İslam`ın İlk Yıllarında Kadın Eğitimi

Transkript

İslam`ın İlk Yıllarında Kadın Eğitimi
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
İSLAM’IN İLK YILLARINDA KADIN EĞİTİMİ
Mustafa ÖNDER*
WOMEN’S EDUCATION IN THE EARLY YEARS OF
ISLAM
Öz
Kadınlar tarih boyunca, genellikle haksızlığa ve ayrımcılığa tabii tutulmuşlar,
ikinci sınıf muamelesi görmüşlerdir. İslamiyet gelmeden önce Arabistan’da ve
dünya’nın diğer bölgelerinde kadınların durumu farklı değildi. Bir mal gibi alınıp
satılırlar ve temel insan haklarından mahrum idiler. Kız çocukları bir utanç
vesilesi kabul edilir ve diri diri gömülürlerdi. Kur’an’ın nazil olmaya ve
Peygamberimiz tarafından tebliğ edilmeye başlaması ile birlikte; kadınlar, kız
çocukları, köleler özgürlüklerine ve temel haklarına kavuşmuşlardır. Bu hakların
en önemlilerinden birisi de eğitim-öğretim hakkıdır. Eşleri başta olmak üzere,
birçok kadın; Kur’an, dini bilgiler ve diğer konuları Peygamberimizden
öğrenmiş, başkalarına öğretmiştir. Kadınlar bu konuda o kadar istekli
davranmışlardır ki, zaman ve mekân sınırlaması olmadan her fırsatta öğrenmeyi
sürdürmüşlerdir. Bilgi ve birikimleri neticesinde özgüven kazanarak
Peygamberimizin takdirini kazanmışlar, erkeklerle fikri mücadele yapacak,
haklarında vahiy gelecek kadar temayüz etmişlerdir. Her türlü dini ve pozitif
bilginin yayılmasında erkekler kadar hizmetleri olan kadınların, asr-ı saadetteki
bu seçkin ve özgür durumları fazla devam etmemiştir. Zamanla yanlış yorumlar
ve erkek egemen bir din anlayışı, kadınları yeniden ikinci plana itmiş ve
dışlamıştır. Makalemizde, kadınların Peygamberimiz dönemindeki konumlarını,
özgürlüklerini, kültürel konularda belirleyici olmalarını, eğitim faaliyetlerindeki
katkılarını tespit etmeye; o uygulamalardan günümüze gelerek yapmamız
gerekenleri ortaya koymaya çalıştık.
Anahtar Kelimeler: Asr-ı Saadet, Peygamber, Kadın Hakları, Kadın Eğitimi.
Abstract
Women throughout history, often been subjected to injustice and discrimination,
saw second-class treatment, were not even considered human. The situation of
women in other parts of Arabia before Islam and the world quite bad. As a
commodity bought and sold, and were deprived of their basic human rights. Girl
children are considered an embarrassment and buried alive. Begin to be revealed
*
Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi,
[email protected]
141
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
in the Qur'an and the Prophet Muhammad with the start to be notified by the
women, girls, slaves won their freedom and basic rights. One of the most
important of these rights is the right to education. Especially their wives, many
women, the Koran, the Prophet learned religious knowledge and other subjects,
taught to others. Women have treated this subject so keen that, without limitation
of time and space have continued to learn at every opportunity. Information and
knowledge gained as a result of the appreciation of the Prophet gained selfconfidence, men will wage an intellectual struggle against them have
distinguished themselves until the next revelation. All kinds of services, religious
and women with a positive dissemination of information as much as men, the
Prophet of the period did not continue for more than this exclusive and free
states. Misinterprets the concept of time, and a male-dominated religion, women
and excluded again pushed the second plan. In this article, the positions of
women during the Prophet, freedoms and cultural issues to be decisive, to
determine the contributions of educational activities, he tried to show the
applications needs to do is come today.
Key Words: The Period of the Prophet, Prophet, Women’s Rights, Women’s
Education.
1. Giriş
Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin tebliğ görevinin eğitim-öğretim
esasına dayalı olduğunu defalarca vurgulamıştır.1
Peygamberimiz
öncelikle o dönemde bir köle ve mal muamelesi gören kadını gerçek
hüviyetine, haklarına ve özgürlüğüne kavuşturmuştur. Bir utanç vesilesi 2
olarak kabul edilen kız çocuklarını erkek çocuklarla eşitlemiş ve değer
vermiştir. Hz. Ömer’in “Biz cahiliye döneminde kadınları adam yerine
koymazdık” sözü 3 ve o dönemin kadınlarının “Rasulullah bize, bizden
daha hoşgörülü ve merhametliydi” sözleri bunu teyit etmektedir.4
Kur’an-ı Kerim’in “kadınlar” ismini taşıyan ve oldukça uzun suresinde
kadınların hakları ayrıntılı olarak sayılmış ve erkeklerle eşitliği
vurgulanmıştır.5 Kadınların erkekler için bir denge unsuru ve örtü
olduğu, onlarsız bir hayatın mümkün olmadığı bildirilmiştir.6
1
Al-i İmran 3/164; Cuma 62/2; Bakara 2/129,151.
