Üzüm ve balık üretimi sona erdi

Transkript

Üzüm ve balık üretimi sona erdi
Hollandalý çiftçiler iþbaþýnda!
Aðar, Baykal'a örnek gösterildi
Hacýbektaþlýlar
projesi
Radyo
internet üzerinden tüm
dünyaya sesleniyor
>7 DE
>3 DE
Kayseri OSB mi
kirletiyor?
Hasret Gültekin
Ufuk Uras'a Kadýköy'de
coþkulu kutlama
Ali’nin Anlamý
Erdoðan Aydýn
(4)
>5 DE
6 DA
Öðrenci iþçiler
yaz mesaisinde
2’DE
Üzüm ve balýk üretimi sona erdi
>8 DE
L.Doðan Týlýç
Siyaset yan gelip
yatma yeri
3 DE
Ümit Otan
6 DA
22 Temmuz
seçimlerinde oylar ve
oranlar
7 DE
> 6’DA
Madýmak Oteli'nin altý
kebapçý olmuþ... Sözün
bittiði noktadýr bu!
Yazar Lütfiye Aydýn, Sivas'ta yakýlan Madýmak
Oteli'nden kurtulanlardan biriydi. Hayatýndaki is
ve alev kokusu eþliðinde harfleri, okumayý, yazmayý
yeniden söktü. Kitabý Cemre'nin yeniden basýmýyla
birlikte o günleri tekrar anlattý. "O oteli utanç
müzesi yapmalarý gerekirken et lokantasý yapýyorlar
alay eder gibi... Bu inanýlmaz," diyor..
>4 DE
Sizi gidi ahkâmcýlar…
2 DE
GÜNEÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 29 45
Ev Tel: 441 25 02
2
26 Temmuz 2007 Perþembe
Ufuk Uras'a Kadýköy'de coþkulu kutlama
Ýstanbul 1. Bölgeden baðýmsýz sol
aday Ufuk Uras'ýn 79 bin 381 oyla
milletvekili seçilmesini Kadýköy'de
binlerce destekcisi coþkuyla kutladý.
Ufuk Uras'ýn milletvekilliðini
garantilemesinin ardýndan Kadýköy
Ýskele Meydaný'nda toplanan
binlerce kiþi meydaný þenlik alanýna
çevirdi. Þenliðe katýlan Ufuk Uras,
"Ben bu þenliðimize Hrant Dink'in
de tanýk olmasýný çok isterdim" dedi.
Baþarýnýn saðlanmasýnda emeði
geçen herkese minnettar olduðunu
belirten Uras, "Bizi yalnýz býrakmayan
EMEP, DTP, ÖDP, SDP, Yeþiller,
çevreciler, kadýnlar, gençler ve
eþcinsellere, toplumsal muhalefetin
bütün üyelerine teþekkür ediyorum.
Bu seçim sonuçlarý göstermiþtir ki,
nihayet meclis kürsüsünde, inadýna
devrim, inadýna sosyalizm ve
inadýna halklarýn kardeþliði diyen
bir irade oluyor" diye konuþtu.
"AKP'nin aldýðý oylar gösteriyor
ki, Deniz Baykal'ýn muhalefet stratejisi
tümüyle iflas etmiþtir" diyerek, seçim
sonuçlarýna iliþkin deðerlendirmelerde
de bulunan Uras, sözlerine þöyle
devam etti:
"Mehmet Aðar nasýl genel
baþkanlýðý býraktýysa, Deniz Baykal'ýn
da seçim sonuçlarýnýn gereðini yerine
getirmelidir. Sol demek kýþlanýn deðil,
barýþýn sesi olmaktýr. Sol demek,
devlete dayanmak demek deðil, halkýn
iradesine güvenmek demektir. Sol
barýþtan yana siyaset yapmak
demektir."
Solun yeniden inþaasýný hep
birlikte birarada baþaracaklarýný
söyleyen Uras, "Mahallelerde seçim
çalýþmalarýný yürüttüðümüz
merkezleri, halk meclislerine
çevirerek, ortak iradeyi yeniden inþa
edeceðiz. Bu da bizim sözümüz"
diyerek sözlerini bitirdi.
çomak soktular… Aslýnda
perþembenin geliþi
çarþambadan belliydi.
AKP’nin neleri
beceremediðinden çok,
CHP’nin neleri becermesi
gerektiðinin anlatýlmasý
gerekiyordu. Ama gözünüz
hiçbir þeyi görmüyordu.
Ankara, Ýstanbul ve Ýzmir
meydanlarý dolmuþtu ya, iþ bitmiþti.
En küçük bir eleþtiri, bir karþý çýkma
'hain' damgasýný yemek için yetiyordu.
Hele hele CHP-DSP ortaklýðýna karþý
çýkanlar dönek solcularýn en hasýydý.
Herkesler döndü bir tek siz
dönmediniz. Bu ülkede ne çok liboþ,
dönek solcu, dinci, neoliberal, Soros
çocuðu, CHP düþmaný varmýþ da
haberimiz yokmuþ. Oy kullanan iki
seçmenden biri demek ki tehlikenin
farkýna varamamýþ. Hele baðýmsýzlarýn
aldýðý oyu da eklersek demek ki durum
epey “vahim”.
Ümit Otan
Sizi gidi ahkâmcýlar…
Yav siz ne yazýyorsanýz, ne
söylüyorsanýz hep tersi oluyor bu
ülkede. Bu iþte bir tuhaflýk yok
mu?Küfretmekten, hakaret etmekten
baþýnýzý kaldýrýp þöyle bir hayata
baksanýz hayat öðretecek size, ama
onu da beceremiyorsunuz. Çünkü siz
her þeyi biliyorsunuz. Hele toplum
mühendisliðiniz bir harika. Valla þu
hiç sevmediðiniz AKP, oy patlamasýný
sizin sayenizde yaptý. O çok sevdiðiniz
CHP sizin sayenizde taban yaptý. Ne
kadar da çok dönek solcu varmýþ bu
ülkede. Ufuk Uras’a oy yaðdýrýrken,
iþkencecilerinizle muhabbetinize
Beyler, atýp tutmalar eskidendi. O
günler “gazete yazýyor” dediðimiz,
tek kanallý televizyonla idare ettiðimiz
günlerdi.. Artýk dünyanýn tüm bilgileri
gizlilik sýnýrlarýný aþýp evimize,
masamýza geliyor. Ýnternet çaðýnda
artýk hiçbir þey eskisi gibi deðil.
Aklýnýzýn alamayacaðý programlar size
geleceðinizi söylüyor. Tabii anlayana.
Yýllarca CHP’de politika yapan
Tarhan Erdem, araþtýrmalar, anketler
yapýyor, yerden yere vuruyorsunuz.
Ahkâmlarýnýzla yarattýðýnýz “mýþ” gibi
hayatlara karþý çýkanlarý aforoz
ediyorsunuz.
Baðýmsýz sol adaylarý görmezden
geliyor, neredeyse aþaðýlýyor, hele
Ufuk Uras’ýn seçilemeyeceðini adýnýz
gibi biliyorsunuz. CHP’nin seçilecek
durumdaki milletvekili adaylarýnýn
arasýnda gençlere yer
verilmemesinden, yaþ ortalamasýnýn
55-60 olmasýndan, yakýnmak
seçimlerden sonra, CHP “tuþ” olunca
aklýnýza geliyor.
Sol politikalarý terk ederek sosyal
demokrat olunamayacaðýný,
CHP'lilerin nedense bunu hiç
algýlayamadýðýný belirtiyor, ama
oyunuzu CHP’ye verdiðinizi
söylüyorsunuz.
Valla ben, Deniz Baykal’ýn da
yönetiminin de ne yapacaðýný hiç mi
hiç merak etmiyorum.Benim merak
ettiðim, siz ne yapacaksýnýz?
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 30 18
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 30 52
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
26 Temmuz 2007 Perþembe
Hollandalý çiftçiler iþbaþýnda!
L.Doðan Týlýç
Siyaset yan gelip yatma yeri deðil...
AKP iktidarýnýn zararlý
sonuçlarý olacak. Bu kesin.
Herþeyden önce, kiþisel olarak
darbe alacaðým. "Tek baþýna
iktidar olacak" diye girdiðim
iddialarda kazandýðým yemekler
yüzünden, onca zahmetle
verdiðim gramlar kilo olup
dönecek.
NEVÞEHÝR/Kozaklý
Hollandalý bir grup öðrenci, Türkiye
ve Türk insanlarýný daha yakýndan
tanýmak ve Türklerin Avrupa Birliði'ne
(AB) bakýþ açýsýný görmek için
Türkiye'ye geldi. Bir hafta boyunca
Kapadokya'da kalan öðrenciler, Türk
insanýnýn AB hakkýndaki görüþleriyle
ilgili anket yaptý, çiftçilerle birlikte
seralarda çalýþtý.
