Posta Kutusunda Sanat

Transkript

Posta Kutusunda Sanat
Posta Kutusunda Sanat
Ilgım Veryeri-Alaca (Yardımcı Doçent)
Giriş
Ilgim Veryeri-Alaca, Mavi Anne, 103 x 74cm, kağıt üzerine zarf, ebru, kolaj, ipekbaskı, 2006
Adalardan gelen bu mektupta,
Oradan, sihirli bir rayiha var 1
Yahya Kemal
Mail-Art is a communication sculpture.2
Guy Bleus
Uzaklardan gönderilmiş elyazısı bir not, bir haber, follukta bulunan ılık
yumurta gibidir. Zarf, sır ve umut yüklüdür; eleştirel ve şaşırtıcı olabileceği
gibi…Günün akışını bölen, kimi zaman iki ayrı kültür arasında bağ kuran bir enerji
taşır. Bu enerji ile ilk temas, posta kutusunun dolu olduğunu farketme anıdır. Zarfı
açmadan önce harcanan beş on saniye, gözlerimizin pula, el yazısına, mühre, zarfın
yolda darbe almış kıvrımlarına takılmasını ve meraktan iştahımızın kabarmasını
sağlar.
Zarf, sayısız noktada durarak, yer değiştirerek, tehlike ve maceradan
geçerek birçok memurun gözetiminde adresine ulaşır. Posta, göndericiden alıcıya
uzanan yolda, ilgili hiç kimsenin bütünüyle seyredemediği bir tiyatro oyunu gibi
elden ele ilerler. Dolayısıyla, kimi zaman mektupta yazılı olan kadar, kat ettiği
1
menzil de varlığına bir yaşanmışlık katar.
Posta sanatının parçası olmak için, tek bir kişinin dünyaya kapılarını
açması yeterlidir. Posta sanatçısını harekete geçiren de, çoğu kez böylesine yalın
bir özlem, dünyaya duyulan çocuksu bir merak olmalı... Kendini gizleyerek, aynı
zamanda binlerce kişiye açılarak posta kervanına katılmak… Günün içindeki
sayısız formaliteyi aşarak, tılsımlı bir obje vesilesiyle tek bir noktaya
kilitlenmek…Bu bağlamda, Stephen Johnstone‟un editörlüğünü yaptığı Her Gün
(Everyday) adlı kitapta –posta sanatına parallel olarak- çağdaş sanatın günlük
yaşam ile git gide iç içe geçmesine dikkat çekilmesi önemlidir. Johnstone, Georges
Perec‟in ifadelerine benzer şekilde günlük olanın aynı zamanda farkedilmeyen bir
boyutta var olduğunu söyler. Bu açıdan, günün içinde varlık gösteren –özellikle
sanat eseri- hem her yerde, hem de hiçbir yerdedir.3 Yapıt, yüksek sanat olmanın
ötesine uzanır, yaşamın bir tuğlası olarak yerini alır, şeffaflaşır ve özümsenir.
Üstelik, posta sanatının herkes tarafından uygulanabilir, sınır tanımaz hali
demokratik bir satıhta büyümesine izin vermektedir.
Peki nedir posta sanatı? Posta sanatı, çoğu kez küçük bir objenin,
kartpostalın, zarfın sanatçı tarafından hazırlanmasının ardından, pullanıp
mühürlenip gönderilmesi ile başlayan ve her sanatçının zihninde yeniden
şekillenebilen bir evrendir... Sanatçı bu aşamada kendi pul, mühür, zarf tasarımını
yapabilir. Kimi sanatçıların yoğun bir biçimde pul tasarımına odaklandığı,
kimilerinin de sayısız mührü olduğu görülebilir.
Marcel Duchamp, Kurt Schwitters ve İtalyan Fütüristler posta sanatının
öncüleri sayılır. Ancak uluslararası boyutta posta sanatının yaygınlaşması
1960‟larda Fluxus, Neo-Gerçekçilik ve Gutai Grubu‟nun ve özellikle Roy
Johnson‟un faaliyetleri ile gerçekleşmiştir. Kendisinin bir posta ağı kurarak ilettiği
mektuplar New York Correspondence School of Art olarak anılır. Whitney
Müzesi‟ndeki Correspondence Art (1970), Paris Bienali‟ndeki posta sanatına
ayrılmış alan (1971) ve Omaha Flow Systems (1972) posta sanatının kurucu
sergilerindendir.4 Bir çağrı ile duyurulan posta sanatı ilanında gönderilen eserler
çoğunlukla elemeden geçmeden kabul edilir, kimi zaman sergilenir. Çoğu kez
gönderenlere tüm postaların dökümantasyonu dijital olarak veya basılmış şekilde
iletilir.
Posta sanatı mütevâzi ve kişiseldir. Ancak dünya çapında birçok kişiye
ulaşabilmesi bakımından da güçlü bir araçtır. Kimi zaman 21. yüzyıl
pragmatizmine karşı bir eleştiri niteliğindedir. Umulmadık bir anda bir sanat
eserinin posta kutusundan çıkması, eseri alıcının özel yaşantısına giren bir duygu
yumağı, düşünce zinciri, bir ironi vesilesi olarak dönüştürür. Posta teşkilatını
kullanmak sureti ile sanatçının, toplumun ağır mekanizmalarına yaratıcı bir boyut
ile eklemlenmesidir. Alternatiftir. Deneyseldir. Yüzyıllardır alışılagelmiş sanat
yapıtı ile benzeşmeyen hali, küçük bir zarfın yapabileceklerini gösterir.