Nahl 16/58,59.
3
Mehmet Hatipoğlu, “İslam’da Kadın Eğitiminin Doğuşu”, Türkiye 1. Din
Eğitimi Semineri, Ankara
İlahiyat Vakfı Yayınları, Ankara 1981, s.90-95.
4
Hâkim, El Müstedrek IV/71.
5
Bkz: Nisa Suresi, Ahzab 33/35.
6
Bakara 2/187.
2
142
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
Peygamberimiz her fırsatta ve mekânda kadın-erkek ayrımı yapmadan
ashabını eğitmiştir. Evinde, mescitte, ziyaret ettiği evlerde, sokakta,
seferde, ibadet esnasında, düğün ve bayramlarda, heyetleri kabulünde
eğitim faaliyetini ara vermeden sürdürmüştür.7 Kullandığı eğitim
metotları da son derece etkileyici ve muhatabı önemseyen metotlardı.
Öncelikle o dönem için hayati ehemmiyeti olan okuma-yazmaya ağırlık
vermişti. Zira Mekke’de ve Medine’de okuma yazma bilenlerin sayısı son
derece sınırlıydı.8 Şiddet ve zorlama asla söz konusu değildi. Uygulamalı
bir konuyu mutlaka kendisi göstererek öğretirdi. Tedricilik metodunu
kullanır, muhatabını bıktırmazdı. Eğittiği kişilerin yetenek ve yaşını
dikkate alırdı. Soru sorarak, şaka yaparak, jest-mimik kullanarak, şekiller
çizerek, sebep ve gerekçelerini açıklayarak anlattığı hususu daha anlaşılır
kılardı. Bazen soruların cevabını yanındaki arkadaşlarına verdirir, bu
şekilde onları onore ederdi. Sorduğu sorulara doğru cevap verenleri takdir
eder, gerektiğinde anlaşılması için konuyu tekrar anlatır veya yazdırırdı.9
Kadınların eğitimi konusunda Peygamberimizin gerçekleştirdiklerini şu
başlıklar altında incelemek yerinde olur:
1-Kadınların ve kız çocuklarının insan onur ve haysiyetine uygun
bir statüye kavuşturulması.
2-Mescitte ve diğer mekânlarda Peygamberimiz tarafından
eğitilmeleri.
3-Peygamberimizin eşlerinin ve eğittiği kadınların diğer kadınları
eğitmesi.
4-Kız çocuklarının okutulması ve yetiştirilmesi.
5-Kadınların her türlü faaliyette yer alması ve meslek sahibi
olmalarının teşviki.
6-Bu eğitim sayesinde kadınların güven duygusu edinmeleri ve
dini-kültürel konularda belirleyici olmaları.
7-Erkeklerin bütün öğrendiklerini hanımlara da öğretmekle
görevlendirilmeleri. Bu başlıklar doğrultusunda Mekke ve
Medine’de kadınların eğitimine bir göz atalım.
7
Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Selam Yayınevi, Konya
1995, s.21-27.
8
Mehmet Dağ- H.Raşit Öymen, İslam Eğitim Tarihi, MEB Yayınları, Ankara
1974, s.63,64.
9
İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, DİB Yayınları, Ankara
2011, s.320,321; Özbek, a.g.e, s.119-226.
143
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
2. İlk Vahiyle Birlikte Her zaman ve Mekânda Kadın Eğitimi
Mekke döneminden itibaren kadınların eğitildiğini ve onların da diğer
kadınlara tebliğ görevini yaptıklarını biliyoruz. Hz. Hatice ilk Müslüman
ve öğreticilerdendir. Peygamberimizden öğrendiği her şeyi başkalarına
aktarmış, hatta çoğu kişinin Müslüman olmasına vesile olmuştur.10 Yine
Mekke’de Guzeyye isimli kadının tebliğ faaliyetlerinde aktif olarak yer
aldığı, Kureyş kadınlarına gizlice İslam’ı anlattığı bilinmektedir. Mekkeli
müşrikler onu yakalamışlar Devs kabilesinin yaşadığı bölgeye sürgün
etmişlerdi. Onun samimiyeti, sabrı ve inancı kabileyi etkilemiş ve
Müslüman olmalarına vesile olmuştu.11 Hz. Ömer’in kız kardeşi Fatıma
bint el-Hattab kocası ile birlikte Müslüman olunca Peygamberimiz onlara
öğretici olarak Habbab b. El-Eret’i görevlendirmişti. Habbab, Fatıma’ya
Kur’an’ı anlamak, yorumlamak konusunda bilgiler öğretmişti. Gelen
ayetlerin yazılı olarak Fatıma’nın yanında bulunması, gerektiğinde
üzerinde çalışmalar yapılması önemli bir husustur.12
Peygamberimiz ilim öğrenme ve öğretme konusunda asla kadın-erkek
ayrımı yapmamıştır. Nazil olan ayetleri kadınlara da okumuş, zaman
zaman kadınlara da danışarak görüşlerine itibar etmiştir.13 Kadınlar her
türlü konuyu öğrenmek için rahatça Peygamberimizin evine geliyorlar,
ona istedikleri soruları soruyorlar ve bu sırada yüksek sesle
konuşuyorlardı.14 Peygamberimiz zamanında kadınlar Cuma namazlarına
da geliyorlar ve hutbeleri dinliyorlardı. Bazılarının uzun sureleri mescitte
Peygamberimizden duyarak ezberlediklerini biliyoruz. Bu şekilde Kaf
suresini dinleyerek ezberleyen kadınlar vardı.15
Kadınlar sürekli mescide gelemedikleri için oradaki sohbet ve eğitimden
mahrum kalıyorlardı. Peygamberimize müracaat ederek kendileri için
özel bir gün ayrılmasını istediler. Peygamberimiz bu isteği kabul etti ve
haftada bir günü kadınlara ayırdı.16 Kadınlara ayrılan o günde kadınların
eğitim-öğretim işi ile meşgul oluyor ve sorularını cevaplandırıyordu.17
10
Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, İrfan Yayınevi, İstanbul 1980,
C.I,s.181.
