dolardır. Gelişmekte olan piyasalarda ile sırasıyla 67 ve 62 dolardır. Bu durum gelişmekte olan piyasalardaki potansiyeli ortaya koymaktadır. Türkiye sigorta toplamında, gelişmekte olan ülke ortalamalarının 166 dolar ile biraz üzerinde olsa da, kişi başına düşen hayat prim üretimi 23 dolar ile gerek dünya gerekse gelişmekte olan ülkelerin kişi başına düşen hayat prim ortalamalarının oldukça altında kalmıştır. Hayat dışı sigortalarda ise kişi başına düşen 143 dolar prim ile gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir seviyede kalmış, ancak dünya ortalamasının altında seyretmiştir. Bu durum önümüzdeki yıllarda Türkiye’de prim üretiminde yaşanan artışların devam edeceği beklentisini yaratmaktadır. 2013 Yılı Kişi Başına Düşen Prim Üretimi Bölge Sıralama Ülke Kuzey Amerika 11 ABD 15 Kanada Toplam Latin Amerika ve 24 Bahamalar Karayipler 35 Trinidad veTobago 36 Şili Toplam Avrupa 1 İsviçre 2 Hollanda 3 Danimarka 4 Finlandiya 5 Lüksemburg 7 İngiltere 62 Türkiye Toplam Asya 6 Hong Kong 10 Japonya 12 Tayvan 17 Singapur 20 Güney Kore Toplam Afrika 30 Güney Afrika 38 Mauiritius Toplam Okyanusya 16 Avustralya 23 Yeni Zelanda Toplam Gelişmiş Piyasalar Dünya Gelişmekte Olan Piyasalar Toplam 2013 Yılı Toplam 2013 Yılı Hayat 2013 Yılı Hayat Sigortalarda Kişi Sigortalarında Kişi Dışı Sigortalarında Başına Düşen Başına Düşen Kişi Başına Düşen Prim Üretimi (Dolar) Prim Üretimi (Dolar) Prim Üretimi (Dolar) 3.979 3.563 3.938 1.839 688 664 300 7.701 6.012 5.780 5.073 5.003 4.561 166 1.833 5.002 4.207 3.886 3.251 2.895 303 1.025 552 66 3.528 2.423 2.429 3.621 1.684 1.488 1.664 408 261 396 131 4.211 1.546 4.093 4.109 2.749 3.474 23 1.076 4.445 3.346 3.204 2.388 1.816 213 844 382 46 2.056 376 1.286 2.074 2.296 2.075 2.273 1.431 427 268 169 3.490 4.466 1.687 963 2.254 1.087 143 758 557 861 682 863 1.079 91 181 170 21 1.472 2.047 1.143 1.547 129 652 67 366 62 285 Not: İlgili raporun tamamına http://tsb.org.tr/images/Documents/sigma3_2014_en.pdf adresinden 2013 Yılında Yaşanan Katastrofik Hasarlar 2013 yılında afetlerden kaynaklı sigortalı ve sigortalı olmayan tahmini 140 milyar dolar hasar meydana gelmiş ve 196 milyar dolar olan 2012 yılının ve 10 yıllık ortalama olan 190 milyar doların altında gerçekleşmiştir. 2013 yılında yaşanan en büyük doğal afet Filipinler’de meydana gelen Haiyan Kasırgası’dır. Sigorta sektörüne doğal afetlerin vermiş olduğu zarar 37 milyar dolarken, insan kaynakları afetlerden sektör 8 milyar dolar kayıp yaşamıştır. En büyük sel hasarları Avrupa ve Kanada’ da; dolu, rüzgâr ve fırtına olayları Avrupa’da; kasırga olayları ise Amerika’da yaşanmıştır. m ulaşılabilir. 31 GÜVENCE HESABI Kusurlu sürücü veya işletenin ölümü halinde; Güvence Hesabı’nın Sorumluluğu... A. Kadir KÜÇÜK Güvence Hesab› Müdürü usurlu araç sürücüsü ve işletenin kaza sonucu ölümü halinde Trafik Sigortası nedeniyle sigortacının ve Güvence Hesabı’nın sorumluluğu konusu gerek Yargıtay gerekse sigorta sektörü açısından değişik kararlara ve uygulamalara neden olmuştur. Sigorta sektörü bu durumlarda tazminat ödemelerinin yapılmasına karşı çıkarken, oluşan Yargıtay içtihatları da değişkenlik arz etmektedir. K Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 1995 yılında verdiği kararla (Yargıtay 11. H. D. 1995/2056 E.- 3648 K. 17.04.1995 T.) sürücünün ölümü halinde hak sahiplerinin işletenden ve sigortacıdan tazminat alabilecekleri yönünde karar vermiştir. Bu kararın temel dayanağı sürücünün bedeni zararlarının ödenmeyeceğine ilişkin olarak kanunda ve genel şartlarda hüküm bulunmaması ve hak sahiplerinin üçüncü kişi olduklarından kusurlu sayılamayacaklarıdır. YARGITAY KARARININ GEREKÇESİ Aynı daire ve devamında bu konuları inceleyen 17. Daire bu karardan dönerek sürücü ve işletenin ölümü halinde hak sahiplerinin sigortacıdan tazminat talep edemeyecekleri yönünde karar vermişlerdir. Bu kararların gerekçesi ise; kimsenin kendi kusurundan yaralanamayacağı, sürücünün kusuru hak sahiplerine yansıyacağından sürücünün talep edeceğinden daha fazlasını talep edemeyeceklerine dayanmaktadır. 32 Güvence Hesabı, Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği zorunlu sigortası bulunmayan araçlar için ödeme yaptıktan sonra, zarara neden olan ve zorunlu sigortası yapılmamış aracın işletenine, sürücüsüne, diğer sorumlulara ve bunların mirasçıları dahil mevzuat gereği rücu etmek ve ödediği tazminatları tahsil etmek durumundadır. Yargıtay 11. H.D. 2007/2596 E.-2008/939 K. ve 15.07.2008 T. kararının gerekçesi; “Bilindiği gibi Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası KTK’nun 91/1’nci maddesi uyarınca işletenlerin aynı Kanun’un 85/1’nci maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türüdür. KTK’nun 85/1’nci maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağını öngörmüştür. Yani KTK’nun 91’nci maddesine göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içinde üzerine almış bulunmaktadır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92’nci maddesinde araç sürücüsünün bu kapsam dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi genel şartlarda da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün ölümü nedeniyle işletenin ve onun sigortacısının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus zarar verici bir olay sonucu ölen sürücünün ekonomik desteğinden yoksun kalanların uğradıkları zarar ölen sürücünün değil destekten yoksun kalanların bir başka ifadeyle işletene göre üçüncü kişi konumunda olanların üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yoluyla meydana gelen zarardır ve destekten yoksun kalanlar bu zararlarının tazmini için zarar sorumlusundan istemde bulunabilirler. Ancak yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmayıp sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanamayacak olmalarına, bu itibarla işletenin destek sağlayan kişiye karşı öne sürebileceği defileri destekten yoksun kalanlara karşı da ileri sürebilecek olmasına göre, işleten zararın oluşunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürerek Borçlar Kanunu’nun 44/1 nci maddesi gereğince tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebilir. Açıklanan bu ilkeler karşısında trafik kazası sonucu ölen sürücünün desteğinden yoksun kalanla- rın sorumluluk sigortacısına yöneltebilecekleri yansıma yoluyla oluşan zararla ilgili tazminat istemlerinin tutarı, işletene karşı ileri sürebilecekleri tutar kadardır. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir.” şeklinde ifade edilmektedir. DEĞİŞEN İÇTİHAT KARARLARI Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011 yılından bu yana oluşturduğu içtihatlarla (Örnek; Y.H.G.K. 2011/17-142 E. ve 2011/17-787 E. sayılı kararları) sürücünün tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazalarında, sürücünün veya araçta yolcu olarak bulunan işletenin ölmesi halinde, sürücünün veya işletenin hak sahiplerine destekten yoksun kalma tazminatı ödeneceği yönünde karar vermekte ve ilgili hukuk daireleri de içtihatları da kararlarını bu yönde değiştirmiş bulunmaktadır. Genel Kurul 2011/17-787 E. sayılı kararında; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu 33 GÜVENCE HESABI Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü uygundur.” şeklinde hüküm oluşturmaktadır. Sürücü ve işletenin yaralanma sonucu oluşan zararlarını sigortacıdan talep hakları bulunmamakla birlikte, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu kararlarla, hem işletenin ve hem de sürücülerin kusurlarından dolayı meydana gelen trafik kazalarında hayatlarını kaybetmeleri sonucu bunların desteğinden yoksun kalanlar, üçüncü kişi konumunda kabul edilmiş ve bu kişilere destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesinin yolu açılmıştır. GÜVENCE HESABI’NIN DURUMU Güvence Hesabı ise Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği zorunlu sigortası bulunmayan araçlar için ödeme yaptıktan sonra, zarara neden olan ve zorunlu sigortası yapılmamış aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara ve bunların mirasçıları dahil mevzuat gereği rücu etmek ve ödediği tazminatları tahsil etmek durumundadır. Türk Borçlar Kanunu'nun 135’inci ( Mülga Borçlar Kanunu'nun 116’ncı ) maddesine göre, alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının bir şahısta birleşmesi borcu sona erdiren sebeplerdendir. Kusurlu araç sürücüsü ve işleteninin hak sahiplerinin aynı zamanda mirasçıları olmaları durumunda Güvence Hesabı’na başvuran hak sahipleri aynı zamanda Güvence Hesabı’nın rücu borçlusu olmaktadırlar. Ödeme yapılması durumunda yine aynı kişilere rücu 34 edileceğinden davacıların tazminat hakları ortadan kalkmaktadır. Bu konuda Güvence Hesabı aleyhine açılan davalarda ve Sigorta Tahkim Komisyonu (Güvence Hesabı 16.01.2013 tarihinde Komisyona üye olmuştur.) dosyalarında, Güvence Hesabı aleyhine karar verildiği gibi taleplerin ret edildiği kararlar da bulunmaktadır. Güvence Hesabı aleyhine karar verilirken genelde destek tazminatının mirasçılık esasına göre değil fiili desteklik durumuna göre belirlendiği gerekçesine dayanılmaktadır. MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR Taleplerin ret edildiği kararlar da ise talep sahiplerinin aynı zamanda Güvence Hesabı’nın rücu edeceği kişiler olmaları nedeniyle alacaklı borçlu sıfatının birleştiği ve borcun ortadan kalktığı gerekçesi ileri sürülmektedir. Bu kararların birçoğu temyiz edilmiş olup Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları henüz netleşmiş bulunmamaktadır. Güvence Hesabı’nın sorumluluğuna ilişkin olarak verilen kararlarda şu yanılgıya düşülmektedir; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına katılmamakla birlikte, temel dayanak noktamız Güvence Hesabı’nın sorumlu olup olmadığı değil, talep sahibinin alacağını ortadan kaldıran bir sebebin varlığıdır. Destek tazminatı hesaplanırken mirasçılık esas alınmasa dahi Güvence Hesabı ödediği her tazminat için sürücü ve işletenin mirasçılarına rücu edecektir. Bundan dolayı, hak sahiplerinin aynı zamanda mirasçı oldukları durumlarda bu kişiler tazminat alacaklısı olmakla birlikte Güvence Hesabı’na borçlu da olacaklardır. Burada söz konusu olan tazminat hakkının doğumundan sonra onu ortadan kaldıran bir hukuki sebebin varlığıdır. Bu sebebi görmezden gelerek Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğuna karar vermek Borçlar Kanunu’na aykırı kararların doğumuna neden olacaktır. Temennimiz konunun mevzuatta yapılacak değişiklikle bir an önce açıklığa kavuşmasıdır. m SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU Sigorta tahkiminde itiraz mekanizması İbrahim TAŞBAŞI Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü igortacılık, güven unsuruna dayanan bir hizmet sektörüdür. Bu sebeple hemen hemen bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sigortacılık, özel bir düzenleme, gözetim ve denetime tabi tutulmuştur. Gözetim ve denetimler genel olarak sigorta şirketlerinin her an için yeterli ödeme gücüne sahip olmalarını ve devlet tarafından belirlenen kurallar içinde faaliyet göstermelerini sağlamak amacına yöneliktir. Gözetim ve denetim sayesinde, sigorta kuruluşları ile sigortalılar ve diğer hak sahipleri arasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar önemli ölçüde azaltılsa da tam olarak ortadan kaldırılamamaktadır. O halde sigortalıların ve diğer hak sahiplerinin mağduriyetlerinin S İtiraz mekanizması, uyuşmazlığın tarafları nezdinde sigorta tahkim sistemine olan güvenin arttırılması yanında, sigorta tahkim sisteminin gelişmesine ve olgunlaşmasına da katkı sağlamaktadır. İlk kararda gözden kaçırılmış ya da yanlış yorumlanmış bir husus olmuşsa, itiraz aşamasında tekrar değerlendirilmektedir. önüne geçilebilmesi ve sigortacılık sistemine olan güvenlerinin arttırılması için, uyuşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuşturulması da büyük önem taşımaktadır. Sigortacılıkta tahkim sisteminin kuruluşundan önce, sigortalılar ve diğer hak sahipleri ile riski üstlenen sigorta kuruluşları arasındaki uyuşmazlıklar sadece adli yargı mekanizmalarıyla çözümlenmekte, yargılamanın uzun zaman alması zararın telafisini geciktirmekte ve sigortalıların mağduriyetine yol açmakta idi. Bu sebeple, 2007 yılında çıkarılan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile tahkim müessesi oluşturulmak suretiyle, sigortacılık alanında yaşanan uyuşmazlıkların, daha kısa sürede ve düşük maliyetli bir çözüme kavuşturulması amaçlanmış, bu amacı gerçekleştirmek üzere Sigorta Tahkim Komisyonu kurulmuş, sigorta hakemleri atanmış ve 2009 yılından itibaren tahkim sistemi uygulamaya sokulmuştur. 