Hac ve Umre 1-6. Kisim Q9_HAC REHBERI

Transkript

Hac ve Umre 1-6. Kisim Q9_HAC REHBERI
HAC ve UMRE
REHBER‹
L
HAC ve UMRE
REHBER‹
© Bütün Haklar› FAZ‹LET ® Neflriyat ve Tic. A.fi.’ye aittir.
Grafik / Tasar›m
Çamlıca Basım Yayın
Bask›
Fazilet Neflriyat
İstanbul, /CAK 201
ISBN: 978-975-9018-83-7
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayıncılık Sertifika No:
16384
FAZ‹LET
®
NEŞR‹YAT ve T‹CARET A.Ş.
Bağlar Mah. Mimar Sinan Cad. No: 52 Güneşli - Bağc›lar / ‹STANBUL
Tel: (0212) 657 88 00 (Pbx) - Faks: (0212) 657 95 88
www.fazilet.com.tr
İÇ‹NDEK‹LER
Hacdan Önce Haz›rl›k ve Baz› Tavsiyeler . . . . . . . . . . . . . .
11
Hacc›n Hikmeti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
13
Hacc›n Fazileti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
14
Hac ile Alâkal› Baz› Tabirler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
19
B‹R‹NC‹ KISIM
HACCIN VE KÂBE'N‹N TAR‹HÇES‹ . . . . . . . . . . . . . . . . 25
1- Hazreti Âdem’in Kâbe-i Muazzama’y› ‹nşâs› . . . . . . . . . . 26
2- Nuh Tufan›'nda Kâbe'nin Semâya Kald›r›lmas› . . . . . . . .
29
3- ‹brâhîm ve ‹smail Aleyhimesselam'›n
Kâbe-i Muazzama'y› ‹nşâs› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
29
‹K‹NC‹ KISIM
KÂBE-‹ MUAZZAMA VE MESC‹D-‹ HARÂM . . . . . . . . . .
37
A- Kâbe-i Muazzama ve K›s›mlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
37
Kâbe-i Muazzama'y› Ziyâret ve Tavâf›n Fazîleti . . . . . . . .
44
1- Mültezem ve Kâbe-i Muazzama'n›n Kap›s› . . . . . . . . . . .
46
2- Haceru’l-Esved . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
47
3- Hatîm ve Hicr-i ‹smâil . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
48
4- Mizâb-› Kâbe (Altun Oluk) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
50
B- Mescid-i Harâm ve ‹çindekiler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
50
1- Makâm-› ‹brâhîm ve Fazîleti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
51
2- Zemzem-i Şerîf . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
53
3- Zemzem'in Fazîleti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
55
4- Zemzem'i ‹çme Adab› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
55
5- Safâ ve Merve . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
56
ÜÇÜNCÜ KISIM
HAC ‹BÂDET‹ VE YAPILIŞI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59
Hac Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
59
1- Hacc›n Hikmetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
60
2- Hacc›n Farz Olmas›n›n Şartlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
61
3- Hacc›n Edâs›n›n Şartlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
61
4- Hacc›n K›s›mlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
62
5- Hacc›n Nev'ileri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
63
6- Hacc-› Temettü ve K›rân'›n Şartlar› . . . . . . . . . . . . . . . .
64
HACCIN FARZLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 65
‹HRÂM . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
65
1- ‹hrâm›n Sahih Olmas›n›n Şartlar› . . . . . . . . . . . . . . . . .
66
2- ‹hrâm›n Vâcibleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
66
3- ‹hrâm›n Sünnetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
67
4- ‹hrâm›n Müstehaplar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
67
5- ‹hrâm›n Mübahlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
68
6- ‹hrâm›n Yasaklar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 68
7- ‹hrâma Nerede Girilir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
70
8- Harem Hudutlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
71
9- Mîkat Mahalleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
72
10- ‹hrâma Nas›l Girilir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
74
11- Han›mlar›n ‹hrâm› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
76
12- ‹hramdan Nas›l Ç›k›l›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
76
HACC’IN 2. FARZI: ARAFAT'TA VAKFE . . . . . . . . . . . .
77
1- Vakfe Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
79
2- Arafat’ta Vakfenin Sahih Olmas›n›n Şartlar› . . . . . . . . . .
80
3- Vakfenin Vâcibleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
80
4
4- Vakfenin Sünnetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
80
HACC’IN 3. FARZI: Z‹YÂRET TAVÂFI . . . . . . . . . . . . . .
81
1- Tavâf Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
81
2- Tavâf›n Nevileri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
82
3- Tavâf›n Vâcibleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
82
4- Tavâf›n Sünnetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
83
5- Tavâf›n Yap›l›ş› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
84
HACCIN VÂC‹PLER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 85
A - SA'Y . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
85
1- Sa'yin Vâcibleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
86
2- Sa'yin Sünnetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
86
3- Sa'yin Yap›l›ş› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
86
B - MÜZDEL‹FE'DE VAKFE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
87
1- Müzdelife Vakfesinin S›hhatinin Şartlar› . . . . . . . . . . . . .
88
2- Müzdelife Vakfesinin Sünnetleri . . . . . . . . . . . . . . . . . .
88
C - M‹NÂ’DA ŞEYTAN TAŞLAMAK . . . . . . . . . . . . . . . .
89
1- Şeytan Taşlamak ile Alakal› Sünnetler . . . . . . . . . . . . . .
89
D - SAÇLARI TIRAŞ ETMEK VEYA KISALTMAK. . . . . . .
91
E - VEDÂ TAVÂFI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
91
F - KURBAN KESMEK (K›rân ve Temettü hacc› yapanlara) . . . .
91
HACCIN SÜNNETLER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 92
HACCIN ÂDÂBLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
93
A- Hacc-› ‹frad . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
94
B- Hacc-› Temettu’un Yap›l›ş› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
95
C- Hacc-› K›rân . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 115
HAC VE UMREDE C‹NÂYETLER VE CEZÂLARI . . . . . . . 124
1- Cinâyet Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 124
5
2- Hac ve Umre'yi Bozup Kazâs›n› Gerektiren Cinâyetler . . 124
3- Bedene (deve veya s›ğ›r kesmek) Gerektiren Cinâyetler . . 125
4- Dem (koyun veya keçi kesmek) Îcâp Eden Cinâyetler . . . 125
5- ‹hrâm Yasaklar›na Uymamakla Alâkal› Cinâyetler . . . . . . 127
6- F›t›r Sadakas› Kadar Tasadduk Gerektiren Cinâyetler . . . 128
7- F›t›r Sadakas›ndan Daha Az Bir Sadaka Vermeyi
Îcâp Ettiren Suçlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 129
8- Harem Hudutlar›n›n Avlar› ve Bitkileri ile Alâkal› Suçlar . . 129
HACCA BEDEL GÖNDERMEK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 129
HACDA VEKÂLET‹N C‹Z OLMASININ ŞARTLARI . . . . 130
HEDY VE UDH‹YYE KURBANLARI . . . . . . . . . . . . . . . . 131
KURBAN KESMEK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 132
‹HSÂR VE FEVÂT (HACCI GEÇ‹RMEK) . . . . . . . . . . . . . 133
‹HSÂRLININ HEDY GÖNDERMES‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . 134
DÖRDÜNCÜ KISIM
MEKKE-‹ MÜKERREME'DEK‹ Z‹YÂRET YERLER‹ VE
VE MÜBÂREK MEKÂNLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 137
1- Peygamberimiz'in (s.a.v.) Doğduğu Ev . . . . . . . . . . . . . . 138
2- H›ra Dağ› - Nûr Dağ› ve Mağaras› . . . . . . . . . . . . . . . . . 139
3- Sevr Dağ› ve Mağaras› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 141
4- Cebel-i Ebû Kubeys . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 143
5- Dâru’l Erkam . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 143
6- Mescid-i Şecere . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 144
7- Mescid-i Cin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145
8- Cennetü’l-Mualla . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145
9- Mescid-i Âişe . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 146
6
10- Mescid-i Cirane . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 147
11- Hüdeybiye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 147
12- Cebel-i Rahme ve Mescid-i Sahrat . . . . . . . . . . . . . . . . 148
13- Müzdelife . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 148
14- Minâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 149
15- Mescid-i Hayf . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 151
16- Mescid-i Bîa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 153
BEŞ‹NC‹ KISIM
PEYGAMBER EFEND‹M‹Z’‹ VE MEDÎNE-‹ MÜNEVVERE'Y‹
Z‹YARET . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 155
RESÛLULLÂH'I Z‹YÂRET‹N ÂDÂBI . . . . . . . . . . . . . . . . 157
MEDÎNE-‹ MÜNEVVERE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 159
MESC‹D-‹ NEBEVÎ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165
MESC‹D-‹ NEBEVÎ’N‹N ‹ÇER‹S‹NDEK‹ MÜBÂREK
MEKÂNLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 170
A- HÜCRE-İ SAÂDET . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 170
B- RAVZA-İ MUTAHHARA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171
C- ASHÂB-I SUFFE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 172
RAVZA-‹ MUTAHHARA ‹ÇER‹S‹NDEK‹ MÜBÂREK
MEKÂNLAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 171
1- MİNBER-İ ŞERİF . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 173
2- MİHRAB-I ŞERİF . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175
3- MAHFİL (MÜEZZİNLİK) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175
4- HANNANE DİREĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 176
5- HAZRETİ ÂİŞE DİREĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 177
6- EBÛ LUBÂBE DİREĞİ - TEVBE DİREĞİ . . . . . . . . . . . 177
7
7- SERİR DİREĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178
8- MUHARRES DİREĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178
9- VÜFÛD DİREĞİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 179
MESC‹D-‹ KUBA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 179
CUMA MESC‹D‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 181
MESC‹D-‹ KIBLETEYN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 181
HENDEK HARB‹’N‹N YAPILDI⁄I YER . . . . . . . . . . . . . . 182
UHUD ŞEH‹TLER‹N‹ VE UHUD DA⁄I’NI Z‹YARET . . . . . 184
CENNETÜ'L BAKΑ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 186
ALTINCI KISIM
UMRE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189
Umrenin Tarifi ve Hükmü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189
Umrenin Farzlar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189
Umrenin Vâcibleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 189
Umrenin Mîkat Mahalli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
Umrenin Fazileti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 190
UMREN‹N YAPILIŞI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 192
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V.) UMRELER‹ . . . . . . 198
YED‹NC‹ KISIM
HAC VE UMRE DUÂLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 199
A- TAVÂFIN YAPILIŞI VE DUÂLAR . . . . . . . . . . . . . . . . 199
Tavâfın Birinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 202
Tavâfın İkinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 203
Tavâfın Üçüncü Şavtının Duâsı
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 204
Tavâfın Dördüncü Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 205
Tavâfın Beşinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 206
8
Tavâfın Altıncı Şavtının Duâsı
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 207
Tavâfın Yedinci Şavtının Duâsı
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 208
Tavâf Namazından Sonra Duâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 209
Safâ ve Merve’ye Her Çıkışta . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 211
İki Yeşil Direk Arasında . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 212
Say’in Birinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 212
Say’in İkinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 215
Say’in Üçüncü Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 217
Say’in Dördüncü Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 219
Say’in Beşinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 221
Say’in Altıncı Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 224
Say’in Yedinci Şavtının Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 226
Sa’y Sonunda Merve’de Duâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 229
Mültezem’de Okunacak Duâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 230
Hatice Vâlidemizi Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 232
Cennetü’l Muallâ’yı Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233
Minâ’ya Varınca Okunacak Duâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 234
Minâ’dan Arafat’a Giderken . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 235
Arafat’a Çıkarken Okunacak Duâ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 236
Arafat’tan Müzdelife’ye Giderken . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 237
Müzdelife Vakfesinde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 238
Müzdelife’den Sonra Minâ’da . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 242
Şeytana Taş Atarken . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 244
Kurban Keserken . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245
Saçlarını Tıraş Ederken . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 246
Arafat Duâları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 247
Kâbe-i Muazzama’ya Vedâ Ederken . . . . . . . . . . . . . . . . . . 268
9
Medîne-i Münevvere’ye Giriş Duası . . . . . . . . . . . . . . . . . . 268
Peygamber Efendimiz’i Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . 269
Hz. Ebûbekir Efendimiz’i Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . 273
Hz. Ömer Efendimiz’i Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 274
Bakî Ehli’ni Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 275
Hz. Osman Efendimiz’i Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . 276
Uhud Şehitlerini Selamlama . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 277
Peygamber Efendimiz’e Veda Ederken . . . . . . . . . . . . . . . 279
Okunması Tavsiye Olunan Duâlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 280
Seyyidü’l İstiğfar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Biadedi Elf . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Salât-ı Münciye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 283
Salât-ı Nâriye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 283
Hazret-i Sıddîk’ın (r.a.) Salâtı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 284
Salât-ı Fethıyye . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 285
Kudretten Taş Üzerine Yazılan Salavât . . . . . . . . . . . . . . . 285
Ahzâb Duâsı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 286
10
HACDAN ÖNCE HAZIRLIK
VE BAZI TAVS‹YELER
Hac› aday› kardeşim! Her şeyden evvel şunu
bilmelisin ki! Hac yolculuğu ticari ya da turistik
bir seyahat değil, bir ibadet yolculuğudur. Bu
yolda at›lan her ad›m›n, çekilen s›k›nt› ve meşakkatlerin bir taraftan sevap kazand›r›rken diğer
taraftan günahlar›m›z› eriteceğini hiçbir zaman
unutmamal›y›z.
Mâlî ve bedenî gücü yerinde olan bir Müslüman’a farz olan hac ibadeti, diğer ibadetlere nispetle ifas› oldukça zor olan bir vazifedir. Bu
sebeple her şeyden önce sab›rl› olman›z› tavsiye
ederiz. Zira uzun bir yol kat edecek ve çok s›cak
bir iklimle karş›laşacaks›n›z. Çeşitli yerlerden gelmiş insanlarla buluşacak ve beraber olacaks›n›z.
11
Bazan aç, bazan susuz ve uykusuz kalacaks›n›z.
Dengeniz bozulup sinirli halde olabilirsiniz veya
karş›n›zdaki öyle olabilir, hatta sizden daha sinirli olabilir. O halde yapacağ›n›z iş çok sab›rl›
olmakt›r. Sab›r, sab›r, sab›r...
Temiz, efendi, nazik, affedici, tatl› dilli, güler
yüzlü ve alçak gönüllü olmak mecburiyetindeyiz.
Hac› aday› kardeşim! Sak›n ola kimsenin kalbini k›rma. Çünkü kalp k›rmak Allah (c.c.) nazar›nda
Kâbe'yi y›kmaktan daha tehlikeli ve günaht›r.
Dikkatli ol! Zira şeytan ve nefis, bu yolda daha
çok musallat olacakt›r. Allah (c.c.) şerrinden
korusun.
Hac› aday› kardeşim! Resûlullah Efendimiz’in
(s.a.v.) huzuruna gideceğiz, iyi haz›rlanmal›y›z,
maddi ve manevi temizliğimizi iyi yapmal›y›z.
Tesbih namaz› k›l›p, tövbe ve istiğfâra, salât-ü
selama şimdiden başlamal›y›z.
Çok sadaka vermeli ve yolda yetecek kadar
para almal›y›z; maddeten ve manen kimseye yük
olmamal›y›z. Mümkün olduğu kadar mal›m›zla ve
bedenimizle başkalar›na yard›mc› olmal›y›z.
Bütün bu güzel şeyler hacc›n›n kabulüne ve ayr›ca
o mukaddes yerde bir nafile hac sevab› kazanmam›za inşaallah vesile olur.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Başkas›na yük olmay›n” buyurmuştur. O halde uçakta,
12
otobüste ve kal›nacak yerlerde arkadaşlar›m›za
yük olmayal›m, bilhassa yaşl›lara yard›mc› olmaya çal›şal›m.
O mübârek yerlerde al›şverişe dalmayal›m, ibâdete gayret edelim. Al›şverişi memleketimizde
yapabiliriz; ama Kâbe’yi, Ravza’y› ve Mescid-i
Nebevi’yi bulamay›z.
Allâhü Teâlâ her hususta yard›mc›m›z olsun...
Âmin
HACCIN H‹KMET‹
Haccın farz olmasındaki pek çok hikmetten
bazıları: İslâm’ın izzetini, Müslümanların birliğini,
kardeşliğini temine vesiledir. Her taraftan gelip
toplanmış olan Müslümanlar, birbirinden çok istifade ederler. Hac, en faydalı, kudsî bir seyahattir.
Orada toplanmış, dünya elbisesinden soyulmuş,
beyaz ihramlara bürünmüş olan muazzam bir
kitle, mahşerden bir numunedir. Hacda nefsi
öldürme vardır. Her hacı, ailesinden ve dostlarından ayrılmış, zevklerini bırakmış, birtakım sıkıntı
ve eziyetleri göze almış fedâkar bir Müslümandır.
Arafat, Arasat’tan bir numunedir. Hacer-i Es’ad’ı
istilâm (selamlama) yevm-i mîsâktaki ahdi tecdid
(yenilemek) demektir. Hacda “Ölmenizden evvel
ölünüz.” sırrı tecelli eder.
13
“Hacda büyük bir topluluk meydana gelir. İslâm
âlemi birbirlerinin hallerini öğrenip, birbirlerine iyilikte ve takvâda yardım ederler. Bir kavim diğerinden nice ibretler öğrenip hikmet alırken,
Müslüman kardeşlerinin çokluğu ve dünyadaki
gayretleri ile de mânen güçlenir.” (S.H.T.)
HACCIN FAZİLETİ
(Sure-i Âl-i ‹mrân 96-97)
Meâli: "Şüphesiz âlemler için, çok feyizli ve
ayn-› hidayet olmak üzere, konulan ilk ev
(ma‘bed) elbette Mekke’de oland›r. Orada apaç›k
alametler, ‹brâhîm'in makam› vard›r. Kim oraya
girerse (taarruzdan) emin olur. Ona bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti hac (ve ziyâret)
etmesi Allah'›n insanlar üzerinde bir hakk›d›r.
Kim küfrederse şüphesiz ki Allah âlemlerden ganî
(müstağni) dir."
Dünyâ ve âhiret hayat› bak›m›ndan mühim bir
dönüm noktas› olan hac, ihlas ve samimiyetle edâ
14
edildiği zaman Hz. Allah kat›nda yüksek dereceleri ihraz etmeye vesîle olur ve kişiyi her hususta
mükemmelleştirir. Nitekim Rasûlüllâh (s.a.v.)
Efendimiz buyurdular ki:
Manas›: "Kim Allâhü Teâlâ için haccederse,
kötü söz ve davran›şlardan sak›n›r ve günahlara
sapmazsa, anas›ndan doğduğu gibi günahlardan
temizlenmiş olarak döner."
Manas›: "Câbir (r.a)'dan Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:
"Hacc-› mebrûr için cennetten başka mükâfat
yoktur." Bunun üzerine:
– "Onun mebrûr olmas› ne (ile) dir?" diye soruldu:
1
2
Buhârî, c.2, s.209; Müslim c.4, s.107.
Et-Terğib ve't-Terhib, c.2, s.165.
15
Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
- "Yemek yedirmekle, KRæ kelam NRQXæPDN)
iledir" buyurdu.
Manas›: Ebû Hureyre (r.a.)'dan æ|yle deGLâL rivayet ROXQPXæWXU:
Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) :
- "Hangi amel daha fazîletlidir?" diye sorulduâXQGD
- "Allah ve Resûlüne îman etmektir." cevab›n›
verdi.
- "Sonra hangisi denildi?".
- "Allah yolunda cihadd›r." buyurdu.
- "Daha sonra hangi (amel) dir?" denildi.
- "Hacc-› mebrûrdur." buyurdular.
3
4
Buhari, c.2 s. 141; Nesai, c.2, s.3.
(W7HUâLE ve't-Terhib, c.2, s.178.
16
Manas›: "Hiç şüphe yok ki, şu beyt (-i şerîf),
‹slam’›n direk (mesabesindeki rukün)lerinden biridir. Kim hac ve umre yaparsa, kefâletini Allah’›n
üzerine havâle etmiş demektir.
Eğer (bu yolculukta) vefât ederse Allah onu
cennete koyar, şâyet ehl(-i beyt)inin yan›na döndürürse ecir ve ganimetle geri çevirir."
Manas›: "Hac ve umre yapanlar Allâhü
Teâla'n›n elçileridir. Hazret-i Allah onlar› hacca
çağ›rd›, hemen icâbet ettiler, onlar da Allah'tan
istekte bulundular, Cenâb-› Hak da dileklerini
kendilerine verdi."
Manas›: "Hacda harcanan para, Allah (c.c.)
yolunda (cihad için) sarf edilen nafaka gibi, yedi
yüz kat fazlas› ile verilecektir."
Allah r›zas› için yap›lan hay›r ve ibâdeti îfa için
harcanan paralar, budanm›ş bir asman›n daha
çok üzüm vermesi gibi, sahibinin mal›nda bir
bereketin husulüne vesile olur.
5
6
Et-Terğib ve't-Terhib, c.2, s.180.
Et-Terğib ve't-Terhib, c.2, s.180.
17
Manas›: "Kim hac yapmay› dilerse acele etsin."
Bir müminin, hacc› îfada acele etmesinin ihtiyata uygun olduğu bir gerçektir. S›hhati yerinde
bulunurken, gençliğini güç ve kuvvetini kaybetmeden, elindeki mâli imkan sars›lmadan ve can
tende, para kesede iken yapmal›d›r.
Manas›: "Kim aç›k(ta görülen) bir ihtiyaç, (yolculuğuna) mâni olan bir hastal›k veya zâlim bir
hükümdar engellemediği halde haccetmezse,
dilerse Yahûdî, dilerse Nasrânî olarak ölsün."
7
8
Ebu Dâvûd, c.2, s.141.
Et-Terğib ve't-Terhib, c.2, s.211.
18
HAC ‹LE ALÂKALI BAZI TAB‹RLER
Beyt-i Mâmûr: Meleklerin Kâbesi.
Mescid-i Harâm: Mekke-i Mükerreme’nin ortas›nda Kâbe-i Muazzama’n›n bulunduğu Mescid-i
Şerîf’dir.
Hac: Husûsî mekân›, husûsî zamanda, husûsî
fiille ziyâret etmektir.
Hacc-› ‹frâd: Umresiz yap›lan hacd›r.
Hacc-› Temettû: Ayn› senenin hac aylar›nda
umre ve hacc› ayr› ayr› ihrâmlarla edâ etmektir.
Hacc-› K›rân: Bir ihrâmla umre ve hacc› beraber yapmakt›r.
Hac aylar›: Şevval, Zilkâde ve Zilhicce'nin ilk on
günüdür.
Menâsik-i Hac: Hac fiilleri; hacc›n farzlar›,
vâcibleri ve sünnetleri.
Hacc-› Mebrûr: ‹nsanlara ikram ederek, güzel
konuşarak ve günah kar›şt›rmadan yap›lan makbul
hacd›r. Alameti, hacdan, üzerinde bulunduğu halden daha hay›rl› olarak gelmek ve günahlara dönmemektir.
Umre: ‹hrâml› olarak Beytullah'› tavâf etmek,
Safâ ile Merve aras›nda sa'y etmektir.
‹hram: Niyyet ve telbiyeden ibârettir ki, hacca
yahut umreye ve k›râna göre her ikisine niyyet
9
ederek harâma dâhil olmakt›r .
9
Nimet-i İslâm.
19
‹zâr: Peştamal gibi belden aşağ›ya tutulan örtü.
Ridâ: Peştamal gibi omuzdan örtülen havlu
veya benzeri örtü.
Telbiye:
"Lebbeyk. Allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ven-nimete
leke vel-mülk. Lâ şerîke lek."
Tehlîl:
"Lâ ilâhe illâ'llâhü vahdehû lâ şerîke leh,
lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli
şey'in kadîr."
Temcid:
"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi'l-azîm".
Hatîm: Kâbe'nin kuzeyinde yar›m dâire şeklindeki duvar.
20
H›cr: Kâbe'nin, hatîmle çevrilmiş olan k›sm›d›r: Kâbe'den say›ld›ğ› için tavâf Hatîm'in d›ş›ndan yap›l›r.
Hacer-i Esved: ‹çerisinde insanlar›n ruhlar âleminde verdikleri ahitlerinin bir nüshas›n›n bulunduğu, Cennet-i Âlâ'dan gelmiş bembeyaz ve büyükçe
bir yakuttur. Asl›nda bembeyaz iken günahkârlar›n
ellerini ve yüzlerini sürmelerinden dolay› siyahlaşm›ş ve Hacer-i Esved denilmiştir.
Mültezem: Hacer-i Esved'in konulduğu köşe
ile Kâbe'nin Kap›s› aras›d›r. Duâlar›n makbûl
olduğu yerlerdendir.
Makâm-› ‹brâhîm: ‹brâhîm Aleyhisselâm'›n
ayak izlerinin üzerinde âşikâr olarak görüldüğü
mübârek bir taşd›r.
Mîzâbü'r-rahme: Alt›n oluk.
Zemzem: Cebrail Aleyhisselâm'›n ç›kard›ğ›
mübârek sudur.
Şavt: Kâbenin etraf›n› bir defa dolaşmaya denir.
Tavâf: Kâbe-i Muazzama'n›n etraf›nda yedi defa
dolaşmakt›r. Yani yedi şavta, bir tavâf denir.
Tavâf-› Kudûm (Kudûm Tavâf›): Mekke-i Mükerreme'ye var›l›nca yap›lan tavâft›r. Bu tavâf,
âfâkîler (Mekke d›ş›ndan gelen) için sünnettir.
Tavâf-› ifâza (Ziyâret Tavâf›): Arafât'tan inildikten sonra yap›lan farz tavâft›r.
21
Tavâf-› Sader (Vedâ Tavâf›): Âfâkiler için
Mekke-i Mükerreme'den ayr›lmazdan önce yap›lan
vacip tavâft›r. Hac fiilleri bununla tamam olur.
Izd›bâ: Sonunda sa'y olan tavâfa başlamazdan
evvel ridâ'n›n bir ucunu sağ koltuk alt›ndan geçirip,
sol omuz üzerine atmakt›r. Böylece sağ omuz ve
kol ihrâm›n d›ş›nda kal›r. Kendinden sonra sa'y
olan tavâflar›n her şavt›nda erkeklere sünnettir.
‹stilâm: Tavâfa başlarken ve tavâf esnâs›nda
Hacer-i Esved'in hizâs›na her gelişte dönerek
namaza durur gibi iki eli kulak hizâs›na kald›r›p
"Bismillâhi Allâhü Ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü
ekber" diyerek hacer-i esvede elini koyarak
öpmektir. Bu mümkün olmuyorsa el işâreti ile
uzaktan selâmlay›p sağ elin içini öpmektir.
Remel: Izd›bâ halinde ilk üç şavtta ad›mlar
k›salt›lmak ve omuzlar silkelenmek sûretiyle
süratli ve çal›ml› yürümektir. Diğer dört şavtta
normal olarak yürünür.
Safâ ve Merve: Mescid-i Harâm'›n doğusunda,
sa'yin yap›ld›ğ› 350 m. aral›kl› iki tepedir.
Sa'y: Safâ'dan Merve'ye dört gidiş, Merveden
Safâ'ya ise üç geliş olmak üzere yedi şavtt›r.
Sa'y, hacc›n ve umrenin vaciplerindendir.
Hervele: Erkeklerin, Safâ ile Merve aras›nda
her geliş ve gidişte iki yeşil direk aras›nda koşmalar›d›r.
22
Vakfe: Arefe günü öğle namaz›ndan sonra
Bayram günü fecir tulu edinceye kadar bir anda
olsa Arafta bulunmakt›r. Bir de Müzdelife vakfesi vard›r ki bayram›n birinci günü imsak ile güneşin doğmas› aras›nda Müzdelife s›n›rlar› içerisinde bulunmakt›r.
Arafât: Mekke-i Mükerreme’nin güney doğusunda yaya alt› saatlik (25 km) mesâfede bulunan
bir mevkidir. Hacc›n rüknünden biri olan Arafat
vakfesi orda yap›l›r.
Müzdelife: Minâ ile Arâfat aras›nda Harem
s›n›rlar› içerisinde bir bölgenin ad›d›r.
Meş'ar-i Harâm: Müzdelife'deki Kuzah tepesidir. Şimdi üzerine mescit yap›lm›şt›r.
Minâ: Harem s›n›rlar› içerisinde, Kâbe ile
Müzdelife aras›nda bir mevkidir. Mescid-i Harâm'a
6,5 km mesâfededir. Cemreler (şeytan taşlanacak
yerler) Minâ'dad›r.
Cemre: Ufak taş veya ufak taş y›ğ›n›.
Cemre-i Ulâ: Cemrelerden Minâ taraf›nda
olan›d›r.
Cemre-i Vustâ: ‹kinci cemre.
Cemre-i Akabe: Mekke-i Mükerreme taraf›nda
bulunan cemredir. Halk dilinde cemrelere s›ra ile
"küçük şeytan, orta şeytan, büyük şeytan" denilir.
Remy-i Cimâr: Cemrelere ufak taş atmakt›r.
23
Hedy: Harem bölgesinde, Hac ile alâkal›
olarak kesilen kurban olup Minada kesilmesi
sünnettir.
Udhiyye: Kurban bayram›nda belirli şartlar›
hâiz kimselerin kesmesi vâcib olan kurban.
Cinâyet: Hacda cezây› icabeden fiil ve
davran›şlar.
Dem: Koyun ve keçi cinsinden olan kurban
Bedene: Deve ve s›ğ›r cinsinden olan kurban.
Harem: Mekke-i Mükerreme ve civâr›d›r ki
hududlar› tâyin edilmiş ve nişan dikilmiştir.
H›ll: Harem ile mîkat s›n›rlar› aras›nda kalan
yerlerdir.
Mikât: ‹hrâm için belirlenmiş yerler olup
ihrâms›z geçmek câiz değildir.
Mekkî: Mikât dâhilinde ikâmet edenlerdir.
Âfâkî: Mikât hâricinden Mekke'ye gelenlerdir.
Eyyâm-› Teşrîk: Zilhicce'nin on birinci, on
ikinci ve on üçüncü günleridir. Bu günlerde
teşrîk tekbîrleri getirildiği için teşrîk günleri
denilmiştir.
24
B‹R‹NC‹ KISIM
HACCIN VE KÂBE'N‹N TAR‹HÇES‹
Allâhü Teâlâ, Âdem Aleyhisselâm'› bir Cuma
günü topraktan yaratt›. Âşûrâ günü de ruh verdi.
Meleklere Âdem aleyhisselama secde etmelerini
emretti. Bütün melekler secde ettiler, İblîs ise
kibirlenip secde etmedi. Melekler başlar›n› secdeden kald›r›nca İblîs’in secde etmediğini gördüler. ‹tâat emrine teşekküren ikinci kere secde
ettiler. Namazda secdenin iki kere yap›lmas›n›n
hikmeti budur.
‹blîs Hz. Âdem'e secde etmediği için lânetlenip, cennetten kovulunca Hz. Âdem'e ve evlatlar›na düşman oldu. Bir f›rsat›n› bulup cennete
girdi ve önce Havva Vâlidemiz'in, onun sebebiyle de Âdem Babam›z›n Cennet'te kendilerine
yasak edilen meyveyi yemelerine sebep oldu.
Hazreti Allah onlar› yeryüzüne indirdi.
Âdem Aleyhisselam, Hindistan yak›n›ndaki
Serendib (Srilanka) adas›na, Havva Vâlidemiz de
Hicaz'daki Cidde'ye indirildiler.
25
HAZRET‹ ÂDEM'‹N
KÂBE-‹ MUAZZAMA'YI ‹NŞÂSI
Hazreti Âdem (a.s.), ağlayarak Allâhü Teâlâ'ya
şöyle yalvard› "Ya Rabbi, ben cennette iken Arş-›
Âlâ'y› ve Beyti Mâmur'u tavâf eden meleklerin
tesbihlerini, zikirlerini ve güzel seslerini duyarak
lezzetleniyordum. Şimdi ise bu nimetlerden mahrumum ve bundan dolay› çok müteessirim".
Cenâb-› Hak, "Yâ Âdem, benim yeryüzünde
bir haremim var, Oraya git, benim için bir ev
bina et. Meleklerin, Beyt-i Mâmûr'un etraf›n›
tavâf ettikleri gibi, sen de tavâf et ki meleklerin
tesbihlerini, zikirlerini ve güzel seslerini duyabilesin. O mekanda senin ve evlatlar›ndan benim
emrim üzere olanlar›n duâlar›n› kabul, günahlar›n› da af ederim." diye vahyetti.
Beytullah'›n inşâs› ve tavâf› ile emir olunan
Âdem (a.s.), musahhar bir rüzgarla bir meleğin
refâkatinde Harem-i Şerîf’in bulunduğu yere
geldi. Ayak bast›ğ› her yer bilahare şehir oldu.
Cibrîl-i Emîn ile Kâbe'nin temellerini açt›.
Kendisine yard›m eden diğer melekler, otuz kişinin kald›ramayacağ› büyüklükteki taşlar› temele
yerleştirdiler. Hz. Âdem beş dağ (Tûr-i Sîna,
Lübnan, Tûr-i Zeytûn, Cûdî ve Hirâ’)dan getirilen taşlarla Beytullah'› inşâ etti.
26
Cebrâil Aleyhisselam, Hazreti Âdem'i (a.s.)
Arafât'a götürüp, menâsik-i hacc› (hacc›n amellerini) gösterdi. Bu s›rada Havvâ Vâlidemizle
Arafât'ta buluştular. Berâberce Müzdelife'ye geldiler ve Mekke-i Mükerreme'ye geldiler. Kâbe-i
Muazzama'y› tavâf ederken melekler ile karş›laşt›lar. Melekler: "Ey Âdem! Allâhü Teâla hacc›n›
mebrûr ve sa'yini meşkûr eylesin. Bizler zât-›
âlînizden iki bin sene evvel bu beyt-i şerîfi hac ve
tavâf etmiştik" dediler. Âdem Aleyhisselam,
Melâike-i Kirâm’a: "Sizler bu beyti tavâf ederken
ne okurdunuz?" diye sordu.
Onlar da:
Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vellâhü ekber.
diye tavâf ederdik, dediler. Hz. Âdem onlara
bundan sonraki tavâflar›n›zda:
Velâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi,
kelimelerini de okuyunuz buyurdu.
27
Kendisine af müjdesi verilen Âdem (a.s.)
Mevlâya şöyle nazland› "Ya Rab her iş yapana
bir ücret ihsan edersin, Âdem kulun Kâbe'yi
bina etti, acaba ona ne ihsan edersin?"
Cenâb› Hak "Yâ Âdem, seni affettim. Yeter
mi?” Âdem (a.s.) "Ya Rabbi, senin hazinen
genişdir, biraz ziyâde et." dedi.
Cenâb› Hak "Yâ Âdem, senin evlatlar›ndan
bu beytimi ziyâret edenleri de affettim yeter
mi?" buyurdu. Âdem (a.s) "Yâ Rabbi, senin
rahmetin bol, biraz daha ziyâde et." dedi.
Mevlâm›z da: "Yâ Âdem, senin evlatlar›ndan bu
beytimi ziyârete gelenler, gelmeyenlere duâ
ederse onlar› da affettim. Yeter mi?" buyurdu.
Memnun olan Hz. Âdem, "Hasbî, hasbî" (bu
bana kâfi yâ Rabbi) dedi.
Âdem aleyhisselâm, Havvâ Vâlidemizi de
yan›na alarak Hindistan’›n Serendip (Srilanka)
Adas›na geri döndü. Hz. Âdem; bir rivâyete
göre 40, bir rivâyete göre de 70 defa hac yapt›.
(Mirâtü-l Haremeyn c.1, s.51)
Âdem aleyhisselam 1000 yaş›nda vefât etti
ve Ebû Kubeys Dağ›'na defnedildi. Havvâ
Vâlidemiz de 1001 yaş›nda vefât edip, Cidde’de
defnedildi.
28
NUH TUFANI'NDA KÂBE'N‹N
SEMÂYA KALDIRILMASI
Nuh (a.s.) tufan› yaklaş›nca Cebrâil aleyhisselam, Hacerü'l-Esved'i Ebû Kubeys dağ›nda husûsî
bir yere koydu. Beytullah da semâya kald›r›ld›.
‹nsanlar Beytullâh’›n mevcûdiyetini biliyor,
fakat yerini tespit edemiyorlard›. Dünya'n›n dört
taraf›ndan zulme uğrayan insanlar gelip burada
duâ ediyorlard›.
‹brâhîm, (a.s.) Beytullâh'› tekrar binâ edinceye
kadar peygamberler beytin yerini tavâf ediyorlard›.
Ümmetleri helak olan peygamberler Kâbe-i
Muazzama'ya gelir, vefât edinceye kadar orada
ibadet ederlerdi. Hazreti Nûh, Hûd, Sâlih ve
Şuayb Aleyhimüsselâm bunlardand›r. Kabirleri
Hacerü'l-Esved ile Zemzem-i Şerîf'in aras›ndad›r.
Bu arada 70, diğer bir rivâyette 99 peygamber
medfundur.
‹BRÂHÎM VE ‹SMÂÎL ALEYH‹MESSELÂM'IN
KÂBE-‹ MUAZZAMA'YI ‹NŞÂSI
‹brâhîm, (a.s.) Irak’ta Sümer şehirlerinden
(Ur) mevkiinde dünyay› şereflendirdi. ‹brâhîm,
29
(a.s.) Bâbil hükümdar› Nemrûd taraf›ndan ateşe
att›r›ld›. Fakat Allâhü Teâlâ'n›n:
Ey ateş ‹brâhîm üzerine serin ve selâmet ol!
emri ile ateş Hz. ‹brâhîm'i yakmad›.
Bu hâdise üzerine Nemrut'un k›z› Udda ile
Hz. ‹brâhîm (a.s.)’ın büyük amcas› Hâre'nin k›z›
Sâre Müslüman oldular. Zindana at›ld›lar. Ama
dinlerinden asla dönmediler. Hz. Sâre, ‹brâhîm
(a.s.)’›n zevcesi, ‹shak Aleyhisselâm'›n da annesi oldu. Udda ise, ‹brâhîm (a.s.)’›n amcas›n›n
oğlu Medyan'a zevce, ayn› zamanda 20 kadar
peygambere de büyük anne oldu.
‹brâhîm (a.s.), müminlerle beraber önce Filistin’e, sonra da M›s›r’a gitti. Fakat orada kendisine inanan az oldu.
M›s›r hükümdâr›, Sâre Vâlidemiz'e ihânet etmek istedi; ama eli havada kal›nca kötü niyetinden vazgeçti. Hâcer isminde bir câriyeyi Sâre vâlidemize hediye etti; beraberce Filistin'e döndüler.
Bilahare çocuğu olmayan Sâre Vâlidemiz,
‹brâhîm Aleyhisselam’la Hâcer’i evlendirdi. Fakat
‹smail ad›nda bir oğullar› dünyaya gelince onlar›
k›skand›.
30
Allâhü Teâlâ, ‹brâhîm Aleyhisselâm'a Sâre'yi
hoş tutup, Hâcer vâlidemizle oğlu ‹smail'i de
Beytullah'›n bulunduğu mukaddes beldeye götürmesini emir buyurdu.
Hazret-i ‹brâhîm, Allâhü Teâla’n›n emri ile
Hâcer validemiz ve oğlu ‹smail'i bir damla bile su
bulunmayan Mekke-i Mükerreme'de bugün zemzem'in bulunduğu yere götürdü. Yanlar›na bir
testi su ve biraz hurma b›rak›p, Filistin’e geri
dönmek üzere ayr›l›rken Hâcer vâlidemiz, Hz.
‹brâhîm'in arkas›ndan "Ey ‹brâhîm! Konuşulacak
bir kişinin, içecek bir şeyin bulunmad›ğ› bu ›ss›z
yerde bizi niye b›rak›p gidiyorsun? Bunu sana
Allah m› emretti?" dedi.
Hz. ‹brâhîm de; "Evet, Allah emretti." dedi.
Hâcer vâlidemiz; "O halde o bize kâfîdir." dedi.
Hz. ‹brâhîm onlar› göremeyecek kadar uzaklaşt›ktan sonra Beytullah taraf›na dönerek şöyle
dua etti: "Ey Rabbimiz! Ben, soyumdan bir k›sm›n› senin mukades beytinin yan›nda; ekin bitmez
bir vâdiye yerleştirdim. Ey Rabimiz! Beytinde namaz k›lmalar› için insanlardan bir k›sm›n›n gönüllerini onlara meylettir, şükür etmeleri için onlar›
meyvelerle r›z›kland›r.” (Sûre-i ‹brâhîm, ayet: 37)
31
Yiyecek ve içecekleri tükenince; Hâcer Vâlidemiz su aramak için Safâ ile Merve aras›nda
yedi defa gidip geldi. Yedinci seferinde bir ses
işitti. Bakt› ki oğlu ‹smail' in ayağ›n›n dibinde
Cebrâil aleyhisselam, kanad› ile zemzem suyunu ç›kar›yordu. Koşarak geldi ve dağ›lmamas›
için zem-zem (İbrânice: dur dur) dedi. Suyun
etraf›n› kumlarla çevirdi. Suyun yan›nda bir de
hurma ağac› büyüdü. Bilâhare buraya "Cürhüm" kabilesi gelip yerleşti. Hz. ‹smail de onlardan bir k›zla evlendi. Daha sonralar› ‹brâhîm
(a.s.) Mekke-i Mükerreme’ye geldiler. Allâhü
Teâla'n›n:
Meâli: "... ve ‹brâhîm ve ‹smâîl'e şöyle ahid
verdik: Beytimi hem tavaf edenler için, hem ibâdete kapananlar için, hem rükû‘ ve sücûda
varanlar için tertemiz bulundurun.'' (Bakara
Suresi, âyet 125) emri ilâhisi ile Beytullah’› yapmaya başlad›lar; fakat temelin nereye at›lacağ›n›,
yükseklik ve genişliğin ne kadar olacağ›n› Hz.
Allah, Cebrâil (a.s.) vas›tas›yla onlara târif etti.
32
Diğer bir rivâyete göre ise, Kâbe'nin yükseklik ve genişliğine uygun olarak meydana getirdiği bir bölük buluta lisan verip;
"Ey ‹brâhîm, Kâbe-i Muazzama'n›n yükseklik
ve genişliğini benim ölçülerime uygun olarak
yap" diye konuşturuyor ve böylece onlar› bu s›k›nt›dan kurtar›yordu.
Kâbe-i Muazzama'n›n duvarlar› bir miktar yükselince, Hazreti ‹brâhîm mübârek ayaklar›n›n
alt›na yast›k kal›nl›ğ›nda bir taş koydu. Bu taş,
ihtiyaca göre yukar›ya kalkarak veya aşağ›ya
inerek iskele vazifesi görüyordu.
Bugün "Makâm-› ‹brâhîm" denilen, ‹brâhîm
(a.s.)’›n mübârek ayaklar›n›n izleri görülen taşt›r.
‹brahim Aleyhisselâm’›n ayak izleri
33
‹brâhîm aleyhisselâm, Hacerü'l-Esved’in bulunduğu yere yaklaşt›ğ› zaman ‹smâîl (a.s.)’a: "Bana
bir taş getir ki insanlar›n Kâbe’yi oradan tavâfa
başlamalar›na bir alâmet ve nişân olsun" buyurdular. Hz. ‹smail (a.s.) de birkaç tane taş seçti.
Ancak ‹brâhîm Aleyhisselâm, hiç birini münasip
görmedi. Bu esnâda Ebu Kubeys dağ› taraf›ndan:
"Ey ‹brâhîm! Bana doğru gel. Zîrâ senin istediğin emânet bendedir" nidâs› geldi. Hz. ‹brâhim
(a.s.), Hacerü'l-Esved'i Ebû Kubeys dağ›ndan
al›p getirdi ve şimdiki yerine koydu.
Kâbe-i Muazzama'n›n duvarlar› yükselirken,
Hz. ‹brâhîm ve ‹smail Aleyhimesselâm, Cenâb-›
Hakk’a bir yandan şöyle dua ediyorlard›:
Meâli: "Ey Rabbimiz! Bizden bu (hay›rl› ameli)
kabul et! Şüphesiz ki dâimâ işiten, dâimâ bilen
ancak sensin” (Bakara Sûresi, âyet 127)
Hulâsa, Hz. ‹brâhîm ve ‹smâîl Aleyhimesselâm
pek âli ve pek mübârek olan Kâbe-i Muazzama'n›n inşâs›n› tamamlad›lar. Sonra da, etraf›n›
34
yedi şavt ile tavâf ettiler. Cenâb-› Hak (Celle ve
âlâ) Hazretlerinin:
Meâli: "‹nsanlar için de hacc› ilan et. (İnsanlar› alenen hacca davet et ve onlara hacceylemelerini emret.) Gerek yaya, gerek her uzak
yoldan gelecek ar›k (yani, uzun yolculuk kendisini yormuş, bu sebeple zay›flam›ş olan) develerin üstünde (süvari) olarak sana gelsinler". (Hac
Sûresi, âyet 27)
Emr-i şerîfi Cebrâîl (a.s.), ‹brahîm (a.s.)'a
tebliğ ederek:
"Hacc› insanlara seslenerek bildir!" dedi.
“‹brahim (a.s.): "Ne diyerek bildireyim?" diye
sordu.
Cebrâîl (a.s.):
"Ey insanlar! Rabbinizin dâvetine icâbet ediniz! diye seslenerek bildir." dedi ve bunu üç defa
tekrarlad›.
‹brahim (a.s.) Hazreti Allâh'a:
"Yâ Rab! Benim sesim insanlara nas›l yetişebilir?" diye sordu.
Hazreti Allâh:
35
"Sen seslen! Onu, insanlara eriştirmek bana
âittir" buyurdu. ‹brahim (a.s.) Makâm-› ‹brahim
diye an›lan iskele taş›n›n üzerine dikildi. Taş yüksele yüksele, dağlardan uzun boylu oldu. O
zaman; ovas›, karas›, denizi, insan› ve cinni ile
bütün yeryüzü darald›, dürüldü, derlenip topland›.
‹brahim (a.s.) parmaklar›n› kulaklar›na t›kad›;
sağa, sola, doğuya ve bat›ya doğru yönelerek:
"Ey insanlar! Rabbiniz, bir beyt edindi ve onu
Haccetmenizi size emrediyor!
Ey insanlar! Atîk beyte (Kâbe'ye) Haccetmeniz
size farz k›l›nd›.
Ey Allâh'›n kullar›! Allâh'a itâat ediniz!
Ey Allâh'›n kullar›! Allâh'›n, Rabbinizin davetine icâbet ediniz! diyerek seslendi. "
‹brahim (a.s.)'›n sesini işiten her şeyden; taştan, ağaçtan, tepeden topraktan, her taraftan:
"Lebbeyk! Allâh'›m emrine âmâdeyiz, sana
itâat ediyoruz, Allâh'›m!" sesleri yükseldi. ‹brahim
aleyhisselâm›n dâvetine insanlardan ilk icabet
eden Cürhümîler oldu. Hz. ‹brahim (a.s.) ve oğlu
‹smâîl (a.s.), o zaman Mekke'de bulunan
Cürhümî halk› ile birlikte haccettiler.
36
‹K‹NC‹ KISIM
KÂBE-‹ MUAZZAMA VE MESC‹D-‹ HARÂM
A- KÂBE-‹ MUAZZAMA VE KISIMLARI
Mescid-i Harâm’›n ortas›nda bulunan Kâbe-i
Muazzama, ibâdet için yap›lan ilk mabed olup,
Hacc›n sebebi ve k›blegâh›m›zd›r.
Yeryüzünün merkezi olan Kâbe-i Muazzama
Beyt-i Mâmur’un (Semâda meleklerin ziyâret
ve tavâf ettiği beyt-i şerîf) hizâs›ndad›r. Hatta
Beyt-i Mâmur'dan bir hat çekilse tam Kâbe-i
Muazzama'n›n ortas›na isabet eder. (Esrâr-›
Menasiki’l-Hac).
Bu mukaddes beyt'e hürmet ve ta'zim ifâdesi
olarak Beytullah (Allah'›n evi) denilmiştir.
Kâbe-i Muazzama'n›n Kur’ân-› Kerim’deki
isimleri şunlard›r: 1- El-Kâbe, 2- El-beyt, 3- K›ble,
4- El-beytü-l Harâm, 5- El-beytül-atîk.
Beytullah'a Kâbe isminin verilmesi: Dört
köşe olmas›ndan, yerden yüksek olmas›ndan
veya tek bir bina olmas›ndand›r.
37
Kâbe-i Muazzama'n›n dört köşesinden her
birinin ayr› bir ismi vard›r:
Doğu köşesine: Rükn-ü Hacer-i Esved
Kuzey köşesine: Rükn-ü Irâkî
Bat› köşesine: Rükn-ü Şâmî
Güney köşesine de: Rükn-ü Yemânî denir.
38
Kâbe-i Muazzama'n›n yüksekliği: 13 metre,
Mültezem taraf›ndan uzunluğu: 12,84 metre,
Hatîm taraf›ndan uzunluğu: 11,28 metre,
Hatîm ile Rükn-ü Yemânî aras› 12,11 metre,
Rükn-ü Yemânî ile Hacerü’l-Esved aras›
11,52 metre,
Toplam alan› ise: 145 metre karedir.
KÂBE-‹ MUAZZAMA, BUGÜNE KADAR
11 DEFA YEN‹DEN YAPILDI:
1- Melekler,
2- Âdem aleyhisselam,
3- Şît aleyhisselam,
4- ‹brâhîm ve ‹smâîl aleyhimesselâm,
Hz. ‹brâhîm ve ‹smail (a.s.) Kâbe'nin duvarlar›n›, harçla taştan örmek suretiyle yapt›lar.
Birisi şimdiki kap›n›n yerinde, diğeri onun tam
karş›s›nda olmak üzere yer hizas›nda iki kap›
koydular. Binan›n üzerini aç›k b›rak›p, ortas›na
da bir mahzen yapt›lar.
5- Amalikal›lar,
39
6- Cürhüm kabilesi,
7- Kusay bin Kilâb, (Peygamber Efendimizin
ceddi)
8- Kureyş (nübüvvetten evvel, Resûlullah
Efendimiz’in gençliğinde)
Kureyşliler, 605 y›l›nda malzeme yetmediği
için Kâbe-i Muazzama'y› k›saltt›lar. Hatîm
k›sm›n›n duvarlar›n› ve tavan›n›n› yapamad›lar.
Fakat bu k›sm›n etrâf›na bir duvar çekilerek
ileride buras›n›n da Kâbe'ye ilâvesini düşündüler.
Peygamber Efendimiz, (s.a.v.) amcas› Hazreti
Abbas ile beraber bizzat bedenen çal›şarak Kâbe-i
Muazzama'n›n yap›l›ş›na iştirâk etmiştir. Haceru'lEsved'i yerine, zât-› şerîfleri yerleştirmiştir.
9- Abdullah ‹bni Zübeyr
Abdullah ‹bni Zübeyr, (r.a.) Milâdi 684 y›l›nda
y›k›l›p, tahrip olan Kâbe-i Muazzama'y› ‹brâhîm
Aleyhisselâm'›n temellerini esas alarak yeniden
yapt›rd›, Kureyş taraf›ndan kapat›lan ikinci
kap›y› açt› ve d›şar›da b›rak›lan Hatîm'i Kâbe'ye
dâhil etti. Zâten Peygamber Efendimiz'in de
arzusu bu idi. Ama Allah Resûlü Kureyş'in fit40
nesinden çekindiği için bu arzusunu tahakkuk
ettirememişti.
Ayr›ca Abdullah ‹bni Zübeyr, (r.a.) dam›n
alt›na üç adet direk koydu. Çift kanatl› iki kap›
ile Rüknü’l-Irâkî köşesine içerden dama ç›kmak
Rüknü
Yemâni
Rüknü
Irâkî
Kâbe’nin iç görünüşü
41
için ağaçtan döner bir merdiven yapt›rd›. ‹pekten yeni bir örtü giydirildi ve binan›n etraf›na
çepe çevre taş döşendi.
10- Haccâc İbni Yûsuf es-Sekafî
Haccâc, Milâdi 692'de Halîfe Mervan'›n tâlîmât›yla Abdullah ‹bn-i Zübeyr (r.a.) taraf›ndan
ilâve edilen duvar› y›k›p, Kureyş'in yapt›ğ› temel
üzerine geri çekti. Böylece Hatîm'i tekrar binadan ay›rd›. Abdullah ‹bn-i Zübeyr, (r.a.) taraf›ndan yap›lan ikinci kap›y› taşla örerek kapatt›.
Mevcut kap›y› da biraz yükseltti. Kâbe'nin diğer
taraflar›na dokunmad›.
11- Sultan Murad Han
Sel bask›n›ndan duvarlar›n›n ekserisi y›k›lan
Kâbe-i Muazzama, Milâdî 1631 Y›l›nda Osmanl›
padişah›, 4. Sultân Murat Han taraf›ndan mevcut şekliyle yapt›r›ld›. Hacerü'l-Esved köşesi
hariç bütün duvarlar temellerine kadar sökülerek
yenileri ile değiştirildi. Yağmur sular› için alt›n
kaplamal› gümüşten bir oluk yapt›r›ld›.
Suûdlular zaman›nda da baz› tamirâtlar
yap›lm›şt›r. Bu tamiratlar şunlard›r:
42
Osmanl› devrinde Kâbe ve civâr›
1958 y›l›nda çat› ile iç duvarlar›n mermer
kaplamalar›n›n değiştirilmesi.
1982'de zemin mermerlerinin değiştirilmesi.
1996'da duvarlar›n d›ş yüzlerindeki baz› taşlar›n numaralan›p sökülerek bozulan k›s›mlar›n›n
düzeltilmesi ve yerlerine yerleştirilmesi.
Direklerle zeminin elden geçirilmesi10.
10
‹slâm Ansiklopedisi, c.24, s.17.
43
KÂBE-‹ MUAZZAMA'YI Z‹YÂRET
VE TAVÂFIN FAZÎLET‹
Manas›: Muhakkak Kâbe’nin bir dili iki
dudağ› vard›r. Cenâb-› Hakk’a şikâyette bulundu ve dedi ki; Ya Rab! "Beni ziyâret edenler ve
gelenler azald›" Hz. Allah (c.c) vahyetti. Ben,
benden korkan ve bana secde eden kullar halk
edeceğim. Güvercinin yumurtas›na aşırı meylettiği gibi seni ziyâreti arzu edecekler.
11
12
Et-Terğib ve’t-Terhib, c.2, s.556.
Et-Terğib ve’t-Terhib, c.2, s.556.
44
Manas›: Ebu Zer (r.a.) rivâyet etti. Resûlullah
Efendimiz'den: Dâvûd (a.s.) buyurdular ki; Ya
Rab! Kullar›n senin beytini ziyâret ettikleri zaman, senin üzerinde onlar için ne var? Cenâb-›
Hak buyurdu ki; Her ziyâretçinin ziyâret ettiğinde hakk› vard›r. Benim üzerime de hak olsun,
yâ Dâvûd! Dünyada onlara afiyet, bana kavuştuklar› zaman da onlar› affedeceğim.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Ya Ali! Allâhü
Teâlâ bu beyti niçin yapt› biliyor musun? Bu
beyti ümmetimi afv için yapt›” buyurmuşlard›r.
Manas›: Kim Beytullah'› elli defa tavâf ederse, Annesi onu doğurduğu gün gibi günahlardan ç›kar.
Manas›: Beytullâh’ın etraf›nda tavâf, namaz gibidir. Ancak sizler tavâf esnas›nda konuşursunuz.
Kim orada konuşursa ancak hay›rla konuşsun.
13
14
Tühfetü’l-Ahvezî, c.3.
Feyzü’l-Kadir, c.4, s.386.
45
Mescid-i Harâm'›n tahiyyeti Beytullah’› tavâft›r.
Mescid-i Harâm'a bir kimse her ne zaman gelirse
bir tavâf yapmas› müstehapt›r.
1- MÜLTEZEM VE KÂBE-‹ MUAZZAMA'NIN
KAPISI
Kâbe-i Muazzama’nın Rükn-i Haceru’l-Esved ile
Rükn-i Irâkî isimli köşeleri arasında yerden 2
metre kadar yükseklikte, altın kaplamalı, takriben
1,8x3,5 metre ebâdında bir kapısı vardır ki bu kapı
ile Haceru’l-Esved arasında bulunan yaklaşık 2
metre uzunulğundaki kısma Mültezem-i Şerif
denir. Burada yapılan duaların kabul olacağı
hadis-i şerif ile sabittir ki bu mübarek mevki, hacıların Beytullah’ı tavaftan sonra ısrarla dua etmelerinden dolayı “Mültezem’ diye isimlendirilmiştir.
İltizamın lügat manası sarılmak, sıkı sıkı yapışmaktır. Mültezem de sıkıca yapışılan yer manasına
gelir.
Amr bin Şuayb (r.a.) babas›ndan şöyle rivâyette
bulunmuştur; Abdullah ibni Ömer (r.a.) ile beraber
tavâf yapt›m. Tavâf›n sonunda Hacer-i Esved'i
istilâm etti. Kap› ile rükn-i Hacer'in aras›nda
göğsünü, yüzünü, kollar›n› ve ellerini koydu ve
iyice döşedi, sonra "İşte Resûlullah Efendimiz'i
böyle yaparken gördüm" dedi.
46
2- HACERU'L-ESVED
Hacer-i Esved, Kâbe inşâ edilirken tavâf›n başlama yerini göstermek üzere Hz. ‹brâhîm taraf›ndan
Kâbe'nin şimdiki bulunduğu köşesine konulan, 1819 cm kutrunda, siyah, parlak ve mübârek bir
yâkuttur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki;
Hacer-i Esved cennet yâkutlar›ndan beyaz bir
yâkut idi. Müşriklerin hatas› onu siyahlaşt›rd›.
K›yamet günü Uhud dağ› gibi ba‘s olunacak, dünya
ehlinden kendini selamlayan ve öpenlere şahitlik
yapacak15.
Haceru’l-Esved
15
Sahih-i ibni Huzeyme, c.4, s.22.
47
Ruhlar Âleminde Allâhü Teâlâ'ya verdiğimiz
ahdimizin üç nüshas›ndan biri Levh-i Mahfuz'da, biri Hacer-i Esved'in içerisinde, biri de
kalbimizdedir. Hacer-i Esved'i selamlarken niyetimiz şöyle olmal›d›r: Ya Rab! Kalbimdeki ahidnâme ile Hacer-i Esved'in içindeki ahidnâmeyi
karş›laşt›r›yor ve imân›m› tazeliyorum.
Tavâf›n her şavt›n›n baş›nda ve sonunda, birde
sa'ye başlarken Hacer-i Esved'i istîlam sünnettir.
Büyükçe bir cennet yâkutu olan Hacerü-lEsved, Âdem (a.s.) ile berâber cennetten indirildi. Âdem (a.s.) Kâbe-i Muazzama’ya yerleştirdi.
Nuh tufan›nda Ebû Kubeys Dağ›na emânet edildi, ‹brâhîm (a.s.) Beytullah’› bina ederken şimdiki yerine yerleştirdi.
Bilâhare 12 parçaya bölünmüş olan Haceru'lEsved’i Sultan Dördüncü Murat Han kurşun içerisine toplay›p, gümüşden bir muhafaza yapt›rd›16.
Dört mezhebin ittifak› ile, kimseye eziyet etmeden, kendi de ezâ görmeden Hacer-i Esved'i
öpmek sünnet, ezâdan kaç›nmak ise vaciptir.
3- HATÎM VE H‹CR-‹ ‹SM‹L
Rükn-i Irâkî ile Rükn-i Şâmî'nin aras›nda, alt›n
oluğun alt›nda, Kâbe'nin kuzeybat› taraf›nda,
16
Din-i Mübin-i İslam, 69.
48
yerden 1,25 m. yükseklikte, 1,5 m. kal›nl›ğ›nda,
yar›m dâire şeklinde ki duvara hatîm denir.
Tavâf bu duvar›n d›ş›ndan yap›l›r.
Bu duvar ile Kâbe aras›ndaki boşluğa da
Hicr-i Kâbe veya Hicr-i ‹smail denir. ‹brâhîm
Aleyhisselâm Kâbe-i Muazzama'y› yapt›ğ›nda
Hicr, Kâbe'ye dâhil idi. Dolay›s›yla Hatîm'in iç
k›sm› Kâbe'den say›l›r.
Hz. ‹smail, Cenâb-› Hakk'a Mekke'nin s›cakl›ğ›ndan şikâyetçi oldu. Cenâb-› Hak, Hz. ‹smail'e
"Hicr-i ‹smâîl'e Cennetten bir kap› açacağ›m,
k›yâmete kadar oradan serin bir yel esecek"
buyurdu.
Hz. Âişe Vâlidemiz buyurdu ki; Kâbe'nin
içine girmeyi ve orada namaz k›lmay› arzu
ederdim. Resûlullah (s.a.v.) bir gün elimden
tutup beni Hatîm'in içine soktu ve buyurdu ki;
"Kâbe'ye girmek istediğin zaman Hatîm'e gir.
