Altmdağ İlçesi Şükriye Mahallesi - Avukat Muzaffer Yılmaz Hukuk

Transkript

Altmdağ İlçesi Şükriye Mahallesi - Avukat Muzaffer Yılmaz Hukuk
T.C.
ANKARA BÜYÜKŞEMİR BELEDİYESİ
BELEDİYE MECLÎSİ
KararNO:2019
18.08.2006
KARAR-
Altmdağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje
Alam sınırının onayma ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonunun 18.08.2006 gün ve 445 sayılı
rapora Büyükşehir Belediye Meclisinin 18.08.2006 tarihli toplantısında okundu.
,;•;
Konu üzerinde yapılan görüşmelerden sonra; 5393: sayılı Belediye Kanununun "Kentsel
:■
Dönüşüm ve Gelişim Alanı" başlıklı 73. maddesinde;
•■ .:■■<%<■ '<■
■ " B e l e d i y e , kentin gelişirnine uygun olarak eskiyen kent kısımlarım yemden inşa ve restore
etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal-donatılar oluşturmak, deprem
riskine karşı tedbirler almak veya-kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm
ve gelişim projeleri uygulayabilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt
çoğunluğunun karan ile ilan edilir.
. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili
resim ve harçların dörtte biri alınır.
Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alam olarak ilan edilebilmesi için; o yerin
belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az elhbin metrekare, olması
şarttır.
.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve
kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk
sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır." hükmü yer
almaktadır.
Sözkonusu kanun maddesi doğrultusunda, Altındağ Belediye Meclisinin 08.03.2006 tarih ve 131
sayılı karan ile uygun görülerek Başkanlığımıza onanmak üzere sunulan ve Ankara Büyükşehir Belediye
Meclisinin 14.07.2006 gün ve 1668 sayılı kararı ile boşaltılan cezaevi ve Ankara Hastanesinin birlikte
değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle iade edilen Şükriye Mahallesine ait plan değişikliği teklifi de
dikkate alınarak;
Altındağ İlçesi, Şükriye Mahallesinin Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesini de içine alacak
şekilde Başkanlığımızca çalışmaları sürdürülen Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme projesi ile bütünlük
arzeden yaklaşık 15 hektarlık kısmının kentsel dönüşüm alam ilanına gereksinim duyulmuştur.
Belirlenen proje alanının; 9044, 9045, 9046, 9047, 9048, 9050, 9051, 2260, 2264, 2296, ve 6159
adaları içine aldığı,
T.C.
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BELEDİYE MECLİSİ
18.08.2006
Karar NO:2019
-2-
]/5ÖDD ölçekti paftada sınırlan belirtene?
s_k ruhsatlı olarak yapılmış olanlar hariç her türlü :~.ı
■
■
ıZ
•^rufu ile bu alanda
Projenin
I'IOOO
-hususları tespit edilmiş- olup Konunun ve ekli 1/5000 ölçekli, Şükriye Mahallesi Kentsel
Dönüşüm ve Gelişim Projesi Alam sınır teklifinin onayma ilişkin İmar ve Bayındırlık
Komisyonu raporu oylanarak üye tam sayısının salt çoğunluğuyla (11 ret oyuna karşılık 91 oyla)
kabul edildi.
.■ >;..- • > ....
,
■
Meclis 1. BtşkanV.
Seyfı SALTC
Sevil
Yus^f YALÇINKAY/
2Z.05.08
ÜZ
BİLİRKİŞİ RAPORU
^
T.C. ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA
2006 / 2538 NOLU DOSYA İNCELEMESİ
Davacı
Davacı vekili
Bedia Söylemez, Hüsamettin Öztürk.Yasin Demirci,Mehmet Kahraman Efe Av. Muzaffer
Yılmaz Cinnah Caddesi No: 17/15 Çankaya Ankara Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Av
Davalı
Ayşe Kızılkaya Kürkçü
Davalı Vekili
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı Altındağ İlçesi Şükriye
Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır teklifinin onayına
ilişkin kararın iptali istemidir.
NAİP SORUSU
2006/2538 nolu davaya naip üye Hakim Sn. İhsan Yılmaz tarafından seçilen bilirkişilerden, 28.03.2008 tarihinde yerinde
yapılan bilirkişi incelemesinde; Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje
Alam sınır onayının üst ölçekli p'iaıüa: da göz önünde bulundurulmak suretiyle 5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde
belirtilen şartlan taşıyıp taşımadığı yönünden değerlendirilmesi ve dosyasındaki belge ve bilgiler dikkate alınmak
suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli raporun hazınlanması istenmiştir.
DAVA DOSYASININ İNCELENMESİ
Davacı Vekilinin 16.10.2006 Tarihli Dava Dilekçesinde Özetle;
Müvekki terinin Belediye Meclis Üyesi olarak Belediye Meclisi kararlarına karşı dava açma ehliyeti olduğu,
5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasasının "Büyükşehir Belediyesinin Görev, Yetki Ve
Sorumlulukları" başlıklı 7. maddesinde " ................ büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun
olarak hazırlayacakları uygulama imar plânlarım, bu plânlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar
ıslah plânlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar plânının yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmayan ilçe ve ilk kademe
belediyelerinin uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmak veya yaptırmak" ibaresinin yer aldığı, bu
maddeye göre ilçe belediyesi ile birlikte hareket etme yetkisinin olmadığı,
5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde belirtilen sebebin dışına çıkıldığı, bu maddeye göre; Belediyenin "kentin gelişimine
uygun olarak eskiyen kent kısımlarım yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji
parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu
korumak amacıyla hareket etmesi" gerektiği.
Yasanın belirlediği sebebin dışına çıkılarak önceden onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli tüm imar planlarının
iptali ve her türlü imar uygulamasının durdurulması sonucunu doğuracak şekilde işlem tesis edilmesi işleminin
sebep, konu. maksat unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu,
Danıştay ve Yargıtayca benzer konularda verilmiş kararlar olduğu hususları belirtilerek dava konusu işlemde
öncelikle yürütmenin durdurulması kararının verilmesi talep edilmektedir.
Davalı Taraf Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 14.12.2006 Tarihli Yanıt Yazısında Özetle;
Davacı tarafın gereksiz yere dava açarak İdareleri meşgul ettiği,
Söz konusu alanın. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 10.09.1998 tarih ve 583 sayılı kararı ile onanan
1/5000 ölçekli Bentderesi Nazım İmar Revizyon İmar Planı kapsamında "eski imar durumu geçerli olan alanda"
bulunduğu,
Altındağ Belediye Meclisi'nin 08.03.2006 tarih ve 131 sayılı kararıyla 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı
değişikliğinin onanmak üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na sunulduğu, ancak Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi'nin 14.07.2006 tarih ve 1668 sayılı karan ile Ankara Hastanesi ve Ulucanlar Cezaevi ile birlikte,
İmar Daire Başkanlığı'yla koordineli olarak yeniden düzenlenmek üzere iade edildiği,
Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi'ni de içine alacak şekilde yaklaşık 15 ha5ilk bir alanın;
Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alam olarak sınırının tespitine ait 1/5000 ölçekli planın
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı kararıyla onandığı,
18.09.2006-18.10.2006 tarihleri arasında İmar Daire Başkanlığı'nda ilan edilen plan değişikliğine askı süresi
içinde itirazlar olduğu, itirazların Belediye Meclisi'ne sokulduğu ancak sonuçlanmadığı.
İtirazlar henüz sonuçlanmadığından planın kesinleşmediği, dolayısıyla iptale konu olabilecek nitelikte kesin ve
icrai işlemden sözedilemeyeceği.
Dava konusu Meclis Kararı'mn hukuken usule, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun
olduğu, yürütmenin durdurulması isteminin haksız ve yersiz olduğu belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı Tarafın 30.05.2007 Tarihli Yanıt Yazısında Özetle;
Davacı müvekkillerinin ehliyetine ilişkin itirazların olduğu, davacı müvekkilerinin Belediye Meclisi'nin hukuka
aykırı işlemlere karşı dava açma yetkilerinin olduğu.
