İngilizce metni ve Türkçe çevirisini buradan indirebilirsiniz.

Transkript

İngilizce metni ve Türkçe çevirisini buradan indirebilirsiniz.
MESLEKİ İNGİLİZCE - 7. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ
HOME SWEET HOME
For many British people, a house is the most important thing in their lives.
Many: Birçok
British: Britanyalı (İngiliz)
Important: Önemli
Thing: Şey
Lives (Life’ın çoğulu): Yaşamları
Birçok Britanyalı insan için (bir) ev yaşamlarındaki en önemli şeydir.
In fact, 60% of the population doesn't live in rented housing.
In fact: Gerçekte
Population: Nüfus
Rent: Kiralık
Gerçekte nüfusun %60’ı kiralık evde yaşamaz/yaşamıyor.
They would rather have their own houses,
would rather: onun yerine
Own: Kendi
Bunun yerine onların kendi evleri bulunmaktadır.
but prices are going up all the time,
Price: Fiyat, ücret, bedel
Go up: Yükselmek
Fakat fiyatlar her zaman yükseliyor,
All the time: Her zaman
and many young people have not got enough money to buy a house.
Young: Genç
enough: Yeterli
Buy: Satın almak
Ve birçok genç insan ev alabilmek için yeterli paraya sahip değildir.
They live in small flats or in their parents' house (even when they are married).
Small: Küçük
Flat: Daire
Parents: Ebeveyn
Even: Bile
Married: Evli olmak
Onlar küçük dairelerde ya da ebeveynlerinin evinde yaşarlar (evli olduklarında bile).
Prices are especially high in the southeast of England.
Especially: Özellikle
High: Yüksek
Southeast: Güneydoğu
Fiyatlar özellikle İngiltere’nin güneydoğusunda yüksektir.
In the north, and in Scotland, prices are quite low.
North: Kuzey
Scotland: İskoçya
(Quiet: sessiz) Quite: epeyce
Low: Düşük, az
Kuzeyde ve İskoçya’da (ise) fiyatlar epeyce düşüktür.
Young people often buy old houses, perhaps more than a hundred years old because they are
not so expensive.
Often: Sıklıkla
Old: Eski, yaşlı
Perhaps: Belki, muhtemelen
Hundred: Yüz
Year: Yıl
So: Çok
Expensive: Pahalı
Genç insanlar sıklıkla eski evler satın alırlar -muhtemelen yüz yıldan daha eski olanlarınıçünkü onlar çok pahalı değildirler.
But they have to spend a lot of time and money on repairs and decoration.
Spend: Harcamak
Repair: Onarmak, tamir etmek
Have to: zorunda olmak
Fakat onlar zamanlarının ve paralarının çoğunu onarım ve dekorasyona harcamak zorundalar.
1
***
EDUCATION AT HOME (1)
Some children in England don't go to school but they study at home.
Some: Bazı
Children: Çocuklar
Go: Gitmek
Study: Okumak, çalışmak
Bazı çocuklar İngiltere’de okula gitmezler ama/bunun yerine evde okumaktadırlar.
Do you think it's right? Our reporter, Jean Anderson, went to talk to some children.
Think: Düşünmek
Right: Haklı, doğru, adil
Reporter: Muhabir
Talk: Konuşmak
Sizce bu doğru mu? Muhabirimiz Jean Anderson bazı çocuklarla konuşmaya gitti.
The Richardsons live in a big old house, 20 kilometres from London.
Richardsonlar Londra’ya 20 kilometre (uzakta) olan büyük yaşlı/eski bir evde
yaşıyorlar/yaşamaktadırlar.
The family is large – two girls and three boys.
Family: Aile
Large: Geniş
Aile geniştir – iki kız ve üç erkek.
Our reporter visited them on a Wednesday morning.
Visit: Ziyaret
Wednesday: Çarşamba
Muhabirimiz onları çarşamba sabahı ziyaret etti.
Morning: Sabah
The children were at home. She heard music inside the house, a piano and a guitar.
Heard: (hear’ın 2. Hali): Duymak