Hollanda'nýn Arnhem kentinde
bulunan ve kent ile ayný ismi taþýyan
Arnhem Koleji'nde eðitim gören 42
öðrenci ve 8 öðretmenden oluþan grup,
Türkiye'yi tanýmak için Kapadokya
bölgesine geldi. Nevþehir'in Kozaklý
ilçesinde apart bir otelde kalan
öðrenciler, bir hafta boyunca Türk
insanlarýný analiz etmek için çeþitli
çalýþmalar yaptý. Gün içerisinde
Hollanda'da yaþayan Türk öðretmen ve
öðrenciler ile birlikte gruplara ayrýlan
öðrenciler; Türk insanlarýnýn yaþam
þartlarý, Türkiye'deki yerel yönetim
çalýþmalarý, muhtarlýk sistemi, eðitim
sistemi, öðrencilerin sorunlarý ve
ekonomik yapý hakkýnda bilgi edinmeye
çalýþtý.
Belediye yetkilileri, esnaf, öðrenciler
ve vatandaþlarla yaptýklarý görüþmeler
sýrasýnda sürekli not alan öðrencilerin,
ülkelerine döndüklerinde okullarýndaki
arkadaþlarýna da Türkiye'yi anlatacaðý
belirtildi.
Türk insanlarýnýn AB'ye bakýþýný
inceleyen bir grup öðrenci ise ilçedeki
esnafla ve vatandaþlarla bir anket
çalýþmasý yaptý. Görüþtüðü Türkler'e
'AB'nin ne demek olduðunu biliyor
musunuz, sizce Türkiye AB'ye girmeli
midir, Türkiye AB'ye girerse size faydasý
mý yoksa zararý mý olur?' þeklinde
sorular yönelten Hollandalý öðrenciler
vatandaþlardan AB hakkýnda
oldukça olumlu yanýtlar aldý.
Türkiye'ye gelmeden önce
Türkiye ve Türk insanlarý
hakkýnda çok fazla bilgi sahibi
olmadýklarýný belirten öðrenciler,
çok sýcak karþýlandýklarýný ifade
ederek, "Gördüðümüz ilgi ve sevgi bizi
etkiledi. Türkiye hakkýnda çok þey
öðrendik. Türkiye gerçekten çok güzel
bir ülke ve bu ülkenin insanlarý AB'ye
girmeyi çok istiyorlar" dedi.
Ýlçede bulunan seralarý gezen
öðrenciler, buradaki sera çalýþmalarýnýn
bölge ekonomisine katkýsýný ve seralarda
çalýþan çiftçilerin çalýþma þartlarýný
inceledi. Öðretmen ve öðrenciler
buradaki iþçilerle birlikte çiçek ekip,
sulama yaptý.
Arnhem Koleji'nin Türk
öðretmenlerinden Sabri Özekin,
Türkiye'ye gelen grup içerisinde
Hollandalý, Yunanlý, Hintli ve Afgan
öðrencilerin bulunduðu ve bu
öðrencilerin büyük bir bölümünün
buraya gelmeden önce Türkiye ve Türk
insanlarý hakkýnda bu denli güzel
düþünceler içerisinde olmadýðýný
söyledi. Bu gezi ile birlikte
öðrencilerinin Türkiye'yi yakýndan
tanýma fýrsatý bulduðunu belirten
Özekin, önümüzdeki yýl okullarýnda
Türkiye'den davet ettikleri öðrencileri
aðýrlayacaklarýný kaydetti.
Okul Müdürü Rijk Polman ise,
programlarýnda Türkiye'nin tarihi ve
turistik merkezlerini gezmenin yaný sýra
asýl amaçlarýnýn Türkiye'yi öðrencilerin
gözüyle analiz etmek olduðunu belirtti.
Öðrencilerin ülkenin kültürel, sosyal ve
ekonomik durumunu incelediðini ifade
eden Polman, "Hem öðretmenlerimiz
ve hem de öðrencilerimiz için oldukça
faydalý bir program oldu. Okulumuzda
ve ülkemizde çok sayýda Türk var. Bu
sayede onlarýn ülkeleri ve kültürlerini
öðrendik. Öyle inanýyorum ki
Hollanda'ya döndüklerinde, burada
bulunanlarýn Türkiye'ye bakýþ açýsý
deðiþecektir" diye konuþtu.
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85-0544 425 40 95
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
Öte yandan, itiraf etmem gerek
ki, AKP'nin oylarýnýn bu kadar
artacaðý ve CHP'nin de, ona altýn
tepsi içinde sunulan onca olanaða
karþýn, bu duruma düþeceði benim
öngörebildiðim bir þey deðildi.
Radikal "AKP yüzde 48'e
dayandý, CHP yüzde 20'nin
altýnda" manþetiyle, Tarhan Erdem
de seçim sonuçlarýna iliþkin
deðerlendirmeleriyle haklý çýktý.
Onlara kuþkucu yaklaþan seçim
öncesi yazýmdan dolayý, sanýrým
özür borçluyum.
22 Temmuz seçimi üzerine
daha uzun süre konuþulacak.
Solda ve saðda bu sonuçlardan
hareketle yeni þekillenmeler
olacak. DP lideri Mehmet Aðar'ýn
istifasý ve CHP lideri Deniz
Baykal'ýn bu yazý yazýlýrken hâlâ
devam etmekte olan "sessizliði",
saðda ve solda yaþanacaklarýn en
somut iþaretleri.
Dünkü gazetelerin manþetleri
ve yorumlar, bir yandan AKP'nin
tarihi zaferini vurgularken, öte
yandan da ordunun siyasete
müdahalesinin, e-muhtýra þeklinde
bile olsa, nasýl bir vatandaþ
tepkisiyle karþýlaþtýðýna iþaret
ediyordu. AKP'ye en sert
muhalefeti yapan ve "AKP
olmasýn da, ben iþkencecilerimle
bile ittifak yaparým" diyerek CHPMHP koalisyonu için çalýþan
Cumhuriyet ise, "4 gruptu Meclis"
manþetiyle yaþanan siyasal
depremin þiddetini düþük
gösterme çabasýnda.
Hikmet Çetinkaya'nýn "Salt
laiklik, üniter devlet kavramlarýyla
bir seçim süreci yürütülebilir
miydi? Bir de Genelkurmay'ýn 'emuhtýrasý elbet seçmenin büyük
bölümünü etkiledi... Sol
politikalarý terkederek sosyal
demokrat olunmuyor, bunu
CHP'liler nedense hiç
algýlayamadý" þeklindeki
deðerlendirmesi, CHP için
yapýlmýþ epey geç bir uyarý.
Türkiye insanýnýn orduya karþý
beslediði saygý ve araþtýrmalarýn
orduyu en güvenilir kurum olarak
gösterildiði herkesin malumu.
Þimdi, bu seçim sonuçlarýnýn
gösterdiði bir þey de þu: Ordu,
ikide bir a, b, c, d veya emuhtýralarla sivil siyasete
müdahale ederek, vatandaþlar
nezdindeki saygýnlýðýný da önemli
ölçüde tehlikeye atýyor. Sanýrým,
bu tehlikenin de farkýndayýzdýr!
Baþta CHP olmak üzere;
yalnýzca laiklik, türban, üniter
devlet, cumhuriyet gibi kavramlar
üzerinden, baþta yoksullar olmak
üzere halkýn yakýcý sorunlarýna
dokunmadan siyaset yapanlarýn,
baþarý þanslarý olmadýðýný görmüþ
olmalarýný dileyelim. AKP'ye karþý
siyaset yapanlarýn, AKP'yi bir
"öcü" olarak tanýmlamak ve
insanlarýn korkusunu besleyip o
korkudan beslenmekten öte bir
çaba sarfet-memelerinin sonucu
bu fiyasko. Korku siyasetinin
varabileceði nokta da bu iþte!
Demek ki, siyaset yan gelip yatma
yeri deðilmiþ. Demek ki, siyaset
4-5 yýlda bir kez plajlardan koþup
oy vermeye gelmek deðilmiþ.
Demek ki, siyasette baþarý ancak
kitlelerin sorunlarýný paylaþan ve
onlarla yüz yüze iliþkiyi
geliþtirenlerin kazanabileceði bir
þeymiþ.
Dün Yeni Þafak'ýn ekonomi
sayfasýndaki manþet, seçim
sonuçlarýnýn en doðru özetiydi
bence: "Patronlarýn dediði oldu,
istikrar kazandý." Patronlarýn
özlediði istikarýn uzun süreli
olmayacaðýný öngörmek zor deðil.
Þimdi, solun, sonuçlarý önüne
koyup kendi geleceðine iliþkin
hesaplar yapmasýnýn zamanýdýr.
Yerel seçimler çok da uzaðýmýzda
deðil. Siyaset de yan gelip yatma
yeri olmadýðýna göre, sonuçlarý
doðru okuyup, þimdiden kollarý
sývamak gerek. Ýzmir'e
Kordon'dan deðil Kadifekale'den,
Ýstanbul'a Beyoðlu'ndan deðil
Ümraniye'den, Ankara'ya
Çankaya'dan deðil Tuzluçayýr'dan
bakarak çalýþmak gerek.
Epeydir somut bir baþarýya
sevinmeyi unutmuþ olan
sosyalistler, Ufuk Uras'ýn Meclis'e giriþiyle keyiflendiler.
