Untitled
Transkript
Untitled
ISSN 1300-9508 Bakanlık Yayın No : 299 Müdürlük Yayın No : 45 Batı Anadolu Bölgesi’nde Defne (Laurus nobilis L.)’nin Fungal Hastalık Etmenleri ve Zararlı Böceklerinin Belirlenmesi Determination of Fungal Disease Agents and Harmful Insects of Laurus nobilis (L.)’in West Anatolian Region (ODC: 443-453) Dr. Peyman CAN Dr. Saide NAFİSİ BALAY Dr. İ. Meltem ÖZÇANKAYA Cemhan BUCAK Dr. Erhan GÖRE TEKNİK BÜLTEN NO: 34 T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI EGE ORMANCILIK ARAŞTIRMA MÜDÜRLÜĞÜ EGE FORESTRY RESEARCH INSTITUTE İZMİR - TÜRKİYE ÖZ 2003-2007 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışmayla, ülkemizin önemli bir odun dışı orman ürünü olan defne bitkisinin Ege Bölgesinde hastalık ve zararlıları tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, Batı Anadolu Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili Karaburun ilçesi Ambarseki köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris ilçesi Bayır köyü ve merkezde Günnücek dinlenme alanı örnekleme alanları olarak belirlenmiş olup, hastalıkların tespitinde uygun örnekleme yöntemleri, zararlıların tespitinde de yaprak, sürgün, dal ve gövdelerde zarar yapan türler belirlenmiştir. Ayrıca bitkinin üzerinden elde edilemeyen zararlılar için, çukur tuzaklardan yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen zararlılar Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr (Col., Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı bazı türler olarak saptanmıştır. Bu türler arasında en yaygın ve en fazla zararı T. alacris oluştururken, C. pronubana yılda ortalama dört generasyon vermesi ile özellikle Bandırma’da izlenmesi gereken bir zararlı olarak tespit edilmiştir. Defne hastalıkları tespitinde ise yaprak, yıllık sürgün ve dallarda taze hastalıklı nekrozlardan veyaprak lekelerinden izole edilen funguslar tanılanmış ve bunlardan bazılarının patojenisiteleri belirlenmiştir. Bu grubun en ön plana çıkan üyeleri Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp. C ve Phoma sp.’dir. Daha az oranda saptanan diğer türler ise Seimatosporium lichenicola, Colletotrichum gloeosporioides, Hendersonula sp., Phomopsis sp. A, Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium’dur. Defnede geriye doğru ölümlerden sorumlu olan birinci gruptaki patojenler üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılması ve savaşımına yönelik stratejilerin belirlenmesine ihtiyaç olduğu kanısına varılmıştır. Anahtar sözcükler: Defne (Laurus nobilis L.), hastalık, zararlı, Ege Bölgesi I ABSTRACT This project was constituted between 2003-2007 in three research sites each established in Balıkesir, İzmir and Muğla to determine the diseases and pests of Laurus nobilis (L.), one of the Turkey’s important non woody exported products. In all research sites, the pests on leaves, shoots, branches and barks have been defined. In addition, hole traps were used. As the result, Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr (Col., Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) and some species related to Orthoptera were determined as pests of L. nobilis. Among these pests, T. alacris was the most widespread, with the most damage. In addition, since it has some to four generations annualy, C. pronubana is advised to be pursued, especially in Bandırma. Laurel diseases and their sources were investigated in leaves, current-year twigs and branches. Fungi isolated from the apical parts of shoots showing fresh necroses and leaf spots were identified and the pathogenicity of some of them was determined. Some species were isolated at all four sites; the most consistent members of this group were Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp. C and Phoma sp.. Other less frequently recovered species were Seimatosporium lichenicola, Colletotrichum gloeosporioides, Hendersonula sp., Phomopsis sp. A, Paraconiothyrium sp. and Colletotrichum dematium. The isolation frequencies of the dominant species, as well as other less frequent species, were significantly dependent on the sampling site. The degree of pathogenic infection and the diversity of fungal species were significantly higher in the spring. Key words: Laurel bay (Laurus nobilis L.), diseases, pests, Aegean Region II ÖNSÖZ “Batı Anadolu Bölgesi’nde Defne (Laurus nobilis L.)’nin Fungal Hastalık Etmenleri ve Zararlı Böceklerinin Belirlenmesi” adıyla gerçekleşen bu araştırma, Ege İhracatçı Birlikleri’nden gelen talep doğrultusunda, Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsünün Koruma ve Çevre Bölümü ve Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü tarafından ortak bir proje olarak 2003 yılında başlanmış ve 2006 yılında tamamlanmıştır. Önemli bir odun dışı orman ürünü ve Türkiye’nin dünya piyasasında ihracatında %90 gibi yüksek bir paya sahip olduğumuz defne’nin hastalık ve zararlılarıyla ilgili öncü bir çalışma mahiyetinde olan bu projenin sonuçlarının, gelecekte bu bitki ile ilgili yapılacak çalışmalarda, yararlı bir kaynak olmasını temenni ediyoruz. Projenin arazi çalışmalarında, örnekleme alanlarının belirlenmesinde yardımlarını esirgemeyen Bandırma İşletme Müdürü Arif Sarı ve Aşağıyapıcı köyü Muhtarı Abdullah Şener’in şahsında yardımı dokunan herkese; Marmaris İşletme Müdürü Enver Demirci şahsında yardımı dokunan herkese; maddi katkılarını ve tecrübelerini esirgemeyen Avram Aji şahsında tüm Ege İhracatçı Birlikleri üyelerine ve çalışanlarına; Ege Ormancılık Araştırma Müdürü Ergün Avcıoğlu şahsında tüm personele ve Bornova Zirai Mücadele Enstitüsü Müdürü Mehmet Ali Güven şahsında tüm personele teşekkürlerimizi sunuyoruz. Dr. Peyman CAN Dr. Saide NAFİSİ BALAY Dr. İ. Meltem ÖZÇANKAYA Cemhan BUCAK Dr. Erhan GÖRE 27.10.2006 III İÇİNDEKİLER ÖZ .......................................................................................................... I ABSTRACT .........................................................................................II ÖNSÖZ ............................................................................................... III İÇİNDEKİLER ................................................................................... IV ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................ VI ÇİZELGELER DİZİNİ...................................................................... VII 1. GİRİŞ................................................................................................ 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ................................................................ 3 3. MATERYAL VE METOT ............................................................... 7 3.2. Metot ......................................................................................... 7 3.2.1. Arazi çalışmaları..................................................................... 7 3.2.1.1. Örnekleme alanlarının belirlenmesi .................................... 7 3.2.1.2. Örnekleme yöntemleri ......................................................... 8 3.2.1.2.1. Zararlılar ile ilgili örnekleme yöntemleri ......................... 8 3.2.1.2.2. Hastalıklar ile ilgili örnekleme yöntemleri ..................... 10 3.2.2. Laboratuvar çalışmaları ........................................................ 10 3.2.2.1. Zararlılar ile ilgili laboratuvar çalışmaları......................... 10 3.2.2.2. Hastalıklar ile ilgili laboratuvar çalışmaları ...................... 10 3.2.2.2.1. İzolasyon çalışmaları ...................................................... 10 3.2.2.2.2. Patojenisite testleri ......................................................... 11 3.2.3. Tanılama çalışmaları ............................................................ 12 3.2.3.1. Zararlılar ile ilgili tanılama çalışmaları ............................. 12 3.2.3.2. Hastalıklar ile ilgili tanılama çalışmaları........................... 12 4. BULGULAR .................................................................................. 14 4.1. Arazi Çalışmaları..................................................................... 14 4.1.1. Örnekleme alanları ve genel özellikleri................................ 14 4.1.1.1. Balıkesir............................................................................. 14 4.1.1.2. İzmir .................................................................................. 16 4.1.1.3. Muğla................................................................................. 18 4.1.2. Örnekleme alanlarında tespit edilen zararlılar...................... 21 4.1.2.1. Cacoecimorpha pronubana (Hübner) (Lepidoptera, Tortricidae) ..................................................................................... 21 4.1.2.2. Archips rosanus (Linnaeus) (Lepidoptera, Tortricidae) .... 26 4.1.2.3. Otiorhynchus spp. (Coleoptera, Curculionidae) ................ 30 4.1.2.4. Trioza alacris Flor (Homoptera, Triozidae) ...................... 33 IV 5. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER ......................................... 40 ÖZET .................................................................................................. 44 SUMMARY ....................................................................................... 45 KAYNAKLAR DİZİNİ ..................................................................... 46 V ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa No Şekil 1. Çalışmada kullanılan tuzak tipleri a, b) çukur tuzak; 9 c) besin tuzağı; d) renk tuzağı. Şekil 2. Aşağıyapıcı köyü. 14 Şekil 3. Ambarseki köyü 17 Şekil 4. Bayır köyü. 19 Şekil 5. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın a) larvası, 23 b) ergini. Şekil 6. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın zarar 24 şekli. Şekil 7. Archips rosanus (Linnaeus)’un a) larvası, b) ergini. 27 Şekil 8. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in 31 ergini. Şekil 9. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in 32 zarar şekli. Şekil 10. Trioza alacris Flor’in a) ergini, b) nimfi. 33 Şekil 11. Trioza alacris Flor’in zarar şekli. 34 Şekil 12. Eupholidoptera sp.’nin yoğunluğu ve zarar şekli. 