Şükriye Mahallesi'ne ilişkin Altındağ Belediye Meclisi'nin 08.03.2006 tarih ve 131 sayılı işlemi ile uygun görülen
1/1000 ölçekli plan değişikliğinin davalı İdare tarafından boşaltılan cezaevi ve Ankara Hastanesi ile birlikte
değerlendirmesi gerekçesiyle iade edildiği, Ulucanlar Cezaevi ve
2
Ankara Hastanesini içine alacak şekilde 9044, 9045, 9046, 9047, 9048, 9050. 9051. 2260. 2964. 22296 ve 6159
sayılı adaların Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Alanı ilan edildiği, bu alanda her türlü imar uygulamasının
durdurulduğu ve 1/1000 ölçekli plan aşamasında gereğinde İlçe Belediyesi ile koordinasyonun sağlanmasının
uygun olacağının belirlendiğinin anlaşıldığı,
İptale konu işlemin açıkça hukuğa aykırı olduğu, davalı idarenin bu proje alanını 5393 sayılı Kanunda sayılan
sebeplerden hangisine dayandırarak ilan ettiğinin belli olmadığı, İdarenin iptale konu işlem ile varolan tüm imar
uygulamalarını durdurduğu, ve her türlü yetkiyi kendisinde topladığı.
Davalı İdarenin Altındağ Belediye Meclisimin 08.03.2006 tarihli işlemini iade ettiği tarihten çok kısa bir süre
sonra bu işlemi gerçekleştirdiği, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanında hangi nedenlerle hareket etttiğini
açıkça ortaya koyması gerektiği,
5393 Sayılı yasanın 73. maddesinde Belediye, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut
alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler
almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri
uygulayabilir" dendiği, ve açıkça bir projeden sözedildiği, davalı idarenin herhangi bir projeye sahip olmadığı.
Dönüşüm alanı seçim gerekçelerinde rantın birincil planda olduğu, kişisel çıkarlar doğrultusunda işlem
yapıldığı,hususları belirtilerek davanın kabulü istenmiştir.
Davalı Taraf Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının 04.06.2008 Tarihli Yanıt Yazısında Özetle;
1/5000 ölçekli Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanına ilişkin Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisimin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı kararının sınır onayına ilişkin olduğu, henüz 1/5000 ölçekli
nazım imar planı ve 1 /1000 ölçekli uygulama imar planlarının hazır olmadığı, bu nedenle bu alanın ne amaçla
ayrıldığının belirlenmesinin mümkün olmadığı,
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilanına askı süresi içinde 9046 ada 15 ve 17 sayılı parsellerin sınırı
dışına çıkarılması hususunda itiraz edildiği ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisimin 10.01.2007 tarih ve 163
sayılı kararı ile alan bütünlüğünü bozucu nitelikte olması nedeniyle itirazın reddedildiği ve bir değişiklik
yapılmadığı,
İtirazların reddedilmesine ait kararın 06.02.2007 tarih ve M.06.ABB.0.13.06.İP.2007(9046/15-9046/17)255-455
sayılı yazı ile taraflara bildirildiği.
Ayrıca Ulucanlar Cezaevi nin Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 20.04.2007 tarih ve 2301
sayılı karan ile 1 ve 3 nolu idare binalarının ve 4 nolu koğuş binalarının tescil edildiği,
Söz konusu plan sınırının onayı ile kentsel tasarım projeleriyle desteklenmiş, topoğrofık jeolojik eşikleri daha
doğru değerlendiren, buna göre klasik nizama göre yapılacak daha sıkışık, tek düze binalar yerine standartı
yüksek bloklaşarak elde edilecek konutlar, otopark, çocuk bahçesi, oyun
alanları vb gibi parsel içerisinde açık alanlar elde edilmesi sağlanarak çağdaş yaşam çevresi oluşturulmasının
amaçlandığı,
Ayrıca bölgede Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi'nin de içinde bulunduğu Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığınca çalışmaları sürdürülen Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Projesi ile bütünlük oluşturan kentsel
dönüşüm ve gelişim alanı düzenlenmesine gereksinim duyulduğu, hususları belirtilmiştir.
Davacı Tarafın 07.10.2007 Tarihli Yanıta Yanıt Yazısında Özetle;
Davalı İdarenin iptale konu işlemle Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi'nin Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi
ni de içine alacak şekilde sürdürülen Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Projesi ile bütünlük arzeden yaklaşık 15
ha. lık kısmının kentsel dönüşüm alanına gereksinim duyulması gerekçesiyle söz konusu alandaki her türlü imar
uygulamalarını durdurarak 1/5000 ölçekli Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Alanı sınır
teklifini onayladığı,
5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde belirtilen hususların geçerli olmadığı, herhangi bir proje olmadan sınır
teklifinin yapıldığı, fiziksel mekanın niteliklerinin belirlenmediği, kent bütününe olan etkilerin gözardı edildiği,
kapsamlı bir plan olmadan yapılan sınır teklifinin planlama tekniklerine uymadığı,
Kentsel dönüşüm projesi alam sınır ilanına ilişkin çeşitli emsal konuların ilgili mahkemelerce iptal edildiği,
yapılan işlemle telafisi mümkün olmayan sonuçların doğacağı hususları belirtilerek yürütmenin durdurulması
istenmiştir.
DAVA DOSYASININ İNCELENMESİ
1. Altındağ Belediyesi Belediye Meclisi'nin 08.03.2006 tarih ve 131 sayılı kararına göre, "Şükriye
Mahallesi; Ankara Hastanesi, Bentderesi Caddesi, Aktaş Atilla Konutları, Ulucanlar Caddesi ndeki imar
konut alanları ve sit alanları ile çevrilidir. Ulucanlar Cezaevi"nin ve çevresindeki gecekondu alanlarının
varlığı nedeniyle imarlı dokuya dönüşememiştir. Cezaevi çevresinde yapılacak bir dönüşüm projesi ile
hem bulunduğu alana hem de bölgeye büyük ivme kazandırmak düşünülmüştür. Kentsel Dönüşüm
Projesi ile konut, ticaret, kreş, çocuk parkı, otopark, eğlence ve dinlenme alanları içeren bir kompleks
halinde yapılaşma sağîanılacaktır". Buna göre de 1/1000 ölçekli Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm
Projesi (Şükriye Mahallesi Revizyon İmar Planı) Altındağ Belediyesi Belediye Meclisi tarafından kabul
edilmiştir.
2. Altındağ Belediyesi Belediye Meclisi'nin 08.03.2006 tarih ve 131 sayılı kararıyla 1/1000 ölçekli
uygulama İmar Planı değişikliği önerisi onanmak üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığıma
sunulmuş, ancak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 14.07.2006 tarih ve 1668 sayılı kararı ile
Ankara Hastanesi ve Ulucanlar Cezaevi ile birlikte, İmar Daire Başkanlığı'yla koordineli olarak yeniden
düzenlenmek üzere iade edilmiştir.
3. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı kararına göre; Altındağ İlçesi
Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilanı görüşülmüş ve 1/5000
ölçekli paftada sınırları belirtilen alan proje alanı olarak kabul edilmiştir. Bu alanda ruhsatlı olarak
yapılmış olanlar hariç her türlü imar
4
uygulaması durdurulmuştur. Projenin 1/1000 uygulama imar planlan aşamasına gelindiğinde
gerektiğinde İlçe Belediyesi ile koordinasyonun sağlanacağı uygun bulunmuştur.
4. Altındağ Belediyesi Belediye Meclisimin 08.03.2006 tarihli önerisi aslında kentsel dönüşüm projesi
değil, revizyon imar planı önerisidir. 14.07.2006 tarihli Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye
Meclisimin iade ettiği bu revizyon imar planından sonra Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sının
18.08.2006 tarihli meclis kararıyla kabul edilmiştir. Böylece bu alanda ruhsatlı olarak yapılmış olanlar
hariç her türlü imar uygulamaları durdurulmuştur.
5. Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınırını belirleyen 3 faktör vardır. Birincisi iade edilen
revizyon imar planı alanını dikkate almak, ikincisi Ulucanlar Cezaevini ve Ankara Hastanesi'ni sınıra
dahil etmek, üçüncüsü ise; Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Projesi ile bütünlük sağlamaktır.Ancak
daha önceki imar uygulamaları durdurulduğu için birinci madde belirsiz hale gelmiştir. Sadece ilçe
belediyesi ile koordinasyon kurulacaktır. Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi sınıra dahil edilerek
proje sınır alanı belirlenmiştir. Kabul edilen sınır için geliştirilecek proje ile de Ulus Tarihi Kent Merkezi
Yenileme Projesi ile bütünleşmek öngörülmüştür.
A. DAVA KONUSU SINIR TEKLİFİ İŞLEMİNİN 5393 SAYILI YASANIN 73. MADDESİNE GÖRE
DEĞERLENDİRİLMESİ
İlgili Yasa'nm . 73. Madde Gerekçelerine Göre Değerlendirme
Dava konusu işlemin dayanağı olan 73. maddenin ilgili Kanun Tasarısındaki (30.05.2005 tarihli ve B.02.0. KKG.
