Çek Kanunu m. 3.3`e göre karşılıksızdır işlemi, muhatap bankanın
Transkript
Çek Kanunu m. 3.3`e göre karşılıksızdır işlemi, muhatap bankanın
ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2015 - 2016 AKADEMİK YILI (4/A-B SINIFI) KIYMETLİ EVRAK HUKUKU BÜTÜNLEME SINAVI CEVAP ANAHTARI NOT: KANUN MADDELERİ SADECE ÇALIŞMAK İSTEYEN ÖĞRENCİLERE YARDIM AMACIYLA BELİRTİLMİŞ OLUP, SINAVDA KANUN MADDELERİNİN YAZILMAMASI, DOĞRU VEYA YANLIŞ YAZILMASI PUANLAMADA DİKKATE ALINMAMAKTADIR. 04.08.2016 Sınav Yönergesi: 1- Sınav süresi 70 dakikadır. 2- Kanun kullanılmayacaktır. 3- Başka kâğıt verilmeyecektir. 4- Yanıtlar gerekçeli olmalıdır. 5- Lütfen yazınızın okunaklı olmasına özen gösteriniz. 6- I. Soru 40; II. ve III. Soru 10’ar; IV ve V. Soru 20’şer puandır. 7- Hangi sorunun yanıtlandığı açık olduğu sürece istenilen sorudan başlanılabilir. 8- Şekil içindeki italik yazılar imza anlamına gelmektedir. SORU I TACİR ÇEKİ Düzenleme Yeri: İstanbul Düzenleme Tarihi: 27.06.2016 Türkiye İş Bankası A.Ş Yenimahalle Şubesi/Ankara Hesap No: 62-4717 2585346 IBAN: TR62 0006 4000 0014 2172 5853 46 İşbu çek karşılığında Latife Lemi’ye yalnız #50.000.- TL# (Ellibin Türk Lirası) ödeyiniz. Hesap Sahibi: Dursun Demir İmzası: Dursun Demir Vergi Kimlik No: 123456789 Basım Tarihi: 07.04.2016 Osman Özalp lehine kefilim Kemal Kurtaran (Ön yüz) Latife Lemi Osman Özalp Canan Can Cemal Cengiz (Arka yüz) Yukarıda örneği verilen çek, Dursun Demir tarafından imzalanarak Latife Lemi’ye teslim edilmiş, şekildeki ciro zinciri yoluyla Hasan Has’ın eline geçmiştir. Aşağıdaki soruları, örneği verilen çeke göre yanıtlayınız. (Her soru birbirinden bağımsızdır) 1. Hasan Has, çeki süresinde Türkiye İş Bankası Yenimahalle/Ankara Şubesi’ne ibraz etmiştir. Hesapta 49.000 TL olduğu varsayımında çekin karşılıksız olup olmadığını belirtiniz. Çek Kanunu m. 3.3’e göre karşılıksızdır işlemi, muhatap bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır. Bu hüküm uyarınca çek; çek bedeli – (çekle işleyen hesapta bulunan miktar + muhatap bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar) arasındaki fark kadar karşılıksız kalır. Lütfen sayfayı çeviriniz. Çek Kanunu m. 3.3.b.2’ye göre muhatap banka karşılığın kısmen bulunması hâlinde ve çek bedeli -2016 yılı için- 1290 Türk Lirası’nın üzerinde ise, çek bedelini aşmamak kaydıyla kısmi karşılığa ilave olarak 1290 Türk Lirası’nı ödemek zorundadır. Somut olayda kısmî karşılık olan 49.000 TL’ye, muhatap bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar (çek bedelini aşmamak kaydıyla ödeme yapılması gerektiğinden 1290 TL değil 1000 TL ödenecektir) ilave edildiğinde çek bedelinin tamamı karşılanmaktadır. O hâlde somut olaydaki çek karşılıksız değildir. 2. Hasan Has, çeki süresinde Türkiye İş Bankası Yenimahalle/Ankara Şubesi’ne ibraz etmiş; hesapta para olmaması nedeniyle muhatap banka tarafından karşılıksızdır işlemi yapılmıştır. a) Hasan Has’ın çek bedelini Latife Lemi’den tahsil ettiği varsayımında, Latife Lemi, çek bedelinin ödenmesi için Kemal Kurtaran’a başvurabilir mi? TTK m. 794.1’e göre çekte yazılı bedel, kısmen veya tamamen aval ile teminat altına alınabilir. TTK m. 818.1.g’nin atfıyla çeklere de uygulanacak olan TTK m. 701.2’ye göre