GUSBAG 2015 Bildiri Özet Kitabı - III. Uluslararası Güzel Sanatlar

Transkript

GUSBAG 2015 Bildiri Özet Kitabı - III. Uluslararası Güzel Sanatlar
Cumhuriyet Üniversitesi II. Uluslararası Güzel Sanatlar Bilimsel
Araştırma Günleri
Cumhuriyet University 2nd International Scientific Research
Days on Fine Arts
8-10 Nisan/April 2015
Bildiri Özetleri Kitabı
SEMPOZYUM KURULLARI ONURSAL BAŞKAN Prof. Dr. Faruk KOCACIK (C.Ü. Rektörü)
DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Faruk KOCACIK
(C.Ü. Rektörü) Prof. Dr. Ali ERKUL (C.Ü.
Rektör Yardımcısı) Prof. Dr. Sami HİZMETLİ
(C.Ü. Rektör Yardımcısı)
BİLİM KURULU Prof. Dr. Mustafa Hilmi
BULUT Doç. Dr. Kemale ALESKERLİ Yrd. Doç.
Bora ÖZEN Yrd. Doç. Dr. İrfan KARADUMAN
Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZALTUNOĞLU Yrd. Doç.
Bülent BULDUK
HAKEM KURULU Prof. Dr. Abdullah UZ Prof.
Dr. Adnan KOÇ Prof. Dr. Aytekin ALBUZ Prof.
Dr. Dolunay AKGÜL BARIŞ Prof. Dr. Hakan
CEVHER Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU Prof.
Dr. Naila MİRZAYEVA Prof. Dr. Sabri YENER
Prof. Dr. Şehvar BEŞİROĞLU Prof. Dr. Mustafa
BULAT Prof. Atilla İLKYAZ Prof. Bedri
KARAYAĞMURLAR Prof. Cebrail ÖTGÜN Prof.
Hayri ESMER Prof. Mehmet YILMAZ Prof. Nur
GÖKBULUT Prof. Tansel TÜRKDOĞAN Doç. Dr.
Erdal ESER Doç. Dr. Fatma Gül CİRHİNLİOĞLU
Doç. Dr. Lale HÜSEYNOVA Doç. Erol BAŞARA
Doç. Gülçin AKSOY Doç. Merih BENDER TEKİN
Yrd. Doç. Dr. Arda EDEN Yrd. Doç. Dr. Barış
ERDAL Yrd. Doç. Dr. Devabil KARA Yrd. Doç. Dr.
Hikmet TOKER Yrd. Doç. Dr. Meryem ACARA
ESER Yrd. Doç. Dr. Sebahat DEMİREL AKKAYA
Yrd. Doç. Dr. Zekeriya KAPTAN
DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Mustafa Hilmi
BULUT ( G.S.F. Dekanı/Müzik Bölümü Başkanı)
Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZALTUNOĞLU (G.S.F.
Dekan Yardımcısı) Yrd. Doç. Dr. Esmira
MEHDİYEV Yrd. Doç. Bora ÖZEN Yrd. Doç. Dr.
İrfan KARADUMAN (G.S.F. Dekan Yardımcısı)
Ahmet ÇEVİK (G.S.F. Fakülte Sekreteri) Öğr.
Gör. Derya KAÇMAZ Öğr. Gör. Dilek
MOĞULBAY Öğr. Gör. Filiz ŞATIROĞLU Öğr.
Gör. Gökhan EKEN Öğr. Gör. İ.M.V. Noyan
GÜVEN Öğr. Gör. Meysem SAMSUN Öğr. Gör.
Nida Anıl KAZANÇ Öğr. Gör. Özgür DİKBAŞ Öğr.
Gör. Serap DURAN Öğr. Gör. Türker EROL Öğr.
Gör. Vügar HÜSEYNOV Öğr. Gör. Kürşat
TAYDAŞ Okt. Dr. Duygu ULUSOY YILMAZ Okt.
Şükran BULUT Okt. Mehmet Ozan
ÖZALTUNOĞLU Okt. Sema BASKIN Okt. Sevtap
YILDIZ Okt. Tahsin Temel ÜÇER
YÜRÜTME KURULU Yrd. Doç. Dr. Özlem
ÖZALTUNOĞLU Yrd. Doç. Dr. İrfan KARADUMAN
Yrd. Doç. Bora ÖZEN Arş. Gör. Ayşe KARABEY
Arş. Gör. Derya KIRAÇ Arş. Gör. Erdal KURTÇU
Arş. Gör. Gamze KURTÇU Arş. Gör. Gülşah
TONTU ÖZDEMİR Arş. Gör. Kubilay YILMAZ
Arş. Gör. Sevda KARASEYFİOĞLU Arş. Gör.
Sibel ARMAĞAN Arş. Gör. Talat ALKAN Arş.
Gör. Uğur YILMAZ Arş. Gör. Yusuf ÖZGÜL
DAVETLİ KATILIMCILAR / INVITED PARTICIPANTS
Prof. Dr. Rafig IMRANİ Kafkas Üniversitesi
Devlet Konservatuarı / Caucasian State
University Conservatory Prof. Dr. Mustafa
BULAT Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Heykel Bölümü / Atatürk University
Fine Arts Faculty Sculpture Department Prof.
Dr. Saida BEHBUDOVA Adana Çukurova
Üniversitesi Güzel Sanatlar Piyano Anasanat
Dalı / Adana Cukurova University
Department of Fine Arts Piano Prof. Dr. C.
Victor FUNG Güney Florida Üniversitesi
Müzik Okulu / University of South Florida
School of Music Prof. Dr. N. Oya
LEVENDOĞLU ÖNER Erciyes Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi / Erciyes University
Faculty of Fine Arts Prof. Dr. Kıymet GİRAY
Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Sanat Tarihi
Bölümü / Ankara University L.H.G.F.
Department of Art History Doç. Dr. Lisa J.
LEHMBERG Massachusetts Üniversitesi
Müzik ve Dans Bölümü / University of
Massachusetts Department of Music &
Dance Prof. Dr. Necla RÜZGAR KAYIRAN
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü / Hacettepe
University Faculty of Fine Arts, Department
of Painting Doç. Dr. Gülçin AKSOY ÖZDEMİR
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi / Mimar Sinan University, Faculty of
Fine Arts Dr. Patrick HERNLY St. Petersburg
Koleji Müzik Bölümü / St. Petersburg College
Music Department
2
İÇİNDEKİLER / TABLE OF CONTENTS
8 NİSAN/APRIL 2015
I. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: M. Hilmi BULUT
Mustafa Hilmi BULUT, C. Victor FUNG, Lisa J. LEHMBERG, Patrick HERNLY, Zekeriya KAPTAN, Esmira
MEHDİYEV, Yusuf ÖZGÜL/ Varied musical experiences and college student's open-mindedness in Turkey and in the
United States. (Türkiye ve Amerika’da ki Üniversite Öğrencilerinin Açık – Fikirlilikleri ve Çeşitlendirilmiş Müzik
Deneyimleri) ....................................................................................................................................................... 1
İrfan KARADUMAN/An Approach to the Use of the Concept of Makam in Turkish Traditional Folk Music
With Regard to Edvard Tradition ....................................................................................................................... 3
Erol BAŞARA/ Şevkî Bey’in, Mehmet Hafîd Bey’e Ait Güftelerden Uşşak Makamında Bestelediği Eserleri
Üzerine Prozodik Bir İnceleme (Examination Of Şevki Bey’s Songs, Composed In Uşşak Tune, In Prosodical
Terms, Lyrics Of Which Were Taken From Mehmed Hafid Bey’s Poems)........................................................... 4
Kemale ALESKERLİ/ Azerbaycan'da Senfoni ve Bale Müziğinin Gelişimi (Development Of Symphony And
Ballet Music In Azerbaijan)................................................................................................................................. 5
II. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Soner ALGI
Soner ALGI/ Üniversitelerimizin Eğitim Fakültelerine Bağlı Müzik Eğitimi Ana Bilim Dallarında Bağlamada
Yöresel Tezene Tavırlarının Kullanım Durumlarına Yönelik Bir Çalışma (A Study Towards Availability of Local
Plectrum Styles For Baglama In The Disciplines of Music Education Dependent On The Faculties of Education
In Our Universities) ............................................................................................................................................. 6
Attila ÖZDEK/ Bağlama Öğretimine Dönük Basılı Materyallerde Görece Notasyona İlişkin Bilgi ve Uyarılar
(Information And Warnings Regarding The Relative Notation In Printed Materials For Bağlama Teaching) ... 7
Göktürk ERDOĞAN/ Ağaca Can Veren Eller; Sivas’ta Bağlama Yapım Ustaları ................................................. 8
Kürşat TAYDAŞ/ Ses Kayıt Stüdyosu Ortamında Bağlama Kaydı İçin Yaklaşımlar (Approaches For The
Instrument In The Audio Recording Studio) ....................................................................................................... 8
Nurettin KARAKUŞ/ Bağlama İcrasındaki Değişim Ve Sürekliliği İrdelemek; ‘Türkü Bar’ Örnek Olayı .............. 9
III. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Bülent BULDUK
Bülent BULDUK/ Zanaat Nasıl Sanat Oldu? ..................................................................................................... 10
Kerem İŞCANOĞLU/ İlhan Koman’ın Kayıp Heykelleri (İlhan Koman's Lost Sculptures) .................................. 11
3
Nida Anıl KAZANÇ/ Klimt’ten Azzam’a; “The Kiss” (From Klimt to Azzam “The Kiss”)..................................... 12
Ahmet Kürşad ALBAYRAK/ Resim Sanatında Kentsel Görünümlere Estetik Bir Bakış (An Aesthetic Gaze
Towards Urban Landscape In Painting) ............................................................................................13
Şükran BULUT/The Effects Of The Industrial Revolution Of The 19th Century On The Society And Art ......... 14
IV. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: Gülçin AKSOY ÖZDEMİR
Mustafa BULAT/ Kamusal Mekan ve Heykel (Public Space And Sculpture) ..................................................... 15
Bora ÖZEN/ Sanatın Dönüştürücü Gücü - Sokak Sanatı (The Transformative Power Of Art - Street Art) ........ 16
Gökhan EKEN/ Travmatik Olayların Sanata Dönüştürülmesi ve Bu Bağlamda Sivas Travmasının İncelenmesi
(Transforming The Art of Traumatic Events and Trauma in The Context of The Sivas Investigation) .............. 17
V. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: Kani ÜLGER
Kâni ÜLGER/ Sanat Eleştirisinin Düşünsel Tarihsel Temelleri ve Bir Sanat Eleştirisi Örneği ............................. 18
Ayşe KARABEY, LÜTFİYE KOÇ GÜNAY/ Oyun Sanat ve Felsefe İlişkisi (Game Art And Philosophy Of
Relationship)....................................................................................................................................... 18
Betül AYTEPE, Elif Eren GÜLTEKİN, Bahadır Cem ERDEM/ Avanos Kırmızı Çömlek Bünyesine Uygulanan
Sırlarda Renk Oluşumlarının İncelenmesi ......................................................................................................... 20
Hanife İnce ÖĞÜTLÜ/ Sivas ve Yöresine Ait Etnografik Kıyafetlerin Modernizasyonu .................................... 21
Şirin KARAMAN, Mehmet Fatih ÇAKMAKTEPE/ Öğrenci Uygulamalarında Keçe ........................................... 22
VI. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Benan ÇOKOKUMUŞ
Benan ÇOKOKUMUŞ/ Çağdaş Fotoğrafçılar Tarafından Yeniden Canlandırılan Eski Fotoğraf Baskı Yöntemleri
(The Old Photographic Print Process Was Revived By Contemporary Photographers) .................................... 23
Nesrin GÜRSES, Reşit AKDAĞ/ Bilgi ve İletişim Çağında Bilgi Okuryazarlığının Motor Kuvveti Olarak Grafik
Tasarım Eğitiminin Geleceğine Dair Bazı Görüşler (At The Age Of Information And Communication, Some
Conclusions On The Future Of Graphic Design Training As The Engine Power Of Information Literacy) ......... 24
H.Nurşen BATUK/ İlk Kadın Fotoğraf Sanatçısı J. M. Cameron (The First Woman Photographer J. M.
Cameron) .................................................................................................................................................. 25
4
VII. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Zekeriya KAPTAN
Zekeriya KAPTAN/ Sivas’ta Yaşayan Âşıklık Geleneği (Gelenek İçinde Devam Eden Tür ve Şekiller) Tradition
of Minstrelsy Ongoing/Existing in Sivas (The Forms and Types in This Tradition) ........................................... 26
A. Metin KARKIN, Derya KARABURUN DOĞAN/ Divriği Yöresi Alevi-Bektaşi Cemaati Dini Ritüel ve Müzikleri
(Alevi-Bektashi Community Divriği Region Religious Ritual And Music) .......................................................... 27
Tolga ERGÜL, Gülay KARŞICI/ Sivas Alibaba Mahallesi Alevileri Cem Dışı Müzik Pratikleri ............................ 29
Kubilay YILMAZ/ Âşık Reyhânî Türkülerinin Makâm, Usûl Ve Vezin Yönünden Analizi ................................... 30
VIII. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Barış ERDAL
Barış ERDAL/ Uluslar Arası Sanat Müziğinde Beste (Composition At International Western Art Music) ........... 31
Burcu Avcı AKBEL, Hacı Bekir KURŞUNET/ Necil Kazım Akses’in “Minyatürler ve On Piyano Parçası”
Albümünden Bir Füg Analizi (A Fugue Analysis From Necil Kazım Akses’s “Miniatures And Ten Piano
Pieces” Album).................................................................................................................................. 32
Derya KIRAÇ/ Klasik Batı Müziğinde Doğaçlama ve Kadans Kavramı (The Concept Of Cadenza And
Improvisation In Western Art Music) ............................................................................................................... 33
Nargiz EMİNOVA/XX. Yüzyıl Piyano Müziğinde Yapısal İçerik Ve İcracılık Özellikleri ...................................... 34
Vügar HÜSEYNOV/Ulvi Cemal Erkin - “Sinfonietta” (Ulvi Cemal Erkin – “Sinfonietta”) .................................. 34
IX. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Mümtaz Levent AKKOL
Mümtaz Levent AKKOL/ Toplumsal Statü Farklılıklarının Ve Eşitsizliklerin Müzikal Anlam Farklılıklarının
Oluşumuna Etkileri ........................................................................................................................................... 35
Serap DURAN/ Müziğe Yönelik Tutum ve Müzik Davranışı: Müzik Öğrencileri Arasında Bir Ölçek Geliştirme
Çalışması .......................................................................................................................................................... 36
Derya KAÇMAZ, Hasan ARAPGİRLİOĞLU, Fatma Gül CİRHİNLİOĞLU/Müziğin Sosyal Psikolojisi: Müzik
Tercihlerine İlişkin Yaklaşım, Teori ve Modeller ............................................................................................... 37
Furkan Yağız KAYA/ Müzik Medya İlişkisi ve Tarihsel Süreci (Music Media Relationship and It’s Historical
Process) ............................................................................................................................................................ 39
9 NİSAN/APRIL 2015
I. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: Ali KARATAY
Ali KARATAY/ Kinetik Tipografi Tasarımı : Sosyal Medyada En Çok Paylaşılan Hareketli Tipografi Animasyon
Örnekleri .......................................................................................................................................................... 40
5
Ayşe KARATAY/ Sanat ve Aktivite Sanat ile Buluşturmak İçin Etkileşimli Stratejiler Newyork Modern Sanatlar
Müzesi Eğitim Modeli ....................................................................................................................................... 41
Bâlâ ERFİDAN/ İletişimi ve Reklamı Zenginleştiren, Yazılı Medyada Okunurluğu ve İlgiyi Arttıran Görsel
Materyallerin Değişmeyen Etkileri ................................................................................................................... 42
Fırat ÇALKUŞ/ Kavramsal Sanat Uygulamalarının Görsel Sanatlar Eğitimine Yansıması Üzerine Bir
Değerlendirme (An Assessment That Reflections On Visual Art Education Of Conceptual Art Practice)43
Gülşah TONTU ÖZDEMİR/ Vito Acconci: Narsist Video ve Beden İlişkisi ......................................................... 44
II. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: Lale HÜSEYNOVA
Lale HÜSEYNOVA/ Keman Çalmada Temel Davranışlar ................................................................................... 45
Pınar DAĞDEVİREN/ Güzel Sanatlar Liseleri Batı Müziği ÇalgıToplulukları Dersi Repertuvarına Yönelik
Sorunların İncelenmesi (Analyzing of Problems Intend To Repertory of Fine Arts High School Clasic Music
Instrument Ensembles Class) ............................................................................................................................ 45
Yunus YAPALI/ Ülkemizde Flüt ve Flüt Eğitimi Alanlarında Yapılan Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi 19872014 (The Analysis of Graduate Theses in The Fields of Flute and Flute Training in Our Country 1987-2014) 47
Lale HÜSEYNOVA, Ercan KARAKAYA/ G. B. Viotti’nin Keman Sanatı Tarihinde Yeri ve 23 Nolu
Konçertosunun Analizi ...................................................................................................................................... 48
III. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Duygu ULUSOY YILMAZ
Cem DOĞAN/Aydın Germencik’te Kaba Zurna Geleneği, Çalım Şekilleri Ve Öğrenimi .................................... 49
Gonca DEMİR/ Türk Halk Müziği Fonetik Notasyon Sistemi/Thmfns Linguapoetika Özellikleri: Urfa Yöresi
Örneklemi (Turkish Folk Music Phonetic Notation System/TfmpnsCharacteristics Of Linguapoetica:Urfa
Region Sample) ................................................................................................................................................. 49
Hasan NOYAN/ İlköğretim Okullarında Müzik Derslerinin Verimliliğini Etkileyen Faktörler............................ 51
IV. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Mehmet TIRAŞÇI
Mehmet TIRAŞCI/ Muhafazakâr Kesimde Mûsikînin Yozlaşması ve Çözüm Önerileri (The Degeneration of
Music in Conservative People and Solution Offers) .......................................................................................... 51
Sümeyye TORUN/ “Kitâbü Fî Mârifeti'l-Engâm Ve'l-Hünûk Ve't-Tarâb Fi'l-İsnâ 'Aşar Ve's-Sitte” İsimli Anonim
Mûsikî Eserinin Tanıtımı (“Kitab Fi Ma'rifat Al-Angham Wa'l-Hunuk Wa'l-Tarab Fi'l-Ithna 'Ashar Wa'l-Sitta”
Introduction Of Anonymous Music Book) ......................................................................................................... 52
Burçin TOPAL, İrfan KARADUMAN/ Gıda-I Ruh İsimli Güfte Mecmuasının Türk Müziği İçin Önemi
(Importance Of Gıda-I Ruh Named Lyric Collections of Turkish Music) ............................................................ 53
6
Talat ALKAN/ Ecstatic Indo Muslim Qawwali Music In Islamic Devotional Music Tradition, An Overview ..... 54
Mehmet Nuri PARMAKSIZ/ Osmanlı Dönemi Türk Musikisinde Hicri Aylara Hususi Olarak İcrâ Edilen Dini
Musiki Eser Örnekleri ....................................................................................................................................... 54
V. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Meher BAYRAMOĞLU
Meher BAYRAMOĞLU/ Kristalografik Motifler ve Nakış Sanatının Çağdaş Mimari ve Resim Sanatında Etkileri 55
Meysem SAMSUN/ Batılı Anlamda Türk Heykel Sanatında İlhan Koman’nın Yeri (İlhan Koman’s Significance
In Turkish Sculptural Art In Western View)....................................................................................................... 56
Mustafa DİĞLER, Mustafa Cevat ATALAY/ Sultan Abdulmecit Efendi ve Türk Resim Sanatına Katkıları (The
Sultan Abdulmecit Efendi Contributions To and Turkish Painting Art) ............................................................. 57
Özkan KÖSE/ Sanatsal, Bilimsel ve Felsefi Yönleriyle Bir Toplumsal Gerçeklik Olarak Siborg Miti .................. 58
Özlem MURAZ/ Kamusal Alanda Sanat ........................................................................................................... 59
VI. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Nesrin KARACAN
Nesrin KARACAN/ Disiplinlerarası İlgilerle Dönüşen Değerler ve Mekân Kavramının Günümüz Mimari ve
Heykel Formlarına Etkileri (The Effects Of The Values Turning With Interdisciplinary Relevances And The
Concept Of Space On The Contemporary Architecture And Sculpture Form)......................................... 60
Barış YILMAZ/ Sanatsal Yaratıcılık, Kişilik ve Yaratma Süreci (Artistic Creation, Personality And Creating
Process) ..................................................................................................................................................... 61
Sevda KARASEYFİOĞLU PAÇALI/ Yeniden Organik, İnorganik: Yeniden, Yeniden Yine Yeniden (Again,
Organic, Inorganic: Again, Again Again Again) ................................................................................................ 62
Sevtap YILDIZ/ Güzele Dair Bir Değinme ......................................................................................................... 63
Mustafa KİBARKAYA/ Özel Yetenek Sınavlarında Amaç, Uygulama ve Değerlendirme Yöntemleri (Aim Implementation and Evaluation Methods In Special Ability Tests) .................................................................... 64
VII. GRUP (ANA KONFERANS SALONU)
Oturum Başkanı: Sibel ARMAĞAN
Sibel ARMAĞAN/ Sanat Terapi Yoluyla Yenilenme (Renewal With Art Therapy) ............................................ 66
Uğur YILMAZ/ Çağdaş Sanatta Pazarlama Dinamikleri ve Sanatçı İnisiyatifi ................................................... 67
Sevgi NARMAN ÇAL/ Mark Rothko’nun Soyut Dışavurumcu Sananat Haraketi İçerisindeki Yeri ................... 68
Seza SİNANLAR USLU, Dilruba KOCAIŞIK/ Sultan II. Abdülhamid Albümlerinin Yıldız Sarayı ve Yapıları
Ekseninde İncelenmesi ..................................................................................................................................... 69
7
VIII. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Levent DEĞİRMENCİOĞLU
Levent DEĞİRMENCİOĞLU/ Türk Müziği Viyolonsel Eğitiminde Transpoze Düşünme Ve Çalma Pratikleri
(Bolahenk, Süpürde, Kız Neyi ve Mansur Kararlar) Transposing Practices In Violoncello Training In Turkish
Music (Bolahenk, Süpürde, Kız Neyi And Mansur) ............................................................................................ 70
M. Ozan ÖZALTUNOĞLU/ Piyano Eğitiminde Performans Değerlendirmesi Üzerine Bir Araştırma:
Cumhuriyet Üniversitesi G.S.F. Müzik Bölümü Öğrenci Görüşleri .................................................................... 71
Türker EROL/ Piyanist ve Besteci Franz Liszt’in İstanbul Konserine İlişkin Değerlendirmeler (Reviews For The
Concert Of Pianist And Composer Franz Liszt In Istanbul) ................................................................................ 72
Umut YAYMAK/ Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı İşitme Engelli İlköğretim Okullarındaki Müzik Eğitiminde
Kullanılan Yöntemler Üzerine Bir İnceleme (The Ministry of National Education of The Deaf The Methods Used
in Elementary Music Education in Schools A Study) .......................................................................................... 73
IX. GRUP (KIRMIZI SALON)
Oturum Başkanı: Sühan İRDEN
Sühan İRDEN/ Bileşik Makam Bûselik .............................................................................................................. 74
Kenan GÜL/ Göksel Baktagir Eserlerinin Makam, Usûl ve Form Yönünden İncelenmesi (A Research of The
Works of Goksel Baktagir by Maqam, Methods and Forms) ............................................................................ 75
Osman ÖZEL/ Dünyaca Ünlü Türk Divası , Leyla Gencerin Vokal Yorumculuk Özellikleri (World-Famous Turkish
Diva, Leyla Gencer Vocal Commentator Features) ........................................................................................... 77
Mehmet ARSLANBOĞA, Süheyla ÖZDEMİR, N. Oya LEVENDOĞLU ÖNER/ Halkevleri Dergileri Ekseninde
Cumhuriyet Dönemi Müzik Politikaları Tartışmaları-II ....................................................................................... 78
X. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Özlem ÖZALTUNOĞLU
Özlem ÖZALTUNOĞLU, Hasan ARAPGİRLİOĞLU/ The Effect Of “Moveable-Do” Method on Development of
Graduate Students’ Dictation Skills .................................................................................................................. 78
Özlem ÖZALTUNOĞLU, Hasan ARAPGİRLİOĞLU/The Effect Of Moveable Number System On The Attitude
Towards Melodic Dictation .............................................................................................................................. 79
Faruk YILDIRIM/ Müzik Bölümü Öğrencilerinin Dikte Uygulamalarında Karşılaştıkları Algısal Problemler ve
Çözüm Önerileri (Perceptual Problems In Dictation Encountered By Students Of Music Department
And Their Solutions)...........................................................................................................................80
Gamze KURTÇU/ Müzik Bölümlerinde Okutulan Solfej Kitaplarının Motif Özellikleri Açısından Analizi
(Cumhuriyet Üniversitesi Örneği) ..................................................................................................................... 81
Erdal KURTÇU/ Güzel Sanatlar Fakülteleri Müzik Bölümü Müfredatlarında Bulunan Keman Eğitimi
Derslerinde Yaşanan Sorunların Öğrenci ve Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda İncelenmesi ....................... 82
8
XI. GRUP (MAVİ SALON)
Oturum Başkanı: Ali Orhan DÖNMEZ
Zekeriya KAPTAN, Ali Orhan DÖNMEZ/ Türk Halk Müziği Ezgilerinin Müzik Eğitimi Alanında Müziksel İşitmeOkuma Eğitiminde Kullanılabilirliğine Yönelik Bir Çalışma (A Study for Usebility of Turkish Folk Music
Melodies in Aural and Sight Singing Instruction at Music Education) .............................................................. 83
POSTER SUNUMLAR
Selda ÖNAL, Kâni ÜLGER/ Francisco Jose De Goya Y Lucientes’in “Mayıs’ın Üçü, 1808” Adlı Eserinin Sanatsal
Eleştirisi ............................................................................................................................................................ 84
Songül MOLLAOĞLU, Kâni ÜLGER/ Pablo Picasso’nun Guernica Adlı Tablosunun Sanatsal Eleştirisi ............. 85
Songül MOLLAOĞLU, Sebahat DEMİREL AKKAYA/ Yükseköğretim Kurumu (Yök) Tez Merkezinde Kayıtlı Afiş
Konulu Tezler Üzerine Niceliksel Bir Araştırma ................................................................................................ 86
Zehra ÇİĞDEMGÜL/ Dünya’da ve Türkiye’de Feminist Sanat Gelişimi ve Durumu ......................................... 87
9
10
Paper No
001MUS
Author(s)
Mustafa Hilmi BULUT
C. Victor FUNG
Lisa J. LEHMBERG
Patrick HERNLY
Zekeriya KAPTAN
Esmira MEHDİYEV
Yusuf ÖZGÜL
Title
Varied musical experiences and college
student's open-mindedness in Turkey and in
the United States. (Türkiye ve Amerika’da ki
Üniversite Öğrencilerinin Açık – Fikirlilikleri ve
Çeşitlendirilmiş Müzik Deneyimleri)
This study
is aimed at determining the effects of various types of musical and language
experiences on the openmindedness of 190 college music majors in Turkey and 190 in the
United States. We used the Openness domain of the NEO-PR-I to determine
openmindedness and an author-designed survey to determine various musical and language
experiences. Results show that U.S. music majors have significantly higher ratings in the
Fantasy, Feeling, Actions, and Value subscales of the Openness domain than their Turkish
counterparts. The Aesthetic subscale shows no significant difference. Factor analysis results
show that (a) experiences in foreign languages, (b) listening to Turkish classical, pop, and
folk music, and (c) listening to American (pop and folk) and Western classical music have
cumulatively explained 68.49% of the variance in openmindedness (Eigenvalues = 4.09,
2.69, and 1.44 respectively). Further correlation analyses suggest that Turkish students’
listening of American and Western musical genres are significantly related to Fantasy (.21),
Aesthetics (.18), and Actions (.20), but their listening of Turkish musical genres are
negatively related to Value (-.17). U.S. students’ listening of Turkish musical genres are
significantly related to the Aesthetic subscale (.15), and their listening of American and
Western genres are related to Feeling (.26), Actions (.15), and Value (.18). Number of
foreign language participants have studied is correlated to Aesthetics (.16), Feeling (.11),
Actions (.11), and Value (.12) subscales. We conclude that learning of foreign languages and
listening to a broader range of music contribute substantially to college music majors’
openmindedness.
Key Words: Cross-cultural comparison, international background, music education
Not: Bu çalışma CÜBAP (Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projeleri Başkanlığınca
desteklenmiştir.
Prof. Dr. Mustafa Hilmi BULUT, Cumhuriyet University
Mustafa Hilmi Bulut is Professor and Dean of the Faculty of Fine Arts at
Cumhuriyet University in Sivas, Turkey. He holds a Ph.D. degree from Gazi
University in Ankara, Turkey. His has presented at numerous conferences
and symposia and has published on music education and musicology,
which are his research interests. He also has numerous compositions for
school students as well as compositions in Turkish tradition. He has five books and coordinated six
major research projects. He plays and teaches the violin and the ud (a Turkish plucked string
instrument).
11
Prof. C. Victor FUNG, University of South Florida
C. Victor Fung is Professor and Director of Center for Music
Education Research at the University of South Florida, Tampa. His
has numerous presentations and publications on social psychological
aspects, multicultural issues, and international perspectives of music
education. He served as a Board Member for the International
Society for Music Education, the College Music Society, and Florida
Music Educators’ Association. He is currently the editor of
Scholarship and Research, College Music Symposium, which is a
premier refereed publication of original scholarly and research articles in the field of music in
higher education.
Ast. Prof. Lisa J. LEHMBERG, University of Massachusetts
Lisa J. Lehmberg is Associate Professor and Coordinator of Music Education
at the University of Massachusetts, Amherst. Her areas of specialty are
general music, world music, music for students with special needs, and music
education technology. Her research interests include urban music education
and senior citizens’ participation in music. She is author of the book The
Challenges and Rewards of Urban Teaching: Six Elementary Music Teachers’
Perceptions of Effective Teaching and Pre-Service Preparation for Urban Classrooms and co-author
of the book Music for Life: Music Participation and Quality of Life of Senior Citizens.
Patrick HERNLY, St. Petersburg College
Patrick Hernly is the Academic Chair of the Music
Industry/ Recording Arts program at St. Petersburg
College in St.Petersburg, Florida. He has performed as a
drummer/ percussionist with several Grammy and
Oscar-winning artists, and has toured extensively in the
United States and abroad. His research on international
perspectives in music education and world music education has been published in national and
international journals, and he has presented at numerous colleges, universities, and conferences.
Ast. Prof. Zekeriya KAPTAN, Cumhuriyet University
Zekeriya Kaptan is Assistant Professor at Cumhuriyet
University in Sivas, Turkey for 15 years. He has published
12 articles and 3 books on music education and
musicology since 2007. He has numerous conference and
symposium presentations and publications on music
education and musicology. He has coordinated two major projects (SRP) so far.
12
Prof. Dr. Esmira MEHDİYEV, Cumhuriyet University
Esmira Mehdiyev is Assistant Professor in the Department of Foreign
Language Teaching, Faculty of Education, Cumhuriyet University,
Sivas, Turkey. She has articles and one book published in the field of
Philology. She has translated two books from Russian to Turkish in the
field of Psychology. She is currently conducting a research project on
English Language Teaching Methodology. She is a department
coordinator of the Erasmus + Programme.
Ast. Yusuf ÖZGÜL, Cumhuriyet University
Yusuf Özgül is Research Assistant in the Department of Music
Education, Cumhuriyet University. In music education, his main
areas of interest focus on aural music training and violin teaching.
He has contributed to many orchestral and solo concerts. He has
completed a master of music education degree at Gazi University
(Turkey) and is pursuing a doctoral degree at the same university.
Paper No
004MUS
Author(s)
İrfan KARADUMAN
Title
An Approach to the Use of the Concept of
Makam in Turkish Traditional Folk Music With
Regard to Edvard Tradition1
In Traditional Turkish Music, characteristics of melodies are manifested through melodic modes that
are called makâm in Turkish. In this line of music, which has maintained its existence within the
exercise system, the understanding of makâm has naturally undergone changes over the centuries.
These changes are clearly seen between the edvârs -manuscripts of music theory presented in circlesof different centuries. Due to this reason, examining the various definitions of makâms, from the
manuscript books of the past and from current sources, would provide information on the magnitude
and sense of this change. Another importance of setting forth the change in the understanding of
makâm is related with the introduction of a new perspective to the dilemma of makâm and melodic
patterns referred to as ayak in the Traditional Turkish Folk Music. Although it had been named
differently in the past centuries, within the terminology of the present century's "Turkish Folk Music"
the melodic structure of music has been tried to be expressed with the term "ayak". The fact that
some folk melodies cannot be exactly expressed in terms of makâms has been frequently presented as
the reason for this. Our belief is that two fundamental matters underlying the problem are being
omitted. The first of these is the change of understanding that took place in the definitions and
therefore the setups of makâms. In other words, an understanding of scale -or "dizi" in Turkish-, which
did not exist within the tradition but was later incorporated into the definitions of makâm, has been
prevalent in the last century. The second matter is the concepts of "âvâze" and "şûbe" which although
had been used in the past centuries, in time started to be mentioned less and less and eventually
melted into the term of makâm. The remoteness of the melodies identified with the concepts of âvâze
1
Bu bildiri “Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish
or Turkic” adlı derginin “Volume 9/8 Summer 2014” sayısında yayınlanan makalenin İngilizce çevirisidir.
13
and şûbe, to today's understanding of makâm is obvious. Utilizing the melody models identified by
these two terms in the examination of Turkish Folk Music melodies with regard to makâm may
provide a significant ease in the solution of the problem that is being experienced.
Keywords: Traditional Turkish Music, Traditional Turkish Folk Music, Edvâr, Makâm, Ayak
Yrd. Doç. Dr. İrfan KARADUMAN
2002 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’ndan mezun
oldu. 2004 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel Bilimler (Türk
Halk Müziği) Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Doktora öğrenimini Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü’nde
tamamladı. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik
Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Türk Halk Müziği alan
araştırması ve Türk Müziği Tarihi alanlarında çalışmaları olup, iki kitabı ile çeşitli
makale ve bildirileri bulunmaktadır.
Paper No
005MUS
Author(s)
Erol BAŞARA
Title
Şevkî Bey’in, Mehmet Hafîd Bey’e Ait Güftelerden
Uşşak Makamında Bestelediği Eserleri Üzerine Prozodik
Bir İnceleme (Examination Of Şevki Bey’s Songs, Composed
In Uşşak Tune, In Prosodical Terms, Lyrics Of Which Were
Taken From Mehmed Hafid Bey’s Poems)
Bu çalışmada, Türk Musikisinin büyük şarkı bestekârlarından Şevkî Bey’in Uşşak makamında bazı
eserleri, prozodi açısından incelenmiştir. Şevkî Bey’in mensup olduğu Hacı Arif Bey ekolünde güfte,
büyük çoğunlukla aruz vezni iledir. Dolayısıyla inceleme, aruz vezni- usûl ilişkisi doğrultusunda
yapılmış ve sonuca gidilmiştir. Seçilen Uşşak makamı, Şevkî Bey’in en fazla eser verdiği makam
olup seçilen güfte şairi ise, Şevkî Bey’in güftelerini Uşşak makamında en çok tercih ettiği şairdir.
Anahtar Kelimeler: Şevkî Bey, imâle, zihaf, ulama, simetri.
This article examines some works in terms of prosody, which were composed in Uşşak tune by
Şevkî Bey who is one of the greatest composers of Turkish Classical Music. According to the school
of Hacı Arif Bey, of which Şevkî Bey is the follower, songs are as a rule in line with prosodic verse
(aruz vezni). So the examination was performed by considering the relation between prosodic
verse and rhythm. The reason why we have preferred the Uşşak tune for the examination is that
Şevkî Bey made his lots of compositions in this traditional tune. And Şevkî Bey also used especially
Mehmed Hafîd Bey’s poems for his compositions in Uşşak tune. So this is why we have preferred
Mehmed Hafîd Bey’s poems in the examination.
KeyWords: Şevkî Bey, İmale (reading in lengthy of shortsyllable), Zihaf (reading in short of longsyllable), Liaison, symmetry.
Doç. Erol BAŞARA
1955 yılında Sivas’ta doğdu. 1986 yılında DEÜ Buca Eğt. Fakültesi Müzik
Öğretmenliği bölümünde lisans tamamladı. 2001 yılında Selçuk Üni. Sosyal
Bil. Enst.’nde Sanatta Yeterliğini, 2011 yılında Türk Sanat Müziği alanında
Doçentliğini aldı. TRT Türk San. Müziği Repertuvarında 50 eseri,
yayımlanmış 11 makalesi ve 1 kitabı olan Başara; CÜ Senato üyeliği, CÜ
Sosyal Bil. Enst. Yönetim Kurulu üyeliği, CÜ Güzel Sanatlar Fak. Yönetim
Kurulu Üyeliği, CÜ Müzik Bölümü Müzik Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı ve
CÜ Devlet Türk Müziği Konservatuvarı Müdürlüğü görevlerini
sürdürmektedir.
14
Paper No
006MUS
Author(s)
Kemale ALESKERLİ
Title
Azerbaycan'da Senfoni ve Bale Müziğinin
Gelişimi (Development Of Symphony And
Ballet Music In Azerbaijan)
Azerbaycan senfoni ve bale müziği uzun ve meşakkatli tarihi gelişim yolundan geçerek, çeşitli
başarılarla karakterize edilmiştir. Araştırmalar gösteriyor ki, senfoni ve bale müzik türleri temel
başlangıcını Azerbaycan profesyonel müziğinin kurucusu Üzeyir Hacıbeyli’nin (1885-1948)
yaratıcılığından, özellikle de dahi bestecinin "Leyli ve Mecnun" (1907) ve "Köroğlu" (1937)
operalarından almıştır. Azerbaycan senfoni ve bale müziğinin ilk örneği sayılan bu yenilikçi
operalar sahip oldukları tüm diğer özellikleriyle birlikte, özgür senfoni ve bale müzik türlerinin de
temelini oluşturmuştur: "Leyli ve Mecnun" operasından "Arazbarı" zerbi-muğamı üzerinde
kurulmuş parlak senfoni eser olan "Senfonik Muğam" türünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Avrupa ve ulusal müzik tefekkürünün çaprazlaşan senfonik müziğinin ilk örneği ile birlikte, klasik
müzik-sahne türü olan bale müziğinin temeli, "Köroğlu" operasındaki eski Azerbaycan halk
danslarının Avrupa tefsirinde yerini almıştır. Milli senfoni ve bale türünün teşekkül ve gelişimi için
yeni yollar açan Ü. Hacıbeyli’nin büyük başarıları; Müslüm Magomayev, Asef Zeynallı, Gara
Garayev, Cevdet Hacıyev, Fikret Amirov, Soltan Hacıbeyov, Arif Melikov, Hayyam Mirzezade ve
başka Azerbaycan bestecilerinin yaratıcılığında devam etmiş ve gelişimine ışık tutmuştur.