0.10/101-849/2476 sayılı yazı ile) madde gerekçesi aşağıdaki gibidir;
"Madde 73. - Sağlıksız ve hızlı kentleşme ülkemizin önemli sorunlarının başında gelmektedir. Kentlerimiz
özellikle ülkemizin batı bölgelerinde aşırı şekilde büyümüş, fakat buna uygun sosyal imkânlarla donatılamamıştır.
Büyük kentlerde trafik, hava kirliliği, yetersiz konut, çarpık yapılaşma, altyapı hizmetleri ve benzeri sorunlar
acilen çözüm beklemektedir.
Bu düşünceden hareketle büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerin kentin gelişimine
uygun konut alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak; kentin tarihi ve kültürel
dokusunu korumak ve restore etmek amacıyla kentsel gelişim alanları ilan etme ve uygulayabilmelerine imkân
vermek kaçınılmaz hale gelmiştir. Madde bu amaçla düzenlenmiştir.
Kentsel gelişim projesi ilan edilecek yerin belediye veya belediye mücavir alan sınırları içinde bulunması ve en az
50.000 metrekare olması öngörülmektedir. Ayrıca, bu alanların, imar görmemiş alanlardan seçilmesi esas
olmakla birlikte imar görmüş alanlarda da belirli şartlar dahilinde uygulanma imkânı bulunmaktadır.
Kentsel gelişim projesi uygulamaların sürüncemede kalmaması için uygulama ile ilgili olarak açılacak davaların,
mahkemelerde öncelikle görüşülmesi ve üç ay içerisinde karara bağlanması öngörülmektedir ".
Kanun Tasarısının 73. madde gerekçelerine bakıldığında kentlerin hızla gelişmeleri karşısında ortaya çıkacak sorunların
"acilen" çözülmesi için kentsel gelişim bir araç olarak ele alınmıştır. Büyük kentlerde sosyal donatıların eksikliği yanında
trafik, hava kirliliği, yetersiz konut, çarpık yapılaşma, alt yapı hizmetleri ve benzeri sorunların kentsel gelişim projeleriyle
çözülmesi amaçlanmıştır.
Nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelere de 50.000 metrekareden az olmamak kaydı ile kentsel gelişim projesi
uygulamaları imkanı tanınması amaçlanmıştır.
"...kentin gelişimine uygun konut alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak; kentin
tarihi ve kültürel dokusunu korumak ve restore etmek amacıyla kentsel gelişim alanları ilan etme ve
uygulayabilmelerine imkân vermek..." ise 73. maddenin amacıdır, Bu durumda Yasa gerekçesinde bir yerin kentsel
dönüşüm alanı olarak ilan edilebilmesi için 2 temel yaklaşım söz konusudur.
3
• Bunlardan birinci grup yaklaşım: konut alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları ve
sosyal donatılar oluşturmak,
• ikinci grup yaklaşım : kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak ve restore etmektir.
Her iki yaklaşımın ortak yanı ise dönüşümün kentin gelişimine uygun olarak yapılmasıdır.
Bu durumda dönüşüm amacıyla seçilen bir bölgenin kentten bağımsız bir alan olmaması ve kent ile ilişkisinin ele
alınması gerekmektedir. Her iki yaklaşıma göre bir alanın kentsel dönüşüm alanı ilanı için yakın çevresi veya
kentle bütünleşip bütünleşmediğinin tespit edilmesi ve bir anlamda dönüşümün gerekliliği şehircilik ve planlama
esasları açısindan açıklanabilir olmalıdır.
Dava konusu işleme konu olan bölgede 3 farklı alan vardır. Birincisi Ankara Hastanesi'nin olduğu sağlık alanı,
ikincisi Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi alanı ve üçüncüsü ise konut alanıdır. Birbirinden farklı bu üç
alanın aynı sınır içinde planlanması öngörülmüştür. Plan sınırı bu üç farklı alanı içine alacak şekilde çizilmiştir.
Bu durumda temel kabul planlamada sınırların geçirgen olmadığıdır. Başka bir anlatımla sınır çizilen bölgenin
kentin diğer bölgelerinden kopuk ve geçirgen olmayan bir yapıya sahip olduğu varsayımıdır. Bu varsayıma göre,
belirlenen bölge içinde elde edilecek çözüm bölge sınırından bağımsızdır. Karşılıklı etkileşim yoktur.
Oysa dava konusu işleme konu olan bölgede yukarıda açıklandığı üzere 3 farklı alan yer almaktadır.Ve bu alanlar
içinde yer alan iki alan kentin diğer bölgeleri ile doğrudan ilişkilidir.
Ankara Hastanesi alanı bölgenin dışından en fazla etkilenen alandır. Hastene giriş çıkışları, hasta trafiği, araç yoğunluğu
tüm kentle ilişkilidir. 73. maddenin gerekçesinde acilen çözülecek problemler arasında trafik sorunu da yer almaktadır.
Böyle bir sorunun sınırları belli ve kısıtlı bir bölge içinde çözülmesi imkansızdır. Çünkü bu sınır geçirgendir. Kapalı
devre işleyen ve kentten bağımsız bir bölge sınırı değildir. Geliş gidişler sadece bölge içinden değil tüm metropoliten kent
ö
bölgeleri arasındandır. Bu nedenle Ankara Hastanesi'nin kentsel dönüşüm alanı içinde yer alması kent
planlamanın felsefesi ile bağdaşmadığı gibi Yasanın 73. maddesinin gerekçesi ile de uyuşmamaktadır.
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin bazı bölümleri 1920'li yıllarda askeri depo olarak yapılmış, 1925
yılında bu depolar Cezaevine dönüştürülmüştür. Cezaevi işlevi son bulana dek 81 yıllık süreçte yapı ülke tarihini
de yakından ilgilendiren olaylara, gazetecilerin yazarların, politikacıların ve aydınların yaşam kesitlerine tanıklık
etmiştir. Bu nedenle Cezaevi ve bulunduğu alan kent belleği oluşturulması ve demokrasi geleneğinin yaratılması
açısından özel bir önem taşımaktadır. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi aynı zamanda meslek odalarının
yarışma konusu olmuş ve cezaevi , Sinop Cezaevi gibi tek basma bir odak noktası olarak ele alınmıştır. Meslek
odalarının yarışmaları sonuçlanmış ve alan ile ilgili birçok proje önerisi elde edilmiştir.
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin herhangi bir yapı gibi bir kapalı bölge içinde bırakılarak alan ile
ilgili plan kararı verilmesi kent planlama yaklaşımları açısından doğru değildir. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı
Cezaevi müze ve kültür merkezi veya buna benzer bir kullanımla korunması gereken bir yapıdır. Bu nedenle de
özelliği olmayan bir yapı olarak ele alınması ve dönüşüme konu edilmesi kent planlamanın felsefesi ile
bağdaşmadığı gibi Yasanın 73. maddesinin gerekçesi ile de uyuşmamaktadır.
Öte yandan ilgili madde uyarınca hangi gerekçe ile olursa olsun dönüşüme konu edilecek alanın kentin
gelişimine uygun olarak planlanması kaçınılmazdır. Bu kapsamda kentsel dönüşüm ve yenileme
projelerinin, bütüncül planlama yaklaşımı ile ele alınmaları gerekmektedir. Kentsel dönüşüm ve yenileme
süreçleri, planlama sürecinin olağan parçaları olarak değerlendirilmek zorundadır.
2. İlgili Yasa'nın 73 Maddesine Göre Değerlendirme
Belediye Kanunu'nun (Kanun No. 5393, Kabul Tarihi : 03.07.2005) "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alam" başlığı
altındaki 73 maddesinde ; "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve
restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak,
deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm
ve gelişim projeleri uygulayabilir.Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam
sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden
yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve harçların dörtte biri alınır.Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje
alanı olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az
ellibin metrekare olması şarttır.Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması,
yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan
mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır" denmektedir.
Belediye Kanunumun 73. maddesi temel iki yaklaşımı, genişleterek ele almıştır. Buna göre 73. maddede 3 temel
yaklaşım bulunmaktadır. Bu yaklaşımların dayanağı kentsel dönüşüm ve
7
gelişim bölgesi ilan edilecek alanın kentin gelişimine uygun olmasıdır. Maddede kentsel dönüşüm ve gelişim
bölgesi ilan edilecek alan için 3 temel amaç belirlenmiştir.
» Birincisi eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek,
• İkincisi konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar
oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak
• Üçüncüsü kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumaktır.