35 SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEMLİĞİ Tahkim sisteminin kurulduğu 2007 yılında, sistemin kendi içinde ikinci bir kontrol mekanizması olan itiraz hakemliği öngörülmemişti. Bunun bir eksiklik olduğu kısa sürede fark edilmiş ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinde 03.04.2013 tarihli ve 6456 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle sigortacılıkta itiraz hakemliği oluşturulmuştur. Buna göre beş bin Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilmekte ve itiraz üzerine, daha önce verilmiş olan hakem kararının icrası durmaktadır. İtiraz talebi, münhasıran bu talepleri incelemek üzere oluşturulan hakem heyetlerince incelenmekte ve işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilmektedir. Kırk bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar için itiraz üzerine verilen kararlar kesin olup, kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilmektedir. HAKEM HEYETİ Sigorta tahkiminde itiraz mekanizmasını getiren madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, itiraz taleplerinin hızla çözüme kavuşturulması gereken ve uzmanlık gerektiren bir husus olması sebebiyle itiraz mekanizması da sigorta tahkim sistemi içinde kurulmuştur. Sigorta tahkimine hakim olan; uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve düşük maliyetli bir çözüme kavuşturulması ilkesi, itiraz aşaması için de geçerlidir. Bugün itibariyle en yüksek itiraz başvuru ücreti 300 Türk Lirası ve azami karar verme süresi iki aydır. İtiraz başvuruları, en az üş kişiden oluşan itiraz hakem heyeti tarafından karara bağlanmaktadır. Sigorta hakemleri için aranan mesleki deneyim süresi sigorta hukuku için en az beş yıl sigortacılık için en az on yıl iken, itiraz hakem heyetinde yer alanlarda aranan mesleki deneyim süresi sigorta hukuku için en az on yıl sigortacılık için en az on iki yıldır. 36 Sigorta hakemleri tarafından verilen kararlar gibi itiraz hakem heyetleri tarafından verilen kararlar da gerekçeli olarak yazılmaktadır. İlk kararı veren hakem veya hakem heyeti, itiraz hakem heyeti kararını da görmekte ve uyuşmazlık konusuna ilişkin kendi yaklaşımı ile itiraz hakem heyetinin yaklaşımını karşılaştırma, kendi yaklaşımını tekrar gözden geçirme imkanına sahip bulunmaktadır. 2013 yılında oluşturulan itiraz mekanizması, karar süresinin kısa ve başvuru maliyetinin düşük olması sebebiyle yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Komisyonumuz, itiraz başvurularını 2013 yılının son çeyreğinden itibaren almaya başlamış olup, 2014 yılı Haziran ayı sonu itibariyle itiraz başvurularının sayısı, 587’ye yükselmiştir. Komisyona Yapılan Başvurular (Ocak-Haziran 2013) 2014 yılının ilk beş aylık diliminde Komisyon'a 3.450 başvuru yapılmış olup, başvuruların 3.255’i (% 93,90) hayat dışı branşlardan, 205 adedi ise (% 6,10) hayat branşından gerçekleşmiştir. Komisyona yapılan başvurulara ilişkin ayrıntılı istatistiki bilgiler aşağıda sunulmuştur. Karşılaştırmalı Başvuru Sayıları (2011-2012-2013 Ocak-Haziran) 2012, 2013 ve 2014 yıllarının ilk beş aylık diliminde Komisyon'a yapılan başvuruların karşılaştırmalı sayıları aşağıdaki grafikte verilmiştir. Bu çerçevede, Komisyon'a 2014 yılının ilk beş aylık diliminde yapılan başvurular 2013 yılına göre % 105, 2012 yılına göre ise % 296 oranında artış göstermiştir. 3,450 1,682 871 2012 2013 2014 Başvuruların poliçe bazında dağılımı Başvuruların Bölge Bazında Dağılımı Mayıs 2013 itibariyle yapılan başvuruların poliçe türlerine göre dağılımına ilişkin grafik aşağıda verilmiştir. Söz konusu grafik incelendiğinde, trafik ve kasko poliçelerine ilişkin uyuşmazlıkların Komisyon'a yapılan başvurular içinde % 70’in üzerindeki payının devam ettiği görülmektedir. Başvuruların coğrafi bölgelere göre dağılımını gösteren grafik aşağıda verilmiştir. Grafiğin incelenmesinden başvuruların % 44,71’inin Marmara Bölgesi’nden yapıldığı, Marmara Bölgesi’ni %16,21’lik payla Ege Bölgesi ve % 12,40 ile İç Anadolu Bölgesi’nin takip ettiği görülmektedir. 2,38 2,46 2,83 5,72 3,90 5,53 TRAF‹K KASKO KREDİ YANGIN İSTİHDAM DİĞER 18,24 2,42 12,40 44,71 14,82 68,36 16,21 Başvuruların il bazında dağılımı Başvuruların illere göre dağılımına ilişkin grafik aşağıda verilmiştir. Komisyon'a şu ana kadar 81 ilden de başvuru yapılmış olup, 3 büyük ilin (İstanbul, Ankara, İzmir) başvurular içindeki payı % 52,47’dir. MARMARA BÖLGESİ KARADENİZ BÖLGESİ EGE BÖLGESİ DOĞU ANADOLU BÖLGESİ İÇ ANADOLU BÖLGESİ GÜNEY DOĞU ANADOLU AKDENİZ BÖLGESİ BÖLGESİ Hakem kararlarının sonuçlarına göre dağılımı 34,24 33,86 2,50 3,00 3,00 3,173,63 Sigorta hakemlerince toplam 8.129 uyuşmazlık karara bağlanmış olup, söz konusu kararların sigortalı talebinin tamamen kabul edilmiş, kısmen kabul edilmiş veya tamamen reddedilmiş olmasına göre dağılımı aşağıda verilmiştir. m 10,68 5,93 İSTANBUL ANKARA İZMİR İÇEL ANTALYA BURSA KOCAELİ DENİZLİ DİĞER 2.992 2.762 2.375 KABUL KISMİ RED 37 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ Teknolojinin sigortacılığa etkisi tartışıldı Oracle öncülüğünde ‘Sigorta ve Bireysel Emeklilik Zirvesi’ Ayd›n SATICI Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürü igorta yönetici ve çalışanlarına yönelik hazırlanan “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Zirvesi”nde teknolojik değişimleri fırsata çevirmenin yolları konuşuldu. S 13 Mart 2014 tarihinde Oracle’ın öncülüğünde düzenlen “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Zirvesi” sigorta sektörünün önde gelen firma ve üst düzey yöneticilerine ev sahipliği yaptı. Four Seasons Hotel Bosphorus’ta gerçekleşen zirvede hızla gelişen teknolojinin sigortacılığa etkisi, 38 dijitalleşmeyle birlikte sektördeki değişim ve rekabet ortamında sigortacılığın yeri ve Oracle teknolojileriyle gerçekleşen başarılı projeler gibi konular masaya yatırıldı. SEKTÖRE YÖN VERENLER PANELİ Açılış konuşmaları ve çeşitli sunumların yapıldığı toplantıda öğleden sonra düzenlenen ve moderatörlüğünü Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) Merkez Müdürü Aydın Satıcı’nın yaptığı “Sektöre Yön Verenler” paneli düzenlendi. Allianz Türkiye CEO’su Solmaz Altın, Fiba Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Ömer Mert, Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin ve Zurich Sigorta CEO’su Yılmaz Yıldız’ın panelist olarak yer aldığı panelde, sigorta sektörü BT yatırımları ve stratejileri tartışıldı. Sunumların yanı sıra katılımcılarla farklı teknolojik deneyimler paylaşılarak yeni projeler için yeni fikirler üretildi. SİGORTACILIĞIN KALBİNDE DÖNÜŞÜM Toplantıda ayrıca SBM IT Servis Yönetimi Direktörü Bülent Geçkin “Sigortacılığın Kalbinde ‘Dönüşüm’” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, kuruluşundan bu yana SBM’nin geçirdiği değişim ve dönüşümlerden söz eden Geçkin, yeni uygulamalar ve gelecek dönem SBM projeleri hakkında da bilgiler verdi. Sunumda dikkat çeken ve büyük bir heyecanla sergilenen başarı öykülerinden biri de Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'nde gerçekleşen Exadata ve Veriambarı geçişi oldu. Veritabanı sisteminin Oracle Exadata yapısına geçişi ile de yüksek performans sağlayan, güvenli, hızlı, sağlam ve yüksek kapasiteli mimariye geçiş yapıldı. Aydın SATICI SBM Müdürü 2013’te gerçekleştirilen Exadata ve Veriambarı projesi hem SBM hem de sektör adına birçok faydayı beraberinde getirdi. SBM Veri Ambarı'nın Exadata platformuna ve ODI aracına geçişiyle birlikte yüksek erişilebilirlik, kesintisiz yedekleme, daha hızlı ve hatasız iş geliştirme, daha kaliteli ve tutarlı veri, daha güçlü ve gerçek zamanlı testlerin yapılabilmesi sağlandı. SBM IT Servis Yönetimi Direktörü Bülent Geçkin 39 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ SBM’ye Tunus’tan ziyaret SBM’ye yurt dışı kurumlarından ziyaretler devam ediyor. unus Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve Tunus Sigorta Birliği ile Star Insurance, Biat Insurance ve Tunus Sigorta yetkilileri, SBM’ye Ocak ayında bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette Tunus Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nden Hafedh Gharbi, Kamel Abdeljaouad, Ahmed Hadroug, Star Insurance CEO’su Lassaad Zarrouk, BIAT Insurance CEO’su Muhammed Hedi Saadaoui, Tunus Sigorta Birliği’nden Abdelaziz Derbal ve Tunus Sigortacılık Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyesi Zaher Thabti Ftusa yer aldı. T Tunus’ta, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne benzer bir organizasyon kurmayı hedefleyen heyet, SBM ve TSB ile iş birliği yaparak Türkiye’nin TRAMER ve SBM tecrübelerinden yararlanmak istediklerini belirtti. 