Anahtar sözcükler: Azerbaycan, senfoni, bale, müzik, gelişim
Azerbaijan
symphony and ballet music path through a long historical development and the
compound was characterized with various success. Research shows that, symphony and ballet
music genres basis beginning the founder of Azerbaijan professional music Uzeyir Hacıbeyli's
(1885-1948) has received the creativity, especially genius the composer from the opera "Leyla
and Majnun" (1907) and "Koroglu" (1937). First of Azerbaijan symphony and ballet music
mentioned this innovative operas, they have together with all the other features, formed the
basis of the free symphony and ballet musical genres: "Leyla and Majnun" opera of "Arazbarı” the
Zerbi-mugham founded on the work of brilliant symphony, the "Symphonic Mugam" has led to
the emergence of genre: with the first of crossing the symphonic music of European and national
music contemplation, the foundation of classical music-scene species of ballet music, "Koroglu" of
the former Azerbaijani folk dances in the opera took place in the European exegesis. Opens new
ways for the formation and development of the national symphony and ballet genre Hacıbeyli’s
great success; Muslim Magomayev, Asef Zeynalli, Gara Garayev, Cevdet Hajiyev, Fikret Amirov,
Soltan Hajibeyov, Arif Melikov, Khayyam Mirzezade and other Azerbaijani composers continued of
creativity and has found its development.
Keywords: Azerbaijan, symphony, ballet, music, development
Doç. Dr. Kemale ALESKERLİ
Azerbaycan, Bakü’de doğmuştur. Üzeyir Hacıbeyli Bakü Müzik
Akademisinin müzikoloji ve bestelik (Hayyam Mirzezade’nin sınıfında)
fakültelerini bitirmiştir. 2007’te “Rahile Hasanova’nın Eserlerindeki Tarz
Özellikleri” doktora tezini savunmuştur. Uluslararası ve Ulusal 61 bilim
yazısı, 4 ilmi metodik tavsiyeleri, 4 kitabı basılmıştır. Piyano Varyasyonları,
Flüt, Piyano Sonatları, Keman, Piyano Konçertoları, Şan Romansları, Yaylı
Kuartet vb. eserlerin bestecisidir. Uluslararası ve Ulusal ödüllerin sahibidir.
Genç müzisyenlerin Ü. Hacıbeyli I Cumhuriyet yarışması (1994) ödülünü,
Keman ve Orkestra için Konçertosu Kültür ve Turizm Bakanlığınca "Yılın En İyi Senfoni Müziği" (2003)
onursal ödülünü almıştır. Halen Üzeyir Hacıbeyli BMA’da Doçent Doktor ünvanında görev yapmaktadır.
15
Paper No
007MUS
Author(s)
Soner ALGI
Title
Üniversitelerimizin Eğitim Fakültelerine Bağlı
Müzik Eğitimi Ana Bilim Dallarında Bağlamada
Yöresel Tezene Tavırlarının Kullanım Durumlarına
Yönelik Bir Çalışma (A Study Towards Availability
of Local Plectrum Styles For Baglama In The
Disciplines of Music Education Dependent On The
Faculties of Education In Our Universities)
Bu araştırma; üniversitelerin eğitim fakültelerine bağlı müzik eğitimi ana bilim dallarında bağlama
eğitimi-öğretimi süresince kullanılan yöresel tezene tavırlarının doğru icrasını ve yeterlilik
bakımından ne derecede kullanıldığını ortaya çıkartmayı amaçlamaktadır. Araştırmada konuyla
ilgili olarak daha önce yapılmış çalışmalar literatürden taranmış, öğretim elemanlarının ve
uzmanların görüşleri alınmış, üniversitelerin eğitim fakültelerine bağlı müzik eğitimi bölümlerinde
görev yapan öğretim elemanlarına anket uygulanmıştır.
Elde edilen bulgu ve sonuçlar ışığında; yöresel tezene tavırlarının doğru icrası, müzik öğretmeni
adayına neler kazandıracağı ve yeterlilik bakımından üniversitelerin eğitim fakültelerine bağlı
müzik eğitimi bölümlerinde ne derecede öğretilmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Bağlama, Bağlama Öğretimi, Türk Halk Müziği, Yöresel Tezene Tavırları
This research aimed at
to introduce accurate execution of local plectrum styles used during
balgama education-instruction in music education departments depending on faculties of
education of universities and in what level they are used in respect of proficiency. Studies
performed previously regarding to subject in this research has been scanned and views of
lecturers and experts have been taken.
Under the light of findings and results obtained, followings have been emphasized accurate
execution of local plectrum style, what would it gain for the candidates of music teachers and
requirement of what level it should be taught in respect of proficiency in the music education
departments depending on faculties of education of universities.
Key Words: Baglama, Baglama Teaching, Turkish Folk Music, Local Plectrum Style
Yrd.Doç.Dr. Soner ALGI
11.12.1979 tarihinde Konya’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini
Konya’da tamamladı. Lisans öğrenimini 2001 yılında Konya Selçuk
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nde, yüksek
lisans öğrenimini 2006 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Öğretmenliği Bilim
Dalı’nda ve doktora öğrenimini 2013 yılında Necmettin Erbakan
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim
Dalı’nda tamamladı. Bu süreler içerisinde çok sayıda sanatsal faaliyette görev aldı. Halen
Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü
Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda Bireysel Çalgı (Bağlama) ve Türk Halk Müziği (lisans ve lisansüstü)
derslerini yürütmek üzere Yardımcı Doçent Doktor unvanıyla görevini sürdürmektedir. Evli ve bir
kız babasıdır.
16
Paper No
008MUS
Author(s)
Attila ÖZDEK
Title
Bağlama Öğretimine Dönük Basılı
Materyallerde Görece Notasyona İlişkin Bilgi
ve Uyarılar (Information And Warnings
Regarding The Relative Notation In Printed
Materials For Bağlama Teaching)
Bağlama için yapılmış metot çalışmalarının önemi ve gerekliliği ortada olmakla birlikte bu çalışmaların
çoğu, ticari kaygılar taşıdıkları ve akademik çerçeveden uzak, teknik, estetik, pedagojik ve metodolojik
açılardan yetersiz oldukları gerekçesiyle eleştirilmektedir. Halk müziği alanında çalışan akademisyen
sayısındaki artışla birlikte bu alandaki akademik yayın ve çalışmaların da kayda değer bir şekilde arttığı
ve nitelik bakımından tatmin edici, oldukça düzeyli metodolojik yayınlar yapılmaya başlanmasının
gelecek adına umut verici olduğu görülmektedir. Ancak geçmişten itibaren bu yayınların çok azında
bağlama için kullanılan notasyonun görece bir durumu yansıttığından bahsedilmektedir. Bir çalgının
evrenselleşebilmesi adına oldukça önemli olan bu hususun çoğunlukla gözden kaçırıldığı ve gerekli
açıklama, bilgi ve uyarıların yayınlarda yeterince yer almadığı gözlemlenmektedir. Araştırmamız
bağlama öğretimine ilişkin ulaşılabilen yayınlardaki bu durumu ayrıntılı ve karşılaştırmalı olarak ele
almayı amaçlayan kaynak tarama modelli betimsel bir nitel araştırmadır.
Anahtar Kelimeler: Türk Halk Müziği, Bağlama, Metot, Görece Notasyon
It is an undeniable fact that method studies for bağlama are very important and necessary for
teaching. However; most of the studies have been criticized for being commercial, not being academic
and being insufficient from the points of technicality, pedagogy and aesthetics. As the number of
academics who have studies in the area of folk music increases, the number of the academic
publications have also increased as well. When we examine the publications in this field of study, we
realise that they are very well qualified and satisfactory from methodoligical perspectives. However,
there are only a few studies from the past to the present which mention that notation which is used
bağlama reflects a relative situation. It can be easily realized that there aren’t enough necessary
information, explanations, and warnings about it in most of the publications despite the fact that it is
very important for making an instrument global. Our study tries to examine the publications about
bağlama teaching in detail and comparatively from the perpective of notation relativity and it can be
accepted as a qualitative, descriptive research which is based on review of literature.
Key Words: Turkish Folk Music, Bağlama, Method, Relative Notation
Dr. Attila ÖZDEK
1973 yılında doğduğu Ankara’da ilk, orta ve lise eğitimini tamamladı.
1997 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana
Bilim Dalı için açılan özel yetenek sınavını kazanarak mesleki müzik
eğitimi yaşantısına başladı. 2001 yılında dereceyle mezun olup
yüksek lisans eğitimine başladığı bu programda kısa bir süre müzik
öğretmenliğinin ardından Araştırma Görevlisi olarak akademik
hayata geçiş yaptı. 2005 yılında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Aynı programda doktora
eğitimine başladı ve 2012 yılında başarıyla mezun oldu. 2010 yılından beri Necmettin Erbakan
Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda Öğr. Gör.
kadrosunda çalışmakta; Türk halk müziği ve bağlama eğitimi ile ilgili lisans ve lisans üstü dersleri ve
danışmanlıkları yürütmektedir.
17
Paper No
009MUS
Author(s)
Göktürk ERDOĞAN
Title
Ağaca Can Veren Eller; Sivas’ta Bağlama
Yapım Ustaları
Bağlama
yapımı, ülkemizde bazı fakültelerde lisans düzeyinde bilimsel yöntem ve tekniklerle
öğretilen bir süreç olmanın dışında, uzun bir süredir usta çırak ilişkisi ile sürdürüle gelmiş kadim bir
gelenektir aynı zamanda. Şüphesiz ki bu geleneğin devamlılığı ve aktarımında bağlama yapım
ustalarının önemli bir yeri vardır. Bu araştırma, Sivas’ta geleneksel yöntemlerle devam eden
bağlama yapımcılığını kimlerin yaşattığını tespit etmenin yanı sıra, bu geleneğin Sivas’ta ne şekilde
sürdürüldüğü, bu sürecin püf noktalarının neler olduğu, mesleğin devamlılığı için neler yapıldığı ve
bağlama yapım ustalarının günümüzde ne gibi zorluklar yaşandığını, tespit etmeye yönelik bir saha
çalışmasıdır. Bu araştırma ile “Geleneksel bağlama yapımı Sivas’ta kimler tarafından ve ne şekilde
sürdürülmektedir? Sorusuna cevap aranacaktır. Çalışma sahası için; hem folklorik ve hem de
müzikal açıdan köklü bir geleneğe sahip olan Sivas il merkezi seçilmiştir. Veri toplama araçları
olarak kaynak kişilerle bire bir katılımsız gözlem ve görüşme tekniği kullanılmış olup, veriler
betimsel olarak incelenmiştir.
Çalışma sonunda, bağlama yapım ustaları, yıllar içerisinde edindikleri bilgi ve tecrübelerini
metodolojik ve sistemli bir şekilde icra edebilmesi ve gelecek kuşaklara doğru aktarabilmeleri için
üniversite veya Kültür Bakanlığı gibi resmi kurumların desteğine ihtiyaç duymakta olduğu
düşünülmektedir. Buna paralel olarak, usta çırak ilişkisi ile zaman içerisinde edinilen bilgilerin
kaybolmaması için, İç Anadolu’da bazı illerde lisans düzeyinde bağlama yapım bölümlerinin
açılmasının gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler; Çalgı, Bağlama, Sivas, Usta-Çırak
Arş. Gör. Göktürk ERDOĞAN
2004 yılında Trakya Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler bölümünden
mezun oldu. 2009 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümünden Lisans düzeyinde
mezun oldu. 2013 yılında Aynı Üniversitenin Eğitim Bilimleri
Enstitüsü’nün Müzik Eğitimi Anabilim dalını kazandı. 2012-2013
yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sivas Devlet Türk Halk
Müziği Korosuna Gitarist olarak görev yaptı. 2014 yılında Erciyes Üniversitesi Müzik Bilimleri
Anabilim Dalında Doktora programını kazandı. Çeşitli ulusal ve uluslararası dergilerde makaleleri,
sempozyum ve kongre bildirileri mevcut olup araştırmalarını halkbilimi ve etnomüzikoloji üzerine
devam ettirmektedir.
Paper No
010MUS
Author(s)
Kürşat TAYDAŞ
Title
Ses Kayıt Stüdyosu Ortamında Bağlama Kaydı
İçin Yaklaşımlar (Approaches For The
Instrument In The Audio Recording Studio)
Stüdyo ortamında enstrüman ses kaydı konusunda batı müziği çalgıları için zaman içerisinde belirli
teknikler oluşturulmuştur ve bu teknikler günümüzde ana hatlarıyla kullanılmaktadır. Geleneksel
Türk Halk Müziği çalgılarımızdan Bağlama'nın stüdyo ortamında ses kaydının yapılabilmesi için
18
belirlenmiş standartlar bulunmamakla birlikte denemeler yapılmaktadır. Bu çalışmada,
bağlamanın stüdyo ortamında farklı bölgelerden mikrofon yerleşimi ile ses kaydı yapılarak uygun
mikrofon yerleşimini bulmak amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler : Stüdyo, Mikrofon, Bağlama, Ses kaydı
In studio environment specific techniques about sound recording for western music instruments
are formed in time and the techniques are used with the main lines at the present time. There are
no standards which are determined to be able to make voice recording of Baglama as one of the
traditional Turkish Folk Music instruments in studio environment, besides trials are still
continuing. In the study, it is aimed to find suitable microphone localization by sound recording
with microphone localization from different areas in studio environment of baglama.
Keywords : Studio, Microphone, Baglama, Sound Recording
Öğr. Gör. Kürşat TAYDAŞ
1972 yılında Sivas’ta doğdu. Lisans öğrenimini Cumhuriyet Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Teknolojisi Anabilim dalında
tamamladı. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik
Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrenimini tamamlamış ve “Bağlamanın
Dijital Kayıt Ortamlarına Aktarılmasına ilişkin Yaklaşımlar” konulu tezi
mezun oldu. 2000 Yılından itibaren Kültür veTurizm Bakanlığı Sivas
Devlet Türk Halk Müziği Korosunda Divan Sazı sanatçısı olarak görev
yapmıştır. 2009-2012 sanat sezonları arasında orkestra sorumluluğuna
getirildi.İl içi ve il dışı konserlerde pek çok sanatçıya bağlamasıyla eşlik etti. 2014 Aralık ayında
kendi isteğiyle kurumdan ayrıldı. 2007 yılından itibaren C.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Bağlama
ve Müzik Teknolojisi alan derslerini vermiştir. 2009 yılında C.Ü. G.S.F. Türk Halk Müziği
Topluluğunu kurdu. 2012-2013 döneminde gerçekleştirdiği “ Biz de Cumhuriyet Üniversitesi için
Çaldık” isimli video klip çalışması ile rekor izlenme sayıları elde ederek ulusal basında ve
televizyonlarda yer bulmuştur. 2014 yılında Cumhuriyet Üniversitesi’nin 40. yılı anısına hazırladığı
video klip çalışması halen beğeniyle izlenmektedir. 2014 Aralık ayında Cumhuriyet Üniversitesi’ne
öğretim görevlisi olarak atanmış halen Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Müzik Teknolojisi alan dersleri
ve Bağlama derslerini yürütmektedir.
Paper No
011MUS
Author(s)
Nurettin KARAKUŞ
Title
Bağlama İcrasındaki Değişim Ve Sürekliliği
İrdelemek; ‘Türkü Bar’ Örnek Olayı
Ülkemizde, ortalama 1940’lı yıllarda ‘Yurttan Sesler’in oluşumu ile öncülüğünü ettiği ve geleneğin
yeniden icadı/inşası süreciyle birlikte başlamış olan toplu çalma/icra fenomeni; ‘bağlamada tavır
ve düzen’inde sistematik olarak oluşturulmasına olanak sağladı. Tabi bu oluşumun ne kadar
sistematik olup olmadığı başka bir araştırma, çalışma konusudur. Seslendirme kurumlarının (TRT,
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı korolar, topluluklar v.b.), ve Türk Müziği Konservatuarlarının
bugün hala devam ettirdiği veya ettirmeye çalıştığı bir şey olan ‘bu geleneğin’ devlet desteğinin
olmadığı yerlerde yani ‘Türkü Bar’lardaki görünümünü/tezahürünü anlamaya yöneliktir bu
çalışmanın amacı. Ayrıca bu çalışma II kısımdan oluşmaktadır. Çalışmanın I. kısmında bir ‘ideoloji’
olarak ‘Yurttan Sesler Korosu’ ele alınmış daha sonra ise bağlamada ‘tavır ve düzen’ ve son olarak
19
‘değişim ve süreklilik’ konuları kavramsal olarak tanımlanmaya çalışılmıştır. II. kısımda ise yapılan
etnografik çalışmalar sonucu elde edilen bilgi/veri/malumatlar doğrultusunda ‘Türkü Bar’
tanımlanmaya, ‘Kayseri Tavrı’ ve ‘Gesi Bağları’ ise ‘değişim/dönüşüm ve sürekliliğe’ örnek olay
oluşturacak şekilde anlatılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yurttan Sesler/TRT, Türk Halk Müziği, Bağlama, Tavır ve Düzen, Değişim ve Süreklilik.
Nurettin KARAKUŞ
1989 Sivas doğumludur. 2007 yılında Sivas Muzaffer Sarısözen
Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümünden mezun oldu ve
yine aynı yıl Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Müzik Bölümü Müzik Bilimleri Ana Bilim Dalında lisans öğrenimine
başladı ve 2011 yılının haziran ayında bölüm birincisi olarak
mezun oldu. Aynı yılın eylül ayında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Enstitüsü Müzik Bilimleri Bölümünün yüksek lisans
programını kazandı ve burada eğitimine devam etmektedir. Bunun yanı sıra T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı Sivas Devlet Türk Halk Müziği Korosunda Misafir Saz Sanatçısı olarak çalışmaktadır.
Paper No
012ART
Author(s)
Bülent BULDUK
Title
Zanaat Nasıl Sanat Oldu?
En başından beri sanat/sanatçı diye tanımlanan özerk bir alanın olmadığı bilinir. Antik dönemlerden
rönesansa kadar ve hatta bu dönemde de devam etmekle birlikte derici, kunduracı, ciltçi gibi el
işçileriyle birlikte üreten ve aynı kategoride değerlendirilen zanaatkarlar vardı. Dolayısıyla ortaya
çıkan üretimler zanaat olarak değerlendirilen bir alana aitti. Sanatlar, liberal/soylu ve bayağı sanatlar
olarak iki kategoriye ayrımaktaydı. Liberal sanat kategorisi edebiyat, geometri, şiir, retorik gibi dalları
kapsarken bayağı sanatlar kategorisi kunduracıdan eczacıya, heykeltıraştan ressama kadar bütün
dalları içine almaktadır. Bu anlamda bir el işçisi olarak görülen ressamın ya da heykeltıraşın kendi
başına, bağımsız işler üretmesi söz konusu değildir. Aydınlanmanın köklerinin atıldığı Rönesans ve
sonraki süreçler, sanatın ve sanatçının günümüzdeki anlamıyla bağımsızlığını kazanacağı adımların
atıldığı ilk dönemeci işaret eder. Rönesans kültürel, teknolojik ve sosyolojik dönüşümlerin verdiği
heyecanla o zamana kadar var olan aidiyetleri sorgulamaya başlar. Sanat ve sanatçının kimliğinin de
tartışıldığı bu süreç on dokuzuncu yüzyıla kadar yani sanatın özerkliğini kazandığı, kurumsallaştığı
döneme kadar devam eder.
Anahtar Kelimeler: Sanat, Zanaat
Yrd. Doç. Bülent BULDUK
(Sivas,1978), 2010-2014: Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Resim Anasanat Dalı Sanatta Yeterlik Programı, 2004-2007: Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalı Yüksek Lisans
Programı, 1999-2003: Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü
20
Paper No
013ART
Author(s)
Kerem İŞCANOĞLU
Title
İlhan Koman’ın Kayıp Heykelleri (İlhan
Koman's Lost Sculptures)
İlhan Koman, Türk Heykel Sanatının en önemli figürlerindendir. Sanatçının doğduğu ve hayatının
ilk bölümünü geçirdiği Edirne, sanatçının kişiliğinin oluşumuna önemli katkılar sağlamıştır. Bu
açıdan Koman’ın heykellerinin anlaşılması için Edirne sürecinin bilinmesi önem taşımaktadır.
Koman’ın kişiliğinin ve sanat dilinin oluşmasında diğer bir önemli süreç de Akademi’de öğrenciliği
dönemidir. Her ne kadar öğrencilik döneminde yaptığı çalışmalar ailesinin koleksiyonun da
bulunmaktaysa da bir bölümü Trakya Üniversitesi İlhan Koman Resim ve Heykel müzesinde
sergilenmektedir. Gerek ailesi ile görüşmelerim gerekse müzede gerçekleştirdiğim çalışmalar
neticesinde İlhan Koman’ın kimi öğrencilik dönem çalışmalarına ulaştım. Özellikle Akademi
dönemine ait olan bu çalışmalar sanatçının tanınması açısından önemlidir.
Koman’ın ilk dönem yapıtları ve hayatının bir kısmını geçirdiği mekânlar sanat çevrelerince fazlaca
tanınmamaktadır. Bu araştırma gerek bilinmeyen eserlerinin incelenmesi gerekse yaşadığı
mekânlar bağlamında İlhan Koman’ın daha iyi anlaşılabilmesi için bilgiler sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İlhan Koman, Türk Heykeli, Edirne
Ilhan Koman is the most important figures of Turkish Sculpture. Where he was born Edirne is
spent the first part of his life, has contributed significantly to the formation of the artist's
personality. İn this respect is important to know the Edirne process for understanding statues of
the Koman.
Another important process is also a student at the Academy of the period of the be formed
Koman's personality and the formation of artistic language. There are during his studentship
works of a large part in the family collection and Trakya University, Ilhan Koman Painting and
Sculpture Museum. I reached the Ilhan Koman some students study period the result of the my
meeting with his family and I have done work in the museum.
Koman's early works and the places where he spent part of his life is not recognized much of the
art circles. This research offers important information about the Ilhan Koman's unknown works
and had lived places for Ilhan Koman for better understanding.
Keywords: Ilhan Koman, Turkish Sculpture, Edirne
Araş. Gör. Kerem İŞCANOĞLU
Ankara’da doğdu. Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdi.
2005’te Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde lisans, 2010’da
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans ve
2015’te Hacettepe Üniversitesi Resim Anasanat Dalında Sanatta
Yeterlik eğitimini tamamladı. Şuan Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi’nde Araştırma Görevlisi olarak hizmet yürütmektedir.
21
Paper No
014ART
Author(s)
Nida Anıl KAZANÇ
Title
Klimt’ten Azzam’a; “The Kiss” (From Klimt to
Azzam “The Kiss”)
Klimt’in
başyapıtlarından biri olan, günümüzde resim sanatıyla, görsel sanatlarla ilgisi olan
olmayan, birçok insan tarafından bilinen, tanınan, hatta eserin sahibi Klimt adının önüne geçen
“Kiss” tablosu tüm zamanlarda ilgi görmüştür. Bu ilgi, tablonun yapılış tarihi olan 1907-08’lerden
günümüze dek değişen dünyanın siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel birçok oluşumunda yeniden
yorumlanarak, bu süreçlere tanıklık etmiştir. Neredeyse tüm toplumların görsel benliğinde yer
edinmiş olan böyle bir eserin, Tammam Azzam’ın yaratıcı etkinliği kapsamında; Mart 2011’de
başlayan ve günümüze dek, trajik hikayeler, dramatik sayılara ulaşan can kayıplarıyla devem eden
Suriye iç savaşına vurgu yapması dikkat çekicidir ki; amaç da budur zaten. Bu çarpıcı ve ironik
Klimt-Azzam birlikteliğinin tasarımcısı Tammam Azam, Suriye’li bir sanatçıdır. Geçmişin
başyapıtlarını benzer güncel işlerde kullanmaktadır. Savaş sebebiyle ülkesinden uzakta, farkındalık
yaratma çabasıyla, üretmeye devam etmektedir. Eskinin güncellenmesini; acının, yıkımın hüznüyle
sağlamıştır. Çalışmada, savaşın yıkıcı, tüketici gücünün, klasikleşmiş bir sevgi, aşk tasviriyle
birleştirilerek, sanatın gelişen, değişen dünya düzenindeki etkinliği vurgulanacaktır.
Anahtar Sözcükler: İroni, Savaş, Resim, Klimt, Azzam
The
painting ‘’Kiss’’, one of the masterpieces of Klimt,has always attracted many people’s
attention who are not interested in art or visual arts today and been known to be more famous
than its own creator by most people.this interest has witnessed the re-interpretation of world’s
political,economical,social and cultural aspects or processes since it was painted in 1907-08. It is
notable that such a work of art in Tammam Azzam’s creative activity,which had a significant place
in nearly all nations’ visual memory, has emphasized the war in Syria which began in March,2011
and has cost the lives of many innocent people with tragic stories and dramatical figures so far.
That is the ultmate purpose of this activity. Tammam Azzam, the creator and designer of this
outstanding and ironic ‘’Klimt-Azzam’’ combination, is a Syrian artist. He has been using the old
masterpieces of art in his current works. He has been struggling to build awareness among people
by using his artistic style abroad because of the war and deplorable conditions in Syria. He has
accomplished the update of the old by emphasizing the sorrow of suffering and destruction. This
study includes personal interviews, articles and similar works, aiming to emphasize the impact of
the art on the changing and developing world order by combining the destructive and consuming
power of the war with a description of classical love and affection.
Key Words: Irony, war, painting, Klimt, Azzam
Öğr. Gör. Nida Anıl KAZANÇ
1980 yılında Sivas’ta doğdu.1998 yılında, Ankara Üni., Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü’nde, lisans eğitimine başladı.
Lisans eğitimi döneminde, Alanya Kale ve Muğla Lagina kazılarında görev
aldı. 2012 yılında Ankara Üni., Sosyal Bilimler Enstitü’sünde, yüksek lisans
eğitimine başladı. Prof. Dr. Kıymet Giray danışmanlığında , “Gustav Klimt
ve Alfons Maria Mucha Resimlerinde Kadın İmgesinin Gelişimi” konulu tez
çalışmasına devam etmektedir. 2015 yılında Bülent Ecevit Üni., Devrek
Meslek Yüksekokulu, El Sanatları Bölümü’nde, Öğretim Görevlisi olarak
göreve başladı, aynı yıl içinde Cumhuriyet Üni.’sine geçti. Halen Cumhuriyet Üni., Güzel Sanatlar
Fakültesi, Resim Bölümünde, Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.
22
Paper No
015ART
Author(s)
A. Kürşad ALBAYRAK
Title
Resim Sanatında Kentsel Görünümlere Estetik
Bir Bakış (An Aesthetic Gaze Towards Urban
Landscape In Painting)
Çevreye
baktığımızda sanki tasarım üniteleriyle karşı karşıyayızdır. Bir tecrübe ve geçmişin
getirdiği mirasla şekillenen bir kent formu adeta görsel devinimin verisidir. Dolayısıyla gözümüzle
gördüğümüz yeryüzünün bir parçası olan kentlere ait formlar görsel sanatlarda da estetik bir
çevresel imge olarak karşımızda durur. Burada kente ait görünümlerin görsel sanatlar içindeki
resim sanatı içinde nasıl bir estetik ifade kazandığını gösteren örneklere değinilecek ve farklı
sanatçıların eserleri üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Kent görünümleri resim sanatında adeta
sanatçının üretici yönünü tetikleyen ve estetik algısını güçlendiren bir öğe olmuştur. Bu
görünümler kendisini bize tanıtan, resmin içinde net veya belirsiz imgelerle anlık duyguları ya da
bir anıyı canlandıran estetik hafıza noktaları olduğu kadar yön bulma ve çevreyi tanımaya dair
diğer araçların da içinde yer aldığı işlevsel bir panorama keyfi de sunmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Resim, Kent, Estetik
When we look at an urban landscape it appears to be filled with designed units. An urban form
shaped by human experience and a legacy handed down from the past is a phenomenon of visual
motion. Therefore, forms that belong to cities, which are part of the world we perceive visually,
serve also as aesthetic images related to environment in the visual arts. The way in which urban
appearances gain an aesthetic expression in the visual art of painting will be discussed and various
artists will be highlighted. Urban appearances function as a factorin painting that triggers the
creativity of artists and reinforces their aesthetic perception. These appearances act as memory
points that introduce themselves to us, revive memories or arouse spontaneous feelings through
the presentation of clear or unclear images in painting. They also allow us to enjoy a functional
panorama in which other tools serve as reference points and help us to get better acquainted
with our surrounding environment.
Key Words: Painting, City, Aesthetic
Arş. Gör. Ahmet Kürşad ALBAYRAK
1982 Kayseri doğumlu olan A. Kürşad ALBAYRAK, 2006 yılında Erciyes
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden birincilikle
mezun olup, 2009 yılında Yüksek Lisans, 2013 yılında ise Sanatta Yeterlik
eğitimini Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat
Dalı’nda tamamlamıştır. Araştırma Görevlisi unvanı ile aynı kurumda
akademik yaşamını sürdürmektedir.
23
Paper No
016ART
Author(s)
Şükran BULUT
Title
The Effects Of The Industrial Revolution Of
The 19th Century On The Society And Art
In this study, the social structure and art in the 19th Century Industrial Revolution have
been examined. The aim of this study is to determine the positive or the negative effects of
the Industrial Revolution upon society and art. In this study, main problem to handle is how
the 19th Century Industrial Revolution has affected the society and art. The methods used
in this study are the source scanning and hypothetic deductive method - logical reasoning -.
Hypothetical method has mostly been used in social sciences. This study is important since
it will reveal the changes, transformations and progress during different eras in the relatio n
between the society and art.
In this study, it has been determined that within the Industrial Revolution took a start , in
England which has been accepted as the starting point of the Industrial Revolution and
numerous European countries, social changes in terms of ranks, culture and and education,
and artistic transformations such as impressionism, fovism, cubism and etc. came into
existance.
Key Words: Society, Art, Industry
Okt. Şükran BULUT
Şükran BULUT is a lecturer at Cumhuriyet University in Sivas. She
graduated from Department of Painting Art of Faculty of
Education at Gazi University in 1987. She was appointed to Fine
Arts Department of Cumhuriyet University in 1994. She was
appointed to Faculty of Education of Cumhuriyet University in
2004. She received a master’s degree from Institute of Social
Sciences at Cumhuriyet University in 2007. She has opened six
solo exhibitions. She has participated in numerous joint
exhibitions. She organized trips to museums in France in 2011. She has one Published
International Symposium Proceeding and one article. She began to PhD Program in Institute
of Fine Arts at Gazi University in Ankara in 2014.
24
Paper No
019ART
Author(s)
Mustafa BULAT
Title
Kamusal Mekan ve Heykel (Public Space And
Sculpture)
Kente ait her türlü alanı oluşturan kamusal mekan, ortak kullanıma açık alan anlamına gelmektedir.
Kentler ise, yabancıların bir araya geldiği insani bir yerleşim alanıdır. Kent içerisinde estetik kamusal
mekanlar yaratmak, düşünsel sembolik ve fiziksel sorunlara yönelik çözümler üretmek
gerekmektedir. Bunun en etkili çözümlerini de sanat yerine getirir. Kamusal mekanlarda tarihsel
süreç içerisinde, insanoğlunun korkularını ve inançlarının anlatımını sağlayan heykel sanatı, sayısız
konularla ortaya çıkmış, tüm uygarlıklarda farklı biçimlerde kullanım alanları bulmuştur. Ortaçağ
kent kültüründe mimari yapının organik bir elamanı olmuş, dinsel amaçlı gerçekleri öğretmek gibi bir
misyonu yerine getirmiştir. Rönesans’la ortaya çıkan yeni kent anlayışı ile mimari yapıdan koparak
bağımsızlaşmış olan heykel, kent meydanlarında yerini almış, XX. yüzyılın başından itibaren, boyutları
mimari yapılarla doğru orantıda büyüyerek kendi kamusal mekanını yaratmış ve izleyici ile doğrudan
iletişim kurmayı başarmıştır. Kamusal mekanlar da bir buluşma noktası işlevi oluşturan bu üç boyutlu
sanat, kent meydanlarının oluşturulmasında, kentlerin olmazsa olmazları, vazgeçilmezi haline
gelmiş, kamusal alanlarda da, estetiksel, duygusal ve düşünsel bir mekan etkisi yaratarak, kamusal
mekan heykel-çevre ilişkisinin önemini ortaya çıkarmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kent, Mekan, Heykel, Sanat,
Public space constitute any area of thecity,
it means the area open to the public. The cities, is a
humanitarian residential area where he met foreign . Create public spaces in urban aesthetic,
symbolic and spiritual needs to produce solutions to physical problems. The most effective
solution also fulfills art. Public spaces in the historical process, allowing sculpture art, the
expression of the human fears and beliefs, appeared on numerousissues, it has founduses in
differentways in allcivilizations. İn the medieval city of culture has been an The architecture of
organic element, such has fulfilled as for religious purposes a mission to teach the truth.The
Renaissance city emerged with a new sense of independence architectural structure that broke
off the statue, town squares have been replaced, Since XX. The beginning of the century, it grew.
İndirect proportion with the size and architecture have created their own public spaces and was
able to communicate directly with the audience. Public spaces as creates three-dimensional art a
meeting point function, the creation of the town square, sinequanon of the city, has become
indispensible, in public spaces, aesthetic, creating the effect of an emotional and intellectual
space has revealed the importance of public space sculpture and environment.
Keywords: City, Space, Sculpture, Art
Prof. Dr. Mustafa BULAT
1964 yılında Sarıyahşi’de doğdu. 1998-2002 yıllarında
Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel
Bölümünü kurdu. Lisans ve Yüksek Lisans Eğitimini başlattı.
Temel Eğitimi Bölümünü kurdu ve başkanlığına atandı. Temel
Eğitimi Bölümü, Temel Sanat Eğitimi Ana Sanat Dalı Başkanı
oldu. 1999-2002 yıllarında Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı olarak
görev yaptı. 2009 yılında doçent, 2014 yılında profesörlüğe atandı. Öğretim Üyesi olarak
çalışmalarına devam etmektedir.
25
Paper No
020ART
Author(s)
Bora ÖZEN
Title
Sanatın Dönüştürücü Gücü - Sokak Sanatı
(The Transformative Power Of Art - Street Art)
Sokak sanatı demek, sokakta büyüyen sanat demektir. Yani sözlük anlamıyla bile bu işle ilgili bir
illegal durum söz konusudur. Sokak sanatı kültürü son 20-30 senede graffiti köklerinden
başlayarak gelişip global bir harekete dönüşmüştür. Sık olarak politik veya sosyal bir açıklama
içerirler, pek çok sokak sanatçısının amacı topluma açık bir mesaj vermektir. Geleneklere uymayan
fikirleri topluma tanıtırlar ve çoğunluğu etkilerler.
Sanat, oyun, protesto, yaramazlık ne derseniz deyin, sokak sanatı artık dünyada bir şehrin yüzünü
değiştiren bir olgu haline gelmiştir.
Anahtar Kelimeler: Grafitti, Sokak, Sanat, Kadıköy, Yeldeğirmeni
Street art means, it means growing street art. So even with the dictionary meaning of the case is
an ilegal about this process. Starting from the root of graffiti street art culture in the last 20-30
years to develop and has become a global movement. Often contain a political or social
statement, the purpose of the many street artists to give a clear message to the community.
Unconventional ideas are introduced and the majority of society are affected.
Art, games, protests, what you call it mischief, street art has become a phenomenon that changed
the face of a city in the world.
Key Words: Grafitti, Street, Art, Kadıköy, Yel değirmeni
Yrd. Doç. Bora ÖZEN
1973 yılında Sakarya'da doğdu, 1993-1997 yılları arasında
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik
Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. 2003 yılında Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik Ana Sanat
Dalından mezun oldu. 2010 yılında Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlart Enstitüsü Grafik Ana Sanat Dalında Sanatta
Yeterlik
öğrenimini
tamamladı.
Halen
Cumhuriyet
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Çocuk kitapları, illüstrasyon ve karikatür alanlarında ürünler vermektedir, kendi yazıp
resimlediği üç adet çocuk kitabı bulunmaktadır.
26
Paper No
021ART
Author(s)
Gökhan EKEN
Title
Travmatik Olayların Sanata Dönüştürülmesi
ve Bu Bağlamda Sivas Travmasının
İncelenmesi (Transforming The Art of
Traumatic Events and Trauma in The Context
of The Sivas Investigation)
Toplum
travmaları pek çok önemli nedene dayanabilmektedir. Bunlardan biri de farklı kültür
gruplarının birbirlerine duymuş oldukları düşmanca bakış ve bunun sonucunda ortaya çıkan
psikolojik ve sosyal baskılardır. Tarih, baskın grupların alt grupların her türlü haklarını hedef alan
vahşi eylem örnekleri ile doludur. Halepçe’de Kürtlerin katledilmesi, Norveç’te Taterlerin
kısırlaştırılması, Nazilerin Yahudileri katletmesi, Amerikalı beyazların siyahları köleliğe zorlaması,
Srebrenica’da, Bosnalı Müslümanların yok edilmeleri ve daha pek çok örnek bu kapsamda ele
alınabilir. Sivas’ta 1993 yılında meydana gelen olaylar da bu örneklerden ayrı düşünülemez.
