Ataol BEHRAMOĞLU EDEBİYAT VE SANAT EĞİTİMİNDE

Transkript

Ataol BEHRAMOĞLU EDEBİYAT VE SANAT EĞİTİMİNDE
Ataol BEHRAMO LU
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
EDEB YAT VE SANAT E
T M NDE ULUSALLIK
Ataol BEHRAMO LU
*
**
ÖZET
Ulusal E itim Kurultayında bildiri olarak sunulan bu incelemede yazar, Cumhuriyet
devriminin ba lıca kazanımlarından olan “tevhidi tedrisat/“e itimde birlik” ilkesinden
uzakla manın tehlikelerine i aret ederek, bu yakla ımın ça da lıktan uzakla tırıcı niteli ine
dikkat çekiyor. ncelemede ayrıca, ezberlenmi bir slogana dönü en “evrensel olmak için ulusal
olmak” gerekir ilkesi tersine çevrilerek “ulusal olmak için evrensel olmak gerekir” savı i leniyor.
Anahtar Sözcükler: e itim, ulusallık, evrensellik, hümanist, Köy Enstitüleri, yaratma
özgürlü ü, insan merkezli e itim, ö retim birli i, küreselle me, dilimiz
ABSTRACT
The main subject of this text consists in analyzing of the mortal results of violation the
principles of the “Unity in National Education” in Turkey. Author, besides, claims that the way of
creating the “national values” in the areas of arts and culture, on the contrary to the totally
opposite common belief, passes through the universalism…
Key Words: Education, Nationalism, Universalim, Humanist, Village Institutes, Liberty
of Creation, Human centered educution, Unity in Education, Globalism, Our language
Giri
Sayın dinleyiciler, “Ulusal E itim Kurultayı”nın de erli katılımcıları.
Burada, de erli kurultayınızda benim tarafımdan sunulması istenen bildirinin konusu
“Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık” ba lı ını ta ıyor.Böylece, edebiyat ve sanatın
“ulusallık” özelliklerinin ve bu alanda(sanırım ilk ö retim öncesinden ba layarak yüksek ö retimi
de kapsayacak biçimde uygulanması süren) e itim yöntemlerinin ve sorunlarının irdelenmesi
isteniyor…
Bu görev yeterince zorluyken, büyük olasılıkla kolaylık sa lamak için, ana ba lı ın altına
yerle tirilen alt ba lıklar, yapılması istenen irdelemenin kapsamını daha da geni letiyor.
Bu alt ba lıklar unlardır: Sanatta Ulusallık ve Evrensellik/Sanatta Toplumsallık/Edebiyat ve
Tarih…
Bütün bu konuları irdelemeye çalı ırken gözden kaçırılmaması gereken ba lıca bir
kavram da, Ulusal E itim Kurultayı izlencesinin en üstünde yer alan “Küreselle me”
kavramıdır… Bir ba ka deyi le, yapılması gereken tüm çalı ma ve sunulacak öneriler,
“küreselle me” olgusu ile ba lantılı olmak durumundadır.
Bu kısa açıklamayı yapmakla, irdelemem gereken konuların kapsamını ve sınırlarını
belirtmi oluyorum. Fakat bu aynı zamanda, yapaca ım sunumun kendi içinde bir sınırlamaya
sahip olması gerekti inin de, dolaylı bir yolla da olsa, dile getirilmesidir.
nsanlık tarihinin, içinde bulundu umuz söylenen “küreselle me” evresinde, ülkemizde
“edebiyat ve sanat e itiminde ulusallık” kavramını irdelemeye çalı ırken, konunun acaba en çok
hangi yönleri üzerinde durmak gerekiyor? Ya da, bu çok yönlü konuda ülkemizi bu gün en çok
ilgilendirmesi gereken sorunlar nelerdir? Edebiyat ve sanatın ne olup olmadı ına, sanatta
ulusallık ve evrensellik kavramına ili kin kuramsal açıklamalar mı? Sanatın toplumla ili kisi mi?
Edebiyatın tarihle ba ıntısı mı? Edebiyat ve sanat e itiminin ülkemizde uygulanı ına ili kin
güncel sorunlar mı? Sanırım hepsi ve bütün bu kavram ve olguların birbirleriyle ili kili oldu unda
ku ku yok.
