Mayıs

Transkript

Mayıs
moda
dekorasyon
01 bakım
10 seyahat
müzeler
23
Mayıs 2013
06
15 teknoloji
20
Moda
MODA
YAZA HAZIR
Çiçek desenleri 2013 İlkbahar-Yaz Modasına
Damgasını Vuruyor…
Doğa nasıl ısınan havayı kucaklarcasına çiçek açıyorsa, moda
da baharı bu sene çiçeklerle karşılıyor… Pek çok ünlü modacının
tasarımlarına birbirinden renkli çiçek desenleri damgasını vuruyor.
Mayo ve bikinilerden tutun da, abiye kıyafetlere kadar ilkbahar-yaz
trendinin çıkış noktası “floral konsept” yani doğa oluyor…
60’lı yılların modasına göz kırpan koleksiyonların da yer aldığı
2013 ilkbahar-yaz modasının çiçekleri, ağırlıklı olarak Uzakdoğu
esintileri taşıyor. Düz bir renk üzerine oturtulan büyük bir çiçek ya
da bütün bir elbiseyi saran küçük çiçek desenleri… Küçük farklılıkları
tasarımcıların zevklerini ortaya koyan nüanslar olarak algılanırken,
inkar edilemeyecek bir gerçek var ki, ilkbahar-yaz döneminde
çiçekler, hem doğada hem kıyafetlerimizde canlanıyor…
Çiçekler modada, moda her yerde
Modanın floral rüzgarı sadece bluzları, pantolonları, elbiseleri
değil aksesuarları da fethetti. Kemerlerden tutun da, cüzdanlara,
eşarplardan, parfüm şişelerinin tasarımlarına kadar her yerde
çiçekler karşımıza çıkıyor. Moschino, Just Cavalli, Ralph Lauren,
Prada’nın da aralarında olduğu sayısız modaevi ve tasarımcı
doğadan aldıkları ilhamı, koleksiyonlarının en küçük parçalarına dahi
yansıtıyorlar.
Siz de kendinizi bu çiçek bahçesine atmak isteyebilirsiniz.
Zaten vitrinleri süsleyen tasarımlar bizlere fazla seçim şansı
bırakacak gibi görünmüyor. Yalnız çiçek desenli kıyafetleri
kombinlerken dikkat edilmesi gereken hususları da gözden
kaçırmamak gerekiyor. Bunların başında, kıyafetinizi tamamlayan
unsurlar geliyor. Örneğin yaz aylarında en çok tercih edilen ayakkabı
çeşitlerinden olan babetler! Çiçekli bir elbise ya da şort giydiğinizde,
ister babet olsun, ister spor isterseniz de topuklu bir ayakkabı
seçiminiz mutlaka düz bir renkten yana olmalı. Hem elbiseniz hem de
ayakkabınız desenli olursa ortaya son derece karmaşık bir görüntü
çıkabilir. Aynı şekilde çiçek desenli bir çanta seçtiğinizde, tek veya iki
parça olarak giyeceğiniz kombinasyonunuz yine mümkün olduğu
kadar sade olmalı.
Tatile mi gidiyorsunuz? O zaman bu noktalara dikkat edin!
Yapacağımız bir veya iki haftalık bir yolculuk için maalesef bütün
gardırobumuzu yanımızda taşımamız imkansız. Bu nedenle seçimimizi
iyi yapmalı, en rahat kombinleyebileceğiniz parçaları seçmeye özen
göstermeliyiz. Özellikle gündüz saatleri için şortlar ve askılı t-shirtler iyi
birer tercih olacaklardır. Akşam saatleri için uzun ya da kısa tek parça
elbiselerle hem şıklığımızı koruyabilir hem de tatile daha hafif bir bavulla
çıkabilirsiniz.
Tatil için muhakkak ki en önemli mevzu; mayo ve bikinidir.
