Alt Yüz (Üst Dudak, Alt Dudak ve Çene) Yükseklik Oranlarının

Transkript

Alt Yüz (Üst Dudak, Alt Dudak ve Çene) Yükseklik Oranlarının
Alt Yüz (Üst Dudak, Alt Dudak ve Çene) Yükseklik Oranlarının
Cinsiyete Bağlı Olarak Değerlendirilmesi
Sena Bahadıroğlu, S. Gayenur Büyükberber, Sıla Güçlü, Sümeyye Gürbüz,
Ayçıl Karslıoğlu
Danışman: Doç. Dr. Ayla Kürkçüoğlu
ÖZET
Amaç: Alt yüz yükseklik oranlarının belirlenmesi, ortodontik tedaviler,
plastik cerrahi girişimleri ve adli tıpta da kimlik belirlemede kullanılan
önemli bir bilgidir. Bu çalışma, Başkent Üniversitesi öğrencilerinde alt yüz
yükseklik oranlarının belirlenmesi, cinsiyete göre farklılıkların ortaya
konulması ve bu sonuçların yüz estetiğine yansımasını belirlemek amacı ile
yapılmıştır. Yöntem: Çalışma, yaşları 18–25 arasında değişen toplam 196
(95 kız, 101 erkek) gönüllü öğrencilerle gerçekleşti. Tüm katılımcıların doğal
baş pozisyonunda ve ağız normal konumda kapalı iken, aynı fotoğraf
makinesi kullanılarak aynı kişi tarafından lateral fotogrometrik görüntüleri
alındı. Görüntüler bilgisayar ortamına aktarıldı. Vertikal düzlemde belirlenen
altı antropometrik nokta, bu noktalar arası mesafeler ve yedi oransal değer
hesaplaması tüm fotoğraflar üzerinde tek bir araştırıcı tarafından yapıldı. Bu
sonuçlar cinsiyete bağlı olarak karşılaştırıldı ve tüm ölçümlerin %10 kadarı
iki kez tekrarlanacak şekilde yapıldı. Sonuç: Tüm antropometrik noktalar
arasında ölçülen yedi parametrede cinsiyete bağlı anlamlı fark olduğu
belirlendi. Her iki cinste en küçük değer üst dudak mesafesi (kız:
7,470±1,634 mm, erkek: 8,565±1,826 mm), en büyük değer ise çene
mesafesi (kız: 28,899±3,670 mm, erkek: 32,491±3,302 mm) idi. Alt yüz
yükseklik oranlarındaki değerlendirmelere göre en yüksek değer; Çene
üstü- alt dudak yüksekliği / Alt dudak-çene yüksekliği (kız: 0,763±0,188,
erkek: 0,834±0,195), en düşük oran ise; kızlarda, Üst dudak yüksekliği/
Burun altı- üst dudak yüksekliği (0,339±0,095), erkeklerde; Burun altı-üst
dudak yüksekliği/Burun altı-çene yüksekliği (0,312±0,046) olarak belirlendi.
Oransal değerler, cinsiyete göre karşılaştırıldığında tek bir parametre
dışında (Sm-Me: Çene yüksekliği/Sto-Me: Alt dudak-Çene yüksekliği)
anlamlı fark olduğu tespit edildi. Yorum: Yüz üzerindeki bazı oransal
değerlerin cinsiyete ve ırklara bağlı değer ve farklılıklarının önceden
bilinmesi yüze yapılacak her türlü cerrahi girişimde, ortodontik tedavide ve
kimlik belirlenmesinde hekimlere yol göstereceğini düşünmekteyiz.
Anahtar kelimeler: Alt yüz oranı, Altın oran, Yüz analizi, Antropometrik
noktalar
GİRİŞ
Bir bireyin en genel tanınabilir özelliği yüzüdür ve fiziksel görünüşte önemli
bir etkendir. Yapılan araştırmalar bir bebeğin doğduktan ancak dokuz dakika
sonra gözlerinin odaklanabildiğini ve bunun da yüz üzerine olduğunu
göstermiştir(1). İnsan yüzü cinsiyetler ve ırklar arasında büyük ölçüde
farklılık gösterir. Uyum, simetri, yüzdeki yumuşak ve sert doku oranları
sanatçılar, ortodontistler, cerrahlar ve adli antropologlar tarafından
incelenmiştir. M.Ö. 5. yy. da Yunan heykeltıraş Polycleitus insan vücudunu
profilden ayrıntılı bir şekilde inceleyip oranlamıştır. Ortodontistler ve plastik
cerrahlar ise birçok tedavi ve cerrahi girişim öncesinde kullanmak üzere
çeşitli araştırmalar yapıp literatüre önemli katkıda bulunmuşlardır(2). Bu
çalışmalarda antropometre, fotometre, sefalometre ve bilgisayarlı
tomografi görüntüleme gibi yöntemler kullanılmıştır. Güzellik, estetik bir
zevk, hoşlanma duygusu uyandıran bir niteliktir. Yüz güzelliğinin, göreceli
bir kavram olması ve herkes için farklı bir anlam ifade etmesine rağmen
ölçülebilir bir oranı da vardır. Bu matematiksel oran, 1:1.608’ e eşittir ve
buna “altın oran” denir. Kusursuz orantılara sahip bir insanın boyunun,
başının yedi buçuk katı olduğu bilinmektedir. Yüz dışında vücutta farklı
bölgelerde belirlenmiş altın oranlar da vardır.