Mektup Geleneğinden Posta Sanatına
This is my letter to the world,
2
That never wrote to me,
The simple news that Nature told,
With tender majesty.5
Emily Dickinson
Though they be far apart, people
speak to one another via silent messengers. 6
Karel van Mander, Het Schilderboeck,
Middlelburg, 1603
Posta sanatı, 20. yüzyılda filizlenmiş olarak algılansa da, yüzyıllara uzanan
mektup geleneğinin mirasçısıdır. Düşünün ki, Roma‟da Cicero İ.Ö. 106-43 seneleri
arasında Atticus‟a 16 kitap, dostlarına 16 kitap, Brutus‟a 2 kitap, kardeşi Quintus‟a
3 kitap derlenecek kadar çok mektup yazmıştır.7 Yüzyıllardan bu yana birçok
kültürde gelişmiş, işlenmiş ve sayısız sanat eserine konu olmuş mektup,
günümüzde posta sanatı ile kavramsal, performansa ve plastik sanatlara dair bir
boyut kazanmıştır. Cemal Süreya tarafından onüç gün boyunca kaleme alınan
mektuplar edebi özelliğinin yanı sıra yaşamın tam da içinden fışkıran bir
performans sayılmaz mı?8 Posta sanatı, yüzyıllardır vazgeçilemeyen bir tutku, bir
köprü ve ilham kaynağı olan mektubun bir dil olarak türetilmesi, yorumlanmasıdır.
Bu açıdan, geleneksel mektup olgusuna aşina olmak çağdaş eserleri daha güçlü
kılabilir.
Yazarlar, ressamlar, performans sanatçıları birçok eserde mektup olgusunu
başat öğe olarak kullanmışlardır. 17. yüzyılda Avrupa’nın okur yazar oranı en
yüksek ülkelerinden biri olan Hollanda’da yoğun olarak betimlenmiş mektup
okuyan, mektup yazan figürlerin yağlıboya resimlerine özellikle Frans van Mieris,
Jan Steen, Gerard ter Borch, Gabriel Metsu, Pieter de Hooch ve Johannes
Vermeer’in yapıtlarında rastlanır. Bu tema öylesine yaygınlaşmıştır ki aynı
dönemdeki paralel çalışmalardan bir sergi düzenlenmiştir. 2004 yılında Peter C.
Sutton‟un küratörlüğünü yaptığı Aşk Mektupları: Vermeer’in Zamanında Mektup
Konulu Hollanda Resimleri (Love letters: Dutch paintings of letter themes in the
age of Vermeer) -Avrupa’da ve Amerika’da sergilenmiş- yaklaşık 45 yapıttan
oluşan kapsamlı bir derleme niteliğindedir. 9
Mektup kültürünün böylesine önemsendiği bu dönemde, Dirk Hals
tarafından gerçekleştirilmiş Mektup Yırtan Kadın (Woman Tearing a Letter) ile
Gerard ter Borch’un gerçekleştirdiği Mektup Yazan Kadın (Woman Writing a
Letter) Vermeer için öncü çalışmalar niteliğindedir. Daha geç bir tarihte
gerçekleştirilmelerine rağmen mektup okuyan figürler dendiğinde ilk olarak akla
Johannes Vermeer’in Maviler İçinde Mektup Okuyan Kadın (Women in Blue
Reading a Letter) veya Açık Camın Önünde Mektup Okuyan Kız (A Girl Reading
a Letter by An Open Window) gibi çalışmaları gelecektir. Açık Camın Önünde
Mektup Okuyan Kız resminde Vermeer’in dingin bir odada ve mutlak bir sessizlik
içinde mektup okuyan kadın figürünün, ardına kadar açık camın önünde durması
dış dünya ile kurulan temasın temsilidir. Sanatçı, Maviler İçinde Mektup Okuyan
Kadın çalışmasında da benzer bir strateji uygulamıştır. Bu defa resme pencereyi
3
dahil etmemiştir ancak dışarıdan gelen ışığa doğru dönmüş olan figür -bir önceki
resme benzer şekilde- bilinmeyen başka bir mekana kendisini açmıştır. Aynı
yüzyılda, Cornelis Norbertus Gysbrechts, natürmortlarda, mektupları sıkça
kullanır. Mühürlü, açık veya kapalı mektupların tek tek veya tomar halinde
kompoze edilerek resmedildiğine şahit oluruz. Bu çalışmalar da, mektubu bir
natürmort malzemesi olarak işlevlendirmesinden ötürü önem taşır ve o zamanın
mektup geleneğine ışık tutar. Kimi zaman özensizce dikey satıha iliştirilmiş
mektuplar, itinasızlaşacak kadar fazla olan mektupları ve mektup alışkanlığını
düşündürür.