Mücadeleye birde Meclis
boyutunun eklenmesi, bunun iyi
deðerlendirilerek ilmik ilmik
örülmesi gereken örgütlü
mücadelenin hizmetinde
kullanýlabilmesi önemli.
Türkiye'nin solunu aradýðý bir
süreçteyiz. Siyaset yan gelip
yatma yeri deðil ve yakýnda da
bir yerel seçim var.
26 Temmuz 2007 Perþembe
Yazar Lütfiye Aydýn, Sivas'ta
yakýlan Madýmak Oteli'nden
kurtulanlardan biriydi.
Hayatýndaki is ve alev kokusu
eþliðinde harfleri, okumayý,
yazmayý yeniden söktü. Kitabý
Cemre'nin yeniden basýmýyla
birlikte o günleri tekrar anlattý.
"O oteli utanç müzesi
yapmalarý gerekirken et
lokantasý yapýyorlar alay eder
gibi... Bu inanýlmaz," diyor..
Unutuyoruz...
Ýþimize gelmeyen her þeyi unutuyoruz,
hafýzamýzdan siliyoruz, yaþanmamýþ
sayýyoruz. Biz yaþamadýk ya nasýlsa, 'Geçer,'
diyoruz... 2 Temmuz 1993'te yaþanan Sivas
katliamý mesela... Üzerinden 14 yýl deðil,
yüzlerce yýl da geçse unutulmamasý gereken
bir vahþeti yaþanmamýþ sayabiliyoruz.
Lütfiye Aydýn'ý da unuttuk, her þeyi
unuttuðumuz gibi... Eþiyle birlikte o utanç
yangýnýndan çýkmayý baþaran, aylarca olayý
hatýrlayamayan, konuþmayý-yazmayý unutan,
deri nakli yapýlan, çýldýrmanýn eþiðinden
dönen yazar Lütfiye Aydýn'ý... Can Yayýnlarý
hatýrlattý onu bize yeniden. Ýlk basýmý
1991'de yapýlan Cemre isimli öykü kitabýný
2 Temmuz'un 14'üncü yýldönümünden
hemen sonra tekrar yayýmladý. O korkunç
olaydan sonra iki kitap daha yazdý Aydýn
ama yazýlarýnýn bir yerinden hep Sivas
katliamý da girdi. Çünkü yaþamýnýn akýþý
deðiþti, bu olay onun yazarlýðýnýn önüne
geçti hep. "Ben bu iþten kurtulmak istiyorum
artýk," diyor o, ama bu olay unutulmasýn,
üzerine toprak atýlmasýn diye de uðraþýyor.
O yüzden yaþadýklarýný bütün çýplaklýðýyla
yeniden anlatýyor....
- 'Bu olay benim yazarlýðýmýn önüme
geçti' demiþsiniz; neden?
- Çünkü hep 'Okuma yazmayý unuttu',
diye haberlerim çýktý. Okuma yazmayý
unutan insan o olaydan sonra üç tane kitap
yazabilir mi kardeþim? Üç kitap, sayýsýz
oyun, sayýsýz ders programý yazdým. O, o
günlere özgü bir durumdu, olayýn þokuyla
yaþanan bir þeydi ve bunu uzun uzun
anlattým.
- Hatýrlamama süreciniz ne kadar sürdü
peki?
- Ýki-üç ay falan. Eþimin desteðiyle
hatýrladým; bana Latif der; 'Latif sen bir
zamanlar oyunlar yazýyordun,' diyordu.
'Oyun mu yazýyordum, peki oyun nasýl
yazýlýr?' diye soruyordum. Üç-dört yaþýnda
çocuk gibiydim; her þeyi þaþkýnlýkla
karþýlayan, yarým yamalak konuþan...
Zamanla bellekte aydýnlanmalar olmaya
baþladý.
- Ne hatýrlýyordunuz aydýnlanma
olduðunda?
- Hep çocukluðumu anýmsadým...
- Doktorlar çocukluðu hatýrlamayý
nasýl yorumluyordu peki?
- Ana rahminde çocuk çok güvenlidir,
kendini en iyi hissettiði yer orasýdýr.
Çocukluk en umutlu, en güzel, en korkusuz
çað; herhalde sýðýnýþým ondandý.
Yakýnýyordum 'Hatýrlamýyorum' diye...
Doktorum da 'Bir an için hatýrladýðýný düþün,
ne olacak, her þey çok mu iyi olacak?' derdi
bana. 100 insan çýðlýk çýðlýða 'Beni kurtarýn,'
diye baðýrýyor... Buna dayanýlmaz sahiden
de. Bana koyan þey þuydu; sen hastaneden
çýkýyorsun iki-üç ay sonra herkes olaya
alýþmýþ, baðýþýklýk kazanmýþ, sen birdenbire
öðreniyorsun ki bütün arkadaþlarýn ölmüþ!
- Eþinizin yanýnýzda olmasý þans mýydý
sizin için,
þanssýzlýk
mý?
- Eþim
olmasaydý
orada beþ
ölü daha
olacaktý,
yani
Madýmak'ta
ölü sayýsý 40'a
çýkacaktý. Çünkü
eþim beni, bir
arkadaþýmý,
arkadaþýmýn
karýsýný, kendini
kurtardý. Eþim
benim þansýmmýþ,
yoksa yoktum
ben!
- Yýllar geçti,
hâlâ yangýn
anýný
hatýrlamýyor
musunuz?
Yangýna kadar
bölük pörçük bir
þeyler
hatýrlýyorum. 1
Temmuz günü
buradan gidiþimiz
hatýrýmda, akþamý
hatýrýmda. Ýkinci
günü
hatýrlýyorum;
kitap standlarý
hazýrlanmýþ, tek
kiþi gelmiyor
içeri. Hâlâ
kondurmak
istemiyoruz, meðer gelenler kapýdan
çevriliyormuþ, 'Gidin belanýzý mý
arýyorsunuz?' diye. Aziz Nesin kapýya yakýn
bir yerde oturuyor, bir muhabirle atýþýyorlar.
O günlerde Aziz Bey, Salman Rüþdi'nin
Þeytan Ayetleri kitabýný çeviriyordu, sonra
polisler geldi, 'Toparlanýn çýkýn,' dediler.
bulmacasýný
almýþým elime,
kuzu sesi 'me', ilk
onu hatýrlamýþým.
(gülüyor) Fakat
onun yerini bulup
yazacaðým, kare
elimin altýndan
kaçýyor. Hem
komik, hem çok
acýklý bir süreçti. Bir süre
sonra daktilo istedim,
yazmaya çabalýyorum,
harfler kaçýyor.
Madýmak Oteli'nin altý
kebapçý olmuþ... Sözün
bittiði noktadýr bu!
YANGINI SÝLMÝÞ...
- Sizi tedirgin eden, kuþkulandýðýnýz baþka
þeyler oldu mu?
1 Temmuz sabahý oraya indiðimizde,
genç semahcý kýzlar vardý, kollarý açýk
hepsinin, onlara saldýrmýþlar otobüsten iner
inmez. Bu bizden gizlendi. Ondan sonra
þehirdeki hava garipti. Þenliðe gittik ama
þenlik havasý, coþku yoktu, bir durgunluk,
bir hoþnutsuzluk havasý... Buralara kadar
olanlarý hatýrlýyorum..
- Siz saldýrý anýný sildiniz galiba
kafanýzdan?
- Hayal meyal otelin taþlanmasýný da
sonradan hatýrladým ama yangýn yok!
Yangýndan itibaren silmiþ atmýþým. Herhalde
o çýðlýklara dayanamadým. Eþimin anlattýðý
kadarý var kafamda....
- Otelin boþluðuna atlamýþsýnýz galiba...
- Alevler geliyor tabii, eþim de otelin
bina boþluðunu görünce 'Biraz umut var,
atlayalým þuraya,' demiþ. Üstü camla
kaplýymýþ. Bir karý-koca arkadaþýmýz daha
var. Yüksekçe bir yerdi ki, ayak parmaðým
kýrýlmýþtý. Ýtfaiye suyu sýkýnca da tüm camlar
üzerimize yaðýyor. Yanýklarýn sebebi o
camlar yani. Ýnsanlarýn büyük çoðunluðu
dumandan boðularak öldü zaten...
Tekrar nasýl yazmaya, okumaya
baþladýnýz?
- Zaman çok iyi bir doktor! Aradan bir
zaman geçti, eþim yazdýklarýmdan örnekler
getirdi. Harfleri hatýrlýyorum ama elimin
altýndan kaçýyorlar. Öyle kaotik bir þey ki,
çok sarhoþ olursunuz, dünyayý hem görür
hem görmezsiniz, hem algýlar hem
algýlamazsýnýz ya, öyle bir þey. Bulmaca
çözme alýþkanlýðým vardý. Cumhuriyet Pazar
- Sonra
yaþadýklarýnýzý Kül
Tablet kitabýnda
anlattýnýz. Ne kadar
zamanda yazýldý bu
kitap?
- 97'de yayýmlandý.