İnsan başı kanonlarına göre önden bakıldığında baş, yüksekliği 3,5 ve
genişliği 2,5 oranlarında olan dikdörtgen meydana getirir. Bu kanon
modüllerine göre gözler başın yüksekliğinin tam ortasında yer almaktadır.
İki göz arasındaki mesafe bir gözün genişliği kadardır ve burun genişliğini
belirler. Enine baş ölçüleri dört göz kadardır. Kadın ve erkek yüzleri arasında,
farklı yöntemler ile yapılan araştırmalar sonucu bariz farklar olduğu ortaya
çıkmıştır. Kadınlarda, yüz daha küçük, gözler biraz daha büyük, kaşlar
yüksek ve kavisli, burun ve ağız küçük, dudakları kalın, çene yuvarlaktır.
Ressamlar da resimlerinde erkek yüz hatlarını daha köşeli kullanırken,
kadınlarda aynı hatları daha yumuşak ve kavisli olarak çizerler(3) .Olan
farklılıklar ise en çok kadının fiziksel yapısından, özellikle yüzün yapısını
etkileyen deri altı yağ dokusunun fazlalığından kaynaklanmaktadır. Erkeğin
kemik ve kas yapısı daha güçlüdür. Örnek olarak bir erkeğin burnunun
genellikle daha geniş ve iri olmasının nedeni; erkeğin daha çok koşması,
sıçraması gibi nedenlerle daha güçlü solunuma gereksinim duyması ve
bunun bir sonucu olarak solunum organlarının daha büyümesidir.
Yüzdeki herhangi bir orantısızlık yüzün estetik kalitesini azaltır. Bu
oransızlığın düzeltilmesi elimizdeki standart ölçümler ışığında hastaya
yönelik tedavi ve cerrahi uygulamalarla sağlanabilir(4). Yüz üzerinde
yapılan antropometrik çalışmalardan hem konjenital kranifasiyal
deformitelerin düzeltilmesinde hem de estetik girişimlerde yararlanılır(5).
Farkas ve arkadaşları, antropometrik ölçümlerin veri tabanını oluşturmuş ve
yüzden fazla oran belirleyerek bunların karşılaştırmasını yapmışlardır.
Farkas ve ark. 1970’li yıllarda fotoğraflardan alınan ölçümlerin güvenilirliği
ve doğrudan yüz üzerinden alınan ölçümleri karşılaştıran bir çalışma
yapmışlardır. Ölçüler doğrusal mesafeler, eğimler ve açıları içermektedir(6).
İşcan ayrıca yüz özelliklerini, farklı morfolojik sınıflar içinde ayırmak için
araştırmalarındaki ölçüleri kullanmış ve fotoğraflarda ölçümlerin kullanımını
fotoantropometri olarak adlandırmıştır. Daha sonra çalışmada kullanılacak
olan ölçüler yüz üzerindeki farklı işaretlenmiş noktalardan oluşturulmaktadır.
Her iki fotoğrafta da göze çarpan ve görünebilen farklı işaretlenmiş noktalar
kullanılmıştır. Araştırıcıya göre, genellikle standart noktalar kullanılmakta
fakat iyi tanımlanmış ise diğer noktalar da kullanılabilmektedir. Farklı ölçüler
farklı noktalar arasından alınabilmekte (örneğin ağız genişliği ve uzunluğu)
ve bu ölçülerden de farklı oranlar oluşturulabilmektedir.
Yüz, kimliklendirme amacıyla da kullanılan önemli bir olgudur(1). Ölüm ve
kayıp gibi olaylarda ve suçluların belirlenmesinde, iyi bir kimlik tespiti için
yüz karakteristikleri kullanılabilmektedir. Yüz, hem morfolojik özellikler hem
de ölçümler kullanılarak ya ölü bir kişinin yüzünün yeniden belirlenmesinde
bir fotoğraf ile çakıştırılabilir ya da yanlış kimliklendirme veya kayıp kişi
vakalarında yine bir fotoğrafla karşılaştırma için kullanılabilir(6,7). Vücut
şeklinin özelliklerinin belirlenmesi için kullanılan ve kayda geçirilmesi
gereken özellikler içerisinde; burnun şekli ve uzunluğu (burun ucunun eğimi
ve yüksekliği, burnun uzunluğu, burnun çıkıntılı olup olmadığı), dudakların
şekli (üst ve alt dudakların birbirine uygunluğu, incelik ve kalınlıkları, üst
dudağın düz veya kıvrık olup olmadığı), alt çenenin eni, boyu ve eğimi (eni;
iki angulus mandibula arası mesafe, boyu; angulus mandibula ile çene ucu
arası mesafe, eğimi; ramus mandibula ile corpus mandibula arasındaki açı)
sayılabilir. Hrdlicka, tüm vücut için oran ve ölçümleri tanımlamıştır.