ise aval, “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. Somut olayda Kemal Kurtaran’ın “kefilim” ibaresiyle attığı imza (Yargıtay’ın yerleşik hâle gelen uygulamasına göre) aval şerhi niteliğindedir. Yine çeklere de uygulanacak olan TTK m. 702.1’e göre, aval veren kişi kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Somut olayda Kemal Kurtaran, Osman Özalp gibi sorumlu olacaktır. TTK m. 818.1.l uyarınca poliçenin ödenmesi hâlinde başvurma hakkına dair TTK m. 726.1 çekler hakkında da uygulanacaktır. Hükme göre çek bedelini ödemiş olan kişi, ancak kendisinden önce gelenlere başvuru hakkını haizdir. Somut olayda çek bedelini ödeyen Latife Lemi’nin Osman Özalp’e başvuru hakkı bulunmadığından; Latife Lemi, Osman Özalp gibi sorumlu olan avalist Kemal Kurtaran’a da başvuramayacaktır. b) Hasan Has’ın, çek bedelini Kemal Kurtaran’dan talep ettiği varsayımında; Kemal Kurtaran, Osman Özalp’ın Hasan Has’a karşı ileri sürebileceği kişisel def’ileri ileri sürebilir mi? TTK m. 818.1.g hükmüne göre çeklere de uygulanacak olan TTK m. 702.2’ye göre aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Bu hüküm uyarınca asıl borç ile aval arasında şeklî anlamda bir fer’îlik ilişkisi söz konusu olup, aval –kefaletten farklı olarak- maddî anlamda asıl borç ilişkisinden bağımsızdır. Bu sebeple Kemal Kurtaran, lehine aval verdiği Osman Özalp’e ait kişisel defîleri Hasan Has’a karşı ileri süremez. 3. Latife Lemi’nin çek karşılığında sattığı malları Dursun Demir’e vadesinde teslim etmemesi üzerine Dursun Demir, 01.06.2016 tarihinde yetkili ve görevli mahkemeye başvurarak, anılan sebeplerle çekin muhatap banka tarafından ödenmemesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Sizce mahkeme kararını verirken kambiyo senetleri hukukunun hangi kurumunu/kurumlarını dikkate almalıdır? Dursun Demir’in bu talebi kambiyo senetleri hukuku bakımından, kişisel bir def’inin hamile karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği ile ilgilidir. TTK m. 818.1.e uyarınca çekler hakkında da uygulanacak olan TTK m. 687’ye göre çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Somut olayda çekin düzenlenmesine temel teşkil eden satım sözleşmesinden doğan def’îlerin sonraki hamillere ileri sürülebilmesi için onların bile bile borçlu zararına hareket ettiklerinin ispatı gerekir. Şu hâlde, mahkemece bu ispat aranmadan ihtiyati tedbir kararı verilememelidir. SORU II Düzenleyeninin Dursun Demir, lehtarının Lütfi Libasçı olduğu bir bonoyu ciro ve teslim yoluyla iktisap eden Hasan Has, Dursun Demir aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip başlatmıştır. Bunun üzerine Dursun Demir, Hasan Has’a karşı menfi tespit davası açmış ve dava dilekçesinde özetle; kendisinin iş yerinde olmadığı zamanlarda, çalışanlarının mal aldığı kişilere bono verebilmesini sağlamak üzere, boş bonoları imzaladığını ve bunları kilitli olmayan çekmecesinde bulundurduğunu, böylece çalışanların, gerektiğinde Dursun Demir tarafından imzalanmış bu bonoların boş kalan yerlerini doldurarak alacaklılara verdiğini belirtmiştir. Ayrıca Dursun Demir, senette lehtar olarak gözüken Lütfi Libasçı’yı tanımadığını, aralarında ticarî bir ilişki olmadığını, muhtemelen bu kişinin iş yerine