Mektupların resimlere konu edilmesi, şüphesiz sadece 17. yüzyıl Hollanda
resim geleneğine atfedilemez. Birçok kültürde mektup olgusu resimlerde
işlenmiştir. Örneğin Japon ağaç baskı sanatında mektup okuyan insan figürlerine
sıkça rastlanır. Utamaro, Eizan, Haranobu eserlerinde mektup okuyan kadın
figürlerine yer vermişlerdir. Bu mektuplar çoğunlukla sevgiliden gelen mektup
olma özelliği taşımaktadır. Resimlerde kadınlar tarafından iç mekanlarda mektup
okunduğu sıkça görülür. Ancak, mektup olgusunun salt olarak aşk ile sınırlı kaldığı
varsayılmamalıdır. Bu bağlamda akla gelen örneklerden biri, Osmanlı
İmparatorluğu döneminde hazırlanan tezhipli tuğralarla hazırlanmış, atlas
keselerde dış ülkelere iletilen fermanlardır. Örneğin, şu anda birçok müzede
sergilenen, kimi zaman altın tozu ile süslenmiş fermanlar, bir devletten diğerine bir
mesajın iletilmesinde kullanılmış çok özgün estetik bir boyuta sahiptirler. Bu
bağlamda sultanın tuğrasına, mühre, süse, boşluklara ve hat sanatına tek tek dikkat
edilmesi ve elçiler vesilesi ile teslim ritüeli dönemin posta bürokrasisinin hat
saffada sanatsal olmasını sağlamıştır. Her ne kadar fermanlar vesilesiyle
gerçekleşen resmi yazışmalar, Osmanlı Dönemi’nde ihtişamlı bir devir sürmüşlerse
de, halk arasında sözlü kültürün ağır basması, okur yazarlığın yaygın olmaması
mektup kültürünün gelişmesini geciktirmiştir. Bu durum, Ukiyo-e Dönemi’ndeki
veya 17. yy Hollanda resmindeki gibi mektup okuyan figür temasında görsel
bakımdan çalışmalar bulunmasını güçleştirmektedir. Ancak, 20. yüzyıl başlarında
Hikmet Onat tarafından Şişli Atölyesi’nde üretilen “Siperde Mektup Okuyan
Askerler” çalışması Türk resminde mektup olgusunun kullanımının önemli bir
örneği sayılır. Maalesef bu örnek mektup okuyan figür teması bağlamında Türk
resminde bir istisna sayılabilir. Siperlerde mektup okuma eyleminin özellikle
resmedilmiş olması, yoğun olarak yaşanan savaş yıllarında askerlerin duygusal
yanına dikkat çekilmesi bakımından önem taşır.*
Mektup geleneğinden dönüşerek günümüzde “posta sanatı” (mail art,
correspondence art, arte postale) adı ile anılan sanatsal aktivite, yüzyıllardır
süregelen mektuplaşma eyleminin –özellikle görsel sanatlara yakın duran- yaratıcı
bir dalıdır. Çağdaş posta sanatı bağlamında rastlayabileceğimiz ilginç uygulamalar,
bizi klasik mektup kavramından azami ölçüde uzaklaştırsa da, posta sanatı mektup
sanatının barındırdığı özelliklerin bir kısmını taşıyabilir. Zira mektup, 20. yüzyılda
çoktan edebi bir tür olarak algılanmakta, yazarlar tarafından mektup biçiminde
*
Türkiye‟de posta sanatının gelişimi hakkında detaylı bilgi için kitapta yer alan ilgili kısma bkz.
4
tartışma, roman, öykü, gezi yazıları kaleme alınmaktadır. Nurullah Ataç birçok
yazar gibi, “Her yazı mektuptur.”10 diyerek kişinin yaratı sürecini – her ne konuda
olursa olsun- dünya ile iletişim kurma arzusuna bağlar. Benzer şekilde, Posta
Kutusu dergisinde Enis Batur ile Gönderen Enis Batur isimli kitabı üzerine yapılan
söyleşide, kendisinin mektubu yazıya benzetmekte olduğu görülmektedir.11
İlkgençliğinde yoğun bir şekilde mektup yazan Batur‟un ilerleyen yıllarda yazdığı
yazıların adeta birer mektup olduğu düşünülebilir. Şüphesiz, birçok yazar, bir
düşünceyi, duyumu iletmek için ürettiği eseri bir izleyici bulabildiği anda
tamamlayabilecektir. Bu açıdan yazar veya posta sanatçısının özlemi, iletmek
istedikleri mesajin yerini bulması, okunması ve anlaşılmasıdır. Gönderen ve alıcı
arasındaki görünmez bağdır bu. Bireydeki bu güdü varolduğu sürece mektuplaşma,
iletişim kurma dolayısıyla görsel sanatlar boyutunda posta sanatı dönüşerek
evrimine devam edecektir.
Enis Batur‟a parallel bir biçimde Emily Dickinson‟un şiiri, iletişime
duyulan ihtiyacı daha ilk dizesinde gözler önüne serer. Emily Dickinson‟un “Bu
benim dünyaya mektubumdur. Bana asla yazmamış olan…” dizeleri, şairin
sonsuza karışan ve anlaşılmaya duyulan ihtiyaçla geçen yaşam ve yazı çabasını
betimler. Dolayısıyla, Ataç, Batur, Dickinson, sayısız sanatçı ve bireyin en temel
arzularından biri benliklerindeki duyumu göndermek ve alıcıdan geri bildirim
almaktır.