Hrdlicka’ya göre yüz yüksekliği için; morfolojik yükseklik, menton-nasion
arası ve fizyonomik yükseklik, menton-crinion arası olmak üzere iki ölçüm
alınabilmektedir. Alın yüksekliği bu iki ölçüm arasındaki farktır. Yüz genişliği
iki zygomatik arasındaki maximum ölçümdür. Bigonial çap iki gonion
arasındaki ölçümdür. Burun ve ağız ölçümleri de burun yüksekliği, burun
genişliği ve ağız genişliğini kapsamaktadır(8).
Bu çalışmanın amacı, alt yüz yüksekliklerinin ve belirlenen antropometrik
noktalar arası alt yüz oranlarının ortaya konarak cinsiyete bağlı olarak
farklılıkların araştırılmasıdır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışma Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel olmayan Klinik
Araştırmalar Etik Kurulu tarafından 20/03/2013 tarih ve 13/36 sayılı kararı
ile onaylanmıştır(Proje no: KA13/61). Çalışmaya Başkent Üniversitesinde
öğrenim gören gönüllü 196 (101 erkek, 95 kadın) kişi katıldı. Katılımcıların
yaş aralığı 18-25 arasında değişmekteydi. Daha önce ortodonti tedavisi
görmüş veya yüz ile ilgili cerrahi bir müdahale geçirmiş kişiler çalışma dışı
bırakıldı. Çalışma, 10,1 megapiksel, Sony DSC-T 700 marka kamera
kullanılarak profilden çekilen fotoğraflar üzerinde ölçümler yapılarak
gerçekleştirildi. Fotoğrafı çekilecek kişi bir sandalyeye oturtuldu. Karşısına 1
m uzaklıkta ve yerden 1,5 m yükseklikte, bir santimetrelik aralıklarla enine
ve boyuna çizgiler bulunan, 15x15 santimetrekarelik bir ayna yerleştirildi.
Bu düzeneğin amacı, kişinin oturduğu zaman bakışlarını ayna üzerindeki
transvers çizgilerden birine sabitleyerek başını uygun ve standart
pozisyonda tutmasıydı. Sandalyenin yanına tavandan ucunda 0,5 kg'lik
ağırlık olan bir ip asıldı. Fotoğraf makinesinde transvers ve vertikal kılavuz
çizgileri kullanılarak, ilk vertikal çizgi ile tavandan asılı olan ip örtüşecek
şekilde çekimler yapıldı. Tripod ayaklık yüksekliği 1,5 m ve kişiye uzaklığı 1
m olacak şekilde yerleştirildi ve üzerine fotoğraf makinesi konuldu. Tüm
fotoğraflar sol yandan çekildi. Fotoğraf makinesi 1,5 zooma ayarlanarak flaş
kullanılmadan çekimler gün ışığında yapıldı. Böylelikle tüm çekimler
standardize edilmiş oldu. Çekim sırasında kişiden alt ve üst dudakları
birbirine değecek ve ağzı sıkmadan rahatça kapatabilecek bir pozisyon
alması istendi. Çekilen fotoğraflar bilgisayar ortamına aktarıldı. Ölçümler
Image J programı kullanılarak gerçekleştirildi. Belirlenen antropometrik
noktalar arasında alt yüz yükseklikleri ve oranları cinsiyete bağlı olarak aynı
araştırıcı tarafından ve tüm ölçümlerin %15 kadarı iki kez tekrarlanacak
şekilde yapıldı.
Alt yüz yükseklik ölçümleri yapılırken kullanılan altı antropometrik nokta
aşağıda belirtilmiştir:
Sn: Subnasal; Burun delikleri arasındaki
orta bölmenin üst çene ile birleştiği
nokta
Li: Alt dudağın en çıkıntılı orta noktası
Ls: Üst dudak en çıkıntılı orta noktası
Sm: Alt çene konkavitesinin en derin
yeri
Sto: Alt ve üst dudağın median sagittal
hatta birleştiği nokta
Me: Alt çene (mandibula) de median
sagittal hatta yer alan en alt noktası
Alt yüz yükseklik oranları Tablo 1. de gösterildiği şekilde belirlenmiştir.
Değişkenlerin normal dağılıma uyumu Shapiro-Wilk testi ile kontrol edildi.