11
İbn-i Sa’d, Tabakat, VIII/155-157.
12
A.İbn-i Hanbel, Müsned, Fedail I/279,280.
13
İbn-i Mace, Sünen, I/81; Sarıçam, a.g.e, s.346.
14
Buhari, Sahih, Fedail/6.
15
İbn-i Sa’d, Tabakat, VIII/442.
16
Buhari, Sahih, İlim/32.
17
Buhari, Sahih, ilim/36, İman/35,50.
144
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
Kadınların mescide rahat girip çıkmaları için ayrı bir kapı açtırmıştı.18 Bu
özel günde Peygamberimiz kadınlara vazediyor, tavsiyelerde bulunuyor
ve Kur’an okuyarak açıklamalar yapıyordu.19 Kadınlar geceleri dahi
mescide rahatça gidip geliyorlardı.20
Rivayete göre Ümm-ü Amir bint Yezid b. Es-Seken (Fukeyhe veya
Esma) kadınların temsilcisi olarak Peygamberimize gelir ve bazı
isteklerini veciz bir konuşma yaparak iletir. Peygamberimiz bu konuşma
ve talebi o kadar beğenir ki yanında bulunanlara: “Dini konusunda
bundan daha güzel problemini ortaya koyan bir kadın gördünüz mü? diye
sormuştu. Ashab görmediklerini söyleyince Peygamberimiz: “Ey kadın!
Dinle ve seni elçi olarak gönderen kadınlara söyle: Kadının kocasıyla iyi
geçinmesi, onun rızasını kazanması kocasının yaptıklarına denk sevap
almasına neden olur.” buyurunca kadın sevincinden La ilahe illallah
diyerek uzaklaşır. 21
Peygamberimiz kendisi kadınları eğitmekle kalmamış, eğitici kadınlar da
yetiştirmiş, erkeklerden öğrendiklerini kadınlara da öğretmelerini
istemiştir. Muaz b. Cebel kadınlara mahsus bir meseleyi cevapladıktan
sonra soruyu sorana: “Rasulullah bize öğretmiş, kadınlarımıza
öğretmemizi de emretmiştir” demiştir.22 Peygamberimiz kendisini
ziyarete gelip yeni bir şey öğrenenlere : “Ailenize dönün ve onlara
ta’limde bulunun” diye tavsiye ederdi. 23
Hz. Aişe Peygamberimizin eğitiminden geçmiş ve hadis, tefsir, fıkıh
ilimlerinin yanında diğer ilim dallarında da tam bir âlime olarak sadece
kadınların değil, erkeklerin de eğitiminde rol almıştı. Genellikle sabah
namazlarından sonra Peygamberimiz Hz. Aişe’ye dini konuları öğretirdi.
Yeni bir ayet indiği zaman onu ayrıntıları ile kavramaya çalışır,
anlamadığı yerleri Peygamberimize sorardı. Bazen hiç kimsenin aklına
gelmeyecek soruları ile Peygamberimizin açıklamalarını bekler, aldığı
bilgileri diğer kadınlar ve öğrencileri ile paylaşırdı. Bir defasında “Yerin
başka bir yerle, göklerin de başka göklerle değiştirildiği gün…”24 ayeti
hakkında Peygamberimize: “Bu sırada insanlar nerededir?” diye
sormuş, “Bunu senden önce ümmetimden kimse sormadı. İnsanlar o gün
18
Ebu Davud, Sünen, Salat/571.
Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, IV/357.
20
Müslim, Sahih, Salat/30.
21
İbn-i Sa’d, Tabakat, VIII/319,320.
22
Mehmet Hatipoğlu, a.g.m, s.91.
23
Sarıçam, a.g.e, s.287.
24
İbrahim 14/28.
