Üzüm ve balık üretimi sona erdi
Transkript
Üzüm ve balık üretimi sona erdi
Hollandalý çiftçiler iþbaþýnda! Aðar, Baykal'a örnek gösterildi Hacýbektaþlýlar projesi Radyo internet üzerinden tüm dünyaya sesleniyor >7 DE >3 DE Kayseri OSB mi kirletiyor? Hasret Gültekin Ufuk Uras'a Kadýköy'de coþkulu kutlama Ali’nin Anlamý Erdoðan Aydýn (4) >5 DE 6 DA Öðrenci iþçiler yaz mesaisinde 2’DE Üzüm ve balýk üretimi sona erdi >8 DE L.Doðan Týlýç Siyaset yan gelip yatma yeri 3 DE Ümit Otan 6 DA 22 Temmuz seçimlerinde oylar ve oranlar 7 DE > 6’DA Madýmak Oteli'nin altý kebapçý olmuþ... Sözün bittiði noktadýr bu! Yazar Lütfiye Aydýn, Sivas'ta yakýlan Madýmak Oteli'nden kurtulanlardan biriydi. Hayatýndaki is ve alev kokusu eþliðinde harfleri, okumayý, yazmayý yeniden söktü. Kitabý Cemre'nin yeniden basýmýyla birlikte o günleri tekrar anlattý. "O oteli utanç müzesi yapmalarý gerekirken et lokantasý yapýyorlar alay eder gibi... Bu inanýlmaz," diyor.. >4 DE Sizi gidi ahkâmcýlar… 2 DE GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02 2 26 Temmuz 2007 Perþembe Ufuk Uras'a Kadýköy'de coþkulu kutlama Ýstanbul 1. Bölgeden baðýmsýz sol aday Ufuk Uras'ýn 79 bin 381 oyla milletvekili seçilmesini Kadýköy'de binlerce destekcisi coþkuyla kutladý. Ufuk Uras'ýn milletvekilliðini garantilemesinin ardýndan Kadýköy Ýskele Meydaný'nda toplanan binlerce kiþi meydaný þenlik alanýna çevirdi. Þenliðe katýlan Ufuk Uras, "Ben bu þenliðimize Hrant Dink'in de tanýk olmasýný çok isterdim" dedi. Baþarýnýn saðlanmasýnda emeði geçen herkese minnettar olduðunu belirten Uras, "Bizi yalnýz býrakmayan EMEP, DTP, ÖDP, SDP, Yeþiller, çevreciler, kadýnlar, gençler ve eþcinsellere, toplumsal muhalefetin bütün üyelerine teþekkür ediyorum. Bu seçim sonuçlarý göstermiþtir ki, nihayet meclis kürsüsünde, inadýna devrim, inadýna sosyalizm ve inadýna halklarýn kardeþliði diyen bir irade oluyor" diye konuþtu. "AKP'nin aldýðý oylar gösteriyor ki, Deniz Baykal'ýn muhalefet stratejisi tümüyle iflas etmiþtir" diyerek, seçim sonuçlarýna iliþkin deðerlendirmelerde de bulunan Uras, sözlerine þöyle devam etti: "Mehmet Aðar nasýl genel baþkanlýðý býraktýysa, Deniz Baykal'ýn da seçim sonuçlarýnýn gereðini yerine getirmelidir. Sol demek kýþlanýn deðil, barýþýn sesi olmaktýr. Sol demek, devlete dayanmak demek deðil, halkýn iradesine güvenmek demektir. Sol barýþtan yana siyaset yapmak demektir." Solun yeniden inþaasýný hep birlikte birarada baþaracaklarýný söyleyen Uras, "Mahallelerde seçim çalýþmalarýný yürüttüðümüz merkezleri, halk meclislerine çevirerek, ortak iradeyi yeniden inþa edeceðiz. Bu da bizim sözümüz" diyerek sözlerini bitirdi. çomak soktular… Aslýnda perþembenin geliþi çarþambadan belliydi. AKP’nin neleri beceremediðinden çok, CHP’nin neleri becermesi gerektiðinin anlatýlmasý gerekiyordu. Ama gözünüz hiçbir þeyi görmüyordu. Ankara, Ýstanbul ve Ýzmir meydanlarý dolmuþtu ya, iþ bitmiþti. En küçük bir eleþtiri, bir karþý çýkma 'hain' damgasýný yemek için yetiyordu. Hele hele CHP-DSP ortaklýðýna karþý çýkanlar dönek solcularýn en hasýydý. Herkesler döndü bir tek siz dönmediniz. Bu ülkede ne çok liboþ, dönek solcu, dinci, neoliberal, Soros çocuðu, CHP düþmaný varmýþ da haberimiz yokmuþ. Oy kullanan iki seçmenden biri demek ki tehlikenin farkýna varamamýþ. Hele baðýmsýzlarýn aldýðý oyu da eklersek demek ki durum epey “vahim”. Ümit Otan Sizi gidi ahkâmcýlar… Yav siz ne yazýyorsanýz, ne söylüyorsanýz hep tersi oluyor bu ülkede. Bu iþte bir tuhaflýk yok mu?Küfretmekten, hakaret etmekten baþýnýzý kaldýrýp þöyle bir hayata baksanýz hayat öðretecek size, ama onu da beceremiyorsunuz. Çünkü siz her þeyi biliyorsunuz. Hele toplum mühendisliðiniz bir harika. Valla þu hiç sevmediðiniz AKP, oy patlamasýný sizin sayenizde yaptý. O çok sevdiðiniz CHP sizin sayenizde taban yaptý. Ne kadar da çok dönek solcu varmýþ bu ülkede. Ufuk Uras’a oy yaðdýrýrken, iþkencecilerinizle muhabbetinize Beyler, atýp tutmalar eskidendi. O günler “gazete yazýyor” dediðimiz, tek kanallý televizyonla idare ettiðimiz günlerdi.. Artýk dünyanýn tüm bilgileri gizlilik sýnýrlarýný aþýp evimize, masamýza geliyor. Ýnternet çaðýnda artýk hiçbir þey eskisi gibi deðil. Aklýnýzýn alamayacaðý programlar size geleceðinizi söylüyor. Tabii anlayana. Yýllarca CHP’de politika yapan Tarhan Erdem, araþtýrmalar, anketler yapýyor, yerden yere vuruyorsunuz. Ahkâmlarýnýzla yarattýðýnýz “mýþ” gibi hayatlara karþý çýkanlarý aforoz ediyorsunuz. Baðýmsýz sol adaylarý görmezden geliyor, neredeyse aþaðýlýyor, hele Ufuk Uras’ýn seçilemeyeceðini adýnýz gibi biliyorsunuz. CHP’nin seçilecek durumdaki milletvekili adaylarýnýn arasýnda gençlere yer verilmemesinden, yaþ ortalamasýnýn 55-60 olmasýndan, yakýnmak seçimlerden sonra, CHP “tuþ” olunca aklýnýza geliyor. Sol politikalarý terk ederek sosyal demokrat olunamayacaðýný, CHP'lilerin nedense bunu hiç algýlayamadýðýný belirtiyor, ama oyunuzu CHP’ye verdiðinizi söylüyorsunuz. Valla ben, Deniz Baykal’ýn da yönetiminin de ne yapacaðýný hiç mi hiç merak etmiyorum.Benim merak ettiðim, siz ne yapacaksýnýz? GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 30 18 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 30 52 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 26 Temmuz 2007 Perþembe Hollandalý çiftçiler iþbaþýnda! L.Doðan Týlýç Siyaset yan gelip yatma yeri deðil... AKP iktidarýnýn zararlý sonuçlarý olacak. Bu kesin. Herþeyden önce, kiþisel olarak darbe alacaðým. "Tek baþýna iktidar olacak" diye girdiðim iddialarda kazandýðým yemekler yüzünden, onca zahmetle verdiðim gramlar kilo olup dönecek. NEVÞEHÝR/Kozaklý Hollandalý bir grup öðrenci, Türkiye ve Türk insanlarýný daha yakýndan tanýmak ve Türklerin Avrupa Birliði'ne (AB) bakýþ açýsýný görmek için Türkiye'ye geldi. Bir hafta boyunca Kapadokya'da kalan öðrenciler, Türk insanýnýn AB hakkýndaki görüþleriyle ilgili anket yaptý, çiftçilerle birlikte seralarda çalýþtý. Hollanda'nýn Arnhem kentinde bulunan ve kent ile ayný ismi taþýyan Arnhem Koleji'nde eðitim gören 42 öðrenci ve 8 öðretmenden