37 VI ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa No Çizelge 1. Örnekleme alanlarına ait bazı özellikler 7 Çizelge 2. Bandırma Aşağıyapıcı köyünde kurulan çukur 16 tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Çizelge 3. Karaburun Ambarseki köyünde kurulan çukur 18 tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Çizelge 4. Marmaris Bayır köyünde kurulan çukur 21 tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Çizelge 5. Patojen izolatlar ve bunların Batı Anadolu Bölgesindeki dağılımı VII 39 1. GİRİŞ Defne (Laurus nobilis L.) kapalı tohumluların Polycarpicae takımının Lauraceae familiyasındandır. Yurdumuzda Hatay’dan başlayarak Kuzeydoğu Karadeniz’e kadar bütün kıyılarda diğer türler içerisinde küme ve gruplar halinde yayılış gösterir. Ayrıca, 700 m rakıma sahip sahil kesimlerimizde dar bir şerit içinde önemli miktarda yetişmektedir. Ancak, amenajman planlarında defne sahaları ayrı olarak ele alınmadığı için yayılış alanı hakkında net bir bilgi verilememektedir. Doğal yayılış alanında Akdeniz iklimi egemendir. Ilık veyağışlı kışlar ile sıcak yazları sevmektedir. Doğal yetişme alanlarında, yurdumuzda yer yer 600-800 m’ye kadar çıkar. Su kenarları, ıslak dere içleri ve rutubetli kaya gölgelerinde iyi yayılış ve karışımlar yapabilmektedir. Toprak bakımından seçici olmamakla birlikte, gevşek, derin, rutubetli ve serin topraklar istediği gözlenmiştir. Doğal olarak yetiştiği alanların ortalama sıcaklığı nadiren sıfırın altına düşer ve yıllık yağış miktarı 600-2000 mm’nin arasında değişmektedir. Akdeniz defnesi çoğunlukla ağaçcık, bazen de 10 m’ye kadar boylanabilen yuvarlak tepeli, sık dallı bir ağaçtır. Gövdenin koyu gri, siyaha yakın düzgün kabuğu vardır. Kök ve kütük sürgünü verme kabiliyeti yüksektir. Taze sürgünler yeşil, sonraları kırmızı siyah ve tüysüzdür. Yapraklar dar eliptik bir yapıdadır, her iki uca doğru sivrilmektedir. Boyları 5-10 cm arasında değişmektedir. Kenarları hafif dalgalıdır. Üst yüzü parlak koyu yeşildir. Kısa ve kalın bir sapı vardır. Taze yapraklar ince, açık yeşil damarlı, kırmızıya çalan sarı renkte, daha sonra açık yeşil olup, aromatik kokusu azdır. Çiçekler yaprakların koltuğunda yan durumlu ufak demetler halinde bulunur. Çiçek çevresi yeşilimsi renkte, dört parçalıdır. Erkek çiçeklerin çoğunda 10-12 tane etamin bulunur. Dişi çiçeklerde körelmiş dört etamin (staminoid) görülür. Ovaryum kısa saplı, tek gözlü ve bir tohum tomurcukludur. Bir tespih tanesi büyüklüğünde ve yumurta biçiminde olan üzümsü meyve önceleri yeşil, olgunlaşınca koyu siyah renktedir. Uzunluğu en fazla 2 cm’ye ulaşır. Meyveler yapraklardan daha çok yağ ihtiva eder. Meyveler eylül sonu ve ekim ayı içerisinde olgunlaşır ve parlak mavimtrak siyah bir renk alır. 1 Defne uluslararası gıda ticaretinde yapraklarının kullanımıyla yer almaktadır. Birçok Akdeniz ülkesinde kültür yoluyla yetiştirilmesine rağmen üretiminin büyük çoğunluğu doğal olarak bulunan defneliklerden sağlanmaktadır. Başlıca üretici ülkeler Türkiye, Yunanistan, Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yugoslavya ve Fas’tır. Dünya pazarının en önemli bölümünü Türkiye elinde tutmakta olup, gerek kalite, gerek fiyat ve gerekse miktar olarak pazarda en yüksek yere sahip bulunmaktadır. Dünyanın başlıca tüketici ülkeleri gereksinimlerinin % 95’ini Türkiye’den karşılamaktadırlar. Türkiye’nin yıllık ihracatı 2000 ton civarında olup niteliğine göre farklı fiyatlarla satılmakta olan herb yaprağın yanı sıra distile yaprak eterik yağı ve meyve ekspres yağı da cazip fiyatlarla pazarda alıcı bulmaktadır. Defne yaprağının ihraç edildiği ülkeler arasında, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Polonya, Japonya, İngiltere, Hollanda, Fransa, Macaristan, Kanada, Bulgaristan, Belçika, Lüksemburg, İsviçre, İsveç ve Çek ve Slovakya Cumhuriyetleri bulunmaktadır. Defne alanlarının daralması, ürün kalitesinin düşmesi ve miktarının azalmasında, hastalık ve zararlı faktörlerinin rolü bilinmemektedir. Bu çalışmada, bölgemizde bulunan defne hastalık ve zararlıları ile bunların yayılış alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın sonucunda elde edilen bilgiler ışığında etkin zararlı türlerin biyolojilerinin belirlenmesi ve mücadele yöntemleri hakkında daha ayrıntılı çalışmalar yapılabilecektir. 2 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Defne ile ilgili yapılan çalışmalar genellikle yayılış alanları, kullanım alanları, içeriğindeki uçucu yağlar ve bunların tıpta ve kozmetik sanayinde kullanımları ve ekonomisiyle ilgilidir. Defne hastalık ve zararlıları ve bunlarla mücadele yöntemleri ile ilgili sınırlı sayıda yayın bulunmaktadır. Kılıç (2000), Lauracea familyasının önemli türlerinden biri olan Laurus nobilis L.’nin Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü ülkelerde (Yunanistan, İspanya, İtalya, Yugoslavya, Arnavutluk ve Türkiye), kültüre alınarak yetiştirildiği, Rusya’nın Karadeniz kıyıları ve Hindistan’da yayılış gösterdiğini bildirmektedir. Davis (1982)’e göre, ülkemizde defne bitkisinin bulunduğu yerler şu şekildedir: Balıkesir, Bandırma, Erdek, Bursa, Armutlu, Kapıca, İstanbul, Zonguldak, Kastamonu, Sinop, Samsun, Trabzon, Rize, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Korkuteli’ne kadar, Alanya, Mersin ve Kahramanmaraş. Defne bitkisi, gerek gıda endüstrisinde gerekse kozmetik sanayinde sabun yapımında kullanılan endüstriyel bir bitkidir. Ayrıca, antioksidan özelliği ile son yıllarda tıp alanındaki çalışmalarda dikkat çeken bir bitki olmuştur. Buna paralel olarak, halk arasında da ağrı, sızı ve romatizmal hastalıklar için kullanılmaktadır (Kılıç, 2000). Cildi tahriş edici etkisi olduğu bilinen defne yağı, 1926 ile 1962 yılları arasında kumaş ve derilerin cilalanmasında kullanılmıştır (Roth et, al., 1994). Ceylan (1999)’a göre defne bitkisinin diğer bir kullanım alanı da dekoratif özelliği ile park ve bahçelerde süs ve çit materyali olaraktır. Akdeniz defnesi kuvvetli yapısı, sık dokusu ve herdem yeşil bir bitki olması nedeniyle rüzgar kesici ve yol kenarlarında dikilebilecek bir türdür. Dış mekanlarda kullanılabileceği gibi kaplara dikilerek iç mekanda da kullanılabilir. Defne ülkemiz için ekonomik öneme sahip bir odun dışı orman ürünüdür. Başer (2000) Türkiye’nin son on yılda 64 ülkeye yapılan odun dışı orman ürünleri ihracatı ile toplam 49 milyon dolar gelir elde ettiğini bildirmektedir. 2000 yılında çam fıstığı (16 milyon) ve kekik (15 milyon)’in ardından 7,5 milyon dolar ile defne yaprağı odun dışı 3 orman ürünleri arasında üçüncü sırayı almıştır. Yapılacak planlı üretim programları ile defne yaprağının gelecekte de önemli gelirler getirebilecek potansiyele sahip olduğu görünmektedir (DİE, 2001). Defnenin hastalık ve zararlıları ile bunlarla mücadele konularında da çalışmalar mevcuttur. Klimaszewski ve Lodos (1979) tarafından, Heterotrioza alacris (Flor)’in defnelerde (Laurus nobilis) zarar yaptığı bildirilmiştir. Surrey’de, 1994 yılında Aonidia lauri (Hom., Coccoidae, Diaspididae)’nin defnelerin yaprak ve gövdesinde zararlı olduğu tespit edilmiştir. Bu, İngiltere’de bu böcek için ilk tespittir (Malumphy, 1997). İtalya’nın Floransa bölgesinde, arazide yapılan çalışmalarla Aonidia lauri’nin hayat döngüsü tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre ilki 5 ay (nisan-eylül), ikincisi ise 7 ay süren, yılda 2 generasyonu olan bir böcektir. Çalışmada, Aonidia lauri’nin kontrolü için bazı kimyasallar (Abamectin, Lufenuron, Methomyla vs.) kullanılmış ve % 83 başarı elde edilmiştir. Yazara göre, bu insektisitler, umumi park ve bahçelerde risksiz bir şekilde kullanılabilir (Landi et, al., 1994). Arnavutluk’un farklı bölgelerinde sürdürülen çalışmaların sonuçları, Trioza alacris’in (Lauritroza alacris), defnede (Laurus nobilis) en fazla tahribata neden olan böcek olduğunu belirtmektedir. Kimyasal mücadelesinde, en iyi sonuçlar % 0,15 Nuvacron (monosrotophos) ve % 0,2 Thiodan (endosulfan) ile elde edilmiştir (Lacej, 1994). Otiorhynchus ovalipennis, İsrail’de 1983’ün baharında, defne (Laurus nobilis) zararlısı olarak tespit edilmiştir. Ancak, bu böceğin zararları Fraxinus syriaca, Rhaphiolepis umbellata’da da görülmüştür. O. ovalipennis’in, nisan ortalarından mayıs sonuna kadar, geceleri beslenip, gündüzleri toprak veya konukçu bitkide saklandığı ve hayat döngüsünün yaklaşık 18 ay sürdüğü tespit edilmiştir. Laboratuvarda ergin böceklerin, bir çok ağaç ve ağaççıkların yaprakları ile beslendiği, ama başta iğne yapraklılar olmak üzere, bir çok bitkinin yaprağını da besin kaynağı olarak kullanmayı reddettikleri 4 görülmüştür. O. ovalipennis’in tercih ettiği bazı bitkiler Accacia saligna, Ficus nitida [F. benjamina], Populus nigra, Eucalyptus camaldulensis (sadece genç yaprakları), Q calliprions’dur (Halperin, 1986)’dur İtalya’nın değişik bölgelerinde bazı meyve ve süs bitkileri (defne (Laurus nobilis) dahil) üzerinde zarar yapan Ceroplastes japonicus Green (Hom., Coccidae)’nin yılda bir generasyonu olduğu ve böceğin kışı, çiftleşmiş dişi olarak geçirdiği tespit edilmiştir (Longo, 1985). Dynaspidiotus britannicus (Newstead) (Hom., Diaspididae), Tuscany, İtalya’da defne ve diğer bir çok bitkide, örneğin orman ağacları, süs bitkileri, zeytin ve çit çalılarında zarar yaptığı tespit edilmiştir. Laurus nobilis ve Danae racemosa üzerinde yapılan arazi ve laboratuvar çalışmalarının sonuçları, bu böceğin kışı nimf dönemindeyken geçirdiğini ve yılda iki jenerasyonu olduğunu (yumurtlama zamanı: haziran-temmuz ve eylül-ekim) göstermiştir. Bu böceğin bir kaç paraziti olduğu halde, parazitlerin etkinliği yüksek olmadığından, iki yumurtlama dönemi süresince, bitkiye beyaz mineral yağlarla ilaçlama yapılması tavsiye edilmiştir (Bene-G-del, Del-Bene-G, 1984). İngiltere’de, ilk kez 1964’te tespit edilen Pulvinaria regalis Canard (Hom., Coccidae), defne (Laurus nobilis) başta olmak üzere, bir çok bitki türünde (Aesculus hippocastenum, Ilex aquifolium, Plantanus X hispaniscus, Tilia, Ulmus) zararlı olduğu bildirilmiştir. Dişiler mayıs-haziran ayları arasında yumurtalarını mumsu bir tabakanın altına, bitki kabukların arasında koyarlar. Bulaşıklık ağır olduğu zamanlarda, bitkilerin gövdesi yaz ortasında kar fırtınasına maruz kalmış gibi görünürler. Yumurtalar haziran-temmuz ayları arasında açılır ve nimfler ilk önce yapraklarla ve daha sonraları gövde ve kalın dallara da giderler. Yoğun bulaşıklık durumlarda, ağaçta meydana gelen tahribat, gözle görünür biçimde değildir (Halstead, 1982). Dekle (2001) tarafından dünyanın bir çok ülkesinde bulunan ve çok geniş bir konukçu topluluğu olan Ceroplastes rubens Maskell (Hom., Coccidae)’in, defne (Laurus nobilis)’de de zarar yaptığı ve bu zararın ekonomik eşiğin üstünde olduğu bildirilmektedir. 5 Elma yaprakbükeni (Archips rosanus L.) (Lep., Tortricidae) ve adi yaprakbükücüsü (Archips xylosteanus L.) (Lep., Tortricidae) ile ilgili yapılan bir çalışmada, A. rosanus’un larvaları karakteristik olarak birden fazla yaprağı ipeğimsi ağlarla birbirine bağlayıp buket haline getirdikleri, tek yaprağı ise orta damar doğrultusunda puro gibi uzunlamasına sardıkları gözlenmiştir. Bu türlerin polifag oldukları, konukçu bitkilerin gözlerini, çiçeklerini veyapraklarını yiyerek, meyvelerini kemirerek ürünün kaybına ve kalitesiz olmasına neden oldukları ifade edilmiştir (Anonymous s). 6 3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal Çalışmanın materyalini Balıkesir (Bandırma, Aşağıyapıcı köyü), İzmir (Karaburun, Ambarseki köyü) ve Muğla (Marmaris, Bayır köyü ve Günnücek dinlenme alanı) ile defne alanlarının bulunduğu yörelerden alınan zarar görmüş defne gövde, dal sürgün veyaprakları; bu alanlarda kurulan çeşitli tuzaklardan elde edilen böcekler, bitki parçalarıyla getirilen hastalık etmenleri ve iklim verileri oluşturmuştur. 