osman akyüz ile katılım bankacılığı üzerine röportaj

Transkript

osman akyüz ile katılım bankacılığı üzerine röportaj
Türkiye'nin İlk ve Tek Faizsiz Ekonomi Dergisi
Mayıs 2015 | Yıl: 01 | Sayı: 1
OSMAN AKYÜZ İLE
KATILIM BANKACILIĞI
ÜZERİNE RÖPORTAJ
SAYI
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU,
İSTİHDAM, SANAYİ
YATIRIMI VE ÜRETİMİ
DESTEKLEME PAKETİ
MÜSİAD
23. OLAĞAN GENEL
KURULUNU YAPTI
İŞKUR’DAN
İSTİHDAM ATAĞI
ASTRONOTLARIN
YEMEĞİ KIRIKKALEDEN
Türkiye'nin İlk ve Tek Faizsiz Ekonomi Dergisi
’e
yayın hayatında başarılar dileriz.
www.tabambalaj.com.tr
Mermerciler Sanayi Sitesi 5. Cadde No: 8 Kat: 1 Beylikdüzü - İstanbul
Tel: : 0212 549 85 91 - 92 Faks: 0212 671 63 64
Ufuk Altınbaş
Başlarken...
Yıl 1 Sayı 1
Mayıs 2015
İmtiyaz Sahibi ve
Genel Yayın Yönetmeni
Ufuk ALTINBAŞ
Danışma Kurulu
Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE
Aydın YABANLI
Fatma SELÇUK
Editör
Yunus Emre ASLANBAŞ
[email protected]
Tasarım
Nurdan Bulal YONGACI
[email protected]
Bilgi İşlem
Yahya DEMİRKUL
[email protected]
Adres
Atatürk Mahallesi
Alemdağ Caddesi
No: 21/3 Ümraniye İstanbul
Tel: 0216 474 04 81
Faks: 0216 474 04 88
www.ekoreel.com
www.facebook.com/ekoreel
https://twitter.com/EkoReel
Uzun bir fikri çalışmanın ardından
alanında boşluğu hissedilen,
Türkiye’nin ilk ve tek faizsiz ekonomi
dergisi olan EkoReel yayın hayatına
gözlerini açtı. On yıldır katılım bankacılığı
sektöründe çalıştığım süre
içersinde böyle bir ihtiyacı bizzat
hissettim. Faizsiz ekonomi
modelinin gelişmesi ve toplam
iş hacminden daha çok faydalanması
hükümet politikalarından biri
olarak gözüküyor. Borsa İstanbul
yerleşkesinde Dünya Bankası tarafından
kurulan İslami Finans
Araştırma Merkezi ve Kamu
Katılım Bankalarının kurulacak
olması bu politikanın en büyük
göstergelerinden sadece birkaçı.
Bunun yanında potansiyeli yüksek
bir ekonomi modeli olan Faizsiz Ekonomi Modeli’nin Türk
Halkı tarafından bilinirliği
yok denecek kadar az. 2012 yılında
1400 kişiyi kapsayan Türkiye
genelini temsil eden bir grup
üzerinde yapılan araştırmada
sadece % 9’luk bir kesim Katılım
Bankacılığının, Faizsiz Bankacılık
olduğunu söyleyebildi. Yani
yaklaşık % 90 bu modeli ve Katılım
Bankacılığını bilmiyor.
Bu kadar bilinmeyen bir modelin
gelişmesi için öncelikle farkındalık
oluşturan girişimlerin
artması gerektiği muhakkak. Farkındalık
oluşturacak girişimlerin
başında süreli bir yayın geliyor.
Tam bu noktada EkoReel’i oluşturma
fikri doğdu. EkoReel Türkiye’deki
başta katılım bankacılığı olmak
üzere faizsiz ekonomi modelinin
bilinirliğinin artması ve farkındalık
oluşturması için çok önemli
bir rol oynayacaktır.
Dergimizin kalbini
Katılım Bankacılığı oluşturacak,
ardından faizsizlik ilkesiyle
çalışan emeklilik sistemleri,
sigorta işlemleri, yatırım ve
finansman araçları gibi sektörler
yer alacak. Bunun yanında ana
konusu faizsizlik modeline ters
düşmeyen büyük firmalar, sektörler,
kobiler ve iş dünyası sürekli
takip edeceğimiz ve gelişmelerini
sizlerle paylaşacağımız konular olacak.
Faizsiz ekonomi konusunda
duayen olan çok değerli akademisyen,
araştırmacı ve hocalarımızın
köşe yazılarının yanında,
yine çok değerli ekonomist
hocalarımızın da bu model bakış
açısıyla değerli makaleleri dergimizde
yerlerini alacaklar. Ekonomi
haberlerinin yanı sıra teknoloji
haberleri, kişisel gelişimle
ilgili değerli bilgiler ve son olarak da
sizleri biraz gündemden uzaklaştırmak
adına gezginin köşesi
başlıklı gidip görmenizi tavsiye
edeceğimiz yerleri anlatan bir
köşemiz olacak.
EkoReel’in Faizsiz ekonomi dünyasına,
bu dünyaya gönül verenlere,
bu dünyayı takip etmek
isteyenlere ve ülkemize hayırlı
olmasını temenni ediyorum,
diğer sayıda görüşmek üzere.
Ufuk Altınbaş
Temmuz 2014 ∆ Ekoreel
3
İÇİNDEKİLER
06
KISA HABERLER
10
TEMESİT 9 YILDA
DEPO İNŞAATINDA REKOR
KIRDI
11
ASTRONOTLARIN YEMEĞİ
KIRIKKALE’DEN ÇIKACAK
12
ASYA ALTYAPI YATIRIM
BANKASI
KURULMADAN ÜNLENDİ...
13
ALİ BABACAN MERKEZ
BANKASI HAKKINDA NET
KONUŞTU
14
15
BEŞİKTAŞ’IN TAŞI TOPRAĞI
ALTIN
17
BAŞBAKAN
DAVUTOĞLU’NDAN
EKONOMİ ÜZERİNE
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
21
ENERJİ BAKANI YILDIZ:
ELEKTRİK ÜRETİMİ
ARTIYOR
22
İMALAT SANAYİ ATAĞA
KALKTI
23
TÜRKİYE’DE TAKLİT VE
KORSAN EKONOMİSİNDEKİ
MÜTHİŞ GERÇEK...
24
TOTAL TÜRKİYE’DEN
GİDİYOR...
25
4
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
ERKEN REZERVASYON
SAYESİNDE YAZ GELMEDEN
TATİL GELDİ
EPDK Başkanı Mustafa
Yılmaz zamlar hakkında
ENERJİ PİYASASINDAN
RÜZGAR ATAĞI
26
İŞKUR’DAN İSTİHDAM ATAĞI
YÜZ BİNLERCE KİŞİYE
İSTİHDAM SUNUYOR
27
TÜRKİYE’DE 2015 MART
AYINDA 116 BİN 30 KONUT
SATILDI
28
MÜSİAD 23. OLAĞAN
GENEL KURUL
TOPLANTISINI YAPTI
30
OTOMOBİL ARAÇ
PAZARINDA DİKKAT
ÇEKEN BÜYÜME
32
PETKİM’İN ÜRETİMDEKİ
ARTIŞI OLUMLU
SİNYALLER VERİYOR
34
REEL KESİM GÜVEN
ENDEKSİ KENDİSİNİ AŞTI
36
SÖYLEŞİ /
OSMAN AKYÜZ İLE
KATILIM BANKACILIĞI
ÜZERİNE
40
Hayrettin Karaman/
KATILIM BANKALARININ
KURULUŞ AMACI VE
DEĞİŞİM
42
KATILIM DÜNYASI
52
Ziraat Katılım Bankası
29 Mayıs’ta açılıyor
53
Geleceğin Bankası:
KATILIM BANKACILIĞI
56
Doç. Dr. İshak Emin Aktepe /
KATILIM BANKACILIĞINI
ANLAMAK
58
SERMAYE PİYASALARI
62
5G’NİN ÖZELLİKLERİ
DİKKAT ÇEKİYOR
63
CEP TELEFONLARINA
TAKSİT OLMAMASINA
RAĞMEN SATIŞLARI
YÜKSEK
64
FACEBOOK
PARAYA PARA
DEMİYOR
65
iWatch’TA
ZAMAN BAŞLIYOR
66
TÜRKSAT AKILLI
CEP TELEFONLARINDA
68
Özgüven Saymaz /
BAŞARILI OLMANIN İLK
ADIMI KENDINI TANIMA…
70
GEZİ / ÖZBEKİSTAN
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
5
KISA HABERLER
1 MAYIS CEPTE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI
Firmaların tüketiciye yönelik tacize varan
izinsiz SMS, elektronik posta gibi mesajları
ile telefon aramalarını yasaklayan kanun 1
Mayıs’ta yürürlüğe girdi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet
Türkmen, yasağa uymayanlara 50 bin TL’yi
bulan ceza kesileceğini hatırlattı.
CEP TELEFONLARINA TACİZ MESAJI
ARTIK GELMEYECEK
Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim
üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Türkmen, firmaların izinsiz mesaj göndermelerini ve telefon
aramalarını yasaklayan Elektronik Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 1 Mayıs’ta
yürürlüğe gireceğini söyledi. Yrd. Doç. Dr.
Türkmen tacize varan SMS, elektronik posta
gibi mesajlardan ve aramalardan tüketicilerin
şikayetleri üzerine böyle bir yasal düzenleme
gerçekleştirildiğini vurguladı.
İRAN’DA AMBARGO KALKARSA
30 MİLYAR DOLAR TÜRKİYE’YE GELEBİLİR
AMBARGONUN KALKMASI
TÜRKİYE İÇİN ŞANS
Bigdeli, İran enerji sektörünün
yıllardır uygulanan yaptırımlardan dolayı birçok fırsatı
barındırdığını belirterek, “Biz,
şirketlere hali hazırda 30 milyar
dolarlık bir yatırım fırsatını sunabiliriz” diye konuştu.
İran’ın Türkiye Büyükelçisi Ali Rıza Bigdeli, ülkesine karşı
uygulanan yaptırımların kalkmasıyla enerji sektöründe 30
milyar dolarlık bir yatırım fırsatı doğabileceğini söyledi.
6
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Büyükelçi, İran gazının transferinin
hangi
yöntemle
gerçekleşeceğinin ve Avrupa
ülkeleri ile nasıl bir mutabakat
sağlanacağının henüz belli olmadığını ifade etti.
ARAS KARGO’NUN
%75’İNE DEV TALİP
Austrian Post, Aras Kargo’daki payını yüzde
25’ten yüzde 75’e yükseltmeyi planlıyor.
DOĞU ANADOLU’YA
DEV YATIRIM GELİYOR
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Doğu Anadolu Projesi
Eylem Planı’nın detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
4 YILDA 21 MİLYAR DOLAR
Doğu Anadolu Projesi (DAP) Eylem Planı (2014-2018)
kapsamında bölgeye 21 milyar 16 milyon lira yatırım
yapılması planlanıyor.
Kalkınma Bakanlığınca hazırlanan DAP Eylem
Planı (2014-2018) ile bölgenin mevcut sorunlarının
çözülmesi, illerde altyapı sorunlarının giderilerek
daha modern ve yaşanabilir kentler oluşturulması ve bölgede ekonomik kalkınmanın, sosyal
gelişmenin hızlandırılması hedefleniyor.. Bu projenin gerçekleşmesiyle birlikte, sanayide dev atılımlar olması bekleniyor.
TÜRKİYE’DEKİ HEDEFLERİ BÜYÜK
Lojistik şirketi Austrian Post’un yöneticisi
Georg Poelzl, şirketin Türkiye’de büyümek
istediğini ifade ederek, Aras Kargo’da yüzde
25 olan paylarını yüzde 75’e yükseltmeyi
planladıklarını söyledi.
BEDAŞ’IN YENİ GENEL
MÜDÜRÜ BELLİ OLDU
Abdullah Atalay’ın milletvekili adayı olmasından sonra boşalan Boğaziçi Elektrik
Genel Müdürlüğü koltuğuna Mehmet İslamoğlu atandı. Atama kararının 20 Nisan itibari
ile alındığı açıklandı.
TÜRKİYE’DE AÇLIK SINIRI
ASGARİ MAAŞIN ÜSTÜNDE
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Nisan ayında gıda harcamalarının yüzde 2.49 arttığını,
dört kişilik ailenin açlık sınırının 1,334 liraya, yoksulluk
sınırının ise 4,344 liraya yükseldiğini açıkladı. Asgari
maaş 2015 yılının ilk yarısında 900 Lira, ikinci yarısında ise 1000 Lira olarak yükseldi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
7
KISA HABERLER
Bir ay ücretsiz elektrik müjdesi
Antalya, Burdur ve Isparta bölgesinin yaygın
elektrik satış firması CLK Akdeniz Elektrik,
abonelerine 1 ay ücretsiz elektrik müjdesi
verdi.
BEDAVA
ELEKTRİKTEN
KİMLER
YARARLANIYOR?
Kampanyadan, yıllık elektrik tüketimi 4000
kwh ve üzeri olan, başka bir deyişle aylık
faturası 130 TL ve üzeri olan tüm mesken
abonelerinin yararlanabileceği bildirildi.
BIST Genel Müdürü
Tuncay Dinç oldu
Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü’ne Tuncay Dinç getirildi. Borsa İstanbul’da Genel
Müdürlük görevine Yönetim Kurulu Üyesi
Tuncay Dinç atandı.
İNGİLTERE’DE PINAR DEVRİMİ
İngiltere’de Pınar Labne ve Pınar Kahvaltı
Keyfi Beyaz Peynir ürünleri tüketicilerin
beğenisine sunuldu.
KAPALIÇARŞI MODERNE AÇILIYOR
70’e yakın dükkanın boşaltılması ve buna karşı
yapılan eylemlerle gündeme gelen Sandal Bedesteni’ni bugünkü kirasının 7 katına 20 yıllığına
alan OB Makine’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özden, eski Kapalıçarşı’yı yeniden hayata
geçireceklerini söyledi
DEV YATIRIM
Vakiflar Genel Müdürlüğüne ait olan ve aylık 120
bin TL kiranın toplandığı alanı 3 yıl aylık 855 bin
TL, 3 yıl sonunda ise enflasyon artı 1 milyon 305
bin TL kira karşılığında aldıklarını kaydeden Hü-
8
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
seyin Özden, 3 yıl sürecek tadilat için 3.5 milyon
TL harcayacakları alanı küçük Kapalıçarşı olarak
işleteceklerini söyledi.
MERKEZ BANKASI
REZERVİNDE MİLYARLIK
YÜKSELİŞ
KARADENİZ’DE HIZLI
TREN GEÇECEK
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz,
yaptığı açıklamada, etüt çalışmaları bitirilen ve
ihalesinin yapılması beklenilen Samsun’un Ankara’ya 2 saatte ulaştıracak hızlı tren projesinin
büyük ihtimalle 2019 yılında işletmeye alınacağını
söyledi. Ulaştırma Bakanlığı’nın halen Samsun-Bolaman (Fatsa) hattı için fizibilite çalışması
yaptığını belirten Yılmaz, hızlı trenin Bolaman’a
kadar gelmesinin Ordu’nun ihtiyaçlarını karşılayabileceğini söyledi.
TCMB’nin toplam rezervleri, 1 milyar 567
milyon dolar artarak 123 milyar 423 milyon
dolara yükseldi.
Özyeğin yeniden
girişimci ‘Başkan’
Endeavor Türkiye’nin (Etkin Girişimci
Destekleme Derneği) Türkiye operasyonlarının başkanlığına Murat Özyeğin yeniden
seçildi. Başkan Yardımcıları ise Emre Kurttepeli ile Selçuk Yorgancıoğlu oldu.
KAYISI KARA YENİLİYOR
Dünya kuru kayısı üretiminde ilk sırada yer
alan Malatya’da son günlerde yaşanan zirai
don, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da zarara yol
açtı. Birçok kayısı ağacında zirai don nedeniyle
ürün olmazken, yağışların da sürmesi nedeniyle monilya hastalığı meydana geldi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
9
GÜNDEM
TEMESİT 9 YILDA
DEPO İNŞAATINDA
REKOR KIRDI
Depo ve raf sistemleri sektöründe dünyanın
önde gelen üreticilerinden Temesist, projesini
bir tık daha ileri götürerek tamamen insansız
çalışacak akıllı depoları üretmek için geri sayıma başladı. Bu kapsamda akıllı depo sistemlerinin patentini alan şirket 2016 yılında Almanya’da Cemat Fuarı’nda ürünü sergilemeye
hazırlanıyor.
Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil
İbrahim Gül,“Yıllarca Avrupa’dan ithal ettiğimiz mekik robotu 2014 yılında kendi
bünyemizde çalışan Türk Mühendislerle
ürettik. Aynı yıl robotu daha da geliştirip
tamamen insansız çalışan akıllı depolarda kullanılmasını sağlayacak bir projeye
başladık. Üniversiteler ve TÜBİTAK’tan
destek aldığımız Ar-Ge çalışmalarımız da
sona gelindi. Ürünün patentlerini ve CE sertifikaları aldık.Akıllı depo sistemimizi 2016
yılında Almanya’da Cemat Fuarı’nda sergile-
meyi hedefliyoruz” dedi.
TEMESİST 9 YILDA DEPO İNŞAATINDA
BİRÇOK ŞİRKETİ GEÇTİ
İngiltere, Hırvatistan, Bulgaristan olmak
üzere 42 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten
Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil
İbrahim Gül, “Çin, Hindistan, Dubai, Suudi
Arabistan’dan yüksek teknoloji mekik robotlarımıza yoğun talep alıyoruz. Giydirme raf
sistemlerinde 9 yılda Türkiye’de ve dünyanın
birçok ülkesinde 137 adet binasız giydirme
raf sistemli depo inşa ederek dünya rekoru
kırdık.Son olarak Bulgaristan’da Avrupa’nın
en büyük deposunu tamamladık. Mekik
robotu üreten dünyada 7 üretici var. Yapmış olduğumuz araştırma sonucunda diğer
rakiplerimize göre robotlarımız sorunsuz bir
şekilde çalışıyor. Robotlarımız -30 derecede
bile rahatlıkla çok uzun sürelerde çalışabiliyor”
diye konuştu.
AR-GE ÇALIŞMALARI SON SÜRAT DEVAM EDİYOR
Hedeflerinin dünya depo ve raf sistemlerinde dünya liderliği olduğunu dile getiren
İbrahim Gül şöyle devam etti: “Tüm teknolojik innovasyonları firmamıza kazandırmaya çalışıyoruz. Üniversitelerle, bu alandaki
uzmanlarla ve devletimizin desteğiyle Ar-Ge
faaliyetlerimize gece gündüz demeden devam ediyoruz. İthalatın önüne geçip teknoloji üretip dünyaya satmak için çabalıyoruz.”
Temesist Raf Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül, “Çin, Hindistan, Dubai,
Suudi Arabistan’dan yüksek teknoloji mekik robotlarımıza yoğun talep alıyoruz.
Giydirme raf sistemlerinde 9 yılda Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde
137 adet binasız giydirme raf sistemli depo inşa ederek dünya rekoru kırdık.
10
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
ASTRONOTLARIN YEMEĞİ
KIRIKKALE’DEN ÇIKACAK
Son yıllarda astronot gıdasının ham maddesi olarak tanınan kinoa, Kırıkkale’de
de ekilmeye başlandı.
Astronot gıdasının ham maddesi olarak
tanınan kinoa, bölgenin kurak olması ve şartların el vermesi nedeniyle Kırıkkale’de de
ekilmeye başlandı.
Balışeyh ilçesine bağlı Beyobası köyündeki 15
dekarlık tarlaya ekilen kinoanın, araziye uyumu ve verimine bakılarak ilerleyen yıllarda alternatif ürün olarak ekilmesi planlanıyor.
“YENİ BİR BİTKİ”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Recep
Kırbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
kinoanın, Kırıkkaleli ve Türk çiftçiler için yeni
bir bitki olduğunu, bitkinin daha çok İspanya,
Portekiz, Peru, Kolombiya, Bolivya ve Şili’nin
de aralarında bulunduğu ülkelerde ve And
Dağları’nın eteklerinde yetiştirildiğini söyledi.
KİNOANIN GEÇMİŞİ İNKA’YA DAYANIYOR
Kinoanın geçmişinin, 5 bin yıl öncesine
dayandığını belirten Kırbaş, “İnkaların kinoayı ektiği, arkeolojik kazılarda tespit
edilmiştir. Pirinç ve buğday gibi tahıl grubunda yer alan bir bitki. Kinoa, protein, vitamin
ve mineraller yönünden zengin ve NASA’nın
araştırmalarına konu olmuş. Çünkü daha
küçük hacimlerde daha yüksek besleyicilik
özelliği var. Bundan dolayı uzmanlar uzay
yolculuklarında bu bitkiden yararlanma yoluna gitmişler” diye konuştu.
ASTRONOTLAR NEDEN KİNOA YER?
Kırbaş, kinoanın 100 gramında 370 kalori
enerji, yaklaşık 6 gram yağ, 70 gram karbonhidrat ve 6 gram lif bulunduğunu anlattı.
Kinoa’nın temel aminoasitlerle birlikte bol
miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerdiğini
ifade eden Kırbaş, astronotların az yer kaplayıp
besleyici özelliği yüksek bu bitkiden yapılan
yiyecekleri tercih ettiklerini vurguladı.
“KURAK
BÖLGELERDE
YETİŞMESİ
AVANTAJ”
Kırbaş, kinoayı ilk etapta 15 dekarlık alanda
yetiştireceklerini belirterek, “Kinoa bitkisi-
nin tohumunu ilgili firmadan temin ettik ve
ekimine başladık. Bitki, 4000 metre yükseklikteki alanlarda yetişiyor. İki buçuk metreye
varan boyu var. Toprak şartlarına çok geniş
bir adaptasyon yeteneğine sahip. Kurak bölgelerde yetişiyor olması da bizler için avantaj”
dedi.
“ÇÖLYAK HASTALARI DA TERCİH EDİYOR”
Kinoanın, çölyak hastaları için de tamamen
doğal bir ürün olduğuna dikkati çeken Kırbaş,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçerisinde gluten bulunmadığı için çölyak
hastaları da tercih etmektedir. Dekara 200
gram ekip, 200 kilogram verim bekliyoruz.
Şu anda pazarlama konusunda bir sorunumuz yok. Tohumu temin ettiğimiz firma
ürünü de alma garantisi verdi. Sözleşmeli
üretim söz konusu. İlimiz topraklarına ve
yüksekliğine uygun bitki olacağını bekliyoruz.”Kırbaş, kinoanın hububat ekim
ve hasat makineleriyle işlenebildiğini de
sözlerine ekledi.Kinoanın ekimini yapan
çiftçi Yunus Emre Akyüz de bitkiyi, İlçe
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
mühendislerinin önerdiğini söyledi. Kinoa
ekiminde ilçeye öncülük yaptıklarını belirten Akyüz, “Çiftçiye alternatif bir ürün
olacağına inanıyoruz” dedi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
11
GÜNDEM
ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI
KURULMADAN ÜNLENDİ...
Uzmanlar, söz konusu bankanın Asya
ülkelerinin kalkınma ve altyapı yatırımlarının finansmanı açısından, Japonya
ve Amerika’nın büyük hissedarı olduğu
Asya Kalkınma Bankası karşısında yeni
oyun kurucu olacağı belirtiliyor.
Türkiye’nin de üyelik başvurusu yaptığı Asya
Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak
için başvuran ülke sayısı 40’ı geçti.
TÜRKİYE DE BANKAYA ÜYELİK BAŞVURUSUNDA BULUNDU
Çin’in girişimiyle kurulma çalışmaları devam
eden, Türkiye’nin de üyelik başvurusunda bulunduğu Asya Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak için başvuran ülke sayısı 40’ı
geçti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying,
Salı günü itibarıyla 30 ülkenin uluslararası inceleme prosedürlerinden geçerek, bankanın
kurucu aday üyesi olduklarını söyledi.
İSRAİL’İN BAŞVURUSU DİKKAT ÇEKİYOR
Çin’in öncülüğünde kurulacak Asya Altyapı Yatırım Bankasına kurucu üye olmak son
gün olan 31 Mart itibarıyla, Çin, Bangladeş,
12
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Kamboçya, Hindistan, Endonezya, Kazakistan, Kuveyt, Malezya, Maldivler, Moğolistan,
Myanmar, Nepal, Yeni Zelanda, Umman, Pakistan, Filipinler, Brunei, Laos, Tayland, Suudi Arabistan, Singapur, Sri Lanka, Tacikistan,
Özbekistan, Vietnam, Katar, Ürdün, İngiltere,
Almanya, Fransa, İtalya, Avustralya, Güney
Kore, Danimarka, Avusturya, İsviçre, Rusya,
Türkiye, Lüksemburg ve İsrail başvurdu.
ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI’NIN
SERMAYESİ NE KADAR OLACAK?
Çin, bankanın kuruluş sermayesinin 50 milyar
dolarlık kısmını karşılayacağını taahhüt etmişti.
Bankanın toplam sermayesinin 100 milyar dolar
olması hedefleniyor. Bankanın 2015 sonunda faaliyetlerine başlaması bekleniyor.
Uzmanlar, söz konusu bankanın Asya ülkelerinin kalkınma ve altyapı yatırımlarının finansmanı açısından, Japonya ve Amerika’nın
büyük hissedarı olduğu Asya Kalkınma Bankası karşısında yeni oyun kurucu olacağı belirtiliyor. Japonya ve ABD söz konusu bankaya
kurucu üyelik başvurusu yapmadı. Türkiye,
Asya Altyapı Yatırım Bankasına üyelik başvurusunu 26 Martta yaptığını duyurmuştu.