oluþan grup, Türkiye'yi tanýmak için Kapadokya bölgesine geldi. Nevþehir'in Kozaklý ilçesinde apart bir otelde kalan öðrenciler, bir hafta boyunca Türk insanlarýný analiz etmek için çeþitli çalýþmalar yaptý. Gün içerisinde Hollanda'da yaþayan Türk öðretmen ve öðrenciler ile birlikte gruplara ayrýlan öðrenciler; Türk insanlarýnýn yaþam þartlarý, Türkiye'deki yerel yönetim çalýþmalarý, muhtarlýk sistemi, eðitim sistemi, öðrencilerin sorunlarý ve ekonomik yapý hakkýnda bilgi edinmeye çalýþtý. Belediye yetkilileri, esnaf, öðrenciler ve vatandaþlarla yaptýklarý görüþmeler sýrasýnda sürekli not alan öðrencilerin, ülkelerine döndüklerinde okullarýndaki arkadaþlarýna da Türkiye'yi anlatacaðý belirtildi. Türk insanlarýnýn AB'ye bakýþýný inceleyen bir grup öðrenci ise ilçedeki esnafla ve vatandaþlarla bir anket çalýþmasý yaptý. Görüþtüðü Türkler'e 'AB'nin ne demek olduðunu biliyor musunuz, sizce Türkiye AB'ye girmeli midir, Türkiye AB'ye girerse size faydasý mý yoksa zararý mý olur?' þeklinde sorular yönelten Hollandalý öðrenciler vatandaþlardan AB hakkýnda oldukça olumlu yanýtlar aldý. Türkiye'ye gelmeden önce Türkiye ve Türk insanlarý hakkýnda çok fazla bilgi sahibi olmadýklarýný belirten öðrenciler, çok sýcak karþýlandýklarýný ifade ederek, "Gördüðümüz ilgi ve sevgi bizi etkiledi. Türkiye hakkýnda çok þey öðrendik. Türkiye gerçekten çok güzel bir ülke ve bu ülkenin insanlarý AB'ye girmeyi çok istiyorlar" dedi. Ýlçede bulunan seralarý gezen öðrenciler, buradaki sera çalýþmalarýnýn bölge ekonomisine katkýsýný ve seralarda çalýþan çiftçilerin çalýþma þartlarýný inceledi. Öðretmen ve öðrenciler buradaki iþçilerle birlikte çiçek ekip, sulama yaptý. Arnhem Koleji'nin Türk öðretmenlerinden Sabri Özekin, Türkiye'ye gelen grup içerisinde Hollandalý, Yunanlý, Hintli ve Afgan öðrencilerin bulunduðu ve bu öðrencilerin büyük bir bölümünün buraya gelmeden önce Türkiye ve Türk insanlarý hakkýnda bu denli güzel düþünceler içerisinde olmadýðýný söyledi. Bu gezi ile birlikte öðrencilerinin Türkiye'yi yakýndan tanýma fýrsatý bulduðunu belirten Özekin, önümüzdeki yýl okullarýnda Türkiye'den davet ettikleri öðrencileri aðýrlayacaklarýný kaydetti. Okul Müdürü Rijk Polman ise, programlarýnda Türkiye'nin tarihi ve turistik merkezlerini gezmenin yaný sýra asýl amaçlarýnýn Türkiye'yi öðrencilerin gözüyle analiz etmek olduðunu belirtti. Öðrencilerin ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik durumunu incelediðini ifade eden Polman, "Hem öðretmenlerimiz ve hem de öðrencilerimiz için oldukça faydalý bir program oldu. Okulumuzda ve ülkemizde çok sayýda Türk var. Bu sayede onlarýn ülkeleri ve kültürlerini öðrendik. Öyle inanýyorum ki Hollanda'ya döndüklerinde, burada bulunanlarýn Türkiye'ye bakýþ açýsý deðiþecektir" diye konuþtu. TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir. Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz. Ramazan TEKÝN ve Oðullarý Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62 Gsm:0532 394 88 85-0544 425 40 95 Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR Öte yandan, itiraf etmem gerek ki, AKP'nin oylarýnýn bu kadar artacaðý ve CHP'nin de, ona altýn tepsi içinde sunulan onca olanaða karþýn, bu duruma düþeceði benim öngörebildiðim bir þey deðildi. Radikal "AKP yüzde 48'e dayandý, CHP yüzde 20'nin altýnda" manþetiyle, Tarhan Erdem de seçim sonuçlarýna iliþkin deðerlendirmeleriyle haklý çýktý. Onlara kuþkucu yaklaþan seçim öncesi yazýmdan dolayý, sanýrým özür borçluyum. 22 Temmuz seçimi üzerine daha uzun süre konuþulacak. Solda ve saðda bu sonuçlardan hareketle yeni þekillenmeler olacak. DP lideri Mehmet Aðar'ýn istifasý ve CHP lideri Deniz Baykal'ýn bu yazý yazýlýrken hâlâ devam etmekte olan "sessizliði", saðda ve solda yaþanacaklarýn en somut iþaretleri. Dünkü gazetelerin manþetleri ve yorumlar, bir yandan AKP'nin tarihi zaferini vurgularken, öte yandan da ordunun siyasete müdahalesinin, e-muhtýra þeklinde bile olsa, nasýl bir vatandaþ tepkisiyle karþýlaþtýðýna iþaret ediyordu. AKP'ye en sert muhalefeti yapan ve "AKP olmasýn da, ben iþkencecilerimle bile ittifak yaparým" diyerek CHPMHP koalisyonu için çalýþan Cumhuriyet ise, "4 gruptu Meclis" manþetiyle yaþanan siyasal depremin þiddetini düþük gösterme çabasýnda. Hikmet Çetinkaya'nýn "Salt laiklik, üniter devlet kavramlarýyla bir seçim süreci yürütülebilir miydi? Bir de Genelkurmay'ýn 'emuhtýrasý elbet seçmenin büyük bölümünü etkiledi... Sol politikalarý terkederek sosyal demokrat olunmuyor, bunu CHP'liler nedense hiç algýlayamadý" þeklindeki deðerlendirmesi, CHP için yapýlmýþ epey geç bir uyarý. Türkiye insanýnýn orduya karþý beslediði saygý ve araþtýrmalarýn orduyu en güvenilir kurum olarak gösterildiði herkesin malumu. Þimdi, bu seçim sonuçlarýnýn gösterdiði bir þey de þu: Ordu, ikide bir a, b, c, d veya emuhtýralarla sivil siyasete müdahale ederek, vatandaþlar nezdindeki saygýnlýðýný da önemli ölçüde tehlikeye atýyor. Sanýrým, bu tehlikenin de farkýndayýzdýr! Baþta CHP olmak üzere; yalnýzca laiklik, türban, üniter devlet, cumhuriyet gibi kavramlar üzerinden, baþta yoksullar olmak üzere halkýn yakýcý sorunlarýna dokunmadan siyaset yapanlarýn, baþarý þanslarý olmadýðýný görmüþ olmalarýný dileyelim. AKP'ye karþý siyaset yapanlarýn, AKP'yi bir "öcü" olarak tanýmlamak ve insanlarýn korkusunu besleyip o korkudan beslenmekten öte bir çaba sarfet-memelerinin sonucu bu fiyasko. Korku siyasetinin varabileceði nokta da bu iþte! Demek ki, siyaset yan gelip yatma yeri deðilmiþ. Demek ki, siyaset 4-5 yýlda bir kez plajlardan koþup oy vermeye gelmek deðilmiþ. Demek ki, siyasette baþarý ancak kitlelerin sorunlarýný paylaþan ve onlarla yüz yüze iliþkiyi geliþtirenlerin kazanabileceði bir þeymiþ. Dün Yeni Þafak'ýn ekonomi sayfasýndaki manþet, seçim sonuçlarýnýn en doðru özetiydi bence: "Patronlarýn dediði oldu, istikrar kazandý." Patronlarýn özlediði istikarýn uzun süreli olmayacaðýný öngörmek zor deðil. Þimdi, solun, sonuçlarý önüne koyup kendi geleceðine iliþkin hesaplar yapmasýnýn zamanýdýr. Yerel