Travma mağdurları açısından sanatsal yaratı, kurbanın iyileşmesi ve yaşanan acının kamuoyu ile
paylaşılması açılarından oldukça önemli bir yere sahiptir. Araştırmamızda zenofobi ve travma gibi
temel kavramlar ele alınacak, travmatik olayların sanata dönüşümünde önemli dünya örneklerine
değinilecek ve Sivas olaylarını konu edinen sanat yapıtlarından bazıları ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Zenofobi, Travma, Sanat, Sivas travması
Society trauma can form basis a lot of important reasons. One of them is glare of the different
cultural groups each other and psychological and social pressures arising as a result of this.
History is filled up with instances of wild action of taking aim at all kinds of rights of the dominant
group of sub-groups. The massacre of Kurds in Halabja, neutering of Tateru in Norway, The Jews
murdered by the Nazis, White people of Americans forced slavery of black people, the destruction
of Bosnian Muslims in Srebrenica and many more instances can be considered in this context. The
massacre happened in Sivas at 1993 is inseparable from those example. Artistic creation in terms
of trauma victims has an important place in the sense of the recovery of the victim and releasing
to the public the civilian suffering. In our research, basic concepts such as xenophobia and trauma
will be discussed, important art-world examples will be touch on the transformation of traumatic
events and some of artworks mentioned the Sivas massacre of will be discussed.
Key Words: Xenophobia, Trauma, Art, Sivas trauma
Yrd. Doç. Gökhan EKEN
1994 de Erciyes Üniversitesi GSF Resim Bölümünü bitirdi. 2005
yılında Cumhuriyet Üniversitesi’nde yüksek lisans, 2015 yılında ise
Hacettepe Üniversitesi’nde Sanatta Yeterlik eğitimlerini tamamladı.
Kişisel sergilerinin yanı sıra pek çok karma sergiye de katılmıştır.
Halen Cumhuriyet Üniversitesi GSF Resim Bölümünde akademisyen
olarak görev yapmaktadır.
27
Paper No
022ART
Author(s)
Kani ÜLGER
Title
Sanat Eleştirisinin Düşünsel Tarihsel Temelleri
ve Bir Sanat Eleştirisi Örneği
Sanat, eleştiri geleneğiyle birlikte ele alınmadan tam anlamıyla açıklanmış sayılamaz. Bu nedenle,
“Sanat Eleştirisi” olmadan bir esere sanat eseri olarak tanımlamada çeşitli zorluklar vardır. Sanat
eleştirisiyle sanat eserinin değeri, konumu ve sanat tarihi içindeki yeri belirlenmiş olur. Bu derece
önemli işlev ve görevleri olan sanatsal eleştirinin tarihi ve düşünsel temelleri hakkında bilgi
edinmek bu eleştiriyi yapacakların birincil ödevi olmalıdır. Buna göre, sanat eleştirisinin tarihsel
bağlamda ilk örneklerine Rönesans döneminde görüldüğü söylenebilir. Ancak günümüzde
anlaşıldığı biçimde sanat eleştirileri ürünleri XVII. Yüzyıl tarihine rastlamaktadır. Düşünsel
bağlamda sanat eleştirisine etki eden sanat kuramları bu çalışmanın ikinci önemli konusu olarak
incelenmiş, sanat eleştirisinde izlenen yöntemlerde sanat kuramlarının önemine dikkat çekilmiştir.
Ülkemiz açısından da konu incelenmiş, “sanat eleştirisi” diyebileceğimiz ilk örnekler XIX. Yüzyılda
görülmeye başlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Ülkemizde görülen bu ilk örneklerin sanat eleştirisi
bakımından yetersiz olduğu söylenebilir. Bu çalışma ile sanat eleştirisinin tarihsel gelişimi
incelenerek, düşünsel temellerinin dayanaklarının ışığı altında bir sanat eserinin örnek sanatsal
eleştirisi yapılarak konu tüm açıklığıyla ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sanat eleştirisi, Sanat kuramları, Rönesans.
Yrd.Doç.Dr. Kâni ÜLGER
1993 yılında İst., M.Ü., AEF, Resim İş Eğt. Anabilim Dalı’ndan mezun oldu.
1993-1999 yılları arasında özel sektörde grafiker ve sanat yönetmeni
görevlerinde bulundu. 2000-2011 yılları arasında M.E.B.’na bağlı
okullarda öğretmen olarak görev yaptı. 2004 yılında Ank., G.Ü., GSE
Anabilim, Resim-İş Öğr. Bilim Dalı YL Prog.’ını bitidi ve 2011 yılında aynı
bilim dalından doktora unvanını aldı. 2011 yılında Siv., CÜ., EF, Resim İş
Eğitimi Anabilim Dalı’na öğretim üyesi olarak atandı ve halen bu kurumda görevini
sürdürmektedir.
Paper No
023ART
Her
Author(s)
Ayşe KARABEY
Lütfiye KOÇ GÜNAY
Title
Oyun Sanat ve Felsefe İlişkisi (Game Art And
Philosophy Of Relationship)
insan senaryosu kendisine ait bir oyun olan hayatta başrol oyuncusudur. Varlığı yalnızca
sahneyle sınırlı kalmaz sahne arkasında da kendini hissettirir. Tıpkı oyuna benzeyen hayat
içerisinde insanların yaşadıkları duyguları karşısındakilere iletmek için çeşitli anlatımlara
yöneldikleri gibi. Bu anlatım olanakları içerisinde müzik, şiir, hareket, renk, sözcük gibi birçok
anlatım olanağı ile buluşulur. Bu buluşma esnasında dünyayı anlama ve yorumlama çabasına
girmiş olan felsefe ve sanatın varlığı dikkat çeker. Sanat ve felsefe dünyayı anlamlandırma çabası
bakımından bazı benzerlikler taşımaktadır. Fakat esas mesele, felsefenin sanatı psikolojik ve
28
toplumsal bağlamda ele almasıdır. Felsefe ve sanat kavramlarının ortak noktası olan yaratıcılık ve
öznellik ile oyun kavramı ele alınabilir. Bu anlamda oyun, insanları gündelik hayatın rutinliğinden
ve kaygılarından uzaklaştırmaktadır. Oyunu belirleyen nitelikler, çocuk, insan ve hayvanlarda
görülen oyunlara göre değişiklik gösterse bile sanat ve felsefe temelinde yükselen oyun psikolojik
ve biyolojik olarak benzerlikler içermektedir. Sanat oyunun içindeki çocuksu yaratmaların sanatçı
aracılığı ile malzemelere aktarılmasını sağlarken, sanatçı tıpkı bir sihirbaz gibi okus pokus sihirli
kelimeler kullanarak yeni oyunların ve oyuncakların üretilmesini sağlayacaktır. Sanatçı yalnızca
taklitçiliğini kullanmayacak yeni üretimlerde bulunarak değiştiriciligini ve yaratıcılığını
kullanacaktır. Sanatın oyunun evrimi iddiası ile kültür ve uygarlığın da oyundan türediği tezi göz
önüne alındığında, oyunun felsefe ve sanatla olan zorunlu ve bir o kadar da anlamlı ilişkisi inkâr
edilemez bir hal almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Felsefe, Sanat, Oyun,
Every human being is a major player in the life which scenario is a game of its own. human feels
himself in behind the scene. People are turning to a variety of expression because they want to
convey their feelings. These opportunities music, poetry, movement, color and the word.
Philosophy and art come to mind during this meeting. Art and philosophy has similarities but the
key issue, philosophy takes the art of psychological and social context. The concept of the game
can be handled which philosophy and art have in common with creativity and subjectivity. The
game allows for people their away from the concerns of everyday life. although game has
different attribute, there are similarities biological and psychological. Art allows to use the magic
words to produce new games and toys by artists. Not only the artist will use mimicry but also use
his creativity. Considering game is derived from art and culture and civilization is derived from the
game, The game can not be denied relationship between philosophy and art.
Keywords: Philosophy, Art, Game
Arş. Gör. Ayşe KARABEY
Sivas doğumlu, Lisans eğitimi, Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Heykel Bölümü. Yüksek Lisans Eğitimi, Gazi üniversitesi Güzel
Sanatlar Enstitüsü Bileşik Sanatlar Ana Sanat Dalı ve Heykel Ana Sanat
Dalı’nda devam etmekte. Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Heykel Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır. Yurt
içinde ve yurtdışında karma sergilere, ulusal ve uluslararası sempozyumlara
katılmıştır.
Arş. Gör. Lütfiye KOÇ GÜNAY
Doğum: Sivas. Lisans Eğitimi: Mersin Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,
Felsefe Bölümü. Yüksek Lisans Eğitimi: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı. Doktora
Eğitimi: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Felsefe
Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı’nda devam etmekte. Ankara
Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bilim Tarihi Anabilim Dalı’nda
araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır.
29
Paper No
024ART
Author(s)
Betül AYTEPE
Elif Eren GÜLTEKİN
Bahadır Cem ERDEM
Title
Avanos Kırmızı Çömlek Bünyesine Uygulanan
Sırlarda Renk Oluşumlarının İncelenmesi
Farklı
reçetelerdeki seramik çamur bünyeler üzerine uygulanan sırlar, çamurun içinde bulunan
hammaddelerin özelliklerinden dolayı reaksiyonlar gösterebilmektedir. Pişme derecesi, pişirim
teknikleri, fırın atmosferi ve daha pek çok etken sırlarda çeşitli reaksiyonlara neden olabilmektedir.
Bunlar arasında, sırın bünyeye tutunması, bor tülü oluşumu, akışkanlık durumu, renk özelliklerinde
farklılıklar gibi örnekler verilebilir. Araştırma kapsamında, Avanos bölgesine ait iki ayrı kırmızı çömlek
çamuru seçilerek bisküvi pişirimlerinin ardından uygulanan sırların renkleri ölçülmüştür.
Çalışmada, üç farklı kompozisyon hazırlanarak 1350 ºC’de ergitilmiş ve suda şoklanarak firitler elde
edilmiştir. Öğütülme aşamasından sonra sırlar bünyeler üzerine uygulanarak 1000 ºC’de pişirilmiştir.
Ürünlerin kromatik koordinatları (L*, a*, b*) Minolta CM-3600d renk ölçüm cihazı ile yapılmış ve
elde edilen renk değerleri kıyaslanmıştır. Deney plakaları dışında, aynı kil bünyelerden artistik
formlar şekillendirilerek dokulu yüzeylerdeki etkileri gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çömlek, Sır, Renk, Avanos
Öğr. Gör. Betül AYTEPE
1978 yılında Ankara’da doğdu. 2001 yılında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim
Fakültesi Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Bölümü, Seramik Öğretmenliği
programından mezun oldu. 2006’da Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Sanatta Yüksek Lisans programını tamamladı. G.Ü. Eğitim Bilimleri
Enstitüsünde Grafik Eğitimi alanında doktora eğitimini 2013 yılında
tamamladı. 2006-2010 yılları arasında GÜMEF’de Araştırma Görevlisi olarak
çalıştı. 2010-2013 yıllarında Nevşehir Üniversitesi, Avanos Meslek
Yüksekokulu Seramik, Cam ve Çinicilik programında kurucu öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2013 yılında
aynı kurumda (yeni adıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve
Cam Bölümünde öğretim üyesi olarak göreve başladı. Çalıştığı üniversitede, iki adet Bilimsel Araştırma
Projesinde Araştırmacı olarak görev aldı. Çok sayıda karma sergiye katılarak ulusal, uluslararası
sempozyum ve kongrelerde düzenlenen sergilerde yapıtları sergilendi, bildirileri ve makaleleri
yayınlandı. 2010 yılında Macaristan Hükümetinden (Balassi Institute) kazandığı üç aylık araştırma
bursuyla International Ceramics Studio’da porselen, seramik ve cam üzerine çalışmalar gerçekleştirdi.
Macaristan’da ilk kişisel sergisini açtı. Erasmus Ders Verme Hareketliliği kapsamında Romanya’da West
University of Timisoara Sanat ve Tasarım Fakültesinde, Seramik Bölümünde bir haftalık süreyle seramik
alanında ders verdi. 2010 yılında Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu – 1. Avrasya Seramik Kongresi
kapsamında gerçekleştirilen Kütahya Porselen 40. Yıl Seramik Yarışmasında Mansiyon ve 2009 yılında
ArtForum Ankara 5. Sanat Fuarı kapsamında gerçekleştirilen “ArtForum Ankara Genç Sanatçılar
Resim+Seramik Yarışmasında Seramik Dalı Başarı Ödülü kazandı.
Dr. Elif Eren GÜLTEKİN
1981 yılında Eskişehir’de doğmuştur. Anadolu Üniversitesi MühendislikMimarlık Fakültesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği’ndeki eğitimini 2003
yılında tamamlamıştır ve 2003-2006 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Seramik Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını yapmıştır. 2011
yılında da “Seramik Karoların Ultrasonografik Tahribatsız Muayene Metodu
ile İncelenmesi” başlıklı tezi ile doktorasını tamamlamıştır. Aynı Üniversitenin
İşletme Fakültesi İşletme Bölümü’nden de lisans diploması almıştır. Halen, Nevşehir Hacı Bektaş Veli
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak görev
yapmaktadır.
30
Öğr. Gör. Bahadır Cem ERDEM
1976 yılında Ankara’da doğdu 2002 Yılında Gazi Üniversitesi Mesleki
Eğitim Fakültesi Seramik öğretmenliğinden mezun oldu. Mezun olduktan
sonra Ankara’da kendi atölyesinde çalıştı. Daha sonra bursla Japonya’ya
gitti. Orada Norina MATSUYAMA’nın atölyesinde yüksek dereceli sırlar ve
Avanos çamurunun iyileştirilmesi üzerine araştırmalar yaptı. Japaonya’da
İbaraki Prefecture Ceramics Technology Center‘da seramik
hammaddelerin analiz bölümünde burslu öğrenci olarak çalıştı. 2010
yılında Erciyes Güzel Sanatlar Enstitüsü Seramik Bölümünde yüksek lisans
eğitimini tamamladı. Birçok uluslarası ulusal seramik sempozyumuna
katıldı. Yüksek dereceli odunlu fırınlar, redüksiyonlu kristal ve kristal sırlar üzerine uygulamalar yapmıştır.
Halen Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Avanos Meslek Yüksekokulu, Seramik Cam ve Çinicilik
Programında öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
Paper No
025ART
Author(s)
Hanife İnce ÖĞÜTLÜ
Title
Sivas ve Yöresine Ait Etnografik Kıyafetlerin
Modernizasyonu
Çalışmanın
amacı Sivas ve yöresinde 19.yılın sonu ve 20.yüzyılda kullanılan giysilerin ve giysileri
tamamlayıcı unsur olarak kullanılan aksesuarların, günümüz şartlarına ve moda akımına uyarlanılarak
modernize edilmesidir. Bu çalışmada ki gaye, Sivas ve yöresinin kültür farklılığı ve çokluğu olması itibari ile
kıyafetlerinin dikkate değer olması, bu tarz kıyafetlerin ve tamamlayıcı unsurların farklı yöntem ve
tekniklerle günümüzde günlük ve özel günlerde de kullanılabileceği vurgulanmıştır. Bu çalışma yapılırken,
Sivas ili ve yöresine ait kıyafetlerin sahiplerine ulaşılarak kıyafetler fotoğraflandırılmış, çalışmada bu
fotoğraflardan yararlanılmıştır. Ayrıca bahsedilen bölgede daha önce Sivas kıyafetleri üzerinde yapılan
çalışmalar incelenmiş, bu çalışmalardaki fotoğraflardan da faydalanılmıştır. Sivas ve yöresinde kullanılmış
19. ve 20. yüzyıllara ait geleneksel ve kültürel iz taşıyan 10 adet kıyafet ve tamamlayıcı unsur olan
öğelerden faydalanılarak 20 adet modernize giysi tasarım türetilerek çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu
çalışma daha da geliştirilerek Cumhuriyet Üniversitesi ve Sivas Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü
Kadın Koordinasyon Merkezi ile bir proje yürütülmüş olup, tasarım sayısı artırılarak, tasarlanan giysilerin
dikimlerinin yapılması ve 4 Eylül Şenlikleri kapsamında defile sunumu yapılarak halka tanıttırılması
planlanmıştır. Ayrıca modernize çalışması yapılarak dikilen kıyafetlerin, Sivas ilinde bulunan tarihi
mekânlarda ve uygun görülen yerlerde sürekli olarak sergilenilerek, modacı ve araştırmacılara kaynak
oluşturulacağı düşünülmüştür. Ayrıca bu çalışma ile Sivas ve yöresini tanıtma hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Etnografik kıyafet , Modernize , Kültürel yapı, Siluet, Stilistlik
Öğr. Gör. Hanife İnce ÖĞÜTLÜ
1996 Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi, Giyim Sanatları Eğitimi
Mezunu. 1996-2005 Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmen, atölye
ve bölüm başkanlıkları görevlerinin sürdürülmesi. 2005 Cumhuriyet
Üniversitesi Gürün Meslek Yükekokulunda Öğretim görevliliğine başlama ve
01.09.2013 tarihine kadar Tekstil Giyim Deri ve Ayakkabı bölüm başkanlığına
devam etme. 01.09.2013 trihinden itibaren Sivas Meslek Yüksekokullarına
atanma ve halen burada göreve devam etme. 2010 Ahmet Yesevi
Üniversitesi, Ekonomi Fakültesi, Eğitim Yönetimi ve Denetimi, Yüksek Lisans Mezunu.
31
Paper No
026ART
Author(s)
Şirin KARAMAN
Mehmet Fatih
ÇAKMAKTEPE
Title
Öğrenci Uygulamalarında Keçe
Keçe, tarihi Pazırık kurganlarına kadar uzanan bir el sanatıdır. Keçe, Asya da başlayan yolculuğunu
Anadolu’ya kadar sürdürmüş Osmanlılar ve Selçuklularda önemli bir el sanatı niteliği kazanmıştır.
Selçuklular döneminde Anadolu da önemli keçe merkezleri oluşmuştur. Keçe, konargöçer
toplulukların günlük yaşamlarının vazgeçilmez eşyasıdır. Günümüzde ise diğer el sanatlarında
olduğu gibi birkaç usta dışında keçe yapımı ile uğraşan yok denilebilir. Günlük kullanım eşyası
olarak sınırlı olmakla birlikte daha çok dekoratif süs eşyası yapımında kullanılmaktadır. Bu
çalışmada; geçmişten günümüze Keçecilik hakkında genel bir bilgi verilmesi ile geleneksel
sanatlarımızdan biri olan keçenin öğrencilere yapım tekniklerinin öğretilmesi ve hazır halde alınan
keçeden dekoratif süs eşyası yapım aşamalarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada
materyal olarak geleneksel dokuma motifleri ile süslenmiş elde keçeleştirme yöntemi ile
oluşturulan keçe kullanılacaktır. Tasarımda geleneksel dokuma motifleri kullanılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Keçe, Öğrenci, Motif, Uygulama
Yrd. Doç. Şirin KARAMAN
1976 Yozgat’ta doğdu. Ortaokul ve liseyi Ankara da tamamladı. 1994
Yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ev Ekonomisi Bölümü
kazandı. 1998 yılında üniversiteden mezun oldu ve aynı yıl aynı
Bölümde yüksek lisansa başladı. 2002 yılında Yüksek lisansı bitirdi. 2007
yılında Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Bölümünde doktora
programına başladı. 2013 yılında doktorasını tamamladı. 1998 yılında
Cumhuriyet Üniversitesi Sivas Meslek Yüksekokulu El Sanatları
Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak göreve başladı. 2014 yılında Cumhuriyet üniversitesi Sivas
Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümüne Yardımcı Doçent olarak atandı. Aynı bölümde Bölüm
Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve 2 çocuk annesidir.
Öğr. Gör. Mehmet Fatih ÇAKMAKTEPE
1977 Şarkışla doğumludur. İlk orta ve lise eğitimini Sivas’ta tamamlamıştır.
2009 yılında Selçuk Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, El Sanatları Ana
Bilim Dalından mezun olmuştur. 2011 yılında El Sanatları Eğitimi Ana Bilim
Dalında yüksek lisans eğitimini de tamamlamış halen Sivas Meslek Yüksek
okulunda Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir.
32
Paper No
027ART
Author(s)
Benan ÇOKOKUMUŞ
Title
Çağdaş Fotoğrafçılar Tarafından Yeniden
Canlandırılan Eski Fotoğraf Baskı Yöntemleri
(The Old Photographic Print Process Was
Revived By Contemporary Photographers)
Cyanotype süreci, ilk olarak 1842’ de, İngiliz astronom ve kimyacı olan Sir John Frederick William
Herschel tarafından tanıtıldı. Mavi-Baskı (Blue-print process)süreci olarak da bilinmektedir.
Fotoğrafta biraz resimsellik arayan sanatçılar için ideal baskı yöntemidir. Geçmişten günümüze
sanat sanatçının yaratım sürecinde kendilerini en iyi ifade edebildikleri alanlar ve teknik
uygulamalar değişime uğrasa da birbirlerinden beslenmeleri etkileşimler içerisinde yeni ifade
biçimlerini bulması kaçınılmazdır. Cyanotipe yöntem ve diğer eski fotoğraf baskı yöntemleri 1960 lı
yıllarda çağdaş fotoğrafçılar tarafından yeniden canlandırılmıştır. Fotoğrafın klasik görüntüsünün
üzerine uygulanan ve fotoğrafın ana prensiplerini bozmadan kimyasal yollarla fotoğrafı daha
estetik hale getiren bu tekniklerin bazıları Cyanotype, Van Dyke, Gum Bichromat Yöntemi,
anlatılmaya çalışılacaktır. Belirli aşama süreçlerini gerektiren bu yöntem Fotoğraf baskıda ortaya
çıkan ürünün birebir aynısını elde etmek ise neredeyse mümkün değildir. Bu da, sanatın tek ve
özgün olma özelliği ile bağdaşmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Cyanotype baskı, Van Dyke baskı, Gum Bichromat baskı, Egill Ibsen, Carlo Chechi
The
cyanotype process was first introduced by the astronomer and chemist John Frederick
William Herschel (British, 1792–1871) in 1842. The cyanotype process, also known as the blue
print process Herschel. made improvements in photographic processes, particularly in inventing
the cyanotype process and variations the precursors of the modern blue-print process.
Photography printing techniques is particularly ideal print process for some of the little
Pictorialism seeking artists. Past and present art artist's creative process in which they can express
themselves in the best areas and technical applications, change is inevitable struggles to find new
forms of expression in the interaction of nutrition from each other. The Cyanotipe process,
together with a number of other, older photographic process, was revived by contemporary
photographers in the 1960s. Photo applied on the photo of the conventional image and the
photo image by chemical means without disturbing the main principles of some of these
techniques which make it aesthetically Cyanotype Method: Van Dyke Method: Gum bichromate
method: will be explained step process that requires this method is to obtain exactly the same
products appearing in photo printing is almost impossible. This art is consistent with the
distinction of being the only and unique.
Key words: Cyanotype print, Gum Bichromat print, Egill Ibsen, Carlo Chechi
Yrd.Doç.Dr. Benan ÇOKOKUMUŞ
1985’de, İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim
Bölümünde Lisansını tamamladı.1988’de, İstanbul Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü Yüksek Lisansını
tamamladı. 2002’de, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Resim Ana Bilim Dalı Sanatta Yeterlik tamamladı.
2007’de, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim Ana Bilim Dalı’na Yrd.Doç.Dr olarak atandı. Halen Yrd.Doç.Dr.
olarak görevine devam etmektedir. 2 Kişisel sergi ve birçok karma sergilerde yer aldı. Uluslararası
sergi ve birçok uluslararası kongrelerde yer almıştır.
33
Paper No
030ART
Author(s)
Nesrin GÜRSES
Reşit AKDAĞ
Title
Bilgi ve İletişim Çağında Bilgi Okuryazarlığının
Motor Kuvveti Olarak Grafik Tasarım
Eğitiminin Geleceğine Dair Bazı Görüşler
(At The Age Of Information And
Communication, Some Conclusions On The
Future Of Graphic Design Training As The
Engine Power Of Information Literacy)
Grafik Tasarımcı; entelektüel ve “bilgi okuryazarı” olmalıdır. Üniversitelerin Grafik
T asarım
bölümlerine öğrenci alınırken kullanılan yöntemler “bilgi okuryazarı yetiştirme” hedefine göre
güncellenmelidir. Grafik tasarım eğitimi disiplinler arası olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için
seçmeli derslerin diğer alanlardan alınabilmesi sağlanabilmelidir. “Grafik Tasarım” oldukça
etkili ve geçerli bir iletişim aracıdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri küreselleşmenin ana
unsurlarıdır. Küreselleşmenin bütün boyutlarıyla sardığı dünyada grafik tasarım ürünleri; bu
anlamda yeni, geçerli ve oldukça etkili bilgi paylaşımı ve iletişim araçlarıdır. Öyleyse bilgi ve
iletişim çağının başrol oyuncularından biri “grafik tasarımcıdır”. Reel bir ihtiyaca cevap vermek
zorunda kalındığından, alt dallarıyla birlikte grafik tasarım eğitiminin esnek bir yapıyla yenid en
planlanması, son yılların pasif bırakılan yapısal dönüşüm projelerinin profesyonel
yaklaşımlarla etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Bu yeni yapısalcı süreçte –akademik
ortamın öz nitelikleri korunmak şartıyla- her türlü etkileşim mümkün olabilmelidir. Ancak
eğitimde teknolojinin kullanılma şekli, yoğunluğu veya niteliği konusu ayrıca ve iyice
tartışılmalıdır. Tüketim dinamiklerinin körükleyicisi bir araç olmaktan çok, toplumu
entelektüel değerler açısından doğru hedeflere sürükleyebilen bir vizyoner değişim ihtiyacının
somutlaşmasından söz edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi okuryazarlığı, küreselleşme, entelektüel birikim, iletişim, disiplinler
arası eğitim, grafik tasarım.
The Graphic Designer should be intellectual and "information literacy". The methods used to
select students to the Graphic Design Departments of The Universities, should be updated
according to the purpose of "information literacy training". Graphic design education must
be interdisciplinary. To accomplish this, be able to provide elective courses can be taken from
other areas. "Graphic Design" is a highly effective and valid as a communication tool.
Information and communication technologies are key elements of globalization. Graphic
design products in the world which surrounds all aspects of globalization; In this sense, new,
current, and highly effective information sharing and communication tools. This situation is a
real need, with sub-branches of graphic design training and re-planning with a flexible
structure, must be activated with the professional approach of structural transformation
project. This new structuralist process -Academic environment should be possible, provided
that the essence of nature to avoid any interference. However, the use of technology in
education shape, density or quality issues should be discussed separately and thoroughly.
What is desired to be told, not lead to increased consumption, even more than that, the
community is in need of a concrete visionary change can drag the right target in terms of
intellectual values.
Key Words: Information literacy, globalization, intellectual resources, communication,
interdisciplinary education, graphic design.
34
Öğr. Gör. Nesrin GÜRSES
1981 Ordu doğumlu sanatçı KTU Resim Öğretmenliği Grafik Anasanat
Dalı çıkışlıdır. 2007’den beri Ordu Üni.’nde El Sanatları bölümünde
Öğretim Görevlisi’dir ve 19 Mayıs Üni.’nde lisansüstü eğitimini
sürdürmektedir. Hayatın ve varlığın özüne dair keşifler yapmayı dileyen,
sanatını bu keşiflerin engin ufuklarına ilişkin sezgilerle somutlaştıran
sanatçı için “insan” ve “sanat” kavramları arasında çok yakın bir
akrabalık bulunmaktadır. Ona göre hayat, kendini arayışın zemini ve
sanat da, en önemli (veya değerli) yoludur. Ulusal ve uluslararası etkinliklerde eserleri
sergilenmektedir.
Öğr. Gör. Reşit AKDAĞ
Elektrik mühendisi lisansına sahip. Yüksek lisansı Gazi
Üniversitesinden. Doktoraya KTÜ’de devam ediyor. Terme/Samsun
doğumlu. 1994-95 arasında 7 ay süreyle ABD’de görevlendirildi.
Öncesinde Bilkent Üniversitesinde 2,5 ay hızlandırılmış ingilizce
eğitimi aldı. 2 çocuk babası. Birçok makalesi ve ders notu bulunuyor.
Yerel televizyonlarda, radyolarda programlar yaptı ve gazetelerde
köşe yazıları yazdı. Ayrıca 2 arkadaşı ile birlikte yayımladıkları bir de
şiir kitabı var. Çok sayıda sivil toplum örgütünde çalışmaları sürüyor.
Halen Ordu Üniversitesinde Öğretim Görevlisi. İngilizce biliyor.
Paper No
031ART
Author(s)
H. Nurşen BATUK
Title
İlk Kadın Fotoğraf Sanatçısı J. M. Cameron
(The First Woman Photographer J. M.
Cameron)
İlk fotoğraf sanat akımı 1850’lerin ortalarında “High-Art Photography” adı verilen bir akım olarak
ortaya çıkmıştır. “High Art photgraph” sanat akımı olarak adının duyulmasında, grupta yer alan O.
Gustave Rejlander, Henry Peac Robinson ve William Lake Price’ın resim sanatının konularını ele
alarak ideal görüntü peşinde negatif montajlarıyla tekrar yorumla çekmiş olduğu fotoğraflarının
önemi büyüktür. İlk kadın fotoğraf sanatçıları arasında yer alan Julia Margeret Cameron’“Hıgh Art
Fotoğrafı’nın öncülerinden de biridir. Julia Margeret Cameron’ o dönem içerisinde çekmiş olduğu
fotoğraflarının sanatsal önem ve değeri üzerinde durularak bir portre kadın fotoğrafçısı olarak
Julia Margeret Cameron’un çalışmalarında ki duyarlılığı fotoğrafın makinesinin yeni bulunuşundan
kısa bir süre sonra fotoğrafın sanat olarak sunulmasında büyük katkıları olmuştur. Sanatçının
günümüze taşınması gerektiğinin düşüncesindeyim. Özellikle Cameron’un portre fotoğrafları o
dönem içerisinde ilham kaynağı oluşturmasının yanı sıra gelecekteki genç sanatçılara da ilham
35
kaynağı oluşturmuştur. Cameron’un çektiği fotoğrafları anlayabilmemiz için bulunduğu dönemi ve
o dönemdeki resim fotoğraf ilişkisi bağlamında ele alınıp incelenecektir.
Anahtar kelimeler: Julia Margeret Cameron, Yüksek Sanat Fotoğraf, Resimselcilik
The first photo art movement was emerged in the mid of 1850s as a stream called "High-Art
Photography". On hearing the name of the art movement "High Art Photgraphy" the photos
taken by O. Gustave Rejlander, Henry Pacheco Robinson and William Lake Price in this group,
addressing issues of the art of painting in search of the ideal image with their negative montage
that were taken with reinterpretation, are of great importance. Among the first female
photographers Julia Margaret Cameron is one of the pioneers of High Art Photography. Julia
Margaret Cameron standing on the artistic significance and value of photographs that were taken
within that period as a portrait female photographer, in the works of Julia Margaret Cameron the
sensitivity after the short period from new invention of the photo machine had major
contributions at presenting the photograph as art. I think the artist should be brought to the
present day. During that period, especially photos of Cameron's portraits in addition of creation a
source of inspiration had also created a source of inspiration for future young artists. To
understand Cameron's photographs they should be examined in the context of that period of time
and the relationship between picture and photograph at that time.
Key words: Julia Margaret Cameron, High-Art Photography, pictorializm
H.Nurşen BATUK
1996 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş
Eğitimi Bölümünde Lisans Eğitimimi, Yüksek Lisansımı da 2013 yılında
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar
Eğitimi Bölümü Resim Anabilim dalında tamamladım. Halen Samsun
ili içinde Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak görevimi
sürdürmekteyim. Bir kişisel Fotoğraf sergisi ve birçok Karma Resim
sergisine katıldım.
Paper No
032MUS
Author(s)
Zekeriya KAPTAN
Title
Sivas’ta Yaşayan Âşıklık Geleneği (Gelenek
İçinde Devam Eden Tür ve Şekiller)
Tradition of Minstrelsy Ongoing/Existing in
Sivas (The Forms and Types in This Tradition)
Âşıklık geleneği yüzyıllardır Anadolu coğrafyasında varlığını sürdüren ve günümüzde de halen
canlılığını koruyan Türk kültürünün önemli unsurlarından biri olmuştur. XVI . yüzyıl itibariyle
önemli bir gelişim gösteren âşıklık geleneği, zamanla Anadolu’nun hemen hemen her
bölgesinde varlığını hissettirmiştir. Fakat günümüze gelindiğinde ise yetişen temsilcilerin sayısı
itibariyle, geleneğin sadece birkaç ilde devam ettiği görülmektedir. Özellikle Kars, Erzurum,
Sivas ve Adana gibi illerde geleneğin temsilcilerine bugün halen rastlamak mümkündür. Halk
36
edebiyatı ve müziğinin kaynak kişileri, taşıyıcıları ve üreticileri olan geleneğin asli temsilcileri
âşıklar, Türk kültüründe önemli yer tutan ve kendine özgü kuralları olan âşıklık geleneğini
günümüze kadar ulaştırmışlardır. Ancak toplumsal gelişimlerin beraberinde, değişimlerin dönüşümlerin yaşandığı günümüzde âşıklık geleneğinde bazı kırılmalar değişim ve dönüşümler
yaşamaktadır. Bu çalışmada; Sivas ilinde ki geleneğin temsilcileri ile birlikte, bir kurallar
bütünü olan Âşıklık geleneği içindeki devam eden tür ve şekiller tespit edilmeye çalışılmıştır.
Araştırmada, etnomüzikoloji disiplini içerisinde, betimsel düzende durum saptamaya yönelik
bir nitel araştırıma modeli temel alınmıştır. Veriler nitel araştırma yöntemlerinden Doküman
İncelenmesi (Analizi) Gözlem ve Görüşme teknikleri kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen
bulgular araştırma konusu gereği görsel olarak kayıt altına alınmıştır. Araştırma sonucunda;
Sivas’ta halen yaşamakta olan âşıklık geleneği ve gelenek içinde devam eden türler ve
şekillere dikkat çekilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sivas, Âşıklık Geleneği, Tür ve Şekiller
Tradition of minstrelsy has been in existence since many centuries in Anatolian geography
and has been an important unit of Turkish Culture. This tradition had become more effective
in all districts of Anatolia by sixteenth century, barely nowdays, just in a few city. Especially,
in Kars, Erzurum, Sivas and Adana still can be attained this traditions representatives. Within
social progress some conversions and transformations bein spied on tradition of minstrelsy.
With this qualitative research based on ethno-musicology discipline, forms and types of this
tradition tried to determined with its representatives in Sivas. Document review and
interwiev has used as data collection technique and the results stored as video footage. As a
result of this research, tradition of minstrelsy and its forms and types ongoing in Sivas tried to
pointed out.
Keywords: Sivas, Tradition of Minstrelsy, Forms and Types.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 001MUS, Yrd. Doç. Dr. Zekeriya KAPTAN.
Please see for profile: Paper No: 001MUS, Yrd. Doç. Dr. Zekeriya KAPTAN.
Paper No
033MUS
Author(s)
A. Metin KARKIN
Derya KARABURUN
DOĞAN
Title
Divriği Yöresi Alevi-Bektaşi Cemaati Dini
Ritüel ve Müzikleri
(Alevi-Bektashi Community Divriği Region
Religious Ritual And Music)
Çok geniş topraklara sahip ve yüzölçümü itibari ile Türkiye’nin yüzölçümü olarak ikinci büyük ili
olan Sivas, otantik özellikleriyle ve zengin folkloruyla dikkatleri üzerinde toplayan önemli bir ildir.
Bu bağlamda, araştırmada Sivas iline bağlı merkez Divriği ilçesi ele alınarak, bu yörede yaşayan
Alevi-Bektaşi cemaatine ait, sosyo-kültürel yapının, cemaatin inanç sistemi dini ritüel ve ritüellerde
kullandıkları müziklerine ne şekilde yansıdığının tespitine yer verilmiştir. Çalışmada ayrıca, Divriği
merkezde kültür-müzik ilişkisi içinde yaşayan Alevi-Bektaşi cemaati dinsel müziklerinin
karakteristik özelliklerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Araştırma, Divriği bölgesinde yöre
âşıklarının çok sayıda olması, köylerinin çoğunun Alevi-Bektaşi inancına sahip olması, cemlerin ve
sazlı sözlü ortamların yoğunluğu ile birlikte aşk ve gurbet gibi konularla bu kültürün gelişmesine
katkı sağlaması açısından önem taşımaktadır. Çalışma; nitel araştırma yöntemi ve kültür analizi
modeli ile gerçekleştirilmiştir. Divriği merkezde yaşayan Alevi-Bektaşi cemaatinin müziği ile birlikte
‘dini ritüel’ ve ‘müzik kültürü’ üzerinde durulmuş, kültürel yapı ile ilgili yorumlar yapılırken, dinsel
37
müzik ve dini ritüellerde kullanılan ritim, söz, çalgı, ve ritüeli uygulama biçimlerinden
yararlanılmıştır. Bu bağlamda, Divriği Alevi-Bektaşi cemaatine ait dinsel müziklerin ve ritüellerin,
yörede yaşayan kültürün ve etnisitenin bir temsili niteliğinde olduğu, dini ritüeller uygulanırken
icra edilen eserlerin form ve repertuar analizlerine yer verilmiş, müzikli deyişlerin makamsal
özellikler taşıdığı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Divriği, Alevi-Bektaşi, Müzik, Kültür, Ritüel
As being the second largest city with vast land, Sivas is an important city noted for its authentic
features and rich folklore In this context, The setting of the research is Divriği district of Sivas and
shows how socio-cultural structure of Alevi - Bektashi Community living in the district is reflected
in belief system of the community religious rites, and music used in the rites. The study also aims
to determine characteristics of religious music of living in Alevi-Bektashi community living in a
culture-music relationship in Divriği center. The study is important in terms of contributing to the
development of the culture with the large number of minstrels living in Divriği region, most of the
villages having Alevi-Bektashi faith, intensity of Jem Ceremonies and music and singing, and the
subjects of love and homesickness. The Study was carried out with qualitative research method
and culture analysis model. Religious rites and music culture along with music of Alevi-Bektashi
community were emphasized and while commenting on cultural structure, rhythms, lyrics,
instruments and ritual practice types used in religious music and religious rites were taken into
consideration. In this context, we concluded that religious music and rites of Divriği Alevi-Bektashi
community had a nature of representation of the culture living in the region and ethnicity
moreover form and repertoire analysis of the musical works performed during religious rituals
were included, and we concluded that musical phrases showed modal properties.