ALİ BABACAN MERKEZ BANKASI
HAKKINDA NET KONUŞTU
Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacan, Merkez
Bankası hakkında net konuştu.
Ekonominin
sadece Türkiye’ye
göre değerlendirilmeyeceğini
söyleyen Babacan,
ekonomi reformlarının önemini
açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan
Merkez Bankası’nın
kullanacağı araçları
kendisinin belirlediğini söyledi.
EURO’NUN KAYBI
BÜYÜK
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Merkez
Bankası’nın kullanacağı araçları kendisinin
belirlediğini söyledi. Kısa vadede farklı sebeplerden dolayı kurda oynaklık yaşanabileceğini ifade eden Babacan, son 1 yıllık
dönemde euronun dolar karşısında TL’den
daha fazla değer kaybettiğini söyledi.
Meclis’te muhalefetin verdiği soru önergesini yanıtlayan Babacan “Kamu borcunun
GSYH’ye oranı yüzde 33’e geriledi. BDDK
bankacılık sektörünü yakında izliyor” diye
konuştu.
EKONOMİ SADECE YURT İÇİNE GÖRE
DEĞERLENDİRİLEMEZ
ABD Merkez Bankası Fed’in atacağı adımların küresel piyasalar için önemli olduğunu
kaydeden Başbakan Yardımcısı, değer-
lendirme yapılırken dış koşulların da dikkate
alınması gerektiğini söyledi.
Cari açık ve enflasyon gibi konulara da
değinen Babacan “Önceliğimiz cari açık ve
enflasyon ile mücadele ve büyümeyi reformlarla artırmak. Bu alanlarda Orta Vadeli
Program’da öngörülenden daha iyi duruma
gelebiliriz” dedi.
TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTEN FAKTÖRLER
NELERDİR?
Reformlarla
Türkiye’nin
büyümesini
sürdürülebilir şekilde artıracaklarını kaydeden Babacan, Türkiye’nin en büyük zenginliğinin güven ve istikrar ortamı olduğunu
ifade etti.
Şeffaflıkla ilgili reformların büyük oranda tamamlandığını söyleyen Başbakan
Yardımcısı, bu reformların yeni yasama
dönemine kalabileceği kaydetti.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
13
GÜNDEM
BEŞİKTAŞ’IN TAŞI TOPRAĞI ALTIN
Gayrimenkul veri şirketi REIDIN’den
edinilen verilere göre; 2015’in Mart
ayında Beşiktaş’ta konut metrekare fiyatları yıllık yüzde 24,7 artarak 5 bin
885 liraya ulaştı.
“Taşı toprağı altın” olarak nitelendirilen İstanbul’un ilçelerinde konut metrekare fiyatları her geçen yıl artarken, Beşiktaş değerine
değer katan ilçeler arasında başı çekti.
İSTANBUL’DA HER GEÇEN ZAMAN TOPRAĞI KIYMETLİ HALE GETİRİYOR
Tarih boyunca cazibe merkezi olma özelliğini
yitirmeyen İstanbul’da, artan nüfus ve birçok
önemli projeye ev sahipliği yapması gibi faktörler, her geçen yıl şehirde konut fiyatlarının
daha da yükselmesini beraberinde getiriyor.
Bu özelliğiyle “taşı toprağı altın” deyiminin de hakkını veren İstanbul’da, birçok ilçe
yatırımcıların gözdesi altından daha fazla
değerleniyor.
BEŞİKTAŞ’TA METREKARE FİYATLAR
NE KADAR?
Gayrimenkul veri şirketi REIDIN’den edinilen verilere göre; 2015’in mart ayında
Beşiktaş’ta konut metrekare fiyatları yıllık
yüzde 24,7 artarak 5 bin 885 liraya ulaştı. Bu
sonuçla Beşiktaş, söz konusu dönemde fiyatı
yüzde 10,6 yükselen gram altından daha fa-
14
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
zla kazandırarak değerine değer kattı. Gram
altının fiyatı, geçen yılın mart ayında bulunduğu 88,37 lira düzeyinden yükselişe geçerek, bu yılın mart ayını 98,86 liradan tamamlamıştı.
Beşiktaş ayrıca, mart ayında 5 bin 885 lirayla,
İstanbul’un konut metrekare fiyatı en yüksek ilçesi olarak belirlendi.
Bu ilçeyi, 5 bin 236 lira metrekare fiyatıyla
Sarıyer ve 5 bin 94 lira metrekare fiyatıyla
Kadıköy takip etti.
Söz konusu 1 yıllık dönemde konut metrekare fiyatları Sarıyer’de yüzde 22 ve
Kadıköy’de yüzde 10,7 artış kaydederek, altındaki fiyat artış oranından daha fazla getiri
sağladı.
EN UCUZ KONUTLAR SULTANBEYLİ’DE
İstanbul’da bu yılın mart ayında konut metrekare fiyatlarının en ucuz olduğu ilçe 887,7
lira ile Sultanbeyli oldu. Buna karşın söz
konusu ilçede konut fiyatları mart ayında
yıllık yüzde 17,8 artarak konut sahiplerini sevindirdi.
Sultanbeyli’nin ardından mart ayında metrekare başına en ucuz konutun bulunduğu
ikinci ilçe Silivri olarak kayıtlara geçti. Söz
konusu dönemde Silivri’de metrekare fiyatları bin 189,5 lira seviyesinde bulunurken,
yıllık artış oranı yüzde 16,1 oldu.
İstanbul’da, mart ayı konut metrekare fiyatının en düşük olduğu ilçeler sıralamasında bin 263,3 lira
ile Esenyurt üçüncü sırada yer
aldı. Esenyurt’taki yıllık metrekare fiyatı artışı ise yüzde 14,1
düzeyinde gerçekleşti.
Bu sonuçlarla İstanbul’un en
düşük konut metrekare fiyatına
sahip ilçeleri Sultanbeyli, Silivri
ve Esenyurt da altına meydan
okuyan ilçeler arasına girdi.
ERKEN REZERVASYON SAYESİNDE
YAZ GELMEDEN TATİL GELDİ
Bu yıl 3.5 milyon kişi yarı fiyatına yaz tatili yapacak.
Kasım ayında başlayan erken rezervasyon imkanından yararlananlar yüzde 50 ucuz fiyatla tatil yapmanın keyfini sürecek.
ERKEN REZERVASYON SAYESİNDE YAZ GELMEDEN TATİL GELDİ
Bu yıl 3.5 milyon kişi yarı fiyatına yaz tatili yapacak.
Kasım ayında başlayan erken rezervasyon imkanından yararlananlar yüzde 50 ucuz fiyatla tatil yapmanın keyfini sürecek.
TÜRKİYE’DE ERKEN REZERVASYON HANGİ
DÜZEYDE?
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, 2015 yılında erken rezervasyondan faydalanacak Türk turist sayısının 3.5 milyon
kişiye ulaşacağını açıkladı. Ulusoy, 2009 yılında
300 bin kişinin faydalandığı erken rezervasyon imkanından 2012 yılında 2 milyon, 2013’te 2.5 milyon
ve 2014 yılında da 3 milyon kişinin faydalandığını
belirterek, “Erken rezervasyona ilgi her yıl 500 bin
kişilik katılımlarla devam ediyor” dedi.
Ulusoy, “Bu ilgi vatandaşlarımızın tatil alışkanlığındaki dönüşümü gösteriyor. Erken rezervasyonda
Kemer başta olmak üzere Belek, Side, Alanya, Marmaris, Bodrum ve Çeşme en çok talep gören yerler”
diye konuştu.
İZİN YOKSA İPTAL VAR
Erken rezervasyon yaptırdıkları tarihte izin alama-
yanlar için iptal sigortasının devreye girdiğini hatırlatan Ulusoy, “Tur bedelinin çok küçük bir miktarı
kadar sigorta primi ödeyerek bu imkandan yararlanmak mümkün. Sigorta yaptıranlar işyerinden izin
alamaz ya da başka bir engel çıkarsa, tura ödedikleri
paranın tamamını geri alabiliyor” diye konuştu.
KASIM AYINDA REZERVASYON YAPTIRAN %50
İNDİRİMİ ALIR
VIP Turizm yetkilileri, yurtdışı turlarda yüzde 30 artış olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Bayram turlarımızın kontenjanlarını doldurduk. 2015
tatil dönemlerinin geçen seneye göre daha uygun
günlere gelmesinin artışta etkisi büyük. Yurt içindeki
indirim furyasına girmedik. Kasım sonunda yüzde 50
indirimli diye girilen erken rezervasyon dönemi hâlâ
neredeyse aynı şekilde devam ediyor. Buna yaz boyunca devam edecek tesisler gözlemlenecek.
Erken rezervasyonda fiyat açısından yüzde 40’a
varan indirim avantajı ile ilk rezervasyon yapanlar
gerçek bir avantaj yakaladı. Ki yurt dışı turlar için bu
oran oldukça yüksek. Son dakika satışlarda fiyatlar
artabiliyor. Ayrıca istenilen turda kontenjan kalmama durumu da olabiliyor. Bazen kontenjanımız olan
yerler için özel son dakika fırsatları da sunuyoruz.
Bazı destinasyonlarda son dakika cazibesi de olabiliyor. Her an bir sürpriz sunabiliyoruz. Yurt dışı turlar için erken rezervasyonu kasım ayında başlatıp
mart ayının sonuna kadar farklı etaplar ve oranlarla
devam ediyoruz. İç turizmde son dakika fırsatları da
erken rezervasyon kadar etkili.”
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
15
GÜNDEM
Serhat Günay Setur Yurt İçi Operasyon Müdürü
‘Lüks ve butik otellere ilgi arttı’
“Erken rezervasyon talebi bu yıl yüzde 50 artış gösterdi. Kampanyayı bu yıl kasım ayında başlattık. Geçen yılın aynı dönemine göre artan oranda ilgi var.
Rusya, Ukrayna ve BDT ülkelerindeki sıkıntılar sebebiyle tesislerin de iç pazara olan ilgisi ve bu pazara
yönelik yaptıkları pazarlama yatırımları arttı.
Yurt içi satışlarımızın yüzde 35’i erken rezervasyon
döneminde gerçekleşiyor. Ege Bölgesi otellerinde
ve butik otellerde yüzde 135 artış oldu. Butik otellere ve lüks otellere ilgi yüzde 70 arttı.
Erken rezervasyon yaptıranlar tatil bütçelerinden
neredeyse yarı yarıya oranda tasarruf ediyor, sezondaki fiyatlara göre yüzde 45’e varan oranlarda indirimli tatil yapabiliyor.
Erken rezervasyon döneminde yapılan rezervasyonların, tesise giriş gününden 72 saat öncesine
kadar kesintisiz iptal edilebilme imkanı da bu kampanyayı oldukça avantajlı kılıyor.”
Sarp Özkar Prontotour Satış ve Pazarlama Müdürü
‘Yurt dışı turlarda % 25 fiyat avantajı’
“2014 yılında erken rezervasyon, kapasitemizin
yüzde 27’si kadar olmuştu, bu yıl yüzde 45’e ulaştı.
Kasım sonuna veya aralık ortasına kadar süren ilk
erken rezervasyon döneminde turunu satın alan tüketiciler, yurt dışı turlarında yüzde 25’e varan indirimler alarak, bazı turlarda maliyet, bazı turlarda ise
maliyetin altına seyahat etme şansı buluyor. İkinci
erken rezervasyon dönemi 15 Aralık - 31 Ocak gibi,
maliyetin yüzde 10 gibi üzerinde yine bir avantajlı
satın alma söz konusu. Son erken rezervasyon 28
Şubat’a kadar alındığında, sezon fiyatlarından yüzde 7-10 gibi bir avantaj sağlanmış oluyor. Yurt dışı
turlarda erken rezervasyonu 28 Şubat’ta bitiriyoruz.”
Figen Erkan Jolly Tur Genel Müdürü
‘Tatilci erken rezervasyona alıştı’
“Erken rezervasyonu Kasım 2014’te başlattık. En
yüksek büyüme oranlarına ulaştığımız alan; yurt
dışı oldu. Yurt dışı turlarda geçen yıla göre talepte
yüzde 50 artış var. Cruise talepleri de yüzde 50 arttı. Yurt içi otellerde ise geçen yılın aynı dönemiyle
kıyaslandığında yüzde 45’lik büyüme söz konusu.
Erken rezervasyon kampanyaları, artık yerli tatilcilerde ciddi bir alışkanlık halini almaya başladı. Geçen
yıl toplam yurt içi otel satışlarımızın yüzde 50’sini
erken rezervasyonlu satışlar oluşturdu. Hızla yükselerek giden bu ivmede bu yıl da yüzde 60 oranında
erken rezervasyon satışı bekliyoruz. Kasımda yüzde
16
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
50’lik indirimle sezonu başlattık. Erken rezervasyon
sigortası bir başka önemli avantaj. Misafirlerimiz 10
TL’den başlayan fiyatlarla bu güvenceye sahip olabiliyor. Bu yıl erken rezervasyon kampanyamızı tüm
ürünlere uygulayarak avantajlı fiyatlar ile hizmet
kalitemizi tüm ürünlerimizde sunduk. Kampanyayı
8 Haziran’da bitireceğiz.”
Suat Özbek Etstur Yurt içi Turlar Direktörü
‘Bu yıl erkenciler daha kârlı çıktı’
“Geçen sene erken rezervasyon döneminde 300
bini yakaladık, yıl sonu ortalaması ise 740 bin olarak
gerçekleşti. Bu yıl kampanyamızın 4. döneminde
ise geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 61’lik
artış yakaladık. Bu tüm zamanların en iyi artış oranı. Dış pazarlardaki bazı dinamiklerin değişmesi,
Türkiye’ye olan taleplerinin düşmesi bu sene erken
rezervasyon döneminde geçen senenin de altında
fiyatlarla satın alma imkanı sağladı.
Erken rezervasyon kasımda yüzde 45 indirimle başladı. Sonra her ay yüzde 5’lik oranda azalarak devam
etti. 4 Mayıs’a kadar da devam ediyor. Zaman varken
herkese bu fırsatı değerlendirmeyi tavsiye ediyoruz.
Misafirler artık daha bilinçli, karşılaştırıyor, araştırıyor ve ağırlıklı olarak en avantajlı fiyatları elde ettiği
kampanyanın ilk dönemlerinde satın alma yapıyor.
Ayrıca oda garantisi sağlanmış oluyor. Son dakikaya
kalındığı zaman istediğiniz tesiste pahalı fiyattan da
olsa yer bulamama riski olabiliyor.”
Mehmet Kamçı Coral Travel Türkiye Genel Müdür
Vekili
‘Ulaşım açısından da kazançlı’
“Coral Travel Türkiye olarak 16 Nisan itibarı ile erken
rezervasyonlarımızda geçen yılın aynı dönemine
göre rezervasyon adedinde yüzde 118 oranında bir
artışımız bulunuyor.
Erken rezervasyonla tatil satın alan misafirler, tercih
ettikleri otele göre değişmekle birlikte, yüzde 20 ile
yüzde 40 arasında fiyat avantajına sahip oluyor. Ayrıca yüksek sezonda tercih ettikleri otelde ya da oda
kategorisinde (deniz manzara, villa, suite vs.) yer
bulamama ihtimali de ortadan kalkıyor. Tatillerinde ulaşım aracı olarak uçak alternatifini tercih eden
misafirler, erken rezervasyon döneminde tatil satın
aldıklarında ulaşımda da büyük fiyat avantajından
yararlanmış oluyor.
Erken rezervasyon kampanyası bu sene kasım ayında yüzde 50’ye varan indirim oranları ile başladı. Bu
oran nisanda yüzde 35’e geldi. Kampanya 1 Haziran’da bitecek.”
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NDAN
EKONOMİ ÜZERİNE
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Başbakan Davutoğlu, İstihdam,
Sanayi Yatırımı ve Üretimi
Destekleme Paketi’ni açıkladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Hukuk düzenimize
dönük yapılan saldırı aslında Türkiye’de istikrara,
istikrarla birlikte Türkiye’nin 12 yıl içinde başarmış
olduğu büyük ekonomik hamlesine dönük de bir saldırıdır” dedi.
EKONOMİNİN TEMELİNDE HUKUK VAR
Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, Türkiye’nin aynı
direnç ve kararlılıkla yolunda yürüyeceğini söyledi.
Dün açıklamayı planladıkları paketi, yaşanan gelişmeler dolayısıyla bugüne aldıklarını anımsatan Davutoğlu, ülkelerin kalkınmalarında hukuk düzeninin
temel teşkil ettiğini vurguladı.
Hukuk düzeninin, nihayetinde temel insan hak ve
özgürlüklerinin, ekonomik yatırımları da ilgilendiren
ekonomik özgürlüklerin ve bu özgürlüklerin hayata
geçirilmesini sağlayan kamu düzeninin, dolayısıyla
güvenlik ortamının temin edilmesine bağlı olduğunu
dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla demokrasi, hukuk düzeni ve ekonomik
kalkınma birbirlerinin mütemmim cüzleridir. Birinin
olmadığı yerde diğerinin bulunması mümkün değil.
Hukuk düzenimize dönük yapılan saldırı aslında
Türkiye’de istikrara, istikrarla birlikte Türkiye’nin 12
yıl içinde başarmış olduğu büyük ekonomik hamlesine dönük de bir saldırıdır. Dün de çok açık görüldüğü
gibi milletimiz bu saldırılar karşısında birliğini, beraberliğini muhafaza etmiş, teröre karşı toplumsal direncimizin ne kadar güçlü olduğu bir kez daha ortaya
konulmuştur.
Dünya bir taraftan uluslararası terörle güvenlik sorunları yaşarken diğer taraftan bir ekonomik kriz
sürecinden geçmekte. Bunu hepimiz görüyoruz.
Türkiye’de de terör saldırıları ihtimali ile ekonomik
hayat arasında, kamu düzeni ile ekonomik kalkınma
arasındaki irtibatı sağlayan, koruyacak olan temel
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
17
GÜNDEM
saik demokrasinin güçlendirilmesi, hukuk düzeninin
tahkim edilmesi ve güven ve istikrarın temin edilmesidir. 7 Haziran seçimlerine giden süreçte en önemli
husus bu konuda Türkiye’de 12 yılda sağlanan güven
istikrar ortamının korunması, muhafaza edilmesidir.
Bu çerçevede hükümetimiz bir taraftan Türkiye’de
özgürlük ve güvenlik alanlarının korunmasını temin
ederek, diğer taraftan da bunların hem sonucu hem
de altyapısını oluşturan ekonomik kalkınmayı ve bu
kalkınma yolunda atılacak adımları tam bir bütünlük
içinde ortaya koymaktadır.”
Özellikle Avrupa’daki ekonomik krizin gösterdiği çok
açık bir gerçek olduğuna işaret eden Davutoğlu, istihdamı önceleyen, üretime dönük, sanayi yatırımlarının ve reel sektörün güçlü olduğu ekonomilerin konjonktürel krizlere daha dirençli olduklarını belirtti.
Hizmet ağırlıklı ya da üretim boyutu zayıf ekonomik
yapıların ise komşu bazı ülkelerde görüldüğü gibi
bunlara dayanmasının çok güç olduğuna değinen
Davutoğlu, şöyle konuştu:
TÜRK EKONOMİSİ BİRÇOK
ÜLKENİN ÜSSÜDÜR
“Türkiye’nin en önemli özelliklerinden birisi Türk ekonomisinin
son 12 yılda yaptığımız reformlarla çok güçlü bir üretim üssü
haline gelmiş olmasıdır. Şu anda
Türk ekonomisi, Orta Avrupa’da
Almanya, Fransa, İtalya hattından Hindistan, Çin hattına kadar
olan bölgeyi bir ekonomik havza
olarak değerlendirirseniz Asya’nın, Afrika ve Avrupa’nın bu
hat dışındaki en büyük üretim
üssüdür. Bu üretim üssü niteliğini de korumaya kararlıyız. Bu çerçevede önemli adımlar attık. 62. Hükümet olarak da temel hedefimiz, Türkiye’nin üretim
alanında yapısal bir değişim yaşayarak, yüksek teknoloji yoğunluklu üretime geçiş altyapısını kurmak,
insan dokumuzu da bu çerçevede niteliksel bir değişime yöneltmek şeklinde olmuştu.”
Başbakan Davutoğlu, açıklayacakları 11 ayaklı tedbir
paketi ile üretimi, istihdamı teşvik edeceklerini, sanayi yatırımlarının ve reel sektörün üretim imkanlarını
geliştirecek bazı önemli adımlar atacaklarını bildirdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, toplum yararına çalışma kapsamında 120 bin yeni istihdam sağlanacağını
bildirdi.
Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, atılan adımların hem
gelir dağılımını düzeltecek hem de piyasadaki talebi
artırarak üretimi teşvik edecek nitelik taşıdığını belirtti.
Bin 100 liranın altında emekli aylığı alanlara 100 lira
seyyanen zam yapılacağını anlatan Davutoğlu, “Uygulamada ise bin liranın altında olan her bir emekli
18
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
aylığına 100 lira zam yapıyoruz, bin liranın üstüne
geçen aylıklarda da bin 100 liraya tamamlıyoruz. Bu,
yaklaşık 4 milyar liralık katkının 5 milyon emekli
vatandaşımıza aktarılması anlamına geliyor. Emeklilerimizin hayat standardının düzeltilmesi yönünde
son derece önemli bir adım” diye konuştu.
Emekli olup ticaret faaliyetinde bulunan 630 bin
emekli için de sosyal güvenlik destek primi olarak
yüzde 15’lik kesintinin yüzde 10’a çekildiğini ifade
eden Davutoğlu, aylıklara ortalama 50 liralık artış getirildiğini belirtti.
Davutoğlu, 570 binin üzerinde vatandaşın faydalandığı 145 lira olan 65 yaş aylığını, yüzde 37’lik artışla
200 liraya çıkardıklarını, söz konusu kişilere yaklaşık
342 milyon liralık kaynak aktarımının söz konusu
olacağını kaydetti.
BÜYÜME RAKAMLARI MÜTEVAZİ GÖZÜKSE
DE KRİZ VAR
Büyüme rakamlarının açıklandığını anımsatan Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 2,9 büyüdüğünü, bu rakamın hedeflere
göre mütevazı göründüğünü ancak dünya ekonomisinin büyük
bir krizden geçtiğinin unutulmaması gerektiğini bildirdi. Türkiye’nin göreceli olarak Avrupa’da
en hızlı büyüyen ülkeler arasında
olma niteliğini koruduğunu dile
getiren Davutoğlu, “Avrupa Birliğinin ortalama büyüme hızı yüzde 1,3, Avro Bölgesinin yüzde 0,8,
Latin Amerika’nın yüzde 1,3. Yani
Avro Bölgesi yüzde 0,8 büyürken
Türkiye ekonomi yüzde 2,9, takriben Avro Bölgesinden dört misli daha fazla büyüme
hızı sağlıyor. Alacağımız tedbirlerle ümit ederiz ki bu
sene hem büyüme hem üretim artışı birlikte gelecek.
Birer birer bu konulara yoğunlaşırsak aslında birincisi
istihdam artırıcı adımlar mahiyetinde ilk olarak İŞKUR’dan işgücü desteği, yeni işçilerimizin iş hayatına
başlamaları esnasında devletin işverenlere çok ciddi
katkıları olacak” diye konuştu.
- İşbaşı Eğitim Programında çalışacak kursiyerlere
asgari ücret ödenecekÖzel sektör işyerlerinde 6 ay süreyle İşbaşı Eğitim
Programında çalışacak kursiyerlere İŞKUR tarafından
net asgari ücret ödeneceğini vurgulayan Davutoğlu,
yani bir işverenin yeni bir işçi alımı için planlama
yaptığında 6 aylık iş başı eğitim programı esnasında ücretlerin asgari ücret olarak İŞKUR tarafından
ödeneceğini, bunun işverenlerin istihdama tevşik
edilmesi yanında ciddi bir mesleki eğitim desteği olduğunu kaydetti. Bunun işçilerin niteliğini değiştirecek dev bir adım olduğuna dikkati çeken Davutoğlu,
şöyle konuştu:
“6 ay boyunca işverene hiçbir maliyet bu anlamda
yüklenmeyecek şekilde asgari ücret İŞKUR tara-
fından ödenecek. İşverenin kursiyerler için yaptığı
harcamalar, vergi matrahından düşürülebilecek.
Yani işveren, kursiyerler için harcama yapıyor bu da
vergi matrahından düşürülecek. İşbaşı Eğitim Programı sonrası kursiyerler aynı işkolunda işe alınırsa
yani otomotiv sektörü, ayakkabıcılık sektöründe 6
ay eğitim alındı bu sürede ücret, asgari ücret olarak
İŞKUR tarafından ödenecek, 6 ay sonra o işyerinde
işe alınırsa imalat sektöründe 42 ay takriben 3,5 yıl,
diğer sektörlerde ise 30 ay boyunca 2,5 yıl SGK işveren primi İŞKUR tarafından ödenecek. Yani toplamda
4 yıllık destek sağlanmış oluyor imalat sektöründe. 6
ayı eğitim olarak doğrudan İŞKUR tarafından asgari
ücret şeklinde dönem dönem, 3,5 yılda SGK işveren
priminin İŞKUR tarafından ödendiği dönem... Böyle
bir geçiş sağlıyoruz. Önce bütünüyle İŞKUR ödüyor 6
ay, sonra 3,5 yıl SGK işveren primi ödeniyor. 4 yıllık
bir destek sağlanıyor. Diğer sektörler de ise bu 6 ay
artı 2,5 yıl şeklinde. 2015 Temmuz ayına kadar işbaşı
eğitimine başlanmış olması halinde ilave 6 ay daha
desteklerden faydalanılacak. Yani önümüzde aylarda
yılın ilk yarısında istihdama daha
da teşvik etmek için temmuza
kadar bu işbaşı eğitimi başlanırsa,
işbaşı eğitim için verilecek destek
6 ay değil 1 yıl olacak.”