19
145
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
sırat üzerindedir” cevabını almıştı.25 O İslam dünyasının her tarafından
yazılı olarak gelen sorulara yeğeni Aişe ile birlikte (Talha’nın kızı) yazılı
cevaplar veriyor ve bu şekilde yazılı öğretimin ilk örneğini başlatmış
oluyordu.26 Peygamberimizin vefatından 47 yıl sonraya kadar bu hizmeti
devam ettirmiş, pek çok talebe yetiştirmiştir.27 Peygamberimiz onun
hakkında “Dininizin yarısını şu Hümeyra’dan alınız” buyurmuşlardır.28
Hz. Aişe, Muaviye’ye cesur bir şekilde karşı çıkmış ve onu ikaz eden
mektuplar yazmıştır. 29
Peygamberimizden 2210 hadis rivayet etmiştir.30 Bu hadislerin doğru
anlaşılması hususunda birçok muhaddis sahabe ile tartışmış, Medine vaizi
İbn-i Ebis-Saib’e vazederken dikkat etmesi gereken hususları
söylemiştir.31 Medine vaizine ikazlarda bulunmak herkesin yapabileceği
bir iş değildir. Bu ilmi altyapı ve özgüveni gerektirir. Peygamberimizin
yetiştirdiği kadınların donanımlarını göstermesi açısından dikkat çekici
bir olaydır. Hz. Aişe, çocukların eğitiminde şiir’in kullanılması
gerektiğini, bunun güzel hitabet yeteneği kazandıracağını belirtmiştir. Hz.
Aişe’nin namazda kadınlara imamlık yaptığı, ezan ve kamet okuduğu,
aynı şekilde Ümm-ü Seleme, Ümm-ü Varaka bint Abdullah b. El-Haris’in
de kadınlara imamlık yaptığı bilinmektedir.32 İmamlık yapmanın belli bir
eğitimi ve birikimi gerektirdiğini düşünürsek, kısa zamanda böyle
kadınların yetişmesi gerçekten bir eğitim reformudur.
Peygamberimizin Kızı Fatıma şair ve bilgin birisiydi. Eşlerinden Ümm-ü
Seleme’de çok bilgiliydi. Peygamberimize sorarak öğrendiği konuları
başkalarına aktarırdı. Bazı konularda Hz. Aişe’den daha bilgili olduğu
rivayet edilir. Onun da Hz. Aişe gibi birçok erkeğe ders verdiği
25
Buhari, Sahih, Fedailü-s Sahabe/30; Müslim, Sahih, Fedail I/8; Ahmed İbn-i
Hanbel, Müsned, VI/218.
26
Hatipoğlu, a.g.m, s.92,93; Mehmet Hatipoğlu, Müslüman Kültürü Üzerine,
Kitabiyat yayınları, Ankara 2004, s.52.
27
Rıza Savaş, “Asr-ı Saadet’te Kadın ve Aile Hayatı”, Bütün Yonleriyle Asr-ı
Saadet’te İslam, Ed: Vecdi Akyüz, Beyan Yayınları, İstanbul 1994, s. 282.
28
Acluni, Keşfu-l Hafa, I/374.
29
Tirmizi, Sünen, Zühd/64.
30
Ömer Rıza Doğrul, Asr-ı Saadet, Eser Neşriyat, İstanbul 1978, C.III, s. 377;
Mustafa Fayda, “Aişe” maddesi, TDVDİA, C.II, s.201-205.
31
Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, VI/217; Zerkeşi, Hz. Aişe’nin Sahabeye
Yönelttiği Eleştiriler, Yay: Bünyamin Erul, Kitabiyat Yayınları, Ankara 2000,
s.121.
32
İbn-i Sa’d, Tabakat, VIII/484; Doğrul, a.g.e, III/338.
146
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
bilinmektedir.33 Peygamberimiz evinde de çok uyumlu ve geçimli
birisiydi. Aile efradını hiç incitmez, ev işlerine yardım ederdi. Yama
yapar, elbisesini temizler, koyun sağardı. Zaman zaman eşlerinin
hoşlanmadığı davranışlarını yapıcı bir üslupla kırmadan düzeltirdi.34 Eşi
Hz. Hatice, bu işleri yapacak kimseler var, yorulmasanız ya Resulallah
dediğinde: “Dört şeyden hoşlanmam ve Allah’a sığınırım: Korkaklık,
cimrilik, tembellik ve pislik.” 35 buyurmuştu.
Eşleri, Ümm-ü Seleme, Hafsa, Ümm-ü Habibe, Esma, Safiye, Ümm-ü
Eymen, Zeynep b. Cahş ve Ümmü-d Derda da Peygamberimizin rahle-i
tedrisinden geçmişler ve daha sonraları kadınları eğitmişlerdir.
Peygamberimizin eşleri özellikle evlerine gelen kız çocuklarının
eğitiminde ciddi bir rol oynamışlar, bu öğrenciler öğrendiklerini
başkalarına öğretmişlerdir.36
Peygamberimiz sadece kadınları eğitmekle kalmamış; kız çocuklarının
eğitilmesini ve güzel terbiye edilmesini tavsiye etmiştir. “Her kim büluğ
çağına ulaşmalarına kadar iki kız çocuğunun bakımını, nafakasını,
terbiye ve yetiştirilmesini üzerine alır yerine getirirse, o kimse kıyamet
gününde benimle beraber şöyle olacaktır” buyurdu ve iki parmağını
birbirine yanaştırdı.37 Cariyeler dahi bunun dışında bırakılmamış ve
onların da eğitilmesi istenmiştir. “Bir erkek, cariyesini güzelce terbiye
eder, güzelce öğretimden geçirir, sonra azad edip onunla evlenirse
ahrette iki ecir’e nail olur”.38 hadisi bunu göstermektedir.
