Untitled

Transkript

Untitled
ISSN 1300-9508
Bakanlık Yayın No : 299
Müdürlük Yayın No : 45
Batı Anadolu Bölgesi’nde Defne (Laurus nobilis L.)’nin
Fungal Hastalık Etmenleri ve Zararlı Böceklerinin
Belirlenmesi
Determination of Fungal Disease Agents and Harmful Insects of
Laurus nobilis (L.)’in West Anatolian Region
(ODC: 443-453)
Dr. Peyman CAN
Dr. Saide NAFİSİ BALAY
Dr. İ. Meltem ÖZÇANKAYA
Cemhan BUCAK
Dr. Erhan GÖRE
TEKNİK BÜLTEN NO: 34
T.C.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI
EGE ORMANCILIK ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ
EGE FORESTRY RESEARCH INSTITUTE
İZMİR - TÜRKİYE
ÖZ
2003-2007 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışmayla,
ülkemizin önemli bir odun dışı orman ürünü olan defne bitkisinin Ege
Bölgesinde hastalık ve zararlıları tespit edilmeye çalışılmıştır.
Bu amaçla, Batı Anadolu Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir
ili Bandırma ilçesine bağlı Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili
Karaburun ilçesi Ambarseki köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris
ilçesi Bayır köyü ve merkezde Günnücek dinlenme alanı örnekleme
alanları olarak belirlenmiş olup, hastalıkların tespitinde uygun
örnekleme yöntemleri, zararlıların tespitinde de yaprak, sürgün, dal ve
gövdelerde zarar yapan türler belirlenmiştir. Ayrıca bitkinin üzerinden
elde edilemeyen zararlılar için, çukur tuzaklardan yararlanılmıştır.
Çalışma sonucunda elde edilen zararlılar Cacoecimorpha
pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae),
Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr (Col., Curculionidae),
Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı
bazı türler olarak saptanmıştır. Bu türler arasında en yaygın ve en
fazla zararı T. alacris oluştururken, C. pronubana yılda ortalama dört
generasyon vermesi ile özellikle Bandırma’da izlenmesi gereken bir
zararlı olarak tespit edilmiştir.
Defne hastalıkları tespitinde ise yaprak, yıllık sürgün ve
dallarda taze hastalıklı nekrozlardan veyaprak lekelerinden izole
edilen funguslar tanılanmış ve bunlardan bazılarının patojenisiteleri
belirlenmiştir. Bu grubun en ön plana çıkan üyeleri Phomopsis sp. B,
Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp. C ve Phoma sp.’dir.
Daha az oranda saptanan diğer türler ise Seimatosporium lichenicola,
Colletotrichum gloeosporioides, Hendersonula sp., Phomopsis sp. A,
Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium’dur. Defnede
geriye doğru ölümlerden sorumlu olan birinci gruptaki patojenler
üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılması ve savaşımına yönelik
stratejilerin belirlenmesine ihtiyaç olduğu kanısına varılmıştır.
Anahtar sözcükler: Defne (Laurus nobilis L.), hastalık, zararlı, Ege
Bölgesi
I
ABSTRACT
This project was constituted between 2003-2007 in three
research sites each established in Balıkesir, İzmir and Muğla to
determine the diseases and pests of Laurus nobilis (L.), one of the
Turkey’s important non woody exported products.
In all research sites, the pests on leaves, shoots, branches and
barks have been defined. In addition, hole traps were used. As the
result, Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus
(Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis Boheman in
Scönherr (Col., Curculionidae),
Trioza alacris Flor. (Hom.,
Triozidae) and some species related to Orthoptera were determined as
pests of L. nobilis. Among these pests, T. alacris was the most
widespread, with the most damage. In addition, since it has some to
four generations annualy, C. pronubana is advised to be pursued,
especially in Bandırma.
Laurel diseases and their sources were investigated in leaves,
current-year twigs and branches. Fungi isolated from the apical parts
of shoots showing fresh necroses and leaf spots were identified and
the pathogenicity of some of them was determined. Some species
were isolated at all four sites; the most consistent members of this
group were Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum,
Phomopsis sp. C and Phoma sp.. Other less frequently recovered
species
were
Seimatosporium
lichenicola,
Colletotrichum
gloeosporioides,
Hendersonula
sp.,
Phomopsis
sp.
A,
Paraconiothyrium sp. and Colletotrichum dematium. The isolation
frequencies of the dominant species, as well as other less frequent
species, were significantly dependent on the sampling site. The degree
of pathogenic infection and the diversity of fungal species were
significantly higher in the spring.
Key words: Laurel bay (Laurus nobilis L.), diseases, pests, Aegean
Region
II
ÖNSÖZ
“Batı Anadolu Bölgesi’nde Defne (Laurus nobilis L.)’nin
Fungal Hastalık Etmenleri ve Zararlı Böceklerinin Belirlenmesi”
adıyla gerçekleşen bu araştırma, Ege İhracatçı Birlikleri’nden gelen
talep doğrultusunda, Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsünün Koruma
ve Çevre Bölümü ve Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü
tarafından ortak bir proje olarak 2003 yılında başlanmış ve 2006
yılında tamamlanmıştır.
Önemli bir odun dışı orman ürünü ve Türkiye’nin dünya
piyasasında ihracatında %90 gibi yüksek bir paya sahip olduğumuz
defne’nin hastalık ve zararlılarıyla ilgili öncü bir çalışma mahiyetinde
olan bu projenin sonuçlarının, gelecekte bu bitki ile ilgili yapılacak
çalışmalarda, yararlı bir kaynak olmasını temenni ediyoruz.
Projenin arazi çalışmalarında, örnekleme alanlarının
belirlenmesinde yardımlarını esirgemeyen Bandırma İşletme Müdürü
Arif Sarı ve Aşağıyapıcı köyü Muhtarı Abdullah Şener’in şahsında
yardımı dokunan herkese; Marmaris İşletme Müdürü Enver Demirci
şahsında yardımı dokunan herkese; maddi katkılarını ve tecrübelerini
esirgemeyen Avram Aji şahsında tüm Ege İhracatçı Birlikleri
üyelerine ve çalışanlarına; Ege Ormancılık Araştırma Müdürü Ergün
Avcıoğlu şahsında tüm personele ve Bornova Zirai Mücadele
Enstitüsü Müdürü Mehmet Ali Güven şahsında tüm personele
teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Dr. Peyman CAN
Dr. Saide NAFİSİ BALAY
Dr. İ. Meltem ÖZÇANKAYA
Cemhan BUCAK
Dr. Erhan GÖRE
27.10.2006
III
İÇİNDEKİLER
ÖZ .......................................................................................................... I
ABSTRACT .........................................................................................II
ÖNSÖZ ............................................................................................... III
İÇİNDEKİLER ................................................................................... IV
ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................ VI
ÇİZELGELER DİZİNİ...................................................................... VII
1. GİRİŞ................................................................................................ 1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ................................................................ 3
3. MATERYAL VE METOT ............................................................... 7
3.2. Metot ......................................................................................... 7
3.2.1. Arazi çalışmaları..................................................................... 7
3.2.1.1. Örnekleme alanlarının belirlenmesi .................................... 7
3.2.1.2. Örnekleme yöntemleri ......................................................... 8
3.2.1.2.1. Zararlılar ile ilgili örnekleme yöntemleri ......................... 8
3.2.1.2.2. Hastalıklar ile ilgili örnekleme yöntemleri ..................... 10
3.2.2. Laboratuvar çalışmaları ........................................................ 10
3.2.2.1. Zararlılar ile ilgili laboratuvar çalışmaları......................... 10
3.2.2.2. Hastalıklar ile ilgili laboratuvar çalışmaları ...................... 10
3.2.2.2.1. İzolasyon çalışmaları ...................................................... 10
3.2.2.2.2. Patojenisite testleri ......................................................... 11
3.2.3. Tanılama çalışmaları ............................................................ 12
3.2.3.1. Zararlılar ile ilgili tanılama çalışmaları ............................. 12
3.2.3.2. Hastalıklar ile ilgili tanılama çalışmaları........................... 12
4. BULGULAR .................................................................................. 14
4.1. Arazi Çalışmaları..................................................................... 14
4.1.1. Örnekleme alanları ve genel özellikleri................................ 14
4.1.1.1. Balıkesir............................................................................. 14
4.1.1.2. İzmir .................................................................................. 16
4.1.1.3. Muğla................................................................................. 18
4.1.2. Örnekleme alanlarında tespit edilen zararlılar...................... 21
4.1.2.1. Cacoecimorpha pronubana (Hübner) (Lepidoptera,
Tortricidae) ..................................................................................... 21
4.1.2.2. Archips rosanus (Linnaeus) (Lepidoptera, Tortricidae) .... 26
4.1.2.3. Otiorhynchus spp. (Coleoptera, Curculionidae) ................ 30
4.1.2.4. Trioza alacris Flor (Homoptera, Triozidae) ...................... 33
IV
5. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER ......................................... 40
ÖZET .................................................................................................. 44
SUMMARY ....................................................................................... 45
KAYNAKLAR DİZİNİ ..................................................................... 46
V
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa No
Şekil 1. Çalışmada kullanılan tuzak tipleri a, b) çukur tuzak;
9
c) besin tuzağı; d) renk tuzağı.
Şekil 2. Aşağıyapıcı köyü.
14
Şekil 3. Ambarseki köyü
17
Şekil 4. Bayır köyü.
19
Şekil 5. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın a) larvası,
23
b) ergini.
Şekil 6. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın zarar
24
şekli.
Şekil 7. Archips rosanus (Linnaeus)’un a) larvası, b) ergini.
27
Şekil 8. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in
31
ergini.
Şekil 9. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in
32
zarar şekli.
Şekil 10. Trioza alacris Flor’in a) ergini, b) nimfi.
33
Şekil 11. Trioza alacris Flor’in zarar şekli.
34
Şekil 12. Eupholidoptera sp.’nin yoğunluğu ve zarar şekli.
37
VI
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa No
Çizelge 1. Örnekleme alanlarına ait bazı özellikler
7
Çizelge 2. Bandırma Aşağıyapıcı köyünde kurulan çukur
16
tuzaklardan elde edilen faunistik veriler
Çizelge 3. Karaburun Ambarseki köyünde kurulan çukur
18
tuzaklardan elde edilen faunistik veriler
Çizelge 4. Marmaris Bayır köyünde kurulan çukur
21
tuzaklardan elde edilen faunistik veriler
Çizelge 5. Patojen izolatlar ve bunların Batı Anadolu
Bölgesindeki dağılımı
VII
39
1. GİRİŞ
Defne (Laurus nobilis L.) kapalı tohumluların Polycarpicae
takımının Lauraceae familiyasındandır. Yurdumuzda Hatay’dan
başlayarak Kuzeydoğu Karadeniz’e kadar bütün kıyılarda diğer türler
içerisinde küme ve gruplar halinde yayılış gösterir. Ayrıca, 700 m
rakıma sahip sahil kesimlerimizde dar bir şerit içinde önemli miktarda
yetişmektedir. Ancak, amenajman planlarında defne sahaları ayrı
olarak ele alınmadığı için yayılış alanı hakkında net bir bilgi
verilememektedir. Doğal yayılış alanında Akdeniz iklimi egemendir.
Ilık veyağışlı kışlar ile sıcak yazları sevmektedir. Doğal yetişme
alanlarında, yurdumuzda yer yer 600-800 m’ye kadar çıkar. Su
kenarları, ıslak dere içleri ve rutubetli kaya gölgelerinde iyi yayılış ve
karışımlar yapabilmektedir. Toprak bakımından seçici olmamakla
birlikte, gevşek, derin, rutubetli ve serin topraklar istediği
gözlenmiştir. Doğal olarak yetiştiği alanların ortalama sıcaklığı
nadiren sıfırın altına düşer ve yıllık yağış miktarı 600-2000 mm’nin
arasında değişmektedir.
Akdeniz defnesi çoğunlukla ağaçcık, bazen de 10 m’ye kadar
boylanabilen yuvarlak tepeli, sık dallı bir ağaçtır. Gövdenin koyu gri,
siyaha yakın düzgün kabuğu vardır. Kök ve kütük sürgünü verme
kabiliyeti yüksektir. Taze sürgünler yeşil, sonraları kırmızı siyah ve
tüysüzdür. Yapraklar dar eliptik bir yapıdadır, her iki uca doğru
sivrilmektedir. Boyları 5-10 cm arasında değişmektedir. Kenarları
hafif dalgalıdır. Üst yüzü parlak koyu yeşildir. Kısa ve kalın bir sapı
vardır. Taze yapraklar ince, açık yeşil damarlı, kırmızıya çalan sarı
renkte, daha sonra açık yeşil olup, aromatik kokusu azdır.
Çiçekler yaprakların koltuğunda yan durumlu ufak demetler
halinde bulunur. Çiçek çevresi yeşilimsi renkte, dört parçalıdır. Erkek
çiçeklerin çoğunda 10-12 tane etamin bulunur. Dişi çiçeklerde
körelmiş dört etamin (staminoid) görülür. Ovaryum kısa saplı, tek
gözlü ve bir tohum tomurcukludur.
Bir tespih tanesi büyüklüğünde ve yumurta biçiminde olan
üzümsü meyve önceleri yeşil, olgunlaşınca koyu siyah renktedir.
Uzunluğu en fazla 2 cm’ye ulaşır. Meyveler yapraklardan daha çok
yağ ihtiva eder. Meyveler eylül sonu ve ekim ayı içerisinde olgunlaşır
ve parlak mavimtrak siyah bir renk alır.