Varyansların homojenliği ise Levene testi ile analiz edildi. Parametrik
testlerin varsayımlarını sağlayan değişkenlere ilişkin grup ortalamalarının
karşılaştırılmasında Student’s t testi kullanıldı. Varsayımları sağlamayan
değişkenlere ilişkin grup ortancalarının karşılaştırılması amacıyla ise Mann
Whitney-U testi kullanıldı. Sonuçlar ortalama ± standart sapma, ortanca
değer ve en küçük-en büyük değerler olarak ifade edildi. Değişkenler
arasındaki korelasyonlar değişkenlerin dağılım durumuna gore Pearson
korelasyon katsayısı veya Spearman rho korelasyon katsayısı ile
değerlendirildi. p<0.05 düzeyi istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Veri
setinin analizinde SPSS 17.0 istatistik paket programı kullanıldı (Statistical
Package for the Social Sciences, version 17.0, SSPS Inc, Chicago IL,
USA).Ölçümler arası tutarlılıklar sınıf içi korelasyon katsayısı ICC (intraclass
correlation cooficiance) ile analiz edilmiştir.
Tablo 1. Bu çalışmada kullanılan alt yüz yükseklikleri ve vertikal profil oranları
Oran 1
Ls-Sto: Üst vermilion yüksekliği - Sn-Sto: Üst dudak yüksekliği
Oran 2
Li-Sto: Alt vermilion yüksekliği - Sto-Sm: Alt dudak yüksekliği
Oran 3
Ls-Sto: Üst vermilion yüksekliği - Li-Sto: Alt vermilion yüksekliği
Oran 4
Sn- Sto: : Üst dudak yüksekliği - Sn-Me: Alt yüz yüksekliği
Oran 5
Sto-Sm: Alt dudak yüksekliği - Sto-Me: Çene-dudaklar arası orta nokta
Oran 6
Sto-Sm: Alt dudak yüksekliği - Sm-Me: Çene yüksekliği
Oran 7
Sm-Me: Çene yüksekliği - Sto-Me: Çene-dudaklar arası orta nokta
BULGULAR
Lateral profilden ve vertikal düzlemde altı farklı noktadan, noktalar arası
mesafe ölçümleri (alt yüz yükseklikleri) ve bu ölçümlere dayanarak yapılan
oranlamalar (alt yüz yükseklik oranları) Tablo 2 ve Tablo 3 de verilmiştir. Alt
yüz yükseklik ölçümlerinde cinsiyete bağlı olarak tüm değerlerde anlamlı
fark olduğu gözlendi. Her iki cinste de alt yüz yüksekliği en yüksek değer
olarak bulunurken, üst vermilion mesafesi (Ls- Sto) en küçük değer olarak
belirlendi. Üst dudak yüksekliği(Sn- Sto, p=0,003) ve alt vermilion
yüksekliği(Li- Sto, p=0,022) değerleri kadın ve erkekler arasında birbirine
yakınmış gibi görünmelerine rağmen istatistiksel olarak faklılık gösterdiği
gözlenmiştir. Alt yüz üçte birlik bölümler arası mesafeler (Sn-Sto, Sm-Me,
Sto-Sm) her iki cinste de en yüksek değerler olarak bulundu (Tablo 2).
Tablo 2. Lateral profilden vertikal düzlemde alt yüz yüksek ölçümleri (mm)
DEĞİŞKEN
KADIN
ERKEK
( n = 95 )
( n = 101 )
Ortalama ±SD
Min-Max
(MEDİAN)
Sn-Me
67,150±4,853
44,280±8,400
55,667-78,333
23,209±7,044
18,0-69,0
7,470±1,634
16,333-49,667
17,183±2,094
4,667-16,0
9,925±1,208
12,667-27,667
28,899±3,670
29,0
18,333-59,333
0,000
22,917±3,765
15,0-51,724
0,003
8,565±1,826
5,172-13,667
0,000
18,373±2,531
13,0-25,0
0,000
6,333-15,517
0,022
24,333-40,333
0,001
18,333
6,667-12,667
10,0
Sm-Me
50,468±5,640
8,333
17,0
Li-Sto
0,000
22,667
7,333
Sto-Sm
58,667-86,333
50,667
21,667
Ls-Sto
73,353±5,209
73,0
45,667
Sn-Sto
Min-Max
(MEDİAN)
67,333
Sto-Me
Ortalama ±SD
p
10,492±1,929
10,667
15,333-36,0
32,491±3,302
32,759
Alt yüz yükseklik oranları arasında cinsiyete bağlı olarak ölçülen değerler ve
yapılan karşılaştırmalar Tablo 3 de gösterilmiştir. Çene yüksekliği/
Çene-dudaklar arası orta nokta yüksekliği değeri dışında diğer tüm
ölçümlerde cisiyetler arası farkın anlamlı olduğu gözlendi. Bu değer alt yüz
üçtebirlik ölçümü ifade etmektedir. Oran 1 (Ls-Sto / Sn-Sto) ve Oran 4
(Sn-Sto/Sn-Me) de cinsiyetler arası fark daha anlamlı bulunurken (p=0,005)
Oran 2(Ls-Sto/ Sto-Sm)), Oran 3(Ls- Sto/Sn-Me), Oran 5 (Sto-Sm/Sm- Me)
de de cinsiyetler arası fark olduğu belirlendi (p<0,05). Erkeklerde en düşük
değer, Oran 1(Ls-Sto/Sn-Sto) iken, kızlarda Oran 4 (Sn-Sto/Sn-Me) olarak
bulundu. Her iki cinsde en yüksek değer Oran 3 (Ls-Sto/ Li-Sto) olarak tesbit
edildi (Tablo 3).
