Untitled - Ahmet Yesevi Üniversitesi

Transkript

Untitled - Ahmet Yesevi Üniversitesi
YAZ
2013
SAYI
45
AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ HABER BÜLTENİ
Ahmet Yesevi Üniversitesi Adına Sahibi
Prof. Dr. Osman HORATA
Mütevelli Heyet Başkanı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ahmet Şevki ZENGİN
Genel Sekreter
Yayın Yönetmeni
Serap ARIKAN
Kazakça
Doç. Dr. Nursulu ÇETİN
Türkistan'dan Fotoğraflar
Oraz NAZAROV
GRAFİK-TASARIM-BASKI
www.sfn.com.tr
Tel : 0 312 472 37 73
YÖNETİM YERİ
Taşkent Cad. 10. Sk. No: 30
06490 Bahçelievler / ANKARA
Tel
: 0 312 216 06 00
Faks
: 0 312 215 22 09
e-posta : [email protected]
www.yesevi.edu.tr
Değerli Okuyucular,
2013 yılının ilk yarısı üniversitemiz açısından önemli gelişmelerin yaşandığı
bir dönem oldu. Dışişleri Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, yoğun
programları arasında Üniversitemizi ziyaret etti. Üniversitemiz de,
kendilerine Türk Dünyası arasındaki ilişkilere yaptığı büyük katkılar
sebebiyle uluslararası ilişkiler alanında fahrî profesörlük beratını takdim etti.
Sayın Davutoğlu’nun, törende öğrencilerimize hitaben yaptığı konuşma,
derin bir felsefi ve mesleki birikimle Türk dış politikasının birleştiği ufku
göstermesi bakımından son derece önemliydi. Sayın Bakanımızın, yeni
bir medeniyet inşa sürecinde Yesevi’den alınan emaneti gelecek nesillere
taşıma konusunda üniversitemizin misyonu konusunda söyledikleri
Yesevi ailesinin mensuplarına önemli sorumluluklar yüklemekteydi.
Bu yoldaki çabalarımızın akademik yönünü gösteren, Orta Asya’da
İslam konusunu ele alan, başta Dışişleri Bakanımız olmak üzere çok
sayıda yazarın makalelerinden oluşan üç ciltlik çalışmayı, okuyucularla
buluşturduk. Uluslararası Türkoloji Kongrelerinin beşincisinin de ana
temasını medeniyetler arası ilişkilere ayırdık. Ayrıca Türk Dünyası Âşıklar
Şenliğinin dördüncüsünün ev sahipliğini üstlenerek, farklı coğrafyalardan
gelen ozanlarımızı Dede Korkut’un topraklarında bir araya getirdik.
Üniversitemizin gelişimi konusunda beş yıl kader birliği yaptığımız değerli
rektörümüz Prof. Dr. Lesbek Taşimov da bayrağı, değerli, genç bir bilim
adamı olan Prof. Dr. Valihan Abdibekov’a devretti. Devir teslim töreni,
Mütevelli Heyet üyelerimizin huzurlarında, son derece dostane bir havada
gerçekleşti. Sayın Taşimov’a üniversitemize olan büyük katkıları için
teşekkür ediyor, Sayın Abdibekov’a başarılı bir görev dönemi diliyoruz.
Yeni sayıda buluşmak ümidiyle,
YAYIN TÜRÜ
Yaygın Süreli
Prof. Dr. Osman Horata
BASIM TARİHİ
25.07.2013
İ Ç İ N D E K İ L E R
Dışişleri Bakanı Davutoğlu üniversitemizin fahrî profesörü oldu
Dünya Türkologları üniversitemizin konuğu oldu
Mütevelli Heyet Üyeleri Türkistan’da bir araya geldi
Ahmet Yesevi Üniversitesinde bayrak değişimi
Ahmet Yesevi Üniversitesinin kalitesi ve Bologna Sürecine
uygunluğu tescillendi
Ahmet Yesevi Üniversitesi eğitimde uzakları
yakınlaştırmaya devam ediyor
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden örnek bir sosyal
sorumluluk hizmeti
Öğretim elemanlarımıza “Tıbbî Eğitimci Eğitmeni” sertifikası
Türk Dünyası âşıkları Türkistan’da buluştu
Avrasya Araştırma Enstitüsü Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin
ekonomik boyutunu uzmanlarıyla tartıştı
Ahıska Türkleri: Bir Sürgün Hikâyesi
Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Horata’nın Türkistan gezisi
Bir kitaba sığdırılan 20 yıl
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerinin mezuniyet heyecanı
1
16
21
24
32
33
35
49
52
53
54
54
55
55
56
56
36
39
44
57
45
46
47
48
60
61
63
65
59
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri Türkiye üniversitelerinde
Türkistan’da sünnet şöleni
Çanakkale Şehitlerine vefa
Türkistan’da Nevruz kutlamaları
Üniversitemize teşekkür konseri
Yesevililerden Gençlik ve Birlik konserleri
Küçüklerden büyük kutlama
Yesevi’de Kutlu Doğum Haftası coşkusu
7. Türk Dünyası Kurultayı Ahmet Yesevi Üniversitesinin
ev sahipliğinde gerçekleştirildi
Yesevi Sanat Topluluğu Türk Dünyası’nın renklerini
Türkiye’ye taşımaya devam ediyor
Ahmet Yesevi Üniversitesi sünnet olan kimsesiz çocukları
yalnız bırakmadı
Yesevi - TRT işbirliği
Yayınlar
Basında Ahmet Yesevi Üniversitesi
Eski Rektör Yardımcılarımızdan Şerif Aktaş’ı kaybettik
HABER
Dışişleri Bakanı Davutoğlu
üniversitemizin fahrî profesörü oldu
Сыртқы істер министрі Давутоғлу университетіміздің
«Құрметті профессоры» болды
DAVUTOĞLU:
"Sizler bu
üniversitede
ders okutan
ama aslında
Ahmet Yesevi’nin
talebesi olan
hocalar ve sizler,
bu üniversiteden
feyiz almak, ilim
almak için gelmiş
öğrenciler, bu
anlamda çok
şanslısınız. Çünkü
üzerinde ilim
tahsil ettiğiniz
bu topraklar
medeniyetimizin
rahmi olan
topraklardır."
Üniversitemizi ziyaret eden Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu Türk Dış Politikasının
en önemli ilham kaynağının Ahmet
Yesevi olduğunu söyledi
Университетімізге келген Сыртқы істер
министрі Ахмет Давутоғлу Түркия сыртқы
саясатының ең маңызды шабыт бастауы
Ахмет Ясауи екендігін айтты.
A
A
hmet Yesevi Üniversitesinin 90’larda başlayan yeni dönemin sembolü olduğunu söyleyen Davutoğlu “Ahmet Yesevi adına kurulan
bir üniversitede yetişen nesil, dünyanın her köşesine onun ışığını, emanetini taşıyacak nesiller
yetiştirmekle sorumludur” dedi.
Üniversitemizin fahrî profesörlük beratı takdim
edilen Davutoğlu Ahmet Yesevi üzerine ders verme arzusunu da dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 26-28 Nisan 2013 tarihlerinde Afganistan’da istikrarın sağlanması amacıyla Türkiye’nin girişimleriyle başlatılan, “İstanbul Süreci Dışişleri Bakanları Toplantısı”nın üçüncüsüne katılmak üzere
Kazakistan’daydı. İlk olarak Almatı’da temas-
хмет Ясауи университетінің 90-жылдарда басталған жаңа кезеңнің символына
айналғанын атап өткен Давутоғлу «Ахмет Ясауи атындағы университетте жетіліп шыққан
жастар әлемнің әрбір түкпіріне оның сәулесін,
аманатын алып баратын ұрпақ жетілдіруге жауапты» деді.
Университетіміздің «Құрметті профессор»
атағын алған Давутоғлу Ахмет Ясауи туралы
дәріс оқығысы келетіндігін білдірді.
Түркияның Сыртқы істер министрі Ахмет Давутоғлу 26-28 сәуір 2013 жылы
Ауғаныстанда
тұрақтылықтың
орнығуы
мақсатында
Түркияның
бастамасымен
жүзеге асқан «Ыстанбұл үдерісі Сыртқы
істер министрлері жиналысының» үшінші
басқосуына қатысу үшін Қазақстанға келді.
Алдымен Алматыда кездесулер өткізген
ДАВУТОҒЛУ:
«Сіздер, осы
университетте
дәріс беретін
ал шын мәнінде
Ахмет Ясауидің
ізбасарлары
ұстаздар, және
сіздер, осы
университетке
білім алу үшін,
ғылым алу үшін
келген студенттер
осы тұрғыдан өте
бақыттысыздар.
Өйткені, сіздер
ғылыммен
айналысып жүрген
осы жерлер –
өркениетіміздің
бесігі болған
жерлер. Өйткені,
сіздер ғылыммен
айналысып жүрген
Ахмет Ясауидің
мекені – заман
мен мекенді
асқан сол терең
мәдениет туылған
өңір мен мекен.»
AYHABER 1
HABER
DAVUTOĞLU:
"Ahmet
Yesevi,
görünen ve
görünmeyen
talebeleri
üzerinden
aslında bizim
tarihimiz ve
idrakimiz
açısından
metafizikle
metafizik,
tarihle tarih
ötesi arasında
bir yerdedir.
Bizi tarihe
bağlar, tarihî
varlığımızı da
tarih ötesiyle
irtibatlandırır."
larda bulunan Davutoğlu Almatı’dan sonra Türk
Dünyası’nın manevi başkenti Türkistan’a geçti.
Davutoğlu’nun Türkistan’daki ilk adresi ise Ahmet Yesevi Üniversitesi oldu. Dışişleri Bakanının
ziyareti nedeniyle üniversitemizde bir tören düzenlendi. Törene Ahmet Yesevi Üniversitesi yöneticileri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Törenin açış konuşmasını Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman
Horata yaptı. Horata, öncelikle yoğun programına rağmen üniversitemizi ziyaret eden Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu’na teşekkür etti. Horata, 1991’de temelleri atılan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinin, başta Kazakistan olmak üzere Türk ve Akraba Topluluklarından binlerce öğrenciyi içinde barındıran bir eğitim kurumu olduğunu vurgulayarak; “Ahmet Yesevi Üniversitesi, sadece bu bölgeye değil, Ahmet Yesevi atanın dünyanın dört bir yanına yayılan, dilleri, dinleri farklılaşsa da tarih ve talih birlikteliğine sahip
evlatlarına yapılan bir yatırımdır. Bugün on dört
ülke ve otuza yakın Türk ve Akraba Topluluktan
öğrencileri içinde barındıran bu üniversite, Türk
ve Akraba topluluklar arasında güçlü bir bilim ve
kültür köprüsüdür.” dedi.
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Lesbek Taşimov,
Türkiye’den gelen misafirleri “Atayurdunuza hoş
geldiniz” diyerek selamladı. Rektör Vekili Prof.
Dr. Salih Aynural Bakan Davutoğlu’nun özgeçmişi hakkında bilgi verdi.
Karşılama konuşmalarının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Türkiye-Kazakistan
ilişkilerinin geliştirilmesine yaptığı katkılardan dolayı Rektör Prof. Dr. Lesbek Taşimov tarafından
ДАВУТОҒЛУ: fahrî profesörlük beratı takdim edildi ve üniversi«Ахмет Ясауи
tenin profesörlük cübbesi giydirildi.
мәлім және
беймәлім
ізбасраларымен
негізінде біздің
тарихымыз
бен санамыз
тұрғысынан
физика мен
метафизика,
тарих пен
тарихтың арғы
жағы арасында
бір жерде.
Бізді тарихпен
байланыстырып,
болмысымызды
болса тарихтың
арғы жағымен
ұштастырады.
Оның
Арыстанбабтан
алған аманаты
негізінде таухит
аманаты еді.»
2 AYHABER
Sonrasında kürsüye çıkan Dışişleri Bakanı Davutoğlu , “Sizleri Anadolu’dan getirdiğim en kalbî
selamlarla ve muhabbetle selamlıyorum” diyerek
sözlerine başladı. Davutoğlu, konuşmasının ilk
bölümünü Hoca Ahmet Yesevi’ye ayırdı. Ahmet
Yesevi Üniversitesinden fahri profesörlük almanın kendisi için büyük onur olduğunu vurgulayan Davutoğlu “ama onurların en büyüğü Ahmet
Yesevi’nin talebesi olabilmek… Hiçbir unvan, bu
büyük üstadın manevi talebesi olmaktan daha
kutsi, anlamlı ve onurlu değildir.” diye konuştu.
Tarihte kimi şahsiyetleri anlamanın “insanlığın kadim yürüyüşünü” anlamakla eş değer olduğunu
ifade eden Davutoğlu, Ahmet Yesevi’nin felsefesinin zamanı ve mekânı aştığına dikkati çekti.
Ahmet Yesevi Üniversitesinin Orta Asya’daki gelişmelerin ardından Türk Cumhuriyetlerinin yeni
bir medeniyet inşa etme arzusunun bir sembolü olduğuna işaret eden Dışişleri Bakanı Davu-
Давутоғлу Алматыдан кейін Түркі әлемінің рухани астанасы Түркістанға ат басын бұрды.
Сыртқы істер министрінің сапарына байланысты университетімізде салтанатты жиналыс
ұйымдастырылды. Жиналысқа Ахмет Ясауи университетінің басшылығы, профессороқытушылар мен студенттер қатысты.
Салтанатты
жиналысты
Ахмет
Ясауи
университеті Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман Хората ашты. Хората Сыртқы істер министрі Ахмет Давутоғлуна
тығыз
бағдарламасына
қарамастан
университетімізге келгеніне алғысын білдірді.
Хората 1991 жылы негізі қаланған Қожа Ахмет Ясауи университетінде Қазақстан мен
түркі және туыстас халықтардан мыңдаған
студенттің білім алып жатқандығына назар аударып, «Ахмет Ясауи университеті тек
осы өңірге ғана емес, Ахмет Ясауи атаның
әлемнің түкпір-түкпіріне жайылған, тілдері,
діндері бөлек болса да, тарихы мен тағдыры
бір ұрпақтарына құйылған инвестиция. Бүгін
он төрт ел мен отызға жуық түркі және туыстас
халықтардың студенттері оқып жатқан бұл
университет түркі және туыстас халықтардың
арасындағы білім мен мәдениеттің күшті
көпірі» деді. Университетіміздің ректоры профессор доктор Лесбек Ташимов Түркиядан
келген қонақтарды «Ата жұртыңызға қош
келдіңіздер!» деп қарсы алды. Ректор өкілі
профессор доктор Салих Айнұрал министр
Давутоғлуның өмірбаяны туралы мәлімет
берді.
Салтанатты сөздер аяқталғаннан кейін ректор профессор доктор Лесбек Ташимов
Қазақстан-Түркия қатынастарының дамуына қосқан үлесіне байланысты Сыртқы істер
министрі Ахмет Давутоғлуна «Құрметті профессор» атағын беріп, университеттің мантиясын кигізді.
Осыдан кейін мінбеге шыққан Сыртқы істер
министрі Ахмет Давутоғлу «Сіздерге Анадолыдан махаббатқа толы сәлем әкелдім» деп
сөзін бастады. Давутоғлу сөзінің алғашқы
бөлімін Қожа Ахмет Ясауиге арнады. Ахмет Ясауи университетінің құрметті профессор атағын алу үлкен мәртебе болғандығын
айтқан Давутоғлу «десе де мәртебелердің
ең жоғарғысы Ахмет Яссауидің шәкірті бола
білу... ешқандай атақ осы ұлы ұстаздың рухани ізбасары болудан қасиетті, мағыналы және
абыройлы емес» деді.
Тарихта
кейбір
тұлғаларды
түсіну
«адамзаттың қадым өрлеуін» түсінумен бірдей
екендігіне тоқталған Давутоғлу Ахмет Яссауи философиясының заман мен мекенге
сыймайтындығына назар аударды.
Ахмет Ясауи университетінің Орталық
Азиядағы
өзгерістерден
кейін
түркі
республикаларының жаңа бір өркениет құру
талабының көрсеткіші екендігін баяндаған
Сыртқы істер министрі Давутоғлу «1993 жылы
Түркістанда Ахмет Ясауи университетін құруды
ойлаған сана, болашақты да құруды ойлаған
еді. Өйткені бұл жердің, бұл университеттің
символикалық мағынасы өте терең» деп айтты. Университеттің жетістікке жетпеуі де-
HABER
toğlu; “1993 yılında Türkistan’da Ahmet Yesevi
Üniversitesini kurmayı düşünen zihniyet, geleceği de inşa etmeyi düşünmüştür. Sembolik olarak
o kadar önemli ki bu mekân bu üniversitenin kuruluşu…” diye konuştu. Üniversitenin başarısızlığı diye bir şeyin düşünülemeyeceğini vurgulayan Davutoğlu; “çünkü Ahmet Yesevi adına kurulan bir üniversitede yetişen nesil, aslında Ahmet Yesevi’nin bütün bir coğrafyaya gönderdiği 99 bin olduğu rivayet edilen müridi ve talebesi gibi bugün de bütün dünyaya onun ışığını,
emanetini, aşkını taşıyacak nesiller yetiştirmekle
sorumludur. Üniversite bunun için buraya kuruldu. Onun için Ahmet Yesevi Üniversitesinin başarısı bizim bu yeni dönemdeki başarımızın işareti olacak” ifadelerini kullandı. Türk Dünyası’nın
girdiği yükseliş döneminde bir taraftan siyasi alt
yapıyı kurarken diğer taraftan da bu siyasi alt yapının zihniyet ve gençlik planlamasını yapma zorunluluğuna vurgu yapan Davutoğlu, “Ahmet Yesevi Üniveritesi’nin misyonu işte bu zihniyeti yeniden inşa etme misyonudur.” dedi. Davutoğlu
üniversitenin başarısı için her türlü desteğe hazır
olduklarını da ekledi.
Hoca Ahmet Yesevi’nin kendisi için özel bir anlamı olduğunu da ifade eden Davutoğlu, doğduğunda dedesinin kulağına adını “Ahmed-i Sani”
diye okuduğunu ve bunun Yesevi’nin isimlerinden biri olduğunu yıllar sonra öğrendiğini anlattı. Davutoğlu, “Ahmet Yesevi Pir-i Türkistan’dır,
Hazreti Türkistan’dır. Bu Türkistan, sadece bu
mekânın değil, bizim medeniyetimizin gittiği her
mekânın adıdır” dedi.
Türkistan’a gelirken özüne dönmenin coşkusunu yaşadığını dile getiren Davutoğlu, “Bizim nesil
için bir hayaldi, bir Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri
Bakanı’nın gelip Türkistan’da Ahmet Yesevi üzerine konuşması. Elhamdülillah ki nasip oldu.” ifadelerini kullandı. Türk dış politikasının temel ilkelerine dikkati çeken Davutoğlu, “Dış politikamızın temelindeki dünyanın neresinde mazlum var-
ген нәрсе болуы мүмкін еместігін атап өткен
Давутоғлу сөзін былай жалғастырды «өйткені
Ахмет Яссауи атымен құрылған бір университетте жетіліп шыққан жастар негізінде бүкіл
аймаққа саны 99 мыңға жететін деп айтылатын
Ахмет Яссауидің ізбасарлары мен шәкірттері
секілді бүгін де бүкіл әлемге оның сәулесін,
аманаты мен махаббатын алып баратын ұрпақ
тәрбиелеуге жауапты. Университет осы себепке байланысты осында салынды. Сондықтан
Ахмет Ясауи университетінің жетістігі біздің
осы жаңа кезеңдегі жетістігіміздің белгісі болады». Давутоғлу «Ахмет Ясауи университеті
әлемнің ең сапалы білімін беруі тиіс, ең үздік
шәкірттерді жетілдіруі тиіс, ең мықты ғылым
адамдарын осында тартуы тиіс» деді. Түркі
әлемі басынан кешіп отырған өрлеу кезеңінде
бір жағынан саяси негізді қалыптастырып
жатқанда, енді бір жағынан осы саяси негіздің
саналық тұрғыдан және жастар тұрғысынан
толықтыруды жоспарлау қажеттілігін көрсеткен
Давутоғлу «Ахмет Ясауи университетінің миссиясы міне осы сананы қайта қалыптастыру
миссиясы» деді. Университеттің табысты
болуы үшін қандай да болмасын қолдау
көрсетуге дайын екендігін білдірген Сыртқы
істер министрі Давутоғлу «Ахмет Ясауи
университетінен жетіліп шығатын жас бауырларыма мұраға алған аманаттарын бұдан да
биік белестерге жеткізулерін тілеймін. Барлық
кезде олардың қастарында болатындығымды
білулерін қалаймын» деген ізгі тілегі мен
уәдесін жеткізді.
Қожа
Ахмет Ясауидің өзіне де ерекше
мағынасы бар екендігін айтқан Давутоғлу
туылғанында атасының құлағына «Ахмед-и
Сани» деп оқығанын және бұның Ясауидің
есімдерінің бірі болғандығын жылдар өткеннен
кейін білгендігін баяндады. Давутоғлу «Ахмет
Ясауи Пір-Түркістан, Әзіреті Түркістан. Бұл
Түркістан – тек бұл жердің ғана емес, біздің
мәдениетіміздің жеткен барлық жердің атауы»
деді.
Түркістанға
келгенде
шыққан
тегіне
келгендіктен толқып тұратындағын білдірген
Давутоғлу «Біздің буын үшін Түркия
Республикасының Сыртқы істер министрінің
Түркістанға келіп, Ахмет Ясауи туралы сөз
сөйлеуі қиял еді. Әлхамдүлилләһ, нәсіп болды» деді. Түркияның сыртқы саясатының
DAVUTOĞLU:
"Biz bu emanetin
takipçileri olmakla
büyük gurur
duyuyoruz. Bu
kimliği onurla
dünyanın her
yerinde yaşamak
ve yaşatmak
hayatımızın
yegâne
anlamıdır. Sizler
de, yeni nesil
öğrencilerimiz,
gençelerimiz de
bu emaneti en iyi
şekilde taşımak
durumundadırlar."
ДАВУТОҒЛУ:
« Біз бұл
аманаттың
иегерлері
болуды мақтан
тұтамыз.
Өміріміздің
жалғыз мәні
осы болмыспен
жанданып,
әлемнің әр
бұрышын осы
болмыспен
жандандыру.
Сіздер де
жас ұрпақ
студенттеріміз,
жастарымыз
осы аманатты
ең үздік түрде
алып жүруге
тиістісіздер. »
AYHABER 3
HABER
DAVUTOĞLU:
"Başta
Cumhurbaşkanı
Turgut
Özal olmak
üzere, gelip
1993 yılında
Türkistan’da
Ahmet Yesevi
Üniversitesini
kurmaya
düşünen
zihniyet,
geleceği de
inşa etmeyi
düşünmüştür.
Sembolik
olarak o kadar
önemlidir ki bu
mekân ve bu
Üniversite’nin
kuruluşu..."
sa ona sahip çıkma ideali de Ahmet Yesevi’den
beslenmektedir.” diye konuştu.
Orta Asya’da yaşanan gelişmelerin siyasi boyutuna da değinen Davutoğlu, Sovyetler Birliği’nin
dağılmasının bölgede jeopolitik, jeokültürel ve jeoekonomik bir dönüşüme neden olduğuna işaret etti ve Orta Asya milletlerinin bugün yeni bir
yapı etrafında birleşmeleri gerektiğini vurguladı. Geçmişte kervanların İpek Yolu üzerinden
bu bölgeyi kalkındırdığını anımsatan Davutoğlu,
“Şimdi de hızlı trenler, demiryolları, ticaret hatları,
havayolları ve en önemlisi de enerji hatlarıyla büyük ve yeni bir ekonomik refah havzası oluşturmak durumundayız.” dedi. Davutoğlu bu çerçevede, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile görüşmesinde en çok üzerinde durdukları konuların Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ile
Çin’den Kazakistan’a, oradan da Hazar bölgesine ulaşan hattın birleştirilmesi projesi olduğunu aktardı.
Davutoğlu, Türkiye’nin Orta Asya’yı yeniden
Anadolu ve daha ötesinde Avrupa ile birleştirecek projelerin öncülüğünü yapma hedefini ortaya koyarken bölgede kaderleri birleştirmenin zorunluluğuna dikkat çekti ve “Türkiye olarak sorumluluklarımızın farkındayız.” şeklinde konuştu.
ДАВУТОҒЛУ:
« Президент
Тұрғұт Өзалдан
бастап, 1993
жылы Түркістанда
Ахмет Ясауи
университетін
құруды ойлаған
сана болашақты
да құруды ойлаған
еді. Өйткені бұл
жер мен осы
университеттің
символикалық
мәні өте терең... »
4 AYHABER
Türkiye ile Kazakistan arasında son yıllarda geliştirilen ilişkilerin, diğer ülkeler için örnek teşkil ettiğine vurgu yapan Davutoğlu; hedefin, Orta Asya
cumhuriyetlerinin her birinin millî düzeyde güçlü devletler olarak ayağa kalkmaları, ekonomik
altyapılarını güçlendirmeleri, kimliklerini ayrıştırıcı değil birleştirici kimlikler olarak inşa etmeleri,
güçlü siyasi yapılar olarak dünyadaki yerlerini almaları olduğunu kaydetti. Davutoğlu “ulusal düzeydeki meydan okuma budur.” diye konuştu.
Konuşmasında birlik ve kardeşlik mesajları veren Dışişleri Bakanı Davutoğlu: “Bizim için Almatı ile İzmir’in, Türkistan ile Konya’nın, Astana ile Ankara’nın hiçbir farkı yok. Semerkant ile
Buhara’nın da farkı yok. Bütün hedefimiz, bu
kardeşlik etrafında yeni dönemi anlamamız ve
іргетастарына тоқталған Давутоғлу «Сыртқы
саясатымыздың негізіндегі әлемнің қай
жерінде бір жәбір көрген бар болса, соған қол
ұшын беру түсінігі Ахмет Ясауиден бастау
алады» деп айтты.
Орталық Азияда болған өзгерістердің саяси астарына да тоқталған Давутоғлу Кеңес
Одағының ыдырауы аймақта геосаяси,
геомәдени және геоэкономикалық өзгерістерге
себеп болғандығын айтты және Орталық Азия
ұлттарының бүгін жаңа бір құрылым негізінде
бірлесу керектігін атап өтті. Өткен шақта Жібек
Жолы арқылы осы аймақтың дамығанын еске
алған Давутоғлу «Ендігі жерде жүйрік пойыздар, темір жолдар, сауда қатынастары,
әуе жолдары мен ең маңыздысы энергия
құбырларымен ірі және жаңа экономикалық
даму кеңістігін қалыптастыруымыз керек»
деді. Давутоғлу осы тұрғыдан, Қазақстанның
мемлекет басшысы Нұрсұлтан Назарбаевпен кездесуінде ең көп талқылаған мәселенің
Баку-Тбилиси-Карс теміржолы мен Қытайдан
Қазақстанға, ол жерден Каспий өңіріне жеткен
теміржолдың бірлесуі жобасы болғандығын
баяндады.
Давутоғлу
Түркияның
Орталық
Азияны қайтадан Анадолы және әрі қарай Еуропамен
бірлестіретін
жобалардың
көшбасшылығын атқару мақсатын қойғанда
аймақта тағдырларды бірлестіру қажеттілігіне
назар аударды және «Түркия ретінде
жауапкершіліктерімізді сезінудеміз» деп айтты.
Түркия
мен
Қазақстанның
арасында соңғы жылдарда дамытылып келе
жатқан қатынастар басқа елдерге де үлгі
болатындығын баса жеткізген Давутоғлу
мақсаттың Орта Азия республикаларының
әрқайсысының ұлттық деңгейде күшті елге айналып, өз аяқтарында тұрулары, экономикалық
инфрақұрылымдардың күшеюі, ұлттық болмыстарын бөлетіндей емес, біріктіретін ұлттық
болмыстар ретінде қалыптастырулары, мықты
саяси құрылымдар ретінде әлемдегі орындарын алулары екендігін айтты. Давутоғлу
«ұлттық деңгейдегі мәселе дегеніміз осы» деп
айтты.
Сөзінде бірлік пен бауырмалдыққа тоқталған
Сыртқы істер министрі Давутоғлу «Біз үшін Алматы мен Измирдің, Түркістан мен Конияның,
Астана мен Анкараның ешқандай айырма-
HABER
yeni bir inşa faaliyeti içine girmemiz. Zihniyetlerimizi ve toplumlarımızı yeniden inşa edeceğiz,
devletlerimizi yeniden inşa ederek, restore ederek güçlendireceğiz. Bölgesel faaliyetleri birlikte
hayata geçireceğiz.”dedi.
Konuşmasının sonunda bir arzusunu da dile getiren Davutoğlu, “artık öğretim üyesi olduğum
bu üniversitede en yakın zamanda Ahmet Yesevi üzerine ders vermeyi arzu ediyorum.” diye
konuştu. Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerine bir de müjde veren Davutoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, üniversitenin tayin edeceği 20 başarılı öğrenciyi Türkiye
ve Balkanları kapsayan bir gezi programına dâhil
edeceğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Ahmet Yesevi Üniversitesini ziyareti anısına çeşitli hediyeler de verildi. Ahmet Yesevi Türbesi minyatürü ve
üzerine Ahmet Yesevi türbesi resmi işlenmiş halı
hediye edilen Davutoğlu, üniversitemiz Biy Sultan Sanat Topluluğu tarafından özel olarak hazırlanan, çeşitli Türk halk dansları ve şarkılarının yer
aldığı gösteriyi izledi.
Türkiyeli, Kazakistanlı ve Türk Dünyası'ndan gelen öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Davutoğlu, gösteri sonrasında sahneye çıkarak idareciler, öğretim elemanları ve öğrencilerle uzun
süre hatıra fotoğrafları çektirdi.
Davutoğlu, Kazakistan ziyaretinin ikinci gününde gerçekleştirdiği Türkistan gezisinde Hoca Ahmet Yesevi ile hocası Arslan Baba’nın türbelerini de ziyaret etti.
Dışişleri
Bakanı
Ahmet
Davutoğlu’nun
Kazakistan’daki son durağı Çimkent yakınlarında Ahıska Türklerinin yaşadığı Telman köyü
oldu. Köy halkı tarafından “Ata yurduna hoş
geldiniz” şeklinde karşılanan Davutoğlu köylülerle sohbet etti.
сы жоқ. Бар мақсатымыз – осы бауырмалдық
негізінде жаңа кезеңді ұғынуымыз және жаңа
бір қалыптасу шараларына кірісуіміз. Саналарымыз бен қоғамдарымызды қайтадан
қалыптастырамыз, мемлекеттерімізді жаңадан
құрамыз, жөндеуден өткізіп күшейеміз.
Аймақтық шараларды бірге жүзеге асырамыз»
деді.
Сөзінің соңында бір қалауын да тілге тиек еткен
Давутоғлу «енді оқытушысы болған осы университетте ең жақын мерзімде Ахмет Ясауи туралы лекция оқығым келеді» деді. Ахмет Ясауи
университеті студенттеріне сүйінші хабар берген Давутоғлу Түркиядағы Шетелдік түріктер
мен туыстас қауымдастықтар басқармасының
университет белгілейтін 20 озат студентке
Түркия мен Балкан елдерін қамтитын саяхат
бағдарламасына қабылдайтындығын айтты.
DAVUTOĞLU:
"Ahmet Yesevi’yi
anlamak için
bu topraktan
feyiz almak
ama mutlaka
ve mutlaka
Balkanlar’a adım
atıp, buradan
oraya taşınan
kültürün izlerini
hissetmek lazım."
Сыртқы істер министрі Ахмет Давутоғлуна университеттен естелік ретінде түрлі сыйлықтар
тарту етілді. Ахмет Ясауи кесенесі миниатюрасы мен үстіне Ахмет Ясауи кесенесінің суреті
нақышталған кілемді сыйға алған Давутоғлу
университетіміздің Би Сұлтан өнер тобы тарапынан арнайы дайындалған түрлі түркі
халықтарының билері мен әндері орын алған
концертті тамашалады.
Түркиялық, қазақстандық және түркі әлемінен
келген студенттердің ықыласына бөленген
Давутоғлу концерттен кейін сахнаға шығып,
басшылар, профессор-оқытушылар мен студенттермен ұзақ уақыт естелік суретке түсті.
Давутоғлу Қазақстан сапарының екінші күнінде
жүзеге асырған Түркістан бағытында Қожа Ахмет Ясауи мен оның ұстазы Арыстанбабтың
кесенелерін зиярат етті.
Сыртқы істер министрі Ахмет Давутоғлуның
Қазақстандағы соңғы аялдамасы Шымкент
қаласы маңындағы ахыска түріктері тұратын
Телман ауылы болды. Ауыл халқы тарапынан
«Ата жұртқа қош келдіңіз» деп қарсы алынған
Давутоғлу ауыл халқымен сұхбат етті.
ДАВУТОҒЛУ:
« Ахмет Ясауиді
түсіну үшін осы
өңірден білім алу
керек, оған қоса,
міндетті түрде
осы өңірден
Балқан елдеріне
дейін жеткен
мәдениеттің
іздерін сезіну
керек. »
AYHABER 5
KONUŞMALAR
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Konuşması
27 Nisan 2013 Türkistan / Kazakistan
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Sayın Prof. Dr.
Osman Horata, Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr.
Lesbek Taşimov, Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Sayın
Prof. Dr. Salih Aynural, Türkistan Şehir Valisi Musabayev Alipbek
Şaripbekulı,
Çok Değerli Meslektaşlarım ve Çok Sevgili Öğrenciler,
Ben her şeyden önce hepinizi Anadolu’dan getirdiğim en kalbî muhabbetlerim ile selamlıyor, kucaklıyorum. Bugün benim için büyük bir onur…Ahmet Yesevi Üniversitesi fahrî profesörlüğünü almak benim için büyük bir onur…Ama onurların en büyüğü Ahmet
Yesevi’nin talebesi olabilmek. Hiçbir makam, hiçbir unvan bu büyük
zatın manevi talebesi olmaktan daha kutsi, daha anlamlı, daha onurlu değildir. Allah sizlere ve bizlere ve bu üniversiteden yetişecek olan
bütün ilim adamlarına, gençlere, yeni nesillere, onun talebesi olmayı, manevi talebesi olmayı, onun yolundan yürümeyi nasip eylesin.
Öyle şahsiyetler vardır ki insanlık tarihinde eğer onları anlarsanız insanlığın kadim yürüyüşünü anlarsınız. Sadece insanlığın kadim yürüyüşünü anlamakla kalmaz, kendi milletinizin tarih içindeki yerini, konumunu sağlam bir yere oturtursunuz. Öyle mekânlar vardır ki o mekânların tozunu toprağını soluduğunuzda o
mekânlara gidip, o ulu zatların manevi huzurunda diz çöktüğünüzde hayatınızın ve var oluşunuzun yeni anlamlarını keşfedersiniz. Sizler bu üniversitede ders okutan ama aslında Ahmet Yesevi’nin talebesi olan hocalar ve sizler, bu üniversiteden
feyiz almak, ilim almak için gelmiş öğrenciler, bu anlamda çok şanslısınız. Çünkü üzerinde ilim tahsil ettiğiniz bu topraklar
medeniyetimizin rahmi olan topraklardır. Çünkü üzerinde ilim tahsil ettiğiniz Ahmet Yesevi’nin mekânı, zamanı ve coğrafyayı aşan o derin kültürünün doğduğu coğrafya ve mekânlardır. Bu mekânın ruhunu anlamakta mıyız? Bu mekânın ruhunu
anlarsanız medeniyetimizin ruhunu anlarsınız. Ahmet Yesevi’nin manevi huzurunda ders almayı bilebilirseniz, insanlığa ders
vermeye de muktedir olursunuz. Onun için asırlar sonra Yahya Kemal şöyle diyecektir : “Ahmet Yesevi kimdir? İşte onu anlayan, bizim milliyetimizi de anlar”. Ahmet Yesevi’yi anlayamayanlar aslında tarih içerisinde bir boşluğa düşerler. Her dönem
için bir şey anlatır Ahmet Yesevi… Dönemleri aşar, mekânları aşar ve kendisini anlamaya çalışan herkese bir şeyler söyler.