Posta sanatçıları hazırladıkları sanatsal postayı çoğu kez tanımadıkları
kişilere göndermektedirler. Emily Dickinson‟un şiirindeki haykırış, söz konusu
posta sanatçılarının seçtikleri estetik bir tavır halini almıştır. Bir kaç yıl kadar
önce, elime bu yolla Japonya‟dan ulaşan bir kartpostal da böyledir. Fildişi rengi
kartın üzerinde Japon sanatçı Kojima Tosio, seri üretim ile uçuk gri renkte
yazılmış tek bir cümleyi dünyanın sayısız köşesine göndermiştir:
“Yağmur mevsimidir.”
Neden bu cümle seçilmiştir? Dünya üzerinde kaç kişiye gönderilmiştir bu
kart? Geriye bir cevap beklenmekte midir? Hangi adresler, neden seçilmiştir?
Kartpostal eğer yüzlerce kişiye gönderildiyse, bunun sanatçı için maliyeti ne
olmuştur? Bu maliyeti sanatçı nasıl karşılamaktadır? Ne kadar sıklıkla böyle bir
sanat yapabilmektedir? Bu kartın, Tosio‟nun sanatındaki yeri nedir?
Bir Kaç Şart
Gelip bana aşklardan söz ediyorlar
Aşkların seçilen hatıralarından
Mektup beklemenin uzayından bakıyorlar12
Ahmet Güntan
Posta sanatı ele avuca sığmaz. Posta ile gönderilmesi ön koşulu ile… Epostadan belgegeçere, normal postadan kargoya kadar her ileti şekli mübahtır.
5
Posta sanatı, sürprizli, sessiz, dışa açık, rastlantılara izin veren, gizemli, hafif, ve
minor bir sanattır. Örneğin postanın kırılgan bir süreç içinde var olması,
arşivlenmemesi, müzeler tarafından birinci derecede toplanmaması, içindeki
mesajın uçuculuğu onu Italo Calvino‟nun sanatta „hafiflik‟ şartına yaklaştırır.
Calvino, Amerika Dersleri adlı yapıtında gelecek yüzyılın sanat eserlerinin en
önemli altı özelliğinden birinin “hafiflik” olması gerektiğini belirtir:
“İnsani yaşam alanının ağırlığa mahkum edildiğini hissettiğim anlarda,
Perseus gibi bir başka mekana uçmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Düşün ya da
usdışının alanına kaçışlardan söz etmiyorum. Kastettiğim şu: Yaklaşımımı
değiştirmek, dünyaya bir başka açıdan, bir başka mantıkla, başka bilme ve
doğrulama yöntemleriyle bakmak zorunluluğunu duyuyorum. Benim aradığım
hafiflik imgeleri, düşlerin tersine, bugünün ve geleceğin gerçekliğinden kopup
ayrılmamalı…”13
Italo Calvino, Amerika Dersleri‟nde hafifliği bilimsel ve estetik gelişimlere
referans vererek açıklar. Calvino‟nun işaret ettiği hafiflik, şüphesiz posta sanatının
da en önemli özelliğidir. Bir parça kağıda sarılan incecik bir başka kağıt,
kilometrelerce ötedeki bir kişiye ulaşarak, aslında ne de hafif bir şekilde mesajini
taşımaktadır. Kimi zaman bu mesaj bir yaşamı değiştirebilse bile…
Posta sanatının bir başka şartı ise rastlantıdır. Networking Art by Post and Fax
adlı gezici serginin düzenleyicilerinden Susan Ferleger Brades ve Andrew Patrizio,
sergi için kaleme aldıkları giriş yazısında, Marcel Duchamp‟ın kargo sırasında
zarar gören bir eseri için söylediği sözleri anar. Büyük Cam, (The Large Glass,
1915-23) adlı eser postadan geldiğinde kırılmıştır. Duchamp‟a haber verildiğinde,
en sonunda eserin tamamlandığını söyler14 Bu bağlamda, posta ile sanat yapan
kişiler de -e-mail gibi elektronik posta haricinde- rastlantıyı bir avantaj olarak
görürler.
Bir Proje
Yannis Ritsos’tan bir mektup geldi bugün,
Bir mektup özgürdür herşeye benzeyebilir:
…………….
Yannis Ritsos’tan bir mektup geldi bugün,
Tam yirmi satıra sığdırılmış bir dünya
…………..15
Özdemir İnce
Posta sanatına aktif olarak bir projeyle katılmak amacıyla 2005 yılında
İnternet üzerinden posta sanatı ile ilgili bir siteye ilan verdim. Bu ilanda, herhangi
bir ülke sınırlaması olmaksızın, isteyen kişilerin adresime sualtı ve uzay ile ilişkili
bir posta gönderebileceklerini duyurdum. Buna karşılık, ben de onlara konuya
ilişkin bir posta gönderecektim. Bu, üzerinde benim ürettiğim soyutlanmış bir su
altı peysaji olan bir kart olacaktı.
Projenin teslimi için yaklaşık 8 ay kadar bir zaman tanıdım. Bu süre
6
zarfında, Amerika başta olmak üzere İtalya, Almanya, Yunanistan, Malezya ve
Türkiye‟den postalar aldım. Bu postaların çoğu bir kartpostaldı. Adres yüzünde
posta sanatçısının kendisine ait bir veya birden çok mührü bulunmaktaydı. Diğer
yüzde ise, kolaj, boya veya bilgisayar yardımı ile tamamlanmış bir çalışma
mevcuttu. Ann Kinzelmann kartpostalın ön yüzünü hazırlayıp arka yüzünde bir
çalışma yapmazken diğer birçok sanatçı iki yüzde de müdahalelerde bulunmuştu.