seçimler çok da uzaðýmýzda deðil. Siyaset de yan gelip yatma yeri olmadýðýna göre, sonuçlarý doðru okuyup, þimdiden kollarý sývamak gerek. Ýzmir'e Kordon'dan deðil Kadifekale'den, Ýstanbul'a Beyoðlu'ndan deðil Ümraniye'den, Ankara'ya Çankaya'dan deðil Tuzluçayýr'dan bakarak çalýþmak gerek. Epeydir somut bir baþarýya sevinmeyi unutmuþ olan sosyalistler, Ufuk Uras'ýn Meclis'e giriþiyle keyiflendiler. Mücadeleye birde Meclis boyutunun eklenmesi, bunun iyi deðerlendirilerek ilmik ilmik örülmesi gereken örgütlü mücadelenin hizmetinde kullanýlabilmesi önemli. Türkiye'nin solunu aradýðý bir süreçteyiz. Siyaset yan gelip yatma yeri deðil ve yakýnda da bir yerel seçim var. 26 Temmuz 2007 Perþembe Yazar Lütfiye Aydýn, Sivas'ta yakýlan Madýmak Oteli'nden kurtulanlardan biriydi. Hayatýndaki is ve alev kokusu eþliðinde harfleri, okumayý, yazmayý yeniden söktü. Kitabý Cemre'nin yeniden basýmýyla birlikte o günleri tekrar anlattý. "O oteli utanç müzesi yapmalarý gerekirken et lokantasý yapýyorlar alay eder gibi... Bu inanýlmaz," diyor.. Unutuyoruz... Ýþimize gelmeyen her þeyi unutuyoruz, hafýzamýzdan siliyoruz, yaþanmamýþ sayýyoruz. Biz yaþamadýk ya nasýlsa, 'Geçer,' diyoruz... 2 Temmuz 1993'te yaþanan Sivas katliamý mesela... Üzerinden 14 yýl deðil, yüzlerce yýl da geçse unutulmamasý gereken bir vahþeti yaþanmamýþ sayabiliyoruz. Lütfiye Aydýn'ý da unuttuk, her þeyi unuttuðumuz gibi... Eþiyle birlikte o utanç yangýnýndan çýkmayý baþaran, aylarca olayý hatýrlayamayan, konuþmayý-yazmayý unutan, deri nakli yapýlan, çýldýrmanýn eþiðinden dönen yazar Lütfiye Aydýn'ý... Can Yayýnlarý hatýrlattý onu bize yeniden. Ýlk basýmý 1991'de yapýlan Cemre isimli öykü kitabýný 2 Temmuz'un 14'üncü yýldönümünden hemen sonra tekrar yayýmladý. O korkunç olaydan sonra iki kitap daha yazdý Aydýn ama yazýlarýnýn bir yerinden hep Sivas katliamý da girdi. Çünkü yaþamýnýn akýþý deðiþti, bu olay onun yazarlýðýnýn önüne geçti hep. "Ben bu iþten kurtulmak istiyorum artýk," diyor o, ama bu olay unutulmasýn, üzerine toprak atýlmasýn diye de uðraþýyor. O yüzden yaþadýklarýný bütün çýplaklýðýyla yeniden anlatýyor.... - 'Bu olay benim yazarlýðýmýn önüme geçti' demiþsiniz; neden? - Çünkü hep 'Okuma yazmayý unuttu', diye haberlerim çýktý. Okuma yazmayý unutan insan o olaydan sonra üç tane kitap yazabilir mi kardeþim? Üç kitap, sayýsýz oyun, sayýsýz ders programý yazdým. O, o günlere özgü bir durumdu, olayýn þokuyla yaþanan bir þeydi ve bunu uzun uzun anlattým. - Hatýrlamama süreciniz ne kadar sürdü peki? - Ýki-üç ay falan. Eþimin desteðiyle hatýrladým; bana Latif der; 'Latif sen bir zamanlar oyunlar yazýyordun,' diyordu. 'Oyun mu yazýyordum, peki oyun nasýl yazýlýr?' diye soruyordum. Üç-dört yaþýnda çocuk gibiydim; her þeyi þaþkýnlýkla karþýlayan, yarým yamalak konuþan... Zamanla bellekte aydýnlanmalar olmaya baþladý. - Ne hatýrlýyordunuz aydýnlanma olduðunda? - Hep çocukluðumu anýmsadým... - Doktorlar çocukluðu hatýrlamayý nasýl yorumluyordu peki? - Ana rahminde çocuk çok güvenlidir, kendini en iyi hissettiði yer orasýdýr. Çocukluk en umutlu, en güzel, en korkusuz çað; herhalde sýðýnýþým ondandý. Yakýnýyordum 'Hatýrlamýyorum' diye... Doktorum da 'Bir an için hatýrladýðýný düþün, ne olacak, her þey çok mu iyi olacak?' derdi bana. 100 insan çýðlýk çýðlýða 'Beni kurtarýn,' diye baðýrýyor... Buna dayanýlmaz sahiden de. Bana koyan þey þuydu; sen hastaneden çýkýyorsun iki-üç ay sonra herkes olaya alýþmýþ, baðýþýklýk kazanmýþ, sen birdenbire öðreniyorsun ki bütün arkadaþlarýn ölmüþ! - Eþinizin yanýnýzda olmasý þans mýydý sizin için, þanssýzlýk mý? - Eþim olmasaydý orada beþ ölü daha olacaktý, yani Madýmak'ta ölü sayýsý 40'a çýkacaktý. Çünkü eþim beni, bir arkadaþýmý, arkadaþýmýn karýsýný, kendini kurtardý. Eþim benim þansýmmýþ, yoksa yoktum ben! - Yýllar geçti, hâlâ yangýn anýný hatýrlamýyor musunuz? Yangýna kadar bölük pörçük bir þeyler hatýrlýyorum. 1 Temmuz günü buradan gidiþimiz hatýrýmda, akþamý hatýrýmda. Ýkinci günü hatýrlýyorum; kitap standlarý hazýrlanmýþ, tek kiþi gelmiyor içeri. Hâlâ kondurmak istemiyoruz, meðer gelenler kapýdan çevriliyormuþ, 'Gidin belanýzý mý arýyorsunuz?' diye. Aziz Nesin kapýya yakýn bir yerde oturuyor, bir muhabirle atýþýyorlar. O günlerde Aziz Bey, Salman Rüþdi'nin Þeytan Ayetleri kitabýný çeviriyordu, sonra polisler geldi, 'Toparlanýn çýkýn,' dediler. bulmacasýný almýþým elime, kuzu sesi 'me', ilk onu hatýrlamýþým. (gülüyor) Fakat onun yerini bulup yazacaðým, kare elimin altýndan kaçýyor. Hem komik, hem çok acýklý bir süreçti. Bir süre sonra daktilo istedim, yazmaya çabalýyorum, harfler kaçýyor. Madýmak Oteli'nin altý kebapçý olmuþ... Sözün bittiði noktadýr bu! YANGINI SÝLMÝÞ... - Sizi tedirgin eden, kuþkulandýðýnýz baþka þeyler oldu mu? 1 Temmuz sabahý oraya indiðimizde, genç semahcý kýzlar vardý, kollarý açýk hepsinin, onlara saldýrmýþlar otobüsten iner inmez. Bu bizden gizlendi. Ondan sonra þehirdeki hava garipti. Þenliðe gittik ama þenlik havasý, coþku yoktu, bir durgunluk, bir hoþnutsuzluk havasý... Buralara kadar olanlarý hatýrlýyorum.. - Siz saldýrý anýný sildiniz galiba kafanýzdan? - Hayal meyal otelin taþlanmasýný da sonradan hatýrladým ama yangýn yok! Yangýndan itibaren silmiþ atmýþým. Herhalde o çýðlýklara dayanamadým. Eþimin anlattýðý kadarý var kafamda.... - Otelin boþluðuna atlamýþsýnýz galiba... - Alevler geliyor tabii, eþim de otelin bina boþluðunu görünce 'Biraz umut var, atlayalým þuraya,' demiþ. Üstü camla kaplýymýþ. Bir karý-koca arkadaþýmýz daha var. Yüksekçe bir yerdi ki, ayak parmaðým kýrýlmýþtý. Ýtfaiye suyu sýkýnca da tüm camlar üzerimize yaðýyor. Yanýklarýn sebebi o camlar yani. Ýnsanlarýn büyük çoðunluðu dumandan boðularak öldü zaten... Tekrar nasýl yazmaya, okumaya baþladýnýz? - Zaman çok iyi bir doktor! Aradan bir zaman geçti, eþim yazdýklarýmdan örnekler getirdi. Harfleri hatýrlýyorum ama elimin altýndan kaçýyorlar. Öyle kaotik bir þey ki, çok sarhoþ olursunuz, dünyayý hem görür hem görmezsiniz, hem algýlar hem algýlamazsýnýz ya, öyle bir þey. Bulmaca çözme alýþkanlýðým