Orada namaz k›l, zirâ Hatîm, Beytullah’tan bir
parçad›r". (Tirmizî, el-Hacc, s.876)
‹smail (a.s.) ile Hâcer Vâlidemizin kabirlerinin
burada olduğu rivâyet olunuyor.
49
4- M‹ZÂB-I KÂBE (ALTUN OLUK)
Yağmur sular›n›n akmas› için, Kâbe'nin
Hatîm'e bakan üst k›sm›n›n ortas›ndaki Alt›n
Oluğa Mizâb-› Kâbe denir.
Selef-i Salihin'den rivâyet olunmuştur ki;
Hatîm'in içinde, alt›n oluğun alt›nda dua müstecabt›r. Allah dostlar› ibadetlerini îfâ için buray›
tercih etmişlerdir.
Hazret-i Osman (r.a.) buyurdular ki: Bana
sorun, nereden geliyorum.? Ben oluğun
alt›ndan cennetten geliyorum. Oluğun alt›nda
k›l›nan namaz cennette k›l›nan namaz gibidir.
B- MESC‹D-‹ HARÂM VE ‹Ç‹NDEK‹LER
Mescid-i Harâm, Mekke-i Mükerreme'de ortas›nda Kâbe'nin bulunduğu büyük bir mabeddir. Tavâf sâhas› ve etraf›nda namaz k›lmak için
yap›lan binalar ve sâhalar Mescid-i Harâm'd›r.
Mescid-i Harâm'a "Harem-i Şerîf" de denilmektedir. Yeryüzünde ilk yap›lan mescid budur.
Mescid-i Harâm denilmesi, ihtiram ve sayg›
vâcib olduğu içindir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir Hadîs-i
şerîflerinde: “M
Mescidimde (Medîne'deki Mescid-i
50
Nebevî) bir namaz, başka mescidlerde k›l›nan
bin namazdan daha fazîletlidir. Mescid-i Harâm'da k›l›nan bir namaz ise diğer mescidlerde
k›l›nan yüz bin namazdan daha fazîletlidir” buyruldu.
Mescid-i Harâm ve metaf (tavâf alan›) zaman›m›za kadar zaman zaman genişletilmiştir.
Şöyle ki:
Hz. Ömer, (r.a.) etrafta bulunan kulübeleri
sat›n al›p genişletti ve etraf›n› duvarla çevirip,
duvarlar›n üzerine de kandiller koydurdu.
Hz. Osman, (r.a.) biraz daha genişletip,
duvarlar› yükseltti ve duvarlar›n üzerine sundurmalar koydurttu.
Devlet-i Ali Osmaniyye, tavâf alan›n› şu
andaki mevcut hâline, mescidi de kenarlar›na
alt›n işlemeli revâklar (kubbe) yapmak sûretiyle
genişletti. Bu kubbelerin Beytullah’tan yüksek
olmamas›na dikkat etti.
Suudlar zaman›nda mescit k›sm› son şekliyle
genişletildi.
1- MAKÂM-I ‹BRÂHİM VE FAZÎLET‹
Makâm-› ‹brâhim: Beytullah'› inşâ ederken
Hz. ‹brâhim'in iskele olarak kulland›ğ› mübârek
taş›n bulunduğu yerdir.
51
Bu gün dahî ‹brâhîm Aleyhisselâm'›n mübârek ayaklar›n›n izleri, bir mûcize olarak bu taş›n
üzerinde apaç›k bir şekilde görülmektedir.
Cahiliyye devrinde aç›kta olduğu için insanlar›n
dokunmas› neticesinde aslî şekli k›smen bozuldu.
Hz. ‹brâhîm (a.s.)'in ayak izleri Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ayak izlerine çok benzemektedir17.
Makâm-› ‹brâhim
17
Tuhfetü'l-Ahvezi, 59/1.
52
Şimdi bu mübârek taş, kafes şeklinde camdan yap›lm›ş bir mahfaza içinde tavâf mahallinde bulunmaktad›r.
Âyet-i kerimede:
"Siz de ‹brâhîm'in makam›ndan bir namazgâh edinin" buyuruldu. (Bakara S. 125. ayet)
Ashâb-› Kirâm başta olmak üzere Selef-i
Salihin efendilerimiz namaz, zikir, dua ve sâir
ibâdetler için Makam-› ‹brâhîm’de bulunmay› itiyat edinmişlerdir.
Mümkün olduğu takdirde tavâf namaz›n›
Makâm-› ‹brâhîm'de k›lmak müstehapt›r.
Abdullah bin Ömer (r.a.) buyurmuştur ki;
"Namaz k›l›nan yerlerin hay›rl›s› Makâm-› ‹brâhîm'in arkas› ve imamlar›n sağ taraf›d›r."
2- ZEMZEM-‹ ŞERÎF
Zemzem-i Şerif, Mescid-i Haram’›n içinde,
Hacer-i Esved köşesine 14,5 m. mesafede 42 m.
derinliğindeki bir kuyudan Cenâb-› Hakk’›n, Hz.
Hacer ve oğlu ‹smail Aleyhisselam'a ihsan ettiği
sudur. (Eyyüb Sabri Paşa)
Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
‹brahim Aleyhisselâm’›n zevcesi, ‹smail Aleyhisselâm’›n annesi olan Hâcer, su aramak üzere
53
Safa ile Merve tepesi aras›nda gidip gelirken,
Zemzem kuyusunun bulunduğu yerde Cibril
(Cebrail) Aleyhisselâm› gördü. Topuğu ile (veya
kanad›yla) toprağ› kaz›p suyu (Zemzem'i) meydâna ç›kard›. Hâcer (bu durumu görünce) zayi
olmas›n diye hemen suyun etraf›n› çevirip,
havuz haline getirdi. Bir taraftan da testisini
doldurmaya çal›ş›yordu. Su ise avuç avuç
al›nd›kça tekrar f›şk›r›yordu. Allâhü Teâla ‹smail'in anas›na rahmet etsin! O, Zemzem’i kendi
haline b›rakm›ş olsayd› yahut suyu avuçlamasa
idi, muhakkak Zemzem akar bir ›rmak olurdu.
(Hadîs-i Şerif, Buhârî)
Zemzem-i Şerif bilahare Hz. ‹brâhim (a.s.)
taraf›ndan kaz›larak kuyu haline getirildi. ‹hmaller neticesinde zamanla Zemzem kuyusu
kapan›p belirsiz oldu. Resûlullah Efendimiz’in
(s.a.v.) dedesi Abdülmuttalib'e rüyas›nda gösterilen yeri kazarak Zemzem kuyusunu tekrar
ortaya ç›kard›. (Eyyûp Sabri Paşa)
Bugün Metaf alan›n› genişletmek için Zemzem
kuyusunun üzeri kapat›ld› ve Zemzem-i Şerif
Safâ taraf›nda yap›lan çeşmelere verildi.
54
ZEMZEM'‹N FAZÎLET‹
Zemzem-i Şerifin fazîleti hakk›nda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki:
Zemzem suyu ne için içilirse, ona şifad›r.
(Mir'at-ül Haremeyn) Kim hac niyeti ile Beyt-i
Şerîf’e (Kâbe'ye) gelip, Kâbe-i Şerif’in etraf›nda
7 defa tavâf ettikten sonra Makâm-ı İbrâhîm'e
gelip iki rekat tavaf namaz› k›lsa, sonra Zemzem
kuyusuna gelip, suyundan içse, Cenâb-› Hak
onu anas›ndan doğduğu gibi günah›ndan tertemiz yapar. (Hadîs-i Şerif, Ahbâru Mekke)
Yeryüzü üzerindeki sular›n en hay›rl›s› zemzem suyudur. Onda taamlar›n özü, maddi ve
mânevi hastal›klara şifâ vard›r. (Hadîs-i Şerif,
Ahbâru Mekke)
Bizimle münaf›klar aras›ndaki alametlerden
birisi de onlar›n zemzemden kana kana içemeyişleridir.
Hazreti Ömer (r.a.) Zemzem-i Şerifi içerken:
"Allah'›m k›yamet gününün susuzluğunu gidermek için içiyorum" buyurmuşlard›r.
ZEMZEM'‹ ‹ÇME ADABI:
1- K›bleye yönelmek (oturarak veya ayakta)
2- Sağ el ile içmek 3- Üç nefeste içmek 4- Her
55
nefeste (Beytullah’a bakarak) besmele okumak,
‘Elhamdülillah’ demek, ‘Es-salâtü ves-selâmü alâ
Rasûlillah’ demek,
5- Sonunda æX dûây› okumak:
"Allah'›m senden faydal› ilim, bol r›z›k ve her
türlü dert ve hastal›ktan æifa dilerim."
6- Mümkün ise tavafdan sonra yüzüne ve
bedenine Zemzem-i åHULI·WHQ dökmek veya sürmek. ¾UækG·V6kUL s.281)
Zemzem-i åHULI oturarak da içilebilir, ayakta
da içilebilir. Abdest ve gusülde kullanmak müstehapt›r. Ancak istincâda ve necasetin temizlenmesinde kullanmak mekruhtur.
3- SAFÂ VE MERVE
Safâ: Kâbe-i åHUvI
H 130 m. mesâfede küçük
bir GDâG¿U Sa'yin EDæOang›ç yeridir.
Merve: Beytullah'a 300 m. mesafede küçük
bir GDâG¿U Sa'yin ELWLæ yeridir. Cenâb-› Hak
buyuruyor ki:
56
Meâli: Şüphesiz Safâ ile Merve Allah'›n (dininin) alâmetlerindendir. ‹mdi her kim Kâbe'yi
hac eder veya umre yaparsa, onlar›n ikisini de
tavâf etmesinde bir günah yoktur. Ve her kim
gönlünden koparak bir hay›r işlerse iyi bilsin ki,
Allah şükrün karş›l›ğ›n› veren ve her şeyi bilendir. (Bakara Sûresi, âyet 158)
Mes'a: Safâ ile Merve aras›nda (Sa'yin yap›ld›ğ›), (350 m) uzunluğunda, (20 m) genişliğinde
mübârek bir mekând›r.
Mes’a (Sa’y yap›lan yer)
57
Sa'y edilen bu şerefli mekânda 70 civâr›nda
peygamber-i zişan medfundur. Safâ ile Merve
aras›nda Sa'y eden kimse yetmiş köle âzad etmenin ecir ve sevab›na nâil olur. Safâ ile Merve cennet kap›lar›ndan iki rahmet kap›s› olup, duâlar›n
kabul olunacağ› mübârek mekanlard›r.
Mescid-i Haram’›n uydudan çekilmiş bir fotoğraf›
58
ÜÇÜNCÜ KISIM
HAC ‹BÂDET‹ VE YAPILIŞI
HAC NED‹R?
Hac, İslam’›n beş esas›ndan birisidir. Hem mâli
ve hem de bedeni bir ibadettir. Hac, şartlar› kendinde bulunan kişiye ömürde bir defa farz-›
ay›nd›r. Mali durumu müsâit olduğu halde, ömrünün sonuna kadar s›hhati müsait olmazsa vekil
gönderir.
Hac, lügatte tazim edilecek mekanlar› vesaireyi ziyaret kasd›nda bulunmakt›r. Ist›lâhda:
"Husûsî mekân› (Kâbe-i muazzama ve civâr›ndaki mukaddes mekânlar›), husûsî zamanda
(Hac aylar›; şevvâl, zilkâde, zilhiccede), husûsî
fiille (Hac menâsiki; hacc›n farzlar›, vâcibleri
sünnetlerine riâyetle) ziyâret etmektir."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki;
"‹slam beş temel esas üzerine kurulmuştur. Bunlar
Allah (c.c.)'dan başka ilah olmad›ğ›na ve Muham59
med (s.a.v.)'in Allah'›n peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz k›lmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Kâbe'yi haccetmektir"
HACCIN H‹KMETLER‹
1. Allâhü Teâlâ’ya karş› tezellül, insanlara
karş› tevâzu göstermek.
2. Mal nimetinin ve beden sağl›ğ›n›n şükrünü
edâ.
3. Kâbe-i Muazzama'n›n, insanlar›n ruhlar›na
inşirah vermesi.
4. Nefsi tezkiye ve terbiye.
5. Renkleri ve dilleri ayr›, dinleri bir olan
Müslümanlar›n kaynaşmalar›.
6. Bembeyaz ihrâma bürünmek, beyaz kefene sar›l›p âhiret yolculuğuna ç›kman›n, kabirden kalk›p mahşere gitmenin bir temsilidir.
7. Hacer-i Esvedi istilâm ettikçe ahdi mîsâk›
hat›rlamak ve îmân› tazelemek.
8. ‹slam’›n doğup yay›ld›ğ›, peygamberimizin
ve ashâb›n›n İslâm için bin bir güçlük ve meşakkat içerisinde verdiği mücadeleyi hat›rlamak.
9. Hac Müslümanlarda ömür boyu silinmeyecek güzel hat›ralar b›rak›r. Hac mü'minin hayat›nda âdeta bir dönüm noktas› olur.
60
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
1- Müslüman olmak.
2- Hacc›n farz olduğunu bilmek
3- Bâliğ olmak.
4- Ak›ll› olmak.
5- Hür olmak.
6- Nafakaya ve vâs›taya muktedir olmak
7- Vakit (hac aylar›)
8- Hacca gidip dönünceye kadar bakmakla
mükellef olduğu kimselerin, geçimlerini sağlayacak imkana sahip olmak. Hacc›n farz olmas›
için zekâtta olduğu gibi belli bir nisâb yoktur.
Yukar›daki şartlar mevcut olmas›na rağmen
hacca gitmeyi geciktiren kimse daha sonra da
herhangi bir sebeple haccetme imkân› bulamasa, yerine vekil göndermesi veya gönderilmesini vasiyet etmesi icap eder.
HACCIN EDÂSININ ŞARTLARI
1- S›hhatli olmak.
2- Yol emniyeti olmak.
3- Hacca gitmeye bir mani olmamak (Hapislik gibi).
61
4- Kad›nlar›n yan›nda kocas› veya güvenilir
bir mahremi bulunmak.
5- Kad›nlar için iddet hâli olmamak.
Kad›nlar›n hacca gidebilmeleri için yan›nda
kocas› veya emniyetli, ak›ll›, bâliğ bir mahremi
(nikâh› kendisine ebediyyen Harâm olan bir akrabas›) nin bulunmas› şartt›r. Ayr›ca ister boşanmakla, isterse de kocas›n›n ölmesiyle iddet bekleyen bir kad›n, iddeti bitmeden hacca gidemez.
HACCIN KISIMLARI
Hac, hükmü itibariyle üç k›s›md›r:
a) Farz olan hac: Kendisinde hacc›n şartlar›
bulunan kimselerin, ömürlerinde bir defa yapmalar› îcâbeden hacd›r.
b) Vâcib olan hac: Üzerine farz veya vâcib
olmad›ğ› halde, bir kimsenin nezrederek (adayarak) üzerine vâcib k›ld›ğ› hact›r. Başland›ktan
sonra bozulan nâfile hacc›n kazas› da vâcibtir.
c) Nâfile olan hac: Farz ve vâcib olan hac edâ
edildikten sonra, ikinci, üçüncü veya daha fazla
yap›lan hac nâfile olduğu gibi, üzerine hac farz
olmayan çocuğun veya kölenin yapacağ› hacd›r.
62
HACCIN NEV'‹LER‹
1- Hacc-› ‹frâd
2- Hacc-› Temettü
3- Hacc-› K›rân
HACC-I ‹FRÂD: Hac mevsiminde umresiz olarak yap›lan hacd›r. Hacc-› ifrad yapacak kimse
ihrâma girerken yaln›zca hacca niyet edip, telbiye
getirir.
Mekke-i Mükerreme'ye geldiği zaman kudûm
tavâf› yapar. Tavâfa başlayacağ› zaman telbiye'ye
nihâyet verir.
Kudûm tavâf›ndan sonra traş olmaz, ihrâmdan
ç›kmaz ve ihrâm›n bütün mahzurlar›ndan korunur. ‹stediği kadar nâfile tavâf yapabilir.
Bayram günleri ç›k›ncaya kadar umre yapamaz. Bayram›n dördüncü günü akşamdan sonra
Mekke'de kal›rsa umre yapabilir.
Telbiye'yi tavâf ve sa'yin hâricinde terk etmez.
Bayram›n birinci günü cemre-i akabeyi taşlad›ktan sonra dilerse kurban keser.
HACC-I TEMETTÜ: Ayn› senenin hac aylar›nda umre ve hacc› ayr› ayr› ihrâmlarla edâ
etmektir. Temettü hacc›nda kudüm tavâf› yoktur.
63
Umrenin tavâf ve sa'yinden sonra traş olunup
ihrâmdan ç›k›l›r.
Temettü hacc›na niyet eden kimse dilediği
zaman bir mekkî gibi umre yapabilir. Şükür kurban› kesmesi vâcibtir.
Hacc-› temettü, hacc-› ifrad'dan efdaldir.
HACC-I KIRÂN: Bir ihrâmla umre ve hacc›
beraber yapmakt›r.
Hacc-› K›rân'a niyet eden kimse, Mekke-i
Mükerreme'ye geldiği zaman önce umrenin tavâf›n› ve sa'yini yapar. Peşinden kudüm tavâf›
yapar. Traş olmay›p, hac bitinceye kadar ihrâmdan ç›kmaz.
Hacc› temettü'de olduğu gibi şükür kurban›
kesmesi vâcibtir.
Hacc-› k›rân, hacc-› ifrad ve hacc-› temettüdan efdaldir.
Hacc-› k›rân ve hacc-› temettü âfakî olanlar
(Mikât hâricinden Mekke'ye gelenler) içindir.
HACC-I TEMETTÜ VE KIRÂN'IN ŞARTLARI
1- Hacceden kişi, âfâkî olmal›d›r. Harem bölgesinde ve mîkat s›n›rlar› içerisinde ikâmet
edenlerin, Hanefî mezhebine göre temettü ve
64
k›rân hacc› yapmalar› câiz değildir. Bunlar
yaln›z hacc-› ifrad yaparlar.
2- Umre ve hac ayn› y›l›n hac aylar›nda edâ
edilmelidir. Hac aylar› girmeden umre yap›p,
daha sonra ayn› y›l hac menâsikini de eda eden
bir kimse, temettü ve k›rân hacc› değil, ifrad
hacc› yapm›ş olur.
3- K›rân hacc›nda, umreyi yapt›ktan sonra,
Mekke'den ayr›l›p, gerek memleketine, gerek mîkat hâricine gitse de k›rân hacc›na devâm eder.
HACCIN FARZLARI
1- ‹HRÂM'A G‹RMEK
2- ARAFAT'TA VAKFEDE BULUNMAK
3- Z‹YÂRET TAVÂFINI YAPMAK
‹HRÂM
‹hrâm: Niyet ve telbiyeden ibârettir ki hacca
yahut umreye veya -k›râna göre- her ikisine
niyet ederek harâma dâhil olmakt›r. Bu esnâda
erkeklerin büründükleri ridâ ve izâr denilen iki
parça örtüye halk aras›nda ihrâm denilmektedir
(han›mlar›n ihrâmlar› normal elbiseleridir).
Hac ve umre ibâdetlerini edâ etmek için bir k›s›m mübahlar› Harâm k›lmakt›r. (‹nâye c.2,s.429)
65
‹hrâma girmenin esrar› ve hikmeti: Dünya
zîneti olan elbiselerden soyunarak; doğumu ve
ölülerin diriltilmesini, mahşer yerini, hesap
gününü, mîzan› düşünmek, temiz olarak füyûzât› ilâhiyyeye nâil olmakt›r.
‹hrams›z hac ve umre yap›lamaz.
‹HRÂMIN SAHÎH OLMASININ ŞARTLARI
1- Niyet etmek.
2- Telbiye getirmek veya telbiye yerine
geçen bir zikirde bulunmak.
Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: "Telbiyede bulunan hiç bir Müslüman
yoktur ki, onun sağ›nda ve solunda bulunan taş,
ağaç, sert toprak onunla birlikte telbiyede
bulunmas›n, bu iştirak (sağ ve solunu göstererek) şu ve şu istikâmette arz›n son hududuna
kadar devam eder18".
‹HRÂMIN VÂC‹BLER‹
1- Mîkat hudûdunu geçmeden ihrâma girmek.
2- ‹hrâm›n yasaklar›ndan korunmak
18
Tirmizi, Hac, 14/828.
66
‹HRÂMIN SÜNNETLER‹
1- ‹hrâma girmeden önce, koltuk alt› ve kas›k
k›llar›n› temizlemek, t›rnak kesmek ve güzel koku
sürünmek.
2- ‹hrâma girerken gusletmek veya abdest
almak.
3- Erkekler, ‹zâr ve ridâ denilen iki parça
örtüye sar›nmak.
4- ‹hrâma niyyet ettikten sonra -kerâhet vakti
değilse- iki rek'at ihrâm namaz› k›lmak.
5- ‹hrâml› bulunduğu sürede her f›rsatta telbiye söylemek.
6- Telbiyeyi üç defa tekrarlamak.
7- Telbiyeden sonra teşrik tekbîri, salevât-›
şerîfe, duâ ve niyazda bulunmak.
‹HRÂM'IN MÜSTEHAPLARI
123456-
Gusül'e ihrâm için niyet etmek.
‹hrâm›n beyaz, yeni veya y›kanm›ş olmas›
Nâlin veya nâline benzeyen terlik giymek
Misvak kullanmak.
Saçlar›n› taramak.
B›y›klar›n› sünnete uygun kesmek.
67
‹HRÂMIN MÜBAHLARI
1- Kan ald›rmak.
2- K›l koparmadan vücudun herhangi bir yerini veya baş›n› kaş›mak.
3- Y›kanmak, kokusuz sabun kullanmak.
4- S›caktan korunmak için bir ağaç, ev, çad›r
alt›na s›ğ›n›labileceği gibi, başa değdirmeden
şemsiye taş›mak.
5- Kemer takmak, silâh kuşanmak, yüzük ve
saat takmak, kokusuz sürme çekmek.
6- Topuklar› ve üzeri aç›k ayakkab› giymek.
7- Diş çektirmek, iğne vurdurmak.
8- Kollar›n› giymeden palto veya ceket gibi
bir elbiseyi omuza almak.
9- Yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü
ile, yüz ve baş hâriç vücûdun diğer k›s›mlar›n›
örtmek.
‹HRÂMIN YASAKLARI
Bir kimse hac veya umre için niyyet edip, telbiye yapmakla ihrâma girmiş olur. ‹hramdan
ç›k›ncaya kadar kendisine baz› fiil ve davran›şlar
haram olur. Bu haramlara ihrâm yasaklar› denir.
68
A- ‹hrâml›n›n kendi vücûdu ile alakal› yasaklar:
1- Koku sürünmek,
2- Kokulu sabun kullanmak,
3- Traş olmak, b›y›klar› kesmek,
4- Süslenmek maksad›yla k›na sürmek, ruj ve
oje gibi maddeler kullanmak,
5- T›rnaklar› kesmek,
6- Vücudundan herhangi bir yerinden k›l
koparmak veya kesmek.
7- Kas›k ve koltuk alt› k›llar›n› yolmak veya
traş etmek.
B- Giyim kuşam ile alakal› (erkeklere) yasaklar:
1- Başa takke giymek veya sar›k sarmak,
2- Pantolon, palto, gömlek gibi dikişli elbiseler giymek.
3- Çorap, eldiven veya üstü ve topuklar›
kapal› ayakkab› giymek.
C- Cinsi yasaklar:
1- Cinsî münâsebette bulunmak,
2- Öpüşüp, oynaşmak,
3- Cinsî münâsebete sebeb olabilecek söz, fiil
ve davran›şlarda bulunmak.
D- Başkalar›na zarar veren yasaklar:
1- Kavga etmek,
2- Münakaşa ve mücadelede bulunmak,
69
3- Sövüp saymak, hakaret etmek, gönül k›rmak.
E- Harem bölgesi ile alakal› yasaklar:
1- Kendiliğinden biten yeşil otlar› ve ağaçlar›
koparmak, budamak, ezmek,
2- Zarars›z hayvanlar› öldürmek. (Muhît-i
Burhâni, 2/458.)
F- Kara hayvanlar›n›n av› ile alakal› yasaklar:
1- Eti yensin veya yenmesin her türlü kara
hayvan›n› avlamak,
2- Avc›ya -işâretle bile olsa- yard›mda bulunmak,
3- Av hayvanlar›na zarar vermek.
‹HRÂMA NEREDE G‹R‹L‹R?
‹hrâma girmek için muayyen yerler vard›r.
Bunlara "Mîkat mahalli" denir. Beytullah'a ulaşmak isteyen âfâkinin, Kâbe-i Muazzama'ya
ta'zîm için ihrâml› olmas› ve mîkat mahallinden
ihrâma girmesi laz›md›r. Mîkat hususunda insanlar üç k›s›md›r:
1- Âfâkî olanlar: mîkat mahallerinin d›ş›ndan
gelenlerdir.
2- Hill ehlidir: mîkat mahalleri ile harem
aras›nda ikâmet edenler.
70
3- Harem ehlidir: Mekke ve civâr›nda ikâmet
edenler.
HAREM HUDUTLARI
Merkez Kâbe-i Muazzama olmak üzere takrîben 7-15 km.lik mesâfelerle çevrili olan mekâna harem denilir. Bu mekânlar hususi işâretlerle tesbit edilmiştir.
Mekke-i Mükerreme'nin haremine Âdem
Aleyhisselâm'dan beri sayg› gösterilmiştir.
Hz. ‹brâhîm (a.s.), Beytullah'›n inşâ's›n› tamamlad›ktan sonra, Cebrâil Aleyhisselam'›n delâletiyle harem hududunu işâretlemiş ve işâret
olarak da birer taş dikmiştir. Peygamber Efendimiz de bu işâretleri yeniletmiştir.
Kâbe-i Muazzama'ya uzakl›ğ› itibâriyle bu
hudûtlar şunlard›r:
Doğuda: Ci'rane, 16 km.
Bat›da: Hudeybiye, 15 km.
Kuzeyde: Ten'im, 7 km.
Güneyde: Edâtü Libn, 12 km.
Kuzey doğuda: Tepeler, 14 km.
71
Mîkat mahalleri ve Harem hudutlar›
MÎKAT MAHALLER‹
Hac› adaylar›n›n ihrâms›z olarak geçmeleri
yasak olan yerlere mîkat denir. Mîkat yerleri ile
Harem hududu aras›nda kalan bölgeye ise, H›ll
ad› verilir.
Mîkat mahalleri şunlard›r:
1. Zü'l-Huleyfe: Mekke'ye Medîne istikâmetinden gelenlerin mîkat›d›r. Resûlullah Efendimiz Vedâ Hacc›nda ihrâma burada girmiştir.
Bugünkü ad› Ebyâr-› Ali'dir.
72
Mekke'ye en uzak mîkat budur, Medîne-i
Münevvere'ye 6, Mekke-i Mükerreme'ye ise
426 km. mesâfededir.
2. Zâtü Irk: Irak yönünden gelenlerin mîkat›d›r. Mekke-i Mükerreme'ye uzakl›ğı 94 km.dir.
3. Cuhfe: Şam yönünden gelenlerin mîkat›d›r. Mekke-i Mükerreme'ye 187 km. mesâfededir. Türkiye'den gidenlerin mîkat› buras›d›r.
Türkiye’den Medîne-i Münevvere’yi ziyâretten
evvel hac veya umre yapmak niyyetiyle uçağa
binenler, en geç bu hizâda ihrâma girmelidirler.
4. Karn veya Karnü'l Menâzil: Necid civâr›ndan gidenlerin mîkat›d›r. Mekke-i Mükerreme'ye uzakl›ğ› 94 km.dir.
5. Yelemlem: Yemen yönünden gelenlerin
mîkat›d›r. Mekke-i Mükerreme ile aras› 54 km.
dir. En yak›n mîkat budur.
K›z›l Deniz, Süveyş taraf›ndan gelenler Cuhfe
yak›n›ndaki Rab›ğ hizas›nda ihrâma girerler. Geliş
istikametine göre Cidde de mîkat say›lmaktad›r.
Rab›ğ Mekke'ye yaklaş›k 200 km. mesâfededir.
Bu beş mîkat'tan başka yol ve istikâmetlerden
Mekke'ye girmek isteyenler, bu 5 mîkat›n herhangi birinin hizas›ndan ihrâma girebilirler. Hava
ve deniz yolculuklar›nda da durum böyledir.
73
Mekkelilerin hac için mîkatlar› Harem, umre
için Hill'dir. Yani Mekke'de oturanlar, umre için
ihrâma gireceklerinde Harem hududundan ç›k›p
Hill bölgesinin herhangi bir yerinde (Meselâ
Tenim’deki Mescid-i Âişe'de) ihrâma girerler.
Hac› adaylar› mîkata varmadan önce de ihrâma girebilirler. Önceden ihrâma girilmemişse,
mutlaka mîkatlarda veya o mîkatlar›n hizas›nda
ihrâma girilmelidir.
Mîkat'ta ihrâma girilmeden geçilirse cezâ olarak bir kurban kesmek veya tekrar geri dönüp
mîkat'tan ihrâma girmek gerekir.
‹HRÂMA NASIL G‹R‹L‹R?
‹hrama girecek kimse evvelâ t›rnaklar›n› keser,
koltuk alt› ve kas›k k›llar›n› temizler, gerekiyorsa
saç ve sakal traş› olup, b›y›ğ›n› düzeltir. Mümkünse gusleder. Gusletme imkân› yoksa yaln›z abdest
al›r. ‹hrâma girerken yap›lacak gusül sünnet-i
müekkededir. Bu gusül, hadesten taharet için
değil, maddî temizlik içindir. Bu bak›mdan hay›z
ve nifas hâlindeki kad›nlar da gusledebilirler.
Gusülden sonra vücutta renk ve iz b›rakmayan güzel bir koku sürünür. Vücûd sâdece izâr
ve ridâ ile örtülür.
74
Baş aç›k ve ayaklar ç›plak b›rak›l›r. Ancak
ayaklar›na topuklar› ve üzeri aç›k terlik giyer.
‹zâr ve ridâya büründükden sonra 2 rekat
namaz k›lar: Birinci rek’atta Fatiha-i Şerîfe'den
sonra Kâfirun suresini, ikinci rek’atta Fâtiha-i
Şerîfe'den sonra ‹hlâs suresini okur. Namazdan
sonra k›bleye dönüp hac veya umreden hangisine
niyet edecekse ona niyet eder. (Vekil ise fülan
kimse ad›na der) Ara vermeden 3 kere:
“Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ve’n-ni‘mete
leke ve’l-mülk. Lâ şerîke Lek.” diye telbiye getirip peşinden tekbîr ve Salavât-› şerîfe okur.
Böylece ihrâma girilmiş olur.
Art›k yol boyunca telbiye, Peygamber Efendimiz’e bol bol salavâtlar getirilir, dualar yap›l›r;
zikir, tesbih ve tehlîlde bulunulur. Farz namazlar›n
ard›ndan da çokça telbiye getirilir. Telbiyeleri yüksek sesle söylemek, erkekler için müstehapt›r.
Kad›nlar seslerini yükseltmeden söylerler.
75
HANIMLARIN ‹HRÂMI
‹hram ile alakal› aşağ›daki hususlar›n haricinde kad›nlar da erkekler gibidir.
1. Her türlü dikişli elbise, eldiven, çorap ve
mest giyebilirler. Başlar›n› örtebilir, fakat yüzlerini aç›k bulundururlar.
2. Telbiyede seslerini yükseltmezler.
3. Tavâfta remel de bulunmaz ve sa'yda hervele yapmazlar.
4. Başlar›n› tahlik yani kökten kaz›tmazlar
ancak k›salt›rlar.
5. ‹zdiham varsa Hacer-i Esved'i öpmeden
istilam ederler. Erkekler topluluğundan kaçarlar. ‹zdihaml› zamanlarda Makâm-› ‹brâhîm'in
yan›nda namaz k›lmazlar.
6. Hay›z ve nifas halinden dolay› veda tavâf›n›
terk ettiği veya ziyâret tavâf›n› tehir ettiğinden
kurban kesmeleri gerekmez. (Lübab Şerhi s.78)
‹HRAMDAN NASIL ÇIKILIR?
‹hramdan ç›kmak için erkekler saçlar›n› ya
ustura ile tıraş ettirirler veya en az saçlarının
dörtte birini, parmak uçlar› kadar (1,5-2 santim)
k›saltt›r›rlar. Baş› tıraş ettirmek, k›saltt›rmaktan
efdaldir.
Kad›nlar ise tıraş olmazlar, saçlar›n›n uçlar›n76
dan 1-2 santim k›salt›rlar. Böylece ihrâmdan
ç›km›ş olurlar.
HACC’IN 2. FARZI: ARAFAT’TA VAKFE
Arafat, Mekke-i Mükerreme'nin 25 km. güneydoğusundaki bir dağd›r.
Bu mübârek mevkiye Arafat denilmesi; bilmek mânâs›ndaki mârifetten gelip; Hz. Âdem
ile Havvâ Vâlidemiz yeryüzüne indikten uzun
zaman sonra burada birbirlerine kavuşup, birbirlerini tan›d›klar›ndan veya Cibrîl-i Emin, ‹brâhîm Aleyhiselâm'a hac menâsikini burada târif
ettikden sonra "
" (bildin, öğrendin mi?)
" (bildim,
deyince ‹brâhîm Aleyhisselâm da "
öğrendim) dediği içindir.
Diğer bir rivâyete göre ise, Arafât itiraftan
gelir. ‹nsanlar burada Cenâb-› Hakk’›n yüceliğini, azametini, kendilerinin âcizliğini îtirâf ederler. Nitekim Hz. Âdem ve Havvâ Vâlidemiz
Arafât'ta şöyle yalvard›lar:
Ey Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik. Eğer
sen mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan,
şüphe yok ki, hüsrâna düşenlerden oluruz.
(Sûre-i A‘raf, Âyet 23)
77
Bu yalvarmalar›na mukâbil Allâhü Teâlâ şimdi kendinizi bildiniz manas›na (
) buyurdu.
Arafat'›n ortas›nda 30 metre yüksekliğinde ve
taban› da 300 metre olan küçük bir dağ vard›r ki
ismi: Cebel-i Rahme’dir. Tepesi düz olup 4 metre
yüksekliğinde taştan ve kireçten yap›lm›ş bir alem
vard›r. Arefe gecesi hac›lara işaret olsun diye üzerinde kandil yak›l›r. Peygamberimiz M.632'de
Veda Hacc›’n›n vakfesini takribi 120 bin Ashâb›
ile Cebel-i Rahme'nin eteğinde yapm›şt›r ve meşhur veda hutbesini orada îrad buyurmuştur.
Arafat - Cebel-i Rahme
78
Bu mübârek dağ Efendimizin ümmetinin bağ›şlanmas›n› istediği ve bağ›şlanacağ›m›za dâir ilâhi
müjdeyi ald›ğ› yerdir. Arefe vakfesini yapan kimsenin ben afv olunmad›m demesi büyük günaht›r.
Arefe günü Hz. Allah, yal›n ayak, baş› aç›k,
saçlar› kar›ş›k, toz toprak içerisinde göz yaşlar› ile
yalvaran kullar› ile meleklerine karş› iftihar eder.
Peygamber Efendimiz, vakfe günü öğle ile ikindi
namazlar›n› cem-i takdim yaparak, Rahmet dağ›na
1 km. mesâfedeki Mescid-i Nemire'de k›lm›şt›r.
Vakfe Nedir?
Zilhicce'nin 9. günü yani arefe günü öğleden
itibaren Kurban bayram›n›n 1. günü fecrin
doğuşuna kadar olan süre içinde Arafat’ta bir
müddet bile olsa bulunmakt›r.
Arafat vakfesi, Peygamber Efendimiz’in
"
" (Hac Arefedir) buyurduğu hacc›n as›l
ve en büyük rüknüdür. Hacc›n diğer rükünlerini
yerine getirip de Arafat vakfesini terk eden kimse
hac yapmam›ş olur.
79
ARAFAT'TA VAKFEN‹N
SAH‹H OLMASININ ŞARTLARI
1- Hac için ihrâml› olmak.
2- Belirli zamanda yapmak (Arefe günü zevâl
vaktinden kurban bayram› günü fecrin tulûuna
kadar).
3- Belirli yerde yapmak, yani Arafat hudûtlar› içinde yapmak.
VAKFE'N‹N VÂC‹BLER‹
Arafat'a gündüz gelenler için, orada güneş
bat›ncaya kadar kalmak, güneş batmadan ayr›lmamak. Gece gelenlerden bu vâcib düşer.
VAKFEN‹N SÜNNETLER‹
1) Arafe günü güneş doğduktan sonra Minâ'dan Arafat'a hareket etmek;
2) Öğle ve ikindi namazlar›n› cem-u takdîm
ile k›lmak;
3) Vakfe için zevalden sonra gusletmek;
4) Vakfe esnas›nda abdestli bulunmak;
5) Vakfeyi Cebel-i Rahme eteklerindeki siyah
kayal›klar›n yan›nda yapmak;
6) Vakfe esnâs›nda k›bleye yönelmek;
80
7) Gün boyunca telbiye, zikir, tesbih, tekbîr,
tehlîl, salevat, namaz ile meşgul olmak; kendisi,
anne-babas›, çocuklar›, geçmişleri ve bütün
mü'minler için duâ ve niyazda bulunmak;
HACCIN 3. FARZI: Z‹YÂRET TAVÂFI
Tavâf Nedir?
Tavâf, Hacerü-l Esved'in bulunduğu köşeden
başlayarak Kâbe'yi solumuza al›p, etraf›nda yedi
defa dolaşmakt›r. Kâbe-i Muazzama’n›n etraf›nda her bir dolanmaya şavt denir. 7 şavt bir
tavâf olur.
Her tavâf›n yap›l›ş› ayn›d›r. Aradaki fark, niyeti tâyindedir. Bu bak›mdan tavâf yapacak olan
kimse niyetiyle tavâf›n nev'ini belirler.
Ziyâret tavâf›: Hacc›n rükünlerinden olan farz
tavâft›r. Yap›l›ş zaman›, Kurban Bayram›’n›n
birinci günü fecrin doğuşundan itibaren ömrün
sonuna kadard›r. Ancak bu tavâf›n, kurban bayram› günleri içinde (üçüncü günü güneş batmazdan evvele kadar) yap›lmas› vâcibdir. Üçüncü günden sonraya b›rak›lmas› hâlinde cezâ kurbân› vâcibdir. Tamam›yla terki hâlinde ise hac
bozulur, fâsit olur.
81
TAVÂFIN NEVÎLER‹
1- Kudûm tavâf›: Hacc-› ifrâd ve hacc-› k›rânda bulunan âfâkiler (Mekke-i Mükerreme’nin
d›ş›ndan gelenler) için sünnettir.
2- Ziyâret tavâf›: Hacc›n farz olan tavâf›d›r.
3- Vedâ tavâf›: Âfâkiler üzerine vâcib olan
tavâft›r.
4- Umre tavâf›: Umrenin farzlar›ndan olan
tavâft›r.
5- Nezir tavâf›: Nezir edilen (adanan) tavâfd›r
ki vacibdir.
6- Tahiyyetül-mescid tavâf›: Mescid-i Harâm'a
ne zaman girilirse yap›lmas› sünnet olan tavâft›r.
7- Nâfile tavâf: Farz veya vâcib tavâflar›n
d›ş›nda bir Müslüman›n dilediği kadar yapabileceği tavâft›r.
TAVÂFIN VÂC‹BLER‹
1. Hadesten tahâret (cünüp ise gusletmek,
abdestsiz ise abdest almak).
2. Setr-i avret.
3. Özürlü değilse tavâf› yürüyerek yapmak.
4. Tavâfa Hacer-i Esved veya hizâs›ndan başlamak.
82
5. Tavâf› Kâbe'yi sol taraf›na al›p rükn-ü Irakî
yönüne ilerleyerek yapmak.
6. Tavâf› Hatîm'in d›ş›ndan yapmak.
7. Tavâf bitince iki rek'at tavâf namaz› k›lmak.
8. Tavâf› yedi şavta tamamlamak.
9. Ziyâret tavâf›n› bayram günlerinde yapmak.
Tavâf›n vâciblerinden herhangi birinin terki,
cezây› gerektirir. Tavâf yeniden yap›l›rsa cezâ
düşer.
TAVÂFIN SÜNNETLER‹
1- Necâsetten tahâret.
2- Tavâfa başlarken, Haceru'l-Esved'in hizâs›na, Rükn-i Yemâni taraf›ndan gelmek.
3- Tavâfa başlarken ve her şavt›n sonunda
Hacer-i Esved’i istilâm etmek.
4- Sonunda sa'y olan tavâflarda erkeklerin
›zt›bâ ve remel yapmas›.
5- Şavtlar› ara vermeden yapmak.
6- Tavâf asnâs›nda zikir, tekbîr, tehlîl ve duâ
ile meşgul olmak.
7- Ziyâret tavâf›n› bayram›n birinci günü yapmak.
8- Tavâfa başlarken Hacer-i Esved'in karş›83
s›nda "Bismillâhi Allâhü ekber" derken ellerini
kald›rmak.
Tavâf›n sünnetlerinin mazeretsiz terki mekruhtur. Fakat mâzeretsiz de terkedilmiş olsa
cezây› gerektirmez.
TAVÂFIN YAPILIŞI
Hangi tavâf yap›lacaksa, ona niyet edilir.
Rükn-i Yemânî taraf›ndan Hacer-i Esved'in bulunduğu yere gelinir. Mümkünse tekbîr ve tehlîl
ile Hacer-i Esved öpülür. Mümkün olmad›ğ› takdirde, Hacer-i Esved'e dönülür ve "Bismillâhi
Allâhü ekber" diyerek istilâm yap›l›p, sağ elin içi
öpülür. Daha sonra tekbîr, tahmîd ve salâvat
getirilir. Tavâf esnâs›nda telbiye getirilmez.
‹stilâmdan sonra Kâbe sol tarafa al›narak
tavâfa başlan›r. Her dönüş bir şavtt›r. Yedi şavt
bir tavâft›r.
Kâbe'nin kap›s›nda ve rükunlar›n herbirinde
duâlar› okunur, salât ü selâm, tekbîr ve tehlîller
getirilir. Tavâf, Hatîm'in d›ş›ndan yap›l›r.
Rükn-i Yemânî’ye gelince el sürülür veya
selâmlama yap›l›p, el öpülmez. Hacer-i Esved'e
gelince tekrar istilâm edilir. Birinci şavt tamamlanm›ş olur.
84
Han›mlar, duâ, tekbîr ve tehlîllerde seslerini
yükseltmezler. Tavâflar›n› en tenhâ yerden yaparlar.
Tavâf bittikten sonra mümkünse Makâm-›
‹brâhîm'de, değilse Mescid-i Harâm'›n müsâit bir
yerinde, -kerâhet vakitleri hâricinde- iki rek'at
tavâf namaz› k›l›n›r. Bu namaz vâcibdir. Birinci
rek'atta Kâfirûn, ikinci rek'atta ‹hlâs sûreleri
okunur.
Tavâf namaz› kerâhet vakitlerinde k›l›nmaz.
Akşam›n farz›ndan sonra, önce tavâf namaz›,
sonra da akşam›n sünneti k›l›n›r.
Tavâf namaz›ndan sonra, Kâbe-i Muazzama'ya dönerek ayakta bol bol zemzem içilir,
ihlâs ve samîmiyetle duâ edilir.
HACCIN VÂC‹BLER‹
A - SA'Y
Sa'y; hac ve umrenin menâsikinden olup, Safâ ile Merve aras›nda yedi defa gidip gelmektir.
Allâhü Teâlâ, Hâcer Vâlidemizin itâat ve
sadâkatine ithâfen umre ve hac yapan herkese
onun gibi sa'yi vâcib k›ld›.
85
SA'Y‹N VÂC‹BLER‹
1- Sa'yi yürüyerek yapmak (Hasta, yaşl› ve
sakat olanlar arabaya binebilirler).
2- Sa'yi yedi şavta tamamlamak.
SA'Y‹N SÜNNETLER‹
1- Tavâf bitince ara vermeden sa'ye başlamak.
2- Necâsetten tahâret
3- Hadesten tahâret.
4- Sa'ye giderken Hacer-i Esved'i istilâm etmek.
5- Her şavtta Safâ ve Merve tepelerinde, Kâbe'nin görülebileceği yere ç›kmak.
6- Safâ ve Merve'de Kâbe'ye dönerek tekbîr,
tehlîl ve duâ etmek.
7- Erkekler iki yeşil direk aras›nda "hervele"
yap›p, diğer k›s›mlarda yavaş yürümek.
8- Bütün şavtlar› ara vermeden yapmak.
9- Sa'y esnas›nda tekbîr, tehlîl ve duâ ile meşgûl olmak.
SA'Y‹N YAPILIŞI
Hacer-i Esved istilâm edildikten sonra Safâ'ya gidilir ve niyet edilir. Safâ tepesine ç›k›nca
Beytullâh'a dönülür. Duâda olduğu gibi eller
86
kald›r›l›r. Hamd ve senâ edilir. Üç defa tekbîr
getirilir. Tehlîlde bulunulur. Salevât-› şerîfe getirilir. Kendisi ve Müslümanlar için duâ ettikten
sonra, duâlarla Merve'ye doğru yavaş, yavaş
yürünür.
Yeşil direğe gelince 'Hervele' yap›l›p, ikinci
yeşil direğe kadar koşulur. ‹ki yeşil direk
aras›nda şöyle duâ edilir:
‹kinci yeşil direkten sonra normal şekilde
yürünür. Merve'ye gelindiği zaman Beytullah'a
dönülür. Safâ'da olduğu gibi tekbîr, zikir ve duâ
edilir. Böylece sa'yin birinci şavt› tamamlanm›ş
olur. Ayn› şekilde Safâ'dan Merve'ye dört gidiş,
Merve'den Safâ'ya üç dönüş olmak üzere, yedi
şavt yap›l›nca sa'y tamamlanm›ş olur.
Sa'ydan sonra Mescid-i Harâm'da iki rek'at
namaz müstehabt›r. Merve'de namaz k›l›nmaz.
B - MÜZDEL‹FE'DE VAKFE
Müzdelife'de vakfe yapmak vâcibtir. Vakfe'nin zaman›: Bayram›n birinci günü fecr-i sâ87
d›ğ›n doğmas› (sabah namaz›n›n vaktinin girmesi) ile başlar, güneşin doğmas› ile biter. Bu süre
içinde az bir vakit dahi olsa Müzdelife'de bulunulursa vâcib yerine gelmiş olur.
Hanefî mezhebine göre bu vakitten evvel veya
sonra câiz değildir. Hattâ vakfeyi sabâh namaz›ndan önce yapsa üzerine dem laz›md›r. Fakat hastal›k, zay›fl›k, kadınlara izdiham gibi bir korkudan
dolayı önce yaparsa dem lâz›m gelmez.
Müzdelife'de akşam ve yats› namazlar› cem-i
tehir ile k›l›n›r. Bayram gecesini Müzdelife'de
geçirmek sünnettir.
MÜZDEL‹FE
ŞARTLARI
1234-
VAKFES‹N‹N
SIHHAT‹N‹N
Hac için ihrâma girmiş olmak
Arafât vakfesini yapm›ş olmak
Vakfeyi Müzdelife'de yapmak
Vakfeyi vaktinde yapmak
MÜZDEL‹FE VAKFES‹N‹N SÜNNETLER‹
1- Arefe günü güneş batt›ktan sonra Arafât'tan
Müzdelife'ye sükûnetle ağ›r ağ›r inmek ve
Müzdelife'de "Meş'ar-i Harâm" civar›nda gecelemek.
88
2- Sabah namaz›n› erkence k›lmak.
3- Vakfeyi ortal›k iyice ayd›nlan›ncaya kadar
sürdürmek;
C - M‹NÂDA ŞEYTAN TAŞLAMAK
Minâ'da şeytan taşlamak için üç yer vard›r:
bunlara cemerât denir. Bu yerler Minâ'da üç
alâmetle tayin olunmuştur. Minâ taraf›ndan s›rayla şunlard›r:
Birinci cemre: Şeytan›n ‹brâhîm (a.s.)’a
üçüncü olarak görülüp taşland›ğ› yerdir. Bayram›n birinci günü, 1. ve 2. şeytana taş at›lmaz.
‹kinci cemre: Şeytan›n ‹brâhîm (a.s.) a ikinci
olarak görülüp taşland›ğ› yerdir.
Üçüncü cemre (Cemretü'l-akabe): Şeytan›n
‹brâhîm (a.s.)’a birinci olarak görülüp taşland›ğ›
yerdir. Bayram›n 1. günü yaln›z büyük şeytan
taşlan›r.
ŞEYTAN TAŞLAMAK ‹LE ALAKALI
SÜNNETLER
1- Bayram sabah›, ortal›k iyice ayd›nland›ktan sonra (güneş doğmadan) Müzdelife'den hareket edip Minâ'ya gelmek;
2- Eşyas›n› çad›r›na koyduktan sonra vakit
geçirmeden Akabe cemresine taş atmak;
89
3- Akabe cemresine taş atarken, Mekke'yi
sol, Minâ'y› sağ taraf›na almak; (Diğer iki cemreye her taraftan at›labilir.)
4- Taşlar› cemrelere yaklaş›k 3,5 ilâ 5 metre
mesâfeden atmak;
5- Yedi taş› ardarda atmak;
6- Teşrik günlerinde; birinci, ikinci ve üçüncü cemreleri s›ra ile atmak;
7- Birinci ve ikinci cemrelere taş› att›ktan
sonra duâ etmek, akabe cemresinden ise dua
etmeden ayr›lmak;
8- Taşlar› bayram›n ilk günü öğleden önce,
diğer günlerde ise öğleden sonra güneş batmadan önce atmak;
9- Minâ'dan Mekke'ye dönmekte acele edenlerin, bayram›n üçüncü günü güneş batmadan
önce Minâ'dan ayr›lmalar›.
D - SAÇLARI TIRAŞ ETMEK VEYA
KISALTMAK.
E - VEDÂ TAVÂFI
Veda tavaf›, hacda yap›lan en son tavaft›r.
D›şardan gelen ve hac vazîfelerini tamamlayarak memleketine dönen hac›lar›n veda tavaf›
yapmalar› vaciptir.
90
Vacip olmas›n›n şartlar›:
1) Haccetmiş olmak.
2) Hacceden kişinin afakî olmas›.
3) Kad›nlar›n Mekke'den ayr›ld›klar› esnada
hay›z ve nifas hallerinden temiz olmalar›. Temizlenmeden Mekke'den ayr›lan kad›nlardan
veda tavaf› düşer. Veda tavaf›n› yapt›ktan sonra
Harem-i Şerif’e girip namaz k›lmakta ve tavaf
yapmakta bir mahzur yoktur. Bu durumda en
sonra yap›lan tavaf veda tavaf› say›l›r.
Vedâ tavâf›n›n yap›l›ş›:
Hacc›n› tamamlayan kimse Mekke-i Mükerreme’den ayr›lacağ› zaman önce vedâ tavâf›n›
yapar, tavaf namaz›n› k›lar, Beytullâha dönerek
ayakta zemzem içer ve üzerine dökünür. Sonra
mültezeme gidip yüzünü, ellerini, yanaklar›n›,
göğsünü Kâbe-i Muazzama’n›n duvar›na yap›şt›rarak; ağlayarak ilticâda bulunur. Böylece
Beytullâh’a vedâ edip Harem-i Şerîf’ten ayr›l›r.
F - KURBAN KESMEK (K›rân ve Temettu
hacc› yapanlara)
Hacc›n vâciblerinden biri terkedilir de, yeniden yap›lmazsa bir kurban kesmek lâz›m gelir.
Meselâ: Abdestsiz yap›lan bir tavâf, abdestli olarak iâde edilirse bu kurban cezâs› sâk›t olur.
‹âde edilmezse kurban kesmek icap eder.
91
HACCIN SÜNNETLER‹
1- ‹hrâma gireceği zaman gusletmek.
2- ‹zâr ve ridâ ile vücudu örtmek.
3- ‹ki rek'at ihrâm namaz› k›lmak.
4- ‹hrâma girdikten sonra çokça telbiye getirmek.
5- Kudûm tavâf› yapmak.
6- Farz ve vâcib tavâflar d›ş›nda çokca tavâf
yapmak.
7- Sa'y yaparken iki yeşil direk aras›nda koşmak.
8- Zilhicce'nin 8. günü Minâ'da gecelemek.
9- Arefe günü güneş doğduktan sonra Arafât'a
ç›kmak.
10- Müzdelife'den Minâ'ya güneş doğmadan
önce gitmek.
11- Kurban bayram›n›n gecelerini Minâ'da geçirmek.
12- Zilhicce'nin 10. gecesi Müzdelife'de gecelemek.
13- Minâ'da cemrelere taş atarken s›ray› (küçük, orta, büyük) gözetmek.
14- Arafât'ta huşu içinde yalvararak Allah'a
duâ etmek.
15- Kurban bayram›n›n birinci günü Minâ'da ilk
taş› güneşin doğuşu ile öğle vakti aras›nda atmak.
92
16- Tavâflardan sonra Zemzem içmek.
17- Hacer-i Esved'i öpmek veya istilâmda bulunmak.
HACCIN ÂDÂBLARI
1- Hac› aday›n›n varsa borçlar›n› hacca gitmeden evvel ödemesi.
2- Tecrübeli ve bilgili kimselerden hacc›n fiil ve
hareketlerini güzelce öğrenmek.
3- Darg›n olduğu kimselerle bar›ş›p helâlleşmek.
4- Kaza namaz› ve kaza orucu gibi ibâdetlerindeki noksanlar›n› tamamlamak.
5- Günahlar›ndan samimi ve hâlis bir niyetle
tevbe etmek.
6- ‹yi bir arkadaş edinmek.
7- Akraba ve dostlarla vedalaşmak ve dualar›n›
istemek.
8- Evden ç›kmadan evvel iki rek'at namaz
k›lmak.
9- Hacdan döndükten sonra evde iki rek'at
namaz k›lmak.
10- Evden sevinçle ç›kmak ve yolda zaman›
dua ile, zikirle geçirmek.
11- Evden ç›karken Besmele ile Âyetü’l-Kürsî,
‹hlâs-› Şerîf, Felak ve Nâs surelerini okumak.
93
12- Varsa emânetler sâhiplerine iâde etmek.
13- ‹mkân nisbetinde bol sadaka vermek.
14- Dâima abdestli bulunmaya gayret etmek.
15- Mümkünse Mekke ve Medîne'de Kur’ân-›
Kerîm hatmi indirmek.
A - HACC-I ‹FRÂD
‹frad hacc› yapacak olan kimse, yolu üzerinde bulunan mîkat s›n›r›n› geçmeden önce ihrâm
haz›rl›ğ› yapar: T›rnaklar›n› keser, koltuk alt› ve
kas›klar›n› temizler, gerekiyorsa saç, sakal ve
b›y›klar›n› düzeltir; Mümkünse gusül abdesti
veya abdest al›r, güzel koku sürünür, üzerindeki
bütün elbiselerini ç›kar›p izar ve ridâdan ibâret
iki parça ihrâm örtüsüne bürünür.
Kerâhet vakti değilse iki rek'at ihrâm namaz›
k›lar (sünnettir).
Namaz ve duâdan sonra hacca şöyle niyet
eder (Vekil ise filan ad›na der):
Allâh'›m, senin r›zân için hac yapmak istiyorum.
Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl eyle.
Niyetten hemen sonra üç kere telbiye okur.
Telbiye şudur:
94
Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ve’n-ni‘mete
leke ve’l-mülk. Lâ şerîke Lek.
Mânâs›: Buyur Allâh'›m, buyur. Senin ortağ›n yok. Buyur. Hamd sana mahsustur. Nimet
ve mülk senindir. Senin ortağ›n yoktur.
Böylece ihrâma girmiş olur. Kâbe-i Muazzama'ya var›ncaya kadar tekbîr, tehlîl, salavât-ı
şerîfe ve telbiyeye devâm eder.
Kâbe-i Muazzama’y› görünce göz yaşlar› içerisinde "ALLÂHÜ EKBER" diyerek selâmlar. Ellerini kald›r›p şöyle dûâ eder: "Allah›m beyti atîkin
hürmetine afv› ilâhine, feyzi ilâhine, nûru ilâhine
mahzar eyle. Yapt›ğ›m duâlar›m› makbul eyle."
Duâdan sonra kudüm tavâf› için Hacerû-l Esved'e yönelir ve şöyle niyet eder:
Allâh'›m r›zâ-i şerîfin için kudûm tavâf› yapmak
istiyorum. Bana kolayl›k ihsan et ve benden kabûl
buyur.
95
Ayr›ca kalben: "Ya rabbi, lütfunla seni ezelde
tasdik ettim. Şimdi yine bütün letâifimle ve senin
lütfunla seni tasdîk ediyorum. Haremullah'da
(beyti şerîfinde) ki Haceru’l-Es'âd’›n içerisine ahdimizin bir nüshas›n› vazettin (koydun). Şu anda
yine senin lütfunla kalbimi o ahdin hizâs›na getiririp r›zâ-i şerîfin için bedenimi kal›p olarak basmaya ve böylece ahdimi tazelemeye niyet ettim.
Lütfunla kereminle kabul eyle Alllah›m." dedikten sonra, Hacer-i Esved'in bulunduğu yere
gider. Mümkünse başkas›na eziyet vermeksizin
Hacer-i Esved'i öper. Değilse, Hacer-i Esved'e
dönüp "
" (Bismillâhi Allâhü Ekber)
diyerek istilâm yapar, sağ elin içini öper. Daha
sonra tekbîr, tahmîd ve salevât getirir.
Hacc›n sa'yini kudüm tavâf›ndan sonra yapacaksa Tavâfta "›zd›ba ve remel" de bulunur:
Farz olan ziyâret tavâf›ndan sonra yapacaksa
"›zd›ba ve remel" yapmaz. Tavâf bittikten sonra
iki rek'at tavâf namaz›n› k›lar, duâ edip bol bol
zemzem içer.
Bundan sonra ihrâml› olarak terviye gününü
(Zilhicce'nin 8. günü) bekler. Bolca nâfile tavâf
yapabilir. Ama umre yapamaz.
96
Z‹LH‹CCE’N‹N 8. GÜNÜ
(YEVM-‹ TERV‹YE)
Terviye günü, diğer hac›larla berâber güneş
doğduktan sonra Minâ'ya hareket eder. Yolda
çokça telbiye getirir, tekbîr, tehlîl ve Salavât-›
Şerîfe'ye devam eder. Gece Minâ'da kal›r. Orada 5 vakit namaz k›lmak sünnettir. Duâ ve
Evrâd-› Ezkâr'a devam eder.
Z‹LH‹CCE’N‹N 9. GÜNÜ
Zilhicce'nin 9. (Arefe günü) sabah namaz›n›
Minâ'da k›l›p, güneş doğduktan sonra Arafât'a
gider. Öğleye kadar duha namaz›, tesbih namaz›
k›lar. Ezkâr'a, telbiye'ye, tasliye'ye, Kur’ân-›
Kerim tilâvetine devam eder. Hayat›n›n en mutlu
gününde Afv-› ‹lâhiye'ye nâil olabilmek için göz
yaşlar› içerisinde çokça tevbe eder. Ayr›ca çoluk
çocuğuna, akrabalar›na ve Ümmet-i Muhammed'e duâ eder.
Öğle vakti girince önce ezan, sonra hutbe okunur. Cem-i takdimle öğle ve ikindi namazlar› k›l›n›r. Şöyle ki: Öğle namaz›n›n ilk dört rek'at sünneti k›l›nd›ktan sonra, kâmet getirilip, öğle namaz›n›n farz› k›l›n›r. Son sünnet k›l›nmadan tekrar
ikinci bir kâmetle ikindi namaz›n›n farz› k›l›n›r.
97
Namazdan sonra gözyaşlar› içerisinde Arafât
vakfesi yap›l›r. Hac› efendi güneş bat›ncaya
kadar çokça duâ ve niyazda bulunup, ibâdete devâm eder. Akşam güneş batt›ktan sonra akşam
namaz›n› k›lmadan Müzdelife'ye hareket eder.
Müzdelife'ye vas›l olunca bir ezan, bir kamet
ile akşam ve yats› namaz›n›n farzlar›n› birlikte
k›lar. Buna cem-i tehir denir. Sonra yats›n›n
son iki rek'at sünnetini ve vitir vâcibi k›lar.
Sünnet olduğu için birinci geceyi Müzdelife'de
geçirir. Kul haklar›n›n bile affedildiği rivâyet
olunan Müzdelife'de geceyi iyi değerlendirmek
laz›md›r.
Ayr›ca nohuttan büyük f›nd›ktan küçük yetmiş tane taş toplay›p su ile y›kad›ktan sonra bir
bez veya poşet içerisine koyar.
Vakti girince sabah namaz› k›l›p, göz yaşlar›
içerisinde vâcib olan Müzdelife vakfesini yapar.
Güneş doğmadan Minâ'ya hareket eder.