3.2. Metot 3.2.1. Arazi çalışmaları 3.2.1.1. Örnekleme alanlarının belirlenmesi Batı Anadolu Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili Karaburun ilçesi Ambarseki köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris ilçesi Bayır köyü ve merkezde Günnücek dinlenme alanı olmak üzere toplam dört örnekleme alanı belirlenmiştir. Örnekleme alanlarıyla ilgili bazı kriterler Çizelge 1’de verilmiştir. Ayrıca defne programı dahilinde gidilen defne alanlarından da örneklemeler yapılmıştır. Çizelge 1. Örnekleme alanlarına ait bazı özellikler Table 1. Some characteristics of sampling areas Örnekleme alanları 1. Ambarseki Karaburun, İzmir 2. Kapıdağ Yarımadası, Bandırma, Balıkesir 3. Günnücek, Marmaris, Muğla 4. Bayır, Marmaris, Muğla Coğrafik Rakım Toprak Tipi1 Koordinatlar 38o36’N, 550 m Kırmızı Kahverengi o 26 30’E Akdeniz Toprakları 40o24’N, 40 m Kireçsiz Kahverengi 27o54’ E Orman Toprakları 36o51’N, 28o16’E 36o42’N, 28o12’E 10 m 150 m 1 Kırmızı Kahverengi Akdeniz Toprakları Kırmızı Akdeniz Toprakları Ortalama Yağış2 859 mm 705 mm 1185 mm 1293 mm Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarından alınmıştır. Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğünden sağlanan veriler son 20 yılın ortalama değerleridir. 2 7 3.2.1.2. Örnekleme yöntemleri Defnelerde zarar meydana getiren biyotik faktörlerin belirlenmesi amacıyla, bu faktörlerin etkin olduğu ilkbahar veyaz mevsimlerinde daha sık olmak üzere (mart ayının başlangıcından eylül ayının sonuna dek 15 günde bir ve ekim ve kasım aylarında ayda bir kez) örnekleme alanlarına gidilmiştir. Örnekleme alanlarında belirlenen defne ocaklarında zararlı ve hastalıklarla ilgili gözlemler yapılmıştır. Bu gözlemlerde zararlıların biyolojik dönemleri, zarar şekilleri ve zarar yoğunlukları ile hastalık etmenlerinin semptomları veyaygınlıkları kaydedilmiştir. 3.2.1.2.1. Zararlılar ile ilgili örnekleme yöntemleri Böceklerin ve diğer hayvansal zararlıların belirlenmesinde hareketli veya sabit oluşlarına göre farklı toplama yöntemleri ve araçları kullanılmıştır. Sabit yaşayanlar için kullanılan yöntemler: • Yaprakta: Örnekleme alanlarında belirlenen defne ocaklarında sabit yaşayışlı zararlılar, bulundukları yapraklarla birlikte alınarak plastik kaplara konulmuştur. Alındığı yerin bilgilerini taşıyan etiketleriyle işaretlenen plastik kaplar laboratuvar çalışmaları için enstitünün entomoloji laboratuvarına getirilmiştir. • Sürgün ve ince dallar: Aynı şekilde, belirlenen ağaçların sürgün ve ince dallarının incelenmesi sonucunda, zarara maruz kalanlar etiketli naylon poşetlere konularak laboratuvara getirilmiştir. • Gövde ve kalın dallar: Bu parçalar üzerinde, zararlı böceğin giriş deliği veya zararın etkisine rastlandığında, kabuk soyularak durum incelenmiştir. Alınan örnekler etiketli poşetler içerisinde laboratuvara getirilmiştir. Hareketli zararlılar için kullanılan yöntemler: • Aspiratör: Örnekleme alanında bulunan defne ocaklarında yapraklarda ve gövdeler üzerinde bulunan böcekler aspiratör yoluyla toplanmıştır. 8 • Tuzaklar: Örnekleme alanındaki genel faunistik yapıyı belirleyebilmek amacıyla böcekleri cezbeden çeşitli tuzaklar kullanılmıştır. Bu tuzaklar: sarı renk plakalar üzerine yapışkan madde sürülerek oluşturulan renk tuzakları; toz şeker, şarap, glassiyel asetik asit ve su içeren besin tuzaklar ile etilen glikol ve bira ihtiva eden çukur tuzaklardır. Çalışmanın ilk aşamasında bu üç tuzak tipi tüm örnekleme alanlarında kullanılmıştır (Şekil 1). a Çukur Tuzak a Çukur Tuzak b Besin Tuzağı Renkli Yapışkan Tuzak c d Şekil 1. Çalışmada kullanılan tuzak tipleri a, b) çukur tuzak; c) besin tuzağı; d) renk tuzağı Figure 1. Trap types used in the project a, b) hole trap; c) nourishment trap; d) colour trap 9 3.2.1.2.2. Hastalıklar ile ilgili örnekleme yöntemleri Çalışma Batı Anadolu Bölgesinde belirlenen örnekleme alanlarında 110 ağaç üzerinde 2004-2005 yılları arasında yürütülmüştür (Çizelge 1). Bu alanlarda örneklemeye giren ağaç sayıları alanın büyüklüğüne göre değişmiştir. Bir hektardan küçük alanda 20 ağaç, 1-3 ha alanda 30 ve 3 ha’dan büyük alanda ise 40 ağaçtan örnek alınmıştır. Güdümlü örneklemenin yapıldığı arazi çalışmalarında hastalık belirtisi gösteren bitki kısımları (gövde, sürgün veyapraklar) buz kutuları içerisinde laboratuvara getirilmiş ve 24 saat içerisinde izolasyon çalışmaları tamamlanmıştır. 3.2.2. Laboratuvar çalışmaları 3.2.2.1. Zararlılar ile ilgili laboratuvar çalışmaları Araziden getirilen örnekler, öncelikle takım ve familyalarına göre ayrılmıştır. Bu böcekler iğnelenip alındıkları yerin bilgilerini taşıyan etiketlerle saklama kaplarına veya koleksiyon kutularına konulmuştur. Laboratuvara ergin öncesi dönemde getirilen örnekler, alındıkları yerin koşullarına sahip ortamlarda gözlenmeye devam edilmiştir. Bu çalışmalar sırasında gerekli kayıtlar tutularak, her böceğin laboratuvar koşullarında biyolojik döngülerine ait bilgiler elde edilmiştir. 3.2.2.2. Hastalıklar ile ilgili laboratuvar çalışmaları 3.2.2.2.1. İzolasyon çalışmaları Hastalıklı örnekler öncelikle akan çeşme suyunda yıkanmış, ardından hastalıklı ve sağlıklı dokuyu kapsayacak şekilde küçük doku kesitleri (5-10 mm) alınarak bunların yüzeysel dezenfeksiyonu (% 4 w/v) sodyum hipoklorit ve (% 70 v/v) alkol içerisinde yapılmıştır. Daha sonra 9 cm çapında, içerisinde streptomisin bulunan patates dekstroz agar (PDA), yulaf agar (YA), malt extract agar (MEA), mısır unu agar (MUA) ve su agar (SA) ortamlarına bu örneklerin ekimi yapılmış ve 24±2oC’de petriler 15-20 gün süreyle inkubasyona bırakılmıştır (Collado et al., 1996). Bu süre sonunda petrilerdeki gelişmeler dikkate alınarak, örneklerin saflaştırılması gerçekleştirilmiş ve elde edilen izolatlar morfolojik olarak gruplandırılıp bunların 10 içerisinden bir izolat morfolojik tip olarak kültür stoklarına eklenmiştir. 3.2.2.2.2. Patojenisite testleri • Yarı in vivo testler Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü deneme bahçelerinde bulunan sağlıklı defne ağaçlarından yaprak ve sürgünler alınmış bunlar önce (% 4 w/v) sodyum hipokloritte ve daha sonra da (% 70 v/v) alkolde tutularak dezenfekte edilmiştir. Bu işlemin ardından içerisinde steril kağıt bulunan petrilere yine steril olan lamlar yerleştirilmiş ve bu petrilerdeki kağıtlar nemli periyodu sağlamak açısından steril suyla ıslatılmıştır. Daha sonra da petrideki lamlar üzerine defne yaprak ve sürgünleri yerleştirilmiş ve bunlar daha önce morfolojik tip olarak seçilen izolatların iki haftalık kültürlerinin 5 mm çapındaki mantar diskleriyle beş noktaya inokule edilmiştir. İnokulasyondan hemen sonra mantar diskleri üzerine 10 µl steril su verilerek patojenik aktivite için optimum koşullar sağlanmaya çalışılmıştır. Denemenin değerlendirilmesi üç hafta sonra yapılmıştır. Değerlendirmede her izolatın mantar diskleri uzaklaştırıldıktan sonra yaprak/sürgün üzerindeki infeksiyon alanında oluşturduğu renk değişimleri kriter olarak alınmıştır. Denemeler her izolat için üç petride ve ilgili yaprak/sürgünün beş noktasında yürütülmüştür. • In vivo testler Yarı in vivo koşullarda patojen oldukları düşünülen izolatlar Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğünden sağlanan 1-2 yıllık bitkiler üzerinde tekrar patojenik karakterleri açısından bir denemeye alınmıştır. 25±1oC sıcaklık, % 55-60 orantılı nem ve 16 saat aydınlık peryodun sağlandığı iklim odasında denemeler yürütülmüş ve çalışmada iki haftalık fungal kültürlerin 5 mm çapındaki diskleri bitkilerin yaprak ve sürgünleri üzerine yerleştirilmiştir. Nemli periyod (% 90 orantılı nem) 72 saat süreyle plastik torbalar yardımıyla sağlanmış, daha sonra bu torbalar çıkarılarak bitkiler % 55-60 orantılı nemde gelişmeye bırakılmıştır. Dört tekerrürlü olarak kurulan deneme, inokulasyondan bir ay sonra hastalıklı dokudan yapılan reizolasyon çalışmalarıyla sonuçlandırılmıştır. 11 • Doğal koşullarda ağaçlara yapılan inokulasyon In vivo testlerde patojen oldukları saptanan izolatlar Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü bahçesinde bulunan 10-15 yıllık defne ağaçlarında tekrar bir patojenisite testine alınmıştır. Tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak kurulan denemede bitkinin yaprak ve sürgünlerinde yüzeysel dezenfeksiyonun ardından iğne yardımıyla yaralar açılmış ve patojenlerin iki haftalık kültürlerinden alınan 5 mm’lik mantar diskleri bu yaralar üzerine yerleştirilmiştir. Daha sonra inokule edilen bitki kısımları gerekli nemin sağlanması açısından torbalanmış ve deneme altı hafta süreyle izlemeye alınmıştır. 3.2.3. Tanılama çalışmaları 3.2.3.1. Zararlılar ile ilgili tanılama çalışmaları Türlerin teşhisi yurt içinde ve yurt dışında ilgili uzmanlara yaptırılmıştır. Lepidoptera takımına bağlı Tortricidae familyasına ait bireylerin teşhisleri Dr. Mustafa Özdemir (Ankara Zirai Mücadele Enstitüsü); Coleoptera takımına bağlı Curculionidae ve Tenebrionidae familyalarına ait bireylerin teşhisleri Dr. Bekir Keskin (E.Ü. Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü); Orthoptera takımına ait bireylerin teşhisleri Prof. Dr. Battal Çıplak (Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü); Homoptera takımına bağlı Triozidae familyasına ait bireylerin teşhisleri Prof. Dr. Daniel Burckhardt (Naturhistorisches Museum, Basel, İsviçre) tarafından gerçekleştirilmiştir. 3.2.3.2. Hastalıklar ile ilgili tanılama çalışmaları Patojen izolatlar teşhis için yaygın olarak kullanılan PDA, YA, MEA, MUA ve SA ortamlarına aktarılmıştır. Bu izolatların bir bölümünün teşhisi çeşitli mikolojik kitaplardan yararlanarak (De Hoog and Guarro, 1995; Domsch and Gams, 1980; Ellis, 1993; Gilman, 1959; Sinclair et al., 1987; Sutton, 1980), bir bölümü ise sayın Prof. Dr. Gülay TURHAN ve The Centraalbureau voor Schimmelcultures (CBS) tarafından yapılmıştır. Adı geçen izolatlar Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü kültür stoklarına eklendiği gibi, bir bölümü de dünyada tespit edilen ilk izolat olmaları nedeniyle sonraki çalışmalarda kullanılmak üzere CBS, Utrecht, Hollanda kültür stoklarına eklenmiştir (Phomopsis sp. A = CBS 12 119630, Hendersonula sp. = CBS 119631, Phomopsis sp. B, = CBS 119632, Paraconiothyrium sp. = CBS 119633, Phomopsis sp. C, = CBS 119634, Botryosphaeria sarmentorum aff. = CBS 119635, Phoma sp. = CBS 119636). 13 4. BULGULAR 4.1. Arazi Çalışmaları Çalışmanın arazi aşaması 2004 – 2005 yıllarında Balıkesir, İzmir ve Muğla’da gerçekleştirilmiştir. 