1
Defne uluslararası gıda ticaretinde yapraklarının kullanımıyla
yer almaktadır. Birçok Akdeniz ülkesinde kültür yoluyla
yetiştirilmesine rağmen üretiminin büyük çoğunluğu doğal olarak
bulunan defneliklerden sağlanmaktadır. Başlıca üretici ülkeler
Türkiye, Yunanistan, Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yugoslavya ve
Fas’tır.
Dünya pazarının en önemli bölümünü Türkiye elinde tutmakta
olup, gerek kalite, gerek fiyat ve gerekse miktar olarak pazarda en
yüksek yere sahip bulunmaktadır.
Dünyanın başlıca tüketici ülkeleri gereksinimlerinin % 95’ini
Türkiye’den karşılamaktadırlar. Türkiye’nin yıllık ihracatı 2000 ton
civarında olup niteliğine göre farklı fiyatlarla satılmakta olan herb
yaprağın yanı sıra distile yaprak eterik yağı ve meyve ekspres yağı da
cazip fiyatlarla pazarda alıcı bulmaktadır. Defne yaprağının ihraç
edildiği ülkeler arasında, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya,
Polonya, Japonya, İngiltere, Hollanda, Fransa, Macaristan, Kanada,
Bulgaristan, Belçika, Lüksemburg, İsviçre, İsveç ve Çek ve Slovakya
Cumhuriyetleri bulunmaktadır.
Defne alanlarının daralması, ürün kalitesinin düşmesi ve
miktarının azalmasında, hastalık ve zararlı faktörlerinin rolü
bilinmemektedir. Bu çalışmada, bölgemizde bulunan defne hastalık ve
zararlıları ile bunların yayılış alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Çalışmanın sonucunda elde edilen bilgiler ışığında etkin zararlı
türlerin biyolojilerinin belirlenmesi ve mücadele yöntemleri hakkında
daha ayrıntılı çalışmalar yapılabilecektir.
2
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Defne ile ilgili yapılan çalışmalar genellikle yayılış alanları,
kullanım alanları, içeriğindeki uçucu yağlar ve bunların tıpta ve
kozmetik sanayinde kullanımları ve ekonomisiyle ilgilidir. Defne
hastalık ve zararlıları ve bunlarla mücadele yöntemleri ile ilgili sınırlı
sayıda yayın bulunmaktadır.
Kılıç (2000), Lauracea familyasının önemli türlerinden biri
olan Laurus nobilis L.’nin Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü
ülkelerde (Yunanistan, İspanya, İtalya, Yugoslavya, Arnavutluk ve
Türkiye), kültüre alınarak yetiştirildiği, Rusya’nın Karadeniz kıyıları
ve Hindistan’da yayılış gösterdiğini bildirmektedir.
Davis (1982)’e göre, ülkemizde defne bitkisinin bulunduğu
yerler şu şekildedir: Balıkesir, Bandırma, Erdek, Bursa, Armutlu,
Kapıca, İstanbul, Zonguldak, Kastamonu, Sinop, Samsun, Trabzon,
Rize, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Korkuteli’ne kadar, Alanya,
Mersin ve Kahramanmaraş.
Defne bitkisi, gerek gıda endüstrisinde gerekse kozmetik
sanayinde sabun yapımında kullanılan endüstriyel bir bitkidir. Ayrıca,
antioksidan özelliği ile son yıllarda tıp alanındaki çalışmalarda dikkat
çeken bir bitki olmuştur. Buna paralel olarak, halk arasında da ağrı,
sızı ve romatizmal hastalıklar için kullanılmaktadır (Kılıç, 2000).
Cildi tahriş edici etkisi olduğu bilinen defne yağı, 1926 ile
1962 yılları arasında kumaş ve derilerin cilalanmasında kullanılmıştır
(Roth et, al., 1994).
Ceylan (1999)’a göre defne bitkisinin diğer bir kullanım alanı
da dekoratif özelliği ile park ve bahçelerde süs ve çit materyali
olaraktır. Akdeniz defnesi kuvvetli yapısı, sık dokusu ve herdem yeşil
bir bitki olması nedeniyle rüzgar kesici ve yol kenarlarında
dikilebilecek bir türdür. Dış mekanlarda kullanılabileceği gibi kaplara
dikilerek iç mekanda da kullanılabilir.
Defne ülkemiz için ekonomik öneme sahip bir odun dışı orman
ürünüdür. Başer (2000) Türkiye’nin son on yılda 64 ülkeye yapılan
odun dışı orman ürünleri ihracatı ile toplam 49 milyon dolar gelir elde
ettiğini bildirmektedir. 2000 yılında çam fıstığı (16 milyon) ve kekik
(15 milyon)’in ardından 7,5 milyon dolar ile defne yaprağı odun dışı
3
orman ürünleri arasında üçüncü sırayı almıştır. Yapılacak planlı
üretim programları ile defne yaprağının gelecekte de önemli gelirler
getirebilecek potansiyele sahip olduğu görünmektedir (DİE, 2001).
Defnenin hastalık ve zararlıları ile bunlarla mücadele
konularında da çalışmalar mevcuttur.
Klimaszewski ve Lodos (1979) tarafından, Heterotrioza
alacris (Flor)’in defnelerde (Laurus nobilis) zarar yaptığı
bildirilmiştir.
Surrey’de, 1994 yılında Aonidia lauri (Hom., Coccoidae,
Diaspididae)’nin defnelerin yaprak ve gövdesinde zararlı olduğu tespit
edilmiştir. Bu, İngiltere’de bu böcek için ilk tespittir (Malumphy,
1997).
İtalya’nın Floransa bölgesinde, arazide yapılan çalışmalarla
Aonidia lauri’nin hayat döngüsü tespit edilmiştir. Bu çalışmanın
sonuçlarına göre ilki 5 ay (nisan-eylül), ikincisi ise 7 ay süren, yılda 2
generasyonu olan bir böcektir. Çalışmada, Aonidia lauri’nin kontrolü
için bazı kimyasallar (Abamectin, Lufenuron, Methomyla vs.)
kullanılmış ve % 83 başarı elde edilmiştir. Yazara göre, bu
insektisitler, umumi park ve bahçelerde risksiz bir şekilde
kullanılabilir (Landi et, al., 1994).
Arnavutluk’un farklı bölgelerinde sürdürülen çalışmaların
sonuçları, Trioza alacris’in (Lauritroza alacris), defnede (Laurus
nobilis) en fazla tahribata neden olan böcek olduğunu belirtmektedir.
Kimyasal mücadelesinde, en iyi sonuçlar % 0,15 Nuvacron
(monosrotophos) ve % 0,2 Thiodan (endosulfan) ile elde edilmiştir
(Lacej, 1994).
Otiorhynchus ovalipennis, İsrail’de 1983’ün baharında, defne
(Laurus nobilis) zararlısı olarak tespit edilmiştir. Ancak, bu böceğin
zararları Fraxinus syriaca, Rhaphiolepis umbellata’da da görülmüştür.
O. ovalipennis’in, nisan ortalarından mayıs sonuna kadar, geceleri
beslenip, gündüzleri toprak veya konukçu bitkide saklandığı ve hayat
döngüsünün yaklaşık 18 ay sürdüğü tespit edilmiştir. Laboratuvarda
ergin böceklerin, bir çok ağaç ve ağaççıkların yaprakları ile
beslendiği, ama başta iğne yapraklılar olmak üzere, bir çok bitkinin
yaprağını da besin kaynağı olarak kullanmayı reddettikleri
4
görülmüştür. O. ovalipennis’in tercih ettiği bazı bitkiler Accacia
saligna, Ficus nitida [F. benjamina], Populus nigra, Eucalyptus
camaldulensis (sadece genç yaprakları), Q calliprions’dur (Halperin,
1986)’dur
İtalya’nın değişik bölgelerinde bazı meyve ve süs bitkileri
(defne (Laurus nobilis) dahil) üzerinde zarar yapan Ceroplastes
japonicus Green (Hom., Coccidae)’nin yılda bir generasyonu olduğu
ve böceğin kışı, çiftleşmiş dişi olarak geçirdiği tespit edilmiştir
(Longo, 1985).
Dynaspidiotus britannicus (Newstead) (Hom., Diaspididae),
Tuscany, İtalya’da defne ve diğer bir çok bitkide, örneğin orman
ağacları, süs bitkileri, zeytin ve çit çalılarında zarar yaptığı tespit
edilmiştir. Laurus nobilis ve Danae racemosa üzerinde yapılan arazi
ve laboratuvar çalışmalarının sonuçları, bu böceğin kışı nimf
dönemindeyken geçirdiğini ve yılda iki jenerasyonu olduğunu
(yumurtlama zamanı: haziran-temmuz ve eylül-ekim) göstermiştir. Bu
böceğin bir kaç paraziti olduğu halde, parazitlerin etkinliği yüksek
olmadığından, iki yumurtlama dönemi süresince, bitkiye beyaz
mineral yağlarla ilaçlama yapılması tavsiye edilmiştir (Bene-G-del,
Del-Bene-G, 1984).
İngiltere’de, ilk kez 1964’te tespit edilen Pulvinaria regalis
Canard (Hom., Coccidae), defne (Laurus nobilis) başta olmak üzere,
bir çok bitki türünde (Aesculus hippocastenum, Ilex aquifolium,
Plantanus X hispaniscus, Tilia, Ulmus) zararlı olduğu bildirilmiştir.
Dişiler mayıs-haziran ayları arasında yumurtalarını mumsu bir
tabakanın altına, bitki kabukların arasında koyarlar. Bulaşıklık ağır
olduğu zamanlarda, bitkilerin gövdesi yaz ortasında kar fırtınasına
maruz kalmış gibi görünürler. Yumurtalar haziran-temmuz ayları
arasında açılır ve nimfler ilk önce yapraklarla ve daha sonraları gövde
ve kalın dallara da giderler. Yoğun bulaşıklık durumlarda, ağaçta
meydana gelen tahribat, gözle görünür biçimde değildir (Halstead,
1982).
Dekle (2001) tarafından dünyanın bir çok ülkesinde bulunan ve
çok geniş bir konukçu topluluğu olan Ceroplastes rubens Maskell
(Hom., Coccidae)’in, defne (Laurus nobilis)’de de zarar yaptığı ve bu
zararın ekonomik eşiğin üstünde olduğu bildirilmektedir.
5
Elma yaprakbükeni (Archips rosanus L.) (Lep., Tortricidae) ve
adi yaprakbükücüsü (Archips xylosteanus L.) (Lep., Tortricidae) ile
ilgili yapılan bir çalışmada, A. rosanus’un larvaları karakteristik
olarak birden fazla yaprağı ipeğimsi ağlarla birbirine bağlayıp buket
haline getirdikleri, tek yaprağı ise orta damar doğrultusunda puro gibi
uzunlamasına sardıkları gözlenmiştir. Bu türlerin polifag oldukları,
konukçu bitkilerin gözlerini, çiçeklerini veyapraklarını yiyerek,
meyvelerini kemirerek ürünün kaybına ve kalitesiz olmasına neden
oldukları ifade edilmiştir (Anonymous s).
6
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
Çalışmanın materyalini Balıkesir (Bandırma, Aşağıyapıcı
köyü), İzmir (Karaburun, Ambarseki köyü) ve Muğla (Marmaris,
Bayır köyü ve Günnücek dinlenme alanı) ile defne alanlarının
bulunduğu yörelerden alınan zarar görmüş defne gövde, dal sürgün
veyaprakları; bu alanlarda kurulan çeşitli tuzaklardan elde edilen
böcekler, bitki parçalarıyla getirilen hastalık etmenleri ve iklim
verileri oluşturmuştur.
3.2. Metot
3.2.1. Arazi çalışmaları
3.2.1.1. Örnekleme alanlarının belirlenmesi
Batı Anadolu Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir ili
Bandırma ilçesine bağlı Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili
Karaburun ilçesi Ambarseki köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris
ilçesi Bayır köyü ve merkezde Günnücek dinlenme alanı olmak üzere
toplam dört örnekleme alanı belirlenmiştir. Örnekleme alanlarıyla
ilgili bazı kriterler Çizelge 1’de verilmiştir. Ayrıca defne programı
dahilinde gidilen defne alanlarından da örneklemeler yapılmıştır.
Çizelge 1. Örnekleme alanlarına ait bazı özellikler
Table 1. Some characteristics of sampling areas
Örnekleme
alanları
1. Ambarseki
Karaburun, İzmir
2. Kapıdağ
Yarımadası,
Bandırma,
Balıkesir
3. Günnücek,
Marmaris, Muğla
4. Bayır,
Marmaris, Muğla
Coğrafik
Rakım
Toprak Tipi1
Koordinatlar
38o36’N,
550 m Kırmızı Kahverengi
o
26 30’E
Akdeniz Toprakları
40o24’N,
40 m
Kireçsiz Kahverengi
27o54’ E
Orman Toprakları
36o51’N,
28o16’E
36o42’N,
28o12’E
10 m
150 m
1
Kırmızı Kahverengi
Akdeniz Toprakları
Kırmızı Akdeniz
Toprakları
Ortalama
Yağış2
859 mm
705 mm
1185
mm
1293
mm
Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarından alınmıştır.
Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğünden sağlanan veriler son 20
yılın ortalama değerleridir.