vardý. Cumhuriyet Pazar - Sonra yaþadýklarýnýzý Kül Tablet kitabýnda anlattýnýz. Ne kadar zamanda yazýldý bu kitap? - 97'de yayýmlandý. Olay 93'te yaþandý, epey bir süre yani. - Bunlarý hatýrlamak, yazmak sizin için zor oldu mu? - Ýçimde yaþadýklarýmý yazdým daha çok çünkü o aný, katliamý hatýrlamýyordum. Bir de yazmak beni saðalttý; içimdeki zehri akýttým. Aðlayacaðým kadar aðlamýþým zaten. Ayrýca aðlayanlara da sinirlenip, öfkeleniyordum. - Neden? - Ben aðlayamýyorum, siz nasýl aðlarsýnýz diye! - Peki bu kadar zaman geçtikten sonra insanýn içinden isyan duygusu kayboluyor mu? - Maalesef evet! O öfkeyle yaþasan dünyanýn en tatsýz, en nemrut, en lanet insaný olur, herkesi suçlarsýn. Bir de beni acýtan þu; bu ülkede manevi tazminat davasý diye bir þey yok. Amerika'da McDonald's'da bir çocuðun ayaðýna çay dökülüyor, aile zengin oluyor. Ben bundan zenginleþeyim istemiyorum, bu ayýptýr, yüz karasýdýr. Ama manevi olarak þunun tazmin edilmesini isterdim; ben bir yazar olarak asýl yazacaðým kitaplarý yazmadým, baþka þeyler yazmak durumunda kaldým hep. - Ne demek bu? - Her kitabýmýn bir ucundan Sivas giriyor çünkü... Ýstemiyorum ama giriyor. Benim yazmak istediðim çok þeyler var, dosyalarda durur. Mesela Yemen'in, Balkan Harbi'nin romanýný yazmak isterdim. Yine yazarým, ama zaman bulamazsam? 'Ýyi ki yakan kiþi deðilim' - Bu olaylarý yapan insanlarý düþününce öfkeye kapýlýyor musunuz? - Bir gazetede okumuþtum; bir baba, oðlunu omzuna almýþ, yangýný beraberce izliyorlarmýþ. Beni en çok bu acýtmýþtý. O adama nefretle karýþýk bir acýma hissettim. O çocuk ilerde ne olur? Yanan insanlarý çocuðuna nasýl seyrettirir bir insan? Bunu benim insan yüreðim kabul edemez. Onun için diyorum ki, iyi ki yakan deðilim! Ýnsan elinde kanla nasýl yaþayabilir? - Peki bu saatten sonra ne sizi rahatlatýrdý, ruhunuza iyi gelirdi? - Halkýmýz bu olaya tepki gösterip, laisizme sahip çýkabilirdi, bu benim içimi rahatlatýrdý, baþka hiçbir þey rahatlatamaz. Ýnsanlar artýk bunu kanýksamýþ, en çok buna üzülüyorum. Vücudunuzun ne kadarý yandý? - Doktorun söylediði üçüncü derece yanýk, çok aðýr! Bacaklarým, kollarým, boynum, kalçam, sýrtým... Bizi bulanlar hastaneye götürmüþler, hareketsiz yatýyormuþum, 'EX' demiþler, tam morga götüreceklerken nefes aldýðýmý görmüþler. Sivas'ta ölenlerle ayný uçakta gelmiþim. Doktorlar benim duruþmaya gitmemi de istemedi. - Neden? - Hatýrlamýyorum ki! Birisinin tipi hoþuma gitmeyecek, o anda caným da çok yanýyor, 'Oydu,' diyeceðim belki! Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi'ne de gidebilirdik ama bunu ayýp saydýk. Ýki çocuðunu kaybedenler var, onlar gitmiyor, sen niye gideceksin! - Belki de bunun bilincinde deðildi o gitmeyenler... - Ama dünyanýn gözü önünde oldu güzel kardeþim... - Sonraki süreçte neler oldu? - Deri nakli yapýldý, o ölen hücreleri sýyýrarak aldýlar ve hiçbir ilaç o aðrýyý duymaný engelleyemiyor, korkunç bir þeydi. Ýki günde bir derimiz yüzülüyordu, pansumana gidiyorduk. - Hiçbir þey hatýrlamamanýn ötesinde bildiklerinizi de unuttunuz; okuma yazmayý hatýrlamadýnýz, her þeye baþtan baþladýnýz deðil mi? - Kýzý Ceren: Hastaneye gittiðimde, 'Ceren,' diyor, kafasýný çeviriyor, tekrar dönüp 'Ceren,' diyor. Beni her gördüðünde yeni görmüþ gibi oluyor. - Öbür tarafa gidip geldiniz mi peki? Ne yaþadýnýz gözünüz kapalýyken? - Hiçbir þey! 2 Temmuz'la 5 Temmuz arasýnda hiçbir þey yok, derin bir uykuya dalýyorsun. 5 Temmuz günü kýzýmýn doðum gününde gözlerimi açmýþým. Her yýl 2 Temmuz geldiðinde ne geliyor aklýnýza? - O tarih yaklaþýrken bende titremeler, sarsýlmalar baþlýyor. Biliyorum ki telefonlar çalacak, insanlar 'Ne düþünüyorsunuz?' falan diyecek. Çoðuna yanýt vermem. Çünkü bu konuda söylenmedik hiçbir þey kalmadý. Beri yandan da unutulsa ona da kýzacaðým, böyle bir ikilem yaþýyorum. Ama 'hiç olmamýþ farz edelim' havasý beni çok öfkelendiriyor. Türk halký Sivas'la yüzleþmedi, hesaplaþmadý, üzerine bir avuç toprak attý. - Sonra hiç Sivas'a gittiniz mi? - Hayýr! Ne iþim var orada benim, altýn döþeseler gider miyim? 58 plakalý araba görsem fena oluyorum, oraya mý gideceðim? - Bir þey olsa, yolunuz düþse, gitmeniz gerekse, gitmez misiniz? - Hayýr, küskünüm ben o þehre. Ahmet Turan Alkan'ýn eski Sivas'ý anlattýðý Altýncý Þehir diye bir kitabýný okudum, sanýrsýn ki benim çocukluðumun Antep'i. Böyle güzel bir þehir bu hale nasýl getirilir, bu þehirlere bu insanlar nasýl kýyar? (aðlamaya baþlýyor) Ya, ben tek bir karýnca bile ezmedim bugüne kadar... - Eski sizden bir þey kaldý mý peki geriye? - Sivas öncesi benden mi? Hâlâ hümanistim, hâlâ iyimserim, iyi insan olduðuma baþkalarý karar verir ama kötü olmadýðýmý biliyorum, hâlâ kedileri seviyorum, þekeri seviyorum, güzel bir insan sesi duyunca mutlu oluyorum. Gözünüzün rengi gibi deðiþmeyecek þeyler bunlar... (sabah/alevi.com) 26 Temmuz 2007 Perþembe Hasret Gültekin 1927. Mustafa Kemal Lozan Antlaþmasý'nýn 4. yýl dönümünde, "Türk milleti için siyasi bir zafer teþkil eden bu antlaþmanýn Osmanlý tarihinde emsali yoktur" dedi. 1930. Baþyazarlýðýný Selim Ragýp Bey'in (Emeç) yaptýðý Son Posta gazetesi Ýstanbul'da yayýmlanmaya baþladý. 1933. Adolf Hitler görme, duyma gibi sorunlarý olan engelli Almanlarýn kýsýrlaþtýrýlacaðýný açýkladý. 