gelerek bonoyu çekmeceden çalıp tedavüle soktuğunu belirterek, Hasan Has’a karşı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Bu bilgiler ışığında maddî hukuka göre Hasan Has’ın senet bedelini Dursun Demir’den talep edip edemeyeceğini belirtiniz. Kambiyo taahhüdünün doğumuna ilişkin öğretide üç teori bulunmaktadır. Kreasyon teorisine göre, kambiyo taahhüdü, senedin imzalanmasıyla doğmaktadır. Bu nedenle imzalanan senedin, imzalayan kişinin iradesi olmaksızın tedavüle çıkması hâlinde dahi senette imzası bulunan kişi kambiyo taahhüdünden dolayı sorumludur. Akit teorisi ise, kambiyo taahhüdünün doğumu için senedin imzalanmasını yeterli görmemekte ayrıca senedin geçerli bir sözleşmeye dayalı olarak alacaklıya teslimini de aramaktadır. Günümüzde hâkim teori olan hukukî görünüşe güven ilkesi ile birleştirilmiş akit teorisi ise; kambiyo taahhüdünün doğması için senedin imzalanmasını yeterli gören kreasyon teorisini veya imzalanan kambiyo senedinin iradi olarak alacaklıya teslimini şart koşan akit teorisinin bütün sorunları çözemediğini savunmaktadır. Bu çerçevede hukukî görünüşe güven ilkesi ile birleştirilmiş akit teorisine göre; senedi imzalayan kişinin, kambiyo senedinden sorumlu olması için akit teorisinde olduğu gibi kural olarak senedi alacaklıya teslim etmesi gerekir. Buna karşın senet, imzalayan kişinin elinden rızası dışında çıkmışsa, imzalayan kişinin kambiyo senedinden sorumluluğu tespit edilirken, imza ile yaratılan hukukî görünüş de dikkate alınır. Eğer, senedi imzalayan kişiye, senedin tedavüle çıkmasında kusur atfedilebiliyorsa, yaratılan hukukî görünüş sebebiyle imza sahibinin de sorumluluğu bulunmaktadır. Somut olayda, Dursun Demir, imzaladığı senedi kilitli olmayan çekmecede bulundurarak, senedin rızası dışında tedavüle çıkmasında kusurludur. Bu nedenle Hasan Has’a karşı senet bedelinden sorumludur. SORU III Düzenleme tarihi 10.08.2015 olarak gözüken çekin hamili Hasan Has, çeki 14.05.2015 günü muhatap bankaya ibraz etmiştir. Muhatap banka; çekin arkasına “çekte yer alan düzenleme tarihinde düzenleyen tarafından onaylanmamış bir değişiklik yapıldığı için çek bedeli ödenmemiştir.” ibaresini ve çekin ibraz tarihini yazarak çeki hamile iade etmiştir. Hasan Has, çekin düzenleyeni Dursun Demir aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yapmıştır. Takibe yapılan itiraz sürecinde alınan bilirkişi raporu sonucunda çek üzerindeki ilk düzenleme tarihinin 10.05.2015 olduğu anlaşılırsa düzenleyenin çek bedelinden sorumlu olup olmadığını belirtiniz [12. HD’nin 01.10.2015 tarih ve E. 2015/10901, K. 2015/22886 sayılı kararından yararlanılmıştır (karar için bkz. www.kazanci.com)]. TTK m. 818.1.ö uyarınca çekler hakkında uygulanacak TTK m. 748’e göre bir çek metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra çek üzerine imza koymuş olan kişiler değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu olurlar. Lütfen sayfayı çeviriniz. Somut olayda düzenleyen; çekte onaylamadığı değişiklik öncesindeki düzenleme tarihine göre sorumludur. Buna göre, çekin düzenleme tarihi 10.05.2015 olarak kabul edilecektir. O hâlde düzenleyen, 14.05.2015 tarihinde muhatap bankaya süresinde ibraz edilen çek bedelinden sorumludur. SORU