Z‹LH‹CCE’N‹N 10. GÜNÜ
Bayram›n birinci günü Minâ'da biraz dinlendikten sonra yan›na ald›ğ› yedi (7) adet taş ile
Cemre-i Akabe’yi (büyük şeytan) taşlar. Şöyle ki;
yedi adet taş› sol avucuna al›r. Taşlar› sağ elin
98
baş ve şahâdet parmaklar›n›n uçlar› ile tutup,
büyük şeytana en az 3-5 metre yaklaş›r ve her
taş›:
"Bismillâhi Allâhü ekber, rağmen liş-şeytâni
ve h›zbihî." diyerek atar.
Duâ için durmaz; yürürken duâ eder.
Birinci günü şeytan taşlaman›n sünnet olan
vakti: Güneşin doğmas›ndan öğle vaktine
kadard›r. Güneş doğmadan mekruhtur. Öğleden
güneşin batmas›na kadar olan vakit câiz, güneş
batt›ktan sonra imsak vaktine kadar mazeretsiz
tehiri mekruhtur.
Bayram›n birinci günü şeytan› taşlad›ktan
sonra dilerse kurban keser veya kesildiğinden
emin olunca, tıraş olup (kendi saç›n› tıraş edebileceği gibi başkalar›n›n da saç›n› tıraş edebilir)
ihrâmdan ç›kar. Önceki elbiselerini giyebilir.
Böylece ziyâret tavâf›n› yap›ncaya kadar
han›mına yaklaşman›n d›ş›ndaki ihrâm yasaklar›
kalkar.
Bayram›n ilk üç gününde, uygun bir vakitte
Beytullah'a gidip farz olan ziyâret tavâf›n›
yapar. Ziyâret tavâf›n›n bayram›n birinci günü
yap›lmas› efdaldir. Tavâf namaz›n› k›l›p bolca
99
zemzem içer. Arkas›ndan vâcib olan sâ'yi
(yukar›da umre bahsinde beyan edildiği gibi)
yapar. Bi-İznillâh hac tamamlanm›ş olur.
Ziyâret tavâf›n› yapt›ktan sonra tekrar Minâ'ya
döner. Zîra bayram gecelerinde Minâ'da gecelemek hanefî mezhebine göre sünnet-i müekkede
olup, diğer üç mezhebe göre vâcibdir.
Bayram›n ikinci ve üçüncü günleri de cemrelere taş atar. Üçüncü günü taşlar› att›ktan sonra,
akşam namaz›ndan evvel Minâ'dan ayr›l›r. Zîra
akşam namaz›ndan evvel Mina'dan ayr›lmak
sünnet, güneş batt›ktan sonra ayr›lmak ise
mekruhtur.
Bayram›n dördüncü günü sabah namaz›n›n
vaktinden önce Minâ'dan ayr›lmam›ş olanlar o
günde zevâlden sonra s›ras›yla üç şeytana yedişer
taş atarlar ve Mekke-i Mükerreme'ye dönerler.
‹mâm-ı Âzam hazretlerine göre zevâlden önce de
atmak câizdir19. Eğer kurban›n dördüncü günü
şafak att›ktan sonra taşlar› atmadan giderse vakti
geçtiği için kurban kesmek laz›m gelir.
Mekke-i Mükerreme'den ayr›lacağ› zaman
vedâ tavâf›n› yapar. Böylece Hacc-› İfrad tamamlanm›ş olur.
19
Dürer hâşiyesi.
100
‹FRÂD HACCI’NIN ÖZET‹
Mîkat'ta ihrâm ve hacca niyet
Kudûm Tavâf›
Zilhicce'nin 8. günü Minâ
Zilhicce'nin 9. günü Arafât vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Müzdelife vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Cemre-i Akabe'ye yedi taş
Zilhicce'nin 10. günü Tıraş, isterse müstehab
olarak kurban ve ihrâmdan ç›kmak
Zilhicce'nin 10. günü Farz tavâf ve Sa'y
Zilhicce'nin 11. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Zilhicce'nin 12. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Mekke-i Mükerreme’den ayr›lmadan Vedâ
tavâf›
B- HACC-I TEMETTU'UN YAPILIŞI
Hac veya umreye niyet eden kimse evinden
veya ikâmet ettiği yerden ayr›lacağ› s›rada t›raş
olur, t›rnaklar›n› keser, gusül abdesti al›r, koku
sürünür ve iki rekat namaz k›lar: Birinci rekatte
Fâtiha-i Şerîfe’den sonra Kâfirûn sûresini, ikinci rekatte ‹hlâs sûresini okur ve selâmdan sonra
şöyle duâ eder:
101
"Allâhümme ente's-sâhibü fi's-seferi vel-halîfetü fi'l-ehli ve'l-mâli ve'l-veledi. Vahfeznâ ve
iyyâhüm min külli âfetin ve âhetin."
Türkiye'den hac yapmak için evinden ç›kan
kimse, doğrudan Medîne-i Münevvere'ye gidecekse ihrâma girmez. Medîne-i Münevvere'deki
ziyâretleri tamamlad›ktan sonra otelde veya
Zülhuleyfe'de, (Ebyâr-i Ali) ihrâma girer.
Doğrudan Mekke-i Mükerreme'ye giden hac›
aday›, evinde veya hava alan›nda veya mîkat
mahallinden önce uçakta ihrâma girer.
Kara yolu ile gidenler ise herhangi bir mîkat
mahallinden ihrâma girer. Türkiye’den gidenlerin mîkat mahalli Cuhfe'dir.
Temettü Hacc›'na niyet eden kimse t›rnaklar›n› keser, koltuk alt›n› ve kas›klar›n› temizler,
icabediyorsa saç, sakal ve b›y›klar›n› düzeltir,
mümkünse gusül abdesti, değilse abdest al›r,
güzel koku sürünür, üzerindeki bütün elbiselerini ç›kar›p izar ve ridâ denilen iki parça ihrâm
örtüsüne bürünür.
102
Kerâhet vakti değilse sünnet olan iki rek'at
ihrâm namaz› k›lar ve duâ eder. Sonra umreye
şöyle niyet eder:
Allâh'›m senin r›zân için umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl eyle.
Vekîl ise; " Allâh'›m! Senin r›zan için ...........
ad›na umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl eyle!" diye niyet eder.
Niyetten hemen sonra üç kere şu telbiyeyi
okur:
Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ve’n-ni‘mete
leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek.
Manas›: Buyur Allâh'›m, buyur. Senin ortağ›n
yok, buyur. Hamd sana mahsustur. Nimet ve
mülk senindir. Senin ortağ›n yoktur.
Böylece ihrâma girmiş olur. ‹hramdan ç›k›ncaya kadar kötü sözden, cidalden, avdan, dikişli elbiseden, sar›k ve mest giymekten, baş ve
yüzü örtmekten, koku sürünmekten, t›rnak kesmekten, saç ve sakal›n› t›raş etmekten sak›n›r.
Ancak kokusuz sabun kullanabilir. Müminlere
103
güleryüzle selam verir, kimseye ezâ cefâ etmez.
Kâbe-i Muazzama'ya var›ncaya kadar tekbîr,
tehlîl, salavât-› şerîfe ve telbiyeye devâm eder.
Harem s›n›r›na gelince şöyle duâ eder:
Mekke-i Mükerreme'ye var›nca mümkün ise
gusül, değilse yaln›z abdest al›r, telbiye getirerek Kâbe-i Muazzama'ya yönelir. Mescid-i
Haram'a sağ ayak ile girerken şöyle söyler:
Kâbe-i Muazzama’y› görünce gözyaşlar› içerisinde "ALLÂHÜ EKBER" diyerek selâmlar.
Ellerini kald›r›p şöyle duâ eder: "Allah›m, beyt-i
atîkin hürmetine afv› ilâhîne, feyzi ilâhîne, nûru
104
ilâhîne mazhar eyle. Şu anda yapt›ğ›m ve bundan sonra yapacağ›m duâlar›m› makbul eyle."
Duâdan sonra umre tavâf› için Hacer-i
Esved'e yönelir ve tavâfta ›zd›bâ yapacağ› için
ihrâm›n üst k›sm›n›n ortas›n› sağ koltuk alt›ndan
geçirip sol omuzu üzerine atar, sağ omzunu aç›k
b›rak›r. Izd›bâ sünnet olup, tavâf bitinceye kadar
devam eder. Umre tavâf›na şöyle niyet eder:
"Allâh'›m r›zâ-ı şerîfin için umre tavâf›n› yapmak istiyorum. Onu bana kolay k›l ve benden
kabûl eyle.
Ya Rabbi, lütfunla seni ezelde tasdik ettim.
şimdi yine bütün letâifimle ve senin lütfunla seni
tasdîk ediyorum. Haremullah'da (beyti şerîfinde)
ki Haceru'l-Esved’in içerisine ahdimizin bir nüshas›n› vazettin (koydun). Şu anda yine senin lütfunla kalbimi o ahdin hizâs›na getiririp r›zâ-i
şerîfin için bedenimi kal›p olarak basmaya ve
böylece ahdimi tazelemeye niyet ettim. Lütfunla
kereminle kabul eyle, Allâh'›m."
Sonra, Hacer-i Esved'in bulunduğu yere gider.
Mümkünse başkas›na eziyet vermeksizin Hacer-i
Esved'i öper. Değilse, Hacer-i Esved'e dönüp
105
"
" (Bismillâhi Allâhü ekber) diyerek istilâm yapar, sağ elinin içini öper. Daha
sonra tekbîr, tahmîd ve salavât okur.
Sonra Kâbe'yi sol tarafa alarak etraf›nda
dönmeye başlar. Tavâf›, Hatîm'in d›ş›ndan yapar. ‹lk üç şavtta Hacer-i Esved'den Rükn-ü
Yemânî'ye kadar sünnet olan Remel'i yapar.
(Ad›mlar› k›sa ve süratlice, omuzlar› da silkeleyerek çal›ml› bir şekilde yürür.)
Tavâf duâlar›n› bilmeyenler dilediği duâlar›
okuyabilir.
Rükn-ü Yemânîye gelince selâmlama yap›l›r,
elin içi öpülmez.
Hacer-i Esved'e gelince birinci şavt tamamlanm›ş olur. Tekrar Hacer-i Esved'i selamlayarak ikinci şavta başlar. Kâbe'nin etraf›nda yedi
defa dönüp umre tavâf›n› yapar ve omuzunu
kapat›r.
Mümkün olursa Makâm-› ‹brahim’de, mümkün olmazsa Harem-i Şerîf’in herhangi bir yerinde vâcib olan iki rek’at tavâf namaz› k›lar: Birinci
rek’atte Fâtiha-i Şerîfe’den sonra Kâfirûn
Sûresini, ikinci rek'atte Fâtiha'dan sonra ‹hlâs
Sûresini okur ve duâ eder. Sonra bol bol zemzem
içer ve duâ eder.
106
Umrenin sa'yini yapmak için mes'â (sa'y
yap›lan yer) giderken Hacer-i Esad'› selamlar.
Safâ tepesine var›nca Kâbe'ye dönerek, ellerini
kald›r›p hamd ve senâ ile duâ eder. Üç defa tekbir getirir, tehlîlde bulunur, Salavât-› şerîfe getirir, kendisi ve Müslümanlar için duâ eder. Arkas›ndan umrenin sa'yi için şöyle niyet eder:
Allah'›m Senin r›zâ-i şerîfin için umrenin
sa'yini yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r
ve kabûl eyle, Allâhü Ekber.
Sa'yin ilk şavt›n› yapmak üzere Merve'ye
yönelir. Dilediği duâlar› okur.
Birinci yeşil direğe gelince erkekler, sünnet
olan 'Hervele'yi (süratlice yürümek) yap›p, ikinci yeşil direğe kadar koşar.
‹ki yeşil direk aras›nda şöyle duâ eder:
‹kinci yeşil direkten sonra normal şekilde yürür.
107
Merve'ye geldiği zaman Beytullah'a döner.
Safâ'daki gibi tekbîr, zikir ve duâ eder. Bu bir
şavtt›r.
Sonra Merve'den Safâ'ya döner; Birinci şavt'ta
olduğu gibi diğer şavtlar› yapar. Safâ'dan
Merve’ye dört gidiş ve Merve’den Safâ’ya üç
gelişle yedi şavt tamam olur.
Sa'y tamamland›ktan sonra tıraş olur veya
saçlar›n› k›salt›r ve ihrâmdan ç›kar (ihrâm yasaklar› sona erer). ‹ki rek'at müstehab olan teşekkür namaz› k›labilir. Umre biiznillah tamamlanm›ş olur.
Zilhicce'nin sekizinci gününe kadar ihrâms›z
olarak bir mekkeli gibi helâl olan şeyleri yapabilir. ‹stediği kadar tavâf eder. Umre yapmak
isterse Mekkelilerin umre için ihrâma girdikleri
mîkat mahallinden ihrâma girer ve umre yapar.
Temettu' hacc›na niyet eden kimse umreyi
tamamlad›ktan sonra hac için ihrâma girmezden evvel istediği kadar umre yapabilir. Baz›
âlimler umre yerine çok tavâf›n daha faziletli
olduğunu söylemişlerdir.20
20
‹rşâdü's-sârî ilâ Menâsik el-Molla Aliyyü’l-Kârî
108
Z‹LH‹CCE’N‹N 8. GÜNÜ (YEVM‹ TERV‹YE)
Temettü hacc›na niyet edip de umresini yapm›ş olan hac› aday› Mekke-i Mükerreme'deki
ikâmet ettiği yerden (ev veya otel) ayr›lmadan
önce ihrâm için îcâbeden temizlik ve haz›rl›ğ›
yapar, usulüne uygun olarak izar ve ridâ'ya bürünür. ‹ki rek'at ihrâm namaz›n› k›ld›ktan sonra
k›bleye dönüp hacca şöyle niyet eder (Vekil ise
filan ad›na diye niyet eder):
Allah'›m senin r›zân için hac yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl
eyle.
Niyetten hemen sonra art arda üç kere telbiye
okur, peşinden tekbîr ve Salevât-› Şerîfe getirir.
Böylece tekrar ihrâm yasaklar› başlam›ş olur.
Ziyâret tavâf›n›n sa'yini önceden yapmak isteyenler, hac için ihrâma girdikten sonra nâfile bir
tavâf›n peşinden hacc›n sa'yini Mina'ya gitmeden
önce yapabilirler. Bu takdîrde ziyâret tavâf›ndan
sonra sa'y yapmazlar.
Güneş doğduktan sonra Minâ’ya hareket
eder. Yolda çokça telbiye getirir, tekbîr, tehlîl ve
Salavat-› Şerîfe’ye devam eder.
109
Gece Minâ’da kal›r. Minâ’da EHæ vakit namaz
k›lmak sünnettir. Duâ ve Evrâd-› Ezkâr’a devam
eder.
Z‹LH‹CCE’N‹N 9. GÜNÜ
Zilhicce'nin 9. (Arefe günü) sabah namaz›n›
Minâ'da k›l›p, güneæ GRâGXNWDn sonra ArafâW'a
gider. gâOH\e kadar GXha namaz›, Wesbih namaz›
k›lar. Ezkâr'a, WHOEL\H
\H, VDOHYkW› æHUvIHOHUe,
KXU’ân› Kerim WLOkYeWLQe devam eder. +D\DW¿Q›n
en mXWOX gününde $IY› ¾OkKL\H
\e nâil olabilmek
için J|]\DæODU› içerisinde çokça Wevbe eder. A\ r›ca oROXk oRFXâXQD, akrabalar›na ve ÜmmeWi
0XKammed'e GXâ eder.
gâOe vakWi girince önce ezan, sonra hXWbe
RNXnXU. Cemi Wakdimle |âOe ve ikindi namazlar›
k›l›n›r. å|\Oe ki: gâOe namaz›n›n ilk döUWUeNDW
VQQHWLNÖOÖQGÖNWDQVRQUDNkPHWJHWLULOLS|âOHQD
PD]ÖQÖn farz› k›l›n›r. 6RQVQQHWNÖOÖQPDGanWHNUDU
LNLQFLELUNkPHWOHLNLQGLQDPD]ÖQÖQIDUzÖ kÖOÖQÖU.
Namazdan sonra göz \DæODU› içerisinde ArafâW
vakfesi yap›l›r. Güneş bat›ncaya kadar çokça duâ
ve niyaz ile ibâdet eder. Akşam güneş batt›ktan
sonra akşam namaz›n› k›lmadan Müzdelife'ye
hareket eder.
Müzdelife'ye vas›l olunca bir ezan, bir kamet
ile akşam ve yats› namaz›n›n farzlar›n› birlikte
110
k›lar. Buna cem-i tehir denir. Sonra yats›n›n son
iki rek'at sünnetini ve vitir vâcibi k›l›n›r.
Sünnet olduğu için geceyi Müzdelife'de geçirir. Kul haklar›n›n bile affedildiği rivâyet olunan
Müzdelife'de geceyi iyi değerlendirmek laz›md›r.
Ayr›ca nohuttan büyük f›nd›ktan küçük yetmiş tane taş toplay›p su ile y›kad›ktan sonra bir
bez veya poşet içerisine koyar.
Vakti girince sabah namaz› k›l›p, göz yaşlar›
içerisinde vâcip olan Müzdelife vakfesini yapar.
Güneş doğmadan Minâ'ya hareket eder.
Z‹LH‹CCE’N‹N 10. GÜNÜ
Bayram›n birinci günü Minâ'da biraz dinlendikten sonra yan›na ald›ğ› yedi (7) adet taş ile
Cemre-i Akabe’yi (büyük şeytan) taşlar. Şöyle
ki; yedi adet taş› sol avucuna al›r. Taşlar›, sağ
elin baş ve şahâdet parmaklar›n›n uçlar› ile tutar
ve büyük şeytana en az 3-5 metre kadar yaklaş›r ve her taş›:
“Bismillâhi Allâhü ekber, rağmen li'ş-şeytâni
ve h›zbihî" diyerek atar.
Birinci taş› att›ktan sonra telbiyeyi keser ve art›k okumaz. Duâ için durmaz, yürürken duâ eder.
111
Birinci günü şeytan taşlaman›n sünnet olan
vakti: güneşin doğmas›ndan öğle vaktine
kadard›r. Güneş doğmadan mekruhtur. Öğleden güneşin batmas›na kadar olan vakit câiz,
güneş batt›ktan sonra imsak vaktine kadar
mazeretsiz mekruhtur.
Bayram›n birinci günü şeytan› taşlad›ktan
sonra kurban keser veya kesildiğinden emin
olunca, tıraş olup (kendi saç›n› tıraş edebileceği
gibi başkalar›n›n da saç›n› tıraş edebilir) ihrâmdan ç›kar. Önceki elbiselerini giyebilir.
Böylece ziyâret tavâf›n› yap›ncaya kadar
han›m›na yaklaşman›n d›ş›ndaki ihrâm yasaklar›
kalkar.
Bayram›n ilk üç gününde, uygun bir vakitte
Beytullah'a gidip farz olan ziyâret tavâf›n› yapar.
Ziyâret tavâf›n›n bayram›n birinci günü yap›lmas›
efdaldir. Tavâf namaz›n› k›l›p bolca zemzem içer.
Arkas›ndan -önceden yapmam›şsa- vâcib olan
sâ'yi yukar›da umre bahsinde beyan edildiği gibi
yapar. Biiznillâh hac tamamlanm›ş olur.
Ziyâret tavâf›n› yapt›ktan sonra tekrar Minâ'ya
döner. Zîra bayram gecelerinde Minâ'da gecelemek Hanefî mezhebine göre sünnet-i müekkede
olup, diğer üç mezhebe göre vâcibdir.
112
Bayram›n ikinci ve üçüncü günleri s›ras›yla
küçük, orta ve büyük cemrelere taş atar. Üçüncü günü taşlar› att›kd›kdan sonra, güneş battıktan sonra Minâ'dan ayr›l›r. Güneş batıncaya
kadar Minâ’da kalmak mekruhtur.
Bayram›n dördüncü günü sabah namaz›n›n
vaktinden önce Minâ'dan ayr›lmam›ş olanlara
şeytan taşlamaları vaciptir. O günde zevâlden
sonra s›ras›yla üç şeytana yedişer taş atarlar ve
Mekke-i Mükerreme'ye dönerler. ‹mâm A'zam
hazretlerine göre zevâlden önce de atmak câizdir.21 Eğer kurban›n dördüncü günü şafak
att›ktan sonra taşlar› atmadan giderse vakti geçtiği için kurban kesmek lâz›m gelir.
Mekke-i Mükerreme'den ayr›lacağ› zaman
vedâ tavâf›n› yapar. Böylece temettu hacc›
tamamlanm›ş olur.
21
‹rşâdü's-sârî ilâ Menâsik el-Molla Aliyyü’l-Kârî
113
TEMETTU HACCININ ÖZET‹
Mîkat'ta ihrâm ve umreye niyet:
Umre Tavâf›
Umre'nin sa'yi
Tıraş ve ihrâmdan ç›kma
En son Zilhicce'nin 8. günü sabaha kadar
ihrâma girmek ve farz hacca niyet etmek
Zilhicce'nin 8. günü Minâ
Zilhicce'nin 9. günü Arafât vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Müzdelife vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Cemre-i Akabe'ye yedi
taş
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Kurban kesmek
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Tıraş ve ihrâmdan ç›kmak
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Farz tavâf ve
sa'y
Zilhicce'nin 11. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Zilhicce'nin 12. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Mekke-i Mükerreme’den ayrılmadan Vedâ
tavâf›
114
C- HACC-I KIRÂN
K›rân hacc› yapacak olan kimse, yolu üzerinde bulunan mîkat s›n›r›n› geçmeden önce ihrâm
haz›rl›ğ› yapar.
Şöyle ki: T›rnaklar›n› keser, koltuk alt› ve kas›klar›n› temizler, gerekiyorsa saç, sakal ve b›y›klar›n› düzeltir, mümkünse gusül abdesti veya
abdest al›r, güzel koku sürünür, üzerindeki bütün
elbiselerini ç›kar›p izar ve ridâ denilen iki parça
ihrâm örtüsüne bürünür.
Kerâhet vakti değilse iki rek'at ihrâm namaz›
k›lar (sünnettir).
Namaz ve duâ bittikten sonra hac ve umreye
beraber şöyle niyet eder:
Allâhümme innî ürîdü'l-hacce ve'l-umrate feyessirhümâ lî ve tekabbelhümâ minnî.
Allâh›m senin r›zân için umre ve hac yapmak
istiyorum. Bunlar›n edâs›n› bana kolay k›l ve
her ikisini benden kabûl eyle.
Vekîl ise; "Allâh›m! Senin r›zan için ............
ad›na umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl eyle!" diye niyet eder.
115
Niyetten hemen sonra üç kere telbiye okur.
Telbiye şudur:
Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ve’n-ni‘mete
leke ve’l-mülk. Lâ şerîke Lek.
Meâlî: Buyur Allâh'›m, buyur. Senin ortağ›n
yok. Buyur. Hamd sana mahsustur. Nimet ve
mülk senindir. Senin ortağ›n yoktur.
Böylece ihrâma girmiş olur. Kâbe-i Muazzama'ya var›ncaya kadar tekbîr, tehlîl, salevât-ı
şerîfe ve telbiyeye devâm eder.
Kâbe-i Muazzama’y› görünce göz yaşlar› içerisinde "ALLÂHÜ EKBER" diyerek selâmlar.
Ellerini kald›r›p şöyle dûâ eder: "Allâh›m, beyt-i
atîkin hürmetine afv-ı ilâhine, feyz-i ilâhine,
nûr-u ilâhine mazhar eyle. Şu anda yapt›ğ›m
dualar›m› makbul eyle."
Duâdan sonra umre tavâf› için Haceru’l-Esved'e yönelir ve şöyle niyet eder:
116
Allâh'›m, r›zâ-i şerîfin için umre tavâf› yapmak istiyorum. Bana kolayl›k ihsan et ve benden
kabûl buyur.
Ayr›ca kalben: "Ya Rabbi, lütfunla seni ezelde
tasdik ettim. Şimdi yine bütün letâifimle ve
senin lütfunla seni tasdîk ediyorum. Haremullah'da (beyti şerîfinde)kki Haceru’l Es'âd›n içerisine ahdimizin bir nüshas›n› vazettin (koydun).. Şu
anda yine senin lütfunla kalbimi o ahdin hizâs›na getiririp r›zâ-i şerîfin için bedenimi kal›p
olarak basmaya ve böylece ahdimi tazelemeye
niyet ettim. Lütfunla kereminle kabul eyle,
Alllah›m." dedikten sonra, Hacer-i Esved’in bulunduğu yere gider. Mümkünse başkas›na eziyet
vermeksizin Hacer-i Esved'i öper. Değilse,
Hacer-i Esved'e dönüp "
" (Bismillâhi
Allâhü ekber) diyerek istilâm yapar, sağ elinin
içini öper. Daha sonra tekbîr, tahmîd ve salavât
getirir.
Umrenin sa'yi de bu tavâftan sonra yap›lacağ›
için, Tavâf›n tamam›nda ›zd›ba, ilk üç şavt›nda
remel yapar.
‹ki rek'at tavâf namaz›n› k›l›p bol bol zemzem
içtikden sonra Hacer-i Esved'i istilâm edip,
umrenin sa'yini yapmak üzere Safâ'ya yönelir.
117
Safâ ve Merve aras›nda yedi defa gidip gelmek
suretiyle sa'yini yapar. Erkekler, iki yeşil direk aras›nda "hervele" yapar. Umrenin sa'yini yapt›kdan
sonra tıraş olmaz ve ihrâmdan ç›kmaz.
Umre tamamland›ktan sonra biraz dinlenebilir. Tekrar kudûm tavâf› yapar. Eğer hacc›n
sa'yini önceden yapmak isterse tavâf-› kudûmde
›zt›bâ ve remel de yapar. Farz olan ziyâret tavâf›ndan sonra yapacaksa "›zd›ba ve remel" yapmaz. Tavâf bittikten sonra iki rek'at tavâf namaz›n› k›lar, duâ edip bol bol zemzem içer.
Hac vazifelerini tamamlay›ncaya kadar ihrâmdan ç›kmaz. Zilhicce'nin 8. gününe kadar istediği kadar nâfile tavâf yapabilir. Ama umre
yapamaz.
Z‹LH‹CCE’N‹N 8. GÜNÜ
(YEVM-‹ TERV‹YE)
Terviye günü, diğer hac›larla berâber güneş
doğduktan sonra Minâ'ya hareket eder. Yolda
çokça telbiye getirir, tekbîr, tehlîl ve Salevât-›
Şerîfe'ye devam eder.
Gece Minâda kal›r. Orada 5 vakit namaz
k›lmak sünnettir. Duâ ve Evrâd-› Ezkar'a devam
eder.
118
Z‹LH‹CCE’N‹N 9. GÜNÜ
Zilhicce'nin 9. (Arefe günü) sabah namaz›n›
Minâ'da k›l›p, güneş doğduktan sonra Arafât'a
gider. Öğleye kadar duha namaz›, tesbih namaz› k›lar. Ezkâr'a, telbiye'ye, salevât-› şerîfelere,
Kur'ân-› Kerîm tilâvetine devam eder. Hayat›n›n
en mutlu gününde Afv-› ‹lâhiye'ye nâil olabilmek
için gözyaşlar› içerisinde çokça tevbe eder. Ayr›ca çoluk çocuğuna, akrabalar›na ve Ümmet-i
Muhammed'e duâ eder.
Öğle vakti girince önce ezan, sonra hutbe okunur. Cem-i takdimle öğle ve ikindi namazlar› k›l›n›r. Şöyle ki: Öğle namaz›n›n ilk dört rek'at sünneti k›l›nd›ktan sonra, kâmet getirilip, öğle namaz›n›n farz› k›l›n›r. Son sünnet k›l›nmadan tekrar
ikinci bir kâmetle ikindi namaz›n›n farz› k›l›n›r.
Namazdan sonra gözyaşlar› içerisinde Arafât
vakfesi yap›l›r. Hac› efendi güneş bat›ncaya kadar çokça duâ ve niyazda bulunup, ibâdete devâm eder. Akşam güneş batt›ktan sonra akşam
namaz›n› k›lmadan müzdelife'ye hareket eder.
Müzdelife'ye vas›l olunca bir ezan, bir kamet
ile akşam ve yats› namaz›n›n farzlar›n› birlikte
k›lar. Buna cem-i tehir denir. Sonra yats›n›n
son iki rek'at sünnetini ve vitir vâcibi k›lar.
119
Sünnet olduğu için o geceyi Müzdelife'de geçirir. Kul haklar›n›n bile affedildiği rivâyet olunan Müzdelife'de geceyi iyi değerlendirmek laz›md›r.
Ayr›ca nohut büyüklüğünde yetmiş tane taş
toplay›p su ile y›kad›ktan sonra bir bez veya
poşet içerisine koyar.
Vakti girince sabah namaz›n› k›l›p, gözyaşlar›
içerisinde vâcib olan Müzdelife vakfesini yapar.
Güneş doğmadan Minâ'ya hareket eder.
Z‹LH‹CCE’N‹N 10. GÜNÜ
Bayram›n birinci günü Minâ'da biraz dinlendikten sonra yan›na ald›ğ› yedi (7) adet taş ile
Cemre-i Akabe’yi (büyük şeytan) taşlar. Şöyle ki;
yedi adet taş› sol avucuna al›r. Taşlar, sağ elin baş
ve şahâdet parmaklar›n›n uçlar› ile tutarak, büyük
şeytana en az 3-5 metre yaklaş›r ve her taş›:
"Bismillâhi Allâhü ekber, rağmen liş-şeytâni
ve h›zbihi." diye duâ ederek atar.
Duâ için durmaz, yürürken duâ eder.
Birinci günü şeytan taşlaman›n sünnet olan
vakiti: güneşin doğmas›ndan öğle vaktine ka120
dard›r. Güneş doğmadan mekruhtur. Öğleden
güneşin batmas›na kadar olan vakitte câiz, güneş batt›ktan sonra imsak vaktine kadar mazeretsiz tehiri mekruhtur.
Bayram›n birinci günü şeytan› taşlad›ktan
sonra kurban keser veya kesildiğinden emin
olunca, tıraş olup (kendi saç›n› tıraş edebileceği
gibi başkalar›n›n da saç›n› traş edebilir) ihrâmdan ç›kar. Önceki elbiselerini giyebilir.
Böylece ziyâret tavâf›n› yap›ncaya kadar
han›m›na yaklaşman›n d›ş›ndaki ihrâm yasaklar›
kalkar.
Bayram›n ilk üç gününde, uygun bir vakitte
Beytullah'a gidip farz olan ziyâret tavâf›n› yapar.
Ziyâret tavâf›n›n bayram›n birinci günü yap›lmas› efdaldir. Tavâf namaz›n› k›l›p bolca zemzem içer ve üstüne döker veya vücûduna sürer.
Arkas›ndan vâcib olan sâ'yi (yukar›da umre bahsinde beyan edildiği gibi) yapar. Bi-iznillâh hac
tamamlanm›ş olur.
Ziyâret tavâf›n› yapt›ktan sonra tekrar Minâ'ya
döner. Zîra bayram gecelerinde Minâ'da gecelemek hanefî mezhebine göre sünnet-i müekkede
olup, diğer üç mezhebe göre vâcibdir.
121
Bayram›n ikinci ve üçüncü günleri de cemrelere taş atar. Üçüncü günü taşlar› att›kdan
sonra, akşam namaz›ndan evvel Minâ'dan ayr›l›r. Zîra akşam namaz›ndan evvel ayrılmak sünnet, güneş batt›ktan sonra ayr›lmak ise mekruhtur.
Bayram›n dördüncü günü sabah namaz›n›n
vaktinden önce Minâ'dan ayr›lmam›ş olanlar o
günde zevâlden sonra s›ras›yla üç şeytana yedişer
taş atarlar ve Mekke-i Mükerreme'ye dönerler.
‹mâm-ı A'zam hazretlerine göre zevâlden önce de
atmak câizdir22. Eğer kurban›n dördüncü günü
şafak att›ktan sonra taşlar› atmadan giderse vakti
geçtiği için kurban kesmek lâz›m gelir.
Mekke-i Mükerreme'den ayr›lacağ› zaman
vedâ tavâf›n› yapar. Böylece Hacc-› k›rân tamamlanm›ş olur.
22
Dürer hâşiyesi.
122
KIRÂN HACC'ININ ÖZET‹
Mîkat'ta ihrâm, umre ve hacca niyet
Umre Tavâf›
Umre'nin sa'yi
Kudûm tavâf›
Zilhicce'nin 8. günü Minâ
Zilhicce'nin 9. günü Arafât vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Müzdelife vakfesi
Zilhicce'nin 10. günü Cemre-i Akabe'ye yedi taş
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Kurban kesmek
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Tıraş ve ihrâmdan ç›kmak
Zilhicce'nin 10, 11 ve 12. günü Farz tavâf ve sa'y
Zilhicce'nin 11. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Zilhicce'nin 12. günü s›ras›yla üç şeytan› taşlamak
Mekke-i Mükerreme’den ayrılmadan Vedâ tavâf›
123
HAC VE UMREDE
C‹NÂYETLER VE CEZÂLARI
Cinâyet Nedir?
Hac veya umrede vâcib olan menâsikten birinin mazeretsiz terk edilmesi, zaman›nda
yap›lmamas›, ihrâml› iken yasak olan fiîl ve davran›şlar›n yap›lmas›d›r. Bunlardan bir k›sm›
hacc› ifsâd edip kazâs›n›, bir k›sm› deve kurbân
etmeyi, bir k›sm› da koyun ve keçi kesmeyi îcabettirir. Ayr›ca cinâyetlerden bir k›sm› ihrâml›ya, bir k›sm› da Harem-i Şerîfe aittir.
C‹NÂYETLER VE CEZÂLARI
a) Hac ve Umre'yi Bozup Kazâs›n› Gerektiren Cinâyetler:
Hac için ihrâma girdikten sonra -hac nâfile
olsa dahî- Arafât vakfesini yapmadan han›m›na
yaklaşsa bu kimsenin hacc› fâsit olur. Fâsit olan
bu hacc›n› b›rakmay›p tamamlamas›, sonraki
y›llarda kaza etmesi icâbeder. Hacc›n› kaza
ederken, bozulan hacdaki cinâyeti sebebiyle bir
koyun veya keçi kesmesi de lâz›m gelir.
Umre için ihrâma girdikten sonra tavâf›n
dört şavt›n› tamamlamadan han›m›na yaklaşan
124
kimsenin umresi fâsit olur. Bozulan bu umreyi
tamamlay›p işlediği cinâyetten dolay› bir koyun
veya keçi kesmesi ve bozulan bu umreyi kaza
etmesi gerekir.
b) Bedene (deve veya s›ğ›r kesmek) Gerektiren Cinâyetler:
Arafât vakfesinden sonra, t›raş olup ihrâmdan ç›kmadan önce han›m›na yaklaşan veya
ziyâret tavâf›n› cünüp olarak yapan kimsenin
hacc› fâsit olmaz, fakat deve kurban etmesi
vâcip olur. Han›mlar hay›z ve nifas hallerinde
cünüp hükmündedirler.
c) Dem (koyun veya keçi kesmek) Îcâp Eden
Cinâyetler:
Hacc›n vâciblerinden birinin terk edilmesi veya
geciktirilmesi (terk edilmeyi veya geciktirmeyi câiz
k›lan meşru bir özür bulunmazsa) cezây› gerektirir. Şâyet mûteber bir özür olur veya semâvî bir
mâni bulunursa cezâ gerekmez. Diğer üç mezhebe göre bu kişinin hacc› fâsit olur.
Kullar taraf›ndan olmayan semâvî mazeretler: hastal›k, yaşl›l›k gibi sebeplerle tavâf veya
sa'yin yürüyerek yap›lamamas›, kad›nlar›n hay›z
ve nifas hallerinden dolay› ziyâret tavâf›n› bayram günlerinden sonraya b›rakmalar› ve vedâ
tavâf›n› terk etmeleri gibi.
125
Bu hususlar şunlard›r:
1- Mîkat› ihrâms›z geçmek.
2- Müzdelife vakfesini özürsüz terk etmek.
3- Şeytan taşlamay› tamamen terk etmek veya bir günde at›lmas› gereken taşlar›n yar›dan
çoğunu atmamak.
4- Ziyâret veya umre tavâf›n›n son üç şavt›n›
veya birini yapmamak.
5- Sa'yin tamam›n› veya çoğunu terk etmek
veya -özürsüz- yürüyerek yapmamak.
6- Ziyâret veya umre tavâf›n› abdestsiz, umre,
vedâ veya kudûm tavâflar›n› cünüp olarak yapmak.
7- ‹mâm-› Âzam Hazretlerine göre ziyâret tavâf›n› bayram günlerinden sonra yapmak; T›raş› Harem hudutlar› d›ş›nda veya bayram günlerinden sonra olmak.
8- ‹mâm-› Âzam Hazretlerine göre taş, baş,
t›raş tertibine uymamak.
9- Afâkî olanlar›n vedâ tavâf›n›n tamam›n›
veya dört ve daha fazla şavt›n› yapmamas›.
10- Arefe günü güneş batmadan evvel mâzeretsiz olarak Araâfat bölgesinden ayr›lmak.
126
d) ‹hrâm Yasaklar›na Uymamakla Alâkal›
Cinâyetler:
1- Saç, sakal gibi uzuvlar›ndan birini süs için
yağlamak veya süs için k›na gibi bir şey ile
boyamak.
2- Saç, sakal veya vücudunun başka bir uzvunun dörtte birini veya daha fazlas›n› t›raş ettirmek.
3- Bir gece veya gündüz müddetince, elbise,
çorap, topuklar› kapal› ayakkab› giymek veya
baş› ve yüzü örtmek.
4- Ayn› yerde olmak şart› ile bir kerede vücudun veya bir uzvun tamam›na güzel koku sürünmek.
5- T›raş olduktan sonra, ziyâret tavâf›n› yapmadan han›m›na yaklaşmak.
6- ‹hrâml› iken, eşini şehvetle öpmek, tutmak, okşamak, oynaşmak ve cinsi münâsebete
götüren benzeri davran›şlarda bulunmak.
7- Bütün t›rnaklar›n› veya bir el yahut bir
ayağ›n t›rnaklar›n›n tamam›n› bir defada ayn›
yerde kesmek.
Yukar›da zikredilen maddelerin tamam› için
bir dem (koyun veya keçi) gerekir.
127
e) F›t›r Sadakas› Kadar Tasadduk Gerektiren
Cinâyetler:
1- Bir uzvun tamam›nâ değil de, bir k›sm›na
yağ veya güzel koku sürmek.
2- Baş› bir gün veya bir geceden daha az bir
zaman örtülü tutmak.
3- Bir el veya ayağ›n t›rnaklar›n›n beşten
az›n› bir yerde kesmek veya bir el veya ayağ›n
t›rnaklar›n›n tamam›n› ayr› ayr› yerde kesmek.
4- Saç veya sakal›n veyahut başka bir uzvun
dörtte birinden daha az k›sm›n› t›raş etmek.
5- Elbise, yahut topuklar› kapatan ayakkab›lar›; bir gündüz veya gece süresinden daha az
bir zaman giymiş olarak bulunmak.
6- Cemrelere eksik taş atmak; Eksik kalan
her taş için ayr› ceza (sadaka) gerekir.
7- Üçten fazla haşere (bit veya çekirge gibi)
öldürmek.
8- Başkalar›n› t›raş etmek, t›raş ettiği ister
ihrâml› ister ihrâms›z olsun.
9- Vedâ tavâf›n›n veya Sa'yin dördüncü şavttan sonraki şavtlar› eksik b›rakmak veya -özürsüz- yürüyerek yapmamak.
10- Kudûm veya vedâ tavâf›n› abdestsiz yapmak. Hanefî mezhebinin d›ş›ndaki diğer üç
mezhepte abdestsiz yap›lan tavâf bat›ld›r.
128
f) F›t›r Sadakas›ndan Daha Az Bir Sadaka
Vermeyi Îcâp Ettiren Suçlar:
1- Vücudundan k›l koparmak.
2- ‹hrâms›z bir kişinin t›rnak veya b›y›ğ›n›
kesmek.
3- Üçten az haşere öldürmek.
g) Harem Hududlar›n›n Avlar› ve Bitkileri ile
Alâkal› Suçlar:
Harem sahas› ile alâkal› suçlar sâdece ihrâml›
kimseler için değildir. Bu bölgenin av›n›n avlanmas›, kendiliğinden biten ve kurumuş olmayan
ağaç ve otlar›n›n kesilmesi ve kopar›lmas›, ihrâml›
olsun, olmas›n herkes için Harâmd›r. Ancak
insânlar taraf›ndan ekilip dikilen otlar›, ağaçlar› ve
meyveleri koparmakta beis yoktur. (Bak›n›z: İhrâm›n yasaklar›)
Harem bölgesinin av›n› avlayan kişinin k›ymetini tasadduk etmesi gerekir.
HACCA BEDEL GÖNDERMEK
Hem mâlî ve hem de bedenî ibâdet olan hacda, ancak âcizlik ve zarûret halinde vekil göndermek câizdir. Bizzat edâya gücü yetenler için
câiz değildir.
Üzerine hac farz olduğu halde hayatta iken
bizzat haccetmedikleri gibi vekil de gönderme129
miş kimselerin, ölümlerinden önce hacca vasiyet etmeleri vâciptir. Yine terekenin üçte bir
bedel göndermeye kâfî ise vârislerin bunu yerine getirmesi vâcip olur.
Ölen kimse vasiyyet etmemişse, mirasç›lar
vekil göndermekle mükellef olmazlar. Ancak,
ölenin vasiyyeti olmad›ğ› halde, mirasç›lar›n
masraf› kendi mallar›ndan karş›layarak kendilerinin gitmeleri veya vekil gönderip haccettirmeleriyle de mükellefin hac borcu ödenmiş olur.
HACDA VEKÂLET‹N
C‹Z OLMASININ ŞARTLARI
1- Vekil gönderecek kimseye hac farz olmak.
2- Acizlik, vekâlet zaman›ndan ölümüne kadar devam etmek. Ölmeden evvel âcizlik sona
ererse, farz hacc›n yerine geçmez. Kendisinin
bizzat haccetmesi laz›m gelir.
3- Vekil göndermezden evvel özür mevcut
olmak. S›hhatli kimse vekil gönderdikten sonra
âciz olsa, önceki vekâlet kâfi gelmez.
4- Ad›na haccedilecek kişi, kendi yerine haccetmesini vekilden istemiş olmal›d›r.
5- Vekil olarak hacca giden kimse, niyeti gönderen ad›na etmelidir. Niyetin kalpten yap›lmas›
yeterlidir.
130
6- Vekilin masraf›, gönderen taraf›ndan ödenmelidir. Kendi paras› ile başkas› ad›na hacceden
kimse, kendisi ad›na haccetmiş olur.
7- Ücret şart k›l›nmamak: bir kimse hac için
kiralan›rsa, müvekkili değil de, kendi nâm›na
haccetmiş olur.
8- Vekil gönderilen kişi, gönderenin şartlar›na muhalefet etmemelidir. Mesela benim ad›ma
hacc› ifrad yap dediyse, hacc› k›rân yapamaz.
9- Vekil yürüyerek değil, vas›ta ile haccetmelidir.
10- Vekil olan kimse, bizzat kendisi haccetmek.
11- Vekil hacc› ifsat etmemek. Şâyet hacc›
ifsât ederse paray› geri ödemesi gerekir.
12- Bir hac için niyyet etmek; ‹ki ayr› hac
için niyyet edemez. Yâni hem kendi yerine ve
hem de başkas› yerine gidemez.
HEDY VE UDH‹YYE KURBANLARI
Hac menâsiki ile alâkal› olarak kesilen kurbanlara "hedy" denir. Hedy, Harem'e ve Kâbe'ye hediye olmak üzere kesilen kurband›r.
Kurban bayram›nda belirli şartlar› hâiz Müslümanlar›n kestiği kurbana ise "udhiye" denir.
Hacda bulunan Müslümanlar udhiye (kurban)
131
kesmekle mükellef değildirler. Lâkin nâfile olarak kesmeyi isterlerse, istedikleri yerde keserler
veya kestirirler.
KURBAN KESMEK
Hac ve umreyi berâber yapt›klar› için k›rân ve
temettü hacc› yapanlar›n şükür kurban› (hedy)
kesmeleri vâcibtir. Hacc-› ‹frad yapanlara müstehapt›r.
Kurban Kesilecek Mekan: Harem'dir. Harem’den başka yerde kesmek câiz değildir.
Kurban günlerinde Minâ'da, kurban günlerinin
d›ş›nda kesilirse Mekke'de kesmek sünnettir.
Kurban›n Kesileceği Zaman: Bayram›n birinci
günü şafağ›n atmas›yla başlar; Bayram›n üçüncü
günü güneş bat›ncaya kadar devâm eder.
Kurban günlerinden evvel kesmek ittifakla câiz
değildir. Kurban günlerinden sonra kesilirde,
vacib terk edildiği için ayr›ca bir ceza kurban›
daha kesmek laz›m gelir.
Kurban Kesmenin Sünnet Vakti: Bayram›n
birinci günü güneş doğduktan sonrad›r. Şeytan
taşlama ile t›raş olma aras›nda kesmek vâcibtir.
Kurban›, kurban günlerinde Minâ'da kesmek sünnet. Mekke'de ve Haremin her taraf›nda kesmek
câizdir. Fakat sünneti terk ettiği için mekruh olur.
132
Hacc-› Temettu veya Hacc-› K›rân yapan
kimse kurban kesmeden ölürse, vasiyet etmesi
laz›md›r. Hacc-› Temettu veya Hacc-› K›ran’da
bulunan kimse, kurban almaya muktedir olmazsa
on gün oruç tutmas› vâcip olur. Üç gününü hacdan evvel, yedi gününü hacdan sonra tutar.
‹HSÂR VE FEVÂT (HACCI GEÇ‹RMEK)
‹hsar: Hac için ihrâma girmiş kimsenin, ihrâma girdikten sonra Arafat vakfesi ile ziyâret tavâf›ndan, umre için ihrâma giren kimsenin de,
tavâftan men edilmesi veya al›konulmas›d›r.
‹hsâr sebepleri şunlard›r:
1. Düşman taraf›ndan men olunmak.
2. Y›rt›c› hayvan taraf›ndan men olunmak.
3. Hapsedilmek suretiyle men olunmak.
4. Hastalanmak. Gittiği takdirde hastal›ğ› artacak olursa ihsarl› olur.
5. Bir taraf› k›r›lmak veya gidemeyecek şekilde ma'zur olmak.
6. Kad›n›n kocas› veya mahreminin yan›nda
bulunmamas›.
7. Kad›n ihrâma girdikten sonra kocas› veya
mahreminin yolda ölmesi
8. Nafakas› zayi olmak.
9. Vas›tas› helak olmak.
10. Yürümekten âciz olmak.
133
11. Yolu şaş›rmak.
12. Kad›n kocas›ndan izinsiz nâfile hac için
telbiye getirip ihrâma girse, yan›nda mahremi
bulunsa bile kocas› mâni olursa ihsarl› olur.
13. Kad›n ihrâm için telbiye getirdikten sonra
kocas› boşasa, o kad›n›n iddet beklemesi vâcib
olduğundan ihsarl› olur.
Bu anlat›lan hususlardan birisi ihrâma girdikten sonra ve Arafât'ta vakfeden evvel meydana
gelirse ister kad›n olsun, ister erkek olsun o
kimse ihsarl› olur.
‹HSÂRLININ HEDY GÖNDERMES‹
Hac veya umre için ihsârl› olan kimsenin, ihrâmdan ç›kmak için kurban veya kurban paras›
göndermesi vâcib olur. Birini bu hususta vekil
tutar. Vekil onun yerine kurban› Harem bölgesinde keser.
Belli bir vakit üzerinde anlaşmalar› vâcibtir;
Tayin edilen vakitte vekil kurban› keser, ihsârl› da
ihrâmdan ç›kacağ› zaman› bilmiş olur.
‹hsarl› tıraş olmasa bile ihsar kurban›n›n kesilmesiyle ihrâmdan ç›kmış olur.
Fevât (Hacc› geçirmek): Hac için ihrâma giren
kimse, -velev ki bir an olsun- Arafât'ta vakfede
bulunamazsa hacc› geçirmiş olur.
134
Özürlü veya özürsüz vakfeyi geçiren kimse
üzerine, sûreten umre yaparak ihrâmdan ç›kmak
laz›m gelir. Çünkü kişi sahih olarak ihrâma girdikten sonra ihrâmdan ç›kmak ancak hac veya
umre yapmakla mümkündür: Tavâf ve sa'y ettikden sonra t›raş olur veya k›salt›r, ihrâmdan ç›kar
ve daha sonraki y›llarda hacc›n› kazâ eder. Üzerine umre, kurban ve vedâ tavâf› laz›m gelmez.
Eğer Hacc-› K›rân yap›yorsa, hacc› geçirmeden umre yapm›şsa Hacc-› İfrâd yapan gibidir.
Umre yapmam›şsa önce umre için tavâf yapar ve
sa'y eder. Hacc›n› geçirdiği için tavâf ve sa'y
eder, t›raş olur, ihrâmdan ç›kar. K›rân kurban›
sâk›t olur. Yaln›z hacc›n› kaza eder.
Hacc›n Kazas›n› İcap Eden Sebepler:
1. Arafât vakfesini geçirmek.
2. Arafât vakfesinden ihsârl› olmak, al›konulmak.
3. Arafât vakfesinden evvel cinsi münasebette bulunmak
4. Hac için ihrâma girdikten sonra ihrâm›
terk etmek.
135
136
DÖRDÜNCÜ KISIM
MEKKE-‹ MÜKERREME'DEK‹
Z‹YÂRET YERLER‹ VE
MÜBÂREK MEKÂNLAR
Mekke-i Mükerreme'de bulunan mübârek
mekânlar›n bir k›sm›, doğrudan doğruya hac ve
umre menâsiki ile alâkal› olduğu için kitab›n
içinde daha evvel yeri geldikçe îzâh edildi. Bunlar; Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Harâm, Hatîm,
Hicr-i ‹smâil, Hacer-i Esved, Makâm-› ‹brâhîm,
Zemzem-i Şerîf, Safâ, Merve, Arafât, Müzdelife
gibi mübârek mahallerdir.
Mekke-i Mükerreme: Mekke-i Mükerreme,
Müslümanlar›n k›blesi olan Kâbe-i Muazzama'n›n, ibâdetlere bire yüz bin sevap ihsan edilen Mescid-i Harâm'›n bulunduğu, Resûlullah
Efendimiz (s.a.v.)'in doğduğu, nübüvvet ve
risalet verildiği, Kur'ân-› Kerim'in âyetlerinin bir
çoğunun nâzil olduğu, ‹slâm'›n şartlar›ndan hac
vazifesinin îfâ edildiği mübârek şehirdir.
Mekke'nin Kur'ân-› Kerim’de geçen isimleri:
1- Mekke 2- Bekke 3- Ümmül-Kurâ 4- El-Beled
137
5- El-Beledül-Emin 6- El-Belde 7- Harâmün
Emin 8- Vâdi ⁄ayri Zî Zer'in 9- Meâd 10- Karye
11- El-Mescidü’l-Harâm
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicret esnas›nda
Mekke-i Mükerreme'den hicret etmek üzere
ayr›l›rken şöyle buyurmuşlard›r: Allah'a yemin
ederim ki sen, Allah'›n arzlar›n›n en hay›rl›s› ve
en sevimlisisin. Ben senden ç›kar›lm›ş olmasam,
senden ç›kmazd›m.
1- PEYGAMBER‹M‹Z'‹N (S.A.V.)
DO⁄DU⁄U EV
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili
Peygamberimiz, milâdi 571 y›l› Nisan›n›n 20'sine
isâbet eden Rebîulevvel ay›n›n 12'nci Pazartesi
gecesi tan yeri ağar›rken Mekke'de şu an kütüphâne olarak kullan›lan evde dünyâ'y› şereflendirdi.
Peygamber Efendimiz hicretleri esnâs›nda bu
mübârek evi Hazret-i Ali efendimizin kardeşi
(Ukayl)’e hediye etmiş. Ukayl'in evlatlar› da
Haccâc'›n kardeşine satm›şlard›r. Bilâhere
Harûn Reşîd'in annesi sat›n alarak buray› yenileyip mescid hâline getirmiştir. Kânuni Sultan
Süleyman zaman›nda yeniden yap›lm›şt›r. Şu
anda evkâf kütüphanesi olarak kullan›lmaktad›r.
138
Peygamber Efendimiz’in doğduğu ev
Diğer mübârek haneler Mescid-i Harâm’›n
genişlemesiyle y›k›l›p Mescid-i Harâm’a dahil
edilmiş, bir k›sm› çarş› ve yollara kat›lm›şt›r.
Resûlullah'›n doğduğu, bir çok hârikulade
hâdisenin cereyan ettiği o mübârek mekân›
ziyâret etmek ve O'na salât-ü selâm okumak
elbette rahmet ve şefâate vesîle olacakt›r.
2- HIRA DA⁄I - NÛR DA⁄I VE MA⁄ARASI
Gâr-› H›ra: Mescid-i Harâm'a 5 km. mesâfede
Mescid-i Harâm'›n kuzey doğusunda Cebel-i
139
H›ra Dağ›
Nûr'un zirvesindedir. Mağaran›n uzunluğu 3 m.,
genişliği 1,30 m., yüksekliği 2 m.dir.
H›ra Mağaras›
140
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 39 yaş›nda sad›k
rüyâlar görmeye başlam›şt›. Son 6 ayda tamamen şehirden, evlerden ve insanlardan uzak bu
mağarada tefekkür ile meşgul oluyordu. Mîlâdî
610 y›l› Ramazan›n›n 17'sinde H›ra mağaras›nda
iken Cibril-i Emin ilk vahyi getirmişti. Cebrâil
(a.s), Yâ Muhammed! Ben Cebrâil'im, sen de
Allâhü Teâlâ’n›n peygamberisin. Dedikten sonra
Kur'ân-› Kerim’in ilk âyetlerini okudu. Bu sûretle
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) peygamberlikle vazifelendirilmiş oldu.
3- SEVR DA⁄I VE MA⁄ARASI
Mescid-i Harâm'›n güney cephesinde, takriben
4 km uzakl›kta, Arafât yolu üzerindedir. Dağ›n
eteği ile zirvesi 458 m, takriben 1,5 saatte yaya
ç›k›labilen bir mesâfedir.
Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Ebû Bekr-i S›ddîk
(r.a.) ile hicret ederken bu mağaraya girerek 3
gece kald›lar. Mağaraya önce Hz. Ebû Bekir girerek zararl› bir şey olup olmad›ğ›na bakm›ş, sonra
da Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) girmiştir. Hz. Ebû
Bekr'in oğlu Abdullah, gündüzleri müşriklerin
aras›nda dolaş›yor, geceleri mâlûmat getiriyordu.
Kölesi Amr ‹bn-i Füheyre ise o civâra koyunlar›
141
Sevr Dağ›
sürüyor. Hem Abdullah'›n izlerini kaybettiriyor ve
hem de süt ikram ediyordu.
Bu mağarada üç mûcize sudûr etmiştir. Hz.
Ebû Bekir'in ayağ›n› y›lan sokmuş, Resûlullah
Efendimiz (s.a.v.) mübârek tükürüklerini sürmüş,
o anda ac›s› geçip, şifa bulmuştu. Onlar içeri
girdikten sonra Allah'›n emriyle mağaran›n
ağz›na örümcekler ağ germiş ve güvercinler yuva
yapm›şlard›. Müşrikler mağaran›n önüne kadar
gelmişler, içlerinden biri aramak istemiş,
Umeyye Bin Halef ona "Orada ne işin var, akl›n›
m› yitirdin? Orada Muhammed doğmadan örüm142
cekler ağ›n› germiş, kuşlar yuva yapm›ş" deyince
mağaraya girmekten vazgeçtiler.
4- CEBEL-‹ EBÛ KUBEYS
Safâ tepesinin üzerinde 120 m. yükseklikte
şerefli bir dağd›r. Bugün üzerinde otel bulunan
mahaldir. Tarihte bir çok hâdiseler cereyan
etmiştir. Nuh Tufan›ndan Hz. ‹brahim (a.s.)’a
kadar Hacer-i Esved bu dağ›n zirvesinde muhâfaza edilmiş. Şakkul Kamer (ay›n ikiye ayr›lma)
mucizesi burada tahakkuk etmiş, en meşhur
kavle göre Hazreti ‹brâhîm (a.s.), bu dağ›n zirvesinden insanlar› hacca davet etmiştir.
Âdem aleyhisselâm vefat edince buraya defnedilmiş. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) burada
namaz k›lm›ş. Namaz k›ld›ğ› arsaya mescid binâ
edilmişti.
5- DÂRU'L-ERKAM
Sahâbe-i Kirâm’dan ‹bn-i Erkam (r.a.) hazretlerinin evidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
Müslümanlar›n adedi 40 oluncaya kadar, yâni
Hazreti Ömer ‹bn-i Hattab hazretleri Müslüman
oluncaya kadar, Dâr-ul Erkam gizli olarak İslâm’a
dâvet merkezi olarak kullan›lm›şt›r.
143
Dâr-ul Erkam Safâ'ya yak›n bir yerdedir. Safâ'ya yak›n kap›lardan birinin ad› da Erkam’d›r.
Safâ'n›n şark taraf›ndan 36 m, şu an elektrikli
merdivenin başlad›ğ› yeri takip eden mekand›r. Bu
mekan hicri 171 senesinde mescid olarak yap›lm›ş, hicri 1375 senesine kadar bütün Müslümanlar hürmet göstermişler. Bu tarihte Mescid-i
Harâm'› genişletmek maksad› ile y›k›lm›şt›r.
6- MESC‹D-‹ ŞECERE
Mescid-i Cin’in hizas›nda bir mesciddir. Peygamber Efendimiz Mescid-i Cin’in bulunduğu
yerde cinnilerden gelen bir heyetle görüşmüştür. Bu hususu ‹bn-i Mesud Hz. şöyle anlat›yor;
Cinler Peygamber Efendimize, "Senin Allah'›n
resûlü olduğuna kim şâhitlik eder?" diye sordular. Yak›nlar›nda bir sak›z ağac› vard›. Peygamber Efendimiz o ağaca işâret ederek; "Şu ağac›
gördünüz mü? O şahitlik ederse iman eder misiniz?” Cinler "Evet iman ederiz" dediler. Bunun
üzerine Peygamberimiz ağac› çağ›rd›, ağaç dallar›n› budaklar›n› sürükleyerek geldi; "Benim
Allah'›n resulü olduğuma şehadet eder misin?”
diye sordu. Ağaç; "Şehadet ederim ki sen Allah'›n
resûlüsün" dedi. O ağac›n bulunduğu ve bu mucizenin tahakkuk ettiği yere mescid yap›ld›.
144
7- MESC‹D-‹ C‹N
Mekke-i Mükerreme'de, Cennetü’l-Muallâ
kabristanl›ğ›na yak›n bir mescid-i şerîftir. Peygamber Efendimiz hicretten üç y›l evvel Tâif'ten
dönerken bu mescidin arsas›nda sabah namaz›
k›ld›. Namazda okuduğu Kur'ân-› Kerim’i cinlerden yedi kişi dinlemiş ve iman etmişlerdi.
8- CENNETÜ’L MUALLÂ
Harem-i şerîfin yaklaş›k iki kilometre kuzeyinde olan bir kabristanl›kt›r. Burada mü'minlerin
annesi Hazreti Haticetü'l Kübra (r.anha)'n›n
mübârek kabirleri, sahâbe-i kiram, tâbiin ve sâlihinden bir çok kimselerin kabirleri vard›r. Abdullah ‹bn-i Zübeyir (r.anhüma), Hz. Ebû Bekr’in
büyük k›zlar› Esmâ (r.anha), yine Hz. Ebû Bekr’in
oğlu Abdurrahman (r.a), Abdullah ‹bn-i Ömer
(r.a), Osman Bin Talha (r.a) hazretleri gibi Sahâbe-i Kirâm’›n büyüklerinden bir çok zatlar›n
kabirleri de buradad›r.
Hazreti Hatice (r.anha), hicretten üç y›l kadar
önce vefât etmiş. Kabrine bizzat Peygamberimiz indirmiş ve vefât›na çok üzülmüştür. Zira
Hz. Hatice vâlidemiz, Peygamberimize ilk iman
145
etmiş, en büyük maddi ve mânevi destekçisi
olmuş, peygamberimizin yedi çocuğunun alt›s›
Hz. Hatice'den doğmuştur.
Hz. Hatice vâlidemizin aç›k kerâmeti olarak
rivâyet edilir ki; herhangi bir kad›n, bir şeyde
âciz kal›pta onun türbesine gidip, O'nu vesile
k›larak Allâhü Teâlâ’dan yard›m talep etse her
halde maksad›na ulaşarak döner.
9- MESC‹D-‹ ‹ŞE
Harem-i Şerîf’e 6 km. mesâfede, Medîne
taraf›ndan harem hududu olan Tenim'dedir.
Hazreti Âişe, Vedâ Hacc›’nda Peygamberimizle
beraber haccetti. Özrü sebebiyle umre yapamam›şt›. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'e, Medîne'ye dönecekleri zaman; " Ya Resûlallah!