1945. Ýngiltere'de Sir Winston Churchill seçimleri kaybetti; Ýngiltere tarihinde ilk kez Ýþçi Partisi iktidara geldi: Clement Attlee baþbakan oldu. Hýzlý, kimi zaman dingin ama her zaman damýtarak çalýyor: Her bir perde diðer bir perdeyi izlerken parmaklarýnda, Anadolu halklarýnýn melodileri ezgiler kervanýnda katarlaþýyor. Parmaklarý tedirgin ve ürkek dokunmadý tele. Kendinden emin ve onurlu... Bilincini, beynini olduðu gibi müziðe aktarýrken, enstrümanýna son derece hakim. Perdeler Kütahya, Erzincan, Sivas, biraz sonra Aðrý, Van, Fethiye oluyor... Teknik ve duygu bilinçli bir biçimde iþlenince, yalnýzca yüreði deðil beyinleri de büyülüyor. Ten ile tenin bileþimi, yüreklerden süzülürcesine, çiseleyen yaðmur tanesi gibi akarken sanki kopacak bir fýrtýnanýn prelüdü... Bir ihtilal oluyor. Hasret gibi... Zarif ve sert... Mýzraptan çok parmaklarýyla çalýyor. Çýplak tenin ve telin týnýsal zenginliðindeki sadelik, gece ile gündüz arasýnda zamanýn durdurulmasý kadar sürüyor. Kýsa saplý baðlama ile baþlayan bu serüven, uzun saplý baðlama divan sazý, cura, kabak kemane Hasret'in ellerinde canlý yaþama dönüyor... ve ürkek dokunmadý tele. Kendinden emin ve onurlu... Bilincini, beynini olduðu gibi müziðe aktarýrken, enstrümanýna son derece hakim. Perdeler Kütahya, Erzincan, Sivas, biraz sonra Aðrý, Van, Fethiye oluyor... Teknik ve duygu bilinçli bir biçimde iþlenince, yalnýzca yüreði deðil beyinleri de büyülüyor. Ten ile tenin bileþimi, yüreklerden süzülürcesine, çiseleyen yaðmur tanesi gibi akarken sanki kopacak bir fýrtýnanýn prelüdü... Bir ihtilal oluyor. Hasret gibi... Zarif ve sert... Mýzraptan çok parmaklarýyla çalýyor. Çýplak tenin ve telin týnýsal zenginliðindeki sadelik, gece ile gündüz arasýnda zamanýn durdurulmasý kadar sürüyor. Kýsa saplý baðlama ile baþlayan bu serüven, uzun saplý baðlama divan sazý, cura, kabak kemane Hasret'in ellerinde canlý yaþama dönüyor... 1 Mayýs 1971’de, Sivas’ýn Ýmranlý kazasýna baðlý Han köyünde, Süleyman ve Hacýhaným Gültekin’in (Nazire ve Güler’den sonra) üçüncü çocuðu olarak doðdu. Altý yaþýnda saz çalmaya baþladý. On bir yaþýnda sahneye çýktý. Kadýköy Anadolu Lisesi’nden ikinci sýnýfta ayrýldý. 1987 yýlýnda, ilk çalýþmasý “Gün Olaydý” adýyla Diyar Müzik Yapým tarafýndan yayýmlandý. Ýlk resitalini Kadýköy Moda Sinemasý’nda 1987 yýlýnda verdi. 1989 yýlýnda, “Gece ile Gündüz Arasýnda” adlý ikinci çalýþmasý Saltuk Müzik Yapým tarafýndan yayýmlandý. 29 Ekim 1989 yýlýnda Hollanda Kültür Bakanlýðý’nýn daveti üzerine, “Genç Türküler” festivalinde Birsel Acar’la birlikte Türkiye’yi temsil etti. 1990 yýlýnda ayný ülkede “Türk Haftasý” etkinliklerine birçok sanatçý ile birlikte katýldý. Müzik yönetmenliðini üstlendiði resmi olarak ilk defa Kürtçe müzik yasaðýný delen “Newroz” adlý kaset, 1990’da önce enstrümantal olarak, sonra da Nilüfer Akbal ve Rýza Akkoç’un katýlýmýyla gerçekleþtirildi. 1990 yýlýnda, Þivan Perwer’in (Türkiye’de, resmi olarak Kürtçe müzik yasaðýný kaldýran) “Krivo” adlý karma kasetinin yayýnlanmasýna öncülük etti ve süpervizörlüðünü yaptý. 1991 yýlýnda, “Rüzgarýn Kanatlarýnda” adlý üçüncü çalýþmasý Nepa Müzik Yapým tarafýndan yayýmlandý. 1991 yýlýnda Yeter Fýrtýna ile evlendi. Türkiye’nin dört bir yanýnda konserler verdi. Birçok Avrupa ülkesinde festivalllere katýldý ve konserler verdi. Aydýnlýk Gazetesi için; Ankara, Ýzmir ve Ýstanbul’da ProsEchos Grubu ile birlikte resitaller verdi. 2 Temmuz 1993’de, Sivas’ta Madýmak Oteli’nde 35 insanla birlikte katledildi. 13 Eylül 1993’de oðlu, Roni Hasret Gültekin dünyaya geldi. 1951. Þair Nazým Hikmet vatandaþlýktan çýkarýldý. 1953. Moncada Kýþlasý baskýnýyla Küba Devrimi baþladý. Devrimcilerin lideri Fidel Castro tutuklandý. 1956. Mýsýr cumhurbaþkaný Cemal Abdül Nasýr Süveyþ Kanalý'ný millileþtirdi. 1963. Yugoslavya, Üsküp'te deprem: 1000 ölü, 100 000 insan sokakta. 1967. Tunceli Pülümür'de Richter ölçeðine göre 6 þiddetinde deprem: 95 ölü, 127 yaralý. 1974. Kýbrýs için ateþkes görüþmelerine Dýþiþleri Bakaný Turan Güneþ katýldý. Güneþ, "Ateþkes belli haklarýmýzý kullanmamamýz manasýna gelmez" dedi. Ayný gün Ege Üniversitesi'nden yardýmcý doçent Nebahat Koru türbanla derse girdiði için ceza aldý. Türban tartýþmasý yeniden baþladý., 1987. Yunanistan'da aþýrý sýcaklar nedeniyle 700'ünden fazla insan öldü. Hükümet olaðanüstü hal ilan etti. Hasret Gültekin’in müzik yönetmenliðini ve müziklerini yaptýðý kasetler dizini 1988 Abuzer Karakoç, Hüseyin Aydýn, Ali Ekber Eren’in de yer aldýðý “BÝTMEYEN TÜRKÜLER-Dostlar Muhabbeti”. 1990 Gani Nar’ýn seslendirdiði Kürtçe “JÝYAN”. 1990 Abuzer Karakoç’un seslendirdiði ve Avrupa’da yayýmlanan “Alvar Deyiþleri”. 1990 Emekçi’nin seslendirdiði “Gül’e Barut Serdin mi?” 1990 Nurþani’nin türkülerinden oluþan kaseti. 1990 Lütfü Gültekin’in seslendirdiði “Karanlýkta Vurdular”. 1991 “NEWROZ 2” isimli, Kürtçe sözlü türkülerden oluþan kaset. 1992 Arif Sað, Emekçi, Mehmet Koç, Emre Saltýk, Talip •'3fahin, Ýhsan Güvercin’in de yer aldýðý “Türküler Yalan Söylemez” isimli kasette üç eser seslendirdi. 1992 Ahmet Arif’in þiirlerini besteleyen sanatçýlar olarak, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Sadýk Gürbüz, Esin Afþar, Rahmi Saltuk’la birlikte, Ahmed Arif’in anýsýna çýkan kasette yer aldý. Bir çok sanatçýnýn kasetlerinde baðlama, cura ve þelpesiyle yer aldý. 1991. Asgari ücret brüt 801 bin, net 503 bin lira oldu. 1995. Manisa Valiliði kýrmýzý ýþýkta geçen yayalarýn akli dengelerinin kontrol edilmesine karar verdi. 1996. Ölüm orucunun 68. gününde Tahsin Yýlmaz ve Ayþe Ýdil Erkmen öldüler. Adalet Bakaný Þevket Kazan ölümler için "örgüt infazý" dedi. 2000. Kýsa adý RTÜK olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Ýstanbul'da yayýn yapan Özgür Radyo'ya 365 gün kapatma cezasý verdi. Ayný gün Ýtalya'da 32 kent ve kasaba belediyesi çaðdaþ kentin öldürücü temposuna karþý bir araya gelerek yavaþ kent projesini baþlattý. Bugün Doðanlar: 1856. Ýrlanda asýllý gazeteci, müzik eleþtirmeni ve oyun yazarý George Bernard Shaw. 1928. "2001 Uzay macerasý", "Full Metall Jacket" filmlerinin yaratýcýsý film yönetmeni Stanley Kubrick. 1943. "Rolling Stones" müzik topluluðu kurucularýndan Mick Jagger. Bugün Ölenler: 1952. Arjantin Baþkaný Juan Peron'un eþi Eva Peron. 1978. Besteci ve orkestra þefi Ferit Alnar. En çok seslendirilen eserleri: "Ýki Dans", "Violonsel Konçertosu", "Kanun ve Yaylý Sazlar Orkestrasý için Konçerto". 