2
7
3.2.1.2. Örnekleme yöntemleri
Defnelerde zarar meydana getiren biyotik faktörlerin
belirlenmesi amacıyla, bu faktörlerin etkin olduğu ilkbahar veyaz
mevsimlerinde daha sık olmak üzere (mart ayının başlangıcından eylül
ayının sonuna dek 15 günde bir ve ekim ve kasım aylarında ayda bir
kez) örnekleme alanlarına gidilmiştir. Örnekleme alanlarında
belirlenen defne ocaklarında zararlı ve hastalıklarla ilgili gözlemler
yapılmıştır. Bu gözlemlerde zararlıların biyolojik dönemleri, zarar
şekilleri ve zarar yoğunlukları ile hastalık etmenlerinin semptomları
veyaygınlıkları kaydedilmiştir.
3.2.1.2.1. Zararlılar ile ilgili örnekleme yöntemleri
Böceklerin ve diğer hayvansal zararlıların belirlenmesinde
hareketli veya sabit oluşlarına göre farklı toplama yöntemleri ve
araçları kullanılmıştır.
Sabit yaşayanlar için kullanılan yöntemler:
• Yaprakta: Örnekleme alanlarında belirlenen defne
ocaklarında sabit yaşayışlı zararlılar, bulundukları
yapraklarla
birlikte
alınarak
plastik
kaplara
konulmuştur. Alındığı yerin bilgilerini taşıyan
etiketleriyle işaretlenen plastik kaplar laboratuvar
çalışmaları için enstitünün entomoloji laboratuvarına
getirilmiştir.
• Sürgün ve ince dallar: Aynı şekilde, belirlenen
ağaçların sürgün ve ince dallarının incelenmesi
sonucunda, zarara maruz kalanlar etiketli naylon
poşetlere konularak laboratuvara getirilmiştir.
• Gövde ve kalın dallar: Bu parçalar üzerinde, zararlı
böceğin giriş deliği veya zararın etkisine
rastlandığında, kabuk soyularak durum incelenmiştir.
Alınan örnekler etiketli poşetler içerisinde laboratuvara
getirilmiştir.
Hareketli zararlılar için kullanılan yöntemler:
• Aspiratör: Örnekleme alanında bulunan defne
ocaklarında yapraklarda ve gövdeler üzerinde bulunan
böcekler aspiratör yoluyla toplanmıştır.
8
•
Tuzaklar: Örnekleme alanındaki genel faunistik yapıyı
belirleyebilmek amacıyla böcekleri cezbeden çeşitli
tuzaklar kullanılmıştır. Bu tuzaklar: sarı renk plakalar
üzerine yapışkan madde sürülerek oluşturulan renk
tuzakları; toz şeker, şarap, glassiyel asetik asit ve su
içeren besin tuzaklar ile etilen glikol ve bira ihtiva eden
çukur tuzaklardır. Çalışmanın ilk aşamasında bu üç
tuzak tipi tüm örnekleme alanlarında kullanılmıştır
(Şekil 1).
a
Çukur Tuzak
a
Çukur Tuzak
b
Besin Tuzağı
Renkli Yapışkan Tuzak
c
d
Şekil 1. Çalışmada kullanılan tuzak tipleri a, b) çukur tuzak; c) besin
tuzağı; d) renk tuzağı
Figure 1. Trap types used in the project a, b) hole trap; c) nourishment
trap; d) colour trap
9
3.2.1.2.2. Hastalıklar ile ilgili örnekleme yöntemleri
Çalışma Batı Anadolu Bölgesinde belirlenen örnekleme
alanlarında 110 ağaç üzerinde 2004-2005 yılları arasında
yürütülmüştür (Çizelge 1). Bu alanlarda örneklemeye giren ağaç
sayıları alanın büyüklüğüne göre değişmiştir. Bir hektardan küçük
alanda 20 ağaç, 1-3 ha alanda 30 ve 3 ha’dan büyük alanda ise 40
ağaçtan örnek alınmıştır. Güdümlü örneklemenin yapıldığı arazi
çalışmalarında hastalık belirtisi gösteren bitki kısımları (gövde, sürgün
veyapraklar) buz kutuları içerisinde laboratuvara getirilmiş ve 24 saat
içerisinde izolasyon çalışmaları tamamlanmıştır.
3.2.2. Laboratuvar çalışmaları
3.2.2.1. Zararlılar ile ilgili laboratuvar çalışmaları
Araziden getirilen örnekler, öncelikle takım ve familyalarına
göre ayrılmıştır. Bu böcekler iğnelenip alındıkları yerin bilgilerini
taşıyan etiketlerle saklama kaplarına veya koleksiyon kutularına
konulmuştur.
Laboratuvara ergin öncesi dönemde getirilen örnekler,
alındıkları yerin koşullarına sahip ortamlarda gözlenmeye devam
edilmiştir. Bu çalışmalar sırasında gerekli kayıtlar tutularak, her
böceğin laboratuvar koşullarında biyolojik döngülerine ait bilgiler
elde edilmiştir.
3.2.2.2. Hastalıklar ile ilgili laboratuvar çalışmaları
3.2.2.2.1. İzolasyon çalışmaları
Hastalıklı örnekler öncelikle akan çeşme suyunda yıkanmış,
ardından hastalıklı ve sağlıklı dokuyu kapsayacak şekilde küçük doku
kesitleri (5-10 mm) alınarak bunların yüzeysel dezenfeksiyonu (% 4
w/v) sodyum hipoklorit ve (% 70 v/v) alkol içerisinde yapılmıştır.
Daha sonra 9 cm çapında, içerisinde streptomisin bulunan patates
dekstroz agar (PDA), yulaf agar (YA), malt extract agar (MEA), mısır
unu agar (MUA) ve su agar (SA) ortamlarına bu örneklerin ekimi
yapılmış ve 24±2oC’de petriler 15-20 gün süreyle inkubasyona
bırakılmıştır (Collado et al., 1996). Bu süre sonunda petrilerdeki
gelişmeler dikkate alınarak, örneklerin saflaştırılması gerçekleştirilmiş
ve elde edilen izolatlar morfolojik olarak gruplandırılıp bunların
10
içerisinden bir izolat morfolojik tip olarak kültür stoklarına
eklenmiştir.
3.2.2.2.2. Patojenisite testleri
• Yarı in vivo testler
Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü deneme
bahçelerinde bulunan sağlıklı defne ağaçlarından yaprak ve sürgünler
alınmış bunlar önce (% 4 w/v) sodyum hipokloritte ve daha sonra da
(% 70 v/v) alkolde tutularak dezenfekte edilmiştir. Bu işlemin
ardından içerisinde steril kağıt bulunan petrilere yine steril olan lamlar
yerleştirilmiş ve bu petrilerdeki kağıtlar nemli periyodu sağlamak
açısından steril suyla ıslatılmıştır. Daha sonra da petrideki lamlar
üzerine defne yaprak ve sürgünleri yerleştirilmiş ve bunlar daha önce
morfolojik tip olarak seçilen izolatların iki haftalık kültürlerinin 5 mm
çapındaki mantar diskleriyle beş noktaya inokule edilmiştir.
İnokulasyondan hemen sonra mantar diskleri üzerine 10 µl steril su
verilerek patojenik aktivite için optimum koşullar sağlanmaya
çalışılmıştır. Denemenin değerlendirilmesi üç hafta sonra yapılmıştır.
Değerlendirmede her izolatın mantar diskleri uzaklaştırıldıktan sonra
yaprak/sürgün üzerindeki infeksiyon alanında oluşturduğu renk
değişimleri kriter olarak alınmıştır. Denemeler her izolat için üç
petride ve ilgili yaprak/sürgünün beş noktasında yürütülmüştür.
• In vivo testler
Yarı in vivo koşullarda patojen oldukları düşünülen izolatlar
Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğünden sağlanan 1-2 yıllık bitkiler
üzerinde tekrar patojenik karakterleri açısından bir denemeye
alınmıştır. 25±1oC sıcaklık, % 55-60 orantılı nem ve 16 saat aydınlık
peryodun sağlandığı iklim odasında denemeler yürütülmüş ve
çalışmada iki haftalık fungal kültürlerin 5 mm çapındaki diskleri
bitkilerin yaprak ve sürgünleri üzerine yerleştirilmiştir. Nemli periyod
(% 90 orantılı nem) 72 saat süreyle plastik torbalar yardımıyla
sağlanmış, daha sonra bu torbalar çıkarılarak bitkiler % 55-60 orantılı
nemde gelişmeye bırakılmıştır. Dört tekerrürlü olarak kurulan
deneme, inokulasyondan bir ay sonra hastalıklı dokudan yapılan
reizolasyon çalışmalarıyla sonuçlandırılmıştır.
11
• Doğal koşullarda ağaçlara yapılan inokulasyon
In vivo testlerde patojen oldukları saptanan izolatlar Bornova
Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü bahçesinde bulunan 10-15 yıllık
defne ağaçlarında tekrar bir patojenisite testine alınmıştır. Tesadüf
blokları deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak kurulan
denemede bitkinin yaprak ve sürgünlerinde yüzeysel dezenfeksiyonun
ardından iğne yardımıyla yaralar açılmış ve patojenlerin iki haftalık
kültürlerinden alınan 5 mm’lik mantar diskleri bu yaralar üzerine
yerleştirilmiştir. Daha sonra inokule edilen bitki kısımları gerekli
nemin sağlanması açısından torbalanmış ve deneme altı hafta süreyle
izlemeye alınmıştır.
3.2.3. Tanılama çalışmaları
3.2.3.1. Zararlılar ile ilgili tanılama çalışmaları
Türlerin teşhisi yurt içinde ve yurt dışında ilgili uzmanlara
yaptırılmıştır. Lepidoptera takımına bağlı Tortricidae familyasına ait
bireylerin teşhisleri Dr. Mustafa Özdemir (Ankara Zirai Mücadele
Enstitüsü); Coleoptera takımına bağlı Curculionidae ve Tenebrionidae
familyalarına ait bireylerin teşhisleri Dr. Bekir Keskin (E.Ü. Fen
Fakültesi Biyoloji Bölümü); Orthoptera takımına ait bireylerin
teşhisleri Prof. Dr. Battal Çıplak (Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat
Fakültesi, Biyoloji Bölümü); Homoptera takımına bağlı Triozidae
familyasına ait bireylerin teşhisleri Prof. Dr. Daniel Burckhardt
(Naturhistorisches
Museum,
Basel,
İsviçre)
tarafından
gerçekleştirilmiştir.
3.2.3.2. Hastalıklar ile ilgili tanılama çalışmaları
Patojen izolatlar teşhis için yaygın olarak kullanılan PDA, YA,
MEA, MUA ve SA ortamlarına aktarılmıştır. Bu izolatların bir
bölümünün teşhisi çeşitli mikolojik kitaplardan yararlanarak (De
Hoog and Guarro, 1995; Domsch and Gams, 1980; Ellis, 1993;
Gilman, 1959; Sinclair et al., 1987; Sutton, 1980), bir bölümü ise
sayın Prof. Dr. Gülay TURHAN ve The Centraalbureau voor
Schimmelcultures (CBS) tarafından yapılmıştır. Adı geçen izolatlar
Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü kültür stoklarına
eklendiği gibi, bir bölümü de dünyada tespit edilen ilk izolat olmaları
nedeniyle sonraki çalışmalarda kullanılmak üzere CBS, Utrecht,
Hollanda kültür stoklarına eklenmiştir (Phomopsis sp. A = CBS
12
119630, Hendersonula sp. = CBS 119631, Phomopsis sp. B, = CBS
119632, Paraconiothyrium sp. = CBS 119633, Phomopsis sp. C, =
CBS 119634, Botryosphaeria sarmentorum aff. = CBS 119635,
Phoma sp. = CBS 119636).
13
4. BULGULAR
4.1. Arazi Çalışmaları
Çalışmanın arazi aşaması 2004 – 2005 yıllarında Balıkesir,
İzmir ve Muğla’da gerçekleştirilmiştir.
4.1.1. Örnekleme alanları ve genel özellikleri
4.1.1.1. Balıkesir
Kuzey Ege’yi temsilen Balıkesir ili, Bandırma ilçesi,
Aşağıyapıcı köyünde iki adet örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme
alanlarının koordinatları 40o 24 kuzey, 27o 54 doğu’dur.
Örnekleme alanlarında bulunan defne ocakları genellikle tarla
ve bahçe sınırlarını belirlemek için kullanılmaktadır (Şekil 2).
Şekil 2. Aşağıyapıcı köyü
Figure 2. Aşağıyapıcı village
Orman İşletme Müdürlüğünün belirlediği periyotlarda bu
defneler kesilerek satılmakta ve köylüye ek gelir sağlamaktadır.
Örneklemelerin gerçekleştirildiği ilk yıl (2004) ağustos ayının ilk
14
yarısında defnede kesim işleri gerçekleştirilmiştir. Dört yıldır
kesimine izin verilmeyen defnelerin kesim yapılan tarihe kadar olan
sürede oldukça iyi boylandıkları, kuvvetli ocaklar oluşturdukları ve
sağlıklı göründükleri tespit edilmiştir.
Defnelerin sınır oluşturduğu bahçelerde genellikle zeytincilik
yapılmaktadır. Prunus armeniaca, Ficus carica, Prunus domestica ve
Pistacia vera alanda bulunan ve sıkça rastlanan meyve ağaçlarını
oluştururken, sulu tarım yapılan alanlarda da Lycopersicum
esculentum, Capsicum annuum, Cucurbita pepo gibi kültürler
bulunmaktadır. Sınırlarda ise defnelerin yanı sıra Hedera helix ve
Rubus fruticosus da tespit edilmiştir.
Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve
gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için
farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak renk tuzaklarından
istenilen verim elde edilememiş, besin tuzaklarının haftada iki kez
kontrol edilmesi gerektiğinden ve içeriğinin çabuk buharlaşmasından
dolayı çalışmanın ikinci yılında bu uygulamalardan vazgeçilmiştir.
Çukur tuzaklardan elde edilen genel faunistik veriler takım ve familya
bazında Çizelge 2’deki gibidir.
15
Çizelge 2. Bandırma Aşağıyapıcı köyünde kurulan çukur tuzaklardan
elde edilen faunistik veriler
Table 2. Faunistic data from hole traps in Aşağıyapıcı village
Takım
Orthoptera
Familya
Takım
Familya
Tettigonidae
Diptera
Tephritidae
Gryllidae
Empididae
Dermaptera
Forficulidae
Lyriomizidae
Dictyoptera
Ectobiidae
Calliphoridae
Blatellidae
Muscidae
Blattidae
Scathophagidae
Homoptera
Triozidae
Drosphilidae
Cicadellidae
Coleoptera Cleridae
Membracidae
Ptinidae
Aphididae
Silvanidae
Cicadidae
Elateridae
Heteroptera
Phytocoreidae
Cerambycidae
Lygaeidae
Carabidae
Neuroptera
Myrmeleonidae
Staphilinidae
Chrysopidae
Lucanidae
Lepidoptera
Tortricidae
Histeridae
Noctuidae
Dermestidae
Geometridae
Anobiidae
Nymphalidae
Curculionidae
ve bazı
Nitidulidae
Microlepidopteralar
Cucujidae
Hymenoptera Ichneumonidae
Scolytidae
Formicidae
Coccinellidae
Leucospidae
Chrysomelidae
Megachilidae
4.1.1.2. İzmir
Orta Ege’yi temsilen İzmir ili, Karaburun ilçesi, Ambarseki
köyünde iki adet örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme alanlarının
koordinatları 38° 36 kuzey, 26° 30 doğu’dur.
16
Örnekleme alanlarında bulunan defne ocakları maki alanları
içinde yer almaktadır (Şekil 3). Ocakların aşırı faydalanmadan dolayı
oldukça bodur kaldıkları gözlemlenmiştir. Dere yatağı ya da daha
korunaklı alanlarda daha boylu bireylere rastlanmıştır.
Örnekleme alanlarında defne ile birlikte bulunan diğer flora
elemanları şöyledir: Cistus sp., Quercus coccifera, Arbutus
andrachne, Phylleria latifolia, Inula viscosa, Turgenia sp., Picnomo
acarna, Trifolium stellatum, Origanum onites, Sarcopoterium
spinosum, Centaurea urvillei, Juniperus sp., Calicotome villosa.
Şekil 3. Ambarseki köyü
Figure 3. Ambarseki village
Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve
gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için
farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak Balıkesir’de de
bahsedildiği gibi besin ve renk tuzaklarının çeşitli olumsuzluklarından
dolayı ikinci yıl sadece çukur tuzaklardan faydalanılmıştır. Bu
tuzaklardan elde edilen genel faunistik veriler takım ve familya
bazında şöyledir (Çizelge 3):
17
Çizelge 3. Karaburun Ambarseki köyünde kurulan çukur tuzaklardan
elde edilen faunistik veriler
Table 3. Faunistic data from hole traps in Ambarseki village
Takım
Orthoptera
Dermaptera
Dictyoptera
Homoptera
Heteroptera
Lepidoptera
Hymenoptera
Familya
Takım
Tettigonidae
Diptera
Gryllidae
Acrididae
Forficulidae
Ectobiidae
Blatellidae
Blattidae
Triozidae
Cicadellidae
Coleoptera
Aphididae
Membracidae
Phytocoreidae
Lygaeidae
Reduviidae
Scutellidae
Tortricidae
Noctuidae
Geometridae
Nymphalidae
Satyridae
ve bazı
Microlepidopteralar
Ichneumonidae
Formicidae
Familya
Tephritidae
Empididae
Lyriomizidae
Calliphoridae
Muscidae
Scathophagidae
Drosphilidae
Sciomyzidae
Ptinidae
Silvanidae
Elateridae
Cerambycidae
Carabidae
Staphilinidae
Histeridae
Dermestidae
Anobiidae
Curculionidae
Nitidulidae
Cucujidae
Scolytidae
Chrysomelidae
Oedemeridae
Scarabaeidae
Tenebrionidae
Cleridae
Meloidae
4.1.1.3. Muğla
Güney Ege’yi temsilen Muğla ili, Marmaris ilçesi merkezde
Günnücek dinlenme alanında bir adet ve Bayır köyünde iki adet olmak
üzere toplam üç örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme alanlarının
18
koordinatları Günnücek 36o 51 kuzey, 28o 16 doğu; Bayır 36o 42
kuzey, 28o 12 doğu’dur.
köy halkının geçim kaynağı defne, kekik, adaçayı üretimi ve
arıcılıktır.
Bayır köyünde belirlenen örnekleme alanlarında bulunan defne
ocakları kızılçam (Pinus brutia) meşcerelerinin içinde yer almaktadır
(Şekil 4).
Şekil 4. Bayır köyü
Figure 4. Bayır village
Bu alanlarda defnenin haricinde bulunan flora elemanları
şöyledir: Quercus coccifera, Cistus creticus; Asparagus acutifolius,
Asphodelus aestivus, Anthyllis tetraphylla, Avena barbator, Capparis
ovota, Centaurea solstitialis, Cirsium acarna, Echinops viscosus,
Lavatera cretica, Micromeria juliana, Smilax aspera, trifolium
rubens, Poa bulbosa, Phlomis frusticosa, Avena sterilis. Bu alanlarda
bulunan defneler ocaklar şeklindedir ve Orman İşletme Müdürlüğünün
belirlediği periyotlarda bu defneler kesilerek satılmakta ve köylüye ek
gelir sağlamaktadır. Örneklemelerin gerçekleştiği ilk yıl defne
kesimine izin verilmeyen üçüncü yıl olmasına rağmen defnelerin çok
gürbüz ve boylu olmadıkları gözlenmiştir. Günnücek’te ise sığla ve
kızılçamlarla birlikte bulunan defne, Bayır köyündeki defne
19
ocaklarından çok daha farklı olarak ağaç formuna girmiş bireylerle
temsil edilmektedir.
Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve
gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için
farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak Balıkesir ve İzmir’de
sözü edilen nedenlerden dolayı sadece çukur tuzaklar kullanılmıştır.
Elde edilen genel faunistik veriler ise aşağıdaki gibidir (Çizelge 4):
20
Çizelge 4. Marmaris Bayır köyünde kurulan çukur tuzaklardan elde
edilen faunistik veriler
Table 4. Faunistic data from hole traps in Bayır village
Takım
Orthoptera
Familya
Tettigonidae
Gryllidae
Forficulidae
Ectobiidae
Blatellidae
Blattidae
Takım
Diptera
Familya
Tephritidae
Lyriomizidae
Dermaptera
Calliphoridae
Dictyoptera
Muscidae
Scathophagidae
Drosphilidae
Isoptera
Cecidomyidae
Homoptera
Cercopidae
Coleoptera Cleridae
Triozidae
Silvanidae
Cicadellidae
Elateridae
Aphididae
Cerambycidae
Membracidae
Carabidae
Heteroptera
Lygaeidae
Melonidae
Miridae
Bruchidae
Neuroptera
Myrmeleonidae
Staphilinidae
Lepidoptera
Tortricidae
Dermestidae
Noctuidae
Nitidulidae
Geometridae
Cucujidae
Nymphalidae
Scolytidae
ve bazı
Chrysomelidae
Microlepidopteralar
Anobiidae
Hymenoptera Ichneumonidae
Scarabaeidae
Formicidae
Tenebrionidae
Sphecidae
Oedemeridae
Vespidae
Coccinellidae
4.1.2. Örnekleme alanlarında tespit edilen zararlılar
4.1.2.1. Cacoecimorpha pronubana (Hübner) (Lepidoptera,
Tortricidae)
Tanımı: Ergin erkeklerde kanat açıklığı 15-17 mm, dişilerde
ise 18-22 mm’dir. Ön kanatlar kavuniçi-kahverengidir (Anonymous g)
21
ve kırmızımsı kahverengi ya da koyu renkli farklı lekeler mevcuttur
(Şekil 5b), bu lekeler dişilerde koyu kahverengi ağ görünümündedir.
Arka kanatlar ise kavuniçi renklidir (Anonymous c).
Yumurtaları açık yeşil ve ovaldir. Yumurta kümelerinin üstü
bir tür mukoza ile örtülüdür ve yumurtalar birbirlerinin üzerine
gelecek şekilde bırakılır.
Larvaları 15-20 mm uzunluktadır. Renkleri beslendikleri
konukçuya bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle sarımsı yeşil
renktedir (Şekil 5a). Baş kahverengi, sarı-kahvrengidir (Anonymous
c).
Pupa 9-12 mm uzunlukta koyu kahverengi-siyah renktedir. Sık
bir ipek ağın içinde bulunur.
Yayılışı: Kuzey Amerika, Güney Afrika, Avrupa, Küçük
Asya, ve Kuzey Afrika’dır. İtalya, Malta, İspanya, Fransa ve İsrail’de
yaygın olarak bulunurken İngiltere (Anonymous n), Galler,
Yunanistan, İsviçre, Polonya, Fas, Cezayir ve Sicilya’da lokal olarak
bulunur (Anonymous c).
Konukçuları: Larvalar polifagtır. Konukçuları arasında
ahududu (Rubus), elma (Malus), kiraz, erik, şeftali (Prunus),
turunçgiller, kuş üzümü ve bektaşi üzümü gibi meyve ağaçları ve
ağaççıklar, patates, domates, bezelye (Lathyrus), fasulye (Vicia),
havuç ve lahana gibi sebzeler bulunur. Ayrıca Acacia, Acer,
Coronilla, Chrysanthemum, Cupressocyparis leylandii, Cytisus,
Dianthus, Euphorbia, Fuchsia, Jasminum, Ilex aquifolium, Laurus
nobilis, Ligustrum vulgare, Mahonia aquifolium, Pelargonium,
Petunia, Rhododendron, Rosa ve Syringa vulgaris gibi süs bitkilerinde
de bulunur. Bunun yanısıra İngiltere’de Fragaria’da, İsrail’de
avokadoda ve Kuzey Tunus ve Kuzey Cezayir’de zeytinlerde
zararlıdır. Ayrıca Arbutus, Euonymus japonicus, Robinia, Hedera
helix ve Hippophae rhamnoides’in de konukçuları arasında yer
almaktadır.
22
a
b
Şekil 5. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın a) larvası,
b) ergini
Figure 5. a) Larvae, b) adult of Cacoecimorpha pronubana (Hübner)
Biyolojisi ve zarar şekli: C. pronubana farklı bölgelerde
farklı sayıda generasyon verir. Örneğin Güney Avrupa’da yılda dört
generasyon verirken bu sayı Kuzey Afrika’da altıya kadar yükselir.
Kışı larva halinde geçirir. Ergin olmadan yedi gömlek değiştiren
larvalar ipek bir ağ örerek içine yerleşirler veyaprakların üst
23
epidermisini yemeye başlarlar (Şekil 6). Larvalar üçüncü dönemden
itibaren oburca beslenerek yaprakların tamamını ve çiçek sürgünlerini
de tüketirler. Son beslendikleri yerde pupa olurlar. Ergin çıkışından
kısa bir süre sonra çiftleşme gerçekleşir ve yumurtlama birkaç gün
sonra gerçekleşir. Her dişi ergin, içinde 10-200 yumurta bulunan en
fazla sekiz yumurta kümesi bırakır. Yumurta kümeleri genellikle
yaprak altlarına bırakılır. Yumurtadan çıkış süreleri 13 °C’de 24 gün,
21 °C’de 12 gündür. Karanfil üzerinde 23-25 °C ve % 65-75 orantılı
nemde inkubasyon süresi altı ila on gün sürerken, aynı koşullarda
larva gelişimi 8-22 gün ve pupa gelişimi 4-14 gün sürer.
Şekil 6. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın zarar şekli
Figure 6. Damage of Cacoecimorpha pronubana (Hübner)
•
•
•
•
•
Doğal düşmanları:
Trichogramma evanescens (Westwood) (Hym.,
Trichogrammatidae)
Elachertus artaeus (Walker) (Hym., Eulophidae)
Colpoclypeus florus (Walker) (Hym., Eulophidae)
Itoplectis maculator (Fabricius) (Hym., Ichneumonidae)
Macrocentrus rossemi Hasselbarth and Van Achterberg
(Hym., Braconidae)
24
•
•
•
•
•
•
Actia pilipennis (Fallén) (Dipt., Tachinidae)
Nemorilla maculosa (Meigen) (Dipt., Tachinidae)
Nemorilla floralis (Dipt., Tachinidae) (Anonymous i)
Pseudoperichaeta nigrolineata (Walker) (Dipt., Tachinidae)
(Anonymous i, Anonymous c)
Pseudoperichaeta palesoidea (Robineau-Desvoidy) (Dipt.,
Tachinidae)
Bessa parallela (Dipt., Tachinidae) (Anonymous i)
Çalışma süresince elde edilen doğal düşman faunasından
Diptera takımına bağlı Tachinidae familyasına ait bireyler elde edilmiş
ancak teşhis sonuçları henüz ulaşmamıştır.