- Toplum yararına çalışanların sayısı artırılacakDavutoğlu, bugün imzalanacak
kararnamede de toplum yararına
çalışma kapsamında 120 bin yeni
istihdam alanı oluşturulacağını
söyledi.
Yatırım teşvikleri bağlamında
yatırımcıya daha çok vergi indirimi sağlayacaklarını bildiren Davutoğlu, 2015 ve
2016 yıllarında yatırım dönemi için vergi indiriminin artırılacağını kaydetti. Yatırım döneminin ilk
aşamada teşvik edilmesinin, daha işletme üretime
geçmeden yapılacak destek anlamına geldiğini belirten Davutoğlu, yatırımcıların 2015 ve 2016 yıllarında
gerçekleştirecekleri yatırım harcamaları için yatırım
döneminde mevcut diğer tüm faaliyetlerinden elde
edecekleri tüm kazançlarına daha yüksek miktarda
vergi indirimi uygulanacağını söyledi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
“2015-2016 harcamaları için yatırıma katkı tutarının
yatırım döneminde uygulanacak oranları birinci bölgede daha önce hiç yoktu, mevcut durumda yatırım
döneminde vergi indirimi birinci bölgede yoktu şimdi yüzde 50 artırıyoruz. İkinci bölgede yüzde 10’dan
yüzde 55’e, üçüncü bölgede yüzde 20’den yüzde
60’a, dördüncü bölgede yüzde 30’dan yüzde 65’e, beşinci bölgede yüzde 50’den yüzde 70’e, altıncı bölgede yüzde 80 olarak muhafaza ediyoruz. 5 milyon lira
yatırım yapıldığında 4. bölgede, yatırıma katkı oranı
yüzde 30’du. Bunun 450 bini yatırım döneminde, 1
milyon 50 bin lirası da işletme dönemindeydi. Yani
yatırım dönemindeki oran yüzde 30 iken 5 milyon
liralık yatırım için tablo bu... Ama şimdi bunu yüzde
65’e çekiyoruz. Yatırım döneminde 975 bin lira, işletme döneminde 525 bin lira. Yani yatırım döneminde
daha üretime geçmeden işletme aşamasına geçmeden yapılacak desteği dördüncü bölge için yüzde
30’dan yüzde 65’e çekmiş oluyoruz. Bu yatırımlar
teşvik anlamında önemli bir adım.”
Yüksek teknoloji yatırımlarına tam destek vereceklerini bildiren Davutoğlu, ileri teknoloji sınıfında yer
alan yatırımların, öncelikli yatırımlar kapsamına alınacağını ve 5. bölge desteklerinden yararlandırılacağını söyledi.
Detaylı olarak son 7 ay içinde en fazla üzerinde durulan hususlardan birinin bu olduğunu ifade eden
Davutoğlu, üretimde yüksek teknoloji payının artırılması için teşvikleri genişleteceklerini ve yüksek
teknoloji barındıran projelerin beşinci bölge desteğinden istifade edeceğini kaydetti.
Davutoğlu, orta yüksek teknoloji içeren proje ve yatırımlar bağlamında da alınacak ek tedbirin görüşülmesine devam edileceğini belirtti.
Yeni yatırımcıya daha fazla destek vergi indirimi sağlayacaklarını anlatan Davutoğlu, şunları
kaydetti:
“2014 yılı sonunda uygulaması
sona eren vergi indirimi ve sigorta primi işveren hissesi desteğindeki yüksek oran ve süreler, 31
Aralık 2015 tarihine kadar başlanılacak yatırımlar için uygulanmaya devam edilecek. Şu anda
birinci bölge için bölgesel teşvik
uygulamalarında yüzde 10 olan oran yüzde 15’e,
ikinci bölge için yüzde 15’den yüzde 20’ye, üçüncü
bölge için yüzde 20’den yüzde 25’e, dördüncü bölge
için yüzde 25’ten yüzde 30’a, beşinci bölgede yüzde 30’dan yüzde 40’a, altıncı bölgede yüzde 35’ten
yüzde 50’ye çıkarıyoruz. Büyük ölçekli yatırımlarda
ise bu teşvikler birinci bölgede yüzde 20’den yüzde
25’e, ikinci bölgede yüzde 25’ten yüzde 30’a, üçüncü
bölgede yüzde 30’dan yüzde 35’e, dördüncü bölgede yüzde 35’ten yüzde 40’a, beşinci bölgede yüzde
40’dan yüzde 50’ye, altıncı bölgede yüzde 45’ten
yüzde 60’a getirilecek.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Finansal yapı, mali politikalar ve kalkınma birbirini destekleyen sac ayağı
niteliğindedir. Bu konuda attığımız adımların bütçe
disiplinine herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak”
dedi.
Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü’ndeki, İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi’ne ilişkin basın toplantısında, sigorta primi işveren
hissesi desteğinin hem süre hem de oran itibariyle
artırıldığını söyledi.
Mevcut desteğin bu sene sonuna kadar yapılacak
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
19
GÜNDEM
yatırımlar için birinci bölgede sıfırdan 2 yıla, 2. bölgede sıfırdan 3 yıla çıkarıldığını bildiren Davutoğlu,
“3. bölgede 3 yıldan 5 yıla, 4. bölgede 5 yıldan 6 yıla,
5. bölgede 6 yıldan 7 yıla, 6. bölgede 7 yıldan 10 yıla
çıkarılacak. Bunlar da yatırımcıya yatırım esnasında
verilen destekler” diye konuştu.
Davutoğlu, finansmana erişim, yatırım finansmanı
alanının genişletilmesi ve atılacak adımlar hakkında
önemli kararlar aldıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Öz sermaye ile finansmana tam destek sağlanacak.
TBMM’de mart ayında kabul edilen Kanun ile öz sermaye ile finansmana vergi kolaylıkları getirilmiştir.
Bu paketin en önemli unsurlarından biri. Böylece,
nakdi sermaye artırımı yapan şirketler için, artırılan
sermayenin belli bir kısmı her yıl kurum kazancından
indirilebilecek.
Bu uygulama ile şirketlerin borç yerine öz kaynak
kullanımı özendiriliyor. Yani şirketler kredi almak suretiyle bankacılık sisteminden borçlanarak yaptıkları
yatırımlardan çok daha avantajlı bir şekilde öz sermayelerinin artırılması suretiyle yaptıkları yatırımlarda
sermaye artırımlarında teşvik edilecek. Ekonomideki atıl kaynaklar sisteme kazandırılmış olacak. Ayni
varlıkların nakde dönüştürülerek şirketin sermaye
yapısı güçlendirilmiş olacak. Yeni şirket kurma ve
halka arz özendiriliyor. Yurtdışında bulunan sermayenin yurtiçine çekilmesi bakımından da çok özel bir
imkan sağlanmış olacak. Bu şirketlerimizin sermaye
yapılarını güçlendirecek, şirketlerimizin borçluluk
oranlarını ve şirket borçları üzerinden doğabilecek
riskleri minimize edecek. Sermaye yapıları üzerinden de krizlere dirençli, sermaye yapısı güçlü şirketlerimizin doğuşuna vesile olacak.”
- “Tasarım merkezleri de Ar-Ge merkezleri gibi
desteklenecek”Başbakan Davutoğlu, yatırım mallarının ve ara malların vadeli ithalatında Kaynak Kullanımı Destekleme
Fonu (KKDF) oranının yüzde 6’dan yüzde sıfıra indirileceğini açıkladı.
Böylece sanayicinin girdi maliyetinin azaltıldığına
işaret eden Davutoğlu, “Bu, özellikle yatırım malları
ve ara mallarının maliyeti azaltılacak bir adım. Ar-Ge
ve tasarıma daha fazla destek sağlanacak. Bu faaliyetler aslında tam da niteliksel dönüşümü ortaya koyan
çalışmalardır. Tasarım aşaması, katkı değer itibariyle
en fazla değerin, zihinsel katkının da yapıldığı bir aşama. Bu çerçevede nihai ürün kadar, o ürüne giden bütün süreçlerdeki etkin katkıyı artıracak bir dönem. Bu
çerçevede tasarım merkezleri, Ar-Ge merkezleri gibi
desteklenecek. Ar-Ge ve tasarım personelinin daha
esnek çalışmasına olanak sağlanacak. KOBİ’lerin siparişe dayalı Ar-Ge ve tasarım faaliyetleri desteklenecek” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Hazine destekli kefaletin kapsamının
genişletildiğini de açıklayarak, “TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Kanun ile Hazine kaynaklarından
20
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek 1 milyar lira
tutarındaki kaynak, 2 milyar liraya çıkarıldı. Böylelikle Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar lira tutarına kadar Hazine kefaleti verilebilmesinin önü açıldı.
Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine destekli kefalet
sisteminden yararlanabileceklerin kapsamı genişletilmiş ve kapsama imalatçı KOBİ’ler ile kadın girişimciler de ilave edildi” diye konuştu.
- “İmalatçı KOBİ ve kadın girişimcilere ilave destek”Ahmet Davutoğlu, imalatçı KOBİ’lere ve kadın girişimcilere ilave destekler vereceklerini duyurarak,
özellikle KOBİ’lerin güçlendirilmesi ve kadın girişimcilerin iş hayatındaki paylarının artırılması için
özel tedbirler alınacağını kaydetti. Davutoğlu, şunları
kaydetti:
“İmalatçı KOBİ’ler bağlamında mevcut durumda her
bir KOBİ için 1,5 milyon lira ve her bir risk gurubu için
2 milyon lira olan kefalet limiti, imalat sektöründe
faaliyet gösteren KOBİ’lerin yatırım kredileri için 2,5
milyon liraya, her bir risk grubundaki imalatçı KOBİ’ler için ise 3 milyon liraya çıkarıldı.
Ayrıca, diğer KOBİ’ler için 8 yıl olan maksimum vade,
imalatçı KOBİ’ler için 10 yıla çıkarılmış, diğer KOBİ’ler
için yüzde 75 olan kefalet oranı imalatçı KOBİ’ler için
yüzde 80’e çıkarıldı.
Kadın girişimcilerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ve böylelikle kadın istihdamının artırılması amacıyla yeni bir düzenleme başlatıldı. Düzenleme ile kadın girişimcilerin 100 bin liraya kadar ve
5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti
Fonu aracılığıyla yüzde 85 oranında kefalet imkanı
sağlanacak.”
- “Kalkınma Bankası yeniden yapılandırılacak”Başbakan Davutoğlu, Ar-Ge’ye dayalı sanayi yatırımları için özel bir proje ve finansman modeli geliştireceklerini bildirdi. TÜBİTAK tarafından, başta enerji,
ulaştırma ve sağlık sektörleri olmak üzere imalat
sanayisinde hazırlanan projelerin Türkiye Kalkınma
Bankası aracılığı ile destekleneceğini belirten Davutoğlu, bu kapsamda fizibilite çalışmalarının da TÜBİTAK tarafından sonuçlandırılacağını dile getirdi.
Davutoğlu, bu noktada projelerin özel sektör tarafından hayata geçirileceğine dikkati çekerek, “TÜBİTAK
gerektiği takdirde bu şirketlere belirli bir süre ortak
olabilecek. Projenin finansmanında özel sektör öz
kaynak kullanımı yüzde 20 olacak. Türkiye Kalkınma
Bankası da yüzde 50’ye kadar uygun koşullu finansman desteği sağlayacak. Bütün bu çalışmalar esnasında aldığımız önemli bir karar da Türkiye Kalkınma
Bankasının çok ciddi bir yeniden yapılanma süreci
içine girmesidir. Türkiye Kalkınma Bankası bütün bu
kalkınma, istihdam projelerini düzenlemek ve onlara
yeterli desteği verebilmek için çok ciddi bir şekilde
yeniden yapılandırılacak ve dünyadaki örnekleriyle
rekabet edebilecek düzeye getirilecek” ifadelerini
kullandı.
ENERJİ BAKANI YILDIZ:
ELEKTRİK ÜRETİMİ ARTIYOR
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
elektrik üretim kapasitesinin 4 bin megavat artırılacağını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, elektrik üretim kapasitesinin 4 bin
megavat artırılacağını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’nin 2015 yılında elektrik üretim
kapasitesini 4 bin megavat artıracağını ve
bunun yüzde 95’inin yerli ve yenilenebilir
kaynaklardan sağlanacağını söyledi.
Yıldız, bu yıl devreye alınacak elektrik üretim tesislerine ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
YENİ YATIRIMLAR ELEKTRİK ÜZERİNDEN FAYDALI
Türkiye’nin elektrik üretimini hızla artırdığına dikkati çeken Yıldız, “Son 3 ayda,
içinde bulunduğumuz yılda yapılan yatırımların 1000 megavatı devreye alındı.
Bunun yüzde 90’ı yerli kaynaklar, yenilenebilir kaynaklar. Bunu da son derece sevindirici buluyoruz” dedi.
Yıldız, 2015 yılı içerisinde elektrik üretiminde önemli artış gerçekleşeceğini
belirterek, “Bu yıl içerisinde biz 4 bin megavatlar civarında bir güç devreye almış
olacağız. Bunların her birisi bir ülke eklen-
mesi kadar bir şey. Bu şekilde Slovakya,
Bulgaristan, Türkmenistan gibi 15’e yakın
ülke sayarız. Türkiye’ye, enerji açısından
baktığımızda, o ülkeler kadar yıl ekleniyor” ifadelerini kullandı.
SANTRALLERİN ELEKTRİĞE NASIL
KATKISI OLACAK?
Bu yıl devreye alınacak santrallerin çoğunun yerli kaynaklardan elektrik üreteceğini vurgulayan Yıldız, “Devreye alınacak 4
bin megavatın da yüzde 95’i yine yerli ve
yenilenebilir enerji kaynaklarından olacak. Bu önemli bir gelişme, kazanım” diye
konuştu.
Yıldız, Türkiye’nin 2015 yılında tamamlayacağı elektrik üretim yatırımlarının, 1500
megavatını hidroelektrik santrallerinin,
800 megavatını rüzgar enerji santrallerinin, 240 megavatını jeotermal kaynakların, 50 megavatını da biyoenerji santrallerinin oluşturacağını bildirdi. Bakan Yıldız,
yerli kömür ve asfaltit kaynaklardan 1280
megavatlık, doğalgazdan da 200 megavatlık üretim kapasitesi artışı olacağını ifade
etti.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
21
GÜNDEM
İMALAT SANAYİ ATAĞA KALKTI
Ekonomik büyümeyle ilgili Nisan’da iki olumlu sinyal geldi. Reel kesim güven endeksi
Nisan’da 4.4 puan artışla 107.9’la ulaştı ve 9 ayın zirvesini gördü. Kapasite kullanım oranı da yılın zirvesine çıktı. Merkez Bankası, imalat sanayinde kapasite
kullanım oranının Nisan’da, bir önceki aya göre 1.7 puan artarak yüzde
74.1 seviyesinde gerçekleştiğini açıkladı. Kapasite kullanımı böylece yılın zirvesine çıktı. Kapasite kullanım oranı Mart’ta yüzde
72.4 olmuştu. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden
arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0.8
puan artarak yüzde 74.6 seviyesinde gerçekleşti. Merkez
Bankası’ndan yapılan açıklamada, “Nisan ayında mal
gruplarına göre kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde, tüm mal gruplarında bir önceki
aya göre artış görülmüştür” denildi.
22
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Türkiye’de taklit ve korsan
ekonomisindeki müthiş gerçek...
MARKA HAKLARININ KORUNMASI
Türkiye’de korsan ve taklit ekonomisinin
büyüklüğünün 10.8 milyar dolara ulaştığı
ifade edilirken yaşanan istihdam kaybının
ise 135 bin kişi olduğu belirtildi. 26 Nisan
Dünya Fikri Mülkiyet Günü nedeniyle bir
açıklama yapan özel sektör inisiyatifi Marka
Koruma Grubu (MKG) Sözcüsü Dr. Ali Ercan
Özgür, Türkiye’de fikri ve sınai mülkiyet ile
ticari marka haklarının korunması konusunda son yıllarda önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini, bu süreci daha da güçlendirmek
gerektiğini söyledi. Özgür, Türkiye’nin Küresel Rekabet Endeksi’nde 144 ülke arasında
45’inci sırada yer aldığını belirterek, “Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmak için küresel rekabetimizin güçlenmesi
gerekiyor. Marka haklarının en etkin biçimde korunması, Türkiye’nin küresel rekabet
gücünü artırmanın yanı sıra ekonominin
büyüklük ve derinlik kazanmasına da katkı
sağlayacaktır. Fikri ve sınai mülkiyet ile ticari marka haklarını etkin şekilde koruyan bir
ülkenin, uluslararası yatırımlar açısından cazibesi artıyor” dedi.
Türkiye’de taklit ve korsan ekonomisinin büyüklüğünün 10.8 milyar doları bulduğu ifade edilirken Fikri Mülkiyet Hakları Endeksi’nde sağlanacak bir puanlık artışın, 1.9 milyar dolarlık
yabancı yatırımı çekeceği belirtildi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
23
GÜNDEM
Total Türkiye’den Gidiyor...
Akaryakıt sektöründeki düzenlemeler kârı düşürünce, Fransa petrol ve gaz şirketi Total Türkiye’deki dağıtım faaliyetlerini satmak üzere
Societe Generale’i yetkilendirdi.
Avrupa’da akaryakıtın en pahalı olduğu ülkelerden
birisi olan Türkiye’de yüzde 60’ı aşan vergi oranları
ve sektördeki sert düzenlemeler dağıtım şirketlerinin kârlarını baskılıyor.
DİĞER FİRMALAR DA GİDEBİLİR
Konu hakkında bilgi sahibi bir bankacılık kaynağı,
“Total, Türkiye’de akaryakıt dağıtım sektöründen
çıkmak için Societe Generale’e yetki verdi. Sektörde kârlılık ciddi baskı altında, alıcı bulmaları
halinde diğer yabancı şirketler de aynı yolu izleyebilir” dedi. Total ve Societe Generale yetkililerine ulaşılamadı.
KÂRLARI DÜŞTÜ
EPDK’nın akaryakıt dağıtım şirketleri ve bayilerinin kâr marjlarını sınırlamak üzere dönem dönem tavan fiyat uygulamasına gitmesi; bayilik
sözleşmelerinin 2010 yılından itibaren beş yıl ile
sınırlanması, 2011 yılından itibaren akaryakıt istasyonlarında finansal ve hizmet promosyonları
dışındaki tüm promosyonların yasaklanması gelirler ve kârlar üzerinde baskı oluşturdu.
EPDK’NIN KARARLARI ETKİLİ OLDU
Özellikle 18 Eylül 2010 tarihinden itibaren bayilik
sözleşmelerinin beş yıl ile sınırlanması ve bu sürenin bu yıl içinde dolacak olması, akaryakıt şirketlerinin mevcut bayilerini koruyabilmeleri ya
da yeni bayi edinebilmeleri için yüksek tutarlarda
24
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
bütçeler ayırmalarını gerektiriyor.
“MALİYETE KATLANMAK İSTEMİYORLAR”
Aynı kaynak, “Bayilik sözleşmeleri önceden 20
yılken bunun beş yıla düşmesi ve yenilemenin
bu yıl yapılacak olması bütün akaryakıt şirketlerin önünde ciddi bir maliyet. Kârların bu kadar
baskılandığı bir dönemde bazı şirketler bu maliyete katlanmak istemiyorlar” diye konuştu.
80 MİLYAR LİRALIK PASTA
EPDK verilerine göre, 80 milyar lira büyüklüğündeki akaryakıt dağıtım sektöründe 70 şirket faaliyet gösteriyor ancak ilk 10 sıradaki şirketin pazar
payı yüzde 80’i aşıyor.
Avusturya merkezli OMV’nin sahibi olduğu Petrol Ofisi PTOFS.IS bu yılın ilk iki ayında 761,000
ton satış ve yüzde 25 pazar payı ile akaryakıt sektöründe lider konumda bulunuyor. OPET, yüzde
17’lik pazar payı ile ikinci sırada yer alırken, Total
ise yüzde 5 pazar payı ile Shell-Turcas ve BP gibi
oyuncuların ardından altıncı sırada yer alıyor.
23 YILDIR TÜRKİYE’DEYDİ
Total Türkiye’de yaklaşık 440 istasyon ve 10.000
çalışanı ile 1992 yılından bu yana faaliyet gösteriyor.
“Pazar payı küçük, istasyon ağı geniş olmadığında marjlardaki daralma iş yapmayı olanaksız hale
getiriyor” diyen bir sektör kaynağı, “Büyük oyuncular bir şekilde devam etmenin yolunu buluyor
ancak Total’in pazar payı görece olarak küçük”
diye konuştu.
EPDK Başkanı
Mustafa Yılmaz
zamlar hakkında
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz,
tavan fiyat uygulamasının kalkmasından hemen sonra akaryakıt
şirketlerinin benzin ve motorine
yaptığı zamları değerlendirdi.
Yılmaz, akaryakıt şirketlerinin
tavan fiyat uygulamasının kalkmasından hemen sonra yaptığı
zamlarla ilgili şöyle konuştu:
ZAMLAR SAĞLIKSIZ OLMASA DA ZALİM OLUNMASIN
‘’Akaryakıta tavan fiyatını şubat ayında getirmiştik, durup dururken fiyatlara müdahale etmiyoruz. Tavan fiyatta hedefe ulaştığımız yönünde
kanaat sahibiyim. Fiyatları yine takip edeceğiz.
Fiyatlarla ilgili inceleme sürecini başlatacağız.
4 ile 6 kuruş 3 ile 5 kuruş arasında zam görüyorum. Bugünkü zamlar sağlıksız fiyatlama değil.
Mevzuata uymazlarsa titizlikle inceleriz. Zalim
olunmasını da istemiyoruz tüketiciye haksızlık
yapılmasın.’’
ELEKTRİK KESİNTİLERİ
Yılmaz, “TEİAŞ’tan bugün tatmin edici cevap
bekliyoruz. İletim sistemi çöktüğünde, bir bina
çökmesin diye en ucuza verilmeyen işi, enerji
sektöründe de dikkate alınması gerekir. Bunun
için kuralların belki ihdas edilmesi gerekir diye
düşünüyorum. Bunların hepsini araştırıyoruz
nereden kaynaklandığını” şeklinde konuştu.
DOĞALGAZ KULLANIMI
EPDK Başkanı, doğalgaz kullanımıyla ilgili olarak da konuştu:
“Bugün itibariyle 70 vilayetimizde doğalgaz
konforunu bütün vatandaşlarımız yararlanıyor.
70 ile 12 senede gelmek ciddi bir rakam. 6 ilimiz
de inşaat aşamasında. Yani 76 ilimize 2015’in sonuna kadar gelmiş olacak. Kaldı 5 ilimiz. Bunlar
da bizden kaynaklanmadı, özel sektör oraya yatırım yapmak istemediler. Üç kez yaptık kimse
fiyat vermedi. Buralara BOTAŞ iletim hattı verecek ve doğalgaz yatırımı veya dağıtımı imkanı
sağlanacak.”
ENERJİ
PİYASASINDAN
RÜZGAR ATAĞI
Spot: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 7 yıl aradan
sonra cuma günü yeni rüzgâr yatırımları için önlisans başvurularını
almaya başladı. 3 bin megavatlık yatırım için ilk gün iki katı başvuru
geldi.
3 bin megavatlık rüzgâr yatırımı için ilk gün iki katı talep gelirken
kaynaklar, talebin 60 bin megavata kadar çıkabileceğini belirtiyor.
Rüzgârda her bir megavatlık yatırımın maliyetinin 1 milyon Euro
olduğu belirtilirken, süreç sonunda 9 milyar TL yatırım hedefleniyor.
EPDK, RÜZGAR İÇİN START VERDİ
EPDK kaynakları, 180 başvuru aldıklarını belirterek, “Her bir
başvuruda ortalama kurulu güç 30-40 megavat olsa, 5-6 bin
megavat arasında bir başvuru söz konusu” dedi. Gelecek hafta
perşembe günü mesai bitimine kadar başvuruları almaya devam edeceklerini belirten EPDK kaynakları, “İlk gün dikkate
alındığında 40-60 bin megavat arası bir başvurunun söz konusu
olabileceği görülüyor. 1400 adet dolayında başvuru bekleniyor” diye konuştu. Bir bölge için bir şirketin yapacağı başvuruda
yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından hemen yatırıma
geçilebileceğini kaydeden kaynaklar, aynı bölgeye birden fazla
başvuru varsa yarışma açılacağını ve devlete, en yüksek katkı
payını vermeyi taahhüt eden şirketin yarışmayı kazanacağını
ifade ediyor.