*
Ulusal E itim Kurultayı Bildirisi, Mayıs, 2006
Doç. Dr. stanbul Üniversitesi Slav Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı Ba kanı
**
16
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
Ataol BEHRAMO LU
Fakat ben yine de konunun genel ve kuramsal yönleri üzerinde olabildi ince özlü ve özet
olarak, uygulamadaki sorunlar ve öneriler konusunda ise olabildi ine somut ve ayrıntılı durmak
gerekti ini dü ünüyorum.
Edebiyat ve Sanatın Kökeni ve “Ulusallık” kavramı Üzerine
iirle, masallar ve söylencelerle ba layan ilk sözlü sanat ürünlerini edebiyatların
ba langıcı sayıyoruz..Bu türden sözlerin sıradan sözlerden neden farklı olduklarını irdelemeye
çalı mak, bu konu ma kapsamında gereksiz bir kuramsal açıklama çabasına giri mek olur.Özet
olarak söylenebilecek ey ise, bu ilk sözlü sanat ürünlerinin, yararcı bir amaç sonucunda ortaya
çıkmı olsalar da, tıpkı yine ilk resim, müzik ürünleri gibi, insanın dü gücüyle, maddi ya amın
içinde filizlenmeye ba layan manevi-içsel-ruhsal ya amıyla ili kili olduklarıdır.
Konumuz bakımından ilginç olan, çe itli insan topluluklarında aynı ya da farklı
zamanlarda ortaya çıkan bu ilk sanat ürünlerindeki benzerlikler ve farklı yönlerin neler
oldu udur… Bir ba ka deyi le, farklı co rafya bölgelerinde, farklı insan topluluklarında, aynı ya
da farklı zaman kesitlerinde ortaya çıkan sanat ürünleri arasında ne gibi benzerlikler ve
farklılıklar bulunmaktadır… Görülebilece i gibi, uçsuz bucaksız bir inceleme konusu…
Sanat tarihinin bu belki de en önemli konusuna girmeye cüret etmeksizin ve zaten böyle
birikime ve sava sahip olmaksızın yine özet olarak söyleyebilece im ey, farklı insan toplulukları
arasında, farklı co rafyalarda, aynı ya da farklı zamanlarda, fakat uygarlı ın aynı(ya da benzer)
a amalarında yaratılmı olan edebiyat ve sanat ürünleri arasında içerik bakımından aynılıklar,
biçim ve dile getiri (üslup) bakımından ise farklılıklar bulundu udur…
Bütün insan topluluklarında edebiyat ve sanat alanındaki ilk ürünlerin masallar,
söylenceler ve iir olması bu benze imi yeterince kanıtlıyor… Gerek bu sözlü edebiyat
ürünlerinde, gerekse resim ve müzik alanındaki ilk ürünlerde, konu ,tür ve içerik ö elerinin yanı
sıra, dile getiri biçimleri arasında da benzerlikler bulundu unu dü ünüyorum.
Bütün kavimlerin destanlarındaki içerik, kurgu ve üslup özellikleri arasındaki benzerlikler
yeterince açıktır. Fakat göçebelik süreçlerinin yava laması, avcılık dönemlerinden yerle ik tarım
üretimi dönemlerine geçi , pagan inanı ların yerlerini semavi dinlere bırakma süreçleriyle
birlikte, henüz “ulusal” diye adlandırılmaları erken olsa da, farklı edebiyat ve sanat üsluplarının,
alı kanlıklarının, zevklerinin belirginle meye ba ladı ı da gözlemleniyor.
Giri te belirtti im gibi, bu konuda daha ayrıntıya girmeye kendimi yetkili saymadı ım
gibi, bunu ulusal e itim kurultayının amacı bakımından gerekli de görmüyorum.Fakat, yine özet
olarak söyleyebilece im ey,belli toplumsal evrelerde, sözgelimi a k, ölüm, toplumsal
adaletsizlik gibi bazı temel konularda içerik bakımından yakla ık olarak aynı eylerin söylendi i,
farklılıkların daha çok konunun i leni inde, kurgulanı ında, üslupta söz konusu oldu udur.