Örnekleme alanlarındaki durum:
Balıkesir: 2004 yılında Bandırma’da özellikle birinci
örnekleme alanı olarak belirlenen bölgede mayıs ayının sonundan
itibaren bu türün larvalarına rastlanmaya başlamıştır. Taze yaprakları
birleştirerek kendine bir barınak yapan larvanın, bu yaprakları
damarları dahil bir şey kalmayıncaya kadar tükettiği belirlenmiştir.
Haziran ayı ve temmuz başına kadar yapılan arazi gözlemlerinde
larvaların bulunduğu tespit edilmiştir. Temmuz ve ağustos aylarında
rastlanmayan larvalara ancak eylül ayı başlarında tekrar rastlanmıştır.
Birleştirilmiş yapraklardan alınan örnekler laboratuvara getirilerek
gözlem kavanozlarına alınmıştır. Beslenmeleri için defne fidanlarının
üzerine bırakılan larvaların biyolojileri incelemeye alınmıştır. Ancak
larvalar bir süre beslenmelerine karşın sadece bir ergin elde
edilebilmiştir.
2005 yılında haziran ayının ortasından itibaren ağustos ayının
başlarına kadar olan sürede yapılan arazi çalışmalarında bu zararlının
larvalarına rastlanmıştır. Laboratuvara getirilen örnekler içerisinden
haziran ortasında alınan larva, yaklaşık bir aylık bir süreden sonra
temmuz ayının ortasında ergin hale gelmiştir. Temmuz ayı ortasında
alınan örneklerden ise yaklaşık 20 gün sonra ergin bireyler elde
edilmiştir.
Örnekleme alanlarının arasında bu zararlının bulunması
açısından farklılık tespit edilmiştir. Zeytin bahçelerinin arasında, daha
yüksek boylu ağaçların arasında bulunan ve daha boylu olan
25
defnelerin olduğu ikinci alanda bu zararlıya hemen hemen hiç
rastlanmamıştır. Buna karşılık yine zeytin bahçelerinin arasında
bulunan ancak çok daha seyrek bir örtünün bulunduğu ikinci
örnekleme alanında zararlı oldukça yoğun olarak bulunmuştur.
İzmir: Karaburun’da belirlenen örnekleme alanlarında bu
zararlıya rastlanmamıştır. Ancak enstitümüzde devam eden defne
programı dahilinde gerçekleştirilen diğer defne çalışma alanlarından
elde edilen örneklerde ve Enstitü fidanlığında yetiştirilen defnelerde
bu zararlıya rastlanmıştır. Haziran ayının ortasında getirilen örnekten
yaklaşık 20 gün sonra ergin birey elde edilmiştir. Ergin, çıkışından altı
gün sonra ölmüştür.
Muğla: Muğla’daki örnekleme alanlarında bu zararlıya
rastlanmamıştır.
4.1.2.2. Archips rosanus (Linnaeus) (Lepidoptera,
Tortricidae)
Tanımı: Ergin erkeklerde kanat açıklığı 15-18 mm’dir. Ön
kanatlar açık kahverengidir. Üzerinde koyu kahverengi ya da
(genellikle) açık kırmızımsı lekeler bulunur (Şekil 7b). Arka kanatlar
gridir. Ergin dişilerde ise kanat açıklığı 15-24 mm’dir. Ön kanatlar
kahverengimsidir ve lekeler zayıf olmakla birlikte koyu kahverengidir.
Arka kanatlar gridir ve apikal alanda hafif kavuniçi-sarı renkli
saçaklar bulunur (Anonymous d; Özay, 1997).
Yumurta 0,9×0,7 mm büyüklükte, oval ve grimsi yeşil
renktedir.
Larva 22 mm uzunlukta, açıktan koyuya değişen yeşil
renktedir (Şekil 7a). Baş ise siyaha yakın bir renkte (Toros, 1992),
küçük ve dardır (Anonymous d).
Pupa 11-14 mm uzunluktadır ve kahverengidir.
İki eşey de kanatların desenleri ve renklenmeleri açısından
farklılık gösterirler (Anonymous d, Anonymous f).
Yayılışı: Genel yayılış alanı İskandinavya ve Trans
Kafkasya dahil olmak üzere Avrupa, Küçük Asya ve Kuzey
Amerika’nın sahil şerididir (Anonymous d). Türkiye’de Akdeniz, Ege,
Marmara, Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde bulunmaktadır
(Özay, 1997 Aksu, 1963 ve Sekendiz, 1974’e atfen).
26
b
a
Şekil 7. Archips rosanus (Linnaeus)’un a) larvası, b) ergini (Anonymous j)
Figure 7. a) Larvae, b) adult of Archips rosanus (Linnaeus) (Anonymous j)
Konukçuları: Polifag larva elma, armut ve erik gibi birçok
ağaç ve ağaççıkta bulunur. 93 bitki türünde zarar yaptığı
belirtilmektedir (Özay, 1997 Balachowsky 1966’ya atfen). Ribes
nigrum, Humulus sp., Rubus idaeus, Crataegus, Ligustrum (A.B.D.)
ve Abies’in yanı sıra Acer, Alnus, Betula, Cistus, Corylus, Cydonia,
Fraxinus, Hippophae, Laurus, Lonicera, Medicago, Morus, Myrtus,
Plantanus, Populus, Prunus, Quercus, Rhododendron, Rosa, Salix,
Syringa, Tamarix, Tilia, Ulmus, Urtica, Vaccinium ve Viburnum da
konukçuları arasında yer alırlar (Anonymous d). Türkiye’de 19
familyaya ait 42 bitki türünde zarar yaptığı belirlenmiştir (Özay, 1997;
Selek, 1998).
Biyolojisi ve zarar şekli: Yılda genellikle bir generasyon
verirler (Anonymous s; Anonymous m; Anonymous j; Önder, 1993 ) .
Dişiler yumurtalarını yaz aylarında konukçu bitkilerin kabuklarına
bırakırlar. Yumurtalar ertesi yıl bölgelere göre değişmek üzere şubat
ayının sonundan itibaren açılmaya başlarlar. Gelişmelerini dört
gömlek değiştirerek tamamlayan larvalar beslenme amacıyla
kıvırdıkları yapraklar arasında mayıs ayında pupa olmaya başlarlar
(Anonymous s). Karakteristik olarak birden fazla yaprağı ipeğimsi
ağlarla birbirine bağlayıp buket haline getiren larvalar tek yaprakta
beslendiklerinde ise yaprağı orta damar doğrultusunda puro gibi
uzunlamasına sararlar (Anonymous s; Anonymous k). Erginler mayıs
27
ayından itibaren çıkmaya başlarlar ve temmuzun ortalarına kadar ergin
uçuşları devam eder. Ergin çıkışından 3-4 gün sonra dişi bireyler
yumurtalarını 2-100 yumurta içeren paketler halinde bırakırlar.
Larvalar konukçu bitkilerin gözlerini, çiçeklerini,
yapraklarını yiyerek ve meyveleri kemirerek ürünün kalitatif ve
kantitatif olarak zarar görmesine yol açarlar (Anonymous h;
Anonymous s; Anonymous m; Anonymous j; Anonymous a; Önder,
1993; Anonymous d).
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Doğal düşmanları:
Trichogramma cacoeciae (=embryophagum) Marchal (Hym.,
Trichogrammatidae) (Anonymous d; Anonymous s)
T. dendrolimi (Hym., Trichogrammatidae) (Anonymous s)
Goniozus sp. (Hym., Bethylidae) (Anonymous s)
Habrobracon variegator Spinola (Hym., Braconidae)
(Anonymous s)
Apanteles sp. (Hym., Braconidae) (Anonymous s)
Cyclogastrella deplanata Nees (Hym., Braconidae)
(Anonymous d)
Monodontomerus aereus Walker (Hym., Braconidae)
(Anonymous d)
Brachymeria pseudorugosa Masi (Hym., Braconidae)
(Anonymous d)
Meteorus ictericus Nees (Hym., Braconidae) (Anonymous d)
Dibrachys cavus (Walk.) (Hym., Pteromalidae) (Anonymous
s)
Habrochytus chrysos (Walk) (Hym., Pteromalidae)
(Anonymous s)
H. semotus (Walk.) (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s)
Mesopolobus sp. (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s)
Colpoclypeus florus (Walker) (Hym., Eulophidae)
(Anonymous d)
Eulopus larvarum (L.) (Hym., Eulophidae) (Anonymous s)
Tetrastichus galactopas (Ratz.) (Hym., Eulophidae)
(Anonymous s)
28
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Pedichius bruchisida Rond (Hym., Eulophidae) (Anonymous
s)
Eupelmus urozonus Dalman (Hym., Nupelmidae) (Anonymous
s)
Monodentomerus aereus Wlk. (Hym., Torymidae)
(Anonymous s)
Rachymeria intermedia (Noes) (Hym., Chalcididae)
(Anonymous s)
Oedemopsis scabricula (Grav.) (Hym., Ichneumonidae)
(Anonymous d)
Itoplectis maculator F. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous
d)
Lissonota sp. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d)
Pimpla turionellae L. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d)
Trichomma sp. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous s)
Pseudoperichaeta nigrolineata (Walker) (Dipt., Tachinidae)
(Anonymous d)
Cadurcia casta Rond. (Dip., Tachinidae) (Anonymous s)
Örnekleme alanlarındaki durum:
Balıkesir: Balıkesir’deki örnekleme alanlarında bu zararlıya
rastlanmamıştır.
İzmir: Karaburun’da belirlenen örnekleme alanlarında bu
zararlıya rastlanmamıştır. Ancak enstitümüzde devam eden defne
programı dahilinde gerçekleştirilen diğer defne çalışma alanlarından
elde edilen örneklerde bu zararlıya rastlanmıştır. Özellikle bahçe
kenarlarında kurulu ve sulak alanlara yakın bölgelerden elde edilen
birleştirilmiş yapraklar arasında bu zararlının larvaları tespit
edilmiştir. Laboratuvarda gözlem kaplarına alınan larvalardan
yaklaşık 20 gün sonra bu zararlının ergin bireyleri elde edilmiştir.
Muğla: Muğla’da belirlenen örnekleme alanlarında bu
zararlının zararına yönelik bir veri elde edilememiştir. Ancak
Marmaris ilçesi merkezde Günnücek dinlenme alanında fauna
belirlemeye yönelik olarak kurulan çukur tuzaklarda 2004 yılında
nisan ayının sonunda ergin bireyler elde edilmiştir.
29
4.1.2.3. Otiorhynchus spp. (Coleoptera, Curculionidae)
Otiorhynchus türleri polifag türleri kapsar. Larvaları toprak
içinde bitki kökleri ile beslenirken erginleri bitkilerin yaprak ve
sürgünlerinde beslenirler. Genellikle gece faaliyet gösteren erginlerin
beslenmesinden doğan zarar çok karakteristiktir. Lodos vd. (1978)
Ege ve Marmara Bölgelerinde toplam 33 türünü saptamışlardır.
Yapılan çalışma sonucunda defne alanlarında, morfolojik
olarak birbirine çok yakın türleri içeren bu grup içerisinde yer alan üç
tür belirlenmiştir. Bu türler Otiorhynchus ovalipennis Boheman in
Scönherr, Otiorhynchus scitus Gyllenhal in Schönherr ve
Otiorhynchus balcanicus Stierlin’dur. Ancak O. scitus ve O.
balcanicus sadece Bandırma’da 2004 yılının ağustos ayının ortasında,
çukur tuzaklardan ve birer birey olarak elde edilmiştir. Ayrıca bu iki
türün defnede zarar yaptıklarına dair herhangi bir bilgiye de
rastlanmamıştır. Bu nedenlerden dolayı sadece O. ovalipennis’e ait
bilgiler verilmiştir.
•
Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr
(Col., Curculionidae)
Tanımı: Protibianın apikali sadece içe doğru çıkıntılıdır, dış
kenarı düzdür. Profemur dişlidir. Elitra oval ve kubbelidir ve elitranın
dikişi ve birinci bölme araları apikalde çıkıntılı değildir. Femoral
dişlerden en az bir tanesi iri, funikulusun birinci segmenti ikinci
segmenti kadar veya daha kısadır. Funikulusun ilk segmenti ikinci
segmentten daha uzundur veya eşit uzunluktadır. Metafemur dişlidir.
Profemoral diş normal büyüklüktedir, uzun olduğu durumda ise
apikali daima iki zirve ile sonlanır. Pronotum iri tüberküllüdür,
metafemoral diş profemoral dişten daha küçüktür (Keskin, 2005). O.
ovalipennis’in genel görünüşü Şekil 8’deki gibidir.
30
Şekil 8. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in ergini
Figure 8. Adult of Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr
Yayılışı: Keskin (2005) Lona (1936)’ya atfen bu türün
Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Ege Adaları ve Kafkasya’da yayılış
gösterdiğini bildirirken, Lodos vd. (1978) Türkiye’de İstanbul, Muğla
ve İzmir’de yayılışı olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Halperin (1986)
bu zararlının İsrail’de bulunduğunu belirtmiştir.
Konukçuları: L. vulgare, P. nigra, P. brutia, Cupressus
sempervirens J. oxycedrus, Arbutus unedo, A. andrachne, P.
domestica, P. cerasus, P. persica, P. amygdali, Q. coccifera, Rubus
sp., Eriobotrya japonica, Morus alba, O. europea ve Populus sp.