IV Yandaki şekilde düzenleyeni Dursun Demir, lehtarı Lütfi Libasçı olan bir bononun arka yüzü yer almaktadır. Senedi Deniz Derya’dan devralmak suretiyle senedin (tekrar) hamili olan Ayşe Ökmen, süresinde ibraz ettiği bono bedelinin Dursun Demir tarafından ödenmemesi üzerine, bu hususun tespiti için noter vasıtasıyla muhatabı Dursun Demir olan bir protesto çekmiştir. Ayşe Ökmen’in kim ya da kimler aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurabileceğini, yetkili hamil olup olmadığını da göz önüne alarak, gerekçesiyle belirtiniz. Lütfi Libasçı Ayşe Ökmen Cemal Cengiz Deniz Derya Somut olayda bono, ciranta olan Ayşe Ökmen’e tekrar devredilmiştir. TTK m. 778.1.a uyarınca bonolar hakkında uygulanacak olan TTK m. 681.3 uyarınca ciro düzenleyene veya bonoyla borç altına girmiş olanlardan herhangi birine yapılabilir. O hâlde Ayşe Ökmen bonoyu geçerli bir şekilde iktisap etmiş ve yetkili hamildir. Bonoyu tekrar iktisap eden hamilin, ciranta sıfatıyla sorumlu olduğu kişilere başvurması, dürüstlük kuralı (TMK m. 2) ile bağdaşmayacaktır. Bu nedenle Ayşe Ökmen, Lütfi Libasçı ile Dursun Demir’e başvurabilecek; ancak ciranta sıfatıyla sorumlu olduğu Cemal Cengiz ve Deniz Derya’ya başvuramayacaktır. SORU V Dursun Demir, Lütfi Libasçı’dan 5.000 TL’lik mal satın almış, taraflar mal bedellerinin 16.05.2016 günü ödeneceğini kararlaştırmışlardır. Malların teslim tarihi ise en geç 10.03.2016 olarak belirlenmiştir. Ayrıca Dursun Demir bu sözleşme nedeniyle Lütfi Libasçı emrine bir çek düzenlemiştir. Çekin muhatabı T. İş Bankası olup; düzenleme tarihi 16.05.2016; düzenleme ve ödeme yeri ise Ankara’dır. Lütfi Libasçı, aldığı ödünç karşılığında çeki 14.05.2016 günü Hâle Han’a temlik cirosuyla devretmiştir. Bu arada mallar, belirlenen kesin vadede teslim edilmediği için, Dursun Demir usulüne uygun olarak sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Hâle Han ise, çeki süresinde muhatap bankaya ibraz etmemiştir. 26.07.2016 günü geldiğinde Hâle Han’ın, çek nedeniyle Dursun Demir’e başvurup başvuramayacağını, muhtemel başvuru sebepleri açısından ayrı ayrı cevaplandırınız. Düzenleme ve ödeme yeri Ankara olan olaydaki çekin en geç 26.05.2016 günü muhatap bankaya ibraz edilmesi gerekir (TTK m. 796.1). Çekteki ibraz süresi geçirildikten sonra hamil, düzenleyen dâhil hiçbir borçluya kambiyo senetlerine mahsus takip yapamaz (bkz. TTK m. 808). Buna karşın ibraz süresini geçiren hamil, sebepsiz zenginleşme (TTK m. 818.1.m atfıyla TTK m. 732) veya tarafı ise temel ilişkiye dayanarak talepte bulunabilir. Somut olayda hamil, (Dursun Demir ile Lütfü Libasçı arasındaki) temel ilişkinin tarafı değildir. O hâlde hamilin yalnızca sebepsiz zenginleşme yoluna başvurması düşünülebilir. Çeklerde sebepsiz zenginleşme davası, muhatap kambiyo taahhüdü altına giremeyeceği için sadece düzenleyene karşı açılabilir (karş. TTK m. 732). Ancak somut olayın koşulları değerlendirildiğinde düzenleyen verdiği çek karşılığında mal almadığı gibi, dönme hakkını kullandığı için bu yönde bir alacak hakkına da sahip değildir. Dolayısıyla hamilin zenginleşmeyen düzenleyene karşı bir talep hakkı olmadığı sonucuna varılmalıdır. Başarılar dileriz. Prof. Dr. Asuman Turanboy Prof. Dr. İsmail Kırca