Key Words: Divriği, Alevi-Bektashi, Music, Culture, Ritual
Prof. Dr. A. Metin KARKIN
1966 yılında İskenderun’da doğdu. 1991 yılında Marmara
Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi programından
mezun oldu. 1996 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Müzik Eğitimi programını tamamladı. 2002 yılında Gazi
Üniversitesi Müzik Eğitimi programında doktorasını bitirdi. 2005
yılında Balıkesir Üniversitesinde Doçent unvanını aldı. 2011 yılında
İnönü Üniversitesinde Prof. Dr. unvanını aldı ve halen İnönü
Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü
Bölüm Başkanlığını ve Dekanlık görevlerini devam ettirmektedir.
Arş.Gör. Derya KARABURUN DOĞAN
1984 yılında Malatya’da doğdu. 2004 yılında İnönü Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Müzikoloji Anabilim Dalı sınavını
kazandı. 2008 yılında Müzikoloji Anabilim Dalı 1. si olarak mezun oldu.
2009 yılında aynı üniversitede Müzik Ana bilim Dalı, Müzik Bilimleri ve
Teknolojisi yüksek lisans programı sınavını birincilikle kazandı. 2011
yılında İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Müzik
Bilimleri ve Teknolojisi doktora programı sınavında başarılı olarak
öğrenimini devam ettirmekte olup, aynı bölümde Araştırma Görevlisi olarak görevini
sürdürmektedir.
38
Paper No
034MUS
Author(s)
Tolga ERGÜL
Gülay KARŞICI
Title
Sivas Alibaba Mahallesi Alevileri Cem Dışı
Müzik Pratikleri
Günümüzde ozanlar kenti olarak anılan Sivas coğrafyasında paleontolojik çağda başlayan ve
sırasıyla Hitit, Helenistik dönem, Roma Çağı ve Türk Devletlerinin bölgeyi kontrol altına alma
dönemlerinde var olan toplumların özlerinde kültürel açıdan müziksel yapı ve motiflerin
korunmuş olması dikkati çeker. Toplumların yaşayış ve anlayışlarının bir yansıması olarak
düşünüldüğünde müzik ve taşıdığı simgelerin korunduğunun kanıtlarının yanında; Sivas ve
çevresinde farklı dönemlerde benzer şekilde karşılaşılan Batıni inanç yapısı da etkin bir şekilde
hala görülmektedir.
Literatür çalışması ve alan araştırması ile elde edilen verilerden bahsedilecek olan bu çalışmada
ilk olarak Sivas topraklarında ağırlıklı olarak Alevi inancının ve kültürünün eski uygarlıklar ile
benzerliği; ikinci olarak da bu bölgedeki inanç ve yaşayış şekilleri incelendiğinde karşımıza çıkan
Şamanizm ve kültlerinin (Şamani yapı ve motiflerinin) Türk gelenekleri ile benzerliğine
değinilecektir. Çalışmada Sivas’ın Alibaba Mahallesinde yaşayan Alevi ailelerinin cem dışı iki
inanç pratiği ve müzik pratikleriyle olan ilişkileri de ele alınacaktır.
2006–2014 yılları arasında Alibaba Mahallesinin değişik bölgelerinde ikamet eden birkaç aileyi
gözlemleyerek, aile bireyleriyle yapılan görüşmelerle ve katılımcı gözlemlerle şekillenen bu
çalışmada; ilk olarak alevi kültüründe “asa-asacılık” geleneği, ikinci olarak da yeni doğan bir
çocuğun “kırkı çıkması” geleneğinden bahsedilecektir. Cem dışı olan bu iki gelenekteki müzik
pratiklerinde de aynı cem ritüelindeki gibi değişler söylenir ve bağlama çalınır.
Anahtar Kelimeler: Sivas, Alevi, Cem, Müzik, Alibaba
Arş. Gör. Tolga ERGÜL
Cumhuriyet Üniversitesi Müzik Bilimleri Anabilim Dalından mezun oldu.
Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisansını
tamamlayan Ergül, Kayseri Erciyes Üniversitesi, Güzel Sanatlar
Enstitüsünde Doktora öğrenimine devam etmektedir. Şu anda Iğdır
Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesinde görev yapmaktadır.
Doç. Dr. Gülay KARŞICI
1994 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Bilimleri / Müzik
Teknolojisi bölümünde Lisans öğrenimini tamamlayan Karşıcı, aynı
Üniversitenin Müzik Bilimleri Anabilim Dalı Yüksek Lisans(2002) ve
Doktora (2007) Programlarından mezun olmuştur. 2012 yılında
Doçentlik unvanını almıştır. Farklı kurumlarda birçok görev alan
Karşıcı; şu anda Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi,
Müzik Bölümü’nde çalışmaktadır.
39
Paper No
036MUS
Author(s)
Kubilay YILMAZ
Title
Âşık Reyhânî Türkülerinin Makâm, Usûl Ve
Vezin Yönünden Analizi
Âşık Yaşar Reynânî, âşıklık geleneğini başarıyla devam ettirmiş, yurt içinde ve yurt dışında
birçok yerde düzenlenen fasıl ve yarışmalarda üstün başarılar elde etmiş, 20. yüzyılın önde
gelen âşıklarından birisidir.
Başarılarla dolu bir geçmişe sahip olan Âşık Reyhânî’ ye ait türkülerin çok boyutlu içerik
analizinin yapılması ve bu sayede söz konusu âşığın müziksel kimliği hakkında bilgilere
ulaşılması bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çeşitli ses
kayıtlarından dinleyerek notaya aldığımız 47 adet eser incelenmiş; her eser, usûl, vezin ve ses
genişliği bakımından analiz edilmiş, bu eserler içerisinde ses genişliği 7 ses ve daha fazla olan
13 türkünün makâmsal analizi de yapılmıştır. Makâmsal analiz yapılırken türkünün hangi
makam dizisinde olduğunu belirtmekle yetinilmemiş; özellikle seyir karakteri ve güçlü perde
olgularının üzerinde durulmuştur.
Araştırmanın kuramsal bölümünü oluşturmak için söz konusu aşığa ait ses kayıtlarının yanı sıra
literatür taraması da yapılmıştır. Yapılan araştırmalar neticesinde; Âşık Reyhânî’nin hayatı,
sanatı ve eserleri hakkında bilgilere ulaşılmış, bunlardan da kısaca bahsedilmiştir.
Verilerin toplanması aşamasında betimsel araştırma yöntemlerinden “tarama tekniği”
kullanılmış, toplanan verilerin analizi, içerik analizi tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Bulgular,
tablolar eşliğinde sunularak yorumlanmış, bu sayede belirli sonuçlara ulaşılmıştır. Özellikle
makamsal analiz sonuçları, Klasik Türk Müziği ve Türk Halk Müziği’nin farklılıklarından ziyade
benzerliklerine dikkat çekmek adına önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Âşıklık Geleneği, Âşık Reyhânî, Usûl, Vezin, Makâm
Arş. Gör. Kubilay YILMAZ
1987 yılında Erzurum’da doğdu. 2006 yılında Erzurum Anadolu
Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun oldu. 2009’da Atatürk
Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu, Radyo Televizyon Yayıncılığı
Bölümü’nü bitirdi, aynı yıl Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’nü kazandı. Burada çeşitli
konserlerde görev aldı. Bu bölümden 2013 yılında birincilik
derecesiyle mezun olan Yılmaz, aynı yıl ÖYP kapsamında,
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik
Bölümü’ne Araştırma Görevlisi olarak atandı. Atandığı bölümde
yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan
makaleler: Müzik Öğretmeni, Müzik Öğretim Materyali ve Uygulama Açısından Köy
Ortaokullarında Müzik Eğitiminin Durumu Üzerine Bir İnceleme (2015). Journal of Turkish
Studies (9/11).
40
Paper No
037MUS
Author(s)
Barış ERDAL
Title
Uluslar Arası Sanat Müziğinde Beste
(Composition At International Western Art
Music)
Müziğin
oluşması için en temel boyutlardan biri icra ise, diğer ve daha önemli bir boyutu
yaratılmasıdır denebilir. Bugün müziğin farklı kültürlerde, kültürel yapının niteliğine göre çok
çeşitli üretim biçimlerine sahip olduğu bilinmektedir. Dünya üzerinde var olan diğer birçok
kültürden (üstün değil) ayrı olarak, Avrupa medeniyetinin Antik Yunan’a dayanan ses sistemi,
yüzyıllar içinde evrimleşerek sistematik bir bütünselliğe kavuşmuştur. Bu gelişmeler uzantısında
batı sanat müziğinde beste ve bestecilik kavramları ilk defa 15. ve 16. yüzyıllar arasında ortaya
çıkmıştır.
Günümüze kadar Türkçeye çevrilen ya da Türkçe yayınlanan birçok kaynakta, besteleme edimine
yönelik birkaç sözlük maddesi dışında pek yer verilmemiştir. Dolayısıyla bu çalışma belirli bir
çerçevede bu ihtiyacı karşılamayı amaçlamıştır. Ulaşılan sonuçta, batı sanat müziğinin besteleme
edimiyle geleneksel ve popüler müziğin üretilmesi arasındaki farkların belirginleştirilmesi üzerine
odaklanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Uluslar arası sanat müziği, beste, besteci, geleneksel ve popüler müzik.
It could be argued that in order to create a piece of music whilst one of the two fundamental
dimensions is performance the other is the composition. Today, it is known that music is created
in a variety of ways in accordance to the structure of a certain cultural pattern in which it is born.
The voice system of European civilization which is based on ancient Greek tradition and which is
distinguishable from the rest of the world has gained a systematic unity after a long
evolutionary process. Within this developmental process the concepts of composition and the
art of composition itself have emerged between 15th and 16th century in Western art music.
The act of composition has rarely been taken, apart from works at the level dictionary items, as a
theme of research both in translations and original works in Turkish literature. Therefore, the aim
of this paper is to fulfill this gap, at a certain degree, in Turkish literature. At the end of discussion
of related literature the difference between the ways in which Western art music and traditional
and popular music were created was delineated.
Key Words: Western art music, composition, composer, traditional and popular music.
Yrd. Doç. Dr. Barış ERDAL
Lisans ve yüksek lisans programını Dokuz Eylül Üniversitesi Buca
Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümünde (piyano ana sanat
dalı), doktora programını Dokuz Eylül üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Müzik Bilimleri ana bilim dalında tamamladı.
İlgi
alanları sistematik müzikoloji, müzik psikolojisi ve piyano müziği
olarak tanımlanabilir. Çalışmalarını 2009 yılından bu yana
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi müzik bölümünde sürdürmektedir.
41
Paper No
038MUS
Author(s)
Burcu AVCI AKBEL
H. Bekir KURŞUNET
Title
Necil Kazım Akses’in “Minyatürler ve On
Piyano Parçası” Albümünden Bir Füg Analizi
(A Fugue Analysis From Necil Kazım Akses’s
“Miniatures And Ten Piano Pieces” Album)
Müzik formları içerisinde Füg, polifoni usul ve teknikleriyle yazılan bir formdur.
Profesyonel bir
bestecinin tüm bestecilik ustalığını gösterebildiği bu formdaki eserler, bestecilerin genellikle olgunluk
döneminde yazılır. Müzik tarihinde Johann Caspar Ferdinand Fischer, Johann Sebastian Bach, Dimitri
Şostakoviç, Paul Hindemith, Cemal Reşit Rey, Faik Canselen, Necil Kazım Akses ve daha birçok besteci
bu formda örnek eserler vermiştir. Bu çalışmada Türk Beşleri’nden Necil Kazım Akses’in Minyatürler ve
On Piyano Parçası albümünden VII numaralı Fügü, eser analizi derslerinde kullanılacak bir kaynak
oluşturmak amacıyla doküman incelemesi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Bu aşamada, Fügün üç
sesli olduğu bulgusundan hareket ederek, füg ilk olarak üç çizgili grafik haline getirilmiş ve daha sonra
tema, cevap, karşı kurum, ara müzik ve form yönünden analiz edilmiştir. Analiz sonucunda elde edilen
bulgular grafik üzerinde sembollerle gösterilmiştir. Son olarak fügün, genel füg kurallarıyla içerik
açısından ortak ve farklı olan yönleri belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Necil Kazım Akses, Minyatürler ve On Piyano, Analiz
Fugue is a form composed methods and techniques of polyphony in musical forms. These works are
usually composed during composer’s mastership periods. The composers such as Johann Caspar
Ferdinand Fischer, Johann Sebastian Bach, Dimitri Shostakovich, Paul Hindemith, Cemal Resit Rey, Faik
Canselen, Necil Kazım Akses and many more composed example works of this form in Music history. In
this study, the Fugue from album called The Miniatures and Ten Piano Pieces were analyzed by using
method of document analysis in order to create a resource that will be used in fugue analysis courses.
Firstly, At this stage it is moving from the finding that three-voice fugue is, both the form of fugue and
fugue elements have been analyzed in terms of techniques of polyphony. Secondly, the findings have
been viewed with characters such as T, K in three stripes graphics. Finally, common and different
features of the fugue have been identified from the aspects of fugue composed rules.
Key Words: Necil Kazım Akses, Miniatures And Ten Piano, Analysis
Yrd. Doç. Dr. Burcu Avcı AKBEL
1981 yılında doğdu. Orta ve lise öğrenimini Amasya'nın Merzifon ilçesinde
tamamladıktan sonra 1998 yılında Ege Üniversitesi Türk Musikisi
Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü’ne girerek viyolonsel ile tanıştı.
2003 yılında bölüm üçüncüsü olarak mezun oldu. 2006 yılında Sakarya
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümünde Araştırma
Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında başladığı Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müzik Eğitimi bölümündeki doktora eğitimini, 2012 yılında tamamladı.
Arş. Gör. Hacı Bekir KURŞUNET
1983 yılında Kayseri’de doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini burada tamamladı.
2005 yılında E.Ü. G.S.F. Müzik Bölümünü kazandı. Buradan 2009 yılında
mezun oldu. 2010 yılında aynı üniversitede tezsiz yüksek lisans eğitimini
tamamladı. 2010 yılında Ordu Üniversitesi G. S. F’ne Araş. Gör. Olarak atandı.
2011 yılında E.Ü. G.S.E’de tezli yüksek lisans eğitimine başladı. Buradan 2014
yılında sayın Doç. Afak Jafarova danışmanlığında mezun oldu. Sakarya
Üniversitesi Devlet konservatuarında Arş.Gör. olarak çalışmaktadır.
42
Paper No
039MUS
Author(s)
Derya KIRAÇ
Title
Klasik Batı Müziğinde Doğaçlama ve Kadans
Kavramı (The Concept Of Cadenza And
Improvisation In Western Art Music)
Kadanslar,
çoğunlukla klasik dönem konçertolarında karşılaştığımız, besteci tarafından notada
belirtilen yerlerde icracıların virtüozitesini sergileyebilmesi için ayrılan kısımlardır. Genellikle konçerto
bölümlerinin sonlarında bulunurlar. Bu kısımlarda orkestra soliste söz hakkı tanır ve fikir olarak solistin
genellikle eserden motifleri de kullanarak doğaçlama yapması beklenir. Ancak o dönemin ve bugünün
ünlü icracıları tarafından yazılmış hazır kadansların varoluşu, günümüzde bu geleneğin unutulmasına
sebebiyet vermiştir. Bu çalışmada; klasik dönem konçertolarında kadans, kadansın gerekliliği,
işlevselliği, icracıya katkıları ve kadansın nasıl olması gerektiği ile ilgili bilgilere yer verilmektedir.
Araştırmada klasik batı müziğinde doğaçlamanın varlığından ve daha sonrasında özellikle senfoni
kavramının biçim olarak kesinlik kazandığı 19.yüzyılda, doğaçlamanın yok oluşundan bahsedilecektir.
Artık eserlerdeki kadansların besteciler tarafından yazılması söz konusu iken 20.yüzyılda tekrar
canlanacak ve icracıya olanak tanıyacak doğaçlama kavramı üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelime: Klasik Batı Müziği, Doğaçlama, Klasik Dönem, Kadans
Mostly played during the Classical period concertos, cadenzas are the parts in the notation determined
by composers so that the performers could perform their virtuosos. Generally, they are at the end of the
concertos. In this part, soloist is recognized by the orchestra and is expected to improvise using the
motifs from the work. Yet, the existence of interchangeable cadenzas written by the performers of the
classical and contemporary eras, lead to disappearance of this tradition today. The purpose of this study
is to investigate cadenzas in the classical period; its necessity, functionality, and structure.
This study is going to mention the existence of improvisation in Western Art Music music and its
disappearance during the 19th century when the concept of symphony took its exact form.
Furthermore, the concept of improvisation which was written by the composers will be emphasized
and its revival and recognition of the performer in the 20th century will be touched upon.
Key Words: Western Art Music, Improvisation, Classical Period, Cadenza
Arş. Gör. Derya KIRAÇ
1988 yılında Eskişehir'de doğdu. 1999-2000 öğretim yılında Anadolu
Üni. Devlet Konservatuarına girdi ve Okt. Melih KARA ile viyolonsel
çalışmalarına başladı. 2007 yılında Anadolu Üni. Devlet
Konservatuarı'nda düzenlenen ''Genç Solistler'' yarışmasını kazandı ve
Anadolu Üni. Senfoni Orkestrası ile birlikte C. Saint-Saens’ın La minör
viyolonsel konçertosunu seslendirdi. Eğitim süresi boyunca Sinan
Dizmen, Ali Sak, Çağ Erçağ ile çalışma fırsatı buldu. 2008 ve 2010
yıllarında Orkestra şefi Cem Mansur'un yönetimindeki Ulusal Gençlik
Senfoni Orkestrası'nın yurt içi ve yurtdışı turnelerinde yer aldı. 20092010 eğitim-öğretim yılında Anadolu Üni. Devlet Konservatuarı’ndan
mezun oldu. İstanbul Notre Dame de Sion Oda Orkestrası
(OrkestraSion), Antalya Senfoni Orkestrası, Marmaris Oda Orkestrası’nda misafir sanatçı olarak
görev aldı. 2011 yılında, Borusan Filarmoni Orkestrası’nın odisyon sınavına girerek orkestrada
çalmaya hak kazandı ve 2012 sezon açılış konserinde bu orkestrada yer aldı. Cumhuriyet Üni.’sinde
Araştırma Görevlisi olan Kıraç, Anadolu Üni.’nde Prof. Dr. Ozan Tunca ile yüksek lisans çalışmalarına
devam etmektedir.
43
Paper No
040MUS
Author(s)
Nargiz EMİNOVA
Title
XX. Yüzyıl Piyano Müziğinde Yapısal İçerik ve
İcracılık Özellikleri
XX.y.y. başlarında Azerbaycan ve Türkiye’deki piyano müziği Doğu müzikal kültürünün yeni
fenomenlerinden biri olmuştur. Bu kültürün çok yönlü kökleri, en önce eski milli müzikal
başarıları ile bağlıdır. Özellikle önemli olan XX y.y. fenomeni - Doğu ve Batı kültürlerinin
sentezi - verimli, yaratıcı sonuçlar göstermiştir. Yenilikçi doğası ile farklılık gösteren böyle bir
sentezin, piyano müziğinin evrim sürecinin temeli olunca, bestecilik yaratıcılığı ve onun
sonucu olan icracılık için geniş imkanlar açtığını da bu çalışmada görmek mümkündür. Aynı
zamanda teknik, tınısal, ses genişliği özellikleriyle piyano, bu çalışmanın merkezini
oluşturmaktadır. Azerbaycan ve Türkiye’den seçilmiş bestecilerin müziğinde yapısal içerik
özelliklerinin en ince ayrıntılı analizi temelinde, bir önceki yüzyılların çalgı, icracılık
imkanlarının yeni değerlendirilmesi sonucunda “20. yy. piyano enstrumanının imgesi” anlayışı
da çalışmada çizgilenmiştir.
Anahtar Kelimeler: İcracılık, yapısal içerik, üslup, sentez, kültür, piyano, evrim.
Öğr. Gör. Nargiz EMİNOVA
26.04.1976 yılında Azerbaycan Bakü şehrinde doğdu. 1983-1994
yılları arasında Bakü’de Bülbül adına Orta İhtisas ve Müzik Okulunun
11 yıllık eğitimini tamamladı. 1994 yılında girdiği Bakü Müzik
Akademisi icracılık fakültesinin piyano bölümünü derece ile lisans
eğitimini 1998’de bitirdi. 1998-2000 yıllarında Üzeyir Hacıbeyli adına
Bakü Müzik Akademisi’nden çalışma daveti aldı. Burada öğretmenlik
ve konsertmeyster görevini yaptı. 2000 yılında Üzeyir Hacıbeyli adına
Bakü Müzik Akademisi’nde Doktora programına başladı. 2008 yılında
bitirerek Doktora Diplomasına layık görüldü. 2010 yılından beri Erciyes Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nde Ögretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.
Paper No
041MUS
Author(s)
Vügar HÜSEYNOV
Title
Ulvi Cemal Erkin - “Sinfonietta”
Türk çağdaş müzik bestecisi ve
müzik öğretmeni olan Ulvi Cemal Erkin, müzik tarihinde Türk
Beşleri adıyla anılan sanatçılar arasında yer almıştır. Besteciliğin yanı sıra orkestra şefliği, piyano
öğretmenliği, birçok müzik kurumlarında yönetici görevlerinde bulunmuştur. Birinci kuşak
çağdaş Türk müziği bestecileri arasında yer alan Erkin, müziğin birçok türlerinde yapıtlar
bestelemiştir. Bunların arasında koro ve orkestra eserleri, oda müzikleri, solo piyano eserleri,
sahne yapıtları vb. eserler yer almaktadır. Çalışmada özellikle bestecinin “Sinfonietta” eserine
yer verilmiş, bu eserin Türk müziğinde yeri ve öneminden bahsedilmiştir. Ayrıca çalışmada esere
dünya bilim adamları tarafından verilen değer ve eseri dünyanın birçok yerinde tanınan Ankara
Oda Orkestrasının rolü de vurgulanmıştır.
Çalışmadaki amaç Ulvi Cemal Erkin’in yaratıcılığını incelemek, onun “Sinfonietta ” eseri hakkında
bilgi vermek ve araştırmaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk, Besteci, Sinfonietta, Eser
44
Turkish contemporary music composer and music teacher, Erkin was among the artists in music
history known by name Turkish Five. In addition to composing orchestral conducting, piano
teacher, was found in the administrative tasks in many music institutions. The first generation
of modern Turkish music Erkin located between the composers, the music was composed and
works of many kinds. These include choral and orchestral works, chamber music, solo piano
works, stage works and so on. works are located. Especially in the composer's work
"Sinfonietta" given to the work, the place of Turkish music and the significance of this work.
Also working in the world of work is valued by scientists and his work has been emphasized in
many parts of the world to introduce the role of the Ankara Chamber Orchestra. The purpose of
the study Ulvi Cemal Erkin’s examining the artworks; his "Sinfonietta" is to provide information
about the work and research.
Key Words: Turkish, Composer, Sinfonietta, Work
Öğr. Gör. Vügar HÜSEYNOV
Azerbaycan’ın başkenti, Bakü’de doğmuştur. Bülbül Müzik Okulu’nda,
devamında Üzeyir Hacıbeyov Azerbaycan Devlet Konservatuarı’nda
keman, piyano eğitimi almıştır. Üzeyir Hacıbeyov Azerbaycan Devlet
Senfoni Orkestrasında orkestra sanatçısı görevinde çalışmıştır.
Fransa’nın Konse-Andre kentinde “Berlioz” Festivaline, Arap
Emirlikleri Abu-Dabi’de Müzik Festivaline, Almanya Bad-Endorf
kentinde Opera Festivaline Azerbaycan Devlet Senfoni Orkestrasıyla
orkestra sanatçısı olarak katılmıştır. Üniversite törenlerinde
konserlerle yer almış, öğrenci ve orkestra konserleri sunmuştur. Halen
Cumhuriyet Universitesi GSF Müzik Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak görev yapmaktadır.
Paper No
042MUS
Toplumsal
Author(s)
Mümtaz Levent AKKOL
Title
Toplumsal Statü Farklılıklarının ve
Eşitsizliklerin Müzikal Anlam Farklılıklarının
Oluşumuna Etkileri
ve bireysel davranışların şekillenmesinde, toplumsal statü farklılıklarının ve
eşitsizliklerin belirleyiciliği vardır. Sanat dallarına yönelik davranışların da diğer toplumsal ve
bireysel davranışlar gibi belirlenmiş olduğu ileri sürülebilir. Sanata ilişkin beğenilerin, kabul
etme ya da etmeme davranışlarının özel olarak müzik üzerinden ele alınması mümkündür.
Belli bir müzik parçasının kişi ya da kişilerce beğenilmesinde, benimsenmesinde ya da
dışlanmasında belirleyici olan bir takım faktörlerin bulunabileceği bu çalışmanın ele a ldığı
konulardan biridir. Müzikal anlamın farklılıklar göstermesi; bir müzik parçasının bazı kişilerce
beğenilirken, bazı kişilerce kötü ve değersiz olarak tanımlanması toplumsal statüye dayalı bir
tercih olabilmektedir. Kişinin yaşadağı, yetiştiği çevrenin, müzik beğenisinde ve tercihlerinde
belirleyici olduğu gözlenebilmektedir. Yine, kişinin inancı ve benimsediği ideoloji ve yaşam
biçimi de müzikal beğenisinde belirleyici olmaktadır. Bu çalışmada ele alınan “müzikal anlam”
kavramı; belirli müzikal motiflere, müzik eserlerinine yönelik anlama, kabul etme ya da
etmeme davranışına yön veren bir belirlenmişiliği tanımlamaktadır. Müzikal anlam “edinilmiş
müzikal anlam” ve “temsil edici müzikal anlam” olarak iki alt başlıkta ele alınmıştır. Müzikal
45
anlam farklılılarının oluşumunda toplumsal statü ve eşitsizlikler başta olmak üzere toplumsal
belirleyicilerin etkisi bulunmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Müzik Sosyolojisi, Müzikal Anlam, Toplumsal Belirlenmişlik, Toplumsal
Statü, Toplumsal Adalet
Yrd. Doç. Dr. Mümtaz Levent AKKOL
1977’de Isparta’da doğdu. Uludağ Üniversitesi, Eğitim
Fakültesi, Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden 1999 yılında
mezun oldu. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Siyaset Bilimi ve
Sosyal Bilimler Bilim Dalı ’nda, doktorasını Anadolu
Üniversitesi Sosyoloji Anabilim Dalı’ nda yılında bitirdi. Bozok
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü’ne
öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yabancı dili İngilizcedir.
Sanat Sosyolojisi, Müzik Sosyolojisi, Siyaset Sosyolojisi ve İklim Sosyolojisi alanlarında
akademik çalışmalarını sürdürmektedir.
Paper No
043MUS
Author(s)
Serap DURAN
Title
Müziğe Yönelik Tutum ve Müzik Davranışı:
Müzik Öğrencileri Arasında Bir Ölçek
Geliştirme Çalışması
Müzik kendini ifade etme, sosyal aidiyet geliştirme gibi birçok işleviyle birlikte günlük hayatın
vazgeçilmez bir parçasıdır. Müzik konusunda yapılacak çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla
müziğe yönelik tutumu ve müzik davranışını ölçen yeterli ölçüm araçlarının geliştirilmesi gerekir.
Bu çerçevede bu çalışmada müziğe yönelik tutum, müzik davranışı ve müzik eğitimine yönelik
tutum şeklinde 3 ölçek geliştirilmesi ve böylece müziğe yönelik tutumun cinsiyet ve yaş
değişkenleriyle birlikte müzik davranışı ile ne düzeyde ilişkili olduğu hedeflenmiştir.
Çalışma için oluşturulan anket bir devlet üniversitesinde yer alan Güzel Sanatlar ve Eğitim
Fakültesi, Müzik bölümlerinden 144 öğrenciye, dersliklerde dağıtılıp toplanmıştır. Çalışmanın
verileri betimsel istatistikler (ortalama, frekanslar, standart sapmalar) ve korelasyon analizlerine
tabi tutulmuştur.
Araştırmanın sonuçlarına göre, müziğe yönelik tutum, müzik davranışı ve müzik eğitimine yönelik
geliştirilen ölçeklerin iç tutarlılık bakımından ideal ya da kabul edilebilir parametrik özelliklere
sahip olduğu gözükmektedir. Ayrıca müziğe yönelik tutum ile müzik davranışı arasında sosyal
psikolojideki tartışmalarla uyumlu olmak üzere düşük bir ilişki bulunmaktadır. Yani öğrenciler
müziğe yönelik olumlu tutum sergilemelerine karşılık davranışlarında bunu gösterememektedirler.
Diğer bir bulgu olarak, müzik dinleme ile dindarlık arasında düşük fakat olumlu bir ilişki
bulunmamaktadır. Bu durum müzik öğrencilerinin, müzik eğitimi ile dindarlıklarını uzlaştırmış
olabilecekleri şeklinde yorumlanmıştır. Diğer taraftan dindarlıkla yaş arasındaki olumsuz ilişki
dikkate alındığında öğrencilerin müzik bölümünde ilerledikçe daha fazla sekülerleştikleri ileri
sürülebilir. Kadın katılımcı müzisyenlerin, müziğe karşı genel olarak daha olumlu bakmaktadırlar.
46
Katılımcıların bir kısmının müzik bölümünde eğitim alma (ve daha düşük düzeyde olmak üzere
müziğe yönelik tutumları) konusunda belirsizlik yaşadıkları gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Müziğe yönelik tutum, müzik davranışı, ölçek, müzik eğitimi, müzik öğrencisi,
dindarlık
Öğr. Gör. Serap DURAN
19 Ekim 1982 yılında Sivas’ta doğdu. Lisansını Cumhuriyet
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bölümü, Müzikoloji
Anasanat Dalında (2005-2009) bitirdikten sonra master eğitimini
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Müzikoloji Bölümünde (2009-2012) tamamladı. Yurtiçi ve
yurtdışı sempozyum, seminerlere katılarak, ulusal genç solist şan
yarışmaların yanısıra Türkiye çapındaki ulusal ve uluslararası
sanatçıların masterclass’ına katılmış çok sayıda konserler vermiştir. Cumhuriyet Üniversitesi, Güzel
Sanatlar Fakültesi, Müzik Bilimleri Anabilim Dalında 2009/-halen Öğretim Görevlisi ünvanıyla
çalışmaktadır.
Paper No
044MUS
Author(s)
Derya KAÇMAZ
Hasan ARAPGİRLİOĞLU
Fatma Gül CİRHİNLİOĞLU
Title
Müziğin Sosyal Psikolojisi: Müzik
Tercihlerine İlişkin Yaklaşım, Teori ve
Modeller
Araştırmanın
amacı, müzik psikolojisi alanında, müzik tercihleri üzerine geliştirilen model ve
yaklaşımları incelemek ve ortaya koymaktır. Müzik psikolojisinin bir alt dalı olan müziğin sosyal
psikolojisi, müziksel tutum ve tercihler, bu tercihlerin altında yatan etkenler, kişilik, cinsiyet, sosyal
etki, günlük yaşam deneyimleri, tüketici davranışları ve bütün bunların müzik eğitimi ile olan ilişkisi
gibi çok çeşitli çalışma konularına sahiptir. İnsanlar neden farklı tür, stil, şarkıcı ya da grupları
tercih eder? Bu tercihleri hangi faktörler ne oranda etkiler? Müzik eğilimlerini nasıl, ne tür yollarla
tespit edebiliriz? Tercih ve beğeni arasındaki fark nedir? Bu soruları, farklı bakış açılarına sahip
araştırmacılar, farklı çerçeve ve odak noktalarından yaklaşarak açıklamışlardır. Bu betimsel
çalışmada, literatur tarama tekniği ile bütün bu yaklaşım ve modeller birbirleriyle karşılaştırmalı
olarak ve belirli bir sistematikle ortaya konmaya, çalışılmıştır.
Anahtar sözcükler: müziğin sosyal psikolojisi, müzik tercihi, müzik beğenisi
The main object of this research is to analyse and propound the model and approaches about
music preferences in music psychology. The social psychology of music -as a sub-branch of music
psychology- has lots of research objects like, music attitudes/preferences, the factors that
determines these preferences, personality, gender, social factors, daily life experiences, consumer
behaviours etc. Why do people prefer different types of singers or bands? Which factors and how,
determine these? How can we identify music tendencies? What is the difference between prefer
47
and taste? Researchers answered this questions with different perspectives and focal point. All
these models and approches tried to confessed systematically and comparatively in this
descriptive research.
Keywords: the social psychology of music, music preference, music taste
Öğr. Gör. Derya KAÇMAZ
1977 yılında doğdu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden 1995 yılında
mezun oldu. 1996 yılında İstanbul Üni. Edebiyat Fak. Ark. ve Sanat Tarihi,
Prehistorya A.B.D.’nı kazandı 1999 yılında ayrılarak, C.Ü. Eğitim
Fakültesi, Müzik Eğitimi A.B.D.’nı kazandı. Öğrenciliği sırasında Prof.
Sabahat Tekebaş ve Prof.Dr. İlknur Okatan’la şan çalıştı. 2003 yılında ana
bilim dalı birincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl Sakarya Zübeyde Hanım
İ.Ö.O.’a müzik öğretmeni olarak atandı.
Ardından açılan sınavı
kazanarak, C.Ü. Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi A.B.D.’da öğretim görevlisi olarak çalışmaya
başladı. Yüksek Lisansını Prof. Suna ÇEVİK danışmanlığında “Yirminci Yüzyıl Türk Koro Müziği’nde
Ulusal ve Uluslararası Etkileşimler” başlıklı tezi ile tamamladı. Korosu ile katıldığı 14. ve 15. ve 18.
Türkiye Polifonik Korolar Şenliği’nde “Entonasyon-Homojenlik ve Koro Tınısı Başarı Ödülü”ne layık
görüldü. İnönü Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Müzik Eğitimi Bilim Dalı’nda, “Müzik
Tercihlerinde Benlik Kurgusu ve Kişilik Boyutlarının Etkisi” başlıklı doktora tezi ile eğitimine devam
etmektedir. 2003 yılından bu yana, C.Ü. Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi A.B.D.’da Koro ve Ses
Eğitimi derslerini yürütmektedir.
Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU
1994 yılında Gazi Üniversitesi Müzik Bölümünden mezun oldu. 1997
yılında yüksek lisansını, 2002 yılında müzik eğitimi doktorasını
tamamladı. 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2007 yılında Doçent, 2012
yılında Profesör unvanı aldı. 2010 yılında A.B.D. Beşeri Bilimler
Akademisi (U.S.National Endovement for Humanities - NEH) blues
tarihi ve kültürü, aynı yıl Uluslar arası N.A.T.O. müzikterapi
çalıştayında uzman davetli araştırmacı ve eğitimcisi olarak yer aldı.
Kayıt teknolojileri alanında çalışmalar yaptı.
2011 yılında
Massachusetts Üniversitesi’nde ensemble kayıt teknikleri alanında ders verdi. A.B.D. -New
York, Boston, New Jersey, Memphis, Avusturya-Lins’te konserler verdi.
Doç. Dr. Fatma Gül CİRHİNLİOĞLU
Lisans ve Doktora Eğitimini Hacettepe Üniversitesi Psikoloji
Bölümünde tamamlamıştır. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Psikoloji
Bölümünde Sosyal Psikoloji Anabilim Dalında Doçent olarak görev
yapmaktadır. Sosyal Temsiller, Çocuk Gelişimi ve Din Psikolojisi konu
ve alanlarında ulusal ve uluslararası kitap ve makaleleri
bulunmaktadır.
48
Paper No
046MUS
Author(s)
Furkan Yağız KAYA
Title
Müzik Medya İlişkisi ve Tarihsel Süreci
(Music Media Relationship and It’s
Historical Process)
Yüzyıllar boyunca hayatımızın bir parçası olan ve gün geçtikçe farklı anlamlar kazanan müzik,
21. yüzyılda teknolojinin her gün daha çok gelişmesiyle medya unsurlarıyla birlik te
kullanılmaya başlamış ve vazgeçilmez hale gelmiştir.
Günümüzde insanlar akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar, televizyonlar, oyun konsolları gibi
cihazlarla evde, işte, dışarıda veya herhangi bir yerde müzik medya uygulamalarını
kullabilmekte, kullandığı sırada gördüğü görüntü ve dinlediği müzikle birlikte olumlu ya da
olumsuz tepkiler verebilmektedir. Bu tepkiler, müzik medya uygulamasının hedef aldığı kitleyi
etkileyerek yaygın bir hale getirilmesini sağlamaktadır.
Bu bildirinin amacı müzik ve medyanın bir arada kullanılarak müziğin, reklam, propaganda,
sinema, dizi film, çizgi film ve konsol-bilgisayar oyunları gibi medya alanlarında topluma olan
etkisi ve bu durumun tarihsel süreci hakkında bilgi paylaşımı sağlamaktır. Ayrıca bu bildiride
müzik ve medyanın ülkemizdeki yerinden bahsedilmekte, seçilen videolu yerli ve yabancı
reklam, çizgi film, dizi film, propaganda sinema ve oyun müzikleri örnekleriyle incelemelerle
kıyaslamalar yapılmakta ve seçilen bir tane türk filmi ve müziğinin ayrıntılı anali zi
yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Müzik, Medya
Music which has been a part of our life for the centuries and gets different meanings day
by day has begun to be used with media factors with the further development of
technology in 21 st century and has become indispensable.
Nowadays, people can use music media applications with the devices like smart phones,
tablet computers, televisions, game consoles at home, at work, outside or at any place, and
also they can react positively or negatively against the view which they see and the music
which they listen while the use these devices. These reactions make music and media
application widespread by creating impact on it’s target masses.