Sözgelimi, Fuzuli’nin 16. yy. ürünü “Leyla ve Mecnun”u ile Shakespeare’in 17. yy. ürünü
“Romeo ve Juliet”i arasındaki konu, tema, kurgu, üslup vb. benzerlik ve farklılıklarının
irdelenmesi ilginç bir ara tırma konusu olurdu… Shakespeare, ulusal ngiliz edebiyatının
tartı masız en büyük yaratıcılarındandır. Aynı eyi Fuzuli, ya da Yunus için, bizim edebiyatımız
bakımından ne ölçüde söyleyebiliriz? Sanıyorum ki bu sorunun yanıtını ararken, edebiyatta
“ulusallık” ve “evrensellik” kavramlarını anlama yönünde önemli bir adım atmı olaca ız…
Sanatta ve Edebiyatta “Ulusallık” ve “Evrensellik” Kavramlarının Önceli i-Sonralı ı
Üzerine
Konumuzla ilgili olarak, üzerin de pek fazla dü ünülmeksizin kabul gören özdeyi lerden
biri de udur. “Edebiyat ve sanatta evrensel olmak için ulusal olmak gerekir…”Ben, izninizle,
tartı ılmaz görünen bu özdeyi i tersine çevirece im: “Edebiyat ve sanatta ulusal olmak için önce
evrensel olmak gerekir…”Bu ters yüz edi le neyi anlatmak istedi imi, “ulusallık” kavramının
sosyal içeri ini irdeleyerek açıklamaya çalı ayım:
Ulusal devletler, aynı toprak parçası üzerinde ekonomi ve kültür alanındaki ayrılıkların
bir senteze ula masıyla olu tu. Bu nedenle de, bütün ulusal kültürler, sanat ve edebiyatlar, bir
sentezin ürünüdürler. Batılı uluslar, ekonomik ve kültürel sentezlerin temelinde, eski Yunan
kültürünün akılcı ve insancı de erlerini “yeniden do u ” döneminde devralarak özgürlükçü,
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
17
Ataol BEHRAMO LU
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
insancı, akıl ve insan merkezli bir edebiyat ve sanat dünyası yarattılar. Dante, Shakespeare,
Goethe, Hugo ya da Tolstoy, ulusal oldukları için evrensel de il, yapıtlarında evrensel de erleri
savundukları için ulusal olmaya hak kazanmı lardır.
Ulusallık, yanlı olarak sanıldı ı gibi, folklor ö elerinin, ya da aklın skolâstik
dönemlerinde yaratılmı feodal dönem edebiyat ve sanat ürünlerinin yinelenmesinde, yeni
yapıtlar yaratmada onların (tematik ya da biçimsel ö eleriyle) örnek alınmasında de il, bu
ö eleri özümsemi yeteneklerin, bütün insanlı ın duygu ve dü ünce evrenine katkıda
bulunabilecek yapıtlar verebilmelerindedir. Bir ba ka ve daha özlü bir deyimle de, evrensel
olmaktadır.
Dilimizin ve kültürümüzün, geçmi yüzyıllarda, Yunus ve Fuzuli örneklerinde görüldü ü
gibi, evrensel anlamda de erler yarattı ı ku kusuz. Fakat Türkiye’nin ça da bir ulusal devlet
olmasının tarihi Cumhuriyetle ba lıyor. Edebiyatta ve sanatın bütün alanlarında bugün sahip
oldu umuz ulusal de erlerimizi Cumhuriyet devrimine borçluyuz.
Cumhuriyetin bunu ba arabilmesinin nedeni de, Cumhuriyet ideolojisin temelinde,
insan onuru, akıl ve dü ünce özgürlü ü gibi, insanlık tarihinin son birkaç yüzyıllık süresinde
günümüzün modern uluslarını, modern sanat ve edebiyat ürünlerini yaratan evrensel insanlık
de erlerinin yer almı olmasıdır.
Günümüz Türkiye’sinde E itim ve Ö retimde Durum
Cumhuriyet devrimiyle Batı’dan, denebilir ki, modern dünyanın temellerini olu turan
bütün üst yapı kurumları alındı. Buna kar ılık Batı’nın, do al ve toplumsal bilimlerden edebiyat
ve güzel sanatlara kadar bütün bu kurumların üzerlerinde yükseldi i hümanist ve toplumcu
de erleri temele alan e itim-ö retim sistemi ülkemizde yerle tirilemedi. Köy Enstitüleri gibi kısa
sürede olumlu sonuçlar veren, ö renim görmeye çarıklarıyla gelmi yoksul köy çocuklarından
dünya ölçüsünde yazarlar yaratan e itim kurumları kapatılarak yerlerine skolastik dü üncenin
bayra ını ta ıyacak imam hatip okulları açıldı.