Tablo 3. Alt yüz yükseklikleri vertikal profil oran ölçümlerinin cinsiyete göre ölçüm
değerleri (mm)
DEĞİŞKEN
KADIN
ERKEK
( n = 95 )
( n = 101 )
Ortalama ±SD
Min-Max
(MEDİAN)
Ortalama
Min-Max
p
0,147–0,648
0,002
0,262–0,951
0,045
0,472–1,474
0,010
0,237-0,691
0,002
0,256-0,768
0,027
0,339-0,844
0,027
0,522-1,655
0,954
±SD
(MEDİAN)
Oran 1
0,339±0,095
0,126–0,727
0,344
Oran 2
0,440±0,113
0,373
0,269–1,067
0,431
Oran 3
0,763±0,188
0,347±0,111
0,469-1,548
0,411±0,141
0,254-0,892
0,606±0,122
0,271-1,019
0,690±0,236
0,637
0,368±0,067
0,362
0,40-1,196
0,591
Oran 7
0,312±0,046
0,310
0,374
Oran 6
0,834±0,195
0,816
0,321
Oran 5
0,473±0,114
0,463
0,731
Oran 4
0,379±0,085
0,571±0,097
0,570
0,311-1,625
0,654±0,134
0,638
Alt yüz yükseklik oranları arasında ilişki değerlendirildi. Kadınlarda, Çene
yüksekliği- Alt üçte bir yüz yüksekliği arasında negatif bir ilişki dışında diğer
oransal değerlerin kendi yükseklikleri içerisinde pozitif bir korelasyon olduğu
bulundu. Kadınlarda en yüksek pozitif ilişki, Alt dudak yüksekliği-Çene
yüksekliği (Oran 6), erkeklerde ise Çene yüksekliği-Alt üçtebir yüz
yüksekliği (Oran 7) olduğu belirlendi. Bu ilişkilerde tek tek yanılma payı
hesapları da yapıldı. Buna göre kadınlarda Üst vermilion-Üst dudak
yüksekliği (p=0,114), Üst vermilion yüksekliği - Alt vermilion yüksekliği
(p=0,314) ve Çene yüksekliği-Alt üçtebir yüz yüksekliği(p=0,882) değerleri
ile erkeklerde Alt dudak yüksekliği-Çene yüksekliği(p=0,508) değerleri
arasındaki ilişki değerlendirilmelerinde yanılma payının yüksek olduğu tesbit
edildi(Tablo. 4).
Tablo 4. Oran değerleri arasında korelasyon sonuçları
Ölçüm
Cinsiyet
N
Spear.
Ortalama
SD
p
rho
Oran 1
Oran 2
Oran 3
Oran 4
Oran 5
Oran 6
Oran 7
Üst vermilion-Üst
E
101
0,267
0,379
0,085
0,007
dudak yüksekliği
K
95
0,163
0,339
0,095
0,114
Alt vermilion-Alt
E
101
0,342
0,473
0,114
0,000
dudak yüksekliği
K
95
0,366
0,440
0,113
0,000
Üst vermilion-Alt
E
101
0,371
0,834
0,195
0,000
vermilion
K
95
0,105
0,763
0,188
0,314
Üst dudak-Alt yüz
E
101
0,625
0,312
0,046
0,000
yüksekliği
K
95
0,589
0,347
0,111
0,000
Alt dudak -Alt üçtebir
E
101
0,557
0,368
0,067
0,000
yüz yüksekliği
K
95
0,392
0,411
0,141
0,000
Alt dudak-Çene
E
101
0,067
0,571
0,097
0,508
yüksekliği
K
95
0,656
0,606
0,122
0,000
Çene-Alt üçtebir yüz
E
101
0,666
0,654
0,134
0,000
yüksekliği
K
95
- 0,015
0,690
0,236
0,882
Tüm alt yüz yükseklik ölçümlerinin yaklaşık %15 kadarı rastgele seçilerek
aynı araştırmacı tarafından ikinci kez ölçüldü ve ölçümler arası tutarlık
değerlendirmesi yapıldı. Tutarlılık değerlerinin 0,928 – 0,997 arasında
değişim gösterdiği ve tüm ölçümlerin yüksek derecede güvenilir olduğu
saptandı(Tablo 5).
Tablo 5. Ölçümler arası tutarlık değerlendirme sonuçları
Ölçüm
P
Sn-Me
0,983
0,001
Sto-Me
0,997
0,001
Sn-Sto
0,996
0,001
Ls-Sto
0,928
0,001
Sto-Sm
0,956
0,001
Li-Sto
0,968
0,001
Sm-Me
0,993
0,001
TARTIŞMA
Bu çalışmada alt yüzdeki ilişkileri belirlemek için yedi farklı indeks kullanıldı.