Horst Baur, eski bir kartpostalın üzerine yeni bir çalışma gerçekleştirerek iki
katmanlı bir okumaya izin vermekte ve iki ayrı zaman diliminde bir kartpostalın
kullanılmasını sağlamaktaydı. Suzlee İbrahim dijital ortamda hazırladığı figürleri
bir deniz fotoğrafının üzerine adapte etmekte ancak hiç mühür kullanmamaktaydı.
Ilgım Veryeri-Alaca tarafından kullanılan „We are two abysses, a well staring at the sky.‟ Pessoa
yazısının ortasında „ılgım veryeri‟ yazılı bir mühür:
Ilgım Veryeri Alaca, Kartpostal, Seri üretim ile çoğaltılmış kartpostal Ilgım Veryeri-Alaca
tarafından hazırlanan posta projesi kapsamında kendisine gönderilen her postanın sahibine bir adet
gönderilmiştir.
Proje neticesinde İnternet üzerinden verilen bir ilan ile ne derece etkili bir
sonuç alınabileceğine şahit oldum. Aynı zamanda özgünbaskı ve resim tekniğinde
gerçekleştirdiğim yapıtlarımda yoğunlaştığım sualtı ve derin uzay manzaralarının,
farklı sanatçılar tarafından nasıl değerlendirildiğini görme fırsatım oldu.
Sözkonusu posta projesi, hem posta sanatı ile neler yapılabilir sorusunu bir nebze
cevaplarken, hem de sürprizler ile dolu bir düşünce akışını posta kutuma taşıdı. Bu
bağlamda, ileriki yıllarda daha kapsamlı posta projeleri yapmanın, öğrencilere
uygulatmanın zemini oluşmuştu.
7
Kartpostal, ön yüz
Gönderen: Ferruh Alışır, Türkiye
Alıcı: Ilgım Veryeri Alaca
Kağıt üzerine mürekkep, 2005
8
Kartpostal, ön yüz
Kartpostal, arka yüz
Gönderen: Suzlee Ibrahim, Malezya
Alıcı: Ilgım Veryeri Alaca
Kağıt üzerine kolaj ve dijital uygulama, 2005
9
Çağdaş Posta Sanatından İzler
The envelope is the museum.16
The Electronic Museum of Mail Art
The essential feature of Mail-Art is
not imitation/mimesis (Plato), beauty (Kant),
expression (Croce), form (Bell), signs
(Goodman). It is communication. The notion
“communication” is no more or less
mysterious than the previous universals. It is
the transfer of (aesthetic) information, the
exchange of (aesthetic) meanings.17
Guy Bleus
21. yüzyılda özellikle Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu‟da posta
sanatının hayli gelişmiş yüzüne, buna parallel olarak üretilen kağıt, zarf, mühür
gibi bucaksız bir posta endüstrisine rastlanmaktadır. Örneğin, kapitalist düzende
postaya ilişkin ilk akla gelen kurumlardan biri olan Hallmark 18, Amerika‟nın bir
numaralı tebrik kartı ve yan ürünleri üreticisi olmanın ötesinde, mektup yazmaktan
en çok kaçınacak vatandaşlara dahi sene içinde bir kaç kart aldırtacak kadar zengin
bir ürün yelpazesine sahiptir. Her durum için görseller ve metinler ile tasarlanmış
kartlara tek bir imza ekleyerek göndermek yeterlidir. Ancak Hallmark kartlarından
sakınan daha sanatsal tüketici için el yapımı ürünler bulmak da mümkündür.
Hallmark kadar çeşitli olmasa da, Amerika Birleşik Devletleri‟nde her yıl piyasaya
sürülen, çok çeşitli pullar da kavram olarak posta ile sanatın yakınlaştırılmasını
halk bazında olası kılar. Birçok vatandaş, kendi estetik zevkine uygun düşen pullar
ile zarfını süslemeyi günlük bir eğlence sayar. Bu açıdan ele alındığında, A.B.D.,
posta sanatının en gelişkin olduğu merkezler arasındadır. Posta sistemi, konuya
duyarlı olmaya bireyi kolaylıkla sevkeder.
Posta sanatı şu anki konumuna hem endüstriyel gelişim, hem de sanatsal
bir dönüşüm sonucunda ermiştir. Ken Friedman, posta sanatının gelişimine ilişkin
makalesinde, bu sanatı dört ayrı zaman dilimine ayırmaktadır. 1950 ile 1960 arası
gerçekleştiği varsayılan ilk dilim halka kapalı, özel (private) evre olarak
nitelendirilmiştir. Sanatçılar kendi aralarında mektuplaşsalar dahi, bu aktivite
kamusal bir boyut kazanmamıştır. İkinci zaman diliminde ise Friedman, Fluxus
tarafından posta sanatının kamuya mal edilme çabalarına dikkat çeker. Something
Else Newsletter, bu bağlamda önemli bir süreli yayındır. Aynı zamanda One Year
One Man Show gibi projelerin üretilmesi posta sanatı için dönüm noktası sayılır. 19
İkinci dönem, posta sanatının çok daha fazla kabul görmeye başladığı üçüncü
dönemin eşiği sayılır. Son dönem ise, artık posta sanatının dünyada binlerce kişi
tarafından uygulandığı bir zaman dilimidir. Ayrıca tüm bu birikim, Michael
Crane, John Held ve Judith Hoffberg gibi posta sanatına kendini adamış sanatçı ve
sanat tarihçi uzmanları ortaya çıkartmıştır…Friedman‟ın takviminin 1980‟lerde
posta sanatının olgunluk sürecine girdiği düşünüldüğünde, kimi coğrafyalarda
uzun yıllar sansür ve dışa açık olmama gibi nedenlerle bu sanatın hemen hiç
yeşeremediğini üzülerek ifade etmek gerekir. Sözkonusu takvim, özellikle A.B.D.,
1
0
Kanada ve Avrupa‟da geçerli olmuş, git gide bir çok yeni ülkeyi içine almıştır.