4.1.1. Örnekleme alanları ve genel özellikleri 4.1.1.1. Balıkesir Kuzey Ege’yi temsilen Balıkesir ili, Bandırma ilçesi, Aşağıyapıcı köyünde iki adet örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme alanlarının koordinatları 40o 24 kuzey, 27o 54 doğu’dur. Örnekleme alanlarında bulunan defne ocakları genellikle tarla ve bahçe sınırlarını belirlemek için kullanılmaktadır (Şekil 2). Şekil 2. Aşağıyapıcı köyü Figure 2. Aşağıyapıcı village Orman İşletme Müdürlüğünün belirlediği periyotlarda bu defneler kesilerek satılmakta ve köylüye ek gelir sağlamaktadır. Örneklemelerin gerçekleştirildiği ilk yıl (2004) ağustos ayının ilk 14 yarısında defnede kesim işleri gerçekleştirilmiştir. Dört yıldır kesimine izin verilmeyen defnelerin kesim yapılan tarihe kadar olan sürede oldukça iyi boylandıkları, kuvvetli ocaklar oluşturdukları ve sağlıklı göründükleri tespit edilmiştir. Defnelerin sınır oluşturduğu bahçelerde genellikle zeytincilik yapılmaktadır. Prunus armeniaca, Ficus carica, Prunus domestica ve Pistacia vera alanda bulunan ve sıkça rastlanan meyve ağaçlarını oluştururken, sulu tarım yapılan alanlarda da Lycopersicum esculentum, Capsicum annuum, Cucurbita pepo gibi kültürler bulunmaktadır. Sınırlarda ise defnelerin yanı sıra Hedera helix ve Rubus fruticosus da tespit edilmiştir. Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak renk tuzaklarından istenilen verim elde edilememiş, besin tuzaklarının haftada iki kez kontrol edilmesi gerektiğinden ve içeriğinin çabuk buharlaşmasından dolayı çalışmanın ikinci yılında bu uygulamalardan vazgeçilmiştir. Çukur tuzaklardan elde edilen genel faunistik veriler takım ve familya bazında Çizelge 2’deki gibidir. 15 Çizelge 2. Bandırma Aşağıyapıcı köyünde kurulan çukur tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Table 2. Faunistic data from hole traps in Aşağıyapıcı village Takım Orthoptera Familya Takım Familya Tettigonidae Diptera Tephritidae Gryllidae Empididae Dermaptera Forficulidae Lyriomizidae Dictyoptera Ectobiidae Calliphoridae Blatellidae Muscidae Blattidae Scathophagidae Homoptera Triozidae Drosphilidae Cicadellidae Coleoptera Cleridae Membracidae Ptinidae Aphididae Silvanidae Cicadidae Elateridae Heteroptera Phytocoreidae Cerambycidae Lygaeidae Carabidae Neuroptera Myrmeleonidae Staphilinidae Chrysopidae Lucanidae Lepidoptera Tortricidae Histeridae Noctuidae Dermestidae Geometridae Anobiidae Nymphalidae Curculionidae ve bazı Nitidulidae Microlepidopteralar Cucujidae Hymenoptera Ichneumonidae Scolytidae Formicidae Coccinellidae Leucospidae Chrysomelidae Megachilidae 4.1.1.2. İzmir Orta Ege’yi temsilen İzmir ili, Karaburun ilçesi, Ambarseki köyünde iki adet örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme alanlarının koordinatları 38° 36 kuzey, 26° 30 doğu’dur. 16 Örnekleme alanlarında bulunan defne ocakları maki alanları içinde yer almaktadır (Şekil 3). Ocakların aşırı faydalanmadan dolayı oldukça bodur kaldıkları gözlemlenmiştir. Dere yatağı ya da daha korunaklı alanlarda daha boylu bireylere rastlanmıştır. Örnekleme alanlarında defne ile birlikte bulunan diğer flora elemanları şöyledir: Cistus sp., Quercus coccifera, Arbutus andrachne, Phylleria latifolia, Inula viscosa, Turgenia sp., Picnomo acarna, Trifolium stellatum, Origanum onites, Sarcopoterium spinosum, Centaurea urvillei, Juniperus sp., Calicotome villosa. Şekil 3. Ambarseki köyü Figure 3. Ambarseki village Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak Balıkesir’de de bahsedildiği gibi besin ve renk tuzaklarının çeşitli olumsuzluklarından dolayı ikinci yıl sadece çukur tuzaklardan faydalanılmıştır. Bu tuzaklardan elde edilen genel faunistik veriler takım ve familya bazında şöyledir (Çizelge 3): 17 Çizelge 3. Karaburun Ambarseki köyünde kurulan çukur tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Table 3. Faunistic data from hole traps in Ambarseki village Takım Orthoptera Dermaptera Dictyoptera Homoptera Heteroptera Lepidoptera Hymenoptera Familya Takım Tettigonidae Diptera Gryllidae Acrididae Forficulidae Ectobiidae Blatellidae Blattidae Triozidae Cicadellidae Coleoptera Aphididae Membracidae Phytocoreidae Lygaeidae Reduviidae Scutellidae Tortricidae Noctuidae Geometridae Nymphalidae Satyridae ve bazı Microlepidopteralar Ichneumonidae Formicidae Familya Tephritidae Empididae Lyriomizidae Calliphoridae Muscidae Scathophagidae Drosphilidae Sciomyzidae Ptinidae Silvanidae Elateridae Cerambycidae Carabidae Staphilinidae Histeridae Dermestidae Anobiidae Curculionidae Nitidulidae Cucujidae Scolytidae Chrysomelidae Oedemeridae Scarabaeidae Tenebrionidae Cleridae Meloidae 4.1.1.3. Muğla Güney Ege’yi temsilen Muğla ili, Marmaris ilçesi merkezde Günnücek dinlenme alanında bir adet ve Bayır köyünde iki adet olmak üzere toplam üç örnekleme alanı seçilmiştir. Örnekleme alanlarının 18 koordinatları Günnücek 36o 51 kuzey, 28o 16 doğu; Bayır 36o 42 kuzey, 28o 12 doğu’dur. köy halkının geçim kaynağı defne, kekik, adaçayı üretimi ve arıcılıktır. Bayır köyünde belirlenen örnekleme alanlarında bulunan defne ocakları kızılçam (Pinus brutia) meşcerelerinin içinde yer almaktadır (Şekil 4). Şekil 4. Bayır köyü Figure 4. Bayır village Bu alanlarda defnenin haricinde bulunan flora elemanları şöyledir: Quercus coccifera, Cistus creticus; Asparagus acutifolius, Asphodelus aestivus, Anthyllis tetraphylla, Avena barbator, Capparis ovota, Centaurea solstitialis, Cirsium acarna, Echinops viscosus, Lavatera cretica, Micromeria juliana, Smilax aspera, trifolium rubens, Poa bulbosa, Phlomis frusticosa, Avena sterilis. Bu alanlarda bulunan defneler ocaklar şeklindedir ve Orman İşletme Müdürlüğünün belirlediği periyotlarda bu defneler kesilerek satılmakta ve köylüye ek gelir sağlamaktadır. Örneklemelerin gerçekleştiği ilk yıl defne kesimine izin verilmeyen üçüncü yıl olmasına rağmen defnelerin çok gürbüz ve boylu olmadıkları gözlenmiştir. Günnücek’te ise sığla ve kızılçamlarla birlikte bulunan defne, Bayır köyündeki defne 19 ocaklarından çok daha farklı olarak ağaç formuna girmiş bireylerle temsil edilmektedir. Örnekleme alanının genel faunistik bilgilerine ulaşmak ve gözlemler esnasında elde edilemeyen böcekleri yakalayabilmek için farklı tipte tuzaklardan yararlanılmıştır. Ancak Balıkesir ve İzmir’de sözü edilen nedenlerden dolayı sadece çukur tuzaklar kullanılmıştır. Elde edilen genel faunistik veriler ise aşağıdaki gibidir (Çizelge 4): 20 Çizelge 4. Marmaris Bayır köyünde kurulan çukur tuzaklardan elde edilen faunistik veriler Table 4. Faunistic data from hole traps in Bayır village Takım Orthoptera Familya Tettigonidae Gryllidae Forficulidae Ectobiidae Blatellidae Blattidae Takım Diptera Familya Tephritidae Lyriomizidae Dermaptera Calliphoridae Dictyoptera Muscidae Scathophagidae Drosphilidae Isoptera Cecidomyidae Homoptera Cercopidae Coleoptera Cleridae Triozidae Silvanidae Cicadellidae Elateridae Aphididae Cerambycidae Membracidae Carabidae Heteroptera Lygaeidae Melonidae Miridae Bruchidae Neuroptera Myrmeleonidae Staphilinidae Lepidoptera Tortricidae Dermestidae Noctuidae Nitidulidae Geometridae Cucujidae Nymphalidae Scolytidae ve bazı Chrysomelidae Microlepidopteralar Anobiidae Hymenoptera Ichneumonidae Scarabaeidae Formicidae Tenebrionidae Sphecidae Oedemeridae Vespidae Coccinellidae 4.1.2. Örnekleme alanlarında tespit edilen zararlılar 4.1.2.1. Cacoecimorpha pronubana (Hübner) (Lepidoptera, Tortricidae) Tanımı: Ergin erkeklerde kanat açıklığı 15-17 mm, dişilerde ise 18-22 mm’dir. Ön kanatlar kavuniçi-kahverengidir (Anonymous g) 21 ve kırmızımsı kahverengi ya da koyu renkli farklı lekeler mevcuttur (Şekil 5b), bu lekeler dişilerde koyu kahverengi ağ görünümündedir. Arka kanatlar ise kavuniçi renklidir (Anonymous c). Yumurtaları açık yeşil ve ovaldir. Yumurta kümelerinin üstü bir tür mukoza ile örtülüdür ve yumurtalar birbirlerinin üzerine gelecek şekilde bırakılır. Larvaları 15-20 mm uzunluktadır. Renkleri beslendikleri konukçuya bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle sarımsı yeşil renktedir (Şekil 5a). Baş kahverengi, sarı-kahvrengidir (Anonymous c). Pupa 9-12 mm uzunlukta koyu kahverengi-siyah renktedir. Sık bir ipek ağın içinde bulunur. Yayılışı: Kuzey Amerika, Güney Afrika, Avrupa, Küçük Asya, ve Kuzey Afrika’dır. İtalya, Malta, İspanya, Fransa ve İsrail’de yaygın olarak bulunurken İngiltere (Anonymous n), Galler, Yunanistan, İsviçre, Polonya, Fas, Cezayir ve Sicilya’da lokal olarak bulunur (Anonymous c). Konukçuları: Larvalar polifagtır. Konukçuları arasında ahududu (Rubus), elma (Malus), kiraz, erik, şeftali (Prunus), turunçgiller, kuş üzümü ve bektaşi üzümü gibi meyve ağaçları ve ağaççıklar, patates, domates, bezelye (Lathyrus), fasulye (Vicia), havuç ve lahana gibi sebzeler bulunur. Ayrıca Acacia, Acer, Coronilla, Chrysanthemum, Cupressocyparis leylandii, Cytisus, Dianthus, Euphorbia, Fuchsia, Jasminum, Ilex aquifolium, Laurus nobilis, Ligustrum vulgare, Mahonia aquifolium, Pelargonium, Petunia, Rhododendron, Rosa ve Syringa vulgaris gibi süs bitkilerinde de bulunur. Bunun yanısıra İngiltere’de Fragaria’da, İsrail’de avokadoda ve Kuzey Tunus ve Kuzey Cezayir’de zeytinlerde zararlıdır. Ayrıca Arbutus, Euonymus japonicus, Robinia, Hedera helix ve Hippophae rhamnoides’in de konukçuları arasında yer almaktadır. 22 a b Şekil 5. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın a) larvası, b) ergini Figure 5. a) Larvae, b) adult of Cacoecimorpha pronubana (Hübner) Biyolojisi ve zarar şekli: C. pronubana farklı bölgelerde farklı sayıda generasyon verir. Örneğin Güney Avrupa’da yılda dört generasyon verirken bu sayı Kuzey Afrika’da altıya kadar yükselir. Kışı larva halinde geçirir. Ergin olmadan yedi gömlek değiştiren larvalar ipek bir ağ örerek içine yerleşirler veyaprakların üst 23 epidermisini yemeye başlarlar (Şekil 6). Larvalar üçüncü dönemden itibaren oburca beslenerek yaprakların tamamını ve çiçek sürgünlerini de tüketirler. Son beslendikleri yerde pupa olurlar. Ergin çıkışından kısa bir süre sonra çiftleşme gerçekleşir ve yumurtlama birkaç gün sonra gerçekleşir. Her dişi ergin, içinde 10-200 yumurta bulunan en fazla sekiz yumurta kümesi bırakır. Yumurta kümeleri genellikle yaprak altlarına bırakılır. Yumurtadan çıkış süreleri 13 °C’de 24 gün, 21 °C’de 12 gündür. Karanfil üzerinde 23-25 °C ve % 65-75 orantılı nemde inkubasyon süresi altı ila on gün sürerken, aynı koşullarda larva gelişimi 8-22 gün ve pupa gelişimi 4-14 gün sürer. Şekil 6. Cacoecimorpha pronubana (Hübner)’nın zarar şekli Figure 6. Damage of Cacoecimorpha pronubana (Hübner) • • • • • Doğal düşmanları: Trichogramma evanescens (Westwood) (Hym., Trichogrammatidae) Elachertus artaeus (Walker) (Hym., Eulophidae) Colpoclypeus florus (Walker) (Hym., Eulophidae) Itoplectis maculator (Fabricius) (Hym., Ichneumonidae) Macrocentrus rossemi Hasselbarth and Van Achterberg (Hym., Braconidae) 24 • • • • • • Actia pilipennis (Fallén) (Dipt., Tachinidae) Nemorilla maculosa (Meigen) (Dipt., Tachinidae) Nemorilla floralis (Dipt., Tachinidae) (Anonymous i) Pseudoperichaeta nigrolineata (Walker) (Dipt., Tachinidae) (Anonymous i, Anonymous c) Pseudoperichaeta palesoidea (Robineau-Desvoidy) (Dipt., Tachinidae) Bessa parallela (Dipt., Tachinidae) (Anonymous i) Çalışma süresince elde edilen doğal düşman faunasından Diptera takımına bağlı Tachinidae familyasına ait bireyler elde edilmiş ancak teşhis sonuçları henüz ulaşmamıştır. Örnekleme alanlarındaki durum: Balıkesir: 2004 yılında Bandırma’da özellikle birinci örnekleme alanı olarak belirlenen bölgede mayıs ayının sonundan itibaren bu türün larvalarına rastlanmaya başlamıştır. Taze yaprakları birleştirerek kendine bir barınak yapan larvanın, bu yaprakları damarları dahil bir şey kalmayıncaya kadar tükettiği belirlenmiştir. Haziran ayı ve temmuz başına kadar yapılan arazi gözlemlerinde larvaların bulunduğu tespit edilmiştir. Temmuz ve ağustos aylarında rastlanmayan larvalara ancak eylül ayı başlarında tekrar rastlanmıştır. Birleştirilmiş yapraklardan alınan örnekler laboratuvara getirilerek gözlem kavanozlarına alınmıştır. Beslenmeleri için defne fidanlarının üzerine bırakılan larvaların biyolojileri incelemeye alınmıştır. Ancak larvalar bir süre beslenmelerine karşın sadece bir ergin elde edilebilmiştir. 