Burak Avrupa`nın en iyilerinden

Transkript

Burak Avrupa`nın en iyilerinden
8
saray
Sayı:91 - 31 Mart 2013
Burak Avrupa’nın en iyilerinden
Saray- Ajanslar
İspanya’nın teknik direktörü
Vicente Del Bosque, Galatasaray’ın Real Madrid’i elemesinin mucize olmadığını
söylerken, Burak Yılmaz’ı
övdü.
Vicente Del Bosque… Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra
başına geçtiği İspanya Milli
Takımı ile büyük başarılara
imza attı. Önce 2010 Dünya Kupası, ardından EURO
2012’yi kazanarak tarihe
geçti. FIFA tarafından ‘yılın
antrenörü’ seçilen tecrübeli
hoca, Real Madrid-Galatasaray maçlarını AMK için analiz
etti.
Sarı-kırmızılıların, Real
Madrid önünde şansı bulunduğunu söyleyen Vicente Del
Bosque, “İnsanlar Galatasaray’a şans tanımıyor ama
futbol sahada oynanır. Terim’in takımının turu geçmesi
mucize olmaz” dedi. İşte ünlü
teknik adamın R.Madrid-Galatasaray maçlarına ilişkin
görüşleri:
Futbolseverlerin iki karşılaşmada da çok iyi maçlar
izleyeceğine inanıyorum.”
‘DROGBA – SNEIJDER
MÜTHİŞ’
‘GALATASARAY
ŞAMPİYON’
Madrid çok iyi oyunBİR Real
culara sahip, olağanüstü bir
“Real Madrid dünyanın en
büyük kulüplerinden biri ve
her rakibe karşı sahaya favori olarak çıkması çok doğal.
takım. Ancak Galatasaray’ın
şansı olmadığını düşünmek
çok saçma. Sonuçta Real’in
karşısında Avrupa’da son 8’e
kalmış, aynı zamanda Türkiye Ligi’nin şampiyonu olacak. G.Saray’ın turu geçmesi
için tesadüflere ihtiyacı yok.
Cimbom’un turu geçmesi
kesinlikle bir mucize olmaz.
“Galatasaray son dönemde
yaptığı transferlerle herkesin dikkatini çekti. Didier
Drogba’nın ilerlemiş yaşı
önemli değil. Daha 1 yıl önce
Şampiyonlar Ligi’nin en iyi
futbolcusuydu. Futbol kalitesi
üst düzeyde bir yıldız. Sneijder müthiş bir yetenek, Real
Madrid’e büyük problem yaratabilir. Bu iki futbolcu böyle
maçların havasını çok bilirler.
Bernabeu’da oynamak bu iki
yıldızı da ekstra motive eder.
Burak Yılmaz’ın gelişimini
hayretle takip ediyorum. Bir
futbolcunun böylesine bir
gelişim göstermesi çok etkileyici. Birkaç yıl içerisinde
Avrupa’nın en iyileri arasına
girecek. Tabii Galatasaray’da
bir de Fatih Terim faktörü var.
Avrupa’da kupa kazanan bir
hoca. Onun tecrübesi böyle
maçlar için çok önemli olacaktır.”
Pistorius’a yurt dışı izni
Saray- Ajanslar
Ünlü atlet Oscar Pistorius’un yurt dışı
seyahat yasağı, mahkeme tarafından
belli koşullar altında yumuşatıldı.
Sevgililer Günü’nde kız arkadaşı
Reeva Steenkamp’ı öldürmekle suçlanan Oscar Pistorius’un mahkemece
el konulan pasaportuna ‘izin’ çıktı.
Güney Afrikalı 400’cü, yarışma için
bir hafta önceden seyahat ayrıntıla-
rını bildirmek koşuluyla mahkemede
tutulan pasaportuna alıp yurt dışına
gidebilecek.
Devam eden mahkemesinde cinayetle suçlanan Paralimpik şampiyonu
Pistorius’un ömür boyu hapis cezası
alma ihtimali bulunuyor.
Oscar Pistorius, 2012’nin Eylül
ayında koştuğu 400 metre Paralimpik
Oyunlar finalinden bu yana yarışmamıştı.
Hingis şöhretler müzesinde
Saray- Ajanslar
Uluslararası Tenis Şöhretler Müzesi’ne dahil olan yeni isimler açıklandı.
Onlardan biri de kariyeri boyunca 5
grand slam turnuvası kazanan İsveçreli kadın tenisçi Martina Hingis’ti
Bir dönem kortlarda fırtına gibi esen
Martina Hingis, Uluslararası Şöhretler
Müzesi’ndeki yerine kavuştu. 16 yaşındayken Avustralya Açık ve Wimbledon’ı kazanan Hingis, tüm zamanların
en büyük kadın tenisçilerinden biri
olma yolunda ilerlerken, ayak bileklerine yenik düşmüştü.
2003 yılında henüz 22 yaşında sürekli
yineleyen sakatlıklar nedeniyle emekli
olmak zorunda kalan Hingis, 2006’da
yeniden kortlara dönmüş ve dünya
sıralamasının 7. basamağına kadar
tırmanmıştı. 2007’deki Wimbledon sırasında kokain testi pozitif çıkan Hingis, 2 yıl men cezası alınca gözyaşları
içinde bir kez daha emekli olmuştu.
32 yaşındaki İsviçreli raket, kokain
kullandığı iddiaları reddetmeye devam
ediyor. Avustralya Açık’ı üst üste 3
kez kazanan Hingis’in 1 Wimbledon,
1 de Amerika Açık şampiyonluğu
bulunuyor. Hingis, çıktığı tek Fransa
Açık finalinde ise tenis tarihine geçen
unutulmaz maçta Steffi Graf’a yenilmekten kurtulamamıştı.
Gözler Galatasaray- Real Madrid maçında
Saray- Ajanslar
UEFA Şampiyonlar Ligi
Çeyrek Final maçında
Real Madrid Galatasaray
İle Estadio Santiago Bernabeu’de karşı karşıya
gelecek. Galatasaray Real
Madrid ile ilk maçını 3 Nisan Çarşamba günü Irak
saatiyle 22:45’te Santiago
Bernabeu’da oynanacak.
Galatasaray, Real Madrid
ile rövanş maçını 9 Nisan
Salı günü Türk Telekom
Arena’da oynayacak.
İstanbul’daki karşılaşma
Irak saatiyle 22:45’te Star
TV ekranlarından naklen
izlenebilecek.
Galatasaray’a başarılar
diler finale yükselmesini
ümit ediyoruz.
Başyazar Yardımcısı
İsa Abdulkahhar
DİZGİ
ROMAN BEKİR
BAŞYAZAR
07504487791
07704487791
Email: [email protected]
Adres: Erbil,
Minare Mahallesi, Aşgal Caddesi
7
Muhteşem Yüzyıl’da Öyle Şeyler Oldu ki!
Muhteşem Yüzyıl’da Kanuni,
Şehzade Mustafa’nın anlattıklarıyla şaşkına döndü.
Muhteşem Yüzyıl dizisinde
bomba gelişmeler yaşandı...
Kanuni, payitahta dönen
Şehzade Mustafa’ya çok
kızdı. Mustafa da ona emre
itaat etmemesinin nedenlerini
anlattı. Kanuni, Mustafa’nın
anlattıklarıyla şaşkına döndü.
Şah Sultan kızını Bali Bey’le
evlendirmek istediğini Kanuni’ye söyledi. Kanuni ise Bali
saray
Sayı:91 - 31 Mart 2013
Bey’e Esmahan’la evlenmek
isteyip istemediğini sordu. İstemediğini öğrenince Kanuni
bu evliliğe onay vermedi.
Sefer için hazırlanan Sultan
Süleyman, Mustafa’yı yine
yanında götürmedi. Sadece
Şehzade Mehmet ve Selim’i
sefere götürme kararı aldı. Bu
durum Mustafa ve Bayezid’i
çok üzdü.
Şah Sultan ve Hatice Sultan,
Kanuni’nin yokluğunda Hürrem’den kurtulmak için plan
yapmaya başladı.
Dizinin final sahnesinde
ise; Esmahan hamamda
olan Mihrimah’ın yanına gitti. İkili başbaşa konuşurken,
Esmahan’ın sözleri karşısında öfkelenen Mihrimah
çok büyük bir hata yaptı...
Hürrem Şehzade Bayezid’in kayıp olduğu haberini
alında şoke oldu. Şehzade
Bayezid ise saraydan kaçarak sefer gitmek için yola
koyuldu.
Babalığı Anlatan Cem Yılmaz Kırdı Geçirdi
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, babalığı anlattığı panelde izleyenleri gülme
krizine soktu.