Gününün büyük çoğunluğunu plajda geçirmeyi sevenler
için işte 2013 yılı mayo ve bikini tüyoları:
Bu sezona damgasını vuracak modeller, özellikle 50’li yıllara ait olan
yüksek belli bikiniler. Hareket özgürlüğü sağlayacak olan bu modeller
oldukça tercih edilecek gibi görünüyor. Kumsallara damgasını vuracak
bir diğer akımsa; püsküller olacak. Kesik kumaş ve iplerden oluşan
püsküller hem mayoları hem de bikinileri süsleyecek. Çiçek desenlerinin
her yerde karşımıza çıkacağından bahsetmiştik. Tabii ki plaj modasında
da çiçeklerden yoksun kalmayacağız, yalnız desen olarak aynı zamanda
tropikal ve egzotik desenlerle leopar gibi hayvan baskıları da ön planda
olacak. Farklılık yaratmayı sevenler için bu sezon tek omuzlu modellerin
iyi bir seçim olduğunu da söyleyebiliriz.
Vitrinler Yaza Hazır
Tasarımcılar havalar ısınmadan çok uzun zaman önce o sezonun
renklerine, kesimlerine, modellerine kısacası trendlerine karar verirler.
Sonuçta moda dünyası için kalabalıkları peşinizden sürüklemek demek
her zaman bir adım önde olmak demektir. Bu sezon koleksiyonu ile
öne çıkan ve hem erkek hem de kadın giyiminde göz alıcı parçalara
sahip olan markalardan biri de Polo Garage. Keten, örme tunikler, ipeksi
gömlekler, bol ve yumuşak dokulu pantolonlarla Polo Garage bayanları
günün her saatinde şıklık ve rahatlıklıkla buluşturuyor. Beylerse, Polo
Garage erkeğinin vazgeçilmezleri arasında olan klasik şortlar, değişik renk
alternatiflerinin olduğu renkli t-shirtler’le, hem rahat hem de modern bir
görünüm elde etmek şansına sahip olacaklar.
Bakım
GÜNEŞ IŞINLARININ
FAYDALARI VE
ZARARLARI
Güneşi seviyoruz, ama dikkat etmemiz gereken noktaları biliyor muyuz?
Kış aylarının bizi evlerimize hapseden günlerini geride bırakıp,
gelmesini hasretle beklediğimiz güneşli günlere kavuştuk. Güneşli
bir güne uyanmak bile enerjimizi tamamen değiştirip, hem iş
hem de sosyal yaşamımızda hatırı sayılır farklılıklar yaratabiliyor.
Doğanın bütün renklerini ahenkli bir şekilde önümüze seren
güneş ışınları, bedenimiz için de büyük önem taşıyor. Fakat her
şeyde olduğu gibi, güneşle olan ilişkimizde de bir denge muhakkak
yakalanmalı. Azı yarar fazlası zarar, bu konuda da düsturumuz
olmalı…
Bedenimize “Güneş Doğuyor”
Güneş ışınları özellikle çocukların kemik gelişiminde oldukça
büyük önem arz eder. Yeryüzüne inen güneş ışınları büyük oranda
D vitamini içerir. D vitamini de kemik gelişiminin en önemli
unsurlarındandır. Derimiz, güneşteki D vitaminini sentezleyerek
kemiklerimizin güçlenmesini sağlar.
Güneş ışınları, beyinde bulunan ve depresyon, karamsarlık
gibi duyguları ortadan kaldırmaya yardımcı olan serotonin ve
melatonin hormonlarının da salgılanmasında yardımcı olur. Bu
nedenle güneşli bir günde yapılacak kısa bir yürüyüş bile moralimizi
inanılmaz bir şekilde yükseltebilir.
Bedenimiz günün ilk ışığı odamıza girdiği andan itibaren kendini
güne hazırlamaya başlar. Ne zaman ki, güneş gücünü kaybedip
akşam saatleri olur, işte o zaman beynimiz artık görevinin azaldığı
ve temposunu düşürmesi gerektiğinin sinyalini alır. Yani bedenimiz,
güneş ışınlarıyla her zaman daha zindedir. Bu nedenle özellikle ağrılı
hastalıklar, akşam saatlerinde daha fazla hissedilir. Güneşin aynı
zamanda hastalıklarla mücadele etmemizi sağlayan antibakteriyel bir
etkisi de söz konusudur.
Fazlası Neden Zararlı?