9 MİLYAR TL YATIRIM HEDEFLENİYOR
EPDK’ya 2007 yılında rüzgâr yatırımları için 78 bin megavatlık
lisans başvurusu yapıldığını hatırlatan kaynaklar, “O dönemde gerçek yatırımcı ile çantacıları ayırmak zaman almıştı. Bu
kez, başvuru ve kurulu güç talebine göre şirketlere teminat şartı
getirildi. Bu yolla, gerçek yatırımcı sürece dahil olacak” diye
konuştu. Rüzgârda, her bir megavatlık yatırımın maliyetinin 1
milyon Euro olduğunu kaydeden kaynaklar, bu süreç sonunda,
3 bin megavat için ortalama 8-9 milyar TL’lik yatırımın söz konusu olacağını kaydetti. Kaynaklar, bu kapsamdaki rüzgâr yatırımlarının gelecek yıldan itibaren başlayabileceğini söyledi.
YATIRIM SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?
EPDK, uygun başvuruları,teknik değerlendirme için Yenilenebilir
Enerji Genel Müdürlüğü’ne (YEGM) gönderecek. YEGM tarafından mevzuata uygun bulunan başvurular, bağlantı görüşünün
oluşturulması için Türkiye Elektrik İletim AŞ’ye (TEİAŞ)ve ilgili yatırımın yapılacağı yerdeki dağıtım şirketine gönderilecek.
TEİAŞ, belirlenen ve EPDK tarafından ilan edilen bağlantı bölgelerine tahsis edilenden fazla kapasitede bağlantı talebi olması
halinde, ilan edilen bağlantı bölgesine bağlanabilecek önlisans
başvurularını tespit etmek amacıyla yarışma (ihale) yapacak.
TEİAŞ’ın yaptığı yarışmayı kazanan ve yükümlülüklerini yerine
getiren tüzel kişilerin lisans işlemleri tamamlanacak ve bu şirketler belli süre içinde yatırıma başlayacak
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
25
GÜNDEM
İŞKUR’DAN İSTİHDAM ATAĞI
YÜZ BİNLERCE KİŞİYE İSTİHDAM SUNUYOR
İŞKUR Genel Müdür Yardımcısı
Mehmet Ali Özkan, bu yıl 850 bin kişiyi
işe yerleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
İŞVERENLER NEDEN İŞKUR’A MÜRACAAT
ETMELİ?
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Özkan, bu yıl 850 bin kişiyi
işe yerleştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “İşverenler, İşbaşı Eğitimi Programı’ndan eleman
aldıkları zaman birtakım teşviklerden yararlanacak” dedi.
Özkan, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki işe yerleştirme rakamlarının artmasında büyük rol oynadıklarını kaydederek, 2013’te 690 bin olan işe
yerleştirme rakamının geçen yıl 701 bine ulaştığını söyledi.
İŞKUR’un yaptığı çalışmalar neticesinde 2015’in
ilk 2 ayında 173 bin kişinin işe yerleştirildiği bilgisini veren Özkan, “Arzu ettiğimiz şey, doğru kişileri doğru işlere yönlendirerek, iş gücü piyasasına
katkı sunmak istiyoruz. 2015 yılı işe yerleştirme
hedefimiz 850 bin. İnşallah yıl sonunda bu rakama ulaşırız” diye konuştu.
Özkan, işsizlik rakamlarının her ay TÜİK tarafından açıklandığını anımsatarak, “TÜİK, Eurostat
göstergeleri dikkate alınarak, diğer ülkeler bu ölçümleri nasıl yapıyorsa o şekilde işsizlik rakamlarını yayımlıyor. TÜİK rakamlarına göre, 2014 yılı
işsizlik rakamı 9,9. Aylar bazında baktığımızda ise
son ay işsizlik verisi 10,9 olarak açıklandı. Yaptığımız çalışmalarla bu rakamları düşürerek, daha
çok vatandaşımızı iş sahibi yapmak istiyoruz” ifadesini kullandı.
- “Vatandaşlarımız, bu süreçte deneyim sahibi
oluyor”
“İşverenlerin aradığı nitelikte eleman yetiştirme
konusu çok önemli” diyen Özkan, meslek ve tecrübe kazandırmak için program üzerinde çalıştık-
26
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
larını dile getirdi.
Özkan, iş arayan ve tecrübesi olmayan insanların
6 ay süreyle işbaşı programlarından faydalandığını kaydederek, “Vatandaşlarımız, bu süreçte
mesleğe ilişkin deneyim sahibi oluyor. Bu program bittiğinde de iş gücü piyasasına daha rahat
giriyorlar. ‘Ben şurada şu kadar süre işbaşı programında bulundum, bunun sonunda şu niteliklere
sahibim’ deyip, piyasada daha nitelikli hale gelebiliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
NİTELİKLİ ELEMAN YETİŞTİRMEK
Kurumun işverenle işçiler arasında bir köprü vazifesi gördüğüne değinen Özkan, sözlerini şöyle
tamamladı:
“Dolayısıyla bir taraftan işçi arayan işveren, bir
tarafta da iş arayan işsiz var. Bu ikisinin birbirine
örtüşmesi ve birbirlerini tatmin edecek yapıya
kavuşması gerekiyor ki iş gücü piyasasında buluşmayı doğru şekilde sağlayabilelim. Çalışmalarımız bu yönde ilerliyor. Büyük oranda da başarı
sağladık. İşverenler, İşbaşı Eğitimi Programı’ndan
eleman aldıkları zaman birtakım teşviklerden yararlanacaklar. Bu yüzden işsiz insanların, işbaşı
eğitim programlarına katılarak niteliklerini geliştirmeleri ve mesleki tecrübeye sahip olmaları,
istihdama girmelerinde etkili olacağı gibi, bu teşviklerin de etkisini görecekler.”
TÜRKİYE’DE 2015 MART AYINDA
116 BİN 30 KONUT SATILDI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart 2015
‘Konut Satış İstatistikleri’ni açıkladı. Türkiye
genelinde konut satışları 2015 Mart ayında
bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,4
oranında artarak 116 bin 30 oldu. Konut satışlarında, İstanbul 21 bin 911 konut satışı ile
en yüksek paya (yüzde 18,9) sahip oldu. Satış
sayılarına göre İstanbul’u, 14 bin 105 konut
satışı (yüzde 12,2) ile Ankara, 6 bin 845 konut satışı (yüzde 5,9) ile İzmir izledi. Konut
satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 15
konut ile Hakkâri, 20 konut ile Ardahan ve 35
ile Şırnak oldu.
İSTANBUL GENE ZİRVEDE
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir
önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,2 oranında artış göstererek 45 bin 315 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışın payı
yüzde 39,1 oldu. İpotekli satışlarda İstanbul 9
bin 391 konut satışı ve yüzde 20,7 pay ile ilk
sırayı aldı. Toplam konut satışları içerisinde
ipotekli satış payının en yüksek olduğu il
yüzde 51,6 ile Artvin oldu.
HAKKARİ SON SIRADA KENDİNE YER
BULDU
Diğer konut satışları Türkiye genelinde bir
önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 oranında artarak 70 bin 715 oldu. Diğer konut
satışlarında İstanbul 12 bin 520 konut satışı
ve yüzde 17,7 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde diğer
satışların payı yüzde 57,1 oldu. Ankara 7 bin
659 diğer konut satışı ile ikinci sırada yer aldı.
Ankara’yı 3 bin 862 konut satışı ile İzmir izledi. Diğer konut satışının en az olduğu il, 11
konut ile Hakkâri oldu.
Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,6
artarak 51 bin 487 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 44,4 oldu. İlk
satışlarda İstanbul 9 bin 808 konut satışı ile
en yüksek paya (yüzde 19) sahip olurken, İstanbul’u 5 bin 385 konut satışı ile Ankara ve 2
bin 645 konut satışı ile İzmir izledi.
Türkiye genelinde ikinci el konut satışları bir
önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,4 artış
göstererek 64 bin 543 oldu. İkinci el konut
satışlarında da İstanbul 12 bin 103 konut satışı ve yüzde 18,8 pay ile ilk sıraya yerleşti.
İstanbul’daki toplam konut satışları içinde
ikinci el satışların payı yüzde 55,2 oldu. Ankara 8 bin 720 konut satışı ile ikinci sırada yer
aldı. Ankara’yı 4 bin 200 konut satışı ile İzmir
izledi.
YABANCILARA 2015 YILI MART AYINDA
BİN 610 KONUT SATILDI
Yabancılara yapılan konut satışlarında, Mart
2015’te ilk sırayı 548 konut ile İstanbul aldı.
İstanbul ilini sırasıyla 451 konut satışı ile Antalya, 119 konut satışı ile Yalova, 103 konut
satışı ile Bursa, 72 konut satışı ile Aydın ve 65
konut satışı ile Sakarya izledi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
27
GÜNDEM
KESKİN İFADELER OLMAYINCA SAKİN
HALİMİZİ ALEYHTE KULLANDILAR
Konuşmasında MÜSİAD’ın gelecek projelerini anlatmayı arzu ettiğini söyleyen Olpak, “
Ama, baktım, 25 yıldır MÜSİAD’ı görmezden
gelmeye çalışan birileri, hazımsızlıklarını,
dışa vurmaya başladı. Başkanlığım süresince, ne sansasyonel açıklamalar yaptım, ne
de, başka kurumlar hakkında değerlendirmede bulundum. Açıklama veya cevaplarımı, MÜSİAD ilkeleri üzerinden yaptım. Ama
gördüm ki, bu yöntem, her zaman doğru değilmiş. Sakin ama vakur tavrımızı, aleyhimize kullananlar oldu. Bazen, keskin ifadeler de
kullanmak gerekiyormuş. Her şeyin bir ilki
var, o da, bugüne kısmetmiş “ diye konuştu.
MÜSİAD BAŞKANI SERT KONUŞTU
TÜSİAD’dan bahsettiğini söyleyen Olpak
28
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
eleştirilerini şöyle sürdürdü: TÜSİAD’ın yeni
yönetiminin, Başkan Yardımcılarından birisi,
MÜSİAD’a hakarete cüret etmiş. Başkanıyla
görüştüm. Kurumsal bir tekzip gelir mi diye
bekledim, gelmedi. Şimdi, cevap verme zamanı. Hukuk Devletinden yanayız diyen,
evrensel nitelikli demokrasi iddiasında olan,
kişisel hak ve özgürlüklere dayalı düzen istediğini söyleyen, MÜSİAD’a böyle dertleri olmadığı iftirasını atan, bizi hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden,
bundan dolayı bizimle işbirliği yapmayacağını açıklayan TÜSİAD’a söyleyeceklerim var.
28.Şubat’ta, kurucu başkanım, vatana ihanet
suçlamasıyla DGM’de yargılanıp mahkum
olurken, üyelerimin ev ve işyerleri gece çilingirlerle açılırken, sermaye renklere ayrılırken,
yapılanlara susarak payanda olan TÜSİAD’ın
aklına, Hukuk Devletini savunmak gelmiş
miydi? TBMM’de,
2 partinin oylarıyla, 411 Milletvekilinin kabul ettiği
Başörtüsü Tasarısı
için, “Kaos’a kalkan 411 el” manşetleri atılırken,
siz, hangi Evrensel
Demokrasiyi savunuyordunuz ki,
sesiniz çıkmadı?
Paralel evrende
miydiniz? Genç
kızlarımız, ağızları
kapatılıp, üniversite amfilerinden
dışarı
atılırken,
üyeleriniz, kibirle, “iş yerimizde
Başörtülü çalıştırmayız” açıklamaları yaparken,
meslek liseliler, ikinci sınıf genç kategorisinde dışlanıp, sanayimiz ve geleceğimiz baltalanırken, kimin özgürlüğünü savunuyordunuz?
Biz, seçilmiş iktidara karşı yayınlanan 27 Nisan
e-muhtırasına, anında karşı çıkarken, herhalde,
IMF reçeteleriyle meşguldünüz ki, ortalıkta yoktunuz. 17 Aralık darbe girişimine, iş aleminde,
tek başına MÜSİAD karşı çıkarken, paralel devlet
göremeyen TÜSİAD, ne görüyordu da susuyordu, merak ediyorum. MÜSİAD, siyasetin iş alemi üzerinde egemenlik kurma çabalarına, niçin
karşı çıktıysa, iş aleminin de siyasetin egemenlik
alanına tahakkümüne karşıdır ve karşı çıkmaya
devam edecektir. Hükümeti desteklemekten
başka iş yapmıyormuşuz. Allahın kendisine şükredilmesi emrinden hareketle, güzel yapılan her
şeye teşekkür ettik ve etmeye devam edeceğiz”
“MURADIMIZ VE İNADIMIZ İÇİN, SİZİNLEYİZ”
“ 3 yıl önce, “Orta Gelir Tuzağı Raporunu” ilk defa
MÜSİAD olarak, biz yayımladık” diyen Olpak şu
ifadeleri kullandı:
Tuzaktan çıkışın da, hızlı ve adil işleyen hukuk
devleti ve eğitim ile mümkün olacağını söyledik. MÜSİAD, hukuk devletinden yana değil
diyenlerin, herhalde haberi olmamış. Orta gelir
tuzağı tespitimiz doğruydu ve onlar geç kalmıştı.
Bizim ifademizi kullanmamak için, önce “Orta halli ekonomi tuzağı” dediler. Sonra, baktılar o ifade
tutmadı, onlar da “Orta gelir tuzağı” dediler. 6 ay
sonra, yan kuruluşları vasıtasıyla, onlar da, “Orta
gelir tuzağı raporu” yayımladı. Şimdi, hak etmedikleri o teşekkürleri geri alıyor, üyelerimden, özür
diliyorum. Çünkü, en azından bugünkü TÜSİAD’ın
amacı, STK olmak değil, tekellerini sürdürecek kurumlar inşa etmekmiş. Bizi, hükümeti desteklemekten başka iş yapmamakla itham eden, TÜSİAD
Başkan Yardımcısının bilmediği çok şey var. Medya
önünde sayın cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet aleyhinde kahramanlık yapanların, basına
kapalı toplantılarda, nasıl methiye düzdüklerinin
de, canlı şahidiyiz. ’Şimdi Allah’a söver, sonra biraz
bol para ver, Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk
eder’ Sayın Cumhurbaşkanım, 12 yılda, bu ülke
için, çok güzel şeyler yaptınız. 2000 yılında, 10 yıl
sonrayı görebiliyoruz diye, iktidara yağ çekenlerin,
2001 yılında, hepimizi sürüklediği kara delikten,
milleti çekip çıkardığınız için, teşekkür ediyorum.
Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın deyimiyle; “Sizin icraatlarınıza, onların hayalleri bile
yetişemiyor.” Kayınvalidem, Rizelidir, sizin hemşeriniz. Muhtemelen, sizin de bildiğiniz bir sözü var.
Der ki; Oğul, insan, iki şey için yaşar. Biri Murad için,
diğeri inat için. İyi ki varsınız, Sayın Cumhurbaşkanım, muradımız ve inadımız için, sizinleyiz”
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
29
GÜNDEM
OTOMOBİL ARAÇ PAZARINDA
DİKKAT ÇEKEN BÜYÜME
YÜZDE 50 BÜYÜME DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2015 yılının ilk üç ayında geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 50 büyüdü.
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nden
(ODD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye
otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında 2015 yılı Ocak-Mart döneminde
2014’ün aynı dönemine göre yüzde 50,29
artışla 173 bin 248 araç satıldı. 2014 yılının
ilk üç aylık döneminde toplam pazar 115
bin 272 seviyesinde gerçekleşmişti.
Otomobil satışları, 2015 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde
42,13 artışla 126 bin 991’e yükseldi. 2014 yılı
aynı dönemde 89 bin 347 satış yapılmıştı.
Hafif ticari araç pazarındaki satışlar ise
2015 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 78,43 artarak 46 bin
257’e ulaştı. Geçen yıl aynı dönemde 25 bin
925 satış olmuştu.
Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2015 yılı
Mart ayında 10 yıllık mart ayı ortalama satışlara göre yüzde 42,61 artış gösterdi.
Mart ayında ise otomobil ve hafif ticari araç
pazarında satışlar 83 bin 302’ye ulaştı. 47
bin 581 aracın satıldığı 2014 yılı Mart ayı
otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar yüzde 75,07 arttı.
Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre
otomobil satışları yüzde 63,11 artışla 61
bin 676, hafif ticari araç satışları da yüzde
121,37 yükselerek 21 bin 626 seviyesinde
gerçekleşti.
Bu yılın mart ayında 10 yıllık mart ayı orta-
30
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
lama satışlara göre, otomobil pazarı yüzde
54,66, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 16,7
büyüme kaydetti.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATIŞ
SAYISI: 21
Yılın ilk üç aylık döneminde 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 43,54,
1600-2000cc aralığındaki otomobil satışlarında yüzde 18,26 ve 2000cc üstü otomobil satışlarında yüzde 15,20 artış görüldü. Bu dönemde, 85kW altı 8, 121kW üstü
ise 13 elektrikli otomobil satışı gerçekleştirildi.
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı,
2015 yılının ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 50 büyüdü.
Bu dönemde otomobil pazarında ortalama
emisyon değerlerine göre en yüksek paya
yüzde 42,75’le 100-120 gr/km arasındaki
otomobiller 54 bin 288 satışla sahip oldu.
İlk çeyrekte dizel otomobil satışlarının
payı yüzde 59,71’e gerilerken, otomatik
şanzımanlı otomobillerin payı ise yüzde
46,77’ye yükseldi.
Ocak-mart döneminde otomobil pazarı
segmentinin yüzde 83,90’ını yine vergi
oranları düşük olan A, B ve C segmentlerin-
de yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere
göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış
adedine 66 bin 273 satışla yüzde 52,19 pay
alan C segmenti ulaştı. Kasa tiplerine göre
değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi yüzde 47,48 pay ve 60 bin
300 satışla yine sedan otomobiller oldu.
BÜYÜME BAZ ETKİSİYLE GERÇEKLEŞTİ
ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce, otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2015
yılı ilk çeyreğinde 2014 yılı aynı dönemine
göre “baz etkisiyle” 50,29 büyüme gösterdiğini ifade etti.
Erce, 2015 yılı otomotiv sektörü toplam
pazarının 825-875 bin aralığında gerçekleşeceğinin beklendiğini belirterek, “2015
yılında ABD Merkez Bankası’nın (Fed)
ekonomideki iyileşmeye paralel olarak,
politika faiz artırma beklentisi, Avrupa
Merkez Bankası’nın (ECB) ekonomik toparlanmayı desteklemek amacıyla parasal
genişlemeye devam etme kararı, jeopolitik
gelişmeler, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası’nın (TCMB) enflasyonla mücadele
kararlılığı, cari işlemler açığındaki gelişim,
yapısal reformlara ait atılacak adımlar ve
içerisinde bulunulan seçim süreci etkili
olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
2015 yılı Ocak-Mart döneminde otomobil
ve hafif ticari araç pazarında markaların satışları şu şekilde gerçekleşti:
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
31
GÜNDEM
PETKİM’İN
ÜRETİMDEKİ ARTIŞI
OLUMLU SİNYALLER
VERİYOR
Petkim Genel Müdürü Saadettin Korkut, “Yılda 3,6 milyon ton brüt üretim
gerçekleştiriyoruz. Kısa süre önce tamamladığımız yatırımlarla
toplam üretim kapasitesi yüzde 13 arttı” dedi.
Petkim’in 50. kuruluş yıl dönümü İzmir’de düzenlenen törenle kutlandı.
Aliağa ilçesindeki Petkim Kültür
Merkezi’nde Türkiye ve Azerbaycan
milli marşlarının okunmasıyla başlayan tören, Petkim 50’nci Yıl Belgesel
Filmi’nin gösterilmesiyle devam etti.
PETKİM TÜRK SANAYİSİNİN
CAN DAMARLARINDAN BİRİ
Buradaki törende konuşan Petkim
Genel Müdürü Saadettin Korkut, şirketin 3 Nisan 1963’ten bu yana Türkiye sanayisinin can damarlarından
biri olduğunu söyledi.
Petkim’in üretim kapasitesini her geçen gün arttırdığına işaret eden Korkut, “Kuruluş yıllarında petrokimya
sektörünün kalkınmış ekonomilerin
en önemli motorlarından bir olacağını gören vizyon, Petkim’i kurarak çok
büyük projeye imza attı” dedi.
Korkut, Petkim’in Türkiye’nin de32
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
mokrasi tarihindeki gibi iniş çıkışlar
yaşadığını kaydederek “Özelleştirme
süreci 22 yıl sürdü. Petkim’in çok karlı dönemleri de oldu, zaman zaman
ekonomik krizlerden dolaylı ya da
doğrudan etkilendi. Burada üretilen
kaynağı, burada değerlendirme imkanı olmadığından atılması gereken
adımlar atılamadı. Belki o adımlar zamanında atılsaydı ülkemizde bir değil birden fazla Petkim olacaktı” diye
konuştu.
- “Yıllık 3,6 milyon ton brüt üretim”Petkim Yarımadası’ndaki rüzgar
enerji santralinin çok yakın zamanda
enerji üretmeye başlayacağını vurgulayan Korkut, şunları söyledi:
“Ham madde güvenliğimizi yüzde
100 noktasına taşıyacak Star rafinerisi için geri sayım devam ediyor.
Aliağa’da15 fabrika ve 7 yardımcı ünitemiz ile yılda 3,6 milyon ton brüt
üretim gerçekleştiriyoruz. Kısa
süre önce tamamladığımız yatırımlarla toplam üretim kapasitesi yüzde 13 arttı. Petkim’de üretimi 1 gram arttırsak, 1 gram daha
az mal ithal ediyoruz. Ambalaj
sektörüne ham madde sağlayan
şirketimiz, bu sektörün gelişmesinde çok büyük yere sahip.”
İzmir Valisi Mustafa Toprak da
Petkim’in ürettiği katma değeri
ve istihdamı temiz çevre anlayışla gerçekleştirdiğini belirterek,
Petkim’in Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi SOCAR
ile yeniden vücut bulduğunu
söyledi.
Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanı Şahin Mustafayev,
SOCAR’ın Trans Anadolu Doğal
Gaz Boru Hattı Projesi, (TANAP)
ve Petkim’deki Star rafinerisi için
toplam 20 milyar dolarlık yatırım yaptığına dikkati çekerek,
“Azerbaycan artık Türkiye’de en
büyük yatırımcılardan biridir. Bu
işbirliği derin köklere dayanır.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı
bu işbirliğinin ilk meyvesidir.
Bu işbirliği, Türkiye Cumhur-
başkanı Recep Tayyip Erdoğan
ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev’in siyasi iradesine
dayanır. İki ülke arasındaki bu
dostluk daimi ve ömürlük olacaktır” ifadesini kullandı.
- “Türkiye’nin 2023 hedefini yürekten istiyoruz”Azerbaycan Sanayi ve Enerji
Bakanı Natig Aliyev, Petkim’in
50 kuruluş yıl dönümünü bir
bayram olarak niteleyerek, “Biz
bunu Türkiye ve Azerbaycan’ın
işbirliği bayramı gibi kabul ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade
ettiği gibi Türkiye, 2023 yılında
dünyanın 10 büyük ekonomisi
arasına girecek. Biz bunu yürekten istiyoruz. O gün, Türkiye ve
Azerbaycan işbirliği dünyaya örnek olacak” dedi.
SOCAR’ın enerji yatırımlarının
dünyada dikkati Türkiye ve
Azerbaycan’ın üzerine çevirdiğini anlatan Aliyev, şöyle devam
etti:
“Türkiye ve Azerbaycan olmazsa
enerji güvenliğinden bahsetmek
mümkün olmaz. 2008 yılında
Petkim’e yapılan yatırımla kurulan işbirliği büyük anlam taşıyor.
SOCAR’ın tuttuğu yol, Petkim’in
ortaya çıkmasında önemlidir.
Petkim, 2023 yılında Türkiye’nin
en büyük sanayi tesisi olacaktır.
Azerbaycan’ın burada önemli bir
rolü olacaktır. İzmir’de büyük bir
sanayinin ortaya çıkması yeni istihdam ve sosyal yapının ortaya
çıkması adına önemlidir.”
Konuşmaların ardından Petkim
çalışanlarının firma için fikirlerini ve projelerini sunduğu
“Fikrimce” sistemine 5 bininci
projeyi sunan Emrah Yörük’e
otomobil hediye edildi.
Yörük’e otomobilin anahtarını
teslim eden SOCAR Türkiye Üst
Yöneticisi Kenan Yavuz, “Fikrimce” portalına bugüne kadar 5
binin üzerine öneri geldiğini ve
Petkim’in bu öneriler sayesinde
50 milyon dolar tasarruf ettiğini
söyledi.
Ödül töreninden sonra protokol üyelerine plaket verildi, Petkim’in 50. Yıl pastası kesildi ve
Petkim korosu tarafından “Samanyolu” şarkısı seslendirildi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
33
GÜNDEM
REEL KESİM GÜVEN
ENDEKSİ KENDİSİNİ AŞTI
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
(TCMB), nisan ayına ilişkin İktisadi Yönelim Anketi ve Reel Kesim Güven Endeksi’ni açıkladı. Bu yılın nisan ayında RKGE,
bir önceki aya göre 4,4 puan’lık artışla 107,9
seviyesine ulaştı ve Temmuz 2014’ten bu
yana en yüksek seviyesini gördü.
Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç
aydaki toplam sipariş miktarı, gelecek üç
aydaki üretim miktarı, gelecek üç aydaki
toplam istihdam miktarı, mevcut toplam
sipariş miktarı, genel gidişat, sabit serma-
ye yatırım harcaması ve mevcut mamul
mal stoku miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde; gelecek üç
aydaki ihracat sipariş miktarı endeksi azalış yönünde etkiledi.
Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim
güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya
göre 1,5 puan artarak 102,7 puan seviyesinde gerçekleşti. Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde ve iç
piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler
lehine olan seyrin artış bildirenler lehine
döndüğü gözlendi. İhracat sipariş mikta-
Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE), nisan ayında bir önceki aya göre
4,4 puan artarak 107,9 puanla son 9 ayın en yüksek seviyesine çıktı.
34
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
rında ise bir önceki ayda azalış bildirenler
lehine olan seyrin zayıflayarak devam ettiği görüldü.
Mevsim normallerine kıyasla yapılan değerlendirmelerde, mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir
önceki aya göre zayıfladığı görüldü. Mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin
mevsim normallerinin üzerinde olduğu
yönündeki değerlendirmelerin de zayıfladığı gözlendi.
YILLIK ÜFE BEKLENTİSİ: %8
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, ihracat sipariş miktarına ilişkin artış
yönlü beklentilerin bir önceki ay seviyelerinde devam ettiği, üretim hacmi ve iç
piyasa sipariş miktarına ilişkin artış yönlü
beklentilerin ise güçlendiği görüldü. Gelecek üç aydaki istihdam ve gelecek on iki
aydaki sabit sermaye yatırım harcamalarına ilişkin artış beklentilerinin de güçlenerek devam ettiği gözlendi. Ortalama birim
maliyetlerde son üç ayda artış olduğunu
bildirenler lehine olan seyrin bir önceki
aya göre güçlendiği, gelecek üç ayda artış
olacağını bekleyenler lehine olan seyrin
ise zayıfladığı görüldü. Gelecek üç aydaki
satış fiyatı artış beklentilerinin güçlendiği
gözlendi. Gelecek on iki aylık dönem sonu
itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki
aya kıyasla 0,1 puan azalarak yüzde 8 oldu.
Ankete katılan işyerlerinin yüzde 46,6’sı
üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını, yüzde 21,2’si talep yetersizliğinin
üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör
olduğunu belirtti. Son üç aydaki rekabet
gücüne ilişkin gelişmeler değerlendirildiğinde, yurt içi piyasalar ile Avrupa Birliği
dışındaki yurt dışı piyasalarda rekabet
gücüne ilişkin değerlendirmelerin azalış
bildirenler lehine döndüğü görüldü. Avrupa Birliği içindeki yurt dışı piyasalarda
rekabet gücüne ilişkin azalış yönlü değerlendirmelerin ise güçlenerek devam
ettiği gözlendi. İçinde bulunduğu sanayi
dalındaki genel gidişat konusunda bir ay
öncesine kıyasla daha iyimser olduğunu
belirtenlerin oranı yüzde 9,8’e, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 71,1’e yükselirken, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 19,1’e geriledi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
35
SÖYLEŞİ
OSMAN AKYÜZ İLE
KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE...
Röportaj: Ufuk ALTINBAŞ
Faizsiz ekonominin merkezi katılım bankacılığıdır, katılım bankacılığının da merkezini
Türkiye Katılım Bankaları Birliği oluşturuyor.
Dolayısıyla dergimizin ilk sayısında Türkiye
Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Sayın
Osman Akyüz Bey ile röportaj yaptık. Öncelikle röportaj talebimizi nezaketle kabul edip, bizi
sıcak bir atmosferde ağırlayan Osman Akyüz
Bey’e çok teşekkür ederiz. Bu ortamın oluşumuna vesile olan TKBB Tanıtım ve İstatistik
sorumlusu Aydın Yabanlı Bey’e de ayrıca teşekkür ederiz.
Okuyucularımızın ilgisini çekecek sektörle
ilgili merak edilen soruları Sayın Akyüz’e yönelttik. Umarız ilginizi çekecek ve keyifle okuyacağınız bir söyleşi olmuştur.
Soru: TKBB (Türkiye Katılım Bankalar Birliği) hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Türkiye Katılım Bankaları Birliği, adından da
anlaşılacağı gibi bir meslek birliğidir. Türkiye’de katılım bankalarının üye olmak zorunda
olduğu bir Birliktir. 2002 yılında Bankacılık
Kanunu’yla kuruldu. Bugüne değin faaliyet
gösteriyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin fonksiyonu ne ise, bu Birliğin de fonksiyonu, katılım
bankaları açısından aynı. Kamu tüzel kişiliği
gücü ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin
yayınladığı bir statüsü var. O statü çerçevesinde faaliyet gösteriyor. Statüde yetkileri,
hakları, nasıl çalışması gerektiğine ilişkin belirlemeler var. Esas alanı, katılım bankalarıyla il-
36
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
gili haksız rekabet konusunda haksızlığı gidermek; katılım bankacılığı mesleğinin gelişimini
sağlamak; bu işi hem kamu nezdinde hem de
kamuoyu nezdinde temsil etmek; katılım bankacılığını, faizsiz bankacılığın gelişimini memleket içinde ve dışında takip etmek; bu konudaki eğitim, konferans, seminer faaliyetlerini
organize etmek; kamuoyunu katılım bankacılığında bilgilendirmek, kamuoyu oluşturmak,
bankalar arasındaki meslek birliğini, ahengini
sağlamak. Bu birliğin belli başlı görevleridir.
Soru: 2015 yılı başı itibarıyla katılım Bankalarının rakamsal büyüklükleri nedir ?
Nisan sonu itibariyle katılım bankalarında
toplanan fonların büyüklüğü 70 milyar TL,
kullandırılan fonlar 75 milyar TL, katılım bankalarımızın aktif büyüklüğü toplamda 112.4
milyar TL lik seviyeye ulaştı. Toplam dört bankamızın bugün itibariyle 1011 şubeleri ve16.581
personeli var.
Soru: Katılım bankalarının pazar payı şu an
hangi düzeydedir?
Mart sonu itibariyle 4 bankamızın tüm bankalar arasındaki pazar payı oranı toplanan fonlarda %6, kullandırılan fonlarda %5.4, aktif toplamında da %5.1’dir.
Soru: 2014 Yılı genel anlamda Katılım Bankacılığı sektörü için nasıl geçti? Öne çıkan önemli
gelişmeler olduysa bahsedebilir misiniz ?
Sektör genelde olumlu geçti 2014’te, bir üyemizin özel durumu hariç diğer üyelerimizle
aktiflerde %33, toplanan ve kullandırılan fon-
larda %31 oranında
büyüme sağlandı. Son 10 yıldır
zaten Türkiye de
katılım bankacılığı ortalama % 25
-% 30 civarında
büyüme sağlıyor.
Geçen yılda da o
faaliyet sağlanmış
oldu. Katılım bankaları hem yeni
şube açma hem de
hizmet ağını geliştirme konusunda
2014’te de olumlu
gelişmeler kaydettiler.
Soru: 2013 Yılında Katılım Bankacılığı ve
Faizsiz Finans çalıştayı yapmıştınız. Bu
çalıştayın olumlu sonuçlarını aldınız mı?
Bu tarz çalıştaylar yapmaya devam edecek
misiniz?
Evet, BDDK ile birlikte bir çalıştay yaptık; faizsiz
finans ve katılım bankacılığı çalıştayı. Çalıştayda tespit edilen meseleler sorunlar ve konular
rapor halinde yayınlandı. İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında o rapor dikkate alındı.
Kalkınma Bakanlığımızın koordinasyonunda
İstanbul Finans Merkezi projesinde Türkiye’de
faizsiz bankacılığı nasıl geliştirebiliriz şeklinde
7. bileşen olarak kapsama alındı. O konuda çalışma grupları oluşturuldu, ilgili kuruluşlarla
birlikte biz de çalışmaya devam ediyoruz. Biz
finans çalıştayından hareketle Türkiye Katılım
Bankacılığı Strateji Belgesi adı altında bir belge
hazırladık, yakın dönemde kamu oyu ile paylaşmış olacağız. Türkiye Katılım Bankacılığı
Strateji Belgesi hakkında çalışma, Birlik olarak
uluslararası bağımsız bir kuruluşa bizim koordinasyonumuz ve yönlendirmemiz dahilinde
yaptırdık. Bu çalışma hem çalıştayın neticelerinin hayata geçirilmesini, hem de katılım bankacılığı önümüzdeki 10 yılda nasıl bir stratejik
plan çerçevesinde faaliyet göstereceğini içeren
bir çalışma.
Soru: 2014 Mayıs ayında Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte bir çalıştay daha düzenlendi. Bu çalıştaydan sonra Diyanet İşleri
Başkanlığı ile aranızda bir protokol yapıldı
mı ? Bu çalıştaylar rutin olarak devam edecek mi ?
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Ankara’da 2014
mayıs ayında bir günlük bir toplantı düzenledik.
Bizim yaptığımız iş bir yerde Diyanet İşleri
Başkanlığı’nı da ilgilendiriyor, bizim müşterilerimiz bize para yatıranlar, finansman kullananlar bizim işimizle ilgili sorularını Diyanet
İşleri Başkanlığına yansıtıyorlar, oradan görüş
alıyorlar. Oradan aldıkları görüşlerle hareket
ediyorlar. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu ile yakın ilişki
kurma gündeme geldi. Bu çalıştayda Din İşleri Yüksek Kurulu’na iletilen sorunlar, sorular
gündem mevzuu yapıldı, tartışıldı. Katılım
bankalarının uygulamaları izah edildi. Her katılım bankasından bir arkadaşımız o toplantıya
katıldı, çok verimli bir çalışma oldu. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kuru-
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
37
lu’yla bundan böyle yakın işbirliği halinde çalışacağız. Zaten katılım bankacılığı ile ilgili bir
danışma kurulu kurma projemiz var burada da
Diyanet İşleri Başkanlığı temsilcisi yer alacak.
Soru: Yeni Kamu Katılım Bankaları kuruluyor. 2015 yılı içerisinde kaç tane Katılım
Bankası kurulmuş olacak?
Ziraat bankası bu ay 29 Mayıs’ta faaliyete geçiyor, bu anlamda kamuoyuna bir deklarasyon
da yaptılar. Faaliyet izni aldıktan sonra 1 ay
içerisinde de Birliğimize üye olacaklar. Halk
Bankası katılım bankası kuracağını açıkladı,
sanıyorum senenin ikinci yarısında kurulmuş
olacak. Vakıflar Genel Müdürlüğü bir katılım
bankası kuracak, kuruluş hazırlıkları devam
ediyor.
Soru: Yeni katılım bankalarının sektöre etkileri sizce nasıl olacak?
Yeni katılım bankaları bir rekabet getirecek,
mevcutlarla rekabet edecek. Büyük resme
baktığımızda ciddi bir katkı getirecek diye düşünüyorum. Çarşıda dükkan sayısının artması,
işi büyütür. Şimdiye kadar çok geliştiremediğimiz kar zarar ortaklığı, muşareke, mudarebe
dediğimiz yani kaynak kullanma metotlarını
çok geliştiremedik. Bu alanlarda bundan son-
38
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
ra biraz yoğunlaşma olacaktır diye düşünüyorum. Sektöre sinerji oluştururlar, sektörü
büyütürler, sektöre ilave kaynak oluştururlar.
Bankacılık parayla yapılan bir iş, sermaye gerektiriyor. İnşallah getirilecek sermaye bu işi
büyütür.
Soru: 2015 yılında sektörle ilgili başka bir
gelişme olacak mı?
Yeni bankalar geliyor, sektörde yeni ürün geliştirmeye ihtiyaç var. Bankalarımızda yoğun
bir şekilde yeni ürün geliştirme çalışmalarına
odaklanmış durumdalar.Yeni ürünler konusunda hem Birlik olarak biz, hem de bankalarımız yoğun bir çalışma temposu içindeyiz. Sektörün büyütülmesi, daha geniş halk kesimiyle
irtibatlandırılması açısından bunlara ihtiyaç
var. Bu faaliyetler devam edecek. Sevindirici
olan kamunun, yani devletin hükümetin daha
doğrusu kamu otoritesinin bu işe sahip çıkıyor
olması. Özellikle İstanbul’u finans merkezi
yapma projesinin bir parçası da faizsiz bankacılık, faizsiz finans ve katılım bankacılığı.
Dolayısıyla dünyada rekabet edebilir bir sektör oluşturma hedefimiz var, hem hükümetin
hedefi, hem de bizim hedefimiz. Bunun için
de tabi yenilikler yapmak yeni ürünler geliştirmek, daha ucuz ve etkin finansal hizmet ürete-
biliyor hale gelmek gerekiyor. Bu hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. Sevindirici olan bütün
ilişkide olduğumuz kamu kuruluşlarıyla Hazine, Merkez Bankası, BDDK, SPK hepsi nasıl
sektörü geliştirebilir diye gayret içerisindeler,
bu da bizi son derece memnun ediyor.
Soru: Katılım bankacılığı üzerine son
olarak neler söylemek istersiniz?
Ben bu işi bir maraton olarak görüyorum;
kısa vadede hiç bir şeyin çok hızlı büyüceğini gelişeceğini düşünmemek lazım. Hayalci olmamak lazım, sağlam gelişmeler
sürdürülebilir uzun vadede olur. Elhamdülillah bugün Türkiye’de katılım bankacılığı var, klasik bankacılığın yanında
tamamlayıcı olarak bankacılık sektörüne
eklemlenmiş durumda, bir talebe cevap
veriyor. Önemli olan onun büyütülmesi,
geliştirilmesi zeminin sağlamlaştırılması.
Hukuki zemin, organizasyon yapısı, insan
kaynağı bunların hepsi oluşturuldu. 30 sene
geçmişi var, çok kısa bir zaman süreci değil, ancak bu sektör dünyada da, Türkiye’de de yeni.
Faizsiz esasla bankacılık işi dünyada çok yeni.
Bankacılık deyince en önce akla faiz geliyor, faizi elimine edecek bir bankacılık modeli bizde
de dünyada da çok yeni bir kavram. Bu yüzden bunun uygulamasında bazı tartışmaların
olması gayet doğal. Ürün geliştirmesi, gelişim
süreci, bunun akademik arka planı eleman
meselesi, formasyon, bunlar hemen olacak işler değil. Dolayısıyla bir de tabi işi öğrenirken
bir fatura da ödüyoruz, fatura ödemeden müesseselere kavuşmak da mümkün değil. Geldiğimiz noktada bankacılık sektörünün % 5’i katılım bankacılığı. Bunu çok yadsımamak lazım.
30 sene önce hiç yoktu, bugün % 5, bin küsur
şube var. Toplam bankacılıkta 12000 şube var.
Büyüklük cesametle ilgili 4 tane burada banka
var, diğer tarafta 46 tane banka var. Türkiye’de
bankacılık 100 küsur senedir var. Faizli bankacılık dünyada kökleşmiş yerleşmiş birkaç yüz
senelik geçmişi olan bir sektör. Siz bir şekilde
ona ekleniyorsunuz, bu da çok kolay bir şey
değil. Dünyada da bu endüstri çok yeni. Türkiye modeli reel bir model, hamdolsun iyi de
netice veriyor, bizim çok dikkatli olup çalışmamız lazım.
Son olarak Türkiye’de ilk ve tek faizsiz ekonomi dergisi olan EkoReel hakkında ne
söylemek istersiniz ?
Açık söyleyeyim, bu tür yayınlara ihtiyaç var.
Hem kamuoyu oluşturma açısından hem bilgilendirme açısından. Hem fıkhî anlamda, hem
de operasyonel anlamda meselelerin sorunların daha iyi izah edilmesi anlamında çok ciddi
katkısı olacağını düşünüyorum. O açıdan da
inşallah derginiz hayırlı olur, başarılı olur. Biraz
sabırlı olun, inşallah zaman içersinde zemin
bulur. Bu sektör büyüyecek gelişecek çünkü
bu ülkede faizsiz esasta iş yapmak isteyen insanlarımız var. Onların ihtiyaçlarına karşılık
gelmesi açısından önemli, hayırlı olsun.
Osman AKYÜZ
Genel Sekreter
Türkiye Katılım Bankaları Birliği
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
39
MAKALE
Hayrettin Karaman
Katılım Bankalarının Kuruluş Amacı
ve Değişim
Teoride İslâm bankaları ya finansman karşılığında bir şey almayacaktı, yahut da elde edeceği, mudârabe ve müşâreke şekillerindeki
ortak yatırım ve ticaret sonucu, hissesine isabet edecek şey kâr ve zarar olacaktı. Bunlardan birincisi, ekonomisini topyekûn İslâmîleştirmemiş bir ülkede mümkün olamazdı.
Ancak ikincisi, İslâmî olmayan ekonomik
çevrede, İslâm bankaları vâsıtasıyle gerçekleşebilirdi.
Her iki usûlün de bir yandan
İslâm’ın rûh ve amacına, diğer yandan İslâm ekonomisinin genel prensiplerine
uygun bulunduğunda şüphe yoktur.
Katılım Bankalarının, müşteri talebine göre bir malı satın
alıp, vadeli ve vade farkı ile müşteriye satması
“murabaha” işlemidir. Bugün mevzuat müsait olmadığı ve değiştirme çabaları da henüz
sonuç vermediği için bu satın alma ve satma
işlemi sözlü ve yazılı vekalet verme yoluyla
yapılmaktadır. Yani banka müşteriye vekalet
verir, müşteri banka adına satın alır ve sonra
bankadan kendisine satın alır.
40
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
İslâm bankacılığı konusunda ilk düşünen
ve yazanlar arasında murâbaha usûlünden
bahseden olmamıştır. Bu usûlü 1976 yılında
takdim ettiği doktorasında ilk ortaya atan
Dr. Sâmî Hammûd olmuştur. Bu formül
sonradan çıkmıştır ama - boynuzun kulağı
geçtiği gibi - diğerlerini geride bırakmıştır.
İslâm bankalarının yüzde doksaanlara varan
nisbetlerde murâbahaya yönelmelerinin makûl sebepleri vardır: İslâm ülkelerinde
yürürlükte olan mevzûât,
fıkıhta bahis mevzû edilen
şirketlerin uygulanmasına
müsait
bulunmamaktadır. Bazı teviller, yorumlar,
müsâmahalarla kanunî şirketler ile fıkıhtaki şirketler
uzlaştırılsa bile, İslâm dünyasında hâkim
bulunan İslâmî eğitim eksikliği yüzünden,
bankaların ortaklık edeceği müteşebbislerin
hesaplarına güvenmek mümkün değildir.
Klâsik bankalarla muâmeleye alışmış bulunan Müslümanlar İslâm bankalarına para
yatırmaya geldiklerinde, ne müddet sonra ne
alacaklarını bilmek istemekte ve bu geliri bir
an önce elde etmeyi ummaktadırlar. Bütün
bu sebepler; İslâm bankalarının daha ziyade
murâbahaya yönelmeleri sonucunu doğurmuştur. Ancak bu usûlü ölçüsüz ve büyük
nisbetlerde kullanmanın olumsuz, amaca
aykırı sonuçları da vardır:
a) İslâm bankacılığının teorik temeli, finansmanın önceden belli bir bedel (fâiz) karşılığında değil, hâsıl olacak kâra veya zarara ortaklık karşılığında yapılmasıdır. Murâbahada
banka, peşin olarak satın aldığı mala belli bir
kâr ve vâde farkı koyarak müşterisine satmaktadır; bu durumda bankanın kârı önceden bellidir ve garanti altına alınmıştır, müşterinin aldığı mal, âlet ve edevât ile edeceği
kâr veya zarar bankayı ilgilendirmemektedir.
Murâbaha usûlü, şekil bakımından meşrû
ve fıkıh kaidelerine uygun olmakla beraber,
hâsıl ettiği sonuç itibariyle kapitalist banka
işlemlerine yaklaşmaktadır.
b) Murâbaha yoluyla finansmandan en büyük pay ticaret kesimine düşmekte, sanâyî
ve zirâat kesimlerinin işletme sermâyesini
temin için yapılan mürâbahalı finansman
düşük kalmaktadır.
c) Ticaret kesiminde de mürâbahalı finansman, daha ziyâde dış ticaret ve özellikle ithâlâtta kullanıldığı için İslâm ülkelerinin dış
ticaret bütçelerinin bozulmasına dolaylı olarak sebep olmaktadır.
Geçiş döneminde İslâm bankalarının
mürâbaha usûlünü kullanmalarına zikredilen darboğazlar sebebiyle müsâmaha gösterilse bile, bunun yüzde olarak sınırlandırılmasında, bu sınırın aşılamamasında fayda,
hattâ zarûret vardır.
Ancak bu gelişmede kusurun paylaşılması
ve yalnızca bankaların kusurlu görülmemesi
insaf gereğidir. Katılım bankalarının amacına
doğru yönelip ilerlemesi için:
a)Bu bankalara para yatırarak helal kazanç
elde etmek isteyen şahısları sabırlı ve fedâkâr
olmalarıdırlar.
b) Bu bankalarla ortak iş yapacak müteşebbisler ahlaklı, emanet ve sorumluluk bilincine ve duygusuna sahip kimseler olmalıdırlar.
c) Bu bankaların kurucuları ve ortakları da
“amacına uygun bir katılım bankacılığını
gerçekleştirmenin aynı zamanda bir ibadet
olacağı” inancı ve şuuru içinde hareket etmelidirler.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
41
KATILIM DÜNYASI
ALBARAKA
EMEKLİYİ DÜŞÜNÜYOR
Albaraka, emekli maaşını taşımak isteyenlere
özel fırsatlar sunuyor
Emekli maaşını Albaraka’ya taşıyanlar, 50 TL
Worldpuan kazanıyor. Albaraka, emeklilik müşterilerine tüm ortak ATM’lerden ayda iki kez ücretsiz çekim, şubede işlem önceliği ve sağlık asistanlığı hizmetleri gibi ayrıcalıklar sunuyor.
EMEKLİLER MAAŞLARINI ALBARAKA’YA
TAŞIYINCA...
30 Nisan’a kadar geçerli kampanya kapsamında
Emekli Sandığı, SSK ve Bağkur’dan emekli maaşını Albaraka’ya taşıyacak tüm emekliler, 50 TL
Worldpuan kazanacak. 50 TL Worldpuan hediyesi, maaşlarını Albaraka’dan 24 ay almayı taahhüt
eden müşterilerin Albaraka World kredi kartlarına yüklenecek; Albaraka’da yeni hesap açtıracak
müşteri ya da kredi kartı olmayan müşteriler için
kredi kartı başvurusunu takiben, kart müşteriye
gönderildikten sonra puan yüklenecek.
Emekliler, maaşlarını Albaraka’dan aldıkları süre
boyunca, maaşlarını ayda iki kez ortak ATM’lerden ücretsiz çekebilecek ve Albaraka şubelerinde
işlem önceliğinden faydalanacak.
Maaşlarını Albaraka’ya taşıyan emekliler, Sağlık
Asistanlık Hizmetleri’nden de bir yıl boyunca
faydalanabilecek. Sağlık Asistanlık Hizmetleri
paketinde, Acil Ambulans Hizmeti, Eve Doktor/
Hemşire Yönlendirilmesi, Acil İlaç Gönderimi,
Tıbbi Danışma Hizmeti, Acil Mesajların gönderimi, Diyetisyen Desteği ve Sağlıklı Beslenme
Yöntemleri Bilgi Hattı, Hukuki Danışma ve Vergi
Danışmanlığı Bilgi Hattı gibi hizmetler sunulurken; kuru temizleme, kiralık araç ve deniz taksi
hizmetlerinde özel indirimler sağlanacak.
Albaraka Kobi Gaziantep’te
Albaraka KOBİ Buluşmaları’nın üçüncüsü
Gaziantep’te düzenlendi.
Geçtiğimiz yıl haziran ayında başlayan “Albaraka KOBİ Buluşmaları” kapsamında Gaziantep’te üçüncü kez gerçekleştirilen toplantıda
konuşan Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Fahrettin Yahşi, yıl içinde KOBİ’lere yönelik yeni
uygulamalara başlayacaklarını belirtti. Yahşi,
“Hem mevcut müşterilerimiz hem de yeni
müşterilerimiz için özel ürün paketleri geliştireceğiz. 2015 yılı içinde KOBİ’lere özel portal
42
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
açarak, yeni bir kanal üzerinden onlara destek
olmaya devam edeceğiz. Müşteri grupları için
meslek ve ihtiyaç odaklı ürün tasarımları hazırlıyoruz. KOBİ’lerimizin kur dalgalanmalarına
karşı korunmaları amacıyla, faizsiz bankacılık
prensiplerine uygun özel bir ürün üzerinde çalışmalarımızı yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
KOBİ’lerin en büyük problemlerinden birinin
bankacılık sektörüne karşı teminat vermek olduğunu söyleyen ve bu alanda Albaraka Türk
olarak özel bir ürünün tanıtımına hazırlandık-
larını kaydeden Yahşi, KOBİ’lere güvenlerinin
tam olduğu hatırlatmasında bulundu. Albaraka içinde toplam kredilerde KOBİ’lerin aldığı
payın yüzde 35 olduğu bilgisini veren Yahşi,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum bizim
KOBİ bankacılığına verdiğimiz değerin bir göstergesidir. Dünyada KOBİ’ler toplam kredilerden yüzde 42’lik pay alıyor. Türkiye’de bu oran
yüzde 27’de kalıyor. Yükseliş trendi ve verilere
baktığımızda, KOBİ bankacılığındaki büyümenin bu yıl da devam edeceğini söyleyebiliriz.”
Yahşi, konuşmasında, Gaziantepli KOBİ’lerin yerel
ve küreselde elde ettiği
başarıların kendileri içinde teşvik edici olduğunu
söyleyerek, “Bu potansiyele istinaden, Albaraka
olarak, Gaziantep’te geçen
yıl iki yeni şube açtık. 177
ülkeye ihracat yapan Gaziantep, aynı zamanda, ‘Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı
Firması’ listesinde il bazında ikinci sırada bulunuyor.