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, babalığı
anlattığı panelde izleyenleri gülme krizine soktu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın
(AÇEV) düzenlediği “Türkiye’de Baba
Olmak: Cinsiyet Eşitliğinde Sorumluluklar Haklar ve Çözümler” konulu panel,
Swiss Otel’de yapıldı. Panele Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Şahin,Avrupa Birliği Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış ile eşi
Beyhan Bağış ve sanatçı Cem Yılmaz
ile çok sayıda davetli katıldı.
Cem Yılmaz, paneldeki oturumda babalığı anlattı. Yaptığı esprilerle herkesi
güldüren Yılmaz, “Bütün katılımcıları, vakfı, tüm dinleyenleri çok ciddiye
aldığımı söyleyerek başlamak isterim.
Bu bir komedyen paranoyasıdır. Bütün
söylenenlerle dalga geçeceğim umulan
bir şey. Ama çok değiştim. Öncelikle bu
aktiviteye katılmama sebep olan karıma
ve çocuğuma çok teşekkür ediyorum.
Eğer onlar olmasaydı bu konuşmalardan sonra yan salonda yapılacak eğlencede bir komedyen olarak sahneye
çıkacaktım. Onlar sayesinde bir panelist
oldum. Bu benim için bir ayrıcalık. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi.
Komedyenin, herkesin düşmanı olduğunu belirten Yılmaz, “Komedyen için
söylüyorum; hangi unvanın altında
adımız anılsa, o unvana sahipleri için
bir tehlike. Komedyen; her anlayışın,
her kalıbın, her sıfatın düşmanıdır.
Benim gayretim komedyen olarak
düşman olduğumu hissettiğim için, en
azından akıllı bir düşman olabilmek.
Aptal dosttan nazaran akıllı bir düşman.
O nedenle babalıkla, aileyle, cinsellikle,
kadın-erkekle ilgili konuşurken bütün
bunların sert bir düşmanı olarak konuşuyoruz. Espriler yapıyoruz, yeriyoruz,
dalga geçiyoruz. Ama bunu akılla yapmaya çalışıyoruz, benim gayretim bu
en azından” diye konuştu.
Yaptığı esprilerle herkesi güldüren
Yılmaz, paneldeki konuşmalarla anlatılan ideal babanın ise kendisi olduğunu
söyledi. Yılmaz, “Çok üzerine konuşacak bilgi biriktirmiş mi bu 8,5 ayda?’
derseniz. Şöyle bir dinledim de, o konuşmalarda anlatılan ideal baba benim.
Bilmiyorum bu bir yarışma mı ama ben
finale de gelmek istiyorum. Herhalde
bunları babamdan gözlemlemişim,
fotoğrafları çekmişim. Kendisi çok kıymetli bir insan. Babamın cinsiyetini şu
anda söylemiyorum, önemi yok. Çünkü
bir ayrımcılığa girmek istemiyorum.
Cinsel kimliklerin dışında konuşuyoruz
madem. Amacım böyle zekice esprilerle
sürdürebilmek” şeklinde konuştu.
Cem Yılmaz, toplumda çok kıymetli
bazı değerler olduğunu ve sürdürülebilmesi zor olan bu değerlerin sürdürülmesi gerektiğini belirterek, “O değerlere
bağlı bir insan olduğumu düşünüyorum.
Evladımıza onu vermeye çalışıyorum.
Tabii ki de kendime has bir üslupla”
dedi.
Evdeki eşitlikten de bahseden Yılmaz,
“Ben serbest meslek erbabıyım. Kadın
çalışan oranı yüzde 50. İki kişiyiz zaten.
Eşim ve ben olarak eşit bir dağılım.
Kendisi böyle uygun gördü. Ailemiz bir
kadın ve bir erkekten oluşsa iyi olur
diye planlamış. Al sana eşitlik. Ben
de isterdim bizim oran yüzde 52 falan
olsun” diye konuştu.
Ceylan ifade verdi
Dava kapsamında 5 yıla kadar
hapis cezası
istenilen Ceylan,
İstanbul 22. Ağır
Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya
katıldı. Ergenekon sanığı
Sami Hoştan ile
kardeşi Sedat
Hoştan’ın da aralarında bulunduğu 12’si tutuklu
65 kişinin, “örgüt
kurmak-yönetmek” ve “kumar
oynatmak”, “rüşvet vermek” gibi
suçlardan yargılandığı davada
tutuksuz sanık şarkıcı Ceylan
ifade verdi. Dava kapsamında 5
yıla kadar hapis cezası istenilen
Ceylan, İstanbul 22. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen duruşmaya katıldı. Duruşmada Ceylan’ın önce kimlik tespiti yapıldı.
Ceylan, ses sanatçısı olduğunu
ve aylık gelirinin 4 bin 500 TL
olduğunu belirtti. Erol Köse’nin
kendisinesosyal paylaşım site-
sinden hakaret ettiğini belirten
Ceylan, “Sami Hoştan benim
babam gibidir. 7 yaşımdan beri
tanırım. Hatta kendisine baba
derim. Erol Köse’nin hakkımda
yazdıklarını kendisine anlattım.
Ancak herhangi bir tehditte bulunmasını talep etmedim” dedi.
Bunun üzerine söz alan Sami
Hoştan, Erol Köse’yi uyarmak
için aradığını ancak telefonunun
kapalı olduğu için ulaşamadığını
belirtti. Duruşmada sanıklar ifade
vermeye devam ediyor.
Ahmet Kaya’dan Özür Diledi
Popstar 2013’ün bu akşam yayınlanan
bölümü Serdar Ortaç yıllar sonra Ahmet
Kaya’dan özür diledi.Ortaç, 1999 yılında
Magazin Gazetecileri Derneği Ödül Töreni’nde yaşananAhmet Kaya olayı’na atıfta
bulunarak “O dönem bana bazı şeyler
yanlış öğretildi. Bir gün umarım bu yarışmada bir Kürt yarışmacı da Kürtçe şarkıyla
yarışır” dedi.
ÖZÜR GİBİ AÇIKLAMA
Star TV’de yayınlanan ve sunuculuğunu
Burcu Esmorsoy’un, jüri üyeliğini iseBülent
Ersoy, Orhan Gencebay, Demet Akalın ve
Serdar Ortaç’ın yaptığı Popstar Alaturka’da
yarışmaya Bulgaristan’dan katılan İsmail
sahneye çıktı. Burcu Esmersoy, başarılı yarışmacının performansını değerlendirmek
üzere ilk olarak sözü Serdar Ortaç’a verdi.
Ortaç, 10 Şubat 1999’da düzenlenen Magazin Gazetecileri Derneği Ödül Töreni’nde
yaşananlarla ilgili ‘özür’ niteliğinde bir açıklama yaptı.Sözlerine “Az önce kuliste Orhan Gencebay, bana ders niteliğinde birkaç
şey söyledi ve 36 etnik kökenden bahsetti”
diye başlayan Serdar Ortaç şunları söyledi:
“Hepimiz bazı şeyleri yanlış biliyorduk.
Bana da bazı şeyler yanlış öğretildi ve geçmişte bazı hatalar yaptım. Umarım burada
bir Kürt yarışmacı da Kürtçe bir şarkıyla
yarışır bir gün”.
6
saray
Sayı:91- 31 Mart 2013
Erbil birlikte yaşama şehridir
Saray- Aram Hevleri
Erbil, kadim bir şehir olmasının yanında, burada yaşayan
değişik etnik grup ve din mensupları aralarında kardeşçe
yaşıyorlar. Şöyle ki etnik, siyasi,
dini ve idari anlamda bunlar
arasında bugüne kadar hiçbir
sorun yaşanmadı. Erbil Hıristiyanlarından Salim Toma, kentin
tarihinin 6000 yıla dayandığına
dikkat çekti. Saray’a konuşan
Toma, Erbil kalesini Asuriler’in
inşa ettiğini söyledi. “Kentte
yaşayanlar buranın yerlileridir
ve bunların dışarıdan geldiğini
düşünmüyorum” diyen Toma
şöyle devam etti: “Buradaki milletlerin hepsi kentin idaresinde
yer almışlardır. Tabi ki karşılıklı
saygı ve sorumluluk çerçevesinde. Kentin Kürt, Türkmen
ve Hıristiyanların güler yüzlü
olması sevinç kaynağıdır”.
Türkmen parlamenter Şerdil
Tahsin de aynı görüşte. Türkmenler olarak uzun yıllardır
kentte Kürt ve Hıristiyanlarla
beraber yaşadıklarını ifade
eden Tahsin, hiçbir zaman
kendilerine ayrımcılık yapılmadığını söyledi. Çoğu mahallelerde farklı din ve millet
mensuplarının yan yana yaşadıklarına dikkat çeken Türkmen parlamenter, etnik ve din
anlamında kentte hiçbir zaman
sıkıntı yaşanmadığını kaydetti.