Ben de şahsî hayatımda bir iki hususta, sonradan Ahmet Yesevi’nin özelliklerini keşfettiğimde özel anlam kattığım noktalar oldu. Rahmetli babam derdi ki; “Sen doğduğunda deden kulağına Ahmed–i Sani diyerek ismini okuDAVUTOĞLU:
du.”. Yıllar sonra Ahmet Yesevi’nin unvanlarından birinin Ahmed-i Sani olduğunu okuduğumda babamın benim ismimi koyuşundaki, dedemin ismimi koyarkenki yorumu amcam olan Ahmet’in vefatında ikinci Ahmet diyerek koy"Bizim bu yeni
duğunu düşünmesi değil, belki de buradan yola çıkan atalarımızın Anadolu’ya gelirken her doğan çocuğa Ahmed-i
jeopolitiği doğru
Yesevi’nin manevi talebesi olsun diye kulaklarına ezan okurken, onun da unvanını okuduklarını düşünüyorum. Ahokumamız lazım.
met Yesevi Pir-i Türkistan’dır. Ahmet Yesevi Hazret-i Türkistan’dır. Ahmet Yesevi Hace-i Türkistan’dır ve bu TürkisOrta Asya’nın
tan sadece bu mekânın adı değil, bizim medeniyetimizin gittiği her mekânın adıdır. Ben çoğu zaman, ki bugün de
parçalanmış
büyük bir onur duydum Blagay Tekkesi’ne, Demirci Baba’ya, Sarı Saltuk adına Rumeli’ye ismini veren Sarı Saltuk
yapılarının birleştirilip,
mekânlarına vardığımda, ya da Anadolu’da Yunus Emre, Geyikli Baba, hele ki Hacı Bayram Veli’nin çilehanesine indaha büyük bir siyasi
diğimde hep Ahmet Yesevi’nin çilehanesini düşündüm. Blagay Tekkesi’ne şöyle sırtımı dayayıp, o suyu, o nehrin
etnisite etrafında
kenarına konuşlanan Mostar’daki Blagay Tekkesini düşündüğümde bütün bu kutsal mekânların ilk temsilî merkezibütün devletlerin
nin evet burada Türkistan’da Ahmet Yesevi tarafından kurulduğunu ve sanki bir ok gibi medeniyetimizin yayıldığı her
eşit olarak yan yana
yere bir temsilci gönderildiğini düşünmüşümdür. Neden Sirderya kenarında, Tuna kenarında, Kızılırmak kenarında
birlikte kardeşçe
okunan şiirler, ilahiler hep aynı çağrıyı barındırır? Neden nehir kenarları, ovalar, yaylalar hep böyle çağrışımlarla bizi
yaşadıkları ama ortak
bir şeye davet etmiştir. Sonraları düşündüğümde bu çağrının Türkistan’dan, bu topraklardan Anadolu’ya, Rumeli’ye
bir ideal etrafında
hatta Hindistan’a kadar giden bu çağrının izlerini bulmaya çalıştığımızda, aslında var oluşumuzun anlamını da keşişbirliği yaptıkları
fedeceğimizi gördüm. İster Sirderya kenarında olsun, ister Tuna kenarında, ister Mostar nehrinin orada, isterse Yeyeni bir dönemin
şilırmak, Kızılırmak ya da Sakarya’da olalım. Bu mekânlar sanki şunu söyler bize: Su var, yaratılışın özü olan su, topgerçekleşmesi
rak var ki… Ahmet Yesevi böyle söyler, “Başım toprak, cismim toprak, özüm toprak.” Aşık Veysel’in “Benim sadık
lazım. "
yarim kara toprak” demesi gibi. Toprak, su ve ulu gök. Hava, su ve toprağın yanına bir şeyi daha eklemek gerekiyor, ateş... Aşkın ateşi de buna eklenince medeniyetimizin, insanlığın var oluşuna anlam katan ruhu üflenmiş oldu.
Ahmet Yesevi aşktır, aşkın ateşidir, bu ateş ister Sirderya’nın kenarında, ister Tuna’nın kenarında ister Yeşilırmak’ın,
Kızılırmak’ın, Sakarya’nın, Fırat’ın kenarında olsun aynı çağrıyı yapar.
Biz bugünden, geriye doğru baktığımızda Ahmet Yesevi’nin ve onun yetiştirdiklerinin, zamanı, mekânı aşan birikiminin, irfanının, hikmetinin, Dîvân-ı Hikmet’te olduğu gibi nesilden nesile aktarılmasının üç aşamasını görüyoruz değerli arkadaşlar!...
Birincisi, kadim medeniyetimizin kuruluşu esnasında oynadığı rol. İnsanlığın kadimiyle bizim milletimizin serüveni arasında
Ahmet Yesevi üzerinden kurulan bağ. Bunun üzerinde biraz duracağım.
İkincisi, bu büyük kadim medeniyetimiz saldırıya uğradığında Ahmet Yesevi kültürünün bir sığınak gibi, o saldırı karşısında
zihniyetimizin, imanımızın, irfanımızın, hikmetimizin savunma mevzisini oluşturması…
6 AYHABER
KONUŞMALAR
Сыртқы істер министрі Ахмет Давутоғлуның баяндамасы
27 сәуір 2013, Түркістан / ҚАЗАҚСТАН
Ахмет Ясауи университеті Өкілетті Кеңес төрағасы Құрметті профессор доктор Осман Хората, Ахмет Ясауи
университетінің ректоры Құрметті профессор доктор Лесбек Ташимов, Ахмет Ясауи университетінің ректор өкілі
Құрметті профессор доктор Салих Айнұрал, Түркістан қаласының әкімі Мұсабаев Әліпбек Шәріпбекұлы,
Аса құрметті әріптестер мен сүйікті студенттер,
Мен ең алдымен сіздерге Анадолыдан жалынды, махаббатқа толы сәлем алып келгендігімді білдіремін. Бүгін мен үшін
үлкен мәртебе... Ахмет Ясауи университетінің «Құрметті профессоры» атағын алу мен үшін үлкен мәртебе. Десе де,
мәртебелердің ең жоғарғысы Ахмет Ясауи дің шәкірті бола білу. Ешқандай мансап, ешқандай атақ осы ұлы ұстаздың
рухани ізбасары болудан қасиетті, мағыналы және абыройлы емес. Аллаһ Тағала сіздер мен біздерге, осы университеттен жетіліп шығатын барлық ғылым адамдарына, жастарға, жас ұрпаққа оның рухани шәкірті болуды, оның жолымен жүруді нәсіп етсін. Адамзат тарихында кейбір ерекше тұлғалар бар, егер оларды түсінсеңіз,
ДАВУТОҒЛУ:
адамзаттың қадым өрлеуін түсінген боласыз. Тек адамзаттың қадым өрлеуін түсініп қана қоймай, өз ұлтыңыздың
тарихтағы орнын, мәртебесін терең ұғынған боласыз. Сондай ерекше жерлер бар, ол жерлердің тоз топырағымен
« Біздің бұл жаңа
дем алғаныңызда, ол жерлерге барып, сондағы ұлы тұлғалардың рухани құзырында тізе бүгіп отырғаныңызда,
геосаясатты
өміріңіздің және бар тіршілігіңіздің жаңа мәнін түсінесіз. Сіздер, осы университетте дәріс беретін ал шын мәнінде
дұрыс түсінуіміз
Ахмет Ясауи дің ізбасарлары болып саналатын ұстаздар, және сіздер, осы университетке білім алу үшін, ғылым
керек. Орталық
алу үшін келген студенттер осы тұрғыдан өте бақыттысыздар. Өйткені сіздер ғылыммен айналысып жүрген осы
Азияның ыдыраған
жерлер – өркениетіміздің бесігі болған жерлер. Өйткені сіздер ғылыммен айналысып жүрген Ахмет Ясауи дің мекені
құрылымдарын
– заман мен мекенді асып озып терең мәдениет туылған өңір мен мекен. Бұл мекеннің рухын түсінудеміз бе? Бұл
біріктіріп, үлкен
мекеннің рухын түсінсеңіздер, өркениетіміздің рухын түсінген боласыздар. Ахмет Ясауи дің рухани құзырында дәріс
ала білсеңіз, адамзатқа дәріс бере алатын құдіретке кенелесіз. Сондықтан талай ғасырдан кейін Яхья Кемал былай
саяси ұлыс
деп жырлайды: «Ахмет Ясауи кім? Міне осыны түсінген біздің ұлтымызды түсінеді». Ахмет Ясауи ді түсінбегендер
айналасында
негізінде тарихта өздерін де жоғалтып алады. Ахмет Ясауи әр кезеңде сабақ береді. Кезеңдерді озып, мекендерді
барлық
асып, өзін түсінуге тырысқан барлық адамға бір нәрселер жеткізеді.
мемлекетердің
Мен де өзімнің өмірімде бір екі мәселеде, кейінірек Ахмет Ясауи дің ерекшеліктерін танығанымда, ерекше мәнге ие
тең дәрежеде
болғаным болды. Марқұм әкем сен туғанда атаң құлағыңа «Ахмед-и Сани» деп ат оқыған деп айтушы еді. Арадан табауырмал түрде
лай жыл өткеннен кейін, Ахмет Ясауи дің есімдерінің бірі Ахмед-и Сани болғанын оқыдым. Демек, әкем менің атымды
өмір сүретін және
қойғанда, атамның есімімді оқығанда, көкем Ахмет қайтыс болғаннан кейін екінші Ахмет болсын деп емес, бәлкім, осы
бір мұраттың
жерден кеткен аталарымыздың Анадолыға барғанда, әр жаңа туылған баланың Ахмет Ясауи дің рухани шәкірті болсын
айналасында
деген тілекпен құлақтарына азан оқып, оның есімін оқыған деп ойлаймын. Ахмет Ясауи –Пір-Түркістан. Ахмет Ясауи –
ынтымақтасатын
Әзіреті Түркістан. Ахмет Ясауи – Түркістанның ұстазы. Бұл Түркістан – тек осы жердің ғана емес, біздің мәдениетіміздің
жеткен барлық жердің атауы. Мен көбінесе бүгін де ерекше құрметім бар Благай дәргейіне, Деміржі Бабаға, Румеліге
жаңа бір кезеңнің
атын берген Сары Салтұқ мекендеріне барғанымда, немесе Анадолыда Юнус Әмре, Киікті Баба, әсіресе Қажы Байжүзеге асуы
рам әулиенің қылуетіне түскенімде үнемі Ахмет Ясауи дің қылуетін ойлаймын. Благай дәргейіне арқамды сүйеп, сол
керек. »
суды, сол өзеннің жағасына орналасқан Мостардағы Благай дәргейін ойлағанымда, осы қасиетті жерлердің алғашқы
өкілдік орталығының, ия тура осы жерде, Түркістанда Ахмет Ясауи тарапынан негізі қаланғанын және құдды бір жебедей жайылған өркениетіміздің барлық жеріне бір өкіл жіберілгенін ойлаушы едім. Неге Сырдария жағасында, Дунай
жағасында, Қызылырмақ жағасында оқылатын өлеңдердің, діни жырлардың мазмұны бір? Неге өзен жағалары, сайлар, жайлаулар бізді бір жерге шақырып тұрғандай болады? Кейінірек ұққаным, бұл мазмұнның Түркістаннан, осы жерден
Анадолыға, Румеліге тіпті Үндістанға дейінгі жерлерге жеткен үндеудің ізін табуға тырысқанымызда, негізінде тіршілігіміздің
мәнін түсінетінімізге көзім жетті. Мейлі Сырдарияның жағасында болсын, мейлі Дунай жағасында, мейлі Мостар өзені жағында
болсын, мейлі Йешилырмақ, Қызылырмақ я да Сакарияда болайық, бұл жерлер бізге мынаны түсіндіргісі кеп тұрғандай: су
бар, жаратылыстың бастауы болған су, топырақ бар... Бұл топырақ туралы Ахмет Ясауи былай дейді: «Басым топырақ, тәнім
топырақ, өзегім топырақ». Ашық Вейселдің «Менің берік жарым қара топырақ» дегеніндей. Топырақ, су және ұлы көк. Ауа,
су және топыраққа тағы бір нәрсе қосу керек, ол –от... Ғашықтықтың оты осыларға қосылғанда, өркениетіміздің, адамзаттың
тіршілігіне мағына беретін рух үрленген болады. Ахмет Ясауи – ғашықтық, ғашықтықтың оты. Бұл от мейлі Сырдарияның
жағасында болсын, мейлі Дунайдың жағасында, мейлі Йешилырмақтың, Қызылырмақтың, Сакарияның, Евфраттың
жағасында болсын бірдей мазмұнға шақырады, бірдей үндеу таратады.
Біз бүгіннен өткенке бұырылып, өткенді сараптағанымызда, Ахмет Ясауи дің және оның жетілдірген шәкірттерінің заман мен мекенді асып өткен мәдениет қорының, білігінің, хикметінің,
Диван-и Хикметте болғандай, ұрпақтан ұрпаққа үш белесте
жеткендігін көреміз, құрметті достар!..
Біріншісі – көне өркениетіміздің құрылу барысында ойнаған рөлі;
адам баласының көнелігімен біздің ұлтымыздың жолы арасында Ахмет Ясауи арқылы құрылған байланыс. Бұған біраз тоқталамын.
Екіншісі – осы көне ұлы өркениетіміз шабуылға ұшырағанда, Ахмет
Ясауи мәдениетінің бір тосқауыл пана секілді, сол шабуылға қарсы
санамыздың, иманымыздың, біліміміздің, хикметіміздің қорғаныс
шебін қалыптастыруы...
Үшіншісі – қазір біздің жасап отырған кезеңіміз: көне өркениетіміздің,
құрушы өркениетіміздің жаңадан жандану кезеңі; бүкіл адам баласына үндеу ретінде ықпал етуі арқылы жаңару кезеңі. Негізінде
санамыздың, саясатымыздың, экономикамыздың сүйенгені осы
іргетас болуы керек.
AYHABER 7
KONUŞMALAR
Üçüncüsü, şu anda bizim yaşadığımız dönem, kadim medeniyetimizin, kurucu medeniyetimizin yeniden ihya dönemi. Bütün insanlığa mesaj olarak etki etmesi suretiyle yeniden ihya
dönemi. Aslında zihniyetimizin, siyasetimizin, ekonomimizin dayandığı temel bu olmalıdır.
Şimdi birincisinden başlayalım. Bir tevhit inancı Mekke’de, Medine’de doğar, hızla yayılır…
Arslan Baba’nın emanetinin ne olduğunu anlamak için bunu zikrediyorum. Sadece bir hurma mı? Ahmet Yesevi’nin hayatı ile ilgili bize ilk bilgileri veren, benim de Dışişleri Bakanı olarak üstadım, halefim olan Sayın Fuad Köprülü Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar eserinde böyle söyler. Bir onun şahsi hayatı vardır, bir de menakıplara dayalı hayatı. Hangisi daha
önemli, şahsi hayatı ile ilgili az şey biliriz. Ama tarihimizde o kadar çok iz bırakmıştır ki, Ahmet Yesevi, görünen ve görünmeyen talebeleri üzerinden aslında bizim tarihimiz ve idrakimiz açısından metafizikle metafizik, tarihle tarih ötesi arasında bir yerdedir. Bizi tarihe bağlar,
tarihi varlığımızı da tarih ötesiyle irtibatlandırır. Onun aldığı emanet Arslan Baba’ya aslında
bir tevhit emanetidir. Bu tevhit emanetinin, bu itikatın, bu imanın hareketli bir millet bir topluluk tarafından her bir köşeye taşınması gerekirdi. Emanet tevhit inancıdır. Emaneti aktaran
manevi Babası Arslan Baba’dır. Emaneti alan Ahmet Yesevi’dir. Emaneti taşıyanlar o zaman Mavenarünehir’den yola çıkan
Horasan’dan Anadolu’ya gelen Ahiyan-ı Rum’dur, Bacıyan-ı Rum’dur, Gaziyan-ı Rum’dur, Horasan erenleridir… Bir yanda
Hacı Bayram’dır, bir yanda Hacı Bektaşı Veli’dir. Şimdi o emaneti biz taşıyoruz, biz taşımak zorundayız. Hayret içerisinde
şunu görmüştüm, 1991 yılında Keşmir’den bir doktor, Malezya Üniversitesinde göreve geldi, tanıştık. Dedi ki; “aslında bizim de aslımız Horasan. Ahmet Yesevi soyunun devamından geliyor.” Soy, mezhep bağı irtibariyle, Anadolu’da, Rumeli’de
bir çok aşiret ile Ahmet Yesevi arasında bağ kurulmuştur. Hindistan’da da bu bağ kurulmuştur. Öyle erenler yola çıkmışlardır ki bu toplumdan, buralardan, o alınan tevhit emanetini en güzel ifadelerle, kültürlerle harmanlana harmanlana, İran’dan,
Mezopotamya’dan, Anadolu’dan Rumeli’ye taşıyarak bir medeniyet inşa ettiler. Biz bu medeniyetin takipçileri olmakla büyük gurur duyuyoruz. Bu kimliği onurla dünyanın her yerinde yaşamak ve yaşatmak hayatımızın yegâne anlamıdır. Sizler
de, yeni nesil öğrencilerimiz, gençlerimiz de bu emaneti en iyi şekilde taşımak durumundadırlar.
Demin söylediğim şeye bir kez daha dönmek istiyorum. Pir-i Türkistan, yola çıkan Pirler... Benim doğduğum yerin adı da
Pirlerkondu idi Cumhuriyet’e kadar. Cumhuriyet döneminde Taşkent dendi, muhtemelen yine bir atıfla. Onun için geri dönerken, bir an buraya gelirken, aslıma rücu etmenin, aslıma dönmenin, özümüze dönmenin o büyük şevkini, coşkusunu yaşadım. Ve şu beyitler geldi yüce Ahmet Yesevi’nin Dîvân-ı Hikmeti’nden; “Gurbete düşüp düşüp öz şehrime döndüm yine / Türkistan’da mezar olup kaldım ben işte / Başım dertli, yaşım sızar, kanım tozar / Adım Ahmet, Türkistan’dır
benim ilim.” Eğer manevi bir feyiz alarak Ahmed-i Sani adının ağırlığını taşıyabilirsek, bu mekânda bugün feyiz alarak gezdiğim toprakların ruhunu dış politikamızda bir temel mesnet olarak dünyaya taşıyabilirsek, bundan daha onurlu bir görev
yapmış olamayız.
Bu yolla bir medeniyet inşa edildi. Avrasya’dan, Avrasya steplerinin isterse kuzeyinden isterse güneyinden olsun
bizim milletimizin değişik boylarının hareket ettiği her yere bu kültürü taşıdık. Her yere, Budin’e, Budapeşte’ye
DAVUTOĞLU:
kadar. İnşallah Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerine mutlaka bir Balkan turu yaptırmak lazım. Gitmek ister
"Bu yükseliş
misiniz Balkanlara? Ahmet Yesevi’yi anlamak için bu topraktan feyiz almak ama mutlaka ve mutlaka Balkanladöneminde bir
ra adım atıp buradan oraya taşınan kültürün izlerini hissetmek lazım. Gül Baba’dan Tuna’ya Budin’e doğru bir
taraftan siyasi alt
bakın. Her şeyiyle sanki Ahmet Yesevi ben buradayım der. Blagay Tekkesi’nde ben buradayım der, Sarı Saltuk
yapıyı kurarken
Tekkesi’nde ben buradayım der, Hacı Bayram Velî’de ben buradayım der. Her bir mekânın ulusuna selam verediğer taraftan da
rek girmek lazım. Her mekânı gezmenin, her mekânı ziyaret etmenin, her şehri ziyaret etmenin bir adabı vardır.
bu siyasi alt yapının
İstanbul’u ziyaret eden Eyüp El-Ensarî ile başlar. Bursa’ya giden Emir Sultan’a selam verip girer. Ankara’ya gizihniyet ve gençlik
den Hacı Bayram’a, Konya’ya giden Mevlana Cellaleddin-i Rumi’ye selam vererek şehre girer. Diyarbakır’a giplanlamasını yapmak
den Hz. Süleyman’a selam verir. Biz de yoldan geçerken sadece giyabi selam ilettik Ahmet Yesevi’ye…Ama inşallah yarın orada güneşin doğuşunu, sabah namazıyla beraber idrak etmek, gerçek selamı iletmek üzere huzorundayız. Ahmet
zuruna varacağız.
Yesevi Üniversitesinin
misyonu işte bu
63 yaşına ulaştığında, çilehanesine inmesi, aydınlığı yaşadıktan sonra aslında Hira mağarasına çekilmek gizihniyeti yeniden inşa
bidir. Ben hep Hacı Bayram Veli’nin, Osmanlı’nın da manevi mimarı, fethin de manevi mimarının hocası
etme misyonudur. "
Akşemseddin’in çilehanesine her gittiğimde, inşallah bir gün Ahmet Yesevi’nin de çilehanesine gitmek nasip
olur demişimdir. Bir insan ancak bu şekilde “fenâ fi’t tevhid” ve bir anlamda da Hazreti Peygamber’in aşkıyla
yanmış olur. Madem ki o göz 63 yaşından sonra ışık görmemiştir, Ahmet Yesevi de maddi ışığa gözünü kapatmak üzere inzivaya çekilmiş; ama manevi ışığın asırlar sonrasına, bugüne kadar taşınacak temellerini de atmıştır. İşte Böyle bir kutsal mekânda, kutsal başkentte milletimizin manevi odağında, böyle bir ilim yuvasında, ilim almak da ilim yapmak
da, ilim aktarmak da büyük bir ibadettir. Sizler ne şanslısınız, yeter ki bu şansınızın kıymetini bilin, bu toprakların hakkını verin. Bizler gıyapta bu toprakları özleyerek yaşadık ama hazine içinde olanlar bazen hazineyi bilmezler… Ahmet Yesevi hazinesini ta iliklerinize kadar hissedin, bunu hiç ihmal etmeyin!
Düşünün buradan yola çıkan Horasan erenleri, tevhit inancı neden bizim milletimizde hemen karşılık bulmuştur? Çünkü
komplike bir coğrafyada yaşamadık. Onlar pür, saf, temiz, açık, berrak bir alanda yola çıktılar. Rumeli’ye kadar giden yolda
İran medeniyeti ile tanıştılar. İstikamet kaybolabilirdi… Anadolu’da, Mezopotamya’da, eski Mezopotamya kültürleriyle, bir
kısmı yıldıza tapan değişik kültür hazinesiyle, çeşitli kültürlerle kaynaştılar, tanıştılar. Rumeli’de Roma Paganizmi daha sonra bununla bozulmuş olan Hristiyanlık geleneğiyle karşılaştılar. Slav Paganizmi’yle karşılaştılar… Onlara bir ışık lazımdı… O
ışığı, o tevhit ışığını bir şekilde nesilden nesile, coğrafyadan coğrafyaya aktararak yeni bir medeniyet inşa etmek gerekiyordu. Diyarbakır’da geçen ay yaptığım konuşmada bunun üzerinde durdum. Bizim millet dediğimiz o büyük birlik, bütün bu
yolculuk esnasında kadim kültürlerdeki “tevhidî özü” “Muhammedî kültür”deki tevhit esasıyla birleştirip, mimariye, estetiğe,
siyasete, ahlaka, felsefeye büründürerek, yeni bir şehir, yeni bir devlet, yeni bir düzen, bir nizam-ı alem kurmak üzere harekete geçtiler ve kurdular…
8 AYHABER
KONUŞMALAR
Енді біріншісінен бастайын. Бір таухит сенімі Меккеде, Мәдинада туылып, тез жайылады... Арыстан Бабаның аманаты қандай мәнге ие екенін түсіну үшін бұны айтып тұрмын.
Тек бір құрма ма? Ахмет Ясауи дің өмірі туралы бізге алғашқы мәліметтерді жеткізген,
сыртқы істер министрі ретінде менің де ұстазым, әріптесім аса құрметті Фуад Көпрүлү
түрік әдебиетіндегі алғашқы сопылар шығармасында былай деп жазады: Бір, оның өз
өмірбаяны бар, және одан басқа аңыздардан тұратын өмірбаяны бар. Қайсысының
маңызы зор? Өз өмірбаяны туралы аз нәрсе білеміз. Бірақ тарихымызда соншалықты көп
із қалдырған. Ахмет Ясауи мәлім және беймәлім ізбасараларымен негізінде біздің тарихымыз бен санамыз тұрғысынан физика мен метафизика, тарих пен тарихтың арғы жағы
арасында бір жерде. Бізді тарихпен байланыстырады; болмысымызды болса тарихтың
арғы жағымен ұштастырады. Оның Арыстан Бабадан алған аманаты, негізінде, таухит аманаты еді. Бұл таухит аманатының, бұл сенімнің, бұл иманның әрекетті ұлт тарапынан әлемнің әрбір бұрышына таралуы тиіс еді. Аманат – таухит сенімі. Аманатты
жеткізген рухани әкесі – Арыстан Баба. Аманатты қабылдап алған – Ахмет Ясауи. Аманатты таратқандар – сол кезде Мәуереннахрдан жолға шығып Хорасаннан Анадолыға барған
Ахияны Рұм, Бажыяны Рұм, Газияны Рұм, Хорасан ерендері... Бір жағынан Қажы Байрам, бір жағынан Қажы Бекташ
әулие. Енді ол аманат бізге келіп жетті. Біздің мойнымызда. Біздің таратуымыз керек. Мынадай таңғаларлық оқиғаға куә
болған едім. 1991 жылы Кашмирден бір доктор Малайзия университетіне жұмысқа келді. Таныстық. Маған былай деді:
«Негізінде біздің де шыққан жеріміз – Хорасан. Ахмет Ясауи тегінің жалғасымыз». Тек, мәзхаб тұрғысынан Анадолыда, Румеліде көптеген рулармен Ахмет Ясауи дің арасында байланыс орнаған. Үндістанда да бұл байланыс құрылған.
Бұл халықтан, бұл жерлерден көптеген ерендер жолға шыққан. Алған таухит аманаттарын ең көркем сөздермен,
мәдениетімен тоғыстырып, Ираннан, Месопотамиядан, Анадолыдан Рұмеліне апарып, бір өркениетті қалыптастырған.
Біздің бұл өркениеттің ізбасарлары болуымыз – үлкен мәртебе. Өміріміздің жалғыз мәні – осы болмыспен жанданып,
әлемнің әр бұрышын осы болмыспен жандандыру. Сіздер де жас ұрпақ студенттеріміз, жастарымыз, осы аманатты ең
үздік түрде алып жүруге тиістісіздер.
Бағана айтқан нәрсеге қайта оралайын. Пір-Түркістан, жолға шыққан пірлер... Менің туған жерімнің Республикаға дейінгі
аты Пірлерқонды еді. Республикамен Ташкент болып өзгерді. Мұнда да бір сілтеме бар болуы ықтимал. Сондықтан осы
жерге келе жатқанда, шыққан жеріме қайтқандықтан, шыққан жеріме оралғандықтан, өзегіме оралғандықтан тебіреніп
толқыдым. Сонда еріксіз Ахмет Ясауидің Диван-и Хикметінен мына қатарлар келді:
«Шалғайда шаршап өз қалама тағы оралдым / Түркістанда міне мазар болып қалдым / Басым дертті, озар жасым, тозар
қаным / Атым Ахмет, елім болса – Түркістаным».
Егер бір рухани күш алып, Ахмед-и Сани атының салмағын көтере білсек, осы жерде бүгін қасиет-қуат алып аралаған
жерлердің рухын сыртқы саясатымыздың іргетасы ретінде әлемге жеткізе білсек, бұдан артық мәртебелі міндет атқарған
болмаймыз.
Осы жолда бір өркениет қаланды. Еуразиядан, Еуразия даласының мейлі солтүстігі болсын, мейлі оңтүстігі,
біздің ұлтымыздың түрлі рулары әрекет еткен барлық жерге осы мәдениетті апардық. Барлық жерге, Будинге,
Будапештке дейін. Иншаллаһ Ахмет Ясауи университеті студенттеріне міндетті түрде Балқан елдерін қыдырту
ДАВУТОҒЛУ:
керек. Балқан елдеріне барғыларың келеді ме? Ахмет Ясауиді түсіну үшін осы өңірден білім алу керек, оған
« Осы өрлеу
қоса, міндетті түрде осы өңірден Балқан елдеріне дейін жеткен мәдениеттің іздерін сезіну керек. Гүл Бабадан
кезеңінде бір
Дунайға, Будинге қарай бір көз тастаңдар. Барымен Ахмет Ясауи менмұндалап тұрғандай. Благай дәргейінде
жағынан саяси
мен мұндамен дейді, Сары Салтұқ дәргейінде мен мұндамын дейді, Қажы Байрам Әулиеде мен мұндамын
негізді қалап
дейді. Әрбір жердің ұлысына сәлем беріп кіру керек. Әр жерді аралаудың, әр әулиені зиянат етудің, әр қалаға
кірудің әдебі бар. Ыстанбұлға барған адам алдымен Әйюп әл-Әнсариге барады. Бурсаға барған Әмір Сұлтанға
жатқанда, енді бір
сәлем беріп кіреді. Анкараға барған Қажы Байрамға, Конияға барған Мәулана Жәлаледдин Румиге сәлем
жағынан осы саяси
беріп қалаға кіреді. Диярбакырға барған Әзіреті Сүлейманға салем береді. Біз де жолдан өткенде, Ахмет Ясанегіздің саналық
уиге сыртынан сәлем бердік. Ертең иншаллаһ таңғы намазбен бірге күннің тууын бірге қарсы алу үшін, сәлем
тұрғыдан және
беру үшін құзырына шығамыз.
жастар тұрғысынан
63 жасына келгенде қылуетке түсуі, жарық күнді көргеннен кейін негізінде Хира тауына шығу секілді. Мен
толықтыруды
үнемі Қажы Байрам әулиенің, Османлының да рухани сәулетшісі, Ыстанбұлдың да азат етілуінің сәулетшісінің
жоспарлауға
ұстазы Ақшәмседдиннің қылуетіне барғанымда, «иншаллаһ біргүні Ахмет Ясауидің қылуетіне бару нәсіп бомәжбүрміз.
лар» деген едім. Бір адам осылайша ғана «таухитпен бітісіп», бір жағынан Пайғамбар махаббатымен күйіп
Ахмет Ясауи
жанған болады. Пайғамбардың көзі 63 жасынан кейін жарық көрмегендіктен, Ахмет Ясауи де дүниелік жарыққа
көзін жұму үшін қылуетке түскен. Ал бірақ та рухани жарығының ғасырлар бойы жанып, бүгінге жетуінің негізін
университетінің
қалаған. Міне осындай бір қасиетті мекенде, қасиетті астанада, ұлтымыздың рухани ордасында, осындай
миссиясы міне
білім ұясында білім алу және білім беру – үлкен құлшылық. Сіздер өте бақыттысыздар. Осы бақыттың қадірін
осы сананы қайта
біліңіздер. Осы қасиетті жерге лайық болыңыздар. Біз қызығып, осы жерлерге деген сағынышпен өмір сүрдік.
қалыптастыру
Ал қазына үстінде отырғандар кейде оның қадірін білмейді... Ахмет Ясауи қазынасын өзектеріңізге дейін
миссиясы болып
сезініңіздер, бұған немқұрайды қарамаңыздар!
табылады. »
Ойлап қараңыздар, осы жерден жолға шыққан Хорасан ерендері, таухит сенімі неге біздің ұлтымызға қонымды
болды? Өйткені біз шиеленіскен аймақта өмір сүрмедік. Олар тұнық, саф, таза, ашық, мөлдір бір өңірден
жолға шыққан еді. Румеліне бара жатқан жолда Иран өркениетімен танысты. Бағыттарын жоғалтып алулары мүмкін еді... Анадолыда, Месопотамияда, көне Месопотамия мәдениеттерімен, бір бөлігі жұлдызға табынатын өзгеше
мәдениет қазынасымен, түрлі мәдениеттермен араласты, танысты. Румелінде Рим паганизмі, кейінірек осымен бұзылған
христиандық дәстүрімен жолықты. Славян паганизмімен жолықты... Оларға бір сәуле керек еді... Ол сәулені, ол таухит
сәулесін бір жолмен ұрпақтан ұрпаққа, аймақтан аймаққа жеткізіп, жаңа өркениет құру керек еді. Диярбакырда өткен ай
сөйлеген сөзімде осыған тоқталдым. Біз ұлт деп атайтын ұлы бірлік, бүкіл осы жолдар барысында көне мәдениеттердегі
«таухиттың өзегін» «Мұхаммедтің мәдениетіндегі» таухит негізімен бірлестіріп; сәулетке, эстетикаға, саясатқа, мұралға
философияға қосып; жаңа бір қала, жаңа бір мемлекет, жаңа бір түзім, әлемдік жүйе құру үшін әрекетке өтті және құрды...
Біз бұл ұлы өркениет қорын қалыптастырғаннан кейін, қандай да бір қиыншылыққа жолыққан кезімізде, паналайтын
қорған, паналайтын түсінік, паналайтын білім іздесек, Ахмет Ясауи дан бастау алатын тамырға қайта қайта жүгініп, өз
болмысымызды таптық. Жаңғырған дауыстардан ылғи да оны таптық.
AYHABER 9
KONUŞMALAR
Biz bu büyük medeniyet birikimini hayata geçirdikten sonra, ne zaman bir zorlukla karşılaşsak, sığınacak bir
merci, sığınacak bir düşünce, sığınacak bir irfan arasak Ahmet Yesevi’den bu yana gelen o damarı tekrar tekrar keşfederek kimliğimizi bulduk. Yankılanan seslerde hep onu bulduk.
Anadolu’da Yunus Emre, “Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni / Ben yanarım dünü günü / Bana
seni gerek seni” derken ve biz bu sesle Rabbimize yönelişimizi ve yakarışımızı dile getirirken; Ahmet Yesevi,
“Işkıng kıldı şeyda meni / Cümle âlem bildi meni / Kaygum sensen tüni küni / Menge sen ol kerek sen” dedi.
Aynı form, aynı muhteva, aynı öz… Kendimize, kendi özümüze doğru dönerken ve Rabbimizle buluşmamızın, Rabbimizi anlamamızın ve onun bize bir İlahî emanet olarak verdiği o tevhid esaslı fikrin, özün, düzenin
hayata geçmesi için hep sığındık.