Türkiye ihracatının yüzde
58’ini gerçekleştiren bin
firma arasında, İstanbul’dan sonra, 71 firma ile
Gaziantep geliyor. Bu da bu bölgemizin ihracata dönük dinamik yüzünü sergiliyor” dedi.
Farklılaşmayı müşteri sadakati sağlayacak
Özellikle KOBİ’lerin ihtiyaçlarının en uygun şartlarla karşılanması, taleplerinin hızlı, etkin bir şekilde cevaplanmasının önemine değinen Yahşi,
“Benzer fiyatlamaların sunulduğu sektörde farklılaşmanın dinamiği, temel bankacılık ürünlerinin yanında hizmet çeşitliliğinin arttırılması ve
müşteri sadakatini sağlamak olacak. Katılım bankacılığının ana ürünleri olan Kurumsal Finansman Desteği ve leasing paketlerimizle KOBİ’lerin
ihtiyacı olan makine, teçhizat, hammadde, ara
madde alımlarını finanse etmekteyiz. Ayrıca, sektör ve meslek ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hazırladığımız sektörel ve finansal destek
paketlerimizle de KOBİ’lere hizmet sunmayı hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.
“KOBİ bankası olmadık, KOBİ bankası
doğduk”
“KOBİ’lerle El ele, Yerelden Küresele” sloganıyla yapılan KOBİ Buluşmaları’nda açılış konuşmacıları arasında Gaziantep Vali Yardımcısı
Adil Nas, Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Bülent Taban, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ve Sanko
Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu yer aldı.
Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Taban,
Gaziantep’in Türkiye’nin taşıyıcı gücü olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin kaderi yatıyor. En
fazla ihracat yapan iller sırasında altıncı, 2104
yıl sonu toplam ihracatı 6.8 milyar TL, kilogram
başına ihracat ortalaması 1.6 dolar. KOBİ bankası olmadık, KOBİ bankası olarak doğduk. Eğer
Türkiye’nin 10 Gaziantep’i olsaydı ne olurdu
diye baktığımızda görüyoruz ki Türkiye ihracatı 68 milyar dolar, GSMH 122 milyar dolar artar;
en büyük ekonomi sıralamasında 18’den 16’ya
yükselirdik” diye konuştu.
Bugün KOBİ’leri en çok etkileyen konuların başında tasarruf eksikliğinin hat safhada olması
olduğunu söyleyen Taban, KOBİ’lerin ihracat
pazarlarını genişletmeleri gerektiğinin altını
çizdi. Taban, “2023 hedefleri içinde KOBİ’lere
önemli görevler düşüyor. KOBİ’ler sağlam ola-
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
43
KATILIM DÜNYASI
cak ki bankalardan borçlansın. KOBİ’ler ve bankacılar aynı gemide yer alıyor. İkisi de kazan
kazan metodu uygulamak zorunda” değerlendirmesini yaptı.
Gaziantep ürün çeşitliliğini artırmalı
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Kerem Alkin rekabetçiliği artırmaya
yönelik mikro reformlara ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi ve “Gaziantep iş dünyasının mutlaka ürün çeşitliliğine önem vermesi
gerek yoksa ikinci bir Adana örneği yaşanır”
diye konuştu. Konukoğlu ise Sanko Holding’in
beş kuşaktan bu yana yaşadıkları ticari deneyimleri ve başarılarındaki belirleyici noktaları
KOBİ’lerle paylaştı.
Gelecek toplantılar Adana ve Kayseri’de olacak
Dr. Yahşi, son dönemde tüm bankaların KOBİ’leri hedef kitle olarak belirlediğini söyledi
ve ekledi: “Bu durum KOBİ’lerimiz açısından
büyük avantaj. KOBİ’lerimizin mümkün olduğunca faaliyetlerini kayıt altına almaları,
bilançolarını güçlendirip, uzun dönemde finansman imkanlarına daha düşük maliyetle
ulaşmalarını mümkün kılacaktır.”
KOBİ’ler için gerçekleştirilen “Albaraka KOBİ
Buluşmaları” ile KOBİ’lere gelecek vizyonu çizmeyi amaçladıklarını ifade eden Dr. Fahrettin
Yahşi, “Bu anlamda seminer ve konferanslar
dizisi planladık. ‘KOBİ’lerle El ele Yerelden Küresele’ teması ile yola çıktığımız bu etkinliklerde, Türkiye ekonomisinde KOBİ’lerin yeri ve
önemi, küresel marka olma yolunda atılacak
adımlar gibi stratejik konularda bilgi ve tecrübeler paylaşıyoruz. Gaziantep’in ardından bu
toplantı dizisine Adana ve Kayseri ile devam
edeceğiz” dedi.
Gelecek dönemde çalışmalarına iller özelinde
devam edeceklerini söyleyen Yahşi, “Baskın
olan sektörler için özel ürün ve hizmet çalışmaları yapıyoruz. Aslında sektörel destek paketlerimizi bu amaçla kurguladık; özellikle yeni
yatırım, teşvik programı sayesinde daha fazla
destek alan ve finansal desteğe ihtiyaç duyulan
bölgelerimize yönelik ürün ve hizmetlerimizi
çeşitlendiriyoruz. Bu kapsamda daha fazla teşvik alan 3-4-5 ve 6. bölgelerde şubeleşme çalışmalarımızı hızlandırıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
ALBARAKA TÜRK’TEN
KATILIM BANKACILIĞI
ÜZERİNE AÇIKLAMALAR
Türkiye’nin ilk katılım bankası olan Albaraka
Türk’ün Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Keser,
10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’na panelist olarak katıldı. Keser, İslami bankacılığın dünyada
çok hızlı büyüyen bir sektör olduğunu söyledi
ve “Katılım bankacılığı, konvansiyonel bankacılıktan çok daha hızlı büyüyor. Türkiye’de de son
10 yılda hızlı bir gelişim gösterdi. Buna rağmen
geldiğimiz nokta henüz istenilen seviyede değil” diye konuştu.
Aynı zamanda “Türkiye ve Arap Ülkeleri Arasındaki Sermaye Akışını Hızlandırmada İslami
44
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Bankacılığın Rolü” konulu panelde konuşan
Keser, Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ticari
hacmin her geçen gün arttığını belirtti ve katılım bankalarının bu konudaki aktif rolüne dikkat çekti. “Albaraka, 15’in üzerinde ülkede faaliyet gösteriyor. Dış ticaret anlamında önemli bir
rol üstleniyoruz” diyen Keser, “Bazı ülkelerde
dış ticarette yüzde 10’a varan payımız var. Diğer
katılım bankalarının da dış ticarette aktif olarak
rol aldığını biliyoruz. Türkiye ile bu ülkeler arasındaki dış ticareti kolaylaştırıyoruz” bilgisini
verdi.
Albaraka Türk 10. Türk-Arap Ekonomi Forumu’nda
Keser, sukuk piyasalarıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar ağırlıklı olarak
Katılım bankalarının sukuk ihraç ettiğini söyleyen Keser, “Banka dışı kurumların sukuk ihracı
yapamamalarının birkaç sebebi var. TL ihraçlarda
vadeler kısa, genelde bir yıla kadar. Firmalar bu
kadar kısa vadeli borçlanma istemiyor. Diğer taraftan, usd bazında yurtdışın ihraçlarda ise firma-
ların ihtiyacı genelde 50-100
milyon doları geçmiyor. Bu
rakamlarda uluslararası ihraçlar için küçük kalıyor.”
“Büyümede artış bekliyoruz”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan
Yardımcısı Murat Çetinkaya
ise, uygulanan para politikası, makroihtiyati tedbirler ve
yapısal reformların da etkisiyle fiyat istikrarında istenilen seviyelere yaklaşılacağını
söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyümenin giderek
artmasını bekliyoruz. Mali
açıdan baktığımızda güçlü bir
konumdayız. Mali disiplin ve
güçlü finansal sistem, küresel dalgalanmalara karşı ülke
ekonomisini dayanıklı kıldı.
Büyümenin giderek artmasını bekliyoruz. Mali açıdan baktığımızda güçlü bir
konumdayız. Finansal istikrar açısından çok başarılı bir performans sergilendi. Fiyat istikrarında
ise kur geçişkenliği ve gıda fiyatlarındaki yüksek
oynaklıklar nedeniyle hedef yakalanamadıysa,
da çekirdek göstergeler enflasyonda düşüş trendinin korunacağına işaret ediyor.”
KATILIM BANKACILIĞINDA
YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
Vakıfbank ile hakim ortağı Başbakanlık Vakıflar
Genel Müdürlüğü arasında protokol imzalandı.
Vakıfbank ile hakim ortağı Başbakanlık Vakıflar Genel
Müdürlüğü, katılım bankası kuruluş ve faaliyet izni
alınması sürecinde çeşitli konularda destek/danışmanlık hizmeti sunulması amacıyla protokol imzaladı.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
45
KATILIM DÜNYASI
KATILIM İÇİN İKİ VAKIF ARASINDA ANLAŞMA
Vakıfbank’tan yapılan KAP açıklamasında şu detaylara yer verildi:
“Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 19 Mart 2015 tarihli ve 6242 sayılı Kararı
(21.03.2015 tarihli ve 29302 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır) çerçevesinde; Bankamızca, hakim ortağımız olan T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM), katılım bankası
kuruluş ve faaliyet izni alınması sürecinde, 5411
sayılı Bankacılık Kanunu (Kanun) ve ilgili diğer
mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerinden
doğan sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (v)
bendi ile geçici 3’üncü maddesi uyarınca; katılım
bankasının “ortaklık yapısının belirlenmesi ve
kuruluş sermayesi için kaynak temin edilmesi”,
“kuruluş izni, anonim şirket kuruluşu ve faaliyet
izni başvurularının yapılması”, “hedef faaliyet
alanları, müşteriler ve yatırımcılar için stratejiler
oluşturulması”, “organizasyon yapısının ve iş süreçlerinin belirlenmesi”, “bilgi işlem altyapısının
kurulması”, “insan kaynaklarının belirlenmesi
ve eğitimi” ve “VGM tarafından alınacak danışmanlık hizmetlerinin belirlenmesi” konularında
destek/danışmanlık hizmeti sunulması amacıyla;
30.03.2015 tarihinde Bankamız ile VGM arasında
Protokol imzalanmıştır. “
KUVEYT TÜRK
ALTINA YÖNELDİ
Kuveyt Türk çeyrek altın satışına başladı.
Altın bankacılığı alanında geniş bir ürün yelpazesi bulunan Kuveyt Türk Katılım Bankası, altın
ürünlerine bir yenisini ekledi. Banka, darphane altınlarından çeyrek altın satmaya başladı.
Binde 916 saflıkta 1,75 gram çeyrek altınlar şubelerden ve Banka ATM’lerinden satın alınabiliyor,
şubelere satışı yapılabiliyor.
KUVEYT TÜRK MÜŞTERİLERİNE
ALTIN KART SUNUYOR
Kuveyt Türk, faizsiz ek limit veren
“Altın Kart”ı müşterileri ile buluşturdu.
Banka kartlarının özelleştirilmiş bir versiyonu olan Altın Kart, müşterilere ek limit kullanım hakkı sağlayarak hesaplarında bakiye
bitse de POS üzerinden harcama yapmalarına olanak sağlıyor. Katılım bankacılığında
46
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
yenilikçi bir ürün olan Altın kart, bu ek limiti
2 bin TL’ye kadar ve 30 güne kadar vade ile
müşterilerinin hizmetine sunuyor. Ayrıca
her ay kısa mesaj ya da e-mail yoluyla hesap
özeti göndererek bilgilendirme yapılıyor.
KALBİ OLAN BİR ALTIN KART
Piyasada ek limit özellikli banka kartlarının yeni yeni gelişmekte olduğunu ve Altın
Kart’la bu alanda güçlü bir varlık sergilemeyi
hedeflediklerini belirten Kuveyt Türk Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Oral şunları söyledi:
“Kuveyt Türk olarak hem müşterilerimizin
ihtiyaçlarını karşılayacak hem de ülkemizin
ekonomik hedeflerine katkıda bulunacak
ürün ve hizmetler geliştirmeye önem veriyoruz. Kredi kartı kullanımına getirilen düzenlemeler ve tasarrufun teşvik edilmesine
yönelik adımlar göz önünde bulundurulduğunda Altın Kart’ın önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Altın kart bir kredi
kartı değil, banka kartı özelliklerinin yanı sıra
tüketiciye hesabındaki bakiye bittiğinde alışverişlerde kullanım için ek limit sağlayan tüketici dostu bir karttır. Bu ürünümüz müşterilerimizi finansal yüklerin altına sokmayan,
paraları bittiğinde de onların yanında olan
altın kalpli bir karttır.
Altın Kart ile yapılan alışverişlere altın puan
hediye Altın Kart sahipleri yaptıkları harcamalardan altın puan kazanıyor. Hesaptaki
bakiye kullanılarak yapılan alışverişlerde
yüzde 0,35, ek limit kullanılarak yapılan alış-
verişlerde ise yüzde 0,1 oranında altın puan
hediye ediliyor. Müşterinin altın puan hesabında biriken puanların toplam tutarı 10
TL’ye ulaştığında gram altın olarak hesaba
yansıtılıyor.
KUVEYT TÜRK’ÜN SERMAYESİ
DUDAK UÇUKLATIYOR
Banka’nın sermayesi
2 milyar 530 milyon TL...
Kuveyt Türk Katılım Bankası, 2 milyar 290 milyon TL olan sermayesini arttırma kararı aldı.
Mart başında BDDK’dan görüş alarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nden ön onay alan Banka, BDDK’dan son olarak 25 Mart’ta uygunluk yazısı aldı. Banka’nın
2 milyar 290 milyon TL olan sermayesinin 240 milyon TL artışla 2 milyar 530 milyon TL’ye yükseltilmesi son genel kurulda oybirliği ile kabul edildi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
47
KATILIM DÜNYASI
KUVEYT TÜRK
XTM’Yİ SEVDİ
XTM’lerden 11 milyon TL katılma hesabı kazandı.
Kuveyt Türk, çağrı merkezi yardımı ile ATM
işlemlerinin yanı sıra şubeden yapılabilen
hemen hemen tüm işlemlerin gerçekleştirildiği XTM’lerden 2014 yılında 5200 yeni
müşteri kazandı. Banka, bu yeni müşterilerden toplam 6 milyon TL cari, 11 milyon TL
vadeli (katılım) fon elde etti.
Banka 2014’te XTM üzerinden, 5 bin ATM kartı, bin kredi kartı, 2 bin fatura talimatı, 20 POS
cihazı, 190 HGS ve yaklaşık 200 bireysel fon
kullandırım işlemi gerçekleştirdi.
XTM dijital şubeler üzerinden XTM Merke-
48
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
zi’ne görüntülü olarak bağlanan müşterilerle,
şubelerden yapılan tüm bankacılık işlemlerinin yapılması hedefleniyor. 2014 yılı içerisinde şubede yapılan en temel işlemlerden
olan hesap açma, para transfer işlemleri, fon
kullandırım ve başvuru işlemleri alanında
hizmet vermeye başlayan XTM Merkezi’nin
işlem çeşitliliği her geçen gün artıyor.
Kuveyt Türk XTM Merkezi’nden, her biri
farklı lokasyonlarda müşterilerine hizmet
vermekte olan 30’a yakın XTM dijital şubeye
hizmet veriliyor.
TÜRKİYE FİNANS
ÖDÜLE DOYMUYOR
Türkiye Finans, World Finance Awards’ta
üçüncü kez ödül alarak
Türkiye’nin En İyi Katılım Bankası oldu.
Finans profesyonellerinin yakından izlediği
World Finans dergisinin 2007 yılından bu
yana düzenlediği World Finance Awards gelişen pazarlarda yenilikçi uygulamaları ödüllendirmeyi
sürdürüyor. Türkiye
Finans, ödüllerine
bir yenisini daha
ekleyerek, World
Finance
Awards
2015’te Türkiye’nin
En İyi Katılım Bankası ödülüne layık
görüldü. Türkiye
Finans’ın son yıllardaki yenilikçi faaliyetleri ve başarılı
performansı Türkiye’nin En İyi Katılım
Bankası ödülünü almasında etkili oldu.
Türkiye Finans Genel Müdürü Derya
Gürerk, “Katılım
bankacılığı sektörü
Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörünün üzerinde bir büyüme sergileyerek son
yıllarda güçlü atılımlar gerçekleştirdi. Güçlü
büyüme potansiyeline sahip katılım banka-
cılığı, gerek şubeleşme çalışmaları gerekse
yeni ürünlerle daha geniş kitlelerle ulaşarak
büyüme ivmesine hız kazandırdı. Biz de Türkiye Finans olarak sektörün büyümesi ve
gelişmesi için
önemli bir rol
üstleniyoruz.
İstikrarlı
ve
sürdürülebilir
büyüme performansımız,
uluslararası
sektör
profesyonelleri
tarafından yakından takip
ediliyor. Son
yıllarda aldığımız ulusal
ve uluslararası ödüller bu
başarının göstergesi. World
Finance Awards’tan bu yıl
üçüncü ödülümüzü alarak Türkiye’nin En
İyi Katılım Bankası olduk. Başarı performansımızın göstergesi olan bu ödüller Bankamız
için gurur tablosu oluşturuyor” dedi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
49
KATILIM DÜNYASI
TÜRKİYE FİNANS’IN
İLK YURTDIŞI ŞUBESİ: BAHREYN
Türkiye Finans Katılım Bankası, ilk yurtdışı şubesini Bahreyn’de açacak. Banka’nın yüzde 67’sine
sahip The National Commercial Bank’ın (NCB)
Bahreyn’de etkin bankacılık faaliyetleri bulunuyor. Türkiye Finans’ın ana ortağı NCB’nin Bahreyn’de faaliyet gösteriyor olmasının Türkiye Finans’a ciddi bir destek olacağı düşünülüyor.
Bahreyn’in tercih edilmesindeki diğer bir neden
de bu ülkenin İslami bankacılık alanındaki tecrübesinin çok olması. Bahreyn Şubesi’nin yeni fon
kaynakları oluşturma konusunda sahip olacağı
yetkinliklerle, Türkiye Finans’ın küresel İslami
bankaların bulunduğu bu coğrafyada yeni iş ağları oluşturmasına ciddi anlamda katkı sağlaması
bekleniyor.
TÜRKİYE FİNANS’TAN 100 MİLYON TL
TUTARINDAKİ KİRA SERTİFİKASI İHRACI
Türkiye’nin öncü katılım bankası Türkiye Finans, iştiraki TFKB Varlık Kiralama A.Ş. (TFKB
VKŞ) aracılığı ile Zorlu Holding bünyesindeki Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. adına 100 milyon
TL tutarında kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi.
Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen yönetim sözleşmesine dayalı (vekalet) kira
sertifikası ihracı kapsamında Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. de yatırımcı olarak yer aldı. Türkiye Finans, ilkeli bankacılık prensiplerine dayalı olarak kurumsal
müşterilerinin menkul kıymet ihraçlarına destek vermeye bu yıl da devam ediyor.
2014 yılında tamamladığı iki ihraç sonrasında Türkiye Finans, 2015 yılının ilk reel
sektör kira sertifikası ihracını Türkiye’nin önemli grup şirketlerinden Zorlu Enerji
ile TFKB VKŞ üzerinden gerçekleştirdi. Halka arz edilmeksizin tahsisli satış yöntemi ile gerçekleştirilen 100 milyon TL tutarlı, 5 yıl vadeli ve 3 ayda bir kira ödemeli ihraç, 24 Mart 2015 tarihinde tamamlandı. Yönetim sözleşmesine dayalı ihracın kira getirisi, Zorlu Enerji’nin enerji üretim ve satış faaliyetlerinden karşılanacak.
Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, konuyla ilgili olarak: “Türkiye Finans olarak güçlü sermaye yapımızla reel sektöre
sunduğumuz destekleri yeni bir ürünle çeşitlendirerek yaygınlaştırmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’de reel sektörün finansmanında kira sertifikası ihracını uygulayan ilk ve tek katılım bankasıyız ve bu konumumuzu her geçen gün güçlendirmeye devam
ediyoruz. Türkiye Finans olarak kurumsal müşterilerimizi bu yeni ve güvenilir fonlama tekniği ile tanıştırmayı ve bu alanda önemli
bir pazar oluşturarak ülke ekonomisine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi.
50
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
TÜRKİYE FİNANS’TAN
10 numaralık Arda Turan hareketi
Türk milli takımının ve İspanyol
futbol takımı Atletico Madrid’in
yıldız futbolcusu Arda Turan,
ikinci kez Türkiye Finans reklamlarında yer almaya başladı. Futbol
hayatındaki başarılı performansını ekranlara da taşıyarak
dikkat çeken reklam kampanyalarına imza atan Arda Turan, Türkiye Finans’ın ‘Akıllı
Hesap’ ürünüyle karşımızda.
Turan, Türkiye Finans’ın yeni
reklam filminde kar paylaşımlı
mevduat hesabını tanıtırken
profesyonel futbol yaşamının
zorluklarına da esprili bir dille
dikkat çekiyor.
Manual Effect reklam ajansının
imzasını taşıyan ve yönetmenliğini Kağan Erturan’ın yaptığı
reklam filmi Türkiye Finans
şubesinde geçiyor. 30’larında
bir adam, bekleme alanında
oturan Arda Turan’la sohbet etmeye başlar. Arda Turan’ın ‘Akıllı Hesap’ açtıracağını söylemesi
üzerine adam, Arda’nın işini hafife
alarak kolay para kazandığını ima
eder. Bu sırada Turan’ın profesyonel hayatından görüntüler ekrana
gelir fakat Arda’nın yerinde şubede sohbet ettiği adam vardır. Arda
Turan’ın yerine geçen adam onun
sıradan bir gününde yaptıklarını
yapmaya çalışır ama çok zorlanır.
Bu sırada görüntü tekrar Türkiye
Finans şubesine geçer. Adam kan
ter içinde kalarak Arda Turan’a hak
verir. Bu sırada 10 numara yanar
ve sıra Arda Turan’a gelir. Arda Turan: “Gel, sana da bir Akıllı Hesap
Futboldaki başarısının yanı sıra oyunculuğuyla da
beğeni toplayan Arda Turan, reklam filminde
Türkiye Finans’ın ‘Akıllı Hesap’ ürününü tanıtıyor.
açalım artık” diyerek adam ile birlikte bankoya doğru ilerler.
Çekim ve prodüksiyonlarını
Pworks firmasının gerçekleştirdiği
Arda Turan’lı Türkiye Finans reklamları ise yakın zamanda izleyicilerle buluşacak.
AKILLI HESAP’TA AVANTAJLI
FIRSATLAR
TL ve YP hesaplarda avantajlı kar
paylaşım havuzu ve ücret avantajları sunan Akıllı Hesap ürününü
BES ürünü ile birleştirerek sektörde bir ilki gerçekleştiren Türkiye
Finans, müşterilerine Akıllı Hesap
avantajlarının yanı sıra BES minimum katkı payının %20’si kadar
cari hesaplarına ödeme yapacak.
Kampanya kapsamında TL ve
YP “Akıllı Hesap” açan ve Bireysel Emeklilik sözleşmesi başlatan
müşterilerimize sahip olunan
plana ait minimum katkı payı ödemesinin %20’si müşteri cari hesabına aktarılacak. Ayrıca şube veya
internet bankacılığından ayda 3
EFT ve 3 havale işlemi ücretsiz
gerçekleştirilebilecek. Hesap İşletim Ücreti de alınmayacak. Üstelik
Akıllı Hesap’ta vadesinden önce
para çekilmesi halinde, hesapta
kalan tutar için vade bozulmaz
ve bu tutar için vade sonunda kar
payı almak mümkün.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
51
KATILIM DÜNYASI
Ziraat Katılım Bankası
29 Mayıs’ta açılıyor
Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın,
“Ziraat Katılım Bankası’nın açılışını 29 Mayıs’ta planlıyoruz” dedi
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve
Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Arap Bankalar Birliği ve TBB toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı
Yeni açılacak Ziraat Katılım Bankası’yla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Aydın, “Açılışını 29 Mayıs’ta planlıyoruz. Ziraat Katılım
Bankası’nın sermayesi 300 milyon dolar
karşılığı TL olarak Hazine’den alındı, bu
sene 20 şube açmayı hedefliyoruz” dedi.
Aydın şölye konuştu:
52
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
“Ziraat Katılım Bankası, Ziraat Bankası’nın
bir iştiraki olarak faaliyet gösterecek. Ziraat
Bankası 2015’te Karadağ ve Azerbaycan’da
lisanslı bankacılık, Kosova’da ise şube olarak faaliyete başlayacak.”
2015’te gayrimenkul yatırım ortaklığı kuracak.
Hüseyin Aydın, Ziraat Bankası’nın 2015’te
gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmayı
planladığını da belirtti.
Geleceğin Bankası:
KATILIM BANKACILIĞI
Çorum Hitit Üniversitesi ve Ticaret Sanayi Odası
işbirliğinde “Katılım Bankacılığı’nda Yeni Ufuklar”
konulu panel düzenlendi.
Panelde günümüz finans dünyasındaki gelişmelere
bağlı olarak Türkiye’de de uygulama alanı genişlemiş olan Katılım Bankacılığı profesyonel düzeyde
ele alındı. Katılım Bankacılığı’nın mevcut durumunun da ele alındığı panelde, gelecekte bu alandaki
fırsatlar masaya yatırıldı. Panelde bir konuşma yapan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Reha Metin
Alkan, Katılım Bankacılığı’nda kısa bir süre içerisinde büyük gelişmeler kat edildiğini söyledi.