Türkmen parlamenter Şerdil
Tahsin Türkmenler olarak Kürt
ve Araplar’dan kız aldıklarını
ve kız verdiklerini söyledi. Kürt
ve Araplar’dan ayrı yaşamanın
mümkün olmadığını savunan
Tahsin, “Aramızda ayırım yapmayız ve hepimiz Müslümanız”
diye konuştu. Bir din adamı,
İslam’ın farklı etnik ve din mensuplarının birlikte yaşamasını
özendirdiğini söyledi. Saray’a
konuşan din adamı Halit Gerdi:
“Buna kanıt olarak Efendimiz
Muhammed “s.a.s”, yönetimi
zamanında farklı din mensuplarıyla çalışıyordu. Vefatına
kadar bir Yahudi’den alışveriş
yapmıştı. Ondan aldığı biraz
arpa borcuna karşı yanında
kalkanını teminat olarak bırakmıştı. Efendimizin “Yönetimimiz
altındaki ehli kitap olan Yahudi
ve Hıristiyanlar’a kötülük yapanlar cennet kokusunu almazlar. Çünkü benim ahdıma karşı
gelmiş olacaklar” buyurduğu
biliniyor. Dolayısıyla halifeler de
aynı yaklaşımı göstermişlerdi”
diye konuştu.
Erbil halkının İslam dinine çok
bağlı olduğunu ifade eden
Gerdi, ahlak, adet ve gelenek
olarak birçok ülkeden çok önde
olduklarını kaydetti. Ankava sakinleri Hıristiyanlarla hiçbir sorun yaşamadıklarını dile getiren
din adamı Gerdi şöyle devam
etti, “Onlar kendi dinlerinin biz
de kendi dinimizin hükümlerini
yerine getiriyoruz. Farklı din ve
etnik grup mensupları olarak
birbirimizi kızdıracak hiçbir harekette bulunmuyoruz. Bunda
birlikte yaşamaktan söz eden
din adamlarının etkisi büyüktür.
Diğer bir etken de Erbil halkının
anlayışlı olmasıdır. Üçüncü etken ise siyasi yönetimin farklı
din ve entik grup mensuplarına
karşı eşit şekilde davranmasıdır. Yönetim bunlar arasında
ayırım yapmadan kendilerine
idarede görev veriyor”. İslam
dininin Yahudi ve Hıristiyanlarla
evlenmeyi caiz kıldığını ifade
eden Gerdi, “Bunların yemeğini yemek helaldir. Diğer din
mensuplarıyla ticaret yapmak
doğaldır.Hıristiyan parlamenter
Salim Toma, Erbil’de yaşayan
farklı din ve millet mensuplarının bölgenin birer asli unsuru
olduklarını söyledi.
Bunların her zaman birlikte
yaşadıklarını ve sorumluluk
taşıdıklarını ifade eden Toma,
ülkeyle ilgili kararları ortak
aldıklarını savundu. Ülkede demokrasinin daha da kökleşmesinin bölge halkları arasındaki
birlikte yaşama arzusunu daha
da ileriye götüreceğini düşünen
Hıristiyan parlamenter Toma,
hem bölgedeki partilerin programında hem de parlamentonun
içtüzüğünde bu birlikteliğe ve
tüm bu grupların kendi haklarına kavuşmasına vurgu yapıldığını kaydetti.
Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı
sözcüsü Merivan Nakşibendi,
Erbil’deki bu birlikte yaşama
ruhunu yok etmeye çalışan
mihraklara dikkat çekti. Saray’a
demeçlerde bulunan yetkili,
bölgenin her zaman büyük güçlerin nüfuz mücadelesine sahne
olduğunu söyledi. Bu güçlerin
bölge halkı arasında ayırım
yapmaksızın hepsine zulüm ve
baskı yaptığını belirten Nakşibendi, “Bu sebeple bölge halkları bunu görerek birbirlerine
daha fazla sarıldılar. Birbirlerine
sempatileri arttı. Bu da ister
istemez aralarındaki birlikte
yaşama ruhu kuvvetlendi ve
ırkçılıktan kaçındılar” dedi.
Erbil halkı, 1991’den bu yana
bazı çekişmelerin yaşanmasına
karşın birlikte yaşama ruhunu
koruduğunu ifade eden yetkili
Nakşibendi, kentteki bu ruhun
ender olduğunu söyledi. Böyle
bir duruma Avrupa’da bile rastlanmadığını dile getiren Vakıflar
ve Din İşleri Bakanlığı sözcüsü Merivan Nakşibendi şöyle
devam etti: “İster solcu olsun
ister sağcı, ister İslamcı olsun
ister milliyetçi buradaki tüm
güçler uyum içindeler. Hatta
ve hatta burada din ve kimlik
ayrımından söz etmek ayıptır.
Ancak şunu gizlememeliyim
ki; bölgemize karşı hem bölgesel hem uluslararası baskılar artıyor. Hedefleri bu birlikte
yaşamamızı yok etmektir.
Bu güçler kimi zaman askeri
baskı yaparak kimi zaman
ajanlar göndererek Erbil halkı
arasında var olan sosyal ilişkileri koparmaya çalışıyorlar.
Fakat tüm bu uğraşlar sonuç
vermemiştir”.
Buldukları tarihi eserleri iade eden vatandaşlar
cüzi bir parayla ödüllendiriliyor ...
Saray-Erbil
Kürdistan bölgesinde 3500
kadar antik mekan bulunuyor.
Ancak bu mekanları korumak
için henüz bir yasa yok. Bu konuda Irak yasaları ile çalışılıyor.
Fakat bu yasalar da yeterli olmayıp mevcut şartlara uymuyor.
Bu arada tarihi eser bulup ilgili
makamlara teslim edenler cüzi
paralarla ödüllendiriliyor.
Erbil Tarihi Eserler Daire Müdürü Haydar Hüseyin, yaklaşık
200 vatandaşın buldukları tarihi
eserleri dairelerine iade ettiklerini söyledi.
Saray’a konuşan Hüseyin, tarihi
eser bulup daireye teslim eden
vatandaşların ödüllendirildiğini
kaydetti. Hüseyin tarihi eser
arayan vatandaşların ise ağır
cezalar alacaklarını belirtti.
Vatandaş Abdürrezzak Muhammet, tarihi eserler toplamaya
çok önem verdiğini söyledi. Saray’a konuşan Muhammet, eski
para ve hançer gibi çok sayıda
aldığı eserleri müzeye teslim
ettiğini belirtti.
Bu milli görevi ve duyarlılığı karşılığında takdirname ve cüzi bir
para ödülü aldığını dile getiren
vatandaş, “ödül alayım diye bu
işi yapmıyorum, aslında istiyorum ki Erbil’in tarih ve kültürü
satılmasın” dedi.
Erbil Kalesinde antikacı dükkanı
bulunan Halis Yunus, Irak yasalarının tarihi eserlerin satışını
ve bunların insanların elinde
bulundurulmasını yasakladığını
hatırlattı.
Yunus: “bazı vatandaşlar bul-
dukları tarihi eşyaları iade
sırasında soruşturmaya tabi tutuluyorlar ve bu eşyaları nerede
buldukları konusunda hesaba
çekiliyorlar. Halbuki bunların
ödüllendirilmesi lazım. Bu da
içlerinde bir korku yaratıyor. Hükümetin, buldukları eski eşyaları
iade etmeleri konusunda vatandaşları teşvik etmesi gerekir”.
Kürdistan bölgesinde tarihi mekanların korunması konusunda
henüz bir yasa ortada yok. Bu
konuda 2002 tarihli 55 nolu Irak
yasasıyla çalışılıyor. Ancak bu
yasa da yeterli bir yasa değil.
Erbil Tarihi Eserler Daire Müdürü Haydar Hüseyin: “Kürdistan
bölgesine özel bir yasanın çıkarılması için bölge parlamentosuna müracaatte bulunduk. Veya
55 nolu Irak yasası tadil edilsin
istedik. Çünkü bu yasa bölgemizdeki mevcut şartlara cevap
vermiyor” dedi.
Parlamento kültür, enformasyon
ve tarihi mekanlar komisyonu
başkanı Aso Kerim, Tarihi Eserler Müdürlüğü’nün bir yasayla
bağımsız bir kurum statüsüne
kavuşmasını istediklerini söyledi.
Antikacı Halis Yunus, kültür ve
eserlerin korunması için özel bir
komisyonun kurulmasını istedi.
“Komisyonun görevi tarihi eserleri almak olsun” diyen Yunus
çok sayıda tarihi eserin yurtdışına kaçırıldığını söyledi.
Irak yasalarına göre; tarihi eserleri almanın mümkün olmadığını
ifade eden Erbil Tarihi Eserler
Daire Müdürü Haydar Hüseyin,
buldukları tarihi eşyaları iade
edenlere takdirname ve bir ödül
verildiğini kaydetti.
“İstiyoruz ki maddi gücümüz
arttırılsın ki buldukları değerli
tarihi eşyaları iade eden insanları daha büyük bir miktar
parayla ödüllendirebilelim. Bu
gerçekleştiği zaman bu eserlerle ticareti engellemiş oluruz”
diyen Hüseyin, tarihi eserlerin
korunması konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesini
talep etti.