Şimdi daha sonraki dönemlerde, özellikle son iki yüzyıl içinde topraklarımız esaret görmüşken, bütün bir İslam coğrafyası sömürge etkisi altında inlerken; bütün bu coğrafyalarda kaybolmayan özlerden biri, Ahmet
Yesevi gibi kaybolmayan mirası bir sonraki nesillere bir öz olarak, bir ruh olarak aktaranlardır. Anadolu’da da
böyle oldu, Rumeli’de de… Hiç unutmadığım ve bizim milletimizin aşkını yansıtan bir hatıramı sizlere anlatmak istiyorum. 2005 yılında Balkanlarda ailem ile geziyordum. Doğu Makedonya’da dağlık Koçkar ve Alikoç köyleri var. Dağlarda terkedilmiş gibi duran yan yana iki köy… Vardığımda, o bölge tamamıyla muhaceret dolayısıyla boşaltılmıştı çok az bir Türk kalmıştı. Aynen Maveranünehir’de, Horasan’da, bizim Anadolu’da
Yörük Türkmen geleneğinde olan deyişlerle beni karşıladılar. Emin olun Türkçeleri bizim Anadolu Türkçesinden Horasan Türkçesine daha yakın. Benim babaannemden duyduğum deyişleri aktaran o kıyafetler ile bizi
karşıladılar. Sanki 15-16. yüzyıldan bir müzenin içinden çıkmış gibiydiler. Biraz hasbihâlden sonra “ne arzunuz var, ne isteğiniz var, bir talebiniz var mı?” dedikten sonra; aralarından yaşlı birisi çıktı ve şöyle dedi; “BeDAVUTOĞLU:
yim bizim bir talebimiz yok, suyumuz eksik. Bir takım şeylerimiz var ama, sen de 400 yıl ben diyeyim 500 yıl
"Hedefimiz
önce, 600 yıl önce bilemiyoruz ne zaman olduğunu, gelmişler ve bizi bu dağlara koymuşlar, bekleyin demişşu; Orta Asya
ler. Hâlâ bekliyoruz…” Yani bir mekân emanet edildiğinde, kutsal bir emanet gibi o dağı bekleyen, sonra da
Cumhuriyetleri’nin
bir gün birileri gelir ve burada tekrar o medeniyetin ışığını tutuştururuz diye bekleyen, beklemeyi bilen bir milher biri millî
let... Yürüdüğü zaman tarihe şekil veren, belli bir müdafa hattı oluşturduğunda gerektirdiğinde asırlarca bekdüzeyde güçlü
lemeye kararlı bir millet…
devletler olarak
Bunun her bir coğrafyadaki yansıması farklı oldu. Kazakistan’daki Kazak dünyasındaki Orta Asya’daki bu
ayağa kalksınlar,
bekleyişin ve bu direnişin simge isimlerinden biri Mustafa Çokay’dır. Uçakta gelirken yine Kazak bilim adakendi ekonomik
mımız, Kazak kökenli Sayın Abdulvahap Kara Bey ile Mustafa Çokay üzerine konuştuk. Mustafa Çokay neyi
alt yapılarını
savunuyordu? Ondan önce ve onun dönemlerinde İsmail Gaspıralı neyi savunuyordu? Neydi Kazan’da Ceoluştursunlar.
dit hareketinin aradığı şey? Kadimle moderniteyi bir yerde buluşturmak… Öyle bir şekilde tekrar kültürümüKimliklerini
zü keşfedelim ki, bu kültürü modern dünyaya onurlu bir şekilde taşıma mücadelesi verelim. Yaklaşık 200 yıl
ayrıştırıcı değil
bütün bu sömürgeci dalgalar, işgal dalgası karşısında hep bir direniş noktası bulduysak, yine bu coğrafyalabirleştirici olarak
ra sığınmış olan o onurlu direnişte bulduk.
inşa etsinler. Güçlü
Beni çok etkileyen hususlardan biri, bu mücadele içinde çok ümitsiz oldukları anlarda dahi Anadolu’daki karsiyasi yapılar
deşleriyle Orta Asya’daki kardeşlerin birbirlerini nasıl özlemle beklediğidir. Mustafa Çokay 1912 yılında Saolarak dünyada
int Petesburg’da talebeyken Balkan Savaşı başlamıştır. Gelir Kazakistan’da, Türkistan’da, Horasan’da yaryerlerini alsınlar. "
dımlarını toplar ve St. Petesburg’daki Osmanlı Elçisi Turhan Paşa’ya bu yardımları tebliğ eder. 11 – 12. yüzyıllarda bizim dedelerimiz bu topraklardan, Dandanakan’dan hareket ettiler, Ahmet Yesevi’nin mesajını taşıdılar. Onlar oyukları savunmaya çalışırken, onların arkada bıraktığı kardeşlerinin torunları olanlar hep özlemle
Anadolu’yu ve Anadolu’daki kardeşlerinin akıbetini merak ettiler, Anadolu’da olanlar da özlemle bir gün geride bıraktıklarına kavuşmaya azmettiler. Anadolu’da olanlar sıkıntıya düştüğünde bu kardeşlerimiz, Mustafa Çokay ve arkadaşlarının yaptığı gibi hiç düşünmeden yardıma koştular.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Mareşal Fevzi Çakmak’a yazdığı bir telgraf vardır. O günlerde Afganistan’da, Horasan’da şu andaki Kuzey Afganistan’da savaş sürmektedir. İngilizlere karşı bir onurlu direniş yapılır. Aynı günlerde aslında Türkistan’da da,
Semerkant’ta da, Buhara’da da, Kokand Hanlığı etrafında yeni bir özgürlük mücadelesi verilir. Mustafa Kemal’in Mareşal
Fevzi Çakmak’a talimatı şudur; Bir askere bile ihtiyaç hissettiğimiz günlerdir 1921 yılı… Elinizdeki en seçkin subayları seçiniz ve Orta Asya’ya, Afganistan’a gönderiniz. O zaman Afganistan’la Orta Asya ayrı bir parça olarak düşünülemez. Onun
için Balkan Savaşını kaybeden Türk subayları Orta Asya müdafaası için Enver Paşa dâhil olmak üzere Orta Asya’ya geçerler. Bir ortak kader fikri doğar. Şeyh Şamil’den beslenen, Mustafa Çokay’la dirilen ve bütün bu coğrafyaya sirayet eden bir
ortak kader fikri... Burada yaşadığımız yenilikler Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik ordusunun bütün bu bölgeyi işgali ile tarihin en uzun ayrılığını yaşamaya başlarız. Biz o uzun ayrılık yıllarını yaşamış bir nesiliz. Emin olun bazen o eski radyoda şöyle bir Azeri Türkçesi duyayım diye, 70’li yıllarda, çevire çevire aradığım günleri hatırlarım. Bir Azeri Türkçesi, bir Orta Asya
Türkçesi duyabilmek için hep özlemle bekledik. Bir gün gelecek, bu ayrılan kardeşler tekrar buluşacak, Ahmet Yesevi’nin
o manevi bünyesinde buluşacak, diye, hep özlemle bekledik, hep dua ettik, arayarak... 86 yılında Mısır’da doktora tezimin
bir kısmını yazarken iki Özbek genci, orada okuyan iki arkadaş gece gizli bir şekilde benimle buluşmaya gelmişti. Nasıl kucaklaştığımızı, hâlâ hatırlarım, nasıl ağladığımızı… Bizim nesil için bir hayaldi, bir Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının gelip Türkistan’da Ahmet Yesevi üzerine konuşması. Elhamdülillah ki nasip oldu… Emin olun bir daha bu ayrılık yaşanmayacak! Hasretle doğuya her bakışımızda biz Maveraünnehir’i, biz Horasan’ı düşündük, düşledik, özledik hep… Eminim buradan Batı’ya Bakanlar’a asırlar önce giden kardeşlerini özlemle beklediler ve 90’lı yıllardan sonra, bir özgürlük dalgasıyla birlikte 20 sene önce Orta Asya Cumhuriyetleri kardeş cumhuriyetler özgürlüklerine kavuştular.
Şimdi bu iki aşamadan sonra, üçüncü aşamadaki misyonumuz konusunda da görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Birinci aşama, kadimle buluşan milletimizin tevhit akidesi etrafında medeniyeti inşa etmesi. O onurlu asırlarda büyük hâkimiyetlere imza attık. Buradan yola çıkanlar Hindistan’da Babür devletini kurdular. Anadolu’da, Rumeli’de Osmanlı devletini, Selçuklu devletini, Kazan’da ve Avrasya steplerinde Altınordu Devleti’ni kurdular. Büyük şehirler inşa ettiler. Tac
10 AYHABER
KONUŞMALAR
Анадолыда Юнус Әмре, «Ғашықтығың алды менен мені, маған сен керексің, аңсайм сені / мен жанамын күні түні /
маған сен керексің, аңсайм сені» дегенде және бұл дауыспен Раббымызға бұрылып, жалбарынғанымызда; Ахмет Ясауи «Ғашықтығың құмар қылды мені / Бүкіл әлем білді мені / Қайғым сенсің күні түні / Маған сен керексің сен» дейді.
Бірдей тұрпат, бірдей мазмұн, бірдей мән... Өзімізге, өз болмысымызға қайта оралып жатқанда және Раббымызбен жолығуымыздың, Раббымызды түсінуіміздің және оның бізге қасиетті аманат ретінде берген сол таухит негізіндегі
түсініктің, мазмұнның, түзімнің орнауы үшін ылғи оны паналадық.
Енді кейінгі кезеңдерде, әсіресе соңғы екі жүз жыл ішінде жерлеріміз бодан болғанда, бүкіл Ислам әлемі отарлық езгісінде
болғанда; бүкіл осы өңірлерде жоғалмаған мазмұндардың бірі – Ахмет Ясауи дай жоғалмаған мирасты келер ұрпақтарға
бір мазмұн ретінде, бір рух ретінде жеткізгендер. Анадолыда да осылай болды, Рұмелінде де... Есімнен шықпайтын
және біздің ұлтымыздың махаббатын көрсететін басымнан өткен бір оқиғаны сіздерге айтып берейін. 2005 жылы Балкан елдерінде отбасыммен қыдырып жүр едім. Шығыс Македонияда таулы Қочқар және Аликоч ауылдары бар. Тауда
иесіз қалған, қатар тұрған екі ауыл... Барғанымда ол өңір басқа жаққа көшке байланысты бос қалған еді. Аз ғана түрік
қалған екен. Тура Мәуереннахрдағыдай, Хорасандағыдай, біздің Анадолыдағы йөрік түрікмен дәстүріне сай тіркестермен
қарсы алды. Шындығы мынау, олардың түрікшелері біздің Анадолы түрікшесіне қарағанда, Хорасан түрікшесіне
жақын еді. Менің әжемнен естіген сөз тіркестермен, сол киімдерімен бізді қарсы алды. 15-16 ғасырдан бір мұражайдан
шыққандай еді. Біраз әңгімелескеннен кейін «қандай бұйымтайыңыз бар, керек болған, талап еткен нәрселеріңіз бар
ма?» дегенімде, араларынан қарт біреуі шығып, былай деді: «Бейім, біздің ешқандай талабымыз жоқ. Суымыз кем.
Бірқанша нәрселеріміз бар. Бірақ сен 400 жыл де, мен 500 жыл дейін, бәлкім 600 жыл бұрын, қашан болғанын айта алмаймыз, келіп, бізді осы таулардың ортасына орналастырыпты. Күзетіңдер депті. Содан бері әлі күзетудеміз...» Яғни бір
жер аманатқа тапсырылғанда, қасиетті бір аманаттай сол тауды күзететін, кейін біреулер келер, осы жерде қайтадан сол
өркениеттің сәулесін тұтандырамыз деп күзететін, күтетін, күтуді білетін бір ұлт... Жүргенінде тарихқа бағыт беретін, белгілі
бір қорғаныс шебін қалыптастырғанда, керек болғанында ғасырлар бойы күтуге бел байлаған ұлт...
Бұның әрбір аймақтағы көрінісі әр түрлі болды. Қазақстандағы, Қазақ әлеміндегі, Орта Азиядағы бұл күту және бұл
қарсылық берудің айтулы тұлғаларының бірі – Мұстафа Шоқай. Ұшақпен келе жатқанымызда, қазақ ғылым адамымыз,
тегі қазақ аса құрметті Абдүлуахап Қара мырзамен Мұстафа Шоқай туралы әңгімелестік. Мұстафа Шоқай не үшін күресті?
Одан бұрын және оның замандасы Исмайыл Гаспыралы не үшін күресті? Қазандағы Жәдит қозғалысының мақсаты не
еді? Ескімен жаңаны (заманауилықты) тоғыстыру... Мәдениетімізді жан-тәнімізбен қайта таныйық, бұл мәдениетті заманауи әлемге абыроймен апару жолында күрес жүргізейік. Шамамен 200 жыл барлық отаршыл толқындарына, жаулау толқынына қарсы бір қорғаныс нүктесін тапқан болсақ, тағы да бұл аймақтарды паналаған сол мәртебелі қарсылық
көрсетуде таптық.
Мені көп толғандырған мәселелердің бірі – осы күресте өте үмітсіздікке түскен кездердің өзінде, Анадолыдағы бауырларымен Орта Азиядағы бауырларының бір бірін сағынышпен күткендіктері. Мұстафа Шоқай 1912 Петерборда оқып жүргенінде, Балқан соғысы басталады. Сонда ол Қазақстанға, Түркістанға, Хорасанға келіп, көмек
жинап, Петербордағы Османлы елшісі Тұрхан пашаға осы көмектерді тапсырады. 11-12 ғасырларда біздің
ДАВУТОҒЛУ:
аталарымыз осы жерлерден, Данданаканнан әрекет ете бастады. Ахмет Ясауи дің хабарын тарата бастады.
« Мақсатымыз
Олар ұяларын қорғауға тырысып жатқанда, олардың артта қалдырған бауырларының ұрпақтары сағынышпен
мынау: Орталық Азия
Анадолы жаққа бұрылып, Анадолыдағы бауырларының жағдайына алаңдайтын. Анадолыдағылар да
республикаларының
сағынышпен бір күні артта қалдырған бауырларына қауышуға талпынатын. Анадолыдағылар қиыншылыққа
душар болғандарында, бұл бауырларымыз, Мұстафа Шоқай және достары жасағанындай мүлдем
әрқайсысы ұлттық
қобалжымай көмекке жүгіретін.
деңгейде күшті
Мұстафа Кемал Ататүріктің Маршал Февзи Чакмакқа жазған бір телеграфы бар. Ол күндерде Ауғаныстанда,
елге айналып, өз
Хорасанда, бүгінгі солтүстік Ауғаныстанда соғыс болып жатыр еді. Ағылшындарға қарсы төтеп беріліп жааяқтарында тұрулары,
тыр еді. Дәл сол күндерде де негізінде Түркістанда да, Самарқантта да, Бұхарада да, Қоқанд хандығының
экономикалық
айналасында да бір азаттық күрес болып жатқан еді. Біз үшін де бір әскердің өзі маңызды боп тұрған кез
инфрақұрылымдарын
еді 1921 жыл... Соған қарамастан, Мұстафа Кемалдың Февзи Чакмакқа берген тапсырмасы мынау: «Қол
құрулары. Ұлттық
астыңыздағы ең таңдаулы офицерлерді таңдаңыз да оларды Орталық Азияға, Ауғаныстанға жіберіңіз.» Ол
болмыстарын
кезде Ауғаныстанмен Орталық Азия бөлек емес еді. Сондықтан Балқан соғысында жеңіліп қалған түрік офишеттететіндей
церлер Орталық Азияны қорғау үшін Әнуар пашамен бірге Орта Азияға өтеді. Бір ортақ тағдыр пікірі туады. Шейх Шамилден нәр алған, Мұстафа Шоқаймен жанданған және бүкіл осы аймаққа жайылған бір ортақ
қылып емес,
тағдыр... Бірінші дүниежүзілік соғысы мен большевик армиясының аймақты жаулап алуымен тарихтағы ең
біріктіретіндей қылып
ұзақ бөлек қалуымыз басталды. Біз сол ұзақ уақыт бөлек қалуды басынан өткізген толқынбыз. Сіздерге шын
қалыптастырулары.
жүректен мынаны айтайын, сол 70 жылдары кейде бір Әзірбайжан түрікшесін естиік деп, радионы ары бері
Мықты саяси
бұрап, іздейтініміз есімде. Бір әзірбайжан түрікшесі, бір Орталық Азия түрікшесін тыңдау үшін сағынышпен
құрылымдар ретінде
күтуші едік. Бір күн келеді, шалғай қалған бауырлар қауышады, Ахмет Ясауидің рухани аурасында қауышады
әлемдегі орындарын
деп сағынышпен күттік, үнемі дұға жасадық, ізденіспен... 86 жылы Мысырда докторлық диссертациямның
алулары. »
бір бөлімін жазып жүргенімде, екі өзбек жігіт, сонда оқып жүрген екі шәкірт жасырын түрде менімен жолығуға
келген еді. Құшақтасып жылағанымыз әлі есімде... Біздің буын үшін Түркия Республикасының Сыртқы істер
министрінің Түркістанға келіп, Ахмет Ясауи туралы сөз сөйлеуі арман еді. Әлхамдүлилләһ,
нәсіп болды... Ондай бөлек қалу енді болмайды! Ішіміздегі мұңмен шығысқа қараған сайын,
біз Мәуереннахрды, Хорасанды ойладық, армандадық, сағындық... Сіздердің де Батысқа,
Балқан елдеріне ғасырлар бұрын кеткен бауырларын сағынышпен күткендеріңізге
сенімдімін. Ақырында 90-жылдарда бостандық толқынымен бірге 20 жыл бұрын Орталық
Азия республикалары, бауырлас республикалар бостандықтарына қол жеткізді.
Енді осы екі кезеңнен кейін үшінші кезеңдегі миссиямыз турасында ойларымды
сіздермен бөлісейін. Бірінші кезең – көнемен тоғысқан ұлтымыздың таухит сенімі айналасында өркениет құруы. Өткен мәртебелі ғасырларда әлемді билеп, өз қолтаңбамызды
қалдырдық. Осы жерден шыққандар Үндістанда Бабыр мемлекетін құрды. Анадолы мен
Румелінде Османлы мемлекетін, Салжуқ мемлекетін, Қазан мен Еуразия даласында Алтын Орда мемлекетін құрды. Үлкен қалалар салды. Тәжмахал бүгін бар болса, Самарқант
болғаны үшін бар. Мимар Синан Селимиені, Сүлейманиені тұрғызғанда, осы жерден
барған сәулет көркемдігімен сол жердегі сәулет көркемдігін тоғыстырып тұрғызған еді. 95
AYHABER 11
KONUŞMALAR
Mahal bugün varsa Semerkant olduğu için vardır. Mimar Sinan Selimiye’yi Süleymaniye’yi
inşa ederken buradan gelen o mimari estetiği oradaki mimari estetikle buluşturarak inşa
etti. Emin olunuz yine 95 yılında Buhara’ya gidip sokaklarında böyle burnumun, yüreğimin
içine bütün bu havayı çekerken gece yürüdüğümde aynen Konya’nın havasını hissettim.
Ha Konya ha Buhara! Buhara olmasaydı Konya olmazdı. Ahmet Yesevi olmasaydı Mevlana Celaleddin-i Rumi ve onunla birlikte Anadolu erenleri yetişemezdi. Onun için bizim, bize
yol gösteren, ışık gösteren şehirlerimiz buralardadır, bu diyarlardadır. Bize yol gösteren ışık
gösteren ilk manevi öncülerimiz de bu diyarlardadır. Şimdi bu yükseliş döneminden sonra,
birbirimizle yaşadığımız ayrılığın acısını, ızdırabını çektiğimiz ikinci dönemden sonra yeni ve
üçüncü dönemin işaretlerini görüyoruz. Bunun hakkını vermek durumundayız.
Aslında çok semboliktir ve emeği geçenleri rahmetle anıyorum. Bakın başta Cumhurbaşkanı Turgut Özal olmak üzere, gelip 1993 yılında Türkistan’da Ahmet Yesevi Üniversitesini
kurmayı düşünen zihniyet, geleceği de inşa etmeyi düşünmüştür. Sembolik olarak o kadar
önemli ki bu mekân, bu Üniversitenin kuruluşu… Bu Üniversitenin başarısızlığı diye bir şey
DAVUTOĞLU:
düşünülemez. Çünkü Ahmet Yesevi adına kurulan bir üniversitede yetişen nesil, aslında Ahmet Yesevi’nin
"Yeni bir dönem
bütün bir coğrafyaya gönderdiği 99 bin olduğu rivayet edilen müridi ve talebesi gibi, bugün de bütün kürebaşlıyor arkadaşlar…
sel dünyaya, dünyanın her köşesine onun ışığını, emanetini, aşkını taşıyacak nesiller yetiştirmekle sorumludur. Üniversite bunun için buraya kuruldu. Onun için Ahmet Yesevi Üniversitesinin başarısı bizim bu yeni döBu dönemin
nemdeki başarımızın işareti olacak. Hiç düşünemiyorum, hayal bile edemiyorum ama başarısızlığı hepimizin
manevî ışığı Ahmet
başarısızlığı olacaktır. Üzerinizde büyük bir sorumluluk var, büyük bir mesuliyet var. Emin olun ahirette önce
Yesevi’dir."
o emaneti ona veren Arslan Baba, sonra o emaneti diğer nesillere aktaran Ahmet Yesevi, hepimizden hesap
sorar. Ahmet Yesevi Üniversitesi dünyanın en kaliteli eğitimini vermek durumunda, en iyi öğrencilerini yetiştirmek durumunda, en iyi ilim adamlarını buraya çekmek durumunda. İnşallah bunların hepsini gerçekleştirmek için Ahmet
Yesevi Üniversitesinin hizmetinde çalışmaya hazırız.
Artık ben de buranın öğretim üyesi olduğum için size taahhüt ediyorum. İster burada olayım isterse dünyanın her hangi bir
köşesinde… Ahmet Yesevi Üniversitesi ne zaman bir şeye ihtiyaç hissederse Rektörümüz, Rektör Vekilimiz, Mütevelli Heyet başkanımız beni buradaki öğretim üyeleri gibi arayabilirler.
Şimdi biraz bu yeni dönemin özellikleri üzerinde duralım. 91’den bu yana Sovyetlerin çöküşü ve Orta Asya Cumhuriyetlerimizin, kardeş cumhuriyetlerimizin bağımsızlıklarını kazanmalarıyle birlikte başlayan dönemde 20 yıl içerisinde büyük değişim yaşandı. Üç önemli değişim süreci geçti; Jeopolitik dönüşüm, jeokültürel dönüşüm ve jeoekonomik dönüşüm.
Şu Orta Asya coğrafyası öyle bir coğrafya ki bu coğrafyada iki kader bekler milletleri… Ya sıcak denize doğru, denize kapalı bu coğrafyadan hareketlenerek büyük devletler kuracaksınız ya da başka büyük devletlerin etkisi altında kalacaksınız.
Bu coğrafyadan hareket ederek kurulmuş olan Selçuklular, ister Timur dönemindeki Timur İmparatorluğu, Babür ve bütün
Avrasya’ya yayılan büyük devlet gelenekleri, ya bir düzen kurdular ya da başka ülkelerin, başka büyük emperyal iddiaların kurbanları oldular. Şimdi ilk defa bu coğrafyada son iki yüzyıldan sonra yeni bir siyaset ortaya çıktı. Bağımsız Orta Asya
cumhuriyetleri… Şimdi Soğuk Savaş jeopoltiğinin parçalanmasıyla birlikte, yeni meydan okumalarla birlikte aslında büyük
imkânlar da ortaya çıktı. Bizim bu yeni jeopolitiği doğru okumamız lazım. Orta Asya’nın parçalanmış yapılarını birleştirip,
daha büyük bir siyasi etnsite etrafında bütün devletlerin eşit olarak yanyana birlikte kardeşçe yaşadıkları ama ortak bir ideal etrafında işbirliği yaptıkları yeni bir dönemin gerçekleşmesi lazım.
Jeokültürel bir dönüşüm yaşanıyor. Bu jeokültürel dönüşümün içinde kimlikler tekrar keşfediliyor. Ama bu kimliklerin birbirini ayrıştırıcı, birbirini dışlayıcı kimlikler olarak gelişmemesi lazım. Kazak kimliği, Özbek kimliği, Türkmen kimliği, Kırgız kimliği, Uygur, Tatar, Ahıska bütün bu kimliklerin yeni ve daha büyük kimlik potaları içinde ortak bir ideale yönelmeleri gerekir.
Parçalanmış ekonomik yapılar,İpek Yolu etrafında tekrar bütünleşme temayülü içinde. Orta Asya’nın medeniyet, büyük medeniyet şehirleri kurduğu Semarkant’ın, Buhara’nın yükseldiği dönemlere baktığımızda; Orta Asya’nın Asya ile Avrupa arasındaki Akdeniz’e kadar giden kuşaktaki bütün ticaret hatlarını kontrol altına aldığını görürsünüz. Soğuk savaş ekonomisi
bu hatları birbirinden kopardı. Sovyet ekonomik yapılanması içinde, o büyük yapı içinde ham maddenin üretildiği alanlarla,
sanayi üretimi birbirinden ayrıştırıldı. Parçalanan ekonomiler çıktı. Şimdi tekrar büyük ekonomik, makro ekonomik projeler
etrafında, bunların tek bir hat etrafında birleşmesi lazım.
Dün Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev’le görüştüğümüzde en çok üzerine durduğumuz konu, Bakü-Tiflis-Kars
demir yolu hattı ile Kazakistan üzerinden giden Çin’den Kazakistan’a oradan da Hazar’a bağlanan hattın birleştirilmesi projesi oldu. Geçmişte nasıl kervanlar İpek Yolu üzerinden bu bölgeyi mamur eylemişse şimdi de hızlı trenler, demiryolları, ticaret hatları, hava yolları ve en önemlisi enerji hatlarıyla, doğal gaz boru hatları, petrol boru hatlarıyla büyük bir ekonomik refah havzası oluşturmak zorundayız. Şimdi gün bu kadim merkezin tekrar bizim medeniyetimiz etrafında inşa edilme günüdür. Türk Konseyi’ni kurarken, iki sene önce yirmi yıllık birikim üzerinde aslında bütün bu yeni dönemi değerlendirebilecek
bir siyasi irade oluşturmaya çalıştık. Bugün kurumsallaşmış bir Türk Konseyi İstanbul’da faaliyete başladı. Biraz önce zikrettiğim o demiryolu projeleri ve diğer projelerle Orta Asya’yı tekrar Anadolu’ya ve daha ötesine Avrupa’ya birleştirecek projelerin öncülüğünü yapacağız. Bu yeni yükseliş döneminde bir taraftan siyasi alt yapıyı kurarken diğer taraftan da bu siyasi alt
yapının zihniyet ve gençlik planlamasını yapmak zorundayız. Ahmet Yesevi Üniveritesi’nin misyonu işte bu zihniyeti yeniden
inşa etme misyonudur. Artık kaderleri birleştirmek bu kaderlerden yeni ve ortak geniş bir havza oluşturmak zorunluluğuyla
karşı karşıyayız. Biz Türkiye olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Nasıl büyük bir hasretle kardeşlerimizin bizi beklediğinin
ve bunun gereği olan siyasi misyonu yerine getirmek icap ettiğinin farkındayız. Onun için bizim Orta Asya siyasetimiz sadece bir bölgesel siyaset değil, aslında bu inşa faaliyetinin menşeinden tekrar kurucu bir şekilde hayata geçirilmesi faaliyetidir.
O bakımdan Türkiye ile Kazakistan arasında son yıllarda örnek bir model olarak gelişen ilişkiler aslında bütün diğer ülkeler
ile geliştirilmelidir. Hedefimiz şu; Orta Asya Cumhuriyetleri’nin her biri millî düzeyde güçlü devletler olarak ayağa kalksınlar,
kendi ekonomik alt yapılarını oluştursunlar. Kimliklerini ayrıştırıcı değil birleştirici olarak inşa etsinler. Güçlü siyasi yapılar ola-
12 AYHABER
KONUŞMALAR
жылы Бұхарада сол жердің ауасын өзегімен дейін сезініп түнде жүргенімде, тура Кония ауасын алғандай болдым. Кония да, Бұхара да бір! Бұхара болмағанда, Кония болмас еді.
Ахмет Ясауи болмағанда, Мәулана Жәлаледдин болмас еді және сонымен бірге Анадолы ерендері жетілмес еді. Сондықтан біздің бізге жол көрсететін, бізді сәулелендіретін
қалаларымыз осы жерде, осы өңірлерде. Бізге жол көрсететін, бізді сәулелендіретін
алғашқы рухани көшбасышыларымыз да осы өңірледе. Енді осы өрлеу кезеңінен кейін
бір бірімізден ұзақ қалған, қиыншылыққа толы екінші кезеңнен кейін жаңа кезеңің, үшінші
кезеңнің белгілерін көрудеміз. Осыған дайын болуымыз керек.
Негізінде өте терең символикалық мәні бар және еңбегі сіңгендерді құрметпен еске
аламын. Президент Тұрғұт Өзалдан бастап, 1993 жылы Түркістанда Ахмет Ясауи
университетін құруды ойлаған сана болашақты да құруды ойлаған еді. Өйткені бұл жер
мен осы университеттің символикалық мәні өте терең... Бұл университеттің жетістікке
жетпеуі деген нәрсе болуы мүмкін емес. Өйткені Ахмет Ясауи атымен құрылған бір университетте жетіліп шыққан жас ұрпақ негізінде бүкіл аймаққа саны 99 мыңға жететін деп айтылатын Ахмет Ясауидің ізбасарлары мен шәкірттері секілді бүгін де бүкіл жахандық әлемге,
әлемнің әрбір бұрышына оның сәулесін, аманаты мен махаббатын алып баратын ұрпақ тәрбиелеуге жауапДАВУТОҒЛУ:
ты. Университет осы себепке байланысты осында салынды. Сондықтан Ахмет Ясауи университетінің жетістігі
« Жаңа кезең
біздің жаңа кезеңдегі жетістігіміздің белгісі болады. Мүлдем ойлай алмаймын, бірақ университеттің сәтсіздігі
басталуда, достар...
барлығымыздың сәтсіздігі болады. Мойндарыңызда үлкен жауапкершілік бар, ауыр жүк бар. Арғы дүниеде
Бұл кезеңнің рухани
аманатты жеткізген Арыстан Баба, кейін ол аманатты бізге дейін жеткізген Ахмет Ясауи барлығымыздан есеп
сәулесі – Ахмет
алады. Ахмет Ясауи университеті әлемнің ең сапалы білімін беруі тиіс, ең үздік шәкірттерді жетілдіруі тиіс, ең
мықты ғылым адамдарын осында тартуы тиіс. Иншаллаһ, осылардың барлығын жүзеге асыру үшін Ахмет ЯсаЯсауи. »
уи университетінің қызмет етуге дайынбыз.
Бұдан былай енді өзім оқытушысы болған осы университетте ең жақын мерзімде Ахмет Ясауи туралы лекция
оқығым келеді. Мейлі осында болайын, мейлі әлемнің қандай да бір бұрышында... Ахмет Ясауи университетіне қашан
бір нәрсе қажет болса, ректорымыз, ректор өкіліміз, Өкілетті Кеңес төрағамыз менімен осы жердегі оқытушы ретінде хабарласа алады.
Енді осы жаңа кезеңнің ерекшеліктеріне біраз тоқталайын. 91 жылдан бері Кеңес Одағының ыдырауымен, Орталық
Азия республикаларымыздың, бауырлас республикаларымыздың тәуелсіздіктеріне қол жеткізулерімен бірге басталған
кезеңде 20 жыл ішінде ірі өзгерістер болды. Үш маңызды өзгеріс үдерісі болды: геосаяси өзгеріс, геомәдени өзгеріс және
геоэкономикалық өзгеріс.
Қазір Орталық Азия аймағы жолайрықта тұрған, алдында екі тағдыр жатқан аймақ... Не ыстық теңізге қарай, теңізге
жабық бұл аймақтан әрекет етіп, үлкен мемлекеттер құрасыз, не басқа үлкен мемлекеттердің ықпалында қаласыз. Осы
аймақтан әрекет етіп құрылған Салжұқтар, Темір кезіндегі Темір империясы, Бабыр және бүкіл Еуразияға жайылған
мемлекеттіліктер не бір түзім құрған, не басқа елдердің, басқа ірі империялардың ұмтылыстарының құрбаны болған.
Қазір бұл аймақта соңғы екі жүз жылдан бері алғаш рет жаңа саясат пайда болды: Тәуелсіз Орталық Азия мемлекеттері...
Қазір қырғиқабақ соғыс геосаясатының ыдырауымен жаңа мәселелермен бірге негізінде жаңа мүмкіншіліктер де пайда
болды. Біздің бұл жаңа геосаясатты дұрыс түсінуіміз керек. Орталық Азияның ыдыраған құрылымдарын біріктіріп, үлкен
саяси ұлыс айналасында барлық мемлекетердің тең дәрежеде бауырмал түрде өмір сүретін және бір мұраттың айналасында ынтымақтасатын жаңа бір кезеңнің жүзеге асуы керек.
Геомәдени өзгеріс болып жатыр. Бұл геомәдени өзгеріс барысында болмыстар қайта қалыптасуда. Десе де, бұл болмыстар бірін бірі бөлектеп, бірін бірі шеттететін болмыстар ретінде дамымауы тиіс. Қазақ болмысы, өзбек болмысы, түркімен
болмысы, қырғыз болмысы, ұйғыр, татар, ахыска, осы барлық болмыстардың жаңа және кең ұғымның ішінде ортақ бір
мұратқа жұмылулары керек.
Ыдыраған экономикалық құрылымдар Жібек Жолы айналасында қайтадан бірігу бағытына түсті. Орталық Азия
өркениетінің, үлкен өркениет қалаларының құрған Самарқант, Бұхараның өрлеген кезеңін саралағанымызда, Орталық
Азияның Азия мен Еуропа арасындағы Жерорта теңізіне дейінгі ұласатын белдеудегі бүкіл сауда жолдарын бақылауда
ұстағандарын көресіздер. Қырғиқабақ соғыс экономикасы бұл жолдарды кесіп тастады. Кеңес Одағы экономикалық
құрылымы ішінде, алпауыт құрылымның ішінде шикі зат өндірілетін өңірлер мен өнеркәсіп өндірісі бір бірінен бөлінді.
Бөлшектелген экономика пайда болды. Енді қайтадан үлкен экономикалық, макро экономикалық жобалар айналасында,
бұлардың бір желі айналасында бірігуі керек.
Кеше Қазақстанның мемлекет басшысы Нұрсұлтан Назарбаевпен кездесуімде ең көп талқылаған мәселе – БакуТбилиси-Карс теміржолы желісі мен Қытайдан Қазақстанға, ол жерден Каспий өңіріне жеткен теміржол желісінің бірлесуі
жобасы болды. Баяғыда қалайша керуендер Жібек Жолы арқылы осы өңірді гүлдендірген болса, ендігі жерде жүйрік
пойыздар, темір жолдар, сауда желілері, әуе жолдары мен ең маңыздысы энергия желілерімен, табиғи газ құбырлары,
мұнай құбырларымен ірі және жаңа экономикалық даму кеңістігін қалыптастыруымыз керек. Ендігі күн – осы ежелгі
орталықтың қайтадан біздің өркениетіміз айналасында қалыптасу күні. Екі жыл бұрын жиырма жылдық тәжірибеге сүйеніп
Түрік Кеңесін құрғанда, негізінде осы жаңа кезеңді тұтастай сараптай алатын бір саяси ерік қалыптастыруға тырыстық.
Бүгін құрылымы орныққан Түрік Кеңесі Ыстанбұлда жұмыс істеуде. Жаңа айтқан темір жол жобалары мен басқа жобалар
Орталық Азияны қайтадан Анадолыға және ары қарай Еуропаға жалғайтын жобалардың жетекшілігін жасаймыз. Осы
жаңа өрлеу кезеңінде бір жағынан саяси негізді қалап жатқанда, енді бір жағынан осы саяси негіздің саналық тұрғыдан
және жастар тұрғысынан толықтыруды жоспарлауға мәжбүрміз. Ахмет Ясауи университетінің миссиясы міне осы сананы қайта қалыптастыру миссиясы болып табылады. Бұдан былай тағдырларды бірлестіруге және бұл тағдырлардан
жаңа және ортақ кең кеңістік қалыптастыру қажеттілігі туындап отыр. Біз Түркия ретінде жауапкершілігімізді сезінудеміз.
Біздің бауырларымыздың бізді сағынышпен күткендігін сезінудеміз. Және осыдан туындайтын саяси миссияны орындау қажеттілігін де сезінудеміз. Сондықтан біздің Орталық Азия саясатымыз тек бір аймақтық саясат емес, негізінде
бұл –құрылыстың басталған жерінен қайтадан қалыптастыра отырып жүзеге асыру әрекеті. Осы тұрғыдан Түркия мен
Қазақстанның арасында соңғы жылдарда үлгі алынатын модел ретінде дамып жатқан қатынас негізінде басқа елдермен
де іске асуы керек. Мақсатымыз мынау: Орталық Азия республикаларының әрқайсысы ұлттық деңгейде күшті елге айналып, өз аяқтарында тұрулары, экономикалық инфрақұрылымдарын құрулары. Ұлттық болмыстарын бөлетіндей емес,
AYHABER 13
KONUŞMALAR
rak dünyada yerlerini alsınlar. Ulusal düzeydeki meydan okuma bu. Emin olun Birleşmiş Milletler genel kurul toplantısına gittiğimizde ya da herhangi uluslararası bir toplantıya gittiğimizde gözümüz ayyıldızlı bayrağı nasıl arıyorsa Kazakistan bayrağını da, Özbekistan bayrağını
da, Kırgızistan bayrağını da, Türkmenistan bayrağını da, Azerbaycan bayrağını da öyle arıyor. Bizim son dönemde, ne zaman herhangi bir kardeş Türk Cumhuriyetinin ihtiyacı olmuşsa, büyükelçiliklerimize gönderdiğimiz talimat açıktır. Bulunduğunuz yerlerde eğer Kazakistan büyükelçiliği yoksa bütün Kazak vatandaşları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı muamelesi
görecektir. Kazakistan 2017 Expo için müracaat ettiğinde, Astana için genelge yolladık bütün büyükelçiliklere… Nasıl İzmir Exposu için lobi yapıyorsanız, nasıl İzmir’in dünyada tanınması için çaba sarfediyorsanız Astana için de aynı çabayı göstereceksiniz. Bizim için Almatı ile İzmir’in, Türkistan ile Konya’nın, Astana ile Ankara’nın hiçbir farkı yoktur. Semerkant’la
Buhara’nın da farkı yoktur. Bugün bazı sıkıntılar yaşıyor olabiliriz ama ne olursa olsun bütün
hedefimiz, bizim bu kardeşlik etrafında yeni dönemi anlamamız ve yeni bir inşa faaliyeti içine
girmemizdir. Zihinleri yeniden inşa edeceğiz, toplumları yeniden inşa edeceğiz. Devletlerimizi
yeniden inşa ederek, restore ederek güçlendireceğiz. Bölgesel faaliyetleri birlikte hayata geçireceğiz.
Büyük onur duyuyorum. Bu Kazakistan ziyaretim iki sebepten önemlidir. Birisi ikili ziyaret ve bu bağlamda Ahmet Yesevi
Üniversitesini ziyaret. Bir diğeri de Almatı’da Afganistan ile ilgili İstanbul Sürecinin üçüncü bakanlar kurulu toplantısını yapmak. İstanbul Süreci, iki sene önce bizim Türkiye’de başlattığımız Türkiye’nin öncülüğünde başlayan bir süreç. İkinci toplantısı Kabil’de yapıldı. Üçüncü toplantısı Almatı’da yapıldı. Afganistan ve komşularını bir araya getiren bir süreç. Sayın Nazarbayev toplantıyı açarken “İstanbul Süreci’nin üçüncü toplantısı için Almatı’ya hoş geldiniz” dediğinde büyük gurur duydum. İstanbul ve Almatı bir projede birleşmişti. Türkiye ve Kazakistan Afganistan için birlikte çalışıyor. İşte görmek istediğimiz birliktelik bu. İnşallah önümüzdeki dönemde hem bu devletler yirmi yıllık tecrübe ışığında kendi iç bütünlüklerini kuvvetlendirerek, kendi siyasal yapılarını derinleştirerek, ekonomik alt yapılarını güçlendirerek, ki Kazakistan bunların en güzel bir
örneğidir, dünyada hak ettikleri yerleri alacaklardır. İnşallah mamur şehirler inşa etmiş medeniyetimizin merkezi olan bu coğrafya, ekonomide yükselen yıldız bir coğrafya olacaktır. Bunu birlikte yapacağız. İnşallah bu kardeş milletlerin bayrakları yan
yana bütün dünyada onurla dalgalanacaktır. Yeni bir dönem başlıyor arkadaşlar bu dönemin manevi ışığı Ahmet Yesevi’dir.