KATILIM BANKACILIĞINDA BATI ÇOK ÖNDE
2010 yılında 1.2 trilyon dolar, şuan 1.5 trilyon, önümüzdeki yıllarda da 3 trilyon dolarlık bir hacme
ulaşacak Katılım Bankacılığında en batı kaynaklı
bankaların en ön sıralarda yer aldığına dikkat çeken
Alkan, bu alanda Türkiye’nin istenilen düzeyde var
olmadığına işaret etti. Rektör Alkan, amaçlarının
toplumda farkındalık oluşturmak olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu pastadan yeterli düzeyde pay
alması gerektiğini ifade etti.
Üniversitenin toplumla bütünleşmesinin güzel örneklerden bir tanesi olduğunu dile getiren Alkan,
“Rektörlük seçimi insanların neredeyse son 6 ayını
son 1 yılını alıyor en az bu kadar şu işlere kafa yormamız gerekiyor.Bir rektörlük seçimine üniversitelerimizin pek çoğunda 6 ay ila 1 sene kala zaman
ayırmaya çalışılıyor.Yani rektör kim olacak kadar bu
ülkeye biz ne yapabiliriz. Akademisyen olarak, bir
meslektaş olarak, biz bu ülkeye ‘nasıl çivi çakabiliriz’ düşündüğümüz zaman inan pek çok şey daha
farklı olacak. Birincisini yapmak keyifli ve çok kolay.
İkincisini yapmak elinizi taşın altına sokmayı gerektiriyor” dedi.
Hitit Üniversitesinde sadece ve sadece bilimsellik
ve yapılacak çalışmaların konuşulmasını sağlamaya
gayret edeceğini anlatan Alkan, şunları söyledi: “Son
bir söz olarak üniversitemiz 2011 yılında göreve başladığımda yaklaşık 75-80 bölüm programımız vardı.Şuanda 160’a ulaştı. Bunların sayısını artırmakla
beraber olabildiğince gelecekte meslek sahibi olabilecek mezun oldukları zaman iş sahibi olabilecek
bölümleri bulmaya gayret ediyoruz.Gerçekten bu
son derece önemli yani yüzde 100 işsiz değil yüzde
100 dünyada iş bulma imkanı olan arkadaşlarımızın
programları açmaya gayret ediyoruz.”
HAYRETTİN KARAMAN’DAN KATILIM BANKACILIĞI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER
İslam Hukuku Profesörü Prof.Dr. Hayrettin karaman, faizsiz finans kurumunun ismine layık olabilmesi için bu konuya kafa yormuş, uzmanlaşmış
kişilerin bulunarak istihdam edilmesi gerektiğini
söyledi.
Karaman, bugün birden fazla üniversitenin İslam
iktisadı, faizsiz bankacılık ve finansman konularında lisansüstü programlar açtıklarını belirterek, bunun sevindirici olduğunu belirtti.
Katılım bankacılığının geleceğinin iyi olup olmamasının iyi yetişmiş elemana bağlı olduğunu anlatan Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katılım
bankaları yeni ufuklara daha güzel ufuklara açılımı
yetişmiş insana bağlı. Öncelikle buna önem vermeliyiz. Biz aslında bu alanda başarıyı gerçek imanla
sağlarız. Biz de eksik olan gerçek imandır. Hepimiz
Müslüman olduğumuzu söyleriz ancak iş uygulamaya geldiğinde kıvırtırız. Önce iman edeceğiz. İnanacağız. Adı İslami olsun, katılım olsun ama tadı faiz
olsun. Bu alandaki insanların önemli bir kısmının
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
53
KATILIM DÜNYASI
bulunduğu nokta bu. Bize getirilen tekliflerden biliyorum. Dediklerinin tamamı bu sistemi sulandırın,
beriki tarafa iyice yaklaştırın aradaki fark isimden
ibaret kalsın. Bu neden kaynaklanıyor. Bu alandaki
imanımızın zayıflığından kaynaklanıyor.”
Allah’ın faizi haram, meşru ekonomik ve ticari faaliyetleri helal kıldığını hatırlatan Karaman, küresel
dünyada Müslümanın her alanda yer alması gerektiğine dikkat çekti.
MAYIS AYINDA ZİRAAT KATILIM BANKASI
FAALİYETE GEÇİYOR
Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Osman Arslan
ise, kamu sermayeli ilk katılım bankası olacak olan
Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin Mayıs ayında faaliyete geçeceğini açıkladı.
Siyasi iradenin de ciddi desteğiyle kamu tarafından katılım bankası kurulması için geçen yıllarda
çalışma başlatıldığını hatırlatan Arslan, bunun için
bir takım adımların atıldığını belirtti. Yapılan çalışmaların ardından Ziraat Bankası tarafından katılım
bankası kurulması noktasında karar alındığını hatırlatan Arslan, şunları söyledi: “Kamu sermayeli
katılım bankaları sisteme giriyor. Burada Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndan ilk izni alan
Ziraat Bankası oldu. Kuruluş iznini aldık. Kuruluş iz54
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
nini müteakip ciddi bir şekilde personel istihdamı,
alt yapıyı oluşturma, yeni ürünler geliştirme ve teknolojik alt yapıyı hazır hale getirme noktasında çalışmalarımız başladı. Şuanda faaliyet izni için hazır
duruma geldik. BDDK yetkilileri katılım bankasını
denetliyor. Onların izin sürecini bekliyoruz.”
İlk kamu sermayeli katılım bankasının adını da
Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin koyduklarını anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankanın
faaliyetine başlaması için ikinci bir izin gerekiyor.
O aşamadayız. Mayıs ayı sonunda faaliyete başlayacağız. 300 milyon dolar Türkiye’de bir bankanın
kurulması için ihtiyaç duyulan asgari sermaye tutarı. BDKK’nın aldığı kararı bu yönde. Sermayemiz
Hazine Müsteşarlığı’ndan geldi. Ziraat Bankasının
iştiraki olarak kuruluyor ancak sermaye artırımı
bankanın kendi faaliyetlerinden ya da fonlarından
değil Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesinin yeni bir
kaynak veya fon olarak getirip verdiği sermayedir
bu. Ziraat Bankası ana hissedarlığında kuruluyor.
Bu sermaye Ziraat Katılım Bankasının büyümesi
ve daha büyük projelere imza atması adına yeterli
değil ama sermaye etkin kullanma adına bu tutarla
başladık. İlerleyen zamanda bankanın büyümesiyle
eş zamanlı olarak sermaye artımı olacak. Kusa sürede büyüme ve şubeleşme hedeflerimiz var. Ziraat
Bankası ile katılım bankası ayrı bir tüzel kişiliktir.
Yöneticileri, fonları, projelendirme alanları ayrı kanallardan olacak.” Ziraat Bankası’nın Türkiye’nin
en eski bankası olduğunu anlatan Arslan, “151 yıllık
geçmişe sahip. Bin 700 şubesi dünyada 16 ülkede
faaliyet gösteriyor. Katılım bankası yeni bir sinerji
oluşturacak. İki bankanın faaliyetlerinin karışmamasına dikkat ederek bankanın Türkiye’nin katılım
bankacılığıyla tanışması ve büyümesi bakımından
ciddi katkı yapacak. 104 milyar olan katılım bankacılığının yeni bankalarla 2023 yılında 500 milyar
sermaye büyüklüğüne geleceğini ümit ediyoruz”
dedi.
2000 yılının başında katılım bankacılığının varlık
büyüklüğü 2.2 milyar Türk lirası iken 2014 yılı sonunda 104 milyar TL’ye ulaştığını açıklayan Arslan,
bunun önemli bir gelişme olduğunu ancak daha gidecek olan çok yol bulunduğunu belirtti. Bu alanda
faaliyet gösteren bankaların daha da büyüyebilmesi
için büyüklük problemini çözmesi gerektiğini dile
getiren Arslan, bunun içinde yeni oyuncuların sisteme dahil olması gerektiğini belirtti. Arslan, şubeler
bazında bakıldığında katılım bankacılığında
ihtiyaç olan yerlerde erişim problemi olduğuna dikkat çekerek, erişimde yaşanan zorlukların ortadan kaldırılması noktasındaki
gerekliliğine işaret etti.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Necati Şahin ise, katılım bankalarının finansal sistem açısından büyük
önem arz ettiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak
atıl fonların sisteme kazandırılması, faizli finansal araçlara yatırım yapmamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan
iş planına sahip olmaları reel sektör başta
olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine
yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaları, kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği
taşıyabilmeleri, farklı ekonomiler arasında finansal
bağların kurulmasında önemli itici güç olabilmeleri,
yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için
yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak, gerek küresel
ölçekte gerek ülkemiz katılım bankacılık sektörü
niche piyasalar olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da bu konudaki gelişmeye
yardımcı olacaktır.”
Paneli Vali Ahmet Kara, Ak Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Belediye Başkanı Muzaffer
Külcü, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Başaranhıncal, akademisyenler ve davetliler izledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Necati Şahin, “Yeni küresel reform
planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak gerek küresel ölçekte gerekse
ülkemiz katılım bankacılık sektörü niş piyasalar
olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade
varlığı da gelişmeye yardımcı olacaktır” dedi.
Katılım bankalarının bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak atıl fonların sisteme kazandırılmasını
sağladığının altını çizen Şahin, “Katılım bankaları,
faizli finansal araçlara yatırım yapamamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan iş planı-
na sahip olmaları nedeniyle reel sektör başta olmak
üzere ülke ekonomisinin gelişmesine yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaktadırlar. Ayrıca kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği
taşımaktadırlar” ifadesini kullandı.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
55
MAKALE
Doç. Dr. İshak Emin Aktepe
Katılım Bankacılığını Anlamak
Katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık, İslami
banka ve İslami finans gibi ifadeleri duyan
kimi insanlar, doğrudan alaycı bir üslupla
faizsiz bir bankacılığın olamayacağını ya da
katılım bankalarının mevduat bankalarından farklı olmadığını söylerler. Bunlar arasında dini konularda hiçbir hassasiyeti olmayan
kimseler kadar bilinçli ya da bilinçsiz dini bir
duyarlılığa sahip olanlar da bulunabilmektedir. Özgür bir ortamda
herkesin düşüncesini ifade
etme hakkı olmakla birlikte
adalet ve insaf ölçülerinden
ayrılmadan değerlendirmelerde bulunmak dini ve insani ödevimizdir.
Öncelikle dünyada ve Türkiye’de son birkaç asırdır
faizli bir ekonomik sistemin
hakim olduğunu vurgulamak gerekir. Bu yapı kendi finansal kurumlarını da oluşturmuş ve toplumun istifadesine sunmuştur. Devlet kurumları, şirketler
ve bireyler de ihtiyaç duydukları finansal
hizmetleri bu faizli müesseselerden almaya
alışmışlardır. Kanunlar hep bu faizli yapıyı
destekler mahiyette hazırlanmış, üniversitelerde faizsiz bir sistem konusu neredeyse
hiç düşünülmemiş, faiz ekonominin mut-
56
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
lak gerçeği sayılmış, şirketlerin ve bireylerin
önemli bir kesimi faizli mevduat ve kredi işlemleri dışında alternatif yöntemlere yönelmemişlerdir. Elbette faizden başka yöntem
bilmemek Türkiye’ye son birkaç on yılda çok
ağır bedeller ödetmiştir. Faizden gelir sağlayan finansal sistemin hakimleri, manipülatif
hareketlerle faiz oranlarını yüzde iki yüzlere
ve hatta daha fazlalarına kadar taşıyarak masum halkın sırtına ağır yükler yüklemiştir.
Katılım bankacılığı ülkemizde
son otuz yıl içerisinde finansal sistem içerisinde kendine
yer edinmeye çalışmaktadır.
Bir grup özel müteşebbisin
risk alarak, sermaye koyarak,
istihdam yaratarak ve şubeler açarak 1985 sonrasında
oluşturmaya çalıştıkları bir
yapıdır. Malum olduğu üzere 80’li yıllar henüz
ülkemizde 1980 darbesinin etkisinin devam
ettiği bir dönemdir. 90’lı yıllar da ülkemizde
pek parlak geçmemiş hatta 90’lı yılların sonunda yine anti demokratik yöntemlerle seçilmiş
hükümetler devrilmiştir. 2000’li yıllarda bile
ülkemizde darbe olup olmayacağı tartışmaları
hiç gündemden düşmemiş; laiklik duyarlılığıyla iktidar partisine kapatma davaları açılmış ve
muhtıra olarak değerlendirilen bildiriler yayınlanmıştır. Dolayısıyla kanaatimizce İslami bir
yönü bulunan katılım bankalarını böylesi bir
ülkede kuran müteşebbisleri ve bu müesseseleri günümüze taşıyan yöneticilerini tebrik etmek vefalı ve insaflı olmanın gereğidir.
Katılım bankacılığına devlet katında son
birkaç yıldır özel bir önem atfedilmektedir.
Halbuki bu müesseseler kuruldukları 1985’li
yıllardan beri sürekli sistemin üvey çocuğu
muamelesi görmüştür. Örneğin 1999’a kadar
bu kuruluşlar bakanlar kurulu kararnamesine dayalı olarak açılabilmişlerdir. Yani o zamana kadar bir kanun güvenceleri olmamıştır. Yine 2001 yılında ancak güvence fonuna
kavuşmuşlardır. Halbuki 1990’lı yılların sonu
ile 2000’li yılların başında ülkemizde içi boşaltılan onlarca mevduat bankasına yüzde
yüz güvence veriliyor idi. Ayrıca bugün katılım bankası adı verilen bu kuruluşların banka
olarak isimlendirilmesi ancak 2005 yılının
sonlarında gerçekleşmiştir. O tarihe kadar
özel finans kurumu adıyla anılan bu müesseseler sırf bu isimlendirme yüzünden bir
takım hukuki ve finansal sorunlar yaşamışlardır. Bir başka husus da katılım bankalarının likit yönetimlerini rahatlatacak finansal
enstrümanlardan uzak tutulmalarıdır. Mevduat bankalarının tahvil ve bono gibi enstrümanlardan kolayca yararlanmaları uzun
yıllardır sağlanmış iken bunlara alternatif faizsiz ürünlerin sisteme dahil edilmesi son iki
üç yıllık bir meseledir. Hasılı katılım bankacılığının ülkemizdeki otuz yıllık geçmişinde
devlet nezdinde pek de desteklendiği söylenememektedir.
Katılım bankacılığı hakkında gerekli çalışmaları yapmayan bir başka unsur da üniversitelerdir. Kendilerinden yapıcı öneriler, yüksek
lisans ve doktora tezleri, bilimsel makaleler,
sempozyumlar ve paneller beklenen ilim
dünyasının İslami finans ve katılım bankacılığı hakkında çok fazla üretim yaptıkları
söylenememektedir. İstihdam fazlası olan
ya da güncel hiçbir değeri bulunmayan pek
çok alanda gereksiz lisans bölümleri açıldığı
halde dünya çapında iki trilyon dolar, ülkemizde ise yüz milyar dolar büyüklüğe ulaşmış bir alternatif finansal sistem hakkında
hiçbir özel bölüm oluşturulmamıştır. İslami
finans ne ilahiyat ne de iktisat fakültelerinde
hak ettiği değeri görmüştür. Çoğu zaman dedikodudan öteye geçmeyen sığ değerlendirmelerle mesele geçiştirilmiştir. Hulasa olarak
maalesef üniversitelerimiz İslami finansı
geliştirmek üzere önerilerini sunmak yerine
onu yargılamayı tercih etmiştir.
Toplumun büyük bölümü Müslüman olan ülkemizde şirketlerin ve bireylerin de faiz konusunda hassasiyet gösterdikleri söylenememektedir. Katılma hesabına kar zarar ortaklığıyla
fon yatırıp katılım bankasının yapacağı ticaretten kar payı almak yerine önceden belirlenmiş
faiz gelirine yönelen şirket ve bireylerin sayısı
hiç de azımsanacak ölçüde değildir. Yine katılım bankasıyla birlikte mal ve hizmet alımına
girip mal ve hizmeti bankadan vadeli almak
yerine maddi menfaat için hiç düşünmeden faizli kredileri tercih edenler de oldukça fazladır.
Hatta toplumun önemli bir bölümünün belki
de faizsiz bir yapı olduğundan ve katılım bankalarının ihtiyaç duydukları finansal hizmetleri faizden uzak olarak gerçekleştirdiğinden
haberi bile yoktur. Netice itibariyle hayatın pek
çok alanında dini hassasiyetini muhafaza eden
ülkemiz insanının faiz konusunda maalesef
duyarlılığını yitirdiğini söyleyebiliriz. Milattan
önce yaşamış filozofların bile ideal bir topluma yakıştırmadıkları faize bu düzeyde alışmış
toplumumuzda faizsiz bir bankacılık sistemini
yaşatmanın zorluğu izahtan varestedir.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
57
SERMAYE PİYASALARI
58
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
59
SERMAYE PİYASALARI
60
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
61
TEKNOLOJİ DÜNYASI
5G’NİN ÖZELLİKLERİ
DİKKAT ÇEKİYOR
Teknoloji şirketleri, başta mobil telefonlar olmak üzere taşınabilir cihazlar konusunda yaratıcılıklarını konuşturuyor. Ancak 4G ve 5G
gibi mobil teknolojilerin gelişmesiyle akıllara
durgunluk verecek çok sayıda ürün ve hizmet
kullanıma girecek.
GİYİNEBİLİR HER ŞEY 5G İLE BİRLEŞİYOR
Giyilebilir teknolojilere olan ilgi giderek artıyor.
Google’ın gözlüğüyle başlayan yeni trend tasarımcıların da hayallerini zorlamalarına neden
oldu. Akıllı bilekliklerden yüzüklere, yeni nesil
saatlerden ayakkabılara kadar giydiğimiz veya
üzerimizde taşıdığımız hemen her şey akıllanacak. Şu sıralar Apple’ın satışa çıkan akıllı saati Apple Watch ile giyilebilir teknolojilere olan
ilgi yeniden arttı. Ancak internet hızının kapalı
alanların dışında henüz istenilen seviyede olmaması ve giyilebilir cihaz çeşitliliğinin azlığı
62
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
talebin sınırlı kalmasına neden oluyor. Tüm
dünyada beklentilerin hızla arttığı 4G ve 5G
mobil iletişim teknolojilerinin hayata geçmesi
ile birlikte ise giyilebilir teknolojilere yönelik
tamamen farklı bir dönem başlayacak.
SINIR TANIMAYACAKLAR
İnternet hızının beklentilerin çok üzerine çıkmasıyla hem ürün tasarımı hem de hayata geçecek uygulamaların boyutu değişecek. Yakın geleceğe yönelik beklenen yeni nesil cihazların ilk
tasarımları daha şimdiden konsept olarak tanıtılmaya başlandı bile. İster akıllı gözlükler ister
bilezik, kolye veya yüzük gibi takılar tamamen
kullanıcısının davranışlarına göre bilgi toplayıp
haber, müzik veya film gibi istenen hizmetleri
doğrudan kullanıcının bedenine taşıyacak.
Kullanıldıkça akıllanacak yeni nesil ürünler 5G
ile birlikte çevredeki akıllanan diğer tüm nesnelerle de iletişime
geçecek. İçerik arayarak vaktin harcanmayacağı içeriklerin
doğrudan kullanıcıya
geleceği bu dönemde
hizmet seçenekleri
de tamamen farklılaşacak. Bilgi ve heyecan dolu ‘çok yakın’
bir geleceğe hazır
olun.
Tasarımcılar teknolojik konseptlerinde en
çok gözlüklerin üzerinde duruyor. Yeni
nesil gözlükler hem
içerik hem de haberleşmenin
merkezi
olacak.
CEP TELEFONLARINA
TAKSİT OLMAMASINA
RAĞMEN SATIŞLARI YÜKSEK
Cep telefonları satışları hem adet
hem de harcanan bedel olarak
artıyor. Ancak asıl dikkat çeken
nokta ise artık cep telefonlarına daha fazla ödememiz. Türkiye’deki tüketiciler, cep telefonlarına ortalama 2013 yılında
750 TL, 2014 yılında 1000 TL
ödüyordu. Ancak daha 2015’in
ilk üç ayında doların hızla yükselmesiyle beraber Türkiye’deki
tüketiciler cep telefonu başına
ortalama 1250 TL ödeme başladı.
Bu da Türkiye’deki akıllı telefon
meraklılarının artık daha lüks
segmentteki modelleri satın almaya başladığının habercisi.
TÜRKİYE’DE 2015 YILINDA
KAÇ MİLYON CEP TELEFONU
SATILDI?
Yılın ilk 3 ayında cep telefonu
satışları yavaşlamadı. Sektör yetkililerinden aldığımız bilgilere
göre 2014 yılının ilk üç ayında
Türkiye’de tüketiciler cep telefonlarına 3 milyar TL harcamıştı. Bu yılın aynı döneminde bu
rakam 3.7 milyar TL ile rekor seviyeye ulaştı. Başka bir deyişle
geçen yıla göre 700 milyon TL’lik
gibi büyük bir fark göze çarpıyor.
Cep telefonu satışlarında adet
bazında çok büyük bir fark olmasa da artış sürüyor. Geçtiğimiz
yılın ilk üç ayında Türkiye’de 3
milyon adetlik cep telefonu satışı gerçekleşmişti. 2015’in aynı
döneminde ise bu rakam 3.1 milyon adede ulaştı. Aradaki fark ise
100 bin adet.
IPHONE ZİRVEYİ BIRAKMIYOR
GEÇTİĞİMİZ yılın ilk üç ayında
Türkiye’de yerli telefonların satışı üst seviyedeydi. General Mo-
bile Discovery ve Turkcell T40
ile 2014 yılının ilk üç ayında en
çok satılan telefonlar arasında
yer almıştı. Ancak 2015’teki satış
rakamlarına göre yerli markaların cep telefonları listenin biraz
daha gerisinde kalmış durumda.
Üst sırada ise iPhone 6 16 GB’lık
modeli var. iPhone 6’yı ise Samsung Galaxy S3 Mini, ve Samsung Galaxy Grand Prime izliyor.
Akıllı telefon pazarına yeni giren
Asus ise iyi bir çıkış ile Samsung
modellerinin arkasında yer alıyor.
Kredi kartlarıyla satınlan cep telefonlarına yönelik
taksit yasağına rağmen satışlar her geçen dönem yükseliyor.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
63
TEKNOLOJİ DÜNYASI
FACEBOOK
PARAYA PARA
DEMİYOR
Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Facebook’un 2015’in ilk çeyreğine ilişkin geliri, önceki yılın aynı dönemine kıyasla
yüzde 42 artarak 3,54 milyar dolara yükseldi.
FACEBOOK YÜKSELMEYE
DEVAM EDİYOR
Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitelerinden Facebook’un 2015’in ilk çeyreğine ilişkin geliri, önceki yılın aynı dönemine kıyasla
yüzde 42 artarak 3,54 milyar dolara yükseldi.
Facebook, 2015 mali yılının ilk çeyreğine ait
finansal sonuçlarını açıkladı. New York borsası kapandıktan sonra yapılan açıklamaya
göre, Facebook 31 Mart 2015’te biten ilk çey-
64
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
rekte 3,54 milyar dolar gelir ve 512 milyon
dolar net kar elde etti.
Piyasaların beklentisi ise şirketin ilk çeyrekte
hisse başına 0,40 dolar net karla toplamda
3,56 milyar dolar gelir açıklayacağı yönündeydi. Şirketin geliri, böylece geçen yılın aynı
dönemine oranla yüzde 42 artarken, net karı
yüzde 20 azalmış oldu. Facebook, 2014’ün
ilk çeyreğinde 2,50 milyar dolar gelir ve 642
milyon dolar net kar açıklamıştı.
Facebook’un, beklentilerin hafif altında kalan
gelirinde güçlenen dolar etkili oldu. Şirket,
açıklamasında döviz kurundaki dalgalanmaların olumsuz etkileri hesaba katılmadığında, gelirinin önceki yılın aynı dönemine
kıyasla yüzde 42 yerine yüzde 49
artmış olacağını bildirdi.
Ayrıca, veri merkezleri ve uzun vadeli girişimlere yönelik harcamaların da şirketin karını olumsuz
etkilediği belirtildi. Facebook’un
hisseleri, borsa kapanış saatinden
sonra yapılan işlemlerde yaklaşık
yüzde 2,5 değer kaybederek, hisse başına 82,52 dolara geriledi.
iWatch’TA
ZAMAN BAŞLIYOR
Apple’ın akıllı saati Watch, dokuz ülkede satışa çıktı. Saat farkıyla ilk Japonya’da
başlayan satış için küçük de olsa kuyruklar
oluştu.
Apple’ın ilk giyilebilir cihazı olan Watch’a
ilk olarak Avustralya, Kanada, Çin, Fransa,
Almanya, Hong Kong, Japonya, İngiltere ve
ABD’de yaşayanlar sahip oldu.
ÖN SİPARİŞ VERENLER ŞANSLI
Fakat almak isteyenler, aralarında Corner
inBerlin, Los Angeles’ta Maxfield, Tokyo’da
Dover Market gibi belli mağazalardan edinme şansı buldu. Cihaz ilk gününde Apple
Store’larda satışa sunulmadı. Sadece ön
sipariş verenler bu mağazalardan cihazı
alabildiler. Şirket, mağazadan satış yerine
insanları online sipariş vermeye yönlendiriyor. Bu şekilde kuyrukların önüne geçmeyi planlıyor.