Günümüzde durum daha da vahimdir.“Bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayar” deyi inde
en “veciz” anlatımını bulan çarpık bir uygarlık tarihi anlayı ı, sadece bizim toplumumuzu de il
bütün Ortado u toplumlarını kanser gibi kemirmekte, yok olu a sürüklemektedir. Do a bilimleri
ve teknik, insan toplumlarına ya amı kolayla tırmak için monte edilmi bir takım eklektik
parçalar de il, dü ünce ve yaratma özgürlü ü temelinde yaratıcı insan aklının bulu larıdır.
Sanat ve edebiyat alanındaki evrensel yaratıların temelleri de özgür dü ünce ve
yaratma özgürlü üdür. Günümüz Türkiye’sinde sadece edebiyat ve sanat e itimi alanında de il,
e itimin her alanında geriye gidi açıkça gözler önündedir. Okul öncesinde Kuran Kurslarıyla
ba latılan skolastik beyin yıkama, sekiz yıllık ilk ve orta e itimde zorunlu din ve ahlâk
dersleriyle, imam hatip okulları ve tüm e itim sisteminin imam hatiple tirilmesi çabalarıyla da
peki tirilmektedir.
Do a bilimlerini ve tekni i, üzerlerinde yükseldi i toplumsal bilimlerden, insan merkezli
dünya anlayı ından, modern uygarlı ımızı olu turan akılcı ve insancı de erlerden kopararak
ö retmeye yönelik bir e itim anlayı ı sonucunda toplumda kaçınılmaz olarak olu an manevi
de erler bo lu unu, ça dı ı kalmı mistik ya da oven unsurlar gittikçe daha çok kar ılar
görünmekte, böylece ya anmakta olan kısır döngü Türkiye Cumhuriyetini ça da lık
temellerinden, ça da dünyadan gittikçe koparmakta, hızlanan bir biçimde de Osmanlı
mparatorlu unun son dönemlerini anımsatsan bir parçalanmaya, yozla maya, de erler
yıkımına, yok olu a sürüklemektedir.
Yıllar önce birlikte katıldı ımız bir açık oturumda, liselerde ö retim müfetti li i yapmı ,
de erli e itimci ve airimiz Cahit Külebi Türkiye’de orta ö retimin çöktü ünü söylemi ti.
O gün belki de tam olarak algılayamadı ım bu de erlendirme, bu gün ülke gündeminde
bütün ürkütücülü ü ile en ön sırada durmaktadır.
Ö retim Birli i ilkesinin delindi i ve giderek tersine dönü türüldü ü, yani tüm e itim
sisteminin skolastik-dinsel bir e itim anlayı ına göre yeniden yapılandırılmakta oldu u bir
ülkede, üniversite ça ına gelen gençlerin büyük ço unlukla, ya beyinleri skolastik dü ünceyle
yapılandırılmı , Cumhuriyete ve devrimlerine dü man kimseler; ya oven ve ba kaca temelsiz
dü üncelerin savunucuları; ya da herhangi bir ulusal ve evrensel duygudan yoksun, ruhsuz,
ki iliksiz, kimliksiz teknokrat adayları olaca ı ku kusuzdur…
18
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
Ataol BEHRAMO LU
Bu de erlendirmeden sonra, “Edebiyatta ve Sanatta Ulusallık” sorununu, içinde
bulundu umuzu dü ündü ümüz küreselle me evresinde gözden geçirebiliriz. Fakat bundan
önce “küreselle me” kavramı üzerinde görü birli ine varmak gerekiyor.
Günümüzde “Küreselle me”den Anla ılan ve Anla ılması Gereken
Günümüzde küreselle me kavramı, sözcü ün tam anlamıyla, kapitalist sistemin tüm yer
kürede tüm pazarları ele geçirme sava ımı demektir. Irak’taki kanlı sava , ran üzerindeki tehdit,
ya amakta oldu umuz co rafyadaki açık ya da gizli kı kırtmalar, bu küresel Pazar sava ımının
sonuçlarıdır.