Bizim görevimiz bu dönemin hakkını vermek.
İşte sizler adına yürütmekte olduğumuz dış politikanın temelindeki, dünyanın neresinde mazlum varsa ona sahip çıkma
ideali de, Ahmet Yesevi’den beslenen bir idealdir. Somali’de bir mazlum varsa, bir garip varsa Ahmet Yesevi’den beslenmiş olan bizler ona sahip çıkacağız. Filstin’de bir garip varsa, onun gözyaşlarını biz paylaşacağız. Bosna’da “bize sahip çıkan biri yok mu?” diyen biri varsa Blagay Tekkesi adına biz buradayız diyeceğiz. Myanmar’da “dünya bizi terketti bize bakan biri yok mu?” diyen biri varsa; bir muktedir devletin sesini duymak isteyen biri varsa, “evet biz yanınızdayız” diyeceğiz.
Çünkü biz Ahmet Yesevi ocağından beslenmiş bir geleneği temsil ediyoruz. Bizim milletimiz belli konjonktürlerde ortaya çıkmış bir millet değildir. Bizim milletimiz asırlar içinde olgunlaşa olgunlaşa gelişmiş büyük bir kültürü, büyük bir irfanı taşıyan bir millettir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün mazlum milletlere ama o mazlum milletlerin yanında bütün kardeş milletlere de mesajı şudur: Bizim dostluğumuz kıymeti bilindiğinde büyük bir dostluktur, çünkü
DAVUTOĞLU:
biz her zaman dostlarımızın yanında oluruz.
"Biz Ahmet Yesevi
Afganistan’da, benim doğduğum beldenin, Konya’nın manevi mimarı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin de doğocağından beslenmiş
duğu Belh’e gittiğimde, Belh Valisi hâlâ üzerinde sorumluluğunu derin bir şekilde hissettiğim bir talepte bulunbir geleneği temsil
muştu. Dedi ki; “Sayın Bakanım, bize Mezar-ı Şerif’te, ki aynen Türkistan gibi kutsal bir şehirdir, Horasan’ın merediyoruz. Bizim
kezidir, okul lazım, cami lazım, hastane lazım.” Bir gazeteci daha sonra oradan bana şunu sordu: “Sayın Bamilletimiz belli
kanım Belh Valisi öyle istiyor ki sanki Belh Valisi değil de Konya Valisi.” Evet dedim, çünkü Konya ne kadar bize
konjonktürlerde
aitse Belh de o kadar bize aittir. Konya Valisi benden bir şey talep etme hakkına ne kadar sahipse Belh Valisinin
ortaya çıkmış bir
de o kadar hakkı vardır. Şimdi burada Türkistan Valisine de söylüyorum onun da o hakkı var. Çünkü biliyoruz ki
millet değildir. Bizim
buradaki kardeşlerimiz Anadolu’daki kardeşlerine belki bazı zorlukları görerek talepte bulunmaktan çekinebilir
milletimiz asırlar
ama hiçbir şey yakıştırmazlar, acziyet yakıştırmazlar. Bizim devlet geleneğimiz iki şeyi bir arada barındırdığında
içinde olgunlaşa
büyük bir adalet dağıtmıştır. Şefkat ve kudret… Şunu size teminen söylüyorum artık sırtınızı dayayacağınız öyle
olgunlaşa gelişmiş
bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var ki hem kudretlidir, hem şefkatlidir. İnşallah bir daha Mustafa Çokay’lar bu topbüyük bir kültürü,
rakları terketmek zorunda kalmaz. Ama o zaman terkettikleri gibi Türkiye Cumhuriyeti devletine yönlerini dönbüyük bir irfanı
düklerinde bilsinler ki onlara her zaman sahip çıkacak Anadolu’daki kardeşleri olacaktır. Nasıl siz burada sahiptaşıyan bir millettir.
siz değilseniz, biz de Anadolu’da sırtımızı dağ gibi Orta Asya’ya dayamış, bu büyük geleneğe dayamış bir millet
Türkiye Cumhuriyeti
olarak, kendimizi daha güvende hissediyoruz. Madem ki arkamızda bu büyük gelenek var, gönlümüzde Ahmet
devletinin bütün
Yesevi, arkamızda Altay Dağları, Tanrı Dağları ve Maveraünnehir var hiçbir mavera bizi esir alamaz. İnşallah bu
yeni inşa döneminde heğ beraber omuz omuza bir büyük medeniyetin çocukları olarak, bütün insanlığa Ahmet
mazlum milletlere
Yesevi’nin mesajını iletmeye devam edeceğiz. Ve bizim nesillerin çektiği ayrılığı, yaşadığı hasreti bir daha bizden
ama o mazlum
sonraki nesiller yaşamayacak. Ahmet Yesevi Üniversitesinden yetişecek olan bu genç kardeşlerime devraldıkmilletlerin yanında
ları emaneti çok daha ileri burçlara taşıma mesajını iletiyorum. Her zaman onların yanında olduğumu bilmelerini
bütün kardeş
taahhüt ediyorum ve inşallah en kısa zamanda Ahmet Yesevi’nin bir dönemlik dersini vermek üzere buraya Ahmilletlere de mesajı
met Yesevi yurduna tekrar gelmeyi ümit ediyorum.
şudur: Bizim
Arkadaşlarım güzel bir mesaj ilettiler, bunu da söyleyeyim müsadenizle. Yurt Dışı Türkler Başkanlığımız var bilidostluğumuz kıymeti
yorsunuz. Şimdi Kemal Yurtnaç Bey burada, Yurt Dışı Türkler Başkanlığımız bu sene 20 öğrenciye bir Balkan
bilindiğinde büyük
turu yaptıralım, Gül Baba’ya kadar. Siz seçin 20 öğrenciye önce Anadolu’da bir kısa Bursa, İstanbul sonra da
bir dostluktur, çünkü
Edirne’ye Üsküp’e, Bosna’ya ve Budin’e, Budapeşte’ye gönderelim. Allah hepinize bu emaneti taşıma gücü
biz her zaman
versin! Devletimizi milletimizi daima aziz eylesin, hem Türkiye’yi hem Kazakistan’ı!
dostlarımızın yanında
oluruz."
14 AYHABER
KONUŞMALAR
біріктіретіндей қалыптастырулары. Мықты саяси құрылымдар ретінде әлемдегі орындарын алулары. Ұлттық деңгейде
мәселе осы. Шын жүректен мынаны айтайын, Біріккен Ұлттар Ұйымы Бас Ассамблеясының басқосуына барғанымызда,
немесе қандай да бір халықаралық жиналысқа барғанымызда, көзіміз қалайша ай жұлдызды байрақты іздесе,
Қазақстанның байрағын да, Өзбекістанның байрағын да, Қырғызстанның байрағын да, Түркіменістанның байрағын да,
Әзірбайжанның байрағын да солай іздейді. Бір бауырлас түркі республикасының қажеттілігі туындаған жағдайда, біздің
соңғы кезеңдерде елшіліктерімізге берген нұсқауымыз анық: Орналасқан жеріңізде, егер Қазақстанның елшілігі болмаса,
Қазақстан азаматтары Түркия Республикасы азаматтары ретінде қаралады. Қазақстан 2017 EXPO көрмесін өткізу үшін
өтініш білдіргенде, елшіліктерімізге Астана туралы хабарландыру тараттық: Измирдің EXPO көрмесі үшін лобби істерін жүргізгендеріңдей, Измирдің әлемде танылуына күш жұмсағандарыңдай, Астана үшін де сондай
ДАВУТОҒЛУ:
күш жұмсаңдар. Біз үшін Алматы мен Измирдің, Түркістан мен Конияның, Астана мен Анкараның ешқандай
айырмасы жоқ. Самарқантпен Бұхараның да айырмасы жоқ. Бүгін кейбір қиыншылықтарға жолыққан болу« Біз – Ахмет Ясауи
ымыз мүмкін, десе де бар мақсатымыз – осы бауырмалдық негізінде жаңа кезеңді ұғынуымыз және жаңа
ошағынан бастау
бір қалыптасу шараларына кірісуіміз. Саналарымыз бен қоғамдарымызды қайтадан қалыптастырамыз,
алатын дәстүрдің
мемлекеттерімізді жаңадан тұрғызамыз, жөндеуден өткізіп күшейтеміз. Аймақтық шараларды бірге жүзеге асыөкілдеріміз. Біздің
рамыз.
ұлтымыз – белгілі
Мен үшін үлкен мәртебе. Осы жолғы Қазақстан сапарым екі себепке байланысты маңызды. Біріншіден, екі
бір жағдаятта пайда
жақты сапар және осы орайда Ахмет Ясауи университетіне сапарым. Екіншіден, Алматыда Ауғаныстанға
болған бір ұлт емес.
қатысты «Ыстанбұл үдерісі Сыртқы істер министрлері жиналысының» үшінші басқосуына қатысу. Ыстанбұл
Біздің ұлтымыз
үдерісі екі жыл бұрын біздің Түркияда басталған, Түркияның бастамасымен басталған бір үдеріс. Екінші
– ғасырлар бойы
басқосуы Кабулда болды. Үшінші басқосу Алматыда болды. Ауғаныстан мен көршілерінің басын қосатын
кемелденіп
үдеріс. Құрметті Назарбаев басқосуды ашып жатқанда, «Ыстанбұл үдерісінің үшінші басқосуы үшін Алматыға
қош келдіңіздер» дегенінде масаттанып кеттім. Ыстанбұл мен Алматы бір жобамен бірлескен еді. Түркия
дамыған орасан
мен Қазақстан Ауғаныстан үшін бірге жұмыс істеуде. Міне көргіміз келіп жүрген ауызбіршілік осы. Иншаллаһ,
мәдениеті, зор білігі
алдымыздағы кезеңде де әрі осы мемлекеттер жиырма жылдық тәжірибелеріне сүйеніп, өз іш тұтастықтарын
бар ұлт. Түркия
күшейтіп, өз саяси құрылымдарын орнықтырып, экономикалық негіздерін нығайтып, осы арада Қазақстан
Республикасы
тамаша үлгі екенін айта кету керек, әлемдегі лайық орындарын алады. Иншаллаһ, гүлденген қалаларды
мемлекетінің
тұрғызған өркениетіміздің орталығы болған осы аймақ экономикада жұлдызы жанған аймаққа айналады. Бұны
барлық жәбір көрген
бірге жасаймыз. Иншаллаһ, осы бауырлас ұлттардың тулары бүкіл әлемде қатар тұрып желбірейтін болады.
ұлттарға және
Жаңа кезең басталуда, достар. Бұл кезеңнің рухани сәулесі – Ахмет Ясауи. Біздің міндетіміз осы кезеңге лайық
істерді атқару.
сол жәбір көрген
ұлттарға қоса
Міне сіздер үшін жүргізіп жатқан сыртқы саясатымыздың негізіндегі, әлемнің қай жерінде бір жәбір көрген бар
барлық бауырлас
болса, соған қол ұшын беру түсінігі Ахмет Ясауиден бастау алады. Сомалида бір жәбір көрген бар болса, бір
ғаріп бар болса, Ахмет Ясауиден сусындаған біздер оны бауырымызға басамыз. Палестинада бір ғаріп бар
ұлттарға айтар
болса, оның көзжасына біз ортақ боламыз. Боснияда «бізге пана болатын ешкім жоқ па?» деген біреу болсөзіміз мынау:
са, Благай дәргейінің атынан біз бармыз деп айтамыз. Мьянмада «әлем бізді тастап кетті, бізге қарайласатын
біздің достығымыз
ешкім жоқ па?» деген біреу болса, өзінен сенімді ықтияр мемлекеттің даусын естігісі келетін біреу болса, «міне
– қадірі білінгенде
біз қасыңыздамыз» дейміз. Өйткені біз – Ахмет Ясауи ошағынан бастау алатын дәстүрдің өкілдеріміз. Біздің
үлкен достық,
ұлтымыз – белгілі бір жағдаятта пайда болған бір ұлт емес. Біздің ұлтымыз – ғасырлар бойы кемелденіп
өйткені біз әрқашан
дамыған орасан мәдениеті, зор білігі бар ұлт. Түркия Республикасы мемлекетінің барлық жәбір көрген ұлттарға
достарымыздың
және сол жәбір көрген ұлттарға қоса барлық бауырлас ұлттарға айтар сөзіміз мынау: біздің достығымыз – қадірі
білінгенде үлкен достық, өйткені біз әрқашан достарымыздың жанында боламыз.
жанында боламыз.»
Ауғаныстанда, мен туылған өңірдің, Конияның рухани сәулетшісі Мәулана Жәлаледдин Румидің туған жері
Балхқа барғанымда, Балх әкімі жауапкершілігін әлі күнге дейін сезініп жүрген бір талабын айтты. Былай деді:
«құрметті министрім, бізге Мазари Шарифке, осы арада ол қаланың да тура Түркістандай қасиетті қала екенін,
Хорасанның орталығы екенін айта кетейін, мектеп керек, мешіт керек, аурухана керек». Кейінірек бір журналист маған былай деп сұрады: «құрметті министрім, Балх әкімінің сөзіне қарасаң, Балх әкімі емес, Конияның әкімі секілді талап етті ғой».
Ия деп жауап бердім, өйткені Кония қаншалықты бізге тән болса, Балх та бізге соншалықты тән. Кония әкімі менен бір
нәрселерді талап ету құқығы қаншалықты болса, Балх әкімінің де хұқығы соншалық. Енді осы жерде Түркістан әкіміне де
айтайын, оның да соншалықты құқығы бар. Өйткені бұл жердегі бауырларымыз Анадолыдағы бауырларына бәлкім кейбір
қиыншылықтарға байланысты талабын айтпауы мүмкін, ал бірақ мүшкілдікті жарастырмайды. Біздің мемлекеттілігіміз
екі нәрсенің басын қосқанда әділет орнатқан: олар – мейірім мен құдірет. Мынадан сенімді болуларыңызды өтінемін:
бұдан былай арқаларыңызды сүйей алатын әрі мейірімді, әрі құдіретті Түркия Республикасы бар. Иншаллаһ, Мұстафа
Шоқайлар бұл жерлерді тастап кетуге мәжбүр болмас. Сол заманда кетуге мәжбүр болғандарындай, Түркия Республикасы мемлекетіне бағыттарын бұрса, оларды әрқашан қолдайтын, ие болатын Анадолыдағы бауырлары болатынын
білсін. Сіздердің арқа сүйерлеріңіз бар болғанындай, біз де Анадолыда арқамызды таудай Орталық Азияға сүйеген, осы
ұлы дәстүрге сүйенген бір ұлт ретінде өзімізді қауіпсіз сезінеміз. Арқамызда осы ұлы дәстүр болғандықтан, көңілімізде
Ахмет Ясауи, артымыда Алтай тауы, Тәңір тау мен Мәуеренахр бар болғандықтан, бізді ешқандай тасқын ала алмайды. Иншаллаһ, осы жаңа құрылу кезеңінде бәріміз бірге, иық сүйесіп, бір өркениеттің балалары ретінде бүкіл адамзатқа
Ахмет Ясауидің үндеуін жаюды жалғастырамыз. Және біздің буынның тартқан қиыншылығын, қасіретін, бөлек қалуды
бізден кейінгі ұрпақтар көрмейтін болады. Ахмет Ясауи университетінен жетіліп шығатын осы жас бауырларыма мұраға
алған аманаттарын бұдан да биік белестерге жеткізулерін тілеймін. Барлық кезде олардың қастарында болатындығымды
білулерін қалаймын және иншаллаһ ең жуық уақытта Ахмет Ясауидің бір семестрлік дәрісін беру үшін осында Ахмет Ясауи еліне қайта келуге үміт етемін.
Әріптестерім жақсы бір сүйінші хабар жеткізді, рұқсат етсеңіздер оны да айтып өтейін. Өздеріңізге мәлім, Түркияда
Шетелдік түріктер мен туыстас қауымдастықтар басқармасы бар. Қазір Кемал Юртнач мырза осы жерде, Шетелдік
түріктер басқармамыз осы жылы 20 студентті Гүл Бабаға дейін Балкан елдерін аралатады. 20 студент таңдаңыздар.
Оларды алдымен Анадолыда Бурса, Ыстанбұл, кейін Эдирне, Үскүп, Босния мен Будинге, Будапештке жолдайық. Аллаһ
Тағала барлығыңызға осы аманатты алып жүруге күш берсін! Мемлекетіміз бен халқымызды, Түркия мен Қазақстанды
мәңгі үстем қылсын!
AYHABER 15
TOPLANTI
Dünya Türkologları
üniversitemizin konuğu oldu
Әлем түркологтары университетте
бас қосты
Türkoloji
Kongresi 20’ye
yakın ülkeden
120 Türkoloğun
buluşma adresi
oldu. “Kültürel
Etkileşim ve
Medeniyetler
İttifakı” ana
temasıyla
gerçekleştirilen
kongrede 140
bildiri sunuldu.
16 AYHABER
V. Uluslararası Türkoloji Kongresi
20’ye yakın ülkeden 120 bilim adamının
katılımıyla gerçekleştirildi
V. Халықаралық Түркология конгресі
20-ға жуық елден келген 120 ғалымның
қатысуымен өтті
İ
2002 жылы 9-12 қазан
Алғашқысы
аралығында өткізілген Халықаралық
lki 9-12 Ekim 2002 tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Türkoloji Kongresi’nin beşincisi, 19-20 Nisan 2013 tarihleri arasında Türk
Dünyası’nın ruhani başkenti Türkistan’da, Orta
Asya’nın sayılı bilim merkezlerinden biri olma
yolunda ilerleyen Ahmet Yesevi Üniversitesi çatısı altında “Kültürel Etkileşim ve Medeniyetler İttifakı” ana temasıyla gerçekleştirildi.
Türkiye ve Kazakistan başta olmak üzere Azerbaycan, Çin, Gürcistan, İran, Tataristan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Karakalpakistan, Çuvaşistan, Hakasya, Altay Cumhuriyeti, Saha Cumuriyeti, Moğolistan
ve Yemen’den gelen 120 Türkolog’un katıldığı
kongrede ana temanın yanında Türkolojinin güncel meseleleri masaya yatırıldı.
Түркология конгресінің бесіншісі 2013 жылы
19-20 сәуір аралығында түркі әлемінің рухани астанасы Түркістан қаласында Орталық
Азияның атаулы ғылым орталықтарының
біріне айналу жолында ілгерлеген Ахмет Ясауи университетінің шаңырағында
«Мәдени ықпалдастық және өркениеттер
бірлігі» тақырыбымен өтті.
Түркия
және
Қазақстаннан
бастап,
Әзірбайжан, Қытай, Грузия, Иран, Татарстан, Тәжікстан, Қырғызстан, Түрікменстан,
Өзбекстан, Қарақалпақстан, Чувашия, Хакасия, Алтай Республикасы, Саха Республикасы, Моңғолия және Йеменнен келген
120 түрколог ғалымның қатысқан конгресте негізгі тақырыппен бірге түркологияның
өзекті мәселелері де талқыланды.
TOPLANTI
V. Türkoloji Kongresi’nde sunulan bildiriler:
• Kültürel etkileşim ve değişim
• Kültürel ilişkiler: Medeniyetler İttifakı / Çatışması
• Dinler arasındaki diyalog / etkileşim
• Türk dilinin diğer dillerle etkileşimi
• Türk Dilleri/Lehçeleri arasındaki etkileşim
• Türk edebiyatları arasındaki etkileşim
• Türk edebiyatlarının diğer edebiyatlarla etkileşimi
• Türk Halklarının folkloru arasındaki etkileşim
• Türk Halklarının çevre kültürlerle etkileşimi
Kongre’nin konukları 18 Nisan Perşembe günü
Türkistan’a geldiler. 19 Nisan’daki kongre açılışı öncesinde Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet
Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından hazırlanan “Batı’ya Doğru Akan Nehir” adlı fotoğraf
sergisi düzenlendi. Serginin açılışını Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof.
Dr. Osman Horata Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç ile birlikte yaptı.
Kongrenin açılışı, Kültür Merkezi Büyük Salonda saat 10.00’da gerçekleştirildi. Türkiye ve
Kazakistan millî marşlarının okunmasıyla başlayan kongrede, AYÜ Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata ve AYÜ Rektörü
Prof. Dr. Lesbek Taşimov birer konuşma yaptı.
Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, Ahmet Yesevi Üniversitesi olarak birbirinden değerli bilim insanlarını Türkistan gibi kutsal bir şehirde beşinci kez ağırlamaktan onur ve
sevinç duyduklarını dile getirdi. Horata, kongrenin temasını temel aldığı konuşmasında kültürler arasındaki etkileşimin kaçınılmazlığı ve sü-
V. Түркология конгресінде мына
тақырыптар бойынша баяндамалар
жасалды:
• Мәдени ықпалдастық және алмасу
• Мәдени байланыстар: өркениеттер бірлігі
/қақтығысы
• Дінаралық диалог / ықпалдастық
• Түркі тілінің өзге тілдермен
ықпалдастығы
• Түркі тілдері / диалектілері арасындағы
ықпалдастық
• Түркі әдебиеттері арасындағы
ықпалдастық
• Түркі әдебиетінің өзге әдебиеттермен
ықпалдастығы
• Түркі халықтары фольклорларының
арасындағы ықпалдастық
• Түркі халықтарының көрші халықтардың
мәдениеттерімен ықпалдастығы
Түркология
конгресінде
20-ға жуық
елден келген
120 ғалым бас
қосты. «Мәдени
ықпалдастық
және
өркениеттер
бірлігі» атты
конгресте 140
баяндама
жасалды.
Конгреске қатысушылар 18 сәуір бейсенбі
күні Түркістанға келді. 19 сәуір күні конгресс
ашылуынан
бұрын
Бахчешехир университеті Мәдениет зерттеулері
орталығы (MEDAM) тарапынан «Батысқа
қарай аққан өзен» атты сурет көрмесі
ұйымдастырылды. Көрмені Ахмет Ясауи
университеті Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман Хората Невшехир
университеті ректоры профессор доктор
Филиз Кылычпен бірге ашты.
Конгрестің ашылу салтанаты Мәдениет
орталығының үлкен залында сағат 10.00да өтті. Түркия және Қазақстанның
әнұрандарының орындалуымен бастаған
конгресте Ахмет Ясауи университеті
Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман Хората және Ахмет Ясауи
университетінің ректоры профессор доктор
Лесбек Ташимов баяндама жасады.
Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман Хората бірінен бірі қымбатты
ғалымдардың Түркістан сияқты киелі
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman HORATA
AYHABER 17
TOPLANTI
HORATA:
"Faydalı faydasız
her şeyi alan
kültürlerin
durumu, sera
gazlarıyla
kaplanan
atmosferin
hâline benzer bir
başka ifadeyle
de Kazakistan’ın
2050
Stratejisi’nde
vurgulandığı
üzere kültürün
genetiğinin
bozulmasına
sebep olur."
ХОРАТА:
«Керекті
керексіз бар
дүниені сіңірген
мәдениеттердің
жағдайы
жылыжай
газдарына
толы ортаға
ұқсайды, яғни
Қазақстан-2050
Даму
Стратегиясында
баса
айтылғандай,
мәдениет
генетикасының
мутациялануына
себеп болады».
18 AYHABER
rekliliğine işaret etti. Prof. Dr. Horata “Bu süreçte önemli olan, bir kültürün kendine ait değerlerinin, ölçütlerinin olmasıdır. Faydalı faydasız her
şeyi alan kültürlerin durumu, sera gazlarıyla kaplanan atmosferin hâline benzer; bir başka ifadeyle de Kazakistan’ın 2050 Stratejisi’nde vurgulandığı üzere kültürün genetiğinin bozulmasına sebep olur.” dedi.
Kültürel yapının, özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişen bilgi ve iletişim çağıyla birlikte
yoğun bir değişme / gelişme sürecine girdiğini vurgulayan Horata; bu süreçle birlikte kültürel farklılıklar ve zenginliklerin yok olmaya, insanların bireylikten çıkıp sınırları kendi dışında çizilen bir kitlenin
parçası hâline gelmeye başladığını kaydetti. İnsanlığın renksiz, homojen küresel bir kültüre doğru gittiği günümüzde kâr ve tüketim amaçlı üretim şeklinin kültürü hızla endüstriyel bir sektör hâline getirdiğini söyleyen Horata; “‘Tüketmek için üretenle tüketmek için yaşayanı’ buluşturmayı amaçlayan bu anlayış, kendine özgü bir yaşam ve kimlik tarzını da ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte, ‘dünyalılık bilinci’, ‘kültürlerarasılık’ gibi diğer kültürlerle
ilişkilerde kültürel bütünleşme süreçlerini seçmeyi
ifade eden kavramlar düşünce tarihindeki yerlerini alırlarken; Soğuk Savaş sonrasında ideolojik ayrışmaların yerini kültürel ayrışmalara bıraktığı varsayımından hareketle, Batı tarafından kendileri gibi
olmayan medeniyetler yeni düşmanlar olarak ilan
edilmiştir. Bu tez, ekonomik ve kültürel küreselleşmenin heyecanıyla ‘dünya vatandaşlığı’ ve küresel
bir medeniyet hayaline kapılanlar arasında bir şok
etkisi yaratmıştır.” diye konuştu.
Horata sözlerine şöyle devam etti: “Bu gelişmeler
yaşanırken, insanlığın beklediği ses en üst düzeyde
Türkiye, İspanya ve Kazakistan’dan yükselir. Türki-
қалада бесінші рет бас қосуы Ахмет Ясауи университетінің абыройын арттырып,
қуанышқа бөлегенін білдірді. Хората конгресс тақырыбы негізінде жасаған баяндамасында мәдениеттер арасындағы
ықпалдастықтың үнемі дамып отыратын
әрі кедергі танымайтын үдеріс екендігіне
тоқталды. Профессор доктор Осман Хората «Бұл үдерістегі маңызды мәселе, бір
мәдениеттің өзіне тән құндылықтарының,
өлшемдерінің болуы. Керекті керексіз
бар дүниені сіңірген мәдениеттердің
жағдайы жылыжай газдарына толы ортаға
ұқсайды, яғни Қазақстан-2050 Даму Стратегиясында баса айтылғандай, мәдениет
генетикасының мутациялануына себеп болады» деді.
Мәдени құрылымның, әсіресе ХХ ғасырдың
соңғы ширегінен бастап дамыған ақпарат
және
коммуникация
дәуірімен
бірге
өзгеріс/даму үдерісіне бастағанын баса
айтқан Хората, осы үдеріспен бірге бізді
басқалардан ерекшелеп тұратын мәдени
өзгешеліктеріміз, құндылықтарымыз күн
санап солуға айналып, адамдар жеке
тұлға болудан қалып, шекаралары бізден
тыс сызылған тобырдың бір бөлігіне айнала бастағанын айтты. Адамзаттың бір
бірінен айнымайтын, бір қалыптан шыққан
жаһандық мәдениетке бет бұрған шағында
түсім ойлау мен тұтыну мақсатында өндіру
формасы мәдениетті қысқа уақыттың ішінде
өндірістік секторға айналдырып жібергенін
баяндаған Хората, «Тұтыну үшін өндірген
мен тұтыну үшін өмір сүргенді» кездестіруді
мақсат еткен осы түсінік өзіне тән өмір сүру
тәсілі мен бет бейне қалыптастырды. Осы
үдерісте «жер ғаламшары тұрғынының санасы», «мәдениеттер аралық» сияқты басқа
мәдениеттермен қатынастарда мәдени
бірігу үдерістерінің таңдалғанын көрсететін
ұғымдар ой-пікір тарихында өз орнын алып
жатқанда, қырғиқабақ соғыстан кейінгі
идеологиялық айырмашылықтардың орнын
мәдени айырмашылықтар басатынын болжай отырып, Батыс елдері өзіне ұқсамаған
мәдениеттерді өзінің жаңа дұшпаны деп
жариялады. Осы пікір, экономикалық
және мәдени жаһанданудың толқынымен
TOPLANTI
Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şakir İBRAYEV
Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz KILIÇ
ye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan ve İspanya
Başbakanı Zapatero, Birleşmiş Milletler Çatısı altında Medeniyetler İttifakı süreci başlatırlar. Bu girişim,
kültürler ve medeniyetlerin bir çatışma değil paylaşma, yakınlaşma vesilesi olduğunu, ülkelerin de
bunu hayata geçirebilmek için harekete geçmeleri iradesini ortaya koymayı ifade eder. 2010 yılının
Dinler ve Kültürler Arası Yakınlaşma yılı olarak ilan
edilmesinde öncülük yapan Kazakistan da, bizzat
Nazarbayev’in öncülüğünde dinler arasındaki diyalogla ilgili önemli toplantılara ev sahipliği yaparak bu konuda aktif bir rol üstlenir. Kazakistan’ın
2050 Stratejisinde, kültür ve medeniyetler diyaloğuna sadakatle bağlılık vurgulanarak, bu konuda
Doğu ve Batı medeniyeti arasında bir köprü olma
hedefi tüm dünyaya ilan edilir.”
«жер ғаламшарының азаматтығын» және
жаһандық мәдениет қиялына шомғандарға
қатты әсер етті» деп айтты.
Oturumlara geçilmeden önce, Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şakir Ibıraev (Kazakistan),
Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, Prof. Dr. Kamil Veliev (Azerbaycan), Prof. Dr.
Sırtbay Musaev (Kırgızistan), Prof. Dr. Mamatkuli Juraev (Özbekistan), Prof. Dr. Abdusattor Nuraliev (Tacikistan), Doç. Dr. Berdi Sariev (Türkmenistan), Doç. Dr. Ekaterina Çandieva (Altay),
Prof. Dr. M. D. Edilbaev (Başkurdistan) birer selamlama konuşması yaptılar.
V. Türkoloji Kongresi iki gün süresince, eş zamanlı olarak, Kaşgarlı Mahmut, Yunus Emre,
Muhammet Fuzuli, Manas salonlarında gerçekleştirilen dört oturumla yürütüldü.
Açılış oturumunda kongrenin ilk bildirisini AYÜ
eski rektör yardımcılarından Prof. Dr. Şefaattin
Severcan, “Medeniyetler İttifakı ve İslam” adlıyla Kazakça olarak sundu.
Ardından kongrenin diğer katılımcı bilim adamları kendi seksiyonlarında bildirilerini sundular.
20 Nisan 2013 tarihinde oturum çalışmalarının
tamamlanması sonucu, oturum başkanları raporlarını hazırladı ve sonuç bildirgesi hazırlandı.
Bildirgenin okunmasının ardından kongre çalışmaları tamamlandı.
Хората сөздерін былай жалғастырды:
«Осындай өзгерістер болып жатқанда адамзат күткен дауыс ең жоғары деңгейде Түркия,
Испания және Қазақстаннан келді. Түркия
Республикасы Премьер-министрі Эрдоған
және Испания Премьер-министрі Запатеро Біріккен Ұлттар Ұйымында Мәдениеттер
бірлігі үдерісі бастамасын көтерді. Осы бастама, өркениет және мәдениеттердің бір
қақтығыстың емес, бөлісу, жақындасудың
себебі болғанын, елдердің де осы бастаманы іске асыру үшін әрекет жасау ниетін
білдіру болып табылады. 2010 жылдың
діндер және мәдениеттер арасында
жақындасу жылы ретінде жариялануында басшылық еткен Қазақстан да, тікелей
Нұрсұлтан Назарбаевтың басшылығында
діндер арасындағы диалогқа байланысты халықаралық деңгейдегі кездесулер
мен басқосуларды ұйымдастырып, осы
мәселеде белсенді рөл атқарды. Қазақстан
2050 Даму Стратегиясында өркениет және
мәдениет диалогына шын берілгендігі алға
тартылып, осы мәселеде Шығыс пен Батыс өркениеті арасында көпір болу мақсаты
бүкіл әлемге жария етілді».
Отырыс мәжілістеріне өтпестен бұрын
Түрік Академиясының Президенті профессор доктор Шәкір Ибраев (Қазақстан), Невшехир университетінің ректоры профессор доктор Филиз Кылыч, профессор доктор Камиль Велиев (Әзірбайжан), профессор доктор Сыртбай Мусаев (Қырғызстан),
профессор доктор Маматкули Жураев
(Өзбекстан), профессор доктор Абдусаттор
Нұралиев (Тәжікстан), доцент доктор Берді
Сариев (Түрікменстан), доцент доктор Екатерина Чандыева (Алтай), профессор доктор М.Д.Едильбаев (Башқұртстан) қысқаша
сөз сөйледі.
V. Түркология конгресі екі күн бойы бір
мезгілде Махмұт Қашғари, Юнус Эмре,
Мұхаммед Физули, Манас залдарында
өткізілген төрт отырыс бойынша жұмыс
істеді.
Ашылу отырысында конгрестің алғашқы
баяндамасын Ахмет Ясауи университетінің
ескі Вице-президенттерінен профессор доктор Шефааттин Севержан «Өркениеттер
бірлігі жəне ислам» қазақ тілінде жасады.
Одан кейін конгреске қатысушы ғалымдар
секциялар бойынша баяндама жасады.
V. Türkoloji
Kongresi iki
gün süresince,
eş zamanlı
olarak, Kaşgarlı
Mahmut,
Yunus Emre,
Muhammet
Fuzuli, Manas
salonlarında
gerçekleştirilen
dört oturumla
yürütüldü.
V. Түркология
конгресі екі
күн бойы
бір мезгілде
Махмұт
Қашғари,
Юнус Эмре,
Мұхаммед
Физули,
Манас
залдарында
өткізілген
төрт отырыс
бойынша
жұмыс істеді.
AYHABER 19
TOPLANTI
Ahmet Yesevi Üniversitesinde eğitim gören farklı Türk Topluluklarına mensup öğrencilerden oluşan Biy Sultan Dostluk sanat topluluğunun gösterisi görsel bir şölen oldu.
20 сәуір күні секция жұмыстары аяқталғаннан
кейін секция төрағалары есептерін берді
және қорытынды тұжырымдама дайындалды. Қорытынды тұжырымдама оқылғаннан
кейін конгресс жұмыстары аяқталды.
Kongre Süresince katılımcılar için Kültür Merkezinde sergilenen, Kazak el sanatları ve Atamura Kulübü tarafından kurulan Kazak-Türk Dostluk
otağı (çadırı) ziyaretçilerin ilgisini çekti.
Ахмет Ясауи университетінде әртүрлі
түркі қауымдастықтардан келіп білім алып
жатқан студенттерден құралған Би Сұлтан
Достық өнер тобының концерті тамашаланды.
Mütevelli Heyet Başkanımız Prof. Dr. Osman
Horata kendisiyle yapılan röportajda, Türkoloji Kongrelerinin Türk Dünyası ve Türk Dili açısından önemine işaret ederek bu ilmi faaliyetlerin
aksatılmadan devam ettirilmesinin Türk Dünyasına yapılabilecek büyük hizmetlerin başında geldiğini ifade etti.
Kendisiyle kongre hakkında yapmış olduğumuz
röportajda Azerbaycanlı akademisyen Prof. Dr.
Kamil Veliyev, bu tür kongrelerin Türkoloji ilmine
ve dolayısıyla da Türk Dünyasının birliğine büyük
katkılar sağlayacağını belirterek, hizmetlerinden
ötürü kongrede emeği geçen herkese minnettar
olduğunu söyledi.
Kongre kapsamında katılımcılar Arslan Baba ve
Ahmet Yesevi Türbesi Ziyaretlerinde bulundular.
AYÜ Rektörü Lesbek Taşimov, katılımcılar onuruna bir yemek verdi. Katılımcılar 21 Nisan Pazar
sabahı, Sirderya kıyısında piknik yapma imkânı
buldular.
Kongrede sunulan bildiriler ise bir kitap halinde
yayımladı (bkz. YAYINLAR Sayfası)
20 AYHABER
Конгресс бойынша қатысушылар үшін
Мәдениет орталығында ұйымдастырылған
қазақ қол өнері көрмесі және Атамұра клубы тарапынан құрылған қазақ-түрік достық
киіз үйі қатысушылардың назарын өзіне аударды.
Өкілетті Кеңес төрағасы өзімен жасалған
сұхбатта
түркология
конгрестерінің
түркі дүниесі және түркі тілдері үшін өте
маңызды екенін білдіре отырып, осы
ғылыми шараның үздіксіз жалғастырылуы
түркі дүниесі үшін жасалатын үлкен
қызметтерінің басында келетінін айтты.
Әзірбайжаннан келген ғалым, профессор
доктор Камиль Валиев өзімен конгресс туралы жасалған сұхбатта, осы сияқты конгрестер түркология ғылымына, сондықтан
да түркі дүниесінің бірлігіне үлкен үлес
қосатынын
айта
отырып,
конгресс
ұйымдастырушыларына алғысын білдірді.