İnsanlar hac ve umre ile dönüyor, ben ise umreden mahrum oldum" dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kardeşi Abdurrahman (r.a.) hazretleri ile beraber umre yapmak için Tenim’e gönderdiler. Ve orada ihrâmlan›p, iki rekat ihrâm
namaz› k›ld›lar. Bunun için orada yap›lan mescide, Mescid-i Âişe ismi verilmiştir.
146
10- MESC‹D-‹ CÎRÂNE
Bu mescid-i şerîf Mekke-i Mükerreme ile Tâif
aras›ndad›r. Peygamberimiz (s.a.v.) Hazretleri,
hicretin sekizinci y›l›nda Tâif'in fethinden dönerken Zilkade ay›n›n on ikinci Çarşamba günü
buradan umre için ihrâma girmiştir. Bu mübârek yerden yetmiş peygamberin ihrâm giyip
umre yapt›klar› Peygamber Efendimiz’den
(s.a.v.) nakil olunmuştur.
11- HUDEYB‹YE
Harem hudutlar› hâricinde, mescid-i Harâma
22 km, şu an Şümeys diye isimlendirilen yerdir.
Bî'at-ür-R›dvan, Hudeybiye musalahas› burada
yap›lm›şt›r. Peygamberimiz (s.a.v.) Hicretin 6.
y›l›nda 1400 kadar ashâb› ile umre yapmak
üzere buraya kadar geldiler. Kureyşliler oradan
ileri gitmelerine mâni oldu. Peygamberimiz
(s.a.v.), Kureyşlilerle görüşmek üzere Hz. Osman'›
gönderdi. Hz. Osman'›n şehîd edildiği haberi
geldi. Müslümanlar Şecere-i R›dvan alt›nda
müşriklerle son demlerine kadar harb etmeye
bî'at ettiler. Bu biata "Bî'at-› R›dvan" diye isim
verildi. Hz. Osman salimen döndü. Kureyşliler
147
sulh isteğini arz etti ve sulh yap›ld›. Kurbanlar
kesilerek umre yap›lmadan dönüldü.
12- CEBEL-‹ RAHME VE
MESC‹D-‹ SAHRAT
Cebel-i Rahme: Âdem aleyhisselam›n, yer
yüzüne inişinin yüzüncü senesi, Kâbe'nin inşâs›n› tamamlad›ktan sonra Havvâ Vâlidemizle
buluştuklar› mübârek mevkidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) arefe günü öğle
ile ikindiyi Mescid-i Nemre'de k›lm›ş, Cebel-i Rahme'nin eteğinde Mescid-i Sahrat'›n bulunduğu arsaya gelmiş, arafat vakfesini orada yapm›şt›r.
Mescid-i Sahrat; Cebel-i Rahme'ye ç›karken
sağ tarafa düşen, yar›m metre civâr›nda bir
duvar ile çevrili k›ble taraf›na uzunluğu 13 m,
genişliği 8 m. civar›nda olan yerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vedâ hutbesini
burada îrâd buyurmuşlard›r.
13- MÜZDEL‹FE
Müzdelife: Arafât ile Minâ aras›nda, Harem
s›n›rlar› içerisinde, müzdelife vakfesinin yap›ld›ğ› mukaddes yerdir..
Müzdelife: ‹zdilaftan yak›nl›k ve toplanmak
manas›na gelir.
148
Müzdelife, Hz. Âdem ile Havva Vâlidemizin
Arafât'tan sonra zifaf olduklar› (buluştuklar›)
yerdir. "Meş’ari Harâm" da denir.
Müzdelife'de Kuzah Dağ›’n›n yan›nda Mescid-i Meş’ar-i Harâm (Mescid-i Âdem) isminde
bir mübârek mescid vard›r.
Müzdelife, Peygamber Efendimiz'e üzerinde
kul hakk› olanlar›n da bağ›şlanacağ›na dâir müjdenin verildiği, şeytanlar›n ise perişan olduğu
yerdir.
14- M‹NA
Minâ: Men ve ‹hsan manas›na Cenâb-› Hakk’›n
rahmet ve bereketinin bol olduğu yerdir.
Minâ, Mekke-i Mükerreme'nin doğusunda,
Sab›r Dağ› ile Mürselat Dağ› aras›ndad›r.
Beytullah'a 6 km uzakl›ktad›r.
Minâ, Harem hudutlar› içerisinde olup, Hazreti ‹brâhîm'in şeytan› taşlad›ğ›, oğlu ‹smail
(a.s.)'a bedel olarak koç kestiği, Mescid-i Hayf'›n
bulunduğu, Ensar ile Birinci ve İkinci Akabe biatlar›n›n yap›ld›ğ›, Veda Hacc› esnas›nda Nasr
Sûresi’nin nâzil olduğu, teşrik günlerinde Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’in gecelediği ve Mürselat sûresinin nâzil olduğu mübârek bir mekând›r.
149
Mina Çad›rlar›
Arafâta giderken yevmi terviyede bir gün,
şeytan taşlama günlerinde üç gece Minâ'da
kalmak sünnettir.
Buraya ne zaman gelinirse duâ ve niyazda
bulunulmal›d›r.
15- MESC‹D-‹ HAYF
Minâ Dağ›’n›n güneyinde, küçük şeytana yak›n, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ve bir çok
peygamberin namaz k›ld›klar› yerdir.
Mescid-i Hayf isminin verilmesi; Hz. ‹brâhîm
oğlu ‹smail (a.s)'› kurban etmeye götürürken
burada vazîfesini yap›p, yapamayacağ› korkusu
içerisinde olduğu içindir.
Mescid-i Hayf da Çad›r şeklindeki kubbenin alt›nda Peygamber Efendimizin çad›r› mevcut idi.
Behcetü’t-Takva'da, bu kubbenin alt›nda 400
Peygamberin medfun bulunduğu yaz›l›d›r. Bunun için bu kubbeye "Kubbetü'l Enbiya'' denir.
Mir'âtü'l-Harâmeyn’de bildirildiğine göre:
Hz. Âdem mescidin girişinde sol taraftaki minârenin alt›nda medfundur. Hz. Âdem'in cenâze namaz›n› oğlu Şit (a.s.) k›ld›rd› ve Ebû Kubeys
151
Dağ›’na defnetti. Nuh (a.s.) da Hz. Âdem'in
kabrini gemiye al›p tufandan sonra Mescid-i
Hayf'deki bu minârenin alt›na defnetti.
Mescid-i hayf gayet mübârek ve mukaddes
bir mekân olduğu için burada çokça ibâdet yapmak laz›md›r.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki:
Yetmiş Peygamber haccetti, hepsi Kâbe'yi
tavâf ettikten sonra Mescid-i Hayf'ta namaz
k›ld›. Eğer kâdir olursan›z orada namaz k›lmay›
b›rakmay›n. (Mir'atü’l-Haremeyn c.1, s.1130)
Mescid-i Hayf’ta yetmiş peygamber namaz
k›ld›. Musa (a.s) da onlardand›r. Ben onu görür
gibi oluyorum.
Zeyd ‹bn-i Esved (r.a.) buyurmuşlard›r ki; Resûlullah'›n Vedâ Hacc›’nda ben de beraberdim.
Resûlullah ile beraber sabah namaz›n› Mescid-i
Hayf’ta k›ld›m.
Ebu Hureyre (r.a) hazretleri; "Ben Mekke
ehlinden olsa idim her cumartesi günü Mescid-i
Hayf’ta namaz k›lmak üzere Minâ'ya giderdim"
buyurmuşlard›r.
152
16- MESC‹D-‹ BÎA
Birinci ve İkinci Akabe bîat›n›n yap›ld›ğ› mübârek mescittir. Minâ'dan Mekke-i Mükerreme'ye gelirken sağ tarafta Büyük Şeytan'a
takriben 300 m. mesâfede Osmanl› yap›s›
küçük bir mesciddir.
Birinci Akabe Bîat›, Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)’in nübüvvetinin 12'nci senesinde hac
niyetiyle Medîne'den gelen Evs ve Hazrec kabilelerinden 12 kişi ile yap›ld›. Bir sene sonra
yine hac mevsiminde 73 erkek 2 kad›n olmak
üzere 75 kişi ile bîat yap›lm›ş, bu bîata: Bîatü’lAkabetü’l-Kübrâ denmiştir.
153
Mescid-i Nebevî
BEŞ‹NC‹ KISIM
PEYGAMBER EFEND‹M‹Z’‹ (S.A.V.) VE
MEDÎNE-‹ MÜNEVVERE'Y‹ Z‹YARET
Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) Ziyâret:
Medîne-i Münevvere'ye giden kimsenin niyet
ve maksad› tamamen Resûlullah Efendimiz’i
ziyâret etmek ve onun mübârek rûhâniyeti ile
müşerref olmak, onun mescidini de ziyaret edip,
orada namaz k›lmak olmal›d›r.
Peygamber Efendimizi ziyâret etmek, gücü
yetenler için vâcib derecesinde bir sünnettir.
Vâcib diyenler de olmuştur. ‹mkân› olduğu halde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'i ziyâret etmemek büyük gaflettir.
Resûlullah Efendimiz’i ziyârete giden kimse,
yol boyu salâtü selâm› çok söylemeli. Gittikçe
azmi, aşk›, muhabbeti artmal›. Tevbe ve istiğfarla Resûlullah (s.a.v.)’in şefâatini ümit etmelidir.
155
Meâli: Şâyet onlar kendilerine zulmettikleri
vakit sana gelip Allah'tan mağfiret dileselerdi
onlara peygamberde (sende) mağfiret isteyiverseydin elbette Allah'› tevbelerini hakk›yla
kabul edici çok bağ›şlay›c› bulacaklard›. (Nisâ,
âyet 64)
Bu âyet-i kerîmede, Resûlullah (s.a.v.)’in şefâatine mazhar olan günahkârlar›n Allah taraf›ndan ilâhi affa nâil olacaklar›na ve tevbelerinin
kabul olunacağ›na işâret vard›r.
Büyük âlim ‹mâm-› Kastalânî şöyle söylemektedir; Rasûlü Ekrem'in kabr-i şerîfini ziyâret
mânevi yak›nl›ğa vesîle olan işlerin en büyüklerinden tâat ve ibâdetlerin en fazla ümit bahşedenlerinden, yüce derecelere erişmenin en uygun yollar›ndand›r. Kim bunun aksine inan›rsa,
İslâm bağ›ndan soyunmuş, Allah'a, Rasûlüne ve
âlimler topluluğuna muhâlefette bulunmuş olur.
Resûlullah Efendimiz buyuruyorlar ki:
Manas›: Kim (Allah'›n r›zas›n›) umarak Medîne'de beni ziyâret ederse (mutî) olana k›yâmet
156
günü şâhit, (âsi olana) şefâatç› olurum. (Feyzü'lKadir c.6, s.140)
Manas›: Kim beni vefât›mdan sonra ziyâret
ederse, beni hayat›mda iken ziyâret etmiş gibidir. (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Manas›: Kabrimi ziyâret edene şefâatim vâcib olur. (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
RESÛLULLÂH'I Z‹YÂRET‹N ÂDÂBI
Ziyârete gidecek olan kimse, mümkünse gusül
abdesti al›p, en güzel elbiselerini giyer ve koku
sürünür, bulunduğu yerden aşk ve muhabbetle
ç›kar, salâtü selâma devam ederek, kalbi ve kal›b›
ile edeble mütevâzî bir şekilde önüne bakarak
yürür.
Bâb-› Cibrîl'den veya ona yak›n bir kap›dan
girmek efdaldir. Mümkün ise Ravza-i Mutahhara’ya gidilir. Kerâhat vakti değilse iki rekat
tahiyyetü'l-mescid namaz› k›l›n›r. Sonra bu saâdete erişmesinden dolay› ayr›ca iki rekat daha
teşekkür namaz› k›l›n›r ve duâdan sonra salât ve
157
selam ile Resûlullah'›n vech-i şerîfleri hizâs›na
üç metre mesâfede edeble ve huzûrla durulur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sûretini hayal
ederek mübârek nazarlar›n›n kendisine müteveccih olduğuna ve selâm›n› alacağ›na, duâ ve
niyâzlar›n› işiteceğine, duâs›na âmîn demek lütfunda bulunacağ›na inanarak:
Es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühû" diyerek selam verir.
Kendisine emânet edilen selâmlar varsa onlar›
da Fahr-i Âlem Efendimize arzetmelidir. Kabr-i
saâdet önündeki duvara yaklaş›p el sürmekten
veya yüksek sesle duâ etmekten sak›nmal›d›r.
Dilediği hay›rl› şeyler için duâ etmeli, kimse
için bedduâ etmemelidir. Kendisi, âile-efrâd› ve
Ümmet-i Muhammed için duâ eder. Sonra da
bir metre ilerleyip Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer
rad›yallâhü anhümâ hazretlerini selâmlar, onlar›
da vesile k›larak Hz. Allah'a duâ edilir.
En makbûl olan ziyâret Peygamber Efendimizin mübârek ayak uçlar› taraf›ndan gelinerek
yap›lan ziyârettir. Ancak bu her zamanPP
NQROPDPDNWDGÖU
158
Peygamberimizi ziyârette riâyet edilece
hususlar:
1. ‹nsanlara zahmet vermekten kaç›nmak.
2. Mümkünse Hücre-i Saâdet ile aras›ndaki
mesâfe 3 m. olmal›.
‹mâm-› Rabbânî Hazretleri buyuruyor ki: "Ey
ziyâretçi kardeæ! Resûlullah Efendimiz’in yan›na
fazla yaklaæma! Zîra Enbiyâ-i Mürselîn ve Melâike-i Kiram Rasûlüllah’› ziyâret ediyor, seninle
beraber daâlar, beldeler ziyâret ediyorlar.
(Mektûbât-› åHUvIe)
3. Saâa sola iltifattan uzak, boynu bükük,
önüne bakar vaziyette bulunmak.
4. Yüksek sesle konuæPDPDk.
5. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’i ziyâretten
sonra EDæWa Hz. Osman,Ehl-i BeytYH$VKkEÖ.LUkm
(rad›yallâhü anhüm ecmaîn) olmak üzere- ehl-i Bakî
ziyâret edilir.
MEDÎNE-‹ MÜNEVVERE
Medine-i Münevvere Arabistan’›n bat›s›nda,
Mekke-i Mükerreme'nin kuzeyinde, K›z›ldeniz’e
130 km. uzakl›kta olup deniz seviyesinden yüksekOLâi 619 m.'dir. Mekke-i Mükerreme'ye uzak O¿â› hicret yolu üzerinden 418 km.dir. Kuzeyin de Uhud Daâ¿, güneyinde ise Âir Daâ› vard›r.
Bugünkü nüfusu 900.000 civâr›ndad›r.
159
160
Hücre-i Saâdet ve Ravza-i Mutahhara’n›n krokisi
161
Eski ismi Yesrib olan bu şehire, Resûlullah
Efendimiz’in bu şehri nurland›rmas› ile Darülhicre, Medinetünnebi, Medine-i Münevvere
denilmektedir.
Medine-i Münevvere, Resûlullah Efendimiz’in
hicret vatan›d›r. Başkalar› yard›m elini çekerken, yard›m elini uzatan şehirdir. ‹slam devletinin ilk başşehridir. Dîn-i Mübîn-i ‹slam’› tebliğ
için yabanc› ülkelere elçiler göndererek onlar›
‹slam’a davet ettiği şehirdir. Mekke-i Mükerreme'den sonra en mübarek şehirdir. Kur’ân-›
Kerim'in yar›dan fazlas›n›n indirildiği yerdir.
O nurlu şehir ki Hâtemü’l-Enbiyâ orada,
Resûlullah'›n dünya ve âhiret arkadaşlar› Hz.
Ebû Bekir ve Hz. Ömer orada, âhirete aç›lan
dünya penceresi, cennet bahçesi ve Mescid-i Nebevî orada. Başta Hz. Osman (r.a.) olmak üzere
10 bin sahâbinin medfun bulunduğu Cennetü’l
Bakî orada, başlar›nda Hz. Hamza'n›n bulunduğu 70 şehitle kendisine bakan gözleri nurland›racak Uhud Dağ› orada. K›blemizin değiştiği Mescid-i K›bleteyn, Takva üzerine binâ edilen Mescid-i Kubâ ve Yedi Mescidler orada.
Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'nin bütün beldelerden üstün olduğu üzerine
ittifak vard›r.
162
Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki:
Manas›: Medine, ‹slâm'›n kubbesi, ãmân'›n
yurdu, hicret mahalli, helâl ve haram›n aç›kland›â› makamd›r. 7HUâvE 2/228)
Manas›: Kimin Medine'de ölmeye gücü yeterse orada vefât etsin, muhakkak ben, burada
vefât edenlere æefâat edeceâim.
2/223)
Medine-i Münevvere'ye sayg› ve hürmet ge rekir. Burada yap›lan ibâdetlerin gerek füyûzâ t›nda gerekse neticede ihsan olunan sevaplarda
üstünlük ve fazlal›k vard›r. Mekke-i Mükerreme
ve Medine-i Münevvere'de ikâmet etmek, nefsine güvenip oran›n haklar›na ve edeplerine riâyet
edemeyecekler için mekruhtur. (Lübab
i
s.351)
¾PDP¿0kOLN5DK0HGLQH
\HJLUGLâL]DPDQELQ
mesi için kat›r getirdiklerinde yürüyemez durumda
163
(mâzeretli) olduğu halde, "Resûlullah Efendimiz’in
mübârek ayaklar›yla bast›ğ› bir yeri kat›r›n ayaklar› ile çiğnemek bana münâsip değildir." diyerek
kat›ra binmeyi reddetmiş ve Resûlullah'›n huzuruna zorlukla ulaşm›şt›r.
Şâir Nâbi bir heyetle beraber hacca gider.
Medine-i Münevvere'ye yaklaşt›klar› zaman heyetteki bir paşan›n ayağ›n› uzat›p yatt›ğ›n› görür
ve seslice şu beyti okur:
Sak›n! Terk-i edebden gûyi mahbûb-i hüdâd›r bu.
Nazargâh-› ilâhîdir Makâm-› Mustafâ'd›r bu.
Habib-i Kibriyâ'n›n hâbgâh›'d›r fazilette.
Tefevvügu kerde-i Arş-› Cenâb-› Kibriyâ'd›r bu.
Murâât› edeb şart›yla Nâbi gir bu dergâhâ.
Metâf-› kudsiyân'd›r, Bûsegâh-› enbiyâ'd›r bu.
Manâs›:
Peygamberimizin beldesine girerken edepsizlikten
sak›n.
Çünki buras› Nazargâh-› ‹lâhîdir,Makâm-› Mustafâd›r.
Bu makam Habîb-i Kibriyân›n istirahat ettiği yerdir.
Fazilet bak›m›ndan Arş-› Âlâ’n›n dahî üstündedir.
Ey Nâbi, bu dergâha edebe riâyetle gir. Çünkü buras›;
Enbiyân›n yüz sürdüğü, rûhâniyetin tavâf ettiği yerdir.
164
Sabah olunca müezzinlerin minârelerden bu
beyitleri söylediklerini görünce sorar: Siz bu beyitleri kimden öğrendiniz? Cevap verirler: "Bu gece
Efendimiz bize bu beyitleri tâlim ettirdi ve minârelerden söylememizi emir buyurdular" derler.
Ecdâd›m›z bu mübarek beldeye çok sayg›
göstermişler: Abdülhamid Han Hazretleri Hicaz
Demiryolu’nun yap›m› s›ras›nda demiryolunu
yapan ekibe (hürmet ve tâzim ifâdesi olarak) şu
tâlimat› vermiş: "Medine-i Münevvere'ye yaklaşt›ğ›n›z zaman mümkün olan âletlerin üzerine
keçeler sar›n›z ki, fazla gürültü olmas›n. Peygamber Efendimiz’in ve burada yaşayanlar›n
ruhlar› rahats›z olmas›n."
MESC‹D-‹ NEBEVÎ
Mescid-i Nebevî: Peygamber Efendimiz hicret ettikten sonra ilk olarak Mescid-i Kubâ’y›
daha sonra da Mescid-i Nebevî’yi inşâ ettiler.
Mescid-i Nebevî Peygamber Efendimiz zaman›ndan günümüze kadar 10 defa genişletilmiştir.
1- Peygamber Efendimiz zaman›nda (‹lk mescid, Milâdî: 622-623)
Resûlullah Efendimiz, Medine-i Münevvere'ye ilk teşriflerinde devesi Kasvâ'n›n çöktüğü
arsay› Sehl ve Süheyl adlar›ndaki iki yetim kar165
deşten sat›n al›p Mescid-i Nebevî'nin temelini
att›. (Buhârî, Menâk›bü'l-ensâr/45)
‹nşaat esnas›nda kendileri bizzat çal›şt›lar.
Mescid-i Nebevi'nin şark taraf›na Hz. Âişe Vâlidemizin hücresini, sonra da diğer vâlidelerimizin hücreleri yap›ld›.
Takrîben bir sene inşâs› süren ve 623 senesi
Nisan ay›nda tamamlanan Mescid-i Nebevî'nin
uzunluğu 35 m. eni 30 m. (1.050 m2) kadar idi.
2- Peygamber Efendimiz zaman›nda (ikinci
defâ, Milâdî: 628)
Müslümanlar›n say›s›n›n artmas›yla Mescid-i
Nebevi ihtiyâca cevap vermiyordu. Rasûlüllah
Efendimizin talimât›yla hicretin yedinci senesinde Hayber'in fethinden sonra takrîben uzunluğu
ve genişliği elli metre (2.500 m2) dört köşe olarak genişletildi. Mescid-i Nebevî’nin bu k›sm›,
direklerde Hadd-i Mescid-i Nebevî levhâlar› ile
gösterilmiştir.
3- Hz. Ömer Efendimiz zaman›nda. Milâdî:
638
4- Hz. Osman Efendimiz zaman›nda. Milâdî:
649-650
5- Emevî Halifesi Velîd zaman›nda.
6- Abbâsi Halîfesi Mehdî zaman›nda.
166
7- Memlük Sultân› Kay›tbay zaman›nda.
8- Osmanl› Sultan› Abdülmecid zaman›nda.
Milâdî: 1850-1860
Osmanl› sultanlar›ndan Kanuni Sultan Süleyman ve ‹kinci Mahmud Mescid-i Nebevî'de baz›
imar ve tadilatlarda bulunmuşlard›r. ‹kinci Mahmud Han, Milâdî 1817-1837 y›llar›nda Memlük
Sultân› Kay›tbay taraf›ndan yenilenen Hücre-i
Saâdet'in üzerine taştan bir kubbe yapt›r›p, kurşunla kaplatt›rm›ş ve Kubbe-i Şerif’i yeşile
boyatt›rm›şt›r. Günümüze kadar gelen bu mübârek kubbeye ''Kubbetü'l-Hadrâ'' denilmektedir.
Ancak Sultan Abdülmecid Han Mescid-i Nebevî'nin tamam›n› yeniletmiş, ve genişliğini
10.939 m2 ye ç›kartm›şt›r. Zemini mermerle
kaplanan Mescid-i Nebevî'nin mihrab›, kubbeleri,sütunlar›, kap›lar› ve duvarlar› celî sülüs tarz›nda âyet-i kerimelerle ve hadîs-i şeriflerle tezyîn edilmiştir (mevcut şekliyle).
9- Suud Kral› Abdülaziz zaman›nda. Milâdî:
1949-1955
Kral Abdülaziz, Sultan Abdülmecid Han zaman›nda yapt›r›lan k›sm›n imâr›n› bozmadan
Mescid-i Nebevî'nin genişliğini 16.326 metrekareye ç›kard›.
167
10- Suud Kral› Fehd zaman›nda. Milâdî:
1984-1994
Tarihinin en büyük genişletme plan› ile doğu,
bat› ve kuzeyden Mescid-i Nebevî'nin alan› (birinci kat dahil) 165.326 m2 ye ulaşt›. Şimdi ayn›
anda (235.000 m2 avlusu ile birlikte) 650.000
kişi namaz k›labilmektedir. Ayr›ca Mescid-i
Nebevî'nin bodrum kat› garaj olarak kullan›lmaktad›r. (Hicaz Albümü, D.‹.B. Yay›nlar›: 669)
Medine-i Münevvere ile alakâl› Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki:
Manas›: Şu benim mescidimde k›l›nan bir namaz, Mescid-i Haram müstesnâ olmak üzere,
başka mescidlerde k›l›nan bin namazdan daha
faziletlidir. (Müslim c.4,s.214)
Manas›: Kim benim mescidimde k›rk vakit
namaz k›lar, hiçbir namaz› geçirmez ise, ateşten
beraat ve azaptan kurtuluş yaz›l›r. Ve nifaktan
uzak olur. (Müsned-i Ahmed)
168
169
MESC‹D-‹ NEBEVÎ'N‹N ‹ÇERİS‹NDEK‹
MÜBÂREK MEKÂNLAR
A- HÜCRE-‹ SAÂDET
Mescid-i Nebevî inşâ edilirken Rasûlüllah
Efendimiz için doğu duvar›n›n güney k›sm›na
bitişik iki adet hücre-i saâdet yap›ld›. Peygamber
Efendimize ve Ezvâc-› Mutahhare'ye tahsis edilen bu hücrelerin say›s› Efendimizin sağl›l›nda
dokuza ulaşt›.
Rasûlüllah Efendimizin irtihâli, nâş› şeriflerinin y›kanmas› ve defnedilmesi bu hücre-i şeriflerden Hazret-i Âişe Vâlidemizin hücresinde
tahakkuk etti. Hazret-i Âişe Vâlidemizin odas›na
bundan sonra Hücre-i Saâdet denildi. Hücre-i
Saâdet, Kâbe-i Muazzama dahil yeryüzünde en
faziletli mekând›r.
Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) vasiyeti üzerine,
Hazret-i Ömer (r.a.) da Âişe Vâlidemizden izin
alarak Hücre-i Saâdet'e defnedildiler.
Zaman zaman genişletilip tamiratlar gören
Hücre-i Saâdet, Vâli Ömer b. Abdülaziz zaman›nda Hazret-i Fât›ma Vâlidemizin de evini içerisine alacak şekilde genişletildi ve Kâbe-i Muaz170
Hücre-i Saâdet
zama'ya benzememesi için üçgen plan›nda
yap›ld›. Böylece Hücre-i Saâdet beşgen haline
getirildi: Etraf›n› çevreleyen k›s›mlar günümüzde olduğu gibi dikdörtgendi.
B- RAVZA-‹ MUTAHHARA
Ravza-i Mutahhara: Rasûlüllah Efendimizin,
kabr-i şerifleri ile minberi aras›nda bulunan mübarek yerdir. Ravza-i Mutahhara'dan başka yeryüzünde cennetten olduğu bildirilen başka bir
yer yoktur. (Müsned,7/289)
Ravza-i Mutahhara takrîben 15 m. uzunluğunda,
22 m. genişliğinde, 330 metrekare civâr›ndad›r.
171
Cennet bahçelerinden bir bahçe olmas›;
Ravza’da işlenen amel, kişiyi cennete vas›l k›lar,
bu dünyada ravzaya girenler âhirette de cennete
girecektir. Burada ibâdet kişiyi cennete götürür.
Rasûlüllah Efendimiz buyuruyorlar ki:
Manas›: Benim evimle minberim aras›, cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim
havz›m›n üzerindedir. (Sahîh-i Buhârî)
C- ASHÂB-I SUFFE
K›ble, Kâbe-i Muazzama taraf›na çevrilmeden önce Mescid-i Nebevî'nin kuzey taraf›na,
hurma dallar›yla bir gölgelik ve sundurma
yap›ld›. Buraya “Suffe” denildi. Burada kalan
Müslümanlara da "Ashâb-› Suffe" ismi verildi.
Ashâb-› Suffe'nin Medine-i Münevvere'de ne
evleri ne de akrabalar› vard›. Günlerini ilim tahsili ile geçirirler, Peygamber Efendimizin va'z ve
nasihatlerini dinlerler ve orada bulunmayanlara
anlat›rlard›.
Îcabeden tahsillerini tamamlad›klar› zaman
Peygamber Efendimiz taraf›ndan dünyan›n dört
172
bir taraf›na tebliğ için gönderilirlerdi. Say›lar›
400-500'e kadar ulaşan Ashâb-› Suffe bazan
gâzâlara da kat›l›rlard›. ‹çlerinden evlenenler,
Suffe'den ayr›l›rlar, yerlerine başkalar› al›n›rd›.
Bütün ihtiyaçlar›n› bizzat Resûlullah Efendimiz
takip ederdi.
RAVZA-‹ MUTAHHARA ‹ÇER‹S‹NDEK‹
BAZI MÜH‹M MEKÂNLAR
1- M‹NBER-‹ ŞER‹F
Mescid-i Şerif’in önceleri minberi yoktu. Peygamber Efendimiz ayakta zahmet çekiyordu.
Sonra bir hurma kütüğü bulunarak hutbe okunan
yere dikildi. Resûlullah (s.a.v.) bu hurma kütüğüne dayanarak hutbe îrâd ediyordu. Daha sonra
üç basamakl› bir minber yap›ld› ve Peygamber
Efendimiz hutbe için bu minbere ç›kt›lar.
Emeviler ve Memlûkiler zaman›nda yenilenen
Minber-i Şerif bilâhere Kubâ mescidine gönderilmiş, yerine Hicri 997 (Milâdî 1590) tarihinde Sultan Murad Han taraf›ndan armağan edilen alt›n
tezyinatl› bir mermer minber konulmuştur.
Yedi metre yüksekliğindeki bu zarif, şaheser
minber hâlen mevcut olup, yeni yap›lm›ş gibidir.
173
Minber-i Şerif
174
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’in minberi, ahirette Havz-ul Kevser'in yan›nda bulunacak ve
Onu herkes görecektir.
Minberin yan›nda işlenecek güzel ameller,
Havz-u Kevser'den içmeyi vâcip k›lar.
Rasûlüllah Efendimiz buyuruyorlar ki:
Manas›: Benim minberim cennet kap›lar›ndan bir kap› üzerindedir. (Müsned-i Ahmed c.5,
s.339)
2- M‹HRAB-I ŞER‹F
Mescid-i Nebêvi ilk yap›ld›ğ› zaman mihrab›
yoktu, ancak Peygamber Efendimiz’in namaz k›ld›rd›ğ› yer belirgindi. Ömer b. Abdülaziz Medine
Valiliği s›ras›nda Mescid-i Nebevi'yi imar ederken Resûlullah Efendimiz’in namazda durduğu
yere bir mihrap ilâve ettirdi. Emevîler, Abbâsiler,
Memlûkîler ve Osmanl›lar mihrab›n korunmas›
ve tezyin edilmesine âzamî gayret gösterdiler.
1984'te mihrap tamamen yenilenmiştir.
3- MAHF‹L (MÜEZZ‹NL‹K)
Hz. Ömer (r.a.)’in Mescid-i Nebevî’de şehit
edilmesinden sonra Hz. Osman, (r.a.) Bilal-i
175
Habeşi’nin (r.a.) müezzinlik yapt›ğ› yerde, zemini
yükseltilmiş ve çevresi muhafaza alt›na al›nm›ş
bir mahalde namaz k›lmay› âdet edinmişti. Daha
sonra müezzin mahfili (maksüre) olarak kullan›lan bu mekan''mukeEbiriyye'' ad›yla meşhur
oldu. ‹lk zamanlarda sade ve basit yap›da ahşap
olan mahfil, tamamen mermerden yap›lm›şt›r.
4- HANNÂNE D‹RE⁄‹
Peygamber Efendimiz’in üzerine dayanarak
hutbe okuduklar› hurma kütüğüdür. Müslümanlar çoğal›nca Resûlullah Efendimiz yeni minbere ç›kt›lar.
Daha önce Resûlullah Efendimiz’in dayand›ğ›
hurma kütüğü yavrusunu yitirmiş deve gibi feryat edip inlemeye başlad›. Peygamber Efendimiz elini üzerine koyunca sükun buldu.
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.), "Ey hurma
ağac›! Kesildiğin bahçeye mi, yoksa Firdevs
bahçesine mi girmek istersin? Seni bu iki emirden birini seçmekte muhayyer k›ld›m. Eğer eski
yerini istersen oraya döndüreyim, eskiden olduğu gibi neşvü nemâ bulup meyve verirsin. Şâyet
cennet bahçesini istersen Firdevs-i Âlâ’ya dikeyim tâ ki, cennet ›rmaklar›n›n tesiriyle her an
176
tâze meyve verip Allah dostlar›n› nimetlendiresin" buyurdular ve gülerek, "evet isterim" dedikten sonra yeni minberin alt›na bir görüş üzerine
sol taraf›nda bir yere gömdüler.
Ashâb-› Kirâm "Evet isterim" buyurmalar›n›n
sebebini sual ettiklerinde, "O ağaç cenneti istediler. Ben de onun isteğini va‘dettim" cevab›n›
ald›lar. (Mir'âtü-l Haremeyn c.2, s.407)
5- HAZRET‹ ‹ŞE - HÂCET D‹RE⁄‹
Hazreti Âişe Vâlidemizin duâs›n›n kabul
olunduğu mahaldir. Hz. Aişe "İnsanlar orada
namaz k›lman›n faziletini bilselerdi yar›ş›rlard›."
buyurmuştur. (Ahbâr-› Medine-i Rasül s.91)
Peygamber Efendimiz: "Mescidimde bir yer
vard›r. ‹nsanlar bilseler ancak kur'a atarak orada
namaz k›larlar." buyurmuştur. Hazreti Âişe vâlidemiz bunun bu direk olduğuna işâret etmiştir.
6- EBÛ LÜBÂBE - TEVBE D‹RE⁄‹
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu direğe yönelerek namaz k›lm›ş, k›bleye dönerek buna
dayanm›şt›r. Bunun yan›nda îtikafta bulunmuştur.
177
Ebû Lübâbe direği denmesi: Ebû Lübâbe
Hazretleri Ensar’dan olup Evs Kabilesindendir.
Benî Kurayza savaş›nda yahudilere, teslim olduklar› takdirde öldürüleceklerini işâret etmiş
olduğundan kendini mesciddeki bu direğin
bulunduğu yere bağlatt›. Tevbesi kabul edilmeden çözülmeyeceğine dâir yemin etti. Peygamber Efendimiz bu hâli öğrenince: "Eğer bana
gelmiş olsayd›, kendisi için istiğfar ederdim.
Madem ki böyle yapm›şt›r Allâhü Teâlâ kat›nda
tevbesi kabul edilmedikçe serbest b›rakmam"
buyurdu.
Ebû Lübâbe Hazretleri 15 gün kadar bağlı
kald›. Nihayet aff›na dair müjde geldi. Resûlullah Efendimiz mübarek elleriyle iplerini çözdü.
(‹slam Tarihi c.3, s.263)
7- SER‹R D‹RE⁄‹
Peygamber Efendimiz itikaf için yatağ›n› bu
direğin bulunduğu yere koyard›.
8- MUHARRES D‹RE⁄‹
Resûlullah Efendimiz’i düşmanlardan korumak maksad› ile nöbetçilerin beklediği direktir.
Hz. Ali (r.a) bunun yan›nda namaz k›l›p oturduğundan dolay› Hz. Ali direği de denilmiştir.
178
Meâli: "Allah seni insanlardan koruyacakt›r."
(Mâide Suresi, âyet 67)
Bu ayet nâzil olduktan sonra muhaf›zl›k vazifesi de son bulmuştur.
9- VÜFÛD D‹RE⁄‹
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), vüfûd-u arab,
yani arap kabileleri tarafından gönderilen elçileri bu sütun yanında kabul ederdi.
MESC‹D-‹ KUBA
Kuba Mescidi: Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)
Mekke'den Medîne'ye hicretleri esnas›nda Medîne'ye yaya bir saatlik mesâfede bulunan Kuba'da
14 gün müsafir kald›. Bu sure içerisinde ‹slam'da
ilk mescid bizzat kendileri de çal›şarak bina edildi. Burada namaz k›ld›.
Kuba Mescidi, Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebi
ve Mescid-i Aksâ'dan sonra en fazîletli mesciddir. Ziyaret etmek müstehapt›r. Cumartesi günü
ziyâret daha faziletlidir.
179
Meâli: Tâ ilk günden takva üzere tesîs edilen
mescid içinde namaz k›lman elbette daha
lay›kt›r. Onun içinde çok temizlenmeyi sevenler
vard›r. Allâhü Teâlâ çokça temizlenenleri sever.
(Tevbe Suresi, Âyet 108)
Kuba Mescidi
Rasülüllah Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar ki:
Kim evinde güzelce temizlenip abdest ald›ktan sonra başka maksatla değil, sade namaz
k›lmak için Kuba Mescidi’ne giderse bir umre
yapm›ş gibi sevap kazan›r. (Tecrid c.4, s.212)
180
Resûlullah (s.a.v.) her cumartesi günü binekli veyâ yürüyerek muhakkak Kuba Mescidi’ne gelirdi.
CUMA MESC‹D‹
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 14 gün Kuba'da
kald›ktan sonra bir Cuma günü Medîne'ye hareket etti. Yaklaşık 500 m. sonra Ranuna Vadisi’ne
vard›klar›nda öğle vakti olmuştu. ilk cuma namaz›n› burada k›ld›rd› ve hutbe okudu. Peygamber
Efendimiz taraf›ndan Cuma namaz› k›ld›r›lan bu
yerde şimdi Mescid-i Cuma bulunmaktad›r.
MESC‹D-‹ KIBLETEYN
‹slamiyet'in ilk y›llar›nda k›ble, Kudüs'teki
Mescid-i Aksâ idi. Peygamber Efendimiz ve ona
iman edenler Mescid-i Aksâ istikametine dönerek
namazlar›n› edâ ediyorlard›. Fakat Resûlullah
Efendimiz’in (s.a.v.) içinde hep Kâbe-i Muazzama'ya yönelmek arzusu vard›. Bu hususta duâ
ediyor ve vahyin gelmesini arzu ediyordu.
Hicretten 18 ay kadar sonra Şaban ay›n›n
15'inci günü Resûlullah (s.a.v.) Seleme Oğullar›
yurdunda öğle namaz›n›n iki rek'at› edâ edilmişti ki k›blenin çevrilmesi ile alâkal› aşağ›daki
âyet-i kerîme nâzil oldu. Peygamber Efendimiz
yönünü Beyt-i Makdis'ten Kâbe-i Muazzama'ya
181
çevirdi. Cemâatte saflar› ile birlikte döndüler ve
son iki rek'at› Kâbe'ye doğru k›ld›lar. Bundan
dolay› bu mescide "Mescid-i K›bleteyn" (iki k›bleli mescid) denilmiştir.
Manas›: Yüzünün gökyüzüne çevrilmekte olduğunu görüyoruz. Seni elbette hoşlanacağ›n k›bleye
döndüreceğiz. O halde yüzünü hemen Mescid-i
Harâm'a doğru çevir. Ey Mü'minler yüzlerinizi
onun yönüne çevirin. (Bakara Sûresi, Âyet 144)
HENDEK HARB‹N‹N YAPILDI⁄I YER
(YED‹ MESC‹DLER)
Hicretin 5'inci y›l›nda Müslümanlarla Mekke
müşrikleri ve müttefikleri aras›nda yap›lan Hendek Harbinin yap›ld›ğ› mahalde teberrüken yedi
mescid yap›lm›şt›r. Bu mescidlerden bir tanesi
Resûlullah Efendimiz’in çad›r›n›n kurulu olduğu
yerde bulunan "Fetih Mescidi" dir. Fetih Mescidi’nin bulunduğu yerde Peygamber Efendimiz
pazartesiden çarşamba gününe kadar "Ahzab
182
Duâs›" ile ilticâda bulundu. Duâs›n›n kabul olduğu bildirildi. Akşama doğru ç›kan çok şiddetli
bir rüzgar k›sa sürede f›rt›naya döndü. F›rt›na
müşrik ordusunu Medîne çevresinden at›ncaya
kadar devam etti. Sabah olunca hiçbir düşman
kalmam›ş f›rt›na da dinmişti.
Peygamber Efendimiz üç bin civar›nda ashab›
ile Seli Dağ› eteğinde ikamet ederek, Selmân-›
Fârisî’nin teklifi üzerine hendek kazmay› kararlaşt›r›p, bir rivâyete göre eni ve derinliği: 2,5
metre, diğer bir rivâyete göre de derinliği: 4,5
veya 5, eni de: 9 metredir. Ashâb-› Kiram'›n gayretleri ile 6 günde veya 24 günde kaz›lm›şt›r.
Kaz›lan hendeğin uzunluğu yaklaş›k 6000 metre,
baz›lar›na göre de 2700 metredir. Müşrikler bir
aya yak›n muhasarada bulunmuşlar ise de sonunda hezimete uğrayarak dönüp gitmişler.
Hendek kaz›l›rken baz› mucizeler zuhur etmiştir. Bunlardan biri, büyük bir kaya ç›km›şt›
bütün uğraşmalara rağmen onu kimse k›ram›yordu. Peygamber Efendimize haber verdiler.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) balyozu eline ald›,
Besmele ile kayaya vurdu; "Allâhü Ekber Şam’›n
K›rm›z› Saraylar›n›, Kisra’n›n Beyaz Saray›n› ve
Sana’n›n Kale Kap›lar›n› görüyorum" buyurarak
ileride oralar›n Fetih müjdesini verdiler.
183
Hz. Cabir, Resûlullah’›n karn›na taş bağlad›ğ›n›
görünce evine gitti, han›m›na neyimiz var, dedi.
Hanımı da biraz arpa ile bir oğlak var dedi. Oğlağ›
kesip çömlek içinde tand›ra, arpay› da öğüterek
ekmek yapmak üzere f›r›na koydu. Ya Resûlallah,
bir parça yiyeceğimiz var bir iki kişi ile teşrif
buyursan›z. Yemeğin ne olduğunu öğrenen
Peygamber Efendimiz bütün hendek ehlini davet
etmiş, hepsi bir mucize olarak yemiş, kalan› da
Medîne'ye gönderin buyurmuştur.
UHUD ŞEHÎDLER‹N‹ VE
UHUD DA⁄I’NI Z‹YARET
Hicretin 3'üncü y›l›nda Müslümanlar ile Mekke müşrikleri aras›nda Uhud'da yap›lan savaşta
Müslümanlardan 70 kişi şehîd olmuştur. Bunlar›n aras›nda Peygamber Efendimiz’in amcas›
Seyyidü'ş-Şühedâ Hazreti Hamza, Medîne-i
Münevvere'ye ilk Kur'an muallimi olarak gönderilen Mus'ab Bin Umeyr (r.a.) de vard›.
Peygamber Efendimiz Uhud şehîdlerinin baş›
ucunda: "Ben sizin Allah kat›nda diriler olduğunuza şahidim. Ashâb-› Kirâma dönerek bunlar› ziyâret edin ve selâmlay›n, Allah'a yemin ederim ki
bunlar k›yâmete kadar selâmlayana karş›l›k verir."
buyurdular. (Mirâtü-l Haremeyn c.2 s.1026).
184
Uhud Dağ› ve şehitliği
Resûlullah Efendimiz zaman zaman Uhud
şehîdlerini ziyâret etmiştir. Hz. Fat›ma vâlidemiz iki, üç günde bir Uhud'a gider amcas› Hazreti Hamza'n›n kabrini ziyâret eder, ağlar, duâ
eder ve kabrini düzeltirdi.
Hz. Enes (r.a) buyurdu ki: "Resûlullah (s.a.v.)
yan›nda Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman
(rad›yallâhü anhüm ecmaîn) olduklar› halde
Uhud'a ç›kt›lar. Uhud dağ› sevincinden salland›.
Resûlullah (s.a.v.) ayağ› ile Uhud'a vurarak şöyle
seslendi: “Sâbit ol Ey Uhud! Çünkü senin üzerinde bir nebî, bir s›dd›k, iki de şehîd var.” Diğer
hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki:
185
Manas›: Uhud bir dağd›r. O bizi sever, biz de
onu severiz. (Et-Terğib ve't-Terhib c.2 s.230)
Manas›: Uhud cennet köşelerinden bir köşedir. (Et-Terğib ve't-Terhib c.2 s. 223)
CENNETÜ'L BAKÎ
Mescid-i Nebevî'nin doğu taraf›ndad›r. Resûlullah (s.a.v.), Medîne'ye hicretten sonra "Garğad"
ağaçlar› ile kapl› olan bu mahalli kabristanl›k
yapm›şt›r. ‹lk olarak da Peygamberimiz’in süt kardeşi "Osman ‹bn-i Maz'un" defnedilmiştir.
Bakî Kabristanl›ğ›’nda başta üçüncü halife
Hazreti Osman (r.a.) olmak üzere, Peygamber
Efendimiz'in amcas› Hz. Abbas, halalar›, k›zlar›,
mübârek zevceleri, oğlu ‹brâhîm, torunu Hz.
Hasan, Süt annesi, Hz. Ali'nin annesi ve kardeşi,
on bin civâr›nda sahâbe, tabiînden bir çok zevat,
günümüze kadar bir çok evliya medfundur.
Bakî ehlini ziyâret müstehapt›r.
186
187
Peygamber Efendimiz’in Türbe-i Şerifleri
188
ALTINCI KISIM
UMRE
Umre, lugaten; ziyâret manas›nad›r. Şer'an;
ihrâml› olarak Beytullah'› ziyâret etmek ve Safâ
ile Merve aras›nda sa'y yapmakt›r.
Umrenin tarifi ve hükmü:
Umre belirli bir vakte bağl› olmaks›z›n arefe
ve kurban bayram günleri (5 gün) haricinde istenildiği zaman ihrâm giyip, tavâf ve sa'y yaparak
tahlîk (saç› kaz›mak) ve taksîr (saç› k›saltmak)
dan ibarettir.
Umrenin farzlar›:
* ‹hram
* Tavâf
Bunlardan ihrâm şart, tavâf ise rükündür.
Umrenin vâcibleri:
* Sa'y (Diğer mezheplerde rükündür)
* Saç› kaz›mak veya k›saltmakt›r. (Hanefi ve
Malikilere göre vâcib, Şâfiî ve Hanbelîlere göre
rükündür)
Hanefî ve Malikî mezhebinde, ömründe bir
defa umre yapmak müekked sünnet; Şâfiî ve
Hanbelî mezhebinde ise farz say›lm›şt›r.
189
Umrenin mîkat mahalli:
Mekke-i Mükerreme’ye mîkat mahallinin
d›ş›ndan gelenler için, hacc›n mîkat mahalleridir. Hilde bulunanlar›n mîkat mahalli hilldir.
Mekke'de bulunanlar, gerek Mekkeli gerekse
yabanc› olsun umre için mîkat mahalli hilldir.
Bunlar harem bölgesi d›ş›na ç›karak (Ten'im,
Hudeybiye, Cîrâne) ihrâma girerler.
UMRE'N‹N FAZÎLET‹
Manas›: Hac ile umreyi de ALLAH için tam
yap›n. (Bakara Sûresi ayet 196)
Manas›: Umre (daha sonra yap›lacak) umreye
kadar ikisi aras›nda vaki olacak (küçük günah)lar
içinde keffârettir. Mebrûr olmuş bir hacc›n
karş›l›ğ› ancak cennettir. (Buhari c.2 s.198)
Manas›: Yaşl›n›n, çocuğun, zay›f›n ve kad›n›n
cihad› hac ve umredir. (Nesai c.2 s.3)
190
Manas›: Hz. Ömer'den rivâyet edilmiştir. Hz.
Ömer (r.a), Resûlullah Efendimiz’den umre için
izin talebinde bulundu. Ona izin vererek: "Ey
kardeşim, yapacağ›n dualar›n bir k›sm›na bizi
de ortak et. Sen bizi (duada) unutma" dedi.
(Sünen-i ‹bn-i Mâce)
Manas›: Hz. Âişe vâlidemizden rivâyet edilmiştir. Resûlullah Efendimiz, Hz. Âişe validemiz
umre yapacağ›nda buyurdular ki: "Yorgunluğun
ve harcad›ğ›n miktar kadar sana ücret vard›r."
(Et-Terğib ve’t-Terhib c.2)
Manas›: "Ramazân-› Şerîfte bir umre, benimle
yap›lan bir hacca muadildir. (Müttefekun Aleyh)
191
UMREN‹N YAPILIŞI
Türkiye'den umre yapmak için evinden ç›kan
kimse, doğrudan Medîne-i Münevvere'ye gidecekse ihrâma girmez. Medîne-i Münevvere'deki
ziyâretleri tamamlad›ktan sonra otelde veya
Zülhuleyfe (Ebyâr-i Ali)’de ihrâma girer.
Doğrudan Mekke-i Mükerreme'ye giden umre
aday›, evinde, hava alan›nda veya mîkat mahallinden önce uçakta ihrâma girer.
Karayolu ile gidenler ise herhangi bir mîkat
mahallinden ihrâma girer. Türkiye’den gidenlerin mîkat mahalli Cuhfe'dir.
Umre yapmaya niyet eden t›rnaklar›n› keser,
koltuk alt›n› ve kas›klar›n› temizler, icâbediyorsa
saç, sakal ve b›y›klar›n› düzeltir, mümkünse
gusül abdesti, değilse abdest al›r, güzel koku
sürünür, üzerindeki bütün elbiselerini ç›kar›p izar
ve ridâ denilen iki parça ihrâm örtüsüne bürünür.
Kerâhet vakti değilse sünnet olan iki rek'at
ihrâm namaz› k›lar ve duâ eder. Sonra umreye
şöyle niyet eder:
192
Allâh'›m senin r›zân için umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r ve benden kabûl eyle.
Niyetten hemen sonra üç kere şu telbiyeyi
okur:
Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyke lâ
şerîke leke lebbeyk. ‹nnel-hamde ve'n-ni'mete
leke ve'l-mülk. Lâ şerîke lek.
Manas›: Buyur Allâh'›m, buyur. Senin ortağ›n
yok, buyur. Hamd sana mahsustur. Nimet ve
mülk senindir. Senin ortağ›n yoktur.
Böylece ihrâma girmiş olur. ‹hramdan ç›k›ncaya kadar kötü sözden, cidalden, avdan, dikişli elbiseden, sar›k ve mest giymekten, baş ve
yüzü örtmekten, koku sürünmekten, t›rnak kesmekten, saç ve sakal›n› t›raş etmekten sak›n›r.
Ancak kokusuz sabun kullanabilir. Müminlere
güler yüzle selam verir, kimseye ezâ cefâ etmez.
Kâbe-i Muazzama'ya var›ncaya kadar tekbîr,
tehlîl, salevât-ı şerîfe ve telbiyeye devâm eder.
193
Mekke-i Mükerreme'ye var›nca mümkün ise
gusleder, değilse yaln›z abdest al›r, telbiye getirerek Kâbe-i Muazzama'ya yönelir.
Mescid-i Haram'a sağ ayak ile girerken şöyle
söyler:
Kâbe-i Muazzama’y› görünce gözyaşlar› içerisinde "ALLÂHÜ EKBER" diyerek selâmlar.
Ellerini kald›r›p şöyle duâ eder: "Allâh›m! Beyti
atîkin hürmetine afv› ilâhîne, feyzi ilâhîne, nûru
ilâhîne mazhar eyle. Şu anda yapt›ğ›m ve bundan sonra yapacağ›m duâlar›m› makbul eyle."
Duâdan sonra umre tavâf› için Hacer-i Esved'e yönelir ve tavâfta ›zd›bâ yapacağ› için ihrâm›n üst k›sm›n›n ortas›n› sağ koltuk alt›ndan
geçirip sol omuzu üzerine atar, sağ omzunu aç›k
194
b›rak›r. Izd›bâ, tavâf bitinceye kadar devam eder.
Umre tavâf›na şöyle niyet eder:
"Allâh'›m, r›zâ-i şerîfin için umre tavâf›n› yapmak istiyorum. Onu bana kolay k›l ve benden
kabûl eyle." dedikten sonra, Hacer-i Esved'in
bulunduğu yere gider. Mümkünse başkas›na eziyet vermeksizin Hacer-i Esved'i öper. Değilse,
Hacer-i Esved'e dönüp "
" (Bismillâhi Allâhü ekber) diyerek istilâm yapar, sağ elin
içini öper. Daha sonra tekbîr, tahmîd ve salavât
getirir.
‹lk üç şavtta Hacer-i Esved'den Rüknü Yemânî'ye kadar ad›mlar›n› k›sa ve süratlice, omuzlar›
da silkeleyerek çal›ml› bir şekilde yürümek sûretiyle remel yapar.
Sonra Kâbe'yi sol tarafa alarak etraf›nda dönmeye başlar. Tavâf›, Hatîm'in d›ş›ndan yapar.
Tavâf duâlar›n› bilmeyenler dilediği duâlar›
okuyabilir.
Rüknü Yemânî’ye gelince selâmlama yap›l›r,
elin içi öpülmez.
Hacer-i Esved'e gelince birinci şavt tamamlanm›ş olur. Tekrar Hacer-i Esved'i selamlaya195
rak ikinci şavta başlar. Kâbe'nin etraf›nda yedi
defa dönüp umre tavâf›n› yapar ve omuzunu
kapat›r.
Mümkün olursa Makam-› ‹brâhîm'de, mümkün olmazsa Harem-i Şerîf’in herhangi bir yerinde vâcib olan iki rek'at tavâf namaz› k›lar: birinci rek'atta Fâtiha-i Şerîfe’den sonra Kâfirûn
Sûresini, ikinci rek'atte Fâtiha'dan sonra ‹hlâs
Sûresini okunur, bol bol zemzem içip, duâ eder.
Umrenin sa'yini yapmak için mes'â (sa'y
yap›lan yer) giderken Hacer-i Esad'› selamlar.
Safâ tepesine var›nca Kâbe'ye dönerek, ellerini
kald›r›p hamd ve senâ ile duâ eder. Üç defa tekbîr getirir, tehlîlde bulunur, Salevât-› şerîfe getirir, kendisi ve Müslümanlar için duâ eder. Arkas›ndan umrenin sa'yi için şöyle niyet eder:
Allah'›m senin r›zâ-i şerîfin için umrenin
sa'yini yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaşt›r
ve kabûl eyle, Allâhü Ekber.
Sa'yin ilk şavt›n› yapmak üzere Merve'ye yönelir. Dilediği duâlar› okur.
196
Birinci yeşil direğe gelince (süratlice yürüyerek)
'Hervele' yap›p ikinci yeşil direğe kadar koşar.
‹ki yeşil direk aras›nda şöyle duâ eder:
‹kinci yeşil direkten sonra normal şekilde yürünür.
Merve'ye geldiği zaman Beytullah'a döner.
Safâ'daki gibi tekbîr,zikir ve duâ eder. Bu bir
şavtt›r.
Sonra Merve'den Safâ'ya döner. Birinci şavtta olduğu gibi diğer şavtlar› yapar. Safâ'dan
Merve'ye dört gidiş, Merve'den Safâ'ya üç gelişle yedi şavt tamam olur.
Tıraş olur veya saçlar›n› k›salt›r ve ihrâmdan
ç›kar. İhram yasakları sona erer. ‹ki rek'at müstehab olan teşekkür namaz› k›labilir. Umre biiznillah tamamlanm›ş olur.
Hac ile alakal› yap›lan ihrâm, tavâf, say ve
t›raşta şart, rükün, vâcib sünnet olan hususlar,
umre içinde de ayn› hükümdedir. Hacda yasak
olanlar, umrede de yasakt›r.
197
Umre sünnet-i müekkededir, bir günde dahi
tekrar› câizdir. Çok umre yapmak müstehapt›r.
Yedi tavâf bir umre gibidir denilmiştir. Yine
varid oldu ki, üç umre bir hac gibidir. (Lübab
Şerhi s.308)
PEYGAMBER EFEND‹M‹Z (S.A.V.)’‹N
UMRELER‹
Hz. Katâde diyor ki; Enes (r.a)'a sordum:
"Resûlullah Efendimiz kaç umre yapt›?" diye.
Buyurdular ki: "Dört umre yapt›."
1- Hicretin alt›nc› y›l›nda Zilkade ay›nda Hudeybiye musalahas› yap›larak ihsar vaki oland›r.
2- Hicretin yedinci y›l›nda kaza umresi
3- Huneyn ganimetlerinin taksiminde, Cirane'de niyetlenerek yapt›ğ› umre.
4- Veda hacc›nda, hac ile beraber yapt›ğ›
umre.
Hz. Katâde, dedim ki: "Resûlullah kaç hac
yapt›?" dedi ki: "Bir hac yapt›." O da veda hacc›d›r. (Fethu’l A‘lâm c.4 s.234)
198
<('ã1&ã.,6,0
+$&9(805('8Ç/$5,
$7$9$),1<$3,/,å,9('8$/$5
7DYkI\DSPD\ÖGæQHQNLPVHKDQJLWDYDIÖ\D
SDFDNVD+DFHU·O(VYHGKL]DVÖQDJHOPHGHQQL\HW
HGHU 0PNQVH +DFHU·O (VYHG·L |SHU GHâLOVH
J|âVQ+DFHU·O(VYHGWDUDIÖQDoHYLUHUHNLNLHOLQL
DoÖSNXODNKL]DVÖQDNDOGÖUDUDNLOHUL\HGRâUXKDUH
NHWHWWLULU
GH\LSLVWLODPHGHUYH
VDâHOLQLQLoLQLVHVVL]FH|SHU
7DYDIDEDæODUEDæODPD]
gEg
ç ‘ê ì8í Çä
ê ßê tì `î Xê ì7 Áç gKê ä
ê ä
ê ‚ê ì7g“ê \ì ì7 g[ç qtì Tî 8ê ä
ê ‚ê ì7 gbç g^q
ê ì DŽ¥ `ēë ]NÇê
„ê ]¥ Aê ä
ê ë
ê †ì aî ]ê E
=¥ À
ê té ^ê¥ 1ë ‚ê ì‘aì‘;ê ä
ê ‚ê ìaí ì‘bê iì _¥ ë ìN
Allâhümme îmânen bike ve tasdîkan bi-kitâbike ve vefâen bi-ahdike vettibâan li-sünneti nebiyyike ve habîbike Muhammedin sallallâhü aleyhi
ve sellem.
0OWH]HPKL]DVÖQGDGXUXSEXGXD\ÖRNXU
199
ê î ‚ê Nê „¥ `ēë ]NÇê
ì \ê që äê ‚ê ^ê Xê ìb 5Çì ‡ê që Ç çt.
‚ê Rì vê Mê êtqwì Rê 5g
î ê ët^î "Ç
ì jë ^î ]ì Eg
ì 1ê ~a
=Eê ä
ê î Çê
ê Rê ßê tì Rgê
ì ^ì •ê ì7 ßê ët.
ê „î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äg
ê `ê _î R
ì jë ^î ]ì Eg
ìê
„î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äg
ê Rê ‚ê ^ì Xê ìb~a
ì )
ê `ê _î R
Allâhümme leke’l hamdü hamden yuvâfî niameke ve yükâfî mezîde keramike ahmedüke biFemîÖ mehâmidike mâ-alimtü minhâ ve mâ-lem
a’lem ve alâ FemîÖ niamike mâ-alimtü minhâ ve
mâ-lem a’lem.
%XDUDGDPDNkP¿¾EUkKvP·H\DNODæP¿æROXUNL
0DNkP¿¾EUkKvPKL]kV¿QGD6DOOL%kULNGXDODU¿Q¿
RNXU
ì =ê Eê äê té ^ê¥ 1ë =ê Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
=Eê jê aî ]¥ Àê g^ê Mê té ^ê¥ 1ë àÂ
ì ê ‚¥ê bìÇ „a
ì vê 7î ì ÇàÂ
ì vê 7î ì Ç
ì =ê Eê ä
ì ê èta.
èta0
ê „a
ê pÇ
ê pÇ
ì =ê Eê ä
ê té ^ê¥ 1ë àÂ
=E
ê jê Mî Ñg
ê ßî Ñì g7ê „¥ `ēë ]NÇê
ê té ^ê¥ 1ë =ê E
ê 7ê g^ê M
ì ê ‚¥ê bì DŽa
ì vê 7î ì Ç àÂ
ì vê 7î ì Ç
ì =ê Eê ä
ì ê èta.
èta0
ê „a
ê pÇ
ê pÇ
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli
Muhammedin ke-mâ salleyte alâ ãbrâhîme ve
alâ âli ãbrâhîme inneke hamîdün meFîd.
Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli
Muhammedin ke-mâ bârakte alâ ãbrâhîme ve
alâ âli ãbrâhîme inneke hamîdün meFîd.
200
%XQGDQ VRQUD NLWDE¿P¿]GD \D]¿O¿ RODQ KHU ELU
æDYWWDRNXQDFDNGXD\¿RNXUYH\D\LQHNLWDE¿P¿]¿Q
VRQXQGD\D]¿O¿RODQ6DOHYkW¿åHUvIH·OHUGHQ$K]DE
'XkV¿ YH EXQD EHQ]HU WDYVL\H HGLOHQ GXDODUGDQ
RNX\DUDNWDYkIDGHYDPHGHU'DKD]L\DGH5NQ
,UDNvLOH5NQåkPvDUDV¿QGD
ê î äê ìøÇ âg
ê äê ìøì ët^î "Ç
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ê –ê ‘î Aë
?
ë ê Mî Çê ëøÇäê ëøÇ ï
ê ä
ê äê
¥ ì ÇÉê ‡¥ Lë ï
„a
ì Wì Xê Nî Çķì í ]ì Xê Nî Çìøgì7 ï
ê ï
ê àê ‡î ;
Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve lâ-havle ve lâ-kuvvete
illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.