Inside: İç(içinde)
Çocuklar evdeydi. O evin içinde bir piyano ve bir gitar(dan gelen) müziği duydu.
A normal family? A normal day? Yes, but in one way the Richardsons are very different.
In one way: Bir açıdan
Different: Farklı
Normal bir aile mi? Normal bir gün mü? Evet, fakat bir açıdan Richardsonlar çok farklıdırlar.
The children don't go to school. Their parents, Marian and Roger, teach them at home.
Teach: Öğretmek
Çocuklar okula gitmiyorlar/gitmezler. Ebeveynleri, Marian ve Roger, onlara evde
öğretiyorlar/öğretim veriyorlar.
Jean Anderson spoke to Marian Richardson.
Spoke (speak’in 2. Hali): Konuşmak
Jean Anderson Marian Richardson’la konuştu.
Marian said: "My husband and I don't like the schools in our town.
Said: (Say’in 2. Hali): demek, söylemek
Husband: Koca, eş
Like: Sevmek, hoşlanmak
town: Kasaba, köy
Marian dedi ki: “Eşim ve ben kasabamızdaki okulları sevmeyiz.
We don't think the teachers are very good.
Biz öğretmenlerin çok iyi olduğunu düşünmüyoruz.
2
The children don't learn much.
Learn: Öğrenmek
Much: Çok, fazla
Çocuklar fazla (bir şey) öğrenmezler.
Some children at these schools can't read.
Read: Okumak
Bu okullardaki bazı çocuklar okuyamıyorlar.
It's terrible. Go to the schools and look: the children fight; smoke and drink.
Terrible: Korkunç
Look: Bakmak
Fight: Kavga etmek
Smoke: Sigara içmek
Drink: (alkol) almak, içki içmek
Bu korkunç! Okullara gidin ve bakın; çocuklar kavga ederler, sigara içerler ve alkol alırlar.
Roger and I are both teachers. We can teach them more at home."
Both: ikisi, ikimiz, her ikisi de
Roger ve ben her ikimiz de öğretmeniz. Biz onlara evde daha çok öğretebiliriz.”
Jean Anderson also spoke to Ginny. Ginny is one of the daughters of the
family.
Also: de, da Daughter: Kız çocuğu
One of the….: …’dan biri
Jean Anderson Ginny ile de konuştu. Ginny ailenin kızlarından biridir.
She said: "We all love music. I play the piano and Donald plays the guitar.
All: Hepsi, hepimiz
Play the piano: piyano çalmak
O, “hepimiz müzikten hoşlanırız. Ben piyano çalarım ve Donald gitar çalar” dedi.
My parents are very good at music and languages.
Language: Dil
Ebeveynlerim müzik ve dil konusunda çok iyidirler.
The schools here are very bad. We learn more at home. I think we're lucky."
Here: Burada, burası
Bad: Kötü
Learn: Öğrenmek
Lucky: Şanslı
Buradaki okullar çok kötü. Biz evde daha çok öğreniyoruz. Şanslı olduğumuz düşünüyorum.”
3

Benzer belgeler

Duygular duygulanmadan ele alınamazlar mı? (Aşk, şefkat vs

Duygular duygulanmadan ele alınamazlar mı? (Aşk, şefkat vs tanımlamalar arasında, tabiri caizse, “tek geçerim.” Bu cümlede, düşünür, kendisinin de içinde bulunduğu şefkat meşrebine bir kez daha vurgu yapmaktadır ve bu başlı başına ele alınması gereken, fak...

Detaylı

Sayfa 3 - Bebek ve Uyku

Sayfa 3 - Bebek ve Uyku ilk çocuğumuzda uyku konusunda çok fazla sıkıntı çektik bu bebeğinize doğru uykuyu nasıl öğretebiliriz? Bebeğiniz 9 ay boyunca anne karnında oldukça korunaklı bir yerdeydi. Dünyaya geldikten sonra ...

Detaylı

Robert Koleji 2011 Sonuçları

Robert Koleji 2011 Sonuçları 173 kişilik 2011 mezunlarından 79 kişi yüksek öğrenimlerine yurtdışında devam etmek için başvuru yapmış, bunların 75’i çeşitli okullardan kabul almıştır. Kabul alan mezunlarımızdan 53 kişi şu anda ...

Detaylı