Конгресс
бағадрламасы
бойынша
қатысушылар Арыстанбаб және Ахмет
Ясауи кесенесін зиярат етті. Ахмет Ясауи университетінің ректоры Лесбек Ташимов қатысушылардың құрметіне ас берді.
Қонақтар 21 сәуір жексенбі күні Сырдария
бойындағы пикникке барды.
Конгресс баяндамалары жинақ ретінде басылды (басылымдар бетін қараңыз)
TOPLANTI
Mütevelli Heyet Üyeleri
Türkistan’da
bir araya geldi
44. Mütevelli Heyet toplantısı
Türkistan’da yapıldı
Өкілетті Кеңес
мүшелері Түркістанда
бас қосты
Өкілетті Кеңестің 44-мәжілісі
Түркістанда өтті
HORATA:
"Çevre
düzenlemesi ve
sosyal tesislerle
ilgili gerekli
kararlar alınmıştır.
Dil eğitiminin
geliştirilmesi ve
doktoralı öğretim
üyelerinin
sayısının
arttırılması için
de çalışmalarımız
devam
etmektedir."
24 Mayıs 2013 tarihindeki toplantı
Türkiye ve Kazakistanlı üyelerin
katılımıyla Türkistan yerleşkesindeki
Üniversitemiz Rektörlüğünde
gerçekleştirildi.
T
oplantıya Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr.
Osman Horata ve üyeler Prof. Dr. Bakıtcan Jumagulov, Prof. Dr. Mustafa İsen, Darhan
Minbay, Naci Ağbal, Prof. Dr. Muhittin Şimşek,
Aida Kurmangaliyeva, Prof. Dr. Serik Piraliyev,
Prof. Dr. Lesbek Taşimov, ile Rektör Vekili Prof.
Dr. Salih Aynural, Rektör Yardımcısı Yard. Doç.
Dr. İlhami VURAL, Genel Sekreter Ahmet Şevki
Zengin, Çimkent Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
İmanali Baydevlet, Üniversitemiz Başsaymanı
Madina Jılkıbayeva ve Üniversitenin diğer idari personeli katıldı. Toplantının açılışını Üniversitemiz Mütevelli Heyet
Başkanı Prof. Dr. Osman Horata yaptı. Horata,
Ahmet Yesevi Üniversitesinin Nisan ayında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu ağırladığını ve kendisine Üniversite Senatosu tarafından fahri profesörlük ünvanı verildiğini hatırlatarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bir kez daha teşekkür etti.
Başkan Horata, geride kalan altı aylık dönemde
Ahmet Yesevi Üniversitesinin V. Uluslararası Tür-
2013 жылы 24 мамыр күнгі мәжіліс
түркиялық және қазақстандық
мүшелерінің қатысуымен
Түркістандағы университет
ректоратында өткізілді
М
әжіліске Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман Хората және
мүшелер профессор доктор Бақытжан
Жұмағұлов, профессор доктор Мұстафа
Исен, Дархан Мыңбай, Нажи Ағбал, профессор доктор Мұхиттин Шимшек, Аида
Құрманғалиева, профессор доктор Серік
Пірәлиев, профессор доктор Лесбек Ташимов және ректор өкілі, профессор доктор Салих Айнұрал, Вице-президент доцент қ.а. доктор Ильхами Вурал, бас хатшы Ахмет Шевки Зенгин, Шымкент медицина факультетінің
деканы, профессор доктор Иманәлі Байдаулет, университет бас бухгалтері Мәдина
Жылқыбаева және университеттің басқа да
әкімшілік қызметкерлері қатысты.
ХОРАТА:
«Айналаны
реттеу мен
әлеуметтік
комплекстерге
қатысты қажетті
шешімдер
қабылданды. Тіл
үйретуді дамыту
мен доктор
атағын алған
оқытушылардың
санын арттыру
үшін жұмыстар
жалғасуда.»
Мәжілісті
университет
Өкілетті
Кеңес
төрағасы профессор доктор Осман Хората
ашты. Хората Ахмет Ясауи университетіне
сәуір айында Түркия Сыртқы істер министрі
Ахмет Давутоғлуның келгенін және оған университет Сенатының шешімімен құрметті
профессор атағы берілгендігін еске сала
отырып, Сыртқы істер министрі Ахмет
Давутоғлуға тағы бір рет алғысын білдірді.
AYHABER 21
TOPLANTI
HORATA:
"Rektörlüğün
dil öğretimine
ve öğrenciler
arasında
dayanışma ve
kaynaşmayı
sağlayacak
faaliyetlere ağırlık
vermesi, ders
programlarındaki
yenileşmeyi
tamamlaması ve
doktoralı öğretim
üyelerinin
sayısını arttırması
gerekmektedir."
22 AYHABER
koloji Kongresi, Türk Dünyası Âşıklar Şöleni gibi
birçok önemli organizasyona ev sahipliği yaptığını
vurguladı. Başkanlıkça, 12.02.2013 tarihinde öğrenci memnuniyet anketinin gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Horata, toplantıya katılanlara anket
sonuçları hakkında bilgi verdi. 15 soruluk ankete 33 Kazak, 47 Türk ve Türk Dünyasından olmak
üzere toplam 80 öğrenci katıldığını söyleyen Horata, anket sonucunda Türkiye ve Türk Dünyasından gelen öğrenciler ile Kazakistan vatandaşı öğrencilerin Üniversiteyle ilgili memnuniyet, beklenti ve sorunlarının değerlendirilme imkânı bulunduğunu kaydetti.
Mütevelli Heyet Başkanlığı olarak yoğun bir çalışma süreci geçirdiklerini ifade eden Horata 43.
Mütevelli Heyet toplantısı sonrasında Başkanlık
olarak gerçekleştirilen diğer önemli faaliyetleri de
üyelerin bilgisine sundu.
Төраға өткен алты айлық мерзімде Ахмет Ясауи университеті 5-ші Халықаралық
түркология конгресі, түркі дүниесі ақындар
жиыны сияқты бірқатар маңызды шараны
ұйымдастырғанын баса айтты. Басқарма
тарапынан 12.02.2013 жылы студенттер
арасында анкета өткізілгенін айтқан профессор доктор Осман Хората мәжіліс
қатысушыларына анкета қорытындылары туралы мәлімет берді. 15 сұрағы бар анкетаға
33 қазақ, 47 түрік және түркі дүниесінен келген, жалпы 80 студент қатысқанын білдірген
Хората, анкета қорытындысында Түркия
және түркі дүниесінен келген студенттер мен
қазақстандық студенттердің университетке
деген қанағатын, күтілген жұмыстар мен проблемаларды бағалауға мүмкіндік болғанын
айтты.
Өкілетті Кеңес Басқармасы тығыз жұмыс
істегенін білдірген Хората Өкілетті Кеңес
43-мәжілісінен кейін Басқарманың атқарған
басқа да маңызды жұмыстары туралы
мүшелерге мәлімет берді.
Кітапхана
құрылысы,
автоматтандыру
жүйесінің тендері және Еуразия ғылымизерттеу институтының жөндеу жұмыстарына
байланысты төрағаның мәліметінен кейін
ректораттың атқарған жұмыстары есебі
тыңдалды. Профессор доктор Лесбек Та-
TOPLANTI
Kütüphane İnşaatı, Otomasyon Sistemi İhalesi ve
Avrasya Araştırma Enstitüsü tadilatıyla ilgili Başkanlık sunumlarının ardından Rektörlük faaliyet
raporunun sunumuna geçildi. Prof. Dr. Lesbek
Taşimov bir önceki toplantıdan bu yana eğitimöğretim süreci, ilmî-araştırma faaliyetleri, eğitim,
kültür, spor, sosyal, üretim ve destek hizmetler ile
tanıtım çalışmalarında gelinen noktayı anlattı. Taşimov, Üniversite yerleşkesinde yapılacak sosyal
tesisler ve diğer çalışmalara ilişkin de bilgiler verdi.
44.Mütevelli Heyet Toplantısında Ahmet Yesevi
Üniversitesi Rektörü’nün atanmasıyla ilgili Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı kararı da onaylandı. Prof. Dr. Lesbek Taşimov Rektör olarak son kez Mütevelli Heyet toplantısında
yer alırken Prof. Dr. Valihan Abdibekov Seydildaoğlu ilk Mütevelli Heyet Toplantısını gerçekleştirdi.
шимов осыдан бұрыңғы мәжілістен осы
күнге дейін білім беру, ғылыми зерттеу,
мәдениет және спорт, әлеуметтік, өндірістік,
шаруашылық және университетті таныту салаларында атқарылған жұмыстар туралы мәлімет берді. Ташимов университет қалашығында салынатын әлеуметтік
құрылымдар мен басқа да жұмыстар туралы
мәлімет берді.
Өкілетті
Кеңестің
44-мәжілісінде
Ахмет
Ясауи
университеті
ректорының
тағайындалуына байланысты Қазақстан Республикасы Білім және ғылым министрлігінің
шешімі де бекітілді. Профессор доктор Лесбек Ташимовтың ректор ретінде соңғы рет
мәжіліске қатысуымен қатар профессор доктор Уәлихан Әбдібековтың алғашқы Өкілетті
Кеңес мәжілісі болды.
Mütevelli Heyetin 44. Toplantısında, 2013-2014
öğretim yılında örgün ve açık öğretim, yüksek lisans, doktora öğrenci kontenjanları ve kota dağılımları ile Mütevelli Heyet Başkanlığınca 20132014 öğretim yılında verilecek lisansüstü eğitim,
tıpta uzmanlık eğitimi ve mesleki bilgi, görgü artırma eğitimi burs kontenjanları da belirlendi.
Өкілетті Кеңестің 44-мәжілісінде 2013-2014
оқу жылында қабылданатын күндізгі және
сырттай, магистратура, докторантура студент контингенттері және квота таралымы мен Өкілетті Кеңес Басқармасы тарапынан 2013-2014 оқу жылында білім алу, медицинада мамандану және кәсіптік білімді
арттыру үшін тағайындалатын шәкіртақы
контингенттері де белгіленді.
Toplantı, kararların imzalanmasının ardından çekilen toplu fotoğrafla sona erdi.
Мәжіліс шешімдерге қол қоюдан кейін суретке түсумен аяқталды.
ХОРАТА:
«Ректораттың
тіл үйретуге
және студенттер арасында
ынтымақтастық
пен араласуды қамтамасыз
ететін шараларға
басымдылық
беріп, дәріс
бағдарламаларындағы
жаңаруды
аяқтау мен доктор атағын алған
оқытушылардың
санын арттыру
керек.»
AYHABER 23
GELİŞMELER
Ahmet Yesevi
Üniversitesinde
bayrak değişimi
Prof. Dr. Lesbek Taşimov rektörlük
görevini Prof. Dr. Valihan Seydildaoğlu
ABDİBEKOV'a devretti
Профессор доктор Лесбек Ташимов
ректорлық қызметін профессор доктор
Уәлихан Әбдібековқа тапсырды
hmet Yesevi Üniversitesi Rektörlüğü’nde görev
değişimi yaşandı. Görev süresi sona eren Prof.
Dr. Lesbek Taşimov Rektörlük görevini El-Farabi Kazak Milli Devlet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Valihan Seydildaoğlu Abdibekov’a devretti.
хмет Ясауи университеті ректоратында қызмет
ауысуы орын алды. Қызмет мерзімі аяқталған
профессор доктор Лесбек Ташимов ректорлық
қызметін әл-Фараби атындағы Қазақ Ұлттық
университетінің проректоры профессор доктор
Уәлихан Сейділдәұлы Әбдібековқа тапсырды.
Abdibekov, Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim
Bakanlığının 24 Mayıs 2013 tarihli kararı ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Rektörü olarak atandı. Atama Mütevelli Heyetinin 44.
Toplantısında onaylandı ve Abdibekov aynı gün göreve başladı. Abdibekov’un atanması sonrasında Üniversite çalışanlarının da katıldığı bir devir teslim töreni düzenlendi. Törene, Eğitim ve Bilim Bakanı aynı zamanda Üniversitemiz Mütevelli Heyeti Üyesi Bakıtcan
Cumagulov, Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata ve Mütevelli Heyeti üyeleri katıldı. Törende Rektör Abdibekov, “Türk halklarını buluşturan bilim yuvasını daha da geliştirmeye, uluslararası seviyede hakettiği konuma ulaşmasına katkıda bulunacağım.” dedi. Eğitim ve Bilim Bakanı Bakıtcan Cumagulov ve Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata Abdibekov’a çalışmalarında başarılar diledi. Ardından ise Üniversite çalışanları duygularını ifade ettiler.
Әбдібеков Қазақстан Республикасының Білім
және ғылым министрлігінің 24 мамыр 2013
жылғы шешімімен Қожа Ахмет Ясауи атындағы
Халықаралық
қазақ-түрік
университетінің
ректоры болып тағайындалды. Тағайындалу
Өкілетті Кеңестің 44-мәжілісінде мақұлданды
және Әбдібеков сол күні қызметіне кірісті.
Әбдібеков тағайындалғаннан кейін университет
қызметкерлерінің де қатысуымен салтанатты
жиналыс өтті. Жиналысқа Білім және ғылым
министрі, сонымен бірге университетіміздің Өкілетті
Кеңес мүшесі Бақытжан Жұмағұлов, Өкілетті Кеңес
төрағасы профессор доктор Осман Хората мен
Өкілетті Кеңес мүшелері қатысты. Жиында ректор
Әбдібеков «Түркі халықтарын тоғыстыратын білім
ұясын әрі қарай дамытуға, халықаралық деңгейде
тиісті дәрежесіне жетуіне үлес қосамын» деді. Білім
және ғылым министрі Бақытжан Жұмағұлов пен
Өкілетті Кеңес төрағасы профессор доктор Осман
Хората Әбдібековқа жұмыстарында табыс тіледі.
Одан кейін университет қызметкерлері сөз алды.
A
28 Ocak 2008 tarihinden itibaren beş yıl süreyle Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüten
Prof. Dr. Lesbek Taşimov ise 24 Mayıs 2013 tarihinde Türkistan’da yapılan 44. Mütevelli Heyet toplantısında son kez yer aldı. Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata görev süresince
yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı kendisine teşekkür etti ve teşekkür belgesi verdi. Toplantıda ayrıca, Taşimov’a duygusal anlar yaşatan “Lesbek Taşimov ile Beş Yıl” adlı bir de sunum gerçekleştirildi.
24 AYHABER
Ахмет Ясауи
университетінде
басшылық ауысты
А
28 қаңтар 2008 жылдан бері бес жыл мерзіммен
Ахмет Ясауи университеті ректоры қызметін
атқарған профессор доктор Лесбек Ташимов
болса 24 мамыр 2013 жылы Түркістанда
өткен
Өкілетті Кеңестің 44-мәжілісіне соңғы
рет қатысты. Университетіміздің Өкілетті Кеңес
төрағасы профессор доктор Осман Хората қызмет
барысында жасаған табысты еңбектері үшін
рахмет айтып, алғыс хат табыстады. Жиында
Ташимовты толқытқан «Лесбек Ташимовпен бес
жыл» атты презентация қойылды.
YORUM
Lesbek Taşimov’un Ardından
Лесбек Ташимовтың артынан
Prof. Dr. Osman HORATA Профессор доктор Осман ХОРАТА
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası
Türk-Kazak Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Başkanı
P
rof. Dr. Lesbek Taşimov'la ilk karşılaşmamız, yeni seçilen Mütevelli Heyet üyeleriyle
birlikte bizleri karşıladığı Taşkent Havaalanı’nda
olmuştu.
Baştaki birkaç ay bir kenara bırakılırsa, beş yıl boyunca Ahmet Yesevi Üniversitesinin ağır yükünü Sayın Taşimov’la birlikte taşımaya çalıştık. Birlikte son derece büyük, başarılı işlere imza attık.
Şüphesiz çok daha fazlasını yapabilirdik, yapmalıydık. Fakat her ikimizin de göreve geldiği yıllar, ne
yazık ki üniversitemizin hukuki yapısının tartışıldığı, üst yönetim organlarında güvensizlik ortamının
had safhaya çıktığı, kısacası her açıdan üniversitenin büyük kan kaybettiği bir dönemdi. Zor günler yaşadık.
Ama yılmadan sorunların üzerine gittik. Son derece radikal kararlar aldık. Üniversiteler arasındaki
büyük rekabette geri kalmamak için, üzerimizdeki fazla yükleri atmaya çalıştık. Bir rektör için, bunlar tıpkı evlatlarını kaybetmek gibiydi. Fakat üniversitemiz ve üniversitemizin geleceği için bu acı suyu
birlikte içmek zorunda kaldık. Yıllardır çözülemeyen temel, hukuki sorunları çözdük. Üniversitemizle ilgili anlaşmayı imzalatarak her iki ülkenin parlamentolarından geçirdik. Üniversitenin kuruluşundan göreve geldiğimiz zamana kadarki sürede yapılandan daha fazla yatırımın üniversitemize yapılmasını sağladık. Mütevelli Heyet toplantılarını karşılıklı dostane ilişkilerle bir aile buluşmasına dönüştürdük. Kısacası, Ahmet Yesevi Üniversitesinin geleceği konusundaki belirsizliği ve karamsarlığı gidererek üniversitemizi geleceğe güvenle bakan bir
kurum hâline getirdik.
Şüphesiz bundan sonra da yapacağımız çok şey
var. Eksiklerimizi biliyoruz. Rektörlükler, Başkanlıklar hepsi geçici görevler. Ama kalıcı olması gere-
ҚҚожа Ахмет Ясауи атындағы
Халықаралық қазақ-түрік университеті
Өкілетті Кеңес төрағасы
П
рофессор доктор Лесбек Ташимовпен
алғашқы кездесуіміз жаңадан сайланған
Өкілетті Кеңес мүшелерімен бірге бізді қарсы
алған Ташкент әуежайында болды.
Профессор доктор Лесбек Ташимовпен
алғашқы кездесуіміз жаңадан сайланған Өкілетті
Кеңес мүшелерімен бірге бізді қарсы алған Ташкент әуежайында болды.
Бастапқыдағы бірнеше айды былай қойғанда,
бес жыл бойы Ахмет Ясауи университетінің ауыр
жүгін аса құрметті Ташимовпен бірге арқалауға
тырыстық. Өте маңызды, табысты істерді бірге
атқардық. Әрине одан да артығын жасауымызға
болар еді, жасауға тиіс едік. Алайда екеуміз
осы қызметтерге тағайындалған жылдарда,
өкінішке орай, университетіміздің құқықтық негізі
дау болып, жоғарғы басшылардың арасындағы
сенімсіздік ең жоғары дәрежеге жеткен, қысқасы,
барлық жағынан университеттің әлсіреп жатқан
кезеңі еді. Қиын күндер өткіздік.
Десе де қайтпай мәселелерді шешуге кірістік.
Өте батыл шешімдер қабылдадық. Университеттер арасындағы бәсекеде керіде қалып қоймау
үшін үстіміздеге артық жүктерден құтылуға
тырыстық. Бір ректор үшін бұл дегеніміз өз балаларынан айрылу секілді. Бірақ университетіміз
бен университетіміздің болашағы үшін осы қиын
шешімдерді қабылдауға мәжбүр болдық. Талай жылдан бері шешілмеген негізгі құқықтық
мәселені
шештік.
Университетіміз
туралы келісімшартқа қол қойдырып, екі елдің
парламенттеріне
қабылдаттық.
Университет құрылғаннан біздің қызметке келуімізге
дейінгі уақытта құйылған инвестициядан
да көп инвестицияның университетімізге
құйылуын қамтамасыз еттік. Өкілетті Кеңес
мәжілістерін достық қатынастар шеңберінде отбасы басқосуына айналдырдық. Қысқасы, Ахмет Ясауи университеті туралы белгісіздік пен
болымсыздықты
жойып,
университетімізді
AYHABER 25
YORUM
болашаққа сеніммен
айналдырдық.
қарайтын
мекемеге
Әрине бұдан кейін де жасалатын көп іс бар.
Кемшіліктерімізді білеміз. Ректор болу, басшы болу өткінші қызметтер. Ал өткінші емес,
тұрақты болуы тиіс нәрсе – университетіміз
бен Түркия-Қазақстан достығына қызмет етуді
барлық уайым-қайғыдан артық көру рухы.
Осы рух тұрғанда, ертең – кешеден жарқын
болмақ.
ken, üniversitemize ve Türkiye-Kazakistan dostluğuna hizmeti her türlü kaygının üstünde tutma ruhudur. Bu olduğu sürece yarın dünden çok daha
güzel olacaktır.
Büyük zorlukları, engelleri aştıktan sonra geleceğe
doğru koşmaya başladığımız bir zamanda, bu değişiklik en küçük bir boşluğa, bir aksaklığa meydan
vermemelidir. Rektörümüz,şüphesiz bundan sonra
da desteklerini, hayatının en olgun, en verimli dönemlerini geçirdiği yuvasından esirgemeyecektir.
Her değişiklik, taze bir kan, yeni bir heyecan yeni
atılımlar demektir. Böyle olursa değişiklik bir anlam
ifade eder. Ahmet Yesevi çatısı altında, önemli bir
misyonu yerine getirmeye çalışanlar, bu misyonu
hakkıyla, çok daha iyi bir şekilde yerine getirmeye,
üniversitemizi köklü geçmişinden aldığı güçle güçlü geleceğe doğru koşturmaya devam ettireceklerdir. Bundan hiç şüphemiz yoktur. Türkiye ve Kazakistan halkının, Türk Dünyasının farklı coğrafyalarından evlatlarını bizlere emanet eden soydaşlarımızın, Üniversitemizden beklediği budur.
Prof. Dr. Lesbek Taşimov’un, Ahmet Yesevi Üniversitesine, Kazakistan halkına büyük hizmetleriniz
oldu. Bizler onu, belki de matematikçi olmanızdan
gelen özelliğinizle problem çözme yeteneği yüksek
bir yönetici, melek gibi bir kalbe sahip iyi bir dost
olarak tanıdık. Ayrıca Kazakistan Bilimler Akademisi üyesi olmayı başarmış iyi bir bilim adamı olmasının yanında, iyi bir sporcu, iyi bir aile reisi olduğunu da gördük.
Ahmet Yesevi Üniversitesi, onu hep bu duygularla anacaktır.
Hepimizin ata yurdu olan bu topraklara, TürkiyeKazakistan dostluğuna hizmetinin devamı dileğiyle, Türkiye ve Kazakistan hükümetlerini temsil eden
Mütevelli Heyeti ve Üniversitemiz adına, üstün hizmetleri için Prof. Dr. Lesbek Taşimov’a teşekkürlerimizi sunuyor, kendilerine bundan sonraki hayatında sağlık, huzur ve başarı dolu daha nice yıllar diliyorum.
26 AYHABER
Үлкен қиыншылықтарды, кедергілерді жеңгеннен
кейін келешекке қарай бет алған уақытымызда
бұл өзгеріс кішкене болса да бір босаңсуға,
олқылыққа жол бермеуі керек. Ректорымыз, шүбә
жоқ, бұдан кейін де өмірінің ең кемел, ең жемісті
кезеңін өткізген ұясына қолдау көрсетеді.
Әрбір өзгеріс – жаңа күш, жаңа тебіреніс,
жаңа ұмтылыс деген сөз. Осылай болғанда
ғана өзгерістің мәні болады. Ахмет Ясауи
шаңырағында маңызды миссияны атқаруға
талпынып жатқандар, сіздер, осы миссияны лайығымен, одан да үздік түрде атқара
бересіздер, университетімізді терең тарихтан алған күшпен жарқын болашаққа қарай
ілгерлете бересіздер. Одан ешқандай күмәніміз
жоқ. Түркия мен Қазақстан халқының, түркі
әлемінің түрлі өңірлерінен перзенттерін бізге
аманат қып тапсырған туысқандарымыздың
университетімізден күткені осы.
Профессор доктор Лесбек Ташимов Ахмет Ясауи университетіне, Қазақстан халқына орасан
зор еңбек сіңірді. Біздер оны, бәлкім математик болуына байланысты болу керек, мәселені
шешу қабілеті жоғары басшы, періштедей таза
жүрегі бар адал дос ретінде таныдық. Сонымен бірге, Қазақстан Ғылым Академиясының
мүшесі бола білген табысты ғылым адамы болуына қоса, жақсы спортшы, үлгілі жанұя отағасы
екендігін көрдік.
Ахмет Ясауи университеті оны үнемі осындай
сезімдермен еске алатын болады.
Баршамыздың ата жұрты болған осы жерге, Түркия-Қазақстан достығына қызмет ете
беруіне тілектестік білдіре отырып, Түркия мен
Қазақстан Үкіметтерінің өкілі болып табылатын
Өкілетті Кеңес пен университетіміздің атынан
орасан еңбектері үшін профессор доктор Лесбек Ташимовқа алғысымызды білдіріп, осыдан
кейінгі кезеңде де денсаулық, бақыт пен табысқа
толы өмір тілеймін.
HABER
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Valihan Seydildaoğlu
ABDİBEKOV
Ахмет Ясауи университетінің ректоры
профессор Уәлихан Сейділдәұлы
ӘБДІБЕКОВ
A
А
1982 yılında Kirov Kazak Devlet Üniversitesi (şimdiki adı El-Farabi Üniversitesi) Mekanik ve Uygulamalı Matematik Fakültesi Mekanik Bölümünü
bitiren Abdibekov 1982-1990 yıllarında İlmi Araştırma Enstitüsü’nde enerji mühendisi, araştırma
görevlisi görevlerinde bulundu.
1982 жылы Киров атындағы Қазақ Мемлекеттік
университеті (қазіргі әл-Фараби атындағы Қазақ
Ұлттық университеті) Механика және қолданбалы математика факультетінің механика мамандығын бітірген
Әбдібеков 1982-1990 жылдар арасында Ғылыми зерттеу институтында энергетика инженері, зерттеу маманы қызметтерін атқарды.
1990 yılında doktora tezini bitirdi ardından Kazakistan Bilimler Akademisi Coğrafya Enstitüsü bilim uzmanlığı, sonra da Matematik Modelleme
Laboratuarı Başkanlığı görevlerinde bulundu.
1990 жылы докторлық диссертациясын қорғады, артынша Қазақстан Ғылым Академиясы География институты ғылым маманы, одан кейін Математика моделдеу зертханасы басшысы қызметтерін атқарды.
hmet Yesevi Üniversitesinin Rektörlük koltuğuna oturan Prof. Dr. Valihan Seydildaoğlu Abdibekov akademik yaşamı boyunca sayısız başarıya imza atmış bir isim.
1995 yılında Bilimler Akademisi Matematik Enstitüsü Uygulamalı Gidromekanik Laboratuarına
baş uzman olarak davet edildi.
хмет Ясауи университетінің ректоры болып
тағайындалған профессор доктор Уәлихан
Сейділдәұлы Әбдібеков академиялық еңбек жолында
көптеген табысқа қол жеткізген тұлға.
1995 жылы Ғылым Академиясы Математика институты Қолданбалы математика зертханасына бас маман
қызметіне шақырылды.
2002 – 2010 yıllarında El-Farabi Milli Üniversitesi Mekanik-Matematik Fakültesi Bilgisayar ve Hesap Teknolojileri Bölüm Başkanı görevini yürüttü.
2002–2010 жылдар арасында әл-Фараби атындағы
Қазақ Ұлттық университеті Механика-математика
факультеті компьютер және есеп технологиялары
кафедрасының меңгерушісі қызметін атқарды.
2003 yılında “Heterojen türbülans akımlarının sayısal (rakamsal) modellenmesi” konusundaki profesörlük tezini savundu.
2003 жылы «Гетероген турбулентті ағыстардың
цифрлік (сандық) моделденуі» атты зерттеуімен
профессорлық атағын алды.
Eylül 2010’da El-Farabi Milli Üniversitesi MekanikMatematik Fakültesi Dekanlığı görevine atandı.
Mart 2012’de El-Farabi Milli Üniversitesi EğitimÖğretim İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı
olarak atandı.
2002 yılından itibaren El-Farabi Üniversitesi Matematik ve Mekanik İlmi Araştırma Enstitüsü baş
uzman görevini de yürütmektedir.
20’den fazla bilimsel proje ve programın yöneticisi olan Abdibekov’un İki monografisi, 80’den fazla BDT ve ülke dışında bilimsel dergilerde yayımlanmış makalesi vardır. 5 doktor ve 3 PhD doktaro öğrencisini yetiştiren Abdibekov aynı zamanda
Milli Mühendislik Akademisi (2006) ve Ulusla arası Mühendislik Akademisi (2010) raportör üyeliklerini sürdürmektedir.
2010 жылдың қыркүйегінде әл-Фараби атындағы
Қазақ Ұлттық университеті Механика-математика
факультетінің деканы қызметіне тағайындалды.
2012 жылдың наурызында әл-Фараби атындағы Қазақ
Ұлттық университеті педагогика істерінен жауапты
проректоры қызметіне тағайындалды.
2002 жылынан бері әл-Фараби атындағы Қазақ
Ұлттық университеті Математика және механика
ғылыми зерттеу институтының бас маманы қызметін
де атқарып келеді.
20-дан астам ғылыми жоба мен бағдарламаның
жетекшісі болған Әбдібековтың екі монографиясы, 80нен астам ТМД мен шетелдерде ғылыми журналдарда жарияланған мақалалары бар. 5 доктор мен 3 Ph.D.
докторын жетілдірген Әбдібеков сонымен бірге Ұлттық
Инженерлік Академиясы (2006) мен Халықаралық
Инженерлік Академиясының (2010) корреспондентмүшесі болып табылады.
AYHABER 27
YORUM
Bilimi ancak öz kültüründen ayrılmayan
nesiller yapabilir
Ғылымды өз мәдениетінен ажырамаған
ұрпақ жасайды
Prof. Dr. Valihan
Seydildaoğlu ABDİBEKOV
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak
Üniversitesi Rektörü
H
oca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak
Üniversitesi, devletimizin bağımsızlığıyla
aynı yaşta olan bu kutsal merkez, bütün Türk
gençlerinin bilim yuvasıdır. Bizzat Kazakistan
Cumhurbaşkanı’nın kararıyla kurulan bu bilim
yuvası bugünde Kazakistan’daki güçlü yüksek
öğretim kurumlarından birisi olmuştur. 31 Ekim
1992 tarihinde Kazakistan ve Türkiye Hükümetleri arasında imzalanan Sözleşme’nin ardından
Üniversiteye uluslararası statüsü verildi. Üniversitemizde dünyanın 15 ayrı ülkesinden gelen 29
millet ve topluluğun temsilcilerinden oluşan 10
bine yakın öğrenci eğitim görmektedir. Kökleri bir olan Türk halklarını birleştiren bilim merkezi, tarihi ve manevi bağları derin olan bütün Türk
toplumu için ortak bir ocaktır.
Yüksek öğretim kurumunun ana amacı, alanında ihtiyacı olduğu güçlü bilime sahip olan ve o
güçlü bilimi tecrübeleriyle kusursuz uygulayabi-
28 AYHABER
Қожа Ахмет Ясауи атындағы
Халықаvралық қазақ-түрік
университетінің ректоры
профессор Уәлихан ӘБДІБЕКОВ
Қ.А.Ясауи атындағы Халықаралық қазақтүрік университеті ел егемендігімен төл
құрдас қа­сиетті қарашаңырақ, барша түрік
жастарының оқу ордасы. Кезінде Елбасының
тікелей нұсқауымен ашылған бұл білім ошағы
бүгінгі таңда Қазақ­стандағы белді жоғары
оқу орында­рының біріне айналды. 1992
жылдың 31 қазанында Қазақстан мен Түркия
Үкіметтерінің екі жақты келісімі негі­зінде оқу
ордасына халықаралық мәртебе берілді.
Қазіргі таңда әлемнің 15 мемлекетінен 29 ұлт
пен ұлыс өкілдерінен тұратын 10 мыңға жуық
студент білім алуда. Туысқан түбі бір түрік
халықтарының басын біріктірген оқу ордасы
тарихи, рухани сабақтастығы тереңнен
бой алған бүкіл түрік жұртшылығына ортақ
шаңырақ.
Жоғары оқу орнының негізгі мақсаты –
салаға қажет білімі мықты, сол мықты білімді
тәжірибеде мүлтіксіз жүзеге асыратын
маман дайындау екені белгілі. Әлемдік
YORUM
len uzmanları yetiştirmek olduğu malumunuzdur. Dünya eğitim standartlarına uygun olarak
Üniversitemiz bünyesinde epey değişiklikler yapılması gerekmektedir. Çünkü yapının, yeni talepleri, yeni istikametleri hedefleyen, fonksiyonel süreçler ve amaçları açıklayan stratejik gelişme ile bağlantılı olması gerekmektedir. Bundan dolayıdır ki, bizlerin Üniversitemizdeki işlerimizin stratejik gelişme yönlerini belirlememiz
gerekmektedir. Yapıda olacak birleştirme, toparlama ve bazı bölümleri uygun hale getirmenin bizim için faydalı olacağına eminim. Çimkent ve Türkistan şehirlerindeki iki kliniğimiz de
tam olarak kullanılıp, intörnnen başlayıp rezidentura bölümlerinin eğitim bazı (üssü, merkezi) olarak çalışacaktır. Sağlık kümesi (klaster)
düzenlenecektir.
Üniversitemizin statüsü, Kazakistan’daki Nazarbayev Üniversitesinden sonra uluslararası
statüdeki ikinci üniversite sayılır. Bunun birkaç
kriterisi vardır. Mesela, Üniversite iki ülkenin Tüzüğü esasında çalışmaktadır. Kurum, 10 üyeden oluşan Mütevelli Heyet tarafından yönetilmekte olup, Senato üyelerinin düşünceleri dikkate alınmaktadır. Demek ki, bu yapı ile çalışan
Kazakistan’da iki yüksek öğretim kurumu var
ise, onun biri Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası
Türk-Kazak Üniversitesidir.
Ülkemizin eğitim ve bilim alanındaki son başarıları herkesçe malumdur. Son uluslararası yarışmalarda ülkemiz Üniversitelerinden altı-yedisi
yüksek seviyelerde gözükmektedir. Eğitim sistemi bakımından ülkemiz Orta Asya değil,
Avrasya’da, onun içinde BDT ülkelerinin arasında ön saflarda yer almaktadır. Bununla ilgili, Üniversitemiz de dünya seviyesinde ileri Üniversiteler arasında yer alması için ön şartlarını hazırlamamız gerekir. Bu önlem Üniversitede hazırlanmakta olan bölümlerin ders programları ve ders planlarının Avrupa standartlarına uygun hale getirilmesine, akademik derecelerinin uluslararası seviyede kabul edilmesine,
kredi teknoloji sınavlarına birlik sisteminin uygulanması aracılığıyla akademik faydaların sağlanmasına, çift diploma programlarının gerçekleşmesine imkân verecektir. 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren öğretim üyelerinin
bilimsel çalışmalar yapmasına imkân vermek
amacıyla yıllık ders yükünün azaltılmasını ele aldık. Birkaç uluslararası yüksek öğretim kurumunun, milli Üniversitelerin ve Nazarbayev Üni-
білім беру кеңістігінің талаптарына сәйкес
университетіміздің құрылымына бірсыпыра
өзгерістер енгізілгелі отыр. Өйткені құрылым
жаңа талаптар, жаңа бағыттарды көздейтін,
функционалды процесстер мен мақсаттарды
айқындайтын
стратегиялық
бағытпен
сабақтасуы қажет. Демек, бұл орайда
біз университеттегі болашақ істеріміздің
стратегиялық бағыттарын белгілеуіміз керек.
Құрылымдағы біріктіру, жинақтау кейбір
бөлімдеріміздің оңтайландырылуы бізге тек
жемісін береді деген сенімдемін. Шымкент
және Түркістан қаласындағы екі клиникамыз да
толығымен пайдаланыла отырып, интерннен
бастап резидентура мамандықтарының оқубазасы ретінде жұмыс жасайды. Медицина
кластері ұйымдастырылады.
Üniversitemiz
Kazakistan’ın
uluslararası
statüdeki iki
üniversitesinden
biridir.
Университетіміздің
мәртебесі
Қазақстандағы
Назарбаев
университетінен
кейінгі
халықаралық
дәрежедегі екінші
университет болып саналады.
Университетіміздің мәртебесі Қазақстандағы
Назарбаев
университетінен
кейінгі
халықаралық дәрежедегі екінші университет
болып саналады. Оның бірнеше критерийлері
де бар. Мәселен, университет екі елдің
Жарғысы негізінде жұмыс жасайды. Оқу
орны 10 мүшеден тұратын Өкілетті Кеңеспен
басқарылып, Сенат мүшелерінің пікірімен
санасады. Демек, мұндай құрылыммен жұмыс
жасайтын Қазақстанда екі оқу орны болса,
сонын бірі Қ.А.Ясауи атындағы Халықаралық
қазақ-түрік университеті.
Еліміздің соңғы білім мен ғылым саласындағы
жетістіктері ауыз толтырып айтарлықтай.