40 Toplantıda, Sigortacılık Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Karasu SBM’nin tarihçesini konuklara anlatarak Trafik Sigortası istatistik bilgilerini paylaştı. Karasu’nun ardından SBM Merkez Müdürü Aydın Satıcı SBM’nin organizasyon yapısı, misyon ve vizyonu hakkında bilgiler verdi. SBM İş Analizi Müdürü Ahmet Güneş ise katılımcılara Türkiye’deki trafik sigortası tarifesinin yapısını anlatırken, SBM’nin 2014 yıldız projesi olan Mobil Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının tanıtım sunumunu yaptı. Tunus heyeti ilerleyen dönemde SBM ile iş birliği yapma niyetlerini ve ziyaretin çok verimli olduğunu dile getirdi. Aydın Satıcı da kardeş ülke Tunus’a her zaman destek olabileceklerini ve böyle bir işbirliğinden memnuniyet duyacaklarını ifade etti. Yanlış sigorta uygulamaları şirketlere açıldı BM bünyesinde bulunan Suiistimal ve Gözetim Birimi sektöre büyük fayda sağlayacak “Yanlış Sigorta Uygulamaları (YSU)” raporlarını şirketlerin kullanımına açtı. Böylece, SBM’de toplanan Kaza Tespit Tutanağı (KTT), Sigorta Suiistimalleri Bilgi Paylaşım Sistemi (SİSBİS), Hasar ve Poliçe bilgilerinden oluşturulan YSU raporları ile şirketlerde bulunmayan, sadece SBM’nin sağlayabileceği veriler şirketlere sunuluyor. YSU raporlarına SBM resmi web sitesinden yetkili kullanıcı girişiyle, İş Zekası-Yanlış Sigorta Uygulamaları (YSU) klasöründen ulaşılabilir. S Trafik poliçesi biten ve başka bir şirketten poliçe yaptırdıktan sonra eski poliçesine geçmişe dönük hasar ihbarı yapılan dosyalar “Geçmişe Yönelik Hasar Bildiriminde Bulunanlar” raporunda listelenmiştir. Bu durumdaki poliçeler için yeni poliçeyi düzenlemiş olan şirket, zeyil düzenleyerek prim farklarını sigortalıdan talep edebileceği tutarları ve kademe farklarını görebilir. KASKOSUNA BAŞVURMAYANLAR Kazaya karışmış ve kusurlu olan bir aracın karşı tarafa kendi trafik sigortasından yüksek hasar ödemesi yaptığı durumlarda, kendi aracında da bir hasar olduğu düşünülür ve varsa kendi kasko poliçesinden kendi hasarını gidermesi beklenir. Bu senaryodan yola çıkarak “Kaskosuna Başvurmayanlar” raporu oluşturulmuş, Kaza Tespit Tutanağı olan, hasar ihbarında bulunan ve kusurlu olan sigortalılardan; kaskoları bulunduğu halde kaskolarına başvurmayanlar listelenmiştir. Örnek olarak bu raporda karşı tarafta kamyon-otobüs ile kaza yaparak 4 bin TL üzeri hasar ödemesi yapıp kendi kaskosu olduğu halde kaskosuna başvurmayan otomobillere ait poliçeler listenebilir. “Senaryo Bazında Hasar Dosya Listesi” raporunda, şirketlerden gönderilen KTT kayıtlarındaki senaryolar temel alınarak kazaya karışan araçların incelemeleri yapılmıştır. Senaryolar isteğe göre seçilebilir ve çeşitli filtreler uygulanarak şirketin senaryoları rapora uygulanabilir Senaryolara uygun otomatik oluşturulan listede, senaryo sayısına göre en riskli olandan başlayarak listelenir. Trafik sigortasında prim karşılaştırma imkanı Sigorta şirketlerinin son 30 gün içerisinde düzenledikleri poliçelerin primlerini sorgulayıp karşılaştırma yapabilirsiniz. atandaşların kullanımına açılan SBM ekranlarında, sigorta şirketlerinin son 30 gün içerisinde düzenledikleri trafik poliçelerinin asgari, azami ve ortalama primleri sorgulanarak karşılaştırma yapılabiliyor. V Uygulamaya SBM resmi web sayfasında (www. sbm.org.tr), ana sayfa üzerindeki “Online İşlemler” menüsünden “Trafik Prim Karşılaştırması” adımı ile erişilebilir. Bu sayfada il, araç türü, sigortalı türü, araç markası, model yılı ve basamak numarası bilgileri ile sorgulama yapılabilmekte ve şirketlerin son 30 gün içerisinde düzenledikleri poliçelerin asgari, azami ve ortalama primleri şirket bazlı olarak listelenmektedir. Bu sayede sigortalılar sigorta şirketlerinin aynı özelliklere sahip poliçelerinin primlerini karşılaştırıp, seçim yapabilmek için daha fazla bilgiye ulaşabilirler. 41 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ KTT, telefonlardan doldurulacak Kaza Tespit Tutanağı 2014 yılının son çeyreğinde, SBM’nin geliştirdiği mobil uygulama sayesinde akıllı telefonlardan düzenlenebilecek. rafikte en az iki aracın maddi hasarlı bir kazaya karışmaları sonucu, tarafların anlaşması durumunda polis çağırmadan aralarında düzenleyebildikleri Kaza Tespit Tutanağı (KTT) uygulamasında yeni bir dönem başlıyor. T Kaza Tespit Tutanakları 2014 yılının son çeyreğinde, SBM’nin geliştirdiği mobil uygulama sayesinde akıllı telefonlardan düzenlenebilecek. Kaza Tespit Tutanağı Mobil Uygulama ile vatandaşlar yazılı formlara ihtiyaç duymadan akıllı telefonlarından kolaylıkla tutanak tutabilecekler. Yaklaşık 4 yıl önce trafikte kaza sonrası beklemelerin ve zaman kayıplarının önüne geçilmesi için yalnızca maddi hasar ile sonuçlanan kazalarda, 42 tarafların anlaşmalı olarak kendi aralarında tutanak tanzim etmeleri mümkün hale getirilmişti. Vatandaşlar için oldukça faydalı olan bu uygulamanın ne yazık ki zamanla bazı yavaşlatıcı etkileri olduğu görüldü. Araç içerisinde sürekli güncel bir KTT formu bulundurmak, tutanak için gerekli diğer evrakların kopyalarının hazır tutulması bunlardan bazıları. Artık her türlü işlemin mobil telefonlarla kolayca yapılabildiği günümüzde kaza tutanağı doldurma işlemi de SBM’nin geliştirdiği uygulama sayesinde mobil telefonlardan yapılabilecek. Tutanak hazırlama sürecini minimuma indirgeyen uygulama, önümüzdeki aylarda vatandaşların hizmetine sunulacak. AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA AB piyasasında operatörler ve dağıtım kanalları Müge Soysal TSB Avrupa Birliği ve Uluslararas› ‹lişk iler Uzman› igorta şirketleri Avrupa’da faaliyet gösteren sigorta şirketi sayısı 2010 yılından beri azalma göstermektedir. Söz konusu azalma, 2012 yılında da devam etmiş olup şirket sayısı % 1,4 oranında azalarak 5.300’e gerilemiştir. Avrupa’daki toplam şirket sayısındaki azalma, en büyük piyasalardaki şirket sayısında kaydedilen düşüşten (Almanya’da -% 2; İsveç ve Fransa’da -% 7; İsviçre’de ise -% 1,4) kaynaklanmaktadır. Toplam şirket sayısındaki azalma bir diğer büyük piyasa olan Birleşik Krallık’ta kaydedilen % 3’lük büyüme ile az da olsa dengelenmiştir. S Sigorta şirketi sayısı açısından en fazla pazar payına sahip Birleşik Krallık’ta şirket sayısı 1. 247’ye ulaşmış olup Birleşik Krallık’ı 570 şirket ile Almanya (% 11 pazar payı ile) ve 405 şirket ile ise Fransa (% 8 pazar payı ile) takip etmektedir. DAĞITIM KANALLARI Sigorta ürünlerinin dağıtımı ulusal piyasalar ve ürün çeşitlerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Buna göre sigorta ürünlerinin dağıtımında şirketlerden sonra temel dağıtım kanalları brokerler, acenteler ve bankasüranstır. Söz konusu dağıtım kanallarındaki değişikliklere düzenleyici ve teknolojik gelişmelerin olduğu kadar tüketici talepleri ve seçimlerindeki değişimler de yön vermektedir. Düzenleme tarafında gözden geçirilen Sigorta Aracılar Direktifi ve Perakende Yatırım Ürünleri Direktifi gibi Avrupa Birliği seviyesindeki girişimlerin mevcut dağıtım kanalı yapısı üzerinde etkili olması beklenmektedir. Ulusal düzeydeki bazı düzenleyici geliş- Sigorta ürünlerinin dağıtımı ulusal piyasalar ve ürün çeşitlerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Buna göre sigorta ürünlerinin dağıtımında şirketlerden sonra temel dağıtım kanalları brokerler, acenteler ve bankasüranstır. melerin de dağıtım kanallarını etkileyeceği düşünülmektedir. Sigorta ürünlerinin internet ve cep telefonları gibi yenilikçi yollarla satışının şirketler tarafından çoklu kanal stratejileri üretilmesi suretiyle dağıtım kanalları üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Söz konusu gelişmelerin internette fiyat kıyaslaması yapan siteleri kullanan tüketicilerin davranışları üzerinde de etkisi olacağı beklenmektedir. Bu akımın motorlu taşıt sigortası gibi belirli ürünlerde geçerli olması öngörülmektedir. Bir sonraki bölümde yer alan inceleme, Avrupa’da hayat ve hayat-dışı primlerinin elde edilmesinde hangi dağıtım kanallarının kullanıldığını göstermektedir. Dağıtım kanallarında yapılan sınıflandırma ülkeleri kıyaslamak ve mevcut verileri dikkate almak üzere tasarlanmıştır. Bazı ülkeler için kategoriler ayrıntı yetersizliği nedeniyle birleştirilmiştir. A. HAYAT SİGORTASI DAĞITIM KANALLARI Avrupa’da hayat sigortası ürünlerindeki başlıca dağıtım kanalı bankasürans olup bankasüransı brokerler, acenteler ve doğrudan satış takip etmektedir. Bankasürans, bazı hayat sigortası piyasalarında sahip olduğu büyük pazar payı nedeniyle 43 AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA bu alandaki en yaygın dağıtım kanalı olmaya devam etmektedir. 2011 yılında bankasürans aracılığıyla Portekiz ve İtalya’da hayat primlerinin % 70’inden; Fransa’da % 60’ından; Avusturya’da ise % 50’sinden fazlası elde edilmiştir. Bankasürans kanalının bu ülkelerde önemli paya sahip olması, bu sistemin başladığı 80’li yıllarda henüz sigorta şirketlerinin yoğunluk oranının düşük olması ve bankacılık sektörünün yerel şubelerle birlikte ulusal piyasalarda sahip olduğu güçlü konum ile açıklanmaktadır. Sigorta satışının bankalar aracılığıyla mümkün hale getirilmesi ve kredi piyasalarındaki serbestleşme kısa sürede bankasüransın pazar payının yükselmesine neden olmuştur. Bankasüransın bu ülkelerde önemli yer tutmasının bir diğeri nedeni ise tüketicilerin farklı ürünleri tek bir yerel müesseseden ediniyor olabilmesi ile açıklanmaktadır. Diğer yandan, bankasüransın Birleşik Krallık ve Almanya gibi ülkelerde sınırlı kullanılan bir dağıtım kanalı olduğu dikkat çekmektedir. Bu durum, acente ve brokerler gibi geleneksel dağıtım kanallarının 80’li yıllarda bu ülkelerde iyi penetrasyon oranına sahip olmaları ile açıklanmaktadır. Buna ek olarak bankasüransın Slovenya, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkelerde nadiren kullanıldığı görülmektedir. Bunun nedeni bankasüransın bu ülkelerde yeni gelişmeye başlaması ve hayat sigortası piyasasının söz konusu ülkelerde izlediği yavaş büyüme ile ilişkilendirilmektedir. Avrupa’da Hayat Sigortası Dağıtım Kanalları 2011 % 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 AT BE BG DE ES Doğrudan satış FR HR IE Acente IT LU MT Broker NL PL PT Bankasürans Birleşik Krallık'ta bankasürans diğer kanallara dahil edilmiştir. Hollanda'da acenteler ve bankasürans brokerlere dahil edilmiştir. Slovakya'da acenteler brokerlere dahil edilmiştir. İspanya ve Romanya'ya ilişkin veriler 2010 yılına aittir. 44 RO SE SI Diğer SK TR UK Hayat sigortası ürünlerinin dağıtımında brokerlerin ikinci lider dağıtım kanalı olduğu görülmektedir. Buna göre brokerlerin 2011 yılında % 74’lük pazar payı ile en fazla Birleşik Krallık’ta etkili olduğu dikkat çekmektedir. Acenteler ise Almanya (% 50 pazar payı ile), Bulgaristan, Malta ve Lüksemburg (her biri % 60 pazar payı ile) ve Slovenya’da (% 80 pazar payı ile) hakim konumda bulunmaktadır. Doğrudan satış ise Hırvatistan ve Polonya’da en sık kullanılan dağıtım kanalıdır. B. HAYAT-DIŞI SİGORTA DAĞITIM KANALLARI Hayat-dışı branşta ise acenteler sigorta ürünlerinin dağıtımında hakim konuma sahiptir. Acenteleri, brokerler, doğrudan satış ve bankasürans takip etmektedir. 2011 yılında acentelerin pazar paylarının İtalya, Almanya ve Portekiz’de azalmasına karşın acenteler bu piyasalarda halen yaygın olarak kullanılmaktadır. Buna göre hayat-dışı poliçele- rinin İtalya’da % 80’inden fazlası; Almanya’da % 60’ından fazlası; Portekiz’de ise % 50’sinden fazlası acenteler tarafından satılmaktadır. Brokerler ise Birleşik Krallık (% 56), Belçika (% 61) ve Bulgaristan (% 45) gibi ülkelerde yaygın dağıtım kanalı olarak dikkat çekmektedir. Hayat-dışı branşta doğrudan satışın Hollanda, Finlandiya ve Hırvatistan gibi ülkelerdeki pazar payının 2010 yılına kıyasla azalmasına karşın bu ülkelerdeki hakimiyetini sürdürdüğü dikkat çekmektedir. Birçok Doğu Avrupa ülkesinde daha önce devlete ait olan şirketlerin yüksek pazar paylarına sahip olması ile birlikte bu şirketlerin acente ağları halen önem teşkil etmektedir. Buna karşın, bu ülkelerin birçoğunda acente ağlarının pazar payının alternatif ağlardan kaynaklanan sert rekabet ve piyasanın alternatif dağıtım kanallarına dayalı şirketlere açılması sonucunda gerilediği görülmektedir. m Hayat-dışı Sigorta Dağıtım Kanalları 2011 100 % 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 AT BE BG DE ES FI FR HR IE IT Acente Kaynak: Insurance Europe, “European Insurance in FiguresStatisticsBroker no.48” Doğrudan LU MT NL PL Bankasürans PT RO SI SK TR Diğer satış Hollanda'da acenteler ve bankasürans brokerlere dahil edilmiştir. İspanya, İrlanda ve Romanya'ya ilişkin veriler 2010 yılına aittir. Kaynak: Insurance Europe, “European Insurance in Figures- Statistics no.48” 45 TSEV ‘Temel Sigortacılık Eğitim Programı’ başlıyor Prof Dr. Suna SEL ÖZYÜK Türk Sigor ta Ens ti tü sü Va k›f Mü dü rü yılında açılan ve sigorta şirketlerinin genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, diğer yöneticileri ve uzmanları olmak üzere birçok mezun veren “TSEV Temel Sigortacılık Eğitim Programı”nın, 32. döneminin kayıtları Ağustos’ta başlıyor. 