Tarihi eserler uzmanı Kenan
Müfti, buldukları değerli tarihi
eşyaları iade eden vatandaşlara para ödenmesi uygulamasının lağvedilmesini istedi.
Hükümeti tarihi eserler kaçakçılığına müsaade etmemeye çağıran Müfti, “buldukları
değerli tarihi eşyaları iade eden
vatandaşlara büyük miktarda
bir para ödülü verirsek hırsızlığı
ve tarihi eser ticaretini teşvik
etmiş oluruz. Bunlara bir takdirnameyle yetinmeliyiz. Çünkü
takdirname paradan çok daha
anlamlıdır ve bunu kabul eden
vatanperver olduğunu kanıtlar”
diye konuştu.
5
saray
Sayı:91 - 31 Mart 2013
Ankava Nahiye Müdürü:
Yolsuzluk tamamen bitti diyemem
Ankava Nahiye Müdürü
Celal Habib, nahiyede
artık arazi dağıtılmadığını
söyledi. Saray’a röportaj
veren Habib, izni olmayan 37 adet içki dükkanını kapattıklarını kaydetti.
Habib, nahiyede gece kulüpleri olduğunu ve hayat
kadınlarının pazarlandığı
iddialarını yalanladı.
Saray: Deniliyor ki nahiyedeki çok sayıdaki içki
yerleri sıkıntıya neden
oluyor, ne dersiniz?
C.Habib: Görevi almadan
önce içki satış yerlerinin açılması için birçok
ruhsat verilmişti. Bu sayı
neredeyse 70’i bulmuştu.
Ancak bu durum nahiye
sakinlerini rahatsız ettiği
için kilisenin kararıyla bir
komisyon kuruldu. Siyasi
parti ve sivil örgüt kuruluşlarının da yer aldığı ve
içişleri bakanlığının da
desteklediği komisyon bu
soruna çözüm bulmaya
çalışacak. Özellikle ibadet yerlerine yakın yerlerde bar açılmasına izin
verilmeyecek. Bugüne
kadar 37 adet içki dükka-
C.Habib: Bu beşinci
kabineden beri böyleydi.
Saray: Nahiyede yolsuzAncak yeni kabine döluk var deniliyor, ne dersi- neminde sayın Neçirvan
niz?
Barzani, idari olarak valiC.Habib: Yolsuzluk yok
liğe bağlanmamıza karar
diyemem. Ancak şunu di- verdi.
yebilirim ki kimseye arazi Saray: Nahiye olarak partemin etmiyoruz. Çünkü
lamentodaki milletvekilleriben buna müsaade etnizden memnun musunuz?
mem. Beni yolsuzluğa
C.Habib: Evet, hem de
karıştırmalarına müsaade çok. Bize çok sahip çıkıyorlar ve sorunumuzu
edemem. Bunlar akraba
çözmeye çalışıyorlar.
olabilir veya başkaları.
Saray: Nahiyede eskiden
Neden yardımcı olmadıHıristiyanlardan başka
ğımı soruyorlar. Ben de
kimse gayrimenkul edineyolsuzluğa mı yardımcı
mezdi. Bu karar hala geolayım diye cevap veçerli mi?
riyorum. Sıkıntılarımız
bitti diyemem. Ankava’da C.Habib:Müslüman kardeşlerimizle aynı kaderi
temizlik işini yürüten Rimal Elzehebi firması işini paylaşıyoruz ve aramıziyi yapmadığı için bizden da hiç bir fark yoktur.
uyarı aldı. Ardından iha- Bunu defalarca söylemileleri ellerinden alınarak şizdir. Örneğin Şaklava,
başka bir firmaya verildi. Soran ve diğer birçok
Bu sorunun çözümünde yerde kilise bulunuyor.
Ankava’nın girişinde bir
bize yardımcı olan Erbil
camii var. Demek ki Hıvalisine, belediye bakaristiyan ve Müslümanlar
nına ve Erbil belediye
başkanına teşekkür ede- olarak yüce Allah’ın izniyle hiçbir sorun yaşariz.
madık ve beraber yaşıSaray: İdari olarak doğyoruz. Aramızda sorun
rudan bakanlar kuruluna
yok ve olmaz da.
bağlısınız, acaba neden?
bakanlar kurulunun emri
olmadan başlamayız.
Röp: Seyit Fahrettin Erbilli
nını kapattık.
Saray: Peki nahiyede
hayat kadınlarının pazarlandığı iddialarına ne
dersiniz?
C.Habib: Hayır bunların
tamamı iddia. Ankava
halkı olarak buna müsaade edemeyiz. Nahiyenin huzurunu bozmaya
çalışanlara yasal süreç
başlatacağız. Çünkü biz
Müslüman kardeşlerimizle birlikte yaşıyoruz ve
aramıza nifak sokulmasını istemiyoruz.
Saray: Ankava’da hala
arazi dağıtılıyor mu?
C.Habib: Hayır dağıtılmıyor. Dağıtım işi bakanlar
kurulunun kararıyla durduruldu. Dağıtım işine
Erbil Elektrik Dağıtım Müdürü Hüseyin Hamad:
Günde 24 saat elektrik temin edemeyiz
Saray-Erbilli
Erbil Elektrik Dağıtım Kurumu Müdürü mühendis
Hüseyin Hamad, elektrik
sorununa henüz çözüm
getiremediklerini söyledi.
Saray’a konuşan Hamad,
bu sorun çözülmediği takdirde günde 24 saat elektrik temin etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.
Saray: Neden elektrik devamlı sağlanmıyor. Bir gün
az veriliyor, bir gün çok?.
H.Hamad:Bağdat yönetimi ayaklanmadan hemen
sonra bölgeden elektriği
kesti. Bunun üzerine Dokan ve Derbendihan barajlarından ürettiğimiz miktar
elektrikle geçindik. Ancak
2003’ten sonra Kürdistan
bölgesindeki elektrik şebekesinin yeniden merkeze
bağlanmasına çalışıldı.
Hedef vatandaşlara uzun
bir süre elektrik temin
etmekti. Ancak hayal kırıklığına uğradık. Çünkü
bize ihtiyacımızın ancak
%50’lik bir bölümü sağlandı. Hatta daha az. Daha ilk
yıl Dokan ve Derbendihan
barajlarında su oranının
düşmesi nedeniyle bölgede kuraklık yaşandı.
Bunun üzerine bölge yö-
netimi bir tedbir olarak iç
üretime yöneldi. Yönetim özel sektörle işbirliği
yapmak suretiyle elektrik
santralları inşa etmeye
başladı. Üretim, dağıtım
ve denetim işleri kontrol
altına alınırsa günde 24
saat elektrik sağlayabiliriz. Ama bu yapılmayınca
devamlı elektrik sağlayamıyoruz.
Saray: Jeneratör sahipleri
işlerini iyi yapmıyorlar.
Buna rağmen ceza almıyorlar. Alsalar bile çok
azdır?.
H.Hamad: Erbil il meclisinde bir komisyon jeneratör sahiplerini denetliyor.
Vatandaşlar gördükleri
ihlalleri komisyona bildirebilirler. Bunun için iki telefonumuz var. Bize her zaman ulaşabilirler. Bildiğim
kadarıyla komisyon işini
iyi yapıyor. İşini iyi yapmayan jeneratör sahipleri
cezalandırılıyor. Cezayı da
komisyon veriyor.
Saray: Ahmet İsmail elektrik projesine rakip şirketler var mı acaba ?.
H.Hamad: Ahmet İsmail şirketi işlerine devam
ediyor. Şirket bölge elektrik bakanlığıyla imzaladığı anlaşma devam ettiği
sürece işleri devam edecektir.
Saray: Resmi mesai esnasında kaza geçiren elektrik bakanlığı memurlarına
tazminat ödeniyor mu?.
H.Hamad: Bakanlar kurulunun kararına göre; resmi
mesai esnasında elektik
çarpıp hayatını kaybeden
memura 5 bin dolar ödenecek ve emekliye ayrılır.
Ama eğer kusur memur-
daysa o zaman kalkıp
mahkemeye başvurur.
Mahkemeden çıkan kararlara saygılıyız.
Saray: Aylık olarak halk-
Erbil il meclisinde bir komisyon jeneratör sahiplerini
denetliyor. Vatandaşlar gördükleri ihlalleri
komisyona bildirebilirler
tan tahsil ettiğiniz paranın tamamı Ahmet İsmail
projesine mi gidiyor?.
H.Hamad: Hayır ona verilmiyor. Bu para elektrik
şebekelerinin tamirine,
genişletilmesine ve onarımına harcanıyor.