Соңғы дүниежүзілік байқауларда біздің
елдің университеттерінің алты-жетісі жоғары
орындардан көрініп жүр. Білім беру жүйесі
бойынша біздің ел Орта Азия емес, Еуразия
аймағында, оның ішінде ТМД елдерінің
арасында алдыңғы қатардан көрініп келеді. Осы
орайда біздің университетіміздің де әлемдік
деңгейдегі озық университеттер қатарынан
орын алуына алғышарттарды жасауымыз
керек. Бұл шара университетте дайындалатын
мамандықтардың оқу бағдарламалары мен
оқу жоспарларын еуропалық стандарттарға
сәйкестендіруге, академиялық дәрежелердің
халықаралық
деңгейде
мойындалуына,
кредиттік технология бойынша сынақтардың
бірлік жүйесін енгізу арқылы академиялық
ұтқырлықты қамтамасыз етуге, қос дипломдық
білім бағдарламасының жүзеге асуына
мүмкіндіктер тудырады. 2013-2014 оқу
жылынан бастап оқытушы-профессорлардың
ғылыммен айналысуына мүмкіндік жасау
мақсатында жылдық жүктемелерін азайтуды
қолға алдық. Бірнеше халықаралық жоғары
оқу орындарының, ұлттық университеттердің,
Назарбаев университетінің оқу жоспарлары
сарапталып,
ғылыми
бағыттағы
және
AYHABER 29
YORUM
versitesinin ders programları analiz edilerek, bilimsel ve tıbbi bölümlerin ders programları uluslararası seviyedeki ders programlarıyla denkleştirildi. Bu programlar Üniversite Senato’sunda
onaylanmış olup, yeni öğretim yılından itibaren
uygulamaya konulacaktır. Pedagojik bölümler
ise, KC Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın onayladığı devlet standartlar esasına uygun olarak devam etmektedir.
Üniversitenin dünya seviyesinde yerini belirleyebilmek için araştırma Üniversitesine dönüştürme programını hazırlamayı öncelik olarak ele
aldık. Araştırma Üniversitesinin eğitime, bilime
dayalı ekonomiye büyük katkısı vardır. Dünyada araştırma Üniversitelerinin sayısı, yüksek öğretim kurumları sayısının %5’inden fazla değildir. Yani, sadece bilim adamları ve laboratuarları güçlü Üniversiteler araştırma Üniversitesi olabilirler. Gelecekte Üniversitemizin şehir dışındaki eğitim binasında bilimsel araştırma merkezleri
çalışacaklardır. Lisansüstü öğrencilerinin bilimsel çalışmaları için bütün şartlar oluşturulacaktır. Bilim deyince, bütün kafedralarda (bölümlerde) bilimsel çalışmaların planları olması gerekir.
Uluslararası grantlar ve yarışmalarda dereceler
alarak Üniversitemizin seviyesini yükseltebiliriz.
Araştırma Üniversitesinin en büyük zenginliği de, hazinesi (sermayesi) de; öğrenciler, yüksek lisans öğrencileri, doktora öğrenciler ve bilim adamlarıdır. Onun için, ilk önce araştırmacı, bilim adamlarımızın kalitesini, bilim seviyesini arttırmak, bizim ilk görevimizdir. Yüksek lisans, Ph. Doktora programları için daha fazla
kontenjan ayırarak, atıflı dergilerde bilimsel makalelerinin yayımlanmasını talep ederek, başarıAraştırmacı
ve bilim
adamlarımızın
kalitesini, bilim
seviyesini
arttırmak bizim
ilk görevimizdir.
30 AYHABER
медицина бағытындағы мамандықтардың
оқу жоспарлары халықаралық деңгейдегі оқу
жоспарларымен теңестірілді. Бұл жоспарлар
университет Сенатында бекітіліп, жаңа
оқу жылынан бастап жүзеге асырылатын
болды.
Ал,
педагогикалық
бағыттағы
мамандықтарымыз
Білім
және
ғылым
министрлігі бекіткен мемлекеттік стандарттар
негізінде қалдырылды.
Университеттің әлемдік деңгейдегі орнын
қалыптастыру үшін зерттеу университетіне
көшу бағдарламасын жасауды қолға алдық.
Зерттеу университетінің білімге, ғылымға
негізделген экономикаға қосатын үлесі зор.
Әлем бойынша зерттеу университеттері
жоғары оқу орындарының бес пайызынан
аспайды. Яғни, ғалымдары, зертханалары
мықты университет қана зерттеу университеті
деген атаққа ие бола алады. Келешекте
университетіміздің қала сыртындағы оқуғимараттарында ғылыми-зерттеу орталықтары
жұмыс жасайтын болады. Магистранттарға,
докторанттарға ғылыммен айналысуларына
толық жағдайлар жасалынады. Ғылым
демекші, әр кафедраларымыздың ғылыми
бағыттарға арналған жобалары болуы керек.
Халықаралық гранттар мен конкурстарды
жеңіп алу арқылы да университет деңгейін
көтеруімізге болады.
Зерттеу
университетінің
басты
байлығы да, қоры да - студенттер,
магистранттар,
докторанттар,
ғалымұстаздарымыз. Сондықтан ең әуелі ізденуші
ғалымдарымыздың
сапасын,
біліктілігін
арттырып, жағдайын жасау басты міндетіміз.
Ол үшін магистратура, PhD докторантураға
көбірек
орын
бөліп,
импакт-факторлы
журналдарда ғылыми мақалаларының жиі
жариялануын талап ету арқылы да біраз
жетістікке қол жеткіземіз. Осы орайда еліміздің
YORUM
lara ulaşırız. Bununla ilgili, ülkemiz Eğitim ve Bilim Bakanı, Prof. Dr. Bakıtcan Cumagulov, Üniversitemize yüksek lisans programları için büyük oranda grant verdiğini bildirmek istiyorum.
İnnovasyon araştırma çalışmalarıyla ön safhalarda gelen uluslararası statüye sahip Nazarbayev Üniversitesi gibi uluslararası seviyede başarılı çalışmak, önümüzdeki amaçlardan birisidir. Kazakistan’ın güzide (seçkin) Üniversitesi olmak için bütün gücümüzle çalışacağız.
2014-2018 yılları için beş yıllık Stratejik Planımızda yeni binalarımızın inşaatı da yer almaktadır. Planlarımız arasında daha bir 500 kişilik öğrenci yurdu, 2500 kişilik eğitim binası, 500 kişilik öğretim üyeleri binasının inşaatı amaçlanmaktadır. Üniversite Kampusu’nun hacmini genişleterek, güzelleştirme ve yeşillendirme çalışmaları da yürütülecektir. Merkezi ısınma sistemimizi de kurduğumuzda, Üniversitemizin
Kampusu daha da güzel olacaktır.
Eğitim ve bilim alanında önümüzde çok hedeflerimiz bulunmaktadır, birlikte yapacağımız
çok işlerimiz var. Aynı kökten gelen Türk Halklarının edebiyat, kültür, bilim alanlarında bütün
dünyaca meşhur yeterli sayıda ortak şahıslarımız mevcuttur. Ortak kültürümüz, ortak eğitim ve bilimimiz varken, bizlerin büyük başarılara imza atacağı şüphesizdir. Demek ki, kıvanç
duyduğumuz, ortak milli kültürü, ortak gelenekleri olan, ayrılmayan halkız. Gelenek ise, bilim
için çok gereklidir. Sebebi ise, milletine hizmet
edecek ve bilim yapacak olanlar, öz kültüründen ayrılmayan nesildir.
Білім және ғылым министрі Б.Т.Жұмағұлов
мырзаның университетімізге магистранттарды
дайындауға ауқымды көлемде гранттар
бергендігін атап өткім келеді.
Инновациялық
зерттеу
жұмыстарымен
алдыңғы қатарда келе жатқан Назарбаев
университеті
секілді
халықаралық
деңгейде табысты жұмыс істеу алдағы
мақсаттарымыздың
бірі.
Қазақстанның
маңдайалды университеті атану үшін бар
күшімізді саламыз. 2014-2018 жылдарға
арналған
бес
жылдық
стратегиялық
жоспарымызда жаңа ғимараттар салу да
жоспарлануда. Оның ішінде тағы да 500
орындық студенттер жатақханасы, 2500
орындық оқу ғимараты, 500 орындық
оқытушы-профессорларға
арналған
ғимарат
салу
көзделуде.
Университет
қалашығының ауқымын кеңейтіп, көркейтіп,
көгалдандыру жұмыстары да қолға алынады.
Орталықтандырылған
жылу
орталығын
салсақ, университет қалашығының келешегі
де зор болмақ.
ізденуші
ғалымдарымыздың
сапасын, біліктілігін
арттырып,
жағдайын жасау басты міндетіміз.
Білім және ғылым саласында әлі де болса
алар асу алда, жүзеге асырар іс-шаралар
көп. Түбі бір түрік халықтарының арасында
әдебиет-мәдениет
саласында,
ғылым
саласында болсын, аты әлемге мәшһүр ортақ
тұлғаларымыз жетерлік. Ортақ мәдениетіміз,
ортақ ғылым мен біліміміз бар тұста біз үлкен
жетістіктерге қол жеткізеріміз даусыз. Демек
бір қуанарлығы, бізде ортақ ұлттық мәдениет,
ортақ дәстүріміз бар ажырамаған халықпыз.
Ал дәстүр – ғылым үшін өте қажет. Себебі,
ұлтқа қызмет ететін ғылымды жасайтындар –
өз мәдениетінен ажырамаған ұрпақ.
AYHABER 31
HABER
Ahmet Yesevi Üniversitesinin kalitesi ve Bologna
Sürecine uygunluğu tescillendi
Üniversitemiz Kurumsal Akreditasyon sürecini başarıyla
tamamlayarak beş yıllık Akreditasyon Sertifikası aldı
A
hmet Yesevi Üniversitesi 2012-2013
Eğitim-Öğretim yılında başarılı bir şekilde
akreditasyondan geçti.
Ahmet Yesevi Üniversitesi, yüksek öğrenim kurumlarının veya eğitim programlarının belli standartlara ve ölçümlere uygunluğunu değerlendirmek için kullanılan akreditasyon sürecinden
başarıyla geçti. Üniversitemizin kurumsal olarak bütünüyle gözden geçirildiği Kurumsal Akreditasyon çalışmaları 18-20 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. İncelemeler, “Kazakistan, Bağımsız Eğitimde Kalite Güvence Ajansı (Independent Kazakhstan Quality Assurance Agency for Education (IQAA) - Білім беру
сапасын қамтамасыздандыру тәуелсіз
32 AYHABER
Қазақстандық агенттігімен) tarafından yapıldı. Ajansın ekibinde Kazakistan’dan 18,
Türkiye’den 4 olmak üzere toplam 22 uzman
yer aldı.
Kasım 2012’de yapılan Devlet Denetimini de
başarıyla tamamlayan Ahmet Yesevi Üniversitesi kurumsal akreditasyon sürecini de başarıyla tamamladı. İncelemeler sonucunda Ahmet Yesevi Üniversitesinin kurumsal olarak Akreditasyon için yeterli olduğu kararına varıldı ve
Üniversitemize 5 yıl süreyle Kurumsal Akreditasyon Sertifikası verildi. Bu sertifika ile Üniversitemizin kalitesi ve Bologna sürecine uygunluğu da tescillenmiş oldu.
EĞİTİM
Ahmet Yesevi Üniversitesi eğitimde uzakları
yakınlaştırmaya devam ediyor
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih AYNURAL
Tıp alanında elde edilen başarı üzerine Bilgisayar Mühendisliğinde de
Uzaktan Eğitim Yapay Zeka dersleri hayata geçirildi.
İ
stanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Ahmet Yesevi Üniversitesi arasında 2011-2012 Bahar
dönemi başarı ile gerçekleştirilen Uzaktan Eğitim ile Tıp Dersleri 2012-2013 Güz döneminde
eklenen yeni bölümleriyle artarak devam ediyor.
Bu dönem, önceki dönemlerden farklı olarak İstanbul Üniversitesi Diş Hekimiliği Fakültesinden
derslerin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden Kadın Doğum, Patoloji ve Anatomi
üzerine dersler de işlenecek. Tıp alanında elde
edilen başarı üzerine Bilgisayar Mühendisliğinde
de Uzaktan Eğitim Yapay Zeka dersleri Ahmet
Yesevi Üniversitesinde hayata geçirildi.
Proje kapsamında; İstanbul Üniversitesi Çapa
Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve TOBB Üniversitesinden ilgili konunun uzmanı öğretim görevlileri, Ahmet Yesevi Üniversitesi Kazakistan kampüsündeki öğrencilere Uzaktan Eğitim ve Telekonferans yöntemi ile canlı ders veriyorlar. Ahmet Yesevi Üniversitesi TÜRTEP tarafından hazırlık aşamasında testleri yapılan ve fizibilitesi gerçekleştirilen
proje, raporlar doğrultusunda zaman ve mekan kısıtlamasının aşılması için GSM teknolojisi
kullanılarak hayata geçirildi. Konuyla ilgili olarak
açıklamada bulunan Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, Kazakistan ve Türkiye’de tıp eğitimini iki ülke arasında
uzaktan eğitim yöntemiyle uluslararası anlamda sunan ilk projeye imza atmalarının yanı sıra
uzaktan eğitim alanında ilk kez GSM teknolojisini kullanarak bu alanda öncü olmayı başardıklarına dikkat çekti.
Yakın deneyimi sunan uzaktan
eğitim teknolojisi
Projenin başarı elde etmesinde büyük önem
taşıyan teknik altyapının kurulmasında etkin bir
isim olan TÜRTEP Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Tan ise, Ahmet Yesevi Üniversitesinin uzaktan
eğitimde bir bilgi birikimi (know-how) kaynağı
olduğunu ve öğrenciler için her zaman yenilikçi
yaklaşımlar üzerine çalıştıklarını vurguladı.
İstanbul
Üniversitesi Tıp
Fakültesi ile
Ahmet Yesevi
Üniversitesi
arasında
2011-2012
Bahar dönemi
başarı ile
gerçekleştirilen
Uzaktan Eğitim
ile Tıp Dersleri
2012-2013 Güz
döneminde
eklenen yeni
bölümleriyle
artarak devam
ediyor.
Öğrencilerin dersleri en iyi şekilde anlayabilmesi için teknolojik altyapı olarak en güncel yazılım ve donanım ekipmanının kullanıldığı projede, sanal sınıf olarak Adobe Connect yazılımı, donanımsal olarak ise HD kameralarla yüksek görüntü çözünürlük standardı, yüksek kaliteli dijital mikrofon ve ses sistemleri ile üst se-
AYHABER 33
EĞİTİM
Uzm. Dr.
Davut ŞAHİN:
“Türkiye
Türkçesi ile
anlattığım
halde
öğrencilerin
sorduğu
sorular dersi
anladıklarının
bir göstergesi
niteliğinde.
Böyle bir
ilgiyi ve katkı
sağlayıcı
soruları
İstanbul
Çapa Tıp
Fakültesi’nde
öğrencilerden
her zaman
alamıyoruz”
Prof. Dr.
AYNURAL;
“Ahmet Yesevi
Üniversitesi
yenilikleri,
bilgi birikimi
ve teknolojiyi
kullanılması
bakımından,
Türk
coğrafyasının
bir yıldızı olarak
yükselmeye
devam edecek,
Türkiye’nin ve
Türk dünyasının
öz değerlerine
dönüşü
açısından
misyonunu
sürdürecektir.”
34 AYHABER
viye ses kalitesi sunuluyor. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden öğretim görevlileri
Ahmet Yesevi Üniversitesi TÜRTEP’in geliştirdiği Uzaktan Eğitim Çanta Kiti kapsamında GSM
teknolojisi ile Kazakistan Türkistan kampüsündeki öğrencilere gerçek zamanlı uzaktan eğitim dersler anlatabiliyorlar. Bu dönemin ilk hafta dersleri; Prof. Dr. Özen Doğan Onur – Diş
Hekimliği Fakültesi, Diş Çekimi, Uzm. Dr. Davut
Şahin - Patoloji/Anatomi/Kalp Patolojisine Genel Bakış, Doç. Dr. Cem İyibozkurt ve Doç. Dr.
Samet Topuz - Kadın Doğum / Serviks Kanseri
ve öncesi hastalıkları konularında verildi.
Projenin tasarımında bizzat rol alan Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Aynural
bu desteğin yanı sıra projenin her safhasına görüş ve önerileriyle katkıda bulundu. Sistemin, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi öğretim görevlilerinin
Kazakistan’daki öğrencilerin gözlerinden dersi
anlayıp anlayamadıklarını görecek kadar kaliteli
olması hedeflenmiştir. Prof. Dr. Salih Aynural, İstanbul Tıp Fakültesi’nden Kazakistan’daki kampüse verilen canlı derslere adeta bir tıp öğrencisi gibi sınıftan bizzat dersi izleyerek, her ders
için İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Görevlilerine,
teknik altyapı desteği için TÜRTEP ve TÜRTEP
Bilişim Sistemi Uzmanı Muhammed Arslan’a teşekkürlerini iletti. İstanbul Tıp Fakültesi öğretim
görevlileri, Prof. Dr. Aynural’ın katılımının kendilerini onurlandırdığını ve derslerin daha büyük bir
şevkle işlendiğini belirttiler.
İstanbul Tıp Fakültesinden öğretim görevlisi
Kazakistan’daki sınıfa canlı ders verirken
İstanbul’dan Kazakistan’a uzanan
Tıp Eğitim Operasyonu
Patoloji konusunda ilk dersi “Kalp Patolojisine
Genel Bakış” başlığıyla sunan Uzm. Dr. Davut
Uzaktan Eğitim Adobe Connect ekran görüntüsü
Şahin, ders sonunda öğrencilerin sorularından
memnuniyetini şu sözlerle belirtti: “Türkiye Türkçesi ile anlattığım halde öğrencilerin sorduğu sorular dersi anladıklarının bir göstergesi niteliğinde. Böyle bir ilgiyi ve katkı sağlayıcı soruları İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’nde öğrencilerden her
zaman alamıyoruz”.
Konu hakkında görüşlerini aldığımız Prof. Dr. Salih Aynural şöyle konuştu: “Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye ile Türk Dünyası arasında eğitim ve
kültür köprüsüdür. Bunun gereği olarak öğrencilerine yeni imkanları her daim sunmaktadır. Ahmet Yesevi Üniversitesini yönetirken; öğrenciyi
merkeze koyan bir mantıkla hareket ediyoruz. İstanbul Çapa Tıp Fakültesinden öğretim görevlilerimiz, tıp öğrencilerimize literatürün en güncel
konularını içeren dersleri Türkçe ve uzaktan eğitim ile canlı olarak veriyorlar. Son teknoloji yazılım
ve donanım ekipmanlarını kullandığımız projede
dersler; öğrenci ile öğretim görevlisinin aynı sınıfta olduğu hissini verecek derecede tasarlandı. İlk
derslerde elde ettiğimiz geri dönüşler ise tasarımımızın başarılı olduğunun bir kanıtı”.
Projenin, gerek uzaktan eğitim, gerek Türkiye Türkçesiyle iki ülke arasında gerçekleşen
Tıp Eğitimi ve gerekse kullanılan teknik sistemler açılarından ilkleri barındırdığına dikkat çeken
Prof. Dr. Aynural; “Ahmet Yesevi Üniversitesi yenilikleri, bilgi birikimi ve teknolojiyi kullanılması bakımından, Türk coğrafyasının bir yıldızı olarak yükselmeye devam edecek, Türkiye’nin ve
Türk dünyasının öz değerlerine dönüşü açısından misyonunu sürdürecektir” diyerek sözlerini
tamamladı.
HABER
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden
örnek bir sosyal sorumluluk hizmeti
Doç. Dr. Erdinç Esen, Doç. Dr. Mustafa Arslan ve Doç. Dr. Fevzi Fazlı Polat,
Üniversitemiz Hastanesinde 44 ameliyat gerçekleştirdi ve 250'ye yakın
hastayı muayene etti
G
azi Üniversitesi Tıp Fakültesinden üç öğretim üyesi üniversitemiz hastanesinde iki
hafta boyunca birçok hastaya şifa dağıttı.
Ortopedi uzmanı Doç. Dr. Erdinç Esen, anestezi
uzmanı Doç. Dr. Mustafa Arslan ve üroloji uzmanı Doç. Dr. Fevzi Fazlı Polat’tan oluşan ekip 1- 15
Nisan 2013 tarihleri arasında Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi personeline bir
taraftan hizmet içi eğitim verirken diğer taraftan
da ücretsiz muayene ve ameliyatlar gerçekleştirdi.
Öğretim üyeleri Türkistan’da bulundukları süre
içerisinde kendi alanlarında çok sayıda başarılı tıbbi operasyona imza attı. 2012 yılında üniversite hastanesine kazandırılan endeskopi ve artoskopi cihazları sayesinde üroloji alanında yapılan
19 ameliyattan 4’ü hastanemiz için birer ilk oldu.
Üroloji uzmanı Doç. Dr. Fevzi Fazlı Polat başkanlığında gerçekleştirilen TUR prostat, TUR mesane,
internal ürotrotomi, açık Pyelolitomi + UP plasti ameliyatları Tıp Fakültesinde ilk kez gerçekleştirildi. Ortopedi uzmanı Doç. Dr. Erdinç Esen başkanlığında yapılan toplam 25 ameliyatın ise 20’si,
üniversite hastanesinde ilk kez yapıldı. Bu ameliyatların 10’u protez, 10’u artroskopi, 5’i ise çeşitli
ortopedi ameliyatları oldu. Anestezi uzmanı Doç.
Dr. Mustafa Arslan ise günümüzde tıp için vazgeçilmez hale gelen anestezinin önemini uygulamalı olarak ortaya koydu.
Gazi Üniversitesi öğretim üyeleri tüm bu ameliyatların yanı sıra, Ahmet Yesevi Üniversitesi
Hastanesi’ne Türkistan ve civar şehirlerden gelen
250’ye yakın hastayı da muayene ettiler.
Kazakistan medyası tarafından da ilgiyle takip
edilen eğitim süreci bölge halkı için önemli bir hizmet olurken Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi personeli için de teorik ve pratik
açıdan büyük katkı sağladı.
Esen, Arslan ve
Polat bilgi ve
tecrübelerini iki
hafta süresince
Öğretim
üyelerimiz ve
öğrencilerimize
aktardılar.
İki haftalık eğitim sürecinin sonunda Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lesbek Taşimov konuk öğretim üyelerini makamında ağırlayarak hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. Taşimov
misafirlerine çapan giydirdi. Üniversitemiz Rektör
Vekili Prof. Dr. Salih Aynural ise Gazi Üniversitesi
öğretim üyeleri onuruna bir yemek verdi. Aynural,
Üniversitemiz Tıp eğitimine çok kısa sürede büyük katkılar sağladıkları için konuk öğretim üyelerine teşekkür etti.
AYHABER 35
HABER
Öğretim Elemanlarımıza
“Tıbbî Eğitimci Eğitmeni” Sertifikası
Kazakistan Sağlık Bakanlığı Hacettepe Üniversitesinde aldıkları eğitim sonrasında
“Tıbbi Eğitimci Eğitmeni” sertifikası alan sekiz öğretim üyemizi Kazakistan’daki
diğer üniversitelerin eğitimcilerine tıp eğitimi verme konusunda yetkilendirdi.
H
acettepe Üniversitesi ile yapılan işbirliği
çerçevesinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi sekiz kişi Hacettepe Üniversitesinde düzenlenen “Uluslararası Öğretim Üyeleri Tıbbi Eğitim Toplantısı”na
katılmak üzere 14-25 Şubat tarihleri arasında
Ankara’daydı.
Türkiye’ye gelen öğretim elemanları iki haftalık yoğun bir kurs programı geçirdi. Kurs kapsamında tıp eğitimi alanındaki gelişmeleri yakından takip etme imkânı bulan kursiyer öğretim elemanları uluslararası seviyede tıbbî eğitim programlarının hazırlanma aşamalarını da
öğrendiler.
Bunun yanı sıra, Bologna sürecinin tıp eğitimi ile ilgili şartları; yeni araştırma teknolojilerinin
tıp eğitiminde kullanılması; öğrenci bilgi, bece-
36 AYHABER
ri ve yeterliliğinin değerlendirilmesi; tıpta eğitim
program yeterliliğinin değerlendirilmesi; tıp eğitimi araştırmaları; iletişim, klinik, araştırma, etik
ve mesleki yeterliliklerin eğitim sürecinde kullanılması; tıp eğitiminde liderlik, programın ana
başlıkları oldu.
Üniversitemiz Tıp fakültesi öğretim elemanları eğitimleri sırasında edindikleri bilgi birikimini
Kazakistan’ın farklı üniversitelerinden öğretim
elemanlarına aktarma imkânı da bulacaklar.
Hacettepe Üniversitesindeki eğitimlerini başarıyla tamamlayarak sertifikalarını alan öğretim
elemanlarımız Kazakistan Sağlık Bakanlığınca
tıp eğitimi verme konusunda yetkilendirildiler.
Sekiz öğretim elemanımız Sağlık Bakanlığı’nın
talebiyle 2013 yılında Kazakistan’ın farklı üniversitelerinden 90 kişiye tıp eğitimi verecekler.
GÖRÜŞLER
Neler dediler?
Tıp Fakültesi öğretim görevlileri kurs programının katkılarını AYHABER ile paylaştı:
A
hmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Tıp Fakültesinin
sekiz öğretim üyesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Bölümünde eğitim gördü ve “Educator of Medical Educator (Tıbbî Eğitimci Eğitmeni)” sertifikalarını aldı. Bu projeye hazırlık bir
yıl sürdü, 23 adaydan sadece 8 aday tüm aşamalardan geçerek projeye katılma hakkı kazandı.
Zhanar SHALKHAROVA
Ahmet Yesevi Uluslararası
Türk-Kazak Üniversitesi
Rektör Yardımcısı
Tıbbi Eğitim Merkezi Müdürü
Tıp-Bilim Doktoru (MD-PhD)
Şimdi bu sekiz öğretmen tıp eğitiminin çeşitli yönlerini, eğitim ve tecrübeleri sadece üniversitemizin öğretim üyeleri ile değil, aynı zamanda diğer üniversitelerin öğretim üyeleri ile de paylaşma hakkına sahip.
Bu çerçevede, bu yıl Kazakistan Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığının projesi ile Kazakistan’ın diğer kolej ve üniversitelerinden 92 öğretmene eğitim programlarının geliştirilmesi ve uygulanması konusunda eğitim verecekler.
Biz Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, üniversite yönetimine ve Tıp
Eğitimi ve Bilişimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Melih Elçin’e öğretmenlerimize bu imkânı sağladığı için çok teşekkür ederiz.
Ü
niversitemizde ilk defa Tıp Fakültesinde görevli öğretim üyelerine
yönelik öğretim programları kapsamında inovasyon ve öğretim teknikleri gibi konularda çalışma yapılması amacıyla Tıp Eğitim Merkezi açıldı. Tıp eğitiminin uluslararası standartlara uygun olması, uzman hazırlama ve tıp eğitimini geliştirmesi için de Tıp Fakültesinden sekiz öğretim
üyesi olarak Mütevelli Heyetin oluru ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Merkezinde bilgi-görgü arttırma amaçlı kursa katıldık. Kursa Hacettepe Üniversitesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Bölüm Başkanı Melih
ELÇİN başkanlığında uzmanlar eşlik etti. Bu bilgi –görgü arttırma kapsamında, öğretim programları ve öğretim kurslarını düzenleme, öğrenim
sürecinin olumlu atmosferi, öğretim yöntem ve teknikleri, dersin düzenlenmesi, geri bildirim, ölçme ve değerlendirme prensipleri, öğrenim değerlendirme, eğitim değerlendirme, beceri değerlendirme,ilişkileri değerlendirme, öğrencilerin becerilerini geliştirmede kullanılan yöntemler,
mesleki tecrübeleri öğretme, tıp eğitiminde teknolojiler, elektronik portfolyo oluşturma ve kullanımı, öğretim simülasyonu yöntemleri, kanıta dayalı tıp ilkeleri gibi konularda eğitim gördük.
Doç. Dr.
Kümisay BABAYEVA
Tıp Fakültesi Poliklinik Tedavi ve
Özel Klinik Bilimi Bölüm Başkanı
Böyle bir kursa katılma imkânı veren Mütevelli Heyet Başkanı Prof.
Dr. Osman HORATA ve Üniversite yönetimine şükranlarımızı bildirip,
ayrıca Hacettepe Üniversitesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Bölüm Başkanı
Melih ELÇİN’e ve bütün çalışan ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
AYHABER 37
GÖRÜŞLER
Neler dediler?
Tıp Fakültesi öğretim görevlileri kurs programının katkılarını AYHABER ile paylaştı:
S
eminere katıldığım için çok memnunum. Bu seminer toplumsal
amaçlı düzenlenmiş olup, bazı özellikleri ile öne çıkmıştır. Yani,
dinleyicilerin istekleri üzerinde gruplar oluşturarak ortak amaç ve hedefler çerçevesinde çalışmalar yürütülmüştür. Çalışmalar, bireysel, ikili
gruplar, birkaç kişilik gruplar ve toplu şekilde yapılmıştır. Uzmanlar tarafından çalışma analizi, grup çalışmalarının öğretmen tarafından değerlendirilmesi ve öz değerlendirmeler yapılmıştır.
Seminer organizasyonu çok güzeldi. Tıp Fakültesinin öğretim üyeleri ile tanıştığımız günden, sertifikalarımızı aldığımız son güne kadar tüm öğretim süreci boyunca pozitif bir ortam yaratıldı. Dersler en üst seviyede düzenlenmişti ve çeşitli interaktif metotlar kulPerizat KALMENOVA
lanıldı (küçük gruplarla çalışmalar, tartışmalar, yuvarlak masa göTıbbi Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı
rüşmeleri, 6 şapka metodu). Tüm öğretmenler derslerini eğlenceli şekilde, çeşitli egzersizlerle (dersin amacına göre zihinsel, fiziksel) zenginleştirdiler, dolayısıyla bu metotlar dersleri anlama açısından çok faydalı oldu. Seminer Türkçe ve İngilizce yapıldığı için, seminer sonunda iki dilde de çalışma alanlarımızla ilgili test ve pratik üzerinden puanlama yapıldı. Bu da dil bilgimizi geliştirme açısından yardımcı oldu.
Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin yönetimine ve Tıp Eğitim
Merkezinin Başkanı Janar Şalkharova’ya destekleri ve seminer organizasyonu için teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
M
ütevelli Heyet Başkanı ve Üniversite yönetiminin aldığı karar neticesinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi
Janar ŞALKHAROVA’nın öncülüğünde başlatılan Hacettepe Üniversitesi Tıp Eğitimi ve Bilişimi Merkezinde modern çağa uygun tıp eğitimi ile ilgili becerilerimizi geliştirdik.
Bilgi-görgü artırma kursunda; öğretim programları ve öğretim kurslarını
düzenleme, öğretim sürecinin olumlu atmosferi, öğretim yöntem ve teknikleri, geri bildirim, ölçme ve değerlendirme genel prensipleri, öğrenim
değerlendirme, becerileri değerlendirme, ilişkileri değerlendirme, öğrencilerin becerilerini geliştirmede kullanılan yöntemler, meslekî tecrübeleri
aktarma, tıp eğitiminde kullanılan teknolojiler, elektronik portfolyo oluşUgıljan TATIKAYEVA
turma ve kullanımı, öğretim simülasyonu yöntemleri, kanıta dayalı tıp il- Tıp Fakültesi Genel Cerrahi
Bölümü
keleri gibi konulara geniş yer verildi.
Bu imkândan faydalanabildiğim için başta Mütevelli Heyet Başkanı
ve Üniversite yöneticilerine olmak üzere Hacettepe Üniversitesi Tıp
Eğitimi ve Bilişimi Bölüm Başkanı Melih ELÇİN’e, Ece ABAY’a, Sevgi DOĞAN’a, Orhan ODABAŞI ve bütün çalışanlara teşekkürlerimi
sunuyorum.
38 AYHABER
ETKİNLİK
Türk Dünyası Âşıkları Türkistan’da buluştu
Түркі дүниесінің халық ақындары Түркістанда бас қосты
Korkut Ata geleneğinin Türk
Dünyası’ndaki yansımaları 13 farklı
ülkeden gelen âşıkların sazından,
kopuzundan, dilinden dinleyenlere
ulaştı.
4.
Türk Dünyası Âşıklar Şöleni’ne Ahmet Yesevi Üniversitesi ev sahipliği yaptı.
Şölene Türk Coğrafyasının 13 ülkesinden 35 ozan
ve araştırmacı katıldı.
Ahmet Yesevi Üniversitesi daha önce Atatürk
Üniversitesinde yapılan “Türk Dünyası Âşıklar
Şöleni”nin dördüncüsüne ev sahipliği yaptı. 4.Türk
Dünyası Âşıklar Şöleni 3-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında Türkistan’da gerçekleştirildi.
Şölende Türk Dünyası'nın dört bir köşesinden Korkut Ata geleneğinin temsilcileri bir araya geldi. Şölene Kazakistan, Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, İran, Gürcistan, Özbekistan,
Karakalpakistan, Uygur, Kaşkay, Yakut (Saha) ve
Altay’dan âşıklar ve araştırmacılar katıldı.
Şölen 3 Mayısta Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezindeki programla başladı. Şölenin düzenleyicisi olarak konukları karşılayan Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bahadır Gücüyeter, ilk üç
şölenin Atatürk Üniversitesinde yapıldığını hatırlattı ve “dördüncü şöleni Türk Dünyası’nın kalbi olan
Türkistan’da düzenlemekten büyük mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. Şölenin açılış konuşması-
Қорқыт Ата дәстүрінің түркі
дүниесіндегі мұралары 13 түрлі елден
келген ақындардың сазымен, кобызымен, орындаушылық өнерімен паш
етілді.
О
сыдан
бұрын
Эрзурум
Ататүрік
университетінде өткізілген «Түркі дүниесі
халық ақындары мейрамының» төртіншісі Ахмет Ясауи университетінде ұйымдастырылды.
4. Түркі дүниесі халық ақындары кездесуі 3-5
мамыр 2013 жылы аралығында Түркістанда
өткізілді.
Мейрамда түркі дүниесінің төрт түкпірінен келген Қорқыт Ата дәстүрінің өкілдері бас қосты.
Жиынға Қазақстан, Түркия, Әзірбайжан,
Қырғызстан, Түрікменстан, Иран, Грузия,
Өзбекстан, Қарақалпақстан, Ұйғыр, Кашқай,
Якут (Саха) және Алтайдан ғалым мен ақынжыраулар қатысты.
Мейрам 3 мамыр күні Ахмет Ясауи
университетінің
Мәдениет
сарайындағы
бағдарламамен
бастады.
Мейрамның
ұйымдастырушысы ретінде қонақтарды қарсы
алған Ахмет Ясауи университеті Түрік тілі
және әдебиеті кафедрасының оқытушысы доцент қ.а., доктор Бахадыр Гүжүйетер алғашқы
үш кездесудің Ататүрік университетінде
өткізілгенін еске сала отырып, «төртінші
мейрамның түркі дүниесінің жүрегі болып табылатын Түркістанда ұйымдастырылуы үлкен
қуанышка бөлегенін» білдірді. Жиынның ашылу баяндамасын Ахмет Ясауи университетінің
ректоры, профессор доктор Лесбек Таши-
AYHABER 39
ETKİNLİK
мов жасады. Қонақтармен амандасқан Ташимов осы сияқты іс-шаралар түркі дүниесі
халықтарының бір бірін тану үшін өте
маңызды екенін айтты.
nı ise Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Lesbek Taşimov yaptı. Konukları selamlayan Taşimov, bu tür faaliyetlerin Türk dünyasındaki fertlerin
birbirini tanıması için çok önemli olduğunu söyledi
Sonrasında söz alan Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural ise, âşıkları
“gönül adamları” olarak tanımladı ve onların halkın
duygularına tercüman olduklarını söyledi. Şölenin
konukları arasında yer alan YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlyas Doğan da, âşıklık geleneğinin Türk kültürünün en belirgin özelliklerinden biri
olduğunu ve bu geleneğin yaşatılmasının önemini vurguladı. Programa Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ı temsilen katılan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samih Diyarbakır, böyle bir
programa katılmaktan dolayı çok mutlu olduğunu
söyledi.
Protokol konuşmalarının ardından mikrofona gelen 4. Türk Dünyası Âşıklar Şöleni projesinin yürütücüsü Prof. Dr. Ali Kafkasyalı, Türk dünyasının ortak değerlerinden biri olan ozanların Türkistan’da
bir araya gelmesinin son derece önemli olduğunu belirterek projeye destek veren herkese teşekkür etti.
Katılımcı ülke temsilcileri de duygu ve düşüncelerini dile getirdikten sonra sahneyi asıl sahipleri olan
âşıklara bıraktılar. Geleneksel kıyafetleriyle sahne
alan âşıklar şiir ve türküleriyle Türk Dünyası’nı selamladı. Âşıklar iki gün süren şölen boyunca izleyicilere ülkelerinin âşıklık geleneğine ait en önemli örnekleri sundular.