Küreselle me adı altında ba ka ulusların ekonomik ya amlarını boyunduruk altına alan
uluslar arası kapitalizm, daha da açık adıyla emperyalizm, kültür alanında da aynı hedefi
gütmektedir. Çünkü emperyalizm için sanat ve kültür de, sadece ve ancak bir Pazar ürünü,
“meta” olarak de er ta ımaktadır.
Emperyalist küreselle me yanda ları için,herhangi bir alandaki ulusal de erler, ancak
“meta”oldukları ölçüde anlam ve de er ta ırlar. Bu anlam ve de ere de,ulusal ya da küresel
sanat-kültür pazarında, daha çok alıcısı olan, popüler, düzeysiz, yüzeysel, ya da yatırım ve rant
amaçlı sanat-kültür kültür ürünleri sahiptir.Böyle bir küreselle me anlayı ı içinde, özellikle de
sanat-kültür alanında, gerçek anlamıyla ulusal ve evrensel ürünlere yer olamayaca ı açıktır.
Gerçek anlamıyla ulusallıktan ve evrensellikten ne anla ılması gerekti ini ise konu mamın
önceki bölümlerinde anlatmı tım.
Küreselle me olgusuna emperyalizmin tüm yer küreyi küresel bir pazara dönü türme
hedefi açısından de il de, gerçek anlamlarıyla ulusal ve evrensel de erler açısından
baktı ımızda, onu ancak ve sadece o zaman do ru olarak tanımlayabiliriz. Bu küreselle me,
tüm ulusların kendi tarihsel kimliklerinin rengine, zevkine, üslubuna sahip olarak, ortak bir
insanlık idealinde bulu malarıdır.
Bu ideal ise ancak, uygarlı ımızın, insanlı ımızın, her alandaki yaratıcılı ımızın
temellerini olu turan, dü ünce ve anlatım özgürlü ü, akıl, insanlık onuru ve adalet duygusu gibi
en temel ve ortak insani de erlerdir.
Günümüz Türkiye’sinde Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık, Evrensellik, Sonuçlar ve
Öneriler
Günümüz Türkiye’sinde e itim ve ö retimin bütün e itim-ö retim kurumlarındaki
ürkütücü durumu üzerine dü ündüklerimi söyledim.Sanat ve edebiyat alanındaki eksiklik ve
çarpıklıklar, bu genel sistemin bir parçasıdır.Orta ö retimden resim ve müzik e itiminin tümüyle
kaldırıldı ı, ya da varlıklarını simgesel olarak sürdürdükleri sanıyorum ki söylenebilir.Edebiyat
alanında e itim anlayı ı, tümüyle geriye dönük ve e itimin her alanındaki tutucu
anlayı ın(sadece bu gün de il, öteden beri süre gelen) bir yansımasıdır.
Bu gün daha da açıklıkla görülen, her alanda oldu u gibi sanat ve kültür alanında da,
içinde ya ama sevinci ve yaratma co kusu olan bir sanat-kültür anlayı ının kar ısında, öbür
dünyacı, kaderci, gizemci ve bu ça dı ı kalmı de erler u runda saldırgan bir sanat-kültür
anlayı ının öne çıkarılmakta olu udur… Bu ça dı ı, gerici sahte kültürü, “Türk Hümanizmi” adlı
çok önemli kitabında Prof. Suat Sinano lu, “meditatio mortis”(ahret dü üncesi) diye
adlandırmaktadır. Bu anlayı ı ben, ya ama kültürüne kar ı ölüm kültürü diye adlandırıyorum.
Günümüz Türkiyesi’nde e itimin her alanını ele geçirme çabasındaki gerici güçler, ölüm
kültürünün yayıcısı ve uygulayıcısıdırlar. Toplumun ya am damarlarına öldürücü zehirlerini
akıtmaktalar. Okul öncesi ça daki çocuklarımızın zihinlerini, bilimin ve sanatın yaratıcı
enerjisiyle, ya ama sevinciyle, yaratma tutkusuyla donatmak yerine skolastik dü üncenin tutsa ı
kılan bu insanlar ülkemizin bugününe ve gelece ine en büyük, en ölümcül kötülü ü
yapmaktadırlar.