(Keskin, 2005).
Biyolojisi ve zarar şekli: Keskin (2005)’in çalışmasına göre
O. ovalipennnis özellikle ovalık alanda ilk çıkış zamanı nisan ayının
ilk haftasıdır. O. ovalipennis partenogenetik bir tür olarak ele
alınmaktadır. Sıcak olan yaz aylarında gece faaliyet gösteren bu tür
ilkbaharda ve daha serin yüksek bölgelerde gündüzleri de
beslenmektedirler. Zarar şekli Şekil 9’daki gibidir.
31
Şekil 9. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in zarar
şekli
Figure 9. Damage of Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr
Örnekleme alanlarındaki durum:
Balıkesir: Örneklemenin ilk yılı olan 2004 yılının mayıs
ayından itibaren yapılan gözlemlerde defne yapraklarında tipik
Otiorhynchus yenikleri tespit edilmiştir. Yapraklardaki bu belirtilerin
daha korunaklı ve gölgede kalan defne ocaklarında yoğunlaştığı
gözlenmiştir. Mayıs ayı sonundan itibaren gözlenen yeniklere rağmen
ergin bireyler ağustos ayının ikinci yarısından eylül ayının ortalarına
kadar daha yoğun olarak tespit edilmiştir. Aynı gözlem ve tespitler
ikinci yıl için de geçerli olmuştur.
İzmir: Karaburun’da gerçekleştirilen arazi çalışmalarında da
Bandırma’dan elde edilen bulgulara paralel bulgular elde edilmiştir.
Her iki örnekleme yılında da mayıs ayından itibaren yapraklarda
yenikler gözlenmiş ve mayıs ayı sonundan itibaren gerek bitki
üzerinden gerekse çukur tuzaklardan ergin bireyler elde edilmiştir.
Zarar görmüş defnelerin daha çok korunaklı, nispeten gölge ve taşlık
alanlarda yoğunlaştığı belirlenmiştir.
32
Muğla: Bayır köyü ve Günnücek dinlenme alanında çok az
miktarda Otiorhynchus zararı tespit edilmiş ancak ergin birey elde
edilememiştir.
4.1.2.4. Trioza alacris Flor (Homoptera, Triozidae)
Tanımı: Erginler ince ve uzun vücutludur (Şekil 10a). Vücut
açık sarı, krem-beyaz renklidir. Baş yeşilimsi krem, bileşik gözler
siyah, nokta gözler kırmızıdır. Antenler açık sarı veya krem renkli
olup son iki segment koyu kahverengidir. Abdomen açık renkli olup
yer yer siyahımsı lekelere sahiptir. Genital organlar koyu renklidir
(Önuçar, 1983).
Nimflerinin vücudu ise beyaz mumsu bir tabakayla kaplıdır
(Şekil 10b).
a
b
Şekil 10. Trioza alacris Flor’in a) ergini, b) nimfi
Figure 10. a) Adult, b) nymph of Trioza alacris Flor
Yayılışı: Önuçar (1983)’a göre Akdeniz’e özgü bir tür olan
T. alacris Avrupa ülkeleri (Hollis and Martin, 1997) (Fransa, İspanya,
Portekiz, Almanya, Macaristan, İtalya, Avusturya, Çekoslovakya,
Finlandiya, Hollanda, Polonya, İngiltere, İsveç), Türkiye, Kafkasya ve
Cezayir’de yaygın olarak bulunmaktadır.
Konukçuları: Esas olarak Laurus nobilis L.’de (Hollis and
Martin, 1997) bulunan bu türün diğer konukçuları L. canariensis, L.
campora, Prunus laurocerasus ve Laurocerasus officinalis Roem.’dir
(Önuçar, 1983).
33
Biyolojisi ve zarar şekli: Anonymous r’ye göre erginler
nisan – mayıs aylarında çıkarlar ve beslenmeye başlarlar. Beslenme
sonucunda yapraklar alt tarafa doğru kıvrılmaya başlar. Mayıs ayında
ergin dişiler yumurtalarını bu kıvrılmış yaprakların alt yüzeyine
bırakırlar (Anonymous p).
Genç nimfler açık gri renkli, yassı ve kanatsızdır. Vücutları
beyaz, yumuşak bir madde ile örtülüdür. Erginler gibi nimflerin de
beslenmesi sonucunda yapraklarda kıvrılmalar yani galler (Önuçar,
1983) meydana gelir. Bu galler önce sarımsı renkte iken (Anonymous
e, Anonymous o) daha sonraları kahverengine döner ve zaman
içerisinde tamamen kurur (Şekil 11). Zararın çoğu nimf döneminde
gerçekleşir. Bu zarar defnelerin hem gelişimini hem de görünüşünü
olumsuz yönde etkiler (Önuçar, 1983, Lacej, 1994).
Şekil 11. Trioza alacris Flor’in zarar şekli
Figure 11. Damage of Trioza alacris Flor
Mayıs ile eylül arasında iki ya da üç döl verirler. Kışı
korunaklı alanlarda ergin olarak geçirirler.
Örnekleme alanlarındaki durum:
Balıkesir: Bandırma’da bulunan örnekleme alanlarının her
ikisinde bulunan bu zararlının, daha çok güneş alan ve münferit olarak
dağılan defne ocaklarında daha fazla bulunduğu belirlenmiştir. Bu
türün, her iki örnekleme alanında ve her iki örnekleme yılında da arazi
çalışmalarının gerçekleştirildiği süreç içerisinde sürekli olarak nimf ve
erginlerine rastlanmıştır. Mayıs ayının başlarından itibaren
34
sürgünlerde veyapraklarda beslendikleri tespit edilen T. alacris
nimflerinin, daha çok beslenme sonucu oluşan gallerin içerisinde
bulundukları belirlenmiştir. Erginlerin ise bu gallerin dışında sürgün
veyapraklarda beslendikleri, beslenirken sağa sola sallandıkları ve
rahatsız edildiklerinde çok hızlı hareket ederek kaçtıkları gözlenmiştir.
Tüm yaz sezonu boyunca faaliyetlerini sürdüren ergin ve nimfler eylül
ayının başlarında yeni gelişen sürgünlere geçerek sürgünlerin kıvrılıp
kararmasına neden olmuşlardır. 2004 yılının kasım ayının ortalarında
yapılan arazi çalışmasında bol miktarda ergine rastlanmıştır.
İzmir: Karaburun’da bulunan örnekleme alanlarında 2004
ve 2005 yıllarının mayıs aylarının başlarından itibaren bu zararlının
ergin ve nimflerine tüm yaz sezonu boyunca rastlanmıştır. Sadece
ağustos ayının ortasında azalan yoğunluk ekim ayının sonuna kadar
varlığını sürdürmüştür. Bu zararlının, haziran ayının başlarında ve
eylül ayının sonlarına doğru oluşan yeni sürgünlerde yaptıkları
beslenme sonucu sürgünlerde özsu kaybına bağlı olarak gelişememe
ve kararmalar tespit edilmiştir.
Muğla: Bayır köyünde bulunan iki örnekleme alanındaki
triozid yoğunluğu Merkez’de bulunan Günnücek Dinlenme
Alanı’ndakinden daha az olarak tespit edilmiştir. Hem Bayır’da hem
de Merkez’de 2004 yılının nisan ayından itibaren hem ergin hem de
nimflere rastlanmıştır. Temmuz ayının sonlarından itibaren her iki
alanda da populasyon yoğunluğu azalırken eylül ayının ortasında
yapılan gözlemlerde ergin ve nimflere rastlanmamıştır. Mayıs ayından
itibaren taze sürgün veyapraklarda nimflerin beslenmeleri sonucu
galler ve kıvrılmalar oluşmaya başlamış, ağustos ayından itibaren
yapraklardaki bu galler kahverengi renk almış ve eylül ayının sonunda
tamamen kurumuşlardır. Bu seyir 2005 yılı için de geçerli olmuştur.
Günnücek Dinlenme Alanı’nda populasyon yoğunluğuna bağlı olarak
daha fazla zarar tespit edilmiştir.
4.1.2.5. Orthoptera
Örnekleme alanlarında gerek defneler üzerinden gerekse
çukur tuzaklardan Orthoptera takımına bağlı farklı familyalardan
bireyler elde edilmiştir. Elde edilen bireylerin teşhisleri sonucunda
otçul türlerin yanısıra, etçil ve çöpçü türlere de rastlanmıştır. Ancak
35
bazı çöpçü olarak nitelendirilen türlerin otçul olduklarına dair kanıtlar
da bulunmaktadır.
Orthoptera takımına ait otçul türler oburca ve zaman zaman
sürüler haline gelerek (Lodos, 1991) konukçu ayırt etmeden
beslenmeleri ile oldukça önemli sorunlara yol açabilirler. Daha önce
bahsi geçen Otiorhynchus türlerinin aksine çekirgelerin beslenme
izleri kendilerine has özellik göstermez. Bu yüzden yapraklar ve
sürgünler kenarlardan başlanmak üzere düzensiz bir biçimde kemirilir.
Daha ilerideki beslenmelerde yaprağın ayasının yanında damarlar da
tamamen tüketilir.
Örnekleme alanlarındaki durum:
Balıkesir: Bandırma’daki örnekleme alanlarının her ikisinde
de örnekleme süresi boyunca, gerek defne üzerinden gerekse çukur
tuzaklardan, aynı familyaya ait farklı özellikte çekirgeler elde
edilmiştir. Her iki yılda ve her iki alanda da tespit edilen çekirgelerin
bir kısmı etçil (Eupholidoptera smyrnensis (Brunner von Wattenwyl,
1882) (Orth., Tettigonidae)), bir kısmı ise otçul (Poecilimon sp.
(Orth., Tettigonidae)) olarak teşhis edilmişlerdir.
Örnekleme alanlarındaki çekirge populasyonları oldukça
düşük seviyede bulunmuştur. Bu yüzden de zarar önemsenecek
seviyede görülmemiştir.
İzmir: Karaburun’daki örnekleme alanlarında da benzer
durum gözlenmiştir. Defne üzerinden alınan ve çukur tuzaklara
yakalanan çekirgeler arasında otçul türler Platycleis (Incertana)
incerta (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae),
Acrometopa servillea (Brulle, 1832) (Orth., Tettigonidae) ve
Calliptamus cephalotes (Orth., Acrididae); etçil tür Eupholidoptera
smyrnensis (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae) ve
çöpçü tür Anadrymadusa ornattipennis (Ramme, 1926) (Orth.,
Tettigonidae) yer almıştır.
Örnekleme alanlarındaki çekirge populasyonları ve zararı
oldukça düşük seviyelerde tespit edilmiştir.
Muğla: Örneklemenin ilk yılı olan 2004 yılının nisan ayında
özellikle Bayır köyünde bulunan birinci örnekleme alanında çok
yoğun şekilde Eupholidoptera sp. (Orth., Tettigonidae) nimflerine
36
rastlanmış (Şekil 12) veyaprakların yoğun bir şekilde zarara uğradığı
tespit edilmiştir. Ancak daha sonra gerçekleştirilen arazi
çalışmalarında aynı populasyon ve zarar yoğunluğuna rastlanmamıştır.
Bu durum gözlem yapılan iki yılda ve her üç örnekleme alanında da
devam etmiştir.
Şekil 12. Eupholidoptera sp. ’nin yoğunluğu ve zarar şekli
Figure 12. Damage and population density of Eupholidoptera sp
Bu türden başka her üç örnekleme alanında defne üzerinden
ve çukur tuzaklardan elde edilen diğer bir otçul tür Poecilimon sp.
(Orth., Tettigonidae) olarak teşhis edilirken etçil türler olarak da
Bucephaloptera bucephala (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth.,
Tettigonidae) ve Eupholidoptera prasina (Brunner von Wattenwyl,
1882) (Orth., Tettigonidae) olarak belirlenmiştir.
Ayrıca tüm örnekleme alanlarında kurulan çukur tuzaklarda
çok sık ve bol miktarda olmak üzere Gryllomorpha dalmatina (Orth.,
Gryllidae) bireyleri elde edilmiştir. Chinery (1998), Peham (1993) ve
Demirsoy (1990) beslenme rejimine ilişkin bilgi vermemiş ancak
Lodos (1991) bu türün şimdilik ekonomik öneme sahip olmadığını
belirterek otçul bir rejime sahip olduğunu belirtmiştir. Bu türden
başka, daha seyrek olmak üzere Oecanthus sp. ve Arachnocephalus
sp. bireylerine de rastlanmış ancak bu türlerin de beslenme rejimlerine
ilişkin detaylı veriler elde edilememiştir.
37
4.1.3. Örnekleme alanlarında tespit edilen hastalıklar
Bandırma, Karaburun ve Marmaris’te yürütülen araştırmanın
sonuçları defnedeki geriye doğru ölüm belirtilerinin birinci derecede
sorumlusunun Phomopsis sp. B, C ve Botryosphaeria sarmentorum
sp. nov. olduğunu ortaya koymuştur. Bilindiği üzere bu grup üyesi
etmenler diğer orman bitkilerinde de benzer belirtilere neden
olabilmektedir (Alves et al., 2004; Kaneko and Kaneko, 2004;
Laundon, 1973; Luque et al., 2000; Phillips, 1998; Przybył, 2002;
Vujanovic et al., 2000). Araştırmada saptanan ve ikinci derecede
geriye doğru ölüm belirtilerinden sorumlu olan etmenler ise Phoma
sp., Phomopsis sp. A, Seimatosporium lichenicola (Corda) Shoemaker
& E. Müll., ve Hendersonula sp. olarak saptanmıştır. Yaprak leke
veyanıklıklarının ekonomik bir önemde bulunmadığı çalışmada bu
leke veyanıklıklardan sorumlu olan türlerin önem sırasına göre
Phomopsis sp. B, C, Colletotrichum gloeosporioides (Penz.) Penz. &
Sacc., Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium (Pers.)