Bu amaçlar doğrultusunda dönüşüme konu edilecek bir alanın içinde yer alan dokunun benzer özellikler
göstermesi gerekmektedir. Oysa dava konusu alan daha önce vurgulandığı üzere 3 farklı dokudan
oluşmaktadır. Bunlar hastane dokusu, cezaevi dokusu ve konut dokusudur. Birbirinden farklı bu üç doku
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı kararıyla tek bir dönüşüm alanı
olarak ilan edilmiştir.
Proje alanı 19,68 ha olan bu alanda toplam bina sayısının 622 olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi min web
sayfasında belirtilmektedir. Ancak bu bilginin referansı 18.06.2006 tarihini taşımaktadır. Dava konusu işlem ise
18.08.2006 tarihli Meclis Kararı sonucudur. Aradan geçen 2 ay süresince sınır değişmiş ve daralmıştır. Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nin web sayfası bilgilerine göre durum aşağıdaki gibidir.
<H'
BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYESİ ŞÜKRİYE
MAHALLESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM
PROJESİ
İLÇE Sİ İLÇELİK!
ALTIDA CÖVKRJYI
? : ; _ i alau. Aııîstı Jst: y*rl=şke »«kesime
kuayi: pişendi. "Sluzıüsı
Aekara
Hü2r.ta
sosiadaki
?V'ff
kacsamakodır.
ALAN TANIMI
?rc;e alam yaklaşık c'.arek
!9.6 Hektar ::Ç* rr.* âz
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ Ankara Belediye \fccliiaun lS.G6.20Qâ achü
KARAR TARİH VE SAYISI
kaıanyla Dgâsüc: v* Gelişim Proje
MÜLKİYET BİLGİLERİ
PROJE ONCTSİ
MEVCUT DURUM
AL AV YÜZ ÖLÇÜ MÜ
ŞAHIS
1ÛÛ
BELSDSVE
İ L :3
o.a
3B
-
TE SÖL DİŞ
roPLAii
132
MUHDESAT DURUMU
PROJIDI SON DURU M
(Aşama)
ABŞBMK Tartı ve Savsı
İS. 5 S
622 Adet Biaa vardır
KENTSEL DÖNÜŞÜM
ÎL\NI
İ8.06_2Q06
AŞAMASI
İki farklı meclis kararı olmasına rağmen son karar 15 ha.lık bir alanı kapsamaktadır. Burada tartışılan durum
bu süreç değil aynı alan içinde üç farklı dokunun varlığıdır.
Bir önemli konu Ankara Hastanesi'nin kentsel dönüşüm alanı içinde yer almasıdır. Halen kullanımda olan
Ankara Hastanesi'nin başka bir kullanıma dönüşüp dönüşmeyeceği net değildir. Fonksiyonu değişmeden
kalacaksa ve tadilata konu edilecekse doğal olarak dönüşüm alanı içinde olmaması gerekmektedir.
Diğer önemli bir konu Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin kentsel dönüşüm alanı içinde yer
almasıdır. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin 1 ve 3 nolu idare binaları ve 4 nolu koğuş binaları (
l.,2.,3.,4.,5., ve 6. koğuş binaları) Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 20.04.2007 tarih ve
2301 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Kentsel dönüşüm projesi ile diğer bölümlerin dikkate alınıp alınmayacağı
net değildir. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekir ise, Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin krokisi
bir bütünü göstermektedir. Cezaevine giriş kapısından başlayan ve ilavelerle ile çeşitlenen ve bunun
yanında kapalı ve açık avluları olan bir bütün söz konusudur. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi 9044 ada,
1 parsele kayıtlıdır. Parselin koruma alanı ve grubu da 2 olarak belirlenmiştir. Parselde yapdacak her türlü
fiziki ve inşai uygulamada Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulumdan izin alınması
gerekmektedir. Doiayısı ile Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin başka bir yasal dayanağı vardır
ve cezaevi özelliği nedeniyle başka bir değerlendirme sürecinin konusunu oluşturmaktadır.
Öte yandan ilgili madde uyarınca "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarım yeniden inşa
ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak,
deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm
ve gelişim projeleri uygulayabilir" Dava konusu bölgede yer alan Ankara Hastanesi halen oldukça yoğun
kullanılan bir sosyal donatıdır. Bu durumda kentte işlevini görmekte olan bir sosyal donatının (Ankara
Hastanesi) dönüşüme konu edilmesi ilgili maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile bağdaşmamaktadır.
Ankara Hastanesi mevcuttur ve söz konusu Yasanın 73. maddesi ile yeniden oluşacak veya kentsel dönüşüm ile
kazanılacak yeni bir alan değildir. Mevcut Ankara Hastanesi sınırları içinde yapılacak tadilatlar ise 73. madde
kapsamında yer almamaktadır.
Aynı şekilde ilgili madde uyarınca "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden
inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak,
deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel
dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir" Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi ise yukarıda yer alan karar
uyarınca halen kentin tarihi ve kültür dokuları arasında yer almaktadır. Bu durumda kentin tarihi ve kültür
dokuları içinde yer almakta olan bir kültür varlığının (Ulucanlar Cezaevi) dönüşüme konu edilmesi ilgili
maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile bağdaşmamaktadır. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı
Cezaevi'nin ayrı bir biçimde ve özellikle katılımın sağlanabildiği bir süreçle değerlendirilmesi gerekmektedir.
B. DAVA KONUSU SINIR TEKLİFİ İŞLEMİNİN KENT PLANLAMA ESASLARI VE ŞEHİRCİLİK
İLKELERİ AÇISINDAN İRDELENMESİ
Kentsel dönüşümün amaçları, ilgili literatüre (teorik birikime ) göre, aşağıdaki başlıklar altında toplanmaktadır.
Bunlar:
• Kentin farklı konut bölgeleri arasındaki fiziki, sosyal ve ekonomik farklılıkların azaltılması, kentsel
yoksulluk ve sosyal dışlanmanın ortadan kaldırılması
• İşık, havalandırma v.b gibi gereksinimler için mevcut sıkışık yerleşik konut dokusunun
seyrekleştirilmesi,
• Seçilen bölgede varsa kentsel risklerin azaltılması, yeniden planlanması (deprem, sel vb gibi),
• Bölgenin veya alanın kentsel standartlarının artırılması,
• Yeni iş potansiyellerinin yaratılması ve yerel ekonomik canlılığın sağlanması
• Toplumsal kalkınma için yeni kentsel politikalar geliştirilmesi, sosyal planlar hazırlanmasıdır.
5393 Sayılı Belediye Yasası'nın 73. maddesine sıkışmış dönüşüm projelerinin temel amaçları arasında aslında
sıralanan başlıklar da yer almaktadır. T.C. Başbakanlık, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü'nün 30.05.2005
gün ve B.02.0.KKG.0. 10/ 101-849/2476 Sayılı ve Belediye Kanunu Tasarısı konulu yazı ekinde bulunan "Genel
Gerekçe" başlığı altında "dönüşüm"ün her alanda ( idari yapıda, yerel örgütlenmede vb) olması gerektiği
vurgulanmaktadır. Gerekçede belediyelerin uygulamada karşılaştığı sorunlara yeni çözümler üretmek
hedeflenmiştir. Kentsel dönüşüm ile ilgili 73. madde de bu hedef için kullanılabilecek araçlar arasında yer
almıştır.
Aynı başlık altında Avrupa Birliği'ne vurgu yapılmaktadır. "Bütün dünyada toplumsal yapı ve ilişkileri derinden
etkileyen hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır....Kamu yönetiminde
yeniden yapılanma, mahalli idarelerde de bir dönüşüm ve değişimi gerekli kılmaktadır......."
görüşü ifade dilmiştir. Belediye Yasa'sının çıkış amacında yerinden yönetimin temel ilkelerinden de bahsedilmiş
ve "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile ülkemizin adaylık sürecinde bulunduğu AB 'nin mahalli idarelere
ilişkin genel yaklaşımı da Tasarıda dikkate alınan hususlardır, "denilmiştir. Dünyadaki gelişimlere ayak
uydurmak ve yeni çözüm araçları üretmek amaç haline gelmiştir.
Ancak, özellikle Avrupa Birliği'ne giriş süreci ve kentleşme sürecinin geldiği noktada planlama ve yönetim
anlayışının " insan ve vizyon" odaklı olması gerekmektedir. Yeni bir vizyon çerçevesinde özellikle mekansal,
toplumsal ve ekonomik gelişme stratejilerinin belirlenmesine yönelik olarak stratejik hedeflerin ortaya konulması,
hedefler doğrultusunda eylem alanları ve öncü ve tetikleyici projelerinin belirlenmesi ile projelerin takibi için
izleme ve değerlendirme kriterlerinin ortaya konulması gereklidir.