Kadınların eğitimi sadece Kur’an ve dini bilgilerden ibaret değildi. Her
konuda onların eğitilmesi söz konusuydu.39 Peygamberimiz kadınların
meslek sahibi olmalarını teşvik etmiştir. Asr-ı Saadette kadınlar ev
işlerinin yanında, bağ-bahçe işleri, sanatkârlık, ticaret, deri işleme,
dokumacılık, yün eğirme, örgü yapma, okuma-yazma öğretme, ilaç
yapma, hasta bakıcılık, şairlik, savaşlarda erkeklere yardım ve koku
satma gibi işlerle de uğraşmışlardır. Abdullah b. Mes’ud’un hanımı
Zeynep, el işi yaparak para kazanırdı. Bir gün Peygamberimiz kadınlara
sadaka vermelerini söyleyince: Ya Rasulallah ben kazandığım parayı
33
Buhari, Sahih, Meğazi/69.
Savaş, a.g.m, s.276.
35
A.Himmet Berki- Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, DİB
Yayınları, Ankara 2010, s.221.
36
İbn-i Sa’d, Tabakat, VIII/467,469,482.
37
Müslim, Sahih, Birr/149.
38
Buhari, Sahih, ilim/31; Hatipoğlu, a.g.e, s.51.
39
Savaş, a.g.m, s.279,280.
34
147
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
kardeşimin yetim çocukları ile fakir kocama harcıyorum, bu sadaka
yerine geçer mi? diye sormuş, Peygamberimiz de cevaben: “Evet olur “
demişti.40
İlk muhacir hanımlardan olan Şifa Hatun, peygamberimizin eşi Hafsa’ya
okuma yazma öğretmiş, Hz. Ömer döneminde danışmanlık ve çarşıpazar’ı denetleme görevi yapmıştır.41 Hz. Aişe’nin azadlı cariyesi Berire,
Mugis isminde bir köleyle evliydi. Berire azad olunca Mugis’ten
boşanmak istedi, fakat Mugis ayrılmak istemiyordu. Peygamberimize
müracaat ederek aracılık yapmasını istedi. Peygamberimiz Berire’ye:
“Allahtan kork, o senin kocan ve çocuklarının babasıdır dedi. Berire: Bu
bir emir midir Ya Rasulallah deyince, Peygamberimiz: Hayır ben sadece
aracıyım buyurdular. Bunun üzerine Berire: Benim ona ihtiyacım yok
dedi. Peygamberimiz o sırada ağlayan Mugis’i amcası Abbas’a
göstererek: Mugis’in Berire’ye sevgisi, Berirenin de Mugis’e nefreti
şaşılacak şey doğrusu” buyurdular. 42
Peygamberimiz dönemindeki kadınlar haklarında vahiy inecek derecede
kişilikleri oturmuş, görüş beyan eden ve bazen Peygamberimin görüşünü
dahi beğenmeyecek kadar özgüveni ve bilgisi olan kadınlardı.
Peygamberimiz kadınları eğitirken, sadece bilgi aktarmakla kalmamış
karakterlerini ve kişiliklerini geliştirmelerini de sağlamıştır.43 Onlardan
bazılarına bakalım: Havle binti Sa'lebe (veya Havle binti Huveylid):
İslam’dan önce zıhar denen bir adet vardı. Buna göre zıhar¸ kocanın
karısına; "Sen bana anamın sırtı gibisin." demesidir. Hanımını boşamak
isteyen erkek¸ doğrudan ve açıktan boşama yerine bazen böyle bir yola
da başvururdu. Çünkü zıhar yapan kimsenin hanımı boşanmış sayılıyor
ve artık haram oluyordu. Hz. Peygamber (s.a.v) geldiğinde bu uygulama
hala devam etmekteydi.
Bir gün Ensar'dan olan Havle binti Sa'lebe (r.a.) ve kocası Evs b. Sâmit
(r.a.) arasında tatsızlık oldu. Evs hanımını yatağına çağırdığı halde o
bunu yapmamıştı. Bunun üzerine hanımına: "Sen bana anamın sırtı
gibisin." dedi ve bu İslâm tarihinde ilk zihâr hâdisesi oldu. Sonra Evs
pişman oldu fakat bir kere söz ağızdan çıkmış ve hanımı boş olmuştu.
Ancak Havle bu sonucu bir türlü içine sindiremiyor¸ mağdur edildiğini
40
Buhari, Sahih, Zekat/49; Abdurrahman Çetin, Örneklerle Peygamberimiz,
Ensar Neşriyat, İstanbul 2006, s.344.