4
saray
Sayı:91 - 31 Mart 2013
Mart ve Hastalar Günü
ri yüzerek geçerdi. Halk
nehrin diğer tarafına
geçtiğinde güçleri yettiği
kadar şarap içmeye başlardı.
Mart Eski Roma’da “Yeniden Diriliş” anlamına geliyordu. Nehrin bir ucundan
diğer bir ucuna geçmek
hayatın lezzetlerine doymayı ifade ediyordu. Roma’da hayattan ölüme
giden süreçte hayatın
lezzetlerine doymak için
* Ahenk Nakşibendi
bol bol şarap içmek bir
gelenek haline gelmişti. O
Ahenk Nakşibendi
Mart ayına baktığımızda, asırda Roma’da “Satürn”
adında bir tatil günü de
bu ayın iyi kötü birçok
olaya gebe olduğunu gö- vardı. Ziraat Günü anlareceğiz. Bu yanlız Kürdis- mına gelen “Satürn”de
köleler birkaç saatliğine
tan bölgesinde yaşayan
özgür kalırdı.
bizler için geçerli bir şey
değil, belki tüm dünya için Bu ay dünyanın birçok
ülkesinde farklı şekillerde
de geçerlidir.
kutlanıyor. Mesela Yunan
Örneğin Eski Roma’da
ve Almanlar bu ayı karşı15 Mart’ta kadın erkek
lamada çok özel uygulaherkes Tayber adlı neh-
malara sahipler.
Ama İsviçre’de Mart ayının ilk Pazar gününde
kutlanan Hastalar Günü
gerçekten takdire şayandır.
1939’da verem hastalığı
uzmanı Dr. Marthe Nicati,
bu günü Hastalar Günü
olarak ilan etti. Mart ayının ilk haftasını seçme
sebebi ise; hayat ve hastalar için ümidi simgeleyen o günde çiçeklerin
açılmasıdır.
Hastalar Günü’nde aileler
hastalarını ziyaret edip
durumlarını sorarlar. İsviçre’de bu uygulamanın
hala devam ettiği ve devlet başkanının bugünde
özel bir konuşma yaptığı
biliniyor.
İsviçre’de ayrıca 2004’te
alınan kararla kronik hastalara bakan ailelere bir
ödenek ayrıldı.
Bizde ise mart ayı içinde;
11 Mart, Nevruz ve Kadınlar Günü kutlanıyor,
“Halepçe Katliamı” anılıyor. Bugünlerin her birisinin özel bir tadı ve anısı
vardır.
Mart “Gülün Doğuşu”
anlamına geliyor. Özellikle de mutluluk anlamına
gelen Nergiz çiçeği...
İçinde birçok önemli hadisenin olduğu Mart ayında
Nevruz’u unutmamalıyız.
Bunun yanında 16 Mart’ta
Halepçe’de meydana
gelen “Kimyasal Saldırı”
dileyelim ki Kürdistan tarihinin tek acı günü olarak
kalsın.
Milletvekili
Türkmenler ve İslam
Molla Kava Faris
Türkmen halkının İslam
dinini savaşsız kabul
ettiğini tarihi belgeler
kanıtlıyor. Demek ki bu
halk, dünyanın tek gerçek dini olan islam dinini kendi istek ve iradesiyle kabul etmiştir. Bu
da kendi adına büyük
bir şereftir.
Türkmenler’in İslam’ı
kabulü Emevi dönemine
dayanıyor. O dönemlerde Maveraülnehir
bölgesindeki Buhara,
Samerkent, Ferğane ve
diğer Türk şehirleri İs-
lam’ı kabul ettiler.
Türk soyundan gelen
Türkmenler bu adı Müslüman olduktan sonra
aldılar. Ancak cahiliye
döneminde Oğuz olarak
tanınıyorlardı. Arap belgelerinde Türkmenlerin
adı Ğuz veya Horasanlar olarak geçiyor.
Arap tarihçi Abbas
Azzawi, “Müslüman olduktan sonra
Türk-Türkmenler birçok
Müslüman bölgelerinde
yayılmaya başladılar.
Orduda aktif yer alan
Türkmenler’den tecrübeli komutanlar çıkmıştır” diye yazıyor.
Türkmenlerin Irak’ta
varlığının en önemli
sebebi İslam dinidir. Bu
dinin Türkmen kimliğinin
ve şahsiyetinin oluşmasında ve göçebe hayattan yerleşik hayata geçmesinde büyük etkisi
olmuştur. Bu dini benimseyen Türkmenler diğer
millet ve medeniyetlerin
yanında kendilerine
engin bir medeniyet
oluşturmayı başarmışladır. Ayrıca İslam bayrağı
altında birleşen Türkmenler aralarında kavga ve anlaşmazlıklara
son vermişlerdir.
İslam’a davette büyük
rol üstlenen Türkmenler
Haçlı seferlerinde büyük
kahramanlıklar sergilemiş, Selçuklu, Atabek
ve Eyübiler komutasında bu yüce dini koruma
ve devam ettirme şerefine nail olmuşlardır.
Hacı Celal Çakmakçı ve birkaç anı
Şeyh Faik Namık
Hacı Celal Çakmakçı Erbil’in meşhur
bir ses sanatçısıdır.
Dindar kişiliğiyle de
bilinen Çakmakçı’nın
Tayrava mahallesinde bir dükkanı var.
Erbil Kalesinin Tekye
mahallesinde 1943
yılında dünyaya gelen Çakmakçı, burada
Kur’an-ı Kerim kıraatını öğrendi.
Baba ve amcasından
kılıç yapmayı ve sivriltmeyi öğrenen Çakmakçı bu mesleğine
bugün de devam ediyor. Hacı Celal Çakmakçı, hoyrat, şiir
ve Türkmen atasözü
konusunda yeterli
bilgiye sahiptir.
Çok güzel bir sese
sahip Çakmakçı’yı ziyaretimde bana Türkmence, Farsça ve
Arapça şiir ve methiyeler okudu. Çocukken Kale’nin tekke ve
divehanelerinde düzenlenen meclislerde
şiir ve kaside dinlediğini söyledi.
O zamanlar Molla
Mecit Gravi’nin kayınpederi Seyit Merdan
Kerküklü’nün sesinden çok etkilendiğini
ifade eden Çakmakçı,
aynı zamanda Şeyh
Şerif Tekkesinde zikir halkalarına da sık
sık katıldığını belirtti.
Burada Seyit Merdan,
Molla Nazım, Faik
Bezirgan ve diğer
okuyucuların dini kaside ve methiyeler okuduklarını dile getiren
Çakmakçı, bundan
çok zevkaldıklarını
kaydetti.
Çakmakçı 50 yıl önce
başından geçen bir
anıyı benimle paylaştı. 70 yaşındaki
Çakmakçı evinin inşaatını tamamlamak için
Kale’de Pirbal Ağa’ya
gidip kendisinden 30
dinar borç ister. Pirbal
Ağa oğlunu çağırıp
meblağ parayı Çakmakçı’ya vermesini
ister. Çakmakçı aldığı
borçla evinin inşaatını
tamamlar. Gel zaman
git zaman çalışarak
iyi bir para biriktiren
Çakmakçı borcunu
ödemek için Kale’de
Pirbal Ağa’ya gider.
Ancak Pirbal Ağa alacağını almayı kabul
etmez ve Çakmakçı’ya: “Bu benim sana
ev hediyemdir” der.
Pirbal Ağa’nın bu
iyiliğini hiç unutmayacağını ifade eden
Çakmakçı’ya Allah’tan
uzun ömürler dilerim.
3
saray
Sayı:91 - 31 Mart 2013
KDP ve KYB yetkilileri Türkmenleri konuştu
Türkmen grupları 50+1 sistemi istiyor
Saray- Özel
Bölge hükümeti özellikle KDP
ve KYB, Türkmenlere tahsis
edilen görevler üzerinde
Türkmen taraflarının tamamının
mutabık kalmasını istiyor.
Ancak aralarında bir türlü
anlaşamayan Türkmen gruplar
bu görevlerin boş kalmasına
neden oluyorlar.
Bu arada Türkmen grupları,
bölge hükümetinden
Türkmenlerle ilgili kararlarında
501+ salt çoğunluk sistemini
uygulamasını istiyorlar. Ancak
KDP ve KYB yetkilileri bu teklife
sıcak bakmıyorlar.
KDP Siyasi Büro Üyesi Dr.
Kemal Kerküki, bölgedeki tüm
milletlere saygı gösterilmesi
ve aralarında ayırım
yapılmamasını istedi.
Kerküki “Bunlar madem ki
niyetleri temizdir, huzur ve
özgür bir havada yaşamak
ve bu bölgeye hizmet etmek
istiyorlar er veya geç aralarında
anlaşacaklar. İstiyoruz ki
ilk önce kendi aralarında
anlaşsınlar sonra gelip bizimle
otursunlar” dedi.