5NQåkPLLOH5NQ<HPkQvDUDV¿QGD
ê î †ë Nê äê ‚ë ]î ^ë Nî Ç †ë Nê †ë Nê ‚q
ê ãë êt;î äê ëøÇ ï
ê
ê ™
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ì êï
ët^î "Ç
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
ê ķ¬ ;ê ‡ê pë äê jë ìa^që äê ķaî
ì ªë
=Eê ‡ê pë äê >
ë ^ë qê ï
ë î #Ç
ê ƒì í Më
vqè tì Lê Áé ķî B
/â-ilâhe illallâhü vahdeh€ lâ-åerîke leh. /ehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve
hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve
hüve alâ külli åey’in kadîr
201
5NQ<HPkQvLOH5NQ+DFHU·O(VYHGDUD
V¿QGD
ĭî 5
ì ä
ì _ì8Âgê_7¥ Ñê
ÈÇ
¬ 5gê
ê _Lì ä
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê iç _ê ê ;
ê iç _ê ê ;g
ê î _]î <ì Ïî Çê ä
ê î ~ê Rê iê _¥ !Çgê
ê qê wqë wì Eg
È¥ Ñg
ê qê Ñì Çvê 7î ïÇ
ê Ñì g_¥ NÇ
ê qê Ñg
ë Z¥ Jg
êG^ì Nê gXê Nî Ç
ì Xê Nî Çäê ‡ê Zî Xê Nî Ç ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
iê ^ê ìôÇ ¥tNÇ Éê gKê gXê ^ë Nî Çäê iê aê Kg
ì í 5ì
ê î ì7 Òê ‡î Zê NÇî äê Éì vê <ì ïÇ
ĭ î äê gabê tNÇ
ì tNÇ
…ê Rì Éê g•ê _¥ NÇäê iì _¥ !g
¬ äê …q
ì ê vNÇ
êG.Ç
ê î vê ì7 Ñì g_¥ NÇ
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê ‚ê ì“.
Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr ve edhÖlne’l-cennete maa’l-ebrâr yâ azîzü yâ gaffâr yâ
rabbe’l-âlemîn.
Allâhümme innî es’elüke’l-afve ve’l-âfiyete
ve’l-muâfâte’t-dâimete fi’d-dîni ve’d-dünyâ
ve’l-âhÖrati ve’l-fevze bi’l-cenneti ve’n-necâte
mine’n-nâri bi-rahmetike yâ erhame’r-râhÖmîn.
7DYkI¿QLONæDYW¿Q¿EXæHNLOGHELWLUPLæROXU'L
âHUæDYWODUGDLVHKHUæDYWWDRNXQDFDNGXkODU¿RNXU
YH EX GXkODUD GHYDP HGHU +HU WUO WHVELK ]L
NLUGXkYH.XU·kQ¿.HULP·GHQk\HWOHUYHV€UHOHU
202
RNX\DELOLU &HQkE¿ +DNN·¿Q NXGUHW YH D]DPHWLQL
WHIHNNU HGHU .kEHL 0XD]]DPD·\D QD]DU HGHU
7DYkI¿Q D\QHQ QDPD] JLEL ROGXâXQX GæQHUHN
NDOELQHJ|]QHGLNNDWHGHUHNWDPDPODU
7$9Ç),1%ã5ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê î äê ìøÇ âg
ê äê ìøì ët^î "Ç
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ê –ê ‘î Aë
?
ë ê Mî Çê ëøÇäê ëøÇ ï
ê äê àê ‡î ;ê ï
ê äê
ê TNÇ
¥ ì Ç Éê ‡¥ Lë ï
ëÉü
ì Wì Xê Nî Ç ķì í ]ì Xê Nî Ç ìøgì7 ï
¥ äê „a
ì Aë Ñê =ê E
ê NÇ
„¥ `ēë ]NÇê „ê ]¥ Aê ä
ê ëøÇ=¥ À
ê áë ü
ê ìøÇà‡
ê †ì aî ]ê E
¥ äê
gEg
ç ‘íê ì8Çäê ßê tì `î Xê ì7 Áç gKê äê äê ‚ê ì7g“ê \ì ì7 g[ç qtì Tî 8ê äê ‚ê ì7 gbç g^q
ê ìÇ
„ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê Eê ëøÇ =¥ Àê té ^ê¥ 1ë ‚ê ì‘aì‘;ê äê ‚ê ìaí ì‘bê iì _¥ ë ìN
ì Xê Nî Çäê ‡ê Zî Xê Nî Ç ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
iê ^ê ìôÇ ¥tNÇ Éê gKê gXê ^ë Nî Çäê iê aê Kg
ì í 5ì
ê î ìg7 Òê ‡î Zê NÇî äê Éì vê <ì ïÇ
ĭ î äê gabê tNÇ
ì tNÇ
…ê Rì Éê g•ê _¥ NÇäê iì _¥ !
¬ äê …q
ì ê vNÇ
êG.Ç
ê î vê ì7 Ñì g_¥ NÇ
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê ‚ê ì“.
Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve lâ-havle ve lâ-kuvvete
illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ rasûlillâh sallallâhü aleyhi ve sellem.
Allâhümme îmânen bike ve tasdîkan bi-kitâbi-
203
ke ve vefâen bi-ahdike vettibâan li-sünneti nebiyyike ve habîbike Muhammedin sallallâhü aleyhi ve
sellem. Allâhümme innî es’elüke’l-afve ve’l-âfiyete
ve’l-muâfâte’t-dâimete fi’d-dîni ve’d-dünyâ ve’l-âhÖrati ve’l-fevze bi’l-cenneti ve’n-necâte mine’n-nâri bi-rahmetike yâ erhame’r-râhimîn.
0kQkVÖ
+D]UHWL$OODKKHUWUOQRNVDQOÖNODUGDQX]DN
WÖU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU$OODK·WDQEDæNDKLo
ELULOkK\RNWXU$OODKKHUæH\GHQE\NWU%WQ
JoYHNXYYHWæDQÖ\FHRODQ$OODK·DDLWWLU
6DODWYHVHOkP$OODK·ÖQ5DVO]HULQHROVXQ
$OODKÖP 6DQD LQDQDUDN NLWDEÖQÖ WDVGLN HGH
UHNVDQDYHUGLâLPV|]WXWDUDNYH3H\JDPEHULQLQ
VQQHWLQHX\DUDNLæWHEXUDGD\ÖP«
$OODKÖP 'LQLP 'Q\DP YH $KLUHWLPH DLW Læ
OHULPGHVHQGHQDIDIL\HWYHGDLPLVDâOÖNLVWHULP
<k(UKDPHUUDKLPLQUDKPHWLQOHFHQQHWLQHQkLORO
PDNYHFHKHQQHPLQGHQNXUWXOPDNLVWHULP
7$9$),1ã.ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê î äê ‚ê “ë aî 7ê jê aî ‘ê Nî ÇÇuê p¦ ⥠ì DŽ¥ `ēë ]NÇê
ê î äê ‚ê Rë vê ;
‚ê _ë Rî Çê …ê Rî ïÇ
ê áê vê "Ç
ê ‘î E
uôgXê Nî Çág
ê …ë 7î Çä
ê bê Çê ä
ê êt‘î Xê Nî Çäê
ê ßt
ê ßê ët‘î Eg
ê ßê ët‘î E
ë [ê Rê Çuê p¦ ä
204
ì ‚ê ì7
ê ê 7ê ägê
Ñì g_¥ NÇ=ê Egê
ê _8ê I
ê _Rê ‡–Üë Në áî vì í –ê Kê Ñì g_¥ NDžê R
ì î gê_aî Nê ì Ç hî ì‘í ;ê „¥ `ēë ]NÇê
ê ^q
gê_aî Nê ì Ç ãî vì í Mê äê gê_ì7‡]ë Lë 5ì †ë _î ìqí Òê äê âg
ê ïÇ
ì vNÇ
ê ë Zë Nî Çäê vê Zî \ë Nî Ç
ê aê Tî Xì Nî Çäê އ
…q
ê tì BÇ
î äê âg
¥ …ê Rì gê_]î Xê :Ç
ˆì_Lî ëÒÑÇî „¥ `ēë ]NÇê ßê Ïgë ‘ê Eì kë Xê ‘ëî 8 áê ‡î qê ‚ê 7ê Çuê Eê ˆì_Lì „¥ `ēë ]NÇê
ì >
êî
é ê ;
ì î Yê ì7 iê _¥ !Ç
Èg
Allâhümme inne hâze’l-beyte beytüke ve’l-harame haramüke ve’l-emne emnüke ve’l-abde abdüke ve ene abdüke ve’bnü abdike ve hâze makâmü’l-âizi bike mine’n-nâr. Feharrim lühûmenâ ve
beåeretenâ ale’n-nâr.
Allâhümme habbib ileyne’l-îmâne ve zeyyinhü
fî-kulûbinâ ve kerrih ileyne’l-küfre ve’l-füsûka
ve’l-Ösyân. Vec’alnâ mine’r-râåidîn. Allâhümme
kÖnî azâbeke yevme tüb’asü Öbâdüke. Allâhümme’r-zuknî el-cennete bi-gayri hisâb.
0kQkVÖ
$OODKÖP %XUDVÖ VHQLQ EH\WLQGLU %X +DUHP
VHQLQ KDUHPLQGLU EXUDGDNL HPQL\HW GH VHQLQGLU
%XNXOODUVHQLQNXOODUÖQGÖUEHQGHVHQLQNXOXQXP
%XUDVÖ VDQD &HKHQQHPGHQ VÖâÖQPD \HULGLU <k
5DEELYFXGXPX]X&HKHQQHPHKDUDPNÖO
205
<k5DEELEL]HLPDQÖVHYGLURQXNDOELPL]GHVV
OH.IUIÖVNÖLV\DQÖEL]HoLUNLQJ|VWHU%L]LKDN
\ROXQWkELOHULQGHQH\OH
$OODKÖP .XOODUÖQÖQ GLULOHFHâL JQGH EHQL D]D
EÖQGDQNRUX$OODKÖP&HQQHWLQGHEHQLKHVDSVÖ]
UÖ]ÖNODQGÖU
7$9$),1hdh1&hå$97,1,1'8Ç6,
ì í ¥SNÇ …ê Rì ‚ê ì7 Ї
ì [ê ì íSNÇäê ßì INÇ
ë Eë Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
î ì í äê ‚
Þg
ì Aë äê Þì ü
ì Aë äê Þg
ê î Á‡
ê <î ïÇ
ì Zê ì_í NÇäê
ì ]ê [ê _î ^ë Nî Çäê vì Wê _î ^ê Nî Ç Á‡
5ì h
ê ê Ñì ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì DŽ¥ `ēë ]NÇê tì Nê ‡ê Nî Çäê ƒì pî ïÇ
ê î äê ßg
ê î äê àg
ì ^ê Nî Ç
iê _¥ !Ç
ë Eë Çê ˆìbí ì DŽ¥ `ēë ]NÇê Ñì g_¥ NÇäê ‚ê Vì —ê A
ë Eë Çê äê
…î Rì ‚ê ì7Ї
ê …î Rì ‚ê ì7Ї
ì ‚ê ì7 Ї
ì ^ê ^ê Nî Çäg
ë Eë Çê äê ?
ì î [ê Nî Çiêì _“î Kì
Êg
ê aê –î ^ê Nî Çiêì _“î Kì …î R
Allâhümme innî eûzü bike mine’å-åekki ve’å-åerri ve’å-åikâkÖ ve’n-nifâkÖ ve sûi’l-ahlâkÖ ve
sûi’l-manzari ve’l-münkalebi fi’l-mâli ve’l-ehli
ve’l-veled. Allâhümme innî es’elüke ridâke
ve’l-cennete ve eûzü bike min sehatike ve’n-nâr.
Allâhümme innî eûzü bike min-fitneti’l-kabri ve
eûzü bike min-fitneti’l-mahyâ ve’l-memât.
206
0kQkVÖ
$OODKÖP åSKHGHQ æLUNWHQ D\UÖOÖNWDQ QLIDN
WDQN|WDKODNWDQN|WGXUXPDGæPHNWHQDLOHL
HIUDGÖPGD YH PDOÖPGD N|W kNLEHWH GæPHNWHQ
VDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP 6HQGHQ UÖ]DQÖ YH FHQQHWLQL LVWHULP
*DGDEÖQGDQYHFHKHQQHPLQGHQVDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP+D\DW|OPYHNDELUILWQHVLQGHQVDQD
VÖâÖQÖUÖP
7$9$),1'g5'h1&hå$97,1,1'8Ç6,
Çч
ê †ë ]î Xê :Ç
ê ч
ê Ñä
ç \ë îSRê gaç Xî Aê äÇ
ç Zë îYRê g‘îç bÐê äÇ
ç ?ë î Rê gç •í ;
î „¥ `ēë ]NÇê
ç ì Àê ü
ç ‡‘îë [Rê g"g
ç ^ê Eê äê
5 gRê „ê ìNgEg
ê qê ч
ê ‘ë 8ê …î Nê çÉÑg
ê 3ê ì äê ï
ì ^ê ]ë WNÇ
¬ …ê Rì ëøÇê gqê ˆì_:î vì <î Çê ±Ñì ä ëtTNÇ
Ñì ‡_¬ NÇHê ì ÇÊg
¬
ì ‘ê :‡
ì Rë ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
‚ê ì8vê Zì îYRê „ê ìôÇwê Eê äê ‚ê ì“.
ê î Ñê Êg
ì iê ^a
ì iê Rê ü
ê î ì7 Òê ‡î Zê Nî Çä
ê NÇ
iì _¥ !g
ê „é 9î ì ǃì í Më …î R
ê vé í ì7 ƒì í Më …î R
ê ì_Yê Nî Çä
¥ äê
ì Éê g•ê _¥ NÇäê
ì í Ñ
g^a
ê ì_“ê Lî Òê Ñg
ê Ñì g_¥ NDžê R
ê ^ê ì7 ˆì_Xî ì_í Lê È
ê Kì Hì ßî Ñì g7ê äˆ
ì Hì ié ‘ê ìôgJ
ê ƒ¥ Më ķ¥ ]ê E
é î —ê ì7 ‚ê _î R
>
ê €î ]ì <î Çê äˆ
ê ì_“ê aî Vê Eî Çê
207
Allâhümmec’alhü haccen mebrûran ve zenben
maâfûran ve sa’yen meåkûran ve amelen sâlihan
makbûlen ve ticâraten len-tebûr. Yâ âlime men
fi’s-sudûr, ahricnî yâ Allah mine’z-zulümâti ile’nnûr. Allâhümme innî es’elüke mûcibâti rahmetike
ve azâime maâfiratike ve’s-selâmete min-külli ismin ve’l-ganîmete min-külli birrin ve’l-fevze
bi’l-cenneti ve’n-necâte mine’n-nâr. Rabbi kanni’nî bi-mâ razaktenî ve bârik lî fî-mâ a’taytenî ve
ahlif aleyye külle gâibetin lî minke bihayrin.
0kQkVÖ
$OODKÖP +DFFÖPÖ KDFFÖ PHEUXU VD·\LPL PHæ
N€U DPHOLPL VkOLK YH PDNE€O WLFDUHWLPL ]DUDUVÖ]
H\OH (\ J|QOOHUGH RODQODUÖ ELOHQ 5DEELP $OOD
KÖP%HQLNDUDQOÖNODUGDQD\GÖQOÖâDoÖNDU
$OODKÖP6HQGHQ5DKPHWLQLPDâILUHWLQLND]DQ
GÖUDFDN æH\OHUL KHU WUO JQDKWDQ VHOkPHWL KHU
WUOL\LOLNWHQID\GDODQPD\Ö&HQQHWLQHQDLOROXS
&HKHQQHPLQGHQNXUWXOPD\ÖLVWHULP
5DEELP %HQL YHUGLâLQ UÖ]ND NDQDDWNkU H\OH
YHUGLNOHULQL EHQLP LoLQ EHUHNHWOL NÖO .D\EHWWLNOH
ULPGHQGDKDKD\ÖUOÖVÖQÖLKVDQH\OH
208
7$9$),1%(åã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ì ï
ì jê ıˆ
ê äê ‚ê ]¬ D
ê áê ‡î qê ‚ê Bì vî Eê ƒì í D
î ê ì_]ì í Dì Çê „¥ `ēë ]NÇê
¥ ì ǃ¥ Dì ï
ï
ì ì_[ì Aî Çê äê ‚ê `ë :î äê ï
ì 7ê
¥ ì Ljê Lg
ì ‡î ;
té ^ê¥ 1g
ë bê tì ìaí A
ê …î Rˆ
ê ‚ê ìaí ì‘bê Ö
î ë „ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê Eê ø
gpê êtXî 7ê cë ^ê Wî bê ïê iç õê qvì Rê iç õê aì_pê iç 7ê ™
ë Ç =¥ Àê
ì î <ê …î Rì ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê Ç çt7ê Çê
‚ê a¬ ì‘bê †ë _î Rì ‚ê ]ê õê Ag
ê Rê >
ì ‚ê ì7 Ї
ë Eë Çê äê „ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê E
ì í ê …î R
gRê ™
ë bê ëtìaí Aê
ê ëøÇ=¥ À
ê èt^ê¥ 1g
ì ßê Ðê gXê “ê AÇ
„ê ]¥ Aê ä
ë bê ëtìaí A
ê ëøÇ=¥ À
ê èt^ê¥ 1g
ê †ì aî ]ê E
ê ‚ê a¬ ì‘bê †ë _î R
î
ê î ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
…î Rì g`ê aî Nê ì Ç ˆì_7ë vì í [ê që gRê äê g`ê ^a
ê Xì bê äê iê _¥ !Ç
ƒé ^ê E
ê äî Çê ƒé Xî Kì äî Çê àé ‡î Lê
Allâhümme ezÖllinî tahte zÖlli aråike yevme lâ-zÖlle
illâ zÖllüke velâ bâkÖye illâ vechüke ve eskÖnî min-havzÖ nebiyyike seyidinâ Muhammedin sallallâhü aleyhi
ve selleme åürbeten henîeten merîeten lâ-nazmeü
ba’dehâ ebeden. Allâhümme innî es’elüke min-hayri
mâ-seeleke minhü nebiyyüke seyyidünâ Muhammedün sallallâhü aleyhi ve sellem ve eûzü bike min-åerri mesteâzeke minhü nebiyyüke seyyidünâ Muhammedün sallallâhü aleyhi ve sellem Allâhümme innî
es’elüke’l-cennete ve naîmehâ ve-mâ yukarribunî
ileyhâ min-kavlin ev fi’lin ev amel.
209
0DQkVÖ$OODKÖP6HQLQJ|OJHQGHQEDæNDKLoELU
J|OJHQLQ VHQLQ FHPDOLQGHQ EDæND KLo ELU NLPVH
QLQ ROPDGÖâÖ JQGH EHQL $UæÖQÖQ J|OJHVLQGH J|O
JHOHQGLU YH 3H\JDPEHULPL]LQ +DY]ÖQGDQ DIL\HWOH
|\OHVXODNLELUGDKDHEHGL\HQVXVDPD\D\ÖP
$OODKÖP 3H\JDPEHULPL] VHQGHQ QH KD\ÖU LVWH
GL\VHRQXLVWL\RUYHVÖâÖQGÖNODUÖQGDQGDVDQDVÖâÖ
QÖ\RUXP
$OODKÖP6HQGHQFHQQHWLQLQLPHWOHULQLYHEHQL
FHQQHWLQH \DNODæWÖUDFDN V|] ILLO YH DPHOOHUL LVWH
ULP
7$9$),1$/7,1&,å$97,1,1'8Ç6,
ê _aî 7ê äê ˆì_aî 7ê g^a
‚ê
ê ì”Mê gLç ‡[ë ;ë ķ¥ ]ê Eê ‚ê Nê ⥠ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
ê Kì çÉ>
ê Rê „¥ `ēë ]NÇê ‚ê [ì ]î <ê G
ê Mg
âg
ê î 7ê äê ˆì_aî 7ê g^a
ê ì”Mê gLç ‡[ë ;ë äê
ê Kì çÉ>
ê ì âg
ê Rê äê ķìN ãë vî Zì Jg
ê Mg
î Kê g`ê _î Rì ‚ê Nê
ˆì_í Eê †ë ]î ^¥ –ê “ê Kê ‚ê [ì ]î #
ì vê ;
ê –ê ì7 ˆì_ì_Jî Çê äê
‚ê ì“aê Tì Xî Rê …î E
ê ‚ê ì“Eg
ê Vê ì7ä
ê ‚ê ìNü
ê …î E
ê ‚ê RÇ
ì äê gqê ßÇ
ê ‡ê Aì …î ^¥ Eê ‚ê ]ì Uî Zê ì7äê
⥠ì Ç „¥ `ēë ]NÇê Éì vê Zì îY^ê Nî Ç ~ê AÇ
„q
ë Çê gqê jîê bÇê äê „q
è vì Mê „a
è ]ì ;ê ø
è vì Mê ‚ê `ê :î äê äê „a
è Wì Eê ‚ê “ê aî 7ê
ì ë „a
ˆì_í E
ê €ë Eg
î Kê ‡ê Zî Xê Nî Çh¬ ı
è Wì Eê
210
Allâhümme inne leke aleyye hukûkan kesîraten
fî-mâ beynî ve beyneke ve hukûkan kesîraten fîmâ beynî ve beyne halkÖke. Allâhümme mâ kâne
leke minhâ fa’âfirhü lî ve-mâ kâne lihalkÖke fetehammelhü annî ve aâninî bi-halâlike an-harâmike
ve bi-tâatike an-ma’siyetike ve bi-fazlike ammen
sivâke yâ vâsia’l-maâfirati. Allâhümme inne beyteke azîmun ve vecheke kerîmün ve ente yâ allâhu
halîmün kerîmün azîmün tühÖbbü’l-afve fa’fü annî.
0kQkVÖ
$OODKÖP %HQLP ]HULPGH VHQLQ KXNXNXQD YH
PDKO€NDWÖQÖQ KXNXNXQD GDLU ELUoRN KDNODU YDU
.HQGL KDNODUÖQÖ EDâÖæOD PDKO€NDWÖQÖQ KDNODUÖQÖ
NHQGL]HULQHDOÖYHU
(\ PDâILUHWL ERO RODQ 5DEELP EHQL KDUDPOD
UÖQGDQX]DNODæWÖUDUDNKHOkOÖQODJQDKODUGDQX]DN
ODæWÖUDUDNLWDDWLQOHJoOHQGLUYHVHQGHQEDæNDVÖQD
PXKWDoHWPH
$OODKÖP6HQLQ%H\WLQ\FHGLU]kWÖQF|PHUWWLU
(\$OODKÖP6HQE\NVQKLOLPYHNHUHPVDKLEL
VLQDIYHWPH\LVHYHUVLQEHQLGHDIYHW
7$9$),1<('ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ì Mê gbç g^q
ì Àê g_ç a[ì qê äê ü
ç Rg
gLç îÒÑì äê gLç Ïg
ê ì Ç ‚ê ]ë õê Aî Çê ˆì ìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
ì Ðê gbç gê ìNäê g ç Bg
ì <ê g‘ç ]î Lê äê gXç AÇ
ì äê
ç ü
ê ;ê äê Çvç MÇ
iç 7ê ‡î 8ê äê g‘ç ìaí Cê ï
211
ç êì î ê ê ì î ê î êîì ç ê ê ê ì î ê î ê îê ç ë ê
ì ‡ê Zî Xê Nî Çä
ì î êt_î E
ì ‡î ^ê Nî Ç êtXî 7ê iç .
ê î ì7 Òê ‡î Zê Nî Çä
ì ê "Ç
iì _¥ !g
ê î Ñê äê
ê Èg
ê Ê
ì í Ñê Ñg
¢ì Ïî Òì È
ê î vê ì7 Ñì g_¥ NÇ …ê Rì Éê g•ê _¥ NÇäê
ë Z¥ Jê gqê wqë wì Eê gqê ‚ê ì“.
ì ì TNg
ì î Çê äg
êG"g
ê ^ç ]î Eì
¥ ì7 ˆì_î["
Allâhümme innî es’elüke îmânen kâmilen ve
yakînen sâdÖkan ve rizkan vâsian ve kalben hâåian
ve lisânen zâkiran ve halâlen tayyiben ve tevbeten
nasûhan kable’l-mevti ve râhaten Önde’l-mevti ve
maâfiraten ve rahmeten ba’de’l-mevti ve’l-afve Önde’l-hisâbi ve’l-fevze bi’l-cenneti ve’n-necâte mine’n-nâri bi-rahmetike yâ azîzü yâ gaffâr. Rabbi
zidnî Ölmen ve elhÖknî bi’s-sâlihîn.
0kQkVÖ
(\D]L]YHJDIIDURODQ$OODKÖP6HQGHQUDKPH
WLQOHNkPLOLPDQVDâODPLQDQoEROUÖ]ÖNNRUNDQ
NDOS]LNUHGHQGLOKHODOYHWHPL]UÖ]ÖNLVWHULP
gOPHGHQ |QFH QDVXK WHYEH |OP DQÖQGD UD
KDW|OPGHQVRQUDUDKPHWYHPDâILUHWLVWHULP
+HVDS DQÖQGD DIY &HQQHWLQH QkLO ROPD &H
KHQQHPLQGHQNXUWXOPD\ÖLVWHULP
5DEELPLOPLPLDUWÖUYHEHQLVDOLKNXOODUÖQDLOKDN
H\OH
212
7$9$)1$0$=,1'$16215$'8Ç
ê Eê äĶ
ì í ì „ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìDŽ¥ `ēë ]NÇê
„ë ]ê Xî 8ê ä
ê ,ì Ñê uì Xî Rê ƒî ‘ê Lî gKê ķì“aê ìbü
ê Œ
Hì vî Zì ê ķì Zî bê 5ì gRê „ë ]ê Xî 8ê äê ķìNdî Aë ķì_Vì Eî gê Kê ķì“:g
ê ;ê
ë ì ‘ê që gbç g^q
g_ç a[ì qê äê ķì‘]î Lê ™g
ê ì Ç ‚ê Në cê Aî Çê ķíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê ķì7‡bë Ðë
ì Àê
ê †¥ë bÇê „ë ]ê Eî Çê ķ“¥ ;ê gLç Ïg
¥ ì Ç ķì_‘aë Tì që ï
ì jê ‘î “ê Mê gRê ï
gç Ñì ķN
ĭ î äê gaîê btNÇ
Éì vê <ì ïÇ
¬ 5ì ˆìaí ìNäê jîê bÇê Hì jê ^î ê Lê g^ê ì7 ‚ê _î Rì
ì ì TN
ì î Çê äê g^ç ]ì î Rë ķì_K¥ ‡ê 8ê
ê „¥ `ēë ]NÇê êG"g
5ì gê_Nê Ùî êt8ê ï
¥ ìg7 ķì_î["
ê ä
ê ä
¥ ì Ççg£
¥ ì Çg‘îç bÐê Çuê pgê
ê ï
íê ï
iç :g
¦ _Rì gê [Rê
ê ;
ê ï
ê †ë “ê :î v¥ Kê ï
ê †ë 8ê vî Zê J
¥ ìÇ
ê î äê gbê ч
gbê Ñä
ê ëtÀë Íî ™Ç
ê Rë Çë ‹
î ì í aê Kê g`ê 8ê ‹
î ¥ qê äê g`ê “ê aî Uê Lê ï
ì "g
ê ì TNg
gê_K¥ ‡ê 8ê „¥ `ēë ]NÇê gê_Nê g^ê Eî Çê Êg
î äê gê_7ê ‡]ë Lë Ñî ‡ì í bê äê
¥ ì7 „î ì“<Ç
ì ì TNg
ì î Çê ä
ê êG"g
ê >
gqê Çwê <
ê êG^ì ]ì î Rgê
ê êG^ì ]ì î Rë
ë _ìa;î Çê ä
¥ ì7 gê_[î "
ê î J
ê äê
êGìb‡“ë Zî Rê ï
Allâhümme inneke ta’lemü sirrî ve alâniyetî fakbel ma’ziratî ve ta’lemü hâcetî fea’tinî sü’lî ve ta’lemü mâ fî-nefsî faâfir lî zünûbî. Allâhümme innî
es’elüke îmânen yübâåiru kalbî ve yakînen sâdÖkan
213
hattâ a’lemü ennehû lâ-yusîbunî illâ mâ-ketebte
lî-rÖzan minke bi-mâ kasemte lî ente veliyyî fi’d-dünyâ ve’l-âhÖrati. 7eveffenî müslimen ve elhÖknî
bi’s-sâlihîn. Allâhümme lâ-teda’ lenâ fî-makâminâ
hâzâ zenben illâ gafartehû velâ hemmen illâ ferractehû velâ hâceten illâ kazaytehâ ve yessertehâ
fe-yessir ümûranâ veårah sudûranâ ve nevvir kulûbenâ vahtim bi’s-sâlihâti a’mâlenâ. Allâhümme teveffenâ müslimîne ve ahyinâ müslimîne ve elhÖknâ
bi’s-sâlihîn gayra hazâyâ ve-lâ meftûnîn. ì
0kQkVÖ
(\$OODKÖP0XKDNNDNVHQEHQLPLoLPLGÖæÖPÖ
ELOLUVLQ %HQLP PD]HUHWLPL NDEXO H\OH ãKWL\DFÖPÖ
ELOLUVLQ LVWHGLâLPL LKVDQ H\OH ãoLPGHNLQL ELOLUVLQ
JQDKODUÖPÖEDâÖæOD
$OODKÖP.DOELPGHQD\UÖOPD\DQæSKHVL]YHVD
GÖNELULPDQLVWHULP.LRLPDQODVHQLQ\D]GÖâÖQGDQ
EDæNDELUæH\LQEDæÖPDJHOPH\HFHâLQLELOH\LPYH
VHQLQWDNVLPDWÖQDUD]ÖROD\ÖP'Q\DYHDKLUHWWH
EHQLPVDKLELPVHQVLQ<k5DEELEHQL0VOPDQ
RODUDN|OGUYHVDOLKNXOODUÖQDLOKDNH\OH
<k 5DEEL æX PDNDPÖPÖ]GD DI HGLOPHPLæ J
QDK JLGHULOPHPLæ VÖNÖQWÖ NDUæÖODQPDPÖæ LKWL\Do
EÖUDNPDãæOHULPL]LNROD\ODæWÖUJ|QOP]JHQLæ
OHW NDOELPL]L QXUODQGÖU DPHOOHULPL]L VDOLK RODUDN
WDPDPODW
214
<k5DEELEL]OHUL0VOPDQRODUDN|OGU0V
OPDQRODUDNGLULOWD\ÖSVÖ]YHILWQHVL]RODUDNVkOLK
NXOODUÖQDLOKDNH\OH
6$)$9(0(59(·<(+(5d,.,å7$
ì Éê äê vî ^ê Nî Çäg
ê …î R
vì ìôgXê B
ì ;ì vNÇ
¦ î vNÇ
ê Zê TNÇ
¥ ⥠ì DŽa
¥ …ì .
¥ ìøÇ„ì î ì7
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê E
ê Ígê
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Çl¥ ;
ê …î ^ê Kê ìøÇ
ë ü
ê _:
ì B
ê êøÇ⥠ìgKê Ç>
ê Ùê ‡¥ Vê 8ê …î Rê äg
„a
ê vè Mg
ê ^ê `ì ì7
ç î <
è ]ì E
%ismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min åeâiri’llâh fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha aleyhi en yettavvefe bihimâ ve men
tetavva’a hayran feinnallâhe åâkirun alîm.
0kQkVÖ
%LVPLOODKLUUDKPDQLUUDKLP *HUoHNWHQ 6DIk LOH
0HUYH$OODK·ÖQDOkPHWOHULQGHQGLU2QXQLoLQKHU
NLPKDFYH\DXPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHU
VH EX LNL WHSH\L WDYDI HWPHVLQGH RQD ELU JQDK
\RNWXU+HUNLPGHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖU
LæOHUVH æSKHVL] $OODK L\LOLâLQ NDUæÖOÖâÖQÖ YHULU R
KHUæH\LELOLU
215
1RW ãNL æDYW DUDVÖQGD )DWLKD YH VDODYDWÖ æH
ULIHGHQ VRQUD LVWLâIDU VDODYDWÖ æHULIH
WHVELK GXDVÖ WHKOLO IDWLKDL æHULIH
ãKOkVÖæHULIVEKkQHOOkKLYHELKDPGLKL
VEKkQHOOkKLOD]vPRNXQDELOLU
ã.ã<(åã/'ã5(.$5$6,1'$
ì í Ñê
î È
‚¥ê bìDŽë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê îÒäg
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê €ë EÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìDŽë ]ê Xî bê ï
ê gRê „ë ]ê Xî 8ê
áë vê Mî ïÇ
Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez
am-mâ ta’lem inneke ta’lemü mâ lâ-na’lem inneke
ente’llâhü’l-eazzü’l-ekram.
0kQkVÖ
5DEELP%L]LEDâÖæODPHUKDPHWHWNHUHPLQOH
EL]LDIHW%LOPHGLNOHULPL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQ
ELOL\RUVXQRQODUÖDIHWdQNVHQJoYHNHUHP
VDKLELVLQ
6$<·ã1%ã5ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
?
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇäê ëøÇ ï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
ê î ìøì äê
„a
ë ^ì NÇ
ë ]ì Xê Nî Ç ~a
¥ jîê bÇê ‚¥ê bìÇ g_¥ Rì ƒî ‘¥ [ê 8ê gê_7¥ Ñê ët^î "Ç
216
‚ê Nê iç ^ê ]ì î Rë iç R¥ Çë gê_ì“q¥ Ñì í Ðë …î Rì äê ‚ê Nê êG^ì ]ì î Rë gê_]î Xê :Ç
î äê gê_7¥ Ñê
ê ¥ ì g_a]E
êì êê
„a;vNÇ
ê î ê ê h8ä
ê ê ì g_Rê ê gbÑÇä
ê î ê ‚bÇ
ë ¥ ¥ jbÇ
î ë ê g_\A
ë ì ¥ ÈLJ“NÇ
ì í Ñê
î È
„ë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê îÒäg
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê €ë EÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìDŽë ]ê Xî bê ï
ê gRê „ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìÇ
gê_ì8Âgê_7¥ Ñ
ê áë vê Mî ïÇ
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;ê gaîê btNÇ
Ñì g_¥ NÇ ÈÇ
¬ 5ì
ê uê Eê gê_Lì äê iç _ê ê ;ê Éì vê <ì ïÇ
ì =ê Eķ
ì ]ë [ë Nî Çhê ]ì í [ê Rg
ķíìbìDŽ¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì_qÏ
ê ì‘]î Lê jî ì‘í 9ê ȇ
ë qê „¥ `ēë ]NÇê
ì äg
ì Mg
ì Àg
ç ü
ê ;g
ç Rg
ê bç g^q
ï
ê _ç ìa[qê ä
ê Xç AÇ
ê Lç îÒÑì äg
ê Lç Ïg
ê ü
ê ì ǂê Në cê Aî Çê
ì Ðê gbç gê ìNäg
ì <g
ê ‘ç ]î Lê äg
g;‡
ê vç MÇ
ê Xç Bg
ê ‘ç ìaí Cê
ç Të bê iç 7ê ‡î 8ê äÇ
ê î †ë Nê ä
ê ãë êt;î ä
ê
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì êï
ët^î "Ç
ê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê †ë Nê ‚q
ê ëøÇï
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
ê ķ̈;
ì ªë
ķ]ê E
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë ä
ê ‡ê pë ä
ê >
ê jë ìa^që ä
ê ķaî
ë î #Ç
gZê TNÇ
ê î vNÇ
ì ;ì vNÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥ ìøÇ „ì î ì7 vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më
¥ …ì .
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
ü
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê
ø
ê Çê ⥠ìgKê Ç>
ê _:ë
ç î <ê Ùê ‡¥ Vê 8ê …î Rê äê g^ê `ì ì7 Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê Eê Ígê
ì Bê
„a
è ]ì Eê vè Mg
217
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Rabbenâ
tekabbel minnâ inneke ente’s-semîu’l-alîm. Rabbenâ ve’calnâ müslimîne leke ve min-zürriyyetinâ
ümmeten müslimeten leke ve erinâ menâsikenâ ve
tüb aleynâ inneke ente’t-tevvâbü’r-rahîm. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez am-mâ
ta’lemü inneke ta’lemü mâ lâ-na’lem inneke ente’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr.
Allâhümme yâ mukallibe’l-kulûb sebbit kalbî alâ
dînike. Allâhümme innî es’elüke îmânen kâmilen
ve yakînen sâdÖkan ve rizkan vâsian halâlen tayyiben ve kalben hâåian ve lisânen zâkiran ve tevbeten nasûhan. /â-ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke
leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît.
Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve
alâ külli åey’in kadîr. %ismillâhirrahmânirrahîm.
ãnne’s-safâ ve’l-mervete min-åeâiri’llâh femen hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha aleyhi en yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a hayran fe-innallâhe
åâkirun alîm.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODK
KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU æH\GHQ E\N
WU +DPG $OODK·D PDKVXVWXU 5DEELPL] EXQX
EL]GHQNDEXOH\OHåSKHVL]NLVHQKHUæH\LLæLWHQ
YHELOHQVLQ
218
5DEELPL] %L]L VDQD WHVOLP RODQODUGDQ H\OH
1HVOLPL]GHQGHVDQDWHVOLPROPXæELUPPHWOXW
IH\OH %L]H KDFOD LOJLOL YD]LIHOHULPL]L J|VWHU WHY
EHOHULPL]LNDEXOHWåSKHVL]WHYEHOHULoRNNDEXO
HGHQ YH PHUKDPHWOL RODQ DQFDN VHQVLQ 5DE
ELP %L]L EDâÖæOD PHUKDPHW HW NHUHPLQOH EL]L
DI HW %LOPHGLNOHULPL]L GH NXVXUODUÖPÖ]Ö GD VHQ
ELOL\RUVXQRQODUÖDIHWdQNVHQJoYHNHUHP
VDKLELVLQ 5DEELPL] %L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU
kKLUHWWHGHL\LOLNYHU%L]L&HKHQQHPD]DEÖQGDQ
NRUX(\NDOSOHULoHYLUHQ$OODKÖP.DOELPLGLQLQ
GHVDELWNÖO
$OODKÖP.XVXUVX]ELULPDQGRâUXYHNHVLQELU
LQDQo ERO KHODO YH WHPL] UÖ]ÖN KDæ\HW GROX ELU
NDOS]LNUHGHQELUOLVDQYHDVODER]PD\DFDâÖPELU
WHYEHQL\D]HGL\RUXP$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK
\RNWXU2WHNWLUKLoELURUWDâÖ\RNWXU0ONRQXQ
GXU+DPGRQDPDKVXVWXU'LULOWLU|OGUU+D\ÖU
DQFDN RQXQ HOLQGHGLU 2QXQ KHU æH\H JF \H
WHU%LVPLOODK*HUoHNWHQ6DIkLOH0HUYH$OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
219
6$<·ã1ã.ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ë Çê ?
ë Çä
ë Çï
ë Çê ?
ë Çê
ê ?
ê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
êî
ê Aë vNÇ
î Kê à‡
gê_‘î “ë Mg
¥ gê_Xî ‘¥ê 8Çäê jê Nî wîê bÇê g^ê ì7 g_¥ Rê Ǧ gê_7¥ Ñê ët^î "Ç
ì SNÇ
ì _që gqç Ïgê
ì _Rë gê_Xî ^ì Aê gê_b¥ ì Ç gê_7¥ Ñê …q
ì ^q
ì î ìN ĶÏgê
¥ ~ê Rê
âg
ê tì pg
ê ü
ê ¥ ê g_RgK
ë ë g_Nê ê vZJgK
g_E
¥ ê vZMä
¥ ê ¦ ê „\
î ë ì7í vê ì7 LJ_ë Rì Ǧ âî Çê
î ì í ê ê g_7ê ê ‡bÐ
î ì î ê g_7Ñ
ê î ~ê Rê gê_K¥ ‡ê 8ê äê gê_ì8gêõìaí Aê
=ê Eê gê_8ê tî Eê äê gRê gê_ì8Ǧ äê gê_7¥ Ñê Ñì Çvê 7î ïÇ
ê ‚¥ê bìÇ iì Rê gaê [ì Nî Ç áê ‡î qê gbê wì İî ë ï
ê äê ‚ê ]ì Aë Ñë
Ïê gXaê ^ì Nî Ç €ë ]ì İî ë ï
ì í Ñê
î È
„ë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê îÒäg
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê €ë EÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìDŽë ]ê Xî bê ï
ê gRê „ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìÇ
gê_ì8Âgê_7¥ Ñ
ê áë vê Mî ïÇ
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;ê gaîê btNÇ
Ñì g_¥ NÇ ÈÇ
¬ 5ì
ê uê Eê gê_Lì äê iç _ê ê ;ê Éì vê <ì ïÇ
ê î †ë Nê ä
ê ãë êt;î ä
ê
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì êï
ët^î "Ç
ê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê †ë Nê ‚q
ê ëøÇï
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
ê ˆ¨ ;ê ‡ê pë äê jë ìa^që äê ķaî
ì ªë
=ê Eê ‡ê pë äê >
ë ^ë qê ï
ë î #Ç
gZê TNÇ
ì ;ì vNÇ
¦ î vNÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥ ìøÇ „ì î ì7 vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më
¥ …ì .
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
ü
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê
220
ê Çê ⥠ìgKê Ç><ê Ùê ‡Vê 8ê …Rä g^`ì ì7 Ýê ‡V¥ q âî Çê †ì a]ê Eê Ígê_:
ø
î ê ê ê
çî
¥
¥ ê
î ê ë
ì Bê
„a
è ]ì Eê vè Mg
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü
ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Rabbenâ âmennâ bi-mâ enzelte vetteba’ne’r-rasûle fektübnâ maa’ååâhidîn. Rabbenâ innenâ semi’nâ münâdiyen yünâdî
li’l-îmâni en âminû bi-rabbiküm fe-âmennâ. Rabbenâ
faâfir lenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ maa’l-ebrâr. Rabbenâ ve âtinâ mâ-veattenâ
alâ rusülike ve-lâ tuhzinâ yevme’l-kÖyâmeti inneke
lâ-tuhlifu’l-mîâd. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez am-mâ ta’lem inneke ta’lemü mâ lâna’lem inneke ente’llâhü’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ
âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten
ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît.
Ve hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve
alâ külli åey’in kadîr. %ismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min-åeâiri’llâh femen hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha aleyhi en- yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a hayran fe-innallâhe åâkirun alîm.
221
0kQkVÖ$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHU
æH\GHQE\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RN
WXU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU æH\
GHQE\NWU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU
5DEELPL]6HQLQLQGLUGLâLQYDK\HLPDQHWWLNYH
3H\JDPEHU·H X\GXN $UWÖN EL]L æDKLWOHUOH EHUDEHU
\D]5DEELPL]åSKHVL]EL]´5DEELQL]HLQDQÖQµ
GL\HLPDQDoDâÖUDQ.XU·DQÖLæLWWLNYHLPDQHWWLN
5DEELPL]EL]LPJQDKODUÖPÖ]ÖEDâÖæODN|WONOH
ULPL]L |UW FDQÖPÖ]Ö L\LOHUOH EHUDEHU DO 5DEELPL]
3H\JDPEHUOHULQHYDDWHWWLâLQæH\OHULEL]HGHLKVDQ
HW YH NÖ\DPHW JQQGH EL]L UH]LO HWPH æSKHVL]
VHQ YDGLQGHQ G|QPH]VLQ 5DEELP %L]L EDâÖæOD
PHUKDPHW HW NHUHPLQOH EL]L DIIHW %LOPHGLNOHUL
PL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQELOL\RUVXQRQODUÖDI
HWdQNVHQJoYHNHUHPVDKLELVLQ5DEELPL]
%L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU DKLUHWWH GH L\LOLN YHU
%L]L&HKHQQHPD]DEÖQGDQNRUX$OODK·WDQEDæND
KLoELULODK\RNWXU2WHNWLU+LoELURUWDâÖ\RNWXU
0ONRQXQGXU+DPGRQDPDKVXVWXU'LULOWLU|O
GUU +D\ÖU DQFDN RQXQ HOLQGHGLU 2 KHU æH\H
JF\HWHQGLU
222
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
6$<·ã1hdh1&hå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ì í Ñ
ķ¥ ]ê E
ê jê ^î Xîê bÇê ķì“N¥ Ç‚ê “ê ^ê Xî ìbvê \ë Bî Çê âî Çê ķì_Eî Òì äî Çê È
ê ët^î "Ç
ç ì À
‚ê ì“.
ê î vê ì7 ķì_]î <ì Ïî Çê äê †aë ¦ vî 8ê g"g
ê ƒê ^ê Eî Çê âî Çê äê Ķ¥ êtìNÇäê =ê Eê äê
ì ì TNÇ
ì 5ì
ì ‘ê E
ê ^ê `ë .
ì í ÑÇ
ì í Ñê êG"g
È
î ê ÑÇ
ê ìbgaê 7¥ Ñg
ê >
ê ^ê Mg
¥ ßê Ïg
ç Yì Àķ
î È
î
„ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìDŽë ]ê X8ê g^¥ E
ê îÒäg
î ä
ê 3ê ê ä
ê áî v¥ \ê 8ê ä
ê €ë EÇ
ê „î ;ê ÑÇî ä
ê vî Zì JÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî bê ï
ê gRê
gê aîbtNÇ
¬ 5ì gê_ì8Â gê_7¥ Ñê áë vM
ê ïÇ
ê Ñì g_¥ NÇÈÇ
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;ê
¥ ì džê N¦ ì Çï
ëøÇï
ê _Lì äê iç _ê ê ;
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê î †ë Nê äê ‚ë ]î ^NÇ
ê ãë êt;î äê
ê ™
ì ªë ët^î "Ç
ì êï
jë ìa^që äê ķaî
ë †ë Nê †ë Nê ‚q
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
ê ˆ¨ ;
ê ƒì í Më =ê E
vqè tì Lê Áé ˆî B
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë ä
ê ‡ê pë äê
ê >
ë î #Ç
223
vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê gZê TNÇ
ì ;ì vNÇ
¦ î vNÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥ …ì .
¥ ìøÇ „ì î ì7
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê Eê Ígê
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ
ê _:ë ü
ì B
ê êøÇ⥠ìgKê Ç>
ê Ùê ‡¥ Vê 8ê …î Rê äg
„a
ê vè Mg
ê ^ê `ì ì7
ç î <
è ]ì E
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Rabbi
evzi’nî en eåküra ni’meteke’lletî en’amte aleyye
ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve
edhÖlnî bi-rahmetike fî-ibâdike’s-sâlihîn. Rabbi’r-rhamhümâ ke-mâ rabbeyânî saâîrâ. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez am-mâ
ta’lem inneke ta’lemü mâ lâ-na’lem inneke ente’llâhü’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ
azâbe’n-nâr. Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke
leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve
yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr.
Ve hüve alâ külli åey’in kadîr. %ismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min-åeâiri’llâh
fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha
aleyhi en-yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a
hayran fe-innallâhe åâkirun alîm.
224
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE\N
WU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU(\5DEELP%HQL
EDQDYHDQDEDEDPDYHUGLâLQQLPHWOHUHæNUHWPH
\HYHUD]ÖRODFDâÖQL\LLæOHUH\|QHOWYHEHQLUDKPH
WLQOHVDOLKNXOODUÖQÖQDUDVÖQDNDW5DEELP$QQHP
EDEDPNoNNHQEHQLQDVÖO\HWLæWLUPLæOHUVHæLPGL
VHQ GH RQODUD DFÖ 5DEELP %L]L EDâÖæOD PHUKD
PHWHWNHUHPLQOHEL]LDIHW%LOPHGLNOHULPL]LGH
NXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQELOL\RUVXQRQODUÖDIHWdQ
NVHQPXWODNJoYHNHUHPVDKLELVLQ5DEELPL]
%L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU kKLUHWWH GH L\LOLN YHU
%L]L&HKHQQHPD]DEÖQGDQNRUX5DEELPL]+HVDS
JQQGH EHQL DQQHEDEDPÖ YH EWQ PPLQOHUL
EDâÖæOD$OODK·WDQEDæNDKLoELULOkK\RNWXU2WHN
WLUKLoELURUWDâÖ\RNWXU0ONRQXQGXU+DPGRQD
PDKVXVWXU 'LULOWLU |OGUU +D\ÖU DQFDN RQXQ
HOLQGHGLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
225
6$<·ã1'g5'h1&hå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ì äê îÒÇê …î Rì gê_Nê hî pê gê_7¥ Ñê ët^î "Ç
é ë Eî Çê Éê v¥ Lë gê_ì8gq¥ Ñì Ðë äê gê_:Ç
G
ì _ì8Âgê_7¥ Ñg
öî ìaí pê ä
ê î Ñ
ê iç .
ê ‚îê b ëtNê …î Rgê
ê Rç gRê ì Ç êG[ì “¥ ^ë ]î ìNgê_]î Xê :Ç
î äê
iç _ê ê ;ê gaîê btNÇ
¬ ãì uì p¦ ķKì gê_Nê hî “ë MÇî äê Çç tBê Ñê gê bvì Rî Çê …î Rì gê _Nê
ĭ î 5ì äê
ì í Ñê ‚ê aî Nê ì Ç gbê tî pë g¥bìÇ Éì vê <ì ïÇ
î È
€ë EÇ
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê gê R „ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìÇ „ë ]ê X8ê g^¥ Eê Òäg
‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî bê ï
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;g
ì _ì8Âgê_7¥ Ñ
Éì vê <ì ïÇ
¬ 5gê
ê aîê btNÇ
ê áë vê Mî ïÇ
ê ãë êt;î ä
ê Ñì g_¥ NÇÈÇ
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì êï
‚q
ê _Lì ä
ê uê Egê
ê ëøÇï
ê iç _ê ê ;ê
ê î †ë Nê äê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê †ë Nê
ê ˆ¨ ;
ì ªë ët^î "Ç
ʇ
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë äê jë ìa^që äê ķaî
ê î ãì tì aê ì7
…ì .
¦ î vNÇ
ë î #Ç
¥ ìøÇ „ì î ì7 vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më =ê Eê ‡ê pë äê >
l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê gZê TNÇ
ì ;ì vNÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
…î Rê äê g^ê `ì ì7 Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê Eê Ígê
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç
ê _:ë ü
ì Bê êøÇ⥠ìgKê Ç>
ê Ùê ‡¥ Vê 8ê
„a
ê vè Mg
ç î <
è ]ì E
226
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Rabbenâ heb lenâ min-ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ li’l-müttekîne imâmâ.
Rabbenâ âtinâ min-ledünke rahmeten ve heyyi’
lenâ min-emrinâ raåedâ. Ve’ktüb lenâ fî-hâzihi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati innâ hüdnâ
ileyk. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez am-mâ ta’lem inneke ta’lemü mâ lâ-na’lem
inneke ente’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ âtinâ
fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve
kÖnâ azâbe’n-nâr. Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû
lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in kadîr. %ismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min
-åeâiri’llâh fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ
cünâha aleyhi en-yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a hayran fe-innallâhe åâkirun alîm.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU $OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU $O
ODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE
\NWU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU5DEELPL]%L]H
227
J|]P]D\GÖQODWDFDNHæOHUYHQHVLOOHUYHU%L]L
WDNYD VDKLSOHULQH |QGHU NÖO (\ 5DEELPL] %L]H
UDKPHWLQGHQ YHU YH LæLPL]GH EL]H oÖNÖæ \ROX J|V
WHU%L]HEXGQ\DGDGDkKLUHWWHGHL\LOLN\D]%L]
JHUoHNWHQ VDQD \|QHOGLN 5DEELP %L]L EDâÖæOD
PHUKDPHW HW NHUHPLQOH EL]L DI HW %LOPHGLNOHUL
PL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQELOL\RUVXQRQODUÖDI
HWdQNVHQJoYHNHUHPVDKLELVLQ5DEELPL]
%L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU kKLUHWWH GH L\LOLN YHU
%L]L&HKHQQHPD]DEÖQGDQNRUX
$OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU 2 WHNWLU
+LoELU RUWDâÖ \RNWXU 0ON RQXQGXU +DPG RQD
PDKVXVWXU 'LULOWLU |OGUU +D\ÖU DQFDN RQXQ
HOLQGHGLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
228
6$<·ã1%(åã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
?
ë Çê ?
ë Çäê ø
ë Ç ï
ë Çê ?
ë Çê
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ê î ìøì äê
ì î gê_7¥ Ñê ët^î "Ç
g`ê 7ê Çuê Eê ⥠ì Ç „ê _¥ `ê :ê ÈÇ
ê uê Eê g_¥ Eê Ýî œÇ
ê Mê
î Kê gê_a¬ ìNäê jîê bÇê gRç Çvê Jê âg
>
î ê ÑÇî äê gê_Nê vî Zì Jg
ë î <ê jîê bÇê äê gê_.
ì Yê Nî Ç
ì ì äê gê_Nê vî Zì JÇ
î gê_7¥ Ñê …q
gbê ‡[ë ‘ê Aê …q
ê uì N¥ Ç gê_ìbLJê <î ï
ê vì Kg
ì _ì7‡]ë Lë 5
ì î ì7
ì ^q
ê ä
îê ï
ì ƒî Xê 3
‚¥ê bìÇgê_7¥ ÑLJ
ê uì ]¥ ìNçíüJgê
ê âg
ê _ë Rê Ǧ …q
ê ïg
ì í Ñ
î È
îÒäg
î ä
ê 3ê ê ä
ê áî v¥ \ê 8ê ä
ê €ë EÇ
ê „î ;ê ÑÇî ä
ê vî Zì JÇ
ê „a
ê Ýè ëÄÑê
è ;ì Ñ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìDŽë ]ê Xî bê ï
ê gRê „ë ]ê Xî 8ê ‚¥ê bìDŽë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê
áë vê Mî ïÇ
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;g
ÈÇ
¬ 5ì gê _ì8Âgê_7¥ Ñê
ê _Lì äê iç _ê ê ;
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ì É>
ê _aî 7ê äķ
ê Lç ‡[ë ;
‚ê
ê ‚ê Nê ⥠ì DŽ¥ `ēë ]NÇê Ñì g_¥ NÇ
ê ì_aî 7ê g^a
ë ķ¥ ]ê E
ê ì”Mg
ê Kç
ê Mê gRê „¥ `ēë ]NÇê ‚ê [ì ]î <ê G
âg
ê î 7ê äê ķì_aî 7ê g^a
ê ì”Mê gLç ‡[ë ;ë äê
ê Kì çÉ>
ê ì âg
ì ãë vî Zì Jg
ê Mê gRê äê H
î Kê g`ê _î Rì ‚ê Nê
ķì_í Eê †ë ]î ^¥ –ê “ê Kê ‚ê [ì ]î #
ì vê ;
ê –ê ì7 ˆì_ì_Jî Çê äê
‚ê ì“aê Tì Xî Rê …î E
ê ‚ê ì“Eg
ê Vê ì7ä
ê ‚ê ìNü
ê …î E
ê ‚ê RÇ
ì ä
ì …î ^¥ E
ê ‡ê A
ê Éì vê Zì îY^ê Nî Ç~ê AÇ
¥ ì džê N¦ ì Çï
ëøÇï
ê ‚ê ]ì Uî Zê ì7äê
ê gê qßÇ
êî
ê
ë î î
229
ê ê
ê
ê î †ë Nê äê ‚ë ]î ^ë Nî Ç †ë Nê †ë Nê ‚q
ê ãë êt;î äê
ê ™
ì ªë ët^î "Ç
ì êï
jë ìa^që äê ķaî
ê î ãì tì aê ì7ʇ
ê ˆ¨ ;
ê ƒì í Më =ê Eê ‡ê pë äê >
vqè tì Lê Áé ˆî B
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë äê
ë î #Ç
ì ì ê ê î ì ê ê î ê î ê ê ¥ ¥ ì ì ì ¥ ì .vNÇøÇ
¦î¥ ì ì
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê E
ê Ígê
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Çl¥ ;
ê …î ^ê Kê ìøÇ
ë ü
ê _:
ì B
ê êøÇ⥠ìgKê Ç>
ê Ùê ‡¥ Vê 8ê …î Rê äg
„a
ê vè Mg
ê ^ê `ì ì7
ç î <
è ]ì E
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü
vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd.
Rabbena’srif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne garâmâ. (nte veliyyünâ fa’âfir lenâ
ve’rhamnâ ve ente hayru’l-gâfirîn. Rabbena’âfir
lenâ ve li-ihvânine’llezîne sebekûnâ bi’l-îmâni
ve lâ-tec’al fî-kulûbinâ gÖllen lillezîne âmenû
rabbenâ inneke raûfu’r-rahîm. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram ve tecâvez am-mâ ta’lem
inneke ta’lemü mâ lâ-na’lem inneke ente’llâhü’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ
haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ
azâbe’n-nâr. Allâhümme inne leke aleyye hukûkan kesîraten fî-mâ beynî ve beyneke ve hukûkan kesîraten fî-mâ beynî ve beyne halkÖke. Al230
lâhümme mâ kâne leke minhâ fa’âfirhü lî ve-mâ
kâne lihalkÖke fe-tehammelhü annî ve aâninî
bi-halâlike an-harâmike ve bi-tâatike an-ma’siyetike ve bi-fazlike ammen sivâke yâ vâsia’l-maâfirati. Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh.
Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît.
Ve hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve
hüve alâ külli åey’in kadîr. %ismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min-åeâiri’llâh
fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha
aleyhi en-yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a
hayran fe-innallâhe åâkirun alîm.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU $OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU $O
ODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE
\NWU +DPG $OODK·D PDKVXVWXU (\ 5DEELPL]
%L]GHQ &HKHQQHP D]DEÖQÖ X]DNODæWÖU JHUoHNWHQ
RQXQ D]DEÖ VUHNOLGLU 6HQ EL]LP YHOLPL]VLQ $U
WÖNEL]LEDâÖæODYHEL]HDFÖ6HQHQL\LEDâÖæOD\DQ
VÖQ(\5DEELPL]%L]LYHEL]GHQ|QFHLPDQHWPLæ
RODQ NDUGHæOHULPL]L EDâÖæOD .DOSOHULPL]GH LPDQ
HGHQOHUH NDUæÖ KLoELU NLQ EÖUDNPD (\ 5DEELPL]
231
åSKHVL] VHQ oRN HVLUJH\LFLVLQ oRN PHUKDPHWOL
VLQ5DEELP%L]LEDâÖæODPHUKDPHWHWNHUHPLQOH
EL]LDIHW%LOPHGLNOHULPL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQ
ELOL\RUVXQRQODUÖDIHWdQNVHQJoYHNHUHP
VDKLELVLQ
5DEELPL]%L]HGQ\DGDGDL\LOLNYHU$KLUHWWH
GHL\LOLNYHU%L]L&HKHQQHPD]DEÖQGDQNRUX$O
ODKÖP 6DQD NDUæÖ YD]LIHOHULPGH ELU oRN HNVLâLP
YDU<DUDWÖNODUÖQÖQGD]HULPGHELUoRNKDNNÖYDU
$OODKÖP 6DQD NDUæÖ RODQ HNVLNOLNOHULPL EDâÖæOD
<DUDWÖNODUÖQD NDUæÖ RODQODUGDQ GD EHQL NXUWDU
%DQDKHODOLYHUKDUDPDPXKWDoROPD\D\ÖPãED
GHWLQOHPHæJXOHWJQDKDGæPH\H\LP/WIXQX
YHU EDæNDVÖQD PXKWDo ROPD\D\ÖP (\ EDâÖæOD
PDVÖ ERO RODQ 5DEELP $OODK·WDQ EDæND KLoELU
LODK\RNWXU2WHNWLU+LoELURUWDâÖ\RNWXU0ON
RQXQGXU+DPGRQDPDKVXVWXU'LULOWLU|OGUU
+D\ÖUDQFDNRQXQHOLQGHGLU2KHUæH\HJF\H
WHQGLU
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k·EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
232
6$<·ã1$/7,1&,å$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ì í Ñê ët^î "Ç
ì hî pê È
~a
ë ^ì Aê ‚¥ê bìÇ iç ‘ê ìaí Cê iç q¥ Ñì í Ðë ‚îê b ëtNê …î Rì ķN
ì ]¦ TNÇ
ì Eê tNÇ
ì í Ñê Áo
gê_7¥ Ñê ķì“q¥ Ñì í Ðë …î Rì äê ɇ
¬
¥ „a
î È
ê [ì Rë ķì_]î Xê :Ç
ì TNÇg
ì î Çê äg
ì Eê Ïë ƒî ‘¥ [ê 8ê äê
ì hî p
ì í Ñ
êG"g
ê È
ê ^ç \î ;
ë H
¥ ì7 ķì_î["
ê Áo
ì ì_]î Xê :Ç
ì âg
ê ê ìNķN
ì ƒî Xê :Ç
Þé tî À
ì Xì _¥ NÇiì _¥ :
ê iì 9ê Ñê äê …î Rķ
î äê „a
î äê
ì TNÇg
ì î Çê äê g^ç ]ì î Rë ķì_K¥ ‡ê 8ê …q
ĭ î 5ì
ì í Ñê G
È
ê ì "g
ê vì <ì ïÇ
¥ ì7 ķì_î["
î
‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê îÒäg
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê €ë EÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî bê ï
ê gRê „ë ]ê Xî 8ê
5ì gê_ì8 gê_7¥ Ñê ¼áë vê Mî ïÇ
ĭ î 5ì ä
ì í Ñ
È
¬
ê _Lì ä
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê iç _ê ê ;
ê iç _ê ê ;g
ê Ñì g_¥ NÇÈÇ
ç wê _î Rë ķì_Nî wì bÇê
î gê_7¥ Ñê êGìNwì _î ^ë Nî Ç >
vî Zì JÇ
ë î <ê jîê bÇê äê gMç Ñê gê ‘Rë ï
gbê Pîë bÇäê gê_Rê Ç êtLî Çê jî ì‘í 9ê äê gbê vì Rî Çê 5ì gê_Kê nj
ê î ì Çäê gê_7ê ‡bë Ðë gê_Nê
ì \ê Nî Ç áì ‡î [ê Nî Ç =ê Eê
ê ãë êt;î äê ëøÇ ï
ê …q
ê ™
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ì êï
†ë Nê ‚q
ê vì Kg
ê î †ë Nê ä
ê ˆ¨ ;
ì ªë ët^î "Ç
ʇ
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë ä
ê jë ìa^që ä
ê ķaî
ê ‚ë ]î ^NÇ
ë †ë Nê
ê î ãì tì aê ì7
ë ]ê E
ê ƒì í Mķ
…ì .