41
Hatipoğlu, a.g.m, s.92; Hatipoğlu, a.g.e, s.52.
42
Ebu Davud, Sünen, Talak/19.
43
Hurşid Ahmad, “İslam Eğitiminin Temelleri”, Ter: Cemal Tosun, Din
Öğretimi Dergisi, S.39, s.35.
148
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
düşünüyor¸ uygulamanın adil olmadığına inanıyor ve "Vallâhi bu
boşama değildir." diyordu. Nihayet Hz. Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna
varıp şöyle dedi: "Ben genç¸ zengin¸ mal ve aile sahibi bir kadın iken
Evs benimle evlendi. Malımı yiyip gençliğimi tüketince¸ ailem dağılıp
ben de yaşlanınca; benden zihâr yaptı. Ama şimdi pişman oldu. İkimizi
bir araya getirecek ve kaybımı giderecek bir şey (fetvâ) var mıdır?". Hz.
Peygamber (s.a.v.)¸ "Sen ona haram oldun." deyince¸ o sesini
yükselterek şöyle demişti: "Yoksulluğumu¸ durumumun sıkıntılı oluşunu
Allah'a şikâyet ediyorum (feryadımı O'na ulaştırıyorum). Ayrıca benim
küçük çocuklarım vardır. Onları babalarının yanında bırakırsam¸ zayi
olurlar. Yanıma alırsam¸ aç kalırlar. Allah'ım! Halimi sana şikâyet
ediyorum. Allah'ım! Sıkıntımın çaresini Hz. Peygamberinin lisanı
üzerine indir!".
Bunun üzerine bu feryat esas yetkili makama ulaşmış ve her zamanki
gibi Hz. Peygamber (s.a.v.)'e vahiy gelmişti. Nüzul tamamlanınca Hz.
Peygamber (s.a.v) ona : "Ey Havle! Allah seninle Evs hakkında Kur'an
(âyeti) indirdi." buyurdu Ve şu âyet-i kerîmeyi okumaya başladı: "Kocası
hakkında seninle mücadele eden ve Allah'a şikâyette bulunan kadının
sözünü (feryadını) Allah işitmiştir".44 Devamındaki âyetlerle de bu
konuyla ilgili düzenleyici hüküm getirilmiş¸ zıhar yapanın belli bir
keffâret ödeyerek hanımıyla evlilik hayatına devam edebileceği karara
bağlanmıştır.45
Sa'd b. Rebî'in hanımı: İslâm'dan önce Araplar kız çocuklarına mîrastan
hisse vermezlerdi. Mîras erkek çocuklara kalırdı. Bunun dışında birisine
veya başka bir yakınına mal bırakılmak istenen kimseler vasiyette
bulunurlardı. Rivayet edildiğine göre; Sa'd b. Rebî' (r.a.) Uhud savaşında
şehid düşmüştü. Geride iki kız evlat¸ bir erkek kardeş ve bir de zevcesini
bırakmıştı. Malının tamamını kardeşi almıştı. O zamanlar sadece erkekler
mîrasçı olabiliyor¸ kadınlar mîrastan bir şey alamıyorlardı. Ancak ortada
ciddi bir mağduriyet¸ zalimce bir anlayış ve uygulama vardı. Bunun
üzerine Sa'd'ın hanımı Rasûlullah (s.a.v.)'a gelip şöyle demişti: "Ya
Rasûlallah! Şunlar Uhud harbinde şehid düşen Sa'd'ın iki kızıdır.
Babalarından kalan malın tamamını amcaları aldı. Malları olmadan da
kimse bunlarla evlenmez". Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) da ona;
"Dön bakalım. Umarım ki¸ bu mes'ele hakkında Allah (c.c) hüküm
verecektir." buyurdu. Bu hanım sahâbînin feryadı da ulaşması gereken
44
Mücadele 58/1.
Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, VI/411; Abdullah Kahraman, “İki Kadın İki
Hüküm”, Somuncu Baba Dergisi, S.121, s. 26-28.
45
149
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
makama ulaşmış¸ asırların hukuksuzluğuna son verecek mîras hükmünü
bildiren âyetler46 nâzil olmuştu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) o iki
kızın amcalarına haber salarak; "Malın üçte ikisini o iki kıza¸ sekizde
birini annelerine ver. Kalanı da senin olsun." buyurdu ve bu İslâm
tarihinde taksim edilen ilk mîras oldu.47
Hz. Ömer bir Cuma Hutbesi’nde: "Bir eş yerine başka bir eş almak
isterseniz, birincisine bir yük altın vermiş olsanız bile, ondan bir şey
almayın..."48 ayetini okumuş ve kadınlara verilen bu mehrin âzamî
miktarını tesbit etmek niyetiyle "Kadınlara mehir verirken aşırı
gitmeyin..." deyince, cemaatten bir kadın atılarak: "Ey Ömer, senin buna
hakkın yok. Zirâ âyet-i kerime'de Cenâb-ı Hakk: "Birisine bir yük altın
da vermiş olsanız bile ondan bir şey almayın..." buyurmuştur" der. Hz.