1986. Oyun yazarý Sadýk Þendil. "Yedi Kocalý Hürmüz", Þendil'in eseri. bianet 26 Temmuz 2007 Perþembe Üzüm ve balýk üretimi sona erdi Öðrenci iþçiler yaz mesaisinde YOZGAT Dar gelirli ailelerin çocuklarý, akranlarý tatil yaparken ellerine aldýklarý boya sandýklarý, tartý ve el arabalarýyla çalýþmaya baþladý. KIRÞEHÝR/Toklumen Kýrþehir'de, sulama sorunu bulunan köylerdeki üzüm baðlarýnýn tamamýnýn kuruduðu öne sürüldü. Kýrþehir'in Toklumen beldesinde yaþanan su sýkýntýsý, üzüm baðlarýnýn kurumasýna neden olurken, her sene 5 ton üzüm üretimi gerçekleþen beldede bu sene 500 kilogram ile 1 ton arasýnda üzüm yetiþtirilebildi. Üzüm baðlarý kuruyan çiftçi Mehmet Karaca, Toklumen halkýnýn geçim kaynaklarýnýn kuruduðunu belirterek, "Üzümü ve balýðý ile ünlü Toklumen kasabasý, üretim düþüklüðü nedeniyle zor günler yaþýyor. Beldemizde bulunan sulama pompalarý ve motorlarý çürümeye terk edildi. Sulama Kooperatifi tarafýndan yýllar önce alýnan pompalar þu anda çalýþamaz halde. Bunun sebebi de elektrik borcunun yüksek olmasý. Daha önce 2 bin 500 YTL olan elektrik borcu þimdi 5 bin YTL civarýnda. Bu para ödenmediði için pompalar çalýþmýyor ve çürüdü. Pompalar çalýþmayýnca da barajdan su çekemedik ve üzüm baðlarýmýzý sulayamadýk. Baðlarýmýz kurudu" iddiasýnda bulundu. halký yýlda 5 ton üzüm üretiyor ve satýp vergisini veriyordu. Þarap üretiminden dolayý devletimize her yýl yaklaþýk 4 milyon YTL vergi veriyorduk. Þimdi bu rakam tamamen ortadan kalktý. Toklumen halký her türlü tarým ürününü ekerdi. Susuzluk nedeniyle ekim yok ve mahsul alýnmýyor. Baðlarýmýzýn yüzde 80'i kurudu. Devletimizin bize de sahip çýkmasýný istiyoruz" þeklinde konuþtu. Kýzýlýrmak üzerinde bulunan Toklumen kasabasýnda balýkçýlýðýn da tarih karýþtýðýný kaydeden Karaca, "Kýzýlýrmak üzerinde bulunan fabrikalar, atýklarýný baraja býrakýyor. Sudan çýkan mahsul yenemez hale geldi. Tarým ürünlerini de yemeye korkuyoruz çünkü atýklar zehirli ve korkutucu boyutta" iddiasýnda bulunarak yörenin kalkýnmasý için acilen harekete geçilmesi gerektiðini, aksi takdirde çok geç kalýnacaðýný söyledi. Her sene yaklaþýk 5 ton üzüm üretip þarap fabrikalarýna verdiklerini ancak bu yýl üretimin olmadýðýný vurgulayan Karaca, "Benim 5 dönüm baðým vardý ve susuzluk nedeniyle kurudu. Kendi imkanlarýmla tekrar baþka bir bölgeye 8 dönüm daha bað yapýyorum. Toklumen ÝLAN 672m2 üzerinde 110 m2 kerpiç bina, kuyulu, Savat mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi No: 21’ de satýlýk ev. Bekir Karabacak Tel: 0384 441 20 84 Yozgat'ta salý ve çarþamba günleri kurulan sebze pazarýnda el arabasý ile yük taþýyan öðrenciler günde ortalama 6 YTL ile 15 YTL arasýnda para kazandýklarýný belirterek, "Kazandýðýmýz paralarla önce evimizin sebze ve meyve ihtiyacýný karþýlýyoruz. Paramýz artarsa okul harçlýðý olarak biriktiriyoruz. Pazar yerine yakýn mesafelere 1 YTL'ye, uzak mesafeleri ise 3 YTL'ye taþýma yapýyoruz. Bazý müþteriler uzak mesafeye dahi pazarlýk yapýp 3 YTL'in altýnda taþýma yaptýrmaya çalýþýyor" dedi. Boyacýlýk yapan çocuklar ise günde 5-6 YTL kazandýklarýný ifade ederek, "Bir çift ayakkabýyý 50 kuruþa boyuyoruz. Günlük kazandýðýmýz parayý annemize veriyoruz. Onlar da ev ihtiyaçlarýný karþýlýyor" þeklinde konuþtu. Tartýcýlýk yapan çocuklar da günlük ortalama 5 YTL para kazandýklarýný ve kazandýklarý parayý okul harçlýðý için biriktirdiklerini söyledi. Bazý öðrenciler ise sabahtan öðleye kadar çalýþtýklarýný, öðleden sonra ise internet kafelere giderek oyun oynadýklarýný belirtti.(knthbr Kayseri OSB mi kirletiyor? NEVÞEHÝR/Avanos Kýzýlýrmak nehrinin Nevþehir’in Avanos ilçesinden geçen bölümünde, kirlilik yaþanýyor. Bu bölgede nehrin üzerini köpük tabakasý kapladý. Yetkililer, inceleme yapmak üzere sudan örnek aldý. Kýzýlýrmak nehrindeki kirliliðe, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrika atýklarýnýn yol açmýþ olabileceði öne sürülüyor. Ancak kirliliðin kesin nedeni henüz tespit edilmedi. Tarým Ýl Müdürlüðü ve Çevre Orman Müdürlüðü yetkilileri, kirliliðin nedenini belirlemek için nehirden örnek aldý. Kirlilik nedeniyle bölgede balýk ölümleri yaþanmasýndan endiþe ediliyor. NTVMSNBC ÝLAN 103 Evler Mahallasinde 400m2 arsa satýlýktýr. Müracat: Muhsin Berkil 0543 342 11 90 BEKTAÞ SOFRASI RESTAURANT HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir. Geniþ kahvaltý, çorba, ýzgara, sote, soðuk meze Halkýmýzýn hizmetindedir . Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr. Adres: Karayalçýn Parký Hacýbektaþ Tel:441 25 26 26 Temmuz 2007 Perþembe Aðar, Baykal'a örnek gösterildi CHP'de 'Baykal istifa' sloganlarý ... CHP Genel Merkezi önünde Baykal istifa sesleri duyuldu... Seçim sonuçlarýnýn ardýndan büyük bir hayal kýrýklýðý yaþayan CHP'de bazý partililer seçim yenilgisinin sorumlusu olarak Genel Baþkan Deniz Baykal'ý gösterince diðer partililer de buna karþý ve küçük bir gerginlik yaþandý. Kimi partililerin Aðar'ýn istifasýný örnek olarak vermesi de dikkat çekti. Ýlk gelen seçim sonuçlarý CHP genel merkezinde þaþkýnlýkla karþýlandý. ODTÜ ÖÐRENCÝSÝ "BAYKAL ÝSTÝFA" PANKARTI AÇTI CHP Genel Merkezi önünde bulunan az sayýdaki partililer alýnan seçim sonucuna tepki gösterdi. Tatilini yarýda kesen Bulut Yýldýrým adlý Orta Doðu Teknik Üniversitesi öðrencisi, “Bilseydim tatilimi yarýda kesmezdim, Baykal istifa" pankartý açtý. Bunun üzerine emniyet güçleri eylemciyi gözaltýna alarak Karakola götürdü. TOMAMBAY: BAYKAL ÝSTÝFA ETMELÝ CHP’nin muhalif isimlerinden Prof.Dr. Mehmet Tomanbay, CHP’nin seçimlerde büyük bir hezimete uðradýðýný belirterek, CHP lideri Baykal’ýn istifa etmesi gerektiðini söyledi. Tomanbay, seçim sonuçlarýyla ilgili açýklmamasýnda "Tablo ortada. Ýktidardaki partinin pek çok olumsuzluðuna raðmen oyunu arttýrmasý en iyi sayýn Genel Baþkan Deniz Baykal tarafýndan deðerlendiriliyor olmalýdýr. Sayýn CHP’nin eksiðini gediðini sosyoloji ve siyaset bilim uzmanlarý önümüzdeki süreçte deðerlendirecektir" dedi. CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ýn koþulsuz, tüm dayanaklarý ile parti yönetimini býrakmasý gerektiðini savunan Tomanbay, þöyle konuþtu: "Sayýn Tansu haným, sayýn Mehmet Aðar kendileri için yaþanan iki iyi örnektir. CHP’liler anti-demokratik bir yönetimden ve baþarýsýzlýklarýndan büyük ýstýrap duyuyor. Büyük önderimiz Atatürk’ün, Ýnönü’nün ve Ecevit’in ruhlarý taciz olmaktadýr." Baykal tartýþmasý Oy kullanma iþleminin bitimine doðru CHP Genel Merkezi önüne gelen partililer, Çankaya Belediyesi'nin yerleþtirdiði banklara oturarak sonuçlarý beklemeye baþladý. Bahçeye kurulan dev ekrandan sonuçlarý büyük heyecanla takip eden partililerin kimilerinin aðladýðý görüldü. Moral bozukluðuyla bazý partililer, tepkilerini "Artýk Baykal býrakýp gitsin" diye dile getirirken, bazýlarý da "Neden gidecekmiþ, sorumlusu sadece o mu?" diye konuþtu. Ancak, gerginlik fazla büyümeden araya girenlerce önlendi. AKP'liler CHP önünde CHP'de hayal kýrýklýðý yaþanýrken, AKP'lilerin oluþturduðu araç konvoyu, kornalar çalarak CHP Genel Merkezi'nin önünde zafer turu atýnca, polis olay çýkmamasý için önlem aldý. 