Olay 93'te yaþandý, epey
bir süre yani.
- Bunlarý
hatýrlamak, yazmak
sizin için zor oldu mu?
- Ýçimde yaþadýklarýmý
yazdým daha çok çünkü
o aný, katliamý
hatýrlamýyordum. Bir de
yazmak beni saðalttý;
içimdeki zehri akýttým.
Aðlayacaðým kadar
aðlamýþým zaten. Ayrýca
aðlayanlara da sinirlenip,
öfkeleniyordum.
- Neden?
- Ben aðlayamýyorum,
siz nasýl aðlarsýnýz diye!
- Peki bu kadar zaman geçtikten sonra
insanýn içinden isyan duygusu kayboluyor
mu?
- Maalesef evet! O öfkeyle yaþasan
dünyanýn en tatsýz, en nemrut, en lanet insaný
olur, herkesi suçlarsýn. Bir de beni acýtan
þu; bu ülkede manevi tazminat davasý diye
bir þey yok. Amerika'da McDonald's'da bir
çocuðun ayaðýna çay dökülüyor, aile zengin
oluyor. Ben bundan zenginleþeyim
istemiyorum, bu ayýptýr, yüz karasýdýr. Ama
manevi olarak þunun tazmin edilmesini
isterdim; ben bir yazar olarak asýl yazacaðým
kitaplarý yazmadým, baþka þeyler yazmak
durumunda kaldým hep.
- Ne demek bu?
- Her kitabýmýn bir ucundan Sivas giriyor
çünkü... Ýstemiyorum ama giriyor. Benim
yazmak istediðim çok þeyler var, dosyalarda
durur. Mesela Yemen'in, Balkan Harbi'nin
romanýný yazmak isterdim. Yine yazarým,
ama zaman bulamazsam?
'Ýyi ki yakan kiþi deðilim'
- Bu olaylarý yapan insanlarý
düþününce öfkeye kapýlýyor musunuz?
- Bir gazetede okumuþtum; bir baba,
oðlunu omzuna almýþ, yangýný beraberce
izliyorlarmýþ. Beni en çok bu acýtmýþtý. O
adama nefretle karýþýk bir acýma hissettim.
O çocuk ilerde ne olur? Yanan insanlarý
çocuðuna nasýl seyrettirir bir insan? Bunu
benim insan yüreðim kabul edemez. Onun
için diyorum ki, iyi ki yakan deðilim! Ýnsan
elinde kanla nasýl yaþayabilir?
- Peki bu saatten sonra ne sizi
rahatlatýrdý, ruhunuza iyi gelirdi?
- Halkýmýz bu olaya tepki gösterip,
laisizme sahip çýkabilirdi, bu benim içimi
rahatlatýrdý, baþka hiçbir þey rahatlatamaz.
Ýnsanlar artýk bunu kanýksamýþ, en çok buna
üzülüyorum.
Vücudunuzun ne kadarý yandý?
- Doktorun söylediði üçüncü derece yanýk,
çok aðýr! Bacaklarým, kollarým, boynum,
kalçam, sýrtým... Bizi bulanlar hastaneye
götürmüþler, hareketsiz yatýyormuþum, 'EX'
demiþler, tam morga götüreceklerken nefes
aldýðýmý görmüþler. Sivas'ta ölenlerle ayný
uçakta gelmiþim. Doktorlar benim
duruþmaya gitmemi de istemedi.
- Neden?
- Hatýrlamýyorum ki! Birisinin tipi
hoþuma gitmeyecek, o anda caným da çok
yanýyor, 'Oydu,' diyeceðim belki! Avrupa
Ýnsan Haklarý Mahkemesi'ne de gidebilirdik
ama bunu ayýp saydýk. Ýki çocuðunu
kaybedenler var, onlar gitmiyor, sen niye
gideceksin!
- Belki de bunun bilincinde deðildi o
gitmeyenler...
- Ama dünyanýn gözü önünde oldu güzel
kardeþim...
- Sonraki süreçte neler oldu?
- Deri nakli yapýldý, o ölen hücreleri
sýyýrarak aldýlar ve hiçbir ilaç o aðrýyý
duymaný engelleyemiyor, korkunç bir þeydi.
Ýki günde bir derimiz yüzülüyordu,
pansumana gidiyorduk.
- Hiçbir þey hatýrlamamanýn ötesinde
bildiklerinizi de unuttunuz; okuma
yazmayý hatýrlamadýnýz, her þeye baþtan
baþladýnýz deðil mi?
- Kýzý Ceren: Hastaneye gittiðimde,
'Ceren,' diyor, kafasýný çeviriyor, tekrar
dönüp 'Ceren,' diyor. Beni her gördüðünde
yeni görmüþ gibi oluyor.
- Öbür tarafa gidip geldiniz mi peki?
Ne yaþadýnýz gözünüz kapalýyken?
- Hiçbir þey! 2 Temmuz'la 5 Temmuz
arasýnda hiçbir þey yok, derin bir uykuya
dalýyorsun. 5 Temmuz günü kýzýmýn doðum
gününde gözlerimi açmýþým.
Her yýl 2 Temmuz geldiðinde ne
geliyor aklýnýza?
- O tarih yaklaþýrken bende titremeler,
sarsýlmalar baþlýyor. Biliyorum ki telefonlar
çalacak, insanlar 'Ne düþünüyorsunuz?' falan
diyecek. Çoðuna yanýt vermem. Çünkü bu
konuda söylenmedik hiçbir þey kalmadý.
Beri yandan da unutulsa ona da kýzacaðým,
böyle bir ikilem yaþýyorum. Ama 'hiç
olmamýþ farz edelim' havasý beni çok
öfkelendiriyor. Türk halký Sivas'la
yüzleþmedi, hesaplaþmadý, üzerine bir avuç
toprak attý.
- Sonra hiç Sivas'a gittiniz mi?
- Hayýr! Ne iþim var orada benim, altýn
döþeseler gider miyim? 58 plakalý araba
görsem fena oluyorum, oraya mý gideceðim?
- Bir þey olsa, yolunuz düþse, gitmeniz
gerekse, gitmez misiniz?
- Hayýr, küskünüm ben o þehre. Ahmet
Turan Alkan'ýn eski Sivas'ý anlattýðý Altýncý
Þehir diye bir kitabýný okudum, sanýrsýn ki
benim çocukluðumun Antep'i. Böyle güzel
bir þehir bu hale nasýl getirilir, bu þehirlere
bu insanlar nasýl kýyar? (aðlamaya baþlýyor)
Ya, ben tek bir karýnca bile ezmedim bugüne
kadar...
- Eski sizden bir þey kaldý mý peki
geriye?
- Sivas öncesi benden mi? Hâlâ
hümanistim, hâlâ iyimserim, iyi insan
olduðuma baþkalarý karar verir ama kötü
olmadýðýmý biliyorum, hâlâ kedileri
seviyorum, þekeri seviyorum, güzel bir insan
sesi duyunca mutlu oluyorum. Gözünüzün
rengi gibi deðiþmeyecek þeyler bunlar...
(sabah/alevi.com)
26 Temmuz 2007 Perþembe
Hasret Gültekin
1927. Mustafa Kemal Lozan Antlaþmasý'nýn 4. yýl
dönümünde, "Türk milleti için siyasi bir zafer teþkil
eden bu antlaþmanýn Osmanlý tarihinde emsali
yoktur" dedi.
1930. Baþyazarlýðýný Selim Ragýp Bey'in (Emeç) yaptýðý
Son Posta gazetesi Ýstanbul'da yayýmlanmaya
baþladý.
1933. Adolf Hitler görme, duyma gibi sorunlarý olan
engelli Almanlarýn kýsýrlaþtýrýlacaðýný açýkladý.
1945. Ýngiltere'de Sir Winston Churchill seçimleri
kaybetti; Ýngiltere tarihinde ilk kez Ýþçi Partisi
iktidara geldi: Clement Attlee baþbakan oldu.
Hýzlý, kimi zaman dingin ama her
zaman damýtarak çalýyor: Her bir
perde diðer bir perdeyi izlerken
parmaklarýnda, Anadolu halklarýnýn
melodileri ezgiler kervanýnda
katarlaþýyor. Parmaklarý tedirgin ve
ürkek dokunmadý tele. Kendinden
emin ve onurlu... Bilincini, beynini
olduðu gibi müziðe aktarýrken,
enstrümanýna son derece hakim.
Perdeler Kütahya, Erzincan, Sivas,
biraz sonra Aðrý, Van, Fethiye oluyor...
Teknik ve duygu bilinçli bir biçimde
iþlenince, yalnýzca yüreði deðil
beyinleri de büyülüyor. Ten ile tenin
bileþimi, yüreklerden süzülürcesine,
çiseleyen yaðmur tanesi gibi akarken
sanki kopacak bir fýrtýnanýn prelüdü...