Ömer kadına hak verir ve kararından rücû eder.49 Bu hadise de asr-ı
saadet’te kadınların Kur’an ve yorumuna ne kadar hâkim olduklarını ve
cesaretlerini gösteriyor.50
Yukarıdaki olaylarda, cahiliye döneminde hiç söz hakkı olmayan
kadınların, Peygamberimiz döneminde nasıl özgüvene kavuştuklarını,
haklarını aradıklarını ve dini konulardaki birikimlerini görmekteyiz.
Peygamberimizin Berire, Havle ve Sa’d b. Rebi’nin hanımının kararlarını
kabul etmesi, müdahale etmemesi ve itirazlarını dinlemesi, vahiy
gelmesine kadar beklemesi, kadınların hak mücadelesini desteklediğini,
onların haksızlığa uğramalarını kabul etmediğini göstermektedir. Bunca
zamana rağmen günümüzde hala Müslüman kadınlar böyle bir özgürlük,
mücadele ve özgüvenden yoksundurlar. Kadınlar Peygamberimiz ve
eşlerinden dini bilgileri öğrenmek için adeta yarışıyorlar, kafalarına
takılan her konuyu hiç çekinmeden Peygamberimize ve eşlerine
(özellikle Aişe) sorarlardı.51 Bir defasında kadınlardan birisi adet
halinden nasıl temizleneceğini Peygamberimize sormuş, iyice
anlayabilmek için bacaklarını açarak şöyle mi? diye göstererek sorunca,
Peygamberimiz utanmış ve başını çevirerek, öyle diye cevap vermişti.52
46
Nisa 4/11,12.
Tirmizi, Sünen, Feraiz/3.
48
Nisa 4/20.
49
Hüseyin Yılmaz, Camilerin Eğitim Fonksiyonu, Dem Yayınları, İstanbul 2005,
s.85.
50
Bkz: Serpil Başer, Kur’an’ın İlk Kadın Yorumcuları, İz Yayıncılık, İstanbul
2011; Zerkeşi, a.g.e.; Hidayet Şefkatli Tuksal, Kadın Karşıtı Söylemin İslam
geleneğindeki İzdüşümleri, Kitabiyat Yayınları, Ankara 2000.
51
Özbek, a.g.e, s.24.
52
Müslim, Sahih, Hayz/31-33.
47
150
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
Hz. Aişe bu durumu : “Ensar kadınları ne kadar akıllıdır! Utanmaları
(hayâları)
dini
öğrenmelerine
engel
olmadı”
diyerek
övmüştür.53Ensar’dan Ümm-ü Kesir bint Zeyd isimli kadın, kız kardeşi
ile birlikte Hz. Peygamberin yanına varıp kendisine: “Kız kardeşim sana
bir şey sormak istiyor, fakat utanıyor deyince Peygamberimiz: Soracağın
şeyleri sor, çünkü ilim talebi farzdır” diye cevap vermiş ve kadın
sorusunu sormuştu.54 Kadınların o dönemde öğrenme ve eğitim
konusunda nasıl özgür bir ortamda olduklarını, istedikleri her konuyu
Peygamberimize rahatça sorabildiklerini ve bu davranışlarının normal
karşılandığını görüyoruz.
Sonuç
Toplumun eğitiminde en önemli husus kadınların eğitilmesidir. İslam
gelmeden önce bir mal gibi alınıp satılan, hiçbir hakkı bulunmayan
kadınlar; Peygamberimizin risaletiyle birlikte bütün haklarının yanında,
eğitim-öğretim hakkını da elde etmişlerdir. Bu haktan her ortamda ve
fırsatta yararlanan kadınlar, yeni neslin yetişmesinde, Kur’an’ın ve diğer
bilgilerin öğretilmesinde önemli roller üstlenmişlerdir. O dönemde
kadınların eğitimi sadece bilgi öğrenip bunu başkalarına aktarmak
şeklinde gerçekleşmemiş, kişilik ve karakter eğitimine önem verilmiştir.
Peygamberimiz, kadınların eğitimi için her imkânı tanımış, teşvik etmiş
ve erkeklerden ayırmamıştır. Kadınların özgüvenli ve donanımlı
olmaları, bilgi öğrenmek için zaman, mekân farkı gözetmeden mücadele
etmeleri, Peygamberimizi son derece sevindiren bir husustur. Başta eşleri
olmak üzere, birçok kadın sadece eğitimci yönleriyle değil, dini
konularda belirleyici ve yönlendirici olmalarıyla, haklarında vahiy
gelmesiyle dikkat çekmişlerdir. Kadınların o dönemdeki bu özgürlükleri,
ilim öğrenme ve öğretme faaliyetleri, maalesef yanlış dini anlayışlar
yüzünden zamanla kısıtlanmış ve dışlanmıştır.55
Kadınlara sadece dinin yasaklarını ve sınırlamalarını öğretmek
haksızlıktır. Kur’an ve Peygamberimizin onlara tanıdığı hakları,
özgürlükleri ve ilim öğrenme-öğretme konusundaki örnek uygulamaları
da dikkate alıp hayata geçirmeliyiz. Bunu gerçekleştirdiğimizde devam
eden tartışma konuları ortadan kalkacak, çocuklarımızın din eğitimi daha
sağlıklı olacaktır. Bugün, asr-ı saadette kadınlarca rahatça tartışılan,
53
Müslim, Sahih, Birr/46; İbn-i Mace, Sünen, Taharet/124.