1970 Eylül ayında başlayacak olan Program; katılımcılara, sigortacılık konusunda Türkiye’deki en kapsamlı ve güncel bilgiye ulaşma fırsatının yanı sıra alanının önde gelen deneyimli uzmanlarının bilgi ve deneyimlerinden yararlanma fırsatı veriyor. Bununla birlikte, sigorta ve farklı sektörlerden gelen katılımcıların bir araya geldiği bir platform yaratarak, profesyonel yaşamda önem arz eden bir ilişki ağı kurmalarına da olanak sağlıyor. Bir akademik yıl süren ve iki dönemden oluşan programın ilk döneminde sigortacılık mesleğine Eylül ayında başlayacak olan Program; katılımcılara, sigortacılık konusunda Türkiye’deki en kapsamlı ve güncel bilgiye ulaşma fırsatının yanı sıra alanının önde gelen deneyimli uzmanlarının bilgi ve deneyimlerinden yararlanma fırsatı veriyor. ilişkin genel konularda öğrenim imkanı sunulurken, ikinci dönemde öğrenciler, çalışma veya ilgi alanlarına göre programdaki 6 teknik branştan (Yangın ve Mühendislik Sigortaları, Kaza Sigortaları, Nakliyat Sigortaları, Hayat Sigortaları, Sağlık Sigortaları, Muhasebe) bir tanesini seçerek uzmanlık eğitimlerine devam ediyorlar. Gece ve gündüz olmak üzere iki grup olarak açılacak olan Temel Sigortacılık Eğitim Programı dersleri gündüz grubu için 13:30-16:30 ve gece grubu için 17:00-20:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Aktüer adayları için ‘matematik’ eğitimi zmanlık Eğitim Programları kapsamında düzenlenen aktüer adaylarına yönelik eğitim programlarından " Matematik" eğitimi 12 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında TSEV'de gerçekleşecek. Eğitimde "Hayat Tek ve Çok Değişkenli U 46 Fonksiyonlar, Cebirsel Olmayan Fonksiyonlar, Sonsuz Seriler, Fonksiyon Dizileri ve Yakınsaklık Testleri, İntegral ve Çok Katlı İntegraller, Diferansiyel Denklemler, Doğrusal Cebir" konuları ele alınacak. Yüksek lisans kayıtları başlıyor ürk Sigorta Enstitüsü Vakfı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliği ile açılan "Sigortacılık" ve "Sigorta ve Risk Yönetimi" Yüksek Lisans Programlarının, 2014-2015 akademik yılı kayıtları Ağustos ayında başlıyor. Eylül ayında ise mülakatların ardından kesin kayıtlar tamamlanacak ve eğitimler başlayacak. İlk öğrencilerini T 2013-2014 akademik yılı içerisinde alan ve 3 yarıyıl devam eden "Sigortacılık" ve "Sigorta ve Risk Yönetimi" Yüksek Lisans Programlarının 16-20 Haziran arasındaki final sınavları ile II. yarıyılı tamamlandı. III. yarıyılı Ocak 2015'te başarı ile tamamlayan öğrenciler yüksek lisans diploması almaya hak kazanacak. 47 TSEV Kısa süreli eğitim programları açıklandı isan - Mayıs - Haziran döneminde 20 Kısa süreli eğitim programını 153 katılımcı ile gerçekleştiren TSEV, Temmuz, Ağustos, Eylül dönemine ait zengin içerikle oluşturduğu eğitim takvimini duyurdu. N Genel Sigortacılık Eğitimleri kapsamında “Yönetici Sorumluluk Sigortaları”, “Kredi Ticari Alacak Sigortaları”, “Bilgi İşlemcilere Yönelik Sigortacılık”, “Ürün Mali Sorumluluk Sigortası”; Sigorta Branşı Eğitimleri kapsamında “Sağlık Sigortalarında Fraud Uygulamaları”, “Sigorta Sektöründe Hasar Departmanı ve Müşteri ile İş Ortakları (Acente-Eksper-Tamirhane-Asistans Hizmeti) İlişkileri ve Yönetimi”, “Destekten Yoksun Kalma Tazminat ve Zarar Hesapları”,“P&I Sorumluluk (Kulüp) Sigortaları”, “Nakliyat Sigortalarında Rücu, Hasar Uygulamalarında Belgelerin Önemi ve Örnek Mahkeme Kararları”; Mevzuat – Hukuk Eğitimleri kapsamında “Örnek Olaylarla Sigorta Tahkim Komisyonu Kararları (Sorumluluk, Ferdi Kaza)”, “Hasar Dosyaları İnceleme”, “Hayat ve BES Vergi Uygulamaları” gibi birçok eğitim yer alıyor. Diğer taraftan eğitim takviminde “MuhasebeFinans Eğitimleri”, “Satış-Pazarlama Eğitimleri”, “Kişisel Gelişim” ana başlıklarında da kısa süreli eğitim programları mevcut. KSEP Takviminde yer alan Sigorta Branşı Eğitimleri’nden "Destekten Yoksun Kalma Tazminat ve Maluliyet Tazminatları ”eğitiminde Trafik (ZMSS) ve İşveren Mali Sorumluluk (İMSS) Sigortalarında oluşan iş ve trafik kazaları kaynaklı, ölüm ve sakatlıkla ile sonuçlanan bedeni hasarlarda, destekten yoksun kalan kişilere veya sakat kalan kişilere ödenecek tazminat hesapları detaylı olarak ele alınıyor. Yine takvimde yer alan Satış-Pazarlama Eğitimleri’nden “Müşteri Yaşam Döngüsü Odaklı Pazarlama” eğitiminde ise “Müşteri Yaşam Döngüsü & Sigorta Ürünlerinin Eşleşmesi”, “Türkiye Demografik Verileri ile Sigorta Ürünlerinin Eşleşmesi” gibi alt başlıklar ile sigortacılıkta satış yaklaşımına farklı bir bakış açısı sunuluyor. Temmuz-Eylül döneminde ayrıca Pazarlama ve Satış departmanlarında çalışanlara yönelik "Pazarlama Stratejisi ve Pazar Yönetiminin Temelleri", “Pazarlama Planı ve Kampanya Yönetimi ve Pazar Araştırması Temelleri”, “Müşteri Memnuniyeti Yönetimi” eğitimlerine de yer veriliyor. Sigortacılık Doktora Programı açılıyor stanbul Ticaret Üniversitesi tarafından açılacak ve Türkiye’nin bu konudaki ilk ve tek doktora programı olacak olan, “Sigorta ve Risk Yönetimi Doktora Programı” ile vizyon sahibi, sigorta ve risk yönetiminin ulusal ve uluslararası alanda analizini yapabilen, bilimsel düşünce yöntem ve araştırma tekniklerini bilen mezunlar yetiştirilmesi planlanıyor. İ Program kapsamında, “Bilimsel Düşünce Yöntemleri”, “Küreselleşme, Rekabet ve Türk 48 Sigorta Sektörünün Analizi”, “Küreselleşme ve Türk Sigortacılığında Risk Yönetiminin Analizi”, “Kantitatif Teknikler ve Finansal Bilimlerde Uygulaması”, “Bilimsel Araştırma Teknikleri” gibi zorunlu derslerin yanı sıra “Kurumsal Risk Yönetimi”, “Sigortacılıkta Risk Yönetimi”, “Finansal Piyasalar ve Kurumlar” gibi seçmeli dersler de yer alıyor. Doktora programına başvurular, Ağustos ayında İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne yapılacak. ‘Mevzuat Uyum Eğitim Programları’ tamamlandı azine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü sektörü pek çok farklı alanda etkileyen mevzuat değişikliklerine yönelik çalışmalar gerçekleştirirken, TSEV de bu süreçte sektörü bu konulara yönelik eğitimler organize ederek destekliyor. Bu kapsamda düzenlenen Mevzuat Uyum Eğitim Programlarının 2014 yılı birinci döneminde toplam 9 eğitim programı ve 300’ün üzerinde katılımcı ile açıldı. H Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü temsilcileri ve üst düzey yöneticilerinin katılımı ile sektörün profesyonellerini bir araya getiren ve 2014 yılının Mayıs-Haziran ayları içerisinde gerçekleştirilen eğitim programlarında; sektörü yakından ilgilendiren 2014 yılında yayınlanan Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nin yanı sıra artan teknoloji ile sigorta sektörü için daha da önemli hale gelen mesafeli satış konusuna açıklık getirmek üzere yayınlanmış olan sigortacılık kapsamında değerlendirilecek faaliyetlere, tüketici lehine yapılan sigorta sözleşmeleri ile mesafeli akdedilen sigorta sözleşmelerine ilişkin yönetmeliğe yer verildi. Program kapsamında ayrıca Bireysel Emeklilik Sistemi’nde yer alan şirketlerin fon büyüklüğünün artışında önemli bir rol oynayacak olan dernek, vakıf ve sandıklardan aktarım konusunda yayınlanmış olan dernek, vakıf, sandık ve diğer kuruluşlardan Bireysel Emeklilik Sistemi’ne aktarımlara ilişkin sektör duyurusu ve genelge değerlendirildi. Mevzuat Uyum Eğitim Programlarının, 2014 yılı bahar dönemi, diğer konu başlıklarından “Özel Sağlık Sigortaları Uygulamaları”, “Tüketicinin Korunması ve Türk Ticaret Kanunu Açısından Bilgilendirme Yönetmeliğinin Değerlendirilmesi”, “Sigorta Ettirenin Prim Ödeme Borcu”, “Sözleşmenin Yapılması Esnasındaki Beyan Yükümlülüğü” ve “Bireysel Kredilere Bağlantılı Sigortacılık Uygulamaları” ile tamamlandı. İkinci dönemi Ekim itibariyle başlayacak olan Mevzuat Uyum Eğitim Programları ile ilgili detaylı bilgiye www.tsev.org.tr adresinden ulaşılabilir. 49 TSEV İleri düzey eğitim programları katılımcılarına sertifika igortacılık alanında çalışan orta düzey ve üst düzey yöneticiler ile deneyimli personelin ileri düzey teknik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak üzere TSEV tarafından 2009 yılından beri düzenlenen İleri Düzey Sigortacılık Eğitim Programlarının 2013-2014 dönemi tamamlandı. Bu yıl beşinci dönemi gerçekleştirilen “Yangın ve Mühendislik Sigortaları Branşı” birincisi Ziraat Sigorta’dan Arzu Gezmiş; dördüncü dönemi ger- S çekleştirilen “Kaza ve Sorumluluk Sigortaları Branşı” Ziraat Sigorta’dan Gülçin Arıoğlu, Mapfre Genel Sigorta’dan Berkcan Demirtaş ve Ergo Sigorta’dan Azilem Elçin Çelik birinciliği paylaşırken, üçüncü dönemi gerçekleştirilen “Muhasebe ve Finans Branşı” birincisi Milli Reasürans’tan Kâmil Sertuğ Sunay ve üçüncü dönemi gerçekleştirilen “Reasürans Branşı” birincisi Ergo Sigorta’dan Buket Işık oldu. 6. Bowling Ligi ödül töreni yapıldı Mart’ta başlayan TSEV Türk Sigorta Sektörü 6. Bowling Ligi 28 Mayıs’ta oynanan yedinci oyunları ve ödül töreni ile son buldu. Final oyunlarının Sigorta Haftası’na denk gelmesi nedeniyle son oyunlar ve ödül törenine “Sigortacılık Haftası Kutlamaları” eşlik etti. 5 “Sigortacılık Haftası Kutlamaları” çerçevesinde düzenlenen canlı müzik ve maskeli balo partisinde oyuncular ile sektörden katılımcılar düzenlenen etkinliklerle keyifli dakikalar geçirdi. 50 TSEV Türk Sigorta Sektörü 6. Bowling Ligi’nin Şampiyon Yıldız Takımı Allianz Sigorta olurken, birinciliği AkSigorta aldı. İkincilik ve üçüncülük ise Anadolu Sigorta’ya ait. Dereceye giren oyuncularımız ise: En iyi kadın oyuncu dalında birinci AkSigorta takımından Eylem Verim, ikinci Vakıf Emeklilik takımından Çiler Tek, üçüncü ise AkSigorta takımından Zeynep Tuna oldu. En iyi erkek oyuncu dalında ise birinci Aviva Sigorta takımından Ozan Hantal, ikinci Allianz Sigorta 1. Takım’dan Murat Metinol, üçüncü ise Anadolu Sigorta 2.Takım’dan Naci Yılmaz oldu. Diğer taraftan Vakıf Emeklilik takımından yine Çiler Tek High Score dalında ödül kazanırken yine Aviva Sigorta takımından Ozan Hantal ve SFS Danışmanlık Bilgi İşlem San. Takımından Erdem Demirtaş, High Strike dalında birinciliği paylaşarak ödül sahibi oldular. Tüm takımlarımızı tebrik ediyor, 2015’te TSEV Türk Sigorta Sektörü Bowling Ligi’ne katılımlarını heyecanla bekliyoruz. m 51 SEGEM Sigorta Haftası, III. Ulusal Sigorta Sempozyumu ile başladı; Sigorta ve BES’te dağıtım kanalları tartışıldı Turan ÖZ SEGEM / Mü dür yılı Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında 26 Mayıs 2014 tarihinde T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Sigorta Birliği'nin katkılarıyla SEGEM tarafından "Sigorta ve Bireysel Emeklilik Sektöründe Dağıtım Kanalları" konulu III. Ulusal Sigorta Sempozyumu düzenlendi. 