Bir üst bölümde yer alan kentsel dönüşüm amaçları oldukça net ve açıktır. Dönüşümün gerekliliği
konusunda açıklayıcı bu amaçlar doğrultusunda dava konusu alan değerlendirildiğinde, bu alanın hangi
amaç doğrultusunda dönüşüme konu edildiği anlaşılamamaktadır. Dava konusu alanın herhangi bir amaç
belirlenmeden dönüşüme konu edildiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığımın 04.06.2008 tarihli
yazısından da anlaşılmaktadır.. Söz konusu yazıda alana ilişkin ".. henüz 1/5000 ölçekli nazım imar planı
ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının hazır olmaması nedeniyle söz konusu alanın bu aşamada ne
amaca ayrıldığının belirtilmesi mümkün değildir.."görüşü yer almaktadır.
Öte yandan daha önce de vurgulandığı üzere; dava konusu bölge 3 farklı alandan oluşmaktadır.
Ankara Hastanesi alanı dönüşümle ilişkilendirilmesi çok zor bir alandır. Çünkü, kentin eskiyen bir parçası
değildir. İşlevini yüksek sayılacak bir performansla sürdürmektedir. Alana farklı bir fonksiyon getirilmesi uzak
olasılıklar içindedir. Tek alternatif özel sağlık kurumu olmasıdır ki bu da Kentsel Dönüşüm Yasası'nın çıkış
amacına zaten aykırıdır.
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi alanı ise bir kısmı tescilli olan yapıların yer aldığı bir alandır. Burada
yasal altlık 5393 sayılı Belediye Yasasının 73. maddesi değildir. Alanın diğer ilgili yasalarda dayanağı vardır.
Sadece geriye kalan konut alanı ilgili Yasa kapsamında ele alınabilecek bir alan niteliğindedir.Ancak bu alan da
kendi içinde benzer özellikler göstermemektedir. Düzenli ve düzensiz konut alanlarından oluşmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi Avrupa Birliği'nin yaklaşımlarının referans alındığı 5393 sayılı Yasanın özellikle
73. maddesinde vizyon ve insan öğesi gözardı edilmiştir. Sınırı tespit edilen ve 3 farklı alana sahip olan bu
bölge için önceden belirlenmiş bir vizyon olması ve insan öğesinin nasıl ele alınacağının da belirlenmiş olması
gerekmektedir. Kent planlama yaklaşımları açısından doğru olan budur. Planlama kağıt üzerine çizilmiş
çizgilerden ibaret değildir.
Daha önce de vurgulandığı üzere dönüşüm ve yenileme projeleri, bütüncül planlama yaklaşımı ele alınmalıdır.
Kentlerin değer kazanmış ya da değer kazanmaya aday parçalarına yönelik olarak kurgulanmamalıdır.Bu
durum kentlerin dengesiz ve sağlıksız büyümesine yol açma potansiyeli yaratacaktır.
11
Dava konusu sınır tespiti işleminin sınırın geçiş izi açısından incelenmesine yukarıdaki hava fotoğrafı açıklık
getirmektedir.Hava fotoğrafında , sınır tespiti yapılan alandaki (bölgedeki) farklı dokular(alanlar) açıkça
görülmektedir. Sınır çizgisi batı yönünde Ulus Planına (Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Amaçlı
Uygulama İmar Planına) komşudur.
Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen bölge Ankara Merkez Ulucanlar Kapalı Cezaevi, Sağlık Bakanlığı Ankara
Hastanesi, Cebeci Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Cebeci Atatürk Sağlık Meslek Lisesi, Sağlık Ocağı,
Ankara Hastanesi ve Ankara Sağlık Müdürlüğü Binası SSK Çankaya Sigorta Müdürlüğü, düzensiz ve düzenli konut
adalarını ve Şükriye Camisimi içine alacak şekilde 9044, 9045, 9046, 9047, 9048, 9050, 9051, 2260, 2964, 2296 ve
6159 nolu adaları kapsamaktadır.
12
* | Ankara Büyükşchir Belediye Meclisinin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı Altındağ İlçesi Şükriye S
, f^-J Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alam Sınırındaki adalar vr
-
Bu durumda bir sonraki hava fotoğrafında daha net görüleceği gibi sınır farklı adaların (dokuların) biraraya
gelmesinden oluşmuştur. Bu adalardan 6159 adada Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi, eğitim tesisleri ve
sağlık ocağı bulunmaktadır. 9044 ada Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi adaşıdır. 2964 adada
Ankara Hastanesi ve Ankara Sağlık Müdürlüğü Binası yer almaktadır. 2260 nolu ada Çankaya Sigorta
Müdürlüğü'dür. 9045, 9051, 9050, 9047 ve 9048 nolu adalar düzensiz konut alanları, 2296 ve 9046 nolu
adalar ise düzenli konut adalarıdır.
Parseller
6159
9044
2964
2260
9045, 9051, 9050, 9047 ve 9048
2296, 9046
Mevcut kullanımlar
Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi, Cebeci Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek
Okulu, Cebeci Atatürk Sağlık Meslek Lisesi, Sağlık Ocağı
Ankara Merkez Ceza ve İnfaz Evi (Ulucanlar)
Ankara Hastanesi ve Ankara Sağlık Müdürlüğü
Kamu Tesisleri (SSK Çankaya Sigorta Müdürlüğü)
Düzensiz konut adaları
Çoğunlukla düzenli konut adası ve Şükriye Camisi (Gazeteci Kemal Aşık
Caddesi), Halıcılar İşhanı (Gazeteci Kemal Aşık Caddesi)
f
13
Rı iratları katlamış
Bu durumda daha once de ifade edildiği üzere sınır geçirilen bölge kendi içinde tutarlığını yitirmektedir.
Konut alanları (ki bu bölgede hem düzenli hem düzensiz konutları kapsamaktadır), Ankara Hastanesi
alanı ve Ulucanlar Cezaevi alanı gibi birbirinden farklı alanlar tek bir bölgede ele alınmıştır.
Üstelik hava fotoğrafından da anlaşılacağı üzere Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi alanın çok büyük
bölümünü oluşturmaktadır. Kestane Caddesi ile Ulucanlar Caddesi kesiminin hemen kuzeyinin tamamı Ulucanlar
Cezaevi alanıdır.
Diğer bir konu bölgenin kente entegrasyonudur. Kenti bir mozaik olarak planlamak kent planlamanın stratejileri
ile örtüşmemektedir. Şükriye Mahallesi'nin dönüşümü ile mozağin bir parçasının, sonra benzer büyüklükte diğer
parçasının planlanması ile kentin bütününe ulaşmak planlama stratejisi olarak kabul edilmemelidir. Metropoliten
kenti parça parça planlayarak bütüne ulaşmayı hedeflemek yanlış bir yaklaşımdır. Kentin bütününün göz ardı
edilerek ayrı ayrı bölgeciklerin planlaması sonradan bunları birleştirerek bütüne ulaşılması oldukça zordur ve
doğru değildir.
SONUÇ
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisimin 18.08.2006 tarih ve 2019 sayılı Altındağ ilçesi Şükriye mahallesi 1/5000
ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır onayı kararına ilişkin dava dosyası, içindeki belge ve
bilgiler doğrultusunda incelenmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda bilirkişi heyetinin vardığı görüşler aşağıdaki gibidir:
İlgili Yasa'nın 73. Madde Gerekçelerine Göre Değerlendirme
1) 5393 Sayılı Belediye Kanunu nun gerekçelerinde Madde 73 için "Sağlıksız ve hızlı kentleşme ülkemizin
önemli sorunlarının başında gelmektedir. Kentlerimiz özellikle ülkemizin batı bölgelerinde aşırı şekilde büyümüş,
fakat buna uygun sosyal imkânlarla donatılamamıştır. Büyük kentlerde trafik, hava kirliliği, yetersiz konut, çarpık
yapılaşma, alt yapı hizmetleri ve benzeri sorunlar acilen çözüm beklemektedir. Bu düşünceden hareketle
büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerin kentin gelişimine uygun konut alanları,
ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak; kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak ve
restore etmek amacıyla kentsel gelişim alanları ilan etme ve uygulayabilmelerine imkân vermek kaçınılmaz hale
gelmiştir. Madde bu amaçla düzenlenmiştir" gerekçesi yer almaktadır.