The purpose of this declaration is to present by the use of music and medi a together, the
impact of music on society in the fields of media such as ad, propaganda, cinema, series,
film, cartoon and console- computer games and to provide information sharing about the
historical process of this situation. Also, in this declaration the place of music and media in
our country is mentioned and, the selected local and foreign video ads, cartoons, TV series,
propaganda, cinema and examples of game music are examined and compared, and
selected Turkish movie and music are analyzed in detail.
Key Words: Music, Media
Furkan Yağız KAYA
12.09.1991 Tarihinde Ankarada doğdu. 11.09.2011 Tarihinde
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Müzik
Teknolojisi Anabilim Dallını özel yetenek sınavı ile kazandı. Şu an 4.
Lisans Öğrencisi olan Furkan Yağız Kaya Müzik Teknolojisi Alanlarında
Akademik çalışmalar yapmaya ve tezler hazırlamaya devam
etmektedir.
49
Paper No
047ART
Author(s)
Ali KARATAY
Title
Kinetik Tipografi Tasarımı: Sosyal Medyada En
Çok Paylaşılan Hareketli Tipografi Animasyon
Örnekleri
Özellikle her tasarımcının hayatında harflerin ve yazıların mutlaka bir yeri vardır. Bu konuda
bazıları şüphesiz daha bilinçlidir. 1456'da matbaanın icadından ve daha sonra bilgisayarın
tasarlanmasından günümüze, pek çok değişiklik meydana gelmiştir. Son iki yüzyılda
tipografinin gelişimi ve değişimi hız kazanmış, bu süre içinde yazı karakterlerinin yapılarında,
şekillerinde, kullanım alanlarında ve boyutlarında müthiş bir değişim olmuştur. Bu değişimin
sonucu itibari ile, teknolojik gelişmeler, internet, sosyal medya kullanımı, tasarım içerisindeki
metin ve yazının yolculuğunda yeni bir boyut evrimi gerçekleşmiştir.
Kinetik tipografi, günümüzde en popüler tasarım türlerinden biri olma yolunda hızla
ilerlemektedir. Özellikle grafik tasarım alanında statik, durağan tasarımlar yapan bireyler,
kinetik tipografiye geçiş yaparak, zaman, ses, müzik ve senkronizasyon kavramlarıyla,
mesajlarını daha kalıcı, etkili ve paylaşmaya daha uygun hale getirmeye başlamışlardır. Son
zamanlarda, sosyal medyanın kullanımının da artması sebebiyle, pek çok örneğini gördüğümüz
kinetik tipografi, metinlerin müzik ve sesler ile eş zamanlı olarak tasarlandığı hareketli
tipografi sanatı olarak adlandırılmaktadır. Daha basit haliyle, hareketli yazılardan oluşan, se s
ve müzik etkileşimiyle güçlendirilmiş bir animasyon tekniğidir denebilir.
Kinetik tipografi, karşımıza her türde ve formda çıkabilmektedir. En çok izlenen filmlerde ya
da şarkı video kliplerinde, pek çok animasyon, müzik videosu ve hatta internet üzerind e
paylaşılan viral video paylaşımlarında bile karşımıza çıkarak, gözlerimize eşsiz bir ziyafet
sunmaktadır.
Araştırmada, literatür tarama, sosyal medya istatistiklerinin incelenmesi ve video örneklerinin
özellik, nitelik ve yorum analizlerinin yapılması gibi teknikler kullanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kinetik, Tipografi, Sosyal Medya
Dr. Ali KARATAY
1979 Manisa doğumlu. Lisansını Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Eğitimi ABD Resim-İş Eğitimi Bölümü’nde tamamladı. Aynı
üniversitede, yüksek lisansını grafik tasarım uzmanlık alanında,
doktora eğitimini “Hareketli Medya Grafik Tasarımı ve Animasyon”
üzerine yaptığı doktora tezi ile tamamladı. Halen mezun olduğu
üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Canlandırma Ana Sanat
Dalında öğretim görevlisi. Hareketli Grafik Tasarımlar, Etkileşimli
Tasarım, İnteraktif Enstalasyon, Sanat-Teknoloji başlıca çalışma konuları. Yurtiçi ve Yurtdışında
çeşitli sempozyumlarda konu başlıklarında sunumlar yaptı. Hakemli dergilerde makaleleri
yayınlandı.. Evli ve iki çocuk babası.
50
Paper No
048ART
Author(s)
Ayşe KARATAY
Title
Sanat ve Aktivite Sanat İle Buluşturmak İçin
Etkileşimli Stratejiler Newyork Modern
Sanatlar Müzesi Eğitim Modeli
Sanat, becerilerin inşasında ve disiplinlerarası konuların geniş bir yelpazade anlaşılmasında güçlü
bir katalizördür. Öğrenme, sanat yordamıyla yapıldığında ve bireyler kendi öğrenme süreçlerinde
aktif rol aldıklarında, daha güçlü ve kalıcı deneyimlere sahip olmaktadır.
Araştırmanın amacı; bireylere, nesne-merkezli, aktivite-eksenli öğrenmeyi destekleyen; çeşitli
sanat objeleriyle aktif ve deneyimsel öğrenme fırsatları sunan ders ve aktivitelere odaklanmış
fikirler çerçevesinde öğrenme ortamları sunmayı amaçlayan “MoMa Learning” projesinin analizi
ve uygulanabilirliğinin yorumlanmasıdır.
MoMA, peer to peer öğrenme, yakından bakış, yaratıcı düşünme ve problem çözme gibi becerileri
birleştirerek özel aktivitelerle ve müzenin geniş koleksiyonundan sanat eserlerini de entegre
ederek, her yaş grubundan bireylere resimleri ve objeleri keşfetmeye yönelik interaktif stratejiler
geliştirmektedir. Bu tür etkileşimli yöntemler, bireylerin birbirleriyle ve diğer çalışma objeleriyle
daha etkin buluşmasını sağlayan açık-uçlu, çift-yönlü değişken fikirleri destekler. İçerik ve
stratejiler, “Common Core State Standards” ile hatları belirlenmiş okuryazarlık, konuşma ve
dinleme, eleştirel düşünme, bilgilendirme metinlerini analiz etme, argümanları desteklemek için
gerekçeler sunma gibi yeterliliklerle paralel şekilde uygulanarak, sanat eğitimiyle toplumsal
faydaya dönüştürülmektedir.
Araştırma MoMA Learning sisteminin, coursera.org adlı MOOC platformunda yer alan eğitiminin
bireysel-deneyimlenmesi, sanat ile öğrenmede sosyal medyanın irdelenmesi ve yorumlanması ve
bulguların tartışma forumundaki yorumlarla analiz edilmesini içermektedir. Analiz sürecinde elde
edilen bulgulara göre, müzeler ve sanat eğitiminde deneyimlenmiş, pozitif örneklerin ülke bazında
sanat eğitimi ve sanat yoluyla/aracılığıyla eğitim çalışmalarında kullanılması, yeni medya çağına
ayak uydurmakta göz ardı edilmemesi gereken bir öngörüdür.
Anahtar Kelimeler: Sanat, Etkileşim, MOOC, MoMA, Sanat ve Aktivite
Ayşe KARATAY
1981 İzmir doğumlu, Üniversite hayatına 10 yıl ara vererek yine
İzmir’de çeşitli kurumsal ajans ve reklam şirketlerinde tasarımcı,
grafiker, web tasarımcı ve sanat direktörü olarak çalıştı.
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Grafik Ana Sanat
Dalı’nda Yüksek Lisans yapıyor. Modern Sanat, Yeni Medya Sanatı,
Sosyal Medya, Massive Open Online Kurslar, Müze Teknolojileri ve
Artırılmış Gerçeklik başlıca araştırma konuları. Çeşitli sempozyumlarda konu başlıklarında
sunumlar yaptı. Hakemli dergilerde makaleleri yayınlandı. Evli ve iki çocuk annesi.
51
Paper No
049ART
Author(s)
Bâlâ ERFİDAN
Title
İletişimi ve Reklamı Zenginleştiren, Yazılı
Medyada Okunurluğu ve İlgiyi Arttıran Görsel
Materyallerin Değişmeyen Etkileri
Günümüzde iletişimin sağlandığı her mecrada görsel materyallerin aranır olduğu çıkarımı, medya
tüketicileri üzerindeki etkilerin genel geçer varsayımlarını doğurmuştur. İletişim aygıtları
tamamıyla görme edimi üzerine yoğunlaşan ve gerek sosyal medyada gerekse pratik hayattaki
bilgi ağları sayesinde süreç olarak çoğalabilen bir yapıya sahiptir. Bu yapı, yazı kavramını ve
kurumunu, görsel araçlarla destekleyerek etki kapsamının genişletilmesine vesile olmaktadır.
Yazılı metinlerde; fotoğrafların, resimlerin ve illüstrasyonların bir iletişim ya da öğreti aracı olarak
kullanılması teknolojik ve toplumsal gelişmeler paralelinde zamanla değişim gösterse de önemini
hiçbir zaman yitirmemiştir. Yitirilmeyen bu süreç, görsel arayışın doğru kullanılmasını sağlamakla
birlikte, basın-yayın ürünlerinde değişen teknoloji ve toplumu da göz önüne alarak doğru renk ve
doğru çizgilerle görsellikler elde etmeyi sağlamaktadır. Ayrıca metinlerin izah edici resimlemeler
ve tasarımlarla okuyucu kitlesi üzerindeki etkisi, yazılı yayınları içeriğine ve sayfa tasarımına
yorumlayıcı nitelikte olduğunu göstermektedir.
Değişen medya iletişim araçlarıyla her geçen gün görsellik biraz daha öne çıkmış, beraberinde
yazılı medyanın etkisinin azalmasına sebep olmuştur. Bu durumdan en çok etkilenen dergi ve
gazeteler, okuyucu kitlesini diri tutmak adına fotoğraf sanatına başvurmuşlardır. Fakat her metnin,
içeriğini destekler nitelikte fotoğraf bulunamayışı başka materyal ihtiyacını doğurmuştur. Editöryel
illüstrasyonlar, infografikler bu ihtiyacı karşılayan ve okunurluğu arttıran önemli bir faktör
olmuştur. Bu sürecin evrilmesi ve neticesinde oluşan yeni kavram ve kavramlar-arasılık önemli
olaydır. Bu sayede, disiplinler arası olmayan hemen hemen hiçbir sanatsal ürünün de olmadığı
kanısına varmaktayız. Kaldı ki; her ne kadar da; sanatsal olandan ziyade iletim aracı olması yönüne
değinilip reklam ve medya üzerindeki etkisi tartışılsa da bu kavramların etki alanlarını ve doğurgan
yapılarını göz ardı edemeyiz.
Yöntem: Amaç doğrultusunda uygulanacak yöntem, literatür taraması yapılmasıdır. Basılı yayın
üzerinde denenen ilk illüstrasyonların günümüzde kullanılan illüstrasyonlarla aynı bağlamda
devam ettiğini bulgulamaktır. İçeriğinde görsel kullanılan yazılı yayınların çok okunması ve daha
kolay algılandığına dair bulguların incelenmesi, ulaşılan veriler ışığında analiz edilmesi ve
yorumlanmasıdır.
Anahtar Kelimeler: Görsel İletişim Sanatı, Medya Okuryazarlığı, Yeni Görsel Medya, Fotoğraf,
Editoryal İllüstrasyon, İnfografik
Bâlâ ERFİDAN
1992 İzmir doğumlu. 2010 yılında Çukurova Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Grafik bölümünde okudu. 2014 yılında Dokuz Eylül
Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Anasanat Dalında yüksek lisansa
başladı. Hâlâ Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Grafik anasanat dalinda
yüksek lisans yapmaktadır.
52
Paper No
050ART
Author(s)
Fırat ÇALKUŞ
Title
Kavramsal Sanat Uygulamalarının Görsel
Sanatlar Eğitimine Yansıması Üzerine Bir
Değerlendirme (An Assessment That
Reflections On Visual Art Education Of
Conceptual Art Practice)
Bu çalışmada esas olarak üzerinde durulacak konu, 1960’larda ortaya çıkan Kavramsal Sanat
hareketinin tanımsal açıklamasından ziyade, temel dinamikleri üzerinden bir sorgulamaya
girişilmiştir. Kavramsal Sanat, sanatın o zamana kadar alışılagelmiş durumundan farklı bir
rotayı izleyerek, izleyiciyi düşünsel bir metaforun içine sokmuştur. Sanatın, bir bilgi sorunsalı
olarak ele alınmasını isteyen Kavramsal Sanat, sanatın ‘ne’liğine ilişkin en radikal soruları
(özellikle nesnesizlik ve kurumsallaşma üzerine) sormuş ve kendi tanımlamasını özellikle ‘dil’
ve ‘söylem’ üzerinden yaparak felsefi dayanağını da ortaya koymaktadır. Kavramsal Sanatın
özellikle üstünde durduğu felsefi alanlarla ortak paylaşımları açıklanarak günümüz sanatına
ilişkin hala etkilerinin yoğun biçimde hissedilir olduğu Kavramsal Sanat, Görsel Sanatlar
Eğitimi’nde (Türkiye’de) ise varlığını, felsefeye ait bazı alanları da bünyesine katarak i spat
etme peşindedir.
Anahtar Sözcükler: Kavramsal Sanat, dil, görsel sanatlar eğitimi.
In this study,
especially of the Conceptual Art movement in the 1960s has undertaken an
inquiry on the basis of dynamics rather than descriptive explanation. Conceptual Art wants to
be debated as a knowledge question of the art, the most radical questions about what art is
asked and its definition of language reveals that especially the philosophical basis for making.
The effect of the Conceptual Art still intensely felt that contemporary art, the existence of
Visual Arts in Education (especially in Turkey) prove is seeks that incorporating in fields of
philosophy.
Keywords: Conceptual Art, language, visual arts in education.
Fırat ÇALKUŞ
1981- Fethiye
2001-2005 D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği
2007-2010 D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği
Yüksek Lisans Tez konusu, “İkinci Dünya Savaşından Sonra İzmir
Özelinde Sanat Galerilerinin Kent Kültürüne Etkisi”
2012-…… D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Doktora
Tez konusu, “Lisansüstü Sanat Eğitiminde Epistemoloji ve Analitik
Felsefe Bağlamında Kavramsal Sanat Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme”
53
Paper No
051ART
Author(s)
Gülşah TONTU ÖZDEMİR
Title
Vito Acconci: Narsist Video ve
Beden İlişkisi
Video sanatının kökenlerine inildiğinde, vücut sanatının ayrı bir önemi olduğu anlaşılmaktadır.
Beden sanatına dahil olan sanatçılar genellikle çalışmalarında kendi vücutlarını kullanmışlar ve
vücutlarını bir ifade aracına dönüştürmüşlerdir. Video kameranın insan bedenine yönelmesi ve
sanatçının kendi bedenini kayıt etmesini Rosalind Krauss Narsisizm ile karşılaştırır. Narsis Video,
sanatçıların sanat malzemesi olarak kendi vücutlarını görüntüledikleri bir sanat yaklaşımıdır. Narsis
videoda da diğer videosanatı yaklaşımlarında olduğu gibi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan
yeni denemelerin ve sanat anlayışlarının izleri görülmektedir.
Avantgarde sanat içinde ele alınan vücut sanatı ile Narsis Video çalışmalarının arasında oldukça
yakın bir ilişki vardır. Videonun sanatçılara sağladığı mahremiyet duygusu, daha özgür sanat
ürünlerinin ortaya çıkmasını sağlamış ve bir bakıma sanatçıları daha da özgürleştirmiştir. Video ile
sanatçı arasında oluşan bu mahrem ilişki, vücut sanatının video ortamı içinde gelişmesindeki en
önemli nedenlerden biridir.
Narsis video yaklaşımına dahil olan sanatçılardan biri Vito Acconci’dir. Acconci, teknolojinin hem
arabuluculuğundan hem içsel yakınlığından yararlanarak samimi bir kendini ifade aracı olarak
videoyu kullanmıştır. Video performanslarında kullandığı vücut ve dil, fiziksel ve psikolojik
arayışları için bir mekandır. Acconci için video, yakın plan çekimle yüzyüze günah çıkarma
eylemleri için samimi bir tiyatro alanıdır. Sabit bir kamera önünde tek bir eylem gerçekleştirir ve
çoğunlukla mekan olarak bedeni sunar.
Anahtar Kelimeler: Video, Narsisizm, Vito Acconci, Beden
Arş. Gör. Gülşah Tontu Özdemir
2007 yılında Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş
Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. 2012 yılında Gazi
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü’nde yüksek
lisansını tamamladı. 2012 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel
Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü’nde başladığı Sanatta Yeterlik
programına devam etmektedir. 2011’den beri Cumhuriyet
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak
çalışmaktadır.
54
Paper No
052MUS
Author(s)
Lale HÜSEYNOVA
Title
Keman Çalmada Temel Davranışlar
Keman
tabiat itibarıyla en ahenkli bir enstrümandır. İnsanoğlunun sesine daha çok yakın
olduğu için, keman bütün aletlerden üstün görülmektedir. Üstün olmasının yanı sıra keman
çalmayı öğrenmek büyük zahmet ve emek gerektirmektedir. Keman ve keman öğretiminde
genel amaç ve davranışlar, temel beceriler, yöntem ve tekniklerin ilk derslerden belirlenmesi
önem taşımaktadır. Çalışmada keman çalmanın temel davranışları ele alınmış, kemana ve
keman çalmaya ilişkin bilgiler verilmiştir. Bunlar kemanın ve öğelerinin tanınması, kema n
çalmaya ilişkin temel bilgi ve becerilerin öğrenilmesi ve uygulamasını kapsamaktadır. Keman
eğitiminde belirlenen beceriler; keman çalmada duruş ve tutuş, sol ve sağ elin pozisyonu,
parmak durumları, temel çalışmalar, temel yay teknikleri vb. becerilerdir.
Çalışmanın amacı, başlangıç keman eğitiminin temellerini anlatmak, keman eğitimci ve
öğrencilerine, özellikle öğretmen adaylarına bu konuda eğitim ve öğretimde kolaylık
sağlamakla birlikte yol göstermektir.
Anahtar Kelimeler: Keman, Temel Davranışlar, Çalgı, Yöntem, Teknikler
Doç. Dr. Lale HÜSEYNOVA
Azerbaycan’ın başkenti, Bakü’de doğmuştur. Üzeyir Hacıbeyov
Azerbaycan Devlet Konservatuarının keman, organ fakültelerini
bitirmiştir. Ulusal Keman Yarışmalarında (1990, 1991, 1992 yy.) 1.
derece diplomalar almış, Uluslararası ve Ulusal Keman Resitalleri
vermiştir. 2002’de “Azerbaycan Bestecilerinin Keman Eserlerindeki
Tarz ve Yorum Özellikleri” doktora tezini savunmuştur. Uluslararası
ve Ulusal 33 bilim yazısı, 2 kitabı (2009, 2014), 3 ilmi metodik
tavsiyeleri basılmıştır. 2007’te Azerbaycan’da, 2012’te Türkiye’de Doçent ünvanlarını almıştır.
2013’te “V. Gabala İnternational Music Festival”inde solo konser vermiştir. Cumhuriyet
Üniversitesi Akademik Oda Orkestrası Şefidir. Halen Cumhuriyet Universitesi GSF Müzik
Bölümünde Doçent Doktor ünvanında görev yapmaktadır.
Paper No
054MUS
Bu
Author(s)
Pınar DAĞDEVİREN
Title
Güzel Sanatlar Liseleri Batı Müziği ÇalgıToplulukları
Dersi Repertuvarına Yönelik Sorunların İncelenmesi
(Analyzing Of Problems Intend To Repertory Of Fine Arts
High School Clasic Music Instrument Ensembles Class)
araştırmanın amacı Güzel Sanatlar Liseleri Batı Müziği Çalgı Toplulukları dersinin öğretim
programının yapısı ve uygulanmasına ilişkin mevcut durumu saptamak, bulgularla durum
değerlendirmesi gerçekleştirmek, önerilerle bu dersin daha işlevsel hale gelmesine katkı sağlamaktır.
Bu araştırmada çeşitli Güzel Sanatlar Liseleri ile görüşülerek Batı Müziği Çalgı Toplulukları derslerinde
seslendirilen eserlerin karşılaştırılması yapılmıştır. Batı Müziği Çalgı Toplulukları dersinin öğretim
55
programının yapısı ve uygulanmasına ilişkin ilkeler incelenerek güzel sanatlar liseleri arasındaki
derslerde kulanılan repertuvarlar, çalınan eserlerin çeşitliliği incelenmiş ve kıyaslanmış olup,
repertuvarların birbiriyle örtüşüp örtüşmediği ayrıca mevcut orkestra kitaplarının derslerde
kullanılabilirliği araştırılmıştır. Araştırma taşıdığı amaç ve bu amaca uygun olarak kullanılan yöntem
bakımından betimsel bir çalışmadır. Verilerin toplanmasında veri toplama yöntemleri arasında yer
alan “Görüşme Yöntemi” ve ‘Kaynak Tarama Yöntemi’ Güzel Sanatlar Liseleri Batı Müziği Çalgı
Toplulukları dersi öğretmenleri ile yapılmıştır. Bu çalışma, Batı Müziği Çalgı Toplulukları dersi
repertuvar çalışması yapacak araştırmacılara kaynak oluşturması bakımından ve Güzel Sanatlar
Liselerinde bu derse giren öğretmenler için repertuvar havuzu oluşturulması bakımından önemlidir.
Araştırmanın sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda toplam on dört güzel sanatlar lisesinde
seslendirilen eserler bir araya getirilmiştir. Eserler incelendiğinde bir okulun seslendirdiği eserleri diğer
okulların seslendirme oranı az olduğu için repertuvar seçiminde eser çeşitliliğin çok fazla olduğu
görülmüştür. Ayrıca hemen her güzel sanatlar lisesinde seçilen repertuvarın bir kısmında ya orkestra
dersine giren ya da okulda görev yapan bir öğretmen tarafından düzenlenmiş eserler yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Güzel Sanatlar Lisesi, Batı Müziği Çalgı Toplulukları (Orkestra), Repertuvar.
The goal of this reserch is to detect the current state related to the construction ABD application of
the curriculum of Clasic Music Instrument Ensemblelesson at Fine Art High Schools to realize the
situation assessment according to the indications and to contribute to make this lesson more
functional throught suggestions. Within this rescarch various Fine Art High Schools have been seen
and the pieces played at Clasic Music Instrument Ensemblelessons have been compared. the Principles
of the construction and application of the curriculum of the Clasic Music Instrument Ensemblelesson
have been examined; and the repertoires used within the lessons at Fine Art High Schools, the variety
of the pieces played have been investigated and compared; whether the repertoires Overlap each
other and the useability of the current orchestra books within the lessons have been researched. This
research is a descriptive study in regard to its goal and the method used in accordance to that goal. the
data collecting methods used i.e. "İnterviewing " and "scanning sources" have been Done with the
teachers of Clasic Music İnstrument Ensemble lesson at Fine Art High Schools. This study is important
for being a souice for researchers of repertoire study of Clasic Music Instrument Ensemble lesson and
for being a repertoire pool for teachers teaching this lesson at Fine Art High Schools. The pieces played
in fourteen fine art School have been gathered according to the data ontained at the and of the
rescarch. When the pieces are examined it has been seen that the pieces played in one School are
rarely played by another School; therefore , the variety of he pieces chosen for the repertoire is beri
large. Moreover, it has been seen that at almost each Fine Art School, at one part of the repertoire
there is a piece composed by an orchestra teacher or by one of the teachers teaching at that School.
Keywords: Fine Art School, Clasic Music İnstrument Ensembles, Repertoire.
Pınar DAĞDEVİREN
1980’de Burdur’da doğdu. Niğde Üniversitesi’nde
lisans eğitimini Fakülte Birincisi ve Bölüm Birincisi
olarak tamamladı. 2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı
Kayseri Argıncık Lisesi’ne müzik öğretmeni olarak
atandı. 2010 yılında Sivas Muzaffer Sarısözen Güzel
Sanatlar Lisesi kadro sınavını birincilikle kazanarak
Keman Öğretmeni olarak atandı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konserlerde Orkestrada birinci
keman, Batı Müziği Koro şefliği, Türk Halk Müziği Gönüllü Öğretmenler Koro’sunda solist ve korist
olarak görev almaktadır. Cumhuriyet Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Evli ve iki
çocuk annesidir.
56
Paper No
055MUS
Author(s)
Yunus YAPALI
Title
Ülkemizde Flüt ve Flüt Eğitimi Alanlarında
Yapılan Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi 19872014 (The Analysis of Graduate Theses In The
Fields of Flute And Flute Training In Our
Country 1987-2014)
Bu araştırma; ülkemizde flüt ve flüt eğitimi alanlarında yapılan lisansüstü tezlerinin sınıflandırılarak
ortaya konulması amacıyla yapılmış, nitel araştırma yöntem ve tekniklerinin kullanıldığı, durum
belirlemeye yönelik betimsel bir çalışmadır. Flüt ve Flüt Eğitimi alanlarındaki lisansüstü eğitimin
önemine değinilerek 1987 – 2014 yılları arasında Flüt ve Flüt Eğitimi alanlarında yapılan 81 adet
lisansüstü tez ile ilgili detaylı incelemeler yapılmış ve veriler gruplandırılmıştır.
Elde edilen veriler ışığında ülkemizde flüt ve flüt eğitimi alanlarında yapılan lisansüstü tezler; a)
alanlarına, b) yıllara, c) tez türlerine, d) üniversite ve şehirlere, e) işlemiş olduğu müzik dönemleri
ve ele alınan bestecilere, f) araştırmalarda kullanılmış olan yöntemlere yönelik sonuçlara
ulaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlar yorumlanmıştır.
Araştırmadan elde edilen bulgular ışığında; a) flüt alanında yapılan lisansüstü çalışmalarda
çoğunluğu % 84 oranı ile flüt eğitimi alanının oluşturduğu, b) flüt ile ilgili yapılan lisansüstü
çalışmaların büyük çoğunluğunun %17,3’lük oranla 2010 yılında ve % 24,7 oranı ile Ankara’da
yapıldığı, c) yüksek lisans tezlerinin %74,1’lik oranla çoğunlukta olduğu, d) en fazla çalışma yapılan
üniversitenin % 19,8’lik oranla Gazi üniversitesi olduğu, e) yapılan lisansüstü çalışmalar
incelendiğinde; %13,6 oranıyla en fazla çağdaş dönem ve çağdaş Türk flüt müziği döneminin
işlendiği ve J. Sebastian Bach’ın % 19 işlenme oranı ile tezlerde en fazla konu edilen besteci
olduğu, f) yapılan 81 lisansüstü çalışmasının kullanılmış olan yönteme göre dağılımına bakıldığında
%93,8’inin betimsel, %6,2’sinin de deneysel çalışma yöntemini içerdiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Flüt, Flüt Eğitimi, Lisansüstü Tezlerin Analizi.
This research is a descriptive study, which is made to classify and present the graduate theses
on flute and flute training in our country, through using qualitative research methods and
techniques, and which is intended to determine a case. Referring to the importance of graduate
education on flute and flute training, detailed research has been made on 81 graduate theses
on flute and flute training, written between; 1987-2014 and the data has been classified.
In the light of the data obtained on theses written on flute and flute training in our country,
conclusions about the following issues have been achieved: a) fields, b) years, c) types of
theses, d) universities and cities, e) the musical period and composers dealed with, f) methods
used within the research. The obtained conclusions have been interpretted.
In the light of the data obtained throughout the research, the following conclusions have been
achieved: a) with a percentage of 84 % the field of flute training forms the majority of graduate
theses on flute, b) most of the theses written on flute were done in 2010 with a percentage of
17,3 % and most of them were done in Ankara with a percentage of 24,7 %, c) the graduate
theses form the majority with a percentage of 74,1 % , d) most of the studies were made in Gazi
University with a percentage of 19,8 %, e) when the graduate studies are examined; with a
percentage of 13,6 % the contemporary period and contemporary Turkish flute musical period
have been handled and with a percentage of 19 % J. Sebastian Bach has been the major
composer to be dealed with. f) when the 81 graduate studies are examined according to the
methods used, 93,8 % of them are seen to be descriptive whereas 6,2 of them are seen to be
experimental.
Keywords: Flute, Flute Training, The Analysis Of Graduate Theses.
57
Yunus YAPALI
2003 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar
Eğitimi Müzik Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimine başladı.
2007 yılında lisans eğitimini tamamladı, aynı yıl MEB’e Müzik
Öğretmeni olarak göreve başladı. 2013 yılında Cumhuriyet
üniversitesi eğitim bilimleri enstitüsü müzik öğretmenliği bölümünde
yüksek lisansa başladı. Lisans eğitimi ve öğretmenlik yaptığı süreçte
yurt içi ve yurt dışında çok sayıda konser ve etkinliklerde görev
almıştır. Sivas Muzaffer Sarısözen Güzel Sanatlar Lisesinde Yan flüt öğretmeni olarak görev
yapmaktadır.
Paper No
056MUS
Author(s)
Lale HÜSEYNOVA
Ercan KARAKAYA
Title
G. B. Viotti’nin Keman Sanatı Tarihinde Yeri
ve 23 Nolu Konçertosunun Analizi
Dünya keman sanatının gelişimi Giovanni Battista Viotti’nin adıyla bağlantılıdır. Klasik dönemde
yetişmiş Giovanni Battista Viotti de bu sanatta yer edinmiş önemli bir besteci ve keman
virtüözüdür. Onun konçertoları birçok besteci için örnek olmuş, birçok yorumcu onun eserleri
üzerinden gelişim sağlamıştır. İtalyan asıllı olan Viotti Fransız Klasik Keman okulunun oluşumunda
önemli rol oynamıştır. Aynı zamanda dahi bir kemancı olan Viotti, geniş ses imkanlarına, virtüöz
özellikleriyle seçilen tekniklere sahip yorumcu idi. Viotti, kendine özgü sitili, yetiştirdiği öğrencileri,
Fransız keman okuluna ve keman repertuarına kazandırdığı yapıtları ile keman sanatına önemli
katkılarda bulunmuştur. Bestecinin yapıtları içerisinde yer alan 23 Nolu Keman Konçertosu bu
açıdan büyük önem taşımaktadır. Çalışmada Giovanni Battista Viotti’nin hayat ve yaratıcılığından
bahsedilmiş ve 23 nolu Keman Konçertosu incelenmiştir. Çalışmanın amacı, 23 nolu Konçertoyu
araştırmak ve eserin form ve icra yönünden analizini vermektir.
Anahtar Kelimeler: Viotti, keman sanatı, konçerto, analiz
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 052MUS, Doç. Dr. Lale HÜSEYNOVA.
Please see for profile: Paper No: 052MUS, Doç. Dr. Lale HÜSEYNOVA.
Ercan KARAKAYA
1990 yılında Malatya’da doğdu. İlkokul ve ortaokul öğrenimini
burada tamamladı. 2004 yılında Adıyaman güzel sanatlar lisesini
kazandı. 2008 yılında İnönü Üni. Müzik Öğretmenliği Bölümünü
kazandı. 2009-2012 yılları arasında Üniversite “Gençlik
Orkestrası”nda birçok konserde görev aldı. 2012 yılında
Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesine Müzik Öğretmeni olarak
atandı. 2013-2015 yılları arasında birçok THM ve Klasik Batı Müziği
Konserleri verdi. 2013 yılında Cumhuriyet Üni. Güzel Sanatlar
Fakültesi Yüksek Lisans Programını kazandı ve halen öğretmenlik görevini sürdürmektedir.
58
Paper No
058MUS
Author(s)
Cem DOĞAN
Title
Aydın Germencik’te Kaba Zurna Geleneği,
Çalım Şekilleri ve Öğrenimi
Bu çalışmada, Aydın ilinin Germencik ilçesinde hayatlarını süren Mahalli Kaba zurna icracılarının,
Türk Müzik Tarihinin en eski ensturmanlarından biri olan Zurna’nın tarihçesi, yapısı ve Germencik
bölgesindeki Mahalli Kaba zurna icracılarının çalım şekilleri, yöredeki etkileri, yine yöredeki Usta –
Çırak ilişkisi ve genel olarakda bölgedeki halkın yaşam biçimlerinden bahsedilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Aydın, Germencik, Kaba Zurna
Cem DOĞAN
1991 İzmir doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimii İzmir'de
tamamladıktan sonra 2010 yılında Ege Üniversitesi
Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Temel Bilimler
Bölümü T.H.M Ana Sanat Dalında lisans eğitimine
başladı. 2014 Yılında bu bölümden mezun olup yine
2014 eylül ayında açılmış olan Yüksek Lisans sınavını
kazanarak Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Müzik Ana Bilim dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı. Üniversite yıllarıdan itibaren
çeşitli topluluk ve etkinliklerde saz icracısı olarak görev almaktadır ve hala icracılığa devam
etmekle beraber Yüksek Lisans eğitimini de sürdürmektedir.
Paper No
060MUS
Author(s)
Gonca DEMİR
Title
Türk Halk Müziği Fonetik Notasyon
Sistemi/Thmfns Linguapoetika Özellikleri: Urfa
Yöresi Örneklemi (Turkish Folk Music Phonetic
Notation System/Tfmpns Characteristics Of
Linguapoetica: Urfa Region Sample)
Türk Halk Müziği Fonetik Notasyon Sistemi/THMFNS ulusal/uluslararası platformlardaki dilbilimsel/
müzikbilimsel uygulamalara paralel bir uygulama başlatabilmek amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Programı yüksek lisans tezi kapsamında ilk temelleri atılan,
İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi Programı doktora tezi
kapsamında geliştirilecek olan, ses bilgisi/şekil bilgisi/söz varlığı ölçütleri ekseninde yerel/evrensel
ilintilerle birlikte Standart Türkiye Türkçesi/STT-Türk Dil Kurumu Çeviriyazı İşaretleri/TDKÇYİUluslararası Fonetik Alfabe/IPA sesleri üzerinde yapılanan notasyon sistemi örneğidir. Poetikolojide
dilbilimsel yaklaşımlar ekseninde yerel varyasyon yöntemi ile yapılanan araştırmalar sonucu lingua
(dilbilimsel eksende her türlü lingualojik terim/kavram/öğe-dilsel varyant/değişke/ çeşitlenme)-poetika
(şiirbilimsel eksende her türlü poetikalojik terim/kavram/öğe-şiirdilsel varyant/değişke/çeşitlenme)
terimine dikkat çeken linguapoetikaloglarca poetikodilbilimsel yasalara bağlı olarak varlığını sürdüren
poetikolinguistik özelliklerin etnomüzikolojide dilbilimsel yaklaşımlar (müzikodilbilimsel eksende her
türlü
yazınbilimsel/sözbilimsel/sesbilimsel
terim/kavram/öğe-halkdilbilimsel/toplumdilbilimsel/
59
sosyodilbilimsel varyant/değişke/çeşitlenme) ekseninde sözel/ sanatsal bir performans türü olarak
tanımlanan Türk halk müziği edebi/müzikal metinlerinin kuramsal/icrasal altyapısında yerel/evrensel
ilintilerle birlikte sesbilgisi/şekilbilgisi/ sözvarlığı ölçütleri düzeyinde varlığını sürdürdüğü
vurgulanmıştır. II. Uluslararası Güzel Sanatlar Bilimsel Araştırma Günleri/GÜSBAG kapsamında
sunulacak olan bildiri aracılığıyla; poetikodilbilimsel/müzikodilbilimsel yasalar ekseninde yapılanan
linguapoetika özelliklerinin Türk Halk Müziği Fonetik Notasyon Sistemi Veritabanı/THMFNS V’nına
aktarım/adaptasyon süreçleri Urfa yöresi örneklemi üzerinden gerçekleştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Etnomüzikolojide Dilbilimsel Yaklaşımlar, Poetikoloji/Poetikolinguistik/
Linguapoetika/Poetikodilbilimsel Performans, Türk Halk Müziği Fonetik Notasyon Sistemi
Veritabanı/THMFNS V.
Turkish Folk Music Phonetic Notation System/TFMPNS is a notation system example which aims to
initiate a parallel application to the national/international linguistic/musicological application
foundations of which were laid under the scope of Istanbul Technical University Institute of Social
Science Turkish Music Program post graduation thesis, which will be developed under the scope of
Istanbul Technical University Institute of Social Science Musicology and Music Theory Program
doctorate thesis, which is configured in phonetics/morphology/vocabulary axis of together with
traditional/international attachments based on Standard Turkey Turkish/STT-Turkish Linguistic
Institution Transcription Signs/TLITS-International Phonetic Alphabet/IPA sounds. In poeticology as a
result of researches carried out with local variation method in the axis of linguistic approaches it
was emphasized by linguapoeticalogists who draw attention to the term lingua (every kind of
lingualogic term/concept/element-linguistic variant/alternate/range in the axis of linguistic)-poetica
(every kind of poeticalogic term/concept/element-poeticolinguistic variant/alternate/range in the
axis of poeticologic) that poeticolinguistic properties which sustain according to poeticolinguistics
laws are sustained in the the existence of phonetics/morphology/lexical criteria together with
local/universal correlations on theorical/executive infrastructure of Turkish folk music
literary/musical texts in the axis of linguistic approaches in ethnomusicology (every kind of
poeticologic/rhetoricologic/phonologic term/concept/element-folklinguistic/rociolinguistic/sociolin
guistic variant/alternate/range in the axis of musicolinguistic). Through this announcement which is
to be presented within the scope of the II. International Fine Arts Scientific Research Days/GUSBAG;
transmission/adaptation process of linguapoetica features structured in poeticolinguistic/
musicolinguistic axis to Turkish Folk Music Phonetic Notation System Database/TFMPNS D will be
carried out through case of Urfa region.
Key Words: Linguistic Approaches In Ethnomusicology, Poeticology/Poeticolinguistics/
Linguapoetica/ Poeticolinguistic Performance, Turkish Folk Music Phonetic Notation System
Database/TFMPNS D.
Arş. Gör. Gonca DEMİR
2012-2018 İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet
Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü Araştırma Görevlisi. 2012-2018
İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve
Müzik Teorisi Programı doktora öğrencisi. 2009-2012 İstanbul Teknik
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Programı yüksek
lisans mezunu. 2005-2010 İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi
Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü Çift Anadal Programı mezunu. 2003-2009 İstanbul Teknik
Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi Bölümü mezunu.