2014 InterContinental İstanbul Hotel’de gerçekleştirilen sempozyuma sigortacılık düzenleme ve denetleme kurumu temsilcileri, sigorta sektörü yöneticileri, akademisyenler ve basın temsilcileri olmak üzere yaklaşık 300 kişi katılım gösterdi. Sempozyum, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş, Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı 52 InterContinental İstanbul Hotel’de gerçekleştirilen sempozyuma Sigortacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu temsilcileri, sigorta sektörü yöneticileri, akademisyenler ve basın temsilcileri olmak üzere yaklaşık 300 kişi katılım gösterdi. Ragıp Yergin ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Yardımcısı ve SEGEM Yönetim Komitesi Üyesi Ender Yorgancılar’ın yaptığı açılış konuşmaları ile başladı. DAĞITIM KANALLARI Açılış konuşmalarının ardından "Dünya’da ve Türkiye’de Dağıtım Kanalları" konulu 1. oturuma geçildi. Başkanlığını Güneş Sigorta Genel Müdürü ve SEGEM Yönetim Komitesi Üyesi Serhat Süreyya Çetin’in yaptığı oturumda T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü ve SEGEM Yönetim Komitesi Başkanı Dr. Ahmet Genç “Türk Sigorta ve Bireysel Emeklilik Sektöründe Dağıtım Kanallarına İlişkin Düzenleyici Çerçeve”, Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan “Dağıtım Kanallarında Yeni Trendler”, AKSigorta Genel Müdürü Uğur Gülen “Dağıtım Kanallarında Prim Üretimi ve Kârlılığın Artırılması” ve Deloitte Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer “Sigorta Sektöründe Alternatif Dağıtım Kanalları” başlıklı konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. DAĞITIM KANALLARINDA YENİ DÖNEM Öğle yemeği için verilen aranın ardından “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanallarında Yeni Dönem” konulu 2. oturum başladı. Başkanlığını Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Vekili Mehmet Kalkavan’ın yaptığı bu oturumda da T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Arif Hikmet Cesur “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanallarında Denetim”, AvivaSA Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Meral Eredenk “Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanalları: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkan Hüseyin Kasap “Acente Kanalıyla Dağıtım: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Brokerler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Genç “Brokerler Kanalıyla Dağıtım: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ve TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Başkanı Yalçın Kaya “Eksperlerin Dağıtım Kanallarından Beklentileri” başlıklı konuşmalar yaptılar. Sorucevap bölümünü takiben sempozyum son buldu. 53 SEGEM Türkiye genelinde öğrencilere yönelik resim yarışması sonuçlandı “Sigorta Güvencemizin Anahtarı!” EGEM, Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında ortaokul çağındaki çocukların sigorta kavramı ile tanışmasına, bu konuda düşünmeye ve düşüncelerini resim yoluyla ifade etmeye teşvik edilerek sigorta konusundaki bilgi ve farkındalıklarının arttırılmasına katkı sağlamak amacıyla, Türkiye genelinde 5, 6, 7 ve 8. sınıf ortaokul öğrencilerine yönelik “Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu bir resim yarışması düzenledi. S Yarışma yurt genelinde yoğun ilgi gördü. Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Avcı başkanlığında toplanan ve Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Sigorta Birliği, SEGEM temsilcileri ile bir görsel sanatlar öğretmeninden oluşan jüri, zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından Trabzon Cudibey Ortaokulu 7/L sınıfı öğrencisi Hümeyra Bekar’ın eserini birinciliğe layık buldu. BİRİNCİ TRABZON’DAN SEGEM Resim Yarışmasının ödül töreni ve sergi açılışı, 30 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul’da SEGEM’in yerleşik olduğu TOBB Plaza’da gerçekleştirildi. Ödül töreninde, eseri birinciliğe layık bulunan Trabzon Cudibey Ortaokulu 7/L sınıfı öğrencisi Hümeyra Bekar’a ödülünü ve plaketini Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreter Vekili Mehmet Kalkavan verdi. Daha sonra, Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Avcı, Türkiye Odalar ve Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında ortaokul çağındaki çocukların sigorta kavramı ile tanışması için “Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu bir resim yarışması düzenlendi ve birinci Trabzon Cudibey Ortaokulu’ndan Hümeyra Bekar oldu. Borsalar Birliği Sigortacılık Müdürü Mevlüt Söylemez, Resim Yarışması Değerlendirme Kurulu Üyesi ve Görsel Sanatlar Öğretmeni Esra Banu Zorba Tuncer, Türkiye Sigorta Birliği Kurumsal İletişim Bölüm Yöneticisi Füsun Dedehayır dereceye giren diğer öğrencilere ödüllerini ve plaketlerini verdiler. Ödül törenine katılan öğretmenler ve okul müdürlerine de sertifikaları verildi. 40 ESER SERGİLENDİ Ödül töreninin ardından açılan sergide dereceye giren öğrencilerin resimlerinin yanı sıra sergilenmeye değer bulunan 40 eser daha yer aldı. Katılımcılar bir yandan sergilenen eserleri incelerken bir yandan da klasik eserlerin sunulduğu canlı müziği dinletisini dinleme fırsatı buldu. Öğrenciler ve aileleri ödül töreninin ardından 31 Mayıs 2014 Cumartesi günü kendileri için düzenlenen İstanbul gezisinde Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Meydanı’nı dolaşarak İstanbul’un tarihi ve kültürel yerlerini yakından tanıma imkanı buldular. İstanbul gezisi, Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinlikler ile sona erdi. “Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu resim sergisi, Haziran ayı boyunca Sigortacılık Eğitim Merkezi’nin de yerleşik bulunduğu TOBB Plaza sergi salonunda sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. Resim yarışmasında dereceye giren eserlere www.segemresimyarismasi.com adresi üzerinden ulaşılabilir. 54 SINAV DUYURULARI Acente teknik personel sınavı EGEM, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'na dayanılarak hazırlanan Sigorta Acenteleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında sigorta acenteleri nezdinde teknik personel olarak faaliyette bulunacak kişiler için temel sigortacılık eğitimi düzenliyor. Ankara, Antalya, Diyarbakır, İstanbul Avrupa, İstanbul Anadolu, İzmir ve Trabzon il merkezlerinde 8 Şubat 2014 tarihinde S başlayan ve 4300’ün üzerinde adayın katıldığı birinci dönem eğitimleri, 28 Nisan 2014 tarihinde sona erdi. Eğitimi tamamlayan adaylar 24 Mayıs 2014 Cumartesi günü yapılan merkezi sınava katıldılar. Sınav sonuçları SEGEM internet sitesinden www.segem.org.tr duyuruldu. Sınavda başarılı olan adaylar Sigorta Acenteleri Teknik Personel Sertifikası almaya hak kazandılar. Banka ve özel kurumlar sınavı EGEM tarafından düzenlenen ve 3200’ün üzerinde adayın katıldığı Banka ve Özel Kurumlara Yönelik Teknik Personel Eğitimi 10 Şubat 2014 tarihinde başladı ve 31 Mart 2014 tarihinde sona erdi. Banka ve Özel Kurumlara Yönelik Teknik Personel Eğitimleri, SEGEM tarafından düzenlenen Eğiticinin Eğitimi Programına katılarak Eğiticinin Eğitimi Sertifikası alan eğitimciler tarafından kendi kurumlarında gerçekleştirildi. İki günlük teknik personel eğiti- S mini tamamlayan adaylar, 26 Nisan 2014 tarihinde Antalya, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Trabzon illerinde merkezi bir sınava katıldılar. Sınav sonuçları SEGEM web sitesi www.segem.org.tr üzerinden duyurulmasını takiben sınavda başarılı olan adayların teknik personel sertifikalarının basımı tamamlandı ve çalıştıkları kurumlara gönderildi. Sertifikalarını alan adaylar kurumlarında teknik personel olarak görev alabilecekler. Acenteler ve bankalar için yeterlilik sınavı EGEM, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'na dayanılarak hazırlanan 22.04.2014 tarih ve 28980 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigorta Acenteleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında sigorta acenteleri ve bankalar nezdinde sigorta ürünlerine yönelik pazarlama, bilgilendirme ve satış işlemlerini gerçekleştirecek teknik personel için Teknik Personel Yeterlilik Sınavı düzenleyecek. Bilindiği üzere, ilgili yönetmelik hükümleri gereği kişilerin teknik personel olabilmesi için söz konusu sınavda başarılı olmaları gerekmektedir. S Bu amaçla SEGEM; Ankara, Antalya, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Trabzon il merkezlerinde 2014 yılının belirli dönemlerinde “Teknik Personel Yeterlilik Sınavı’’ düzenleyecek. Sınav dönemlerine ilişkin ayrıntılı bilgiler, sınav dönemlerinden önce SEGEM web sitesi www.segem.org.tr'de yayımlanacak. Birinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı yalnız sigorta acenteleri için Ankara, İstanbul, İzmir il merkezlerinde 19 Temmuz 2014 Cumartesi günü düzenlenecek. Birinci Dönem Teknik 55 SEGEM Personel Yeterlilik Sınavına başvurular 19 Haziran 2014 tarihinde başladı ve 4 Temmuz 2014 tarihinde sona erecek. İkinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı ise bankalar ve sigorta acenteleri için 16 Ağustos 2014 tarihinde Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Trabzon illerinde yapılacak. Adaylar, İkinci dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına 7 Temmuz-31 Temmuz 2014 tarihleri arasında başvurabilecekler. Başvuru ile ilgili ayrıntılı bilgiye SEGEM internet sitesinde yayınlanan "Teknik Personel Yeterlilik Sınavı Başvuru ve Uygulama Kılavuzu"ndan ulaşılabilir. SEGEM ayrıca Teknik Personel Yeterlilik Sınavlarına hazırlanmak isteyen kişiler için “Teknik Personel Yeterlilik Sınavına Hazırlık Eğitimi’’ düzenleyecek. SEGEM’in e-öğrenme platformu olan SEGEM Akademi www.segemakademi.org üzerinden elektronik ortamda gerçekleştirilecek olan eğitimler ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.segem.org.tr ve www.segemakademi.org adreslerinden ulaşılabilir. Acente teknik personel yenileme eğitimleri EGEM, Sigorta Acenteleri Yönetmeliği uyarınca, 2011 yılında düzenlenen Acente Teknik Personel Eğitimlerine katılan kişiler ile 2009 yılında düzenlenen Acente Teknik Personel Eğitimlerine katılan ancak 2012 yılında katılması gereken yenileme eğitimine çeşitli nedenlerle başvuru yapamayan, yenileme eğitiminde başarısız olan veya eğitimi süresi içinde tamamlamayan kişiler için e-öğrenme yöntemiyle yenileme eğitimi düzenliyor. S Eğitime başvurular 3 Mart – 31 Mart 2014 tarihleri arasında tamamlandı. Adaylar, SEGEM Akademi üzerinden, e-öğrenme formatındaki eğitimi 10 Mart – 4 Ağustos 2014 tarihleri arasında tamamlayacaklar. SEGEM Akademi üzerinden yenileme eğitimine katılan acentelere, mesleki bilgilerini arttırmak ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak üzere ayrıca isteğe bağlı (seçmeli) 10 farklı eğitim sunuluyor. Bu eğitimler için ayrıca bir ücret ödemek gerekmiyor. 