Vera Khlebnikova, 2001, “2000 Pul”, Albüm
Çağdaş posta sanatının derin bir dehlizi andıran alanına girilince, posta
sanatı olgusundan her sanatçının ne anladığını ve ne istediğini tek tek incelemek
gerekebilir. Zira, üretilen projelerin oluşum süreci birbirine benzese dahi, her proje
kendi içinde farklı bir oluşumdur. Örneğin, On Kawara, ------ saatte uyandım (I
Got Up At….) isimli kartpostal projesinde, her kartpostalın üzerine o gün kaçta
uyandığını bir mühür kullanarak belirtmektedir. Başka bir projede çeşitli kişilere
Hala hayattayım. (I am still alive.) yazılı telgraflar çeker.20
Stuttgart yakınlarında yaşayan grafik sanatçısı Sibylle Schwarz evini adeta
bir posta müzesine dönüştürmüştür. Duvarlarında kendisine gönderilen 777
çerçeveli posta sanatı örneği mevcuttur. Kimi zaman bir cevap bile beklemeksizin
postalarını hazırlayan sanatçı için önemli olan, dünyanın bir başka noktasındaki bir
kişiyi mutlu etmek, ona bir hediye göndermektir.21 Birçok farklı ülkeden arkadaşı
olan sanatçı için Japonya‟da geçirdiği süre posta sanatını geliştirmesi için zemin
hazırlamıştır. Kendisini farklı kültürlerden kişilere en iyi görsel olanaklarla
anlatabilen Schwarz, kimi zaman saatler alan ve küçük rölyefleri andıran el yapımı
postalarını bu amaç için üretir. Sanatçının eserleri, hassasiyetle inşaa edilmiş
minyatür heykelleri andırmaları açısından posta sanatının özgün örnekleri
arasındadır.
Posta sanatının bir vazgeçilmezi de puldur. Pulların mikro dünyası birçok
koleksiyoneri daha çocuk yaşta cezbeder. M. Ziya Ağaoğulları ve M. Bülent
Papuçcuoğlu tarafından yayına hazırlanan İsfila: Türk Pulları ve Antiyeleri
Kataloğu 1863-2005 yılları arasında ülkemizde basılan pulları eksiksiz tanıtması
1
1
bakımından önemli bir çalışma olmakla beraber, Türkiye‟deki pul dostlarının
varlığını da hissettirir.22 Maalef pullarla ilgili eğilim 2005 yılında, Türkiye‟de daha
ziyade pul koleksiyonerliği olarak kalmış, posta sanatına dair pul tasarımı
yaygınlaşmamıştır. Oysa, Kanadalı pul koleksiyoneri ve posta sanatçısı Thomas
Michael Bidner 1980‟lerin başında, Standard Artistamp Catalogue and Handbook
adı altında 33 ülkeden yaklaşık 10000 sanatçı pulunu toplamış ve derlemeyi
amaçlamıştır. Birinci amacı pul koleksiyonerleri ile posta sanatçıları arasında bir
bağ kurabilmektir. Ancak dünyadaki en kapsamlı sanatçı pulları koleksiyonu
olduğu sanılan sözkonusu çalışmayı bir kitap haline getiremeden AIDS‟e
yakalanmıştır. Uzun çabalardan sonra çalışmasını –yayımlatamadan- koleksiyona
evsahipliği yapmayı kabul eden Macar koleksiyoner Gyorgy Galantai‟ın Artpool
organizasyonuna devretmiştir.23
Pullardan yola çıkarak proje üreten sanatçılara yurtdışında sıkça
rastlanmaktadır. Patricia Tavenner, 1970‟den bu yana sanatsal pullar tasarlayan ve
ardından bu pulları kendi mühürleri ile iptal eden bir sanatçıdır.24 Pulları tek tek
tasarlamak yerine, bir dizi olarak üreten sanatçı, pulların yanyana gelmesi ile daha
güçlü bir kompozisyon edinebildiğini düşünmektedir. Rus sanatçı Vera
Khlebnikova tarafından 2001 yılında üretilen “2000 Pul” isimli eser ise, ahşap bir
kutu içinde sunulan 100 adet ipek baskıdır. Her baskı kağıdında 20 pul imgesi
vardır. Kutuyu alan kişi, pulları kendi istediği şekilde düzenleyerek Khlebnikova‟ya gore- 4 metreye 4 metre kare bir halı oluşturabilir. Aynı zamanda
pullar ile beraber kutudan bir de projeyi anlatan mektup çıkar. Bu metin projenin
çıkış noktasını açıklar. Projeye ilham veren, sanatçının St. Petersburg‟dan gelen
ailesinin eşyaları arasından çıkan –üzerinde Monpans‟e, Leningrad,
Gospishchetrest yazılı- küçük kırmızı bir kutu olmuştur. Kutunun içinde ise aynı
boyda ufak paketler olup, hepsinin üzerinde „yıldönümü 1913. 2100 parça‟ yazılı
bir kağıt vardır. Paketlerin içinden Romanoff hanedanlığının 300. yıldönümüne ait
altı farklı renkte pul çıkar ve sanatçı bu küçük hazineyi bir sanat eserine
dönüştürmeye karar verir.