Dava konusu bölgede 3 farklı alan vardır. Birincisi Ankara Hastanesi'nin olduğu sağlık alanı, ikincisi
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi alanı ve üçüncüsü ise konut alanıdır. Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı kararıyla birbirinden farklı bu üç alanın aynı sınır
içinde planlanması öngörülmüş, plan sınırı bu üç farklı alanı içine alacak şekilde belirlenmiştir.
Bu durumda temel kabul planlamada sınırların geçirgen olmadığıdır. Başka bir anlatımla sınır çizilen
bölgenin kentin diğer bölgelerinden kopuk ve geçirgen olmayan bir yapıya
sahip olduğu varsayımıdır. Bu varsayıma göre, belirlenen bölge içinde elde edilecek çözüm bölge
sınırından bağımsızdır. Karşılıklı etkileşim yoktur.
Oysa dava konusu işleme konu olan bölgede yukarıda açıklandığı üzere 3 farklı alan yer almaktadır. Ve bu
alanlar içinde yer alan iki alan kentin diğer bölgeleri ile doğrudan ilişkilidir.
Ankara Hastanesi halen kullanımda olduğu için kentin diğer bölgeleri ile bağlantılıdır. Ankara Ulucanlar
Merkez Kapalı Cezaevi ise bir kültür varlığı olması nedeniyle kent bütünü içinde önemli bir yere sahiptir.
Bu durumda Ankara Hastanesi'nin ve Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin kentsel dönüşüm
15
projesi alanı içinde yer alması kent planlamanın felsefesi ile bağdaşmadığı gibi Yasanın 73. maddesinin
gerekçesi ile de uyuşmamaktadır.
2) Öte yandan ilgili madde uyarınca hangi gerekçe ile olursa olsun dönüşüme konu edilecek bir alanın
kentin gelişimine uygun olarak planlanması kaçınılmazdır. Bu kapsamda kentsel dönüşüm ve yenileme
projelerinin, bütüncül planlama yaklaşımı ile ele alınmaları gerekmektedir. Kentsel dönüşüm ve yenileme
süreçleri, planlama sürecinin olağan parçaları olarak değerlendirilmek zorundadır.
İlgili Yasa'üairs 73 Madd«s»«
öcğeriemdirale
3)5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent
kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal
donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak
amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir''' şeklindedir.
İlgili maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda dönüşüme konu edilecek bir alanın içinde yer alan
dokunun benzer özellikler göstermesi gerekmektedir. Oysa dava konu olan alan 3 farklı dokudan
oluşmaktadır. Bunlar hastane dokusu, cezaevi dokusu ve konut dokusudur. Birbirinden farklı bu üç
dokunun Ankara Büyükşehir Belediye Meclisimin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı kararıyla onaylanarak tek
bir dönüşüm alanı olarak ilan edilmesi ilgili madde ile uyuşmamaktadır.
4)Dava konusu işleme konu alanda halen kullanımda olan bir hastane alanı (Ankara Hastanesi) , koruma
altına alınmış bir kültürel alan (Ulucanlar Cezaevi)ve düzenli ve düzensiz konut alanları vardır. İlgili
maddeki eskiyen kent kısımları; kullanımda olan bir hastane alanının korunmakta olan bir cezaevi
alanının ve konut alanlarının birlikte aynı yaklaşımla ele alınması anlamında değildir.
Ankara Hastanesi halen işlevini sürdürmekte olan ve yoğun kullanılan bir sosyal donatı alanıdır. Dolayısı ile
işlevini sürdürmekte olan bir sosyal donatı alanının (Ankara Hastanesi) dönüşüme konu edilmesi ilgili
maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile bağdaşmamaktadır.
Aynı şekilde Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi halen kentin tarihi ve kültür dokuları arasında yer
almaktadır. Dolayısı ile kentin tarihi ve kültür dokuları arasında yer almakta olan bir kültür varlığının
(Ulucanlar Cezaevi) dönüşüme konu edilmesi ilgili maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile
bağdaşmamaktadır.
Öte yandan Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi parseli ile birlikte korunmaktadır. Bu alana ilişkin
yaklaşım çok daha özel olmalıdır. Alan tek başına bir proje alanı olarak ele alınmış ve birçok meslek odasınca
yarışmaya çıkarılmış bir alandır. Kent belleğinde özel yeri vardır. Dolayısı ile Ulucanlar Cezaevi'nin özel
durumunun göz ardı edilerek genellenmesi ve kentsel dönüşüm alanı içinde yer alması doğru değildir.
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin boşaltılan binalarında Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulu'nca (20.04.2007 gün ve 119 sayılı kararı ile) yerinde yapılmış olan inceleme sonucunda ;1 nolu, 3
nolu idari binalar ile 4 nolu koğuş binaları 2863 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca korunması gerekli
taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Parselin koruma alanı ve grubu da 2 olarak belirlenmiştir.
Parselde yapılacak hertürlii fiziki inşaat uygulamalarında Kurul'dan izin alınacaktır. Dolayısı ile farklı bir
yasal dayanağı olan ve özelliği nedeniyle başka bir değerlendirme sürecinin konusunu oluşturan bu alanın
dönüşüm kapsamı içinde yer almaması gerekmektedir.
5) Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen bölge Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'ni, Sağlık Bakanlığı Ankara
Hastanesi'ni, Cebeci Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nü, Cebeci Atatürk Sağlık Meslek Lisesi'ni, Sağlık
Ocağı'nı, SSK Çankaya Sigorta Müdürlüğü'nü, Ankara Hastanesi ve Ankara Sağlık Müdürlüğü'nü, Şükriye
Camisi'ni ve düzensiz ve düzenli konut adalarını içine alacak şekilde 9044, 9045, 9046, 9047, 9048, 9050, 9051,
2260, 2964, 2296 ve 6159nolu adaları kapsamaktadır. Bu adalar içinde sayıldığı üzere konut dışı kullanımlar
bulunmaktadır. Bölge içinde yer alan konut adalarının tamamı ise çarpık yapılaşmanın (gecekondu) olduğu
adalar değildir. Konut adaları içinde düzenli konut adaları da yer almaktadır. Bu durumda sadece çarpık
yapılaşmanın olduğu gecekondu niteliğinde konutları içeren adalar ilgili Yasamın 73. maddesi uyarınca
dönüşüme konu edilebilecek adalardır.
Öte yandan dava konusu kentsel dönüşüm bölgesinde yer alan Ankara Hastanesi alanı bölge içinde müdahalesi en
az olacak olan alandır. Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi alanı farklı Yasal dayanağı olan bir alandır.
Rı iratları katlamış
Geriye kalan konut alanlarının ise bir kısmı düzenli konut, bir kısmı düzensiz konut alanlarıdır. Bu durumda
Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi alanı çıkarıldığında kalan alan ilgili Yasada dönüşüm koşulu
olarak belirlenen 50.000 metrekarenin altına düşebilecektir.
Kent Planlama Esasları Ve Şehircilik İlkeleri Açısından İrdeleme
6)Avrupa Birliği'ne giriş süreci ve kentleşme sürecinin geldiği noktada planlama ve yönetim anlayışının " insan
ve vizyon" odaklı olması gerekmektedir. Yeni bir vizyon çerçevesinde özellikle mekansal, toplumsal ve
ekonomik gelişme stratejilerinin belirlenmesine yönelik olarak stratejik hedeflerin ortaya konulması, hedefler
doğrultusunda eylem alanlarının ve öncü ve tetikleyici projelerinin belirlenmesi ile projelerin takibi için izleme ve
değerlendirme kriterlerinin ortaya konulması gereklidir.
17
Ancak dava konusu alan ile ilgili herhangi bir vizyon belirlenmemiş, alana ilişkin herhangi bir öngörü
geliştirilmemiştir. Alanın hangi amaç doğrultusunda dönüşüme konu edildiği açık değildir. Bu durum
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 04.06.2007 tarih ve2006/696 sayılı yazısından da
anlaşılmaktadır. Söz konusu yazıda alana ilişkin ".. henüz 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli
uygulama imar planlarının hazır olmaması nedeniyle söz konusu alanın bu aşamada ne amaca ayrıldığının
belirtilmesi mümkün değildir.."görüşü yer almaktadır.
7) Kenti bir mozaik olarak planlamak kent planlamanın stratejileri ile örtüşmemektedir. Şükriye Mahallesi'nin
dönüşümü ile mozağin bir parçasının, sonra benzer büyüklükte bir başka parçasının planlanması ile
kentin bütününe ulaşmak planlama stratejisi olarak kabul edilmemelidir. Metropoliten kenti parça parça
planlayarak bütüne ulaşmayı hedeflemek yanlış bir yaklaşımdır. Kentin bütününün göz ardı edilerek ayrı ayrı
bölgeciklerin planlaması sonradan bunları birleştirerek bütüne ulaşılması oldukça zordur ve doğru değildir.