'Rodos' anýmsatmasý AKP'lilerin zafer turu, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn, seçim meydanlarýnda Baykal'a, "22 Temmuzda cevabýný vereceksiniz. Ondan sonra Sayýn Baykal Rodos'a kadar yüzecek. Öyle diyor, 'Rodos'a kadar yüzerim' diyor. Hayýrlý yüzmeler" diye seslenmesini anýmsattý. Partisinin aday tanýtým toplantýsýnda "Bu seçime parti seçimi gibi bakamayýz, Türkiye için milli takým olarak oynayacaðýz. Seçimi kazandýðýmýzda Atatürk de kazanmýþ olacak" diyen Deniz Baykal'ýn, partisinin oylarýnýn artmamasý karþýsýnda tavrýnýn ne olacaðý partililer arasýnda konuþulmaya baþlandý. DSP hemen toplandý Seçim sonuçlarýnýn netleþmesi üzerine CHP listelerinden seçilen 13 DSP'li, DSP lideri Zeki Sezer baþkanlýðýnda DSP Genel Merkezi'nde bir araya gelerek durum deðerlendirmesi yaptý. görülecektir" dedi. Sav: Gereðini düþüneceðiz CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "Seçmenimizin bize biçtiði deðerin gereðini düþüneceðiz" dedi. Sav'ýn seçim sonuçlarýna iliþkin deðerlendirmeleri sýrasýnda, partili iki grup birbirine girdi. Bir grup "Baykal istifa" diye baðýrýnca, baþka bir grup müdahale etti. Olaya müdahale eden polisler ortalýðý yatýþtýrmaya çalýþýrken, görüntü almaya çalýþan gazeteciler polis tarafýndan içeriye alýnmadý. Olaylar sýrasýnda ART televizyonundan Barýþ Tan kamerasýyla birlikte yere düþtü. Kavga nedeniyle takviye polis gönderilen genel merkez önünde protestolarýný sürdüren partililer, sýk sýk "Baykal istifa" sloganlarý attý. Demokrasinin gereði Seçim sonucunu demokrasinin bir gereði olarak gördüklerini söyleyen Sav ise seçmenin verdiði mesajý takdir ettiklerini belirterek, "Ana muhalefet sürecini sürdüreceðiz" diye konuþtu. Baþarýsýzlýðýn da bir deðeri olduðunu vurgulayan Sav, "Biz de gereðini düþüneceðiz" dedi. "Onurlu olun" diye baðýran bir partiliye "Sakin olun arkadaþlar" diyen Sav, "Þu an basýn toplantýsý düzenliyorum. Basýn toplantýsýndan sonra sizinle görüþeceðim" diye karþýlýk verdi. Sav, partinin yetkili kurullarýnýn seçim sonuçlarýný deðerlendireceðini belirterek, "Önümüzdeki süreçte nasýl bir deðerlendirme yapacaðýmýz En yakýn noktadan Rodos’a yüzmek tam 5 saat sürüyor! Genel seçim sonuçlarý muhalefet partilerinde hüsrana yol açtý. Seçim öncesinde yapýlan espriler ise muhalefet liderlerinin farklý faturalar ödemesini gündeme getirdi. Seçimden önce “Kaybedersem Rodos’a kadar yüzerim” diyen CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal’ýn Rodos’a en yakýn nokta olan Bozburun’dan yola çýkmasý halinde en az 5 saat kesintisiz kulaç atmasý gerekecek. Görevinden istifa eden DP Genel Baþkaný Mehmet Aðar da “Ben de Edirne’den Hakkari’ye yürürüm” sözünü tutmak isterse 17 gün hiç durmadan yürümesi gerekecek. Liderler, seçim öncesinde renkli bahisler açarak partilerine güven duyduklarýný vurgulamak istediler. Bahsi ilk açan Baykal oldu ve esprili bir þekilde “Seçimi kaybedersem Rodos’a kadar yüzerim” dedi. Türkiye’nin Rodos’a en yakýn noktasý 11 mil yani 18 kilometre mesafedeki Bozburun Yarýmadasý. Profesyonel bir yüzücü bu mesafeyi havuz ortamýnda 3 saatte yüzebiliyor. Deniz ortamýnda ise bu sürenin 4-5 saati bulacaðý hesaplanýyor. Uzun süre yüzebilmesiyle nam salan Baykal’ýn, yola çýkmasý halinde Rodos’a ulaþmasýnýn 5 saati de aþacaðý düþünülüyor. 22 Temmuz seçimlerinde oylar ve oranlar 22 Temmuz seçimlerinde, secime katilan bütün partilerin, bagimsiz adaylarin oylari, oy oranlarý ve çýkardýklarý milletvekili sayýsý þöyle oluþtu: Toplam Sandýk : 158.950 Toplam Seçmen : 42.527.063 Seçilecek M.vekili: 550 Açýlan Sandýk : 158.950 Kullanýlan Oy : 35.804.716 Geçerli Oy : 34.774.841 Katýlým Oraný : % 84.19 DP: 1.895.807 oy, % 5,40 GP: 1.062.352 oy, % 3,03 Oylar ve oranlar AK PARTÝ: 16.167.130 oy % 46.490 oran 340 milletvekili CHP: 7.266.144 oy % 20.894 oran 112 milletvekili MHP: 4.966.148 oy % 14.280 oran 71 milletvekili Bütün Baðýmsýzlar: 1.832.085 oy % 5.268 oran 27 milletvekili SP: 817.843 oy, % 2,33 BTP: 178.694 oy, % 0,51 HYP: 175.544 oy, % 0,50 ÝP: 127.220 oy, % 0,36 ATP: 99.938 oy, % 0,28 TKP: 77.657 oy, % 0,22 ÖDP: 51.945 oy, % 0,15 LDP: 36.717 oy, % 0,10 EMEP: 26.574 oy, % 0,08 Parçalý Bulutlu En Yüksek 0C 32 En Düþük 0C 25 dürüstlükle açýklamak durumundadýrlar. Çünkü çýplak zor uygulanan, Alevilerin kýrkar bin öldürüldüðü o hukuksuz dönemlerde bile Alevi inanç önderlerinin terk etmedikleri deðerlerini, kendini ifade etmenin çok daha kolay (ve üstelik kapalý-kýrsal toplum koþullarýnýn aksine zorunlu) olduðu günümüzde terk edenlerin, artýk ortalýkta Alevi önderi-aydýný-dedesi olarak dolaþabilmeleri için ar duygularýný yitirmiþ olmalarý gerek. Ali’nin Anlamý Erdoðan Aydýn (4) Peki ama buradaki Muhammed Ali ifadesi, Kýrklarýn Cemi’nde Muhammed ile Ali’nin gövde bir baþ iki bütünleþmesi ve musahip olmasýnýn ifadesi olamaz mý? Takiyye anlamýnda evet, ama gerçek düþünce anlamýnda hayýr. Çünkü Muhammed Ali’nin, gerçekte Ali’nin ismi olduðunu görmezden gelsek bile, deyiþlerinin bütününden iç tutarlýlýða sahip bir anlam çýkarma kaygýsý güdeceksek, ki iþin özünü anlamak ve tutarsýz konuma düþmemek açýsýndan bunu yapmak durumundayýz; o durumda, tüm deyiþ nakaratlarýnda pekiþtirildiði gibi Ali’nin esas, üst, çatý, tek olduðunu ve Allah’ýn da, Muhammed Ali’nin de, Ali olduðunu görürüz. Muhammed isminin peygamber Muhammed anlamda kullanýldýðý durumda ise, onun Ali’nin hiyerarþik olarak altýnda yer aldýðýný görürüz. Kýrklarýn Cemi’nde de olduðu gibi Ali’nin