Grove olduğu belirlenmiştir (Çizelge 5).
Çizelge 5’de yer alan etmenlerin tümünün teşhisi CBS’de
gerek konvansiyonel gerekse de moleküler tekniklerle teyid edilmiştir.
Ancak teşhis çalışmaları çoğu kez spesifik bir türe ulaşmak için yeterli
olmamıştır. Bu nedenle CBS adı geçen izolatların büyük
bölümününün bilim için yeni olabileceğini ve üzerinde ileri düzeyde
çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Sonuçta bu
araştırma kapsamında elde edilen ve ilk olduğu düşünülen bu
kültürlerin dünya araştırıcılarının kullanımına açılmış olması, projenin
dünya literatürüne bir katkısı olarak değerlendirilebilir.
38
Çizelge 5. Patojen izolatlar ve bunların Batı Anadolu Bölgesindeki
dağılımı
Table 5. Pathogen isolates and distributions in West Anatolia region
PatojenFunguslar
1.
2.
3.
4.
Lokasyon Lokasyon Lokasyon Lokasyon
+
+
+/+
+/+
+
+
Phomopsis sp. B
Botryosphaeria
sarmentorum
+/+/+
Seimatosporium
lichenicola
Phomopsis sp. C
+
+/+
+/Phoma sp.
+
+/+/+/+/+/+/+/Colletotrichum
gloeosporioides
Hendersonula sp.
+/+/+/+/Phomopsis sp. A
+/+/+/+/Paraconiothyrium sp.
+
+
Colletotrichum
dematium
+yoğun bulunuyor, +/- bulunuyor, - bulunmuyor
1. Lokasyon: Ambarseki, Karaburun, İzmir
2. Lokasyon: Kapıdağ Yarımadası, Bandırma, Balıkesir
3. Lokasyon: Günnücek, Marmaris, Muğla
4. Lokasyon: Bayır, Marmaris, Muğla
Etmenlerin büyük bölümü dört farklı lokasyonda da
saptanmasına rağmen Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum
dematium sadece üçüncü lokasyonda saptanmış diğer bölgelerde tespit
edilememiştir. Bunun yanında diğer bölgelerde yaygın olarak saptanan
Seimatosporium lichenicola ise sadece üçüncü lokasyonda
saptanamamıştır (Çizelge 5).
39
5. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
Balıkesir (Bandırma), İzmir (Karaburun) ve Muğla (Merkez ve
Bayır köyü)’da alınan örnekleme alanları yapısal olarak birbirine
benzer ve farklı özellikler göstermektedir. Örneğin Bandırma’da
bulunan örnekleme alanlarının her ikisi de Muğla Merkez’de bulunan
Günnücek Dinlenme Alanındaki örnekleme alanıyla taban arazi
olması bakımından benzerlik göstermektedir. Diğer taraftan Bayır
köyü’nde bulunan iki örnekleme alanı Karaburun’da bulunan
örnekleme alanlarıyla daha kurak ve sarp yapıları itibariyle benzerlik
göstermektedir.
Örnekleme alanlarının tamamında elde edilen zararlılar
Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus)
(Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col., Curculionidae),
Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı
bazı türler olarak saptanmıştır. Örnekleme alanlarının benzerlikleriyle
bu zararlıların bazılarının mevcudiyetleri arasında da paralellik olduğu
tespit edilmiştir.
Lepidoptera takımına bağlı Cacoecimorpha pronubana
(Hübner) (Lep., Tortricidae) sadece Bandırma’daki örnekleme
alanlarında belirlenmiş ve yoğunlukları iki örnekleme alanında
farklılık göstermiştir. Karaburun, Bayır ve Günnücek örnekleme
alanlarında bulunmayan bu zararlı, defne programı çerçevesinde
yürütülmekte olan diğer defne projeleri kapsamında Ege Ormancılık
Araştırma Enstitüsü serasında ve Urla Merkez’de kurulu örnekleme
alanlarından alınan örneklerde de saptanmıştır.
C. pronubana yaygın olduğu ülkelerde yılda dört, bazen altı
generasyon verebilmektedir. Çalışma alanında da mayıs ortalarından
temmuz ortalarına kadar ve eylül başından ekim ayının ortalarına
kadar larvaları görülmektedir. 24 °C’de 12 günde bir generasyonunu
tamamladığı düşünüldüğünde Marmara Bölgesi koşullarında da dört
generasyon verebileceğini söylemek mümkündür.
Bu zararlı yaygın olduğu ülkelerde Bulgular kısmında da
belirtildiği üzere geniş bir doğal düşman populasyonuna sahiptir. Bu
türlerin önemli bir bölümünü Diptera takımına ait Tachinidae
familyasına bağlı türler oluşturmaktadır. Çalışma sırasında teşhis
sonuçları henüz elde edilemeyen bazı tachinid türler saptanmıştır. Bu
40
durum ülkemizde de yararlı populasyonun etkili olabileceğini
düşündürmektedir.
Doğal düşman populasyonunun varlığına rağmen generasyon
sayısının fazla olduğu düşünülerek özellikle Balıkesir koşullarında
zararlıya yönelik gözlemlerin sürdürülmesinde yarar vardır.
Yine aynı familyaya bağlı Archips rosanus (Linnaeus) (Lep.,
Tortricidae)’a örnekleme alanlarının hiçbirinde aktif halde
rastlanmazken, Günnücek Dinlenme Alanında kurulu çukur tuzaklarda
az sayıda ergin bireylere rastlanmıştır. Ancak, C. pronubana’da
olduğu gibi enstitünün diğer bölümlerince İzmir’de yürütülmekte olan
proje deneme alanlarından da az sayıda ergin elde edilmiştir.
A. rosanus özellikle meyve ağaçlarında zararlı olan ve gerek
biyolojik gerekse kimyasal mücadelesi yapılan bir zararlıdır. Yılda tek
generasyon veren bu zararlının gelecekte oluşturabileceği ekonomik
zarar nedeniyle gözlem altında tutulmasında fayda vardır.
Coleoptera takımına bağlı Curculionidae familyasından olan
Otiorhynchus türleri ve zararı Bandırma ve Karaburun’da daha yoğun
olarak görülmüştür. Özellikle taşlık yani saklanma ihtimalleri daha
fazla olan yerlerde ve serin olan gölgelik defnelerde daha yoğun
olarak zarar yaptıkları tespit edilmiştir. Yapraklarda alan kaybına ve
kalite bozukluğuna sebep olsalar da çalışma alanlarında çok yoğun
zarara neden olmadıkları saptanmıştır. Bu nedenle çalışma alanlarında
bu zararlıya karşı özel bir önlem almaya gerek olmadığı
düşünülmektedir.
Tüm örnekleme alanlarında görülen Trioza alacris Flor
(Hom., Triozidae) diğer zararlılar arasında en yoğun olarak gözlenen
zararlıdır. Ancak bu zararlının özellikle daha taban arazide ve su
seviyesinin yüksek olduğu alanlardaki defnelerde çok daha yoğun
zarara neden olduğu gözlenmiştir. Örneğin Muğla Merkez’de bulunan
Günnücek Dinlenme Alanında bulunan örnekleme alanı ve
Bandırma’daki örnekleme alanları bu özelliktedir ve zarar yoğunluğu
yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte Günnücek ve Bandırma’daki
örnekleme alanlarına nazaran daha kurak ve sarp bir yapıya sahip olan
Karaburun’daki örnekleme alanlarındaki triozid yoğunluğu diğer
alanlara nazaran daha düşük bulunmuştur. Defne programı dahilinde
yürütülen diğer çalışmaların deneme ve örnekleme alanlarında da
benzer durumlar gözlenmiştir.
41
Deneme alanlarında en yüksek oranda görülen triozidlerin
sadece yapraklarda değil sürgün uçlarında da beslenerek bitkinin
gelişmesini olumsuz etkiledikleri ve uygun koşullarda partonogenetik
olarak hızla çoğalabilecekleri düşünüldüğünde, defnede belirlenen
diğer zararlılar arasında bu türün daha dikkatle izlenmesi gerektiği ve
ileride mücadeleye yönelik çalışmaları gerektirebileceği açıkça ortaya
çıkmaktadır.
Genel zararlılar sınıfında değerlendirilen ve polifag olan
çekirgeler ise en yoğun olarak Bayır köyü’nde, örneklemenin ilk
yılında, ilkbahar başlangıcında kısa bir dönem içerisinde görülmüştür.
Bu durum haricinde çekirgelere örneklemelerin devam ettiği dönem
içerisinde az miktarlarda rastlanmıştır. Kurulan çukur tuzaklara
yakalanan Orthoptera takımına bağlı türler bol miktarlarda görülmüş,
ancak bu türlerin beslenme rejimleri hakkındaki bilgiler tatmin edici
cevaplara ulaşmayı engellemiştir. Örneğin çöpçü olarak nitelendirilen
ancak bazı literatürde otçul olarak sınıflandırılan türler bulunmaktadır.
Bunun yanında çukur tuzaklarda her zaman ve bol miktarlarda
bulunan Gryllomorpha dalmatina türünün beslenme rejimiyle ilgili
net bir bilgiye de rastlanmamıştır.
Bu zararlıların dışında ağaç formunu almış olan defnelerin
alt dallarındaki yapraklarda kabuklu bitlere (Hom., Diaspididae)
rastlanmıştır. Yurt dışında yapılan çalışmalarda bu kabuklu bitlerin
Aulocaspis tubercularis
(Anonymous k) ve Aonidia lauri
(Anonymous b, Intini et al., 2000, Landi et al., 1994) olduğu ve bazı
durumlarda mücadeleye ihtiyaç duyulacak kadar yoğun olarak
bulunduğu belirtilmektedir. Ancak yapılan bu çalışmada örnekleme
alanlarında kabuklu bit yoğunluğu çok düşük seviyelerde tespit
edilmiştir.
Sonuç olarak entomolojik açıdan; C. pronubana yılda dört
generasyon verebilmesi, T. alacris ise tüm alanlarda yoğun olarak
bulunması sebebiyle gözlem altında tutulması ve gerektiğinde
üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılabilecek türler olarak saptanmıştır.
Örnekleme alanlarında hastalıklardan kaynaklanan verim
kayıpları en yoğun olarak Kapıdağ Yarımadası/Bandırma ve
Ambarseki/Karaburun’da gerçekleşmiştir. Bunun olası nedenlerinden
ilki (i) bu iki lokasyondaki bitkilerin genel olarak ağaç formunda
bulunması, bunun da hastalıkların yaşam çemberlerinde devamlılık
42
sağlayarak, inokulum potansiyellerini yıldan yıla artırmalarına olanak
sağlamasıdır. Bunun yanında (ii) bu iki alandaki bitkilerin doğal
açıklıklarda yayılış göstermesi onların ekolojik koşullardan
Marmaris’te bulunan diğer iki bölgeye göre daha çok etkilenmelerine
de neden olmaktadır. Üstelik bu etki, bu iki bölgenin yıllık yağış
miktarının düşük olması nedeniyle daha da artmaktadır. Bu da normal
koşullarda kendilerini patojenlere karşı korumakta yeterli olan
bitkilerin stres koşulları nedeniyle patojenlerine predispoze olmasına
neden olmaktadır (Snyder and Baker, 1970).
Diğer taraftan, Marmaris’deki örnekleme alanından ilki olan
Günnücek’te bitkiler ekolojik faktörlerin olumsuz etkisinden kısmen
dağın yamacında kalmaları ve diğer bitkilerle olan karışım halindeki
yayılışları nedeniyle daha az oranda etkilenmektedir. Marmaris’teki
ikinci lokasyon olan Bayır’da ise bitkiler tamamen kızılçam örtüsü
altında yayılış göstermektedir. Üstelik, bu bölgede, hasat döneminde
bitkilerin hemen hemen tüm topraküstü kısımlarının yok edilircesine
budanması hastalık etmenlerini ortamdan uzaklaştırdığı için patojen
inokulum potansiyelini de oldukça azaltmaktadır. Özetle, Marmaris’te
hasat alışkanlıkları ve bu coğrafyada bitkiler için olumsuz bir
ekolojinin bulunmaması, adı geçen bölgede hastalık etmenlerinin
yaygın ancak ekonomik bir zarardan uzak olmasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak fitopatolojik yönden ülkemizde defne üzerinde
yürütülen ilk çalışma olma niteliğindeki bu araştırmayla bitkideki
mevcut patojen toplulukları saptanmış ve bunlardan şu an için
problem olanları belirlenmiştir. Dünyada söz sahibi olduğumuz bu
bitki üzerinde önümüzdeki zaman diliminde fitopatolojik alanda
yürütülmesi gereken çalışma konuları arasında, geriye doğru ölüm
belirtilerinden sorumlu etmenlere öncelikli yer verilmesi gerektiği
kanısına varılmıştır. Bu alanda oluşturulacak savaşım stratejilerine acil
ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.