Bir ihtilal oluyor. Hasret gibi... Zarif
ve sert... Mýzraptan çok parmaklarýyla
çalýyor. Çýplak tenin ve telin týnýsal
zenginliðindeki sadelik, gece ile
gündüz arasýnda zamanýn
durdurulmasý kadar sürüyor. Kýsa saplý
baðlama ile baþlayan bu serüven, uzun
saplý baðlama divan sazý, cura, kabak
kemane Hasret'in ellerinde canlý
yaþama dönüyor...
ve ürkek dokunmadý tele.
Kendinden emin ve onurlu... Bilincini,
beynini olduðu gibi müziðe aktarýrken,
enstrümanýna son derece hakim.
Perdeler Kütahya, Erzincan, Sivas,
biraz sonra Aðrý, Van, Fethiye oluyor...
Teknik ve duygu bilinçli bir biçimde
iþlenince, yalnýzca yüreði deðil
beyinleri de büyülüyor. Ten ile tenin
bileþimi, yüreklerden süzülürcesine,
çiseleyen yaðmur tanesi gibi akarken
sanki kopacak bir fýrtýnanýn prelüdü...
Bir ihtilal oluyor. Hasret gibi... Zarif
ve sert... Mýzraptan çok parmaklarýyla
çalýyor. Çýplak tenin ve telin týnýsal
zenginliðindeki sadelik, gece ile
gündüz arasýnda zamanýn
durdurulmasý kadar sürüyor. Kýsa saplý
baðlama ile baþlayan bu serüven, uzun
saplý baðlama divan sazý, cura, kabak
kemane Hasret'in ellerinde canlý
yaþama dönüyor...
1 Mayýs 1971’de, Sivas’ýn Ýmranlý
kazasýna baðlý Han köyünde,
Süleyman ve Hacýhaným Gültekin’in
(Nazire ve Güler’den sonra) üçüncü
çocuðu olarak doðdu. Altý yaþýnda saz
çalmaya baþladý. On bir yaþýnda
sahneye çýktý. Kadýköy Anadolu
Lisesi’nden ikinci sýnýfta ayrýldý. 1987
yýlýnda, ilk çalýþmasý “Gün Olaydý”
adýyla Diyar Müzik Yapým tarafýndan
yayýmlandý. Ýlk resitalini Kadýköy
Moda Sinemasý’nda 1987 yýlýnda
verdi.
1989 yýlýnda, “Gece ile Gündüz
Arasýnda” adlý ikinci çalýþmasý Saltuk
Müzik Yapým tarafýndan yayýmlandý.
29 Ekim 1989 yýlýnda Hollanda Kültür
Bakanlýðý’nýn daveti üzerine, “Genç
Türküler” festivalinde Birsel Acar’la
birlikte Türkiye’yi temsil etti. 1990
yýlýnda ayný ülkede “Türk Haftasý”
etkinliklerine birçok sanatçý ile birlikte
katýldý. Müzik yönetmenliðini
üstlendiði resmi olarak ilk defa Kürtçe
müzik yasaðýný delen “Newroz” adlý
kaset, 1990’da önce enstrümantal
olarak, sonra da Nilüfer Akbal ve Rýza
Akkoç’un katýlýmýyla gerçekleþtirildi.
1990 yýlýnda, Þivan Perwer’in
(Türkiye’de, resmi olarak Kürtçe
müzik yasaðýný kaldýran) “Krivo” adlý
karma kasetinin yayýnlanmasýna
öncülük etti ve süpervizörlüðünü
yaptý. 1991 yýlýnda, “Rüzgarýn
Kanatlarýnda” adlý üçüncü çalýþmasý
Nepa Müzik Yapým tarafýndan
yayýmlandý. 1991 yýlýnda Yeter Fýrtýna
ile evlendi. Türkiye’nin dört bir
yanýnda konserler verdi. Birçok
Avrupa ülkesinde festivalllere katýldý
ve konserler verdi. Aydýnlýk Gazetesi
için; Ankara, Ýzmir ve Ýstanbul’da
ProsEchos Grubu ile birlikte resitaller
verdi. 2 Temmuz 1993’de, Sivas’ta
Madýmak Oteli’nde 35 insanla birlikte
katledildi. 13 Eylül 1993’de oðlu,
Roni Hasret Gültekin dünyaya geldi.
1951. Þair Nazým Hikmet vatandaþlýktan çýkarýldý.
1953. Moncada Kýþlasý baskýnýyla Küba Devrimi
baþladý. Devrimcilerin lideri Fidel Castro
tutuklandý.
1956. Mýsýr cumhurbaþkaný Cemal Abdül Nasýr Süveyþ
Kanalý'ný millileþtirdi.
1963. Yugoslavya, Üsküp'te deprem: 1000 ölü, 100
000 insan sokakta.
1967. Tunceli Pülümür'de Richter ölçeðine göre 6
þiddetinde deprem: 95 ölü, 127 yaralý.
1974. Kýbrýs için ateþkes görüþmelerine Dýþiþleri Bakaný
Turan Güneþ katýldý. Güneþ, "Ateþkes belli
haklarýmýzý kullanmamamýz manasýna gelmez"
dedi.
Ayný gün Ege Üniversitesi'nden yardýmcý doçent
Nebahat Koru türbanla derse girdiði için ceza aldý.
Türban tartýþmasý yeniden baþladý.,
1987. Yunanistan'da aþýrý sýcaklar nedeniyle 700'ünden
fazla insan öldü. Hükümet olaðanüstü hal ilan etti.
Hasret Gültekin’in müzik
yönetmenliðini ve müziklerini yaptýðý
kasetler dizini
1988 Abuzer Karakoç, Hüseyin Aydýn,
Ali Ekber Eren’in de yer aldýðý
“BÝTMEYEN TÜRKÜLER-Dostlar
Muhabbeti”.
1990 Gani Nar’ýn seslendirdiði Kürtçe
“JÝYAN”.
1990 Abuzer Karakoç’un seslendirdiði
ve Avrupa’da yayýmlanan “Alvar
Deyiþleri”.
1990 Emekçi’nin seslendirdiði “Gül’e
Barut Serdin mi?”
1990 Nurþani’nin türkülerinden oluþan
kaseti.
1990 Lütfü Gültekin’in seslendirdiði
“Karanlýkta Vurdular”.
1991 “NEWROZ 2” isimli, Kürtçe
sözlü türkülerden oluþan kaset.
1992 Arif Sað, Emekçi, Mehmet Koç,
Emre Saltýk, Talip •'3fahin, Ýhsan
Güvercin’in de yer aldýðý “Türküler
Yalan Söylemez” isimli kasette üç
eser seslendirdi.
1992 Ahmet Arif’in þiirlerini
besteleyen sanatçýlar olarak, Cem
Karaca, Ahmet Kaya, Sadýk Gürbüz,
Esin Afþar, Rahmi Saltuk’la birlikte,
Ahmed Arif’in anýsýna çýkan kasette
yer aldý.
Bir çok sanatçýnýn kasetlerinde
baðlama, cura ve þelpesiyle yer aldý.
1991. Asgari ücret brüt 801 bin, net 503 bin lira oldu.
1995. Manisa Valiliði kýrmýzý ýþýkta geçen yayalarýn
akli dengelerinin kontrol edilmesine karar verdi.
1996. Ölüm orucunun 68. gününde Tahsin Yýlmaz ve
Ayþe Ýdil Erkmen öldüler. Adalet Bakaný Þevket
Kazan ölümler için "örgüt infazý" dedi.
2000. Kýsa adý RTÜK olan Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu Ýstanbul'da yayýn yapan Özgür Radyo'ya
365 gün kapatma cezasý verdi.
Ayný gün Ýtalya'da 32 kent ve kasaba belediyesi
çaðdaþ kentin öldürücü temposuna karþý bir araya
gelerek yavaþ kent projesini baþlattý.
Bugün Doðanlar:
1856. Ýrlanda asýllý gazeteci, müzik eleþtirmeni ve oyun
yazarý George Bernard Shaw.
1928. "2001 Uzay macerasý", "Full Metall Jacket"
filmlerinin yaratýcýsý film yönetmeni Stanley
Kubrick.
1943. "Rolling Stones" müzik topluluðu kurucularýndan
Mick Jagger.
Bugün Ölenler:
1952. Arjantin Baþkaný Juan Peron'un eþi Eva Peron.
1978. Besteci ve orkestra þefi Ferit Alnar. En çok
seslendirilen eserleri: "Ýki Dans", "Violonsel
Konçertosu", "Kanun ve Yaylý Sazlar Orkestrasý
için Konçerto".
1986. Oyun yazarý Sadýk Þendil. "Yedi Kocalý
Hürmüz", Þendil'in eseri.
bianet
26 Temmuz 2007 Perþembe
Üzüm ve balýk üretimi sona erdi
Öðrenci iþçiler yaz mesaisinde
YOZGAT
Dar gelirli ailelerin çocuklarý,
akranlarý tatil yaparken ellerine
aldýklarý boya sandýklarý, tartý ve el
arabalarýyla çalýþmaya baþladý.
KIRÞEHÝR/Toklumen
Kýrþehir'de, sulama sorunu bulunan
köylerdeki üzüm baðlarýnýn tamamýnýn
kuruduðu öne sürüldü.