Do a bilimlerini ve teknolojik kazanımları toplumsal bilimlerden ve genel olarak uygarlık
tarihinden kopuk, yararcı , çıkarcı, oportunist bir yakla ımla anlama çapsızlık ve bilgisizli indeki
bu kimseler için, evrensel insanlık de erleri gibi ulusa ve ulusallı a ili kin de erler de sadece
sözde kalan, aslında dü manca dü üncelerdir.Öyleyse, evrensel-ulusal de erlerin
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
19
Ataol BEHRAMO LU
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
savuncularınca öncelikle yapılması gereken, siyasetin ve bu arada ulusal e itimin her alanında
bu gibi kimselerin etkinliklerine bir an önce son vermek için çaba harcamaktır.
Buna ko ut olarak yapılması gereken, okul öncesi ça lardan ba layarak, çocuklarımıza,
ulusumuzun ve insanlı ın evrensel de erlerini ö retmek, duyumsatmak, onlarda ya ama sevinci
ve yaratma co kusu uyandıracak sanat-edebiyat ürünlerini, daha o ça lardan ba layarak
kimliklerine i lemek, her alandaki yeteneklerini geli tirici olanaklar sa lamaktır.
Her a amadaki e itim kurumlarında ça da edebiyatımızın ve sanatımızın evrensel
de erlerinin tanıtılıp ö retilmesine öncelikle yer verilmelidir.Orta ö retim yeniden düzenlenmeli,
do a bilimleri ve teknoloji bilgisinin yanı sıra, toplumsal bilimler, sanat tarihi ve felsefe bilgisi,
bütün uygar toplumlarda nasıl, hangi ölçülerde ve yöntemlerle ö retilmekteyse, aynı ölçülerde
ve
yöntemlerle
ö retilmelidir.Öbür
dünyacılı a
kar ı
ya ama
kültürü
korunup
savunulmaktayken, oven, sahte, tarih dı ı ulusalcılıklara kar ı; barı çı, insancıl, evrensel
de erler temelinde yükselen gerçek yurtseverlik duygusu canlandırılıp yükseltilmelidir.
Özgür dü ünce, aklın üstünlü ü, kadın-erkek e itli i, insanlık onuru gibi modern
insanlı ı olu turan en temel de erlerin bir tek ulusa, ya da bazı uluslara de il bütün insanlı a
özgü oldu unu kanıtlayan Mustafa Kemal öncülü ündeki Cumhuriyet devrimleri, bunların
ba arılabilmesi, daha ileri a amalara ta ınabilmesi yolunda çok sa lam bir temel olu turuyor.
Yapılması gereken, öncü aydınların, sanatçıların, yazarların, bilim insanlarının, tekil çabalarını
birle tirmeleri, daha ortak ve büyük bir güç olu turmaları, böylece de ülkemizi karanlıklarda yok
olmaktan kurtararak ça da la ma evriminin yeni bir a amasını gerçekle tirmeleridir.
Bunu ba arabilirsek, Türkiye, Batı uygarlı ının e it haklara sahip bir üyesi olmakla da
kalmayacak, bu gün kendi de erlerlerine yabancıla tıkları gözlemlenen Batı ülkeleri için de esin
kayna ı ve örnek olu turabilecektir.
20 Mayıs 2006
Ulusal E itim Kurultayı Bildirisi
20
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
Ataol BEHRAMO LU
Edebiyat ve Sanat E itiminde Ulusallık
KAYNAKÇA
Anday, M. C. ( 2001). Çok Sesli Toplum,Adam Yayınları, stanbul.
Caudwell,C. (1946). Illusion and Reality, Lawrens&Wıshart,London.
Gazalcı, M. ( 2007). Ku atılan Cumhuriyet E itimi, E it-Der Yayınları, Ankara.
Sinano lu, S. (1980). Türk Hümanizmi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
Stor,A. (1992). Yaratma Dürtüsü(çev. .Babacan),Yayınevi Yayıncılık, stanbul.
Strauss, C. L. (1985). Irk ve Tarih, Metis Yayınları, stanbul.
Strauss, C. L.(1962). La Pensée Sauvage, Librairie Plon, Paris.
Tanilli, S.(2004). Nasıl Bir E itim stiyoruz?, Adam Yayınları, stanbul.
Ülken, H. Z. (1966). Türkiye’de Ça da Dü ünce Tarihi, Ülken Yayınları, stanbul.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi
21

Benzer belgeler