56 Dileyen acenteler, Apple Market’ten ya da Google PlayStore’dan “SEGEM Akademi” uygulamasını indirerek, eğitimlerini mobil platformda da alabilecekler. Mobil ortamdaki eğitimler, bilgisayarlar üzerinden alınan e-öğrenme eğitimleri ile senkronize olarak çalıştığından, acenteler eğitimlerini gerek bilgisayardan gerek mobil cihazlardan aynı paralelde sürdürebilme olanağına sahip olacaklar. DASK Dereceye girenler “DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması” sonuçlandı… Binalar depreme direniyor, ayakta kalan kazanıyor DASK tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın finali tamamlandı. Birinciliği Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Tweezers takımı aldı. Takım üyeleri 10 bin TL para ödülünün sahibi olurken, üniversitelerine de deprem masası kazandırdı. ürkiye’de ilk kez Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın finali İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Yarışmada, 39 takım kendi tasarladıkları bina modelleriyle depreme meydan okudu. Birinci olan takım, üniversitesine depremi simüle eden sarsma masası kazandırırken, dereceye giren her üç takımın üyeleri para ödülünün sahibi oldu. T DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın amacı, geleceğin inşaat mühendislerinde depreme dayanıklı bina tasarımı becerisini geliştirerek depremin yıkıcı hasara yol açmayacağı bir yapı stoğunun oluşmasına katkı sağlamak. Finalde takımların 5 ayda hazırladığı bina modellerinin depreme dayanıklılık performansları, depremi simüle eden sarsma masasında ölçüldü. İnşaat mühendisliği öğrencilerinden oluşan takımların Maslak’ta bir 57 DASK iş kulesi olarak tasarladıkları bina modelleri, finalde farklı şiddetteki 3 depreme karşı direndi. AÇILIŞI BURHANETTİN AKTAŞ YAPTI Yarışma finalinin açılışını Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş, DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, DASK Yönetim Kurulu Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ile DASK Koordinatörü İsmet Güngör yaptı. Depreme dayanıklı binaların depreme hazır bir Türkiye için önemli olduğunu söyleyen Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş şunları ifade etti: “Depremi engellememiz mümkün değil. Ancak depremin yarattığı can ve mal kayıplarını en aza indirebiliriz. Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması bu amaca hizmet eden bir proje. Bundan sonraki yıllarda da bu yarışmanın gelişerek devam etmesini diliyorum. Toplumda önlem alma bilincini geliştirmek ve doğru tasarlanmış sağlam binanın önemini anlatmak bakımından bu tür çalışmalara ihtiyacımız var. Alınan önlemlere rağmen yine de oluşan bazı maddi kayıplar varsa, bunları da sigorta mekanizması ile gidermemiz gerekir.” SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı ise, İstanbul Kongre Merkezi’ndeki final açılışında DASK’ın kuruluşundan beri pek çok önemli sosyal sorumluluk projesine imza attığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu yarışmayı düzenlemekteki temel amacımız, güvenli yapılaşmaya dikkat çekmek, depreme karşı farkındalığı artırmak ve deprem sigortası yaptırmayı teşvik etmektir. Bunu yaparken ilgi çekici temalar bulmaya ve toplumda olumlu yönde davranış değişikliği meydana getirebilecek projeler üretmeye çalışıyoruz. Bu yarışmayı her yıl geliştirerek düzenli olarak yapmayı planlıyoruz.” DASK Koordinatörü İsmet Güngör ise yaptığı konuşmada DASK’ın, Türkiye’deki 17.7 milyon 58 konuttan yüzde 36’sını, yani yaklaşık 6.4 milyonunu Zorunlu Deprem Sigortası’yla güvence altına aldığı bilgisini verdi. Güngör ayrıca DASK’ın kuruluşundan bugüne kadar 437 depremin zorunlu deprem sigortalı konutlarda neden olduğu küçük, orta ya da büyük düzeydeki hasarlar için 158 milyon lira hasar ödemesi yaptığını belirtti. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KAZANDI DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın finali bina modellerinin teknik değerlendirmesi ve takımların proje sunumlarıyla gerçekleşti. Final etkinliğinin üçüncü gününde ise bina modellerinin sarsılmasına başlandı. 17 Haziran akşamı sona eren yarışmada teknik şartnameye uygunluk, sunum ve depreme dayanıklılık performansına göre üç takım dereceye girmeye hak kazandı. Birinciliği Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Tweezers takımı aldı. Takım üyeleri 10 bin liralık para ödülünün sahibi olurken üniversitelerine de deprem masası kazandırdı. İkincilik ödülünü Dokuz Eylül Üniversitesi alırken üçüncülük ödülü yine Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Portakule takımının oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Portakule takımı, yarışmacıların oylarıyla En İyi Yarışma Ruhu Ödülü’ne de layık görüldü. En İyi Deprem Performansı Özel Ödülü’nü ise Düzce Üniversitesi’nden Grup 81 aldı. En İyi Mimari Özel Ödülü ile En İyi İletişim Berecisi Ödülü Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Grup 33’ün oldu. DASK Genel Sekreteri Serpil Öztürk ödül töreninde yaptığı konuşmada öğrencilere şöyle seslendi: “Sizler Türkiye’nin geleceğini inşa edecek mühendis ve mimar adaylarısınız. Sizlerin özen ve dikkatiyle depremlerin artık afetlere dönüşmeyeceğine inanıyoruz. Beklentimiz, güvenli binalar yapmaya harcadığınız emeği, toplumu bilinçlendirmeye de harcamanız. Ülkemizin yeni güvenli toplum elçileri olarak deprem ve zorunlu deprem sigortası bilincini yaymanız.” 1. Takım 2. Takım 3. Takım Yarışmaya ilk yılında büyük ilgi ABD’de 11 seneden beri düzenlenen yarışmayı Türkiye’ye getirerek bir ilke imza attıklarını söyleyen DASK Yönetim Kurulu Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik de şöyle konuştu: “Yarışmamıza 28 üniversiteden 49 takım proje dosyalarıyla başvurdu. Bu takımlardan 42 tanesi finale kalma başarısını gösterdi. Bugün ise modelini tamamlayan 39 takım yarıştı. İnşaat mühendisi adayı üniversite öğrencilerimizin ve onlara danışmanlık yapan değerli akademisyen arkadaşlarımızın yarışmamıza gösterdiği yoğun ilgiden büyük mutluluk duyuyoruz.” 59 DASK Hedef, 2017’de 10 milyon sigortalı konut DASK’ın tek bir depremdeki ödeme gücünün 12 milyar liraya ulaştığını da vurgulayan DASK Koordinatörü İsmet Güngör şunları ifade etti: “Kuruluşumuzdan bugüne kadar 437 depremin zorunlu deprem sigortalı konutlarda neden olduğu küçük, orta ya da büyük düzeydeki hasarlar için 158 milyon lira hasar ödemesi yaptık. Bu ödemenin 122 milyon lirası Van, 3 milyon lirası Simav için yapıldı. Son yaşanan Gökçeada depreminden sonra da yaklaşık 1200 adet hasar ihbarı aldık.” Güngör, ayrıca, deprem hasarlarının tazminatsız kalmaması için Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaygınlaştırmaya büyük çaba harcadıklarını belirterek “Hedefimiz, 2017 60 sonunda 10 milyon zorunlu deprem sigortalı konuta ulaşmak” dedi. Zorunlu deprem sigortalılık oranı en yüksek iller arasında yüzde 60.2 ile Yalova, yüzde 59.6 ile Bolu, yüzde 56.4 ile Düzce, yüzde 55.3 ile Tekirdağ ilk sıralarda geliyor. Zorunlu deprem sigortalı konut oranı büyük illerden İstanbul’da yüzde 44.5’e, Ankara’da yüzde 43’e, Antalya’da yüzde 40.9’a, İzmir’de yüzde 35.6’ya, Kayseri’de yüzde 28.1’e ulaştı. Yakın zamanda deprem yaşayan illerde de zorunlu deprem sigortalı konut oranı artıyor. Kocaeli yüzde 44.5, Çanakkale yüzde 44.9, Elazığ yüzde 25.9, Kütahya yüzde 25.6, Van yüzde 24.9 ile bu iller arasında yer alıyor. TARSİM Tarımda, kuraklık riskinin sigortalanabilirliği... itkinin suya ihtiyaç duyduğu belirli kritik dönemlerinde yeterli toprak nemi olmadığı zaman meydana gelen tarımsal kuraklık; esas olarak yağış yetersizliğine bağlı su azlığıyla ortaya çıkmakta, tarımsal üretimde azalmaya ve üreticilerin ekonomik kayıplara uğramasına neden olmaktadır. B Tarımsal kuraklık riskinin çeşitli sigorta programları ile sigortalanabilirliğinin değerlendirilebilmesi için öncelikle kuraklık ile tarımsal üretimi etkileyen meteorolojik kaynaklı diğer risklerin tarım sigortası açısından özelliklerinin belirtilmesinde yarar bulunmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çeşitli nedenlerle sigorta kapsamına alınamayan kuraklık gibi katastrofik nitelikli bir risk için daha geniş kitlelere hitap eden, yönetilebilir ve sürdürülebilir bir Tarım Sigortası Programının geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. mesi için öncelikle kuraklık ile tarımsal üretimi etkileyen meteorolojik kaynaklı diğer risklerin tarım sigortası açısından özelliklerinin belirtilmesinde yarar bulunmaktadır. Tarımsal kuraklık riskinin çeşitli sigorta programları ile sigortalanabilirliğinin değerlendirilebil- Tarım sigortasının konusu olan üretim risklerinin özellikleri Tablo 1’de yer almaktadır. Tablo 1: Tarımsal Üretimi Etkileyen Risklerin Tarım Sigortası Açısından Karşılaştırılması Risk Adı • Dolu, • Fırtına, • Hortum, • Don, • Sel ve Su Baskını • Kuraklık Riskin Özellikleri Kısa süre içerisinde gerçekleşen olaylar olup, sınırlı alanlarda etkili olmaktadır. Belirtileri tanımlanabilmekte ve hasar etkileri doğrudan ölçülebilmektedir. Başlangıç ve bitiş tarihi belirsizdir, aylarca sürebilmektedir. Çok geniş alanlarda görülebilmektedir. Hasarın etkisi doğrudan ölçülememekte ve diğer faktörlerin etkisiyle artabilmektedir. Kuraklık Riskinin Çeşitli Sigorta Programları İle Sigortalanabilirliği Kuraklık riski, şiddetine bağlı olarak tüm bitkisel ürünleri etkiyebilmekle beraber, genellikle kuru tarım koşullarında yetiştirilen tarla ürünlerinde daha sık görülmektedir. Bu nedenle bu yazıda özellikle tarla ürünleri için kuraklık riskinin Parsel Bazlı Verim Sigortası veya İndeks Sigortası programları ile sigortalanabilirliği değerlendirilecektir. 1. Parsel Bazlı Verim Sigortası Programı Verim Sigortası Programında söz konusu parselde gerçekleşen verimin tarihsel verim ortalamasının belirlenen bir yüzdesinin altına düşmesi halinde tazminat ödenmektedir. ABD’de tarla ürünlerinde uygulanan Verim Sigortası (MPCI) Programının tipik özelliği; kontrol edilemeyen tüm risklerin teminat kapsa- 61 TARSİM mına alınması, parselin geçmiş yıllardaki verim ortalamasının belirli bir yüzdesinin (% 50-% 70) garanti edilmesi ve hasar tespitlerinin bireysel olarak her parselde nihai verimin tespit edilmesi şeklinde olmasıdır. 62 da ülkede etkin ve yaygın bir şekilde sigortalanamamasının ve hatta genellikle sigortalanabilir olarak görülmemesinin belli başlı nedenleri aşağıda yer almaktadır: İspanya’da ise bazı tarla ürünlerinde “Integral Yield Insurance” şeklinde uygulanan ve başarılı olarak değerlendirilen Verim Sigortası Programında; hasar tespiti yine her parselde verim tespiti şeklinde yapılmakla beraber, işletmede tüm parsellerin son 5 yılın verim ortalamasının % 65’in altına düşmesi halinde tazminat ödemesi söz konusu olmaktadır (Agroseguro, 2004). Yani, kuraklık nedeniyle bir çiftçinin büyüklükleri eşit olan iki parselin birinde ortalama verimin % 50 azalması, diğer parselde % 20 azalması halinde toplam olarak beklenen verimin ortalaması % 65’in üzerinde gerçekleşmesi nedeniyle tazminat ödemesi yapılmamaktadır. · Hasar Tespiti: Kuraklık dışında aşağıda sayılan birçok faktörün verimi etkilemesi dolayısıyla, kuraklık riskinin hasar tespiti karmaşık ve zordur. ∆ İklimsel faktörler (hava sıcaklığı, rüzgar, nispi nem vb.) ∆ Toprak özellikleri (toprağın yapısı, profil derinliği, su tutma kapasitesi) ∆ Arazinin durumu (rakım, topografya, coğrafi konum) ∆ Tarımsal uygulamalar (toprak işleme, ekim zamanı, ekim derinliği, ekim nöbeti, gübreleme, zirai mücadele vb.) ∆ Ürünün çeşit özelliği (bitki su tüketimi, kuraklığa dayanıklılığı, fenolojik özelliği vb.) Ancak, kuraklık riskinin geleneksel sigorta kapsamında Verim Sigortası Programı ile çok sayı- · Moral Risk: Parsel bazında geçmiş yıllara ait kullanılabilir verim kayıtlarının sigortacının elinde bulunmaması nedeniyle moral risk yüksektir. Moral riskin azaltılması için risk kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Risk kontrolleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde arazilerin küçük ve çok parçalı olması