Kürdistan İslami Birliği
Sekreteri, Türkmenlere haklar
tanınması için Kürdistan bölge
anayasasının esas olarak
alınmasını talep etti.
Kürdistan İslami Birliği Sekreteri
Muhammet Fereç, söz konusu
anayasada bu hakların açıkça
belirlendiğini savundu.
“Türkmenler bölgenin ana
unsurudurlar ve talepleri dikkate
alınmalıdır” diyen Fereç,
bölgedeki tüm etnik grupların
haklarına kavuşmasını istedi.
KYB üst düzey yöneticisi Adnan
Müfti, her şeyden önce Türkmen
grupların aralarında anlaşması
gerektiğini belirtti. Saray’a
konuşan Müfti, Türkmen
partilerinin ve hükümetin işine
karışmadığını ifade etti. KYBli
Müfti Türkmenlerin kendilerine
tahsis edilen görev ve haklardan
yararlanabilmeleri için kendi
aralarında anlaşmalarının şart
olduğunu savundu.
KDP üst düzey yöneticisi Çınar
Saad Abdullah, bölgedeki
etnik gruplarla dikkatlice
davranılmasını istedi. Bunların
ezildikleri ve kendilerine
zulüm yapıldığı hissine
kapılmamalarını sağlamak için
kendilerini memnun etmek
gerektiğini ifade eden Abdullah,
hükümet KDP ve KYB olarak
Türkmenlere tahsis edilecek
görevlerin başına kimlerin
getirileceğine Türkmenelerin
kendilerinin karar vermesini
istediklerini sözlerine ekledi.
Ancak Türkmenlerin çoğu kez
aralarında anlaşamadıklarına
dikkat çeken KDP’li yetkili, “Bu
durumda aralarında oylama
yapsınlar ve adayları salt
çoğunlukla seçsinler” diye
konuştu.
Türkmen gruplarının aralarında
anlaşamamasını bir eksiklik
olarak niteleyen KDP’den diğer
bir yetkili, “Vaktiyle partiler
konseyi için bir Türkmen aday
istedik. Türkmen grupları onda
da aralarında anlaşamayarak
aday göstermediler” dedi.
KDP yönetim üyesi Piştivan
Sadık, Türkmenleri aralarında
anlaşmaya çağırdı. Saray’a
konuşan Sadık, “Eğer 9
Türkmen gruptan beşi bir adaya
evet diyorsa, bu sonuç kabul
edilmelidir” dedi.
Sadık’la hemfikir olan KDP
ulusal ilişkiler ofis sorumlusu
Ahmet Kani, bir adayı sadece
partilerin değil Türkmen
vatandaşların da kabul etmesi
gereğini savundu.
Kani, Türkmenler’in bir aday
üzerinde 100% anlaşmalarını
beklemenin mümkün olmadığını
da vurguladı.
Parti olarak hem Bağdat
hem de Erbil’de bu üç grup
temsilcileriyle biraraya gelmek
için ön ayak olduklarını dile
getiren Mala Kara, bu üç etnik
grubun içişlerine karışmak
istemediklerini de sözlerine
ekledi.
Kürdistan İslami Hareketi üst
düzey yöneticisi Ferhat Mala
Salih, Türkmen ve Hıristiyanların
bölgenin ana unsurları arasında
yer aldıklarını söyledi.
Bölgedeki tüm etnik grupları
ulusal ortaklığın topladığını ifade
eden Salih, “biz her zaman barış
ve uyum içinde yaşadık. Aynı
zamanda sıkıntı ve zorluklara da
hep birlikte göğüs gerdik” dedi.
Türkmen ve Kildoasurilerle yakın
ve dostane ilişkileri bulunduğunu
dile getiren Kürt yetkili Salih,
Türkmen ve Hıristiyanların görüş
ve taleplerini önemli bulduklarını
söyledi. Salih bu iki etnik
grubu tüm mahfillerde temsilci
bulundurmaya çağırdı. Salih:
“Türkmen ve Hıristiyanların
içişlerine en küçük bir müdahale
öldürücü olabilir” diye konuştu.
Kürdistan İslami Cemaat
yöneticisi Dara Muhammedemin
bölgedeki tüm etnik gruplarla
kardeş olduklarını söyledi.
Bunların taleplerinin yerine
getirilmesi için çalıştıklarını
ifade eden Muhammedemin,
muhalefette yer aldıkları için
Türkmen ve Hıristiyanların
taleplerini yerine
getiremediklerini kaydetti.
“iktidarda olsaydık rolümüz
daha fazla olacaktı. Ama yine
de bu gruplarla ilişkilerimiz
devam ediyor” diyen Kürt yetkili,
bu etnik grupların taleplerinin
maksatlı ve sistematik olarak
gözardı edildiği iddialarını
yalanladı.
Muhammedemin, parti olarak
kendileriyle birçok ortak noktaları
bulunan bu etnik gruplarla ikili
anlaşmalar imzalanmasından
yana olduklarını da kaydetti.
Kürdistan bölgesindeki etnik gruplar, muhalefet
partileri taleplerine kayıtsız kalmakla suçluyor
Saray-Erbil
Kürdistan bölgesindeki etnik
gruplar, muhalefet partileri
taleplerine kayıtsız kalmakla
suçluyor. Bölgede 2009’da
yapılan seçim aktif bir muhalefet
doğurdu. İslam eğilimli İslami
Birliği ve İslami Cemaat ile
laik eğilimli Değişim Hareketi
muhalefet cephesini oluşturuyor.
Ancak bölgedeki Türkmen,
Hıristiyan ve Ermeniler
muhalefeti ciddi çalışmalar
yapmamakla suçluyorlar. Bu üç
etnik grup temsilcileri taleplerinin
yerine getirilmesi noktasında
muhalefetin ciddi çalışmadığını
düşünüyorlar.
Muhalefet ise kendisine
yöneltilen bu suçlamaları
kabul ediyor. Kürdistan
parlamentosunun Hıristiyan
parlamenterlerinden Salim
Toma, taleplerinin muhalefet
tarafından dinlenmesini istedi.
Taleplerinin yerine getirilmesi
noktasında muhalefetin ciddi
çalışmadığını ifade eden Toma,
muhalefeti kendileriyle oturmaya
ve taleplerini dinlemeye çağırdı.
Hıristiyan parlamenter Toma
“birbirimizi anlayabilmek için
muhalefet bizi de dinlemek
mecburiyetinde” dedi.
Ermeni parlamenter Aram
Şahin muhalefetin desteğine
ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Saray’a açıklamalarda
bulunan Şahin, “taleplerimizin
hayata geçirilmesini
istiyoruz. Taleplerimizi kimin
gerçekleştireceği önemli değil.
Bu muhalefet olabilir veya iktidar
partisi”
Türkmen Kardeşlik
Ocağı yöneticisi Aydın
Arslan, taleplerinin hayata
geçirilebilmesi için hem iktidarı
hem de muhalefeti kendileriyle
oturmaya çağırdı. Arslan: “Eğer
buluşma gerçekleşecekse
birbirimizi daha iyi anlarız. Bizim
hedefimiz sadece Türkmen
hakları değil, tüm etnik grupların
haklarına kavuşmalarını
istiyoruz. Biz kardeşlikten ve
yapıcı olan her şeyden yanayız”
dedi.
Bölgedeki Türkmen, Hıristiyan
ve Ermenilerin eleştirilerine
cevap veren Değişim Hareketi
yetkilisi Sefin Mala Kara,
parti olark bölgedeki üç etnik
grup temsilcileriyle biraraya
gelmediklerini söyledi.
Bu üç grubu muhalefete özellikle
en büyük muhalefet gücü olan
Değişim Hareketine mesafeli
davranmakla suçlayan Mala
Kara Türkmen, Hıristiyan ve
Ermenilere kapılarının açık
olduğunu kaydetti.
2
saray
Sayı:91- 31 Mart 2013
Başarılı Türkmenleri kimse ödüllendirmiyor
Saray- Erbil
Türkmen siyasi parti ve
çevreleri, farklı kesimlerden
insanları ödüllendirmiyor.
Türkmen Garibi Kız
Lisesi öğretmeni Azat
Küreci, bu tarafların
Türkmen öğrencileri
ödüllendirmediğini söyledi.
Saray’a konuşan Küreci,
başarılı olabilmek ve öne
geçmek için ödüllendirme
ve motivasyonun önemine
işaret etti. Türkmen
okul müdürleri ve siyasi
partilerin bu konuda
kusurlu olduğunu ifade
eden öğretmen Küreci,
önemli bir yer olan Türkmen
okullarındaki başarılı
öğrencileri ödüllendirmenin
öneminin altını çizdi.
Her yıl küçük olsa
da öğrencilerini
ödüllendirdiklerini dile
getiren Küreci, Türkmen
okullarına önem verilmesini
istedi.
Kadın aktivist Müne
Kahveci, Irak’ta özellikle
Türkmenler içinde kadının
rolünün ve çalışmalarının
sindirilemediğini söyledi.