Kýrþehir'in Toklumen beldesinde
yaþanan su sýkýntýsý, üzüm baðlarýnýn
kurumasýna neden olurken, her sene 5
ton üzüm üretimi gerçekleþen beldede
bu sene 500 kilogram ile 1 ton arasýnda
üzüm yetiþtirilebildi. Üzüm baðlarý
kuruyan çiftçi Mehmet Karaca,
Toklumen halkýnýn geçim kaynaklarýnýn
kuruduðunu belirterek, "Üzümü ve balýðý
ile ünlü Toklumen kasabasý, üretim
düþüklüðü nedeniyle zor günler yaþýyor.
Beldemizde bulunan sulama pompalarý
ve motorlarý çürümeye terk edildi.
Sulama Kooperatifi tarafýndan yýllar
önce alýnan pompalar þu anda çalýþamaz
halde. Bunun sebebi de elektrik borcunun
yüksek olmasý. Daha önce 2 bin 500
YTL olan elektrik borcu þimdi 5 bin
YTL civarýnda. Bu para ödenmediði için
pompalar çalýþmýyor ve çürüdü.
Pompalar çalýþmayýnca da barajdan su
çekemedik ve üzüm baðlarýmýzý
sulayamadýk. Baðlarýmýz kurudu"
iddiasýnda bulundu.
halký yýlda 5 ton üzüm üretiyor ve satýp
vergisini veriyordu. Þarap üretiminden
dolayý devletimize her yýl yaklaþýk 4
milyon YTL vergi veriyorduk. Þimdi bu
rakam tamamen ortadan kalktý.
Toklumen halký her türlü tarým ürününü
ekerdi. Susuzluk nedeniyle ekim yok ve
mahsul alýnmýyor. Baðlarýmýzýn yüzde
80'i kurudu. Devletimizin bize de sahip
çýkmasýný istiyoruz" þeklinde konuþtu.
Kýzýlýrmak üzerinde bulunan
Toklumen kasabasýnda balýkçýlýðýn da
tarih karýþtýðýný kaydeden Karaca,
"Kýzýlýrmak üzerinde bulunan fabrikalar,
atýklarýný baraja býrakýyor. Sudan çýkan
mahsul yenemez hale geldi. Tarým
ürünlerini de yemeye korkuyoruz çünkü
atýklar zehirli ve korkutucu boyutta"
iddiasýnda bulunarak yörenin kalkýnmasý
için acilen harekete geçilmesi gerektiðini,
aksi takdirde çok geç kalýnacaðýný
söyledi.
Her sene yaklaþýk 5 ton üzüm üretip
þarap fabrikalarýna verdiklerini ancak
bu yýl üretimin olmadýðýný vurgulayan
Karaca, "Benim 5 dönüm baðým vardý
ve susuzluk nedeniyle kurudu. Kendi
imkanlarýmla tekrar baþka bir bölgeye
8 dönüm daha bað yapýyorum. Toklumen
ÝLAN
672m2 üzerinde 110 m2 kerpiç bina, kuyulu,
Savat mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi
No: 21’ de
satýlýk ev.
Bekir Karabacak
Tel: 0384 441 20 84
Yozgat'ta salý ve çarþamba günleri
kurulan sebze pazarýnda el arabasý
ile yük taþýyan öðrenciler günde
ortalama 6 YTL ile 15 YTL arasýnda
para kazandýklarýný belirterek,
"Kazandýðýmýz paralarla önce
evimizin sebze ve meyve ihtiyacýný
karþýlýyoruz. Paramýz artarsa okul
harçlýðý olarak biriktiriyoruz. Pazar
yerine yakýn mesafelere 1 YTL'ye,
uzak mesafeleri ise 3 YTL'ye taþýma
yapýyoruz. Bazý müþteriler uzak
mesafeye dahi pazarlýk yapýp 3 YTL'in
altýnda taþýma yaptýrmaya çalýþýyor"
dedi.
Boyacýlýk yapan çocuklar ise günde
5-6 YTL kazandýklarýný ifade ederek,
"Bir çift ayakkabýyý 50 kuruþa
boyuyoruz. Günlük kazandýðýmýz
parayý annemize veriyoruz. Onlar da
ev ihtiyaçlarýný karþýlýyor" þeklinde
konuþtu. Tartýcýlýk yapan çocuklar da
günlük ortalama 5 YTL para
kazandýklarýný ve kazandýklarý parayý
okul harçlýðý için biriktirdiklerini
söyledi.
Bazý öðrenciler ise sabahtan öðleye
kadar çalýþtýklarýný, öðleden sonra ise
internet kafelere giderek oyun
oynadýklarýný belirtti.(knthbr
Kayseri OSB mi kirletiyor?
NEVÞEHÝR/Avanos
Kýzýlýrmak nehrinin Nevþehir’in
Avanos ilçesinden geçen bölümünde,
kirlilik yaþanýyor. Bu bölgede nehrin
üzerini köpük tabakasý kapladý.
Yetkililer, inceleme yapmak üzere
sudan örnek aldý.
Kýzýlýrmak nehrindeki
kirliliðe, Kayseri
Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki fabrika
atýklarýnýn yol açmýþ
olabileceði öne sürülüyor.
Ancak kirliliðin kesin
nedeni henüz tespit
edilmedi.
Tarým Ýl Müdürlüðü ve
Çevre Orman Müdürlüðü
yetkilileri, kirliliðin nedenini
belirlemek için nehirden örnek aldý.
Kirlilik nedeniyle bölgede balýk
ölümleri yaþanmasýndan endiþe
ediliyor.
NTVMSNBC
ÝLAN
103 Evler Mahallasinde
400m2 arsa satýlýktýr.
Müracat:
Muhsin Berkil
0543 342 11 90
BEKTAÞ SOFRASI
RESTAURANT
HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR
Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir.
Geniþ kahvaltý, çorba, ýzgara, sote, soðuk meze
Halkýmýzýn hizmetindedir .
Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr.
Adres: Karayalçýn Parký Hacýbektaþ
Tel:441 25 26
26 Temmuz 2007 Perþembe
Aðar, Baykal'a örnek gösterildi
CHP'de 'Baykal istifa' sloganlarý ...
CHP Genel Merkezi önünde Baykal
istifa sesleri duyuldu...
Seçim sonuçlarýnýn ardýndan büyük
bir hayal kýrýklýðý yaþayan CHP'de bazý
partililer seçim yenilgisinin sorumlusu
olarak Genel Baþkan Deniz Baykal'ý
gösterince diðer partililer de buna karþý
ve küçük bir gerginlik yaþandý.
Kimi partililerin Aðar'ýn istifasýný
örnek olarak vermesi de dikkat çekti.
Ýlk gelen seçim sonuçlarý CHP genel
merkezinde þaþkýnlýkla karþýlandý.
ODTÜ ÖÐRENCÝSÝ "BAYKAL
ÝSTÝFA" PANKARTI AÇTI
CHP Genel Merkezi önünde bulunan
az sayýdaki partililer alýnan seçim
sonucuna tepki gösterdi.
Tatilini yarýda kesen Bulut Yýldýrým
adlý Orta Doðu Teknik Üniversitesi
öðrencisi, “Bilseydim tatilimi yarýda
kesmezdim, Baykal istifa" pankartý
açtý. Bunun üzerine emniyet güçleri
eylemciyi gözaltýna alarak Karakola
götürdü.
TOMAMBAY: BAYKAL ÝSTÝFA
ETMELÝ
CHP’nin muhalif isimlerinden
Prof.Dr. Mehmet Tomanbay, CHP’nin
seçimlerde büyük bir hezimete
uðradýðýný belirterek, CHP lideri
Baykal’ýn istifa etmesi gerektiðini
söyledi.
Tomanbay, seçim sonuçlarýyla ilgili
açýklmamasýnda "Tablo ortada.
Ýktidardaki partinin pek çok
olumsuzluðuna raðmen oyunu
arttýrmasý en iyi sayýn Genel Baþkan
Deniz Baykal tarafýndan
deðerlendiriliyor olmalýdýr. Sayýn
CHP’nin eksiðini gediðini sosyoloji
ve siyaset bilim uzmanlarý önümüzdeki
süreçte deðerlendirecektir" dedi.
CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ýn
koþulsuz, tüm dayanaklarý ile parti
yönetimini býrakmasý gerektiðini
savunan Tomanbay, þöyle konuþtu:
"Sayýn Tansu haným, sayýn Mehmet
Aðar kendileri için yaþanan iki iyi
örnektir.
CHP’liler anti-demokratik bir
yönetimden ve baþarýsýzlýklarýndan
büyük ýstýrap duyuyor. Büyük
önderimiz Atatürk’ün, Ýnönü’nün ve
Ecevit’in ruhlarý taciz olmaktadýr."