Ölçümler yapılmadan önce, farklı literatürler gözden geçirildi ve hangi
parametrelerin çalışmaya dahil edileceği kararlaştırıldı(9). Yüz ölçümleri
yapılırken dört farklı metot kullanılabilir. Birincisi, antropometrik yöntemle
yüzeyin direkt ölçümüdür. Sağlam, basit, invaziv olmayan ve minimal
ekipman ile uygulanan en ucuz yöntemdir, ancak deneyim gerektirir ve
verinin
başka
inceleyiciler
tarafından
kopyalanıp
onaylanması
imkansızdır(10). İkincisi, direkt olmayan antropometrik ve fotometrik
yöntemler kullanılarak fotoğraf analizine dayanır. Fotoğrafların temini
kolaydır ve kalıcı kayıt sağlar. Ama direkt yöntemle daha az ölçüm alınabilir,
kemik landmark tanımlarken hata ortaya çıkabilir, açıları fotoğraflarda
ölçmek zor olabilir(11). Üçüncüsü ise, sefalometrik görüntüleme yöntemidir.
Bu yöntemde X-ray ışını uygulanıyor olması ve üç boyutlu görüntülerin iki
boyutlu hale getirmesinden dolayı cisimlerin üst üste binmesi bir dezavantaj
olarak değerlendirilir. Bu sebeple yumuşak doku landmarkların analize
edilmesi sırasında hata oluşabilmektedir(12). Dördüncü yöntem olarak, üç
boyutlu antropometrik yüzün topografik yüzeyinin bilgisi alınır. Bu yöntem
göreceli non-invazivdir. Stereo-fotorogrometre, lazer yüzey tarama 3
boyutlu fotogrometre örnekleridir. Bugün en çok kullanılan yöntem lazer
yüzey taramadır(13,14).
Birçok araştırmacı antropometrik ve sefalometrik ölçümler arasındaki
farklılıklar üstünde durmuştur. Sağlıklı yüzlerde ve yüz anomalili hastalarda
antropometrik ve sefalometrik noktaların anatomik düzeyleri ölçülerek
aralarındaki ilişki araştırılmıştır. Budai ve arkadaşları, 306 kişide
belirledikleri antropometrik noktalar üzerinde yüz yükseklikleri ve oranlarını
hem antropometrik hem de sefalometrik yöntemlerle ayrı ayrı ölçmüş ve
farklılıkları ortaya koymayı amaçlamışlardır. Sonuçlar karşılaştırıldığında
yapılan ölçümlerin tamamına yakını anlamlı olarak farklılık gösterdiği
gözlenmiştir. Araştırmacılar sefalometrik ölçümlerin antropometrik
ölçümlere göre daha küçük değerler olduğunu ve bunların bazılarının daha
anlamlı farklılıklar gösterdiğini ifade etmişlerdir(15).
Biz çalışmamızda ucuz ve kolay bir yöntem olması sebebiyle dijital fotoğraf
yöntemini kullandık ve landmarkların büyütme derecelerini belirlemede
ölçümlerin resimdeki ölçümlere uygun kalibrasyonunda “İmage J”
programını kullanarak gerçekleştirdik. Bu yöntem Ferrario ve arkadaşları
tarafından güvenirliği ispatlanmış ve günümüzde geçerli kabul edilen bir
yöntemdir. Fotografometrenin güçlü yanları ve sınırları göz önünde
bulundurulmalıdır, ancak büyütme faktörleri ortadan kaldırıldığı için bu
yöntem oranların hesaplanmasında idealdir. Yöntem aynı zamanda açı
ölçümü içinde uygundur, çünkü bu ölçümler büyütmeden etkilenmez(16).
Çizgisel ölçümler ve alt yüzdeki oranların bilinmesi, yüz yüksekliklerini
geliştirmek için yapılacak ortodontik ve cerrahi düzeltmelerin planlanması
için çok değerli bilgiler sunabilir. Böylece, orta düzeyde bozuklukların
düzeltilmesinde cerrahi girişim olmaksızın tedavi yapmak konusunda karar
verilmesi kolaylaşır. Ayrıca ölçümlerde boyutsal değişikliğin nasıl
yapılacağına karar vermek, cerrahi düzeltmenin sonucunu görmek veya
ortodontik tedavinin yüz oranlarına etkisini değerlendirmek açısından
faydalıdır(17).