ê ‡ê pë ä
¦ î vNÇ
ê >
ë î #Ç
¥ ìøÇ„ì î ì7 vqè tì Lê Áé ˆî B
233
l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê gZê TNÇ
ì ;ì vNÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
…î Rê äê g^ê `ì ì7 Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê Eê Ígê
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç
ê _:ë ü
ì B
ê ø
ê Ùê ‡¥ Vê 8ê
„a
ê Çê ⥠ìgKê Ç>
ê vè Mg
ç î <
è ]ì E
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Rabbi
heb lî min-ledünke zürriyyeten tayyibeten inneke
semîu’d-düâ’.
Rabbic’alnî
mukîme’s-salâti
ve
min-zürriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâ’. Rabbi
heblî hukmen ve elhÖknî bi’s-sâlihîn. Vec’alnî
min-veraseti cenneti’n-naîmi vec’al lî lisâne sÖdkÖn fi’l-âhirîn. 7eveffenî müslimen ve elhÖknî
bi’s-sâlihîn. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram
ve tecâvez am-mâ ta’lem inneke ta’lemü mâ lâna’lem inneke ente’l-eazzü’l-ekram. Rabbenâ
âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Rabbi enzilnî münzelen
mübâraken ve ente hayru’l-münzilîn. Rabbena’âfir lenâ zünûbenâ ve isrâfenâ fî emrinâ ve sebbit
akdâmenâ ve’nsurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn. Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü
ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün
lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli
234
åey’in
kadîr.
%ismillâhirrahmânirrahîm.
ãn-
ne’s-safâ ve’l-mervete min-åeâiri’llâh fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ cünâha aleyhi en-yettavvefe
bihimâ
ve
men
tetavva’a
hayran
fe-innallâhe åâkirun alîm.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODK
KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU æH\GHQ E\N
WU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU5DEELP%DQDWHU
WHPL]ELUQHVLOOXWIHWåSKHVL]VHQGXDODUÖLæLWHQVLQ
5DEELP%HQLYHVR\XPGDQJHOHFHNOHULQDPD]NÖ
ODQODUGDQH\OH5DEELPL]'XDPÖ]ÖNDEXOH\OH(\
5DEELP%DQDKLNPHWEDKæHWYHEHQLVDOLKOHUDUDVÖ
QDNDW%HQL1DvP&HQQHWLQLQYDULVOHULQGHQH\OH
6RQUD JHOHQOHU DUDVÖQGD EHQL GRâUXOXNOD DQÖODQ
ODUGDQH\OH%DQDPVOPDQFD|OPH\LQDVLSH\OH
YHEHQLVDOLKOHUHGDKLOH\OH5DEELP%L]LEDâÖæOD
PHUKDPHW HW NHUHPLQOH EL]L DI HW %LOPHGLNOHUL
PL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQELOL\RUVXQRQODUÖDI
HWdQNVHQJoYHNHUHPVDKLELVLQ5DEELPL]
%L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU $KLUHWWH GH L\LOLN YHU
%L]L &HKHQQHP D]DEÖQGDQ NRUX <D 5DEEL %HQL
ELUPEDUHNPHQ]LOHLQGLUYH6HQLQGLUHQOHULQHQ
KD\ÖUOÖVÖVÖQ
235
(\5DEELPL]%L]LPJQDKODUÖPÖ]ÖYHLæOHULPL]
GHNL WDæNÖQOÖNODUÖPÖ]Ö EDâÖæOD YH \ROXQGD D\DNOD
UÖPÖ]ÖVDELWNÖO.kILUOHUHNDUæÖGDEL]H\DUGÖPHW
$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU2WHNWLU+LoELU
RUWDâÖ\RNWXU0ONRQXQGXU+DPGRQDPDKVXV
WXU'LULOWLU|OGUU+D\ÖUDQFDNRQXQHOLQGHGLU
2KHUæH\HJF\HWHQGLU
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK¿ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k¿EH¿\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
6$<·ã1<('ã1&ãå$97,1,1'8Ç6,
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ê ãë êt;î ä
ê ët^î "Ç
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì êï
†ë Nê ä
ê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê †ë Nê ‚q
ê ëøÇï
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
êî
ê ˆ¨ ;
ì ªë ët^î "Ç
‡ê pë äê >
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë äê jë ìa^që äê ķaî
ë î #Ç
ì êd8ë ï
ê gê_7¥ Ñ
ê ƒì í Më =ê Eê
gbê cî Vê <î Çê äî Çê gê_aì bê âî ì Çgbê uî <Ç
í vqè tì Lê Áé ˆî B
ê ägê
îê ï
ê œ
gê_]ì ‘î Lê …î Rì …q
ê ê ^ê MÇ
ê uì N¥ Ç=ê Eê †ë “ê ]î .g
ç î ì Çgê_aî ]ê Eê ƒî ^ì ı
ê _7¥ Ñê
236
êë ï
ê ägê
ê gRê gê_]î ^ì í ı
ê ï
î äg
gê_Nê vî Zì JÇ
ê €ë EÇ
î ä
ê _7¥ Ñê
ê _¥ E
ê †ì ì7 gê_Nê iê Lê gC
ì \ê Nî Çáì ‡î [ê Nî Ç=ê Eg
ê ‡î Rê jîê bÇê gê_.
ì í Ñ
È
ê bê Pî
ê vì Kg
î ê ÑÇî äê
ê …q
î ë bgKê gbê ï
î
‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî 8ê g^¥ Eê îÒäg
î äê „î ;ê ÑÇî äê vî Zì JÇ
ê 3ê ê äê áî v¥ \ê 8ê äê €ë EÇ
ê î w¬ Eê ïÇ
ê î jîê bÇê ‚¥ê bìÇ „ë ]ê Xî bê ï
ê gê R „ë ]ê Xî 8ê
5ì gê_ì8 gê_7¥ Ñê áë vê Mî ïÇ
ĭ î 5ì ä
gê_7¥ Ñ
¬
ê _Lì ä
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê iç _ê ê ;
ê iç _ê ê ;g
ê Ñì g_¥ NÇÈÇ
ê
iç .
ê î Ñê ‚îê b ëtNê …î Rì gê_Nê hî pê äê gê_“ê qî êtpê Ðî ì Ç êtXî 7ê gê_7ê ‡]ë Lë Úî wì 8ë ï
ê ãë êt;î äê ëøÇ ï
ê Èg
ê ™
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ì êï
†ë Nê ‚q
ë p¥ ‡ê Nî Ç jîê bÇê ‚¥ê bìÇ
ê î †ë Nê ä
ê ˆ¨ ;
ì ªë ët^î "Ç
ʇ
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë ä
ê jë ìa^që ä
ê ķaî
ê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê
ê î ãì tì aê ì7
ë ]ê E
ê ƒì í Mķ
vqè tì Lê Áé ˆî B
ê ‡ê pë ä
ê >
ë î #Ç
ê
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
áê wê pê äê ±ãë êt‘î Eê P
ë Ç ï
ê ê bê äê ±ãë êtEî äê wê •îê bÇê ãë êt;î äê ø
êî
gZê TNÇ
ì ;ì vNÇ
¦ î vNÇ
ê wê ;î ïÇ
¥ ⥠ì Ç „a
¥ ìøÇ „ì î ì7 ãë êt;î äê ÈÇ
¥ …ì .
ê Kê vê ^ê “ê EÇ
ü
î äì Çê jê aî ‘ê Nî Ç l¥ ;ê …î ^ê Kê ìøÇ vì ìôgXê Bê …î Rì Éê äê vî ^ê Nî Çäê
ø
ê Çê ⥠ìgKê Ç>
ê _:ë
ç î <ê Ùê ‡¥ Vê 8ê …î Rê äê g^ê `ì ì7 Ýê ‡¥ V¥ qê âî Çê †ì aî ]ê Eê Ígê
ì Bê
„a
è ]ì Eê vè Mg
237
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Lâ-ilâhe
illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve
lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün
lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in
kadîr. Rabbenâ lâ-tüâhÖznâ in-nesînâ ev ahta’nâ,
rabbenâ velâ tahmil aleynâ Ösran ke-mâ hameltehû alellezîne min-kablinâ, rabbenâ velâ tühammilnâ mâ lâ-tâkate lenâ bihi va’fu annâ va’âfir
lenâ verhamnâ ente mevlânâ fensurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn. Rabbi’âfir verham va’fü ve tekerram
ve tecâvez am-mâ ta’lem inneke ta’lemü mâ lâna’lem
inneke
ente’l-eazzü’l-ekram.
Rabbenâ
âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Rabbenâ lâ-tüziâ kulûbenâ ba’de iz-hedeytenâ ve heb lenâ min-ledünke
rahmeten inneke ente’l-vehhâb. Lâ-ilâhe illallâhü
vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in kadîr.
Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû enceze va’dehû ve nasara abdehû ve hezeme’l-ahzâbe vahdehû. Bismillâhirrahmânirrahîm. ãnne’s-safâ ve’l-mervete min238
åeâiri’llâh fe-men hacce’l-beyte evi’temera fe-lâ
cünâha aleyhi en-yettavvefe bihimâ ve men tetavva’a hayran fe-innallâhe åâkirun alîm.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE\N
WU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU(\5DEELPL](âHU
XQXWXU \D GD \DQÖOÖUVDN EL]L VRUXPOX WXWPD (\
5DEELPL]%L]HEL]GHQ|QFHNLOHUH\NOHGLâLQJLEL
DâÖU\N\NOHPH(\5DEELPL]%L]HJFP]Q
\HWPHGLâLæH\OHULGH\NOHPH%L]LDIIHWEL]LEDâÖæ
OD EL]H DFÖ 6HQ EL]LP 0HYOkPÖ]VÖQ ãQNDUFÖ WRS
OXPD NDUæÖ EL]H \DUGÖP HW 5DEELP %L]L EDâÖæOD
PHUKDPHW HW NHUHPLQOH EL]L DI HW %LOPHGLNOHUL
PL]LGHNXVXUODUÖPÖ]ÖGDVHQELOL\RUVXQRQODUÖDI
HWdQNVHQJoYHNHUHPVDKLELVLQ5DEELPL]
%L]H GQ\DGD GD L\LOLN YHU kKLUHWWH GH L\LOLN YHU
%L]L &HKHQQHP D]DEÖQGDQ NRUX 5DEELPL] %L]L
GRâUX\RODLOHWWLNWHQVRQUDNDOSOHULPL]LND\GÖUPD
EL]H UDKPHWLQGHQYHUåSKHVL]VHQoRNEDâÖæOD
\DQVÖQ
5DEELPL] %L]LP JQDKODUÖPÖ]Ö YH LæLPL]GHNL
DæÖUÖOÖNODUÖPÖ]Ö EDâÖæOD YH \ROXQGD D\DNODUÖPÖ]Ö
239
VDâODPODæWÖUãQNDUFÖWRSOXPODUDNDUæÖEL]H\DUGÖP
HW $OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU 2 WHNWLU
+LoELU RUWDâÖ \RNWXU 0ON RQXQGXU +DPG RQD
PDKVXVWXU 'LULOWLU |OGUU +D\ÖU DQFDN RQXQ
HOLQGHGLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU
%LVPLOODK *HUoHNWHQ 6DIk LOH 0HUYH $OODK·ÖQ
DOkPHWOHULQGHQGLU 2QXQ LoLQ KHU NLP KDF YH\D
XPUHQL\HWL\OH.k¿EH·\L]L\DUHWHGHUVHEXLNLWHSH
\LWDYDIHWPHVLQGHRQDELUJQDK\RNWXU+HUNLP
GHJ|QOQGHQNRSDUDNELUKD\ÖULæOHUVHæSKHVL]
$OODKL\LOLâLQNDUæÖOÖâÖQÖYHULURKHUæH\LELOLU
6$·<62181'$0(59(·'('8Ç
ì ]ë [ë Nî Ç hê ]ì í [ê Rë gê q „¥ `ēë ]NÇê
„¥ `ēë ]NÇê ±‚ê ì_qÏì =ê Eê ķì‘]î Lê jî ì‘í 9ê ȇ
ì ‘ê :‡
ì Rë ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì Ç
±‚ê ì8vê Zì îYRê „ê ìôÇwê Eê äê ±‚ê ì“.
ê î Ñê Êg
ê î ì7 Òê ‡î Zê Nî Çäê ±„9î ì Ç ƒì í Më …î Rì iê Rê ü
ê NÇ
…ê Rì Éê g•ê _¥ NÇäê ±iì _¥ !g
¥ äê
ê Zê Xê Nî Çäê ķ[ê “¬ NÇäê Ķ êt`ë Nî Ç ‚ê Në cAî Çê ¢ì í ì Ç „¥ `ēë ]NÇê ¼Ñì g_¥ NÇ
Ýg
…ì î ;ë äê ßê vì \î Bë äê ßê vì Mî Ðì =ê Eê ķì_í Eì Çê „¥ `ēë ]NÇê ¼ˆê_Yì Nî Çäê
ì jë ^î ]ì Eg
ì ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì DŽ¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì8Ïê gê ‘Eì
ê î …ê R
ì î #Ç
†ë _î R
ê Rê †ì ]ì í Më >
240
ê î ‚ê Në cê Aî Çê ¢ì í ì Ç „¥ `ēë ]NÇê ±„î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äê
g`ê aî Nê ì Ç Èê v¥ Lê gRê äê iê _¥ !Ç
ì ‚ê ì7 Ї
ë Eë Çê ä±
g`ê aî Nê ì ÇÈê v¥ Lê gRê ä
ê äî Çê àé ‡î Lê …î Rì
ê Ñì g_¥ NDžê R
ê ƒé ^ê E
é Lê …î Rì
ƒé ^ê E
ê äî Çê à‡
Allâhümme yâ mukallibe’l-kulûb sebbit kalbî alâ
dînike. Allâhümme innî es’elüke mûcibât-i rahmetike
ve azâime maâfiratike ve’sselâmete min-külli ismin
ve’l-fevze bi’l- cenneti ve’n-necâte mine’n-nâr. Allâhümme innî es’elüke’l-hüdâ ve’t-tükâ ve’l-afâfe ve’lgÖnâ. Allâhümme eÖnnî alâ zikrike ve åükrike ve husni
Öbâdetike. Allâhümme innî es’elüke mine’l-hayri küllihî mâ alimtü minhü ve mâ lem-a’lem. Allâhümme
innî es’elüke’l-cennete ve-mâ karrabe ileyhâ min-kavlin ev amelin ve eûzü bike mine’n-nâri ve-mâ karrabe
ileyhâ min-kavlin ev amelin.
0kQkVÖ
(\NDOSOHULoHYLUHQ$OODKÖP.DOELPLGLQLQGHVD
ELWNÖO$OODKÖP6HQGHQEHQLUDKPHWLQHXODæWÖUD
FDNYHEDâÖæODPDQDYHVLOHRODFDNæH\OHULKHUWUO
JQDKWDQX]DNNDOPD\ÖYHVRQXQGD&HQQHWHND
YXæXS&HKHQQHPDWHæLQGHQNXUWXOPD\ÖGLOL\RUXP
241
$OODKÖP6HQGHQKLGD\HWWDNYDLIIHWYH]HQJLQ
OLNYHUPHQLQL\D]HGL\RUXP$OODKÖP=LNLUæNU
YHVDQDJ]HOFHLEDGHWKXVXVXQGDEDQD\DUGÖPHW
$OODKÖP%DQDELOGLâLPELOPHGLâLPEWQL\LOLNOHUL
YHUPHQLQL\D]HGL\RUXP%LOGLâLPELOPHGLâLPE
WQN|WONOHUGHQGHVDQDVÖâÖQÖ\RUXP
$OODKÖP &HQQHWL YH EHQL FHQQHWH XODæWÖUDFDN
KHUWUOV|]YHGDYUDQÖæÖQDVLSHWPHQLQL\D]HGL
\RUXP&HKHQQHPGHQYHEHQLRQDJ|WUHFHNKHU
WUOV|]YHGDYUDQÖæWDQGDVDQDVÖâÖQÖ\RUXP
0h/7(=(0·'(2.81$&$.'8Ç
ì aî ‘ê Nî Ç È¥ Ñê gqê „¥ `ēë ]NÇê
ì ì“Xê Nî Ç j
gê_ìôg7ê Â Èg
ê Lê Ñì äê gê_7ê gLê Ñì îì“Eî Çê a
ì !Ç
ê äî Çê äê gê_ìbLJê <î ì Çäê gê_ì8g`ê R¥ Çë äê
ë î ÇÐê gê q Ñì g_¥ NÇ …ê Rì gbê Ïì ï
χ
ì Vê Xê Nî Çäê …ì í ^ê Nî Çäê ƒì Uî Zê Nî Çäê áì vê \ê Nî Çäê
ì î äê Áo
ì ê ;î ïÇ
„¥ `ēë ]NÇê âg
ì …î Rg
ì bê vî :ì Çê äg
ì E
ë î 5gê
ì _“ê ‘ê Lg
ë Ñì ‡Rë ïÇ
gaîê btNÇ
¬ Ķì wî <
ê …î ì ;î Çê
ê `ê ]ì í M
ĭ î ÈÇ
ì uê Eê äê
€è LÇì ä
ê …ë 7î Çä
ê ìbìDŽ¥ `ēë ]NÇê Éì vê <ì ïÇ
ê ßê tì ‘î E
ê ßê ët‘î Eķí
‡:ë Ñî Çê ‚ê qî êtqê G
ê î 7ê ƒè ìNí uê “ê Rë ‚ê ì7g“ê Eî gê ì7 áè wì “ê ]î Rë ‚ê ì7g7ê jê ıî ê
ì î „q
ì ê ;î ïÇ
ķíìbìDŽ¥ `ēë ]NÇê âg
ê î Ñê
ê Sê <î Çê ä
ê ‚ê “ê .
ê tì Lê gê q‚ê 7ê Çuê Eķ
ì ~ê Kê vî 8ê âî Çê ‚ê Në cê Aî Çê
±Ķvì Rî Çê rê ]ì Tëî 8ä±Ķ
Ñì îÒäì ~ê Uê 8ê äĶ
ê
ê vì Mî Ð
242
ì î Lê 5ì Hì Ñê ‡ì í _ê 8ë äê ±ķì‘]î Lê vê `ì í Vëê 8äê
ķì‘bî Ðê Hì vê Zì îYê8äê ±Ķ?
ì iì _¥ !Ç
ì =ê Xë Nî ÇÊg
ì :ê Ñê ¥tNǂê Në cê Aî Çê äê
ê î …ê R
êGRÂ
Allâhümme yâ rabbe’l-beyti’l-atîk. A’tik rikâbenâ ve
rikâbe âbâinâ ve ümmehâtinâ ve ihvâninâ ve evlâdinâ
mine’n-nâri yâ ze’l-cûdi ve’l-kerami ve’l-fazli ve’l-menni ve’l-atâi ve’l -ihsân. Allâhümme ahsin âkÖbetenâ fi’lümûri küllihâ ve ecirnâ min-hÖzyi’d-dünyâ ve azâbi’lâhÖrati. Allâhümme innî abdüke ve’b-nü abdike vâkÖfün
tahte bâbike mültezimün bi-a’tâbike mütezellilün beyne yedeyke ercû rahmeteke ve ahåâ azâbeke yâ kadîme’l-ihsân. Allâhümme innî es’elüke en-terfaa zikrî ve
tada’a vizrî ve tusliha emrî ve tutahhira kalbî ve tünevvira lî fî-kabrî ve taâfira lî zenbî ve es’elüke’d-deracâti’l-ulâ mine’l-cenneti. Âmîn
0kQkVÖ
(\ .kEH·QLQ 5DEEL RODQ $OODKÖP %L]L DQQH
YHEDEDODUÖPÖ]ÖHæOHULPL]LoRFXNODUÖPÖ]ÖNDUGHæ
OHULPL]L DNUDEDPÖ]Ö GRVWODUÖPÖ]Ö PLOOHWLPL]L YH
EWQ 0VOPDQODUÖ FHKHQQHP DWHæLQGHQ D]DW
H\OH$OODKÖP6HQoRNL\LOLNLNUDPQLPHWOWXI
ID]LOHWYHLKVDQVDKLELVLQ.XOODUÖQLoLQKD]ÖUODGÖ
âÖQGQ\DYHDKLUHWQLPHWOHULQGHQEL]HGHLKVDQ
H\OHEWQLæOHULPL]LQVRQXQXKD\ÖUH\OH'Q\D
243
VÖNÖQWÖODUÖQGDQYHDKLUHWD]DEÖQGDQEL]OHULNRUX
$OODKÖP6DQDPXKWDoELUNXOXQRODUDNNDSÖ
QD JHOGLP YH HæLâLQH EDæ NR\GXP 6HQLQ \FH
]DWÖQÖQ|QQGH]HOLOYHELWNLQKDOGHDIIÖQÖYHUDK
PHWLQL LVWL\RU D]DEÖQGDQ NRUNWXâXPX VDQD DU]
HGL\RUXP (\ LKVDQÖ VRQVX] RODQ $OODKÖP %L]H
GQ\D YH DKLUHWWH KD\ÖUODU YH J]HOOLNOHU LKVDQ
H\OH NDSÖQGDQ ERæ oHYLUPH $OODKÖP %X GXD
ODUÖPÖ 6HQLQ \FH PDNDPÖQD XODæWÖUPDQÖ ]H
ULPGHQ JQDK \NOHULQL DOPDQÖ LæOHULPL G]HQH
NR\PDQÖ NDOELPGHQ N|WON OHNHOHULQL VLOPHQL
NDOELPLQXUODQGÖUPDQÖKDWDODUÖPÖEDâÖæODPDQÖYH
&HQQHW·WHNL\FHPDNDPYHPHYNLOHULLVWL\RUXP
OWIXQODLKVDQH\OH
+$7ã&(9Ç/ã'(0ã=ã6(/$0/$0$
ì aî ]ê E
ê N
ê ì Ñå
ê qê ‚
±g`ê _î Eê ëøǎ
ê áë ü
ê ?
ê î \ë Nî Çiê ¤ê tì <g
¥ Çê
ì aî ]ê E
ì Aë Ñê iê :ê äî Òg
ê N
ê qê ‚
±ìøÇà‡
ê áë ü
¥ Çê
ì aî ]ê E
ê N
±gê_R¥ Çë gqê ‚
ê áë ü
¥ Çê
ì _Rì dî ^ë Nî Çä
ì aî ]ê E
ê N
Êgê
ê áë ü
ê êGì_Rì dî ^ë Nî ÇᥠÇë gqê ‚
¥ Çê
244
(sselâmü aleyki yâ +adîcete’l-.übrâ radÖyallâhü anhâ
Esselâmü aleyki yâ zevcete Rasûlillâh
Esselâmü aleyki yâ ümmenâ
Esselâmü aleyki yâ ümme’l-mü’minîne ve’l-mü’minât.
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ +DWLFHW·O
.EUDUD
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
]HYFHVL
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\$QQHPL]
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\0PLQOHULQYH
PPLQDWÖQDQQHVL
&(11(7h·/08$//Ç·<,6(/$0/$0$
ì aî 7ê ƒê pî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
ì Aë Ñ
ê N
±ìøÇà‡
ê áë ü
ê j
¥ Çê
ê N
±ˆì í ì‘_¥ NÇÈg
ê áë ü
ê –ê Àî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
¥ Çê
ê N
¥ Xê ^ë Nî Çiì _¥ :
±ü
ê áë ü
ê ƒê pî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
¥ Çê
ê N
±ìøÇÁê gaê ìNäî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
ê áë ü
¥ Çê
ê N
±ìøÇÁê g^ê ]ê Eg
ê áë ü
ë qê „î \ë aî ]ê E
¥ Çê
ê N
ë qê „î \ë aî ]ê E
±ìøÇÁê Ç êt`ê Bg
ê áë ü
¥ Çê
ê N
± êGì_Rì dî Rë áé ‡î Lê ÑÇê Ïg
ê qê „î \ë aî ]ê E
ê áë ü
¥ Çê
ê „î \ë ì7 ëøÇ Áê gBê âî ì Ç g¥bìÇäê
ê [ë ;ì ï
„ë \ë Nê äê gê_Nê êøÇ ƒêë õî bê â‡
245
î
Esselâmü aleyküm yâ ehle beyti rasûlillâh
Esselâmü aleyküm yâ ashâbe’n-nebiyyi
Esselâmü aleyküm yâ ehle cenneti’l-muallâ
Esselâmü aleyküm yâ evliyâallâh
Esselâmü aleyküm yâ ulemâallâh
Esselâmü aleyküm yâ åühedâallâh
Esselâmü aleyküm yâ dâre kavmin mü’minîn
Ve innâ inåâallâhü bi-küm lâhÖkûn. 1es’elüllâhe lenâ
velekümü’l-âfiyete.
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQL]H ROVXQ (\ $OODK·ÖQ
DOLPOHUL
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQL]HROVXQ(\$OODK·ÖQæH
KLWOHUL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQL]H ROVXQ (\ 0PLQOHU
GL\DUÖ
%L]GH LQæDOODK VL]H JHOHFHâL] %L]H YH VL]H
$OODK·WDQDIL\HWLVWHUL]
0ã1$·<$9$5,1&$2.81$&$.'8Ç
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ê ãë êt;î ä
ê ët^î "Ç
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì êï
†ë Nê ä
ë Çï
ê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê †ë Nê ‚q
ê ø
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
êî
ê ˆ¨ ;
ì ªë ët^î "Ç
‡ê pë äê >
ë ^ë qê ï
ê ‡ê pë äê jë ìa^që äê ķaî
ë î #Ç
ê î Çê vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më =ê Eê
g^ç ìNgAê g`aê ì_Yê ]¥ 7ê Ķuì N¥ Ç ìøì ët^î "
246
7Çä E g Ç ä g
Ç L ķ R p ôg Ç E 7
Rg 7 E - Ç
ä Ç Ķg ä ķ Ï 5 ä
ä Ç
Ç g Kg
DZ
NÇ
ä 1g A EøÇ
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü
ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Lâ-ilâhe illallâhü
vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü
yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in kadîr. Elhamdü lillâhi’llezî belleâanîhâ sâlimen muâfiyen. Allâhümme hâzihî Minen kad eteytühâ ve ene abdüke ve’bnü abdike
es’elüke en temünne aleyye bi-mâ menente bihî alâ
evliyâike. Allâhümme innî eûzü bike mine’l-maârami
ve’l-me’semi ve’l-hÖrmâni ve’l-musîbeti fî dînî ve dünyâye yâ erhame’r-râhimîn. Ve sallallâhü alâ seyyidinâ
Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellem.
247
0kQkVÖ $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK
\RNWXU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU
æH\GHQE\NWU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU%L]L
KLGD\HWHXODæWÖUDQ$OODKE\NWU+DPGEL]LQL
PHWOHUOHGRQDWDQ$OODK·DPDKVXVWXU
$OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU 2 WHNWLU
+LoELU RUWDâÖ \RNWXU 0ON RQXQGXU +DPG RQD
PDKVXVWXU 'LULOWLU |OGUU +D\ÖU DQFDN RQXQ
HOLQGHGLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU+DPGEHQL
VDâVDOLPEXUD\DXODæWÖUDQ$OODK·DPDKVXVWXU$O
ODKÖP +VUDQD XâUDPDNWDQ JQDKWDQ PDKUX
PL\HWWHQ GLQLP YH GQ\DP KXVXVXQGD PXVLEHWH
GæPHNWHQ VDQD VÖâÖQÖUÖP 5DKPHW HGLFLOHULQ HQ
PHUKDPHWOLVL 6DODW YH VHOkP (IHQGLPL] 0XKDP
PHG DOH\KLVVHOkP ]HULQH ROVXQ ÇOL YH DVKkEÖ
]HULQHROVXQ
0ã1$·'$1$5$)$7·$*ã'(5.(1
ƒî Xê :g
ê jë `î :¥ ‡ê 8ê ‚ê aî Nê ì DŽ¥ `ēë ]NÇê
î Kê ±Êë Ïî Ñê Çê „q
ê vì \ê Nî ǂê `ê :î äê ä±
ê äê ķì_.
ˆì_‘î ìaí İê ë ï
î ê ÑÇî äê ±ÇÑä
ç ?
ç Zë îYRê ķì‘bî Ðê
ë î Rê ķ•ì í ;ê äê ±Çч
ì _ì8Âgê_7¥ Ñ
ê ƒì í Më =ê E
iç _ê ê ;g
¬ 5gê
ê ‚¥ê bìÇ
ê aîê btNÇ
ê „¥ `ēë ]NÇê vqè tì Lê öé B
ĭ î 5ì äê
„¥ `ēë ]NÇê ‚î aî ‘¥ Nê Ñì g_¥ NÇ ÈÇ
ê uê Eê gê_Lì äê iç _ê ê ;ê Éì vê <ì ïÇ
248
ê î ⥠ì Ç ±‚î aî ‘¥ Nê ‚ê Nê ‚q
ê ‚ê aî ‘¥ Nê ±‚î aî ‘¥ Nê
ê ™
ì ê ï
iê ^ê Xî ì_í NÇäê êt^î "Ç
ê ±‚î ]î ^ë Nî Çä
ê ™
ì ê ï
‚î Nê ‚q
ê ‚ê Nê
Allâhümme ileyke teveccehtü ve vecheke’l-kerîme
erattü fec’al zenbî maâfûran ve haccî mebrûran verhamnî ve lâ-tühayyibnî inneke alâ külli åey’in kadîr.
Allâhümme Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve
fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Lebbeyk Allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ-åerîke leke lebbeyk.
ãnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ-åerîke
lek.
0kQkVÖ $OODKÖP VDQD \|QHOGLP VHQLQ UÖ]DQÖ
LVWL\RUXP EHQLP JQDKÖPÖ DI HW KDFFÖPÖ NDEXO
H\OHEDQDUDKPHWHWEHQLHOLERæoHYLUPH6HQLQ
KHUæH\HJFQ\HWHU5DEELPL]%L]HGQ\DGDGD
L\LOLN YHU $KLUHWWH GH L\LOLN YHU %L]L &HKHQQHP
D]DEÖQGDQ NRUX %X\XU $OODKÖP EX\XU (PULQGH
\LPEX\XU6HQLQRUWDâÖQ\RN(PULQGH\LPEX\XU
åSKHVL] KDPG VDQD PDKVXVWXU 1LPHW YH PON
VHQLQGLU6HQLQRUWDâÖQ\RNWXU
249
$5$)$7·$d,.$5.(12.81$&$.'8Ç
ê q¥ ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
±ķìNgRê  rê ìNgÀê ķì_ îY]ì í ‘ê Kê ±‡Eë Ïî Çê ‚ê Nê äê ±‡:ë Ñî Çê ßg
î äê
ƒì pî Çê =ê Eê †ì ì7 jê _î _ê Rê g^ê ì7 ķ¥ ]ê Eê …î _ë Rî Çäê ±ķì7‡bë Ðë ķìN vî Zì JÇ
Ç>
ë Çê vqè tì Lê Áé ķî Bê ƒì í Më =ê Eê ‚¥ê bìÇ ‚ê ì“Eg
ê Cê
ç ì‘Mê ?
ë ê Mî Çê ø
ê î äê
ç aÀì Çê äê çÉvê \î 7ë ìøÇ âg
ê –ê ‘î Aë äê Ç>
‚î aî ‘¥ Nê ü
ç ì”Mê ìøÇì ët^"Ç
ê î ⥠ì Ç ±‚î aî ‘¥ Nê ‚ê Nê ‚q
ê ‚ê aî ‘¥ Nê ±‚î aî ‘¥ Nê „¥ `ēë ]NÇê
ê ™
ì ê ï
êt^î "Ç
ê ±‚ê ]î ^ë Nî Çä
ê ™
ì ê ï
‚î Nê ‚q
ê ‚ê Nê iê ^ê Xî ì_í NÇäê
Allâhümme iyyâke ercû veleke ed’û fe-belliânî sâliha âmâlî vaâfirlî zünûbî ve’mnün aleyye bi-mâ menente bihî alâ ehli tâatike inneke alâ külli åey’in kadîr.
Allâhü ekber kebîran ve’l-hamdü lillâhi kesîran ve sübhânallâhi bükraten ve asîlen. Lebbeyk Allâhümme
lebbeyk. Lebbeyke lâ-åerîke leke lebbeyk. ãnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ-åerîke lek.
250
0kQkVÖ$OOkKÖPEHQ\DOQÖ]VHQLQUÖ]DQÖLVWL\R
UXP\DOQÖ]VDQDGXDHGL\RUXP6DOLKHPHOOHULPH
EHQLXODæWÖUEHQLPJQDKODUÖPÖDIHWLWDDWHKOLQH
YHUGLâLQQLPHWOHUGHQEDQDGDLKVDQHW6HQLQKHU
æH\H JFQ \HWHU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU
%WQ |YJOHU $OODK·D PDKVXVWXU $OODK·Ö VDEDK
DNæDPWHVELKHGHULP
%X\XU$OOkK·ÖPEX\XU(PULQGH\LPEX\XU6H
QLQ RUWDâÖQ \RN (PULQGH\LP EX\XU åSKHVL]
KDPG VDQD PDKVXVWXU 1LPHW YH PON VHQLQGLU
6HQLQRUWDâÖQ\RNWXU
$5$)$7·7$10h='(/ã)(·<(*ã'(5.(1
ê ?
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
?
ë ê Mî Çê ëøÇ ?
ë ê Mî Çê ëøÇä ëøÇ ï
ë ê MÇî ëøÇ ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
ê î ìøì äê
ƒî ‘¥ [ê “ê Kê ±‡:ë Ñî Çê ‚ê aî Nê ì Çäê ±hë Jê Ñî Çê ‚ê aî Nê ì Ç „¥ `ēë ]NÇê ët^î "Ç
ì †a
ì Kˆ
ì ì_Lî ëÒÑÇî äˆ
ê î …ê R
ì î #Ç
±hë ]ë Cî Çê gRê vê ”ê Mî Çê >
ê ì_î[Kì í äê 䱈
ê \ì ë bë
ê î ø
ê äê
gê_7¥ Ñê „¥ `ë ]¥ NÇê „q
ì vì \ê Nî Ç ÏÇë ‡¥ !Ç
ë Ç jîê bÇê ‚¥ê bìÇ ˆì_‘î ìaí İê ë ï
ì ‘ê Eì 5ì gê_]î <ì Ïî Çê äê êGRì vì •î ^ë Nî Ç …ê Rì gê_]î Xê 3î ê ï
ê äê g_¥ Rì ƒî ‘¥ [ê 8ê
ßê Ïg
ì ì vNÇ
ì ì TNÇ
‚ê aî ‘¥ Nê ±‚î aî ‘¥ Nê „¥ `ēë ]NÇê ‚î aî ‘¥ Nê êG.Ç
¥
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê êG"g
251
ê î ⥠ì Ç ±‚î aî ‘¥ Nê ‚ê Nê ‚q
ê
ê ™
ì ê ï
±‚ê ]î ^ë Nî Çäê ‚ê Nê iê ^ê Xî ì_í NÇäê êt^î "Ç
ê
ê ™
ì ê ï
‚î Nê ‚q
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü
ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Allâhümme ileyke
ergabü ve ileyke ercû fe-tekabbel nüsükî ve veffÖknî
verzuknî fîhi mine’l-hayri eksera mâ atlubu ve lâ-tuhayyibnî inneke ente’llâhü’l-cevvâdü’l-kerîm. Allâhümme rabbenâ tekabbel minnâ ve lâ-tec’alnâ mine’l-mücrimîn ve edhÖlnâ fî-Öbâdike’s-sâlihîne yâ
erhame’r-râhimîn. Lebbeyk allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ-åerîke leke lebbeyk. ãnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ-åerîke lek.
ì
0kQkVÖ$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHU
æH\GHQE\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RN
WXU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU æH\
GHQE\NWU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU$OODKÖP
VDQD\|QHOL\RUXP7HNPLGLPVHQVLQ+DFYD]L
IHOHULPLNDEXOH\OH%HQLPXYDIIDNNÖO%XUDGDEDQ
LVWHGLâLPGHQGDKDID]ODKD\ÖUODULKVDQH\OHhPL
GLPLERæDoÖNDUPD0XKDNNDNVHQKHUæH\HJF
\HWHQVLQ $OODKÖP KDF LEDGHWOHULPL]L NDEXO H\OH
252
EL]LPFULPOHUGHQNÖOPDEL]L6DOLKNXOODUÖQDUDVÖQD
GDKLOH\OH(\5DKPHWHGLFLOHULQHQPHUKDPHWOLVL
%X\XU $OODKÖP EX\XU (PULQGH\LP EX\XU 6HQLQ
KLoELURUWDâÖQ\RNWXU(PULQGH\LPEX\XUåSKH
VL]KDPGVDQDPDKVXVWXU1LPHWGHVHQLQPON
GHVHQLQGLU6HQLQKLoELURUWDâÖQ\RNWXU
0h='(/ã)(9$.)(6ã1'(
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
î ëøÇ?
ìøì ä
ê ?
ë ê Mî Çê ëøÇ?
ë ê Mî Çê ëøÇäëøÇï
ë ê MÇ
ë ê Mî Çê ëøÇê
êî
ê ãë êt;î äê ëøÇ ï
ê ët^î "Ç
ê ™
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ì ê ï
±‚ë ]î ^ë Nî Ç †ë Nê ±†ë Nê ‚q
ê džë Nê äê
ê ƒì í Më =ê E
vqè tì Lê Áé ˆî B
ê ‡ê pë ä
ê ët^î "
ê î ⥠ì DZ‚î aî ‘¥ Nê ‚ê Nê ‚q
ê ‚ê aî ‘¥ Nê ±‚î aî ‘¥ Nê „¥ `ēë ]NÇê ‚î aî ‘¥ Nê
ê ™
ì ê ï
êt^î "Ç
ê ±‚ê ]î ^ë Nî Çäê ‚ê Nê iê ^ê Xî ì_í NÇäê
ê ™
ì ê ï
ì ì8Âgê_7¥ Ñ
gaîbtNÇ
¬ 4g_
ê ‚î Nê ‚q
ì <ì ïÇ
ĭ î 5
ì ä
‚ê Nê „¥ `ēë ]NÇê Ñì g_¥ NÇÈÇ
ê gê _Lì ä
ê uê E
ê Év
ê iç _ê ê ;
ê iç _ê ;ê
ê î ‚ê Nê ä±
êî
ë ^ê \ê Nî ǂê Nê ä±
ê !Ç
‚ê Nê ä±
ê †ë ]¬ Më àë ü
ê †ë ]¬ Më àg
ê †ë ]¬ Më ët^î "Ç
ê î ‚ê Nê „¥ `ēë ]NÇê †ë ]¬ Më xq
±‚ê ^ê Xê ìb 5Çì ‡ê që Ç çt.
î ê ët^î "Ç
ë tîì [“¥ NÇ
ì 1ê ~a
ì \ê që äê
jë ^î ]ì Eg
ê î Çê ‚ê Rì vê Mê êtqwì Rê 5g
ê Rê ßê tì Rgê
ì ^ì •ê ì7 ßê ët.
ì jë ^î ]ì Eg
ì ê =ê Eê äê „î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äg
gRê äg
ê Rê ‚ê ^ì Xê ìb~a
ì )
ê `ê _î R
ê `ê _î Rì
253
é ;
gbê tì ìaí A
ê „î ]ì í Aê ä
ê „¥ `ë ]¥ NÇê ¼àg
ê ƒì í Më =ê Eê ä±
ê ƒì í À
ê „î ]ê Eî Çê „î Nê
ê =ê E
ì =ê Eê äê té ^ê¥ 1ë
ì ê Hì vî Zì JÇ
î „¥ `ë ]¥ NÇê ¼té ^ê¥ 1ë àÂ
±†ë “ë Zî ]ê Aî Çê gRê ~a
ê )
ç ì Àê ü
ç ^ê Eê ˆì_Lî ëÒÑÇî äê ±ˆê [ì 7ê g^a
†ì ì7 Žê vî 8ê g"g
î äê
ê Kì ˆì_^î Tì EÇ
ì Kgê
ì _“ê Zî Lê äg
gê_“ê qî Ñê Çê ä
ì Wì Xê Nî ǃì Uî Zê Nî ÇÇÐê gqê ˆì_í Eê
ê †a
ê ^ê Mê „¥ `ēë ]NÇê „a
ê _.
ê ßê vì Mî uì ìNgê_[î Kì í ‡ê Kê ±ãë gq¥ ì Ç
î ä±gê
g^ê Mgê
ê ^ê M
î ê ÑÇî ägê
ê _Nê vî Zì JÇ
ê _“ê qî êtpg
é Kê vê Eê …î Rì „î “ë Uî Kê Çê ÇÐê ìgKê ¬ "Ç
ê î ‚ê Në ‡î Lê äê ‚ê ìN‡î [ê ì7 gê_8ê tî Eê äê
Êg
ê î vì Xê îS^ê Nî Ç êt_î Eì ø
„î MÇë êtpê g^ê Mê ãë ävë Më Ðî Çäê áì Çvê "Ç
ê Ç Çävë Më Ðî gKê
ì Ua
ì „î “ë _î Më âî ì Çäê
ë Kì Çê „¥ 9ë êGìNí gUNÇ
¥ …ê ^ì Nê †ì ]ì ‘î Lê …î R
kë aî ;
ê …î RLJ
ê êøÇ⥠ì ÇêøÇÇävë Zì îY“ê AÇ
ê Kê Çê
„a;
ê Óg
è Zë J
ë _¥ NÇÖg
î ä
è Ñê ч
ì ‡ê :ê âg
ì \ê ^ê Nî Ç Çuê p¦ 5ì ˆì_Lê ëÒvî 8ê âî Çê ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
~Üê RÇ
êî
ì î #Ç
g^ê ì7 ķ¥ ]ê Eê …¥ -ë ê âî Çê äê ±†ë ]¥ Më ˆìbcî Bê rê ]ì Tëî 8 âî Çê äê ±†ì ]ì í Më >
ì_í E
ì î 8ê âî Çê ä
¥ ¥
†¥ë bìgKê ±†ë ]¥ Më INLj
ê Ýê P
ê †ì ì7 jê _î _ê Rê
ê ‚ê ìôgaê ìNäî Çê =ê E
ê äê ±ßê >
ê
¥ ì Ç †ì ì7 χë
„ê ;ê Ñî Çê gqê jîê bÇê ï
ë ¤ê ï
ë î Jê ‚ê ìNЦ ƒë Xê Zî qê ï
ì ìbuî Eì Çê „¥ `ēë ]NÇê êG.Ç
ì ì vNÇ
ì Vê aî SNÇ
¥ …ê Rˆ
ˆìbuî Eì Çê ä±
ì :ì vNÇ
ê „a
¥ âg
¥
254
é Aë ƒì í Më …î Rì
ì Kì Hì ßî Ñì g7ê äê ˆì_“ê Lî Òê Ñê g^ê ì7 ˆì_Xî ì_í Lê äê ±Á‡
†a
ê ì‘Aê ˆì_Rî wì Nî Çê äê ±‚ê aî ]ê Eê ßê tì Kî äê áì vê Mî Çê …î Rì ˆì_]î Xê :Ç
ƒa
î „¥ `ēë ]NÇê
ìî
ê [ê Nî Çê ˆ“¥ ;
êG^ì Nê gXê Nî ÇÈ¥ Ñg
ê iì Rê g[ê ì“Aî ïÇ
ê qê ßg
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü
ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Lâ-ilâhe illallâhü
vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü
yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in kadîr. Lebbeyk Allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ-åerîke leke lebbeyk. ãnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ-åerîke lek.
Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Allâhümme leke’l-hamdü
küllühû ve leke’l-kemâlü küllühû ve leke’l-celâlü küllühû ve leke’t-takdîsü küllühû. Allâhümme leke’l-hamdü
hamden yüvâfî niameke ve yükâfî mezîde keramike
ahmedüke bi-cemî’Ö mehâmidike mâ alimtü minhâ ve
mâ lem-a’lem ve alâ cemî’Ö ni’amike mâ alimtü minhâ
ve mâ lem-a’lem ve alâ külli hâl. Allâhümme salli ve
sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muahmmedin Allâhümmaâfir lî cemîa mâ-esleftühû va’sÖmnî
255
fî-mâ bakÖye ve’rzüknî amelen sâlihan terdâ bihâ annî
yâ ze’l-fazli’l-azîm. Allâhümme ke-mâ vekaftenâ fîhi ve
eraytenâ iyyâhu fe-veffiknâ li-zikrike ke-mâ hedeytenâ
va’âfirlenâ ve’rhamnâ ke-mâ veattenâ bi-kavlike ve
kavlüke’l-hakku fe-izâ efaztüm min-arafâtin fe’zkürullâhe Önde’l-meå’ari’l-harâmi ve’zkürûhu ke-mâ hedâküm ve in-küntüm min-kablihî le-mine’z-zâllîn. Sümme efîzû min-haysü efâza’n-nâsü ve’staâfirullâhe
innallâhe gafûru’r-rahîm.
Allâhümme
innî
es’elüke
en-terzükanî
fî-hâ-
ze’l-mekâni cevâmia’l-hayri küllihî ve en-tusliha åe’nî
küllehû ve en-temünne aleyye bi-mâ menente bihî alâ
evliyâike ve en-tasrife anni’å-åerra küllehû fe-innehû
lâ-yef’alü zâlike gayruke velâ yecûdü bihî illâ ente yâ
erhame’r-râhimîn. Allâhümme eÖznî mine’å-åeytâni’r-racîm. Ve eÖznî min-külli sûin ve kanni’nî bi-mâ
razaktenî ve bârik lî fîh. Allâhümmec’alnî min-ekrami
vefdike aleyke ve elzimnî sebîle’l-istikâmeti hattâ elkâke yâ rabbe’l-âlemîn.
256
%X\XU $OODKÖP EX\XU (PULQGH\LP EX\XU 6H
QLQKLoELURUWDâÖQ\RNWXU(PULQGH\LPEX\XUåS
KHVL]KDPGVDQDPDKVXVWXU1LPHWGHVHQLQPON
GHVHQLQGLU6HQLQKLoELURUWDâÖQ\RNWXU
5DEELPL]%L]HGQ\DGDGDL\LOLNYHU$KLUHWWH
GHL\LOLNYHU%L]LD]DEÖQGDQNRUX$OODKÖP+DPG
EWQ\OH VDQD PDKVXVWXU %WQ PNHPPHOOLN
VDQD DLWWLU <FHOLN EWQ\OH VHQLQGLU %\NON
EWQ\OHVDQDDLWWLU$OODKÖP1LPHWOHUVD\ÖVÖQFD
VDQD KDPG ROVXQ %LOGLâLP ELOPHGLâLP EWQ QL
PHWOHULQGHQGROD\Ö\FH]kWÖQDOD\ÖNELOGLâLPELO
PHGLâLPEWQ|YJOHUOHKHUGXUXPGDVDQDKDPG
HGHULP$OODKÖP3H\JDPEHUHIHQGLPL]HYHRQXQ
kLOHVLQHVDODWVHOkPROVXQ$OODKÖPåLPGL\HND
GDU LæOHGLâLP JQDKODUÖPÖ EDâÖæOD %XQGDQ VRQUD
JQDKODUGDQEHQLNRUX(\OWXIYHD]DPHWVDKLEL
5D]Ö RODFDâÖQ L\L LæOHU \DSPDPÖ EDQD QDVLS H\OH
$OODKÖP$UDIDW·ÖJ|UPH\LYHRUDGDYDNIH\DSPD\Ö
EL]HQDVLSHWWLâLQJLELEXUDGDGDJ|VWHUGLâLQæHNLO
GHVHQLDQPD\ÖEL]HQDVLSH\OH%L]LEDâÖæOD%L]H
PHUKDPHW H\OH 1LWHNLP ´$UDIDW·WDQ LQGLâLQL]GH
0Hæ·DUÖ+DUDPµÖQEXOXQGXâX\HUGH0]GHOLIH·GH
$OODK·Ö]LNUHGLQ2QXVL]HJ|VWHUGLâLæHNLOGHDQÖQ
åSKHVL] VL] GDKD |QFH \DQOÖæ \ROGD LGLQL] 6RQ
UD LQVDQODUÖQ DNÖQ HWWLâL \HUGHQ VL] GH DNÖQ HGLQ
257
$OODK·WDQ EDâÖæODPD GLOH\LQ åSKHVL] $OODK oRN
EDâÖæOD\DQGÖU oRN PHUKDPHW HGHQGLUµ V|]QOH
EXQXEL]HYDGHWPLæWLQ6HQLQYDGLQLVHKDNWÖU$O
ODKÖP%XPEDUHN\HUGHWPKD\ÖUODUÖEDQDOW
IHWPHQL KkOLPL WDPDPÖ\OD G]HOWPHQL GRVWODUÖQD
OWIHWWLâLQæH\OHULEDQDGDLKVDQHWPHQLYHWPæHU
OHULEHQGHQX]DNODæWÖUPDQÖQL\D]HGL\RUXPdQN
EXQXVHQGHQEDæNDKLoNLPVH\DSDPD]EXQXQHQ
L\LVLQL VHQ \DSDUVÖQ (\ PHUKDPHWOLOHULQ HQ PHU
KDPHWOLVL $OODKÖP %HQL UHFP HGLOPLæ æH\WDQGDQ
NRUX+HUWUON|WONWHQPXKDID]DEX\XU%DQD
\HWHULQFHUÖ]ÖNYHUYHEXQXKDNNÖPGDEHUHNHWOLNÖO
$OODKÖP %HQL VDQD \RO EXODQODUÖQ HQ L\LOHULQGHQ
H\OH (\ ÇOHPOHULQ5DEEL6DQDNDYXæXQFD\DND
GDUEHQLEXGRVGRâUX\ROGDQD\ÖUPD
0h='(/ã)(·'(16215$0ã1$·'$
ê ?
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
?
ë ê Mî Çê ëøÇ ?
ë ê Mî Çê ëøÇä ëøÇ ï
ë ê MÇî ëøÇ ?
ë ê Mî Çê ëøÇê
ê î ä±g
ê î ìøì äê
gRê =ê E
ê Rê =ê E
ê ìøì ët^î "Ç
ê ?
ê bê Ç êtpg
ë ê Mî Çê ëøÇê ët^î "Ç
ê ãë êt;î äê ëøÇï
ê ±gbê ï
ê äî Çê
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì ê ï
†ë Nê äê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê ±†ë Nê ‚q
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
êî
ê ķ̈;
‡ê pë äê >
î ë ët^î "Ç
ë ^ë qê ï
ë ^ì që äˆìaª
ê ‡ê pë äê ja
ë î #Ç
ê ä±
ê vqè tì Lê Áé ˆî B
¥ ì Ç ët‘ë Xî bê ï
¥ ì džê N¦ ì Çï
ë =ê Eê
ê ƒì í M
±ãë gq¥ ì Çï
ê ëøÇï
258
ì \ê Nî Ç ãê vì Mê ‡î Nê äê …q
ì í †ë Nê êGTì ]ì 2î ë
ê vë Kg
†ë ]î Xê :Ç
ê tNÇ
î „¥ `ēë ]NÇê âä
Çч
ê Ñä
ç Zë îYRê g‘îç bÐê äÇч
ç \ë îSRê gaç Xî Aê äÇ
ç ?
ë î Rê gç •í ;ê
ì Xê Rë g^ç ìNgAê g`aê ì_Yê ]¥ 7ê åuì N¥ Ç ìøì ët^î "
ê î Çê
¥ ê äê ±gaç Kg
ˆì_Kê ™
ì î äê áì ü
ì î ì7
ì ^q
ê Aî ïg
ëøÇ =¥ Àê té ^ê¥ 1ë iì R¥ Çë …î Rì ˆì_]ê Xê :ê äê âg
ê ïÇ
ë ê âî Çê ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì DŽ¥ `ēë ]NÇê „ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê Eê
†ì ì7jê _î _ê Rê g^ê ì7ķ¥ ]ê Eê …¥ -
ì ì TNÇ
ì …î Rˆ
ì ì_]ê Xê 3
ì ‘ê E
î ê âî Çê äê ‚ê ìôgaê ìNäî Çê =ê Eê
„ê ;ê Ñî Çê gqê êG"g
¥ ßê Ïg
ì ì vNÇ
ë Eë Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê êG.Ç
„ì 9ê cî ^ê Nî Çäê áì vê îY^ê Nî Ç …ê Rì ‚ê ì7 Ї
¥
ì î äê
ì Rê vî "Ç
ë Eë Çê È
ì iì ‘aê Tì ^NÇ
ì í Ñ
ì ì ítNÇä
‚ê ì7 Ї
ê ƒîì [Xê Nî Ç5
ê âg
ê …q
ë ä
ì aê SNÇ
ì wê £
ì î
ë Eë Çê ä
ì Cg
ê ê …î Rì
ì í Ñê ‚ê ì7 Ї
ë ë ªê âî Çê È
¥ ÊÇ
âä
ê G
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü
ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Allâhü ekber alâ
mâ hedânâ ve’l-hamdü lillâhi alâ mâ evlânâ. Lâ-ilâhe
illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ-yemûtü
biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli åey’in kadîr. Lâ-ilâhe
illallâh ve lâ-na’büdü illâ iyyâhu muhlisîne lehü’d-dîne
velev
kerihe’l-kâfirûn.
Allâhümmec’alhü
haccen
mebrûran ve sa’yen meåkûran ve zenben maâfûran.
259
Elhamdü lillâhillezî belleâanîhâ sâlimen muâfiyen
ve åerrafenî bi’l-islâmi ve’l-îmâni ve ce’alenî min-ümmeti Muhammedin sallallâhu aleyhi ve selleme. Allâhümme innî es’elüke en-temünne aleyye bi-mâ menente bihî alâ evliyâike ve en-tec’alenî min -Öbâdike’s
-sâlihîn yâ erhame’r-râhimîn. Allâhümme innî eûzü
bike mine’l-maârami ve’l-me’semi ve’l-hÖrmâni ve’l
-musîbeti fi’l-akli ve’d-dîni rabbi eûzü bike min-hemezâti’å-åeyâtîni ve eûzü bike rabbi en-yahdurûn.
0kQkVÖ $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK
\RNWXU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU $OODK KHU
æH\GHQE\NWU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU%L]L
KLGD\HWHXODæWÖUDQ$OODKE\NWU+DPGEL]LQL
PHWOHUOHGRQDWDQ$OODK·DPDKVXVWXU
$OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU 2 WHNWLU
+LoELU RUWDâÖ \RNWXU 0ON RQXQGXU +DPG RQD
PDKVXVWXU 'LULOWLU |OGUU +D\ÖU DQFDN RQXQ
HOLQGHGLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU$OODK·WDQEDæ
260
NDKLoELULOkK\RNWXUãQNDUFÖODUÖQKRæXQDJLWPHVH
GH EL] \DOQÖ]FD RQD EDâODQÖS DQFDN RQD NXOOXN
HGHUL] $OODKÖP +DFFÖPÖ]Ö NDEXO H\OH *QDKOD
UÖPÖ]ÖEDâÖæOD*D\UHWOHULPL]LNDUæÖOÖNVÖ]EÖUDNPD
+DPG EHQL VDâ VDOLP EXUD\D XODæWÖUDQ EHQL ãV
ODPYHLPDQODæHUHIOHQGLUHQYHEHQL0XKDPPHG
$OH\KLVVHOkPÖQ PPHWLQGHQ H\OH\HQ $OODK·D
PDKVXVWXU$OODKÖP9HOLNXOODUÖQDOWIHWWLâLQæH\
OHULEDQDGDLKVDQHWPHQLYHEHQLVDOLKNXOODUÖQGDQ
H\OHPHQLQL\D]HGL\RUXP(\PHUKDPHWHGHQOHULQ
HQ PHUKDPHWOLVL $OODKÖP +VUDQD XâUDPDNWDQ
JQDKWDQ PDKUXPL\HWWHQ DNOÖP YH GLQLP KXVX
VXQGD PXVLEHWH GæPHNWHQ VDQD VÖâÖQÖUÖP 5DE
ELP åH\WDQODUÖQ \|QOHQGLUPHOHULQGHQ YH EDQD
\DNODæPDODUÖQGDQVDQDVÖâÖQÖUÖP
å(<7$1$7$å$7$5.(1
ì Vê aî S]
¥ ìNg^ç Jî Ñê ?
†ë ]î Xê :Ç
ë Çê ìøÇ„ì î ì7
ê âg
ë ê Mî Çê ø
î „¥ `ēë ]NÇê †ì ì7wî ;ì ä
ç ^ê Eê äê Çч
ü
ç \ë îSRê gaç Xî Aê äê ±Çч
ç Zë îYRê g‘îç bÐê äê ±ÇÑä
ç ?
ë î Rê gç •í ;ê
ê ?
ç ì Àê
ç ‡‘îë [Rê g"g
†ê N¦ ì Çï
ê ï
ê ‘ë 8ê …î Nê çÉÑg
ê 3ê ì ä
ë ê Mî Çê ëøÇ?
ë ê Mî Çê ëøÇê ч
ê î ìøì äê ?
¥ ìÇ
ët^î "Ç
ë Çê ?
ë Çäê ëøÇï
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
261
Bismillâhi Allâhü ekber raâmen li’å-åeytâni ve hÖzbihî. Allâhümmec’alhü haccen mebrûran ve zenben
maâfûran ve sa’yen meåkûran ve amelen sâlihan makbûlen ve ticâraten len-tebûr. Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd.
0kQkVÖ$OODK·ÖQDGÖ\OD$OODKKHUæH\GHQE
\NWU .DKUROVXQ æH\WDQ YH DYDQHVL $OODKÖP
+DFFÖPÖ]ÖNDEXOH\OH*QDKODUÖPÖ]ÖEDâÖæOD*D\
UHWOHULPL]L NDUæÖOÖNVÖ] EÖUDNPD $PHOOHULPL]L VDOLK
YH PDNEXO H\OH 7LFDUHWLP]L ]DUDUVÖ] H\OH $OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE\N
WU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODKKHU
æH\GHQ E\NWU $OODK KHU æH\GHQ E\NWU
+DPG$OODK·DPDKVXVWXUµ
.85%$1.(6(5.(1
ˆìbí ì Ç ˆì_í Rì ƒî ‘¥ [ê 8ê ±‚ê aî Nê ì Çäê ‚ê _î Rì „¥ `ēë ]NÇê ±?
ë ê Mî Çê ëøÇê ìøÇ „ì î ì7
ì ‡ê ^¦ NÇ
ê î äê ÊÇ
ê Ñî ïÇ
gZç aì_;ê Ö
¥ vê Vê Kê åuì ]¥ ìN ˆê `ì :î äê jë `î :¥ äê
ê Àê ⥠ì Ç êGMì I
ì î ^ë Nî Ç …ê Rì gbê Çê gRê äê
åg
ê aê 1î ê äê ˆ\ì ë bë äê ,ì ü
ê êG^ì Nê gXê Nî Ç È
ê ™
ì *ê äê
ì í Ñê ìøì ,gê
ì ê ï
Êë vî Rì Çë ‚ê ìNu¦ ì7äê †ë Nê ‚q
262
êG^ì ]ì î ^ë Nî Çàë ä¥ Çê gbê Çê äê
0kQkVÖ $OODK·ÖQ DGÖ\OD $OODK E\NWU $OOD
Bismillâhi allâhü ekber allâhümme minke ve ileyke
tekabbel minnî innî veccehtü vechiye lillezî fetara’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen ve mâ ene mine’l-müårikîn. ãnne salâtî ve nüsükî ve mahyâya ve memâtî lillâhi rabbi’l-âlemîn. Lâ-åerîke lehû ve bi-zâlike ümirtü
ve ene evvelü’l-müslimîn.