Baykal tartýþmasý
Oy kullanma iþleminin bitimine
doðru CHP Genel Merkezi önüne gelen
partililer, Çankaya Belediyesi'nin
yerleþtirdiði banklara oturarak sonuçlarý
beklemeye baþladý. Bahçeye kurulan
dev ekrandan sonuçlarý büyük
heyecanla takip eden partililerin
kimilerinin aðladýðý görüldü. Moral
bozukluðuyla bazý partililer, tepkilerini
"Artýk Baykal býrakýp gitsin" diye dile
getirirken, bazýlarý da "Neden
gidecekmiþ, sorumlusu sadece o mu?"
diye konuþtu. Ancak, gerginlik fazla
büyümeden araya girenlerce önlendi.
AKP'liler CHP önünde
CHP'de hayal kýrýklýðý yaþanýrken,
AKP'lilerin oluþturduðu araç konvoyu,
kornalar çalarak CHP Genel
Merkezi'nin önünde zafer turu atýnca,
polis olay çýkmamasý için önlem aldý.
'Rodos' anýmsatmasý
AKP'lilerin zafer turu, Baþbakan
Recep Tayyip Erdoðan'ýn, seçim
meydanlarýnda Baykal'a, "22
Temmuzda cevabýný vereceksiniz.
Ondan sonra Sayýn Baykal Rodos'a
kadar yüzecek. Öyle diyor, 'Rodos'a
kadar yüzerim' diyor. Hayýrlý yüzmeler"
diye seslenmesini anýmsattý.
Partisinin aday tanýtým toplantýsýnda
"Bu seçime parti seçimi gibi
bakamayýz, Türkiye için milli takým
olarak oynayacaðýz. Seçimi
kazandýðýmýzda Atatürk de kazanmýþ
olacak" diyen Deniz Baykal'ýn,
partisinin oylarýnýn artmamasý
karþýsýnda tavrýnýn ne olacaðý partililer
arasýnda konuþulmaya baþlandý.
DSP hemen toplandý
Seçim sonuçlarýnýn netleþmesi
üzerine CHP listelerinden seçilen 13
DSP'li, DSP lideri Zeki Sezer
baþkanlýðýnda DSP Genel Merkezi'nde
bir araya gelerek durum
deðerlendirmesi yaptý.
görülecektir" dedi.
Sav: Gereðini düþüneceðiz
CHP Genel Sekreteri Önder Sav,
"Seçmenimizin bize biçtiði deðerin
gereðini düþüneceðiz" dedi. Sav'ýn
seçim sonuçlarýna iliþkin
deðerlendirmeleri sýrasýnda, partili iki
grup birbirine girdi. Bir grup "Baykal
istifa" diye baðýrýnca, baþka bir grup
müdahale etti.
Olaya müdahale eden polisler ortalýðý
yatýþtýrmaya çalýþýrken, görüntü almaya
çalýþan gazeteciler polis tarafýndan
içeriye alýnmadý. Olaylar sýrasýnda ART
televizyonundan Barýþ Tan kamerasýyla
birlikte yere düþtü.
Kavga nedeniyle takviye polis
gönderilen genel merkez önünde
protestolarýný sürdüren partililer, sýk
sýk "Baykal istifa" sloganlarý attý.
Demokrasinin gereði
Seçim sonucunu demokrasinin bir
gereði olarak gördüklerini söyleyen
Sav ise seçmenin verdiði mesajý takdir
ettiklerini belirterek, "Ana muhalefet
sürecini sürdüreceðiz" diye konuþtu.
Baþarýsýzlýðýn da bir deðeri olduðunu
vurgulayan Sav, "Biz de gereðini
düþüneceðiz" dedi. "Onurlu olun" diye
baðýran bir partiliye "Sakin olun
arkadaþlar" diyen Sav, "Þu an basýn
toplantýsý düzenliyorum. Basýn
toplantýsýndan sonra sizinle
görüþeceðim" diye karþýlýk verdi.
Sav, partinin yetkili kurullarýnýn seçim
sonuçlarýný deðerlendireceðini
belirterek, "Önümüzdeki süreçte nasýl
bir deðerlendirme yapacaðýmýz
En yakýn noktadan Rodos’a
yüzmek tam 5 saat sürüyor!
Genel seçim sonuçlarý muhalefet
partilerinde hüsrana yol açtý. Seçim
öncesinde yapýlan espriler ise muhalefet
liderlerinin farklý faturalar ödemesini
gündeme getirdi. Seçimden önce
“Kaybedersem Rodos’a kadar
yüzerim” diyen CHP Genel Baþkaný
Deniz Baykal’ýn Rodos’a en yakýn
nokta olan Bozburun’dan yola çýkmasý
halinde en az 5 saat kesintisiz kulaç
atmasý gerekecek. Görevinden istifa
eden DP Genel Baþkaný Mehmet Aðar
da “Ben de Edirne’den Hakkari’ye
yürürüm” sözünü tutmak isterse 17
gün hiç durmadan yürümesi gerekecek.
Liderler, seçim öncesinde renkli
bahisler açarak partilerine güven
duyduklarýný vurgulamak istediler.
Bahsi ilk açan Baykal oldu ve esprili
bir þekilde “Seçimi kaybedersem
Rodos’a kadar yüzerim” dedi.
Türkiye’nin Rodos’a en yakýn noktasý
11 mil yani 18 kilometre mesafedeki
Bozburun Yarýmadasý. Profesyonel bir
yüzücü bu mesafeyi havuz ortamýnda
3 saatte yüzebiliyor. Deniz ortamýnda
ise bu sürenin 4-5 saati bulacaðý
hesaplanýyor. Uzun süre yüzebilmesiyle
nam salan Baykal’ýn, yola çýkmasý
halinde Rodos’a ulaþmasýnýn 5 saati
de aþacaðý düþünülüyor.
22 Temmuz seçimlerinde oylar ve oranlar
22 Temmuz seçimlerinde,
secime katilan bütün partilerin,
bagimsiz adaylarin oylari, oy
oranlarý ve çýkardýklarý milletvekili
sayýsý þöyle oluþtu:
Toplam Sandýk : 158.950
Toplam Seçmen : 42.527.063
Seçilecek M.vekili: 550
Açýlan Sandýk : 158.950
Kullanýlan Oy : 35.804.716
Geçerli Oy : 34.774.841
Katýlým Oraný : % 84.19
DP: 1.895.807 oy, % 5,40
GP: 1.062.352 oy, % 3,03
Oylar ve oranlar
AK PARTÝ: 16.167.130 oy %
46.490 oran 340 milletvekili
CHP: 7.266.144 oy % 20.894 oran
112 milletvekili
MHP: 4.966.148 oy % 14.280
oran 71 milletvekili
Bütün Baðýmsýzlar: 1.832.085 oy
% 5.268 oran 27 milletvekili
SP: 817.843 oy, % 2,33
BTP: 178.694 oy, % 0,51
HYP: 175.544 oy, % 0,50
ÝP: 127.220 oy, % 0,36
ATP: 99.938 oy, % 0,28
TKP: 77.657 oy, % 0,22
ÖDP: 51.945 oy, % 0,15
LDP: 36.717 oy, % 0,10
EMEP: 26.574 oy, % 0,08
Parçalý Bulutlu
En Yüksek 0C 32
En Düþük 0C 25
dürüstlükle açýklamak
durumundadýrlar. Çünkü
çýplak zor uygulanan,
Alevilerin kýrkar bin
öldürüldüðü o hukuksuz
dönemlerde bile Alevi inanç
önderlerinin terk etmedikleri
deðerlerini, kendini ifade
etmenin çok daha kolay (ve
üstelik kapalý-kýrsal toplum
koþullarýnýn aksine zorunlu)
olduðu günümüzde terk edenlerin, artýk
ortalýkta Alevi önderi-aydýný-dedesi olarak
dolaþabilmeleri için ar duygularýný yitirmiþ
olmalarý gerek.
Ali’nin Anlamý
Erdoðan Aydýn
(4)
Peki ama buradaki Muhammed Ali ifadesi,
Kýrklarýn Cemi’nde Muhammed ile Ali’nin
gövde bir baþ iki bütünleþmesi ve musahip
olmasýnýn ifadesi olamaz mý? Takiyye
anlamýnda evet, ama gerçek düþünce
anlamýnda hayýr. Çünkü Muhammed
Ali’nin, gerçekte Ali’nin ismi olduðunu
görmezden gelsek bile, deyiþlerinin
bütününden iç tutarlýlýða sahip bir anlam
çýkarma kaygýsý güdeceksek, ki iþin özünü
anlamak ve tutarsýz konuma düþmemek
açýsýndan bunu yapmak durumundayýz; o
durumda, tüm deyiþ nakaratlarýnda
pekiþtirildiði gibi Ali’nin esas, üst, çatý, tek
olduðunu ve Allah’ýn da, Muhammed
Ali’nin de, Ali olduðunu görürüz.
Muhammed isminin peygamber
Muhammed anlamda kullanýldýðý durumda
ise, onun Ali’nin hiyerarþik olarak altýnda
yer aldýðýný görürüz. Kýrklarýn Cemi’nde
de olduðu gibi Ali’nin üstte, belirleyici ve
tabii tanrýsal olmasý Pir Sultan’ýn þu
deyiþinde daha da belirgindir:
Þahkulu Dergâhý son Postniþini Mehmet
Ali Hilmi Dedebaba’ya göre “Tanrý Ali’nin
kiþiliðinde, insan niteliði içinde gözlere
açýlýr. Varlýk kavramý altýnda toplanan ne
varsa, baþtanbaþa Alidir:
‘Ayine tuttum yüzüme / Ali göründü
gözüme
Nazar eyledim özüme / Ali göründü gözüme
...