Güneşin belki de en sevdiğimiz özelliği; bizi ısıtmasıdır. Bizlere hareket
özgürlüğü sağlayan bu durum aynı zamanda güneşin en tehlikeli
yanlarından da biridir. Normalde 36 santigrat derece olan vücut
ısımız havalar ısındıkça daha da artma eğilimi gösterir. Bedenimiz
bunu engelleyebilmek adına terlemeye başlar. Terle beraber bizlere
faydası olacak mineral ve tuzlar da kaybolur. Bu nedenle özellikle
yaz aylarında bol su içmek son derece önemlidir. Eğer havadaki nem
oranı da artarsa, sıcaklıkla birlikte terleme ihtiyacımız artacak, yalnız
nem terlemenin önüne geçecektir. Bu durum da, giderek artan vücut
ısısını ve buna bağlı rahatsızlıkları beraberinde getirecektir. Güneşin
bir diğer tehlike arz edebileceği durum, cildimizin uzun süre güneş
ışınlarına maruz kalmasıdır. Özellikle beyaz tenli kişilerde güneş
ışınlarına bağlı cilt yanıkları ve cilt kanserleri daha sık görülmektedir.
Uzun süre boyunca sıcak ve nemli bir ortamda çalışmak (özellikle
bedensel aktivite gerçekleştirmek) sıcak çarpması olarak tabir
edilebilecek ani rahatsızlığa neden olabilmektedir.
Uzak Kalmak Zorunda Değiliz,
Sadece Dikkat Etmeliyiz
Güneşin zararlı etkilerinden uzak kalmak için yapılması
gerekenleri sizler için madde madde sıraladık:
• Güneşlenmek veya yürüyüş yapmak için en uygun saatler sabah
11:00’e kadar, akşamsa 16:00’dan sonradır.
• Şemsiye altında ya da gölgede otururken bile dikkatli
olunmalıdır. Aynı şekilde denizde olmak güneşin zararlı
ışınlarından korunmanızda faydalı olamaz. Tam tersine yansıyan
ışık daha fazla zarar görmenize neden olur.
• Mutlaka şapka takmalısınız, kıyafetleriniz için kumaş seçiminiz
pamuklu ve açık renkte olmalıdır.
• Ultraviyole koruyuculu güneş gözlüklerini tercih edin.
• Yüksek koruma faktörlü güneş koruyucularınızı güneşe
çıkmadan yarım saat önce sürün ve her iki saatte
bir tekrar uygulayın.
• Özellikle yaşı ilerlemiş kişilerin ve kalp rahatsızlıkları olanların bu
saydığımız maddelere daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir.
• Bol su, meyve ve sebze tüketilmelidir.
Dekorasyon
MODANIN BAHÇEYE
YANSIMASI
Hayatımızın her anına eşlik eden moda bahçelerimiz
için de alternatifler üretiyor.
Birçok farklı tasarım objesini, mobilyayı ve diğer eşyaları
evlerimizde kullanıyoruz. Ancak yaz sezonu kapıda, artık bahçeler
yeni evlerimiz olacak. Hatta zamanımızın büyük bir bölümünü
orada geçirmek için can atacağız. Bu sebeple en dinlendirici ve en
rahatlatıcı dakikalarımızda bahçe dekorasyonumuz bize konforu
ve huzuru bir arada sunmalı.
Temel dekorasyon öğelerimiz
İşten eve döndüğünüzde ya da yorucu bir günün ertesinde
dinlenmeye ihtiyaç duyduğunuzda yazın gelmesiyle beraber
eve kapanmaktan kurtulacaksınız. Bahçelerinizde geçireceğiniz
zamanlar, mevsimin sıcak havasıyla daha da keyifli bir hal alacak.
Bu durumda önemli olan, bahçenizde zaman geçirmek olduğu
için öncelikle burada size eşlik edecek olan öğelere göz atmak
lazım. Oturmak için sandalyeler ve koltuklar gerekli, etrafında
toplanmak için de masalar veya sehpalar. Tabii insan doğası
gereği çimenlere ve yeşilliklere dönmek ister. Sıcak havalarda bu
istek daha da pekişir. Bu yüzden eğer koltukların, sandalyelerin
veya masaların sizi kısıtladığını düşünüyorsanız yerlere atmak için
minderler en iyi tercih olacaktır.