Savaş, a.g.e, s.276,277.
55
Hatipoğlu, a.g.m, s.93,94; Hatipoğlu, a.g.e, s.53,54.
54
151
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
konuşulan ve uygulanan birçok husus çözülememiş problemler olarak
karşımızda durmaktadır. Eğer kadınların eğitimi, öğretimi konusunda
mesafe almak istiyorsak, her gün onlarcasının haksızlık ve zulme
uğramasını önlemek istiyorsak, Peygamberimiz dönemindeki kadın
haklarını, özgürlükleri, onlara verilen değeri yeniden keşfetmeliyiz. Bu
keşfi yaptıktan sonra günümüze gelip işe başlamalı, kadınları sadece
anne olarak değil, ilk ve en önemli eğiticiler, toplumun geleceğini
şekillendiren kişiler olarak önemsemeliyiz.
Kaynakça
ACLUNİ, İsmail b. Muhammed, Keşfu-l Hafa, Beyrut 1988.
AHMAD, Hurşid, “İslam Eğitiminin Temelleri”, Ter: Cemal Tosun, Din
Öğretimi Dergisi, S.39, s.25-41, Ankara 1993.
BAŞER, Serpil, Kur’an’ın İlk Kadın Yorumcuları, İz Yayıncılık, İstanbul
2011.
BERKİ, A. Himmet-KESKİOĞLU, Osman, Hz. Muhammed ve Hayatı,
DİB Yayınları, Ankara 2010.
BUHARİ, Sahih I-VIII, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.
ÇELEBİ, Ahmed, İslam’da Eğitim-Öğretim Tarihi, Damla Yayınevi,
İstanbul 1976.
ÇETİN, Abdurrahman, Örneklerle Peygamberimiz, Ensar Neşriyat,
İstanbul 2006.
DAĞ, Mehmet-ÖYMEN, H.Raşit, İslam Eğitim Tarihi, MEB Yayınları,
Ankara 1974.
DOĞRUL, Ö. Rıza, Asr-ı Saadet I-V, Eser Neşriyat, İstanbul 1978.
EBU DAVUD, Sünen I-V,Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.
FAYDA, Mustafa, “Aişe” Maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C.II,
İstanbul 1989.
HAMİDULLAH, Muhammed, İslam Peygamberi I-II, Çev: Salih Tuğ,
İrfan Yayınevi, İstanbul 1980.
HATİPOĞLU, Mehmet, “İslam’da Kadın Eğitiminin Doğuşu”, Türkiye 1.
Din Eğitimi Semineri, Ankara İlahiyat Vakfı Yayınları, Ankara 1981,
s.90-95.
HATİPOĞLU, Mehmet, Müslüman Kültürü Üzerine, Kitabiyat Yayınları,
Ankara 2004.
HATİPOĞLU, Mehmet, “İslam’ın Kadına Bakışı”, İslami Araştırmalar
Dergisi, C.5, Ankara 1991.
152
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:141-153
İBN-İ HANBEL, Müsned I-VI, Çağrı Yayınları, İstanbul 1982.
İBN-İ MACE, Sünen I-II, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.
İBN-i SA’D, Ebu Abdillah Muhammed, et-Tabakatü-l Kübra I-VIII,
Beyrut 1985.
Kadın ve Aile Yazıları, DİB Yayınları, Ankara 2012.
KAHRAMAN, Abdullah, “İki Kadın İki Hüküm”, Somuncubaba Dergisi,
S.121, s.26-28, Darende 2010.
MÜSLİM, Sahih I-III, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.
OKİÇ, M.Tayyip, İslamiyet’te Kadın Öğretimi, DİB Yayınları, Ankara
1979.
ÖZBEK, Abdullah, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Selam
Yayınevi, Konya 1995.
SARIÇAM, İbrahim, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, DİB Yayınları,
Ankara 2011.
SAVAŞ, Rıza, “Asr-ı Saadet’te Kadın ve Aile Hayatı”, Bütün Yönleriyle
Asr-ı Saadet’te İslam, Ed: Vecdi Akyüz, Beyan Yayınları, İstanbul 1994,
s.239-379.
TİRMİZİ, Sünen I-IV, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.
TUKSAL, Hidayet Şefkatli, Kadın Karşıtı Söylemin İslam geleneğindeki
İzdüşümleri, Kitabiyat Yayınları, Ankara 2000.
YILMAZ, Hüseyin, Camilerin Eğitim Fonksiyonu, Dem Yayınları,
İstanbul 2005.
ZERKEŞİ, Hz.Aişe’nin Sahabeye Yönelttiği Eleştiriler, Yay: Bünyamin
Erul, Kitabiyat Yayınları, Ankara 2000.
153
AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:141-153
154

Benzer belgeler