Ali evvel Ali ahir / Ali batýn Ali zahir
Ali tayyib Ali tahir / Ali göründü gözüme’
Kabe-i Þerif’ten bir nida geldi
Hakkýn emri ile dört kitap indi
Okuyan Muhammed yazan Ali’dir”
Bu minval üzere uzayýp giden deyiþe göre,
“Ali bütün varlýklarýn özüdür, yaratýcýsýdýr,
Tanrý’ya yükletilen, onda varsayýlan bütün
nitelikler, yetenekler, yetiler, güçler Ali’de
vardýr. Ali Tanrý’nýn kendisidir. Evreni
yaratan da, insaný koruyacak olan da gene
Ali’dir. Ali’nin dýþýnda baþka bir yüce
varlýk, görünen güç yoktur” (Ý. Z. Eyüboðlu,
Türk Þiirinde Tanrýya Kafa Tutanlar, s.124)
Hacý Bektaþ Makalat’ýnda yer alan þu ifade
Alevilikteki Ali imgesini daha da pekiþtirir:
Benzer bir deyiþ de Pir Sultan’da geçer:
“Selman bir deste gül þaha uzattý
Kendi tabutuna kendisi yattý
Cemm-i Mushaf’tan nikabýn attý
Kur’an yok, gördüler Ali’den gayrý”
Pir Sultan’ým þu dünyaya / Dolu geldim
dolu benim
Bilmeyenler bilsin beni / Ben Ali’yim Ali
benim
....
Yani toplanmýþ Kur’an’ýn üzerinden örtüyü
kaldýrdýklarýnda, Ali’den gayrý Kur’an
olmadýðý görüldü denilmektedir. Ki bütün
bu ifadeler, Alevilik nezdinde Ali’nin,
Kur’an’ýn, Tanrý’nýn, Muhammed Ali’nin,
Hak Muhammed Ali’nin ismi, ya da
tersinden Ali’nin bunlarýn tümü, onlarýn
tezahürü olduðunu büyük bir açýklýk ve iç
tutarlýlýðý içinde gösteriyor. Dolayýsýyla
burada gösterdiðimizden farklý bir Ali ve
Alevilik tasarýmý konusunda iddiada
bulunacak olanlar, Aleviliðin (12 Ýmam ve
kuzen Ali gibi sembolleri deðil), gerçek
inanç önderleri olan ozanlarý reddettiklerini
Çarþýlarda dolanýrým / Ben Hakk’ým
Hakk’tan gelirim
On ik’Ýmam’ý Hak bilirim / Dedikleri veli
benim
....
Pir Sultan kapýnda kuldur / Bunu bilmek
müþkül haldir
Ali’nin ihsaný boldur / Þah’ý Merdan kulu
benim”
Görüldüðü gibi Pir Sultan kendini Ali ile
özdeþleþtirmekle yetinmemekte, ayný
zamanda kendini Ali’nin kulu olarak
nitelemekte, yani Ali’yi Allah görmektedir.
Ayný þekilde Hak bellendiði söylenen 12
“Pir Sultan Abdal’ým aðladý güldü
Ýmam’ýn dediði veli benim demektedir.
Deyiþ bütünlüðü içinde Allah olan Ali, ayný
zamanda kendisi de Tanrý olup ve Tanrýdan
gelen Pir Sultan olmakta ve tanrý-insan
(Ene-l Hak) anlayýþýna ulaþýlmaktadýr. Bu
yaklaþým ise, hangi türden yorumlanýrsa
yorumlansýn fark etmez, Ýslam nezdinde
kabul edilemez bir “küfür” olmaktadýr.
Nitekim bir baþka deyiþinde; “Koparmadým
asla kokladým bir gül / Kafir oldum imana
geldim” diyerek bu suçlamayý
üstlenmektedir.
Benzer bir deyiþ, damat-kuzen Ali gerçeðini
niteliksel olarak aþan bu Batýni Ali kültünü
belki de ilk dillendiren, Ene-l Hak
düþüncesini Ali özgülünde belki de ilk
þekillendiren ve 1408’de derisi yüzülerek
öldürülen ozan Nesimi’de þöyle dillenir:
“Ali evvel Ali ahir, Ali batýn Ali zahir
Ali þems-i münevverdir, Ali dilnur ile Enver
Ali’dir her þey için can, Ali’dir yar ile
mihman
Ali rahim Ali rahman, Ali’dir cümleye
server
Ali sultan Ali sübhan, Ali cennet Ali Rýdvan
Ali dindir Ali iman, Ali’dir saký-i Kevser
Nesimi’nin dil üç caný, Münevverdir Ali
nuru
Ali vâlâ Ali âlâ, Ali’dir server-i safter”
(Onur B. Kula, Çoðulcu Düþünce Karþýt
Kültür, s.268)
XIX. yy. Kýzýlbaþ þairi Derviþ Ali’nin, Ali’yi
tanýmlayýþý þöyledir:
“Yeri göðü arþý kürsü yaratan / Men Ali’den
baþka tanrý görmedim
Yaratup kulunun kýsmetini veren / Men
Ali’den baþka tanrý görmedim”
Ali Muhammed’dir Muhammed Ali
Gördüm bir elmadýr elhamdülillah
Kudret kandilinden nurunu alan, kozmik
ehemmiyeti olan Ali, 17. yüzyýl
Kýzýlbaþlarýndan olan Ýsmail’in gözünde
de Tanrý sayýlmaktadýr:
Evvel Ali yerin göðün binasý
Kudret kandilinden çalýnmýþ mayasý”
(Mehmet Eröz, Türkiye’de Alevilik
Bektaþilik, s.214)
Dikkat edilirse Ýslamiyet tanrýsýndan
bambaþka bir tanrý tasavvuru ile karþý
karþýyayýz. Bu fark içselleþtirilince, kimi
Alevi inanç önderlerince, Ali’den ayrýca
Muhammed’e yapýlan yollamalarýn da,
gerçekte Ýslami inancýn tezahürü olarak
deðil, aksine, kendilerini kuþatan ve baský
uygulayan Ýslamcýlara karþý bir ideolojik
savunu aracý olarak devreye girdiðini
görürüz. Nitekim bu yollamalarý daha çok
kullanan Kul Himmet þöyle dillenir:
“Muhabbettir Lailaheillallah / Muhabbettir
Muhammed Resulullah
Muhabbettir Ali þah Veliyullah / Üç isim
manada birdir muhabbet”
Görüldüðü gibi ayrý ayrý ifade edildikleri
durumda bile, üç isim sonuçta anlamda
birleþirler. Peki bu birleþme fikri aynýlýk
anlamýnda mýdýr? Açýktýr ki hayýr! Bunu
yukarýdaki satýrlarda döne döne gösterdik.
Nitekim bir diðer deyiþinde yine Kul
Himmet, tanrýnýn tek ve Ali olduðunu
aþaðýdaki deyiþinde yineler:
“Nice yüz bin yýllar kandilde durdun
Atanýn belinden medara geldin
Anýn için halký gümana saldýn
Bin bir dondan baþ
gösterdin ya Ali”
Alevi sýrrý baðlamýnda Ali-Allah, sadece
tarihsel Ali donunda deðil, ayný zamanda
diðer Alevi inanç önderlerinin, Hallac-ý
Mansur’un, Nesimi’nin, Yunus’un, Þah
Ýsmail’in, Bektaþ-i Veli’nin de suretinde
görülür. Nitekim Kul Hasan, bu inancý
Bektaþ-ý Veli nezdinde þöyle yineler:
“Ali’nin iþleri daim sýrrýnan / Kisvesini
kýrmýzýdan örtünen
Nar içinde Cebrail’e görünen / Hünkar Hacý
Bektaþ Ali kendidir”
18. yüzyýl Bektaþilerinden Katip ise, bu
tanrýsal devreye kendini de dahil eder:
“Sýrr-ý Bektaþi’yiz ayrý deðiliz
Heman sað gezeriz gayrý deðiliz
Birlikteyiz ayrý gayrý deðiliz
Bir kimse sayýlýrýz üçümüz bizim”
Bütün bu belirlemelerin üzerinden
gerekmiyor gerçi ama, anlamamakta ve
tahrif etmekte ýsrar edenlere karþý
belirtilmelidir ki, Alevilik, Müslümanlýktan
temelli farka sahiptir. Bin yýllýk baský ve
kuþatmanýn etkisiyle kendisine Müslüman
demesini esas almamýz halinde ise,
belirtilmelidir ki, bu “Müslümanlýk”,
Kur’an’dan ve Ýslam tarihinden bildiðimiz
Müslümanlýktan bambaþka bir
Müslümanlýktýr.
türkülerin sesi/BÝTTÝ

Benzer belgeler