Burada tıpkı mobilyalarda olduğu gibi minderler
ve yastıklarda da çok geniş bir tercih kataloğuna
sahipsiniz. Peki bu mobilyalardan ve yastıklardan
hangi materyallerle yapılanlar sizin için en doğrusu
ve en uygunudur? Bahçe mobilyalarının temel birkaç
materyali vardır. Bunlar genelde dayanıklı ağaç gövdeleri
olur. Bu uzun ömürlü ağaçlardan yapılan masalar sizin
değişmez tasarım öğeleriniz olabilir. Bunların yanında
bambu gibi hafif materyaller taşımak ve yer değiştirmek
için daha uygun, aynı zamanda dayanıklıdır. Plastik
materyallerden yapılan mobilyaları da unutmamak
lazım. Plastik mobilyalar hem hafif hem de kalitesine
göre dayanıklıdır. Her sezon yenilenme şansları da
daha fazladır. Söz konusu minderler ve yastıklar olunca
da renkler ve rahatlık ön plana çıkıyor. Yazın cıvıl cıvıl
renkleriyle uyumlu olmaları da tercih nedeni. Yeşilin
tonları bahçeye uyum gösterirken beyaz ve gökkuşağının
diğer renkleri ise daha can alıcı seçimler olacaktır.
Aydınlatma objeleri
Yazın en güzel zamanı eşlerle dostlarla geç saatlere kadar yapılan
sohbetler ve muhabbetlerdir. Gecenin ilerleyen saatlerinde
yükselen kahkaha sesleri ayrı bir keyiftir. Bu da karanlık bir
ortamda olmaz açıkçası. Bahçelerinizin en göz alıcı unsurları
aydınlatma öğeleridir, özellikle de geceleri. Burada lambalar,
fenerler, fosforlu aydınlatmalar gibi farklı seçenekleriniz mevcut.
Tabii mükemmel bir bahçe için çiçekleriniz, mobilyalarınız ve
aydınlatmanız uyum içinde olmalıdır. Japon bahçesi tadında
dizayn edilen yeşilliklere Avrupa’nın ışıklandırması ya da Afrika’nın
mobilyaları uymaz. Teknolojik ekipmanlar günümüzde daha
revaçta. Farklı tasarımlarıyla dikkat çeken lambalar özellikle
fütüristik akım etkisinde çok beğeniliyor. Fazla gösteriş benim ilgimi
çekmez diyorsanız basit tasarımlar da mevcut. Bunlara sadece
temel görevini yapan emektarlar gözüyle de bakılabilir. Farklılığı
değişik bir yolla yakalamak isteyenler ise bunu eskiye dönüş
yaparak ve geleneklere bağlı kalarak yapıyor. Burada Asya’nın
özellikle Japonya’nın ve Çin’in aydınlatma objeleri ön plana çıkıyor.
Fenerler sade, basit ve sıra dışı. Farklı ve şatafatlı renkleriyle ön
plana çıkan bu fenerler aynı zamanda da göz alıcı ve dikkat çekici.
Işıklandırma için seçenek çok ama önemli olan bahçenin geri
kalanıyla uyumlu olup olmadığı.
Kalite ayrıntıda yatar
Mobilyalar ve ışıklandırma derken işin içine biraz süs ve incelik de
katmak gerekir. Bunu yaparken küçük tasarım öğelerini denemek en
mantıklısı olur. Burada küçük biblolar, her mevsim değiştirebileceğiniz
süs çiçekleri, vazolar gibi objeler mevcut. Yine uyum ve harmoni
düşünülerek adım atılmalı. Tabii sınırlara takılıp kalmamak hayatın
her anında olduğu gibi bu konuda da geçerli. Akla gelmeyecek
süslemeler bahçelerde kullanılabilir. Örneğin yılbaşı süslerinin
renkleri bahçelerde gayet dikkat çekici olabilir. Yaz ve yeşillik bir arada
düşünülünce bunların yanına bir de üçüncü gerekli. Su sesi en etkili
dinlendiricilerdendir. Bahçelerinizin genişliğine göre küçük süs havuzları
ve şelaleler tasarımın en dikkat çekici öğeleri olacaktır.