Araştırmamızda, her iki cinsiyette de çene konkavitesinin en derin yerdudaklar arası orta nokta, burun altı-dudaklar arası orta noktadan kısa
bulunmuştur. Bu bulgu Sandra ve arkadaşları ile Fernandez ve
arkadaşlarının yaptığı çalışmalar ile uyumluluk göstermiştir. Bishara ve
arkadaşlarının yaptığı çalışmalarla farklılık göstermektedir. Üst dudak
yüksekliği alt dudak yüksekliğinden küçük bulunması sonucu Farkas ve
arkadaşlarının sonuçları ile paralellik göstermektedir. Bütün araştırmacılar,
burun altı- dudaklar arası nokta orta nokta(Sn- Sto) erkeklerde daha fazla
olduğunu göstermiştir(6,18,19,20,21).
Aynı şekilde çene konkavitesinin en derin yeri-dudaklar arası orta
nokta(Sto- Sm) da erkeklerde fazladır. Fernandez- Rivero'nun, Sandra ve
arkadaşlarının bulgularıyla uyumlu olarak, çenenin dikey yöndeki yüksekliği
erkeklerde, kadınlara oranla fazla olarak bulunmuştur(4,20). Ancak Park ve
Burstone, çenenin dikey yönde yüksekliğinin cinsiyetler arasında fark
göstermediğini belirtmişlerdir(18). Yüz yüksekliklerinin incelenmesiyle,
burun altı-çene yüksekliğinin (Sn- me) erkeklerde daha fazla olduğu
bulunmuşlardır. Burun altı-Çene yüksekliği (Sn- me), üç dikey kısma
bölünmüş ve Sandra ve ark., Farkas ve ark. bulgularıyla uyumlu olarak bu
kısımların en büyüğünü Sm-Me, en küçüğünü ise Ls-Sto olduğu
belirlenmiştir.
Sandra ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kadınlarda(0.344) ORAN1
erkeklerden(0.373) anlamlı derecede daha az (p=0.01) olduğu bulunmuştur,
Sandra ve ark., Farkas ve ark. uyumlu olmayarak. ORAN2 ise kadında(0.431)
erkeklerden(0.463) anlamlı olarak (p/0.05) azdır. Araştırmamızda Sandra
ve ark., Farkas ve ark. ile uyumlu olmayarak ORAN3te kadın(0.731)
erkekten(0.816) azdır(p/0.01). Farkas, ayrıca, üst dudak yüksekliği her iki
cinsiyette de alt dudak yüksekliğinden daha az olduğunu belirtmiştir.
Araştırmamızda, ORAN 4 her iki cinsiyette de burun altı-çene yüksekliğinin
yaklaşık üçte birini kapsadığı ortaya koyulmuştur (erkeklerde 0.312,
kadınlarda 0.347)(p/0.01). Benzer sonuçlar Sandra ve ark.(erkeklerde
0.334, kadınlarda 0.331), Farkas ve ark. (erkeklerde 0.324, kadınlarda
0.311) tarafından da sunulmuştur. ORAN 5’te kadınlarda(0.411)
erkeklere(0.368) göre anlamlı şekilde fazladır (p=0,027). Sandra ve ark.
(kadınlarda 0.412, erkeklerde 0.397), Farkas ve ark. bu oranı kadın ve
erkekte benzer olarak bulmuşlardır(kadınlarda 0.387 erkeklerde 0.374).
ORAN 6’da bulunan sonuçlar Sandra ve arkadaşlarının çalışması ile
uyumluyken (kadınlarda 0.707 erkeklerde 0.665) buna karşın, Farkas ve
ark. cinsiyetler arası fark göstermediğini ortaya koymuşlardır(erkeklerde
0.637, kadınlarda 0.599).Çalışmamızda diğer değerlerden farklı olarak,
ORAN 7’de (kadın 0.690, erkekte 0.654) cinsiyetler arası farklılık olmadığı
bulunmuştur. Bu sonuç da Sandra ve arkadaşlarının sonuçları ile paralelik
göstermektedir(4,6).
Bizim çalışmamızda çene, labial fissur altında kalan yüz alanının
erkekte %65.4, kadınlarda %69.0’ını kapsamaktadır ve cinsiyetler arası fark
bulunamamıştır. Sandra ve arkadaşları bu değerleri erkeklerde %60.21,
kadında %58.75 olarak bulmuşlardır. Farkas ve ark. Bizim çalışmamız ile
benzer şekilde cinsiyetler arası fark olmadığını göstermişlerdir
(erkeklerde %61.9, kadınlarda %62.9). Alt yüz yüksekliğine; üst dudak
yüksekliği, alt yüz yüksekliği ve çene yüksekliği benzer oranlarda katkı
yapmaktadır. Genel olarak, bireysel ölçümlerin çok değişkenlik göstermesi,
bireyselliğin en önemli gereksinimi olan yüz oranlarının da çok fazla
değişkenlik göstermesine sebep olur(22).
Alt yüz oranları büyüme
süresince nispeten sabittir. Ancak artmış alt yüz yüksekliğine sahip
hastalarda vertikal boyutun kontrol altına alınması gerekmektedir.