üstte, belirleyici ve tabii tanrýsal olmasý Pir Sultan’ýn þu deyiþinde daha da belirgindir: Þahkulu Dergâhý son Postniþini Mehmet Ali Hilmi Dedebaba’ya göre “Tanrý Ali’nin kiþiliðinde, insan niteliði içinde gözlere açýlýr. Varlýk kavramý altýnda toplanan ne varsa, baþtanbaþa Alidir: ‘Ayine tuttum yüzüme / Ali göründü gözüme Nazar eyledim özüme / Ali göründü gözüme ... Ali evvel Ali ahir / Ali batýn Ali zahir Ali tayyib Ali tahir / Ali göründü gözüme’ Kabe-i Þerif’ten bir nida geldi Hakkýn emri ile dört kitap indi Okuyan Muhammed yazan Ali’dir” Bu minval üzere uzayýp giden deyiþe göre, “Ali bütün varlýklarýn özüdür, yaratýcýsýdýr, Tanrý’ya yükletilen, onda varsayýlan bütün nitelikler, yetenekler, yetiler, güçler Ali’de vardýr. Ali Tanrý’nýn kendisidir. Evreni yaratan da, insaný koruyacak olan da gene Ali’dir. Ali’nin dýþýnda baþka bir yüce varlýk, görünen güç yoktur” (Ý. Z. Eyüboðlu, Türk Þiirinde Tanrýya Kafa Tutanlar, s.124) Hacý Bektaþ Makalat’ýnda yer alan þu ifade Alevilikteki Ali imgesini daha da pekiþtirir: Benzer bir deyiþ de Pir Sultan’da geçer: “Selman bir deste gül þaha uzattý Kendi tabutuna kendisi yattý Cemm-i Mushaf’tan nikabýn attý Kur’an yok, gördüler Ali’den gayrý” Pir Sultan’ým þu dünyaya / Dolu geldim dolu benim Bilmeyenler bilsin beni / Ben Ali’yim Ali benim .... Yani toplanmýþ Kur’an’ýn üzerinden örtüyü kaldýrdýklarýnda, Ali’den gayrý Kur’an olmadýðý görüldü denilmektedir. Ki bütün bu ifadeler, Alevilik nezdinde Ali’nin, Kur’an’ýn, Tanrý’nýn, Muhammed Ali’nin, Hak Muhammed Ali’nin ismi, ya da tersinden Ali’nin bunlarýn tümü, onlarýn tezahürü olduðunu büyük bir açýklýk ve iç tutarlýlýðý içinde gösteriyor. Dolayýsýyla burada gösterdiðimizden farklý bir Ali ve Alevilik tasarýmý konusunda iddiada bulunacak olanlar, Aleviliðin (12 Ýmam ve kuzen Ali gibi sembolleri deðil), gerçek inanç önderleri olan ozanlarý reddettiklerini Çarþýlarda dolanýrým / Ben Hakk’ým Hakk’tan gelirim On ik’Ýmam’ý Hak bilirim / Dedikleri veli benim .... Pir Sultan kapýnda kuldur / Bunu bilmek müþkül haldir Ali’nin ihsaný boldur / Þah’ý Merdan kulu benim” Görüldüðü gibi Pir Sultan kendini Ali ile özdeþleþtirmekle yetinmemekte, ayný zamanda kendini Ali’nin kulu olarak nitelemekte, yani Ali’yi Allah görmektedir. Ayný þekilde Hak bellendiði söylenen 12 “Pir Sultan Abdal’ým aðladý güldü Ýmam’ýn dediði veli benim demektedir. Deyiþ bütünlüðü içinde Allah olan Ali, ayný zamanda kendisi de Tanrý olup ve Tanrýdan gelen Pir Sultan olmakta ve tanrý-insan (Ene-l Hak) anlayýþýna ulaþýlmaktadýr. Bu yaklaþým ise, hangi türden yorumlanýrsa yorumlansýn fark etmez, Ýslam nezdinde kabul edilemez bir “küfür” olmaktadýr. Nitekim bir baþka deyiþinde; “Koparmadým asla kokladým bir gül / Kafir oldum imana geldim” diyerek bu suçlamayý üstlenmektedir. Benzer bir deyiþ, damat-kuzen Ali gerçeðini niteliksel olarak aþan bu Batýni Ali kültünü belki de ilk dillendiren, Ene-l Hak düþüncesini Ali özgülünde belki de ilk þekillendiren ve 1408’de derisi yüzülerek öldürülen ozan Nesimi’de þöyle dillenir: “Ali evvel Ali ahir, Ali batýn Ali zahir Ali þems-i münevverdir, Ali dilnur ile Enver Ali’dir her þey için can, Ali’dir yar ile mihman Ali rahim Ali rahman, Ali’dir cümleye server Ali sultan Ali sübhan, Ali cennet Ali Rýdvan Ali dindir Ali iman, Ali’dir saký-i Kevser Nesimi’nin dil üç caný, Münevverdir Ali nuru Ali vâlâ Ali âlâ, Ali’dir server-i safter” (Onur B. Kula, Çoðulcu Düþünce Karþýt Kültür, s.268) XIX. yy. Kýzýlbaþ þairi Derviþ Ali’nin, Ali’yi tanýmlayýþý þöyledir: “Yeri göðü arþý kürsü yaratan / Men Ali’den baþka tanrý görmedim Yaratup kulunun kýsmetini veren / Men Ali’den baþka tanrý görmedim” Ali Muhammed’dir Muhammed Ali Gördüm bir elmadýr elhamdülillah Kudret kandilinden nurunu alan, kozmik ehemmiyeti olan Ali, 17. yüzyýl Kýzýlbaþlarýndan olan Ýsmail’in gözünde de Tanrý sayýlmaktadýr: Evvel Ali yerin göðün binasý Kudret kandilinden çalýnmýþ mayasý” (Mehmet Eröz, Türkiye’de Alevilik Bektaþilik, s.214) Dikkat edilirse Ýslamiyet tanrýsýndan bambaþka bir tanrý tasavvuru ile karþý karþýyayýz. Bu fark içselleþtirilince, kimi Alevi inanç önderlerince, Ali’den ayrýca Muhammed’e yapýlan yollamalarýn da, gerçekte Ýslami inancýn tezahürü olarak deðil, aksine, kendilerini kuþatan ve baský uygulayan Ýslamcýlara karþý bir ideolojik savunu aracý olarak devreye girdiðini görürüz. Nitekim bu yollamalarý daha çok kullanan Kul Himmet þöyle dillenir: “Muhabbettir Lailaheillallah / Muhabbettir Muhammed Resulullah Muhabbettir Ali þah Veliyullah / Üç isim manada birdir muhabbet” Görüldüðü gibi ayrý ayrý ifade edildikleri durumda bile, üç isim sonuçta anlamda birleþirler. Peki bu birleþme fikri aynýlýk anlamýnda mýdýr? Açýktýr ki hayýr! Bunu yukarýdaki satýrlarda döne döne gösterdik. Nitekim bir diðer deyiþinde yine Kul Himmet, tanrýnýn tek ve Ali olduðunu aþaðýdaki deyiþinde yineler: “Nice yüz bin yýllar kandilde durdun Atanýn belinden medara geldin Anýn için halký gümana saldýn Bin bir dondan baþ gösterdin ya Ali” Alevi sýrrý baðlamýnda Ali-Allah, sadece tarihsel Ali donunda deðil, ayný zamanda diðer Alevi inanç önderlerinin, Hallac-ý Mansur’un, Nesimi’nin, Yunus’un, Þah Ýsmail’in, Bektaþ-i Veli’nin de suretinde görülür. Nitekim Kul Hasan, bu inancý Bektaþ-ý Veli nezdinde þöyle yineler: “Ali’nin iþleri daim sýrrýnan / Kisvesini kýrmýzýdan örtünen Nar içinde Cebrail’e görünen / Hünkar Hacý Bektaþ Ali kendidir” 18. yüzyýl Bektaþilerinden Katip ise, bu tanrýsal devreye kendini de dahil eder: “Sýrr-ý Bektaþi’yiz ayrý deðiliz Heman sað gezeriz gayrý deðiliz Birlikteyiz ayrý gayrý deðiliz Bir kimse sayýlýrýz üçümüz bizim” Bütün bu belirlemelerin üzerinden gerekmiyor gerçi ama, anlamamakta ve tahrif etmekte ýsrar edenlere karþý belirtilmelidir ki, Alevilik, Müslümanlýktan temelli farka sahiptir. Bin yýllýk baský ve kuþatmanýn etkisiyle kendisine Müslüman demesini esas almamýz halinde ise, belirtilmelidir ki, bu “Müslümanlýk”, Kur’an’dan ve Ýslam tarihinden bildiðimiz Müslümanlýktan bambaþka bir Müslümanlýktýr. türkülerin sesi/BÝTTÝ