Seyahat
TURKUAZIN
DERİNLİKLERİ
Yaz sıcağının esaretinden kurtulmak için
masmavi sulara yelken açın. Mavi turun amacı
insanlara denizin en güzel yerlerini, bilinmedik
koylarını göstermek ve girilebilecek en duru,
temiz yerlerde denize girilmesini sağlamaktır.
Mavi turlar da bu hedef doğrultusunda en
güzel deniz anılarınız için zemin hazırlar.
Ege ve Akdeniz ilk duraklar
Türkiye’de genellikle Ege ve Akdeniz’de yaygın olarak düzenlenen
mavi turlar uzun zamandan beri hayatımızda önemli bir yer tutuyor.
Özel yapım teknelerin konukseverliğinde engin denizin narin dalgaları
eşliğinde maviliklere yapılan yolculuklar birçok insanın hayalidir. Sadece
su sesinin olduğu bir atmosferde güneş size göz kırparken, içeceklerinizi
yudumlamaya hazırlanmak en güzel yaz aktivitelerindendir.
Bodrum, Marmaris, Göcek, Fethiye ve Antalya limanları mavi turların
başlangıcı için popüler olan destinasyonlardır. Özel olarak tasarlanan
ve uzman kadrosuyla hizmet veren teknelerde, misafirlerin konforu
için hemen her şey düşünülür. Genellikle ahşabın ana malzeme olarak
kullanıldığı gezi teknelerinde organik bir ortam yakalanır ve bu sayede
denizin üstünde doğal yaşama ihanet etmeden yoğun hayatınızdan
kaçamak yapmaya imkan tanınır.
Çeşitlilik ön planda
Mavi turu düşünenler için birçok opsiyon mevcuttur. Bunlar tekne çeşidi
olarak da düşünülebilir tur çeşitliliği olarak da. Farklı boylarda olan tekneler
sayesinde yolcu sayısı aralığını değişken tutan tur şirketleri, müşterilere
yelpazesi geniş bir liste sunar. Ailece çıkabileceğiniz turlar için farklı boyutta
tekne bulmak mümkünken eş, dost, akraba derken sayının artması halinde
bu durum yine de problem yaratmaz. Gezi teknelerinin çeşitliliğinin yanında
tur şirketlerinin farklı kombinasyonlar yaparak sıradan olmayan turlar
hazırlama çabasına da değinmek gerekir.
Ülkemizde mavi turun ya da yolculuğun gelişimi ilk olarak Bodrum’da
başladı. Günlük küçük turlar ve geniş zamana yayılan daha uzun turlar
kısa sürede trend halini aldı. Eğer tekne ile tatile çıkmadıysanız ve bir
otelde konaklıyorsanız günlük geziler mevcut. Bu turlarda ülkemizde
görebileceğiniz en güzel koyları görme fırsatını yakalayıp buralarda
kısa sürelerle keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Bu sayede çeşitliliği çok
olan bir kısa tur yapmış olursunuz. Ancak tatilinizi tamamen bir teknede
geçirmek istiyorsanız işte burada tur şirketleri size daha tatminkâr ve
deniz kokulu seçenekler sunuyor. Öncelikle bir tekneyi sadece kendiniz
için ayırtabilirsiniz. Bu sayede tanımadığınız insanlarla yeni sürprizler
yaşamaktan kaçınmış olursunuz. Ya da tam tersi karışık bir grupla tatile
çıkıp tanımadığınız insanlarla yeni maceralara katılabilirsiniz.
Turun detayları nelerdir?
Turlar genellikle günlük olarak iki durak üzerine kuruludur. Seyahat sırasında
genellikle ‘yelkenler fora’ durumu hâkimdir. Bu sayede deniz ve rüzgâr ikilisi
yolculuk boyunca size eşlik eder. Tabii rüzgâr ve diğer parametreler uygun
değilse motorlar devreye girebilir, ancak günlük motor seyri en fazla üç ya da
dört saattir. Genellikle iki günde bir teknenin ve misafirlerin ihtiyaçları için büyük
limanlarda ikmal yapılmalıdır. Tekneye girdiğinizde sizi karşılayan görevliler
ve size tur boyunca eşlik edecek olan insanlar kamaraları size gösterdiğinde
buraların genelde sadece eşya konulan yerler olduğunu bilmeniz gerekir.