Dava konusu işlem sınır teklifinden ibaret olup henüz plan kararı içermediği için üst ölçek plana uyumu açısından
incelenmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda sıralanan gerekçeler ile; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 gün ve
2019 sayılı Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır
teklifinin onayına ilişkin kararının 5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde belirtilen şartları sağlamadığı görüş
ve kanaatine varılmıştır.
Karar Yüce Mahkemenizindir. 09.05.2008
Yard.Doç.Dr. Nuray Bayraktar Yard.Do.eiDr. Demet Erol
Mimar
Y.Şeh'ir Plancısı
Gazi Üniversitesi
Gazi Üniversitesi
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi
MühendislikÖğ.Gör. Namık Gazioğlu
Mimarlık
Fakültesi
Mühendislik-Mimarlık
Fakültesi
Harita Mühendisi Gazi
ŞehirveBölge
Planlama
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Üniversitesi
Bölümü /
./
İS
T.C. A N K A R A 5.
İDARE MAHKEMESİ
ESAS
NO:2006/2538
KARAR NO:2008/1413
DAVACI ___________________ :1-Bedia Söylemez
2-Hüsamettin Öztürk
3-Yasin Demirci
4-Mehmet Kahraman Efe
VEKİLİ ____________________ :Av. Muzaffer Yılmaz - Av. Senem Yılmaz
İran Cad. No:21 Kanım İş Mrk. C Blok K:6 D:459
Kavaklıdere/ANKARA
DAVALI ___________________ :Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ ____________________ :Av. Ayşe Kürkçü Kızılkaya (aynı yerde)
DAVANIN ÖZETİ____________ :5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesinin Anayasa aykırı olduğu
iddiasıyla Anayasa Mahkemesine götürülmesi, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 18.08.2006 gün ve 2019
sayılı Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır teklifinin
onayına ilişkin kararının; 5393 sayı Yasanın belirlediği amacın dışına çıkılarak önceden onaylanan 1/5000 ve
1/1000 ölçekli tüm imar planlarının iptali ve her türlü imar uygulamasının durdurulması sonucunu doğuracak
şekilde tesis edilen işlemin sebep, konu ve maksat unsuru yönlerinden hukuka aykırı olduğu, tesis edilen işlemin
gerekçesinin oluşturulmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Davaya konu edilen işlemin kesinleşmemesi nedeniyle iptal davasına konu olabilecek
kesin ve icrai nitelikte bir işlem olmadığından davanın usulden reddi gerektiği, öte yandan davacıların dava açma
ehliyetlerinin olmaması nedeniyle davanın ehliyetten reddi gerektiği, esas yönünden ise, dava konusu kararın
hukuken usule, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek davanın
reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 5. İdare Mahkemesi'nce duruşma için önceden belirlenerek taraflara tebliğ edilen
25.01.2008 günü davacı vekili Av. Senem Yılmaz'm geldiği, davalı idareyi temsilen gelen olmadığı görülerek
gelen tarafa usulüne uygun söz verilip dinlendikten sonra keşif ve bilirkişi ücretinin yatırıldığı görülerek, keşif
ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra işin gereği görüşüldü;
Davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ile davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek
işin esasına geçildi.
Dava, 5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesinin Anayasa aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine götürülmesi, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı Altındağ
İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alam sınır teklifinin onayına ilişkin
kararının iptali istemiyle açılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesinde; "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent
kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal
donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak
amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu
olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim
proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve harçların dörtte biri alınır. Bir
yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan
sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin metrekare olması şarttır. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje
alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm
ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle
görüşülür ve karara bağlanır." hükmüne yer verilmiştir.
A N K A R A 5.
İDARE MAHKEMESİ
ESAS
NO:2()06/2538
KARARNO:2008/1413
Dava dosyasının incelenmesinden, Altındağ Belediyesi Belediye Meclisinin 08.03.2006 tarih ve 131
sayılı kararı ile 1/1000 ölçekli Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesinin (Şükriye Mahallesi Revizyon İmar
Planı) kabul edilerek uygulama İmar Planı değişikliği önerisinin onanmak üzere Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'na sunulduğu ancak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 14.07.2006 tarih ve 1668 sayılı karan ile
değişiklik önerisi Ankara Hastanesi ve Ulucanlar Cezaevi ile birlikte, İmar Daire Başkanlığıyla koordineli olarak
yeniden düzenlenmek üzere iade edildiği, bilahare Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 1 8 .08.2006 tarih ve
2019 sayılı kararı ile Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
ilanı görüşülerek 1/5000 ölçekli paftada sınırları belirtilen alan proje alanı olarak kabul edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi teknik bilgiyi gerektirdiğinden, Mahkememizin 13.06.2007 günlü kararı
ile keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş. 28.03.2008 tarihinde yapılan keşif sonucu
düzenlenen ve 15.05.2008 tarihinde mahkememiz kayıtlarına giren bilirkişi raporunda özetle; 5393 Sayılı
Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin gerekçesinde, sağlıksız ve hızlı kentleşme ülkemizin önemli sorunlarının
başında geldiği, kentlerimizin özellikle ülkemizin batı bölgelerinde aşırı şekilde büyüdüğü, fakat buna uygun
sosyal imkânlarla donatılamadığı, büyük kentlerde trafik, hava kirliliği, yetersiz konut, çarpık yapılaşma, alt yapı
hizmetleri ve benzeri sorunların acilen çözüm beklediği, bu düşünceden hareketle büyükşehir belediyeleri ve
nüfusu 50.000' in üzerindeki belediyelerce kentin gelişimine uygun konut alanları, ticaret alanları, teknoloji
parkları ve sosyal donatılar oluşturmanın; kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak ve restore etmek amacıyla
kentsel gelişim alanları ilan etme ve uygulayabilmelerine imkan vermenin kaçınılmaz hale geldiği belirtilerek
maddenin düzenleme amacının ifade edildisi. bu amaç çerçevesinde vapılan incelemede dava konusu bölgede 3
farklı alanın olduğu, birincisi Ankara Hastanesi'nin bulunduğu sağlık alam, ikincisi Ankara Ulucanlar Merkez
Kapalı Cezaevi alanı ve üçüncüsünün ise konut alanı olduğu; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006
gün ve 2019 sayılı kararıyla birbirinden farklı bu üç alanın aynı sınır içinde planlanmasının öngörüldüğü, plan
sınırı bu üç farklı alanı içine alacak şekilde belirlendiği; planlamada temel kabulün smır çizilen bölgenin kentin
diğer bölgelerinden kopuk ve geçirgen olmayan bir yapıya sahip olduğu varsayımıdır. Bu varsayıma göre,
belirlenen bölge içinde elde edilecek çözüm bölge sınırından bağımsız ve karşılıklı etkileşimin yokluğudur. Oysa
dava konusu işleme konu olan bölgede yukarıda açıklandığı üzere 3 farklı alanın yer aldığı ve bu alanlar içinde
yer alan iki alanın kentin diğer bölgeleri ile doğrudan ilişkili olduğu^ Ankara Hastanesi'nin halen kullanımda
olduğu için kentin diğer bölgeleri ile bağlantılı olduğu, Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin ise bir
kültür varlığı olması nedeniyle kent bütünü içinde önemli bir yere sahip olduğu; bu durumda Ankara
Hastanesi'nin ve Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin kentsel dönüşüm projesi alanı içinde yer almasının
kent planlamanın felsefesi ile bağdaşmadığı gibi Yasanın 73. maddesinin gerekçesi ile de uyuşmadığı, öte yandan
ilgili madde uyarınca hangi gerekçe ile olursa olsun dönüşüme konu edilecek bir alanın kentin gelişimine uygun
olarak planlanmasının kaçınılmaz olduğu, bu kapsamda kentsel dönüşüm ve yenileme projelerinin, bütüncül
planlama yaklaşımı ile ele alınmaları gerektiği, kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinin, planlama sürecinin
olağan parçaları olarak değerlendirilmek zorunda olduğu, Belediye Kanununun 73. maddesine göre yapılan
değerlendirmede ise; maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda dönüşüme konu edilecek bir alanın içinde yer
alan dokunun benzer özellikler göstermesinin gerektiği, oysa dava konu olan alanın 3 farklı dokudan oluştuğu,
bunların; hastane dokusu, cezaevi dokusu ve konut dokusu olduğu, birbirinden farklı bu üç dokunun Ankara
Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı kararıyla onaylanarak tek bir dönüşüm alanı
olarak ilan edilmesinin ilgili madde ile uyuşmadığı, dava konusu işleme konu alanda halen kullanımda olan bir
hastane alanı (Ankara Hastanesi), koruma altına alınmış bir kültürel alan (Ulucanlar Cezaevi) ve düzenli ve
düzensiz konut alanlarının bulunduğu, ilgili maddedeki eskiyen kent kısımları ifadesinin;
ESAS
NO:2006/2538
KARAR NO:2008/1413
kullanımda olan bir hastane alanının korunmakta olan bir cezaevi alanının ve konut alanlarının birlikte aynı
yaklaşımla eie alınması anlamına gelmediği, Ankara Hastanesinin halen işlevini sürdürmekte olan ve yoğun
kullanılan bir sosyal donatı alanı olduğu, dolayısı ile işlevini sürdürmekte olan bir sosyal donatı alanının (Ankara
Hastanesi) dönüşüme konu edilmesi, ilgili maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile bağdaşmadığı, aynı
şekilde Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevinin halen kentin tarihi ve kültür dokuları arasında yer aldığı,
dolayısı ile kentin tarihi ve kültür dokuları arasında yer almakta olan bir kültür varlığının (Ulucanlar Cezaevi)
dönüşüme konu edilmesinin ilgili maddenin içeriği ve düzenleme gerekçesi ile bağdaşmadığı, öte yandan Ankara
Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevinin parseli ile birlikte korunduğu, bu alana ilişkin yaklaşımın çok daha özel
T.C. A N K A R A 5.