60
Paper No
061MUS
Author(s)
Hasan NOYAN
Title
İlköğretim Okullarında Müzik Derslerinin
Verimliliğini Etkileyen Faktörler
Bu çalışmada esas olarak müzik dersinin ilköğretim öğrencileri üzerindeki etkisi incelenmeye alınmış
ve buna bağlı olarak ta müzik derslerinin verimliliğini etkileyen faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır.
İlköğretim öğrencilerine uygulanan anket neticesinde müzik dersinin verimliliğinin arttırılması için
birçok etkenin rol aldığı görülmektedir. Okulun fiziki yapısı, müzik sınıfının olup olmaması, okul
idaresinin müzik dersine olan etkileri, ailelerin müziğe ve müzik dersine olan bakış açıları, müzik
öğretmenlerinin müzik dersindeki rolleri gibi faktörler bu etkenler arasında yer almaktadır. Bu
çalışmada Sivas bölgesindeki 5 farklı okula anket uygulanmış ve bu etkenlere yönelik çözüm
önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Müzik Eğitimi, Müzik Dersi
Hasan NOYAN
1985 Yılında Sivas’ta doğdu. Lisans Eğitimini 2008 Yılında Tokat
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim
Dalı’nda tamamladı. Aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir
Ortaokula Müzik Öğretmeni olarak atandı. Yüksek Lisans Eğitimini
2012 Yılında Cumhuriyet Üniversitesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalında
Tezli olarak bitirdi. Halen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir Ortaokulda
görevini sürdürmekte olup ayrıca Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda Viyola ve Keman dersleri vermektedir.
Paper No
062MUS
Author(s)
Mehmet TIRAŞÇI
Title
Muhafazakâr Kesimde Mûsikînin Yozlaşması
ve Çözüm Önerileri (The Degeneration of
Music in Conservative People and Solution
Offers)
Bu tebliğde dinî mûsikîmiz açısından iki probleme ait açıklamalar ve çözüm önerileri sunulacaktır.
Bunlardan biri kökeni çok eskilere giden mûsikînin hükmü meselesidir. Diğeri ise son dönemde
ortaya çıkan estetikten uzak ve hiçbir sanat gayesi taşımayan dinî kisveli eserler ve okuyuşlardır.
Öncelikle bir anket çalışması neticesinde bu konuları sayısal verilerle ortaya koymaya çalışacağız.
Sonra da kişi ve kurumlar açısından topluma düşen görevleri kendi ifadelerimizle anlatmaya gayret
edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: Muhafazakar, Yozlaşma, Müzik
In the study, we explained two problem about our religion music and offered the solutions. One
of them is the provision of music. Other is popular religion music that is inartistic and nonesthetic. First, we explained the survey data, later offered people's missions by my own words.
Key Words: Conservative, Degeneration, Music
61
Yrd. Doç. Dr. Mehmet TIRAŞCI
1983 Ankara doğumludur. 2008’de mezun olduğu Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde mûsikî dersleri almaya
başlamış, Fakülte’nin dinî mûsikî hocalarıyla ney, nazariyat
ve repertuar çalışmaları yapmıştır. Mezuniyetinin ardından
Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans ve
doktorasını tamamlamıştır. Halen Cumhuriyet Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı’nda
öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Dinî mûsikî ve Türk
mûsikîsi tarihi hakkında çalışmaları bulunmaktadır.
Paper No
063MUS
Author(s)
Sümeyye TORUN
Title
“Kitâbü Fî Mârifeti'l-Engâm Ve'l-Hünûk Ve'tTarâb Fi'l-İsnâ 'Aşar Ve's-Sitte” İsimli Anonim
Mûsikî Eserinin Tanıtımı (“Kitab Fi Ma'rifat AlAngham Wa'l-Hunuk Wa'l-Tarab Fi'l-Ithna
'Ashar Wa'l-Sitta” Introduction Of Anonymous
Music Book)
Bu eser Arapça olarak telif edilmiştir. İçeriğinde temel 12 makam, 6 avaze ve 4 şube ele alınmıştır.
Ayrıca makamların hangi hastalıklar için kullanıldığı ve hangi vakitlerde icra edilmesi gerektiği
bilgisine de ulaşılmıştır. Bu açıdan günümüzde önemi gittikçe artan alternatif tıp alanına da katkı
sağlayacak bilgiler içermektedir. Mûsikî ve şifa konusunda ülkemizde az sayıda yapılan çalışmalara
bir katkı sunacağı düşünülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Şifa, Müzik Kitabı,
This book was writed Arabic. There were bacis 12 modes, 6 melodies and 4 arms in content. Besides
modes were learned both using for which illnesses and performing which times. Because of rising to
importance nowadays, knowledges are contained alternative medicine area which is providing addition.
We think are going to supply contribution workings which are doing in music and cure subject.
Key Words: Healing, Music Book
Arş. Gör. Sümeyye TORUN
3 Aralık 1990 yılında Sivas’ta doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Sivas'ta
tamamladı. 2012 yılında Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl üniversitenin yüksek lisans
programına başladı. Halen Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalında "Kitâbü
fî Mârifeti'l-Engâm ve'l-Hünûk ve't-Tarâb fî'l-İsnâ 'Aşar ve's-Sitte İsimli
Anonim Mûsikî Eseri (Metin İnceleme)" isimli yüksek lisans tezine
devam etmektedir. 2015 yılı Ocak ayında Gaziosmanpaşa Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı araştırma görevlisi
olarak çalışmaya başlamıştır.
62
Paper No
064MUS
Author(s)
Burçin TOPAL
İrfan KARADUMAN
Title
Gıda-I Ruh İsimli Güfte Mecmuasının Türk
Müziği İçin Önemi (Importance Of Gıda-I Ruh
Named Lyric Collections Of Turkish Music)
Güfte mecmuaları, Geleneksel Türk Müziği Tarihi açısından önemli yazılı kaynaklardır. XIX. Yüzyıla
kadar meşk yönteminin uygulandığı müzik eğitiminde güfte mecmuaları önemli yer tutmaktadır.
Günümüze kadar meşk yoluyla gelen birçok Türk Müziği bestesi vardır. Bunların bir açıdan
doğrulanabilmesi, yani bestelendikleri düşünülen zamanın tarihi bilgileriyle uyum içinde
olduğunun gösterilmesi, nota yoluyla olmasa da bazı kayıtlarla desteklenmesi, güfte mecmualarını
incelemekle mümkündür. Bu çalışmada, 1316 (Hicri) yılında yazılmış Ali Galib TÜRKKAN’a ait Gıda-ı
Ruh isimli güfte mecmuası incelenmiştir. “Gıda-ı Ruh İsimli Güfte Mecmuasının Günümüz
Türkçesine Çevirisi ve İncelenmesi” isimli bu çalışma girişi takip eden üç bölümden oluşmuştur.
Bildiride mecmuanın şekli, içeriği ve yazarı hakkında kısa bilgi verilmiştir. Mecmuanın çeviri yazımı
ve orijinali eklenmemiş olup, fikir vermesi bakımından orijinal bir kaç sayfa verilecektir. Mecmua
içerisindeki eserler TRT repertuarı ile karşılaştırılmıştır. Sonuç kısmında, yapılan çalışmadan
çıkarılan sonuçlar yorumlanmıştır.
Anahtar sözcükler: Türk Müziği, Meşk, Güfte Mecmuası, Gıda-ı Ruh
Lyrics collections are important written sources in terms of Traditional Turkish music history. Up to
19th century, lyrics collections are important in music education in which the meşk(exercise) method
is practicing. Up to the present, there are many Turkish music compositions coming through meşk.
Verifying of them in one aspect; that is, showing they are in harmony with historical information and
the time believed to be composed of them, being supported them by some records despite not with
notes are possible with examining the of lyrics collections. In this study, lyrics collection named
Gıda-ı Ruh(Nutrient for the Soul) written by Ali Galib TURKKAN in 1316 (Hijri) is examined. This study
named “Translation to Modern Turkish of Collection named Gıda-ı Ruh and analysis of it” consists of
three sections that follow introduction and is prepared a master thesis in the Institute of Social
Sciences of Cumhuriyet University. The importance of lyrics collection is mentioned in the thesis; the
shape and also the content of collection and brief information about the author are given. The
original form and transcription of the collection are attached. Works within the collection are
compared with TRT repertoire and then the information thought to be important is indicated by
footnote. In the result part of the thesis, the conclusions drawn from the study are interpreted.
Key words: Turkish Music, Meşk(exercise), Lyrics Collections, Gıda-ı Ruh (Nutrient for the Soul)
Burçin TOPAL
1988 yılında Sivas’ta doğdu. Sivas Kongre Lisesini (2004), Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri
bölümünü (2010) bitirdi. 2014 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik bölümünde Yüksek Lisans eğitimini
tamamladı. 2011-2013 yılları arasında Sivas Anadolu Muzaffer Sarısözen
Güzel Sanatlar Lisesinde ücretli öğretmenlik yaptı. 2014 yılından beri
Gölova Hasan Şakar Yatılı Bölge Ortaokulunda Müzik Öğretmenliğine devam etmektedir.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 004MUS, Yrd. Doç. Dr. İrfan KARADUMAN.
Please see for profile: Paper No: 004MUS, Yrd. Doç. Dr. İrfan KARADUMAN.
63
Paper No
065MUS
Author(s)
Talat ALKAN
Title
Ecstatic Indo Muslim Qawwali Music In Islamic
Devotional Music Tradition, An Overview
This study aims to improve a very basic vision and awareness about
awwali aka Mah l-i Semâ.
To give a brief perspective from Turkish standpoint. Opening a gate of richness and uniqueness of
Indian Culture and Qawwali Tradition. To better see the position of Qawwali, overviewing the
similar forms of Islamic music in Arabic, Persian and Turkish religious music tradition could lead us
to discover the genuine coordinates of Qawwali tradition. Over the liturgical an non-liturgical
religious music distinction, study would proceed to the diversities and originalities of Qawwali
music in a related context.
Key Words: Qawwali, sufi music, Islamic Music, indian, Pakistan, liturgical music, vocal improvisation
Arş. Gör. TALAT ALKAN
ODTÜ Felsefe bölümünden mezun olduktan sonra ‘Shopenhauer’in
Müzik Metafiziği’ isimli Felsefe teziyle yüksek lisansını tamamladı. Çeşitli
gazete ve dergilerde müzik yazıları yazıp, editörlük ve tasarım editörlüğü
yaptı. Tartu Universitesi Karşılaştırmalı Folklor Bölümü’nde iki dönem
misafir araştırmacı olarak bulundu. İTÜ Müzikoloji ve Müzik Teorisi
Doktora programında öğrenci, Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi
Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde Asistan olarak görevine devam etmektedir. Başlıca araştırma
alanları, 19-20. Asır Osmanlı Ermenileri’nin Müzik Pratikleri, Görsel Kültür, Görsel Tasarım ve Hint
Müslümanları’nın Dini Ritüelleri’dir.
Paper No
066MUS
Author(s)
Mehmet Nuri PARMAKSIZ
Title
Osmanlı Dönemi Türk Musikisinde Hicri
Aylara Hususi Olarak İcrâ Edilen Dini
Musiki Eser Örnekleri
Türk
Mûsikîsinin en nadide eserleri hiç şüphesiz Osmanlı Devleti döneminde meydana
getirilmiştir. Bu yüzden Osmanlı Devleti dönemi Türk Mûsikîsinin, Mûsikîmizin en parlak
dönemidir demek herhalde yanlış olmaz. Türk Mûsikîsinin bu dönemde böyle yüksek bir
seviyeye çıkmasında dini unsurların rolü çok büyüktür. Mûsikîmizde verilmiş büyük eserlere
bakıldığında bu eserlerin bestekarlarının büyük çoğunluğunun tekke müntesibleri veya din
görevlileri olduğunu görmekteyiz.
Osmanlı dönemi kültürünün bu kadar yüksek seviye bir kültür olmasının sebeplerinden biri de
bu kültürü yaşayan insanların kültürsel ve dahilinde sanatsal detaylara çok ehemmiyet vermeleri
ve yaptıkları şeyleri rastgele bir şekilde yapmamış olmalarıdır. Osmanlı dönemi mimari bir
eserde, bir hat levhasında, bir tesbihte ve diğer sanatlardaki eserlerde detaylara dikkat
edilmeden yapılmış bir eser bulmak gerçekten zordur. Bu kültür Osmanlı devri insanlarının da
yaşayışlarına da sirâyet etmiştir. Bu bildiride de bu yaşantı kültürüne örnek olması hasebinden
hicri aylara göre hususi icra edilen Türk Mûsikîsi eserlerinden örnekler yazılarak bu kültürün ne
64
kadar ihtişamlı olduğu ve detaylara nasıl önem verildiği mahdut sayfa dahilinde olsa da
gösterilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk Dinî Mûsikîsi, Hicrî Aylar, Osmanlı Devleti, Câmi Mûsikîsi, Tekke Mûsikîsi
Arş. Gör. Mehmet Nuri PARMAKSIZ
21 Eylül 1980 yılında Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Konya’da
tamamladı. 1999-2006 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Devlet
Konservatuvarında lisans öğrenimini tamamladı. 2007-2010 yılları
arasında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve
Sanatları Anabilim Dalında Y. Lisans eğitimini yaptı. 2012 yılında Gazi
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Türk Müziği Anabilim Dalı doktora
programında öğrenimine devam etmektedir. Selçuk Üniversitesi Devlet
Konservatuvarında görev yapmakta, Ney sazı dersleri ve Türk Müziği Nazariyatı dersleri
vermektedir. İngilizce ve Arapça bilmektedir. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Paper No
067ART
Author(s)
Meher BAYRAMOĞLU
Title
Kristalografik Motifler ve Nakış Sanatının
Çağdaş Mimari ve Resim Sanatında Etkileri
Kristalografik
motifler ve nakış sanatı dünya üzerinde pek çok coğrafyada yaygın bir sanat
anlayışıdır. XVI. yüzyıl sonlarında mimari alanlardaki yozlaşmalar, mimari anıtlarda kullanılan nakış,
süsleme sanatı ve kristalografik motiflere duyulan ilgiyi azaltmıştır.
XX. yüzyılın çağdaş sanatçıları doğadan aldıkları biçimlerle yüzeyleri oluştururken aynı zamanda
simetri ve matematik kurallarına da önem vermişler. Konuyla ilgili en belirgin örnekleri, Avrupa’ da
ünlü Fransız mimar Le Corbusier’ in mimari yapıtlarında, nakış ve süsleme prensiplerini
kompozisyon çalışmalarında uygulayan M.C. Escher’ in eserlerinde görmek mümkündür.
Kristal kuruluş analizlerinden elde edilen sonuçlar, tasarımcı ressamlar tarafından uygun
değişiklerle süslemelere dönüştürülerek, tekstil, duvar resmi, cam sanatı, vb. uygulamalı sanat
alanlarında yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bu durum çağdaş konstrüktivizmin (yapısalcılığın) bir
dalı olarak yorumlanabilmektedir. Bu çalışmada kristalografik motifler ve nakış sanatının çağdaş
mimari ve resim sanatında etkileri irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kristalografik, kristalik nakış, mimari, resimde simetri.
Yrd. Doç. Dr. Meher BAYRAMOĞLU
19.09.1953 yılında Gence/Azerbaycan’da doğdu. 1972-76 yılları
arasında Azimzade Azerbaycan Devlet ressamlık Akademisinde,
1980-85 yıllarında St. Petersburg, Güzel Sanatlar Akademisi,
Resim Bölümünde eğitim gördü. 2008 yılından Karadeniz Teknik
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümünde
Öğretim üyesi olarak görev almaktadır. 2014 yılı, Mart ayında
Atatürk Üniversitesi, Resim Bölümünde Doktorasını başarıyla
tamamladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü Başkanıdır.
Türkiye’de ve yurtdışında 40’tan fazla kişisel ve karma sergilere katıldı.
65
Paper No
068ART
Author(s)
Meysem SAMSUN
Title
Batılı Anlamda Türk Heykel Sanatında İlhan
Koman’nın Yeri (İlhan Koman’s Significance
In Turkish Sculptural Art In Western View)
Batılı anlamdaki Türk heykel sanatının, Avrupa kültüründeki kadar uzun bir sürece sahip olmadığı bir
gerçektir. Zira Türkiye’de heykelin tarihi, yaklaşık yüzyıllık bir süreci kapsar. Bu değerlendirme batılı
anlamda heykel anlayışı için geçerlidir. Çünkü Türk kültüründe yüzyıllar öncesine dayanan heykel
yontuculuğuna ait örnekler vardır. Bu örnekler içerisinde, insan betimlemelerinin yanı sıra, süsleme
ve anıtsal yapılara ilişkin yontu örnekleri de yer alır. Selçuklu dönemine ait yapılardaki cepheyi
tamamen kaplayan kabartmalarında, geometrik ya da bitkilerden ilham alınan, hayvan hatta insan
betimlemelerinin yer aldığı görülür. 1883’de ülkenin ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise
Mektebinin kurulmasıyla batılı anlamda resim ve heykelin gelişimi başlamış ve 1923 yılında laik
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birçok alanda yapılan yeniliklerden (modernleşme, kalkınma,
reform hareketleri) sanat alanı da payına düşeni almış ve sanat alanında ciddi açılımlar olmuştur.
Yetenekli insanlar devlet tarafından yurt dışına gönderilmiş ve bu kişiler güzel sanatların gelişimine
öncülük etmeleri sağlanarak plastik sanatlar alanında eğitim sürecinin güçlenmesinin koşulları
sağlanmıştır. Bu çalışmada Türk heykel sanatının oluşumu kısaca incelenerek, Türklerin İslamiyet
öncesi ve sonrası dönemlerine ait yontulardan örnekler verilecek ve batılı anlamda eserler veren
heykeltıraş İlhan Koman’ın Türk heykel sanatındaki önemi anlaşılmaya çalışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Heykel Sanatı, yontu, Cumhuriyet Dönemi, İlhan Koman, Batı
It is a fact that Turkish sculptural art does not have a long process as in the case of the Western
view. However, the history of sculpture in Turkey covers a process roughly a hundred years. This
evaluation is valid for a sculptural understanding in Western view. This is because there are samples
of sculptural works in Turkish culture dating back to centuries. Among these samples, there are
sculptural samples in terms of ornamental and monumental works as well as human depictions. In
the relief samples of Seljuk period completely covering the front of the building, it is seen that they
were inspired by geometrical shapes, plants, animals and even human. With the establishment of
Sanayi-i Nefise Mekteb, the first fine art school of the country, in 1883 the development of painting
and sculpture commenced in the Western sense; with the establishment of laic Turkish Republic in
1923, the innovations achieved in many fields (modernization, development, reform movements)
had also an impact on art and significant expansions took place in the field of art. Talented people
were sent abroad by the republic and by means of providing these people to lead the developments
in the field of art, the conditions for the reinforcement in art education in the field of plastic arts
were provided. In the present paper, by briefly investigating the process of Turkish sculpture art,
samples will be provided from the pre-Islamic and post-Islamic periods of Turks, and the significance
of İlhan Koman, who produced works in the Western sense, will be investigated.
Key Words: Sculpture Art, carving, Republican Period, İlhan Koman, West
Öğr. Gör. Meysem SAMSUN
1971 yılında Hatay’da doğdu. 1996 yılında Anadolu Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünden mezun oldu. Yurt
içinde birçok karma sergiye katıldı. Halen Cumhuriyet Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde Öğretim Görevlisi
olarak çalışan sanatçının 4 ödülü bulunmaktadır.
66
Paper No
069ART
Author(s)
Mustafa DİĞLER
Mustafa Cevat ATALAY
Title
Sultan Abdulmecit Efendi ve Türk Resim
Sanatına Katkıları (The Sultan Abdulmecit
Efendi Contributions To and Turkish Painting
Art)
Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor yüzyılını yaşadığı bir süreçte hanedanlığın bir üyesi olarak
doğan ve son halife, son veliaht gibi unvanlarla yaşama veda eden Abdülmecid, gerek siyasalsosyal, gerek sanatsal yaşamı açısından tarihimizde önemli izler bırakmıştır. 15. yüzyıldan
itibaren Fatih Sultan Mehmet himayesinde kitap, minyatür, tezhip, hat gibi sanatlar gelişir,
saray nakkaşhanesi kurulur. Nakkaşbaşı Venedik’e eğitime gönderilir. Yabancı sanatçılar
sarayda görevlendirilirler. 18. yüzyılda Batı resminin özellikleri ilk olarak minyatürlerde
görülmeye başlar. 19. yüzyılla birlikte ise minyatür ve el yazmaların yerini mimariyle bağlantılı
duvar ve tuval resmi alır. III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud (1808-1839) zamanında kurulan
askeri okullarda resim dersleri verilir. İstanbul’ a gelen yabancı sanatçılar yağlıboya tablolar,
köşk ve sarayların duvarları ve tavanları için resimler yaparlar. II. Mahmud ve Sultan
Abdülmecid (1839-1861) nakkaşları eğitim için Avrupa’ya yollarlar.
Türk resim sanatıyla ilgilenenler için Abdülmecid Efendi’nin vazgeçilmez bir yeri vardır.
Şehzadelik döneminden veliahtlık ve halifelik dönemine kadar sanat dünyasında adıyla
karşılaşmadığımız hemen hemen hiçbir etkinlik yok gibidir. Hanedanlığın bir üyesi olarak
Abdülmecid Efendi devlet görevleri yanında, ressamlığı ve sanatsal olaylara verdiği maddi,
manevi destekle öne çıkmıştır: Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin gazete çıkarma girişimleri,
Galatasaray Sergileri, basılan sergi katalogları, Şişli Atölyesi, Viyana Sergisi, Avni Lifij’in Paris’te
burslu olarak okutulması ilk akla gelenlerdir. Bu veriler ışığı altında çalışmamıza konu olarak
Sultan Abdülmecid’in Osmanlı dünyasında Türk resim sanatına katkıları ve sanatçıya verdiği
destek araştırmamıza konu olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Türk resmi, sanat, Abdülmecit Efendi
Born as a member of the dynasty, in the most difficult period of the Ottoman Em pire and
departed his life with titles like ‘’the last Caliph, the last heir to the throne’’, Abdülmecid left
impression on political, social and artistic life of the period. From the 15th century in the
charge of Fatih Sultan Mehmet, arts like book miniature, illumination, calligraphy were
developed and court nakışhane was founded. Nakkaşbaşı was sent to Venice for education.
Foreign artists were charged in the court. In the 18th century features of Western painting
were first seen in miniatures. In the 19th century architectural wall paintings and toiles took
the place of miniatures and manuscripts. Painting lessons are given in the military schools
which were founded during the regins of III. Selim (1789-1807) and II. Mahmud (1808-1839).
Foreign artists, who came to İstanbul, covered the walls and ceilings of the courts and
mansions with their paintings. II. Mahmud and Sultan Abdülmecid (1839-1861) sent the
painters to Europe for education.
Abdülmecid Efendi has an essential importance for the ones who are interested in Turkish
Painting Art. We meet with his name in every activity that were arranged during his early
reign and in his caliphate period. As a member of the dynasty, besides his government duties
Abdülmecid Efendi became prominent by being an artist and financial and emotional support
he gave to the art. The first things that come to mind are: attempts of Ottoman Painters
Society for publishing a newspaper, Galatasaray Exhibitions, exhibition catalogues, Şişli
Atelier, Vienna Exhibition, giving scholarship to Avni Lifij for his education in Paris. In the light
67
of these informations contributions of Abdülmecid Efendi to Turkish painting art and his
support to the artists will be discussed in our study.
Key Words: Turkish painting, art, Abdulmecit Efendi
Yrd. Doç. Dr. Mustafa DİĞLER
1968 yılında Adana/Ceyhan’da dünyaya geldi.1991 yılında
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi
bölümünü bitirdi. Okulu bitirdiği sene 1991 yılında Güzel
Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği üyeliğine kabul edildi. 7
yıl Karaman 100. Yıl ilköğretim okulunda resim öğretmeni
olarak çalıştı. 1998 yılında Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı ve bu kurumda 10 yıl çalışmalarını sürdürdü. 2001
yılında Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Osmanlı Dönemi Türk Minyatürü” konulu
tezi ile yüksek lisansını tamamladı. 2008 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi bölümüne öğretim görevlisi olarak atandı. 2011 yılında doktorasını Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Resim-İş Eğitimi anabilim dalında doktorasını ‘‘İlköğretim 7.
Sınıflar Görsel Sanatlar Dersinde Perspektif Konusunun İş Birliğine Dayalı ve Geleneksel Öğretim
Yöntemiyle İşlenmesinin Öğrenci Tutum ve Başarılarına Etkisi” konulu teziyle doktorasını
tamamladı. 2012 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümüne
Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı.2013 Yılında Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesine Yrd.Doç.Dr.
olarak atanmıştır. 11 Uluslararası Bildirisi, Medeniyetler Mimarisi, Diyarbakır Mimarisi kitabında
yayınlanmış bir bölüm, 8 ulusal hakemli dergide makalesi, 4 ulusal sempozyum bildirisi,3
uluslararası karma resim sergisi, 22 ulusal karma resim sergisi, 1 kişisel uluslararası resim sergisi,4
kişisel yurtiçi resim sergisi ve 3. Blaton Szalon Uluslararası Küçük Sanat Eserleri Bienali Sergisi
bulunmaktadır. Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümünde öğretim
üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Paper No
070ART
Author(s)
Özkan KÖSE
Title
Sanatsal, Bilimsel ve Felsefi Yönleriyle Bir
Toplumsal Gerçeklik Olarak Siborg Miti
Çoğunlukla adını Çekce “iş”sözcüğünden alan “Robot” imgesiyle karıştırılan Siborg kavramı
yaklaşık olarak elli yılı aşkın bir süredir literatüre girmiş olmasına karşın günümüz dünyasında
bilimsel, felsefi ve sanatsal yönleriyle karşılık bulmuş bir gerçeklik olarak yerini almıştır. İlk
kez Manfred Clynes ve Nathan S. Kline tarafından 1960 yılında kaleme alınan bir makaleyle
tanıştığımız siborg (sibernetik-organizma) kavramı, önceleri bir bilim kurgu-fantezi unsuru;
organik olanla mekanik olanın tekinsiz birlikteliğini yansıtan bir ucube form olarak karşımıza
çıkarken, 1980 sonrası ortaya çıkan yeni yaklaşımlar neticesinde günümüz insanını tanımlayan
bir anlama bürünmüştür. Donna Haraway’in 1985 tarihli “Siborg Manifesto” adlı eseri ile
felsefi bir boyuta taşınan siborg kavramının, henüz adı konmamış da olsa 19. yüzyıl Romantik
edebiyatında, 20. yüzyıl Fütürizmi’nde, Sürrealist sanatın çeşitli örneklerinde ve nihayet
68
günümüz çağdaş sanatında izlerine rastlamak artık kaçınılmazdır. Hajime Sorayama’nın erotik
kadın bedenlerinin kusursuzluğuyla ele almayı seçtiği Siborg, Stelarc’ın “üçüncü kol”unda
bedeninin sınırlarına gelindiğinin açık bir ifadesine dönüşür. Hermafroditler ve Siyam İkizleri
gibi Siborg tecrübesini dolaylı olarak sunan anomalilerden, biyo -mekatronik implantlarla
donatılmış modern tıbbın gerçek siborglarına şaşırtıcı bir çeşitlilik sunan siborg kavramı,
”insan sonrası” toplumlarında bireyin, beden üzerinden belirlenen “ben” algısının simülasyon
(benzeşim) ve gerçek hayatın git gide birbirine karışmasıyla uğradığı “değişim”in cisimleşmiş
halidir adeta. Bu perspektiften bakıldığında Haraway’in “hepimiz birer siborguz” önermesi
gerçek anlam kazanır.
Anahtar Sözcükler: Siborg, Hermafrodit, Siyam İkizi, Protez, Simülasyon
Arş. Gör. Özkan KÖSE
1981 / Malatya. 2003 yılında Mersin Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde lisans eğitimini
tamamladı. 2010 yılında Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Resim Ana Sanat dalında Yüksek Lisans Programını
bitirdi. 2013 yılında Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı
kapsamında Tunceli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne
Araştırma Görevlisi olarak atandı. 2014 yılında Hacettepe
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı
Sanatta Yeterlik Programına başladı. Hacettepe Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışıyor.
Paper No
071ART
Author(s)
Özlem MURAZ
Title
Kamusal Alanda Sanat
Son yıllarda hem Türkiye hem de Avrupa gündeminde sıklıkla tartışılan konulardan biri kamusal
alanın neresi olduğudur. Kamusal alanı tanımlamak gerekirse ilk olarak; modern kamu hukukuyla
tanımlanmış anlamındadır. Resmi daireler, okullar, yerleşkeler, hastaneler, yani daha çok devlete
ait olan kurum alanları. İkincisi; toplumsal yaşantı içinde fikirlerin, ifadelerin belirtildiği, üretildiği
alanlar, meydanlar, sokaklar, parklar.
Daha net tanımlamak gerekirse; “ortak, aleni, açık olan” anlamındadır. Eylemlerin, kutlamaların,
protestoların yapıldığı kamusal alanlar düşüncelerin toplu halde ifade edildiği yerlerdir ve buradan
daha geniş ya da minör kitlelere ulaşılır. Bununla birlikte sanat da kamusal alana girmiştir. Kamusal
sanat projeleri izleyiciyi beklenmedik bir anda sanatsal eylemle karşı karşıya getirerek eylemin bir
parçası haline dönüştürmüştür.
Günümüzde kamusal alanda gerçekleştirilen sanatın, sponsorlar eşliğinde anlam değiştirebildiğini
de görmekteyiz.
Anahtar Kelimeler: Kamusal, Sanat
69
Arş. Gör. Özlem MURAZ
İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da tamamladı. Lisans
eğitimini Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Resim Bölümünde, Yüksek Lisans eğitimini Çukurova
Üniversitesi, Resim-İş Öğretmenliği’nde tamamladı.
Halen Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi,
Resim Bölümü’nde Sanatta Yeterlik eğitimine devam
etmektedir. Birçok karma sergiye katılmıştır. Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Resim Bölümü’de araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır.
Paper No
072ART
Author(s)
Nesrin KARACAN
Title
Disiplinlerarası İlgilerle Dönüşen Değerler ve
Mekân Kavramının Günümüz Mimari ve Heykel
Formlarına Etkileri (The Effects Of The Values
Turning With Interdisciplinary Relevances And
The Concept Of Space On The Contemporary
Architecture And Sculpture Form)
Heykel
Konstrüktivizmle birlikte kaidesinden inmiş, malzeme, mekân ve form anlayışını
değiştirerek, mimariye benzemiştir. Daha sonra Minimalizm ve arazi çalışmalarıyla birlikte de
heykel sanatının mekân ve form ilişkisi geleneksel yapısının dışında daha geniş bir anlam
kazanmıştır.
Günümüz mimarisi de, şehir dokusu ve çevreyle ilişkisini gözden geçirdiğinde, sanat akımlarına
paralel gelişen yeni bir form anlayışına sahip olmuş ve heykele benzemiştir. Bu iki alan kökenleri
incelendiğinde aynı soydan gelen hacim sanatlarıdır. Geleneksel yapıları düşünüldüğünde mimari
tüm sanat alanlarını içine aldığı gibi, heykeli üstünde ya da dışında da barındıran bir disiplin
olmuştur. Heykel ve mimari bir birine göre konumlanmalarına dayalı ilişkiye rağmen işlev
bakımından ayrılıklar sergilemişlerdir. Ancak geleneksel yapılarında sahip oldukları kütle ve madde
biçimlemeyle sınırlı olan ortak noktaları, bugün benzer malzemeler, strüktür, yüzey ilişkisi ve biçim
diline kadar genişleyen bir ölçekte artmıştır. Öyle ki oran farklığı ve işlev dışında mimari, heykelin
büyük ölçekli bir hali, heykel de mimarinin küçük ölçekli modeli gibi algılanacak kadar benzerlikler
göstererek, kendi özelliklerini dönüştürmektedirler.
Sanatta kendi başına ortaya çıkan bir etki ya da eklektik bir bağ olmaksızın oluşan bir eğilim
yoktur. Bu nedenle heykel ve mimarlığın mekân, strüktür ve malzeme gibi ortak noktalarının, yeni
disiplinlerarası form diline etkilerini incelemek gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Heykel, mimari, mekân, strüktür, form
70
Sculpture has descended from its pedestal with Constructivism and resembled to architecture by
changing the material, form and space concept. Then, space and form relationships of sculpture
with Minimalism and field studies have gained a broader meaning out of its traditional structures.
When contemporary sculpture reviewed the city texture and the relationship with the
environment, it had a new form of understanding developed in parallel with art movement and
resembled to sculpture. When the origins of these two areas are examined, they are the art of
volume that is cognate. When considered the traditional structures, architecture, as it involves all
areas of art, has become a discipline that hosts sculpture on or outside. Despite the relationship
based on the positioned relative to one another, sculpture and architecture has showed
differences in function. However, the common parts that are limited with the forms of mass and
matter that they have in the traditional structure have today increased on an expanding scale
from similar materials, structure, and surface relationship to format language. So that out of rate
difference and function, architecture, regarded as a state of large-scale sculpture, and sculpture,
regarded as a small-scale model of architecture, showed similarities and changed their properties.
In art, there is not a tendency that occurs without an impact which emerges itself or an eclectic
bond. Therefore, it is necessary to examine the effects of sculpture and architecture’s common
parts such as space, structure and materials on the new forms of interdisciplinary language.
Key Words: Sculpture, Architecture
Yrd. Doç. Nesrin KARACAN
Ankara’da doğdu. Lisans, Yüksek Lisans ve Sanatta Yeterlik
aşamalarını Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. 40 kadar
uluslararası heykel sempozyumuyla uluslararası sergiye katılmış, yurt
içi ve yurt dışında 5 kişisel sergi açmış, 6 uluslararası heykel
sempozyumu organizasyonu yapmış, 30 kadar karma ve grup
sergisine katılmıştır. Çeşitli kişisel ve kurum koleksiyonlarında
çalışmaları ve yayınları bulunmaktadır. Halen Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Heykel Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmakta, lisans ve lisansüstü düzeyde ders
vermektedir.
Paper No
073ART
Author(s)
Barış YILMAZ
Title
Sanatsal Yaratıcılık, Kişilik ve Yaratma Süreci
(Artistic Creation, Personality And Creating Process)
Bilimde ya da sanatta olsun her yeni buluş ve yaratım, yeni bir çözüm arayışının ve farklı bir
düşünce çabasının ürünüdür. Yaratıcılık ilerlemenin, gelişmenin olmazsa olmazıdır. Değişimin
ve katetmenin değişmeyen unsurudur. Sanatsal anlamda yaratıcılık ise farklı kişilik özelliklerini
taşıyan bireylerde, psikolojik ve bazen de fiziksel dışavurumlar ile kendini gösterir. Sanatsal bir
yaratıyı meydana getiren yaratıcı dürtüler ile birlikte, bunu, yani yaratma sürecini tetikleyen
koşullar ve özellikler ortak paydalar dahilinde ortaya çıkar. Sanatçıyı yarat ıma itenler ile
71
birlikte, yaratım sürecindeki psikolojik ve fiziksel durumu, sanatsal yaratıcılığa örnek teşkil
eden özellikler sunar bize. Bu araştırma, mevcut literatürler taranarak derlenen veriler
ışığında “sanatsal yaratıcılık” ve onun oluşumunu sağlayan sanatçısının kişilik özellikleri ile bu
yaratı sürecindeki özelliklerin incelenmesi olarak gerçekleştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratım, Kişilik, Psikoloji, Yapıt
Whether in art
or science, every new innovation and creation are product of a diff erent
thoughts effort and a new solution seeking. Creativity is prerequisite for the improvement
and development.It is a constant factor of the alteration and progression. As for the artistic
sense of the creativity reveals itself by psychological and sometimes physical expressions on
the individuals who have different personality characteristics. Triggering factors of the
creating progress and traits are become evident within common ground along with creative
impulses that creates an artistic creation. Psychological and physical condition of the artist
during the creation progress along with the push factors for creation, offer us epitomic
features. This research will be done in consideration of compiled data by the reviewing of
current literature as an examination of “artistic creation” and personality traits of the artist
that supplies its formation on creation process.
Keywords: Creation, Personality, Psychology, Work of Art
Arş. Gör. Barış YILMAZ
1979’da Ankara’da doğdu. 2005’de Hacettepe Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde lisans programını
tamamladı. 2008’de Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimini
tamamladı. 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar
Enstitüsü’nde “Belirsizlik Kavramı ile Soyut Sanat İlişkisi
Üzerine Görsel Çözümlemeler” isimli Sanat Eseri Raporu ile
Doktorasını tamamladı. Halen 2010 yılında Araştırma Görevlisi
olarak göreve başladığı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Bodrum Güzel Sanatlar Fakült esi
Resim Bölümü’nde görevini sürdürmektedir.
Paper No
074ART
Author(s)
Sevda KARASEYFİOĞLU PAÇALI
Title
Yeniden Organik, İnorganik: Yeniden,
Yeniden Yine Yeniden (Again, Organic,
Inorganic: Again, Again Again Again)
Her başlangıç bir son, her son bir başlangıçtır. Herkes tarafından bilinen bu söz kendi içinde yenilenen
bir döngüdür. Aslında var olan ama ya kenarda kalan ya da derinlere itilen duyguların, bireysel algıların
ortaya çıkarılması yeniden diyebilmenin de tohumlarıdır. Bu anlatım, mevcut literatürlerin taranması
ve bunun sonucunda oluşan birikimlerin, verilerin ışığında yapılan bir çalışmadır.
Anahtar Kelimeler: Başlangıç, Yeniden, Yeni
72
Each starting end, each end is the beginning. This promise is renewed in a cycle of its known by
everyone. In fact, there is, but what emotions or pushed aside the remaining deep, the seeds are
also to be able to say again to reveal the individual perception. In this expression, the screening of
the available literature and the savings resulting from this, a study based on the data.