Bunun nedeni kesinlikle kamaranın büyüklüğü veya küçüklüğü değil, bunun
nedeni insanların güvertede dalgaların sesi eşliğinde yıldızların ışıltısıyla uyuma
isteğidir. Bahsettiğimiz gibi mavi turun asıl amacı size denize girilebilecek en
iyi durakları göstermektir. Bu nedenle beklentinizi ne kadar yüksek tutarsanız
tutun, yanılmayacağınızın garantisini verebiliriz. Türkiye Ege ve Akdeniz’e sahip
kıyılarıyla deniz turizmi için benzersiz yerlere sahip. Turkuaz renginin en güzel
haline sahip koyları ve bu koyların balıkları eşsiz manzaralar sunuyor. Mavinin
bilinmedik tonlarında balıklarla yüzmek için çok fazla şansınız olacak. Tek başına
ailenizle tekne kiralamanız da mümkün. Bu sayede kendi tur rotanızı kendiniz
belirleyebilirsiniz ve nereyi isterseniz orayı gezersiniz. Seçim size kalmış
Türkiye’nin sahip olduğu doğal zenginliklerle çok çeşitli adresler sunduğu
bir gerçek. Böyle fırsatlar varken mavi turlar tam da yaza hazırlığa uygun,
kaçırılmamalı.
Teknoloji
KLİMAYA ALTERNATİF
ARAYANLARA
Evinize hem estetik hem serinlik getiren pervaneler…
Sevsek de sevmesek de havalar ısınmaya başladığında en fazla maruz kaldığımız
teknolojik araçlardan bir tanesi de klimadır. Evinizde olmasa bile bir toplu
taşıma aracında ya da iş yerinizde, restoranda ya da hastanede… Kısacası
gittiğiniz her yerde sizi bir klima karşılamaya başlar. Bizlere çöl sıcaklarından
kurtulup, neredeyse bir buzhaneye girmişiz hissi veren klimalar aslında bu ani
rahatlamayla beraber çeşitli rahatsızlıklara da neden olmaktadırlar.
Peki hayatlarımızda bu kadar elzem bir yer kaplayan klimaların yerine ne
konulabilir? Hem estetik görünümleri, hem de kapladıkları yer ve fonksiyonları
açısından önerimiz; pervaneleri denemeniz…
Evinizdeki ”Havana” Görüntüsü
Özellikle Güney Amerika’da geçen Hollywood filmlerinde görmeye aşina
olduğumuz tavan pervaneleri, klimaya alternatif arayanlar için mükemmel
bir seçim. Neden derseniz? Her şeyden önce evinizde ya da ofisinizde yer
kaplamıyor olmaları en büyük avantajları. Artık satışta olan ışıklı modellerle
birlikte, tavan aydınlatmasından yoksun kalmanıza da gerek kalmıyor. Hatta
isterseniz, serinleme yerine sadece ışık verme özelliğini bile kullanabiliyorsunuz.
Pervaneler genellikle üç ya da dört kademeli olarak çalışıyorlar. Havalar biraz
ısınmaya başladığında ilk kademenin gücü yeterli bir serinlik sağlıyor. Çok sıcak
günlerdeyse, en son kademeye aldığınız pervaneniz, size en az bir klima kadar
serinlik yaşatabiliyor. Tavan yüksekliği yere çok yakın olmadığı sürece ( monte
esnasında bu durum ölçülüyor ve uygunluk hesaplanıyor) pervaneler çalışırken
etrafta herhangi bir şeyin uçmasına da (örneğin kağıt gibi) neden olmuyor.
Pervanelerin bir avantajı da bakteri üretimine neden olmamaları. Aynı
zamanda havayı homojen bir şekilde dağıtarak her yere eşit serinlik
ulaştırabiliyorlar. Son derece sessiz çalışmalarıysa, yine klimaların
gürültüsünden bunalanlar için paha biçilmez özelliklerinden bir tanesi.