İDARE MAHKEMESİ
olması gerektiği, alanın tek başına bir proje alanı olarak ele alınmış ve birçok meslek odasınca yarışmaya
çıkarılmış bir alan olduğu, kent belleğinde özel yeri bulunduğu, dolayısı ile Ulucanlar Cezaevi'nin özel
durumunun göz ardı edilerek genellenmesinin ve kentsel dönüşüm alanı içinde yer almasının doğru olmadığı;
Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin boşaltılan binalarında Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Bölge Kurulunca (20.04.2007 gün ve 119 sayılı kararı ile) yerinde yapılmış olan inceleme sonucunda; 1 nolu, 3
nolu idari binalar ile 4 nolu koğuş binalarının 2863 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca korunması gerekli
taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildiği, parselin koruma alanı ve grubu da 2 olarak belirlendiği, parselde
yapılacak her türlü fiziki inşaat uygulamalarında Kurul'dan izin alınmasının zorunlu olduğu, dolayısı ile farklı bir
yasal dayanağı olan ve özelliği nedeniyle başka bir değerlendirme sürecinin konusunu oluşturan bu alanın
dönüşüm kapsamı içinde yer almamasının gerektiği; kentsel dönüşüm alanı ilan edilen bölgenin Ankara Ulucanlar
Merkez Kapalı Cezaevi'ni, Sağlık Bakanlığı Ankara Hastanesi'ni, Cebeci Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek
Okulu'nu, Cebeci Atatürk Sağlık Meslek Lisesi'ni, Sağlık Ocağı'nı. SSK Çankaya Sigorta Müdürlüğü'nü. Ankara
Hastanesi ve Ankara Sağlık Müdürlüğü'nü, Şükriye Camisi'ni ve düzensiz ve düzenli konut adalarını içine alacak
şekilde 9044, 9045, 9046, 9047, 9048, 9050, 9051, 2260, 2964, 2296 ve 6159 nolu adaları kapsadığı, bu adalar
içinde sayıldığı üzere konut dışı kullanımların da bulunduğu, bölge içinde yer alan konut adalarının tamamının ise
çarpık yapılaşmanın (gecekondu) olduğu adalar değil, konut adaları içinde düzenli konut adalarının da yer aldığı,
bu durumda; sadece çarpık yapılaşmanın olduğu gecekondu niteliğindeki konutları içeren adaların ilgili Yasa'nın
73. maddesi uyarınca dönüşüme konu edilebilecek adalar olduğu, öte yandan dava konusu kentsel dönüşüm
bölgesinde yer alan Ankara Hastanesi alanının bölge içinde müdahalesi en az olacak olan alan, Ankara Ulucanlar
Merkez Kapalı Cezaevi alanının ise farklı Yasal dayanağı olan bir alan, geriye kalan konut alanlarının da bir
kısmı düzenli konut, bir kısmı düzensiz konut alanları olduğu, bu durumda Ulucanlar Cezaevi ve Ankara
Hastanesi alanı çıkarıldığında kalan alanın ilgili Yasada dönüşüm koşulu olarak belirlenen 50.000 metrekarenin
altına düşebileceği, kent planlama esasları ve şehircilik ilkeleri açısından yapılan irdelemede ise; Avrupa
Birliği'ne giriş süreci ve kentleşme sürecinin geldiği noktada planlama ve yönetim anlayışının " insan ve vizyon"
odaklı olması gerektiği, yeni bir vizyon çerçevesinde özellikle mekansal, toplumsal ve ekonomik gelişme
stratejilerinin belirlenmesine yönelik olarak stratejik hedeflerin ortaya konulması, hedefler doğrultusunda eylem
alanlarının ve öncü ve tetikleyici projelerinin belirlenmesi ile projelerin takibi için izleme ve değerlendirme
kriterlerinin ortaya konulmasının gerektiği, ancak dava konusu alan ile ilgili herhangi bir vizyon belirlenmediği,
alana ilişkin herhangi bir öngörü geliştirilmediği, alanın hangi amaç doğrultusunda dönüşüme konu edildiğinin
açık olmadığı, bu durumun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 04.06.2007 tarih ve 2006/696 sayılı
yazısından da anlaşıldığı, söz konusu yazıda alana ilişkin ".. henüz 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000
ölçekli uygulama imar planlarının hazır olmaması nedeniyle söz konusu alanın bu aşamada ne amaca ayrıldığının
belirtilmesi mümkün değildir." görüşünün yer aldığı, kenti bir mozaik olarak planlama usulünün kent planlamanın
stratejileri ile örtüşmediği, Şükriye Mahallesi'nin dönüşümü ile mozaiğin bir parçasının, sonra benzer büyüklükte
bir başka parçasının planlanması ile kentin bütününe ulaşma usulünün, planlama stratejisi olarak kabul
edilemeyeceği, metropoliten kenti parça parça planlayarak bütüne ulaşmayı hedeflemenin yanlış bir
ESAS
NO.-2006/2538
KARAR NO:2008/1413
yaklaşım olduğu, kentin bütününün göz ardı edilerek ayrı ayrı bölgeciklerin planlaması sonradan bunları
birleştirerek bütüne ulaşılmasının doğru olmayacağı, dava konusu işlemin sınır teklifinden ibaret olup henüz plan
kararı içermediği için üst ölçek plana uyumu açısından incelenmediği, sonuç olarak yukarıda sıralanan gerekçeler
ile; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi
1/5000 ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır teklifinin onayına ilişkin kararının 5393 sayılı
Yasanın 73. maddesinde belirtilen şartları sağlamadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraflara tebliğ olunan bilirkişi raporuna davalı idarece yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek,
mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun yerinde olduğu ve karara esas
alınabilecek nitelik olduğu görülmüştür.
Bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden,
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 18.08.2006 gün ve 2019 sayılı Altındağ İlçesi Şükriye Mahallesi 1/5000
ölçekli Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır teklifinin onayına ilişkin kararının 5393 sayılı Yasanın 73.
maddesine ve imar mevzuatı hükümlerine uygun olmadığı sonucuna varıldığından, tesis edilen işlemde hukuka
uygunluk bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davajconusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 903,82 YTL yargılama
gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 450,00-YTL vekalet ücretinin davalı idareden
alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren
30 gün içinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 19.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
BAŞKAN Emine
AKTEPE 27053
YARGILAMA GİDERLERİ
Başvurma Harcı
Karar Harcı
YD Harcı
Vekalet Harcı
Keşif ve Bilirkişi Ücreti
Posta Gideri _______________
TOPLAM
ÜYE İhsan
YILMAZ
101130
12,20
YTL
12,20
YTL
19,90
YTL
2,10
YTL
857,42 YTL
29.40 YTL*
UYE Latif
ÇELİK
101796

Benzer belgeler

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİ BELEDİYE MECLİSİ Karar NO

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİ BELEDİYE MECLİSİ Karar NO Ulucanlar Cezaevi ve Ankara Hastanesi'ni de içine alacak şekilde yaklaşık 15 ha5ilk bir alanın; Şükriye Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alam olarak sınırının tespitine ait 1/5000 ölçekli...

Detaylı