Antropometrik ölçümler sadece cerrahi girişimi planlamada değil, aynı
zamanda girişimin sonuçlarını belirlemede de yararlıdır. Cerrahi planlama
için uygun, kıyaslanabilir standartların olması gereklidir. Bunun için ilk
aşama hastanın ölçümlerinin yapılması, ikinci aşama verilerin normal
standartlarla kıyaslanması, üçüncü aşama ise antropometrik bulguları
kullanarak cerrahi girişimin planlanmasıdır. Rekonstrüktif girişimler çocuklar
ve erişkinler için işlevsel ve estetik açıdan düzeltimin sağlanmasını amaçlar.
(5)
Sonuç olarak, vertikal faktörler ve yüz oranları ortodontik teşhis ve tedavi
planında önemli yeri olması yanısıra, plastik cerrahların girişimsel
yaklaşımlarının belirlenmesinde de önemi büyüktür.
KAYNAKLAR
1. Arnett GW, Bergman RT. Facial keys to orthodontic diagnosis and
treatment planning Part II. Am J Orthod Dentofacial Orthop. 1993;
103:395-411
2. Arnett GW, Jelic JS, Kim J et al. Soft tissue cephalometric analysis: Diagnosis
and treatment planning of dentofacial deformity Am J Orthod Dentofacial
Orthop. 1999; 116(3): 239–253
3. Bates B and Cleese J, The Human Face, London, BBC Worldwide Limited.
2001:645-650
4. Budai M, Farkas G.L, Tompson B et al. Scientific Foundations Relation
Between Anthropometric and Cephalometric Measurements and Proportions
of the Face of Healthy Young White Adult Men and Women The Journal of
Cranıofacıal Surgery. 2003; 14: 210-214
5. Farkas, L.G., Bryson, B., Tech, B., ve Klotz, J., Is Photogrammetry of the face
reliable?. Plastic Reconstructive Surgery. 1980; 66(3): 346–355
6. Farkas LG, Hajnis K, Posnick JC. Anthropometric and anthroposcopic
findings of the nasal and facial region in cleft patients before and after
primary lip and palate repair. Cleft Palate Craniofac J. 1993; 30: 1-12
7. Farkas LG, Katic MJ, Forrest CR. International anthropometric study of facial
morphology in various ethnic groups/races. J Craniofac Surg. 2005; 16:
615-646
8. Ferna´ndez-Riveiro P, Sua´rez-Quintanilla D, Smyth-Chamosa E et al. :
Linear photogrammetric analysis of the soft tissue facial profile. Am J Orthod
Dentofacial Orthop. 2002; 122: 59-66
9. Ferrario VF, Sforza C, Serrao G et al. Growth and aging of facial soft tissues:
a computerized three-dimensional mesh diagram analysis. Clin Anat. 2003,
16: 420-443
10.Fraser, N.L., Yoshino, M., Imaizumi, K et.al. A Japanese computer – assisted
facial identification system successfully identifies non-Japanese faces.
Forensic Science International. 2003; 135(2) :122-128
11.Houston WJ, Maher RE, McElroy D et al. Sources of error in measurements
from cephalometric radiographs. Eur J Orthod. 1986; 8: 149-151
12.Hrdlicka, A., 1939, Practical Anthropometry, New York; AMS Pres.
13.Jacobs RA. Three-dimensional photography. Plast Reconstr Surg. 2001; 107:
276-277
14.Legan HL, Burstone CJ. Soft tissue cephalometric analysis for orthognathic
surgery. J Oral Surg. 1980;38(10):744-51
15.Liou EJ, Subramanian M, Chen PK et al. The progressive changes of nasal
symmetry and growth after nasoalveolar molding: a three-year follow-up
study. Plast Reconstr Surg. 2004; 114: 858-864
16.Nanda R, Toor V, Topazian RIncrease in vertical dimension by interpositional
bone grafts and subsequent craniofacial growth in adolescent monkeys. Am
J Orthod Dentofacial Orthop. 1990 Nov;98(5):446-55.
17.Park YC, Burstone CJ: Soft tissue profile e fallacies of hard tissue standards
in treatment planning. Am J Orthod Dentofacial Orthop. 1986; 90: 52-62,
18.Parramon, J.M., “Baş ve Portre Çizme Sanatı”, 2. Basım, Remzi Kitapevi,
İstanbul, 2000, 17: 25-29
19.Sandra A. Milo S, Marina L. Analysis of the soft tissue facial profi le by means
of angular Measurements. Croatia European Journal of Orthodontics; 2008:
30135–140
20.Sönmez E. Normal Bireylerde Ust Dudak Unıt Ölçümleri. İst. Tıp Fak.
Mecmuası, 2001; 64:1-2
21.Tuncel U, Turan A, Kostakooglu N, Digital anthropometric shape analysis of
110 rhinoplasty patients in the Black Sea Region in Turkey, Journal of
Cranio-Maxillo-Facial Surgery, 2012; 12:13-16
22.Yuen SWH, Hiranaka DK: A photographic study of the facial profiles of
southern Chinese adolescents. Quintessence Int 20: 665e676,1989

Benzer belgeler