0kQkVÖ $OODK·ÖQ DGÖ\OD $OODK E\NWU $OOD
KÖP%XNXUEDQGDGDKLOVDKLSROGXâXPQHYDUVD
KHSVLVHQGHQGLU%XNXUEDQGDVHQLQUÖ]DQLoLQ
GLU%HQLPEXLEDGHWLPLNDEXOEX\XU
%HQKDNND\|QHOHQELULVLRODUDN\]PJ|N
OHULYH\HUL\DUDWDQDG|QGUGP%HQ$OODK·DRU
WDNNRæDQODUGDQGHâLOLP
åSKHVL]EHQLPQDPD]ÖPGDGLâHULEDGHWOHULP
GH\DæDPDPGD|OPPGHÇOHPOHULQ5DEEL$O
ODK LoLQGLU 2·QXQ KLoELU RUWDâÖ \RNWXU ãæWH EHQ
EXQXQOD HPLU ROXQGXP %HQ 0VOPDQODUÖQ LONL
\LP
6$d/$5,1,7,5$å('(5.(1
ê ?
¥ ì džê N¦ ì Çï
ìøì ä
ê ?
ê ëøÇï
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇä
ë ê Mî Çê ëøÇê ?
ë ê Mî Çê ëøÇê ê î äê ±gbê Ç êtpê gRê =ê Eê ìøì ët^î "
ê î Çê ët^î "Ç
êî
gRê =ê Eê ìøì ët^î "Ç
263
ì ƒî ‘¥ [ê “ê Kê ˆì“aê Àg
ì bê ãì uì p
î äˆ
Hvî Zì JÇ
ê †ì ì7 „ê Xîê bÇê
¦ „¥ `ēë ]NÇê ¼gê_aî ]ê E
ê ì_í R
î „¥ `ēë ]NÇê ±+‡
ì bë Ðë
ì ì í [ê ^ë Nî Çäê êG[ì ]ì í –ê ^ë ]î ìNäê Hì vî Zì JÇ
gqê ±…q
ê P
ì Éì vê Zì îY^ê Nî Ç~ê AÇ
ì äê
G
î RÂ
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Elhamdü
lillâhi alâ mâ hedânâ velhamdü lillâhi alâ mâ en’ame bihî aleynâ allâhümme hâzihî nâsiyetî fe-tekabbel minnî vaâfirlî zünûbî. Allâhümma’âfir lî ve
li’l-muhallikîn ve’l-mukassÖrîn yâ vâsia’l-maâfirati.
Âmîn.
0kQkVÖ
$OODKKHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQ
E\NWU$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU$OODK
KHUæH\GHQE\NWU$OODKKHUæH\GHQE\N
WU+DPG$OODK·DPDKVXVWXU
%L]LGRâUX\RODLOHWHQ$OODK·DKDPGROVXQ%L]H
YHUGLâLQLPHWOHUGHQGROD\ÖGD$OODK·DKDPGROVXQ
$OODKÖP%WQYDUOÖâÖPVDQDDLWWLU+DFFÖPÖNDEXO
EX\XU *QDKODUÖPÖ EDâÖæOD %HQL YH KDFFÖQÖ HGD
HGLSVDoODUÖQÖNHVWLUHQYHNÖVDOWDQEWQPPLQOHUL
EDâÖæOD(\EDâÖæODPDVÖERORODQ$PLQ
264
$5$)$7'8Ç/$5,
„a
ì ;ì vNÇ
¦ î vNÇ
¥ …ì .
¥ ìøÇ„ì î ì7
ê ?
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
?
ë Çê ?
ë Ç äê ø
ë Ç ï
ë Çê ?
ë Çê
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ë ê Mî Çê ø
ê î ìøì äê
ê ‚ê aî ‘¥ Nê ±‚ê aî ‘¥ Nê „¥ `ēë ]NÇê ‚î aî ‘¥ Nê ët^î "Ç
ê ™
ì ê ï
‚ê Nê ‚q
ê î ⥠ì Ç ±‚ê aî ‘¥ Nê
ê ‚ê ]î ^ë Nî Çäê ‚ê Nê iê ^ê Xî ì_í NÇäê êt^î "Ç
ê ™
ì ê ï
‚ê Nê ‚q
ê î äê ìøÇ âg
ê äê ?
ê äê ìøì ët^î "Ç
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
ê –ê ‘î Aë
ï
ë Çäê ø
ë Ç ï
ë ê Mî Çê ø
ê ä
¥ ì Ç Éê ‡¥ Lë ï
„a
ì Wì Xê Nî Ç ķì í ]ì Xê Nî Çìøgì7 ï
ê àê ‡î ;ê
ê î †ë Nê äê ‚ë ]î ^ë Nî džë Nê ±†ë Nê ‚q
ê ãë êt;î äê ëøÇï
ê
ê ™
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì ê ï
ët^î "Ç
ê î ãì tì aê ì7 ʇ
ê ķ̈;ê ‡ê pë äê ja
=Eê ‡ê pë äê >
ë ^ë qê ï
ë ^ì që ä ˆìaªî ë
ë î #Ç
ê ƒì í Më
vqè tì Lê Áé ˆî B
ì ìNgRê „a
êî
ì í Ñê ìøì ët^î "Ç
ì ì ítNÇìá‡î qê ‚
…q
ì ;ì vNÇ
¦ î vN¥ Çê êG^ì Nê gXê Nî ÇÈ
¥ …ì .
ê q¥ ì Çäê ët‘ë Xî bê ßg
ê q¥ ì Ç
ê PNÇ
„a
ê ì í gbê tì pî ì Ç ëGXì “ê î bê ßg
ê [ì “ê ^ë Nî Ç ×Ç
ê œ
ì UY
ì î Jê „î `ì aî ]ê Eê jê ^î Xîê bÇê …q
ë ^ê Nî Ç >
„î `ì aî ]ê Eê ȇ
ê uì N¥ Ç ×Ç
ê ì
ê äê
¥ ï
êGìNí gUNÇ
265
gê_]î Xê :Ç
ë ^ì NÇ
î äê gê_7¥ Ñê „a
ë ]ì Xê Nî Ç ~a
¥ jîê bÇê ‚¥ê bìÇ g_¥ Rì ƒî ‘¥ [ê 8ê gê_7¥ Ñê
ì _Rê gbê Ñì Çê ä
ì î ^ê ]ì î Rë
gê_\ê Agê
ê ‚ê Nê iç ^ê ]ì î Rë iç R¥ Çë gê_ì“q¥ Ñì í Ðë …î Rì ä
ê ‚ê Nê G
„a
ê hë
ë ‡¥ “¥ NÇjîê bÇê ‚¥ê bìÇgê_aî ]ê E
î 8äê
ë ;ì vNÇ
¥ ÈÇ
î Kê g_¥ Rê Â gê_b¥ ì Ç gê_7¥ Ñê
gê_7¥ Ñ
ê uê Eê gê_Lì äê gê_7ê ‡bë Ðë gê_Nê vî Zì Jg
ê Ñì g_¥ NÇ ÈÇ
ì SNÇ
ê Aë vNÇ
î Kê à‡
¥ ~ê Rê gê_‘î “ë Mg
…q
ê Nî wbê Ãê g^ê ì7 g_¥ Rê Â
ê tì pg
¥ gê_Xî ‘¥ê 8Çäê j
ì âî Çê âg
ì _që gqç Ïgê
ì _Rë gê_Xî ^ì Aê gê_b¥ ì Ç gê_7¥ Ñ¥
ì ^q
ì î ìN åÏgê
„î \ë ì7í vê ì7 LJ_ë RÂ
ê ü
î Kê gê_7¥ Ñê g_¥ Rê oKê
gê_K¥ ‡ê 8ê äê gê_ì8gêõìaí Aê g_¥ Eê vî Zì í Mê äê gê_7ê ‡bë Ðë gê_Nê vî Zì Jg
ê ä
ê î ~ê Rê
îë ï
gbê wì İ
ê _8ê tî Eê äg
ê ‚ê ]ì Aë Ñë =ê Egê
ê Rê gê_ì8Âägê
ê _7¥ Ñ
ê Ñì Çvê 7î ïÇ
ê ‚¥ê bìÇiì Rê gaê [ì Nî Çáê ‡î qê
îë ï
ì hî p
ì í Ñ
g^ç \î ;
ê È
ë H
ê Ïê gXaê ^ì Nî ǀë ]ì İ
ì ì TNg
ì î Çê äê
êG"g
¥ ì7 ˆì_î["
ç wê _î Rë ˆì_Nî wì bî Çê È
ì í Ñê
êGìNwì _î ^ë Nî Ç >
ê ‘ê Rë ï
ë î <ê jîê bÇê äê gMç Ñg
ì ì TNg
ì î Çê äê g^ç ]ì î Rë ˆì_K¥ ‡ê 8ê
‚îê b ëtNê …î Rì gê_ì8 gê_7¥ Ñê êG"g
¥ ì7 ˆì_î["
ãì uì p¦ 5ì gê_Nê hî “ë MÇî äê Ç çtBê Ñê gbê vì Rî Çê …î Rì gê_Nê öî ìaí pê äê iç .
ê î Ñê
ĭ î 5ì ä
‚ê aî Nê ì ÇgÜbê tî pg¥
¬
ë bìÇÉì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê iç _ê ê ;g
266
gê_aî ]ê Eê Úî vì Kî Çê gê_7¥ Ñê êG^ì ]ì î Rë gê_K¥ ‡ê 8ê äê Ç?
ç î Àê gê_aî ]ê Eê Úî vì Kî Çê gê_7¥ Ñê
ì \ê Nî Ç áì ‡î [ê Nî Ç =ê Eê gbê Pî
…q
ê vì Kg
î ë bÇäê gê_Rê Ç êtLî Çê jî ì‘í 9ê äê Ç?
ç î Àê
ì aê SNÇ
ì wê £
ë Eë Çê äê G
ë Eë Çê È
ì Cg
ê ê …î Rì ‚ê ì7 Ї
ì í Ñ¥
ì í Ñê ‚ê ì7 Ї
¥ ÊÇ
È
ì î
ê Më Çê …î ]ê Kê ķ¥ ]ê Eê jê ^î Xîê bÇê g^ê ì7 È
ì í Ñê âä
ë ë ªê âî Çê
Ç>
ç `ì Dê â‡
ê Kê È
¥ áì ‡î [ê Nî Ç 5ì ˆì_]î Xê 3î ê ü
ì í Ñê êGRì vì •î ^ë ]î ìN
ì í Ñê êG^ì ìNgWNÇ
È
…q
ê ¢ì Pî
ê tì ì Zî ^ë Nî Çìá‡î [ê Nî Ç=ê E
î ë bÇ
î Kê g^ç ]î Eì äê iç .
LJ7ë g8ê …q
ê î Ñê Áé ˆî Bê ƒ¥ Më jê Xî Aì äê gê_7¥ Ñê
ê uì ]¥ ìN vî Zì Jg
ê î ÈÇ
„î `ë ]î <ì Ïî Çê äê gê_7¥ Ñê „a
ì –ì !Ç
ê uê Eê „î `ì Lì äê ‚ê ]ê aì‘Aê LJXë ‘¥ê 8Çäê
ì _¥ :ê
„î `ì ìôg7ê  …î Rì rê ]ê Àê …î Rê äê „î `ë 8ê tî Eê äê ˆì“N¥ Ç âì âé tî Eê Êg
ê î wqë wì Xê Nî Ç jîê bÇê ‚¥ê bìÇ „î `ì ì8gq¥ Ñì í Ðë äê „î `ì :Ç
ì äê îÒÇê äê
„ë `ì Lì äê „a
ë \ì "Ç
ì õìaí NÇ
ì õìaí NÇ
ì í Ñê †ë “ê .
È
î ì Ñê tî [ê Kê ué ìõRê ‡î qê Êgê
¥ ì 8ê …î Rê äê Êgê
¥
=ê Eê äê ķ¥ ]ê Eê jê ^î Xîê bÇê ˆì“N¥ Ç ‚ê “ê ^ê Xî ìb vê \ë Bî Çê âî Çê ˆì_Eî Òì äî Çê
ç ì Àê ƒê ^ê Eî Çê âî Çê äê å¥ êtìNÇäê
‚ê ì“.
ê î vê ì7 ˆì_]î <ì Ïî Çê äê ãë gê vî 8ê g"g
ì ì TNÇ
ì ‘ê Eì 5ì
ì í ê êG"g
Ç>
î ê ÑÇî ÈÑ
¥ ßê Ïg
ç Yì Àê ˆìbgaê 7¥ Ñê g^ê Mê g^ê `ë .
267
ì î á‡
î gê_7¥ Ñê
Èg
ë ê "Ç
ë [ë qê áê ‡î qê êGì_Rì dî ^ë ]î ìNäê å¥ êtìNLJê ìNäê Hì vî Zì JÇ
ê Mê g`ê 7ê Çuê Eê ⥠ì Ç „ê _¥ `ê :ê ÈÇ
ì î gê_7¥ Ñê
gRç Çvê Jê âg
ê uê Eê g_¥ Eê Ýî œÇ
ì Yê Nî Ç>
î Kê gê_a¬ ìNä
ê jîê bÇê ägê
gê_7¥ Ñ
ê vì Kg
î ê ÑÇî ägê
ê _.
ê _Nê vî Zì Jg
ê jîê bÇê
ê …q
ë î <
ì î ì7 gbê ‡[ë ‘ê Aê …q
ì ì äê gê_Nê vî Zì JÇ
ì ^q
î
ƒî Xê 3î ê ïê äê âg
ê uì N¥ Ç gê_ìbLJê <î ï
ê ïg
ê bìÇ gê_7¥ Ñê LJ_ë Rê  …q
í Jì gê_ì7‡]ë Lë 5ì
è ëÄÑê ‚¥
„a
ê uì ]¥ ìN çü
è ;ì Ñê Ýä
ĭ î 5ì ä
ì _ì8Âgê_7¥ Ñê
ÈÇ
¬ 5gê
ê _Lì ä
ê uê Egê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê iç _ê ê ;
ê iç _ê ê ;g
ì =ê Eˆ
ì ]ë [ë Nî Çhê ]ì í [ê Rg
‚ê ì_qÏ
ê ì‘]î Lê jî ì‘í 9ê ȇ
ë qê Ñì g_¥ NÇ
ì ë …î Rê h¥ ;ë äê ‚ê ‘¥ ;ë ‚ê Në cê Aî Çê „¥ `ēë ]NÇê
ƒé ^ê Eê h¥ ;ë äê ‚ê ‘¬ ª
ì î gê_aî Nê ì Ç hî ì‘í ;ê „¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì‘í ;ë Hê ì Ç ˆì_7ë vì í [ê që
ê ^q
5ì †ë _î ìqí Òê äê âg
ê ïÇ
ê ë Zë Nî Çäê vê Zî \ë Nî Ç gê_aî Nê ì Ç ãî vì í Mê äê gê_ì7‡]ë Lë
ê aê Tî Xì Nî Çäê އ
gê_]î Xê :Ç
î äê âg
ì vNÇ
…q
ê tì BÇ
¥ …ê Rì
ê +ì í Ñ
¥ ì džê N¦ ì Çï
ê jîê bÇê ï
gbê Çê ä
ê bê Çê äˆ
ê ßê ët‘î Eg
ê ì_“ê [î ]ê <
ê jîê bÇê „¥ `ë ]¥ NÇê ë Eë Çê jë Xî Vê “ê AÇ
ì í ê …î Rì ‚ê ì7 Ї
gRê ™
î gRê ßê tì Eî äê äê ßê tì `î Eê =ê Eê
268
î Kê ˆì‘bî uê ì7 ‚ê Nê Á‡
H vî Zì Jg
ë 7ë Çê äê ‚ê ì“^ê Xî ì_ì7 ‚ê Nê Á‡
ë 7ë Çê jë Xêî _Àê
ê †¥ë bìgKê
¬ vë Zì îYqê ï
jîê bÇê ï¥ ì Çȇ
ê bë uNÇ
ê î …ê Rì ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì DŽ¥ `ēë ]NÇê
ì äê †ì ]ì :g
ì Eê †ì ]ì í Më >
ì î #Ç
jë ^î ]ì Eg
ê Rê †ì ]ì :Â
ì äê †ì ]ì :g
ì Eê †ì ]ì í Më INÇ
ë Eë Çê äê „î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äê †ë _î Rì
ì í ¥ …ê Rì ‚ê ì7Ї
†ì ]ì :Â
ê î ‚ê Në cê Aî Çê äê „î ]ê Eî Çê „î Nê gRê äê †ë _î Rì jë ^î ]ì Eê gRê
Èê v¥ Lê gRê äê iê _¥ !Ç
ë Eë Çê äê ƒé ^ê Eê äî Çê àé ‡î Lê …î Rì g`ê aî Nê ì Ç
Èê v¥ Lê gRê äê Ñì g_¥ NÇ …ê Rì ‚ê ì7 Ї
ßê ët‘î Eê ‚ê Nê cê Aê gRê >
ê î <ê ‚ê Në cê Aî Çê äê ƒé ^ê Eê äî Çê àé ‡î Lê …î Rì g`ê aî Nê ì Ç
ë Eë Çê äê èt^ê¥ 1ë ‚ê Në ‡Aë Ñê äê
ì í ê …î Rì ‚ê ì7Ї
ßê ët‘î Eê †ë _î Rì Ðê gXê “ê AÇg
î Rê ™
„ê ]¥ Aê ä
ê èt^ê¥ 1ë ‚ê Në ‡Aë Ñê äê
ê †ì aî ]ê Eê ëøÇ=¥ À
ê î …ì ê ;î Çê äê àg
ê î …ì ê ;î ïˆ
ê ì ìbtì pÇî „¥ `ēë ]NÇê
ì ^ê Eî ïÇ
ê <î ïÇ
†¥ë bìgKê Þì ü
ê î öê ìaí Aˆ
ê ì tì `î qê ï
ê
ì ^ê Eî ïÇ
öê ìaí A
ê äê àg
ê ì_Lì äê jîê bÇê ï¥ ì Çg`ê ì_ê ;î ïå
ê Þì ü
êî
ê <î ïÇ
jîê bÇê ï¥ ì Çg`êê õìaí Aˆ
ê [ì qê ï
269
ì vê ;ê …î Eê ‚ê ìNü
ê –ê ì7 ˆì_ì_Jî Çê „¥ `ēë ]NÇê
…î Eê ‚ê ì“Eg
ê Vê ì7äê ±‚ê RÇ
ì …î ^¥ Eê ‚ê ]ì Uî Zê ì7ä±
ê ‡ê A
î „¥ `ë ]¥ NÇßÇ
çÉvê Zì îYRê Hì vî Zì JÇ
ê ‚ê ì“aê Tì Xî Rê
ì ìbcî Bg
ê `ê ì7 rë ]ì Tëî 8
g`ê ì7 ëtXê Aî Çê iç .
ê î ш
î ê ÑÇî ä±
ê …ì qî ÑÇê ¥tNÇ5ˆ
ê ì _.
ê g;‡
±Ç çt7ê Çê g`ëê ”\îë bÇê ï
ç Të bê iç 7ê ‡î 8ê ķ¥ ]ê Eê hë
î 8äê ±…ì qî ÑÇê ¥tNÇ 5ì
ì î ˆì_Rî wì Nî Çê äê
ê iê Rê g[ê ì“Aî ïÇ
‚ê Në cê Aî Çê „¥ `ēë ]NÇê Ç çt7ê Çê g`ê _î Eê ëqÒì Çê ï
é Ïê ƒì í Më …î R
ì Áç gZê Bì äg
ì äg
ì bê g^ç ]î Eì
ÁÇ
ê Xç AÇ
ê Lç îÒÑì äg
ê Xç Kg
ì Xê Nî Çäê ‡ê Zî Xê Nî Ç ‚ê Në cê Aî Çê „¥ `ēë ]NÇê
=ì pî Çê äê åg
ê aîê bÏë äê ˆì_qÏì 5ì iê aê Kg
ê Zê Xê Nî Çäê ˆ[ê “¬ NÇäê å êt`ë Nî Ç ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê Hg
ì Rê äê
Ýg
ì Àg
gLç Ïg
ê bç gê ìNäg
ê ^a
ê ‘ç ]î Lê ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì DŽ¥ `ēë ]NÇê ˆê_Yì Nî Çäê
ç ]ì Ag
ê î äê iê Z¥ Xì Nî Çäê iê –¥ TNÇ
ì í ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê
…ê î ;ë äê iê bê gRê ïÇ
ì ‘ê ìaí VNÇ
ëî
¥ ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê Ñì êt[ê Nî gì7 gê vNÇ
ì í äê ì ]ë #Ç
Êg
ì ê ^ê Nî Ç h¥ ;ë äê ÊÇ
ì vê \ê _î ^ë Nî Ç ßê vî 8ê äê
ì Mg
ķ¥ ]ê Eê ȇ
ê “ë 8ê âî Çê äê G
ê „é ]î Eì …î Rì ‚ê ì7 Ї
ë Eë Çê ˆìbí ì Ç „¥ `ēë ]NÇê ˆì_.
ï
ê ê vî 8ê äê Hì vê Zì îYê8äê
ê x
ê h
é ]î Lê …î Rì äê ~ë Zê _î qê
é Zî bê …î Rì äê ~ë Sê ®î ê ï
…î Rì äê ~ë ‘ê îSê8 ï
ì î …ê Rì ‚ê ì7Ї
ê éÁgEê Ïë
ë Eë Çê ¢
ì í ì DŽ¥ `ēë ]NÇê ~ë ^ê î që ï
vì Zî \ë Nî Çäê iì bê gaê #Ç
270
ì Aë äê Ág
ì qê vNÇ
ì Zê ì_í NÇäê Þg
ì [ê ì íSNÇäê ßì INÇ
ì í äê iì Xê ^NÇ
î ì í äê
Á‡
î ëí äê Þg
ì ‚ê ì7 Ї
êî
ë î ä
ê <î ïÇ
ë Eë Çê ˆíìbìDŽ¥ `ēë ]NÇê Þì ü
…ê Rì ä
ê âì wî "Ç
ê ì„í `ê Nî Džê R
ë î äê ƒì ê \ê Nî Çäê wì •î Xê Nî Ç
iì ]ê Zî Yê Nî Çäê Éì ‡ê î [ê Nî Çäê ƒì —î ‘ë Nî Çäê …ì ‘î !Ç
ì í äê
ë Eë Çê ˆíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê iêì _\ê î ^ê Nî Çäê iì N¥ uNÇ
„ê ]ì Dî Çê âî Çê …î Rì ‚ê ì7 Ї
ì î …ê Rì ‚ê ì7 Ї
ë Eë Çê ˆíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê „ê ]ê Dî Çë äî Çê
ì uê Eê …î Rì äê „ì 9î ïÇ
ÈÇ
ì uê Eê …î Rì äì Ñì g_¥ NÇ
ì î [ê Nî Ç ÈÇ
vì [î Zê Nî Ç iêì _“î Kì äê ˆ_¦ Yì Nî Ç iêì _“î Kì …î Rì äê ?
ì [ê SNÇ
ê ‘ê Nî Ç tì `î :ê …î Rì ‚ê ì7 Ї
ë Eë Çê ˆíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê
¥ ßì Ñê Ïê äê ±Áì ü
±Ág
ì êtEî ïÇ
ì Uê [ê Nî ÇÁ‡
ì Aë äê
ê î iì 8ê g^ê Bê ä±
ë Eë Çê ˆíìbìDŽ¥ `ēë ]NÇê ÁÇ
‚ê ì7 Ї
ê Ág
ì Eê àì ‡¬ ıê ê äê ‚ê ì“^ê Xî ìb àÇ
ì äê Òê …î Rì
‚ê ì“^îê [ìb Éì Áê g•ê Kë äê ‚ê ì“aê Kg
ì ê äê
ë Eë Çê ˆíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê ‚ê Vì —ê Aê ~a
„ì 9ê cî ^ê Nî Ç …ê Rì ‚ê ì7 Ї
ì )
ì NÇ
ë Eë Çê ˆíìbìÇ „¥ `ēë ]NÇê ìávê îY^ê Nî Çäê
…î Rì äì Á‡
¬ áì ‡î qê …î Rì ‚ê ì7 Ї
ì NÇ
ì Àê …î Rì äê Á‡
ì NÇ
ì NÇ
ì ;g
Á‡
ê Aê …î Rì äê Á‡
¬ h
¬ iì Eg
¬ iì ]ê aî Nê
ì NÇ
ì Kê „¥ `ēë ]NÇê Á‡
ì ‡ê ^¦ NÇ
ê î äê ÊÇ
ì Ñî ïÇ
Ö
¥ vê Cg
¬ Ñì g:ê …î Rì äê
ê ]ì Rê äê Áé ˆî B
ê ìƒí Më È¥ Ñê Éì Ïê g`ê SNÇ
ì aî Yê Nî DŽê ìNgEê
¥ äê h
âî Çê ët`ê Bî Çê †ë \a
ì ‚ê ì7 Ї
ì Vê aî SNÇ
ê
¥ ì džê N¦ ì Çï
ë Eë Çê jî
ì í ê äˆ
ì í ê …î R
¥ ™
âg
ê bÇê ï
ê ì Zî bê ™
271
ê bìÇä
ê bìDŽ¥ `ēë ]NÇê †ì Mì ™
î ì äê
‚¥
ê „î \ë Nê hî •ì “ê Aî ì Ljìb‡Eë Ïî Çë jê ]î Lë ‚¥
ì î ìN ˆì_“ê qî êtpê g^ê Mê ‚ê Në cê Aî Çê ˆìbí ì Çäê Ïê gXaê ^ì Nî Ç €ë ]ì İî ë ï
ê
ê Aî ü
áì ü
ì †ë Eê wì _î 8ê ï
ê âî Çê
ê „¥ `ēë ]NÇê „è ]ì î Rg
ì K¥ ‡ê “ê 8ê ˆ“¥ ;ˆ
vî `ì í C
ê ì_í R
ê ¢g
ë bê Çê ä
ì qê vNÇ
ì Zê ì_í NÇ …ê Rì ˆì‘]î Lê
ì í …ê Rì =ì ^ê Eê äê ±Þg
…ê Rì ˆìbgê ìNäê ±Ág
ì î …ê Rˆ
ì ì_aî Eê ä±
ê î iê _ê ìôg<
ê bìgKê ±iì bê gaê #Ç
ì ë Eî ïÇ
ì uì \ê Nî Ç
ê „ë ]ê Xî 8ê ‚¥
G
ê È
ì @ê ì7 ˆì_.
ì Xê ^ê Nî Çßî
Ç çt7ê Çê žg
Zì İî ë gRê äê
î ê ÑÇ
¬
ë ëtTNLj
î „¥ `ēë ]NÇê Ñä
ê gRê €
ê ]¥ \ê 8ê Çê âî Çê ˆì_.
ˆì_Lî ëÒÑÇî äê ˆì_aì_Xî qê ï
î ê ÑÇî äê ˆì_“ê aî [ê 7î Çê gRê
ê ì vî që g^a
,Çì Ñê ‡î Eê î@ë AÇ
ê Kì vì Wê _¥ NÇ …ê î ;ë
î „¥ `ēë ]NÇê ˆì_í Eê ‚a
ì äê
ì Eê äî Ñê …î RÂ
ì î 7ê …î Rì ˆì_Wî Zê ;Ç
ˆZì ]î <ê …î Rì äê å¥ êtqê G
î äê ,g
ì …î Eê äˆ
ë Eë Çê äˆ
ì ^ê B
„¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì7Ї
ê Lì ‡î Kê …î Rì äê Hg
ê ì_a^ì qê …î Eê äê
ê “ê Jî Çë âî Çê …î Rì
ÇÐê ì Ç …q
ê uì N¥ Ç …ê Rì ˆì_]î Xê :Ç
î „¥ `ēë ]NÇê ˆì“ıî ê …î Rì àg
ë ì ‘î “ê Aî ì Ç Ç‡_ë ê ;î Çê
„¥ `ēë ]NÇê Çävë Zì îY“ê Aî ì Ç ÇäÁgë Aê Çê ÇÐê ì Çäê ÇäI
ì E
ì E
ì Eê
ì ì_Kg
ì ì_Kg
ˆì_Kg
ê „¥ `ēë ]NÇê ±ˆXì ^î A
ê „¥ `ēë ]NÇê ±ˆìb êt7ê 5ˆ
ê 5ˆ
ê åP
¥ ì džê N¦ ì Çï
ì ê Hì vî Zì JÇ
î „¥ `ēë ]NÇê jî
ì ê 7ê 5ì
f¦ Rê gRê ~a
ê bÇê ï
ê )
ˆì_Lî ëÒÑÇî äê åvì ^î Eë …î Rì ˆê [ì 7ê g^a
î äê ˆì‘bî Ðê …î Rì
ê Kì ˆì_^î Tì EÇ
272
ì Ò
ê „¥ `ēë ]NÇê ˆì_í E
ç ^ê Eê
ê ü
ˆì Zî bê Hê ì Ljì_]î \ì 8ê ï
ê †ì ì7 Žê vî 8ê gaç MÇ
ê äê ±G
é î Eê iê Kê vî Cê
„¥ `ēë ]NÇê ˆì_“ê aî Vê Eî Çê gRê rÜê ìNgÀê ˆì_í Rì Ùî wì _î 8ê ï
î
jë _î ]ê Eî Çê gRê äê Êë Ñî Œ
ê î Çê gRê äê Êë vî <¥ Çê gRê äê jë Rî ¥tLê gRê Hì vî Zì JÇ
vë <ì í êd^ë Nî Ç jî
ê bÇê äê áë ì ít[ê ^ë Nî Ç jî
ê bÇê ˆì_í Rì †ì ì7 „ë ]ê Eî Çê jî
ê bÇê gRê äê
ê vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më =ê Eê jî
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
„¥ `ēë ]NÇê jî
ê bÇê äê
ê bÇê ï
ì ê Rê rî “ê Kî Ç
iê Eg
ê Cê äê ‚ê “ê Eg
ê Cê ˆì_Lî ëÒÑÇî äê ßê vì Mî uì ìN ˆì‘]î Lê ~Üê Rg
ç ^ê Eê äê ‚ê ìN‡Aë Ñê
ˆì_“ê ^î ]¥ Eê g^ê ì7 ˆì_Xî Zê bî Ç „¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì7g“ê \ì ì7 ü
„¥ `ēë ]NÇê †ì ì7 ˆì_Xë Zê _î 8ê g^ç ]î Eì ˆì_Lî ëÒÑÇî äê ˆì_Xë Zê _î qê gRê ˆì_^î ]ì í Eê äê
ê äê g^ç ]î Eì ˆìbÏî Òì
Hì hî pê äê ˆì_“ê qî êtpê âî Çê êtXî 7ê ˆì‘]î Lê Úî wì 8ë ï
ê bìÇ iç .
g^ê ì7 ˆì_Xî ì_í Lê „¥ `ēë ]NÇê Èg
ê bÇê ‚¥
ê î Ñê ‚îê b ëtNê …î Rì
ê p¥ ‡ê Nî Ç jî
ì Kì Hì ßî Ñì g7ê äˆ
ê ƒ¥ Më ķ¥ ]ê E
î ]ì <î Çê ä
é î —ê ì7 Hì ié ‘ê ìôgJ
>
ê €
ê †a
ê ì_“ê Lî Òê Ñê
ì „¥ `ēë ]NÇê
gpg
ê bÇê g`ê Mì í Òê äê gpÇ
ê M¥ Òê …î Rê >
ê ‡îê [8ê ˆì Zî bê ÊÂ
ë î <ê jî
ê ‡î Rê äg
ì Hì ~ê Aì í äê äˆ
î „¥ `ēë ]NÇê gpê ï
5
ê bÇê
ê ì‘bî Ðê Hì vî Zì JÇ
ê `ê a¬ ìNä
ê jî
ì E
ì H
ì _“ê ‘ê Lg
ì ßî Ñì g7ê äˆ
5gê
ê …î ì ;î Çê „¥ `ēë ]NÇê ˆì_“ê Lî Òê Ñg
ê Lì îÒÑì
ê ^a
ê K
ì …î Rg
ì bê vî :ì Çê äg
ëî
ĭ î ÈÇ
ë ì Rë ïÇ
ì uê Eê äg
Éì vê <ì ïÇ
¬ åì wî <
ê aîê btNÇ
ê `ê ]ì í Mч
273
î ìNí Çê „¥ `ēë ]NÇê
gbê tì pÇ
ê î 7ê €
ê Ðê rî ]ì Àî Çê äê ±gê_ì7‡]ë Lë G
î äê ±gê_ì_aî 7ê ÊÇ
ì ^ê ]ë WNÇ
ê NÇ
¬ …ê Rì gê_•ì í bê äê ±áì ü
gê_‘î ì_í :ê äê ±Ñì ‡_¬ NÇ Hê ì Ç Êg
¥ ƒê ‘ë Aë
ì ‡ê Zê Nî Ç
ê ;Ç
gê_aî ]ê Eê |î ë 7î Ç „¥ `ēë ]NÇê …ê Vê 7ê gRê äê g`ê _î Rì vê `ê Dê gRê y
î „¥ `ēë ]NÇê ‚ê Lì îÒÑì äê ‚ê ]ì Uî Kê äê ‚ê ì“.
vî Zì JÇ
ê î Ñê äê ‚ê ì8gMê vê 7ê …î Rì
ê bìÇ gê_aî ]ê Eê hë
„a
ê bÇê ‚¥
î ê ÑÇî äê gê_Nê
ë ‡¥ “¥ NÇ jî
î 8äê gê_.
ë ;ì vNÇ
¥ ÈÇ
ì =ê Eê äê té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
g^ê Mê té ^ê¥ 1ë àÂ
ì ê ‚¥
ì vê 7î ì ÇàÂ
ì vê 7î ì Ç=ê E
ì =ê Eê ä
ê bìDŽa
ì ê èta.
èta0
ê jê aî ]¥ Àê
ê „a
ê pÇ
ê pÇ
ì =ê Eê ä
ê té ^ê¥ 1ë àÂ
ê jê Mî Ñg
ê ßî Ñì g7ê „¥ `ēë ]NÇê
ê té ^ê¥ 1ë =ê E
ê 7ê g^ê M
ê=E
ì ê ‚¥ê bìDŽa
ì vê 7î ì ÇàÂ
ì vê 7î ì Ç
ì =ê Eê ä
ì ê èta.
èta0
ê „a
ê pÇ
ê pÇ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhü ekber allâhü ekber lâ-ilâhe illallâhü
vallâhü ekber allâhü ekber velillâhi’l-hamd. Lebbeyk allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lâ-åerîke
leke lebbeyk. ãnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke
ve’l-mülk. Lâ-åerîke lek. Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ-ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve
lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.
Lâ-ilâhe illallâhü vahdehû lâ-åerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve
274
hüve hayyün lâ-yemûtü bi-yedihi’l-hayr. Ve hüve
alâ külli åey’in kadîr. Elhamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn er-rahmâni’r-rahîm mâliki yevmi’d-dîn iyyâke na’büdü ve iyyâke nestaîn ihdine’s-sÖrâta’l-müstekîm sÖrâtallezîne en’amte aleyhim gayri’l
-maâdûbi aleyhim ve leddâllîn.
Rabbenâ tekabbel minnâ inneke ente’s-semîu’lalîm. Rabbenâ vec’alnâ müslimeyni leke ve
min-zürriyyetinâ ümmeten müslimeten leke ve
erinâ menâsikenâ ve tüb aleynâ inneke ente’t-tevvâbü’r-rahîm.
Rabbenâ innenâ âmennâ faâfir lenâ zünûbenâ
ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Rabbenâ âmennâ bi-mâ enzelte vetteba’ne’r-rasûle fektübnâ maa’å-åâhidîn.
Rabbenâ innenâ semi’nâ münâdiyen yünâdî
li’l-îmâni en âminû bi-rabbiküm fe-âmennâ. Rabbenâ faâfir lenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ maa’l-ebrâr. Rabbenâ ve âtinâ
mâ veattenâ alâ rusülike ve lâ-tuhzinâ yevme’l-kÖyâmeti inneke lâ-tuhlifu’l-mîâd. Rabbi heb
lî hukmen ve elhÖknî bi’s-sâlihîn.
Rabbi enzilnî münzelen mübâraken ve ente
hayru’l-münzilîn. 7eveffenî müslimen ve elhÖknî
bi’s-sâlihîn. Rabbenâ âtinâ min ledünke rahmeten
ve heyyi’ lenâ min-emrinâ raåedâ. Ve’ktüb lenâ fî
hâzihi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati innâ hüdnâ ileyk.
Rabbenâ efriâ aleynâ sabran ve teveffenâ müslimîn. Rabbenâ efriâ aleynâ sabran ve sebbit ak-
275
dâmenâ vensurnâ ale’l-kavmi’l-kâfirîn. Rabbi eûzü
bike min-hemezâti’å-åeyâtîni ve eûzü bike rabbi
en-yahdurûn. Rabbi bi-mâ en’amte aleyye fe-lenekûne zahîran li’l-mücrimîn. Rabbi fe-lâ-tec’alnî
fi’l-kavmi’z-zâlimîn. Rabbinsurnî ale’l-kavmi’lmüfsidîn.
Rabbenâ vesi’te külle åey’in rahmeten ve Ölmen
faâfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kÖhim
azâbe’l-cahîm. Rabbenâ ve edhÖlhüm cennâti adninilletî va’attehüm ve men-saleha min-âbâihim ve
ezvâcihim ve zürriyyâtihim inneke ente’l-azîzü’l-hakîm. Ve kÖhimü’s-seyyiât ve men tekÖ’s-seyyiâti yevmeizin fe-kad rahÖmteh. Rabbi evzi’nî en
eåküra ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en-a’mele sâlihan terdâhu ve edhÖlnî
bi-rahmetike fî-Öbâdike’s-sâlihîn. Rabbi’rhamhümâ
ke-mâ rabbeyânî saâîrâ. Rabbena’âfir lî ve li-vâlideyye ve li’l-mü’minîne yevme yekûmü’l-hÖsâb.
Rabbena’srif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ
kâne garâmâ. Ente veliyyünâ fa’âfir lenâ ve’rhamnâ ve ente hayru’l-gâfirîn. Rabbena’âfir lenâ ve
li-ihvânine’llezîne sebekûnâ bi’l-îmâni ve lâ-tec’al
fî-kulûbinâ gÖllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke
raûfu’r-rahîm. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten
ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr. Yâ
mukallibe’l-kulûb sebbit kalbî alâ dînike.
Allâhümme es’elüke hubbeke ve hubbe men
yuhÖbbüke ve hubbe amelin yukarribunî ilâ hubbi-
276
ke. Allâhümme habbib ileyne’l-îmâne ve zeyyinhü
fî-kulûbinâ ve kerrih ileyne’l-küfra ve’l-füsûka
ve’l-Ösyân vec’alnâ mine’r-râåidîn.
Allâhümme ente rabbî, lâ-ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike
me’steta’tü e’ûzü bike min-åerri mâ sana’tü, ebûü
leke bi-ni’metike ve ebûü leke bi-zenbî, faâfirlî,
fe-innehû lâ-yaâfiru’z-zünûbe illâ ente.
Allâhümme innî es’elüke mine’l-hayri küllihî âcilihî ve êcilihî mâ alimtü minhu ve mâ lem-a’lem ve
eûzü bike mine’å-åerri küllihî âcilihî ve êcilihî mâ
alimtü minhu ve mâ lem-a’lem ve es’elüke’l-cennete ve mâ karrabe ileyhâ min-kavlin ev amelin ve
eûzü bike mine’n-nâri ve mâ karrabe ileyhâ
min-kavlin ev amelin ve es’elüke hayra mâ seeleke
abdüke ve rasûlüke Muhammedün ve eûzü bike
min-åerri me’steâze minhü abdüke ve rasûlüke Muhammedün sallallâhu aleyhi ve sellem.
Allâhümme’hdinî li-ahseni’l-a’mâli ve ahseni’l-ahlâkÖ fe-innehû lâ-yehdî li-ahsenihâ illâ ente
ve kÖnî seyyie’l-a’mâli ve seyyie’l-ahlâkÖ lâ-yakî
seyyiehâ illâ ente. Allâhümme aâninî bi-halâlike
an-harâmike ve bi-tâatike an-ma’siyetike ve bi-fazlike ammen sivâke. Allâhümma’âfir lî maâfiraten
tuslihu bihâ åe’nî fi’d-dâreyni ve’rhamnî rahmeten
es’adü bihâ fi’d-dâreyni ve tüb aleyye tevbeten
nasûhan lâ-enküsühâ ebeden ve elzimni’l-istikâmete lâ-ezîâu anhâ ebeden. Allâhümme es’elüke
277
Ölmen nâfian ve rizkan vâsian ve åifâen min-külli
dâin.
Allâhümme es’elüke’l-afve ve’l-âfiyete fî-dînî ve
dünyâye ve ehlî ve mâlî. Allâhümme innî es’elüke’l-hüdâ ve’t-tükâ ve’l-afêfe ve’l-gÖnâ. Allâhümme innî es’elüke kalben selîmen ve lisânen sâdikan. Allâhümme innî es’elüke’s-sÖhhate ve’l-Öffete
ve’l-emânete ve husne’l-huluki ve’r-rÖzâ bi’l-kaderi. Allâhümme innî es’elüke’t-tayyibâti ve terke’l-münkerâti ve hubbe’l-mesâkîni ve en-tetûbe
aleyye ve taâfira lî ve terhamenî. Allâhümme innî
eûzü bike min-Ölmin lâ-yenfeu ve min-kalbin
lâ-yahåeu ve min-nefsin lâ-teåbeu ve min-duâin
lâ-yüsmau. Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hÖyâneti ve’l-küfri ve’å-åirki ve’å-åikâki ve’n-nifâki
ve’s-sem’ati ve’r-riyâi ve sûi’l-ahlâk. Allâhümme
innî eûzü bike mine’l-hemmi ve’l-huzni ve mine’l-aczi ve’l-keseli ve’l-cübni ve’l-buhli ve’l-kasveti ve’l-gafleti ve’z-zilleti ve’l-meskeneti. Allâhümme innî eûzü bike min en-azleme ev uzleme.
Allâhümme innî eûzü bike mine’l-ismi ve minazâbi’n-nâri ve min-azâbi’l-kabri ve min-fitneti’l-gÖnâ ve fitneti’l-fakri. Allâhümme innî eûzü
bike min-cehdi’l-belâi ve deraki’å-åekâi ve sûi’lkazâi ve åemâteti’l-a’dâi. Allâhümme innî eûzü
bike min-zevâli ni’metike ve tahavvüli âfiyetike ve
fücâeti nÖkmetike ve cemîÖ sahatike. Allâhümme
innî eûzü bike mine’l-me’semi ve’l-maârami. Allâhümme innî eûzü bike min-yevmi’s-sûi ve min-ley278
leti’s-sûi ve min-sâati’s-sûi ve min-sâhibi’s-sûi ve
min-câri’s-sûi.
Allâhümme
fâtÖra’s-semâvâti
ve’l-ardi âlime’l-gaybi ve’å-åehâdeti rabbe külli
åey’in ve melîkehû eåhedü en-lâ-ilâhe illâ ente
eûzü bike min-åerri nefsî ve åerri’å-åeytâni ve åirkihî. Allâhümme inneke kulte üd’ûnî estecib leküm ve inneke lâ-tuhlifü’l-mîâd ve innî es’elüke
ke-mâ hedeytenî li’l-islâmi en-lâ-tenziahû minnî
hattâ teteveffânî ve ene müslimün. Allâhümme
tahhir kalbî mine’n-nifâkÖ ve amelî mine’r-riyâi ve
lisânî mine’l-kezibi ve aynî mine’l-hÖyâneti fe-inneke ta’lemü hâinete’l-a’yun ve mâ tuhfi’s-sudûr. Allâhümme’rhamnî bi-terki’l-meâsî ebeden mâ ebkaytenî verhamnî en-etekellefe mâ lâ-ya’nînî
ve’rzuknî husne’n-nazari fî-mâ yurdîke annî. Allâhümme’stür avrâtî ve êmin rav’âtî va’hfaznî
min-beyni yedeyye ve min-halfî ve an-yemînî ve
an-åimâlî ve min-fevkî ve eûzü bike. Allâhümme
min-en-uâtâle min-tahtî. Allâhümmec’alnî mine’llezîne izâ ahsenû istebåirû ve izâ esâû istaâfirû.
Allâhümme âfinî fî-bedenî Allâhümme âfinî fîsem’î Allâhümme âfinî fî-basarî lâ-ilâhe illâ ente
Allâhümmaâfir lî cemîa mâ mazâ min-zenbî
va’sÖmnî fî-mâ bakÖye min-umrî ve’rzuknî amelen
zâkiyen terzâ bihî annî. Allâhümme lâ-tekilnî ilâ
nefsî tarfete aynin ve lâ-tenzi’ minnî sâliha
mâ-a’taytenî. Allâhümmaâfir lî mâ kaddemtü vemâ ahhartü ve-mâ esrartü ve-mâ a’lentü ve-mâ
279
ente a’lemü bihî minnî ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhÖrü ve ente alâ külli åey’in kadîr lâ-ilâhe
illâ ente. Allâhümmeftah mesâmia kalbî li-zikrike
verzuknî tâateke ve tâate rasûlike ve amelen
bi-kitâbike. Allâhümmenfa’nî bi-mâ allemtenî ve
allimnî mâ-yenfeunî verzuknî Ölmen tenfeunî bihî.
Allâhümme zidnî Ölmen ve lâ-tüziâ kalbî ba’de
en-hedeytenî ve heb lî min-ledünke rahmeten inneke ente’l-vehhâb. Allâhümme kanni’nî bi-mâ
razaktenî ve bârik lî fîhi ve ahlif aleyye külle gâibetin lî bi-hayrin. Allâhümme êti nefsî takvâhâ ve
zekkihâ ente hayru men zekkâhâ ente veliyyühâ
ve mevlâhâ. Allâhümmaâfir lî zenbî ve vessi’ li
fî-rizkî ve bârik lî fî-mâ razaktenî. Allâhümme ahsin âkÖbetenâ fi’l-ümûri küllihâ ve ecirnâ min-hÖzyi’d-dünyâ ve azâbi’l-âhÖrati. Allâhümme ellif beyne kulûbinâ ve aslih zâte beyninâ ve’hdinâ
sübüle’s-selâmi ve neccinâ mine’z-zulümâti
ile’n-nûri ve cennibne’l-fevâhÖåa mâ zahera minhâ
ve-mâ betan. Allâhümme’bsut aleynâ min berekâtike ve rahmetike ve fazlike ve rÖzkÖke. Allâhümmaâfir lenâ verhamnâ ve tüb aleynâ inneke
ente’t-tevvâbü’r-rahîm. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ke-mâ
salleyte alâ ãbrâhîme ve alâ âli ãbrâhîme inneke
hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ke-mâ bârakte alâ
ãbrâhîme ve alâ âli ãbrâhîme inneke hamîdün mecîd.
280
$OODK KHU WUO HNVLNOLNWHQ X]DNWÖU +DPG
$OODK·D PDKVXVWXU $OODK·WDQ EDæND KLoELU LODK
\RNWXU$OODKE\NWU%WQJoYHNXYYHWæDQÖ
\FHRODQ$OODK·DDLWWLU
$OODK·WDQEDæNDKLoELULODK\RNWXU2WHNWLUKLo
ELURUWDâÖ\RNWXU0ONRQXQGXU+DPGRQDPDK
VXVWXU'LULOWLU|OGUU+D\ÖUDQFDNRQXQHOLQGH
GLU2KHUæH\HJF\HWHQGLU+DPG$OHPOHULQ
5DEEL 5DKPkQ 5DKvP KHVDS YH FH]D DKLUHW
JQQQPDOLNL$OODK·DPDKVXVWXU$OODKÖP<DO
QÖ]VDQDLEDGHWHGHUL]YH\DOQÖ]VHQGHQ\DUGÖPGL
OHUL]%L]LGRâUX\RODNHQGLOHULQHQLPHWYHUGLNOHUL
QLQ\ROXQDLOHW*D]DEDXâUD\DQODUÖQYHVDSÖNODUÖQ
\ROXQDGHâLO5DEELPL]EXQXEL]GHQNDEXOH\OH
åSKHVL]NLVHQKHUæH\LLæLWHQYHELOHQVLQ
5DEELPL] %L]L VDQD WHVOLP RODQODUGDQ H\OH
1HVOLPL]GHQGHVDQDWHVOLPROPXæELUPPHWOXW
IH\OH %L]H KDFOD LOJLOL YD]LIHOHULPL]L J|VWHU W|Y
EHOHULPL]L NDEXO HW åSKHVL] W|YEHOHUL oRN NDEXO
HGHQYHoRNPHUKDPHWOLRODQDQFDNVHQVLQ5DE
ELPL]åSKHVL]EL]LPDQHWWLN*QDKODUÖPÖ]ÖED
âÖæODYHEL]L&HKHQQHPDWHæLQGHQNRUX5DEELPL]
6HQLQLQGLUGLâLQHLPDQHWWLNYH+]3H\JDPEHU·H
X\GXN $UWÖN EL]L æDKLWOHUOH EHUDEHU \D] 5DEEL
PL]åSKHVL]EL]´5DEELQL]HLQDQÖQµGL\HLPDQD
281
oDâÖUDQ GDYHWoL\L .XU·DQ·Ö LæLWWLN YH LPDQ HWWLN
5DEELPL]EL]LPJQDKODUÖPÖ]ÖEDâÖæODN|WONOH
ULPL]L |UW FDQÖPÖ]Ö L\LOHUOH EHUDEHU DO 5DEELPL]
3H\JDPEHUOHULQH YDGHWWLâLQ æH\OHUL EL]H GH LKVDQ
HW YH NÖ\DPHW JQQGH EL]L UH]LO HWPH æSKHVL]
VHQYDGLQGHQG|QPH]VLQ
(\5DEELPL](âHUXQXWXU\DGD\DQÖOÖUVDNEL]L
VRUXPOX WXWPD (\ 5DEELPL] %L]H EL]GHQ |QFH
NLOHUH \NOHGLâLQ JLEL DâÖU \N \NOHPH (\ 5DE
ELPL] %L]H JFP]Q \HWPHGLâL æH\OHUL GH \N
OHPH %L]L DIIHW EL]L EDâÖæOD EL]H DFÖ 6HQ EL]LP
0HYOkPÖ]VÖQãQNDUFÖWRSOXPDNDUæÖEL]H\DUGÖPHW
5DEELPL]%L]LGRâUX\RODLOHWWLNWHQVRQUDNDOSOHUL
PL]LVDSWÖUPDEL]HUDKPHWLQGHQYHUåSKHVL]VHQ
oRNEDâÖæOD\DQVÖQ
5DEELPL] %L]LP JQDKODUÖPÖ]Ö YH LæLPL]GHNL
DæÖUÖOÖNODUÖPÖ]Ö EDâÖæOD YH \ROXQGD D\DNODUÖPÖ]Ö
VDâODPODæWÖUãQNDUFÖWRSOXPDNDUæÖEL]H\DUGÖPHW
5DEELPL]%L]LLQNDUFÖODUÖQHOLQGHILWQH\HGæU
PH5DEELPL]%L]LEDâÖæODåSKHVL]VHQJoYH
KLNPHW VDKLELVLQ (\ 5DEELPL] EL]L ]DOLPOHU WRS
OXOXâXQXQEDVNÖYHæLGGHWLQHPDUX]EÖUDNPD%L]L
UDKPHWLQOHRNkILUOHUWRSOXOXâXQGDQNXUWDU
5DEELPL] %L] NHQGLPL]H ]XOPHWWLN (âHU EL]L
EDâÖæODPD]YHEL]HPHUKDPHWHWPH]VHQPXWODND
KVUDQDXâUD\DFDâÖ]
282
5DEELPL] %L] LPDQ HWWLN EL]L EDâÖæOD YH EL]H
PHUKDPHWHW6HQHQL\LPHUKDPHWHGHQVLQ
5DEELPL]<DOQÖ]FDVDQDWHYHNNOHWWLN\DOQÖ]
FDVDQD\|QHOGLN'|QæGHDQFDNVDQDGÖU5DE
ELPL]1XUXPX]XWDPDPOD%L]LEDâÖæODæSKHVL]
VHQLQ KHU æH\H JFQ \HWHU 5DEELP *|QOPH
JHQLæOLNYHUYHLæLPLNROD\ODæWÖU
5DEELP0XKDNNDNNLEHQNHQGLPH]XOPHWWLP
EHQLEDâÖæOD6HQGHQEDæNDKLoELULODK\RNWXU6HQ
KHUWUOQRNVDQGDQX]DNVÖQ0XKDNNDNNLEHQ]D
OLPOHUGHQ ROGXP EHQL EDâÖæOD PHUKDPHW EX\XU
6HQHQL\LPHUKDPHWHGHQVLQ
5DEELP ãOPLPL DUWÖU YH EHQL VDOLKOHUH HUGLU
5DEELP%DQDWHUWHPL]ELUQHVLOOXWIHWåSKHVL]
VHQGXDODUÖLæLWHQVLQ
5DEELP%HQLYHVR\XPGDQJHOHFHNOHULQDPD]
NÖODQODUGDQ H\OH 5DEELPL] 'XDPÖ]Ö NDEXO H\OH
5DEELPL] %L]H J|]P] D\GÖQODWDFDN HæOHU YH
QHVLOOHUYHU%L]LWDNYDVDKLSOHULQH|QGHUNÖO5DE
ELP%DQDKNPYHKLNPHWYHUYHEHQLVDOLKOHUH
HUGLU5DEELP%HQLEHUHNHWOLELUNRQXPD\HUOHæ
WLU6HQNRQXNHGHQOHULQHQKD\ÖUOÖVÖVÖQ
%DQD 0VOPDQFD |OPH\L QDVLS H\OH YH EHQL
VDOLKOHUDUDVÖQDGDKLOH\OH(\5DEELPL]%L]HELU
UDKPHWLQGHQYHUYHLæLPL]GHEL]HoÖNÖæ\ROXQXJ|V
283
WHU%L]HEXGQ\DGDGD$KLUHWWHGHL\LOLN\D]%L]
JHUoHNWHQ VDQD \|QHOGLN (\ 5DEELPL] %L]H ERO
VDEÖU YHU YH EL]LP FDQÖPÖ]Ö PVOPDQ RODUDN DO
5DEELPL]%L]HEROVDEÖUYHU<ROXQGDD\DNODUÖPÖ
]Ö VDELW NÖO YH LQNDUFÖ WRSOXPD NDUæÖ EL]H \DUGÖP
HW 5DEELP åH\WDQODUÖQ \|QOHQGLUPHOHULQGHQ YH
EDQD \DNODæPDODUÖQGDQ VDQD VÖâÖQÖUÖP 5DEELP
%DQDOXWIHWWLâLQQLPHWHNDUæÖOÖNRODUDNDVODPF
ULPOHUHDUNDoÖNPD\DFDâÖP5DEELP%HQL]DOLP
OHU WRSOXPXQD GDKLO HWPH 5DEELP %R]JXQFXODU
WRSOXOXâXQD NDUæÖ EDQD \DUGÖP HW (\ 5DEELPL]
6HQLQ UDKPHWLQ YH LOPLQ KHU æH\L NXæDWÖU 7|YEH
HGHQOHULQYHVHQLQ\ROXQDX\DQODUÖEDâÖæODYHRQOD
UÖFHKHQQHPD]kEÖQGDQNRUX(\5DEELPL]2QODUÖ
GD RQODUÖQ EDEDODUÖQGDQ HæOHULQGHQ YH VR\ODUÖQ
GDQL\LRODQODUÖGDYDDGHWWLâLQ$GQFHQQHWOHULQH
NR\åSKHVL]VHQPXWODNJoVDKLELVLQKNPYH
KLNPHWVDKLELVLQ2QODUÖN|WONOHUGHQNRUX6HQ
R JQ NLPL N|WONOHUGHQ NRUXUVDQ RQD UDKPHW
HWPLæ ROXUVXQ (\ 5DEELP %HQL EDQD YH DQD
EDEDPD YHUGLâLQ QLPHWOHUH æNUHWPH\H YH UD]Ö
RODFDâÖQL\LLæOHU\DSPD\D\|QHOWYHEHQLUDKPH
WLQOHVDOLKNXOODUÖQÖQDUDVÖQDNDW5DEELP$QQHP
EDEDPNoNNHQEHQLQDVÖO\HWLæWLUPLæOHUVHæLP
GL VHQ GH RQODUD DFÖ 5DEELPL] +HVDS JQQGH
284
EHQL DQQHEDEDPÖ YH EWQ PPLQOHUL EDâÖæOD
(\ 5DEELPL] %L]GHQ FHKHQQHP D]DEÖQÖ X]DNODæ
WÖUJHUoHNWHQRQXQD]DEÖVUHNOLGLU6HQEL]LPYH
OLPL]VLQ$UWÖNEL]LEDâÖæODYHEL]HDFÖ6HQHQL\L
EDâÖæOD\DQVÖQ (\ 5DEELPL] %L]L YH EL]GHQ |QFH
LPDQ HWPLæ RODQ NDUGHæOHULPL]L EDâÖæOD .DOSOHUL
PL]GH LPDQ HGHQOHUH NDUæÖ KLoELU NLQ EÖUDNPD
(\5DEELPL]åSKHVL]VHQoRNHVLUJH\LFLVLQoRN
PHUKDPHWOLVLQ
(\NDOSOHULHYLULSoHYLUHQ$OODKÖP.DOELPLGL
QLQGHVDELWNÖO$OODKÖP6HQLVHYPH\LVHQLVHYHQ
OHULVHYPH\LYHVDQD\DNÖQNÖODFDNKHULæLVHYPH\L
EDQDQDVLSHWPHQLQL\D]HGL\RUXP$OODKÖP%L]H
LPDQÖVHYGLUYHRQXEL]HJ]HOJ|VWHU.IUGHQ
IDVÖNOÖNWDQYHLV\DQGDQQHIUHWHWWLU%L]LGRâUX\RO
GDRODQODUGDQH\OH$OODKÖP6HQEHQLP5DEELP
VLQ 6HQGHQ EDæND KLoELU LODK \RNWXU %HQL \DUD
WDQVHQVLQEHQVHQLQNXOXQXP*FP\HWWLâLQFH
VDQDYHUGLâLPV|]YHDKGLPHEDâOÖNDODFDâÖPãæ
OHGLâLPJQDKODUÖQæHUULQGHQVDQDVÖâÖQGÖPãKVDQ
HWWLâLQ QLPHWOHUL LNUDU HGL\RUXP JQDKODUÖPÖ GD
LWLUDI HGL\RUXP %HQL DIIHW oQN VHQGHQ EDæND
KLoNLPVHJQDKODUÖDIIHGHPH]
$OODKÖP 6HQGHQ ELOGLâLP YH ELOPHGLâLP JHo
PLæYHJHOHFHNWHNLWPKD\ÖUODUÖQL\D]HGL\RUXP
285
%LOGLâLPYHELOPHGLâLPJHoPLæYHJHOHFHNWHNLWP
æHUOHUGHQGHVDQDVÖâÖQÖ\RUXP6HQGHQFHQQHWLYH
RQDXODæWÖUDFDNKHUWUOV|]ILLOYHDPHOLQDVLSHW
PHQLGLOL\RUXP&HKHQQHPGHQYHRQDJ|WUHFHN
KHUWUOV|]ILLOYHDPHOGHQGHVDQDVÖâÖQÖ\RUXP
$OODKÖP.XOXQYHHOoLQ+]0XKDPPHG·LQVHQGHQ
LVWHGLâLEWQKD\ÖUODUGDQEHQGHLVWL\RUXP.XOXQ
YH HOoLQ +] 0XKDPPHG·LQ VDQD VÖâÖQGÖâÖ EWQ
æHUOHUGHQEHQGHVDQDVÖâÖQÖ\RUXP
$OODKÖP %HQL LæOHULQ HQ J]HOLQH YH DKODNÖQ
HQJ]HOLQHHULæWLU%XQODUDDQFDNVHQHULæWLULUVLQ
.|WLæOHUGHQYHN|WDKODNWDQEHQLNRUX%XQODU
GDQGDEHQLDQFDNVHQNRUXUVXQ
$OODKÖP%DQDKHODOLOH\HWLQHUHNKDUDPGDQVD
NÖQPD\ÖVDQDLWDDWOH\HWLQHUHNJQDKODUGDQX]DN
NDOPD\ÖQDVLSHWYHOXWIXQODEHQLEDæNDODUÖQDPXK
WDoHWPH
$OODKÖP%HQL|\OHELUEDâÖæODNLLNLFLKDQGDGD
GXUXPXPG]HOVLQ
%DQD|\OHELUUDKPHWHWNLLNLFLKDQGDGDPXW
OX ROD\ÖP g\OH LoWHQ ELU W|YEH QDVLS HW NL RQX
ELU GDKD HEHGL\HQ ER]PD\D\ÖP YH EDQD |\OH ELU
LVWLNDPHWYHUNLHEHGL\HQEXGRâUXOWXGDQVDSPD
\D\ÖP
$OODKÖP 6HQGHQ ID\GDOÖ LOLP ERO UÖ]ÖN YH KHU
GHUGHGHYDQL\D]HGL\RUXP
286
$OODKÖP'LQLGQ\HYLKD\DWÖPLOHDLOHPYHPD
OÖPLoLQ6HQGHQEHUHNHWYHVDâOÖNQL\D]HGL\RUXP
$OODKÖP6HQGHQKLGD\HWWDNYDLIIHWYH\HWHUOL
OLNYHUPHQLQL\D]HGL\RUXP
$OODKÖP6HQGHQWHVOLPROPXæELUNDOEYHGRâUX
ELUOLVDQQL\D]HGL\RUXP
$OODKÖP 6HQGHQ KD\ÖUODU LæOHPH\L N|WONOHUL
WHUNHWPH\L\RNVXOODUÖVHYPH\LEHQLEDâÖæODPDQÖ
YHEDQDPHUKDPHWHWPHQLQL\D]HGL\RUXP
$OODKÖP )D\GDVÖ] LOLPGHQ NRUNPD\DQ NDOS
WHQGR\PD\DQQHILVWHQYHNDEXOROPD\DQGXDGDQ
VDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP+Ö\DQHWWHQNIUGHQæLUNWHQãVODP·ÖQ
HPLU YH \DVDNODUÖQD NDUæÖ JHOPHNWHQ PQDIÖNOÖN
WDQ J|VWHULæWHQ UL\DGDQ YH N|W DKOkNWDQ VDQD
VÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP 6ÖNÖQWÖGDQ ]QWGHQ DFL]OLNWHQ
WHPEHOOLNWHQ NRUNDNOÖNWDQ FLPULOLNWHQ NDOS ND
WÖOÖâÖQGDQ JDIOHWWHQ ]LOOHWWHQ PHVNHQHWWHQ VDQD
VÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP=XOPHWPHNWHQGH]XOPHXâUDPDNWDQ
VDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP*QDKWDQFHKHQQHPD]DEÖQGDQND
ELU D]DEÖQGDQ ]HQJLQOLâLQ ILWQHVLQGHQ IDNLUOLâLQ
ILWQHVLQGHQVDQDVÖâÖQÖUÖP
287
$OODKÖPdHNLOPH]EHODODUGDQLV\DQDGæPHN
WHQ J|UOPH] ND]DGDQ YH GæPDQODUÖ VHYLQGLUH
FHNPXVLEHWOHUGHQVDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP9HUGLâLQQLPHWOHULQVRQEXOPDVÖQGDQ
YHUGLâLQ VDâOÖN YH DIL\HWLQ JLWPHVLQGHQ D]DEÖQÖQ
DQVÖ]ÖQJHOPHVLQGHQYHKHUWUOJD]DEÖQGDQVDQD
VÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP *QDKODUGDQ YH PDVL\HWOHUGHQ VDQD
VÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP *QQ JHFHQLQ YH KHU DQÖQ N|WO
âQGHQ N|W DUNDGDæWDQ N|W NRPæXGDQ VDQD
VÖâÖQÖUÖP
(\*|NOHULQYH\HULQ\DUDWÖFÖVÖJL]OLYHDoÖNKHU
æH\L ELOHQ KHU æH\LQ 5DEEL YH 6DKLEL RODQ $OOD
KÖP6HQGHQEDæNDKLoELULODKROPDGÖâÖQDæHKDGHW
HGHUQHIVLPLQæHUULQGHQåH\WDQÖQYH\DQGDæODUÖ
QÖQæHUULQGHQVDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP6HQ¶%DQDGXDHGLQGXDQÖ]DNDUæÖOÖN
YHUH\LP· EX\XUGXQ 6HQ DVOD YDGLQGHQ G|QPH]
VLQ%HQLãVODP·DLOHWWLâLQJLEL0VOPDQNDOPD\Ö
YH0VOPDQRODUDN|OPH\LQDVLSH\OH
$OODKÖP%DQDVÖKKDWLIIHWHPDQHWJ]HODK
ODNYHWDNGLUHUÖ]DYHUPHQLLVWL\RUXP
288
$OODKÖP.DOELPLQLIDNWDQDPHOLPLUL\DGDQGL
OLPL\DODQGDQJ|]PKÖ\DQHWWHQWHPL]OHdQN
VHQJ|]OHULQKDLQEDNÖæODUÖQÖYHNDOSOHULQVDNODGÖN
ODUÖQÖELOLUVLQ
$OODKÖP +D\DWWD NDOGÖâÖP VUHFH PDVL\HWOHUL
WHUNHWPHPNRQXVXQGDEDQDDFÖ*HUHNVL]VÖNÖQ
WÖODUDGæPHPHPNRQXVXQGDGDEDQDDFÖ%DQD
UÖ]DQDXODæWÖUDFDNEDVÖUHWYHU
$OODKÖP$\ÖSODUÖPÖ|UWNRUNWXNODUÖPGDQHPLQ
H\OH %HQL |QPGHQ DUNDPGDQ VDâÖPGDQ VR
OXPGDQ YH VWPGHQ JHOHELOHFHN KHU WUO WHKOL
NH\HNDUæÖPXKDID]DEX\XU
$OODKÖP$QVÖ]ÖQDOWÖPÖ]GDQJHOHFHNELUWHKOLNH
LOHKHODNROPDNWDQGDVDQDVÖâÖQÖUÖP
$OODKÖP%HQLJ]HOOLNOHULæOH\LSPMGHVLQHQDLO
RODQODUGDQ N|WON LæOHGLNOHULQGH GH EDâÖæODQPD
GLOH\HQOHUGHQH\OH
$OODKÖP %HGHQLPH VDâOÖN YH DIL\HW YHU $OOD
KÖP.XODâÖPDVDâOÖNYHDIL\HWYHU$OODKÖP*|
]PHVDâOÖNYHDIL\HWYHU6HQGHQEDæNDKLoELULODK
\RNWXU
$OODKÖP *HoPLæWH LæOHGLâLP WP JQDKODUÖPÖ
EDâÖæODgPUPQJHUL\HNDODQNÖVPÖQGDGDEHQL
JQDKLæOHPHNWHQPXKDID]DEX\XU%DQDUD]ÖROD
FDâÖQWHUWHPL]LæOHU\DSPD\ÖQDVLSH\OH
289
$OODKÖP %HQL J|] DoÖS NDSD\DFDN NDGDU ELOH
ROVDQHIVLPHEÖUDNPD%DQDOWIHWWLâLQJ]HOOLNOHUL
EHQGHQoHNLSDOPD
$OODKÖP*L]OLYH\DDoÖNRODUDNJHoPLæWHLæOHGL
âLPYHJHOHFHNWHLæOH\HELOHFHâLPYHVHQLQEHQGHQ
GDKD L\L ELOGLâLQ EWQ JQDKODUÖPÖ EDâÖæOD 6HQ
GLOHGLâLQL|QHDOÖUGLOHGLâLQLJHULEÖUDNÖUVÖQ6HQLQ
KHU æH\H JFQ \HWHU 6HQGHQ EDæND KLoELU LODK
\RNWXU
$OODKÖP .DOELPLQ IUHNDQVODUÖQÖ ]LNULQH Do
6DQD YH 5DVXOQH LWDDW HWPH\L YH NLWDEÖQOD DPHO
HWPH\LQDVLSH\OH
$OODKÖP %DQD |âUHWWLNOHULQGHQ \DUDUODQPDPÖ
QDVLS H\OH EDQD ID\GDOÖ RODFDN æH\OHUL |âUHW YH
\DUDUVDâOD\DFDNLOLPOWIH\OH
$OODKÖPãOPLPLDUWÖU%HQLKLGD\HWHXODæWÖUGÖN
WDQVRQUDNDOELPLHâULOWPH%DQDUDKPHWLQGHQOW
IHW0XKDNNDNNLVHQoRNOWXINDUVÖQ
$OODKÖP %DQD OWIHWWLâLQ UÖ]NÖ EHUHNHWOL NÖO YH
EHQLNDQDDWNDUH\OH(OGHHGHPHGLNOHULPLQ\HULQL
KD\ÖUOÖELUæHNLOGHGROGXU
$OODKÖP%DQDWDNYDYHUYHEHQLDUÖQGÖU(QL\L
DUÖQGÖUDQ VHQVLQ 6HQ EHQLP \DUGÖPFÖP YH PHY
ODPVÖQ
290
$OODKÖP*QDKÖPÖEDâÖæODUÖ]NÖPÖEROODæWÖUYH
YHUGLâLQUÖ]NÖKDNNÖPGDEHUHNHWOLNÖO
$OODKÖP%WQLæOHULPL]LQVRQXFXQXJ]HOH\OH
%L]L GQ\D SHULæDQOÖâÖQGDQ YH $KLUHW D]DEÖQGDQ
NRUX
$OODKÖP%LUELULPL]HNDUæÖNDOSOHULPL]LÖVÖQGÖUYH
DUDPÖ]Ö G]HOW %L]L EDUÖæ \ROODUÖQD LOHW .DUDQOÖN
ODUGDQD\GÖQOÖâDNDYXæWXU%L]LJL]OLYHDoÖNEWQ
N|WONOHUGHQNRUX
$OODKÖP ãEUDKLP YH DLOHVLQH UDKPHW HWWLâLQ
JLEL(IHQGLPL]+]0XKDPPHGYHDLOHVLQHGHUDK
PHWHWãEUDKLPYHDLOHVLQLPEDUHNNÖOGÖâÖQJLEL
(IHQGLPL]+]0XKDPPHGYHDLOHVLQLPEDUHNNÖO
6HQ|YJ\HOD\ÖNVÖQæDQÖ\FHRODQVÖQ
$OODKÖP%L]HEROEHUHNHWUDKPHWL\LOLNYHUÖ]ÖN
YHU
$OODKÖP%L]LEDâÖæOD%L]HPHUKDPHWHWYHW|Y
EHOHULPL]LNDEXOH\OHåSKHVL]VHQW|YEHOHULoRN
NDEXOHGHQYHoRNPHUKDPHWHGHQVLQ
$OODKÖPãEUDKLPYHDLOHVLQHUDKPHWHWWLâLQJLEL
(IHQGLPL] +]0XKDPPHG YH DLOHVLQH GH UDKPHW
HW 6HQ |YJ\H OD\ÖNVÖQ æDQÖ \FH RODQVÖQ ãEUD
KLP YH DLOHVLQL PEDUHN NÖOGÖâÖQ JLEL (IHQGLPL]
+] 0XKDPPHG VDY YH DLOHVLQL PEDUHN NÖO
6HQ|YJ\HOD\ÖNVÖQæDQÖ\FHRODQVÖQ
291
.Ç%(ã08$==$0$·<$9('$('(5.(1
ì tì `î Xê Nî Çvê <Â
ì †ë ]î Xê 3
ê î ‚ê ì“aî 7ê …î R
ê „¥ `ēë ]NÇê
îê ï
†ë “ê ]î Xê :
ê âî ì Çä
ê áì Çvê "Ç
ì ì vNÇ
ê î †ë _î Eê ˆì_î ‡ì í Xê Kê
ê ëtì7gEê â‡
ê ‘ë ìô êG.Ç
âä
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê iê _¥ !Ç
ì ;ê gê_ì7í vê ìN
ì Lê †ì ì“.