2005 yılında haziran ayının ortasından itibaren ağustos ayının başlarına kadar olan sürede yapılan arazi çalışmalarında bu zararlının larvalarına rastlanmıştır. Laboratuvara getirilen örnekler içerisinden haziran ortasında alınan larva, yaklaşık bir aylık bir süreden sonra temmuz ayının ortasında ergin hale gelmiştir. Temmuz ayı ortasında alınan örneklerden ise yaklaşık 20 gün sonra ergin bireyler elde edilmiştir. Örnekleme alanlarının arasında bu zararlının bulunması açısından farklılık tespit edilmiştir. Zeytin bahçelerinin arasında, daha yüksek boylu ağaçların arasında bulunan ve daha boylu olan 25 defnelerin olduğu ikinci alanda bu zararlıya hemen hemen hiç rastlanmamıştır. Buna karşılık yine zeytin bahçelerinin arasında bulunan ancak çok daha seyrek bir örtünün bulunduğu ikinci örnekleme alanında zararlı oldukça yoğun olarak bulunmuştur. İzmir: Karaburun’da belirlenen örnekleme alanlarında bu zararlıya rastlanmamıştır. Ancak enstitümüzde devam eden defne programı dahilinde gerçekleştirilen diğer defne çalışma alanlarından elde edilen örneklerde ve Enstitü fidanlığında yetiştirilen defnelerde bu zararlıya rastlanmıştır. Haziran ayının ortasında getirilen örnekten yaklaşık 20 gün sonra ergin birey elde edilmiştir. Ergin, çıkışından altı gün sonra ölmüştür. Muğla: Muğla’daki örnekleme alanlarında bu zararlıya rastlanmamıştır. 4.1.2.2. Archips rosanus (Linnaeus) (Lepidoptera, Tortricidae) Tanımı: Ergin erkeklerde kanat açıklığı 15-18 mm’dir. Ön kanatlar açık kahverengidir. Üzerinde koyu kahverengi ya da (genellikle) açık kırmızımsı lekeler bulunur (Şekil 7b). Arka kanatlar gridir. Ergin dişilerde ise kanat açıklığı 15-24 mm’dir. Ön kanatlar kahverengimsidir ve lekeler zayıf olmakla birlikte koyu kahverengidir. Arka kanatlar gridir ve apikal alanda hafif kavuniçi-sarı renkli saçaklar bulunur (Anonymous d; Özay, 1997). Yumurta 0,9×0,7 mm büyüklükte, oval ve grimsi yeşil renktedir. Larva 22 mm uzunlukta, açıktan koyuya değişen yeşil renktedir (Şekil 7a). Baş ise siyaha yakın bir renkte (Toros, 1992), küçük ve dardır (Anonymous d). Pupa 11-14 mm uzunluktadır ve kahverengidir. İki eşey de kanatların desenleri ve renklenmeleri açısından farklılık gösterirler (Anonymous d, Anonymous f). Yayılışı: Genel yayılış alanı İskandinavya ve Trans Kafkasya dahil olmak üzere Avrupa, Küçük Asya ve Kuzey Amerika’nın sahil şerididir (Anonymous d). Türkiye’de Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde bulunmaktadır (Özay, 1997 Aksu, 1963 ve Sekendiz, 1974’e atfen). 26 b a Şekil 7. Archips rosanus (Linnaeus)’un a) larvası, b) ergini (Anonymous j) Figure 7. a) Larvae, b) adult of Archips rosanus (Linnaeus) (Anonymous j) Konukçuları: Polifag larva elma, armut ve erik gibi birçok ağaç ve ağaççıkta bulunur. 93 bitki türünde zarar yaptığı belirtilmektedir (Özay, 1997 Balachowsky 1966’ya atfen). Ribes nigrum, Humulus sp., Rubus idaeus, Crataegus, Ligustrum (A.B.D.) ve Abies’in yanı sıra Acer, Alnus, Betula, Cistus, Corylus, Cydonia, Fraxinus, Hippophae, Laurus, Lonicera, Medicago, Morus, Myrtus, Plantanus, Populus, Prunus, Quercus, Rhododendron, Rosa, Salix, Syringa, Tamarix, Tilia, Ulmus, Urtica, Vaccinium ve Viburnum da konukçuları arasında yer alırlar (Anonymous d). Türkiye’de 19 familyaya ait 42 bitki türünde zarar yaptığı belirlenmiştir (Özay, 1997; Selek, 1998). Biyolojisi ve zarar şekli: Yılda genellikle bir generasyon verirler (Anonymous s; Anonymous m; Anonymous j; Önder, 1993 ) . Dişiler yumurtalarını yaz aylarında konukçu bitkilerin kabuklarına bırakırlar. Yumurtalar ertesi yıl bölgelere göre değişmek üzere şubat ayının sonundan itibaren açılmaya başlarlar. Gelişmelerini dört gömlek değiştirerek tamamlayan larvalar beslenme amacıyla kıvırdıkları yapraklar arasında mayıs ayında pupa olmaya başlarlar (Anonymous s). Karakteristik olarak birden fazla yaprağı ipeğimsi ağlarla birbirine bağlayıp buket haline getiren larvalar tek yaprakta beslendiklerinde ise yaprağı orta damar doğrultusunda puro gibi uzunlamasına sararlar (Anonymous s; Anonymous k). Erginler mayıs 27 ayından itibaren çıkmaya başlarlar ve temmuzun ortalarına kadar ergin uçuşları devam eder. Ergin çıkışından 3-4 gün sonra dişi bireyler yumurtalarını 2-100 yumurta içeren paketler halinde bırakırlar. Larvalar konukçu bitkilerin gözlerini, çiçeklerini, yapraklarını yiyerek ve meyveleri kemirerek ürünün kalitatif ve kantitatif olarak zarar görmesine yol açarlar (Anonymous h; Anonymous s; Anonymous m; Anonymous j; Anonymous a; Önder, 1993; Anonymous d). • • • • • • • • • • • • • • • • Doğal düşmanları: Trichogramma cacoeciae (=embryophagum) Marchal (Hym., Trichogrammatidae) (Anonymous d; Anonymous s) T. dendrolimi (Hym., Trichogrammatidae) (Anonymous s) Goniozus sp. (Hym., Bethylidae) (Anonymous s) Habrobracon variegator Spinola (Hym., Braconidae) (Anonymous s) Apanteles sp. (Hym., Braconidae) (Anonymous s) Cyclogastrella deplanata Nees (Hym., Braconidae) (Anonymous d) Monodontomerus aereus Walker (Hym., Braconidae) (Anonymous d) Brachymeria pseudorugosa Masi (Hym., Braconidae) (Anonymous d) Meteorus ictericus Nees (Hym., Braconidae) (Anonymous d) Dibrachys cavus (Walk.) (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s) Habrochytus chrysos (Walk) (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s) H. semotus (Walk.) (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s) Mesopolobus sp. (Hym., Pteromalidae) (Anonymous s) Colpoclypeus florus (Walker) (Hym., Eulophidae) (Anonymous d) Eulopus larvarum (L.) (Hym., Eulophidae) (Anonymous s) Tetrastichus galactopas (Ratz.) (Hym., Eulophidae) (Anonymous s) 28 • • • • • • • • • • • Pedichius bruchisida Rond (Hym., Eulophidae) (Anonymous s) Eupelmus urozonus Dalman (Hym., Nupelmidae) (Anonymous s) Monodentomerus aereus Wlk. (Hym., Torymidae) (Anonymous s) Rachymeria intermedia (Noes) (Hym., Chalcididae) (Anonymous s) Oedemopsis scabricula (Grav.) (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d) Itoplectis maculator F. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d) Lissonota sp. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d) Pimpla turionellae L. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous d) Trichomma sp. (Hym., Ichneumonidae) (Anonymous s) Pseudoperichaeta nigrolineata (Walker) (Dipt., Tachinidae) (Anonymous d) Cadurcia casta Rond. (Dip., Tachinidae) (Anonymous s) Örnekleme alanlarındaki durum: Balıkesir: Balıkesir’deki örnekleme alanlarında bu zararlıya rastlanmamıştır. İzmir: Karaburun’da belirlenen örnekleme alanlarında bu zararlıya rastlanmamıştır. Ancak enstitümüzde devam eden defne programı dahilinde gerçekleştirilen diğer defne çalışma alanlarından elde edilen örneklerde bu zararlıya rastlanmıştır. Özellikle bahçe kenarlarında kurulu ve sulak alanlara yakın bölgelerden elde edilen birleştirilmiş yapraklar arasında bu zararlının larvaları tespit edilmiştir. Laboratuvarda gözlem kaplarına alınan larvalardan yaklaşık 20 gün sonra bu zararlının ergin bireyleri elde edilmiştir. Muğla: Muğla’da belirlenen örnekleme alanlarında bu zararlının zararına yönelik bir veri elde edilememiştir. Ancak Marmaris ilçesi merkezde Günnücek dinlenme alanında fauna belirlemeye yönelik olarak kurulan çukur tuzaklarda 2004 yılında nisan ayının sonunda ergin bireyler elde edilmiştir. 29 4.1.2.3. Otiorhynchus spp. (Coleoptera, Curculionidae) Otiorhynchus türleri polifag türleri kapsar. Larvaları toprak içinde bitki kökleri ile beslenirken erginleri bitkilerin yaprak ve sürgünlerinde beslenirler. Genellikle gece faaliyet gösteren erginlerin beslenmesinden doğan zarar çok karakteristiktir. Lodos vd. (1978) Ege ve Marmara Bölgelerinde toplam 33 türünü saptamışlardır. Yapılan çalışma sonucunda defne alanlarında, morfolojik olarak birbirine çok yakın türleri içeren bu grup içerisinde yer alan üç tür belirlenmiştir. Bu türler Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr, Otiorhynchus scitus Gyllenhal in Schönherr ve Otiorhynchus balcanicus Stierlin’dur. Ancak O. scitus ve O. balcanicus sadece Bandırma’da 2004 yılının ağustos ayının ortasında, çukur tuzaklardan ve birer birey olarak elde edilmiştir. Ayrıca bu iki türün defnede zarar yaptıklarına dair herhangi bir bilgiye de rastlanmamıştır. Bu nedenlerden dolayı sadece O. ovalipennis’e ait bilgiler verilmiştir. • Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr (Col., Curculionidae) Tanımı: Protibianın apikali sadece içe doğru çıkıntılıdır, dış kenarı düzdür. Profemur dişlidir. Elitra oval ve kubbelidir ve elitranın dikişi ve birinci bölme araları apikalde çıkıntılı değildir. Femoral dişlerden en az bir tanesi iri, funikulusun birinci segmenti ikinci segmenti kadar veya daha kısadır. Funikulusun ilk segmenti ikinci segmentten daha uzundur veya eşit uzunluktadır. Metafemur dişlidir. Profemoral diş normal büyüklüktedir, uzun olduğu durumda ise apikali daima iki zirve ile sonlanır. Pronotum iri tüberküllüdür, metafemoral diş profemoral dişten daha küçüktür (Keskin, 2005). O. ovalipennis’in genel görünüşü Şekil 8’deki gibidir. 30 Şekil 8. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in ergini Figure 8. Adult of Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr Yayılışı: Keskin (2005) Lona (1936)’ya atfen bu türün Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Ege Adaları ve Kafkasya’da yayılış gösterdiğini bildirirken, Lodos vd. (1978) Türkiye’de İstanbul, Muğla ve İzmir’de yayılışı olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Halperin (1986) bu zararlının İsrail’de bulunduğunu belirtmiştir. Konukçuları: L. vulgare, P. nigra, P. brutia, Cupressus sempervirens J. oxycedrus, Arbutus unedo, A. andrachne, P. domestica, P. cerasus, P. persica, P. amygdali, Q. coccifera, Rubus sp., Eriobotrya japonica, Morus alba, O. europea ve Populus sp. (Keskin, 2005). Biyolojisi ve zarar şekli: Keskin (2005)’in çalışmasına göre O. ovalipennnis özellikle ovalık alanda ilk çıkış zamanı nisan ayının ilk haftasıdır. O. ovalipennis partenogenetik bir tür olarak ele alınmaktadır. Sıcak olan yaz aylarında gece faaliyet gösteren bu tür ilkbaharda ve daha serin yüksek bölgelerde gündüzleri de beslenmektedirler. Zarar şekli Şekil 9’daki gibidir. 