İlk selamlama türküsü Âşık Fuat Çerkezoğlu, Âşık
Kul Nuri (Nurettin Türkân) ve Âşık Günay Yıldız tarafından seslendirildi. Türkiye’den gelen âşıkların
selamlamasının ardından ünlü Kazak âşığı Bekarıs Şoybekov dombra eşliğinde okuduğu bir şiirle seyircilere “hoş geldiniz” dedi. Şoybekov’un ardından sahneye Kazak ozanlık geleneğinin en
40 AYHABER
Одан кейін сөз алған Ахмет Ясауи
университетінің ректор өкілі, профессор доктор Салих Айнұрал болса, халық ақындарын
«көңіл адамдары» деп атай отырып, олар
халық сезімдерінің аудармашылары деп айтты. Мейрам қатысушыларынан ЖБК (Жоғары
Білім Кеңесі) Бақылау кеңесі төрағасы профессор доктор Ильяс Доған суырыпсалма дәстүрінің түркі мәдениетінің ең айқын
ерекшеліктерінен бірі болғанын және осы
дәстүрді жалғастырудың маңызын баса айтты. Осы бағдарламаға Ататүрік университеті
ректоры профессор доктор Хикмет Кочак атынан қатысқан проректор, профессор доктор
Самих Диярбакыр осындай бағдарламаға
қатысуы оны үлкен қуанышқа бөлегенін
білдірді.
Ресми баяндамалардан кейін микрофонды алған 4. Түркі дүниесі халық ақындары
жобасының жүргізушісі, профессор доктор Али Кафкасьялы түркі дүниесінің
ортақ құндылықтарының бірі болған халық
ақындарының Түркістанда бас қосуы үлкен
маңызға ие екендігіне тоқтала отырып, жобаға
қолдау көрсеткендерге алғысын білдірді.
Қатысушы ел өкілдері де өздерінің куаныштары мен ой-пікірлерін білдіргеннен кейін
сахнаға мейрамның нағыз иелері – халық
ақындары шықты. Дәстүрлі киіммен сахнаға
шыққан ақындар өлең-әндерін түркі дүниесіне
арнады. Ақындар мейрамның екі күні бойынша көрермендерді елдеріндегі халық ақындық
өнерінің маңызды туындыларымен таныстырды.
Алғашқы арнау әнін ақын Фуат Черкезоғлу,
ақын Кұл Нұри (Нұреттин Түркан) және ақын
Гүнай Йылдыз орындады. Түркиядан келген
ақындардан кейін атақты қазақ ақыны Бекарыс Шойбеков домбырамен орындаған арнау
өлеңімен көрермендерге «қош келдіңіз» деді.
Шойбековтан кейін сахнаға қазақ суырыпсалма дәстүрінің ең маңызды өкілдерінің бірі
Әселхан Қалыбекова, Денизлиден келген Нихат Сөнмез, ақындар жиынына Грузиядан келген осы мейрамның ақсақалы 85 жастағы ақын
Асдан Көсалы, түрікмен ақындар Қамаладдин
Эсфаханиан және Абдуллах Панг, ирандық
қазақтардан Абдулгафүр Газзаг шықты.
Әзірбайжаннан келген ақындардан кейін
Орталық Азияға сүрілген ақындардың өкілі
ретінде мейрамға қатысқан ақын Гүләлі
Гочаоғлу және балабанмен өлең орындаған
Мұхаммет Бечет дәстүрлі өнердің туын-
ETKİNLİK
önemli temsilcilerinden biri olan Aselhan Kalıbekova, Denizlili ozan Nihat Sönmez, Âşıklar Şöleni’ne
Gürcistan’dan katılan şölenin aksakalı 85 yaşındaki Âşık Asdan Kösalı, Türkmen âşıklar Kamaladdin
Esfahaniyan ve Abdullah Pang, İran Kazaklarından
Abdulgafur Ghazzagh çıktı.
Azerbaycanlı âşıkların sonrasında ise Orta Asya’ya
sürgün edilen âşıkları temsilen şölene katılan Âşık Gülali Goçalioğlu ve ona balabanla eşlik eden Muhammet Beçet âşıklık sanatının örneklerini sergilediler. Programda daha sonra sırasıyla Altay Cumhuriyeti’nden Sarımay Urçimayev Altay Türklerinin geleneksel müziklerinden örneklerle; Uygur Türklerini temsilen Abdüreşid Muhamedov okuduğu muğamlarla; Karakalpakistanlı âşık Ajiniyaz Abibullayev söylediği türküyle;
Saha Cumhuriyeti’nden Galina Fedorova ve Elena
Mohnaçevskaya Türk müziğinin en eski motiflerini içeren repertuarlarıyla yer aldı. Hava Müzik Grubu Kaşkay Türklerinin selamını izleyicilere iletirken
Ersalan Mirzaî “Türkek Kaşkayiyek” şiiriyle beğeni topladı.
Açılış programının son bölümünde ise âşıkların
atışması izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Âşıklık geleneğinin en fazla ilgi gören türü olan atışmanın örneğini Kırgız Maksat Kuluev ile Kazak Marjan Esjanova sergiledi.
Açılışın ardından katılımcılar Otrar’daki Arslan
Baba Türbesi ve Farabi Ruhaniyyat Müzesi’ni ziyaret ettiler.
Türk Dünyası Âşıklar Şöleni’nin ikinci gününde ise
ilk durak Hoca Ahmet Yesevi Türbesi oldu. Sonrasında Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezi büyük salonda konser programı gerçekleştirildi. Program, Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural’ın
дыларын орындады. Бағдарламаны Алтай Республикасынан келген Сарымай Урчимаев алтайлықтардың дәстүрлі музыка туындыларымен, ұйғырлардың өкілі Абдурешид Мұхамедов оқыған мұғамдармен,
Қарақалпақстаннан келген ақын Ажинияз Абибуллаев орындаған әнімен, Саха Республикасынан Галина Федорова және Елена Мохначевская түрік музыкасының ең
ескі мотивтерінен құралған репертуарымен жалғастырды. «Хава» музыкалық тобы
кашкай түріктерінің сәлемін көрермендерге
жеткізді, Эрсалан Мирзаинің орындауындағы
«Түркек Кашкаийек» өлеңі көпшіліктің
алғысын жинады.
Programa
katılan folklor
araştırmacıları
da Âşıklık
geleneği üzerine
değerlendirmelerde
bulundu.
Бағдарламаға
қатысқан
фольклор
зерттеушілері
де ақындық
дәстүрді
талдады.
Ашылу салтанатының соңғы бөлімінде болса
ақындардың айтысы көрермендерді шаттыққа
бөледі. Суырыпсалма өнерінің ең көп өзіне
назар аударатын айтысқа қырғызстандық
Мақсат Кулуев пен қазақстандық Маржан Есжанова қатысты.
AYHABER 41
ETKİNLİK
Açılış
programının
son bölümünde
âşıkların
atışması
izleyicilere keyifli
anlar yaşattı.
YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlyas
Doğan ve Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Samih Diyarbakır’a Çapan giydirdiği renkli görüntülerle başladı. Âşıklar, şölenin ikinci günü
için hazırladıkları eserleri izleyicilerinin beğenisine sundu. Konserde ilk olarak Kaşkay Türklerinin “Hava Müzik Grubu” sahne aldı. Damon
Şeşbölük’ün
Kaşkay Türklerinin müzik
geleneği ile ilgili verdiği bilgilerden sonra
“Hava” grubu
üç parça seslendirdi. Kaşkayların ardından sahneye çıkan Uygur Tiyatrosu Mugamcısı
Abdüreşid Muhamedov Uygur âşık
sanatından örnekler sunarken Kazak âşıklık geleneğinin genç temsilcisi Arman Şuğayıb dombrasıyla
geleneksel Kazak şiirinden örnekler ortaya koydu.
Kırgız
Manasçı
Samat
Köçörbayev’in
Manas
Destanı’ndan bir bölüm de okuduğu konser programında dütar sanatçısı Abdullah Pang ve
kabak kemane sanatçısı Kamaladdin Esfahaniyan Türkmen halk müziğinden örnek-
42 AYHABER
Ашылу
салтанатынан
кейін
қонақтар
Отырардағы Арыстанбаб кесенесі мен Фараби Руханият мұражайын зиярат етті.
Түркі дүниесі ақындар мейрамының екінші
күнінде ең алдымен Қожа Ахмет Ясауи
кесеенесі зиярат етілді. Кейін Ахмет Ясауи университеті Мәдениет орталығының
үлкен залында концерт бағдарламасы
ұйымдастырылды. Бағдарлама ректор өкілі,
профессор доктор Салих Айнұралдың ЖБК
Бақылау кеңесі төрағасы, профессор доктор Ильяс Доған мен Ататүрік университеті
проректоры, профессор доктор Самих
Диярбакырға шапан кидірумен басталды. Ақындар мейрамның екінші күні үшін
дайындаған туындыларымен көрерменнің
алғысын алды. Концертте ең алдымен кашкай
түріктерінің «Хава» музыкалық тобы сахнаға
шықты. Дамон Шешбөлүк кашкай түріктерінің
музыкалық дәстүрі туралы мәлімет бергеннен кейін «Хава» тобы үш ән орындады. Кашкайлардан кейін сахнаға шыққан ұйғыр театр
қайраткері, мұғам орындаушысы Абдурешид
Мұхамедов ұйғыр суырыпсалма өнерінің туындыларын орындады, қазақ суырыпсалма
өнерінің жас өкілі Арман Шуғайып домбырамен дәстүрлі қазақ өлеңдерін орындады.
Қырғыз
Манас
орындаушысы
Самат
Көчөрбаев Манас дастанынан үзінді оқыды,
дутармен орындаушы Абдуллах Панг және
кабак кемане орындаушысы Камаладдин
Эсфаханиан түрікмен халық музыкасының
үлгілерін ұсынды. Мейрамға Карстан
қатысқан ақын Гүнай Йылдыз орындаған бір
өлең және бір әнмен көрерменді шаттыққа
ETKİNLİK
ler sundu. Şölene Kars’tan katılan Âşık Günay Yıldız bir şiir ve bir türkü ile dinleyicileri coşturdu. Sarımay Urçimayev geleneksel Altay çalgıları ile sergilediği performans ile izleyicilerden büyük beğeni
topladı. Programa Saha (Yakut) Cumhuriyeti’nden
katılan Galina Fedorova ve Elena Mohnaçevskaya geleneksel müziklerinden örnekler sundular ve
üniversitemizde öğrenim gören Yakut öğrenciler
de Osyohay/semah dansı ile sanatçılara eşlik ettiler. Şölene Gümüşhane’den katılan Âşık Kul Nuri
(Nurettin Türkân) Türk âşıklık geleneğinden örnekler sundu.
Şölene Denizli’den katılan Ozan Nihat Türkistan’da
bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ve
4. Türk Dünyası Âşıklar Şöleni’nin yapıldığı yer ve
içeriği itibariyle bugüne kadar katıldığı en anlamlı program olduğunu söyledi. Ozan Nihat’ın ardından sahneye çıkan Tebriz Âşık mektebinin temsilcisi Yedullah Şekibî İran’daki âşıklık geleneğinden
örnekler sundu.
бөледі. Сарымай Урчимаев дәстүрлі алтай аспаптарымен орындаған туындысымен
көпшілікті таң қалдырды. Бағдарламаға Саха
(Якутия) Республикасынан келген Галина Федорова және Елена Мохначевская дәстүрлі
музыкалық туындыларын орындаған кезде университетімізде білім алып жатқан
якутиялық студенттер Осёхай/семах биін
орындады.
Мейрамға
Гүмүшханеден
қатысқан ақын Кұл Нұри (Нұреттин Түркан)
түрік ақындық дәстүрі туындыларын ұсынды.
Ашылу
салтанатының
соңғы
бөліміндегі
ақындардың
айтысы
көрермендерді
шаттыққа бөледі.
Мейрамға Денизлиден келген жырау Нихат Түркістанға келуі оны үлкен қуанышқа
бөлегенін айта отырып, 4-ші түркі дүниесі
ақындар мейрамының ұйымдастырылған
орны мен мазмұны осы күнге дейін қатысқан
жиындардың ішінде ең маңыздысы деп
бағалады. Жырау Нихаттан кейін сахнаға
шыққан Тебриз ақын мектебінің өкілі Едуллах
Шекиби Ирандағы ақындық өнерін көрсетті.
Konser programının finalinde Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Dostluk Dans
Grubu’nun gösterisi yer aldı. Büyük beğeni toplayan dans gösterisi sonrasında katılımcılara çeşitli hediyeler verildi.
Концерт
бағдарламасының
қорытынды
бөлімінде
Ахмет
Ясауи
университеті
студенттерінен құралған Достық би тобы
сахнаға шықты. Көпшіліктің алғысын жинаған
би көрсетілімінен кейін қатысушыларға
сыйлвқтар табыс етілді.
4. Türk Dünyası Âşıklar Şöleni katılımcılar için Sirderya nehri kenarında düzenlenen piknikle son
buldu.
4-ші түркі дүниесі ақындар мейрамы
қатысушылар үшін Сырдария бойында
ұйымдастырылған пикникпен аяқталды.
AYHABER 43
TOPLANTI
Avrasya Araştırma Enstitüsü Türkiye-Kazakistan
ilişkilerinin ekonomik boyutunu uzmanlarıyla tartıştı
Avrasya
Araştırma
Enstitüsü
TürkiyeKazakistan
ilişkilerini çok
boyutlu olarak
ele almayı
hedeflediği seri
toplantıların
ikincisini
gerçekleştirdi.
T
ürk Dili konuşan Devlet ve Topluluklar arasındaki ilişkileri çok yönlü olarak araştırmak
ve geliştirmek için kurulan Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü çalışmalarına hız verdi. Enstitü ikinci toplantısının gündemine de Türkiye-Kazakistan Ekonomik ilişkilerini aldı. Toplantı Kazakistan Türkiye İşadamları Derneği’nin (KATİAD) ev sahipliğinde 30 Ocak
2013 tarihinde gerçekleştirildi.
Toplantıya, Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İlhami Vural, Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Murat Çemrek,
KATİAD Genel Sekreteri Ömer Yalçınkaya, Almatı Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeleri Derviş Ender
Öztürk ve Osman Elgün, Türk Standartları Enstitüsü Kazakistan Temsilcisi Rasim Yılmaz, AlFarabi Kazak Milli Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyeleri Dauren Asharov ve Satpaeva Zayra ve Avrasya Araştırma Enstitüsü uzmanları Akmaral Kıyalhan ve Daniyar Kosnazarov katıldılar.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Murat Çemrek,
Aralıkta yapılan toplantıya atıfta bulunarak ikinci toplantının da birincisinin ekonomik çerçevede devamı olduğunu ve bu tematik toplantılar serisinin kültür, eğitim ve turizm başlıklarıyla süreceğini belirtti. Çemrek, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in Ekim 2012’de gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinde iki ülke arasındaki ticaret hacmini on milyar dolara taşıyacak çeşitli anlaşmalar imzalandığının altını çizdi. Bu anlaşmalarla Kazakistan’da Kazak-Türk Sanayi Bölgeleri
kurulmasının önünün açıldığını vurgulayan Çemrek, “Bu yuvarlak masa toplantılarında amacımız;
44 AYHABER
akademik, diplomatik ve iş dünyası çevrelerinin
bugüne kadar ki tecrübelerini değerlendirirken
geleceğe dair de bir projeksiyon tutmak” şeklinde konuştu.
Almatı Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Derviş
Ender Öztürk, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin, ithalat, ihracat, karşılıklı doğrudan ve dolaylı
yatırımlar ve iki ülkenin başka ülkelerde ortak yatırımları bağlamında değerlendirilebileceğini belirtirken ortak yatırımların uluslararası anlaşmalar ve
karşılıklı toplantılar eşliğinde hızlı bir şekilde yürütüldüğünü de sözlerine ekledi.
KATİAD Genel Sekreteri Ömer Yalçınkaya ise,
Türkiye firmalarının Kazakistan’ın bağımsızlık sonrası süreçte yeniden yapılanması ve kalkınmasında ticaretin ötesinde know-how transferiyle de
üretim, hizmet ve bankacılık sektörlerinde önemli
bir misyonu gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. İlhami Vural, Türkiyeli iş adamlarının
Kazakistan’a gelirken yabancı bir ülkeye gelmediklerini, dini, dili ve kültürel değerleri ortak atayurta geldiklerini vurguladı. İki ülkenin ekonomisinin güçlenmesine paralel olarak ilişkilerinin de
güçlendiğini belirten Vural, bürokrasinin azaltılması, yolsuzluğun önlenmesi ve zihniyet değişimi için atılan olumlu adımlarla ilişkilerin her alanda
daha da ivme kazanacağını ifade etti.
Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Dauren Asharov ise
Türk sermayesinin özellikle ticaret, inşaat ve telekomünikasyon sektörlerinde kendini gösterdiğini ve tecrübelerini Kazakistan’a taşımalarının ülke
için büyük bir kazanç olduğunu söyledi.
ETKİNLİK
Ahıska Türkleri: Bir Sürgün Hikâyesi
Sürgünün 69. yılında Ahıska Türkleri için yoğun olarak yaşadıkları
Türkistan’da özel bir etkinlik düzenlendi.
S
ayıları yetmiş bin civarında olan ve yaklaşık yetmiş yıldır sürgünde yaşayan Ahıska
Türkleri için 30 Mart 2013 tarihinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezinde, ‘Siyasete
Karşı Kültürün Simgesi: Ahıska Türkleri” konulu
bir etkinlik gerçekleştirildi.
Programa Üniversitemiz öğrencilerinin yanı sıra,
Çimkent, Tülkibas, Almatı ve Türkistan’da yaşayan Ahıska Türkleri katıldı. Konuklar arasında yer
alan sürgünün son tanıkları ve sürgünde doğup
büyüyen Ahıskalılar programı büyük bir coşkuyla takip etti.
Programa katılan YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlyas Doğan, sürgündeki hemşerilerini bir çatı altında toplayan Ali Kafkasyalı’ya bu hizmetinden dolayı teşekkür ederek, Dünya Ahıska
Türkleri Birliği İkinci Başkanlığı görevini yürüttüğünü ve bu görevden dolayı büyük gurur duyduğunu ifade etti. Güney Kazakistan Ahıska Türklerinin Başkanı Latifşah Asanov, Ahıska Türkleri için
böyle bir programın ilk defa yapıldığını belirterek,
iki kardeş ülke Türkiye ve Kazakistan’ın ortak üniversitesinin çatısı altında böyle bir programın yapılmış olmasının mutluluk verici olduğunu söyledi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Savaş Kafkasyalı, Ahıska Türklerinin sürgününün tarihî seyri ve arka planı ile ilgili bilgiler verdi ve Ahıska Türklerinin tam anlamıyla siyasete karşı kültürleriyle direnen bir topluluk olduğunu dile getirdi.
yev, Âşık Kaldıbey Karayev, Âşık Dursun Kahramanov, Âşık Kuzenbey Ahmedov, Âşık Halit Karayev âşıklık geleneğinden örnekler sundular.
Araştırmacı yazarlar İbrahim Türkî ve Sedir Hasanov, Ahıska Türklerinin güncel durumları ile ilgili
bilgiler verdiler. Prof. Dr. Ali Kafkasyalı, Türk âşıklık
geleneğinin yüzlerce yıldır varlığını devam ettirdiğini söyleyerek, “Nerede Türk varsa orada âşık;
nerede âşık varsa orada da Türk vardır.” dedi.
Kazakistan’daki Ahıska Türklerinin içinden yetişen âşıkların da sürgündeki bir geleneğin temsilcileri olduklarını belirtti.
Sürgünün
tanıkları ile
sürgünde
doğup
büyüyenler
programın
onur
konuklarıydı.
Programın ardından, Türkistan şehrindeki Ahıskalılar mahallesinde hazırlattırılan yemeğe gidildi.
İki yüze yakın davetliye yemek verildi. Burada da
âşıklar çalıp söylediler.
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde de misafirler
onuruna bir yemek tertip edildi. Yemeğe Üniversitemiz yöneticileri ve öğretim görevlileri katıldı. Yemekte Güney Kazakistan Ahıska Türkleri Başkanı Latifşah Asanov, teşekkürlerinin bir ifadesi olarak Rektör Lesbek Taşimov, Filoloji Fakültesi Dekanı Rima Tavkebayeva ve İlyas Doğan’a birer altın işlemeli kalem hediye etti. Rektör Lesbek Taşimov da İlyas Doğan ve Latifşah Asanov’a çapan
(kaftan) giydirerek hediyeler sundu.
Konuşmaların ardından, Çimkent’teki Ahıska
Türklerinin kurduğu Ata-Baba-Oğul (ABO) Müzik
topluluğu mini bir konser verdi. Âşık Mevlüd Ehmedov, Âşık Gülali Goçalioğlu, Âşık Şair Kâmal
Karaev, Âşık Mamed Mürseloğlu, Âşık Beçet Ali-
AYHABER 45
ZİYARET
Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata’nın
Türkistan gezisi
A
46 AYHABER
hmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet
Başkanı Prof. Dr. Osman Horata düzenli Türkistan ziyaretlerinden birini daha gerçekleştirdi. Mütevelli Heyet üyesi Prof. Dr. Muhittin
Şimşek’in de katıldığı ziyaret 03-11 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Ziyaretinin ilk gününde Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Lesbek Taşimov ve Rektör Vekili Prof. Dr.
Salih Aynural ile bir araya gelen Horata üniversitedeki son gelişmelerle ilgili bir toplantı yaptı.
öğrenci kontenjanlarının Kazakistanlı öğrencilere dağıtımı programına da katıldı.
Ziyaretin ikinci gününde yine Rektör ve Rektör
yardımcılarının katılımıyla yapılan toplantının gündeminde ise, akademik ve idari konular yer aldı.
Mütevelli Heyet Başkanı Horata aynı gün Türkiyeli idari personelle bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Toplantıda ayrıca Üniversite yerleşkesinde inşası devam eden ve yapımı
planlanan inşaat faaliyetlerinin ihale süreçleri hususunda Mütevelli Heyet Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürü Gökşad Özkaynar tarafından bir
sunum yapıldı. Mütevelli Heyet Başkanımız Prof.
Dr. Osman Horata, aynı gün Kültür Merkezi büyük salonda düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti
09 Şubat tarihinde Türkoloji Kongresi ve Âşıklar
Sempozyumu Düzenleme Kurulları ile görüşerek
ayrıntılı bilgi alan Prof. Dr. Osman Horata, aynı
günün akşamında Yesi Otelde Türkiyeli personel ve Kazakistanlı yöneticilerle bir yemekte biraraya geldi.
06 Şubat günü ise Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İlhami Vural,
Öğrenci İşleri Müdürü ile Fakülte ve Bölümler hakkında bir görüşme gerçekleştirdi. 07 Şubat tarihinde
Üniversite Yönetim Kuruluna katılan Horata, Türkiyeli
akademik personelle bir kez daha bir araya gelerek
çalışmaları ve talepleri hakkında bilgi aldı.
Ziyareti sırasında sık sık makamında öğretim
görevlileri ve öğrencileri de kabul eden Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata Üniversite öğrenci temsilcileriyle toplantı gerçekleştirerek öğrencilerinin istek ve sorunlarını dinledi. Öğrenciler, sıcak bir atmosferde geçen toplantıdan
duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
HABER
Bir kitaba sığdırılan 20 yıl
Türkiye-Kazakistan İlişkilerinin 20 yılı kitap hâline getirildi
K
azakistan Büyükelçiliği tarafından basımı
yapılan “Kazakistan-Türkiye: Dostluk ile
İşbirliğinin 20 Yılı” adlı kitabın tanıtım toplantısı Türk Dünyası çalışmalarıyla ön plana çıkan
isimleri bir araya getirdi. Kazakistan’ın Ankara
Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev’in
ev sahipliğinde Milli Kütüphanede gerçekleştirilen toplantıya Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata
ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi
Prof. Dr. Mustafa İsen de konuşmacı olarak katıldılar. 12 Mart 2013 tarihinde yapılan toplantıda Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin 20 yılda geçirdiği evreler masaya yatırıldı.
Konuşmasında ilişkileri siyasi, ekonomik ve diplomatik temelde ele alan kitabın gelecek nesillere
bırakılmış kalıcı bir eser olduğunu söyleyen Mütevelli Heyet Başkanımız Prof. Dr. Osman Horata ilişkilerin sosyal ve kültürel boyutunda ise Ahmet Yesevi Üniversitesinin katkılarına işaret etti.
Üniversite’nin bu kapsamda çeşitli eserler ortaya koyduğunu söyleyen Horata “Bağımsızlıklarının 20. Yılında Türk Cumhuriyetleri: Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan” konulu toplantının yapıldığını ve bu toplantının bildiri ve konuşmalarının 2012’de; dünya jeopolitiğinde Orta Asya politikalarını ele alan
dokuz raporun ise 2011’de yayımlandığını hatırlattı. Horata, aynı amaçla Atatürk Kültür Merkezi tarafından hayata geçirilen “Avrasya’da Yeniden Çizilen Sınırlar ve İnşa Edilen Kimlikler” adlı
projenin de geçen yıl dört cilt olarak yayımlandığını kaydetti.
Tarihin sarkacının bir kez daha Türklerin yaşadığı topraklara doğru hareket etmeye başladığını söyleyen Horata, gelecek asırların Türkiye ve
Türk devletlerinin içinde bulunduğu bir coğrafyada çizileceğini söyledi. Horata, bağımsızlık sonrası büyük sıkıntılar yaşayan Kazakistan’ın 20 yılda Orta Asya’nın parlayan yıldızı hâline gelmesinin en önemli unsurlarını “eğitime yapılan yatırım
ve Nursultan Nazarbayev gibi dirayetli ve vizyon
sahibi bir lider” olarak sıraladı.
20 yılda Türk Devletleri arasındaki ilişkiler açısından dönüm noktasının 2009 yılında gerçekleştirilen Nahçıvan Zirvesinde “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi)’ nin kurulması olduğunu belirten Prof. Dr. Osman Horata, bu süreçte kilit rolü Türkiye ve Kazakistan’ın
oynadığını da sözlerine ekledi. Horata, sözlerinin
sonunda Kazakistan’ın geçen zamanda ortaya
koyduğu gelişimin Orta Asya Türklüğü için de bir
umut ışığı olduğunu vurguladı.
Üniversitemiz
Mütevelli Heyet
Başkanı Prof. Dr.
Osman Horata
ve Mütevelli
Heyet Üyesi
Prof. Dr. Mustafa
İsen, toplantıda
TürkiyeKazakistan
ilişkilerinin geride
kalan 20 yılına
ilişkin görüşlerini
paylaştılar.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof.
Dr. Mustafa İsen ise konuşmasında ikili ilişkilerin
gelişerek ve çeşitlenerek sürdüğüne işaret etti.
İsen, Türk-Kazak dostluğunun sonsuza dek devam edeceğine inancını dile getirdi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi eski Mütevelli Heyet
Başkanı Namık Kemal Zeybek, ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye-Kazakistan Dostluk
Grubu Başkanı Haluk İpek’in de katıldığı toplantıda Türkiye ve Kazakistan’ın dost ve kardeş ülkeler olmasının yanı sıra stratejik ortak olduğunun da altı çizildi.
AYHABER 47
EĞİTİM
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencilerinin
mezuniyet heyecanı
Ahmet Yesevi Üniversitesi 2013 mezunları kep giydi
Ü
niversitemiz 2012-2013 yılı mezuniyet töreni 24 Mayısta Kültür Merkezi büyük salonda gerçekleştirildi.
2012-2013
mezunları
mutlulukla
hüznü
bir arada
yaşadı.
Törene, öğrenciler, Üniversitemiz yönetimi, öğretim üyeleri ve çalışanlarının yanı sıra mezun
olan öğrencilerin yakınları da katıldı. Yesevi mezunları diplomalarını Mütevelli Heyet Başkanı
Prof.Dr. Osman Horata, Mütevelli Heyet üyeleri
ve Ahmet Yesevi Üniversitesi yöneticilerinin elinden aldı.
Törende ilk olarak sahneye kızıl diploma almaya
hak kazanan üstün başarılı öğrenciler çıktı. Üstün başarılı öğrencilere diplomalarını veren Mü-
48 AYHABER
tevelli Heyet Başkanımız Prof. Dr. Osman Horata, öğrencilere mezuniyet sonrasında da başarılar diledi. Mütevelli Heyet üyeleri Prof. Dr. Mustafa İsen, Prof. Dr. Muhittin Şimşek, Naci Ağbal, Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural ve Mütevelli Heyet Başkanlığı İdari ve Mali İşler Koordinatörü Ahmet Şevki Zengin ile Üniversite rektör yardımcıları ve dekanlarının öğrencilere diplomalarını vermesinin ardından konser programına geçildi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri tarafından düzenlenen program büyük beğeni topladı. Müzik ve dansla süslenen diploma töreni çekilen fotoğraflarla ölümsüzleştirildi.
EĞİTİM
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri
Türkiye üniversitelerinde
Eğitimde işbirliği 2012-2013 eğitim-öğretim yılında büyüyerek devam etti.
A
hmet Yesevi Üniversitesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin önde
gelen üniversiteleri arasında imzalanan işbirliği protokolleri çerçevesinde çok sayıda öğrenci bilgi görgü arttırma, staj
ve ikinci yarıyıl eğitimi için Türkiye’ye gelmeye devam ediyor.
7 Şubat 2013’te Türkiye’ye ge- Hacettepe
2012 yılında dönem tamamlama, yüksek lisans ve doktora
eğitimlerinin yanı sıra staj, bilgi görgü arttırma eğitimleri için
200’e yakın öğrenci Türkiye’nin farklı şehirlerindeki üniversitelerde eğitim gördü. 2013 yılında da AYÜ ile Türkiye üniversiteleri arasındaki uluslararası işbirliği büyüyerek sürdü ve sadece ikinci yarıyıl eğitimlerini tamamlamak için gelen öğrenci sayısı 30’u buldu.
biri ise Malatya İnönü Üniversite- dönmeden önce
si İlahiyat bölümünde üçüncü sı- Mütevelli Heyet
Ahmet Yesevi Üniversitesi ile Hacettepe Üniversitesi arasındaki işbirliğinin çerçevesi 2013 yılında daha da genişledi ve Tıp
fakültesi dışındaki fakültelerden de öğrenciler Hacettepe Üniversitesinde yarı yıl eğitimi aldı. 13 Tıp fakültesi öğrencisinin
yanı sıra, Maliye, İktisat, Tarih ve İngiliz filolojisi bölümlerinden
birer öğrenci 2012-2013 bahar dönemi eğitimlerini Hacettepe
Üniversitesinde başarıyla tamamladılar.
len beş öğrenciden dördü Muğla Üniversitesindeki
eğitimlerini
Sıtkı Koçman Üniversitesinin İkti- tamamlayan
sat, Kimya, Biyoloji bölümlerinde, 13 Tıp öğrencisi
Kazakistan’a
nıf ikinci dönem eğitimlerini aldılar. Başkanı Prof. Dr.
Osman Horata’yı
Üniversitemiz Türk Dili ve Edebi- ziyaret etti.
yatı bölümünden dört öğrenci ise
bahar dönemini Erzurum Atatürk
Üniversitesinde bitirdiler.
Üniversitemiz Tarih ve Pedagoji
Fakültesi, Din Tanu ve Teoloji bölümlerinden 17 öğrenci ise İnönü
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde
dört haftalık eğitim almak için
Türkiye’ye geldi. Öğrenciler 13
Mayıs 2013’te başlayan eğitimlerini tamamlayarak Haziran ayının ikinci haftasında Türkiye’den
ayrıldılar.
Ayrıca, dört Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Fatih Üniversitesi Tıp
Fakültesi Bilimsel Araştırma Topluluğu tarafından düzenlenen 4.
Uluslar arası Öğrenci Kongresine
katılmak üzere 20-31 Mart 2013
tarihleri arasında Türkiye’deydi.
AYHABER 49
GÖRÜŞLER
Neler dediler?
T
ürkiye’deki hocalarımız ve arkadaşlarımız bize karşı çok samimi ve anlayışlı davrandılar. Kendimi kendi ülkemde gibi hissettim, sadece ilk zamanlarda tıbbî kelimelerin bazılarını anlayamıyordum ancak zaman geçtikçe bu sorunu da aştım. Burada iyi arkadaşlıklar ve dostluklar kurdum. Türkiye’de geçirdiğim 6 ay benim
için hayatımın en güzel zamanlarıydı. Dilerim ki bu iki ülke arasındaki anlaşma hep devam eder ve başka arkadaşlarım da bu güzellikleri yaşamasını isterim. Bana bu imkânı sağlayan bütün hocalarıma ve Üniversiteme çok teşekkür ederim.
Elmira SYZDYKOVA
AYÜ Tıp Fakültesi 4. Sınıf Öğrencisi
B
aşlangıçta insanların bana karşı tutumlarının nasıl olacağı, uyum
problemi yaşayıp yaşamayacağım, okul konusunda olumsuzluklar olup olmayacağı konularında kafamda belirsizlikler vardı. Ancak, daha Türkiye’ye ayak bastığım ilk andan itibaren bu belirsizliklerin tek tek ortadan kalktığını gördüm. Ahmet Yesevi Üniversitesi
Mütevelli Heyet Başkanlığında bizi çok sıcak karşıladılar. Daha sonra ise yerleştiğim yurtta kalan arkadaşlarım tarafından da çok sıcak
ve sevecen bir şekilde karşılandım. Bu durum, sorun yaşamayacağımı düşündürmeye başladı bana. Okul da ise pratik olarak verilen
eğitimlerin çok kaliteli ve verimli olduğunu gördüm. Bu dersler sırasında başka bir ülkeden geliyor olmamızdan kaynaklanan herhangi bir olumsuzluk yaşamadım. Tam tersine hocalarımız bize çok yardımcı oldu ve problem yaşamamıza engel olmaya çalıştılar.
Buraya gelmemde emeği geçen bütün yetkililere ve yöneticilere ayrı
ayrı teşekkür ediyorum. Soy bağı olan iki ülke vatandaşları arasındaki kültürel ve tarihsel bağların daha da pekiştirilmesi adına bu öğrenci değişiminin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu faydanın
artarak devam etmesi içinse gelecek yıllarda da öğrenci sayısının artarak projenin devam etmesini istiyorum.
Davron SULTANOV
AYÜ Tıp Fakültesi
4. Sınıf Öğrencisi
T
ürk halkı çok sıcak kanlı ve misafirperver bir millet. Türkiye’ye
geldiğim günden beri Türkler bana çok yardımcı oldular. Burada yabancı olmama rağmen hiç yabancılık hissetmedim çünkü aynı
milletin farklı bir devletinden geldim. Türkiye devleti ve Türk milleti
bana çok iyi imkânlar sundular ve her zaman hoşgörülü davrandılar. Türkiye’de okuduğum üniversite buranın en iyilerinden birisiydi.
Türk arkadaşlarım bana Ankara’yı gezdirdiler ve leziz Türk yemeklerinin tadına baktık. Buranın yemekleri bizimkilerden biraz farklı. Kaldığım yurt okuluma çok yakın ve şehir merkezindeydi. Odamdaki arkadaşlarım, Türkiye’nin her bir köşesinden Ankara’ya okumaya gelmişlerdi. Onlar çok iyi ve yardımsever insanlardı.
Assylkhan BAKYTZHAN
AYÜ Tıp Fakültesi
4. Sınıf Öğrencisi
50 AYHABER
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Başkanlık çalışanları bizlere ellerinden gelen her türlü desteği hiç tereddüt etmeden gösterdiler. Türkiye’de yabancılık çekmememiz için çok yardımcı
oldular. Türkiye’nin kültürüne alışmamızda bize çok yardımcı oldukları için ve bu güzel ülkeyi bize sevdirdikleri için minnettarım.
GÖRÜŞLER
T
Mekhrinsa ABDUKHANOVA
AYÜ Tıp Fakültesi
4. Sınıf Öğrencisi
ürkiye ye gelmek benim için çok büyük şanstı. Buraya geldiğim için çok memnunum. İlk günlerde Türkçe konuşmakta biraz problemim vardı. O yüzden buraya alışmanın çok zor olacağını
düşünmüştüm ama o düşüncelerimin yanlış olduğunu zaman geçtikçe, pratik yaptıkça anladım. Hacettepe Üniversitesi eğitimin yanında pratik derslerle bize iyi bir eğitim imkânı sundu. Alanında uzman olan hocalarımızın hepsi bize her türlü bilgiyi ve desteği verdi.
Hepsine çok minnettarız. Türkiye de sadece iyi bir eğitim almakla
kalmadım çok sayıda yeni arkadaş da edindim. Arkadaşların hepsi bana karşı çok hoşgörülü ve anlayışlıydı. Merak ettiğim herşeyi bana en güzel şekilde aktardılar. Evlerine ,sofralarına davet ettiler. Aileleriyle tanıştım. Herkes çok samimiydi evimdeki sıcaklık gibiydi. Eğitim görürken Türk milletinin kültürünü de yakından tanıma
şansım oldu. İnsanları çok sıcakkanlı. Türk yemeklerinin her biri diğerinden daha güzel ve lezzetli. Bir düğüne davet edildim. Halay
çekmesini ve onlar gibi oyun oynamasını öğrettiler bana. Türk kahvesinin tadı başta yabancı gelse de ilerleyen zamanlarlarda içmeden yapamaz oldum. Nasıl yapıldığını öğrendim. Kahvenin ardından bakılan fal ise eğlence tarafıydı. Tabi fal bakılırken olan sohbet,
şakalar o birliktelik, bütünlük hepsinden daha üstündü.