ê ëtÀg
ê ëtRg
ãë êtEî äê ëøÇ Þê êtÀê âä
ê î vê ìNäê âä
ê ä
ê ä
ê î áê wê pê ä
Éê ‡¥ Lë ï
ê P
ê wê ;î ïÇ
ê ê bê äê
ê ï
ê àê ‡î ;
ê ãë êt;î ä
ê ÈÇ
ê ãë êt‘î E
¥ ìÇ
„a
ì Wì Xê Nî Çķì í ]ì Xê Nî Çìøgì7 ï
Allâhümme lâ tec’alhü âhÖra’l-ahdi min-beytike’l-harâmi ve in-ce’altehû fe-avvÖznî anhü’l-cennete yâ erhame’r-râhimîn. Êibûne âbidûne li-rabbinâ hâmidûne ve li-rahmetihî kâsidûne
sadakallâhü va’dehû ve nasara abdehû ve hezeme’l-ahzâbe vahdehû ve lâ-havle ve lâ-kuvvete
illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.
0kQkVÖ$OODKÖP%H\WO+DUDP·ÖQÖVRQ]L\DUH
WLP H\OHPH (âHU VRQ ]L\DUHWLP LVH EDQD NDUæÖOÖ
âÖQGDFHQQHWLQLQDVLEH\OHH\PHUKDPHWOLOHULQHQ
PHUKDPHWOLVL<D5DEELVHQLQNXOXQRODUDNG|Q
\RUX]DQFDN5DEELPL]HKDPGHGHUYHRQXQUDK
PHWLQLNDVGHGHUL]2YDGLQGHVDGÖNWÖUNXOXQD\DU
GÖPHGHUGæPDQODUÖQÖWHNEDæÖQDSHULæDQHGHU
%WQJoYHNXYYHWæDQÖ\FHRODQ$OODK·DDLWWLU
292
0('ã1(ã0h1(99(5(·<(*ã5ãå'8$6,
ì <ë tNg
à‡
¬ ì7ķ¥ ]ê Eê …î _ë Rî gKê ±‚ê ìa;î äê |ë ì‘`î Rê äê ‚ê ìaí ì‘bê áë vê ;Ç
ê uê p¦ „¥ `ēë ]NÇê
ì Kì
ì uê Xê Nî Ç …ê Rì gbç gRê Çê äê ±Ñì g_¥ NÇ …ê Rì Hì iç qê gLê äì †ë ]î Xê :Ç
±ÈÇ
î äê ±†a
ì ^ê Nî Ç áê ‡î qê ˆZê Vê Tî ^ë Nî Ç iì Eg
Èo
ê Zê Sê ì7 …q
ê wì ìôgZê Nî Ç …ê Rì ˆì_]î Xê :Ç
î äê
Allâhümme hâzâ haramü nebiyyike ve mehbitu
vahyike femnün aleyye bi’d-dühûli fîhi. Vec’alhü
vikâyeten lî mine’n-nâri ve emânen mine’l-azâbi
vec’alnî mine’l-fâizîn bi-åefâati’l-mustafâ yevme’l-meâb
0kQkVÖ $OODKÖP %XUDVÖ VHQLQ SH\JDPEHULQLQ
KDUHPLGLU 6HQLQ YDK\LQLQ LQGLâL PEDUHN EHOGH
GLU%XJ]HOEHOGH\LEHQLPLoLQ&HKHQQHP·HNDU
æÖVLSHUD]DEDWHPLQDWNÖO
$OODKÖP%DQDUDKPHWNDSÖODUÖQÖDo5HVXOQQ
]L\DUHWLQLQDVLSH\OH6DOLKNXOODUÖQDOWIHWWLâLQJ
]HOOLNOHULEDQDGDLKVDQH\OH(IHQGLPL]LQæHIDDWLQH
EHQLGHQDLOH\OH
3(<*$0%(5()(1'ã0ã=ã6(/Ç0/$0$
ê N
±†ëë 8gMê vê 7ê ä
ê î Ñê ä
ê áë ü
ê ìøÇië .
ê ˆ¬ ì‘_¥ NÇg`ê q¬ Çê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ê Aë Ñg
ê NÇ
±ìøÇà‡
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ äë
293
ê NÇ
±ìøÇha
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê ì‘;g
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
ê ]ì <g
ê qê ‚ê aî ]ê E
±ìøǃa
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
±ìøÇķ¥ ì‘ìbgqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
±ìøÇķ¥ Zì Àg
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê >
±ìøǁì ]î <
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê î <g
¥ äë
ê NÇ
ì vî E
±ìøÇÔ
ê ч
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê bë gqê ‚ê aî ]ê E
¥ äë
ê NÇ
±ìøÇķì ;î ä
ê áë ü
ê êGRì Çê gqê ‚ê aî ]ê E
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
±øÇ
î …ì Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ë ãë Ñg
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê “ê <Ç
¥ äë
ê NÇ
±øÇ
ê áë ü
ë †ë ]ê Aê Ñî Çê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
±øÇ
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
ë †êë _q¥ Òê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
¥ ê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
±øÇ
ê áë ü
ë †ë Kê ™
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
±øÇ
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ë †ë Rê v¥ Mê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ äë
ê NÇ
±øÇ
ê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ê Éë ‡]¦ TN
ë †ë ^ê W¥ E
¥ Çê
¥ ä
ê NÇ
±øÇ
ê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ê Éë ‡]¦ TN
¥ Çê
ë †ë ^ê ]¥ E
¥ ä
ê NÇ
± êG]ì Aê vî ^N
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ë Çî êtìaí Ag
¥ äë
294
ê NÇ
± êG[ì “¥ ^N
ê áë ü
ê Rê ì Çgqê ‚ê aî ]ê E
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ë Çî ág
¥ äë
ê NÇ
ê qê ‚ê aî ]ê E
± êGìaí ì‘_¥ NDŽê 8ê g<g
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
ê qê ‚ê aî ]ê E
± êGì‘ìbuî ^ë Nî Ç~a
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
ê Zì Bg
¥ Çê
¥ äë
ê NÇ
± êG^ì Nê gXê ]î ìNiç .
ê î Ñg
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ äë
ê Aë Ñg
ê NÇ
ì í Ñ
± êG^ì Nê gXê Nî ÇÈ
ê áë ü
ê ɇ]¦ TN
¥ Çê
ê à‡
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ äë
ì ê äê †ì Bì vî Eê iì ]ê .
~a
ê ê äê †ì ]ì Aë Ñë äê †ì ìôgaê ì‘bî Çê äê †ì ì“\ê ìõ]¦ Rê äê ìøÇÊÇ
ë ‡ê ]ê Àê
ì )
êGXì )
ë _ìaí ì‘bê äg
ê î Çê †ì ì7g–ê Àî Çê äê †ì ìNÂ=ê Eê äê té ^ê¥ 1gê
ê bê tì ìaí A
ê =ê Eê †ì [ì ]î <ê
Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtühû
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ rasûlallâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ habîballâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ halîlallâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ nebiyyallâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ safiyyallâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ hayra halkillâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ nûra aråillâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ emîne vahyillâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ menihtârehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men erselehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men zeyyenehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men åerrefehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men kerramehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men azzamehullâh
295
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ men allemehullâh
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ seyyide’l-mürselîn
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ imâme’l-müttekîn
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ hâteme’n-nebiyyîn
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ åefîa’l-müznibîn
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ rahmeten li’l-âlemîn
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ rasûle rabbi’l-âlemîn
Salavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihî
ve hameleti aråihî ve cemî-i halkÖhî alâ seyyidinâ ve
nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ecmaîn.
0kQkVÖ
(\ 1HEL $OODK·ÖQ VHOkPÖ UDKPHWL YH EHUHNHWL
]HULQHROVXQ
(\$OODK·ÖQ5HVXO6DOkWYHVHOkP]HULQHRO
VXQ
(\$OODK·ÖQ+DELEL6DOkWYHVHOkP]HULQHRO
VXQ
(\$OODK·ÖQ+DOLOL6DOkWYHVHOkP]HULQHROVXQ
(\ $OODK·ÖQ 1HELVL 6DOkW YH VHOkP ]HULQH RO
VXQ
(\6HoNLQNÖOGÖâÖ6DOkWYHVHOkP]HULQHROVXQ
(\ <DUDWÖODQODUÖQ (Q +D\ÖUOÖVÖ 6DOkW YH VHOkP
]HULQHROVXQ
(\$UæÖQQXUX6DOkWYHVHOkP]HULQHROVXQ
296
(\$UæÖQQXUX6DOkWYHVHOkP]HULQHROVXQ
(\9DK\LQLHPkQHWHWWLâL6DOkWYHVHOkP]H
ULQHROVXQ
(\ $OODK·ÖQ VHoWLâL 6DOkW YH VHOkP ]HULQH RO
VXQ
(\$OODK·ÖQJ|QGHUGLâL6DOkWYHVHOkP]HULQH
ROVXQ
(\$OODK·ÖQ]L\QHWOHQGLUGLâL6DOkWYHVHOkP]H
ULQHROVXQ
(\$OODK·ÖQæHUHIOLNÖOGÖâÖ6DOkWYHVHOkP]HUL
QHROVXQ
(\$OODK·ÖQF|PHUWNÖOGÖâÖ6DOkWYHVHOkP]H
ULQHROVXQ
(\$OODK·ÖQD]DPHWOLNÖOGÖâÖ6DOkWYHVHOkP]H
ULQHROVXQ
´(\$OODK·ÖQDOLPNÖOGÖâÖ6DOkWYHVHOkP]HULQH
ROVXQ
´(\ 3H\JDPEHUOHULQ (IHQGLVL 6DOkW YH VHOkP
]HULQHROVXQ
´(\7DNYD6DKLSOHULQLQgQGHUL6DOkWYHVHOkP
]HULQHROVXQ
´(\3H\JDPEHUOHULQ6RQXQFXVX6DOkWYHVHOkP
]HULQHROVXQ
297
´(\ *QDKNDUODUÖQ æHIDDWoLVL 6DOkW YH VHOkP
]HULQHROVXQ
´(\ÇOHPOHUH5DKPHW2ODUDN*|QGHULOHQ6DOkW
YHVHOkP]HULQHROVXQ
´(\ ÇOHPOHULQ UDEELQLQ HOoLVL 6DOkW YH VHOkP
]HULQHROVXQ
$OODK·ÖQ0HOHNOHULQLQ1HELOHULQLQ5DVOOHULQLQ
$UæÖWDæÖ\DQODUÖQ%WQPDKOXNDWÖQVDODWÖ(IHQGL
PL] YH 1HELPL] RODQ 0XKDPPHG DOH\KLVVHOkPÖQ
]HULQH ROVXQ HOLQLQ YH DVKkEÖQÖQ KHSVL ]HULQH
ROVXQ
+=(%Ô%(.ã5()(1'ã0ã=ã6(/Ç0/$0$
ê N
†ë _î E
ê ëøÇķì Ñê êqtì Tì í ìNÇvé \î 7ê g7ê Çê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
¥ Çê
ì Aë Ñê iê Zê ìa]<g
ê N
ê qê ‚ê aî ]ê E
ìøÇà‡
ê áë ü
¥ Çê
ì Àg
ì Aë Ñê hê ;g
ê N
ìøÇà‡
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ê N
êGì_Rì dî ^ë Nî Ç>
ê áë ü
ê Rì Çê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì Aë Ñê Ñì gJ
ê N
ê Ñg
ìøÇà‡
ê áë ü
ê qê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
298
Esselâmü aleyke Yâ Ebâ Bekrini’s-sÖddîk radiyallâhu anh
Esselâmü aleyke yâ halîfete rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ sâhibe rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ emîra’l-mü’minîn
Esselâmü aleyke yâ yâra ââri rasûlillâh
0kQkVÖ
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ (EXEHNULQLV
VÖGGÖNUD
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
+DOLIHVL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
$UNDGDæÖ
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 0·PLQOHULQ
HPLUL
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\5HVOODKÖQPD
âDUDDUNDGDæÖ
299
+=g0(5()(1'ã0ã=ã6(/Ç0/$0$
ê N
ë Ñg
ê ì Ñê Þä
†ë _î E
ê ëøǎ
ê áë ü
ë qê ‚ê aî ]ê E
ë Zê NÇî vë ^ê Eg
¥ Çê
ê N
êGì_Rì dî ^ë Nî Ç>
ê áë ü
ê Rì Çê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì í †ì ì7 ø
ê N
…q
ë Çvê `ê Dî Çê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ê tNÇ
¥ Çê
ì Aë Ñê iê Zê ìa]<g
ê N
ê qê ‚ê aî ]ê E
ìøÇà‡
ê áë ü
¥ Çê
ì Àg
ì Aë Ñê hê ;g
ê N
ìøÇà‡
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì í †ì ì7 ëøÇw¥ Eê Çê …î Rê gqê ‚ê aî ]ê E
ê N
…q
ê áë ü
ê tNÇ
¥ Çê
Esselâmü aleyke yâ Ömeru’l-Fârûk radiyallâhu anh
Esselâmü aleyke yâ emîra’l-mü’minîn
Esselâmü aleyke yâ men ezharallâhu bihiddîn
Esselâmü aleyke yâ halîfete rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ sâhibe rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ men eazzellâhu bihiddîn
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\gPHUHO)kUXN
UD
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 0·PLQOHULQ
HPLUL
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\$OODK·ÖQGLQLQL
NHQGLVL\OHRUWD\DoÖNDUGÖâÖ
300
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
+DOLIHVL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
$UNDGDæÖ
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\$OODK·ÖQGLQLQL
NHQGLVL\OHD]L]NÖOGÖâÖ
%$.Í(+/ã1ã6(/Ç0/$0$
ê N
ê âî ì Çg¥bìÇä
„î \ë ì7 ø
ë ÇÁê gB
ê áë ü
ê êGì_Rì dî Rë áé ‡î Lê ÑÇê Ïê gqê „î \ë aî ]ê E
¥ Çê
ê
ê N
ê N
ê [ë ;ì ï
„î \ë aî ]ê E
ê áë ü
ê áë ü
ì [ì ‘ê Nî ǃê pî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
¥ Çê ±~a
¥ Çê â‡
ê N
„î \ë aî ]ê E
ê áë ü
ê ëøÇ=¥ À
ê –ê Àî Çê gqê
ê ˆì í ì‘_¥ NÇÈg
ê †ì aî ]ê E
¥ Çê „ê ]¥ Aê ä
ì aî 7ê ƒê pî Çê gqê
ê N
áë ü
¥ Çê „ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê Eê Hgê Xê 8ê ëøÇ =¥ Àê té ^ê¥ 1ë j
ê N
áë ü
ë Ç =¥ Àê ˆì í ì‘_¥ NÇ ÌÇ
ê äê îÒÇê gqê …¥ \ë aî ]ê Eê
¥ Çê „ê ]¥ Aê äê †ì aî ]ê Eê ø
ì `ê R¥ Çë gqê …¥ \ë aî ]ê Eê
ê ì vî Zì JÇ
î „¥ `ēë ]NÇê êGì_Rì dî ^ë Nî Ç Êg
~a
ì [ì ‘ê Nî Ç ƒì pî ï
î „¥ `ēë ]NÇê tì Lê vî Yê Nî Ç
êGXì )
ê î Çê „î `ë Nê ägê
ê _Nê vî Zì JÇ
Esselâmü aleyküm yâ dâre kavmin mü’minîne
ve innâ in-åâallâhü biküm lâhikûne.
Esselâmü aleyküm yâ ehle’l-bakî’
Esselâmü aleyküm yâ ashâbe’n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme
301
Esselâmü aleyküm yâ ehle beyti Muhammedin
sallallâhu teâlâ aleyhi ve selleme.
Esselâmü aleykünne yâ ezvâce’n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme
Esselâmü aleykünne yâ ümmehâti’l-mü’minîn.
Allâhümmaâfir li-ehli’l-bakî’Öl-garkadi. Allâhümmaâfir lenâ ve lehüm ecmaîn.
$OOkK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQL]H ROVXQ (\ P·PLQOHU
GL\DUÖãQæDOODKEL]GHVL]HNDYXæDFDâÖ]
$OOkK·ÖQVHOkPց]HULQL]HROVXQ(\%DNv(KOL
$OOkK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQL]H ROVXQ H\ $VKkEÖ
1HEL
$OOkK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQL]H ROVXQ H\ (KOL EH\WL
5DVOXOODK
$OOkK·ÖQVHOkPց]HULQL]HROVXQH\5DVOXOODKÖQ
]HYFHOHUL
$OOkK·ÖQVHOkPց]HULQL]HROVXQH\0·PLQOHULQ
$QQHOHUL
$OOkKÖP%DNvHKOLQLEL]LFPOHPL]LDIHW
302
+=260$1()(1'ã0ã=ã6(/Ç0/$0$
ê N
ê Z¥ E
ë ^îê ”Eg
ê ì Ñê âg
†ë _î Eê ëøǎ
ê …ë 7î âg
ê áë ü
ë qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì qê ‚ê aî ]ê E
ê N
ì ч
±…q
ê áë ü
ê _¬ NÇæÐg
¥ Çê
ì Àg
ì Aë Ñê hê ;g
ê N
ìøÇà‡
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì aê "Ç
ì Àg
ê î hê ;g
ê N
±Ág
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì Aë Ñê iê Zê ìa]<g
ê N
ê qê ‚ê aî ]ê E
±ìøÇà‡
ê áë ü
¥ Çê
ê N
>
ê áë ü
ê Rì Çê gqê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
Esselâmü
hü anh.
Esselâmü
Esselâmü
Esselâmü
Esselâmü
Esselâmü
aleyke yâ 2smânü’bnü Affân radÖyallâaleyke
aleyke
aleyke
aleyke
aleyke
yâ
yâ
yâ
yâ
yâ
zi’n-nûreyn
sâhibe rasûlillâh
sâhibe’l-hayâ
halîfete Rasûlillâh
emîra’l-mü’minîn.
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\2VPDQELQ$I
IDQUD
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\LNLQXUXQVD
KLEL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
$UNDGDæÖ
303
$OODK·ÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\+D\DVDKLEL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVOXOODK·ÖQ
+DOLIHVL
$OODK·ÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 0·PLQOHULQ
HPLUL
8+8'å(+ã'/(5ã1ã6(/Ç0/$0$
ê N
ì ê Éë wê .g
ê ì Ñ
±†ë _î E
ê ëøǎ
ê áë ü
î ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ì Aë Ñê „¥ Eg
ê N
±ìøÇà‡
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
¥ Çê
ì êt`ê SNÇ
ê N
¬ êtìaí Ag
±ÁÇ
ê áë ü
ê qê ‚ê aî ]ê E
¥ Çê
ê N
±ìøÇ êtAê Çê gqê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
¥ Çê
ì Aë Ñê êtAê Çê gqê ‚ê aî ]ê E
ê N
ìøÇà‡
ê áë ü
¥ Çê
ê N
é –î :
ê ì Ñê y
±†ë _î E
ê ëøǎ
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê áë ü
ê …ê 7î ìøÇ êt‘î Eg
¥ Çê
ê N
ê ì Ñê >
±†ë _î E
ê áë ü
ê ëøǎ
ë …ë 7î hë Xê Tî Rg
ë qê ‚ê aî ]ê E
ê î ^ê E
¥ Çê
ê N
ê qê ‚ê aî ]ê E
ê ^îê ”E
ê ì Ñê âg
±†ë _î E
ë ǎ
ê ø
ê áë ü
ë …ë 7î Óg
ë ^¥ Bg
¥ Çê
ê N
ë qê „î \ê aî ]ê E
té ;ë Çë Áê Ç êt`ê Bg
ê áë ü
¥ Çê
ê N
¥ ˆì í ì‘_¥ NÇÈg
±„ê ]¥ Aê ä
ê ëøÇ=À
ê áë ü
ê –ê Àî Çê gqê „î \ë aî ]ê E
ê †ì aî ]ê E
¥ Çê
ë
304
ê N
Ñì Ç ¥tNLj‘îê [E
ê áë ü
ë „ê Xî ì_Kê „ëî 8?
ê ^ê ì7 „î \ë aî ]ê E
î ê Àg
¥ Çê
ê ÑÇî „¥ `ēë ]NÇê
„î `ë Rê g[ê Rê áî vì Mî Çê äê „î `ë “ê :ê Ñê Ïê ~î Kê ÑÇî äê „î `ë _î Eê Ö
ê Çî áê vê Mî Çê gqê ‚ê Rì vê Mê ä
êGRì vê Mî ï
ê ‚ê ]ì Uî Zê ì7 „î `ë 7ê LJê 9ê àî wì :î Çê äê
Esselâmü aleyke yâ +amzatü radÖyallâhu anh
Esselâmü aleyke yâ amme rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ seyyide’å-åühedâ
Esselâmü aleyke yâ esedallâh
Esselâmü aleyke yâ esede rasûlillâh
Esselâmü aleyke yâ Abdellâhibne &ahåin radÖyallâhu anh
Esselâmü aleyke yâ Mus’abübnü 8meyr radÖyallâhu anh
Esselâmü aleyke yâ äemmâsübnü 2smân radÖyallâhu anh
Esselâmü aleyküm yâ åühedâe uhud
Esselâmü aleyküm yâ ashâbe’n-nebiyyi sallallâhü
aleyhi ve sellem
Esselâmü aleyküm bi-mâ sabertüm fe-ni’me ukbe’d-dâr
Allâhümmerda anhüm ve’r-fa’ derecetehüm ve ekrim makâmehüm ve eczil sevâbehüm bi-fazlike ve
keramike yâ ekrame’l-ekramîn.
305
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQH\+DP]DUDGÖ\DO
ODKDQK
$OODKÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5DVXOXOODK·ÖQ
$PFDVÖ
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\åHKLWOHULQ(IHQ
GLVL
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\$OODK·ÖQDVODQÖ
$OODKÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 5HVXOOODK·ÖQ
DVODQÖ
$OODKÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ $EGXOODK ELQ
dDKæ
$OODKÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ (\ 0XVDE ELQ
8PH\U
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\åHPPDVHELQ
2VPDQ
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\8KXGåHKLWOHUL
$OODKÖQVHOkPց]HULQHROVXQ(\$VKDEÖ1HEv
$OODKÖQ VHOkPÖ ]HULQH ROVXQ 6DEÖU YH 6HEDWÖ
QÖ]ÖQNDUæÖOÖâÖ+]$OODKVL]OHULoLQ&HQQHWLQGHQH
J]HOQLPHWOHUKD]ÖUODPÖæWÖU«
306
3(<*$0%(5()(1'ã0ã=(
9('$('(5.(1
‚ê “ê \ê ìõ]¦ Rê h¬ –ì bë ä ±‚ê a¥ ì‘bê h¬ –ì bë ä ±‚ê ‘¬ –ì bë gê_]î Xê :Ç
î „¥ `ēë ]NÇê
ì ì TNÇ
„¥ `ēë ]NÇê ¼G
ê "g
¥ ßê Ïê g‘ê Eì h¬ –ì bë äê ±‚ê ]ê Aë Ñë äê ßê Áê gaê ì‘bî Çê äê
‚ê ìôgaê ì‘bî Çê Hê ì Çäê ‚ê ì“\ê ìõ]¦ Rê Hê ì Çäê ±‚ê ìaí ì‘bê Hê ì Çäê ‚ê aî Nê ì Ç gê_‘î ì‘í ;ê
ì ì TNÇ
ì ‘ê Eì Hê ì Çäê ‚ê ]ì Aë Ñë äê
±å‹
ê "g
¥ ßê Ïg
ê î aë ]î ìN gbê ‹
î ì í qê „¥ `ēë ]NÇê ¼G
ë î äê Éì vê <ì ïÇ
ĭ î 5gê
ê ïÇ
ì _Nê vî Zì JÇ
î ä±å
gê_]î Xê :Ç
ê Hä
ê ‹
î ä±
ê î Xë Nî Çgê_‘î ì_í :ê äê
êG[ì “¥ ^ë Nî Çiì ^¥ ìôÃê …î Rì
ì Çuê p¦ ƒî Xê 3î ê ï
ê „¥ `ēë ]NÇê ‹
î ì í qê äê ±‚ê ìN‡Aë Ñê áì vê –ê ì7 tì `î Xê Nî Ç vê <Â
ê î Hê ì Ç Ïê ‡î Xê Nî Ç gê_Nê
ç aì‘Aê G
ì î Rê vê "Ç
±‚ê ]ì Uî Kê äê ‚ê ì_í ^ê ì7 iç ]ê `î Aê ü
ì Xê Nî Çäê ‡ê Zî Xê Nî Ç gê_Lî ëÒÑÇî äê
ĭ î äê gaîê btNÇ
gbê Ï¥ Ñë äê ¼Éì vê <ì ïÇ
¬ 5ì iê aê Kg
ì _ìbgCê äî Çê Hê ì Ç êG^ì ìbgJ
ê êG^ì ìNgAê
êGì_RÂgê
‚ê aî Nê ì Çä
ê jë _î Rê ‚ê ì7ä
ê jë ]î M¥ ‡ê 8ê ‚ê aî ]ê Eê ä
ê jë ^î ]ê Aî Çê ‚ê Nê „¥ `ēë ]NÇê ê ;ê
î Kê jë ^î Mg
Êë Ñî Œ
ê î Çê gRê äê Êë vî <¥ Çê gRê äê jë Rî ¥tLê gRê Hì vî Zì Jg
ê +ì í Ñê jîê bÇê jë _î ]ê Eî Çê gRê äê
¥ ì džê N¦ ì Çï
jîê bÇê ï
307
ì î ì7 gbê ‡[ë ‘ê Aê …q
ì ì äê gê_Nê vî Zì JÇ
ì ^q
î gê_7¥ Ñê
ïê äê âg
ê uì N¥ Ç gê_ìbLJê <î ï
ê ïg
è ëÄÑê ‚¥ê bìÇ gê_7¥ Ñê LJ_ë Rê  …q
Ýä
ê uì ]¥ ìN çíüJì gê_ì7‡]ë Lë 5ì ƒî Xê 3î ê
ì
ê _7¥ Ñ
ì
ĭ î 5ì äê iç _ê ê ;g
ì _ì8Âgê
gê_Lì äê iç _ê ê ;
¬ 5gê
ê Éì vê <ì ïÇ
ê aîê btNÇ
ê „a
è ;Ñ
Ñì g_¥ NÇÈÇ
ê uê Eê
Allâhümmec’alnâ nühÖbbüke ve nühÖbbü nebiyyeke ve nühÖbbü melâiketeke ve enbiyâeke ve rusüleke ve nühÖbbü Öbâdeke’s-sâlihîn. Allâhümme
habbibnâ ileyke ve ilâ nebiyyike ve ilâ melâiketike
ve ilâ enbiyâike ve rusülike ve ilâ Öbâdeke’s-sâlihîn. Allâhümme yessirnâ li’l-yüsrâ ve cennibne’l-usrâ vaâfir lenâ fi’l-âhÖrati ve’l-ûlâ vec’alnâ
min-eimmeti’l-müttekîn.
Allâhümme lâ-tec’al hâzâ âhÖra’l-ahdi bi-harami rasûlike ve yessir lene’l-avde ile’l-harameyni
sebîlen sehleten bi-mennike ve fazlike verzükne’l-afve ve’l-âfiyete fi’d-dünyâ ve’l-âhÖrati ve ruddenâ sâlimîne gânimîne ilâ evtâninâ âminîne.
Allâhümme leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü
ve bike âmentü ve ileyke hâkemtü faâfirlî mâ kaddemtü ve-mâ ahhartü ve-mâ esrartü ve-mâ a’lentü
ente rabbî lâ-ilâhe illâ ente. Rabbena’âfir lenâ ve
li-ihvânine’llezîne sebekûnâ bi’l-îmâni ve lâ-tec’al
fî-kulûbinâ gÖllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke
raûfu’r-rahîm. Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhÖrati haseneten ve kÖnâ azâbe’n-nâr.
308
0kQkVÖ
$OODKÖP%L]HVHQLYHQHELQLVHYPH\LOWIHW0H
OHNOHULQLSH\JDPEHUOHULQLHOoLOHULQLYHVDOLKNXOOD
UÖQÖVHYPH\LGHQDVLSH\OH$OODKÖP%L]HVHYJLQL
YHKDELELQLQVHYJLVLQLOWIHW0HOHNOHULQSH\JDP
EHUOHULQ HOoLOHULQ YH VDOLK NXOODUÖQ WDUDIÖQGDQ GD
VHYLOPH\LLKVDQH\OH
$OODKÖP %X ]L\DUHWLPL0HGLQHL0QHYYHUH·\L
VRQ]L\DUHWLPNÖOPD/WIQYHLKVDQÖQOD+DUHPL
åHULIHYH0HGLQHL0QHYYHUH·\HWHNUDUJHOPHPL
NROD\ODæWÖU %DQD GQ\DGD YH $KLUHWWH VDâOÖN YH
EHUHNHW LKVDQ H\OH %L]H PHPOHNHWOHULPL]H VDâ
VDOLPYHKDFFÖQIH\L]YHEHUHNHWLQLHOGHHWPLæROD
UDNHPQL\HWLoLQGHG|QPH\LQDVLSH\OH
$OODKÖP7DPDPHQVDQDWHVOLPROGXP<DOQÖ]
FDVDQDWHYHNNOHWWLP6DQDLPDQHWWLPYHVDGH
FHVHQLQKNPQHEDæYXUGXP*HoPLæWHLæOHGLâLP
YHJHOHFHNWHLæOH\HELOHFHâLPJL]OLYHDoÖNEWQJ
QDKODUÖPÖEDâÖæOD6HQEHQLP5DEELPVLQ6HQGHQ
EDæNDKLoELULODK\RNWXU
(\ 5DEELPL] %L]L YH EL]GHQ |QFH LPDQ HWPLæ
RODQ NDUGHæOHULPL]L EDâÖæOD .DOSOHULPL]GH LPDQ
HGHQOHUH NDUæÖ KLoELU NLQ EÖUDNPD (\ 5DEELPL]
åSKHVL] VHQ oRN HVLUJH\LFLVLQ oRN PHUKDPHWOL
VLQ5DEELPL]%L]HGQ\DGDGDL\LOLNYHU$KLUHWWH
GHL\LOLNYHU%L]LFHKHQQHPD]DEÖQGDQNRUX
309
2.810$6,7$96ã<(2/81$1'8Ç/$5
ì ‘ê Nî Çgbê Ñì Çê ä
ì î _Lî ëÒÑÇî ä
ê î bê Ñì Çê „¥ `ēë ]NÇê
Đ Cg
ê ‘ê ì8í ïÇgê
ê ¥"Çg
ê gç [í ;
ê †ì aî Nê ì ÇÙg
ì 7ê
ì î _Lî ëÒÑÇî ä
ç Cg
†ë _î E
ê Ègê
ê _ì“:î ïÇgê
ê ü
ì =ê Eˆ
ì ì_qÏ
ì ]ë [ë Nî Çhê ]ì í [ê Rgë qê „¥ `ēë ]NÇê
‚ê ì“Eg
ê Cê ä
ê ì‘]î Lê jî ì‘í 9ê ȇ
ê ‚
ìî
áì üAî ïÇ
ì ìøÇâg
ì waê ^ì Nî Çöê ]î R
ê –ê ‘î Aë
Žvì í Nî Ç ê]ê ‘î Rê ä
ê „ì ]î Xì Nî Lj`ê “ê _î Rë ä
ê âÇ
ì vî Xê Nî Çiê bê Òì äê
Ô
ì ê qê
ì Xê Zì Nî Ç êta.g
ì ê =ê E
ê ~a
†ì Zì Vî ]ë ì7 †ì [ì ]î <
ê …ì í ^ê Nî ÇÐê àg
ì )
ì î äê àì üê !Ç
ê î ÇÐê gqê á‡
ˆê ìaıî ë âî Çê ‚ê Në cê Aî Çê áì Çvê Mî ïÇ
ë a¬ Lê gqê ˆ¬ ;ê gqê
~q
ê tì 7ê gqê ëøÇê gqê ëøÇê gqê ëøÇê gqê Ç çt7ê Çê ‚ê ì“Kê vì Xî Rê Ñì ‡_ë ì7 ˆì‘]î Lê
ì ‡ê ^¦ NÇ
ê Çä
ì Ñî ï
Ö
ê ÊÇ
¥
Allâhümme erine’l-hakka hakkan verzükne’l-ittibâ’a ileyhi ve erine’l-bâtÖle bâtÖlen verzükne’l-ictinâbe anh.
Allahümme yâ mukallibe’l-kulûbi sebbit kalbî
alâ dînike ve tâatike’l-islâm.
Sübhânallâhi mil’e’l-mîzân ve müntehe’l-Ölmi ve
meblaâa’r-rÖzâ ve zinete’l-arå.
Yâ hamîde’l-fiâli ze’l-menni alâ cemî’Ö halkÖhî
bi-lutfihî
Yâ hayyu yâ kayyûmu yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm
es’elüke en tuhyiye kalbî bi-nûri ma’rifetike ebeden yâ allâhu yâ allâhu yâ allâhu yâ bedîa’s-semâvâti ve’l-arz.
6(<<ã'h·/ã67ãá)$5GHIDRNXQXU
ê î ‚ë ]ì ^Üê Nî Ç jî
ê å uì N¥ Ç ˆ¬ "Ç
¥ ì Ç †ê N¦ ì Ç ï
jî
ê b Çê jî
ê b Çê ï
ê b Çê „¥ `ēë ]N Çê
ßê tì Eî äê äê ßê tì `î Eê =ê Eê gbê Çê äê ßê ët‘î Eê gbê Çê äê ˆì_“ê [î ]ê <ê ˆì7í Ñê
ë Eë Çê jë Xî Vê “ê AÇ
ì í ê …î Rì ‚ê ì7 Ї
‚ê Nê Á‡
ë 7ë Çê jë Xêî _Àê gRê ™
î gRê
ê bìgKê ˆì7 ‡bë Ðë ķìN vî Zì Jg
î Kê ˆì‘bî uê ì7 Á‡
‚¥
ë 7ë Çê äê ķ¥ ]ê Eê ‚ê ì“^ê X_
î ì7
ê
¥ ì Ç È‡
¬ vë Zì îYqê ï
jî
ê b Çê ï
ê bë uNÇ
311
Allâhümme ente’l-melikü’l-hayyü’llezî lâ-ilâhe
illâ ente, ente rabbî halaktenî ve ene abdüke ve
ene alâ ahdike ve va’dike me’steta’tü e’ûzü bike
min-åerri mâ sana’tü, ebûü leke bi-ni’metike aleyye ve ebûü bi-zenbî, faâfirlî zünûbî fe-inneke
lâ-yaâfiru’z-zünûbe illâ ente.
%ã$'('ã(/)
ì Nî Çê Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
ì Zê bî Çê €
Óg
ì Lê ‡]
Ñì gXê Bî Çê Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê äê Êg
ë —î ^Üê Nî Ç
ì ‡ê Aê Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àä
ì Ïê ‡:ë ‡î ^Üê Nî Ç
…ì MÇ
ê ÊÇ
ì Rê ‡]ë Xî ^Üê Nî Ç äê ÊÇ
ì Ïê ä ëtXî ^Üê Nî Ç ƒì í Më Ïì êtXê ì7
†ì ìNÒê Çê àì ä¥ Çê …î Rì Êg
ì ä
¥ †ì 쑖î Àê ä
ì î ;
êGì‘ìaí VNÇ
ê |ì Aê äî Çê äê
ê †ì ìNÂ=ê Eê ä
ê †ì ìôg[ê 7ê vì <Â
ê ãì I
ì ì vNÇ
ì VNÇ
¥
êG.Ç
ê î vê ì7 êGXì )
ê î Çê …q
ê vì pg
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê ‚ê ì“.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin
bi-adedi elfi enfâsi’l-mahlûkât ve salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi eå’âri’l-mevcûdât ve
salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi sevâkini’l-ardi ve’s-semâvât ve salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi hurûfi’l-levhÖ ve’d-deavât ve
salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi külli’l-ma’dûdâti ve’l-ma’lûmâti min-evveli ezelihî ve
evsati haårihî ve âhÖri bekâihî ve alâ âlihî ve sah312
bihi’t-tayyibîne’t-tâhirîne ecmaîne bi-rahmetike yâ
erhamerrâhimîn.
6$/Ç7,0h1&ã<(
ì =ê Eê äê té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê àÂ
ì Kê ïÇ
ê î ~a
ì ‡ê pî ïÇ
¦ î äê àÇ
ê Àê
ì ê …î Rì g`ê ì7 gê_a•ì _î 8ë çÉ ü
fîì [8ê äê Êg
ì )
ì `Üê ì7 gbê vë `ì í Vëê 8ä
ì õÜìaí NÇ
ì :g
ê î ~a
ì ê …î Rg
ì ê `Üê ì7 gê_Nê
Êgê
ì )
ê "Ç
ê Êg
ê )g
¥ ~a
ì :ê Ñê ¥tNÇ =ê Eî Çê ßê êt_î Eì g`Üê ì7 gê_Xë Kê v8ê äê
Qê Lî Çê g`Üê ì7 gê_Yë ]ì í ‘ëê 8äê Êg
ì aê "Ç
ì ^ê ^Üê Nî Ç êtXî 7ê äê Ég
ì >
ì qê gYê Nî Ç
ê î 5ì ÊÇ
ê î ~a
ì ê …î Rì Êg
ÊgÜ
ì )
ê î #Ç
ë =ê E
ê ƒì í M
vqè tì Lê öé î ÜB
ê ‚¥ê bì Ç
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve
alâ âli seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ
bihâ min-cemîÖ’l-ahvâli ve’l-âfâti ve takzî lenâ bihâ
cemîa’l-hâcât ve tütahhirunâ bihâ min-cemîÖ’sseyyiât ve terfeunâ bihâ Öndeke a’la’d-deracât ve
tübelliâunâ bihâ aksa’l-gâyât min-cemîÖ’l-hayrâti
fi’l-hayâti ve ba’de’l-memât inneke alâ külli åey’in
kadîr.
313
6$/Ç7,1Ç5ã<(
ì Mê çÉü
ê Aê „î ]ì í Aê äê iç ]ê Rg
ê Àê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
gbê tì ìaí Aê =¦ Eê gç Rí g8ê gRç ü
Èë vê \ë Nî Ç †ì ì7 Ìë vì Zê _î 8ê ä ët[ê Xë Nî Ç †ì ì7 ƒ¬ –ê _î 8ê å uì N¥ Ç âì té ^ê¥ 1ë
ê î …ë î ;ë ä
ê î †ì ì7 fî¦ [8ë äê
ë _8ë ä
„ì ì8LJê #Ç
ê hë ìôgĭ Jê vNÇ
ê lë ìôLJê "Ç
¥ †ì ì7 àgê
ê î …ë î ;ë äê
„q
ì vì \ê Nî Ç †ì `ì :î ‡ê ì7 ág
ë ^ê Yê Nî Ç ˆ[ê î “ê î që äê „ì ì8Ç ‡ê #Ç
é Zê bê äê ié –ê ^î Nê ƒì í Më 5ì †ì 쑖î Àê äê †ì ìN =ê Eê äê
ƒì í Më Ïì êtXê ì7 x
‚ê Nê áé ‡]ë Xî Rê
Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim
selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedini’l-lezî
tenhallü bi-hil’-ukadü ve tenfericü bihi’l-kürabü ve
tukdâ bihi’l-havâicü ve tünâlü bihi’r-raââibü ve
husnü’l-havâtimi ve husnü’l-havâtimi ve yüsteska’l-gamâmü bi-vechihi’l-kerîmi ve alâ âlihî ve sahbihî fî-külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma’lûmin lek.
314
+$=5(7ã6,''Í.·,15$6$/Ç7,
ì =ê Eê äê té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =¦ Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê àÂ
ì ìøgì7 Ї
ë î äê „ì í `ê Nî Džê R
ë Eë Çê „î `ì aî ]ê Eê äê †ì aî ]ê E
âì wî "Ç
ê „î ]ì í Aê äê ßî Ñì g7ê äê
ë î …ê Rì äê
iì ‘ê ]ê Jê …î Rì äê ƒì ê \ê Nî Çäê wì •î Xê Nî Ç …ê Rì äê ƒì —î ‘ë Nî Çäê …ì ‘î !Ç
ì :ê vì í NÇvì `î Lê ä
àg
ê …ì qî ¥tNÇ
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve
alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve bârik ve sellim
aleyhi ve aleyhim eûzü billâhi mine’l-hemmi
ve’l-huzni ve mine’l-cübni ve’l-buhli ve mine’l-aczi
ve’l-keseli ve min-galebeti’d-deyni ve kahri’r-ricâl.
6$/Ç7,)(7+,<<(
g^ê ìN rì ì8gZê Nî Çâì té ^ê¥ 1g
ë bê tì ìaí A
ê ßî Ñì g7ê ä
ê „¥ `ēë ]NÇê
ê „î ]ì í Aê ä
ê ƒì í À
ê =ê E
ì `ê Nî Çäê ì í "g
ê î œg
ê î äê ê]ì Jî Çë
ê î ì7 ì í "Ç
ì ì bê ꁑê Aê gê ^ìN „ì ì8g#Ç
å Ïg
ì œ
ãì Ñì Ç êtî[Rì äê ãì Ñì tî Lê ¥;ê †ì ìN =ê Eê äê „a
ì [ì “ê î ^Üë Nî Ç ‚ê CÇ
ê ì Hê ì Ç
„a
ì Wì Xê Nî Ç
315
Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ
Muhammedini’l-fâtihÖ li-mâ uâlika ve’l-hâtimi li-mâ
sebeka nâsÖri’l-hakkÖ bi’l-hakkÖ ve’l-hâdî ilâ sÖrâtÖke’l-müstakîm ve alâ âlihî hakka kadrihî ve mikdârihi’l-azîm.
.8'5(77(17$åh=(5ã1(
<$=,/$16$/$9Ç7
âì tì Xî Rê äê ßê Ñì LJîê bÇê vì –î 7ê té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê „¥ `ēë ]NÇê
ì ê ìNäê ßê Ñì nj
ì vë Eê äê ‚ê 쓕¥ ;ë âg
áì gRê ì Çäê ‚ê ì“\ê ]ê *î ê Óä
ê î Çê
ì vì Cê äê ‚ê ì“.
ê î ;ê
q
ê î Ñê …ì ìôÂwê <ê äê ‚ê \ì ]î Rë Òì Çvê Cì äê ‚ê ì8
ì ;ì ‡î “ê ì7 Ðì uì í ]ê “ê ^Üë Nî Ç ‚ê ì“Xqê ™
ì :ë ‡ë Nî Ç G
ì îê bìÇ ßê ta
ì î Eê âg
ì ê
χ
é :ë ‡î Rê ƒì í Më 5ì h
ì aê Eî Çê G
ì î Eê χ
ì ‘ê NÇ
áì ì ít[ê “ê ^Üë Nî Ç ‚ê [ì ]î <ê âg
¥ äê
ì äê êtì7 áä
ê Àê ‚ê ìôoaê ì Ñì ‡bë …î Rì
‚ê ìôo[ê ‘ê ì7 ķ[¦ ‘î 8ê äê ‚ê RÇ
ë ët8ê çÉü
ì ì vëî 8äê ‚a
ê
ê ì vëî 8 çÉü
ê Àê ‚ê ^ì ]î Eì âä
ê Ïë g`ê Nê ķ`¦ “ê _î Rë ï
†a
êG^ì Nê gXê Nî ÇÈ¥ Ñg
ê `ê ì7 Ž¦ vî 8ê äê
ê qê g_¥ Eg
316
é ¥ 1ê ë gbtaA
ì ê ê ì t^
ì î ê ÏtX7
ê ê ƒÀ
ê ì ì í ê =E
ì ê î ê €NÇ
ì í ê „`ē
ÓgZbÇ
¥ ë ]NÇê
ì Lê ‡]ë —î ^Üê Nî Ç
Ñì gXê Bî Çê Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê äê Êg
ì ‡ê Aê Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê äê ÊÇ
ì Ïê ‡:ë ‡î ^Üê Nî Ç
…ì MÇ
ì ‡ê ^¦ NÇ
êî
ì Ñî ïÇ
Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1ë gbê tì ìaí Aê =ê Eê ƒì í Àê äê ÊÇ
¥ äê Ö
ì ‡ê Eê ¥tNÇäê Íì ‡î ]¥ NÇÝä
ì vë ;ë
Ïì êtXê ì7 té ^ê¥ 1g
ë bê tì ìaí A
ê ƒì í Àê äê ÊÇ
ê =ê E
ì Rê ‡]ë Xî ^Üê Nî Çäê ÊÇ
ì Ïê ä ëtXî ^Üê Nî Ç ƒì í Më
|ì Aê äî Çê äê †ì ìNÒê Çê àì ä¥ Çê …î Rì Êg
ê ì ì ¥
ê ì ìí ¥
ìì î ê ê ìì
ê ê ê ìì êê ì ì ê ì ì î ê
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin
bahri envârike ve ma’dini esrârike ve lisâni huccetike ve arûsi memleketike ve imâmi hazratike ve
tÖrâzÖ mülkike ve hazâini rahmetike ve tarîkÖ åerîatike’l-mütelezzizi bi-tevhîdike insâni ayni’l-vücûdi
ve’s-sebebi fî külli mevcûdin ayni a’yâni halkÖke’l-mütekaddimi min-nûri zÖyâike salâten tedûmü
bi-devâmike ve tebkâ bi-bekâike lâ-müntehâ lehâ
dûne Ölmike salâten türdîke ve turdîhi ve terdâ bihâ
annâ yâ rabbe’l-âlemîn.
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin
bi-adedi elf-i enfâsi’l-mahlûkâti ve salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi eå’âri’l-mevcûdât ve
salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi sevâki317
ni’l-arzÖ ve’s-semâvâti ve salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi hurûfi’l-levhÖ ve’d-deavâti ve
salli alâ seyyidinâ Muhammedin bi-adedi külli’l-ma’dûdâti ve’l-ma’lûmâti min-evveli ezelihî ve
evsati haårihî ve âhÖri bekâihî ve alâ âlihî ve sahbihi’t-tayyibîne’t-tâhirîne ecmaîn bi-rahmetike yâ erhame’r-râhimîn.
$+=Ç%'8Ç6,
ì î ~q
ì ê "Ç
ì “ê \ì Nî Ç àê wì _î Rë „¥ `ēë ]NÇê
ì ê Èg
áì wì pî ì Ç Èg
ê Œ
êî
„î `ë Nî wì Nî Òê äê „î `ì aî ]ê Eê gbê Pî
ê wê ;î ïÇ
î „¥ `ēë ]NÇê ÈÇ
î ë bÇäê „î `ë Rî wì pÇ
ì ë qê „¥ `ēë ]NÇê ì ê qê ä
ê œg
êGì7ävë \î ^ê Nî Çsq
ê vì í Vê Uî ^ë Nî Çha
ê 0g
ê …q
ë _^¥ Jê ägê
î Sì Mî ì Ç
¥ ê _¥ E
àê wê bê gRê åvê 8ê ‚¥ê bìgKê gê_“ê 7vî Mägê
ê €
ê _£g
ì ^ë Nî gì7äê gê_ì7
ì ê êGì_Rd
…î Rì Ǧ äê gê_ì8ÇÑê ‡î Eê î@ë AÇ
î „¥ `ēë ]NÇê gXaêç )
ì ì vNÇ
ê î áê vê Mî Çê gqê gê_ì8gEê äî Ñê
ì í –ê ì7 êG.Ç
¥ „ê ;ê Ñî Çê gqê äê êGRì vê Mî ïÇ
ì Xê ^ê ì7äê „ì Wê Eî ïÇ
ê î „a
‚ê Bì vî Eê …î Rì wì í Xì Nî Ç tì Lg
ì Wì Xê Nî Ç ‚ê ^ì AÇ
î
5ì ƒì Uî Zê Nî Ç ˆ`ê “ê _î Rë äê ‚ê ì7g“ê Mì …î Rì iì .
ê î vNÇ
¥ ˆ`ê “ê _î Rë äê ì í ;
ì í –ë ì7„¥ `ēë ]NÇê ‚ê ì8ÇÐê h
‚ê ì8ÇÐê h
ê î vNÇ
ê iì .
ë ì í –ê ì7ä
¥ ‚ê ìaí ì‘bê
ê ø
ë Aë Ñê èt^ê¥ 1g
¥ ì džê N¦ ì Çï
gç [í ;
ë bê ëtìaí A
ë Çï
ë Çê gqê g_¥ T¥ ıê ê
ê ìøÇà‡
ê ø
318
ì •7
=Eê ‚¥ê bìÇ ßê êt_î Eì †ì pg
ê gê_aKì †ë Xî Zì í Bê „¥ `ēë ]NÇê gLç tî Àì äê
ê äê àê ‡î ;ê ï
ê vqè tì Lê Áé ˆî Bê ƒì í Më
¥ ì Ç Éê ‡¥ Lë ï
ķì í ]ì Xê Nî Ç ìøgì7 ï
„a
ì Wì Xê Nî Ç
Allâhümme münzile’l-kitâb, serîa’l-hisâb, ihzimi’l-ahzâb, Allahümmehzimhüm vensurnâ aleyhim
ve zelzilhüm. Allâhüme yâ mücîbe’l-muzdarrîn veyâ
sarîha’l-mekrûbîn, ikåif annâ hemmenâ ve gammenâ ve kürbetenâ fe-inneke terâ mâ nezele binâ
ve bi’l-mü’minîne cemîâ. Allâhümmestur avrâtinâ
ve âmin rav’âtinâ yâ ekrame’l-ekramîne veyâ erhame’r-râhimîn, bi-hakkÖ’smike’l-azîmi’l-âzam ve bimeâkÖdi’l-Özzi min-aråik ve müntehe’r-rahmeti minkitâbik ve müntehe’l-fazlÖ fî-nebiyyike’r-rahmeti ve
bi-hakkÖ hubbi zâtik. Allâhümme bi-hubbi zâtike
tehassannâ yâ Allâh, Lâ-ilâhe illallâh, seyyidünâ
Muhammedün Rasûlüllâhi hakkan ve sÖdkâ. Allâhümme åeffi¶hu fînâ bi-câhihî Öndek. ãnneke alâ
külli åey’in kadîr. Lâ-havle ve lâ-kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.
319

Benzer belgeler