Alighiero Boetti‟nin Posta Dosyası (Dossier Postale) birçok posta
projesinden farklı bir strateji üzerine kurulmuştur. Sanatçı, projesine 26 ünlü
sanatçı, galerici, sanat eleştirmeni veya sanat tarihçisi alıcı seçerek işe başlamış ve
onlara göndermek üzere boş zarflar hazırlamıştır. Bu sırada İtalya‟da belli
noktaları gezeceklermiş gibi her alıcıya bir gezi taslağı çıkartmıştır. Ardından,
sanatçı her alıcının gezi taslağındaki ilk durağa postalarını iletmiştir. Ancak, bu
kişiler o noktalarda bulunmadığı için postalar geri dönmüştür. Boetti her geri
dönen, mühürlü zarfın fotokopisini çekmiş ve zarfı yeni ancak biraz daha büyük
bir beyaz zarfa yerleştirmiştir. Tekrar aynı kişinin varsayılan rotasındaki ikinci
noktaya postayı göndermiştir. Bu işlem gezideki tüm noktalar bitene dek tekrar
edilmiş ve her geri gelen mektup beyaz ve biraz daha büyük bir zarfın içine
konarak fotokopi ile arşivlenmiştir. Kimi zarflar bir daha geri gelmeksizin
kaybolurlarken, geri kalan zarflar ile proje tamamlanıp dosyalanmıştır.25 Sıra dışı
sayılabilecek bu proje, aslında posta sanatından performansa dönüşen bir yapıya
sahiptir. Sanatçı tüm organizasyonu -pasifleştirilmiş alıcılar yaratarak- kendi
1
2
koordine etmiştir.
Posta sanatına gönül veren kimi ilgililer de eser alanında olmasa da farklı
alanlarda bu sanata destek vermiştir. Örneğin, Judith Hoffberg tarafından çıkartılan
Umbrella26 dergisi 1978-2005 yılları arasında posta sanatına ilişkin haber ve
ilanlara yer veren en önemli kaynaklar arasında yer almıştır.
Günümüzde ise çağdaş posta sanatı hakkında bilgi edinmenin en kolay yolu
sanal ortama başvurmaktır. İnternet, şüphesiz posta sanatına ilişkin ilanların,
bilginin ve sanatçı sayfalarının bulunduğu hayati bir havuzdur. Ancak Şinasi
Güneş’in belirttiği gibi İnternet, posta sanatının fiziksel özelliklerinin önüne
geçemez.27 Yine de kimi siteleri incelemek faydalı olacaktır. The Art Portal28
isimli siteden Mail Art and Artistamps alanları seçildiğinde birçok organizasyona
ulaşılmaktadır.
LiveJournal
Mail
Art
Community
(http://community.livejournal.com/mailart/), Artpool Mail Art Research
(http://www.artpool.hu/Defaulte.html), Mail Artist (http://www.mailartist.com/),
International Union of Mail Artists (http://www.iuoma.org/) posta sanatına ilişkin
kapsamlı bilgiye ulaşılabilecek İnternet siteleri arasındadır.
Sonuç
Beklediğim mektup geldi, göklerden
Beni bahçesine çağırıyor ay,
Kırık bir dal gibi suya değerken,
Beklediğim mektup geldi, göklerden.
Eşsiz bir mavilik değmiş kâğıda,
Öyle mavilik ki dünyalar değer,
Ne renkler, ne renkler var aşağıda,
Bana mektuptaki mavilik yeter.29
Ceyhun Atuf Kansu
Bir galeride veya müzede hassasiyetle asılmış, korumalar ve kameralarla
izlenen bir yapıta bakmak yerine, posta kutusunda sanat bulmak hem kültürel hem
de bireysel açıdan önemli bir deneyimdir. Birçok noktaya temas ederek en son
sizin elinizde noktalanan imge ve mesaj tanıdık bir mırıldanma, bir sırdır. Örneğin,
Abidin Dino 1970-1990 yıllarında, eşi Güzin için gerçekleştirdiği desenleri direk
olarak kendisine vermek yerine, evlerinin atölyesinde tamamladıktan sonra
girişteki posta kutusuna bırakarak iletmeyi yeğlemiştir.30 Posta kutusunu bir araç
olarak kullanmak
Abidin Dino ve eşini dolaylı olarak posta sanatıyla
ilişkilendirmektedir. Posta sanatı da özünü, dokunuşun ve posta kutusunun –
Pandora‟nın Kutusu mu demeli?- gücünden almakta, evrensel bir iletişimi olası
kılmaktadır. Günümüzde posta sanatı, sonsuz alternatifler sunan uluslararası
iletişimi pekiştiren bir aktivite, taze bir düşünüş, bereketli bir alan halini almıştır.