nedeniyle masrafların ve dolayısıyla prim fiyatlarının daha da yükselmesine neden olacaktır. · Sigortacı Aleyhine Risk Seçimi: Geçmiş yıllara ait verim kayıtlarının sigortacıda bulunmaması; risklerin parsel bazında doğru bir şekilde sınıflandırılamamasına ve prim fiyatlarının doğru belirlenememesine neden olmaktadır. Bu durum, riskinin az, fakat prim fiyatının yüksek olduğunu düşünen çiftçilerin sigorta yaptırmaması ve sadece risk potansiyeli yüksek çiftçilerin sigorta yaptırması ile sonuçlanmakta ve hasar prim dengesini olumsuz etkilemekte, prim fiyatlarını daha da artırmaktadır. Sonuçta sigorta sürdürülebilir olmaktan çıkmaktadır. · Masrafların Yüksekliği: Özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarım arazilerinin çok küçük, parçalı ve dağınık olması nedeniyle on binlerce tarlada gerçekleştirilecek sigorta işlem- leri, risk kontrolleri ve hasar tespitleri için yapılacak masraflar zaten risk fiyatı yüksek olan kuraklık için prim fiyatlarının daha da yükselmesine neden olmakta ve primler çiftçiler tarafından ödenemez hale gelmektedir. · Finansman ve Risk Transferi: Yüksek prim fiyatının çiftçi tarafından ödenememesi nedeniyle devletin prim desteği kaçınılmaz olmaktadır. Ancak, özellikle gelişmekte olan ülkelerin mali kaynaklarının sınırlı olması, katastrofik nitelikli risklerin finansmanında sıkıntılara neden olmakta ve dolayısıyla sigortalanmasını zorlaştırmaktadır. Diğer taraftan, sigortacının öz kaynaklarının yeterli olmaması ve reasürans teminindeki sorunlar kuraklık riskinin sigorta programına alınmasını zorlaştırmaktadır. · Sürdürülebilirlik: Bir sigorta programının başarılı ve finansal olarak sürdürülebilir olması için orta vadede toplanan primlerin, yapılan ödemelerden daha fazla olacak şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Hazell, sürdürülebilir bir sigorta için orta vadede gerekli olan şartı şu şekilde formüle etmektedir: (M+H)/P < 1 (M = Masraflar, H = Ödenen hasarlar, P = Primler ) Yukarıda açıklanan olumsuzluklar nedeniyle, kuraklık riskinin teminat kapsamına alındığı Geleneksel Sigortası Programlarının çoğu finansman bakımından başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Tablo 2: Bazı Ülklelerde Elde Edilen Sigorta Sonuçları Ülke Brezilya Kostarika Hindistan Japonya Japonya Meksika Filipinler ABD Dönem 1975 – 81 1970 – 89 1985 – 89 1947 – 77 1985 – 89 1980 – 89 1981 – 89 1980 – 89 H/PM/P (M+H)/P 4,29 0,28 4,57 2,26 0,54 2,80 5,11 - 1,48 1,17 2,60 0,99 3,57 4,56 3,18 0,47 3,65 3,94 1,80 5,74 1,87 0,55 2,42 Kaynak: Hazell 63 TARSİM Tablo 2’de görüldüğü gibi elde edilen olumsuz sonuçlar, kuraklık riskinin devlet desteği olsa bile Geleneksel Tarım Sigortaları çerçevesinde “Parsel Bazlı Verim Sigortası” programı ile başarılı bir şekilde sigortalanamayacağını ve finansal olarak sürdürülebilir olmayacağına işaret etmektedir. Özetle, kuru tarım alanlarında yetiştirilen ürün türlerinin çeşit ve parsel bazında ülke çapında en az 5 yıllık kullanılabilir verim kayıtlarının henüz olmaması nedeniyle aktüeryal çalışmaların sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı, sigortacı aleyhine risk seçiminin olacağı, moral riskin olacağı, sigorta ve hasar tespit masraflarını dolayısıyla prim fiyatının çok yükseleceği ve olası bir kuraklık hasarı için binlerce deneyimli eksperin hazır tutulmasının imkansızlığı gibi nedenlerle ülkemizde, Parsel Bazlı Verim Sigortası Programının bugün için yaygın bir şekilde uygulanabilirliği ve finansal olarak sürdürülebilirliği mümkün görünmemektedir. birçok ülkede uygulamaya konulan, bazıları pilot proje aşamasında olan ve birçoğu da başarısızlıkla sonuçlanmış olan İndeks Sigortaları; son yıllarda üzerinde en çok tartışılan tarım sigortası programlarıdır. İndeks Sigortası Programları çiftçinin kontrolü dışındaki faktörlere bağlı olduğundan moral risk ve sigortacı aleyhine risk seçiminin elimine edilmesine ve arazilere gidilmediğinden sigorta masraflarının azaltılmasına yardımcı olmaktadır (Bryla and Syroka, 2007). Dolayısıyla, prim fiyatının Verim Sigortası Programına göre daha düşük seviyelere çekilmesi mümkündür. En yaygın olan Indeks Sigortası Programlarını şu şekilde sınıflandırmak mümkündür. · Bölgesel İklim Verilerine Dayalı İndeks Sigortası · Bölgesel Ürün Verimi Verilerine Dayalı İndeks Sigortası · Uydu Verilerine Dayalı Vejetasyon İndeks Sigortası (NDVI) 2. İndeks Sigortaları Kuraklık riski için çiftçilere bir koruma sunulabilmesi amacıyla geliştirilen alternatif program ise İndeks Sigortalarıdır. ABD, Kanada, Meksika, Peru, Arjantin, Nikaragua, Brezilya, Çin, Malawi, Hindistan, Endonezya, Tayland, Etiopya, Fas, Senegal, İspanya, Romanya, Ukrayna ve daha 64 Bölgesel İklim Verilerine Dayalı İndeks Sigortası Programında; en çok yağış değerleri kulanılmaktadır. Bu programın en önemli avantajlarından biri; günlük yağış miktarlarının meteoroloji istasyonlarında objektif olarak ölçülerek üretimin kritik dönemindeki yağışların yetersiz olması halinde, arazide hasar tespiti yapılması- na gerek kalmadan tazminat ödemesi yapılmasına karar verilebilmesidir. İndeks Sigortasının bu avantajına karşın, meteoroloji istasyonlarının yağış verileri ile ürün verimleri arasındaki korelasyonun her zaman yüksek düzeyde olmaması nedeniyle yağış verilerine göre tazminat ödenmesini gerektiren eşik değere ulaşılmaması halinde bazı üreticilerin ürün veriminde azalma olsa bile tazminat alamaması yağış verilerine dayalı İndeks Sigortası Programının başarılı bir şekilde uygulanmasını önleyen önemli bir faktördür. Yağış miktarının bölge içinde homojen dağılmaması nedeniyle potansiyel kuraklık tehlikesinin olduğu kuru tarım bölgelerinde tarımsal ekolojik farklılıkları temsil edecek kadar yeterli sayıda elektronik yağış ölçüm cihazlarının kurulması gerekmektedir. Bu nedenle, ülkemizde uzun dönemli veriye sahip meteoroloji istasyonlarınn sayısının yetersiz olması nedeniyle, Yağış Verilerine Dayalı Indeks Sigortası Programı başarılı olacak gibi görünmemektedir. Bölge Bazlı Verime Dayalı İndeks Sigortası Programında; ilçe bazındaki kayıtlı uzun yıllar verim ortalamasının belirli bir yüzdesi (örneğin % 65’i) garanti edilir. Sigorta yılındaki ilçe verim ortalaması bu eşik değerin altına inmesi halinde çiftçilerin bireysel verimlerine bakılmaksızın tüm sigortalılara tazminat ödemesi yapılmaktadır. Ancak, bu durumda sigorta yılındaki ilçelerin verim ortalamalarının belirlenmesi zaman alacağından tazminat ödemesinde yaşanacak gecikmeler sorun olmaktadır. Uydu Verilerine Dayalı Vejetasyon İndeks Sigortasında (NDVI); ürün gelişimi doğrudan uzaktan algılama ile ölçüldüğünden çok sayıda meteoroloji istasyonu ve uzun dönemli verim kayıtları ihtiyacının ortadan kalkması bir avantaj olarak görülebilir. İspanya ve ABD’de uygulandığı gibi NDVI programı ile otlakların büyüme dönemindeki biyokütle gözlemleri, nihai ürün miktarının başarılı bir şekilde tahmin edilmesini sağlamakla beraber, mısır ve buğday gibi taneli tarla ürünleri için gerçekleştirilmesi kolay görünmemektedir. Çünkü çimlenme, büyüme ve çiçeklenme gibi kritik evrelerdeki beslenme ve su stresi gibi çeşitli faktörler nedeniyle NDVI ile tarla ürünleri arasındaki korelâsyon zayıf olabilmektedir. Ayrıca, atmosferdeki su buharı, aeroseller, bulutlar ve toprağın ıslaklık durumu gibi vejetasyon indekslerini olumsuz etkileyen birçok faktör gelişen teknoloji ile giderilmekle beraber vejetasyon indekslerinin yeterli sayıda yer ölçümleri ile ilişkilendirilmesi gerektiğinden, Uydu Verilerine Dayalı Vejetasyon İndeks Sigorta (NDVI) Programının ürün bazında uygulanabilirliğinin araştırılmasında yarar bulunmaktadır. Bununla beraber, ülkemizde kuraklık riskinin sigortalanabilirlik imkanlarını araştırma üzere, dört ilde iki yıllık bir proje çalışması başlatılmış bulunmaktadır. Bu projede¸ Bölge Bazlı Verim Sigortası Programında tazminat ödemesindeki gecikme sorununun giderilmesi için her bir ilçeyi temsil edecek sayıdaki köylerde hasar tespitlerinin (verim tespitleri) referans parsellerle yapılabilirliği araştırılmaktadır. 65 TARSİM Bu projenin uygulanması ile elde edilecek sonuçlar; ülkenin ekolojik ve tarımsal verimlilik bakımından farklılılıkları yansıtması amacıyla her ilçeyi temsil edecek köy(ler)de referans parselerin belirlenmesi için uygulanacak pilot sigorta programının karar verilmesine yardımcı olacaktır. Pilot sigorta uygulaması ile referans parseller belirlenerek, gerekli olan veri alt yapısı hazırlanabilecek, “Bölge Bazlı Verim İndeks Sigortası Programının” uygulanabilirliği görülecek ve böylece ülke çapında yaygın ve sürdürülebilir bir sigorta programının tasarımı hakkında karar vericilere bilgi sunulabilecektir. Kaynakça: 1) Agroseguro. (2004), Drought Risk Cover in Spain. 2) Bryla, E. and J. Syroka (2007). "Developing Index-Based Insurance for Agriculture in Developing Countries." 3) Barnett, B.J., Black,J.R. Hu,Y., and Skees, J.R., (2005), Is Area Yield Insurance Competitive with Farm Yield Insurance? Journal of Agricultural and Resource Economics 30(2):285-301 4) Bobojonov, I., Sommer, R., (2011), Alternative Insurance Indexes for Drought Risk in Developing Countries, Paper Prepared for Presentation at the EAAE Congress 5) Ceccato, P.*, Brown, M., Funk, CQ, Small, C.°, Holthaus, E.*, Siebert, A.*, Ward, N*, (2005), Workshop: Technical Issues in Index Insurance, Topic 8: Remote Sensing – Vegetation. 6) Hess, U. (2003), Risk Management Challenges in Rural Finanacial Market, Comments on Paper World Bank. 7) IFAD. (2011),Weather Index-based Insurance in Agricultural Development – Technical Guideline Index Insurance and ClimaTE Risk: Prospect for Development and Disaster Management. 8) Nieto, J.D.; Cook,S., Lundy, M., M., Fisher; M., Sanchez, D., Guevara, E. (2004), A System of Drought Insurance for Poverty Alleviation in Rural Areas. 9) Nwanze, K., Zebiak, S., Offenheiser, R., Singh, R., Kjorven, O., Sheeran, J., (20099, Index Insurance and Climate Risk: Prospects for Development and Disaster Management 10) Skees,J.R. and Barnett, B.J. (1999), Conceptual and Practical Considerations for Sharing Catastrophic/Systemic Risks, Review of Agricultural Economics. 11) Stoppa, A., Hess, U. (2003), Design and Use of Weather Derivatives in Agricultural Policies: The Case of Rainfall Index Insurance in Morocco. 12) Varagnis,P., Skees, J.R., Lester. R., Kalavakonda, V., Gober, S., (2001), Developing Rainfall-Based Index Insurance in Morocco. 