Türkiye herşeyiyle çok güzel bir ülke. Tarihi , kültürü çok zengin ve
gezilecek, görülecek çok güzel yerler var. İnsanları çok eğlenceli ,
samimi ve misafirperverler .Gelene kapılarını, sofralarını sonuna kadar açıyorlar.Tekrar Türkiye’ye gelmek için elimden geleni yapacağım. Türkiye bana gerek eğitim gerek hayat hakkında çok şey kattı.
Burada okumak özellikle Hacettepe Üniversite gibi kaliteli bir eğitim
kurumunda okumak benim için büyük gurur kaynağı. Ayrıca bize
her zaman destek veren, yanımızda olan Ahmet Yesevi Üniversitesindeki hocalarımıza da çok teşekkür ederim.
T
ıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında yardımcı doçent
olarak görev yapmaktayim. Prof. Dr. Salih Aynural hocamizin
sayesinde karaciğer nakli ile ilgili bilgi görgü artırma amacıyla İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde bulundum. Karaciğer
nakli Tıp alanındaki en zor ve büyük bir ameliyattır. Son zamanda
dünyada Karaciğer nakli konusunda tecrübeli ülkeler Güney Korea,
Türkiye, Japonia, ABD ve Avrupa ülkeleridir. Türkiye Sağlık Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl yapılan 1900 karaciğer naklinin 185 i
Turgut Özal Tıp Merkezinde yapılmıştır. Beni Sayın Hocalarımız Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve Prof. Dr.
Cüneyt Kayaalp, “atayurttan gelen değerli misafirimiz” diye çok sıcak karşıladı. Karaciğer nakli ekibine assistan oldum ve ameliyatlara katıldım. Karaciğer nakli dışında tiroid hastalıkarı, Mide CA ve diğer ameliyatlara katıldım ve bizzat kendim ameliyat yaptım. Hocamız Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp hafta sonları yaptığı tıbbi yayınlar konusundaki sunumlarıyla yol gösterdi.
Yrd. Doç. Dr.
Nurpeis TULEZHANOV
AYÜ Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
24.12.2012 tarihinde Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde benim
de katıldığım iki karaciğer nakli ameliyatı yapıldı. Bu kısa zaman içerisinde toplam sekiz karaciğer nakli, iki Mide CA ve dört tiroid ameliyatına katıldım.
AYHABER 51
ETKİNLİK
Türkistan’da sünnet şöleni
A
52 AYHABER
hmet Yesevi Üniversitesi eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanında sosyal sorumluluk projeleriyle de yöre halkının yanında yer alıyor. Bu çerçevede geleneksel hale gelen sünnet
şölenlerinin biri daha Türkistan’da gerçekleştirildi. Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanlığı ise Ankara’daki kimsesiz çocukları bu özel günlerinde yalnız bırakmadı.
sitemiz Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, Rektör Yardımcısı Yard.
Doç. Dr. İlhami Vural, Mütevelli Heyet Başkanlığı İdari ve Mali İşler Koordinatörü Ahmet Şevki Zengin ile
idari ve akademik personel yer aldı.
İlk olarak Türkistan’lı 50 çocuk, Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi’nde sünnet ettirildi. Sünnet olan çocuklar
için 24 Mayısta Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezi Küçük Salonda bir de tören düzenlendi. Törene, Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata’nın yanı sıra 44. Mütevelli Heyet Toplantısı için Türkistan’da bulunan Üniversitemiz Türkiyeli Mütevelli Heyet üyeleri de katıldı. Törende ayrıca Üniver-
Mütevelli Heyet Başkanlığı tarafından Türkiye’den sağlanan sünnet
kıyafetleri giydirilen çocuklara Türkiyeli Mütevelli Heyet üyeleri çeşitli hediyeler verdi. Çocuklar aldıkları
hediyelerle büyük mutluluk yaşadı.
HABER
Çanakkale Şehitlerine vefa
Şehitler Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri tarafından hem Türkistan’da
hem de Çanakkale’de anıldı
Öğrencilerimiz
anma
törenlerinin
ilgi odağı
oldu.
Ç
anakkale
Deniz
Zaferi’nin 98. yıldönümünde Çanakkale şehitleri
saygıyla anıldı. Ahmet Yesevi
Üniversitesi öğrencileri şehitlere minnetlerini Türkistan’da
düzenledikleri
etkinliklerin
yanı sıra zaferin kazanıldığı topraklarda şehitlerin mezarlarını ziyaret ederek gösterdi. Türk Cumhuriyetleri ve Akraba topluluklarından 10 kişilik öğrenci grubu
14-21 Mart tarihleri arasında
Çanakkale’deydi. Çanakkale
şehitliğini ziyaret eden öğrenciler anma törenlerinde hem
Çanakkalelilerin hem de basının ilgi odağı oldu.
Zaferin 98. Yıldönümünde şehitleri anmak için Türkistan’da
da bir dizi etkinlik düzenlendi. Türkiyeli ve Türk Dünyasının farklı coğrafyalarından gelen Ahmet Yesevi Üniversitesi
öğrencileri konferans, konser
ve dualarla şehitleri yadetti. ilk
olarak 15 Martta Dil Öğretim
Merkezi öğrencileri tarafından
Turan misafirhanesinde “18
Mart’a 18 hatim” adlı etkinlik
gerçekleştirildi. Üniversitemizin idarî ve akademik personeli ile farklı Türk boylarından
çok sayıda öğrencinin hazır bulunduğu organizasyonda konuklara irmik helvası ve
çay ikram edilirken, hatim duası, Doç. Dr. Hulusi Arslan tarafından yapıldı.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin
98. yıldönümüne özel olarak hazırlanan bir diğer program, 18 Mart tarihinde Kültür Merkezi konser salonunda gerçekleştirildi. Program,
Çanakkale şehitleri için yapı-
lan bir dakikalık saygı duruşu
ve Türk, Kazak milli marşlarının okunması ile başladı. Ardından Rektör Prof. Dr. Lesbek Taşimov ve Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural birer
konuşma yaptılar. Çanakkale Zaferi’nin kendileri için de
çok şey ifade ettiğini, kardeş
ülke Türkiye’nin sevincine de
üzüntüsüne de ortak olduklarını söyledi. Taşimov konuşmasını “Yaşasın bağımsız
Türk devletleri!” diyerek bitirdi.
Ahmet Yesevi
Üniversitesi
öğrencileri
şehitlere
minnetlerini
Türkistan’da
düzenledikleri
etkinliklerin
yanı sıra zaferin
kazanıldığı
topraklarda
şehitlerin
mezarlarını ziyaret
ederek gösterdi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Eftal Şükrü
Batmaz da dinleyicilere Çanakkale savaşını hazırlayan
sebepler, Türk ve dünya tarihi açısından sonuçları hakkında bilgi verdi.
Etkinlik Çanakkale Deniz
Zaferi’ne özel hazırlanan konser programıyla son buldu.
AYHABER 53
ETKİNLİK
Türkistan’da
Nevruz kutlamaları
Nevruz Engelliler Rehabilitasyon
merkezine yapılan ziyaretle ayrı bir
anlam kazandı
Üniversitemize
teşekkür konseri
Türkistan ve Kentav’daki çeşitli
okul ve yetimhanelerdeki öğrenciler
kendilerine yardım elini uzatan
Yesevili abla ve ağabeylerine bir
konserle teşekkür etti.
A
hmet Yesevi Üniversitesi, gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaların yanı sıra, çeşitli öğrenci kulüpleri aracılığıyla imza attığı sosyal sorumluluk projeleri ve sanatsal etkinliklerle de
bölge insanın ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor ve bu gayretleriyle büyük takdir topluyor.
N
evruz Bahar Bayramı şenlikleri kapsamında, 15 Mart tarihinde Türkistan şehrindeki
Engelliler Rehabilitasyon Merkezine bir ziyaret
gerçekleştirildi. Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural başkanlığında
Öğrenci İşleri Başkanı İlyas Erpay ve Türk, Kazak ve Türk Dünyası Öğrencilerinden oluşan
heyet Nevruz coşkusunu buradaki öğrencilerle paylaştı.
Ziyaret sırasında öğrencilere çeşitli hediyeler de
verildi. Ahmet Yesevi Üniversitesi Dil Öğretim
Merkezi tarafından daha önce düzenlenen kermesten elde edilen gelirle satın alınan yazı tahtası, piyano ve engellilere özel çok sayıda oyuncak
Rehabilitasyon Merkezine hediye edildi. Etkinlikten duyduğu memnuniyeti dile getiren Rehabilitasyon Merkezi müdiresi Üniversitemize ve emeği
geçenlere teşekkür etti. Ziyaret Üniversitemiz öğrencileri ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencilerinin
birlikte düzenlediği konser ile de renklendi.
Nevruz coşkusunun Rehabilitasyon merkezi öğrenci ve çalışanlarıyla paylaşıldığı bu anlamlı organizasyon yerel gazete ve televizyonlar tarafından da ilgiyle karşılandı. Organizasyon ile ilgili olarak Türkistan Televizyonuna açıklamalarda bulunan Üniversitemiz Rektör Vekili Prof. Dr.
Salih Aynural, asıl engellilerin bedensel engelliler
değil, hür düşünemeyenler olduğunu ifade etti.
54 AYHABER
Türkistan ve Kentav’daki orta öğretim kurumları, yetimhaneler ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim gören öğrencilere kendilerine kırtasiye
ve giyecek yardımı yapmanın yanı sıra onlar için
konserler de düzenleyen Ahmet Yesevi Ünivresitesindeki abla ve ağabeylerini unutmadı. Öğrenciler kendilerine gösterilen ilgiye şükranlarını düzenledikleri konserle dile getirdi.
Kentav Bedensel Engelliler Meslek Lisesi ve Türkistan Yetimler Okulu 28 Şubatta Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezi’nde, şarkılar, şiirler, skeçlerle dolu keyifli bir konser programı gerçekleştirdi.
Program sonrasında okul müdürleri bir kez daha
Ahmet Yesevi Üniversitesine minnettarlıklarını
dile getirirken Üniversitemiz Rektör Vekili Prof.
Dr. Salih Aynural katılımcı okul öğrencilerine çeşitli hediyeler verdi.
ETKİNLİK
Yesevililerden Gençlik ve Birlik konserleri
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri iki güzel konserle dikkat çekti
T
ürkistan’da düzenlenen gençlik konseri öğrencileri coşturdu. Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden Melih Can Gül ve arkadaşları tarafından 09 Nisan 2013 tarihinde, Ahmet Yesevi Üniversitesi Kültür Merkezi Büyük Salonda düzenlenen konserde, Türkçe, Kazakça, Özbekçe, Yakutça ve Rusça şarkılar seslendirildi, şiirler okundu.
Üniversitemiz yöneticileri ve öğrencilerinin
büyük ilgi gösterdiği konser, Kazakistan’dan
Kırgızistan’a,
Türkmenistan’dan
Doğu
Türkistan’a, Tuva’dan Suriye Türkmenlerine
ve Gagavuz Türklerine kadar Türk dünyasının farklı köşelerinden halk dansları ve müzikler ile süslendi.
Şarkılara coşkuyla eşlik eden öğrenciler danslarıyla da göz
doldurdu. Konserde sahne alan Türkiyeli, Kazakistanlı, Kırgızistanlı, Yakutistanlı öğrencilerin sergilediği canlı performansın yanı sıra gitar, keman, elektro gitar, org, ağız kopuzu (avıs komus) gibi müzik aletlerinin mükemmel ahengi
ise ayakta alkışlandı. Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, konser sonunda sahneye çıkarak,
konseri düzenleyen öğrencilere, özverili ve başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Konser sonunda tüm katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi. Ahmet Yesevi Üniversitesi Birlik Öğrenci Kulübü’nün düzenlediği “Birlik Konseri” ise Türk
coğrafyasının tüm renklerini sahneye taşıdı.
Konser programında ayrıca Birlik Öğrenci
Kulubü’nün daha önce gerçekleştirdiği Türk
Dünyası Birlik Futbol Turnuvasında şampiyon
olan takıma ödülleri de verildi. Takım oyuncuları ödüllerini Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lesbek Taşimov ve Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural’ın elinden alırken
Taşimov ve Aynural Birlik Öğrenci Kulübüne; bu tür etkinliklerle Üniversitedeki dostluk
ve birlik ortamına katkıda bulundukları için teşekkür ettiler.
Küçüklerden büyük kutlama
Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencileri iki güzel konserle dikkat çekti
23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ahmet Yesevi Üniversitesinde farklı bir etkinlikle
kutlandı. Ahmet Yesevi Üniversitesinin konuğu olan ilköğretim sınıfı öğrencileri Kültür Merkezi’nde düzenledikleri programla izleyenleri büyüledi. Programı, Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, Rektör Vekili Prof. D. Salih Aynural, akademisyenler, Üniversitemiz öğrencileri, öğrenci velileri ve çok sayıda vatandaş izledi. Minik konuklarına “Üniversitemize
hoşgeldiniz” diye seslenen Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, geleceğin çocuklara ait olduğunu hatırlatarak tüm öğrencilerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı.
Şiirler, halk oyunları, yarışmalar, müzikli skeçler ve öğrenciler tarafından hazırlanan “Penceresi Cam Cama” adlı video klip izleyicilerin
büyük beğenisini topladı. İlgi ve keyifle seyredilen programın sonunda, yarının büyüklerine Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, Rektör Vekili Salih Aynural ve
Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İlhami Vural
tarafından çeşitli hediyeler verildi. Program
sonunda günün kahramanı çocuklar Üniversitemiz yöneticileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
AYHABER 55
ETKİNLİK
Yesevi’de Kutlu Doğum
Haftası coşkusu
7. Türk Dünyası
Kurultayı Ahmet Yesevi
Üniversitesinin ev
sahipliğinde gerçekleştirildi
İ
2013
yılında tüm dünyada “Peygamberimiz, İnsan Onuru ve Kardeşlik” sloganıyla kutlanan Kutlu Doğum haftası, Ahmet Yesevi Üniversitesinde, İlahiyat Bölümü öğrencileri tarafından düzenlenen programla kutlandı. Programda “Peygamberimiz”
konulu bir panel, Kuran- Kerim tilaveti, ilahiler
ve nat-ı şerifler yer aldı. Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman
Horata’nın da katıldığı Kutlu Doğum Haftası Paneli ’ne idari ve akademik personelin yanı
sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Panele gelen
konuklar Kültür Merkezi küçük salon girişinde
günün anlamına istinaden güllerle karşılandı.
Panelde söz alan Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, tüm İslam
âleminin Kutlu Doğum haftasını kutladığını ve
böyle anlamlı bir programda olmaktan büyük bir
memnuniyet duyduğunu ifade ederek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Yaklaşık iki saat süren
panele, Türkoloji Enstitüsü Başkanı Prof.Dr. Dosay
Kenjetay, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslamî İlimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Çalışkan,
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. İbrahim Maraş ve Malatya İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr.
Hulusi Aslan da konuşmacı olarak katıldı.
İzleyiciler programda yer alan, Prof. Dr. İsmail Çalışkan’ın Kuran tilavetini, Doç. Dr. Hulusi Aslan’ın okuduğu İlahi ve öğrenciler tarafından
okunan nat- ı şerifleri büyük bir hayranlıkla dinledi.
Bu kutlu gün, program sonrasında çekilen hatıra
fotoğraflarıyla ölümsüzleştirildi.
56 AYHABER
lki 2007 yılında Saha Türklerinin önde gelen Türkologlarından Nikolay İvanoviç Vasiley’in önderliğinde “Gençlik Kurultayı” adıyla Yakutistan’ın
başkenti Yakutsk’ta düzenlenen “Türk Dünyası Kurultayı”nın 7.si Türkistan’da gerçekleştirildi.
24-26 Mart tarihlerinde Ahmet Yesevi Üniversitesinin ev sahipliğinde yapılan kurultaya Yakutistan on beş kişilik bir delegasyonla katıldı. Kurultayda, Kırgızistan, Moğolistan ve Kazakistan’dan
çok sayıda öğrenci yer alırken, değerlendirmeye
alınan Türk dünyası konulu altmış makaleden on
tanesi ödüle layık görüldü.
Kurultayda “Kültür” ve “Tarih” başlıklarında iki ayrı
oturum yapıldı. Oturumlar sonrasındaysa kurultaya özel bir konser programı gerçekleştirildi. Konserde, Saha ve Kırgızistan’dan gelen konuklar millî
danslarıyla izleyenlere muhteşem bir görsel şölen
yaşatırken, ağız kopuzu (avıs komıs) ve komuz
gösterileriyle de büyük beğeni topladılar.
İlköğretim kurumlarında eğitim görmekte olan öğrenciler ve birçok Türkolog’un katılımıyla yapılan ve
çeşitli kültürel etkinliklere de sahne olan kurultaylar
2007 yılından itibaren sırasıyla, Yakutsk, Ulan Batur, Bişkek, Gorniy Altay, Almatı ve son olarak da
Türk Dünyasının ruhani başkenti Türkistan’da düzenlendi.
ETKİNLİK
Yesevi Sanat Topluluğu Türk Dünyası’nın
renklerini Türkiye’ye taşımaya devam ediyor
Türk
Dünyası’nın
Türkiye’deki
yansıması
Yesevi Sanat
Topluluğu
gösterileriyle
izleyenleri
büyüledi.
A
hmet Yesevi Üniversitesi Yesevi Sanat
Topluluğu 2013’ün ilk aylarında Hacettepe Üniversitesi ve Nevşehir Üniversitesi ile Nevruz coşkusunu paylaştı. 21 Martta, Hacettepe
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle düzenlenen 11. Uluslararası Nevruz
Şöleni’nde sahne alan topluluk Türk Dünyası’nın
ezgi ve danslarını izleyicilerin beğenisine sundu.
Topluluk şölende Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın yanı
sıra bu yıl repertuarına kattığı Tuva ve Karaçay
kültüründen örnekleri de sahneye taşıdı.
Şölenin ev sahibi Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ise Nevruzun bütün
insanlığın şöleni olduğunu vurgulayarak, her
günün Nevruz neşesi ve heyecanında geçmesi temennisini dile getirdi. Tuncer, “ Elimde sihirli bir değnek olsaydı bütün kalplere sevgi, kardeşlik ve tolerans koyar nefret, kin ve kötülüğü ortadan kaldırırdım” dedi.
Hacettepe
Üniversitesi Halk Dansları Topluluğu ile Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Gençlik
Halk Dansları Topluluğu-
Konser programında bir konuşma yapan Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, Hacettepeli ve Yesevili öğrencilerin birlikteliğinin “ana yurt ile ata
yurdun buluşması” olduğunu vurguladı. Nevruzun, bolluk ve berekete kavuşmayı, yeni bir
başlangıcı, sevinci, coşkuyu paylaşmayı temsil
ettiğini söyleyen Horata, Nevruzun bu özellikleriyle bir çok farklı kültürü aynı paydada buluşturan bir bayram olduğunu kaydetti.
AYHABER 57
ETKİNLİK
Topluluk,
Nevruz
kutlamaları
çerçevesinde
çok sayıda
gösteri yaptı.
nun gösterileri de izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşattı. Program sonrasında öğrenciler
tarafından Nevruz ateşi yakıldı ve hep birlikte
Nevruz aşı yenildi.
Yesevi Sanat Topluluğu Nevruz programının
ikinci durağı Nevşehir’de de büyük ilgiyle karşılandı. Topluluk, Nevşehir Üniversitesi tarafından
düzenlenen Nevruz programında da Türk Dünyası motifleriyle süslü bir gösteri sundu.
Nevruz şölenlerinin vazgeçilmezi hâline gelen
topluluk farklı gösterilerde de sahne aldı. Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi tarafından düzenlenen
“Türkçe Günleri” programına katılan Yesevi Sanat Topluluğu’nun yoğun programında 19 Mayıs Gençlik Haftası etkinlikleri de yer aldı. Topluluk 20 Mayısta Uşak Üniversitesinin düzenlediği Gençlik ve Spor Bayramı programında sahneye çıktı. Topluluk bir saatlik gösteride izleyenleri Türk Dünyası’na gezintiye çıkardı.
Türkiye’nin dört bir yanına Türk Dünyası ezgileri ile danslarını taşıyan Yesevi Sanat Topluluğu Konya Kulu Belediyesi tarafından organize
edilen “Noğay Türkleri Geleneksel 9. Sabantoy
Şenliği’ne de katıldı. Topluluk burada, Noğay,
Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek ve Kafkas halk
oyunlarından örneklerle sahnedeydi.
58 AYHABER
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığınca Türkiye Bursluları için düzenlenen mezuniyet töreninin de en renkli konukları Yesevi Sanat Topluluğu idi. Öğrenci arkadaşlarıyla mezuniyet heyecanını paylaşan
topluluk gösterileriyle büyüledi.
Topluluk üyeleri ayrıca “Eskişehir 2013: Türk
Dünyası Kültür Başkenti” tanıtım filminin de baş
rol oyuncuları oldular.
HABER
Ahmet Yesevi Üniversitesi sünnet olan
kimsesiz çocukları yalnız bırakmadı
A
ile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı
kuruluşlarda koruma ve bakım altında bulunan çocuklar için Saray Sevgi Evleri’nde düzenlenen sünnet şöleninin destekçilerinden biri
de Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet
Başkanlığı oldu. Muradiye Kültür Vakfının organizasyonuyla gerçekleştirilen şölen 11 Haziranda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin’in katılımıyla yapıldı. Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Osman Horata da
minikleri bu özel günlerinde yalnız bırakmadı.
Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanlığı İdari ve Mali İşler Koordinatörü Ahmet Şevki Zengin de katıldığı şölende Yesevi Sanat Topluluğu
ise sünnet olan çocuklar için bir konser verdi.
Şölen başlangıcında kürsüye çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin Bakanlık ola-
rak ‘’Biz, büyük bir aileyiz” diyerek yola çıktıklarını
ve önceliklerinin çocuklar olduğunu söyledi. Şahin, tüm çocukların aynı fırsatları yakalaması için
pozitif ayrımcılık uyguladıklarını ifade etti. Şahin bu
noktada gönüllülük sisteminin de önemine işaret
etti.
Şölende sünnet çocukları ve izleyiciler, Türk
Dünyası’nın rüzgârını kendilerine taşıyan Ahmet
Yesevi Üniversitesi Yesevi Sanat Topluluğunun
gösterilerini ise büyük ilgi ve beğeniyle izlediler.
Muradiye Kültür Vakfı Genel Müdürü Ahmet Hüsrev Ulusoy sünnet organizasyonuna desteğinden
dolayı Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet
Başkanı Prof. Dr. Osman Horata’ya makamında
teşekkür ziyaretinde bulundu. Üniversitenin desteğinin kendileri için önemine işaret eden Ulusoy
Başkan Horata’ya teşekkür plaketi verdi.
AYHABER 59
HABER
Ahmet Yesevi Üniversitesi - Hacettepe Üniversitesi
Eşgüdüm Kurulu (AHEK) altıncı toplantısını yaptı
A
vak ve Hacettepe Üniversitesi Uluslararası Eğitim İşbirliği Genel Koordinatörü Prof. Dr. Nermin
Yamalık katıldı.
ğince ortak eğitim etkinliklerinin koordinasyonu
Toplantıda ikili ve çoklu olarak bilimsel projeler hazırlanması, Üniversitemiz yüksek lisans ve
doktora öğrencilerine Hacettepe Üniversitesi
öğretim üyeleri tarafından danışmanlık hizmeti
verilmesi, Hacettepe, Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Manas Üniversitesi tarafından her iki yılda
bir ortak sempozyum veya çalıştay faaliyeti düzenlenmesi gibi kararlar alındı.
hmet Yesevi Üniversitesi ile Hacettepe Üniversitesi arasında imzalanan uluslararası
işbirliği protokolünün dördüncü maddesi gereve eğitim programlarının geliştirilmesi amacıyla
oluşturulan AYÜ-Hacettepe Üniversitesi Eşgüdüm Kurulu (AHEK) altıncı toplantısını gerçekleştirdi. 12.06.2013 tarihinde Türkistan’da yapılan toplantıya Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Ka-
A
Yesevi - TRT işbirliği
hmet Yesevi Üniversitesi ile Türkiye
Radyo ve Televizyon Kurumu arasında bir işbirliği protokolü imzalandı.
Türkiye ve Kazakistan
arasındaki dostluk ilişkilerinin güçlenmesine,
akademik çalışmaların ve araştırma faaliyetlerinin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla
yola çıkan iki kurum üniversite-medya işbirliğinin de önemini ortaya koydu.
Protokole göre kurumlar ortak araştırma faaliyetleri ve projeler yürütecek, karşılıklı personel
eğitimi sağlanacak. Bu çerçevede Ahmet Yesevi
60 AYHABER
Üniversitesi Filoloji Fakültesi’nden her
yıl 10 öğrenci bir ay
süreyle TRT’de staj
yapma imkânı bulacak. TRT uzman ve
yöneticileri ile Ahmet Yesevi Üniversitesi akademik ve idari personeli araştırma yapmak, bilgi,
görgü ve tecrübe sağlamak amacıyla karşılıklı
ziyaretler gerçekleştirebilecek.
Protokolü, Ahmet Yesevi Üniversitesi adına
Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural, TRT adına
ise Genel Müdür İbrahim Şahin imzaladı.
YAYINLAR
V. Türkoloji Kongresi’nde sunulan
bildiriler bir kitapta toplandı
T
ürk Cumhuriyetlerinin yanı sıra Çin, Gürcistan, İran ve
Yemen’nin de aralarında bulunduğu 20’ye yakın ülkeden
100’den fazla Türkoloğun katıldığı V. Uluslararası Türkoloji
Kongresi’nde sunulan bildiriler tek bir kitapta toplandı.
Editörlüğünü Doç. Dr. Bakıt Abjet ve Yrd. Doç. Dr. Bahadır
Gücüyeter’in yaptığı Türkoloji Bildiri kitabında Dil, Ortak
Alfabe, Tercüme Meseleleri, Edebiyat, Folklor, Tarih, Arkeoloji,
Etnografya, Sanat Tarihi ve Medeniyetler İttifakı konularında
140 bildiri yer alıyor. 925 sayfadan oluşan kitapta Azerbaycan,
Çin, Gürcistan, İran, Tataristan, Tacikistan, Kırgızistan,
Türkmenistan, Özbekistan, Karakalpakistan, Kazakistan,
Türkiye, Çuvaşistan, Hakasya, Altay Cumhuriyeti, Saha
Cumhuriyeti, Moğolistan ve Yemen’den gelen Türkoloji
araştırmacılarına ait bildiriler okuyucuya sunuluyor.
Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından bir kültür hizmeti
olarak hazırlanan kitap Türkistan’da 500 adet basıldı ve
Üniversitemizin internet sayfasında da erişime açıldı.
AYHABER 61
YAYINLAR
Orta Asya’da İslâm: Temsilden Fobiye adlı eser yayımlandı
Eser, “ Tanımadan Tanımlamaya, Türk’ün Tanrısından Tanrı’nın Türkü’ne ve
Aydınlıktan Aydınlanmaya” temel başlıklarında oluşturulan üç ciltte İslamofobiyi
sorguluyor ve çözüm önerileri ortaya koyuyor.
Editörlüğünü
Dr. Savaş
Kafkasyalı'nın
yaptığı toplam
1956 sayfadan
oluşan üç
ciltlik eserde,
60 yazarın 60
makalesi ve
makalelerin
Türkçe,
İngilizce ve
Rusça geniş
özetleri yer
alıyor
O
rta Asya topraklarında İslâm’ın varoluş serüvenini, geçmişini ve bugününü inceleyen ve son
yıllarda önemli bir tartışma konusu olan İslâmofobi kavramını geniş bir perspektifte ele alan “Orta
Asya’da İslâm: Temsilden Fobiye” adlı proje, üç cilt olarak okuyucuyla buluştu. 1956 sayfadan oluşan
eser Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından yayımlandı.
Orta Asya’da İslâm tarihine ve İslâmofobiye disiplinlerarası bir bakış açısıyla ve neden-sonuç ilişkisi
açısından yaklaşan eserde sorunun çözümüne yönelik öneriler de yer alıyor. Dr. Muhammet Savaş
Kafkasyalı’ nın editörlüğünü yaptığı üç ciltlik eserde 60 yazarın 60 makalesi ve makalelerin Türkçe,
İngilizce ve Rusça geniş özetleri bulunuyor. Sunuş yazısını Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Gökhan Çetinsaya’nın yazdığı eserin yazarları arasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dikkat
çekiyor. Farklı ülkelerden ve farklı alanlardan birçok seçkin akademisyen ve yazarı bir araya getiren
eserde Türkiye’nin yanı sıra Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Çin, Rusya, Afganistan, İran gibi
ülkelerden bilim adamları görüşlerini ve çalışmalarını okuyucuyla paylaşıyor. Projeye ve üç ciltlik esere
katkı sağlayan yazarların 34’ü Türk, 26’sı ise yabancı bilim adamlarından oluşuyor.
Ele aldığı konuda bugüne kadar yapılmış en geniş kapsamlı çalışma olma özelliğini taşıyan eser,
araştırmacılar için kaynak olma özelliği de taşıyor.
Eserde bir din ve zihniyet olan İslâm hakkında yazılan ve dile getirilen ön kabullerin, düşüncelerin ve
tanımlamaların nasıl ön yargılara dönüştüğüne dikkat çekilirken; Orta Asya için İslâm’ın uygulanan
uzun vadeli politikalar, baskı ve zorla nasıl temsilden fobiye dönüştüğü de ortaya konuluyor.
“Tanımadan Tanımlamaya” adlı birinci ciltte, teorik yaklaşımlar ışığında Orta Asya bölgesi ve İslâm
ile ilgili temel bazı kavramlar ve meseleler incelenirken bugüne kadar İslâm’ı tanımadan yapılmış
tanımlamalara karşılık tanıyarak yapılmış tanımlamalar ortaya konuluyor. Birinci ciltte 19 yazarın
konuya ilişkin makalesi yeri alıyor.
“Türk’ün Tanrısından Tanrı’nın Türkü’ne” adlı ikinci ciltte, Orta Asya’nın İslâm’ı temsil ettiği dönem
anlatılırken, bu temsille birlikte dünyaya yüksek bilim, sanat, fikir ve hayat seviyesinin timsali olduğu
da gösteriliyor. Bu ciltte 20 yazarın makalesi bulunuyor.
“Aydınlıktan Aydınlanmaya” adlı üçüncü ciltte ise, Orta Asya’nın İslâm’ı temsil etmekten uzaklaşarak
İslâm’ı geri kalmışlığın ve ilerleyememenin sebebi olarak görmeye başlamasının serüveni anlatılıyor.
Üçüncü cilt 21 yazarın makalesinden oluşuyor.
62 AYHABER
BASINDA AYÜ
Basında Ahmet Yesevi Üniversitesi
A
hmet Yesevi Üniversitesi eğitim vizyonu, düzenlediği kongre, konferans ve sempozyumlar ve bilimsel
çalışmalar ile Türk ve Kazak basınında da adından söz
ettiriyor. Üniversitemiz Nisan ayında iki önemli gelişmeyle basının gündeminde yer aldı. V.Uluslararası Türkoloji Kongresi ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu’nun Üniversitemizi ziyareti Türk basınının yanı
sıra uluslararası medyada da geniş yankı buldu.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr.
Osman Horata da katıldığı televizyon programlarında Üniversitemizi anlatma imkânı buldu. Milyonlarca gencin üniversite
tercihi yaptığı Temmuz ayı içinde TRT AVAZ’da yayımlanan
Şehir Rehberi ve Kültür Eşiği programlarının konuğu olan
Horata, Ahmet Yesevi Üniversitesinin Türkiye’deki diğer üniversitelerden farkını ortaya koyarken, uluslararası bir üniversite olmasının yanında Türkiye ve Kazakistan’ın Ortak Devlet Üniversitesi olduğunun altını çizdi. Üniversitenin başarılı öğrencilere eğitim hayatları boyunca burs garantisi verdiğini söyleyen. Horata, Türk Dünyası’nın farklı coğrafyalarından
gelen öğrencilerin farklılıkları ve ortaklıklarıyla Yesevi çatısı altında kaynaştığını vurguladı.
Ahmet Yesevi Üniversitesinin 5000 civarında Uzaktan Eğitim
öğrencisi olduğunu da söyleyen Horata, Ahmet Yesevi Üniversitesi ile internet üzerinden lisans eğitimi alma imkânı olduğunu da ekledi. Horata, Üniversitenin düzenlediği toplantılar ve yayınlar ile kültürel ve bilimsel çalışmalar konusundaki iddiasını da ortaya koydu.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Salih Aynural da 7 Temmuz Pazar günü TRT OKUL ekranlarından canlı olarak yayımlanan Rektörler Anlatıyor programında “neden Ahmet Yesevi Üniversitesi?” sorusuna yanıt verdi. Aynural, adaylara çok kültürlü bir ortamda eğitim imkânı vaadinde bulundu.
AYHABER 63
64 AYHABER
BASINDA AYÜ
HABER
Eski Rektör Yardımcılarımızdan
Şerif Aktaş’ı kaybettik
1996-1997 öğretim yılında Üniversitemiz Rektör yardımcılığını yürüten Türk edebiyat dünyasının
önemli isimlerinden Prof. Dr. Şerif Aktaş 9 Haziran 2013, Pazar günü hayatını kaybetti. Yeni Türk
edebiyatı üzerinde çok sayıda eseri olan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Aktaş, 11 Haziran 2013,
Salı günü memleketi Erzincan Refahiye’de toprağa verildi.
Prof. Dr. Şerif Aktaş lisans ve doktora eğitimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. 1973 yılında “Refik Hâlid Karay’ın Eserleri Üzerine Bir Araştırma” adlı tezi ile doktorasını veren Aktaş, 1975 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde
uzman olarak çalışmaya başladı. Aktaş, 1981’de doçent, 1987’de profesör oldu.
1989-1995 yılları arasında Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi dekanlığı yapan Aktaş bir dönem Ahmet Yesevi Üniversitesinde de görev aldı. Aktaş, 1996-1997 öğretim yılında Üniversitemiz rektör yardımcılığı görevinde bulundu. Ayrıca Üniversitemizin akademik yayını olan Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi bilig’in ilk editörlerinden olan Aktaş uzun yıllar bilig’de Yayın Kurulu üyeliği de yaptı.
1988-2001 arasında Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Öğretim Üyesi ve Bölüm Başkanı olarak çalışan Aktaş, 2001’de Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne geçti ve 2002’de bölüm başkanı oldu. Yirmiye yakın kitaba, altmıştan fazla bilimsel makaleye imza atan Aktaş, “Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş” adlı çalışması ile 1984’te Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’ne değer görüldü.
68 yaşında vefat eden Aktaş, evli ve üç çocuk babası idi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi ailesi olarak, değerli bilim adamı Şerif Aktaş’a Allah’tan rahmet, bilim dünyasına ve kederli ailesine başsağlığı diliyoruz.
AYHABER 65
AYHABER 65
Köklü geçmişten güçlü geleceğe...
Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkistan Yerleşkesi
evi n
s
e
Y
et
de
Ahmersitesin
Üniv
0312 472 37 73
0312 472 37 73
Türkiye Türkçesiyle İnternet Üzerinden Eğitim
0312 472 37 73
Eğitimde
zaman ve
mekân
engelini
kaldırdık...
0312 472 37 73
Eğitimim için vaktim
yok diyenler...
Kendini geliştirmek
isteyenler...
Fırsatı kaçırdım
diyenler...
YÜKSEK LİSANS
• Bilgisayar
Programlar
ÖN LİSANS
•
Bilgisayar Programcılığı
LİSANS
Bilgisayar Mühendisliği
• Endüstri Mühendisliği
• Yönetim Bilişim Sistemleri
•
Mühendisliği
• Yönetim Bilişim Sistemleri
• İşletme
• Sağlık Kurumları İşletmeciliği
• Turizm İşletmeciliği (Yeni)*
• Yönetim ve Organizasyon
• Eğitim Yönetimi ve Denetimi
• Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme (Yeni)*
• Yerel Yönetimler
• Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (Yeni)*
* 2013-2014 güz döneminde öğrenci alınması planlanmaktadır.
www.turtep.edu.tr
• TÜRTEP ön lisans ve lisans programlarına alınacak öğrencilerin yerleştirme işlemleri,
ÖSYM tarafından yapılmaktadır.

Benzer belgeler

Dergiyi PDF olarak okumak için tıklayınız.

Dergiyi PDF olarak okumak için tıklayınız. konuşarak, bölümlerin faaliyetleri ve eğitim programlarının akredite standartlarına göre hazırlanıp

Detaylı