Keywords: Home, Re-New, New
Arş. Gör. Sevda KARASEYFİOĞLU PAÇALI
1979 yılında Ankara’da doğdu. İlk, ortaokul eğitimini Ankara’da lise
eğitimini Burdur’da tamamladı. 2000-2004 yılları arasında
Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü’nde okudu. 2009-2012 Hacettepe Üniversitesi Resim
Ana Sanat Dalı, Sanatta Yüksek Lisans’ı bitirdi. Bu yıllarda kişisel
sergiler ile karma sergilerde yer aldı. 2013 yılında Gazi Üniversitesi
Bileşik Sanatlar Sanatta Yeterlik’e devam etmektedir. 2011 yılından
bu tarafa Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Resim -İş
Öğretmenliği’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır.
Paper No
075ART
Author(s)
Sevtap YILDIZ
Title
Güzele Dair Bir Değinme
Güzelin güzel olduğunu düşünmemizi sağlayan birçok etken vardır. Bir objeye bakarken güzel
mi çirkin mi karşılaştırmasında bu obje benim hayatımın neresinde sorusudur ilk sorduğumuz.
Bir filmi de izlerken bir kitabı da okurken kendimizi o sahnelerde bir yerlerde aramaz mıyız?
Bir resme bakarken kendimizi de o resmin sınırları içerisinde bulmaya çalışmaz mıyız? İlk
aklımıza gelen ben neredeyim sorusudur. Benimle ne kadar uyumluysa o kadar güzel olmaya
başlar güzel dediğimiz.
Oran, boşluk, renk, ışık, hareket, malzeme, konu ve kullanılacağı yer (mekan) de benle uyumlu
olmalı ki güzel değerlendirmesi sonuçları açısından yüksek bir potansiyel kazansın. Benle
uyumlu nasıl olmalı. Ben bu büyük boşluğun neresindeyim, benim boşluktaki oranım ne kad ar,
benim ihtiyaç duyduğum minimum boşluk nedir, ben hangi rengi hangi oranda, hangi uyumda
kendime yakın bulurum, hangi hareket ve hangi konu benim duygusal ruhumu okşuyor, hangi
malzeme nerede kullanılırsa bana yakındır gibi soruların cevabıyla başlar gü zele güzel
dediğimiz değerlendirme süreci.
Anahtar Kelimeler: Güzel, Oran, Boşluk
73
Okt. Sevtap YILDIZ
1975'te Kırşehir'de doğdu. 1994'te İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
Resim Bölümünden, 1998'de Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Heykel Bölümünden mezun oldu. 2002 yılında Cumhuriyet Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde Göreve Başladı. 2004 – 2010
yıllarında Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümünde Okutman
olarak çalıştı. 2011 Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel
Anasanat Dalında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2014 Gazi Üniversitesi
Güzel Sanatlar Enstitüsü Bileşik Sanatlar Bölümünde sanatta yeterlik
eğitimine başladı. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünde
okutman olarak görev yapmaktadır. Sanatsal ve akademik çalışmalarını aktif olarak sürdürmektedir.
Paper No
076ART
Author(s)
Mustafa KİBARKAYA
Title
Özel Yetenek Sınavlarında Amaç,
Uygulama ve Değerlendirme Yöntemleri
(Aim - Implementation And Evaluation
Methods In Special Ability Tests)
Modern döneme kadar, sanatsal yaratıcılığın belirlenmesinde ön koşul özel yetenek olmuştur.
Usta çırak ilişkisi içerisinde yapılan eğitimlerde, taklit becerisi olanlar başarılı sayılmış ve
sanatçılıkla nitelendirilmişlerdir. Modern dönem içerisinde dahi birçok ünlü akademinin (ör.
Bauhaus) yöntemi bu olmuştur.
Geçmişten günümüze sanat eğitimi için özel yetenekli kişileri belirlemeye yönelik yapılan bu
sınavlar Rönesans estetiği çerçevesinde beceriyi sorgulamıştır. Özellikle görsel sanatlar alanında
eğitim alacak bireyler, seyirlik hazza dayalı sanat üreticisi olacakmışçasına bir elemeden
geçmektedir. Oysa sanat ve sanat eğitimi çok yönlü ve oldukça karmaşık bir yapı bütünlüğüne
sahiptir. Kuramsal – tarihsel - söylemsel ve sosyolojik içeriğe sahiptir ve görsel – işitsel – yazınsal
ve hatta bilimsel yöntemleri vardır. Malevich’in sıfır biçimine, Duchamp’ın pisuarına sayfalarında
yer veren Sanat Tarihi yanılıyor olamaz. Yetenek yaratıcılıkla kaynaşmadıkça zanaatcılıktan öteye
bir adım yol alamaz. Yaratıcılık ussaldır. Bu nedenle, özel yetenek sınavlarının hedefi, bireylerin
hem duyusal hem de yaratıcılık altyapılarının tespitine yönelik olmalıdır.
Ülkemizde, özel yetenek sınavı ile öğrenci alımı yapan 92 Üniversitede özel yetenekli bireylerin
belirlenmesinde uygulanan yöntem genel hatlarıyla şu şekildedir. Üniversiteler, idari ve akademik
personelleri aracılığı ile sadece kendi öğrenci kontenjanı için, birbirinden bağımsız olarak Özel
Yetenek Sınavları düzenlemektedir. İdari kadrolar, ön kayıt esnasında öğrenciden istenen belgeleri
kayıt altına alarak, düzenlemekte ve arşivlemektedir. Akademik kadro ise fiziki ortamın hazırlığı,
sınavın gerçekleşmesi, değerlendirme kurulunun oluşturulması, puanlandırılması ve sonuçların
ilan edilmesini sağlar.
Özel Yetenek Sınavlarının belirli bir tarih aralığında gerçekleştirilme zorunluluğundan ötürü, sınav
tarihleri genellikle çakışmaktadır. Şahsen başvuru, evrak takibi ve seyahatler başvuruları
etkilemekte ve adayı isteği dışındaki okullara yönlendirmektedir.
74
Özel yetenek sınavı, her üniversitenin sadece kendi kontenjanı için açtığı bağımsız bir sınav olarak
yapılmaya devam edilmekte ve bu nedenle ciddi nitelik kaybı yaşanmaktadır.
Bu bildirinin içeriği, Özel Yetenek Sınavlarında amaç, uygulama ve değerlendirme yöntemleri
konusunda bir dizi saptama ve önerme içermektedir.
Anahtar Kelimeler: Özel Yetenek Sınavları, Değerlendirme, Yöntem
Special talent has been a precondition for determining the artistic creativity up till now. In the
training courses, which are given in the mentor system, skillful people are accepted as successful
and are considered as artists. Even in the modern period, it has been the method of many famous
Academies. The exams that have been given from past to present in order to detect special
talented people have questioned skills based on Renaissance aesthetics. Especially, individuals
who will receive training in the field of visual arts are elected as if they were going to be a
producer of art that depends on visual delight. However, art and art education has structural
integrity which is versatile and highly complicated. They have theoretical - historical - discursive sociological content and audio - visual – literary and even scientific methods. Art history, which
gives a place to Malevich’s zero form and Duchamp’s urinal in its pages, cannot be mistaken.
Unless talent is mixed with creativity, it cannot be taken a step further from being artisanship.
Creativity is something intellectual. Therefore, the purpose of the special talent exams should be
directed to the determination of bases of both sensory and creativity of individuals.
In our country, in 92 universities which admit students by special talent exams, the method used
for determining the individuals with a special talent is roughly as follows: Universities hold Special
Talent Examinations just for their own student quotas independently of other universities with
their administrative and academic staff. Administrative staff records, organizes and archives preregistration documents required from students. Academic staff prepares the physical
environment, conducts exams, regulates the evaluation board, grades and announces the results.
Owing to the fact that Special Talent Exams have to be held on a specific date range, exam dates
coincide with each other. Problems like the necessity of the submission of applications in person,
document tracking and travelling, applications are affected negatively and the candidates are
directed to other schools instead of the ones they want.
Special Talent Exams are continuing to be held as independent exams which are prepared only for
every university’s own quotas; therefore, there is serious loss of quality.
This proceeding contains a series of detections and recommendations about the purposes,
applications and assessment methods of Special Talent Exams.
Key Words: Special Talent Exams, Evaluation, Methodvalu
Öğr. Gör. Mustafa KİBARKAYA
Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünde
Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.
75
Paper No
077ART
Author(s)
Sibel ARMAĞAN
Title
Sanat Terapi Yoluyla Yenilenme
(Renewal With Art Therapy)
Sanat
terapisi, kişinin içindeki duyguları sanat yoluyla dışa vurma yöntemidir. Bu terapi
yönteminde sanatın farklı dallarından faydalanılır. Resim, dans, müzik, drama terapi de kullanılan
çeşitli sanat dallarına birer örnektir.
1950’lerde ABD’de ortaya çıkan bu yöntem günümüzde de dünya çapında hızla yayılmaktadır.
Sanat terapisinin bir terapi biçimi olarak ortaya çıkmasının hikayesi oldukça ilginçtir. ABD’li
psikologlar eski zamanlarda insanların mağaralarda çizdikleri resimleri incelemişler ve bu
kişilerin çeşitli katliamları, göçleri sanat yoluyla ifade ettikleri bulgusuna ulaşmışlardır.
İlkbaharın ya da yazın başlangıcını neden kutladıkları, neden değişik ritüeller yaptıkları, dansın
ne işe yaradığı gibi konular üzerine kafa yormuşlar ve bütün insanları rahatlatıcı bir yönü
olduğunu keşfetmişler. Sözle ifade edilemeyen bazı şeylerin sanat yoluyla ifade edilebildiğini
görüp “neden bu yöntem terapide de kullanılmasın?” diye düşünmüşlerdir.
Kısacası sanat terapisi sözün bittiği, yetersiz kaldığı yerde başlar. İnsanları iyileştirir, onarır, dönüştürür.
Anahtar Kelimeler: Sanat, Terapi
Art therapy is a method of externalizing the feelings of the people through art. This treatment
method is utilized in the various branches of art. Painting, dance, music, drama therapy is used as
an example of the various arts.
Emerged in the US in 1950, this method is also spreading rapidly around the world today. The
story of the emergence of art therapy as a form of therapy is quite interesting. US psychologists
have studied with their own paintings in the caves of the people in ancient times and the
various massacres of these people, their migration had reached a finding expression through
art. Why they celebrate the beginning of spring or summer, why they do different rituals, they
chew on topics such as what the dance work and all the people that have discovered a relaxing
aspect. See some things can not be expressed verbally expressed through art, "why not use this
method in the therapy?" They had thought.
In short, the promise of ending art therapy begins where inadequate. People improve, fix converts.
Key Words: Art, Theraphy
Arş. Gör. Sibel ARMAĞAN
1982 Kayseri doğumludur. Lisansını 2002-2006, Erciyes
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Ana sanat
Dalında, Yüksek lisansını 2010-2013, Dokuz Eylül Üniversitesi,
GSF. Heykel Ana sanat Dalında tamamlamıştır. 2011’den beri
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel
bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. Ayrıca
Cumhuriyet Ü. Tıp F. Psikiyatri bölümü Uğraşı atölyesinde
gönüllü eğiticilik yapmaktadır. Arnavutluk, Arjantin, İstanbul, Sivas’ta gerçekleşmiş olan
uluslararası sanat sempozyumlarına ve Türkiye’de çeşitli karma sergilere katılmıştır.
76
Paper No
078ART
Author(s)
Uğur YILMAZ
Title
Çağdaş Sanatta Pazarlama Dinamikleri ve
Sanatçı İnisiyatifi
Sanat
ve pazarlama düşünüşte birbirinden oldukça ayrı gibi gözüken iki disiplin olmasına
rağmen, 21. Yüzyıl sanatı içerisinde birbirlerini destekleyen iki önemli disiplin haline gelmiştir.
Bu dönem içerisinde sanatın finans güçleriyle kurduğu bağlar, sanatçıyı ve sanat eserini geniş
kitlelerce tanınmasını sağlamış, fuarlar, galeriler, müzayedeler gibi sanat pazarı içerisinde yer
alan birimlerin yardımı ile de bu bağlar desteklenip geliştirilmiştir.
Sanatın uluslararası yayılımında önemli etkisi olan bu pazar yapısı sanatı, sanatçıyı ve sanat
eserini uluslararası izleyici kitlesi ile buluşturma konusunda önemli roller üstlenmiştir. Aynı
zamanda bu pazar yapısı aracılığı ile sanata yapılan yatırımlar ve yatırımların büyüklüğü
izleyicinin sanata olan bakışlarını değiştirmiş, sanatçıyı ve sanatını da markasal bir değere
ulaştırmıştır. Sanatta marka değerinin ortaya çıkmasını sağlayan bu pazar yapısı, sanat
hamilerini marka sanatçılar ile çalışmalarını sağlarken, markalaşmış galeriler ve müzayed e
evlerinden alışveriş yapmalarına neden olmuştur.
Ek olarak değinmemiz gerekir ki sanat pazarı içerisindeki bu birimlerin sanatın metasal yönüne
yaptıkları vurgu, sanat eserinin ekonomik değeri ile sanatsal değeri arasındaki ilişkilerini
tartışma konusu haline getirmiş, sanatçının inisiyatifi doğrultusunda eserler üretmesini de
etkilemiştir.
Anahtar Kelimeler: Sanat Pazarı/ Sanat Fuarı/ Sanat Galerisi/ Müzayede/ Mesen
Arş. Gör. Uğur YILMAZ
1990
yılında
Osmaniye’de
doğdu.
İlköğretimi
Antalya/Gazipaşa Cumhuriyet İlköğretim Okulunda, Lise
öğrenimini Osmaniye Abdurrahman Keskiner Anadolu Güzel
Sanatlar Lisesinde tamamladı. 2008 yılında girmiş olduğu Gazi
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-iş Eğitimi Anabilim
Dalı’ndan 2011-2012 döneminde mezun oldu. Gazi Üni. Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Resim Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimine devam
etmekte ve Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi, Resim -İş Eğitimi
ABD.’de Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır. Çeşitli kamu ve özel koleksiyonlarda
çalışmaları bulunan Yılmaz’ın toplam beş adet ödülü bulunmaktadır.
77
Paper No
079ART
Author(s)
Sevgi NARMAN ÇAL
Title
Mark Rothko’nun Soyut Dışavurumcu
Sanat Haraketi İçerisindeki Yeri
1940’lardan
sonra sanatsal etkinliklerde ön plana çıkmaya başlayan Amerika ekonomik
anlamda da önemli güçlere sahiptir. Bu nedenle Dünyanın birçok ülkesi bilinçli ya da bilinçsiz
olarak Amerika’nın etkisi altında kalmıştır. Avrupa’nın diktatörlükle yönetilen ülkelerinde,
yaratıcı sanatın baskı altında bulunması, Alman askeri gücünün hemen her bölgeye egemen
olması ve ardından II. Dünya savaşı, Avrupa’nın Dünya liderliğini sona erdirmiş ve Paris’in
sanattaki öncülüğünü de yok etmişti. Avrupa’da yaşayan sanatçıların ve bilim adamlarının
Amerika’ya göç etmesi Amerika’yı sanatın ve bilimin merkezi durumuna getirdi. Yenidünya
uğruna Avrupa’yı terk eden bir Avrupalı olarak köklerinin bilincinde olan insanlar Amerika’ya
yapacakları etkinin farkındaydılar. Bütün bunlar ve daha pek çok oluşum Amerika’da benzersiz
yoğunlukta bir sanat serüvenini desteklemiştir.
Soyut Dışavurum hareketinde önemli bir isim olan Mark Rothko, trajik yaşamını sanatına
yansıtmış, eserlerinde temel insan duygularını, sevinç, trajedi, ölüm gibi duyguları ön plana
çıkarmıştır. Bu tür duyguları ifade etmek için ise rengi kullanmıştır. Rothko’nun basitleştirilmiş
formlar ve düz değişmeyen renkte büyük alanlardan oluşan tabloları, kompozisyonlarındaki
figürlerin uzaması koyu düzeni klostrofobi duygusu uyandırma çabalarıdır.
Rothko, beli dönemlerde daha organik formların yer aldığı kompozisyonları ele alırken; bir
dönem portre, nü, soyut kompozisyonlar ve son dönemlerinde ise tamamen soyut düz, renkli
alanlar üzerinde üst üste duran dikdörtgenlerin oluşturduğu tablolar yapmıştır. Rothko,
izleyicinin görsel algılama sınırlarını devasa tualleri ile kapatarak, izleyici ve tablaları arasında
görünmez bir bağ oluşturmaya çalışmıştır.
Burada amaç, Rothko’nun kendi sanatı üzerine yaptığı açıklamalarını, başkaları tarafından
yapılan Rothko analizleri ile karşılaştırıp, bağımsız ve nesnel bir tutum içerisinde genel bir
Rothko profili çıkarmak hedeflenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mark Rothko, Dışavurum, Sanat
Arş. Gör. Sevgi NARMAN ÇAL
Gazi üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü
Resim-iş Öğretmenliği Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak
çalışmaktadır.
78
Paper No
080ART
Author(s)
Seza SİNANLAR USLU
Dilruba KOCAIŞIK
Title
Sultan II. Abdülhamid Albümlerinin Yıldız
Sarayı ve Yapıları Ekseninde İncelenmesi
Sultan II. Abdülhamid Albümleri 35 binin üzerinde fotoğrafı barındıran büyük bir fotoğraf arşividir.
Yıldız Sarayı’nda tutulan dönemin devlet arşivi bünyesinde yer alan, ancak günümüzde farklı
birimler tarafından muhafaza edilen bu albümler tespit edildiği kadarıyla 962 adettir. İçlerinde yer
alan fotoğraflar ise bizzat Sultan’ın talebi doğrultusunda dönemin tanınmış yerel fotoğrafçıları
tarafından çekilmiş ve kataloglanmıştır. Fotoğrafın icadından kısa süre sonra 1850’lerden itibaren
İstanbul’da ilgi uyandıran fotoğraf sanatı en çok Sultan II. Abdülhamid tarafından benimsenmiş ve
böylece saray nezdinde kabul görmüştür. Nitekim Sultan sarayda bir fotoğrafhane kurdurmuş ve
söz konusu albümlerin hazırlanması için maddi destek sağlamıştır. Bu sayede 19.yüzyılın son
çeyreğinden itibaren payitaht İstanbul’una ait sayısız görüntü fotoğraf aracılığıyla muazzam bir
görsel arşivin parçası olabilmiştir.
Çalışmamızda özellikle üzerinde durulan Yıldız Sarayı hem Sultan’ın ikametgâhı olması hem de
bünyesinde özel bir fotoğrafhane barındırması bakımından önemlidir. Amacımız Yıldız Saray
kompleksini oluşturan köşkler, camii, saat kulesi, parkı ve bahçeleri ilaveten havuz ve çeşme türü
yapıların incelenmesi ve günümüzdeki konum ve durumlarıyla karşılaştırma yapılması,
değişikliklerin tespit edilmesi olduğu kadar albümler üzerinden dönemin fotoğrafçıları, saray
fotoğrafhanesi ve fotoğraf alanındaki diğer çalışmaları da olabildiğince görünür kılmaktır.
Anahtar Kelimeler: II. Abdülhamid, Yıldız Sarayı, Fotoğraf
Doç. Dr. Seza SİNANLAR USLU
1996 yılında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilimdalı’ndan mezun
oldu, Yüksek Lisansı’nı Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde “Atmeydanı
as a Public Square in Ottoman İstanbul” başlıklı tezi ile tamamladı. 2008
yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilimdalı’nda
hazırladığı “Pera’da Resim Üretim Ortamı” tezi ile Doktor, 2015 yılında da
Doçentlik unvanını aldı. 2009 yılından bu yana Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü’nde çalışmalarını sürdürmektedir.
Dilruba KOCAIŞIK
1983 yılında İstanbul'da doğdu. 2009 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi Fotoğraf ve Video Bölümü'nden mezun oldu.
2008-2013 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde fotoğraf
editörü olarak görev yaptı. 2011'de “Suriye’de Birkaç Gün” Fotoğraf
Sergisi'nin küratörlüğünü yapan sanatçının çalışmaları 2007'den itibaren
çeşitli karma sergilerde yer aldı. 2014'de Bezm-i Alem Vakıf
Üniversitesi'nde fotoğraf dersleri verdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Ana-sanat
dalında yüksek lisans öğrenimini sürdürmekte olup tez aşamasındadır.
79
Paper No
081MUS
Author(s)
Levent
DEĞİRMENCİOĞLU
Title
Türk Müziği Viyolonsel Eğitiminde
Transpoze Düşünme ve Çalma Pratikleri
(Bolahenk, Süpürde, Kız Neyi ve Mansur
Kararlar)
Transposing Practices In Violoncello
Training In Turkish Music (Bolahenk,
Süpürde, Kız Neyi and Mansur)
Türk
müziği kültürüne giren Batı kökenli çalgılarda, transpoze düşünebilme ve çalabilmeye
ilişkin gelenekten gelen bir yaklaşımın olmaması nedeniyle, transpoze düşünebilme ve çalmaya
yönelik uygulamalar, eğitim süreçlerinde eğitimcilerin ve öğrencilerin en fazla kaygı duydukları,
çözümlenmesi zor, ancak kişisel gayretlerle aşılabilen, uygulamalar haline gelmektedir. Her
icracının farklı bir düşünme yöntemi geliştirip uygulamasına zemin hazırlayan bu kaygı ve
zorluklardan hareketle belirlenen bu araştırmanın amacı; viyolonsel ile Türk müziği icralarında
eğitimcilerin ve öğrencilerin faydalanabileceği, çözümlenmesi ve uygulanması kolay olan bir
transpoze düşünme/ çalma yöntemi sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda araştırma 3 aşamada
tamamlanmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında, viyolonselin geleneksel (Batı) eğitimi temel
alınarak tel isimlendirmeleri ve sol el pozisyonlarına ilişkin bilgiler verilmiştir. Araştırmanın ikinci
aşamasında, Uşşak makamı üzerinde yerinden, bir ses, dört ses ve beş ses kararların Batı
müziğinde hangi notalara karşılık geldiği görseller üzerinde açıklanmıştır. Araştırmanın üçüncü
ve son aşamasında, önceki aşamalardaki açıklamaların ışığında Uşşak makamı dizisinin yerinden
(Bolahenk), bir ses (Süpürde), dört ses (Kız Neyi) ve beş ses (Mansur) kararlar üzerinden pratik
olarak nasıl düşünülebileceğine ilişkin bir yöntem önerisi sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel Türk Müziği, Viyolonsel, Geleneksel Türk Müziğinde Viyolonsel
Eğitimi, Transpoze.
Transposing practices in music become one of the the most worrisome practices for educators
and students in the prosses of the education due to the absence of traditional methods for the
western instruments which has came in to Turkish Music. These practices cause educators and
students to set the stage for thinking and developing about different and new methods. The
purpose of this research based on these concerns and challenges; to present an easy solvable
and feasible thinking methods that educators and students can benefit about transposing music
for violoncello training in Turkish music. Research was completed in 3 stages. In the first stage
of the research strings names and basic left hand position of cello based on western music
system are presented. In the second stage of the research transposing practices between
Turkish music's and Western music's pitchs (Bolahenk, Süpürde, Kız Neyi and Bir Ses) are
presented via Uşşak maqam. In the third and final stage of the research an easy solvable and
feasible thinking methods for transposing practices on Turkish music's pitchs (Bolahenk,
Süpürde, Kız Neyi and Mansur) are presented.
Key Words: Tradational Turkısh Music, Viyolocello, Viyolocello Training in Tradational Turkısh
Music, Transposition.
80
Yrd. Doç. Dr. Levent DEĞİRMENCİOĞLU
1977 yılında Kayseri’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini
Kayseri’de tamamladı. 2002 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Müzik Bölümü’nden mezun oldu. 2005 yılında Erciyes
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nün açmış olduğu
‘Araştırma Görevlisi’ sınavını kazanarak bu kurumda göreve başladı.
2006 yılında Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Ana
Bilim Dalında Yüksek Lisans Programını, 2011 yılında da, İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Müzik Eğitimi Bilim Dalı’nda doktora programını tamamladı.
Aynı yıl Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandı. ‘Türk Müziğinde Viyolonsel Eğitimi ve İcraları’ üzerine
çalışmalar yapan Değirmencioğlu, halen Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik
Bölümü’nde görev yapmaktadır.
Paper No
083MUS
Author(s)
M. Ozan ÖZALTUNOĞLU
Title
Piyano Eğitiminde Performans Değerlendirmesi
Üzerine Bir Araştırma: Cumhuriyet Üniversitesi
GSF Müzik Bölümü Öğrenci Görüşleri
Eğitim
kurumlarında derslerin sağlıklı ve verimli yürütülebilmesi için, kurum ve öğrenci
arasındaki iletişim büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan, öğrencilerin sorumlu oldukları
dersler hakkındaki olumlu/olumsuz düşüncelerini akademik bir dille ifade edebilecekleri
imkânların sağlanması gereklidir. Böylece öğrencilerin, eğitimini aldıkları derslerle ilgili genel
görüşlerini, derse bakış açılarını ve -varsa- uygulamada ortaya çıkan sorunları içeren veriler
elde edilebilir. Bu veriler kurumun vereceği kararlarda, alınacak tedbir ve yapılacak
düzenlemelerde belirleyici olacaktır. Bu çalışmada evren olarak Cumhuriyet Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü belirlenmiştir. Müzik Bölümü öğrencilerine 20 sorudan
oluşan, piyano dersi ile ilgili sorular içeren bir anket uygulanmıştır. Anketten elde edilen
verilerle birlikte: piyano dersinin, diğer derlerine kıyasla en çok zorlandıkları ders olduğu
(%75); piyano müziğine karşı büyük oranda ilgisiz oldukları yani dinlemedikleri (%55); piyano
dersi ile ilgili temel motivasyonun dersten geçmek olduğu (%65); sınavların komisyon önünde
yapılmasının öğrenciler tarafından gereksiz bulunduğu (%72); öğrencilerin bir kısmının piyano
dersini gereksiz bulduğu(%20); bazı öğrencilerin piyano öğretmenlerinin yaklaşımında yanlış
yönler olduğunu düşündüğü (%23); kendilerini piyano dersinde başarısız buldukları (%80)
sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğrencilerin piyano çalışma alışkanlık/disiplinlerine dair veriler
de elde edilmiş, çalışmalarına engel olan durumlar araştırılmış ve bu aksiliklerin sebepleri
sorgulanmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Piyano Eğitimi, Performans, Müzik
81
Okt. M. Ozan ÖZALTUNOĞLU
1977’de Tarsus’ta doğdu. 2001’de Dokuz Eylül Üniversitesi Buca
Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü’nde Lisans, 2009’da Cumhuriyet
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anabilim Dalı’nda Yüksek
Lisans eğitimini tamamladı. 2011’de İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Müzik Bilimleri ve Müzik Teknolojileri programında doktora
eğitimine başladı. 2002 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümünde göreve başladı. Halen aynı
kurumda piyano ve form bilgisi derslerini yürütmektedir.
Paper No
084MUS
Author(s)
Türker EROL
Title
Piyanist ve Besteci Franz Liszt’in İstanbul Konserine
İlişkin Değerlendirmeler (Reviews For The Concert Of
Pianist And Composer Franz Liszt In Istanbul)
Büyük besteci ve piyanist Liszt, 1847 senesinde Padişah Abdülmecit Han onuruna konser vermek
için Osmanlı Sarayına davet edildi. Batı müziğine oldukça düşkün olan Abdülmecit’in huzurunda
konser vermek için bu dönemde Leopold de Meyer, Eugene Vivier, Henri Vieuxtemps ve August
d’Adelburg gibi başka yabancı müzisyenleri de davet edildi, ancak bunların içerisinde Franz Liszt
ayrı bir öneme sahiptir. Franz Liszt besteciliği ve üstün piyanistlik özelliklerinin yanı sıra Padişah
Abdülmecit Han içinde bir eser bestelemiştir. Temasını meşhur İtalyan besteci ve orkestra şefi
Giuseppe Donizetti’nin Mecidiye Marşı’ndan alan Grande Paraphrase de la Marche de J. Donizetti
Pour Sa Majeste Sultan Abdul Medjıd-Khan isimli eser çalışmamızda ayrı bir önem arz etmektedir.
Osmanlı İmparatorluğunda II Mahmut ve Abdülmecit dönemlerinde görev yapmış olan ve batılı
anlamda müzik reformunun öncülerinden olan Giuseppe Donizetti, Liszt’in İstanbul konserinin
gerçekleşmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. “Neden Franz Liszt İstanbul’da konser verdi?” ve
“Franz Liszt’in bestesi nasıl bir eserdir?” sorularına da cevap aranmaya çalışılmıştır. Araştırmada
tarihsel doküman analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma kapsamında var olan yazılar, bilimsel
makaleler, Başbakanlığa bağlı Osmanlı Devlet Arşivinde ve İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler
Kütüphanesinde ki belge, nota ve evraklar incelenmiştir. Osmanlıca olarak yazılmış olan Giuseppe
Donizetti ve Franz Liszt’i konu alan evraklar incelenip Latin alfabesine çevrilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Franz Liszt, Giuseppe Donizetti, Batılılaşma.
The great composer and pianist Liszt was invited to Istanbul to play in the presence of Sultan
Abdülmecid in 1847. Even though many musicians like Leopold de Meyer, Eugene Vivier, Henri
Vieuxtemps and August d’Adelburg were also invited to play for Sultan Abdülmecid, who was fond
of classical music, Franz Liszt has a special place among those musicians. Besides being an
extraordinary composer and piano virtuoso, Franz Liszt composed a piece for Sultan Abdulmecid.
Based on the March of Abdulmecid by Italian Giuseppe Donizetti, he composed Grande
Paraphrase de la Marche de J. Donizetti Pour Sa Majeste Sultan Abdul Medjıd-Khan which bears
particular importance for this study. Giuseppe Donizetti, who was the royal musician during the
reign of Sultan Mahmud II and Sultan Abdulmecid, played a significant role in Liszt’s concert in
İstanbul. The study also seeks to answer questions like “Why did Franz Liszt give a concert in
İstanbul?” and “What does composition of Franz Liszt look like?” The study also makes use of the
82
technique of document analysis. The existent documents, articles, and musical notes relevant to
the study are examined in the Prime Ministry Ottoman Archives and Istanbul University Rare
Books Library. The documents written on Giuseppe Donizetti and Franz Liszt in Ottoman Turkish
were also translated into Latin alphabet.
Key Words: Franz Liszt, Giuseppe Donizetti, Westernization.
Paper No
085MUS
Author(s)
Umut YAYMAK
Title
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı İşitme Engelli
İlköğretim Okullarındaki Müzik Eğitiminde
Kullanılan Yöntemler Üzerine Bir İnceleme
(The Ministry of National Education of The
Deaf The Methods Used in Elementary Music
Education in Schools A Study)
Bu
çalışmada; Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı İşitme Engelli İlköğretim Okullarındaki Müzik
Eğitiminde Kullanılan Yöntemler Üzerine bir takım değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Çalışmanın amacı; işitme engelli öğrencilere yönelik müzik eğitimi dersinde kullanılan
yöntemlerin araştırılıp bir bütün halinde ortaya çıkarılması ve ulaşılan yöntemlerin düzeye
uygun olarak kullanılması sonucu öğrencide nota, çalgı ve beğeni eğitimi alanında hedef
davranışlar oluşturmaktır. Ayrıca; toplumun bir bireyi olarak işitme engelli çocuğun müzik
eğitimi yoluyla insan ilişkilerini tanıması, birlikte başarma, güven duygusu kazanması ve
gelişmesini sağlamaktır. Bu çalışma, işitme engelli ilköğretim okullarındaki müzik eğitiminde
kullanılan yöntemlerin ortaya çıkarılması ve bu yöntemlerin ışığında daha kullanışlı yöntemlere
ulaşma noktasında örnek teşkil etmesi açısından önem taşımaktadır. Bu çalışma sonucunda;
işitme engelli okullarında müzik eğitiminin, mevcut müzik öğretim yöntemleri ve buna ek olarak
geliştirilen yöntemlerin, öğrenci - görme duyusu ve öğretmen birlikteliğinin uyumu sonucu
başarılabileceği tespit edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: İşitme, İşitme Engeli, Müzik Eğitimi.
At this study some evaluations have been made on “ A Study of the Methods Used for Musical
Education at Primary Schools of Hearing Handicapped Students, Which are Linked to the
Ministry of National Education.” The Purpose of the study; To investigate all the methods totally
used at music lessons for hearing – handicapped students; to use these methods in accordance
with the level of the students; and so to reach target behaviour of musical notes, intruments
and education of esthetic sense at students; and to provide students with learning human
relationship, within a group, winning and improving the feeling of confidence through musical
education. The study is important because it is a sample of finding out the methods used at
musical education of hearing- handicapped students at primary schools, and through these
methods it helps reaching to more useful methods. At the end of this study, it has been
identified that musical education at schools of heaving-handicapped students success can be
achieved through present music teaching methods and the developed methods in addition to
these ones the harmony of students’ sense of seeing and the teacher.
Keywords: Hearing, Handicap of Hearing, Musical Education.
83
Umut YAYMAK
1982 yılında Sivas’ ta doğdu. 1998 yılında Cumhuriyet
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümünü
kazandı. 2002 yılında bu bölümden mezun oldu. Aynı yıl Milli
Eğitim Bakanlığında Müzik Öğretmeni olarak göreve başladı.
2015 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Güzel Sanatlar Müzik Eğitimi Anabilim Dalında yüksek lisans
eğitimini tamamladı. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Türk Halk
Müziği dalında C Kategorisi jüri üyesidir. Halen Sivas Muzaffer SARISÖZEN Güzel Sanatlar
Lisesinde bağlama öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Paper No
086MUS
Author(s)
Sühan İRDEN
Title
Bileşik Makam Bûselik
“Yukarıda yer alan bu ezginin makamı sizce nedir?” diye soru sorulmuş olsaydı azımsanmayacak
oranda Bûselik cevabının verileceği düşünülmektedir. Musâhib Seyyid Ağa’ya ait olan bu ezgi,
dügâh perdesine transpoze edilerek yazılmış, Nihâvend âyîn-i şerîfî’ne adını veren ezgidir.
Eğer ezgi ilk iki ölçüsü değiştirilerek yukarıdaki gibi yazılmış olsaydı, ezgide kullanılan makam
Bûselik olacaktı. Bugünkü Türk Müziği terminolojisine göre rast üzerinde çârgâh (bize göre nigâr)
ve dügâh perdesinde buselik (bize göre nihâvend) olan çeşnilerin birleşimleri sonucunda oluşan
tını algısı yüzünden makam adının Nihâvend değil de Bûselik olacağı düşünülmektedir.
84
Tüm bu ifadelere göre yukarıda Bûselik makamı dizisi olarak bildiğimiz dizinin, makamı anlatmak
için yeterli olamayacağı hâttâ Bûselik makamının basit makam olamayacağı yargısına da varılabilir.
Bu çalışma; Bûselik makamının basit değil de bileşik bir makam olduğuna bilimsel yönden açıklık
getirme gayreti olup konunun çeşitli eser örnekleriyle irdelenerek açıklanmasını amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Makam, Çeşnî, Dizi, Form, Bûselik, Beste, Nihâvend, Mevlevî Âyîn-î Şerîfî,
Öğr. Gör. Sühan İRDEN
Balıkesir’de doğdu (1974). Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsikîsi
Konservatuvarından mezun olduktan sonra 1996 yılında Malatya
Orduzu Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. 1999 yılında Selçuk
Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı’nda Öğretim
görevlisi olarak başladığı görevine öğretim üyesi (2013) olarak
devam etmektedir. Yurt içinde ve dışında Los Angeles, San
Francisco, San Diego, Denver, Phoneix, Paris, Amiens, Kudüs,
Ramallah, Nablus, Viyana, Stutgart, Milano, Torino, Como, Modena, Göteborg, Malmö,
Stockholm, Kopenhag gibi şehirlerde düzenlenen birçok konserde çalgı (tanbur ve kudüm) ve
ses icracısı olarak görev aldı. 2003 yılında arkadaşlarıyla kurduğu Semâda Raks müzik grubuyla
birçok konser ve festivalde hem besteci hem icracı (gitar) olarak görev alıp grubun 2010
yılında Kalan müzikten bir albümü yayımlandı. 2005 yılında Konya Büyükşehir Belediyesinin
düzenlemiş olduğu Mevlana Beste yarışmasında bestelemiş olduğu “Muhayyer Yürük Semai”
ile Mansiyon, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu “Az Kullanılan
Makam ve Usullerde Beste Yarışması” için bestelemiş olduğu“ Tarz-ı Nevin Yürük Semai” ile
birincilik ödülleri kazandı. 2008 yılında eşi ile T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
tarafından çıkarılan “Hz. Mevlânâ’dan Çocuklara Öğütler” albümünde; bestelediği çocuk
şarkıları yayımlandı. Konya Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu “Kuyudaki
Aslan” (2004) ve “Ali Baba ve Kırk Haramiler” (2013) adlı çocuk oyunlarının müziklerini
besteledi. 2014 Haziran ayında Pesendîde 2015 mart ayında Büzürg Mevlevî Âyîn-i Şerîfleri
besteledi. Yurt içi ve dışındaki Uluslararası sempozyumlarda da bildirileri olan Sühan İrden,
Mine İrden ile evli olup Dila Masal adında bir kızı vardır.