66 DIŞ BASIN Önlemler sel kayıplarını azalttı unich Re tarafından hazırlanan çalışma, 2013 yılında meydana gelen doğal afet kayıplarının büyük kısmının seller nedeniyle meydana geldiğini belirterek koruyucu önlemlerin kayıpları azaltmada önemli rol oynadığına dikkat çekiyor. Çalışmaya göre 2013 yılında doğal afetler sonucu meydana gelen kayıpların yüzde 37’sini seller nedeniyle oluşan kayıplar oluşturuyor. Buna göre Güney ve Doğu Almanya ile diğer komşu ülkeleri M vuran seller 11,7 milyar değerinde kayba neden oldu. Çalışmaya göre 2013 yılında meydana gelen sel felaketinde sel kontrol yapılarının tesis edilmesi ile 2002 yılında meydana gelen sellere kıyasla daha düşük kayıp miktarları kaydedildi. Munich Re, özellikle sel bariyerleri ve 2002 yılındaki sellerden alınan derslerle birlikte altyapıların daha az zarar gördüğüne dikkat çekiyor. (Kaynak: Insurance Journal, 1 Nisan 2014) Sırbistan ve Bosna Hersek’te sel... eçtiğimiz günlerde Bosna Hersek ve Sırbistan’da meydana gelen seller 34 kişinin yaşamını yitirmesine binlerce kişinin ise evsiz kalmasına neden oldu. Tarihinin en kötü sel felaketi ile karşılaşan bu ülkelere Birleşmiş Milletler tarafından kurtarma ekipleri gönderildi. G Felaketin ardından Sırbistan’da olağanüstü hal ilan edildi. Ülkeden 25.000 kişi tahliye edildi, 26.000 hanede ise elektrik kesintileri yaşandı. Kurtarma ekipleri taşan nehir kenarlarındaki şehir ve köylerde kurtarma çalışmaları gerçekleştirerek sel sularının ülkenin enerji üretim tesislerinden arındırılması için yoğun mesai harcadı. Bölgedeki sel felaketine Rusya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan ve Türkiye’den de yardım teklifleri iletildi. (Kaynak: Insurance Journal, 19 Mayıs 2014) 67 DIŞ BASIN İspanya’da zorunlu sigortalar sorunu frika ülkeleri 1 Mayıs tarihinde ilk bağımsız afet sigorta havuzunu ilan etti. Risk havuzu, Afrika kıtasının kuraklık ve sel gibi iklim olayları ile mücadelesinde büyük bir politika değişikliğine işaret ediyor. Zira mevcut sistemde doğal afetlerle mücadele etkili bir şekilde yürütülmemekle birlikte çiftçiler büyük bir külfet altına giriyor. A Risk havuzu ile birlikte binlerce yaşamın ve milyarlarca doların kurtarılması hedefleniyor. Afrikalı yetkililer ise ilk kez bir afet sigorta havuzunun tesis edilmesi ile birlikte yardım faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde hayata geçirileceğini ifade ediyor. Yeni afet havuzu ile Afrika ülkelerinin uluslararası yardımlar yerine kendi çabaları ile afetlerle başa çıkmaları hedefleniyor. (Kaynak: Insurance Journal, 16 Mayıs 2014) Standard&Poor’s’tan Felaketle Mücadele raporu tandard & Poor’s tarafından hazırlanan “Felaketle Mücadele: Şirketler İklim Risklerini Nasıl Değerlendiriyor?” başlıklı raporda sel, fırtına ve sıcaklık dalgası gibi aşırı hava olaylarının sıklığının artması ile birlikte söz konusu hava olaylarına ilişkin maddi risklerin tanımlanmasının şirketler üzerinde baskı yarattığına yer veriliyor. S Rapora göre aşırı hava olayları 2013 yılında doğal afet kayıplarının % 90’ını oluşturdu. 68 Standard & Poor’s iklim nedeniyle kötüleşen mali performans ile birlikte hem kısa dönemli sermayenin hem de uzun dönemli mali pozisyonların etkileneceğine dikkat çekiyor. Raporda mali sektör düzenleyicileri ile yatırımcıların şirketlerin performansı açısından daha çok iklim ve karbon riskine hedeflendiğine yer veriliyor. S&P raporunda iklim olayları riskinin karlılığı ve nakit akışını nasıl etkilediği inceleniyor. (Kaynak: Insurance Journal, 22 Mayıs 2014) Afetlerin faturası 10 yılda 200 milyar dolar eçtiğimiz günlerde Manila’da afet riski yönetimi konulu bir konferansta söz alan AB’nin İnsani Yardım ve Krizden Sorumlu Komisyon üyesi Kritistina Georgieva, geçtiğimiz 30 yılda doğal afetlerin yıllık ortalama maliyetinin 4 katına çıktığını belirtti. AB Komisyonu üyesi, 1980’lerde yıllık 50 milyar dolar olan doğal afet hasar faturasının geçtiğimiz 10 yılda 200 milyar dolara ulaştığını açıkladı. G Komisyon üyesi ayrıca doğal afetler için kullanılan bütçenin % 4’ünün afet önleme ve hazır- lık çalışmalarına; kalan bölümünün ise afet sonrası yardım ve kurtarmaya ayrıldığını belirtti. AB yetkilisi, önleme çalışmalarına ayrılan her kuruşun hasar miktarında yedi kat tasarruf sağladığına da dikkat çekti. Georgieva, afet hallerinde kayıpların çoğunluğunu kadın, çocuk, yaşlı ve bedeni hasarı olan kişilerin oluşturduğunu belirterek bu nüfusa yönelik önlemlerin yoğunlaştırılması konusunda da çağrıda bulundu. (Kaynak: Insurance Europe, 8 Haziran 2014) İngiltere’de sahte hasara tedbir paketi ngiliz Sigorta Birliği (ABI) hükümet tarafından sahte hasarlara yönelik getirilen tedbirleri olumlu karşıladığını açıkladı. ABI, hükümetin sigorta suiistimallerini ve sahte tazminat taleplerini engellemek üzere hazırladığı tedbir paketinin dürüst müşteriler açısından memnuniyet verici bir gelişme olduğunu ifade etti. öneren reklamların yasaklanması konusundaki memnuniyetini iletti. Hükümetin sigorta suiistimallerine karşı hazırladığı önlem paketi kapsamında mahkemelerin tamamen şüpheli hasarlara yönelik başvuruları reddetmesi ve şüpheli boyun çarpması hasarlarında yapılacak tıbbi değerlendirmenin sıkılaştırılması gibi önemli tedbirler yer alıyor. ABI özellikle bedeni hasarlarda maddi teşvikler (Kaynak: Insurance Journal, 10 Haziran 2014) İ 69 DIŞ BASIN Yükselen ekonomilerde politik risk artışı Prim hacmi 2013 yılında yüzde 1,4 arttı on tarafından hazırlanan “2014 Politik Risk Haritası” kriz ertesi dönemde yükselen ekonomilerde siyasi riskin arttığına işaret ediyor. Aon çalışması, 163 yükselen ekonomiyi analiz ederek finansal kriz sonrası ekonomide devam eden kırılganlık ve resesyondan kurtulmak üzere uygulamaya geçirilen çabaları mercek altına alıyor. wiss Re’nin hazırladığı Sigma Raporu, dünya sigorta sektörünün 2013 yılına ilişkin performansını inceliyor. Rapora göre, 2013 yılında dünya sigorta piyasaları genelindeki prim hacmi % 1,4 artış göstererek 4.641 trilyon dolara ulaştı. Sigma raporuna göre, Amerika’daki toplam prim hacmi ise bir önceki yıla göre % 2,5 azalarak 1.259 milyar dolara geriledi. Yükselen piyasalardaki prim hacmi ise % 7,4 gibi önemli bir büyüme göstererek 788 milyar Euro’ya yükseldi. A Çalışmanın sonucuna göre Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika gibi ülkeler politik riskin en fazla artış gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor. Rusya da son dönemde Ukrayna’da yaşanan olaylar nedeniyle gerileme gösterdi. Ekonomik yaptırım olasılığı, politik riski tedarik zinciri, bankacılık sektörü ve likidite açısından daha da arttırıyor. S (Kaynak: Commercialriskeurope.com, Raporda ABD’de hayat-dışı branştaki prim hacmi bir önceki yıla göre % 1,7 artış göstererek 726 milyar dolara ulaşırken hayat branşındaki prim hacmi ise 2012 yılına kıyasla % 7,7 oranında azalma kaydederek 533 milyar dolara geriledi. Yükselen ekonomilerde hayat-dışı branştaki prim hacmi ise % 8,3 artarak 380 milyar dolara yükseldi. 17 Nisan 2014) (Kaynak: Business Insurance, 25 Haziran 2014) Sigortacılar sanat piyasasını hedefliyor anat dünyasının, varlıklı yatırımcıların gözündeki cazibesinin artması ile birlikte sanat eserlerinin fiyatı da yükseliyor. Bu durum daha fazla sigortacının güzel sanatlar piyasasına girmesini teşvik ediyor. Geçtiğimiz aylarda bir sigorta şirketi güzel sanatlar piyasası gibi birkaç niş piyasaya girmeyi planladığını açıkladı. Almanya ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin de bu piyasaya yönelme eğiliminde olduğu belirtiliyor. Piyasaya yeni girişler ise fiyat baskısını arttırıyor. S Diğer yandan uzmanlar, müzelerin risk yönetim stratejilerini gözden geçirmeleri konusun- 70 da uyarıyor. Zira müzeler bütçe kısıtlamaları nedeniyle yüksek güvenlik önlemlerini yerine getiremiyor. (Kaynak: Commercialriskeurope.com, 17 Nisan 2014) BM, küresel ısınmayı mercek altına aldı M, Dünya Çevre Günü nedeniyle yayınladığı raporda küresel ısınmanın etkilerini mercek altına aldı. BM raporu, küresel ısınma nedeniyle mercan kayalarının tehlikede olduğunu ve küçük adaların yükselen deniz seviyesi riski ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor. B BM, birçok balık çeşidini himaye eden ve kıyıları fırtına ve tsunami gibi doğa olaylarından koruyan mercanların hasar görmesi ile trilyonlarca dolar zarar edildiğine dikkat çekiyor. Raporda ayrıca Pasifik kıyılarındaki deniz seviyesinin küresel ortalamanın 4 katına çıktığına yer veriliyor. (Kaynak: Insurance Journal, 5 Haziran 2014) İngiliz sigortacılar sıkı denetime girecek ngiltere’deki sigorta sektörünü düzenleyen yapı olan Bank of England’ın 2013 yılında göreve gelen yöneticisi Mark Carney sigorta sektörüne ilişkin ilk kapsamlı açıklamasını yaptı. Carney, sigorta şirketlerinin iş modellerinin poliçe sahipleri ve finansal sektörün çıkarlarını tehdit etmesi halinde düzenleme otoritesinin gerekli eylemleri alacağını açıkladı. İ Korsanlık faaliyetleri azaldı eçtiğimiz günlerde Uluslararası Denizcilik Bürosu (IMB) tarafından yapılan açıklamaya göre dünya denizlerindeki korsanlık faaliyetleri yılın ilk çeyreğinde 2007 yılından beri en düşük seviyeye indi. Buna rağmen IMB, korsanlığın halen bir tehdit teşkil ettiğine dikkat çekiyor. IMB raporuna göre, 2014 yılının ilk üç ayında iki gemi kaçırıldı ve beş gemi saldırıya uğradı. Buna ek olarak 46 gemi mürettebatı rehin alındı. IMF korsan saldırılarının en çok Somali, Nijerya, Angola ve Endonezya’da gerçekleştiğini belirtiyor. Bank of England’ın yeni yöneticisi sigorta sektörünün finansal piyasada üstlendiği önemli role değinirken sektörün kriz ertesi dönemde birçok zorlukla karşılaştığına da dikkat çekti. (Kaynak: Commercialriskeurope.com, 24 Nisan 2014) (Kaynak: Commercialriskeurope.com, Haziran 2014) G Carney, kriz ertesi dönemde düzenleyici reformlar ve yasal bazı değişikliklerin yanında düşük faiz ortamının da sigortacılar açısından zorlayıcı olduğunu belirtti. Bank of England yöneticisi, bu durumun sigortacıların yeni sigorta branşlarına yönelmelerine ve yükselen piyasalara giriş yapma gibi riskli kararlar almalarına neden olabileceğine de değindi. 71 DIŞ BASIN Batılı şirketler İran’a teslimatta çekimser ran’ın nükleer programı nedeniyle batı dünyası ile gerginliği devam ediyor. Geçtiğimiz Kasım ayında batı ülkeleri İran ile yapılan deniz ticaretindeki bazı yaptırımları 6 ay süreyle askıya alma kararı almıştı. İ Ancak söz konusu gerginliğin bankacılık, sigortacılık ve taşımacılık sektörlerini yakından etki- lediği görülüyor. Zira gümrüklerdeki zorluklar ve uluslararası sigorta şirketlerinin İran’a giden gemileri sigortalama konusundaki çekimserlikleri ticareti olumsuz etkiliyor. İran ise teslimatlar için geçmişte yabancı gemileri kullanırken artık karayolu veya kendi filolarını kullanmayı tercih ediyor. (Kaynak: Insurance Journal, 29 Mayıs 2014) İspanya, Solvency II için fazla yetki istiyor spanya’daki sigorta sektörünün denetlenmesinden sorumlu olan kurum (DGSFP) bünyesindeki Sigorta Denetçileri Birliği (APISE) yakın zamanda Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girmesi beklenen Solvency II uygulamasına yönelik APISE’in kaynak ve yetkilerinin arttırılması talebini içeren mektubunu hükümete iletti. İ APISE, uluslararası denetleme standartlarının öngördüğü ve Avrupa’daki diğer benzer kurumlara sağlanan otonomiye sahip olmadığını savunuyor. APISE, Solvency II’ye hazırlık sürecinde sigorta denetleme kurumu için yapısal değişiklik yapılmaması konusunda İspanyol hükümetini eleştiriyor. APISE, hükümetin bu konuda herhangi bir aksiyon almaması halinde tüketicilerin daha 72 pahalı fiyatlar ödemek zorunda kalacağı konusunda da uyarıyor. APISE ayrıca sigorta denetçilerinin Solvency II sürecinin ihtiyaçlarını karşılayamaması halinde İspanyol sigorta şirketlerinin Avrupa’da dezavantajlı konuma geleceğine dikkat çekiyor. İspanyol hükümetinin yakın zamanda sigorta denetimi konusunda yeni bir yasa tasarısı sunmasına karşın APISE tasarının uluslararası denetleme standartlarını karşılamadığını savunuyor. (Kaynak: Commercialriskeurope.com, 22 Mayıs 2014)