31 Şekil 9. Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr’in zarar şekli Figure 9. Damage of Otiorhynchus ovalipennis Boheman in Scönherr Örnekleme alanlarındaki durum: Balıkesir: Örneklemenin ilk yılı olan 2004 yılının mayıs ayından itibaren yapılan gözlemlerde defne yapraklarında tipik Otiorhynchus yenikleri tespit edilmiştir. Yapraklardaki bu belirtilerin daha korunaklı ve gölgede kalan defne ocaklarında yoğunlaştığı gözlenmiştir. Mayıs ayı sonundan itibaren gözlenen yeniklere rağmen ergin bireyler ağustos ayının ikinci yarısından eylül ayının ortalarına kadar daha yoğun olarak tespit edilmiştir. Aynı gözlem ve tespitler ikinci yıl için de geçerli olmuştur. İzmir: Karaburun’da gerçekleştirilen arazi çalışmalarında da Bandırma’dan elde edilen bulgulara paralel bulgular elde edilmiştir. Her iki örnekleme yılında da mayıs ayından itibaren yapraklarda yenikler gözlenmiş ve mayıs ayı sonundan itibaren gerek bitki üzerinden gerekse çukur tuzaklardan ergin bireyler elde edilmiştir. Zarar görmüş defnelerin daha çok korunaklı, nispeten gölge ve taşlık alanlarda yoğunlaştığı belirlenmiştir. 32 Muğla: Bayır köyü ve Günnücek dinlenme alanında çok az miktarda Otiorhynchus zararı tespit edilmiş ancak ergin birey elde edilememiştir. 4.1.2.4. Trioza alacris Flor (Homoptera, Triozidae) Tanımı: Erginler ince ve uzun vücutludur (Şekil 10a). Vücut açık sarı, krem-beyaz renklidir. Baş yeşilimsi krem, bileşik gözler siyah, nokta gözler kırmızıdır. Antenler açık sarı veya krem renkli olup son iki segment koyu kahverengidir. Abdomen açık renkli olup yer yer siyahımsı lekelere sahiptir. Genital organlar koyu renklidir (Önuçar, 1983). Nimflerinin vücudu ise beyaz mumsu bir tabakayla kaplıdır (Şekil 10b). a b Şekil 10. Trioza alacris Flor’in a) ergini, b) nimfi Figure 10. a) Adult, b) nymph of Trioza alacris Flor Yayılışı: Önuçar (1983)’a göre Akdeniz’e özgü bir tür olan T. alacris Avrupa ülkeleri (Hollis and Martin, 1997) (Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Macaristan, İtalya, Avusturya, Çekoslovakya, Finlandiya, Hollanda, Polonya, İngiltere, İsveç), Türkiye, Kafkasya ve Cezayir’de yaygın olarak bulunmaktadır. Konukçuları: Esas olarak Laurus nobilis L.’de (Hollis and Martin, 1997) bulunan bu türün diğer konukçuları L. canariensis, L. campora, Prunus laurocerasus ve Laurocerasus officinalis Roem.’dir (Önuçar, 1983). 33 Biyolojisi ve zarar şekli: Anonymous r’ye göre erginler nisan – mayıs aylarında çıkarlar ve beslenmeye başlarlar. Beslenme sonucunda yapraklar alt tarafa doğru kıvrılmaya başlar. Mayıs ayında ergin dişiler yumurtalarını bu kıvrılmış yaprakların alt yüzeyine bırakırlar (Anonymous p). Genç nimfler açık gri renkli, yassı ve kanatsızdır. Vücutları beyaz, yumuşak bir madde ile örtülüdür. Erginler gibi nimflerin de beslenmesi sonucunda yapraklarda kıvrılmalar yani galler (Önuçar, 1983) meydana gelir. Bu galler önce sarımsı renkte iken (Anonymous e, Anonymous o) daha sonraları kahverengine döner ve zaman içerisinde tamamen kurur (Şekil 11). Zararın çoğu nimf döneminde gerçekleşir. Bu zarar defnelerin hem gelişimini hem de görünüşünü olumsuz yönde etkiler (Önuçar, 1983, Lacej, 1994). Şekil 11. Trioza alacris Flor’in zarar şekli Figure 11. Damage of Trioza alacris Flor Mayıs ile eylül arasında iki ya da üç döl verirler. Kışı korunaklı alanlarda ergin olarak geçirirler. Örnekleme alanlarındaki durum: Balıkesir: Bandırma’da bulunan örnekleme alanlarının her ikisinde bulunan bu zararlının, daha çok güneş alan ve münferit olarak dağılan defne ocaklarında daha fazla bulunduğu belirlenmiştir. Bu türün, her iki örnekleme alanında ve her iki örnekleme yılında da arazi çalışmalarının gerçekleştirildiği süreç içerisinde sürekli olarak nimf ve erginlerine rastlanmıştır. Mayıs ayının başlarından itibaren 34 sürgünlerde veyapraklarda beslendikleri tespit edilen T. alacris nimflerinin, daha çok beslenme sonucu oluşan gallerin içerisinde bulundukları belirlenmiştir. Erginlerin ise bu gallerin dışında sürgün veyapraklarda beslendikleri, beslenirken sağa sola sallandıkları ve rahatsız edildiklerinde çok hızlı hareket ederek kaçtıkları gözlenmiştir. Tüm yaz sezonu boyunca faaliyetlerini sürdüren ergin ve nimfler eylül ayının başlarında yeni gelişen sürgünlere geçerek sürgünlerin kıvrılıp kararmasına neden olmuşlardır. 2004 yılının kasım ayının ortalarında yapılan arazi çalışmasında bol miktarda ergine rastlanmıştır. İzmir: Karaburun’da bulunan örnekleme alanlarında 2004 ve 2005 yıllarının mayıs aylarının başlarından itibaren bu zararlının ergin ve nimflerine tüm yaz sezonu boyunca rastlanmıştır. Sadece ağustos ayının ortasında azalan yoğunluk ekim ayının sonuna kadar varlığını sürdürmüştür. Bu zararlının, haziran ayının başlarında ve eylül ayının sonlarına doğru oluşan yeni sürgünlerde yaptıkları beslenme sonucu sürgünlerde özsu kaybına bağlı olarak gelişememe ve kararmalar tespit edilmiştir. Muğla: Bayır köyünde bulunan iki örnekleme alanındaki triozid yoğunluğu Merkez’de bulunan Günnücek Dinlenme Alanı’ndakinden daha az olarak tespit edilmiştir. Hem Bayır’da hem de Merkez’de 2004 yılının nisan ayından itibaren hem ergin hem de nimflere rastlanmıştır. Temmuz ayının sonlarından itibaren her iki alanda da populasyon yoğunluğu azalırken eylül ayının ortasında yapılan gözlemlerde ergin ve nimflere rastlanmamıştır. Mayıs ayından itibaren taze sürgün veyapraklarda nimflerin beslenmeleri sonucu galler ve kıvrılmalar oluşmaya başlamış, ağustos ayından itibaren yapraklardaki bu galler kahverengi renk almış ve eylül ayının sonunda tamamen kurumuşlardır. Bu seyir 2005 yılı için de geçerli olmuştur. Günnücek Dinlenme Alanı’nda populasyon yoğunluğuna bağlı olarak daha fazla zarar tespit edilmiştir. 4.1.2.5. Orthoptera Örnekleme alanlarında gerek defneler üzerinden gerekse çukur tuzaklardan Orthoptera takımına bağlı farklı familyalardan bireyler elde edilmiştir. Elde edilen bireylerin teşhisleri sonucunda otçul türlerin yanısıra, etçil ve çöpçü türlere de rastlanmıştır. Ancak 35 bazı çöpçü olarak nitelendirilen türlerin otçul olduklarına dair kanıtlar da bulunmaktadır. Orthoptera takımına ait otçul türler oburca ve zaman zaman sürüler haline gelerek (Lodos, 1991) konukçu ayırt etmeden beslenmeleri ile oldukça önemli sorunlara yol açabilirler. Daha önce bahsi geçen Otiorhynchus türlerinin aksine çekirgelerin beslenme izleri kendilerine has özellik göstermez. Bu yüzden yapraklar ve sürgünler kenarlardan başlanmak üzere düzensiz bir biçimde kemirilir. Daha ilerideki beslenmelerde yaprağın ayasının yanında damarlar da tamamen tüketilir. Örnekleme alanlarındaki durum: Balıkesir: Bandırma’daki örnekleme alanlarının her ikisinde de örnekleme süresi boyunca, gerek defne üzerinden gerekse çukur tuzaklardan, aynı familyaya ait farklı özellikte çekirgeler elde edilmiştir. Her iki yılda ve her iki alanda da tespit edilen çekirgelerin bir kısmı etçil (Eupholidoptera smyrnensis (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae)), bir kısmı ise otçul (Poecilimon sp. (Orth., Tettigonidae)) olarak teşhis edilmişlerdir. Örnekleme alanlarındaki çekirge populasyonları oldukça düşük seviyede bulunmuştur. Bu yüzden de zarar önemsenecek seviyede görülmemiştir. İzmir: Karaburun’daki örnekleme alanlarında da benzer durum gözlenmiştir. Defne üzerinden alınan ve çukur tuzaklara yakalanan çekirgeler arasında otçul türler Platycleis (Incertana) incerta (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae), Acrometopa servillea (Brulle, 1832) (Orth., Tettigonidae) ve Calliptamus cephalotes (Orth., Acrididae); etçil tür Eupholidoptera smyrnensis (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae) ve çöpçü tür Anadrymadusa ornattipennis (Ramme, 1926) (Orth., Tettigonidae) yer almıştır. Örnekleme alanlarındaki çekirge populasyonları ve zararı oldukça düşük seviyelerde tespit edilmiştir. Muğla: Örneklemenin ilk yılı olan 2004 yılının nisan ayında özellikle Bayır köyünde bulunan birinci örnekleme alanında çok yoğun şekilde Eupholidoptera sp. (Orth., Tettigonidae) nimflerine 36 rastlanmış (Şekil 12) veyaprakların yoğun bir şekilde zarara uğradığı tespit edilmiştir. Ancak daha sonra gerçekleştirilen arazi çalışmalarında aynı populasyon ve zarar yoğunluğuna rastlanmamıştır. Bu durum gözlem yapılan iki yılda ve her üç örnekleme alanında da devam etmiştir. Şekil 12. Eupholidoptera sp. ’nin yoğunluğu ve zarar şekli Figure 12. Damage and population density of Eupholidoptera sp Bu türden başka her üç örnekleme alanında defne üzerinden ve çukur tuzaklardan elde edilen diğer bir otçul tür Poecilimon sp. (Orth., Tettigonidae) olarak teşhis edilirken etçil türler olarak da Bucephaloptera bucephala (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae) ve Eupholidoptera prasina (Brunner von Wattenwyl, 1882) (Orth., Tettigonidae) olarak belirlenmiştir. Ayrıca tüm örnekleme alanlarında kurulan çukur tuzaklarda çok sık ve bol miktarda olmak üzere Gryllomorpha dalmatina (Orth., Gryllidae) bireyleri elde edilmiştir. Chinery (1998), Peham (1993) ve Demirsoy (1990) beslenme rejimine ilişkin bilgi vermemiş ancak Lodos (1991) bu türün şimdilik ekonomik öneme sahip olmadığını belirterek otçul bir rejime sahip olduğunu belirtmiştir. Bu türden başka, daha seyrek olmak üzere Oecanthus sp. ve Arachnocephalus sp. bireylerine de rastlanmış ancak bu türlerin de beslenme rejimlerine ilişkin detaylı veriler elde edilememiştir. 37 4.1.3. Örnekleme alanlarında tespit edilen hastalıklar Bandırma, Karaburun ve Marmaris’te yürütülen araştırmanın sonuçları defnedeki geriye doğru ölüm belirtilerinin birinci derecede sorumlusunun Phomopsis sp. B, C ve Botryosphaeria sarmentorum sp. nov. olduğunu ortaya koymuştur. Bilindiği üzere bu grup üyesi etmenler diğer orman bitkilerinde de benzer belirtilere neden olabilmektedir (Alves et al., 2004; Kaneko and Kaneko, 2004; Laundon, 1973; Luque et al., 2000; Phillips, 1998; Przybył, 2002; Vujanovic et al., 2000). Araştırmada saptanan ve ikinci derecede geriye doğru ölüm belirtilerinden sorumlu olan etmenler ise Phoma sp., Phomopsis sp. A, Seimatosporium lichenicola (Corda) Shoemaker & E. Müll., ve Hendersonula sp. olarak saptanmıştır. Yaprak leke veyanıklıklarının ekonomik bir önemde bulunmadığı çalışmada bu leke veyanıklıklardan sorumlu olan türlerin önem sırasına göre Phomopsis sp. B, C, Colletotrichum gloeosporioides (Penz.) Penz. & Sacc., Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium (Pers.) Grove olduğu belirlenmiştir (Çizelge 5). Çizelge 5’de yer alan etmenlerin tümünün teşhisi CBS’de gerek konvansiyonel gerekse de moleküler tekniklerle teyid edilmiştir. Ancak teşhis çalışmaları çoğu kez spesifik bir türe ulaşmak için yeterli olmamıştır. Bu nedenle CBS adı geçen izolatların büyük bölümününün bilim için yeni olabileceğini ve üzerinde ileri düzeyde çalışmaların yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Sonuçta bu araştırma kapsamında elde edilen ve ilk olduğu düşünülen bu kültürlerin dünya araştırıcılarının kullanımına açılmış olması, projenin dünya literatürüne bir katkısı olarak değerlendirilebilir. 