Kolaylıkla gerçekleştirilebilmesi, bu sanatı deneyimlemeye izin verir. Ülkemizde
özellikle posta sanatına ilişkin aktivitelerin çoğalması, sanatsal olarak dışa
açılmamızı, algımızın daha çağdaş bir biçim kazanmasını kolaylaştırabilir.
1
3
KAYNAKÇA
1
Yahya Kemal, Derleyen: Gültekin Emre, Posta Şiirleri, Dünya Kitapları, İstanbul, 2003,
s. 11.
2
Guy Bleus, Communication: 44 Statements, (editör: Chuck Welch), Eternal Network: A
Mail Art Anthology, University of Calgary Press, Kanada, 1995, s. 85.
3
Stephen Johnstone, The Everyday, The MIT Press & Whitechapel, Cambridge, 2008, s.
13.
4
John Held Jr., Correspondence Art, (editör: Jane Turner), The Dictionary of Art,
Macmillan Publishers Limited, London, 1996, s.895.
5
Emily Dickinson, The Collected Poems, Barnes and Nobles Books, New York, 1993, s.2.
6
Karel van Mander, Küratör: Peter C. Sutton, Love letters: Dutch paintings of letter themes
in the age of Vermeer, s.14.
7
Güngör (Öner) Varinlıoğlu, Roma Yazınında Mektup, Türk Dili Aylık Dil ve Yazın
Dergisi: Mektup Özel Sayısı, Yıl 24, Cilt XXX, Sayı 274, 1 Temmuz 1974, s. 392.
8
Cemal Süreya, Onüç Günün Mektupları, Can Yayınları, İstanbul, 1992.
9
Love Letters: Dutch Paintings of Letter Themes in the Age of Vermeer,
http://www.codart.nl/exhibitions/details/580/, 15.Haziran.2009
10
Kemal Demiray, Tanzimattan Günümüze Değin Mektup, Türk Dili Aylık Dil ve Yazın
Dergisi: Mektup Özel Sayısı, Yıl 24, Cilt XXX, Sayı 274, 1.Temmuz.1974, s. 88.
11
Erdal Doğan, “Gönderen Enis Batur” üzerine söylesi, Posta Kutusu: Üç Aylık Posta
Kültürü Dergisi 1, Güz 2003, Dünya Yayıncılık A. Ş. İstanbul, s. 20-25.
12
Ahmet Güntan, Derleyen: Gültekin Emre, Posta Şiirleri, Dünya Kitapları, İstanbul, 2003,
s. 95.
13
Italo Calvino, Amerika Dersleri: Gelecek Bin Yıl İçin Altı Öneri, Can Yayınları, İstanbul,
2000, s. 26.
14
Andrew Patrizio, Networking: Art by post or fax, National Touring Exhibitions, Hayward
Gallery, Arts Council Collection publications, London, 1997, s.7.
15
Özdemir İnce, Derleyen: Gültekin Emre, Posta Şiirleri, Dünya Kitapları, İstanbul, 2003,
s. 71.
16
The Electronic Museum of Mail Art, http://www.actlab.utexas.edu/emma/, 26.
Haziran.2009.
17
Guy Bleus, Communication: 44 Statements, (eitör: Chuck Welch),, Eternal Network: A
Mail Art Anthology, University of Calgary Press, Kanada, 1995, s. 85.
18
Hallmark, http://www.hallmark.com/.
19
Ken Friedman, The Early Days of Mail Art, (editör: Chuck Welch), Eternal Network: A
Mail Art Anthology, University of Calgary Press, Kanada, 1995, s. 13.
20
ANONİM, On Kawara, http:// en.wikipedia.org.
21
Joyce Rutter Kaye, Mail Storm, Print, Vol. 53/ No.3, May/June 1999, s. 108-115.
22
M. Ziya Ağaoğulları ve M. Bülent Papuçcuoğlu, İsfila: Türk Pulları ve Antiyeleri
Kataloğu 1863-2005, İsfila İstanbul Filateli ve Kültür Merkezi A.Ş., Doğan Ofset Yayıncılık ve
Matbaacılık A.Ş., İstanbul, 2005.
23
Rosemary Gahlinger-Beaune, A World of Artistamps: Remembering Michael Bidner,
(editör: Chuck Welch), Eternal Network: A Mail Art Anthology, University of Calgary Press,
Kanada, 1995, s. 55-58.
24
Patricia Tavenner, Artistamps, Leonardo, Vol. 29 / No. 4, 1996, s.269.
25
Barry Schwabsky, Imaginary Itineraries: Alighiero Boetti’s “Dossier Postale”, Vol. 26,
July/ August 1995, Print Collector‟s Newsletter, s. 90-91.
26
Umbrella 1978-2005, http://indiamond6.ulib.iupui.edu/Umbrella/
27
Sinasi Güneş, Posta Sanatının Elektronik Boyutu, rh+ sanart dergisi, 7-8/ 2006, s. 30-32.
28
The Art Portal, http://www.theartportal.com/
29
Ceyhun Atuf Kansu, Derleyen: Gültekin Emre, Posta Şiirleri, Dünya Kitapları, İstanbul,
1
4
2003, s. 40.
30
Ferit Edgü, Güzin’in Abidin’leri, Galeri Nev, İstanbul, 2003, s.3.
1
5