Başarılı Türkmen kadınların
ödüllendirilmek yerine
farklı dedikodularla karşı
karşıya kaldıklarını ifade
eden Kahveci, bu durumun
kadınların işten soğumasına
neden olduğunu belirtti.
Türkmenler olarak çok aktif
ve başarılı kadınlara sahip
olduklarını, ancak bunların
farklı engellerle karşı
karşıya kaldıklarını dile
getiren Kahveci, “Özellikle
sivil toplum kuruluşlarına
önem vermedikleri için
buradaki başarılı unsurları
ödüllendirmediklerini
kaydetti.
İlhanlı Türkmen toplumunun
gelişmesinde sivil toplum
kuruluşlarının çok önemli
olduğunu belirtti.
Türkmen partilerinin pasif
olmasının nedeninin
bu kuruluşlara önem
vermemesinden
kaynaklandığına işaret
eden yetkili İlhanlı, bu
partilerin talebe ve kadın
teşkilatlarına gereken önemi
göstermediklerini söyledi.
“Bunun diğer bir nedeni
ise bazı yerlerde çalışan
Türkmen unsurlar yeteri
kadar aktif değiller” diyen
İlhanlı şöyle devam etti:
“farklı teşkilatlardaki
Türkmen temsilcileri
siyasi alanda kadınların
Türkmen işçileri olarak
ödüllendirilmesini isteyen
gençlerimizin bu
çalışmasına müsaade
ödüllendirmeyi beklediklerini Türkmen yetkili, ancak
alanlara gelmesine ön
edilmiyor.” dedi.
ifade eden Haydar,
bunun da yapılmadığını
“Her şeyi Türkmen
bunu bizzat Türkmen
söyledi. Türkmen Kardeşlik ayak olamadılar. Ayrıca
kadınlar meclisinde de
partilerden beklememek
partilerinden istediklerini
Ocağı olarak gençlerin
henüz bir temsilcimiz
lazım” diyen kadın aktivist
kaydetti.
tören ve aktivitelerini
bulunmuyor”.
Kahveci, neden önde
Türkmen Kardeşlik
düzenleyebildiği bir bina
gelen şahsiyetlerimiz
Ocağı yetkilisi
inşa etmek istediklerini dile Her yıl farklı alanlarda
aktif unsurları ödüllendiren
başarılı insanlarımızı
Abdülkerim Mollaoğlu,
getiren Mollaoğlu, binanın
Kültür Bakanlığını
ödüllendirmiyorlar? diye
farklı kesim ve sınıftaki
gençler adına iyi bir şey
eleştiren İlhanlı, “ancak
sordu.
başarılı Türkmenlerin
olduğunu kaydetti.
bakanlık bugüne kadar
Her yıl kutlanan 1 Mayıs
ödüllendirilmesinin
Hastalanan veya doğum
bir Türkmen genci dahi
işçiler günü bölgede de
öneminin altını çizdi.
yapan gençlere yardım
kutlanıyor. Bu kapsamda
Talebe, gençlik ve işçi
ettiklerini ifade eden TKO’lu ödüllendirmedi. Acaba bu
ödüle layık bir Türkmen
Kürt partileri işçileri
teşkilatlarında çalışanların
yönetici, yönetime her yıl
ödüllendiriyorlar. Ancak
ödüllendirilmesi gerektiğini
farklı kesimlerden insanların yok mu?. Bundan bölge
hükümetinde çalışan
Türkmen partilerinin bugüne ifade eden Mollaoğlu,
ödüllendirilmesi için plan
Türkmen yetkililer
kadar böyle bir girişimleri
sıradan insanlarla başarılı
yapmasını teklif edeceğini
sorumludur. Bunlar
olmadı.
insanlar arasında ayırım
de söyledi.
Türkmenler için hiçbir
Türkmen işçi Soner
yapılmasını istedi.
Türkmen Reform Hareketi
şey yapmadılar” diyerek
Haydar, bugüne kadar hiç
Okulda birincilik elde
yöneticisi Muhammet
ödüllendirilmediğini söyledi. eden öğrencilerin de
İlhanlı, Türkmen çevrelerinin eleştiride bulundu.
Türkmen siyasi platformuna doğru
Hasro Pirbal Kasap (*)
Bugün Kürdistan Bölgesi’ndeki
mevcut siyasi realite yeni bir
aşamadan geçiyor. Bu arada
Irak ve bölgede cereyan
eden büyük değişime paralel
olarak büyük bir Kürt uyanışı
söz konusudur. Kürtlerin
yönetim tecrübesi, Kürdistan
Bölgesi başkanlığı ve bölge
hükümeti tabanı her geçen gün
kuvvetleniyor. Bölge başkanının
rolü, bölge hükümetinin
politikaları ve etkinliği bölgesel
ve süper ülkeler tarafından
takdirle izleniyor. Bugün
Kürdistan milleti büyük
adımlarla ilerliyor ve artık asır
Kürt halkının uyanış asrıdır.
Diğer bir yandan Irak’a
baktığımız zaman, bu ülke
sayın başbakan Maliki’nin yanlış
politikaları yüzünden her geçen
gün kan kaybediyor. Şöyle ki
eğer içteki stratejik dengelere
aldırış etmezse Irak’taki siyasi
süreç tamamen yok olup biter.
Nüfus olarak Kürdistan
Bölgesi’nin en büyük ikinci
milletini teşkil eden Türkmen
milleti Kürt ve bölgenin asil
Araplarıyla uzun yıllardır birlikte
yaşıyor. Bunu bölgenin mevcut
siyasi haritasında görmek
mümkündür.
Bence bölge başkanlığı ve
bölgesel hükümet, bu yeni harita
karşısında yeni bir yaklaşım
geliştirerek, yeni denklemde
Türkmen katkısının da
sağlanmasına çalışmalıdır.
Kürdistan Bölgesi haritası
dışındaki Kerkük gibi Kürdistanlı
bölgelerde yaşayan önemli bir
grup olan asil Türkmenlerin
ve siyasi partilerinin Kürdistan
Bölgesi’ndeki siyasi süreçte
katkılarının sağlanması gerekir.
Çünkü Erbil ve Kerkük’ün
asil Türkmenleri, Kürtler
gibi bölgenin iyi ve sadık
vatandaşlarıdırlar.
Biz Kerkük ve Hanekin
Türkmenlerini Kürdistan
Bölgesi’ne destek olmaya
ve kalkınma sürecine katkı
yapmaya davet etmekle birlikte
bunların bölgenin yönetiminde
de katkılarının sağlanmasına
çalışmalıyız. Sadece burada
değil Bağdat’ta da Kürdistan
Bölgesi’ne destek olmalarını
sağlamalıyız. Bu konuda
uyguladığımız politikadan
daha aktif bir politikayı hayata
geçirmeliyiz.
Bu kapsamda Kürdistan Bölge
Hükümeti acilen yeni bir siyasi
harita geliştirerek, Türkmen
ulusal bir diyalogu başlatmalıdır.
Diyaloga aralarında Türkmen
Cephesi’nin de bulunduğu tüm
Türkmen tarafları çağrılmalıdır.
Bunların tecrübelerinden
yararlanılmalıdır.
Bölge başkanlığı ve hükümetinin
Türkmen politikası yeniden
gözden geçirilerek, yeni baştan
tasarlanmalıdır. Çünkü bugün
bölgede Türkmenleri temsil
eden grupların kendi halklarına
faydalı olabildiklerini iddia
edemeyiz.
Kürdistan Bölgesi
Türkmenlerinin bir merciye
ihtiyaç duyduğu kesin. İşte tam
bu noktada Kürdistan Bölge
Hükümeti ve Kürt taraflarının
“Türkmen platformu” fikrini
ortaya atmaları zamanı gelmiştir
diye düşünüyorum.
Bu konuda Türkmen parti
adındaki dükkâncıklar
kapatılarak, toplum içinde
saygınlık kazanmış, siyasi ve
sosyal tabanı olan bir takım
Türkmen ileri gelenlerinden
bir merci kurulsun. Bunların
hükümet, parlamento ve diğer
resmi kurumlarda katkıları
sağlanmakla bölgedeki yönetim
sürecine yeni tecrübeler
kazandırmış oluruz.
Böylece bunların dostluğunu
kazanırsak bize destek ve sadık
vatandaşlar olacaklardır.
Bu merciler ortaya atacakları
projelerle Türkmen kültürüne,
edebiyatına, dil ve tarihine
hizmet edeceklerdir.
Bugün Kürdistan Bölgesi’nde
var olan demokrasi ve
özgürlük sayesinde Türkmen
siyasi çevreleri çalışmalarına
devam ediyorlar. Bölgede
hiçbir Türkmen’e siyasi baskı
uygulanmıyor, hiçbir Türkmen
hükümetle sorun yaşamıyor.