43
ÖZET
Önemli odun dışı ihraç ürünlerimizden olan defnenin hastalık
ve zararlılarının belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışma Batı Anadolu
Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı
Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili Karaburun ilçesi Ambarseki
köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris ilçesi Bayır köyü ve merkezde
Günnücek dinlenme alanında yürütülmüştür.
Örnekleme alanlarının tamamında defne ocaklarında
yapraklarda, sürgünlerde, dallarda ve gövdelerde zarar yapan türler
belirlenmiş ayrıca bitkinin üzerinden elde edilemeyen zararlılar için
çukur tuzaklar kullanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen zararlılar
Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus)
(Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col., Curculionidae),
Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı
bazı türler olarak saptanmıştır. Bu türler arasında en yaygın ve en
fazla zararı T. alacris oluştururken, C. pronubana yılda ortalama dört
generasyon vermesi ile özellikle Bandırma’da izlenmesi gereken bir
zararlı olarak tespit edilmiştir.
Defne hastalıkları ise yapraklarda, yıllık sürgünlerde ve
dallarda araştırılmıştır. Uç sürgünlerdeki taze hastalıklı nekrozlardan
veyaprak lekelerinden izole edilen funguslar tanılanmış ve bunlardan
bazılarının patojenisiteleri belirlenmiştir. Bu grubun en ön plana çıkan
üyeleri Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp.
C ve Phoma sp.’dir. Daha az oranda saptanan diğer türler ise
Seimatosporium lichenicola, Colletotrichum gloeosporioides,
Hendersonula sp., Phomopsis sp. A, Paraconiothyrium sp. ve
Colletotrichum dematium’dur. Defnede geriye doğru ölümlerden
sorumlu olan birinci gruptaki patojenler üzerinde ayrıntılı çalışmalar
yapılması ve savaşımına yönelik stratejilerin belirlenmesine ihtiyaç
olduğu kanısına varılmıştır.
44
SUMMARY
The aim of this study was to determine the diseases and pests
of Laurus nobilis (L.), which is one of the Turkey’s important nonwoody exported products. The researches have been applied in
Balıkesir- Aşağıyapıcı Village, İzmir- Ambarseki Village and MuğlaMarmaris (2 locations: Bayır Village and Günnücek Holiday Camp).
In all research sites, the pests on leaves, shoots, branches and
barks have been defined. In addition, hole traps were used. As the
result, Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus
(Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col.,
Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) and some
species related to Orthoptera were determined as pests of L. nobilis.
Among these pests, T. alacris was the most widespread, with the most
damage. In addition, since it has some to 4 generations annualy, C.
pronubana is advised to be pursued, especially in Bandırma.
Laurel diseases and their sources were investigated in leaves,
current-year twigs and branches. Fungi isolated from the apical parts
of shoots showing fresh necroses and leaf spots were identified and
the pathogenicity of some of them was determined. Some species
were isolated at all four sites; the most consistent members of this
group were Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum,
Phomopsis sp. C and Phoma sp. Other less frequently recovered
species
were
Seimatosporium
lichenicola,
Colletotrichum
gloeosporioides,
Hendersonula
sp.,
Phomopsis
sp.
A,
Paraconiothyrium sp. and Colletotrichum dematium. The isolation
frequencies of the dominant species, as well as other less frequent
species, were significantly dependent on the sampling site. The degree
of pathogenic infection and the diversity of fungal species were
significantly higher in the spring.
45
KAYNAKLAR DİZİNİ
Anonymous a http://findikci.net/rosanus.htm
Anonymous b
http://ip30.eti.uva.nl/bis/diaspididae.php?menuentry=soorten&
id=82
Anonymous c
http://ip30.eti.uva.nl/bis/tortricidae.php?menuentry=soorten&i
d=140
Anonymous d
http://ip30.eti.uva.nl/bis/tortricidae.php?selected=beschrijving
&menuentry=soorten&id=130
Anonymous e http://psyllids.org/psyllidsPests.htm
Anonymous f http://ukmoths.org.uk/show.php?bf=981
Anonymous g http://ukmoths.org.uk/show.php?bf=985
Anonymous h http://www.agf.gov.bc.ca/cropprot/tfipm/leafrollers.htm
Anonymous i http://www.bioimages.org.uk/HTML/T102219.HTM
Anonymous j
http://www.denizlitarim.gov.tr/modules.php?name=Content&p
a=showpage&pid=312
Anonymous k http://www.doacs.state.fl.us/pi/enpp/ento/aulacaspistubercularis.html
Anonymous l
http://www.ejpau.media.pl/volume6/issue2/horticulture/art07.html
Anonymous m http://www.entomology.umn.edu/cues/IPMtrees/H.htm
Anonymous n
http://www.eppo.org/QUARANTINE/insects/Cacoecimorpha_
pronubaNa/TORTPR_images.htm
Anonymous o http://www.giardinare.it/fitoi02.html
Anonymous p http://www.macdisk.com/galerie/trioza.en.php
Anonymous r http://www.rhs.org.uk/advice/profiles0500/sucker.asp
46
Anonymous s
http://www.tagem.gov.tr/yayinlar/kitap1/yaprakbuken.html
Alves, A., A. Correia, J. Luque, and A. J. L. Phillips, 2004.
Botryosphaeria corticola, sp. nov. on Quercus species, with
notes and description of Botryosphaeria stevensii and its
anamorph, Diplodia mutila. Mycologia 96: 598–613.
Başer, C., 2000. Sustainable wild harvesting of medicinal and
aromatic plants: an educational approach, Harvesting of nonwood forest products seminar proceedings. İzmir.
Bene-G-del, Del-Bene-G., 1984. Observations on the biology of
Dynaspidiotus
britannicus
(Newstead)
(Homoptera:
Diaspididae) and its natural enemies in Tuscany. Redia,
47:323-336.
Ceylan, G., 1999. Dış mekan süs bitkileri ve peyzajda kullanımları.
Flora Yayınları, İstanbul.
Chinery, M., 1998. Collins Guide to the Insects of Britain and
Western Europe. Harper Collins Publishers, London, 320 p.
Collado, J., G. Platas, and F. Peláez. 1996. Fungal endophytes in
leaves, twigs and bark of Quercus ilex from Central Spain.
Nova Hedwigia 63: 347-360.
Davis, P. H., 1982. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol.
7, pp. 534-535.
De Hoog, G. S., and J. Guarro, 1995. Atlas of clinical fungi. Baarn
and Delft, The Netherlands: Centraalbureau voor
Schimmelcultures. Reus, Spain: Universitat Rovira I Virgili.
Dekle, G. W., 2001. Red Wax Scale, Ceroplastes rubens Maskell
(Insecta: Homoptera: Coccidae). http://creatures.ifas.ufl.edu
Demirsoy, A., 1990. Yaşamın temel kuralları omurgasızlar, Böcekler
Entomoloji, 942 s.
DİE, 2001. Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara.
Domsch, K. H. and W. Gams, 1980. Compandium of soil fungi.
Academic Press, 859 p.
Ellis, M. B., 1993. Dematiaceous Hyphomycetes. Cab International,
608 p.
47
Gilman, J. C., 1959. A manual of soil fungi. The Iowa State
University Press, 450 p.
Halperin, J., 1986. Otiorhynchus- a genus of Coleoptera new to Israel.
Phytoparasitica 14(2): 147.
Halstead, AJ, 1982. Foodplants of Pulvinaria regalis Canard (Hem:
Coccidae) in England. Proceedings and Transactions of the
British Entomological and Natural History Society, 15: 1-2,
46.
Hollis, D. and J.H. Martin, 1997. Jumping plantlice (Hemiptera:
Psylloidea) attacking avocado pear trees, Persea americana, in
the New World, with a review of Lauraceae-feeding among
psylloids. Bulettin of Entomological Research 87: 471-480.
Intini, M., Panconesi, A., Parrini, C., 2000. Malattie dele alberature, in
ambiente urbano. Consiglio Nazionale dele Ricerche. ISBN
88-87585-06-7, Firenze, Italy.
Kaneko, R. and S. Kaneko, 2004. The effect of bagging branches on
levels of endophytic fungal infection in Japanese beech leaves.
Forest Pathology 34: 65-78.
Keskin, B., 2005. İzmir İlinde Bulunan Otiorhynchus Germar, 1822
(Coleoptera, Curculionidae) Cinsine Bağlı Türler Üzerinde
Sistematik Araştırmalar. E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji
Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Bornova,
İzmir, 209 s.
Kılıç, A., 2000, Defne (Laurus nobilis L.) uçucu yağında koku
kalitesini belirleyen bileşikler. Zonguldak Karaelmas
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği
Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Klimaszewski, S., M. ve Lodos, N, 1979. Further data about jumping
plant lice of Turkey (Homoptera, Psylloidae). Türkiye Bitki
Koruma Dergisi, 3:1, 3-16.
Lacej, F., 1994. The biology, spread and control of the laurel flea
(Trioza alacris). Bujqesia-Shqiptare, No. 2, 18-20.
Landi, S., Bene, G. del, Del, Bene G., 1994. Bio-ecolojical
observations on Aonidia lauri
(Bouche) (Homoptera,
Diaspididae). Redia 77(1): 33-45.
48
Laundon, G. F., 1973. Botryosphaeria obtusa, B. stevensii, and Otthia
spiraeae in New Zealand. Transactions of the British
Mycological Society 61: 369–374.
Lodos, N., 1991. Türkiye Entomolojisi (Genel Uygulamalı ve
Faunistik), Cilt I (III. Basım). Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayınları No: 282, Bornova-İzmir, 364 s.
Lodos, N., Önder, F., Pehlivan, E. ve R. Atalay, 1978. Ege ve
Marmara Bölgesinin Zararlı Böcek Faunasının Tespiti
Üzerinde
Çalışmalar
(Curculionidae,
Scarabaeidae
(Coleoptera);
Pentatomidae,
Lygaeidae,
Miridae
(Heteroptera)). T.C. Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,
Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü, Ankara.
Longo, S., 1985. Morphological and bio-ethological observations on
Ceroplastes japonicus Green (Homoptera: Coccidae) in Italy.
Atti XIV Congresso Nazionale Italiano di Rntomologia sotto
gli auspici dell’Accademia Nazionale Italiana di Entomologia,
della Societa Entomologica Italiana e della International Union
of Biological Sciences. Palermo – Erice – Bagheria, 28
maggio-1 giugno, 185-192.
Luque, J., J. Parladé, and J. Pera, 2000. Pathogenicity of fungi isolated
from Quercus suber in Catalonia (NE Spain). Forest
Pathology, 30: 247-263.
Malumphy, C., 1997. Laurel scale, Aonidia lauri (Bouche)
(Homoptera: Coccoidae, Diaspididae), a pest of bay laurel,
new to Britain. Entomologist’s – Gazete, 48:3, 195-198.
Önder, F., 1993. Entomoloji Ders Notları. E. Ü. Ziraat Fakültesi, Bitki
Koruma Bölümü, Ders Notları.
Önuçar, A., 1983. İzmir ve Çevresinde Bitkilerde Zararlı Psyllid
(Hom., Psyllinea) Türlerinin Tanınmaları, Konukçuları ve
Taksonomileri Üzerinde Araştırmalar. T.C. Tarım ve Orman
Bakanlığı, İzmir Bölge Zirai Mücadele Araş. Enst. Mdr.,
Araştırma Eserleri Serisi No: 44, Ankara, 122 s.
Özay, F.Ş., 1997. Marmara Bölgesinde Söğütlerde Zarar Yapan
Böcekler, Orman Bakanlığı, Kavak ve Hızlı Gelişen Tür
Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Teknik
49
Bülten No:183, O.B. Yayın No: 056, Müdürlük Yayın No:
218, İzmit.
Peham, H., 1993. Insekten, Die größte, schönste und geheimnisvollste
Tiergruppe.
Phillips, A. J. L., 1998. Botryosphaeria dothidea and other fungi
associated with excoriose and dieback of grapevines in
Portugal. Journal of Phytopathology 146: 327–332.
Przybył, K., 2002. Fungi associated with necrotic apical parts of
Fraxinus excelsior shoots. Forest Pathology, 32: 387-394.
Roth, L., Daunderer, M., Kormann, K., 1994. Giftpalnzen
planzengitye,
VOrkommen-Wirkung.
Therapies,
4.
Überarbeitete, Lensberg/Lech ecomed.
Selek, F., 1998. İzmit ve Adapazarı Yöresinde Kavaklarda Zarar
Yapan Lepidoptera Türleri, Orman Bakanlığı, Kavak ve Hızlı
Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü,
Çeşitli Yayınlar Serisi No:13, O.B. Yayın No: 059, Müdürlük
Yayın No: 220, İzmit.
Sinclair, W. A., H. H. Lyon and W. T. Johnson, 1987. Diseases of
Trees and Shrubs. Cornell University Pres, 575 p.
Snyder, W. C. and K. F. Baker, 1970. Ecology of Soil-Borne Plant
Pathogens. University of California Press, 571 p.
Sutton, B. C., 1980. The coelomycetes. Kew, UK: Commonwealth
Mycological Institute.
Toros, S., 1992, Park ve Süs Bitkileri Zararlıları, Ankara Üniversitesi,
Ziraat Fakültesi Yayınları: 1266, Ders Kitabı: 363, Ankara,
165 s.
Vujanovic, V., M. St-Arnaud and P. J. Neumann, 2000. Süsceptibility
of cones and seeds to fungal infection in a pine (Pinus spp.)
collection. Forest Pathology, 30: 305-320.
50

Benzer belgeler