38 Çizelge 5. Patojen izolatlar ve bunların Batı Anadolu Bölgesindeki dağılımı Table 5. Pathogen isolates and distributions in West Anatolia region PatojenFunguslar 1. 2. 3. 4. Lokasyon Lokasyon Lokasyon Lokasyon + + +/+ +/+ + + Phomopsis sp. B Botryosphaeria sarmentorum +/+/+ Seimatosporium lichenicola Phomopsis sp. C + +/+ +/Phoma sp. + +/+/+/+/+/+/+/Colletotrichum gloeosporioides Hendersonula sp. +/+/+/+/Phomopsis sp. A +/+/+/+/Paraconiothyrium sp. + + Colletotrichum dematium +yoğun bulunuyor, +/- bulunuyor, - bulunmuyor 1. Lokasyon: Ambarseki, Karaburun, İzmir 2. Lokasyon: Kapıdağ Yarımadası, Bandırma, Balıkesir 3. Lokasyon: Günnücek, Marmaris, Muğla 4. Lokasyon: Bayır, Marmaris, Muğla Etmenlerin büyük bölümü dört farklı lokasyonda da saptanmasına rağmen Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium sadece üçüncü lokasyonda saptanmış diğer bölgelerde tespit edilememiştir. Bunun yanında diğer bölgelerde yaygın olarak saptanan Seimatosporium lichenicola ise sadece üçüncü lokasyonda saptanamamıştır (Çizelge 5). 39 5. TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER Balıkesir (Bandırma), İzmir (Karaburun) ve Muğla (Merkez ve Bayır köyü)’da alınan örnekleme alanları yapısal olarak birbirine benzer ve farklı özellikler göstermektedir. Örneğin Bandırma’da bulunan örnekleme alanlarının her ikisi de Muğla Merkez’de bulunan Günnücek Dinlenme Alanındaki örnekleme alanıyla taban arazi olması bakımından benzerlik göstermektedir. Diğer taraftan Bayır köyü’nde bulunan iki örnekleme alanı Karaburun’da bulunan örnekleme alanlarıyla daha kurak ve sarp yapıları itibariyle benzerlik göstermektedir. Örnekleme alanlarının tamamında elde edilen zararlılar Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col., Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı bazı türler olarak saptanmıştır. Örnekleme alanlarının benzerlikleriyle bu zararlıların bazılarının mevcudiyetleri arasında da paralellik olduğu tespit edilmiştir. Lepidoptera takımına bağlı Cacoecimorpha pronubana (Hübner) (Lep., Tortricidae) sadece Bandırma’daki örnekleme alanlarında belirlenmiş ve yoğunlukları iki örnekleme alanında farklılık göstermiştir. Karaburun, Bayır ve Günnücek örnekleme alanlarında bulunmayan bu zararlı, defne programı çerçevesinde yürütülmekte olan diğer defne projeleri kapsamında Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü serasında ve Urla Merkez’de kurulu örnekleme alanlarından alınan örneklerde de saptanmıştır. C. pronubana yaygın olduğu ülkelerde yılda dört, bazen altı generasyon verebilmektedir. Çalışma alanında da mayıs ortalarından temmuz ortalarına kadar ve eylül başından ekim ayının ortalarına kadar larvaları görülmektedir. 24 °C’de 12 günde bir generasyonunu tamamladığı düşünüldüğünde Marmara Bölgesi koşullarında da dört generasyon verebileceğini söylemek mümkündür. Bu zararlı yaygın olduğu ülkelerde Bulgular kısmında da belirtildiği üzere geniş bir doğal düşman populasyonuna sahiptir. Bu türlerin önemli bir bölümünü Diptera takımına ait Tachinidae familyasına bağlı türler oluşturmaktadır. Çalışma sırasında teşhis sonuçları henüz elde edilemeyen bazı tachinid türler saptanmıştır. Bu 40 durum ülkemizde de yararlı populasyonun etkili olabileceğini düşündürmektedir. Doğal düşman populasyonunun varlığına rağmen generasyon sayısının fazla olduğu düşünülerek özellikle Balıkesir koşullarında zararlıya yönelik gözlemlerin sürdürülmesinde yarar vardır. Yine aynı familyaya bağlı Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae)’a örnekleme alanlarının hiçbirinde aktif halde rastlanmazken, Günnücek Dinlenme Alanında kurulu çukur tuzaklarda az sayıda ergin bireylere rastlanmıştır. Ancak, C. pronubana’da olduğu gibi enstitünün diğer bölümlerince İzmir’de yürütülmekte olan proje deneme alanlarından da az sayıda ergin elde edilmiştir. A. rosanus özellikle meyve ağaçlarında zararlı olan ve gerek biyolojik gerekse kimyasal mücadelesi yapılan bir zararlıdır. Yılda tek generasyon veren bu zararlının gelecekte oluşturabileceği ekonomik zarar nedeniyle gözlem altında tutulmasında fayda vardır. Coleoptera takımına bağlı Curculionidae familyasından olan Otiorhynchus türleri ve zararı Bandırma ve Karaburun’da daha yoğun olarak görülmüştür. Özellikle taşlık yani saklanma ihtimalleri daha fazla olan yerlerde ve serin olan gölgelik defnelerde daha yoğun olarak zarar yaptıkları tespit edilmiştir. Yapraklarda alan kaybına ve kalite bozukluğuna sebep olsalar da çalışma alanlarında çok yoğun zarara neden olmadıkları saptanmıştır. Bu nedenle çalışma alanlarında bu zararlıya karşı özel bir önlem almaya gerek olmadığı düşünülmektedir. Tüm örnekleme alanlarında görülen Trioza alacris Flor (Hom., Triozidae) diğer zararlılar arasında en yoğun olarak gözlenen zararlıdır. Ancak bu zararlının özellikle daha taban arazide ve su seviyesinin yüksek olduğu alanlardaki defnelerde çok daha yoğun zarara neden olduğu gözlenmiştir. Örneğin Muğla Merkez’de bulunan Günnücek Dinlenme Alanında bulunan örnekleme alanı ve Bandırma’daki örnekleme alanları bu özelliktedir ve zarar yoğunluğu yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte Günnücek ve Bandırma’daki örnekleme alanlarına nazaran daha kurak ve sarp bir yapıya sahip olan Karaburun’daki örnekleme alanlarındaki triozid yoğunluğu diğer alanlara nazaran daha düşük bulunmuştur. Defne programı dahilinde yürütülen diğer çalışmaların deneme ve örnekleme alanlarında da benzer durumlar gözlenmiştir. 41 Deneme alanlarında en yüksek oranda görülen triozidlerin sadece yapraklarda değil sürgün uçlarında da beslenerek bitkinin gelişmesini olumsuz etkiledikleri ve uygun koşullarda partonogenetik olarak hızla çoğalabilecekleri düşünüldüğünde, defnede belirlenen diğer zararlılar arasında bu türün daha dikkatle izlenmesi gerektiği ve ileride mücadeleye yönelik çalışmaları gerektirebileceği açıkça ortaya çıkmaktadır. Genel zararlılar sınıfında değerlendirilen ve polifag olan çekirgeler ise en yoğun olarak Bayır köyü’nde, örneklemenin ilk yılında, ilkbahar başlangıcında kısa bir dönem içerisinde görülmüştür. Bu durum haricinde çekirgelere örneklemelerin devam ettiği dönem içerisinde az miktarlarda rastlanmıştır. Kurulan çukur tuzaklara yakalanan Orthoptera takımına bağlı türler bol miktarlarda görülmüş, ancak bu türlerin beslenme rejimleri hakkındaki bilgiler tatmin edici cevaplara ulaşmayı engellemiştir. Örneğin çöpçü olarak nitelendirilen ancak bazı literatürde otçul olarak sınıflandırılan türler bulunmaktadır. Bunun yanında çukur tuzaklarda her zaman ve bol miktarlarda bulunan Gryllomorpha dalmatina türünün beslenme rejimiyle ilgili net bir bilgiye de rastlanmamıştır. Bu zararlıların dışında ağaç formunu almış olan defnelerin alt dallarındaki yapraklarda kabuklu bitlere (Hom., Diaspididae) rastlanmıştır. Yurt dışında yapılan çalışmalarda bu kabuklu bitlerin Aulocaspis tubercularis (Anonymous k) ve Aonidia lauri (Anonymous b, Intini et al., 2000, Landi et al., 1994) olduğu ve bazı durumlarda mücadeleye ihtiyaç duyulacak kadar yoğun olarak bulunduğu belirtilmektedir. Ancak yapılan bu çalışmada örnekleme alanlarında kabuklu bit yoğunluğu çok düşük seviyelerde tespit edilmiştir. Sonuç olarak entomolojik açıdan; C. pronubana yılda dört generasyon verebilmesi, T. alacris ise tüm alanlarda yoğun olarak bulunması sebebiyle gözlem altında tutulması ve gerektiğinde üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılabilecek türler olarak saptanmıştır. Örnekleme alanlarında hastalıklardan kaynaklanan verim kayıpları en yoğun olarak Kapıdağ Yarımadası/Bandırma ve Ambarseki/Karaburun’da gerçekleşmiştir. Bunun olası nedenlerinden ilki (i) bu iki lokasyondaki bitkilerin genel olarak ağaç formunda bulunması, bunun da hastalıkların yaşam çemberlerinde devamlılık 42 sağlayarak, inokulum potansiyellerini yıldan yıla artırmalarına olanak sağlamasıdır. Bunun yanında (ii) bu iki alandaki bitkilerin doğal açıklıklarda yayılış göstermesi onların ekolojik koşullardan Marmaris’te bulunan diğer iki bölgeye göre daha çok etkilenmelerine de neden olmaktadır. Üstelik bu etki, bu iki bölgenin yıllık yağış miktarının düşük olması nedeniyle daha da artmaktadır. Bu da normal koşullarda kendilerini patojenlere karşı korumakta yeterli olan bitkilerin stres koşulları nedeniyle patojenlerine predispoze olmasına neden olmaktadır (Snyder and Baker, 1970). Diğer taraftan, Marmaris’deki örnekleme alanından ilki olan Günnücek’te bitkiler ekolojik faktörlerin olumsuz etkisinden kısmen dağın yamacında kalmaları ve diğer bitkilerle olan karışım halindeki yayılışları nedeniyle daha az oranda etkilenmektedir. Marmaris’teki ikinci lokasyon olan Bayır’da ise bitkiler tamamen kızılçam örtüsü altında yayılış göstermektedir. Üstelik, bu bölgede, hasat döneminde bitkilerin hemen hemen tüm topraküstü kısımlarının yok edilircesine budanması hastalık etmenlerini ortamdan uzaklaştırdığı için patojen inokulum potansiyelini de oldukça azaltmaktadır. Özetle, Marmaris’te hasat alışkanlıkları ve bu coğrafyada bitkiler için olumsuz bir ekolojinin bulunmaması, adı geçen bölgede hastalık etmenlerinin yaygın ancak ekonomik bir zarardan uzak olmasını sağlamaktadır. Sonuç olarak fitopatolojik yönden ülkemizde defne üzerinde yürütülen ilk çalışma olma niteliğindeki bu araştırmayla bitkideki mevcut patojen toplulukları saptanmış ve bunlardan şu an için problem olanları belirlenmiştir. Dünyada söz sahibi olduğumuz bu bitki üzerinde önümüzdeki zaman diliminde fitopatolojik alanda yürütülmesi gereken çalışma konuları arasında, geriye doğru ölüm belirtilerinden sorumlu etmenlere öncelikli yer verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır. Bu alanda oluşturulacak savaşım stratejilerine acil ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. 