Türkmenlerin asıl sorunu
kendilerinden kaynaklanıyor.
Bunların politikası belli olmadığı
gibi dönebilecekleri güçlü bir
mercileri de yok. Bir süre önce
bölge hükümeti yetkilileriyle
toplanan Türkmen taraflarından
kendi aralarında toplanmaları
istendi. Ancak bu taraflar
birbirleriyle kavgalı oldukları
için yaptıkları tüm toplantılar
başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Kürdistan Bölgesi
Türkmenlerinin elinden
tutularak organize edilmesi
kaçınılmazdır. Tüm Türkmenleri
toplayabilecek siyasi bir merci
kurularak, bunların bölgedeki
resmi kurum ve kuruluşlara
katkılarının sağlanması gerekir.
Böylece yeni bir dost kazanarak,
demokratik sürecimizi
zenginleştirmiş oluruz.
* Yazar ve siyasi gözlemci
Önemli not
Bir önceki sayımızda
“Türkmen Demokratik
Hareketi’nin üst düzey
bazı yöneticileri istifa
etti” başlıklı röportajda
sayın Azat Kahveci’nin
adı yerine yanlışlıkla ITC
Erbil Kol Sorumlusu sayın
Azat Küreci’nin adı geçmiştir. Bu maksatsız hata
nedeniyle sayın Azat
Küreci’den özür dileriz.
Saray
Gözler Galatasaray-Real
Madrid maçında ...8
Sayı:91 - 31 Mart 2013
2
Başarılı Türkmenler
ödüllendirilmiyor
Hasro Pirbal Türkmenleri tek
söylem geliştirmeye çağırdı
2
Ankava›da ibadet yerlerine yakın
içki dükkanlarına ruhsat yok
5
Erbil›deki birlikte yaşama ruhuna
her yerde rastlanmıyor
6
Türkmen Cephesi: Kerkük bahane edilerek Türkmen hakları gasp ediliyor
KDP ve KYB’den Erbil Türkmenlerine: Kerkük
bölgeye dönmeden tüm haklarınızı veremeyiz
Saray-Erbil
KYB Genel Sekreter Yardımcısı
Kosrat Resul Ali ve KDP Siyasi
Büro Üyesi Fazıl Mirani eş
zamanlı verdikleri demeçte,
140. madde uygulanmadığı ve
Kerkük Kürdistan Bölgesi’ne
dönmediği sürece Türkmenlerin
tüm haklarını sağlamayacaklarını
söylediler.
Bu demeci reddeden Türkmen
Cephesi, Erbil Türkmenlerinin
haklarının Kerkük’le bağlantılı
olmadığını kaydetti.
Bölge hükümeti, Erbil
Türkmenlerine yönetimde
görevler vereceğini taahhüt
etmişti. Türkmenler bu
taahhütlerin yerine getirilmesini
bekliyorlar.
KYB Genel Sekreter Yardımcısı
Kosrat Resul Ali, Saray’a
yaptığı açıklamada, şu
aşamada Türkmenlere görev
veremeyeceklerini ifade etti. Ali,
“140. madde uygulanmadığı
ve Kerkük Kürdistan
Bölgesi’ne dönmediği sürece
Türkmenlere hiçbir şekilde hak
veremeyeceğiz” diye konuşu.
KYB’li Ali ile hemfikir olan
KDP Siyasi Büro Üyesi Fazıl
Mirani, gazetemize verdiği özel
demeçte, “Kerkük ne zaman
Kürdistan Bölgesi’ne dönerse
Kürtler olarak Irak’ta alacağımız
hakların aynısına bölgedeki
Türkmenler de kavuşacak” dedi.
Türkmen derken partilerden söz
etmediklerini ifade eden Mirani,
“Türkmen, Kildan ve Asurîler
parti değil birer millettir” diye
konuştu.
Türkmen Cephesi, Irak Hükümeti’ndeki
bakanını çekebilir
Türkmen partileri bütçelerinin
arttırılmasını istiyor
Saray Özel
Erbil’de bazı Türkmen
partileri kendilerine ayrılan
ödeneği az buluyor. Bu
partiler ödeneğin arttırılması
için başbakana yazı yazdılar.
Erbil’de bazı Türkmen
partileri başbakandan,
kendilerine tahsis edilen
ödeneğin arttırılmasını istedi.
Bölge Başbakanı Neçirvan
Barzani’ye bir yazı yazan bu
partiler, kendilerine ayrılan
ödeneğin az olduğunu
dile getirdiler. Türkmen
Demokrat Partisi Başkanı
Dilşat Çavuşlu, Başbakan
Barzani ile yapmış oldukları
toplantıda bütçelerinin
arttırılmasını istediklerini
ifade etti. Saray’a konuşan
Çavuşlu, Başbakanın
bütçeleri arttıracakları
yönünde söz verdiğini
Ancak Türkmen Cephesi Kürtler
gibi düşünmüyor. Kerkük
sorununun Erbil’le bağlantılı
olmadığını savunan Türkmen
Cephesi’nden bir yetkili,
Kerkük’ün pazarlık konusu
olmadığını kaydetti.
Kerkük’ün Irak’ta milli bir mesele
olduğunu savunan Irak Türkmen
Cephesi Başkan Yardımcısı
Ali Haşim, Kerkük’ün pazarlık
konusu olmasına müsaade
etmeyeceklerinin altını çizdi.
“Erbil Türkmenlerinin talep
ve sorunlarını Kerkük’e
bağlamamak lazım” diyen ITC’li
yetkili, “Türkmenler Erbil’de
esasi bir gruptur. Bunların
buradaki sorunlarının Kerkük’le
hiçbir bağlantısı yoktur” diye
konuştu.
“Kerkük, özel bir bölgeye
dönüşürse Irak parçalanır. Bu
durumdan Erbil Türkmenleri de
zararlı çıkar” yönünde yapılan
iddiaları reddeden Haşim şöyle
devam etti: “Telafer, Erbil,
Selahaddin ve diğer Türkmen
bölgelerinin bağımsız federal
bir statüye sahip olması gerekir.
Çünkü her bölgenin kendi
hususiyeti var. Biz Türkmen
Cephesi olarak bu bölgeler için
özel projeler hazırlamışız. Farklı
bölgelerde faaliyet göstersek de
hedefimiz birdir”.
de söyledi. Bu konuda
yazdıkları yazının cevabını
beklediklerini belirten
Türkmen parti başkanı,
zamanında kendilerine
ayrılan ödeneğin çok düşük
olduğuna ve faaliyetlere
yetmediğine dikkat çekti.
Saray konuyla ilgili hükümet
sözcüsüyle temas kurmak
istedi. Ancak sözcü telefona
çıkmadı.
Saray Özel
Türkmen Cephesi,
düzenlediği son toplantıda
Irak Hükümeti’nde görev
yapan tek bakanını çekmeyi
düşünüyor. Türkmen
Cephesi, Maliki hükümetini,
Türkmen bölgelerini terör
olaylarından korumak
için yeterli hassasiyeti
göstermemekle suçluyor.
Türkmen Cephesi, istekleri
yerine getirilmediği takdirde
Irak Hükümeti’nde görev
yapan tek bakanını çekeceği
uyarısında bulundu.
Türkmen Cephesi Başkan
Yardımcısı Ali Haşim
Muhtaroğlu Saray’a verdiği
özel demeçte, ITC olarak
yaptıkları son toplantıda
istekleri yerine getirilmediği
takdirde Irak Hükümeti’ndeki
tek bakanlarını çekme
konusunu görüştüklerini
ifade etti. Muhtaroğlu, buna
Maliki hükümetinin Türkmen
bölgelerini korumakta
başarısız olmasını ve bazı
haklarını vermemesini
gerekçe olarak gösterdi.
Bilindiği gibi İllerden Sorumlu
Devlet Bakanı Dr. Turhan
Müfti, Irak Hükümeti’nde
Türkmen Cephesi’nin adayı
olarak görev yapıyor.
Bendyapı İnşaat
Bendyapı İnşaat olarak, tecrübeli elemanlarımızla köprü ve baraj inşaatında ün yapmış bir firmayız.
Adres: Erbil-Ankava
İletişim Bilgileri:
009647504207877 - 009647703929950
www.bendyapi.com.tr

Benzer belgeler

Demet Şarkılarını Gençler İçin Söyledi

Demet Şarkılarını Gençler İçin Söyledi Van Damme’a bir sezon ihraç cezası verdi. 4 Atletico Madrid, 2008 yılında oynanan Marsilya karşılaşmasında

Detaylı

SARAI LATINInew.indd

SARAI LATINInew.indd Saray- Ajanslar UEFA Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final maçında Real Madrid Galatasaray İle Estadio Santiago Bernabeu’de karşı karşıya gelecek. Galatasaray Real Madrid ile ilk maçını 3 Nisan Çarşamba gü...

Detaylı