İsterseniz ahşap kanatlı isterseniz metal… Zevkinize uygun gövde ve kanat
seçenekleri bulunabiliyor. Bu nedenle mobilyalarınızı tamamlayacak nitelikte
bir dekorasyon unsuru olarak da pervaneler son derece estetik bir görünümde
olabiliyorlar. Bir pervanenin çalışmak için ihtiyaç duyduğu elektrik oranı
neredeyse bir ampulün harcadığı elektriğe denk.
Kışın da kullanılabiliyor
Pervanelerin herkesçe bilinmeyen bir özelliği daha bulunuyor. Gerçi bu özellik
için pervanenizi almadan önce yetkili kişiye sormanız gerekiyor. Sadece tek bir
düğmeye basıp, kanatların dönme istikametini değiştirebiliyor bu sayede kış
aylarında ısınan ve yükselen sıcak havayı, odanın her yanına dağıtabiliyorsunuz.
Klimaların pervanelere artısı olarak algılanabilecek uzaktan kumandalar,
dilerseniz pervanelerin belli modelleri için de mevcut. Hem estetik, hem de
işlevsel olan pervaneler, klimalara alternatif arayanlar için birebirler…
Müzeler
BODRUM SUALTI
ARKEOLOJİ
MÜZESİ
Dünyanın en önemli sualtı müzelerinden olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi St.Jean
şövalyeleri tarafından inşa edilen Bodrum Kalesi içinde yer almaktadır. Kaleyi oluşturan tüm
bölümler sergileme alanı olarak kullanılmaktadır. Müzenin en önemli özelliklerinden biri
dünyanın bilinen en eski batığı olan “Uluburun Batığı” na ev sahipliği yapıyor olmasıdır.
Müzenin pek çok farklı bölümden oluştuğunu söylemiştik. Bahsedeceğimiz ilk bölüm Kraliçe
Ada Salonu. 1989 yılında bir inşaat kazısı sırasında Hekatomnid ailesinden gelen Kraliçe
Ada’nın lahdi bulunmuş ve daha sonra lahdin içindeki iskelet etlendirilerek Kraliçe Ada
salonunda sergilenmeye açılmıştır. Kraliçenin ham ipekten dikilen ve tek parçadan oluşan
elbisesi, üç yüzük, iki bilezik, altın taç ve iki kolyeden oluşan takıları de sergilenen eserler
arasındadır.
1993 yılında İngiliz Kulesi önündeki temel kazıları sırasında köle esirlerin ve mahkumların
kemikleri bulunmuş, bu durum bir zamanlar hapishane olarak kullanılan kalede “Zindan”
bölümünün açılmasına vesile olmuştur. Zindana girildiğinde, kapı önündeki balkondan işkence
odası izlenmektedir.
Odanın kuzeybatı köşesinde darağacı çukuru, çukurun önünde tabutluk, yerde prangalı gülle,
duvarda prangalı kelepçe ve tavanda asılı darağacı kafesi görülmektedir. Burada yer alan
manken, zindancı başı ve mahkumlar ışık oyunları ile birlikte ilgi çekmektedir.
Eğer sikkelere ilgi duyuyorsanız sizi “Sikke ve Mücevherat Salonu” na davet ediyoruz. En
küçüğünden en büyüğüne kadar onlarca sikke ağırlık sıralarıyla ön ve arka yüzleri görülecek
biçimde sergilenmiştir. Aynı zamanda bu paraların ne kadar bir çalışma süresi içerisinde
kazanıldığı, vasıfsız bir işçinin günlük kazancı, şehir devletinin yoksul vatandaşlara yaptığı
günlük yardım, bu parayla neler alınabileceği örneklerle gösterilmiştir.
İç kaleye girildiğinde sol taraftaki beden duvarlarında bulunan sundurmanın altında amphora
sergilemesi görülmektedir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin en büyük eser topluluğu
amphoralardır. Amphora iki kulplu, sivri dipli testilerdir. Amphoralar antik devir ticaretinde
şarap, zeytinyağı, kuru gıda maddelerinin taşınmasında ve depolanmasında kullanılmıştır.
Müzedeki amphoralar dünyanın en büyük amphora kolleksiyonudur.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Bodrum, Muğla Ziyaret Saatleri: 9.00 -19:00

Benzer belgeler