43 ÖZET Önemli odun dışı ihraç ürünlerimizden olan defnenin hastalık ve zararlılarının belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışma Batı Anadolu Bölgesini temsilen kuzeyde Balıkesir ili Bandırma ilçesine bağlı Aşağıyapıcı köyü; merkezde İzmir ili Karaburun ilçesi Ambarseki köyü ve güneyde Muğla ili Marmaris ilçesi Bayır köyü ve merkezde Günnücek dinlenme alanında yürütülmüştür. Örnekleme alanlarının tamamında defne ocaklarında yapraklarda, sürgünlerde, dallarda ve gövdelerde zarar yapan türler belirlenmiş ayrıca bitkinin üzerinden elde edilemeyen zararlılar için çukur tuzaklar kullanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen zararlılar Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col., Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) ve Orthoptera takımına bağlı bazı türler olarak saptanmıştır. Bu türler arasında en yaygın ve en fazla zararı T. alacris oluştururken, C. pronubana yılda ortalama dört generasyon vermesi ile özellikle Bandırma’da izlenmesi gereken bir zararlı olarak tespit edilmiştir. Defne hastalıkları ise yapraklarda, yıllık sürgünlerde ve dallarda araştırılmıştır. Uç sürgünlerdeki taze hastalıklı nekrozlardan veyaprak lekelerinden izole edilen funguslar tanılanmış ve bunlardan bazılarının patojenisiteleri belirlenmiştir. Bu grubun en ön plana çıkan üyeleri Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp. C ve Phoma sp.’dir. Daha az oranda saptanan diğer türler ise Seimatosporium lichenicola, Colletotrichum gloeosporioides, Hendersonula sp., Phomopsis sp. A, Paraconiothyrium sp. ve Colletotrichum dematium’dur. Defnede geriye doğru ölümlerden sorumlu olan birinci gruptaki patojenler üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılması ve savaşımına yönelik stratejilerin belirlenmesine ihtiyaç olduğu kanısına varılmıştır. 44 SUMMARY The aim of this study was to determine the diseases and pests of Laurus nobilis (L.), which is one of the Turkey’s important nonwoody exported products. The researches have been applied in Balıkesir- Aşağıyapıcı Village, İzmir- Ambarseki Village and MuğlaMarmaris (2 locations: Bayır Village and Günnücek Holiday Camp). In all research sites, the pests on leaves, shoots, branches and barks have been defined. In addition, hole traps were used. As the result, Cacoecimorpha pronubana (Hübner), Archips rosanus (Linnaeus) (Lep., Tortricidae), Otiorhynchus ovalipennis (Col., Curculionidae), Trioza alacris Flor. (Hom., Triozidae) and some species related to Orthoptera were determined as pests of L. nobilis. Among these pests, T. alacris was the most widespread, with the most damage. In addition, since it has some to 4 generations annualy, C. pronubana is advised to be pursued, especially in Bandırma. Laurel diseases and their sources were investigated in leaves, current-year twigs and branches. Fungi isolated from the apical parts of shoots showing fresh necroses and leaf spots were identified and the pathogenicity of some of them was determined. Some species were isolated at all four sites; the most consistent members of this group were Phomopsis sp. B, Botryosphaeria sarmentorum, Phomopsis sp. C and Phoma sp. Other less frequently recovered species were Seimatosporium lichenicola, Colletotrichum gloeosporioides, Hendersonula sp., Phomopsis sp. A, Paraconiothyrium sp. and Colletotrichum dematium. The isolation frequencies of the dominant species, as well as other less frequent species, were significantly dependent on the sampling site. The degree of pathogenic infection and the diversity of fungal species were significantly higher in the spring. 45 KAYNAKLAR DİZİNİ Anonymous a http://findikci.net/rosanus.htm Anonymous b http://ip30.eti.uva.nl/bis/diaspididae.php?menuentry=soorten& id=82 Anonymous c http://ip30.eti.uva.nl/bis/tortricidae.php?menuentry=soorten&i d=140 Anonymous d http://ip30.eti.uva.nl/bis/tortricidae.php?selected=beschrijving &menuentry=soorten&id=130 Anonymous e http://psyllids.org/psyllidsPests.htm Anonymous f http://ukmoths.org.uk/show.php?bf=981 Anonymous g http://ukmoths.org.uk/show.php?bf=985 Anonymous h http://www.agf.gov.bc.ca/cropprot/tfipm/leafrollers.htm Anonymous i http://www.bioimages.org.uk/HTML/T102219.HTM Anonymous j http://www.denizlitarim.gov.tr/modules.php?name=Content&p a=showpage&pid=312 Anonymous k http://www.doacs.state.fl.us/pi/enpp/ento/aulacaspistubercularis.html Anonymous l http://www.ejpau.media.pl/volume6/issue2/horticulture/art07.html Anonymous m http://www.entomology.umn.edu/cues/IPMtrees/H.htm Anonymous n http://www.eppo.org/QUARANTINE/insects/Cacoecimorpha_ pronubaNa/TORTPR_images.htm Anonymous o http://www.giardinare.it/fitoi02.html Anonymous p http://www.macdisk.com/galerie/trioza.en.php Anonymous r http://www.rhs.org.uk/advice/profiles0500/sucker.asp 46 Anonymous s http://www.tagem.gov.tr/yayinlar/kitap1/yaprakbuken.html Alves, A., A. Correia, J. Luque, and A. J. L. Phillips, 2004. Botryosphaeria corticola, sp. nov. on Quercus species, with notes and description of Botryosphaeria stevensii and its anamorph, Diplodia mutila. Mycologia 96: 598–613. Başer, C., 2000. Sustainable wild harvesting of medicinal and aromatic plants: an educational approach, Harvesting of nonwood forest products seminar proceedings. İzmir. Bene-G-del, Del-Bene-G., 1984. Observations on the biology of Dynaspidiotus britannicus (Newstead) (Homoptera: Diaspididae) and its natural enemies in Tuscany. Redia, 47:323-336. Ceylan, G., 1999. Dış mekan süs bitkileri ve peyzajda kullanımları. Flora Yayınları, İstanbul. Chinery, M., 1998. Collins Guide to the Insects of Britain and Western Europe. Harper Collins Publishers, London, 320 p. Collado, J., G. Platas, and F. Peláez. 1996. Fungal endophytes in leaves, twigs and bark of Quercus ilex from Central Spain. Nova Hedwigia 63: 347-360. Davis, P. H., 1982. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol. 7, pp. 534-535. De Hoog, G. S., and J. Guarro, 1995. Atlas of clinical fungi. Baarn and Delft, The Netherlands: Centraalbureau voor Schimmelcultures. Reus, Spain: Universitat Rovira I Virgili. Dekle, G. W., 2001. Red Wax Scale, Ceroplastes rubens Maskell (Insecta: Homoptera: Coccidae). http://creatures.ifas.ufl.edu Demirsoy, A., 1990. Yaşamın temel kuralları omurgasızlar, Böcekler Entomoloji, 942 s. DİE, 2001. Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara. Domsch, K. H. and W. Gams, 1980. Compandium of soil fungi. Academic Press, 859 p. Ellis, M. B., 1993. Dematiaceous Hyphomycetes. Cab International, 608 p. 47 Gilman, J. C., 1959. A manual of soil fungi. The Iowa State University Press, 450 p. Halperin, J., 1986. Otiorhynchus- a genus of Coleoptera new to Israel. Phytoparasitica 14(2): 147. Halstead, AJ, 1982. Foodplants of Pulvinaria regalis Canard (Hem: Coccidae) in England. Proceedings and Transactions of the British Entomological and Natural History Society, 15: 1-2, 46. Hollis, D. and J.H. Martin, 1997. Jumping plantlice (Hemiptera: Psylloidea) attacking avocado pear trees, Persea americana, in the New World, with a review of Lauraceae-feeding among psylloids. Bulettin of Entomological Research 87: 471-480. Intini, M., Panconesi, A., Parrini, C., 2000. Malattie dele alberature, in ambiente urbano. Consiglio Nazionale dele Ricerche. ISBN 88-87585-06-7, Firenze, Italy. Kaneko, R. and S. Kaneko, 2004. The effect of bagging branches on levels of endophytic fungal infection in Japanese beech leaves. Forest Pathology 34: 65-78. Keskin, B., 2005. İzmir İlinde Bulunan Otiorhynchus Germar, 1822 (Coleoptera, Curculionidae) Cinsine Bağlı Türler Üzerinde Sistematik Araştırmalar. E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Bornova, İzmir, 209 s. Kılıç, A., 2000, Defne (Laurus nobilis L.) uçucu yağında koku kalitesini belirleyen bileşikler. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi. Klimaszewski, S., M. ve Lodos, N, 1979. Further data about jumping plant lice of Turkey (Homoptera, Psylloidae). Türkiye Bitki Koruma Dergisi, 3:1, 3-16. Lacej, F., 1994. The biology, spread and control of the laurel flea (Trioza alacris). Bujqesia-Shqiptare, No. 2, 18-20. Landi, S., Bene, G. del, Del, Bene G., 1994. Bio-ecolojical observations on Aonidia lauri (Bouche) (Homoptera, Diaspididae). Redia 77(1): 33-45. 48 Laundon, G. F., 1973. Botryosphaeria obtusa, B. stevensii, and Otthia spiraeae in New Zealand. Transactions of the British Mycological Society 61: 369–374. Lodos, N., 1991. Türkiye Entomolojisi (Genel Uygulamalı ve Faunistik), Cilt I (III. Basım). Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 282, Bornova-İzmir, 364 s. Lodos, N., Önder, F., Pehlivan, E. ve R. Atalay, 1978. Ege ve Marmara Bölgesinin Zararlı Böcek Faunasının Tespiti Üzerinde Çalışmalar (Curculionidae, Scarabaeidae (Coleoptera); Pentatomidae, Lygaeidae, Miridae (Heteroptera)). T.C. Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü, Ankara. Longo, S., 1985. Morphological and bio-ethological observations on Ceroplastes japonicus Green (Homoptera: Coccidae) in Italy. Atti XIV Congresso Nazionale Italiano di Rntomologia sotto gli auspici dell’Accademia Nazionale Italiana di Entomologia, della Societa Entomologica Italiana e della International Union of Biological Sciences. Palermo – Erice – Bagheria, 28 maggio-1 giugno, 185-192. Luque, J., J. Parladé, and J. Pera, 2000. Pathogenicity of fungi isolated from Quercus suber in Catalonia (NE Spain). Forest Pathology, 30: 247-263. Malumphy, C., 1997. Laurel scale, Aonidia lauri (Bouche) (Homoptera: Coccoidae, Diaspididae), a pest of bay laurel, new to Britain. Entomologist’s – Gazete, 48:3, 195-198. Önder, F., 1993. Entomoloji Ders Notları. E. Ü. Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Ders Notları. Önuçar, A., 1983. İzmir ve Çevresinde Bitkilerde Zararlı Psyllid (Hom., Psyllinea) Türlerinin Tanınmaları, Konukçuları ve Taksonomileri Üzerinde Araştırmalar. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, İzmir Bölge Zirai Mücadele Araş. Enst. Mdr., Araştırma Eserleri Serisi No: 44, Ankara, 122 s. Özay, F.Ş., 1997. Marmara Bölgesinde Söğütlerde Zarar Yapan Böcekler, Orman Bakanlığı, Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Teknik 49 Bülten No:183, O.B. Yayın No: 056, Müdürlük Yayın No: 218, İzmit. Peham, H., 1993. Insekten, Die größte, schönste und geheimnisvollste Tiergruppe. Phillips, A. J. L., 1998. Botryosphaeria dothidea and other fungi associated with excoriose and dieback of grapevines in Portugal. Journal of Phytopathology 146: 327–332. Przybył, K., 2002. Fungi associated with necrotic apical parts of Fraxinus excelsior shoots. Forest Pathology, 32: 387-394. Roth, L., Daunderer, M., Kormann, K., 1994. Giftpalnzen planzengitye, VOrkommen-Wirkung. Therapies, 4. Überarbeitete, Lensberg/Lech ecomed. Selek, F., 1998. İzmit ve Adapazarı Yöresinde Kavaklarda Zarar Yapan Lepidoptera Türleri, Orman Bakanlığı, Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Çeşitli Yayınlar Serisi No:13, O.B. Yayın No: 059, Müdürlük Yayın No: 220, İzmit. Sinclair, W. A., H. H. Lyon and W. T. Johnson, 1987. Diseases of Trees and Shrubs. Cornell University Pres, 575 p. Snyder, W. C. and K. F. Baker, 1970. Ecology of Soil-Borne Plant Pathogens. University of California Press, 571 p. Sutton, B. C., 1980. The coelomycetes. Kew, UK: Commonwealth Mycological Institute. Toros, S., 1992, Park ve Süs Bitkileri Zararlıları, Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yayınları: 1266, Ders Kitabı: 363, Ankara, 165 s. Vujanovic, V., M. St-Arnaud and P. J. Neumann, 2000. Süsceptibility of cones and seeds to fungal infection in a pine (Pinus spp.) collection. Forest Pathology, 30: 305-320. 50