Paper No
087MUS
Author(s)
Kenan GÜL
Title
Göksel Baktagir Eserlerinin Makam, Usûl
ve Form Yönünden İncelenmesi
(A Research of The Works of Goksel
Baktagir by Maqam, Methods and Forms)
“Göksel Baktagir Eserlerinin Makam, Usûl ve Form Yönünden İncelenmesi ” isimli çalışma; eser
araştırma ve içerik çözümlemeye dayılı bir araştırmadır. Araştırmada ilk olarak alan yazın
taraması yapılmış ve otuz beşi sözlü ve yüz altmışı enstrümantal olmak üzere iki yüz elli kadar
beste çalışmasının olduğu tespit edilmiştir. Tespiti yapılmış olan iki yüz elli adet beste içinden
85
seçilen doksan altı adet bestenin; makam, usûl ve form yönünden analizleri yapılmış ve bu
analizler yüzde ve frekans değeri ile sunulmuştur. Araştırmada bestecinin, bestelerinde hangi
nitelikteki makamları, hangi usûl ve formları daha çok tercih ettiği konusunda genel bir neticeye
varılmıştır. Araştırma sonucunda, Göksel Baktagir’in eserlerinin makam, usûl ve form olarak
çeşitliliğinin ve zenginliğinin Türk mûsikîsi açısından yeni bir mûsikî görüşü ve yeni bir kazanç
olduğu gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra, Avrupanın çeşitli yerlerinde konserler veren Göksel
Baktagir’in, makamları seçerken, makamsal yapıya aşina olan yabancı müzisyenlerin de
kendilerinin ifade edebilme adına mûsikîmize yönelmelerini de dikkate alarak eserlerini
meydana getirdiği, yapılan görüşme sonucunda ortaya çıkmıştır. Yine yapılan görüşme
neticesinde, Hicâzkâr-ı Çargâh adlı yeni bir makam düzeni üzerinde halen çalışmalarını devam
ettirmesi, Göksel Baktagir’in Türk Mûsikîsi adına üretkenliğini devam ettirdiğini ve buna bağlı
olarak da Türk mûsikîsinin de günümüzde bile yeni bilgi ve kuramlara açık olduğunu
göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Göksel Baktagir, Makam, Usûl, Form
"A research of the works of Goksel Baktagir by maqam, methods and forms" named of work; is
a research work and based on content analysis research. Research conducted first in the
literature, including thirty-five song lyrics and two hundred fifty instrumentals of the works of
compositions were found. Ninety-six of selected compositions from two hundred and fifty
compositions; analysis are made by maqam, methods and forms and these analysis were
presented by the percentage and frequency value. In the research of composer’s, it was tried to
achieve a general result in his compositions which methods and forms is more preferred. It is
observed that, as a result of the research of Goksel Baktagir works, the maqam, the method and
the variety of and characteristics and richness is a new musical vision and a new gain for Turkish
music. In addition to this, Göksel Baktagir giving concerts in various parts of Europe, when
selecting maqams, foreign musicians who are familiar with modal structure taking into account
the importance of encouraging our music to express themselves brought the works occurred,
was accrued after the result of the conversations. After the conversation again, on method of a
new maqam named Hicazkâr-ı Çargâh still continuing the works, Göksel Baktagir continued
productivity on behalf of the Turkish Music and even today also showed that the Turkish music
correspondingly be open to new information and theories.
Key Words: Göksel Baktagir, maqam, method and form
Kenan GÜL
2002 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi Müzik Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimine
başladı. 2006 yılında lisans eğitimini tamamladı ve aynı yıl Millî Eğitim
Bakanlığı’nda müzik öğretmeni olarak görev yapmaya başladı. 2013
yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel
Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalında yüksek
lisansa başladı. Lisans eğitimi ve öğretmenlik yaptığı süreçte yurt içi
ve yurt dışında çok sayıda konser ve etkinliklerde görev almıştır. Sivas Muzaffer Sarısözen Güzel
Sanatlar Lisesinde viyola öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
86
Paper No
088MUS
Author(s)
Osman ÖZEL
Title
Dünyaca Ünlü Türk Divası , Leyla Gencerin
Vokal Yorumculuk Özellikleri
(World-Famous Turkish Diva, Leyla Gencer
Vocal Commentator Features)
Leyla Gencer, adı XX. yüzyılın dünya vokal medeniyetinin büyük ustaları ile birlikte anılan görkemli
Türk Divasıdır. O, opera sanatının tam zirvede olduğu devirde Renata Tebaldi, Joan Sutherland,
Mario Delmonako, Fedora Barbieri, Ettore Bastianini ve elbette ki, esas rakibi olan Maria Callas’ın
parladığı bir dönemde sahneye adım atmıştır. Bu meşhur yıldızların çevresinde Leyla Gencer vokal
sanatı, opera tarihinde derin izler bırakabilmiştir. Onun kariyeri “Köylü Namusu” operasında
Santuzza, bir köylü kızı rolüyle başlamıştır. Lakin Gencer’e asıl şöhret kazandıran Domenico
Gaetano Maria Donizetti operaları olmuştur. Donizetti “onun tüm kariyerinin esas yazarı” olarak
adlandırılır ve büyük bestecinin gerçek Rönesans operaları Leyla Gencer’in adı ile bağlantılıdır.
Leyla Gencer hiç kimseyi taklit etmiyor, eserleri yazarı tarafından notalarda yazıldığı gibi, müziğin
genel doğallığına ve kendi müzik duyumuna göre yorumluyordu. Araştırmadaki amaç Leyla
Gencer’in icra ettiği repertuarı ve yorumculuk özelliklerini incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Türk Divası, Vokal, Yorumculuk, Özellikler, Analiz, Opera, Leyla Gencer
Leyla Gencer is one of the famous singers whose name stands by professional opera singers of XX
century. She appeared on stage by the time of opera regenerating. By that time, there were lots
of well-know singers, like: Renata Tebaldi, Joan Sutherland, Mario Del Monaco, Fedora Barbieri,
Ettore Bastianini and of course her main opponent Maria Callas. In a company of famous singers,
Leyla Gencer was able to put her name in a vocal history. Her singing career started with the
opera “Cavalleria R usticana” Pietro Mascagni. But real recognition brought her Gaetano
Donizetti. Exactly, Donizetti is admitted as her whole career. Leyla Gencer also used to perform
modern ones: Gian Carlo Menotti, Il debrando Pizzetti, Nicollo Paganini, Benjamin Britten, and
even Sergei Prokofiev. Her debut took place in an opera theatre of composer Francis Poulenc in
XX century. Gencer used to performe in the opera “Dialogues of the Carmelites”. In that way,
voice of great range was main and important weapon for Leyla. She used to have strong tembre,
and is often recognized as a dramatic soprano voice.
Keywords: Opera, Opera singer, Female Character, Comment, Features, Leyla Gencer
Osman ÖZEL
18 Ağustos 1979 da Ordu da doğmuştur. 1999 yılında Sivas Makine
Bölümünü kazandı ve 2002 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Makine bölümünü başarıyla bitirdi. Sivas Cumhuriyet
Üniversitesinin Türk Halk Müziği Orkestrasında Kabak Kemane ve
Karadeniz Kemençesi icracısı olarak birçok konserlerde iştirak etti.
Aynı zamanda Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin Türk Sanat Müziği Topluluğunda solist ve korist
olarak görev yaptı. 2003 yılında Üzeyir Hacıbeyli adına Azerbaycan Bakü Müzik Akademisinde
Opera / Şan bölümüne başlayan Osman ÖZEL, 2008 de lisansı bitirmiş, 2010 yılında aynı okulun
yüksek Lisans bölümünü bitirmiş,2011 yılında Üzeyir Hacıbeyli adına BMA da Doktoraya kabul
edilmiştir. Hala burada akademik çalışmalarına devam etmektedir.
87
Paper No
089MUS
Author(s)
Mehmet ARSLANBOĞA
Süheyla ÖZDEMİR
N. Oya LEVENDOĞLU ÖNER
Title
Halkevleri Dergileri Ekseninde
Cumhuriyet Dönemi Müzik
Politikaları Tartışmaları-II
Bu çalışmanın ilk ayağı, yirmi beş halkevi dergisinin taranmasıyla gerçekleştirilen ve “Halkevleri
Ekseninde Cumhuriyet Dönemi Müzik Politikaları Tartışmaları” başlığıyla “Kuruluşunun 90. Yılında
Musiki Muallim Mektebi: Cumhuriyetin Müzik Serüveni Kongresi”nde bildiri olarak sunulmuştur.
Bu çalışmada ise 1932- 1951 yılları arasında yayımlanan ve bir önceki çalışmaya dahil edilmeyen
Halkevleri Dergilerinde, uygulanmaya çalışılan müzik politikaları hakkında fikir belirten yazıların
tespiti ve bu yazılardan yola çıkarak ülkemizde gerçekleştirilmeye çalışılan musiki inkılabının
günümüze olan etkileri irdelenecektir. Araştırma sonunda, dönemin en yaygın organlarından olan
Halkevleri Dergilerinin tamamının taranması ve içerik değerlendirilmesinin yapılması
amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Halkevleri, Süreli Yayın, Musiki İnkilabı
Arş. Gör. Mehmet ARSLANBOĞA
1985 yılında Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimlerini İzmir’de
tamamladı. Lisans eğitimini 2007 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini
Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Anasanat Dalında
2010 yılında tamamladı. Aynı yıl Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP)
kapsamında Mardin Artuklu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik
Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak göreve başlayan Mehmet Arslanboğa, doktora eğitimini
Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Bilimleri Anabilim Dalı’nda sürdürmektedir.
Paper No
091MUS
Author(s)
Özlem ÖZALTUNOĞLU
Hasan ARAPGİRLİOĞLU
Title
The Effect of “Moveable-Do”
Method on Development of
Graduate Students’ Dictation Skills2
This paper reports the findings of a study answering the question of “to what extent could dictation
education given with tonality based moveable number system be effective for the development of
undergraduate students' dictation skills if it were applied to people who have relative pitch skill?”
öntest Pre-test and post-test design with a control group is used in the study. The study group
consists of students (n=38) from Music Department, Faculty of Fine Arts at Cumhuriyet University.
The researcher has applied dictation education to experimental group (n=19) via moveable-do
method and to control group (n=19) via fixed-do method for 12 weeks. In the research, Equivalence
Test Achievement Scale for Dictation (ASD), Pretest/Posttest ASD and Form for Receiving Experts’
Opinions have been used as data collection tools. Independent samples t-test and Paired samples ttest have been used for the analysis of research data. According to the results obtained; (a) the
experimental group trained in dictation with moveable number system is more successful for
2
Bu bildiri; İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müzik Anabilim Dalı’nda Doktora Tezi olarak
hazırlanmıştır.
88
Posttest ASD results (at p<.05 significance level) than the control group trained in dictation with
fixed do method. (b) Achievement level of the experimental group is in favour of posttest at p<.01
significance level between Pre-test ASD scores and Post-test ASD scores. (c) There is no significant
difference between Pre-test and Post-test ASD scores of the control group taught by Fixed-Do
method p>.05.
Keywords: Melodic Dictation, Moveable-do, Fixed-do, Moveable number system.
Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZALTUNOĞLU
1978’de Köln’de doğdu. 1999’da Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim
Fakültesi Müzik Bölümünden mezun oldu. 2003’de DEÜ Eğitim
Bilimleri Enstitüsü Müzik Eğitimi Anabilim dalında yüksek lisans, 2011
yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müzik Anabilim
dalında doktora eğitimini tamamladı. 2002 yılında araştırma görevlisi
olarak göreve başladığı Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Müzik Bölümünde yardımcı doçent olarak görev yapmakta; Müziksel İşitme Okuma ve
Yazma, Armoni, Kontrpuan, Çokseslendirme Yöntemleri derslerini yürütmektedir.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 044MUS, Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU.
Please see for profile: Paper No: 044MUS, Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU.
Paper No
092MUS
Author(s)
Özlem ÖZALTUNOĞLU
Hasan ARAPGİRLİOĞLU
Title
The Effect of Moveable Number
System on The Attitude Towards
Melodic Dictation
The purpose of this study; is to examine the extent of the effect of the applications related to
moveable number system -which is based on tonal hierarchy- on the undergraduate student’s
attitudes against melodic dictation. Pre-test and post-test design with a control group is used in the
study. The study group consists of 2010-2011 Educational year’s 1st semester (fall) & 1.st year
students of Cumhuriyet University, Faculty of Fine Arts, Music Department (n:38). In the study, The
Scale of Attitude Against Melodic Dictation (SAMD) and a form to have specialists’ opinions are
applied to collect required data. Paired samples t-test and independent samples t-test are used.
According to the results obtained; (a) in the attitudes of the students received dictation education
(n:19) by using moveable number system, a positive development was seen in terms of their
attitudes against and the importance they attach to dictation, (b) although a positive development
could be seen in the attitudes of the students who receive dictation education by using fixed-do
method (n:19) there is no positive development related to their aspiration for dictation, (c) in terms
of post-test attitude scores, it is seen that the difference between the groups (p<.01) is in favour of
the students received dictation education by using the moveable number method.
Keywords: Moveable-do, Fixed-do, Number System, Melodic Dictation.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 091MUS, Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZALTUNOĞLU.
Please see for profile: Paper No: 091MUS, Yrd. Doç. Dr. Özlem ÖZALTUNOĞLU.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 044MUS, Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU.
Please see for profile: Paper No: 044MUS, Prof. Dr. Hasan ARAPGİRLİOĞLU.
89
Paper No
093MUS
Author(s)
Faruk YILDIRIM
Title
Müzik Bölümü Öğrencilerinin Dikte
Uygulamalarında Karşılaştıkları Algısal
Problemler ve Çözüm Önerileri (Perceptual
Problems In Dictation Encountered By Students
Of Music Department And Their Solutions)
Kulak
eğitimi dersleri, müzik eğitiminin temelini oluşturmaktadır. Öğrencilerin kulak eğitimi
derslerindeki başarı düzeyinin diğer derslerine önemli ölçüde etki ettiği bilinmektedir. Dolayısıyla
müzik bölümü öğrencilerinin kulak eğitimi derslerindeki başarı düzeylerini artırma yolları üretmek,
ülkemiz müzik eğitimi açısından oldukça önemlidir. Kulak eğitimi derslerinde öğrencilere melodi
dağarcığını geliştirme, tonal ve makamsal dizileri tanıyabilme, nota okuyabilme, melodileri notaya
alabilme gibi beceriler kazandırılmaktadır. Ayrıca yapılan bu uygulamaların tamamı, öğrencinin
genel manada işitsel hassasiyetini geliştirir. Tüm bu becerileri nitelikli bir şekilde kazanmak,
nitelikli bir müzisyen olabilmenin gereğidir.
Kulak eğitiminin iki temel uygulama alanı, solfej okuma ve dikte yazmadır. Dikte konusu, öğrencilerin
kulak eğitimi derslerinde en çok zorlandıkları konuların başında gelmektedir. Bundan dolayı
öğrencilerin dikte yazım aşamasında yaşadıkları problemleri kendi ifadeleri yoluyla bilimsel olarak
ortaya koymak, kulak eğitimi derslerinin niteliğinin artırılabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu araştırma, müzik bölümü öğrencilerinin dikte uygulamalarında karşılaştıkları problemleri tespit
etmek ve çözüm önerileri ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada Erciyes Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümünde öğrenim gören üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerine
dikte yazım aşamasında karşılaştıkları problemlerle ilgili olarak çeşitli sorular yöneltilmiş, her bir
öğrencinin verdiği cevaplardan elde edilen veriler analiz edilmiş, tablolarla rakamsal olarak ifade
edilerek yorumlanmıştır. Öğrencilere yöneltilen sorular, üç kişiden oluşan uzman grubunun
görüşleri alınarak hazırlanmıştır. Elde edilen veriler ışığında çeşitli çözüm önerileri sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Kulak, Eğitim, Dikte
Ear training lessons are the basis of the music education. Achievement level of students' courses
of ear training is known to have a major impact on other classes. Therefore, ways to increase
levels of success in the music department students produce lessons ear training, music education
is critical to our country. Ear training lessons for students to develop melody vocabulary,
recognize the tonal and modal sequences, note reading, such as the skills gained to take note
melodies. In addition, all of these applications, the student develops the overall sensitivity of the
auditory sense. All of these skills in a way to gain is by nature of being a qualify musician.
The ear training has two key application areas – solfege and dictation. Dictation is one of the most
difficult issues for the students in ear training courses. Therefore, the problems’ determination,
expressed by the students themselves, of writing dictations and demonstration them
scientifically, may be very important for increase the quality of the ear training courses.
This research was aimed to identify the problems, faced by the students of music department in
dictation and put forward the solutions. During the present research, several questions, related to
the problems, faced in dictations, were asked to the 3rd and 4th years students of Erciyes
University’s Fine Art Faculty’s Music Department, the data were obtained, responses of each
student analyzed, expressed in numerical tables and interpreted. The questions for the students
have been prepared by consultations with expert group, consisting of three persons. The various
solutions are presented in the light of the obtained data.
Key words: Ear, Education, Dictation
90
Yrd.Doç.Dr. Faruk YILDIRIM
1977 yılında Ankara’da doğdu. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da
tamamladı. 1995-1996 öğretim yılında Merkezi Özel Yetenek Sınavını
kazanarak Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri
Bölümüne girdi. 1999 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Müzik Bölümünü birincilikle bitirdi. 1999 yılında Erciyes Üniversitesi
Güzel Sanatlar Bölümü’nün açtığı uzmanlık sınavını kazandı. 2000 yılında
Uzman kadrosuyla göreve başladı. Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümünde
Kulak Eğitimi, Müzikte Araştırma Teknikleri, Solfej ve Piyano dersleri verdi. Ayrıca Erciyes Üniversitesi
Klasik Türk Müziği Korosu, Erciyes Üniversitesi Klasik Türk Müziği Topluluğu ve Güzel Sanatlar
Fakültesi Türk Müziği Korolarında keman sanatçısı olarak görev aldı. Erciyes Üniversitesi Klasik Türk
Müziği Topluluğu bünyesindeki birçok saz eserleri konserine keman sanatçısı olarak katıldı. Erciyes
Üniversitesi Klasik Türk Müzigi Korosu ve Güzel Sanatlar Fakültesi Türk Müzigi Korosu sefi olarak
çesitli konserler verdi. 2006 yılında yüksek lisansını tamamlayarak Öğretim Görevlisi oldu. 2012
yılında doktorasını tamamladı. 2013 yılında Yardımcı Doçent Doktor ünvanını aldı. Halen Erciyes
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Paper No
094MUS
Author(s)
Gamze KURTÇU
Title
Müzik Bölümlerinde Okutulan Solfej
Kitaplarının Motif Özellikleri Açısından
Analizi (Cumhuriyet Üniversitesi Örneği)
“Müzik Bölümlerinde Okutulan Solfej Kitaplarının Motif Özellikleri Açısından Analizi(Cumhuriyet
Üniversitesi Örneği)” adlı bu çalışmada; solfej kitapları ders sorumluları ile görüşülerek tespit
edilmiş ve incelenmiştir. Bu araştırmanın genel amacı, solfejin yapısını tanıtarak, motif
gelişimlerinin ezginin zorluk derecesini ne derecede etkileyeceğini tespit etmektir. Öğrencinin,
daha doğru okuma yapması ve solfeji daha rahat algılayarak ezberlemeden, anlayarak ve
düşünerek okuması amaçlanmıştır. Bu çalışma yapılırken, daha önce yapılan çalışmalar ve yazılmış
olan tezler taranmış ve bu tezlerdeki solfej metotlarının; tonalite, ölçü birimleri, anahtarlar, nota
değerleri, süsleme notalar ve semboller bakımından incelenmiş olduğu görülmüştür. Bu yüzden,
bu çalışmanın sadece motif ve motif gelişimleri ile sınırlandırılması düşünülmüştür. Çalışma,
örneklemde yer alan solfej kitaplarındaki besteleme tekniklerinin ortaya çıkarılması açısından
önem taşımaktadır. Çalışmada, C.Ü. Eğitim Fakültesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okutulmakta
olan solfej kitapları; motif ve motif geliştirme açısından analiz edilmiştir. Bu çalışmada; motif
incelemesinin yanı sıra, motif ve motif geliştirme yöntemlerinin yabancı solfej kitapları ile yerli
solfej kitaplarındaki kullanım sıklığı karşılaştırılmıştır. Bu çalışma yapılırken içerik çözümlemesi
yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda; (a) Ses sınırlarındaki değişiklikler, yerli solfej
kitaplarında 6, yabancı solfej kitaplarında 45 örnekte kullanılmıştır, (b) Motifin ters çevrilmesi, yerli
solfej kitaplarında 13, yabancı solfej kitaplarında 18 örnekte kullanılmıştır, (c) Kalıp yürüyüş
(sekvens), yerli solfej kitaplarında 70, yabancı solfej kitaplarında 104 örnekte kullanılmıştır, (d) Ses
kalıbının değişimi, yerli solfej kitaplarında 5, yabancı solfej kitaplarında 26 örnekte kullanılmıştır,
(e) Ses sürelerinin değişimi, yerli solfej kitaplarında 2 örnekte kullanılırken; yabancı solfej
kitaplarında bu yöntemle oluşturulmuş motif örneğine rastlanmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Solfej, Motif, Motif Geliştirme, Karşılaştırmalı İçerik Çözümlemesi
91
Arş. Gör. Gamze KURTÇU
1985 yılında Sivas’ta doğdu. 2005 yılında Cumhuriyet Üniversitesi,
Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bilimleri ABD’nı kazandı. Eğitimi
boyunca piyano ve koro konserlerinde görev aldı. 2009 yılında mezun
oldu. 2010 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Müzik Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Yüksek lisans eğitimini 2012 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Eğitimi
Bilim Dalı’ nda tamamladı. Halen aynı bölümde görevine devam etmektedir.
Paper No
095MUS
Author(s)
Erdal KURTÇU
Title
Güzel Sanatlar Fakülteleri Müzik Bölümü
Müfredatlarında Bulunan Keman Eğitimi
Derslerinde Yaşanan Sorunların Öğrenci ve
Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda İncelenmesi
Bu
araştırma, Türkiye’ de Güzel Sanatlar Fakülteleri Müzik Bölümlerinde Keman Eğitimi alan
öğrencilerin, eğitim süreci boyunca karşılaştıkları sorunları öğretim elemanları ve öğrencilerin
ortak görüşleri doğrultusunda tespit etmek ve sorunların çözülmesine yönelik çözüm önerileri
geliştirmeyi amaçlamıştır. Araştırmada genel tarama ve anket modeline uygun, “Betimsel Yöntem”
kullanılmıştır. Anketlerin hazırlanması aşamasında konu ile ilgili kaynaklar ve araştırmalar
incelenmiş, öğrencilere kazandırılması gereken davranışlar, yaşanması muhtemel sorunlar
değerlendirilerek sorular hazırlanmıştır. Ayrıca alan ile ilgili uzman görüşleri alınarak anketlerin
kapsam geçerliği onaylanmıştır. Keman öğrencileri ve öğretim elemanları üzerinde yapılan bu
araştırmanın sonucunda, Güzel Sanatlar Fakültelerinin Müzik Bölümlerinde uygulanan keman
eğitiminde karşılaşılan sorunlara ilişkin; çalgı derslerinin haftalık ders saati açısından yetersiz
görüldüğü, öğrencilerin günlük çalışmalarının yetersiz görüldüğü, öğrencilerin kemanda temel
davranışları kısmen edinebildiği, ancak müzikal çalma konusunda yetersiz görüldüğü, keman
eğitiminde kullanılabilecek Türk eser dağarcığının sayı ve nitelik olarak yetersiz görüldüğü gibi
anlamlı ve dikkate değer sonuçlara ulaşılmış, sorunların çözülmesi yolunda katkı sağlayacağı
düşünülen öneriler sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik, Keman Eğitimi
Arş. Gör. Erdal KURTÇU
1982 yılında Kastamonu’da doğdu. 2004 yılında Cumhuriyet Üniversitesi,
Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bilimleri Bölümü’nü kazandı. Eğitimi boyunca
solo, orkestra ve koro konserlerinde yer aldı. 2008 yılında mezun oldu.
Yüksek lisans eğitimini 2012 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’nde tamamladı. 2010 yılında Cumhuriyet
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nde Araştırma Görevlisi
olarak çalışmaya başladı. Halen aynı bölümde görevine devam etmektedir.
92
Paper No
098MUS
Author(s)
Ali Orhan DÖNMEZ
Zekeriya KAPTAN
Title
Türk Halk Müziği Ezgilerinin Müzik Eğitimi
Alanında Müziksel İşitme-Okuma Eğitiminde
Kullanılabilirliğine Yönelik Bir Çalışma (A Study
for Usebility of Turkish Folk Music Melodies in
Aural and Sight Singing Instruction at Music
Education)
Bu çalışma, Türk halk müziği ezgilerinin, müzik eğitimi alanında kullanılabilirliğine yönelik olarak
yapılmış bir çalışmadır. Çalışmayla; doğumumuzdan itibaren kulaklarımızda var olan halk müziği
ezgilerimizi kullanarak, müzik eğitimi alanında, müziksel işitme-okuma eğitimi kapsamında, ritm
/ tartım ve aralık (ses atlamaları) öğretiminin nasıl / ne düzeyde yapılabileceğinin tespiti ve
önemi saptanmaya çalışılmıştır.
Çalışma bütünüyle nitel bir araştırmadır. Veriler doküman incelemesi ve nitel araştırma
teknikleri kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler betimsel çözümleme yöntemleri
uygulanarak değerlendirilmiştir.
Çalışmada öncelikle, müzik eğitimi alanında, müziksel işitme-okuma eğitimine başlangıç
oluşturacak türküler, doküman incelemesi tekniği ile seçilerek kategorize yoluna gidilmiştir.
Sonrasında bu türküler ritmik ve ezgisel yapıları bakımından, metodolojik olarak kolaydan zora
ve basitten karmaşığa ilkesiyle değerlendirilerek müzik eğitiminde başlangıç olacağı
düşünülmüştür Belirlenen bu türküler, ritm / tartım ve aralık (ses atlamaları) yapıları
bakımından incelenip içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir.
Çalışmanın sonucunda, kültürümüzün ve müziğimizin en önemli ürünleri olan halk müziği
ezgilerimizin, müzik eğitimi alanında, müziksel işitme-okuma eğitimi kapsamında kullanılabilir
olduğu ve yapılacak olan böyle bir müzik eğitiminin, ulusal kültürümüze ve müziğimize önemli
bir katkısının olacağı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Müzik Eğitimi, Müziksel İşitme-Okuma, Türk Halk Müziği Ezgileri
The
purpose of this study is to put Turkish folk music melodies into effect, practise and
applicability to the music training and education. In this academic study; by using Turkish folk
music melodies with which we have been familiar since we were born, in the field of music
training and education, based on the frame of musical listening and reading education, I have
tried to show the importance and how applicability of this approach and at what level rhythm
and interval teaching can be practised and put into effect.
This is a complete, qualitative and detailed study. It has been obtained by analyzing and
colleting data and applying qualitative research techniques and the date obtained has been
evaluated by using descriptive analysis approaches.
In this study, especially in the field of music training and education, folk songs which will be a
big step forward (i.e. making a good progress) for this approach in musical listening and reading
education have been classified (i.e. divided into categories) by applying document researching
techniques. After that, these folk songs with respect to their rhythmic and melodic features
have been evaluated from the easy to the difficult and from the simple to the complicated
approach and it is considered that this new approach will be applicable to the field of music
training and education as starting point. The folk songs have been studied, determined and
analysed in terms of their rhythmic and interval features by using analysis of variance (ANOVA)
techniques.
93
At the end of this study, we have come to the conclusion that Turkish folk music melodies which
are the most important and unique cultural heritage can be applicable to the music training and
education in the field of musical listening and reading education and that this music education will
contribute to our national culture and music.
Key Words: Music Education Research, Musical Hearing and Reading, Turkish Folk Music Melodies.
Öğr. Gör. Ali Orhan DÖNMEZ
1976 yılında Muğla’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ortaca’da
tamamladı. 1998 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği
Konservauvarı Temel Bilimler bölümüne kayıt yaptırdı. 2003
yılında mezun oldu ve bu tarihten itibaren Ege Üniversitesi Devlet
Türk Müziği Konservauvarı Çalgı Yapım Bölümü’nde bağlama
dersleri vermeye başladı. Birçok konserde bağlama icracılığı yaptı.
2012 yılından beri Gaziosmanpaşa Üniversitesi Devlet
Konservatuvarında Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 001MUS, Yrd. Doç. Dr. Zekeriya KAPTAN.
Please see for profile: Paper No: 001MUS, Yrd. Doç. Dr. Zekeriya KAPTAN.
Paper No
100ART
Author(s)
Selda ÖNAL
Kani ÜLGER
Title
Francisco Jose De Goya Y Lucientes’in “Mayıs’ın
Üçü, 1808” Adlı Eserinin Sanatsal Eleştirisi
Francisco
Jose De Goya Y Lucientes’in “Mayis’in Üçü, 1808” Adli Eserinin Betimlenmesi
Francisco de Goya bu eserde şahit olduğu yaşanmış bir olayı resimlemiştir. Tablo, 3 Mayıs
1808'de İspanya’daki Napoléon yönetimine karşı halk ayaklanmasının ertesi gününü
aktarmaktadır. Bir Fransız infaz mangası, Fransız işgaline karşı ayaklanan İspanyol asilerin
gerçekleştirdikleri eylemler nedeniyle, ceza olarak, Madrid’teki sivilleri kurşuna dizmektedir.
Eser, 266 x 345 cm boyutlarında, tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle, 1814 yılında yapılmış,
günümüzde Madrid’te bulunan Prado Müzesinde sergilenmektedir.
Francisco Jose De Goya Y Lucientes’in “Mayis’in Üçü, 1808” Adli Eserinin Çözümlemesi
“Mayıs’ın İkisi, 1808” isimli resimle birlikte gerçekleştirdiği “Mayıs’ın Üçü, 1808” isimli yağlı
boya, Goya’nın gerçekleştirdiği dramatik sahnelerden en önemlileri olarak nitelendirilebilir.
Goya, evinin penceresinden gördüğü idamlara şahit olmuş, çok etkilenerek eskizler yapmaya
başlamıştır. Mayıs’ın Üçü, 1808 adlı eserde Napoléon’un infaz ordusu fenerin aydınlattığı,
masumiyeti simgeleyen beyaz gömlekli figüre nişan alır durumdadır. Kahraman ise ölüme hazır
olduğunu gösterircesine kollarını iki yana açmış, ölümü kucaklamıştır. Goyanın en önemli
94
yapıtları arasında yer alan ve savaşın yıkıcı, yok edici yanını yansıtan bu eser şiddet; ölüm, ölüm
korkusu ve ölümün karşıtı olan yaşam olgularını gösteren bir içerikte sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Francisco Jose De Goya Y Lucientes, Mayıs’ın Üçü 1808, Tablo
Selda ÖNAL
2004 Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar
ABD, Resim İş Eğitimi Bilim Dalında mezun oldu. 2014 yılında
Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Resim İş
Eğitimi’nde yüksek lisansa başladı. Yüksek Lisans tezine devam
etmekle birlikte, 2011 yılından beri de MEB de öğretmenlik
mesleğini sürdürmektedir.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 022ART, Yrd. Doç. Dr. Kani ÜLGER.
Please see for profile: Paper No: 022ART, Yrd. Doç. Dr. Kani ÜLGER.
Paper No
101ART
Author(s)
Songül MOLLAOĞLU
Kani ÜLGER
Title
Pablo Picasso’nun Guernica Adlı
Tablosunun Sanatsal Eleştirisi
Lenoir
(2003) sanat yapıtını, sanatçıların ve sanat teorisyenlerinin tanıdığı ve kabul ettiği
betimleme biçimlerine atıf yapan bir yapıt olarak tanımlamakta ve bir sanat yapıtına, bu bir
güzel yapıt mıdır ve bu güzel yapıta, sanat dünyası tarafından değerlendirilmeye aday bir
kimlik kazandırılmış mıdır şeklinde yaklaşılması gerektiğini belirtir.
Guernica bu bağlamda değerlendirildiğinde; Guernica’nın güzel bir yapıt olduğunu
söyleyebiliriz. Elbette savaşın betimlendiği hiç bir “şey” güzel değildir; ancak, Guernica
yaşanmış bu trajediye sessiz kalmayarak, bir belge özelliği taşımaktadır. Sessiz sedasız yapılan
bu trajediyi dünyaya duyurmuştur, duyurmaya devam edecektir. Aynı zamanda, ait olduğu
akımın özelliklerini kullanarak, sembolik motiflerini figürlerine taşıyarak resmi betimlemiştir.
Yani Guernica tablosu sanatçının sorusuna cevap verebilecek özellikleri hak eden bir yapıttır.
Hem güzel bir yapıttır hem de kimlikli, kişilikli bir sanat eseridir. Bu özellikleri ile sanat tarihi
içinde yerini almıştır. Bu tablonun gücü, 1937’den günümüze insanı yakalayabilmesi ve
etkileyebilmesinde yatar. Savaş resimlerinde bu tema çoğu kez görkemli bir ortamda
sahnelenirdi. Guernica’da ise durum farklıdır. Guernica’da; zafer yoktur, kent yoktur, uçaklar
yoktur, patlama yoktur, zaman yoktur, suçlanacak bir düşman yoktur ve kahramanlık yoktur
Sadece acı vardır. Bu acı, modern savaşın sonucuna bir vurgudur.
Anahtar Kelimeler: Guernica, Pablo Picasso, Tablo, Eleştiri
95
Öğr. Gör. Songül MOLLAOĞLU
2005 yılında Cumhuriyet Üniversite Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar
ABD, Resim-İş Eğitimi Bilim dalından mezun oldu. 2014 yılında aynı
üniversitenin Eğitim Bilimleri Ensititüsü’nde Resim-İş Eğitiminde
Yüksek Lisans programına başladı ve tez döneminde olmakla
birlilte, 2015 yılında aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar ABD, Resim-İş Eğitimi Bilim Dalı’na Öğretim Görevlisi
olarak atanmıştır. Sanatsal ve akademik çalışmalarına halen devam
etmektedir.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 022ART, Yrd. Doç. Dr. Kani ÜLGER.
Please see for profile: Paper No: 022ART, Yrd. Doç. Dr. Kani ÜLGER.
Paper No
102ART
Author(s)
Songül MOLLAOĞLU
Sebahat DEMİREL AKKAYA
Title
Yükseköğretim Kurumu (Yök) Tez
Merkezinde Kayıtlı Afiş Konulu Tezler
Üzerine Niceliksel Bir Araştırma
Grafik tasarımın gelişimi, teknolojiyle paralellik göstermesi yanında, grafik tasarımı pratiği
içerisinde yer alan kişilerin eğitimleri ve dolayısıyla algıları ve yaratıcılıkları ile de yakından
ilişkilidir. Grafik tasarımı eğitimi, ülkemizde üniversiteler ve çeşitli kurumlarda birbirinden farklı
eğitim programlarında ve çeşitli düzeylerde verilmektedir. Bunlar arasında üniversitelerin
lisansüstü programları, alanda uzmanlaşmak isteyen kişiler için araştırma imkanları sağlayan
eğitim ve araştırma ortamlarıdır.
Grafik tasarımı alanında uzmanlaşmak, grafik tasarımın çeşitli uzmanlık alanları üzerine
araştırmalar yapmak, bilimsel ve sanatsal çalışmalar üretmek isteyen grafik tasarımcılar,
lisansüstü program ile grafik tasarımı literatürüne birçok farklı eser ve ürün ekleyebilecekleri
gibi, uzmanlık konuları üzerine derinlemesine araştırmalar ile farklı bakış açıları
geliştirebilmekte, alana yeni kaynaklar kazandırabilmektedirler.
Grafik tasarımı alanında afiş ürünü üzerine, lisansüstü programlarda yapılmış tez araştırmalarını
kapsayan bu bildiri, alana kazandırılan akademik çalışmaların nitelikleri değil, sayıları, konuları,
türleri, kurumları vb. gibi nicelikleri hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Böylelikle, grafik
tasarımı alanında önemli bir iletişim görevi olan afişin, akademik düzeyde yeteri derecede
incelenip incelenmediğini nesnel bir bakış açısıyla ortaya koymaya çalışan bu çalışma, aynı
zamanda afişin grafik tasarım açısından önemine vurgu yaparak araştırmacıların önünde yeni
ufuklar açmayı hedeflemektedir.
Anahtar kelimeler: İletişim, Görsel İletişim, Grafik Tasarım, Afiş Tasarımı, Afiş Türleri.
Özgeçmiş için bknz: BİLDİRİ NO: 101ART, Öğr. Gör. Songül MOLLAOĞLU.
Please see for profile: Paper No: 101ART, Öğr. Gör. Songül MOLLAOĞLU.
96
Yrd. Doç. Sebahat DEMİREL AKKAYA
1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik
Bölümü Lisans programından mezun oldu ve aynı yıl, aynı
üniversitede Yüksek Lisans programına başladı. 2002 yılında
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne Araştırma
Görevlisi olarak atandı. YÖK 2547/35. Madde gereğince Hacettepe
Üniversitesi’nde görevlendirildi. 2003 yılında Yüksek Lisans
programını tamamlayarak Sanatta Yeterlilik programına devam etti
ve 2008 yılında Sanatta Yeterlik Programını tamamlayarak
Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmasına
devam etti. 2009 yılında Yardımcı Doçentlik unvanını aldı ve akademik çalışmalarını halen aynı
üniversitede devam ettirmektedir. Demirel, birçok ulusal-uluslar arası sergilere katılmış, makaleler
ve bildiriler sunmuştur. Sanatsal çalışmalarını grafik tasarım, görsel iletişim, fotoğraf, animasyon
ve belgesel film alanında devam ettirmektedir. Evli ve bir kız çocuğu sahibidir.
Paper No
103ART
Author(s)
Zehra ÇİĞDEMGÜL
Title
Dünya’da ve Türkiye’de Feminist Sanat
Gelişimi ve Durumu
1960
lı yıllar ile birlikte bir grup feminist sanatçının çabası, sanatta kadın kimliğine farklı bir
yaklaşım kazandırmıştır. Bu hareket erkek egemen sanat anlayışını sorgulayan, kadın bedenini
seyirlik bir nesne olmanın ötesine çıkaran, sanata daha özgür, eşit ve katılımcı bir anlayış getiren
köklü değişimler sağlamıştır. Bu çalışma ile dünyada sanat hareketinin ortaya çıkışına bu koşulları
hazırlayan etkenlere değinilecektir. Bu konuda önemli sayılabilecek örnekleri ele alınacak ve
Türkiye’de feminist sanatın gelişimi ve durumu değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Feminist, Sanat, Kadın
Zehra ÇİĞDEMGÜL
1985 Çorum doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara da tamamladı.
2015’te Sivas C.Ü. Güzel Sanatlar Fakultesi Resim Bölümü‘nde lisans
eğitimini tamamlamıştır. Katıldığı Etkinlikler: I.Uluslararası Güzel
Sanatlar Bilimsel Araştırma Günleri Sergisi ve sözlü bildiri katılımı.

Benzer belgeler