Tokyo’da Ginza bölgesindeki Bic Camera
mağazasında yaklaşık 50 kişi ilk Watch’u
alabilmek için kuyruk oluşturdu. Çin de
ilk satışın yapıldığı ülkelerden oldu. Berlin,
Paris gibi şehirlerde de mağazaların önünde kuyruklar oluştu. Apple Watch ürünlerini satın almak ve görmek isteyenler Apple
mağazalarına geldi. Ön sipariş verenler
yeni Apple ürünlerini mağazadan teslim
alırken, ön sipariş vermeyenler görmekle
yetindi.
ÜÇ MODEL
Apple Watch,
saat, kişisel ve
doğrudan
bir
iletişim aygıtı ve
sağlık ve fitness
yardımcısı olarak konumlanıyor. Apple Watch, Sport ve Edition
olarak üç farklı modeli bulunuyor. Ön siparişin ilk gününde 1 milyon adet talep alan
Watch’un satışa çıkmasından itibaren bir
yıl içinde bütün dünyada 10 milyon adet
satması bekleniyor.
329 dolardan başlayan fiyatla satılan cihazın fiyatı modeline göre değişiyor. Altın
kaplama modeli Edition’un fiyatı 17 bin
doları buluyor. Türkiye’de bu fiyatın 50 bin
TL olması bekleniyor. Giriş seviyesi Watch
Sport’un Türkiye fiyatının ise 1.000 TL civarında olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’ye
temmuzdan önce gelmesi beklenmiyor.
Apple’ın ilk giyilebilir cihazı olan Watch’a ilk olarak
Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hong Kong,
Japonya, İngiltere ve ABD’de yaşayanlar sahip oldu.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
65
TEKNOLOJİ DÜNYASI
TÜRKSAT AKILLI
CEP TELEFONLARINDA
66
Evler için kablo üzerinden televizyon
ve internet bağlantısı sağlayan Türksat,
sabit ve cep telefonu hizmeti de vermeye başlayacak. Türksat Genel Müdürü
Ensar Gül, “PTTCell, BİMCell gibi operatörümüz olacak. İsmi henüz netleşmedi” açıklamasında bulundu.
bu konuda tanıtımın yapılacağını kaydetti. Kablo TV hizmeti alan abonelerin, sabit telefon hizmeti almak için alt
yapının hazırlandığını ifade eden Gül,
evde kullanılan modeme analog telefonların bağlanmasıyla sabit telefonla
görüşmelerin yapılabileceğini bildirdi.
SABİT TELEFON HİZMETİ
Türksat Genel Müdürü Ensar Gül, evlere
kablo üzerinden televizyon ve internet
hizmeti veren Türksat’ın, sabit telefon
hizmeti de vermeye başlayacağını belirtti. Gül, Türksat’ın bir teknoloji şirketi
olduğunu ifade ederek, “Bilişim projeleri de yapıyoruz. Bilişim projelerinde
uluslararası alana çıkmak istiyoruz. Bu
konudaki çalışmalar sürüyor” dedi. Evlere kablo üzerinden televizyon ve internet hizmeti verdiklerini anımsatan
Gül, sabit telefon hizmeti de vermeye
başlayacaklarını söyledi. Telefon hizmetinin verilmesiyle ilgili alt yapının
hazır olduğunu belirten Gül, yakında
İSMİ HENÜZ NETLEŞMEDİ
Sanal operatör olarak cep telefonu hizmeti de vereceklerini anlatan Gül, “PTTCell, BİMCell gibi operatörümüz olacak.
İsmi henüz netleşmedi. Biz, bir müşteriye gittiğimiz zaman haberleşmeyle
ilgili tüm hizmetleri verebileceğiz. Yani
televizyon kanalı, internet, sabit telefon, cep telefonu gibi hizmetlerin hepsini verebileceğiz” diye konuştu. Ücretlendirmeyle ilgili çeşitli kampanyaların
düzenleneceğini bildiren Gül, bir paket
içinde televizyon, internet ve telefon
görüşmelerinin yer alacağı kampanyalar üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
TÜM İLLERE KABLO TV ALTYAPISI
Kablo TV alt yapısını genişletme kararı aldıklarını anlatan Gül, “Bu yıl Karaman, Bolu ve Şanlıurfa’da Kablo TV alt
yapısı tamamlanacak. 2023’e kadar tüm
illere Kablo TV altyapısının götürülmesini hedefliyoruz. Kablo TV’de kampanyalar devam edecek. Sayısal ve internet
abone sayısını artırmaya, analog müşteri sayısını da azaltmaya çalışıyoruz. İleride sayısal kanallar ve internet olacak,
analogdan çıkmaya çalışıyoruz” dedi.
ANADOLU KANALLARI İÇİN
YÜZDE 10 İNDİRİM
Türksat üzerinden uplink hizmeti verilen televizyon kanallarına yaklaşık
yüzde 10 indirim yapıldığını da anlatan
Gül, “Bu, televizyon kanallarının maliyetlerini düşürdü. Anadolu’da yayın
yapan, reklam gelirleri az olan ya da
hiç olmayan televizyon kanallarını düşünerek bu indirimi yaptık” ifadesini
kullandı. Türksat’ın televizyon kanallarına dolar üzerinden fatura kesmesinin
zaman zaman eleştirildiğine dikkati çeken Gül, Türksat’ın uydu ödemelerinin
dolar üzerinden yapıldığını, bu nedenle
de faturaların dolar üzerinden kesildiğini kaydetti.
HALKA ARZ ATAĞI
Türksat Genel Müdürü Gül, yıl sonunda Türksat’ın halka arz edilmeye hazır
hale geleceğini açıkladı. Gül, bunun için
finans ve muhasebe sisteminin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) uygun hale getirilmesi için
çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
67
MAKALE
Özgüven Saymaz
[email protected]
Başarılı olmanın ilk adımı
kendini tanıma…
68
Yapılan araştırmalar göstermektedir ki başarılı ol-
İnsanlar “fikri güç”, “gönül gücü” ve “fiziksel güç”
mak tesadüflere bağlı gelişen bir durum olmayıp
olmak üzere üç temel unsurdan oluşmakta olup,
bilinçli bir çabanın sonucudur. Yine, insanların iş
bu unsurların dengeli ve uyumlu birlikteliğiyle
yaşamından başarılı olmalarının kendilerini tanı-
başarılı sonuçlar elde edebilmektedir. Fikri güç
maları ile doğru orantılı olduğu tespit edilmiştir.
unsuru, kişinin bilgi ve becerisini, gönül gücü un-
Kendini tanıma insanın kendi varlığını keşfetme-
suru, kişinin duygusal ve psikolojik durumunu,
sine yönelik içe dönük yaptığı bir yolculuktur.
fiziksel güç unsuru ise, kişinin beden ve biyolojik
Kendi özelliklerinin farkında olan insanlar amaç-
durumunu yansıtmaktadır.
larına daha rahat ulaşabilmekte, tehditleri fırsata
İnsanlar bu üç unsur ile vücut bulmakta ve bu
çevirebilmekte, zayıf yönlerini güçlendirerek her
unsurların birlikte, dengeli çalışması ile başarılı
geçen gün daha ileriye gidebilmektedir.
sonuçlar elde etmektedir. Bu unsurların birbirle-
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
rine bir üstünlüğü bulunmamakla birlikte, “gönül
Güçlü yönler, iş başarısına olumlu etki edeceği
gücü” lokomotif unsur olarak görülmektedir.
gibi dışsal tehditlere ve fırsatlara karşıda avantaj
sağlayabilecektir. Bununla birlikte zayıf yönler ise
Kişinin kendini tanıması, bu üç unsur açısından
iş başarısına olumsuz etki edebileceği gibi dışsal
güçlü ve zayıf yönlerini belirlemesini içermek-
tehditlere ve fırsatlara karşı dezavantaj oluştura-
tedir. Kişinin iş seçiminde, amaç ve hedeflerini
bilecektir.
belirlemede bu değerlendirme son derece önemlidir. Buna göre gelişim alanlarını belirleyip o yön-
Kendimizi bu üç unsur bakış açısı ile değerlen-
de planlama yapmalıdır. Amaçları ve hedefleri
dirmeli, zayıf ve güçlü yönlerimizi belirlemeliyiz.
belirlerken ve amaç ve hedefleri belirlendikten
Bununla birlikte kendi kontrolümüz dışında için-
sonra yol haritamızı çıkarırken kişinin kendisini
de bulunduğumuz yakın veya uzak çevredeki ge-
bu üç yönden değerlendirmesi amaç ve hedefle-
lişmelerden kaynaklanabilecek tehdit ve fırsatları
rin gerçekleştirilmesinde son derece önemlidir.
da analiz etmeliyiz.
Bu bakış açısı ile kendinizi değerlendirmeniz İçinizdeki gücü keşfetmenize, belirsizlikleri azaltıp
daha net bir bakış açısına sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
Dengeli bir yaşam sürmeniz dileğiyle.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
69
GEZİ
ÖZBEKİSTAN
... ve şimdi bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir!
O, yeryüzünün kraliçesi değil mi?
Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu?
Edgar Allan Poe
70
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
Siz farkında olmadan sizi çağıran şehirl-
na Vadisi.. İmam Buhari’den Şah-ı Na-
tedir. Özbekistan’ın (başta Semerkant
er vardır. Sesini daha çocukluğunuzda
kşibendi ve Timur’a kadar büyük büyük
ve Buhara olmak üzere) her karışın-
duymaya başlamışsınızdır. Sakince sizi
isimlerin memleketi. Başka yerlerden
da, tarihten bir sahneyle ve çok bildik
sarmalamaya, kapsamaya, fethetmeye
zannettiğimiz birçok isim tarih de-
isimlerden hatıralarla karşılaşabilirsiniz.
çalıştığını görmemiş anlamamışsınızdır.
nilen sarmalın içinden bize el sallıyor,
İslam tarihinin en büyük bilginlerinden
Bir zaman sonra, henüz gitmeden
gülümsüyor, olgunca bakıyor. Ülkeyi,
İmam Buhari, günümüze kadar etkisi
oralı olduğunuzu daha önce fark et-
‘onlar
gitmemişler,
devam eden büyük mutasavvıf Şah-ı
mediğinize şaşarsınız. O şehir size daha
oralarda bir yerlerde bekliyorlar, duygu-
Nakşibendi, çağının ve hatta çağımızın
siz doğmadan seslenmiştir: “Gel bek-
su’ ile dolaşıyorsunuz. Davet ediyorlar,
çok ötesinde bir vizyonla bilimde
liyorum, buradayım, bin yıldır sabırla
hoş geldin diyorlar, gönlünüzü alıyorlar,
ufuklar açan Uluğ Bey, hocası Uluğ
senin geleceğin günü gözlüyorum…”
hatırınızı soruyorlar sanıyorsunuz.
Bey’in izinde hem astronomide hem
ölüp
kaybolup
Herkese seslenen, herkesi çağıran bir
şehir vardır. Beni çağıran birçok şehird-
matematikte büyük eserler veren (ve
Şerefü’l-mekân, bi’l-mekîn
hemşerimiz olan) Ali Kuşçu, rubaileri ile
en en alımlı en gizemli iki şehre gitmek
yüzyılların ötesinden dünyaya seslenen
üzere Özbekistan vizesi için başvuruda
Mekânlara değerini veren o mekânlar-
Ömer Hayâm, ekliptik eğimini ilk defa
bulunduğumda zihnimde parça parça
da mukim isimlerdir. Bu cümleden
tespit eden astronom Fergani, dünyanın
görüntülerden oluşan bir ülke man-
Özbekistan’ı
kavram-
döndüğünü Galileo’dan yüzlerce yıl
zarası vardı.
ların başında pek tabii orada doğmuş
önce tespit eden Biruni, Türkçeye bir
Özbekistan, bin yılların ülkesi. Taşkent,
büyümüş ve insanlığın dönüşümü için
dilbilimci olarak kattığı eserlerle büyük
Semerkant, Buhara, görkemli Ferga-
büyük eserler vermiş isimler gelmek-
hizmetler etmiş Ali Şir Nevai ve saymak-
değerli
kılan
“Hem her yerdeydi Doğu, hem hiçbir yerdeydi tüm zamanların
yekvücut olmasıydı.” diyor. Semerkant da böyle bir yer.
Sanki tüm zamanları kapsayan bir bugün yaşatıyor.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
71
la bitiremeyeceğimiz büyük âlimler,
kimlerinin yanı sıra coğrafi güzellikleri-
Clavijo’ya kadar dünya tarihinin birçok
edebiyatçılar, mimarlarla dolu bir tarih
yle de görülmeye değer bir yer. Fergana
seyyahının görmekle iftihar ettiği bir
ve coğrafyadır Özbekistan.
tarafındaki dağlık-yaylalık arazi, Semer-
yer Semerkant. Ben de bu çağda halkaya
kant ve Buhara’daki düz ovalar insana
dâhil olmakla mest bir ‘gezgin’ olarak
uzun ufuklarla birlikte ferahlık hissi ve
şehre ulaştım.
seyahat fikri veriyor.
Herman Hesse “Hem her yerdeydi Doğu,
Seyhun ve Ceyhun
Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin isimlerine hepimiz oldukça aşinayız.
Türkçemizde
oldukça
yaygın
olan
hem hiçbir yerdeydi, tüm zamanların
Dünyanın güneşe dönük en güzel
yekvücut olmasıydı.” diyor. Semerkant
yüzü / Semerkant
da böyle bir yer. Sanki tüm zamanları
‘gözyaşları Ceyhun oldu’ tabirindeki
kapsayan bir bugün yaşatıyor.
Ceyhun, büyüklüğü, genişliği, çokluğu
Amin Maalouf’un kendi isminden daha
ifade eder ve Maveraünnehir denilen
meşhur romanı Semerkant’ı okurken
Recistan Meydanı / İlmin kapısı, me-
bölgeyi oluşturan iki nehirden biri
bu şehrin beni de alıp başka yüzyıllara,
dreseler şehri Semerkant
olan Seyhun’dan sonra ikinci nehirdir.
Ömer Hayyam’a, İmam Buhari’ye taşıya-
Çocukluğumun coğrafya derslerinde
cağı aklımın ucundan geçmemişti. Bir
Şehri gezmeye Timur’un hatırası ve
dikkatimi çekmiştir; sanki bu iki nehird-
gün mutlaka gitmeliyim diyordum
hediyesi olan Recistan Meydanı’ndan
en vazgeçmek istememiş ve Anadolu’ya
ama adaşım Hayyam’ın tabiri ile büyük
başlamak gerekiyor. Semerkant’ın yüzü
gelince fark ettiğimiz iki büyük nehre
seyyahlarla ‘aynı şaraptan tatmıştık ama
ve sembolü olan bu meydan üç büyük
Seyhan ve Ceyhan nehirleri ismini ver-
onlar benden iki üç kadeh önce serhoş
medresenin ön avlularından oluşuyor.
mişiz gibi düşünmüşümdür hep. Sird-
olmuşlardı.’
Dünya tarihinin en büyük astronom-
erya (Seyhun) ve Amuderya (Ceyhun)
İbn Battuta’dan Marco Polo’ya, Armin-
larından Uluğ Bey’in 1420’de yaptırdığı
nehirleri arasında kalan ülke, tarihî biri-
ius Vambery’den Ruy Gonzales de
ve dersler verdiği döneminin en büyük
72
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
üniversitesi sayılan Uluğ Bey Medresesi,
Şah-ı Zinde ve Uluğ Bey Rasathanesi
kapısında aslan ve güneş tasviri olan ve
na doyulmazlığı ile biliniyor. Bir başka
ülkeden getirilecek meyveler listesine
1636 yılında yapılan Şirdor Medresesi,
Semerkant için sıradan gözüken turkuaz
ebatlarından dolayı giremeyecek olması
1660 yılında inşaatı bitirilen ve meydanı
mavisi kubbeleri ile ziyaret edilmesi gere-
büyük bir kayıp ya da bu Özbekistan için
bütünleyen Tilla-Kari Medresesi mey-
ken diğer önemli adreslerden biri de Şah-ı
büyük bir talih. O kavunları tadabilmek
danın ziyaretçilerini büyüleyen mimari
Zinde Külliyesi. Külliyeyi tamamlayan
için Özbekistan’ı ziyaret etmekten başka
yapıları ile ve günün her anında farklı
bütünü, bir dönem derviş çilehanesi
çareniz yok.
bir ışıkla hayranlarına cilve yapan bir
olarak kullanılan hücre odaları, medrese,
Semerkant şehir merkezinden yak-
güzel gibi duruyor. Recistan Meydanı ve
cami ve türbeler oluşturuyor. Medrese
laşık on km uzaktaki İmam Buhari
Şirdor Medresesi’nin kapısında yer alan
ve cami kısımlarında çinilerle yapılmış
Hazretleri’nin kabrine doğru giderken
aslan ve güneş tasviri Özbeklerin bugün
mimari tasarımlar, mekânı bir okul ve iba-
yol kenarlarındaki tarlalarda yetişmiş
kullandıkları para birimi som’da yer
dethaneden çıkararak açık hava müzesine
kavunları satanlardan bir kavun aldık.
alıyor. Büyülenmişçesine gezeceğiniz
dönüştürüyor.
Aldığımız kavunu aynı tarlanın kenarın-
bu mekâna saatler ayırmanız gerekiyor.
Ayrıca bir dönem Ali Kuşçu’nun da
daki su kanalında soğuttuk. Yediğimiz
Duvarlarda turkuaz renkli çinili küçük
çalışmalarını sürdürdüğü Uluğ Bey Ra-
kavun değil bir başka şeydi.
taş parçaları ile yazılmış hatlarda ayetler
sathanesi ve Uluğ Bey’in çalışmalarının
ya da hadisler yer alıyor. Yapıldıkları
gösterildiği müzeyi de ziyaret etmeniz
İlim tarihinin görkemli zirvesi /
günden bu zamana depremler, savaşlar,
hararetle tavsiye edilir. Buraları gezerken
İmam Buhari
ihmallerle tahrip olmuş yapılar resto-
Semerkant’ın neden Doğu Rönesans’ının
rasyonlarla yeniden can bulmuşlar.
merkezi olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Semerkant’a 10 km uzaklıkta açık düz bir
Medreselerin iç avlularında hediyelik
Gerçek ve leziz kavun karpuzlar memleketi
arazide kendi büyüklüğünü de imley-
eşya olarak satılan minyatürler geçmiş
Özbekistan iklimi itibariyle meyvenin
en bir mimari tasarımla geniş bir avlu
yüzyılları anlayabilmemiz için iyi birer
bol yetiştiği bir ülke. Özellikle kavun
içinde İslam tarihinin en büyük âlim-
fikir de veriyorlar.
ve karpuzları bütün Orta Asya’da tadı-
lerinden Sahih-i Buhari yazarı İmam
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
73
Buhari’nin kabri bulunuyor. Uzun, kubbeli bir türbenin hemen içinde sembolik
bir mermer lahit yer alıyor. Asıl mezar
lahdin hemen altına denk gelen yerin
altında. Özel izinle girilen bu kabri ziyaretimizde kabrin içinde imam ve özel
ziyaretçiler bulunuyordu. Türkiye’den
geldiğimizi söyleyip türbeyi içeriden ziyaret etmek istediğimizi bildirdiğimizde
biraz beklememizi söylediler. Rehberim
yıllarca bu şehre bu türbeye geldiği halde içeri hiç girememiş. İmam efendi biraz sonra geldi ve içeri girebileceğimizi
söyledi. Bir çilehaneyi andıran kabirde
dünya durdukça eserlerinden istifade
Şah-ı Nakşibend Türbesi
edilecek bu büyük âlimin insana huzur
Özbekistan’da böyle mekânları ziyarete gelen kişileri mollalar ya da me-
veren sessizliği içinde birkaç dakika dua
İslam tarihinin büyük mutasavvı-
drese talebeleri karşılıyor ve ziyaret
ettik. Kabrin içine girebilmiş olmayı haz-
flardan ve Nakşibendi’ye tarikatının
dönüşünde kısa bir dua seremonisi
retin bir iltifatı saydık. Dışarıda avluda
kurucusu Şah-ı Nakşibend Buhara’da
yapılıyor. Bu ziyaretin makbul olması,
büyük bir havuz ve havuzun yanında
uğranılacak önemli adreslerden. Gül
gelen kişiye manevi kazançlarının ol-
buz gibi bir suyun kaynadığı bir çeşme
bahçeleri içinde, büyük ve dinginlik
ması, ömrün uzun ve bahtın açıklığı
mevcut. Çeşmenin hemen yanında da
veren bir camii ile birlikte üstü açık
dualar arasında. Ayrıca mekâna göre
görkemli bir ağaç bulunuyor. Ağacın du-
bir kabrin etrafında ahşap sütunlar-
değişmekle birlikte her duadan önce
ruşu, türbenin mavisi, suyun şırıltısı bir
dan bir yapı burası. Daha girişte salkım
Kur’an’dan ayetler okunuyor. Tür-
zaman yolculuğunun doğal zeminleri
söğütlerin çevrelediği gül bahçesi ile
benin dışında geniş bir havuzun he-
gibi insanı kapsıyor.
ziyaretçisine huzur veren bir mekân.
men yanında bir müze ve kurumuş
bir ağaç gövdesi var. Bu ağacın Şah-ı
Nakşibend’in buraya geldiği zaman
toprağa diktiği asası olduğu ve yüzyıllarca yaşayıp kuruduktan sonra böyle
sergilendiği söyleniyor. Müzede de
çok eski tarihli el yazması Kur’anlar, medrese hocalarının kıyafetleri,
mütteka, tesbih, keşkül ve benzeri
eşyalar mevcut.
Türbenin çevre düzenlemesi çok güzel.
Büyük ağaçlardan sütunlarla yapılan koridorların tavan süslemesinde farklı tezy-
74
Ekoreel ∆ Mayıs 2015
inatlar kullanılmış. Detaylara daldığınızda
büyük bir sanat ürününün karşısında olduğunuzu fark ediyorsunuz.
Teknik bilgiler
Şehirler arasında yapılacak yolculuk
için şoförüyle birlikte günlük araç kiralamanız daha ekonomik olur ve işinizi
kolaylaştırır. Bu konuda güvenilir bir
turizm firması kolaylıkla bulabilirsiniz.
Para birimi olarak Som kullanılıyor. Şehir merkezlerinde veya hava alanlarında
para bozdurabileceğiniz bürolar bulabilirsiniz. Taşrada para bozdurmakta zorla-
da Kırgızistan ve Tacikistan ile güneyde
bilgin Buruni de Özbekistan’da yetişmiş
nabilirsiniz. En büyük banknot sadece
Afganistan ve Türkmenistan’dır.
ünlü isimlerden.
bin Som (Sym) olduğundan yüz dolar
1924’te bugünkü Özbekistan Cumhuri-
Önemli şehirleri: Semerkant, Buhara,
bozdurunca elinizde 185 adet banknot
yeti kurulmuş, ancak 1945’ten sonraki
Hive, Andıcan, Hokand, Navrangon,
oluyor ve sayması ve taşıması büyük
yıllarda Rusların denetimine girmiştir.
Karşı, Urgenc, Nukus.
problem yaratıyor.
SSCB’nin çöküşüyle birlikte Özbekistan
Önemli nehirleri: Surhanderya, Serabat,
Özbekistan’da etnik grupların sayısı 60’ı
20 Haziran 1990’da egemenliğini 1 Eylül
Karaderya, Zerefşan, Koskaderya ve Sah.
bulur. Ülke halkının üçte ikisinden biraz
1991’de de bağımsızlığını kazanmıştır.
En büyük gölü Aral’dır. Diğer Orta Asya
fazlasını Türk soyundan ve Müslüman
Cebirin kurucusu El Harezmi ve büyük
Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi
olan Özbekler oluşturur. Özbekistan
iklimi yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk
dünyanın önemli İslam kültür merke-
ve karasal iklimdir. 447.000 km2 alanda
zlerinden biridir. Ruslar, Tatarlar ve Ka-
yaklaşık 28 milyon kişi yaşamaktadır.
zaklar ülkedeki öbür büyük etnik gru-
Spotlar: Semerkant şehri, bir zamanlar
plardır. Özbekistan’da Kongrat, Nagman,
Çin’den başlayıp Orta Doğu’dan geçerek
Mangıt, Toyaklı, Savay, Barın, Üç Urug,
Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaşan
Burgut, Arlat, Kanglı, Baştaş, Karakalpak
eski ticaret güzergâhı İpek Yolu’nun
gibi boylar bulunmaktadır ve bunlar
üzerindedir. Şehir ticaretle gelişip ze-
Özbekistan’ı oluşturmaktadırlar. Ayrıca
nginleşmiş ve İslam dünyasındaki en
ülkede az sayıda Tacik de yaşamaktadır.
zarif, en incelikli yapıların bir kısmı bu-
Taşkent SSCB döneminde Moskova, St.
rada inşa edilmiştir.
Petersburg ve Kiev’den sonra dördüncü
“Bizim gücümüzden şüphe duyanlar ge-
büyük şehirdi.
lip yaptığımız binalara baksınlar.” diyen
Denize kıyısı olmayan ülkenin komşu-
Timur, insanı dehşete düşüren gücünü,
ları kuzeyde ve batıda Kazakistan, doğu-
bıraktığı eserleriyle de göstermektedir.
Mayıs 2015 ∆ Ekoreel
75

Benzer belgeler